0$ $5$ · gökyüzü pamuk tarlası gibiydi. yumuk yumuk bulutlar, masmavi göğü kaplamıştı....

12
Fatma BALCI YÜRÜR

Upload: others

Post on 30-Aug-2019

17 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 0$ $5$ · Gökyüzü pamuk tarlası gibiydi. Yumuk yumuk bulutlar, masmavi göğü kaplamıştı. Güneş altın saçlarını, gümüş dereye bırakmıştı

KUTLU MAĞARAFatma BALCI YÜRÜR

Page 2: 0$ $5$ · Gökyüzü pamuk tarlası gibiydi. Yumuk yumuk bulutlar, masmavi göğü kaplamıştı. Güneş altın saçlarını, gümüş dereye bırakmıştı

Kutlu Mağara Kitabı’nın yayın hakları Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı’na aittir.

ISBN978-605-149-031-1

1. Baskı, Nisan 201360 bin adet bastırılmıştır.

HazırlayanFatma BALCI YÜRÜR

ÇizerÖzgür UĞUZ

TashihÜnal DALGIN

BaskıSistem Ofset, İvedik Organize Sanayi Ağaç İşleri Yapı

Kooperatifi 521. Sokak No: 32/34 Yenimahalle / ANKARA

KUTLU MAĞARA

Arifiye Mah. Adliye Sok. No:3 Odunpazarı / EskişehirTelefon: (222) 221 90 00 Fax: (222) 234 53 86

www.eskisehir2013.org.tr/ [email protected]

Page 3: 0$ $5$ · Gökyüzü pamuk tarlası gibiydi. Yumuk yumuk bulutlar, masmavi göğü kaplamıştı. Güneş altın saçlarını, gümüş dereye bırakmıştı

Kâbe’nin gözbebeği Kara Taş, “Oku!” emriyle sarsılan Nur Dağı, örümcek ağıyla korunan Sevr Mağarası, sarp kayalıklı Uhud Dağı… Peygamberimiz’in sevdiği ve değer verdiği yerlerdi. Dağ taş deyip geçmezdi. Her şeyde Yaradan’ın güzelliklerini görürdü. Onun için bu kadar şefkatli, bu kadar merhametliydi! Dağa taşa rahmetle bakan, bir canlıya zarar verebilir miydi?

Bizler de hayatımızın her alanında o “Kutlu Elçi”yi örnek almalıyız. Ama önce okumalıyız. Okudukça biliriz, bildikçe uygularız.

Geleceğimizin ümidi siz çocuklarımıza “Kutlu Mağara” kitabını hediye ediyor, sevgiyle okumanızı diliyorum.

Dr. Kadir KOÇDEMİREskişehir Valisi

Yönetim Kurulu Başkanı

Page 4: 0$ $5$ · Gökyüzü pamuk tarlası gibiydi. Yumuk yumuk bulutlar, masmavi göğü kaplamıştı. Güneş altın saçlarını, gümüş dereye bırakmıştı

Gökyüzü pamuk tarlası gibiydi. Yumuk yumuk bulutlar, masmavi göğü kaplamıştı. Güneş altın saçlarını, gümüş dereye bırakmıştı. Ormanın ortasından geçen dere, şırıl şırıl akıyordu. Kuş cıvıltılarını, yaprak hışır-tılarını Ömer’in sesi bastırdı: —Bakın bakın! Gördünüz mü?Çocuklar dağa doğru baktılar. Ağaçların bittiği yerde bir karaltı vardı. Ömer’in elindeki sopa, işte bu karaltıyı gösteriyordu. —Kara bir taş, her an yuvarlanabilir, diye atıldı Eren. Korkudan yüzü bembeyaz olmuştu. Sena: —O bir mağara, Ömer arkada kalan kuzenlerine seslendi: —Haydi yavru kurtlar, yolumuz dağ mağarası!

Page 5: 0$ $5$ · Gökyüzü pamuk tarlası gibiydi. Yumuk yumuk bulutlar, masmavi göğü kaplamıştı. Güneş altın saçlarını, gümüş dereye bırakmıştı

Ömer okulda izcilik kolundaydı. Bu keşfi de kuzenlerine o önermişti. Okulda öğrendiklerini uygulamak için iyi bir fırsattı. Kuzenlerine rehberlik ediyordu. Mağaraya giden yolu bulması zor olmadı. Bu kadar yükseğe ancak keçiler tırmanabilirdi. Keçilere ait izleri takip ettiğinde mağaraya ulaşan keçi yolunu gördü. Bu ince uzun yoldan kuzenlerini dağa çıkardı. Dağdan aşağıya bakarken yorgunluklarını unuttular. Zümrüt ormanı, gümüş dereyi seyre daldılar. Eren mağaranın içini çok merak ediyordu. Bir taraf-tan da içeride vahşi hayvan olmasından korkuyordu. Nisa, Eren’in korktuğunu anladı, üstüne gitti: —Bu mağara, bayağı büyük, bir ayı ini olabilir. Kurtlar da yavrularını böyle mağaralara bırakırlar.

Page 6: 0$ $5$ · Gökyüzü pamuk tarlası gibiydi. Yumuk yumuk bulutlar, masmavi göğü kaplamıştı. Güneş altın saçlarını, gümüş dereye bırakmıştı

—Börtü böcek de vardır, diyerek Sena da söze karıştı. —Korkmayın, ben şimdi mağarayı dolaşırım, dedi Ömer. İki sopayı birbirine sürterek ateş yaktı. İçeri-de örümcek ağlarından başka bir şey yoktu. Sıray-la diğerleri de mağaraya girdiler. Mağara sıcacıktı. Eren’in uykusu geldi, esnemeye başladı. —Sen de Yedi Uyurlar gibi mağarada uyursan, diye kahkaha attı Ömer. Ömer’in kahkahası yankılandı. Bu, çocukların çok hoşuna gitti. Hepsi bir ağızdan bağırmaya başladılar. Bu bağrışmalara Sena’nın çığlıkları karıştı: —Başımda örümcek var, yardım edin! Sena koşarak dışarı çıktı. Nisa da ablasının peşinden koştu. Sena’nın lepiska saçlarının arasında küçük örümceği buldu, tuttu ve ablasına gösterdi. Sena kardeşine,

Page 7: 0$ $5$ · Gökyüzü pamuk tarlası gibiydi. Yumuk yumuk bulutlar, masmavi göğü kaplamıştı. Güneş altın saçlarını, gümüş dereye bırakmıştı

—Bırak şu işe yaramaz hayvanı, diyerek çıkıştı.Ömer mağaranın içinden konuşmaları duyuyordu. Ok gibi fırladı. Sena’nın kolunu tuttu ve gözlerine baktı: —Sen nasıl böyle bir şey dersin! O ne kadar yararlı bir hayvan! Hiçbir faydası olmasa bile peygamberimizi koruması yeter! Sena’nın yanakları al al oldu. Bu küçücük örümceğin peygamberimizi koruduğunu bilmiyordu. Şimdi merak etmişti. Ömer’in anlatmasını sabırsızlıkla bekliyordu. Ömer ve kızlar mağaraya döndüler. Ömer yumuşak bir sesle anlatmaya başladı: —Peygamberimiz Hazreti Muhammed, insanları tek olan Allah’a inanmaya çağırıyordu. Mekkeli putperest-ler peygamberimizin çağrısına kulak tıkadılar. Onun rehberliğini inkâr ettiler. Atalarından gördükleri gibi kendi elleriyle yaptıkları putlara tapmaya devam ettiler. Peygamberimiz her fırsatta iyi ve faydalı işler

Page 8: 0$ $5$ · Gökyüzü pamuk tarlası gibiydi. Yumuk yumuk bulutlar, masmavi göğü kaplamıştı. Güneş altın saçlarını, gümüş dereye bırakmıştı

yapmalarını, kötülüklerden uzak durmalarını tavsiye ediyordu. Onlar peygamberimizin bu tavsiyelerine kötülükle karşılık verdiler. Ona ve Mekkeli Müslümanlara hakaretler ettiler, iftiralar attılar, türlü türlü sıkıntı-lar yaşattılar. Mekkeli müşrikler daha da ileri giderek peygamberimizi öldürmeye kalkıştılar. —Müşrik ne demek Ömer abi, diye sordu Eren. —Müşrik, Allah’tan başka tanrılar edinen ve onlara tapanlardır, diye cevapladı Ömer. —Mekke’de hayatta kalmak gittikçe zorlaşıyordu. Allah-ü Teâlâ Müslümanların Medine’ye göç etmeleri-ne izin verdi. Müslümanlar Medine yollarına döküldü-ler. Büyük bir çoğunluk Mekke’den ayrılmıştı. Peygamberimiz ve sadık dostu Ebu Bekir de gece karanlığında Mekke’den ayrıldılar. Sevr Dağı’nda bir mağaraya saklandılar.

Page 9: 0$ $5$ · Gökyüzü pamuk tarlası gibiydi. Yumuk yumuk bulutlar, masmavi göğü kaplamıştı. Güneş altın saçlarını, gümüş dereye bırakmıştı

Ömer ekledi: —Böyle bir mağaraya mı, diye sordu Eren. Ömer tebessümle başını salladı ve devam etti: —Peygamberimizin çağrısına karşı çıkanlar, her yerde izini sürdüler. O dönemde topraktaki ayak izlerinden aradıklarını buluyorlarmış. İnkârcıların iz sürmesinden endişelenen Hazreti Ebu Bekir, bir çobanla anlaştı. Anlaştığı çobandan kendilerini süt getirmesini ve sürüsünü dağın eteklerinde otlatmasını istedi. Koyunlar dağ eteklerinde yayıldıkça iki güzel dostun ayak izleri de kayboldu. Nisa dağa çıkan keçileri gösterdi: —Ömer abi, sen de iyi iz sürdün. Bak, geldiğimiz yol gerçekten keçi yoluymuş. Ömer’in gül yanakları kızardı. Kaldığı yerden konuşmasını sürdürdü:

Page 10: 0$ $5$ · Gökyüzü pamuk tarlası gibiydi. Yumuk yumuk bulutlar, masmavi göğü kaplamıştı. Güneş altın saçlarını, gümüş dereye bırakmıştı

—Mekkeliler peygamberimizi bulamayınca daha da hırslandılar. Ölü veya diri getirene ödüller verecekleri-ni söylediler. Ödülü duyan herkes “Kutlu Elçi”yi arama-ya koyuldu. Sevr Dağı’na geldiler. Peygamberimiz ve Hazreti Ebu Bekir’in bulunduğu mağaraya kadar yaklaştılar. Hazreti Ebu Bekir korku içindeydi. Kendisi için değil, Allah’ın elçisi için endişeleniyordu. Peygamberimiz ise: “Üzülme, Allah bizimle beraber-dir.” diyordu. Müşriklerden birkaçı mağaranın önünde durdu. Ömer’in sözünü kanat sesleri böldü. Çocuklar mağaradan dışarıya baktılar. Takla atan güvercinleri gördüler. Havada birkaç kez takla atıp uzaklaştılar. Ömer tam da güvercinlerden bahsedecekti. İyi denk gelmişti.

Page 11: 0$ $5$ · Gökyüzü pamuk tarlası gibiydi. Yumuk yumuk bulutlar, masmavi göğü kaplamıştı. Güneş altın saçlarını, gümüş dereye bırakmıştı

—Müşrikler mağaranın önüne iki güvercinin yuva yaptığını, yumurtladığını, bir örümceğin de ağ ördüğü-nü gördüler. Ayrıca büyük bir ağaç da kutlu mağarayı kapatıyordu. Dışarıdan bakıldığında bu mağarada kimse olamaz sanılırdı. Birisi girseydi, örümcek ağı yırtılır veya güvercinler uçardı. Ama Allah, peygamberini ve sadık dostunu yalnız bırakmadı. Sena’nın gözleri mağara duvarlarındaydı. Yavaş yavaş konuştu: -Allah o gün peygamberini ve sadık dostunu küçük bir örümcek ve iki güvercinle korumuş. Anladım ki hiçbir şey boşu boşuna yaratılmamış. Mağarada Sena’nın sesi yankılandı. Tatlı bir rüzgâr esti. Güneş dağların ardına göçtü. Ömer önde diğerleri arkada patikadan inmeye başladılar. Akıllarında hep Sevr Dağı ve “Kutlu Mağara” vardı.

Page 12: 0$ $5$ · Gökyüzü pamuk tarlası gibiydi. Yumuk yumuk bulutlar, masmavi göğü kaplamıştı. Güneş altın saçlarını, gümüş dereye bırakmıştı

ISBN: 978-605-149-031-1