2009 kpss eb sorular ve ÇÖzÜmler - sınıföğretmenim · programları ab ülkelerinin ve...

48
3 2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI VE AYRINTILI ÇÖZÜMLERİ FİLOZOF YAYINCILIK 1. İyinin, doğrunun ve güzelin evrenselliğini, değer- lerin mutlak olduğunu ve değişmezliğini, tutarlılık kavramının önemli olduğunu savunan bir öğret- men, öğrencilerine seçme özgürlüğü tanımakta, onların seçme ve karar verme becerilerini geliş- tirmek istemektedir. Bu öğretmen için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Gerçekçi B) İdealist C) Yararcı D) Varoluşçu E) İlerlemeci Çözüm: İdealizm’e göre eğitim, değişmez değerler üzeri- ne kurulmalıdır. Birey evrensel değerlere göre eğitilmelidir. İyi, güzel, doğrunun evrensel oldu- ğunu savunan bu görüşe göre, öğrenciye yaşa- yan değerler ve bu değerlerle nasıl yaşayacağı öğretilmelidir. İdealizm’e göre gerçekten var olan akıldır ve madde de aklın, düşüncenin bir ürünü- dür. Bir yargının doğruluğu diğer yargılarla u- yuşmasına yani tutarlı olmasına bağlıdır. Çünkü idealizme göre tutarlılık kavramı önemlidir. İdea- lizme göre eğitim sisteminin amacı insanı geliş- tirmek olmalıdır. Soru metninde olduğu gibi de- ğerlerin mutlak, iyinin, güzelin, doğrunun evren- selliğini savunan ve tutarlılığa önem veren öğ- retmenin temele aldığı görüş idealizmdir. Realizm’e göre varolan her şey gerçektir. Dış dünya, insan düşüncesinden bağımsız olarak va- rolur. Dış dünya, zihnin bir ürünü değildir. Rea- listler insan zihninin kendi dünyasını yaratması yerine, insan zihninin yaşadığı çevre ile bilgi a- lışverişinde bulunduğunu varsayarlar. Pragmatizm (Yararcılık)’e göre eğitimin temel işlevi sürekli değişen çevre ve koşullara bireyin uyumunu sağlamaktır. Pragmatizm, değişmeyi gerçeğin esası olarak görür. Bu nedenle eğitimin sürekli bir değişim içinde olduğu öne sürülür. Pragmatizm’e göre doğru bilgi, fayda sağlayan, başarıya ulaştıran bilgidir. İyinin, doğrunun ölçü- tü faydadır. Pragmatizm, insan deneyimine da- yandığından eğitim amaç ve yöntemlerinde es- nekliğe, sürekli deneme ve düzeltmelere olanak sağlar. Varoluşçuluğa göre eğitimin amacı özgürlüklerin artmasıdır. Evrensel, mutlak değerler yoktur. Her bir öğrencinin kendi değerler sisteminin özgürce ve yetişkinlerin zorlaması olmaksızın geliştiril- mesine izin verilmeli ve yardımcı olunmamalıdır. İlerlemecilik , pragmatik felsefenin eğitime uygu- lanışıdır. İlerlemeciliğe, göre ise eğitim hayata hazırlık yeri değil, hayatın ta kendisi olmalıdır. Yaparak, yaşayarak öğrenme esastır. Mutlak değerler yoktur. Eğitimin özünü, toplumun, dış dünyanın, iyilik - güzellik kurallarının gereği, ku- rallara uyum değil; mevcut bilginin tecrübelerle sürekli olarak yeniden inşa edilmesi oluşturur, yani değişimin ta kendisidir. (Cevap B) 2. I. AB ülkelerinin ve ABD’nin programlarından uyarlanmıştır. II. Ulusal değerlere yeterince yer verilmediği iddia edilmektedir. III. Pilot uygulama yapılmış, programın uygula- ma sürecinde ve bitiminde program değer- lendirilmiş, geliştirilmiş ve sonra kitaplar ya- zılmıştır. IV. Programlar birinci sınıftan başlayarak her yıl bir sınıfa aşamalı uygulanmıştır. V. Aradisiplin yaklaşımına yer verilmiştir. Ülkemizde uygulanmakta olan yeni ilköğretim programlarıyla ilgili olarak yukarıdaki değer- lendirmelerden hangileri doğrudur? A) I, II ve IV B) I, II ve V C) I, III ve IV D) II, III ve IV E) II, IV ve V Çözüm: Türkiye’de uygulanmakta olan yeni ilköğretim programları AB ülkelerinin ve ABD’nin program- larından uyarlanmıştır. ABD’deki Taba-Tyler mo- deli Türkiye’deki program geliştirme çalışmala- rında temele alınan bir modeldir. 2004 yılında benimsenen bu yeni modelde ulusal değerlere yeterince yer verilmediği iddia edilmektedir.

Upload: others

Post on 12-Oct-2019

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

3

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI VE AYRINTILI ÇÖZÜMLERİ

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

1. İyinin, doğrunun ve güzelin evrenselliğini, değer-lerin mutlak olduğunu ve değişmezliğini, tutarlılık kavramının önemli olduğunu savunan bir öğret-men, öğrencilerine seçme özgürlüğü tanımakta, onların seçme ve karar verme becerilerini geliş-tirmek istemektedir.

Bu öğretmen için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Gerçekçi B) İdealist C) Yararcı D) Varoluşçu E) İlerlemeci

Çözüm:

İdealizm’e göre eğitim, değişmez değerler üzeri-ne kurulmalıdır. Birey evrensel değerlere göre eğitilmelidir. İyi, güzel, doğrunun evrensel oldu-ğunu savunan bu görüşe göre, öğrenciye yaşa-yan değerler ve bu değerlerle nasıl yaşayacağı öğretilmelidir. İdealizm’e göre gerçekten var olan akıldır ve madde de aklın, düşüncenin bir ürünü-dür. Bir yargının doğruluğu diğer yargılarla u-yuşmasına yani tutarlı olmasına bağlıdır. Çünkü idealizme göre tutarlılık kavramı önemlidir. İdea-lizme göre eğitim sisteminin amacı insanı geliş-tirmek olmalıdır. Soru metninde olduğu gibi de-ğerlerin mutlak, iyinin, güzelin, doğrunun evren-selliğini savunan ve tutarlılığa önem veren öğ-retmenin temele aldığı görüş idealizmdir.

Realizm’e göre varolan her şey gerçektir. Dış dünya, insan düşüncesinden bağımsız olarak va-rolur. Dış dünya, zihnin bir ürünü değildir. Rea-listler insan zihninin kendi dünyasını yaratması yerine, insan zihninin yaşadığı çevre ile bilgi a-lışverişinde bulunduğunu varsayarlar.

Pragmatizm (Yararcılık)’e göre eğitimin temel işlevi sürekli değişen çevre ve koşullara bireyin uyumunu sağlamaktır. Pragmatizm, değişmeyi gerçeğin esası olarak görür. Bu nedenle eğitimin sürekli bir değişim içinde olduğu öne sürülür. Pragmatizm’e göre doğru bilgi, fayda sağlayan, başarıya ulaştıran bilgidir. İyinin, doğrunun ölçü-tü faydadır. Pragmatizm, insan deneyimine da-yandığından eğitim amaç ve yöntemlerinde es-nekliğe, sürekli deneme ve düzeltmelere olanak sağlar.

Varoluşçuluğa göre eğitimin amacı özgürlüklerin artmasıdır. Evrensel, mutlak değerler yoktur. Her bir öğrencinin kendi değerler sisteminin özgürce ve yetişkinlerin zorlaması olmaksızın geliştiril-mesine izin verilmeli ve yardımcı olunmamalıdır.

İlerlemecilik, pragmatik felsefenin eğitime uygu-lanışıdır. İlerlemeciliğe, göre ise eğitim hayata hazırlık yeri değil, hayatın ta kendisi olmalıdır. Yaparak, yaşayarak öğrenme esastır. Mutlak değerler yoktur. Eğitimin özünü, toplumun, dış dünyanın, iyilik - güzellik kurallarının gereği, ku-rallara uyum değil; mevcut bilginin tecrübelerle sürekli olarak yeniden inşa edilmesi oluşturur, yani değişimin ta kendisidir.

(Cevap B)

2. I. AB ülkelerinin ve ABD’nin programlarından uyarlanmıştır.

II. Ulusal değerlere yeterince yer verilmediği iddia edilmektedir.

III. Pilot uygulama yapılmış, programın uygula-ma sürecinde ve bitiminde program değer-lendirilmiş, geliştirilmiş ve sonra kitaplar ya-zılmıştır.

IV. Programlar birinci sınıftan başlayarak her yıl bir sınıfa aşamalı uygulanmıştır.

V. Aradisiplin yaklaşımına yer verilmiştir.

Ülkemizde uygulanmakta olan yeni ilköğretim programlarıyla ilgili olarak yukarıdaki değer-lendirmelerden hangileri doğrudur?

A) I, II ve IV B) I, II ve V C) I, III ve IV D) II, III ve IV E) II, IV ve V

Çözüm:

Türkiye’de uygulanmakta olan yeni ilköğretim programları AB ülkelerinin ve ABD’nin program-larından uyarlanmıştır. ABD’deki Taba-Tyler mo-deli Türkiye’deki program geliştirme çalışmala-rında temele alınan bir modeldir. 2004 yılında benimsenen bu yeni modelde ulusal değerlere yeterince yer verilmediği iddia edilmektedir.

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

4

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

MEB program modelinde diğer alanlarla bağlantı kurulması ve disiplinlerarası yaklaşım ve aradisiplin alanları (insan hakları ve vatandaşlık, rehberlik ve psikolojik danışma, girişimcilik, spor kültürü vs.) vurgulanmak istenmektedir. Yeni modelde, genel hedeflerden becerilere, beceri-lerden kazanımlara doğru bir geçiş görülmekte ve materyal geliştirme çalışmalarına ayrı bir ö-nem verilmektedir. Bu modele göre hazırlanan programlar etkinlik temelli programlardır. Prog-ramların temelinde çoklu zekâ kuramı ve yapı-landırmacı yaklaşım bulunmaktadır.

(Cevap B)

3. I. İçeriğin alt konuları arasında ardışık sıralan-maların olduğunu ve yeri geldiğinde önceki öğrenilenlerin daha kapsamlı olarak yeniden öğretilmesi gerektiğini savunan bir içerik dü-zenleme yaklaşımıdır.

II. Aşamalılık özelliği taşıyan konuların düzen-lenmesinde kullanılan, ardışık, sıralı, yakın i-lişkili ve zorunlu konulara uyan bir içerik dü-zenleme yaklaşımıdır.

III. Öğrenme ünitelerinin öbeklere ayrıldığı, ko-nuların öğretim sırası esnek, her dilimin bir bütün oluşturduğu içerik düzenleme yaklaşımıdır.

Yukarıda özellikleri belirtilen içerik düzenle-me yaklaşımları aşağıdakilerin hangisinde doğru sırada verilmiştir?

l ll lll

A) Piramitsel Doğrusal Modüler

B) Sarmal Doğrusal Piramitsel

C) Çekirdek Piramitsel Modüler

D) Sarmal Doğrusal Modüler

E) Sarmal Çekirdek Piramitsel

Çözüm:

I. İçeriğin alt konuları arasında ardışık sıralanma-ların olduğunu ve yeri geldiğinde önceki öğreni-lenlerin daha kapsamlı olarak yeniden öğretilme-si gerektiğini savunan yaklaşım sarmal program-lama yaklaşımıdır.

Sarmal programlama yaklaşımında, içeriğin değişik zaman ve yerde tekrar edilerek yeniden öğretilmesi amaçlanır. Konuların yeri ve zamanı geldikçe tekrar öğretilmesinin söz konusu olduğu derslerde sarmal programlama yaklaşımından yararlanılır. Her konunun kendi içindeki konular arasında da bir ardışıklık söz konusudur. Özellik-le dil öğretim programlarının içeriğini düzenle-mede bu yaklaşımdan yararlanılır.

ll. Aşamalılık özelliği taşıyan konuların düzen-lenmesinde kullanılan, ardışık, sıralı, yakın ilişkili ve zorunlu konulara uyan içerik düzenleme yak-laşımı doğrusal programlama yaklaşımıdır.

Doğrusal programlama yaklaşımı, konuların basitten karmaşığa, hiyerarşik yapıda olduğu, ön koşul öğrenmelerin gerekli olduğu, aşamalılık özelliği gösteren hayat bilgisi, sosyal bilgiler, fen bilgisi gibi dersler için kullanılır.

lll. Öğrenme ünitelerinin öbeklere ayrıldığı, konu-ların öğretim sırası esnek, her dilimin bir bütün oluşturduğu içerik düzenleme yaklaşımı modüler programlamadır. Esnek ve değişikliklere hızlı ce-vap verebilmek amacıyla meslek ve beceri eği-timi gerektiren derslerin tasarımında kullanılmak-tadır.

Piramitsel programlama yaklaşımı, ilk yıl geniş tabanlı konuların yer aldığı, ileriki yıllarda ise kü-çük birimlerde uzmanlaşmanın olduğu ve alanın gittikçe daraldığı içerik tasarım modelidir. Yükse-köğretim ve meslek lisesi programlarının düzen-lenmesinde kullanılmaktadır. Program esnek de-ğildir ve konu uzmanı yetiştirmeye oldukça uy-gundur.

Çekirdek programlama yaklaşımı, okutulan belirli derslerin ana bir tema etrafında birleştiği prog-ram tasarımıdır. Ortak çekirdek konular ilk öğre-nilecek konular olarak planlanır ve her öğrenci tarafından alınır. Bir çekirdek program etrafında her öğrenci ilgi duyduğu alanlarda ders alabilir. Piramitsel yaklaşımdan farkı, öğrencilere birden fazla uzmanlık seçeneği sunuyor olmasıdır. Ör-neğin fen bilgisi konuları, biyoloji, fizik, kimya dersinin konularını da içerdiği için çekirdek prog-ramlamaya göre düzenlenir.

(Cevap D)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

5

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

4. Bir öğretim programının geliştirilmesi, pilot uygu-lamasının yapılmasından sonra elde edilen veri-lerle programın yeniden şekillendirilmesi ve uy-gulanmaya başlanması süreçlerini içerir.

Programın pilot uygulamasından elde edile-cek verilerin programın geliştirilmesinde işe yarar olabilmesi için,

I. hazırbulunuşluk düzeyi uygun öğrenciler

II. donanımlı ve başarılı öğretmenler

III. programdaki bilgileri içeren öğrenci ve öğ-retmen kitapları

IV. programa uygun öğrenme ortamları

V. öğrenme istasyonları ve sınıf dışı etkinlik olanakları

VI. bilgisayar, internet bağlantısı ve gerekli yazı-lımlar

ögelerinden hangileri mutlaka gereklidir?

A) I, II ve IV B) I, III ve V C) I, IV ve VI D) II, IV ve V E) III, IV ve VI

Çözüm:

Programın pilot uygulamasından elde edilecek verilerin programın geliştirilmesinde işe yarar o-labilmesi için, hazırbulunuşluk düzeyi uygun öğ-renciler, donanımlı ve başarılı öğretmenler ve programa uygun öğrenme ortamları gerekir. Bir öğretim programının başarılı olabilmesi için hazırbulunuşluk düzeyi uygun öğrenciler olması gerekir. Çünkü tüm öğrencilerin programda a-maçlanan hedeflere ulaşması gerekir.

Okul yöneticisi ve öğretmenlerle işbirliği yapmak programın getirdiği yeniliklerin başarılı olması i-çin gereklidir. Program uygulamalarının başarıya ulaşması öğretmenlerin başarılarıyla ortaya çı-kacaktır. Bu nedenle öğretmenlerin donanımlı ve başarılı olması önemlidir.

Seçilecek öğrenme ortamlarının yani okul ve sınıfların ülke genelindeki okulları temsil edecek nitelikte olmasına dikkat edilmelidir. Deneme o-kullarını ve sınıflarını seçerken belirli ölçütlere dikkat edilmelidir. Bu ölçütler şunlardır: Coğrafi bölgelerin temsil edilmesi (7 bölge), yerleşim bi-rimlerinin temsil edilmesi (kır/kent), değişik yöre-lerdeki okulların temsil edilmesi (küçük, orta, bü-yük), gerekli alt yapının bulunması (laboratuvar, araç - gereç, sınıf mevcudu), genel bilgiler (per-sonel, tesis, çevre).

(Cevap A)

5. Öğretmen, lise II. sınıf öğrencilerinden yerel se-çimlerde siyasi partilerin yaptıkları tanıtım çalış-malarını izlemelerini, izledikleri partileri “gerçek-çilik”, “dürüstlük” ve “insan onuruna saygı” ölçüt-leri açısından eleştiren bir sunum hazırlamalarını ister.

Öğrencilerin bu çalışmayla ulaşması bekle-nen hedef, hangi alana ve düzeye yöneliktir?

Alan Düzey

A) Duyuşsal Tepkide bulunma

B) Duyuşsal Örgütleme

C) Bilişsel Kavrama

D) Bilişsel Uygulama

E) Bilişsel Analiz

Çözüm:

Öğretmen öğrencilerine siyasi partilerin çalışma-larını izleyip izledikleri partileri “gerçekçilik, dü-rüstlük ve insan onuruna saygı” ölçütleri açısın-dan eleştiren bir sunum hazırlatarak onların ana-liz yapabilmelerini ve bilişsel bir alanda çalışma yapmalarını hedeflemektedir. Çünkü bilişsel a-lan, zihinsel öğrenmelerin olduğu öğrenme süre-cidir. Okuduğunu anlama, kavramlar arası ilişki-leri açıklama ve karşılaştırma bilişsel alan öğ-renmeleridir. Siyasi partileri gerçekçilik, dürüstlük ve insan onuruna saygı gibi ölçütler açısından yani bir bütünü bir takım ölçütlere, ögelere ayıra-rak incelemek ise hedefin düzeyinin analiz oldu-ğunu göstermektedir.

(Cevap E)

6. “Ülke sevgisi geliştirme” ifadesinin bir öğrenme hedefi olduğu kabul edilirse bu ifadenin aşa-ğıdaki hedef yazma ilkelerinden hangisine uygun hâle getirilerek yeniden düzenlenmesi gerekir?

A) Öğrenme sürecini yansıtma B) Konuları yansıtma C) Binişik olma D) Birden fazla alanı kapsama E) Öğrenci özelliği olma

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

6

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

Çözüm:

Hedefler, her şeyden önce öğrenciye yönelik olmalı ve öğrenci davranışı bakımından ifade e-dilmelidir. Hedefler, öğrenci davranışlarına dö-nüştürülecek ve öğrenme özelliğini belirtecek ni-telikte yazılmalıdır. Öğretim sonunda, öğretme-nin yapması gerekenleri değil, öğretimi başarı ile tamamlayan bir öğrencinin ne yapabileceğini göstermelidir. Öğrenme sürecini yansıtan ifade-ler hedef olmaz. Hedefler, öğrenme ürününü dile getirecek şekilde ifade edilmelidir. Öğretim süre-cinin sonunda bireyde oluşan istendik özellikleri ifade etmelidir. Bir dersteki konu başlıkları, hedef ifadeleri olarak yazılmamalıdır. Çünkü bu tür an-latımlar davranışa dönüştürülemez. Hedefler binişik olmamalı, tamamlayıcı yani bitişik olmalı-dır. Hedefler, bir konu alanı ile ilişkili olmalı, bir-den fazla alanı kapsamamalıdır. Ancak içerikle bağlantılı olarak ifade edilmelidir.

(Cevap E)

7. Bir öğretim programı değerlendirilirken aşa-ğıdaki ölçütlerden hangisi göz önünde bu-lundurulmalıdır?

A) Programın idealizm, gerçekçilik ve yararcılık eğitim felsefelerine dayandırılmış olması

B) Programın uygulanmasında çoklu zekâ, tam öğrenme ve yapılandırmacı öğrenme kuram-larının işe koşulmuş olması

C) Programın “rasyonel planlama”, “süreç yak-laşımı” ve “yenilikçi ya da durumsal” model-lerden yararlanılarak hazırlanmış olması

D) Programın hazırlanması için birey, toplum ve konu alanı açılarından ihtiyaç analizi yapılmış olması

E) Öğretim programının, ait olduğu disiplin ala-nında uzmanlığını kanıtlamış kişiler tarafın-dan hazırlanmış olması

Çözüm:

Program hazırlanması için bir ihtiyacın ortaya çıkması ve bu ihtiyacın iyi bir şekilde karşılan-ması için de gerçek ihtiyacın ne olduğunun sap-tanması gerekir. İhtiyaç saptamada, “Toplumun beklenti ve ihtiyaçları nelerdir?, Bireyin ihtiyaçları nelerdir?, Konu alanı ile ilgili ihtiyaçlar nelerdir?” sorularına cevap aranır. Toplumun beklenti ve ihtiyaçları temelde eğitim programlarının hedefle-rini ortaya koymaya yardımcı olur. Bu belirleme-lere uygun hedefler programda yer almazsa okul ile toplum arasında bir çatışma olabilir. Okullarda yetişen bireyler topluma uyum sağlamada başa-rısız olurlar. Bireylerin ihtiyaçları ile toplumun ih-

tiyaçları arasında bir paralellik kurulmalıdır. Birey içinde bulunduğu toplumda uyum içinde yaşa-mak, maddi kazanç sağlamak için iyi meslek sa-hibi olma arzusundadır. Bu nedenle toplumun kendisine sunduğu olanaklardan yararlanmak is-ter. Bunu gerçekleştirdiği oranda toplumun ihti-yaçlarını karşılamada katkı getirir. Bu süreci de gerçekleştiren eğitim programlarıdır. Eğitim prog-ramlarının bireyin ve toplumun ihtiyaçlarına dö-nük olarak etkili olabilmesi için program hedefleri ile konu alanları arasında tutarlı ilişkiler kurulma-lıdır. Belirlenen hedefleri gerçekleştirmek için ne tür konu alanlarının seçimine ihtiyaç olduğu belir-lenmelidir. Bu seçimde sürekli değişen bilgilerin ve çağdaş düşüncelerin programa yansıtılması-na özen gösterilmelidir.

(Cevap D)

8. Aşağıdakilerden hangisi bir öğretim progra-mında hedeflerin (kazanımların) taşıması ge-reken niteliklerden biridir?

A) Kitaptaki bilgilerle paralellik taşıması B) Öğretim sürecinde neler yapılacağına açıklık

getirmesi C) Öğretmenin öğretim sürecindeki rolünü ve

sorumluluğunu belirtmesi D) Hayatta kullanılabilir ve toplumun gereksinim-

lerine uygun olması E) Aradisiplin hedefleriyle bağlantılı olması

Çözüm:

Hedefler, hayatta kullanılabilir ve toplumun ge-reksinimlerine uygun olmalıdır. Hedef, içeriğe, ki-taptaki bilgilere değil öğrenme ürününe dayalı olmalıdır. Konu başlıkları öğretim hedefini ifade etmez. Hedefler öğretim sürecinde neler yapıla-cağına açıklık getirmez. Çünkü hedefler öğren-me sürecine değil, öğrenme ürününe dönük ol-malıdır ve öğretim sürecinin sonunda bireyde o-luşan istendik özellikleri ifade etmelidir. Hedefler, öğretmenin öğretim sürecindeki rolünü ve so-rumluluğunu değil, öğretimi başarı ile tamamla-yan bir öğrencinin öğretim sonunda ne yapabile-ceğini göstermelidir. Aradisiplin hedefleriyle bağ-lantılı olamaz. Hedefler bir derse ya da disipline ait olur ve sadece o dersin ve disiplinin içeriğiyle bağlantılı olarak ifade edilebilir. Çünkü her hedef bir öğrenme ürününü ifade etmelidir. Her hedef ifadesi sadece bir bilgiyi bir özelliği içermelidir. Hedeflerin hangi konu içeriği ile ilgili olarak ger-çekleştirilecekleri belirtilmelidir.

(Cevap D)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

7

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

9. Bir öğretim programının “içerik” boyutu değer-lendirilirken aşağıdaki sorulardan hangisine “Evet.” yanıtı alınırsa içerik için “Uygundur.” denilebilir?

A) Çağdaş bulgulara dayalı mı? B) Öğrenci davranışı olarak ifade edilmiş mi? C) Öğrenci merkezli etkinliklere uygun mu? D) Eğitim süreci sonunda ortaya çıkacak ürün

tanımlanmış mı? E) Öğretim materyalleri belirtilmiş mi?

Çözüm:

Çağdaş bulgulara dayalı mı? sorusunun cevabı “evet” alınabilir ve içerik için “uygundur” denilebi-lir.

Diğer seçeneklerde yer alan “Öğrenci davranışı olarak ifade edilmiş mi? (hedeflerle ilgili), Öğren-ci merkezli etkinliklere uygun mu? (öğrenme - öğretme etkinlikleri ile ilgili), Eğitim süreci so-nunda ortaya çıkacak ürün tanımlanmış mı? (değerlendirme ile ilgili), Öğretim materyalleri be-lirtilmiş mi? (eğitim - öğretim durumları ile ilgili)” ölçütler içerik boyutu için bir değerlendirme ölçü-tü olamaz. İçerik öncelikle hedeflerle tutarlı olma-lıdır. Konular birbiriyle tutarlı olmalıdır. Öğrenci-nin ilgi, ihtiyaç ve düzeyine uygun olmalıdır. Ön-ceki öğrenmelerle uyumlu ve onları tamamlayıcı olmalıdır. Bilimsel açıdan doğru olmalıdır. Öğ-renme ve öğretim ilkelerine uygun olmalıdır. Tümdengelim ilkesine uygun olmalı yani bütün-den parçaya, genelden ayrıntılara doğru inmeli-dir. Aşamalılık ilkesine uygun olmalı yani konu ile ilgili önkoşul niteliğindeki davranışlar önceden öğrenilmiş olmalıdır. Öğrenme konuları ve etkinlikleri bireylerin ilgi ve ihtiyaçlarını karşılamalı ve hayata dönük, çağdaş bir içeriğe sahip olmalıdır. Konular birbirleriyle tutarlı ve bağlantılı olarak düzenlenmelidir. (kaynaşıklık il-kesi). İçerik ekonomiklik (imkanlara uygunluk) ilkesine uygun olmalıdır. Konuların belirlenen süre içinde öğretilebilir nitelikte olması gerekir. İçerik değer-lendirilebilir nitelikte olmalıdır.

(Cevap A)

10. Aşağıdakilerden hangisi öğretim programla-rının “süreç” boyutunun taşıması gereken ni-teliklerden biridir?

A) Öğrencinin programa başlamadan önce sa-hip olması gereken özellikleri içermesi

B) Öğrenciye yaşantıları yoluyla kazandırılabile-cek bilişsel, duyuşsal ve psikomotor özellikle-ri içermesi

C) Öğretme stratejileri, yöntem ve tekniklerine yer verilmiş olması

D) Düzey belirleme ve izlemeyi amaçlayan araç-lara yer verilmiş olması

E) Konu alanının özelliği dikkate alınarak aşa-malılık ilkesine göre ifade edilmiş olması

Çözüm:

C seçeneğindeki öğretme stratejileri, yöntem ve tekniklerine yer verilmiş olması süreç boyutunun taşıması gereken niteliklerden biridir.

A seçeneğindeki öğrencinin programa başlama-dan önce sahip olması gereken özellikleri içer-mesi öğretim programının hazırlanması aşama-sında dikkat edilmesi gereken bir etkendir.

B seçeneğindeki öğrencileri yaşantıları yoluyla kazandırılabilecek bilişsel, duyuşsal ve psikomotor özelliklerin içermesi hedef ve davra-nışların hazırlanmasında önem verilmesi gere-ken noktalardan biridir.

D seçeneğindeki düzey belirleme ve izlemeyi amaçlayan araçlara yer verilmiş olması değer-lendirme boyutunda dikkate alınır.

E seçeneğindeki konu alanının özelliği dikkate alınarak aşamalılık ilkesine göre ifade edilmiş olması içerik boyutunun taşıması gereken bir niteliktir.

(Cevap C)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

8

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

11. - 13. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.

Öğretmenler genellikle söz dinleyen ve kurallara uygun davranan öğrencilere sempati duyarlar. Yapılan araştırmalar, öğretmenlerin tepkilerinin, öğrencilerin derslerdeki başarısızlıklarından çok, kurallara uymamalarına yönelik olduğunu ortaya koymaktadır. Öğrencilere bu konuda bir açıkla-ma yapılmasa da onlar, kurallara uygun davran-dıklarında bunun başarı olasılığını etkileyebile-ceğini, sınavda doğru yanıtlar vermeseler de iyi not alabileceklerini düşünürler. Bu durumda, ku-rallara karşı çıktıklarında cezalandırılabilecekle-rini ya da öğretmenleri tarafından dışlanabilecek-lerini öğrenirler.

11. Bu öğrenmeler aşağıdakilerden hangisinin kapsamında ortaya çıkar?

A) Türk millî eğitiminin amaçları B) Uygulanan program C) Büyüklerin önerileri D) İhmal edilen program E) Örtük program

Çözüm:

Örtük program içerisinde, okullarda uygulanan resmi programlarda belirtilen amaç ve etkinlikler haricinde, öğrenme, öğretme sürecinde oluşan bilgi, düşünce, duygu ve tutum gibi öğrencilerin kazandıkları özellikleri yer alır. Okulun düzeni, kuralları, fiziksel ve psikolojik çevresi, yöneticile-rin ve öğretmenlerin sözlü ya da sözsüz olarak verdikleri bütün iletileri kapsar. Her okulun ve her öğretmenin kendine özgü bir örtük programı bu-lunmaktadır. Öğrencilerin kurallara karşı çıktıkla-rında cezalandırılabileceklerini ya da öğretmen-leri tarafından dışlanabileceklerin öğrenmeleri öğretmenin örtük programıyla ilgilidir.

(Cevap E)

12. Bu öğrenmelerin ortaya çıktığı bir eğitim ortamında, aşağıdakilerden hangisi yapılırsa istenen özellikler yönünde değişiklik yaratma olasılığı daha yüksek olur?

A) Öğretmenlerin kuralları yazarak panolara as-ması sağlanırsa

B) Öğretmenlere cezanın sonuçları konusunda hizmet içi eğitim verilirse

C) Öğretmenlerin kurallara uymayan öğrencileri dışlaması engellenirse

D) Öğretmenlere branşlarıyla ilgili hizmet içi eği-tim verilirse

E) Öğretmenlere sınıf yönetimi konusunda hiz-met içi eğitim verilirse

Çözüm:

Öğretmenin tepkilerinin öğrencilerin derslerdeki başarısızlıklarından çok, kurallara uymalarına yönelik olması ve öğrencilerin kurallara karşı çık-tıklarında cezalandırılabileceklerini ya da öğret-menleri tarafından dışlanabileceklerini öğrenme-leri, öğretmenin branşı ile ilgili değil, sınıf yöne-timi ile ilgili bir konudur. Bu nedenle öğretmenle-re sınıf yönetimi hizmet içi eğitim verilirse, iste-nen özellikler yönünde değişiklik yaratma olasılı-ğı daha yüksek olur.

(Cevap E)

13. Kurallara uyan öğrencilere daha yüksek puan vererek gerçekleştirilen bu ölçmelerde aşağı-dakilerden hangisi yapılmış olur?

A) Rastlantısal hata B) Gözlem yetersizliği C) Sabit hata D) Mantık hatası E) Sistematik hata

Çözüm:

Atılgan, Turgut ve Baykul’a göre sabit hata bir ölçmeden diğerine miktarı değişmeyen hatadır. Örneğin; sınav sonuçlarını düşük bulan bir öğ-retmenin tüm öğrencilerin notlarına 5 puan ilave etmesi.

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

9

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

(Turgut 1983) Sistematik hatayı şöyle tanımlar: “Ölçülen büyüklüğe, ölçmeciye veya ölçme ko-şullarına bağlı olarak miktarı değişen hatalara sistematik hatalar denir. Bir öğretmenin bir yazılı yoklamayı puanlarken kız öğrencilere erkekler-den daha fazla puan taktir etmesi, öğrencinin cinsiyetine bağlı bir sistematik hata yapmış olur. Aynı tarzda, yazı güzelliğinin puana karıştırıl-maması gereken bir sınavda el yazıları daha gü-zel olan öğrencilere daha fazla puan verilmesi, başta okunan kağıtlarda kılın kırk yarılmasına karşılık, sona kalan kağıtlara gelişigüzel bol pu-an verilmesi, vb. gibi hatalar da sistematik hata-lardır. İstatistik dilinde bu türden sistematik hata-lara yanlılık denir.” Söz konusu soruda “Kuralla-ra uyan öğrencilere daha yüksek puan vererek gerçekleştirilen bu ölçmelerde…” şeklinde so-rulmaktadır. Yukarıdaki açıklamada verilen yazı güzelliği örneğinde olduğu gibi, kurallara uyanla-ra fazla puan verilmesi de sistematik hata olur. Başka bir ifade ile sadece kurallara uyan öğren-cilere fazla puan verilmesi sistematik hata olur. Yine bu öğrencilere verilen fazla puanın miktarı da soruda açıkça belirtilmemiştir. Sadece kural-lara uyan öğrencilere eşit miktarda puan veril-mesi ya da kurallara uyma derecelerine göre ar-tan puan verilmesi de söz konusu olabilir. Her iki halde de hata kurallara uymaya bağlı olarak sis-tematik hata olur.

(Cevap C)

14. Öğretmenler, yıllık plan, ünite planı ve günlük plan hazırlarken aşağıdaki önerilerden hangi-sini öncelikli olarak yapmalıdır?

A) Planları ders kitabının yönlendirmelerine göre yapma

B) Öğrencilerin önceki yıllarda öğrenmiş olmaları gereken bilgileri dikkate alma

C) Öğrencilerin zorlanarak ulaşabileceği güçlük-te hedefler belirleme

D) Ders boyunca sürecek uzun etkinlikler plan-lama

E) Öğretim programını inceleme

Çözüm:

Öğretmenler yıl boyunca aktaracağı içeriğin planlamasını yaparken öncelikle dersine ait öğ-retim programlarını incelemelidir. Bu program-larda aktaracağı içeriğe ait olan kazanımları görmesi gerekmektedir. Ancak bu kazanımları gördükten sonra yapacağı etkinlikleri tasarlama-ya geçebilir. Bu aşamada da öğrencilerin ön bil-

gileri, hazır bulunuşluk düzeyleri ve bireysel ö-zellikleri önem kazanır. Bu durumlara ve kullanı-lacak materyallere göre yöntemler belirlenir, et-kinlikler tasarlanır. Görüldüğü gibi öncelikli olarak Öğretim Programları İncelenmelidir.

(Cevap E)

15. İlköğretim öğrencilerine, kapasitelerinin üze-rinde beceri gerektiren ödevlerin verilmesinin yol açtığı en önemli sorun aşağıdakilerden hangisidir?

A) Öğrencilerin derse ilgisini ve başarı algısını zayıflatması

B) Velilerin, çocuklarının ödevlerini yapmak zo-runda bırakılması

C) Öğrencilerin boş zamanlarını değerlendirme-lerinin engellenmesi

D) Öğrencilerin sınav kaygısını artırması E) Öğrencilerin arkadaşlarıyla iletişimini zayıf-

latması

Çözüm:

Bireylerde öğrenmeye karşı gelişebilecek en olumsuz tutum “acaba yapamayacak mıyım? (başaramaz mıyım?)” yargısıdır. Böyle bir dü-şünce oluştuğunda birey kendisini dışardan ge-len mesajlara karşı kapatır ve uyarıcılardan etki-lenmemeye başlar. Aynı zamanda öğretim etkin-liklerine de katılmak istemez. Öğrencilerden ya-pabileceğinden daha fazlasını istemek, onların daha iyi öğrenmelerini sağlamaktan çok, öğre-timden uzaklaşmalarına neden olur. Soruda be-lirtilen, öğrenci kapasitelerinin üzerinde beceri gerektiren ödevler verilmesi öğrencilerin derse ilgisini ve başarı algısını zayıflatacaktır.

(Cevap A)

16. Birey, öğrenme hedeflerini kendisi belirleyip kendi öğrenmelerinin sorumluluğunu aldı-ğında, bu süreçte ne kadar başarılı olduğunu ve ne kadar ilerleme gösterdiğini kendisi göz-lemlediğinde aşağıdaki yaklaşımlardan han-gisini izlemiş olur?

A) Araştırmaya dayalı B) Tümevarım C) Tümdengelim D) Metabilişsel (üstbilişsel) E) Davranışçı

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

10

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

Çözüm:

Soruda öğrenme hedeflerini belirleme, kendi öğrenme sorumluluğunu alma gibi üst düzey öğ-renme ve bilişsel etkinliklerden bahsettiğinden cevap D seçeneği olan Metabilişsel (üstbilişsel) yaklaşımdır.

(Cevap D)

17. Okul müdürü öğretim yılının başında bütün öğ-rencilerin, eğitim programının işaret ettiği kaza-nımlara erişmeleri için öğrenme ortamlarını en iyi şekilde düzenlemiş, gerekli araç-gereçleri sağ-lamıştır. Öğretim yılı başında öğrencileriyle etkili iletişim kurabilmeleri konusunda ve uygun koşul-lar sağlandığında hemen hemen her öğrencinin öğrenebileceğini vurgulamak için öğretmenlerle seminerler düzenlemiştir. Öğretim yılı süresince de öğrenci öğrenmelerini izleme değerlendirme-leri yaptırmış ve öğrenmeyi olumsuz yönde etki-leyen bütün etkenleri ortadan kaldırmaya çalış-mıştır.

Okul müdürü, öğrenme modellerinden hangi-sinin temel ilkelerini benimseyerek okulunda uygulamaya çalışmıştır?

A) Yapılandırmacı B) Mikro öğretim C) Tam öğrenme D) Çoklu zekâ E) İşbirliğine dayalı öğrenme

Çözüm:

Bu sorudaki temel ipuçları okul müdürünün ge-rekli eğitim - öğretim ortamı için bütün çalışmala-rı yapması, olumsuz yönde etkileyebilecek et-kenleri ortadan kaldırmaya çalışması ve en ö-nemlisi öğretmenlerine uygun koşullar sağlandı-ğında hemen hemen her öğrencinin öğrenebile-ceğini vurgulayan seminerler düzenlemesidir. Tam Öğrenme modelinin temel sayıltılarından bi-risi nitelikli eğitim-öğretim olanakları sağlanıp, yeterli süre verildiğinde hemen hemen her öğ-rencinin öğrenebileceğidir.

(Cevap C)

18. Öğretmen bitkiler konusunu işlerken sırasıyla aşağıdaki yolu izler:

Öğretmen : Kavramları tanımlar ve açıklar.

Diğer kavramlarla ilişkisini kurar.

Kavramların örneklerini ve örnek olmayanlarını verir.

Öğrenciler : Öğretmenin verdiği örnekleri açıklar

ve sınıflar.

Kendi örneklerini verirler.

Öğretmen : Öğrencileri okul bahçesine çıkarır.

Sınıfta üzerinde çalışılan yaprak

türlerini bulmalarını ve topladıkları örnekleri sınıflamalarını ister.

Öğrenciler : Yaptıkları çalışmaları arkadaşlarına

sunarlar.

Öğretmen bu süreçte aşağıdakilerden hangi-sinde belirtilen yöntem, teknik ya da yaklaşı-mı kullanmıştır?

A) Sunuş yoluyla – Proje tabanlı B) Kavrayarak – Tam öğrenme C) Sunuş yoluyla – Aktif öğrenme D) Örnekleyerek – Buluş yoluyla E) Aktif öğrenme – Sunuş yoluyla

Çözüm:

Öncelikle seçeneklerdeki öğretme-öğrenme etkinliklerini kısaca hatırlayalım.

Sunuş Yoluyla Öğretim: Öğretimin genelden – özele doğru hiyerarşik bir yapı ve sırayla gerçek-leştirildiği, önce genel kavram, ilke ve genelle-melerin verildiği, sonra da daha özel bilgilerin ve örneklerin verildiği stratejidir. Öğrenci ve öğret-men etkileşimi yoğundur. Anlatılan konu ile ilgili bol sayıda örnek verilerek bilgiler öğrencilerin ka-fasında somutlaştırılır. Öğretmen konuya uygun olan ve olmayan örnekleri verir. Öğrenciler bu örnekleri tanımlar.

Proje Tabanlı Öğrenme: Öğrencilerin grup olarak ya da bireysel olarak gerçek yaşam konu-larına ve uygulamalarına ilişkin olarak bir prob-lem ya da senaryo üzerinde yerine getirdiği bir tür problem çözme etkinliğidir. Gerçek yaşam koşullarında gerçekleştirilir. Bu yöntemde genel-de öğrencinin bireysel ve grup olarak gerçekleş-tirdiği öğrenme etkinliğinin sonucunda bir ürün ya da performans ortaya koyması söz konusu-dur. Proje tasarısını öğretmen ve öğrenci birlikte yapar. Konular derinlemesine öğrenilir. Öğrenci, bilgiyi keşfeder ve kullanır.

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

11

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

Kavrayarak Öğrenme: Bireyin daha önceki yaşantıları, bilgi birikimleri ve tecrübelerine bağlı olarak eylemsel olmasa da zihinsel deneme ya-nılma ile doğru sonuca ulaşmasını sağlayan yön-temdir.

Tam Öğrenme: Okullarda öğretme – öğrenme sürecinde rol oynayan bütün öğeleri, öğrencilerin en etkili ve verimli öğrenme düzeyine ulaşması için sistemli olarak bir araya getiren bir yakla-şımdır. Tam öğrenme yaklaşımı her okulda ve sınıfta hızlı öğrenen ve öğrenmeyen öğrenci bu-lunduğu ve her öğrenciye ihtiyacı olan ek öğre-tim zamanı ve nitelikli öğretim hizmeti (ipucu – katılım – pekiştireç – dönüt) sağlanırsa her öğ-rencinin öğrenebileceği varsayılır. Bireysel öğre-tim tekniği değildir. Bilişsel ve duyuşsal davranış-ların kazanılmasına ait bir öğrenme yaklaşımıdır.

Aktif Öğrenme: Öğrencilerin öğrenme sürecine yaparak-yaşayarak katılımını gerektirir. Öğrenci öğretimin merkezine alınır. Öğrenciler, araştırma ve bilgi kaynaklarına kendileri ulaşarak elde et-tikleri bilgileri örgütleme ve sunma, bireysel ve grup olarak sorumluluklar alma ve yerine getir-me, etkileşimde bulunma ve ortak bilgi üretimin-de yeterlilik kazanırlar.

Buluş Yoluyla Öğrenme: Öğrencinin kendi gözlemleri ve etkinliklerine bağlı olarak bilgi, kav-ram, ilke ve genellemeye ulaşması teşvik edilir. Öğrenciler bir bilim adamı gibi bilgiyi kendileri yapılandırmalıdır. Bunun için aktif araştırmacı o-larak, deney yapmaya, ilke ve kavramları bulma-ya yönlendirilmelidir. Öğrencinin bilgiye araştır-ma, inceleme ve problem çözme yoluyla ulaş-ması sağlanır.

Bunları hatırladıktan sonra tekrar sorumuza dönecek olursak öğretmenin ilk aşamada kav-ramları ve tanımları açıklaması, ilişkilerden bah-setmesi, örneklendirmesi ve öğrencilerden de örnekler istemesi Sunuş Yoluyla Öğretimdir. Öğ-retimin ikinci aşamasında bahçeye çıkılması, yaprak türlerinin toplanması ve sınıflandırılması gerçek bir yaparak yaşarak öğrenme uygulama-sıdır. Öğrenciler bilgilerini kendileri toplamakta, düzenlemekte ve sunmaktadır. Bu aşamalar Ak-tif Öğrenme olduğu göstermektedir. Proje Ta-banlı olmama nedenleri olarak problem ya da senaryo durumunun olmaması ve öğrencilerin öğretmenden bağımsız olarak çalışmaları söyle-nebilir.

(Cevap C)

19. Öğretimin bireyselleştirilmesi ve hatanın en aza indirilmesinin amaçlandığı durumlarda, Skinner’in pekiştirme ilkelerini temel alan “prog-ramlı öğretim” yaklaşımının kullanılması önerilir.

Bu öğretim yaklaşımının en önemli yararı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Öğrencileri öğrenmeye güdülemesi B) Öğrenmeyi bütünden parçalara doğru ger-

çekleştirmesi C) Sınıfta kalma kuralını kaldırması D) Dönüt ve düzeltmeyi hemen yapması E) Öğrenmeyi parçalardan bütüne doğru ger-

çekleştirmesi

Çözüm:

Davranışçı kuramın bireysel öğrenme yaklaşım-larından olan programlı öğretimin hatırlanacağı gibi temel özellikleri olarak;

Öğretimin bireylerin hızına göre ayarlanması

Küçük adımlar ilkesinde olması

Etkin katılımın sağlanması

Bir kez de olsa başarı duygusunun yaşatıl-ması.

Bireysel olduğundan anında geribildirim ver-mesi ve düzeltmenin yapılması sayılabilir.

Seçeneklere baktığımızda da programlı öğreti-min bireysel olması ve hatanın en aza indirilmesi için dönüt ve düzeltmenin anında yapılması en önemli yararıdır.

(Cevap D)

20. Dersinde probleme dayalı öğrenmeyi kullanmayı planlayan öğretmen, öğrencileri küçük gruplara ayırmış ve öğrencilerin ilgisini çekebilecek bir problem durumu vermiştir. Grupların, verilen me-tinde geçen olumsuzlukları tartışarak belirleme-lerini, çözüm yolları önermelerini ve olmasını ö-nerdikleri biçimde metni yeniden yazmalarını is-temiştir.

Bu öğretmenin küçük gruplarda uyguladığı yöntem, teknik ya da yaklaşım aşağıdakiler-den hangisidir?

A) Problem oluşturma B) Senaryo yazma C) Örnek olay inceleme D) Tartışma E) Görüş geliştirme

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

12

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

Çözüm:

Soruda probleme dayalı öğrenmeyi hedefleyen öğretmenin öğrencilere bir problem durumu ver-diği, bu durumun incelenmesini, olumsuzluklar i-çin çözüm yollarının belirlenerek metnin yeniden yazılmasını istediği belirtilmektedir. Bu anlatım-larla aslında problem çözme yöntemi olarak A seçeneği, yeniden metin oluşturma olarak da B seçeneği çeldirici olarak bulunmaktadır. Aynı şe-kilde grup içerisinde görüşmelerin olması ve farklı görüşlerin geliştirilmesi açısından da D ve E seçeneği çeldirici olarak konulmuştur. Aslında soru da problem durumu olarak ortaya konulan durum bir örnek olaydır. Öğretmenin istediği de örnek olayın incelenmesi, analizi, yorumlanması ve raporlaştırılmasıdır. Örnek Olay yönteminde yaşanmış ya da yaşanması olası ve öğretmen tarafından hazırlanan problemlerin sınıf ortamın-da öğrenciler tarafından farklı bakış açıları geliş-tirilmesiyle çözümlenerek öğrenmenin oluşması-nı sağlayan yöntemdir.

(Cevap C)

21. Ortak ürün ya da grup ödülü

Olumlu bağımlılık

Bireysel değerlendirilebilirlik

Yüz yüze etkileşim

Sürecin değerlendirilmesi

Eşit başarı fırsatı

Bu becerileri kazandırmaya olanak sağlayan yöntem, teknik ya da yaklaşım aşağıdakiler-den hangisidir?

A) Büyük grup tartışması B) Yaratıcı drama C) Rol oynama D) İstasyon E) İşbirlikli öğrenme

Çözüm:

Bu sorudaki en önemli nokta, sayılan özellikler arasında bulunan “olumlu bağımlılık” tır. Bu özel-lik bizi doğrudan işbirlikli öğrenmeye götürmek-tedir. İşbirlikli (Kubaşık) Öğrenmenin diğer genel özelliklerini sıralayacak olursak:

Problem çözme, yaratıcı düşünme, yansıtıcı düşünme

Grup etkinliği (Birbirinden öğrenme)

Paylaşma işbirliği ve Uzlaşma

Bireysel ve grup sorumluluğu

Sosyal beceriler

Öz saygı, öz yetenek, benlik kavramı

(Cevap E)

22. Türkiye’de mesleki ve teknik eğitim kapsamı dışında da çocuklar ve gençler usta yanına verilir ve meslek edinmeleri sağlanır. Bu durumda mesleğin gerektirdiği becerileri öğrenebilmesi i-çin bireyin tek kaynağı, çalıştığı yerdeki en de-neyimli kişidir.

Usta çırak etkileşimiyle ortaya çıkan öğrenme aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bireyselleştirilmiş öğrenme B) Model alma yoluyla öğrenme C) Yapılandırmacı öğrenme D) Sunuş yoluyla öğrenme E) Buluş yoluyla öğrenme

Çözüm:

Meslek ve beceri edinme eğitimlerindeki en önemli nokta; görme, izleme, taklit etme ve mo-del almadır. Soruda da bir usta çırak ilişkisinden bahsedilmektedir. Bu ilişki model alma yoluyla öğrenme uygulamasında bulunmaktadır.

(Cevap B)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

13

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

23. İlköğretim 7. sınıf beden eğitimi öğretmeni, 40 kişilik bir gruba bulundukları yörenin halk oyunla-rını öğretmeyi planlamaktadır. Oyunları sırasıyla öğrencilere göstermekte fakat öğrenciler oyunları öğrenmekte zorlanmaktadır. Bunun sebebi ise oyunlarda çok fazla figür olması ve oyunların öğ-rencilere karışık gelmesidir.

Bu durumda, öğretmen aşağıdaki öğretme yaklaşımlarından hangisini kullanmalıdır?

A) Parçalara bölme B) Rol oynatma C) Akran öğretimi D) Ritmik öğretim E) Kayıttan izletme

Çözüm:

Sorunun temel noktası, oyun içerisinde çok fazla figür olduğunun ve bundan dolayı oyunun öğren-cilere karışık geldiğinin belirtilmesidir. Burada is-ter öğretmenden isterse kendi arkadaşından bire bir ya da kayıttan izlemesi sonucu değiştirmeye-cektir. Benzer şekilde farklı yöntemlerin uygu-lanması da çok olumlu sonuçlar doğurmayabilir. Çünkü buradaki sorun aktarılan içeriğin bütün olarak yoğun olmasıdır. Burada öğretmenin yapması gereken içeriği öğrenci düzeylerine gö-re parçalara ayırarak bu şekilde onlara aktarma-sıdır.

(Cevap A)

24. Eleştirel düşünmenin temelini, bilinenlerin doğru-luğunu belirleme, olgular ve düşünceler arasın-daki ilişkileri kavrama, beklenmeyen durumlara açık olma ve mantıklı sonuçlara ulaşma oluştur-maktadır.

Buna göre, öğrencilerine eleştirel düşünme becerisi kazandırmayı hedefleyen öğretmenin aşağıdakilerden hangisinden kaçınması ge-rekir?

A) Kanıtlara dayanmaktan B) Ölçütler geliştirmekten C) Belirsizlikleri belli ölçülere kadar hoş görmek-

ten D) Fikrinde kararlı olmaktan E) Gerçeklerle tahminler arasındaki farkı belir-

lemekten

Çözüm:

Eleştirel düşünmenin temelleri belirtilirken bizim için burada önemli olan beklenmedik durumlara açık olmadır. Bu bireylerin fikirlerinin değişebile-ceğine işaret eder. Okullarda öğrencilerin eleşti-rel kimlik kazanması ve eleştirel düşünme bece-rilerini arttırma yolları aşağıdakiler gibidir:

Bilginin kaynağını test etme

Önyargılardan ve taraflı davranmadan uzak

Tutarsızlıkları ayırt etme

Öğrenmeyi öğrenme

Sonuç elde edebilme

Sorumluluk alma

Geçerli ve geçersiz bilgileri ayırt etme

Doğru olanlar ile iddia edilenleri ayırma

İletişim becerilerini etkili kullanma

Boyutları belirleme

Çok yönlü düşünme

Bunlardan da önyargılardan ve taraflı davran-madan uzak olmak bizi fikrinde kararlı olmak se-çeneğine götürmektedir.

(Cevap D)

25. İlköğretim 3. sınıf matematik dersinde öğretmen öğrencilerden, sınıf arkadaşlarının hangi aralık-larla ve ne miktarda harçlık aldıklarını öğrenme-lerini ve çetele tutmalarını istiyor. Daha sonra bu bilgileri kendi belirledikleri alt başlıklar altında tablo hâline getirmelerini söylüyor.

Öğretmen bu etkinlikte, öğrencilerin hangi becerilerini geliştirmeyi amaçlamış olabilir?

A) Sınıflama B) Düzenli gözlem C) Eşleştirme D) Çıkarsama E) Eleştirel düşünme

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

14

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

Çözüm:

Sınıflama; nesneleri veya olayları temsil eden bilgileri bazı metotlar ve sistemler kullanarak, benzer ve farklı özelliklerine göre gruplara ayır-maktır. Bu süreç, öğrencilerin önceki bilgileri ile yeni kavramlar arasında ilişki kurmasını sağlar. Gruplamanın veya sınıflamanın belirli bir sistemi ya da metodu vardır. Bu gruplamalar önceden tanımlanmış özellikler kümesine göre yapılır. Et-kili bir sınıflama yapabilmek için sınıflanacak nesneler ve olaylar hakkında yeterli bilgi toplan-malıdır. Yani benzerlikler ve farklılıklar ayrıntılı olarak açığa çıkarılmalıdır. Bunun içinde iyi göz-lem yapılmalı ve bilgi toplanmalıdır.

(Cevap A)

26. Kavram yanılgılarını gidermede aşağıdaki uygulamalardan hangisi en az etkilidir?

A) Kavram haritası oluşturma B) Kavramsal değişim metinlerinden yararlanma C) Kavramsal karikatürlerden yararlanarak tar-

tışma D) Kavramların tanımlarını tekrarlatma E) Vee diyagramı oluşturma

Çözüm:

Kavramların daha iyi öğrenilmeleri ve yanılgıların giderilmesi için kavram haritaları ve Vee diyag-ramları uygun bir yoldur. Kavramların farklı şe-kilde öğrencilere aktarılması da uygulanabilir. Ancak zaten kavramları farklı şekilde algılayabi-len bir gruba aynı kavramları tekrar tekrar açık-lattırma ve tekrarlattırma çalışmaları diğerlerine göre uygun bir yol olmayacaktır.

(Cevap D)

27. Hayat bilgisi dersinde öğretmen, öğrencilerin grafikleri yorumlamalarını sağlamak amacıyla sı-nıfta bulunan kız ve erkek öğrenci sayısını gös-teren grafikten yararlanıyor.

Öğrencilerin bu grafiği doğru olarak yorum-lamaları için sorulabilecek en uygun soru a-şağıdakilerden hangisidir?

A) Grafikteki kız ve erkek sembolleri doğru mu? B) Grafik öğretmen tarafından mı hazırlanmış? C) Grafikteki renkler toplumsal cinsiyet rollerine

uygun mu? D) Grafikteki sayılar, gerçek sınıf mevcuduyla

tutarlı mı? E) Grafiğin başlığı doğru verilmiş mi?

Çözüm:

Burada öğretmen bir eşleştirme yoluyla öğrenci-lerin bu grafikteki verilerin neyi anlattığını algı-latmaya çalışıyor ki buna en uygun soru “Grafik-teki sayılar, gerçek sınıf mevcuduyla tutarlı mı?” sorusudur.

(Cevap D)

28. Uygulanmakta olan ilk ve ortaöğretim programla-rının temelini yapılandırmacılık kuramının oluş-turduğu belirtilmektedir.

Yapılandırmacılık kuramına göre hareket eden bir öğretmenin, sınıfında aşağıdakiler-den hangisini yapmaması beklenir?

A) Çeşitli testler kullanarak öğrencilerin hazırbulunuşluk düzeylerini belirleme

B) Öğrencilerin konuyla ilgili bilgi sahibi olmadık-larını varsayma ve derse temel kavramları öğreterek başlama

C) Yeni bir konu ya da üniteye başlarken öğrencileri hedeften haberdar etme

D) Öğrencilere proje çalışmalarında ve işbirliği-ne dayalı etkinliklerde daha fazla rol verme

E) Öğrencilerin görüşlerini ve bakış açılarını dik-kate alarak dersi planlama

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

15

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

Çözüm:

Yapılandırmacılık Kuramının süreç aşamaları göz önüne alındığında öğrencilerin içerikle ilgili ön bilgilerinin önce belirlenmesi gerekir. Çünkü etkinlikler bu ön bilgiler üzerine yapılandırılacak-tır. Yeni bilginin yapılandırılması için öğrenciden önceden birtakım öğrenmelerin yaşanmış olması gerekmektedir. Öğrenci merkezli bir yaklaşım ol-duğundan öğrenenlerin hazır bulunuşlukları be-lirlenir, hedeflerden haberdar edilir, etkin olacak-ları etkinlikler tasarlanır ve onların görüşlerine göre değişikliklere gidilebilir.

(Cevap B)

29. Çevre kirliliğinin etkilerini belirlemenin ve öğrencilerde farkındalık yaratmanın önemli olduğunu düşünen bir öğretmenin, dersinde aşağıdakilerden hangisine yer vermesi du-rumunda hedefine ulaşma ve kalıcı öğrenme-ler sağlama olasılığı daha yüksek olur?

A) Örnekler vererek kendi gözlemlerini öğrenci-lere anlatma

B) Sınıfı küçük gruplara ayırarak her gruba bir duvar gazetesi hazırlatma

C) Çevre kirliliği konusunda derse kaynak kişi çağırma

D) Çevre kirliliği konusunda görsellerle zengin-leştirilmiş geniş kapsamlı bir sunu yapma

E) Çevre kirliliğini önlemede yapılması gereken-leri öğrencilere sorarak öğrencilerden bu soruyu yanıtlamalarını isteme

Çözüm:

Soruda istenen farkındalığın oluşması ve kalıcı öğrenmelerin sağlanması için en uygun yöntem aktif katılımın sağlandığı bir grup çalışması ola-caktır. Dışarıdan bilgi aktarma ya da gösterim yapma uzun süreli öğrenmeyi sağlamayacaktır. Bunu aktif öğrenme ile sağlayabiliriz. Seçenekle-re baktığımızda “sınıfı küçük gruplara ayırarak her gruba bir duvar gazetesi hazırlatma” uygu-laması isteneni daha çok karşılamaktadır.

(Cevap B)

30. Bir öğretmen öğrencilere konu alanının yanı sıra

bilimsel süreç becerilerini kullanma

araştırma, keşfetme

gerçek yaşam durumlarını test etme

ortaya çıkan ürünleri sunma

becerilerini de kazandırmayı amaçlamaktadır.

Buna göre, öğretmen aşağıdaki yöntem, tek-nik ya da yaklaşımlardan hangisini kullanırsa amacına en çok hizmet etmiş olur?

A) Probleme dayalı öğrenme B) Benzetim C) Proje tabanlı öğrenme D) Yaratıcı drama E) Örnek olay

Çözüm:

Proje Tabanlı Öğrenme: Öğrencilerin grup olarak ya da bireysel olarak gerçek yaşam konularına ve uygulamalarına ilişkin olarak disiplinler arası (bilimsel alanlar - konular - etkinlikler ) bağlantı kurularak bir problem ya da senaryo üzerinde yerine getirdiği bir tür problem çözme etkinliğidir. Bir bireysel öğrenme yöntemi olan proje yöntemi, öğrencinin etkin olmasına dayanmaktadır. Öğ-renci, bir konu hakkında araştırma yapmak için planlama yapar, inceler, araştırır, uygular ve de-ğerlendirir. Proje yöntemi bireysel ve grupla öğ-renmeye, okul ile gerçek hayat arasında bağ ku-rulmasına önem verir. Bu yöntemin ana felsefesi öğrencinin etkileşimde bulunduğu çevrede ya-şamı küçük boyutta da olsa yaşamasıdır. Bu yöntemde genelde öğrencinin bireysel ve grup olarak gerçekleştirdiği öğrenme etkinliğinin so-nucunda bir ürün ya da performans ortaya koy-ması söz konusudur.

(Cevap C)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

16

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

31. İlköğretim 5. sınıf sosyal bilgiler dersi, “Üretim, Dağıtım ve Tüketim” ünitesinde geçen,

a) “Yaşadığı bölgedeki ekonomik faaliyetlere ilişkin meslekleri belirler.”

ve girişimcilik ara disipliniyle ilişkilendirilen

b) “Yaşadığı bölge içinde ekonomik dayanışma-yı fark eder.”

kazanımları hangi hedef alanındadır ve bu kazanımlar hangi strateji ve yöntem, teknik ya da yaklaşımla öğretilmelidir?

Hedef alanı Strateji Yöntem, teknik ya da yaklaşım

A) a) Bilişsel

b) Duyuşsal

Araştırma Proje tabanlı öğrenme

B) a) Duyuşsal

b) Bilişsel

Buluş Anlatım ve tartışma

C) a) Bilişsel

b) Duyuşsal

Sunuş Gösteri ve grup çalışması

D) a) Bilişsel

b) Psikomotor

Araştırma Rol oynama ve öyküleştirme

E) a) Duyuşsal

b) Bilişsel

Buluş Benzetim ve eğitsel gezi

Çözüm:

Bu soruda öncelikle kazanımların alanlarını belirlememiz gerekir. Bunun için de sadece ifa-delerin yüklemlerine bakmamız yeterlidir. a) ka-zanımı ekonomik faaliyetlerle meslekler arasın-daki ilişkileri belirlemeyi istediğinden analiz ba-samağından bir bilişsel hedeftir. b) kazanımı ise ekonomik dayanışmanın farkındalığını istediğin-den alma basamağından bir duyuşsal hedeftir. Yaşanılan bölgeyle ilgili bir çalışma yapılacağın-dan (toplu bir bilgi aktarımı ya da bir bilgiyi keş-fetmesi amaçlanmadığı için sunuş ya da buluş kullanılmıyor) strateji olarak araştırma uygundur. Yine bu strateji için öğrencilerin aktif olarak çalı-şabilecekleri ve etkin öğrenmelerin sağlanabile-ceği proje tabanlı öğrenme seçilebilir.

(Cevap A)

32. Aşağıda sıralanan öğretim yöntem ve teknik-lerinin hangileri uygulandığında, programda belirtilen kazanımların yanı sıra öğrencilerde çevrelerinde yaşananlara karşı duyarlılık, top-lumda yaşanan sorunlara çözüm önerme, kendisinin de bir şeyler üretebileceğini his-setme ve yapılmakta olan bir işe katkı sağla-ma gibi özelliklerin geliştirilme olasılığı daha yüksek olur?

A) Örnek olay inceleme ve istasyon B) Müze eğitimi ve tartışma C) Soru - yanıt ve büyük grup tartışması D) Münazara ve panel E) Görüş geliştirme ve anlatım

Çözüm:

Bu sorudaki temel ipucumuz istasyon tekniğinin özelliklerinin verilmesidir. İstasyon tekniği, öğ-rencilerde birlikte çalışma, birbirlerini tanıma, iş-birliği, yaratıcılık, başlanmış bir işe katkı getirme ya da işi bitirme, katılımdan keyif alma, kurallara uyma, iletişim becerisi geliştirme, özel yetenekle-ri ortaya çıkarma ve üretme özelliklerini geliştirir. Bir şeyler üretebileceğini hissetme ve yapılmakta olan işe katkı sağlama özellikle doğrudan istas-yon tekniğini göstermektedir. Ayrıca yaşanmış veya yaşanabilecek olaylardaki sorunlara çözüm getirme ve bunlara karşı duyarlı olma da örnek olay incelemeyi işaret etmektedir.

(Cevap A)

33. Türkiye’nin enerji kaynakları nelerdir?

Türkiye’de enerji kaynakları nasıl kullanılı-yor?

Enerji kaynakları en verimli nasıl kullanılır?

Bu konu başlıklarında öğrencilerin bilgilen-melerini, yorum yapmalarını, sorunlar ve so-runların çözümleri üzerinde düşünmelerini, sorgulamalarını, soru sormalarını ve sorula-rına karşılık bulmalarını amaçlayan bir öğ-retmen, aşağıdaki yöntem ya da tekniklerden hangisini uygularsa amaçlarına ulaşma olası-lığı daha yüksek olur?

A) Münazara B) Görüş geliştirme C) Panel D) Beyin fırtınası E) Altı şapkalı düşünme

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

17

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

Çözüm:

Soruda istenenlerden bir tartışma yöntemi kulla-nılacağı kesindir. Münazarada bir konuda zıt gö-rüşleri savunan iki farklı grup oluşturulur ve her grup kendi görüşünü belli zaman dilimleri içinde tarafsız bir dinleyici gruba anlatır. Kendi tarafının görüşlerini doğru, diğer tarafın görüşlerini yanlış göstermek amaçtır. Ancak içeriğe baktığımızda zıt kutuplar oluşturulmayacaktır. Benzer şekilde görüş geliştirmede de çelişkili karşıt görüş içeren konular üzerinde gerçekleşen bir tartışma yürü-tülür. Belirgin çelişkiler ve kutuplaşmış tutumlar içeren konular olması gerekir. Beyin Fırtınası et-kinliğinde ise bireylerin yaratıcılıklarını ortaya çı-karacak çok sayıda düşünce kısa sürede topla-nır. Herkes konuyla ilgili aklına gelenleri söyleye-rek etkinlik sürer. Sonuçta söylenenler toplan-maya çalışılır ki, bu soruda bizden istenen bu tür bir uygulama değildir. Altı şapkalı düşünme ise karar verilecek her konuda sistematik düşünme-yi, farklı düşünebilmeyi ve doğru karar vermeyi öğretmek için kullanılan bir tartışma çeşididir. Bi-reyin düşünme etkinliğini belli bir düzene soka-rak analiz etmesini sağlamak ve bireye nasıl dü-şünmesi gerektiğini öğretmek amacıyla kullanılır. Soruda istenen bilgilenme, yorum yapma, sorun-lar ve çözümleri üzerinde düşünme, sorgulama, soru sorma ve karşılık bulma Panel etkinliğine uygundur.

(Cevap C)

34. Sıkça yaşanan depremlerin ardından öğretim programlarında deprem konusuna önem veril-meye başlanmıştır. Meral Öğretmen deprem sı-rasında neler yapılması gerektiğini öğretmek ü-zere, önce hazırladığı slaytlarla öğrencilerin bilgi-lenmelerini sağlar ve sonra öğrencilere uygula-ma yaptırır.

Meral Öğretmen’in kullandığı öğretim yön-tem, teknik ya da yaklaşımları aşağıdakiler-den hangisidir?

A) Tartışma – Rol oynama B) Anlatım – Eğitsel oyun C) Gösterim – Eğitsel oyun D) Tartışma – Benzetim E) Anlatım – Benzetim

35. Eğitimin amacı, okulda öğrenilenlerin günlük yaşama aktarılmasıdır. Öğrenci aktif olarak katıl-dığı eğitim ortamından kendi deneyimleriyle bilgi-ler edinmeli, bu bilgileri paylaşmalı ve yeni etki-leşimlerine aktarmalıdır.

Bu fikri savunan bir öğretmen aşağıdaki yak-laşımlardan hangisine vurgu yapmaktadır?

A) Yansıtıcı düşünme B) Eleştirel düşünme C) Yaşamsal düşünme D) Yaratıcı düşünme E) Analitik düşünme

Çözüm:

Öğretmen, slaytlarla bilgilendirme aşamasında anlatım yapmıştır. Bu soruda çeldirici olarak ikin-ci bölümde konulan eğitsel oyun bölümüdür. An-cak belirtilen uygulama benzetimdir. Benzetim tekniği bir olay, durum veya etkinliğin yapay ola-rak öğretim ortamında tasarlanmasıyla yapılan öğretim etkinliklerini içerir. Benzetim sınıf içinde öğrencilerin bir durumu gerçeğe benzer durumlar oluşturarak eğitici çalışma yapmalarına olanak sağlayan bir öğretim tekniğidir. Eğitsel oyunlar ise konuların oyuna dönüştürülerek ilgi çekici du-ruma getirilmesi, öğrenilen bilgilerin daha rahat ve eğlenceli bir ortamda tekrar edilerek pekişti-rilmesi, en pasif öğrencilerin bile etkinliklere katı-lımı sağlanarak çok yönlü gelişimlerinin sağlan-masında kullanılan bir öğretim tekniğidir. Burada öğrenciler oyun oynamamış benzer bir durum i-çerisinde etkinlik gerçekleştirmişlerdir.

(Cevap E)

36. Öğretmen, ilköğretim 7. sınıf sosyal bilgiler der-sinde “Türkiye sahip olduğu bor kaynağını doğru biçimde kullanmaktadır.” önermesiyle tartışmaya dayalı bir etkinlik planlamaktadır. Bütün öğrenci-lerin tartışmaya katılmalarını, düşündüklerini ge-rekçeler göstererek belirtmelerini, düşüncelerini değiştirebileceklerini belirtmiştir. Öğrencilerinde başkalarının düşüncelerine saygı, dinleme, kendi düşüncesini savunma ve kanıt bulma becerileri geliştirmeyi hedeflemiştir.

Bu etkinlik aşağıdaki tartışma türlerinden hangisi için en uygundur?

A) Münazara B) Görüş geliştirme C) Forum D) Panel E) Konuşma halkası

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

18

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

Çözüm:

Önce cevaplardaki tartışma türlerini kısaca açık-layalım:

Münazara: Bir konuda zıt görüşleri savunan iki farklı grup oluşturulur ve her grup kendi görüşü-nü belli zaman dilimleri içinde tarafsız bir dinleyi-ci grubuna anlatır. Kendi tarafının görüşlerini doğru, diğer tarafın görüşlerini yanlış göstermek amaçtır. Tartışmalar fazla bilimsel olmaz; söz us-talığı ve hazır cevaplılık gibi özellikler öne çıkar.

Forum: Dinleyici grubun uzman gruba soru sor-ması, uzmanların bu soruları yanıtlamasıyla ger-çekleşir. Küçük bir grubun belli bir konuda geniş bir kitleye uzman bilgisi aktarmasının ardından dinleyici sorularına cevap vermesidir. Dinleyicile-rin soruları sözlü olabilir ancak uzun açıklamalar sonrasında konu dağıldığı için, forum yöneticisi-nin soruları yazılı olarak alması ve hangi kişinin konu alanına giriyorsa o kişiye soruyu yönlen-dirmesi daha uygun olur.

Panel: Bir başkanla birlikte 3-5 kişilik konunun uzmanlarının, konuyu derinlemesine incelemesi-dir. Eğer panel grubu, öğrencilerden oluşacaksa, öğrenciler iyi bir ön hazırlıktan sonra, bir uzman bilgisi ile tartışma yapmalıdır. Buradaki tartışma-lar, herkesin konuyu çeşitli açılardan derinleme-sine ele almaları ve samimi bir havada tartışma-ları şeklinde olur. Panel grubu münazara gru-bunda olduğu gibi farklı masalarda değil, tek masada oturur. Sınıftaki panel uygulamalarında öğretmenin panel yöneticisi olması yararlı olur.

Konuşma Halkası: Öğrencilerin görüş farklılıkla-rını görmesini ve farklı görüşlere saygı göster-mesini geliştiren bir öğretim tekniğidir. Bu tekni-ğin amacı; sınıf içinde güven ve saygı atmosferi oluşturmak, öğrencilerin kendilerini başkalarının yerine koyarak empatik davranmalarını sağla-mak, öğrenciler arasında ilişkileri ve iletişimi ge-liştirmektir. Konuşma halkası bir öykü, bir can-landırma, bir olay, bir resim vb. bir durumla ilgili yapılır. Önce öykü anlatılır, okunur, canlandırma izlenir ya da olay açıklanır. Konuşma turlarında “Sizce ne düşünmüştür?, Buna benzeyen bir du-rumu hiç yaşadınız mı?, Siz ne hissettiniz?,” gibi sorular sorularak öğrencilerin düşünmeleri sağ-lanır.

Görüş Geliştirme: Çelişkili karşıt görüş içeren konular üzerinde gerçekleşen bir tartışma çeşi-didir. Belirgin çelişkiler ve kutuplaşmış tutum-lar içeren konular olması önkoşuldur. (Örn: Türkiye yanlış ekonomik politikalar yürütmekte-dir, Okullarda sınavlar kaldırılmalıdır). Eğitsel düşünmeyi, başka görüşlere saygı duymayı öğ-

retmek ve öğrencilerde görüş geliştirmek ama-cıyla kullanılan bir tartışma tekniğidir. Bu teknikte önemli olan öğrenciler düşündüklerini gerekçele-riyle açıklarlar ve istediklerinde düşüncelerini değiştirebilirler.

Bütün türleri incelediğimizde sorudaki durumda verilen konu ve istenen davranışlar bunun Görüş Geliştirme türünde olması gerektiğini göstermek-tedir.

(Cevap B)

37. İki boyutlu şemalardır.

Bağlantılar içerir.

Bir içeriğin öğretiminde özetlenmesinde ve ölçülmesinde kullanılır.

Bu özellikler aşağıdakilerden hangisini doğru olarak betimlemektedir?

A) Vee diyagramı B) Kavram haritası C) Dallanmış ağaç D) Yapılandırılmış grid E) Bilgi yaprağı

Çözüm:

Bu sorudaki ayırıcı nokta üçüncü özellik olarak verilen “Bir içeriğin öğretiminde özetlenmesinde ve ölçülmesinde kullanılır.” ifadesidir. Kavram haritası, insanların nasıl öğrendikleri ile anlamlı öğrenme konuları arasında köprü kuran bir öğ-renme, öğretme stratejisidir. Bir kavram haritası, daha geniş bir kavram başlığı altındaki kavram-ların birbirleriyle ilişkilerini gösteren iki boyutlu bir şemadır. Öğrencilerin kavram yanılgılarını ortaya çıkarmada bir ölçme aracı görevi görür. Bilgiyi hatırlama, sınıflama ve somutlaştırmada etkilidir. Vee diyagramı da bağlantılar içeren iki boyutlu şemalar arasında yer alsa da kullanım amacı bir araştırma konusunu (etkinliği) planlama, uygu-lama ve değerlendirme basamakları, başlama – konunun içine dalma – elde edilen verileri yo-rumlayıp bir sonuca vararak hayat ile ilişkilen-dirmektir.

(Cevap E)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

19

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

38. İyi bir öğretmende bulunması gereken özellik-lerden biri de yansıtıcı düşünme becerisini işe koşmasıdır. Yansıtıcı düşünme becerisine sahip olan öğretmenlerden beklenen özellikler sıralan-dığında; öz saygı, içe dönük gözlem, açık fikirli-lik, öğretime ilişkin karar ve eylemlerinde sorum-luluk almak başta gelir.

Buna göre, yansıtıcı düşünme becerisi ge-lişmiş bir öğretmenin, aşağıdakilerden han-gisini yapması öncelikle beklenir?

A) Okul yönetimine sürekli bilgi aktarması B) Yapacağı özel etkinlikler için okul yönetiminin

kararlarını beklemesi C) Zümre öğretmenlerinin uyguladığı yöntemleri

sınıfında kullanması D) Dersinde hangi yöntemleri uygulayacağına

kendisinin karar vermesi E) Programın öngördüğü becerileri öğretmen kı-

lavuzuna uyarak adım adım işlemesi

Çözüm:

Belirtilen özellikler incelendiğinde öğretime ilişkin karar ve eylemlerinde sorumluluk almak ifadesi-nin öncü olduğu ve bundan dolayı yansıtıcı dü-şünme becerisi gelişmiş öğretmenin öncelikli ola-rak dersinde hangi yöntemleri uygulayacağına kendisinin karar vermesi beklenir.

(Cevap D)

39. Politikacıların, öğretmenlerin, liderlerin ve psikologların ihtiyaç duyduğu tartışma, gö-rüşme yapma, öğretme ve toplantı düzenleme gibi etkinliklerde, bireyi başarılı kılmada ön-celikli rol oynayan zekâ alanı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sosyal B) Dilsel C) Öze dönük D) Görsel E) Mantıksal

Çözüm:

Soruda özellikle tartışma, görüşme, öğretmen ve toplantı düzenleme gibi başkalarıyla iletişime geçmeyle ilgili sosyal alandan bahsedildiği gö-rülmektedir. Bu da sosyal zekâ alanını göster-mektedir. Sosyal zekâ; insanlarla ilişki kurma, diğer bireylerin ruh hallerini, duygularını ve dav-ranışlarını yorumlama yeteneğine sahip olmadır. Politikacılar, liderler, psikologlar, öğretmenler, aktörler, turizmciler bu yeteneklerini iyi kullanan insanlardır.

(Cevap A)

40. Öğretim sürecinde kullanılan beyin fırtınasını en iyi anlatan açıklama aşağıdakilerden han-gisidir?

A) Öğretmenin konuyla ilgili çok sayıda soru ha-zırlayıp yanıtlamaları için öğrencilere verme-sidir.

B) Öğretmenin, öğrencileri iki gruba ayırıp iki grubun ne düşündüğünü birbirleriyle paylaş-malarını istemesidir.

C) Öğretmenin kapsamlı bir kavram haritası ha-zırlayıp öğrencilerden incelemelerini isteme-sidir.

D) Bütün sınıfın tartıştırılarak “Bize Düşen Görevler” başlıklı bireysel ya da grupça rapor hazırlanmasının istenmesidir.

E) Öğrencilerin belli bir konuyla ilgili çok sayıda-ki ilginç önerilerinin kısa sürede toplanması-dır.

Çözüm:

Beyin Fırtınası etkinliğinde bireylerin yaratıcılık-larını ortaya çıkaracak çok sayıda düşünce kısa sürede toplanır. Herkes konuyla ilgili aklına ge-lenleri söyleyerek etkinliğe katılır. İleri sürülen fi-kirler asla eleştirilmez. Sonuçta söylenenler top-lanmaya çalışılır. Buna en yakın ve doğru ifade “Öğrencilerin belli bir konuyla ilgili çok sayıdaki ilginç önerilerinin kısa sürede toplanmasıdır.”

(Cevap E)

41. Öğretim sürecindeki öğrenmelerin kalıcılığını sağlamada, aşağıdakilerden hangisinin en az etkili olması beklenir?

A) Öğrenilenlerin yaşam boyunca işe yarayaca-ğını vurgulama

B) Öğrencilerden, öğrendiklerini kendi ifadeleriy-le özetlemelerini isteme

C) Uygulama çalışmaları yaptırma D) Öğrenilenleri sınavlarda sorma E) Öğrenilenlerle günlük yaşam arasında ilişki

kurdurma

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

20

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

Çözüm:

Bireylerde öğrenilenlerin kalıcılığı günlük ya-şamda kullanmayla bire bir ilişkilidir. Bundan do-layı konular ile günlük yaşam arasında ilişki kur-durma ve buna vurgu yapma içeriğin öğrenilme-sinde oldukça önemlidir. Öğrencilerin Piaget’in bahsettiği özümseme aşamasındaki gibi bilgileri kendi ifadeleriyle öğrendiklerinde, özümsedikle-rinde öğrenmenin kalıcılığı artacaktır. Ayrıca ya-parak, yaşayarak öğrenme etkin öğrenmeleri sağlayacağından öğrenilen bilgilerin uygulamala-rını yapmak kalıcı bir öğrenme sağlayacaktır. Ancak sadece sınav için öğrenme kısa süre için etkin bir öğrenme sağlasa da uzun sürede böyle olmadığı bilinmektedir. Araştırmalar özellikle sı-nav için öğrenilen bilgilerin bir süre sonra rahat-lıkla unutulduğunu göstermektedir. Bu da öğ-renmenin kalıcılığını sağlamakta oldukça zayıf kalmaktadır.

(Cevap D)

42. Hayat bilgisi dersinde, “Farklı yöntemleri kullanarak yön bulur.” kazanımını gerçekleştirmek üzere öğretmen, öğrenme - öğretme sürecine geçmeden önce, aşağıdakilerden hangisini yaparsa eğitsel anlamda en doğruyu yapmış olur?

A) Yön bulma yöntemleri konusunda sınıfta bir metin okuma

B) Öğrencilerin çeşitli kaynaklardan çalışıp yön bulma yöntemlerini öğrenmelerine olanak sağlama

C) Öğrencilerin yön bulma konusunda neler bil-diklerini ortaya çıkaracak tartışmalar yaptır-ma

D) Grup çalışmasıyla, yön bulmada kullanacak-ları farklı planlar hazırlatma

E) Öğrencilere “Yönlerimi bulurum.” şarkısını öğretme

Çözüm:

Eğitsel açıdan yapılması gereken ilk şey öğrenci-lerin ön bilgi ve hazır bulunuşluk düzeylerini be-lirlemek olacaktır. Bu da verilen seçenekler ara-sında öğrencilerin yön bulma konusunda neler bildiklerini ortaya çıkaracak tartışmalar yaptırma ile mümkün olabilir.

(Cevap C)

43. Öğretmen, ilköğretim 4. sınıf sosyal bilgiler der-sinde “Yeryüzü Şekilleri” konusunda, öğrencilerin öğretim sürecine etkin olarak katılabilmelerini ve gerçeğe yakın ürünler ortaya çıkarmalarını sağ-lamak için kabartma harita yaptırmayı planla-maktadır.

Öğretmenin, belirlediği bu kazanımları ger-çekleştirebilmesi için hangi yöntem, tek-nik ya da stratejiyi kullanması yerinde olur?

A) Mikroöğretim B) Deneysel çalışma C) Yapılandırılmış grid D) Yaratıcı drama E) Gösterip yaptırma

Çözüm:

Seçeneklerdeki Mikro Öğretim özellikle öğret-men eğitimde kullanılan bir yöntemdir. Deneysel Çalışma bilindiği gibi temel olarak fen bilgisi vb. derslerde yapılan deneyleri niteler. Yapılandırıl-mış grid ise aslında bir değerlendirme uygula-masıdır. Yaratıcı drama da bir canlandırmadır. Gösterip Yaptırma yöntemi, bir işlemin, bir dene-yin nasıl yapıldığını, bir araç-gerecin ya da ma-kinenin nasıl çalıştığını öğretmenin önce uygu-lama yaparak, göstererek ve açıklayarak sonra-da öğrenciye yaptırarak öğrenmenin sağladığı bir yöntemdir. Gösterip-yaptırma yönteminin en etkili yönü bir becerinin ustaca ve en uygun bir şekilde nasıl yapılabileceğinin öğretilmesidir. Bu-rada da belirtilen kabartma haritayı önce öğret-menin kendisinin yapıp daha sonra öğrencilerine yaptırması en uygunudur.

(Cevap E)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

21

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

44. Arif Öğretmen, öğretim yılının başında, öğrenci-lerinin matematik dersine karşı tutumlarının nasıl olduğunu belirlemek ve elde edilen sonuçlardan hareketle öğretim uygulamalarına yön vermek is-temektedir. Bu amaçla 10 maddeden oluşan bir tutum ölçeğini öğrencilerine uygulamış ve onların matematik dersine karşı tutumlarını ölçmüştür.

Arif Öğretmen bu uygulamasında hangi ölç-me ve değerlendirme türlerini kullanmakta-dır?

Ölçme Değerlendirme

A) Dolaylı Tanılayıcı

B) Doğrudan Biçimlendirici

C) Türetilmiş Tanılayıcı

D) Dolaylı Düzey belirleyici

E) Doğrudan Düzey belirleyici

Çözüm:

Arif Öğretmen, tutum ölçeği uygulayarak öğren-cilerin dersteki başarılarını, öğrenme hızlarını öndeyide bulunarak ölçmeye çalışmıştır. Bazı özellikler doğrudan ölçülemez. Doğrudan ölçü-lemeyen özellikler, onlarla ilgili olduğu bilinen ya da ilgili olduğu sanılan başka bir özellik gözlene-rek, dolaylı olarak ölçülür. Soruda öğretmenin matematik ders başarısını artırmak için öğretim metodu belirlemeye çalıştığı, bunun içinse tutum ölçeği uyguladığı belirtilmektedir. Belirlenen ölç-me aracına uygun olarak öğretmenin öndeyide bulunması ve metot tespit etmesi ise değerlen-dirme aşamasında tanılayıcı (öğretimin başlan-gıç noktasını belirlemek) yöntemin kullanıldığını göstermekte bu iki durum A seçeneğinde belir-tilmektedir.

(Cevap A)

45. Aşağıdaki değerlendirme süreçlerinin hangi-sinde bağıl ölçüt kullanılmıştır?

A) Mezun olmak için diploma notunun 4 üzerin-den en az 2 olması

B) Ortalamanın 10 puan üzerinde alanların sınıfı geçmesi

C) Askere ağırlığı 150 kg’nin altındaki erkeklerin alınması

D) Soruların % 80’ini doğru cevaplayanların bilgi yarışması elemelerine katılması

E) Yüksek lisansa girebilmek için yabancı dil sı-navından en az 70 puan alınması

Çözüm:

Bağıl ölçüt, bir grup içerisindeki bireyleri birbirleri ya da kendisi ile karşılaştırmak, sıralamak ve i-çerisinden seçim yapmak için kullanılır. A,C,D ve E seçeneklerinde seçim için alınan ölçütlerde karşılaştırmanın yapılmadığı koşulunun belirlen-diği görülmektedir. B seçeneğinde ise ortalama, değerlendirme için ölçüt olarak kullanılmıştır.

(Cevap B)

46. Bu yıl yükseköğretim programına alınan 120 öğrenci, çoktan seçmeli bir yabancı dil testine a-lınacaktır. Bu testten en yüksek puanı alan 40 öğrenci öğrenimlerine birinci sınıftan başlayacak; diğer 80 öğrenci ise hazırlık sınıflarında bir yıl yabancı dil eğitimi alacaklardır.

Bu süreçte, ölçme değerlendirme ilkelerine aykırı olan durum aşağıdakilerden hangisi-dir?

A) Puanlamada objektifliğin sağlanamaması B) Ölçme aracı olarak çoktan seçmeli testin kul-

lanılması C) Testin puanlanmasında şans başarısından

arıtma yöntemi uygulanmaması D) Birinci sınıfa seçilen öğrenci sayısının az ol-

ması E) Ölçüt dayanaklı ölçme yapılması gerekirken

norm dayanaklı ölçme yapılması

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

22

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

Çözüm:

Değerlendirme mutlak ve bağıl kriterlere bağlı olarak mutlak değerlendirme ve bağıl değerlen-dirme olmak üzere ikiye ayrılır.

Mutlak (Ölçüt Bağımlı) Değerlendirme: Ölçme sonuçlarının karşılaştırıldığı ölçüt; bir yer ve za-mandan diğerine değişmeyen mutlak bir ölçüt ise yapılan değerlendirmeye mutlak değerlendirme denir.

Özellikle ölçme kapsamındaki davranışların belli bir oranının kazanılmış olmasının gerekli olduğu durumlarda mutlak değerlendirme yapılabilir. Başka bir ifade ile, değerlendirmenin öğrencilerin kapsamdaki davranışlarının ne kadarını kazan-dıklarına ilişkin bir yeterlik düzeyi belirlemesi için kullanılması durumunda mutlak değerlendirme yapılmalıdır.

Bağıl (Norma Bağlı) Değerlendirme: Ölçme so-nuçlarının karşılaştırıldığı ölçüt; bir yer ve za-mandan diğerine değişebilen bağıl bir ölçüt ise yapılan değerlendirmeye bağıl değerlendirme denir.

Soruda yabancı dil eğitimini almayacak kişilerin “en yüksek puanı olan 40 öğrenci” olarak belir-lenmesi bağıl ölçüttür. Oysaki bir kursun ya da dersin geliştirmeyi düşündüğü davranışlardan öğrencilerce önceden edinilenler olup olmadığını belirlemek için mutlak ölçüt kullanılır. Soruda mutlak (ölçüt dayanıklı) ölçme yapılması gerekir-ken bağıl (norm dayanıklı) ölçme yapılmıştır.

(Cevap E)

47. Fen ve teknoloji öğretmeni, öğrencilerin sınıf içi başarılarını yazılı ve sözlü yoklamalarla değer-lendirmekte, öğrencilerin, hazırladıkları ürün dosyalarıyla değerlendirilmesine ise daha az yer vermektedir.

Bu öğretmen aşağıdakilerden hangisine daha çok önem vermektedir?

A) Öğrencinin kendi öğrenmeleriyle ilgili güçlü ve zayıf yönlerini analiz etmesini sağlamaya

B) Öğrencilerin bireysel gelişim aşamalarını iz-lemeye

C) Öğrencileri başarılarına göre sıralamaya D) Öğrencide sorumluluk bilincini geliştirmeye E) Öğrencilere günlük hayata dair beceriler ka-

zandırmaya

Çözüm:

Fen ve Teknoloji Öğretmeni, klasik (geleneksel) değerlendirme yöntemlerine (yazılı, sözlü, boşluk doldurma vb.) daha çok önem vermektedir. Bu yöntemlerde;

değerlendirme sürecinde yalnız öğretmen aktiftir.

sonuç genellikle not olarak verilir.

öğrenciler arasında rekabet görülür.

öğrenciler başarılarına göre sıralanır.

Diğer A, B, D, E şıkları daha çok çağdaş değer-lendirme yöntemlerinin özellikleridir.

(Cevap C)

48. Bir araştırmacı çoklu zekâ alanlarını ölçmek amacıyla geliştirdiği çok boyutlu testi, dil bi-limi, matematik, resim, heykel, müzik, beden eği-timi, iletişim, psikoloji bölümlerindeki öğrencile-re uygulamıştır. Uygulama sonucunda farklı bölümlerdeki öğrencilerin kendi alanıyla ilgili so-rulardan yüksek, diğer alanlardaki sorulardan ise daha düşük puan aldıklarını saptamıştır.

Buna göre, ölçme aracı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Amaca hizmet etme derecesi düşüktür. B) Hata düzeyi düşüktür. C) Geçerliği yüksektir. D) Kullanışlılığı yüksektir. E) Güvenirliği düşüktür.

Çözüm:

Soruda araştırmacının ölçme aracı olarak seçtiği yöntemin hiçbir özelliği karıştırmadan ölçebildiği belirtilmektedir. Bu da kullanılan ölçme aracının geçerliliğinin yüksek olduğunu göstermektedir. Çünkü; bir ölçme aracının geçerliliği, söz konusu ölçme aracının ölçme amacına hizmet etme de-recesi olarak ifade edilebilir.

(Cevap C)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

23

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

49. Bir okulda, fen bilgisi proje ödevi verilmiştir. Ürünlerin puanlanmasının sınıfta derse giren öğ-retmen yerine, diğer sınıfın öğretmeni tarafından yapılması sağlanmıştır. Projelere kod numaraları verilmiş ve öğrenci isimleri, projeleri değerlendi-ren öğretmenden gizlenmiştir. Ayrıca değerlen-dirme için (kapsamlı, detaylı ve açık) bir puanla-ma rehberi oluşturulmuş, öğretmenin bu rehbere göre puan vermesi istenmiştir.

Yukarıda anlatılan işlemler, kullanılan ölçme aracının hangi özelliğini iyileştirmek amacıyla gerçekleştirilmiştir?

A) Objektiflik B) İç tutarlık C) Kullanışlılık D) Görünüş geçerliği E) Yapı geçerliği

Çözüm:

Proje değerlendirmesi yapılırken soruda öğret-menin öğrenci hakkındaki düşüncelerinden etki-lenmemesi, puanlamayı yaparken tarafsız dav-ranabilmesi için seçilen bir değerlendirme yön-teminden bahsedilmektedir. Nesnelliği sağlamak amacıyla uygulanan bu yöntem ölçme aracının objektifliğini iyileştirmeyi amaçlamaktadır.

(Cevap A)

50. Sınıf içi testlerin kullanım amacı, temelde eğitim öğretim etkinliklerinin niteliğini artırmaktır. Test sonuçları öğretmene, sınıf içerisinde yapmış ol-duğu etkinliklerin ne ölçüde başarılı olduğuna dair geri bildirimde bulunmakta, aynı şekilde öğ-rencilere de sınıf içi etkinlikler sonucunda neyi ne kadar öğrendikleri konusunda bilgi vermekte-dir.

Test sonuçlarına göre böyle bir geri bildirim alan öğretmenden beklenen aşağıdakilerden hangisi olamaz?

A) Eksik öğrenmeler varsa bunları tamamlaması B) Kullandığı öğretim yöntem, teknik ve

materyallerinin etkililiğini gözden geçirmesi C) Öğretim etkinlikleri boyunca öğrencilerin

gelişimlerini izlemesi D) Öğrenciler arasındaki öğrenme güçlüklerini

belirlemesi E) Öğrencileri yetenek düzeylerine göre

gruplaması

Çözüm:

Soru kökünde öğretmenin uyguladığı sınıf içi başarı testinin amacına uygun olmayan öğret-men davranışı sorulmaktadır. A, B, C ve D seçe-neklerindeki davranışlar, kullanılan ölçme aracı-na uygun, E seçeneğinde belirtilen davranış ba-şarı testlerine değil, maksimum yeterlilik testleri-ne uygun bir başarıyı ve hedef davranışları art-tırmayı amaçlayan davranıştır.

(Cevap E)

51. Mehmet Öğretmen hazırladığı bir Türkçe soru-sunda bir sözcüğün cümlede hangi anlamda kul-lanıldığını sormuştur.

Mehmet Öğretmen, bu sorusuyla aşağıdaki süreçlerden hangisini ölçmek istemektedir?

A) Metin içerisinde açıkça verilmiş bilgiden doğ-rudan çıkarım yapma

B) Metinde kullanılan cümle yapısını irdeleme C) Bilgi ve fikirleri yorumlama ve birleştirme D) Metnin kapsamını ve dilini gözden geçirme

ve değerlendirme E) İlişki kurma ve karar verip çözümleyebilme

Çözüm:

Soruda anlatılan öğretmen, soru kökünde verdiği bilgiye dayanarak öğrencinin cevabı bulmasını hedeflemektedir. Bu durum, ‘metin içerisinde a-çıkça verilen bilgiden doğrudan çıkarım yapma’ ifadesi ile A seçeneğinde verilmiştir.

(Cevap A)

52. Fen ve teknoloji dersine ait bir kazanım şöyledir:

“Farklı yoğunluğa sahip sıvıların cisimlere uygu-ladığı kaldırma kuvvetini karşılaştırır ve sonuçları yorumlar.”

Bu kazanımın ne ölçüde edinildiğini belirle-mek isteyen bir öğretmen aşağıdaki uygula-malardan hangisini gerçekleştirmelidir?

A) Çoktan seçmeli test B) Yapılandırılmış grid C) Kavram haritası D) Performans değerlendirme E) Sözlü sınav

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

24

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

Çözüm:

Performans testleri, psikomotor hedef davranış-ların ölçülmesinde kullanılır. Bir işin ortaya konu-luş biçimini değerlendirmek için iş - performans testleri, performans değerlendirmede kullanıl-maktadır. Farklı yoğunluğa sahip sıvıların cisim-lere uyguladığı kaldırma kuvvetini karşılaştırmak ve sonuçları yorumlamak psikomotor beceri ge-rektirdiği için performans testleri kullanılır.

(Cevap D)

53. - 55. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE GÖRE CEVAPLAYINIZ.

Aşağıdaki tabloda 10 soruya ait madde güçlüğü (p) ve ayırtedicilik (r) değerleri verilmiştir.

Soru p r

1 0,35 0,25

2 0,05 0,65

3 0,15 0,15

4 0,90 0,05

5 0,70 0,35

6 0,40 0,40

7 0,15 0,10

8 0,75 0,60

9 0,15 0,40

10 0,95 0,25

53. Uygulama sonucunda yukarıdaki değerleri elde eden bir öğretmen, ayırtediciliği düşük olan mad-deleri düzeltilemediği için testten çıkarmak istemektedir.

Bu maddelerin çıkarılması aşağıdakilerden hangisine neden olur?

A) Testin ölçüt geçerliğinin düşmesine B) Kalan maddelerin güçlük indeksinin düşme-

sine C) Çeldiricilerin iyi çalışmamasına D) Testin iç tutarlığının düşmesine E) Testin kapsam geçerliğinin düşmesine

Çözüm:

Testin kapsam geçerliği bir bütün olarak testin ve testteki her bir maddenin maksada ne derecede hizmet ettiğidir. Bir testin kapsam geçerliği,

a) testteki tüm maddelerin ölçülecek hedef davranışları yani konu içeriğini örnekleme derecesine,

b) testteki her bir maddenin ölçmek istediği davranışı ne derecede iyi ölçtüğüne bağlıdır.

Bu öğretmen ise, ayırt ediciliği düşük olan mad-deleri testten çıkardığı durumda bütün hedef davranışları yoklamamış olur. Hazırlanan test, ders için önemli tüm hedef davranışları içermiyorsa kapsam geçerliği düşük demektir.

(Cevap E)

54. Tablodaki maddelerden hangisi hem kolay hem de ayırtedici bir sorudur?

A) 3 B) 4 C) 8 D) 9 E) 10

Çözüm: p = madde güçlüğü, r = ayırt edicilik özelliği

Madde güçlüğü, 0 ile 1 arasında değerler alır (0≤ p ≤ 1). Değer 1’e yaklaştıkça madde kolay-laşmaktadır. B, C ve E seçeneklerinde belirtilen maddelerin kolay olduğu görülmektedir; fakat so-ru kökünde kolay ve ayırt edici madde sorulduğu için maddelerin ayırt edici özelliğine de bakılma-lıdır. 0 ≤ r ≤ 1 Ayırt ediciliği, en iyi maddenin 1’e yakın olan madde olduğu bilindiğinden, C seçe-neğinde belirtilen madde hem kolay hem de ayırt edicidir.

(Cevap C)

55. Tablodaki maddelerden hangisi, testle ölçü-len özellikler açısından oldukça üst düzey ye-terliğe sahip olan öğrencileri seçmek için kul-lanılabilir?

A) 1 B) 2 C) 5 D) 7 E) 10

Çözüm:

Soruda, ayırt ediciliği en yüksek olan zor test maddesi sorulmaktadır. Tablo incelendiğinde, 1’e en yakın değer gösteren 2 ve 8 nolu madde-lerin ayırt ediciliğinin yüksek olduğu görülmekte-dir. Fakat, 8 nolu maddenin zorluk derecesinin, 2 nolu maddeden daha fazla olduğu görülmektedir.

(Cevap B)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

25

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

56. Portfolyolardan elde edilen puanlarla aynı konulara ilişkin hazırlanmış objektif testlerden elde edilen puanlar arasındaki ilişkinin ince-lenmesi

Portfolyolardan elde edilen puanlarla bu portfolyonun kapsamına ilişkin daha sonra-dan ortaya çıkacak performans ölçüleri ara-sındaki ilişkinin incelenmesi

Farklı öğretmenlerin aynı portfolyolara verdiği puanlar arasındaki ilişkinin incelenmesi

Portfolyo değerlendirmesine ilişkin yukarıda verilen yöntemler aşağıdaki amaçlardan daha çok hangisini gerçekleştirmek için kullanıl-maktadır?

A) Portfolyo değerlendirmesinde kullanılacak puanlama yönergelerini hazırlamak

B) Portfolyolardan elde edilen verilerin güvenir-liğini ve geçerliğini sağlamak

C) Öğrencilerin işlenen konulara ilişkin öğrenme düzeylerini saptamak

D) Öğrencilerin sergileyebileceği en iyi çalışmaları belirlemek

E) Öğrencilerin önceki eğitim hayatında göster-dikleri performansı ortaya çıkarmak

Çözüm:

Soruda verilen yöntemler incelendiğinde, I. yön-temin, ölçütün geçerliliğini; II. yöntemin, ölçütün kapsam geçerliliğini ve III. yöntemin ise değer-lendirmenin güvenirliliğini tespit etmeyi amaçla-dığı görülmektedir. Kullanılan bu yöntemler, B seçeneğinde belirtildiği gibi, geçerliliği ve güveni-lirliği sağlamayı amaçlamaktadır.

(Cevap B)

57. Bir coğrafya öğretmeni 100 soruluk bir başarı testi uygulamış ve test puanlarının ortalamasını 75, ortancasını 80, tepe değerini (mod) 90, stan-dart sapmasını 8 ve ranjını 90 bulmuştur. Öğ-rencilerin dersten geçebilmeleri için en az 65 pu-an almaları gerekmektedir.

Test puanlarına ilişkin istatistiklere ve değerlendirme ölçütüne dayanarak bu dağılım için aşağıdaki yorumlardan hangisi yapılamaz?

A) Ölçümlerin yüzde elliden fazlası ortalamadan büyüktür.

B) Merkezî eğilim ölçüsü olarak ortancadan ya-rarlanılmalıdır.

C) Sınıfın büyük çoğunluğu geçer not alır. D) Tepe değeri, gözlenen en büyük değerdir. E) Ortalamayı çarpıtan uç değer(ler) bulunmak-

tadır.

Çözüm:

Soru kökü, yorumlamanın doğruluğunu istediği için, seçenekler tek tek incelenmelidir.

A seçeneği, ölçümlerin belirtilen ortalamanın %50’sinden yüksek olduğunu söylemektedir. Öl-çüm sonuçlarına bakıldığında standart sapma dışındaki tüm ölçümlerin ortalamadan yüksek ol-duğu görülmektedir. Bu doğru bir yorumdur.

B seçeneğinde de belirtildiği gibi, merkezi eğilim ölçüsü belirlenirken ortalama, ortanca ve mod dikkate alınır. Ortalama, eğilimin simetrik, sağa ya da sola çarpık olduğunu belirlemek için gerek-lidir. Seçenekte verilen ifade bu nedenle doğru-dur.

C seçeneği için, merkezi eğilim ölçüsüne bakıl-dığında, dağılımın sola çarpık olduğu, (mod > or-tanca > ortalama) bu durumda da sınıfın büyük çoğunluğunun geçer not aldığı görülmektedir. Seçenekte yapılan yorum doğrudur.

D seçeneği, ölçüm sonuçlarına bakıldığında, gözlenen en büyük iki değerin ranj ve moda ait olduğu görülmektedir. Seçenekte belirtilen mod, gözlenen en büyük değerdir ifadesi bu durumda yanlıştır.

E seçeneği, ranj en büyük ve en küçük değer arasındaki farkı gösterir. Seçenekte de belirtildiği gibi, ranjın 90 olması, en düşük ve en yüksek puanlar arasındaki farkın fazla olduğunu ve orta-lamayı çarpıtan uç değerlerin olduğunu kanıtla-maktadır.

(Cevap D)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

26

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

58. - 60. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE GÖRE CEVAPLAYINIZ.

10 soruluk bir sınava ait öğrenci yanıtları aşağı-daki tabloda verilmiştir. Her soruda doğru yanıta “1”, yanlış yanıta “0” puan verilmiştir. Yanıtlan-mayan soru bulunmamaktadır.

SORULAR

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

A 1 1 1 0 0 1 1 0 1 0

B 1 1 0 0 1 1 1 0 0 1

C 0 1 0 0 1 1 1 1 1 1

D 1 1 1 0 1 0 1 1 1 0

E 0 0 1 0 0 0 1 1 1 0

F 1 1 0 0 1 1 1 1 1 1

G 1 1 0 0 1 1 1 0 0 0

H 1 1 0 0 1 1 1 0 0 1

I 1 1 1 0 0 0 1 0 0 1

ÖĞ

REN

CİL

ER

J 0 0 0 0 0 1 1 1 0 0

58. Öğrencilerin bu sınavdan aldıkları puanların ranjı kaçtır?

A) 3 B) 5 C) 6 D) 9 E) 10

Çözüm:

A öğrencisi 6 soruyu bilmiş

(1+1+1+0+0+1+1+0+1+0)

B öğrencisi 6 soruyu bilmiş

C öğrencisi 7 soruyu bilmiş

D öğrencisi 7 soruyu bilmiş

E öğrencisi 4 soruyu bilmiş

F öğrencisi 8 soruyu bilmiş

G öğrencisi 5 soruyu bilmiş

H öğrencisi 6 soruyu bilmiş

I öğrencisi 5 soruyu bilmiş

J öğrencisi 3 soruyu bilmiştir.

Ranj (Dizi Genişliği): Bir dizi ölçümdeki en yük-sek değer ile en düşük değer arasındaki farka denir.

En yüksek değer 8

En düşük değer 3

Ranj: 8 3 5

(Cevap B)

59. Hangi sorular ölçülen özellikler açısından öğrencilerin bireysel farklılıklarını ortaya çı-karmada hiç etkili olmamıştır?

A) Yalnız 4. soru B) Yalnız 7. soru C) Yalnız 8. soru D) 4. ve 7. sorular E) 4., 7. ve 8. sorular

Çözüm:

4. soruyu hiçbir öğrenci cevaplayamamıştır. 7. soruya da bütün öğrenciler doğru cevap vermiş-tir. Bu nedenle ölçülen özellikler açısından öğ-rencilerin bireysel farklılıklarını ortaya çıkarmada 4. ve 7. sorular hiç etkili olmamıştır.

(Cevap D)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

27

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

60. Bu sınavdaki test puanlarının frekans dağılı-mı yaklaşık olarak aşağıdakilerden hangisin-de verilmiştir?

Frekans

Puan

A) Frekans

Puan

B)

Frekans

Puan

C) Frekans

Puan

D)

Frekans

Puan

E)

Çözüm:

6 6 7 7 4 8 5 6 5 3Aritmetik Ortalama 5,710

Mod (Frekansı 3 olan) 6

Medyan 3, 4, 5, 5, 6, 6, 6, 7, 7, 8 6

Aritmetik ortalama mod’dan küçük olduğu için dağılım sola çarpıktır. Yeni grup başarılıdır. Sola çarpık dağılımın şekli A şıkkındadır.

Frekans

Puan (Cevap A)

61. Bir araştırmada ilköğretim öğrencilerine bir yıl arayla iki kez ilgi envanterinin uygulanmasından 0,62; üniversite öğrencilerine uygulanmasından 0,80 korelasyon kat sayısı elde edilmiştir. Aynı çalışmada ilköğretim öğrencilerine ölçme aracı-nın üç yıl arayla iki kez uygulanmasından 0,31; üniversite öğrencilerine aynı zaman aralığında iki kez uygulanmasından 0,63 korelasyon kat sayısı hesaplanmıştır. Ayrıca üniversiteden sonra ya-şamın sonuna kadar ilgi puanlarındaki kararlığın 0,70 civarında olduğu gözlenmiştir.

Bu araştırmaya göre, ilgi puanlarındaki karar-lığın artışı, gelişim psikolojisine özgü aşağı-daki kavramlardan hangisiyle açıklanabilir?

A) Büyüme B) Öğrenme C) Hazırbulunuşluk D) Kritik dönem E) Yaş

Çözüm:

Sinir sisteminin olgunlaşması zihinsel gelişimde önemli bir rol oynamaktadır. Bilişsel gelişimde bir sonraki evreye geçebilmek için olgunlaşma ö-nem taşır. Bu bağlamda, Piaget’e göre soyut iş-lem düşüncesinin gelişimini etkileyen en önemli faktör yaştır. İlgi puanlarındaki kararlılığın artışı bu faktörden kaynaklanmaktadır.

(Cevap E)

62. Aileler üzerinde yapılan bir araştırmada, anne babasından biri ya da her ikisi ressam olan ço-cukların resim yeteneklerinin, ailesinde ressam olmayan çocuklardan daha yüksek olduğu sap-tanmıştır.

Bu araştırma sonucuna göre, resim yetene-ğiyle ilgili aşağıdaki etkenlerden hangisinin daha önemli olduğu söylenebilir?

A) Büyüme B) Öğrenme C) Kalıtım D) Duyarlı dönem E) Hazırbulunuşluk

Çözüm:

Gelişim psikologlarına göre, çocuk gelişiminde hem kalıtım (anne ve baba tarafından aktarılan genler üzerinden doğuştan getirdiğimiz biyolojik özellikler) hem de çevre önemli rol oynar. Anne babasından biri ya da her ikisi ressam olan ço-cukların ailesinde ressam olmayan çocuklara o-ranla resim yeteneklerinin daha yüksek olması ancak taşıdığımız biyolojik özellikler ile yani kalı-tım kavramı ile açıklanabilir.

(Cevap C)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

28

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

63. Eşey hücrelerinde (I) kromozom bulunmaktadır. Bunlardan cinsiyet üzerinde etkisi bulunmayan (II) tanesine (III) adı verilmektedir. Eşey hücrele-rinin birleşmesi sonucu meydana gelen yapıya (IV) denilmekte, dış etkenler sonucu bu yapıda meydana gelen kalıcı farklılaşmalar ise (V) ola-rak tanımlanmaktadır.

Fiziksel gelişimle ilgili yukarıdaki metinde I, II, III, IV ve V rakamlarının yerine getirilmesi gereken kavramlar, aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak sıralanmıştır?

l ll lll lV V

A) 46 tane 44 gonozom genom fenotip

B) 23 çift 22 gonozom

mayoz adaptas-yon

C) 46 çift 44 otozom

zigot genetik kod

D) 23 çift 22 gonozom zigot dominant

E) 23 tane 22 otozom genotip mutasyon

Çözüm:

İnsan yaşamı döllenmeyle başlar. Döllenme babadan gelen spermin annenin yumurtasını döllemesiyle gerçekleşir. Döllenmiş olan yumur-taya zigot adı verilir. Döllenme sırasında yumurta ve spermde 23’er kromozom bulunmaktadır. İn-sanda cinsiyeti belirleyen kromozom 23. kromo-zom çiftidir. Eşey hücrelerinde 23 tane kromo-zom bulunur. Bunlardan bir tanesi cinsiyeti belir-lerken, 22 tanesinin cinsiyet üzerinde etkisi yok-tur. Bunlara da otozom adı verilir. Dış etkenler sonucu meydana gelen kalıcı farklılıklara mutas-yon denirken, geçici farklılıklara modifikasyon denir. Soruda verilen adaptasyon kavramı ise canlının çevreye uyumunu anlatır. Soruda veri-len diğer kavramlardan genotip, anne ve baba-dan çocuğa geçen kalıtımsal yapısını tanımla-makta ve genetik kodlamanın tamamını açıkla-maktadır. Fenotip ise, bireyin dışarıdan gözlene-bilen ya da değerlendirilebilen özellikleridir.

(Cevap E)

64. Ahmet akranlarına göre normal bir gelişim gös-termekte ve Ahmet’in ciddi bir sağlık sorunu bu-lunmamaktadır. Buna karşın, annesi Ayşe Ha-nım, okula günde birkaç defa telefon ederek Ahmet’in yemeklerini yiyip yemediğini ve sağlık durumunun nasıl olduğunu sormaktadır. Annesi-nin koruyucu tutumu yüzünden Ahmet’in okulda genellikle öğretmene yakın yerlerde bulunmayı tercih ettiği ve öğretmenden izin alarak bireysel etkinliklere katıldığı gözlenmektedir.

Ahmet’in okuldaki davranışları aşağıdakiler-den hangisinin gelişmemiş olmasıyla daha çok ilişkilidir?

A) Paylaşma duygusunun B) İç denetimin C) Problem çözmenin D) Kuralları ayırt etmenin E) Yaratıcılığın

Çözüm:

Erikson’un psiko-sosyal gelişim kuramına göre, 1-3 yaş arası çocuklar tümüyle başkalarına ba-ğımlı kalmak istemezler. Kendi çevrelerini kontrol etmek ve güçlerini göstermek isterler. Ahmet o-kul döneminde olmasına rağmen, annesinin aşırı koruyucu tutumu yüzünden kendi kendini kontrol etme becerisini (iç denetim) kazanamamıştır. Sürekli olarak sınırlandırılan çocuklar, kendi ye-teneklerinden şüphelenirler. Nitekim Ahmet’in kendisi hakkında doğru kararlar alacağına inan-dığı öğretmeninden izin alarak bireysel etkinlikle-re katılması, iç denetim kavramının gelişmemiş olduğunun kanıtıdır.

(Cevap B)

65. Mustafa Öğretmen derste Cumhuriyet Dönemin-de elde edilen kadın hakları konusunda bir tar-tışma ortamı yaratır. Öğrencilerden Nazan söz alarak, “Atatürk kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesini sağlamasaydı, ben sınıf arkadaşım Kemal’le aynı sırada oturamayacaktım.” der.

Nazan’ın bu sözü, Piaget’in bilişsel gelişim kuramına göre aşağıdaki kavramlardan han-gisiyle açıklanabilir?

A) Özelden özele akıl yürütme B) Benmerkezci düşünme C) Bağdaştırma D) Tümdengelim E) Tümevarım

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

29

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

Çözüm:

Piaget’e göre 11 yaş ve üzeri çocuklar soyut işlemler döneminde tümevarım ve tümdengelim akıl yürütme yöntemlerini kullanırlar. Bu dönem-de çocuklar soyut kavramları anlamlandırarak çeşitli ideal fikirleri, değerleri ve inançları geliş-tirmeye başlarlar. Hipotezler kurarak, doğrulukla-rını kontrol ederler. Nazan’ın okulda öğrenmiş olduğu Atatürk tarafından kadın ve erkeklere eşit haklar verildiği genel bilgisinden yola çıkarak, kendisi ve sınıf arkadaşı ile ilgili özel bir çıkarım yapması tümdengelime bir örnektir.

(Cevap D)

66. Buğra ilköğretim I. sınıfa devam etmektedir. Amcasıyla arasında şöyle bir konuşma geçer:

Amcası: Okumayı öğrendin mi?

Buğra: Evet.

Amcası: O hâlde, bana “A” harfiyle başla-yan üç isim söyle?

Buğra: Ayva, … Ayşe, Ay.

Amcası: … (sessizlik olur)

Amcası Beste …

Buğra: Olmaz ki! “Bı” ile başlayan deme-liydin. Biz öyle öğrendik.

Buğra okulda “B” harfini “Bı” sesiyle öğrendiği için soruyu yanıtlayamamıştır.

Bu durum Piaget’nin bilişsel gelişim kuramı-na göre aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanabilir?

A) Özelden özele akıl yürütme B) Tümevarımsal düşünme C) Canlandırmacılık (animizm) D) Tümdengelimsel düşünme E) Anoloji

Çözüm:

Piaget’e göre 2-7 yaş arası çocuklarda işlem öncesi dönemde özelden özele akıl yürütme bi-çimi gözlenmektedir. Bu akıl yürütme biçimi, ö-zelden genele (tümevarım) ya da genelden özele (tümdengelim) yöntemlerinden farklı olarak, ge-nelleme yapmadan özel bir durumdan özel bir duruma yapılan akıl yürütmedir. Buğra’nın B har-fini “Bı” sesi ile kodlaması, özelden özele akıl yü-rütme biçimine örnektir.

(Cevap A)

67. Hasan, internette Selma’yla tanışır ve görüşme-ye karar verirler. İkinci görüşmenin sonunda Selma, mesleğiyle alay eden, garsonlara kaba davranan, çok sigara içip gerginlik yaşadığında tırnaklarını yiyen Hasan’ı kendisine uygun bulmaz ve bir daha onunla görüşmek istemez. Hasan iş yerinde de müşterileriyle iletişim sorun-ları yaşamasına karşın Selma’nın kararını, bo-yunun 1,55 m ve ağırlığının 113 kg olmasına bağlar. Selma’yı sadece fiziksel özelliklere önem vermekle suçlamasına rağmen Hasan fazla kilo-larından kurtulmak için bir terapistten yardım al-mayı düşünür. Hasan gerçekten kendisini seven bir kadınla birlikte olursa hem yalnızlıktan kurtu-lacağına hem de kilo verip sigarayı bırakacağına inanmaktadır. Hâlbuki, Hasan’ın ailesinde de herkes şişmandır. Annesi bugün gülerek anlatsa da bebekken acıktığında Hasan’ı sakinleştirmek için çok telaşlandığını, bazen kısa süre önce do-yurduğunu da unutarak mama hazırlamak için ne kadar acele ettiğini hatırlar.

Yukarıdaki bilgilere bağlı olarak Freud’un psikanalitik kuramına göre, Hasan’la ilgili a-şağıdaki sonuçlardan hangisine varılabilir?

A) Selma’nın mesleğiyle alay ettiği ve garsonla-ra kaba davrandığı için oral mazoşist bir kişi-lik tipi geliştirmiştir.

B) Bir kadın tarafından sevilirse işlerin yoluna gi-receğini düşündüğü için fallik döneme sap-lanmıştır.

C) Reddedilme gerekçelerini farklı sebeplere dayandırdığından, çarpıtma savunma meka-nizmasını kullanmaktadır.

D) Karşı cinsle ilişki kurma becerileri kazanması gerektiğinden, terapide bilinçli yaşantılar üze-rinde odaklanılması gerekir.

E) Davranışlarını egosu kontrol etmektedir.

Çözüm:

Freud’un psikanalitik kuramına göre, ego sa-vunma mekanizmasıdır. Kişiyi id, süperego ve dış dünyadan gelen tehditlere karşı korumak ve bu tehditlere eşlik eden kaygıyı azaltmak amacı-nı taşır. Bu savunma mekanizmaları içersinden “mantığa bürüme” ya da “neden bulma” olarak adlandırılan mekanizma, gerçeği çarpıtmayı ve bu yolla benlik saygısını korumayı hedefler.

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

30

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

Benlik tarafından kabul edilemeyen davranışları haklı göstermek için görünüşte makul açıklama-lar bulmayı ve bunlara inanmayı içerir. Bu bağ-lamda, Hasan Bey’in Selma Hanım’ın mesleği ile alay etmesi ve ona kaba davranması gerçeğini gözardı ederek, Selma Hanım’ın kendisi ile gö-rüşmeme kararını aşırı kilolu olmasına bağlama-sı savunma mekanizmalarından “çarpıtma”ya örnek teşkil eder.

(Cevap C)

68. Fen bilgisi öğretmenliği 1. sınıf öğrencisi Gökçe, otobiyografisinin bir bölümünde şunları yazar: “Annem çok fazla ilgilenir benimle. Örneğin pa-tenlerim, gitarım vb. bana sorulmadan, çok ön-ceden alınmıştır. Ancak, evde tembellik yapma-ya bile hakkım yoktur. Babama göre bir spor da-lıyla ilgilenmeli, anneme göre en az bir müzik a-leti çalmalıyım. Kısacası çok şey beklendi ben-den. Hepsini gerçekleştirmek için çabalamam, çok fazla zorlanmama da neden oldu. Doktor olmamı istediler, çok çalıştım tıp fakültesini ka-zandım ama yürütemedim. Önceleri bana sağla-nan bütün olanaklara karşın isteklerini yerine ge-tiremediğim için çok suçladım kendimi. Bugün, ailemin istediği gibi bir doktor olamayacaksam da bu bölümde okumaktan çok mutluyum. Ben mutlu olunca ailem de mutlu oldu. Keşke bunu daha önceden anlayıp başka okullara gitmek, sonra kayıt dondurup tekrar ÖSS’ye hazırlanmak zorunda kalmasaydım.”

Bu bilgilere göre, Gökçe’nin mesleki açıdan hangi kimlik statüsüne sahip olduğu söyle-nebilir?

A) Başarılı kimlik B) Bağımlı (ipotekli) kimlik C) Ters kimlik D) Ertelenmiş (moratoryum) kimlik E) Kimlik dağınıklığı

Çözüm: Kimlik kazanma çabası içersindeki ergenin du-

rumu bağlılık (kararın kesinliği) ve bunalım ge-çirme (kararsızlık geçirme) olarak iki açıdan de-ğerlendirilir. Başarılı kimlik statüsüne sahip kişi-ler bunalım geçirmiş ve bir karara varıp, bu ka-rarda bağlanmış kişilerdir. Bu ergenler, çocukken fazla korunmamış ve aileleri kısmen reddedicidir. Bu ergenler, bunalım süreci geçirmiş ve kimlik arama ile sorunlarını çözmüş kişilerdir. Bu bağ-lamda, Gökçe’nin mesleki açıdan başarılı kimlik statüsüne sahip olduğu söylenebilir.

(Cevap A)

69. Burak arkadaşlarının oyunlarını bozan, aşırı hareketli bir öğrencidir. Bu konuda diğer öğret-menlerden de sık sık şikâyet duyan okul rehber öğretmeni Ayşe Hanım, Burak’la bir sözleşme yapmaya karar verir. Aralarında yaptıkları söz-leşmeye göre, Burak arkadaşlarıyla kavga etme-yecek ve onları şikâyet etmeyecektir. Sözleşme yapıldıktan bir hafta sonra okuldan eve döndü-ğünde, ailesi Burak’ın bir dişinin kırıldığını fark eder. Ailesi ısrar etmesine karşın Burak, dişini kendisine saldıran bir öğrencinin kırdığını söylemez.

Burak’ın rehber öğretmenle yaptığı sözleş-meye uyduğu için dişini kıran öğrencinin adı-nı gizlemesi, Kohlberg’in ahlaki gelişim evre-lerinden hangisinde olduğunu gösterir?

A) İtaat ve ceza eğilimi B) Saf çıkarcı eğilim C) İyi çocuk eğilimi D) Kanun ve düzen eğilimi E) Sosyal sözleşme eğilimi

Çözüm:

Kohlberg’in Zihinsel Ahlak Gelişimi kuramına göre, üçüncü evre olan iyi çocuk eğilimi döne-minde başkaları ile iyi ilişkiler içersinde olmak ve onaylanmak çocuk için iyi davranışın ölçütlerini oluşturur. Çocuk neyin doğru, neyin yanlış oldu-ğuna ilişkin yargılarında hala başkalarının tepki-lerine bağlı kalmakla birlikte, kendi davranışları-nın doğruluğu ya da yanlışlığı konusunda yargı-da bulunurken, başkalarının fiziksel gücünden çok kendi davranışını onaylayıp onaylamadıkları ile ilgilenir. Bu bağlamda, Burak’ın rehber öğret-menle yaptığı sözleşmeye uyduğu için dişini kı-ran öğrencinin adını gizlemesi “iyi çocuk eğilimi” ahlaki gelişim evresidir.

(Cevap C)

70. Leyla annesine resim yapmak istediğini söyler. Annesi boyaları ve kâğıdı masaya bırakır. Leyla masaya oturur. Bir çiçek resmi çizerken yanında annesi olmadığı hâlde, “Bir çiçek, çiçek çizece-ğim, çiçek yapacağım.” der.

Leyla’nın resim çizerken yaptığı konuşmalar dil gelişimiyle ilgili olarak aşağıdaki kavram-lardan hangisiyle açıklanabilir?

A) İçsel konuşma B) Yansıtıcı konuşma C) Tekrarlama D) Monolog E) Telgraf konuşma

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

31

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

Çözüm:

İki sözcüklü anlatımlar genellikle çocuklar 18-24 aylıkken başlar. Çocuklar başkalarına iletmek is-tedikleri düşünceleri anlatmak için özne - yüklem sıralamasına uygun şekilde sözcükleri birleştirir. Leyla da annesi yanında olmadığı halde, iletişi-me açık bir şekilde kendi kendine “çiçek çizece-ğim” anlatımını tekrar etmektedir. Bu durum mo-nolog olarak tanımlanır.

(Cevap D)

71. - 73. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.

Yasemin Hanım ve Aslan Bey bir süre önce şiddetli geçimsizlik yüzünden boşanırlar. Bu o-laydan kısa bir süre sonra ana sınıfına devam eden kızları Azra okula gitmek istemez, yalnız uyumakta zorlanır ve geceleri altını ıslatır. Ya-semin Hanım okul rehber öğretmeninden Azra’yla görüşmesini ister. Görüşme sırasında Azra, uslu bir çocuk olmadığı için babasının ev-den ayrıldığını ve annesinin de kendisini bırakıp gitmesinden korktuğunu söyler. Bu görüşmeden sonra rehber öğretmen, annesine “Azra isteme-se de onu okula gönderin, sabrınızı taşırsa da onu cezalandırmayın.” der.

71. Şiddetli geçimsizlik yüzünden anne babasının boşanma nedenini Azra’nın doğru anlaya-maması, Piaget’nin bilişsel gelişim kuramına göre aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açık-lanabilir?

A) Benmerkezci düşünme B) Tümevarımsal düşünme C) Kişilerin sürekliliği D) Dönüşümsel düşünme E) Canlandırmacılık (animizm)

Çözüm:

Ana sınıfına devam eden Azra, Piaget’in bilişsel gelişim dönemlerine göre “işlem öncesi dönem” dedir. Bu dönemde çocuk hala benmerkezci dü-şünme evresindedir. Çocuk, bu evrede kendini başkalarının yerine koyamaz ve başkalarının gö-rüşlerini anlamada büyük zorluk yaşar. Çocuğun aynı zamanda başka nesnelere karşı tutumları da benmerkezcidir. Yer ve zaman algıları da kendisine odaklıdır. Örneğin çocuk yürüdüğünde ayın onu izlediğini düşünmektedir. Burada Azra’nın anne - babasının ayrılığının sebebini kendinde görmesi de Piaget’in bilişsel gelişim kuramının kavramlarından benmerkezci düşün-me ile açıklanır.

(Cevap A)

72. Babası evden ayrıldıktan sonra, Azra’da göz-lenen davranış değişikliklerinin nedeni aşa-ğıdakilerden hangisidir?

A) Kaçınmalı bağlanma B) Ayrılık kaygısı C) Okul fobisi D) Enuresis (altını ıslatma) E) Öğrenme güçlüğü

Çözüm:

Azra’da gözlenen davranış değişikliklerinin se-bebi ayrılık kaygısıdır. Çocuklar bağlılık geliştir-dikleri belirli insanlardan ayrıldıklarında huzur-suzluk belirtileri gösterirler. Çocuklar ayrılık kay-gısını sıkça ve uzun sürelerle yaşıyorlarsa, kaygı belirtileri yoğunlaşır. Bağlılık geliştirdiği kişiden, bağlanacağı başka bir kimse olmaksızın ayrıl-mak çocuğun ciddi bir travma yaşamasına yol açar. Özellikle üç - beş yaş arasındaki anaokulu çağı çocukları yaşantılarındaki her şeye karşı ay-rılık kaygısını büyük ölçüde yaşarlar.

(Cevap B)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

32

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

73. Bu durumla ilgili olarak rehber öğretmenin anneyle görüşmesi hangi rehberlik hizmeti ve ona öneriler sunması hangi rehberlik işlevi kapsamındadır?

Hizmet İşlev

A) Aileyle ilişkiler Ayarlayıcı

B) Duruma alışma Krize müdahale

C) Psikolojik danışma Geliştirici

D) Veli konferansı Önleyici

E) Müşavirlik Çare bulucu

Çözüm:

Bir okul danışmanı öğrencilerin yetenekleri, ilgileri, sorunları ve beklentileri hakkında yaptığı gözlemler ve araştırmalar sonunda edindiği bilgi-leri öğretmen, yönetici ve veli ile paylaştığı ve onların öğrenci ile ilişkilerinde karşılaştıkları so-runları çözmelerine yardımcı olduğu zaman, bu kimselere müşavirlik hizmeti vermiş olur. Bu bağ-lamda doğru cevap çare bulucu müşavirlik hiz-metidir.

(Cevap E)

74. Aşağıdaki davranışlardan hangisi öğrenme yoluyla kazanılmamıştır?

A) Bir köpeğin eve ilk kez gelen bir misafiri gö-rünce huysuzlanması

B) İşine her zaman vaktinde giden bir kişinin ça-lar saati bozulduğu için işe geç kalması

C) Bir oto tamircisinin motorun sesinden arıza-nın nerede olduğunu anlaması

D) Bir annenin bebeğinin altını değiştirmesi E) Bir bebeğin babasını görünce gülümsemesi

Çözüm:

Öğrenme, tekrar ya da yaşantı yoluyla organiz-manın davranışlarında meydana gelen oldukça kalıcı - sürekli değişikliklerdir. Bir köpeğin eve ilk kez gelen bir misafiri görünce huysuzlanması, köpeğin yaşantı sonucu genelleme yaparak öğ-rendiği bir davranıştır. Oto tamircisinin motorun sesinden arızanın nerede olduğunu anlaması da onun motor hakkındaki bilgilerinden kaynaklan-maktadır. Annenin bebeğinin altını değiştirmesi yaşantı sonucu öğrenilir. Bir bebeğin babasını görünce gülümsemesi de tekrar ve yaşantı so-nucu öğrenilir. B şıkkında ise bir öğrenme söz konusu değildir. Nitekim bir öğrenme olsaydı, ki-şinin çalar saat olmadan da uyanabilmesi gere-kirdi. Çünkü öğrenilen davranışlar oldukça kalıcı ve süreklidir.

(Cevap B)

75. İyi birer tenisçi olmaları için üç yaşındaki oğluyla altı yaşındaki kızını çalıştırmaya başlayan bir baba, kısa sürede altı yaşındaki kızının raketi kavramayı ve temel hareketleri yapmayı daha çabuk öğrendiğini fark eder.

Aşağıdakilerden hangisi, çocukların raketi kavrama ve temel hareketleri yapmayı öğ-renme hızları arasında gözlenen farklılıkların nedeni olamaz?

A) Olgunlaşma B) Türe özgü hazıroluş C) Yaşantı farklılıkları D) Yetenek E) Güdülenme düzeyi

Çözüm:

Üç yaşındaki erkek çocuğu ile altı yaşındaki kız çocuğu arasında yaşa bağlı olgunluk farkı, ya-şantı farklılıkları, yetenek farkı ve motivasyon (güdülenme) farklılıkları mevcuttur. Ancak her i-kisi de “insan” olduğu için türe özgü hazıroluşluktan bahsetmemiz mümkün değildir. Örneğin farklı türlere mensup bir serçe ve bir kö-peğin öğrenme hızındaki farklılıkta bu kavram anlam kazanır.

(Cevap B)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

33

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

76. Canlı organizmalar sürekli bir etkinlik içerisinde-dir. İnsan davranışını anlamak için gözlenebilir davranışlar incelenmelidir. Bir davranış ne kadar karmaşık görünürse görünsün, en küçük birimine kadar incelendiğinde bir uyarıcı tepki bağlantısı görülecektir.

Bu düşünce aşağıdaki yaklaşımlardan hangi-siyle doğrudan ilgilidir?

A) Davranışçı yaklaşım B) Yapısalcılık C) Biyolojik yaklaşım D) Sosyal öğrenme E) Fenomenolojik yaklaşım

Çözüm:

Davranışçı yaklaşıma göre canlı organizmalar sürekli bir etkileşim içersindedir. Bu bağlamda bütün davranışlar, insanların duyu organlarını harekete geçiren uyarıcılar ile bu uyarıcılara kar-şı gösterilen tepkiler arasında bir ilişki kurulması ile açıklanabilir.

Davranışlar; içsel özellikleri, eğilimleri, savunma-ları temel alan diğer yaklaşımlardan farklıdır. Davranışçılar insanları, çevreleri tarafından kont-rol edilen kişiler olarak görürler. Gözlenebilir dav-ranışlar çalışma konularını oluşturur.

(Cevap A)

77. Araştırma sonuçlarına göre, genel uyarılmışlık düzeyi ile öğrenme hızı arasında çan eğrisi biçi-minde bir ilişki bulunmaktadır.

Bu ilişkinin anlamı aşağıdakilerden hangisi-dir?

A) Genel uyarılmışlık düzeyi arttıkça öğrenme hızı da artmaktadır.

B) Genel uyarılmışlık düzeyinin artması, öğren-me hızını bir noktaya kadar olumlu, bir nok-tadan sonra olumsuz etkilemektedir.

C) Genel uyarılmışlık düzeyi yüksek ya da dü-şük olduğunda öğrenme en yüksektir.

D) Genel uyarılmışlık düzeyi azaldıkça öğrenme hızı artmaktadır.

E) En yüksek öğrenme hızına, genel uyarılmış-lık düzeyinin en yüksek olduğu noktada ula-şılmaktadır.

Çözüm:

Öğrenme hızı

Genel uyarılmışlık düzeyi

Öğrenmenin gerçekleşebilmesi için organizma-nın “genel uyarılmışlık hali” içersinde bulunması gerekmektedir. Uyarılmışlık düzeyi organizmanın dışarıdan gelen uyarıcıları alma derecesi olarak tanımlanır. Genel uyarılmışlık düzeyinin artması, öğrenme hızını bir noktaya kadar olumlu, bir noktadan sonra olumsuz etkiler.

(Cevap B)

78. Bir ilköğretim okuluna bu yıl atanan Stajyer Öğ-retmen Mehmet Bey, müdür tarafından 2A şube-sinin sınıf öğretmeni olarak görevlendirilir. Meh-met Öğretmen, öğrencilerin ileriki yıllarda gire-cekleri önemli sınavları düşünerek sadece öğre-tim programındaki konuların yeterli olmayacağı-na inanmaktadır. Bu nedenle öğrencilerinden her hafta en az 50 sayfalık bir hikâye kitabı okumala-rını ve bu kitabın özetini çıkarmalarını istemek-tedir.

Öğretmenin bu davranışı, Thorndike’ın öğ-renme ve eğitimle ilgili görüşlerinden hangi-sine uygun değildir?

A) Tekrar yasası B) Etki yasası C) Tepki analojisi D) Ait olma yasası E) Hazırbulunuşluk

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

34

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

Çözüm:

Thorndike’ın öğrenme kuramının temel kanunla-rı;

a) hazırbulunuşluk

b) tekrar

c) etki kanunlarıdır.

Thorndike’ın hazırbulunuşluğu ise şöyle özetle-nebilir:

Bir kişi etkinlik göstermeye hazır ise, etkinliği yapması da mutluluk verir.

Bir kişi, etkinliği göstermeye hazır; fakat etkinliği yapmasına izin verilmese, bu durum bireyde kızgınlık yaratır.

Bir kişi, etkinliği yapmaya hazır değil ve etkin-liği yapmaya zorlanırsa kızgınlık duyar.

Hangi davranışın kazandırılması amaçlanırsa amaçlansın öğrencilerin, o davranışı öğrenmek için gerekli hazırbulunuşluk düzeyine ulaşmış olması gerekir. Mehmet Bey öğrencilerin hazır bulunup bulunmadığını göz ardı etmiştir.

(Cevap E)

79. Aşağıdakilerden hangisi Premack ilkesinin kullanılmasına bir örnek olabilir?

A) Bir iş yerinde hedeflenenin üzerinde üretim yaptıkları için çalışanlara iki maaş ikramiye verilmesi

B) Fazla mesai yapmak istemeyen bir çalışana, fazla mesai yaptığı takdirde ertesi gün tuttu-ğu takımın maçına gidebilmesi için işten er-ken çıkmasına müsaade edileceği sözünün verilmesi

C) Bir öğrencinin yüksek bir not ortalaması tut-turmak istediği için değil, babasından azar i-şitmekten kurtulmak için var gücüyle ders çalışması

D) Bir arkadaşının yemeğini bitirmediği için a-zarlandığına tanık olan bir anaokulu öğrenci-sinin, sevmediği hâlde tabağındaki yemeğini bitirmesi

E) Yediği bir yemekten dolayı midesi bozulan bir kişinin, ne zaman o yemeğin kokusunu alsa midesinin bulandığını hissetmesi

Çözüm:

Premack’a göre organizma, birçok etkinlik ya-parken, bunlardan bir kısmını çok sık, severek yapmakta; bir kısmını ise daha az göstermekte-dir. Bu durumda organizmanın çok sık yaptığı etkinlikler daha az yapılan etkinlikleri pekiştirmek için kullanılır. Bu ilkeye “Premack ilkesi” denir. B seçeneğinde mesai yapmaktan hoşlanmayan ça-lışana, karşılığında tuttuğu takımın maçına gide-bilmesi için, işten erken çıkarılacağı sözünün ve-rilmesi, Premack ilkesine uygundur. A şıkkındaki durum olumlu pekiştirmeye, C şıkkındaki durum olumsuz pekiştirmeye, D şıkkındaki durum mo-del alarak öğrenmeye ve E şıkkındaki durum da tepkisel öğrenme sonucu yaşanabilecek durum-lara örnektir.

(Cevap B)

80. Üyesi olduğumuz elektronik posta haberleşme grubunun bir üyesi sürekli olarak bizi öfkelendi-ren iletiler yollarsa bir süre sonra, gelen posta kısmında bu üyenin ismini görünce öfkeleniriz.

Başlangıçta bizde olumlu ya da olumsuz bir duygusal tepki uyandırmayan bu ismin bizi öfkelendirir hâle gelmesi, aşağıdaki süreçler-den hangisinin sonucudur?

A) Öğrenmenin genellenmesi B) Tutum değişmesi C) Sosyal karşılaştırma D) İçgörü kazanma E) Tepkisel koşullanma

Çözüm:

Klasik koşullama kuramına göre üyenin ismi nötr uyarıcı iken ve tepki oluşturmazken, zaman içer-sinde öfkelendiren iletiler ile arasında bir ilişki-lendirme oluşmuş ve koşullu uyarıcı haline dö-nüşmüştür. Öfke ise koşullu tepki olmuştur. Bu süreç tepkisel koşullanma olarak tanımlanır.

(Cevap E)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

35

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

81. Dişine dolgu yapılan bir birey, diş oyma aleti dişine değdiğinde canı yandığı için kasılır, aletin çıkardığı ses karşısında ise böyle bir tepki vermez. Ancak diş oyma aletinin çalışmaya baş-lamasının hemen ardından canı yandığı için bi-rey bir süre sonra alet dişine değmeden, aletin sesini duyar duymaz kasılma tepkisi vermeye başlar.

Bu duruma ilişkin aşağıdaki ifadelerden han-gisi yanlıştır?

A) Aletin sesi koşullu uyarıcı, bu ses duyulunca verilen kasılma tepkisi koşullu tepkidir.

B) Alet dişe değdiğinde duyulan acı koşulsuz uyarıcı, bu acı karşısında verilen kasılma tepkisi koşulsuz tepkidir.

C) Aletin sesi koşullanma gerçekleşmeden önce nötr, koşullanma gerçekleştikten sonra koşul-lu uyarıcıdır.

D) Aletin sesi koşulsuz uyarıcı, bu ses duyulun-ca verilen kasılma tepkisi koşullu tepkidir.

E) Alet dişe değdiğinde duyulan acı koşulsuz, aletin sesi koşullu uyarıcıdır.

Çözüm:

Parçaya göre diş oyma aletinin sesi, koşullanma gerçekleşmeden önce nötrdür. Koşullanma, ale-tin dişe değmesiyle başlar. Alet dişe değdiğinde duyulan acı koşulsuz uyarıcıdır. Bu acı karşısın-da verilen kasılma tepkisi koşulsuz tepkidir. Ko-şullanma gerçekleştikten sonra aletin sesi koşul-lu uyarıcı hâlini alır. Kişinin aletin sesini duyar duymaz kasılması koşullu tepkidir. Bu çerçevede aletin sesi koşulsuz değil koşullu uyarıcıdır.

Koşulsuz uyarıcı Koşulsuz tepki

Canın yanması Kasılma

Nötr uyarıcı Koşulsuz uyarıcı Koşulsuz tepki

Aletin sesi + canın yanması Kasılma

Koşullu uyarıcı Koşulsuz tepki

Aletin sesi Kasılma

(Cevap D)

82. Kendisini ısıran bir köpekle her karşılaştığında korku tepkisi veren bir çocuk, birkaç kez bu kö-peği sahibiyle birlikte gördükten sonra köpek ya-nında olmasa bile sahibini görünce korku tepkisi vermeye başlar.

Çocuğun, köpeğin sahibinden de korkmaya başlaması aşağıdaki süreçlerden hangisiyle açıklanabilir?

A) Uyarıcı genellemesi B) İkinci dereceden koşullanma C) Tepki genellemesi D) Etki yayılması E) Psikolojik tepkisellik

Çözüm:

İkinci dereceden koşullanma; bir nötr uyarıcı koşullu bir uyarıcı haline getirildikten sonra, ikinci bir koşullu uyarıcı ya da koşullanmanın gerçek-leştirilmesidir. Yani koşullu uyarıcı koşulsuz uya-rıcıyla eşlendikten sonra, koşullu uyarıcı başka uyarıcıları da koşulama işleri görebilir. Çocuk için kendisini ısıran köpek koşullu uyarıcıdır. Daha önceden nötr uyarıcı olan köpeğin sahibi, koşullu uyarıcı olan köpek ile birlikte görüldüğünde kö-peğin sahibi de koşullanma sürecine katılmış o-lur. Köpeğin sahibi ikinci dereceden koşullu uya-rıcı olarak, ısırılma sürecini haber verici nitelik kazanmış olur.

(Cevap B)

83. Yaşadığı küçük kasabanın geleneğine uygun olarak karşılaştığı herkese selam veren bir kişi, taşındığı büyük bir kentte karşılaştığı insanların selamına cevap vermemeleri nedeniyle yavaş yavaş selam vermekten vazgeçmiştir.

Öğrenme psikolojisi açısından bakıldığında, bu kişinin insanlara selam vermekten vaz-geçmesi, bir davranışın sürdürülmesinde a-şağıdaki süreçlerden hangisinin önemli bir rol oynadığını göstermektedir?

A) Geleneklerin B) Sönmenin C) Güdülenmenin D) Bilişlerin E) Pekiştirmenin

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

36

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

Çözüm:

Belli bir uyarıcıya karşı gösterilen bir tepkinin tekrar gösterilme ihtimalinin arttırılması, pekiştir-me yoluyla olur. Örnekteki kişi, selam verip ce-vap alamaması sonucu davranışı pekiştirilme-yince bu davranışından vazgeçmiştir. Bir süreç olarak pekiştirmenin varlığı davranışın sürdürül-mesinde önemli rol oynar.

(Cevap E)

84. Bir ilköğretim okulu öğretmeni bir öğrencisine düzenli olarak ödev yapma alışkanlığı kazandır-mak amacıyla her ödev yapışında onu arkadaş-larının önünde överek ödüllendirir. Bunun sonu-cunda öğrenci ödevlerini düzenli olarak yapmaya başlar. Ancak bir süre sonra, öğretmenin onu aynı şekilde ödüllendirmeye devam etmesine karşın öğrencinin ödev yapmayı ihmal etmeye başladığı görülür.

Öğrencinin ödev yapmayı ihmal etmeye baş-laması aşağıdaki süreçlerden hangisiyle açık-lanabilir?

A) Alışma B) Sönme C) Kendiliğinden geri gelme D) Koşullanma E) İleri doğru ket vurma

Çözüm:

Öğrencinin her ödev yapışında arkadaşlarının önünde öğretmen tarafından ödüllendirilmesi, e-dimsel koşullama süreci olarak değerlendirilir. Edimsel koşullamada önemli olan davranış ve onun sonuçlarıdır. Ödüllendirme son bulmadığı halde, öğrencinin ödev yapmayı ihmal etmesi a-lışma süreci ile açıklanabilir. Alışma, ödülün or-ganizmada oluşturduğu etki gücünün zaman i-çersinde zayıflaması olarak tanımlanır.

(Cevap A)

85. Bir öğrenci, öğretmenin dikkatini çekmek için sınıfta sürekli olarak espri yapmakta, öğretmen bu esprilerden bazılarına gülerken bazılarını duymazdan gelmektedir.

Bu durumda öğrencinin sınıfta espri yapma davranışına ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

A) Olumsuz pekiştirildiği için benzer durumlara genellenme olasılığı artacaktır.

B) Değişken aralıklı pekiştirildiği için sönmeye karşı dirençli olacaktır.

C) Bazen olumlu bazen olumsuz pekiştirildiği i-çin sönmeye karşı direnci azalacaktır.

D) Sürekli pekiştirilmediği için gitgide azalarak ortadan kalkacaktır.

E) Bazen olumlu bazen olumsuz pekiştirildiği i-çin benzer durumlarda tekrarlanma olasılığı artacaktır.

Çözüm:

Bir davranışın aralıklı olarak pekiştirilmesi (öğretmenin öğrencinin esprilerinden bazılarına ara sıra gülmesi) sönme davranışının gecikme-sine yol açmaktadır. Öğrenci, yine pekiştireç kazanmak için davranışı tekrarlama sıklığı gösterecektir. Dolayısıyla değişken aralıklı pekiştirildiği için, sönmeye karşı dirençli olacaktır. Sönmeye karşı en dirençli olan pekiştirme tarifeleri ne zaman ve ne sıklıkla geleceği bilinen (sabit aralıklı ve sabit oranlı) pekiştirme tarifeleri değil de; ne zaman ve ne sıklıkla geleceği bilinmeyen (değişik aralıklı ve değişik oranlı) pekiştirme tarifeleridir. (Cevap B)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

37

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

86. Gülce Hanım, bebeğinin ayakta sallanarak uyu-mak istediğini ve ayakta sallanmadığı takdirde ağladığını bir psikoloğa anlatır. Psikolog ona be-beğini yatağına koymasını ve ağlamasına aldır-madan kendi kendine uyumasını beklemeyi tav-siye eder.

Psikologun önerilerine Gülce Hanım’ın uy-ması durumunda, aşağıdakilerden hangisinin ortaya çıkma olasılığı en yüksektir?

A) Ağlama davranışı ilk günlerde artma göstere-cek, ancak giderek azalıp ortadan kalkacak-tır.

B) Ağlama davranışı ilk günlerden itibaren gide-rek azalarak ortadan kalkacaktır.

C) Ağlama davranışı aynı şiddetle uzun süre devam edecektir.

D) Bebek yatağa konduğunda bazen ağlayacak bazen ağlamayacaktır.

E) Bebek yatağa her konduğunda ağlayacak, ancak bu davranışı eskisi kadar uzun sürmeyecektir.

Çözüm:

Psikoloğun Gülce Hanım’a bulunduğu tavsiye sönme kavramıyla açıklanır. Sönme, pekiştirici uyarıcının kaldırılmasıyla davranış sıklığında bir azalma ve en sonunda edim düzeyine inme gö-rülmesidir. Söndürme sürecinde, davranışın sık-lığı hemen azalmaz. Söndürmenin başlamasıyla davranış sıklığında kısa süreli bir artma gözlenir. Ancak pekiştirilmeyen davranışın sıklığı giderek azalır ve doğal ortamdaki gözlenme düzeyine düşer. A seçeneğinde olduğu gibi, bebek öncele-ri ağlamada artış gösterecek ancak, bu durum giderek azalacaktır.

(Cevap A)

87. Evde oyuncaklarını toplama alışkanlığı olmayan Özgür, yuvaya başladığı ilk gün oynadığı oyun-cakları toplayıp oyuncak dolabına kaldırmadığı için öğretmeni tarafından sertçe uyarılmış ve o günden sonra yuvadayken her zaman oyuncak-larını toplamıştır. Ancak Özgür evde yine oyun-cakları toplamama alışkanlığını devam ettirmiştir.

Özgür’ün yuvadayken oyuncakları toplamayı öğrenmesi ancak evdeyken toplamama alışkanlığını devam ettirmesi, sırasıyla aşağıdaki süreçlerden hangileriyle açıklanabilir?

A) Kavrama yoluyla öğrenme – Alışma B) Dolaylı öğrenme – Ayırt etmeyi öğrenme C) Sosyal öğrenme – Dolaylı öğrenme D) Edimsel koşullanma – Ayırt etmeyi öğrenme E) Tepkisel koşullanma – Alışma

Çözüm:

Edimsel organizma davranış kendiliğinden orta-ya çıkar ve sonuçları tarafından kontrol edilir. Davranıştan sonra gelen uyarıcı organizmada acı, üzüntü oluşturursa, davranış tekrar edilmez. Davranışın tekrar edilmesi için davranıştan sonra gelen uyarıcının organizmada haz oluşturması gerekir. Bu bağlamda oyuncaklarını toplama a-lışkanlığı olmayan Özgür’ün öğretmeni tarafın-dan sertçe uyarılması onu oyuncaklarını topla-maya yöneltmiştir. Edimsel davranış, ancak or-tamda bir uyarıcı varken pekiştirilir. Ayırt edici uyarıcının bulunmadığı ortamda davranış gerçekleştirilmez. Bu bağlamda Özgür, öğretme-ni yüzünden yuvada oyuncaklarını toplarken, ev-de bu alışkanlığını devam ettirmez. Çünkü ona evde ceza verecek bir uyarıcı yoktur. Özgür’ün bu durumu da ayırt etmeyi öğrenme ile açıklanır.

(Cevap D)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

38

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

88. Ders zili çaldığı hâlde sınıfa girmeyip bahçede oynamaya devam ettiği için öğretmeninden azar işiten Ayşe, izleyen hafta sonunda gittiği sine-mada filmin başlayacağını belirten zilin sesini duyar duymaz annesinin elini tutarak salona doğru koşmaya başlamıştır.

Ayşe’nin sinemada zil sesini duyunca salona doğru koşması aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?

A) Olumsuz aktarma B) Tepkisel koşullanma C) Ayırt etmeyi öğrenme D) Öğrenmenin genellenmesi E) İkinci dereceden koşullanma

Çözüm:

Öğrenmenin başka konulara aktarılması, organizmanın en temel yönelişlerinden birisidir. Pavlov’un deneyinde zil sesine karşı salya salgı-lamayı öğrenmiş olan köpeğin, bir süre sonra metronom sesine de aynı tepkiyi vermesi genel-lemeye örnektir. Gündelik hayatta da birbirine yakın bulunan uyarıcılara benzer tepkiler gös-terme eğilimi vardır. Ayşe’nin sinemada duyduğu zil sesini, okulda duyduğu zil sesine genelleyip ve yine öğretmeni kızacakmış gibi korkması, öğ-renmenin genellenmesiyle açıklanabilir.

(Cevap D)

89. Bir davranışın edimsel koşullanma yoluyla öğre-nilebilmesi için bu davranışın pekiştirilmesi, dav-ranışın pekiştirilebilmesi için de en az bir kez ya-pılması gerekir.

Buna göre, çocuğuna pekiştirme yoluyla paltosunu sağa sola fırlatmak yerine vesti-yere asma alışkanlığı kazandırmak isteyen, ancak çocuğu paltosunu hiçbir zaman vesti-yere asmadığı için pekiştiremeyen bir anne-nin aşağıdaki tekniklerden hangisini kullan-ması gerekir?

A) II. tip ceza B) Ara verme C) Kademeli yaklaşma D) Karşıt tepki oluşturma E) Gecikmeli koşullanma

Çözüm:

Çocuğun, paltosunu vestiyere hiçbir zaman asmaması sonucu, bu davranış gerçekleştirile-mediğinden ötürü pekiştirilemez. Böyle bir du-rumda ancak kademeli yaklaşma yöntemi uygu-lanabilir. Bu yaklaşım, davranışın gerçekleşme ihtimalini arttırmaya yönelik sergilenen her dav-ranış paterninin basamak basamak pekiştirilmesi olarak tanımlanır.

(Cevap C)

90. “Her gün baklava, börek yense bıkılır.” atasözü öğrenmeyle ilgili aşağıdaki süreçlerden han-gisine bir örnek olabilir?

A) Sürekli olarak aynı pekiştirecin kullanılması-nın, bir süre sonra bu pekiştirecin pekiştirme gücünün azalmasına yol açması

B) Sürekli pekiştirmenin, bir davranışın devamı-nı sağlamada aralıklı pekiştirmeden daha az etkili olması

C) Tekrar sayısının artmasının, sözel bir mal-zemenin öğrenilmesini bir noktaya kadar ko-laylaştırması

D) Pekiştirilmediği için sönen bir davranışın bir süre sonra kendiliğinden geri gelmesi

E) Bir davranışın, olumlu pekiştirmenin yanı sıra olumsuz pekiştirme yoluyla da kazanılabil-mesi

Çözüm:

Edimsel davranışın sıklığını arttırma amacı ile pekiştireçler kullanılır. Ancak sürekli olarak aynı pekiştirecin uygulanması, bu pekiştirecin pekiş-tirme gücünün zayıflamasına neden olacaktır. Bunun dışında sönmeye karşı en az dirençli pe-kiştirme süreci de sürekli pekiştirmedir.

(Cevap A)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

39

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

91. Tıp fakültesini iyi bir dereceyle bitiren Ali, birkaç kez girdiği Tıpta Uzmanlık Sınavında başarısız olmuştur. Ailesinin ısrarıyla bu yıl da sınava baş-vurmasına rağmen Ali bu sınav uygulaması de-vam ettikçe hayalini kurduğu dahiliye uzmanlığı eğitimini hiçbir zaman alamayacağını düşünmek-tedir.

Ali’nin bu düşüncesi aşağıdakilerden hangi-sinin göstergesi olabilir?

A) Öğrenilmiş çaresizlik B) Dışsal denetim odağı C) Kendini gerçekleştiren kehanet D) Mantığa bürünme E) Kolektif yeterlik inancının düşük olması

Çözüm:

Klasik koşullama kuramına göre, organizma ne kadar çaba harcarsa harcasın, içinde bulunduğu durumu değiştiremeyeceğini öğrenerek pasif ka-lır ve bu pasifliği tüm istenmeyen durumlara ge-neller. Bu durum öğrenilmiş çaresizlik olarak tanımlanır. Ali’nin hayalini kurduğu halde, dahili-ye uzmanlığı eğitimini hiçbir zaman alamayaca-ğını düşünmesi, bu istenmeyen durumu değişti-remeyeceğini öğrenmiş olması sonucudur.

(Cevap A)

92. Bir futbolcu, rakibinin sert bir hareketiyle yere düşmüş ve hakem rakip oyuncuyu oyundan at-mıştır. Bu olaydan sonra, bu futbolcu canı yan-mış gibi davranarak rakibini oyundan attırabile-ceğini öğrenmiştir (I). Aynı oyuncu farklı hakem-lerin yönettiği diğer maçlarda da kendini yere a-tarak rakibini oyundan attırmayı denemiştir (II). Bu denemelerde başarısız olan futbolcu sadece rakibini oyundan atan ilk hakemin yönettiği maç-larda bu numarayı denemeye devam etmiştir (III).

Yukarıdaki parçada I, II ve III rakamlarıyla ifade edilen durumlar, sırasıyla aşağıdaki kavramlardan hangileriyle açıklanabilir?

A) Tepkisel koşullanma – Olumsuz pekiştirme – Ayırt etme

B) Olumsuz pekiştirme – Genelleme – Sönme C) Edimsel koşullanma – Alışma – Ket vurma D) İçgörü kazanma – Olumsuz aktarma – Kendi-

liğinden geri gelme E) Edimsel koşullanma – Genelleme – Ayırt et-

me

Çözüm:

Klasik koşullamada olduğu gibi, edimsel koşullamada da organizma bir uyarıcıya karşı gösterdiği bir davranışı, başka uyarıcılara karşı da göstermeye başlayabilir. Bu durum genelleme olarak tanımlanır. İki uyarıcı arasındaki farklılığın öğrenilmesi ise ayırt etmedir. Bu bağlamda fut-bolcunun sergilediği davranış sonucu rakibini oyundan attırabilmesi edimsel koşullanma, diğer maçlarda da bu davranışı göstermesi genelleme, bu maçlarda bu davranışının sonuçsuz kalması ise ayırt etmedir.

(Cevap E)

93. Yalancı emziği bırakma zamanı gelen bir bebek emzik verilmediğinde ağlar. Anne bebeğinin ağ-lamasına dayanamaz emziği verir; bebek susar, anne rahatlar. Böylelikle emzik isteyince ağlama, emziğin verilmesi, bebeğin susması ve annenin rahatlaması şeklinde bir kısır döngü oluşur ve bebeğe yalancı emziği bıraktırma çabası sonuç-suz kalır.

Bu kısır döngünün devam etmesinin nedeni, aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak a-çıklanmaktadır?

A) Bebeğin ağlama davranışı olumlu, annenin emzik verme davranışı olumsuz pekişmekte-dir.

B) Bebeğin ağlama davranışı sürekli, annenin emzik verme davranışı aralıklı pekişmektedir.

C) Hem bebeğin ağlama hem de annenin emzik verme davranışı olumlu pekişmektedir.

D) Bebeğin ağlama davranışı olumsuz, annenin emzik verme davranışı olumlu pekişmektedir.

E) Hem bebeğin ağlama hem de annenin emzik verme davranışı olumsuz pekişmektedir.

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

40

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

Çözüm:

Bebeğin ağlayarak emziğe ulaşacağını öğren-mesi edimsel koşullamayla öğrenmeye örnektir. Yalancı emzik ise burada pekiştireç görevi gör-mektedir. Bebek ağladığında annenin emziği vermesi bebeğin ağlama davranışını olumlu pe-kiştirmektedir. Anne için de bebeğin ağlaması olumsuz bir durumdur ve bebeğe emzik verilerek bu olumsuz durum ortadan kalkacağı için anne-nin davranışını da olumsuz pekiştirmektedir.

(Cevap A)

94. Öğrencilerine ödev yapma alışkanlığı kazan-dırmak amacıyla yaptıkları her ödeve bir yıl-dız veren ve toplam on yıldız kazananlara bir kitap hediye eden bir öğretmen, aşağıdaki davranış kontrol tekniklerinden hangisini kul-lanmaktadır?

A) Davranış şekillendirme B) Simgesel ödülle pekiştirme C) Kademeli yaklaşma D) Dolaylı pekiştirme E) Sistematik duyarsızlaştırma

Çözüm:

Skinner’ın koşullanma ilkeleri yaklaşımının klasik bir örneği simgesel ödülle pekiştirmedir. Yeterli sayıda ödül, gerçek bir ödüle dönüşür. Bu yön-tem sabit oranlı pekiştirme tarifesine dayanır. Çocuklara yeni bir davranış veya alışkanlık ka-zandırmada kullanılabilir. Parçadaki öğretmenin yaptığı da simgesel ödülle pekiştirmeye örnektir. Simgesel olarak her ödev yaptıklarında öğrenci-lere bir yıldız verir ve toplam on yıldız kazananla-ra bir kitap hediye eder.

(Cevap B)

95. Bir deneyde fareler iki gruba ayrılmış ve sadece bir grup farenin deneyin yapılacağı labirentte ön-ceden dolaşmasına izin verilmiştir. Daha sonra, labirentin sonuna yiyecek konulmuş ve iki grup fare de labirente bırakılmıştır. Deneyin sonunda, daha önce labirentte dolaşmasına izin verilen fa-relerin yiyeceğe daha hızlı ulaştığı gözlenmiştir.

Önceden labirentte dolaşmasına izin verilen farelerin ödüle daha hızlı ulaşması, aşağıda-kilerden hangisinin önemini ortaya koymak-tadır?

A) Tepki genellemesi B) Kendiliğinden geri gelme C) Gizil öğrenme D) Pekiştirme E) Ayırt etmeyi öğrenme

Çözüm:

Gizil öğrenmeye ilişkin deneyler, yiyecek ödülü olmaksızın da hayvanın labirenti öğrendiğini gös-termiştir. Daha sonra hayvana yiyecek sunuldu-ğundaki performansının yiyecek sunulmadan önceki performansından daha iyi olduğu göz-lenmiştir. Parçada bahsedilen labirentte dolaşıl-masına önceden izin verilen farenin yiyeceğe daha hızlı ulaşması gizil öğrenmeye örnektir.

(Cevap C)

96. Kreşte arkadaşına vuran Mert, öğretmenin ver-diği oturma cezasına aldırmamış, “Oh, iyi ki de vurdum, o da benimle alay etmişti, ona gününü gösterdim.” diyerek rahatladığını hissetmiştir.

Mert’in yaşadığı rahatlık duygusu, sosyal öğrenme kuramına göre aşağıdakilerden hangisine bir örnektir?

A) Dolaylı pekiştirme B) Dolaylı ceza C) İçsel pekiştirme D) Doğrudan pekiştirme E) Dolaylı güdü

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

41

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

Çözüm:

İçeriden gelen, yani kişinin kendi kendisine uygu-lamış olduğu pekiştireçlerin diğerlerinden, özel-likle de dışarıdan birileri tarafından kişiye uygu-lanan maddi pekiştireçlerden daha etkili olduğu söylenebilir. Mert de öğretmenin verdiği cezaya aldırmamış, rahatlık duygusu/içsel pekiştirmesi daha ağır basmıştır.

(Cevap C)

97. Sosyal öğrenme kuramlarına göre, çocukların gözledikleri modellerin davranışlarını taklit edip etmeyecekleri birçok etken tarafından belirlenir. Bu etkenlerden bir tanesi de modelin davranışla-rının sonuçlarıdır.

Aşağıdaki ifadelerden hangisi bu duruma bir örnek olabilir?

A) Ali’nin konuşma tarzı, çok sevdiği beden eği-timi öğretmeninin konuşma tarzına benzemektedir.

B) Hasan, kendisine örnek aldığı abisinin sigara içtiği için hastalandığını duyunca sigara iç-memeye karar vermiştir.

C) Ayşe, küçük ablasından çok, büyük ablasının giyim tarzının kendisine daha çok yakışaca-ğını düşünmektedir.

D) Genç bir futbolcu takıma girince, uzaktan hayranlık duyduğu tecrübeli takım arkadaşı-nın kendini beğenmiş tavırları karşısında ona öfke duymaya başlamıştır.

E) Emre saçını, sevdiği bir pop şarkıcısının saçlarına benzer şekilde kestirmektedir.

Çözüm:

Sosyal öğrenme kuramına göre, kimin model olarak alınıp taklit edileceği modelin davranışla-rının sonuçlarına göre belirlenir. Bu bağlamda örnek alınan abinin sigara içmesi sonucu hasta-lanması nedeni ile Hasan davranış değişikliğine gitmiş ve sigara içmemeye karar vermiştir. Hal-buki diğer seçeneklerde model alınan bireylerin davranışlarının sonuçlarına yönelik bir ibare bu-lunmamaktadır.

(Cevap B)

98. Aşağıdakilerden hangisi Bandura’nın sosyal öğrenme kuramına uygun bir öğrenmedir?

A) Atletin, çekici doğru biçimde fırlatması B) Atletin yarışın başında yavaş, sonuna doğru

hızlı koşması C) Basketbolcunun, antrenörü gibi basket atma-

sı D) Kalecinin atılan topu yakalaması ve golü en-

gellemesi E) Futbolcunun kurallara uygun oynaması

Çözüm:

C şıkkındaki basketbolcunun antrenörü gibi basket atması sosyal öğrenme kuramı ile örtüş-mektedir. Çünkü modelin davranışlarının sonuç-ları ile beraber modelin özellikleri de model alma sürecini etkiler. Basketbolcu bu bağlamda model aldığı kendisinden daha başarılı ve daha yüksek statüye sahip olan antrenörü gibi basket atmayı öğrenmiştir.

(Cevap C)

99. Aşağıdaki örneklerden hangisinde öğrenme-nin aktarılması söz konusudur?

A) Bilgisayarda iki parmakla yazmaya alışık bir kişinin, on parmakla yazmayı yeni başlayan birine göre daha güç öğrenmesi

B) Bir öğrencinin psikoloji öğretmenini sevdiği i-çin psikolojiye ilgi duymaya başlaması

C) Sigara içen birinin, içmeyen birine göre kibriti daha kolay yakması

D) Bir yabancı dili öğrenmede güçlük çeken biri-nin bir başka yabancı dili öğrenirken de aynı ölçüde güçlük çekmesi

E) Tiyatroya ilgi duyan bir gencin aynı zamanda sinemaya da ilgi duyması

Çözüm:

Önceden öğrenilmiş iki parmak yazı becerisinin daha sonra öğrenilmeye çalışılan on parmak ya-zının öğrenilmesini güçleştirmesi, olumsuz akta-rıma bir örnektir.

(Cevap A)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

42

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

100. Bir öğrenme deneyinde, katılımcılara bir kelime dizisi verilerek ezberlemeleri sağlanır. Aradan birkaç gün geçtikten sonra kendilerinden bir baş-ka kelime dizisini ezberlemeleri istenir. Daha sonra katılımcılardan ilk öğrendikleri listedeki ke-limeleri tekrarlamaları istendiğinde, akıllarına sü-rekli ikinci listedeki kelimelerin gelmesi nedeniyle ilk listedeki kelimeleri hatırlamada güçlük çektik-leri görülür.

Katılımcıların ilk listedeki kelimeleri hatırla-mada güçlük çekmeleri aşağıdaki süreçler-den hangisiyle açıklanabilir?

A) Sönme B) Algısal set oluşturma C) Otomatik kodlama D) Geriye doğru ket vurma E) Engellenme

Çözüm:

Yeni öğrenilen bilginin daha önceki eski bilgi ile karıştırılması sonucu eski bilginin bozulmasına geriye ket vurma denir. İkinci listedeki kelimelerin gelmesi nedeni ile, ilk listedeki kelimelerin hatır-lanmasında görülen zorluk bu süreç ile açıklana-bilir.

(Cevap D)

101.Üniversiteye yeni başlayan bir öğrenci üst sınıf-taki bir arkadaşından, oldukça büyük olan yerleşkeyi kendisine tanıtmasını ister. Arkadaşı birkaç önemli yeri gösterdikten sonra, “Yerleşkede bir süre yaşadıktan sonra gerekti-ğinde aradığın her yeri elinle koymuş gibi bula-bildiğini görüp şaşıracaksın.” der.

Arkadaşının bu öğrenciye söyledikleri, yer öğrenmeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden han-gisinin doğru olduğuna işaret etmektedir?

A) Yer öğrenmede aralıklı öğrenme çok önemli bir rol oynar.

B) Yer öğrenmede parçalara bölerek öğrenme bütün hâlinde öğrenmeden daha etkili bir stratejidir.

C) Yer öğrenmenin önemli bir bölümü farkına varılmadan gerçekleşir.

D) Bir yeri öğrenmek o yerle ilgili bir yaşantı ol-madıkça çok güçtür.

E) Aceleye getirme yer öğrenmeyi güçleştirir.

Çözüm:

Bilişsel öğrenme kuramına göre, yerleşkede bir süre yaşadıktan sonra öğrenci farkına varmadan o yere ait bilişsel haritalar oluşturacaktır. Bu zi-hinsel haritalar herhangi bir davranım pekiştiril-meden oluşur.

(Cevap C)

102.Elinde bulunan bir deste anahtardan hangi-sinin, babasının ofisine ait olduğunu bilme-yen bir çocuğun doğru anahtarı bulmak için kullanabileceği en uygun öğrenme stratejisi aşağıdakilerden hangisidir?

A) İçgörü kazanma B) Kademeli yaklaşma C) Gizil öğrenme D) Sınama-yanılma E) Bağsal öğrenme

Çözüm:

Çocuğun doğru anahtarı bulmak için kullanabile-ceği en uygun öğrenme stratejisi sınama - ya-nılma dır. Thorndike’ın bağlaşımcılık kuramına göre, öğrenmenin en temel formu deneme - ya-nılma öğrenmesidir. Öğrenme içersinde olan or-ganizma amaca ulaşmak için pek çok davranış gerçekleştirir. Bunlardan bazıları amaca ulaşma-ya yardımcı olur, bazıları ise organizmayı ama-cına götürmez. Organizma kendisini amaca ulaş-tıran davranışı seçer, başarısız olan davranışları eler.

(Cevap D)

103.Daha önce bilgisayarlarla herhangi bir ya-şantısı olmayan bir kişinin aldığı bilgisayarın kutusundan çıkan fişleri ve parçaların arka-sında bulunan fiş yuvalarının şekillerini karşı-laştırarak bilgisayar, ekran ve yazıcıyı birbir-lerine doğru olarak bağlamayı başarması, a-şağıdakilerden hangisine örnek olabilir?

A) Sınama-yanılma yoluyla öğrenme B) İçgörü kazanma C) Kavrama yoluyla öğrenme D) Kademeli yaklaşma E) Olumlu aktarma

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

43

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

Çözüm:

Daha önce bilgisayarlarla herhangi bir yaşantısı olmayan kişinin fişleri ve fiş yuvalarının şekillerini karşılaştırarak doğru şekilde bağlamayı başar-ması, bilişsel süreçleri kullanması ile açıklanabi-lir. Bilişsel öğrenme kuramına göre, organizma neyin ne ile ilişkili olduğunu algılar, anlar ve daha sonra gerektiğinde daha önce algılamış olduğu ilişkileri hatırlar ve ona göre davranır. Bu bağ-lamda, doğru cevap kavrama yoluyla öğrenme-dir.

(Cevap C)

104.Fakir bir ailede dünyaya gelen Cahit Bey, eko-nomik sıkıntılar yüzünden çocuk yaşta çalışmaya başlar. Bugün büyük bir servete sahip olmasına karşın Cahit Bey çocukluğundaki yoksul günlere dönmekten korkar. Bu yüzden ilerleyen yaşına rağmen işiyle ilgili ekonomik gelişmeleri anlama-ya ve mesleki bilgilerini artırmaya çalışır.

Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisine göre, Ca-hit Bey’in yaşam biçimi öncelikle hangi ihti-yacını doyurmaya yöneliktir?

A) Fizyolojik ihtiyaçlar B) Güvenlik C) Bilme - anlama D) Saygı - saygınlık E) Kendini gerçekleştirme

Çözüm:

Maslow’un kendini gerçekleştirme kuramına göre, sağlıklı bir kişiliğin gelişebilmesi için gerekli olan ihtiyaçlar hiyerarşisinde, kişinin kendisini gerçekleştirebilmesi daha alt basamaklarda yer alan fizyolojik, güvenlik, ait olma ve saygınlık sağlama ile ilgili temel gereksinmelerin doyuma ulaşması sonucunda mümkündür. Bu bağlamda, çocukluğundaki yoksul günlere dönmekten kor-kan Cahit Bey, kendisini güvende hissetmemek-tedir. Güvenlik ihtiyacını giderebilmek için mes-leki bilgilerini arttırmaya çalışır.

(Cevap B)

105.Yapılan bir araştırmada, ÖSS’ye giren öğrenci-lerin tercih listeleri incelenmiştir. İnceleme sonu-cunda, öğrencilerin % 75’inin ilk sıralarda tıp fa-kültelerini seçtikleri saptanmıştır.

Birçok lise mezunu için gerçekçi olmayacak bu hedefin belirlenmesinde en çok etkili olan aşağıdakilerden hangisidir?

A) İlgi B) Değer C) Yetenek D) Akademik başarı E) Benlik algısı

Çözüm:

Öğrencilerin mesleki karar verme süreçlerini onların; yetenekleri, ilgileri, kapasiteleri, değerleri gibi bir çok faktör etkiler. Ancak meslek seçimin-de baskın bir unsurdan söz edilemez. Farklı ka-rar durumlarında farklı faktörler ön planda yer a-lır. İlgi, yetenek ve başarının nüfus içinde normal dağılıma yakın bir dağılım gösterdiği için bu et-kenlere dayalı verilecek mesleki kararlarda %75’lik bir yüzde söz konusu olamaz. Ancak de-ğerler toplum tarafından şekillendirilebilir. Top-lum içerisinde doktorluk oldukça popüler, değerli ve istenen bir meslektir. ÖSS’ye giren öğrencile-rin büyük bir çoğunluğunun ilk sıralarda tıp fakül-telerini tercih etmeleri bu mesleğe verilen değer-le ilgilidir.

(Cevap B)

106.ÖSS’ye hazırlanan lise son sınıf öğrencisi Nur-ten, kendisine güvenen bir kişiliğe sahip olması-na ve derslerine çok çalışmasına karşın, dene-me sınavlarında bile aşırı heyecanlanarak istedi-ği puanları elde edememektedir.

Sınavlarda yaşadığı endişe yüzünden, gele-cekte başarılı bir avukat olamayacağını dü-şünen Nurten’e verilecek rehberlik yardımı öncelikle aşağıdaki problem alanlarından hangisine yönelik olmalıdır?

A) Eğitsel rehberlik B) Kişisel - sosyal rehberlik C) Akran eğitimi D) Mesleki rehberlik E) Yönlendirici rehberlik

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

44

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

Çözüm:

Eğitsel rehberlik, öğrencilere okul seçme, okulu ve okulun bulunduğu çevreye uyum sağlama, a-lan ve ders konusunda sağlıklı eğitsel tercihler yapma, verimli çalışma alışkanlıkları kazandır-ma, öğrenme güçlüklerinden kurtularak okulda başarılı olma, yeteneklerini geliştirme ve zamanı iyi kullanma gibi yardımları içermektedir.(Ed. G.CAN, Psikolojik Danışma ve Rehberlik, S:37). Örnek durumdaki öğrencinin yaşadığı temel so-run sınav kaygısıdır. Sınav kaygısına yönelik ya-pılacak yardım hizmetleri eğitsel rehberlik kap-samı içerisinde yer almaktadır.

(Cevap A)

107.Aşağıdaki görüşlerden hangisi rehberlik ilkelerine uygundur?

A) Gönüllü olmalarını beklemek yerine, rehberlik yardımı almaları için çocukları ikna etmek ge-rekebilir.

B) Öğrenciye acımak ya da sempati duymak empati kurulmasını engelleyebilir.

C) Kararsızlık yaşamaları durumunda seçenek-leri sınırlayarak öğrencilerin doğru kararlar vermeleri sağlanabilir.

D) Bir okulda okul rehber öğretmeni yoksa de-neyimli bir sınıf rehber öğretmeni rehberlik hizmetlerini yürütebilir.

E) Okul rehber öğretmeni bir öğrencinin öğret-meniyle yaşadığı sorunları çözebilmesi için öğrencisi adına öğretmeniyle görüşebilir.

Çözüm:

A seçeneğinde verilen ifade, rehberliğin gönüllü-lük ilkesine uygun değildir. Rehberlik hizmetle-rinden yararlanmada gönüllülük esastır, bu hiz-metlerden yararlanmada zorlama yoktur. B se-çeneğindeki ifade rehberlik ilkelerine uygun bir ifadedir. Yardım alan kişiye elbette koşulsuz saygı ve koşulsuz kabul gösterilmelidir. Ancak bu, onunla aynı duyguları paylaşma anlamına gelmez. Sempati ve acıma empatiyi engeller. C seçeneğindeki ifade seçme özgürlüğü ilkesine uygun değildir. Rehberliğin amacı bireylerin se-çeneklerini sınırlandırmak değil, özgürlüğünü kullanabilmesi için seçenekleri algılayabilmesine ve doğru tercihler yapmasına yardımcı olmaktır. D seçeneği rehberliğin profesyonellik ilkesine

uygun değildir. Rehberlik ve Psikolojik danışma hizmetleri sistemli, programlı ve profesyonel bir biçimde sunulacak hizmetlerdir. E seçeneğindeki ifade ise bireysel özgürlükler ilkesine uygun de-ğildir. Rehberlikte amaç, bireyin yerine kararlar vermek ya da onun yerine sorunlarını çözmek değildir.

(Cevap B)

108.Lise II. sınıf Rehber Öğretmeni Ali Bey, sınıfına bu yıl kaydolan öğrencisi Deniz’in derslere aktif bir şekilde katılmadığını ve arkadaşlarıyla iletişi-minin çok zayıf olduğunu fark eder. Ali Bey bir ders çıkışında Deniz’le görüşür. Görüşme sıra-sında Deniz, geçen yıla kadar Almanya’da yaşa-dığını, anne ve babasının boşandığını, bu yüz-den annesiyle birlikte Türkiye’ye döndüğünü, ay-rıca okula da henüz alışamadığını anlatır.

Bu durumda Ali Bey’in aşağıdaki davranış-lardan ve hizmet türlerinden hangisini önce-likle seçmesi en uygundur?

Davranış Hizmet Türü

A)

Okulu tanırsa yaşadığı uyumsuzluk ortadan kal-kacağından devam, disip-lin ve ders geçme konula-rında

Oryantasyon (duruma alış-tırma)

B)

Deniz’in sınıftaki durumu-nu bir süre gözlemek, daha sonra okul rehber öğretmeniyle birlikte de-ğerlendirmek.

İzleme ve de-ğerlendirme

C) Deniz’in de onayını alarak rehberlik servisiyle bağ-lantı kurmasını sağlamak.

Yöneltme

D) Deniz’in dersine giren diğer öğretmenlerle gö-rüşmek.

Müşavirlik (konsültasyon)

E)

Deniz’e yardım etmeleri için önceden eğitim almış iki öğrencisini görevlen-dirmek.

Psikolojik da-nışma (akran danışmanlığı)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

45

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

Çözüm:

Örnekte yer alan durumda öğrencinin yaşadığı problemlerden dolayı ihtiyaç duyduğu rehberlik hizmet alanı kişisel ve sosyal rehberliktir. Bu öğ-rencinin yaşadığı sorunlarla ilgili psikolojik da-nışma hizmeti almaya ihtiyacı vardır. Bu hizmeti sınıf rehber öğretmeni veremeyeceği için de sınıf rehber öğretmeni öğrenciyi rehberlik servisine yönlendirmelidir.

(Cevap C)

109.Lise I. sınıftaki bir öğrencinin yetenek testi ve ilgi envanterinden aldığı yüzdelik puanlar aşağıda verilmiştir:

Yetenek testi Puan (%) İlgi envanteri Puan (%)

Sözel 62 Fen bilimleri 55

Sayısal 53 Sosyal bilimler 53

Mekanik 58 Edebiyat 70

Göz - el koor-dinasyonu

60 İş ayrıntısı 45

Bellek 65 Güzel sanatlar 50

Bu öğrenciye lise II. sınıfta aşağıdaki alanlar-dan hangisinin önerilmesi en uygundur?

A) Yabancı dil B) Sosyal bilimler C) Türkçe – Matematik D) Güzel sanatlar E) Fen bilimleri

Çözüm:

Örnekteki öğrencinin yetenek ve ilgilerini incele-diğimizde. Bu öğrencinin en yüksek yeteneği bel-lek, yani sözel ve işlemsel terim, kavram, ilke, genelleme vb. akılda tutabilme becerisin-de(özellikle yabancı dil bölümünde sözcükleri ve anlamlarını akılda tutabilme açısından önemlidir) olduğu görülmektedir. Ayrıca öğrencinin sözel yeteneği de diğer yetenek türlerine göre iyi dü-zeydedir. Bu doğrultuda öğrencinin sözel beceri-lerini kullanmasını gerektirecek bir alana yönlen-dirilmesi uygundur. Yani fen bilimleri, Türkçe, matematik ve güzel sanatlar bu öğrencinin yete-neğine uygun değildir. Sosyal bilimler alanına i-lişkin düşük edebiyat alanına ilişkin yüksek bir il-gisi olduğu için öğrenciye yabancı dil alanının önerilmesi uygundur.

(Cevap A)

110.Davranışçı yaklaşıma göre, psikolojik sorunlar çatışma durumlarından kaynaklanmaktadır. Bu duruma bir örnek olarak Fatma Öğretmen’in lüks bir tatil köyünde yaz tatilini geçirmek istemesi (yaklaşma), ancak bunun için yüksek bir fatura ödemekten korkması (kaçınma) verilebilir. Fatma Öğretmen’in yaşadığı çatışmayı aşağıdaki yak-laşma - kaçınma grafiği göstermektedir.

Tatil zamanı Eğ

itim

güc

ü

Kaçınma

Yaklaşma

Uzak Yakın

Bu grafiğe göre, aşağıdaki sonuçlardan hangisine ulaşılabilir?

A) Fatma Öğretmen tatile gitmeyi ne kadar çok isterse (yaklaşma), tatil faturasını da o kadar az düşünür (kaçınma).

B) Fatura ödeme korkusu (kaçınma) arttıkça Fatma Öğretmen tatile gitmekten (yaklaşma) vazgeçer.

C) Tatil faturasını düşünme (kaçınma) bir nokta-ya kadar tatile gitme isteğini (yaklaşma) azal-tır ancak daha sonra artırır.

D) Tatil zamanı yaklaştığında tatil faturasını dü-şünme (kaçınma), tatile gitme isteğinden (yaklaşma) daha hızlı söner.

E) Tatile çok varsa Fatma Öğretmen tatil planla-rı yapar (yaklaşma) ancak tatil faturasını pek düşünmez (kaçınma).

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

46

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

Çözüm:

Grafiği incelediğimizde şu sonuçlara ulaşabiliriz:

Kaçınma eğiliminin gücü uzak zamanlardan yakın zamana doğru bir artış göstermektedir. Zaman yaklaştıkça kaçınma eğilimi şiddet-lenmektedir.

Yaklaşma eğilimi uzak zamanda kaçınma eğilimine göre daha güçlüdür; ancak zaman yaklaştıkça yaklaşma eğiliminin gücü kaçın-ma eğilimi gücünün gerisine düşmektedir.

Buna göre A seçeneğindeki çıkarım, yaklaşma eğiliminin artması ile kaçınma eğiliminin azalma-sı durumudur. B seçeneği kaçınma eğilimi arttık-ça yaklaşma eğiliminin azaldığı durumdur. Ancak her iki eğilimde farklı hızlarda yakın zamana doğru artış göstermektedir. C seçeneği: kaçınma eğilimi yaklaşma eğilimini azaltır. Fakat süre ge-çince arttırması durumu söz konusu değildir. Grafikte yaklaşma eğilimi zaman geçtikçe ka-çınma eğiliminin altında kalmaktadır. D seçene-ği: zaman yaklaştıkça kaçınma şiddeti artar.

E seçeneği: Grafikte uzak zamanda kaçınma eğilimi şiddeti yoktur, zaman yaklaştıkça ortaya çıkar ve şiddetlenir. Yani tatile çok uzun zaman olduğunda fatura dert edilmez. Yaklaşma uzak zamanda vardır; yani tatil planları hep yapılır.

(Cevap E)

111.Okul müdürlerinin katıldığı bir toplantıda şiddete sıfır tolerans görüşü benimsenmiştir. Bu toplantı-ya katılan Müdür Mehmet Bey, rehber öğret-menden okuldaki şiddet türlerini belirleyip şidde-tin yaygınlığını araştırmasını ve alınacak önlem-lerle ilgili önerilerde bulunmasını ister. Bunun üzerine, okul rehber öğretmeni zorbalık ölçeğini okuldaki öğrencilere uygular ve ölçek sonuçları-na göre zorba öğrencileri saptayarak müdahale programına alır. Ayrıca şiddet davranışlarının bi-reysel, ailesel ve okulla ilgili nedenlerine ilişkin inceleme sonuçları ile bu konuda alınacak ön-lemlere ilişkin görüşlerini içeren kapsamlı bir ra-por hazırlayıp müdüre teslim eder.

Bu olayda rehberlik ilkelerine uymayan dav-ranış aşağıdakilerden hangisidir?

A) Zorbalık ölçeğini uygulamak için okul rehber öğretmenin daha önceden bir eğitim almamış olması

B) Müdürün şiddet içeren davranışları öğrenmek istemesi

C) Hazırlanan raporda şiddete eğilimli öğrencile-rin isimlerine yer verilmemesi

D) Ölçek puanlarına dayanılarak öğrenciler hak-kında kesin bir yargıya varılması

E) Raporun şiddet davranışlarına neden olan bi-reysel ve ailesel özelliklerle ilgili açıklamaları içermesi

Çözüm:

Bunun üzerine rehber öğretmen zorbalık ölçeğini uygular ve ölçek sonuçlarına göre zorba öğrenci-leri saptayarak müdahale programına alır. Soru-daki örnek durumdaki bu cümle anahtar cümle-dir. Burada rehber öğretmenin bireyi tanıma uy-gulaması söz konusudur. Ancak bu uygulama, il-kelerimize uygun değildir. Rehberliğin bireyi ta-nımaya ilişkin ilkelerine göre: Hiçbir bireyi tanıma aracı ne kadar güvenilir ve geçerli olursa olsun tek başına bireyi tanımak için yeterli değildir. Bi-rey sadece bir araç ile değerlendirilemez. Birey-ler bir bütün olarak ele alınmalıdır. Bir ölçek so-nucu ile öğrenciler hakkında kesin yargılara varmak (hele ki bu yargı zorbadır yargısıdır) reh-berlik ilkelerine uygun değildir.

(Cevap D)

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

47

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

112.Lise I. sınıf öğrencilerinin sınıf rehber öğretmeni olarak görevlendirilen Merve Hanım,

I. rehberlik planını sınıfın ihtiyaçlarına göre şekillendirmek

II. veli toplantısı yaparak ailelere beklentilerini anlatmak

III. problem tarama listesi uygulamak

IV. rehber öğretmenin rol ve sorumluluklarından bahsetmek

V. oryantasyon çalışması yapmak

VI. okul rehber öğretmeniyle bağlantı kurmak

çalışmalarını hangi sırayla yaparsa rehberlik anlayışına en uygun davranmış olur?

A) I, V, III, IV, II ve VI B) III, I, V, IV, II ve VI C) IV, III, I, VI, V ve II D) V, I, VI, III, II ve IV E) VI, IV, V, III, I ve II

Çözüm:

Lise 1. sınıf öğrencilerine sınıf rehber öğretmeni olarak görevlendirilen öğretmen;

a) Rehberlik hizmetleri bir ekip işidir. Öğrenciye sunulacak hizmetlerde rehber öğretmen ve sınıf rehber öğretmeni büyük önem taşır. Or-tak bir anlayışın benimsenmesi ve ortak ça-lışmaların planlanması için öncelikli olarak sınıf rehber öğretmeni rehber öğretmenle gö-rüşmelidir.

b) Rehberlik hizmetleri organize olmuş hizmetler bütünüdür. Bu organizasyon içinde tüm per-sonelin görev ve sorumlulukları vardır. Bu so-rumlulukların tanımlanması ve tanıtılması bu hizmetlerin etkili sunumu için oldukça önem-lidir.

c) Bu öğrenciler lise 1 öğrencisi, yani okula yeni gelen öğrenciler olduğu için oryantasyon çalışmaları okulun açıldığı ilk günden itibaren planlı bir biçimde sunulmalıdır.

d) Rehberlik planlarının öğrencilerin ihtiyaç ve sorunlarına cevap verecek bir biçimde ayar-lanabilmesi için öğrencilerin sorunları tespit edilmeli ve çalışmalar tespit edilen bu sorun-lara göre planlanmalıdır

e) Bu aşamada edinilen bilgilere göre sınıf reh-berlik planları şekillendirilmeli

f) son aşamada da velilerle görüşmeler yapılıp ortak bir rehberlik anlayışı geliştirilmeye çalışılmalıdır.

(Cevap E)

113.İlköğretim 6. sınıf öğrencisi Doğan, okula bu yıl atanan stajyer öğretmen Zehra Hanım’a âşık o-lur ve ona bir e-posta göndererek duygularını an-latır.

Böylelikle Doğan’ın ilgisini öğrenen Zehra Hanım, aşağıdaki tepkilerden hangisini verir-se rehberlik anlayışına uygun davranmış o-lur?

A) Doğan’ın ailesini okula çağırıp sorunu iş birli-ği yaparak çözmek isterse

B) Doğan’la bu konuyu konuşup okul rehber öğ-retmeniyle görüşmesi için ısrar ederse

C) Zehra Hanım bu durumla ilgili öğretmen ar-kadaşlarından yardım alırsa

D) Doğan’ın yaşı gereği ilgisinin geçici olduğunu düşünüp durumu görmezden gelirse

E) Kendisinin öğretmen, onun da öğrenci oldu-ğunu kesin bir dille anlatırsa

Çözüm:

Doğan’ın yaptığı davranış içinde bulunduğu dönemin duygusal ve doğal bir sonucudur. Bu davranışın sonucunda öğretmenin vereceği o-lumsuz bir tepki olumsuz sonuçlara neden olabi-lir. İzlenmesi gereken en uygun yol durumu görmezlikten gelmedir. Her çocuğun bunun gibi geçici duygular yaşayabileceğini unutmamak ge-rekir.

(Cevap D)

114.“Babam borçları nedeniyle bunalıma girdi, dün de evi terk etti. Babamın başına bir şey gelirse biz ne yapacağız?” diyerek ağlayan bir öğren-cisine, sınıf rehber öğretmeni aşağıdakiler-den hangisini söylerse empati kurmuş olur?

A) Her şey yakında düzelir bak görürsün, umut-larını kaybetme.

B) Üzüntünü anlıyorum, keşke elimden bir şey gelse.

C) Bu zor gününüzde baban sizi terk etmeme-liydi. Ancak yakında eve döneceğine inanıyo-rum.

D) Baban yanınızda olmasa da sizleri çok sev-diğinden eminim. Keşke evi terk etmek zo-runda kalmasaydı.

E) Baban için endişeleniyor, ne yapacağını bilemiyorsun. Kendini çaresiz hissediyorsun.

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

48

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

Çözüm:

Empatinin temelinde karşıdaki bireyin duygu ve düşüncelerini tam olarak anlayabilmek vardır. Empati, sempati ile karıştırılmamalı. Karşıdakinin duygularını anlamak, asla onunla üzülmek, o-nunla aynı duyguları paylaşmak demek değildir. Bu doğrultuda empati ile duygudaşlığı birbirinden ayırmalıyız. B seçeneğindeki ifade bu açıdan empati değil; sempatidir. Aynı zamanda empati kişinin kendi yorumlarını, duruma ilişkin çıkarım-larını veya düşüncelerini içermez. A, C ve D se-çeneklerinde duruma ilişkin yorum ya da neler olabileceğine ilişkin tahminler vardır. Bu ifadeler empatiden çok olabilecekleri tahminleri ya da ki-şinin kendi duygu ve düşüncelerini içerir. E se-çeneği ise sadece karşıdakinin anlaşıldığını gös-terir. Bu seçenekte karşıdaki bireyle duyguları paylaşmak ya da onun durumunu yorumlama gi-bi bir durum söz konusu değildir.

(Cevap E)

115.“Ailem beni zorlukla okutuyor. Ben ise mezun olduktan sonra iş bulamayacağımdan ve ailemin beklentilerini karşılayamayacağımdan korkuyo-rum. Bu yüzden de kendimi derslere veremiyorum.”

Bu sözleri söyleyen bir öğrenciye öğretmeni-nin verebileceği aşağıdaki tepkilerden hangi-si, kaygıya yol açan düşüncenin kaynağını araştırmaya yöneliktir?

A) Bölüm değiştirmeyi hiç düşünmedin mi? B) Mezun olunca nasıl bir işte çalışmayı düşü-

nüyorsun? C) İş bulamayacağın düşüncesine nasıl vardın? D) Derslerine çalışmadan nasıl mezun olacağını

düşünüyorsun? E) Sence derslerine çalışmadığını öğrenince ai-

len ne düşünür?

Çözüm:

Bu soruda öğrencinin sözleri onun geleceğe ve eğitim yaşamına ilişkin kaygı yaşadığını gösterir. Mezun olduktan sonra iş bulamayacağını dü-şünmektedir. Bu düşünce de kaygı durumu oluş-turmaktadır. Bunun kaynağını anlamaya yönelik seçeneklerdeki soruları incelediğimizde. A seçe-neğinde bireyin durumu için doğrudan verilen bir hüküm söz konusudur. Yani öğretmen bu soru ile şunları der: Sen şuanki bölümünden mezun olursan iş bulamazsın, kaygının kaynağı budur ve bölümü değiştirelim. B seçeneğindeki soru ise yüzeysel ve mevcut kaygının nedenlerini anla-maktan uzaktır. D ve E seçeneklerindeki sorular ise kaygının nedenlerini anlamaktan çok kaygı durumunun yaratacağı sorunlar üzerinedir. Yani öğretmen bu sorularla şu mesajları verir: çalış-mazsan mezun olamazsın, ailenin yüzüne ba-kamazsın. Bu mesajlarda kaygı durumunu daha çok arttırır. C seçeneği ise daha çok bireyi aç-maya ve olumsuz duyguların altında yatan dü-şünceleri anlamaya yöneliktir.

(Cevap C)

116.Psikolojik testlerin kullanılmasına ilişkin aşağıdaki yargılardan hangisi doğrudur?

A) Ders, alan ve meslek seçiminde yetenek test-lerine; ders dışı etkinliklerde ise ilgi envanter-lerine göre yöneltme yapılmalıdır.

B) Testleri sınıf rehber öğretmenleri uygulamalı; okul rehber öğretmenleri yorumlamalıdır.

C) Çocuklukta kişilik çok sık değiştiğinden, psi-kolojik testler lise ve sonrasında uygulanma-lıdır.

D) Yetenek testleri ve ilgi envanterlerini sınıf rehber öğretmenleri; kişilik testlerini ise okul rehber öğretmenleri kullanmalıdır.

E) Gelecekteki başarı yordanırken yetenek testleri; öğrenme eksikliklerinin saptanmasında ise başarı testleri kullanılmalıdır.

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

49

FİLO

ZOF

YAYI

NC

ILIK

Çözüm:

Kişinin kendini daha iyi tanımasına yardımcı olmak amacıyla uygulanan testler bugün, psiko-lojik danışmada olduğu gibi, meslek rehberliğin-de de kullanılmaktadır. Öğrencilerin dal, ders, okul seçiminde; yetenekleri oranında başarı gös-terip gösteremediklerinin ve bunların nedenleri-nin saptanması gerektiğinde, ilgili testlerden ya-rarlanılmaktadır. (R. BAKIRCIOĞLU, Rehberlik ve Psikolojik Danışma, S: 170) Bireyi tanıma sü-reci içerisinde biz testleri Yetenek, Başarı, Kişilik, İlgi ve Tutum testleri şeklinde sınıflayabiliriz. Ye-tenek testleri maksimum yeterliği ölçen testlerdir. Yetenek testleri ile öğrencinin öğrenmeye yani genel ve özel potansiyelleri ortaya çıkarılmaya çalışılır. Yetenek testleri sonuçları özellikle öğ-rencilerin alan, ders, bölüm, okul, mesleki yö-neltme ve özel eğitim kararları verme amaçlı kul-lanılır. Bu açıdan yetenek testleri öğrencinin ne oranda başarılı olabileceğinin tahminini içerir, başarı testleri ise öğrencinin başarısızlık neden-lerinin araştırılması, yetenek ile başarının karşı-laştırılması ve öğrenme güçlüklerinin tespit edil-mesi amacıyla kullanılır.

(Cevap E)

117.Okul rehber öğretmeni Fulya Hanım öğrencileri-ne yetenek testi uygular ve yetenek puanlarını öğrencilerin genel başarı ortalamalarıyla karşı-laştırır. Çalışmanın sonunda, öğrencilerden bir kısmının yeteneklerine göre beklenenden daha yüksek başarı gösterdiklerini fark eder.

Yeteneğinin üstünde başarı gösteren öğren-cilerle ilgili olarak Fulya Hanım, aşağıdakiler-den hangisini yaparsa rehberlik anlayışına uygun davranmış olur?

A) Bu öğrencileri üstün çabalarından dolayı sınıf içinde ödüllendirip başarılarının devamını beklediğini belirtirse

B) Bu öğrencilerin aileleriyle görüşerek başarıla-rını daha da artıracak yollar üzerinde düşü-nürse

C) Baskı veya zorlanma altında bu başarıya u-laşmış olabileceklerini düşünerek bu öğrenci-lerle görüşürse

D) Bu öğrencileri yeteneğinin altında başarı gös-terenlere ders çalıştırmak için görevlendirirse (akran eğitimi)

E) Bu öğrencileri model almaları için yeteneğinin altında başarı gösteren öğrencileri teşvik ederse

Çözüm:

Yetenek ve başarı karşılaştırması rehberlik hiz-metleri için oldukça önemlidir. Biz her zaman mutlu ve ruh sağlığı yerinde olan bireylerden ye-teneği ile orantılı bir başarı düzeyi bekleriz. Ye-teneğinin altında ya da yeteneğinin çok üstünde bir başarı durumu olumsuz bir duruma işaret e-der. Yetenek düzeyinin altındaki başarı berabe-rinde uyumsuzlukları getirir. Kişi, potansiyellerini tam olarak kullanamadığı için tam verimlilikten söz edilemez. Yeteneğin çok üzerindeki başarı durumunda ise bireyin bu başarı durumunu ya-kalamak için aşırı derecede zorlandığını düşün-meliyiz. Bu durum, psikolojik yardıma ihtiyaç du-yulabileceğinin bir göstergesidir. Yeteneğin üze-rindeki başarı, baskı ve zorlama ile gerçekleşebi-lir. Ailenin çocuktan beklentilerinin gerçekçi ol-maması, çocuğun benlik algısındaki bozukluklar yeteneğin üzerinde bir başarı ile sonuçlanabilir.

(Cevap C)

118.Özel bir okul yöneticisi Ahmet Bey, iş başvuru-sunda bulunan birkaç aday öğretmenle görüş-müş ve görüşme sırasındaki izlenimlerini önce-den hazırladığı bir derecelendirme ölçeğine kay-detmiştir. Bununla birlikte, ölçekte yer alan bazı özellikleri adaylarda tam olarak görememiş, bu özellikleri adayların diğer özelliklerinden yordamak zorunda kalmıştır. Ahmet Bey, görüş-me sonunda bir adayı işe almasına karşın, seçti-ği öğretmenin aradığı niteliklere tam olarak sahip olduğundan emin olamamıştır.

Buna göre, Ahmet Bey’in uygun adayı seç-mekte zorlanması, dereceleme ölçeklerinin kullanılmasında karşılaşılan hata türlerinden hangisiyle açıklanabilir?

A) Genelleme B) Mantık C) Sosyal kabul D) Gözlem yetersizliği E) Kişisel yanlılık

2009 KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ SORULARI

50

???

YAYI

NC

ILIK

LOZO

F YA

YIN

CIL

IK

Çözüm:

Örnek durumdaki Ahmet Bey, adayları tanıma amacıyla gözlem tekniğinden yararlanmaktadır. Bu teknik sonuçlarını sistemli bir biçimde kay-detmek ve gözlenecek özellikleri belirleyip daha sistemli bir gözlem yapabilmek için süreç içeri-sinde gözleyeceği davranışları çıkarıp bir dere-celeme ölçeği hazırlamıştır. Ancak bu ölçekteki bazı özellikler adaylarda tam olarak görülmemiş yani gözlem yetersiz kalmıştır. Adayların bu ö-zelliğe sahip olup olmadıklarını diğer gözleyebil-diği özelliklerden yola çıkarak gerçekleştirmiştir. Bu dereceleme ölçeğinde Ahmet Bey’in karşılaş-tığı hata, gözlemin yetersiz olmasından dolayı tüm özellikleri tespit edilememesidir.

(Cevap D)

119.Öğrencilerin sokak çocuklarına ilişkin duy-gu, düşünce ve davranış eğilimlerini araştı-ran bir sınıf rehber öğretmeni, aşağıdaki bi-reyi tanıma tekniklerinden hangisini kullan-malıdır?

A) Tutum ölçeği B) Görüşme C) Gözlem D) İlgi envanteri E) Anket

Çözüm:

Tutum, kişinin belirli bir şeye yönelik olan düşün-sel ve davranışsal eğilimidir. Dolayısıyla tutum ölçekleri bireyin duygusal, düşünsel ve davranış-sal eğilimlerini ölçmek amacıyla hazırlanmış a-raçlardır. .(Ed. G.CAN, Psikolojik Danışma ve Rehberlik, S:148) Tutum ölçekleri genellikle de-receleme ölçeği biçiminde hazırlanır. Ayrıca bu ölçekler sonucunda bireye yardım uzmanlık gerektirdiğinden bu ölçeklerin uzmanlar tarafından uygulanması, değerlendirilmesi ve yorumlanması gerekmektedir.

(Cevap A)

120.Bir araştırmada, ilköğretim 7. sınıf öğrencilerinin sayısal ve sözel yeteneklerini ölçen testlerden aldıkları puanlar arasındaki korelasyon kat sayısı 0,58, lise II. sınıf öğrencilerinde ise 0,32 civarın-da hesaplanmıştır.

Yetenek gelişimi dikkate alındığında, gözle-nen bu farklılığın sebebi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yaş arttıkça sözel yeteneğe oranla sayısal yetenek daha hızlı artmaktadır.

B) Sayısal ve sözel yetenek arasında, yaşa bağ-lı olarak ters yönde bir ilişki bulunmaktadır.

C) Yaş arttıkça yetenekler bağımsızlaşmaktadır. D) Eğitim düzeyi arttıkça öğrencilerin yetenekleri

arasındaki farklar azalmaktadır. E) Yaş arttıkça ilgilerin değişmesi yeteneklerin

farklılaşmasına yol açmaktadır.

Çözüm:

Araştırma sonucuna göre 7. sınıf öğrencilerinin sözel ve sayısal yetenekleri arasındaki ilişki lise 2. sınıf öğrencilerine göre daha yüksektir. Yani küçük yaşlarda sözel ve sayısal yetenekler daha bütünsel bir yapıdadır. Küçük yaşlarda çocuklar-da sözel ve sayısal yetenekler birbirlerinden çok fazla farklılaşmamaktadır. Ancak yaş ilerledikçe sözel ve sayısal yetenekler arasındaki ilişki mik-tarı azalmış; yani sözel ve sayısal yetenekler farklılaşmaya başlamıştır. Buna göre C seçene-ğindeki ifade yani yaşın artması ile birlikte yete-neklerin bağımsızlaştığı ve farklılaştığı ifadesi doğru bir ifadedir.

(Cevap C)