1 guz alacakaranliginin ejderhalari

Download 1 Guz Alacakaranliginin Ejderhalari

If you can't read please download the document

Upload: saitates

Post on 17-Jan-2016

236 views

Category:

Documents


7 download

TRANSCRIPT

szlk

Roman iinde geen baz terimler Trk okuruna yabanc olduu iin bunlar burada aklama gereini duyduk.

ELf -Kyrnn dnyasnda en uzun sreden beri varolan iyilik timsali uzun mrl bir rktr. Narin yapl, badem gzl ve sivri kulakldrlar. Gizemli ormanlarnda insanlardan ve rklardan ayr yaarlar.

GOBLN- Kt rklarn en elimsizidir ok irkindirler irkin

suratl Ve gri derili di iler. Boylar 1.20-1.50 aras deiir. Kaba silahlar kullanrlar Ktlk ordularnn piyade taburlarn olutururlar

Hobgoblin - Goblilerin yapl kuzenleridirler. ri yaplarn, kuvvetli silahlar ve pis vucut kokulariyla desteklerler. Ktlk

ord ularnda avusluk grevi yaparlar.

Ogre - Bir zamanlar elflerden bile gzel olan bu rk, yaptklar zulm ve ktlk sunucu irkinlerni lerdir. Genelde dalara oyduklar ehirlerinde yaarlar ve yama iin ovalara inerler. iki metreye yakn boylar ve iri csselerini zekalaryla desteklerler.

'Wyvern - Ejderhalann kuzenleri olan bu yaratklarn tm vcutlar al pullarla kapldr. Kanatlar sayesinde uzun mesafeleri ok ksa srede katederler Kuyruklarnn ucundaki zehir en gl yaratklar bile annda ldrebilir. Zekalarnn fazla olmamas onlarn sadece basit grevlerde kullanlmalarna izin verir

EJDERHANIN LAHS

Trks dklrken azndan, gklerin yamuru gzya gibi, iitin bilgeyi, yllarn ve Ejderhamzra'nn Yce Sylenceleri'nden. unutulmu yklerin tozunu temizlerken. nk hatralarn ve szn tesindeki derin alarda dnyann o ilk nazarnda ay, ykselirken ormann barndan ejderhalar, korkun ve kocaman. Savamlard Krynn denilen dnyada Yine de ejderhalarn karanlndan bizim k isteyen lklarmzdan szle kara ayn bo yznden kllenmi bir k birden alevlendi Solamniya'da: bir valye, hem gl, hem hakikatli, aa aran tanrlarn kendilerini ve kudretli Ejderha mzra' n dven, paralayan ejderhasoyunun ruhunu, Krynn in aydnlanmaya balayan kylarndan kanatlarnn glgesini kovan, Bylece Humar Solamniya valyesi, avk getiren, lk Mzrak, Kendi n Khalkist Dalarnn eteklerine, tapnaklarn km sessizliklerine, tanrlarn tatan ayaklarna kadar izledi Mzrakustalar'n arp yere indirdi, ve tarifsiz ktl ezen, tarifsiz gcn ald, srmek iin etraf sarmalayan karanl ejderhann boazndaki tnele gerisin geri Byk iyilik Tanrs Paladine, parlad Huma'nn yan banda, gl sa kolunun mzram glendirerek; ve Huma tutuarak binlerce ayla. Karanlklar kraliesini kovdu uzaklara, kovdu feryat eden ordularnn ynlarn lanetlerinin sadece hiliklerin zerine kt aydnlanmakta olan topran ok derinlerinde lmn duygusuz krallna geri. Bylece bilmiti Ryalar a gmbrtyle ve balamt Kudret a, ve hakikat krall star doudan, gne nnde ve altn renkli minarelerin ykseldii yerden ve ktln geip gittiini ilan eden gnein hametinden dolduunda; ve iyilikle dolu uzun yaz aylarn dourup byten star bir meteor gibi parlyordu hakkn ak gklerinde Yine de gn nn olgunluunda glgeler grmt star'n Kralrahp'i; Geceleri aalan elleri Hanerli suretler gibi gmt, koyulmutu dereler sessiz ay altnda kararp. Hurna'ya giden yolar aratrmt, aratrmt parmenleri, iaretlen, byleri o da tanrlar arabilir umuduyla ve bulabilir yardmlarn kutsal amalardar dnyay gnahtan temizleyebilir diye. Sonra karanlk ve lm zaman geldi tanrlar dnyadan yz evirdike. Ateten bir da, kuyrukluyldz gibi Istar'a arpt boydan boya, ehir, bir kelle gibi ikiye yarld alev alev, bir zamanlarn verimli tarlalarndan dalar fkrd dalarn mezarlarna denizler akt, ller, denizlerin terkedilmi zeminlerinde ah etti, Krynn'in caddeleri parampara, llerin yolu oldu kt. Byle balamt mitsizlik a. Yollar dolamt. ehirlerin kylarnda rzgarlar, kumfrtnalar kolgeziyordu Ovalar ve dalar oldu evlerimiz Eski tanrlar glerim yitirdike, bombo gkyzne seslendik, souk, blc grilie, yeni tanrlarn kulaklarn Gkyz sakin, sessiz, kprtsz. Daha duyacaz cevaplarn

1

TKA Waylan soylu bir iini geirip, tutulmu kaslarn rahatlatmak iin omuzlarn kasarak srtn dorulttu Sabunlu paavracy kovaya frlatarak, bo odaya gz gezdirdi.

Eski han ayakta tutmak gn getike zorlanyordu Tahtalarn lk cilalarna bol miktarda sevgi yedirilmiti ama sevgi ile mumya, dikkatle kullanlm masalardaki atlaklar ve yarklar gizleyemiyor; mterilerin orada burada ortaya kan kymklarn zerine otumasn engelleyemiyor. Son Yuva Han, kzn methini duyduu Liman'daki baz hanlar gibi ssl falan deildi Rahatt Hann iine ina eddigi canl aa yal kollarn sevgiyle sarmt hana; te yandan duvarlar ve sabit eyas aacn dallar arasna o kadar byk bir zenle oturmutu ki, doann isi brakt, nsann balad yen ayrt etmek ok zordu.ki tezgah, onu destekleyen canl tahta etrafnda cilal bir dalga gibi

ykselip alglyordu. Pcncerelerdeki renkli camlar odann iine insan kucaklayan canl parltlar sayordu.

Ole vakti yaklatka golgeler klmeye balad. Son Yuva han biraz sonra alacakt. Tka etrafna bakarak memnuniyetle glmsedi Masalar temizlenmi, cilalanm, bir bir tek yerleri sprse yetcrd. Ar ahap sralar yana srklemeye balamt ki Otk mis kokulu buharlar iinde mutfaktan belirdi.

"Canl bir gn daha olacaa benziyor -hem i, hem de hava acsndan dedi iri bedenim iki tezgahnn, arkasna sktrarak Nee iinde slk alp iki kupalarn dizmeye balad.

"Ben ilerin daha sakin, havann daha scak olmasn tercih ederim dedi Tka, bir sray kuvvetle ekerek. "Dun butun gn ayaklarm koptu, karlnda birazck teekkr aldm, bahi ondan da azd yle can skc bir kalabalk ki! Herkesin sinirleri gergin, en ufak seste sryor dn elmden bir marapa dutu ve -yemin ederim- Retark klcn ekti!"

2

"Pf" diye homurdand Otik. "Retark bir Solace Yce Arayanlar Muha fz. Onlarn sinirleri hep gergindir Sen de Hederick iin alsaydn, o fa-nat.."

"Dikkatli ol" dye uyard Tika

Otik omuzlarn silkti "Eer Yce Teokrat umasn renemediyse, bizi dinleyebilmesi mmkn deil. O daha beni duyamadan ben onun mer divenlerdeki ayak seslerini duyarm." Yine de Tka, Otik'in konumasna devam ederken sesini alalttn fark etti. "Solace sakinleri daha fazla tahamml edemeyecekler; bak bu szm yabana atma. nsanlar ortadan kayboluyor ve kimbilir nerelere gotrliyorlar. Hznl zamanlar bunlar" Ban sallad. Sonra neesi yerine geldi. "Ama iler iin iyi."

"Bizi kapatana kadar," dedi TKA mitsizce. Sprgeyi kaparak hararetle sprmeye balad.

"Teokratlar bile midelerini doldurup boazlarndaki pas temizlemek islerler," tik kkr kkr gld. "Gece gndz demeden insanlara Yeni Tan-ilar hakknca nutuk ekmek insan susatan bir i, olsa gerek - her gece buraya geliyor."

Tika spurmeyi brakarak ki tezgahna dayand.

"Otik," dedi ciddi ciddi, sesi hafiflemiti. "Baka sylentiler de var -sava sylentileri. Kuzeyde toplanan ordular Sonra kasabada, u yabanc, kukuletal adamlar var. Yksek Teokrat ile birlikte dolanp sorular soruyorlar11

Otik on dokuza yandaki kza efkatle bakt, uzand ve yanan oksa d Kendi babas gizemli bir ekilde ortadan kaybolduundan beri ona babalk elmitj. Kum kzl buklelerini ekitirdi.

"Sava. f." Burnunu bkt. "Afet'ten beri hep sava sylentileri olmutur. Bunlar srf sylenti kzm. Belki de bunlar Teokrat!, insanlar hizaya sokmak iin uyduruyor dur."

"Bilmiyorum diye kaslarn atl Tka. "Ben..

Kap ald.

Tka ile Otik telasla srayarak kapya doru dnd. Merdivenlerde ayak sesi duymamlard ve bu son derece esrarengiz bir eydi Son Yuva 'Handa Solace'taki lm dier binalar gibi-demircinin dkkn dnda-ulu bir vallenaacnin st dallar arasna ina edilmiti. Kasaballar, Afet'i izleyen dehet ve kargaa gnferinde areyi aalara snmakla bulmulard. Bylece Solace, bir aalar kasabas haline gelmiti, Krynn'de kalan gerek anlamdaki az saydaki gzellikten biri. Dayankl ahap kpr -yollar, gndelik yaamlarm srdrmekte olan be yz kiinin, yerden ok yukarlara

3

tnemi olan evleri ile i yerlerim birbirine balyordu. Son Yuva Han Solace'taki en byk binayd ve yerden krk ayak yukardayd Basamaklar kadim vallenaann eri br gvdesinin evresinden ykseliyordu, Otik'in de sylemi olduu gibi, Han' ziyarat edecek herhangi biri grlmeden ok nce duyulabilirdi.

Fakat ne Tika ne de Otik yal adam duymamt.

Ypranm mee br asaya yaslanarak kap eiinJe durmu, Han'a gz" gezdiriyordu adam Sade, gri cppesinin lime lime kukuletas bana ekilmi ahinimsi, parlak gzleri dnda yzn gzlerden gizliyordu,

"Yadma olabilir miyim Yal Kii?" diye sordu Tika yabancya, tik'le birbirlerine endieyle bakarak Acaba bu yal adam bir Arayan casusu muydu?

"H?" diye gzlerini krptrd yasl adam. "Ak msiniz?"

"ey .." diye tereddt etti Tika.

"elbette," dedi Otik, glmseyerek. "Gel ieri Ak sakall, Tika, konuumuza bir sandalye but O uzun trmantan sonra yorulmu olmal."

"Trmanmak m?" Yal adam ban kayarak nce sundurmaya sonra da aaya yere doru bakt, "A, evet Trman. ok fazla basamak..." Sekerek ieriye girdi, sonra da asasyla Tika'ya sakadan vurdu, 'ine devam et kk kz Ben kendi sandalyemi kendim bulabilirim,"

Tika omuzlarn silkli, sprgesine uzand ve gzleri yasl adamn zerinde rinde, sprmeye balad.

Adam han ortasnda durarak, sanki odadaki her bir masann ve sandalyenin yerini saptarcasna etrafna baknd Mterek oda, vallenaacinin gvdesini evreleyen geni ve fasulye biimli bir odayd. Aacn daha kk dallan tavan ve taban destekliyordu. Adam, zel bir ilgiyle, odann dier tarafna drtte lk bir mesafede bulunan ocak bana bakt Ocak, Han'n tek ta iiliiydi ve aacn bir paras gibi dursun diye, yukardaki dallara doal bir biimde kansan, belli ki ccelerin elinden km bir iti. Ocak ukurunun yanndaki odunlukta yksek dalardan getirilmi odunlar ve am ktkleri yksek bir y iin halinde istiflenmiti. Hibir Solace sakini kendi ulu

aalarnn odunlarn yakmay aklna, getirmezdi. Mulfak-lan dar kan bir arka yol daha vard; bu krk ayak ykseklikleydi ama Otik'in az sayda mterisi bu tertibat elverili buluyordu. Yal adam da bulmutu.

Gzleri bir yerden dierine kayarken kendi kendine memnuniyet ihtiva eden yorumlar mrldanyordu. Sonra, Tika'y hayretler iinde brakarak aniden asasn elinden brakt, cppesinin kollarn svayarak eyalarn yerini deitirmeye balad!

Flint Fireforge, yosun kapl, koca bir kayaya brakt kendini. Yal cce kemikleri onu yeterince uzun zamandr ayakta tutmutu ve artk ikyet etmeden devam etmeye hi niyetleri yoktu.

"Hi ayrlmamalydm." Flint sylenerek aadaki vadiye bakt. Etrafta baka birileri olduunu gsteren hi iz olmamasna ramen yksek sesle konuuyordu. Uzun yllar yalnz bana yapt geziler ccede kendi kendine konuma alkanl yaratmt. Her iki eliyle dizlerine vurdu. "Ve bir daha aynlacak olursam ne olaym!" diye beyan etti hararetle.

Akamst gneiyle snm kaya, serin gz havasnda btn gn boyunca yrm olan kocam cceye rahat gelmiti. Flint geveyerek, brakt scaklk -hem gnein hem de dncelerinin scakl kemiklerine kadar insin. nk artk evine gelmiti.

Gzlerini sevgiyle bu bildik manzara zerinde dolatrarak etrafna baknd. Altnda uzanan da yamac, gz ihtiam ile rtlm yksek da

17

lk ukurun bir kenaryd. Vadideki vallenaalan mevsimin renkleriyle tutumutu; parlak krmzlar ve altn renkler gerideki Kharolis zirvelerine doru mora dnyordu. Aalar arasndaki kusursuz masmavi sema Kris-talmir Gl sularnda kendini yineliyordu. Aa tepeleri arasndan, Sola-co'n varlnn tek iareti olan duman stunlar kvrm kvrm ykseliyordu. Yumuak, yaygn bir pus, vadiyi, evlerin yanan ocaklarnn tatl kokusuyla rtyordu.

Flint oturup dinlenmeye balaynca torbasndan ahap bir blok ile parlak bir haner kartt, elleri uurlu bir dnceye tabii olmakszn hareket etmeye balad. Ucu kam bir zamandan beri cce rk, biimsiz olan eyleri kendi zevklerine gre biimlendirme ihtiyacn hissetmiti hep. Birka yl nce iten elini eteini ekmeden evvel kendisi de belli bir ne sahip bir demirciydi zaten. Ba ahaba srd sonra dikkati baka bir yere ekildi ve aadaki gizli bacalardan ykselen dumanlara bakarken eli bota kald.

"Kendi evimin atei snm," dedi Flint hafife. Hissi davrand iin kendine kzarak silkindi ve ahab intikam alrcasna dilmeye balad. Yksek sesle homurdanyordu: "Evim bo bo duruyor. Byk bir ihtimalle ats akp mobilyalar mahvetmitir. u apal macera. Bu gne kadar yaptm en aptalca ey. Yz krk sekiz yl sonra bir eyler renmi olmam gerekirdi!"

"Hi de renemeyeceksin cce," diye cevaplad onu uzaktan gelen bir ses. "ki yz krk sekize kadar yaasan bile!"

Elindeki tahtay brakan cce bir yandan yoldan aa bakarken bir yandan da eli, sakin bir gvenle hanerden ayrlp baltasnn sapna doru gitti. Ses tandk gibiydi, uzun zamandr duyduu ilk tandk ses. Ama tam olarak kartamyordu.

Flint, alalm gnee gzlerini ksarak bakt. Yoldan iri admlarla ona doru ilerleyen bir insan sureti grm gibiydi. Ayaa kalkan Flint, daha iyi grebilmek iin yksek bir am aacnn glgesine ekildi. Adamn yrynde rahat bir zarafet izi vard -elfe bir zarafet derdi Flint; ama adamn bedeni bir insan bedeninin kalnl ve sk adale yapsna sahipti; te yandan yzndeki kllar kesinlikle insan rkna aitti. Ccenin, adamn yeil kukuletasnn altndan tm grebildii yank teni ve kzl kestane sakallaryd. Adamn bir omuzuna uzun bir yay aslm, sol yanndan da bir kl sallanyordu. Elflerin ok sevdikleri kank desenlerle titizlikle sslenmi yumuak deriden giysiler giymiti. Fakat Krynn'de hibir elfin sakal olamazd...hibir elfin ama...

'Tanis?" dedi Rint tereddt iinde, adam yaklarken

"Aynen yle." Yeni gelenin sakall yz byk bir tebessmle ald. Kollarn at ve cce ona engel olamadan Flint'i ayaklarn yerden kesecek ekilde kucaklad. Cce eski dostuna ksa bir an iin sarld, sonra itibarn hatrlayarak kvranp kendini yarm-elfin kucandan kurtard.

"Eh, be ylda terbiyende bir deiiklik olmam," diye homurdand cce. "Hl ne yama, ne de halime sayg gstermiyorsun. Beni patates uval gibi oradan oraya atp duruyorsun." Flint yola doru bakt. "nallah bizi tanyanlardan gren olmamtr."

"Bizi pek hatrlayan olduunu zannetmiyorum," dedi Tanis, gzleri bodur arkadan sevgiyle incelerken. "Zaman senin ve benim iin, insanlar iin getii gibi gemiyor yal cce. Be yl onlar iin, uzun bir sre, bizim iin bir an." Sonra glmsedi. "Hi deimemisin."

"Ayn eyi bakalar iin de syleyemeyeceim." Flint yeniden kayaya oturarak bir kez daha oymaya balad. Kalarn atarak Tanis'e bakt. "Sakal niye? Zaten yeterince irkindin."

Tanis enesini kad. "Elf kan tayanlarla pek dost olmayan topraklara gittim. Sakal -insan babamdan bir armaan," dedi ac bir alayla, "soyumu saklamam konusunda ok ie yarad."

Flint homurdand. Bunun gerein tm olmadn biliyordu. Ya-rmelf, ldrmekten tiksinti duyduu halde kavgadan kap da bir sakaln ardna gizlenecek biri deildi. Tahta kymklar uutu.

"Ben hangi kan tarsa tasn kimseye dost gzyle baklmayan topraklara gittim". Flint elindeki tahta parasn inceleyerek elinde evirip evirdi. "Ama artk evimize geldik. Hepsi geride kald."

"Benim duyduum kadaryla pek yle saylmaz," dedi Tanis, gnei gzlerinden uzaklatrmak iin kukuletasn bir kez daha bana geirerek. "Liman'daki Yce arayanlar, Hederick isminde bir adam Solace' ynetsin diye Yksek Teokrat olarak atam; o da kasabay yeni dininin arlklary-la bir fesat yuvas haline sokmu."

Tanis ile cce birlikte dnerek sakin vadiye bakt. Vallenaalan arasndaki evleri grnr klan klar gz krpmaya balamt. Evlerdeki ocaklardan kan odun dumannn kart gece havas hareketsiz, sakin ve tatlyd. Arada srada, ocuklarn yemee aran bir anann belli belirsiz sesini duyabiliyorlard.

"Ben Solace'ta ktlk olduuna dair bir ey duymadm," dedi Flint sessizce.

"Dini zulm...soruturmalar..." Tanis'in sesi, kukuletasnn derinliklerinden meum meum geliyordu. Sesi, Flint'in hatrladndan daha derin, daha skntlyd. Cce kalarn att. Arkada be ylda deimiti. stelik

-19

elfler hi deimezdi! Ama te yandan Tanis sadece bir yarmelfti; annesi, Afet'i izleyen kargaa gnlerinde Krynn'deki deiik rklar birbirinden ayran savalardan birinde insan bir sava tarafndan tecavze uradndan, bir iddet ocuuydu.

"Soruturmalar! Bu sadece yeni Yksek Teokrat'a kar gelenler iinmi, sylentilere gre." Flint horuldad. "Ben Arayc tanrlara inanmyorum -hi inanmamtm- ama inanlarm gidip sokakta ilan da etmiyorum. Sessiz kal ki sana dokunan olmasn -benim dsturum bu. Liman'daki Yceara-yanlar hl irfan sahibi bilge kiiler. Sadece bu, Solace'teki bu rk elma btn kfeyi bozuyor: Bu arada, sen aradn bulabildin mi?"

"Kadim ve gerek tanrlara ait bir iaret mi?" diye sordu Tanis. "Yoksa biraz akl m? Ben her ikisini de aramaya gitmitim. Hangisini kastettin?"

"Eh, sanrm biri birinden ayrlmaz," diye homurdand Flint. Tahta parasn elinde evirip evirdi, hl boyutlarndan honut deildi. "Btn gece burada, yemek atelerinin kokusunu iimize ekerek oturacak myz? Yoksa kasabaya girip biraz akam yemei yiyecek miyiz?"

"Gideceiz." Tanis elini sallad. Birlikte patikadan aaya yollandlar, Tanis'in koca bir admna karlk cce iki adm atmak zorunda kalyordu. Birlikte yolculuk etmeyeli uzun yllar olmasna ramen Flint gayri ihtiyari admlarn hzlandrrken Tanis de gayri ihtiyari admlarn yavalatt.

"Demek ki hibir ey bulamadn?" diye sorgusunun peini brakmad Flint.

"Hibir ey." Diye cevaplandrd Tanis. "ok uzun sre nce de kefetmi olduumuz gibi, dnyadaki yegne ermiler ve papazlar yanl tanrlara hizmet ediyor. ifa verenlerle ilgili bir sr hikaye dinledim ama hepsi numara ve byyd. Allah'tan dostumuz Raistlin nelere dikkat etmemi bana retmiti..."

"Raistlin!" Flint pfledi. "O soluk benizli, sska byc. Kendisi de arlatann teki zaten. Hep smkl, zrltl; durmadan burnunu kendini alakadar etmeyen her eye sokar durur. Eer ona gz kulak olan o ikiz kardei olmasa birisi onun bylerini oktan bitirirdi ya neyse."

Tanis sakalnn tebessmn gizlediine memnun oldu. "Bence gen adam senin takdir ettiinden daha iyi bir byc," dedi. "Sonra kabul et, o sahte ermiler tarafndan tutsak edilenleri kurtarmak iin uzun sre, yorulmak nedir bilmeden alt - benim gibi." ini geirdi.

"Eminim yaptnz iin pek bir teekkr almamsnzdr," diye mrldand cce.

ok az," dedi Tanis. "nsanlar bir eylere inanmak istiyor - ta derinlerde bir yerlerde bunun yanl olduunu bilseler bile. Peki ama ya sen? Senin memleketine yaptn yolculuk nasl geti?"

20

Flint cevap vermeden sert admlarla yrmeye devam etti, yz askt. Sonunda mrldand, "Hi gitmemeliydim," ve Tanis'e doru kaldrd baklarn, gr ve sarkk ak kalarnn altndan ancak grlebilen gzleri ya-rmelfe, ccenin sohbetin kendisine den blmnden holanmadn gsteriyordu. Tanis bakn grd halde yine de sorularn sordu.

"Cce dinadamlarndan ne haber? Duyduumuz hikayeler?"

"Doru deil. Dinadamlan, yzyl nce Afet srasnda yok olmular. Yallar byle sylyor."

"Ayn elfler gibi," diye dncelere dald Tanis.

"Grdm..."

"t!" Tanis elini ikaz edercesine kaldrd.

Flint aniden duruverdi. "Ne?" diye fsldad.

Tanis iaret etti. "Orada, korunun iinde."

Flint aalara doru bakarken ayn anda srtnda bal duran sava baltasna uzand.

Kavumakta olan gnein kzl nlar aalar arasndaki bir maden paras zerinde bir an iin parldayvermiti. Tanis bunu bir kez grd, kaybetti, sonra yeniden grd. Fakat tam o anda gnein kavumasyla, gkyz zengin bir meneke rengine bouldu ve ormandaki aalar arasna gecenin glgeleri szld.

Flint alacakaranla doru gzlerini ksarak bakt. "Ben bir ey grmyorum."

"Ben grdm," dedi Tanis. Maden prltsn grd yere bakmaya devam ediyordu ve zamanla elfgr kuvveti, her canlnn yayd fakat sadece ciflerin grebildii lk kzl auray fark etmeye balad. "Kim var orada?" diye seslendi Tanis.

Uzun sren bir aradan sonra gelen yegane ses, yarmelfin ensesindeki tyleri diken diken eden rktc bir sesti. Bu, alaktan balayarak gitgide ykselen, ykselen ve sonunda yksek perdeden, lk la bir zrlt halini alan yankl bir vzlt sesiydi. Arasndan bir ses ykseldi.

"Gezgin elf yolundan dn ve cceyi arkanda brak. Biz Flint Firefor-ge'un meyhanede yere serdii zavalllarn ruhlaryz. Biz bir cenk srasnda m ldk?"

Ruhun sesi ona elik eden zrlt ve vzlt sesiyle birlikte yeni bir perdeye kmt.

"Hayr! Bir tepe ccesinden daha ok iemediimiz iin zmlerin ruhu tarafndan lanetlenerek utantan ldk."

Flint'in sakal hiddetle titremeye balamt; Tanis kendini tutamayp katla katla glerken, balklamasna allklara doru dalmasn diye kzgn ccenin omzundan tutmak zorunda kald.

21

"u elflerin lanet olasca gzleri!" Hayaletin sesi neelenmiti. "Ve ccelerin lanet olasca sakallar!"

"Baka kim olabilirdi ki?" diye homurdand Flint. "Tasslehoff Burrfoot!" Aalarn altndaki allarda bir hrt oldu, derken patika zerinde minik bir suret beliriverdi. Bu bir kender idi, yani Krynn'deki pek ok kii tarafndan sivrisinek tr bir dert gibi grlen rklardan biri. nce kemikli olan kenderler nadiren bir metre yirmi santimden daha uzun olurlard. Bu kender ise hemen hemen Flint kadar uzundu fakat ince yaps ve deimez ocuksu yz daha kkm hissini veriyordu. Krkl yelei ve sade, ev dokumas tuniine fazla zt kaan parlak mavi bir pantalon giyiyordu. Kahverengi gzleri yaramazlk ve elence ile parldyordu; glmserken aznn kenarlar kulaklarna kadar yaylyor gibiydi. Ban, medar iftihar olan uzun kahverengi salarnn pskl, burnuna deecek ekilde, alayc bir reveransla edi. Sonra kahkahalar atarak doruldu. Tanis'in seri gzlerine taklan madeni parlt kenderin srtna ve beline bal saysz torbann birindeki tokadan gelmiti.

Hoopak asasna dayanarak onlara srtt. O rktc sesi kartan ite bu asayd. Tanis'in sesi hemen tanmas gerekirdi nk kenderin, kendisine saldrmaya niyetlenen pek ok kiiyi asasn havada evirip o lkms zrlt sesini kartarak korkuttuunu grmt. Bu bir kender icadyd; ho-opakn alt ucu bakrla kaplyd ve sivri uluydu; st ucu ise atal eklindeydi ve deriden bir sapan vard. Asann kendisi tek, esnek bir st dalndan yaplmt. Krynn'deki btn dier rklar tarafndan kk grlmelerine ramen, hoopak bir kender iin yararl bir alet ya da silahtan daha fazla bir eydi -bu onlarn sembolyd. "Yeni yollara hoopak gerek," kenderler arasnda pek gzde bir ataszyd. Bu sz hemen baka bir deyileri izlerdi: "Hibir yol, hibir zaman eskimez."

Tasslehoff aniden kollarn iyice aarak ileri doru kotu. "Flint!" Kender kollarn cceye dolayarak ona sarld. Flint utan iinde, gnlszce kenderin kucaklamasna karlk verip abucak geriye ekildi. Tasslehoff srtt ve yarmelfe bakt.

"Bu da kim?" Hayretle nefesini tuttu. "Tanis! Seni sakalla tanyamadm!" Ksa kollarn uzatt.

"Yo, saolasn," dedi Tanis, srtarak. Eliyle kenderi uzaklatrd. "Para kesem bende kalsn."

Ani bir telala Flint tuniinin altn kontrol etti. "Seni rezil seni." diye kkreyerek, glmekten iki bklm olmu kendere doru srad. Birlikte toza topraa kartlar.

Tanis kkr kkr glerek Flint'i kenderden ayrmaya alt. Sonra durarak, telala dnd. ok ge kalmt, koum takmlaryla dizginlerin g-

ms ngrtsn ve bir atn kinemesini duyabiliyordu. Yarmelf elini klcnn kabzasna koyduysa da dikkatli olsayd elde etmi olaca avantaj oktan kaybetmiti.

Kendi kendine kfreden Tanis glgeler iinden beliren sureti durup beklemekten baka bir ey yapamazd. Suret, sanki binicisinden utanyormu gibi ban emi tyl ayakl minik bir midilliye biniyordu. Binicisinin gri, benekli derisi yznde kat kat torbacklar halini almt. Askeri grnl bir miferin altndan domuz-pembesi iki gz onlara bakyordu. iman, gevek bedeni, prltl ye gsterili zrhlar arasndan sarkyordu.

Garip bir koku Tanis'in burnunu tiksintiyle krtrmasna yol at. "Hobgoblin!" diye tescil etti beyni. Klcn geveterek Flint'e bir tekme att ama tam o anda da cce tm gcyle haprarak kenderin zerine oturmutu.

"At!" dedi Flint, bir kez daha haprarak.

"Arkanda," diye cevaplad Tanis sakin sakin.

Arkadann sesindeki ikaz tonunu duyan Flint dorulup ayaa kalkt. Tasslehoff da abucak aynsn yapt.

Hobgoblin midillisini ap arasna alarak oturmu, ablak yznde kstah ve marur bir ifadeyle onlara bakyordu. Pembe gzleri, gne nn eyleen son klarn yanstyordu.

"Bakn ocuklar," diye belirtti hobgoblin, ar bir aksanla Ortak dili konuarak, "burada Solace'ta ne gibi ahmaklarla uramak zorunda kalyoruz."

Hobgoblinin arkasndaki aalar arasndan gcrtl kahkahalar ykseldi. Kaba niformalar iindeki be goblin muhafz yayan olarak kageldi-ler. Liderlerinin atnn yannda yerlerini aldlar.

"imdi..." Hobgoblin semerinin zerine aband. Tanis, yaratn koca gbeinin eyer kan yutmasn dehetle kark bir eit hayranlkla seyretti. "Ben Sekinamir Toede, Solace' istenmeyen unsurlardan koruyan glerin ba. Hava karardktan sonra ehir snrlar iinde gezinmeye hakknz yok. Tutuklandnz." Sekinamir Toede yanndaki goblinlerden biriyle konumak iin eildi. "Eer zerlerinde mavi kristal asa varsa bana getirin," dedi, atlak goblin dilinde. Tanis, Flint ve Tasslehoff birbirlerine bunun anlamn sorarcasna baktlar. Hepsi biraz da olsa goblin dili bilirdi -Tas dierlerine nazaran daha iyi. Doru mu duymulard? Mavi kristalden bir asa m?

"Eer kar koyarlarsa," diye ekledi Sekinamir Toede, daha byk bir etki yaratmak iin Ortak dile dnerek, "ldrn."

Bununla birlikte dizginlere asld, bineine binici krbacyla hafife vurdu ve kasabaya giden patikadan drtnala uzaklat.

23

"Goblinler! Solace'ta! Bu yeni Teokrat'n verecei ok cevaplar var!" Flint yere tkrd. Uzanarak baltasn srtndaki yerinden kartt ve dengesini salayana kadar bir ileri, bir geri sallanarak ayaklarn sk sk yerletirdi. "Pekala," diye beyan etti. "Haydi gelin."

"Geri ekilmenizi tavsiye ederim," dedi Tanis, pelerinini bir omzuna atp klcn ekerek. "Uzun bir yolculuktan geliyoruz. Az, yorgunuz ve uzun sredir grmediimiz arkadalarmzla olan randevumuza ge kaldk. Tutuklanmaya hi niyetimiz yok."

"Veya ldrlmeye," diye ekledi Tasslehoff. O silah milah ekmemiti ama durmu byk bir ilgiyle goblinleri seyrediyordu.

Biraz aran goblinler birbirlerine sinirli sinirli baktlar. Biri, liderlerinin gzden kaybolduu yola kara kara bakt. Goblinler kk kasabaya gelip giden yayan yolcular ve iftileri korkutmaya alkndlar -silahl ve grld kadaryla da usta dvlere meydan okumaya deil. te yandan Krynn'deki dier rklara duyduklar nefret kklyd. Uzun, eri baklarn ektiler.

Baltasnn sapn sk sk kavrayan Flint iri admlarla ilerledi. "Lam ccelerinden daha ok nefret ettiim tek bir yaratk vardr," diye mrldand, "goblinler!"

Goblinler Flint'i devirmeyi umarak ona doru daldlar. Flint baltasn lmcl bir incelik ve zamanlamayla savurdu. Goblinin kellesi tozlarn iine yuvarlanrken bedeni de yere dt.

"Sizin gibi yapkan pisliklerin Solace'da ii ne?" diye sordu Tanis, baka bir goblinin beceriksiz hamlesini byk bir ustalkla karlayarak. Kllar karlaarak bir an ylece durdu, sonra Tanis goblini geriye doru itti. "Yksek Teokrat adna m alyorsunuz?"

"Teokrat m?" Goblin bir fokurtu sesiyle gld. Silahn lgnca savurarak Tanis'e doru atld. "O ahmak m? Sekinamir'imiz onun iin deil ah!" Yaratk Tanis'in klcna mhland. Homurdand ve sonra yere kayd.

"Lanet olasca!" Tanis kfrederek skntyla l gobline bakt. "Sakar ahmak! Onu ldrmek deil, kimin tuttuunu renmek istiyordum."

"Bizi kimin tuttuunu yaknda renirsin -istediinden de abuk!" diye hrlad baka bir goblin, dikkati dalm yarmelfe doru koarak. Tanis hzla dnerek yaratn silahn drd. Goblinin karnna, iki bklm olmasn salayan bir tekme savurdu.

Baka bir goblin, ldrc balta hareketinden kendini henz tam olarak toparlayamam Flint'in zerine atld. Cce dengesini salamaya alarak geriye doru sendeledi.

O zaman Tasslehoff'un tiz sesi grledi. "Bu pislikler herkes iin alabilir Tanis. Arada bir bunlara kpek mamas at, sonsuza kadar sana hiz..."

"Kpek mamas ha!" Goblin karga gibi gaklayarak hiddetle Flint'ten uzaklat. "Kender etine ne dersin, minik vzlt!" Silahsz olduu belli olan kendere doru ayaklarn aplata aplata giderken, morumsu krmz elleri Tas'n boynuna uzand. Tas, yzndeki masum, ocuksu ifadeyi hi bozmadan tek bir hareketle gsne uzanarak ektii haneri frlatt. Goblin gsn tutarak bir homurtuyla dt. Kalan goblinler kaarken ayaklarnn pdk sesleri duyuluyordu. Dv sona ermiti.

Tanis klcn knna koydu, le gibi kokan cesetlere yzn buruturarak bakt; koku rm balk kokusuna benziyordu. Flint baltasndan kara goblin kann temizledi. Tas, zntyle ldrd goblin cesedine bakyordu. Kenderin haneri yz koyun yatan goblinin altnda kalmt.

"Ahvereyim istersen," diye teklif etti Tanis, cesedi yuvarlamaya hazrlanarak.

"Hayr." Tas yzn ekitti. "Geri almak istemiyorum. Kokusu hi kmaz, biliyor musun".

Tanis bayla onaylad. Flint baltasn yeniden yerine koydu ve yollarna devam ettiler.

Karanlk koyulduka Solace'n klan daha da parlaklat. Serin havada, odun ateinin duman akllarna yiyecek, scak ve gvenli bir yer dncesini getirdi. Yolarkadalar admlarn sklatrd. Uzun bir sre konumadlar, her biri Flint'in szlerini hatrlyordu: Goblinler. Solace'ta.

Fakat sonunda ele avuca smaz kender kkrdamaya balad.

"Hem sonra," dedi, "haner de Flint'indi!",

Hana dn, ok YeminBozuluyor

nlerde Solace'taki herkes ne yapp edip Son Yuva Han'na akam saatlerinde bir urard. nsanlar kalabalkta kendilerini daha bir emniyette hissediyordu.

Solace uzun sredir yolcularn urad bir kavak olmutu. Kuzeydoudan Liman'dan, Arayclar bakentinden geliyorlard. Gneydeki elf krall Qualinesti'den geliyorlard. Bazen de doudan, Abanasinya'nn plak bozkrlarndan gelirlerdi. Btn uygar dnyada Son Yuva Ham yolcularn sna ve drt bir yandan gelen haberlerin topland bir yer olarak bilinirdi.

arkadan admlarn ynlendirdikleri yer bu Han'd.

Kocaman eri br aa gvdesi, etrafndaki aalar arasndan ykseliyordu. Vallenaann glgesine karlk Han'n boyal camlarnn renkli pervazlar prl prl panldyor ve pencerelerden darya canl sesler geliyordu. Aa dallarna aslm lambalar dner merdivenleri aydnlatyordu. Gz akam Solace'n vallenaalar arasna serin serin inerken yolcular, ar-

26

kadalklarnn ve hatralarnn ruhlarn sttn, yolun yorgunluunu ve zntsn alp gtrdn hissettiler.

Han o aksam o kadar kalabalkt ki durmadan kenara ekilerek adamlarn, kadnlarn, ocuklarn gemelerine msade etmek zorunda kalyorlard. Tanis insanlarn ona ve arkadalarna kukuyla baktn fark etti -bunlar, onlar ho karlayan, be yl nceki baklar deildi.

Tanis'in yz asld. Hayalini kurduu dn bu deildi. Solace'n yaad elli yl boyunca hi byle bir gerginlik grmemiti. Arayanlar'n uursuz ktlkleri hakknda duyduu sylentiler doruydu demek ki.

Be yl nce kendilerine "arayanlar" ("yeni tanrlar aryoruz") adn takanlar, Liman, Solace ve Kapyolu kasabalarnda yeni dinlerini tatbik eden gevek bir rgt yapsna sahip bir avu din adamyd. Tanis'in inancna gre bunlar yanl ynlendirilmilerdi ama en azndan nceleri drst ve samimiydiler. Halbuki geen yllarda dinleri gelitike bu din adamlarnn toplumsal konumlar gittike ykselmiti. Ksa bir sre sonra, ahret mutluluu yerine Krynn'de g kazanmayla daha ok ilgilenir olmulard. nsanlarn rzasyla kasabalarn ynetimlerini ele geirmilerdi.

Tanis'in kolunda hissettii bir temasla dnceleri dald. Dndnde Flint'in sessizce aay iaret ettiini grd. Aaya bakan Tanis muhafzlarn drtl gruplar halinde uygun admla getiklerini grd. Burunlarnn ucuna kadar silahlanm muhafzlar, kendilerini beenmi bir edayla caka sata sata yryorlard.

"En azndan bunlar goblin deil, insan," dedi Tas.

"O goblin, ben Yksek Teokrat'tan sz edince dudaklarn bkmt," diye dnceye dald Tanis. "Sanki bir bakas iin alyorlarm gibi. Neler oluyor ok merak ediyorum."

"Belki arkadalarmz biliyordur," dedi Flint.

"Eer buradalarsa," diye ekledi Tasslehoff. "Be ylda ok ey olmu olabilir."

"Burada olacaklardr -eer hayattalarsa," diye ekledi Flint fsltyla. "Ettiimiz yemin kutsal bir yemindi -be yl sonra buluup dnyaya yaylan ktlk hakknda bulduklarmz bildirmek iin ettiimiz yemin. Yuvamza geri dnp de ktl kendi eiimizde bulmak!"

"Sus! t!" Geenlerin bir ksm ccenin szlerinden o kadar telalan-mlard ki Tanis ban sallad.

"En iyisi bu konuyu burada konumayalm," diye nerdi yanmelf.

Merdivenlerin bana varan Tas kapy sonuna kadar at. Ik, grlt, scaklk ve Otik'in baharatl patateslerinin bildik kokusu bir dalga halinde yzlerine arpt. Onlan kuatt ve rahatlatarak batan aa kaplad. Her zamanki gibi iki tezghnn ardnda duran Otik belki biraz daha tknazla-masnn dnda deimemiti. Han da deimi grnmyordu, daha da rahat bir yer olmu olmas hari.

27

Hzl kender gzleriyle kalabal tarayan Tasslehoff bir lk atarak odann te yann gsterdi. Deimeyen baka bir ey daha vard: Prl prl cilalanm kanatl ejderha miferi zerinde parldayan ate .

"Kim o?" diye sordu Flint, grmeye alarak.

"Caramon," diye cevap verdi Tanis.

"O halde Raistlin de buradadr," dedi Flint sesinde pek az bir samimiyet ile.

Tasslehoff mrltl insan yumaklan arasndan kaymaya balamt bile; minik, kvrak bedeni yanndan getii kiiler tarafndan fark edilmeden. Tanis itenlikle kenderin geerken Hann mterilerinin herhangi bir eyasn "ele geirmemi" olmasn diliyordu. Kenderin bir eyler aldndan deil -biri onu hrszlkla sulayacak olsa Tasslehoff derinden yaralanrd. Fakat kenderde doymak bilmez bir merak vard ve her naslsa bakalarna ait olan baz ilgin eyalar Tas'n eline gei veriyordu. Tanis'in bu gece arzulad son ey bir sorun kmasyd. Kendere bir iki kelime etmeyi aklnn bir ksesine yazd.

Yanmelf ile cce, kalabalk arasndan minik arkadalar kadar rahat geemediler. Hemen hemen tm sandalyeler tutulu, btn masalar doluydu. Oturacak yer bulamayanlar ayakta durmu, alak sesle konuuyorlard. nsanlar Tanis ile Flint'e gvenliksizlikle, kukuyla ve merakla bakyorlard. Bazlar cce demirhanesinin uzun sreli mterisi olmutu ama buna ramen kimse Flint'i selamlamamt. Solace halknn kendi sorunlar vard ve belli ki Tanis ile Flint artk yabanc addediliyordu.

Odann te yanndan, ocak ukurundaki yanstan ejderha miferinin durduu masann tarafndan bir uultu ykseldi. Tanis'in gergin yz, dev Caramon'un minik Tas' yerden kaldrp bir ay gibi kucakladn grnce geveyerek tebessme dnd.

Kemer tokalarndan bir denizden gemekte olan Flint, Tasslehoff un dostlarn selamlayan civciv gibi sesine cevap veren Caramon'un gmbrde-yen sesini dinledike onlar gznde canlandrabiliyordu. "Caramon kendi d zdanna baksa fena olmaz," diye sylendi Flint. "Veya dilerini saysa."

Cce ile yarmelf sonunda uzun iki tezgahnn nndeki insan ynndan synlabilmilerdi. Caramon'un oturduu masa aacn gvdesine dayalyd. Aslnda masann konumu ok garipti. Tanis, Otik'in her eyi ayn brakmken neden masann yerini deitirmi olduunu merak etti. Fakat dncesi aklndan ezilircesine ekilip"kmt nk koca savann sevgi dolu kollaryla buluma sras artk ondayd. Caramon kucaklayp da mahvetmeden Tanis aceleyle uzun yayn ve sadan srtndan kard.

"Dostum!" Caramon'un gzleri yalyd. Bir eyler daha syleyecek oldu ama duygulan ar basmt. Tanis de o an iin konuamad ama bunun nedeni Caramon'un pazulu kollar yznden nefessiz kalm olmasyd.

"Raistlin nerede?" diye sordu, konuabildii zaman. kizler hibir zaman birbirlerinden fazla uzaklamazlard.

"Orada." Caramon bayla masann dier ucunu iaret etti. Sonra yz asld. "Deiti," diye uyard sava, Tanis'i.

Yarmelf, vallenaann biimsizliiyle meydana gelmi keye bakt. Ke glgeler iinde kalmt ve bir sre iin Tanis atein aydnlndan sonra hibir ey gremedi. Sonra, yakndaki ocak ukurunun yla bir, al cppelere sarnm oturan ince bir suret grd. Suret kukuletasn yzne ekmiti iyice.

Tanis aniden gen byc ile yalnz konumak istemedi ama Tasslehoff hanc kz bulmak iin uup gitmi; Flint'i de Caramon havaya kaldrmt. Tanis masann ucuna doru ilerledi.

"Raistlin?" dedi, garip bir nseziyle.

Cppeli suret ban kaldrp bakt. 'Tanis?" diye fsldad adam, kukuletasn yava yava bandan syrrken.

Yarmelfin nefesi tkanarak bir adm geriledi. Dehet iinde bakakalmt.

Glgeler iinden ona doru dnen surat bir kbustan frlam gibiydi. Deiti, demiti Caramon! Tanis'in tyleri rperdi. Szck "deiti" deildi. Bycnn beyaz teni altn rengine dnmt. Korkun bir maske gibi duran teni ate nda hafif metalik bir zellikle prldad. Yzndeki etler erimi, elmack kemiklerini korkun glgelerle iyice belirginletir-miti. Dudaklar, karanlk dz bir izgi halinde gergin duruyordu. Fakat Tanis'i hapsederek korkun baklaryla alkoyan adamn gzleri olmutu. nk gzleri artk, Tanis'in grm olduu hibir canl insannkine benzemiyordu. Gz bebekleri artk kum saati eklini almt! Tanis'in soluk mavi olarak hatrlad gzlerinin rengi ise imdi prltl bir altn rengin-deydi!

"Gryorum ki grnm seni artt," diye fsldad Raistlin. nce dudaklarnda belli belirsiz bir tebessm dolat.

Gen adamn karsna oturan Tanis yutkundu. "Gerek tanrlar adna, Raistlin..."

Flint, Tanis'in yanndaki sandalyeye pat diye kt. "Bugn hayatmda atlmadm kadar havalara atl... Reorx .'" Flint'in gzleri fal ta gibi ald. "Ne gibi bir eytanlk i basnda? Lanetlendin mi?" Raistlin'e bakan ccenin soluu kesilmiti.

Caramon kardeinin yanna oturdu. Bira kupasn eline alarak Raistlin'e bakt. "Onlara anlatacak msn Raist?" dedi alak bir sesle.

"Evet," dedi Raistlin, szc, Tanis'in iini rperten bir tslamayla kartmt. Gen adam, sanki kelimeleri bedeninden kmaya zorlarken anca bu kadarn becerebiliyormucasna bir fsltdan biraz daha yksek hnl-

29

tl bir sesle konuuyordu. Yzyle ayn altn rengine sahip uzun, sinirli parmaklan nndeki tabakta kalm yemekle dalgn dalgn oynuyordu.

"Be sene nce ayrldmz zaman hatrlyor musunuz?" diye balad Raistlin. "Kardeimle ylesine gizli bir yolculua kmay planlamtk ki, sevgili dostlarm, size bile nereye gittiimizi syleyemezdim."

Kibar seste hafif bir ineleme hissediliyordu. Tanis dudaklarn srd. Raistlin'in -hayat boyunca- hi "sevgili dostlan" olmamt.

"Par-Salian, yani tarikatmzn ba tarafndan Snav'dan gemek iin seilmitim," diye devam etti Raistlin.

"Snav m!" diye tekrarlad Tanis, afallayarak. "Ama sen ok gentin. Ka - yirmi mi? Snav sadece yllar ve yllar boyunca renim grm byclere verilir..."

"Gururumu tahmin edebilirsiniz," dedi Raistlin souk souk, sznn kesilmesinden rahatsz olarak.

"Kardeimle birlikte gizli yere gittik -dillere destan Yksek By Kule-, leri'ne. Ve orada Snav'dan getim." Bycnn sesi alald. "Ve orada ne-| redeyse lyordum!"

Caramon, belli ki gl bir duygunun etkisiyle boulur gibi oldu. "ok korkuntu," diye balad koca adam sesi titreyerek. "Onu o korkun yerde buldum, azndan kanlar akyordu, lyordu! Onu kaldrdm ve..."

"Yeter kardeim!" Raistlin'in alak sesi krba gibi saklad. Caramon e-j kindi. Tanis gen bycnn altn gzlerinin ksldn ve ellerinin kasl-] dn grd. Caramon sessizlereek birasn bir yudumda iip tedirgin dirgin kardeine bakt. Belli ki ikizler arasnda yeni bir gerginlik vard.

Raistlin derin bir nefes alarak devam etti. "Uyandmda," dedi bycj "derim bu renge dnmt -straplanmn bir belirtisi olarak. Bedenim ve sh-| hatim bir daha dzelmemecesine bozuldu. Ve gzlerim! Kumsaati gzbebefc lerimle gryorum artk ve o yzden zaman gryorum -her eyi etkiledii! haliyle. Sana bakarken bile Tanis," diye fsldad byc, "seni lrken gr-| yorum, yava yava, milim milim. Ve canl her eyi de byle gryorum."

Raistlin'in ince, penemsi eli Tanis'in kolunu kavrad. Yanmelf bu s uk temasla titredi ve kurtulmaya alt fakat altn rengi gzlerle souk onu sk sk tutuyordu.

Byc ileri doru eildi, gzleri ateler iinde parlayarak. "Ama art: gcm var!" diye fsldad. "Par-Salian, gcmn dnyaya biim verecei] gnn geleceini syledi! Gce ve" -iaret etti "Magius'un Asasna sahibim artk."

Tanis baknca asann, Raistlin'in uzanabilecei bir yerde vallenaacnal yaslanm durduunu grd. Bu sade tahta bir asayd. Tepesinde bir ej-i derha penesi gibi yontulmu altn bir pene iinde parlak kristal bir tof parlyordu.

"Buna deer miydi?" diye sordu Tanis sessizce.

Raistlin ona bakt, sonra dudaklar abartl bir tebessmle ayrld. Elini Tanis'in kolundan ekip ellerini cppesinin kollarna sokarak kavuturdu. "Elbette!" diye tslad byc. "Uzun zamandr aradm -ve hl aradm-ey gtr." Arkasna yasland; zayf bedeni karanlk glgeler iinde erirken Tanis'in tek grebildii altn renkli gzleriydi.

"Bira," dedi Rint boazn temizleyip, sanki azndaki o ac tad gidere-bilecekmi gibi yalanarak. "Nerede o kender? Hanc kz kard galiba..." "te geldik," diye ykseldi Tas'n neeli sesi. Uzun boylu, kzl sal gen bir kz elinde kupa dolu bir tepsiyle Tas' izliyordu.

Caramon srtt. "imdi Tanis," diye grledi sesi, "bil bakalm bu kim? Sen de Flint. Eer bilirsen, ikiler benden."

Akln Raistlin'in karanlk hikayesinden ayrabildiine memnun olan Tanis glmseyen kza bakt. Krmz bukleleri yzn evreliyor, yeil gzleri neeyle oynuyordu; iller burnu ve yanaklarna belli belirsiz yaylmt. Tanis gzleri hatrlar gibiydi ama gerisi botu.

"Pes ettim," dedi. "Ama cifler iin insanlar o kadar hzl deiiyor ki ipin ucunu karyoruz. Ben yz iki yandaym ama size gre otuz saylrm. Ve bana yz yanda olanlar otuzunda gibi geliyor. Bu gen hanm biz gittiimizde bir ocuktu herhalde."

"On drt yandaydm." Kz glerek tepsiyi masaya brakt. "Ve Caramon hep, ok irkin olduumu, babamn beni evlendirebilmek iin stne para demek zorunda kalacan sylerdi."

"Tika!" Rint yumruunu masaya indirdi. "Sen smarlyorsun, seni koca ahmak!" Caramon'u iaret etti.

"Adil deil!" Dev gld. "Size ipucu verdi."

"Eh, yllar onu yalanc kartm," dedi Tanis glmseyerek. "Ben ok yollardan getim; ve sen Krynn zerinde grdm en gzel kzlardan birisin." Tika memnuniyetle kzard. Sonra yz karard. "Bu arada Tanis..." Elini cebine atarak silindir eklinde bir ey kartt, "bu bugn sana geldi. Ga-np baz artlar altnda."

Tanis kalarn atarak nesneye doru uzand. Bu, siyah ve cilal bir ah-aptan yaplm bir parmen tornan klfyd. zerindeki ince parmeni yrtarak, at. Kaln, siyah elyazsn grnce kalbi ac ac atmaya balad.

'Kitiara'dan," dedi sonunda, sesinin gergin ve yapmack ktn bile bite- 'Gelemiyormu."

Baka bir sessizlik an yaand. "te oldu," dedi Flint. "ember bozuldu, "yeminimiz inendi. Uursuzluk." Ban sallad. "Uursuzluk."

Solamniya valyesi. Yal Adamn Partisi

Raistlin ileri doru aband. Dnceler aralarnda szszce gidip gelirken Caramon ile birbirlerine baktlar. Bu ender zamanlardan biriydi , nk ancak ok byk kiisel bir sknt ve tehlike ikizlerin yakn kan balarn gzler nne sererdi. Kitiara onlarn yar-vey ablasyd.

"Eer ok daha gl baka bir yemin onu balamyorsa Kitiara verdii szden dnmez." Raistlin ikisinin dncesini yksek sesle dile getirdi. "Ne diyor?" diye sordu Caramon. Tanis tereddt etti, sonra kuruyan dudaklarn yalad. "Yeni efendisini megul ediyormu. Hepimize gelemeyeceini bildiriyor, en iyi dileklerini yoluyor, bir de sevgisini..." Tanis boaznn kasldn hissetti Kardelerine ve...." Durdu, parmenleri katlad. "Hepsi bu.ve kime olan sevgisini?" diye sordu Tasslehoff canl canl. "Ah!" Aya

n ezen Flint bakt. Kender Tanis'in kzardn grd. "Ha," dedi ken

dini aptal gibi hissederek.

32

"Kimi kastettiini biliyor musunuz?" diye sordu Tanis ikizlere. "Hangi yeni efendiden sz ediyor?"

"Kitiara'ya kim akl sr erdirir ki?" Raistlin omuzlarn silkti. "Onu son olarak burada, Han'dn be yl nce grmtk. Sturm ile birlikte kuzeye gidiyordu. O gn, bu gndr ondan hi haber almadk. Yeni efendiye gelince imdi bize verdii yemini neden bozduunu biliyoruz: Bir bakasna sadakat yemini etmi. Ne de olsa paral bir asker o."

"Evet," diye kabullendi Tanis. Parmen tomarn klfna geri sokarak Tika'yn bakt. "Garip artlarda geldiini mi sylemitin? Anlatsana."

"Bu sabah ilerlemi bir vakitte bir afaam getirdi. En azndan onun bir adam olduunu dndm." Tika titredi. "Tepeden trnaa eit eit bir sr kumalara sarnmt. Yzn bile gremedim. Sesi tslar gibiydi ve yabanc bir aksanla konuuyordu. 'Bunu Tanis Yarmelfe ver,' dedi. Ona burada olmadn ve birka yldr da hi uramadn syledim, 'Burada olacak,' dedi adam. Sonra da gitti." Tika omuzlarn silkti. "Btn anlatabileceim bu kadar. Oradaki o yal adam da onu grd." Kz, atein nndeki sandalyede oturan yal adam iaret etti. "Ona baka bir ey grp grmediini sorabilirsiniz."

Tanis, hlyalara dalm gzleriyle atee bakan bir ocua masallar anlatmakta olan yal adama bakt. Flint koluna dokundu.

"Sana daha ok bilgi verebilecek baka biri geliyor," dedi cce.

"Sturm!" dedi Tanis samimiyetle kapya doru dnerek.

Raistlin hari herkes dnd. Byc bir kez daha glgelere ekildi.

Kapda zrhl levhalar ve zincirli zrhlara brnm, gs levhasnda Gl Tarikat'nn sembol bulunan, dimdik bir suret duruyordu. Handaki insanlarn ou dnerek yeni geleni atk kalarla izlediler. Adam Solam-niyal bir valyeydi ve kuzeyde Solamniya valyeleri kt bir nam salmaya balamt. Ne kadar bozulduklarnn sylentileri bu kadar gneye bile gelmiti. Sturm'n Solace'in eski ve uzun sreli bir sakini olduunu bilen birka kii omuzlarn silkerek ikilerine geri dndler. Dnmeyenler, bakmaya devam ediyordu. Bu bar gnlerinde, Han'da bir valyeyi batan aa zrhlar iinde grmek pek olaan saylmazd. Ama, ta Afet zamanndan kalm zrhlar giyen bir valye grmek ok daha olaan dyd!

Sturm insanlarn baklarn mevkiine bir sayg gibi alglyordu. Dikkatle, yzlerce yldr valyelerin sembol olan, zrhlar kadar modas gemi koca, gr byklarn dzeltti. Solamniyal valyelerin sslerini tereddtsz bir gururla tayordu -stelik o gururu savunabilecek silah gcne ve hnere de sahipti. Handaki insanlar ona dik dik baktklar halde hi kimse

33

-valyenin sakin,ve souk gzlerine bir kez baktktan sonra- glmeye veya kmseyici bir tenkitte bulunmaya yeltenemezdi.

valye kapy krklere brnm uzun boylu bir adam ile bir kadn iin ak tutmutu. Kadn Srurm'e teekkr etmi olmalyd nk kadna ada dnyada oktan yitip gitmi eski usl, kibar bir reverans yapmt.

"uha-bkin." JCaramon bam takdirle sallad. "Nazik valye, zarif hanma yardmc oluyor. Acaba o ikisini nerede takt peine?"

"Onlar Bozkrlardan gelen barbarlar," dedi Tas, sandalyenin zerine kp kollarn arkadana sallayarak. "Que-shu kabilesinin giysisi o."

Belli ki Bozkrhlar Sturm'n tekliflerini geri evirmilerdi nk valye yine eilip selam vererek yanlarndan ayrld. Kalabalk han iinden, sanki kraldan valyelik payesini almaya gidermi gibi marur ve asil bir ha vay- j . la yrd.

.Tanis ayaa kalkt. Sturm ilk ona doru ilerledi ve kollarn arkadana dolad. Tanis valyenin gl, kasl kollarnn sevgi dolu kavrayn hissederek ona sk sk sarld. Sonra, bir anlna birbirlerine bakmak iin geri ekildiler.

Sturm deimemi, diye dnd Tanis, sadece hznl gzlerinin etrafnda daha ok krk var ve kahverengi salar arasnda daha fazla beyaz. Cppesi biraz daha ypranmt. Kadim zrhta birka ezik daha olumutu. Fakat valyenin -medan iftihar- gr byklar her zamanki kadar sprge gibi uzun, kalkan her zamanki kadar parlak, arkadalarna bakan gzleri her zamanki kadar samimiydi.

"Senin de sakaln var," dedi Sturm zevkle.|

Sonra valye, Caramon ve Flint'i selamlamak iin dnd. Tika gittike 1 artan kalabala hizmet etmek iin uzaklatndan Tasslehoff biraz daha bira almak iin koturdu.

"Selamlar valye," diye fsldad Raistlin kesinden.

Sturm ikizlerin dierini selamlamak iin ban evirdiinde yz ciddi-. leti. "Raistlin," dedi.

Byc, k yzne gelecek ekilde kukuletasn geri itti. Sturm, hayre- tini hafif bir nida dnda, dar vurmayacak kadar iyi terbiye grmt. Yine de,, gzleri byd. Tanis, bycnn arkadalarnn rahatszlklarn grmekten alayc bir zevk aldn fark etti.

"Sana bir eyler alaym m Raistlin?" diye sordu Tanis.

"Hayr, teekkr ederim," diye cevaplad byc bir kez daha glgelere ekilirken.

"Hemen hemen hibir ey yemiyor," dedi Caramon endieli bir tonda. "Havayla yayor galiba."

"Baz bitkiler havayla yaar," diye beyanda bulundu Tasslehoff, Sturm'n birasyla dnerek. "Ben onlardan grdm. Topran zerinde uuuyorlar. Kkleri gdasn ve suyunu havadan emiyor." "Gerekten mi?" Caramon'un gzleri hayretle almt. "Kim daha ahmak bilemiyorum," dedi Flint bezginlikle. "Evet, ite hepimiz buradayz. Haberler ne?"

"Hepimiz mi?" Sturm, Tanis'e sorgularcasna bakt. "Kitiara?" "Gelmiyor/' diye cevap verdi Tanis hemen. "Biz de, sen bize bir eyler anlatrsn diye umuyorduk."

"Ben deil." valye kalarn att. "Kuzeye birlikte yolculuk etmitik ve Deniz Darboazlarndan Kadim Solamniya'ya geer gemez ayrldk. Babasnn akrabalarn arayacan syledi. Onu en son o zaman grdm."

"Evet, sanrm hepsi bu kadar." Tanis iini geirdi. "Ya senin akrabalarn Sturm? Baban bulabildin mi?"

Sturm konumaya balad ama Tanis Sturm'n atalarna ait Somamniya topraklarna yapt yolculukla ilgili yksn pek dinlemiyordu. Tanis'in dnceleri Kitiara zerindeydi. Btn arkadalar arasnda en ok onu zlemi, onu grmek istemiti. Be yl boyunca onun kara gzlerini ve eri tebessmn aklndan karmaya altktan sonra ona olan zleminin her geen gn fazlalatn fark etmiti. Vahi, dncesiz, hararetli -valye kz Tanis'in olmad her eydi. Ayn zamanda insand ve insanlarla elfler arasndaki ak her zaman trajedi ile biterdi. Yine de Tanis, kanndaki insan yansn nasl atamyorsa Kitiara'y kalbinden yle atamyordu. Akln hatralardan zorla ayrarak Sturm' dinlemeye balad.

"Sylentiler duydum. Kimisi babamn lm olduunu sylyor. Kimisi canl diyor." Yz karard. "Ama kimse nerede olduunu bilmiyor."

"Ya mirasn?" diye sordu Caramon.

Sturm glmsedi, marur yznn izgilerini yumuatan hznl bir tebessmle. "zerimde," dedi ksaca. "Zrhm ile silahm."

Tanis baknca valyenin eski moda da olsa ift elli mkemmel bir kl tadn grd.

Caramon masann zerinden bakabilmek iin ayaa kalkt. "Bir harika bu," dedi. "Artk bylelerini yapmyorlar. Bir ogre ile dvrken klcm krlmt. Theros Ironfeld kesici yann yeniden yapt ama ok pahalya mal oldu. Yani artk bir valyesin ha?"

Sturm'n tebessm kayboldu. Soruyu duymamazla gelerek klcnn kabzasn efkatle okad. "Efsaneye gre bu kl, ancak benimle birlikte k-nlrm," dedi. "Babamdan btn kalan bu..."

Aniden, konuulanlar dinlemeyen Tas sze kart. "Bu insanlar kim?" diye sordu kender tiz bir fsltyla.

Tanis, ocak ukurunun yanndaki glgeli kedeki bo sandalyelere doru ilerleyen iki barbar masalarnn yanndan geip giderken, ban kaldrp bakt. Adam, Tanis'in o gne kadar grd .en uzun boylu adamd. ki metre boyundaki Caramon adamn ancak omuzuna gelirdi. Fakat Caramon'un gs kafesi belki ndamnkinden iki misli daha kaln, kollan kez daha iriydi. Adam barbar kabilelerin krkleriyle sarmalanm olduu halde boyuna gre ok zayf olduu anlalyordu. Yz, koyu tenli olduu halde byk lde strap ekmi veya hastalk geirmi biri gibi solgundu. Yolarkada -Sturm'n eilerek selam vermi olduu kadn- kenarlar krkl pelerini ile kukuletasna yle bir sarlmt ki hakknda bir ey sy lemek pek mmkn deildi. Ne o, ne de uzun boylu refakatisi geerken Sturm'e hi bakmadlar. Kadn, barbarlarn usulnce tylerle sslenmi sade bir asa tayordu. Adamda iyice ypranm bir boha vard. Sandalyele--'!

re oturup, pelerinlerine sarndlar ve alak sesle konumaya baladlar. "Kasabann dndaki yolda dolarlarken buldum onlar," dedi Sturm. "Kadn ok yorulmu gibiydi, adam da en az onun kadar ktyd. Burada bu gecelik yiyecek bir eyler bulup dinlenebileceklerini syleyerek onlar buraya getirdim. Marur insanlar, benim yardmm reddederlerdi sanrm ; ama kaybolmulard ve yorgunlard ve..." Sturm sesini alaltt, "bu gnleri de yollarda gece karlamamakta yarar olan eyler var. "Biz bazlaryla karlatk, bir asa aryorlard," dedi Tanis ask suratla, Sekinamir Toede ile karlamalarn anlatt. Sturm dvn tarifi srasnda glmsese bile ban sallad. "Bir Arayan muhafz beni de darda asa hakknda sorgulad," dedi. "Mavi kristal-; di, yle deil mi?"

Caramon ban evet anlamnda sallayarak elini kardeinin ince koluna koydu. "O yapkan muhafzlardan biri bizi de durdurdu," dedi sava.; "Raist'in asasn alkoymak istediler, inanabiliyor musunuz...'daha fazla inceleme altna almak iin' dediler. Ben klcm sallayverince de fikirlerini bir kez daha gzden geirdiler."

Raistlin kolunu kardeinin temasndan ekti, dudaklarnda hakir gren, bir tebessmle.

"Eer asan alsalard ne olurdu?" diye sordu Tanis, Raistlin'e.

Byc ona kukuletasnn glgeleri iinden altn rengi gzleri prldayarak bakt. "Korkun bir biimde lrlerdi," diye fsldad byc, "Ve kardeimin klc ile deil stelik!"

Yanmelf rperdi. Bycnn alak sesle sylenmi szleri kardeinin ; kabadaylndan daha korkutucuydu. "Goblinlerin ldrmeyi bile gze alarak aradklar bu mavi kristal asada ne var acaba?" Tanis dncelere dald.

36

"Daha kt sylentiler de var," dedi Sturm alak sesle. Arkadalar ona yaklatlar. "Kuzeyde ordular toplanyor. Garip yaratklardan oluan ordular -insan deil. Sava sylentileri var."

"Ama ne? Kim?" diye sordu Tanis. "Ben de aynsn duydum."

"Ben de," diye ekledi Caramon. "Aslnda benim duyduuma gre..."

Sohbet devam ederken Tasslehoff esneyerek baka tarafa dnd. abucak sklveren kender, yeni bir elence bulmak iin Han'n iini aratrd. Gzleri, hl ate bandaki ocua masallar ren yal adama gitti. Yal adamn dinleyicileri artmt -iki barbarn da dinlemekte olduunu fark etti Tns. Sonra az bir kar ald.

Kadn kukuletasn geriye itmiti ve atein yz ve salar zerinde parlyordu. Kender hayranlkla seyretti. Kadnn yz mermer bir heykel gibiydi -klasik, saf ve souk.

Fakat kenderin asl dikkatini eken salar olmutu. Tas daha nce hi yle sa grmemiti, zellikle de genellikle kara sal ve koyu tenli olan Boz-krllar arasnda. Hibir kuyumcunun eirdii erimi gm ve altn telleri, bu kadnn ate nda parlayan gml altn salar gibi olamazd.

Yal adam bir kii daha dinliyordu. Bu Arayanlarn boz ve altn renkli zengin cppesini giymi bir adamd. Kk yuvarlak bir masada oturuyor, ekerli ve baharatl scak arap iiyordu. nnde birka bo kupa vard ve kender ona bakarken adan terse bir kupa daln smarlad.

"Bu Hederick," diye fsldad Tika, yolarkadaslnrmn masasnn yanndan geerken. "Yksek Teokrat."

Adam Tika'ya kzgnlkla bakarak yine bard. Kz, aceleyle adama yardmc olmak iin kotu. Adam kza hrlayarak, kt hizmetten dem vurmaya balad. Kz sert bir cevap vermek iin azn at ama dudaklarn srarak sessiz kald.

Yal adam masalnn sonuna gelmiti. Olan iini ekti. "Kadim tanrlarla ilgili btn anlattklarn doru mu Yal Kii?" diye sordu merakla.

Tasslehoff, Hederick'in kalarn attn grd. Kender onun yal adam rahatsz etmemesini temenni etti. Tas, dikkatini ekmek iin Tanis'in koluna dokundu, Arayan'a doru bayla bir iaret yapp, sorun kabileceini ima eden bir ifade taknd.

Ahbaplarn hepsi dnd. Hepsi Bozkrl kadnn gzelliine hayran olmutu. Sessizlik iinde seyrettiler.

Yal adamn sesi, mterek odadaki dier konuma seslerinin vzltsnn zerinde net bir biimde duyuluyordu. "Elbette ki anlattklarm doru ocuk." Yal adam dorudan kadna ve uzun boylu refakatsna bakt. "u ikisine sor. Onlar byle ykleri kalplerinde tayor."

37

"ylemi?" Olan ocuu kadna sabrszlkla dnd. "Bana bir .yk anlatr msn?"

Kadn tekrar glgelere ekildi, Tanis ve arkadalarnn kendisine baktklarn fark edip telalanmt. Adam kadn korurcasna yanna yaklat, eli silahna giderek. Gruba dik dik bakmaya balad, zellikle de ar silahlarla donanm sava Caramon'a.

"Sinirli pi," diye dncesini aklad Caramon, eli kendi klcna doru seyirtirken.

"Neden yle olduunu anlayabiliyorum," dedi Sturm. "yle bir hazineyi korumak. Sonu olarak, o kadnn korumas. Konumalarndan anladm kadaryla kadn kabilelerindeki soylu kiilerden biri. Ama, birbirlerine baklarndan aralarndaki ilikinin biraz daha derin olduunu karttm." Kadn elini bir itiraz hareketiyle kaldrd. "zgnm." Ahbaplar kadnn alak sesini duyabilmek iin kendilerini zorladlar. "Ben masalc deilim. Byle bir yeteneim yok." Kadn Ortak dili konuuyordu, aksan fazlayd.

ocuun sabrsz yz mahzunlat. Yal adam olann omzunu okad sonra dorudan kadnn gzlerine bakt. "Sen bir masalc olmayabilirsin," dedi tatllkla, "ama bir arkcsn yle deil mi Reisin Kz? ocua arkn syle Altnay. Hangisi olduunu bilirsin."

Grnd kadaryla yoktan bir lavta belirdi adamn ellerinde. Kendisine korku ve hayretle bakan kadna verdi lavtay adam.

"Beni...nasl oluyor da tanyorsunuz beyefendi?" diye sordu kadn. "nemli olan bu deil." Yal adam kibarca glmsedi. "Bizim iin syle arkn Reisin Kz."

Kadn, grnr biimde titreyen ellerle lavtay ald eline. Yolarkada fsldayarak itiraz eder gibi oldu ama kadn duymad. Kadnn, gzleri, yal adamn parldayan kara gzleri tarafndan zapt olmutu. Yavaa, sanki trans halindeymi gibi lavtann tellerine dokunmaya balad. Mterek odaya melankolik notalar yaylmaya balaynca sz susmaya balad. Ksa bir sre sonra herkes kadn seyrediyordu ama o fark etmedi. Altnay sadece yal adam iin sylyordu.

Otlaklar uzanyor sonsuza,

Yaz arksna devam ediyor,

Prenses Altnay da

Yoksul adamn olunu seviyor.

Kzn babas reis,

Katyor uzun yollar aralanna:

Otlaklar uzanyor sonsuza ve yaz devam ediyor arksna.

Otlaklar dalga dalga,

Gn kys gri,

Reis, Dou'ya ve uzaa

Yolluyor Nehiryeli'ni,

Gl byy arasn diye

Sabahn hemen kenarcnda,

Otlaklar dalga dalga ve gri gn kys.

Ah Nehiryeli, nerelere gittin sen?

Ah Nehiryeli, gz geliyor sessizden.

Nehir kenarna oturdum

afa seyrediyorum, Ama gne dalan aarak yalnz douyor.

Otlaklar soluyor, lyor yaz yeli,

Geri geliyor, Talarn karanln tayor gzleri.

Mavi bir asa tayor

Bir buzul kadar parlak:

Otlaklar soluyor ve lyor yaz yeli.

Otlaklar narindir

Alev kadar sapsar,

Reis alayla boa diyor,

Nehiryeli'nin iddias

Emir veriyor halkna

Talasnlar diye gen savay:

Otlaklar narindir ve al$v kadar sapsan.

Otlaklar soldu da

Kapy ald sonbahar.

Katld kz da na,

Yakndan vzldyor talar,

Asa parlak maviyle l l

Ve ikisi yok oluyor: Otlaklar soldu ve kapy ald sonbahar.

39

Kzn eli son notay alarken salona ar bir sessizlik hakimdi. Derin bir nefes alan kz lavtay yal adama geri verdi ve bir kez daha glgelere ekildi.

"Teekkr ederim canm," dedi yal adam glmseyerek.

"imdi bir yk dinleyebilir miyim artk?" diye sordu ocuk istekli istekli.

"Elbette," diye cevap verdi yal adam ve sandalyesine yerleti. "Evvel

zamaniindebyktanrPaladine..."

"Paladine m?" diye szn kesti adamn ocuk. "Hi, Paladine isminde j bir tanr duymamtm."

Yakndaki masada oturan Yksek Teokrat'tan bir homurdanma sesi geldi. Tanis, yz kzarm, kalar atlm Hederick'e bakt. Yal adam fark etmemi gibiydi.

"Paladine kadim tanrlardan biridir ocuk. Uzun zamandr kimse ona tapnmyor."

"Neden ayrld?" diye sordu kk olan.

"O ayrlmad," diye cevap verdi yal adam ve tebessm hznlendi. "insanlar onu, Afet'ten sonraki karanlk gnlerde terk etti. Dnya zerindeki ykmn suunu, kendilerinde arayacaklarna -ki yle yapmalar gerekirdi- tanrlara yklediler. Sen hi 'Ejderha'nm Ilahisi'ni duymadn m?"

"A, tabii," dedi ocuk evkle. "Babam ejderhalarn hi yaamam olduklarn sylese de ben ejderha masallarna baylrm. Ben onlara inanyorum ama. Gnn birinde bir tanesini grmeyi ok istiyorum!"

Yal adamn yz ihtiyarlam ve hznlenmiti sanki. Kk olann salarn okad. "Dilediin ey konusunda dikkatli ol oul," dedi yavaa. Sonra sessizleti.

"yk..." diye hatrlatt ocuk.

"A, evet. Evet, evvel zaman iinde Paladine, ok byk bir valye olan Huma'nn duasn duymu..." " 'Ilahi'deki Huma m?"

"Evet, o Huma. Huma ormanda kaybolmu. Gezinmi, gezinmi ama sonunda bir daha yurdunun topraklarn hi gremeyecek diye mitsizlie kaplm. Paladine'a yardm etmesi iin dua etmi ve Paladine aniden nnde ak bir erkek geyik olarak belirmi." "Huma onu vurmu mu?" diye sordu ocuk.

"Vurmaya davranm ama gnl elvermemi. O kadar ahane bir hayvana kyamam. Geyik srayp uzaklam. Sonra durup Huma'ya bakm, sanki bekler gibi. Huma onu takip etmeye balam. Gece gndz izlemi geyii, ta ki onu anayurduna gtrnceye kadar. Sonra tanrya k--anlarm sunmu, Paladine..."

"Dinsizlik bu!" diye hrlad bir ses ykseke. Bir sandalye arphrcasma geriye ekildi.

Tanis, bir yandan seyrederken bir yandan bira kupasn masaya brakt. Masadaki herkes imeyi brakm sarho Teokrat'a bakyordu.

"Dinsizlik bu!" Ayaklar zerinde doru drst duramayan Hederick yal adam iaret etti. "Kfir! Genlerimizi bozuyorsun! eni divana gt-receyim yal adam." Arayac bir adm geriye gitti, sonra yeniden ileriye sendeledi. Tm salona marur bir edayla bakt. "Muhaflar sarn!" Heybetli bir hareket yapt. "Bu adam ve u kadn iffeti arklar syledii iin tutuklasnlar. Belli ki bir cad bu! Bu asay inceleteceim!"

Arayc, ona tiksintiyle bakmakta olan barbar kadna doru sendeleyerek gitmeye balad. Beceriksizce kadnn asasna doru uzand.

"Hayr," dedi AHmay adl kadn serinkanllkla. "O benim. Onu alamazsn."

"Cad!" diye alay etti Arayc. "Ben Yksek Teokrat'm! Ne istersem onu alrm."

Asaya doru yeniden hamle yapmaya giriti. Kadnn uzun boylu yolarkada ayaa kalkt "Reisin Kz onu alamayacan syledi," dedi adam serte. Arayc'y geriye itti.

Uzun boylu adam serte itmemiti ama sarho Teokrat'n dengesini tamamyla kaybetmesine neden oldu. Deliler gibi rpnan kollan dengesini salamaya alt. leri doru sendeledi -fazla ileriye- resmi cppesine takld ve kafa st grlemekte olan atee dt.

Bir hrt ve ani bir k prltsndan sonra yanan etin insann iini kaldran kokusu yayld ortala. Ayaa frlayp deliler gibi dnmeye balayan deliye dnm Teokrat'm l sessizlie darbe gibi inmiti. Adam canl bir mealeye dnmt!

Tanis ile dierleri hareket edemeden oturduklar yerde kalakalmt, olan olayn okuyla. Sadece Tasslehoff'un ileri atlarak adama yardm edecek kadar akl bandayd. Fakat Teokrat lklar atarak kollarn sallyor, giysilerini ve bedenini yok eden alevleri yelliyordu. Kk kenderin ona yardm edebilmesi mmkn deildi.

"Al!" Yal adam barbarn tylerle ssl asasn alarak kendere uzatt. "Bununla vur da yere dsn. Sonra atei boabiliriz."

Tasslehoff asay ald. Btn gcn kullanarak savurdu ve Teokrata tam gsnden vurdu. Adam yere dt. Kalabalktan bir hayret nidas ykseldi. Tasslehoff ise elinde asayla, ayaklarnn dibindeki grntye hayretle bakarak, az bir kar ak kalakald.

Alev hemen kaybolmutu. Adamn cppesi sapasalamd, hi zarar grmemiti. Teni de pembe ve shhat iindeydi. Adam yznde korku ve deh-et ifadesiyle oturdu. Ellerine ve cppesine bakt. Derisinin zerinde bir iz bile grnmyordu. Cppelerinden tten en ufak bir kvlcm bile yoktu

"Onu iyiletirdi," diye ilan etti yal adam yksek sesle. "Asa! Asaya bakn!"

Tasslehoff'un gzleri, elindeki asaya kayd. Asa mavi kristalden yaplmt ve parlak mavi bir kla l sld!

Yal adam barmaya balad. "Muhafzlara haber verin! Kenderi ru-tuklayn! Barbarlar tutuklaym! Arkadalarm rutuklayn! Onlann bu valyeyle birlikte geldiklerini grdm." Sturm' iaret etti.

"Ne?" Tanis ayaa srad. "Delirdin mi sen ihtiyar?"

"Muhafzlar arn!" Sz yaylmt. "Grdnz m...? Mavi kristalden asay? Bulduk onu. Artk bizi rahat brakacaklar. Muhafzlar arn!"

Teokrat sendeleyerek ayaa kalkt, yz solgun yz perem perem kzarmt. Barbar kadnla yolarkada ayaa kalt, yzlerinde korku ve tela vard.

"Kt cad!" Hederick'in sesi hiddetle titriyordu. "Beni ktlk kullanarak iyi ettin! Ben bedenimi temizlemek iin yanarken, sen de ruhunu temizlemek iin yanacaksn!" Bu szle birlikte uzanan Arayc kimse onu durdu-ramadan elini yeniden alevlerin iine daldrd! Acyla dilerini skmasna ramen hi barmad. Sonra kmr olmu kara elini tutarak, acyla yamul-mu yznde korkun bir tatmin bakyla dnd ve mrldanmakta olan kalabalk arasndan sendeleyerek geti.

"Buradan ayrlmanz lzm!" Tika koarak Tanis'e doru geldi, nefes nefese. "Btn kasaba o asay aryordu! O kukuletal adamlar Teokrat'a eer asay saklayan birini bulacak olurlarsa btn Solace' yok edeceklerini syledi. Kasaba halk sizi muhafzlara teslim eder!"

"Ama o bizim asamz deil!" diye itiraz etti Tanis. Yal adama bakt ve adamn yznde bir memnuniyet ifadesiyle sandalyesine dayanm olduunu grd. Yal adam Tanis'e glerek gz krpt.

"Size inanrlar m zannediyorsun?" Tika ellerini ovuturuyordu. "Bak!" Tanis arkasna bakt. nsanlar onlara kt kr bakyorlard. Kimileri kupalarn sk sk kavramlard. Dierleri ellerini kllarnn kabzasna doru gtryordu. Aadan gelen sesler gzlerini arkadalarna evirmesine neden oldu.

"Muhafzlar geliyor!" diye bard Tika. Tanis ayaa kalkt. "Mutfaktan kmamz lzm." "Evet!" Kz ban evet anlamnda sallad. "Daha oraya bakmazlar. Ama H acele edin. Buray kuatmalar pek zamanlarn almaz." i| Yllarca ayr kalm olmak, dostlarn tehlike annda bir ekip olarak al-; ma kabiliyetlerini p*k etkilememiti. Caramon parlak miferini takm, k- han ekmi, bohasn srtlam ve kardeinin ayaa kalkmasna yardm

"A!" diye bard Tas glerek. "Bira buradan yukar kyor ve pler

aa iniyor." pte sallanp, kol ve bacaklarm kullanarak kolaycack aa

yaindi

"Byle olduu iin ok zgnm," diye zr diledi Tika Altnay'dan, "fakat buradan tek k buras."

"pten aaya inebilirim." Sonra kadn glmseyerek ekledi, "geri bunu yllar nce yaptm itiraf etmeliyim."

Asasn yolarkadama vererek salam ipe tutundu. Bir elini dieri zerine atarak yava yava, beceriyle alalmaya balad. Yere indiinde yolar-kada asasn att, ipe srad ve delikten aaya indi.

"Sen nasl ineceksin Raist?" diye sordu Caramon, yz endieyle kra- : rak. "Seni srtmda tayabilirim..."

Raistlin'in gzleri Tanis'i hayretler iinde brakan bir hiddetle imekler akt. "Kendi bama inebilirim!" diye tslad byc. Kimse ona engel ola-madan admn deliin kenarna atp bolua atlad. Herkes nefesini tutarak aaya bakt, Raistlin'in yere dmesini bekledi. Ama bunun yerine giysileri etrafnda dalgalanan bycnn aaya doru szldn grdler. Asasndaki kristal parl parl parlyordu.

"Tylerimi diken diken ediyor!" diye homurdand Flint Tanis'e.

"Acele et!" Tanis cceyi ileri doru itti. Rint ipi yakalad. Onu Caramon izledi, koca adamn arl ipin balanm olduu daln gcrdamasna neden oldu.

"En son ben ineceim," dedi Sturm, klcn ekerek.

"ok iyi." Tanis tartmann bir ie yaramyacnn biliyordu. Yayym ve sadan srtna asarak ipi tuttu ve aaya inmeye balad. Aniden elleri kayd. pin ayalarn syrmasna mani olamadan ipten aaya kaymaya balad. Yere varnca ekinerek ellerine bakt. Ayalarnn derisi syrlm, kanyordu. Fakat bunu dnecek vakit yoktu. Yukar bakarak Sturm'n inmesini izledi.

Tika'nn yz delikte belirdi. "Benim evime gidin!" dedi az hareketleriyle, aalara doru iaret ederek. Sonra kayboldu.

"Ben yolu biliyorum," dedi Tasslehoff gzleri heyecanla parlayarak. "Beni izleyin."

Hepsi merdivenlerden trmanp Han'a giren muhafzlarn sesini duyarak kenderin peinden seyirtti. Solace'ta yerde yrmeye alk olmayan Tanis ksa bir sre sonra kaybolmutu. Tepesinde kpr-yollar ve aa yapraklar arasnda parlayan sokak klarn grebiliyordu. Ynn tamamen armt ama Tas kendinden emin bir ekilde ilerlemeye devam ediyor, koca vallenaalar arasnda dolana dolana gidiyordu. Han'daki grlt sesleri azalmt.

"Bu gecelik Tika'nn evinde kalrz," diye fsldad Tanis Sturm'e, aalarn altndaki allklarn arasndan geerken. "Bizi tanyan olup da evlerimizi aramaya karar verirlerse diye. Sabaha herkes bu olay unutmu olur. Bozkrhlar benim eve gtrp birka gn dinlenmelerini salarz. Sonra, Yce Arayanlar Divan'nn onlar dinleyecei Liman'a yollarz barbarlar. Ben de onlarla birlikte gidebilirim belki -u asay merak ettim."

Sturm bayla onaylad. Sonra Tanis'e bakarak o ender, melankolik te-bessmyle glmsedi. "Evine hogeldin," dedi valye.

"Sen de." Yarmelf srtt.

Her ikisi de karanlkta Caramon'a bindirerek aniden durmak zorunda

kaldlar.

"Geldik galiba," dedi Caramon.

Aa dallarna asl sokak lambalarnda, Tasslehoff un aacn dallarna bir lam ccesi gibi trmandn grdler. Dierleri daha yava takip ediyor, Caramon kardeine yardmc oluyordu. Tanis, ellerindeki acdan diini skarak hzla seyrelmeye balayan gz yapraklan arasndan yava yava trmanyordu. Tas, bir hrsz hneriyle kendini sundurma korkuluklarndan yukar ekiverdi. Kender kapya doru kayverip kpr-yolunu sadan sola kontrol etti. zerinde kimseyi grmeyince dierlerine iaret etti. Sonra kilidi kontrol ederek kendi kendine memnuniyetle gld. Kender torbalarnn birinden bir ey kartt. Birka saniye iinde Tikn'nn evinin kaps almt bile.

"Buyrun, buyrun," dedi, evsahibi rollerinde.

Hepsi kk evin iine dolutular, uzun boylu barbar tavana arpmamak iin ban emek zorunda kalmt. Tas perdeleri kapatt. Sturm hanmefendi iin bir sandalye buldu ve uzun boylu barbar kadnn arkasnda durdu. Raistlin atei canlandrd.

"Etraf gzleyin," dedi Tanis. Caramon bayla onaylad. Sava zaten bir pencereye yerlemi karanla doru bakyordu. Sokak lambasnn odann perdelerinden szlyor, duvarlara kara glgeler dryordu. Uzun sre kimse konumadan birbirine bakt.

Tanis oturdu. Gzleri kadna dnd. "Mavi kristalden asa," dedi sessizce. "Adam iyiletirdi. Nasl yapt?"

"Bilmiyorum." Kadn kekeledi. "U-uzun sredir bende deil."

Tanis ellerine indirdi baklarn. pin derileri syrd yerler kanyordu. Ellerini kadna uzatt. Yz soluklaan kadn ona asayla yavaa dokundu. Asa mavi mavi parlamaya balad. Tanis, zayf bir sarsntnn bedenini karncalandrdn hissetti. Daha bakarken ayalarndaki kan yok olarak deri przsz bir hale geldi, izler yok oldu ve ksa bir sre sonra acs tamamen dindi.

"Gerek tedavi!" dedi korkuyla.

45

a ka.

Raistlin ocak bana oturarak ellerini kk atein scaklnda

kouturmaya balad. Kadnn kucanda duran mavi kristalden asaya dikkatle bakarken altn gzleri alevlerden daha parlak duruyordu.

"Ne dnyorsun?" diye sordu Tanis.

"Eer bir arlatansa, iyi bir arlatan/' diye belirtti dncesini Raistlin dnceli dnceli.

"Solucan! Sen Reisin Kz'na arlatan demeye cesaret edersin ha!" Uzun boylu barbar Raistlin'e doru bir adm att, kara kalar sert bir biimde a-tlmt. Caramon'un boazndan alak, gurultulu bir ses kt ve pencereden ayrlarak kardeinin yanma gitti.

"Nehiryeli..." Sandalyesine yaklarken Alhnay elini adamn koluna koydu. "Ltfen. Kt bir ey kastetmedi. Bize gvenmemeye haklan var. Bizi tanmyorlar."

'Tiz de onlan tanmyoruz," diye homurdand adam.

"ncelemem mmkn m acaba?" dedi Raistlin.

Altmay bayla onaylayarak asay uzatt. Byc uzun, kemikli kolunu uzatrken, ince elleri asay tutmak iin evkle uzand. Ama tam Raistlin asaya dokunduu anda parlak mavi bir imek akt, bir atrt sesi duyuldu. Byc ok ve acyla bararak elini geri ekti. Caramon ileri atld ama

kardei onu engelledi.

"Hayr Caramon," diye fsldad Raistlin kaba bir sesle, yaralanm elini outurarak. "Hanmn bu ile bir ilgisi yok."

Gerekten de kadn asaya hayretle bakyordu.

"Ne o halde?" diye sordu Tanis fkeyle. "Ayn anda hem tedavi eden hem de yaralayan bir asa m?"

"Sadece sahibini tanyor." Raistlin gzleri panldayarak dudaklarn slatt. "Bakn. Caramon asay al."

"Ben almam!" Sava bir ylandan kaar gibi geriledi.

"Asay al!" diye emretti Raistlin.

Gnlszce titleyen elini uzatt Caramon. Parmaklar asaya gitgide yaklatka kolu seyirmeye balamt. Bir ac beklentisiyle gzlerini kapatp dilerini skarak asaya dokundu. Hibir ey olmad.

Caramon'un gzleri hayretle ald. Asay kavrad, koca eliyle kaldrd

ve srtt.

"Bakn." Raistlin, seyircilerine bir numara gsteren sihirbaz edasyla iaret etti. "Sadece yaln bir iyilie sahip olanlar, kalbi temiz olanlar" -ineleyici szleri insan snyordu- "asaya dokunabilir. Bu gerekten ifa veren, bir tanr tarafndan kutsanm bir asa. By deil. Benim duyduum hibir byl eyann tedavi etme gc yoktur."

"Susun!" diye emretti, pencerede Caramon'un yerini alm olan Tassle-hoff. "Teokrat'n muhafzlar!" diye uyard yavaa.

Kimse konumad. Vallenaann dallar arasnda uzanan kpr-yollar zerinde koan goblinlerin apdak apdak ayak seslerini duyuyorlard.

"Tek tek evleri aryorlar!" diye fsldad, komu kapnn vurulmasn dinleyen Tanis kulaklarna inanmayarak.

"Arayanlar adna kapy an!" diye karga gibi tt bir ses. Bir sessizlik oldu, sonra ayn ses yine duyuldu: "Evde kimse yok, kapy kralm m?"

"Yok ya," dedi baka bir ses. "Biz sadece Teokrat'a haber verelim, o kendi krsn kapy. Ama eer kilitli olmasayd baka -o zaman ieri girmeye

iznimiz olurdu."

Tanis, karsndaki kapya bakt. Ensesindeki tylerin diken diken olduunu hissetti. Kapy kapatp srgsn ektiklerine yemin edebilirdi...ama . imdi aralk duruyordu!

"Kap!" diye fsldad. "Caramon..."

Fakat sava kapnn arkasnda durmak iin, srt duvara dnk, dev elleri kaslarak hareket etmiti bile.

Ayak sesleri aplayarak kapnn dnda durdu. "Arayanlar adna kap-1 yi an." Goblin kapy yumruklamaya balad, kap kendiliinden ald f ndaysa da hayret ierisinde kalakald.

"Buras bo," dedi biri. "Devam edelim."

"Hi hayal gcn yok Grum," dedi dieri. "Birkn para gm topla-1 mak iin ans geti ite elimize."

Ak kapnn kenarndan bir goblin ba belirdi. Gzleri, omzunda asa- j syla sakin sakin oturan Raistlin'i grmeye balad. Goblin nce telala ho-1 murdand, sonra glmeye balad.

"Oh oh! Bak neler bulduk! Bir asa!" Goblinin gzleri pnrldnd. Raist-lin'e doru bir adm att, arkada da hemen arkasndan. "Asay bana ver!"

"Tabii," diye fsldad byc. Kendi asasn uzatt. "rak," dedi. Kristalden top kla alevlendi. Goblinler viyaklayarak gzlerini kapatp kllarna davrandlar. Tam o anda Caramon kapnn arkasndan srayarak goblinler! boyunlarndan yakalad ve kafalarn, insann iini kaldran bir gmbrt ile birbirine vurdu. Goblin bedenleri, le kokulu bir yn halinde ktler.

"ldler mi?" diye sordu Tanis; Caramon, Raistlin'in asasmdaki kla onlar incelemek iin eilince.

"Korkarm lmler." Koca adam iini ekti. "ok sert vurdum onlar."

"Eh, bu son damlayd," dedi ask bir yzle Tanis. "Teokrat'n iki muha- i fzn daha ldrdk. Artk btn kasabay silahl adamlarla doldurur. Ar-: tk birka gn de gizlenemeyiz -buradan hemen ayrlmamz lzm! Ve siz j ikiniz" -barbarlara dnd- "bizimle gelseniz hi fena olmaz."

"Hangi cehenneme gidiyoruz," diye mrldand Flint huzursuzca.

"Nereye gidiyordunuz?" diye sordu Tanis Nehiryeli'ne.

"Liman'a gidiyorduk," diye cevap verdi barbar gnlszce.

"Orada bilge kiiler vardr," dedi Altnay. "Onlarn bize bu asa hakknda bir eyler anlatabileceklerini umuyorduk. Gryorsunuz ya, sylediim j ark...doruydu: Asa hayatmz kurtard..."

"Bunu daha sonra anlatrsnz," diye szn kesti Tanis. "Bu muhafzlar ] raporlarm vermeye gitmeyince Solace'taki her goblin aalarda ar oullar gibi toplaacaktr. Raistlin sndr."

Byc baka bir szck syledi, "Dulak." Kristal titreti sonra k geti.

"Cesetleri ne yapacaz?" diye sordu Caramon l goblinlerden birini izmeli ayayla drterek. "Sonra Tika'ya ne olacak? Onun ba derde gir- '

mez m i

i?"

\

"Cesetleri brakn." Tanis'in akl abuk alyordu. "Ve kapy krn. Sturm, birka masa devir. Sanki buraya zorla girip, bu tiplerle dve tutumuuz havas verelim. yle olursa Tika'nn ba fazla derde girmez. O akll bir kzdr -bir yolunu bulur."

"Yiyecee ihtiyacmz olacak," diye beyan etti Tasslchoff. Mutfaa koup, raflar kartrarak ekmek somunlarn ve yenebilecek her eyi torbalarna doldurmaya balad. Flint'e bir tulum dolusu arap att. Slurm birka sandalyeyi ters evirdi. Caramon cesetleri, sanki ok iddetli bir dvte lmler gibi yatrd. Bozkrhlar gemekte olan atein nnde durmular, tereddt iinde Tanis'e bakyorlard.

"Ee?" dedi Sturm. "imdi ne yapyoruz? Nereye gidiyoruz?" Aklndan yaplacak eyleri geirerek bir duraksad Tanis. Bozkrhlar doudan gelmilerdi ve -eer anlattklar doru ise ve kabileleri onlar ldrmek istiyorsa- o tarafa geri dnmek istemeyeceklerdi. Grup gneye gidebilirdi, elf krallna fakat Tanis, yurduna dnme konusunda garip bir isteksizlik duyuyordu. Ayn zamanda elflerin, gizli ehirlerine yabanclarn girmesinden holanmayacaklarn biliyordu.

"Kuzeye gideceiz," dedi sonunda. "Kavaa kadar bu ikisine elik edeceiz, sonra ne yapacamza karar veririz. sterlerse gney batya, Liman'a giderler. Ben kuzeye devam edip ordularn topland yolunda kartlan sylentilerin doru olup olmadn kontrol etmeyi planlyorum." "Ve belki de Kitiara'ya. rastlamay," diye fsldad Rmstlir kurnazca Tanis kzard. "Bu plan uygun mu?" diye sordu etrafna baknarak. "Aramzda en yalmz olmadn halde en akll sensin Tanis," dedi Sturm. "Seni izleyeceiz -her zamanki gibi."

Caramon bayla onaylad. Raistlin kapya doru gidiyordu bile. Flint homurdanarak arap tulumunu srtlad.

Tanis, kibar bir elin koluna dokunduunu hissetti. Dndnde gzel barbarn berrak mavi gzlerine bakyordu.

"Mteekkiriz," dedi Altnay yavaa, sanki takdirlerini sunmaya pek ahk deilmi gibi. "Yaamlarnz bizim iin tehlikeye atyorsunuz, stelik biz yabancyz."

Tanis glmseyerek kadnn elini kavrad. "Ben, Tanis. kizler, Cara-mon ve Raistlin'dir. valye olan, Sturm Brightblade. Flint Fireforge ara-bl tayor ve Tasslehoff Burrfoot da bizim becerikli ilingirimiz. Sen Alt-nay'sn, o da Nehiryeli. Evet -artk yabanc deiliz."

Altnay yorgun yorgun glmsedi. Tanis'in koluna dokundu, sonra ka-Ptya doru ilerleyerek yeniden sade ve zelliksiz grnmn alm asas-na dayand. Tanis kadn gzleriyle izledi, ban kaldrdnda Nehirye-

li'nin kendisini gzlediim grd; barbann yz anlalmas imknsz birmaskeydi.

"Evet," diye dzeltti Tanis sessizce, "bazlarmz artk yabanc deiliz."

ok gemeden, Tas nde, dierleri arkada hepsi gitmiti. Tanis bir an iin, enkaza dnm oturma odasnda tek bana durdu, goblinlerin cesetlerine bakarak. Yllar sren, yalnz geen yolculuklardan sonra huzur iinde eve dnm olmas gerekiyordu. Konforlu evini dnd. Yapmay planlad eyleri geirdi aklndan -Kitiara ile yapmay planlad eyleri. Uzun k gecelerini, Han'daki ocak ba masallarm, sonra evine geri dn, krk rtler altnda glmelerim, her yann karlarla kapl olduu sabahlarda ge vakitlere kadar uyumay planladn dnd.

Tanis tten kllere bir tekme atarak datt. Kitiara geri gelmemiti. Goblinler sakin kasabasn istila etmiti. Bir avu yobazdan kurtulmak iin, byk bir ihtimalle bir daha geri dnmemecesine gecenin iine kayordu.

Elfler zamann nasl getiini anlamazlar. Yzlerce yl yaarlar. Onlar iin mevsimler, saanak bir yamur gibi gelir geer. Fakat Tanis yan insand. Bir deiimin yakn olduunu alglyor, insanlarn frtna ncesi hissettikleri sknt veren huzursuzluu hissedebiliyordu.

ini geirerek ban sallad. Sonra krlm kapdan kt, kapy tek bir menteesi zerinde deliler gibi sallanrken brakarak.

50

Flint'e,veda oklar uuuyor, Yildzlardaki mesaj

Tanis sundurmann zerinden sallanarak, aa dallan arasndan yere atlad. Dierleri, karanlkta bir araya toplanmlar, stlerindeki dallarda sallanan sokak lambalarnn klarndan saknarak onu bekliyorlard. Kuzeyden esen serin bir rzgar kt. Tanis arkasna bakarak dier klan, onlann peine denlerin klarn grd. Kukuletasn ba-ina geirerek hzla ilerledi.

"Rzgar dnd," dedi. "Sabaha yamur balar." Rzgann savurduu lambalarn rktc ve dans eden klan altnda kk gruplarna bakt. Altnay'n yznde yorgunluk izleri vard. Nehiryeli'nin yznde gcn kaytsz bir maskesi vard ama omuzlan kmt. Tir tir titreyen Raistlin "ir aaca yaslanm nefes almaya alyordu.

Tanis, srtn rzgara kar kamburlatrd. "Snacak bir yer bulmamz gerek," dedi. "Dinlenebileceimiz bir yer."

51

"Tanis..." Tas yarm-elfin pelerinini ekitirdi. "Bir kaykla gidebiliriz Kristalmir Gl pek uzakta deil. Dier tarafta maaralar var, sonra yarn ki yrymz de ksaltm oluruz."

"Bu gzel bir fikir Tas ama bir kaymz yok."

"Sorun deil." Kender srtt. Kk yz ve sivri kulaklar, bu rktl c k altnda zellikle daha da ok cine benzemesine neden oluyordu. Tai ni, Tas'n btn olup bitenlerden ok elendiini fark etti. inden kende ri tutup sarsmak, ona ne kadar byk bir tehlike iinde olduklar hakknda vaaz etmek geldi. Fakat yarmelf bunlarn yararsz olacan biliyordu;! Kenderlerin korkuya kar baklklar vardr.

"Kayk iyi bir fikir," diye tekrarlad Tanis, bir an dndkten sonr "Sen n ek. Ve sakn Flint'e syleme," diye ekledi. "Ben o ii hallederim.!

"Tamam!" Tas kkrdad ve arkadakilere doru kayd. "Beni izleyin," di| ye seslendi hafife ve bir kez daha yola koyuldu. Anca kendi sakal duya| ak ekilde sylenen Flint kenderin peinden topallayarak gitti. Cceyi Al| tnny izliyordu. Nehiryeli gruptaki herkese abuk abuk, dnceli bak lar gezdirdikten sonra kadnn ardndan yola dt.

"Bize gvendiini zannetmiyorum," diye gzlemledi Caramon.

"Sen olsaydn gvenir miydin?" diye sordu Tanis, koca adama bakaral Caramon'un ejderha miferi titreen klarda prldad; rzgar ne zamar pelerinini asa zincirli zrh gzler nne seriliyordu. Uzun bir kl kalr bacaklarnda tangrdayp duruyor, ksa bir yay ile sada omzuna aslmj bir kama da kemerinden dar km duruyordu. Kalkan, dvlerden tahrip olmu, ezilmiti. Dev, her eye hazrd.

Tanis, yzyl nce gzden den valyelerin zrhn gururla tayan! Sturm'e bakt. Sturm, Caramon'dan sadece drt ya daha byk olduu! halde valyenin sk, disiplinli yaam, yoksulluun getirdii zorluklar vel sevgili babasn o melankolik aray zamanndan nce yalanmasna-y ol a-J mt. Yirmi dokuz yanda olduu halde, krk yanda grnyordu.

Tanis, ben de olsaydm bize gvenmezdim, diye dnd.

"Plann ne?" diye sordu Sturm.

"Kaykla gideceiz," diye cevap verdi Tanis. M "Ya!" Caramon kkrdad. "Flint'e daha sylemediniz mi?"

" "Kay nereden bulacaz?" diye sordu Sturm kukuyla. '; "Bilmesen daha iyi," dedi yarmelf.

valye kalarn att. Gzleri, ok nlerinde, bir glgeden dierine ka-^ yveren kenderi izledi. "Bundan hi holanmadm Tanis. nce katil olduk,; imdi de hrsz olmak zereyiz."

"Ben kendimi katil gibi grmyorum." Caramon homurdand. "Goblinler saylmaz."

Tanis, valyenin Caramon'a baktn grd. "Ben de bunlardan holanmyorum Sturm," dedi tereddtle, bir tartma kmamasn umarak. "Fakat bu bir gereklilik meselesi. Bozkrhlara bak -onlar ayakta tutan tek ey gururlar. Raistlin'e bak..." Hepsinin gz kuru dallar arasnda ayaklarn sryerek hep glgelerde ilerleyen bycye kayd. Btn ykn asasna veriyordu. Ara sra, kuru bir ksrk narin bedenini harap ediyordu.

Caramon'un yz karard. "Tanis hakl," dedi yavaa. "Raist daha fazlasna dayanamaz. Yanna gitmeliyim." valye ile yarmelfi brakarak, ikizinin iki bklm olmu, cppeli suretine yetimek iin aceleyle ilerledi.

"Dur sana yardm edeyim Raist," diye fsldadn duydular Caramon'un.

Rnistlin kukuletal ban hayr anlamnda sallayarak, kardeinin temasndan kand. Caramon omuzlarn silkerek kolunu indirdi. Ama yine de koca sava gerektiinde yardm etmek iin narin kardeine yakn kald,."Neden buna katlanyor?" diye sordu Tanis yavaa.

"Aile. Kan ba." Sturm'n sesi dalgnd. Daha baka eyler de sylemek zereydi ki gzleri, Tanis'in insan kllar bitmi yzne kayd ve sustu. Tanis onun bakn grd, valyenin ne dndn biliyordu. Aile, kan ba -bu yetim kalm yarmelfin bilemeyecei eylerdi.

"Haydi," dedi Tanis birdenbire. "Geri kalyoruz."

Az sonra Solace'in vallenaalarn geride brakmlar, Kristalmir Gl'n evreleyen am ormanna girmilerdi. Tanis arkalarndaki, bouk bartlar duyabiliyordu. "Cesetleri bulmu olmallar," diye tahminde bulundu. Sturm ciddi bir yzle ve ba hareketiyle onaylad. Aniden, Tasslehoff, tam yarmelfin burnunun dibinde glgelerden kp, sanki maddeleivcrmiti.

"Gle kadar yarm milden biraz daha fazla yolumuz var," dedi Tas. "Sizi yolun ormandan kt yerde bulurum." Belli belirsiz bir iaret yaparak Tanis daha tek bir sz edemeden kayboldu. Yarmelf arkasna, Solace'a "akt. Sanki daha ok k vard ve onlarn ynne doru hareket ediyorlard. Byk bir ihtimalle yollar kesilmiti.

Kender nerede?" diye homurdand Flint ormandan geerlerken. Tas, bizimle gln orada buluacak," diye cevap verdi Tanis. Gl m?" Flint'in gzleri telala byd. "Ne gl?" Buralarda sadece tek bir gl var Flint," dedi Tanis, Sturm'e glmemek 9lr> kendini zor tutarak. "Haydi. Yola devam etsek fena olmayacak." Elf gr yetenei sayesinde nlerindeki sk orman iinde kaybolmaya bala-"an Caramon'un geni kzl hatlarn ve kardeinin daha ince kzl suretini Srebiliyordu.

"Ben sadece bir sre ormanda gizleneceiz zannetmitim." Flint, Tanis ikayette bulunmak iin Sturm' iterek kendine yol at.

"Kayk ile gidiyoruz." Tanis ilerledi.

"Hayr efendim!" Flint homurdand. "Ben kaya maya binmem!" - "O kaza on yl nce olmutu!" dedi Tanis patlayarak. "Bak, Caramon' kprdamadan oturmasn salarm."

"Mmkn deil!" dedi cce ak ak. "Kayk yok. Yemin ettim."

"Tanis," diye fsldad Sturm'n sesi Tanis'in arkasndan. "Iklar."

"Ba belalar!" Yarmelf durarak dnd. Aalarn arasnda prldayan klar grebilmek iin bir an beklemek zorunda kald. Aratrmalar Sola-ce'n tesine yaylmt. Caramon, Raistlin ve Bozkrllara yetimek iin aceleyle seyirtti.

"Iklar!" diye seslendi sessizlii yrtan bir fsltyla. Caramon geriye bn-karak svd. Nehiryeli elini kaldrd, anladn belirtircesine. "Korkarm daha hzl gitmemiz gerekecek Caramon..." diye balad Tanis.

"Baaracaz," dedi koca adam, durumdan rahatszlk duymadan. Artk, kolu Raistlin'in ince bedenini kavram, hemen hemen tayarak kardeine destek oluyordu. Raistlin hafif hafif ksryordu ama yoluna da devam ediyordu. Sturm Tanis'e yetiti. Yollarn allar arasndan zar zor aarken arkada Flint'in fleyip pfleyip kendi kendine kzgn kzgn sylendiini duyuyorlard.

"Gelmeyecek Tanis," dedi Sturm. "Caramon onu, o sefer yanllkla boduundan beri kayklardan d patlyor. Sen yoktun. Sudan ktktan sonraki halini grmedin."

"Gelecek," dedi Tanis, soluyarak. "Biz ufaklklar tek bamza tehlikeye yollamaz."

Sturm pek ikna olmam bir halde ban sallad.

Tanis yeniden geriye bakt. Hi k grmedi ama artk ormann iine

klar gremeyecek kadar dalm olduunu biliyordu. Sekinamir Toede

aklyla kimseyi etkileyemezdi belki ama grubun suya doru gittiini tah

min ermek iin pek akll olmas gerekmiyordu. Tanis, nndekine arpma

mak iin aniden durdu. "Ne var?" diye fsldad.

"Geldik," diye cevap verdi Caramon. Tanis, Kristalmir Gl'nn karara lk enginine bakarken rahat bir nefes ald. Rzgr, suyu kpkl dalgalar dntrerek dvyordu.

"Tas nerede?" Sesini alak tuttu.

"Orada sanrm." Caramon kyya yakn bir yerde yzen kara bir nesne; yi iaret etti. Tanis, kocaman bir kayk ierisinde oturmu kenderin hatlarn belli belirsiz fark edebiliyordu.

Yldzlar kara-mavi gkyznde buzumsu bir parlaklkla prldyordu. Kzl ay Lunitari, suyun iinden kanl bir parmak gibi ykseliyordu. Gece ndeki ei Solinari oktan domu, gl gm eriine bomutu.

"Ne de gzel birer nian tahtas olacaz!" dedi Sturm huzursuzca.

Tanis, Tasslehoff un bir o tarafa, bir bu tarafa dnerek onlar aradn grd. Yanmelf eilip, karanlkta el yordamyla bir ta arad. Bir tane bularak, suya att ar ar. Ta, kayn birka metre ilerisinde aprtyla suya dt. Tanis'in iaretine cevaben Tas kay kyya evketti.

"Hepimizi tek bir kaya m tkacaksn!" dedi Flint dehetle. "Delirmisin sen yarmelf!"

"Kayk byk," dedi Tanis.

"Hayr! Ben binmem. Tarsis'in efsanevi ak kanatl kayklar bile olsayd binmezdim. Ben ansm Teokrat'la denerim daha iyi!"

Tanis fkeli cceyi grmemezlie gelerek Sturm'e iaret etti. "Herkesi kaya bindir. Biz de birazdan oradayz."

"ok oyalanmayn," diye uyard Sturm. "Dinle bak."

"Duyuyorum," dedi Tanis ask bir yzle. "Sen devam et."

"O sesler neyin nesi?" diye sordu Altnay, valye ona doru gelirken.

"Peimize den goblin birlikleri," diye cevap verdi Sturm. "Birbirlerinden ayrldklarnda, o slklarla haberleiyorlar. imdi ormana giriyorlar."

Altnay, anlayla ban sallad. Nehiryeli'ne kendi dillerinde birka sz etti, belli ki Sturm'n kesmi olduu konumalarna devam ediyordu. Koca Bozkrh kalarn atarak eliyle orman iaret etti.

Kadn, bizden ayrlmalar iin ikna etmeye alyor, diye dnd Sturm. Belki de goblinlerin iz peindeki birliklerinden gnlerce gizlenebilecek kadar orman bilgisine sahiptir, ama zannetmem.

"Nehiryeli, gue-lando!" dedi Altnay serte. Sturm, Nehiryeli'nin hiddetle kalarn attn grd. Tek bir sz sylemeden dnd ve kaya doru yrd. Altnay iini ekerek arkasndan bakt, yznde derin bir hznle.

"Yardm edebileceim bir ey var m hanmefendi?" diye sordu Sturm kibarca.

"Hayr," diye cevap verdi kadn. Sonra hznle, sanki kendi kendine sylermi gibi yle dedi: "Benim kalbimi yneten o olsa da, onun yneticisi tenim. Bir kez, ocukken, bunu unutabileceimizi dnmtk. Fakat en ok uzun zamandr Reisin Kz'ym."

Neden bize gvenmiyor?" diye sordu Sturm.

Halkmza ait btn nyarglara sahip," diye cevaplad Altnay. "Boz-Kllar insan olmayanlara gvenmezler." Arkasna bakt. "Tanis elf kann Sakalnm ardna gizleyememi. Sonra cce ile kender de var."

"Peki ya siz hanmefendi?" diye sordu Sturm. "Siz neden bize gveni yorsunuz? Sizin de ayn nyarglarnz yok mu?"

Altnay adamn yzne bakmak iin dnd. Adam kadnn, arkasndaki gl gibi kara ve parlak gzlerini grebiliyordu. "Ben kk bir kzke. dedi derin ve alak bir sesle, "halkmn prensesiydim. Bir rahibeydim, na, bir tanraymm gibi taparlard. Ben de buna inanrdm. Buna bayhi dm. Sonra bir ey oldu..." Kadn sessizleti, gzleri hatralarla dolmu

"Neydi o?" diye hatrlatt Sturm yavaa.

"Bir obana ak oldum," diye cevap verdi Altnay, Nehiryeli'ne bakara ini ekti ve kaya doru yrd.

Raistlin ile Caramon su kenarna vanrken Nehiryrli'nin kay ekm iin suya giriini seyretti Sturm. Raistlin, titreyerek cppesine iyice sar mt.

"Ben ayaklarm slatamam," diye fsldad kaba bir sesle. Caramon c vap vermedi. Sadece o koca kollarn kardeine dolayarak, bir ocuu ka] drr gibi kaldrd ve Raistlin'i kayn iine brakt. Byc kayn k bzt, teekkr etmek iin tek bir kelime etmeden.

"Ben kay tutarm," dedi Caramon Nehiryeli'ne. "Sen gir." Nehiry bir an duraksayp, abucak kenarndan kaya kt. Caramon Altnay' kaya kmasna yardm etti. Nehiryeli kadn tutup, kayk yava yav; sallanrken dengesini salamasna yardm etti. Bozkrllar da oturmak i kayn kna gittiler, Tasslehoff'un arkasna.

valye yaklarken Caramon Sturm'e dnd. "Orada neler oluyor?"

"Flint yanarm da kaya binmem diyor -hi olmazsa o zaman yen srlsklam leceine scak scak olurmu."

"Gidip onu buraya tayaym/' dedi Caramon.

"leri daha da kartrrsn. Onu neredeyse boan sendin, hatrlyor mu sun? Brak Tanis urasn -o bir diplomattr."

Caramon bayla onaylad. Her iki adam da sessizce beklemeye balad Sturm, Altmay'n Nehiryeli'ne dilsiz bir yakarla baktn ama Bozkrln? kadnn baklarna aldrmadn grd. Yerinde duramayan Tasslehoff tiz sesli bir soru sormaya balamt ki valyenin sert baklar onu susturdu. Raistlin, denetlenemez ksrklerini bastrmaya alarak cppesin* iyice sarnd.

"Oraya gidiyorum," dedi Sturm sonunda. "Islklar yaklayor. Daha fazla zaman kaybn gze alamayz." Fakat tam o anda Tanis'in cceyle el s-M ksp kaya doru tek bana kotuunu grd. Flint olduu yerde kaimi?" j ti, ormann kenarcnda. Sturm ban sallad. "Tanis'e ccenin gelmeyeceini sylemitim."

56

"Hep dedikleri gibi, bir cce kadar inat/' diye homurdand Caramon. "stelik bizim ccenin inadn gelitirmek iin yz krk sekiz yl vard." Koca adam ban zntyle sallad. "Evet, onu zleyeceimiz kesin. Hayatm birden fazla kurtarmt. Brakn gidip alaym onu. enesine bir yumruk indirdim mi, yatakta m kaykta m anlamaz bile."

Nefes nefese koup gelen Tanis son sz duydu. "Hayr Caramon," dedi. "Flint hibir zaman bizi affetmez. Onun iin endielenme. O'tepelere geri dnyor. Kaya bin. Bu tarafa doru gelen klar artt. Ormanda, kr bir lam ccesinin bile izleyebilecei kadar iz braktk."

"Hepimizin slanmasnn anlam yok," dedi Cara