1952'de david s. lewis'in mcdonnell douglas mdd mevcut f3h ... · f4h ismi de f-4'e dönüşür....

19
48

Upload: others

Post on 20-Oct-2020

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • 48

  • 49

  • Phantom'un hikayesi 1952'de David S. Lewis'in McDonnell Douglas (MDD)'ın şef dizayn müdürü olarak atanması i le başlar. Kurduğu ekip ile Amerika Deniz Kuvvetleri'nin istediği yeni uçak modeli için çalışmaya başlarlar. Uçak supersonic saldırı avcı uçağı olacaktır. M D D m evc u t F 3 H Demon modelinden yola çıkarak “Super Demon” projesine başlar. Rakipleri Grumman XF9F-9 ve Vought XF8U-1 Cruseider istenen supersonic avcı uçağı özelliklerini karşı l ıyordu. Bunun üzerine 1954’te daha gelişmiş YAH-1 projesine başlarlar. Planlanan dizayn kriterleri; Tek

    koltuklu, her hava şartında görev yapabilecek bir av/bombardıman uçağını tanımlıyordu. Proje bu isterler için başlatıldı ama 29 Mayıs 1955’te Donanma tarafından f irmaya yeni isterler i leti ldi . Her şey bir anda değişmişti. Artık Donanma iki koltuklu filonun savunması için 300 mil mesafede 2 saat CAP (Combat Air Patrol) yapabilecek, d ü ş m a n u ç a k l a r ı n ı tespit edip onları ateş altına alabilecek bir uçak istiyordu.

    YAH-1 projesi elden geçirilip ikinci mürettebat eklenip gövde içindeki top iptal edilmiş ve dört adet yarı-aktif güdümlü füzeyi gövde altında

    taşıyacak hale getirilir. Motor olarak MDD'nin F-101 Voodoo uçağında olduğu gibi General Elektric J79 seçi l i r. Voodoo'da olduğu gibi iki motorda gövdenin alt tarafına konularak yakıt kapasitesinin arttırılması amaçlanmıştır. Yapılan bu değişikler ile ilk XF4H-1 prototipi ortaya çıkar. Donanma 25 Temmuz 1955’te iki adet XF4H-1 test uçağı ve beş adet YF4H-1 seri üretim öncesi uçak sipariş eder. İlk test uçağı 27 Mayıs 1958'de test pilotu Robert C. Little kontrolünde ilk uçuşunu yapar. Uçağın ismi olarak MDD'nin ürettiği ilk jet uçağı FH-1 Phantom'u onur landırmak iç in 3 Temmuz 1959'da fabrikanın kuruluşunun

    20’nci yılı etkinliklerinde resmi olarak Phantom II ismi verilir. F4H-1 Amerikan Donanması'nda hizmete girer. Amerikan Hava Kuvvetleri'nin de yeni bir uçağa ihtiyacı vardır. Savunma Bakanı Ro b e r t M c N a m a r a ordunun tüm havacılık kollarında (Hava, Deniz ve Deniz Piyade) aynı uçağın kullanılmasını istemektedir. Donanma önleme görevleri için Phantom'u isterken, Hava Kuvvetleri av/bombardıman görevi için istemektedir. Donanma için üretilen Phantom Hava Kuvvetler i 'n in Convair F-106'sından daha başarılı bulunur ve Hava Kuvvetler i tarafından da seçilir. Başta F-110A (sonradan

    by Cem DOĞUT

    50

  • F-4C) olarak adlandırılır. F4H ismi de F-4'e dönüşür. F-4A (sonradan F-4B) Donanma için F-4C Hava Kuvvetleri için üretilmeye başlanır. F-4C 27 Mayıs 1963’te Mach 2 hızını geçerek ilk uçuşunu yapar.

    Donanma'nın gerçek manada kullandığı ilk Phantom modeli F-4B olmuştur. 1961'de hem Donanma hem de Deniz Piyadeler i F-4B' ler i e n va n t e r e a l m aya başlamıştır. Uçak J79-GE-8 turbojet motorları, AN/APQ-72 radarı, AAA-4 infra-red arama / takip podu ve AN/AJB-3 bombalama sistemi ile donatılmıştır. 649 tane F-4B üretilmiştir. İlerleyen yıllarda bu model F-4J ile

    değiştirilmeye başlandı. 1966 – 1972 yılları arasında 552 tanesi teslim edildi. Uçakta bulunan AN/AWG-10 atış kontrol sistemi ile “Look-Down / Shoot-Down” kabiliyetine sahip operasyonel ilk uçak olur. Eldeki 288 F-4B, F-4N standardına çıkarılır.

    F-4B Phantom II' ler 5 Ağustos 1964’te bombardıman eskortu görevi ile Vietnam'a gider. 9 Nisan 1965’te Phantom II i lk hava zaferini kazanır. Savaş sırasında Donanma Phantom'ları 40 hava zaferi kazanmış b u n a k a r ş ı l ı k 7 3 Phantom kaybedilmiştir. Bunların 7'si hava-hava muharebesinde kalanıysa uçaksavarlar tarafından düşürülmüştür. 1987'de Donanma Phantom'ları aktif görevden çeker. 2004'e kadar hedef dronu (QF-4) olarak kullanmaya devam eder.

    Hava Kuvvetleri F-4C'leri Aralık 1964’te Vietnama intikal eder. 10 Temmuz 1965’te ilk hava-hava zaferini Mig-17 düşürerek kazanır. 1962 yılında, Hava Kuvvetleri elindeki RF-101 keşif uçaklarını değiştirmek ister. Mevcut F-4C gövdesi kullanılarak RF-4C üretilir. Burun kısmı tekrar dizayn edilerek 33 inch uzatılır. Uçağa AN/APQ-99 yeryüzü takip ve haritalama radarı takılır. Buruna keşif görev yükü olarak KS-87 ileri dönük kamera, bir çift yanlara bakacak şekilde KS-87 ve dikey panoramik KS-56 kamerası takılır. Uçağın kötü hava şartlarında ve gece yapacağı görevler için AN/APQ-102 side-looking radar ve AN/

    AAS-18A infra-red keşif sistemi eklenmiştir. RF-4C Mayıs 1964’te ilk uçuşunu yapar. 1971 yılında Alman Hava Kuvvetler i 'n in siparişi üzerine RF-4C burunu ve F-4E gövdesi birleştiri lerek RF-4E üretilir. Bu model sadece yabancı hava kuvvetleri tarafından kullanılır. Amerikan Hava Kuvvetleri envanterine girmez.

    1967'de F-4D modeli h i z m e t e a l ı n ı r . C modeli Donanma B'leri i le neredeyse aynı uçaklardı. D'ler ise Hava Kuvvetleri'nin ihtiyaçları için yapılmış ilk modeldi. Vietnam'daki tecrübeler ışığında D modellerinde güncellemeler yapıldı. Uçak SUU-16/A ve SUU-23/A 20mm top podu taşıyabiliyordu. Yeni optik nişangah, otomatik silah atış bilgisayarı eklenerek atış hassasiyeti arttırılmıştır. Ayrıca ilk defa “Akıll ı Bomba” kullanmaya başlandı. Pave Knife hedefleme podu ile lazer güdümlü bomba atma kabiliyeti kazandırıldı.

    50'lerin sonu 60'ların başında uçakların top ile birbirini düşürdüğü dönemin kapandığı düşünülmeye başlandı. Bunun sebebi yeni çıkan radarların ve havadan havaya füzelerin topun yerini alacağına, düşmana yaklaşmadan 10-15 mil mesafeden füze ile rakibin vurulacağına olan inançtı. Phantom II bu teori üzerine inşa edilmişti. Vietnam savaşında bu teori maalesef çuvalladı. Kul lanı lan radar ve füzelerin performansı i s t e n i l e n s ev i ye d e değildi. Yakın mesafede

    angajman için hala topa iht iyaç vardı . F-4D'lerde kullanılan top podları ile bu eksiklik giderilmeye çalışılmış ama istenilen isabet oranı sağlanamamaktaydı. Gövde içine yerleşik top ihtiyacı üzerine F-4E dizayn edilmeye başlandı. RF-4C i le uzatılan burundan yola çıkılarak, burun altına M61-A1 20mm gatling topu yerleştirildi. Top ve cephanenin ağırlığı uçağın ağırlık merkezini öne kaydırmıştı. Bunu düzeltmek için gövdenin arkasına yedinci yakıt deposu eklenir. Radar tamamen yeni AN/APQ-120 ile değiştirilir. Artan ağırlığın performansı e t k i l e m e m e s i i ç i n daha güçlü J79-GE-17 motorları takılır. Her biri 17900 libre itiş gücüne sahipt i r. F-4E ' ler in Block 48 modelleri ile birlikte uçağın manevra kabiliyetini arttırmak için hücum kenarı manevra slatları eklenir. 1996 yılında Amerikan Hava Kuvvetleri F-4'leri aktif görevden çeker. Tıpkı Donanma gibi 1 Ocak 2017 tarihine kadar hedef dronu olarak kullanmaya devam eder.

    Uluslararası F/RF-4 Phantom II KullanıcılarıAlmanya

    1960'lı yıllarda F-104G Starfighter, NATO ve Luftwaffe (Alman Hava Kuvvetleri)'nin standart uçağı olmuştu. 70'lerin başına gelindiğinde F -1 0 4 G i h t i ya ç l a r ı karşılamakta zorlanmaya

    © Cem DOĞUT

    51

  • başlamıştı. Luftwaffe ihtiyacı için her hava şartında uçabilecek, yüksek performanslı, güvenil ir ve hızl ıca hizmete alabileceği bir uçak ist iyordu. F-104G'lerde yaşadığı yüksek kayıplar nedeniyle çift motorlu bir uçak arayışına girdiler. Önce 1969 yılında 88 adet RF-4E siparişi veren Almanya daha sonra 24 Haziran 1971 tarihinde 175 adet F-4F Phantom II siparişi vermişti. Bu anlaşma ile Messerschmitt-Bölkow-Blohm (MBB) firması F-4F' ler iç in parça üretirken MTU firması 448 adet J79-GE/MTU-17A motorunun üretimini yapacaktı. Luftwaffe için özel olarak üretilen F-4F'ler her ne kadar F-4E'nin bir versiyonu olsa da aralarında ciddi farklar vardı. Bunlar, gövdedeki yedi numaralı yakıt deposu yerine hidrolik basınç sistemi için APU (Yardımcı güç kaynağı) konulmuştur, yatay stabilize non-slotted model ile değiştirilmişti. Radar APQ-120 [V5] versiyonuydu ve AIM-7 Sparrow füzelerini desteklemiyordu.

    90'ların başında 113 adet F-4F'i modernize etmeye karar veren Almanya ICE (Improved C o m b a t E f f i e n c y) programını başlattı . Yapılan modernizasyon ile uçaklara AN/APG-65Y radarı, AIM-120 AMRAAM füzesi atma kabiliyeti, Honeywell lazer INS seyrüsefer sistemi, GEC Marconi görev bilgisayarı ve MFD (Multi-Function Display) ekranları eklendi. 2013 yılında Almanya F-4F'lerini emekli etti.

    Avustralya

    1960'lı yıllarda McDonnel D o u g l a s f i r m a s ı Avustralya Kraliyet Hava Kuvvetleri (RAAF) için özel bir F-4C modeli teklif etti. F-4C J79 yerine Fransız SENCMA Atar 9 turbojet motoru ile güçlendirilecekti. Atar 9 o s ı ra larda Avustralya envanterinde uçan Dassault Mirage I I I u ç a k l a r ı n ı n d a motoruydu. Bu teklife sıcak bakmayan RAAF General Dynamics F-111C almaya karar verdi. Değişken geometrili kanat yapısına sahip F-111C'nin geliştirme sürecinde karşılaşılan problemler ve yaşanan gecikmeler neticesinde Mayıs 1970’te ilk uçağın tesliminin 1974’ten önce olmayacağı belli olmuştu. F-111C teslim alınana kadar filosunda bulunan ve iy ice yaş lanmış olan Canberra B.20 bombardıman uçaklarının yerine Amerika Hava Kuvvetlerinden (USAF) ödünç olarak F-4E almak için anlaşmaya vardılar. USAF için üretilen 24 adet uçak RAAF'a verildi. Peace Reef programı 22 Haziran

    1970’te imzalandı. Eylül ve Ekim ayları arasında 24 uçakta Avustralya'ya teslim edildi.

    1972 yılında F-111C'ler b e k l e n e n d e n ö n ce teslim alınmaya başlandı. Bunun üzerine peyderpey F-4E'ler Amerika'ya geri gönderilmeye başladı. Son RAAF F-4E 21 Haziran 1973 ’ te Amer ika'ya geri döndü. Bu üç yıllık hizmeti sırasında tek bir kırım yaşandı. 69-7203 kuyruk numaralı uçak 16 Haziran 1971 tarihinde gece bombardıman eğitimi sırasında düştü. Geri dönen uçaklardan 21 adeti F-4G'ye çevrildi v e d ü ş m a n h a v a savunmasını bastırma görevinde kullanıldılar.

    Güney Kore

    P e a c e S p e c t a t o r programı ile 1968'de 18 adet F-4D almıştır. İ le r leyen dönemde toplamda 92 F-4D teslim alan Kore Hava Kuvvetleri 37 yeni üretim F-4E sipariş vermiş ve bu uçakları 1978'de teslim almaya başlamıştır. 1990'da 23 RF-4C'yi Amerikan Hava Kuvvetleri'nden devir almıştır. RF-4C'ler

    hizmetten çıkmış, az sayıda F-4E hala aktif görevdedir.

    İngiltere

    Temmuz 1964'de Kraliyet D o n a n m a s ı u ç a k gemilerinde kullanılmak üzere iki adet F-4K (FG.1) prototipi sipariş verir. F-4J modeli temel alınarak geliştirilen uçağa J79'dan daha güçlü olan Rolls Royce Spey turbofan motorları takılmasına karar verilir. Böylece İngiliz uçak gemilerinin daha kısa pistlerinden kalkabilecektir. Spey m o t o r l a r ı k a l k ı ş t a p e r f o r m a n s a r t ı ş ı sağladığı kadar yakıt tüketimini de düşürecekti. Ye n i m o t o r l a r ı n Phantom'a takılması yapısal olarak büyük değişikliklere neden oldu. Gövde ve hava alıkları genişletildi. Bu değişikler daha fazla sürtünmeye neden olduğu için başta beklenen performans artışını sağlayamadı. Donanma'nın yanında Kraliyet Hava Kuvvetleri de Phantom istedi. Başta F-4C almak istediler ama hükümet buna karşı çıktı ve F-4C'nin Spey motorlu versiyonu olan

    © Roger RICHARDS

    52

  • F-4M (FGR.2) alınmasına karar verdi. Toplamda 170 (52 adet K ve 118 adet M) Phantom alındı. Falkland savaşından sonra yeni uçak ihtiyacı doğar. 1984’te Amerikan Donanma'sından 15 adet F-4J alınır. Ekim 1992'de İngiltere Phantom'ları servisten çıkarır. Yerlerini Tornado'lar alır.

    İran

    İran 32 F-4D, 177 F-4E ve 16 RF-4E'yi 1968 – 1979 yılları arasında teslim almıştır. İran Şahının devrilmesi ve İslam devriminden sonra 28 Şubat 1979'da Amerika Birleşik Devletleri ambargo başlattı. Bu ambargo neticesinde 31 adet F-4E ve 11 RF-4E teslim alınamadı. 22 Eylül 1980'de başlayan İran – Irak savaşında Phantom'lar aktif rol almıştır. Ambargoya rağmen sayıca az olsa da İran İslam Cumhuriyeti Hava Kuvvetleri hala F/RF-4'leri aktif olarak kul lanmaya devam ediyor.

    İsrail

    1969 ile 1976 yılları arasında aldığı 240 F-4E ve RF-4E ile İsrail, Phantom’un en büyük ihracat müşterisi oldu. İlk kez 1965 yılında Phantom almak için niyet bildiren İsrail'in talebi Amerika tarafından kabul edilmedi. 1967'deki Altı gün savaşı sonrası İsrail'in yaşadığı kayıplar, Fransa'nın uyguladığı a m b a rg o ve A r a p ülkelerinin Sovyetlerden aldığı silahlar neticesinde Amerikan hükümeti fikrini değiştirdi. Peace Echo I programı ile 44 F-4E ve 6 RF-4E siparişi veren İsrail

    uçaklarını Eylül 1969'da teslim almaya başladı. 1969- 1971 arasında Mısır ve İsrail arasında cereyan eden yıpratma savaşında (War of Attrition ), İsrail Hava Kuvvetleri ( IDF/AF ) Phantomlarını ilk kez 22 Ekim 1969'da S ü v e y ş K a n a l ı n ı n batısında bulunan Mısır hava savunma birliğine düzenledikleri saldırıda kullandı. İsrail F-4E'leri ilk hava zaferini 11 Kasım 1969'da düşürdüğü Mısır Mig-21'i ile kazandı. İsrail'in aldığı F-15, F-16 ve Arap hava kuvvetlerinin aldığı modern uçakların yanında zayıf kalan F-4E'ler 1987'de Kurnass 2000 adlı modernizasyon projesi ile yenilendiler.

    Bu proje ile uçaklar yeni radar, HUD ( Head-Up Display ), görev bilgisayarı, MFD ( MultiFunction Display ), HOTAS ( hands-on-throttle-and-stick ), telsiz ve diğer aviyonikler ile donatıldı ve yapısal güçlendirme uygulandı. 2004 yılında İsrail Hava Kuvvetleri tarafından emekli edilen F-4E'ler 1969-1982 yılları arasında katıldıkları muharebelerde 1 16 uçak düşürmüş, buna karşılık 55 Phantom b u m u h a re b e l e rd e kaybedilmiştir.

    İspanya

    Peace Alfa programı ile Ekim 1971 ile Eylül 1972 tarihleri arasında 36 adet

    ikinci el F-4C almıştır. 1978'de PeaceAlfa II programı ile 4 F-4C ve 4 RF-4C alınır. 1989'da 8 RF-4C alınır. 1995’te 6 adet daha RF-4C alınır ve ilk alınan RF-4C'ler ile değiştirilir. 2002'de son Phantom'lar envanterden çıkarılır.

    Japonya

    Japonya 140 F-4EJ ve 14 RF-4E almıştır. İ lk ik i F-4EJ MDD firmasında üretilmiştir, geri kalan 138 F-4EJ lisans altında Mitsubishi Heavy Industries Ltd. Tarafından Japonya'da üret i lmişt i r. Bunlar Amerika dışında üretilen tek Phantom'lardır. Japon F-4EJ'leri hava savunma

    ©

    Ore

    n R

    oze

    n

    ©A

    lan

    Wils

    on

    İsrail Hava Kuvvetleri 201'inci Filoya ait F-4E Kurnass 2000

    501'inci Taktik Keşif Filosuna ait RF-4EJ, KAI projesi ile modernize edilmiştir

    53

  • amacıyla üretilmiş ve AN/AJB-7 bombalama sistemi takılmamıştır. Bu şekilde havadan yere mühimmat atışı yapamamaktadır. 20 Mayıs 1981'de teslim aldıkları 17-8440 kuyruk numaralı uçak dünyada üretilen 5195'inci ve son Phantom'dur. 80'lerin s o n u n d a h i z m e t t e 125 uçaktan 110'unun modernize edilmesi planlanmış ama bütçe kısıtlamaları nedeniyle bu rakam daha sonra 96'ya düşürülmüştür. Bu programın adı Kai'dir. Modernizasyon ile F-4EJ Kai'lere AN/APG-66J pulse-doppler radar, yeni görev bilgisayarı, Kaiser Heads-Up Display, AN/APZ-79 IFF, LN-39 INS ve J/APR-6 RWR sistemleri takılmıştır. 11 adet RF-4E'de bu programa dahil edilip RF-4E Kai standartına çıkarılmıştır. Yeni AN/APQ-172 radarı, J/APR-5 RWR ve LN-39 INS takılmıştır. Kai m o d e r n i z a s y o n u n a girmeyen 17 F-4EJ uçağı keşif amaçlı kullanılmak üzere seçilmiş ve RF-4EJ olarak isimlendirilmiştir. RF-4EJ'ler keşif görevleri için gövde altında LOROP (KS-146B kamerası taşır), TAC (KS-135A ve KS-95B kameraları veya D-500UR IR kamera taşır) ve TACER (ELINT amaçlı) podları taşıyabilmekteler. Japonya Phantom'larını bu sene emekli edecek. Yerlerini F-35A'lar alacak.

    Mısır

    1978'de İsrail ile Mısır arasında imzalanan Camp David anlaşmasından sonra Amer ika'dan ekonomik yardım almaya başladı. Anlaşmadan

    ö n c e M ı s ı r H a v a Kuvvetleri Rus menşeli uçaklar kullanmaktaydı. Amerika Peace Pharaoh programı ile 35 adet F-4E vermeye karar verir. Uçaklar Amerikan Hava Kuvvetleri 'nde kullanılmış uçaklardı. Phantom'lara karşılık Mısır'dan bir miktar Mig-21 ve Mig-23 alınacaktı. Bu da Amer ika’ya bu uçakları ilk elden inceleme şansı verecekti. Mısır Eylül 1979'da uçakları teslim almaya başladı. Rus uçaklarına al ışk ın olan Mıs ı r l ı

    personel Phantom'ları harbe hazır tutmakta çok zorlandı. Hatta 1982'de bu uçakların Türkiye'ye satılması bile düşünüldü. Daha sonra yeni eğitim programları ve Amerika'nın desteği ile 1985’te faal uçak sayısı arttı. Günümüzde Phantom'lar hizmetten çıkmış durumda.

    Yunanistan

    Toplamda 121 F/RF-4E alan Yunanistan ilk uçaklarını Mart 1974’te teslim almıştır. 1997'de 38

    F-4E uçağını Peace Icarus 2000 modernizasyon p r o g r a m ı a l t ı n d a modernize etmiştir. Modern izasyon i le uçaklara AN/APG-65 radarı, GEC-Marconi HUD, GPS/INS ve kokpite MFD'ler eklenmiştir. Modernizasyon sonrası u ça k l a r F-4 E AU P (Av ion ics Upgrade P r o g r a m ) o l a r a k adlandırılmıştır. 2017 yılında RF-4E'leri emekli etmişlerdir. 20 civarında F-4E AUP ise hala görevdedir.

    348'inci Taktik Keşif Filosunun kapanış töreni için özel olarak boyanmış RF-4E rulede

    ©

    Cem

    DO

    ĞU

    T

    ©C

    em D

    UT

    54

  • 56

  • 1948 yılında başlayan Marshall Yardımları ile Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığının (Hv.K.K.) ihtiyaçları büyük oranda Amerikan Askeri Yardım Programı (MAP) i le karşılanmaya başlanmıştı. Türkiye'nin 1952 yılında Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO'ya) üye olması ile başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmak üzere diğer NATO ülkelerinden yardım ile büyük miktarlarda uçak alındı. 1960'lı yıllara gelindiğinde Hv.K.K.'nın bel kemiğini yardımlarla gelen F-84 Thunderstreak ve F-100 Super Sabre uçakları oluşturmaktaydı. Bu uçaklara ek olarak az miktarda F-5 Freedom Fighter ve F-104 Starfighter uçakları envanterde bulunmaktaydı. 1960 yılında Kıbrıs'ta başlayan sorunlar ve 1964'te adaya yapılan müdahaleden sonra Yunanistan ile tırmanan kriz nedeniyle 1970' ler in başından itibaren yeni, çok rollü savaş uçağı ihtiyacı doğdu.

    1971 yılında Yunanistan'ın Peace Icarus Projesi ile 36 adet F-4E Phantom II siparişi, Hv.K.K. modern ve güçlü uçak ihtiyacının karşılanmasını ön plana çıkartmıştır. 1972 yılı şubat ayında ABD ile sözleşme görüşmeleri başlamış ve kısa sürede tamamlanarak aynı sene içinde Peace Diamond adlı proje yürürlüğe girmiştir. Finansmanı millî bütçeden karşılanan bu proje ile 40 adet F-4E Phantom II siparişi verilmiştir. Sipariş ile birlikte gerekli ikmal ve yedek parçaların, Eskişehir ve Erhaç/Malatya meydanlarındaki tesis destek ihtiyaçlarının

    karşılanması, personel seçimi ve eğitim planları yapılmıştır.

    30 Ağustos 1974 tarihinde 73-1016 ve 73-1017 kuyruk numaralı iki F-4E Phantom II uçağının Amerikalı pilotlar ile 1'inci Ana Jet Üs Komutanlığına get i r i lmes iy le Türk havac ı l ık tar ih inde P h a n t o m s a y f a s ı resmen açılmış ve gelen Phantom'lar, 113'üncü “Tayfun” Filo'da göreve başlamıştır. F-4E Phantom I I uçaklar ın ın Türk semalarındaki ilk uçuşu “Tayfun” Filo Komutanı Hv. Plt. Kur. Kd. Bnb. Ergin Celasin ve Hv. Plt. Yzb. Ziya Alemdar tarafından 73-1016 numaralı uçak ile 2 Eylül 1974 tarihinde g e rçe k l e ş t i r i l m i ş t i r. Filo personeli 1975 yılı ortalarında harbe hazır olmuştur. F-4E Phantom I I ' l e r i n e n v a n t e r e girmesiyle Hv.K.K.'nda bulunmayan silah sistem subayı sınıfı kurulmuş ve 1976 yıl ında f ilo bünyesinde kurulan Şimşek Kıt 'a , F-4E Phantom II silah sistem subaylarının harbe hazırlık eğitimlerini üstlenmiştir. 1974 yılında gelen 8 adet F-4E Phantom II uçağı 113'üncü Filo'ya tahsis edilmiştir. 1975

    yılında gelen 32 adet uçağın 12 tanesi 113'üncü Filo'ya, kalan 20 tanesi ise 112'nci “Şeytan” Filo Komutanlığına verilmiştir. Peace Diamond II Projesi kapsamında ise toplamda 32 adet F-4E Phantom II ve 8 adet RF-4E Phantom II siparişi verilmiştir. Peace Diamond II Projesi'nin ilginç bir özelliği de f a b r i k a d a ü re t i l e n 5000’inci seri üretim F-4 Phantom II uçağının bu proje kapsamında Türk HvKK’ne 77-0290 kuyruk numarasıyla verilmesidir. Peace Diamond I I Projesi ile 1978 yılının nisan ayından itibaren a l ınmaya baş lanan uçaklar ile 172'nci “Şahin” Filo ve 111'inci “Panter” Filo modernize edilmiştir. 1974 yılında kurulan ilk F-4 filosu 113’üncü Filo Komutanlığı ise 3 Temmuz 1979 yılında kapanmıştır. Bunun yerine 1977 yılında ikinci defa kurulan 114’üncü Filo Komutanlığı 1979 yılında 113’üncü Filo Komutanlığı adını alarak Peace Diamond II kapsamında 1978-79 yılları arasında gelen 8 adet RF-4E Phantom II uçağı “yeni” 113’üncü Filo'ya tahsis edilmiştir. İ lk kurulduğu 1974 yılında F-4E ile uçulurken

    kullanılan “Tayfun” filo çağrı adı envantere R F - 4 E u ç a k l a r ı n ı n girmesiyle “Işık” olarak değiştirilmiştir.

    F - 4 E P h a n t o m I I uçaklarının gelmesiyle modern mühimmat kapsamında hava-yer amaçlı kullanılan TV güdümlü AGM-65A/B Maverick füzeleri, AN/AVQ-23 Pave Spike lazer hedefleme podu, lazer güdümlü 500 ve 2000 librelik GBU-10/12 Paveway I/II ve optik güdümlü 2000 librelik GBU-8 HOBOS bombaları envantere dahil edilmiştir. Bu sayede Türk Hava Kuvvetleri tarihinde ilk defa hava-yer hedeflerine karşı hassas taarruz kabiliyeti kazanmıştır. Bu modern mühimmatlara ek olarak hava-hava görevleri için de yarı-aktif güdümlü orta menzilli AIM-7E Sparrow, kısa menzilli kızılötesi (Infrared, IR) güdümlü AIM-9B/P Sidewinder serisi füzeler envantere girmiştir. Elektronik harp kabiliyetinin yükseltilmesi ve uçakların yer konuşlu radar güdümlü hava savunma füzelerine (SAM) karşı korunmaları için, zamanın etkil i elektronik karıştırıcı (ECM)

    111'inci "Panter" Filo F-4E/2020'leri kol uçuşunda

    ©

    Cem

    DO

    ĞU

    T

    57

  • sistemlerinden ALQ-119 podları da envantere dahil edilmiştir. F4E Phantom II’lerin sahip oldukları, zamanının ileri teknoloji sistemi sayılan APQ-120 radarı sayesinde, her hava şartında, gece ve gündüz av-önleme görevlerini icra etme kabiliyeti kazanılmıştır. Böylece 112'nci ve 172'nci filolar her hava şartında av-önleme filosu olarak Sparrow ve Sidewinder tipi füzelerle görevlerine başlamışlardır.

    Peace Diamond I I I Projesi kapsamında 1981 yılının temmuz ayından başlayarak Nisan 1984’e kadar ABD’deki Aircraft

    M a i n t e n a n c e a n d Regenaration Center (AMARC) adl ı uçak deposundan 15 adet F-4E Phantom II uçağı daha tedarik edilmiştir. Peace Diamond III projesi ile alınan bu uçaklar, South East Asia (SEA) adlı kamuflajlı boyalı şekilde sahip 173’üncü Filo’ya tahsis edilmiştir.

    Peace Diamond IV Projesi kapsamında ABD Hava Kuvvetleri’nin hizmet dışına çıkardığı 15 adet F-4E uçağı 1984–1985 yılları arasında alınmıştır. Bu uçaklar mevcut dört Phantom f i losunun kaza-kırımlarda yaşadığı

    kayıplarının kapatılması için kullanılmıştır.

    Bu uçakları 1987 yılında Peace Diamond V Projesi ile ABD Ulusal Muhafızları’nın ihtiyatlarında bulunan 40 adet F-4E Phantom II’nin gelmesi takip etmiştir. Alınan uçaklar ile önce Konya'daki 3'üncü Ana Jet Üs Komutanlığında bulunan 131'inci “Ejder” Filo, ilerleyen yıllarda da 132'nci “Hançer” Filo modernize edilmiştir.

    1991 yılında Irak’ı, işgal ettiği Kuveyt’ten çıkarmak için ABD öncülüğündeki koalisyon tarafından başlatılan Çöl Fırtınası Harekât ı ’na ver i len

    destek neticesinde ABD ve müttef iklerinden askerî yardımlar alınmıştır. Peace Diamond VI Projesi kapsamında ABD Ulusal Muhafızları’nın hizmet dışına çıkarmış olduğu 40 adet F-4E uçağı 1991-1992 yılları arasında teslim alınmıştır.

    Doğu ve Batı Almanya’nın 1990 yılında birleşmesi ve Soğuk Savaş’ın sona ermesi sonucu Alman Hava Kuvvetleri ’nde ihtiyaç fazlası haline gelen toplam 46 RF-4E, Kaan Projesi ile satın alınmıştır. Uçakların 12 adedi yedek parça kaynağı olarak alınırken, 34 adet RF-

    Dört adet Mk-83 yükü ile F-4E/2020 TMH (Terörle Mücadele Harekatı) görevi için hazırlanıyor

    58

  • 4E, teslim edilmeden önce Messerschmitt-Bölkow-Blohm (MBB) ş i r k e t i t a r a f ı n d a n kapsamlı bir bakım, onarım ve iyileştirmeye t a b i t u t u l m u ş t u r . M o d e r n i z a s y o n kapsamında ayr ıca uçaklar ın AN/APQ-9 9 ra d a r l a r ı , ye n i geliştirilen ve Amerikan Hava Kuvvetler i ’n in modernize ettiği kendi RF-4C’lerinde de o dönemde kullanılmaya başlanan AN/APG-172 radar sistemi ile değiştirilmiştir. 113'üncü ve 173'üncü f i lolara 1992 yılında başlayan teslimatlar 1994 yılında tamamlanmıştır. 1994

    yı l ında Eskişehir 'de Bora Kıt'a Komutanlığı kurularak Malatya’daki 173'üncü Filo'nun keşif rolüne dönüştürülmesi amacıyla RF-4E Harbe Hazırlık Eğitimi verilmiştir.

    F-4E/2020 “Terminatör”Modernizasyonu

    Prototipi ilk defa 1958 yılında uçan ve 1960’lı yılların teknolojisini temsil eden Phantom'ların standart APQ-120 radar sistemi ile, hava-hava görevlerini 80’li yılların ortalarına kadar en iyi şekilde icra edilmiştir. Ancak 90’ l ı y ı l lara gelindiğinde, Türk Hava

    Kuvvetlerindeki mevcut F-4E Phantom II uçakları hem gövde ömrü hem de uçuş saati oranları bakımından yüksek değerlere ulaşmışlar, geçen zaman içinde teknolojik olarak çağın gerisinde kalarak güncel ihtiyaç ve tehditlere cevap veremez hale gelmişlerdi. Türkiye’nin bölgedeki güçlü askerî konumunu muhafaza etmesi ve caydırıcılığını arttırması için iki alternatifi bulunmaktaydı . Bu ihtiyaç doğrultusunda, ya e l d e k i e s k i ye n Phantom uçaklar ını yeni tip bir çift motorlu bombardıman uçağı ile yenileyecek ya da bu göreve cevap verebilecek b i r modern izasyon projesi ile mevcut F-4E Phantom II uçaklarının bir kısmını en az 20 sene daha kullanılacak şekilde modernize edecekti. Tü r k i y e e k o n o m i k nedenlerden dolayı modernizasyon opsiyonu üzerinde karar kılmıştır.

    Bu kararda, 30 yılda elde ettiği tecrübe ile eğitim, malzeme, materyal , bakım, idame, lojistik destek kabiliyeti de etkili olmuştur.

    F-4E uçaklarının yapısal ve aviyonik modernizasyonu için başlatılan projeye Almanya’dan DASA ve İsrail’den IAI şirketleri tekliflerini sunmuştur. Alman çözümü, F-4E'nin AN/APQ-120 atış kontrol radarının, F/A-18 Hornet'te de kullanılan AN/APG-65 ile değiştirilmesini, yeni nesil aviyonik göstergeler, görev bilgisayarı, uçuş kontrol sistemi, seyrüsefer sistemi, MIL-STD-1553B veri yolu ile AIM-120 AMRAAM orta menzilli havadan havaya füze ateşleyebilme kabiliyetinin eklenmesini kapsıyordu. İsrail Hava Kuvvetleri için geliştirilen Kurnass 2000’i baz alan IAI çözümünde ise radarın ELTA üretimi EL/M-2032 ile değiştirilmesi, uçağa AN/ALQ-178[V]3 elektronik karşı tedbir

    © Cem DOĞUT

    ©

    Cem

    DO

    ĞU

    T

    59

  • sistemi, MXF-484 VHF/UHF telsiz, HOTAS uçuş kumanda sistemi, başüstü (HUD) gösterge, tümleşik INS/GPS seyrüsefer sistemi, AVTR uçuş video kayıt sistemi, renkli çok fonksiyonlu göstergeler (MFD) , yen i görev bilgisayarı, MIL-STD-1553B veri yolu eklenmesini içermekteydi. Bunlara ilaveten uçaklara Popeye I havadan yere hassas güdümlü füze ateşleme ve ELTA EL/L-8225 elektronik harp podu taş ıma kabiliyeti de eklenecekti.

    Türkiye’nin olası bir E L / M -2 0 3 2 r a d a r ı te rc i h i n d e m a l i ye t avantajı kadar, teknoloji transferi konusunda siyasi açıdan ABD’den izin alma gereksiniminin söz konusu olmadığı bu radarı

    teknolojik ve operasyonel açıdan incelemeye almış ve performans olarak en az AN/APG-76 kadar başarılı olduğunu görmüştür. Türkiye IAI'nın teklifini kabul ederek modernize edilecek Türk Phantom'ları için ELTA ürünü EL/M-2032 radarı üzerinde karar kılınmıştır.

    Teklif değerlendirme çalışmaları sonunda IAI ile 1997 yılında anlaşmaya varılmış ve şirket ile 632,5 milyon dolar tutarında bir sözleşme imzalanmıştır. Terminator o larak adlandır ı lan proje i le modernize e d i l e ce k u ç a k l a r ı n tüm kablaj donanımı değişecek, yapılacak iyileştirme ve yenileme çalışmaları ile gövdeleri güçlendirilecekti. Yapılan

    anlaşmaya göre, 54 adet F-4E Phantom uçağının 26 adedi İsrail'de, geri kalan 28 adedi Türk Hava Kuvvetlerinin Eskişehir’de konuşlu 1'inci Hava İkmal ve Bakım Merkezinde m o d e r n i z a s y o n a t a b i t u t u l a c a k t ı . Anlaşmaya göre İsrail’in, m o d e r n i z a s y o n u n 28 uçağını kapsayan Türkiye bölümü için g e r e k l i g övd e ve aviyonik modernizasyon kitlerini sağlaması, Türk mühendislerine aviyonik entegrasyon eğitimi verilmesi, entegrasyon için bir Sistem Entegrasyon L a b o r a t u v a r ı n ı n (SEL) kurulması ve bu laboratuvar ın daha sonra Eskişehir’e transfer edilmesini kapsıyordu. Proje dahilinde İsrail’in sağladığı bu teknoloji transferi sayesinde, 1'inci Hava İkmal ve Bakım Merkezi'nin teknolojik imkanları geliştirilerek, uçaklar üzerinde istediği yapısal ve aviyonik değişiklikleri yapma kabiliyetine de sahip olması planlanmıştır. İlk iki F-4E/2020 (73-1032 ve 68- 0498 Kuyruk numaralı) 27 Ocak 2000 tarihinde düzenlenen tören ile Türk Hava Kuvvetlerine teslim edilmiştir. Teslim

    alınan iki uçak 111'inci Filo Komutanlığı'na tahsis edilmiştir. 21 Aralık 2001 tarihindeyse 171'inci Filo'ya ilk F-4E/2020 teslimatı gerçekleştirilmiştir.

    ModernizasyonsonrasıF-4E/2020 uçaklarınınkazandığıkabiliyetleriincelersek;

    İs ra i l ELTA f i rması tarafından üretilen EL/M-2035 çok görevli, X bandında SAR/GMTI (Syntetic Aparture Radar/Ground Target Moving Indicator) kabiliyetine sahip ve Pulse Doppler prensibinde çalışmaktadır. R a d a r S A R / G M T I fonksiyonu sayesinde, tank, zırhlı araç, top, füze bataryası, uçak (yerde), sabit yer radarları ve diğer mobil-sabit ve/veya yer-suüstü hedefleri fotoğraf ka l i tes ine yakın bir çözünürlükle görüntülenebilmektedir. SAR/GMTI moduyla elde edilen resimlerden, yerdeki hedeflerin menzil ve koordinatları tespit edilebilmektedir.

    Mil STD 1553 sistemini, uçak üzerindeki aviyonik

    ©

    Cem

    DO

    ĞU

    T

    ©

    Cem

    DO

    ĞU

    T

    60

  • ve silah sistemlerinin birbirleriyle iletişimini sağlayan bir bilgisayar yazılımı olarak özetlemek mümkündür. Yazıl ım ve donanımdan oluşan s i s t e m s a y e s i n d e , u ç a k l a r a i s t e n i l e n tüm modern silahların ko lay l ık la ser t i f iye edilerek entegrasyonları sağlanabilmektedir.

    Baş üstü gösterge (HUD), uçağın önemli uçuş ve taktik verilerinin, pilotun baş hizasında, ön kanopinin gerisindeki s ayd a m b i r c a m a projeksiyonla yansıtılarak optik olarak algılanmasını sağlayan s istemdir. Bu sayede pilot başını kokpitin aviyonik kısmına indirmeden hem uçuşuna konsantre olur hem de bu gerekli hayatî bilgilere ulaşarak kendine taktik bir kolaylık sağlar.

    Uçuş ve muharebe kontrol lövyesi (HOTAS), pilotun elini uçuş lövyesi ve gaz kolundan ayırmadan, silah, haberleşme ve radar modlarını tek elle seçebilme ve kontrol etmesine yarayan çok fonksiyonlu bir kumanda koludur.

    F - 4 E / 2 0 2 0 ‘ n i n ö n kokpitinde bir, arka kokpitinde iki olmak üzere toplam üç adet çok Fonksiyonlu Gösterge Ekranları (MFD - Multi Funct ion Disp lays) eklenmiştir. Bu ekranlar sayesinde radar, seyrüsefer, donanım ve diğer uçuş bilgileri bu ekranlardan takip edilebilmekte ve gerektiğinde bu ekran üzerinden değişiklikler yapılabilmektedir. Arka kokpitteki Silah Sistem Subayı/Arka Kokpit Uçucusu (SSS/AKU) kendi bölümünde yer alan iki ekrandan radar ve silah gibi verileri takip edebilmektedir.

    Uçaklara eklenen INS/GPS seyrüsefer sistemi sayesinde son derece hassas bir şekilde, bir noktadan başka bir noktaya seyrüsefer yapması ve uçağın n e t p o z i s y o n u n u n belirlenmesi sağlanmıştır. Sistem, prensipte enlem ve boylam bilgilerini ço k h a s s a s o l a ra k hesaplayarak navigasyon koordinatlarını uçuş kontrol bilgisayarına iletir. Kalkıştan önce yerde kalibre edilen v e p r o g r a m l a n a n INS/GPS s istemine, u ç u l a c a k b ö l g e n i n ya da atış yapılacak hedefin pozisyon verileri

    yüklenebilmektedir. Bu sayede pilot hedefini kolaylıkla bularak atışını yüksek hassasiyetle gerçekleştirir.

    Uçaklara entegre edilmiş Aselsan imalatı MXF-484 VHF/UHF bandında çalışan “Have-Quick” uyumlu bu telsizler sayesinde, hava-hava ve hava-yer haberleşmesi karıştırmaya ve dinlemeye m a r u z k a l m a d a n yapılabilmektedir. Bir NATO telsiz haberleşme standardı olan ve Have-Quick protokolü i le çalışan bu telsizlerde, dinlenme ve karıştırılma riski minimize edilmiştir.

    © Cem DOĞUT

    ©

    Cem

    DO

    ĞU

    T

    173'üncü "Şafak" Filoya ait RF-4E/TM keşif görevi için havalanıyor

    62

  • Bu yeni te ls iz ler in anteni gövde üzerine yerleştirilen büyük siyah renkli antendir. Bu anten F-4E/2020 uçaklarını diğer F-4E'lerden ayıran en büyük görsel farkı yaratır.

    Her modern muharip jetin standart donanımını teşkil eden radar ikaz a l ı c ı s ı ( RW R- Ra d a r Warning Receiver) olarak F-4E/2020 uçakları için Mikes’in ALQ-178[V]3 modülleri öngörülmüştür. Aynı sistem Öncel I (Peace Onyx I) projesi kapsamında, birinci paket Türk F-16 (Block 30/40) uçakları için de seçilmişti. Aktif ECM görevi için İsrail’in ELTA f irması tarafından üretilmiş EL/L-8225 karıştırma podları proje dahilinde alınmıştır. Havelsan firması, ELTA

    i le bir l ikte sistemin ya z ı l ı m kont ro l ü nü s a ğ l a m a k t a d ı r . F-4E/2020 uçaklarına entegre edilen pasif korunma s istemler i aras ında, radar ve k ı z ı l ö t e s i f ü z e l e r i aldatma amaçlı chaff ve flare dispanserleri de bulunmaktadır.

    T e r m i n a t o r l e r i n sa ld ı r ı kapas i tes in i artt ı ran en öneml i yenil ikte F-4E/2020 u ç a k l a r ı n a Po p eye füzesi atma kabiliyeti de kazandırılmasıdır. Popeye füzesi atıldığı irtifaya bağlı olmak üzere 100 km menzile, 3000 lb. ağırlığa ve 800 librelik harp başlığına sahip, katı yakıt roket motorlu ve datalink vasıtasıyla kontrol edilmektedir.

    “IşıkProjesi”Türkiye’ninilkmilliuçakModernizasyonu

    F - 4 E / 2 0 2 0 modernizasyonunu “Işık Projesi” takip etmiştir. Türk Hava Kuvvetlerinin harekât ihtiyaçları doğrultusunda RF-4E Phantom I I uçaklarının 18 adedi her türlü hava şartında, gece ve gündüz hassas seyrüsefer yapabilecek, elektronik harp koruması altında keşif görevlerini başarıyla icra edebilecek imkân ve kabiliyete kavuşması için başlatılan Işık Projesi, Türkiye’nin ilk millî uçak modernizasyonu olmuştur.

    Proje ile ABD’den satın alınan 7 adet RF-4E (USAF) ile Alman Hava Kuvvetleri’nden devralınan

    RF-4E (GAF) uçakları arasından seçilen 11 adet uçak modernize edilmiştir. USAF ve GAF RF-4E'ler donanım olarak DA yapısal olarak da farklılıklar taşımaktaydı. USAF RF-4E'ler envanterdeki diğer F-4E'ler gibi hücum kenarında manevralı slatlara sahipken, GAF RF-4E'ler hücum kenarı flapları ve “Boundary Layer Control (BLC)” sahipti. Diğer yapısal farkları da USAF'lar yuvarlak hatlı kamera yuvasına sahipken GAF'lar köşeli hatlı kamera yuvasına sahipti. 29 Ocak 2004 tarihinde başlayan Prototip Fazı ile bir adet USAF ve bir adet GAF RF-4E uçağı modernize edilmiştir. Prototip Fazı kapsamında modernize edilen uçaklardan ilki ilk uçuşunu 19 Aralık 2008, ikinci uçak ise 19

  • Ocak 2009 tarihinde g e rçe k l e ş t i r m i ş ve test uçuşları 16 Nisan 2009 tarihinde sona ermiştir. 31 Ağustos 2007 tarihinde başlayan ve 16 uçağı kapsayan Seri Üretim Fazı 2010 yılında tamamlanmıştır.

    1 ’ i n c i H a va İ k m a l Bakım Merkezi (HİBM) Komutanlığının katılımı i le gerçek leşt i r i len F-4E/2020 ve F-5 2000 Modernizasyon Projeleri ile kazanılan bilgi birikimi ve teknik/teknolojik altyapıdan da faydalanılarak hayata geçirilen ve Türkiye’nin ilk millî muharip uçak modernizasyon çalışması olan Işık Projesi, 1’inci HİBM Komutanlığının ana yüklenicil iğinde g e rçe k l e ş t i r i l m i ş t i r. K o m u t a n l ı k , modernizasyona esas k o n f i g ü r a s y o n u n belirlenmesi, tasarım, sistemin laboratuvar

    ortamında kurularak çalıştırılması, iki uçak ü z e r i n d e p r o t o t i p u yg u l a m a , ya p ı s a l modernizasyon, aviyonik sistemlerin platformlara yerleştirilmesi, analizleri, yer ve uçuş testleri ile ser i modernizasyon çalışmalarını yürütmüştür. Uçakların seyrüsefer, uçuş yönetim ve haberleşme cihazlarının üretimi ve bunların sayısal bir veri yolu kullanılarak görev bilgisayarı üzerinden entegrasyonu Aselsan, Elekronik Harp sistemi

    modernizasyonu ise M İ K E S t a r a f ı n d a n gerçekleştirilmiştir.

    Tamamen Türk mühendis, teknisyen ve pilotları ile gerçekleştirilmiş olan Işık Projesi ile RF-4E uçaklarında uçuş ve görev planlaması otonom hale getirilmiş, uçakların her türlü hava koşulunda kendi konumunu yüksek bir hassasiyetle bulması sağlanmıştır. Uçaklar elektronik harp açısından güvenli yeni nesil sayısal u z a k h a b e r l e ş m e

    sistemleri sayesinde etkin, kesintisiz ve güvenli muhabere yapılabilecek sistem ile donatılmıştır.

    R F - 4 E u ç a k l a r ı n ı n 2020’li yıllara kadar yapısal açıdan sorunsuz ve emniyetli bir şekilde g ö r ev ya p m a l a r ı n ı sağlamak amacıyla, uçak yapısal bütünlüğünü bozmadan belirlenmiş 16 kritik bölgede kullanım ömrünü uzatmaya yönelik değişim ve güçlendirme ç a l ı ş m a s ı / t a d i l a t ı yapılmıştır.

    Aviyonik modernizasyonu olarak da uçakların kokpitleri, ilave edilen y e n i g ö s t e r g e v e kumanda panellerini de kapsayacak şekilde yeniden tasarlanmıştır. Bu sayede GAF ve USAF orijinli uçakların kokpitleri standart hale getirilmiştir. Aviyonik Röle Paneli yeniden tasarlanmış ve üretilmiştir, ön ve arka

    112'inci Filonun kapanış töreni için Phantomlar bir arada.

    ©

    Cem

    DO

    ĞU

    T

    SUU-20 eğitim bombası atıcısı ile yüklü Phantom'un kalkış öncesi son kontrolleri yapılıyor

    64

  • kokpit gösterge panelleri, pedastal panel ile sağ ve sol konsollar yeniden tasarlanmıştır. Yenilenen aviyonik sistem için ilave kablo üretimi ve montajı g e rçe k l e ş t i r i l m i ş t i r. M o d e r n i z a s y o n k a p s a m ı n d a y e n i aviyoniklerden, pilot ile Uçuş Yönetim Sistemi arasında birincil arayüz görevini gerçekleştiren C D U - 9 0 0 Z Ko nt ro l Gösterge Birimi ve AN/ALQ-173[V]3R pas i f elektronik harp sistemine ait Radar İkaz Alıcısı (RWR) ekranı ön kokpit ön borda paneline yerleştirilmiştir. C D U - 9 0 0 Z Ko nt ro l Gösterge Birimi pilotların ana aviyonik ler i le arasındaki ana arayüzdür ve uçuş yönetiminin merkez noktasıdır. Ön kokpitte yer alan sağ ve sol konsollar yeniden t a s a r l a n a r a k R W R Kontrol Ünitesi, Silah Kontrol Paneli, Aviyonik Aktivasyon Paneli (AAP)

    ve Keşif Paneli takılmıştır. Arka kokpit ön borda p a n e l i n e p i l o t l a r a tehdit ortamındaki bilgileri anında ve renkli olarak sunabilen RWR kontrol ünitesi ve ekranı yerleştirilmiştir. Arka kokpit sağ ve sol konsol yeniden tasarlanarak C D U - 9 0 0, A A P ve MILSEC-III kripto üniteleri takılmış, mevcut paneller üzerinde bir dizi tadilat yapılmıştır. USAF/GAF R F- 4 E u ç a k l a r ı n d a bulunan LN-12 Ataletsel Seyrüsefer Sistemi (INS), LN-100GT Gömülü INS/GPS (EGI) sistemi ile değiştirilmiş böylece uçağın saatteki mil hatası 3.6nm’den INS devrede iken 0.8nm’ye, INS/GPS birlikte kullanılırken de 10 metreler düzeyine düşürülerek uçağa çok hassas bir seyrüsefer kabiliyeti kazandırılmıştır. P i lot ve AKU, LN-100GT EGI sisteminin seyrüsefer bilgilerinin

    kontrolü, sisteme bilgi girilmesi ve seyrüsefer bilgilerinin sistemden al ınması iş lemler ini C D U - 9 0 0 Z Ko nt ro l Gösterge Birimi üzerinden gerçekleştirmektedir. Uçağın yenilenen ve sayısal arayüze sahip LN-100GT gibi aviyonik sistemleri ile uçakta m u h a f a z a e d i l e n orijinal analog gösterge sistemleri arasındaki haberleşme ise SBU-100 Senkro Çevir ici Ü n i t e s i ü z e r i n d e n sağlanmıştır. SBU-100 bu proje ihtiyaçları için Aselsan tarafından özel olarak tasarlanmıştır. Radar altimetre sistemi AN/APN-159 iken bu sistem CARA (Birleşik İrtifa Radar Altimetresi) AN/APN-232 sistemine

    d ö n ü ş t ü r ü l m ü ş t ü r . USAF/GAF RF-4E keşif uçaklarının haberleşme sistemi de kapsamlı bir yenileştirmeye tabi tutulmuştur. Mevcut UHF frekansı RT-793A/ASQ ve HF frekansı RT-792/ARC-105 telsiz setleri Aselsan tarafından teslim edilen kriptolu ve Link 11 uyumlu 2 adet MXF-484 UHF/VHF Have Quick telsiz seti, 1 adet ARC-190 HF telsiz, Aviyonik Aktivasyon Paneli ve Gaz Kolu PTT (Bas Konuş) Anahtarı uçaklara entegre edilmiştir. EH sistemi modernizasyonu kapsamında uçaklarda yer alan AN/ALR-46 RWR sistemi, AN/ALQ-178[V]3R Pasif Elektronik Harp Sistemi ile değiştirilmiştir. GAF uçaklarında EH

    © Cem DOĞUT

    ©

    Cem

    DO

    ĞU

    T

    65

  • sistemine ait ön E/J Band Antenleri burun bölümünde bulunan KS-87B kamerasının sağında ve solunda yer alırken, USAF RF-4E uçaklarında antenler kanat uçlarında yer almaktadır. USAF RF-4E uçaklarında bulunan KS-146B LOROP keşif podu kabiliyeti, Işık Projesi kapsamında 5 adet GAF RF-4E uçağına da kazandır ı lmışt ı r. Böylece toplam 12 adet RF-4E/TM uçağı keşif podu taşıma kabiliyetine sahip olmuştur. KS-146B keşif podu sistemi olarak uçaklara; Keşif Podu, Kontrol Paneli, Güç Akım Kesme Kutusu, Sağa Bakış ve Sola Bakış Üniteleri takılmıştır. KS-146B keşif podu sisteminin uçak üzerinde LN-100GT seyrüsefer sisteminden ihtiyaç duyacağı INS sinyallerinin arayüz bilgileri SBU-100 üzerinden sağlanmıştır. Yüksek irtifadan ve uzun mesafelerden yüksek çözünürlüklü fotoğraflar çekmek için tasarlanmış bir sistem olan LOROP, KS-146 model bir kamera, 66 inç f/5,6 lens, iki eksenli stabilizasyon ve sıcaklık kontrol sisteminden oluşur. Uçak irtifasına göre hedeften 65 ila 100 km uzaklıkta uçarak çekimini yapabilmekteydi.

    ŞimşekModernizasyonProgramı

    Modernizasyon faaliyetleri “Şimşek Projesi” i le devam etti. Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki F - 4 E P h a n t o m I I A v - B o m b a r d ı m a n uçaklarından 16 adedinin, yapısal yenileme ve aviyonik m o d e r n i z a s y o n d a n geçirilmesini amaçlayan İ k i n c i Pa ke t F- 4 E Şimşek Modernizasyon Projesi 2006 yılında başlamıştır. Bu kapsamda m o d e r n i z a s y o n u tamamlanan ve ilk resmi test uçuşunu 24 Aralık 2009 tarihinde gerçekleştiren 68-0403 kuyruk numaralı F-4E/TM (Modernizasyon sonrasında bu şekilde sınıflandırıldılar) uçağı 2 Mart 2010 tarihinde 1’inci HİBM Komutanlığında düzenlenen törenle 1'nci Ana Jet Üs Komutanlığına teslim edilmiş, proje 2010 yılında tamamlanmıştır. F-4E/TM uçakları RF-4E/TM keşif uçakları ile benzer (MİKES ürünü AN/ALQ-178[V]3R pasif EH sistemi hariç) bir aviyonik m o d e r n i z a s y o n d a n geçirilmiştir. Bu çerçevede uçaklara takılan Aselsan ürünü GPS gömülü LN-100GT INS/GPS ile uçakların seyrüsefer sistemi günümüz teknolojisine

    uygun hale getirilmiştir, CDU-900 Kontrol Gösterge Ünitesi ve üzerinde koşan Aselsan mühendisleri tarafından geliştirilen Operasyonel Uçuş Yazılımı ile Uçuş Yönetiminin her türlü hava koşulunda yüksek doğru lukta gerçekleşmesi sağlanmıştır. UHF ve VHF bantlarında haberleşme olanağı sağlayan, kriptolu ve Link-11 uyumlu MXF-484 telsiz seti ile F-4E/TM uçaklarına etkili ve güvenli haberleşme yeteneği kazandırılmıştır. Uçakların yenilenen ve sayısal arayüze sahip LN-100GT gibi aviyonik sistemleri ile uçakta muhafaza edilen orijinal analog gösterge sistemleri arasındaki haberleşme ise Işık Projesi’nde olduğu gibi Aselsan tarafından tasarlanan SBU-100 Senkro Çevirici Ünitesi üzerinden sağlanmıştır. Bu sayede pilotların kullanımına alışmış oldukları mevcut göstergelerin işleyişinde değişiklik yapılmaksızın, modern ve sayısal sistemlerle bir arada çalışmaları sağlanmıştır. Uçaklara entegre edilen yeni aviyonik sistemler uçuş testi öncesinde ilk olarak 1’inci HİBM Komutanlığı bünyesinde kurulan ve uçak aviyonik mimarisinin laboratuvar ortamında oluşturulmuş

    fonksiyonel bir örneği olan Sistem Entegrasyon Laboratuvarı’nda (SEL) yer testlerinden geçirilmiştir. Proje kapsamında 120’yi aşkın parametrenin F-4E/TM uçağı üzerinden ölçülebilmesi amacıyla uçak üzerinde Uçuş Test Ölçümlendirme çalışmaları 1’inci HİBM Komutanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Uçuş Test Ölçüm Merkezi’nde icra edilmiştir. Bu merkez 401'inci Test Filonun ilk nüvesini oluşturmuştur.

    Sonuç

    Türkiye’ni 30 Ağustos 1974’te başlayan 46 yıllık Phantom serüveninde dokuz filoda (111,112,113,131,132,171,172,173 ve 401) hizmet vermiş Türk Hava Kuvvetler i 'n in modern radar, ECM ve mühimmatlar i le tanışmasını sağlamıştır. Phantomlar sayesinde modern silah sistemleri ile çalışmanın yanında bir diğer önemli katkısı da Terminator, Işık ve Şimşek modernizasyon projeleri sayesinde gerek Hava Kuvvetleri gerekse Türk savunma sanayi sistem entegrasyonu, ürün gel işt i rme ve bunların test prosedürleri hakkında büyük tecrübe sahibi olmuştur. Proje ilk başladığında içinde bulunduğumuz 2020 y ı l ında Phantomlar envanterden çıkacaktı. İ l k F -3 5 u ç a k l a r ı Türkiye'ye gelmiş ve 172’nci Filo tekrar açılmış olacaktı. Ama köprünün altından çok sular aktı, F-35'ler gelmediği için F-4E/2020'ler bir süre daha Anadolu semalarındaki yerlerini koruyacaklar...

    ©

    Öm

    er E

    rkm

    en

    112'inci Filoya ait F-4E/TM Şimşek Projesi ile modernize edilmiştir

    66