2016 İnovasyon sempozyumu: akıllı kurum · • algila: Çözümler, tedarik zincirinde bir...

2016 İnovasyon Sempozyumu: Akıllı Kurum

Harvard 2016 İnovasyon Sempozyumundan İçgörüler

2 2016 İnovasyon Sempozyumundan İçgörüler

GirişNesnelerin İnterneti, mobil olmak, ve bulut tabanlı bilgisayar sistemleri gibi mega trendlerin biraraya gelmesi sonucu Akıllı Kurum adı verilen yeni bir operasyonel paradigma ortaya çıktı. Tüm fiziksel varlıklar, dijital bir sese sahip oldukça Akıllı Kurum, firmaların daha gelişmiş bir gerçek zamanlı izlenebilirlik ile daha iyi kararlar almalarını ve operasyonlarını daha verimli yürütmelerini sağlıyor. Firmalar daha fazla “enterprise asset intelligence” elde ettikçe, operasyonlarında neler olup bittiği hakkında fikir sahibi oluyor, bilgileri hızla analiz edebiliyor, ve buradan hareketle uygulamaya geçebilecekleri bir platforma sahip olarak büyüme, üretkenlik ve hizmet seviyelerini yükseltiyorlar.

Akıllı Kurum konusunda daha fazla çalışma yapmak amacıyla Technology and Entrepreneurship Center at Harvard (TECH) Zebra Technologies desteğiyle 27-28 Eylül’de 2016 İnovasyon Sempozyumu: Akıllı Kurum adlı bir sempozyum düzenledi.

Sempozyumda Akıllı Kurumun tanımını yaptık, ve çeşitli sektörlerde ve ölçeklerdeki kuruluşlar için en iyi uygulamaları ve fırsatları inceledik. Altyapı, yönetim, Nesnelerin İnterneti teknolojileri ve enterprise asset intelligence konularını derinlemesine ele aldık. Öğrenme, paylaşma ve tartışmaların odaklandığı belli başlı konular şunlardı:

• Akıllı Kurumun başlıca yönleri ve en iyi uygulamaları nelerdir?

• Akıllı Kurumda inovasyon tohumları ekip gelişmesini sağlamak için hangi kaynaklara ihtiyaç vardır?

• Firmaların organizasyonlarında dönüşüm gerçekleştirmeye hazır olmalarını hangi faktörler etkilemektedir?

• Firmalar fizikselin dijitale dönüştürülmesinde kurumlarındaki mevcut teknolojik yatırımlardan nasıl yararlanabilirler?

• Firmaların bu alanda önlerinde ne gibi başarılar, öğrenim kazanımları ve sorunlar bulunmaktadır ve bunları nasıl aşarlar?

• Kuruluşlar bugüne dek yaptıkları yatırım seviyesinden bağımsız olarak nasıl daha akıllı hale gelebilirler? Ve kuruluşlar geleceğe hazırlıklı olmak için şimdi ne yapabilirler?

• Verimlilik ve hizmet açısından daha akıllı kurum olmanın açık değeri nedir?

Sempozyumun öğrettiği belli başlı hususlar bu raporda ayrıntı olarak anlatılmaktadır.

2016 İnovasyon Sempozyumu: Akıllı Kurum 3

ContentsGiriş . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2

Nesnelerin İnterneti: Dün, Bugün ve Yarın . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4

Deneyim Ekonomisinde Akıllı Kurum . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 6

İçgörüler: İş Dünyasında Nesnelerin İnterneti İçin Fırsatlar ve Sorunlar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 8

Bulut Bilgisayar Sistemleri ve Makine Öğrenimi: Dün, Bugün ve Yarın . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 10

Bir Deneyim Örneği: Tüketiciye Yönelik Lojistik Ekosisteminin Sorunlarına Yenilikçi Teknolojiye Dayalı Çözüm . . . . . . . . . . . . . . . . . 13

Daha İyi Taşımacılıktan Daha İyi Kentlere . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 15

Endüstri Trendleri ve Nesnelerin İnternetinin Geleceği . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 17

InVision Düşüncesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 19

Sağlık Sektöründe Dijital Dönüşüm: Operasyonel Sonuçlar İçin Katalizör . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 21

Sağlık Nesnelerinin İnterneti: Sağlık Kurumu İçin Fırsatlar ve Sorunlar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 24

Bir Deneyim Örneği: Teknolojiden Yararlanmak - Varlık İzlenebilirliğini Kullanarak Operasyonel Verimliliği Arttırmak . . . . . . . . . . . 26

Akıllı Kurum ve Gelecek . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 28

Stratejik İnovasyon Zirveleri ve Sempozyumları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 29

Teşekkürler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 30


Nesnelerin İnterneti: Dün, Bugün ve YarınSunucu: Kevin Ashton, MIT Auto ID Merkezi Eş Kurucusu ve Yazar

Nesnelerin İnterneti 1990’ların sonları ile 2000’lerin başlarında ABD’nin Massachusetts eyaletinin Cambridge kentinde başladı. O zaman arkadaşlarımla gelecekte bizleri bekleyen teknolojik olanaklar hakkında konuşuyorduk. ‘Nesnelerin İnterneti’ terimini ortaya atıp öngörülerimizi insanlarla paylaştığımızda bize düşüncelerimizin kulağa saçma geldiğini söylediler. Görünüşe bakılırsa aslında öngörülerimiz yeterince saçma değilmiş.

Bugün ceplerimizde gelişmiş bilgisayarlarla oturuyoruz. Bunlara akıllı ‘telefonlar’ diyoruz, fakat gerçekte telefon görüşmesi bunlardaki birçok uygulama ve özellikten sadece bir tanesi. Yüksek çözünürlüklü fotoğraf makineleriyle resim çekiyoruz, mesaj yazıyoruz, tweet atıyoruz, Angry Birds oynuyoruz, internete giriyoruz, bir şeyler satın alıyoruz, e-posta gönderiyoruz, ve daha birçok şey yapıyoruz. Bugün bütün bunları doğal kabul ediyoruz, fakat bu kadar kısa zamanda ne kadar yol katettiğimize bakılırsa, bu monoton şeyler aslında çok mucizevi.

Geleceği öngörmek, şimdi sahip olduklarımıza bakıp buradan oraya zum yapmaya çalışmak demektir. İlk cep telefonunuzla çektiğiniz ilk bulanık resmi bir düşünün, ve onu bugün akıllı telefonunuzla çekebildiğiniz resimlerle karşılaştırın. Teknolojik öngörü, gelecek yıl, gelecek nesil telefonla resmin nasıl olacağını hayal etmektir. Geleceği düşünmek için hem dünü hem de bugünü çok iyi anlamak gerekir.

Dünya İle Etkileşim İçerisindeki BilgisayarlarNesnelerin İnternetinin temelini oluşturan teknoloji RFID - radyo frekanslı tanıma idi. Bu, bilgisayarların çevrelerindeki dünyada bulunan çeşitli nesneleri tanımalarını sağladığı için Nesnelerin İnternetinin temelidir. Günümüz dünyasında bilgisayarların en egemen biçimi akıllı telefonlar olmakla beraber RFID etiketler şu anda daha fazla sayıda ve daha ucuz.

2012’de üretilen ve satılan akıllı telefonların sayısı 3 milyarın biraz altındaydı, fakat aynı yıl yaklaşık 4 milyar RFID etiket üretilip satıldı. Bu durum devam ediyor ve her yıl akıllı telefonlardan yaklaşık bir milyar daha fazla sayıda RFID etiket satılıyor. Akıllı telefonların fiyatı yüzlerce dolar olup ayrıca bir tarife de satın almak gerekirken RFID etiketlerin ortalama

“Günümüzün

sorunu bilginin

yönetilmesidir.”

–Kevin Ashton MIT Auto ID Merkezi

Eş Kurucusu ve Yazar


birim fiyatı dört sent altında.

Bugün RFID etiketler çeşitli şekillerde kullanılıyor. Paralı yolda araçları, üretim bandında parçaları algılamada kullanılabiliyor, ve hatta Disney tarafından bile kullanılıyorlar - sihirli RFID bantlarla belirli şeyler için ödeme yapıp belirli yerlere girebiliyorsunuz.

İlginç olan RFID etiketlerinin enerji kaynağına ihtiyaç duymamaları. Aslında enerji kullanıyorlar. Ancak, bu enerjiyi kendileriyle iletişim kuran radyo dalgasından alıyorlar. Tipik olarak pilleri olmayıp, takılıp şarj edilmeleri de gerekmiyor.

Bu halen bir bakıma ‘kendi kendilerine güç sağlayan’ birçok bilgisayarın olduğu bir dünyada yaşadığımızı gösteriyor. Benim öngörüm bu trendin devam edeceği ve 20 yıl içinde bilgisayarların çoğunun kendi kendilerine güç sağlayacağı yönünde. Bilgisayarın icat edilmesinden bu yana bilgisayar işlemleri için gereken enerji ve elektrik miktarının 1.5 yılda bir yarı yarıya azaldığını söyleyen Koomey Yasasından çıkarak cihazlarımız zamanla daha az enerji gerektiriyor. Gelecekte giderek daha fazla şeyi (radyo dalgaları, odadaki titreşimler, ışık, vb. aracılığıyla) güç toplayabilen ya da hiç değiştirilmesi gerekmeyecek kadar uzun ömürlü bir dahili pile sahip cihazlarla yapabileceğiz.

Veri Toplayan (ve İşleyen) BilgisayarlarYakın zamana kadar bilgi teknolojisinde temel bir sınırlama vardı: ona verileri insanların vermesine bağımlıydı. Bilgisayarların işlediği bilgiler klavye kullanılarak girilebilen bilgilerdi. Günümüzde durum daha karmaşık bir hal aldı; artık yönetmemiz gereken bilgiler kolayca klavye kullanarak girilebilecek türden bilgiler değil. Günümüzdeki bilgiler ayrıntılı, gözlemlenmesi zor ve gerçek zamanlı olarak değişip manüel olarak girmek yerine verileri otomatik olarak yakalayabilecek bir sistem gerektiriyor.

Otomatik veri yakalamanın ilk başarılı örneği barkoddu. Bugün sıradan olmakla beraber barkod da mucizevi bir şeydi - ilk geliştirildiğinde hassas bir şekilde yazdırılması zordu ve okunması için lazer ya da yüksek çözünürlüklü bir kamera gerektiriyordu.

Dolayısıyla, Nesnelerin İnterneti fikri sadece - dünya ile etkileşim içine girebilen RFID gibi - algılama teknolojisinden ibaret olmayıp bu otomatik veri yakalama ve algılama teknolojisinin internete bağlanması demektir. Böylelikle bilgisayarlarımızın kendi başlarına gerçek dünya hakkında bilgiler toplayıp sonra da söz konusu verilere bakarak sorunları çözmelerini sağlayabiliriz.

Ancak bu alanda aşmamız gereken bir engel var. Bilgisayarların veri toplamakla kalmayıp aynı zamanda bunları işleyerek kararlar aldıkları bir sistemden hareketle yola çıktık - ve birçok insan henüz karar alma yetkisini bırakmaya hazır değil.

Örneğin, kendi kendine giden otomobil fikrine karşı olanlar, en iyisinin insanın aracı kendisinin kontrol edip sürüş kararlarını kendisinin vermesi olduğuna inanıyorlar - oysa araç kullanımındaki ‘insan hatası’ nedeniyle her yıl binlerce ölüm yaşandığı bir gerçek. Öte yandan, sürücüsüz bir otomobil 360 derece görüş açısına sahip radarları olup en az iki boyutu algılayabiliyor, sonra da makine öğrenimi ve bilgisayar kullanarak tüm bilgileri birleştirip neler olup bittiğini anlayıp buna göre tepki verebiliyor. Binlerce testten sonra sadece bir tane büyük kaza oldu. Kendi kendine giden otomobil prototipleri bilgisayarların insanlardan daha iyi sürücüler olduğunu çoktan kanıtlamış bulunuyor.

Bir başka örnek, iş yerinde yaşananlardır. Şirketler, müşterileri, tedarik zincirleri ve işleriyle ilgili diğer önemli unsurlar hakkında veri toplayan sistemlere büyük miktarlarda para harcıyor. Kıdemsiz bir çalışan, sistemden bir rapor çıkarır, bunu bir grafiğe dönüştürür, ve onu da bir PowerPoint sunumuna koyar. Bir toplantı düzenlenerek üst düzey yöneticiler bu grafiğe bakıp ne anlama geldiğini düşünmeye çalışır, sonra da bir karara varırlar, ve o karar da sonunda bir sonraki ay hayata geçirilecektir.

Bu 20. yüzyılın düşünce tarzıdır. 21. yüzyıl ise tamamen gerçek zamanlı, otomatik veri akışı ve işlenmesi demek olup burada kararlar otomatik olarak makine öğrenim sistemlerinden ortaya çıkabilir.

Son Bir ÖngörüŞimdiye dek anlattıklarım, Nesnelerin İnternetinin dünü, bugünü ve yarınına kısa bir göz atıştı, fakat paylaşmak istediğim önemli bir öngörü daha var: SİZİN sektörünüzde bir avantaj elde etmek için otomatik veri yakalama ve işleme araçları kullanan oyuncular olacak. Gerçekte bu belki de tam şu anda oluyor. SİZİN önünüzde bu en son gelişmeleri benimseyip Nesnelerin İnternetinin sunduğu avantajdan tam olarak yararlanıp yararlanmama seçeneği var. Geleceği bugünden kucaklayıp sektörde lider olabilirsiniz. Ya da bu şeylere saçma deyip geri kalabilirsiniz. Seçim sizin.


Deneyim Ekonomisinde Akıllı KurumTom Bianculli, Zebra Technologies Başkan Vekili ve Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

Nesnelerin İnterneti dünyamızı fiziksel ile dijital arasındaki çizginin daha da bulanıklaştığı yeni bir sanayi çağına taşıyor. Gerek işte, gerekse evde, sürekli bağlantıda kalmaya ihtiyaç duymamız hızla Nesnelerin İnterneti teknolojilerinin benimsenmesine yol açtı. Ancak, şimdiye dek bu benimseme tüketici odaklıydı. Fakat çoğu insan Nesnelerin İnternetinin günümüzde kurumları çoktan değiştirmekte ve deneyim ekonomisine giden yolun döşenmekte olduğunu görmüyor. Günümüz işgücündeki 1.3 milyar mobil çalışan ve yakın gelecek için öngörülen 21 milyar bağlantılı cihaz ile kurumlar hizmetler satmaktan deneyimler satmaya geçiyorlar. Günümüzün ön sıralarında kalıp geleceğe hazırlıklı olmak için kurumların bu cihazların nasıl bağlanacağı ve oluşturdukları verilerle birlikte nasıl yönetileceğinin yanısıra iş süreçlerinin nasıl uyarlanıp çalışanları, müşterileri, iş ortakları ve tüm paydaşları için kişiselleştirilmiş yeni deneyimlerin nasıl oluşturulacağını düşünüp bulmaları gerekecek.

Ve bu kolay iş değil.

Bu yolda kurumlara yardımcı olmak için daha akıllı kurumlar oluşturan bir faaliyet çerçevesi geliştirdik. Başlangıç noktasını tedarik zincirinde bir yerden bir yere giden paketler, bir fabrikadaki ekipmanlar, bir depodaki personel, ve bir mağazadaki müşteriler gibi bir kurumun varlıklarından bilgiler “algılayan” çözümler oluşturuyor. Temel olarak, kurum faaliyetlerinin “kıyısındaki” bilgilerin algılanması. Bu varlıklardan alınan durum, konum, kullanım ya da tercihler gibi veriler “analiz” edilerek uygulamaya konabilir içgörüler sunuluyor. Sonra da bu içgörüler doğru kişiye doğru zamanda mobilize edilerek buna göre “uygulamaya” geçilebiliyor, ve böylece kullanıcıların her yerde her zaman daha iyi ve daha dakik kararlar almaları sağlanıyor.

“‘Akıllı Kurum’

kavramı, kuruluşların

içinde yaşadığımız

dünya kadar akıllı ve

bağlantılı olmasını

sağlamak demektir.”

–Tom Bianculli Zebra Technologies Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

(CTO)


Daha akıllı cihazların beraberinde daha akıllı nesneler ve daha akıllı ortamlar geliyor, ve böylece sektörleri ne olursa olsun kurumların daha bilgili ve dolayısıyla daha akıllı hale gelmelerine giden yol döşeniyor.

İşte Nesnelerin İnternetinin asırlık sektörel sorunları nasıl dönüştürdüğüne bazı örnekler:

• Perakende: Ortalama olarak envanter yönetim yazılımları aracılığıyla rapor edilen envanterin sadece yüzde 65’i doğrudur. Bunu aşmak için büyük perakendeciler envanterin her hareketinin hassas bir şekilde takip edilmesi için video, RFID ve konumlandırma teknolojileri gibi algılamadan yararlanan daha ileri envanter takip çözümlerine yöneliyorlar.

• Taşımacılık ve Lojistik: Taşımacılık sektöründe, ortalama bir döşeme yüklü treyler yüzde 30 daha fazla yük taşıyabileceğinden teslimatın nasıl daha optimize edilebileceği sorun olmaya devam ediyor. Tablet tabanlı treyler yük analiz yazılımı ile depolar ve filo yöneticileri her bir treylerin yük istatistikleri ve net bir resmine sahip olarak kolayca uygulamayı takip edip yüklerin tam potansiyeline ulaşılmasını sağlayabiliyorlar.

• İmalat: Talep üzerine iş yapılan günümüz dünyasında tüketiciler artık daha kısa teslim süreleri bekliyorlar ve bu da imalatçılara siparişleri yerine getirmenin daha verimli yollarını bulma sorunu yaratıyor. Nesnelerin İnterneti ve mobil çözümlerin sağladığı izlenebilirlik ile depolar sorunsuz ve zamanında gerçekleştirme sözünü yerine getirebiliyor.

• Sağlık: Zamanında, hassas ve daha iyi kalitede bir tedavi sunmak için hasta bakımını doğru tanımlama, takip etme ve belgeleme sorunu, hastanelerin ve sağlık kuruluşlarının baş ağrısı olmaya devam ediyor. Bunu aşmak için, hastanın doğru bakımı ve takibi için gerekli geri bildirimi verme amaçlı takip ve veri değerlendirmesini gerçek zamanlı ve doğru olarak gerçekleştirilmesine yönelik akıllı ve noninvaziv teknoloji uygulamaya geçirildi.

Ancak, Nesnelerin İnternetinin sunduğu potansiyele rağmen, doğru bir takım yetenek kazandıran teknolojiler olmaksızın kurumlar Nesnelerin İnterneti yatırımlarından tam değer elde edemeyeceklerdir. Kurumlar dünyasında Nesnelerin İnternetinin bir gerçeklik haline gelmesi yalnızca bir, hatta bir avuç yenilikçi tarafından gerçekleştirilemez. Bunun için sektör çapında farklı pazar büyüklüklerine sahip firmaların akademik kurumlar ve belediyeler ile bir araya gelip işbirliği yaparak tüm kurumların bağlantılı ve “akıllı” hale gelebilmeleri doğrultusunda standart uygulamalar ve kurallar üzerinde anlaşmaya varmaları gerekecektir.

The Intelligent Enterprise Framework• ALGILA: Çözümler, tedarik zincirinde bir yerden bir yere giden paketler, bir fabrikadaki

ekipmanlar, bir depodaki personel, ve bir mağazadaki müşteriler gibi kurum varlıklarından otomatik olarak bilgiler “algılıyor”.

• ANALİZ ET: Ardından bu varlıklardan alınan durum, konum, kullanım ya da tercihler gibi faaliyet verileri “analiz” edilerek uygulamaya konabilir içgörüler sunuluyor.

• UYGULA: Sonra da bu içgörüler doğru kişiye doğru zamanda mobilize edilerek buna göre “uygulamaya” geçilebiliyor, ve böylece kullanıcıların her yerde her zaman daha iyi ve daha dakik kararlar almaları sağlanıyor.


İçgörüler: İş Dünyasında Nesnelerin İnterneti İçin Fırsatlar ve SorunlarNesnelerin İnterneti, firmaları ve bütün bir sektörü dönüştürebilecek güce sahiptir. Şu anda kamu yönetimi, sağlık, perakende ve diğer alanlarda yaratıcı uygulamalar görmekteyiz. Ancak, topladıkları verileri yönetmekte zorlananlar ve daha bu teknolojileri benimsemeyen yanaşmayan şirketler olduğunu da görüyoruz. Sempozyumda katılımcılar denklemin her iki tarafını da tartıştılar, ve tespit edilen başlıca fırsatlar ve sorunlardan bazıları şunlar oldu.

Fırsatlar ve Örnekler

En büyük fırsatlardan bazıları, algılama, işaretleme ve RFID teknolojileri alanındadır. Günümüzün UHF RFID etiketleri tipik olarak pil gerektirmez, fakat daha uzun bir okuma mesafesine sahiptir. Bu özellik onları daha güçlü ve aynı zamanda daha ucuz yapmaktadır.

Sempozyumda işittiğimiz çeşitli RFID özelliklerinden bazıları şunlar:

• Disney, insanların çeşitli şeyler için hızlı ve kolay bir şekilde ödeme yapmalarını sağlayan RFID bileklikler kullanıyor.

• Restoran sektöründe müşterilerin şirket uygulaması aracılığıyla para yükleyebildikleri müşteri kartları kullanan şirketler görüyoruz. Restoranda müşteri kartından para almak için özel bir 2 boyutlu barkod okuyucu kullanılabiliyor.

• Restoran sektöründen bir başka örnek, Paket Servis park yerlerine yerleştirilen sensörler. Müşteri, siparişini almak için aracıyla geldiğinde içerideki personele müşterinin geldiği bildiriliyor.

• ABD’nin Massachusetts eyaletindeki Cambridge kentinde kanalizasyonlara yerleştirilen sensörler, virüsler, bakteriler, kimyasallar, insanların neler yedikleri, ne ilaçlar kullandıkları ve daha fazlasına dair biyokimya verileri topluyor.

• Taşımacılık sektöründe teknolojiden varlıkların hareketini, örneğin filodaki kamyonların konumunu takip etmede yararlanılıyor.


• Tarımda ekin sensörleri hava durumu verileri ile birlikte çiftçilerin maksimum verim için en iyi hasat zamanını bilmelerine yardımcı olabiliyor.

• Gerçek zamanlı iş akışı optimizasyonu birçok sektör için bir fırsattır. Bu sistem, personelin bir sonraki adımının ne olması gerektiğini belirlemek için sensörler ve başka verileri kullanarak personele rota çizilmesine yardımcı olabiliyor. Örneğin, perakende sektörü çok küçük marjlarla çalışıp bir perakende mağazasının işletme maliyetlerinin üçte ikisini işgücü oluşturuyor. Dolayısıyla, personel optimizasyonu karlılığın arttırılmasını sağlayabilir.

Veri İkilemi

İş dünyasında Nesnelerin İnterneti için fırsatlar çok olmakla beraber başlıca sorun, elde ettiğiniz verilerle ne yapacağınız . Teorik olarak her şeyi etiketleyebilirsiniz, fakat bundan elinize ne geçecek? Gerçekten bir etkisi olacak olan, verilerle ne yaptığınız ve bu verileri nasıl uygulamaya konabilir içgörülere çevirdiğiniz . Bu bakımdan Nesnelerin İnterneti muhtemelen bizzat teknolojinin ardındaki bilimden çok verileri analiz edip bunu sonuçlara çevirme sanatı olacak .

Veri ikilemi, Nesnelerin İnternetini işlerine uygulayan şirketler arasında en çok fark yaratacak olan şeydir . Cihaz hala önemli olmakla beraber, şirketler verilerle ne yaptıklarına göre farklılaşacaklar . Sonunda Nesnelerin İnterneti oyununda kazananları kaybedenlerden ayıracak olan budur .

Diğer Sorunlar

Verilerle ne yapılacağı ve bunun nasıl uygulamaya konabilir içgörülere çevrileceği muhtemelen Nesnelerin İnternetini kullanan firmalar için en büyük sorun olmakla beraber üstesinden gelinmesi gereken başka sorunlar da var . Bunlardan bazıları şunlar:

• Veri Kullanma Oranları: Bazı istatistikler büyük verilerin aslında sadece yüzde 4-5’inin kullanıldığını gösteriyor. Bir şirket verilerden uygulamaya konabilir içgörüler oluşturmada yararlanıyor OLSA bile, nasıl daha derine inip parmaklarımızın ucundaki verilerden nasıl daha da fazla yararlanabiliriz?

• Benimseme: Bazı firmalar yıllardır aynı şekilde çalışıyorlar. Değişmek istemiyor ve Nesnelerin İnternetine ilgi duymuyorlar. Firmalara bu yenilikçi teknolojinin değerini nasıl gösterebiliriz? Eğer elde edebilecekleri sonuçları (daha fazla kar, verimlilik, kaynakların kullanımı, müşteri içgörüleri, vb.) anlamalarına yardımcı olmakla başlayabilirsek, bunun ardından teknoloji gelecektir.

• Değişim Yönetimi: Nesnelerin İnterneti ve diğer teknolojileri benimseyen firmalar çoğunlukla bu değişime adapte olmakta ve sonra da değişimi sürdürmekte zorlanıyorlar. Bilişim bölümü, değişimi kolaylaştırmak ve uygulamanın ya da teknolojinin gündelik işlerinde bununla çalışması gerekecek kişilerin işine yaramasını sağlamak için operasyonlarla en iyi nasıl çalışabilir?

• Veri Yönetimi: Verileri elde ettikten sonra bunlarla ne yapacağınız konusunda da sorunlar var. Veriler kime ait, bunlar paylaşılmalı mı, bilgiler nasıl yayılır, ve anonim özelliği ve kişisel verilerin güvenliği nasıl korunur?

Sonunda aşılması gereken birçok sorun var, fakat bunlar kesinlikle aşılmaz değil . Firmalar Nesnelerin İnternetini benimsemenin fırsatları ve avantajlarını anladıkça, tüm sektörlerde ana akım haline geleceği kuşkusuz .


Bulut Bilgisayar Sistemleri ve Makine Öğrenimi: Dün, Bugün ve YarınSunucu: Rich Rao, Google Global Cihazlar ve Eğitim Başkanı

Willie Sutton, kırk yıllık suç kariyeri boyunca tahminen 2 milyon dolar çalan bir Amerikan banka soyguncusu idi. Bir muhabir ona neden bankaları soyduğunu sorduğunda, şöyle cevap verdi: “Çünkü para orada.” Şimdi ‘Sutton yasası’ adı verilen bu yasa, sizin işinize de uygulanabilir. Yatırımlar konusunu düşündüğünüz zaman para neredeyse oraya gitmelisiniz. Ve günümüz ortamında bu, teknolojiye ve daha somut olarak buluta yatırım yapmak demektir.

Google’daki on yıllık kariyerim sırasında büyük şirketlere, küçük firmalara ve eğitim kurumlarına teknolojiyi uygulamaya koymalarında yardımcı oldum. Deneyimler bana bulut bilgisayar sistemleri ve makine öğreniminin dünü, bugünü ve geleceğine göz atmamı sağladı.

Dün

İhtiyaç icadın anasıdır derler; ve gerçekten de Google için böyle oldu. Global mali krizin olduğu 2007-2008’de Google, kendi web tarayıcısını lanse edeceğini duyurdu. İnsanlar, piyasada zaten yeterince web tarayıcı olduğunu söyleyerek bunun nedenini merak ettiler. Ancak, Google’daki insanlar bazı sorunlar olduğunu görüyorlardı, ve bunlar kendi web tarayıcılarını yaparlarsa çözülecekti. Birincisi, internet olabileceği kadar hızlı ve anında değildi. Ayrıca çok güvenli de olmayıp web tarayıcılar aracılığıyla giderek artan miktarda güvenlik açıkları oluşuyordu. Son olarak, mevcut web tarayıcı seçenekleri Google’ın önünü tıkıyordu. İstedikleri uygulamaları geliştiremiyor, istemci tarafı teknolojisiyle zengin şeyler yapamıyorlardı.

Günümüze atlarsak, Google web dünyasının lider platformu, fakat daha önemlisi, paradigmayı değiştirerek web tarayıcıların bulut bilgisayar sistemlerine geçmesine yol açtı. Bulut sistemlerinin açıkça görülen avantajlarından bazıları:

• Çoklu kullanım: Bulut sisteminde, deyim yerindeyse, çok sayıda insan bir çatı altında toplanarak daha iyi kaynak kullanımı sağlanır. Hatta daha iyisi, bu, yazılımın her zaman güncel olması anlamına gelip değişiklikler gerçek zamanlı olarak perde arkasında gerçekleşerek yeni yazılım sürümlerine ve güncellemelere gerek kalmaz.


• Sonsuza Yakın Ölçek: Sonsuza yakın ölçekle elastik bir bilgisayar sistemine sahip olunabilir. Ancak, daha iyisi, maliyetler zamanla azalır ya da aynı fiyata daha fazla şeye sahip olunur.

• Yüksek Güvenilirlik: Profesyonel yazılım ve donanım yönetimine geçildiğinde daha iyi bir güvenilirliğe sahip olunur ve bu da yüksek bir kesintisiz hizmet süresi demektir. Hatta daha iyisi, planlanmış kesintiler de olmaz, ve bu çok faydalıdır, çünkü kesintiler kullanıcılar için muazzam kayıplara neden olur.

• Otomatik Yedekleme: Bulut sisteminin sağladığı yedekleme firmanızın (kasırgalar ya da elektrik kesintileri gibi) yerel afetlerden korunmasına yardımcı olabilir. Hatta daha iyisi, veriler birçok veri merkezinde tutularak şifreleme aracılığıyla gelişmiş bir güvenliğe sahip olunur.

Bugün

Google, şirketin sorunlarını çözen bir teknoloji yaratarak bulut platformlarını genişletmiş bulunuyor . Bu teknolojik atılımlar Google’ın ölçekleme yapmasını sağlayıp ardından bulut platformları diğer firmaların da büyümelerine ve kendi sorunlarını çözmelerine yardımcı olabilecek açık kaynak teknoloji olarak sunuluyor . Bunlardan bazıları şunlar:

• Yönetim: Google Stackdriver, Kimlik ve Erişim Yönetimi (Cloud IAM), Destek

• Bilgisayar İşlemleri: İşlem Motoru, Ön Alınabilir Sanal Makineler, Özel Makine Türleri, Uygulama Motoru, Kapsayıcı Motor

• Depolama: Bulut Depolama, Nearline, Cloud SQL, Datastore, Bigtable

• Ağ: Sanal Ağ, Yük Dengeleme, CDN, DNS, Interconnect

• Veriler: BigQuery, Dataflow, Dataproc, Pub/Sub

• Makine Öğrenimi: Bulut Makine Öğrenimi, Speech API, Vision API, Translate API

Şirketlerin bu Google bulut platformlarını kullanma şekillerinden bazıları şunlar:

• Snapchat: Snapchat, bir fotoğraf paylaşım ve mesajlaşma uygulamasıdır. Sadece 2011 yılında başlamış olmasına karşın bugün en çok indirilen on uygulamadan biri olup toplam internet trafiğinin yüzde birini kullanmaktadır. Kurucuları bu uygulamayı Google Uygulama Motorunu kullanarak geliştirmişlerdir. Ekiplerinde hiçbir altyapı mühendisi olmayıp sadece uygulamayı tasarlayıp onun nasıl finanse edileceğini düşünmüşlerdir - bu, yeni dönem için bir iş modelidir.

• Zulily: Zulily, ailelere yönelik giyim satışı yapan bir şirkettir. Birkaç yıl önce başladılar ve bugün bir milyar dolar gelir elde ediyorlar. Öne çıkmalarını sağlayan bir yöntem, müşterilerin tercihlerine ve geçmişte satın aldıklarına dayalı teklifler ve özel promosyonlar sunmaktır. Birlikte iyi gitmeyen hem yapısal hem de yapısal olmayan verilere sahip olduklarından sorun yaşadılar, fakat ardından Hadoop ve BigQuery kullanmaya başlayınca tüm müşteri verilerini analiz ederek kişiselleştirilmiş ve hedefe odaklı teklifler sunabildiler.

“Artık tek

endişelenmeniz

gereken dil ve

ben bir uygulama

yapabilir miyim

olup sonra diğer

her şeyin yönetimi

sizin yerinize

yapılacaktır.

Bunun anlamı ve

firmalara etkisinin

bu kadar büyük

olmasının nedeni

şudur ki hemen her

şey için uygulama

yapabilirsiniz.

Nitekim bugün

gerçekleşmekte

olan da budur.”

–Rich Rao Google Global Cihazlar

ve Eğitim Başkanı


• SunGard: SunGard, piyasada gerçekleşen tüm işlemleri kaydeden bir finansal hizmetler denetleme şirketidir. Her saat altı milyar piyasa işlemi gerçekleştiğinden işlenmesi gereken çok büyük miktarda bir veri söz konusu. Ancak, Cloud Bigtable aracılığıyla verileri işleyip sorgulayabiliyor, ve son altı yıl içinde yapılmış bir işlemi saniyeler içerisinde tespit edebiliyorlar.

Yarın

Teknoloji araştırma ve danışmanlık şirketi Gartner, 2018 yılına dek iş dünyasında içeriklerin yüzde 20’sinin makineler tarafından yazılacağını, ve 2020 yılında dek mobil etkileşimlerin yüzde 40’ının akıllı aracılar tarafından kolaylaştırılacağını öngörüyor . Google, Gmail, Docs, ve Hangouts gibi Google Uygulamalarının daha akıllı hale getirilmesi dahil, bulut teknolojisini ve makine öğrenimini geliştirmeye devam edecektir . Google Arama, konuşma tanımayı da içerecek, Gmail, akıllı yanıtlama özelliğine sahip olacak, Google Fotoğraflar, daha gelişmiş bir arama özelliğine sahip olacak, vb .

Bulut ve makine öğrenim teknolojisiyle ilerleme kaydettikçe hedef, verimlilikten öte uygulamaları ve işlemleri daha doğal, daha otomatik ve daha kestirimli hale getirmek olacaktır .

Bugün hemen her konuda bir uygulama yapabilir, bulut ve makine öğrenimini yararlanarak güçlü bir iş kurabilirsiniz . Önerilerim:

1. Önce kolay olanı yapın. Son kullanıcılarınız ve bilişim bölümünüz için SaaS açısından kolay kazanabilecek bazı şeyler mi var?

2. İnovasyon kültürüne katılın. Şimdi tam yapmak istediğinizi yapma fırsatı var. Hiçbir teknik sınırlamanız olmasaydı hangi sorunları çözebilirdiniz?

3. Ekibe yeni kişiler alırken dikkat edin. Bütün büyük üniversiteler artık bulut platformları ve makine öğrenim API gibi konularda dersler veriyor. Yeni kişiler işe alırken bunu ve ayrıca dahili olarak ekibinizin becerilerini nasıl arttırabileceğini düşünün.

Kariyerim boyunca büyük şirketlerde, küçük firmalarda ve eğitim kurumlarında çalıştım . Bu süreç içerisinde küçüklü büyüklü kurumlar nasıl buluta geçeceklerini belirlemeye çalışırken birçok okul bunu çoktan gerçekleştirmiş bulunuyor . Bu ironik, çünkü tipik olarak onlar en büyük bütçelere ya da büyük bir teknik ekibe sahip değiller, fakat bunu gerçekleştirmenin bir yolunu buluyorlar . Bu, önünüzde bulunduğunu düşündüğünüz tüm sınırlamalara rağmen sizin firmanız için de her şeyin mümkün olduğunu gösteriyor .

“Bir web tarayıcı

yaptık, ve oldukça iyi

bir şey ortaya çıktı,

ve bugün insanlar

onu kullanıyorlar.

Web dünyasında

lider platform

haline geldi, fakat

daha önemlisi,

paradigmayı

değiştirdi. Bu, web

tarayıcılar alanında

bulut bilgisayar

sistemlerine geçişin

bir örneğidir.”

–Rich Rao Google Global Cihazlar

ve Eğitim Başkanı


Yüzde 7.5-8 GSYH büyüme oranı ile Hindistan açık bir şekilde dünya ekonomisinin aydınlık bir köşesi olarak görülüyor. Güçlü ekonomik temellere, geniş talep tabanına ve istisnai iş fırsatlarına sahip olan Hindistan, büyük bir sıçrama yapmaya hazırlanıyor. Fakat ülkedeki mevcut lojistik senaryosu global ölçekte kıyaslandığında olanaklar bakımından geri kalmış durumda. Dünya Bankası’na göre Hindistan 2016 Lojistik Performans İndeksinde 35. sıradaydı. Bu durum son 7-8 yılda pek düzelmedi. Yetersiz altyapı, idari gecikmeler, yeni teknolojinin nüfuz etme seviyesinin düşük olması ve son mil bağlantısının zayıf olması ile ilgili sorunlar var.

Bununla birlikte 1.3 milyarlık bir ulus kesinlikle bir transformasyon sürecine girmiş bulunuyor. Hindistan hükümeti tarafından ve kamu-özel sektör işbirliği ile ülkenin altyapı ve lojistik sektörlerinde reform için muazzam yatırımlar yapıldı. Yönetişim, sanayi, ekonomi ve hatta tüketici davranış ve beklentileri alanlarında transformasyon yaşanıyor.

15-34 yaş grubunun 430 milyon olduğu, 402 milyon internet kullanıcısının bulunduğu (dünyada ikinci) ve 2020 yılına dek internet kullanımının 650 milyona ulaşması beklenen Hindistan’ın tüketici profili değişiyor. Günümüzün tüketicileri şimdiye kadar olduğundan daha genç, daha kentli ve daha dijital bağlantılı. Blue Dart gibi tüketiciye yönelik lojistik hizmet kuruluşlarından daha ileri seviyede bir hizmet kalitesi talep

Tüketiciye Yönelik Lojistik Ekosisteminin Sorunlarına Yenilikçi Teknolojiye Dayalı ÇözümYogesh Dhingra, Blue Dart Express Ltd. CFO ve COO

Bir Deneyim Örneği:


ediyorlar. Yeni dönem tüketici ihtiyaç ve beklentilerini karşılamada rahatlık ana faktör haline gelmiş bulunuyor.

Bu paradigma değişikliği, lojistik firmaları için hem bir fırsat, hem de bir sorundur. E-ticaret nedeniyle Hindistan’da tüketiciye yönelik firmalar alanında muazzam bir büyüme var, ve aynı zamanda tüketiciye yönelik lojistik ekosistemi de daha karmaşık bir hal almış bulunuyor. Bu karmaşık sistemin yarattığı mal tesliminde ödeme, mutabakat soruları, farklı ödeme yöntemleri (mobil, cüzdan, vb.) teslim belgesi, 7×24 gönderi takibi, düşük verimlilik, veri güvenliği ve daha nice sorunların üstesinden gelme konusunda Blue Dart için bir şeyler yapma zamanı gelmişti.

Müşterilerin yükselen beklenti seviyelerine cevap vermek ve lojistik sorunlarının üstesinden gelmek için Blue Dart’ın yenilikçi bir çözüme - yukarıda belirtilen çeşitli sorunların üstesinden gelecek bir çözüme - ihtiyacı vardı.

Bir teamül olarak Blue Dart, tüm fırsatları ve sorunları özel bir DPDHL aracı olan “Birinci Tercih” adlı bir altı sigma sürecine tabi tutar. Bu şekilde üç seçenek ortaya çıktı. Blue Dart “uygulama tabanlı akıllı cihazlar” çözümünün tercih edilmesine odaklandı, çünkü belirtilen sorunların üstesinden gelecek bir çözüm için gerekli önkoşulların çoğunu bunun yerine getirebildiği görüldü.

Bu “uygulama tabanlı akıllı cihazlar” uygulamaya konduğundan bu yana Blue Dart 10,000’den fazla cihazı konuşlandırdı.

Bu sistematik konuşlandırma ile mükemmel sonuçlar alındı. Blue Dart, alım kontrolü, müşteri ilgisi, SOP uygunluğu, ödeme seçenekleri, teslim süresi ve genel olarak teslim deneyiminde istisnai bir performans sundu. Bu başarılı konuşlandırmanın sonucu, daha iyi tüketici deneyimi, daha iyi hizmet kalitesi, daha fazla verimlilik, daha yüksek karlılık ve daha çok personel memnuniyeti oldu. Bunun istisnai bir yenilikçi çözüm olduğu kanıtlandı.

Blue Dart’ın en büyük önceliği, son teknolojiye dayalı müşteri odaklı yeni çözümler bulup uygulamaya koymak ve böylece ticareti kolaylaştırıcı bir kuruluş olarak Hindistan’ın büyüme alanındaki başarı öyküsüne katılmaktır.

“Yeni dönem

tüketici ihtiyaç

ve beklentilerini

karşılamada

rahatlık ana faktör

haline gelmiş

bulunuyor.”

–Yogesh Dhingra CFO ve COO

Blue Dart Express Ltd.


Daha İyi Taşımacılıktan Daha İyi KentlerePaolo Santi, MIT Araştırma Görevlisi

Kentsel taşımacılıkta büyük dönüşümlere tanık olunuyor . Dijital ve iletişim teknolojilerindeki ilerlemeler, yeni gelişmeye başlayan dolaşım kaynaklarının “paylaşım ekonomisi”, ve sürücüsüz araç teknolojisinin olgunlaşması, kentsel taşımacılıkta (d)evrimin başlıca itici güçleri olacak . On yıl içinde kentsel taşımacılığın manzarası bugünkünden büyük ölçüde farklı olacak; kamu, özel, bireysel ve toplu taşımacılık arasındaki sınırlar belirsizleşecek, ve özel araç sahibi olmak ve taksi sistemleri gibi dolaşımla ilgili asırlık sosyo-ekonomik modeller zorlanacak .

Bu dönüşümlerin kentsel yaşam kalitesine etkisi ne olacak? Dolaşım kaynaklarının artan paylaşımı trafiği azaltacak, ve böylece kentlerin “daha yaşanılır yerler” olmasını sağlayacak mı? Yoksa - dolaşım taleplerinin toplu taşımacılık hizmetlerinden çekilmesi gibi - istenmeyen sonuçlar mı ağır basacak?

Bu soruların cevapları açık olmaktan uzak, fakat kitlesel bir kentsel yolculuk paylaşım sisteminin potansiyel ve sosyal avantajlarını ilk göz atışın sonuçları bir süre önce MIT Senseable City Lab’da başlatılan projelerde görülebilir .

HubCab projesi New York şehrinde taksi paylaşım potansiyelini araştırdı . Tüm yıl boyunca şehirde yapılan 150 milyondan fazla yolculuğun veri setinden başlayarak paylaşılabilirlik ağı adı verilen yeni bir yolculuk paylaşım olanakları modeli uyguladık, ve bu bizim paylaşımlı ulaşımın muazzam bir potansiyele sahip olduğunu ortaya çıkarmamızı sağladı: yolcular için rahatsızlıkları minimum seviyede tutarak New York’taki taksi yolculuklarının yüzde 95’ten fazlası paylaşılabilirdi . Çalışma, talep üzerine taşımacılık yapan şirketlerin havuz oluşturma hizmetleri başlatmalarına ilham oldu, ve (taksiler gibi) geleneksel noktadan noktaya taşımacılık sektörünün nasıl faaliyetlerinde önemli bir dönüşüme giderek paylaşımlı, talep üzerine dolaşım tarafından sunulan olanakları kucaklaması gerektiğini gösterdi .


Öğrenilenler:• Paylaşım ekonomisi ve özerk araç kullanımının kaynaşmasıyla dolaşımda köklü bir dönüşüm

yaşanacak.

• Paylaşımlı dolaşım halen önemli bir potansiyele sahip: yolcular için rahatsızlıkları minimum seviyede tutarak taksi yolculuklarının yüzde 95’ten fazlası paylaşılabilir.

• Özerk araç kullanımının gündeme gelmesiyle paylaşımlı dolaşım daha da büyük bir potansiyel taşıyor.

• Özerk araç kullanımı aynı zamanda trafik yönetimi verimliliğinde de önemli bir gelişme sağlayacaktır.

“Paylaşım ekonomisi

ve özerk araç

kullanımının

kaynaşmasıyla

dolaşımda köklü

bir dönüşüm

yaşanacağını

biliyoruz. MIT

Senseable

City Lab’da bu

dönüşümlerin

tüm yurttaşlar için

yararlı olmasını

amaçlamaktayız.”

–Paolo Santi MIT Araştırma Görevlisi

Sadece yolculuklar değil, aynı zamanda araçlar da paylaşılabilir . Araçların kullanımı halen yüzde 10’un epey altında olduğundan buna büyük ihtiyaç var . Ancak, insanların dolaşım akışlarındaki asimetrinin araç paylaşım noktalarında dengesizlik göstermesi araç paylaşımının yaygınlaşmasını zorlaştırıyor . Bu, araç paylaşım şirketlerinin halen karşılaştıkları temel bir maliyet ve lojistik sorunu . Özerk araç kullanımı, bu soruna olası bir çözüm olarak kabul ediliyor ve araçların daha verimli kullanımına katkıda bulunuyor .

Kentsel taşımacılıkta özerk araç kullanımının işaret ettiği başka bir atılım ise araç trafiğinin daha iyi yönetimi . Bu bir süre önce dilim tabanlı kavşak kavramının kullanıldığı LightTraffic projesinde gösterilmiştir . Dilim tabanlı bir kavşakta trafik artık mevcut trafik ışıklarıyla yapıldığı gibi akış seviyesinde yönetilmeyip tekil araç seviyesine inecek şekilde bir kırılım uygulanır . Özerk araç kullanımı ve iletişim teknolojisi sayesinde her bir araca kavşağı güvenli koşullarda ve diğer yönlerden yaklaşan araçlarla eşgüdüm içerisinde geçeceği, kişiselleştirilmiş bir zaman dilimi verilir . Çalışmamız, dilim tabanlı kavşaklar ile elde edilen esnekliğin aynı güvenlik koşullarında en ileri trafik ışığına kıyasla kavşak kapasitesini iki katına çıkarabileceğini gösteriyor . Bu, trafik yönetimi verimliliğinde büyük bir gelişme olup mevcut trafik yükleri ile kuyrukları hemen hemen yok olmasını sağlar .


“Bu, şu anda

inşa etmekte

olduğumuz

geleceğe dair bir

ipucu olup buna

‘akıllı kurum’

diyoruz.”

–Anders Gustafsson Zebra Technologies Genel

Müdürü (CEO)

Endüstri Trendleri ve Nesnelerin İnternetinin GeleceğiAnders Gustafsson, Zebra Technologies Genel Müdürü (CEO)

Her bir oyuncunun vatkalarına yerleştirilmiş, beş kuruş büyüklüğünde iki sensör kullanarak bir NFL oyuncusunun ne kadar hızlı koştuğunu, katettiği mesafeyi, hız artışı ve düşüşünü ve daha fazlasını gösteren verileri canlı olarak, gerçek zamanlı takip edip rapor edebiliyoruz . Bu, seyirci deneyimine yepyeni bir anlam katmanın yanısıra NFL’nin Next-Gen Stats sistemine şimdiye kadar hiç takip edilmeyen bir izlenebilirlik sağlıyor . Bu, şu anda inşa etmekte olduğumuz geleceğe dair bir ipucu olup buna “akıllı kurum” diyoruz .

NFL oyuncuları “etiketlenmiş” bulunuyor - tıpkı milyarlarca insan, cihaz, makine, depo, fabrika, perakendeci, hastane ve hatta kentin çok uzak olmayan gelecekte olacağı gibi . Bilgi sensörleri bilgisayarlar ya da “akıllı makineler” tarafından takip edilerek firmalar ve kurumlar daha akıllı hale gelecek .

Nesnelerin İnterneti bu akıllı dünyaya öncülük edip global sevkiyat ağlarında daha yüksek verimlilikten, enerji kullanımını minimize etmek için ev aletlerinden çevre bilgileri alan cihazlara dek her şeye güç veriyor . Bunun ekonomik etkileri şimdiden görülebiliyor . Nitekim sensörlerin altında yatan teknoloji olan radyo frekanslı tanıma (RFID) cihazlar pazarında patlama yaşanıyor .

Britanya’nın Cambridge kentindeki bir danışma firması olan IDTechEx’e göre, 2015’te 8 .9 milyar RFID cihazı satılarak 10 .1 milyar dolarlık bir gelir yarattı . IDTechEx bu gelirlerin 2020’ye dek 13 .2 milyar doları bulacağını tahmin ediyor . Bu, RFID kartlar,


etiketler, künyeler ve gerek pasif, gerekse aktif RFID için tüm diğer form faktörleri için yazılım/hizmetler, okuyucular ve etiketleri içeriyor .

Daha bağlantılı bir dünyaya doğru bu yönelimin itici gücünü üç mega trend oluşturuyor:

1. Veri Toplama ve Analiz: Gerçek zamanlı olarak veri toplama, ve fiziksel süreçler ve bilgiler üzerinde kontrol ve uygulamaya geçme olanağı başarıyla kullanılıyor, ve büyük ölçekli bir gerçeklik haline gelmeye daha bir yaklaşıyor .

2. Bulut Teknolojisi: Verilerin merkezi olmayan bir şekilde saklanması ve erişimi artık uygun bir fiyat seviyesinde gerekse tüketiciler, gerekse kurumların kolayca yararlanabilecekleri bir olanak olup bu da sürekli artan miktarda bilgilerin istek üzerine elde edilebilmesini sağlıyor .

3. Mobil Olmak: Mobil teknoloji kullanımı ve mobil bağlantılı kullanıcıların sayısı o kadar hızlı arttı ki şirketler, bağlantılı dünyadan inovasyon amaçlı olarak yararlanmak için sürekli yeni fırsatlar buluyorlar .

Akıllı kurum, fiziksel ve dijital dünyaları birbirine bağlayarak inovasyonu, verimliliği ve global ekonomik büyümeyi arttırma düşüncesidir . Teknolojik değişimler hızlı oluyor ve firmalarımızın ayakta kalmak için buna hızla ayak uydurabilmesi gerekiyor .

Örneğin, insanların kamyonlara verimsiz bir şekilde yükleme yaptıkları kamyonculuk sektörüne bir bakın . TIR’ların içine sensörler yerleştirilerek, yüklemeyi takip eden çalışanlar, kamyonun tam potansiyelini kullanılacak şekilde alanın nasıl verimli kullanılabileceğini öğrenecekler . Eğer kamyonlar tam kapasite yüklenseydi, ABD karayollarındaki kamyon sayısı yüzde 10 azalır, nakliye şirketleri için inanılmaz bir maliyet tasarrufu ve karbon emisyonlarında önemli bir azalma sağlanırdı .

Perakende sektöründe mağazalar envanterlerinde belirli ürünlere olan müşteri talebini karşılayamadığı için her yıl gelir potansiyelinin yüzde dördü kaybediliyor . Eğer her ürün etiketlenerek takip edilseydi ve yeniden stoklanan siparişler perakende çalışanlarına ve depolara gerçek zamanlı olarak transfer edilseydi, perakendeciler bu gelir kaybının önemli bir bölümünü kazanabilirlerdi .

Sağlık sektöründe —doktorlar, hemşireler, hastaneler, sigorta şirketleri gibi — farklı oyuncuların karmaşık ağı, tıbbi verilerin birleştirilmesi, paylaşılması ve analiz edilmesini son derece zorlaştırıyor . Sensörler ve veri analizi kullanarak bilgi toplama ve işleme daha iyi yapılıp hastalara daha iyi ve daha hassas bir bakım hizmeti sunulabilir . Verileri analiz ederek sağlık kuruluşları hastaların hızlı bir şekilde nasıl tedavi alabileceklerini daha iyi anlayabilir, personel planlama prosedürlerini bilgilendirebilir, ve doktorlara gerçek zamanlı olarak ve daha hassas bir şekilde önemli bilgiler verebilir .

Bunlar akıllı kurumun şimdiden neredeyse tüm sektörlerde ne şekillerde etkileri olduğunun sadece birkaç örneği . Bir sensör, küçük bir aygıt gibi görünebilir, fakat veri hazineleri ve bunları anlayıp gereğini yapma becerisi ile el ele verdiğinde dünyamıza yeni bir teknolojik yenilik ve yaratıcılık dalgası getiriyor ve onun üzerinde yaşayan ve çalışan herkesin hayatını daha iyi hale getiriyor .

“Akıllı kurum,

fiziksel ve dijital

dünyaları birbirine

bağlayarak

inovasyonu,

verimliliği ve

global ekonomik

büyümeyi arttırma

düşüncesidir.”

–Anders Gustafsson Zebra Technologies Genel

Müdürü (CEO)


InVision Düşüncesi Sunucu: David Ricketts, David Ricketts, Technology and Entrepreneurship Center at Harvard University (TECH)

Şirketiniz için milyar dolarlık bir fikir bulmak için faaliyetleriniz içerisindeki inovasyon tohumlarını aramalısınız . Ve kar elde etmenin birkaç yolu varken büyük bir inovasyona giden tek yol vardır . Sadece milyar dolarlık para kazandırmakla kalmayıp aynı zamanda dünyayı değiştirecek bir ürün ya da hizmet ortaya koymak için başlangıç noktanız bir vizyon olmak zorundadır . Aşağıdaki piramit, çeşitli düşünce tarzlarını ve vizyonun nasıl inovasyona giden tek yol olduğunu gösteriyor .

Ürün Düşüncesi

Ürün düşüncesi, ürünün kendisine odaklanmak demektir . Şirketinizin bir ihtiyacı karşılayan ya da bir hizmet sunan bir ürünü vardır ve şirket onu insanların daha fazla satın alacağı şekilde daha iyi yapmaya odaklanır . Bu, inovasyonun temeli olmakla beraber ürün düşüncesinin kendisi inovasyon değildir . Yine de bu alanda milyarlarca dolar söz konusudur . Apple’ı ve ardı arkası gelmeyen iPhone versiyonlarını bir düşünün .

Tasarım Düşüncesi

Gerçek anlamda vizyon olmamakla beraber tasarım düşüncesi değer ve vizyonu hakkında düşünmeye bir tür giriş demektir . Tasarım düşüncesinde müşterileri daha iyi anlamaya çalışırız, böylece onların nasıl ve ne düşündüklerini, neye ihtiyaçları olduğunu öğrenip buna cevap veren bir ürün geliştirebiliriz . Örneğin, Dyson’ı düşünün . Bu elektrikli süpürge imalatçısı gerçekten devrimci hiçbir şey icat etmedi, fakat yine de müşterilerin istekleri ve ihtiyaçlarına uygun ürünler tasarlamayı başardı .


“Vizyon yıkıcı

inovasyona yol

açar…vizyon,

inovasyonun

kalbidir.”

–David Ricketts Technology and

Entrepreneurship Center at

Harvard University (TECH)

İcat Düşüncesi

İcat düşüncesi, yepyeni bir şey yaratmak için belirli bir soruna farklı bir şekilde bakmak demektir . İcatlar, çığır açıcı fikirler ve çözümler olabilir, fakat henüz tam inovasyon değildir, çünkü daha büyük resmin vizyonu mevcut değildir . Örneğin, bir zamanlar Disney’de içinde topun konumunu takip edebilecek bir aktif RFID etiketi olan bir futbol topu yapma konusunda çalıştım . Bu zeki bir icattı fakat vizyon yoktu, gerçek bir inovasyon değildi .

Vizyon

Gerçek inovasyonun köşe taşı vizyondur ve her vizyon mutlaka inovasyona yol açmamakla beraber her büyük inovasyon bir vizyonla başlar . Bir vizyonunuzun olması, sizin fikriniz tarafından tamamen dönüşüme uğratılacak bir geleceğin dünyasını hayal edebiliyorsunuz demektir . Bu, sadece bir sorunu çözen ya da bir ihtiyacı karşılayan bir şey yapmaktan daha fazlasıdır - bu, insanların gündelik hayatlarını gerçekten değiştirecek bir şey yapmak demektir . Örneğin, iş amaçlı kullanım yerine kişisel amaçlı kullanım için bir bilgisayarınız olabileceğine hiç kimsenin inanmadığı bir zamanda Bill Gates, herkesin masasında bir PC olduğunu görme vizyonuna sahipti . İşte gerçek inovasyon budur .

Sonuç olarak inovasyon, başınıza düşecek bir şey değildir . Bu, belki hiçbir şeye yol açmayan bin fikir ardından gelebilecek, küçük ve basit bir değişiklik ya da fikir olacaktır . İnovasyon küçük başlar ve çoğu zaman zor görülür . Ancak, işlerinizde gerçek inovasyonlar yapmak istiyorsanız, her zaman bir vizyonla başlamanız gerekir .


Sağlık Sektöründe Dijital Dönüşüm: Operasyonel Sonuçlar İçin KatalizörSunucu: Tim Kottak, GE Healthcare Global Hizmetler Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı (CTO)

GE Healthcare, diyagnostik görüntüleme, mobil diyagnostik ve izleme, bilişim ve dijital çözümler, ve de hayat bilimleri gibi birçok sağlık sektörü çözümlerini kapsayan, 18 milyar dolarlık bir kuruluştur . Son yıllarda değer tabanlı sağlık hizmetine doğru bir kayma görüyoruz ve bu müşterilerimizin ne tür çözümlere ihtiyaç duyduklarını değiştiriyor .

Günümüzde hastaneler mevzuat değişiklikleri, maliyet baskıları, rekabet ve daha yüksek hasta güvenliği standartları ile karşı karşıya bulunuyorlar . GE, veri ve analizleri kullanarak sadece tıbbi cihazlar değil, aynı zamanda daha iyi sonuçlar alınmasını sağlayan çözümler de sunan bir ortağı haline gelebildi . Bunun sektörel internet yapı taşları Operasyonel Entegrasyon, FastWorks ve Değişim Hızlandırma şeklinde sıralanabilir .

Operasyonel Entegrasyon

Bu yapı taşı, bizim yarattığımız teknolojinin hastane içindeki operasyonlarla entegre edilmesidir . Bu, teknolojinin harika olmasını, ve aynı zamanda basit ve kullanıcı ile iyi entegre olmasını sağlamak için müşteri ile birlikte yaratmakla başlar . Bunun ardından, cihazlara bağlı olarak çalışıp onları izleyen yazılımlar kullanırız, ve bunların bize verdiği veriler içgörülere ve öngörülere dönüştürülebilir .

Somut bir örnek, doğru teşhis ve tedavi için vücudunuz içinde neler olup bittiğini görmek amacıyla resimler çeken büyük bir mıknatıs içeren MR makinesidir . Makinenin üzerinde bir soğuk başlık bulunur ve bu çalışmazsa mıknatısın sıkışmasına yol açabilir . Sonra da, hasta ve personelin güvenliği için riskler yaratabilir ve beklenmedik kesintilere yol açarak hastalığı kritik olup çekim için yeniden gün verilmesi gerekebilecek başka hastaları tehlikeye atabilir . Bütün bu zaman boyunca ise müşteri (hastane) panik içerisindedir, çünkü bu milyon dolarlık bir makine olup yedeği yoktur .


Operasyonel Entegrasyon aracılığıyla yazılımımız soğuk başlığı (ve makinenin tüm diğer parçalarını) 7×24 izliyor . Verileri toplayarak soğuk başlığın servise ne zaman ihtiyacı olduğunu öngörebilen algoritmalar yaratabiliyoruz . Sürekli izleme sonucu bunu 2-3 ay önceden öngörebiliyoruz, böylece bir sorun çıkmadan çok önce bakım yapılıyor .

Bu sadece bir örnek, fakat bu yazılım kullanılarak MR makinesini bütün yönlerini kapsayacak şekilde veriler toplanıyor, analiz ediliyor ve izleniyor . Bir sapma tespit edildiği takdirde uzaktaki bir GE teknik uzmanına uyarı gönderiliyor . Bunun üzerine teknik uzman sorunun izlenmesinin gerekip gerekmediğine, uzaktan çözülüp çözülemeyeceğine ya da acil olarak birini göndermeleri gerekip gerekmediğine karar verebiliyor .

Operasyonel Entegrasyon sistemi bizim müşterilere, daha az aksaklık, daha kısa servis süresi ve daha az kesinti gibi değerli sonuçlar sunmamızı sağladı

FastWorks

FastWorks sistemimiz hızla ölçekleme sorununa çözüm getiriyor . Bu, bizim işlerimizi büyütmemize ve aynı zamanda müşterilerimizin sorunlara çözüm getirip daha iyi hizmet vermelerine yardımcı olarak kullanılabiliyor . FastWorks bizim sadece “bir prototip istiyorum, gerisini daha sonra düşünürüm” şeklinde bir teknoloji anlayışına sahip olmakla kalmayıp yöntemsel olarak erken aşamalarda hızla harekete geçmemizi sağlıyor .

Burada beş adım söz konusu:

1. Sorun Tanımı: Müşteri sorunun ve onun çözümüne yönelik uzun vadeli vizyonun tanımlanması .

2. İnanç Sıçraması: Vizyonun gerçekleşmesi için doğru olması gereken varsayımların belirlenmesi .

3. MVP’ler: Varsayımları doğrulamaya yönelik bir dizi testin hazırlanması .

4. Öğrenilenlerin Ölçümü: Öğrenilenleri doğrulamaya yönelik başlıca göstergelerin belirlenip takip edilmesi .

5. Döndürmek ya da Sürdürmek: Stratejinin öğrenilip doğrulanmış olanlar temel alınarak ayarlanması .

FastWorks, sistemimizin söz konusu olduğu bir durum, MR Performans Mükemmelliği adını verdiğimiz şeydir . Bunun ortaya çıkmasının nedeni bizden cihaz satın alan bazı müşterilerin talebe ayak uyduramamaları idi . Acil bölümünde hastaları geri çeviriyorlardı, fakat aynı zamanda maliyet baskıları nedeniyle bir MR makinesi daha alamıyorlardı . FastWorks sürecini izleyerek ve ABD’de birkaç pilot uygulama yaparak durumu araştırdık .

Pilot uygulamalarda izleme yazılımından alınan verileri kullandık ve aynı zamanda müşterinin neler yaşadığını görmek için hemşireler gönderdik . Ardından sorunları tespit etmeye başladık: ikinci vardiya iyi eğitim görmemişti, sevk yapan doktorlar MR protokolü ayarlarında gerekli olmayan değişiklikler talep ediyorlardı, üçüncü vardiyada personel sayısı eksikti, ve benzeri . Tespitlerimiz müşteriye operasyonlar ve iş akışı açısından fırsatlar listesi halinde sunuldu . Gerçekten, kar amacı gütmeyen bir sağlık sistemi olarak MR muayene süresini kısaltma olanağı görülerek tüm kurum çapında yılda 3,250 ekstra çekim potansiyeli yaratıldı .

Dolayısıyla, FastWorks süreci bizim makine kullanım verilerini kullanarak nasıl optimum verim alınabileceğini analiz edip müşterilerimize nasıl daha iyi sonuçlar elde edebileceklerini tavsiye etmemizi sağladı

“Erken ve sık hata

yapmak, bundan

öğrenmek, ve sonra

da ölçeklendirmek

istiyoruz.”

–Tim Kottak Global Hizmetler Teknolojiden

Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı (CTO), GE Healthcare


Değişim YönetimiDeğişim yönetimi sistemimiz büyük verileri kullanarak müşterilerimizin hastalar ve doktorlar için daha iyi olan değişiklikleri uygulamaya geçirmelerine yardımcı olmamızı sağlıyor . Daha somut olarak, onu Doz Mükemmeliyet Programı ile birlikte kullanarak doktorların CT tarama dozlarında değişiklikler yapmalarına yardımcı olduk .

CT taramasında vücudunuza radyasyon dozu alıyorsunuz, fakat doktorlar kanserin tespit ve tedavi edilmemesi riskine kıyasla aldığınız bu küçük miktardaki radyasyonun küçük bir risk olduğunu söylüyorlar . Ancak, bazen işler kontrolden çıkıyor ve hastalar bir klinik karar için gerekenden çok daha yüksek bir doz alıyorlar . Radyologlar iyi bir resim istiyorlar, fakat bunun bedeli radyasyonun arttırılması oluyor, ve böylece bir şey uğruna başka bir şeyden fedakarlık yapılıyor .

GE Healthcare olarak bizim CT tarayıcımız ile çalışarak hastaya verilen radyasyon dozunu izleyen bir yazılımımız var . Bu, makineye, sağlık hizmeti bölümüne, doktora, sevk yapan doktora, vücudun bölgesine ve başka şeylere göre dozaj verileri sunabiliyor . Bu verilerden otomatik ve özel raporlar, uyarı bildirimleri, ve de her bir hasta için ayrıntılı dozaj raporları toplayan bir hasta bilgi yönetim sistemi elde edebiliyorsunuz . Bu bilgiler hastanelerin hem hastaların güvenliğini koruyacak, hem de doktorların ihtiyaç duydukları yüksek kalitede görüntüler almalarını sağlayacak radyasyon dozajları ile ilgili önemli değişiklikler yapmalarına yardımcı olabiliyor .

Sorun şu ki hasta değişiklik istemedikçe hiçbir şey değişiklik olmaz . Bizim Doz Mükemmeliyet Programımız yeni bir çözümün kabul edilmesine ve bu çözüme bağlı kalmaya devam edilmesine odaklanıyor . Doz yönetim verilerini alıyor ve bunu müşteri için içgörülere dönüştürüyoruz . İçgörüler toplandıktan sonra doz yönetimi ve kalite iyileştirme için bir metodoloji belirleyebiliyor, ve bu iyileşmeleri sürdürmek için bir süreç oluşturabiliyoruz .

Sonra da içgörüler müşteri için sonuçlara dönüştürülüyor, ve bu bütün taraflar için kazan-kazan oluyor . Radyologlar iyi resimler alıyorlar, hastalara standart bir şekilde işlem uygulanıyor, ve dozaj hastanın güvenliği için minimum seviyede tutuluyor .

Operasyonel Entegrasyon, FastWorks, ve Değişim Hızlandırma, GE tarafından büyük verilerin ve bilgisayar öğreniminin içgörüler toplayıp sağlık hizmetini geliştiren değişiklikler yapmak için kullanılmasının üç yolunu temsil ediyor . Bu şekilde müşterilerimizin daha kazançlı, hastalarının ise daha güvende olmalarını sağlayan işbirlikleri oluşturuyoruz

“Müşterilerimizle

sonuçlar elde

etmek için çalışmak

istiyoruz. Daha büyük

bir vizyon, size en

son ve en büyük

CT cihazını satmak

istiyorum diye değil.

Sizin karlı olmanıza,

sağlık sisteminizde

hastalarınızın

güvende olmalarına

yardımcı olmak

istiyorum. Dolayısıyla,

daha çok bir iş

ortaklığı ve daha

çok bir ekosistem

yönünde evrilmeye

başlıyor.”

–Tim Kottak Global Hizmetler Teknolojiden

Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı (CTO), GE Healthcare


Sağlık Nesnelerinin İnterneti: Sağlık Kurumu İçin Fırsatlar ve SorunlarBy Yuri Quintana, Assistant Professor, Harvard Medical School, and Director of Global Health Informatics

Global Sağlık Sorunları

Global sağlık, büyük bir dönüşüm yaşıyor . İnsanlar daha uzun yaşıyorlar, fakat birçok sağlık uzmanı tarafından bakım gerektiren durumlar da artıyor . Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre altmış yaş üzeri nüfusumuzun oranı artmaya devam ediyor ve 2050’ye dek üçe katlanacak .

Eğitim merkezlerinin sınırlı sayıda olması ve eğitim programlarının yüksek maliyeti nedeniyle sağlık uzmanlarının sayısı yavaş artıyor . Halen dört milyon sağlık uzmanı açığı var ve 2050’ye dek 12 milyon uzman açımız olacak . Çoğu ülkede sağlık hizmeti giderleri yüzde 5’ten yüzde 10’a çıkarak GSYH büyüme oranını geçiyor . Tüm bu sorunlar sağlık hizmetlerini daha çok sayıda insana daha verimli şekillerde nasıl sağlayabileceğimizin yeniden masaya yatırılmasını gerektirecek .

E-Sağlık

E-Sağlık, sağlık bilgilerinin yaygınlaştırılması, hizmetlere erişimin arttırılması ve hizmetlerin kalitesinin geliştirilmesi için bilgi ve iletişim teknolojilerinden (BİT) yararlanılması demektir . Örneklerden bazıları, hastaların tedavi edilmeleri, araştırma yapılması, sağlık personelinin eğitilmesi, hastalıkların takibi ve halk sağlığının izlenmesidir . İnternet ve mobil uygulamalar, hasta verilerini toplamak, hastalara uzaktan teşhis koymak ve uzaktan sağlık hizmeti vermek için yeni yollar geliştirme olanakları yarattı . E-sağlık kapsamında elektronik tıbbi kayıtlar kullanılması, elektronik ilaç reçeteleri


verilmesi, video konferans yoluyla sağlık hizmeti vermeye yönelik tele-tıp ve benzeri yer alıyor . E-sağlık, Boston Çocuk Hastanesi’nin OPENPediatrics programı (www .OPENPediatrics .org) gibi eğitimin yaygınlaştırılması için kullanılıyor . E-sağlık ayrıca Beth Israel Deaconess Tıp Merkezi’nin yaşlıların bakım planları ve ilaçlarını aile fertleriyle paylaşmalarını sağlayan InfoSAGE projesi (www .infosagehealth .org) gibi bakım koordinasyonu için de kullanılıyor .

Nesnelerin İnterneti

Daha yeni olarak, sağlık sektöründe veriler toplayıp internet aracılığıyla göndermek için küçük cihazlar sensörler olarak kullanılıyor . Bir kişinin kıyafetine ya da bir bantla ciltlerine tutturulabiliyorsa bunlara giyebilir cihazlar deniyor . Hatta daha küçük cihazlar vücut içine yerleştirilebiliyor ya da hap gibi yutulabiliyor . Bu cihazlar, hastaların uzaktan izlenmesinde son derece faydalı olacak . Bu cihazlara Sağlık Hizmeti Nesnelerinin İnterneti deniyor ve bu alan e-sağlık inovasyonunun en hızlı büyüyen sektörlerinden biri . Bunu muhtemelen devlet kurumları tarafından bu cihazlarla ilgili mevzuat çıkarılması izleyecek .

Ekosistemleri Oluşturmak

E-sağlığın tam potansiyeline ancak rutin bakıma entegre edilebildiği zaman ulaşılacak . Karşılıklı kullanım ve veri paylaşımı için birçok teknoloji halen mevcut olmakla beraber, sistemlerin ölçeklenebilir ve ekonomik olması açısından doğru entegrasyon stratejisinin seçilmesi kritik önem taşıyor . Bu stratejilerin geliştirilmesi, çok sayıda sistem bulunması ve de yeni donanım ve yazılımların geliştirilme hızı nedeniyle bir sorun olmaya devam ediyor . Her elektronik sistem ya da ağ için olduğu gibi bu sistemlerin güvenliği de bir sorun olmaya devam edecek . Ayrıca, çoğu sağlık kuruluşunun elinde zaten çok fazla veri olup bunlardan hangilerinin müdahale için en ivedi veri kaynaklarını olduğunu belirlemek için yeterli zamanı olmadığı için sağlık kuruluşlarının bir sorunu da aşırı veri yükü olmaya devam edecek . Hasta için önemli olan uyarıların iletilmesi için bize daha iyi veri filtreleme sistemleri gerekecek . Ayrıca, entegrasyon sistemlerini, hasta sonuçlarını, maliyetleri ve sürdürülebilirlik modellerini anlamak için bu sistemlere ilişkin daha iyi değerlendirmelere ihtiyacımız olacak .

Bu sorunlara rağmen inovasyon için müthiş fırsatlar var . Doğru sistem tasarımları ile, sağlık kuruluşlarının tıbbi durumlardaki değişiklikleri daha erken algılamalarını, daha iyi tedaviler sunmalarını ve daha düşük maliyetle daha iyi sağlık sonuçları elde etmelerini sağlayan yeni bir sağlık sistemine sahip olabileceğiz .


Teknolojiden Yararlanmak - Varlık İzlenebilirliğini Kullanarak Operasyonel Verimliliği ArttırmakAlison Jones, Whirlpool Corporation NAR Lojistik Kıdemli Müdürü

Bir Deneyim Örneği:

Whirlpool Corporation’ın Kuzey Amerika faaliyet bölgesi mamul ürün dağıtım ağı, sekiz fabrika dağıtım merkezi, on bölge dağıtım merkezi ve 90 yerel dağıtım merkezinden oluşuyor. Sezon ve promosyon faaliyetlerini karşılamak için yıl boyunca birkaç geçici yer de kuruluyor. Bir tesise giren çıkan envanter hareketleri ile bir bina içindeki hareketlerin tümü, mobil bilgisayarlı radyo frekans (RF) cihazları kullanılarak bir dizi barkod okuma işlemiyle elektronik olarak takip ediliyor. Her bir lokasyonda kullanılan donanım ve yazılımların gerekli ağ izlenebilirliği olmadığı için söz konusu lokasyonlarda bağımsız bir şekilde türlü çeşitli cihazlar alınıyordu.

Zamanla her bir lokasyon giderek daha özel bir hal alarak sonunda cihazlar diğer lokasyonlarda kullanılamaz duruma gelindi. 2014’te gerçekleştirilen denetlemede ağ içerisindeki cihazların ortalama yaşının sekiz yıla yaklaştığı ve bazı lokasyonlarda 13 yıllıktan daha eski cihazlar kullanıldığı tespit edildi. Tipik ömrün beş yıl olması sonucu onarım parçalarının giderek temini daha zorlaşıp aynı zamanda daha pahalı hale geliyordu. Cihaz yazılımı güncellemeleri gerektiğinde bilişim personelinin değişiklikleri yapmak için söz konusu lokasyonlara gitmesi gerekiyordu. RF ekosisteminin tamamen elden geçirilmesi gerekiyordu; sadece donanım, yazılım ve iş süreçlerinin güncellenmesi gerekmekle kalmayıp aynı zamanda sisteme operasyonel izlenebilirlik kazandırmanın bir yolunu bulmak da gerekiyordu.

“Tipik ömrün beş

yıl olması sonucu

onarım parçalarının

giderek temini

daha zorlaşıp

aynı zamanda

daha pahalı hale

geliyordu.”

–Alison Jones Whirlpool Corporation NAR

Lojistik Kıdemli Müdürü


2015 başlarında Project Pterodactyl 2014 denetlemeleri sırasında tespit edilen sorunların tümüne çözüm bulmakla görevlendirildi. Her bir lokasyon için cihaz havuzunun gereken doğru boyutta olmasının yanısıra her bir iş bölümüne en uygun, doğru cihaz tipinin belirlenmesi için lokasyon keşifleri ve işgücü yönetim etütleri yapıldı. Bunlara ek olarak, gerek lokasyon gerekse ağ seviyesinde cihaz izlenebilirliği elde edilmesine yönelik potansiyel çözümler belirlemek için sektörel kıyaslama da gerçekleştirildi.

Etütler, eski dokuz farklı model miktarıyla karşılaştırıldığında iki tip cihaz -- bir el tipi cihaz ve bir forklifte monte cihaz -- ile RF işlevselliğini yüzde 100 kapsamanın mümkün olduğu sonucuna vardı. Bütün modeller, cihazların talep gerektirdiğinde lokasyonlar arasında transferini mümkün kılan, standartlaştırılmış cihaz yazılımına sahip. Cihazlarda lazer barkod okuyucular yerine görüntüleyiciler var. Görüntüleyiciler, 2 boyutlu barkodları okuyabiliyor ve bu da esas olarak okuma işlemi sırasındaki hataları azaltırken kullanıcının verimliliğini ikiye katlıyor. Aynıca promosyon ve sezon talep yükselişlerini desteklemek için de bir yedek havuzu oluşturuldu. Son olarak ise merkezi bir izleme ve izlenebilirlik aracı kuruldu. Kullanım, hizmete hazır olma, pil ömrü ve okuma sayısı dahil, ancak bunlarla sınırlı olmayan ölçümler artık veri noktaları olarak mevcut bulunuyor. Bu ölçümler lokasyon ya da ağ seviyesinde incelenip gerek standartlaştırılmış gerekse özel raporlar çıkarılabiliyor. İzleme ve izlenebilirlik sisteminin önemli bir avantajı, cihaz yazılım güncellemelerinin cihazlara gönderilmesini mümkün kılarak yerinde destek çağrılarını ortadan kaldırıyor. Yerinde desteğin ortadan kalkması, ilk 60 günde sistemin toplam maliyetinin yüzde 63’ünü telafi etti. İleriye yönelik olarak, artık geçmiş veriler mevcut olduğundan bir sonraki cihaz yenileme dönemi daha hassas ve daha kısa süreli olacak.

Project Pterodactyl döneminde, basit donanım yükseltmelerinden önemli iş süreci iyileştirmelerine dek birçok değişiklik gerçekleştirildi. Projeyi taçlandıran ise sonunda altyapının RF katmanının toplam sağlığını izleme olanağının sağladığı gerek anında gerekse uzun vadede maliyet tasarrufları ve verimlilik artışları oldu.

“İzleme ve

izlenebilirlik

sisteminin önemli

bir avantajı,

cihaz yazılım

güncellemelerinin

cihazlara

gönderilmesini

mümkün kılarak

yerinde destek

çağrılarını

ortadan

kaldırıyor.”

–Alison Jones Whirlpool Corporation

NAR Lojistik Kıdemli Müdürü


Akıllı Kurum ve GelecekNesnelerin İnternetinin kurumsal çözümlere getirdiği muazzam ilerlemelerin uygulanması ve kullanılması sorun olabiliyor. Harvard’da yapılan 2016 Stratejik İnovasyon Sempozyumu: Akıllı Kurum, çeşitli sektörlerden liderleri biraraya getirerek Akıllı Kurumun uygulamaya geçirilmesinin yarattığı fırsatların ve sorunların tartışılmasını sağladı. Aşağıda sempozyumda liderlerin Nesnelerin İnterneti çözümlerinin başarılı bir şekilde benimsenip uygulanması için en önemli gördükleri başlıca adımlar yer alıyor.

• Nesnelerin İnterneti Vizyonu? Şirketinizde ve sektörünüzde yıkıcı ve dönüştürücü bir inovasyonun gerçekleştirilmesi, sizin ve müşterilerinizin yeni değer yaratma şekillerinde yeni çözümlerin nasıl ve neden değişikliğe yol açacağı konusunda bir vizyon ile başlar. Nesnelerin İnterneti vizyonunuz basbayağı gerici mi, yoksa Nesnelerin İnternetinin nasıl yeni değer kazandıracağı konusunda bir vizyon mu geliştirdiniz?

• İş Biriminin Katılımı: Nesnelerin İnterneti programında bir Yatırım Geri Dönüşü var mı? Bilişim projelerinde Yatırım Geri Dönüşünün iyi anlaşılabildiği dahili programlardan farklı olarak, karmaşık Nesnelerin İn-terneti inisiyatiflerinin uygulama konması çoğu kez gerek altyapıya yatırım, gerekse değişim yönetimi, eğitim ve süreç tekrar mühendislik faaliyetlerine daha da fazla yatırım için net bir değerlendirme raporu hazırlanmasını gerektirir. Çoğu başarılı Nesnelerin İnterneti inisiyatifinde, çoğu kez bizzat iş birimi öncülüğünde, net bir Yatırım Geri Dönüşü ve değerlendirme raporu vardır.

• Teknoloji Çözüm Ortağı: Sensörler, RFID, yazılım ve entegrasyon çözümlerini kim sağlayacak? Akıllı Nesnelerin İnterneti çözümleri, bütünsel ya da ekosistem perspektifi gerektirir. Planınızda başlıca unsurların tümü entegre ediliyor mu: sensörler, yazılım ve entegrasyon? Ana teknolojiler ve iş ortakları ile ilgili “eş-rekabet” dikkate alındı mı? Yüksek seviyede bir perspektif olmayan birçok proje beklenen faydaları sağlayamaz.

Sponsorumuz tarafından hazırlanan Akıllı Kurum Kontrol Listesi hakkında ek bilgi için: www.zebra.com/visibility

o

o

o


Stratejik İnovasyon Zirveleri ve SempozyumlarıStratejik İnovasyon Zirve ve Sempozyum serisi, kıdemli liderlerin yılın önemli konuları üzerinde çok alanlı kapsayan tartışmalar yapmaları için düzenlenmiştir. Konunun sınırlı olduğu ve genellikle aynı alandan kişilerin katıldığı geleneksel, tek alanlı konferanslardan farklı olarak, söz konusu Zirveler, birçok sektörden insanları biraraya getirmektedir. Bunlar arasında kamu yönetimi, iş dünyası, eğitim, kar amacı gütmeyen kuruluşlar, sanat ve bilim dünyası yer almaktadır.

Amaç, inovasyon ve toplum ile ilgili önemli konularda kıdemli liderler arasında normalde başka yerde olmayan bir sohbet ortamı yaratmak ve teşvik etmektir.

Söz konusu Zirve ve Sempozyumlar, katılanlara üç önemli yarar sağlamaktadır:1. Eğitim – Alanlarında uzman olan katılımcılar, interaktif oturumlar ve belirli konulardaki konuşmalar aracılığıyla

birbirlerinden bir şeyler öğrenirler. Bunların amacı, eğitim, önemli soruları gündemi getirmek, ve de Zirvenin konusunun mevcut durumu ve trendler ile ilgili son verileri sunmaktır.

2. Çok Alanlı Katılım – Zirvelerin büyüklüğü, ana oturumda bile tüm katılımcılar arasında bir sohbet yapılması mümkün olacak boyuttadır. Sorular ve cevaplar sadece konuşmacılar arasında değil, aynı zamanda katılımcılar arasındadır. Sohbet için katalizör işlevi görmek ve katılım sağlamak için HBS, TECH ve diğer merkezlerden moderatörler ve kolaylaştırıcılar getirilmektedir.

3. Eylem – Söz konusu Zirvelerin nihai amacı, etkide bulunmaktır. Bunun olması için eylem, kritik önem taşıyan bir unsurdur. Söz konusu zirvelerde zamanın yaklaşık yüzde 25’i katılımcılarla eylem oturumlarına ayrılmıştır. Bu format, tartışmayı ve gerek katılımcılar gerekse daha geniş kesimler için bir eylem setine yönelik olarak sunulan fikirleri teşvik etmektedir.

Katılım sadece başvuru ile olup konuyla ilgili her alandan kıdemli liderlerin başvurmaları teşvik edilmektedir. Söz konusu Zirveler genellikle Harvard Üniversitesi kampüsünde toplanmaktadır; ancak, konunun ve yerin katılımcıların sohbet ve katılım olanağını arttırdığı durumlarda kampüs dışında toplanan Zirveler de olmaktadır.

Konular, katılımcılar, sektörden ve kamu yönetiminden kıdemli liderler ve TECH’teki Öğretim Üyeleri tarafından önerilmektedir. Konular, ekonomik, toplumsal ve çevresel yararlar dahil olmak üzere, geniş anlamda etkide bulunma potansiyeli ve ilgisine bağlı olarak seçilmektedir.


Teşekkürler2016 Stratejik İnovasyon Sempozyumu: Akıllı Kurum konuşmacıları, panelistleri ve katılımcılarına da teşekkürlerimizi ifade etmek istiyoruz: Katılımları güçlü ve başarılı bir öğrenim ortamına temel oluşturdu.

Kevin Ashton, MIT Auto ID Merkezi Eş Kurucusu ve Yazar

Jeff Archer, Tijuana Flats Restaurants LLC

Sarah Beardsley, Accenture

Janet Best, TE Connectivity

Tom Bianculli, Zebra Technologies

David Bissonnette, Strategic Systems & Technology

Jeff Bussgang, Flybridge Capital Partners

James Craig, Nova Communications

Yogesh Dhingra, Blue Dart Express Limited

Greg Dixon, ScanSource Inc.

George Dolbier, IBM

Scott Drobner, Zebra Technologies

Andrew Ehlers, Zebra Technologies

Byron Galbraith, Talla

Gary Garcia, ARM

Newsha Ghaeli, MIT Senseable City Lab

Saurav Gupta, Johnson & Johnson


Anders Gustafsson, Zebra Technologies

Colleen Hughes Driscoll, Maryland Üniversitesi

Nigel Jacob, New Urban Mechanics

Alison Jones, Whirlpool Corporation

Orhan Karsligil, MediVector Inc.

Robin Keller, Guilford Yerel Yönetimi

Jaydeo Kinikar, Philips Connected Sensing

Tim Kottak, GE Healthcare

Brent Lawton, National Football League

Xiaohui Liang, Boston Massachusetts Üniversitesi

Keri McCrensky, Steward Healthcare

Chris Mossengren, BJC Mobility Center of Excellence

Anne Nelson, Steward Healthcare

Michael Newcity, ArcBest Corporation

Yuri Quintana, Harvard Tıp Fakültesi

Rich Rao, Google

David Ricketts, Technology and Entrepreneurship Center at Harvard (TECH)

Ted Rybeck, Venly

Paolo Santi, MIT

Jeffrey Schmitz, Zebra Technologies

Mike Stanley, Transit X

Troy Stelzer, Storeworks

Nadim Tawileh, Google

Therese Van Ryne, Zebra Technologies

Moe Vazifeh, MIT Senseable City Lab

Todd Waterbury, Target Corporation

Shawn Winter, PiiComm Inc.

Lizzy Zwiers, IBM

Ev Sahibi:The Technology and Entrepreneurship Center at Harvard (TECH) 2016 Stratejik İnovasyon Zirvesine ev sahipliği yaptı. Harvard Mühendislik ve Uygulamalı Fen Bilimleri Fakültesi bünyesinde yer alan TECH, öğrenciler, öğretim üyeleri, mezunlar ve sektör liderlerinin birlikte öğrenmeleri, işbirliği yapmaları ve yenilikler geliştirmeleri için hem reel, hem de sanal bir alandır. TECH, bu bütünsel keşif çalışmasının gerçekleşmesini sağlamak için kurslar, çalışma grupları, mentorluk ilişkileri, inovasyon programları ve özel etkinlikler aracılığıyla inovasyon topluluğu içerisinde bilgi toplama ve alışveriş fırsatlarını desteklemekte ve sponsor olmaktadır. Daha fazla bilgi için: www.tech.seas.harvard.edu

Sponsor:Zebra Technologies. Zebra Technologies (NASDAQ: ZBRA) tarafından sağlanan rakipsiz izlenebilirlik sonucunda kurumlar, bugün içinde yaşadığımız dünya kadar akıllı ve bağlantılı hale geliyor . Donanım, yazılım ve hizmetleri kapsayan vizyoner çözümlerin ürünü olan gerçek zamanlı bilgiler, kuruluşların faaliyetlerini kolaylaştırmak, işleri ve müşterileri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak, ve mobil personellerini güçlendirmek, günümüzün bilgi merkezli dünyasında başarılı olmak için ihtiyaç duydukları rekabet avantajını sağlar . Daha fazla bilgi için, www .zebra .com adresini ziyaret edin .

İletişim Bilgileritheinnovatorsforum.org/2016summits/[email protected]

Telif hakkı © 2016

theinnovatorsforum.org/intelligent

mailto:[email protected]

2016 İnovasyon sempozyumu: akıllı kurum · • algila: Çözümler, tedarik zincirinde bir...

Documents