15 Þubat 2009 sayý:160 yazdý sayfa 7’de talepler baþbakan’da! - … · 2009. 2. 16. ·...

8
15 Þubat 2009 Sayý:160 dýþarýdan göz... “...sýnýf, kapitalist üretim iliþkileri ve kapitalizmin eþitsiz geliþme eðilimi gibi kavramlarýn olmadýðý bir anlam dünya- sýnda teknoloji saðlýklý olabilir ama bu saðlýðýn teknolojisi olamaz. Gamze Yücesan-Özdemir yazdý Sayfa 7’de Prof. Dr. Gençay Gürsoy Y erel seçimler yaklaþtýkça dinin siyaset dünyamýzda kapladýðý alan büyük bir hýzla ge- niþliyor. CHP’nin “çarþaf ve ku- ran kursu açýlýmlarý”, dinsel öge- lerden beslenen bu siyaset tarzýna kolay kolay geri alýnamayacak bir meþruiyet kazandýrýrken, ayný za- manda bu tarzý gündem ... devamý sayfa 3’te Dinsel Alan Geniþlerken... C M Y K C M Y K TTB-STED Fotoðraf Yarýþmasý sonuçlandý Seçici Kurul’un yaptýðý deðerlendirmede, Büyük Ödül, Feyyaz Çetinel’in “Süpürgeci Kýz” adlý fotoðrafýna verildi. Ezber bozan Peru Dr. Serhat Ferrahi Deðimli, Peru gezisinin fotoðraflarýný bir sergide topladý. 8. Sayfada Týp Dünyasý – ANKARA – Türk Tabip- leri Birliði, SES ve Dev-Saðlýk Ýþ’in hekim- ler ve saðlýk çalýþanlarýnýn özlük haklarý ile vatandaþýn saðlýk hakkýna iliþkin taleplerini içeren imzalý dilekçeler, Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’a iletildi. Saðlýk ortamýnda yaþanan piyasalaþmaya son verilmesi, he- kimler ve saðlýk çalýþanlarý için güvenceli bir çalýþma ortamý oluþturulmasý, iþten çýkar- malarýn engellenmesi, iþyeri saðlýk birimle- rinin kurulmasý ve temel ücretlerde emeklili- ðe yansýyan iyileþtirme talepleriyle Ocak a- yýnýn ortalarýnda baþlatýlan imza kampanya- sýnda iki hafta gibi kýsa bir süre içinde on bi- ni aþkýn imza toplandý. Toplanan imzalarýn iletilmesi için Ocak ayý sonunda Baþbakan’dan randevu istendi. Baþbakanlýk’tan gelen yanýtta Erdoðan’ýn o sýralarda Davos’ta olmasý nedeniyle, rande- vu için biraz daha beklenmesi istendi. Bunun üzerinden geçen yaklaþýk iki haftalýk süre i- çinde randevu için yanýt gelmeyince, 13 Þu- bat günü TTB, SES ve Dev-Saðlýk Ýþ’ten temsilciler düzeyinde bir grubun toplanarak, ortak bir basýn açýklamasý Hekimler ve saðlýk çalýþanlarýnýn özlük haklarýna iliþkin taleplerini içeren imzalý di- lekçeler, Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’a iletildi. On bini aþkýn imzanýn toplandý- ðý süreçte, görüþme için Baþbakan’dan istenen randevu talebine yanýt gelmedi. devamý sayfa 5’te Saðlýkta dönüþüm programýndan Saðlýkta dönüþüm problemine Saðlýk Bakaný Recep Ak- dað’ýn Ocak 2009 tarihli bir broþürle açýkladýðý, “Saðlýk- ta Dönüþüm Programý’nýn yürütülmesinde risk oluþtu- ran 3 ana problem”i deðer- lendiren TTB Merkez Kon- seyi bir basýn toplantýsý dü- zenledi. TTB Genel Sekre- teri Dr. Eriþ Bilaloðlu, Sað- lýkta Dönüþüm Programý’nýn finansal ve organizasyonel sürdürülebilirliðinin olmadý- ðýný söyledi. Sayfa 4’te TTB ve SES, Maliye Bakanlýðý’nýn yataklý te- davi kurumlarýnda çalýþanlarýn yemek ücretleri- nin en az yarýsýný ceplerinden ödemelerine yö- nelik genelgesinin geri çekilmesi için basýn a- çýklamasý yaptý. Tepkiler sürerken Maliye Ba- kanlýðý da geri adým attý. Sayfa 4’te Yemek genelgesi geri çekilsin! Týp Dünyasý – ANKARA – Kocaeli Üniversitesi Týp Fakül- tesi Halk Saðlýðý Anabilim Dalý Baþkaný Prof. Dr. Onur Ham- zaoðlu, 23 Aralýk 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayýmlanarak yürürlüðe giren Klinik Araþtýr- malar Hakkýnda Yönetmelik’i e- leþtirerek, “Saðlýk Bakanlýðý saðlýk hizmetlerini ardýndan klinik araþtýrmalarý da piya- saya devrediyor” diye konuþtu. Klinik Araþtýrmalar Hakkýn- da Yönetmelik’i Týp Dünyasý’na deðerlendiren Hamzaoðlu’nun tespitleri özetle þöyle: Üç ayrý yönetmelik birleþtiriliyor Sekiz bölüm ve 38 madde- den oluþan yönetmelik, 29 O- cak 1993 tarih ve 21480 sayýlý Resmi Gazete’de yayýmlanmýþ olan “Ýlaç Araþtýrmalarý Hak- kýnda Yönetmelik” ve 30 Tem- muz 2000 tarih ve 24125 sayýlý Resmi Gazete’de yayýmlanmýþ olan “Taný ve Tedavi Protokol- leri Etik Kurulu Hakkýnda Yönetmelik” kapsamlarýný bü- tünüyle, 27 Mayýs 1994 tarih ve 21942 sayýlý Resmi Gazete’de yayýmlanmýþ olan “Farmasötik Müstahzarlarýn Biyoyararla- ným ve Biyoeþdeðerliðinin De- ðerlendirilmesi Hakkýnda Yö- netmelik”in de bir bölümünü tek bir yönetmelik olarak bün- yesinde toplamýþ durumda. (Md.1-4) Çocuklar üzerinde yapýlacak araþtýrmalar serbest Hasta ve saðlýklý çocuklar, gebeler, loðusa ve emziren ka- dýnlarla, kýsýtlý tanýmý kapsa- mýnda yoðun bakýmdaki hasta- lar, askeri görevini yapan erbaþ ve erler klinik araþtýrmalara gö- nüllü olarak katýlabilecek- ler.(Md. 5-7) Klinik araþtýrmalar da piyasaya devrediliyor 23 Aralýk 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayýmlanarak yürürlüðe giren Klinik Araþtýrmalar Hakkýnda Yönetme- lik’i deðerlendiren Prof. Dr. Onur Hamzaoðlu, Saðlýk Bakanlýðý’nýn saðlýk hizmetlerinin ardýndan, þimdi de klinik araþtýrmalarý piyasaya devredeceðini söyledi. devamý sayfa 5’te Samsun’da ODSH Yönetimi Kursu Þubat ayýnýn ilk haftasýn- da, Dicle Üniversitesi Araþ- týrma ve Uygulama Hasta- nesi’ne bazýlarý 4 bin, bazý- larý 152, bazýlarý da 27 yýl yetecek miktarda ilaç alýn- dýðý yönündeki iddialar ba- sýna yansýdý. Diyarbakýr Ta- bip Odasý iddialarý araþtýrdý, üniversite rektörü Prof. Dr. Ayþegül Jale Saraç ile gö- rüþtü. Diyarbakýr Tabip O- dasý’nýn tespitleriyle; Dicle gerçeði… Sayfa 3’te Dicle gerçeði Hemodiyaliz ihalesinde yargý süreci bekleniyor Denizli Tabip Odasý Baþ- kaný Dr. Ersin Çaðýrgan, De- nizli Devlet Hastanesi Hemo- diyaliz Merkezi’nin özelleþtiril- mesine karþý açtýklarý davanýn sürdüðünü bildirdi. Sayfa 7’de TTB-ODSH Yönetimi Kur- su 5-8 Þubat tarihleri arasýn- da Samsun’da gerçekleþtiril- di. Samsun Tabip Odasý’nýn ev sahipliðinde gerçekleþtiri- len kursa çeþitli alanlardan 20 hekim katýldý. Sayfa 3’te Ýsrail’in Gazze’de Filistin halkýna yönelik saldýrýsýný ký- namak, Filistin halkýna des- tek olmak ve bunu dünya ka- muoyunun dikkatine sunmak amacýyla Türk Edebiyatçýlar Birliði’nin çaðrýsýyla düzenle- nen Filistin ziyaretine, Adana Tabip Odasý adýna Dr. Ýsmail Bulca katýldý. Ziyaret 21-23 Ocak tarihleri arasýnda ger- çekleþtirildi. Sayfa 6’da Saðlýk hizmetine eriþim kýsýtlanýyor TTB Merkez Konseyi, SGK’nin 1 Nisan 2009’dan itibaren vatandaþlarýn 10 gün içinde ayný branþta muayene olmalarýný engelleyen düzenlemesine tepki gösterdi. Uygulamanýn 29 Mart yerel seçimlerinden sonra baþlatýlacaðýna iþaret eden TTB Merkez Konseyi, bu tarihten sonra saðlýkta yýkým tablosu ile karþý karþýya ka- lýnacaðýna dikkat çekti. Sayfa 4’te Tabip Odalarý Disiplin Ýþlemleri Deneyim Paylaþým Programý Mesleki Sorumluluk Sigortasý malpraktis için güvence midir? Avukat Ziynet Özçelik yazdý Tabip odalarý yayýnlarýndan… Klinik Araþtýrmalar Hakkýnda Yönetmelik eleþtiriliyor: Filistin’e destek ziyareti “29 Mart seçimleri merkezi seçim kadar önemli” Ankara Tabip Odasý Saðlýk Politi- kalarý Komisyonu üyesi, kamu yö- netimi uzmaný Dr. Selçuk Atalay, 29 Mart yerel seçimi öncesinde, ülke ortamý, yerel yönetimlerin durumu, yerel yönetim ve saðlýk hizmeti iliþ- kisi konularýnda Týp Dünyasý’nýn so- rularýný yanýtladý. Sayfa 7’de Talepler Baþbakan’da! John Lister: Ýngiltere’de bütün halk hastanelerini korumak için dövüþür Ýnsan Saðlýðý ve Eðitim Vakfý (ÝNSEV) tarafýndan “ Saðlýk Politikasý Reformu-Yanlýþ Yolda mý Gidiyoruz?” baþlýðý ile Türkçeye çevrilen kitabýn yazarý olan John Lister’la Týp Dünyasý için yapýlan röportajý yayýnlýyoruz. “Madýmak ‘soykýrým müzesi’ne dönüþtürülsün” TTB Behçet Aysan 2008 Þiir Ödülü, 23 Ocak günü düzenlenen bir törenle þair Tuðrul Keskin’e verildi. 6. Sayfada 2. Sayfada 8. Sayfada 5. Sayfada 6. Sayfada 3. Sayfada

Upload: others

Post on 22-Aug-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 15 Þubat 2009 Sayý:160 yazdý Sayfa 7’de Talepler Baþbakan’da! - … · 2009. 2. 16. · Kocaeli Üniversitesi Týp Fakül- ... Yönetimi Kursu Þubat ayýnýn ilk haftasýn-da,

15 Þubat 2009 Sayý:160

dýþarýdan göz...

“...sýnýf, kapitalist üretim iliþkileri vekapitalizmin eþitsiz geliþme eðilimi gibikavramlarýn olmadýðý bir anlam dünya-sýnda teknoloji saðlýklý olabilir ama busaðlýðýn teknolojisi olamaz. ”

Gamze Yücesan-Özdemir yazdýSayfa 7’de

Prof. Dr. Gençay Gürsoy

Yerel seçimler yaklaþtýkçadinin siyaset dünyamýzda

kapladýðý alan büyük bir hýzla ge-niþliyor. CHP’nin “çarþaf ve ku-ran kursu açýlýmlarý”, dinsel öge-lerden beslenen bu siyaset tarzýnakolay kolay geri alýnamayacak birmeþruiyet kazandýrýrken, ayný za-manda bu tarzý

gündem ...

devamý sayfa 3’te

Dinsel Alan Geniþlerken...

C M Y KC M Y K

TTB-STED Fotoðraf Yarýþmasý sonuçlandý

Seçici Kurul’un yaptýðý deðerlendirmede, BüyükÖdül, Feyyaz Çetinel’in

“Süpürgeci Kýz” adlýfotoðrafýna verildi.

Ezber bozan PeruDr. Serhat Ferrahi Deðimli,Peru gezisinin fotoðraflarýný

bir sergide topladý.

8. S a y f a d a

Týp Dünyasý – ANKARA – Türk Tabip-leri Birliði, SES ve Dev-Saðlýk Ýþ’in hekim-ler ve saðlýk çalýþanlarýnýn özlük haklarý ilevatandaþýn saðlýk hakkýna iliþkin talepleriniiçeren imzalý dilekçeler, Baþbakan RecepTayyip Erdoðan’a iletildi. Saðlýk ortamýndayaþanan piyasalaþmaya son verilmesi, he-kimler ve saðlýk çalýþanlarý için güvencelibir çalýþma ortamý oluþturulmasý, iþten çýkar-malarýn engellenmesi, iþyeri saðlýk birimle-rinin kurulmasý ve temel ücretlerde emeklili-ðe yansýyan iyileþtirme talepleriyle Ocak a-yýnýn ortalarýnda baþlatýlan imza kampanya-sýnda iki hafta gibi kýsa bir süre içinde on bi-ni aþkýn imza toplandý.

Toplanan imzalarýn iletilmesi için Ocakayý sonunda Baþbakan’dan randevu istendi.Baþbakanlýk’tan gelen yanýtta Erdoðan’ýn osýralarda Davos’ta olmasý nedeniyle, rande-vu için biraz daha beklenmesi istendi. Bununüzerinden geçen yaklaþýk iki haftalýk süre i-çinde randevu için yanýt gelmeyince, 13 Þu-bat günü TTB, SES ve Dev-Saðlýk Ýþ’tentemsilciler düzeyinde bir grubun toplanarak,ortak bir basýn açýklamasý

Hekimler ve saðlýk çalýþanlarýnýn özlük haklarýna iliþkin taleplerini içeren imzalý di-lekçeler, Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’a iletildi. On bini aþkýn imzanýn toplandý-ðý süreçte, görüþme için Baþbakan’dan istenen randevu talebine yanýt gelmedi.

devamý sayfa 5’te

Saðlýkta dönüþüm programýndan Saðlýkta dönüþüm problemine

Saðlýk Bakaný Recep Ak-dað’ýn Ocak 2009 tarihli birbroþürle açýkladýðý, “Saðlýk-ta Dönüþüm Programý’nýnyürütülmesinde risk oluþtu-ran 3 ana problem”i deðer-lendiren TTB Merkez Kon-seyi bir basýn toplantýsý dü-zenledi. TTB Genel Sekre-teri Dr. Eriþ Bilaloðlu, Sað-lýkta Dönüþüm Programý’nýnfinansal ve organizasyonelsürdürülebilirliðinin olmadý-ðýný söyledi. Sayfa 4’te

TTB ve SES, Maliye Bakanlýðý’nýn yataklý te-davi kurumlarýnda çalýþanlarýn yemek ücretleri-nin en az yarýsýný ceplerinden ödemelerine yö-nelik genelgesinin geri çekilmesi için basýn a-çýklamasý yaptý. Tepkiler sürerken Maliye Ba-kanlýðý da geri adým attý. Sayfa 4’te

Yemek genelgesigeri çekilsin!

Týp Dünyasý – ANKARA –Kocaeli Üniversitesi Týp Fakül-tesi Halk Saðlýðý Anabilim DalýBaþkaný Prof. Dr. Onur Ham-zaoðlu, 23 Aralýk 2008 tarihliResmi Gazete’de yayýmlanarakyürürlüðe giren Klinik Araþtýr-malar Hakkýnda Yönetmelik’i e-leþtirerek, “Saðlýk Bakanlýðýsaðlýk hizmetlerini ardýndanklinik araþtýrmalarý da piya-saya devrediyor” diye konuþtu.

Klinik Araþtýrmalar Hakkýn-da Yönetmelik’i Týp Dünyasý’nadeðerlendiren Hamzaoðlu’nuntespitleri özetle þöyle:

Üç ayrý yönetmelikbirleþtiriliyor

Sekiz bölüm ve 38 madde-den oluþan yönetmelik, 29 O-cak 1993 tarih ve 21480 sayýlýResmi Gazete’de yayýmlanmýþolan “Ýlaç Araþtýrmalarý Hak-kýnda Yönetmelik” ve 30 Tem-muz 2000 tarih ve 24125 sayýlý

Resmi Gazete’de yayýmlanmýþolan “Taný ve Tedavi Protokol-leri Etik Kurulu HakkýndaYönetmelik” kapsamlarýný bü-tünüyle, 27 Mayýs 1994 tarih ve21942 sayýlý Resmi Gazete’deyayýmlanmýþ olan “FarmasötikMüstahzarlarýn Biyoyararla-ným ve Biyoeþdeðerliðinin De-

ðerlendirilmesi Hakkýnda Yö-netmelik”in de bir bölümünütek bir yönetmelik olarak bün-yesinde toplamýþ durumda.(Md.1-4)

Çocuklar üzerinde yapýlacakaraþtýrmalar serbest

Hasta ve saðlýklý çocuklar,gebeler, loðusa ve emziren ka-dýnlarla, kýsýtlý tanýmý kapsa-mýnda yoðun bakýmdaki hasta-lar, askeri görevini yapan erbaþve erler klinik araþtýrmalara gö-nüllü olarak katýlabilecek-ler.(Md. 5-7)

Klinik araþtýrmalar da piyasaya devrediliyor23 Aralýk 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayýmlanarak

yürürlüðe giren Klinik Araþtýrmalar Hakkýnda Yönetme-lik’i deðerlendiren Prof. Dr. Onur Hamzaoðlu, SaðlýkBakanlýðý’nýn saðlýk hizmetlerinin ardýndan, þimdi deklinik araþtýrmalarý piyasaya devredeceðini söyledi.

devamý sayfa 5’te

Samsun’da ODSH Yönetimi Kursu

Þubat ayýnýn ilk haftasýn-da, Dicle Üniversitesi Araþ-týrma ve Uygulama Hasta-nesi’ne bazýlarý 4 bin, bazý-larý 152, bazýlarý da 27 yýlyetecek miktarda ilaç alýn-dýðý yönündeki iddialar ba-sýna yansýdý. Diyarbakýr Ta-bip Odasý iddialarý araþtýrdý,üniversite rektörü Prof. Dr.Ayþegül Jale Saraç ile gö-rüþtü. Diyarbakýr Tabip O-dasý’nýn tespitleriyle; Diclegerçeði… Sayfa 3’te

Dicle gerçeði

Hemodiyaliz ihalesindeyargý süreci bekleniyor

Denizli Tabip Odasý Baþ-kaný Dr. Ersin Çaðýrgan, De-nizli Devlet Hastanesi Hemo-diyaliz Merkezi’nin özelleþtiril-mesine karþý açtýklarý davanýnsürdüðünü bildirdi. Sayfa 7’de

TTB-ODSH Yönetimi Kur-su 5-8 Þubat tarihleri arasýn-da Samsun’da gerçekleþtiril-di. Samsun Tabip Odasý’nýnev sahipliðinde gerçekleþtiri-len kursa çeþitli alanlardan20 hekim katýldý. Sayfa 3’te

Ýsrail’in Gazze’de Filistinhalkýna yönelik saldýrýsýný ký-namak, Filistin halkýna des-tek olmak ve bunu dünya ka-muoyunun dikkatine sunmakamacýyla Türk EdebiyatçýlarBirliði’nin çaðrýsýyla düzenle-nen Filistin ziyaretine, AdanaTabip Odasý adýna Dr. ÝsmailBulca katýldý. Ziyaret 21-23Ocak tarihleri arasýnda ger-çekleþtirildi. Sayfa 6’da

Saðlýk hizmetineeriþim kýsýtlanýyor

TTB Merkez Konseyi, SGK’nin 1 Nisan2009’dan itibaren vatandaþlarýn 10 gün içindeayný branþta muayene olmalarýný engelleyendüzenlemesine tepki gösterdi. Uygulamanýn 29Mart yerel seçimlerinden sonra baþlatýlacaðýnaiþaret eden TTB Merkez Konseyi, bu tarihtensonra saðlýkta yýkým tablosu ile karþý karþýya ka-lýnacaðýna dikkat çekti. Sayfa 4’te

Tabip Odalarý DisiplinÝþlemleri Deneyim Paylaþým Programý

Mesleki Sorumluluk Sigortasý malpraktis için güvence midir?Avukat Ziynet Özçelik yazdý

Tabip odalarý yayýnlarýndan…

Klinik Araþtýrmalar Hakkýnda Yönetmelik eleþtiriliyor:

Filistin’e destek ziyareti

“29 Mart seçimlerimerkezi seçimkadar önemli”

Ankara Tabip Odasý Saðlýk Politi-kalarý Komisyonu üyesi, kamu yö-netimi uzmaný Dr. Selçuk Atalay, 29Mart yerel seçimi öncesinde, ülkeortamý, yerel yönetimlerin durumu,yerel yönetim ve saðlýk hizmeti iliþ-kisi konularýnda Týp Dünyasý’nýn so-rularýný yanýtladý. Sayfa 7’de

Talepler Baþbakan’da!

John Lister: Ýngiltere’debütün halk hastanelerinikorumak için dövüþürÝnsan Saðlýðý ve Eðitim Vakfý(ÝNSEV) tarafýndan “ SaðlýkPolitikasý Reformu-Yanlýþ Yolda mý Gidiyoruz?” baþlýðý ile Türkçeye çevrilen kitabýn yazarý olan John Lister’la Týp Dünyasý için yapýlan röportajý yayýnlýyoruz.

“Madýmak ‘soykýrým müzesi’ne dönüþtürülsün”TTB Behçet Aysan2008 Þiir Ödülü, 23 Ocak günü düzenlenen bir törenle þair Tuðrul Keskin’e verildi.

6. S a y f a d a2. S a y f a d a 8. S a y f a d a

5. S a y f a d a

6. S a y f a d a

3. S a y f a d a

Page 2: 15 Þubat 2009 Sayý:160 yazdý Sayfa 7’de Talepler Baþbakan’da! - … · 2009. 2. 16. · Kocaeli Üniversitesi Týp Fakül- ... Yönetimi Kursu Þubat ayýnýn ilk haftasýn-da,

2

Röportaj: Dr. Osman Öztürk-Dr. Akif Akalýn

- London Health Emergency hak-kýnda bilgi verebilir misiniz?

London Health Emergency, baþlan-gýçta hastanelerin kapatýlmasýna karþýoluþturuldu. 1983 bahar aylarýnda Mu-hafazakâr Hükümet tarafýndan dayatý-lan çok sayýda bütçe kesintisi söz konu-suydu ve Londra çapýnda birçok kam-panya sürüyordu. Londra o zaman altýbuçuk milyonluk bir nüfusa sahipti veözellikle de Londra’daki hastane kapat-malarla mücadele eden birçok kampan-ya mevcuttu. Bizimki de bunlarý dahafazla etki yaratacak biçimde bir arayagetirmeye yönelik, Büyük Londra Kon-seyi tarafýndan oluþturulan bir inisiya-tifti.

- Sizi “Saðlýk Politikasý Reformu-Yanlýþ Yolda mý Gidiyoruz?” kitabýnýyazmaya yönelten þey neydi?

1999 yýlýydý ve daha geliþmiþ tezleroluþturmakla ilgileniyordum. TonyBlair’in Ýþçi Partisi hükümetinin yenidönemiydi ve bu Ýþçi Partisi hükümeti-nin de özel sektörü daha fazla kullan-mak, piyasaya yönelik yeni geliþmelersaðlamak vs. bakýmýndan muhafazakârhükümete çok benzeyen hatta muhte-melen daha da kötü siyasetler izleyece-ði açýktý. Bu tezle ilgili olarak konuþtu-ðum ilk insanlar, sadece Ýngiltere hak-kýnda yazarsam sýkýlacaðýmý, uluslara-rasý kýyaslamalar yapmamý söyledilerve ben de diðer Avrupa ülkelerine bak-maya baþladým ve onlarýn da Ýngiltere i-le çok benzer olduðunu anladým ve da-ha ayrýntýlý biçimde diðer ülkelere veDünya Bankasý’nýn bazý malzemeleri i-le bu tür deðiþikliklerde sürükleyici o-lan bazý belgelere bakmaya baþladým.Ortak yollar ve ortak reform dizileri ileilgili çalýþmaya böyle baþladým ve kitapda gerçekten mevcut yaklaþýmý açýkla-maya ve buna karþý alternatif bir yakla-þým ortaya koymaya çalýþan bir biçimdeortaya çýktý.

- Saðlýk reformlarýnýn arkasýnda-ki dinamikler ve güçler hakkýndavardýðýnýz sonuçlar neler?

Dinamikler bu saðlýk reformlarýnýnhastalardan ve saðlýk emekçilerindençok büyük ticaretin ve bankalarýn ve ö-

zel sektörün iþine yaradýðýný gösteriyor.Yani özel sektörün kârlarýný maksimizeetmek, kamu sektörünün bütçelerinipaylaþmak yönündeki ideolojik ve pra-tik kaygýlar tarafýndan sürükleniyorlar.

Bu siyasetlerin yaratýldýðý hemenher yerde özelleþtirmenin arkasýndakigerçek güdünün mevcut kamu sektörü-nün özelleþtirilmesi biçiminde geliþme-diðini, sadece paralel bir özel sektör in-þa edildiðini ve bunun da kamu sektö-rünün bütçelerinden para götürerek ger-çekleþtiðini görüyorsunuz. Ve bu du-rum parça parça kamu sektörünün altý-ný oyuyor; personelinin, parasýnýn altýnýoyuyor, zamanýný alýyor, yönetici çaba-larýný alýyor, çok daha karmaþýk bir sis-temi yönetmek gerekiyor. Yani özelsektörü inþa etmek için kamu sektörün-den kaynak aktarýlýyor. Bu her yerde or-taya çýkan küresel bir model.

- Ýngiltere’deki saðlýk reformlarý-nýn temel özelliðini tarif edebilir mi-siniz?

Temel özellikler bütünleþik bir sis-temde bölünme, sistemin bütçeyi elindetutan satýn alýcý ve saðlýk hizmeti sunantedarikçi arasýnda parçalanmasý. Bu ö-zel sektörün kendisini belirli hizmetle-rin tedarikçisi olarak sunmasýnýn önünüaçýyor. Yani öncelikle piyasaya zeminyaratýyorsunuz ve ikinci olarak da bu ö-zel sektörün yayýlmasý için teþvikler ya-ratýyorsunuz, bunlarla tercihli sözleþ-meler yapýyorsunuz. Böylece özel sek-törün yayýlmaya baþlayabileceði koþul-larý yaratýyorsunuz. Yani hükümet des-teðine, hükümet finansmanýna dayananyeni tipte bir özel sektör.

Ýngiltere’de yaþanan bir baþka ge-liþme Amerikan çok uluslu þirketleri-nin içeri alýnmasý ve birincil saðlýk hiz-meti sunucusu haline getirilmesi. Bu,Ýngiltere’de Amerikan þirketlerinin sa-týn alma sürecine dâhil olduklarý anla-

mýna geliyor. Yani kaynaklarýn nereyedaðýtýlacaðý hakkýnda söz sahibi oldu-lar. Eminim ki yakýnda diðer ülkelerdede yaþanmaya baþlanacak, çünkü Ýngil-tere bu siyasetlerin deneme yanýlma a-laný gibi.

- Ýngiltere’de kamusal saðlýk hiz-metleri saðlýk reformlarýndan nasýletkileniyor, kamu hastaneleri kapatý-lýyor mu?

Hayýr, tehditler var ama kapatmalaryok. Bunun nedeni; 1997’den bu yanasaðlýk harcamalarý Tony Blair dönemin-de çok fazla arttý, eskiden olduðunun üçkatýna ulaþtý. Bu çok büyük bir artýþ vesistemde daha fazla para olduðu anla-mýna geliyor. Yani genelde hastanelerkapanmýyor.

Ama þu anda saðlýk hizmetinde ye-rel düzeyde yapýlan yeniden yapýlandýr-malar kapatmalarla ilgili bazý yeni tar-týþmalarý gündeme getirdi. Yani yinehastane kapatmalarý gündeme geliyorve son iki yýldýr ilk kez hastane yatakla-rýnýn sayýsý yine çok hýzla düþüyor.

Bir baþka nokta Ýngiltere’de gösteriya da protestolara neden olacaðýndan e-min olmanýz gereken tek þey hastanele-rin kapatýlmasýdýr. Bütün halk hastane-lerini korumak için dövüþür. Her zamanaynýsý oldu, hiç beklenmedik yerlerde,çok zengin bölgelerde, çok yoksul böl-gelerde, insanlar hastanelerini savundu-lar. Yani belki de bu deðiþiklikleri has-

taneleri kapatmadan yapmak zorundakalacaklar.

- Peki kapitalizm ile saðlýk hiz-metleri arasýnda bir çeliþki olduðunudüþünüyor musunuz?

Tabii evet, en büyük çeliþki de “ter-sine hizmet yasasý” olarak adlandýrýlandurum; yani bunlara en az ihtiyacý olanvarlýklý bölgelerde saðlýk hizmetlerineen kolay ulaþýlýrken, saðlýk hizmetlerineen fazla ihtiyaç duyulan en yoksul böl-gelerde en zayýf ulaþýmýn olmasý. Bunubir adým ileri götürerek küresel düzey-de de geçerli olduðunu, ülkeler düze-yinde de geçerli olduðunu söyleyebili-riz. Çünkü saðlýk hizmetine en fazla ih-tiyaç duyan insanlar bunun için bir pi-yasa fiyatýný en az ödeyebilecek olan-lar.

Dünyanýn hiçbir yerinde saðlýk sis-temi sadece serbest piyasa temelindeyürütülemez. Bunu düzenlemenin biryolunu bulmak zorundalar; devlet özelsektörün hizmet sunmayacaðý alanlarýnkimisine hizmet sunmak durumunda.Devletin bunu yapmadýðý yerde insan-lar hizmete ulaþamaz. Bu küresel birkural. Yani kapitalizm ve saðlýk hizme-ti uyuþmuyor.

- Pratisyen hekimler bu siyaset-lerden nasýl etkileniyor?

Pratisyen hekimler temelde gelecekbakýmýndan çok istikrarsýzlaþtýrýldýlar.Yani bireyler olarak fazladan para aldý-lar ama ayný zamanda bu para için faz-

ladan iþ yapmak, çalýþmak zorunda kal-dýlar. Ve hükümet de bunlarý özelleþtir-mek istediðini açýk ediyor, yani özelsektöre uzatýlacak, ABD þirketlerinesözleþme için açýlacak olan yýlda on beþmilyon sterlinlik bir alan söz konusu.Þimdi de Saðlýk Bakanýmýz pratisyenhekimlerin büyük polikliniklerde bü-yük sayýlar halinde toplanýp çalýþtýrýl-masýný savunuyor ve bu durum pratis-yen hekimler arasýnda çok büyük so-run; kendilerini risk ve tehdit altýndahissediyorlar.

Ýlginç bir biçimde pratisyen hekim-ler hareketi oluþuyor ve son yýllarda ilkkez daha fazla pratisyen hekim yerelkampanyalara katýlmaya çalýþýyor. Ara-

larýnda hala oldukça muhafazakâr bi-reyler var, gençler hareketli ama özel-likle yaþlýlar çok gayrý politik. Ama Ýn-giliz týp dernekleri en azýndan bu sorun-lar hakkýnda kampanya düzenliyormuþgibi bir görüntü vermeye ihtiyaçlarý ol-duðunu anladýlar ve geçen yýl pratisyenhekimlerin hizmetlerinden yararlananmilyonlarca insanýn imzaladýðý çok ba-þarýlý bir dilekçe süreci yaþandý. Bencebu inisiyatif önümüzdeki birkaç yýl içinçok önemli olacak. Çünkü PH hizmetle-ri aslýnda sayýsal olarak en kalabalýk;temel saðlýk hizmetlerinin yüzde 90 ka-darýný oluþturuyorlar. Yani pratisyenhekimlik hizmetleri etkilenirse herkesetkilenir ve bu konuda büyük bir kam-panya örgütleyebiliriz.

- Ýnsanlar özelleþtirmeye karþý neyapmalý?

Ýki ayrý baþlangýç noktasý var. Birin-ci baþlangýç noktasý, bir kamu sektörü-nüz var ve bunu ya taþeronlaþtýrmayaçalýþýyorsunuz ya da rakip bir özel sek-tör tedarikçisini içeri almaya çalýþýyor-sunuz ve kamu sektörünün yerine özelsektörü koymaya çalýþýyorsunuz. Amaöte yandan bazý alanlarda hiçbir kamuhizmeti yok ve hükümetler, özellikle degeliþmekte olan ülkelerdeki hükümet-ler, kamu sektörü hizmetini geliþtirmekyerine, özel sektör tedarikçilerine dön-meye çalýþýyorlar. Bence bu baþlangýçnoktasýna açýklýk kazandýrýlmalý. Bura-da bir takas var. Özel sektör tedarikçile-rini kullandýðýnýz zaman, ya ayný para i-çin daha az kalite alýrsýnýz çünkü saðlýkemekçilerinin vasýflarýný birbirine nak-leder; doktorlarýn iþlerini hemþirelere,hemþirelerinkini asistanlara, vs yaptýrýr.Hizmetler kötüleþir, ayný miktarda pa-rayla kâr elde etmek için ya da dahafazla para isterler çünkü kamu sektörüreferans kadrosuyla çalýþmak için paraalýrlar ve bunlarýn üstüne kârlý olmayýgarantileyecek kârlarý eklerler. Çünküözel sektör sadece kâr için çalýþýr.

Bir baþka deyiþle, özel sektörü geti-rirseniz, ayný para ile daha az tedavi a-lýrsýnýz ya da ayný tedavi için daha faz-la para ödersiniz ve her iki biçimde dekazanan hasta olmaz. Bence bu noktaönemli, sendikalar bu noktada süreklibuna iþaret etmeli, politik partiler bun-larý bildiðimizin farkýnda olmalý ve as-lýnda hastalarýmýzýn ve saðlýk emekçile-rinin çýkarlarýna karþý olan bu politika-larý uyguladýklarý zaman bir bedel öde-yeceklerini politikacýlar da bilmeli. Ya-ni özelleþtirmelere karþý sadece çalýþan-lar üzerindeki etkilerine iþaret etmekyeterli deðildir. Bu hizmetleri kullananinsanlarý, kullanabilecek olan insanlarýbunun temel hizmetlere yönelik temelbir saldýrý olduðu ve hastanelerin temiz-lik hizmetlerinin özelleþtirilmesine izinverilmesi halinde bunun bir sonucu ola-caðý konusunda ikna etmelisiniz. Hij-yen geriler, ekipler parçalanýr, kalitegeriler, hastanelerdeki insanlar hastaneenfeksiyonlarý kapmaya baþlarlar vs.

Bence Ýngiltere’deki sendikalar ö-zelleþtirmelere karþý kampanyalar yürü-türken büyük bir hata yaptýlar. Hala ça-lýþanlarýn koþullarý üzerinde yoðunlaþý-yorlar ve hizmet sunumu üzerindeki et-kileri hakkýnda bir þey söylemiyorlar.Hâlbuki diðer bütün kampanyalarý biraraya toplamamýz gerek.

“Pahalý Fikirler” Kuþkusuz bugünkü geliþmeler,

kapitalist sistemin genel birkrizi ortamýnda, büyük bankalarýn vemali kuruluþlarýn çöktüðü, dev Ameri-kan otomotiv üreticilerinin ve birçokdiðerleriyle birlikte devlet borçlarýnave desteðine þiddetle baðýmlý durumageldiði bir ortamda cereyan etmekte-dir.

Macaristan da içinde bir dizi ülke-de, IMF çöken kapitalist sistemi kurta-rabilmek için son çare olarak çaðrýldý.Fakat IMF, Afrika’da Dünya Banka-sý’nýn yaptýðý gibi, parayý ancak koþul-lar dayatarak verir. Bu nedenle bu ül-kelerde ve diðerlerinde, þimdiden dev-letin saðlýk ve kamusal alanlara yaptý-ðý harcamalarda dramatik kesintileregittiðini iþitiyoruz.

Afrika’da ve diðer geliþmekte olanülkelerde Dünya Bankasý ve IMF yýl-lardýr saðlýk sistemlerinde, orta sýnýf-larý özel sigorta yaptýrmaya zorlaya-cak kullanýcý ücretleri, mümkün oldu-ðu kadar çok hizmetin özelleþtirilme-si/taþeronlaþtýrýlmasý, satýn alan ilehizmet sunanýn birbirinden kopartýl-masý, kamusal hizmetleri “asgari pa-ketlere” indirgeyerek bu yaratýlan açý-ðýn özel sektör tarafýndan ödeme gücüolanlar için doldurulmasý gibi pazartarzý deðiþiklikler için baský yapýyor-du. En geliþmemiþ saðlýk sistemlerinesahip en yoksul ülkeler dahi piyasalaþ-ma yönünde yeniden yapýlandýrma i-çin zamanlarýný ve yaþamsal kaynakla-rýný harcamaya zorlanýyorlardý.

Fakat, açýktýr ki bu model iþlemi-yor. Piyasalar baþarýsýz oldu. Piyasa-lar, kapitalist sistemde düzenli büyü-me saðlamakta baþarýsýz oldu, WallStreet ve Londra’nýn en açgözlü un-surlarýnýn çýlgýn aþýrýlýklarýný gemle-mekte baþarýsýz oldu. Piyasalar, ser-

maye için dahi gerektiði gibi iþlemi-yorsa, niçin saðlýk hizmetlerinin su-numunda daha etkin ve uygun olsun-lar?

Market tarzý reformlar etkinlikle-rine iliþkin kanýtlardan tamamen yok-sundur ve mevcut ekonomik durum-da tamamen uygunsuzdur. Yeni malikoþullarýn gereksiz harcamalarý gerek-tirdiði, maliyetleri azaltmaya, ekinliðive verimliliði arttýrmaya ve kaynakla-rýn en büyük klinik gereksinimlereyönlendirilmesine zorladýðý bir za-manda piyasa reformlarý ve özelleþtir-me bunlarýn tam tersini yapmaktadýr.

• Pazar tarzý sistemler entegre ka-musal hizmet modellerinden daha pa-halýdýr: Pazar tarzý sistemler daha çokbürokrasiye ve ilave yönetim, pazarla-ma, reklam, muhasebe ve idareye ge-reksinim duyarlar.

• Daha çok yönetici, yönetici ve i-darecilere kýyasla daha az saðlýk per-soneli, yani daha az verimli hizmet de-mektir. Rekabet daha çok ilave kapasi-tenin hizmete açýlmasýný gerektirirken,bunun yalnýz küçük bir bölümü kulla-nýlabilir.

• Rekabet akýl saðlýðý, yaþlý bakýmýgibi hizmetlerdeki açýðý kapatmakta i-yi bir yol deðildir. Özel sektör ve özelsektör çizgisindeki diðer kâr amaçlýkuruluþlar, yalnýzca yatýrýmlarýn karþý-lýðýnýn geri dönebileceði sözleþmeleriarzu ederler. Onlarýn diðer hizmetleridoldurmak gibi bir yükümlülükleriyoktur. Yalnýzca planlama ve hastala-rýn gereksinimleri temelinde karar a-lan kamu sektörü bu “kâr getirmeye-cek” alanlarý doldurabilir ve doldura-caktýr.

• Bugüne kadar bütün kanýtlar gös-termektedir ki, özel hizmet sunucula-rýnýn kamusal hizmet alanýna getiril-mesi, kaçýnýlmaz olarak, ya kamu sek-törüyle rekabet amacýyla giderleri a-

zaltmak için hizmet kalitesinin düþü-rülmesiyle, ya da gelir gider hesabýnýdengeleyebilmek için özel hizmet su-nucularýn kâr marjlarýný arttýrmasý so-nucu maliyetlerin artmasýyla sonuç-lanmýþtýr. Birleþik Krallýk’ta özel sek-törün tedavi merkezleri, Ulusal SaðlýkHizmeti (NHS) tarifesinin % 11.2 üze-rinde fiyatlarla hizmet vermektedir.

• Piyasalar, eþitlikçi bir ajandayahizmet edecek mekanizmalar oldukla-rý konusunda yalandan dahi olsa iddi-ada dahi bulunmamýþlardýr. Þayet pa-ranýz varsa, piyasada bir müþteri ola-rak gücünüzü kullanabilirsiniz. Fakatparanýz yoksa, bu alanda oyuncu dahideðilsiniz. Kronik hastalar, pazarý ken-di yararlarýna asla yöneltemezler çün-kü bunlarýn çoðunun ne parasý ne depolitik gücü vardýr.

• Buna karþýn özel sektör en az cid-di ve en az komplike sorunlar için pa-halý tedavi sunar. Bu nedenle, özel sek-törü alana sokmak, kaynaklarýn dahaciddi gereksinimleri olanlardan, dahaaz klinik gereksinimleri olanlarý teda-vi için kârlý sözleþmelere akýtýlmasýnaneden olur.

… … …Pazar tarzý reformlar ve özelleþtir-

me ekonomik gereksinimlerden, bun-larýn halk arasýnda popüler olmasýn-dan ya da bunlarýn etkinliði kanýtlan-mýþ olduðundan kaynaklanmamýþtýr.Bunlar, hiçbir þekilde yukarýdan ya dadýþarýdan da dayatýlmamýþtýr. Olasý tekaçýklama, bunlarýn ideolojik inanç ta-rafýndan sürüklendiði ve sürdürüldü-ðüdür. Herkese ve kapsamlý saðlýkhizmetlerinin, ücretsiz saðlýk hizmeti-nin, vergilerden karþýlanan saðlýk hiz-

metinin ilk öncülüðünü yapan ülkeler-den biri olan Ýngiltere’deki bu sözdereformun kaygýsýz hýzý, Avrupa’da vebaþka yerlerde yeni deneyleri cesaret-lendirmektedir. Bu konuþmamýn baþlý-ðýnda da vurguladýðým gibi, bu ideolo-ji gerçekten oldukça pahalýya malol-maktadýr.

Hükümetler bu politikalarýn halk a-rasýnda destek bulamayacaðýný bildik-lerinden, bu politikalarý doðrudan açýktartýþmaya açmak yerine arka ya dayan kapýlardan içeri sokmaktadýrlar.

Ülkeler birbiri ardýndan tamamensahte, devlet tarafýndan sponsorluðuyapýlan, gerçekte pazarda bir gereksi-nim duyulmayan bir özel sektör yarat-maktadýrlar. Bu özel sektör, hissedar-larýna kâr payý daðýtmak istemekte vekamu sektörü sisteminin yaygýn biryeniden yapýlandýrýlmasýný talep et-mektedir. Fakat özel sektör, ancakdevletin sponsorluðu ve desteðiyle,kamu sektörü acil saðlýk hizmetleri-nin, kronik ve komplike vakalarýn,yaþlý ve ruh hastalarýnýn bakýmýnýn yü-künü omuzlarken, kaymak tabakasýnýtoplayarak yaþamýný sürdürebilir.

Kâr amaçlý özel sektör sunucularý-ný, kamu tarafýndan finanse edilensaðlýk sektörüne sokmanýn herhangibir avantajý var mýdýr? Hayýr, hiç. Ba-zý hastalarýn özel hastanelerde gördü-ðü süper otelcilik hizmetleri, bu hasta-nelerin hasta baþýna günde yaptýðý har-camanýn, kamu hastanelerinden çokfazla olmasýndan kaynaklanmaktadýr.Bu nedenle bu imtiyazlý koþullar sade-ce küçük bir azýnlýk için mümkündür.Eðer bu hizmetler bir norm haline gel-seydi, kamu sektörünün bütçesi art-mak zorunda kalýrdý.

Ýngiltere’de ve baþka yerlerde özel

hastanelerdeki süper temizlik standart-larý ve düþük enfeksiyon hýzlarý temiz-lik harcamalarýnýn artmasýndan kay-naklanmaktadýr. Þurasý da bir gerçek-tir ki, özel hastanelerde temizlik hiz-metleri taþeronlaþtýrýlmamaktadýr. Yi-ne özel hastaneler daima yoðun kamuhastanelerinden çok daha küçüktür.

Fakat hastalar özel hastanelerdekiyüksek otelcilik standartlarýnýn farkýnavarýrken, bu hastanelerdeki oldukçadüþük saðlýk çalýþaný sayýsýnýn farkýnavaramayabilirler. Hekimler ve konsül-tanlar, sadece ameliyat yapmaya gelirve giderler. Bazý özel hastanelerde ge-ce nöbetine sadece bir hekim kalýr.Kuþkusuz özel hastaneler, hangi ame-liyatlarý yapacaklarýný ve ne kadar kar-maþýk vakalarý kabul edeceklerini ken-dileri belirlerler.

Bütün bu olumsuz yönlerine rað-men özelleþmenin hýzý ve yaygýnlaþ-masý hýzlanmakta, Ýskandinav ülkele-rine, doðu Avrupa ülkelerine ulaþmak-tadýr.

… … …Ortaya çýkan manzara: Halk ara-

sýnda raðbet görmeyen reformlar, u-tanmazca en kârlý iþlerin kaymaðýnýgötüren, devletin korumasýna ve özelmuamelesine ve büyük ölçüde kamu-sal fonlardan ödemelere baðýmlý asa-lak bir özel sektörün büyümesi…

Bu, adýný söyleme veya seçmenlerekendini gösterme cesareti göstereme-yen özelleþtirmedir. Bu, bugüne kadarbir çok durumda marjinal kalan, hiçbirdeðer üretmeyen fakat kamusal hizmetyapýlarý ve sistemlerin altýný oyan ö-zelleþtirmedir.

John Lister’ýn konuþma metninin tamamýna www.istabip.org.tr

adresinden ulaþýlabilir.

John Lister’ýn Ýnsan Saðlýðý ve Eðitim Vakfý (ÝNSEV) tarafýndan “Saðlýk Politikasý Reformu-Yanlýþ Yolda mý Gidiyoruz?” baþlýðý ile Türkçeye çevrilen kitabý, küresel ölçekte saðlýkreformlarýný ele alýyor. Geçtiðimiz günlerde Ýstanbul Tabip Odasý’nda bir konferansakatýlan John Lister’la Týp Dünyasý için yapýlan röportajý yayýnlýyoruz.

1984yýlýndan bu yana kesintiler, özelleþtirmeler, piyasa tarzýreformlar ve Britanya Ulusal Saðlýk Hizmeti’ndeki Özel

Finans Giriþimi’ne karþý koymak ve bunlara karþý kampanya düzenlemekkonularýnda aktif rol üstlenen sendika destekli bir baský grubu olan Lon-don Health Emergency’de Enformasyon Direktörü ve baþ araþtýrmacý ola-rak görev yapmaktadýr.

John Lister:

John Lister: Ýngiltere’de bütün halk hastanelerini korumak için dövüþür

Dr. Osman Öztürk, Dr. Akif Akalýn, John Lister

Page 3: 15 Þubat 2009 Sayý:160 yazdý Sayfa 7’de Talepler Baþbakan’da! - … · 2009. 2. 16. · Kocaeli Üniversitesi Týp Fakül- ... Yönetimi Kursu Þubat ayýnýn ilk haftasýn-da,

Týp Dünyasý – DÝYARBA-KIR - Þubat ayýnýn ilk hafta-sýnda Dicle Üniversitesi Araþ-týrma ve Uygulama Hastane-si’ne bazýlarý 4000 yýl, bazýlarý152 yýl ve bazýlarýnýn 27 yýl ye-tecek miktarda ilaç alýndýðý id-diasý ulusal ve yerel basýnýngündemine oturdu. DiyarbakýrTabip Odasý hýzla olayýn ayrýn-týlarýný araþtýrdý. Ýlk olarak id-dialarýn sahibi olan kurumunrektörü ile görüþüldü.

Mevcut rektör Prof. Dr. Ay-þegül Jale Saraç basýnda yer a-lan iddialarýn hastane yönetimi-nin dile getirmek istediðindenfarklý bir üslupla dillendirildi-ðini, ilaç alýmlarýna iliþkin in-celemenin sürdüðünü, miadýgeçmiþ olanlarýn miktar olarakbelirlenmesine çalýþtýklarýný vebasýnda yer alan bazý iddialarýnabartýlý olduðunu dile getirdi.

Bunun üzerine sansasyonelolmasý gayretiyle sunulan iddi-alarýn içeriði mesleki, bilimselbakýþ açýsýyla deðerlendirildi.Basýn yayýn organlarýnda açýkolarak adlarý ve miktarý belirti-len ilaçlarýn alýmý ile ilgili ola-rak klinik talepleri ve alýnan i-laçlar yandaki tabloda görülü-yor.

Bu istemlerden özellikleKarvezide Tb ve Bactrim tb’inpek çok klinik tarafýndan dakullanýlabileceði dikkate alýn-dýðýnda, alýnan miktarlarýn birklinik tarafýndan talep edilenmiktarýn bile altýnda olduðugörüldü. Ayrýca bir özel hasta-nenin ilaç alýmý ile mukayese e-dildiðinde alýnan ilaç miktarý-nýn üniversite hastanesinin has-ta potansiyelinin altýnda kaldý-ðý da aþikardýr.

Basýnda ciddi sansasyon ya-ratan, 4000 yýllýk ilaç olaraksunulan Rapifen adlý ilaç ile il-gili olarak Anestezi Ana BilimDalý Akademik Kurul Kararý i-le bu ilacýn söylendiðinin aksi-ne bir yýllýk ihtiyacý bile karþý-layamayacaðý belirtilmiþtir.

Bu arada 4000 yýllýk aneste-zi ilacý, 152 yýllýk tansiyon ila-cý, 27 yýllýk antibiyotik olaraksunulan bu ilaçlarýn üçünün

toplam hastaneye alýþ maliyet-leri 13.000 TL (milyon TL’lerolarak sunulmuþtu) kadar oldu-ðu görüldü.

Hastaneye 850.000 adet se-rum alýnarak, ambarlarda yerkalmadýðý, sanki depolar dolu-su serumun miadýnýn geçtiði iz-lenimi verilmiþtir. Oysa halihazýrda hastanede birkaç ay ye-tecek serum bile yoktur.

Kliniklerin toplam steril el-diven talebi: 900.000 adettir. Ý-haleye çýkýlan miktar da900.000 adettir. Steril eldiventalebinin 900.000 olduðu biryerde, nonsteril eldiven alýmý-nýn 1.500.000 olmasýný fazla o-larak nitelemek çok gariptir.Kaldý ki eldivenin hastanedebitmesi yerine fazla bulundu-rulmasý, özellikle çalýþanlarýneldiven kullanýmýna özendiril-mesi gereken bir çaðda yaþamý-yor muyuz?

Miadý geçmiþ olduðu vemilyonlarca TL tuttuðu belirti-len medikal malzemelerle ilgiliolarak Baþhekimlik tarafýndanyapýlmýþ sayým sonucu bizimulaþtýðýmýz bilgilere göre miadýgeçmiþ medikal malzemenintoplam bedeli 143.617 TL, mi-adý geçmiþ ilaçlarýn toplam be-deli ise 7.805 TL’dir. Her yýlonlarca milyon TL tutarýnda i-laç ve malzeme alýnan bir has-

tanede, yýllara sari olarak bumiktarda miadý geçmiþ ilaç vemalzeme istenmese de karþýla-þýlacak bir durumdur. Medikalmalzemenin 90.000 TL’yi aþ-kýn miktarý ise kardiyoloji vekalp cerrahisine aittir. Açýkkalp cerrahisinin uzun dönemyapýlamamasý nedeni ile geç-miþ yýllarda alýnan medikalmalzemeler kullanýlamamýþtýr.Hastanelerin ihale yasalarý ne-deni ile günübirlik ilaç teminimümkün olmadýðýndan, toplualým dýþýnda bir seçenekleri deyoktur.

Bütün bu veriler ýþýðýnda id-dialarýn mesnetsiz, bilimsellik-ten uzak olduðu düþünüldü.Ayrýca iddialarla ilgili olarak ü-niversitede gerçekleþtirilmiþ veadli mercilere intikal ettirilmiþbir soruþturma olmadýðý anla-þýlmýþtýr. Soruþturmaya dahikonu olmamýþ iddialarýn basýnagerçeðe aykýrý olarak ve dahasýsansasyonel bir üslupla yansý-týlmasý, hekimlerin zan altýndabýrakýlmalarý noktasýnda da te-mel deontolojik ihlaller çarpý-cýdýr.

Bunun üzerine oda yönetimkurulumuz konuyu merkezkonseyimizle de paylaþmýþ vebu sorunun soruþturulmasý içiniþlem baþlatmýþtýr.

Ýlacýn adý Ýsteyen klinik Talep edilen miktar Alýnan ilaç miktarý

Rapifen amp. Anesteziyoloji 6000 adet 4000

Bactrim tb Üroloji 5000 adet (250 kutu) 4000

Karvezide Nöroloji 5600 adet(200 kutu) 130 kutu

baþarýyla kullanmada hayli mesafe katetmiþ olan partilere yeni hamleler yapma olanaðý veriyor.

Bu tehlikeli týrmanýþýn uzun vadede eðitim sisteminindaha da dinselleþtirilmesine doðru geliþeceðini öngörmekherhalde kehanet sayýlmaz. Çünkü bu yolda yeterli tecrübekazanmýþ olan akýllý saðcýlarýn hep bu yolu seçtiklerini çokiyi biliyoruz. Nitekim iktidar da, elde ettiði bu avantajý za-maný geldiðinde kullanmak üzere kayda geçirirken þimdi-lik CHP’nin açýlým hamlesini alaya almakla yetiniyor.

Kabul etmek gerekir ki, AKP sözcüleri CHP’nin bu ta-lihsiz açýlýmlarýnýn hiçbir getirisi olmayacaðýný çok çabukgördüler ve ayný doðrultuda karþý atak yapmak yerine onukendi meþreplerine uygun siyasi mizahýn malzemesi olarakkullandýlar. Doðrusu bunda azýmsanmayacak bir baþarý dagösterdiler: “Dikkat etsinler partileri kapatýlabilir”cümlesi siyasi iktidarýn az sayýdaki parlak mizah örnekle-rinden biri olarak kayýtlara geçti.

CHP’deki bu “açýlýmlarýn” bir seçim manevrasý mýyoksa bugüne kadar muhalefetinin temel dayanaðý olan la-iklik konusunda köklü bir anlayýþ deðiþikliðine gitmeye ha-zýrlandýðýnýn iþareti mi olduðunu henüz tam bilmiyoruz.Parti baþkanýnýn bu geliþmeleri içine sindiremeyenler içinkullandýðý “sapýklýk” ifadesine bakýlýrsa ikinci olasýlýðýndaha aðýr bastýðýný söyleyebiliriz.

Türkiye’nin de içinde bulunduðu bu global kriz orta-mýnda iþsizler ordusuna yeni katýlan yarým milyonu aþkýniþsizler kitlesini siyasi mücadelenin öznesi haline getireme-yen muhalefet, yerel seçimlerdeki acýklý durumunu, dindenmedet uman bu nafile çabalarla onarmaya uðraþýrken, din-sel alanýn toplumsal etkinliðinin dünya ölçeðinde arttýðýnýgösteren yeni bazý endiþe verici geliþmelere de tanýk oluyo-ruz.

Bu geliþmelerin çarpýcý örneklerinden biri bunca yýllýkgeçmiþi olan Ýnsan Haklarý Evrensel Beyannamesi’nin ev-renselliðine gölge düþürme çabalarýyla gündeme geldi.1999’dan beri, Suudi Arabistan’da üslenen bir çalýþma gru-bu, geçtiðimiz günlerde uluslararasý medyaya yansýyan bir“Ýslami Ýnsan Haklarý Beyannamesi” yayýmladý (JohannHari - The Independent. Radikal 1 Þubat 2009).

Tam metnine henüz ulaþamadýðýmýz bu beyannamenin,düþünce ve ifade özgürlüðüne, Ýslami kutsallýklar adýna ba-zý sýnýrlamalar getirdiðini biliyoruz. Örneðin Ýslam þeriatý-ný enine boyuna tartýþmak, Müslüman ülkelerde kadýnlarýn,eþcinsellerin, dinden dönenlerin karþýlaþtýklarý insan hakla-rý ihlallerini eleþtirmek artýk Ýslam’ýn kutsal deðerlerinirencide etmek olarak deðerlendirilebilir.

Ýþin vahim tarafý þu ki, Vatikan kurmaylarýnca da uygungörülen bu sýnýrlamalar artýk Birleþmiþ Milletler (BM) ta-rafýndan fiilen kabul edilmiþ sayýlýyor. Bir zamanlar Sal-man Rüþti’yi fanatik Ýslam kaynaklý ölüm tehditlerine kar-þý savunan BM artýk bunlara resmen boyun eðmiþ oluyor.

Dünyayý bu aþamaya getiren dinamiklerin sadece Ba-tý’da giderek yaygýnlaþan “Ýslamofobi”den kaynaklandýðý-ný ileri sürmek kolay deðil. On yýllardýr devam eden Filis-tin faciasýna karþý Batý’nýn ve ABD yanlýsý Ýslam ülkeleri-nin sessiz kalmasýnýn genel olarak Ýslam dünyasýnda yarat-týðý infial ve isyan duygularý, bir taraftan fanatik siyasi Ýs-lami anlayýþlarý körüklerken, Türkiye gibi görece daha laikülkelerde de geleneksel Ýslami deðerlere ve yaþam tarzýnadoðru yönelen eðilimlere hýz kazandýrdý.

Kuþkusuz bütün bu faktörlerin ötesinde, neoliberal sis-temin güdümündeki tek kutuplu dünyada insani deðerlerinuðradýðý erozyonun, kültürel yozlaþmanýn, tüketim çýlgýnlý-ðýnýn yol açtýðý derin karamsarlýðý da eklemek gerekiyor.Umutsuzluðun egemen olduðu dönemlerde toplumlardagenel olarak içe kapanma, yabancý düþmanlýðý, dini, millive etnik paranoyalar ve aþýrý muhafazakârlýða doðru yönel-me eðilimleri artýyor, þiddet gösterileri yaygýnlaþýyor. Bi-lindiði gibi, içinde bulunduðumuz global kriz bu tür eði-limleri daha da güçlendiriyor.

Öte yandan çok iyi biliyoruz ki, bu tür toplumsal yönel-meler sürgit devam etmez ve zaman içinde kucaðýnda ken-di zýddýný, antitezini büyütür. Ancak bu diyalektik yasanýnkendiliðinden sorunlarý çözmediðini, koþullarý deðiþtirme-ye yönelik toplumsal iradi müdahaleler olmazsa, temel eði-limin hüküm sürdürdüðü bir denge hali oluþacaðýný da çokiyi biliyoruz.

Yukarýda tanýmlamaya çalýþtýðým “içe kapanma” duru-mu, týbbi anlamda bir tür “regresyon” halini ifade eden birtoplumsal patolojinin iþaretidir. Bu bakýmdan, siyaset vetoplum bilimcilerinin yaný sýra, toplum saðlýðý üzerindenhekimleri de yakýndan ilgilendirir. Günümüzde baþta Ýsra-il olmak üzere birçok ülke, siyasal ve/veya dinsel toplulukiçin böyle bir toplumsal patolojiden söz edebiliriz. Türkiyehenüz tam olarak bu kategori içinde ele alýnamaz ama bazýendiþe verici belirtilerin varlýðý da görmezlikten gelinemez.

315 Þubat 2009

gündem...Prof. Dr. Gençay Gürsoy

TTB’denEtik Kurul Toplantýsý Türk Tabipleri Birliði EtikKurulu toplantýsý 15 Ocak

2009 günü Ankara’da, TTB’degerçekleþtirildi.

15 Þubat Mitingiduyurusu TTB Merkez Konseyi üyesi

Dr. Ali Çerkezoðlu, 15 Þubat2009 günü yapýlacak Ýþsizliðe veYoksulluða Hayýr! Emek ve De-mokrasi Mitingi Bilgilendirmetoplantýsýna katýldý. Toplantý 15Ocak günü gerçekleþtirildi.

Ýnsan Ticareti ileMücadele Toplantýsý TTB Yüksek Onur Kurulu

üyesi ve Hukuk Bürosu Koordi-natörü Dr. Hakan Giritlioðlu, 19Ocak’ta Dýþiþleri Bakanlýðý GöçDaire Baþkanlýðý’nca gerçekleþti-rilen “17. Ýnsan Ticareti ile Mü-cadele Ulusal Görev Gücü” top-lantýsýna katýldý.

Düþün Toplantýlarý TTB Genel Sekreteri Dr. E-riþ Bilaloðlu, Dokuz Eylül

Üniversitesi’nce 20 Ocak günügerçekleþtirilen “Düþün Toplantý-larý”na katýldý.

Çocuk ÝstismarýDuyarlýlýk GrubuToplantýsý

TTB Çocuk Ýstismarý ve ÝhmaliDuyarlýlýk Grubu Toplantýsý 21Ocak günü TTB’de yapýldý.

Etik LiderlikSemineriTTB Merkez Konseyi üyesi

Dr. Hülya Biriken ve TTB KadýnHekimlik ve Kadýn Saðlýðý Koluüyesi Dr. Müge Yetener, Baþba-kanlýk Kamu Görevlileri Etik Ku-rulu’nca 21-23 Ocak tarihlerin-de gerçekleþtirilen “Etik LiderlikSemineri”ne katýldýlar.

Týpta UzmanlýkKurulu ToplantýsýTTB Merkez Konseyi üyesi

Prof. Dr. Ýskender Sayek, 22-24Ocak tarihlerinde gerçekleþtiri-len Saðlýk Bakanlýðý Týpta Uz-manlýk Kurulu toplantýsýna katýl-dý.

Saðlýk Eðitimi GenelMüdürü ile görüþmeTTB Genel Sekreteri Dr. E-

riþ Bilaloðlu, TTB Merkez Konseyiüyesi Dr. Ýskender Sayek ve TTBUzmanlýk Dernekleri EþgüdümKurulu Baþkaný Prof. Dr. RaþitTükel, 23 Ocak günü Saðlýk Ba-kanlýðý Saðlýk Eðitimi Genel Mü-dürü ile bir görüþme yaptýlar.

TTB UDEK YürütmeKurulu toplandýTTB Uzmanlýk Dernekleri

Eþgüdüm Kurulu (UDEK) Yürüt-me Kurulu toplantýsý 23 Ocak’taAnkara’da gerçekleþtirildi.

PHK Yürütme KurulutoplandýTTB Pratisyen Hekimler

Kolu Yürütme Kurulu 24 Ocak’tatoplandý

Ýç Anadolu TabipOdalarý Toplantýsý Ýç Anadolu Tabip Odalarý

Bölge Toplantýsý 25 Ocak’taKonya’da gerçekleþtirildi. Top-lantýya TTB Genel Sekreteri Dr.Eriþ Bilaloðlu katýldý.

Gazze’ye týbbimalzeme yardýmý TTB tarafýndan Gazze’ye

týbbi malzeme yardýmý yapýldý.Týbbi malzemeler 3 Þubat’taGazze’ye gönderildi.

baþ tarafý sayfa 1’de

Dinsel Alan Geniþlerken...

Týp Dünyasý – SAMSUN -TTB Olaðandýþý DurumlardaSaðlýk Hizmetlerinin YönetimiKursu, 5-8 Þubat 2009 tarihleriarasýnda Samsun’da gerçekleþ-tirildi. Samsun Tabip Odasý’nýnev sahipliðinde gerçekleþenkursa çeþitli birimlerden ve týpalanlarýndan toplam 20 hekimkatýldý.

Kurs programýnda “olaðan-dýþý durumlarla (ODD) ilgilitemel kavramlar, ODD epi-demiyolojisi, saðlýk durumdeðerlendirmesi, triyaj, riskgruplarý, yardýmlarýn organi-zasyonu / ulusal ve uluslara-rasý örgütler, çevre saðlýðý /kamplarýn organizasyonu,ODD’de bulaþýcý hastalýklarayaklaþým, ODD’de salgýn in-

celemesi, ODD’de etik sorun-lar, ODD’de ruh saðlýðý, ola-ðandýþý durumlara hazýrlýklýolma, ODD’lerde saðlýk çalý-þanlarýnýn saðlýðý” baþlýklarýile ilgili grup çalýþmalarý yapý-larak bir senaryo üzerinden ko-nu ele alýnýyor. Ek olarak kur-sun son günü, “hizmet, koor-dinasyon ve örgütlenme” baþ-lýklý bir forum düzenlenerek bualanda yaþanan sorunlar, tabipodasý ODD faaliyetleri ve Ýl’inolasý ODD profili vb konulartartýþýlýyor. Bu kapsamda Sam-sun Tabip Odasý hizmet bina-sýnda gerçekleþen kursta daSamsun ve civarýnýn olaðandýþýdurum tehlikeleri gözden geçi-rilerek yapýlabilecekler tartýþýl-dý. Samsun’da düzenlenen kursKaradeniz bölgesinde yapýlanilk kurs olmasý nedeniyle ayrý

bir önem taþýyor. Türk Tabipleri Birliði tara-

fýndan ilk olarak 1991 yýlýndatemeli atýlan ve bir kurs forma-týnda 1993 yýlýnda baþlayan,1999 depremi sonrasýnda dene-yimler doðrultusunda güncelle-nen eðitim programý þimdiyekadar (1999 depremi sonrasýbölgeye gidecek hekimlere ve-rilen kýsaltýlmýþ kurslarla bir-likte) 35 kez düzenlendi.800’den fazla hekim bu kursla-ra katýldý. Katýlýmýn ücretsiz vegönüllülük temelinde olduðukurs, 3.5 gün sürüyor ve TTBve tabip odalarýnýn organizas-yonuyla gerçekleþiyor.

Gerçekleþtirilen kurslar þöy-le: Ýzmir (1993), Diyarbakýr(1995), Þanlýurfa (1995), Ada-na (1996), Van(1996), Ýzmir(1997, Ege Üniversitesi Bilim-

sel Araþtýrma Topluluðu Kur-su), Adýyaman (1997), Ýstanbul(1997), Hatay (1998), Gazian-tep (1998), Kýrklareli (1999),Ýzmir-Aðustos 1999 (DepremBölgesine Gidecek Saðlýk Çalý-þanlarý Ýçin Kýsaltýlmýþ 3 Kurs),Aydýn (1999), Ýzmir (1999, Eði-tici Eðitimi Kursu), Ýstanbul(2000), Bursa (2000), Tekirdað(2000), Ýzmir (2000, BornovaSaðlýk Grup Baþkanlýðý Kursu),Foça (2000), Denizli (2001), Ýs-tanbul (2001, Türkiye Psikiyat-ri Derneði), Ýstanbul(2001), Ýz-mir(2001), Ankara(2002), Di-yarbakýr(2002), Balýke-sir(2003), Ankara (2003, TürkEczacýlar Birliði Kursu), Antal-ya(2003), Edirne(2003), Ýstan-bul(2005), Ankara, (2006, HalkSaðlýðý Araþtýrma GörevlileriKursu).

TTB-ODSH YönetimiKursu 5-8 Þubat tarihleri arasýndaSamsun’da gerçekleþtirildi. Samsun Tabip Odasý’nýn ev sahipliðinde gerçekleþtirilen kursaçeþitli alanlardan 20 hekim katýldý.

Samsun’da ODSH Yönetimi Kursu

Þubat ayýnýn ilk haftasýnda, Dicle ÜniversitesiAraþtýrma ve Uygulama Hastanesi’ne bazýlarý 4 bin, bazýlarý 152, bazýlarý da 27 yýl yetecekmiktarda ilaç alýndýðý yönündeki iddialar basýna yansýdý. Diyarbakýr Tabip Odasý iddialarý araþtýrdý, üniversite rektörü Prof. Dr. Ayþegül Jale Saraç ile görüþtü.Diyarbakýr Tabip Odasý’nýn tespitleriyle; Dicle gerçeði…

Dicle gerçeði

Günebakan’ýn öyküsü

Günebakan 1991 yýlýn-dan beri yayýmlan-maktadýr. Odamýzýn

1989 yýlýnda tüzel kiþilik kazan-dýðýný hatýrlarsak, ondan 2 yýlsonra çýkarýlmaya baþlanmýþtýr.Bu anlamda Günebakan’ýn öykü-sü, Odamýzýn öyküsüdür. Odamý-zý tanýmak istiyorsanýz geçmiþtenbugüne 50 sayý yayýmlanan Gü-nebakan’ý gözden geçirmeniz ye-terli olacaktýr.

Ýlk 8 sayýmýz siyah-beyaz i-ken sonra renklendirdik. Normal-de üç ayda bir çýkarýlmasý gere-ken yayýnýmýzda zaman zaman a-

rayý açtýðý-mýz oldu; a-ma hiç vaz-geçmedik.Neden vaz-geçmedik? Bunun birinci cevabý,Odamýzýn kendisini her yönüyleifade edebileceði tek olanaðý sun-masýydý. Bazen biz bile geçmiþtefazla bir þey yapmadýk diye dö-vünürken, çýkan Günebakan’abakýp: “Hiç de fena deðilmiþiz”dedik. Yani 2. cevap, Günebakanemeðe destek oldu, moral oldu.Diðer bir yanýt; Günebakan, yerelhekimler olarak birbirimizdenhaberdar olmamýzý saðladý. Ve enönemli iþlevlerinden biri: Çoðu-

muz saðlýkta gündemiGünebakan’dan hatýr-ladýk. Ortak tavrýmýzý,duygularýmýzý, ne yapa-caðýmýzý oraya yazdýk.Etkinliklerimizin fotoð-raflarýný gördük, güç al-dýk. Ve Günebakan bi-zimdi, birçok amatörruhlu insanýn kolektif ça-lýþmasýnýn ürünüydü vebirlikte bir þey üretip or-

taya çýkarmak harika bir þeydi.Günebakan ismi, 1996 yýlýnda

açýlan isim yarýþmasý sonrasý çe-þitli öneriler içerisinden seçildi. Ý-sim babasý Dr. Nihat Küçükars-lan’dýr. Ondan önce “Tabip O-dasý Bülteni” adýyla çýkmaktay-dý.

Günebakan’ý çýkarmakta zor-landýðýmýz zamanlar oldu. Ýki ne-deni vardý: Zaman zaman emekveren arkadaþlarýmýzýn iþ yoðun-

luðu, diðer nedeni de dergininmaliyeti. Maliyeti, “ürün tanýtý-mý” olarak kýsmen çözmeye ça-lýþtýk. Ama her zaman mümkünolmadý.

Günebakan’ýn neredeyse ba-þýndan beri vazgeçilmez köþelerioldu: Baþkandan “Saðlýkta Gün-dem, Oda’dan Haberler, Üye-lerden Haberler, Bilimsel Ek,Þiir Köþesi, Ýþyeri Hekimliði Sý-ralama ve Görevlendirme Lis-tesi, Onur Kurulu’ndan CezaAlan ve Cezalarý KesinleþenHekimlerin Listesi, Saðlýk Poli-tikalarýna Ýliþkin Bir Yazý” gi-bi...

Bunlardan bir iki baþlýðý aç-mak isteriz: Mesela “SaðlýktaGündem” köþemizde, geçmiþyakýn dönemde saðlýkta gündemene düþmüþse yazýyoruz, yorumaçok da girmeyerek, ama bizim a-çýmýzdan anlamlý noktalarý ve bu

düzenlemelerin çalýþanlara neyemal olacaðýný öne çýkararak. Tabibu köþede Türk Tabipleri Birli-ði’nin ve Oda’mýzýn önemli et-kinliklerini de yazýyoruz. Bir di-ðer önemli bölüm, “Ýþyeri He-kimleri Listesi”. Bu köþede isimsýralamasýný ve görevlendirilenhekimleri açýkça yazýyoruz. Bü-tün arkadaþlarýmýz da bu listeyitakip ediyor ve denetliyorlar. Di-ðer bir kayda deðer bölüm, ceza-sý kesinleþen hekimlerin listesi.Sanýyorum bu son iki listeyi ya-yýmlamakta, Türkiye’de oldukçaazýnlýktayýz. Halbuki bunlarý ya-yýmlamanýn çok gerekli ve etkinolduðunu düþünüyoruz.

Günebakan’ýmýzýn bir de ödü-lü var. Bu ödülü Türk TabipleriBirliði 2000 yýlýnda verdi. Ödü-lün verilme nedeni süreklilik arzeden bir yayým faaliyeti yürüt-mekte oluþumuzdur.

Tabip odalarý yayýnlarýndan…

Saðlýk ortamýnda yaþananolumsuzluklara karþý heralanda yoðun mücadeleyürüten tabip odalarýmýzýnbüyük emekle yaptýklarýiþler arasýnda yayýncýlýkfaaliyetleri de yer alýyor.Türk Tabipleri Birliði’nebaðlý 64 tabip odasýnýnbüyük bölümünün, faaliyet-lerini duyuran, üyelerarasýnda iletiþimigüçlendirmeyi amaçlayangazete, dergi ya da bültenibulunuyor. Biz de, TýpDünyasý’nýn bu sayýsýndanitibaren tabip odalarýmýzýnyayýnlarýnýn tanýtýldýðý yenibir bölüm oluþturalým iste-dik. Ýlk olarak TekirdaðTabip Odasý ile baþlýyoruz.Buyurun Tekirdað TabipOdasý dergisi Günebakan’ýnöyküsüne… Odalarýmýzýnyayýnlarýnýn öyküsünü buköþede yayýmlanmak üzerebekliyoruz.

Page 4: 15 Þubat 2009 Sayý:160 yazdý Sayfa 7’de Talepler Baþbakan’da! - … · 2009. 2. 16. · Kocaeli Üniversitesi Týp Fakül- ... Yönetimi Kursu Þubat ayýnýn ilk haftasýn-da,

15 Þubat 20094

C M Y K

Ýþçi Saðlýðý ve ÝþyeriHekimliði TemelEðitimi 2009Programý

Týp Dünyasý – ANKARA - ÝþçiSaðlýðý ve Ýþyeri Hekimliði TemelEðitim Programý uzaktan eðiti-mini tamamlayan 880 meslek-taþýmýz için 7 Þubat 2009 Cu-martesi günü 39 tabip odamýz-da ölçme-deðerlendirme yapýl-dý. Baþarýlý olanlar arasýndan ilkgrup Adana’da, 21-28 Þubat2009 tarihleri arasýnda Adanave çevre illerin katýlýmýyla yüzyü-ze eðitime baþlayacaktýr. ÝþçiSaðlýðý ve Ýþyeri Hekimliði TemelEðitim Programý Düzenleme Ku-rulu’nun kararýna göre 2009’unilk döneminde (Temmuz ayýnakadar) toplam 7 yüzyüze kursdüzenlenecektir.

TTB’den YÖK izingenelgesine dava…

Týp Dünyasý – ANKARA - TürkTabipleri Birliði, YükseköðretimKurulu’nun (YÖK) üniversite öð-retim üyelerinin çeþitli kamu ku-ruluþlarýnýn veya meslek kuru-luþlarýnýn yönetim ve denetimorganlarýnda görev alabilmele-rinin, ancak YÖK’ün izniyle ola-bileceðini belirten genelgesinedava açtý.

YÖK Baþkanlýðý, kamu kuru-mu niteliðinde meslek kuruluþla-rýnýn yönetim ve denetim organ-larýnda görev alan öðretim üye-leri hakkýnda, ilki 17 Kasým2008 tarihinde olmak üzere bir-den fazla yazý göndermiþti. Buyazýlarda üniversite öðretim ü-yelerinin, çeþitli kamu kuruluþla-rýnýn veya meslek kuruluþlarýnýnyönetim ve denetim organlarýn-da ancak Yükseköðretim Kanu-nu’nun 38. maddesi kapsamýn-da görevlendirmeleriyle yer ala-bilecekleri, aksi halde Yükse-köðretim Kanunun 36. maddesiçerçevesinde söz konusu kuru-luþlarda görev yapmalarýnýnmümkün olmayacaðý belirtil-mekteydi.

TTB Merkez Konseyi, tabip o-dalarý ile týpta uzmanlýk dernek-lerinin yönetim ve denetim or-ganlarýnda görev alan yüzlerceöðretim görevlisinin bulunmasýnedeniyle, iþlemdeki hukuka ay-kýrýlýklara dikkat çekerek iþlemingeri alýnmasýný istedi. Ancak,TTB Merkez Konseyi’nin bu yazý-sýna YÖK’ten yanýt verilmemem-si üzerine, TTB bu yazýnýn yürüt-mesinin durdurulmasý istemiyledava açtý.

Darwin yýlý etkinlikleri Týp Dünyasý – ÝSTANBUL -

TTB Merkez Konseyi BaþkanýProf. Dr. Gençay Gürsoy’un daaralarýnda olduðu çok sayýdanbilim insanýnýn imzasýyla, 12Þubat “Uluslararasý Darwin Gü-nü” dolayýsýyla ortak bir açýkla-ma yapýldý. 2009 yýlýnýn, Ulusla-rarasý Biyolojik Bilimler Birliði veUNESCO tarafýndan büyük do-ða bilgini Charles Darwin’in do-ðumunun 200. yýlý nedeniyle“Darwin Yýlý” olarak ilan edildi-ðinin anýmsatýldýðý ortak açýkla-mada, 2009 yýlý boyunca bilimkarþýtý-gerici fikirlere karþý yýlboyunca etkinlikler yapýlacaðýduyuruldu.

Danýþtay’dan radyolojiçalýþanlarýna iyi haber

Týp Dünyasý – ANKARA - Da-nýþtay 12. Dairesi, radyoloji çalý-þanlarýnýn günlük çalýþma saat-lerini 5 saatten 9 saate ve haf-talýk 45 saate çýkaran genelgehükmünü hukuka aykýrý bularakiptal etti. Saðlýk Bakanlýðý, 8 E-kim 2007 tarihinde yayýmladýðýbir genelge ile radyologlar veradyoloji çalýþaný saðlýk perso-nelinin çalýþma saatlerinin haf-tada 45 saate yükseltmiþti. Uy-gulama Türk Tabipleri BÝrliði veilgili uzmanlýk dernekleri tarafýn-dan protesto edilmiþ ve iptali i-çin dava açýlmýþtý.

Týp Dünyasý – ANKARA - TürkTabipleri Birliði (TTB) Genel Sekre-teri Dr. Eriþ Bilaloðlu, para üzerinekurulmuþ bir sistem olan SaðlýktaDönüþüm Programý’nýn, ekonomikkriz ortamýnda ve kamu harcamalarý-nýn kýsýtlandýðý bir dönemde finansalve organizasyonel sürdürülebilirliði-nin olmadýðýný söyledi.

Saðlýk Bakaný Recep Akdað’ýnOcak 2009 tarihli bir broþürle açýkla-dýðý, “Saðlýkta Dönüþüm Progra-mý’nýn yürütülmesinde risk oluþtu-ran 3 ana problem”i deðerlendirenEriþ Bilaloðlu, bu amaçla, TTB Mer-kez Konseyi binasýnda “SaðlýktaDönüþüm Programý’ndan SaðlýktaDönüþüm Problemine: RakamlarlaProblem Nerede” konulu basýn top-lantýsý düzenledi.

Saðlýk Bakaný Recep Akdað’ýnSaðlýkta Dönüþüm Programý’nýn yü-rütülmesinin önündeki 3 ana proble-mi; “saðlýk iþ gücü sayýsal yetersiz-liði”, “finansman konusunda SGK,Hazine ve Maliye Bakanlýðý arasýn-da koordinasyon yetersizliði” ve

“saðlýk harcamalarýnýn ‘ölçüsüzce’arttýðý yönündeki düþünce” olaraksýraladýðýný anlatan Bilaloðlu, bu baþ-lýklarýn ne ölçüde gerçekleri yansýttý-ðýný rakamlarla ortaya koydu.

“Hekim sayýsý yetersiz deðil”Hekim sayýsýnýn yetersiz olduðu

yönündeki savýn gerçekleri yansýt-madýðýný belirten Bilaloðlu, Ekim a-yýnda açýklanan “TTB Saðlýk E-mek-Gücü: Sayýlar ve GerçeklerRaporu”nun (Füsun Sayek TTB Ra-porlarý-2008) bunu belgelediðinisöyledi. Bilaloðlu, “Kaldý ki, olsabile bunun ‘çözümü’ niteliksiz eði-tim süreçlerini zorlamak, yurtdý-þýndan hekim getirmek, hiçbir öl-çüte, standarda uymadan týp fa-kültesi açmak deðil” dedi.

Türkiye’de 69 týp fakültesi bulun-duðunu hatýrlatan Bilaloðlu, “Bu ni-teliksiz hekim yetiþtirmeye dayalýbir giriþimdir. Avrupa’da en çoktýp fakültesi olan ülkeyiz. Yeni açý-lan týp fakültelerinin öðrencileri-nin baþka fakültelerde eðitim gö-rüyor. Yetersiz hekim sayýsýna bu-lunan bu çözüm çok tehlikeli. Týpfakültesi açmak, hastane açmakhatta market açmaktan bile dahakolay’’ diye konuþtu. Bilaloðlu, yeniaçýlan bazý týp fakültelerinde, öðren-cilerin baþka týp fakültelerinde eðitimgördüðüne dikkat çekerek, böyle biruygulamanýn dünyada örneði olmadý-ðýný söyledi.

2007-2008 yýllarýnda 4 bin 980 o-

lan týp fakültelerine alýnan öðrenci sa-yýsýnýn 2008-2009 için 6 bin 412’yeyükseldiðini belirten Bilaloðlu, yak-laþýk yüzde 30 oranýndaki bu artýþýnhangi projeksiyon ve hangi kriterleyapýldýðýný sordu.

Saðlýkta dönüþümühekimler mi riske ediyor?

Akdað’ýn özel sektörde “doktor-lara yüksek ücret verilmesinin”

program için risk oluþturduðunu sa-vunduðunu belirten Bilaloðlu, “An-cak Saðlýk Bakaný SDP gibi büyükölçekli bir programý ‘riske’ edenbu yüksek ücretlerin toplam meb-laðýna iliþkin bir þey söylememekte,somut sözleþme örnekleri göster-memektedir” diye konuþtu. Bilaloð-lu, Akdað’ýn böylece ne yazýk ki ka-falarda “çok yüksek ücret alan vekoca bir programý riske eden dok-

torlar” imajýný oluþturduðunu kay-detti. Akdað’ýn bu deðerlendirmesinegöre, “vatandaþýn hekimlere veri-len yüksek ücretler nedeniyle mað-dur olduðu” sonucunun doðduðunubelirten Bilaloðlu, “Hal böyle ise va-tandaþlar kamu hastanelerine gide-bilirler ama hükümet oraya da ‘ila-ve ücret’ getirdi” diye konuþtu.

Vatandaþ sýnýflandýrýlacakEriþ Bilaloðlu, saðlýk sektöründe

hizmet veren özel sektörün 2006-2008 yýllarý arasýnda yüzde 26 büyü-düðünü ve bu büyümenin belli ser-maye gruplarýnda gerçekleþtiðinedikkat çekti. Saðlýk Bakanlýðý’nýnKamu Hastane Birlikleri Yasasý ilehastaneleri sýnýflandýrmak istediðiniifade eden Bilaloðlu, “Böylece has-taneler, doktorlar, en kötüsü vatan-daþlar sýnýflandýrýlacak” dedi.

Para üzerine kurulmuþ bir sistemolan Saðlýkta Dönüþüm Programý’nýnyürütülebilmesi için harcamalarýn ar-týrýlmasý gerektiðini anlatan Bilaloð-lu, ekonomik kriz ortamýnda ve kamuharcamalarýnýn kýsýtlandýðý bir dö-nemde saðlýk alanýna kaynak aktarýl-masýnýn zor olduðunu söyledi. SaðlýkBakanlýðý’nýn 3 yýldýr üzerinde çalýþ-týðý “sevk sisteminden” vazgeçtiðinedikkati çeken Bilaloðlu, Saðlýkta Dö-nüþüm Programý’nýn, finansal ve or-ganizasyonel sürdürülebilirliði konu-sunda hiçbir somut çerçeve olmadýðý-ný vurguladý.

TTB Genel Sekreteri Dr. Eriþ Bilaloðlu, Saðlýkta Dönüþüm Programý’nýn finansalve organizasyonel sürdürülebilirliðinin olmadýðýný söyledi.

Týp Dünyasý – ANKARA – TürkTabipleri Birliði ve SES’in, MaliyeBakanlýðý’nýn yataklý tedavi kurumla-rýnda çalýþanlarýn yemek ücretlerininen az yarýsýný ceplerinden ödemelerineiliþkin genelgesine yönelik tepkileri sü-rerken, Maliye Bakanlýðý da konuylailgili yeni bir genelge ile geri adým at-tý.

TTB ve SES tarafýndan 11 Þubatgünü öðle saatinde tüm hastanelerdebasýn açýklamasý ve Maliye Bakanlý-ðý’na “yemek genelgesinin geri çekil-mesi” talebiyle faks gönderilmesi ey-lemi gerçekleþtirildi. Ankara’da Dýþ-kapý Yýldýrým Beyazýt Eðitim ve Araþ-týrma Hastanesi’nde gerçekleþtirilenbasýn açýklamasýna, Türk TabipleriBirliði, Ankara Tabip Odasý ve SEStemsilcileri katýldý.

Yemek lütuf deðil haktýrOrtak açýklamada, Maliye Bakanlý-

ðý’nýn Yataklý Tedavi Kurumlarý’ndaçalýþanlarýn yemek maliyetlerinin ya-rýsýndan az olmamak kaydýyla bedel ö-deyerek yararlandýrýlmalarýný öngörenMart 2008 tarihli genelgeye karþý 1yýldýr mücadele yürütüldüðü belirtildi.Yataklý tedavi kurumlarýnda çalýþanla-rýn yemeklerinin lütuf deðil hak oldu-ðuna iþaret edilen açýklamada, hakla-

rýn da örgütlü mücadeleyle korunupgeliþtirilebileceði vurgulandý. Açýkla-mada “Kimse bizlerin emekleri üze-rinden nemalanmaya çalýþmasýn”denildi. Maliye Bakanlýðý’nýn konuylailgili geri adým attýðýna iþaret edilen a-çýklamada, “Kazanmamýza ramakkaldý” ifadesi kullanýldý.

Maliye Bakanlýðý’ndan geri adýmYemek genelgesinin geri çekilmesi-

ne yönelik mücadele ve tepkiler sürer-ken, Maliye Bakanlýðý’ndan da geri a-dým geldi. Maliye Bakanlýðý’ndan 9Þubat tarihinde Devlet Personel Daire-si Baþkanlýðý’na gönderilen yazýylayataklý tedavi kurumlarýnda yemeðinücretsiz verilmesini saðlayacak yönet-melik deðiþikliði yapýlmasý istendi.

Maliye Bakaný Kemal Unakýtanimzasýyla gönderilen yazýda, “‘DevletMemurlarý Yiyecek Yönetmeliðine“bu yönetmeliðe göre yiyecek yardý-mýndan yararlanacak personeldenyataklý tedavi kurumlarýnda (Üni-versitelerin Yataklý Tedavi Kurum-larý dahil) görev yapanlar, hasta içinoluþturulmuþ yemek servislerindenücret ödemeden yararlanýr’ þeklin-de bir madde eklenmesinin uygun o-lacaðý deðerlendirilmektedir” ifade-sine yer verildi.

TTB ve SES, Maliye Bakanlýðý’nýn yataklý tedavi kurumlarýnda çalýþanlarýn yemek ücretlerinin en az yarýsýnýceplerinden ödemelerine yönelik genelgesinin geri çekilmesiiçin basýn açýklamasý yaptý. Tepkiler sürerken Maliye Bakanlýðýda geri adým attý.

Yemek genelgesi geri çekilsin!

Týp Dünyasý – ANKARA –Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)Baþkaný Fatih Acar, hastalarýn 10gün içerisinde ayný branþta muaye-ne olamayacaklarýný ve bu uygula-manýn 29 Mart yerel seçiminin he-men ardýndan 1 Nisan’da baþlatýla-caðýný açýkladý. TTB Merkez Kon-seyi, saðlýk hizmetine eriþimin kýsýt-landýðýný belirterek, uygulamayatepki gösterdi.

SGK’nin 1 Nisan’dan itibarenvatandaþlarýn 10 gün içinde aynýbranþta muayene olamayacaklarýnýaçýklamasý üzerine TTB MerkezKonseyi bir basýn toplantýsý düzen-ledi. TTB Genel Sekreteri Dr. EriþBilaloðlu ve TTB Merkez Konseyiüyesi Dr. Altan Ayaz’ýn katýldýðýbasýn toplantýsýnda hükümetin sað-lýk politikalarý eleþtirildi.

Basýn toplantýsýnda konuþan Dr.Altan Ayaz, herkesi kapsayacaðý vesaðlýk hizmetlerine eriþimi kolay-laþtýracaðý iddiasý ile 1 Ekim 2008tarihinden itibaren uygulamaya ko-nan Genel Saðlýk Sigortasý’nýn(GSS), iddia edildiðinin aksine, sa-

dece primini düzenli ödeyebilenlerikapsadýðýný ve saðlýk hizmetlerineeriþimi zorlaþtýrdýðýný söyledi.

Saðlýkta yýkým seçim sonrasýnaSaðlýkta Dönüþüm Programý’nýn

finansman ayaðý olan GSS’nin vebuna baðlý olarak çýkarýlan SaðlýkUygulama Tebliði’nin (SUT) sýksýk deðiþikliklere uðradýðýný belir-ten Ayaz, son olarak SGK Baþkanýtarafýndan hastalarýn 10 gün içindeayný branþa müracaat edemeyecek-lerinin açýklandýðýný ve uygulama-nýn 1 Nisan’da baþlatýlacaðýný a-nýmsattý. Ayaz, “Öyle anlaþýlmak-tadýr ki 29 Mart yerel seçimlerisonrasý iyice kendisini hissettirenekonomik krizinde derinleþmesiile birlikte her alanda olduðu gibisaðlýk alanýnda da tam bir yýkýmolacaktýr” diye konuþtu.

10 gün içerisinde ayný branþtaayný saðlýk merkezine zaten baþvu-ru yapýlamadýðýný kaydeden Ayaz,þimdi bu uygulamanýn baþlamasý ilebirlikte Türkiye’nin herhangi biryerinde ayný branþa tekrar baþvuru-nun engellendiðini söyledi. “Buuygulama saðlýk hizmetlerine u-laþýma açýk olarak engel konul-masý anlamýna gelmektedir” di-yen Ayaz, 10 gün içerisinde aynýbranþ doktoruna tekrar baþvuru-nun suistimal olarak tariflendiði-ni ve bu haliyle hastalýk halinin,kiþilerin kendi sorumluluðuna bý-rakýldýðýný kaydetti. Ayaz, “Teda-visi tamamlanamayan hastalar,kendi imkanlarý ile tedavilerinisürdürmeye mahkum býrakýl-maktadýr. Bu durumda ücretiniödeyemeyecek halde olan hasta-

larý neyin beklediði belirsizdir”diye konuþtu.

“Ciddi bir etik sorun var”Hasta Haklarý Beyannamesi’nde

“hastanýn ikinci bir görüþ alma”hakký bulunduðunu anýmsatan A-yaz, bu noktada ortada ciddi bir etiksorun olduðunu da belirtti. Ayaz,“Hasta, ameliyat gibi ciddi bir te-davi kararý karþýsýnda ikinci gö-rüþ alma hakkýna sahiptir. Kara-rý bir kez daha teyit ettirmek isterve bunda da haklýdýr” dedi. SGKtarafýndan uygulamanýn gerekçe-si olarak “hastalýk hastalarýnýn ö-nüne geçilmek istenmesinin” göste-rildiðini ifade eden Ayaz, “Hasta-lýk hastalýðý da bir hastalýktýr veçok ciddidir. Bu gerekçeyle saðlýkhakký engellenemez” dedi.

Sorun sisteminpara üzerine kurulmasý

TTB Genel Sekreteri Dr. Eriþ Bi-laloðlu da, sorunun bütün sisteminpara üzerine kurulmasýndan kay-naklandýðýný belirterek, “Herkes iþ-letmesini kar ettirmek istiyor. Bunoktada etik deðerler konusundaendiþelerimiz var” diye konuþtu.Hükümetin, GSS’nin baþlangýç tari-hinde, sevk uygulamasýnda vs. ol-duðu gibi bu uygulamadan da birsüre sonra vazgeçebileceðine iþareteden Bilaloðlu, “Ama bu süre için-de kimlerin bu uygulamadan et-kilendiðini, nasýl zarar gördüðü-nü hiçbir zaman bilemeyeceðiz.Bize sadece yýl sonunda SGK’ninne kadar ettiði söylenecek” dedi.

Soru üzerine, TTB’nin konuyuyargýya taþýyacaðý da belirtildi.

TTB Merkez Konseyi, SGK’nin1 Nisan 2009’dan itibaren vatandaþlarýn 10 gün içindeayný branþta muayeneolmalarýný engelleyen düzenlemesine tepki gösterdi.Uygulamanýn 29 Mart yerelseçimlerinden sonra baþlatýlacaðýna iþaret edenTTB Merkez Konseyi, bu tarihten sonra saðlýkta yýkýmtablosu ile karþý karþýya kalýnacaðýna dikkat çekti.

Saðlýk hizmetine eriþimkýsýtlanýyor

Saðlýkta dönüþüm programýndan

Saðlýkta dönüþüm problemine

Karikatür: Zafer Temoçin

Page 5: 15 Þubat 2009 Sayý:160 yazdý Sayfa 7’de Talepler Baþbakan’da! - … · 2009. 2. 16. · Kocaeli Üniversitesi Týp Fakül- ... Yönetimi Kursu Þubat ayýnýn ilk haftasýn-da,

Yöne tme l ik ,daha önce yasak olan, çocuklar ü-zerinde yapýlacak klinik araþtýr-malarý serbest býrakýlacak.

Bölgesel etik kurullar geliyorDaha önce eðitim hastaneleri

bünyelerinde kurulabilen Yerel E-tik Kurul yerine, Saðlýk Bakanlý-ðý’nýn belirleyeceði bölgelerde vesayýda Etik Kurul kurulabilecek.Etik Kurul sekreteryasý il saðlýkmüdürlüklerinde ya da Saðlýk Ba-kanlýðý’nýn uygun göreceði saðlýkkurum ve kuruluþlarýnda oluþturu-labilecek. Etik Kurul üyeleri, kiþi-sel baþvurular ile il saðlýk müdür-lüðü, üniversite araþtýrma hastane-si, eðitim ve araþtýrma hastanesive devlet hastanesi tarafýndan ya-pýlan baþvurular arasýndan SaðlýkBakanlýðý tarafýndan seçile-cek.(Md. 10)

Merkezi Etik Kurul,Danýþma Kurulu oluyor

Saðlýk Bakanlýðý bünyesinde,Ýlaç ve Eczacýlýk Genel Müdürlü-ðü nezdinde, Bakanlýk onayý ile,toplam 20 üyeden oluþan KlinikAraþtýrmalar Danýþma Kurulu ku-rulacak. TTB, TEB, TDB ve TBBkuruldaki birer üyelikleri için üçerisim bildirecekler ve her örgüt adý-na bir üye Bakan tarafýndan belir-lenecek. Kurulda Ýlahiyat Fakülte-si’nden bir öðretim üyesi de bulu-nacaktýr.(Md. 12) Kurulun görevve sorumluluklarý hemen hemen“yok” denebilecek düzeyde.

Klinik araþtýrmalar piyasayaÖnceden yalnýzca eðitim has-

tanelerinde yapýlabilen klinik a-raþtýrmalar, uygun personel, teçhi-zat ve laboratuara sahip özel veyakamuya ait bütün hastanelerde, bi-yoyararlaným ve biyoeþdeðerlikçalýþmalarý da acil müdahale ya-pabilme olanaðýna sahip özel ve-ya kamuya ait bütün saðlýk kurumve kuruluþlarýnda yapýlabilecek-tir.(Md. 14-16) Bir klinik araþtýr-manýn baþlatýlmasýndan, yürütül-mesinden veya finanse edilmesin-den sorumlu olan kiþi, kurum ve-ya kuruluþ olarak tanýmlananDestekleyici, görevlerini ticarikuruluþlara devredebilecektir.(Md. 20-1. fýkra d bendi)

Tüm yetki Saðlýk Bakanlýðý’ndaKapsamdaki bütün araþtýrma-

lara Etik Kurul’un yaný sýra Sað-lýk Bakanlýðý’nýn da izni gereke-cek. Etik Kurul’un ilaç klinik a-raþtýrmalarý ile kök hücre nakli,doku nakli, genetik araþtýrmalarve yeni bir týbbi cihazýn denenme-si ile ilgili araþtýrmalar ile ilgilikararýndan sonra Saðlýk Bakanlýðýtarafýndan da izin verildikten son-ra araþtýrmalara baþlanabilinecek.Etik Kurul’un onayýný alan ilaçklinik araþtýrmalar için Ýlaç ve Ec-zacýlýk Genel Müdürlüðü’ne, kökhücre nakli, doku nakli, genetik a-raþtýrmalar ve yeni bir týbbi ciha-zýn denenmesi ile ilgili araþtýrma-lar için de Tedavi Hizmetleri Ge-nel Müdürlüðü’ne baþvurulmasýve izin alýnmasý gerekecek.(Md.17) Adý geçen genel müdürlüklergerek görürse dosyayý Klinik A-raþtýrmalar Danýþma Kurulu’nagönderebilecek.(Md. 18) Genel

müdürlüklerin Etik Kurul onayýalmýþ dosyayý nasýl bir prosedür i-le ve hangi yapý-kurul aracýlýðý iledeðerlendireceði ile ilgili herhan-gi bir bilgi bulunmuyor.(Md.18,19).

1 Aralýk2008 5

C M Y K

15 Þubat 2009

90’lý yýllarda muayene-hanesinde tanýdým o-

nu. Okuduðu kitaplar ve dergi-ler ilgimi çekti hemen. Okuyan,ülkemizin sosyal, siyasal sorun-larýna ve hekimlerin özlük, e-konomik meselelerine ilgi du-yan aydýn biriyle tanýþmýþtým.Ben de o zaman tabip odasý

genel sekreteriydim. tanýþýklýðý-mýz, uzun yýllar sürecek olandostluðumuz böyle baþlamýþtý.

Tabip odasýnýn tüm etkinlik-lerine ve eylemlerine katýlýrdý.Örgütlü olmayý savunurdu. Budüþüncesini hayata geçirdi.Örgütlü olmadan çaðdaþ olu-namayacaðýný savundu. 1995yýlýnda iki yýl süreyle iþlerininçok yoðun olmasýna raðmenGenel Saðlýk Ýþ Sendikasý baþ-kanlýðý yaptý. Üç dönem oda-mýzýn onur kurulu üyeliðiniyaptý. Son dönem oda genelkurulunda denetleme kurulunaseçilmiþti.

1954 yýlýnda Savaþtepe dedoðdu. Balýkesir Lisesi’ni bitir-di. 1977 yýlýnda Ege Üniversi-tesi Týp Fakültesi’nden mezunoldu. Ýzmir Çocuk Hastane-si’nde ortopedi ve travmatolojiihtisasýný yaptý. 16 yýl ManisaDevlet Hastanesi’nde çalýþtý.

Emin çaðdaþ insandý. Bir a-rada durmayý, bir araya gel-meyi örgütlenerek yapabilece-

ðimizi herkese yaþamýnda gös-terdi.

Ýyi insandý. Kibirli deðildi E-min. Kibirli olanýn yorulup yol-larda kalacaðýný bilirdi. Çevre-ye ve doðaya saygýlýydý. Daya-nýþmacýydý. Sorumluluk sahi-biydi, dürüst idi.

Ýyi dost idi. Uzun yýllara da-yanan dostluðu birçok arkada-þýmýzla artarak devam etti. O-nun dünya görüþünün altýndamertlik ve sevgi egemendi. Oyüzden üzüntümüz çok derin.Emekli olduktan sonra dahaçok görüþecektik, olmadý yenil-mez bir hastalýk onu aramýz-dan erken aldý. 54 yaþýnda,doðum günü olan 29 ocak 09da.

Benim kapý komþum candostum idi.

“Ölüm, adýn kalleþ olsun’’demek geliyor içimden. Onuhep sevgi, saygý ve özlemle a-nacaðýz.

Dr. Münir ÇelikManisa Tabip Odasý

Ýyi insan, iyi dost, Dr. Mehmet Emin Turunç’un ölümü

aradabir...Týp Eðitimi Anabilim Dalý

(Ne) Ýþ Yapar(?)*

Karþýmda ilk günün heyecaný içinde pýrýl pýrýlgözlerle bana bakan 190 yeni týbbiyeli. On-

larý bekleyen zorlu bir 6 yýllýk eðitimin baþýnda neyaþayacaklarýnýn tedirginliðinde. Kulaklarýnda týp e-ðitimi ile ilgili anlatýlan efsaneler, öyküler, söylenti-ler belki de masallar.

Amfideki ilk derslerinde, karþýlarýna çýkan ilk týpfakültesi hocasý olarak ‘hoþgeldiniz’ diyor, baþlatý-yorum hiç bitmeyecek öðrenmelerini.

- Ýsmim Melih Elçin. Týp Eðitimi ve Biliþimi A-nabilim Dalý öðretim üyesiyim. Bugün sizinle nasýlöðrendiðimizi konuþacaðýz.

Gözgöze geldiðim öðrencinin kafasýndaki düþün-ceyi okuyorum yüzündeki hafif gülümseyiþte:

- Dalga mý geçiyor bu adam? Ben Türkiye on i-kincisiyim. Yanýmda oturan ilk elliden, önümdekiilk 100’den. En arka sýradaki dalgacýlar grubu ilk500’den. Bize mi anlatacak nasýl öðrenileceðini?Hem bu da nasýl bir anabilim dalý öyle. Ben endok-rin bilirim, plastik cerrahi ya da genetik. Bunlar týb-býn nesiyle uðraþýyorlar acaba? Üçüncü sýnýftaki evarkadaþýmýn sözünü ettiði PDÖ her neyse, bunlarýniþiymiþ.

Þaka gibi. Bir çeþit yabancýlaþtýrma efekti. Ya daters ýþýk.

Bir sonraki derste bir örnek veriyorum, týp eðiti-minin önemli bir özelliðini vurgularken:

- Týp bilgisi çok hýzlý deðiþiyor. Ýlk mesleksel be-ceri eðitimine baþladýðýmýzda birinci sýnýf öðrencile-rine temel yaþam desteðini anlatýrken tek kurtarýcýda15’e 2, iki kurtarýcýda 5’e 2 kalp ve solunum masajý-nýn yapýlmasýný öðrettik. Ayný öðrenciler üçüncü sý-nýfa geldiklerinde uygulama yaparken tek ya da ikikurtarýcýda da 15’e 2 olarak bilgilerini güncelledik.Ýntörn olduklarýnda ise 30’a 2 olarak yapýyorlardý.Ayný bilgi sadece týp eðitimi sýrasýnda bile iki kezdeðiþmiþti.

Konuþmamda sözünü ettiðim öðrenciler ilk eði-timlerini kýrmýzý, yarým vücutlu, poþet akciðerli mo-dellerde almýþlardý, üçüncü sýnýfta geribildirim içinýþýklý uyarý sistemine sahip mankenlerden yararlan-dýlar. Ýntörn eðitimlerinde ise bilgisayar destekli si-mülatörü kullandýlar.

Týp bilgisi ve teknolojisi hýzla geliþiyor, deðiþi-yor. Týp eðitiminde yaklaþýmlar, yöntemler, teknolo-jiler de ayný ivmeyle geliþiyor, deðiþiyor. Eðitim a-lanýndaki deðiþimin izlenmesi, yenilikler ve geliþ-meler konusunda her biri birer týp eðiticisi olan ge-nel cerrah, dermatolog, fizyolog, el cerrahý, gastro-enterolog, onkolog öðretim elemanlarýnýn da bilgi-lendirilmesi ve geliþimlerinin saðlanmasý gerekiyor.Týp eðitimcilerinin rolü burada baþlýyor: Týp eðiti-mini bütünsel bakýþ açýsýyla görebilmek, týp eðiti-mindeki güncel yaklaþýmlarý, yöntemleri, yeni yet-kinlik alanlarýný kendi kurumlarýnda da uygulamak,yürütülen uygulamalarý deðerlendirmek, yeni uygu-lamalar geliþtirmek, geçmiþin belleði geleceðin ufukaçýcýsý olmak. Tüm bunlarý yaparken bu süreçleri ya-þayabilmek, hem öðretim üyeleri hem öðrencilerleyan yana olabilmek, onlarý duyabilmek, onlarý anla-yabilmek, onlarla geliþebilmek gerekiyor.

Týp eðitiminde kalitenin korunmasý ve yükseltil-mesi, daha donanýmlý ve toplumun beklentilerinikarþýlayan mezunlarýn verilmesi, daha iyi bir saðlýkortamýnýn ve daha saðlýklý bir toplumun yaratýlmasý-ný saðlayacaktýr. Týp fakültelerindeki anabilim dalla-rýnda çalýþabilen týp eðitimciler de bu kalitenin gü-vencesi olacaklardýr.

*Bu yazý, YÖK’ün 22.12.2008 tarihli týp eðitimianabilim dallarýnýn týp fakültelerinde kapatýlaraksaðlýk bilimleri enstitülerinde açýlmasý yönündekigerekçesiz kararý üzerine yazýlmýþtýr.

** Hacettepe Üniversitesi Týp Fakültesi ÖðretimÜyesi

Doç. Dr. Melih Elçin**

Týp Dünyasý – ANKARA – TabipOdalarý Disiplin Ýþlemleri DeneyimPaylaþým Programý, Ankara Tabip Oda-sý’nýn ev sahipliðinde 7 Þubat 2009 Cu-martesi günü gerçekleþtirildi. Toplantý-ya Ankara, Çorum, Eskiþehir ve Kýrýk-kale Tabip Odalarý katýldýlar.

Toplantýda dosya örnekleri üzerin-den tabip odalarý onur kurullarýnýn iþ-levleri, saðlýk hizmetleri açýsýndan öne-mi deðerlendirildi. Tabip odasý yönetimkurullarýnýn açýlacak bir soruþturmadasüreç yönetimini eksiksiz yapabilmesive tabip odasý onur kurullarýnýn kovuþ-turma süreç yönetimini eksiksiz yapa-bilmesi için bilgi ve deneyim paylaþýldý.

Toplantý TTB Hukuk Bürosu avuk-talarý Verda Ersoy, Mustafa Güler veTTB Yüksek Onur Kurulu üyeleri Dr.Hakan Giritlioðlu ile Dr. Orhan Oda-baþý’nýn kolaylaþtýrýcýlýðýnda gerçekleþ-tirildi. Programýn ilki Muðla Tabip O-dasý’nda Aydýn ve Denizli Tabip Odala-rýnýn da katýlýmý ile yapýlmýþtý. Önü-müzdeki günlerde diðer tabip odalarý-nýn katýlýmý ile program yaygýnlaþtýrý-lacak ve tüm tabip odalarýmýz bu prog-rama katýlmýþ olacak.

Tabip Odalarý Disiplin Ýþlemleri De-neyim Paylaþým Programý, tabip odala-rýnýn mesleki deontolojinin korunma-sýnda deðeri ve sorumluluðu konusunda

farkýndalýk yaratarak etkinliðinin arttý-rýlmasý ve yapýlan iþlemlerin niteliðininyükseltilmesini amaçlýyor. Programatabip odalarý yönetim ve onur kurullarýtemsilcileri katýlýyor.

Bu arada, tabip odasý yönetici ve o-nur kurulu üyeleri için hazýrlanan yineyönetim kurullarýnýn oluru ile atanacaksoruþturmacýlarýn kullanýmýna da açýla-cak olan Türk Tabipleri Birliði web say-fasýndan eriþilecek “Onur” sitesi kulla-nýma girdi. Bu site üzerinden disiplinsüreçlerinde dil birliði saðlanmasý,mevzuat bilgisi yaný sýra dosya örnekle-ri ile bilgi ve deneyim paylaþýmý hedef-leniyor.

Tabip Odalarý Disiplin Ýþlemleri Deneyim Paylaþým Programý

Klinik Araþtýrmalar Hakkýnda Yönetmelik eleþtiriliyor:

ile imzalarýBaþbakanlýða iletmesi kararlaþtý-rýldý.

13 Þubat günü, TTB’nin Anka-ra’daki merkez binasý önünde top-lanan TTB, tabip odalarý, SES veDev-Saðlýk Ýþ temsilcileri, en ön-de Baþbakan Erdoðan’a yazýlmýþolan mektup metninin yer aldýðýpankartýný taþýyarak Kýzýlay’dabulunan Baþbakanlýk binasýnadoðru yürüyüþe geçtiler. “Saðlýk-ta ticaret ölüm demektir”,“Saðlýk hakký satýlamaz”, “Sus-ma sustukça sýra sana gelecek,hastan hastane kapýsýnda öle-cek” sloganlarý atan grup, ellerin-de de “Saðlýk haktýr”, “Herkesesaðlýk güvenli gelecek”, “Hasta-ne birliklerine karþý emekçilerinbirliði” yazan dövizler taþýdý. Yü-rüyüþ sýrasýnda, bazý vatandaþla-rýn da alkýþlarýyla saðlýkçýlaradestek verdiði gözlendi.

“Hastanýn adý bugündür”Baþbakanlýðýn önünde grup a-

dýna konuþmalar yapýldý. TTB Ý-kinci Baþkaný Prof. Dr. Feride

Aksu Tanýk, saðlýk hizmetleriningiderek piyasalaþtýrýldýðýnýn altýnýçizdi. “Hastanýn adý bugündür”diyen Tanýk, sistemin zorlamasýy-la hastalara “yarýn”, “on günsonra”, “bir yýl sonra” demek is-temediklerini, hastalarý sakatlýðave ölüme terk etme sorumluluðu-nu yaþamak istemediklerini belirt-ti. Tanýk, “Biz insanlara insan o-nuruna yakýþacak nitelikte birsaðlýk hizmeti sunmak istiyo-ruz” diye konuþtu.

Dev Saðlýk-Ýþ Genel SekreteriArzu Çerkezoðlu ise yöneticilerinülkeyi yaþanmaz hale getirdikleri-ni belirterek, “Ekonomik krizbahanesiyle çalýþma ve yaþamkoþullarýmýzý daha da aðýrlaþtý-rýyorlar. Buna izin vermeyece-ðiz” diye konuþtu.

“One minute” geçti; artýk “nominute”

TTB, Dev-Saðlýk Ýþ ve SES a-dýna ortak açýklamayý da SESBaþkaný Bedriye Yorgun okudu.Saðlýk ortamýnda yaþanan olum-suzluklara karþý iki hafta gibi kýsa

bir zamanda on bini aþkýnimza topladýklarýný belir-ten Yorgun, “Ocak ayý-nýn sonunda randevu is-tedik Baþbakan’dan.Bekledik, 30 Ocak’takitoplantýmýzý erteledik,“one minute” oldu amageçti artýk… Þimdi “nominute” zamaný” diyekonuþtu.

Politikacýlarýn saðlýkalanýnda yaþanan sorunlarkarþýsýnda ýsrarla saðlýkçalýþanlarýný hedef göster-diklerini belirten Yorgun,bunun sonucunda taciz vefiziki þiddetin neredeysegündelik yaþamýn bir par-çasý haline geldiðini kaydetti. Yor-gun, “Saðlýk hizmetini SosyalGüvenlik Kurumu’nun belirle-diði protokollere göre deðil,hastanýn gereksinimlerine görevermek istiyoruz. Ancak bu-günkü saðlýk ortamýnda piyasakoþullarýyla deðerlerimiz ara-sýnda mesleðimizin gerekleriniyerine getirememenin gerilimini

yaþýyoruz” dedi. Yorgun, Baþbakan’a iletilen

imzalý dilekçelerde de yer alan ta-leplerini þöyle sýraladý:

“Saðlýk hizmetlerini ticari-leþtiren ve güvencesiz çalýþmayýiçeren aile hekimliði ve kamuhastane birlikleri yasa tasarýsý-nýn durdurulmasýný, iþten çý-karmalarýn engellenmesini, bü-tün çalýþanlarýn güvenceli bir

çalýþma rejiminde istihdamýný,güvenli ve saðlýklý çalýþma or-tamlarýnýn oluþturulmasý içiniþyeri saðlýk birimlerinin kurul-masýný ve temel ücretlerde e-mekliliðimize yansýyan iyileþtir-me yapýlmasýný talep ediyoruz.”

Açýklamalarýn ardýndan, TTB,SES ve Dev Saðlýk-Ýþ temsilcileriklasörler içindeki mektuplarý Baþ-bakanlýða teslim etti.

baþ tarafý sayfa 1’de

baþ tarafý sayfa 1’de

Tek yetkili Saðlýk Bakanlýðý

Týp Dünyasý – ANKARA -Hacettepe Üniversitesi Týp Fa-kültesi öðretim üyesi ve SaðlýkBakanlýðý Merkezi Etik Kuruluüyesi Prof. Dr. Murat Akovada, Klinik Araþtýrmalar Hakkýn-da Yönetmelik ile klinik araþtýr-malar konusunda tek yetkili ku-rumun Saðlýk Bakanlýðý halinegetirildiðini söyledi.

Klinik araþtýrmalar ile ilgili

olarak en son 1993 yýlýnda biryönetmelik yayýmlandýðýný be-lirten Akova, bu arada AvrupaBirliði bünyesinde bu alandakimi deðiþiklikler olduðunu veson yönetmeliðin “AB’ye u-yum” gerekçesiyle çýkartýldýðý-ný, ancak Hükümetin yönetme-liði kendi amaçlarýna göre dü-zenlediðini söyledi. Akova, yö-netmeliðin nasýl iþleyeceði ko-nusunda tereddütleri bulundu-ðunu bildirdi.

Yönetmelik ile Saðlýk Ba-kanlýðý’nýn kendisine çok geniþyetkiler tanýdýðýna dikkat çekenAkova, bütün kararlarýn bakan-

lýk onayýyla alýnabileceðine iþa-ret etti. Merkezi Etik Kurul’unþimdi ancak sorunlu dosyalarýngönderileceði bir Danýþma Ku-rulu haline getirildiðini anlatanAkova, Ýlaç Eczacýlýk GenelMüdürü ya da yardýmcýsýnýn dabu kurula baþkanlýk edeceðinibelirterek, bunun çok sakýncalýolduðunu söyledi.

Akova, Danýþma Kurulu’ndameslek örgütlerinin temsili içinise, önerilecek 3 isim arasýndanSaðlýk Bakanlýðý’nca seçilecekkiþiler tarafýndan yürütüleceðinibelirterek, “Böyle bir þey ola-maz” diye konuþtu

23 Aralýk 2008 tarihliResmi Gazete’de

yayýmlanarak yürürlüðegiren Klinik Araþtýrmalar

Hakkýnda Yönetmelik’ideðerlendiren

Prof. Dr. Onur Hamzaoðlu, Saðlýk Ba-

kanlýðý’nýn saðlýk hizmet-lerinin ardýndan, þimdi de

klinik araþtýrmalarý piyasaya devredeceðini

söyledi.

Klinik araþtýrmalar da piyasaya devrediliyor

Prof. Dr. Murat Akova

Prof. Dr. Onur Hamzaoðlu,

Talepler Baþbakan’da!

Page 6: 15 Þubat 2009 Sayý:160 yazdý Sayfa 7’de Talepler Baþbakan’da! - … · 2009. 2. 16. · Kocaeli Üniversitesi Týp Fakül- ... Yönetimi Kursu Þubat ayýnýn ilk haftasýn-da,

Dr. Ýsmail Bulca - ABD destekliÝsrail’in Gazze’de Filistin halkýnayönelik insanlýk dýþý katliamý kýna-mak ve Filistin halkýna destek ol-mak, bunu dünya kamuoyunun dik-katine sunmak için TEB-Türk Ede-biyatçýlar Birliði çaðrýsýyla düzenle-nen ziyaret TTB ve Adana TO adýnaDr. Ýsmail Bulca’nýn katýlýmýylagerçekleþti. Adana’dan kitle örgütle-rini temsilen (TTB-Adana TO, Eði-tim Sen, SES, ÝHD,Pir Sultan AbdalDerneði) ayný zamanda tümü AdanaBarýþ Giriþimi Yürütmesinde de yeralan 5 kiþilik bir heyetin yer aldýðýziyarete TEB, PEN, Halkevleri,TYS, TÖP, SEH, Antakya Demokra-tik Kültür Derneði temsilcilerinin debulunduðu toplam 28 kiþi katýldý.

21 Ocak 2009 akþamý yola çýkanekip 22 Ocak 2009 da saat 07.00 deSuriye’nin baþkenti Þam’a ulaþtý.Saat 09.00 da Merkezi Þam’da bulu-nan Arap Yazarlar Birliðine bir ziya-ret gerçekleþtirildi. Burada yapýlanbasýn toplantýsýnda Arap YazarlarBirliði Baþkaný Dr. Hüseyin Cuma:Türk Edebiyatçýlar Birliði ve Türki-ye’den gelen heyetin ziyaretindenduyduðu mutluluðu ifade ettiktensonra ABD destekli Siyonist Ýsra-il’in Gazze vahþetini Kýnadýðýný,Gazze’de kadýn ve çocuklarýn da da-hil olduðu 1500’yakýn insanýn katle-diðildiðini Beyaz Fosfor ve Uran-yum bombalarý gibi uluslar arasýnormlara göre yasaklanmýþ silahla-rýn Bu katliamlarda kullanýldýðýný,hatta Ýsrail’in de bunu itiraf etmekzorunda kaldýðýný söyledi. Bu katli-amla ilgili olarak hazýrlanan birCD’nin en kýsa sürede bu heyete u-laþtýrýlacaðýný söyledi. 10.11.1975tarihli “Siyonizm Irkçýlýktýr” diyenBM’in 3373 nolu kararýný hatýrlata-rak bu kararýn dünyaya duyurulma-sýnda bizlerinde yardýmcý olmamýzýistedi. Ýsrail’in hedefinin tüm Orta-

doðu’ya yayýlmak olduðunu söyledi. Bizlerden ve kendilerini destek-

leyenlerden, hem Ýsrail’e hem de bukatliamlara sessiz kalarak Ýsrail’egüç veren BM’e karþý davalar açma-mýzý istedi.

Türkiye heyeti adýna konuþanTürk Edebiyatçýlar Birliði’ndenGökhan Cengizhan, ziyaretimizinamacýný anlattý. Gazze katliamýndandolayý Ýsrail’i ve arkasýndaki diðeremperyalist güçleri kýnadýðýmýzý, Fi-listin halkýna olan desteðimizi ilet-mek acýlarýný paylaþmak için buradaolduðumuzu belirtti. Heyete Filistinhalkýný temsilen birer atký hediye e-dildi.

Daha sonra Suriye-Filistin-Ýsrailsýnýrýnda bulunan Golan Tepelerin-deki BM denetimindeki Qeneitrakentine geçildi. 1973 yýlýndaki Ýsrailiþgalinde yerle bir edilen bölgeninvalisi tarafýndan karþýlandýk. ValiRiyad Hicap, Türkiye halkýnýn bazýArap ülkelerinden ve halklarýndan

daha fazla destek verdiðini TürkiyeSuriye ve Filistin halklarý arsýndakidostluðun daha da geliþtirilmesiniarzu ettiklerini söyledi. Golan bölge-sindeki Qeneitra kentinin 1967-1973yýllarýnda Ýsrail tarafýndan iþgal edil-diðini 1973’te çekilirken bu günküGazze’de yaptýðý gibi taþ taþ üstündebýrakmadan çekildiðini, bölgede ya-þayan 150 bin’in üzerinde insanýnyerinden yurdundan göçe zorlandý-ðýný ve ülkelerini terk etmek zorundakaldýðýný söyledi. Göç eden Filistinbölgelerinin bir kýsmýnda da dahaönceleri Yahudilere ait olduðu iddia-sýyla Yahudi yerleþim bölgeleri oluþ-turulduðunu ifade etti. Qeneitra ken-tinin iþgalden sonra yeniden inþa e-dildiðini,

Ýsrail vahþetinin belgesi olarak,sýnýra yakýn olan bölgenin 35 yýldýronarýlmadýðýný, Ýsrail vahþetinin yer-leþim yerlerini, hastane ve okullarýdinamitlerle, buldozerlerle nasýl yýk-týðýnýnýn delilleri olarak onarýlmadý-

ðýný ifade etti.Heyet adýna Gökhan Cengizhan

ise; Ýsraili kýnayan Filistin halkýna i-se desteðimizi ifade eden bir konuþ-ma yaptý. Vali Riyad Hicap heyetebir plaket verdikten sonra bölgeninmaketi üzerinde Golan Tepeleri hak-kýnda bilgi verdi.

Daha sonra Qeneitra harabelerigezildi. Hastanelerin ve okullarýn na-sýl yerle bir edildiði görüldü. Hara-beye dönen Golan Hastanesi önündeTTB adýna Dr. Ýsmail Bulca, ArapTV’sine yaptýðý açýklamada, özetle,ABD destekli Ýsrail saldýrganlarýnýnFilistin halkýnýn en temel hakký olanyaþama hakkýný yok etmeye çalýþtýk-larýný, ama bütün halklar gibi Filistinhalkýnýn da yenilmeyeceðine olan i-nancýný ifade etti. Filistin halkýnýn o-nurlu mücadelesinin mutlaka zaferlesonuçlanacaðýna ve topraklarýna ka-vuþacaðýna inandýðýný belirti. Dahasonra Ýsrail sýnýrýna gidildi, sýnýrayakýn bir yerde gelen dost heyetlerin

diktikleri zeytin aðaçlarýndan oluþanzeytinliðe barýþý ve Filistin halkýnýnkurtuluþunu simgeleyen zeytin aðacýdikildi ve Þam’a dönüldü.

Saat 19.00’da FKÖ’nün 1952 yý-lýnda doðduðu bölge olan Þam’ýnMuhayyan Bölgesi’ne gidildi. Suri-ye’de sürgünde yaþayan 500.000 Fi-listinli’den 250.000’inin yaþadýðý bubölge ayný zamanda da en büyüksürgün bölgesi. Nüfusu 10,5 milyonolan Filistin’in 5 milyonu sürgündeyaþýyor. Ebu Cihad’ýn cenazesi bubölgede 1 milyon kiþi ile kaldýrýlmýþ.Bölge Filistin’in kurtuluþu için mü-cadele eden örgütler için çok önemlibir bölge. Heyet, bölgede FilistinHalk Kurtuluþ Cephesi’nin bir büro-sunu ziyaret etti. Burada FHKC adý-na Politbüro üyesi ve Dýþ ÝliþkilerÞefi Ebu Ahmet Fuad heyetimizehitaben bir konuþma yaptý. Heyeti-mizin ziyaretini çok önemsediðini,Filistin halký ile Türkiye halkýnýngeçmiþten beri hep dost olduðunu,geçmiþte Türkiyeli devrimcilerin Fi-listin halkýyla omuz omuza SiyonistÝsrail’e karþý savaþtýðýný ve bu dost-luðun hep devam edeceðini söyledi.Gazze’de Filistin’in kurtuluþu içinmücadele eden örgütlerin aralarýnda-ki çatýþmalara raðmen hep birliktesavaþtýðýný, savaþýn Siyonist Ýsrail i-le Gazze halký arasýnda olduðunu,yurtseverlerin, sol güçlerin, Ýslamigüçlerin hepsinin omuz omuza sa-vaþtýðýný söyledi. Gazze saldýrýsý ileSiyonistlerin hedeflerine ulaþamadý-ðýný Gazze’nin yerle bir olduðunu a-ma Gazze halkýnýn dimdik ayakta ol-duðunu söyledi.

Daha sonra þiirler, türküler söy-lendi, heyetin içerisinden daha önceFilistin saflarýnda Ýsrail’e karþý sava-þan bir arkadaþ duygusal bir konuþ-ma yaptý.

Arap Yazarlar Birliðinin Temsil-cisi Türkiye’de Ýsrail saldýrganlýðýnýgösteren bir Filistin Müzesi ve Fli-tinde yaþananlarýn resmedildiði Fi-listin duvarlarýnýn oluþturulmasýnýistedi. Oluþturulabilirse bu müzeyive duvarlarý kendilerinin her türlümateryalle destekleyeceklerini söy-ledi.

Daha sonra heyet çalýþmalarýnýtamamlayarak 23 Ocak 2009 da Tür-kiye’ye döndü.

15 Þubat 20096

C M Y K

Mesleki Sorumluluk Sigortasý malpraktis için

güvence midir?Avukat Ziynet Özçelik

hukukköþesi k

Yýllardýr yürütülen tartýþmalardan hekimler iyibiliyor ki aslýnda mesleki sorumluluk sigortasýmalpraktis için güvence deðildir. Çünkü uygulandý-ðý yerlerde hatalarý azaltýcý etkisi olmamýþ, zarargören hastalarýn zararlarýný karþýlamada ciddi bir a-raç olmamýþ, çekinik týbba neden olmuþ, giderekyükselen primler nedeniyle saðlýk hizmetinin mali-yetinde artýþlara neden olmuþ vb. olumsuzluklarýpeþ peþe sýralanabilir.

Türk Tabipleri Birliði de yýllardýr bu konudakiendiþelerini ve önerilerini baþta Saðlýk Bakanlýðýolmak üzere her zeminde paylaþýyor ve diyor ki;

- hatalý týbbi uygulamalar bir halk saðlýðý soru-nudur,

- bu alanda hatalarýn ortadan kaldýrýlmasý içingerekli çalýþmalar sistemli bir biçimde planlanma-lý, parasal kaynaklar bu önceliðe göre harcanmalý-dýr.

- saðlýk hizmeti sýrasýnda zarar gören hastalarýnzararlarýnýn kýsa sürede karþýlanmasý için derhal birkamusal iþleyiþ oluþturulmalý, zarar görenlerinedestek olmak için dava açýlmasý ve yýllarca sürenyargýlamalarýn sonucu beklenmemeli,

- Saðlýk hizmetinin kötü organizasyonu, her tür-lü yetersizliðin yükü tek baþýna hekimlerin sýrtýnayüklenmemeli, hekimlerle hastalar karþý karþýyagetirilmemeli

- Aðýr kusur sonucu ve kasten verilen zararlardahekimlere rücu yoluna gidilmeli, bunun dýþýnda ha-ta nedenleri tespit edilerek giderilmesi için yönetseltedbirler alýnmalýdýr,

…Ancak bu güne kadar, sorunun bir özel sigorta-

cýlýk sorunu ve sigortacýlara kaynak transferi soru-nu olarak anlaþýlmasý dýþýnda baþka yanýt gelmedi.Ülkemizin ekonomik krizi daha da derin yaþamayabaþladýðý bu günlerde, sýnýrlý kaynaklarýn nereye neamaçla aktarýlacaðý çok önem taþýyor. Hekimler veTürk Tabipleri Birliði bu sürece müdahil olmak i-çin elinden geleni yapacaktýr.

Bu arada hekimlerin zorunlu deðil “ gönüllü”daha doðrusu zorunlu-gönüllü yaptýrmaya baþla-dýklarý sigorta poliçelerini de bir gözden geçirdik.Mesleki sorumluluk sigortasý poliçe genel þartlarý-na aykýrý ve hekim aleyhine çokça hükme rastladýk.Bu incelememize, dileyenler Türk Tabipleri Birli-ðinin web sayfasýndan ulaþabilirler .1 Yerimizindarlýðý nedeniyle biz tespit ettiðimiz sorunlarý gide-rici kimi önerilerimize aþaðýda yer verdik.

- Poliçede karma sözleþme türü ile sözleþmedenbir yýl önceki ve sözleþmenin yürürlükte olduðu biryýllýk dönemdeki mesleki faaliyetler koruma altýnaalýnmalý, bu faaliyetlerden kaynaklý olasý tazminattalepleri de sözleþme süresi içerisinde ya da sözleþ-me bitimini takip eden iki yýl içinde ileri sürülmesiþartý ile teminat kapsamýnda sayýlmalý böylece ikiyýllýk mesleki faaliyete dört yýllýk bir koruma süre-si saðlanmalýdýr.

- Manevi tazminat yönünden poliçedeki teminatlimitinin en az %50’si oranýnda koruma saðlanma-lýdýr.

- Teminat kapsamýndaki zararlar, kusur, hata gi-bi ayrýmlara girmeksizin “mesleki faaliyeti ifa e-derken neden olunan zarar” þeklinde kapsayýcýbir biçimde tanýlanmalýdýr.

- Teminat kapsamý dýþýnda býrakýlan haller He-kim Mesleki Sorumluluk Sigortasý Klozu’nda kap-sam dýþý olacaðý belirtilen hallerle sýnýrlý olmalý,yenilerinin ilave edilmemelidir.

- Uzmanlýk alanlarýna göre koruma kapsamýnýndeðiþikliðe uðradýðý poliçe tiplerinde hekiminbranþý ve uygulamalarý temel alýnmalý, hekimin uz-manlýðý ile ilgili uygulamalarda koruma kapsamýgeniþletilmelidir.

- Sigortalýya hizmet akdi ile baðlý ya da eylem-lerinden hukuken sorumlu olacak konumda istih-dam edilen kiþilerin verdiði zararlar da ödeme gü-vencesi altýna alýnmalýdýr.

- Sigortalýnýn yükümlülükleri mümkün ve ken-disinden beklenebilecek tedbirler temel alýnarak;makul ve dürüst bir kiþi olarak göstereceði özenlesýnýrlý olmalý, aðýrlaþtýran hükümlere yer verilme-melidir.

- Riskin gerçekleþmesinden sonra özel bir þekilkoþulu öngörmeksizin sigortacýya durumu bildir-mek ihbar yükümlülüðü için yeterli sayýlmalý, bil-dirim süresine poliçede açýkça yer verilmelidir.

- Sigortalýnýn tazminat talebiyle iliþkili kayýtlarýsigortacý ve/veya temsilcilerinin inceleme ve yarar-lanmasýna açýk bulundurmasý þeklindeki sýr sakla-ma yükümlülüðüne aykýrý düzenlemeler poliçelerdeyer almamalý, hekim yükümlülüðü hastanýn onayý-nýn alýnmasý halinde söz konusu olmalýdýr.

- Sigortalý adýna savunma, uzlaþma ve bu konu-daki tüm iþlemleri yapmakla sigorta þirketinin ken-dini yetkilendirmesi, sigortalý hekimin inisiyatifitemel alýnarak yeni baþtan düzenlenmeli, uzlaþmagibi dava dýþý yollara poliçede yer verilmelidir.

- Yargýlama giderleri, avukatlýk ücretinin temi-nat kapsamýnda olduðu açýkça düzenlenmeli, poli-çede bu kalemlerin karþýlanma oranlarýna açýkçayer verilmelidir.

Ne kadar iyi bir poliçe olursa olsun, limit, süreve mesleki faaliyet türüne iliþkin sýnýrlarý bulundu-ðunu unutmayalým.

1(* Hazýrlayan: Av. Ziynet Özçelik, Av. Kürþat Bafra )

S

“Sayýn Peres benden yaþlýsýn. Sesin çok yüksek çýkýyor. Bili-yorum ki sesinin bu kadar yüksek çýkmasý suçluluk psikolo-

jisi gereðidir… Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz… Plajlardaki

çocuklarý nasýl öldürdüðünüzü, nasýl vurduðunuzu çok iyi biliyoruz.Merak edenleriniz vardýr belki; þu zulme alkýþ tutanlarý da kýnýyorum.Bu insanlarý, bu çocuklarý öldürenleri alkýþlamak bir insanlýk suçu-dur...

Benim için de bundan böyle Davos bitmiþtir. Daha Davos’a gel-mem.”

(Baþbakan R. Tayyip Erdoðan’ýn Davos konuþmasýndan)

Afganistan’daki resme bakalým: Tam bir insanlýk dramý yaþaný-yor… Konuyla ilgilenen uluslararasý kuruluþlarýn verdiði ra-

porlara göre yaklaþýk 30 yýldýr iþgal ve savaþ nedeniyle 100 bindenfazla çocuðun sakat kaldýðý ülkede annesiz babasýz kalan çocuk sayý-sý 1 milyona ulaþtý…

Irak’ta da durum Afganistan’dan hiç iyi deðil. Batýlý kaynaklar2003’ten bu yana 1 milyon insanýn hayatýný kaybettiðini belirtiyor.Yaklaþýk 2 milyon insan Irak’ý terk etti, 1,5 milyon insan da kendi ül-kesinde göçmen durumuna düþürüldü. Irak denen ülke harap olmuþdurumda…

(Ali Bulaç, Bush’u neyle anacaðýz, Zaman, 20 Aralýk 2008)

Hazýrlayan: Dr. Seyfi DurmazBeden dili…

Ýsrail’in Gazze’de Filistin halkýna

yönelik saldýrýsýný kýnamak, Filistin

halkýna destek olmak ve bunu dünya

kamuoyunun dikkatinesunmak amacýyla

Türk Edebiyatçýlar Birliði’nin çaðrýsýyladüzenlenen ziyarete, Adana Tabip Odasý

adýna Dr. Ýsmail Bulca katýldý. Ziyaret21-23 Ocak tarihleri

arasýnda gerçekleþtirildi.

Meslek örgütlerinden Filistin’e destek ziyareti

Ezber bozan Peru

Mehmet Kahraman1968 doðumlu. Ege Üniversitesi Týp Fakültesi’ni bitirdi. 2000 yýlýnda Beyin cerrahý olarak görev yaptýðý Tunceli’den ai-

lesini ziyaret için Ýzmir’e gelirken, elim bir trafik kazasýnda hayatýný kaybetti. Ýnsanlýk ve iyi hekimlik adýna duruþu, onu ta-nýyan herkes için ilham kaynaðý oldu. Pek çok seçeneði olmasýna raðmen, kendisine en çok ihtiyaç duyulduðuna inandýðý ye-

re gitti; Tunceli’nin ilk beyin cerrahý oldu. Ýmkansýz gibi görünen operasyonlarý gerçekleþtirdi.Görev yaptýðý süre içinde Tunceli halkýnýn sevgisini kazandý. Ölümünden sonra adýna

bir saðlýk ocaðý yapýldý. Hastane caddesine ve ameliyatlarýný ger-çekleþtirdiði üniteye adý verildi. Ýzmir Gaziemir’de a-

dýna bir çocuk parký yapýldý.

Serhat Ferrahi Deðimli1968 doðumlu. Ege Üniversi-

tesi Týp Fakültesi’ni bitirdi. SiyasalBilimler ve Hastane Yönetimi konularýn-da lisansüstü eðitimler aldý. Kamuda ve özel has-tanelerde yönetici olarak çalýþtý. Duru adýnda bir kýzý var. Daha önce ikisiresim, biri fotoðraf dalýnda olmak üzere üç karma sergiye katýldý.

Sol baþta: Serhat Ferrahi Deðimli,soldan dördüncü: Mehmet Kahraman

Deðimli: “Sergiyi, Beyin Cerrahý olarak görev yaptýðýTunceli’den Ýzmir’e gelirken bir trafik kazasýnda yaþamýný

yitiren yakýn arkadaþým, iyi insan, iyi hekim Mehmet Kahraman’a adýyorum”

Fotoentez

Týp Dünyasý – ÝZMÝR - Dr. Serhat Ferrahi De-ðimli, Peru gezisinin fotoðraflarýný bir sergide topla-dý. 16 Þubat Pazartesi günü Ýzmir Konak Pier’de açý-lacak sergi 1 Mart’a kadar gezilebilecek. Deðimli i-çin deðiþik ülkeleri ve kültürleri görmek büyük tut-ku. Gezilerini daha çok insanla paylaþabilmek adýna,fotoðraf makinesini de yanýnda götürüyor. Kendisinibir fotoðrafçýdan çok “gezgin” olarak gördüðünü be-lirten Deðimli, “Geçtiðimiz aylarda Peru’ya yaptý-ðým geziyi daha çok insanla paylaþabilmek adýnaböyle bir sergi açmaya karar verdim. Peru, ezberbozan bir ülke. Su, dað, çöl, kuþ, orman gibi o bil-dik kavramlarýnýz bir anda alt üst oluyor. Ýnsanþaþkýna dönüyor” dedi.

Sergide And Daðlarý’ndan Amazonlara, dünyanýnen kuru çölü Atacama’dan, dünyanýn en yüksek gölüTiticaca’ya kadar Peru’nun zorlu iklim ve coðrafya-sýndan kareler ve insan sýcaðý portreler yer alýyor.

Serginin kendisi için büyük bir anlam taþýdýðýnýanlatan Deðimli, “Sergiyi, Beyin Cerrahý olarakgörev yaptýðý Tunceli’den Ýzmir’e gelirken birtrafik kazasýnda yaþamýný yitiren yakýn arkada-þým, iyi insan, iyi hekim Mehmet Kahraman’a a-dýyorum” dedi.

Sergiden elde edilecek gelirin tamamý Ege Týbbi-yeliler Sosyal Destek ve Yardým Derneði’ne baðýþla-nacak.

Page 7: 15 Þubat 2009 Sayý:160 yazdý Sayfa 7’de Talepler Baþbakan’da! - … · 2009. 2. 16. · Kocaeli Üniversitesi Týp Fakül- ... Yönetimi Kursu Þubat ayýnýn ilk haftasýn-da,

Týp Dünyasý – ANKARA – An-kara Tabip Odasý (ATO) Saðlýk Poli-tikalarý Komisyonu üyesi, kamu yö-netimi uzmaný Dr. Selçuk Atalay,Türkiye’nin içinde bulunduðu or-tamda, 29 Mart yerel seçimlerininmerkezi seçim kadar önemli olduðu-nu söyledi.

Selçuk Atalay, 29 Mart yerel se-çimi öncesinde ülke ortamý, yerelyönetimlerin durumu, yerel yönetimve saðlýk hizmeti iliþkisi konularýn-da Týp Dünyasý’nýn sorularýný yanýt-ladý:

- Türkiye 29 Mart yerel seçim-lerine nasýl bir ortamda giriyor?

Küresel ekonomik krizin ülke-mizde etkilerinin açýk ve aðýr þekildegörülmeye baþlandýðý bir dönemde-yiz. Ýþten çýkartmalar artarak devamediyor, üretim ve vergi gelirleri cid-di olarak düþüyor. Ülkemiz hem i-çinde bulunduðu coðrafyada hemkendi içinde barýþçýl, “iyi” iliþkilerkurmak konusunda etkin politikalarüretemiyor.

Merkezi yönetimin olduðu gibiyerel yönetimlerin de ciddi cari açýk-larý, borç yükleri var. Kentlere doðruyaþanan göç, çarpýk kentleþmeyi vevaroþlarý yaygýnlaþtýrmýþ durumda.Bugün kentlerin sorunlarýnýn katla-narak büyüdüðünü ve piyasacý, rant-çý yönelimlerle yeni yapýsal sorunlaroluþtuðunu görüyoruz.

Bugün birçok belediye GenelSaðlýk Sigortasý’nýn (GSS) sistemdýþýnda býraktýðý insanlara ücretsizsaðlýk hizmeti sunmaktadýr. Beledi-yelerin yardým sunduðu insanlarlakurduðu iliþki biçimi, “sadaka siya-seti” tanýmlamasý üzerinden cidditartýþmalar yaratmaktadýr. Önümüz-deki dönem daha da artacak iþsiz sa-yýsý ile birlikte GSS dýþýna itilen ke-simler, belediyelerin “hak” temellliolmayan, “merhamet” üzerindenkurgulanmýþ yardýmlarýna muhtaçbýrakýlacaktýr.

Buradan baktýðýmýzda 29 Martyerel seçimlerinin merkezi seçimlerkadar önemli olduðu ortada.

- Yerel yönetimlerimizin mev-cut durumu hakkýnda neler söy-lersiniz?

Türkiye’de yerel yönetim siste-mi; il özel idaresi, belediye ve köyolmak üzere üç kademelidir. Bunla-rýn içinde belediyelerin ve belediyehizmetlerinin önemi ortadadýr. Tür-kiye mevcut yerel yönetimlerin ida-resinde sermayenin küresel yayýlma-sýna açýk hale getirilmiþtir. Yerel ka-mu hizmetleri bu süreçte daha fazlaticarileþtirilmiþ, taþeronlaþtýrýlmýþtýr.Belediyeler sermaye gruplarýna rantdaðýtan yereldeki temsilciler halinegelmiþtir. Belediyeler çalýþma tarzýolarak iþletmelere dönüþmüþ, beledi-ye baþkanlarý iþ adamý kýlýðýna gir-miþtir. Tabi böyle bir yapýnýn kenthalkýnýn, yerel kitle örgütlerinin de-mokratik katýlýmýna ve denetlemesi-ne açýk olmayacaðý ortadadýr.

Bu belediyecilik anlayýþý kenthalkýný müþteri olarak görmüþ ve o-na mal ve hizmet satan tüccar ol-muþtur. Böylece yurttaþ kavramý,müþteri ile yer deðiþtirmiþtir. Öteyandan yoðun göçlerle yaygýnlaþanvaroþlarda yaþayan insanlar, kentleentegre edilmek yerine “sadaka siya-seti” ile adeta “dilencileþtirilmiþtir”.Örneðin Ankara’da, Belediye içinkent ikiye ayrýlmýþ olarak görülebi-lir: Mal ve hizmet satýlan müþterilerve mal ve hizmet daðýtýlarak “oy de-posu” haline getirilmeye çalýþýlan

yoksul insanlar. Sözünü ettiðimiz bu ticari beledi-

yecilik anlayýþý uzun dönemli planla-ma yapmaktan uzak, kentin kaynak-larýný hesapsýzca kullanan, para veyaoy getirmeyecek hiç bir konuyla il-gilenmeyen bir anlayýþtýr. Bu anlayýþaslýnda kentlerimizi de kent olmak-tan çýkarmýþ, kimliklerini yok etmiþve sermaye için bir pazar haline ge-tirmiþtir. Bütün bunlar yapýlýrken,rekabet, yerelleþme, yerel demokra-si, yönetiþim, sivil toplum, dünyakenti, küresel kent gibi kavramlarreklam malzemesi olarak kullanýl-mýþtýr.

Özetle, ülkemizde 1980’den buyana, kentlerin yaðmasý artarak sür-dürülmüþ, “küreselleþme-yerelleþ-me” olarak sunulan bu süreç, kamuhizmetlerinin yerelde de ticarileþme-sine ve yaðmayý derinleþtirmeye hiz-met etmiþtir.

- Ýktidarýn yerel yönetimlerebakýþý ve “yerelleþtirme politikasý-ný” nasýl deðerlendirirsiniz?

Mevcut iktidar döneminde yerelyönetimler sermayeye kaynak aktar-mak için kullanýþlý birer araca dö-nüþtürülmüþtür. Örgütlenme ve ken-dine yakýn olanlarýn ranttan nema-landýrýlmasý meselesi de unutulma-malýdýr. Aslýnda AKP Hükümeti Ka-mu Yönetimi Temel Ýlkeleri Yasasý i-le yerel kamu hizmetlerini özelleþtir-mek, taþeronlaþtýrmak için uygunyasal yapýyý oluþturmak için yolaçýkmýþ ancak bu olmayýnca ufak u-fak yasal deðiþikliklerle amacýna u-laþma yoluna gitmiþ görünmektedir.Bugün belediyeler þirketleþme, þir-ket ortaklýklarý kurma, vakýflaþma,döner sermaye kurma gibi yöntem-lerle piyasaya entegre olmuþlardýr.

Piyasacý anlayýþýn geliþtirdiði ye-relleþme ne yazýk ki yerel demokra-sinin, katýlýmýn, daha iyi kamu hiz-metlerinin önünü açmamaktadýr.Aksine geniþ kent kesimlerini kenteyabancýlaþtýrmakta ve kenti bir talanalanýna çevirmektedir.

Öte yanda yerel yönetimlerinmevcut yapýsýyla ve ülkemizde kentiçi ve kentler arasý düzey farklýlýkla-rý sebebiyle ulusal düzeyde yürütü-len hizmetlerin yerelleþtirilmesindeciddi sýkýntýlar ortaya çýkacaktýr. Ör-neðin saðlýk alanýndan bakarsak,merkezi saðlýk hizmetlerinin yereledevredilmesinin önemli olumsuz so-nuçlarýný tespit edebiliriz:

- Yerel yönetimler arasý ve mer-kezi yönetim yerel yönetimler arasýkoordinasyon sorunlarý olacak ve u-lusal düzeyde zaten ciddi yetersiz-likler ve yanlýþlar içeren saðlýk poli-tikalarý uygulanamaz hale gelebile-

cektir. Bu konu özellikle koruyucusaðlýk hizmetlerinde bir felakete dö-nüþebilme potansiyeli taþýmaktadýr.

- Yerel yönetimlerin yapýsal ye-tersizlikleri, yetiþmiþ insan gücü ek-siklikleri saðlýk hizmetinin niteliðinidüþürecek, kaynaklarýn da yanlýþkullanýmýna yol açacaktýr.

- Zaten varolan denetim zorluðudaha da artacaktýr.

- Varolan siyasi kültürümüzü dü-þündüðümüzde, partizanlýk, hem-þehricilik, tarikatçýlýk v.b. ayrýmlarüzerinden, hem hizmet alanlarýnhem hizmet verenleri eþitsizlikleriartacaktýr.

- Ýþletmeleþmiþ belediyecilik an-layýþý, saðlýk üzerinden oy getireceksaðlýk þovlarýna yönelecek ve top-lum saðlýðý süreç içinde daha da bo-zulacaktýr.

- Piyasacý mantýkla çalýþan yerelyönetimler zaman içinde saðlýk hiz-metlerini sermayeye devretme yolu-na gidecektir.

- Belediyelerin verdiði saðlýkhizmetleri ne durumda?

Yasalarla belediyelere tarif edil-miþ birçok saðlýk hizmeti vardýr.Bunlar koruyucu saðlýk hizmeti için-de olan hizmetlerdir. Öte yandan be-lediyelerin yurttaþlarla daha etkin te-mas olanaðý yaratan tedavi edici sað-lýk hizmetlerine yöneldiklerini görü-yoruz. Bugün yerel yönetimlere aitsaðlýk tesisleri ile ilgili durum ol-dukça karýþýk durumdadýr. Belediye-lerin verdiði saðlýk hizmetlerindepolitika, hedef ve standart problemivardýr. Bakanlýk nazarýnda belediye-lerin saðlýk hizmeti konumlarý belir-sizdir. Belediyelerin saðlýk alanýndaüstlendikleri ve üstlenmeleri gere-ken rol, üzerinde ciddiyetle tartýþýl-masý gereken bir konudur. Koruyucuhekimlik faaliyetlerinden poliklinikve hastane iþletmeciliðine kadar de-ðiþik alanlarda yapýlan hizmetlerinne kadarýnýn doðru ve yerinde oldu-ðu ve bu tesislerin geleceði belirsiz-dir.

Aslýnda iþin tuhafý Saðlýk Bakan-lýðý’nýn hastanelerini, “kamu hasta-ne birlikleri yasasý” ile yerel yöne-timlere devretmeyi planladýðý bilin-mektedir. Saðlýk Bakanlýðý’nýn SSKve diðer Kurum ve Bakanlýklarýnhastanelerini nasýl devraldýðý da halaakýllardadýr.

Yine Ankara örneðine bakarsak;Ankara Büyükþehir Belediyesi sað-lýk hizmetlerini þöyle sýralamakta-dýr:

- Doktor ve hemþirenin de oldu-ðu bir grupla yapýlan ev ziyaretlerive muayeneler,

- Saðlýk tesislerinde hangi kriter-lere göre seçilmiþ olduðu anlaþýlma-yan bazý parametreler üzerinden,check-up diye adlandýrdýklarý bir ta-rama,

- Yaz aylarýnda açýk hava muaye-neleri,

- Sosyal güvencesi olmayan va-tandaþlarýmýzýn Belediye Hastane-sinde muayenesi,

- Yatalak hastalarýnýn saðlýk ku-rumlarýna nakli amaçlý ambulansgönderilmesi.

Bu hizmetlere toplu sünnet þölen-lerini de eklemek gerekir. Bu hiz-metler üzerinde çalýþýlmýþ bir planla-madan yoksun, saðlýk birimleri ilekoordine olmayan hizmetler olarakgörünmektedir.

Oysa Belediyelere verilmiþ sað-lýk hizmetleri saðlýðýn tedavi edici a-lanýnýn dýþýndaki diðer bileþenlerini

içeren oldukça kritik hizmetlerdir.Ankara’da her yaz yaþanan ishal sal-gýnlarýný ilgili herkes biliyordur. An-kara’da yýllardýr yaþanan temiz su sý-kýntýsý, katý atýklar sorunu v.b. temelhalk saðlýðý sorunlarýdýr. Yine gýdahijyeni, hava kirliliði gibi konularbelediyenin saðlýkla ilgili sorumlu-luklarý arasýndadýr.

- Belediyeler saðlýk alanýyla il-gili nasýl bir rol üstlenmelidir?

Saðlýk sadece hastalýk ve sakatlý-ðýn olmamasý deðil, kiþinin beden-sel, ruhsal ve sosyal yönden tam biriyilik hali içerisinde olmasýdýr. Mev-cut yasal düzenlemeler saðlýk hiz-metlerinin en önemli ve temel ayaðýolan koruyucu saðlýk hizmetlerininönemli bir kýsmýný belediyelere yük-lemiþ durumdadýr. Belediyelerin;saðlýklý ve güvenli konut, temiz suve kanalizasyon, ulaþým, çevre veçevre saðlýðý, temizlik ve katý atýk,gýda hijyeni, itfaiye, acil yardým,kurtarma ve ambulans, defin ve me-zarlýklar, aðaçlandýrma, park ve ye-þil alanlar, kültür ve sanat, gençlikve spor, sosyal hizmet ve yardým,meslek ve beceri kazandýrma, saðlýkeðitimleri, okul öncesi eðitim, afet-lerden korunma ve afetlere müdaha-le programlarý gibi hizmet alanlarýdoðrudan ya da dolaylý olarak sað-lýkla ilgilidir. Bu hizmetler yeterli,etkin bir biçimde yerine getirildiðin-de kiþilerin ve toplumun saðlýk dü-zeyi yükselecektir.

Belediyeler kent halkýnýn saðlýklýkonutlarda oturmasý için ileriyi gö-ren, planlý çalýþma içinde olmasý ge-rekir. Belediyeler kente giren besin-leri sýký bir þekilde kontrol etmeli, ü-retim ve tüketim aþamalarýnda hal-kýn saðlýklý gýdaya ulaþmasýný saðla-malýdýr. Öte yandan yeterli besin a-lamayan özellikle çocuk ve kadýnla-rýn desteklenmesi gerekir. Temiz vegüvenilir içme suyunun sürdürülebi-lir biçimde kente saðlanmasý toplumsaðlýðý için olmazsa olmaz bir þart-týr. Özetle, belediyelerin zaten sað-lýkla ilgili oldukça yüklü görevleri

vardýr. Sorun toplumun bu konular-da yeterli bilgiye sahip olmasý ve de-netleme mekanizmalarýna katýlýmý i-le ilgili görünmektedir.

Saðlýk personeli üzerinden, doð-rudan saðlýk hizmeti verilmesi konu-sunda belediyeler kendilerini “han-dikaplý gruplar” (yaþlýlar, çocuklar,gebeler, özürlüler) konusunda so-rumlu hissetmeli ve bu noktalardamerkezi yönetimin yetiþemediði yer-lere müdahale eden; yaygýn, eþitlik-çi, planlý ve bilimsel, makul hedefle-ri olan çalýþmalarý yürütmelidir.

224 Sayýlý Yasanýn ruhunu oluþ-turan temel bileþenlerden birininsaðlýk hizmetleri süreçlerine toplumkatýlýmýný saðlamak olduðunu bili-yoruz. Ýþte bu noktada birinci basa-mak koruyucu ve saðlýðý geliþtiriciolarak hizmet veren saðlýk ocaklarýile belediyelerin dirsek temasý içindekoordineli çalýþmasý gerekmektedir.Belediyeler saðlýk ocaklarý ile aynýhane halký kayýtlarýný kullanmalýdýr.Belediyeler ayrýca yaþlý bakýmý, ge-be beslenmesi, çocuk saðlýðý v.b. ko-nularda saðlýk ocaklarý ile birliktehalka yönelik eðitim programlarý dü-zenlemelidir.

- Saðlýklý kentlere nasýl ulaþa-caðýz?

Her þeyden önce kentlerin sahibi-nin kent halký olduðunu, ancak in-sanlarýn sahiplenmesi durumundakentlerin saðlýklý hale gelebileceðinibilmeliyiz. Ancak bugün insanlarýnkentleri sahiplenebileceði bir kültü-rün önünde engeller oluþmuþtur.Kentte yaþayan insanlar kente ya-bancýlaþtýrýlmýþ, mahalle iliþkilerizedelenmiþtir.

Kentleri bir rant merkezi, pazar-lanacak bir mal olarak gören zihni-yet; kentlerimizi yaðmalamaktan,yurttaþlarý müþteriler veya oy depo-larý haline getirilecek yoksullar ola-rak ayýrmaktan baþka bir sonuca ula-þamaz.

Bugün saðlýklý kentlere ulaþma-mýz için, su kirliliði yanýnda, havakirliliði, gürültü kirliliði, görsel kir-lilik gibi sorunlarýn çözülmesi gere-kir. Bugün örneðin Ankara’ya baktý-ðýmýzda ticari olmayan tüm ortakyaþam alanlarýna saldýrýldýðýný görü-yoruz. Bu kent çarpýk bir betonlaþ-ma ve alt-üst geçitlere teslim edilmiþgörünüyor. Yeþil alanlar diye sözü e-dilen çalýþmalar otabana çevrilenkentin tretuvarlarýna sýkýþtýrýlmýþ du-rumda. Ankaralýlar otoban kýyýlarýn-daki ufacýk yeþil alanlarda kurumuþithal aðaçlarýn yanýnda piknik yapý-yorlar. Þüphesiz bunlar bu kentin in-sanlarýnýn saðlýðýný tehdit etmekte-dir.

29 Mart seçimleri yaklaþýrkenbizler, kentte yaþayan insanlar de-mokratik, katýlýma açýk, kamu yararýgözeten, çaðdaþ bir yerel yönetimanlayýþýný, saðlýklý kentleri talep e-debilmeliyiz.

C M Y K

15 Þubat 2009 7

Küreselleþme, merkez ve çevre ülkeler a-rasýndaki gelir farklarýný þimdiye kadargörülmemiþ ölçülerde derinleþtirirken,

ironik, trajik ya da dramatik bir biçimde, iletiþimteknolojilerinin oldukça önemli bir rol oynadýðý kü-reselleþme sürecinin yarattýðý eþitsizlik ve adalet-sizliðin yine iletiþim teknolojileri eliyle ortadankaldýrýlabileceði iddiasý gündeme geldi.

Son yýllarda, azgeliþmiþ ülkelerde saðlýk, siya-sal katýlýmý güçlendirme, eðitim ve yoksulluðun a-zaltýlmasý gibi belirli kalkýnma hedeflerine ulaþma-da, iletiþim teknolojilerinin önemi ve deðeri, Dün-ya Bankasý (WB), Birleþmiþ Milletler (UN), Birleþ-miþ Milletler Kalkýnma Programý (UNDP), DünyaSaðlýk Örgütü (WHO) gibi kuruluþlar tarafýndansýkça dile getirilmeye baþlandý. Tüm bu uluslarara-sý örgütler ve bu örgütlere baðlý organik entelektü-eller, iletiþim teknolojilerin daha saðlýklý bir yaþamve daha fazla toplumsal özgürlük saðlayacaðý ko-nusunda yüksek umutlar besleyerek politika öneri-leri getirmeye baþladýlar.

“E-saðlýk” da bu politika önerileri içerisindedir.“E-saðlýk” uygulamalarý ile temel saðlýk hizmetle-rinin yayýlmasý, bunlara eriþim, iþlem maliyetleri-nin düþürülmesi, saydamlýðýn yaygýnlaþtýrýlmasý vesaðlýklý bir toplumun gerçekleþtirilmesi hedeflen-mektedir. “E-saðlýk” ile saðlýðýn içinde olduðu kýr-tasiyecilik ve katý bürokratik yapý, yurttaþlarýn ihti-yaçlarýna hýzlý ve etkin olarak cevap verecek þekil-de yeniden yapýlanacaktýr. Ayrýca, “e-saðlýk” ile,yoksullar, temel hijyen ve saðlýk konularýnda bilgi-ye sahip olabileceklerdir. Bunun yaný sýra, “e-sað-lýk” ile bilgi paylaþýmý saðlanacak ve bu surette herbir bölge ve/veya devlette ayný konunun ayrý ayrýkiþilerce ayný usullerle araþtýrýlmasý yerine, gerekulusal gerek uluslararasý ölçekte iþbölümü arttýrýla-bilecektir. Bunun yaný sýra, vaka takibi ve ampirikbulgularýn týptaki önemi göz önüne alýndýðýnda, de-neyimlerin paylaþýlmasýnýn yaygýnlaþtýrdýðý ve ko-laylaþtýrdýðý durumlarda da “e-saðlýðýn” önemi he-saba katýlmaktadýr.

“E-saðlýk” yaklaþýmý, azgeliþmiþ ülkelerde“saðlýk ve teknoloji” iliþkisini incelerken, bu iliþki-nin esas belirleyenlerini “görünmez kýlmakta”,“gözardý etmekte” ve “yok saymaktadýr.” “Sað-lýk”, emek-sermaye arasýndaki iliþkileri belirleyen,biçimlendiren, sýnýrlandýran kapitalist devletin rolüve biçimi ve son dönemde sermayenin yeniden ta-nýmlamaya çalýþtýðý kurumsal ve hukuksal yapý vesosyal güvenlik iliþkisi içinde açýklanabilir. “Tek-noloji” ise toplumsal deðiþimin temeline teknolojikgeliþmeleri koyarak, teknolojinin deðiþtirme potan-siyelini her þeyin üzerinde görerek ve onu “engel-lenemez bir güç” olarak tanýmlayarak algýlana-maz. Teknoloji, toplumun dýþýndan gelip, toplumuetkilemez. Teknoloji, toplumsal yaþamýn ve top-lumsal iliþkilerin içinde þekillenir ve yapýlanýr.Teknoloji, üretiminden tüketimine kadar olan tümsüreçlerde toplumsal iliþkiler tarafýndan biçimlenenbir mücadele alanýdýr.

Dolayýsýyla, kapitalist üretim iliþkilerinin ve sý-nýfýn analizin dýþýnda býrakýldýðý bir tartýþmada“saðlýk” da “teknoloji” de anlamýný yitirmektedir.“E-saðlýk” paradigmasýnda gözlemlediðimiz biçi-miyle saðlýða ulaþamama bir “oluþ” ve “kader” o-larak algýlanmakta ve iletiþim teknolojileri eliylebu “kader” katlanýlabilir bir hale getirilmeye çalý-þýlmaktadýr. Son dönemde kapitalizme hakim olanneoliberal politikalar, artan ve þiddetlenen gelir e-þitsizliði, sosyal güvenlik harcamalarýnýn sert birþekilde kesilmesi, sosyal politikalarýn ortadan kalk-masý, dünyanýn sermaye için tek pazar haline gel-mesi ve dolayýsýyla keskinleþen toplumsal sýnýflararasý farklar ve tüm bunlarý hazýrlayan iktisadi, si-yasi ve ideolojik yapýlar tümüyle göz ardý edilmek-tedir.

Sonuç olarak, sýnýf, kapitalist üretim iliþkileri vekapitalizmin eþitsiz geliþme eðilimi gibi kavramla-rýn olmadýðý bir anlam dünyasýnda teknoloji saðlýk-lý olabilir ama bu saðlýðýn teknolojisi olamaz.

* Doç. Dr., Gazi Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi Gazetecilik Bölümü

dýþarýdan göz...

Gamze Yücesan-Özdemir*

Alyoþa Çizer: Dr. Alaattin Kaçar (Balýkesir)

Saðlýðýn Teknolojisi mi Teknolojinin Saðlýðý mý?

Türkiye mevcut yerel yönetimlerin idaresinde sermayenin küresel yayýlmasýna açýk hale getirilmiþtir. Yerel kamuhizmetleri bu süreçte dahafazla ticarileþtirilmiþ, taþeronlaþtýrýlmýþtýr.Belediyeler sermaye gruplarýna rant daðýtanyereldeki temsilciler halinegelmiþtir. Belediyeler çalýþma tarzý olarak iþletmelere dönüþmüþ,belediye baþkanlarý iþadamý kýlýðýna girmiþtir.

Aslýnda AKP HükümetiKamu Yönetimi TemelÝlkeleri Yasasý ile yerelkamu hizmetleriniözelleþtirmek, taþeronlaþtýrmak için uygun yasal yapýyý oluþturmak için yola çýkmýþancak bu olmayýnca ufakufak yasal deðiþikliklerleamacýna ulaþma yoluna gitmiþ görünmektedir.Bugün belediyeler þirketleþme, þirket ortaklýklarý kurma, vakýflaþma, döner sermayekurma gibi yöntemlerlepiyasaya entegreolmuþlardýr.

Týp Dünyasý – DENÝZLÝ – De-nizli’de baþta Denizli Tabip Odasýolmak üzere vatandaþlar ve meslekörgütleri tarafýndan büyük tepkiylekarþýlanan, Denizli Devlet HastanesiHemodiyaliz Merkezi’nin hizmet a-lýmý ihalesinde yargý süreci bekleni-yor.

Denizli Devlet Hastanesi Hemo-

diyaliz Merkezi “zarar ettiði ge-rekçesiyle” 29 Aralýk 2008 tarihin-de ihaleye çýkarýlmýþtý. Denizli Ta-bip Odasý ihalenin iptali için davaaçmýþ, ihaleye katýlan olmamýþtý.

Denizli Tabip Odasý Baþkaný Dr.Ersin Çaðýrgan, süreçle ilgili ola-rak verdiði bilgide, Denizli DevletHastanesi bünyesinde hizmet verenhemodiyaliz ünitesinin “zarar etti-ði” gerekçesiyle yaklaþýk bir buçukay önce ihaleye çýkarýldýðýný aným-sattý. Þu anda 44’ü yeþil kartlý olmaküzere 74 kronik böbrek yetmezlikhastasýna hizmet veren servisin hiz-met alýmý yoluyla ihale edilmesinin

AKP’nin saðlýk alanýný özelleþtirmegiriþiminin yeni bir halkasý olduðu-nu belirten Çaðýrgan, “Üniteninhangi amaçla ihaleye çýkarýldýðýtartýþmalý” diye konuþtu.

Tabip odasý olarak baþýndan buyana süreci yakýndan takip ettikleri-ni anlatan Çaðýrgan, ihale tarihindenyaklaþýk 1 hafta önce idari mahke-mede dava açtýklarýný hatýrlattý. Ça-ðýrgan, ihaleye katýlan olmadýðýný dakaydetti.

Çaðýrgan sözlerini þöyle sürdür-dü:

“Hemodiyaliz merkezinde 26diyaliz cihazý bulunuyor, ayda bin

200, yýlda yaklaþýk 14 bin seansyapýlýyor. Devletten bugünün ra-kamlarýyla seans baþýna 138 YTLalýndýðý ve 2009’da bu ücretin 178YTL olacaðý düþünüldüðünde,böyle bir merkez zarar edebilirmi? Hesap ortada, ancak baþhe-kim, ‘Zarar ediyoruz’ diyor. Sað-lýkta kar-zarar hesabý yapýlmaz.Bu sosyal devlet anlayýþýna tersbir durumdur. Bir sonraki adým-da zarar gerekçesiyle hastanenindiðer bölümlerini de özelleþtire-cekler mi sorusu akla geliyor.”

Çaðýrgan, süreci izlemeye devamettiklerini de sözlerine ekledi.

Hemodiyaliz ihalesinde yargý süreci bekleniyorDenizli Tabip Odasý BaþkanýDr. Ersin Çaðýrgan, DenizliDevlet Hastanesi HemodiyalizMerkezi’nin özelleþtirilmesinekarþý açtýklarý davanýn sürdü-ðünü bildirdi.

Ankara Tabip Odasý Saðlýk Politikalarý Komisyonu üyesi, kamu yönetimi uzmaný

Dr. Selçuk Atalay, 29 Mart yerel seçimi öncesinde, ülke ortamý, yerel yönetimlerin

durumu, yerel yönetim ve saðlýk hizmeti iliþkisi konularýnda Týp Dünyasý’nýn sorularýný yanýtladý.

“29 Mart seçimleri merkezi seçim kadar önemli”

Page 8: 15 Þubat 2009 Sayý:160 yazdý Sayfa 7’de Talepler Baþbakan’da! - … · 2009. 2. 16. · Kocaeli Üniversitesi Týp Fakül- ... Yönetimi Kursu Þubat ayýnýn ilk haftasýn-da,

C M Y K

Týp Dünyasý Dergisi Sahibi ve Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü:Türk Tabipleri Birliði adýna Prof. Dr. Gençay GürsoyGenel Yayýn Yönetmeni: Mutlu SereliKatkýda bulunanlar: Dr. Selçuk Atalay, Dr. Yücel Ayaz, Dr. Eriþ Bilaloðlu, Dr. Seyfi Durmaz, Dr. Melih Elçin, Dr. Arzu Erbilici, Dr. Tufan Kaan, Dr. Selçuk Mýzraklý, Dr. Orhan Odabaþý, Dr. Ýskender Sayek, Dr. Cavit Iþýk Yavuz

Yayýnýn Türü: Yerel, süreliYýl: 17 Sayý: 160 Tarih: 15 Þubat 2009Yayýmlayan: Türk Tabipleri BirliðiYayýn Ýdare Merkezi:GMK Bulvarý, Þehit Daniþ Tunalýgil Sok. No: 2 Kat: 4 Maltepe/Ankara Tel: (0312) 231 31 79 (pbx) Faks: (0312) 231 19 52- 53 [email protected]://www.ttb.org.tr

Týp Dünyasý Dergisi, Türk Tabipleri Birliði tarafýndan 15 günde bir yayýnlanýr. Ücretsizdir. 10.000 adet basýlmýþtýr.Hesap Numarasý: Türkiye Vakýflar Bankasý Maltepe Þubesi Hesap No: 00158007281178784

Baský Öncesi Hazýrlýk: GEO Tanýtým ve Reklam Hizmetleri Turgut Reis Cad. 47/6 Tandoðan Ankara Tel: (0312) 229 09 85 [email protected]

Basým yeri ve tarihi: Ýhlas Gazetecilik AÞ. Turgut Özal Bulvarý Demirciler Sitesi 1. Cadde No: 68 Siteler Ankara 353 29 61 / 15 Þubat 2009

Týp Dünyasý – ANKARA –Türk Tabipleri Birliði Behçet Aysan2008 Þiir Ödülü, 23 Ocak günü dü-zenlenen bir törenle, bu yýl ödüle de-ðer görülen þair Tuðrul Keskin’e ve-rildi. Tuðrul Keskin, Behçet Aysanile þiirinin benzeþtirildiðine iþaretederek, “Bu ödüle katýlarak istedim ki, herzaman kalplerde yan yana duran adýmýz,bir kitabýn üzerinde de yan yana dursun.Benim için bu ödülün asýl önemi budur”dedi.

TTB Behçet Aysan 2008 Þiir Ödül Töreni, 23Ocak 2009 Cuma akþamý, Ankara’da Çaðdaþ Sa-natlar Merkezi salonunda gerçekleþtirildi. Tiyat-ro sanatçýlarý Þebnem Gürsoy ve Tuncer Yýð-cý’nýn sunduðu gecede, 1993 yýlýnda Sývas Madý-mak Oteli’nde yaþamýný yitirenler anýldý. Þeb-nem Gürsoy, olaylarýn olduðu Madýmak Ote-li’nin bugün bir kebapçý dükkaný olduðunu, bukebapçý dükkanýnýn çiçekçiye dönüþtürülmesi i-çin çalýþmalar yapýlacaðý yönünde açýklamalarolduðunu anýmsattý. Ancak bunun katliamýn a-macýný unutturacak bir adým olamayacaðýný be-lirten Þebnem Gürsoy, “Biz Madýmak Oteli’nintýpký Auswitz’de olduðu gibi soykýrým müzesihaline dönüþtürülmesini istiyoruz. ÝkinciDünya Savaþý’nýn tüm vahþetini gözler önüneseren Auswitz Müzesi’nde de kebapçýlarýn ol-madýðýný biliyoruz” diye konuþtu.

15 yýlda yeni acýlar Gürsoy ve Yýðcý’nýn sunumlarýnýn ardýndan,

konuþmalara geçildi. TTB Merkez Konseyi Baþ-kaný Prof. Dr. Gençay Gürsoy, bundan 15 yýlönce Sývas’ta, bir kýr çiçeðinin adýný taþýyan Ma-dýmak Oteli’nde 400 yýl önce yaþamýþ Pir Sul-tan Abdal’ý anmak için kente gelen 36 kiþinin 8saat kuþatýldýktan sonra yakýldýðýný anýmsatarak,“Geçen bu süre içinde bu tarifsiz acýyý hafif-letmek için, düzen adýna, toplum adýna ne ya-pýldý diye soruyoruz, yeni acýlarla karþýlaþýyo-ruz” diye konuþtu. Bu süre içinde gazeteciHrant Dink’in öldürüldüðünü, Güneydoðu Ana-

dolu’da 10, 12, 13, 15 yaþýnda çocuklarýn 30 yýl,38 yýl hapis istemleriyle cezaevinde yattýklarýnýanlatan Gençay Gürsoy, sözlerini þöyle tamamla-dý:

“Ben bu acýyý tanýmlayacak ifade bulmak-ta güçlük çekiyorum. Sadece olayý çýplak söz-cüklerle bir kez daha hatýrlamak ve hiç unut-mamak.. Benim elimden bundan fazlasý gele-miyor. Gerisini þairler, türkücüler, yazarlarsöylesin.”

Toplumcu þiirin en özel þairlerinden biriGençay Gürsoy’un ardýndan þair Þükrü Er-

baþ, Behçet Aysan þiirinin özelliklerini anlatanbir konuþma yaptý. Behçet Aysan’ýn toplumcugerçekçi þiirin çok özel þairlerinden biri olduðu-nu belirten Erbaþ, Behçet Aysan’ýn þiirinin top-lumculuðu yüksek ses ve yapay bir umut olarakalgýlayanlara ters gelecek bir þiir olduðunu söy-ledi.

TTB’yi þiir adýna, toplumsal duyarlýlýk adýna,bir toplu öldürümü aðýt ve yakýnmadan çýkarýp,yazýnsal, kültürel, demokratik bir bilince çevir-mek adýna gösterdiði çaba ve verdiði emek içinkutlayan Erbaþ, TTB Behçet Aysan Ödülü’nün,þiirin en saygýn ödüllerinden biri haline geldiðinikaydetti. Erbaþ, ödül alan Tuðrul Keskin’i de,“Þiiri þiirine, kendisi Behçet’e çok yakýþandostumu yürekten kutluyorum” sözleriyle teb-rik etti.

Ödül oybirliði ile Keskin’eÞair Ahmet Telli de, Seçici Kurul tutanaðýný

okudu. 19 Aralýk tarihinde TTB’de toplanan Se-çici Kurul toplantýsýna Emin Özdemir, DoðanHýzlan ve Ali Cengizkan ile birlikte kendisininkatýldýðýný belirten Telli, Ataol Behramoðlu veCevat Çapan’ýn görüþlerini mektupla, Arif Da-mar’ýn ise telefonla bildirdiðini aktardý. Telli,yapýlan deðerlendirme ile TTB Behçet Aysan2008 yýlý ödülü Tuðrul Keskin’in Kandahar ad-lý kitabýna oy birliði ile verildiðini bildirdi.

Konuþmalarýn ardýndan ödül törenine geçildi.Keskin’e ödülünü TTB Merkez Konseyi Baþka-ný Prof. Dr. Gençay Gürsoyverdi. Törenin ardýndansanatçý Sabahat Ak-kiraz bir konser ver-di.

TTB Behçet Aysan 2008Þiir Ödülü, 23 Ocak günü

düzenlenen bir törenle þairTuðrul Keskin’e verildi.

15Mayýs 1961’de Iðdýr’ýn Aralýk Ýlçesi’nde doðdu. Asýl adýErtuðrul Keskin olan þair; Azer Tuðrul Keskin, A.Tuðrul

Keskin imzalarýný da kullandý. 1977 yýlýnda Ýzmir Atatürk Ticaret Li-sesi’nden mezun oldu. Yüksek öðrenimini yarýda býrakarak çeþitli iþler-de yöneticilik yaptý. Ýlk þiirleri 1980’den itibaren Yaba ve Yeni Olgudergilerinde yayýnlandý. 1981’de Türkiye Yazýlarý’nda yayýnlan-maya baþlayan þiirlerini, daha sonra; Dönemeç, Ortaklaþa,Yamaç, Yarýn, E, Yeni Biçem, Edebiyat ve Eleþtiri, Papi-rüs, Ötekisiz, Kum, Düþe-Yazma, Agora, Ünlem, Gediz,Dize, Üç Nokta, vd. dergilerde yazý ve þiir olarak sür-dürdü. 1989’a kadar Broy Dergisi içinde yer aldý.1990’da Piya yayýnlarýnýn kurucularý arasýnda yer aldý.Türkiye Yazarlar Sendikasý (TYS), EdebiyatçýlarDerneði ve Dil Derneði üyesidir. Yapýtlarý Bir SuyunKýyýsýnda (1985), Kýrýlan Kar Sesi (1988), Babek(1990), Tacir ve Cinayet (1994), Ýpekler Çogaltma-ya (1999), Zifir (2004), Solgun (2004), Es-ki’ten (2005), Babek Bir Ýsyan (2005). Beh-çet Aysan Þiir Ödülü ile birlikte Keskin bu-güne kadar, 1990 Dokuz Eylül Þiir Ödülü ve2004 Yunus Nadi Þiir Ödülü’nü aldý.

TTB Sürekli Týp EðitimiDergisi’nce 2001 yýlýndan buyana düzenlenenfotoðraf yarýþmasý sonuçlandý. Seçici Kurul’unyaptýðý deðerlendirmede,Büyük Ödül,Feyyaz Çetinel’in“Süpürgeci Kýz”adlý fotoðrafýna verildi.

STED Fotoðraf Yarýþmasý Seçici Kurulu, fotoðraf sanatçýsý Ýbrahim Demirel, fotoðrafsanatçýsý Hafize Kaynarca, fotoðraf sanatçýsýDr. Mehmet Gökaðaç, Prof. Dr. Mehmet Beyazova ve Dr. Mehmet Özen’den oluþuyor.

“Madýmak ‘soykýrým müzesi’ne dönüþtürülsün”Behçet Aysan Ödül töreni sunucu-larýndan Þebnem Gürsoy: “BizMadýmak Oteli’nin týpký Auswitz’deolduðu gibi soykýrým müzesi halinedönüþtürülmesini istiyoruz. ÝkinciDünya Savaþý’nýn tüm vahþetinigözler önüne seren AuswitzMüzesi’nde de kebapçýlarýnolmadýðýný biliyoruz” dedi.

Þair Þükrü Erbaþ, Behçet Aysanþiirinin özelliklerini anlatan birkonuþma yaptý.

Tuðrul Keskin:

Týp Dünyasý – ANKA-RA – TTB Sürekli Týp Eði-timi Dergisi’nce (STED) buyýl sekizincisi düzenlenenfotoðraf yarýþmasý sonuç-landý. Seçici Kurul, yarýþ-maya gönderilen 104 fotoð-raf arasýnda Feyyaz Çeti-nel’in “Süpürgeci Kýz” ad-lý fotoðrafýný büyük ödüledeðer buldu.

Fotoðraf sanatçýsý Ýbra-him Demirel, fotoðraf sa-natçýsý Hafize Kaynarca,fotoðraf sanatçýsý Dr. Meh-met Gökaðaç, Prof. Dr.Mehmet Beyazova ve Dr.Mehmet Özen’den oluþanSTED Fotoðraf YarýþmasýSeçici Kurulu 22 Ocak 2009günü TTB’de toplandý. Ya-rýþmaya baþvuran 39 kiþiningönderdiði 104 fotoðrafý de-ðerlendirmeye alan SeçiciKurul, 40 fotoðrafý sergilen-meye deðer buldu. SeçiciKurul, bu 40 fotoðraf ara-sýndan, STED’in 2009 yýlýsayýlarýnda kapak resmi ola-cak 12 fotoðrafý belirledi.Bu 12 fotoðraf arasýnda ya-pýlan deðerlendirmede de,Büyük Ödül, Baþarý Ödülle-ri, Jüri Özel Ödülü ve Gale-ri Sanat Yapým Ödülü’ne de-ðer bulunan fotoðraflar se-çildi.

Ödüllere deðergörülenfotoðraflar vesahipleri þöyle:

• Feyyaz Çetinel’in26679-2 rumuzu ilebaþvurduðu “Süpür-geci Kýz” adlý eseri;Büyük Ödüle,• Mustafa Gezer’in23278-5 rumuzu ilebaþvurduðu “Ýz” adlýeseri Baþarý Ödülüne, • Erdinç Yýlmaz’ýnCanki-3 rumuzu ilebaþvurduðu “Zor Ýþ-çilik” adlý eseri Baþa-rý Ödülüne, • Ýsmail Aydýn’ýn280208-3 rumuzu ilebaþvurduðu “Çadýr-daki Kýz” adlý eseriBaþarý Ödülüne,• Bahar Özgül’ünFZTBAHAR-4 rumu-zu ile baþvurduðu “E-mek Durmaksýzýn”adlý eseri Jüri ÖzelÖdülüne • Ýsmail Aydýn’ýn280208-2 rumuzu ilebaþvurduðu “Yað-mur” adlý eseri Gale-ri Sanat Yapým Ödü-lüne deðer bulundu.

Týp Dünyasý Gazetesi’ne www.ttb.org.tr adresinden ulaþabilirsiniz

“Süpürgeci Kýz”

“Zor Ýþçilik” “Emek Durmaksýzýn” “Ýz”

“Çadýrdaki Kýz”

Büyük Ödül

“SüpürgeciKýz”a

TTB-STED Fotoðraf Yarýþmasý sonuçlandý

Seçilen fotoðraflar, TTB’ninçeþitli etkinliklerinde sergilenecek. Ödül töreninin tarihi dahasonra açýklanacak. “Yaðmur”

Dr. Mehmet Gökaðaç, Prof. Dr. Mehmet Beyazova, ÝbrahimDemirel, Hafize Kaynarca

Fotoðraflar: Jülide Kaya