2. proje ve yapım yönetimi kongresi bildiriler kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2....

179
2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabı İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 13-16 Eylül 2012 İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü | Mimarlık Bölümü

Upload: doannga

Post on 17-Feb-2018

259 views

Category:

Documents


9 download

TRANSCRIPT

Page 1: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi

Bildiriler Kitabı

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü

13-16 Eylül 2012

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü | Mimarlık Bölümü

Page 2: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

ii

PYYK 2012 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi 13 - 16 Eylül 2012 | İZMİR İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü

www.pyyk2012.iyte.edu.tr

Editörler

H. Murat Günaydın Sibel Macit Dilek Ulutaş Duman Evren Ülkeryıldız

Page 3: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

iii

ÖNSÖZ

2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi proje ve yapım yönetimi alanında

çalışan araştırmacıları ve uygulamacıları bir araya getirerek, araştırma bulgularını ve

sektörel deneyimlerini paylaşmak, Türkiye’de bu alanda yapılan çalışmaların gelişim

akslarını ve potansiyellerini belirlemektir. Kongrede sunulan bildiri sayısı 129’a

ulaşmıştır, bu gelişme proje ve yapım yönetimi alanında artan uzmanlık bilgisi

gereksiniminin önemli göstergelerindendir. Kongre bildiriler kitabı akademide ve

sektörde proje ve yapım yönetimi alanında çeşitli kurum ve kuruluşlarda yapılan

araştırma ve uygulama çalışmalarının zengin portföyünü belgelemektedir.

ODTÜ’nün ev sahipliğinde 2010’da düzenlenen 1. Proje ve Yapım Yönetimi

Kongresinde ortaya konan vizyon çerçevesinde inşaat sektörünün öncelikli araştırma

ihtiyaçları doğrultusunda sektörden katılımcıların hazırladığı bildiriler kongreye

önemli katkı sağlamaktadır. Bu sayede kongre üniversite-sanayi işbirliği için verimli

ve etkin bir iletişim zemini oluşturmaktadır. Yurt dışında akademik çalışmalar

yürüten değerli araştırmacı ve uygulamacıların önemli ilgisi ve katılımı ile kongrenin

zenginliği artmıştır.

Kongre süresince 218 yazarlı 129 bildiri 30 paralel oturumda sunulacaktır. Bildirilerin

özetlerinin ve tam metinlerinin değerlendirilmesi süresince 65 hakem görev

yapmıştır. Elinizdeki bildiriler kitabında bildiri özetlerini basılı olarak, bildiri tam

metinlerini de elektronik ortamda düzenlenmiş olarak bulacaksınız. Davetli

konuşmacılarımızın bildirilerinin tam metinleri bildiriler kitabında basılı olarak yer

almaktadır.

Kongreye katkılarından dolayı Prof. Dr. David Arditi, Prof. Dr. Gönül Balkır ve Kongre

Düzenleme, Bilim ve Ödül Değerlendirme Kurullarında görev alan tüm kişilere

teşekkürlerimizi sunarız.

Editörlük ve hakem değerlendirme görevini yapan ekibi koordine eden Prof. Dr.

Serdar Kale'ye (İYTE), yoğun bir tempo ile gece gündüz özverili bir şekilde çalışarak

bildirileri basıma hazır hale getiren, görsel malzemeleri hazırlayan ve kongre boyunca

Page 4: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

iv

gerçekleştirilen organizasyonlarda görev alan İYTE ekibine, kongrenin web sayfasının

tasarım ve yönetimini üstlenen Doç. Dr. Emre İlal’e (İYTE), kongre eş başkanı olarak

önemli destek, moral ve motivasyon kaynağımız Prof. Dr. Talat Birgönül’e (ODTÜ)

katkı ve desteklerinden dolayı teşekkür ederiz.

Kongre altyapısını ve mekanlarını sağlayan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü

Rektörlüğüyle beraber maddi destek sağlayan 27 adet firma ve kuruluşa da teşekkür

ederiz.

Tüm katılımcılara, 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’ne katılarak, proje ve yapım

yönetimi alanına yaptıkları önemli katkılardan dolayı teşekkürlerimizi sunarız.

Bundan sonraki kongrelerimizin de artan bir heyecan ve enerji ile gerçekleşeceğine

inanıyoruz. Gelecekteki kongrelerin proje ve yapım yönetimi alanında genişleyen bir

katılımcı sayısı ve derinleşen araştırma projeleriyle, sektör uygulamalarının

paylaşıldığı bir zemin olmasını diliyoruz. Proje yönetimi bilgi alanının pek çok

sektörde değerlendirilen jenerik yapısını göz önüne alarak, bundan sonraki

kongrelerimizde oturumların diğer sektörlerdeki tecrübelerin de paylaşılacağı geniş

bir yelpazeyi içermesini umut ediyoruz.

Editörler

H. Murat Günaydın Sibel Macit Dilek Ulutaş Duman Evren Ülkeryıldız

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Urla, 13-16 Eylül 2012

Page 5: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

v

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ................................................................................................................................ III

ÇAĞRILI KONUŞMACILAR ANLAŞMALI TEKLİFLERİN TESPİTİ VE ÖNLENMESİ

Prof. Dr. David Arditi .............................................................................................................................. 1

MİMARLARIN FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI Prof. Dr. Zehra Gönül Balkır .............................................................................................................. 21

PROJE YÖNETİMİ YÜKLENİCİ FİRMALARIN PROJE TESLİM SİSTEMLERİNDEN KAYNAKLANAN SÖZLEŞME RİSKLERİNİ YÖNETMEYE YÖNELİK BİR MODEL

Alaattin Kanoğlu, Sinem Gülen ....................................................................................................... 39

KAZAKİSTAN’DA PROJE YÖNETİMİ VE VERİMLİLİK İNCELEMESİ Murat Kuruoğlu, Dostcan Sevim, Yerbol Moldabekov ............................................................... 40

KURUMSAL PROJE YÖNETİM SİSTEMİ ÖNERİSİ Sinem Çelik, Sema Ergönül ............................................................................................................... 41

TASARIM VE YAPIM PROJESİ AKTÖRLERİNİN SOSYAL AĞ ANALİZİ: İSGUH YÖNLENDİRME PROJESİ ÖRNEĞİ

Sevgi Zeynep Doğan, Suat Günhan, Bengi Erbaşaranoğlu ....................................................... 42

YAPILARDA VE YAPIM YÖNETİMİNDE NANOTEKNOLOJİ UYGULAMALARI Jülide Demirdöven, David Arditi ...................................................................................................... 43

PROJE YÖNETİM SÜREÇLERİNDE ÖRGÜTLENME Sevinç Kurt, İbrahim Bay, Riadh Aljibouri, Mustapha Quashu ................................................. 44

KAMU-ÖZEL SEKTÖR ORTAKLIKLARI - ALMANYA'DAKİ OTOYOL PROJELERİNDE UYGULANAN MODELLER, BEKLENTİLER, GENEL SORUNLAR

Meltem Sözüer ..................................................................................................................................... 45

YAP-İŞLET-DEVRET (YİD) MODELİ ÇÖZÜM MÜ SORUN MU? KAMU ÖZEL SEKTÖR ORTAKLIKLARININ KARŞILAŞTIRMALI BİR İNCELEMESİ

Rıfat Akbıyıklı, Yaşar Yurdakul, Çağlar Dalmaz ........................................................................... 46

KOCA SİNAN VE PROJE YÖNETİMİ Rıfat Akbıyıklı, Ahmet Aygün ............................................................................................................ 47

MULTİ DİSİPLİNER PROJELERDE YÖNETİM YAKLAŞIMI VE YENİKAPI TRANSFER NOKTASI ‐ ARKEOPARK ALANI PROJESİNE BİR BAKIŞ

Ayhan Ufuk Kınık ................................................................................................................................. 48

TASARIM VE YAPIM PROJESİ AKTÖRLERİNİN KOORDİNASYON EYLEM VE SÜREÇLERİ: İSGUH YÖNLENDİRME PROJESİ ÖRNEĞİ

Sevgi Zeynep Doğan, Suat Günhan, Bengi Erbaşaranoğlu ....................................................... 49

YAPIM SEKTÖRÜNDE PROJE YÖNETİM FİRMALARININ İŞ ALMA SÜREÇLERİNDE YAŞADIKLARI GÜÇLÜKLER

Necdet Erim İnanç, Hakan Yaman .................................................................................................. 50

Page 6: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

vi

HUKUKSAL KONULAR İNŞAAT SEKTÖRÜNDE ADR KULLANIMI VE SEÇİM KRİTERLERİNİN KAMU VE ÖZEL SEKTÖR AÇISINDAN İNCELENMESİ

Elçin Taş, Yaprak Arıcı ........................................................................................................................ 51

KOCAELİ İLİNDEKİ 4734 SAYILI KAMU İHALE KANUNU’NUN YAPIM İŞLERİ İHALELERİ UYGULAMALARINDA KARŞILAŞILAN İHALE UYUŞMAZLIK BAŞVURULARI

Süleyman Can, Murat Anbarcı, Ekrem Manisalı .......................................................................... 52

KAMU İNŞAATLARINDA ORTAYA ÇIKAN UYUŞMAZLIK NEDENLERİNİN ÖRNEK KARARLAR IŞIĞINDA İNCELENMESİ

Çağdaş Çamcı, Serkan Kıvrak, Gökhan Arslan ............................................................................. 53

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE KULLANILAN KİK VE JCT STANDART SÖZLEŞME DOKÜMANLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Pınar Irlayıcı Çakmak, Elçin Taş ....................................................................................................... 54

YÖNETMELİKLERDE İKLİM DUYARLI TASARIM Selin Zağpus ......................................................................................................................................... 55

KAMU İHALELİ SULAMA PROJELERİNDE RİSK YÖNETİMİ UYGULAMASININ GEREKLİLİĞİ VE UYGULAMAYA YÖNELİK ÖNERİLER

Önder Ökmen, Ahmet Öztaş ............................................................................................................ 56

PROJE BAŞARISINDA KÂRLILIĞI ARTTIRMA YÖNTEMİ OLARAK SÖZLEŞME YÖNETİMİ STRATEJİLERİ Irmak Cengiz, Zeynep Işık .................................................................................................................. 57

TÜRK İNŞAAT SEKTÖRÜ'NDE GÖZLEMLENEN REKABETE AYKIRI DAVRANIŞLAR Gülşen Şenol, Sevgi Zeynep Doğan................................................................................................. 58

STANDART SÖZLEŞME UYGULAMASININ ALTIN DEVRİNİN DEVAMI: TÜRK KAMU İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YAPIM İŞLERİ GENEL ŞARTNAMESİNİN HUKUKSAL ÇERÇEVEDE İNCELENMESİ

İlke Şahin ............................................................................................................................................... 59

KİK VE FIDIC STANDART TİP SÖZLEŞME FORMLARININ GECİKME VE TAZMİNAT AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Sinem Öztürk, Gamze Özkaptan Alptekin ..................................................................................... 60

TÜRK İNŞAAT SEKTÖRÜNDE FIDIC SÖZLEŞMELERİNİN KULLANIMINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER Deniz İlter, Pelin Alpkökin .................................................................................................................. 61

HAKEDİŞ ÖDEMELERİNDEN YAPILACAK KESİNTİLERDEKİ ÖNCELİK SIRALAMASI Rıfat Akbıyıklı, Çağlar Dalmaz ......................................................................................................... 62

NİCEL YÖNTEMLER DENGE DİYAGRAMI YÖNTEMİ VE KRİTİK YOL YÖNTEMİ İLE BELİRLENEN KRİTİK AKTİVİTELERİN KARŞILAŞTIRILMASI

Atilla Damcı, David Arditi, Gül Polat ............................................................................................... 63

BİNA İÇİ YÖNLENDİRME SİSTEMLERİNDE KULLANILAN EN KISA YOL ALGORİTMALARININ AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Murat Ayhan, Semiha Ergan, Gürşans Güven, Esin Ergen, M. Altuğ Erberik, Özgür Kurç, M. Talat Birgönül ...................................................................................................................................... 64

İNŞAAT PROJELERİNDE SÜRESEL SAPMALARIN TAHMİNİ: KARAR AĞACI TEKNİĞİ Ercan Erdiş, İ.Halil Gerek, Hilmi Coşkun ......................................................................................... 65

KAYNAK KISITLI BİRDEN FAZLA PROJENİN İŞ PROGRAMININ YAPILMASI PROBLEMİNİN ÇÖZÜMÜ İÇİN BİR GENETİK ALGORİTMA

Furkan Uysal, Rıfat Sönmez .............................................................................................................. 66

Page 7: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

vii

MS PROJECT PAKET PROGRAMLARININ KAYNAK DENGELEME PROBLEMİ ÇÖZÜMÜNDEKİ PERFORMANSI

Mahdi Abbasi Iranagh, Rıfat Sönmez ............................................................................................. 67

İNŞAAT PROJELERİNDE İSTİHDAM EDİLEN TEKNİK ELEMANLARIN CPM ESASLI PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİ

Bayram Kaya, Murat Anbarcı, Ekrem Manisalı ............................................................................ 68

DOĞRUSAL PLANLAMA YÖNTEMİNİN İNŞAAT PROJELERİNDE KULLANILABİLİRLİĞİ Gökhan Aşçıoğlu, Ali Oben Sabuncuoğlu, Sema Ergönül, Selin Gündeş ............................... 69

BÜYÜK PATLAMA – BÜYÜK BÜZÜLME YÖNTEMİNİN KISITLI KAYNAKLI ÇİZELGELEME PROBLEMLERİNE UYGULANMASI

Yusuf Cengiz Toklu, Nihat Engin Toklu, Şakir Çağlar Toklu ....................................................... 70

KALİTE FONKSİYON GÖÇERİMİNİN İNŞAAT FİRMALARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ VE UYGULAMA AŞAMALARI

Aynur Kazaz, Serdar Ulubeyli, Bayram Er ...................................................................................... 71

TÜRK MÜTEAHHİTLERİN İRAN İNŞAAT SEKTÖRÜNDE KARŞILAŞABİLECEKLERİ RİSKLERİN İNCELENMESİ Amin Haghgooie, Saman Aminbakhsh ......................................................................................... 72

İNŞAAT PROJE YÖNETİMİ ERP SİSTEM SEÇİMLERİNDE, SORGULAMASI GEREKENLER VE OLMASI GEREKEN YAPI

Ahmet Avinal ....................................................................................................................................... 73

ÇOKLU AJAN SİSTEMLERİ VE PETRİ AĞLARI İLE TEKLİF DEĞERLENDİRME VE YÜKLENİCİ SEÇİMİ Faikcan Koğ, Hakan Yaman ............................................................................................................. 74

ŞİRKET YÖNETİMİ MİKRO VE KÜÇÜK-­‐ORTA ÖLÇEKLİ İNŞAAT İŞLETMELERİNDE STRATEJİK YÖNETİM UYGULAMALARI

Gül Polat, Gülen Alp, Befrin Neval Bingöl ...................................................................................... 75

KÜÇÜK VE ORTA BOY YÜKLENİCİ İNŞAAT FİRMALARININ GİRİŞİMCİLİK YÖNELİMİ Bora Aldemir, Emrah Acar ................................................................................................................. 76

FİZİBİLİTE ÇALIŞMALARININ YAPIM FİRMALARI BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ Tülay Çivici, Erkan Karaman ............................................................................................................. 77

TÜRKİYE'DE TASARIM YÖNETİMİ HİZMETLERİ ŞARTNAMESİ OLUŞTURULMASINA YÖNELİK BİR MODEL Elçin Taş, Gamze Doğan .................................................................................................................... 78

YAPIM FİRMALARINDA REKABET ÜSTÜNLÜĞÜNÜ ETKİLEYEN STRATEJİLERİN İRDELENMESİ Tuğçe Ercan, Almula Köksal.............................................................................................................. 79

İNŞAAT FİRMALARINDA ÇALIŞANLAR ÜZERİNDEKİ STRESİN DEĞERLENDİRİLMESİ Erkan Karaman .................................................................................................................................... 80

TÜRK YÜKLENİCİ İNŞAAT FİRMALARININ MİSYON İFADELERİNİN İÇERİK ANALİZİ Işılay Tekçe ............................................................................................................................................ 81

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE PAYDAŞ YÖNETİMİNE GENEL BİR BAKIŞ İbrahim Yitmen , Gözde Başak Öztürk ........................................................................................... 82

MİMARLIK BÜROLARINDA LİDERLİK DAVRANIŞLARI Esin Kasapoğlu .................................................................................................................................... 83

TÜRKİYE'DE BAŞARILI İNŞAAT PROJELERİ İÇİN BİR KURUMSAL YAPILANMA MODEL Burcu Dede, A. Murat Çıracı .............................................................................................................. 84

YAPIM SEKTÖRÜNDE MÜŞTERİ YÖNLÜLÜK Tülay Çivici ............................................................................................................................................ 85

Page 8: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

viii

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK KAVRAMININ ÖRNEK OLAY ÇALIŞMASI İLE DEĞERLENDİRİLMESİ

Dilek Ulutaş Duman, Heyecan Giritli .............................................................................................. 86

TÜRKİYE BETON PREFABRİKASYON SEKTÖRÜNDEKİ FİRMALARIN TEKNOLOJİK YENİLİK YETENEKLERİNİN FİRMA YENİLİK PERFORMANSINA ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI

Yeliz Tülübaş Gökuç, İlkay Koman .................................................................................................. 87

İŞ GÜVENLİĞİ GENEL ŞANTİYE GÜVENLİKLERİNİN TESPİTİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA: ANTALYA ÖRNEĞİ

Bayram Er, Aynur Kazaz, Serdar Ulubeyli ...................................................................................... 88

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE ANİMATİK İŞ GÜVENLİĞİ EĞİTİMİ Gökhan Arslan, Serkan Kıvrak .......................................................................................................... 89

YAPI MAKİNALARI OPERATÖR EKİBİNİN İŞ KAZALARINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELERİ Gürkan Emre Gürcanlı, Bekir Koca, Bahar Didem Erol, Emad Ghavam .................................. 90

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE ÇALIŞANLAR AÇISINDAN İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ Bayram Er, Aynur Kazaz, Serdar Ulubeyli ...................................................................................... 91

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE MEYDANA GELEN İŞ KAZALARININ A3‐YÖNTEMİYLE DEĞERLENDİRİLMESİ Bayram Er, Aynur Kazaz, Mukaddes Darwish .............................................................................. 92

İNŞAAT FİRMALARINDA İŞ GÜVENLİĞİ BAŞARIM İNCELEMESİ Erkan Karaman, Tülay Çivici ............................................................................................................. 93

İŞ GÜVENLİĞİ VE İŞÇİ SAĞLIĞI YÖNETİM SİSTEMİ KAPSAMINDA YAPILAN EĞİTİM ÇALIŞMALARI VE BU UYGULAMANIN ÇALIŞANLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Tahir Çelik, Kemal Dirgen Tözer, Osman İlter, Ozan Köseoğlu ................................................. 94

RİSK PAYLAŞIMLARININ İNŞAAT YÖNETİMİNDE İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ

Bayram Er, Aynur Kazaz, Serdar Ulubeyli ...................................................................................... 95

YAPI İŞLERİNDE SAĞLIK VE GÜVENLİK YÖNETMELİĞİNİN DAHA İYİ ANLAŞILMASI İÇİN AVRUPA BİRLİĞİ UYGULAMALARININ ARAŞTIRILMASI

Murat Gündüz, Ahmet Esat Korkut ................................................................................................. 96

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK SÜRDÜRÜLEBİLİR YAPILI ÇEVRELER OLUŞTURULMASINDA GÜNEŞ KONTROL SSİSTEMLERİNİN ROLÜ

Tuğçe Kazanasmaz, Fikret Okutucu ............................................................................................... 97

TASARIMDAN YAPIMA, SÜRDÜRÜLEBİLİR BETON YAKLAŞIMLARI Ahmet Vefa Orhon .............................................................................................................................. 98

LEED ‐ SÜRDÜRÜLEBİLİR ALANLAR İÇİN TÜRKİYE İNCELEMESİ Rüveyda Kömürlü, David Arditi, Aslı Pelin Gürgün ...................................................................... 99

İNŞAAT MALZEMELERİNİN SEÇİMİNDE “YDD (YAŞAM DÖNGÜSÜ DEĞERLENDİRMESİ)” YAPILARAK ÇEVREYE OLAN ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI

İlker Kahraman, Mehmet Çipoğlu ................................................................................................. 100

LEED BAŞVURU SÜRECİNİN TÜRKİYE’DEKİ SERTİFİKALANDIRILMIŞ PROJE YÜKLENİCİLERİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ

Bilge Gerçek, Sevgi Zeynep Doğan ................................................................................................ 101

ENERJİ ETKİN TASARIMIN GAYRİMENKUL DEĞERLEME AÇISINDAN İNCELENMESİ: YEŞİL DEĞERLEME Berk Ünsal, Türkan Göksal Özbalta .............................................................................................. 102

Page 9: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

ix

BIM VE YAPIM PROJELERİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK: ÖRNEK OLAY İNCELEMESİ Bahriye İlhan, Hakan Yaman ......................................................................................................... 103

ENDÜSTRİYEL EKOLOJİK PROJELERDE GÖRÜNMEYEN DİNAMİKLER Vehbi Caner Öcal, Davut Özdağlar ............................................................................................... 104

PASİF BİNA TASARIMINDA SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Fikret Okutucu ................................................................................................................................... 105

ILIK ASFALT ÜRETİMİNDE VE SERİMİNDE AÇIĞA ÇIKAN EMİSYONLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ İbrahim Sönmez, Seyit Ali Yıldırım, Bekir Kadri Eren, Süleyman Girit, Aydın Topcu ........... 106

SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA AÇISINDAN YAPISAL ATIKLARIN GERİ DÖNÜŞÜMÜNÜN ÖNEMİ Gözde Çakır, Şenay Boduroğlu ...................................................................................................... 107

TÜRKİYE'DE ÇİMENTO ÜRETİMİNİN KARŞILAŞTIRMALI YAŞAM DÖNGÜSÜ ANALİZİ Ayşegül Petek Gürsel, Çagla Meral ................................................................................................ 108

SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞTIRMA İLE SÜRDÜRÜLEBİLİR ENERJİ POLİTİKALARININ ANALİZİ VE YÖNETİMİNE BAKIŞ

Ayhan Ufuk Kınık ............................................................................................................................... 109

YAPIM YÖNTEMLERİ ELEKTRİKLİ OTONOM İŞ MAKİNELERİNİN KULLANILABİLİRLİĞİ

Önder Halis Bettemir ........................................................................................................................ 110

BİNALARI BAŞARISIZ KILAN PROBLEMLERE NEDEN OLAN FAKTÖRLERİN ENGELLENMESİNDE DANIŞMAN YAPIM YÖNETİMİ PROJE TESLİM SİSTEMİ’NİN ROLÜ

Tayibe Seyman, A. Murat Çıracı ..................................................................................................... 111

TÜRKİYE İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YAPI MAKİNALARI KULLANIMI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Ali Asker Tatar, Ahmet Gündüz Özışık, Bilal Özaslan, Yashar Armaghani, Ömer Aydın, Gürkan Emre Gürcanlı...................................................................................................................... 112

METOT SEÇİMİNİN İNŞAAT SÜRESİNE ETKİSİ: KADIKÖY KARTAL METRO PROJESİ Ali Oben Sabuncuoğlu, Sema Ergönül ......................................................................................... 113

BELEDİYELERDEKİ İŞ MAKİNELERİ VE VERİMLİLİK Nuri Çaykun Alpaslan, Hakan Ergan ............................................................................................ 114

KONVANSİYONEL PROJE TESLİM YÖNTEMLERİ ARACILIĞIYLA SÜRDÜRÜLEBİLİR PROJE TESLİM YÖNTEMİ GELİŞTİRİLMESİ

Suat Günhan, Sevgi Zeynep Doğan, Yannick Judie .................................................................. 115

ALÇAK ÇOK KATLI KONUT YAPILARI İÇİN TAKVİYELİ YIĞMA VE BETONARME KARKAS UYGULAMASININ YAPIM SÜRESİ AÇISINDAN KARŞILAŞTIRILMASI

Ahmet Vefa Orhon ............................................................................................................................ 116

YAPI MAKİNASI VERİMLİLİĞİNDE İNSAN FAKTÖRÜ Aykut Küçük, Ahmet İslamoğlu, Burak Özbaş, Gamze Mamaş, Selim Güler, Gürkan Emre Gürcanlı ............................................................................................................................................... 117

İSTANBUL GAYRETTEPE’DE YAPILAN DERİN KAZI İKSA İNŞAATI İŞİ KAPSAMINDA TEKLİFLENDİRME, PLANLAMA, GERÇEKLEŞTİRME VE KONTROL AŞAMALARI – VAKA ANALİZİ

Ahmet Ertürk, Hamdi Yılmaz, Gaye Seçilen ................................................................................ 118

SEKTÖR ARAŞTIRMALARI İSTANBUL’DA 1999 YILI SONRASINDA GERÇEKLEŞEN KONUT YATIRIMLARINA YATIRIMCILARIN DEPREM RİSKİ ALGISININ ETKİSİ

Ela Öney-Yazıcı, Tuba İnal-Çekiç ................................................................................................... 119

Page 10: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

x

YAPI VE MİMARLIK HİZMETLERİ SEKTÖRLERİNDEKİ İŞYERLERİNDE MOBİNG İpek Bakırcıoğlu, Emrah Acar ......................................................................................................... 120

İNŞAAT YÖNETİMİ BİLİM DALI KAPSAMINDA ÇALIŞAN İNŞAAT MÜHENDİSLERİNİN İŞ TANIMLARI Murat Anbarcı, Osman Hürol Türkakın, Ekrem Manisalı ......................................................... 121

TÜRKİYE’DE YEREL YÖNETİMLER VE BAĞLI KURULUŞLAR TARAFINDAN YAPILAN PROJELERDE STRATEJİK PLANLAMA VE YÖNETİM ANLAYIŞI

Rıfat Akbıyıklı, Hayati Yılmaz ......................................................................................................... 122

TÜRK İNŞAAT SEKTÖRÜNDE İŞ ORTAKLIKLARI ÜZERİNE BİR İNCELEME Duygu Erdi, Begüm Sertyeşilışık ..................................................................................................... 123

ALTI SİGMA YÖNTEMİNİN İNCELENMESİ VE İNŞAAT SEKTÖRÜNDEKİ UYGULAMALARIN DİĞER SEKTÖRLERLE KARŞILAŞTIRILMASI

Durmuş Akkaya, Şenay Atabay ..................................................................................................... 124

İNŞAAT PROJELERİNDE VERİMLİLİK PERFORMANSINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER Eda Selçuk, Selin Gündeş ................................................................................................................. 125

TÜRK İNŞAAT SEKTÖRÜNDE ALT YÜKLENİCİLİK ÜZERİNE BİR İNCELEME Enes Gürlü, Mahmut Lebit, Begüm Sertyeşilışık, Duygu Erdi ................................................... 126

ÖZEL SEKTÖR DENETİMİNDEKİ ALTYAPI TESİSLERİNİN AFET SONRASI ONARIMI Önder Halis Bettemir ........................................................................................................................ 127

YALIN İNŞAATIN LİMİTLERİ VE ENGELLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Selim Tuğra Demir, David J. Bryde ................................................................................................ 128

ÇİMENTO SEKTÖRÜNUN STRATEJİK AÇIDAN İNCELENMESİ Gökçe Oyal Püskülcü ........................................................................................................................ 129

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ LİSANS EĞİTİMİNDE İŞ ETİĞİ FARKINDALIĞININ GELİŞTİRİLMESİ Hilmi Coşkun, Ercan Erdiş, Gülgün Mıstıkoğlu ........................................................................... 130

PROJE VE YAPIM YÖNETİMİNDE ETİK Berna Bridge, Rasih Tuna ................................................................................................................ 131

ERCİŞ‐VAN DEPREMİ SONRASI AFET YÖNETİMİ Önder Halis Bettemir ........................................................................................................................ 132

YAPIM KESİMİNDA BAŞARIM DEĞERLENDİRME VE KIYASLAMA (DEK) SİSTEMİNİN GELİŞTİRİLMESİ Şenay Atabay, Zeynep Ocak, Işılay Akkoyun Tekçe, Durmuş Akkaya, Hande Aladağ, Haluk Çeçen, Namık Kemal Öztorun, Cengiz Toklu .............................................................................. 133

BİLGİ TEKNOLOJİLERİ YAPI BİLGİ MODELLEMESİ KULLANIMININ ÜLKELER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Hasret Altınöz, Esin Ergen ............................................................................................................... 134

YAPI DEĞİŞİKLİKLERİNİN YÖNETİMİ VE YAPI BİLGİ MODELLERİNİN BİR PARÇASI OLARAK KAYDA GEÇİRİLMESİ

Aslı Akçamete, Burcu Akıncı, James H. Garrett, Jr. ..................................................................... 135

İNŞAAT PROJELERİ İÇİN BİLGİ-­‐TABANLI RİSK HARİTALAMA ARACININ GELİŞTİRİLMESİ Açelya Ecem Yıldız, İrem Dikmen, M.Talat Birgönül, Kerem Ercoşkun, Selçuk Alten ......... 136

YBM VE GÖRÜNTÜ TANIMA İLE ÇELİK İNŞAAT PROJELERİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ Rula Sharqi, Ozan Koseoglu, Ammar Kaka ................................................................................. 137

YAPI YÖNETMELİKLERİNİN BİLGİSAYARDA MODELLENMESİNE YÖNELİK ANALİZ ÇALIŞMASI Sibel Macit, Mustafa Emre İlal, Hüsnü Murat Günaydın, Georg Suter .................................. 138

Page 11: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

xi

İNŞAAT STOK YÖNETİMİNDE BARKOD KONTROLLÜ MALZEME TAKİP SİSTEMİ İÇİN SUNUCU TABANLI UYGULAMALAR

Osman Murat Kaya, Osman Aytekin, Hakan Kuşan ................................................................. 139

YALIN VERİMLİLİK İÇİN NESNE TABANLI YAPI BİLGİ MODELLEMESİ UYGULAMALARINDA OPERASYONEL BİLGİ

Yusuf Arayıcı, Paul Coates ............................................................................................................... 140

YAPISAL ÇELİK ELEMANLARIN ÖN MONTAJ AŞAMASINDA RADYO FREKANSLI TANIMLAMA SİSTEMİ İLE TAKİBİ

Emre Caner Akçay ............................................................................................................................. 141

YBM VASITASIYLA İNŞAAT TEDARİK ZİNCİRLERİNDE BİLGİ YÖNETİMİ Selda Konukçu, Ozan Köseoğlu, Aliye Dalcı ................................................................................ 142

FİNANSAL KONULAR / MALİYET AVRUPA ÜLKELERİ ARASINDAKİ İNŞAAT MALİYETLERİNİN KIYASLANMASINA YÖNELİK BİR KÜMELEME ANALİZİ

Cenk Budayan, M. Talat Birgönül, İrem Dikmen ........................................................................ 143

İSTANBUL KONUT PROJELERİ İÇİN TASARIM ÖNCESINDE PROJE MALİYETİNİN TAHMİNİ Onur Dursun, Christian Stoy ........................................................................................................... 144

YAYGIN OLARAK KULLANILAN ZEMİN ISLAHI YÖNTEMLERİ VE MALİYET ANALİZLERİ Ahmet Ertürk, G. Emre Gürcanlı ..................................................................................................... 145

CEPHE KAPLAMA ELEMANLARI TEKLİF FİYATI TAHMİNİNDE YAPAY SİNİR AĞLARI (YSA) KULLANIMI Yavuz Bahadır, Feyzi Hanedaroğlu ............................................................................................... 146

ULUSLARARASI İNŞAAT PROJELERİNDE KATKI PAYI MİKTARININ DİRENÇLİ DOĞRU VE REGRESYON ANALİZİ İLE BELİRLENMESİ

Gül Polat, Befrin Neval Bingöl, Kadir Genç .................................................................................. 147

ZEMİN ISLAHI İŞLERİNDE KULLANILAN MAKİNELERDE MASRAFLAR VE MALİYET HESAPLARI Ahmet Ertürk, G. Emre Gürcanlı ..................................................................................................... 148

PROJE YÖNETİMİNDE KARMAŞIKLIK YAKLAŞIMI, YENİDEN BAKIŞ Şafak Ebesek, Hakan Yaman .......................................................................................................... 149

KONUT SEKTÖRÜNDE SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME Nuri Çaykun Alpaslan, Hakan Ergan ............................................................................................ 150

EĞİTİM YAPIM YÖNETİMİ ÖĞRETİM KURULUŞLARININ AKREDİTASYONU VE AKREDİTASYON KOŞULLARI

A. Murat Çıracı, Sevda Çalışkan, Selver Ercan, Birgül Kopuz ................................................... 151

İNŞAAT PROJE YÖNETİM PROGRAMLARI ÜZERİNE BİR İNCELEME Begüm Sertyeşilışık, Attila Dikbaş, Heyecan Giritli, Değer Çil, Didem Aydın........................ 152

MİMARLIK EĞİTİMİNDE PROJE VE YAPIM YÖNETİMİ Gülden Gümüşburun Ayalp, Mehmet Emin Öcal ...................................................................... 153

YAPIM YÖNETİCİLİĞİ MESLEKİ YETKİNLİK BELGESİ VEREN KURULUŞLAR VE BELGE ALMA KOŞULLARI A. Murat Çıracı, Sevda Çalışkan, Selver Ercan, Birgül Kopuz ................................................... 154

DANIŞMAN YAPIM YÖNETİCİSİ’NİN TEMEL GÖREVLERİNİN GEREKTİRDİĞİ BİLGİ VE BECERİLERİN ÖĞRETİME YANSITILMASI

Tayibe Seyman, A.Murat Çıracı ...................................................................................................... 155

Page 12: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

xii

PROJE VE YAPIM YÖNETİMİ EĞİTİMİNDE YAPILANDIRMACI YAKLAŞIMIN UYGULANABİLİRLİĞİ Önder Ökmen, Ahmet Öztaş, Çiğdem Sayın Ökmen ................................................................ 156

YAPIMCI YAPIM YÖNETİCİSİ’NİN TEMEL GÖREVLERİ VE BU GÖREVLER İÇİN GEREKLİ BİLGİ VE BECERİLERİN YAPIM YÖNETİMİ ÖĞRETİMİNE YANSITILMASI İÇİN ÖNERİLER

İkbal Erbaş, A. Murat Çıracı ............................................................................................................. 157

MALİYET TAHMİNİ VE ŞANTİYE YÖNETİMİ DERSİ İÇİN KONSTRÜKTİVİST EĞİTİM YAKLAŞIMI İLE ÖĞRENME MODÜLÜ OLUŞTURULMASI

Sevinç Kurt, İbrahim Bay .................................................................................................................. 158

YENİLEŞİM İNŞAAT PROJELERİNDE AÇIK İNOVASYON

Beliz Özorhon ..................................................................................................................................... 159

YAPI SEKTÖRÜNDE TEKNOLOJİK YENİ YAPI ÜRÜNLERİNİN BENİMSENMESİNDE İKNA OLMA SÜRECİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Pelin Karaçar Ercoşkun, Erkan Avlar ............................................................................................. 160

YÜKLENİCİ FİRMALARIN YENİLEŞİM YAPMASININ ÖNÜNDEKİ ENGELLER A. Tolga İlter, Attila Dikbaş .............................................................................................................. 161

BİLGİ TEKNOLOJİSİ YENİLEŞİMİNİN MİMARLIK ÖĞRENCİLERİ TARAFINDAN KABULÜ: BİR DESTEK VEKTÖR MAKİNELERİ MODELİ

Evren Ülkeryıldız, Serdar Kale ......................................................................................................... 162

ULUSLARARASI İNŞAAT YURT DIŞINDA FAALİYET GÖSTEREN TÜRK YÜKLENİCİ FİRMALARININ BAŞARI FAKTÖRLERİNİN İNCELENMESİ

Gülsüm Sevde Baltaşı, Esin Ergen .................................................................................................. 163

SUUDİ ARABİSTAN’DA YAPILAN BİR İNŞAAT PROJESİNDE TÜRK PERSONELİN HIZLI DEVRİNİN İNCELENMESİ

Ferit Öncel Mocan ............................................................................................................................. 164

ULUSLARARASI İNŞAAT MÜTEAHHİTLİĞİ SEKTÖRÜNDE TÜRKİYE: AÇIKLANMIŞ KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK

Çağatay Küyük, Osman Coşkunoğlu ............................................................................................ 165

LİBYA’DA ARAP BAHARI SÜRECİNDE TÜRK İNŞAAT ŞİRKETLERİNİN STRATEJİK KONUMLANMALARI Cihan Taşdemir, Hande Aladağ, Zeynep Işık .............................................................................. 166

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİNDE, GEÇMİŞTEN EDİNİLEN DERSLERİN IŞIĞINDA GELECEĞE YÖNELİK ÖNERİLER

Aydın Sakın, M.Talat Bir gönül, İrem Dikmen Toker .................................................................. 167

Page 13: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Çağrılı Konuşmacı: Prof. Dr. David Arditi

Anlaşmalı Tekliflerin Tespiti Ve Önlenmesi

D. Arditi Illinois Teknoloji Enstitüsü, İnşaat, Bina ve Çevre Mühendisliği Bölümü, Yapım

Mühendisliği ve Yönetimi Programı, Chicago, IL, USA [email protected]

Özet Araştırmacılar anlaşmalı teklifleri tespit edebilen yöntemler geliştirmek için çalışmaktadırlar. Ancak yasal delillerle dayanmayan hiçbir mevcut yöntem, hileli anlaşmanın kesin bir şekilde saptanmasını sağlayamamaktadır. Bu bildiride anlaşmalı teklif davranışını güvenilir doğrulukta tespit eden bir yöntem önerilmiştir. Genel olarak çoklu regresyon modeline dayanan iki adımlı bir yaklaşımla yürütülen bu yöntemle, inşaat sahibi tarafından tedarik edilen geçmiş teklif verileri analiz edilir. İlk adım, bakiye testi ve maliyet modeli stabilite testi kullanılarak olası kartele dahil isteklilerin belirlenmesini içerir. İkinci adım, teklif dağılımlarının, teklif dağılımlarındaki yoğunluğun, ve maliyet modellerindeki farklılıkların incelenmesi ile olası kartele dahil yükleniciler ile kartele dahil olmayan yüklenicilerin davranışlarını karşılaştırmayı içerir. Çalışmada bir Amerikan kamu kuruluşundan elde edilen veriler kullanılmıştır. Çalışmanın ikinci adımı gerçekleştirildiğinde, birinci adımda belirlenen şüpheli kartele dahil yüklenicilerin hileli anlaşmaları onaylayan yönde tutumlar sergiledikleri bulunmuştur. Ayrıca, ilintisiz bir başka araştırma sonucunda bu çalışmada belirlenen altı olası kartel yüklenicisinden ikisinin kamu kuruluşu tarafından teklif yolsuzluğu nedeni ile denetlendiği ve başka bir olası kartel yüklenicisinin de mahkemece suçlu bulunarak kamu kuruluşları ile birlikte iş yapmaktan menedildiği görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Hileli Anlaşma, İhaleye Fesat Karıştırma, Teklif Yolsuzluğu, Teklif Stratejileri, Çoklu Regresyon Modelleri.

Giriş Hileli anlaşma rekabete dayalı ihalelerde ortaya çıkan, kesinlikle etik ve yasal olmayan bir uygulamadır. Böyle bir durumda bir kartel isteklisinin diğer kartel isteklileri tarafından belirli bir ihaleyi kazanarak o ihaleden mümkün olduğunca kar etmesine izin verilir (Hendricks ve Porter, 1989). Kartele dahil istekliler arasında gerçekleşen anlaşma rekabetsiz teklif ortamına yol açar (Zarkada-Fraser ve Skitmore, 1998). Anlaşmalı teklif tutumu aynı zamanda standart piyasa bedellerini arttırarak kartel dışı isteklilerin haksız rekabet sonucunda ekonomik zarara uğramasına neden olur (Zarkada-Fraser ve Skitmore 1998, Lo ve diğerleri, 1999). Amerikan Adalet Bakanlığına göre hileli anlaşmanın olası göstergeleri arasında aynı isteklinin birçok ihaleyi alması, aynı istekli grubunun teklifler vermesi, bir gruptaki isteklilerin sırayla en düşük teklifi

1

Page 14: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

vermesi, iş sahibinin keşif bedelinden çok daha yüksek teklifler, normal ihale şartlarına göre az sayıda isteklinin teklif vermesi, bazı ihalelerde dikkat çekici düzeyde yüksek teklif veren istekliler ve yeni bir isteklinin teklif vermesi durumunda teklif bedelinin aşağı çekilmesi sayılabilir (Price Fixing ve Bid Rigging, 2010). Hileli anlaşmayı etkileyen faktörler, yüklenicilerin diğer yüklenicilerle hileli anlaşmalara meyletmesinin nedenleri ve hileli anlaşmanın yükleniciler ve mal sahiplerine yönelik sonuçları, az sayıda araştırmacı tarafından uzun bir süredir araştırılmaktadır. Zarkada-Fraser ve Skitmore (1998) 72 Avusturyalı keşifçi üzerinde yürüttüğü bir anketle hileli anlaşmaların neden tercih edildiğini incelemiştir. Anket katılımcılarından biri, firmasının refahını soyut felsefi kurallardan üstün tuttuğunu ve yasalarla endüstri normlarının ahlaki kurallardan önde geldiğini öne sürmüştür. Porter (2005) hileli durumları teşvik eden faktörleri tartışmıştır. Porter ve Zona’ya (2008) göre, kartel üyeleri, ileride daha çok kazanç sağlayacaklarını öngörürlerse, daha yüksek teklif verebilir ya da teklif vermekten sakınabilir. Doree (2004) kamu sektöründe daha sıkı tedarik yönetmeliklerinin ve en düşük teklife olan güvenin sürdürülmesinin hilesiz bir ortama katkı sağlayamayabileceğini öne sürmüştür. Doree’ye (2004) göre, rekabeti dengeleyen ve daha çok sayıda seçim kriterinin bir araya gelmesinden oluşan alternatif bir yaklaşım, daha dinamik ve tutarlı bir rekabet süreci yaratacaktır. Her ne kadar Zarkada-Fraser ve Skitmore (1998) yapım ihalelerinde hileli anlaşmaların ‘salgın hastalık’ gibi olduğuna inansa da inşaat sözleşmelerinde hileli anlaşmaların ne kadar yaygın olduğunu söylemek zordur. İnşaat firmalarının pazarlama fonksiyonu kamu sözleşmeleri için rekabete dayalı ihaleler etrafında döndüğü için her ne kadar birçok ülkede yasa dışı bilinse de arasıra hileli durumlar görülmesi olasıdır. Örneğin, McMillan (1991) ve Ishii (2006) Japonyada, Allen ve Mills (1989) ve Bajari (2001) A.B.D.de, Doree (2004) Hollandada, Vee ve Skitmore (2003) Güney Afrika’da ve Bowen ve diğerleri (2006) Avustralya’da anlaşmalı uygulamalar ortaya çıkarmıştır. Hileli anlaşma kartele dahil istekliler arasında gizli bir tertip olduğu için, ancak kartel isteklilerinin toplantı kayıtları ve tanık ifadeleri gibi yasal bulguların toplanması sayesinde tespit edilebilir. Hileli anlaşma, genellikle iştirakçilerden birinin polise kritik belgeleri sağlaması sayesinde tespit edilir. Anlaşmayı ortaya çıkarmanın bir başka yolu da tekliflerdeki tuhaflıkları belirlemektir. Örneğin, Porter ve Zona (1993) federal otoyol yapım projelerinde bilinen kartel isteklisi ve kartel dışı istekli grupların maliyet modelindeki farklılıklarını araştırmıştır. Pesendorfer (2000) kapalı teklif ihalelerinin maliyet modelindeki farklılıklarını araştırmıştır. Bajari ve Ye (2003) yol sözleşmelerinde anlaşmalı durumların tespiti için istatistiki yöntemler önermiştir. Hileli anlaşmaların tespiti için harcanan tüm bu emeklere rağmen önerilen yöntemlerin tümü kesinlikten, güvenilirlikten ve geçerlilikten yoksundur. Bu yöntemleri kullanarak kartel isteklilerini kesinkes tespit etmek zordur ve bu yöntemlerin uygulanabilirliği sınırlıdır. Anlaşmalı tekliflerin tespitine kesinlik kazandıran yöntemler geliştirmek önemlidir. Bu çalışmada 2001-2010 dönemini kapsayan 10 yıllık bir süreçte bir kamu kuruluşunun açtığı ihalelere katılan inşaat firmalarının anlaşmalı tutumları incelenmektedir. Olası kartel isteklilerinin bir listesi iki ayrı test ile belirlenmiş ve olası kartel isteklileri ile kartel dışı isteklilerin teklif verme tutumlarındaki farklılıklar ise daha farklı üç ayrı test ile analiz edilmiştir. Hedef, şüpheli anlaşmalı teklifin tespiti ve böylece gelecekte yinelenmesinin önüne geçilmesidir.

2

Page 15: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Veri Toplama Araştırmada kullanılan sözleşme numarası, projenin adı, projenin yeri, işin çeşidi, ihale açılış tarihi, iş sahibinin maliyet tahmini, projenin süresi, istekli sayısı ve isteklilerin adları ile teklif bedelleri gibi veriler, kamu kuruluşunun web sitesinden 2001-2010 dönemini kapsayan on yıllık bir süreçte toplanmıştır. Sadece yeni yapım projeleri ve belli başlı renovasyon projeleri büyük inşaat projeleri olarak esas alınmıştır. Çalışma süresince toplam 108 ihalenin sözleşmesi yapılmıştır. İş sahibinin maliyet keşfi 108 sözleşmenin yalnız 71’inde mevcut olduğundan, bu çalışmada bu 71 sözleşme kullanılmıştır. Çalışma süresince 2001-2010 dönemini kapsayan ihaleli sözleşmelerin toplam bedeli 1.293.188.324 A.B.D. Dolarıdır. En yüksek, en düşük ve ortalama sözleşme tutarları sırasıyla 72.589.000, 108.520 ve 11.973.966 dolardır. Sözü geçen 108 sözleşmeye 80 istekli teklif vermiştir. İsteklilerin çoğu yerel firmalardır. 80 isteklinin 37’si en az bir kez ihale kazanmıştır; ancak, 14’ü birden fazla ihale alarak toplam yaklaşık 1.3 milyar doların %1’inden fazlasını kazanmıştır. 14 isteklinin ilk 5’i bağlantılı olarak bu kamu kuruluşu için açılan ihalelerin toplam gelirlerinin %72’sini elde etmiştir. Bu 5 istekli aynı zamanda daha yüksek kazanç yüzdelerine sahip olmuştur. 2001-2010 döneminde sözleşme başına en az 2, en çok 26 ve ortalama 5 teklif olmak üzere 108 ihale talebine toplam 559 teklif verilmiştir. En uzun 726 gün, en kısa 30 gün olmak üzere ortalama proje süresi 344 takvim günüdür. Bu çalışmada incelenen kamu kuruluşu, projeleri açık teklif yöntemi ile rekabete açık bir süreçte ihale etmektedir. İstekliler, sadece teklif bedelleri ile rekabet halindedir. Sözleşme, koşulları sağlayan ve en düşük teklifi veren istekliye ihale edilir. Bu kuruluşla ilgili incelemeler gizli anlaşma ortamının varlığına işaret ettiği için bu kamu kuruluşu bu çalışma için seçilmiştir. Bu incelemelere göre, 10 yıllık çalışma süresince ihaleye katılan firma sayısı çok azdır; aynı grup istekliler teklif vermektedir; sırayla gruptaki istekliler en düşük teklifi sunmaktadır; bazı istekli çiftler birbirlerine çok yakın teklifler vermektedir. Tüm istekliler muvazaadan bağımsız yazılı bir beyanat imzalayarak “Yüklenici, temsilcileri, yöneticileri veya çalışanları doğrudan ya da dolaylı olarak herhangi bir sözleşmeye tabi değildir; herhangi bir anlaşmalı duruma katılmamıştır; bu sözleşmeyle ve teklifle bağlantılı özgür rekabete açık ihaleyi sınırlandıran ve buna aykırı eylemlerde bulunmamıştır. İhalenin bir parçası olan bu bölümü beyan etmekten kaçınmak, ihale koşullarınca teklifi geçersiz ve yetersiz kılar.” şeklinde ifade verir..

Önerilen Regresyon Modeli Hileli anlaşma, kartel üyeleri olarak adlandırılan bir grup firma arasındaki gizli ittifaktır. Başarılı anlaşmalar kartel üyelerinin karını normal rekabet düzeyinin üzerine çıkarır (Bajari ve Summers, 2002). İnşaat piyasasında rekabetçi istekliler, kendilerine uygun bir bedel hesaplayarak ve diğer firmaların tekliflerinin dağılımını da dikkate alarak iyileştirilmiş bir teklif kararlaştırır (Porter ve Zona 1993; Bajari ve Ye 2003).

3

Page 16: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İsteklilerce yapılan teklifleri etkileyebilecek mümkün olan bağımsız değişkenlerin tümünün regresyon modeline dahil edilmiş olması önemlidir, çünkü yanlış belirlenen bir model büyük olasılıkla sağlıksız bulgulara yol açar. Rekabetçi model Denklem 1’de sunulmuştur. Bu model Bajari ve Ye (2003) tarafından kullanılan temel maliyet modelinden faydalanarak oluşturulmuştur; ancak, bir teklifin maliyet modelinin formülleştirilmesinde önemli olduğu varsayılan altı yeni bağımsız değişken ile güçlendirilmiştir. Ayrıca, bağımlı değişken olarak, Bajari ve Ye’nin (2003) kullandığı “teklif / iş sahibinin maliyet tahmini” oranı (BID/EST) yerine istekli tarafından yapılan teklifin doğal logaritması (BID) kabul edilmiştir. Bajari and Ye’nin (2003) modeli üç bağımsız değişken içerir: (1) isteklinin adresinden proje sahasına olan uzaklık (DIST) önemli görülür çünkü firmanın işletim maliyetini etkiler. İnşaat projesine daha yakın olan isteklilerin nakliye ve kurulum bedeli daha düşüktür. (2) İsteklinin kendisi hariç diğer isteklilerin proje sahasına en kısa mesafesi (MDIST) modele dahil edilmiştir çünkü rekabetçilerin proje sahasına nakliye maliyetini temsil eder. (3) Yüklenicinin aynı mal sahibine sunduğu teklifin daha önce sunduğu tüm tekliflerin toplamına oranı (WON) üçüncü bağımsız değişkendir, çünkü aynı mal sahibi için daha önce gerçekleştirilen daha fazla iş miktarı büyük olasılıkla proje maliyetini düşürecektir. Bajari ve Ye’nin (2003) modeline eklenen altı bağımsız değişken şunlardır: (1) inşaatın süresi (DUR) modele dahil edilmiştir çünkü inşaatın süresi inşaatın boyutunu ve bazen projenin zorluğunu yansıtır; dolayısıyla isteklinin becerileri ve böylece teklifin büyüklüğü ile ilgilidir. (2) en düşük teklif ile ortalama teklif arasındaki oran (RATIO) teklif dağılımının varyansını (sapması) işaret edebilir; oranlar yükseldikçe, isteklilerin teklifleri düşer. (3) Projeye teklif veren istekli sayısı (NOBID) piyasada rekabetin yoğunluğunun bir göstergesidir. İstekli sayısı arttıkça rekabet artar ve teklif bedelleri düşer. (4) Bir yüklenicinin sunduğu yıllık ortalama teklif miktarı (AVERAGE) o yüklenicinin ortalama kapasitesinin göstergesidir. Daha yüksek kapasiteye sahip yüklenicilerin tekliflerinde daha az ihtiyatlı olmaları beklenir. (5) (TOTAL) değişkeni, tüm çalışma dönemi süresince bir yüklenici tarafından sunulan tekliflerin toplam miktarını temsil eder ve yüklenicinin kamu kuruluşunun piyasasına katılımının boyutunu yansıtır. (6) (ECON) değişkeni Dow Jones Sanayi İndeksi tarafından ölçülür ve ekonominin ne kadar sağlıklı olduğunun göstergesidir. Ekonominin çıkışta olduğu dönemlerde ekonomik krizlerin yaşandığı dönemlere göre ihale sayısı daha çoktur; iyi dönemlerde az sayıda yüklenici birçok proje için yarışırken, kötü dönemlerde az sayıda proje için daha çok sayıda yüklenici yarışır. Rekabete açık teklif davranışının logaritmik-lineer ihale kuralını sağladığını kabul edersek, bir teklifin maliyet modeli aşağıda Denklem 1’de gösterildiği şekilde formülleştirilebilir:

)1()ECON(LN)WON(LNDUR)AVERAGE(LNNOBID)RATIO(LN

)TOTAL(LNLMDISTLDIST)EST(LN)BID(LN

t,it,i10

t,i9t8i7t6t5

i4t,i3t,i2t10t,i

ε+β+

β+β+β+β+β+

β+β+β+β+β=

4

Page 17: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Değişkenler: BIDi,t = Yüklenici “i”nin Proje “t”ye sunduğu teklif ESTt = Proje “t”de iş sahbinin maliyet tahmini DISTi,t = Yüklenici “i”nin şube adresinden Proje “t”nin orta noktasına uzaklığı LDISTi,t = log(DISTi,t + 1) MDISTi,t = Yüklenici “i” hariç tüm firmaların idari ofislerinin Proje “t”nin orta

noktasına minimum uzaklığı LMDISTi,t = log(MDISTi,t +1) RATIOt = Proje “t”ye sunulan en düşük teklifin ortalama teklife oranı TOTALi = Yüklenici “i”nin tüm çalışma sürecinde toplam teklif NOBIDt = Proje “t”ye teklif veren yüklenici sayısı AVERAGEi = Yüklenici “i”nin yıllık ortalama teklif miktarı DURt = Yüklenici “i” tarfından iş günü olarak belirlenen tahmini Proje “t”

süresi WONi,t = Yüklenici “i”nin Proje “t”ye sunduğu teklifin daha önce sunduğu tüm

tekliflerin toplamına oranı ECONt = Proje “t”nin yapıldığı yıl Dow Jones indeksi

DIST, MDIST, WON, TOTAL ve AVERAGE değişkenleri, bir projeye teklif verirken yükleniciye özgü etkilerdir. EST, RATIO, NOBID, DUR ve ECON ise projeye özgü bilgiler içerir. β1, β2 ,…, β10 katsayıları bağımsız değişkenlere istinaden tekliflerin esnekliğini gösterir ki, bağımsız değişkenlerdeki ufak bir yüzdelik değişiklik teklif bedeline yüzdelik miktarda yansır (Gujarati, 1995). Bakiye εi,t, yüklenici “i” nin proje “t” için sunduğu tekliflerde görülen regresyon modelindeki değişkenlerle açıklanamayan sapmayı temsil eder. Tekliflerdeki bu açıklanamayan sapmaların bazıları, yükleniciye özgü bilgideki farklılıklardan kaynaklanır. Regresyon Modelinin Geliştirilmesi Bu çalışmada 108 sözleşmenin sadece 71’i kullanılmıştır, çünkü kalan 37 sözleşme için iş sahibinin maliyet tahminleri veriler arasında yoktur. Sözü geçen 71 ihale talebine yükleniciler tarafından toplam 369 teklif sunulmuştur. Çoklu eş doğrusallık (multicollinearity) tehlikesine karşı, korelasyon matrisi incelenmiştir. Gujarati’ye göre (1995), ikili gruplarda korelasyon katsayıları 0.80’den büyükse çoklu eş doğrusallık (multicollinearity) sorun yaratır. İki bağımsız değişken TOTAL (çalışma süresince yüklenicinin tekliflerinin toplamı) ve DUR (proje süresi) diğer bağımsız değişkenler ile korelasyon katsayıları 0.80’den yüksek olduğu için rekabete açık teklif modelinden çıkarılmıştır. Böylece Denklem 2’de görüldüğü gibi, Denklem 1 sadece 8 bağımsız değişken kullanılarak yeniden formülleştirilmiştir.

)2()ECON(LN)WON(LN)AVERAGE(LNNOBID)RATIO(LNLMDISTLDIST)EST(LN)BID(LN

t,it,i8t,i7i6t5

t4t,i3t,i2t10t,i

ε+β+β+β+β+

β+β+β+β+β=

369 gözlem üzerinde Denklem 2’nin regresyon tahmini yürütülmüştür ve bulgulara göre bağımlı değişkendeki sapmanın %99’u açıklanmıştır (R2 = 0.9908, düzeltilmiş R2 = 0.9906) ve standart hata düşüktür (0.1358). LDIST ve LMDIST dışındaki bağımlı değişkenler için t-istatistiği yüksektir. LDIST ve LMDIST için daha düşük t-istatistiği, yüklenicilerin %95’inin yerel firmalar olması nedeniyle teklif veren yüklenicinin

5

Page 18: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

ofisinin bulunduğu yer ile proje sahası arasındaki uzaklığın yüklenicinin teklifini belirgin bir şekilde etkilemediği gerçeği ile açıklanabilir. Beta katsayılarının tamamı makul göstergeler sunmaktadır. Örneğin, teklif veren yüklenici sayısı (NOBID) arttığında oluşan yüksek rekabet ortamında, yükleniciler teklif bedellerini düşürürler. Aksine, Dow-Jones Sanayi İndeksi (ECON) pozitif göstergeye sahip olduğunda çok iş ve az sayıda istekli vardır ve yükleniciler teklif bedellerini artırırlar. Eğer yüklenici geçmişte bu kamusal kuruluştan ihale almışsa (WON), yüklenicinin teklifi azalır çünkü yüklenicinin aynı kamu kuruluşuna ait projelerde gereken özel bir deneyimi ve özel teçhizatı mevcuttur.

Anlaşmalı Tekliflerin Tespiti Şekil 1’e görüldüğü gibi anlaşmalı tekliflerin tespiti ve analizi iki adımda ele alınmıştır. Birinci adımda bakiye testi uygulaması ve çiftler halinde yüklenicilerin maliyet yapısının çoklu regresyon modelinin bakiyesinin korelasyonunu hesaplama yolu ile olası kartel iştirakçileri tespit edilir. Birinci adımı geçemeyen yükleniciler, birinci adımda elde edilen bulguların doğrulanması için yürütülen ikinci adımda üç analizli bir incelenmeye aday olurlar: • Teklif dağılımlarının incelenmesi – Teklif veren rekabetçi yüklenicilerin ve olası

kartel üyelerinin teklif dağılımlarının karşılaştırılması. • Teklif dağılımlarındaki yoğunluğun incelenmesi – Olası anlaşmalı teklifler ile

anlaşmalı olmayan tekliflerin yoğunluklarının karşılaştırılması. • Maliyet modellerindeki farklılıkların incelenmesi – Teklif veren rekabetçi

yüklenicilerin ve olası kartel yüklenicilerinin maliyet modellerindeki farklılıkların değerlendirilmesi.

İkinci adımda yürütülen incelemelerin bulguları birinci adımda elde edilen bulguları doğrulamak için kullanılır. İkinci adımda ne kadar fazla test pozitif çıkarsa, birinci adımda teklif veren yüklenicilerin olası anlaşmalı tekliflerle ilişkisi o kadar kesinlik kazanır.

Şekil 1. Anlaşmalı Tekliflerin İncelenmesi İçin Önerilen Model

Olası kartel davranışının incelenmesi

Olası kartel üyelerinin

tesbiti

Veri

Teklif

yoğunluğunun incelenmesi

Maliyet modelindeki farklılıkların incelenmesi

Teklif dağılımlarının incelenmesi

Karar

Bakiye

testi

Maliyet modeli testi

6

Page 19: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Bakiye Testi Farklı rekabetçi firmaların teklifleri birbirleriyle ilişkili olmamalıdır. Bir teklif sunmadan önce, yükleniciler genellikle projeye yönelik kendi maliyet tahminlerini yaparlar. Bu maliyet tahminlerinde tüm yüklenicilere sağlanan kamusal bilgiden faydalandıklarından yüklenicilerin teklifleri arasında bir miktar korelasyon olabilir. Ayrıca, teklif veren yükleniciler, aynı altyüklenicilerden aldıkları fiyatları kullandıklarından yine yüklenici teklifleri arasında korelasyon artar. Her şeye rağmen, bir yüklenicinin teklifi, özellikle yüklenici projenin büyük bir kısmını kendisi yürütmeyi planlıyorsa, firma içerisinden elde edilen bilgiden büyük oranda etkilenir. Piyasada bir grup firma kartel üyesi ise ve rekabette etkili bir görüntü sergilemek için düzmece teklif sunarsa, tekliflerin arasındaki ilişkiler uygun istatistiki yöntemler kullanılarak tespit edilebilir. Porter ve Zona (1993) ve Bajari ve Ye’ye (2003) göre, kartel iştirakçilerine ait regresyon denkleminde bakiyelerin kendi aralarındaki korelasyonu, rekabetçi yüklenicilere ait regresyon denklemindeki bakiyelerin korelasyonuyla karşılaştırıldığında daha yüksektir. Yüklenici “i”nin tekliflerinin bakiyesi ile yüklenici “j”ninkiler arasındaki korelasyon katsayısı olsun. ancak yüklenici “i”, yüklenici “j”ye karşı üç kereden fazla teklif vermişse hesaplanabilir. Bakiye testi için Denklem 3’deki hipotez dikkate alınır. H0: ρij = 0 (3) Fisher dönüşümü Denklem 3’teki hipotezi test etmek için kullanılır çünkü Fisher dönüşümü parametrik olmayan bir dağılım için (hem yüklenici “i” ve “j”nin her ikisinin de üçten fazla proje teklifi varsa) uygundur. Fisher dönüşümü Pearson korelasyonunu (r) normal dağılım değişkeni Z’ye döndürür. Pearson korelasyonun katsayısı (r) örnek veriden hesaplanır. r-den-z-ye Fisher dönüşümü Denklem 4’te görüldüğü gibi formüllendirilmiştir.

)4(r1r1ln

21Z

−+

=

Z’nin dağılımı yaklaşık olarak normaldir ve ortalama ile standart sapma sırayla Denklem 5 ve 6’da ifade edilmiştir.

)5(11ln

21

Z ρ−ρ+

)6(3n

1z

−=σ

Denklem 6’da, “n” örnekteki vaka sayısıdır. Z-istatistiği de Denklem 7’de ifade edilebilir.

( ) )7(3nZ

)Z(z

z

z

Z

−µ−=

σµ−

=

7

Page 20: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Denklem 7 yaklaşık olarak standart normal dağılımı izler. Denklem 3’deki hipotezde = 0 ve = 0 olduğuna göre, her teklif veren yüklenici çifti için (tekliflerin üçten fazla olması koşuluyla (n > 3)), z istatistiği Denklem 8’deki şekilde yazılabilir.

)8(3nZz −= Eğer hesaplanan z, zα’dan büyük ise, Denklem 3’deki hipotez reddedilir. Böylece, birden fazla testin ortaya çıkardığı probleme yanıt bulmak için Bonferroni Düzeltmesi (Blackwell, 2008) uygulanır. Çoğul testler için Tip I hata oranı (doğru olmasına rağmen Denklem 3’deki hipotezi reddetme hatası) ve her bir bağımsız test için aynı ise, o zaman Bonferroni eşitsizliği Denklem 9’daki gibi türetilebilir.

αg = α × n (9) Denklem 9’da “n” test sayısıdır. Önce testin tümü için anlamlılık düzeyi belirlenir. Sonra Denklem 8 kullanılarak her bir test için tekil anlamlılık düzeyleri hesaplanır. Anlamlılık düzeyi αg bakiye testi için 0.05 olarak alınır. Bu nedenle tekil anlamlılık düzeyi α = 0.05/n olarak hesaplanabilir. Örneğin, Yüklenici 9 ile Yüklenici 21 arasındaki ardıl tekliflerin sayısı 7; genel bir anlamlılık düzeyi 0.05 için tekil anlamlılık düzeyi α = 0.05/7 = 0.007143; iki kuyruklu test sonucu z0.007143 = 2.690101; z-istatistiği kritik-z’den daha büyük olduğu için test Yüklenici 9 ve 21 için başarısızdır. 30 yüklenici çifti için bakiye testi sonuçları Tablo 1’de sunulmuştur. Bu çiftler, çalışmanın konusu olan kamu kuruluşu için en çok iş yapan 14 yüklenicinin ihale etkinliğini temsil eder. Beş yüklenici çifti, örneğin çift (21, 25), (21, 37), (21, 45), (21, 54) ve (21, 77) birbirlerine karşı 10 defadan fazla teklif vermiştir. Toplam 30 çift incelendiğinde, şu 14 yüklenici çiftinin bakiyeleri arasında yüksek korelasyon görülür: Çift (9, 21), (10, 24), (10, 54), (10, 73), (21, 25), (21, 45), (21, 37), (21, 54), (21, 77), (25, 54), (25, 77), (24, 73), (45, 37) ve (45, 54); kalan yüklenici çiftleri ise düşük korelasyon istatistiklerine sahiptir. Bu bulguya dayanarak, 10 yüklenicinin (9, 10, 21, 24, 25, 37, 45, 54, 73 ve 77) teklif davranışının şüpheli olduğu belirtilebilir. Maliyet Modelinde Stabilite Testi Rekabetçi yükleniciler benzer maliyet modeli ile karşılaştıklarında aynı şekilde davranırlar (Bajari ve Ye 2003). Pesendorfer (2000) ve Porter ve Zona (1993) da rekabete açık teklif ortamında maliyet modelin katsayılarının aynı olmasının gerektiği konusunda hemfikirdir. β1, β2,…, β8 katsayıları her değişkenin etkisini belirler. Denklem 10’da verilen hipotez kullanılarak maliyet modelinde stabilite testi uygulanabilir.

H0: βik = βjk (10)

Yüklenici “i” ve “j” için i ≠ j olduğu nda ve her k (k bağımsız değişkenlerin toplam sayısıdır) için Chow testi (Chow 1960) bir regresyon modelinin katsayılarının başka bir regresyon modelinin katsayılarına eşit olup olmadığını test etmek için yaygın olarak

8

Page 21: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

kullanılır. Her iki regresyonda hata teriminin farklılıkları eşit kabul edilir. Eğer örnek büyükse her iki regresyon için hata farklılıkları eşit olsun ya da olmasın Chow testi uygun olacaktır. Chow testi için F-istatistiği uygulamanın adımları aşağıda belirtilmiştir: • Regresyonu tüm ihale verisini kullanarak uygula, kısıtlı modeldeki (SSRC) hataların

karesinin toplamını kaydet. Kısıtlı regresyon iki ana firmayı birleştirir. • Her bir yüklenici çifti için iki ayrı regresyon uygula ve kısıtlı olmayan modeldeki

(SSRU) hataların karesinin toplamını kaydet. • Elde edilen iki değerle Denklem 11’deki bağıntıyı kullanarak test istatistiğini hesapla:

( ))11(

)k2n/(SSRk/SSRSSR

FU

UC

−−

=

Denklem 11’de “k” bağımsız değişkenlerin toplam sayısıdır ve “n” toplam inceleme sayısıdır.

• Test istatistiği F dağılımını k ve n – 2k serbestlik derecesi ile izler. • Eğer F, Fα,k,n-2k’den büyük ise, Denklem 10’daki hipotez reddedilir. α = 0.01, k = 8

bağımsız değişken, ve 14 yüklenici için n = 218 olduğunda Fα,k,n-2k = 2.60. Maliyet modelinde stabilite testinin sonuçları Tablo 1’de sunulmuştur. Birbiri karşısında en az dört defa teklif veren 30 yüklenici çifti arasında sadece 6 çift maliyet modelinde stabilite testini geçememiştir: Çift (10, 21), (10, 24), (10, 77), (21, 37), (21, 45) ve (21, 54). Sonuç olarak, 6 yüklenicinin (10, 21, 24, 37, 45 ve 77) anlaşmalı teklif vermiş olmaları olasılığı vardır. Bakiye Testi ve Maliyet Modelinde Stabilite Testinin Birleştirilmiş Sonuçları Birleştirilmiş test sonuçlarının tamamı Tablo 1’de sunulmuştur. Aynı zamanda Tablo 1’de teklif veren yüklenicilerin pazar payları da gösterilmiştir. Her iki testi de geçemeyen dört yüklenici çifti, (10, 24), (21, 45), (21, 37) ve (21, 54) mevcuttur. Teklif veren 6 yüklenici (Yüklenici 10, 21, 24, 37, 45 ve 54) olası kartel üyesi olarak belirlenmiştir. Porter ve Zona’nın (1993) incelemelerinde ortaya koydukları gibi kartel üyeleri düzeli olarak birbirlerine karşı teklif verirler. Bu kartel yüklenicileri, çalışma dönemi içerisinde birbirlerine karşı ortalama 12 defa teklif vermiştir (bakınız Tablo 1) ve bu görüşü doğrulamıştır. Olası kartel yüklenicileri çalışmada kapsanan 10 yıllık dönemde kamu kuruluşunun yarattığı pazarın yarısını elde etmişlerdir (yaklaşık 600 milyon Dolar). 10, 21, 24, 37, 45 ve 54 numaralı yükleniciler, 108 teklif çağırısına sırasıyla 23, 77, 39, 24, 19 ve 28 defa teklif vermişlerdir. Birinci adım tamamlandıktan sonra, bu bildiride sunulan modelden bağımsız olarak, basında çıkan haberler ve yayınlanan mahkeme kararları taranarak çalışmada kapsanan 10 yıllık sürede 108 proje için teklif veren 80 yüklenici ile ilgili yolsuzluk haberi olup olmadığı araştırılmıştır. Bu araştırma sonucunda, 21 ve 24 numaralı yüklenicilerin kamu kuruluşunca ihale yolsuzluğundan izlemeye alındığı ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda 10 numaralı yüklenicinin ihaleye fesat karıştırmaktan suçlu bulunduğu, federal sözleşme çağırılarına katılımdan 1 yıl uzaklaştırılmış olduğu ve kamu kuruluşunun projelerine teklif vermekten 5 yıl menedildiği ortaya çıkmıştır. Bu kanıt, birinci adımda alınan test sonuçlarını güçlendirir çünkü birinci adımda her iki testi geçemeyen 6 yükleniciden en

9

Page 22: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

az üçünün olası gizli anlaşmaya katıldıkları açıktır. Birinci adımda ve dolayısıyla ikinci adımdaki üç incelemeyle belirlenen olası kartel yüklenicileri arasında gizli anlaşma olduğuna dair şüpheleri güçlendiren daha ileri düzeyde inceleme yapılmasının önemli olduğu görülmüş ve takip eden üç bölümde bu inceleme sonuçları tartışılmıştır.

Tablo 1. Bakiye Testi ve Maliyet Modelinde Stabilite Testi Sonuçları

Teklif Veren Yüklenici Çift Yüklenici Çiftin Verdiği Teklif

Sayısı

Bakiye Testi

Maliyet Modelinde Stabilite

Testi

Teklif Veren

Yüklenici No.

Pazar Payı (%)

Teklif Veren

Yüklenici No.

Pazar Payı (%)

9 1.74% 21 23.61% 7 Başarısız Başarılı

10 3.28% 21 23.61% 16 Başarılı Başarısız

10 3.28% 24 0.99% 9 Başarısız Başarısız

10 3.28% 54 5.92% 5 Başarısız Başarılı

10 3.28% 73 3.22% 8 Başarısız Başarılı

10 3.28% 77 6.82% 5 Başarılı Başarısız

21 23.61% 25 23.23% 19 Başarısız Başarılı

21 23.61% 37 1.97% 16 Başarısız Başarısız

21 23.61% 45 11.97% 13 Başarısız Başarısız

21 23.61% 54 5.92% 12 Başarısız Başarısız

21 23.61% 77 6.82% 18 Başarısız Başarılı

24 0.99% 73 3.22% 9 Başarısız Başarılı

25 23.23% 54 5.92% 5 Başarısız Başarılı

25 23.23% 77 6.82% 13 Başarısız Başarılı

45 11.97% 37 1.97% 4 Başarısız Başarılı

45 11.97% 54 5.92% 5 Başarısız Başarılı

Teklif Dağılımlarının İncelenmesi Olası kartele dahil olan ve kartele dahil olmayan teklif dağılımlarının incelenmesi, gizli anlaşmanın tespiti için ek incelemedir (bakınız Şekil 1’de ikinci adım). Bu incelemede yüklenicinin teklifi ve iş sahibinin maliyet tahmini arasındaki farkın dağılımları karşılaştırılır. Bu dağılımlar, olası kartel yüklenicileri ve kartele dahil olmayan yükleniciler için Denklem 12’deki bağıntı kullanılarak oluşturulmuştur.

( ) )12(%

TahminiMaliyet Sahibinin İşTahminiMaliyet Sahibinin İşTeklifOranı Teklif −

=

İş sahibinin maliyet tahmini teklif değerlerini normale yaklaştırmak için kullanılır çünkü iş sahibinin maliyet tahmini, teklif düzeylerini değerlendirirken adil (ortalama) piyasa bedeli olarak kabul edilir. İncelemede, kartele dahil olsun ya da olmasın, yüklenicilerin kazançlarını en üst düzeye çıkarmak istedikleri varsayılmıştır. Kartel yüklenicilerinin regresyon modeli, sadece birinci adımda bakiye testi ve maliyet modeli stabilite testini geçemeyen olası kartel yüklenicileri dikkate alınarak oluşturulmuştur. Diğer kartel yüklenicileri düzmece teklif verirken ya da teklif vermekten kaçınırken, en düşük teklifi veren kartel yüklenicisinin ihaleyi kazandığı varsayılır.

10

Page 23: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Olası kartel yüklenici grubu 193 teklif verirken kartele dahil olmayan yüklenici grubu 176 teklif vermiştir. Bağımsız değişkenlerin katsayıları hesaplanırken lineer regresyon yöntemi kullanılmıştır. Olası kartel yüklenicisi ve kartele dahil olmayan yüklenici modelleri sırasıyla Denklem 13 ve 14’te tanımlanmıştır. Olası kartel yüklenicilerinin ve kartele dahil olmayan yüklenicilerin hesaplanan katsayıları Teklif Oranı’nı tahmin etmek için kullanılmıştır (bakınız Denklem 2).

( ) ( ) ( )( ) ( ) ( )( ) ( ) )13()ECON(LN1479.0)WON(LN0022.0

)AVERAGE(LN0069.0NOBID0132.0)RATIO(LN3689.0LMDIST0106.0LDIST0313.0)EST(LN9994.01931.1)BID(LN

t,it,i

itt

t,it,itt,i

×+×−×−×−×+

×−×+×+−=

( ) ( ) ( )

( ) ( ) ( )( ) ( ) )14()ECON(LN0862.0)WON(LN0017.0

)AVERAGE(LN0280.0NOBID0158.0)RATIO(LN3357.0LMDIST0611.0LDIST0287.0)EST(LN9927.008163.0)BID(LN

t,it,i

itt

t,it,itt,i

×+×−×−×−×−

×−×+×+−=

Bajari ve Ye (2003) ve Ishii’nin (2006) önceki çalışmalarına göre olası kartel yüklenicilerinin ortalama tahmini Teklif Oranı’nın, kartel dışı yüklenicilerinin ortalama tahmini Teklif Oranı’nından yüksek olması beklenir. Şekil 2’de her iki modele ait bilgi gösterilmiştir. Yatay eksen yüklenici kimlik numarasını (Bid No. 1’den Bid No. 369’a kadar) temsil ederken, düşey eksen tahmini Teklif Oranları arasındaki farkı temsil eder. 369 tekliften sadece kartele dahil olmayan yüklenici modeli ile tahmin edilen 71 yüklenicinin yüzdelik değerleri olası kartel yüklenicilerinin modelinden elde edilen sonuçlardan yüksektir. Olası kartel yüklenici modelinden sağlanan ortalama yüzde oranı -%0.21 iken kartele dahil olmayan yüklenici modelinden sağlanan oran %-3.81’dir. Bu sebeple, yüklenicinin teklifi ile iş sahibi maliyet tahmini arasındaki ortalama fark, olası kartel yüklenici grubu için kartel dışı yüklenici grubundan kayda değer biçimde daha yüksektir. İki ortalamanın arasındaki farkın sınanması için z testi uygulanmıştır. Her iki örnek büyük olduğunda dağılımın normal olması ve σ1 ve σ2 değerlerinin bilinmesi önemli değildir (Devore 1995). m > 30 ve n > 30 ise büyük popülasyonlara uygulanan testler uygundur. Bu durumlarda, merkezi sınır teoremine göre, özgün popülasyon dağılımı ne olursa olsun, YX − ’nin dağılımı normal kabul edilebilir. Denklem 15’te sunulan hipotez iki örnek ortalamasının eşitliğini test etmek için kullanılır.

H0: μ1 = μ2 (15)

11

Page 24: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Şekil 2. Olası kartel yüklenicileri ve kartele dahil olmayan yükleniciler için Teklif Oranları arasındaki tahmini farklar (Teklif eksi iş sahibinin maliyet tahmininin iş sahibinin maliyet tahminine yüzdelik oranı)

(Tek

lif-İ

ş sah

ibin

in m

aliy

et ta

hmin

i) / İ

ş sah

ibin

bin

mal

iyet

tahm

ini

Teklif No.

12

Page 25: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Daha sonra Denklem 16 ile z istatistiği hesaplanır.

)16(

ns

ms

yxz22

21 +

−=

Burada: x = İlk örnek grubun bireysel ortalaması y = İkinci örnek grubun bireysel ortalaması m = İlk örnek grubun büyüklüğü n = İkinci örnek grubun büyüklüğü µ1 = İlk örnek grubun toplam ortalaması µ2 = İkinci örnek grubun toplam ortalaması s1 = İlk örnek grup için standart sapma s2 = İkinci örnek grup için standart sapma İki kuyruklu test ve α = 0.01 için, kritik z değeri 2.58’dir. Denklem 16 ile hesaplanan z istatistiği 7.76’ya eşittir. 7.76 > 2.58 olduğundan, hesaplanmış z reddedilen bölgenin üst kuyruğuna düşer. Sonuç olarak, kartel yüklenicileri ve kartel dışı yüklenicilerden sağlanan teklif ve iş sahibinin maliyet hesabı arasındaki ortalama farkın (iş sahibinin maliyet hesabına yüzdelik oranı olarak ifade edilmiştir) birbirinden dikkate değer biçimde farklı olduğu söylenebilir ( 21 µ≠µ ). Bu incelemenin sonucu, kartel yüklenicisinin teklif bedelini normal rekabet düzeyinden yukarıya çekmeye çalıştığı varsayımını doğrular. %3.6’lık fark, bu araştırmada konu olan kamu kuruluşunun sağladığı inşaat sözleşmesinin dolar tutarı ile karşılaştırıldığında çok yüksektir. Teklif Yoğunluğunun İncelenmesi Teklif yoğunluğunun incelenmesi de birinci adımda gerçekleştirilen ilk iki teste ek bir incelemedir. Porter ve Zona (1993), Ishii (2006), ve Feinstein ve diğerleri (1985) kartel tekliflerinin bireysel sözleşmeler üzerindeki dağılımının, rekabete açık tekliflerden daha yoğun olduğu sonucuna varmıştır. Ishii (2006) Japon yol kaplama piyasasında kazanan tekliflerin iş sahibi maliyet tahminleri ile kıyaslandığında çok daha yüksek seviyede istikrar sağladığını ve dışarıdan teklif veren yükleniciler olduğunda ise tekliflerin kayda değer ölçüde düşürüldüğünü kaydetmiştir. Bu firmaların birçoğu gizli anlaşma yaptıkları için yakalanmıştır. Önerilen test bu incelemeden esinlenmiştir. Rekabete açık ihale grupları ile olası kartel yüklenici gruplarını (örneğin, birinci adımda bakiye testi ve maliyet modeli stabilite testini geçemeyenler) karşılaştırır. İstatistiki yoğunluğun ölçüsü, tüm veriler tıpatıp aynı ise sıfırdır ve verilerin çeşitliliği arttıkça değeri yükselir. Teklif yoğunluğunun ölçümünde varyans hesabı kullanılır. Teklif veren yükleniciler yine iki gruba ayrılır: Olası kartel yüklenicileri (yani birinci adımda bakiye testi ve maliyet modeli stabilite testini geçemeyen yükleniciler) ve kartele dahil olmayan yükleniciler (yani rekabetçi yükleniciler). Her sözleşmenin ortalama teklifi hesaplanır. Her sözleşme için “teklif/ortalama teklif” oranı hesaplanır ve grafikle ifade edilir.

13

Page 26: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Levene testi, varyansların eşitliğini test etmek için kullanılan parametrik olmayan bir yöntemdir (Levene 1960). Örneklerdeki eşit varyanslar “varyans homojenliği”ne sahip olarak tanımlanır. Levene testinin hipotezi Denklem 17’de açıklanmıştır.

H0: 2k

22

21 ....... σ==σ=σ (17)

Levene testi istatistiği (W) Denklem 18’de tarif edilmiştir.

( )

( )∑∑

= =•

=•••

−−

−−= k

1i

N

1j

2iiji

k

1i

2ii

i

ZZN)1k(

ZZN)kN(W

(18)

Burada: W = Levene testi istatistiği k = Örneklerin bağlı olduğu farklı grupların sayısı N = Toplam örnek sayısı Ni = Grup “i”deki örnek sayısı Yij = Grup “i”deki örnek “j”nin değeri

Z** = Bütün gruplar için Zij ortalaması, ∑∑= =

•• =k

1i

N

1jij

i

ZN1Z

Zj* = Grup “i” için Zij ortalaması,

∑=

• =iN

1jij

ii Z

N1Z

−=

medyani"i"grupY,YY

ortalamasi"i"grupY,YYZ

*i

~

*i

~

ij

*i*iij

ij

Levene testi, ve k - 1 ve N – k serbestlik dereceleri ile α = 0.05 anlamlılık düzeyinde, F dağılımının üst kritik değeri olduğunda ise varyansların eşit olduğu hipotezini reddeder. Şekil 3a ve 3b her bir sözleşme için “teklif/ortalama teklif” oranlarının dağılımını temsil eder. İncelemelere göre olası kartel grubunun teklif/ortalama teklif oranının dağılımı, kartele bağlı olmayan grubun dağılımından daha yoğundur. Kartele bağlı olmayan grubun varyansı 0.011 ve standart sapması 0.1036’dır. Olası kartel grubunun varyansı 0.00273 ve standart sapması 0.0522’dir. Olası kartel grubu tarafından sunulan tekliflerin kartele dahil olmayan grupların tekliflerinden daha yoğun olduğu açıkça görülmektedir. Ancak bu fark istatistiksel olarak anlamlı mıdır? 17.47 (P-değeri sıfıra yakındır) olan Levene istatistiği (W), α = 0.05, k = 2 ve N = 579 iken 3.86 olan kritik F değerinden büyüktür. Bu nedenle, olası kartel gruplarının ve kartele dahil olmayan grupların varyanslarının eşitliğini gösteren hipotez %95 güven seviyesi ile reddedilebilir.

14

Page 27: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Şekil 3a. Olası Kartel Grubunun “Teklif/Ortalama Teklif” Oranları

Şekil 3b. Kartele Bağlı Olmayan Grubun “Teklif/Ortalama Teklif” Oranları

Bu incelemenin sonucunda bireysel sözleşmeler için kartel tekliflerinin dağılımının benzer şekilde rekabetçi tekliflere göre daha yoğun olduğunu ifade eden önceki varsayım doğrulanmıştır, çünkü kartel yüklenicileri rekabete açık ihale ortamını kontrol altında tutmaya çalışmaktadır. Maliyet Modelindeki Farklılıkların İncelenmesi Bu kısımda hem olası kartel yüklenicilerinin hem de kartele dahil olmayan yüklenicilerin maliyet modelleri incelenir. Tablo 2’de regresyon yöntemi kullanılarak hesaplanan parametreler gösterilmiştir. t-istatistiği değerleri hesaplanan parametrelerin altında parantezler içinde verilmiştir.

Tekl

if/O

rtala

ma

Tekl

if Te

klif/

Orta

lam

a Te

klif

Olası Kartel Grubu

Kartele Bağlı Olmayan Grup

15

Page 28: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Genel olarak her iki model de tam anlamıyla uygunluk göstermiştir. Her iki modelde de bağımlı değişkendeki varyasyonun %99’u açıklanmıştır. Her iki modelde de katsayıların işaretleri sezgisel beklentileri izler ve çok farklı değildir. İş sahibinin maliyet tahmini teklif bedelini dikkate değer şekilde etkilemektedir. Tablo 2. Olası Kartel Teklifleri ile Kartel Dışı Tekliflerin Parametrelerinin Kıyaslanması

Bağımsız Değişkenler

Olası Kartel Yüklenici Denklemi

Kartele Dahil Olmayan Yüklenici Denklemi

Intercept -1.1931 (-2.034)

-0.0816 (-0.108)

LN(EST) 0.99943 (111.87)

0.9927 (92.44)

LDIST 0.03133 (1.133)

0.0287 (0.819)

LMDIST -0.0106 (-0.323)

-0.0611 (-1.357)

LN(RATIO) 0.3689 (1.503)

-0.3357 -(3.00)

NOBIDDER -0.0132 (-2.903)

-0.0158 (-2.2923)

LN(AVERAGE) -0.0069 (-0.494)

-0.0280 (-2.218)

LN(WON) -0.0022 (-1.80)

-0.0017 (-1.305)

LN(ECON) 0.1479 (2.50)

0.0862 (1.072)

R2 0.9907 0.98864 Adjusted R2 0.990223 0.98815

Standart Hata 0.109427072 0.154881021 Teklif Sayısı 176 193

İş sahibinin maliyet tahmininin doğruluğu hileli anlaşmaların tespitinde çok önemli bir faktördür, çünkü iş sahibinin maliyet tahmini standart piyasa bedeli olarak kabul edilir. Teklif veren yüklenicinin merkez ofisinin proje sahasına olan uzaklığı (LDIST), teklif bedeli üzerinde önemli bir etkiye sahip değildir çünkü yüklenicilerin çoğu yerel firmalardır. Teklif veren yüklenicilerin sayısı (NOBID) arttıkça olası kartel yüklenicileri, tekliflerini kartele dahil olmayan diğer yüklenicilerden daha agresif biçimde düşürürler. Olası kartel yüklenicileri tekliflerini önemsiz ölçülerde düşürürken, kartele dahil olmayan yükleniciler, kamu kuruluşundan teklif öncesi ihale almış olsalardı tekliflerini önemli ölçüde düşürürlerdi. ECON’un etkisi hem kartel yüklenicileri hem de kartel dışı yükleniciler için negatiftir. Olası kartel yüklenicileri ve kartel dışı yüklenicilerin verilerinden elde edilen katsayıların eşitliği Chow testi (Chow, 1960) kullanılarak test edilir. Hata teriminin varyansı her iki regresyonda eşit kabul edilir. Chow testi için F istatistiği daha önce açıklandığı gibi hesap edilir.

16

Page 29: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Olası kartel yüklenicilerinin ve kartele dahil olmayan yüklenicilerin maliyet modelinin eşitliğini ifade eden hipotez altında, Chow testi F istatistiğini 1.51 ve p-değerini %85 olarak verir. Bu sebeple gizli anlaşma olmadığı hipotezi reddedilemez.

Sonuç Olası hileli anlaşma davranışını tek başına tespit eden bir araç yoktur (Bajari ve Ye 2003, Porter ve Zona 1993). Bu çalışmada ise bir kamu kuruluşunca 2001-20010 dönemi boyunca kaydedilen 10 yıllık ihale verileri incelmek üzere iki adımlı bir yöntem önerilmiştir. Önerilen yöntemle şüpheli kartel yüklenicileri belirlenmiştir. Birinci adımda, bakiye testi ve maliyet modeli stabilite testi uygulanmıştır. Bakiye testi Denklem 2’deki bakiyelerin korelasyonlarını değerlendirmiştir. Maliyet modeli stabilite testi de aynı maliyet modeli ile karşılaştıklarında yüklenicilerin aynı davranışları gösterip göstermediklerini incelemiştir. Önerilen modelin ilk adımında altı şüpheli anlaşmalı yüklenici belirlenmiştir. Bu altı yüklenici, 2001-2010 dönemini kapsayan 10 yıllık sürede kamu kuruluşunun sağladığı pazarın neredeyse yarısına (%47.75) sahip olmuşlardır. Bu sürede ortalama 12 kez karşılıklı teklif vermişlerdir. Hem bakiye testini hem de maliyet modeli stabilite testini geçemeyen altı olası kartel yüklenicisinden ikisinin, yolsuzluk vakalarıyla ilintili olarak kamu kuruluşunca soruşturmaya alındığı, bir diğerinin ise ihalelerde usulsüzlükten mahkum olduğu ve aynı kamu kuruluşu ile birlikte iş yapmaktan menedildiği daha sonra ortaya çıkmıştır. Önerilen modelin ikinci adımında, gizli anlaşmaların göstergesi olarak, olası kartel yüklenicilerinin kartele dahil olmayan yüklenicilerden farklı davranışlar sergilediğini kesinleştirmek için üç inceleme yürütülmüştür. İlk inceleme, teklif dağılımlarının incelenmesidir. Bu inceleme sayesinde olası kartel yüklenicilerinin modelindeki tekliflerin, kartele dahil olmayan yüklenicilerin modelindeki tekliflerden daha yüksek olduğunu açığa çıkaran önemli bir sonuca ulaşılmıştır. Bu sonuç, kartel yüklenicilerinin tekliflerini normal rekabet düzeyinin üzerinde arttırdıkları varsayımı ile bağdaşmaktadır. İkinci inceleme teklif yoğunluğunun incelenmesidir. Bu inceleme olası kartel yüklenicilerinin teklif kümelerinin kartele dahil olmayanlarınkinden daha yoğun olduğunu göstermiştir. Böylece kartel yüklenicileri, diğer yüklenicileri yüksek teklif vermeye ama kendi tekliflerine yakın tutmaya zorlayarak rekabet ortamını düzenlemeye ve kontrol etmeye çalışmaktadır. Üçüncü inceleme, maliyet modelindeki farklılıkların incelenmesidir. Bu inceleme sonucunda bağımsız değişkenlerin olası kartel yüklenicilerinin ve kartele dahil olmayan yüklenicilerin teklif bedellerini farklı şekillerde etkilediği ortaya çıkmıştır. Tüm bu incelemeler, bağımsız ya da birlikte, birinci adımda belirlenen altı olası kartel yüklenicisinin olası gizli anlaşma davranışları ile alakalı oldukları şüphesini güçlendirmiştir. Hileli anlaşmalar gizli yürütüldüğü için, yükleniciler arasındaki diyalogu ihale tarihinden önce belgeleyen yasal bir kanıt olmadıkça, yüklenicilerin usulsüzlük yapıp yapmadığını yüksek bir kesinlikte tahmin etmek mümkün değildir. Fakat gizli anlaşmaya açık şüpheli yükleniciler önerilen modelle yeterli kesinlikte belirlenebilir. Eğer teklif verenlerin bir kısmının geçmişte hileli anlaşma yaptığı modelle tespit edilirse iş sahibi, ihaleyi iptal edebilir. Ayrıca önerilen model, bir yüklenicinin geçmişte olası hileli uygulamalarda bulunduğunu ortaya çıkararak, iş sahibinin şüpheli olan o

17

Page 30: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

yükleniciyi diskalifiye etmesine de olanak tanır. Diğer taraftan önerilen model, anlaşmalı teklifi meydana geldiği sırada tespit edemez; araştırmacının Denklem 1’de sıralanan bağımsız değişkenler hakkındaki detaylı geçmiş bilgilere ulaşması koşuluyla, yansız geçmişte meydana gelmiş şüpheli gizli anlaşmaları tespit edebilir. Devlet, eyalet ve belediyelerde inşaat işlerini yürüten kamu kuruluşlarının ve düzenli olarak inşaat işlerine yatırım yapan büyük ticari örgütlerin, her yıl bu modelde kullanılması gerekli bilgileri toplayıp saklaması önerilir. Bu tarz bir veritabanına erişimi sağlanan bir araştırmacı, önerilen modeli uygulayarak şüpheli anlaşmalı yüklenicileri tespit edebilir. Ancak böyle bir veritabanının oluşturulması ve devamlılığının sağlanması için emek harcanması ve ayrı bir bütçe gerektiği belirtilmelidir. Bu araştırma için veritabanına başvurulan kamu kuruluşu, kullanılan bilgileri vergi yükümlülerinin şeffaflık hakları nedeniyle Internet sitesinden halkın erişimine sunmuştur; bundan böyle bu bilgiler ile şüpheli anlaşmalı yüklenicileri tespit edebilmenin artılarına sahip olmak için bu kamu kuruluşu, bilgi toplamayı sürdürmelidir. Anlaşmalı tekliflerin tespitinde ve incelenmesinde temel fiyatlandırma ölçütü olarak kullanıldığı için iş sahibinin maliyet tahmini hatasız, tutarlı ve güvenilir olmalıdır. Bu kısıtlılığın üstesinden gelmek için modelde ikinci adım uygulanarak üç ek inceleme ile birinci adımdaki bulgular desteklenir ya da çürütülür.

Teşekkür

Bu bildirinin Türkçe yazılmasında büyük özveri ile ve hızlı bir şekilde çalışarak yardımını esirgemeyen Dr. Julide Demirdöven’e candan teşekkür ederim.

Kaynaklar Allen, G. R. ve Mills, C. (1989). “An economic framework for understanding collusive market behaviour: an assessment in support of VDOT’s anti-trust monitoring and detection unit.” Annual Meeting of the Transportation Research Board, Washington D.C. Bajari, P. (2001). “Comparing Competition and Collusion in Procurement Auctions: A Numerical Approach.” Economic Theory, 2001(18), 187-205. Bajari, P. ve Summers, G. (2002). “Detecting Collusion in Procurement Auctions.” Antitrust Law Journal, 2002(70), 143-170. Bajari, P. and Ye, L. (2003). “Deciding Between Competition and Collusion.” Review of Economics and Statistics, 85(4), 971-989. Bowen, P., Akintoye, A., Pearl, R., and Edwards, P. J. (2000). “Ethical Behaviour in the South African Construction Industry.” Construction Management and Economics, 2007(25), 631-648. Chow, G. C. (1960). “Tests of Equality Between Sets of Coefficients in Two Linear Regressions.” Econometrica, 28(3), 591-605.

18

Page 31: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Devore, J. L. (1995). Probability and Statistics for Enigineering and the Sciences. Wadsworth, Inc., Belmont, CA. Dorée, A. G. (2004). “Collusion in the Dutch construction industry: An industrial organization perspective.” Building Research and Information, 32 (2), 146-156, ISSN 0961-3218 Feinstein, J. S., Block, M. K., ve Nold, F. C. (1985). “Asymmetric Information and Collusive Behaviour in Auction Markets.” American Economic Review, June 1985(75), 441-460. Gujarati, D. N. (1995). Basic Econometrics. McGraw-Hill, Inc., New York, NY. Hendricks, K. ve Porter, R. H. (1988). “Collusion in Auctions.” Conference on Market Dynamics and Industrial Structure, the University of Paris, Paris, France. Ishii, R. (2006). “Collusion in Repeated Procurement Auction: a Study of Paving Market in Japan.” http://www.e.u-tokyo.ac.jp/cirje/research/workshops/micro /documents/Nov28.pdf, (erişim: 11/27/07). Levene, H. (1960). “Robust tests for equality of variances.” Contributions to Probability and Statistics, Stanford University Press, CA, 278-292. Lo, W., Krizek, R. J., ve Hadavi, A. (1999). “Effects of High Prequalification Requirements.” Construction Management and Economics, 1999(17), 603-612. McMillan, J. (1991). “Dango: Japan's Price-Fixing Conspiracies,” Economics and Politics, 1991(3), 201-218. Pesendorfer, M. (2000). “A Study of Collusion in First Price Auctions.” Review of Economic Studies, 2000(67), 381-411. Porter, R. H. ve Zona, J. D. (1993). “Detecting of Bid Rigging in Procurement Auctions,” Journal of Political Economy, 101(3), 518-538. Department of Justice (2010). “Price Fixing and Bid Rigging - They Happen: What They Are and What To Look For.”, http://www.justice.gov/atr/public/guidelines/ 211578.htm, (erişim: 03/25/10). Vee, C. ve Skitmore, C. M. (2003). “Professional ethics in the construction industry.” Engineering, Construction and Architectural Management, 10(2), 117-127. Zarkada-Fraser, A. ve Skitmore, M. R. (1998). “A classification of factors influencing participation in collusive tendering agreements.” In Proceedings Theory Development and Models of Ethical Decision-Making track, Ethical and Societal Issues Conference, American Marketing Association (AMA) Marketing Exchange Colloquium, 22-25 July 1998, Vienna Hilton, Austria.

19

Page 32: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

20

Page 33: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Çağrılı Konuşmacı: Prof. Dr. Zehra Gönül Balkır

Mimarların Fikri Mülkiyet Hakları

Prof. Dr. Z.G. Balkır Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Kocaeli

[email protected]

Özet Fikri mülkiyete konu olan eserler üzerinde mimarların telif hakları vardır. Telif hakkı, müelliflerin yarattıkları eserlere ilişkin çıkarları korur ve onlara yarattıkları fikri eserler üzerinde öncelikli kullanma hakkı verir. Telif Haklarıyla ilgili olarak mimari eserde değişiklik yapılmasına izin verilmesiyle ilgili olarak; eser sahibinden izin alınmadan, değişiklik yapılmış olması halinde; açılacak ceza davaları yanında, mimarların yarattıkları mimari eserlerin eski hale getirilmesi ve tazmini isteme hakları bulunmaktadır. Mimari emeğin, fikri mülkiyet hakları ve telif ücretleri bakımından koruma altına alınması, mimar çalışanların gerek kendi çalışma koşulları açısından ve gerekse proje müellifi mimar olarak yaptıkları mimarlık sözleşmesine bağlıdır. Başka bir mimar yanında çalışan işçi mimarların, çoğunlukla kendi özgün tasarımlarını yapamadan, işveren mimarın talimatı doğrultusunda çalıştığı, proje müellifi olarak yaptığı çalışmanın altına çoğunlukla imza koyamadığı ve genellikle sigorta primlerinin işçi asgari ücreti üzerinden ödendiği gözlemlenmektedir. İş hukuku açısından mimarlık iş sözleşmesiyle çalışan ücretli mimarların, telif haklarını korumak için; işverenleriyle yaptığı iş sözleşmelerine; kendi mesleki aidiyet, kimlik ve fikri mülkiyet haklarıyla ilgili koruyucu özel maddeler eklemeye çalışarak; gerek kendi imzalarının yapılacak çalışmalarda bulunması zorunluluğunu ve gerekse kendilerine ait mimari projeler çizebilme şartını koyabilmeleri gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Proje Müellifliği, Mimarların telif hakları, Mimari eser Sahipliği.

Giriş Mimarların fikri mülkiyet haklarıyla ilgili süreçte yaşanan telif hakları konusunda çıkan sorunların başında, telif haklarına konu eserleri değiştirememesi, denetleyememesi, kontrol edememesi, değişikliklerine sahip çıkamaması gelmektedir. Kamu, şirket ve üniversite’de ücretli çalışan olarak, telip hakları kapsamında proje hizmeti verile bilinir mi? Telif hakkı için uygulama projesi yapmak zorunluluğu var mıdır? Ya da proje çalışması yapılan ada parselde daha önce bir başka mimarın telif hakkı varken ve bu müellifin vefat ettiği durumlarda ne yapılmalıdır? şeklindeki telif hakkıyla ilgili sorunlar, mimarlık ve telif hakları konusunu öne çıkardığından; öncelikle mimarlık ve telif hakları konusu çalışılmak istenmiştir.

21

Page 34: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Mimari Eser Sahibinin Fikri Mülkiyet Hakları Mimari Eser Kavramı Türk Fikri Mülkiyet Hukukunda mimari eserler; güzel sanat eserleri, estetik değere sahip olan mimarlık eserleri, fotoğrafik eserler ve slâytlar, grafik eserlerle birlikte düşünce ve sanat eseri sıfatında tanımlanmıştır (FSEK, md.4/3). Özellikle mimari eserleri kapsayacak şekilde maket ve benzeri her çeşit mimarlık ve şehircilik tasarı ve projeleri gibi ifadelere yer verip detaya inilmesine rağmen, mimarlık eserleri şeklindeki bir tanımlamanın tercih edilmesiyle mimari eserler, sınırları pek belirli olmayan bir tanıma sahip olmuştur(Tekinalp, 2004). FSEK, md.2/3’nde mimarlık mesleği ve mimarı hakların korunmasıyla ilgili olarak “ Mimari maketlerde, bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleriyle, her nevi haritalar, planlar, projeler, krokiler, resimler, coğrafya ve topografyaya ait maket ve benzerleri, her çeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler, endüstri, çevre ve sahne tasarım ve projeleriyle birlikte…” denilmek suretiyle maddede sayılan tüm bu eserler fikri hak ve korumadan yararlandırılmıştır(Balkır, 2011). FSEK. 2/3 md.’nde, bedii vasfı olmayan bir eserin koruma hakkından yararlanma nedeni fikri mülkiyet hakkı olarak yaratılan emeğin korunmaya çalışılmasıdır. Bu yüzden çizimsel değerlendirmelerde eser sayılanlar sıfatıyla koruma altına alınmıştır. Özellikle çizimle ilgili mimari projelerde bedii vasfı olmayan, yani estetik değer taşımayan çizimlerin fikir ve sanat eserleri kanununa göre kabul edilmesindeki en önemli amaçlardan birisi de; yaratılan eserin açıklayıcı, öğretici ve uygulamaya imkân sağlayıcı bir değer taşımasıdır. Yasa koyucu mimari çizimi, teknik veya bilimsel içeriğinin uygulamaya fayda sağlayacak bir şekilde olması nedeniyle korumadan yararlandırmaktadır. Mimari Eserin Korunması FSEK 4/4’te korunan değer, mimari plan, kroki ve maketler değil, doğrudan mimari yapının kendisidir. Yapının estetik değeri mimarın özelliklerini yansıtır; ne var ki bir mimari yapı her şeyden önce fonksiyonel olmak, belirli ihtiyaçları karşılamak zorundadır. Bu zorunluluk, mimarın serbest yaratma imkânlarını sınırladığından, yapının estetik değeri buna göre değerlendirilmelidir. Bir mimarın, her yaptığının özgünlüğü tartışılabilir(Arbek, 2005). Bedii vasfı olmayan bir eser yasada neden korunmuştur? Neden kendisine fikri koruma hakkı verilmiştir, diye düşünüldüğünde yasa koyucunun fikir eseri olarak yaratılan emeği koruduğu ve bu nedenle çizimsel değerlendirmelerin ve mimarların maket ve projelerinin eser sayılanlar sıfatıyla koruma altına aldığı görülür(Balkır, 2008). Burada ne olursa olsun, mimarın harcadığı bir düşünce emeği ve bu düşünce emeğinin korunması söz konusudur. Mimari eserler fonksiyonel olmak, belirli ihtiyaçları karşılamak zorundadır. Bu zorunluluk, mimarın serbest yaratma imkânlarını ve özgürlüğünü sınırlar. Mimari eserin bedii niteliği, bu zorunluluğa göre değerlendirilmeye alınmalıdır(Erel, 1998). Mimari eserin, bağımsız bir fikri çalışmanın varlığıyla yaratıldığı kabul edildiğinde, mimari eser, artık teknik korumadan çıkarak başlı başına güzel sanat eseri olarak korunmaya başlar. Mimari eserler, genellikle kullanacak bütün bireylerin ortak gereksinimleri dikkate alınarak hazırlandıkları için, oluşturulmuş olan yapı kültürüne bağlı olarak, özel bir konutun girişi, holü, salonu, yemek odası, odaları, pencereleri ve

22

Page 35: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

benzeri düzenlemeleri birbirine benzer. Bu nedenle birbirine benzeyen her yapı projesine kolaylıkla tecavüz iddiası ileri sürülemez. Mimari eserlerde yaratıcısının şahsiyet özelliğinin gösterilmesi çok zordur ve teknik benzerlikler kaçınılmazdır. Bu nedenle değerlendirmeler esnasında mimari eserlerde, özgün yapının az olduğunun kabulü gerekmektedir(Balkır, 2011).

Mimari Eserlerden Doğan Haklar

Mimari Eserden Doğan Mali Haklar Fikri mülkiyet hakları, mimari eser üzerinde mimari eser sahibinin mali ve manevi menfaatlerini korurken, mimari eser sahibine tanınan hak ve yetkiler, eserin bütününü ve parçalarını da kapsar (FSEK, md.13). Fikri mülkiyet hakları, mali ve manevi haklar olmak üzere ikiye ayrılır. Mali haklar alenileşmiş bir eserden dolayı eser sahibine faydalanma hakları tanırlar. Eser sahibine tanınan faydalanma hakları bakımından, mali haklar birbirine bağlı olarak kullanılmak zorunda değildirler. Eser sahibine tanınan faydalanma haklarının kullanılması açısından mali haklar birbirine bağlı olmadığından, bunlardan birinin tasarrufu ve kullanılması diğerine tesir etmez. Mimarların Telif Hakları Mimari eser sahibi, her faydalandırması için fikri emeğinin karşılığında telif hakkı alabilir. Telif hakkı, saf teknik bir nesnenin ya da sürecin geliştirilmesiyle ilgili ve sadece patent yasası altında korunabilen bir fikri çabanın aksine, özellikle sanatsal yaratmayı ilgilendiren bir fikri çabanın karşılığıdır. Telif hakkı, proje müelliflerinin fikri emeğini korur ve onlara, yarattıkları mimari eserler üzerinde öncelikli kullanma hakkı verir. Mimarlar, mimari projesi başka bir meslektaşı tarafından tanzim edilmiş, bir yapının fenni sorumluluğunu kabullenmeden önce durumu proje müellifine bildirmek ve onun onayını almak zorundadırlar(Balkır, 2011). Telif hakkı kapsamında koruma altında olduğu için bir mimar, başkası tarafından tanzim edilmiş bir projenin tadilatını, proje müellifinin onayını almadan yapamaz. Proje müellifinin bulunmaması ya da onayının alınamaması halinde, Mimarlar Odası'nın ilgili şube ya da temsilciliği, arada hakem rolü oynayarak durumu sonuca bağlar. FSEK 20. madde mali hakları genel olarak betimlemiş olup, bunlardan münhasıran yararlanma hakkını eser sahibine tanımıştır. Eser sahibi eserden ekonomik açıdan yasada düzenlenen hak formları çerçevesinde yararlanacaktır. Buna göre yasa, mali hakları saymış ve bunların birbirine bağlı olmadan kullanılabileceğini öngörmüştür. Nitekim Yargıtay'ın içtihadı da bunu doğrulamaktadır(Güneş,2008). Mimarların Çoğaltma Hakkı Çoğaltma (reproduction) hakkı eserden ekonomik biçimde yararlanmanın en eski ve ana yöntemidir. Diğer mali haklar da çoğaltma hakkından doğmuştur. Telif hakkı çoğaltma ile somutlaşarak hayat bulur, çoğaltan ile bu yetkiyi tanıyanın eserden yararlanmalarının yolunu açar. Fikri hak veya telif hakkı, korunan bir eserin hak sahibi dışındakilerin kullanımını sınırlamaktadır. Telif hakkı konusu olan eserin sahibinin izni olmadan çoğaltılması, yeniden üretilmesi bir tür tecavüz oluşturmaktadır(Balkır, 2011).

23

Page 36: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Bir eserin asıl nüshasından ikinci bir kopyasının dahi üretilmesi çoğaltma anlamına gelmektedir5. Mimari eserler ise plan ve krokiler uygulanmak, yapı meydana getirilmek veya projelerinin ozalitleri çıkarılmak suretiyle çoğaltılabilir. Çağımızın yeni çoğaltma yöntemi ise elektronik -online- çoğaltmadır. Bilgisayarların kontrol ettiği dijital iletim ve yayın olarak da adlandırılan çoğaltma yöntemi artık son derece yaygınlaşmıştır. Bu son olanak eserlerin dijital formlarının kolayca ve bolca çoğaltılmasını ve daha önemlisi dağıtılmasını sağlamaktadır. Çoğaltma ve yaymanın bu kadar kolay ve hızlı olabilmesi eser sahiplerini göreli olarak zayıflatmıştır. Bu yüzden de serbest kullanma hakkının dar yorumlanması eğilimleri doğmuş ve eser sahibi daha fazla korunmaya gerek duyulan bir konuma sürüklemiştir. Günümüzde, izinsiz tam çoğaltma, müzik, kitap ve sinema eserleri ile video oyunları bakımından korsanlık olarak adlandırılmaktadır. Yine, izinsiz ve yasal koşullara uymayan esaslı alıntılar ticarileştiği sürece intihal olarak nitelenmektedir(Güneş,2008). Mimarlık eserlerinde özellik gösteren bir çoğaltma hakkı bulunmaktadır. Bir mimari eserin plan, proje ve krokilere uygulanması, çoğaltma sayılır. Hükümdeki uygulanma kelimesiyle kastedilen plan, proje veya krokinin icra edilmesidir. Bir binanın projelerinin fotokopisinin çekilmesi çoğaltma olduğu gibi binanın aynısının yapılması da bir çoğaltmadır(Tekinalp, 2004). Mimarların Yayma ve Umuma İletim Hakkı Çoğaltılmış eser nüshalarının ticarete konması, dağıtılması yayma hakkının konusu olup, eser sahibinin münhasır yetkileri arasındadır. FSEK 23. madde uyarınca eser nüshalarının kiralanması, ödünç verilmesi, satılması veya bedelsiz verilmesi, trampa edilmesi eser sahibinin iznine bağlıdır. Yayma, eserin çoğaltılıp satışa verilmesi ile somutlaşır. Mali haklardan olan yayma hakkının kullanılabilmesi için, çoğu kez eserin kamuya sunulmasına ilişkin manevi hakkın da devri gereklidir. Bu eylem, FSEK. 23. maddede yer alan ve aşağıda incelenecek olan ayrı bir hakkın, elektronik ortamda kamuya sunma hakkının kapsamındadır(Ateş, 2003). Eser sahibi, eserinin aslının ya da çoğaltılmış nüshalarının telli veya telsiz araçlarla satışına veya diğer biçimlerde umuma dağıtılmasına veya sunulmasına ve gerçek kişilerin seçtikleri yer ve zamanda eserine erişimini sağlamak suretiyle umuma iletimine izin vermek veya yasaklamak hakkına da sahiptir (FSEK, md.25). Mimari eserlerin yayımlanması hakkı, kişisel haklar ile ilgili yasalara bağlı olarak, öncelikli olarak sadece mimari eserlerin müellifleri tarafından kullanılmalıdır. Bu hakkın mimarlar için sınırlı bir geçerliliği vardır, çünkü işveren için tasarımı yapılmış bir binanın yayımlanmasında genellikle mimarlar söz sahibi değildir. Mimar, yarattığı mimari eserin planlarının ve resimlerinin yayımlanıp yayımlanmayacağı, yayımlanacaksa nasıl ve ne zaman yayımlanacağı konusunda yetki sahibi olmalıdır. Mimari proje yarışmalarına katılan tasarımlar, eğer yarışma koşullarında öngörülmüşse veya proje müellifinin kesin onayıyla yayımlanabilir. Öğrencilerin eğitim çalışmaları sırasında üretilen çalışmalar, yalnızca eğitsel değerlendirme ve eleştiri amaçlarının gerektirdiği şekilde yayımlanıp, sergilenebilir. Telif hakkı olan mimari eserin haber, eleştiri, yorum, röportaj, eğitim, burs veya araştırma gibi amaçlarla kullanımı, telif hakkı ihlali olarak görülmemelidir. Bu ve

24

Page 37: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

benzeri amaçlarla kullanım, iyi niyetli kullanım olarak nitelenebilir ve telif hakkı korumasının dışında tutulur. Proje müellifinin, telif hakkı sahibi olduğu eserlerinin pazarını daraltma yetkisi olduğu için, bu gibi iyi niyetli kullanımların makul sınırları vardır ve umuma iletim yoluyla eserlerin dağıtım ve sunumu, her zaman için mimari eser sahibinin yayma hakkını ihlal etmez. Mimarların İşleme Hakkı Mimari eseri meydana getiren kişi olarak mimari eser sahibinin şahsiyet özelliklerini taşıyan her nevi fikir ve sanat mahsulleri “mimari eser”; diğer bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilip de bu esere nispetle müstakil olmayan ve işleyenin hususiyetini taşıyan fikir ve sanat mahsulleri “işlenme eser” olarak kabul edilmiştir (FSEK, md.1/B-a/b). İşlenme eser, diğer bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilip de bu esere nispetle müstakil olmayan fikir ve sanat ürünleri olarak tanımlanmıştır (FSEK, md.6). Aynı şekilde istifade edilen eserin sahibinin haklarına zarar getirmemek şartıyla oluşturulan ve işleyenin şahsiyet özelliklerini taşıyan işlenmeler de FSEK’nda eser sayılmaktadır (FSEK, md.6/11). Bir eserden, onu işlemek suretiyle faydalanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir (FSEK, md.21). Bir işlenmenin sahibi, kendisine bu sıfatla tanınan mali hakları, işleme hususunun serbest olduğu haller dışında, asıl eser sahibinin müsaade ettiği nispette (FSEK, md.20) kullanabilir (Erdil, 2003). Mimari bir eserin yeniden projelendirilmesi durumunda ikinci projelendirme veya eserdeki değişiklik yapılması halinde işlenme eser söz konusu olur. Mimari Eserden Doğan Manevi Haklar Eser sahibinin tekelci hakları, manevi haklar olarak adlandırılmaktadır. Eser sahibinin kişiliğine eseri sebebiyle bağlı sınırlı sayıda haklar olan manevi haklar, herkese karşı ileri sürülebilen, tekelci niteliğindeki mutlak haklardandır. FSEK 67. madde manevi hakka tecavüz halinde açılabilecek olan hukuk davaları düzenlemiştir. Umuma arz hakkının ihlali halinde tecavüzün kaldırılması; isim hakkının ihlali halinde yine tecavüzün kaldırılması ve hükmün ilanı, tespit, tazminat davaları; eserin bozulması halinde bu biçimde temsil, çoğaltma, yayının men edilmesi ve değişikliğin ilanen düzeltilmesi davaları açılabilir. Manevi hakların ihlali sebebiyle tazminat davası açabilmek için eser sahibinin kişilik haklarının da tecavüze uğramış olması koşul değildir. Aynen mali hak ihlalindeki gibi eser sahibi tecavüzün durdurulması ve önlenmesi davaları yanında maddi ve manevi tazminat davaları da açabilir. FSEK 70. maddede manevi hak ihlali halinde manevi tazminat davası açılabileceği özel olarak belirtilmiştir. İhlal halinde zararın varlığı varsayılmaktadır. Kusur bulunması koşulu ile iki tazminat da istenebilir. Manevi hak ihlali ile örneğin eserin bozulması sonucu yazarın onuru ve ünü olumsuz etkilenmekte ve buna bağlı olarak ileride maddi zararları da ortaya çıkmaktadır(Güneş, 2008). Mimari eserlerin manevi hakları, proje müellifinin yarattığı mimari eser nedeniyle sahip olduğu manevi değere bağlı bulunan haklardır. Manevi haklar, fikri mülkiyet hakları korunan proje müellifine, yarattığı mimari eserleri kendisiyle ilişkilendirme ve bir bütünlük içinde, şan ve şerefle koruma ve korumayı talep hakkı verir. Manevi haklar

25

Page 38: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

sayesinde proje müellifi, mimari eserin sahibi olan mimar, fikri mülkiyet haklarına karşı, yapılan hak ihlallerinden koruma sağlar. Proje müellifi, yarattığı mimari eseriyle ilgili konularda her zaman için onuruna ve ününe zarar verebilecek; her türlü intihal, bozma, çarpıtma veya başka türlü değiştirmelerle mimari eserin itibarını azaltıcı girişimlere karşı çıkma ve men etme hakkını kullanabilir. Nitekim Yargıtay fikri haklarda manevi hakların korunması için vermiş olduğu bir kararda “ Fikir ve sanat Eserleri Kanununun 16/ son madde ve fıkrasına göre, eser sahibi (yüklenici) kayıtsız şartsız izin vermiş olsa bile şeref ve itibarın yahut eserin mahiyet ve hususiyetlerini bozan her türlü değiştirmelere muhalefet hakkını muhafaza eder. Bu haktan sözleşme ile vazgeçmek hükümsüzdür.“ diyerek; eser sahibinin eserin özelliğinin bozulmasına yönelik her türlü değişikliğe muhalefet hakkı olduğunu açıkça ifade etmiştir(Balkır, 2011). Mimari Eserde Adın Belirtilmesini İsteme Hakkı Eser sahibi, eserinin sahibi olarak tanınma hakkına sahip olduğu gibi isterse adın eserinde belirtilmemesini de öngörebilir. FSEK 15. maddeye göre, "Eseri, sahibinin adı veya müstear adı ile yahut adsız olarak, umuma arz etme veya yayımlama hususunda karar vermek salahiyeti münhasıran eser sahibine aittir". Buna dayalı olarak bir başka eserden yararlanan eser sahipleri de alıntı yaptıkları eser için kaynak göstermek zorundadır. Derleme de olsa, özgün başka bir eser de olsa durum aynıdır. Nitekim Yüksek Mahkeme kararı da ilkeyi benimsemiş görünmektedir (Güneş, 2008). Eser sahibinin eseri dolayısı ile tanınma hakkı itibar ve yazarlık onurunun korunması ve ününün yayılması açısından önemlidir. Bu isim hakkı sayesinde eser sahibi sonraki eserleri için yazma ve gelişme yolunda teşvik edilmiş olur. Bunun da ekonomik sonuçları bulunduğu bellidir. Yine de eserinden dolayı doğan hak kişilik hakkının uzantısıdır. Bu yetki eser sahibinin ölümünden sonra mirasçılarınca tazminat hakkı sonucunu vermemek kaydıyla kullanılabilir (FSEK 19. maddesi). Esere adının konması, eser sahibinin açık istemini gerektirmemektedir. Mutad olan, adın konması olup, açıkça istemese de eserin sahibinin adı ile kamuya arz edilmesi veya yayınlanmasıdır. Eserde adın belirtilmesinin bazı önemli işlevleri bulunmaktadır. Bu sayede eserin kime ait olduğu anlaşılır ve eser sahipliği karinesi işletilir (FSEK 76/son madde). Öte yandan eser sahipleri açısından ileride doğabilecek çekişmelerde ispat kolaylığı sağlanmaktadır. FSEK 32/1, 2 ve 40. maddelerde düzenlenmiş belli haller için istisna konmuştur. 4110 Sayılı yasa ile 1995'te FSEK 15. maddeye eklenen hükümle eser niteliği taşıyan mimari yapılara mimarın yazılı istemi olduğu takdirde uygun bir malzeme ile görünür bir yere mimarın adının yazılması öngörülmüştür. Mimari eser sahibi mimari eseri üzerinde fikri mülkiyet hakkını kullanarak, adının belirtilmesini isteme hakkına sahiptir. Mimari eserin sahibinin adı veya müstear adı ile yahut adsız olarak umuma arz etme veya yayımlama hususunda karar vermek yetkisi doğrudan eser sahibine aittir. Eser niteliğindeki mimari yapılarda, yazılı istem üzerine eserin görülen bir yerine eser sahibinin uygun göreceği malzeme ile silinmeyecek biçimde eser sahibinin adı yazılır (FSEK, md.15). Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda özellikle adın belirtilmesinde, mimarlarla ilgili koruyucu bir düzenleme bulunmaktadır. Adın belirtilmesi hakkı

26

Page 39: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

mimarların en önemli fikri haklarından birisidir. FSEK’ nun 15. maddesine göre; mimarlar yarattıkları mimari eserlerde eğer istiyorlarsa, yazılı istemle birlikte, yarattıkları mimari yapının üzerinde adlarını yazdırmak haklarını kullanabilirler. Eser sahibinin izni olmadıkça, mimari eserde veyahut mimari eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamaz. Mimari Eserde Değişiklik Yapılmasını Men Etme Hakkı Eser şekil ve içerik olarak bir bütünlük oluşturur. Eser sahibi eserinin oluşturduğu bütünlüğün bozulmamasını isteme ve sağlama yönünde yetkilere sahiptir. Bunun için eser sahibi eserinde değişiklik yapılmasını, eklemeler veya çıkarmalar yapılmasını men edebilir. Bu tip eylemlerin eserin hususiyetini etkileyeceği ve bozabileceği açıktır. Oysa eser sahibinin yararlandığı koruma tam da hususiyet sayesindedir. Eserin tamamında veya bir kısmında yapılabilecek değişiklik onun hususiyetini etkileyebilir. Bu yüzden bu tür eylemler eser sahibinin izin vermesi halinde yapılabilir. Bu da manevi hakkın konusu olup; eser sahibine sıkı surette bağlıdır. Fikri hak, maddi mülkiyet konusu olan eserin somutlaştığı şeyin malikinin hakkına üstün tutulmuştur. Ancak eser sahibi, çoğaltma ve yayma hakkını devrederse, çoğaltma tekniğinin zorunlu kıldığı değişikliklerin yapılmasına katlanmak zorundadır(Balkır, 2011). Nitekim Yargıtay 11. HD, mimari eserin bozulacak biçimde değiştirilmesini manevi hak ihlali saymıştır. Yargıtay, mimari eserdeki değişiklik karşısında eser sahibine eserden adının çıkarılmasını, eser sahibi olarak tanınmamayı tercih etme hakkına değinmiştir. Yine, değişiklik konusunda eser sahibinin hakkı ile kamunun çıkarları arasında dengeleme yapılmasına işaret etmiştir. Bu konudaki 2001/143- 2001/2548 sayılı 29.03.2001 tarihli kararın ilgili kısmı şöyledir: "Davacı, dava dilekçesinde proje müellifi olduğu otelin, izni alınmadan mimari projesinin önemli şekilde değiştirildiğinden bahisle tazminat ve eski hale getirme talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, eserin teknik ve estetik yönden yapılan değişikliklerin davacının maddi ve manevi haklarını ihlal edip etmediği ve eserin eski hale getirilmesinin mümkün olup olmadığı, bu durumun da malikin haklarını önemli şekilde ihlal edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Güzel sanat eseri, haksız ve eser sahibinin rızası olmaksızın değiştirilmişse, eski halin iadesi mümkünse ve değişikliğin izalesi ammenin ve malikin menfaatlerini esaslı suretle haleldar etmiyorsa, eser eski hale getirilir, aksi halde eser sahibi özgün eserdeki değişikliğin kendisi tarafından tanıtılmasını veya eserdeki adının kaldırılmasını veya değiştirilmesini isteyebilir. Kanun, değişikliklerin; eski hale iadesini şartlara bağlamıştır. Bunlardan biri, yani eski halin iadesinin mümkün olması, kanunun öngördüğü bir şart olmayıp, eşyanın tabiatından doğmaktadır. (...ikinci şart ise, kendi içinde bir ikameye imkân bırakmaktadır. Değişikliğin kaldırılması (izalesi) ya ammenin, ya da malikin menfaatlerini esaslı suretle haleldar etmiyorsa eser eski hale getirilir. Kamunun veya malikin menfaatleri eski hale getirilmesi halinde esaslı surette zarara uğrayacaksa, değişikliğin kaldırılması, yani eski hale getirilmesi haklı görülemez"(Güneş, 2008 ve Tekinalp, 1999). Eser sahibi, kayıtsız ve şartsız olarak yazılı izin vermiş olsa bile şeref ve itibarını zedeleyen veya eserin mahiyet ve hususiyetlerini bozan her türlü değiştirilmeleri men edebilir. Men etme yetkisinden, bu hususta sözleşme yapılmış olsa bile, vazgeçmek hükümsüzdür (FSEK, md.16).Kanunun veya eser sahibinin müsaadesiyle bir eseri

27

Page 40: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

işleyen, umuma arz eden, çoğaltan, yayımlayan, temsil eden veya başka bir suretle yayan kimse; işleme, çoğaltma, temsil veya yayım tekniği icabı zaruri görülen değiştirmeleri eser sahibinin hususi bir izni olmaksızın da yapabilir. FSEK’nun 16. maddesinde; mimarların yarattıkları eserlerde değişiklik yapılmasını men etme hakkı vardır. Yaratılan eserde bozucu herhangi bir değişiklik yapıldığı takdirde mimarın, ceza davası açmak suretiyle eserin eski hale getirilmesini ve tazminat talep hakları doğmaktadır. Gerçekte, proje sahibi mimar ile bu projenin gereksinimlerine uygun bir biçim almasını isteyen taraflar arasında, yapılan anlaşma koşullarına bağlı olarak hizmet sözleşmesi ya da eser sözleşmesi ilişkisi bulunmaktadır. Hizmet sözleşmesine ilişkin proje üzerinde hak sahipliği hukuki statüsünün bu konudaki sorunlara bir yanıt vereceği kuşkusuzdur. Mimar yapı projesine başlamadan önce yazılı bir sözleşme düzenleyecek ve mimari eseri üzerindeki haklarını müşterisine devredecektir. Bu bağlamda mimari yapı sahiplerinin ihtiyaçlarının makul ölçüde karşılanmış olması gereğiyle birlikte ortalama bir değişiklik dengesi kurulmak zorunluluğunun bulunması yanında mimarın değişiklik talebiyle malikin ihtiyacı arasında bir optimum denge noktasında buluşulması gerekmektedir(Balkır, 2011). Bir yapının uzun yaşam süresi; yeni uyarlamaları, genişletmeleri veya başka değişiklikleri gerekli kılabilir. İşveren bu yapıya bir zamanlar yatırım yapmıştır ve ekonomik gereksinimlerine göre üzerinde değişiklik yapma olanağına sahip olmalıdır. Değişen gereksinim veya amaçlar doğrultusunda işveren veya kullanıcı, yapıda, çoğu zaman mimari konseptte de değişikliği de içeren, uyarlamalar yapma hakkına sahip olmalıdır. Yasal mevzuatta yapılan değişiklikler de yapılarda tadilat yapma gereği doğurabilmektedir. Mimari yapıda değişiklik gerektiği zaman, tarafların çıkarlarının dengelenmesini gerektirir. Somut olayla ilgili olarak Yargıtay’da aynı dengeye dikkat çekmektedir; "Davacı, dava dilekçesinde proje müellifi olduğu otelin, izni alınmadan mimari projesinin önemli şekilde değiştirildiğinden bahisle tazminat ve eski hale getirme talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, eserin teknik ve estetik yönden yapılan değişikliklerin davacının maddi ve manevi haklarını ihlal edip etmediği ve eserin eski hale getirilmesinin mümkün olup olmadığı, bu durumun da malikin haklarını önemli şekilde ihlal edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır. "Güzel sanat eseri, haksız ve eser sahibinin rızası olmaksızın değiştirilmişse, eski halin iadesi mümkünse ve değişikliğin izalesi ammenin ve malikin menfaatlerini esaslı suretle haleldar etmiyorsa, eser eski hale getirilir, aksi halde eser sahibi özgün eserdeki değişikliğin kendisi tarafından tanıtılmasını veya eserdeki adının kaldırılmasını veya değiştirilmesini isteyebilir. 4110 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce mimari eserleri istisna eden bu hüküm, bugün, anılan hükümleri kapsamı içine almıştır. Kanun, değişikliklerin tam olarak kaldırılmasını şartlara bağlamıştır. Bunlardan biri, yani eski halin iadesinin mümkün olması, kanunun öngördüğü bir şart olmayıp, eşyanın tabiatından doğmaktadır.” İkinci şart ise, kendi içinde bir ikameye imkân bırakmaktadır. Değişikliğin kaldırılması (izalesi) ya ammenin, ya da malikin menfaatlerini esaslı suretle haleldar etmiyorsa eser eski hale getirilir. Kamu'nun veya malikin menfaatleri eski hale getirilmesi halinde esaslı surette zarara uğrayacaksa, değişikliğin kaldırılması, yani eski hale getirilmesi haklı görülemez”. Mahkeme gerekçesinde hükme esas alınan bilirkişi raporlarında, malikin hakları yönünden yasada öngörülen bu ilkeler üzerinde durulmamıştır. Yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle yeniden bilirkişi raporu

28

Page 41: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

alınarak tazminat ve eski hale getirme talepleri yönünden hâsıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Ayrıca, infazının ne şekilde yapılacağı karar yerinde ayrıntılı bir şekilde açıklanması gerekirken, infazı mümkün olmayacak şekilde, soyut olarak eski hale getirme kararı verilmesi de isabetli olmamıştır. " (Güneş, 2008). Gerçekten mimari eserde değişiklik yapılmasına izin verilmesi hakkında eser sahibinden izin alınmadan izinsiz değişiklik yapılmış olması halinde açılacak ceza davaları yanında mimarların yarattıkları mimari eserlerin eski hale getirilmesi ve tazminini isteme hakları bulunmaktadır. Bu çerçevede her zaman için mimarın değişiklik yapılmasını men etme hakkıyla malikin makul ihtiyacı arasında optimum bir denge bulunması gerektiğini söylememiz şarttır(Balkır, 2008). Mimari eserin proje müellifi, mimari projenin ilk başlangıcı esnasında yaptığı mimarlık sözleşmesinde, sonraki değişiklik, tadilat ve hatta yıkım kararlarında kendisine danışılması konusunu tespit etmiş ve mimarlık sözleşmesinde bu konudaki gerekli düzenlemeyi yapmış olmalıdır. Eserin tadil edilmesine itiraz hakkı, yıkılmasına itiraz hakkını da kapsamaktadır. Mimari eserin yıkımı, mimari eserdeki manevi bütünlük hakkını ihlal etmiş olur. Müellifin, mesleki ününü oluşturan ve bunu devam ettiren eserinin varlığını sürdürmesinde çıkarı vardır(Balkır, 2011) Mimari Eserin Kamuya Arz Hakkı Eserin, eser sahibinin özel dünyasından çıkarak fikir ve sanat dünyasına mal olması ve fikri hukuk tarafından korunur hale gelmesi ancak bu hakkın, kamuya arz hakkının kullanılmasıyla olanaklı olur. Alenileşme korumanın başlaması açısından önemlidir. Öte yandan alenileşmemiş bir eser, henüz toplumun ilgi alanı dışındadır ve bu nedenle hacze, rehine konu olamaz ve sözleşmelerle tasarruf da edilemez. Kamuya sunma bir defa gerçekleşen hukuki bir eylemdir. Aleniyet bir kez sağlandıktan sonra geri alınamaz. Eser sahibi bu yetkiyi bizzat veya yetkilendireceği kişiler aracılığıyla kullanabilir. Eser sahibi isterse, eserini hiç açıklamayabilir ve o durumda ölümünden sonra mirasçıları da murisin son isteğine uygun olarak eseri yayınlayamazlar. Mimari Eserin Aslına Ulaşma Hakkı Fikri ürün sabitlendiği şeyden farklı bir oluşum olarak cisimlenmeye rağmen soyut kalmaya devam eder. Fikir ve sanat eserleri, üzerinde somutlaştıkları maddi maldan ayrı bir varlığa sahiptir. Böylece eserin bir başka kimsenin elinde olması, yaratıcısının eser sahipliğinden doğan haklarını etkilemez. FSEK 17/2 maddede düzenlenen eserin bütünlüğünün korunmasını talep etme hakkı ise yukarıda değişiklik yapılmasını önleme hakkı çerçevesinde ele alınmıştır. Bu hükme göre, "Aslın maliki, eser sahibi ile yapmış olduğu sözleşme şartlarına göre eser üzerinde tasarruf edebilir. Ancak eseri bozamaz, yok edemez ve eser sahibinin haklarına zarar veremez"(Güneş, 2008).

Mimari Eserlerin Fikri Mülkiyet Haklarında Tasarruflar Fikri mülkiyet haklarında tasarruf edilebilir(Beşiroğlu, 2006). Burada, esas olan, hak sahibi tarafından yapılan tasarruf ile hukuksal bir sonuç doğurulmuş olmasıdır. Eser sahibi veya mirasçıları kendilerine kanunen tanınan mali hakları; süre, yer ve muhteva

29

Page 42: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

itibariyle sınırlı veya sınırsız karşılıklı veya karşılıksız olarak başkalarına devredebilirler (asli iktisap). Mali hakları sadece kullanma yetkisi de diğer bir kimseye bırakılabilir. Fikri mülkiyet haklarıyla ilgili olarak yapılan sözleşmelerin yorumu ve kapsamı açısından, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, mali bir hakkın devri veya bir ruhsatın verilmesi, eserin, tercüme veya sair işlenmelerini kapsamaz (FSEK, md.55). Mimari eser sahibinin vermiş olduğu ruhsat, mali hak sahibinin, başkalarına da aynı ruhsatı vermesine mani değilse “basit ruhsat” adını alır. Mimari eser sahibinin fikri mülkiyet hakkının devri ve izni sadece bir kişiye ait olduğu takdirde verilen izin ve ruhsat, “tam ruhsat” olarak kabul edilir. Kanun veya sözleşmeden aksi anlaşılmadıkça her ruhsat, basit sayılır. Basit ruhsatlar hakkında, hâsılat kirasına, tam ruhsatlar hakkında intifa hakkına dair hükümler uygulanır (FSEK, md.56). Eser sahibi veya mirasçılarından mali bir hak veya böyle bir hakkı kullanma ruhsatını elde etmiş olan bir kimse, ancak bunların yazılı muvafakatiyle bu hakkı veya kullanma ruhsatını diğer birine devredebilir (devren iktisap). İşleme hakkının devrinde, devren hak sahibi kimse içinde asıl eser sahibi veya mirasçılarının aynı suretle izin vermesi şarttır (FSEK, Md.49). Mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi şarttır (FSEK, Md.52). Mülkiyetin intikalinde, asıl veya çoğaltılmış nüshalar üzerindeki mülkiyet hakkının devri, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, fikri hakların devrini ihtiva etmez. Bir güzel sanat eseri üzerinde çoğaltma hakkını haiz olan bir kimseden kalıp ve sair çoğaltma aletlerini elinde bulundurma ve bunlardan yararlanma haklarını elde eden kimse, aksi kararlaştırılmamışsa, çoğaltma hakkını da iktisap etmiş sayılır (FSEK, Md.57). Mimari Eserde Mali Hak Devri 5846 sayılı Yasa'nın 48’nci maddesi: "Eser sahibi veya mirasçıların kendilerine kanunen tanınan mali hakları süre, yer ve muhteva(içerik) itibariyle mahdut (sınırlı) veya gayrimahdut (sınırsız), karşılıklı veya karşılıksız olarak başkalarına devredebilirler. Mali hakların sadece kullanma salahiyeti de diğer bir kimseye bırakılabilir (Ruhsat)" hükmünü haizdir. Bu hüküm ile Yasa'nın, eser sahipleri için, mali haklardan yararlanılmasında başlıca iki yöntem öngördüğü anlaşılmaktadır. Mimari eser sahipleri ya mali haklarını devir edebilmek ya da mali haklardan yararlanılmasına izin vermek suretiyle hakları üzerinde tasarrufta bulunabileceklerdir(Balkır, 2011). Mimari Eser Tasarruflarında İzin Düşünce ürünleri üzerindeki haklardan, sahiplerinin izni yani ruhsatı olmaksızın yararlanılması olanaksız olduğuna göre, bu haklardan yararlanılabilmesi için, düşünce ürünü sahiplerinden, önce "izin" alınmasının zorunlu olduğu da kuşkusuzdur. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nın 57’nci maddesinde de aşağıdaki kural öngörülmüştür: "Asıl ya da çoğaltılmış nüshalar üzerindeki mülkiyet hakkının devri, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, fikri hakların devrini ihtiva etmez." Eser nüshalarının dağıtımı gibi bir hizmeti yerine getirmek amacıyla, bu nüshaları elinde bulunduran gerçek ya da tüzel bir kişinin üstlenmiş olduğu hizmet için aldığı iznin de düşünce ürünü üzerindeki yayma hakkının elde edilmiş olduğu şeklinde yorumlanmaması gerekir(Beşiroğlu, 2006).

30

Page 43: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Mimari Eserlerde Basit İzin ya da Ruhsat Bir parasal hakkın kullanılmasına ilişkin olmak üzere, hak sahibi tarafından bir kimseye verilen "ruhsatın - iznin", Yasa'nın şekil koşuluna uygun olarak yapılması zorunlu olduğuna ve bu zorunluluğa ancak bir belge ile yanıt verilmesi gerekli olduğuna göre, kullanım izni ile Yasa'da kullanılan ifade olan "hak devrine ilişkin sözleşmeler" arasında, tasarrufun amacı göz önünde bulundurulduğunda her halde, her hangi bir farklılık bulunmadığı kabul edilecektir. 5846 sayılı Yasa'nın 56’nci maddesinde de eser sahiplerince verilecek iznin, yani ruhsatın kapsamı belirlenmiş ve parasal haklardan yararlanılmasının, Yasa deyimi ile ya "tam" ya da "basit" nitelik taşıyabileceği, yani parasal hakların kullanım yetkisinin "basit ruhsat" ya da "tam ruhsat" olarak iki biçimde yararlanma izni verilebileceği, öngörülmüştür(Beşiroğlu, 2006). Yasa'nın 56’ncı maddesinde, ayrıca, açıklıkla, yasa ya da sözleşmeden aksi anlaşılmadıkça, verilen her ruhsat ve yararlanma izni "basit" ruhsattır. Ruhsata ilişkin tasarruf niteliğinin, önce yazılı bir belge, bir sözleşme ile saptanmasının zorunlu olduğu tartışmasızdır. Buna göre, mimari eserinin fikri mülkiyet haklarıyla ilgili tasarrufta bulunan hak sahibinin, bir belge ya da bir sözleşme ile öngörülen hükümler arasında, örneğin, "hak sahibi bu belge ya da sözleşme ile yararlanılmasına izin verilen parasal hak konusu üzerinde ayrıca başkalarının da yararlanabilmesi amacıyla izin verme yetkisini saklı tutar" şeklindeki bir hüküm, verilen iznin "basit bir ruhsat" olduğu anlamını taşıyacaktır(Beşiroğlu, 2006). 5846 sayılı Yasa'nın 56.md.’sinde, mali hak sahibinin başkalarına da aynı ruhsatı vermesine mani değilse, bu ruhsatın basit ruhsat niteliği taşıyacağı öngörülmüş ve düşünce ürünü sahibi tarafından üçüncü kişilere verilen her türlü iznin ya da ruhsatın, Yasa'dan ya da ilgili sözleşmesinden aksi anlaşılmadıkça, basit ruhsattır. Mimari Eserlerde İnhisari İzin ya da Tam Ruhsat Bir düşünce ürünü sahibinin, ürünü üzerindeki parasal haklarından birinin kullanım yetkisinin, yetki verdiği kişi dışında, bir başkası tarafından kullanımına izin vermeyeceğine ve hak konusunun kendisi tarafından da yararlanılmayacağına ilişkin taahhüdünü içeren, tekel niteliğindeki izin, 5846 sayılı Yasa ile " tam ruhsat" olarak adlandırılmaktadır. 5846 sayılı Yasa'nın 56’ncı maddesinde: mali hak sahibinin verdiği ruhsatın, yalnızca bir kimseye mahsus olduğu, bir kimse ile sınırlı bulunduğu takdirde "tam ruhsat" olarak adlandırılacağı ifade edilmektedir. Böyle bir izin tekeline sahip olan kimse, kendisine yararlanma izni verilen parasal hak konusu ile ilgili olarak düşünce ürünü sahibinin, bu hak konusu üzerinde başkaca tasarrufta bulunmayacağı taahhüdünden kaynaklanan bir güvence ile hak konusu üzerinde yararlanma yetkisine sahip olmaktadır(Karakuzu, 2005). Mimari eserle ilgili böyle bir izne sahip olan kişi, tekel bu eiser üzerinde tekel niteliğindeki bir hakka sahuip olmuştur. Tam ruhsatla, yararlandığı hak konusuna başkaları tarafından yapılan tecavüzler karşısında gerekebilecek önlemleri alma ve gerektiğinde hukuk yollarına başvurma yetkisine de sahip bulunmaktadır. 5846 sayılı Yasa (Md.56), basit ruhsatlar hakkında hâsılat kirasına, tam ruhsatlar hakkında intifa hakkına ilişkin genel hükümlerin uygulanacağını öngörmektedir.

31

Page 44: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Mimari Eserlerde Eser Sahipliği Eser üzerindeki çeşitli hak konularından, düşünce ürününe varlık kazandıran kimse yanında, eserin yaratılmasında, gerek statü hukuku ya da gerekse iş ve hizmet özelliklerinin gerektirdiği her hangi bir biçimde etki ve katkısı olan gerçek ya da tüzel kişilerin ya da bazı durumlarda, ürün üzerinde hak sahipliği niteliğinin kendisine tanınması zorunluluğu duyulan kimselerin de "hak sahibi" olarak, hak üzerinde tasarruf edebilmesi olanağının yasa ile düzenlenmesi zorunlu olmuştur (Karakuzu, 2005). Mimari eser sahibinin fikri mülkiyet haklarının korunmasını talep hakkı, doğrudan mimari eser sahipliğine bağlıdır. Mali hakları kullanma yetkisi doğrudan eser sahibine aittir. Aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden, aksi anlaşılmadıkça memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar, bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır. Tüzel kişilerin uzuvları hakkında da bu kural uygulanır. Mimari eserlerde, yaratılan mimari eserin eser sahipliği bir kişinin olabildiği gibi, birden çok kişinin de olabilir. Birden çok kişinin eser sahipliğinde, yaratılan eser üzerinde yaratılan emeğin ayrı ayrı tespiti mümkünse, fikri mülkiyet haklarının gerektiğinde ayrı ayrı kullanılması mümkün olur. Ortak çalışmada fikri ürünün kim tarafından yapıldığı kişi bazında ayrı ayrı anlaşılamıyorsa fikri mülkiyet hakları ortak olarak kullanılmak zorundadır(Balkır, 2011). Bir Kişinin Hak Sahipliği Eser meydana getirmek bir maddi fiil olup, eserin oluşturulmasıyla eser sahipliği otomatik olarak elde edilir. Bu nedenle fiil ehliyeti bulunmayanlar ile eser yapma amacıyla hareket etmeksizin eser meydana getirenler de eser sahibi olabilir. Buna yaratma gerçeği ilkesi denmektedir. Yaratma ilkesi gereği, çalışanlar meydana getirdikleri eserlerin sahibidirler; işveren ise sadece kullanma hakkına sahiptir (FSEK Md. 18). Bir mimari eserin proje müellifi, o eseri yaratmış olan kişidir ve doğal olarak bu kişi eserin telif hakkının sahibidir. Proje müellifi, her zaman gerçek bir kişidir. Mimari çalışma, danışmanlık anlaşmaları kapsamı altında yapılmış ya da proje müellifleri haklarını devretmeyi kabul etmişlerse, tüzel kişiler, işletmeler veya kamu kuruluşları da eserin telif hakkına sahip olabilir. Ücretli çalışma veya danışmanlık anlaşmaları kapsamında yaratılan mimari eserlerde mimari eserin müellifliğinin, ücretli çalışma anlaşması altındaki bir mimar tarafından yapılması durumunda, telif hakkı sahibi, iş sahibi olan işverendir. Yine de taraflar arasındaki iş sözleşmesinde, aksi kararlaştırılabilir ya da proje müellifliğiyle ilgili açık hükümler konabilir. Telif hakkı ticarete konu olabilen bir fikri mülkiyet hakkı olduğu için mimarlar, yarattıkları mimari eserlerin telif hakkı sahipliğini devredebilirler. Birden Çok Kişinin Hak Sahipliği Çeşitli eserlerin bir araya getirilmesi ile oluşmuş ve eser bölümlerinin; esere katkıda bulunan hangi eser sahibine ait olduğu açıklanmış olan ve dolayısıyla; kimlikleri kolaylıkla anlaşılan bir eserin sahipleri, birden çok kişinin eser sahipliğini paylaşırlar. Birden çok kişinin meydana getirdiği eser, kısımlara ayrılabiliyorsa ortak (müşterek) eser sahipliğinden söz edilir. Bu halde eser sahiplerinden her biri, meydana getirdiği kısmın ya da bölümün sahibidir. Müşterek eser sahipliği, daha önceden meydana

32

Page 45: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

getirilmiş bağımsız eserlerin bir araya getirilmesi ile de ortaya çıkabilir. Ancak her halükarda ortak eseri oluşturan her bir eser bölümü, birbirinden bağımsız şekilde değerlendirilebilir nitelikte olmalıdır. Eğer ortak eseri oluşturan eserlerden her biri, dört eser grubundan ayrı ayrı gelmişse, ortak eserler için aranan ayrılabilirlik şartı kural olarak gerçekleşmiştir. Eğer eser sahibi, kullanım amacını da belirtmek suretiyle mali haklarını başka bir eser sahibine devretmişse veya lisans vermişse, devir/lisans alan, anlaşma çerçevesinde bu eseri, kendi eseri ile birleştirmesi halinde ortak eser oluşmaz. Bu şekilde ortaya çıkan eserin sahibi, birleştirmeyi gerçekleştiren devralandır. FSEK Md. 9/II gereği, ortak eser sahipleri arasında güven ve sadakat ilişkisi kurulur. İçtihat ve öğretideki hâkim görüşe göre, müşterek eser sahipliğine, adi şirkete ilişkin hükümler uygulanır. Birden çok kişinin meydana getirdiği eser, ayrılmaz bir bütün oluşturuyorsa, iştirak halinde (elbirliği) eser sahipliğinden söz edilir (FSEK Md. 10). Ortak eser sahipliğinden farklı olarak bu durumda hak sahipliği, sözleşmenin yapılması ile değil, eserin yaratılması ile oluşur. İştirak halinde eserlerde eser sahibi, onu meydana getirenlerin birliği olan adi şirkettir. Eserle ilgili kararları bu birlik alır. Ancak birliği oluşturan her kişi, hak ihlallerine karşı tek başına hareket edebilir. Mimari eser, ortak bir çalışmayla yapılmışsa, yapılan her ayrı emeğin telif hakkı, ortak çalışmanın bütününün telif hakkından ayrıdır ve öncelikli olarak söz konusu emeğin değerinin ve ağırlığının tespiti, proje müellifinin yetkisinde bulunur. Telif hakkının ya da ilgili başka bir hakkın devrine ilişkin bir açıklık bulunmadığı durumlarda; çoğaltma, yayma, ortak eserin olası revizyonu veya aynı çalışmanın olası devamı gibi konularda, ortak eserdeki herhangi bir telif hakkı sahibinin yalnızca, katkı yapmış olduğu belirli bölümle ilgili olarak hak sahibi olduğu varsayılır. Bir eserin ortak katkı ile yaratılmasında telif hakkı, bu ortak çalışmaya katılan bütün müelliflerin üzerindedir. Eserin bütünüyle ilgili olarak, bu haklar, yalnızca ortak olarak kullanılabilir(Balkır, 2011). Birden fazla kimselerin birlikte vücuda getirdikleri eserin kısımlara ayrılması mümkünse, bunlardan her biri vücuda getirdiği kısmın sahibi sayılır. Aksi kararlaştırılmış olmadıkça, eseri birlikte vücuda getirenlerden her biri bütün eserin değiştirilmesi veya yayımlanması için diğerlerinin iştirakini isteyebilir. Diğer taraf haklı bir sebep olmaksızın iştirak etmezse, mahkemece müsaade verilebilir. Aynı hüküm mali hakların kullanılmasında da uygulanır (FSEK, md.9). Birden fazla kimsenin iştirakiyle vücuda getirilen eser ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa, eserin sahibi, onu vücuda getirenlerin birliğidir. Birliğe adi şirket hakkındaki hükümler uygulanır. Eser sahiplerinden biri, birlikte yapılacak bir muameleye haklı bir sebep olmaksızın müsaade etmezse, bu müsaade mahkemece verilebilir. Eser sahiplerinden her biri, birlik menfaatlerine tecavüz edildiği takdirde tek başına hareket edebilir. Bir eserin vücuda getirilmesinde yapılan teknik hizmetler veya teferruata ait yardımlar, iştirake esas teşkil etmez. Birden fazla kimsenin iştiraki ile vücuda getirilen eser, ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa; bir sözleşmede veya hizmet şartlarında veya eser meydana getirildiğinde, aksi öngörülmediği takdirde, birlikte eser üzerindeki haklar, eser sahiplerini bir araya getiren gerçek veya tüzel kişi tarafından kullanılır (FSEK, md.10).

33

Page 46: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Başkasının Meydana Getirdiği Eser Üzerindeki Sahiplik Hukukumuzda "eser sahipliği" deyimi eseri bizzat meydana getiren gerçek kişiyi ifade eder (FSEK md. 1/B-b). Bu nedenle, ilke olarak, başkası tarafından meydana getirilen bir eser üzerinde bir başka kişinin eser sahipliği söz konusu olmamalıdır. Zira eser ile sahibi arasındaki bağ, tabiî hukukçuların da ifade ettiği gibi, çocuğu ile ebeveyni arasındaki gibi "tabiî" bir bağdır. Bu tabiî ilişki bir eserin vücuda getirilmesiyle birlikte doğar ve kural olarak üçüncü kişilere devri mümkün değildir. FSEK’ unun 18’nci maddesi ile mali hakları kullanma yetkisinin yalnızca eser sahibine ait olduğu ve aralarındaki özel sözleşmeden ya da işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça; memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran ya da tayin edenler tarafından kullanılacağı öngörülmüştür. Tüzel kişilerin uzuvları hakkında da bu kural uygulanacaktır. Tüzel Kişilerin Eser Sahipliği Tüzel kişiler, fikir hakları ilkeleri önünde, haklardan yararlanma ehliyetleri açısından önem taşırlar. Bir eser üzerindeki hakların kullanılabilmesi yetkisi, eser sahibi tarafından başkalarına verilebileceğine göre, bu hakların, gerçek kişilere olduğu gibi, tüzel kişilere de verilebileceği ve eser üzerindeki hakların tüzel kişilerin yetkili organları tarafından kullanılabilmesine her hangi bir hukuksal engel bulunduğu düşünülmemelidir(Karakuzu, 2005). 5846 sayılı Yasa'nın "Hakların Kullanılması" başlıklı 18’nci maddesinde; "Aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça; memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır. Tüzel kişilerin uzuvları hakkında da bu kural uygulanır" kuralını öngörmüştür. Gerçekten FSEK md. 18/H'deki "memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki hakların bu kimseleri çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılacağı" yönündeki hükmün, tüzel kişilerin uzuvları hakkında da uygulanması öngörülmüştür. Böylece Kanun koyucu, tüzel kişiyi işveren ve tayin eden, organları oluşturan gerçek kişileri de tüzel kişinin işçisi, memuru veya müstahdemi olarak değerlendirerek, organı oluşturan gerçek kişilerin meydana getirdiği eserlerin kime ait olacağı sorununu, çalışma ilişkilerini düzenleyen kurallara atıfta bulunmak suretiyle çözme yoluna gitmiştir. O halde, bir tüzel kişinin, organlarını oluşturan gerçek kişilerce meydana getirilen eser üzerindeki hakların süjesi olabilmesi için söz konusu eserin, tüzel kişinin organını oluşturan gerçek kişilerin tüzel kişinin gayesi doğrultusunda faaliyette bulunması sırasında meydana getirilmiş olması gerekir. FSEK'in 10'uncu maddesine 4630 sayılı Kanunla eklenen yeni fıkraya göre; "Birden fazla kişinin iştirakiyle meydana getirilen eser, ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa, bir sözleşmede veya hizmet şartlarında veya eser meydana getirildiğinde yürürlükte olan herhangi bir yasada aksi öngörülmediği takdirde, birlikte eser üzerindeki haklar eser sahiplerini bir araya getiren gerçek veya tüzel kişi tarafından kullanılır. Sinema eseri ile ilgili haklar saklıdır.". Bu hükümde söz konusu olan eserler, tüzel kişinin uzuvları tarafından meydana getirilen eserler değildir. Kanun burada, bir tüzel kişi bünyesinde işçi, memur veya herhangi bir sıfatla çalışan birden çok kişinin iştirakiyle meydana getirilip, ayrılmaz bir bütün oluşturan eser üzerindeki hakların kullanılması yetkisini, bu kişileri bir araya getiren gerçek veya tüzel kişiye devretmektedir(Ateş, 2003).

34

Page 47: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Adi Şirket Eser Sahipliği 5846 sayılı Yasa'nın 10’ncu maddesinde, eser sahipleri arasındaki birlik hakkında "adi şirket" hakkındaki hükümlerin uygulanacağı öngörülmektedir. Ortak eser sahipliğinde, ortaklık amacı olan eserin vücut bulması ile sözleşme amacı gerçekleşmekte, ancak ortaklık son bulmamakta, aksine amacın gerçekleşmesinden sonra, mimari eser üzerindeki ortaklığın ve ortak eser sahipleri arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi adi şirket hükümlerine göre tanzim edilmektedir(Balkır, 2011). İşçi Mimarların Eser Sahipliği İş ve hizmet koşullarının oluşturduğu ortamlarda vücut verilen eserler üzerindeki fikri hakların eser sahipliği doğrudan işverene aittir. Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nın 18’nci maddesi ile mali hakları kullanma yetkisinin yalnızca eser sahibine ait olduğu ve aralarındaki özel sözleşmeden ya da işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça; memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran ya da tayin edenler tarafından kullanılacağı öngörülmüştür. Bu durumda işçi mimarlar ancak iş sahibi ile yapacağı sözleşmeye göre mali hakları kullanabileceklerdir(Balkır, 2011). Gerçekten bazı teknik zaruretler ve eserin doğumundaki menfaatler vaziyeti dikkate alınarak eser sahipliği statüsünün kazanılması konusunda, biri işverenler diğeri de tüzel kişiler bakımından iki istisna getirilmiştir. 5846 sayılı fikir ve sanat eserleri kanununun hakların kullanılmasıyla ilgili 18. maddesinde; “ Mali hakları kullanma yetkisi münhasıran eser sahibine aittir. Aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça; memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır. Tüzel kişilerin uzuvları hakkında da bu kural uygulanır. Bir eserin yapımcısı veya yayımcısı, ancak eserin sahibi ile yapacağı sözleşmeye göre mali hakları kullanabilir.”hükmü getirilmiştir. Kanun hükmüne göre; aralarındaki özel sözleşmede bir hüküm yoksa veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça; işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır. Bu durumda işçi mimarın yaratmış olduğu mimari proje ve mimarlık hizmetlerinin tüm mali ve manevi hakları işverene ait olmaktadır. Oysaki gerek fikri mülkiyet haklarının ortaya konması ve gerekse koruma altına alınmasının en önemli nedenlerinden biri de manevi haklardır. Mali hakların çalıştıranlara ait olduğunun kabulü halinde bile; işçi mimarların manevi haklarının ve imza atma haklarının korunması gerekmektedir(Balkır, 2007). Bu noktada işçi mimarların taraflar arasında aksi belirlenmedikçe gerek manevi haklarının korunmasında ve gerekse eserleri üzerine ad ve imzalarının atılmasıyla ilgili olarak pek çok sorunu bulunmaktadır. İş hukuku açısından mimarlık iş sözleşmesiyle çalışan ücretli mimarların; taraflarca çalışma koşullarının belirlenmesi sırasında, işverenleriyle yaptığı iş sözleşmelerine; kendi mesleki aidiyet, kimlik ve fikri mülkiyet haklarıyla ilgili koruyucu özel maddeler eklemeye çalışarak; gerek kendi imzalarının yapılacak çalışmalarda bulunması zorunluluğunu ve gerekse kendilerine ait mimari projeler çizebilme şartını

35

Page 48: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

koyabilmeleri mümkündür. Yazılı olarak yaptıkları mimarlık iş sözleşmelerinde kendileri lehine özel hükümler koyamadıkça işçi mimarların özellikle kendi yarattıkları mimari eser üzerindeki fikri mülkiyet haklarını ve eser sahipliğini koruyamamaları, şimdilerde olduğu gibi; gelecekte de büyük sorunlara ve hak kayıplarına neden olacaktır. 4630 sayılı Kanunla değişik md. 18/11 hükmüne göre, "Aralarında özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça, memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır. Tüzel kişilerin uzuvları hakkında da bu kural uygulanır." Buna göre, işçiler, memurlar ve müstahdemler tarafından işlerini yaparken meydana getirilen eserler üzerindeki hakların bu kişileri çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılabilmesi için, taraflar arasındaki hukukî ilişkiyi kuran sözleşme veya statüde aksi öngörülmemiş olmalıdır. Ayrıca işin mahiyetinden aksi anlaşılıyorsa, yani işin niteliği işin görülmesi sırasında meydana getirilen eser üzerindeki hakların eseri bilfiil vücuda getirende kalması gereğine işaret ediyorsa, işveren işin görüldüğü sırada işçi tarafından meydana getirilen eser üzerindeki hakları kullanma yetkisine sahip değildir. FSEK md. 18/11. istihdam ilişkileri çerçevesinde meydana getirilen eserler üzerindeki haklarla ilgili olarak, çalıştıranlar lehine aksi ispat edilebilen bir karine öngörmüştür. Bundan dolayı, eseri meydana getiren işgörenin bu karinenin aksini iddia ederek eser üzerindeki hakların kendisine ait olduğunu ispat etmesi mümkündür(Balkır, 2011).

Sonuç Telif hakkı, müelliflerin yarattıkları eserlere ilişkin çıkarları korur ve onlara yarattıkları fikri eserler üzerinde öncelikli kullanma hakkı verir. Mimara ait telif hakları, yasalarca korunur. Mimari eser sözleşmesinin koşulları ve telif haklarının Korunması konusu; sözleşme özgürlüğü çerçevesinde, taraflarca belirlenir. Telif Haklarıyla ilgili olarak mimari eserde değişiklik yapılmasına izin verilmesiyle ilgili olarak; eser sahibinden izin alınmadan, değişiklik yapılmış olması halinde; açılacak ceza davaları yanında, mimarların yarattıkları mimari eserlerin eski hale getirilmesi ve tazmini isteme hakları bulunmaktadır. Bu çerçevede her zaman için mimarın değişiklik yapılmasını men etme hakkıyla malikin makul ihtiyacı arasında optimum bir denge bulunması gerekmektedir. İş hukuku açısından bir başka mimarin yanında mimarlık iş sözleşmesiyle çalışan ücretli mimarların, telif haklarını korumak için; işverenleriyle yaptığı iş sözleşmelerine; kendi mesleki aidiyet, kimlik ve fikri mülkiyet haklarıyla ilgili koruyucu özel maddeler eklemeye çalışarak; gerek kendi imzalarının yapılacak çalışmalarda bulunması zorunluluğunu ve gerekse kendilerine ait mimari projeler çizebilme şartını koyabilmeleri gerekmektedir.

36

Page 49: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Kaynaklar Arbek, Ö. (2005). Fikir ve Sanat Eserlerine İlişkin Lisans Sözleşmesi, Ankara. Ateş, M. (2003). Fikir ve Sanat Eserleri Üzerindeki Hakların Kapsamı ve Sınırlandırılması, Ankara. Balkır, Z.G. ( 2007). “Mimarların Afet Sonrası Yaşadığı Adil Yargılanma Sorunları”, Afet Sempozyumu 5-7 Aralık 2007, Bildiriler Kitabı, Ankara. Balkır, Z.G. (2008 ). “Deprem Süreci Fikri Hakları Bakımından Mimarların Yaşadığı Hukuki Sorunlar” TMMOB Mimarlar Odası Afet Komitesi; Deprem Sorumluluk Hukukunda Uygulama Sorunları, 28 Nisan 2007, İstanbul. Balkır, Z.G. (2011). Mimarlık iş hukuku, Kocaeli. Beşiroğlu, A. (2006). Fikir Hukuku Dersleri, İstanbul Erdil, E. (2003). Fikir ve Sanat Eserleri Hukukunda İşlenme Eserler, İstanbul. Erel, Ş.N. (1998). Türk Fikir ve Sanat Hukuku, Ankara. Güneş, İ. (2008). Uygulamada Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku, Ankara. Karakuzu, B. D. (2005). Fikir Mülkiyeti Hukuku, İstanbul. Tekinalp, Ü. (2004). Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul.

37

Page 50: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

38

Page 51: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yüklenici Firmaların Proje Teslim Sistemlerinden Kaynaklanan Sözleşme Risklerini Yönetmeye Yönelik Bir Model

A. Kanoğlu İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected]

S. Gülen İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Proje ve Yapım Yönetimi

Yüksek Lisans Programı, İstanbul

Özet Seçilen proje teslim sisteminden kaynaklanan risklerinin yönetilmesi gerek malsahibi, gerekse altyüklenici/tedarikçi sözleşmeleri için geçerli olmak üzere yüklenici firmaların temel sorunlarından biridir. Bu firmalar çoğu kez risk faktörlerini belirleme ve bunların etkilerini dağıtmak için uygun sözleşme koşullarını önerme konusunda sıkıntılar yaşamaktadır. Bu çalışmanın amacı, yüklenici firmalar için proje teslim sisteminden kaynaklanan risklerin belirlenmesi ve bunların dengelenebilmesi için gereken sözleşme düzenlemelerine yönelik bir karar destek sistemi tasarımını gerçekleştirmektir. Bu amaçla, firmanın bütünleşik enformasyon sistemi ile birlikte çalışacak ve verilerin temini/organizasyonu için ilave çaba gerektirmeyecek bir model bu kapsamda kavramsal ve nesnel boyutlarıyla geliştirilerek değerlendirmeye sunulmaktadır. Literatürde, bu konuya ilişkin bilgisayar modellerinin yanısıra teorik çalışmalar da yer almaktadır; ancak, her birinin sınırlamaları bulunmaktadır. Literatürde bu sorun çoklukla malsahibinin bakış açısından ele alınmıştır; oysa aynı sorun yüklenici firmalar için de söz konusudur ve onların da kendi değerlendirmelerini yapmalarına olanak sağlayacak uygun araçlara ihtiyaçları vardır. Anahtar Kelimeler: Proje Temini, Proje Teslimi, Yüklenici Firma, Yüklenici Seçimi, Sözleşme Yönetimi, Risk Yönetimi, Enformasyon Sistemi.

39

Page 52: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Kazakistan’da Proje Yönetimi ve Verimlilik İncelemesi

M. Kuruoğlu, Y. Moldabekov, D. Sevim İstanbul Teknik Üniversitesi, Yapı İşletmesi Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected],[email protected]

Özet

1991 yılında bağımsızlığını ilan eden Kazakistan’ı tanıyan ilk ülke Türkiye olmuştur ve bağımsızlık ile başlayan iki ülke arasındaki ilişkiler günümüze kadar artarak gelmiştir. Bu iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesinde Türk inşaat firmalarının Kazakistan’daki imar faaliyetlerine katkıda bulunması büyük pay sahibi olmuştur. Kazakistan’ın gelecekteki inşaat projelerinde Türk inşaat firmalarının daha fazla etkin rol oynaması düşünülmektedir. Kazakistan inşaat sektörü hakkında Türk yüklenicilerine bilgi vermek amacıyla bu çalışma gerçekleştirilmiştir.Bu çalışmada, inşaat projelerinde süresel planlamada kullanılan verimlilik değerleri üzerine bir araştırma yapılmıştır. Çalışmanın kapsamı, işçi verimliliğinin sayısal değer olarak tanımlandığı adam-saat değerlerinin karşılaştırılmasıdır. Karşılaştırılan adam-saat değerleri, tamamlanan bir akademik çalışmada bulunan değerler, Türkiye’de ağırlıklı olarak kamu işlerinde kullanılan Bayındırlık Bakanlığı birim fiyat tariflerinde yer alan değerler ile Kazakistan’da günümüzde kullanımına devam edilen SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) döneminde hazırlanmış Ortak Standartlar ve Fiyatlar (Единые Нормы и Расценки

) adındaki standartta yer alan değerlerdir. Bu çalışmanın amacı, bölgesel olarak adam-saat verileri arasındaki farkları göstermek ve özellikle Kazakistan inşaat sektöründe yer almak isteyen Türk inşaat firmalarına süresel planlamada kullanılmak üzere adam-saat değerlerinin karşılaştırılmalı olarak gösterilmesidir.

Anahtar Kelimeler: Kazakistan İnşaat Sektörü, Verimlilik, Adam-Saat Değerleri, İnşaat Proje Yönetimi

40

Page 53: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Kurumsal Proje Yönetim Sistemi Önerisi

S. Çelik İBB BİMTAŞ, Beyoğlu, İstanbul

[email protected]

S. Ergönül Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected]

Özet Proje, zaman, maliyet, kalite, sözleşme ve iş güvenliği yönetimlerinin proje süreci boyunca birbirlerini tamamlayıcı bir şekilde yürütülmesinden oluşan proje yönetim sistemi, firmaların başarısını önemli ölçüde etkilemektedir. Özellikle çoklu fonksiyonel birimlerden oluşan firmaların yönetiminde, teknik personelin kalabalık olmasıyla oluşan kontrol güçlüğü, görev dağılımlarının düzgün yapılmaması, koordinasyon eksikliği gibi problemler yaşanmaktadır. Kalabalık teknik kadroya sahip olan kültürel mirası koruma ve kentsel tasarım mimari proje hizmeti veren firmalar da bu tür sorunlara maruz kalmaktadır. Değişen fiziksel, kültürel, ve toplumsal çevre şartları sebebiyle kültürel ve tarihsel mirasımızın en önemli temsilcileri olan yapıların yeniden kazanılması ve değerlendirilmesi, günümüz koşulları göz önünde tutularak işlevlendirilmesi bu mirasların taşıdığı değer açısından çok önemli olup kapsamlı proje çalışmalarını gerektirmektedir. Bu çalışmada, mevcut yönetim sisteminin işleyişinde yaşanan sorunlardan yola çıkılarak uzmanlık alanı eski eser yenileme-koruma ve kentsel tasarım projeleri üretmek olan bir firma için geliştirilen kurumsal proje yönetim sistemi anlatılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Kurumsal yönetim, Microsoft Project , Organizasyon

41

Page 54: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Tasarım ve Yapım Projesi Aktörlerinin Sosyal Ağ Analizi: İSGUH Yönlendirme Projesi Örneği

S. Z. Doğan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Mimarlık Bölümü, İzmir

[email protected]

S. Günhan University of Texas at San Antonio, Yapım Yönetimi Programı, San Antonio, TX

[email protected]

B. Erbaşaranoğlu Artek Proje Danışmanlık Şirketi, Çankaya, Ankara

[email protected]

Özet Yüksek performanslı proje takımları etkin iletişimin geliştirilmesiyle kurulmaktadır. Son araştırmalarla mühendislik-tabanlı yaklaşımla proje başarısının ölçülmesi yeniden değerlendirilmekte ve klasik proje yönetimi kavramları sosyal bilimler değişkenleri ile geliştirilmektedir. Projelerin başarıyla sonuçlanabilmesi için bilgi paylaşımına odaklanmak ve projedeki bilgi değişim ağını hedeflenen proje sonuçları doğrultusunda geliştirmek gerekmektedir. Bu çalışmada, İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı (İSGUH) Yeni Terminal Binası Yönlendirme ve Tabelalandırma Tasarım ve Yapım Projesi (YTTYP) aktörlerinin bilgi değişim ağı incelenmiştir. Çalışmanın amacı, aktörlerin bilgi değişimi temelli sosyal ağ ilişkilerinin haritalanması ve ağın yapısal özelliklerinin irdelenmesidir. Sosyal ağ analizinde, merkezilik bir aktörün sosyal gücünün ölçülebilmesi için anahtar kriterdir. Bu bildiri, organizasyonel merkeziliğin organizasyonel iletişim ilişkisi ile bağlantısını tartışır ve merkeziliği derece merkezliği, arada olma merkezliği ve yakınlık merkezliği olmak üzere üç önemli gösterge ile ölçer. Proje aktörleri arasındaki elektronik posta iletişimi analiz edilerek aktörlerin ağ merkezliği kodlaması belirlenmiştir. Bulguların değerlendirilmesi sonucunda, tasarım, koordinasyon, danışmanlık hizmeti ve sözleşme bağlarıyla oluşturulan geleneksel organizasyon yapısından gelen merkezde olma gücü ve organizasyondaki iletişim ağından gelen merkezde olma gücünün derece, arada olma ve yakınlık merkezliği ile aynı doğrultuda olduğu ortaya konulmuştur. İSGUH yönlendirme projesi tabanlı analiz, derece, arada olma ve yakınlık merkeziliğinin organizasyon şemasındaki merkezilik ile arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermektedir. Bulgular tasarım ve yapım uygulamalarındaki etkin iletişim süreçlerinin haritalanmasında ağ merkeziliği ölçümlerinin önemini vurgulamaktadır. Anahtar Kelimeler: İnşaat Sektörü, Sosyal Ağ Analizi, Merkezilik Ölçümleri.

42

Page 55: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yapılarda ve Yapım Yönetiminde Nanoteknoloji Uygulamaları

J. Bozoğlu Demirdöven Illinois Institute of Technology, Insaat Muhendisligi Bolumu , Chicago, IL, USA

[email protected]

D. Arditi Illinois Institute of Technology, Insaat Muhendisligi Bolumu , Chicago, IL, USA

[email protected]

Özet Günümüzde yapı sektörünün ulaştığı nokta, bilim, teknoloji ve iş dünyasının yüzyıllardır kaydettiği gelişmelerle ilintilidir. Nanoteknoloji 21.yüzyılın endüstri devrimi olarak kabul edilmektedir. Nanoteknoloji uygulamalarının sunduğu heyecan verici fırsatlar, endüstride göz ardı edilemeyecek sayıda akademisyen, yatırımcı ve üreticinin dikkatini çekmeye devam etmektedir. Nanoteknolojik yapı malzemeleri, işlevsel uygulamalarla tasarım dünyasında yerini bulmuştur. Uygulamaların sayısı gün geçtikçe artarken yeni uygulamaların geliştirilmesi ve etkilerinin araştırılması için araştırma bütçeleri de artmaktadır. Gelişmelere rağmen mimar, mühendis ve yapım profesyonellerinin yaşam dönemi süresince nanoteknolojik yapı uygulamaları ve uygulamaların yapım yönetimine etkileri hakkında bilgisi yeterli düzeye ulaşmamıştır. Bu çalışmanın amacı, bütünleşik bakış açısıyla Yapılarda ve yapım yönetiminde nanoteknoloji uygulamalarını, araştırmaya dayalı sistemli bir şekilde sunmaktır. Çalışmada tasarım, yapım, bakım-onarım ve işletme süreçleri incelenerek nanoteknolojinin kullanıcı ve çevre açısından sürüdürülebilirlik ölçütleri ve bilgi teknolojilerinin süreçlere etkisi de kapsanmaktadır. Bu bağlamda gerçekleştirilecek disiplinlerarası araştırma ve gelişmelere yön vermek ve yapı yönetimi açısından yeni bir yol haritası çizmek hedeflenmektedir. Anahtar Kelimeler: Nanoteknoloji, Yapım Yönetimi, Geliştirilmiş Yapı Malzemeleri, BİM, Sürdürülebilirlik.

43

Page 56: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Proje Yönetim Süreçlerinde Örgütlenme

S. Kurt Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, Lefkoşa

[email protected]

İ. Bay, R. Aljibouri, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Lefkoşa

[email protected];[email protected]

M. Quashu Near East University, Lefkoşa [email protected]

Özet Yapım projeleri, belli bir zaman diliminde tamamlanmak gibi çeşitli hedef ve kısıtlamalar çerçevesinde gerçekleşir. Herhangi bir yapım projesinin zamanında tamamlanması ve tüm hedeflerine ulaşması ancak o projeye uygun örgütlenmeleri sağlamak ile mümkündür. Bu araştırma, proje yönetimi örgütlenmesinin temel bileşenlerini yönetim süreçleri çerçevesinde ele almaya odaklanmıştır. Çalışmada, tarama yöntemi kullanılarak, tüm yönetim alanlarını ilişkilendiren proje yönetimi bilgi bütününden bir alt yapı olarak yararlanılmıştır. Bu yaklaşım çerçevesinde, proje yöneticisinin öncül görevlerinden olan projenin örgütlenme yapısının tasarımını yaparken özellikle yetkilendirme, sorumluluk ve iletişim konularına yoğunlaşması önem kazanmaktadır. Bu araştırmada projenin örgütlenme yapısının projenin doğasına; katılımcı kuruluşların niteliğine ve projenin gerçekleştirileceği ortama göre oluşacağı, aynı zamanda proje örgütlenmesinin yapısını tanımlamakta projenin iş içeriğinin de etkin bir rol oynayacağı varsayımından hareket edilmiştir. Bu nedenle, belli yapılandırma türleri bu araştırmadaki örgütlenme yaklaşımlarını belirlemektedir. Buna göre örgütlenme özelliklerini tanımlayan temel unsurlar; projedeki her bir paydaşın örgütlenme oluşumu, projenin kendi örgütlenme yapısı ve iş dökümü yapısı olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda, yapılan bu çalışmada roller, sorumluluklar, yetki ve görev dağılımları kapsamında örgütlenme modelleri sunulacaktır. Anahtar Kelimeler: Proje Yönetimi, Örgütlenme, Organizasyon

44

Page 57: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Kamu-Özel Sektör İşbirlikleri - Almanya‘daki Otoyol Projelerinde Uygulanan Modeller, Beklentiler, Genel

Sorunlar

M. Sözüer Universität Kassel, Lehrstuhl für Projektmanagement, Kassel

[email protected]

Özet Almanya’da Kamu-Özel Sektör İşbirlikleri (Public-Private-Partnerships; PPP) kamu bina projelerinde yıllardır uygulanmaktadır. Araştırmalara göre bu tür işbirliğinin her iki taraf için de avantaj sağladığı, projelerin büyüklüğüne göre verimliliğin 9 % ve 19 % arasında arttığı söylenmektedir. Verimliliği sağlamanın ön koşulu ise PPP mantığını ve prensiplerini anlamak ve uygulamaktır. Projenin tüm yaşam döngüsünün değerlendirilmesi ve iki partner arasında risklerin uygun bir şekilde paylaşılması prensiplerden bazılarıdır. Almanya’da devlet tarafından her ne kadar altyapı projeleri için önemli bir bütçe ayrılsa da bunun yetersiz olduğu ortadır. Bina projelerinde olduğu gibi altyapı projelerinde de PPP uygulamalarındaki amaç özel sektörün finansal katkılarıyla projeleri daha hızlı bir şekilde hayata geçirmektir. Yol ve demir yolu projelerinde PPP uygulamaları bina projelerine göre yasal planlama konularından ve süreçlerinden dolayı Almanya’da farklı değerlendirilmekte ve gerçekleşmektedir. PPP uygulamaları altyapı projelerinin planlama sürecini fazla etkilemese de genel olarak (tecrübeler doğrultusunda) başarılı sonuçlar alındığı ifade edilmektedir. Bu bildiride öncelikle Almanya’daki otoyol projelerinde uygulanan PPP modelleri, örnekleri ve özellikleri kısaca tanıtılacaktır. Otoyol projelerinde PPP yaklaşımının genel beklentileri ve sorunları aktarılacaktır. Anahtar Kelimeler: Public Private Partnerships, Kamu-Özel Sektör İşbirliği, F-Modeli, A-Modeli, Otoyol Projeleri.

45

Page 58: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yap-İşlet-Devret (YİD) Modeli Çözüm mü Sorun mu? Kamu Özel Sektör Ortaklıklarının Karşılaştırmalı Bir

İncelemesi

R. Akbıyıklı Sakarya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü,

Adapazarı [email protected]

Y. Yurdakul

İl Özel İdaresi, Sakarya [email protected]

Özet

Farklı disiplinlerden yapılan tanımlamalar çoğaltılsa dahi ülkemiz açısından YİD (Yap-İşlet-Devret) modelinin uygulanmasına dair en önemli gerekçe; büyük altyapı yatırımlarının finansmanında sıkıntı yaşayan kamuya bir çıkış yolu sağlamaktır. Genel olarak bakıldığında satın alma yöntemlerinden birisi olan YİD modelinde, satın almanın maliyet haricinde var olan; kalite, süre, kesinlik parametreleri zamanla edinilen deneyimlerle talep edilecek ve sorgulanacaktır. Bu aşamada henüz özel sektörün bilgi ve deneyimlerinin kamuya aktarılması da genel olarak tanımlamalara girmemiştir. Büyük Britanya Sayıştayı (NAO) tarafından hazırlanan Özel Sektör Girişimlerinden Edinilen Dersler konulu raporda; bu modeller ile ilgili geniş bir deneyim bulunmasına rağmen Büyük Britanya Hükümetinin veri toplama, tanımlama ve kullanılmasında hatalar yaptığı bu nedenle paranın en iyi değerini koruma alanında yardım alması gerektiği ayrıca yapılan yatırımların demode hale gelmesi durumunda gerekli olandan daha fazla yükümlülükler içerebileceği, Kamunun özel sektör kadar ticari becerisinin bulunmaması (asimetrik bilgi paylaşımı) sözleşmelerin yönetim ve müzakerelerinde özel sektör karşısında dezavantajlı duruma düşmesine yol açmaktadır, uyarıları mevcuttur. Alt yapı yatırımları için yeterli maddi kaynağı ve teknolojisi olmayan az gelişmiş ülkeler için YİD modelinin gerekliliği yadsınamaz. Ancak modelden beklenen faydanın gerçekleşmesi, modelin sağlıklı işlemesi ile mümkündür. Aksi takdirde oluşan tabloda mali açıdan kırılgan ekonomilere kaçınılmaz olarak yeni ilave yükler getirdiği görülmektedir. Anahtar Kelimeler: YİD, Kamu Yatırımı, Özel Sektör Girişimi

46

Page 59: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Koca Sinan ve Proje Yönetimi

R. Akbıyıklı, A. Aygün Sakarya Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Sakarya

[email protected], [email protected]

Özet Osmanlı İmparatorluğu’nun en güçlü olduğu dönemde tam 50 yıl boyunca Hassa Mimarları Ocağı’nın Başkanlığını yürüten Koca Sinan, bu süreç içerisinde her biri mühendislik ve mimarlık harikası sayılabilecek nitelikte irili ufaklı tam 477 eser inşa etmiştir. Bu 50 yıllık süreç otoriteler tarafından Türk – Müslüman Mimarlık ve Yapı Tarihi’nin altın çağını yaşayıp rüştünü ispatladığı bir süreç olarak nitelendirilmiştir. Bugüne kadar Sinan’ın yapıları mühendislik ve mimarlık açısından defalarca kritik edilmiştir. Fakat onun bir başka deha yönü detaylı olarak araştırılıp tartışılmadığı için net olarak bilinmemektedir. Oysaki Koca Sinan, mimar ve mühendis kimliğinin yanı sıra eşsiz bir Proje Yöneticisidir. Onun zamanında İstanbul adeta bir şantiye alanına dönmüş ve kısıtlı teknik imkânlara rağmen o, bütün bu yapım işlerini kusursuz bir şekilde yönetebilme becerisi geliştirmiştir. Sinan’ın Ser Mimaran-ı Hassa olduğu dönemde, herhangi bir yapım işlemine başlanmadan önce sarayın onayına sunulmak üzere o yapım işiyle ilgili mutlaka bir keşif çalışması yapılmış olduğu elimizdeki tezkerelerden rahatlıkla anlaşılmaktadır. Süleymaniye Külliyesi’nin inşaatı sırasında her haftaya yaklaşık 1 defter düşecek şekilde kayıtlar tutulmuş ve bu kayıtlara işçilerin aldıkları ücretten yapımda kullanılan malzemeye kadar bütün yapım işi kalemleri tek tek işlenmiştir. Bunun yanı sıra ocakta bulunan diğer mimarlar Sinan tarafından iyi organize edilmiş ve eğitilmişlerdir. Süleymaniye Külliyesi gibi devasa boyuttaki bir yapım işinin devam ettiği bir dönemde bile başka bir konumda başka yapım işleri de devam etmiş ve tüm bu yapıların inşaat yönetimi mükemmel bir derecede sağlanabilmiştir. Padişah yazışmalarından ve Sinan’ın ölmeden önce kaleme aldırdığı tezkerelerden de anlayabileceğimiz üzere o, sadece mimarlık ve mühendislik bilimlerinde değil; yaşadığı dönemin tüm makine ve teçhizat eksikliklerine rağmen zaman planlamasında, yönetim organizasyonunda, maliyet analizinde ve kalite yönetiminde de üstün başarılar göstermiştir. Bu konuda bizlere düşen görev ise daha net ve derine inen araştırmalar yaparak atalarımızın ne tür harika işlere imza attıklarını öğrenmek ve gelecek nesillere aktarmaktır. Anahtar Kelimeler: Mimar ve Mühendis Koca Sinan, Osmanlı İmparatorluğu, Proje ve Yapım Yönetimi

47

Page 60: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Multi Disipliner Projelerde Yönetim Yaklaşımı Ve Yenikapı Transfer Noktası - Arkeopark Alanı Projesine

Bir Bakış

A.U.Kınık TCDD 1.Bölge Müdürlüğü Marmaray Koordinasyon Komisyonu, İstanbul

[email protected]

Özet Avrupa ve Asya kıtaları arasında lineer gelişme gösteren İstanbul, bir taraftan da Küresel kent olma yarışı sürdürmektedir. Roma, Bizans, Osmanlı İmparatorlukları dönemlerinde başkent işlevi gören kent bu uygarlıkların mirasını içinde barındırmaktadır. Kentin tarihi dokusunun yoğun olduğu, Tarihi yarımada kesiminde ulaşım projeleri geliştirmek için özel çözümler üretmek gerektiği ortaya çıkmıştır. Bu bildiride kentin büyüme politikaları geliştirilirken, büyümenin getirdiği sorunların kesişimi ve çelişkilerde proje seçimi ve yaklaşımındaki sorunlar ve optimizasyonun sağlanması konusu incelenecektir. Bu bağlamdaYenikapı transfer noktası ve arkeopark alanı proje yaklaşımı örneği ile konu disiplinlerarası boyutta irdelenecektir. Tarihi yarımada da Yenikapı bölgesinde, Marmaray Projesi ve Taksim- Yenikapı metro projesi için yapılan kazı çalışmaları İstanbul’un bilinen “yazılı tarihini değiştirecek” nitelik taşımaktadır. Erişilebilirlik açısından önemli faydalar sağlayacak raylı sistem projeleri, ulaşım projesi uygulaması amaçlı olarak başlamış, ancak disiplinlerarası “kentsel dönüşüm” projesine dönüşmüş bulunmaktadır. Tarihi doku bir taraftan erişilebilirlik açısından kısıtlar getirirken, bir taraftan da kültürel mirasın korunması, günümüze aktarılmasında yaratıcılığın boyutları ile çelişki yaşamaktadır. Bu alanda tasarımcıların yaratıcılığı çok tartışılacaktır. Disiplinler arası yaratıcılık ve kesişim neleri ortaya çıkarabilecektir. Proje seçiminde karar verici kamu otoritesi; projelere yaklaşımında, kentin sürdürülebilir büyümesinin, değişiminin sağlıklı yönetimini esas alarak yürütme yapmalıdır. Anahtar Kelimeler: Disiplinlerarası, Proje Seçimi, Değişimin Yönetimi

48

Page 61: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Tasarım ve Yapım Projesi Aktörlerinin Koordinasyon Eylem

ve Süreçleri: İSGUH Yönlendirme Projesi Örneği

S. Z. Doğan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Mimarlık Bölümü, İzmir

[email protected]

S. Günhan University of Texas at San Antonio, Yapım Yönetimi Programı, San Antonio, TX

[email protected]

B. Erbaşaranoğlu Artek Proje Danışmanlık Şirketi, Çankaya, Ankara

[email protected]

Özet Literatür araştırması bulguları ve yapım sektöründeki profesyonellerin deneyimleri proje başarısızlığının temel nedeninin çoğu zaman proje aktörleri arasındaki verimsiz koordinasyon olduğuna işaret etmektedir. Birçok aktörün katılımıyla yürütülen çokuluslu büyük projelerin yapım sektörüne girişiyle, koordinasyon daha da önem kazanmış ve temel bir yönetim fonksiyonu olarak geliştirilmesi vurgusu daha sık gündeme gelmeye başlamıştır. Bu makale, koordinasyon teorisine dayanmaktadır. Koordinasyon teorisi, projede birbirine bağımlı eylemlerin yönetiminde karmaşıklığı gidermek amacıyla (1) Ortak kaynakların yönetilmesi, (2) Üretici-tüketici ilişkisinin yönetilmesi, (3) Eşanlı kısıtların yönetilmesi ve (4) Görev/alt-görev bağımlılığının yönetilmesi olarak dört temel süreç tanımlamaktadır. Bu çalışma kapsamında, İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı (İSGUH) Yeni Terminal Binası Yönlendirme Projesi (YP) aktörlerinin e-posta iletişim verisi aracılığıyla koordinasyon süreçleri incelenmiş ve proje aktörlerinin koordinasyon skorları hesaplanmıştır. Hangi koordinasyon sürecine ilişkin tümcelerin hangi aktör tarafından daha sık kullanıldığı belirlenmiştir. Aktörlerin koordinasyon eylemi yoğunluğu irdelenmiş ve sözleşmeler kapsamındaki görev ve sorumlulukları ile ilişkilendirilerek yorumlanmıştır. Sözleşme bağlarının betimlediği organizasyon şemasında danışmanlık, tasarım ve koordinasyon hizmetleriyle en yoğun bağlanan yüklenici firma ile danışman şirketinin en yüksek koordinasyon skorlarına sahip olduğu gözlenmistir. Proje süresince tüm aktörlerin sırasıyla en çok üretici/tüketici ilişkilerinin yönetilmesi, eşanlı kısıtların yönetilmesi, ortak kaynakların yönetilmesi ve görev/alt-görev bağımlılığının yönetilmesi süreçleri ile ilişkili kordinasyon tümceleri kullandığı belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Koordinasyon, Koordinayon süreçleri, Yapım Yönetimi

49

Page 62: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yapım Sektöründe Proje Yönetim Firmalarının İş Alma Süreçlerinde Yaşadıkları Güçlükler

N.E.İnanç

Nurol İnşaat ve Ticaret A.Ş., Nurol Tower Projesi, İstanbul [email protected]

H. Yaman

İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul [email protected]

Özet Yapım sektöründeki son yıllarda görülen değişim ve gelişmeler, büyük ve köklü inşaat firmalarının örgütsel yapılarını değişime zorladığı gibi; konusunda uzmanlık kazanmış, daha küçük boyutlu, ancak çok yüksek dinamiklere sahip, hızlı kararlar alarak bunları yürürlüğe koyan ve aldıkları işleri başarı ile tamamlayan, “çözüm ortakları” olarak adlandırabilen örgütsel yapıların oluşmasını da sağlamıştır. Yapım sektörünün ana katılımcılarından biri (yatırımcı) mal sahipleridir. Yatırımcı mal sahipleri, sektör içi faaliyetlerinden veya diğer sektörlerden elde ettikleri kazançları yapım sektörüne aktaran kişi ya da firmalar olabildiği gibi, farklı ortaklıklar şeklinde de sektöre yatırım yapabilmektedir. Yatırımcı mal sahibinin, yapım sektörü içinde faaliyet gösteriyor olması, en basit anlatımla mal sahibinin yapım sektörünün dinamiklerini ve işleyişini biliyor olması anlamına gelmektedir. Ancak, yapım sektörü dışından gelen bir yatırımcı mal sahibi için yapım sektörü bilinmezlerle doludur. Ne zaman ve ne şekilde kararlar alması gerektiği hakkında yeterli bilgi ve deneyime sahip olmadığından, yapım sürecini başarılı bir şekilde yönetmesi de mümkün olamamaktadır. Bu durumda da, kâr elde etmeyi hedeflediği yapım projesinde hedeflerine ulaşamadığı gibi, zaman zaman ciddi boyutta zararlarla da karşılaşabilmektedir. Ülkemizde, ekonomik anlamda lokomotif sektör olarak adlandırılan “yapım sektörü”nün başarılı olamamış projelere tahammülü bulunmamaktadır. Yatırımcı mal sahibinin yapım sektörüne ilişkin veri, bilgi ve deneyim eksikliğinden kaynaklanan sıkıntılarına çözüm bulmak, yapım projelerinin ve dolayısıyla sektörün başarısını arttıracak desteği sağlamak üzere, yapım sektöründe “proje yönetimi” hizmeti veren firmaların sayısı her geçen gün artmaktadır. Yapım sektördeki birçok farklı disipline ait bilgi birikimi ve deneyimi bünyesinde barındıran proje yönetim firmaları, hak ettikleri değeri henüz olması gerektiği kadar kazanamamalarının yanı sıra, kimi zaman da ortaya çıkan problemlerin birinci derece sorumlusu olarak gösterilmektedirler. Bu bildirinin konusu, yapım sektöründe faaliyet göstermekte olan proje yönetim firmalarının üstlendikleri risk ve sorumluluklara karşın, iş alma sırasında yaşadıkları sıkıntıları dile getirmek, “bir sektör çalışanının deneyimlerini yansıtarak” mevcut durumun resmini çizmektir. Bu bildiri sektörde yaşanan gerçek olaylardan edinilmiş kişisel deneyimlerin paylaşılması amacıyla hazırlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Proje Yönetimi, Proje Yönetim Firmaları, Teklif ve İhale Süreçleri

50

Page 63: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İnşaat Sektöründe ADR Kullanımı ve Seçim Kriterlerinin Kamu ve Özel Sektör Açısından İncelenmesi

E. Taş, Y. Arıcı İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet İnşaat projelerinin özellikle yapım aşamasında, taraflar arasında uyuşmazlıkların yaşanması muhtemeldir. Taraflar, uyuşmazlıkları en aza indirgemek için sürecin başında sözleşmelerle kendilerini koruma yoluna giderler. Buna karşılık inşaat projelerinde uyuşmazlıkların yaşanma riskini sıfıra indirmek neredeyse imkânsızdır. Taraflar, projenin başarılı bir şekilde tamamlanması için, uyuşmazlıkları en kısa sürede ve düşük maliyetle çözme yoluna gitmelidir. Ancak inşaat sektöründe yaygın olarak kullanılan mahkeme yargılaması gibi yargısal yollar, uzun süreli ve maliyetli yöntemlerdir. Bu durum tarafları başka çözüm yollarına yöneltmiş ve inşaat sektöründe Alternatif uyuşmazlık çözüm yolları (ADR) gelişmeye başlamıştır. Literatürdeki araştırmalarla desteklenmiş olan bu çalışma kapsamında, tarafların ADR’na bakış açısı incelenmiştir. Gerçekleştirilen alan araştırması sonuçlarına bağlı olarak uygulamalarda karşılaşılan uyuşmazlık nedenleri, kullanılan uyuşmazlık çözüm yolları, bunlar hakkındaki bilgi düzeyleri, seçim kriterleri belirlenmiş ve elde edilen sonuçlar kamu ve özel sektör açısından değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda Türk inşaat sektöründe ADR kullanımının gelişimi için yapılabilecek girişimler özetlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Türk İnşaat Sektörü, Uyuşmazlıklar, Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yolları, Yapım Aşaması.

51

Page 64: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Kocaeli İlindeki 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’nun Yapım İşleri İhaleleri Uygulamalarında

Karşılaşılan İhale Uyuşmazlık Başvuruları

S. Can, M. Anbarcı İstanbul Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

E. Manisalı İstanbul Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected]

Özet Bu çalışmada, Kocaeli ilinde 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun uygulanması esnasında yapım işleri ihalelerine yönelik Kamu İhale Kurumu’na 2002-2012 arasında yapılan 50 adet şikayet başvurusu incelenmiştir. Bu inceleme sonucunda uyuşmazlık başvurularının yoğunlaştığı noktalar tespit edilmiş ve yoğunlaşma noktaları detaylı olarak irdelenmiştir. İrdeleme sonucunda ihtilaf konusu olan sebeplerin kanundaki karşılıklarının tespit edilmesi, analizi amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Kamu İhale Kanunu, İhale Uyuşmazlık Başvuruları

52

Page 65: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Kamu İnşaatlarında Ortaya Çıkan Uyuşmazlık Nedenlerinin

Örnek Kararlar Işığında İncelenmesi

Ç.Çamcı, S.Kıvrak, G.Arslan Anadolu Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Eskişehir

[email protected], [email protected], [email protected]

Özet İnşaat sözleşmelerinin uygulanması esnasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların belirlenmesi ve en aza indirgenmesi, oluşabilecek zaman kaybına ve maddi kayıplara engel olabilecektir. Bu amaçla yapılan çalışmada, öncelikle inşaat sektörünün yapısı ve genel özellikleri incelenmiştir. Daha sonra, inşaat sektörü hukuki açıdan ele alınarak, kamu inşaatlarında yüklenicilerle olan uyuşmazlıkların nedenleri ile bu uyuşmazlıkların, resmi ve alternatif yollar ile çözümü üzerinde durulmuştur. Kamu inşaatlarının yapımı esnasında ortaya çıkan belli başlı hususlardaki (işin süresi, fiyatlar, hakedişler, kabuller, gecikme cezaları) uyuşmazlıklara ilişkin, 1950’li yıllardan bu yana, yetkili kurumlarca (Sayıştay, Yargıtay, Danıştay, Yüksek Fen Kurulu vb.) verilen kararlar değişik kriterlere göre değerlendirilmiş, uyuşmazlık nedenleri bu kararlar ışığında incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Süre Uzatımı, Uyuşmazlık, Alternatif Uyuşmazlık Çözümü.

53

Page 66: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İnşaat Sektöründe Kullanılan KİK ve JCT Standart Sözleşme Dokümanlarının Karşılaştırılması

P. Irlayıcı Çakmak, E. Taş İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet İnşaat projelerinin istenilen süre, maliyet ve kalitede tamamlanabilmesi için; proje katılımcıları arasındaki ilişkiyi düzenleyen, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça belirleyen, tüm sürecin eksiksiz ve doğru dokümantasyon ile tanımlanmasında önemli rol oynayan, hukuken geçerliliği olan yazılı sözleşme ve şartnamelerin bir araya gelerek bütünleyici bir yapı oluşturduğu sözleşme dokümanları oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Standart sözleşme dokümanları, inşaat sektöründe yaygın olarak kullanılan ve genel kabul görmüş uygulamalar, hükümler ve benzer amaçlar doğrultusunda oluşturulmakta ve güncel olarak geliştirilmektedir. Türkiye’de kullanılmakta olan standart sözleşme dokümanları Kamu İhale Kurumu (KİK) tarafından hazırlanmaktadır. Bu dokümanlar kamunun yaptırdığı tüm projeler için geçerli ve genel niteliktedir. Daha önce yapılan pek çok çalışmada, KİK dokümanları AIA ve FIDIC dokümanları ile karşılaştırılmış; eksik olan ve geliştirilmesi gerekli alanlar belirlenmiştir. Bu çalışmada ise İngiltere inşaat sektöründe standart sözleşme dokümanlarının gelişimi ve İngiltere’de en yaygın kullanıldığı tespit edilen JCT standart sözleşme dokümanları incelenecektir. Türk inşaat sektörü kamu yapım ihalelerinde kullanılmakta olan KİK standart sözleşme dokümanları, JCT standart sözleşme dokümanları ile karşılaştırılacak, KİK dokümanlarının eksik olduğu alanlar ortaya konulacak ve bunların geliştirilmesi yönünde önerilerde bulunulacaktır. Anahtar Kelimeler: Sözleşme, Sözleşme Dokümanları, KİK, JCT.

54

Page 67: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yönetmeliklerde İklim Duyarlı Tasarım

S. Zağpus Yiğitoğlu [email protected]

Özet İklim duyarlı bina tasarımı; "hava sıcaklığı, nem, yağış, rüzgar, güneş ışınımı" gibi iklimsel elemanların konfor koşulları üzerindeki etkilerinin, "tasarım gücü" ile kontrollü hale getirilmesini ifade etmektedir. Bu doğrultuda, planlama sürecinden başlayarak, yapının tasarımı, uygulanması ve kullanımı aşamalarında, bulunulan bölgeye ait iklimsel elemanların, kullanıcı konforunu sağlamaya yönelik olarak irdelenmesi gerekmektedir. İklim duyarlı yapı tasarımına yönelik olarak çeşitli mevzuat çalışmaları, akademik çalışmalar ve özel sektör projeleri bulunmaktadır. Ancak söz konusu çalışmaların ortak platformda yürütülmemesi, elde edilen sonuçların birbirini besleyememesi ve konunun bu tür yapıların mevcut mevzuatlarla “tasarlanabilirliği” yönüyle irdelenmemiş olması gibi nedenlerle beklenen sonuçlar elde edilememektedir. Ülkemizde iklim duyarlı yapı üretimi ile ilgili herhangi bir yasal yaptırım bulunmamaktadır. Bu durum, kent planlanması ile yapıların tasarımı, uygulaması ve kullanımı sürecinde yer alan kişi ve kurumların konu ile ilgili olarak yeterli farkındalığa sahip olmadığının önemli bir göstergesidir. Bu nedenle, İmar Kanunu, İmar Yönetmelikleri ve ilgili diğer yasa ve yönetmeliklerin, "iklim duyarlı bina tasarlanması, uygulanması ve uygulama sonrası denetlenmesi"ne imkan veren yaptırımlar içerecek şekilde bir an önce revize edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda öncelikli olarak İmar Yönetmelikleri’nin, bulunulan yerin iklimsel özelliklerini dikkate alarak, yapılarda konfor koşullarını sağlamaya katkıda bulunacak "yapısal önlemleri" tarifleyecek şekilde güncellenmesi önemli bir adım olacaktır. Anahtar Kelimeler: İklim Duyarlı Tasarım, İmar Yönetmeliği, Pasif İklimlendirme.

55

Page 68: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Kamu İhaleli Sulama Projelerinde Risk Yönetimi Uygulamasının Gerekliliği ve Uygulamaya Yönelik Öneriler

Ö. Ökmen Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Proje ve İnşaat Dairesi Başkanlığı, Ankara

[email protected]

A. Öztaş Epoka Üniversitesi, Tiran, Arnavutluk

[email protected]

Özet 78 milyon ha’lık yüzölçüme sahip ülkemizde, tarım alanlarının toplam miktarı 28 milyon ha’dır. Son çalışmalar, mevcut teknoloji ile ancak 8,5 milyon ha’lık tarım alanının ekonomik olarak sulanabileceğini göstermektedir. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) ve kapatılan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen projeler ile 2011 yılı itibari ile ekonomik olarak sulanabilen 8,5 milyon ha’lık arazinin ancak 4,9 milyon ha’ı sulanabilmiştir. Türkiye’de tüketilen suyun yaklaşık %70-75’inin tarımsal sulamada kullanıldığı gerçeği ve sulama projeleri için yatırım bütçesinden ayrılan yıllık parasal miktarlar (DSİ 2011 yılı bütçesinde 3.351.800.000 TL) dikkate alındığında 3,6 milyon ha’dan fazla tarım arazisine su iletecek yeni sulama projelerinin yetkili kamu kuruluşları marifetiyle mümkün olan en kısa zamanda, hedeflenen süre ve bütçe limitleri dâhilinde ve kabul edilebilir kalite ve işlevsellikte gerçekleştirilmesi önem arz etmektedir. Bu bağlamda, mevcut çalışma ile DSİ tarafından yakın zamanda ihale edilip, inşaatı tamamlanmış ve işletmeye açılmış olan sulama projelerinin ihale öncesi tasarım ve ihale sonrası inşaat safhalarında meydana gelen keşif artışları ve süre uzatımları irdelenmekte; akabinde sulama projelerinde süre ve maliyet artışlarının kontrol altına alınabilmesi için söz konusu projelerde risk yönetimi uygulamasının gerekliliği ve önemine değinilmektedir. Çalışmanın sonunda, sulama projelerinin ihale hazırlık, proje yapım ve inşaat safhalarında kullanılabilecek bir risk yönetim modeli önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: Risk yönetimi, Risk analizi, Sulama projeleri.

56

Page 69: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Proje Başarısında Kârlılığı Arttırma Yöntemi Olarak Sözleşme Yönetimi Stratejileri

I. Cengiz, Z. Işık Yıldız Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected]. [email protected]

Özet Yüklenici firmaların üstlendikleri projeleri başarı ile sonuçlandırmaları ve sektörel konumlarını sürdürebilmeleri için kaçınılmaz koşul olan kârlılığın sağlanabilmesinde, düzenlenen sözleşmelerin ve sözleşme yönetiminin rolü büyüktür. Süreç içinde doğabilecek muhtemel uyuşmazlıkların önüne geçilebilmesi, oluşabilecek uyuşmazlık hallerinde hakların gerekli ölçüde tazmin edilebilmesi için tarafların inşaat sözleşmelerinde yeterli bilgi ve birikime sahip olmalarının yanı sıra yüklenici firmanın sözleşme yönetimine dair kritik başarı faktörlerini doğru biçimde tespit etmesi ve buna bağlı stratejiler geliştirmesi gereklidir. Bu çalışma kapsamında, proje başarısına ait kritik başarı faktörleri sözleşme yönetimi çerçevesinde incelenmiş; inşaat projelerinin özelliklerine göre hangi sözleşme tipinin ve buna bağlı stratejilerin kârlılığı beraberinde getireceği, sözleşme tiplerinin karakteristik özellikleri, avantajları, dezavantajları ve uygulanabilirlikleri araştırılmıştır. Geleneksel kârlılık yönetiminin mevcut pazar koşulları karşısında yetersizliği görülmüş, sözleşme yönetimi stratejilerinin karlılık yönetimindeki rolü üzerinde durularak, değişken parametrelere uyum sağlamak üzere geliştirilmiş dinamik kârlılık metotları araştırılmıştır. Anahtar Kelimeler: Proje Başarısı, Sözleşme Yönetimi Stratejileri, Kârlılık Yönetimi

57

Page 70: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Türk İnşaat Sektöründe Gözlemlenen Rekabete Aykırı Davranışlar

G. Şenol Gediz Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İzmir

[email protected]

S. Z. Doğan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Mimarlık Bölümü, İzmir

[email protected]

Özet Rekabet olgusu etkin çalışan bir serbest piyasa ekonomisi için temel oluşturduğu gibi, denetim ve kontrol altında tutulmadığında toplum refahını zedeleyici, iktisadi gelişmeyi engelleyici bir yapıya da bürünebilir. Bu sebeple ekonomik özgürlüklerin ve etkin rekabetçi piyasaların güvenceye alınabilmesi için rekabet hukuku gereklidir. Rekabet hukukunun uygulayıcısı otoriteler, mal ve hizmet piyasalarında rekabeti sınırlayan anlaşmaları ve hakim durumdaki teşebbüslerin bu durumlarını kötüye kullanmalarını yasaklarken, belirli bir ciro ve/veya pazar payı eşiği üzerindeki teşebbüslerin birleşme ve devirlerini de kontrol altında tutmaktadır. Türkiye’de de 1994 yılından bu yana istisnasız tüm mal ve hizmet piyasalarındaki teşebbüsler 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’a bağlıdır. Sektörel bir ayrım gözetmeyen Rekabetin Korunması Hakkında Kanun, Türk inşaat sektörünü de denetim altında tutmaktadır. Bu bağlamda inşaat sektöründeki rekabet ihlalleri de Rekabet Kurulu tarafından değerlendirilmektedir. Bu çalışma, Rekabet Kurulu’nun inşaat sektörüne ait ilgili pazarlarda gözlemlenen ve haksız rekabete yol açtığı veya açabileceği düşünülen kanuna aykırı davranışlar hakkındaki soruşturmalarını incelemektedir. Araştırma son 13 yılda yayınlanmış olan 1821 rekabet ihlali kararından inşaat sektörüne ait 139 adedini kapsamaktadır. Sonuçlar, Türk inşaat sektöründe çoğunlukla çimento, hazır beton ve inşaat demiri üreticisi teşebbüslerin ortak hareket etme, keyfi ve fahiş fiyat belirleme suçlamaları ile soruşturulduklarını göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Rekabet Hukuku, Türk İnşaat Sektörü, Rekabet İhlalleri

58

Page 71: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Standart Sözleşme Uygulamasının Altın Devrinin Devamı Türk Kamu İnşaat Sektöründe Yapım İşleri Genel Şartnamesinin Hukuksal Çerçevede İncelenmesi

İ. Şahin King’s College London, Centre of Construction Law and Dispute Resolution

[email protected], [email protected]

Özet Bu çalışmada İngiltere’de altın çağını çoktan geçirmiş olan standart tip sözleşmelerin Türkiye’de kamu ihale kanunları nedeniyle yaygın olmaya devam eden uygulaması incelenecektir. Yurtdışındaki uygulamalar ile karşılaştırıldığında katı olması ile öne çıkan bu sözleşmesinin Türk hukuk sistemi içerisindeki yeri ve uygulamaları gösterilecektir. Anahtar Kelimeler: Yapım İşleri Genel Şartnamesi, Standart Tip Sözleşmeler, Türk İnşaat Hukuku.

59

Page 72: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

KİSK ve FIDIC Standart Tip Sözleşme Formlarının Gecikme

ve Tazminat Açısından Değerlendirilmesi

S. Öztürk, G. Ö. Alptekin İstanbul Kültür Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet İnşaat Projelerinin planlanan süre, maliyet ve kalite hedeflerine uygun olarak tamamlanmasında başarılı bir proje yönetim sürecinin önemi büyüktür. Yapı üretim sürecinde planların fiziksel gerçeklere dönüştürüldüğü yapım sürecinin yönetimi ise ayrı bir önem taşır. Yapım sürecinin işleyişinin, koşullarının, sınırlarının, tarafların risklerinin, sorumluluklarının ve bunların kontrolünün belirlendiği ve dayandığı, inşaat sözleşme ve şartnamelerinin önceden doğru tanımlanması, proje kapsamına uygun ve yapım sürecinin tüm aşamalarına cevap verecek şekilde hazırlanması gerekir. Yapım sürecinde gerçekleşen işlerin sözleşme şartlarına uygunluğunun kontrolü ve uygun olmayan uygulamalara yine sözleşmede tanımlanan şartlara göre çözüm getirilmesi sözleşme yönetiminin bir parçasıdır. İnşaat projelerinde, yapım aşamasında ortaya çıkan ancak tasarım aşamasından kaynaklanan eksiklik ya da hatalar, öngörülemeyen koşullar, iş sahibinden kaynaklanan ek talep ya da değişiklik istekleri gibi nedenlerle çeşitli değişiklikler ortaya çıkmaktadır. Bu değişiklikler projelerde süresel, parasal ya da kaliteye ilişkin sapmalara yol açabilmektedir. Projede ortaya çıkan sapmalar taraflar arasında anlaşmazlık konusu olmakta, bu durum zaman zaman tazminatla sonuçlanabilmektedir. Tek defaya özgü bir projede, olası tüm koşulları kapsamak üzere tasarlanmış olması beklenen inşaat sözleşmelerinde bazı eksikliklerle karşılaşılabilmektedir. İnşaat sözleşmelerinde olası hatalarla ve eksikliklerle karşılaşmamak adına genellikle standart sözleşme formları kullanılmaktadır. Bu çalışmada, KİSK ve FIDIC standart tip sözleşmelerinde süre uzatımı, gecikme ve tazminatlara ilişkin maddeler incelenecek ve değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: Sözleşme Yönetimi, İnşaat Sözleşmeleri, KİSK, FIDIC, Gecikme Tazminatı.

60

Page 73: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Türk İnşaat Sektöründe FIDIC Sözleşmelerinin Kullanımını

Etkileyen Faktörler

D. İlter, P. Alpkökin İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet Türk inşaat sektöründe FIDIC tabanlı standart sözleşmelerin kullanımı hızla artmaktadır. Özellikle Türkiye’de uluslararası kurumlarca finanse edilen yatırım projeleri ile yurtdışındaki projelerde Türk yükleniciler FIDIC sözleşmelerinin farklı tipleri ile iş yapmak durumundadır. Ancak, halen pek çok yüklenici firmanın genel olarak sözleşme yönetimi ve FIDIC sözleşmelerinin idaresi konusunda sıkıntılar yaşadıkları gözlenmektedir. Buradan hareketle bu çalışmada, Türk inşaat sektöründe sözleşme yönetimi pratiklerinin incelenmesi, Türk yüklenici firmaların FIDIC sözleşmelerini tercih etmesinde ve etmemesinde etkili olan faktörlerin belirlenmesi ve firmaların çeşitli özellikleri ile sözleşme yönetimi pratikleri arasındaki ilişkilerin irdelenmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla çalışma kapsamında Türk Müteahhitler Birliği (TMB) üyesi yüklenici firmalar ile bir anket çalışması yapılmış ve elde edilen veriler tanımlayıcı istatistiksel yöntemler, rölatif önem endeksi yöntemi ve korelasyon analizi ile incelenmiştir. Sonuçlar, Türk inşaat sektöründe yüklenici firmaların FIDIC sözleşmelerini tercih etme sebepleri arasında “işveren tarafından kullanılmak istenmesi”, “finansman sağlayan kuruluş tarafından kullanılmak istenmesi”, “işveren ve yüklenici arasında adaletli bir risk dağılımı içermesi”, “farklı ihale üstlenme şekillerine uygun türlerinin bulunması” ve “uyuşmazlıkların daha kolay çözülmesi”nin en önemli beş faktör olarak öne çıktığını göstermektedir. Diğer taraftan, yüklenici firmaların FIDIC sözleşmelerini tercih etmeme sebepleri arasında “işveren tarafından kullanılmaması”, “Türk inşaat sektöründe yeterince tanınmaması”, “uyuşmazlık çözüm kurulları ile ilgili bilgi eksikliği”, “hak talebi (claim) süreci ile ilgili bilgi eksikliği” ve “FIDIC sözleşmeleri ile ilgili genel bilgi eksikliği” en önemli beş faktör olarak görülmektedir. FIDIC sözleşmeleri yükleniciler tarafından diğer standart sözleşme formlarına göre daha başarılı bulunmakla birlikte, sektörde FIDIC sözleşmeleriyle ilgili bilgi eksikliği dikkat çekici düzeydedir. Anahtar Kelimeler: Sözleşme Yönetimi, FIDIC Sözleşmeleri, Korelasyon Analizi.

61

Page 74: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Hakediş Ödemelerinden Yapılacak Kesintilerdeki Öncelik Sıralaması

R. Akbıyıklı Sakarya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İnşaat Mühendisliği, Adapazarı -Sakarya

[email protected]

Ç. Dalmaz MSB İzmit İnşaat Emlak Bölge Başkanlığı, Kocaeli

[email protected]

Özet

Hakedişlerin ödemeleri esnasında, yürürlükteki kanun ve mevzuat paralelinde yapılması gereken bazı yasal kesintiler ile sözleşme hükümlerinden kaynaklanan kesintilerin hangi öncelik ve sıralamayla kesileceği çok büyük önem arz etmektedir. Yürürlükteki yasaların, bunlara dair mevzuatların, ilgili kurumların konuya dair yayımladıkları genelge, tebliğ, mukteza ve içtihatların öngördüğü kesinti sıralaması göz önüne alınmadan yapılacak kesintiler neticesinde, hakediş ödemelerini yapanlar ve düzenleyen ve onaylayanlar, yasal yaptırımlarla karşı karşıya gelebilmekte ve bazen de rücu çıkabilmektedir. Bu makale kapsamında, bir hakediş içeriğinden kesilmesi gereken /gerekebilecek işçi alacakları, idare alacakları, vergi kesintileri ile tevkifatlar, SGK prim alacakları, temlikler ve hacizlerin hangi sıralama ile yapılacağı yürürlükteki mevzuat paralelinde açıklanmaya çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Yasal Kesintiler, Kesintilerin Önceliği, Yasal Mevzuat.

62

Page 75: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Denge Diyagramı Yöntemi ve Kritik Yol Yöntemi ile Belirlenen Kritik Aktivitelerin Karşılaştırılması

A. Damcı İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected]

D. Arditi Illinois Institute of Technology, Dept. of Civil, Arch. & Env. Eng., Chicago, IL, USA

[email protected]

G. Polat İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected]

Özet İnşaat sektöründe yaygın olarak kullanılan iş programı hazırlama yöntemleri ağ diyagramı tabanlı ve mahal tabanlı olmak üzere iki ana gruba ayrılabilir. Tekrar arz eden aktivitelerden oluşan inşaat projelerinde iş programının hazırlanması için ağ diyagramı tabanlı yöntemlerden biri kullanıldığında, projenin tamamı için oluşturulacak ağ diyagramının hazırlanması, gösterimi ve anlaşılması oldukça zor olabilir. Bu nedenle, tekrar ederek üretilen ünitelerin tamamı için ağ diyagramını oluşturmak yerine üretilen sadece bir ünite için ağ diyagramının oluşturulması tercih edilebilmektedir. Ancak, tekrar arz eden aktivitelerden oluşan inşaat projelerinde birinci ünite için oluşturulan iş programında belirlenen kritik aktivitelerin daha sonraki üretim ünitelerinde kritik olup olmadığını belirlemek mümkün olmayacaktır. Bu tip projelerde iş programının hazırlanmasında mahal tabanlı yöntemlerden birisinin kullanılması hem gösterim kolaylığı sağlaması hem de kritik aktivitelerin daha gerçekçi olarak belirlenmesi açısından daha faydalı olabilmektedir. Bu bağlamda, çalışmanın amacı ağ diyagramı tabanlı iş programı hazırlama yöntemlerinden kritik yol yöntemi ve mahal tabanlı iş programı hazırlama yöntemlerinden denge diyagramı yöntemi ile belirlenen kritik aktivitelerin karşılaştırılması olarak belirlenmiştir. Örnek olarak tekrar arz eden aktivitelerden oluşan bir boru hattı projesinin iş programı tekrar ederek üretilen bir ünite için kritik yol yöntemiyle, tekrar ederek üretilen ünitelerin tamamı için ise denge diyagramı yöntemiyle oluşturulmuştur. Her iki yöntemle oluşturulan iş programları değerlendirildiğinde, belirlenen kritik aktivitelerde farklılıklar olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: İş Programı, Denge Diyagramı Yöntemi, Kritik Yol Yöntemi.

63

Page 76: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Bina İçi Yönlendirme Sistemlerinde Kullanılan En Kısa Yol Algoritmalarının Afet ve Acil Durum Yönetimi Açısından

Değerlendirilmesi

M. Ayhan Gazi Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Ankara

[email protected]

S. Ergan Carnegie Mellon Üniversitesi, İnşaat ve Çevre Mühendisliği Bölümü, Pittsburgh

[email protected]

G. Güven, E. Ergen İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

M. A. Erberik, Ö. Kurç, M. T. Birgönül Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Ankara

[email protected], [email protected], [email protected]

Özet Mimari açıdan karmaşık ve içinde fazla sayıda insanın bulunacağı şekilde tasarlanan ofis veya eğitim binaları gibi yapılarda, herhangi bir doğal afette ve/veya acil durumda büyük ölçekte can kayıpları ve yaralanmalar yaşanabilmektedir. Ayrıca, bir afet/acil durum sonrasında değişen bina koşulları ardışık afetleri ve/veya tehlikeleri (örneğin deprem sonrası çıkan yangınlar) tetikleyebilmektedir. Etkin bir bina içi yönlendirme sistemi, afetlerde/acil durumlarda yaşanan problemleri en aza indirgeyerek can kayıplarını azaltmada kritik bir öneme sahiptir. Bina içi yönlendirmede amaç, bina içersinde bulunan kişilerin, afetlerden/acil durumlardan ve tetiklenebilecek ardışık tehlikelerden en az etkilenecek şekilde en kısa yoldan güvenli bölgelere yönlendirilmeleridir. Bu amaçla bina içi yönlendirme sistemlerinde en kısa yol (EKY) algoritmaları kullanılmaktadır. Literatürde, araştırmacıların yönlendirme sistemlerini oluştururken hangi EKY algoritmasını tercih etmeleri gerektiği yönünde bir boşluk bulunmaktadır. Bu çalışma bulgularının, bina içi yönlendirme sistemi geliştirme çalışmalarında en uygun algoritmanın seçimine kılavuzluk etmesi hedeflenmektedir. Literatürdeki bina içi yönlendirme çalışmaları araştırılarak en sık kullanılan EKY algoritmalarının afet sonrası oluşan yeni yapı koşullarında kısa yol belirlemedeki performansları incelenmiştir. Yönlendirme sistemlerinde kullanılacak olan EKY algoritmalarının sağlamaları gereken özellikler belirlenen altı adet ölçüt ışığında afet/acil durum yönetimi bakış açısıyla kıyaslaması yapılmıştır. Ayrıca, afetlerde/acil durumlarda kullanılabilecek bina içi yönlendirme sistemlerinden beklenenleri en uygun şekilde sağlayan EKY algoritması üzerine tartışma ve öneriler sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Afet ve Acil Durum Yönetimi, Bina İçi Yönlendirme Sistemleri, En Kısa Yol Algoritmaları

64

Page 77: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İnşaat Projelerinde Süresel Sapmaların Tahmini: Karar Ağacı Tekniği

E. Erdiş, H. Coşkun

Mustafa Kemal Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İskenderun/Hatay

[email protected], [email protected]

İ.H. Gerek Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği

Bölümü, Osmaniye [email protected]

Özet

İnşaat projelerinin planlanan ve gerçekleşen sürelerinde meydana gelen sapmalar, genellikle; müşterinin finansal durumundaki belirsizliklerinden, sözleşme ve eklerinin yeterince detaylı hazırlanamamasından, yüklenici seçim kriterlerindeki eksikliklerden, yönetim fonksiyonlarının uygulanması sırasındaki zorluklardan, şantiyede inşaat esnasında çeşitli nedenlerle işgücü verimliliğinin düşmesinden ve dış faktörlerden kaynaklanmaktadır. Bu çalışmanın ana amacı, kamudaki inşaat yatırımlarının öngörülen süresinde yaşanacak sapmaların, daha ihale sürecinde iken önceden tahmin edilip edilemeyeceğini araştırmaktır.

Bunun için çalışmada ilk olarak 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa göre ihale edilip gerçekleştirilen toplam 1453 adet kamu inşaat yatırımının ihale işlem dosyası incelenerek, bu projelerin uygulanması sürecinde meydana gelen süresel sapmalar karşılaştırılmıştır. Çalışmada ayrıca daha ihale sürecinde iken, işin süresinde sapma olup olmayacağının önceden tahmin edilip edilemeyeceği araştırılmış, bu sapmaların tahmini için veri madenciliği yöntemlerinden biri olan Karar Ağacı Tekniği kullanılmıştır. Bu amaçla Clementine 12.0 paket programından yararlanılmıştır. Programda veri seti olarak, işin süresinde sapmalara neden olan, literatürde de sıkça belirtilen ve incelenen ihale işlem dosyalarında mevcut olan faktörler ile analizler yapılmıştır. Bu kapsamda işin süresinde yaşanan bu sapmalara göre yatırımın başarılı ve başarısız olma durumu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Süresel Sapma, Veri Madenciliği, Karar Ağacı.

65

Page 78: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Kaynak Kısıtlı Birden Fazla Projenin İş Programının Yapılması Probleminin Çözümü İçin Bir Genetik Algoritma

F. Uysal Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu

[email protected]

R. Sönmez Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Ankara

[email protected]

Özet

İnşaat projeleri karakteristikleri gereği birden fazla mühendislik disiplinin birlikte çalıştığı, çok sayıda kaynağın farklı zamanlarda ve farklı miktarlarda kullanıldığı karmaşık projelerdir. Bu kaynakların kullanımının doğru şekilde planlanması, yapım sürecinde kaynakların atıl/boşta beklemesini en aza indirecek ve projelerin daha düşük maliyetlerle tamamlanabilmesine imkân sağlayacaktır. Planlama aşamasında genel kabul gören Kritik Yol Yöntemi (KYY) kaynak planlaması için etkin yöntem değildir. KYY’de sadece aktivite süreleri ve akitiviteler arasındaki ilişkiler göz önüne alınmaktadır. Diğer taraftan, Ms Project ve Primavera paket yazılımları ise kaynak planlaması problemine sınırlı çözümler getirmektedir. Bu çözümler de kaynakların doğru planlanması için çoğu zaman yetersiz kalmaktadır. Bu çalışmada, Kaynak Kısıtlı Projelerin İş Programının Yapılması (KKPİPY) problemi birden fazla projenin olduğu, dinamik bir ortamda modellenmiştir. Kaynak kısıtlı birden fazla projenin iş programının yapılması için bir genetik algoritma (GA) geliştirilmiştir. Projeler ortak bir kaynak havuzu kullanarak, toplam süreleri en kısa olacak şekilde çözülmüş ve genetik algoritmanın performansı mevcut çözüm yöntemlerinin performansları ile karşılaştırılmıştır. Bu amaçla; MS Project yazılımının ve bilinen sezgisel yöntemlerin sonuçları geliştirilen GA’nın sonuçları ile kıyaslanmıştır. Geliştirilen genetik algoritma, gerek çözüm kalitesi gerekse de çözüm süresi olarak mevcut yöntemlerden daha iyi sonuçlar elde etmiştir. Anahtar Kelimeler: Kaynak Planlaması, Genetik Algoritma, Optimizasyon

66

Page 79: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

MS Project Paket Programlarının Kaynak Dengeleme Problemi Çözümündeki Performansı

M. Abbasi Iranagh, R. Sönmez Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Ankara

[email protected], [email protected]

Özet Kritik yol yöntemi günümüzde inşaat yapım projelerinin programlamasında kullanılan en yaygın yöntemdir. Ancak bu yöntemle elde edilen çözümlerde sadece faaliyetler arasındaki ilişkiler dikkate alındığından dolayı, bu çözümler genellikle kaynak tahsisi açısından en optimal çözümler değildir ve bu sebeple kaynak kullanımında istenmeyen dalgalanmalar meydana getirebilmektedir. Bu dalgalanmalar kaynakların verimli kullanımını engellemekte ve projenin maliyetinin yükselmesine yol açmaktadır. Kaynak Dengeleme Problemi (KDP) bu dalgalanmaları belli bir ölçüte göre asgari düzeye indirip, kaynakların en etkin biçimde kullanımını sağlamayı amaçlamaktadır. Bu amaç aynı zamanda projenin maliyetinin indirilmesini sağladığı için KDP, proje programlaması ve yönetiminde büyük önem taşımaktadır. KDP’nin bu önemine rağmen, literatürde bu problemin çözümünde mevcut paket programlarının performasını araştıran oldukça kısıtlı sayıda çalışma mevcuttur. Bu bildiride, inşaat yapım projelerinin programlaması ve yönetiminde yaygın olarak kullanılan Microsoft Project (MSP) 2010 paket programının kaynak dengeleme probleminin çözümünde kullandığı yöntemlerin peformansını araştırılmıştır. Bu doğrultuda, optimal çözümü bilinen 20 faaliyete kadar olan 21 kaynak dengeleme problemi MSP 2010 ile ve Burgess ve Killebrew sezgisel yöntemi ile çözülmüştür. Sonuçlar MSP 2010’un kaynak dengeleme problemi için son derece yetersiz olduğunu göstermektedir. Burgess ve Killebrew sezgisel yöntemi MSP 2010’a göre daha iyi sonuç vermekle birlikte birçok problemde optimalden uzak sonuçlar bulmuştur. Bu doğrultuda KDP için alternatif yöntemler önerilmiştir. Anahtar Kelimeler: Kaynak Dengeleme Problemi, Optimizasyon, İş programlaması

67

Page 80: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İnşaat Projelerinde İstihdam Edilen Teknik Elemanların CPM Esaslı Performans Değerlendirmesi

B.Kaya Üsküdar Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü, İstanbul

[email protected]

M.Anbarcı, E.Manisalı İstanbul Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet Bu çalışmada inşaat projelerinde istihdam edilen teknik elemanların verimliliği üzerine bir araştırma yapılarak, farklı iş kalemlerine ait inşaat projelerinde verimliliğin ne şekilde gerçekleştiği incelenmiştir. Teorik verimlilik verileri için projelere ait CPM (Kritik Yol Metodu) iş programlarında faaliyet bazında belirlenen toplam iş miktarının gerektirdiği toplam iş saatlerinden faydalanılmıştır. Çalışanların performans değerlerinin tespiti için teorik verimlilik verileri uygulamada gözlenen veriler olarak inşaat firmalarıyla görüşülerek elde edilmiş verimlilik değerleri ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından her yıl yayınlanan birim fiyat analizlerindeki aynı iş kalemlerinin öngördüğü verimlilik değerleri ile mukayese edilerek kıyaslanmış, inşaat firmaları tarafından uygulamada kullanılan verilerin ne derece birbiriyle uyumlu oldukları irdelenerek değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: CPM, Verimlilik, Performans Değerlendirme

68

Page 81: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Doğrusal Planlama Yönteminin İnşaat Projelerinde Kullanılabilirliği

G. Aşçıoğlu Astaldi-Gülermak Ortak Girişimi, İstanbul

[email protected]

A. O. Sabuncuoğlu Avrasya Metro Grubu, İstanbul

[email protected]

S. Ergönül, S. Gündeş Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet

İnşaat projelerinde, iş başlangıcında hazırlanan programların doğru şekilde uygulanması ve uygulamanın takibi büyük sıkıntı arz etmektedir. Bunda en büyük etkilerden bir tanesi sahanın ve üst yönetimin planlama pratiğine hakim olmamasıdır. Bu durum proje kontrol ekibinin yükünü arttırmakla birlikte sözleşme terminlerinde oluşabilecek gecikmeleri önlemez duruma getirebilmektedir. Doğrusal İş Programı yol, tünel inşaatı, boru hatları, metro gibi işlerin planlanması için kullanılan bir planlama metodudur. Kolay anlaşılabilir görsel yapısı ile karar alma ve iş programının takibi süreçlerini hızlandırarak, çeşitli avantajlar sağladığı gibi sunduğu görsellik iş programına olan hakimiyeti artırmaktadır. Doğrusal planlama yönteminin tek başına veya sektörde yaygın olarak kullanılmakta olan Çubuk (Gantt) diyagramları ile birlikte uygulanmasının sağladığı avantajlar incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Doğrusal İş Programı, Doğrusal Planlama, Ağ Analizi.

69

Page 82: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Büyük Patlama – Büyük Büzülme Yönteminin Kısıtlı Kaynaklı Çizelgeleme Problemlerine Uygulanması

Y. C. Toklu Bayburt Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Bayburt

[email protected]

N. E. Toklu Istituto Dalle Molle di Studi sull'Intelligenza Artificiale, Lugano, İsviçre

[email protected]

Ş. Ç. Toklu TTG International Ltd., İstanbul

[email protected]

Özet Son birkaç on yılda kalıtımsal algoritmalar, tavlama benzetimi, karınca kolonisi eniyilemesi gibi pek çok sezgisel algoritma karmaşık çizelgeleme problemlerine uygulandı. Bundan amaç özellikle kaynak tahsisi, kaynak dengelenmesi, kaynakların kısıtlı olduğu durumlarda maliyet – zaman enküçüklemesi gibi klasik yöntemlerin ve bunları kullanan ticari yazılım paketlerinin çözemediği problemlere çözümler getirmek oldu. Bu konularda kullanılabilecek bir diğer yöntem ise Büyük Patlama – Büyük Büzülme adını taşıyan nisbeten yeni bir sezgisel algoritmadır. Bu çalışmada, söz konusu algoritma kullanılarak ve aktivitelerin başlama tarihlerinden oluşan vektörler kullanılarak yapılan uygulamalar anlatılmaktadır. Bu uygulamalar sırasında ortaya konulan sola ve sağa sıkıştırma operatörleri kaynak kısıtlaması olan durumlarda da kritik olay ve kritik yolların belirlenebilmesini olanaklı kılmıştır. Anahtar Kelimeler: Çizelgeleme, Büyük Patlama Büyük Büzülme Yöntemi, Proje Yönetimi

70

Page 83: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Kalite Fonksiyon Göçeriminin İnşaat Firmaları Üzerindeki Etkileri ve Uygulama Aşamaları

A. Kazaz Akdeniz Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Antalya

[email protected]

S. Ulubeyli Bülent Ecevit Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Zonguldak

[email protected]

B. Er Akdeniz Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Antalya

[email protected]

Özet “Toplam kalite yönetimi” ve “sürekli gelişim” kavramları, müşteri memnuniyetini sağlamak amacıyla birlikte kullanılan çözüm araçlarıdır. Öyle ki, müşteri ve üretici firmalara ait algı haritalarının ve düşünce yapılarının devamlı değişmesi nedeniyle ürün kalitesinde sürekliliğin sağlanması için müşteri ve firmaların konuştuğu dil zaman içinde doğal olarak farklılaşmaktadır. Bu bağlamda, bazı firmalar müşterilerin beklentilerini ve gereksinimlerini anlamak için yeterince hızlı hareket edememekte ve bundan dolayı mevcut pazar paylarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadırlar. “Kalite fonksiyon göçerimi” (KFG) bu aşamada yararlanılan ve uygulanan bir yöntem olarak literatürde yer almaktadır. Genel anlamda KFG; müşteri isteklerinin, beklentilerinin ve ihtiyaçlarının, hizmetin veya ürünün özelliklerine çevrilmesini gerektiren ve firmanın farklı birimlerinde çalışan kişilerden oluşan bir takım tarafından yürütülen ürün veya hizmet planlama tekniği olarak tanımlanabilir. Bununla birlikte, bu teknik Türk imalat sektöründe kendisine çeşitli uygulama alanları bulabilmesine rağmen, aynı ilgiyi inşaat sektöründe görememektedir. Bundan dolayı, bu çalışmada öncelikle, söz konusu KFG tekniğini kendi projelerinde uygulayabilecek Türk inşaat firmalarının potansiyel olarak karşılaşabilecekleri olumlu ve olumsuz etkiler üzerinde durulmuştur. Daha sonra ise inşaat sektörü bazında KFG tekniğinin uygulama adımları ayrıntılı olarak irdelenmiştir. Böylelikle, bu çalışmanın, KFG tekniğinin inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmalar tarafından da uygulanabilmesi için destekleyici ve tanıtıcı bir adım olması amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Kalite Fonksiyon Göçerimi, Toplam Kalite Yönetimi, İnşaat Sektörü.

71

Page 84: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Türk Müteahhitlerin İran İnşaat Sektöründe Karşılaşabilecekleri Risklerin İncelenmesi

A. Haghgooie, S. Aminbakhsh Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Ankara

[email protected], [email protected]

Özet Geçen son on yıllık süreçte, Türkiye’nin ekonomik ve politik açıdan muazzam gelişmesinin sonucunda, Türk müteahhitleri için yerli piyasayı aşmak ve yurtdışı pazarlarda iş geliştirmek açısından yeni fırsatlar oluşmuştur. Ancak, bu açılım, Türk müteahhitleri için yepyeni risk ve zorlukları da beraberinde getirmiştir. Coğrafi erişim, kültürel benzerlikler, pazarın ihtiyaçları ve büyük kaynakların mevcudiyeti gibi nedenlerden dolayı, Orta Doğu ülkeleri Türk müteahhitleri için bir hedef piyasa haline gelmiştir. Bu bağlamda, bol kaynakları, düşük rekabet düzeyi, düşük maliyetler ve Türkiye ile iyi siyasi ilişkileri olan İran İslam Cumhuriyeti, iş geliştirmek açısından Türk müteahhitleri için gelecek vaat eden bir piyasa haline dönüşmüştür. Bu bildiri, İran’da iş yapmayı planlayan Türk müteahhitlerinin karşılaşabilecekleri muhtemel zorlukları ve İran inşaat sektöründeki riskleri araştırmak amacıyla hazırlanmıştır. Bu kapsamda, öncelikle sistematik bir literatür taraması yapılarak, inşaat firmalarının uluslararası projelerde karşılaştığı en zorlayıcı riskler belirlenmiş, literatürlerde yer alan kavramlar kullanılarak, inşaat sektöründe uzman kişiler ile, özellikle de İran'ın piyasa risklerini tanımlamak ve tartışmak amacıyla görüşmeler yapılmıştır. Son aşamada ise, görüşmelerden elde edilen verilere göre, belirlenen riskler için Analitik Hiyerarşi Proses’den (AHP) yararlanarak risklerin öncelikleri ve birbirleri arasındaki önemi belirlenmiş, bunların ışığında Türk müteahhitlik sektörünün İran potansiyel pazarındaki risk sıralaması elde edilmiştir. Anahtar Kelimeler: İran İnşaat Sektörü, Risk Yönetimi, Uluslararası Risk Yönetimi, Analitik Hiyerarşi Proses (AHP).

72

Page 85: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İnşaat Proje Yönetimi ERP Sistem Seçimlerinde, Sorgulaması

Gerekenler ve Olması Gereken Yapı

A. Avinal Avinal Yazılım Danışmanlık İnşaat Ltd

[email protected]

Özet Genel anlamda ERP, bir işletmenin tüm bölüm ve faaliyetlerini birbiri ile entegre bir biçimde yönetmelerine ve denetlemelerine yardımcı olan, veri hakimiyetini, paylaşımını ve yönetimini sağlayan, çoklu-modül uygulamalı bir yazılım setidir. Çoğu kavramlarda olduğu gibi ERP kavramında da bir algılama karmaşası oluşmuştur. Piyasada ERP sıfatını taşıyan birçok ürün yer almaktadır. Bu çoklu ERP çözümleri arasında kullanıcıların kafası karışmış durumdadır. İhtiyaçları olan ERP nin, sektörlerine uygun işleyişin gereği olan, sektöre özel birimlerdeki veya safhalardaki veriyi kontrol altına alabilen, sektöre özel bir ERP çözümü olması gerektiğini fark etmemektedirler. İnşaat sektörü işlevleri, tüm sektörler içinde en kapsamlı ve karışık olandır. İnşaat projeleri, proje yönetimin temel felsefesi doğrultusunda; bütçesinde, süresinde ve uygun kalitede tamamlanmaya en çok ihtiyaç olan projelerdir. Çalışanların eğitim ve kültür ortalaması da diğer sektörlere göre daha düşüktür. Kısa sürelerde çok büyük bütçeleri harcayan, bütünleşmiş bir yönetime en çok ihtiyaç duyan sektördür. Kullanıcının ERP sistemlerinden verim alabilmesi ancak doğru seçim yapması ile mümkündür. Doğru seçimin yolu ise kullanılması düşünülen ürünü, sektörün çalışma sistemi içeriğinde, doğru sorgulamaktan geçmektedir. Bir inşaat çözümü proje safhalarını; Fizibilite – Projelendirme – Teklif Oluşturma – Planlama – Yürütme – Ölçme ve Değerlendirme – İş sonunu; Firma Veri Tabanı ve hafızasını oluşturma olarak safhalara bölecek olursak ekteki işlevsel grafikte görülen her safhanın işlevleri veya her modülün sektöre özel yapısallığının gereği olarak sorulması gereken yüzlerce soru vardır. Bu bildiride, bu safhaların işlevlerinin gereğinden hareket edilerek, İnşaat sektörüne özel bir ERP de olması gereken çözümün ana hatları belirlenmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Erp, Planlama, İnşaat Proje Yönetimi,

73

Page 86: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Çoklu Ajan Sistemleri ve Petri Ağları ile Teklif Değerlendirme ve Yüklenici Seçimi

F. Koğ, H. Yaman İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet Bir yapım projesinin hedeflerine ulaşabilmesi için tüm kaynakların etkin ve verimli bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Bu nedenle, bir yapım projesinin hedefine ulaşabilmesi, başarılı olabilmesi, kaynakları kullanacak olan yapı üretim süreci katılımcılarının en doğru ve en uygun şekilde belirlenmiş olmasıyla doğrudan ilişkilidir. Bir yapım projesinin temel katılımcılarından biri olan yüklenicinin belirlenmesi ve bunun öncesinde tekliflerin değerlendirilmesi, mal sahibi açısından en önemli ve zorlu karar süreçlerinden biridir. Yapım projelerinin pek çoğunda sürecin başında yapılmış olan süre, kalite ve maliyet tahminlerinin zaman içinde sürekli aşınmalara maruz kaldığı düşünüldüğünde, teklif değerlendirme ve yüklenici seçiminde doğru karar vermenin ne kadar önemli olduğu görülmektedir. Bu çalışmanın amaçları, (1) yapım projelerinde mal sahibi açısından, teklif ve ihale süreçlerinin yönetiminde, tekliflerin değerlendirilmesinde ve yüklenicinin belirlenmesinde son yıllarda ortaya çıkan yeni teknolojilerin ve modelleme araçlarının irdelenmesi, (2) “Çoklu Ajan (Etmen) Sistemleri” (Multi–Agent Systems) gibi “Akıllı Sistemlerin” (Intelligent Systems) ve “Petri Ağları” (Petri Nets) gibi ağ sistemlerinin (Network Systems), yapım sektörüne yönelik uygulamalarının ve kullanılabilirliklerinin, teklif değerlendirme ve yüklenici seçme konusu açısından incelenmesi ve (3) konu alanı ile ilgili literatür incelenmesi sonucu ortaya konan modellerin ve sistemlerin genel bir analizinin yapılması, belirli çerçevelerde sınıflandırılmasıdır. Ayrıca bu çalışma kapsamında elde edilen bulgulara dayalı olarak, güncel enformasyon teknolojisi uygulamaları açısından mevcut modellerin desteklenmesi ve/veya yeni modellerin oluşturulması açısından tartışılmasıdır. Anahtar Kelimeler: Yüklenici Seçimi, Çoklu Ajan Sistemleri, Petri Ağları

74

Page 87: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Mikro ve Küçük-Orta Ölçekli İnşaat İşletmelerinde Stratejik

Yönetim Uygulamaları

G. Polat, G. Alp, B. N. Bingöl İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected], [email protected]

Özet Küreselleşme teknoloji başta olmak üzere siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel alanları ciddi ölçüde yeniden şekillendirirken; değişime ayak uydurmak ya da değişimin parçası olmak insanlar için olduğu kadar işletmeler için de geçerlidir. İşletmeler değişime ancak stratejik yönetimi kullanarak uyum sağlayabilirler. Stratejik yönetim, bir organizasyonun amaçlarına ulaşabilmesi için etkili stratejiler geliştirmesini, bunların planlanmasını, uygulanmasını ve kontrolünü içeren bir süreç olup, bununla birlikte yoğun rekabet ortamındaki işletmelerin rakipleri ile yarışabilmeleri için ne tür stratejiler izlemeleri gerektiğini inceleyen bir araştırma alanıdır. Stratejik yönetim ile ilgili çeşitli yaklaşımlar bulunmaktadır. Bu yaklaşımlar içerisinde inşaat sektörüne uygulanabilirliği açısından en uygun olanı ‘Kaynak Kullanımına Dönük Stratejik Yönetim’ yaklaşımıdır. Kaynak tabanlı bakış açısı en basit ifade ile işletmenin fiziksel ve ölçülemeyen değerlerinin tümünü bir bütün olarak ne kadar etkin kullandığını değerlendirmeye yönelik bir yaklaşımdır. Bu çalışmada, Türkiye’deki inşaat faaliyetlerinin büyük bir çoğunluğunu yürüten mikro ve küçük-orta ölçekli yüklenici inşaat işletmelerindeki stratejik yönetim uygulamaları kaynak tabanlı bakış açısı ile değerlendirilmiş ve karşılaştırılmıştır. Yüklenici inşaat işletmelerinde uygulanan stratejik yönetim uygulamalarını kaynak tabanlı bakış açısı ile değerlendirebilmek için toplam 41 sorudan oluşan bir anket hazırlanmıştır. Hazırlanan anket, 21 mikro ve 18 küçük-orta ölçekli yüklenici inşaat işletmesinde uygulanmıştır. Mikro ve küçük-orta ölçekli yüklenici inşaat işletmelerinin kaynak tabanlı stratejik yönetim yaklaşımları Mann-Whitney, Fisher’s Exact ve Kruskal Wallis testleri ile karşılaştırılmıştır. Anahtar Kelimeler: Stratejik Yönetim, Kaynak Tabanlı Bakış Açısı, Yüklenici İnşaat İşletmeleri.

75

Page 88: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Küçük ve Orta Boy Yüklenici İnşaat Firmalarının Girişimcilik Yönelimi

B. Aldemir Minsa Mimarlık İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti, İstanbul

[email protected]

E. Acar İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected]

Özet Bireysel ve kurumsal girişimcilik, günümüz ekonomilerinin itici gücünü oluşturmaktadır. Firmaların büyüklüğü arttıkça ve örgütsel yapıları karmaşıklaştıkça, girişimcilik bireysel bir çaba olmaktan çıkıp kurumsal bir özellik haline gelmektedir. Firmaların kurumsal girişimcilik becerilerini artırmaları, hızla değişen pazarlarda karşılarına çıkan fırsatları değerlendirebilmeleri ve rekabete ayak uydurabilmeleri bakımından önemlidir. Gelişmiş ekonomilerde küçük ve orta boy işletmelere (KOBİ’lere) ekonomik kalkınmada biçilen önemli roller dikkate alındığında, KOBİ’lerin girişimcilik yönelimlerinin geliştirilmesi, öncelikli bir problem alanı haline gelmektedir. Bu çalışmada, inşaat sektöründe faaliyet gösteren yüklenici firmaların büyük bir çoğunluğunu oluşturan KOBİ’lerin girişimcilik yönelimlerinin (‘entrepreneurship orientation’) incelenmesi amaçlanmıştır. Böylelikle, genellikle büyük firmalar için ele alınan olgunun küçük firmalar için ne anlama geldiği sorgulanmıştır. Çalışma kapsamında iki aşamalı bir saha araştırması tasarlanmıştır. İlk aşamada, firmaların girişimcilik algılamalarını ve girişimcilik yönelimlerini ölçmek üzere tasarlanan bir anket formu kolayda örnekleme yoluyla seçilen 28 firma tarafından doldurulmuştur. İkinci aşamada, örneklem içinden seçilen 5 firma ile yapılan derinlemesine görüşmeler yoluyla ilk aşamanın bulguları firma sahipleri ile birlikte değerlendirilmiştir. Yapılan istatistiksel analizler, muhafazakâr-girişimci ekseninin ortalarında yer alan yüklenici inşaat KOBİ’lerinin, girişimcilik yöneliminin yenilikçilik, ileriye etkililik ve özerklik boyutlarını risk alma ve saldırgan rekabetçilik boyutlarına kıyasla daha çok sergilediklerini ortaya koymaktadır. Girişimcilik yöneliminin alt boyutları ile firmaların pazardaki performansı arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki gözlenmemiştir. Çalışmanın bulguları, geleceğin büyük ve başarılı firmaları olma potansiyeli taşıyan KOBİ’lerin, kendilerinden beklenen rolleri yerine getirebilmeleri için girişimcilik becerilerinin artırılmasına yönelik öneriler geliştirmek açısından yararlı bulunabilir. Anahtar Kelimeler: Yüklenici İnşaat KOBİ’leri, Girişimcilik Yönelimi.

76

Page 89: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Fizibilite Çalışmalarının Yapım Firmaları Bağlamında Değerlendirilmesi

T. Çivici, E. Karaman Balıkesir Üniversitesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi

Mimarlık - İnşaat Mühendisliği Bölümü, Balıkesir [email protected], [email protected]

Özet

İnşaat projelerine yapılan yatırımlar, firma açısından titizlikle her koşulun düşünüldüğü bir süreci içermektedir. Bu yatırımlar yüksek bir kazancın yanında belirli bir riski de barındırmaktadır. İnşaat projelerindeki riskin belirlenmesinde her türlü bakış açısı değerlendirilerek karşılaşılabilecek risk faktörleri eksiksiz tanımlanmalıdır. Tanımlanan bu risk faktörlerinin etkisi projelere ilişkin yapılacak fizibilite çalışması ile hesaplanır ve değerlendirilir. Bu çalışmada, inşaat projelerine yapılan yatırımlarda yapım firmalarının karşılaştıkları risk faktörleri; (1) teknik faktörler, (2) ekonomik ve finansal faktörler, (3) sosyal faktörler, (4) politik ve yasal faktörler, (5) diğer faktörler olmak üzere beş başlıkta incelenmiştir. Çalışma kapsamında, yapım firmalarına göre bu risk faktörlerinin inşaat yatırım projelerinin fizibilite çalışmalarındaki önemi araştırılmıştır. Araştırmada, doğrusal regresyon analizi kullanılmış, elde edilen bulgular istatistiksel açıdan değerlendirilmiştir. Araştırma bulguları, yapım firmalarının inşaat yatırım projelerinin fizibilite çalışmalarında öncelikle ekonomik ve finansal, sosyal risk faktörlerinin etkisinin göz önünde bulundurulması gerektiğini düşündüklerini göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: İnşaat Sektörü, Ekonomik Fizibilite, Teknik Fizibilite.

77

Page 90: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Türkiye’de Tasarım Yönetimi Hizmetleri Şartnamesi Oluşturulmasına Yönelik Bir Model

E. Taş, G. Doğan İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet

Günümüzde yapım projelerinin ölçeklerinin gittikçe büyümesi ve karmaşıklaşması, yapı üretim sürecine katılması gereken farklı disiplin ve uzmanlık alanlarının artmasına neden olmaktadır. Katılımcı çeşitliliğine en çok rastlanan tasarım sürecinde, taraflar arası iletişim zorlaşır ve ciddi bir koordinasyon ihtiyacı doğar. İyi planlanmayan veya planlandığı gibi ilerlemeyen tasarım süreci, proje süresinin uzamasına ve maliyetin artmasına neden olmaktadır. Bu ve benzer nedenlerden dolayı tasarım sürecinin yönetilmesinin önemi gittikçe artan bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. İTÜ İnşaatları Projeleri, İhaleleri ve Yapımı için Sistem ve Format Geliştirme Projesi, İTÜ Rektörlüğü tarafından desteklenen ve İTÜ’ye ait yapım işlerinde karşılaşılan problemlerin giderilmesi amacıyla kural ve prosedürlerin geliştirildiği bir araştırma projesidir. Bu proje kapsamında geliştirilen İTÜ İnşaatları Projelendirme İhale ve Yapım El Kitabı – Tasarım Koordinasyonu Hizmetleri Şartnamesi, İTÜ’nün yapım projelerinin tasarım süreçlerinin yönetilmesinde uygulanması gereken hizmet alanlarını kurallaştırmış, standart bir süreç haline getirmiş, akış diyagramları ile desteklemiş ve bu süreçte kullanılması gereken dokümanları standart formlar olarak tanımlamıştır. Tasarım sürecinin yönetilmesi ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak ABD ve Avrupa inşaat sektörlerinde uygulanan sistemler, dökümanlar incelenmiş ve hizmet alanları ortaya konulmuştur. Belirlenen bu hizmet alanları İTÜ’nin yapım projelerini uygulama şekli ve prosedürleri doğrultusunda değerlendirilerek, İTÜ’nün yapım işlerinde kullanılacak bir tasarım koordinasyonu hizmetleri şartnamesi geliştirilmiştir. Bu bildiride, İTÜ’nin yeni geliştireceği yapım projelerinde uygulanması için hazırlanan Tasarım Koordinasyonu Hizmetleri Şartnamesi tanıtılacak, ülkemizdeki diğer kamu ve özel kurum/kuruluşların söz konusu şartnameyi kullanmaları durumunda sağlanacak faydalara değilinecektir. Anahtar Kelimeler: Tasarım Yönetimi, Tasarım Koordinasyonu, Tasarım Süreci.

78

Page 91: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yapım Firmalarında Rekabet Üstünlüğünü Etkileyen Stratejilerin İrdelenmesi

T.Ercan ve A.Köksal Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected]

Özet Uluslararası inşaat sektöründeki artan rekabetçi ortam yapım firmalarında rekabet stratejilerinin yönetimini daha önemli hale getirmiştir. Bu bağlamda bu çalışmanın temel amacı yapım firmalarında rekabet stratejilerinin rekabet üstünlüğü elde etmedeki önem düzeylerinin araştırılması ve uluslararası yapım firmalarının uyguladığı rekabet stratejileri için uygun bir kuramsal çerçeve çizmektir.Uluslararası yapımda rekabet stratejilerinin araştırıldığı anket çalışmasında; uzmanlara rekabet stratejilerinin rekabet üstünlüğü elde etmekteki önem düzeyleri sorulmuştur. Ankete uluslararası yapım firmalarında aktif olarak çalışan 82 profesyonel yönetici katılmıştır. Anketlerden elde edilen veriler doğrultusunda rekabet stratejilerinin göreceli önem ağırlıkları (RII_Relative Importance Index) hesaplanmış, korelasyon analizi ile parametreler arası ilişkiler irdelenmiş ve temel bileşenler analiziyle (TBA) analiz edilmiştir. TBA sonuçlarına göre ise, yapım firmalarında rekabet stratejileri toplam üç faktörle açıklanmaktadır ve belirlenen faktörler Porter'ın üç temel rekabet stratejisiyle uyum içindedir: F1 Yapımda Maliyet liderliği, F2 Uzmanlaşma ve Odaklanma ve F3 Yapımda ve Kaynaklarda Farklılaşma. TBA sonuçlarına göre, yapımda ve kaynaklarda farklılaşmaya ilişkin rekabet stratejileri tüm yapı içinde daha yüksek bir önem ağırlığına sahiptir; buna karşın tanımlayıcı istatistiklere göre çeşitlenmeye ilişkin stratejiler daha düşük bir önem düzeyine sahiptir. Bunun anlamı uluslararası yapımda belli faaliyet alanlarında uzmanlaşmanın ve belli müşteri gruplarına odaklanmanın çeşitlenmekten daha geçerli olduğudur. Anahtar Kelimeler: Rekabet Stratejileri, Temel Bileşenler Analizi, Göreceli Önem Ağırlıkları Endeksi, İnşaat Firmaları.

79

Page 92: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İnşaat Firmalarında Çalışanlar Üzerindeki Stresin Değerlendirilmesi

Erkan KARAMAN Balıkesir Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Balıkesir

[email protected]

Özet Stres, iş yaşamına etkisi ve sonuçları itibariyle günümüzde üzerinde durulması gereken bir konudur. İşçi sağlığı ve firmaların sağlıklı faaliyetlerini sürdürebilmeleri bağlamında çalışanların işyerindeki stresi, tüm dünyada büyük bir sorun olarak bilinir. Bu çalışmada sektör araştırması yapılarak, inşaat projelerinin gerçekleştirilmesinde çalışanların karşılaşılabilecekleri stres faktörlerinin bir değerlendirmesi yapılmıştır. Organizasyon politikaları, iş ilişkileri, iletişim ve kişisel faktörleri kapsayan, 28 ifadeden oluşan, bir anket hazırlanmış ve bu anket çalışması müteahhitlik hizmeti veren inşaat firmalarındaki teknik personele uygulanmıştır. Elde edilen veriler literatürde kullanılan yapısal denklem modeli ile istatistiksel olarak değerlendirilmiş ve inşaat projelerinin gerçekleştirilmesi sürecinde çalışma performansı üzerindeki stres faktörlerinin ağırlıkları belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: İnşaat Sektöründe Çalışanların Performansı, Stres Faktörleri, Yapısal Denklem Modeli.

80

Page 93: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Türk Yüklenici İnşaat Firmalarının Misyon İfadelerinin İçerik Analizi

I. Tekçe Okan Üniversitesi,İstanbul

[email protected]

Özet

İyi yapılandırılmış ve kavramsallaştırılmış bir misyon ifadesi, iş stratejilerinin değerlendirilmesinde, uygulanmasında, izlenmesinde ve gerçekleştirilmesinde mutlaka gereklidir. Araştırma, bu bağlamda Türk yüklenici inşaat firmalarının misyon ifadelerinin kapsamına odaklanmaktadır. Araştırmanın örneklemi, ulusal ve uluslar arası pazarda faaliyet gösteren Türk Müteahhitler Birliği’nin üyesi olan orta-üst ölçekteki Türk yüklenici inşaat firmaları arasından oluşturulmuştur. Örneklemin belirlenmesinde amaca uygun örnekleme yaklaşımı seçilmiştir. Yüklenici inşaat firmalarının misyon ifadeleri, Pearce ve David (1987) ve David (1989), tarafından önerilen misyon ifadesi bileşenleri göz önünde bulundurularak içerik analizi yöntemi kullanılarak değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, önerilen misyon ifadesi öğeleri bağlamında egemen öğeler ve Türk yüklenici inşaat firmaları tarafından daha az vurgulanan öğeler belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: İçerik Analizi, Misyon İfadeleri, Türk Yüklenici İnşaat Firmaları.

81

Page 94: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İnşaat Sektöründe Paydaş Yönetimine Genel Bir Bakış

İ. Yitmen Lefke Avrupa Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Kıbrıs

[email protected]

G. B. Öztürk İstanbul Gelişim Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected]

Özet İnşaat projelerinin başarı ile tamamlanması, proje yaşam döngüsü boyunca müşteri, proje yöneticileri, tasarımcılar, taşeronlar, tedarikçiler, finansör aktörler, kullanıcılar, mal sahipleri, çalışanlar ve yerel kuruluşların dahil olduğu tüm paydaşların beklentilerinin karşılanmasına bağlıdır. Proje yönetim takımlarının proje paydaşlarının ilgili konularına doğru çözümler getirememeleri, paydaşların gerekli kaynakların kullanımında söz sahibi olmaları ve inşaat projelerini durdurabilme güçlerinden dolayı birçok proje başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu sebeple, proje hedeflerine ulaşmak açısından paydaş yönetimi için bir süreç oluşturmanın ve paydaş analizi ve yükümlülükler konusunda etkin yaklaşımları tanımlamanın önemi vardır. Bu bildiride, paydaş yönetiminin temel konularından olan kritik başarı faktörlerinin belirlenmesi, paydaş yönetim süreçleri ve bu süreçlerde kullanılan metotlar ve paydaş ilişkileri yönetimi genel olarak gözden geçirilecektir. Anahtar Kelimeler: Paydaş Yönetimi, İnşaat Sektörü, Kritik Başarı Faktörleri

82

Page 95: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Mimarlık Bürolarında Liderlik Davranışları

E. Kasapoğlu İstanbul Kültür Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected]

Özet Mimarlık mesleği, yapma çevre üzerinde doğrudan etkisi ve sorumluluğu olan bir meslek olarak önemli bir sorumluluk üstlenmektedir. Doğada ve yapma çevrede meydana gelen değişme ya da gelişmeleri izlemek, doğru bir değerlendirme yapmak ve sonucunda gelişime yönelik doğru bir davranış, tutum belirlemek durumundadır. Mimarlık eğitimi okuldan sonra, genellikle mimarlık bürolarında devam eder. Mimarlık bürolarında, özellikle yeni mezun olmuş, daha çok deneyim kazanıp kendi bürosunu açmak isteyen mimarlar çalışmaktadır. İşveren mimarlar, iyi bir tasarımcı olmakla birlikte, iyi birer lider de olmak durumundadır. Liderlik kısaca, bütün ekibin aynı amaçlar etrafında toplanmasının sağlanması olarak tanımlanabilir. İşveren mimar da, iş sahibi olarak büronun doğal lideri konumundadır. Tasarım ekibi, başarılı projeler üretebilmek için, öncelikle bir ekip olabilmeli, iş görenlerin amaçları ile kurumun amaçlarının çakışması sağlanabilmelidir. Başarılı tasarımlar yapmak, bir mimarın başarılı olması için yeterli değildir. Ekip üyelerinin kişisel hedefleri ile örgütün hedeflerinin ortak hale getirilmesi önemlidir. Bu süreçte, işveren mimar lider olarak asıl önemli görevi üstlenmektedir. Bu bildiri kapsamında, ilk aşamada mimarın yaşam boyu sürecek eğitiminin gerçekleştirilmesi için, mimarlık bürolarının ve lider mimarların rolü tartışılacaktır. İkinci aşamada ise, yapılan araştırma çerçevesinde Türkiye’de mimarların hangi liderlik davranışlarını benimsedikleri, bu davranışların yeni mezun mimarların gelişimine olan etkisi tartışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Liderlik, iş gören mimar, işveren mimar, mimarlık büroları.

83

Page 96: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Türkiye’de Başarılı İnşaat Projeleri için Bir Kurumsal Yapılanma Modeli

B. Dede, A. M. Çıracı İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet Bu bildiride Türkiye’de başarılı inşaat projeleri gerçekleştirmek amacıyla geliştirilen kurumsal yapılanma modeli açıklanmaktadır. Bir inşaat projesinde temel başarı hedefi; planlanan bütçede ve planlanan sürede, kaliteli bir proje gerçekleştirmektir. Bu hedefe ulaşmak için proje sürecinde önem kazanan sistemler bulunmaktadır. Bu sistemleri tasarlayan kurumlar ve kurumsal yapı da en az sistemler kadar proje başarısında etkilidir. Buna göre; çalışmanın temel varsayımı; bir inşaat projesinin başarısını, esas olarak söz konusu kurumların, bu kurumların ürettikleri ürünlerin ve bu ürünlerin üretim süreçlerinin niteliğinin etkilediğidir. Bu gerekçeyle modelin iki temel bileşeni; proje sürecine doğrudan katkısı olan sistemler ve bu sistemleri tasarlayan kurumsal yapı olarak belirlenmiştir. Buna göre inşaat sınıflandırma sistemleri, standart inşaat dokümanları, uygulama araçları ve kılavuzlar, yönetmelikler ve standartlar ve meslekler ve eğitim; inşaat proje sürecine doğrudan katkısı olan sisteme ait bileşenler olarak tanımlanmıştır. Kurumsal yapı kapsamında ise şartname ve doküman kuruluşları, yönetmelik ve standart kuruluşları, mesleklerle ilgili kuruluşlar ve diğer kuruluşlar incelenmiştir. Çalışmada öncelikle ABD, İngiltere ve Kanada’da var olan mevcut sistemler ve kurumsal yapı araştırılarak Türkiye’deki mevcut durum bu örneklerle karşılaştırmalı olarak incelenmiş ve Türkiye’de nicelik olarak eksik ve nitelik olarak yetersiz sistemler ve kurumlar belirlenmiştir. Bu doğrultuda Türkiye için kurumsal yapılanma modeli oluşturulmuştur. Anahtar Kelimeler: İnşaat Projelerinin Başarısını Etkileyen Faktörler, Proje Sürecinde Sistemler, Kurumsal Yapılanma.

84

Page 97: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yapım Sektöründe Müşteri Yönlülük

T. Çivici Balıkesir Üniversitesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü, Balıkesir

[email protected]

Özet

Yoğun bir rekabet ortamının yaşandığı günümüzde, rekabet ortamında varlığını sürdürme çabası firmaları yeni arayışlara sürüklemektedir. Yapım sektöründeki köklü firmalar incelendiğinde, başarılı olmalarında temel faktörlerden birinin müşteriye verdikleri değer olduğu görülmektedir. Müşteriyi memnun etmenin yolu ise müşteri istek ve gereksinimlerini karşılamaktan geçmektedir. Bu nedenledir ki müşteri yönlülüğün sağlanmasında en önemli faktörlerden birisi de müşteri memnuniyetidir. Bu çalışmada, üretimin devamlılığının sağlanmasında temel teşkil eden müşteri memnuniyetinin yapım sektörü bağlamında nasıl dikkate alındığı araştırılmıştır. Çalışma kapsamında müşteri yönlülüğünün belirlenmesinde firma imajı, kalite beklentisi, kalite algısı, değer algısı, müşteri memnuniyeti, müşteri sadakatinin rolü incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Yapım Sektörü, Müşteri Yönlülük, Avrupa Müşteri Memnuniyet Endeksi Modeli

85

Page 98: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İnşaat Sektöründe Kurumsal Sosyal Sorumluluk Kavramının

Örnek Olay Çalışması ile Değerlendirilmesi

D. Ulutaş Duman, H. Giritli İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet Bu çalışmada kurumsal sosyal sorumluluk kavramı açıklanmakta ve konunun inşaat sektörü özelinde değerlendirmesini yapılmaktadır. Bu süreçte inşaat sektörünün kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) farkındalığı, KSS entegrasyonu, KSS aktiviteleri ve KSS kavramının firma rekabeti ile ilişkisi bir örnek olay çalışması ile irdelenmektedir. Çalışmanın amacı ülkemizde inşaat şirketlerinin KSS kavramını nasıl ele aldığı, bu kavramı kendi aktiviteleri içerisine nasıl dahil ettiği ve KSS aktivitelerinin firma iş süreçlerine ile firma rekabetine etkisini sorgulayan öncü bir çalışma yapmaktır. Çalışmada öncelikle kurumsal sosyal sorumluluk kavramının kökenleri ve gelişimini anlatılacak, sonrasında KSS kavramı inşaat sektörü özelinde değerlendirilerek Türkiye’den bir örnek olay çalışması ile incelenecektir. Elde edilen sonuçlar, KSS kavramını inşaat sektörü açısından değerlendirmemize yardım edecek, ülkemiz inşaat sektöründe tanınırlığı yeni olan bir konu olması nedeniyle KSS hakkında bilgilendirici bir başlangıç çalışması sunacak ve KSS entegrasyonu amaçlayan inşaat firmalarına yol gösterici olacaktır. Anahtar Kelimeler: Kurumsal Sosyal Sorumluluk, İnşaat Sektörü, Rekabet Stratejisi

86

Page 99: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Türkiye Beton Prefabrikasyon Sektöründeki Firmaların Teknolojik Yenilik Yeteneklerinin Firma Yenilik Performansına Etkisinin

Araştırılması

Y. Tülübaş Gökuç

Balıkesir Üniversitesi Mimarlık Bölümü, Çağış Kampüsü, Balıkesir

[email protected]

İ. Koman

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Bölümü Fındıklı-İstanbul [email protected]

Özet Rekabetin yoğun olduğu günümüz ekonomisinde teknolojik yenilik olgusu gündeme oturmuş durumdadır. Firmaların rekabette belirli bir rol oynayabilmelerinin yolu, teknolojik yenilik sürecini iyi yönetmek bu süreç için gerekli olan yetenekleri etkin şekilde belirlemek ve geliştirmekten geçmektedir. Bu çalışma, Türkiye beton prefabrikasyon sektöründeki firmaların teknolojik yenilik yeteneklerinin yenilik performansına olan etkisini araştırmaktadır. Çalışma kapsamında; sektördeki firmaların teknolojik yenilik yeteneklerinin teknolojik yenilik performansını nasıl etkilediğini incelemek için kuramsal bir model geliştirilmiştir. Modelin öne sürdüğü önermeler, 40 beton prefabrikasyon firması üzerinde yapılan bir anket çalışması ile test edilmiştir. Araştırma sonuçları; teknolojik yenilik yetenekleri ve yenilik performansı arasında anlamlı ilişkiler olduğunu göstermektedir. Firma yenilik performansına; pazarlama yeteneği, organizasyon yeteneği ve stratejik planlama yeteneğinin etkisi önemli bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Teknolojik Yenilik Yeteneği, Yenilik Performansı, Beton Prefabrikasyon

87

Page 100: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Genel Şantiye Güvenliklerinin Tespiti Üzerine Bir Araştırma:

Antalya Örneği

B. Er, A. Kazaz Akdeniz Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Antalya

[email protected], [email protected]

S. Ulubeyli Bülent Ecevit Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Zonguldak

[email protected]

Özet Her sektörde olduğu gibi, inşaat sektöründe de işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili kanunlar, yönetmelikler ve tüzükler bulunmaktadır. Bunların genel amacı, çalışma ortamındaki kaza risklerini minimum seviyeye indirerek, iş kazası gerçekleşme ihtimalini azaltmaktır. Bu kanun, yönetmelik ve tüzüklerin mevcudiyetine rağmen, yapılan istatistiksel çalışmalar, inşaat sektörünün diğer sektörler arasında kaza sayısı açısından ilk üçe girdiğini ve ölümle sonuçlanan kaza sayısı açısından da ilk sırada yer aldığını göstermektedir. Bu durumdan iki sonuç çıkarılabilir;

1. Mevcut kanun, yönetmelik ve tüzükler iş kazalarını engellemekte yetersizdir. 2. Mevcut kanun, yönetmelik ve tüzükler şantiyelerde yeterli derecede

uygulanmamaktadır.

Birinci sonuç daha çok göreceli olup kişiden kişiye değişmektedir. İkinci sonuç ise ölçülebilir olup, bu çalışmanın da konusunu oluşturmaktadır. Bu anlamda, Antalya ili ve çevresinde devam etmekte olan inşaat şantiyelerinin bir kısmı bire bir incelenip, bunların genel şantiye güvenliklerinin yeterliliği tespit edilmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: İnşaat Sektörü, İşçi Sağlığı, İş Güvenliği, Mevzuat, Genel Şantiye Güvenliği.

88

Page 101: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İnşaat Sektöründe Animatik İş Güvenliği Eğitimi

G. Arslan, S. Kıvrak Anadolu Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Eskişehir

[email protected], [email protected]

Özet İnşaat sektörü çalışma şartları bakımından en ağır, iş kazaları açısından ise en riskli ve tehlikeli sektörlerden biri olarak bilinmektedir. İş kazaları temelde güvensiz davranışlar ve güvensiz durumlar nedeniyle oluşmaktadır. Ancak etkili bir işçi sağlığı ve iş güvenliği yönetimi ile önlenmesi mümkündür. Bu çalışmanın ana amacı, Türk inşaat sektöründe iş kazalarının azaltılmasına ve ölümcül ve ağır yaralanmalı iş kazalarının sıfırlanmasına yönelik sektöre katkıda bulunacak ve işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimlerinde kullanılabilecek iş kazaları örneklemlerini gösteren görsel animasyonların hazırlanmasıdır. İnşaat sektöründe işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda yapılan araştırmalar, işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimlerinin yetersiz ve teorik olmasından dolayı iş kazalarını önlemede eksik kaldığı gerçeğini göstermektedir. İnşaat sektöründeki çalışanların eğitim düzeylerinin düşük olmasından dolayı teorik iş güvenliği eğitiminde istenen başarıya ulaşılamamaktadır. Bu çalışmanın düşünülmesindeki en önemli neden, ilköğretim eğitiminin yetersizliğinden dolayı istenen başarıya ulaşılamayan inşaat sektörü iş güvenliği eğitimini animasyonlar ile daha etkin bir iş güvenliği kaza önleme programını hayata geçirmektir. Animasyonlar vasıtasıyla verilecek eğitimlerde mizah unsurunun da olması nedeniyle eğitimlerin etkileyici ve akılda kalıcı olması planlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Animasyon, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği, İş Güvenliği Eğitimi.

89

Page 102: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yapı Makineleri Operatör Ekibinin İş Kazalarına İlişkin Değerlendirmeleri

G. E. Gürcanlı, B. Koca, B. D. Erol, E. Gvaham İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul.

[email protected], [email protected], [email protected], [email protected]

Özet

Gelişen inşaat sektörü ve teknoloji ile birlikte yapı makinelerinin türleri ve kullanım alanları artmaktadır. Yapı makinalarının inşaat sektörü içindeki gelişimi, farklı inşaat türleri için kullanılan farklı kapasitedeki makinalar, bu makinaları kullanan çalışanların yeterliliği, eğitimi, işleyişe göre karşılaşılabilecek tehlikeler ve önlemleri ve bakımı ile bir arada düşünülmelidir. Bu çalışma kapsamında yapı makinaları türlerine göre tehlikeleri, nasıl önleneceği, azaltma ve önleme stratejileri, yapı makinalarının periyodik kontrol ve bakımına ilişkin temel bilgiler incelenmiş, operatör ve operatör yardımcılarının eğitimleri, çalışma şekilleri, maruz kaldıkları iş kazalarının araştırıldığı bir anket çalışması yapılmış ve sonuçları yorumlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Yapı Makinaları, İş Kazaları, Operatör Eğitimleri

90

Page 103: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İnşaat Sektöründe Çalışanlar Açısından İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği

B. Er, A. Kazaz Akdeniz Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Antalya

[email protected], [email protected]

S. Ulubeyli Bülent Ecevit Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Zonguldak

[email protected]

Özet Diğer sektörlerde olduğu gibi inşaat sektöründe de çalışanlar, iş kazalarına ve meslek hastalıklarına en fazla maruz kalan kesimdir. Bunun bir sonucu olarak, bir iş kazası gerçekleştiğinde, hata genelde çalışanlarda aranmakta ve çalışanların kurallara uymadıkları, kuralları umursamadıkları gibi nedenler ortaya atılmaktadır. Fakat ciddi bir hiyerarşinin hâkim olduğu inşaat sektöründe bu yaklaşım ne kadar doğrudur? Veya çalışanlar, amacı onların sağlıklarını ve hayatlarını korumak olan işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili kanun, yönetmelik ve tüzüklere neden uymasın veya onları umursamasınlar? Aynı şekilde, şantiyelerde işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat gerçekten tam anlamıyla uygulanmakta mıdır? Bu çalışmada, bu soruların cevaplarını ortaya çıkarmak amacıyla inşaat sektöründe çalışan işçilere bir anket düzenlenmiş ve sonuç olarak, kanun, yönetmelik ve tüzükleri kendilerinin mi uygulamadıkları yoksa işverenin mi uygulatmadığı sorusunun cevabı ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: İnşaat Sektörü, İşçi Sağlığı, İş Güvenliği, Mevzuat, İnşaat İşçisi.

91

Page 104: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İnşaat Sektöründe Meydana Gelen İş Kazalarının A3-Yöntemiyle Değerlendirilmesi

B. Er, A. Kazaz Akdeniz Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Antalya

[email protected], [email protected]

M. Darwish Texas Tech University

Department of Construction Engineering & Engineering [email protected]

Özet İnşaat sektörü, özellikle hızla büyüyen ekonomilerde önde gelen sektörlerden birisidir. Mekanizasyona rağmen bu sektör halen büyük ölçüde insan faktörüne dayalıdır. İş olanakları açısından büyük imkânlar yaratmakla birlikte, sağlık ve güvenlik açısından yarattığı riskler de kayda değer niteliktedir. Mevcut kanun, yönetmelik ve tüzüklere rağmen, inşaat sektöründe her sene binlerce iş kazasının gerçekleşmesi ve bunlara bağlı olarak yüzlerce kişinin sakatlanması veya ölmesi, ortada çözülmesi gereken ciddi bir sorun olduğunun en büyük kanıtıdır. Bu soruna yönelik birçok çalışma yapılmasına rağmen, bunlar mevcut durumun analizinden öteye gitmemektedir. Diğer bir ifadeyle, bu çalışmalar, iş kazalarının nedenlerini kurallara uymamak veya dikkatsizlik gibi sebeplere bağlarken, kurallara neden uyulmadığı veya işçilerin neden dikkatsiz olduklarının nedenlerini göz ardı etmektedir. Bu çalışmada, imalat sektöründe bir problem çözme aracı olan A3-Yöntemi kullanılarak, inşaat sektöründe meydana gelen iş kazalarının nedenleri ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda, şantiyelerdeki mevcut durumun analizi için ilk önce şantiyelerin genel güvenliği değerlendirilmiş ve daha sonra projeye dâhil olan işveren veya vekili ile çalışanlarla yüz yüze görüşülerek farklı iki anket grubu uygulanmıştır. Sonuç olarak; yapılan bu çalışma ile mevcut durum irdelenmiş olup, inşaat sektöründeki iş kazalarının meydana gelme sebepleri ortaya çıkarılmıştır. Anahtar Kelimeler: İş Kazası, İş Güvenliği, İşçi Sağlığı, Şantiye Güvenliği, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, A3-Yöntemi.

92

Page 105: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İnşaat Firmalarında İş Güvenliği Başarım İncelemesi

E. Karaman, T. Çivici Balıkesir Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Balıkesir

Balıkesir Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, Balıkesir [email protected], [email protected]

Özet Ülkemizde her yıl çeşitli sektörlerde binin üzerinde çalışan, iş kazaları yüzünden hayatını kaybetmektedir. Çok daha fazla sayıda çalışan ise çeşitli meslek hastalıklarının yanı sıra, sakatlanma veya yaralanma gibi rahatsızlıklar geçirmektedir. Giderek daha fazla önem kazanan iş güvenliğine ilişkin birçok araştırma ve çalışma yapılmasına rağmen, firmaların iş güvenliği başarımının belirlenmesine yönelik çok fazla çalışma yapılmamıştır. Bu çalışmada firmaların iş güvenliği başarımı dört başlık altında araştırılmıştır: (1) organizasyonel yönü, (2) yönetim yönü, (3) kontrol yönü, (4) davranış yönü. İnşaat firmalarının iş güvenliği başarımına ilişkin veriler, anket araştırması ile ele edilmiş ve istatistiksel analiz yöntemi kullanılarak elde edilen bulgular yorumlanmıştır. Anahtar Kelimeler: İnşaat Sektörü, İş güvenliği, İş Güvenliği Başarım İncelemesi.

93

Page 106: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı Yönetim Sistemi Kapsamında Yapılan Eğitim Çalışmaları ve Bu Uygulamanın Çalışanlar

Üzerindeki Etkileri

T. Çelik, K. D. Tözer, O. İlter Doğu Akdeniz Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Gazimağusa, Kıbrıs.

[email protected], [email protected], [email protected]

O. Köseoğlu Heiot Watt Üniversitesi, Dubai Kampüsü

[email protected]

Özet

İş ortamındaki kazaların sıkça yaşanmasının önemli nedenlerden birinin, çalışanların potansiyel tehlikeler, iş güvenliği tedbirleri ve doğru çalışma yöntemleri gibi konularda yeterli farkındalığa sahip olmamalarıdır. İşe yeni başlayan ya da iş değiştiren çalışanların yeni ortamdaki tehlikeler ve benzeri konulardaki farkındalık eksiklikleri büyük önem taşımaktadır.

Literatürden edinilen bilgilere göre, inşaat sektöründe yaşanan iş kazalarının büyük bir bölümü işe yeni başlayan ya da iş yerinde yeni bir görevde çalışmaya başlayan işçilerin sahadaki ilk günlerinde yaşanmaktadır. Bu durum, farkındalık eksikliğinden ve denetim yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Kaynaklar, sorunun giderilmesinde en etkin yöntemlerden birinin, başta işe yeni başlayanlar ve iş değiştirenler olmak üzere tüm çalışanlara bilgilendirici ve farkındalık artırıcı eğtim sunumları yapmak olduğunu vurgulamaktadırlar (HSE, 2010).

Bu doğrultuda, Kuzey Kıbrıs’ta ön çalışma niteliğinde bir araştırma yapılarak iş sahasındaki işçi ve diğer çalışanların dahil edildiği bir anket yapılmıştır. Anketle çalışanların bahsi gecen konulardaki farkındalıkları ölçülmeye çalışılmıştır. Ayrıca, sahadaki “İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı Yönetim Sistemi” kapsamında düzenli bir bilgilendirme eğitiminin yapılıp yapılmadığını tespit etmek amaçlanmıştır. Buna ek olarak, sahada bilgilendirici bir çalışma yapılıyorsa bunun ne kadar etkin ve verimli olduğunu saptamak amaçlanmıştır.

Bu tebliğde, yapılan anket neticesinin analizi anlatılmaktadır. Verilen eğitim çalışmalarının sahada çalışan işçilerde nasıl bir farkındalık yarattığı irdelenmiştir. Eksikliklerin nasıl giderilebileceği üzerine görüşler ortaya konmuştur.

Anahtar Kelimeler: İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı, Farkındalık, Kuzey Kıbrıs.

94

Page 107: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Risk Paylaşımlarının İnşaat Yönetiminde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kapsamında Değerlendirilmesi

B. Er, A. Kazaz Akdeniz Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Antalya

[email protected], [email protected]

S. Ulubeyli Bülent Ecevit Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Zonguldak

[email protected]

Özet İnşaat projeleri, her biri uzmanlık gerektiren birbirlerinden farklı çok sayıda faaliyetten oluşmaktadır. Özellikle büyük projelerde süre aşımı, maliyet artışı ve kalitesizlik gibi riskleri minimum seviyeye indirebilmek veya tamamen ortadan kaldırabilmek için, bu faaliyetler farklı alt yüklenicilere dağıtılmaktadır. Her faaliyetin kendine özgü iş kazaları ve meslek hastalıklarını önleme yöntemleri olmasına rağmen, bu görev bir bütün olarak kabul edilip işverene veya onun atadığı proje sorumlusuna yüklenmektedir. İşveren veya proje sorumlusu bu görev için bir veya birden fazla koordinatör atayabilmesine rağmen, bu durum o kişilerin sorumluluklarını ortadan kaldırmamaktadır. Bu çalışmada, her yıl binlerce iş kazasının gerçekleştiği inşaat sektöründe, bu yaklaşımın doğruluğu tartışılacaktır. Bu anlamda; projelerde işçi sağlığı ve iş güvenliği sorumluluğunu üzerine almış olan kişilere bir anket uygulanmış ve bu konular üzerindeki bilgileri değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili görevlerin tek elde toplanmasından ziyade, faaliyetleriyle bağlantılı olarak her alt yükleniciye paylaştırılmasının uygunluğu tartışılmıştır. Anahtar Kelimeler: İnşaat Sektörü, Proje Yönetimi, İşçi Sağlığı, İş Güvenliği, Mevzuat, İşveren, Proje Sorumlusu, Koordinatör.

95

Page 108: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği’nin Daha İyi Anlaşılması İçin Avrupa Birliği Uygulamalarının

Araştırılması

M. Gündüz Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Ankara

[email protected]

A. E. Korkut Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü,

Ankara [email protected]

Özet Türkiye’de inşaat sektörü en büyük iş kollarından birisidir. Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi bu sektördeki iş kazaları ülkemiz için de büyük sorunlar teşkil etmekte ve bu sektör iş kazası bakımından en fazla ölümlü kazanın yaşandığı sektör olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda inşaatlarda hizmet veren işyerlerinde karşılaşılan riskleri ve iş kazalarını en aza indirmek ve önlemleri zamanında alarak çalışanlarının bilinçlendirilmesini sağlamak amacıyla Avrupa müktesebatındaki düzenlemeler 4857 sayılı İş kanunun 78. Maddesine göre düzenlenerek 2003 yılında yayımlanan yönetmeliklerle yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelikler arasında Avrupa Birliğinin 92/57/EEC sayılı Konsey Direktifi esas alınarak hazırlanan “Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği”, yapı işyerlerinde alınacak asgari sağlık ve güvenlik şartlarını belirlemektedir. Bu Yönetmelikle yeni olarak proje sorumlusu tanımı getirilmiş ve yapı işlerinin hazırlık ve uygulama aşamalarında koordinatör atanması ve sağlık ve güvenlik planı ve dosyası hazırlanması zorunlu tutulmuştur. Yönetmelik yükümlülüklerle birlikte birçok yeni kavramı da beraberinde getirmiştir. Yönetmeliğin kapsamındaki işyerleri, proje sorumlusunun işlevi, hazırlık ve uygulama koordinatörlerinin nitelikleri, sağlık ve güvenlik planı ve dosyalarının içerik ve niteliklerinin ne olacağı bu konulardan birkaçı olabilir. Bu araştırmada bu direktifin Avrupa ülkelerinde nasıl anlaşıldığı ve uygulandığının ortaya konulması ve bu Yönetmeliğin etkili ve kapsamlı bir şekilde uygulanmasında firmalara iyi uygulama kriterleri belirlenmesi hedeflenmektedir. Anahtar Kelimeler: Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği, 92/57/EEC Sayılı Konsey Direktif, Sağlık ve Güvenlik Planı, Sağlık ve Güvenlik Dosyası, Proje Sorumlusu, Hazırlık Koordinatörü, Uygulama Koordinatörü

96

Page 109: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Sürdürülebilir Yapılı Çevreler Oluşturulmasında Güneş Kontrol Sistemlerinin Rolü

Z.T. Kazanasmaz İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Mimarlık Bölümü, Urla, İzmir

[email protected]

F. Okutucu [email protected]

Özet

Sürdürülebilir yapılı çevrelerin oluşturulması sadece enerji tüketiminin azaltılması ya da enerjisini kendi üreten binaların tasarlanmasını değil, binaların yapımı ve işletmesindeki maliyetlerin azaltılmasını ve bina kullanıcılarının konfor koşullarının sağlanmasını birlikte oluşturmalıdır. Sürdürülebilir yapılı çevrenin doğal çevreye olan etkisi mümkün olduğu kadar az olmalı ve sağlıklı iç hacimler oluşturularak da konfor koşulları sağlanmalıdır. Bu bağlamda bina iç mekanlarının uygun yapı elemanlarıyla birlikte tasarlanması hem ısıl hem de görsel konfor koşullarının iyileştirilmesine katkı sağlar. İç hacimlerin ısıtılması, soğutulması ve aydınlatılması için aktif/mekanik sistemlerin harcayacağı enerji tüketiminin de dengeli bir şekilde düzenlenmesine imkân verir. Dış hava koşullarına dayanıklı malzeme ve teknikle imal edilmiş jalûzilerin bina cephelerinde cam yüzeylerin dış taraflarına monte edilmesi ile yaz aylarında iç mekanların sıcaklıkları anlık ölçümlerde 80C, günlük ortalamada 3.70C düşürülebilmektedir. Ülkemizde güneşten korunmak amacı ile yaygın olarak kullanılan storlara kıyaslandığında; “stor”lar kapalı konumda iken ait oldukları iç mekânın manzarasını tamamen, ışık miktarını da yaklaşık % 80 oranında azaltmaktadır. Buna karşılık “dış jaluzi” ler manzara ve ışık miktarını kullanıcının isteğine bağlı olarak ayarlama olanağı vermektedir. Bildiride, güneş kontrol sistemlerinden olan dış jaluzilerin bu açıdan değerlendirilmesi ve binalarda uygulanabilirliği örneklerle tartışılacak; yaşam kalitesi artışı ve enerji tasarrufu sağlayan bu yapı elemanlarının deneye dayalı sonuçları, kullanım yeri ve seçenekleri görsel malzemelerle desteklenip anlatılacaktır. Anahtar kelimeler: Güneş Kontrolü, Dış Jaluzi, Isıl Faktör, Işık Kontrolü, Manzara, Sürdürülebilirlik

97

Page 110: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Tasarımdan Yapıma, Sürdürülebilir Beton Yaklaşımları

A. V. Orhon Dokuz Eylül Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İzmir

[email protected]

Özet Günümüzde beton, dünya üzerinde en fazla üretilen insan yapımı malzemedir. 2006 verilerine göre tüm dünyada yılda 7.5 km3 beton üretilmektedir; bu tahmini miktar dünya nüfusuna bölündüğünde kişi başına yılda 1 m3 ten fazla beton düştüğü görülür. Yerel olarak elde edilebilir, geri dönüştürülebilir, dayanıklı ve uzun ömürlü bir yapı malzemesi olarak beton – temel bileşeni çimentonun karbondioksit salınımı (emisyonu) yüksek üretim sürecine rağmen – hiç şüphesiz ki sürdürülebilir bir üründür. Yapıların tasarım ve yapım sürecinde, betonun doğasına uygun yaklaşımlarla bu vazgeçilmez malzemeyi daha da sürdürülebilir kılmak olanaklıdır. Bu çalışmada yapım süreçlerinde betonun sürdürülebilirliğini arttırmak üzere kullanılabilecek temel yaklaşımlara değinilmiştir. Betonun ECO2 (Embodied CO2 - malzemenin üretimi sırasında atmosfere salınan karbondioksit miktarı; ‘gömülü CO2’) değerlerini azaltmayı hedef alan doğrudan kazanım yaklaşımlarından başlayarak betonun dayanıklılığını, dolayısıyla yaşam döngüsündeki kullanım evresini ifade eden hizmet ömrünü arttıran dolaylı kazanım yaklaşımlarına kadar uzanan bir yelpazede betonun sürdürülebilirliği tasarım ve planlama aşamasından başlayarak ele alınmıştır. Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilirlik, Sürdürülebilir Beton, Yeşil Beton

98

Page 111: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

LEED - Sürdürülebilir Alanlar İçin Türkiye İncelemesi

R. Kömürlü

Kocaeli Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Mimarlık Bölümü, Kocaeli [email protected], [email protected]

D. Arditi

Illinois Institute of Technology, Department of Civil, Architectural and Environmental Engineering, Chicago, IL, USA.

[email protected]

A.P. Gürgün Okan Üniversitesi, Müh.- Mimarlık Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü Istanbul

[email protected], [email protected]

Özet İnsanoğlunun dünya üzerindeki tüm faaliyetleri mevcut kaynakların kullanılması ve dönüştürülmesine dayanmaktadır. İnsanlar dünyadaki kaynakları kullanarak kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılamak üzere işlemler yapmaktadır. Dünyadaki kaynakların kısıtlılığı, kaynakların verimli kullanımı ve yeniden kullanımı anlamına gelen sürdürülebilirlik kavramının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. İnsan faaliyetleri arasında en fazla ve çeşitli enerji ve kaynak kullanımını gerektiren inşaat faaliyetleri sürdürülebilirlik bağlamında özel bir öneme sahiptir. İnşaatın üzerinde yapılacağı alan da bu sınırlı kaynaklar arasındadır ve projelerin yatırım kararının alınmasında önemli bir etken olarak karşımıza çıkar. İnşaatın her aşaması alana birebir bağlıdır ve alan koşullarından doğrudan etkilenmektedir. Dünya çapında büyük oranda kabul edilirliği olan ve geniş uygulanma olanağı bulan yeşil bina sertifika sistemi LEED, inşaat alanlarını ayrı bir bölüm olarak incelemiş ve ilgili kriterleri “sürdürülebilir alanlar” başlığı altında toplamıştır. LEED’de bulunan toplam kredilerin %23,6’sına denk gelen sürdürülebilir alanlar ana başlığı altında, inşaat kirliliğinin önlenmesi, arazinin seçimi, gelişim yoğunluğu ve sosyal bağlantılara erişim, toplu taşıma olanakları, elektirikli araçlar ve bisiklet parkı, arazi geliştirme ve yağmur suyu kullanımı, ısı adası etkisi ve ışık kirliliği konuları yer almaktadır. Bu konuların bazıları Türkiye Cumhuriyeti yasa ve yönetmeliklerince zorunlu olarak belirtilmiş olsa da, bu yasal şartlar LEED’in gerekliliklerini tam olarak karşılayamamaktadır. Bu bildirinin amacı, LEED’in “sürdürülebilir alanlar” bölümünü ele alarak Türk inşaat sektörüne adapte edilebilirliği durumunu değerlendirmektir. Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilirlik, Sürdürülebilir Alanlar, Yeşil Bina Sertifika Sistemleri, LEED Sertifika Sistemi, Türkiye

99

Page 112: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İnşaat Malzemelerinin Seçiminde “YDD (Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi)” Yapılarak Çevreye Olan Etkilerinin

Araştırılması

İ. Kahraman, M. Çipoğlu Yaşar Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İzmir

[email protected], [email protected]

Özet Günümüzde her sektörde sürdürülebilirlik kriterleri önemini giderek arttırmaktadır. Farklı bağımsız kuruluşlarca yapılan araştırmalar neticesinde küresel ısınmanın bir gerçek olduğu ve çevrenin, gelecek kuşakların yaşam koşullarını etkileyecek şekilde kirlendiği ortaya konulmuştur. Binalarda kullanılan enerji, dünya üzerinde toplam harcanan enerjinin %50 sine, hammaddenin % 40 kına, sera gazı salınımlarının % 50 sine, temiz su kullanımının % 50 sine karşılık gelmektedir. Bu denli önemi olan inşaat sektöründe enerji etkin ve çevreye duyarlı yapı üretme çalışmaları sistemli olarak geliştirilmektedir. Ülkemizde de bu yönde çalışmalar hız kazanmıştır. Ancak bu çalışmalar da değerlendirilmeyen önemli bir olgu ise binayı oluşturan yapı malzemelerinin üretimleri sırasında çevreye olan etkileridir. Örneğin ülkemizde yaygın olarak kullanılan betonarme yapım sisteminin önemli bir bileşeni olan “çimento” üretimi sırasında bol miktarda CO2 salınımı söz konusu olmaktadır. Bu çalışma kapsamında yapı ürünlerine yönelik oluşturulan etiketleme sistemleri tanıtılmış ve bu etiketleme sistemlerinin önemli bir parçasının ana dayanağını oluşturan yaşam döngüsü değerlendirmesi yönteminin uygulanması tariflenmiştir. Enerji etkin yapı üretme süreci içinde Türkiye koşullarında uygulanan ve yaygın olarak kullanılan detaylardan iki örneğinin birim metrekarelerinin oluşturulmasında çevreye olan etkileri YDD (Yaşam döngüsü değerlendirmesi) analizi yapılarak ortaya konmuştur ve farklı ürün kullanılmasının doğurduğu sonuçlar tartışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Çevresel Ürün Deklarasyonları, Eko-etiket, Yaşam Döngüsü Analizi, Sürdürülebilirlik, Enerji, Performans

100

Page 113: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

LEED Başvuru Sürecinin Türkiye’deki Sertifikalandırılmış Proje Yüklenicileri ile Değerlendirilmesi

B. Gerçek, S. Z. Doğan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Mimarlık Bölümü, İzmir

[email protected], [email protected]

Özet

Son kırk yılda yaşanan enerji krizleri, çevre bilincinin arttırılması ve doğaya verilen zararın minimum düzeye indirilmesi amacıyla tedbirler alınmasının gerekliliğini ortaya koymuştur. Yapım sektöründe de, karbondioksit salınımı ve sera gazı emisyonunu azaltmak amacıyla uygulanacak çevreci yaklaşımların geliştirilmesi önem kazanmıştır. İlk kez 1990 yılında uygulanmaya başlanan yapı ölçeğinde çevresel etkilerin değerlendirilmesi amaçlı sertifika programları gün geçtikçe yaygınlaşmıştır. Pike Research’ün araştırmasına göre 2010 yılında dünyada yaklaşık 500 milyon m2 yapı stoğu sertifikalandırılmıştır. Yine aynı araştırmanın sonuçlarına göre, 2020 yılına kadar sertifikalandırılması öngörülen toplam yapı stoğu alanı 5 milyar m2’dir. Bu sebeplerle, yeşil bina sertifika programları yapım sektörünün öncelikli konuları arasındadır. Ancak, geleneksel yapım alışkanlıkları ile sertifika programının gereklilikleri arasındaki farklılıklar tasarım ve yapım sürecinde yenilikler yapılmasını gerektirebilir. Bu çalışmada, LEED sertifikası başvurusu sürecinde yüklenicilerin rolünü görebilmek, süreç yönetimini hızlandırılabilecek yöntemleri değerlendirebilmek ve yükleniciler ile akredite LEED uzmanlarının ortaklığını soruşturabilmek amacıyla Türkiye’de LEED sertifikası almış 7 projenin yüklenici firmaları ile yapılan anketin sonuçları paylaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: LEED sertifikası, Yükleniciler, Türkiye

101

Page 114: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Enerji Etkin Tasarımın Gayrimenkul Değerleme Açısından İncelenmesi: Yeşil Değerleme

B.Ünsal, T. Göksal Özbalta Ege Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İzmir

[email protected], [email protected]

Özet

Yeşil değerleme, son dönemlerde uluslararası alanda araştırmalara konu olan, yeşil binaların gelişimine katkı sağlayacağı düşünülen bir değerleme yöntemidir. Yeşil binaların sahip olduğu özelliklerin, taşınmazın mülkiyetine değer katıp katmaması, gayrimenkul yatırımcıları ve geliştiricileri tarafından cevabı merak edilen bir konudur. Her geçen gün daha fazla bilimsel kimlik kazanan gayrimenkul değerlemesi, günümüzde gayrimenkul yatırımlarının yükselen trendi olan yeşil/enerji etkin binaların özelliklerini de dikkate alarak kapsamını genişletmektedir. Türkiye’de de bu yılın Şubat ayından itibaren gayrimenkul değerleme şirketleri yeşil değerleme lansmanlarını yapmaya başlamış ve Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yeşil değerleme için değerleme sertifikası verilmesi ile ilgili çalışmalar yapıldığı duyurulmuştur. Bildiri kapsamında, yeşil değerlemenin ana konusu olan yeşil değerin hesaplanması, yeşil değerlemenin uluslararası alandaki uygulamaları ve İzmir’de örnek bir konut için yapılan çalışmada yeşil özelliklerin taşınmazın değerine etkisi sunulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Yeşil Değerleme, Yeşil Değer, Gayrimenkul Değerleme.

102

Page 115: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

BIM ve Yapım Projelerinde Sürdürülebilirlik: Örnek Olay İncelemesi

B. İlhan, H. Yaman İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet Bina Enformasyonu Modellemesi (Building Information Modeling – BIM) ve sürdürülebilirlik kavramlarının bütünleşmesi inşaat sektöründe son yıllarda ortaya çıkan bir gereklilik olmasına karşın, işlevsel bir birleşmenin önünde bir takım engeller bulunmaktadır. Bu çalışmada, BIM ve sürdürülebilirlik kavramları arasında işlevsel bir bütünleşmenin sağlanabilmesi için, sürdürülebilirlik konu alanında mevcut BIM kullanımını incelemek üzere, Türkiye’de tamamlanan sertifikalı sürdürülebilir yapım projeleri üzerine odaklanılmaktadır. Bu bağlamda, söz konusu yapım projelerinin tasarımında rol alan mimarlık firmaları ile görüşülerek BIM’in yanı sıra, proje başarısına etki eden diğer faktörler de hesaba katılarak, Bulanık Küme – Kalitatif Karşılaştırmalı Analiz (fsQCA) aracılığıyla incelenmektedir. Analiz sonucu elde edilen bulgular göstermektedir ki, sürdürülebilir yapım projelerinde BIM kullanım oranı oldukça düşüktür. Ayrıca, ayrıntılı veri analizi ve bütünleşik tasarım süreci, sürdürülebilir proje başarısında önemli bir etkiye sahip değişkenler olarak karşımıza çıkmaktadır. Sürdürülebilir yapım projelerinin gerekliliği ve önemi genel olarak benimsenmesine karşın, uygulamada bir takım zorluklarla karşılaşılmaktadır. Son olarak, sürdürülebilir yapım projelerine ilişkin güçlü ve zayıf yönler ile yakalanan fırsatlar ve oluşabilecek tehditler (SWOT) analiz edilmektedir. Anahtar Kelimeler: BIM, fsQCA, Sürdürülebilir Yapım Projeleri, SWOT, Yapım Sektörü

103

Page 116: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Endüstriyel Ekolojik Projelerde Görünmeyen Dinamikler

V. C. Öcal İzmir Büyükşehir Belediyesi,

Etüd ve Projeler Dairesi Başkanlığı, Etüd Proje Şube Müdürlüğü, İzmir [email protected]

D. Özdağlar

Dokuz Eylül Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, İzmir

[email protected]

Özet Bu çalışmanın temel amacı; endüstriyel ekolojik projelerin ölçüm ve değerlendirilmesinde kullanılan enerji ve/veya entropiye ilişkin görünmeyen dinamiklerin, sistemsel dinamiklerle beraber hesaba katılmasını sağlayan kuramsal yapıyı kurmaktır. Bu amaç doğrultusunda önerilen yöntem de; enerjinin “kalitesini” ve “yoğunluğunu” güneş enerjisine endeksleyen ve ölçeklendiren eMerji yöntemidir. Bu çalışma kuramsal olarak endüstriyel ekolojik projeler yardımıyla üretilen sanayi ürününün maliyetine, değerine, momentine ve şiddetine etki eden standart sapmanın küçültülmesine katkı sağlamaktadır. Çalışmanın halen sürdürülen bir çalışma olması sebebiyle de burada tanımlanan kuramsal yapının gelecekte sanayi verileriyle işlenerek somutlaştırılması ve anlaşılabilirliğinin arttırılması ve böylece üretim öncesinde kestirimlerin daha “tutarlı” ve “sağlam” gerçekleştirilmeye başlanması söz konusu olacaktır. Anahtar Kelimeler: Proje, Endüstriyel Ekoloji, Görünmeyen Dinamikler.

104

Page 117: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Pasif Bina Tasarımında Sorunlar ve Çözüm Önerileri

F.Okutucu [email protected]

Özet Türkiye, beklenenden daha hızlı bir süre içerisinde” yenilenebilir”, “enerji etkin”, “sürdürülebilir”, “yeşil” v.b. kavramların etkisinde kalmıştır. Sürenin hızlılığı kavranmamışlığı ve çeşitli engelleri de beraberinde getirmiştir. Politik engeller, ticari engeller, teknik engeller, eğitimdeki eksikliğe dayalı engeller, yanlış yapılmış örnek binaların oluşturduğu engeller ve de sonuç olarak talep eksikliği konunun önündeki en önemli engeldir. Doğru bir ya da birkaç örneğin yapılarak tanıtımının yapılması sonucunda talep oluşturulması, anılan diğer engellerin kolayca giderilmesini sağlayabilir. Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilir Mimarlık, Enerji Etkin Bina, Pasif Sistem.

105

Page 118: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Ilık Asfalt Üretiminde ve Seriminde Açığa Çıkan Emisyonların Değerlendirilmesi

İ.Sönmez, S.A.Yıldırım, B.K.Eren, S.Girit, A.Topcu, İsfalt A.Ş. İstanbul

[email protected], [email protected] , [email protected] , [email protected] , [email protected]

Özet

Gelişen teknoloji ile güçlenen insanoğlu, doğayı sınırsızca kullanmaya başlamış, aynı zamanda bu sebeple ortaya çıkan ve çevre sorunları olarak adlandırılan olumsuzluklarla nasıl başa çıkabileceğini de sorgular olmuştur. Zamanla kaybedilen kaynaklardan ve güzelliklerden yoksun kalmanın verdiği rahatsızlık, gelecekle ilgili kaygılar ve beraberinde gelişen çevre bilinciyle yapılan çalışmalarla, çevresel olumsuzlukları en az olan üretim ve uygulama teknikleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Bitümlü sıcak karışımların üretimi ve uygulamasında da enerji tasarrufu sağlanması ve çevreye yayılan emisyonların azalması amacıyla üretimin daha düşük sıcaklıklarda yapılabilmesi için yeni teknikler ortaya çıkmıştır. “Ilık Asfalt Karışımı” - WMA (Warm Mix Asphalt) olarak bilinen bu teknoloji, sıcak karışım asfaltların tamamında kullanılabilmektedir. Ilık asfalt karışımları kullanılan katkının cinsine bağlı olarak organik, kimyasal ve su kökenli olmak üzere 3 farklı gruba ayrılırlar. Sıcak karışımlara göre 20 - 35 °C daha düşük ısılarda asfalt üretimine olanak verirler. Bu teknikle üretilen karışımlar sıcak karışımlar ile aynı özelliklere sahiptirler. Bu çalışmada kimyasal katkı kullanarak, düşük sıcaklıklarda üretilen ılık asfaltın tesiste üretim sürecinde ve uygulama sahasında ortaya çıkan gazların emisyon değerleri ölçülmüş ve ülkemizde takip edilen, Hava Kirliliği Kontrol Yönetmeliğinde belirtilen oranlarla karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Ilık Asfalt Karışımı, Bitümlü Sıcak karışım, Emisyon

106

Page 119: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Sürdürülebilir Kalkınma Açısından Yapısal Atıkların Geri Dönüşümünün Önemi

G. Çakır T.C. Haliç Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected]

Ş. Boduroğlu Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, İç Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected]

Özet

Sanayi Devrimiyle birlikte yaşam koşullarını iyileştirmek ve geliştirmek isteyen insanoğlu, içinde yaşadığı doğal ortamın sunduğu tüm kaynakları sınırsızca kullanmayı bireysel bir hak olarak görmüştür. Bunun sonucunda dünyanın ekolojik dengesi bozulmuş ve küresel ısınma, çevresel kirlilik, ozon tabakasının incelmesi, biyolojik çeşitliliğin azalması gibi birçok çevresel felaket kendini göstermiştir. İşte bu noktada sürdürülebilir kalkınmanın önemi ortaya çıkmış, ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarıyla ele alınmaya başlanmıştır. Varlığımızı sürdürebilmemiz, dünyamızın bizlere kaynak sağlamaya devam etmesi, atıklarımızı ve yarattığımız kirliliği yok edebilme kabiliyetini sürdürmesiyle devam edebilir. Sürdürülebilir kalkınma yaklaşımının çok önemli bir unsuru olan “sürdürülebilir atık yönetimi” bu bağlamda çok önemli bir yere sahiptir. Sürdürülebilir atık hiyerarşisi ise yapısal atıkların olumsuz etkilerini, geri dönüştürme, yeniden kullanma, geri kazanma ve elden çıkarma gibi akılcı yöntemlerle azaltmayı hedefleyen bir sistemdir. Bu çalışmada, sürdürülebilir kalkınma adına yapısal atık yönetiminin önemine değinilecektir. Ayrıca malzemelerin geri dönüşüm teknolojileri ve geri dönüştürüldükten sonraki kullanım alanlarıyla ilgili bilgiler verilecektir. Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilir Kalkınma, Atık Yönetimi, Geri Dönüşüm

107

Page 120: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Türkiye'de Çimento Üretiminin Karşılaştırmalı Yaşam Döngüsü Analizi

Petek Gürsel, Çağla Meral University of California at Berkeley, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Berkeley, ABD

[email protected], [email protected]

Özet

Karbon dioksit (CO2) iklim değişikliğine neden olan insan kaynaklı gazlar içerisinde çok önemli bir yer tutmaktadır. Dünyadaki antropojenik CO2 emisyonlarının %5’i çimento üretiminden kaynaklanmaktadır. Gittikçe katılaşan çevre politikaları ve artan çevre bilinci diğer üretim sektörlerini olduğu gibi çimento sektörünü de CO2 emisyonlarının kontrolü ve azaltılması yönünde harekete geçirmiştir. 2010 itibariyle yıllık 62.7 milyon tonu aşan üretimiyle dünya liderlerinden biri olan Türk çimento sektörünün çevreye etkileri de mercek altındadır. Şimdiye kadar çeşitli araştırmalar yapılmasına rağmen sektörün CO2 emisyonları ile ilgili detaylı ve sistematik bir analiz henüz yapılmamıştır. Bu çalışmada, çevre etkilerini sistematik bir şekilde değerlendiren yaşam döngüsü analizi (YDA) yöntemi tanıtılmıştır. Pek çok araştırmacı tarafından kabul gören bu yöntem, Türk çimento sektrörü kaynaklı CO2 emisyonlarının hesaplanması amacıyla tatbik edilmiştir.Çevresel Toksikoloji ve Kimya Topluluğu (SETAC) tarafından geliştirilen YDA, bir ürünün ham maddelerinin elde edilmesinden başlayıp üretimi, dağıtımı, kullanımı ve son olarak atık hale gelmesi ya da geri dönüştürülmesini içeren sürecin çevre üzerindeki doğrudan ve dolaylı etkilerini sistematik olarak değerlendirmektedir. Analizin amaç ve kapsamının belirlenmesi bu yöntemin ilk aşamasıdır. Sırasıyla envanter analizi ve etki değerlendirmesi ile devam eden YDA, sonuçların yorumlanması ve iyileştirilme önerileri ile neticelendirilir. Bu çalışma kapsamında, YDA’nın temel aşaması kabul edilen envanter analizine ağırlık verilmiş, ulaşılabilir verilerin yetersizliği sebebiyle etki değerlendirmesi yapılmamıştır. Beşikten-kapıya (cradle-to-gate) CEM-I çimento tipi üretimi sırasında kullanılan ham madde ve enerji girdileri ile açığa çıkan CO2 emisyonları hesaplanmıştır. Ayrıca uçucu kül ve Portland çimentosunun farklı oranlarda karıştırılması ile elde edilen katkılı çimentolar için benzer bir yol izlenmiştir. Sonuçlar bir ton çimento başına düşen enerji (MJ/ton) ve CO2 emisyon (kg-CO2

Anahtar Kelimeler: Yaşam Döngüsü Analizi (YDA), sürdürülebilirlik, çimento üretimi, CO

/ton) miktarları olarak ifade edilmiştir. Son olarak, katkılı çimentolar için bulunan sonuçlara ve literatüre dayanarak, çimento sektörünün sürdürülebilirliğinin artırılması için alternatif malzemelerin kullanılmasına ilişkin öneriler sunulmuştur.

2 emisyonları

108

Page 121: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Sürdürülebilir Ulaştırma ile Sürdürülebilir Enerji Politikalarının Analizi ve Yönetimine Bakış

A.U.Kınık TCDD 1.Bölge Müdürlüğü Marmaray Koordinasyon Komisyonu,İstanbul

[email protected]

Özet

Sürdürülebilirlik, geleceğimizi planlarken, belirlenen stratejilerin odak noktalarından biri olmuştur. Ulaştırmada sürdürülebilirlik açısından öngörülen hedeflerin yakalanmasında, enerji kaynaklarının yönetimi en önemli faktörlerden biridir. Bu bildirideki amaç, ulaştırmada sürdürülebilirlik açısından sorunların ortaya çıkarılmasında farkındalık yaratmak, sorunların çözümlerini ve bu çözümler önündeki engelleri tartışmaya açmaktır. Otomotiv endüstrisinin, enerji piyasasının önde gelen aktörleri 2030 ve 2050 projeksiyonlarında ulaştırma araçlarında ve enerji alanındaki stratejilerini belirlemişlerdir. Üretilmekte olan, kullanımda olan araç parkının ekonomik ömür süresi ve maliyet boyutu, süreç yönüyle ulaştırmada sürdürülebilirlik açısından öngörülen hedeflerin yakalanmasında sorun olarak görünmektedir. Ulaştırmada hareketliliğin kalitesi, tıkanıklığın aşılması, maliyetlerin düşürülmesi, Zararlı karbon salınımlarının minimize edilmesi gibi kriterler sürdürülebilirlikle ilgili önemli parametrelerdir. Ulaştırmada, enerjide geleceğe dönük planlamalar ağırlıklı olarak yasa düzeyinde, kamu mevzuatının düzenlenmesini gerektiren konulardır. Ulaştırmada sürdürülebilirlik, arazi kullanım kararlarından, bu alandaki bütün faaliyetleri, kapsayan geniş bir kamu mevzuatı düzenlemesini içerir. Ancak kamunun ortaya koyduğu rijit ve genel kuralların yanı sıra, meslek odaları ve sivil toplum örgütlerinin paydaşlarla, uygulamanın verdiği sinerjiden doğacak sonuçların dikkate alınması, sorunların çözümü ve sağlıklı bir yönetim için gereklidir. Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilirlik, Süreç yönetimi, Alternatif Enerji

109

Page 122: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Elektrikli Otonom İş Makinelerinin Kullanılabilirliği

Ö. H. Bettemir Yüzüncü Yıl Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Van

[email protected]

Özet Artan enerji maliyetleri nedeniyle kazı, hafriyat ve kürüme işlemlerinin en üst verimde yapılması gittikçe önem kazanmaktadır. Bu nedenle iş makinelerinin verimini arttıran makine kontrol sistemlerinin yanı sıra yapay zekaya sahip iş makinelerinin geliştirimi üzerine yapılan çalışmalar hız kazanmıştır. İş makinelerinde en çok kullanılan enerji kaynağı olan motorinin içerdiği enerjiye sahip elektrik enerjisi daha ekonomiktir. Ayrıca elektrik enerjisi ile çalışan motorlar içten yanmalı motorlara oranla enerjiyi daha verimli kullanmaktadır. Elektrikle çalışan iş makinelerinin en büyük zorluğu elektrik enerjisinin büyük kapasitede depolanabilmesi için ağır ve büyük hacimli akülere ihtiyaç duyulmasıdır. Bu çalışmada elektrik enerjisi ile çalışan bir iş makinesinin aynı ebat ve güçteki motorin ile çalışan bir iş makinesi ile kullanım maliyeti karşılaştırılmıştır. Küçük ölçekli üretilen iş makinesinin kullanım maliyetinden yola çıkılarak gerçek boyutlu iş makinesinin kullanım maliyeti tahmin edilmiştir. İçten yanmalı iş makineleri yüksek motor gücü ve düşük yedek parça giderlerine sahip olmalarına karşın elektrikle çalışan otonom iş makinelerinin yüksek verim, düşük personel ve enerji giderleri sayesinde fosil yakıtı ile çalışan iş makinelerinden daha ekonomik oldukları belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Makine Kontrolü, İnşaatta Bilgi Teknolojileri, Otonom İş Makineleri.

110

Page 123: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Binaları Başarısız Kılan Problemlere Neden Olan Faktörlerin

Engellenmesinde Danışman Yapım Yönetimi Proje Teslim Sistemi’nin Rolü

T. Seyman

İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul [email protected]

A.M. Çıracı

İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul [email protected]

Özet Yapım sektörünün temel ürünlerinden biri olan binalar, diğer sektörlere kıyasla büyük ölçekli, yüksek yatırımlı ve zaman alan üretimler olup uzun ömürlüdürler. Gelişen dünyada kullanıcıların binalardan beklentileri, konfor şartlarını sağlaması, düşük kullanım maliyetleri getirmesi ve değer kazanan yatırımlar olması gibi giderek artmakta ve çeşitlenmektedir. Ancak bu beklentiler arzu edilen düzeyde karşılanamamaktadır. Bu bildiride önce binaların beklentileri karşılayamama problemleri ortaya konularak sınıflandırılacak ve bu bağlamda yapılmış araştırma bulguları özetlenerek açıklanacaktır. Bu araştırma bulgularına göre binaları başarısız kılan problemlere sebep olan faktörler listelenecektir. Literatür araştırmasında bu faktörlerin başında yapım öncesinde alınan kararların ve üretilen inşaat dokümanlarının eksik ve hatalı olması gösterilmektedir. Bildiride ikinci adımda ise binaların bu beklentileri karşılamasını sağlamak ve binalardaki başarısızlıkları engellemek üzere; proje teslim sistemlerinin gelişiminden yola çıkarak, başarısız binaların temel nedeni olan tasarımdaki eksikler, hatalar, yanlış görevler bağlamında tasarımcıların eksiklerini tasarım aşamasında gidermek üzere yapım işini bilen uzmanların yapım öncesinde de görev almaları gereği doğrultusunda gelişen en yeni sistemlerden biri Danışman Yapım Yönetimi PTS’dir. Bu sistem, zaman, maliyet ve kalitesini güvenceye almak ve kontrol etmek üzere projenin fikir aşamasından bitişine kadar uygulanan profesyonel yönetim sürecidir. Bu bildiri kapsamında Danışman Yapım Yönetimi PTS üzerinde durularak temel yapısı, katılımcıların temel görevleri ve sistemin genel özellikleri açıklanacak ve AIA’in standart sözleşmesinde yer alan DYY’e ait görevlerin, binaları başarısız kılan problemlere neden olan hangi faktörleri önlemeye yönelik olduğu ve başarılı bina yapımına nasıl katkı sağladığı ortaya konulacaktır. Anahtar Kelimeler: Binaları Başarısız Kılan Problemler, Danışman Yapım Yönetimi Proje Teslim Sistemi, Danışman Yapım Yöneticisi

111

Page 124: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Türkiye İnşaat Sektöründe Yapı Makinaları Kullanımı Üzerine Bir Araştırma

A. A. Tatar, A. G. Özışık, B. Özaslan, Ö. Aydın, Y. Armaghani, G. E. Gürcanlı

İstanbul Teknik Üniversitesi, Yapı İşletmesi Yüksek Lisans Programı, İstanbul [email protected], [email protected], [email protected],

[email protected], [email protected], [email protected]

Özet İnsanlık, tarihi boyunca üretim her zaman fiziksel varoluşumuzun zorunlu bir parçası olmuştur ve yine insanlık, üretim eylemine antik çağlardan bu yana kendisine yardım edip işlerini kolaylaştıracak makina ve organizasyonlar geliştirmiştir. 19. Yüzyıldan bu yana da iş makinaları bu sürecin önemli unsurlarından biri haline gelmeye başlamıştır. İnşaat sektöründe de gittikçe önem kazanan iş makinaları kullanımı ve yönetimi, başarılı bir inşaat proje yapım ve yönetiminin tamamlayıcısı olmuş, büyük projelerde insan kaynakları yönetiminde olduğu kadar makina yönetiminde de verimliliğin arttırılması hedeflenmiştir. Bu çalışmada yapı makinalarının, projelerin boyut ve tipleriyle olan ilişkisini görebilmek için Türkiye ve araştırma kapsamındaki diğer ülkelerdeki yapı makinalarının kullanımı incelenmiştir. Bu amaçla, ülkemiz özelinde bir anket çalışması gerçekleştirilmiş ve bu anket yardımıyla yapı makinalarının kullanımı incelenmiş, proje tip ve boyutlarına göre yapı makinalarının kullanımı arasındaki ilişki araştırılarak veriler analiz edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Yapı Makinaları, İnşaat Sektörü, Yapı Makinaları Operatörleri.

112

Page 125: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Metot Seçiminin İnşaat Süresine Etkisi: Kadıköy Kartal Metro Projesi

A. O. Sabuncuoğlu Avrasya Metro Grubu, İstanbul

[email protected]

S. Ergönül Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected]

Özet Günümüzde, artan ulaşım sorununu çözmek için Belediyeler ulaşım projeleri için bütçelerinde ayrılan payı artırmak durumunda kalmışlardır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) de İstanbul'un ulaşım sorununu çözmek için toplu taşımacılığa önem vermektedir. Belediye tarafından metro yatırımları bu noktada en kalıcı çözüm olarak görülmektedir. Metro projelerinde izlenen temel politika inşaatın bir an önce tamamlanarak ulaşım hattının işletmeye açılmasıdır. Karmaşık ve birbirini etkileyen bir çok iş kaleminin yer aldığı metro inşaatlarında tünel kazıları, kaba inşaatın büyük bir kısmını oluşturan, işin süresi ve maliyetini önemli ölçüde etkileyen önemli iş kalemleridir. Bu çalışmada, Kadıköy Kartal Metrosu (KKM) inşaatı ele alınarak yapım metodu seçiminin önemi ve proje süresine etkileri incelenmiştir. Tünel yapımında kullanılmakta olan iki önemli metot, Yeni Avusturya Tünel Açma Metodu (YATAM) ve Tünel Açma Makinası (TAM), karşılaştırılarak süre performansına etkileri irdelenmiştir. KKM yapımı sırasında tespit edilen veriler dikkate alınarak hangi metodun hangi şartlar altında metro inşaatları için daha etkili olacağı tartışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Yapım Metodu, Metro İnşaatı, Tünel İnşaatı, İş Programı, Kadıköy Kartal Metrosu

113

Page 126: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Belediyelerdeki İş Makineleri ve Verimlilik

N.Ç. Alpaslan, H. Ergan Yıldız Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet İnşaat sektöründeki sürdürülebilir büyüme ile birlikte inşaat makineleri de gelişen teknolojinin olanakları altında önemini arttırmakta, yüklenici firmalara hem zaman hem de nakit tasarrufu sağlayarak kar ortamı oluşturmaktadır. Büyük çaplı işletmelerde doğru iş makinelerinin kullanılması, bu iş makinelerinin iyi bir şekilde yönetilmesi hem makinelerin devamlılığı için hem de işletmenin çıkarları için önemlidir. Belediyeler ve diğer kamu kurumları da gelişen ülke ekonomisiyle birlikte ortaya çıkan yeni projelere ayak uydurabilmek için elindeki iş makinelerini verimli bir şekilde kullanmalı, gelişigüzel iş makinesi kullanımından kaçınmalıdır. Belediyeler diğer kamu kurumları gibi 4734 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine uygun olarak mal alımlarını gerçekleştirmektedir. Belediyelerde inşaat makinesinin alımı beş farklı şekilde olabilmektedir; açık ihale usulü ile, pazarlık ihale usulü ile, doğrudan temin ile, devlet malzeme ofisinden satın almayla ve hibe yolu ile. Alım şekilleri belirlenirken ihtiyaca göre hareket edilmeli, ihale yoluyla alımlarda rekabet ortamı sağlanmalıdır. Makine alımı işlemi yapılırken görev alacak olan mühendislerin iş makineleri hakkında ayrıntılı donanım bilgisine sahip olması gerekmektedir. Belediyeler kar amaçlı kuruluşlar değildir o yüzden satın alma esnasında detaylı bir verim hesabı yapmazlar, ancak makinelerin alındıktan sonra verimli kullanılması esastır. O yüzden tezin içeriğinde örnek olarak ele alınan İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bünyesindeki iş makinelerinin müdürlüklerde hangi amaçlarla kullanıldıkları, nasıl bir yönetim anlayışına göre çalıştıkları incelenmiştir. İş makinelerinin çalışma sırasında verimini etkileyecek pek çok etken bulunmaktadır. Bu etkenler makine bakımından, iş yeri şartları bakımından ve yönetim şekli bakımından üç kısma ayrılmaktadır. Bu çalışmada İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki iş makineleri incelenmiştir ve İş makinelerinin genel olarak bulunduğu Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü’ndeki çalışma sistemi incelenerek İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde iş makineleri açısından verimlilik çatısı altında yapılması gerekenlere baktığımız zaman; Öncelikle makinelerin yaşlarının tespit edilmesi ve kullanım ömrü dolmuş olanların elden çıkarılması, Avrupa Birliği uyum sürecinde belediyelerin ellerinde bulunan yapı makinelerinin hangilerinin yönetmeliklere uygun olduğu, Çalışır durumda olan yapı makinelerinin sayısı, Bir afet anında (örneğin deprem) ivedi olarak sevk edilebilecek yapı makinelerinin tespit edilmesi, Mevcut yapı makinelerini kullanabilecek personellerin mesleki yeterlilik belgelerinin olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: İş Makineleri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Verimlilik, Kamu kuruluşları, Yapı Makineleri.

114

Page 127: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Konvansiyonel Proje Teslim Yöntemleri Aracılığıyla Sürdürülebilir Proje Teslim Yöntemi Geliştirilmesi

S. Günhan

University of Texas at San Antonio, San Antonio [email protected]

S.Z. Doğan

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Mimarlık Bölümü, İzmir [email protected]

Y. Judie

University of Texas at San Antonio, San Antonio [email protected]

Özet Sürdürülebilirlik, günümüzde inşaat sektörünü etkileyen en önemli akımlardan biridir. Proje aktörleri, sürdürülebilir projenin gerekliliklerini karşılamak ve projeyi verimli bir süreç kapsamında yönetebilmek amacıyla konvansiyonel proje teslim yöntemlerinden farklı alternatif proje teslimi çözüm önerilerine odaklanmaktadır. Bu örneklerden en güncel olanı bütünleşik proje teslim yöntemidir. Ancak bu yöntem, uygulamada cok tartışılmaktadır ve henüz kabul görmemiştir. Bu makale bütünleşik proje teslim yöntemini tartışmak yerine, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yapım sektöründe yaygın olarak kullanılan tasarım-ihale-yapım, risk altında yapım yönetimi ve tasarım/yapım yöntemlerini inceleyerek, belirtilen yöntemlerin sürdürülebilir yapım ilkelerini karşılayan özelliklerini ayrıştıran bir araştırmanın sonuçlarına odaklanmaktadır. Konvansiyonel yöntemlerin belirli özelliklerini bir araya getirerek yöntem oluşturma fikri, ABD’de yıllık proje gelirleri açısından en yüksek gelirle yeşil proje yapan firmaların, özellikle risk altında yapım yönetimi alanında da, proje gelirleri en yüksek olan yapım firmaları oldukları gözleminden doğmuştur. Bu firmaların yeşil proje yapımı açısından rekabet avantajına sahip olmalarına, belirtilen proje teslim sistemindeki uzmanlıklarının katkısı olduğu varsayılmıştır. Bu araştırmada, öncelikle konvansiyonel teslim yöntemlerinin projenin yaşam döngüsü içerisinde; tasarım, yapım, yapım sonrası ve yıkım evrelerinde projeye ne tür katkılar sağladığı incelenmiştir. Her bir teslim yönteminin hangi evrede sürdürülebilir projeye hangi özellikleri ile ne gibi artılar getirebileceği saptanmış ve sürdürülebilir proje teslim yöntemi geliştirilebilmesine katkı sağlamak amacıyla bulgular derlenmiştir. Sonuç olarak, konvansiyonel proje teslim yöntemlerinin ilgili özelliklerinin ayrıştırılması ve yeniden yapılandırılmasıyla sürdürülebilir proje teslim yöntemi geliştirilebilmesine katkı sağlanması hedeflenmiştir. Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilirlik, Yeşil binalar, Proje teslim yöntemleri

115

Page 128: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Alçak Çok Katlı Konut Yapıları için Takviyeli Yığma ve Betonarme Karkas Uygulamasının Yapım Süresi

Açısından Karşılaştırılması

A. V. Orhon Dokuz Eylül Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İzmir

[email protected]

Özet Türkiye'de her yıl yaklaşık üç yüz bin yeni konuta gereksinim duyulduğu düşünülürse, konut açığının giderebilmesi için ekonomik konutlar üretmenin yanında yapım süreçlerini hızlandıracak yapım sistemi alternatiflerine de ihtiyaç duyulduğu açıktır. Konut yapıları için yurdumuzda yaygın biçimde kullanılan konvansiyonel betonarme karkas yapım sistemine karşı takviyeli yığma yapım sistemi önemli bir alternatif teşkil etmektedir. Bu çalışmada, karakteristik bir toplu konut planının alçak çok katlı (5 kat) olarak konvansiyonel betonarme karkas ve takviyeli yığma ile uygulanması temel üstü kaba yapım süresi açısından karşılaştırılmıştır. Yapım süreci, pek çok parametreye bağlı olarak değişkenlik gösterebilen bir süreçtir. Her iki yapım sistemi içinde optimum usta kombinasyonları değişiklik göstereceği için, karşılaştırmada ekipler değil, ekiplerdeki toplam usta sayıları sabit tutulmuş ve usta sayılarının değişiminin yapım süresine etkisini görmek üzere 6 ve 8 ustalık gruplar seçilmiştir. Dikkate alınan diğer parametre tek veya çift kalıp kullanımıdır. Yapının her iki yapım sistemiyle yapım süresi, belirlenen parametrelere göre iş-zaman çizelgesi (Gantt Şeması) yapılarak öngörülmüştür. Değerlendirmede usta sayılarına ve kalıp seçimine bağlı olarak örnek yapının takviyeli yığma yapım ile uygulanması halinde temel üstü kaba yapım süresinin, konvansiyonel betonarme karkas yapım uygulamasına kıyasla %25-40 arasında azaldığı sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: İş-zaman Çizelgesi, Takviyeli Yığma Yapım, Betonarme Karkas Yapım

116

Page 129: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yapı Makinası Verimliliğinde İnsan Faktörü

A. Küçük, A. İslamoğlu, B. Özbaş, G. Mamaş, S. Güler, G. E. Gürcanlı

İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected], [email protected], [email protected], [email protected], [email protected]

Özet Her sektörde olduğu gibi emek yoğun inşaat sektöründe de makinalaşmaya olan ihtiyaç günümüzde gelişen teknoloji ile doğru orantılı olarak artmaktadır. Makinalaşmaya olan talepteki artışın en büyük etkenlerinden biri de kuşkusuz uygulama sürecinde daha fazla verim elde etmektir. Birçok farklı disiplinde olduğu gibi inşaat alanındaki tüm disiplinlerde de üretime katkı sağlayan en temel unsurlardan biri olan insan; tüm psikolojik ve fizyolojik özellikleri ile düşünüldüğünde şüphesiz ki yapı makinalarının maksimum verim ve optimum kaynak ile kullanılmasında kilit rol oynamaktadır. Bu çalışma kapsamında yapı makinalarının verimliliğini etkileyen unsurlar ele alınmış, bu unsurlar içinde en önemlilerinden birisi olan insan faktörü de göz önünde bulundurularak bir anket çalışması hazırlanmıştır. Söz konusu anket çalışması kapsamında, farklı şantiyelerde çalışan birçok operatör ve operatör yardımcıları ile yerinde görüşmeler yapılmıştır. Yapılan bu anketler, şantiyelerdeki yapı makinalarının verimliliğinde insan faktörünün önemini ortaya koymayı amaçlamış ve bu kapsamda operatör ve operatör yardımcılarının çalıştıkları şantiye türleri, projelerin büyüklüğü, eğitim alıp almadıkları, sahip oldukları operatör ehliyet tipleri, kullandıkları yapı makinaları ile risk algıları arasındaki ilişki incelenmiştir. Verimi en fazla etkileyen unsurlardan birisi olan iş kazası risklerinin ortadan kaldırılmasında operatör ve operatör yardımcılarının algısının önemi ve verimliliğe etkisi bulgular olarak sunulmuştur. Yapılan istatistiksel analiz ile sonuçlar değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Yapı Makinaları, İnsan, Verimlilik, İnşaat.

117

Page 130: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İstanbul Gayrettepe’de Yapılan Derin Kazı İksa İnşaatı İşi Kapsamında Tekliflendirme, Planlama, Gerçekleştirme ve

Kontrol Aşamaları – Vaka Analizi

A. Ertürk İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Fakültesi, Yapı İşletmesi Ana

Bilim Dalı, 34469 Maslak/İstanbul [email protected]

H. Yılmaz

Geoteknik Etüd Müşavirlik ve Mühendislik A.Ş., İstanbul [email protected]

G. Seçilen

YPU, Yapı Proje Uygulama, İstanbul [email protected]

Özet Birden fazla bodrum katı ihtiyacı olan inşaat projelerinde, zemin stabilitesi, derin kazı iksa sistemlerinin inşaatı ile gerçekleştirilmektedir. Bu anlamda vaka analizi olarak sunulan bu makalede, İstanbul İli, Şişli İlçesi, Esentepe Mahallesi, 36 Pafta, 29 Ada, 29 Parselde, derinliği 18.00m~22.00m olan temel kazısı yapılması planlanmıştır. Alt yükleniciye verilen iksa inşaatı projesi kapsamında, teklif aşamasından başlayan ve projenin tamamlanmasına kadar yürütülen tüm işler boyunca gerçekleştirilen başlangıç süreçleri, planlama süreçleri, yürütme süreçleri, izleme ile kontrol süreçleri ve kapanış süreçleri bu vaka analizinde sunulmuştur. Başlangıç süreçlerinden kapanış süreçlerine kadar oluşturulan kapsama uygun kaynak yönetimi programının inşaat işlerine katkıları ve sağladığı sonuçlar tahkik edilmiştir. Risklerin belirlenmesi, izlenmesi ve tahkik edilmesi, izleme ve kontrol süreçleri boyunca gerçekleştirilmiştir. Müşteri talebiyle başlatılan konu inşaat projesinin, risk yönetimi, maliyet yönetimi, zaman yönetimi, kalite yönetimi ve tedarik yönetimi gibi süreçleri, proje başlangıcından sonuna kadar canlı olarak gerçekleştirilmiş ve proje başarısı tahkik edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Derin Kazı İksa İnşaatı, Risk Yönetimi, Kaynak Yönetimi.

118

Page 131: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İstanbul’da 1999 Yılı Sonrasında Gerçekleşen Konut Yatırımlarına Yatırımcıların Deprem Riski Algısının Etkisi

E. Öney Yazıcı İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected]

T. İnal Çekiç Yıldız Teknik Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, İstanbul

[email protected]

Özet Son yıllarda dünya genelinde meydana gelen doğal afetlerin küçümsenemeyecek bir bölümünün nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu kentsel alanlarda meydana gelmesi, hasarın daha fazla olmasına ve kamuoyunun konuyla ilgili duyarlılığının artmasına sebep olmaktadır. Bu durumun güncel örneklerinden birini oluşturan İstanbul’da, önümüzdeki 30 yıl içinde olması beklenen yıkıcı deprem veya depremlere ilişkin geliştirilen senaryolar hasarlar ve kayıplar konusunda farklılıklar öngörse de; yüz binlerce insanın depremden veya sonrasında yaşanması beklenen kaostan etkileneceği konusunda birleşmektedir. Bu noktada alınacak önlemler; mevcut yapı stoğunun iyileştirilmesine olanak tanıyacak ve yeni yapıların depreme dayanıklı olarak inşa edilmesini güvence altına alacak etkin arz ve talep mekanizmalarının geliştirilmesine odaklanmaktadır. Dolayısı ile kullanıcıların, özellikle hanehalklarının deprem riskini algılayış biçimleri, yatırım kararlarında ve konut taleplerinin belirlenmesinde gün geçtikçe daha da önemli hale gelmektedir. Bu çalışmada; 1999 Kocaeli depremi sonrasında İstanbul’da gerçekleşen konut yatırımları incelenerek, hanehalklarının deprem riski algılarının yatırım karalarına etkisi, satın alınan konutun deprem güvenliği çerçevesinde ele alınmıştır. Çalışma kapsamında 117 hanehalkı ile internet tabanlı anket yapılmıştır. Araştırmanın sonuçları katılımcıların yatırım yaptıkları konutların deprem güvenliğinden emin olduklarını, bununla birlikte deprem sonrasında oluşacak kaostan etkileneceklerini düşündüklerini ortaya koymaktadır. Öte yandan bulgular bu durumun hanehalklarının ve yatırım yapılan konutun bazı özelliklerine göre değiştiğini; özellikle (i) kadınların, (ii) lisans ve üstü eğitime sahip olanların ve (iii) 1999 yılı sonrasında yapılan konutlara yatırım yapanların deprem sonrası oluşacak kaostan daha çok etkileceklerini düşündüğünü göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Deprem riski algısı, Konut yatırımı, İstanbul.

119

Page 132: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yapı ve Mimarlık Hizmetleri Sektörlerindeki İşyerlerinde Mobing

İ. Bakırcıoğlu, E. Acar İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet Kişinin çalışma hayatında maruz kaldığı fiziksel zararlar, genellikle psikolojik zararlardan önce fark edilmektedir; bu sebeple kişinin işyerinde uğrayacağı iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı önlemler geliştirilmiş; ancak çalışanın hem psikolojik hem fiziksel sağlığına zarar veren mobinge (işyerinde psikolojik tacize) karşı önlem alınması genellikle ihmal edilmiştir. Mobing, bireye ve çalışma barışına verdiği zararın yanında, bir örgütteki sosyal ağı etkilemesi ve kişiler arasındaki iletişimi zayıflatması sebebiyle performans kaybına neden olmaktadır. Dolayısıyla mobing, maddi ve maddi olmayan yönleriyle ele alınması gereken bir problem alanı oluşturmaktadır. Yapı ve mimarlık hizmetleri sektörleri bağlamında keşfedici nitelikteki bu çalışma kapsamında, sektördeki profesyonellere yönelik bir saha araştırması tasarlanmıştır. Araştırma ile sektörde çalışanların mobinge maruziyet düzeyinin, çalışanların mobing karşısında ne gibi tepkiler verdiklerinin, işyerlerinde bu konuya ilişkin önleyici mekanizmalar olup olmadığının ve çalışanların mobingin önlenmesine yönelik düşünce ve önerilerinin belirlenmesi hedeflenmiştir. Araştırma bulguları, yapı ve mimarlık sektöründe çalışan profesyonellerin çeşitli psikolojik taciz davranışlarıyla düzenli olarak karşılaştıklarını ortaya koymaktadır. Bulgular; yaş, cinsiyet ve medeni hal gibi çeşitli bireysel değişkenlerin mobinge maruziyet ve mobinge gösterilen tepki açısından belirleyici olduğunu göstermektedir. Büyük-küçük işletme, meslek, pozisyon farkı olmaksızın taciz davranışlarının sektörde yaygın olması, çalışma barışının sağlanması açısından konunun üzerinde durulması ve çalışanların bilinçlendirilmesi gerektiğini göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Mobing, İnşaat Sektörü, Mimarlık, İnşaat Mühendisliği.

120

Page 133: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İnşaat Yönetimi Bilim Dalı Kapsamında Çalışan İnşaat Mühendislerinin İş Tanımları

M. Anbarcı İstanbul Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected]

O.H. Türkakın, E. Manisalı İstanbul Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet İnşaat firmalarında, inşaat yönetimi bilim dalı kapsamına giren farklı unvan ve iş tanımında çalışan inşaat mühendisleri istihdam edilmektedir. Rekabetin hızla arttığı inşaat sektöründe, inşaat yönetimi açısından insan kaynağı; inşaat projelerinin hedeflenen amaçlara ulaşabilmesi, belirlenen bütçe sınırını aşmadan, planlanan sürede ve istenilen kalitede bitirilebilmesi için en önemli kaynaktır. İnşaat yönetiminin klasik tanımı içinde yer alan insan kaynağının etkili ve verimli bir şekilde kullanılabilmesi için öncelikle iş analizi yapılarak taahhüt edilen projelerde ve firmanın çekirdek kadrosunda ihtiyaç duyduğu/duyabileceği mühendislerin firma organizasyon şemasındaki konumları, iş tanımları ve işin gerektirdiği/gerektireceği asgari ölçütlerin belirlenmiş olması gerekmektedir. Bu çalışmada, inşaat firmalarının organizasyon şemasında yer alan ve inşaat yönetimi bilim dalı kapsamında çalışan/çalıştırılması planlanan mühendislerin iş tanımları incelenerek, ortaya konulmuştur. Anahtar Kelimeler: İnşaat Yönetimi, İş Tanımı, İnsan Kaynakları

121

Page 134: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Türkiye’de Yerel Yönetimler ve Bağlı Kuruluşlar Tarafından Yapılan Projelerde Stratejik Planlama ve Yönetim Anlayışı

R. Akbıyıklı

Sakarya Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Sakarya [email protected]

H. Yılmaz

Kent Konut İnşaat Sanayi Tic. A.Ş,Kocaeli [email protected]

Özet

Ülkemizde özellikle büyük ölçekli inşaat projelerinde stratejik yönetim kavramının yer edinmesi hususunda özellikle son on yıl içinde ciddi atılımlar yapılmaya başlanmıştır. Özel sektör kendi çerçevesini çizerken birinci önceliği olan ‘kâr etme’ amacıyla hareket etmektedir. Yerel yönetimlerinde, uygulamaya geçirmek istediği projeler için elinde bulunan iki argümanı vardır ki bunlar, kamu kaynakları ve gelir sağlayıcı diğer yatırımlardır. Bilindiği üzere kamu kaynaklarının kullanımı beraberinde belirli sorumluluklar getirmekte, kamunun zarara uğratılmaması ve vatandaşın ortaya çıkan projelerden memnuniyetinin hâsıl olması gerekmektedir. Diğer finans kaynağı sağlayacak yatırımlar ise, yerel yönetimlere bağlı kuruluşlar tarafından sağlanmakta ve bunların da hem maddi zarar etmemesi ve hem de toplumsal verimliliği yüksek olması beklenmektedir.

Bu nedenle, yerel yönetimler ve kuruluşlarının birinci amacı kârdan ziyade toplumsal fayda, devlet yararı ve sürdürülebilir memnuniyet olarak öne çıkmaktadır. Ancak bu da hedeflenen kâr, yarar ve memnuniyetin, nasıl ve hangi süreçlerden sonra elde edileceği sorusunu akla getirmektedir. Stratejik planlama ve yönetim anlayışının, özel sektördeki mutlak kâr sağlamak için ele alındığı gibi yerel yönetimlerde de radikal olarak ele alınması ve belirtilen amaçlara ulaşılmasındaki etkileri son derece önem arz etmektedir.

Buradan hareketle, bu çalışmada bazı büyükşehir belediyeleri ve ilçe belediyeleri aracılığı ile sürdürülen toplu konut ve kentsel dönüşüm projeleri ele alınarak stratejik yönetim ve planlama ilişkileri incelenecektir.

Anahtar Kelimeler: Kamu ve Özel Sektör Finansmanı, Yerel Yönetimlerde Stratejik Planlama ve Yönetim, Kentsel Dönüşüm

122

Page 135: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Türk İnşaat Sektöründe İş Ortaklıkları Üzerine Bir İnceleme

D.Erdi Saf GYO AŞ, İstanbul

[email protected]

B.Sertyeşilışık İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected]

Özet Günümüzün global rekabet ortamında inşaat şirketlerinin tek başlarına faaliyet sürdürmeleri giderek zorlaşmaktadır. Şirketler başarılı olabilmek ve rekabet avantajı elde edebilmek için diğer şirketlerle işbirliği yaparak ortak girişimler oluşturmaktadırlar. Ortaklıklar beraberinde sorunları da getirmektedir. Çalışmanın hedefleri Türk inşaat firmalarının iş ortaklığı kuracak ortaklarını nasıl seçtikleri, iş ortaklıkları ile ilgili olarak karşılaştıkları sorunlar ve başvurdukları çözüm yöntemleri hakkında bilgi edinmeyi sağlamaktır. Bu çalışmada kaynak taraması, anket uygulaması ve mülakat yöntemlerine başvurulmuştur. Türkiye Müteahhitler Birliği’ne üye inşaat firmalarına e-mail yolu ile anket gönderilmiş ve 30 firmadan cevap gelmiştir. Ankete cevap veren firmalar ile temasa geçilerek mülakat talebinde bulunmuş ve 10 firmadan 10 mühendisle yüz yüze veya telefonla mülakat yapılmıştır. Elde edilen verilere göre inşaat şirketlerinin İO kurma nedenleri yeni pazarlara girmek; kazanç sağlamak ve yatırım maliyetini azaltmak ve riski paylaşmaktır. Sermaye katılımlı İO tipinin sözleşmeye dayalı İO tipinden daha çok uygulandığı; şirketlerin İO ortaklarını seçerken araştırma yaptıkları ve dikkat ettikleri ilk üç maddenin pazara yakınlık, imaj ve daha önce birlikte iş yapmış olmak olduğu; İO ortakları arasında oluşabilecek en önemli sorunun; “yönetici ortağın ortaklık mallarını ve unvanını kendi menfaatleri doğrultusunda kötüye kullanması sonucu oluşan problemler” olduğu gözlenmiştir. Çalışmanın bulgularından inşaat sektöründe çalışanlar ve İO konusunda araştırma yapan akademisyenler faydalanabileceklerdir. Anahtar Kelimeler: İş Ortaklığı Sorunları, İş Ortaklığı Sorunlarının Çözüm Yöntemleri, Ortak girişim

123

Page 136: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Altı Sigma Yönteminin İncelenmesi ve İnşaat Sektöründeki Uygulamaların Diğer Sektörlerle Karşılaştırılması

D. Akkaya, Ş. Atabay Yıldız Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet Günümüzde işletme sahipleri veya yöneticileri nasıl başarılı olunacağından çok edinilecek bir başarının nasıl sürdürülebilir olacağına odaklanmaktadırlar. İnşaat sektörü ekonomiye büyük ölçüde katkı sağladığı için sürdürülebilir performansı hedefleyen sektörlerden belki de en önemlisidir. Çalışma kapsamında istatistiksel olarak bir milyonda 3.4 hatayı hedefleyen, süreci mükemmelleştirmek için çeşitli sektörlerde kullanılabilen ve hedefe ulaşıldığı takdirde büyük miktarda kazanç elde edilebilecek, maliyeti düşürmek, verimi ve pazar payını artırmak, müşteri sürekliliğini sağlamak, hata oranını azaltmak, ürün/hizmet gelişimini sağlamak gibi faydalar sağlayan bir sistem olan Altı Sigma “6σ” metodu ve istatistiksel temeli incelenmiştir. Altı sigmanın tanımlama, ölçme, analiz, iyileştirme ve kontrol süreçleri tanımlanacak, çeşitli sektörlerdeki uygulamaları araştırılarak karşılaştırılmış ve inşaat sektörüne uygulanabilirliği hakkında görüşler oluşturulmuştur. Anahtar Kelimeler: Altı Sigma,Ssürdürülebilirlik, Süreç Mükemmelleştirmesi

124

Page 137: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İnşaat Projelerinde Verimlilik Performansını Etkileyen Faktörler

E. Selçuk T. C. Haliç Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected]

S. Gündeş Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected]

Özet İnşaat sektörü birçok ülkede sabit sermaye oluşumunun yarısını ve gayri safi milli hasılanın %3 ila %8’ini oluşturmaktadır. Bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de bu sektör, ülke ekonomisi açısından önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle, inşaat sektöründe verimlilik performansının arttırılması, ülke ekonomilerinin kalkınmasında büyük bir önem taşımaktadır. Verimliliğin inşaat sektörünün karşılaştığı en önemli sorunlardan biri olduğu birçok araştırmacı tarafından dile getirilmiştir. İnşaat projelerinde düşük verimlilik, sürede uzama ve maliyetlerde artışlara neden olarak, proje başarısı üzerinde olumsuz etkilere yol açmaktadır. Malzeme, ekipman, işgücü, şantiye yönetimi, iletişim, yeniden yapım çalışmaları, inşaat projelerinin birbirinden farklı özelliklere sahip olması, insan etkenleri, teknoloji, çevre gibi faktörlerin verimlilik üzerinde etkileri bulunmaktadır. Bu çalışmada; inşaat projelerinin verimliliği üzerinde etkili olan başlıca faktörler son yıllarda konu hakkında yapılan yayınlar ışığında incelenmektedir. Bu kapsamda, verimlilik üzerinde etkili olan faktörler belirlenmiş ve inşaat firmaları, araştırmacılar ve proje yöneticilerine ışık tutması beklenen bazı sonuçlar elde edilmiştir. Anahtar Kelimeler: İnşaat Sektörü, Performans Göstergeleri, Verimlilik

125

Page 138: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Türk İnşaat Sektöründe Alt Yüklenicilik Üzerine Bir İnceleme

E. Gürlü Ermak İnşaat, İstanbul [email protected]

M. Lebit

Taşyapı, İstanbul [email protected]

B. Sertyeşilışık

İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul [email protected]

D. Erdi

Saf GYO A.Ş., İstanbul [email protected]

Özet İnşaat sektöründe belirsizliğin, risklerin yüksek olması ve talebin süreksiz olması ana firmalar arasında alt yüklenici kullanımını arttırmıştır. Alt yüklenici kullanımı özellikle ana yükleniciye esneklik sağlaması ve uzmanlarla çalışma olanağı sunması alt yüklenicilerle çalışmayı cazip kılar. Bu çalışmanın hedefleri Türk inşaat sektöründeki ana yüklenici alt yüklenici arasındaki ilişkileri incelemek; ana firmaların alt yüklenici seçiminde önem verdiği kriterleri, alt yüklenicilerle karşılaştıkları sorunları ve bunları çözmede kullandıkları yöntemleri tespit etmektir. Araştırma kaynak taraması ve anket uygulaması aracılığı ile yapılmıştır. Türk Müteahhitler Birliğine (TMB) üye firmalarına 16 sorudan oluşan anket formu e-mail yolu ile gönderilmiş ve 33 firmadan yanıt alınmıştır. Veriler altyüklenici seçiminde maliyet kriterinin öne çıktığını; ana yüklenici ile alt yüklenici arasında yaşanan sorunların işin gecikmesine ve ayıplı ifaya neden olduğunu; ana yüklenici ile alt yüklenici arasında çıkan uyuşmazlıklarda uzlaşmaya gidilerek çözüm arandığını vurgulamıştır. Araştırma inşaat sektöründe çalışanlara ve akademisyenlere faydalı olacaktır. Anahtar kelimeler: Alt Yüklenici, Ana Firma, İnşaat Sektörü.

126

Page 139: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Özel Sektör Denetimindeki Altyapı Tesislerinin Afet Sonrası

Onarımı

Ö. H. Bettemir Yüzüncü Yıl Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Van

[email protected]

Özet Altyapı tesislerinin özelleştirilmesi ile ortaya çıkabilecek riskler açıklanıp bu risklere karşı alınabilecek önlemler tartışılmıştır. Altyapı işletmesinin özelleştirilmesinden doğabilecek en büyük risk olarak küçük ölçekli işletmeler tarafından işletme hakkı satın alınan tesislerin yıkıcı doğal afetler sonrası onarımı için yeterli mali ve teknik altyapının işletmede bulunamama olasılığı gösterilmiştir. Özelleştirme ihalelerine girebilecek işletmelerin mali yapılarının altyapıda kapsamlı bir onarıma yetecek kadar güçlü olma şartını getirmek ise ciddi biçimde büyük işletmelerin tekelleşmesine neden olacaktır. Bu çalışmada altyapı işletmesinin özel sektör açısından getirdiği riskler ele alınmış ve işletme verimini artırabilmek için alınan önlemler özetlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Afet Yöneyimi, Altyapı Onarımı, Stratejik Varlık Yönetimi.

127

Page 140: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yalın İnşaatın Limitleri ve Engelleri Üzerine Bir Araştırma

S. T. Demir, D. J. Bryde Liverpool John Moores Üniversitesi, Liverpool

[email protected], [email protected]

Özet Yalın İnşaatın Türkiye’de benimsenmesi ve uygulanmasına karşı olan ilgi gittikçe artmaktadır. Ancak, inşaat sektöründe “Yalın” felsefesinin uygulanmasıyla, teoride belirtilen faydalar her zaman elde edilmemektedir. Bunun nedeni, Yalın İnşaatın uygulanmasında birçok limit ve engellerin olmasıdır. Hem yalın yaklaşımının esinlendiği imalat sektöründe hem de inşaat projelerine özel engeller ve limitler tespit edilmiştir. Bu çalışma, yalın yaklaşımının inşaat projelerindeki engelleri ve limitleri üzerine kavramsal bir çerçeve sunmaktadır. Bu çerçeve, engel ve limitleri 4 genel alanda sunmaktadır; “güncellik”, “endüstri”, “çalışma kültürü” ve “proje yönetimi”. Ayrıca bu çalışma, bu çerçeveyi kullanarak inşaat sektörünü daha fazla imalat sektörüne benzetmek için yapılan girişimlerin uygunluğunu sorgulamaktadır. İnşaat sektörüne uygun hale getirilebilmesi için, yalın felsefesinin doğası değiştirilerek alternatif bir yaklaşım tanıtılmıştır. Anahtar Kelimeler: Çevik, Esneklik, Proje Yönetimi, Yalın.

128

Page 141: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Çimento Sektörünün Stratejik Açıdan İncelenmesi

G.Oyal Püskülcü İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Mühendislik İşletmesi Bölümü, İzmir

[email protected]

Özet Çimento sektörü, inşaat sektörü’nün en temel malzemesini üretmektedir. Bu yüzden İnşaat sektörünü etkileyen makroekonomik dalgalanmalar ve krizler çimento sektöründeki talep ve üretimi doğrudan etkilemektedir. Türkiye’de çimento sektörü oligopol bir rekabet yapısının hakim olduğu, ürün ikamesinin belirlenmiş standartlar dahilinde üretilmesi gerektiği için herhangi bir ürün farklılaşmasının oldukça sınırlı olduğu bir sektördür. Bu çalışmada öncelikle Porter’ın (1980) 5 Kuvvet Modeli kullanılarak Türkiye çimento sektörü için rekabet analizi yapılmaktadır. Bu analizde sektöre giriş ve sektörden çıkıştaki engeller, tedarikçilerin pazara olan hakimiyetleri, ikame ürünlerin tehditleri, alıcıların pazarlık güçleri ve sektördeki firmaların kendi aralarındaki rekabetleri incelenmektedir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise İMKB de yer alan çimento firmalarının birbirinden oldukça farklı olan karlılıkları ve sektördeki bu farklı karlılık oranlarının neden kaynaklanmış olabileceği bir vaka çalışması bağlamında incelenmektedir. Son olarak sektörde düşük karlılık oranı ile faaliyetini sürdüren bir firma örnek olarak ele alınarak değer zinciri analizi yapılmaktadır. Yapılan analiz ile firmanın faaliyetlerinin hangi aşamasında değer yaratabileceği ve sektördeki diğer firmalara göre üstünlük yaratabileceği bir kaynağı olup olmadığı incelenmektedir. Bu çalışma ile firmanın rekabet üstünlüğü sağlayabilmek için nasıl bir strateji izlemesi gerektiğinin belirlenmesi hedeflenmektedir. Anahtar Kelimeler: Çimento Sektörü, Rekabet, Değer Zinciri, Strateji

129

Page 142: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İnşaat Mühendisliği Lisans Eğitiminde İş Etiği Farkındalığının Geliştirilmesi

H.Coşkun, E. Erdiş Mustafa Kemal Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Hatay.

[email protected]., [email protected]

G. Mıstıkoğlu Mustafa Kemal Üniversitesi, Antakya Meslek Yüksekokulu, Hatay.

[email protected]

Özet İnşaat mühendisliği lisans eğitimi alan öğrenciler mezuniyet sonrası profesyonel hayatlarında değişik yönetim kademelerinde anahtar görevler alabilmektedir. Bu itibarla mühendislik eğitimi sadece teknik yeterlik sağlanması anlamına gelmemelidir. Lisans eğitimi süresince sosyal konulara da yeterince vurgu yapılmalıdır. Özellikle mühendislik öğrencilerinin yönetici olarak karar verici bir konuma gelecekleri göz önüne alındığında, verdikleri tüm kararların toplumun değişik kesimlerini nasıl etkilediği, bu etkileşim sürecinde göz önüne alabilecekleri kuralların neler olabileceği, üzerinde önemle durulması gereken konulardır. Bu çalışmada, inşaat mühendisliği öğrencileri arasında etik ve iş etiği konusunda bir uygulama yapılmıştır. Yapılan anket çalışması kapsamında öğrencilerin etik konusunda bilgileri ölçülmüştür. Öğrencilerin tepkileri bu konunun önemle ele alınmasının gerekliliğini ifade etmiştir. Bu tepkilere ve konunun önemine bakılarak etik eğitimine yer verilmesi ve etik yazılı kurallarının bir gereklilik olduğu söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Etik, Profesyonellik, Sosyal Yeterlilik, Yöneticilik

130

Page 143: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Proje ve Yapım Yönetiminde Etik

B. Bridge İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Mimarlık Bölümü, İzmir

[email protected]

R. Tuna Limit Gayrimenkul Değerlendirme Hiz. A.Ş.

[email protected]

Özet

Proje ve yapım yönetiminde “Etik” üretenle ürüne ilişkin süreci ve sonucu içeren çok geniş bir konsepttir. Yalova depreminde yıkılan onca binadan, yaşamını yitiren onca kişiden, Bayındırlık Bakanlığı’nın ülkemiz mimarlığına kattığı vasatçılığa, çarpık kentleşmeye, hava, deniz ve toprak kirliliğine kadar uzanan çok geniş bir alan… Etik, (Moralité) Eski Yunanca’ da karakter, davranış, terbiye erdem, ahlak anlamında kullanılmakta, “Kimlik” (Identité) ile “Etik” (Moralité) incelendiğinde her ikisinin de ortak paydası olan “karakter” aracılığıyla bir anlamda örtüşme görülmektedir. Etik açısından yapım yönetimine bakıldığında şu noktalar ana hatları belirlemektedir: Bina fonksiyonları (kullanıcı dostu yapılar), estetik, halk sağlığı, halk güvenliği, çevreyi, doğayı korumak (çevre dostu yapılar), sürdürülebilirlik, araziyi akıllıca kullanmak, halka açık yerleri akıllıca tasarlamak, enerji konservasyonu (verimlilik, yeşil binalar), kaynakların akıllıca dağıtımı, toplumu geliştirmek, bütçe, hava kalitesi… İncelememiz bu noktaları kapsayan bir örneklemedir. 1999 Marmara depremi etik konusunun ve sınırlarının gündeme geldiği, tartışıldığı bir trajedidir. Depremin sonucunda ortaya çıkan sonuç sağlamlık, halk güvenliği, kullanışlılık ve estetik konusunda etiğin tamamen göz ardı edildiğini göstermiştir. Deprem yıkımının sonuçları, yıkılan binaların geçmişlerinin araştırılması gerekliliğini ortaya çıkarttığı gibi gözlerin ayakta kalmış binalara da çevrilmesini de sağlamıştır. Bu büyük fiziksel ve ruhsal yıkımın nedenlerinin başında, karlılık ve rantın, etik, güvenlik ve sağlamlığın önüne geçmesi olduğu anlaşılmaktadır. Projelerin tasarım aşamasından uygulamasına kadar sağlamlık ve güvenliğin kanunlar ve uygulayıcısı olan devlet kurumlarınca denetlenmesi gerekli iken bu konuda bir zafiyet olduğu açıktır. Buna bağlı olarak 1999 depremi sonrasında afet yönetmeliği değiştirilmiş, yapı denetim sistemi getirilmiştir. Denetimsizlik, insan hayatını hiçe saymak, umursamazlık, etik değerlerin göz ardı edildiği kirli rekabeti de ortaya çıkarmaktadır. Kişisel karakter yapısına uygun olarak kurallara uyan proje yöneticilerinin, müteahhitlerin bu kirli rekabet içerisinde yok olma riski taşıdıkları yani “doğal seleksiyon”a uğradıkları da etik ikilem konusuna bir örnek teşkil etmektedir. Anahtar Kelimeler: Etik, Denetim, Etik İkilem

131

Page 144: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Erciş-Van Depremleri Sonrası Afet Yönetimi ve Öneriler

Ö. H. Bettemir Yüzüncü Yıl Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Van

[email protected]

Özet Şiddetli depremlerin ardından yapı stoğunun yeterli dayanımda olmaması ve artçı depremlerin deprem sonrası süreç içinde sıkça görülmesi nedeniyle oluşturduğu korku ve endişeden ötürü ülkemizdeki nüfusun önemli bir kısmı konutların dışında barınma ihtiyacı duymaktadır. 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde oluşan depremler sonucunda yapılarda hasar oluşması nedeniyle Erciş ve Van da halkın büyük çoğunluğu evlerini uzun süre kullanamamıştır. Deprem sonrası sürecin ağır kış şartlarına gelmesi geniş kitlelerin barınma sorununu acil olarak çözmeyi zorunlu kılmıştır. Geçmiş yıllarda deprem sonrası afet yönetimi uygulamalarında geçici barınma ihtiyacı çadırlarla sağlarken Erciş-Van depremleri sonrası süreçte konteyner-kent kurularak geçici barınma ihtiyacının giderilmesi tercih edildi. Konteyner-kent kurulumu çadır-kente nazaran daha uzun sürdüğü için yoğun kış şartlarına denk gelen süreçte birçok depremzede kendi olanaklarıyla barınma ihtiyacını gidermek zorunda kalmıştır. Bu bağlamda afet yönetiminde yapım süresinin de göz önüne alınarak plan yapılmasının gerekliliği ortaya çıkmıştır. Çok büyük maliyetle yapılan konteyner-kentler yeterli yararı sağlayamamıştır. Bu çalışmada depremden sonra oluşan sıkıntılar göz önüne alınarak oluşturulacak toplu yaşam alanları için sağlanması gereken en alt standartlar önerilmiştir. Buna ek olarak 100.000 kişinin barınabileceği yangına dayanıklı, hijyenik, kış şartlarına uygun çadır, konteyner ve prefabrik kentlerin kurulum süreleri ve kullanılabilecek ekipmanlar göz önünde alınarak maliyet analizi yapılmış ve imalat süreleri tahmin edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Afet Yönetimi, Maliyet Analizi.

132

Page 145: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yapım Kesiminde Başarım Değerlendirme ve Kıyaslama

(DEK) Sisteminin Geliştirilmesi

Ş.Atabay, D. Akkaya, H. Aladağ, H. Çeçen

Yıldız Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul [email protected], [email protected], [email protected],

[email protected]

Z. Ocak Yeditepe Üniversitesi, Sistem Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected]

I.A. Tekçe Okan Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected]

N. K. Öztorun İstanbul Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected]

Y.C. Toklu Bayburt Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Bayburt

[email protected]

Özet

Küreselleşme ile uluslararası rekabetin geldiği seviye, başarıyı ve rekabet avantajını sürekli hale getirmede firmaların değişimlere hızla ayak uydurmasını gerektirmektedir. Başarım değerlendirmesi ve firmalar arası kıyaslama “ölçemediğinizi yönetemezsiniz” ilkesi ile son 20 yılın yapım yönetimi ajandasında en üst sıralarda yer almaktadır. Bu bağlamda yapı alanında en uygun başarım değerlendirmesine giden yol Anahtar Başarım Göstergelerinin (ABG) belirlenmesi ile mümkün olacaktır. ABG’lerin belirlenmesinin amacı, firmalara ve projelere başarım değerlendirme yöntemi sağlamak, şirketlerin başarım kıyaslamaları için açık bir yöntem geliştirmek, başarım hakkında uzun vadeli eğilimleri belirlerken, yapım kesiminin gelişme hedeflerini sağlayıp sağlamadığını kontrol etmek olarak özetlenebilir. Bu çalışmada, Anahtar Başarım Göstergeleri’nin (ABG) belirlenmesi için kullanılacak yöntemler tanımlanmış, belirlenen Anahtar Başarım Göstergeleri kullanılarak oluşturulacak web tabanlı ve etkileşimli bir sistem tasarlamak ve uygulamaya geçirmek için gerekli çalışmalar anlatılmıştır. Anahtar Kelimeler: Anahtar Başarım Göstergeleri, Başarım Değerlendirme, Başarım Kıyaslama

133

Page 146: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yapı Bilgi Modellemesi Kullanımının Ülkeler Açısından İncelenmesi

H. Altınöz, E. Ergen İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet Yapı Bilgi Modellemesi (Building Information Modeling-BIM), yapının başlangıçtan bitişe kadar geçen üretim sürecinde görev alan tüm paydaşlarca kullanılan projeye ait bilgilerin veri alışverişine imkân sağlayacak şekilde modellenmesidir. Yapı Bilgi Modellemesi (YBM)’nin özellikle büyük ölçekli ve kompleks projelerde birçok avantajları olduğu belirlenmiştir. Örneğin, proje daha başlangıç aşamasındayken binanın üç boyutlu görüntüsünün oluşturulup iş programı ile entegre edilmesiyle paydaşlar arası iletişim ve koordinasyon daha etkin hale gelmektedir. Ayrıca, YBM kullanımı mimari, statik, elektrik ve mekanik projelerdeki olası çakışma hatalarının önceden tespit edilip önlem alınabilmesine de imkân sağlamaktadır. YBM önde gelen bazı projelerde uygulanmasına rağmen, gerek faydalarının yeterince anlaşılamaması, gerekse kullanımının tercihe bağlı oluşu gibi nedenlerden ötürü henüz yaygın olarak kullanılmamaktadır. YBM uygulamaları ülkeler açısından incelendiğinde ABD, İngiltere gibi bazı ülkelerin bu konuda lider konumda olduğu görülmektedir. Bu ülkelerdeki YBM kullanımının diğer ülkelerden daha yaygın olmasının arkasındaki neden araştırıldığında ise, lider ülkelerde kamu ve özel sektör tarafından alınan kararlar ile uygulanan stratejiler ön plana çıkmaktadır. Bu çalışma kapsamında YBM’nin ülkeler bazındaki kullanım yaygınlığının araştırılması ve bununla ilgili teşviklerin irdelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda YBM’nin bu konuda önde gelen ülkelerdeki kullanımı, kullanımının arttırılması için verilen destekler ve uygulanan yaptırımlar incelenecektir. Bu incelemenin sonunda Yapı Bilgi Modellemesinin yaygınlaşması için ne tür teşvik, destek ve yaptırımlar gerektiği konusunda önerilerde bulunulacaktır. Anahtar Kelimeler: Yapı Bilgi Modellemesi, BIM, Yapım Sektörü.

134

Page 147: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yapı Değişikliklerinin Yönetimi ve Yapı Bilgi Modellerinin Bir Parçası Olarak Kayda Geçirilmesi

A. Akçamete Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Ankara

[email protected]

B. Akıncı, J. H. Garrett, Jr. Carnegie Mellon University, Department of Civil and Environmental Engineering,

Pittsburgh, PA, USA [email protected], [email protected]

Özet Yapılar tasarımdan yıkıma kadar tüm yaşam süreleri boyunca birçok değişikliğe uğrar. Bu değişikliklerin tasarım ve imalat aşamasında gerçekleşenleri planlar üzerinde saklanmaya çalışılsa da özellikle tesis yönetimi sürecinde meydana gelen bakım, onarım ve tadilat değişikliklerinin bir çoğu formel bir şekilde saklanmaz. Yapımdan sonra meydana gelen bu tür değişikliklerin saklanmaması ve bir değişiklik geçmişinin bulunmayışı, binaların en uzun evresi olan tesis yönetimi süresince, güncellenmemiş ve güvenilemez plan ve bina bilgilerine dayanılarak işletilmesi ve yönetilmesine neden olmaktadır. Değişiklikler düzenli olarak kayda geçirilmediğinde, bina kayıtlarının güncellenmesi yüksek maliyetlere sebep olmakta, ancak güncellenmemeleri daha da ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Örneğin bakım/onarım personelinin iş süreçleri gerekli ve güncel bina bilgilerine ulaşılamadığı için uzamakta, ayrıca afet ve acil durum sırasında yapılara müdahale edilirken bina kayıtlarında olmayan beklenmedik durumlarla karşılaşılmaktadır. Bu bildiride, bahsedilen olumsuzlukları önlemeye yardımcı olmak amacıyla geliştirilen formel bir yaklaşımda, bina değişikliklerini düzenleme ve değişiklik geçmişini kaydetme yönteminin genel bir tanımı ve anlatımı yapılmaktadır. Geliştirilen yaklaşım tesis yönetimi esnasında en sık gerçekleşen bakım/onarım sonucundaki değişikliklerin kaydedilmesini ve Yapı Bilgi Modellerinin (YBM, Building Information Models - BIM) bir parçası olarak saklanmasını içerir. Bu yaklaşımla YBM’nin bir parçası olarak saklanan değişiklikler, daha sonra bina kayıtlarının (yani modellerin) güncellenme gereğinin anlaşılması, nerelerin güncellenmesine öncelik verilmesi gerektiğinin belirlenmesi ve binada sıklıkla oluşan problemlerin idraki ile yeni bakım ve onarım planlarının yapılması için destek sağlamayı öngörmektedir. Anahtar Kelimeler: Yapı Bilgi Modeli (YBM - BIM), Yapı Değişikliklerinin Saklanması, Tesis Yönetimi için Yapı Bilgi Modelleri

135

Page 148: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İnşaat Projeleri İçin Bilgi-Tabanlı Risk Haritalama Aracının Geliştirilmesi

A.E. Yıldız, İ. Dikmen, M.T. Birgönül Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Ankara

[email protected], [email protected], [email protected]

K. Ercoşkun Yeditepe Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected]

S. Alten Innocent-Teknoloji Tasarım Geliştirme Merkezi San. ve Tic. A.Ş., Ankara

[email protected]

Özet Yapım aşamasında karşılaşılan teknik kaynaklı risklerin mevcudiyeti, projelerin gerçekleştirildiği ortamların belirsizliği ve aynı zamanda çok sayıda proje katılımcısının birlikte çalışması nedenleriyle, inşaat projeleri yüksek risk seviyesine sahip projeler olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenlerden dolayı, risk yönetimi, inşaat projelerinin bütçe, zaman ve kalite hedeflerine ulaşabilmesi için önemli başarı faktörlerinden birisini oluşturmaktadır. Risklerin sistematik olarak tanımlanmasıyla birlikte, bu risklerin proje üzerindeki etkilerinin belirlenmesi, risk yönetiminin iki temel unsurudur. Ancak, inşaat sektörünün proje bazlı olması ve geçmiş projelerden edinilen bilgilerin; şirket bünyesinde depolanmamasından ötürü, risk faktörlerinin proje üzerindeki etkilerinin belirlenmesinde, kişisel inisiyatifler ve deneyimler ön plana çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı; inşaat projeleri için, geçmiş projelerden elde edinilen bilgilerin ışığında, olası risklerin gelecek projeler üzerindeki etkilerinin daha rasyonel ve objektif değerlendirebilmesi amacıyla bilgi-tabanlı platform oluşturulması ve “proje risk haritalarının” çizilebilmeleri için bir destek aracının geliştirilmesidir. Bir inşaat projesinin, potansiyel risk olaylarının tahmin edilmesini ve projenin kırılgan noktalarının görsel olarak değerlendirilmesini sağlayacak olan risk haritalama yöntemi ve aracı sayesinde, inşaat şirketlerinin, risk yönetiminin en önemli aşaması olan risklerin tanımlanması aşamasını sistematik ve gerçekçi bir şekilde yapması hedeflenmektedir. Söz konusu risk haritalama yöntemi, daha önce ODTÜ Yapım Mühendisliği ve Yönetimi Dalında gerçekleştirilmiş olan iki yüksek lisans tez çalışması kapsamında belirlenen; sektörün risk yönetimi konusundaki mevcut uygulamaları, temel eksiklikleri ve ihtiyaçları esas alınarak oluşturulan “risk ontolojisi” ve “risk değerlendirme yönetimi” kullanılarak geliştirilmiştir. Bahis konusu bu çalışmaların son aşaması olarak, 37 adet tamamlanmış projenin risk verilerinin depolandığı bir bilgi-tabanı oluşturulmuş, gelecekteki projelerin risk haritasının çıkarılmasına ve muhtemel maliyet artışlarının hesaplanmasına olanak sağlayan bir yazılım geliştirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Risk İlişkileri, Risk Haritası, Bilgi-tabanı.

136

Page 149: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

YBM ve Görüntü Tanıma ile Çelik İnşaat Projelerinde İş Sağlığı ve Güvenliği

R. Sharqi, O. Köseoğlu, A. Kaka Heriot Watt Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Dubai [email protected], [email protected], [email protected]

Özet

Çelik yapıların inşası, inşaat sektöründe tehlikelere en açık işlerden biri olmaya devam etmektedir. İnşaat güvenliği; uygulanan inşaat teknolojisi, işçilerin eğitim standardı, şantiyedeki çalışma koşulları ve projenin tasarımı gibi çok sayıda etkenin birleşmesinden meydana gelmektedir. Uluslararası tehlike önleme ve güvenlik kurallarının ve standartlarının en sıkı biçimde uygulandığı durumlarda dahi, çelik yapıların inşaatları esnasında örneğin düşmelerden kaynaklanan can kayıpları, diğer şantiyelere oranla iki kat daha fazla olmaktadır. Bu durum, çelik yapıların inşa edildiği şantiyelerdeki güvenlik kurallarının ve uygulamalarının geliştirilmesi yönündeki ihtiyaca işaret etmektedir. Sözkonusu veriler çerçevesinde, tehlikelerin belirlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması, tüm şantiye güvenlik yönetim sistemlerinin ayrılmaz parçaları haline gelmektedir. Doktora projesinin ilk aşamasını teşkil eden bu tezin amacı; inşaat esnasında gözlenen bazı güvenlik sorunlarını çözmeye yönelik olarak daha önce yapılmış olan araştırmaları gözden geçirmek ve Yapı bilgi modellemesi (YBM) ve görüntü tanıma gibi yeni yöntemlerin şantiyede güvenlik tedbirlerinin otomatikleştirilmesi amacıyla nasıl uygulanabileceğini tespit etmektir. Bu araştırma projesinin katkısı; çeşitli şantiye işlemlerinin çözümünde son zamanlarda giderek artan oranda kullanılmaya başlayan fotoğraf analizine dayalı yeni bir metodolojinin sunulmasıdır. Tezde, gerçek bir projeye ait üç boyutlu görüntü verileri kullanılarak oluşturulan bir YBM modeli önerilmekte, alınan tüm gerçek görüntüler indekslenmekte, belirlenen zamanlara ait görüntüler aranıp temin edilmekte ve YBM modeli ile karşılaştırılmaktadır. Bu yöntem, is sağlığı ve güvenliği sorumlularının, proje ilerleme düzeyini takip etmelerine ve proje için onay verilmiş bulunan güvenlik standartlarının uygulanmasına ilişkin kararlar alabilmelerine yardımcı olacaktır. Görüntü tanıma ve YBM yöntemlerinin entegrasyonu, risk değerlendirmesine olanak sağlarken, günlük şantiye güvenlik raporunun oluşturulmasına da yardımcı olacaktır. Anahtar Kelimeler: İş Sağlığı ve Güvenliği, Yapı Bilgi Modellemesi (YBM), Görüntü Tanıma.

137

Page 150: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yapı Yönetmeliklerinin Bilgisayarda Modellenmesine Yönelik

Analiz Çalışması

S. Macit, M.E. İlal, H.M. Günaydın İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Mimarlık Bölümü, İzmir

[email protected], [email protected], [email protected]

G. Suter Viyana Teknik Üniversitesi, Dijital Mimarlık Bölümü, Viyana

[email protected]

Özet Yapı projelerinin ilgili yönetmeliklere göre yetkili kurumlarca, zaman ve maliyet etkin olarak hatasız bir şekilde denetlenmesini hedefleyen araştırmalar, bilgi ve iletişim teknolojileri alanındaki gelişmelerden güç alarak otomatik denetleme sistemlerinin geliştirilmesine yönelmişlerdir. Bu araştırmalar; yönetmeliklerin bilgisayarda modellenmesi, yapıların nesne tabanlı modellenmesi, uyumluluk denetimi algoritmalarının geliştirilmesi ve raporlama gibi konular üzerinde yoğunlaşmaktadır. Sunulan bu çalışma kapsamında, yapı yönetmeliklerinin bilgisayar ortamında modellenmeleri ve otomatik denetleme sistemlerinde uygulanmalarında var olan problemler incelenmiştir. Çalışma kapsamında yapılaşmaya ilişkin yönetmelikler kapsamlı bir şekilde incelenerek bu yönetmelikleri oluşturan kuralların, içeriklerine ve modellenebilirliklerine göre genel bir sınıflandırması yapılmıştır. Örnek olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği ele alınmış ve bu yönetmeliğin konut yapıları ile ilgili kurallarının listesi oluşturularak sınıflandırılması yapılmıştır. Çalışmanın sonunda bu yönetmeliğin ne kadarının doğrudan modellenebileceği, ne kadarının yorumlanarak modellenebileceği ve ne kadarının ise modellenmesinin mümkün olmadığı yüzdeler ile ortaya konmuştur. Anahtar Kelimeler: Yapı Yönetmelikleri, Modelleme, Otomatik Denetleme Sistemleri

138

Page 151: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İnşaat Stok Yönetiminde Barkod Kontrollü Malzeme Takip Sistemi İçin Sunucu Tabanlı Uygulamalar

O. M. Kaya Tepebaşı Belediyesi, Eskişehir

[email protected]

O. Aytekin Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Eskişehir

[email protected]

H. Kuşan Dumlupınar Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Kütahya

[email protected]

Özet

İnşaat sektöründe imalatların iş programına uygun ilerleyebilmesi, kaynakların zamanında ve etkili kullanılmasına da bağlıdır. Günümüzde birçok inşaat uygulamalarında kaynakların şantiyeye giriş ve çıkışları geleneksel yöntemlerle takip edilmektedir. Farklı çeşitte ve farklı miktarlarda malzemelerin şantiye içindeki hareketlerinin takibinde insan faktöründen kaynaklanan bilgi kirliliğinin yaşanması ve bu durumun oluşturacağı sorunlar kaçınılmazdır. Merkez depoda gelişi güzel stoklanmış malzemelerin stoka giriş tarihlerine bakılmaksızın rastgele seçilmesi ve şantiyelere gönderilmesi durumunda, stokta kalan eski tarihli malzemelerin bozulabileceği düşünülmelidir. Bu durumu önlemek için stoka giren malzemenin giriş tarihi ve miktarı kayıt altına alınmak suretiyle, bu malzemelerin kullanım ömrü bitmeden stoktan çıkartılması gerekmektedir. Bu çalışmada, inşaat sektöründe, gerekli malzemelerin merkez ya da şantiye stokunda etkin bir şekilde takibinin yapılabilmesi, malzemelerin kullanım ömrü bitmeden imalatta kullanımının sağlanması amacıyla kullanılacak olan barkod kontrollü malzeme takip sistemi için sunucu tabanlı bir yazılım geliştirilmiştir. Bu yazılım, MySQL veritabanı ve PHP programlama dili kullanılarak kodlanmıştır. Bu yazılım yardımıyla malzemeler, tarih, stoktaki konum, çeşit, miktar vb. özellikleriyle veritabanında saklanmaktadır. İmalat aşamasında ihtiyaç duyulan en uygun malzemenin yazılım yardımıyla stoktan kontrollü çıkışı kolayca sağlanabilmektedir. Ayrıca uzaktan erişim sağlayan istemcilerin, iş programına uygun ve güncel verilere göre stoklanan malzemenin tarih, stoktaki konum, çeşit, miktar vb. özelliklerini uzaktan takibini de mümkün kılmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Barkod, Stok Yönetimi, PHP, MySQL, Veritabanı.

139

Page 152: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yalın Verimlilik için Nesne Tabanlı Yapı Bilgi Modellemesi Uygulamalarında Operasyonel Bilgi

Y.Arayıcı, P. Coates The University of Salford, College of Science and Technology, School of the Built

Environment, Greater Manchester, UK [email protected], [email protected]

Özet Yapı Bilgi Modellenmesinin benimsenmesi, kullanıcılar için operasyonel beceri ve bilgi birikimi gibi önemli ve aynı zamanda zorlu aşamalardan geçmeyi gerektirmekte ve çalışılan ortamdaki standartları, protokolleri ve komutları kavramayı zaruri kılmaktadır. Dahası, yapılardaki şekil ve uygulama farklılıkları veya Yapı Bilgi Sisteminin kullanılış amacı da gerek duyulan standartlar ve protokollerin anlaşılmasındaki kompleks yapıya bir katman daha eklemektedir. Bu nedenle, operasyonel bilgi ve beceri eldesi detaylı şekilde dikkate alınmadığı takdirde, Yapı Bilgi Sistemlerinin benimsenmesinde ve uygulamalarında kısıtlayıcı bir engel olarak ortaya çıkacaktır. Yalın uygulamalar için yeni Yapı Bilgi Sistemlerinden faydalanılması, söz konusu bilgi ve becerilerin efektif bir bicimde geliştirilmesi için önemi gözardi edilemeyecek bir sorundur. Aksine, bu durum kurumsal ve kurumlararası kalite ve gereksinimlerin oluşturulması ve uyarlanması için kavramsal ve surece dayalı bilgi birikimini gerektirir. Bu kalite ve gereksinimler projeye ve/veya kurumsal yapıya dayalı gereksinimlerin bir karışımı olarak adlandırılabilir. Bu çalışmada, Salford Üniversitesi ve Liverpool şehrindeki John McCall Architects (JMA) mimarlık ofisi arasında gerçekleştirilen Yapı Bilgi Sistemi uygulanması için BTO (Bilgi ve teknoloji Transferi Ortaklığı – Knowledge Transfer Partnership) projesinde elde edilen öğrenim deneyimi irdelenmiştir. Proje süresince, personelin kendilerine yeni sunulmuş olan Yapı Bilgi Sistemi araçlarını öğrenmeleri için gerçekleştirilen eğitimlerde karşılaşılan zorluklar ve tecrübeler ön plana çıkarılmıştır. Bu yazıda, personelin Yapı Bilgi Sistemi konusunda nasıl eğitildiği göz önünde tutulup değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Yapı Bilgi Sistemi, Bilgi Yönetimi, Operasyonel Bilgi ve Beceri, Yalın düşünme, Mimari KOBİ

140

Page 153: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yapısal Çelik Elemanların Ön Montaj Aşamasında Radyo Frekanslı Kimlik Belirleme Sistemi ile Takibi

E. C. Akçay Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Ankara

[email protected]

Özet

İnşaat sektöründe kullanılan yapısal çelik elemanlar tedarik zinciri boyunca çok çeşitli aşamalardan geçmektedir(örneğin: tasarım, imalat, nakliye gibi). Bu aşamalardan geçen yapısal çelik elemanlarla ilgili bilgilerin hızlıca bulunması, yerlerinin tedarik zincirinde belirlenmesi ve izlenmesi, imalat ve yapım aşamasında süre ve maliyet azaltımı açısından önem taşımaktadır. İmalat ve inşaat sektöründe hali hazırda kullanılan manüel ve dokümana dayalı, bilgiye ulaşım, arama ve takip teknikleri; elemanlarla ilgili bilgilere geç ulaşılması, elemanların, fabrika ve inşaat sahalarında geç bulunmasına (dolayısı ile geç teslimatına ve montajına) ya da yanlış bulunmasına (dolayısı ile yanlış teslimat ve montajına) neden olmaktadır. Bu bildiri kapsamında, bahsi edilen araştırma projesinin ilk ayağı olan ön montaj aşamasında farklı yapısal eleman çeşitlerinin yerlerinin saptanması için yapılan testler ve sonuçları sunulmaktadır. Testler, farklı karmaşıklıktaki çelik elemanların ön montajında gereken ana yapısal elemanlar ve diğer montaj parçalarının yerlerinin saptanması aşamasında yapılmıştır. RFKB sisteminin getirdiği zamansal kazancı belirlemek amacıyla, testler mevcut uygulama ve RFKB sistemi kullanılarak yapılmıştır. Her iki uygulama için basit montajlı, orta seviyede karmaşık montajlı ve de karmaşık montajlı çelik elemanlar tanımlanmış ve istatistiksel veriler elde edebilecek sayıda yapısal çelik elemanın ön montajı aşamasında bu testler yapılmıştır. Testler ilk önce manüel yöntemlerle yapılmış ve işçilerin her bir elemanı bulma süresi zaman tutularak belirlenmiştir. Daha sonra ise aynı elemanlarla ilgili gerekli bilgiler RFKB etiketlerine yazılmış, bu etiketler elemanların üzerine monte edilmiş ve işçilerin bu elemanları bulma süreleri hesaplanmıştır. Elde edilen sonuçlar, yapısal çelik elemanların tedarik zincirinin fabrikadaki ön montaj aşamasında RFKB sistemine dayalı yöntemin şu an kullanılmakta olan manüel operasyondan hızlı bir yaklaşım olduğunu göstermektedir. Bunun yanı sıra, bilgiye ulaşım amacıyla yapılan testler, RFKB sisteminin yapısal çelik elemanlar için farklı aşamalarda gereken bilgiye erişim için daha etkin, güvenilir ve hızlı bir sistem olduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler: RFKB, Yapısal Çelik Elemanı, Tedarik Zinciri.

141

Page 154: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

YBM Vasıtasıyla İnşaat Tedarik Zincirlerinde Bilgi Yönetimi

S. Konukçu Rolls Royce Plc, İngiltere

[email protected]

O. Köseoğlu Heriot Watt Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Dubai

[email protected]

A. Dalcı Doğu Akdeniz Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, KKTC

[email protected]

Özet

İşbirlikçi çalışma, inşaat sektöründeki projelerin teslim edilmesinde kilit unsurdur. İnşaat projelerinde tedarik zincirinde müteahhitler, taşeronlar, tedarikçiler ve dağıtıcılar arasındaki bilgi akışında teklif verme aşamasından işverene teslime kadar olan proje sürecinde, işbirlikçi ortam yaratmak gereklidir. Günümüzde bu işbirligi sağlamak üzere inşaat mühendisliği projelerinde işbirliği sağlayan araçlardan ve yeni konseptlerden faydalanılmaktadır. Bu araçlardan biri olan Yapı Bilgi Modellemesi (YBM_Ingilizce’de BIM), 3 boyutlu platform sağlaması özelliğiyle mimarlar, yapı mühendisleri, tedarikçiler, müteahhitler ve taşeronların; tasarım, proje planlama, kaynak ve lojistik planlama, hata tespiti, koordinasyon ve tasarım çizimlerinin üretimi gibi belli görevleri başarmalarını sağlamaktadır. Bu makale ilk olarak inşaat tedarik zincir yönetimi, bilgi yönetimi ve yapı bilgi modellemesindeki yeni akımları açıklamaktadır. Daha sonra, yapı bilgi modeli kapsamında (YBM), projenin yaşam süreci boyunca bilgiyi geliştirmek ve bilgi yönetim uygulamaları için yapı bilgi modellemesinin inşaat tedarik zincirleri içerisine bütünleşmesini tartışmaktadır. Anahtar Kelimeler: İnşaat Tedarik Zincirleri, Yapı Bilgi Modellemesi, Bilgi Yönetimi.

142

Page 155: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Avrupa Ülkeleri Arasındaki İnşaat Maliyetlerinin Kıyaslanmasına Yönelik Bir Kümeleme Analizi

C. Budayan Konya Selçuk Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Konya

[email protected]

M.T. Birgönül, İ. Dikmen Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Ankara

[email protected], [email protected]

Özet Dünyanın küreselleşmesiyle birlikte, inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmaların uluslararası pazarlardaki portföylerinde de, iş yükü ve ülke çeşitliliği bazında bir artış gözlenmekte ve yüklenici firmalar iş yaptıkları ülkelere bağlı olarak çok değişken maliyet oluşumları ile karşılaşmaktadırlar. 1985 yılından bu yana, Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütüne (OECD) bağlı ülkelerde, satın alma gücü paritesinin belirlenmesi amacıyla, farklı inşaat projeleri kullanılarak fiyatlandırma çalışması yapılmakta ve elde edinilen verilerin ışığında; her ülke için inşaat maliyetleri belirlenerek, çalışmaya katılan ülkeler çeşitli maliyet kümeleri altında değerlendirilmektedir. Ancak, bu kapsamda yapılan kümeleme çalışmaları esnasında; ilgili ülkenin sadece inşaat maliyeti gibi tek bir değişkeninin göz önünde bulundurulması, yapılan kümeleme çalışmalarının yanıltıcı sonuçlara ulaşması riskini de gündeme getirmektedir. Bu nedenle, gerçekleştirilen bu araştırma kapsamında; inşaat projelerinin maliyetini etkileyebilecek on adet faktör belirlenmiş. Bu faktörlerle ilgili istatistiki verilere Avrupa İstatistik Ofisi, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Dünya Bankası gibi değişik kaynaklardan erişilmiş ve sonucunda Avrupa kıtasında yer alan otuz yedi ülkenin kümeleme analizi yapılarak, beş kümeden oluşan bir yapı elde edinilmiştir. Bu sınıflandırma yapısı kullanarak; inşaat firmalarının hangi ülkelerde benzer sorunlarla karşılaşabileceği, aykırı fiyatların oluşması durumunda kıyaslama yapılabilecek ülke maliyetlerinin belirlenmesi ve hangi ülkelerde hangi stratejilerin daha başarılı olabileceği konusunda fikir sahibi olmaları amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Uluslararası İnşaat Sektörü, İnşaat Proje Maliyetleri, Maliyet Analizi

143

Page 156: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İstanbul Konut Projeleri için Tasarım Öncesinde Proje Maliyetinin Tahmini

O. Dursun, C. Stoy Stuttgart Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Yapım Ekonomisi Enstitüsü, Almanya

[email protected] [email protected]

Özet Tasarım öncesi maliyet tahminleri alternatif proje seçimi, proje bütçesinin belirlenmesi ve yapım süresince performans kıyaslamasına temel oluşturması açısından yüksek derecede önem taşır. Bu bağlamda, çalışmamız İstanbul konut projeleri için tasarım öncesinde, tahmin ediciler henüz detaylı tasarım bilgilerine ulaşamaz iken, toplam ve metrekare proje maliyetlerini yüksek oranda hassasiyet ile tahminlemeyi amaçlamıştır. 66 gözlemden oluşan bir örneklem doğrusal regresyon ve sinir ağları yöntemleri kullanılarak analiz edilmiştir. Bir adım öteye gidilerek toplam proje maliyetinin güvenilirlik aralıkları hesaplanmıştır. Hesaplanan güvenilirlik aralıklarının, toplam proje maliyeti tahminini kullanacak olan nihai karar vericinin kararlarını, kendi risk algısına göre vermesini sağlayacağına vurgu yapılmıştır. Sonuçlar, örneklemin içerdiği mevcut bağımsız değişkenlerin, ham proje maliyetindeki varyansı doğrusal bir fonsiyon olarak anlatabileceğini önermektedir. Bununla birlikte, ham proje maliyeti için geliştirilen en uygun sinir ağının tahmin hassasiyeti ise regresyon modeli ile belirgin bir yakınlık göstermiştir. Son olarak, metrekare maliyeti tahmin edicilerle doğrusal bağımlılık göstermemiş ve sinir ağları yönteminin tahmin hassasiyetinin daha üstün olduğu görgül olarak ispatlanmıştır. Çalışmada kullanılan örneklem ile ilgili sorunlar tartışılmış, çözüm önerileri sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Proje Maliyet Tahmini, Regresyon Analizi, Sinir Ağları

144

Page 157: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yaygın Olarak Kullanılan Zemin Islahı Yöntemleri ve Maliyet Analizleri

A. Ertürk, G. E. Gürcanlı İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Fakültesi, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet

Bu çalışma, yaygın olarak kullanılan zemin ıslahı yöntemlerinden olan enjeksion, jet grout, taş kolon, fore kazık ve mini kazık yöntemlerinin incelenmesi başta olmak üzere bu yöntemlerde ortaya çıkan maliyet kalemlerini, bu maliyet kalemlerinin birbirleri içerisindeki oranlarını ile bu yöntemlerde uygulanabilecek birim maliyet azaltma prensipleri hakkında detaylı bilgi vermeyi amaçlamaktadır. İnşaat sektörünün ayrılmaz bir parçası olan zemin ıslahı işleri, gelişmekte olan her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de inşaat işlerinin en önemli ayağıdır. Bu iş kolu gerek istihdam ettiği personel açısından gerekse dolaylı veya direkt etkilediği sektörler açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Yüzlerce çeşit mal ve hizmet üretimi ile olan doğrudan bağlantısı ve yoğun iş gücü kullanımı ve sosyo-ekonomik refah düzeyine olan katkısı, bu sektörün ülke içerisinde önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir. Bu noktada sektörün en önemli ayağını oluşturan zemin ıslahı işleriyle ilgili bilgilerin ortaya konulmasında yarar vardır. Zemin ıslahı işlerinde iyi bir maliyet analizi ortaya koymak için ilk önce gider kalemlerinin iyi bir şekilde araştırılıp, sınıflandırılması gerekmektedir. Maliyeti oluşturan unsurların doğru ve güvenilir olarak saptanmasıyla hesaplanan üretilen mamul veya hizmet birim maliyetinin, şirketler için kısa ve uzun vadede öngörecekleri amaç ve hedeflerinin belirlenmesinde çok önemli rolü vardır. İşletmenin kendi maliyet kalemlerine hâkim olması fiyat teklifi ve rekabet gibi konular içinde oldukça önemlidir. Zemin ıslahı projeleri makine kullanımı ve işçiliğin yoğun olduğu işler olduğu için makinelerle ilgili giderler ile işçiliklerin iyi bir şekilde ortaya konması ve sınıflandırılması gerekmektedir. Araştırmanın sonuçlar kısmında, yaygın olarak kullanılan zemin ıslahı yöntemelerinde ortaya çıkan maliyet kalemlerini azaltmaya yönelik yapılabilecekler hakkında önerilerde bulunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Yaygın Kullanılan Zemin Islahı Yöntemleri, Maliyet Kalemleri, Maliyet Azaltma Yöntemleri.

145

Page 158: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Cephe Kaplama Elemanları Teklif Fiyatı Tahmininde Yapay

Sinir Ağları (YSA) Kullanımı

Y. Bahadır, F. Haznedaroğlu İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet Bu çalışmada cam elyaf katkılı cephe kaplama elemanlarının pazarlanmasında teklif fiyatının Yapay Sinir Ağları (YSA) yardımıyla tahmin edilmesi amaçlanmıştır. Farklı mimarilere sahip 100 adet cephenin metrajı çıkarılmıştır. YSA modelinde girdi vektörleri olarak değişik tiplerdeki cephe elemanlarının metrajları (yüzdesel olarak), toplam metraj (m2), yapı yüksekliği, m2 başına düşen malzeme maliyeti ve kaplama elemanlarının nakliye mesafesi girilirken, çıktı vektörü olarak gerçekleşen teklif bedelleri tanımlanmıştır. Modelleme sonucunda elde edilen veriler tablo ve şekiller aracılığıyla yorumlanmıştır. Ağ performansının ölçümünde normalize edilmiş ortalama karesel hata (NOKH) kullanılmıştır. En düşük hata değerine iki ara katmanlı ağ mimarisine sahip 4 Nolu modelde ulaşılmış ve bu değer NOKH(4)=0,000245 olarak elde edilmiştir. Çalışma neticesinde, proje hedefi doğrultusunda maliyet muhasebesi alt yapısının zayıf olduğu bir ortamda, prekast elemanlar üreten bir işletme için montaj dahil teklif fiyatının belirlenmesinde, kullanılan kriterlere uygun, hızlı ve rasyonel teklifler üretilebileceği gösterilmiştir. Anahtar Kelimeler: Cam Elyaf Katkılı Cephe Kaplama Elemanları, Teklif Fiyatı, Yapay Sinir Ağları.

146

Page 159: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Uluslararası İnşaat Projelerinde Katkı Payı Miktarının Dirençli Doğru ve Regresyon Analizi İle Belirlenmesi

G. Polat, B. N. Bingöl, İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

K. Genç Tekyol Plus İnşaat, İstanbul.

[email protected]

Özet Bir teklifin fiyatlandırılması; projeyle ilgili maliyet tahminin yapılması ve devamında genel giderler, kar ve risk paylarını içeren katkı payı miktarının eklenmesi süreçlerini içermektedir. Uygun katkı payı miktarının belirlendiği aşamada göz önüne alınan kriterler ise, rekabet düzeyi ve beklenen risk gibi belirsiz kriterler olduğu için bu aşamada alınan kararlar genellikle tahmine dayalıdır. Teklif fiyatı içinde belirlenmiş olan katkı payı miktarı; firmanın işi almasını sağlayacak kadar düşük, firmaya hedeflediği kar miktarını sağlayacak kadar yüksek olmalıdır. Ancak bir inşaat projesi için katkı payı miktarının belirlenmesi kolay bir işlem değildir. Bu sürecin ve kararın karmaşıklığı, birçok faktörden etkilenmesi ve sonucu bilinmeyen (işi alma veya alamama) belirsiz bir kararın verilmesinden dolayı daha da büyümektedir. Teklif hazırlama sürecinin ilk aşamalarından itibaren, genel ekonomik durumdan teklif veren diğer firmaların rekabet edilebilirliğine kadar birçok belirsiz ve karmaşık faktörler ortaya çıkmaktadır ve bu faktörler arasındaki ilişki dinamik ve oldukça karmaşıktır. Uluslararası inşaat ortamı, yüksek riskler ve düşük kar oranlarıyla rekabetin en üst düzeyde olduğu pazarlardan birisidir. Bu nedenle, yüklenici inşaat işletmeleri, uluslararası ihalelere sundukları tekliflerindeki katkı payı miktarlarını sağlam ve güvenilir stratejiler oluşturarak belirlemelidirler. Firmaların katkı payı oranını belirleme stratejilerinin, onların rekabet gücünü doğrudan etkilediği vurgulanması gereken önemli bir noktadır. Pratikte bu karar genellikle, tahminde bulunanların sezgi ve tecrübeleriyle birlikte bazı özel kurallara ve sınırlamalara dayanarak alınmaktadır. Bu karar yöntemi oldukça öznel ve bazı durumlarda gerçekçilikten uzaktır. Bu çalışmada, katkı payı miktarının daha objektif ve gerçekçi tahmin edilebilmesi için, literatür çalışması sonucunda belirlenen yüklenici inşaat işletmelerinin teklif fiyatları içerisine dahil ettikleri katkı payı miktarını etkileyen 61 faktör ve 39 uluslararası inşaat projesinden elde edilen veriler kullanılarak, dirençli doğru ve regresyon analizleri sonucunda 2 farklı model oluşturulmuş ve bu modellerin performansları karşılaştırılmıştır. Anahtar Kelimeler: Katkı Payı, Dirençli Doğru Analizi, Regresyon Analizi.

147

Page 160: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Zemin Islahı İşlerinde Kullanılan Makinelerde Masraflar ve

Maliyet Hesapları

A. Ertürk, G. E. Gürcanlı İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Fakültesi, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet

Bu çalışma zemin ıslahı işlerinde çalıştırılacak makinelerin masraflarını sınıflandırmayı ve detaylı bir şekilde bu masrafları ortaya koymayı amaçlamaktadır. Zemin ıslahı projeleri makine kullanımının yoğun olduğu işler olduğu için makinelerle ilgili giderlerin iyi bir şekilde ortaya konması gerekmektedir. Bu bağlamda zemin ıslahı ve işleriyle ilgilenen firmaların oluşturduğu sektörde makine giderlerini doğru bir şekilde ortaya koymalıdırlar. Bu çalışma ile genel olarak maliyet analizinde kullanılan hesaplama yöntemleri ana hatları ile incelenmiş, iş makinelerinde toplam imalat miktarından bağımsız olan sabit masraflar ile yapılan imalata göre belirli bir zaman diliminde üretim veya kapasiteye bağlı olarak artan veya azalan değişken masraflar anlatılmıştır. Son kısımda iş makinelerinin, farklı çalışma koşulları, operatör yeteneği, yedek parça kalitesi, satın alma maliyeti, makine büyüklüğü ve farklı zemin sınıfına göre verimliliklerindeki değişimler ve bu değişimlerin makine masrafları üzerindeki etkileri ortaya konulmuştur. Türkiyenin değişik bölgelerindeki 66 farklı şantiyeden elde edilen verilerle zemin ıslahı işlerinde kullanılan makine giderleri sınıflandırılıp çeşitli oranlamalar elde edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Zemin Islahı Makineleri, Makine Maliyet Hesapları, Gider Kalemleri.

148

Page 161: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Proje Yönetiminde Karmaşıklık Yaklaşımı, Yeniden Bakış

Ş. Ebesek, H. Yaman İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet Proje yönetimi ve projelerle yönetim yaklaşımı, gittikçe artan bir uygulama alanı bulmaktadır. Bu alanda kullanılan teknik araçlar ve bu araçlardan beklenen sonuçlar yüksek bir kesinlik beklentisi üzerine kurulmuştur. Karmaşıklık teorisi proje yönetimi yaklaşımına yeni olanaklar getirmektedir. Böylece, sağlanamayan kesinliklerden hesaplanmış belirsizliklere doğru etkin bir açılım yapılabilir, karmaşıklık yaklaşımının temel anlayışları proje yönetimine yansıtılabilir. Yerleşik yaklaşımın dayattığı kalıpları karmaşıklık teorisinin ışığında yeniden gözden geçirmek örgütlere etkin bir iç görü ve sağlamlık sağlayabilir. Bu bildiride; aslında sorunlarımızın büyük bir kısmını oluşturan yaklaşım biçimlerinin uygulama aralığı ve bu yaklaşımın çözümsüzlüklerine yönelik araçlar, yeni bir bakışla incelenecektir Anahtar kelimeler: Proje Yönetimi, Sistem Yaklaşımı, Karmaşıklık Teorisi

149

Page 162: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Konut Sektöründe Sürdürülebilir Büyüme

N.Ç. Alpaslan, H. Ergan Yıldız Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet Sürdürülebilirlik, yeni bir kavram gibi gözükmekle beraber aslında eski bir dünya görüşüdür. Tam açıklayıcı ve genel bir tanımı olmasa da sürdürülebilirliğin herkesçe bilinen ve Brundtland Komisyonu’nun yaptığı tanım şu şekildedir; "Sürdürülebilir Büyüme, gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneklerini ellerinden almaksızın, bugünün ihtiyaçlarını karşılamaktır." Sürdürülebilir büyüme eldeki kaynakların verimli ve maksimum ölçüde kullanılmasını gerektirir. Sürdürülebilirliğin amaçları arasında temel ihtiyaçların karşılanması ve çevre kaynaklarının sınırlı olduğunun kavranması ve buna göre planlı yapılması ön plandadır. 2002 yılında Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Johannesburg kentinde gerçekleştirilen BM Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde imzalanan Johannesburg Sürdürülebilir Kalkınma Siyasi Bildirisi’nde sürdürülebilir kalkınma hedefleri olarak tüketim/üretim kalıplarının değiştirilmesi, yoksulluğun ortadan kaldırılması ve doğal kaynakların korunması gibi maddeler belirlenmiş ve bu hedeflerin karşısındaki engeller olarak zengin ve yoksullar arasındaki uçurumun derinleşmesi, biyolojik çeşitliliğin bozulması, küreselleşmenin olumsuz etkileri ve demokratik sistemlere duyulan güvenin azalmış olması belirtilmiştir. Sürdürülebilir büyümenin sağlandığı bir sektör sürdürülebilir kalkınma yaşayacaktır. İş dünyası için sürdürülebilir kalkınmanın tanımını yapacak olursak, işin gerektirdiği stratejilerin, şirket ve ortakların ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde iş yaşamına adapte edildiği ortamda, gelecekte de ihtiyaç duyulacak olan insan ve doğal kaynakların korunması, sürdürülebilir olması ve geliştirilmesi olarak sürdürülebilir kalkınmayı tanımlamamız mümkündür. Bir sektörün sürdürülebilir kalkınmayı sağlayabilmesi için uygulaması gereken üç ilke söz konusudur. Bunlardan ilki çevresel değerleri ve çevreyi korumaktır, özellikle de inşaat sektörü günümüzde bütün teknolojisini yenilenebilir enerji üzerinde geliştirmeye çalışmaktadır. Bunun sebebi de kendi enerjisini üretebilen, inşaat esnasında ve kullanım sırasında çevreye az zarar veren binaların talep görmesidir. Bu talebi pekiştiren diğer faktör sosyal hayatı geliştirme ve iyileştirme üzerinedir. Üçüncü etken ekonomik gelişmelerdir. Dünya pazarının giderek küçülmesi ile ufak dalgalanmaların bile piyasaların seyrini değiştirebildiği zamanımızda gayrimenkul piyasası da ekonomik gelişmelerin ışığı altında ve iç dinamikler etkisi altında gelişmektedir. Türkiye’deki gayrimenkul sektörü ekonomik krizlere göre değişik dalgalanmalar yaşayabilmektedir. Örneğin 2008 yılında başlayan küresel ekonomik kriz tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gayrimenkul sektörünü olumsuz etkilemiştir. Türk ekonomisindeki gelişmeler ve kendi iç dinamikleri gayrimenkul piyasasının gelişiminde belirleyici özelliklere sahiptir. Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilirlik, Konut Sektörü, Gayrimenkul.

150

Page 163: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yapım Yönetimi Öğretim Kuruluşlarının Akreditasyonu ve Akreditasyon Koşulları

A.M. Çıracı, S. Çalışkan, S. Ercan, B.Kopuz İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, İstanbul

[email protected], [email protected], [email protected], [email protected]

Özet Akreditasyon bir öğretim programının ilgili alanın paydaşlarınca oluşturulmuş akreditasyon kuruluşu tarafından bu kuruluşun belirlediği koşullara uygun öğretim yaptığının belirlenmesi olarak tanımlanabilir. Mesleki yetkinlik belgesi ya da sertifikası veren kuruluşların hemen hemen tümünde ilk koşul akredite edilmiş bir öğretim kurumundan mezun olmaktır. Belirli bir alanda öğretim yapmak isteyen öğrenciler kalitesi bağımsız bir kuruluş tarafından belirlenmiş, yani akredite edilmiş bir programı tercih etmektedir. Akreditasyon koşulları aynı zamanda kuruluş aşamasındaki programlar için bir hedef ve rehber niteliği taşımaktadır. ABD ve Birleşik Kırallık’ta ön lisans, lisans, yüksek lisans düzeylerinde Yapım Yönetimi Öğretimi yapan öğretim kuruluşlarını akredite eden iki kuruluş bulunmaktadır. Bunlardan biri ABD’deki ACCE ( American Council of Construction Education ), diğeri ise İngiltere’deki CIOB ( The Chartered Institute of Building )’ dir. Bildiride önce her iki kuruluşla ilgili genel bilgi verilmekte, daha sonra bu kuruluşların çeşitli düzeylerde yapılan yapım yönetimi öğretim programları için belirledikleri akreditasyon koşulları ve özellikle bu koşullardan biri olan öğretimde öğrencilere kazandırılması gerekli temel bilgi ve beceriler açıklanmakta ve kuruluşların akredite ettiği öğretim programlarına ilişkin bilgi verilmektedir. Bildiride son olarak Türkiye’de yapım yönetimi öğretiminde akreditasyon çeşitli boyutları ile tartışılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Akreditasyon, Yapım Yönetimi Programlarının Akreditasyonu, Yapım Yönetimi Programları Akreditasyon Kuruluşları, Yapım Yönetimi Öğretiminde Kazandırılması Gerekli Bilgi Ve Beceriler

151

Page 164: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İnşaat Proje Yönetim Programları Üzerine Bir İnceleme

B. Sertyeşilışık, A. Dikbaş, H. Giritli

İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul [email protected], [email protected], [email protected]

D. Çil

İstanbul Teknik Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, İstanbul [email protected]

D. Aydın

İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul [email protected]

Özet Müteahhitlik hizmetlerinde rekabetin artması, inşaat şirketlerinin etkin ve verimli yönetim tekniklerini kullanma gereksinmelerini arttırmış ve inşaat şirketlerinde çalışan proje yöneticilerinin hem teknik hem de yönetsel bilgilerle donatılmış olmaları gereksinimini ortaya çıkarmıştır. İnşaat proje yönetim yüksek lisans programları inşaat sektörünün ihtiyacı olan teknik ve yönetsel bilgiye sahip elemanlar yetiştirilmesini sağlamaktadır. Bu çalışmanın amacı, yurtdışındaki ve Türkiye’deki inşaat proje yönetimi yüksek lisans programlarındaki derslerin analiz edilerek yeni açılması planlanan veya güncellenmesi planlanan inşaat yönetimi yüksek lisans programlarına veri oluşturmaktır. Bu amaçla, bu çalışma kapsamında uluslararası ve ulusal eğitim kuruluşlarının eğitim programları incelenmiş ve konu ile ilgili İTÜ’deki “Bilişim Tabanlı İnşaat Yönetimi” tezsiz yüksek lisans programının güncellenme çalışmaları hakkında bilgi verilmiştir. Anahtar kelimeler: Yapı İşletmesi Eğitimi, İnşaat, Proje yönetimi.

152

Page 165: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Mimarlık Eğitiminde Proje ve Yapım Yönetimi

G. Gümüşburun Ayalp, Çukurova Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, Adana

[email protected],

M.E. Öcal Çukurova Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Adana

[email protected]

Özet İnşaat projelerinin uygulanması aşamasında, mühendisler kadar mimarlar da projenin yönetiminde görev almaktadırlar. Dolayısıyla mimarlara da eğitimleri sürecinde inşaat yönetimi konusunda yeterince bilgi verilmesi gerekmektedir. Ancak ülkemizde üniversitelerin mimarlık fakültesi veya bölümlerinin çoğunun öğretim programlarında proje ve yapım yönetimi konularıyla ilgili yeterli sayıda ders yer almamaktadır. Dolayısıyla öğrenimleri aşamasında yönetim konusunda yeterince bilgilendirilmeyen mimarlar, inşaat yönetiminde çeşitli sorunlar ve başarısızlıklar ile karşılaşmaktadırlar. Şüphesiz bu durum inşaatların kalite ve maliyetlerini olumsuz etkilemekte ve işin tarafları arasında çeşitli anlaşmazlıkların yaşanmasına neden olmaktadır. Bu çalışmada, mimarlık eğitimindeki söz konusu eksikliklerin yapı üretimine olumsuz yansımalarını belirlemek amacıyla halen uygulama içinde bulunan mimarların görüşlerine başvurulmuştur. Bilgi toplama aracı olarak anket yöntemi kullanılmıştır. Türkiye genelini temsil edecek yaygınlıkta 515 adet veri toplanmış ve toplanan veriler SPSS 18 paket programı ile analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda ülkemizde mimarlık eğitiminde proje ve yapım yönetimi bilgisinin verilme düzeyi, bu konudaki yetersizliklerin uygulamaya yansımaları ve bu bağlamda eğitim programlarının gözden geçirilme ihtiyacına yönelik önemli bulgulara ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Proje Yönetimi, Yapım Yönetimi, Mimarlık Eğitimi.

153

Page 166: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yapım Yöneticiliği Mesleki Yetkinlik Belgesi Veren Kuruluşlar ve Belge Alma Koşulları

A.M. Çıracı, S. Çalışkan, S. Ercan, B.Kopuz İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, İstanbul

[email protected], [email protected], [email protected], [email protected]

Özet Günümüzde pek çok sektörde ve sektörün her düzeyinde mesleki faaliyet icra eden kişilerden kalitenin güvence altına alınmasını sağlamak için mesleki yeterliliklerini veya yetkinliklerini belgelemeleri istenmektedir. Bunun temel amacı yaptırılacak işler ve alınacak hizmetlerde kalitenin güvence altına alınmasıdır. Bu bağlamda pek çok meslek için bu belgeleri vermek üzere devlet tarafından yetkilendirilmiş kuruluşların yanı sıra ilgili mesleğin paydaşlarının kurduğu çeşitli organizasyonlar bulunmaktadır. Yapım Yöneticiliği Mesleği için de yetkinlik koşullarını tanımlayan ve belge veren kuruluşlar bulunmaktadır. Bu bildiride ABD’den iki, Birleşik Krallık’tan bir kuruluşun yetkinlik belgesi koşulları incelenmektedir ABD’deki kuruluşlardan birincisi CMAA’nın (Construction Management Association of America ) bağımsız bir organı olan CMCI (Construction Management Certification Institute ) dir. İkinci kuruluş ise AIC ile CCC ( American Institute of Constructors ve Constructor Certification Commision ) dir. Birleşik Krallık’ta incelenen kuruluş ise CIOB ( The Chartered Institute of Building ) dir. Bildiride adı geçen kuruluşlara ilişkin bilgi verilmekte, koşullara ilişkin açıklamalar yapılmakta ve belge alma süreçleri incelenmektedir, Her üç kuruluşun koşullarında farklılık bulunmakla birlikte üç temel koşul öne çıkmaktadır. Birinci koşul yetkinlik belgesi almak isteyenin akredite edilmiş bir programda öğrenim görmüş olması, ikincisi belirli bir süre mesleki deneyime sahip olması, üçüncüsü ise mesleki bilgi ve becerilerini kanıtlamasıdır. Bildiride Yapım Yöneticiliği yetkinlik belgesinin belge sahipleri açısından ve yapım yönetimi hizmetlerini talep edenler açısından yararları üzerinde durulmakta ve bu incelemelerden hareketle Türkiye için yapılabilecek çıkarımlar tartışılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Sertifikalı Yapım Yöneticisi, Yapım Yöneticiliği Sertifikası veren kuruluşlar, Yapım Yöneticiliği Sertifikası Alma Koşulları

154

Page 167: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Danışman Yapım Yöneticisi’nin Temel Görevlerinin Gerektirdiği Bilgi ve Becerilerin

Öğretime Yansıtılması

T. Seyman İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected]

A.M. Çıracı İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected]

Özet

Günümüz yapım sektöründe yapım yönetiminin uygulandığı oldukça yaygın kullanılan “Yapım Yönetimi Proje Teslim Sistemi (PTS)” bir inşaat projesini başarıya götüren en önemli proje elde etme modellerindendir. Bu modelin iki versiyonundan biri olan Danışman Yapım Yönetimi PTS’ de, inşaat projesinin yapım öncesi evresinde Malsahibi’ nin danışmanı olan ve aynı zamanda da bazı görevleri fiilen yerine getiren uzmanı Danışman Yapım Yöneticisi (DYY)’ dir. Yapım evresinde ise DYY, Yükleniciler arasında koordinasyon sağlayarak yapımı yöneten ve aynı zamanda Malsahibi’ nin Yüklenici’ lerle imzaladığı sözleşmeler doğrultusunda Malsahibi adına sözleşme idaresinin belirli görevlerini üstlenen taraftır. Bu bildiride önce Danışman Yapım Yönetimi PTS’ nin ortaya çıkışı, temel yapısı, ana katılımcıları ve bu katılımcıların temel işlevleri açıklanacaktır. Aynı zamanda bu sistemin proje başarısı açısından yararları üzerinde de durulacaktır. Daha sonra proje akışındaki temel evreler olan “yapım öncesi” ve “yapım evresi” bağlamında DYY’ nin üstlenmek durumunda olduğu temel görevler Amerikan Mimarlar Enstitüsü (AIA) tarafından yayınlanan standart sözleşme dokümanında yer aldığı şekliyle ortaya konulacaktır. Bildirinin son adımında ise, DYY’ nin bu görevlerini başarıyla yerine getirebilmesi için temelde hangi bilgi ve becerilere gereksinimi olduğu tek tek belirlenerek bu bilgi ve becerilerin yapım yönetimi öğretim programlarına nasıl yansıtılabileceği tartışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Danışman Yapım Yönetimi Proje Teslim Sistemi, Danışman Yapım Yöneticisinin Görevleri, Danışman Yapım Yöneticisi İçin Gerekli Bilgi ve Beceriler

155

Page 168: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Proje ve Yapım Yönetimi Eğitiminde Yapılandırmacı Yaklaşımın Uygulanabilirliği

Ö. Ökmen Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Proje ve İnşaat Dairesi Başkanlığı, Devlet Mah.,

İnönü Bulvarı, No:16, 06100 Çankaya, Ankara [email protected]

A. Öztaş

Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Epoka Üniversitesi, Tiran,Arnavutluk

[email protected]

Ç. S. Ökmen Mehmet Hikmet Ayberk İlköğretim Okulu, Çankaya, Ankara

[email protected]

Özet Öğrenme, kişinin çevresiyle etkileşimi sonucunda bilgi, beceri, değer, tutum ve davranışlarında meydana gelen istendik değişim olarak tanımlanabilir. Bu değişimin nasıl meydana geldiği konusunda yapılan çalışmalar farklı öğrenme kuramlarını ortaya çıkarmıştır. Öğrenmenin ne olduğu ve nasıl meydana geldiği sorularına cevap arayan öğrenme-öğretme kuramları belli perspektifler ya da paradigmalar çerçevesinde kategorize edilmektedir. Bu paradigmaların başlıcaları; davranışçılık, bilişselcilik ve yapılandırmacılıktır. Eğitimde yapılandırmacı yaklaşım, geleneksel öğrenme-öğretme yaklaşımlarının eleştirisi olarak gelişmiştir. Yapılandırmacı yaklaşımda öğrenme; mevcut bilgiyi olduğu gibi almaya değil, bilgiyi zihinde yapılandırmaya, anlamlandırmaya, yorumlamaya, yeni durumlara transfer etmeye ve bu bilgiden yeni bilgiler üretmeye dayanır. Yapılandırmacı yaklaşımı temel alan bir eğitim programı; bireylere, bilgiyi olduğu gibi alıp tüketmek yerine bilgiye nasıl ulaşacağını, bilgiyi nasıl, nerede kullanacağını ve bu bilgiden yeni bilgilere nasıl ulaşacağını gösterir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından son dönemde geliştirilen öğretim programlarında yapılandırmacı yaklaşım esas alınmış ve yenilenen öğretim programları 2004-2005 eğitim-öğretim yılında pilot illerde, 2005-2006 eğitim-öğretim yılından itibaren de yurt genelinde uygulanmaya başlanmıştır. Bu bağlamda mevcut çalışma; yapılandırmacı yaklaşımın İnşaat Mühendisliği Proje ve Yapım Yönetimi eğitiminde uygulanabilirliğini sorgulama ve tartışmaya açma hedefini taşımaktadır. Davranışçı, bilişsel ve yapılandırmacı öğrenme-öğretme yaklaşımlarının esasları verildikten sonra örnek uygulamada “Kritik Yol Yöntemi’ne Giriş” dersinin yapılandırmacı yaklaşıma göre nasıl işleneceği anlatılmıştır. Anahtar Kelimeler: Eğitimde Yapılandırmacı Yaklaşım, Mühendislik Eğitimi, 5E Modeli.

156

Page 169: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yapımcı Yapım Yöneticisi’nin Temel Görevleri ve Bu Görevler İçin Gerekli Bilgi ve Becerilerin Yapım Yönetimi

Öğretimine Yansıtılması İçin Öneriler

İ. Erbaş Akdeniz Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, Antalya

[email protected]

A.M. Çıracı İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected]

Özet

Günümüz yapım sektöründe Yapım Yönetiminin uygulandığı ve oldukça yaygın olarak kullanılan “Yapım Yönetimi Proje Teslim Sistemi” bir inşaat projesini başarıya götüren en önemli proje elde etme modellerindendir. Bu modelin iki versiyonundan biri ise “Yapımcı Yapım Yöneticisi (YYY) Proje Teslim Sistemi” dir. YYY bu sistemde geleneksel sistemde olduğu gibi bir genel yüklenici işlevine sahiptir. Ancak geleneksel sistemden farklı olarak YYY inşaat projesinin yapım öncesi evresinde malsahibi için danışman ve aynı zamanda yapım öncesi bazı görevleri yerine getiren bir uzmandır. Bu bildiride ülkemizde uygulamalarına pek rastlanmayan YYY Proje Teslim Sisteminin öncelikle temel yapısı, ana katılımcıları ve bu katılımcıların temel işlevleri ve özellikleri açıklanacak, sistemin proje başarısı açısından sağladığı yararlar üzerinde durulacaktır. Daha sonra bu sistemde projenin akışındaki temel adımlar ve bu bağlamda YYY’nin yapım öncesi ve yapım evresinde üstlenmek durumunda olduğu temel sorumluluklar ve görevler tanımlanacaktır. Bildirinin son adımında ise YYY’nin adı geçen sorumluluk ve görevlerinin başarıyla yerine getirilmesi için yapım yönetimi öğretiminde hangi temel bilgi ve becerilere gereksinme olduğu, bu bilgi ve becerilerin yapım yönetiminin öğretimiyle ilgili öğretim programlarına nasıl yansıtılabileceği tartışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Yapımcı Yapım Yöneticisi Proje Teslim Sistemi, Yapımcı Yapım Yöneticisinin Görevleri, Yapımcı Yapım Yöneticisi için gerekli bilgi ve beceriler

157

Page 170: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Maliyet Tahmini ve Şantiye Yönetimi Dersi için Konstrüktivist Eğitim Yaklaşımı ile Öğrenme Modülü

Oluşturulması

S. Kurt Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, Lefkoşa

[email protected]

İ. Bay Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Lefkoşa

[email protected]

Özet

Bu bildiride, mimarlık bölümü öğrencilerinin “Maliyet Tahmini ve Şantiye Yönetimi” dersi içeriklerini öğrenmelerine ilişkin bir yöntem geliştirilmesi ve bu yöntem çerçevesinde ders öğretim modülü oluşturulması konusuna odaklanılmıştır. Öğrencilere şantiye yönetimini genel olarak tanıtmak ve programlama teknik ve uygulamalarını kullanabilme yetisi kazandırmak, böylece kuramsal bilgiyi gerçek hayatta uygulatarak proje yönetimi hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamak bu yöntemin ana hedefidir. Yöntem, eğitim yaklaşımı olarak konstrüktivist bir niteliktedir ve hem geleneksel öğretim tekniklerini hem de bilgisayar teknolojilerini içermektedir. Ders içi etkinlikler ve ağ üzerinden ulaşılan eğitim modülü aracılığı ile internet bağlantısı olan her yerden ulaşılan süreçler ile öğrencilere yapım yönetimi planlayabilme, organizasyon ve yönetim şeması oluşturabilme, şantiye sahası yerleştirebilme, ihale teklifi hazırlayabilme, proje yönetiminde nakit akışını kontrol edebilme, proje kontrolünü sağlayabilme konularında yeterlilik kazanmaları için sosyal ve dijital ortamlarda yaşanan bilgilenme, uygulama ve tartışma imkânları sağlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Konstrüktivist Eğitim Yaklaşımı, Proje Yönetimi Eğitimi, Maliyet Tahmini ve Şantiye Yönetimi Dersi

158

Page 171: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

İnşaat Projelerinde Açık İnovasyon

Beliz Özorhon

Boğaziçi Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul [email protected]

Özet İnovasyon yeni veya oldukça iyileştirilmiş ürünlerin, süreçlerin, pazarlama veya kurumsal yöntemlerin uygulanması olarak ifade edilmektedir. İnşaat alanında yapılan inovasyon çalışmalarının çoğu firma seviyesinde odaklanmaktadır. Halbuki birçok yenilik proje seviyesinde ve ortaklaşa meydana gelmektedir. İnşaat projelerindeki her bir katılımcının inovasyon sürecinde farklı rol ve etkisi bulunmaktadır. Açık inovasyon kurumların inovasyon sürecinin herhangi bir aşamasında etkileşimde olabileceklerini ileri sürmektedir. Fikirlerin tek bir firma içinde geliştirildiği, fikirlerin ürünlere aynı firma içinde dönüştüğü daha sonra gene aynı firma tarafından uygulandığı ve pazarlandığı görüşüne dayanan kapalı inovasyonun aksine, açık inovasyon firmaların fikir üretimi, geliştirilmesi ve yayılması sürecinde birbirlerinden destek aldıkları bir model sunmaktadır. Literatürde bu alandaki vurgu eksikliğine rağmen, yeniliklerin ortaklaşa gerçekleştirilmesi açısından açık inovasyon uygulamaları inşaat sektörü için geçerli görülmektedir. Bu çalışmanın esas amacı inşaat projelerindeki yenilikleri incelemek üzere açık inovasyon kavramının tanıtılması ve tartışılmasıdır. Bu bağlamda, yenilikçi bir inşaat projesinde açık inovasyonun nasıl başarıldığı araştırılacaktır. Proje katılımcılarının kendi içinde ve proje dışı kurumlarla inovasyon sürecinin hangi aşamalarında ve ne oranda işbirliği yaptığı, bu etkileşimlerin ne şekilde gerçekleştiği ve bütün bu sürecin yönetilmesinde hangi faktörlerin etkili olduğu ele alınacaktır. Önerilen yaklaşım ile inşaat projelerinde kurumlar arası işbirliğinin daha iyi anlaşılması ve inovasyon başarısına olumlu ya da olumsuz etki yapan unsurların daha etkin incelenmesi hedeflenmektedir. Anahtar Kelimeler: Açık İnovasyon, İşbirlikçi Ortaklık, Bilgi Yönetimi.

159

Page 172: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yapı Sektöründe Teknolojik Yeni Yapı Ürünlerinin Benimsenmesinde İkna Olma Sürecinin Değerlendirilmesi

P. Karaçar Ercoşkun Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected]

E. Avlar Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü, İstanbul

[email protected]

Özet

Yapı sektöründe teknolojide yenilik, sektör tarafından yeni olarak algılanan bir düşünce, ürün veya uygulama olarak tanımlanır. Sektörün yenilik hakkındaki kararı rastgele bir hareket değil, sektörün yenilik hakkında bilgilenme, yeniliğe karşı tutum oluşturma, benimseme veya reddetme, yeniliği uygulama ve kararı onaylama aşamalarından geçtiği bir süreçtir. Ancak, yapı sektörü teknolojide oluşan yeniliklerle kendini geliştirme gereksinimi duymasına rağmen, dünyada ürün yeniliklerini geç benimseyen sektörlerden biri olarak bilinmektedir. Yapı sektörü için en önemli stratejik etmenler; süre, maliyet ve kalitedir. Bu etmenler sektördeki rekabet ortamını tanımlayan birer boyut olarak ele alındığında teknolojik yenilik etmeni, bu üç boyutu bütünleyen bir dördüncü boyut olarak ortaya çıkmaktadır. Teknolojik yeni yapı ürünlerinin seçilmesi ve yaygın şekilde kullanılması için sezgisel, sınama ve yanılma yöntemlerine dayalı yaklaşımlar yerine sistematik yaklaşımlar kullanılmalıdır. Bu sistematik yaklaşımın gerçekleşebilmesi için öncelikle yeni ürün hakkında doğru ve yeterli bilgi elde edilmelidir. Daha sonraki aşamada ise kullanıcının yeni ürünü kullanım kararı vermeden önce, yeni ürünün kullanım kararı için ikna olması gereklidir. İkna olma süreci, yenilik kararında kullanıcıların yeniliği tercih etme veya etmeme tutumudur. Bu çalışmada, yapı ürünleri için yeniliklerin benimsenmesinde ikna olma süreci ele alınmakta ve süreç; davranış oluşumu, fırsat tanımlama, rekabet ortamı, kurumsal olanaklar, boşluk analizi ve SWOT analizi aşamaları bağlamında değerlendirilmektedir. Bu çalışmanın yapı ürünlerindeki yeniliklerin benimsenmesinde yol gösterici olabileceği ve ikna olma sürecinde doğru teknolojilerin seçimi konusunda etkin karar verme avantajı sağlayacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Teknolojik Yeni Yapı Ürünleri, Teknoloji Benimseme, Yapı Teknolojisi, İkna Olma Süreci

160

Page 173: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yüklenici firmaların yenileşim yapmasının önündeki engeller

A. T. İlter, A. Dikbaş İstanbul Teknik Üniversitesi, Proje Yönetim Merkezi, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet Yenileşim, pek çok sektörde olduğu gibi inşaat sektöründe de firmalara rekabet avantajı sağlayarak pazardaki önemli değişimlere ayak uydurmalarını ve projelerinde başarıya ulaşmalarını sağlayan anahtar etkenlerden biridir. Buna bağlı olarak yenileşimle ilgili çalışmalar inşaat yönetimi disiplininde akademik araştırmalar ve uygulama pratikleri açısından önemli bir yer tutmaktadır. Ancak, literatürde konuyla ilgili bilgi birikimi henüz gelişme aşamasındadır ve Türk inşaat firmalarıyla ilgili daha çok araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Bu araştırma, uluslararası pazarlarda iş yapan büyük ölçekli firmalar için yenileşim yapmanın önündeki engeller ve yenileşimi destekleyen itici güçlerden bir kesit ortaya koymayı denemektedir. Büyük ölçekli yüklenici firmalar ciro bazlı olarak değerlendirilmiş ve Engineering News Record (ENR) dergisi tarafından her yıl listelenen “En büyük 225 uluslararası yüklenici firma” sıralamasına giren Türk firmaları ve Türk Müteahhitler Birliği (TMB) üyesi firmalar bu kapsamda ele alınmıştır. Yapılan anket çalışması ve analizler, büyük ölçekli firmalarda yenileşim yapılmasının önündeki engelleri belirginleştirirken, iki firma grubu arasındaki önem farklılıklarını da ortaya koymaktadır. Anahtar Kelimeler: Yenileşim, Yenileşimi Engelleyen Faktörler, ENR.

161

Page 174: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Bilgi Teknolojisi Yenileşiminin Mimarlık Öğrencileri Tarafından Kabulü: Bir Destek Vektör Makinaları Modeli

E. Ülkeryıldız, S. Kale İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Mimarlık Bölümü, İzmir

[email protected], [email protected]

Özet

Bilişim teknolojileri alanındaki yenileşimlerin sayısının hızlı artışı, sadece yapım sektöründe değil aynı zamanda mimarlık ve mühendislik yükseköğretim programlarında da yenileşimlerin yayılımı ve kabulü süreçlerinin incelenmesi yeniden güncel bir araştırma konusu olarak bilim insanlarının gündemine gelmektedir. Yapı sektöründe yenileşimlerin yayılımı ve kabulü konusunda gerçekleştirilen araştırmalarda hedef kitlenin ağırlıklı olarak farklı ölçeklerdeki mimarlık büroları, yüklenici veya müşavirlik firmalarında çalışan mimarlar veya mühendislerden oluştuğu ancak geleceğin mimarları veya mühendisleri olarak bu kurumlarda görev yapacak mimarlık ve mühendislik öğrencilerinin bilişim teknolojileri alanındaki yenileşimleri kabulü konusunun sadece yapım yönetimi literatüründe değil mimarlık ve mühendislik eğitimi literatüründe de ihmal edildiği gözlenmektedir. Bu çalışma kapsamında bir sayısal modelleme olan Sketch-Up yazılımı bilişim teknolojileri alanındaki bir yenileşim olarak kavramlaştırılarak bu ticari yazılımın mimarlık öğrencileri tarafından benimsenmesi süreci Yeniliklerin Yayılımı kuramı ve bir veri madenciliği yöntemi olan “Destek Vektör Makinası” kullanılarak incelenmektedir. Araştırma bulguları bilişim teknolojisi yenileşiminin mimarlık öğrencileri tarafından kabulünün Destek Vektör Makinası kullanılarak tahmin edilebilir olduğunu ve incelenen bilgi teknolojisi yenileşiminin mimarlık öğrencileri tarafından benimsenip kullanılmasını etkileyen iki temel faktörün yenilişimin algılanan uyumluluğu ve algılanan göreceli üstünlüğü olduğunu ortaya koymaktadır. Bilişim teknolojisi yenileşimlerinin mimarlık öğrencileri tarafından kabulünü hızlandırmak amacıyla izlenebilecek pedagojik yaklaşımların bu bulgular ışığında oluşturması faydalı olacaktır. Anahtar Kelimeler: Yenileşim, Destek Vektör Makinaları, Yenilik Yayılımı, Yenileşim Kabulü.

162

Page 175: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yurt Dışında Faaliyet Gösteren Türk Yüklenici Firmalarının

Başarı Faktörlerinin İncelenmesi

G.S. Baltaşı, E. Ergen İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected]

Özet Türk yüklenici firmaları gerek aldıkları ihaleler, gerekse de tamamladıkları inşaatlar açısından uluslararası alanda büyük başarlar kazanmıştır. ABD’de inşaat sektörü hakkında haftalık yayımlanan bağımsız dergi Engineering News Record (ENR)’un 2011 verilerine göre, Türk yükleniciler gerçekleştirilen iş hacmi bakımından dünya sıralamasında ikinci sırada yer almaktadır. Yine aynı derginin verilerine göre, ülke dışı iş hacmi sıralamasındaki en iyi 225 yüklenicinin 31 tanesini Türk yükleniciler oluşturmaktadır. Ancak daha önceki çalışmalar incelendiğinde, uluslararası alanda saygınlık kazanmış Türk yüklenicilerin özelliklerini ve onları başarıya taşıyan faktörleri inceleyen çalışmaların kısıtlı olduğu görülmektedir. Var olan çalışmaların bazıları ise Türk yüklenicilerin yurt dışı başarılarına odaklanmamış ve onları yurt içi faaliyetleri ile beraber değerlendirmiştir. Bildiride yer alan bu çalışmada, yurt dışında faaliyet gösteren ve yurt dışı iş hacmi bakımından dünya sıralamasında yer alan yüklenici firmalarının kendilerine bu başarıyı getiren yönetim modelleri ile başarı faktörlerinin bir ön incelemesinin yapılması amaçlanmıştır. Bu amaçla, önceki çalışmalar incelenerek literatürde yer alan Türk yüklenicileri başarıya taşıyan faktörler belirlenmiştir. Literatür taraması ile elde edilen bulgular eşliğinde hazırlanmış sorular ile yurt dışı şantiyelerde yönetim tecrübesi olan kişilerle yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Bu çalışmada yapılan literatür taraması ve görüşme sonuçları sunularak, başarı faktörleri ile ilgili elde edilen ilk sonuçlar tartışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Türk Yüklenici Firmaları, Başarı Faktörü, Yönetim Modeli

163

Page 176: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Suudi Arabistan’da Yapılan bir İnşaat Projesinde Türk Personelin Hızlı Devrinin İncelenmesi

Ferit Öncel Mocan Güriş İnşaat ve Mühendislik A.Ş.

[email protected]

Özet Türk inşaat sektörü uluslararası alanda rakipleriyle daha ucuz işçilik maliyetleri ve daha verimli işçilikle rekabet etmeye çalışmaktadır. Türk inşaat sektörünün dayandığı ucuz ve ama aynı zamanda verimli insan kaynağı ancak daha etkili yönetilebilirse, Türk firmaları uluslararası alanda rekabetçiliklerini devam ettirebileceklerdir. Her ne kadar birçok Türk inşaat firması proje kadrolarında Türk personelden daha düşük ücretlere çalıştırılabilen milliyetlerden personeli istihdam etmelerine rağmen, bu personelin düşük verimleri ve sürekli kontrol altında tutulmaları gerekliliği kadrolarda Türk personelin bulundurulmasını zaruri kılmaktadır. Ancak Türk personelin proje süresi boyunca kendi istekleri ile projeden ayrılması sonucunda devir oranı ne yazık ki diğer milliyetlerdeki personele göre çok daha fazladır. Bu personelin projeden ayrılması projenin ilerleyişini olumsuz etkilemekle beraber maliyetleri de arttırmaktadır. Bu bildiride, Suudi Arabistan’da yapılan büyük ölçekli altyapı projesinde Türk personelin işten ayrılma nedenleri ve sonuçları incelenerek, bu sorunu azaltmaya yönelik çözüm önerileri ortaya konacaktır. Anahtar Kelimeler: Personel Devir Hızı, Türk İnşaat Müteahhitliği, Suudi Arabistan

164

Page 177: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Uluslararası İnşaat Müteahhitliği Sektöründe Türkiye: Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlük

Ç. Küyük Gama Endüstri Tesisleri İmalat ve Montaj A.Ş., Ankara

[email protected]

O. Coşkunoğlu 22. ve 23. Dönem Milletvekili, Araştırmacı Yazar, Ankara

[email protected]

Özet Ülkemiz firmalarının uluslarası inşaat müteahhitliği alanındaki başarılarına ilişkin farklı kaynaklarca yapılmış benzer değerlendirmeler zaman zaman basında yer almaktadır. Firmalarımızın başarısının bir göstergesi olarak Engineering News Record (ENR) dergisinin 225 firmadan oluşan Uluslararası Müteahhitler Listesi’nde en çok firması olan ikinci ülke olmamız gösterilmektedir. Bu bildiri ile müteahhitlik firmalarımızın uluslarası inşaat alanındaki gelişiminin ve hangi seviyelerde olduğunun daha somut kriterler kullanılarak ve diğer ülke firmaları ile kıyaslanarak incelenmesi hedeflenmiştir. Anahtar Kelimeler: İnşaat Sektörü, Türkiye, Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlük, RCA, Rekabet gücü, Uluslararası Müteahhitlik.

165

Page 178: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Libya’da Arap Baharı Sürecinde Türk İnşaat Şirketlerinin Stratejik Konumlanmaları

C. Taşdemir, H. Aladağ, Z. Işık Yıldız Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul

[email protected], [email protected], [email protected]

Özet Afrika’nın kuzeyi ve Arap Yarımadasını sarsan ve bölgedeki siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik dengeleri temelinden değiştiren olaylar tarihte Arap Baharı olarak kayda geçti. Bu olaylar sonucunda birçok ülkede rejimler değişti, binlerce insan hayatını kaybetti, kentlerde milyarlarca dolarlık hasarlar meydana geldi ve en önemlisi bölgenin ekonomik değişkenlerinin kontrolü el değiştirdi. Ekonomileri kapitalizm ve post-modern emperyalizmin çarklarının devamlı dönmesi üzerine kurulu, Arap coğrafyası üzerindeki etkileri tartışmasız bir gerçek olan ABD ve AB ülkeleri ekonomileri için, içe kapalı ve kaynakları henüz tam verimle açığa çıkarılmamış değerli birer altın rezervi olan bu ülkeler, uluslararası medya ve buna bağlı oluşturulan kamuoyu sayesinde birer potansiyel hedef haline getirildi. Arap Baharı sürecinde, bölge ülkelerin birçoğunda senelerdir devam eden baskıcı yönetimler ve bu baskıların ortaya çıkardığı halk hareketleri egemen güçlerin bölge üzerindeki planlarını uygulamalarını kolaylaştıracak birer araç halini aldı. Libya’da yaşanan olaylar da bu senaryonun başarılı bir şekilde oynandığı örneklerin başında gelmektedir. Libya, Türk inşaat sektörü için, ekonomisi ve iş potansiyeliyle olduğu kadar uluslararası ilişkiler ve kültürel birliklerinin etkileriyle de önemli bir pazardır. Bu çalışmada, inşaat sektöründe rekabet analizi kavramı incelenmiş; Arap Baharı sürecinin en sancılı yaşandığı bölge olan Libya’da meydana gelen olayların inşaat sektörüne etkileri ve pazara büyük oranda hakim olan Türk inşaat şirketlerinin konumları analiz edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Stratejik Konumlanma, Arap Baharı, Rekabet Analizi.

166

Page 179: 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabıpyyk2012.iyte.edu.tr/ozetler.pdf · 2. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi’nin hedefi ım yönetimiproje ve yap alanında

Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetlerinde, Geçmişten Edinilen Derslerin Işığında Geleceğe Yönelik Öneriler

A. Sakın İnşaat Mühendisi

[email protected]

M.T. Birgönül, İ. Dikmen Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Ankara

[email protected], [email protected]

Özet

Türk müteahhitlik sektörünün 1970’lerde başlayan yurtdışı açılımı, ülke ekonomisi ve sektör açısından stratejik öneme sahip tarihi bir atılım olarak algılanmaktadır. Yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin yaklaşık 40 senelik gelişimi sürecinde; pek çok sayıda siyasi, ekonomik ve sosyal faktörden etkilenilmesine rağmen, günümüzde bu girişimin başlangıcında hayal dahi edilemeyen iş hacmi ve ülke sayısına ulaşılmıştır. Bu süreçte Türk firmaları tarafından başarıyla bitirilen sayısız proje, sektörün geleceğe bakış açısını değiştirerek, kendisine erişilmesi hayli zor yeni hedefler belirlemesine neden olmuştur. Türk firmalarının, geçen 40 yıllık süreçte bu önemli başarıya imza atarken; birçok küresel ve bölgesel krizle karşılaştıkları gibi, aynı zamanda önemli sayılabilecek rekabet avantajları da elde ettikleri tartışmasızdır. Geleceğe yönelik hedeflerini sürekli büyüterek güncelleyen yurtdışı müteahhitlik hizmetleri sektörü için, geçmişte yaşanılan bu olumlu ya da olumsuz deneyimlerden çıkarılacak derslerin, önemli bir kaynak olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çalışma kapsamında; Türk firmalarının uluslararası projelerde karşılaştığı sorunlar, güçlükler, avantajlar ve fırsatların bir durum değerlendirilmesi yapılarak, bu deneyimlerden çıkarılacak dersler ile geleceğe yönelik önerilerde bulunulması amaçlanmaktadır. Bu amaca ulaşabilmek için, iki bölümlük bir anket çalışması hazırlanarak, alanında deneyimli 41 sektör profesyonelinin görüş ve tecrübeleri derlenmiştir. Elde edilen verilerin ışığında, sektörün deneyimlerinden dersler çıkartılarak, geleceğe yönelik hedeflerin yakalanabilmesi için önerilerde bulunulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Türk İnşaat Sektörü, Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri, Edinilen Dersler

167