2016 stratejİ raporu · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 ocak 10 1 Ş...

44
İNTEGRAL MENKUL DEĞERLER A.Ş. 2015 YILINA BAKIŞ VE 2016 YILI BEKLENTİLERİ 2016 STRATEJİ RAPORU

Upload: others

Post on 16-Oct-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

İNTEGRAL MENKUL DEĞERLER A.Ş.

2015 YILINA BAKIŞ VE 2016 YILI BEKLENTİLERİ

2016 STRATEJİ RAPORU

Page 2: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10
Page 3: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

TUNCAY TURŞUCUAraştırma Direktörü

BESTE NAZ KÖKSALAraştırma Uzmanı

SEDA YALÇINKAYAAraştırma Uzmanı

EMRE ÇAYIRLIAraştırma Uzmanı

EDA KARADAĞAnalist

VAHAP TAŞTANAnalist

TUNCAY TURŞUCUAraştırma Direktörü

BESTE NAZ KÖKSALAraştırma Uzmanı

SEDA YALÇINKAYAAraştırma Uzmanı

EMRE ÇAYIRLIAraştırma Uzmanı

EDA KARADAĞAnalist

VAHAP TAŞTANAnalist

Türk Lirası için kötü bir yılı geride

bırakıyoruz

2015 Yılında Genişleyen Bir

Avrupa

ABD’de Bir Devir Kapanıyor, 0% Faiz Politikası Sona Eriyor

Ons Altın’dan Hala Ümidi Olan Var Mı?

Birleşik Krallık Ekonomisine Bakış

S8

S35

S18

S2

S12

TUNCAY TURŞUCUAraştırma Direktörü

BESTE NAZ KÖKSALAraştırma Uzmanı

SEDA YALÇINKAYAAraştırma Uzmanı

EMRE ÇAYIRLIAraştırma Uzmanı

EDA KARADAĞAnalist

VAHAP TAŞTANAnalist

2015 Yılı BoJ Üzerindeki Baskıyı

Artırdı

Ham Petrol Fiyatlarında 2015

Dip Oldu mu? 2016 Yılı Olası

Senaryolar

2015 Yılı Avustralya’ya Uğurlu Geldi, Peki Ya 2016?

Latin Amerika Ülkeleri Arasında En Zayıf Halka “Brezilya”

S27

S32

S24

S38

Page 4: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

TUNCAY TURŞUCUAraştırma Direktörü

Türk Lirası için kötü bir yılı geride bırakıyoruz2015 yılına dengeli başlayan Türk ekonomisinde yılın başlarında gündeme faiz tartışmaları oturdu. Faizin dü-şürülmesi yönünde oluşan tartışmalar piyasalarda TL’ye karşı güven eksikliğine neden oldu ve Merkez Bankası-na yönelik faiz indirimi beklentilerinin etkisiyle TL’deki değer kaybı devam etti. Merkez Bankası 21 Ocak 2015 tarihindeki toplantısında politika faizini 50 baz puan indirerek %8.25 seviyesinden %7.75’e düşürdüğünü açıkladı. Karar ile birlikte TL’nin değer kaybı hızlandı ve USDTRY kuru 2.30 seviyelerinden ilk etapta Şubat başla-rında 2.50 seviyelerine yerleşti. Ardından 25 Şubat 2015 tarihinde Merkez Bankasından bir 25 baz puanlık faiz indirimi daha gelerek politika faizi %7.75’den %7.50 se-viyesine düşürüldü. Bununla birlikte USDTRY kuru 2.60 seviyelerinin üzerine yerleşti. Faiz indirimi konusundaki tartışmalar TL’ye güvensizlik getirirken, Merkez Bankası bu kararın ardından politika faizine dokunmadı ve sı-kılaştırma politikaları ile TL’deki aşırı oynaklığı kontrol altında tutmaya çalıştı. Ancak hem ilk çeyrekte özellikle sanayi üretimi kanadından gelen olumsuz veriler, hem enflasyonda yumuşama sinyallerinin oluşmaması ve Fed faktörü nedeni ile sıcak para akışlarının zayıflaması TL’deki değer kaybının hızlı bir şekilde devam etmesine neden oldu. Haziran ayında yapılacak genel seçimlere yönelik belirsizlik, seçimin ardından Kasım ayına kadar hükümetin kurulamaması TL’nin 2015 yılında %31 sevi-yelerinde dolara karşı değer kaybetmesine neden oldu. Değer kaybeden para birimi sadece TL değildi. Global olarak güçlü dolar görünümü sergilenirken diğer ge-lişen ülke para birimlerinde de değer kayıpları oluştu. Ancak TL, 2015 yılında aynı sepette değerlendirdiğimiz

ülkeler arasında Brezilya Real’inden sonra en çok de-ğer kaybeden para birimi oldu. 2015 yılında TL’nin ABD dolarına karşı değer kaybı %24 seviyelerinde oluşacak görünüyor. Kasım seçimlerinin ardından tek parti hü-kümetinin oluşması ve hükümet belirsizliğinin ortadan kalkması TL’deki ateşi tam olarak söndürebilmiş değil. Küresel belirsizlikler, Fed’in faiz artırımına gidiyor ol-ması, yeni kabinede ekonomi de görev alan isimlerin piyasa tarafından bir süre denenme ihtiyacının oluşma-sı ve Başkanlık tartışmaları TL’deki kırılganlığın devam etmesine neden oluyor. Sıcak para girişlerinin oldukça zayıflaması ve portföy çıkışları da TL’yi zorlayan ana ne-denler arasında.

2016 yılında Fed’in faiz artışı ile oluşacak dalgalanma-nın şiddeti para birimlerindeki dalgalanmaları da belir-leyecek görünüyor. Son yapılan FOMC toplantısında verilen mesajlar ve Yellen da dahil olmak üzere pek çok Fed üyesinin verdiği mesajlar Fed’in faiz artırım süreci-ne başlayacağını gösteriyor. Bu noktada faiz artırımları-nın Aralık ayında başlaması yüksek ihtimal görünürken, 25 baz puanlık bir faiz artırımının ardından kademeli bir şekilde ve aralıklarla faiz artırımlarının oluşması genel beklentiler arasında. 2016 yılı sonunda Fed’in politika faizinin %0.25 seviyesinden %1.5 seviyesine ulaşması ya da yaklaşması genel beklentiler içerisinde. Fed’in faiz artırımının oldukça yavaş olacağı uzun zamandır verilen net bir mesaj ve piyasalarda ciddi boyutta fiyat-lanmış görünüyor. Ancak buna bağlı oluşacak dalgada gelişen ülkelerden para çıkışlarının ne şiddette devam edeceği, dış finansman koşullarının içinde Türkiye’de olmak üzere gelişen ülke para birimlerini ne şiddete etkileyeceği merak konusu. Bu açılardan 2016 yılında gelişen ülkeler için olumlu bir süreç beklenmese de ne şiddette olumsuz olacağı TL üzerinde de belirleyici ola-cak. Ancak görünen USDTRY kurunda 2.80 seviyeleri-nin altının kalıcı olması zor gibi duruyor. Hem mevcut konjonktürün TL aleyhine olması hem özel sektörün yüksek borçları nedeni ile iç piyasada kurdaki her dü-şüşte Dolara talebin oluşması, kurda 2.80 seviyelerinin altında kalıcı seyirlerin oluşmasını önlüyor. Global risk-lerin ortadan kalkması, ekonomi ve para politikasının yönetiminin güven kazanması, Türkiye’nin yeni bir bü-yüme hikâyesinin oluşmasına bağlı olarak sıcak para gi-rişlerinin artması durumunda TL’nin değer kazandığı ve USDTRY kurunun 2.80 seviyelerinin altına gerilediği bir dönem görebiliriz. Ancak bu durum şu an için ufukta görünmüyor.

Page 5: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

3

2016 BEKLENTİLERİMİZ

İntegral Analiz Beklentileri, %

2014 2015T 2016T

Büyüme 2,9 3 3,3

Enflasyon 8,17 8,3 7,5

Cari Denge / GSYIH -5,8 -4,8 -5,2

İşsizlik * 10,4 10,4 10,3

* Mevsim etkilerinden arındırılmış

Büyüme 2015 Yılbaşındaki Beklentileri Karşılayamadı

Orta Vadeli Programda %4 olarak belirlenen 2015 yılı büyüme beklentisi, son açıklanan programda %3 sevi-yesine aşağı yönlü revize edildi. 2016 yılı büyüme bek-lentisi ise %5’den %4 seviyesine aşağı yönlü revizyona uğradı. 2015 yılında ilk çeyrek dönemde Türkiye eko-nomisi %2.5 büyürken, büyüme hızı 2.çeyrek dönemde %3.8 seviyesine hızlandı. İç tüketim yine büyümenin motoru olurken, imalat sanayindeki hızlanma 2.çeyrek dönemde büyümeye destek verdi. 3.çeyrek dönemde ise %4 ile beklentilerin üzerinde gelen büyüme veri-

sinde, yılın %3 seviyelerinde tamamlanacağına yöne-lik beklentiler artmış durumda. Bu sonuçlarla birlikte büyümenin 2015 yılını ortalama %3 seviyelerinde ta-mamlayacağımızı bekliyoruz.

2016 yılı için ise, 2015 yılına kıyasla bir miktar daha olumlu bir ekonomi beklenebilir. Hükümet belirsizliği gibi faktörlerin ortadan kalkmış olması 2016 yılı için po-zitif bir etmen olurken, ekonomide atılacak adımların piyasalardaki algıyı desteklemesi daha iyi bir büyüme oluşmasını sağlayabilir. Ancak yinede küresel kon-jonktürün zorluğu ve global ekonomilerdeki büyüme ivmesinin oldukça yavaş olması net ihracatın büyüme-ye katkısının fazla olmayacağını gösteriyor. Kaldı ki dış ticarette önemli bir partnerimiz olan Rusya ile yaşanan kriz ve ambargolar dış ticarette yaşanacak kan kaybının önemli bir işaretçisi. Global ekonomilerin zayıf duru-muna Rusya faktörünün de eklenmesi ile 2016 yılında dış ticaretin büyümeye katkısı zayıf olabilir. İç tüketim yine 2016 yılında da büyümenin motoru olacak gö-rünüyor. Ancak tüketimin 2015 yılına kıyasla bir miktar daha güçlü olması beklenebilir. Sonuç olarak 2016 yı-lında büyümenin %3.3 seviyesinde gerçekleşmesini bekliyoruz. Ancak bu büyüme hızı Türkiye ekonomisi için yeni hikâyeler yaratmaya yetecek bir büyüklük değil.

Page 6: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

Enflasyonda Kur ve Gıda Etkisi 2015 Yılına Damga Vurdu

2015 yılında ilk onbir aylık TÜFE %8.58 seviyesinde oluştu. Yıla %8.24 ile başlayan enflasyon verisi, yıl için-de Temmuz ayında %6.81 seviyesine gerilemiş olsa da, mevcut trendini koruyamadı ve yeniden %8.1 seviye-sine yükseldi. Yıl içinde oluşan baz etkisi fırsatları Gıda enflasyonu ve kur etkileri nedeni ile değerlendirilemedi. İlk onbir aylık Gıda enflasyonu %9.5 seviyesinde bulu-nurken, Lokanta, Eğlence ve Kültür gibi gruplarda %10 seviyesinin üzerinde fiyat artışları görüldü. Çekirdek enflasyon olarak izlediğimiz I endeksindeki onbir aylık artış ise %9.63 seviyesinde bulunuyor. Enerji fiyatlarının enflasyonu düşürücü etkisi sınırlıda olsa gerçekleşti. Enerji hariç hesaplanan enflasyon onbir aylık dönemde %9.40 seviyesinde oluştu. Başka deyişle enerjinin enf-lasyona olumlu katkısı 1 puan seviyesinde görülüyor. 2015 yılında TÜFE enflasyonunun %8.3 seviyesinde gerçekleşmesini bekliyoruz. Bu veri %7.9 olan Merkez Bankası orta nokta hedefinin ve %6.5 olan Orta Vadeli Program hedefinin üzerinde. Ancak Merkez Bankası-nın hedef aralığının üst seviyesine yakın bir noktada.

Rusya Ambargosu Gıda Fiyatlarını Düşürebilir…

Önemli bir not eklemek gerekirse, yılın son ayı olan Aralık ayında, Rusya’nın getirdiği ambargoların etkisiy-le tarım ürünlerinde fiyat düşüşleri oluşabilir. Bu geri-lemeler Aralık ayında düşük bir enflasyon oluşmasına neden olabilir. Ancak geçen yılın Aralık enflasyonunun da %-0.40 seviyesinde olduğunu hatırlarsak, oluşması muhtemel gerileme baz etkisi nedeni ile yıllık bazda eriyebilir. Bu tarım ürünlerindeki fiyat düşüşlerinin enf-lasyona ne şiddette etki edeceğine bağlı olacak.

2016 yılında enflasyonda bir olumlu ve bir olumsuz olmak üzere iki önemli faktör rol oynayacak görünü-yor. Olumlu faktör, TL’nin 2016 yılında yatay bir bant içerisinde dalgalanması neticesinde enflasyon üzerin-de yukarı yönlü kur etkisinin olmayacak olması ya da 2015 yılındaki gibi göze çarpan derecede oluşmayacak olması denilebilir. Son gelen Kasım verilerinde kur ge-çişkenliğinin sona erdiğini görüyoruz. Olumsuz faktör ise enerji fiyatlarının enflasyon üzerindeki pozitif etkisi-nin, 2016 yılında ortadan kaybolması ya da oldukça dü-şük bir seviyeye gerilemesi olarak gösterilebilir. Petrol fiyatlarının 2016 yılında 40$ seviyelerinde stabil kalması durumunda baz etkisinden dolayı enflasyon üzerinde-ki düşürücü etki görülmeyebilir. Bu enflasyona 2016 yılında ekstradan 1 puanlık bir yük getirebilir. Bunların dışında Rusya’nın etkisiyle gıda fiyatlarında oluşacak bir düşüş ise enflasyonun olumlu bir başlangıç yapmasını

sağlayabilir. Fakat yıl içindeki gelişmeler takip edilecek. Orta Vadeli programda 2016 hedefi %6.5 seviyesine revize edilmişti. Sonuç olarak 2016 yılı için %7.5 se-viyesinde bir TÜFE enflasyonu bekliyoruz. Ancak söz konusu beklenti 2015 yılına kıyasla önemli bir algı de-ğişikliği yaratacak düzeyde değil.

8,94

2,5

5,57

9,22 10,19

9,24

11,14

7,24 8,1

0

2

4

6

8

10

12

1 O

cak

10

1 Şu

bat

10

1 M

art

10

1 N

isan

10

1 M

ayıs

10

1 H

azir

an 1

0

1 T

em

mu

z 10

1 Ağ

ust

os

10

1 E

ylü

l 10

1 E

kim

10

1 K

asım

10

1 A

ralık

10

1 O

cak

11

1 Şu

bat

11

1 M

art

11

1 N

isan

11

1 M

ayıs

11

1 H

azir

an 1

1

1 T

em

mu

z 11

1 Ağ

ust

os

11

1 E

ylü

l 11

1 E

kim

11

1 K

asım

11

1 A

ralık

11

1 O

cak

12

1 Şu

bat

12

1 M

art

12

1 N

isan

12

1 M

ayıs

12

1 H

azir

an 1

2

1 T

em

mu

z 12

1 Ağ

ust

os

12

1 E

ylü

l 12

1 E

kim

12

1 K

asım

12

1 A

ralık

12

1 O

cak

13

1 Şu

bat

13

1 M

art

13

1 N

isan

13

1 M

ayıs

13

1 H

azir

an 1

3

1 T

em

mu

z 13

1 Ağ

ust

os

13

1 E

ylü

l 13

1 E

kim

13

1 K

asım

13

1 A

ralık

13

1 O

cak

14

1 Şu

bat

14

1 M

art

14

1 N

isan

14

1 M

ayıs

14

1 H

azir

an 1

4

1 T

em

mu

z 14

1 Ağ

ust

os

14

1 E

ylü

l 14

1 E

kim

14

1 K

asım

14

1 A

ralık

14

1 O

cak

15

1 Şu

bat

15

1 M

art

15

1 N

isan

15

1 M

ayıs

15

1 H

azir

an 1

5

1 T

em

mu

z 15

1 Ağ

ust

os

15

1 E

ylü

l 15

1 E

kim

15

1 K

asım

15

TÜFE-ÇEKİRDEK ENFLASYON DEĞİŞİM GRAFİĞİ (YILLIK DEĞİŞİM)

H İNDEKSİ I İNDEKSİ TÜFE DEĞERLERİ

Kaynak: TUİK

İşsizlik %10 Seviyesine Demir Attı

Mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranının da Nisan ayında %9.9 seviyesi dışında %10 seviyesinin altında bir veri alamadık. Ağustos ayı itibari ile mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı %10.4 seviyesinde oluştu. İş-gücüne katılma ve istihdam oranlarında yılbaşına göre hafif bir iyileşme olmasına rağmen, işsiz sayısındaki ar-tış işsizlik oranının düşmesini önlemiş durumda. 2015

Page 7: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

5

yılı için Orta Vadeli Program hedefi %9.5’dan %10.5 seviyesine, 2016 yılı hedefi ise %9.2’den %10.3’e revi-ze edilmişti. 2015 yılında işsizlik oranının %10.5 seviye-sinde oluşmasını bekliyoruz. 2016 yılı için beklentimiz ise yine %10.4 seviyelerinde bulunuyor. Başka deyişle %10 seviyesinin üzerindeki işsizlik oranı katı seyrini sürdürebilir.

Birikimli Cari Açık İlk On Ayda %20 Geriledi Ancak Finansman Kalitesi Halen Zayıf

2015 yılında cari işlemler açığında ilk on aylık dönemde %24.8 oranında gerileme görüldü. Birikimli verilerde ise bu gerileme %20 seviyesinde görülüyor. Cari açık verisi ilk 9 ayda 25.4 milyar $ düzeyinde iken, geçen yıl aynı dönemde 33.8 milyar $ seviyesindeydi. Oniki aylık biri-kimli cari açık verisi ise 38.1.6 milyar $ seviyesinde bu-lunuyor. Bu rakamda 2014 yılında aynı dönemde 47.9 milyar $ seviyesinde oluşmuştu. Cari açık verisindeki iyileşmenin en büyük nedeni dış ticaret açığındaki he-men hemen aynı orandaki gerileme. Dış ticaretteki ge-rilemede ise ekonomik büyümenin yavaşlaması etkin rol oynadı. Başka deyişle cari açık verisindeki iyileşme-nin yapısına bakıldığında yapısal bir değişiklik nedeniyle iyileşmeden bahsetmek mümkün değil. Türkiye ekono-misi yavaş büyüdüğü için cari açık verisinde düşüşler gözlendi. Ancak yinede Ağustos ve Eylül aylarında sıra-sıyla 27 milyon $ ve 95 milyon $ seviyesinde cari fazla verdik. Bu uzun bir aradan sonra verilen ilk cari fazla verileri olarak öne çıkıyor.

-38109

-39952

-46000

-45000

-44000

-43000

-42000

-41000

-40000

-39000

-38000

-37000

-60000

-50000

-40000

-30000

-20000

-10000

0

1 E

ylü

l 14

1 E

kim

14

1 K

asım

14

1 A

ralık

14

1 O

cak

15

1 Şu

bat

15

1 M

art

15

1 N

isan

15

1 M

ayıs

15

1 H

azir

an 1

5

1 T

em

mu

z 15

1 Ağ

ust

os

15

1 E

ylü

l 15

1 E

kim

15

Kaynak:TCMB

CARİ İŞLEMLER AÇIĞI (mn $)

CARİ İŞLEMLER HESABI NET ALTIN TİCARETİ HARİÇ C.İ.A.

Finansman tarafına bakıldığında ise çok olumlu bir tab-lo göremiyoruz. Yine en büyük finansman kaleminin Bankaların yurtdışından getirdiği krediler olduğu görü-lüyor. Bununla birlikte doğrudan yatırımlarda bir artış olurken, Türkiye yıllık bazda ortalama doğrudan yatırım rakamı olan 10 milyar $ seviyesini yakalayacak görünü-yor. Ancak en büyük fark portföy yatırımlarında görü-nüyor. 2014 yılında 20 milyar $ seviyesini bulan portföy

girişi, 2015 yılında Ekim itibari ile 11.5 milyar $ portföy çıkışına dönmüş durumda. Bu durum gelişen ülkelere yönelik para girişinin ne kadar zorlaştığını net bir şekil-de gösteriyor. Ayrıca Hükümetin süreci iyi yöneteme-diğinin de göstergesi. Cari açık finansmanının bir diğer kalemi ise Merkez Bankası rezervleri olmuş görünüyor. 2015 yılının 9 aylık döneminde Merkez Bankası rezerv-lerinden 4.9 milyar $ kullanılmış görünüyor.

2015 yılında cari açık verisinin 35 milyar $ seviyesin-de oluşmasını ve Cari açık / GSYIH oranının %4.8 se-viyesinde oluşmasını bekliyoruz. 2016 yılında ise bu oranın yine %5.2 seviyesinde oluşması beklentileri-miz arasında. Cari açıktaki seyrin beklentiler yönün-de gelişmesi 2016 yılında TL’de daha stabil bir seyrin oluşmasını destekleyebilir.

Orta Vadeli Program (OVP) Hedefleri, %

2014 2015T 2016T 2017T

Büyüme 2,9 3 4 4,5

Enflasyon 8,17 7,6 6,5 5,5

Cari Denge / GSYIH -5,8 -5,2 -4,9 -4,7

İşsizlik 9,9 10,5 10,3 10,2Kaynak: Kalkınma Bakanlığı, www.kalkinma.gov.tr

Para Politikasında Sıkı Duruşa Devam

Merkez Bankası Aralık ayında gerçekleştirdiği 2016 yılı para ve kur politikası konulu toplantısında, 2016 yılı için %6.5 enflasyon hedefi öngörüyor. Bu OVP ile uyumlu bir hedef. Merkez Bankası cari işlemler dengesindeki iyileşmenin devam edebileceğini beklediğini belirtir-ken, alınmakta olan tedbirlerin ekonominin dış şokla-ra karşı dayanıklılığını arttırdığını bildirdi. Banka ayrıca 2018 yılı için enflasyon hedefini %5 olarak belirledi.

Merkez Bankası sunumunda mevcut politika duruşu-nu enflasyon görünümüne karşı sıkı, döviz likiditesinde dengeleyici, finansal istikrarı destekleyici olarak belirli-yor. Aldığımız mesajlara göre Merkez Bankası’nın 2016 yılında da sıkılaştırma politikalarını devam ettirmesi bek-lenebilir. Bununla birlikte bankaların kısa vadeli borçlan-ma vadelerini uzatmasını teşvik edici önlemler devam edecek görünüyor. Çünkü Merkez Bankası bu uygula-madan sonuç alıyor ve rezervlerinin gücünü artırmak açısından önemli. Ve yine döviz likiditesini dengeleyici adımlar devam edecek görünüyor.

Politika faizinde nasıl bir adım atacağı ise net değil. Her ne kadar genel görünüm Merkez Bankası’nın faiz ar-tırma ihtiyacı olabileceği yönünde olsa da, Merkez Bankası’nın, Fed’in faiz artırımını ve bu faiz artırımının ardından oluşacak küresel dalgaları ve şiddetini gör-mek isteyeceğini düşünüyoruz. Eğer TL’de ciddi ne-

Page 8: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

gatif ayrışmalara neden olabilecek dalgaların oluşması

ve enflasyon görünümünün bozulması halinde Merkez

Bankasının %7.5 olan politika faizinde artırıma gidebi-

leceği söylenebilir. Ancak Fed sonrasında kayda değer

hareketler gözlenmez ve enflasyondaki görünümde de

önemli bozulmalar olmazsa bir süre daha faizlerde de-

ğişik yapmayabilir.

TL’ye Bakış Gelişen ülke para birimleri için 2015 yılının çok iyi geçti-

ği söylenemez. Özellikle Brezilya Real’i, Türk Lirası, Rus

Rublesi ve G.Afrika Randında önemli değer kayıpları

oluştu. 2016 yılı içinde gelişen ülke para birimlerinin ra-

hat bir yıl geçireceği söylenemez. Fed’in faiz artırımı sü-

recinin başlamasıyla oluşacak baskı, zaten büyüme ve

enflasyon sorunları olan gelişen ülke para birimlerine

yönelik güçlü bir pozitif algının oluşmasını güçleştiri-

yor. Aynı riskler Türk Lirası içinde geçerli olacak. Büyü-

me yönünden güçlü bir yıl beklenmezken, enflasyon

baskılarının devam etmesi bekleniyor. Hükümetin eko-

nomi uygulamalarına yönelik belirsizliğin giderilmesi

ve piyasaların güvenini kazanması zaman alabilir. Diğer

yandan ülkenin kendisini başkanlık tartışmaları içinde

bulma ihtimalide TL’yi zayıflatması muhtemel etmenler

arasında sayılabilir. Merkez Bankası’nın Fed’in faiz artı-

rımı sonrasında atacağı adımlarda politika faizini artırıp

artırmayacağı da TL’nin kaderini belirleyecek. Son ola-

rak jeopolitik riskler 2016 yılında yine TL’yi zorlayacak

faktörler arasında görünüyor.

2016 yılında mevcut dengelerin devam etmesi duru-

munda USDTRY’nin 2.90 seviyeleri orta nokta olmak

üzere 2.75-3.07 aralığında dalgalanması beklenebilir.

Eğer mevcut riskler iyi biçimde yönetilebilirse 3.07 sevi-

yesi 2015 yılında oluşan bir zirve olarak geride kalabilir.

Aynı şekilde EURTRY kurunda ise 3.05 seviyeleri orta

nokta olmak üzere 2.90-3.20 arasında dalgalanmalar

görülebilir.

İyimser senaryoda ise Fed’in faiz hamlesinin ardından

gelişen ülkelere para akışlarında korkulan dalgalanma-

lar yaşanmaz, dış finansmanda daralmalar beklendiği

kadar kötü seviyede oluşmaz ve Türkiye’nin mevcut

risklerinde azalmalar oluşursa USDTRY kurunda hare-

ketin 2.50-2.80 bölgesine çekilmesi ve EURTRY kurun-

da ise dalga aralığının 2.70-2.95 bölgesine gerilemesi

mümkün olabilir.

Kötümser senaryoda ise Fed’in ardından dış finansman

imkânlarının iyice daralması, ekonomi uygulamalarının

başkanlık tartışmalarının gerisinde kalması ve jeopo-

litik risklerin vites büyütmesi gibi faktörler bulunuyor.

Bu durumda USDTRY 2016 yılında 2.90-3.20 aralığına

EURTRY kurunda ise 3-3.30 aralığı yeni dalga aralığımız

olabilir.

2016 Yılı Para Politikası Kurulu Toplantıları ve Rapor Takvimi

PPK Toplantıları PPK Özetinin İnternet Yayını Enflasyon Raporu Finansal İstikrar Raporu

19 Ocak 2016 26 Ocak 2016 26 Ocak 2016

23 Şubat 2016 1 Mart 2016

24 Mart 2016 31 Mart 2016

20 Nisan 2016 26 Nisan 2016 26 Nisan 2016

24 Mayıs 2016 31 Mayıs 2016 31 Mayıs 2016

21 Haziran 2016 28 Haziran 2016

19 Temmuz 2016 26 Temmuz 2016 26 Temmuz 2016

23 Ağustos 2016 31 Ağustos 2016

22 Eylül 2016 29 Eylül 2016

20 Ekim 2016 27 Ekim 2016 27 Ekim 2016

24 Kasım 2016 1 Aralık 2016 30 Kasım 2016

20 Aralık 2016 27 Aralık 2016

Page 9: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10
Page 10: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

BESTE NAZ KÖKSALAraştırma Uzmanı

ABD’de Bir Devir Kapanıyor, 0% Faiz Politikası Sona EriyorAmerika Birleşik Devletleri Dünya’nın bir numaralı eko-

nomisi olmakla kalmamakla, Merkez Bankası Fed de

Dünya’nın merkez bankası rolünü üstlenmektedir. Bu

nedenle Fed uzun bir sürenin ardından sonra faiz artışı

yapacak olmasıyla birlikte 2015 yılında yine Fed ile otur-

duk ve kalktık. Şimdi ise bu sürece çok yakın bir süre

kala piyasalar ilk faiz artışını heyecanla beklemekte.

ABD kriz yıllarının ardından uyguladığı düşük faiz-bol li-

kidite gibi para politikalarıyla ekonomisinde fazla yol kat

etti. Enflasyon-istihdam ve büyümede istenilen seviye-

ye oldukça yakın gelişmeler görülmesi para politikası

kurulunu da faiz artırımı gazına basmak için harekete

geçirdi. Deyim yerindeyse ABD 2008 krizi sonrasında

yeniden küllerinden doğdu. Bazı üyeler enflasyonun

halen daha %2 hedef seviyesinin altında seyretmesi ne-

deniyle faiz artırımı konusunda endişe duysa da, Fed

Başkanları ve piyasalar 2015 yılının Aralık ayındaki top-

lantısında faiz artırımı bekliyor.

“Faizleri artırmamız, düşük faiz politikasını terk ettiğimiz

anlamına gelmiyor” diyen Başkan Yellen, faizlerin artar-

ken de bir süre daha düşük kalacağını söylemişti. Bu

sözü aslında diğer ülkeler adına olumlu bir durum olsa

da fiyatlamalara bakıldığında, sürekli artış yaşayan Do-

lar, piyasanın Fed’in ne söylediğinden çok, neye inanıp

fiyatladığı ve ısrarcı davrandığını gösteriyor.

2016 Fed Açık Piyasa İşlemleri Komitesinde (FOMC) görev alacak Fed üyeleri, 2015 yılı FOMC komitesi-ne göre daha şahin görünümlü (Hawkish) diyebiliriz. Bu nedenle 2016 yılı faiz politikaları 2015 yılına göre daha sıkı olabilir; üyeler faiz artırım adımlarını daha hızlı veya kolay izleyebilir.

2015 Oy Hakkı Olanlar

New York William Dudley 2* Güvercin

Chicago Charles Evans 3* Güvercin

Richmond Jeffrey Lacker 1* Şahin

Atlanta Dennis Lockhart 1* Güvercin

San Francisco John Williams 1* Güvercin

Alternatif Üyeler

St. Louis James Bullard 1* Şahin

Kansas City Esther George 2* Şahin

Cleveland Loretta Mester 1* Şahin

Boston Eric Rosengren 2* Güvercin

New York Bşk. Yrd. Michael Strine 2* Güvercin

2016 Oy Hakkı Olanlar

New York William Dudley 2* Güvercin

Cleveland Loretta Mester 1* Şahin

Boston Eric Rosengren 2* Güvercin

St. Louis James Bullard 1* Şahin

Kansas City Esther George 2* Şahin

Alternatif Üyeler

Chicago Charles Evans 3* Güvercin

Philadelphia Patrick Harker Bilinmiyor

Dallas Robert Kaplan Bilinmiyor

Minneapolis Narayana Kocherlakota 3* Güvercin

Page 11: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

9

Sürekli Oy Hakkı Olanlar

Chair Janet Yellen 1* Güvercin

Vice Chairman Stanley Fischer Nötr

NY Fed Başkanı William Dudley 2* Güvercin

Governör Daniel Tarullo 2* Güvercin

Governör Jerome Powell Nötr

Governör Lael Brainard 1* Güvercin

Nötr3* 2* 1* 0 1* 2* 3*

Ekonomik Verilerde Son Durum

ABD’de gelişen iş gücü piyasası nedeniyle istihdam kazanımları 2015 yılında 200 bin kişi üzerinde istikrarlı hale geldi. Bunun yanı sıra enflasyonun üzerinde artan personel ücretleri de olumlu bir tablo sunuyor. Kriz sonrası şirketler personel maliyetlerini azaltmak adına part time işe alımlar yapıyordu ve bu durum da ücret-lerin artmamasındaki en önemli engellerden biriydi. Şimdi ise istikrarlı bir şekilde artan istihdamın içeriğinde part time çalışan sayısının azaldığını yerine tam zamanlı işe kazanımlarının arttığını görüyoruz.

Fed komitesinin Eylül ayında oluşturduğu projeksiyona göre işsizlik oranı 2016 yılında %4,8’ e düşerken, enflas-

yon ise ancak 2018 yılında %2 hedefi yakalayabiliyor. Para politikalarında temel olarak kabul edilen Philips ka-nununa göre enflasyon – işsizlik arasında kısa dönemli bir ilişki vardır. İşsizlik oranı doğal seviyelere gelmesine rağmen, düşüşünü sürdürüyor. Bu nedenle enflasyo-nun %2 hedefini yakalaması 2018 yılına kalmayabilir.

Bloomberg’in derlediği beklenti anketi, Fed’in Eylül ayında yayınladığı projeksiyonla hemen hemen benzer düşünceleri taşıyor.

ABD Sıkılaşmaya Gidiyor; Peki Ya Bundan Sonra Dolarda Durum Ne Olabilir?

ABD Merkez Bankası’nın 2006 yılından bu yana ilk kez faiz artırımına gidecek olması piyasaları sıkıntıya soktu. Çünkü normal bir tahvil alım programının yanı sıra se-nelerdir devam eden düşük faizin yarattığı etkileri ölç-mek çok güç. Bu nedenle de faiz seviyelerindeki de-ğişim dengeleri ne denli değiştirecek soru işareti. Bu yüzden Doları değerlendirirken etaplar halinde gitmek-te fayda var.

-Dolar faizlerin artacak olmasından mı yoksa stresten dolayı mı değerleniyor?

Grafiği detaylarıyla incelediğimizde Fed 2001-2004 yıl-

Page 12: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

ları arasında faiz indirirken, 2004-2006 periyotlarında da faizleri artırıyor. Grafiğin alt sekmesinde ise Dolar endeksinin yıllık değişimini görüyoruz.

• İlk olarak Dolar endeksi 2001 yıllarında 120,0 ve üze-rindeki seviyelerde bulunurken faizler de %6 düzeyin-deydi. Fed sonrasında faiz indirimine gittikçe Dolar değer kaybetti ve Dolar endeksi de 90,0 seviyelerine kadar geriledi.

• Fed 2004 yılında tekrardan faiz artırımlarına başlar-ken, Dolar endeksinin 99,0 seviyelerine kadar çıktı-ğını ancak bir süre sonra faiz artışı devam ederken, Dolar endeksinin düşmeye başladığını görüyoruz.

• Şimdi ise uzun bir aranın ardından tekrardan faizleri artırmaya başlayacak olan Fed için bilanço büyüklü-ğü de tarihin en yüksek seviyelerinde. Yani bilanço-sundaki tahvil karşılığı piyasada oluşan para miktarı tarihinin en üst seviyelerinde. Böyle bir durumda Fed faiz artırımlarına başladığında Dolar endeksi ilk etap-ta strese bağlı olarak artış yaşayabilir. Buradaki ikinci

senaryo ise; bilançoda bulunan varlıkların itfa tarihle-rinin gelmesi veya Fed’in izleyeceği politikalara göre ters repo işlemi yaparak piyasadan para çekmesi Dolar’da bugüne kadar görülen alışkanlıkların dışına çıkararak Dolar Endeksinin 100,0 seviyesinin altında kalıcı olmasını engelleyebilir. Ancak bu senaryonun gerçekleşmesi çok güçlü ekonomi gerektirdiği için 2016 veya 2017 yıllarında böyle bir riski fiyatlamak gereksiz ve maliyetli olabilir.

Fed üyelerinden başta Başkan J. Yellen ve Başkan Yar-dımcısı S. Fischer olmak üzere diğer pek çok Fed üye-leri de faiz artımlarının kademeli olacağını dile getirdi. Dolayısıyla ABD Merkez Bankası faizleri artırmaya baş-layacak ama yine de faizleri düşük seviyede tutmaya devam edecek. Bunun sonucunda Dolar endeksi piya-sadaki strese bağlı olarak ilk zamanlarda artış yaşayabi-lir ve sonrasında piyasaların bu durumu sindirmesinin ardından dolar endeksi tarihsel örneği gibi 90,0-95,0 bandı aralığında dengede kalabilir.

Indikatör 2012 2013 2014 2015T 2016T 2017T

Ekonomik Aktiviteler

Real GDP (YoY%) 2,2 1,5 2,4 2,5 2,5 2,5

Tüketici Harcamaları (YoY%) 1,5 1,7 2,7 3,2 2,8 2,5

Endüstriyel Üretim (YoY %) 2,9 1,9 3,7 1,5 2,1 2,7

Fiyat Endeksleri

TÜFE Manşet (YoY%) 2,1 1,5 1,6 0,2 1,8 2,2

Kişisel Tüketim Harcamaları (PCE) (YoY%) 0,3 1,5 1,9

Çekirdek PCE (yoy%) 1,9 1,5 1,5 1,3 1,7 1,8

İstihdam Piyasası

İşsizlik Oranı (%) 8,1 7,4 6,2 5,3 4,8 4,8

Tarım Dışı İstihdam (bin,aylık değş.) 207K 187K 170KKaynak: Bloomberg1Doğal işsizlik oranı enflasyon üzerinde bir baskı yaratmayacak olan uzun vadeli büyüme trendi ile tutarlı işsizlik oranı olarak tanımlanabilir. Doğal işsizlik oranını ekonomi-nin ulaşmasını istediğimiz nihai hedef olarak düşünebiliriz.

Fed Eylül Ayı Projeksiyonu % 2015 2016 2017 2018 Uzun Dönem

Ekonomik Aktiviteler

Reel GSYH Değişimi 2,1 2,3 2,2 2 2

Haziran Tahmini 1,9 2,3 2,3 - 2

İşsizlik Oranı 5 4,8 4,8 4,8 4,9

Haziran Tahmini 5,3 5,1 5 - 5

Kişisel Tüketim Harcamaları Enflasyonu 0,4 1,7 1,9 2 2

Haziran Tahmini 0,7 1,8 2 - 2

Çekirdek KTH Enflasyonu 1,4 1,7 1,9 2

Haziran Tahmini 1,3 1,8 2 -

Kaynak: Federal Reserve, www.federalreserve.gov/monetarypolicy/fomcprojtabl20150917.htm

Page 13: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

11

2016 Yılı Fed Toplantı Tarihleri

26-27 Ocak

15-16 Mart*

26-27 Nisan

14-15 Haziran*

26-27 Temmuz

20-21 Eylül*

1-2 Kasım

13-14 Aralık*

* Görüşmelerde Fed Başkanı konuşması gerçekleşecek, ekonomik projeksiyon

yayınlanacak.

Başkanlık Yarışı

Demokrat Başkan Barack Obama’nın görev süresinin

dolacak olması nedeniyle 2016 yılında bizi oldukça çe-

tin geçeceğe benzeyen başkanlık seçimi bekliyor. ABD

halkı 8 Kasım 2016’da 58. kez başkanlık seçimi için

sandık başına gidecek. Demokrat Parti’de Hillary Clin-

ton ve Bernie Sanders, Cumhuriyetçi Parti’de Donald

Trump ve Ben Carson öne çıkıyor. Anketlerde şimdi-

lik Clinton ve Trump’ın aday olarak çıkacağını ve Clin-

ton’ın Trump’ı birkaç puan oy farkıyla geçip yeni ABD

Başkanı olabileceğini söylüyor.

Başkanlık yarışı aslında bizi ABD’nin para ve mali po-

litikalar yönünden ilgilendiriyor. Çünkü Obama süper

zenginlerin vergi oranını yükseltmeyi ve savunma har-

camalarını kısmaya çalışıyor. Aynı zamanda 2013 yılını

hatırlayacak olursak, Cumhuriyetçilerin senatoda De-

mokratları kıstırmak adına bütçe tasarısını kabul etme-

miş ve 17 yıl sonra ilk kez bütçe krizi çıkmıştı. Demokrat

adaylardan birisiyle yola devam etmek, Fed adına da

daha kolay olacaktır. Cumhuriyetçilerin muhalif tutu-

mu ve Orta Doğu politikaları, ABD ekonomisi açısından

demokrat aday ile birlikte yola devam etmenin terazide

daha ağır basacağını bize söylüyor.

Fed Faiz Oranı, Dolar Endeksi(DXY) 2001-2015

Page 14: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

SEDA YALÇINKAYAAraştırma Uzmanı

2015 Yılında Genişleyen Bir AvrupaYunanistan Krizi Avrupa’yı Yordu

Euro Bölgesi için 2015 yılı uzun ve yorucu bir yıl oldu. Birlik, 2014 yılında yüklü borç sorunu ile savaşan Yu-nanistan’ı 2015 yılına sorunlu bir şekilde taşırken bir yandan para politikası değişikliğine hazırlanıyordu. Yu-nanistan, Avrupa Merkez Bankası (ECB) - Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Komisyonu (AB) tarafından desteklenen reform paketine Yunan halkının red oy-lamasıyla sonuçlanan referandumuna karşılık boyun eğerken, Bölgede yaşanan Yunanistan riskini hafifletti. Borç yapılandırmasına ilişkin görüşmeler, başta Euro Bölgesinin lokomotif ülkesi olan Almanya’yı oldukça yordu. 2015 yılı başlarında ECB’nin benimsemiş olduğu genişleyici para politikası Almanya, Fransa, İtalya ve İs-panya 10 yıllık tahvillerinin geri çekilmesine neden olur-ken, Yunanistan’ın Euro Bölgesinde kalıp kalmayacağı endişesi tahvil faizlerini yükseltmişti. Yunanistan’ın Euro Bölgesinden çıkmasına yönelik endişelerin atlatılmasıy-la Avrupa ve bölge ülkeleri kendi ekonomik buhranına geri döndü.

Kaynak: Matriks

Diğer yandan küresel bazda büyüme tahminlerinde yaşanan bozulma ve Çin ekonomisinin yarattığı endi-şeler Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) işini hiçte kolay-laştırmadı. Hatırlanacağı üzere Avrupa Merkez Bankası (ECB) üye ülke ekonomilerini canlandırmak amacıyla Avrupa Bankalarına uzun vadeli finansman sağlamak ve reel ekonomiye kredi akışına destek olma hedefi-ni benimsemiş, TLTROs (Targeted Longer – Term Re-financing Operations) olarak bilinen programı hayata geçirmişti. 2014 TLTROs ile başlayan genişleyici para politikası uygulamasında ECB, 2015 yılı Mart ayında var-lık alım programını tam olarak başlatmış oldu.

ECB Ne Yapmıştı?

ECB, 22 Ocak’ta aldığı kararlar uyarınca 9 Mart’ta Euro cinsinden varlık alım programını başlattı.

0,00 100,00 200,00 300,00 400,00 500,00

Alm

anya

Fran

sa

İtal

ya

İsp

anya

Ho

llan

da

Be

lçik

a

Avu

stu

rya

Po

rte

kiz

Fin

lan

diy

a

İrla

nd

a

Slo

vaky

a

Diğ

er

ECB Varlık Alım Programı (mn Euro)

Kaynak: Bloomberg

• 2016 Eylül ayına kadar sürmesi planlanan program, 3 Aralık’ta gerçekleştirilen ECB para politikası toplantı-sında 6 ay daha uzatılarak 2017 yılı Mart ayına kadar sürmesi karar verildi. Varlık alım programı aylık 60 milyar Euro genişleme kararı sabit bırakıldı.

• Varlık alım programında, varlığa dayalı kağıtlar, kamu kesimi kağıtlarına ağırlık verilecek.

• ECB, hiçbir ülkeden o ülkenin toplam borç stokunun 1/3 oranını geçecek şekilde tahvil alımı yapmayacak.

• ECB’nin genişletici para politikası çerçevesinde ala-cağı kamu tahvilleri, vadesine 2 yıl ile 30 yıl arasında süre kalmış olanlar arasından seçilecek.

Uygulamanın temel amacı, fiyat istikrarı hedefini yaka-lamak, Euro Bölgesi ve kıta ülkelerdeki zayıf büyümeye ek olarak deflasyonist risklerin ve zayıf seyreden özel

Page 15: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

13

sektör ekonomik göstergelerin yeniden güçlenmeye

başlanmasıydı.

Bu aşamada, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario

Draghi’nin sözlü yönlendirmeleri 2014 yılında olduğu

gibi 2015 yılında da devam etti. Hemen hemen her

para politikası toplantısında söylediği “Bölge ekonomi-

lerindeki canlanma için ne gerekiyorsa yaparız.” açık-

lamasını yıl boyunca korumaya devam etti.

 

27%

21% 18%

13%

6%

ECB Varlık Alım Programı (mn Euro)

Almanya Fransa İtalya İspanya Hollanda Belçika Avusturya Portekiz

Kaynak: Bloomberg

Aynı zamanda, ECB, rekor düşük seviyede tuttuğu faiz

oranları ile fiyat istikrarını sağlamak için dik duruşuna

devam ediyor. Öyle ki, 2015 yılının son toplantısında

ECB, politika faizi %0.05 ve marjinal faiz oranının %0,03

seviyesinde sabit bırakırken, mevduat faizi 10 baz puan

düşürerek %-0,02’den %-0,03’e çekti.

Ilımlı Büyümeye Devam

Yılın ilk yarısına kadar uzanan dönemde borç kriziyle

baş etmeye çalışan Euro Bölgesi 2015 yılı ilk çeyrek-

te %1,2 ve ikinci çeyrekte ise %1,5 oranında büyüme

sağladı. Özellikle yılın 2. Çeyreğinde bölgenin ana ülke

ekonomilerini oluşturan Almanya, Fransa, İtalya ve İs-

panya’da büyüme oranları pozitif katkı sağladı. Genel

olarak, çeyreklik büyümede hem hane halkı hem de

hükümet cephesinde tüketim harcamalarının düştüğü

görülüyor. Birlik, 3. Çeyrekte %1,6 büyüme kaydetti an-

cak yılın tamamını değerlendirmek için 4Ç dönemine

ait büyüme verilerini de almak gerekli. ECB, 2015 yılı

Euro Bölgesi büyümesini %1,5 oranında bekliyor. 2015

yılı içerisinde özel sektör cephesinden gelen olumlu

PMI verileri büyümeye katkı sağlamış durumda. Ayrıca,

2015 yılında sert düşüş gösteren petrol fiyatı iç talebi

desteklemekte buna karşın, eksi oranlarda seyreden

faiz oranları ve düşük enflasyon oranları pozitif petrol

fiyat etkilerini azaltmakta.

Page 16: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

-1,5 -1

-0,5 0

0,5 1

1,5 2

2,5 3

Euro Bölgesi GSYİH (%)

Yıllık (%)

Kaynak: Bloomberg

İstihdam ve Enflasyon Kaygısı

2015 yılı içerisinde sıkça konuşma yapan ECB Başkanı Draghi’nin belirttiği ekonomik bozulma, iki etkenden kaynaklanıyor. İşsizlik oranının yüksek olmasından do-layı, istihdam piyasasında yaşanan bozulma ve enflas-yon tablosunda aşağı yönde risklerin görülmeye de-vam etmesi. Bu noktada enflasyon görünümü için en temel unsur 2014 yılından bu yana arz fazlasına karşılık zayıf talep nedeniyle devam eden düşük petrol fiyatları. Ancak, 2016-2017 yıllarında petrol fiyatlarının yüksele-ceğine yönelik beklentilerin enflasyon oranı üzerinde yukarı yönde tepki vereceği algısı da bulunuyor. Buna karşın, 2016 yılı içerisinde küresel büyümenin istenilen düzeyde sağlanamaması ve talep yetersizliğinin petrol fiyatlarındaki baskı yaratan etkisinin sürmesi olası bir durum. Bu durumda bile, 2016 yılında düşük seyretme-si olası petrol fiyatının baz etkisi yaratabileceği düşün-cesiyle enflasyon oranında yukarı eğilimler görülebilir.

0 0,2 0,4 0,6 0,8

1 1,2 1,4 1,6 1,8

Euro Bölgesi Enflasyon (%)

Çekirdek yıllık

Kaynak: Bloomberg

Canlanmaya Başlayan Özel Sektör, Ilımlı PMI’lar

Varlık alım programının başlamasından bu yana Euro Bölgesi kıta ülkelerinin farklı ekonomik, siyasi ve de-mografik yapılarına rağmen özel sektör aktivitelerinde canlanma emareleri yaşandı. Bu bağlamda imalat ve

hizmet sektörlerine ait gelişmeleri ölçümleyen PMI ve-rileri bize yol göstermektedir. Hatırlanacağı üzere, PMI verilerinde 50 puan eşik değer olarak alınır ve 50 pu-anın üzerindeki veriler ekonomilerde genişleme oldu-ğunu gösterir. 2015 yılı Mart ayında başlayan varlık alım programı ile Euro Bölgesi ve kıta ülkelerinde özel sek-tör canlanmaya başladı. Yeni iş kapasitelerinde yaşanan artış, istihdam sağlama oranında görülen iyileşme ve girdi maliyetlerindeki artışa rağmen, sektörlerdeki ılımlı genişleme yıl boyunca devam etti. ECB’nin 2017 Mart ayına kadar uzattığı QE programı birlik ve üye ülkelerin sektör canlılığını daha da artırabilecek nitelikte olabilir.

49

50

51

52

53

54

55

Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım

2015 yılı Euro Bölgesi Hizmet &İmalat & Kompozit PMI

İmalat PMI Hizmet PMI Kompozit PMI

Kaynak: Bloomberg

2016 Yılı Avrupa Merkez Bankası (ECB) Para Politikası Toplantı Tarihleri

21.01.2016 21.04.2016 21.07.2016 20.10.2016

10.03.2016 02.06.2016 08.09.2016 08.12.2016

Almanya Ekonomisi – Güçlü Almanya’da Durağan Seyir

Avrupa denildiği zaman akıllara diğer üye ülkelerden pozitif ayrışan, lokomotif ülke, Almanya gelir. 2015 yılında ekonomik aktivitelerde zorluk yaşayan Avrupa ekonomisinde Almanya küresel olumsuzluklara karşı direndiği bir yıl geçirdi. Yunanistan borç krizine çözüm arayan Almanya, 2015 yılının ilk çeyreğinde %1,2, ikinci çeyreğinde yıllık bazda %1,6 oranında büyüme kaydetti. IMF’nin tahminlerine göre Almanya ekonomisinin 2015 yılında %1,5, 2016 yılında da %1,6 büyüme kaydetmesi bekleniyor. Avrupa Komisyonun Almanya ekonomisi için yapmış olduğu beklenti tahminlerinde 2015 yılı için %1,7 ve 2016 yılı için ise %1,8 oranında büyüme öngö-rüyor. Küresel ekonomideki Çin ve Asya piyasalarından kaynaklanan yavaşlama, Almanya ekonomisinde yara açtı ve ülke büyüme tahminleri aşağı yönde revize edil-di. Ülkenin önemli ekonomik yapı taşı olan fabrika sipa-rişleri ve sanayi üretim rakamları Almanya ekonomisini zora sokacak bir tablo çizdi. Ülkenin sanayi sektörün-

Page 17: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

15

de önemli biryeri olan Volkswagen krizi, ekonomide

yaşanan dalgalanmaya ek olarak varlık fiyatlamalarına

da bir çizik atmış oldu ve Almanya borsasında kayıplar

yaşandı. Buna ek olarak, hizmet ve imalat sektörlerin-

de yıl geneline istikrarlı bir görünüm sergileyememesi

ekonomik aktivitelere yönelik kırılganlıkları artırdı. Öte

yandan, tasarruf artışlarının desteği ile iyileşmeye de-

vam eden cari denge ve 2016 yılında zayıf seyrin hakim

olması beklenen Euro’nun Almanya ekonomisindeki

ihracatın güçlü durmasını destekleyebilir.

-2,00% -1,50% -1,00% -0,50% 0,00% 0,50% 1,00% 1,50% 2,00% 2,50% 3,00%

Almanya GSYİH Büyümesi (Yıllık %)

Kaynak: Bloomberg

Fransa Ekonomisi – Yüksek Kamu Borcuna Devam

Euro Bölgesi’nin Almanya’dan sonra ikinci büyük eko-

nomisine sahip Fransa, 2015 yılını potansiyelin altında

kalan büyüme performansı ve artan kamu borcu nede-

niyle kırılgan bir yıl olarak geçirdi. Aslında Fransa eko-

nomisi için 2014 yılında yaşanan ekonomik sıkıntıların

artarak devam ettiği bir yılı geride bırakıyor diyebiliriz.

Ülke ekonomisinin baş düşmanı olan yüksek kamu

borcu 2007 yılından bu yana artarak devam etti. 2016

yılında yüksek kamu borcunun seyri oldukça önemli

olacak. 2015 yılında kamu borcunun ülke büyümesi-

ne oranı %95,50 seviyesine ulaşmış durumda. Diğer

yandan Fransa’da ekonomiyi canlandırmak amacıyla

hazırlanan yeni torba tasarısı (tartışmalı Macron Yasası)

Fransa Parlamentosundan geçerek Fransa ekonomisi

için yeni bir süreç başlamış oldu. İleriki günlerde tasarı-

nın ülke ekonomisi üzerinde nasıl bir etki yaratacağını

takip edeceğiz. Ancak ECB’nin uygulamaya başladığı

QE programı ile ülke ekonomik büyümesinde canlan-

ma yaşandı. IMF’nin tahminlerine göre Fransa ekono-

misinin 2015 yılında %1,2, 2016 yılında da %1,5 büyüme

kaydetmesi bekleniyor. Avrupa Komisyonun Fransa

ekonomisi için yapmış olduğu beklenti tahminlerinde

2015 yılı için %1,1 ve 2016 yılı için ise %1,4 oranında bü-

yüme öngörüyor.

60

65

70

75

80

85

90

95

100

Fransa Kamu Borcu / Büyüme (%)

Kaynak: Bloomberg

İtalya Ekonomisi – Ekonomik Riskler Yükseldi

İtalya ekonomisi 2011 yılından bu yana yaşadığı büyüme

sorununu 2015 yılında geride bırakmış gibi görünüyor.

Euro Bölgesinin 4 büyük ekonomisi içine girmeyi başa-

ran ama her zaman 4 büyük içerisinde zayıf halka olan

İtalya, 2015 yılında kazandığı ivme ile eksi değerlerden

pozitif büyüme oranına yükseldi. Ancak 2007 ve 2011

yıllarında İtalya ekonomisinin ulaştığı %2 oranındaki bü-

yüme hedefine ulaşması şu aşamada biraz uzak gibi

görünüyor. IMF’nin tahminlerine göre İtalya ekonomi-

sinin 2015 yılını %0,8, 2016 yılını da %1,3 büyümeyle ta-

mamlaması bekleniyor. Avrupa Komisyonun İtalya eko-

nomisi için yapmış olduğu beklenti tahminlerinde 2015

yılı için %0,9 ve 2016 yılı için ise %1,5 oranında büyüme

öngörüyor. 2012 – 2013 yıllarında ortalama %3,00 ora-

nında seyreden enflasyon, 2015 yılında yaşanan düşük

petrol fiyatlarının etkisiyle yıllık bazda sıfıra yakın seyre-

diyor. 2011 yılı sonundan bu yana istihdam piyasasına

yönelik bozulmalar devam ederken, işsizlik oranı 2015

yılı ilk yarısında %12 seviyelerine yükseldi. Yılın ikinci ya-

rısında ise imalat ve hizmetler sektörünü yansıtan PMI

verilerinin yansıttığı olumlu göstergelerle işsizlik oranı

%11 seviyelere düşmüş durumda. İtalya ekonomisinin

baş etmesi gereken kilit noktası olan kamu borcu, 2013

yılında %133 ve 2014 yılında ise %132 seviyesine ulaştı.

İtalya yüksek borçluluk oranı ile baş ederken 2015 yılın-

da daha sıkı bir mali politika gerekebilir.

Page 18: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

 

-3,00%

-2,00%

-1,00%

0,00%

1,00%

20

121Ç

20

122

Ç

20

123

Ç

20

124

Ç

20

131Ç

20

132

Ç

20

133

Ç

20

134

Ç

20

141Ç

20

142

Ç

20

143

Ç

20

144

Ç

20

151Ç

20

152

Ç

20

153

Ç

İtalya GSYİH Büyümesi (%)

Aylık GSYİH Yıllık GSYİH

Kaynak: Bloomberg

İspanya Ekonomisi – Seçim Sonrası İspanya

İspanya 2015 yılı Aralık ayında seçime gitmeye hazır-lanırken, kemer sıkma politikalarına karşıt partinin ön plana çıkması 2016 yılında İspanya ekonomisini ön plana çıkaracak gibi duruyor. İspanya ekonomisi 2008 yılından 2015 yılına kadar ki olan süreçte artan işsizlik oranıyla baş etmeye çalışıyor. 2014 yılını %24,5 oranın-da işsizlikle kapatan İspanya, ECB’nin projeksiyonunda 2015 yılını %22,3 düzeyinde ve 2016 yılını %20,5 ora-nında işsizlik oranıyla tamamlanması bekleniyor. 2015 yılında ülke istihdam piyasasına yönelik iyileşme ya-şanması İspanya büyümesine katkı sağlayabileceği dü-şüncesiyle, 2016 yılında ülke büyümesinde olumlu bir senaryo yaşanabilir. IMF’nin tahminlerine göre İspanya ekonomisinin 2015 yılında %3,1, 2016 yılında ise %2,5 büyümesi bekleniyor. Avrupa Komisyonun İspanya ekonomisi için yapmış olduğu beklenti tahminlerinde 2015 yılı için %3,1 ve 2016 yılı için ise %2,7 oranında bü-yüme öngörüyor. Buna karşın, Bölge genelinde olduğu gibi ülkenin temel ekonomik datalarında bozulma ya-şanırken ülke deflasyonist baskıyla karşı karşıya. Genel çerçevede, İspanya genel seçiminin getireceği ekono-mik reformlar, 2016 yılındaki görüntüyü belirleyeceğini düşünüyoruz.

 

0,00%

10,00%

20,00%

30,00%

20

111Ç

2

011

2

011

2

011

2

012

20

122

Ç

20

123

Ç

20

124

Ç

20

131Ç

2

013

2

013

2

013

2

014

20

142

Ç

20

143

Ç

20

144

Ç

20

151Ç

2

015

2

015

İspanya İşsizlik Oranı

Çeyreklik (%)

Kaynak: Bloomberg

2016 Yılına Dair Beklentiler - GEVŞEYEN BİR ECB, SIKILAŞAN BİR FED!

P Genişlemeye Devam

Avrupa Merkez Bankası’nın benimsediği genişleyici para politikasının 2016 yılından Mart 2017 yılına dev-rolmasıyla 2016 yılında farklı ek önlemlerin de gelebi-leceği algısı güçlenmeye başladı. ECB, 2016 yılında ekonomik aktivitelerdeki canlanmanın gücünü yeterli görmemesi durumun

da farklı araçları devreye sokabilir. Zaten Euro bölgesi ekonomilerinde ciddi yapısal reformlara ihtiyaç oldu-ğu ECB Başkanı Draghi tarafından sürekli ifade ediliyor. 2016 yılında ECB’nin para politikası ile alabileceği olası ek önlemlerin birlik ekonomisine ne ölçüde etki ede-ceğini izleyeceğiz.

Avrupa Komisyonu Beklentileri, %

Euro Bölgesi 2014 2015T 2016T

Büyüme 0,9 1,5 1,7

Enflasyon 0,4 0,1 1,0

İşsizlik* 11,6 11 10,5

Almanya 2014 2015T 2016T

Büyüme 1,6 1,7 1,8

Enflasyon 0,8 0,5 1,8

İşsizlik* 6,7 6,4 6,3

Fransa 2014 2015T 2016T

Büyüme 0,2 1,1 1,4

Enflasyon 0,6 0,1 0,9

İşsizlik* 10,3 10,4 10,4

İtalya 2014 2015T 2016T

Büyüme -0,4 0,9 1,5

Enflasyon 0,2 0,2 1,0

İşsizlik* 12,7 12,2 11,8

İspanya 2014 2015T 2016T

Büyüme 1,4 3,1 2,7

Enflasyon -0,2 -0,5 0,7

İşsizlik* 24,5 22,3 20,5

(Kaynak: Avrupa Komisyonu, İntegral Menkul Araştırma) *Mevsim etkilerinden arındırılmış

P Baskın Güç: FED2016 yılında Fed politikalarından dolayı dengeler deği-şebilir. Ancak dengenin ne derecede değişeceği Fed’in faiz artırımını hangi sıklıkla yapacağı belirleyecek. Fed,

Page 19: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

17

piyasalara faiz artırımına ilişkin bir yol sunarsa, piyasada oluşabilecek belirsizliği ortadan kaldırmış olacak. Ancak genel itibariyle iki farklı para politikası benimseyen Mer-kez Bankalarının para birimlerinde oluşabilecek tablo kendini belli ediyor. Takip edilmesi gereken önemli unsurlardan bir tanesi Fed olurken, diğeri ise ECB’nin uyguladığı genişlemeyle ülke ekonomilerinde görüle-bilecek iyileşme ve bunun Euro’ya yansımasının nasıl olacağı. Bununla beraber, 2016 yılında da Draghi söz-lü yönlendirmeleriyle piyasaya yön vermeye ve güçlü Euro’nun önünü kesmeye çalışabilir. Bütün denklemler toplandığında Euro dolar karşısında güçlü durmakta zorlanabilir. Ancak 2016 yıl geneli için yapılan çalışma-larda EUR/USD paritesinin 1,05 ile 1,10 seviyeleri arasın-da dalgalanacağı yönünde.

EUR/USD olumlu senaryoda; Fed faiz artırım süreci

beklenen dalgayı oluşturmayabilir. ECB’nin genişleme amacı yerine ulaşarak, birlik ekonomileri daha güçlü bir ekonomik performans tablosu çizebilir. Avrupa’da esen olumlu rüzgar da Euro’nun güçlenmesine yardımcı olacaktır. Bu durumda, EUR/USD paritesi 1,10 seviye-si üzerine yerleşebilir ve zaman zaman 1,17 seviyesine doğru ataklar yaşanabilir. Ancak olumlu senaryoda bile Euro’nun Dolar karşısında 1,17 seviyesinde uzun süre kalıcı bir seyir izlemesi oldukça güç.

EUR/USD olumsuz senaryoda; Fed, faiz artırımını daha tempolu bir şekilde yapar. ECB’nin sürdürdüğü genişle-yici para politikası istenilen performansı sağlayamaz ve daha da genişleme yoluna gidebilir. Bu durumda EUR/USD paritesi 1,05 seviyesinin altında zayıflama sinyalleri verebilir ve paritede 1,00 seviyesine doğru yakınsama görülebilir.

Page 20: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

EMRE ÇAYIRLIAraştırma Uzmanı

Birleşik Krallık Ekonomisine Bakış Küresel ölçekte neredeyse tüm gelişmiş ekonomilerin, düşen enflasyon oranlarıyla mücadele ettiği bir yılı ge-ride bırakmak üzereyiz. Geçtiğimiz yıl Haziran ayından sonra hızlı bir şekilde değer kaybeden enerji fiyatlarının, 2015 yılı içinde de gerilemeye devam etmesi enflas-yon oranları üzerinde baskı yarattı. Geçtiğimiz yıllarda ekonomilerin iç dinamiklerinden kaynaklanan talep yetersizliği ile düşen enflasyon oranları, bu yıl enerji fi-yatlarının düşük kalmaya devam etmesinin de etkisiyle istenildiği gibi bir yükseliş ivmesi yakalayamadı. Bu du-rumda diğer gelişmiş ekonomilerde olduğu gibi İngiliz ekonomisinin de durulmasına neden oldu. Enflasyon-da yaşanan gerileme ise bu yıl İngiltere Merkez Ban-kasının sıkı para politikasına geçmesini engelleyen en önemli unsur oldu.

2015 yılı geneline bakıldığında İngiliz para birimi Ster-linin, yıl içinde Dolar karşısında geniş bir alanda dal-galandığı; yukarı alanda 1.60 aşağı alanda ise 1.45 se-viyelerinde zorlandığı, oldukça çalkantılı bir dönemin geride bırakıldığı görülmekte. Yıl içinde Sterlinin, Euro karşısındaki performansına bakıldığında ise şiddetli bir değer kazancının yaşanmış olduğu görülüyor. Yıla 0.79 bölgesinde başlayan Euro/Sterlin paritesi yıl içinde 0.69 bölgesine doğru geri çekildi. Bu durum ise Sterlinin de-ğer kazancından ziyade Euro’da yaşanan değer kaybın-dan dolayı yaşandı. Benzer bir tablo Sterlin/Türk Lirası paritesinde de vuku buldu. 2015 yılına 3.44 seviyelerin-den başlayan paritenin, yıl içinde Türk Lirasında yaşanan değer kaybıyla birlikte 4.70’in üzerini test ettiği görüldü. Bu yıl içindeki en ilginç görüntü ise İsviçre Frangı kar-şısında ortaya çıktı. Ocak ayında politika değişikliği ya-pan İsviçre Merkez Bankası, Euro’ya yönelik olarak sabit kur uygulamasını sona erdirdi. Bu değişikliğin ardından

çok kuvvetli bir sarsıntı yaşayan finansal piyasalara pa-ralel olarak Sterlin / Frank paritesi de 1.55’den 1.26’ya geriledi. Fakat yıl içinde yaşanan düzeltmelerle birlikte paritenin yılın son günlerinde yeniden 1.55’li seviyelere yükselmiş olduğu görülüyor. Bloomberg tarafından he-saplanan, Sterlinin diğer majör para birimleri karşısında durumunu gösteren Sterlin Endeksinde ise 2015 yılında yükseliş trendi hakimdi. Yıla 86.96 seviyesinde başlayan endeks, yıl içinde Temmuz ayında 93.94 seviyesine yükselerek %15 değer kazandı. Yıl sonunda yaşanan ge-rileme ise trendi görünümünü bozmadı. Bundan dolayı 2016 yılında da yükseliş eğiliminin sürdüğü görülebilir.

82

84

86

88

90

92

94

96 Sterlin Endeksi

Kaynak: Bloomberg

Para Politikasında Bu Yılda Değişiklik Olmadı

2015 yıl içinde yüksek seyreden enflasyon oranına kar-şın temkinli duruşunu bozmayan ve küresel konjonk-türe uyumlu hareket eden İngiltere Merkez Bankası (BoE), bu yılda para politikası duruşunu bozmadı. Geç-tiğimiz yıl yapılan toplantılarda faiz artırımı isteği içinde olan BoE üyesi Ian McCafferty, benzer bir şekilde bu yıl içinde de kimi toplantılarda bu isteklerini dile getirme-ye devam etti. Ian McCafferty özellikle Ağustos ayın-dan sonraki tüm toplantılarda faiz oranının artırılması yönünde oy kullandı. 2009 yılı Mart ayında 200 Milyar Sterlin ile başlayan ve en son 2012 yılı Temmuz ayında 50 Milyar Sterlin artırılarak 375 Milyar Sterline yükselti-len parasal genişleme programında, geçtiğimiz yıl ol-duğu gibi bu yılda herhangi bir değişiklik yapılmadı. Yıl içinde Çin’de yaşanan ekonomik kriz ve düşük seyret-meye devam eden enerji fiyatlarının yarattığı dezenflas-yonist baskı para politikası değişikliğe gidilmemesinin nedenleri arasındaydı. Yılın sonunda yapılan Para Poli-tikası Toplantılarında ise 2016 yılının ilk yarısında uygun koşullarında olması halinde faiz artışına başlanabileceği fakat bu artışın sürekli değil, ekonomik verilerin takibi

Page 21: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

19

altında, yavaş ve kademeli olarak hayata geçirileceği

mesajları verilmeye başlandı.

0

1

2

3

4

5

6

7

1.12

.20

00

1.5

.20

01

1.10

.20

01

1.3

.20

02

1.8

.20

02

1.1.

20

03

1.6

.20

03

1.11

.20

03

1.4

.20

04

1.9

.20

04

1.2

.20

05

1.7.

20

05

1.12

.20

05

1.5

.20

06

1.10

.20

06

1.3

.20

07

1.8

.20

07

1.1.

20

08

1.6

.20

08

1.11

.20

08

1.4

.20

09

1.9

.20

09

1.2

.20

10

1.7.

20

10

1.12

.20

10

1.5

.20

11

1.10

.20

11

1.3

.20

12

1.8

.20

12

1.1.

20

13

1.6

.20

13

1.11

.20

13

1.4

.20

14

1.9

.20

14

1.2

.20

15

1.7.

20

15

İngiltere Merkez Bankası Fazi Oranı

Kaynak: İngiltere Merkez Bankası

İngiltere’de Ekonomik Büyüme Devam

Ediyor

Son on çeyrektir pozitif büyüme kaydeden İngiltere

ekonomisinin 2015 yılı karnesi de oldukça başarılı di-

yebiliriz. Son on çeyrekte ortalama olarak yıllık bazda

%2.5 gelişen İngiltere ekonomisi, 2015 yılında da çey-

reklere göre sırasıyla yıllık bazda; %2.7 , %2.5 ve %2.4

oranlarında büyüdü. 2015 yılında büyüme verileri in-

celendiğinde, hane halkı tüketiminde yaşanan artışın

ve yatırımların artmasının bu yıl içinde sürekli olarak

GSYİH’a pozitif katkı sağladığı görülüyor. Hane halkı

tüketimi 2012 yılından bu yana büyümeye sağlam ve

yükselen bir katkı yapmakta. 2015 yılı üçüncü çeyreği

itibariyle, yatırımlar üst üste onuncu çeyrekte GSYİH

büyümesine pozitif katkı yapmaya devam etti. Yatırımın

bu istikrarlı katkısı büyük olasılıkla iyileşen ekonomik

durumu yansıtıyor.

Aynı zamanda perakende satışlarda yaşanan iyileşme-

nin de güçlü seyreden GSYH oranlarına destek verdiği

görülmekte. 2015 yılı perakende satış rakamları içinde

ise online satışların giderek artmakta olduğunu ve bu

durumun perakende satışları canlandırdığını belirtmek

gerekiyor. Yıl genelinde sıfıra yakın seyreden İngiltere

enflasyon oranı, geçtiğimiz yıllardaki büyümeye katkı-

sını nispeten azaltmış durumda. Benzer bir durumda

düşen enerji fiyatlarından dolayı da yaşanmaya devam

ediyor. Emtia fiyatlarında yaşanan gerileme, ihracat

rakamları ve büyüme üzerindeki baskısını bu yıl daha

fazla gösterdi.

Page 22: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

-3

-2

-1

0

1

2

3

4

2012 Q1

2012 Q2

2012 Q3

2012 Q4

2013 Q1

2013 Q2

2013 Q3

2013 Q4

2014 Q1

2014 Q2

2014 Q3

2014 Q4

2015 Q1

2015 Q2

2015 Q3

% GSYH

Nihai Tüketim Harcamaları Hükümet Harcamaları

Sabit Yatırımlar

İhracat

Kaynak: İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi

İngiltere GSYİH ve Harcama Kalemi Alt Bileşenleri

GSYİH oranını oluşturan alt kalemlere bakıldığında, 2015 yılında ihracatın yükseldiği buna karşın ithalatın yıl genelinde büyüme oranına negatif etki ettiği görül-mekte. Kar amacı gütmeyen kuruluşlar ve hane halkı-nın nihai tüketim harcamasının ise içinde bulunduğu-muz yılda hızla yükseldiği ve GSYİH içindeki katkısını %1.7’den %2.0’ye getirdiği görülüyor. Bu durum, istih-damda ve ücretlerde yaşanan toparlanmanın doğurdu-ğu bir sonuç olarak görülebilir.

-2

-1

0

1

2

3

4

5

6

7 Perakende Satışlar

Aylık

Yıllık

Enflasyon Tarihi Dip Seviyesinde geçtiğimiz yıl Aralık ayında yıllık bazda %0.5’e gerileyen İngiltere enflasyon oranı, 2015 yılına %0.3’e gerileyerek başladı. Yıla düşüş ile başlayan enflasyon oranında yaşanan çöküş ise yıl boyunca devam etti ve Eylül, Ekim ayları dahil olmak üzere yıl içinde üç kez %-0.1 olarak açıklandı. Mal fiyat-larında yaşanan sert gerileme, yıl içinde güç kazana-mayan enflasyon oranını baskı altında tutan en büyük etkendi. Geçtiğimiz yıllarda %3,5 olan hizmet sektörü enflasyon oranının bu yıl ortalama %2.4’de kalmış ol-ması da gerileyen enflasyon oranının sıfırın üzerinde tutunamamış olmasına neden oldu. Enflasyon oranın-da yaşanan sert düşüşün ana nedenleri ise enerji ve gıda fiyatlarında yaşanan gerileme olarak görülmekte. Bu iki kaleme ek olarak ise alkolsüz içecekler ile ulaşım ücretlerinin yıl genelinde zayıf kalmış olması, yıllık enf-lasyon oranının yıl içinde üç kez %-0.1 seviyesine getir-di. 2015 yılında enflasyonun %1.0 seviyesinde olması, 2016’da ise %1.30 olması bekleniyor.

-3

-2

-1

0

1

2

3

4

5

Hizmetler

Mallar

Enflasyon Oranı

Kaynak: İngiltere Ulusal istatistik Ofisi

Enflasyon Oranı

İşsizlik Düşüyor, Ücretler Artıyor

İngiltere’de işsizlik oranı düşmeye devam ediyor. İş gücüne katılım oranı tarihi yüksek seviyeye gelmiş du-rumda. 2011 yılının ortalarında %23.5 seviyesinde olan atıl işgücü oranı 2015 yılında %22 seviyesine geriledi. Üretimdeki büyümeye paralel olarak gelişen istihdam piyasasında büyüme 2015 yılı genelinde olumlu sinyal-ler verdi. 16 ila 64 yaş arası istihdam oranı Eylül ayı ra-kamlarına göre son bir yılda %71.6’dan %73.7 düzeyine yükseldi. Son bir yılda 420 bin kişi istihdam edildi. İşsiz-lik oranı ise durgun döneminden 2008 - 2009 yılların-da görülen, %5.3 seviyesine kadar geriledi.

4

4,5

5

5,5

6

6,5

7

7,5

8

8,5

9

69

69,5

70

70,5

71

71,5

72

72,5

73

73,5

74

İstihdam Piyasası

İstihdam Oranı

İşsizlik Oranı

Kaynak: İngiltere Ulusal istatistik Ofisi

0

2

4

6

8

10

12

Farklı sektörlerde brüt nominal haftalık kazanç büyüme oranı

Özel

Kamu

Toplam

İşsizlik oranında yaşanan büyümeye paralel olarak ar-tan ortalama haftalık kazançlar da istihdam piyasasında yaşanan canlanmaya artı olarak katkı sağlamış ve büyü-me oranında nihai tüketim artışını sağlamış durumda. Bu kapsamda özellikle kamu sektöründe hızlı bir ücret artışı olduğunu, geçtiğimiz yıl %1.3 artan ortalama üc-

Farklı sektörlerde brüt nominal haftalık kazanç büyüme oranı

Perakende Satışlar

Page 23: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

21

retlerin, bu yılın sadece ilk dokuz ayında %2.2 yükseldi-ğini belirtmek gerekiyor. Özel sektörde ise bu oranlar; %2.5’den %2.8’e gelmiş durumda.

İngiltere Ekonomisinde Sektörlere Bakış: PMI Endeksleri Yatay Hareket Etti

Markit/CIPS tarafından hesaplanan hizmet, inşaat ve imalat sektörlerine dair PMI verileri 2015 yılı Mart – Ni-san aylarına kadar yükseliş kaydedip, yılın ilk çeyreğin-de Sterline destek sağlamış olsa da endeks değerlerin yılın ikinci ve üçüncü çeyreklerinde gerilediği ve eko-nomide yaşanan durulmayı gösterdiği net bir şekilde görülmekte. Yukarıda bahsetmiş olduğum enflasyon oranında da benzer bir tablonun çizilmesi de özellikle ikinci çeyrek itibariyle ekonomide yaşanan durulmanın esas kaynağını bize gösterir nitelikte.

PMI verilerinin incelemesine geri dönecek olursak aşa-ğıda bulunan grafikte görüldüğü üzere, 2015 yılı ikinci çeyreği sonrasında inşaat sektörü başta olmak üzere neredeyse tüm sektörlerde görülen canlanmanın sona erdiği ve sonraki aylarda ekonominin hafif bir gerile-me sonrasında rölantide süre geldiği anlaşılıyor. Bu noktada önümüzdeki yıl için inşaat sektörünün, çok olumlu sinyaller vermediğini de belirtmek yararlı ola-caktır. Konutların büyük bir bölümünün, konut kredile-riyle finanse edildiği düşünüldüğünde, İngiltere Merkez Bankasının (BoE) faiz artırımına gitmesi sektör üzerinde olumsuz etki yaratabilir. Bu konuda İngiliz hükümetinin destek çalışmalarının olduğunu da hatırlatmak yararlı olacaktır. İnşaat sektörüne dair ufak bir anekdot vermek gerekecek olursa, 2015 yılı ulusal konut fiyat endeksine bakmak yararlı olacaktır. Nitekim grafikte de görüldüğü gibi, konut fiyatlarının sürekli olarak gerilediği bir yılı da geride bırakmak üzere olduğumuzu söylemek müm-kün. Gerileyen konut fiyatlarına paralel olarak inşaat sektöründe de yavaşlamanın olduğu, inşaat PMI veri-siyle net bir şekilde karşımıza çıkıyordu zaten.

46

48

50

52

54

56

58

60

62

PM

I En

de

ski

Kaynak: İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi

PMI

İmalat PMI

Hizmet PMI

İnşaat PMI

-1

0

1

2

3

4

5

6

7

8

De

ğiş

im %

Kaynak: İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi

Ulusal Konut Fiyat Endeksi

Aylık

Yıllık

İmalat ve hizmet sektörlerindeki durum ise konut ala-nında olduğu kadar karamsar bir görüntü içinde değil. İlerleyen süreçte enerji fiyatlarının enflasyon üzerinde oluşturduğu baskılayıcı etkinin sonlanması, enflasyo-nun yükselmesine ve karlılık rakamlarının artmasına bu yolla da hizmet ve imalat sektörleri PMI endekslerinin yükseliş ivmesi yakalamasına neden olabilir. Normalleş-menin, inşaat sektörü üzerindeki etkileri ise gecikmeli olarak sektöre olumlu katkı yapabilir.

2016 Yılı Beklentileri

2016 yılı muhtemelen finansal piyasaların yeniden can-lılık kazandığı Merkez Bankaların faiz silahlarını çektik-leri bir yıl olarak karşımıza çıkacak. Bu noktada küresel olarak bakıldığında, faiz artırımına Fed’den sonra en ya-kın görülen BoE 2016 yılında faiz artırımına başlayabilir. Tabii BoE’nin böyle bir politika değişikliği yapması için öncelikli olarak enflasyonun hedeflenen %2.0 seviyesi-ne yerleşmesi ve kalıcılık sağlaması gerekiyor.

2015 yılında yaşanan gelişmelere bakıldığında, ekono-minin gelişiminde istihdam piyasasının omuzlarına yük bindiği net bir şekilde görülüyor. Son dönemde yaratı-lan istihdamla birlikte, başta kamu sektörü olmak üzere ücretlerin artış eğilimde olması perakende sektörünün yeniden canlanmasına zemin hazırladı. Aynı dönemde sabit yatırımların azalmamış hatta kısmen artmış olma-sı da gelecek için olumlu bir bekleyiş yaratıyor. Temel sorun olan enflasyon oranında ise enerji fiyatlarının düşmesine bağlı olarak yaşanan azalma, yıllık enflas-yon oranı üzerinde %0,6 - %0,8 arasında negatif baskı yapıyor. Önümüzdeki yıl içinde baz etkisinin ortadan kalkmaya başlaması ve enerji fiyatlarının gerilemesini sonlandırması durumunda, enflasyon oranının yük-selmeye başladığı görülebilir. Bu durum BoE’nin faiz artışına başlamasına zemin hazırlayabilir. Tabi bu se-naryonun yılın ilk yarısında olması şu an için beklentiler dahilinde bulunmuyor.

Bu perspektiften gelecek yıl içinde yaşanabilecek hare-ketlilik düşünüldüğünde, Fed’den faiz artırım adımı gel-mesi durumunda GBP/USD paritesinin yılın ilk yarısında

Page 24: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

1.42 bölgesine doğru gerilediği görülebilir. Yukarıda da

bahsetmiş olduğumuz iyileşmenin yaşanması duru-

munda ise fiyatın yeniden 1.54 bölgesine doğru yüksel-

diğini görmek mümkün olabilir. EUR/GBP tarafında ise

0.75 bölgesi altında kalındığı müddetçe baskının sürdü-

ğünü izlememiz mümkün, Euro’da yaşanan zayıflığın

devam etmesi 0.69 altında kalınması durumunda ise

0.65 seviyesine doğru satış baskısının devam ettiğini

görülebilir. GBP/TRY paritesi için 4.30 ve 4.15 seviye-

leri önemli destekler olarak görülmekte. Önümüzdeki

yıl Fed etkisine bağlı olarak gelişmekte olan ülke para

birimlerde değer kaybı yaşaması durumunda, bu yıl

içinde test edilen 4.70 seviyesi yeniden görülebilir. Yıl

içinde İngiltere ekonomisinin gelişmeye devam etmesi

ise paritenin yeni zirveler yaratmasını sağlayabilir.

İngiltere Ekonomik Beklentileri, %

2014 2015T 2016T

Büyüme 2,9 2,4 2,3

Enflasyon 1,5 1 1,3

Cari Denge / GSYH -5,1 -4,5 -4,2

Bütçe Dengesi / GSYH -5,4 -4 -2,8

İşsizlik 6,3 5,4 5,3

Kaynak: Bloomberg

Para Politikası Kurulu Toplantı Duyurusu ve Tutanakları

Enflasyon Raporu

14 Ocak 2016 Perşembe

04 Şubat 2016 Perşembe 04 Şubat 2016 Perşembe

17 Mart 2016 Perşembe

14 Nisan 2016 Perşembe

12 Mayıs 2016 Perşembe 12 Mayıs 2016 Perşembe

16 Haziran 2016 Perşembe

14 Temmuz 2016 Perşembe

04 Ağustos 2016 Perşembe 04 Ağustos 2016 Perşembe

15 Eylül 2016 Perşembe

13 Ekim 2016 Perşembe

03 Kasım 2016 Perşembe 03 Kasım 2016 Perşembe

15 Aralık 2016 Perşembe

Kaynak: İngiltere Merkez Bankası

1,5

1,7

1,9

2,1

2,3

2,5

2,7

2,9

3,1

3,3

3,5

De

ğiş

im %

Kaynak: İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi

Ortalama Haftalık Kazançlar

İkramiye Hariç

İkramiye Dahil

-0,5

0

0,5

1

1,5

2 D

işim

%

Kaynak: İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi

Sanayi Üretimi

Aylık

Yıllık

-1,5

-1

-0,5

0

0,5

1

1,5

2

2,5

3

De

ğiş

im %

Kaynak: İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi

İmalat Üretimi

Aylık

Yıllık

-0,4

-0,2

0

0,2

0,4

0,6

0,8

1

De

ğiş

im %

Kaynak: İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi

Hizmet Endeksi

Aylık

Yıllık

Page 25: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10
Page 26: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

VAHAP TAŞTANAnalist

2015 Yılı BoJ Üzerindeki Baskıyı ArtırdıBüyümede Dış Talebin Olumsuz Etkisi Ön Planda

2008 krizinden sonra 2014 yılında büyümesini istikrarlı hale getiremeyen Japonya ekonomisi 2015 yılında da benzer bir görünüm sunuyor. 2014 yılındaki vergi ar-tışları ile birlikte ikinci çeyrekte %2 daralan ekonomide güçlü toparlanma sinyalleri alınamıyor. Bu da Japon-ya ekonomisine ilişkin zayıf görünümü öne çıkarıyor. 2015 yılında ilk çeyrekte bir önceki çeyreğe göre %1,1 büyüme gösterse de ikinci çeyrekte ekonomideki da-ralma ve üçüncü çeyrekteki zayıf büyüme rakamı BoJ üzerindeki baskının korunmasına neden oluyor. IMF de benzer şekilde Japonya’nın ekonomik görünümüne

ilişkin deflasyon dönemine göre daha düşük bir büyü-me yorumunda bulundu.

BoJ Yıllık Büyüme ve Enflasyon Beklentileri

2014 2015T 2016T 2017T

Büyüme -0,1 1,2 1,4 0,3

Enflasyon 2,4 0,1 1,4 1,8*

* Vergi etkisinden arındırılmış enflasyon

Enflasyon BoJ’un Hedeflerinden Çok Uzak

2014 mali yılında yapılan vergi artışının etkisi ile enflas-yon %2’lerin üzerinde gibi görünse de vergi artışının etkisinden arındırılmış veriyi Mart ayı itibariyle görmek mümkün. Ekim ayında yıllık enflasyon %0,3 olmakla bir-likte %2’ye doğru yol alan bir seyir içerisinde değil. BoJ üzerindeki baskının ana etkenlerinden biri de yükseliş ivmesi yakalayamamış bir enflasyon rakamı olarak gö-rülebilir. Geçen yıl 70 trilyon Yen’den 80 trilyon Yen se-viyesine yükseltildiğinde etkilerinin görülmesi beklenen parasal genişleme programının 2015 yılında da etkile-rinin sınırlı kalması dikkat çekici. Her ne kadar BoJ’dan yapılan açıklamalar tahvil alım programının olumlu etkilerinin görüldüğüne işaret etse de piyasa yeniden genişletilmiş bir para politikasını BoJ’dan talep ediyor.

Geçtiğimiz yıl bütçe açıklarının iyileştirilmesi amacıyla satış vergilerinde artışa gidilmesi Japonya’da bütçe açı-ğı sorununun azalmasında etkili oldu. Japonya Ekono-mi Bakanının açıklamaları parasal teşvikle birlikte mali teşvik için de Japonya’nın manevra kabiliyeti olduğunu gösteriyor. Eylül ayında açıklama yapan Akira Amari, vergi gelirlerinin planlanandan 4 trilyon Yen daha fazla gerçekleştiğini belirtmişti.

-2,5

-2,0

-1,5

-1,0

-0,5

-

0,5

1,0

1,5

2,0

2,5

3,0

yüm

e (

çe

yre

klik

%)

Kaynak: Japonya Bakanlar Kurulu

Japonya Ekonomisi Büyüme (Çeyreklik)

Page 27: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

25

IMF’nin Ekim ayında yayımladığı Dünya Ekonomik Gö-

rünüm raporuna göre 2015 yılı büyüme beklentisi %0,6

olarak açıklanırken, 2016 için de büyüme rakamı %1

olarak tahmin edilmiş durumda. Bu tahminler IMF’nin

Kasım ayı öngörüleri her iki yıl için de Temmuz ayına

göre 0,2 puan aşağıda oluşmuş durumda. IMF raporun-

da ayrıca 2015 enflasyon tahmini %0,7 olurken, 2016

tahmini ise %0,4 düzeyinde. Bu da Japonya ekonomi-

sinde BoJ’un %2’lik enflasyon hedefinin orta vadede

sağlanamayacağını gösteriyor ki yine IMF raporunda

2020 enflasyon tahmini %1,5 düzeyinde seyrediyor.

Japonya’da Bütçe Açığı ve Büyüme Arasındaki Çıkmaz Sürüyor

Bütçe açığı konusunda da Japonya ekonomisi 2014 yı-lında rekor düzeylere ulaştı ve getirilen satış vergileri ile bütçe dengesinin disiplini sağlanmaya çalışıldı. İlk vergi artırımından sonra daralan ekonomi, Abe’yi bir sonraki vergi artırım adımı için bekleme kararı almasına neden oldu. Mali disiplin konusunda Japonya’nın hızlı adımları ekonomiyi olumsuz etkileyebiliyor. Başbakan Abe de bunun farkında olduğundan büyümeyi sekteye uğrata-cak bir politika uygulamayı uygun görmüyor.

Ekonominin genel görünümüne bakıldığında geliş-

0

0,5

1

1,5

2

2,5

3

0,0

0,5

1,0

1,5

2,0

2,5

3,0

Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim

Kaynak: Japonya İstatistik Ofisi

Japonya Yıllık Enflasyon (%)

Page 28: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

mekte olan ülkelerdeki yavaş büyüme trendleri Ja-

ponya’nın ihracatını olumsuz etkiliyor. Buna karşın iç

talepteki ılımlı büyüme, ihracattaki olumsuz görünümü

sınırlı da olsa karşılıyor. BoJ açısından enflasyonun he-

def seviyeye ulaşabilmesi daha uzun vadelerde gerçek-

leşebilir. Özellikle BoJ Başkanı Kuroda, konuşmalarında

parasal genişleme programının etkisine dikkat çekiyor.

Vergi artışının 2017 yılına kadar ertelenmesi ekonomiyi

destekliyor. Diğer taraftan parasal genişleme programı-

nın da devam ediyor olması ve hatta BoJ’dan ekstra

genişleme beklentilerinin de yükseliyor olması, hem

para hem de maliye politikasının büyümeyi destekle-

yici nitelikte kullanıldığını gösteriyor. Ekonomideki to-

parlanmanın devamı açısından, komşu ülke Çin’in ve

gelişmekte olan ülke ekonomilerindeki toparlanmanın

sağlanması önemli olacaktır. İhracatın yeniden yükseliş

trendine girmesi Japonya’da hem enflasyonu hem de

büyümeyi yeni bir çevrime taşıyabilecektir.

2016 Yılı Japonya Merkez Bankası (BoJ) Toplantı Tarihleri

28 - 29 Ocak 28 - 29 Temmuz

14 - 15 Mart 20 - 21 Eylül

27 - 28 Nisan 31 Ekim - 1 Kasım

15 - 16 Haziran 19 - 20 Aralık

Kaynak: BoJ

Dolar/Yen

Fed’in faiz artırım süreci ile birlikte Dolar’ın küresel piya-

salarda daha da güçlenmesi beklenirken, Fed’in faiz ar-

tırım patikası Dolar’ın genel yönünü belirleyecektir. Baz

senaryoda Dolar, ABD’deki sürdürülebilir büyüme ve

%2’lik enflasyon hedefine doğru seyreden fiyatlar genel

düzeyinin etkisinde Dolar’ın daha da güçleneceği bir

görünüm oluşabilir. Bu görünümün özellikle Japon-

ya’da parasal genişlemenin de büyütülmesi ile birlikte

Dolar/Yen paritesini 125,00 – 135,00 bandına taşıyabilir.

Paritenin 125,00 üzerindeki kalıcılığı bu bant içerisinde-

ki tutunmasını güçlü kılacaktır. Beklentiler 2016’nın yeni

bir ekonomik çevrime geçebileceğine işaret ediyor. Bu

bağlamda baz senaryo önümüzdeki süreçte Dolar’ın

Yen karşısında daha da değerlenebileceği üzerine ku-

rulmuş durumda.

Alternatif senaryo ise Fed’in faiz artırım sürecinin yavaş

olacağı ve ekonomideki istenen toparlanmanın görü-

lemeyebileceği üzerineyken, bu durumun genel olarak

Dolar endeksi üzerindeki baskısını artıracağı görüşü ön

plana çıkıyor. Diğer taraftan Japonya ekonomisi için

2016 yılı da 2015 yılındaki gibi büyümenin sağlanma-

dığı bir yıl olursa ve BoJ 80 trilyon Yen’lik varlık alım

programını genişletemezse paritenin 2007 yılında da

test ettiği 125,00 bölgesinin üzerine hareketlerin za-

yıf olması ihtimali yüksek görülmekte. Bu da yeni bir

geri çekilme hareketi başlatacak ve paritenin ilk olarak

115,00 – 118,00 destek bölgesine doğru düşüşünü baş-

latabilecektir.

-11,00

-9,00

-7,00

-5,00

-3,00

-1,00

1,00

25,00

27,00

29,00

31,00

33,00

35,00

37,00

39,00

41,00

43,00

2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020

tçe

De

ng

esi

/ G

SYH

(%

)

Kam

u G

elir

ve

Gid

erl

eri

/ G

SYH

(%

)

Kaynak: IMF

Japonya Bütçe Rakamları / GSYH (% cinsinden)

Kamu Gelirleri Kamu Harcamaları Gene Bütçe Açığı

Page 29: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10
Page 30: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

EDA KARADAĞAnalist

2015 Yılı Avustralya’ya Uğurlu Geldi, Peki ya 2016?Avustralya, jeopolitik konumu gereği, maden, metal ve doğal gaz gibi yer altı zenginliklerinin yanı sıra, buğday başta olmak üzere yer üstü zenginliklerinden kaynaklı önemli bir tarımsal ürün ihracatçısıdır. Dünyadaki ham madde fiyatlarındaki değişmeler, çevre ekonomilerin-de yaşanan gelişmeler, ihracatçı Avustralya ekonomisi-ni önemli ölçüde etkilediği görülüyor. Coğrafi konum nedeniyle en yüksek ihracat gerçekleştirdiği ülkelerin başında Çin, Japonya ve Güney Kore gibi Pasifik ülke-leri geliyor.

Avustralya Merkez Bankası (RBA), para politikalarını be-lirlemede ülkedeki ekonomik gelişmelerin en başında fiyat istikrarını ve tam istihdam düzeyini gözlemliyor.

Ticaret Partnerleri Toplam Ticaret ($M)

Çin 141585

Japonya 65197,6

ABD 37280,7

Güney Kore 32093,2

Malezya 17324,87

Singapur 17237,77

Tayland 16227,23

Almanya 13451,2

Hindistan 13069,97

Yeni Zelanda 12981,85

Endonezya 11781,92

İngiltere 9148,57

Kaynak: Bloomberg

*İşsizlik oranı: 2015 yılı içerisinde, %5.9-%6.4 aralığın-

da dalgalandığını görüyoruz. 2014 yılını %6.1 ile bitiren

işsizlik oranının 2015 yılında %6.2 ile yakın seviyede

kalması bekleniyor. Özellikle, sene içerisinde açıkla-

nan rakamlardan Ocak ayında %6.4 ve Temmuz ayında

%6.3 işsizlik oranları en yüksek seviyeler olarak görüldü.

Ağustos ayından Ekim ayına kadar olan süreçte de dü-

şüş gösteriyor. En son Ekim ayına dair açıklanan işsizlik

rakamı %5.9 olarak gerçekleşti. Kasım ayı verisi, %5.9

oranından düşük çıkarsa, işgücüne katılımın arttığını ve

ülkedeki işsiz sayısının her geçen ay azaldığını göster-

meye devam edecektir.

6,1

6,2

6,1

5,9

5,7

5,8

5,9

6

6,1

6,2

6,3

01.01.2014 01.01.2015 01.01.2016 01.01.2017

İşsizlik Oranı(%)

Kaynak: Bloomberg

*Büyüme: Avustralya ekonomisi, 2014 yılını büyüme

performansında %2.5 seviyesinde kapatırken, 2015 yı-

lının ilk üç çeyreğindeki büyüme rakamları %2.0-%2.5

aralığında seyrediyor. Aslında büyümede çarklar 2015

üçüncü çeyrekte %2.0’dan %2.5’e seviyesine artış kay-

detmiş olsa bile 2014 yılına göre hala zayıf olduğu gö-

rülmekte. Ancak 2016 yılında ülke büyüme performan-

sının 2015 yılına göre daha üst seyirlerde izleyebileceği

beklentiler arasında. 2016 yılında %2.6 ve 2017 yılında

ise %3.0 seviyelerine artış kaydetmesi bekleniyor.

2,6

2,3

2,6

3

0

0,5

1

1,5

2

2,5

3

3,5

2014 2015 2016 2017

GSYIH(YoY%)

Kaynak: Bloomberg

*Enflasyon: Avustralya Merkez Bankasının enflasyon

hedefi %2-3 aralığında bulunuyor. RBA’nın politika he-

Page 31: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

29

defi, fiyatlar genel düzeyinin mevcut aralıkta kalması yönünde. Ülkenin son açıklanan üçüncü çeyrek enf-lasyon rakamı %1.5 ile RBA’nın hedef aralığına doğru ivme kazanmış durumda. Ancak 2015 yılı enflasyon görünümünün, 2014 yılına göre daha zayıf seyrediyor. Önümüzde ki yıllarda, ülkenin enflasyonunda 2016 yılına dair beklentiler %2.4 ve 2017 yılı ise %2.7 olarak oluşmuş durumda.

2,5

1,6

2,4

2,7

0

0,5

1

1,5

2

2,5

3

2014 2015 2016 2017

TÜFE Manşet(YoY%)

Kaynak: Bloomberg

Avustralya Merkez Bankası, 2013 Yılından Beri Sabit Tuttuğu Politika Faizini 2015 Yılında 2 Kez Düşürdü

Avustralya Merkez Bankası (RBA), en son 2013 Ağus-tos ayı toplantısında faiz oranını %2.75’den %2.50’ye çekmiş ve 2015 Şubat ayı toplantısına kadar politika fa-

izinde her hangi bir değişikliğe gitmemişti. RBA, 2015 Şubat toplantısında piyasaları şaşırttı ve 25bp indirime giderek, ülkenin politika faizini %2.50’den %2.25’e dü-şürdü. Mayıs ayına kadar izlemede kalan RBA, Ma-yıs ayında piyasalara bir müdahale de daha bulundu. Mayıs ayında da 25bp indirime giderek, yıl içerisinde toplamda 50bp indirime gitti. Mayıs ayından bu yana ise faiz düzeyini %2.00 oranını koruduğunu gözlemli-yoruz. Aslında, RBA’nın faiz indirimi, ülke ekonomisini desteklemişe benziyor. Yılın başlarında açıklanan veriler ile son dönemde açıklanan verilerin arasındaki perfor-mansın iyi olduğu dikkatlerden kaçmazken, diğer yan-dan son aylarda Fed tedirginliğinin etkisiyle de, RBA’da arka planda kalarak, faizleri sabit tutmayı tercih ettiğini söyleyebiliriz. Bunun ile birlikte 2015 yılını Fed korkusu ile geçiren küresel ekonomilerdeki durgunluk belirtileri, Avustralya ekonomisini yavaşlatmaması adına faiz indi-rimlerini gerektirecek koşulları destekledi.

Fed’in izleyeceği faiz politikalarına göre, 2016 yılında da faizler genel seyrinin artması, finansal koşullardaki fonlara ulaşma maliyetlerini de artıracaktır. Böyle bir durumda Avustralya ekonomisinin durgunluktan kaç-mak adına atacağı faiz adımlarını daha iyi düşünmesi gerekir. Daha fazla faiz indirmesi ya da Fed faiz indi-rirken, faizler genel düzeyini düşük seviyelerde tutma-

Page 32: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

sı, portföy girişleri bakımından 2016 yılında Avustralya

yabancı yatırımcılar açısından daha az tercih edilebilir.

Bu nedenle artan maliyetler ile birlikte RBA faiz oranını

da daha yüksek bir seviyeden ancak büyüme rakamla-

rını da etkilemeyecek şekilde efektif olarak ayarlaması durumunda, 2016 yılında RBA’ın yine 1 veya 2 kez faiz artırdığını görebiliriz.

AUD/USD Paritesi Son 6 Yılın En Düşüğüne Geriledi, AUD Hala Zayıf

AUD/USD paritesi, 2015 yılına 0.8180 seviyesinde ol-dukça iyi bir görünüm sergileyerek başlıyor. Ancak, Çin’in yıl içinde gerçekleştirdiği devalüasyonların yan-kıları Asya piyasalarını tedirgin ederken, Avustralya Do-ları üzerinde de negatif etkiler yarattığına şahit olduk. Bununla birlikte, Avustralya’da açıklanan ekonomik ve-rilerin beklentileri karşılayamaması ve RBA’nın yıl içeri-sinde 2 kez toplamda 50bp faiz indirimine gitmesi, ister istemez Avustralya Dolarının küresel piyasalarda değer kaybetmesine neden oldu. ABD Doları karşısında güç kaybeden Avustralya Doları, AUD/USD paritesinde de sert satışları beraberinde getirdi.

2016 yılına sayılı günler kala Asya piyasalarındaki ha-vanın yerini bir miktar iyimser seyre bıraktığını gördük. Avustralya ekonomisindeki performansın son çeyrekte iyiye gitmesi ve RBA’nın politika faizini düşük rekor sevi-yede tutmayı sürdürmesi, Avustralya Dolarının denge-ye kavuşmasını sağladı. Fed’in etkisiyle güçlenen ABD Dolarına rağmen, Avustralya Doları 2015 yılının son ayında Dolar karşısında toparlandığını ve iyi bir görü-nüm sergilediğini söyleyebiliriz.

Avustralya Doları 2016 yılındaki seyrini etkileyebile-cek gelişmeleri kalemler halinde incelemekte fayda var;

• Fed’in faiz artırımları Dolar’ın bir süre değer kazan-cına neden olabileceği gibi, Avustralya Doları karşı-sında da güçlenerek AUD/USD’deki düşük seviyelerin

0

0,5

1

1,5

2

2,5

3

3,5

Avustralya Merkez Bankası Faiz Oranları

Page 33: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

31

bir süre daha görmemize sebep olabilir. Ancak Fed’in

faiz artırım geçmişini incelediğimizde 2004-2005 yıl-

ları arasında gerçekleşen faiz artışı sonrasında Dolar

endeksi ilk önce 100,0 seviyesinin üzerine doğru çık-

sa da ardından yaşanan dengelenme sürecinde Do-

lar’ın değer kaybettiği görülüyor. Yine benzer senar-

yo ele alınırsa yeni yılın son aylarına doğru ABD’deki

kademeli faiz artışlarının etkisi Dolar aleyhine gelişe-

bilir ve AUD/USD paritesi tekrardan 0,70 bandından

toparlanarak 0,80-0,85 bandına kısa süreli hareket

edebilir.

• Çin ve Yeni Zelanda’yı da unutmamak gerekir çünkü

her iki ülkede yaşanan gelişmeler ve açıklanan eko-

nomik veriler, Avustralya Doları üzerinde etkili. Özel-

likle en büyük ticaret ortağı olan Çin, ekonomisinde

2015 yılında büyüme rakamlarında ivme kaybı yaşa-

ması Avustralya ekonomisinde de endişe kaynağı ya-

rattı. Çin Hükümetinin aldığı önlemler sonucu doğ-

rultusunda olumlu geri dönüş alır ve Çin’in ticaret ve

büyüme rakamları 2016 yılında tekrardan toparlan-

maya başlarsa, bu durumun etkilerini AUD üzerinde

olumlu olarak görebiliriz.

Sözün özü; AUD/USD paritesi yeni yılın ilk aylarında

Fed kaynaklı endişelerin yarattığı baskıyla kısa süreliği-

ne tekrardan 0,60-0,65 bandı seviyelerine gerileyebilir.

Buna karşı piyasa dengelenme sürecine girdiği zaman,

toparlanan ekonomik verilerin AUD’a katkısı ile birlikte

senenin geri kalan ayları için AUD/USD’de görülebile-

cek bu düşük seviyeler AUD alımı için fırsat oluşturabilir.

Avustralya Ekonomik Beklentiler,%

2014 2015T 2016T

Büyüme 2,6 2,3 2,6

Enflasyon 2,5 1,6 2,4

Cari Denge / GSYIH -3 -4 -3,6

İşsizlik 6,1 6,2 6,1

Kaynak: Bloomberg

2016 Yılı RBA Toplantı Tarihleri

2 Şubat 2 Ağustos

1 Mart 6 Eylül

5 Nisan 4 Ekim

3 Mayıs 1 Kasım

7 Haziran 6 Aralık

5 Temmuz 6 Aralık

Kaynak: Bloomberg

0,6

0,65

0,7

0,75

0,8

0,85

AUD/USD PARİTESİ

Page 34: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

EDA KARADAĞAnalist

Latin Amerika Ülkeleri Arasında En Zayıf Halka “Brezilya”2015 yılını geride bırakmaya hazırlandığımız şu günler-de Brezilya açısından bu yıl oldukça zorlu geçti. Brezil-ya, Latin Amerika ülkeleri arasında ekonomik karnesin-de en başarısız ülke olarak gözüküyor. Bu yıl içerisinde, Brezilya Merkez Bankası (Copom) 4 kez faiz artışı yap-masına rağmen, Brezilya Reali’nin Dolar karşısındaki değer kaybına engel olamadı. Brezilya ekonomisindeki zayıf görünümün yanında, ülkedeki politik gelişmeler de ne yazık ki siyasi kredibilitesini olumsuz yansıtıyor. Bu konu oldukça önemli çünkü kredi derecelendirme

kuruluşları ülkelerin yalnızca ekonomik durumu ile de-ğil, politik gelişmeleri de değerlendirme süzgecinden geçirerek yatırım notunu belirliyor.

Ülkenin en büyük petrol şirketi olan Petrobras’ın bir dö-nem başında olan Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rous-seff, yolsuzluk yapmak ve rüşvet almakla suçlanıyor. Bu durumdan rahatsız olan Brezilya halkı, Devlet Baş-kanının görevini bırakmasını isterken, halk gösterileri-ne rağmen Rousseff’in koltuğunu bırakmaması, sosyal –politik rahatsızlıkları da beraberinde getiriyor. Bu gibi durumlarda ülke halkının ekonomiye, politikaya olan güveni sarsılır ve ülke Başkanlık seçimlerinde istikrarsız-lıkları da beraberinde getirir.

Copom Faiz Oranları

Copom, küresel piyasalarda aşırı değer kaybeden Bre-zilya Reali’ndeki duruma müdahale amaçlı, 2015 yılı içerisinde tam 4 kez faizlerde artırıma giderek, 2014 yılında %11.75 seviyesinde olan gösterge faiz, şu sıra-larda %14.25 seviyesinde bulunuyor. Copom, Temmuz ayı toplantısından bu yana faizleri %14.25 seviyesinde politika faizini sabit tutma kararı almış durumda.

Brezilya Merkez Bankası’nın, son birkaç aydır bu kararı almasındaki en önemli etkenlerden biri de Fed nede-niyle ekle-gör politikası olarak yorumlanabilir. Küresel piyasalardaki Fed rüzgârı etkisini sürdürmeye devam ederken, Aralık ayı Fed toplantısında faiz artışı ihtimal-lerinin her geçen gün güçlenmeye başlaması piyasalar üzerinde sert hareketlilikler yaratmaya devam ediyor.

Fed’in faiz artışına başlamasıyla beraber birçok Merkez Bankası da, ülkelerinin para birimlerinin Dolar karşısın-da aşırı değer kaybetmemesi açısından hamlelerine

0,00 2,00 4,00 6,00 8,00

10,00 12,00 14,00 16,00

Brezilya Merkez Bankası Faiz Oranları

Kaynak:Bloomberg

Page 35: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

33

başlayacaktır. Fed’in 10 yıl sonra ilk kez faiz artırıyor

olması belirsizliğin yarattığı endişeleri de yanında geti-

rirken, gelişmekte olan ülke piyasalarından fon çıkışları

yaşanmasına neden oluyor. Eğer yaşanan fon çıkışları

sert bir şekilde Fed sonrası da devam ederse, Copom

da dahil olmak üzere diğer gelişen ülke merkez banka-

larından da faiz silahını çekmesi beklenebilir.

Ülke Resesyonla Mücadele Ediyor

Ülke ekonomisi, birinci ve ikinci çeyrekte göstermiş ol-

duğu kötü performanslarının ardından Ağustos ayında,

resesyona girdi. İkinci çeyrekte %2.6 oranında daralan

ülkede, üçüncü çeyrek beklentileri de daralmanın de-

vam edeceği yönünde.

Enflasyon tarafının da iç açıcı olduğu söylenemez.

Brezilya’da enflasyon hedefi %4 olarak karşımıza çıkı-

yor ancak ülkede en son açıklanan enflasyon rakamı

ise %9.93 olarak görülmekte. 2015 yılı geneline bakıl-

dığında da en yüksek rakam olarak da yorumlayabiliriz.

Ayrıca hedefin çok uzağında olması mali ve para po-

litikalarının başarısız olduğunu da gösteriyor. İlk başta

da bahsettiğimiz politik rahatsızlıklar, mali ve para po-

litikalarında atılan adımların başarılı olmasının önüne

geçiyor.

Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşları Tarafından, Brezilya’nın Karnesi Sınıfta Kaldı

• S&P, Brezilya’nın kredi notunu “çöp” seviyesine in-dirdi. “BBB-” olan yatırım yapılabilir kredi notunu, bir basamak daha düşürerek “BB+” ya indirdi ve not gö-rünümünü “negatif” olarak teyit etti.

• Fitch, “BBB”den “BBB-“ye düşürdü ve not görünümü-nü ise “negatif” olarak belirledi.

• Moody’s, “Baa2”den “Baa3”e indirdi ve not görünü-münü “negatif”ten “durağan”a çevirdi.

“S&P, Fitch ve Moody’s yapmış oldukları not indiriminin ardından yaptıkları açıklamalarında, ülkenin zayıf eko-nomik performansı, artan kamu harcamaları ve mali reformlar konusunda siyasi uzlaşmanın sağlanamama-sı nedeniyle, ülkenin kredi notlarında indirime gidildiği-ne değindiler.“

2016, Brezilya İçin Zorlu Geçecek

Brezilya ekonomisindeki rakamlar bizlere 2016 yılında da resesyondan çıkışın oldukça zor olduğunu gösteri-yor. Ülke ekonomisini canlandırmak için Copom tara-fından ek önlemler önümüzdeki günlerde de karşımıza

Page 36: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

çıkabilir. Ancak ülkeye genel pencereden bakıldığı za-man en büyük sorununun hükümet kaynaklı sorunlar olduğu görülüyor. Ülkedeki siyasi koşullar düzelmedi-ği müddetçe, hükümet ve halk arasındaki gerginliğin sürmesine neden olacaktır. Bu tansiyon sürdükçe ülke ekonomisi de negatif etkilenmeye devam edecektir. Bu durum, iç piyasada yaşanan durgunluğun devamı olmakla beraber, resesyondan çıkışın hanehalkı güveni olmadan imkansız olduğunu önümüze seriyor.

Tabloda 2015 yılı içerisinde, Latin Amerika ülkeleri para birimlerinin ABD Doları karşısındaki durumu görülmek-te. Latin ülkeleri arasında sene başından bu yana %30 ile en çok değer kaybeden para birimi Brezilya Reali olarak karşımıza çıkıyor.

USD/BRL, 2016 Yılı BeklentileriUSD/BRL paritesi, 2015 yılı içerisinde yaşanan gelişme-ler ve Fed’in etkisiyle birlikte yükselişini sürdürdü. 2015 yılına 2.69 seviyelerinde başlayan paritenin, Eylül ayın-da S&P’nin Brezilya’nın kredi notunu çöp seviyesine in-dirmesiyle birlikte, yılın en yüksek seviyesi olan 4.17’ye doğru yukarı yönde oldukça sert bir tepki verdiğine şahit olduk. Diğer yandan, Aralık ayında Fed’in faiz artı-rımına başlayacak algısının güçlenmesi ve ABD Doları-

nın küresel piyasalarda değer kazanması da, USD/BRL paritesinin yükselişini destekleyen etkenler arasında sıralanabilir. 2016 yılında hem Fed’in faiz artırımına baş-laması hem de ülkenin hala resesyonda olma ihtimalini göz önünde bulundurursak, USD/BRL paritesinin 4.00 seviyesinin üzerine yerleşmesini söyleyebiliriz.

Brezilya Ekonomik Beklentiler,%

2014 2015T 2016T

Büyüme 0,1 -3 -1,3

Enflasyon 6,3 8,9 6,8

Cari Denge / GSYIH -4,4 -3,8 -3,3

İşsizlik 4,8 6,9 9

Kaynak: Bloomberg

2016 Yılı Copom Toplantı Tarihleri

20 Ocak 20 Temmuz

02 Mart 31 Ağustos

27 Nisan 19 Ekim

08 Haziran 30 Kasım

08 Haziran 30 Kasım

Kaynak: Bloomberg

Grafik: Latin Amerika Ülkelerinin ABD Doları karşısındaki görünümü

-40,00

-30,00

-20,00

-10,00

0,00 Venezuela

Bolivarı Meksika Pezosu

Peru Nuevo Sol

Arjantin Pezosu

Şili Pezosu Kolombiya Pezosu

Brezilya Reali

Sene Başından Bu Yana Ülke Para Birimlerinin Dolar Karşısındaki Değişimleri %

Kaynak: Bloomberg

0,00

0,50

1,00

1,50

2,00

2,50

3,00

3,50

4,00

4,50

31.

12.2

013

31.

01.

20

14

28

.02

.20

14

31.

03

.20

14

30

.04

.20

14

31.

05

.20

14

30

.06

.20

14

31.

07.

20

14

31.

08

.20

14

30

.09

.20

14

31.

10.2

014

30

.11.

20

14

31.

12.2

014

31.

01.

20

15

28

.02

.20

15

31.

03

.20

15

30

.04

.20

15

31.

05

.20

15

30

.06

.20

15

31.

07.

20

15

31.

08

.20

15

30

.09

.20

15

31.

10.2

015

30

.11.

20

15

USD/BRL PARİTESİ

Kaynak:Bloomberg

Page 37: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

35

BESTE NAZ KÖKSALAraştırma Uzmanı

2015 Yılı Altın adına hüsranla sonuçlandı desek yeridir,

tabi satış yapan yatırımcılar haricinde. Sene başından

bu yana sürekli düşen fiyatlar beraberinde de son 6 yılın

en düşük fiyat seviyesinin test edilmesine neden oldu.

Altın neden bu kadar değer kaybetti konusuna gelince

kısaca özetlemek lazım.

ABD’nin 2006 yılından bu yana ilk kez faiz artışına gi-

diyor olması, tahvil, altın ve benzeri yatırım araçlarında

oluşan sermayenin Dolara çevrilip, ABD’ye dönmesi en

önemli etken oldu.

Çin’de sanayi üretiminin düşmesi, ekonomi çarklarının

yavaşlamasına neden olurken, üretim girdilerine de

olan talebin azalmasına neden oldu. Altın yatırım aracı

olmanın dışında iletkenlik ve kararma özelliği nedeniyle

üretimde de önemli bir yer tutuyor. Araştırmaya göre 1

ton civarında atıl düzeye çıkmış cep telefonundan 150

gram altın, 100 kilogram kadar bakır ve 3 kilogram ka-

dar gümüş çıkabiliyor.

2011 yılından bu yana genel anlamda düşüş gösteren

ve daha önce gördüğü eski seviyeleri test edemeyen

altın, onu güvenli liman olarak gören yatırımcısının da

yatırım şevkini kırdı. Bu nedenle altının artık güvenli li-

man olarak görülmemesi hem fiziki hem de türev ya-

tırım araçları bazında talebin azalmasına neden oldu.

Fiyatlar düştükçe çeşitli kurumlardan da Ons Altın’ın

1000$’ın altını görecek şeklinde raporlar okuyor ola-

bilirsiniz. Ons altın 2008 yılında ABD’nin Dünyada bol

para dönemini başlatması, altına yatırımların artmasına

sebep olmuştu. Şimdi ise paranın musluklarını kapatan

ABD, faizleri de artırmasıyla diğer yatırım araçlarının

popülaritesini düşürecek. Böylece ons altında da düşüş

devam edecektir.

En Fazla Altın Rezervi Olan Ülkeler (Eylül 2015)

Ton Rezervlerine Oranı

1 ABD 8.133,5 73%

2 Almanya 3.381,0 67%

3 IMF 2.814,0 -

4 İtalya 2.451,8 65%

5 Fransa 2.435,5 62%

6 Çin 1.708,5 2%

7 Rusya 1.352,2 13%

8 İsviçre 1.040,0 6%

9 Japonya 765,2 2%

10 Hollanda 612,5 56%

11 Hindistan 557,7 6%

12 AB 504,8 25%

13 Türkiye 504,5 15%

Kaynak: Metals Focus; GFMS, Thomson Reuters; ICE Benchmark Administration; World Gold Council

Ons Altının 1000$ Üzerindeki Seyri

2016 Yılında Tehlikede!

1046$ seviyesini test eden Ons Altında en önemli

destek seviyesi 1030$ civarında bulunuyor. 1046$ se-

viyesini test eden Altın bu desteğine oldukça yaklaş-

mış durumda. 2016 yılının ılımlı büyüme rakamlarıyla

devam edeceğine ve küresel büyümenin de %3 civa-

rında seyredeceğini varsayarsak, Altın talebinde çok

önemli bir değişiklik olmayacağını söyleyebiliriz. Altının

2016 yılı kaderi için aşağı yönlü risklerin devam ettiğini

söyleyebiliriz. Dolarda yaşanan değer kazancıyla Altın

başta olmak üzere, gümüş, alüminyum, demir gibi di-

ğer metallerde de düşüş olacağını düşünüyoruz. Ons

Altında 1030$ seviyesinin kırılması oldukça muhtemel.

Bu nedenle 2016 yılında Ons Altının 1000$ üzerindeki

seyrinin tehlikede olduğunu ve bu seviyeye doğru geri

çekilmelerde 990$ seviyelerine sarkmalar yaşanabile-

ceğini düşünüyorum.

Page 38: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

-Ton-

3Ç2014 3Ç2015 5- Yıllık Ortalama Yıllık Değişim

Talep

Altın Talebi 1.041,9 1.120,9 1.106,1 ↑ 8

Mücevherat 594,1 631,9 578,4 ↑ 6

Teknoloji 87,6 84,3 95,1 ↓ -4

Yatırım 180,7 229,7 306,4 ↑ 27

Toplam para& sikke 222,2 295,7 329,6 ↑ 33

ETF benzer türevler -41,5 -65,9 -23,1 ↑ -

Merkez Bankaları & Diğer Kurumlar 179,5 175,0 126,1 ↓ -3

Önemli Piyasalardaki Altın Talepleri

Hindistan 238,2 268,1 228,2 ↑ 13

Çin 212,0 239,9 242,3 ↑ 13

Orta Doğu 64,0 70,5 79,0 ↑ 10

ABD 36,3 58,9 45,9 ↑ 62

Euro Bölgesi 58,1 73,6 84,3 ↑ 27

Arz

Toplam Arz 1.092,1 1.100,1 1.101,3 ↑ 1

Toplam Çıkartılan Altın 824,1 847,8 742,8 ↑ 3

Geri Dönüşümden Kazanılan Altın 268,0 252,3 358,5 ↓ -6

Kaynak: Metals Focus; GFMS, Thomson Reuters; ICE Benchmark Administration; World Gold Council

Page 39: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

37

Ons Altın Uzun Vadeli Grafik 2005-2015

Page 40: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

VAHAP TAŞTANAnalist

Ham Petrol Fiyatlarında 2015 Dip Oldu mu? 2016 Yılı Olası SenaryolarArz Tarafından Bakış

ABD

ABD’de 2015 yılı üretimi yılın ortasına kadar önemli yükselişler gösterirken, yılın sonlarına doğru ABD üre-timinin düşen fiyatlarla beraber yeniden azaldığı gö-rüldü. OPEC her ne kadar her toplantıda üretim kotası belirlese de ya da sabit tutsa da ABD’de herhangi bir kotanın olmaması ve üretimin piyasada belirlenmesi, yıl içerisindeki dalgaları da yüksek tutuyor. ABD Enerji Bakanlığının 2015 yılı günlük üretim beklentisi ortalama 9,3 milyon varil düzeyinde seyrediyor. Şu an bu rakam 9,3 milyon varil/gün’ün hafif üzerinde olmasına karşın yıl içerisinde 9,6 milyon varil ile 9,1 milyon varile yakın üretim dataları ile karşılaşıldı. Diğer taraftan sondaj faa-liyetleri de düşüşünü koruyor. Cari olarak (Kasım ayının son haftası) 545 sondaj kulesi faaliyette bulunurken, 2014 yılının aynı döneminde bu rakam 1575 seviyesin-deydi. Bu da düşen fiyatların etkisiyle yüksek maliyetli

üreticilerin büyük bölümünün dışarıda kaldığını göste-riyor. 2016 yılı için Enerji Bakanlığı beklentileri ise petrol üretiminin bir miktar daha düşebileceği yönünde. Ra-kamsal olarak 2016 yılında 8,8 milyon varil üretim or-talaması bekleyen EIA’nın bu tahmini petrol fiyatlarının 2016 yılında yeniden yükselişi için ana senaryo olarak görülüyor. Fakat OPEC’in üzerinde durduğu bir husus söz konusu. Kasım ayı içerisinde yapılan açıklamada arz fazlasının önemli bir kaynağının yüksek maliyetli üreticilerden kaynaklandığı belirtildi. Bu da temelde fi-yatların yeniden yükselişi durumunda özellikle ABD’de bir kısım üreticilerin yeniden faaliyete geçebileceğini gösteriyor.

9000

9100

9200

9300

9400

9500

9600

9700

AB

D P

etr

ol Ü

reti

mi (

Bin

Vas

ril/

n)

ABD 2015 Yılı Ham Petrol Üretimi

500

700

900

1100

1300

1500

AB

D S

on

daj

Ku

le S

ayıs

ı 20

15

ABD Sondaj Kule Sayısı (2015)

OPEC

OPEC 2014 yılında aldığı karar ile petrol üretim kotasını değiştirmeyerek önemli bir fiyat belirleyicisi oldu. Genel trendin ötesinde ham petrolün fiyatı üzerinde önemli bir sınır oluşturdu. Petrol fiyatlarında haftalık olarak ABD üretimi öne çıksa da OPEC’in ham petrol sepet fiyatının piyasa fiyatlarının altında oluşu ihraç ettiği pazarlarda-ki üreticileri zora sokuyor. Bunun en büyük örneği de ABD olarak görülebilir.

30,00

35,00

40,00

45,00

50,00

55,00

60,00

65,00

70,00

OP

EC

Se

pe

t Fi

yatı

($

/var

il)

Kaynak: OPEC OPEC Sepet Petrol Fiyatı

2015 yılı içerisinde OPEC üretimi 32,5 milyon varil dü-zeyine çıkarken, 2016 yılı OPEC içerisinde İran’ın ön planda olduğu bir dönem olabilir. P5+1 ülkeleri ile yap-

Page 41: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

39

tığı anlaşma sonrası üretimini kademeli olarak artırmak

isteyen İran’ın cari üretimi 2,7 milyon varil düzeyinde.

Benzer şekilde jeopolitik risklerin kalkması OPEC’in en

büyük ikinci üreticisi olan Irak için de dikkatlerin top-

lanacağı nokta olacak. 4 Aralık’ta yapılan toplantıda

OPEC üretim kotasını değiştirmedi ve üretim kotasını

sabit tuttu. OPEC içerisinde İran, P5+1 ülkeleri ile gittiği

anlaşma sonrasında ambargoların tam olarak kalkma-

sını bekliyor ve Petrol Bakanının açıklamaları ilk olarak

üretimin 500 bin varil/gün artacağı yönünde. Bu da

ABD’de 2016 yılında düşmesi beklenen üretim mikta-

rına denk geliyor.

29000

29500

30000

30500

31000

31500

32000

32500

201501 201502 201503 201504 201505 201506 201507 201508 201509 201510 201511

30405 30548

31296 31512 31390

32469 32208 32316

32048 32154 32121

OPEC Üretimi (Bin varil/gün)

OPEC Üretimi (Bin varil/gün)

S. Arabistan 32%

Irak 13% Birl Arap Em.

9%

Kuveyt 9% İran

9%

Venezuela 8%

Nijerya 6%

Angola 6%

OPEC Ülkeleri Dağılımı (2015 Kasım)

Talep Tarafından Bakış

Çin

Talep cephesinde petrol fiyatları açısından en önemli belirleyiciler şüphesiz Çin, ABD ve EURO Bölgesi oldu. Çin’de büyümenin ivme kaybetmesi, yapılan teşviklere rağmen %7’nin üzerine yeniden geçememiş büyüme rakamları, ham petrolde talebin Asya tarafını zayıf gös-teriyor. Küresel raporlara bakıldığında IMF’nin dünya ekonomik görünümü Kasım raporunda Çin’in 2015 yılı büyüme beklentisi %6,8 olarak öngörülürken, 2016 yılı ortalama büyümesi ise %6,3 olarak bekleniyor. OECD raporuna göre Çin’in büyümesi 2017 yılına kadar kade-meli olarak %6,2’ye kadar düşüş gösterecek. Rakamlar böyle iken Asya kanadında Çin’in talep artışının yavaş-layacağını işaret ediyor. Baz senaryo bu iken Çin’den

Page 42: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

gelen politika teşvikleri eğer ki büyümeyi canlandırırsa

Çin’den farklı bir kompozisyon alınması da mümkün

olabilir. Bu da Çin üzerine bir alternatif senaryo olarak

izlenmelidir.

ABD

Küresel talebin yaklaşık %20’sini karşılayan ABD’de 2015

yılı petrol talebi bakımından karmaşık bir döngü takip

etti. İlk çeyrekteki büyüme rakamının zayıflığına karşın

özellikle ikinci çeyreğe ilişkin alınan %3,9’luk rakam pet-

rol talebini de olumlu destekliyor. Üçüncü çeyrekte ise

ikinci revizeye göre ABD büyümesi %2,1 düzeyinde. Bu

da potansiyelin altında olsa bile petrol talebini ılımlı ola-

rak destekliyor. ABD’deki akaryakıt istasyonları satışı ise

büyüme tablosuna göre daha zayıf bir görünüm sunu-

yor. Son çeyreğe ilişkin beklentilerin nispeten olumlu

olması talebi destekleyebilir.

-2,7

2,0

-8,2

-5,4

-0,5

1,3

3,9

1,7

3,9 2,7 2,5 2,9

0,8

4,6

2,7 1,9

0,5

1,9 1,1

3,0 3,8

-0,9

4,6 4,3

2,1

0,6

3,9

2,1

-10,0

-8,0

-6,0

-4,0

-2,0

0,0

2,0

4,0

6,0

20

08

ç1

20

08

ç2

20

08

ç3

20

08

ç4

20

09

ç1

20

09

ç2

20

09

ç3

20

09

ç4

20

10ç

1

20

10ç

2

20

10ç

3

20

10ç

4

20

11ç

1

20

11ç

2

20

11ç

3

20

11ç

4

20

12ç

1

20

12ç

2

20

12ç

3

20

12ç

4

20

13ç

1

20

13ç

2

20

13ç

3

20

13ç

4

20

14ç

1

20

14ç

2

20

14ç

3

20

14ç

4

20

15ç

1

20

15ç

2

20

15ç

3

yüm

e (

% c

insi

nd

en

)

Kaynak: bea.gov

ABD Ekonomisi Büyüme (çeyreklik)

ABD Büyüme (çeyreklik)

2010 - Günümüz Ort

Sonuç

Devam eden arz fazlası sorunu ile ham petroldeki dü-

şüşün 2016 yılı için son bulması bekleniyor. Bu beklen-

tinin arkasındaki ana senaryo ise OPEC’in petrol üreti-

mini sabit tutup ABD’de 2016 yılında ortalamada 500

bin varillik üretim düşüşü olarak öne sürülmekte. ABD

Enerji Bakanlığı 2015 için 9,3 milyon varillik günlük üre-

tim beklentilerini 2016 için 8,8 milyon varil olarak açık-

ladı. Bu da önümüzdeki yıl arz fazlası sorunu çözülebilir

konusundaki yorumları destekliyor. Ana senaryo içeri-

sindeki bir diğer nokta da küresel büyümenin 2016’da

daha olumlu hale geleceği. Ekim Ayı IMF Ekonomik

Görünüm raporuna göre 2015 yılı küresel büyüme ra-

kamı, Temmuz raporuna göre 0,2 puan aşağı revize

edilerek %3,1 düzeyine çekilmişti. Buna karşın IMF’nin

2016 yılı küresel büyüme beklentileri %3,8 düzeyinde.

OPEC ise Kasım ayında yayınladığı raporunda 2016 yılı

için küresel büyüme beklentilerini %3,4 olarak açıkladı.

Bununla birlikte aynı raporda küresel petrol talebindeki

artış beklentileri 2015 ve 2016 yılları için sırasıyla günlük

1,5 milyon varil ve 1,25 milyon varil düzeyinde. Petrol

talebi artışında bir yavaşlama beklentisi görülse de ılımlı

yükselişin süreceği öngörüsü de ana senaryoyu des-

tekliyor.

Arz cephesinde ise dikkat çeken ana noktalar ABD ve

İran’ın önümüzdeki süreçte üretimlerini ne noktaya ge-

tireceği yönünde. Cari olarak 2,7 milyon varillik üretim

yapan İran, P5+1 ülkeleri ile yaptığı anlaşma ile yaptı-

rımların kalkmasını bekliyor ve yaptırımların kalkması

sonrasında İran, üretimini daha da artırmayı planlıyor.

ABD için ise her ne kadar 2016 yılı üretim beklenti-

leri ortalamada 500 bin varil daha az olsa da, fiyatlar

yükseldiği sürece OPEC’in de altını çizdiği üzere yeni

üreticilerin girme ihtimali yükseliyor. Bu da ana senar-

yoyu bozacak bir ayrıntı olarak görülebilir. OPEC açı-

sından bu üreticiler yüksek maliyetli olmakla birlikte,

OPEC’in bu yorumu da yüksek fiyat düzeylerinde bu

üreticilerin yeniden arza dahil olabileceğini gösteriyor.

Bizim bu noktada temel senaryomuz petrol fiyatların-

da bir miktar yükseliş olmakla birlikte 2016 yılında WTI

için ortalamada 38,00 – 65,00 geniş bandı içerisinde

44,00 – 56,00 dar bandında bir fiyatlama oluşabilece-

ği yönünde. Alternatif senaryoda ise iki durum dikkat

çekiyor. İlki, ABD Enerji Bakanlığının öngördüğü üzere

2016 yılında ABD üretiminin 8,8 milyon varilin üzerinde

gerçekleşme ihtimali. Bu durum arz fazlasının devam

etmesine neden olacaktır ve petrol fiyatlarındaki yükse-

lişin sınırlı olmasına ve hatta yeni dip seviyeleri test edil-

mesine neden olabilir. İran cephesinde ise eğer yeni

bir anlaşmazlık ortaya çıkar ve ambargolar korunursa

İran’ın 2016 yılı için 500 bin varillik üretim artışının ger-

çekleşmeme ihtimali artacaktır. Şu an fiyatlarda olası

İran üretim artışı yer aldığından bu senaryoda ise yeni

bir dip oluşma ihtimalinin zor olması daha muhtemel.

Page 43: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

İntegral Menkul Değerler A.Ş. bir ULUKARTAL HOLDİNG iştirakidir.

Bir Ulukartal Holding iştiraki olan İntegral Menkul Değerler A.Ş. 2010 yılında

kurulmuş, dinamik yapısı, genç kadrosu ve teknolojik alt yapısı ile kısa sürede

sermaye piyasalarına uyum sağlamıştır.

Türkiye’nin en saygın aracı kurumlarından biri olan İntegral Menkul Değerler,

ulusal ve uluslararası sermaye piyasalarındaki gelişmeleri yakından

takip ederek, kurumsal ve bireysel yatırımcı tabanıyla

arz ve talebin kesiştiği noktada yer almaktadır.

İntegral Menkul Değerler’in faaliyet alanı, kaldıraçlı alım-satım

işlemleri olarak da bilinen Forex piyasasında yoğunlaşmıştır.

Bu piyasanın yasal bir zemine taşınmasına öncülük

eden İntegral Menkul Değerler, “İntegral Forex”

markası altında sunduğu hizmetlerle FX işlem

hacminde Türkiye’nin lider aracı kurumudur.

2012 yılı - 284 Milyar TL İşlem Hacmi

2013 yılı - 488 Milyar TL İşlem Hacmi

2014 yılı - 464 Milyar TL İşlem Hacmi

2015 yılı - 550 Milyar TL İşlem Hacmi

(İlk 9 ay verilerine göre)

*Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği -

TSPB verilerine göre.

Hizmetlerimiz:

Forex,

Hisse senedi,

VİOP, Açığa satış,

Kredili işlemler

HAKKIMIZDA

www.integralmenkul.com.tr /integralforex

2015 YılıTürkiye’nin En İyi Forex ŞirketiInternational Finance Magazine

Page 44: 2016 STRATEJİ RAPORU · 2,5 5,5 7 9,2 2 10,19 9,24 11,14 7,24 8,1 0 2 4 6 8 10 12 1 Ocak 10 1 Ş ubat 10 1 Mart 10 1 Nisan 10 1 Mayıs 10 1 Haziran 10 1 Temmuz 10 1 A ğ ustos 10

www.integralmenkul.com.tr

TÜRKİYE’NİN ÖNCÜ FOREX ŞİRKETİ

GAZİANTEP İRTİBAT OFİSİ: İncilipınar Mahallesi Nişantaşı

Sokak No: 13 Kat: 11 D:1104

Şehitkamil - GAZİANTEP

ANTALYA İRTİBAT OFİSİ: Deniz Mah. Konyaaltı Cad.

Antmarin İş Merkezi No:24 D:102

Muratpaşa - ANTALYA

ANKARA İRTİBAT OFİSİ: Eskişehir Devlet Yolu 9. Km

Dumlupınar Bul. Tepe Prime,BBlok K.6 D.63 Çankaya - ANKARA

GENEL MÜDÜRLÜK: Büyükdere Caddesi 59. Sokak Spine Tower No:243 Kat:2 34398 Maslak, Sarıyer - İSTANBUL

İZMİR İRTİBAT OFİSİ: Dr. Mustafa Enver Bey Cad.

Berki Apartmanı No: 1/1 D:24

Alsancak - İZMİR