zmir barosu bülteni · 15 Şehİtlerİmİz fethİ sekİn ve musa can'i andik 16 ege marmara...

1İzmir Barosu Bülteni

SEVGİLİ MESLEktaşLarıM BAŞK

AN

DA

N

Anayasa'nın 2. ve 3. maddelerinde belirtildiğigibi, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir

bütün olan Türkiye Cumhuriyeti; insan haklarınasaygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, demokratik,laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Bu temel il-kelerin başlıca güvencesi, egemenliğin üçtemel unsurundan biri olan ve yargı yetkisiniMillet adına kullanan her tür ve derecedekimahkemelerin bağımsızlığı ve hukukla güç-lendirilmiş savunmanın varlığıdır. Yargı erkinin,kendisinden beklenen görevi tam anlamıylayerine getirebilmesinin temel koşulu; hiçbirmakam, kurum ve kişinin etkisinde kalmama-sıdır. Bağımsız yargı, bir devletin, hukuk devletiolabilmesinin temel koşuludur. Savunma gü-vencesi de bağımsızlığın en önemli öğesidir.

Dörtnala gelip Uzak Asya'dan

Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan

bu memleket, bizim.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli,

ayaklar çıplak

ve ipek bir halıya benziyen toprak,

bu cehennem, bu cennet bizim.

Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,

yok edin insanın insana kulluğunu,

bu dâvet bizim....

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür

ve bir orman gibi kardeşçesine,

bu hasret bizim...

Nazım HİKMET

2 İzmir Barosu Bülteni

BAŞK

AN

DA

N

Yargı bağımsızlığı; Yargılamayı yapanmakamın, hiçbir dış etken olmadan ya-salarla belirlenmiş hukuk kuralları çerçe-vesinde özgür olarak karar verebilmesidir.Bunun için de elbette yargı organı da ba-ğımsız olmalıdır.

Bu bağımsızlık bir ayrıcalık olmayıp,Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile detemel ilke olarak kabul edilen adil yargı-lanma hakkının sağlanabilmesi için gereklibir müessesedir.

Yargının toplumdaki saygınlığı kendisineduyulan güvene bağlı olup, yargıyı güvenilirkılan en önemli nitelik ise tarafsızlıktır.

Bağımsız olmayan bir yargının tarafsızolması ise düşünülemez. Yargı bağımsız-lığının, bağımsızlığın en zorunlu koşuluolduğu, Devletimizin kurucusu MustafaKemal Atatürk tarafından "Bir devletin ku-ruluşunda Anayasa'nın ilk koyduğu koşuladaletin bağımsızlığı olduğuna ve ulusunözgür sayılması buna bağlı olduğuna göreadalet gücü bağımsız olmayan bir ulusundevlet olarak bağımsızlığı söz konusu de-ğildir" denilmek suretiyle açık bir şekildevurgulanmıştır.

Saygıdeğer Meslektaşlarım

3 Nisan 1924 günü Muhamat Yasasıolarak bilinen yasayla, savunmayı temsileden kişilere avukat-muhami sıfatı veril-miştir. 1924 Anayasası Atatürk'ün, savunmave savunmanın temsilcileri olan avukatlaraverdiği önemin bir göstergesi olarak algı-lanmalıdır. 1969 yılında yürürlüğe girenAvukatlık Yasası, günümüze kadar çeşitlideğişikliklere uğramış, ancak en köklüdeğişiklik 02.05.2001 gün ve 4667 sayılıKanun'la yapılmıştır. Kanunla yaklaşık 96maddede değişiklik yapılmış, barolara,Türkiye Barolar Birliği'ne yeni görev vesorumluluklar yüklenmiştir. Bu değişiklikler,çağa uygun bir avukatlığın yanı sıra, güçlüve bağımsız baroların kurumlaşması içinatılmış önemli adımlardır.

Barolar ülkemizde çağdaşlığı, insanhaklarını, demokrasiyi, hukukun üstünlü-ğünü ve tüm bunların egemen olduğulaik hukuk devletini savunmakta, büyükönder M. Kemal Atatürk ve arkadaşlarınınkurup bizlere emanet ettiği Cumhuriyetve onun kazanımlarının korunmasındabüyük duyarlılık göstermektedirler.

Birey ile devlet arasında hukuk zemi-ninde meşru köprüler kuran avukatlar,

görevlerinde türlü zorluklarla karşılaşsalarda hiçbir zaman için umutsuzluğa düş-mediler. Savunmanın temsilcisi olan avu-katlar hukuk devletinin taşıyıcısı ve teminatıolup adalete güvenin olmazsa olmaz ko-şullarındandır. Avukatlık Kanunumuz bizlerehukuk devletini savunmak görevi ve yet-kisini vermiştir. Demokrasinin temelinde"Hukuk Devleti" vardır. Gerçek anlamda"Hukuk Devleti", "Hukukun Üstünlüğü" il-kesinin kabulü ile mümkün olabilir. Adaletinsağlanması, kişi hak ve özgürlüklerin ko-runarak "Hukukun Üstünlüğü" ilkesiningerçekleştirilmesi, demokratik devletin entemel görevlerinden birisidir. Gerçek an-lamda hukuk devleti, hukukun üstünlüğüilkesinin kabulüyle olanaklıdır. Böyle birdüzeni gerçekleştirmek, yasama, yürütmeve yargı organı olarak hepimiz için birgörev olmalıdır.

Sevgili Meslektaşlarım

Adaletin bağımsızlığı, adaletin tarafsızlığıdemokrasi için önemlidir. Bir ülkenin barışve güven içinde yaşayabilmesi; her şeydenönce, yargının, hak ve adaletin gerçek-leşmesinde göstereceği etkinliğe, isabetlive zamanında karar verebilmesine bağlıdır.Yargının, insan hak ve özgürlüklerinin gü-vencesi olabilmesi, hızlı ve adil bir şekildeişlemesiyle mümkündür. Avukatlar, çığgibi büyüyen sosyal, ekonomik ve cezaiihtilaflara, kadro eksikliğine, olumsuz fizikişartlara ve her türlü kuşatmaya rağmenbüyük bir özveriyle adaletin gerçekleşmesiiçin çaba harcamaktadırlar.

Sadece demokrasiyi ve hukukun üs-tünlüğünü savunan barolarımızın güçlükurumlar olması, Türkiye'nin de dahagüçlü olması anlamına gelecektir. Barolar

sadece bir meslek örgütü değildir. Bu-lunduğumuz kentlerde ve Ülkemizde ana-yasal düzen, hukukun üstünlüğü ve top-lumsal barış için çok önemli sorumluklarüstlenmekteyiz. Bu sorumlulukla, temsilettiğimiz ve savunduğumuz değerler içinmücadeleye yılmadan devam edeceğiz.Avukatlık mesleğinin saygınlığına, onuruna,bağımsızlığına yönelik olumsuz her uy-gulama ve çalışmalar karşısında Baro-muzun, hukuktan aldığı güçle mücadeleedeceği konusunda kimsenin tereddüdübulunmasın.

Sevgili Meslektaşlarım

Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğuCumhuriyetimizin temel değerlerini rehberedinerek hep birlikte daha iyi bir Türkiyeve daha iyi bir dünya yaratmak için çıktı-ğımız bu yolda yılmadan birlikte mücadeleedeceğimizi, her birimizin bireysel ve ku-rumsal yöntemler konusunda yaratıcıkişisel yollarımızı belirleyerek ilerlemeyedevam edeceğimizin bilinmesini isterim.

Yitirdiğimiz meslektaşlarımızı rahmetleanıyor, emeklilik ya da başka nedenlerle,aramızdan ayrılanlara da bundan sonrakiyaşamlarında, mutluluk, sağlık ve esenliklerdiliyor, Türk yargısına yaptıkları katkılardandolayı, kendilerine içten şükranlarımı su-nuyorum.

Saygılarımızla.


BAŞK

AN

DA

N

İzmir Barosu Başkanı


bültenizmir Barosu

SAHİBİİzmir Barosu Adına Başkan

Av. Aydın ÖZCAN

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜAv. Nilay ERTEM DURLU

YAYINA HAZIRLAYANUmut Fırat GEÇGİL

GRAFİK - BASKISeta Dijital

Ofset ve Dijital Baskı SistemleriTuna Mah. 5601 Sok. No: 10

Kat: 1 Çamdibi / Bornova / İzmirTel: 0232 457 43 43 (pbx)

e-mail: [email protected]

Baskı Tarihi:

YÖNETİM YERİ1456 Sokak No: 14 - 35220

ALSANCAK / İZMİRTel: 0232 463 00 14

Faks: 0232 463 66 [email protected]

YAYIN KURULUAv. Mutlu ÇAKIR

Av. Hakan DİMDİKAv. Nilay ERTEM DURLU

Av. Sinem HACIEMİNOĞLUAv. Alper UYAR

Av. Muhittin ÜSTÜNDAĞAv. Buket YALÇIN

Av. Sinem TOPAv. Ali BULUT

Av. A. Şakir UZUNAv. M. Hakan ERİŞAv. Mehrigül KELEŞ

06 İZMİR BAROSU AVRUPAPARLAMENTOSU’NDA

07 İZMİR BAROSU AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

VE AVRUPA KONSEYİ’Nİ ZİYARET ETTİ

08 İZMİR VE PLOVDİV BAROLARI KADIN VE

ÇOCUKLAR İÇİN GÜÇBİRLİĞİNDE

10 KADINLARIN YASALAR VE SİYASETTEKİ YERİ İRDELENDİ

12 UĞUR MUMCU VE GAFFAR OKAN UNUTULMADI

13 DEVRİM ŞEHİTLERİMİZİ TÖRENLE ANDIK

14 TÜRK SOSYALİZMİ

15 ŞEHİTLERİMİZ FETHİ SEKİN VE MUSA CAN'I ANDIK

16 EGE MARMARA GENİŞLETİLMİŞ BARO BAŞKANLARI

TOPLANTISININ YAYINLANAN SONUÇ BİLDİRGESİ

19 OHAL DERHAL SONLANDIRILMALIDIR!

21 BARO BAŞKANLARI OLAĞANÜSTÜ TOPLANDI:

“696 SAYILI KHK DERHAL GERİ ÇEKİLMELİDİR”

23 DÜNYAYI TURUNCUYA BOYAYALIM

24 YENİ DÖNEM TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI

25 AVUKAT NEVZAT ERDEMİR'İ ANIYORUZ

26 İZMİR BAROSU 10. HUKUK KURULTAYINDA

GÖÇ VE İLTİCA SORUNLARINA VURGU YAPTI

27 STAJYER AVUKATLAR, TEMSİLCİLERİNİ SEÇTİ

28 ZAMAN, BİRLİK ZAMANI!

29 CHP İZMİR İL BAŞKANLIĞI’NDAN

İZMİR BAROSU’NA ZİYARET

30 BAROLARIN TÜRKİYE SEVDASI ONURLU

TARİHLERİNDE SAKLIDIR

İÇİNDEKİLER10

06


31 ŞAKRAN ÇOCUK VE GENÇLİK KAPALI

CEZA İNFAZ KURUMUNU ZİYARET ETTİK

32 BİNLERCE AVUKATTAN BİRLİK MESAJI

“BAROLAR VE BAROLAR BİRLİĞİ TÜRKİYE’DİR”

34 İZMİR BAROSU ÇOCUĞUN SESİ

OLMAYA DEVAM EDİYOR

37 FİKRİ VE SINAİ HAKLAR MERCEK ALTINDA!

38 81 VE 82. DÖNEM CMK EĞİTİM

SEMİNERLERİ YAPILDI

39 ÇOCUK HAKLARI MERKEZİ’NDEN

ATÖLYE ÇALIŞMASI

40 İSTİNAF ATÖLYE ÇALIŞMASI DÜZENLENDİ

41 FAİZ KONFERANSI DÜZENLENDİ

42 KADIN İŞÇİNİN HAKLARININ

KORUNMASI VE MOBBİNG

43 TİCARET ŞİRKETLERİNDEKİ YAPISAL

DEĞİŞİKLİKLER VE İŞ SÖZLEŞMELERİNE ETKİLERİ

43 E-FATURA VE E-DEFTER

UYUŞMAZLIKLARI KONFERANSI

44 ATATÜRKÇÜLÜK, ÇAĞDAŞLIK,

MODERNİZM VE ANTİ EMPERYALİZM

46 MEDENİ KANUNUN KABULÜNÜN

92. YIL DÖNÜMÜ

48 KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI VE

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU

50 İZMİR’İN AŞK ASANSÖRÜ

51 İZMİR BAROSU YÖNETİM KURULU’NCA 2018

YILI BARO AİDATI “396,00 TL” OLARAK

BELİRLENMİŞTİR

52 STAJYER AVUKATLAR KOKTEYLDE BULUŞTU

53 MESLEKTAŞLARDAN TÜRK MÜZİĞİ ZİYAFETİ

54 BAROMUZUN TÜRK HALK

MÜZİĞİ KOROSU BÜYÜLEDİ

55 TÜRK SANAT MÜZİĞİ KOROSUNDAN

YIL SONU KONSERİ

56 ÇAĞLARA SIĞMAYAN BİLGE: MEVLANA

57 TEK PARTİLİ DÖNEMDE KADINLARIN

SEÇME VE SEÇİLME HAKKI MÜCADELESİ

63 3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ

BASIN AÇIKLAMASI

64 DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ

BASIN AÇIKLAMASI

66 TAŞERON İŞÇİLERİNE KADRO VERİLMESİ,

İŞÇİLERİN KAZANILMIŞ HAKLARININ

KAYBINA NEDEN OLMAMALI

68 ÇALIŞAN GAZETECİLER

GÜNÜ KUTLU OLSUN

69 İZMİR BAROSU’NUN BAŞVURUSU

HUKUKSUZ UYGULAMANIN

İPTALİNİ SAĞLADI

70 YEMİN TÖRENİ

79 BASINDA BARO

16 21

32

46 54

15


HA

BER

LER

İzmir Barosu uluslararası bir baroolma yolunda sürdürdüğü giri-

şimlere bir yenisini daha ekledi.Uluslararası İlişkiler Komisyonu ta-rafından planlanarak, 17-21 Ocak2018 tarihleri arasında gerçekleşenStrasbourg programında, Baro Baş-kanı Av. Aydın Özcan, Baro GenelSekreteri Av. İlke Erol, Yönetim KuruluÜyesi Av. Seyide Uludağ’ın yanı sıraAnkara, Antalya Barolarından dameslektaşlarımızın katılımı ile oluşan45 kişilik İzmir Barosu heyeti AvrupaParlamentosu, Strasbourg Barosu,Avrupa Konseyi ve Avrupa İnsan

Hakları Mahkemesi’ni ziyaret etti.

İlk olarak Avrupa Parlamento-su’nu ziyaret eden heyet, AvrupaParlamentosu Genel Sekreteri Dr.Jur. Lotte Madlen Tittor tarafındankarşılandı ve Avrupa Parlamento-su’nun işleyişi ve karar alma süreçlerikonusunda bilgilendirme yapıldı.Parlamento’nun uzun bir süredir birbaro tarafından ziyaret edilmediğiniifade eden Dr. Jur. Lotte MadlenTittor ziyaretten duyduğu memnu-niyeti ifade etti. İngiltere’nin Brexitsürecinin de değerlendirildiği ziyaret

sırasında Baro Başkanı Av. AydınÖzcan, İzmir Barosu olarak hukukunüstünlüğü, yargı bağımsızlığı, basınözgürlüğü, temel hak ve özgürlüklerisavunduklarını, bunun için mücadeleettiklerini ifade etti ve Türkiye’ninAvrupa Birliği’ne giriş sürecine dedeğinerek Türkiye’nin yerinin Avrupaolduğunu ifade etti, bu sürecin hız-landırılması gerekliliğini vurguladı.Ziyaret sonunda Baro Başkanı Av.Aydın Özcan tarafından Genel Se-kreter Dr. Jur. Lotte Madlen Tittor’abir plaket sunuldu.

İzMİr VE StraSBurG BaroSu BuLuşMaSı

İzMİr BaroSu aVrupaparLaMEntoSu’nda


HA

BER

LER

Av. Aydın Özcan Başkanlığı’ndaki45 kişilik İzmir Barosu heyeti,

Strasbourg temasları kapsamındasonraki günlerde Avrupa İnsan HaklarıMahkemesi, Avrupa Konseyi’ni deziyaret etti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkeme-si’nde heyete öncelikle mahkemeninişleyişi ve yeni gelişmeler hakkındabir sunum yapan İzmirli HukukçuOnur Okşan daha sonra duruşmasalonlarını gezdirdi. İzmir Barosu Baş-kanı Av. Aydın Özcan da Avrupaİnsan Hakları Mahkemesi’nin, insanhakları hukuku alanında çok önemlibir görev üstlendiğini ve bu alandazaman zaman tartışılsa da içtihat ni-teliğinde önemli kararlar aldığını söy-leyerek, “hepimizin arzusu insan haklarıihlallerinin yaşanmadığı, hukukun üs-

tün olduğu, yargının bağımsız olduğubir dünya, İzmir Barosu olarak biz debunun için mücadele ediyoruz” dedi.

Heyet sonrasında Türkiye’nin dekurucu üyelerinden olduğu AvrupaKonseyi’ni ziyaret etti. Ziyarette Av.Zeynep Uysal Kenzler, Konsey hak-kında detaylı bilgiler verdi. Kararlarınüye ülkeler tarafından yerine getiril-memesi halinde uygulanacak pro-sedürü anlatan Kenzler, aynı zamandagörev aldığı Avrupa Irkçılıkla MücadeleKomitesi’nin (ECRI) çalışmaları hak-kında çok detaylı bilgiler aktardı veTürkiye’den bir Baro grubunun ziya-retinden duydukları memnuniyeti dilegetirdi.

Programda, ilk olarak İsviçre’ninFransa sınırındaki kenti Basel’e gide-

rek, Alsace Bölgesi’nde yer alan Col-mar şehrine geçen, ertesi gün Col-mar-Strasbourg yolu üzerinde bulunanFransa’nın en güzel çiçeklendirilenköyü ünvanına sahip Eguısheım veRiquewihr köylerini ziyaret eden heyetresmi ziyaretler sonrasında Strasbo-urg’da da UNESCO Dünya MiraslarıListesi’nde yer alan “Grande” , NotreDame Katedrali, Rönesans dönemineait muhteşem yarı ahşap evleri, Stras-bourg’un en güzel ve ilginç semtiolan Petite France ( Küçük Fransa )’ıgörme imkanı buldu, Stuttgart’da kü-çük bir tur yaparak İzmir’e döndü.

Bu ziyaretlerle İzmir Barosu’nunson yıllarda geliştirdiği uluslararasıilişkilere yeni halkalar eklenmiş vekardeş barolarımız arasına StrasbourgBarosu da katılmış oldu.

Avrupa Parlamentosu’nun ardından İzmirBarosu Başkanı Av. Aydın Özcan, Baro

Genel Sekreteri Av. İlke Erol, Baro YönetimKurulu Üyesi Av. Seyide Uludağ, İzmir Barosuüyesi meslektaşlarımız Av. Sercan Altunordu,Av. Ali Solak ve Av. Tacettin Çolak’tan oluşanaltı kişilik bir grup Strasbourg Barosu’nuziyaret etti. Burada Strasbourg Barosu Baş-kanı Christophe Darbois ve yönetim kuruluüyeleri ile Strasbourg Barosu’nun öncekidönem Yönetim Kurulu üyelerinden ve şuan Disiplin Kurulu üyeliği görevini sürdürenTürk kökenli avukat Gülcan Doyduk tarafından

ağırlanan heyet, İzmir Barosu’nu tanıtarak,baronun özellikle kadın hakları, çocuk hakları,göç ve iltica alanlarında yürüttüğü çalışmalarhakkında bilgi verdiler. Ziyaret sırasında heriki heyet tarafından avukatların meslekleriniyaparken yaşadıkları sorunlardan bahsedildi.“Hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı,basın özgürlüğü, demokrasi, temel hak veözgürlükler vazgeçilmezimizdir” diyen Av.Aydın Özcan barolar arasında karşılıklı işbir-liğinin geliştirilmesi gerekliliğini vurguladı veson dönemde İzmir Barosu’nun Balkanlardabulunan barolarla yakın bir ilişki içerisine gir-

diğini ifade ederek baroların kendi aralarındageliştirdikleri uluslararası işbirlikleri ile özellikleson yılların kanayan yaralarından biri olanve siyasi iktidarların her türlü insani ve hukukikaygıdan uzak tamamen politik olarak yak-laştıkları göç ve iltica sorununa insan haklarıbağlamında yaklaşılması için kamuoyu ya-ratılabileceğini söyledi.

Bu ziyaret sırasında meslektaşlardanoluşan heyet ise Strasbourg Barosu üyesiolan Türk ve Azeri avukatların rehberliğindeStrasbourg Adliyesini gezerek yargı sistemihakkında bilgi aldı.

İzMİr BaroSu aVrupa İnSan hakLarı MahkEMESİVE aVrupa konSEyİ’nİ zİyarEt Ettİ


HA

BER

LER

İzmir ve Plovdiv (Filibe) Barolarıkadına yönelik şiddet ve çocuk

istismarıyla mücadele için İzmir’debuluştu. İlki Kasım ayında SelanikBarosu evsahipliğinde Selanik’teyapılan toplantının üçüncüsü iseMart 2018’de Plovdiv’de (Filibe) ya-pılacak.

İzmir Barosu Resim Grubu’nunkadın ve çocuk hakları temalı eser-lerinden oluşan bir serginin de açı-lışının yapıldığı etkinliğe Ankara Ba-rosu Başkanı Av. Hakan Canduranve çeşitli sivil toplum örgütlerininyönetici ve üyeleri de katıldılar.

Etkinliğin açılış konuşmasını ya-pan İzmir Barosu Başkanı Av. AydınÖzcan göreve geldikleri günden iti-baren İzmir Barosu’nun uluslararasıbir baro olması için çalıştıklarını vebu bağlamda ilk olarak Plovdiv Ba-rosu’yla kardeş baro protokolü im-zaladıklarını, akabinde de SelanikBarosu ile yakın ilişkiler kurduklarınıifade ederek, “bugün baktığımızdane kadar doğru bir yolda olduğu-muzu görüyoruz” dedi. Av. AydınÖzcan, programa Selanik Baro-su’nun da katılacağını bununla bir-likte Yunanistan’da avukatlar tara-

fından yapılan bazı işlerin noterlereverilmesinden dolayı bütün barolarıneylem kararı alması sebebiyle katı-lamadığını ifade ederek “ne yazıkki avukatlık mesleği tüm dünyadaiktidarlar tarafından ötekileştirilmekistenmektedir” dedi. Selanik ve Plov-div (Filibe) baroları ile özellikle kadınve çocuk hakları alanındaki yürütülenortak çalışmaların artarak devamedeceğini, bunun yanı sıra Avru-pa’daki diğer barolarla da işbirliklerigeliştirmek için çalışmalar yapıldığınıifade eden Av. Aydın Özcan “Avru-pa’daki diğer barolarla deneyimle-rimizi karşılıklı birbirimize aktarıp iyisonuçlar alabiliriz” dedi. İzmir Barosuheyeti olarak Ocak ayı içerisindeStrasbourg’da Avrupa İnsan HaklarıMahkemesi, Avrupa Konseyi ve Av-rupa Parlamentosu’nu ziyaret ede-ceklerini ifade eden Av. Aydın Özcan,“Türkiye’deki kadın hakları, çocukhakları, insan hakları, göç ve ilticaalanındaki gelişmeleri paylaşarakkarşılıklı görüş alışverişinde bulu-nacağız” dedi.

İzmir Barosu’nun ülkenin üçüncübüyük barosu olmasına karşın özel-

İzMİr VE pLoVdİV BaroLarıkadın VE ÇocukLar İÇİn

GüÇBİrLİğİndE


HA

BER

LER

likle kadın hakları ve çocuk haklarıalanında Türkiye’de ayrı bir yere sa-hip olduğunu sözlerine ekleyen BaroBaşkanı Av. Aydın Özcan, Türkiye’ninneresinde kadın hakları, çocuk hak-ları konusunda bir ihlal yaşanırsabu davalara müdahil olduklarını vesonuna kadar takip ederek emsalkararlar aldıklarını söyledi.

İzmir Barosu bünyesinde kurulanAtatürk Araştırma Merkezi ile Atatürkve Cumhuriyet devrimlerine iftiraatanlar, hakaret edenlerle de mü-cadele ettiklerini söyleyen Av. AydınÖzcan, “İzmir Barosu, icraatlarıyla,toplumsal olaylara vermiş olduğutepkilerle büyük bir görev üstleniyor.Hukukun üstünlüğünü, yargı ba-ğımsızlığını, basın özgürlüğünü, de-mokrasiyi sonuna kadar savunanbir baroyuz. Nasıl 15 Temmuz haindarbe girişimi sırasında demokra-siden yana tavrımızı koyduysakşimdi de ülkemizin kanun hükmündekararnamelerle, OHAL’le yönetilme-sini de kabul edemiyoruz. Bizimamacımız ülkemizin ideal hukukdevleti normlarıyla yönetilmesidir.Biz gerek kurumsal gerek bireyselolarak bu mücadelemizi yürütüyoruzve en kısa zamanda da bu evrenseldeğerlere hep birlikte ulaşacağımızıdüşünüyoruz” dedi.

Ankara Barosu Başkanı Av. Ha-kan Canduran ise kadın hakları ala-nında Ankara Barosu’nunçalışmalarından bah-sederek, yürüttükleriGelincik projesinianlattı. AnkaraBarosu bünye-sinde bir kadınhakları mer-kezi olması-na karşınşiddet gö-ren kadın-lara daha

ivedi l ik ley a r d ı m c ıolabi lmekamacıyla buprojeyi baş-lattıklarını ifa-de eden Av.Hakan Can-duran şunlarısöyledi: “Şiddetgören kadını ko-ruma altına al-mak gerçekten Türkiye’de zor. Ya-salar uygun ama uygulamalar iyideğil. Biz bunu biraz daha yola sok-mak için bu projeyi başlattık ve Ge-lincik adını koyduk. Bugün AnkaraBarosu dışında da bazı barolar ge-lincik benzeri yapılanmalar içine gi-riyor. Ankara Barosu olarak bu ko-nuda her zaman sizinle birlikte ola-cağız.”

Plovdiv (Filibe) Barosu adına ko-nuşan Av. Georgi Dimitrov Bozkhov,İzmir’de çok sıcak karşılandıklarınıve bundan çok mutlu olduklarınısöylerken, yine Plovdiv (Filibe) Ba-rosu adına konuşan Av. Sheny Meh-met Benesh ise İzmir Barosu’nuyaptığı çalışmalardan dolayı kutla-yarak, yürüttükleri çalışmalar konu-sunda Avrupa’da destekleyeceklerinidile getirdi.

Etkinlikte İzmir Barosu ÇocukHakları Merkezi üyesi Av. Bed-riye Kurtuluş Türk merkezin

çalışmalarından bahsetti. Çocuk ih-mal ve istismarıyla mücadeleyle ilgilihukuki süreçleri anlatan BedriyeKurtuluş Türk, toplum olarak duyarlıolunması gerektiğini dile getirdi.

Kadın Hakları Merkezi’nde çalı-şan Av. Uluğ İlve Yücesoy ise mer-keze ilişkin istatistiki verileri paylaştığısunumunda, Merkez’de çalışan 410gönüllü avukatla şiddeti önleme,şiddetten koruma, nafaka konula-rında başvuruculara hukuki desteksağladıklarını, aynı zamanda kadınayönelik şiddet ve kadın cinayeti da-valarını yakından takip ettiklerini söy-ledi.

Kadına yönelik şiddetle müca-dele konusunda Bulgaristan’dakiuygulamaları anlatan Plovdiv (Filibe)Barosu temsilcisi Av. Georgi Dimitrov

Bozkhov, yaptıkları görüşmelerdebütün ülkelerdeki kadınların

sorunlarının birbirinin ben-zeri olduğunu tespit ettik-lerini ifade ederek, “yapı-lacak en önemli çalışma,

şiddet mağdurukadınları doğ-ruları söyle-mek için teşviketmek, prob-lemleri anlat-maları için ce-saretlendir-mek olacak-tır” dedi.


HA

BER

LER

İzmir Barosu ve İzmir Kadın Ku-ruluşları Birliği tarafından, Türk

kadınının seçme ve seçilme hakkınıkazanmasının yıldönümü dolayısıyla“Kadın, Yasalar ve Siyaset” başlıklıbir konferans düzenlendi.

İzmir Barosu ve İzmir Kadın Ku-ruluşları Birliği tarafından, Türk ka-dınının seçme ve seçilme hakkınıkazanmasının yıldönümü dolayısıyla“Kadın, Yasa-lar ve Siya-set” baş-lıklı birkonferansdüzen-

lendi. 4 Aralık 2017 günü İzmir Ba-rosu ev sahipliğinde düzenlenenkonferansın moderatörlüğünü Av.Hülya Gültekin- yaparken, İstanbulKadın kuruluşları Birliği Dönem Söz-cüsü Av. Nazan Moroğlu ile ekono-mist, akademisyen ve siyasetçi SelinSayek Böke konuşmacı olarak ka-tıldılar.

YILMADAN MÜCADELEEDECEĞİZ

Konferansın açılış konuşmasınıyapan İzmir Barosu Başkanı Av. Ay-dın Özcan, kadın ve erkeklerin eşityurttaşlar olarak, birlikte toplumdavar olmalarının önemli bir uygarlıkaşaması olduğunu ifade ederek buhususun Büyük Önder Mustafa Ke-mal Atatürk’ün devrimlerinin de temelhedefini oluşturduğunu söyledi. Tür-kiye'de, kadınlara seçme ve seçilme

hakkının pek çok Avrupa ülke-sinden önce yasalaştığını dile

getiren Av. Aydın Öz-can, buna rağmen bu-gün gelinen noktadaTBMM’deki kadın mil-letvekili oranının %14,9

olduğunu ve 81 ilden 43’ünde hiçkadın milletvekili çıkarılamadığınısöyledi. Bu durumun Anayasa'da,Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarında,Parti Tüzüklerinde, kadınların seçilmehakkı konusunda pozitif düzenle-melere ihtiyaç duyulduğunu açıkçagösterdiğini söyleyen Av. Aydın Öz-can, siyasette kadınların çıkarlarınıve cinsiyet eşitliği temeline dayalıtoplum-siyaset modelini daha çokkadınların savunduğunu ifade etti.Ülkemizde kota uygulanmasının zo-runlu bir hal aldığını ifade eden Av.Aydın Özcan , “demokrasinin tamolarak başarılabilmesi kadın ve er-keğin toplum içinde eşit bireylerolarak var olmalarıyla mümkündür”dedi. Av. Aydın Özcan sözlerini,“Büyük Önderden aldığımız feyz ilekadının siyasal yaşama aktif katılımınısağlamak için toplumsal cinsiyeteşitliğinin anaokullarından başlamaküzere eğitim ve öğretim hayatında,toplumun her alanında, kurum vekuruluşlarında fiili olarak hayata ge-çirilmesine yönelik İzmir Barosu ola-rak, açmış olduğumuz Kadın Hakları

kadınLarın yaSaLar VESİyaSEttEkİ yErİ İrdELEndİ


HA

BER

LER

Danışma ve Hukuk AraştırmalarıMerkezi ve Çocuk hakları Merkezimizile yılmadan mücadele edeceğimizibir defa daha ifade etmek isterim”diyerek tamamladı.

TOPLUMUN YARISIYIZİzmir Kadın Kuruluşları Birliği

Başkanı Tülin Eraslan ise yaptığıaçılış konuşmasında, Türkiye’nin2016 yılında toplumsal kadın erkekcinsiyet eşitliği sıralamasında 141ülke arasında 139. Sırada olduğunusöyleyerek “vekil oranı olarak dün-yada diğer ülkelerin son derece ge-risinde yer almaktayız” dedi.

Nüfusun %49.8’ini kadınlarınoluşturduğunu söyleyen Eraslan,“bu toplumun yarısıyız. Seçimleröncesi siyasi partilerin önüne koy-mak üzere kadın istihdamından,eğitimine, kreşlerin açılmasından,kadın kotasına kadar tüm detaylarıyla

bir çalışma hazırladık. Kim kadınbakış açısıyla bize yaklaşırsa oyla-rımız onadır diyeceğiz” dedi.

CUMHURİYET AYNIZAMANDA BİR KADINDEVRİMİ

Av. Nazan Moroğlu konuşma-sında kadınların eşit temsil edile-memesinin bir demokrasi meselesiolduğunu ifade ederek; “Cumhuri-yetin kuruluşunu tekrar tekrar okuyupneleri kazanmışız bilmeliyiz. Cum-huriyet hakikaten bir devrim amaözünde eşitlikçilik yattığı için birkadın devrimi aynı zamanda” dedi.

Bugün var olan zihniyetin kadınıbirey olarak görmediğini ifade edenMoroğlu, kadın bedeni üzerindensiyaset yapıldığını, yasal haklarınınyaşama geçmesinin engellendiğinisöyledi. “Geldiğimiz nokta hukukende kadın hakları açısından da çok

vahim” diyen Moroğlu “Atatürk ilkeve devrimleri yol haritamız. Bununkarşısında herkese ve her şeye di-reniyoruz ve Medeni Kanunumuzasahip çıkıyoruz” dedi.

VERDİĞİMİZMÜCADELEDEMOKRASİMÜCADELESİDİR

Selin Sayek Böke ise yaptığı ko-nuşmada kadın haklarının hem im-kanlara erişim anlamında hem deimkanlara erişilse dahi dahil oldu-ğumuz sosyal ve ekonomik alan-larda eşit imkanlarla yaşamasınısağlama noktasında ciddi sıkıntılarıolduğunu söyleyerek, bu durumunsadece Türkiye’de olmadığını ev-rensel bir mücadele olduğunu dilegetirdi. Selin Sayek Böke, 'Nasıl kiTürkiye içerisinde birlik olduğumuzdadaha güçlü oluyorsak, mücadeleninuluslar arası zeminde de ortaklaşa-rak sürmesinin biz kadınlar için çokbüyük kazanımları olacak” dedi. Or-taya çıkan bütün eşitsizliklerin, sı-nırlanmış özgürlüklerin ve toplumuniçinde kadını yok sayan yaklaşımınbaşladığı yerin siyasi iktidarın kul-landığı dil olduğunu ifade eden SelinSayek Böke, bu durumun söylemdekalmayıp eyleme de döküldüğünüsöyledi. Selin Sayek Böke “verdiği-miz mücadele bir demokrasi mü-cadelesidir” dedi.


HA

BER

LER

İzmir Barosu, 24 Ocak 1993 tari-hinde bombalı bir saldırıda katle-

dilen Araştırmacı Gazeteci Uğur Mum-cu ve 24 Ocak 2001’de uğradığısilahlı saldırıda şehit olan DiyarbakırEmniyet Müdürü Gaffar Okkan’ı an-mak üzere bir program düzenledi.

İzmir Adliyesi’nde düzenlenenanma töreninde, İzmir Barosu AtatürkAraştırma Merkezi ve İzmir BarosuŞiir Grubu üyesi meslektaşlarımızUğur Mumcu ve Gaffar Okkan’ı, UğurMumcu’nun satırlarıyla andılar.

Etkinlik öncesi yapılan basın açık-lamasını okuyan İzmir Barosu BaşkanıAv. Aydın Özcan, ülkemizin nice aydınve vatansever evladını hain pusulardakaybettiğini söyleyerek hem UğurMumcu hem de Gaffar Okkan’ın ortakamacının ülkemizin üzerinde oynan-mak istenen büyük kumpası ortayaçıkartmak olduğunu ve hainliğin odaknoktasını kendilerine hedef seçtiklerinidile getirdi.

İzmir Barosu Başkanı Av. AydınÖzcan tarafından okunan basın açık-lamasının tamamı şöyle:

“GÖZLERİN AÇIKSAGÖRECEKSİN, KULAĞINSAĞIR DEĞİLSEDUYACAKSIN,ELLERİN KESİK DEĞİLSEUZANACAKSIN”

Bu güzel ülke nice aydınını, va-tansever evladını hain pusularda, terörtuzaklarında kaybetti.

Bugün 24 Ocak… Bugün o hainpusularda yitirdiğimiz, yüreği vatansevgisiyle çarpan iki yurtseveri anmaküzere toplandık.

Bugün 24 Ocak… Bugünden tam25 yıl önce soğuk bir Ankara günündeyitirdik o güzel insanlardan birini. Biraydınlanma neferi, örnek bir hukukçu,gözü pek bir gazeteci olarak yıllarcahaksızlıkların, yolsuzlukların, yobazlarınüzerine gitti.

Atatürk ilkeleri, lâik, demokratikbir Türkiye'nin yılmaz savunucusuolan Uğur Mumcu dizelerinde; “Ellerinikana bulayanlar, içlerindeki korkularınımezar taşlarıyla yaşayanlar, aynı ada-letsizliğin ve suçun ortaklarıdır hepbirlikte. Gözlerin açıksa göreceksin,

kulağın sağır değilse duyacaksın, el-lerin kesik değilse uzanacaksın” de-mişti ve öyle de yaşadı… Kaleminisatmadı, Vatanına, milletine ihanetetmedi, Varlık sahibi olmayı değil,Cumhuriyetimizin, demokrasimizinvarlığını sürdürmesini tercih etti.

Kısa sürede ipliklerini pazara çı-kardığı terör örgütlerinin bir numaralıhedefi olan Uğur Mumcu, 24 Ocak1993 Pazar günü otomobiline konanbir bomba ile karanlığı aydınlığa tercihedenlerce katledildi.

Cinayeti bugün bile tam olarakaydınlatılamayan Uğur Mumcu’yu kat-leden eller, gerçekte halkımıza, ay-dınlanmaya, Atatürk ilke ve devrimle-rine kalkmıştı.

Bugün 24 Ocak… Bugünden tam17 yıl önce bir Diyarbakır günündeyitirdik bu ülke için canını ortaya koyanbir başka insan olan Gaffar Okkan’ıDoğu'da faili meçhul cinayetlerin arttığı,halkla devletin arasının çok açıldığıdönemlerde Diyarbakır'a Emniyet Mü-dürü olarak atanan Gaffar Okkan,halkla emniyet güçlerinin göz gözebile gelmediği dönemde görevine

uğur MuMcu VE Gaffar okanunutuLMadı


HA

BER

LER

başladı. Vedasında ise şehirde esnafkepenk kapatacak, Diyarbakırlılar O’nugözleri yaşlı uğurlayacaktı.

Görev süresi boyunca insanların,polise bakış açısını değiştiren, Diyar-bakır halkının gönlünü fetheden GaffarOkkan, araya mesafe koymaktansahalkı anlamayı tercih etmiş ve onlarlabütünleşmiştir.

Gaffar Okkan görev süresi bo-yunca Hizbullah'a karşı etkin bir mü-cadele vermiş ve örgütü bitirme nok-tasına getirmiştir. 1998 ve 1999 yılla-rında düzenlenen operasyonlarda bir-çok Hizbullah üyesi yakalanmış, aynızamanda 30'a yakın faili meçhul ci-nayeti aydınlatmıştır.

Diyarbakırlılar Gaffar Okkan’ın şehitedilmesiyle yüreklerine düşen acıyıaçılan anı defterine dökerler.

Diyarbakırlı Emine Teyze, "Diyar-bakır'ın binde biri kötü bilir, o da işinegelmediğinden. Keşke onun gibi ev-ladım olsaydı." Derken, Baloncu Meh-met amca ise "çocuğum ölse bukadar üzülmezdim, Keşke oğlum öl-seydi" diye ağıt yakar.

Uğur Mumcu da, Gaffar Okkanda yaptıkları çalışmalarla "hainliğinodak noktasını" kendilerine hedef seç-mişlerdi.

Mumcu PKK'nın kuruluş sürecini,dinci terör örgütlerini ve bağlantılarınıincelerken, Okkan terör örgütlerinekarşı mücadele ediyordu. Her ikisininde ortak amacı Ülkemizin üzerindeoynanmak istenen büyük kumpasıortaya çıkartmaktı.

Bugün 24 Ocak… Araştırmacı ga-zeteci olmanın ötesinde Türkiye’nin

demokrasi ve aydınlanma mücadelesiveren Uğur Mumcu’yu ve görevi ba-şında şehit edilen Gaffar Okkan’ı veonlarla birlikte tüm şehitlerimizi birkez daha saygı, minnet ve rahmetleanıyoruz.

Son olarak şunları da söylemekisteriz ki, Bu ülke şehitlerimizin kanlarıüzerinde yükselen, Ulu Önder MustafaKemal Atatürk ile silah arkadaşlarınınbize emanetidir ve hiçbir terör örgü-tünün bölmeye, parçalamaya gücüyetmeyecektir. Halkımız en doğudan,en batıya kadar kenetlenecek ve aynıbayrak altında teröre, emperyalizmehayır diyecektir, demelidir.

Uğur Mumcu bir yazısında;

“Vurulduk ey halkım, unutma bizi…” demişti.

Unutmadık, Unutmayacağız!

İzmir Barosu, Menemen’de ger-çekleşen gerici ayaklanmaya kar-

şı Cumhuriyet devrimlerini savu-nurken şehit düşen Asteğmen Mus-tafa Fehmi Kubilay ile bekçiler Ha-san ve Şevki'yi anma törenlerine

her yıl olduğu gibi bu yıl da katıldı.

Törene İzmir Barosu Başkan Yar-dımcısı Av. Mustafa Çetin, İzmirBarosu Saymanı Av. Muammer Er-çoban, Menemen Baro TemsilcisiAv. Koray Yücel ve meslektaşları-

mız katıldılar. Bu vesileyle vefat-larının 87. yılında bir kez dahadevrim şehitlerimiz AsteğmenMustafa Fehmi Kubilay'ı, bekçilerHasan ve Şevki'yi saygı ve rahmetleanıyoruz.

dEVrİM şEhİtLErİMİzİ tÖrEnLE andık

“Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan”mısraı, genç bir Türkiye’nin onuncu yılında mutluyarınlara seslenişiydi. Gel gör ki, birkaç on yılınardından Türkiye batılı tarifiyle iktisaden geri kal-mış bir ülke oldu.

NATO subayları Türkiye’de “çöl zammı” alırlar.İktisadi durumumuz ve itibarımız için en acımisal... Geri kalmış ülke damgasını, Türk aydını,Türk halkı, bir suçlu gibi alnında taşıyor.

Yıllarca kendi çilesine terk edilen fakir halk, ge-ciken yarınların ıstırabı içinde. Toprak - parla-mento ağalığına dayanan demokrasimiz, son onyılda sadece köşe başı milyonerleri türetmiş,mutlu azınlıklar, umutsuz çoğunluğun ıstırapla-rıyla zenginleşmiş, iktisadi planlar siyasi müte-şebbislerin kasalarına bağlanmış, vergiler dargelirlilerin omuzlarına yüklenmiş, vergi adaleti,sosyal adalet, işçi hakları fantezi bir edebiyattanileri gidememiş ve en fenası, siyasi ve iktisadiahlak yoksunluğu bir sari hastalık olmuştu.

Son on yılın iktisadi tablosu karşısında ibretledüşünmeye mahkûm bir kuşağız. Gelecek nesillerideğil, gelecek seçimleri düşünen politikacılarımızbu tablonun ressamlarıdırlar.

Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” paro-lası ile liberalizm, en acı örneğini Türkiye’de ver-miştir. Amerikan kapitalizmini sosyalizme antitezmisali olarak verenler, bünye farklarını tahlil ede-miyenler, oluş şartlarını mukayese edemiyenler-dir.

Ne kazandırmıştır on yıllık liberalizm memle-kete? Kalkınma hızı mı? Sosyal adalet mi? Çalışmagücü mü? İktisadi itibar mı? Milli gelirde artma mı?

Yoksa Ortak Pazar toplantılarında bir gerikalmış ülke ismi mi? Son on yılın örneğindenve sonuçlarından hoşnut olanlar, dünün köşebaşı milyonerlerinden başkaları değildir.

Atatürk devletçiliği ne kaybettirmiştir, ve-yahut iktisadi şartlarımızda ne derece bir de-ğişiklik olmuştur?

Bu soruların cevapları Türk sosyalizmininanahtarıdırlar. Sistemleri, tarihi oluşlarıylabirlikte memleket şartlarıyla düşünmek gerek.Sosyalizm, Lenin’in tarifinde bir işçi diktatör-lüğü, Batılı tariflerde bir iktisadi demokrasi,yani halkın iktisaden kendi kendisini idare et-mesidir. Bunun içindir ki, aynı sosyalizm al-tında çeşitli yönler vardır.

Türk Sosyalizmi ne Marx'ın Sosyalizminebenzemeli, ne de Batı sosyalizminin bir kop-yası olmalı. Memleket şartlarının yarattığı vesiyasal rejime en uygun olan bir sosyalizm.

Türkiye’de demokrasi, kadrosuzluktan do-layı ideal safhaya erişememiş ve acı sonuçlarvermiştir. Kadrosuz sosyalizm ise kötü bir li-beralizm olur. Acılarını yine milletçe çekeriz.

Bugünkü bürokrasi kartvizit imtiyazı, rüş-vet alışkanlığı kalkmadıkça, bilgili, rasyonel,dinamik bir kadro bulamadıkça, sosyalizmdenmucizeler beklemeyelim. Kelimelerin sihrinedeğil, tatbikine önem verelim.

İşte Türk halkı, şartların yarattığı bir Türk sos-yalizmin ve dinamik ve rasyonel bir kadroya muh-taç... Her şeye Atatürk gücüyle ve onuncu yılumuduyla başlayacağız, başlamalıyız.

Uğur MumcuCumhuriyet’teki İlk Yazısı – Yunus Nadi Makale Yarışması

26 Temmuz 1962


türk SoSyaLİzMİHA

BER

LER


HA

BER

LER

Geçtiğimiz yıl İzmir Adliyesi önündegerçekleşen hain terör saldırı-

sında şehit düşen kahraman polismemurumuz Fethi Sekin ile adliyepersonelimiz Musa Can, ölümlerininbirinci yıldönümünde İzmir Adliye-si’nde düzenlenen törenle anıldı.

Baro Başkanımız Av. Aydın Özcan,Yönetim Kurulu Üyelerimiz ve mes-lektaşlarımızın da katıldığı törene ayrıcaİçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AdaletBakanı Abdülhamit Gül, Emniyet GenelMüdürü Selami Altınok, İzmir ValisiErol Ayyıldız, Ege Ordu Komutanı Or-general Abdullah Recep, İzmir Bü-yükşehir Belediye Başkanı Aziz Ko-caoğlu, İzmir Cumhuriyet BaşsavcısıMustafa Doğru, İzmir milletvekilleri, ilçebelediye başkanları, Şehit Fethi Sekin’ineşi Rabia Sekin, babası Mehmet ZekiSekin, Musa Can’ın eşi Mecbure Canve adliye çalışanları katıldı.

Yargı Muhabirleri Derneği’nin açtığıFethi Sekin Fotoğraf Sergisi’nin ge-zilmesinin ardından, İzmir BüyükşehirBelediyesi tarafından açılan anıt heykelyarışmasında dereceye giren CanAkdaş tarafından yapılan Fethi Sekinheykeli açıldı.

şEhİtLErİMİz fEthİ SEkİn VE MuSa can'ı andık


HA

BER

LER

23Aralık 2017 Tarihinde Kü-tahya’da Toplanan Ege Mar-

mara Genişletilmiş Baro BaşkanlarıToplantısında Hukuksal sorunlar ileavukatlık mesleğine ilişkin sorunlarmüzakere edilmiştir.

Baro Başkanları toplantının ba-şında, 87 Yıl önce Menemen’dekatledilen Asteğmen Kubilay ileBekçi Hasan ve Bekçi Şevki’yi rah-met ve saygı ile anmışlardır. Keza,103 Yıl önce Sarıkamış’ta kaybetti-ğimiz şehitlerimiz de rahmet vesaygı ile anılmıştır.

Başkanlar aşağıdaki hususlarınkamuoyuna duyurulması konusundaanlaşmışlardır.

1- Baro Başkanları, Türkiye’dedevam eden OHAL’in derhal sonaerdirilmesinin gerekliliğine işaret et-mişlerdir. Demokratik rejime alternatifolarak gelişen bu süreçte, hükümetin

hukuksal ve anayasal her türlü de-netimden uzak olan bir işlevde olmasıHukuk Devleti açısından son dere-cede tehlikeli bir gelişme olarak ta-nımlanmıştır. Hukukun evrensel ilke-lerinin genel kabule ulaştırdığı adaleteerişim ve adil yargılanma ilkelerininciddi biçimde ihlal edildiğine işareteden Baro Başkanları, bu ilkelere ye-niden kavuşulmasının yaşamsal ol-duğunu vurgulamışlardır. Bu süreçteözellikle de savunma mesleğine yö-nelik olarak KHK'lar ile getirilen sınır-lamaların yargılamaları ciddi biçimdeetkilediği ve evrensel normlardanuzaklaşıldığı konularında uyarıda bu-lunmayı görevleri olarak saymışlardır.Cezaevlerinin değişen koşullarındanyargılamalara ve savunmaya ilişkinkısıtlamalara kadar bir dizi karar vesonucun hukuk devleti tanımına uy-madığı saptanmıştır. Keza, Anaya-sa’nın 138. Maddesi ile belirlenmişilkelerin uzağında kalınması nedeni

ile yargıya müdahalelerin olağanüstüboyutlara vardığı ve bu nedenle yargıbağımsızlığı ve tarafsızlığının da ciddibiçimde ihlal edilmiş olduğu tespitedilmiştir.

2- OHAL koşullarının zorlanma-sının doğal sonucu olarak işkenceve kötü muamele iddialarının yenidengündeme gelinmiş olduğu kanısınavarılmıştır. Baro Başkanları, kamununkoruması altında bulunan herkesinşüpheli bile olsa devlet teminatı al-tında bulunduğu hususunu hatırlat-mayı, görevlerinin gereği saymak-tadırlar. Emniyet Müdürlüklerinde‘intihar ettiği’ iddia edilen şüphelilerile ilgili kamuoyunu tatmin edecekherhangi bir işlem yapılmaz iken,hakkında beraat kararı verilmiş sa-nıkların, gözaltında iken adli tıp ra-porları ile kanıtlanan işkence iddialarıkarşısında, idari soruşturmalarındahi sonuçlandırılamamış olması,

EGE MarMara GEnİşLEtİLMİşBaro BaşkanLarı topLantıSının

yayınLanan SonuÇ BİLdİrGESİ


HA

BER

LER

kolluk kuvvetlerine karşı yeni veolumsuz bir algının doğumuna ne-den olmuştur. OHAL sürecinde iş-kencenin vardığı boyut, gözaltındakiavukatlara dahi sirayet etmiştir.

3- OHAL sürecinin en belirginözelliklerinden biri de tutuklamalarınciddi ölçüde çoğalmış olmasıdır.

Diğer yandan kaygı yaratan uzuntutukluluk sürelerinin de giderekartık ciddi boyutlara vardığına tanıkolunmuştur. Bu bağlamda özelliklegazetecilere yönelik olarak tutuklamayolu ile geliştirilen ‘gözdağı’ süreci,basın özgürlüğü ve ifade özgürlü-ğünü ciddi biçimde ihlal etmiş veülkemizin özgür dünya üzerindeki

itibarını sarsan ciddi boyutları ifadeetmiştir.

4- Baro Başkanları, devlet kav-ramının tanımı içerisindeki temel ku-rumsallıkların cemaatlere teslim edil-mesi sureti ile dönüştürülen yapınınmağdur ettiği çocuklarımızın istis-mara uğramış olmalarını, çok ciddibir tehdit olarak işaret etmektedir.Cemaat yurtlarına terk edilen ço-cuklarımızın, cinsel istismara maruzkalmalarının, kabul edilebilir, geçiş-tirilebilir ya da sessiz kalınacak birolgu olarak tanımlanması ve yeterlitepkinin verilmemiş olmasının ‘utanç’vesilesi olduğu konusunda muta-bıktırlar. Kayıtsızlığın geldiği boyutların38 günlük Tatar Bebeğe kadar var-dırılmış olmasının Baro Başkanlarıüzerindeki en temel vurgusu kesinbir dille ifade edilmektedir: CemaatYurtları Derhal Kapatılmalıdır...

5- Toplantıya katılan Baro Baş-kanları son bir yıl içerisinde ülke-mizde çevre sorunlarının giderekartan bir boyut kazanmakta oldu-


HA

BER

LER

ğuna işaret ederek, özellikle deranta dayalı olarak gelişen bu süreceilişkin Baroların Avukatlık yasasındankaynaklanan müdahale gücünü mü-zakere etmişlerdir. Özellikle de Ba-rolar tarafından açılan bu tür dava-larda hak ehliyetinin bulunmadığıyolundaki yargı kararlarının sürecingeldiği nokta itibariyle, kararı verenyargı organlarının da sorumlu kıla-cağı noktasında birleşmişlerdir. Sonkez Gölcük Milli Parkında yaşan-makta olan ve toplumsal baskıyarağmen geri alınmayan kararlarındiğer örnekleri de Çanakkale KazDağları, Artvin Cerattepe, İzmir Efem-çukuru, Uşak Muratdağı, Aydın Ger-mencik, Bursa Uludağ, Uluabat veİznik, Karadenizde ve ülkenin diğerkesimlerinde yaşanmaktadır. Keza,RES ve HES santralleri uğruna fedaedilen değerler de bu rant arayışla-rına dahildir. Bu süreçte özellikleÇED raporlarının aranmaması veyabu raporlara uyulmaması şeklindeverilen hukuka aykırılıklar siyasetirant anlayışı ile birleştirilmektedir.

6- Baro Başkanları, gelişen sü-reçte avukatlık mesleğine ilişkin öte-den beri besledikleri kaygının giderekçok önemli bir boyut kazandığınıtespit etmişlerdir.

Denetimsiz bir biçimde ve ihtiyacıaşan bir boyutta açılmış olan ve halende açılmaya devam eden Hukuk Fa-kültelerinin verdiği mezunların avukatlıkmesleğine tehdit oluşturan bir konumageldiği saptanmıştır. Bu bağlamdabir yandan bu fakültelerde verileneğitimlerin yetersizliğine, akademikkadro eksikliklerinden kaynaklananeğitim yetersizliklerine işaret etmişlerdir.Bu nedenle bir an önce mesleğe ka-bulde sınav sisteminin getirilmesininönemine işaret eden Baro Başkanlarımeslekteki kalite sorununun aşılabil-mesi bakımından da bu süreçtekiteknik konuları müzakere etmişlerdir.

7- Son kez çıkartılan bilirkişilikyasası ile yargılamalarda hukukçubilirkişilerin devre dışı bırakılmış ol-masının sakıncalarını müzakere edenbaro başkanları, önümüzdeki süreçtebu durumun mahkeme kararlarınıolumsuz etkileyeceğinin ve adaletinadliye sarayları dışında aranmasıgibi bir sonuç öngörmüşlerdir. FETÖsoruşturmaları ve BAM atamalarınedeniyle ilk derece mahkemele-rinde ortaya çıkan deneyim eksikli-ğinin azami düzeye vardığı bir sırada,bilirkişilik kurumunun deneyimindenyararlanmayı reddeden bir algı, yar-gılamaların adil sonuç doğurmasınıda engelleyecektir.

8- Baro Başkanları İş Yasasındayapılan değişiklik ile getirilen zorunluarabuluculuğun dava şartı halinegetirilmesine ilişkin karşıtlıklarını ifadeederek, Anayasadaki hak aramaözgürlüğünün ihlal edildiğini tespitetmişlerdir. İş veren- işçi gibi eşit-sizlikleri başından belli olan bireyleriçin öngörülen bu sürecin, sadecehukuksal sonuçları itibariyle değil,emek dünyasına yönelik sonuçlarıitibariyle de kabul edilemez olduğusaptanmıştır. Adalet Bakanı tarafın-dan yapılan ve boşanmada da ara-buluculuk müessesinin devreye gi-receğine ilişkin açıklamalardan du-yulan kaygıları ifade eden baro baş-kanları, sürecin giderek ‘çifte hukuka’evrileceği kaygısını paylaşmışlardır.

9- CMK ile getirilen değişikliklerbağlamında uzlaşmaya tabi suçlariçin öngörülen uzlaşmacıların, kamugörevlileri arasından seçilmesininyarattığı olumsuz sonuçları değer-lendiren Baro Başkanları, güç sa-hibinin kamu görevlisi olması, zımniolarak kamu gücü ve imkanlarınıkullanması, bu uğurda çalışma sa-atlerinin harcanması ve yetersiz hu-kuk bilgisine işaret ederek öngörülenmüessesenin işlerliğinin yitirilmesigibi bir ciddi neticeye işaret etmiş-lerdir. Bu durumun yurttaşların telafisiimkansız hak kaybına neden olduğuörnekleri ile sergilenmiştir.

Türkiye; hukuk devleti mücade-lesi vermesi gereken, yargısını ba-ğımsız ve tarafsız kılması için yapısalreformlara ihtiyaç duyan çok önemlibir zaman dilimini yaşamaktadır. Bubağlamda demokrasi inançlarını pe-kiştiren Baro Başkanları, demokratikgelişim süreçlerine en çok ihtiyaçduyulan bu aşamaların, OHAL süreciile sürdürülmekte olmasını son de-recede kaygı ile karşılamakta ve birhukuk reformuna işaret etmektedir.


HA

BER

LER

İzmir Barosu tarafından, 696 sayılıKanun Hükmüne Kararname hak-

kında bir basın açıklaması düzenledi.Çok sayıda meslektaşımızın katıldığıbasın açıklamasında "OHAL DerhalSonlandırılmalıdır" çağrısı yapıldı

BASINA VE KAMUOYUNA

Kişi hak ve özgürlüklerinin yok sa-yılmasına, demokrasinin askıya alın-masına, adil yargılanmanın önünegeçilmesine neden olan KHK’lar di-zisinin sonuncusu olarak 696 sayılıKHK’da, 24/12/2017 tarihli Resmi Ga-zetede yayınlanarak yürürlüğe gir-miştir.

Siyasal iktidarın,15 Temmuz darbegirişiminin ardından, terörle mücadeleiçin ilan edilen olağanüstü halin kap-samına girmeyen olaylar hakkındahukuksal ve anayasal her türlü dene-timden uzak bir şekilde KHK ile dü-zenlemeler getirmesi Hukuk Devletiaçısından son derecede tehlikeli birgelişmedir. Anayasa Mahkemesinin,üzerinde “olağanüstü hal kapsamın-da” çıkarıldığına dair ibare bulunanKHK’leri, içeriği ne olursa olsun ince-leyip denetleyemeyeceğine ilişkin ka-rarı, bugün içinde olduğumuz hukuktartışmalarının asıl sebebidir. Son KHKile insanlığın ve çağdaş toplumların

katılımcı, çoğulcu demokrasi yanındaulaştığı en önemli aşama hukukunüstünlüğünün egemen olduğu, insanhak ve özgürlüklerine dayanan hukukdevleti ilkesi bir kez daha göz ardıedilmektedir.

KHK ile Bakanlar Kurulu TBMM’ninyerini almıştır. OHAL ile ilgisi olmayankonularda dahi yasal düzenleme vekanun çıkarma, kanunlarda değişiklikyapma TBMM’den alınarak BakanlarKuruluna verilmiştir. 696 sayılı KHKile 137 madde başlığı altında düzen-leme yapılmıştır. Bu düzenlemeler ilebirçok kanunda “torba kanun” mantığıile değişikliğe gidilmiştir.

Yapılan değişiklikler olağanüstühal ile ilgili değişiklikler değildir. BuKHK ile yargılamanın nasıl yapılaca-ğından tutun ormanlık alanların imaraaçılmasına kadar bir çok konuda de-ğişikliğe gidilmiştir.

696 sayılı KHK ile özellikle mesle-ğimize ve savunma hakkına yönelikdüzenlemeler, hukuk devletinde rast-lanmayacak bir biçimde “ölçülülükve gereklilik” koşullarını çoktan aş-mıştır;

n 696 KHK’nin 98. MaddesiCMK’nun 280.maddesini değiştirmiştir.

Bu düzenleme uyarınca; ilk derecemahkemesinin kararı hukuka uygunve yeterli gerekçeyi içermese veyasavunma hakkı kısıtlanarak yapılanyargılamaya dayalı olarak hükümverilmiş olsa bile istinaf mahkemesibu hükmü bozamayacak, söz ko-nusu hukuka aykırılığı kendisi gi-dermeye çalışacaktır. Deliller ile te-mas eden, sözlü, açık ve yüze karşıyargılama yapan ilk derece mah-kemesinin yaptığı yargılama asılyargılamadır. İlk derece mahkeme-sinin verdiği hüküm yeterli ve hukukauygun gerekçeyi içermiyor ise istinafmahkemesinin yapacağı yargılamafaaliyeti, yargılamanın asıl yapıldığıyer olan ilk derece mahkemesindekiyargılamayı tümü ile önemsiz ve et-kisiz hale getirecektir.

n CMK’nın 129. Maddesi uyarınca,el konulan belgeleri inceleme yetkisikural olarak hakime, istisnai olarakda Cumhuriyet savcısına aittir. 696sayılı KHK bu konuda Anayasa’yaaykırı biçimde, kolluğa belge incelemeyetkisi vermiştir. Bu düzenlemede, ki-şinin özel hayatının gizliliği, savunmahakkı, adil yargılanma hakkı baştaolmak üzere pek çok temel hak veözgürlüğe aykırılık içermektedir.

ohaL dErhaL SonLandırıLMaLıdır!


HA

BER

LER

n 696 sayılı KHK’nın 96. madde-siyle getirilen zorunlu müdafinin du-ruşmaya hiç gelmemiş olması halindede yargılamaya devam edileceğineilişkin düzenleme Anayasa ve AİHS’in-de yer alan adil yargılanma hakkınıaçıkça ihlal etmektedir.

n 696 sayılı KHK’nın 97. madde-siyle; delillerin sanığın yüzüne “okun-ması” değil “anlatılması” esası geti-rilmiştir. Ceza yargılamasının temel il-keleri uyarınca duruşma; açık, sözlüve yüze karşı yapılır. Duruşmadaortaya konulmayan ve tartışılmayandeliller hükme esas alınamaz. Bu dü-zenleme uyarınca, deliller tümü ileokunmadan ve böylece duruşmadasözlülük ve yüze karşılık ilkeleri tümüile sağlanmadan sadece delillerin“anlatılması” ile yetinilmesi adil yargı-lanma, silahların eşitliği ve savunmahakkını ihlal edecektir.

n KHK’nin 121. maddesinde“darbe girişimi ve terör eylemlerininbastırılması için hareket ettiği ilerisürülen sivillere cezai sorumsuzluk”getirilmektedir. İktidar, bu maddenin15 Temmuz darbecilerine karşı mü-cadele eden sivilleri korumak içinçıkarıldığını ifade etmektedir. Ancak“ terör eylemlerinin bastırılması…”cümlesi dünden daha çok bugünve gelecekle ilgili eylemleri hedef-lemektedir. Böylece günümüzdeya da gelecekte her terör eylemininbastırılmasında sivillerin şiddetebaşvurmasına imkan sağlanmaktave suçsuzlukları ilan edilmektedir.Düzenleme açıkça Anayasa’ya ay-kırılık içermektedir. Anayasa’mızagöre genel af ancak TBMM üyetamsayısının 3/5 çoğunluğu ile ka-bul edilebilir.KHK’de ortadan kalkansuçun tarih ve zamanı açıkça be-lirtilmemiştir. Bu husus mahkemenintakdirine bırakılmıştır. Bugünkü yargı,düzenlemenin içeriğine bakarakaffı en geniş anlamda uygulayabilir.Bu karar bazı sivil güçlere suç iş-

leme özgürlüğü getirebilir.

n İrticai bir terör örgütü tarafındanyapılan darbe girişimini fırsat bilenirticai kişi ve grupların laik TürkiyeCumhuriyeti Devleti ve Türk Ordu-sundan intikam almak isteğiyle 15Temmuz'da Boğaziçi köprüsü üzerindeüniformalı, silahsız er ve askeri öğ-renciler başta olmak üzere Türk ordumensuplarına yönelik linç girişimi bi-lincimizde derin yaralar açmıştır. 696sayılı Kararname ile bu kişilere de afgetirilmektedir. Oysaki darbeye karşıduranlar ile linç girişiminde bulunanlarancak adil ve bağımsız Türk yargısınınvereceği kararlarla ortaya çıkabilecektir.Kamu vicdanı, bağımsız ve tarafsızyargının, hukukun üstünlüğünü gö-zeterek vereceği kararla tatmin ola-caktır.

n Yine Anayasal düzene ve budüzenin işleyişine karşı suçlar" nede-niyle cezaevinde hükümlü ve tutuklubulunanların duruşmalara tek tip kı-yafetle getirilmesi düzenlemesi açıkçainsan hak ve hürriyetlerine ve masu-miyet karinesine aykırılık içermekte-dir.

Anlaşıldığı üzere bir tek hükmübile OHAL’le ilgili olmayan 696 sayılıKHK ile milli irade bir kez daha yoksayılmıştır. Cumhuriyetin temel nite-liklerinde ki hukuk devleti olma niteliğizaafa uğratılmıştır. Bu yapılan düzen-lemelerle henüz mahkeme kararı ile

suçlu olduğu kesinleşmeyen insanlarıncezalandırılması yanı sıra, devletin vegüvenlik güçlerinin keyfi uygulamalarlasivillerin denetimine bırakılması so-nucunda toplum büyük zarar göre-cektir. Devletin ve güvenlik güçlerininyetkileri hiçbir şekilde sivillere deviredilemez. Bu uygulama toplum içindeinfial oluşturacak eylemlere varacaksonuçlar doğuracaktır. Kendi kişiselçıkarlarını korumak amacı ile bu dü-zenlemeden faydalanacak birçok kişiolacaktır. Bu süreç sonunda verilecekhükümlerin Avrupa İnsan Hakları Mah-kemesi’nce hak ihlali olarak yorum-lanacağı da açıktır.

Avukatların ortak çıkarlarını, meslekigeleceklerini güvence altına alma,mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmanınyanı sıra "insan haklarını savunmakve korumak" görevi de üstlenen İzmirBarosu temel hak ve özgürlüklereyönelik ciddi kısıtlamalar içerenKHK’lerle ilgili ortaya çıkabilecek hakihlallerine karşı, özellikle savunmahakkına yönelik kısıtlamalara karşı,hukuktan aldığı güçle mücadele ede-cektir. İzmir Barosu olarak çağrımızıyineliyoruz; olağan bir yönetim biçiminedönüşen OHAL derhal sonlandırılmalı,tatilde olan Türkiye Büyük Millet Meclisitoplanmalı, konu milli bir meseleolarak ele alınarak Türkiye Cumhuri-yetinin temel nitelikleri korunmalıdır.Kamuoyunun bilgisine sunarız.Saygılarımızla.

Baro BaşkanLarı oLağanüStütopLandı: “696 SayıLı khk dErhaL

GErİ ÇEkİLMELİdİr”


HA

BER

LER

Türkiye Barolar Birliği BaşkanıAv. Metin Feyzioğlu başkanlı-

ğında Ankara’da olağanüstü topla-nan aralarında İzmir Barosu BaşkanıAv. Aydın Özcan’ın da bulunduğubaro başkanları yayınladıkları sonuçbildirgesinde 696 sayılı OHAL KHK’sıile milli iradenin bir kez daha yoksayıldığını kaydederek, “OHAL der-hal kaldırılmalıdır, 696 sayılı KHKderhal geri çekilmelidir” dedi.

Bildirgede, “Anayasa ihlallerindenbile daha vahim olanı, 696 sayılıKHK’nın insanların yaşamlarını teh-likeye atan bir sorumsuzluk maddesiiçermesidir” denilerek böyle bir dü-zenlemenin kanunla dahi yapılama-yacağı vurgulandı.

Sonuç bildirgesi şöyle:

OHAL KHK’LARI VEDEVLETİN GÜÇ KULLANMAYETKİSİNİ SİVİLLEREDEVREDEN 696 SAYILIOHAL KHK’SI HAKKINDAOLAĞANÜSTÜ BAROBAŞKANLARI TOPLANTISISONUÇ BİLDİRGESİ

1. OHAL derhal kaldırılmalıdır.Çünkü OHAL terörle ve darbeyekalkışanlarla mücadele amacınındışında, olağan bir yönetim biçimiolarak kullanılmaya başlanmıştır.

2. Devletin ilgili kurumlarının elin-de, OHAL olmaksızın da terörle mü-cadele etmeye yetecek güç ve yet-kiler vardır.

3. Türkiye Barolar Birliği ve Ba-rolarımız hukuk çerçevesinde terörlemücadele edilmesini her zamandesteklemiştir. Ancak OHAL bu ha-liyle, terörle mücadeleyi sekteye uğ-ratmaktadır. Çünkü; Türkiye’nin de-mokratik görüntüsüne ağır zararvermektedir. Bu da, terör örgütlerininözellikle dış ülkelerde meşruiyet ka-zanma girişimlerini kolaylaştırmak-tadır. Türkiye’nin yatırım yapılama-yacak bir ülke olarak görünmesineneden olmaktadır. Savunma hakkınısınırlayarak yargılama sürecindesuçlu ve suçsuzun birbirinden ay-rılmasını zorlaştırmaktadır. Masumlarımağdur etmektedir. Gerçek suçlu-ların masumların arkasına saklan-masına imkân sağlamaktadır.

4. Bugüne kadar OHAL ile ilgisiolmayan binlerce düzenleme, OHALKHK’ları yoluyla yapılmıştır. Üstelikbunların önemli bir kısmının KHKile düzenlenmesini Anayasamız ya-saklamıştır. Bunlar aynı zamandaAvrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nede aykırıdır.

5. Mevcut uygulamada hangikonuların kanunla, hangilerinin KHKile düzenleneceğine Cumhurbaşkanıve Bakanlar Kurulu karar vermektedir.Oysa bu konuda esas alınabilecektek irade ve tek belirleyici Anayasadır.Bu durum, TBMM’nin yetkilerinin fii-len elinden alınması anlamına gel-mektedir.

6. Bir tek hükmü bile OHAL’leilgili olmayan 696 sayılı KHK ile milliirade bir kez daha yok sayılmıştır.

7. Bu süreç sonunda verilecekhükümlerin Avrupa İnsan HaklarıMahkemesi’nce hak ihlali olarak yo-rumlanacağı da açıktır. Gerek 696sayılı KHK’da, gerek önceki KHK’lar-da Anayasa’ya aykırı yüzlerce dü-zenleme vardır. Mesela tek tip elbisedüzenlemesi ile sanıkların peşin ola-

OHAL KHK’ları ve Devletin Güç Kullanma Yetkisini Sivillere Devreden 696 SayılıOHAL KHK’sı Hakkında Olağanüstü Baro Başkanları Toplantısı Sonuç Bildirgesi


HA

BER

LER

rak suçluluğunun kabul edildiği gö-rüntüsü verilmektedir. Savunma hakkıağır şekilde ihlal edilmektedir. Tür-kiye’deki yargılamaların dünyada;önyargılı, suçsuzluk karinesini yoksayan ve usulen yapılan yargılamalarolarak görülmesine sebep olun-maktadır.

8. Bu apaçık Anayasa ihlallerin-den bile daha vahim olanı, 696sayılı KHK’nın insanların yaşamlarınıtehlikeye atan bir sorumsuzluk mad-desi içermesidir.

9. 696 sayılı KHK, sadece 15Temmuz 2016 darbe girişiminin bas-tırılmasına katılan sivil vatandaşları-mıza yönelik ve yalnızca kanunlaTBMM tarafından düzenlenebilecekbir genel af veya sorumsuzluk ge-tirmekle kalmamıştır. Geleceğe yö-nelik olarak da sivil vatandaşlarcasuç işleme özgürlüğü olarak anla-şılabilecek mutlak bir ceza ve taz-minat sorumsuzluğu getirmiştir. Böy-le bir düzenleme kanunla dahi ya-pılamaz.

10. Her ne kadar bazı yetkililerinaçıklamaları, KHK’nın ilgili madde-sinin sadece 15 ve 16 Temmuz2016’yı kapsama niyetiyle yazıldığışeklinde olsa da, madde metniböyle değildir. Geleceğe yönelik veucu açık bir ceza ve tazminat so-rumsuzluğu getirilmiştir.

11. Darbe teşebbüsünün devamıniteliğindeki eylemler ne demektir?Kim, neye göre bunu tespit ede-cektir? Barışçıl bir protesto eylemini15 Temmuz’un devamı niteliğindediye yorumlayıp temel haklarını kul-lanan insanlara saldıran, öldüren,darp eden gruplar olur ise, bu suç-lular, bu maddenin kendilerine buhakkı verdiğini sanacaklardır.

12. Yetkililerin açıklamalarına göreyapılmak istenen bu değilse bile,KHK’da yazılmış olan budur. Dina-

mitin fitilini yakmak kolay, söndürmesiçok zor hatta bazen imkansızdır.Vatandaşlarımız huzursuzdur. Kardeşkavgasına zemin hazırlayan bu va-him madde acilen geri çekilmelidir.Ancak derhal ve bir ilk adım olarak;maddenin savunmasını yapanlarcaiddia edildiği gibi uygulama kapsamıen son 16 Temmuz 2016’yı kapsı-yorsa, bu tarih açıkça madde met-nine yazılmalıdır. Böylece maddeningeleceğe yönelik bir suç işleme so-rumsuzluğu olarak anlaşılan anlatımıortadan kaldırılmalıdır. Yetkili ma-kamların sözlü beyanları kuşkusuzbağlayıcı değildir.

13. Kaldı ki sosyal medya mesajve yorumları okunduğunda, sokaktakonuşulanlar dinlendiğinde azım-sanmayacak sayıda kişinin bu mad-denin kendilerine bu hakkı verdiğinisandıkları görülecektir. Çok büyükkitlenin ise huzursuzluğa ve güven-sizliğe sevk edildiği anlaşılacaktır.Bu sosyal gerçeklik dahi, maddeninkapsamına ilişkin düzeltme yapıl-masını zorunlu kılmaktadır.

14. Milli bir konuda inatlaşmaktüm topluma ve ülkemize geri dö-nülmez zararlar verir. Aziz vatan-daşlarımızın canlarının, temel hakve hürriyetlerinin zarar görmemesiTürkiye Barolar Birliği’nin ve Baro-

larımızın tek dileğidir. Bunu talepetmek de hepimizin asli görevidir.

Bu sebeplerle, olağanüstü gün-demle toplanan Türkiye BarolarBirliği ve Baro Başkanları olarak di-yoruz ki;

n OHAL derhal kaldırılmalıdır.

n 696 Sayılı KHK derhal geriçekmelidir.

n Tatilde olan Türkiye BüyükMillet Meclisi derhal toplanmalıdır.Konuyu, milli bir mesele olarak elealmalıdır.

n Anayasa Mahkemesi yirmi altıyıllık içtihadını hatırlamalı, hukukdevletine sahip çıkmalı ve OHAL ileilgili hiçbir hüküm içermeyen buKHK’yı derhal incelemelidir.

n Türk Milleti’nin doğru bilgilen-dirildiği taktirde sağduyusunun galipgeleceğine güveniyoruz.

n Milletimizin, hukukun evren-selleşmiş kurallarının sağladığı güveniçerisinde birlik ve beraberlik halinde,huzurlu bir şekilde yaşayabilmesiadına sürecin takipçisi olacağımızı,halkımızı kimseden çekinmeden bil-gilendirmeye devam edeceğimizivatandaşlarımıza taahhüt ediyoruz.

Kamuoyunun bilgilerine saygıylasunarız.

dünyayı turuncuya BoyayaLıM

Birleşmiş Milletler (BM) GenelSekreterliği’nin '25 Kasım

Kadına Yönelik Şiddete KarşıUluslararası Mücadele Günü'kapsamında başlattığı ’DünyayıTuruncuya Boyayalım’ etkinlik-leri çerçevesinde İzmir Baro-su’nun kadın yöneticileri ve ka-dın çalışanları turuncu tişörtlergiyerek ‘Kadına Yönelik ŞiddeteKarşı Birleşin’ mesajı verdiler.

Düzenlenen etkinliğe İzmir Ba-rosu’nun kadın yöneticileri olanGenel Sekreter Av. İlke Erol, yö-netim kurulu üyeleri Av. NilayErtem Durlu, Av. Betül Harman-şah’ın yanısıra Baro Başkanı Av.Aydın Özcan, Başkan YardımcısıAv. Mustafa Çetin, Sayman Av.Muammer Erçoban ve yönetimkurulu üyesi Av. Cem Cemal Coş-kan da destek verdi.

İzmir Barosu Yönetim Kuruluve Baro’nun kadın çalışanları,etkinliğin ardından İzmir Baro-su’nun geleneksel cübbe giymetörenine geçerek burada bulunanyaklaşık 350 kişi önünde de “ka-

dına yönelik şiddete hayır” me-sajını tekrarladılar.

Baro Başkanı Av. Aydın Özcantörende yaptığı konuşmada, “İz-mir Barosu kadına yönelik şid-dete hayır diyor. Kadın yöneti-cilerimiz ve kadın çalışanlarımızda bugün turuncu tişörtleri gi-yerek kadına yönelik şiddetlemücadelede farkındalık yarat-tılar” dedi. İzmir Barosu KadınHakları Merkezi’nin kurulduğu2011 Aralık ayından bu yana3600 olayda hizmet verdiğiniifade eden Av. Aydın Özcan, Tür-kiye’de bir erkek şiddeti var. Ne-redeyse her gün bir kadınımızeşi, sevgilisi, aile bireyleri tara-fından öldürülüyor ya da darpediliyor. Alınan koruma kararlarıbile işe yaramıyor. Biz İzmir Ba-rosu olarak Türkiye’nin hangişehrinde olursa olsun kadınayönelik şiddet vakalarını yakın-dan takip ediyoruz ve etmeyedevam edeceğiz” dedi.

Ülkemizde şiddetin neredeyseher alanda olağanlaştığını söy-

leyen Baro Başkanı Av. AydınÖzcan, iki yıl önce faili meçhulbir cinayete kurban giden Di-yarbakır Barosu Başkanı Av.Tahir Elçi’yi hatırlattı. Av. AydınÖzcan baro başkanları toplan-tılarında defalarca kendisiyleçalışma fırsatı bulduğunu söy-leyerek, “Av. Tahir Elçi, huku-kun üstünlüğünü, yargı bağım-sızlığını, temel hak ve özgür-lükleri, ülkedeki kardeşliği sa-vunan bir baro başkanıydı. Ölü-mü bütün meslektaşlarımızıbüyük acıya boğdu” dedi. Ara-dan iki yıl geçmiş olmasınarağmen Tahir Elçi cinayetininhala faillerinin bulunamadığınısöyleyen Av. Aydın Özcan,“Devletin görevi Tahir Elçi ci-nayetinin faillerini tespit ede-rek gereğini yapmasıdır. Temelhak ve özgürlükler, hukukunüstünlüğü, yargı bağımsızlığımücadelesi yapan Tahir Elçigibi isimler ülkemizde maale-sef o kadar az ki, bu değerle-rimize sahip çıkmak durumun-dayız” dedi.


HA

BER

LER


HA

BER

LER

İzmir Barosu çalışanlarının örgütlüolduğu Tez Koop İş Sendikası

ile İzmir Barosu arasında bir süredirgörüşmeleri devam eden toplu işsözleşmesi Baro’da düzenlenen tö-renle imzalandı. İmza törenine, İzmirBarosu Başkanı Av. Aydın Özcan,Baro Başkan Yardımcısı Av. MustafaÇetin, Baro Genel Sekreteri Av. İlkeErol, Baro Saymanı Av. MuammerErçoban, Tez-Koop-İş İzmir 2 No’luŞube Başkanı Caner Fırat, Türk İş3. Bölge Temsilcisi Süleyman Yıldırımve Baro çalışanlarımız katıldı.

HER SÖZLEŞMEDEÖNEMLİ KAZANIMLARELDE EDİYORUZ

İmza töreninde konuşan Tez-Koop-İş İzmir 2 No’lu Şube Başkanı CanerFırat, Türkiye’de işçilerin şartları hergeçen gün kötüye giderken İzmir Ba-rosu ile yapılan her sözleşmede önemlikazanımlar elde ettiklerini belirtti. Fırat,“bir önceki sözleşmede çalışanlarınücretlerini netten brüte götürmeninüzerine, bu sene de enflasyonun çokçok üzerinde bir sözleşmeye imzaatıyoruz. Bu süreçte gerek İzmir’dekiişçi hareketlerine katkı sağlayan, ge-rekse İzmir Barosu çalışanlarına değerveren İzmir Barosu Başkanıma veYönetimi’ne canı gönülden teşekkürediyorum” dedi.

Türk İş 3. Bölge Temsilcisi Sü-leyman Yıldırım ise İzmir Barosu’nunçalıştırdığı insanlara saygı duyan,emeğe saygı duyan ülkenin birlikve bütünlüğünden yana, İzmir’inmenfaatlerinden yana hertürlü mücadeleyiverdiğini söyle-yerek, imzala-nan sözleş-menin çalı-şanlar veBaro içinhayırlı olma-sını diledi.

İzmir BarosuBaşkanı Av. AydınÖzcan ise toplu sözleşmeçalışmalarını yürüten Baro BaşkanYardımcısı Av. Mustafa Çetin, BaroGenel Sekreteri Av. İlke Erol ve BaroSaymanı Av. Muammer Erçoban’ateşekkür ederek başladığı konuş-masında bir önceki sözleşmede ça-lışanların maaşlarını netten brüteçevirerek bir ilki gerçekleştirdiklerini,bu dönemde de İzmir Barosu’nunşartlarının sonuna kadar kullanarakBaro çalışanları lehine en iyi söz-leşmeyi imzalamak için çalıştıklarınıifade etti. “İzmir Barosu olarak 8500avukat ve 1200 stajyer avukat olmak

üzere yaklaşık on bin meslektaşımızahizmet veriyoruz. Meslektaşlarımızayönelik yapmış olduğumuz hizmet-lerle ve meslektaş odaklı projeleri-mizle Baro’nun avukat için olduğunu

gösterdik. Tüm bunları tekbaşımıza yapmamız

mümkün değildi.Bu hizmetleribaro persone-limizle birliktegerçekleştiri-yoruz. Karşı-

lıklı saygı vesevgi çerçeve-

sinde çalışmaları-mıza devam edeceğiz”

dedi.

Yapılan toplu sözleşmenin birçokişyerine örnek olacağını düşündü-ğünü ifade eden Av. Aydın Özcan,İzmir Barosu’nun emekten yanaolan tavrının her koşulda devamedeceğini söyledi. İzmir Barosu’nunsendikalar başta olmak üzere siviltoplum örgütleri ile omuz omuzamücadele ederek Türkiye’nin so-runlarına sahip çıkacağını ifade edenAv. Aydın Özcan “Sadece meslek-taşlarımızın değil, Türk halkının veçocuklarımızın da geleceğine sahipçıkmaya çalışıyoruz” dedi.

yEnİ dÖnEM topLu İş SÖzLEşMESİ İMzaLandı

İzmir Barosu’nun önceki dönembaşkanlarından Av. Nevzat Er-

demir, vefatının dokuzuncu yılındamezarı başında anıldı. İzmir BarosuBaşkanı Av. Aydın Özcan yaptığıkonuşmada Nevzat Erdemir’in her-kesi kucaklayan bununla birlikte fi-kirlerinden asla ödün vermeyen birinsan olduğunu dile getirerek çokverimli olacağı bir çağda yaşamınıyitirdiğini ifade etti.

İzmir Barosu’nun önceki dönembaşkanlarından Av. Nevzat Erdemirvefatının dokuzuncu yılında mezarıbaşında anıldı. Anmaya Av. NevzatErdemir’in ailesi, İzmir Barosu Baş-kanı Av. Aydın Özcan, İzmir BarosuBaşkan Yardımcısı Av. Mustafa Çetin,Genel Sekreter Av. İlke Erol, SaymanAv. Muammer Erçoban, meslektaş-larımız ve sevenleri katıldı.

Burada bir konuşma yapan İzmirBarosu Başkanı Av. Aydın Özcan,Nevzat Erdemir’in herkesin ağabeyiolduğunu, herkesi kucakladığını,bununla birlikte fikirlerinden hiçbirzaman ödün vermediğini ifade etti.“Nevzat Erdemir memleketi için ken-disi feda etmeye hazır olan, tam birAtatürkçü, Cumhuriyetçi, laik, de-mokrasiden yana, hukukun üstün-lüğünü, yargı bağımsızlığını, basınözgürlüğünü ve en önemlisi detemel hak ve özgürlükleri sonunakadar savunan bir kişilikti” diyenAv. Aydın Özcan, Erdemir’in farklıgörüşteki kişileri de her zaman ku-caklayan biri olduğunu söyledi. Nev-zat Erdemir’in Türkiye ve hukuk ca-miası için çok büyük bir kayıp oldu-ğunu dile getiren Av. Aydın Özcan,“Onu hiç unutmadık ve unutturma-yacağız. Cumhuriyetçi Avukatlar ola-rak da yönetimlerde olduğumuz

süre boyunca yaptığımız çalışmalarlaNevzat Erdemir’in fikirlerini sürekli gün-demde tutmaya çalışıyoruz ve bundada başarılı olduğumuza inanıyorum”dedi. “Nevzat Erdemir, Atatürk İlke veDevrimlerinin İzmir Barosu’nda yaşa-tılmasını isterdi” diyen Av. Aydın Özcan“Onun izinden giderek İzmir Barosu’ndakurduğumuz Atatürk Araştırmaları Mer-kezi’nin çalışmaları ile artık Atatürk’ehakaret edenler cezasız kalmıyor. Bumerkezimiz Türkiye’de örnek alındı vediğer barolar da takipçisi oluyorlar”dedi. Nevzat Erdemir’in fikirlerinin yolgösterici olduğunu ifade eden Av.Aydın Özcan, “Onun fikirleri her daimyaşatılmalı ve genç meslektaşlarımızaaktarılmalıdır. Bunun için de Baromuzyayınları arasından bir kitap hazırlandı.Onun fikirlerine, görüşlerine dergileri-mizde, bültenlerimizde daha çok yervermeliyiz. Ayrıca yine ismini yaşatmakiçin kısa süre içerisinde Sarnıç’ta çokbüyük bir alanda bir orman oluştura-cağız. Her zaman onun izinden gide-ceğimizi bir kez daha ifade ederekkendisine Allah’tan gani gani rahmetdiliyorum, ışıklar içinde uyusun” dedi.

Nevzat Erdemir’in kızı YaprakGürcan ise büyük eksiklik hissettiğinisöyleyerek kitaplarını, yazılarını artıkdaha dikkatli okuduğunu ifade etti.Babası için hep korktuğunu bunudile getirdiğinde ise babasının “Sonnefesime kadar savunduğum ilke-lerin peşinde olacağım. Siz de bunuböyle bilin, size bırakacağım en bü-yük miras bu” dediğini söyleyenYaprak Gürcan “gerçekten de öyleoldu” dedi.

“Nevzat Erdemir çok iyi bir avu-kat, arkadaş, dosttu ama çok iyi birde babaydı, dedeydi ve çok iyi birkayınpederdi” diyen damadı TürelGürcan ise kendisini hasretle an-dıklarını ifade ederek “dokuz yıl bo-yunca Baro Başkanlarımız ve onundostları bizi hiç yalnız bırakmadıhepsine teşekkür ederiz” dedi.

Anmaya katılan meslektaşlarımızda genel olarak Nevzat Erdemir’ininsan sevgisini, Atatürk ve Cumhu-riyet Devrimleri’ne olan bağlılığınıve mücadele azmini vurguladılar.

ÖncEkİ dÖnEM Baro BaşkanLarıMızdanaVukat nEVzat ErdEMİr'İ anıyoruz


HA

BER

LER

Ankara Barosu tarafından dü-zenlenen 10. Hukuk Kurulta-

yı’nda “Küresel Bir Sorun OlarakGöç ve İltica” başlıklı oturumda ko-nuşan İzmir Barosu Başkanı Av. Ay-dın Özcan, bugün dünyada 60 mil-yondan fazla insanın şiddet ve zulümnedeniyle yer değiştirdiğini ifadeederek Avrupa’nın “Doğu sınırınımutlaka açık tutun ama Batı sınırınıkapatın, bize gelmesinler” yaklaşı-mının her türlü etik ve vicdani sınırızorladığını söyledi.

Ankara Barosu tarafından 11-14 Ocak 2018 günlerinde düzenle-nen 10. Hukuk Kurultayı’nın 13 Ocak2018 tarihli oturumunda “KüreselBir Sorun Olarak Göç ve İltica” baş-lıklı oturumda konuşan İzmir Barosu

Başkanı Av. Aydın Özcan göç ve il-tica konusunda önemli tespitlerdebulunarak İzmir Barosu’nun konuyailişkin yaptığı çalışmaları anlattı.

Kendisinin de Yunanistan do-ğumlu olduğunu ve bir göçmenolarak yaşamanın sıkıntıları çok iyibildiğini kendi yaşamından örneklervererek anlatan Av. Aydın Özcanülkemize başta Suriye olmak üzere,Afganistan, Irak, Pakistan ve Bal-

kanlar’dan gelen çok sayıda sığın-macı ve göçmen olduğunu ifadeetti.

Av. Aydın Özcan, Türkiye’de bu-lunan sadece Suriyeli mültecilerinsayısının 28 Aralık 2017 tarihi itibarıyla3,424,237 olduğunu söyleyerek so-runun bu boyutuyla ele alındığındasadece Türkiye’yi ilgilendirmediğini,küresel bir sorun olarak algılanıpbaşta Birleşmiş Milletler olmak üzere


HA

BER

LER

İzMİr BaroSu 10. hukuk kuruLtayındaGÖÇ VE İLtİca SorunLarına VurGu yaptı


HA

BER

LER

StajyEr aVukatLar, tEMSİLcİLErİnİ SEÇtİ

İzmir Barosu Staj EğitimMerkezi Yürütme Kurulu

Stajyer Avukat Temsilciliğiseçimi 18.01.2018 tarihindeyapıldı. İzmir Barosu BaşkanYardımcısı ve Staj Eğitim Mer-kezi Sorumlu Yönetim Kurulu

Üyesi Av. Mustafa Çetin’instajyer avukat temsilcileriningörevleri ve seçim hakkındayaptığı bilgilendirme konuş-masının ardından temsilciadayları kendilerini tanıttı vestajyer avukat temsilcisi ol-

dukları takdirde gerçekleştir-mek istedikleri projelerdenbahsettiler.

Açılış ve konuşmaların ardın-dan seçime geçildi. Dört ada-yın katıldığı seçim sonucunda3 asil 1 yedek üye seçildi.

uluslararası kamuoyunun çö-züme yönelik çalışma yap-maları gerektiğini dile getirdi.

SINIRGÜVENLİĞİNİARTTIRMAKÇÖZÜM DEĞİLDİR

Mülteci akınını önlemekiçin sınır güvenliklerini arttıranAvrupa ülkelerinin politikala-rının mültecileri bu tehlikeli se-yahatten alıkoymadığını ifadeeden Av. Aydın Özcan tamtersine canlarını hiçe sayarakbu seyahate çıkanların sayısının hergeçen gün arttığını dile getirdi.

İzmir Barosu’nun göç ve ilticaalanında Baro’nun bünyesinde bu-lunan Adli Yardım Bürosu, İnsanHakları Hukuku ve Hukuk Araştır-maları Merkezi, Kadın Hakları Da-

nışma ve Hukuk Araştırmaları Mer-kezi, Çocuk Hakları Merkezi, Göçve İltica Komisyonu ile Uluslararasıİlişkiler Komisyonu aracılığıyla ayrıayrı ve ortaklaşa faaliyetler yürüttü-ğünü dile getiren Av. Aydın Özcan,mültecilerden gelen hukuki talepleride özellikle Adli Yardım Bürosu ara-

cılığıyla yerine getirdiklerinisöyledi.

Av. Aydın Özcan, fo-toğrafıyla herkesin yüre-ğini yakan Aylan bebeğinöldüğü dönemde İzmirBarosu öncülüğünde İz-mir’deki beş üniversiteninhukuk fakülteleriyle birlikteuluslararası bir göç ve il-tica sempozyumu düzen-lediklerini söyleyerek birtürlü iyileşmeyen ve git-gide kangren haline gelen

bu yaranın çözümü için olaya bü-tünsel yaklaşılması gerektiğini vur-guladı.

Oturum sonunda Ankara BarosuBaşkanı Av. Hakan Canduran tara-fından İzmir Barosu Başkanı Av. Ay-dın Özcan’a bir plaket sunuldu.


HA

BER

LER

İzmir Barosu’nun çağrısıyla, bir arayagelen meslektaşlarımız, Türkiye Barolar

Birliği’nin isminden “Türkiye” sözcüğününçıkarılmasına ve avukatların barolaraüyelik zorunluluğunun ortadan kaldırılarakbaroların işlevsizleştirilmek istenmesineyönelik açıklamalara tepki gösterdiler.

İzmir Barosu’nun çağrısıyla, İzmirBarosu Av. Nevzat Erdemir KonferansSalonu’nda biraraya gelen meslektaş-larımız, Türkiye Barolar Birliği’nin isminden“Türkiye” sözcüğünün çıkarılmasına veavukatların barolara üyelik zorunluluğununortadan kaldırılarak baroların işlevsizleş-tirilmek istenmesine yönelik açıklamalaratepki gösterdiler. Toplantıda konuşanBaro Başkanımız Av. Aydın Özcan, İzmirBarosu’nun 110 yıllık bir kurum olduğunusöyleyerek, “meslek kazanımlarımızı ko-rumak için bütün meslektaşlarımızlaomuz omuza vererek mücadele ede-ceğiz. Zaman birlik zamanı” dedi.

Geçtiğimiz günlerde gündeme gelen,Türkiye Barolar Birliği’nin isminden “Tür-kiye” sözcüğünün çıkarılmasına ve de-vamında avukatların barolara üye olmazorunluluğunun kaldırılacağı şeklindekiaçıklamalara ilk gününden itibaren “Ba-roların Türkiye Sevdası Onurlu TarihlerindeSaklıdır” diyerek tepki gösteren İzmirBarosu, Türkiye Barolar Birliği’nin konuyailişkin olarak 24 Şubat’ta Ankara’da dü-

zenleyeceği geniş katılımlı toplantı öncesimeslektaşlarımızı davet ederek bir de-ğerlendirme toplantısı gerçekleştirdi.

Tüm gruplardan meslektaşlarımızınkatıldığı toplantıda dileyenler söz alarakgörüşlerini paylaştılar ve gündemi de-ğerlendirdiler. Katılanların ortak görüşüAnkara’da yapılacak geniş katılımlı top-lantıya yüksek bir katılım sağlanmasıiçin gerekli çalışmaların yapılması yö-nünde oldu. Toplantıda konuşan İzmirBarosu Başkanı Av. Aydın Özcan, songelişmeler konusunda meslektaşlarımızıbilgilendirerek, izlenecek süreç konu-sunda görüş alışverişinde bulunmaküzere bu toplantıyı düzenlediklerini ifadeetti. Avukatlık mesleğine yönelik saldırılarınher geçen gün arttığını dile getiren Av.Aydın Özcan, İzmir Barosu olarak herzaman bu saldırıların karşısında yer al-dıklarını ifade etti. İzmir Barosu öncülü-ğünde 11 Nisan 2015’te bütün barolarıİzmir’de toplayarak ülkenin torba yasalarlayönetilmesine, TBMM’nin saf dışı bıra-kılmak istenmesine karşı durduklarınıhatırlatan Av. Aydın Özcan, 15 Temmuzhain darbe girişimi sonrasında da de-mokrasiye karşı girişilen bir müdahaleolduğu için ilk KHK dönemini anlayışlakarşıladıklarını bununla birlikte özelliklesavunma mesleğinin hedef alındığı ikincidönem KHK’ların başlamasıyla tepkilerini

dile getirdiklerini ifade etti. İzmir Baro-su’nun girişimleriyle, meslektaşlarımızıngerek soruşturma dosyalarında, gereksecezaevlerinde yaşadıkları sorunların çö-zülebilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığınezdinde girişimlerde bulunduklarınıifade eden Av. Aydın Özcan, kısa birsüre içinde gerekli düzeltmelerin yapıldığınısöyledi. Hukuk devletine, hukukun üs-tünlüğüne sahip çıkmak adına anayasareferandum çalışmasında da barolarınve İzmir Barosu’nun üzerine düşen bütünsorumluluğu yerine getirdiğini ifade edenAv. Aydın Özcan son olarak da TürkiyeBarolar Birliği ve baroların doğrudanhedef alındığını söyledi.

ZAMAN BİRLİK ZAMANIBaroların bütün dünyada ama özellikle

ülkemizde muhalif olmaları sebebiyle herdaim susturulmak istendiğini söyleyenAv. Aydın Özcan, İzmir Barosu’nun 110yıllık bir kurum olduğunu söyleyerek,“meslek kazanımlarımızı korumak içinbütün meslektaşlarımızla omuz omuzavererek mücadele edeceğiz. Zaman birlikzamanı” dedi.

İzmir Barosu yönetimi olarak ortakakla önem verdiklerini sözlerine ekleyenAv. Aydın Özcan, “Türkiye Barolar Birliği’ninçağrısıyla 24 Şubat’ta Ankara’da yapılacakolan geniş katılımlı toplantıda, öncesindeve sonrasında neler yapabiliriz hep birlikte

BaroLar türkİyE'dİr!


HA

BER

LER

tartışalım, öneriler alalım ve İzmir Barosuolarak görüşlerimizi ortaya koyalım” dedi.

Konunun gündeme geldiği ilk gündenitibaren basın açıklamaları ve katıldıklarıTV programlarıyla konuyu halkımıza doğrubir şekilde anlatmaya çalıştıklarını söyleyenAv. Aydın Özcan, önümüzdeki günlerdeİzmir’deki sivil toplum örgütlerinin desteğiylekonuya ilişkin geniş katılımlı bir basınaçıklamasının yapılacağını ifade etti.

“Amacımız konuyu gündemde tut-

mak” diyen Av. Aydın Özcan sözlerine“barolar halkın temel hak ve özgürlüklerinisavunuyor. Avukatlar yaptıkları her eylemimüvekkillerin haklarını korumak ve sa-vunmak için yapıyorlar” şeklinde devametti. 24 Şubat’ta Ankara’da yapılacakolan toplantıya İzmir Barosu olarak genişbir katılım sağlanması için çalışmalaryürütüldüğünü söyleyen Av. Aydın Özcantüm bunlara rağmen iktidar bu kararındaısrar ederse İzmir Barosu olarak hertürlü hukuki mücadeleyi vereceklerini

sözlerine ekledi.

“Kazanılmış haklarımızı hiç kimseyeteslim etmeyiz” diyen Aydın Özcan, “bubizim mesleğimize aykırıdır. Avukatlıkmesleği cesaret, sabır ve mücadelemesleğidir. Bizler zaten meslek olarakmücadele etmeye son derece açığız.İzmir Barosu tarihten gelen misyonunuher zaman yerine getirmiştir. İzmir Barosuyönetimine kim gelirse gelsin her zamanmeslek kazanımlarını korumuştur, koru-mak için mücadele vermişlerdir” dedi.

Cumhuriyet HalkPartisi İzmir İl BaşkanıDeniz Yücel ve İl Yöne-tim Kurulu üyeleri hedefhaline getirilen Barolaradestek vermek için, İz-mir Barosunu ziyaretetti.

Sözlerine, yeni se-çilen CHP İzmir İl Baş-kanı Deniz Yücel ve Yö-netimini tebrik ederekbaşlayan İzmir BarosuBaşkanı Av. Aydın Öz-can, ziyaretten duyduğumemnuniyeti dile getirerek, "Ba-romuzun kuruluşunda ve ruhundaKuvayi Milliye ruhu vardır. Kurucu-larımız Kuvayi Milliyecilerdir” diyerekşunları söyledi: “Baroların isimlerininbaşından Türk ifadesinin çıkarılmasıve bu yönde yapılan açıklamalarlabaşlatılan söylemlerin hiç birini haketmiyoruz. Sadece demokrasiyive hukukun üstünlüğünü savunanbarolarımızın güçlü kurumlar ol-ması, Türkiye'nin de daha güçlüolması anlamına gelir. Duruşumuzçok net.

Cumhuriyet değerlerini ve Ata-türk ilkelerini sonuna kadar savunanbir baro olarak, her siyasi partiyeeşit mesafedeyiz. Baro olarak bizim

gibi düşünsün veya düşünmesinher kurumla görüşüyoruz. İzmir'dekiSTK'larla çok iyi diyaloglarımız var.Barolar sadece bir meslek örgütüdeğildir. Bulunduğumuz kentlerdeve ülkemizde anayasal düzen, hu-kukun üstünlüğü ve toplumsalbarış için çok önemli sorumluklarüstlenmekteyiz. Bu sorumlulukla,temsil ettiğimiz ve savunduğumuzdeğerler için mücadeleye yılmadandevam edeceğiz."

Ziyarette konuşan CHP İl Baş-kanı Deniz Yücel ise; Baroların du-ruşunun belli olduğunu ifade eder-ken, "Barolar hiçbir siyasi partininveya siyasi görüşün arka bahçesiolmamış, her zaman hukukun üs-

tünlüğünü, adaleti vedemokrasiyi savun-muşlardır. İktidarınrahatsızlığı da bura-dan kaynaklanıyor"dedi.

Yücel, sözlerinişöyle sürdürdü: “Tür-kiye Barolar Birliği’ninve İzmir Baromuzunbir duruşu var. Buduruş hukukun üs-tünlüğünden ve de-mokrasiden taviz ver-meyen bir duruş. Ba-

rolarımız bugüne kadar hiçbir siyasipartinin veya siyasi görüşün arkabahçesi, yandaşı olmamıştır. BugünSayın Erdoğan'ın ve iktidarın Türkve Millilik ifadeleri üzerinden ba-rolarımıza karşı yönelttiği ithamlarınaltında, barolarımızın hukuksuz-luklara, Türkiye'deki demokrasi dışıuygulamalara karşı mücadele ver-mesi, bunlara göz yummamasıyatmaktadır. Bu nedenle mevcutiktidar, her zaman hukukun üstün-lüğünü, adaleti ve demokrasiyi sa-vunan baroları itibarsızlaştırılmayaçalışmaktadır. Barolarımızın böy-lesine düşmanca bir tutumla linçedilmesine, elbette ki müsaadeetmeyeceğiz.”

chp İzMİr İL BaşkanLığı’ndan İzMİr BaroSu’na zİyarEt

BASINA VE KAMUOYUNA

Sayın Cumhurbaşkanı partisinin grup toplantısı sonrasında yaptığı açıklamadaTürkiye Barolar Birliği’nden “TÜRK” adının çıkarılması yolunda düzenleme yapılmasıiçin Bakanlar Kurulu’nu göreve çağırmıştır.

İzmir Barosu olarak her şeyden önce şunu söylemeliyiz ki, Türkiye Barolar Bir-liği’nin isminde bulunan “Türkiye” ibaresi, kamu kurumu niteliği taşıyan derneklerdeolduğu gibi Bakanlar Kurulu kararı ile değil, kanunla verilmiştir ve ancak kanunladeğiştirilebilir.

“TÜRKİYE” ibaresi, Türkiye Barolar Birliği’nin isminin bir parçası olmanınötesinde tüm meslektaşlarımızın ve yurttaşlarımızın yüreğine kazınmış ve aynızamanda biz avukatlar ve meslek örgütümüz için bir bilinç düzeyindedir.

İzmir Barosu, bu sevdasının gereğini her zaman ve her zeminde yüzlerce kez ka-nıtlamış bir anlayışı kendisine tarih olarak kabul etmiş bir gelenekten gelmektedir.İzmir Barosu, Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği yolda, yüzünü aydınlığadönmüş, hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını, temel hak ve özgürlükleri,insan onurunu, Cumhuriyet değerlerini sonuna kadar savunmuş, emperyalizme veişbirlikçilerine karşı her zaman en dik duruşu göstermiş bir kurumdur. Ve böylebir tarihe sahip olan bir kurum olarak diyoruz ki;

YAPILACAK HİÇBİR KANUNİ DÜZENLEME YÜREĞİMİZDEKİ TÜRKİYE SEVDASINISİLEMEZ. BAROLARIN TÜRKİYE SEVDASI, ONLARIN ONURLU TARİHLERİNDESAKLIDIR.

İçinden geçtiğimiz günler, milli birlik ve beraberliğe gerçek manada ihtiyaçduyduğumuz günler. İzmir Barosu olarak Yüce Türk Milleti’ne çağrımız, böylegünlerden geçerken Türkiye Barolar Birliği’nin ismindeki “TÜRKİYE” ibaresininkaldırılmak istenmesinin hangi amaca hizmet ettiği hususunun değerlendirilme-sidir.

Sayın Cumhurbaşkanımıza son olarak Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanınve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koru-yacağına, anayasaya ve hukukun üstünlüğüne, demokrasiye bağlı kalacağına dairettiği yemini, savunma mesleğinin yargının kurucu unsuru olduğunu ve yargınında ülkelerin şah damarı olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlatıyor, Türkiye BarolarBirliği’nin, İzmir Barosu’nun ve diğer baroların her zaman ve her yerde TürkMilleti’nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğünü, bağımsız yargıyı,hukukun üstünlüğünü ve emperyalizme karşı ülkenin bütünlüğünü savunmayadevam edeceğini ifade ediyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

BaroLarın türkİyE SEVdaSıonurLu tarİhLErİndE SakLıdır


HA

BER

LER


HA

BER

LER

İzmir Barosu Genel Sekreteri veÇocuk Hakları Merkezi Sorumlu

Yönetim Kurulu Üyesi Av. İlke Erolbaşkanlığındaki İzmir Barosu ÇocukHakları Merkezi üyesi avukatlar Şak-ran Çocuk ve Gençlik Kapalı Cezaİnfaz Kurumunu ziyaret ettiler.

İzmir Barosu Genel Sekreteri veÇocuk Hakları Merkezi Sorumlu Yö-netim Kurulu Üyesi Av. İlke Erol,Kurumu daha önce de ziyaret ettik-lerini ifade ederek “Çocuklarımız bi-zim için çok kıymetli. Onları kapalıkapılar arkasında değil özgür ola-cakları mekanlarda görmek en bü-yük beklentimiz” dedi.

Tutuklu çocuklar tarafından ser-gilenen tiyatro oyunu, halkoyunlarıgösterisi ve müzik dinletisinin ar-dından koğuşları gezen Çocuk Hak-ları Merkezi üyesi avukatlar buradaçocuklarla bir süre sohbet ettiler.

Ziyaret sırasında ayrıca İzmir Ba-rosu Çocuk Hakları Merkezi üyesiavukatlar ile Cumhuriyet BaşsavcıVekili Fatih Mehmet Öztürk, AliağaCeza İnfaz Kurumları Kampüsü Sav-cısı Güneş Okur, Çocuk ve GençlikKapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü

Vural Temur, sosyal hizmet uzmanı,psikolog ve eğitmenlerle karşılıklıgörüş alışverişinde bulunulduğu birtoplantı yapıldı. Önümüzdeki gün-lerde daha önce İzmir Barosu ileyapılmış olan protokol çerçevesindeçocuklara yönelik eğitimlere İzmirBarosu’nun da katkı koyacağınıifade eden Çocuk Hakları MerkeziSorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Av.İlke Erol, “her zaman söylediğimiz

gibi geleceğimizi emanet edeceği-miz çocuklarımız, gençlerimiz bizimiçin çok kıymetli. Onları kapalı kapılararkasında değil özgür olacaklarımekanlarda görmek en büyük bek-lentimiz” dedi. Suça itilen çocuklarınsosyal ve kültürel gelişimi, eğitimdonanımı, sağlığı ve kurumdan çık-tıktan sonraki yaşama hazırlanma-sının öneminin kavranması ve ço-cuklara bu imkanın sağlanmasınınherkesin sorumluluğu olduğunu dilegetiren Av. İlke Erol “kurumu eğitimevi zihniyetiyle yöneterek fark yaratançalışmaları için Cumhuriyet Başsavcıvekilimiz Sayın Fatih Mehmet Öz-türk'e, Aliağa Ceza İnfaz KurumlarıKampüsü Savcımız Sayın GüneşOkur'a, Çocuk ve Gençlik KapalıCeza İnfaz Kurumu Müdürü SayınVural Temur'a ve diğer tüm yetkili,eğitmen, görevli ve Çocuk HaklarıMerkezimizde gönüllü olarak görevalan meslektaşlarımıza teşekkür edi-yorum” dedi.

Ziyaret sonunda Cumhuriyet Baş-savcı Vekili Fatih Mehmet Öztürktarafından Av. İlke Erol’a iş atölye-lerinde çocuklar tarafından üretilenvitray Atatürk portresi hediye edildi.

şakran Çocuk VE GEnÇLİk kapaLıcEza İnfaz kuruMunu zİyarEt Ettİk

İZMİR BAROSU ÇOCUK HAKLARI MERKEZİ

Türkiye Barolar Birliğinin unva-nından “Türkiye” ibaresinin çı-

karılmasıyla başlayan ve giderekBaroların parçalanması süreçleriniifade eden hazırlıkları protesto etmekamacıyla, Türkiye’nin dört bir ya-nından meslektaşlarımız 24 Şubat2018 günü Ankara’da toplandılar.

Anıtkabir’de Ulu Önder MustafaKemal Atatürk’ün mozolesine çelenksunulmasının ardından toplantınınyapılacağı Ahmet Taner Kışlalı SporSalonu’nda toplanan yaklaşık sekizbin avukat “Türkiye Barolar Birliğive Barolar Türkiye’dir” sloganı etra-fında kenetlendi.

Açılış konuşmasını yapan TürkiyeBarolar Birliği Başkanı Av. MetinFeyzioğlu “hepimiz, ülkemiz ve mes-leğimiz için buradayız” diyerek Tür-kiye Barolar Birliği ve baroların gerekseçimleri, gerek işleyişleri itibariyletüm Türkiye'ye emsal oluşturacakbirer demokrasi kalesiolduğunu söy-ledi. “Barolarınbirliği, Türki-ye'nin birliğidir”

diyen Av. Metin Feyzioğlu barolarınhalkın avukatı olduğunu söyleyerek“bu sebeple, bugün burada halkı-mızla bütünleşmiş olduğumuzu gör-mekten ve halkımızın desteğini his-setmekten ayrı bir mutluluk duyu-yorum” dedi. Türkiye Barolar Birliğive baroların Atatürk'ün "Cumhuriyetkimsesizlerin kimsesidir" sözünükendine rehber edindiğini söyleyenAv. Metin Feyzioğlu sözlerini “Tür-kiye'nin birliği, ülkemizin ve milleti-mizin bölünmez bütünlüğü için birkez daha ve hep birlikte diyoruz ki;Barolar ve Türkiye Barolar Birliği,Türkiye'dir” diyerek bitirdi.

Baro Başkanımız Av. Aydın Öz-can ise yaptığı konuşmada “zaman,birlik zamanıdır” diyerek barolarınve avukatların kazanılmış haklarıiçin mücadele edeceklerini söyle-di.

Baro Başkanımız Av. Aydın Öz-

can’ın yapmış olduğu konuşmanıntamamı şöyle: Sayın Divan, SayınTürkiye Barolar Birliği Başkanım,Çok Değerli Meslektaşlarım, DeğerliKonuklar, Hepinizi saygıyla, sevgiyleselamlıyorum.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ninkurucu erkleri arasında en tepedeyer alan yargı erkinin asli unsuruolan savunmaya yönelik kuşatmayadur demek için hepimiz buradayız.Bu olağanüstü toplantıyı onurlandı-ran tüm meslektaşlarımızı ve değerlikatılımcıları kutluyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı partisiningrup toplantısı sonrasında yaptığıaçıklamada Türkiye Barolar Birli-ği’nden “TÜRKİYE” adının çıkarılmasıyolunda düzenleme yapılması içinBakanlar Kurulu’nu göreve çağırmış,Türkiye Barolar Birliği ve Barolarıetkisizleştirmeye yönelik bir dizi mü-dahalelere işaret etmiştir.


HA

BER

LER

BİnLErcE aVukattan BİrLİk MESajı“BaroLar VE BaroLar BİrLİğİ türkİyE’dİr”

İzmir Barosu olarak her şeydenönce şunu söylemeliyiz ki, “TÜRKİ-YE” ibaresi, Türkiye Barolar Birliği’ninisminin bir parçası olmanın ötesinde,tüm meslektaşlarımızın ve yurttaş-larımızın yüreğine kazınmış ve aynızamanda biz avukatlar ve meslekörgütümüz için bir bilinç düzeyin-dedir.

Türkiye Barolar Birliği’nin ismindebulunan “Türkiye” ibaresi, kamu ku-rumu niteliği taşıyan derneklerdeolduğu gibi Bakanlar Kurulu kararıile değil, kanunla verilmiştir ve ancakkanunla değiştirilebilir.

Bu ülkeyi ilgilendiren birçok yasaldüzenlemenin hazırlanmasında sözsahibi olan, yasama organı tarafın-dan görüşüne başvurulan, hukukun,temel hak ve özgürlüklerin korun-masında ve geliştirilmesinde vaz-geçilemez ve devredilemez görevve sorumluluklara sahip, yargınınkurucu unsuru olan Savunma’yı veonun örgütü olan Baro’yu, herhangibir dernekle eş tutarak, bundan so-nuç çıkarmaya çalışmaya izin ver-meyeceğiz. Savunma hakkı, hukukdevletinin üzerine inşa olunduğu te-mel hak ve özgürlüklerin en önem-lilerinden biridir.

Bilinmelidir ki; teokratik devletözlemcilerine, ulusal ve üniter devletkarşıtlarına Türkiye Barolar Birliği veBarolar asla geçit verme-yecektir.

İzmir Barosu 1908yılında kurulmuş, Ku-vayı Milliye’yi yaşamışbir Barodur. İzmir Ba-rosu, Mustafa Ke-mal Ata-tü rk ’üngöster-

diği yolda, yüzünü aydınlığa dön-müş, hukukun üstünlüğünü, yargıbağımsızlığını, basın özgürlüğünü,demokrasiyi savunmaktadır. Bun-dan sonra da bu değerlerden aslaödün vermeyecektir.

Avukatlık mesleğinin vebaroların saygınlığının art-

tırılması, yurtdışında bulunan Türkvatandaşlarının ve Türk şirketlerininhaklarının aranmasında ülkeye enbaşta ekonomik kazanım sağlaya-caktır. Türkiye Cumhuriyeti elli yıldırAvrupa Birliği kapısında bekletil-mektedir. Şimdi soruyorum, ulus-lararası anlamda hangi mücadeleverilmiştir. Barolar ve avukatlık mes-leği uluslararası alanda da destek-lenmektedir.

2015 Nisanında bütün barolarolarak İzmir’de toplanmıştık. O günküderdimiz torba yasalardı, torba ya-salarla yönetilmeye karşı çıkıyorduk.Ama 15 Temmuz darbe girişimi son-rasında olağanüstü hal ve KHK’larile yönetilmeye başladık. Kısa birsüre için bunu kabul edebilirdik.Ama bu genel yönetim şekline asladönüştürülmemelidir. Bir an öncehukukun üstünlüğünün, yargı ba-ğımsızlığının, basın özgürlüğünün,demokrasinin, hayata geçirilmesigereklidir.

Sözlerimi de şu şekilde tamam-lamak istiyorum: Hep birlikte daha

iyi bir Türkiye ve dahaiyi bir dünya yarat-

mak için çıktığımızbu yolda huku-

kun korku-suz şöval-

yeler is i zd e -

ğerli meslektaşlarımızla birlikte, herzaman ve her yerde Türk Milleti’ninve Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmezbütünlüğünü, bağımsız yargıyı, hu-kukun üstünlüğünü ve emperyalizmekarşı ülkenin bütünlüğünü savun-maya devam edeceğimizi YönetimKurulu Üyesi arkadaşlarım ve İzmirBarosu üyesi meslektaşlarım adınaifade etmek isterim.

Konuşmanı Molierac’ın ünlü veanlamlı satırları ile bitiriyorum; Gör-evimizi yaparken kimseye, ne mü-vekkile, ne hakime, hele ne iktidaratabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerinvarlığı iddiasında değiliz. Fakat hiçbirhiyerarşik üst te tanımıyoruz. En kı-demsizin en kıdemliden veya isimyapmış olandan farkı yoktur. Avu-katlar tarih boyu köle kullanmadılarama hiçbir zaman efendileri de ol-madı!

Zaman birlik zamanı, hep birliktemücadele edeceğiz, avukatlık mes-leği sabır, cesaret mücadeledir. Vebu mücadele ruhunu 108 bin avukatolarak hep birlikte birlik beraberlikiçerisinde yaptığımız zaman eminolun hiçbir siyasi iktidar bizi sustu-ramayacaktır. Ve biz başaracağız.Biz kazanılmış haklarımızı hiçbir za-man mücadele etmeden bırakma-yacağız. Her türlü mücadeleyi ya-pacağız, hukuki mücadeleyi de ya-pacağız, Hepinize saygılar, sevgiler,sağ olun var olun.


HA

BER

LER

İzmir Barosu Çocuk Hakları Mer-kezi’nin Adliye Birimi’nin açılışının

birinci yılı nedeniyle İzmir Adliyesi’ndebir basın toplantısı gerçekleştirildi.Yapılan basın açıklamasında Mer-kez’in bir yıllık süre zarfında yürüttüğüçalışmalar anlatılarak “Biz de İzmirBarosu Çocuk Hakları Merkezi olaraktüm çocuklarımızın haklarını koru-maya, Çocuk Adalet Sistemi içindeçocukların örselenmemesi için eli-mizden gelen tüm hukuki yardımlarıyapmaya devam edeceğimizi ka-muoyunun bilgisine sunarız” denil-di.

Üç yıldır çalışmalarını sürdürenİzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi14 Şubat 2017 günü mağdur ço-cukların ve ailelerin daha kolay ula-şımı için İzmir Adliyesi birimini kur-muştu. Basın açıklamasını okuyanİzmir Barosu Genel Sekreteri ve Ço-cuk Hakları Merkezi Yürütme KuruluÜyesi Av. İlke Erol, geçen bir yıllıksüreçte 125 ihmal ve istismar mağ-duru çocuğa hukuksal destek ver-diklerini, mağdur ve suç işlemiş ço-

cuklar için Aile ve Sosyal PolitikalarBakanlığı’na başvurarak koruyucuve destekleyici tedbirler alınmasınısağladıklarını söyledi.

Açıklamada tüm çalışmaların ço-cuğun yüksek yararı ilkesi çerçeve-sinde şekillendiği ifade edilerek;“Karaman’da, Nizip’te, Aladağ’da,Dikili’de, yurtlarda, mülteci kamp-larında saldırıya uğrayan, mağdurolan çocuklarımızın yanında durduk,sürece müdahil olduk, sanıkların enyüksek cezalar alması, çocukları-mızın onarılması, hayatta dik dura-bilmesi için mücadele ettik” denil-di.

Özellikle istismar mağduru ço-cukların duruşmalara gelmeden,ÇİM’de ya da adli görüşme odala-rında dinlenmeleri için gerekli baş-vurularda bulunduklarını söyleyenAv. İlke Erol “yapılan başvurular so-nunda taleplerin mahkemeler tara-fından da kabul görmesi, çocuk le-hine düşünen, aynı bakış açısınasahip olduğumuz hakim ve savcıların

varlığı, geleceğe dair çalışmalarımızaumut vermekte, inancımızı artırmak-tadır” dedi.

Kiraz, Kınık, Kemalpaşa, Men-deres, Tire, Ödemiş, Bayındır, Torbalıilçeleri pilot bölge seçilerek muhtarve eşleri başta olmak üzere yerelyöneticilere ve vatandaşlara yönelikeğitim çalışmaları yapıldığı ifadeedilen açıklamada “Hedefimiz tümilçeler ve nihayetinde İzmir merkezdeeğitimler düzenleyerek farkındalıkyaratmak ve ulaşılabilir olmaktır”dedi.

Basın açıklaması sonunda ko-nuşan Baro Başkanı Av. Aydın Öz-can ise, İzmir Barosu olarak hiçbirçocuğun bu tip durumlarla karşıkarşıya kalmaması için çalıştıklarınıifade ederek, bu anlamda beledi-yelerle, muhtarlarla, okullarla ortakçalışmalar yaptıklarını söyledi. Bumücadelede valiliklere, milli eğitimmüdürlüklerine büyük görevler düş-tüğünü, İzmir Barosu olarak da bukonularda ilgili kurumlarla iletişime

İzMİr BaroSu Çocuğun SESİoLMaya dEVaM Edİyor


HA

BER

LER

geçerek gerekli uyarıları yaptıklarınıifade eden Av. Aydın Özcan özelliklecemaat yurtlarının çok iyi bir şekildedenetlenmesi gerektiğini ifade etti.

BAROLARIN HEDEFALINMASINI KABULETMEMİZ MÜMKÜNDEĞİL

“Burada anlattıklarımız Barolarınne denli önemli bir işlev yürüttüğünü,ülkedeki sosyal hukuk devletininyaşama geçirilmesinde ne denliönemli olduğunu ortaya koyuyor”diyen Av. Aydın Özcan, AvukatlıkKanunu 76. Maddesinin Barolaravermiş olduğu yetkiyle hukukun üs-tünlüğünü yargı bağımsızlığını, basınözgürlüğünü vatandaşın temel hakve özgürlüklerini sonuna kadar sa-vunmakla mükellef olduklarını söy-ledi. Aydın Özcan “biz o maddedenaldığımız yetkiyle çocuk hakları ko-nusunda, kadın cinayetleri konu-sunda, çevre hakları konusundabarolar olarak büyük mücadelelerveriyoruz” dedi. Baroların her zamantoplumu aydınlatan, toplumun re-fahını, geleceğini öngören çalışmalar

yaptığını ifade eden Av. Aydın Özcan“baroları çok yanlış tarif edenlerin,baroların göstermiş olduğu faali-yetleri dikkate alarak kararlarını göz-den geçirmeleri gerektiği düşünü-yorum” dedi. “İzmir Barosu olarak,Türkiye’nin başından beri terör be-lasıyla uğraştığını, sınırlarının terö-ristler ve emperyal güçlerle adetaablukaya alındığını defalarca söy-ledik ve söylemeye de devam edi-yoruz” diyen Av. Aydın Özcan, “bunarağmen baroların hedef alınmasınıkabul etmemiz mümkün değil” dedi.

TÜRKİYE İSMİYLE,TÜRK AVUKATIOLMAKLA GURURDUYUYORUZ

İzmir Barosu’nun 110 yıllık birtarihe sahip olduğunu hatırlatan Ay-dın Özcan, “kurulduğumuz tarihtenbu yana Kuvayi Milliye ruhunu taşı-yan bir baroyuz” sözlerini kullandı.“Barolar olarak, avukatlar olarak ka-zanılmış haklarımıza sahip çıkacağız.Bunu en çok da mağdur çocuklariçin, şiddete uğrayan kadınlar için,mağdur vatandaşlarımız için yapa-

cağız” diyen Av. Aydın Özcan, “bizTürkiye ismiyle, Türk avukatı olmaklagurur duyuyoruz. Türkiye Cumhuri-yeti’nin avukatları olarak kazanılmışhaklarımızı ve ülkemizin haklarınıkorumak adına hareket edeceğiz”dedi. “2013’de de FETÖ barolarıbölmek istiyordu. Şimdi biz FETÖile mücadele ettiğimiz bir dönemdeFETÖ projelerinin tekrar hayata ge-çirilmesini de İzmir Barosu olarakkabul etmediğimizi çok açık bir şe-kilde dile getirmek istiyorum” diyenAv. Aydın Özcan 16 Şubat günüBaro’da geniş katılımlı bir toplantıyapacaklarını ve sonrasında da Tür-kiye Barolar Birliği tarafından 24Şubat’ta Ankara’da düzenlenecektoplantıya güçlü bir şekilde katıla-caklarını söyledi.

Yapılan Basın açıklamasının ta-mamı şöyle:

BASINA VE KAMUOYUNA

Türkiye’de çocuk ihmal ve istis-marı ile ilgili yapılan çalışmalar ileresmi olarak kayıt altına alınamayanve istatistiklere girmeyen vakalarınvarlığı da göz önünde bulundurul-duğunda çocuk istismarının küçüm-senmeyecek oranlarda olduğu dü-şünülmektedir.

Bütün bu zorluklara rağmen sonyıllarda ülkemizde çocuk istismarınakarşı ilgi ve duyarlılık artmıştır. Birçokhastanede Çocuk Koruma Birimlerikurulmuştur. Aynı zamanda pek çokilde Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM)faaliyete geçmiştir. Ayrıca doktorlarve diğer sağlık çalışanları, kollukgörevlileri, eğitimcilerin özellikle sınıföğretmenleri ile rehber öğretmen-lerinin mezuniyet öncesi ve sonrasıeğitimlerinde bu konuya yer veril-meye başlanmıştır.

Ancak tüm çabalar belli bir sistemiçinde yürütüldüğünde çocuk ihmalve istismarının önlenmesinde kalıcı


HA

BER

LER

adımlar atılabilir. Atılan tüm bu adım-ları kalıcı kılabilmek, disiplinler arasıbütüncül politikaları oluşturabilmekiçin İzmir Barosu; 14 Şubat 2017tarihinde, sevginin simgesi olan bugünde, en çok sevilmeyi, korunmayı,desteklenmeyi ve kararlarına saygıgösterilmeyi bekleyen çocuklarımıziçin bir merkez açtı.

Çocuğun; Sesi, Gücü, Koruyanı,Hakkını Arayanı Olmak amacıylayola çıktı. Çocukların fiziksel, duy-gusal, ekonomik ve cinsel yöndenkötüye kullanılmasıyla mücadele et-mek amacıyla alanında uzman ki-şilerin katkılarıyla Çocuk HaklarıMerkezinde nöbet tutan meslektaş-lara yönelik eğitim çalışmaları dü-zenlendi, farkındalıkları en yüksekseviyeye getirmek hedeflendi.

Çocuğun yüksek yararı ilkesiçerçevesinde tüm çalışmalarımızışekillendirirken; çocuk ihmal ve is-tismar davalarına müdahil olduk,suç duyuruları hazırladık, ekmek al-maya çıktığı yolda öldürülen BerkinElvan’a, 33 gencimizin hayatını kay-bettiği ve 100’e yakınının yaralandığıSuruç katliamına, 33 günlükken uğ-radığı cinsel istismar ve işkenceyeyenik düşen bir ismi dahi olmayanbebek Tatar’a, küçük kalbi yargılamasürecine dayanamayan Yağmur’a,servis aracında unutulduğu için ha-yatını kaybeden Alperen’e… Kara-man’da, Nizip’te, Aladağ’da, Diki-li’de, yurtlarda, mülteci kamplarındasaldırıya uğrayan, mağdur olan ço-cuklarımızın yanında durduk, sürecemüdahil olduk, sanıkların en yüksekcezalar alması, çocuklarımızın ona-rılması, hayatta dik durabilmesi içinmücadele ettik.

Yasa değişikliği önerilerinde bu-lunarak erken evliliklerle mücadeleettik, cumhuriyet yasalarına sahipçıktık, müftülere nikah kıyma yetkisinekarşı kamuoyu oluşturduk, yayınlar

çıkardık, eğitim çalışmaları, sem-pozyumlar düzenledik. Yine Cum-huriyet Türkiye’sinin vazgeçilmeziAtatürk ve Cumhuriyet değerlerinineğitim öğretim müfredatından çı-karılmasına engel olmak amacı ilekamuoyu oluşturmak için yoğunçaba harcadık. Bilinmelidir ki Atatürk,Cumhuriyet Türkiyesi’nin vazgeçil-mez bir simgesidir. Ve kimseningücü bu simgeyi unutturmaya yet-meyecektir.

İhmal ve istismara uğrayan ço-cukların çoğunlukla başvurduklarırehber öğretmenlerin bu mücade-lede önemi nedeni ile İzmir İl MilliEğitim Müdürlüğüne başvuruda bu-lunarak ortak eğitimler düzenlemetalebimizi ilettik, önerdiğimiz protokolkapsamında en kısa zamanda eğitimçalışmalarını sunmak amacı ile altyapı çalışmalarını tamamladık. Okul-lara giderek velilerle birebir iletişimkurmaya, onlara çocuk ihmal ve is-tismarı halinde neler yapmaları ge-rektiği ve nerelere başvurabileceklerikonusunda bilgilendirme çalışma-larımız halen devam etmektedir.

Yine İzmir Büyükşehir Belediyesiile ortaklaşa yürüttüğümüz çalış-malarda; Kiraz, Kınık, Kemalpaşa,Menderes, Tire, Ödemiş, Bayındır,Torbalı ilçeleri pilot bölge seçilerekmuhtar ve eşleri başta olmak üzereyerel yöneticilere ve vatandaşlarayönelik eğitim çalışmalarına devametmekteyiz. Hedefimiz tüm ilçelerve nihayetinde İzmir merkezde eği-timler düzenleyerek farkındalık ya-ratmak ve ulaşılabilir olmaktır.

Çağrı üzerine okullarda düzen-lediğimiz eğitim çalışmalarında,kamu görevlilerinin çocukların ihmalve istismarında ihbar yükümlülüğünedikkat çektik, yasal görevlerini ha-tırlattık. Çocuk ihmal ve istismarındabaşvuru mekanizmaları hakkındabilgilendirme yaparak ulaşılabilirliği

sağladık. Bu sayede 1 yıl içerisinde125 ihmal ve istismar mağduru ço-cuğumuza hukuksal destek hizmetiverdik, yanlarında olduk, olmayada devam edeceğiz.

Gerek mağdur gerekse suç iş-lemiş olan çocuklarımızla ilgili olarakAile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nabaşvuru yaparak yerinde incelemeyapılmasını, koruyucu ve destekleyicitedbirler alınmasını sağladık. Suçişlemiş olsa dahi tüm çocuklarınMerkez’imiz bakış açısına göre as-lında mağdur çocuk olduğunu vehepsinin haklarının korunması ge-rektiğini tüm eğitim çalışmalarımızdadile getirdik. Çocuklarımızın hiçbirşekilde adli makamlara gelmesiniistemediğimizi, yargı sistemine dahilolmalarını önlemek için taleplerdebulunduk, özellikle istismar mağdurçocuklarımızın duruşmalaragelme-meleri, ÇİM’de alınan ifadeleriyleyetinilmesi yada adli görüşme oda-larında dinlenmeleri için gerekli baş-vurularda bulunduk. Mücadelelerimizsonucu taleplerimizin mahkemelertarafından da kabul görmesi, çocuklehine düşünen, aynı bakış açısınasahip olduğumuz hakim ve savcılarınvarlığı, geleceğe dair çalışmalarımızaumut vermekte, inancımızı artırmak-tadır.

Tüm çocuklar gerek ulusal ge-rekse uluslararası mevzuatta ayrıkanun ve yönetmeliklerle korunmak-tadır. Bunun en önemli sebebi, herçocuğun özel olması ve devletinçocuklara hiçbir yükümlülük olmak-sızın haklar sunarak bu hakları onlaradına koruyacağını taahhüt etmişolmasıdır. Biz de İzmir Barosu ÇocukHakları Merkezi olarak tüm çocuk-larımızın haklarını korumaya, ÇocukAdalet Sistemi içinde çocukların ör-selenmemesi için elimizden gelentüm hukuki yardımları yapmaya de-vam edeceğimizi kamuoyunun bil-gisine sunarız.


HA

BER

LER


HA

BER

LER

İzmir Barosu ve Dokuz Eylül Üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

tarafından “Fikri ve Sınai MülkiyetHaklarının Korunması-Fikri ve SınaiHakların Cezai Boyutu” başlıklı birkonferans düzenlendi. 23 Şubat2018 günü İzmir Barosu Av. NevzatErdemir Konferans Salonu’nda dü-zenlenen konferansın oturum baş-kanlığını Dokuz Eylül ÜniversitesiSosyal Bilimler Enstitüsü AvrupaBirliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Zeki Erdut’un yaparken, İzmirFikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahke-mesi Hakimi İlhami Güneş ve İzmirBarosu Üyesi Av. Nevhan Akyıldızkonuşmacı olarak katıldılar.

Konferansın açılış konuşmasınıyapan İzmir Barosu Başkanı Av. AydınÖzcan, fikri ve sınai haklar alanındahukukun gelişerek, fikir üreten kişilerinhaklarının hukuk tarafından korun-masının son derece önemli olduğunusöyledi. Ülkemizde fikri sınai haklarhukukunun altyapısının oluşmasınınöncelikle uluslararası hukuk alanındakigelişmeler sonucunda olduğunu söy-leyen Av. Aydın Özcan, Türkiye’de

fikri sınai haklar mahkemelerinin ku-rulması ve bu alanda hakim ve sav-cıların yetişmesinin önemli olduğunubununla birlikte uygulamalara bakıl-dığında hala bu konuda büyük ek-siklikler olduğunu söyledi. İzmir Barosuolarak özellikle genç avukatların bualanda çalışmaları gerektiğini düşün-düklerini ifade eden Aydın Özcan,bu nedenle meslek içi eğitim çalış-malarına ağırlık verdiklerini söyledi.

İzmir Barosu Başkan YardımcısıAv. Mustafa Çetin ise İzmir Barosu’nunmesleğin gelişimi anlamında çok sa-yıda meslek içi eğitim çalışması dü-zenlediğini ifade ederek yargının ka-litesinin yükselmesi gerektiği söyledi.Son yıllarda kontrolsüz bir şekildeartan hukuk fakültelerinin sayısı ilehukuku eğitimi anlamında bir gerilemeolduğunu sözlerine ekleyen Av. Mus-tafa Çetin, Baro olarak Avukatlık Ka-nunu’ndan aldıkları yetkiyle çalışma-larını sürdürdüklerini söyledi.

Oturum Başkanı Dokuz EylülÜniversitesi Sosyal Bilimler EnstitüsüAvrupa Birliği Ana Bilim Dalı BaşkanıProf. Dr. Zeki Erdut, insanın yaratıcılığı

ister sanayi alanında bir buluş şek-linde olsun, isterse bilim ve sanattabir eser niteliğinde olsun taklit veintihalin ikisini de öldürdüğünü ifadeederek, “bunun önüne geçebilmekiçin bir insan hakkı olarak fikri vesınai hakların korunması gerekiyor,hukuk koruması altında ceza koru-ması altında olması gerekiyor” dedi.

İzmir Fikri ve Sınai Haklar HukukMahkemesi Hakimi İlhami Güneşyaptığı sunumda sınai haklara ilişkinmevzuatın çok parçalı ve uyumsuzyapısının yürürlüğe giren 6769 sayılıSınai Mülkiyet Kanunu ile büyük ölçüdegiderildiğini ifade ederek, ülkemizintaraf olduğu uluslararası sözleşmelerleuyumun sağlanması ve özellikle kıtaAvrupası hukukuyla uyumun gelişti-rilmesi bakımından yeni Kanunun fay-dalı olacağını söyledi.

İzmir Barosu Üyesi Av. NevhanAkyıldız ise fikri ve sınai haklarıncezai boyutundan bahsettiği sunu-munda uyum sürecindeki çalışmalarıanlatarak fikri haklara ve marka hak-kına tecavüze ilişkin cezai hükümlerleilgili mevzuata değindi.

fİkrİ VE Sınaİ hakLar MErcEk aLtında!

Ceza yargılaması alanında biravukatın hukuki yardımından

faydalanma olanağından yoksunbulunanlara avukat görevlendirilmesiyapmak amacıyla çalışmalarını sür-düren İzmir Barosu CMK servisi,seminerlerini her ay düzenli olarakgerçekleştirmeye devam ediyor.81.ve 82. dönem CMK eğitim ça-lışması 1-2-3 Aralık 2017 ve 12-13-14 Ocak 2018 günlerinde düzen-lendi. Belirtilen tarihlerde gerçek-leştirilen seminerlere toplam 285meslektaşımız katılarak sertifika al-maya hak kazandı.

Üç gün boyunca süren 81.ve82.dönem seminer çalışmasının songünü sertifika töreninde konuşanBaro Başkanı Av. Aydın Özcan, İzmirBarosu’nun gün geçtikçe gençleşenbir baro olduğunu ifade ederek,“biz de meslektaşlarımızın mesleğebir an önce başlamaları için her aydüzenli olarak bu seminerleri dü-zenlemeye devam edeceğiz” dedi.

CMK alanında görev yapmanınmeslekte önemli bir aşama oldu-ğunu ifade eden Av. Aydın Özcan,kendisinin de bir dönem bu alandagörev yaptığını söyleyerek, “suç ko-nuları ile suça itilmiş çocuklar yada suç işleyen vatandaşlarla birebirmuhatap olmak, başlarından geçenolayları etüt etmek, suç vasfını be-lirleme çalışmaları yapmakgerçek anlamda mesleğiöğrenmenize neden olu-yor. Öte yandan emniyetgörevlilerin, savcıların olay-lara bakış açısını gör-me imkanınız olu-yor. Biz avukatlar,vatandaşların te-mel hak ve öz-gürlüklerini sa-vunma gibi çokasil bir görevi yü-

rütüyoruz. Bu nedenlesizin tavrınız çokönemli” dedi. Bu an-lamda sadece CMKeğitimi ile yetinilme-mesi gerektiğini söy-leyen Av. Aydın Özcan, “ceza avu-katlığı yapacaksanız, CMK yapa-caksanız bu eğitimle sınırlı kalmayın,meslek içi eğitim çalışmalarına, özel-likle çocuk ve kadın hakları alanındakiatölye çalışmalarına da katılın” dedi.Avukatların vatandaşın temel hakve özgürlüklerinin en büyük savu-nucusu olduğunu tekrarlayan Av.Aydın Özcan, “sizler kendinizi iyi birşekilde geliştireceksiniz ki, vatan-daşın hakkını layığıyla savunun”dedi.

“Ben bu hafta sonu Baroyugezdiğimde, bir baro başkanı olarakgerçekten çok mutlu oldum. Çünkübaronun bütün salonlarında aynı birüniversite gibi farklı farklı eğitimlerveriliyor. Şu anda dört farklı salonda

CMK, uzlaştırma, bilirkişilikve çocuk hakları eğitimleri

yapılıyor. Gerçek-ten de baro tamda hedefine ula-şıyor” BirçokBaro’nun sa-hip olmadığıbu imkanlar-

dan faydalanarak kendi-nizi geliştireceğinize vemesleğinizi en iyi şekildeyapacağınıza inanıyorum”dedi.

Çalışmalarda gönüllüolarak eğitmenlik yapan meslek-taşlarımıza da teşekkür eden Av.Aydın Özcan, “göreve geldiğimizgünden itibaren meslektaşlarımızınyararına olabilecek projeler geliştiripilkleri gerçekleştirdik” dedi.

Bu anlamda mesleğe yeni baş-layan meslektaşlarımızla deneyimlimeslektaşlarımızın CMK Servisi’ndeaynı potada bulunmalarından kay-naklı şikayetleri dikkate alarak gençmeslektaşlarımıza pozitif ayrımcılıksağlayan bir uygulama yaptıklarınıifade eden Av. Aydın Özcan, aynızamanda CMK taksi ile gece görevialan avukatların evlerinden alınıpgörev yerlerine götürüldüğünü son-rasında yine evlerine bırakıldıklarınısöyledi. Av. Aydın Özcan bu uygu-lama ile aynı zamanda haksız birrekabetin önüne geçtiklerini ifadeederek “bu uygulama özellikle gençkadın meslektaşlarımız için çok iyioldu. Güvenlik sorunları nedeniylegece görevi alamayan kadın mes-lektaşlarımız artık rahatlıkla görevalabiliyorlar” dedi.


EĞİTİM

81 ve 82. dÖnEM cMk EğİtİM SEMİnErLErİ yapıLdı

Toplumları şiddetten arındırmanın,çocukları şiddetten korumayla

mümkün olacağı bilinciyle çalışanİzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezitarafından çocukların fiziksel, duygusal,ekonomik ve cinsel yönden kötüyekullanılmasıyla mücadele etmek ama-cıyla belirli aralıklarla, değişik konulardameslektaşlarımıza yönelik atölye ça-lışmaları düzenleniyor.

2 Aralık 2017 tarihinde “ÇocukCeza Adalet Sistemi ve UygulamadaÇocuk Yargılaması” başlıklı düzenle-nen atölye çalışmasına Trabzon AsliyeCeza Mahkemesi Hakimi Murat Aydın,Çocuk İzlem Merkezi’nde görevli uz-man psikolog Mustafa Ekizler ve İzmirAdliyesi’nde görevli uzman psikologOkan Lüleci katıldı.

Çocuklarla görüşme teknikleri,sosyal inceleme raporlarının önemi,soruşturma aşamasında avukatınrolü, kovuşturma aşamasında avukatınrolü, koruyucu ve destekleyici tedbirlergibi konular katılımcı avukatlarla detaylıolarak paylaşıldığı, katılımcıların de-neyim paylaşımları ışığında tartışma-ların da yapıldığı atölye çalışmasına35 meslektaşımız katıldı.

İzmir Barosu Başkanı Av. AydınÖzcan’ın da yakından takip ettiği ça-lışma sonunda İzmir Barosu ÇocukHakları Merkezi Sorumlu Yönetim Ku-rulu üyesi ve Baro Genel Sekreteri

Av. İlke Erol katılımcılara sertifikalarınısundu.

13 Ocak 2018 tarihinde “Uygula-mada Çocuk Hakları” konulu atölyeçalışmasına ise otuz meslektaşımızkatıldı.

Bu çalışmaya eğitimci olarak ka-tılan Prof. Dr. Akça Toprak Ergönen“Cinsel Saldırı Suçunun Adli TıbbiDeğerlendirilmesi”, Psikolog Dr. EbruTezcan “Çocuk Adalet SistemindeSosyal Çalışma Görevlilerinin Rolüve Adli Görüşme Odaları”, PsikologNurhayat Dirik ise “İstismar mağduruçocuk ile Empati / Doğru İletişim Yön-temleri” başlıklı sunumları gerçekleş-tirdiler.

Çalışmanın açılış konuşmasını ya-pan İzmir Barosu Genel Sekreteri veÇocuk Hakları Merkezi Sorumlu Yö-netim Kurulu Üyesi Av. İlke Erol, “bir-çoğunuzun bildiği üzere 14 Şubat2017 tarihinde İzmir Adliyesi’nde açmış

olduğumuz bir merkezimiz var. Ço-cuklarımıza daha güzel yarınlar su-nabilmek, çocuk ihmal ve istismarıile mücadele edebilmek amacı ileaçtığımız merkezimiz gönüllü çalışanmeslektaşların çalışmalarıyla varlığınıdevam ettiriyor. Bu nedenle sizlerlebu çalışma içerisinde birlikte olmakçok değerli. İnanıyorum ki bu çalış-manın sonunda sizler arasında gönüllülistemize kaydolacak meslektaşlarımızolacaktır” dedi. Çocuk Hakları Mer-kezi’nde gönüllü olarak çalışan avu-katların sayısının her geçen gün arttığınıifade eden Av. İlke Erol, Merkez’insadece İzmir’de değil tüm Türkiye’dekamuoyuna yansımış ve kamu vic-danında derin yaralar açmış davalarıyakından takip ettiğini dile getirdi.

Çalışma sonunda katılımcı mes-lektaşlarımıza İzmir Barosu BaşkanYardımcısı Av. Mustafa Çetin ve BaroGenel Sekreteri Av. İlke Erol tarafındankatılım belgeleri verildi.

Daha önce çalışmalarını Baro’nunMerkez Binası’nda sürdüren İzmirBarosu Çocuk Hakları Merkezi, 14Şubat 2017 tarihinden bu yana İzmirAdliyesi B Blok 331 numaralı odadavatandaşlarımıza hizmet veriyor. Gö-nüllü avukatların görev aldığı merkezintelefonu ise (232) 400 00 14.


EĞİTİM

İzMİr BaroSu Çocuk hakLarıMErkEzİ atÖLyE ÇaLışMaLarı

İZMİR BAROSU ÇOCUK HAKLARI MERKEZİ


EĞİTİM

İzmir Barosu Genç Avukatlar Meclisi tarafında ilçelerdemeslektaşlarımıza yönelik olarak düzenlenen İstinaf

atölye çalışmalarının üçüncüsü Çeşme’de, Çeşme, Urla,Seferihisar ve Karaburun’daki meslektaşlarımıza yönelikolarak gerçekleştirildi.

Genç Avukatlar Meclisi’nden sorumlu İzmir BarosuYönetim Kurulu Av. Nilay Ertem Durlu ve meclis üyelerininde katıldığı istinaf atölye çalışmalarının üçüncüsü 19 Ocak2018 tarihinde Çeşme Belediye’sinin salon tahsisi ileÇeşme, Urla, Seferihisar ve Karaburun’daki meslektaşla-rımıza yönelik olarak gerçekleştirilmiştir.

Çalışmada, Ceza Hukuku alanında doktorasını sürdürenAv. Sinem TOP ve Özel Hukuk alanında eğitim veren Dr.Uğur BULUT istinaf sürecindeki işleyiş ve istinaf kanunyolunun yürürlüğe girmesinden bu yana yapılan değişikliklermeslektaşlarımız ile paylaşılmıştır.

Gelecek eğitimlerde Ceza Hukuku ve Özel Hukukİstinaf süreçleri ile birlikte İdare Hukuku kanun yolları dayer alacaktır.

İStİnaf atÖLyE ÇaLışMaSıdüzEnLEndİ


PAN

ELLE

R

12.01.2018 günü İzmir BarosuTüketici Komisyonu tarafından

“Faiz ” konulu konferans düzen-lendi. Av. Sefer Keskin’in modera-törlüğünü yaptığı konferansa, Do-kuz Eylül Üniversitesi Medeni Hu-kuk Anabilim Dalı Öğretim üyesiDoç. Dr. Serkan Ayan ve Emekliİcra İflas Müdür, yazar HüseyinDemir konuşmacı olarak katıldılar.Meslektaşlarımızın yanı sıra Hakemheyeti üyeleri ve raportörleri ile bi-lirkişiler ve Tükoder üyeleri seminerebüyük ilgi gösterdi.

Açılış konuşmasını yapan İzmirBarosu Başkanı Av. Aydın Özcan,öncelikle meslektaşlarımız, tüketicilerve tacirler gibi geniş bir kitleyi ilgi-lendiren oldukça kapsamlı ve uy-gulamada en çok hata yapılan birkonu olduğunu söyledi. Av. AydınÖzcan sözlerine “Konunun TüketiciHakları Komisyonumuzun ilgisiniçekerek Yönetim Kurulumuza ge-tirmesiyle bu çalışmanın ilk adımlarıatıldı. Bu anlamda Baromuzun ko-misyonlarının ne kadar önemli ol-duğunu da bir kez daha görmüşoluyoruz. Siz değerli meslektaşları-mızı da İzmir Barosu’ndaki ko-misyonlara katılarak gönüllükatkı koymaya bir kez dahadavet ediyorum” demek su-retiyle son vermiştir.

Açılış konuşmasının ardın-dan söz alan TüketiciKomisyonu’ndan so-rumlu İzmir BarosuYönetim Kuruluüyesi Av. GoncaArkoç toplan-tıya gösteri-len ilgidenson derecememnun ol-duklarını, devam

eden süreçte gösterilen ilgi de dik-kate alınarak yeni konu ve konuş-

macılarla seminer toplantılarınınsüreceğini belirtmiştir.

Moderatör Av. Sefer Kes-kin tarafından 20.12.2017tarih ve 7063 sayılı yasanın

11 maddesi ile 6502 sayılıyasanın 68. Maddesine

yapılan ‘Taraflarınİcra ve İflas Ka-nunundaki hak-ları saklı olmakkaydıyla’ ibare-si ile artık ha-kem heyetinebaşvuru yap-madan önceicra takibi ya-

pılmasına im-

kan tanındığı ancak icra takibi ya-pılmış dosyalarda Tüketici Mahke-mesi mi Hakem Heyetlerinin mi gö-revli olduğu; icra vekalet ücreti veicra giderlerinden sorumluluğun neşekilde belirleneceği hususlarındauygulamada tereddüt yaşandığınıifade etmiştir.

Konferansta genel hatları ile faizve faiz türleri, uygulanması gerekenfaiz oranları, temerrüt, muacceliyetirdelendi. Konuşmacılardan DokuzEylül Üniversitesi Medeni HukukAnabilim Dalı Öğretim üyesi Doç.Dr. Serkan Ayan tarafından konununmevzuat ve teorik kısmı ele alınırkenEmekli İcra İflas Müdür, yazar Av.Hüseyin Demir tarafından ise uy-gulama ve yaşanan güncel sorunlarele alınmıştır.

faİz konfEranSı düzEnLEndİ


PAN

ELLE

R

İzmir Barosu Kadın Hakları Mer-kezi tarafından “Kadın İşçinin İş

Hukukundan Doğan Hakları, Ko-runması ve Mobbing” başlıklı birkonferans düzenlendi.

Oturum Başkanlığını YargıtayDaire Başkanı Ömer Hicri Tuna’nınyaptığı konferansa, İzmir Bölge Ad-liye Mahkemesi 3. Hukuk DairesiBaşkanı Yargıç Ayşe Yeşim Akçelik,Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fa-kültesi İş Hukuku Anabilim Dalı Öğ-retim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erhan Bir-ben ve İzmir Barosu Üyesi Av. MelihaYaman Yurdugül konuşmacı olarakkatıldılar.

İzmir Barosu Başkanı Av. AydınÖzcan etkinlikte yaptığı konuşmada,

kadın hakları ve çocuk haklarınınkorunmasına büyük önem verdik-lerini ifade ederek, İzmir Barosu’nunbu alanda yürüttüğü çalışmalarlaTürkiye’de bilinirliğinin arttığını vebünyesinde çalışan gönüllü avu-katların farklı barolarda eğitim ve-recek duruma geldiklerini dile ge-tirdi.

“Bizler ülkemizin çağdaş ülkelerboyutunda bir hukuk devleti olmasınıistiyoruz” diyen Av. Aydın Özcan,bu anlamda da Baro olarak üzerle-rine düşen uyarıları yaptıklarını veyapmaya devam edeceklerini söy-ledi.

KADIN HAKLARIMERKEZİ’NE 3600BAŞVURU

Dört yüzün üzerinde gönüllü avu-katla hizmet veren İzmir Barosu Ka-dın Hakları Merkezi’ne kurulduğu2011 yılından bu yana 3600 başvuruyapıldığını ifade eden Av. Aydın Öz-can, bunların yanı sıra muhtarlarla,belediyelerle, okullarla birlikte, gerekçocuk hakları gerekse kadın haklarıkonusunda bilgilendirme çalışmalarıdüzenlediklerini söyledi.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kısamesajla, faksla ya da telefonla eşlerinboşanabileceğine ilişkin açıklama-sına da tepki gösteren Av. AydınÖzcan, “Yasalardan kaynaklananhaklarımıza sahip çıkacağız, MedeniKanunumuza, Anayasamıza, İş Hu-kukumuza sonuna kadar sahip çı-kacağız. Bizim yapmamız gerekenMustafa Kemal Atatürk’ün ilke vedevrimlerinden hareketle Cumhuriyetkazanımlarına sıkı sıkıya bağlan-maktır” dedi.

Yargıtay Daire Başkanı ÖmerHicri Tuna ise konferansın açılış ko-nuşmasında toplumun itici gücüolan kadının çalışma hayatındakiyeri ne kadar artarsa ülkenin o kadarileriye gideceğini ifade etti.

kadın İşÇİnİn hakLarınınkorunMaSı VE MoBBİnG

İzmir Barosu tarafından6 Şubat 2018 günü

“Vergi Davaları YönetimSüreci Kapsamında E-Fatura ve E-Defter Uyuş-mazlıkları” başlıklı bir kon-ferans düzenlendi.

Pamukkale Üniversitesiİktisadi İdari Bilimler Fa-kültesi Maliye Bölümü Baş-kanı Prof.Dr. Ersan Öz ve Serbest Mu-hasebeci Mali Müşavir Selçuk Gülten’inkonuşmacı olarak katıldığı konferansınaçılış konuşmasını İzmir Barosu BaşkanıAv. Aydın Özcan yaptı.

Av. Aydın Özcan yapmış olduğuaçılış konuşmasında, konferanskonusu e-defter ve e-fatura uygu-lamalarının çok yeni ve çok ilgi çe-

kici bir konu olduğunu söyleyerek,bu uygulamaların bürokratik işlem-leri ortadan kaldıracağını ifade etti.

Prof.Dr. Ersan Öz, vergi uyuş-mazlıklarının çözüm yollarındanbahsettiği sunumunda, vergi yar-gılama usulü ilkeleri, vergi yargı-sında dava açılması, dava açmasüreleri, vergi yargılamasında ispat,avukatın hukuki sorumluluğu ve

avukatın vergi yargılamasındakirolü konularına değindi.

Serbest Muhasebeci Mali Mü-şavir Selçuk Gülten ise e-defter vee-fatura davalarına değindiği ko-nuşmasında E-Serbest Meslek Def-teri, E-Serbest Meslek Makbuzu,E-Fatura, E-Arşiv Fatura, E-Defter,E-Fatura, E-Defter Davalarındanbahsetti.


PAN

ELLE

R

İzmir Barosu İş ve Sosyal Gü-venlik Hukuku Komisyonu ta-

rafından 25 Ocak 2018 günü “Ti-caret Şirketlerinde Yapısal Deği-şiklik ve İş Sözleşmelerine Etkileri”başlıklı bir konferans düzenlendi.İzmir Barosu üyesi meslektaşımızAv. Münir Hakan Eriş’in sunumunuyaptığı konferansa meslektaşlarımız yoğun ilgigösterdi.

Avukat Münir Hakan Eriş konuşmasında;“Zaman geçtikçe, endüstriyel ilişkilerin, ticaretinçeşitlenmesinin, yeni bakış açıları, yeni ihtiyaçlardoğurduğu, bu yeni ihtiyaçlar çerçevesinde hu-kukun neredeyse bütün disiplinlerinde farklıbir bakış açısıyla yeniden bakmak ihtiyacı doğ-duğunu, 4857 sayılı İş Kanunu’nun yürürlüğekonulmasıyla daha önceki iş kanununda olma-

yan, iş ilişkilerinin devrine ilişkin 6. maddeninyürürlüğe girdiğini, ancak bir kısım eksikliklerveya ticaret hukukundaki değişikliklere adap-tasyon konusunda sıkıntı yaşanmış olabilece-ğinden, kanun koyucu tarafından Türk TicaretKanunu’nda, İş Kanunu’nun 6. maddesindekihususların, bir kısım itibarı ile yeniden düzen-lendiği, bu hükümlerin, ticaret şirketlerindeyapısal değişiklik denilen; bölünme, birleşmeve tür değiştirmeye ilişkinkısmın içerisinde de-ğerlendirildiğini” belirtmiştir.

tİcarEt şİrkEtLErİndEkİ yapıSaLdEğİşİkLİkLEr VE İş SÖzLEşMELErİnE EtkİLErİ

E-fatura VE E-dEftEruyuşMazLıkLarı konfEranSı


PAN

ELLE

R

İzmir Barosu ve Ulusal EğitimDerneği tarafından, “Atatürkçülük,

Çağdaşlık, Modernizm ve Anti Em-peryalizm” başlıklı bir konferans dü-zenlendi.

İzmir Barosu Başkanı Av. AydınÖzcan’ın oturum başkanlığını yaptığıkonferansa, CHP Eski Grup Baş-kanvekili Av. Kemal Anadol ile İLE-SAM Eski Başkanı Dr. Mehmet Sa-rıtaş konuşmacı olarak katıldılar.

Önceki dönem milletvekillerindenAv. Bülent Baratalı, Bosna HersekFahri Başkonsolosu Kemal Baysak,meslektaşlarımız ve vatandaşlarındinleyici olarak katıldığı konferans,26 Ocak 2018 günü İzmir BarosuKonferans Salonu’nda gerçekleşti-rildi.

Konferansın açılış konuşmasınıyapan Ulusal Eğitim Derneği BaşkanıOsman Gazi Oktay, Mustafa Ke-mal’in askerleri sözü üzerinden birpolemik yürütüldüğünü ifade ederek,Mustafa Kemal’in askeri demeninbu ülke insanının bağımsızlığı, in-sanca yaşayabilmesi için hiç sor-gulamadan göğsünü siper etmekdemek olduğunu dile getirdi. Şubatayının Mustafa Kemal Atatürk’ündeyimiyle en az Erzurum Kongresikadar önemli olan İzmir İktisat Kon-gresi’nin yıldönümü olduğunu ifadeeden Osman Gazi Oktay, her yıl butarihlerde bir sempozyum düzenle-yerek bu büyük toplantıyı anmaçağrısı yaptı.

Konferansın oturum başkanı Av.

Aydın Özcan ise göreve başladık-larında ilk olarak Atatürk ve Cum-huriyet Devrimleri Komisyonu’nukurduklarını ve bu komisyonu kısasüre içerisinde bir merkez halinegetirdiklerini söyleyerek bu merkezaracılığıyla Atatürk ve Cumhuriyetdevrimlerini savunduklarını, MustafaKemal Atatürk’e yönelik haksız ithamve saldırılarla gönüllü avukatlar ara-cılığıyla mücadele ettiklerini dile ge-tirdi. Bu çalışmanın Türkiye’de birörnek teşkil ettiğini söyleyen Av. Ay-dın Özcan, yakın zamanda diğerbaroların da benzer merkezler kur-duklarını ifade ederek “artık bu mü-cadelede yanımızda diğer baroları-mız da var” dedi. Mustafa KemalAtatürk’ün halkı örgütleyerek baş-lattığı Kurtuluş Savaşı ile yedi düvele

atatürkÇüLük, ÇağdaşLık, ModErnİzMVE antİ EMpEryaLİzM


PAN

ELLE

R

karşı mücadele ettiğini söyleyen Av.Aydın Özcan, O’nun emperyalizmekarşı vermiş olduğu mücadelenintüm dünyadaki ezilen halklara örnekolduğunu ifade etti. Av. Aydın Özcan,“Bu ülke öyle sağlam temellere otu-ruyor ki iç ve dış düşmanları nekadar birlikte hareket ederlerse et-sinler bu ülkeyi yıkamadılar ve yıka-mayacaklar. 15 Temmuz’da bunubir kez daha gördük” dedi. Tarihi iyibilmenin gerekliliğini vurgulayan Av.Aydın Özcan, Amerikalı tarihçiMcCarthy’nin araştırmalarında mü-badele yıllarına kadar BalkanlardakiMüslümanların göçler ve katliamlarlakayıplarının %25 olduğunu, tarihçininbu oranın Hitler Almanyası ve Mus-solini İtalyası’nın toplamından fazla

olduğunu ifade ettiğini sözlerine ek-ledi. McCarthy’nin Ermeni soykırımıiddialarını da reddettiğini sözlerineekleyen Av. Aydın Özcan, AlmanParlamentosu’nun Ermeni Soykırımıiddialarını görüştüğü sırada İzmirBarosu olarak Alman Parlamento-su’ndaki tüm milletvekillerine mektupgönderdiklerini ve Berlin’de gerçek-leştirilen yürüyüşe katıldıklarını söy-leyerek "ne yazık ki emperyal güçlerhedeflerine ulaşmak için tarihi ger-çekleri çarpıtma konusunda çokbaşarılılar” dedi.

Türk Ordusu’nun Afrin’de ger-çekleştirdiği harekâta da değinenAv. Aydın Özcan Amerikan emper-yalizminin bölgeyi kendi çıkarlarıiçin karıştırdığının ortada olduğunu

söyleyerek “Türkiye’nin bir kıskacaalınmasını hiçbirimiz müsaade et-meyeceğiz. Ülke çıkarlarımızı koru-mak için elimizden gelen her türlüçabayı göstermeliyiz” dedi. Afrin’deverilen mücadelenin emperyalizmekarşı verilmiş bir mücadele olduğunusöyleyen Av. Aydın Özcan “kalbimizaskerlerimizle birlikte” dedi.

Av. Kemal Anadol ise MustafaKemal’i tek tek olaylarla değerlen-dirmenin yanlış olduğunu ifade ede-rek, “yukarıdan baktığımızda dünyatarihine düne, bugüne baktığımızda,yarını değerlendirirken gördüğümüzşudur: Mustafa Kemal’i Atatürk ya-pan onun akılcılığıdır. Bu akılcı dünyagörüşüne biz Kemalizm diyoruz”dedi. Atatürk’ü Koruma Kanunu’nunişlemez hale geldiğini ama bu kezde Atatürk’ün devlet korumasındançıkarak millet korumasına girdiğinidile getiren Kemal Anadol, “Atatürk’üdevlet bıraktı, millet sahip çıktı.Bugün onu yaşıyoruz. Genelkur-may’ın kayıtlarına göre Anıtkabir’eziyaret sayısı her geçen gün artıyor.Atatürk’e millet sahip çıktı” dedi.

İLESAM Eski Başkanı Dr. MehmetSarıtaş ise yapmış olduğu konuş-masında Atatürk’ün devrimleri içe-risinde eğitim devriminin ayrı birönemi olduğunu söyleyerek bu dev-rimin Kurtuluş Savaşı kadar önemliolduğunu vurguladı. Yapılan eğitimdevrimi ile bir yanda çürümüş eskieğitim kurumları, öte yanda emper-yalistlerin ayrıcalıklı eğitim kurum-larının yıkıldığını, yerlerinde Cum-huriyet’in eğitim kurumlarının yük-seldiğini söyleyen Dr. Mehmet Sa-rıtaş, “Cumhuriyetin eğitim kurumlarıtüm ulusun eğitim kurumlarıdır. Birulusun egemenliğini tam olarak kul-lanma biçiminin en yetkin ve so-mutlaşmış örneğidir. Dışlayıcı değiltoplayıcıdır. Türk ulusuna yurttaşlıkbağı ile bağlı olan herkesi kucakla-mıştır” dedi.


PAN

ELLE

R

MEdEnİ kanunun kaBuLünün92. yıL dÖnüMü

İzmir Barosu ve Türk Kadınlar Bir-liği tarafından Medeni Kanun’un

kabulünün 92. yılı nedeniyle bir kon-ferans düzenlendi.

İzmir Barosu Başkanı Av. AydınÖzcan, Türk Kadınlar Birliği GenelBaşkanı Av. Sema Kendirci Uğurmanve İzmir Barosu Kadın Hakları Mer-kezi üyesi Av. Rahile Horzum’un

konuşmacı olarak katıldıkları kon-feransa, İzmir Kadın Kuruluşları BirliğiBaşkanı Tülin Eraslan, Tülay AktaşGönüllü Kuruluşlar Güç Birliği Baş-kanı Fatoş Dayıoğlu, Türk KadınlarBirliği Aliağa, Aydın, Bayraklı, Ber-gama, Bornova, Buca, Denizli, Foça,Güzelbahçe, İzmir, Karşıyaka, Konak,Kuşadası, Manisa, Menemen, Söke

ve Urla şubelerinin yönetici ve üyeleriile İzmir Barosu üyesi meslektaşla-rımız ve vatandaşlar dinleyici olarakkatıldılar.

Konferansta konuşan Baro Baş-kanı Av. Aydın Özcan, 17.02.1926tarihinde kabul edilen Medeni Ka-nun’un bir hukuk devrimi olduğunuve ülkemizdeki hukuk sistemininözünü oluşturduğunu söyledi. Me-deni Kanun’un Bağımsızlık Savaşıve Cumhuriyet Devrimi’nin yurttaşınhukukundaki yansıması olduğunusöyleyen Av. Aydın Özcan, “Devrimyasamız Medeni Kanun ile kadınlar,evlenme, boşanma, mal varlığı, mi-ras gibi özel yaşamlarına ilişkinhaklar açısından erkeklerle eşit ko-numa getirilmişlerdir” dedi. Evlenmeyaşının belirlenmesi ve resmi nikahınkabulünün kadın haklarının güven-cesi olduğunu ifade eden Av. AydınÖzcan “ancak Devrim niteliğindekiMedeni Kanun ile elde edilen temel


PAN

ELLE

R

haklar özellikle son yıllarda adetayok edilmeye başlanmıştır” dedi.“Müftülere nikah kıyma yetkisininverilmesiyle İnkılap Kanunları ara-sında ‘Türk Kanunu Medenisiyle ka-bul edilen, evlenme akdinin evlen-dirme memuru önünde yapılacağınadair medenî nikâh esası’ dini nikâhıresmileştiren düzenleme ile ihlaledilmiştir” diyen Av. Aydın Özcan,söz konusu düzenlemenin Anaya-sa’ya da aykırılık teşkil ettiğini dilegetirdi. Medeni Kanun’da yer alandüzenlemenin amacının dini mera-simi engellemek değil, dini inançlarınkullanılarak kadın ve çocukların is-tismarının engellenmesi olduğunuifade eden Aydın Özcan, “ancaközellikle müftülüklere verilen nikahkıyma yetkisi ile çocuk evliliklerininönü açılmış olacaktır” dedi. Çocuğuncinsel istismarı, çocuk hakları ihlaliolayları toplum tarafından kınananve cezalandırılan olaylar olmasınakarşın çocuk gelinler sorununa top-lumun karşı çıkmadığını, çoğu za-

man kız çocukların çocuk yaşta ev-lendirilmesinin davullu zurnalı dü-ğünler yapılarak meşrulaştırıldığınıdile getiren Av. Aydın Özcan, “küçükyaşta kız çocuğunun evlendirilmeside bir cinsel istismar sayılmalıdır”dedi.

“Laiklik; çağdaş Türkiye Cum-huriyeti’nin temeli ve vazgeçilmezögesidir” diyen Av. Aydın Özcan la-iklik fikrinin ve laiklik uygulamalarınınhiçbir zaman inançlara karşı olma-dığını sözlerine ekledi.

Eğitim sistemindeki değişikliklerede değinen Baro Başkanı Av. AydınÖzcan, 4+4+4 olarak isimlendirilensistemle müfredatta dinsel içerikliderslerin arttığını, pozitif bilimlerikonu edinen derslerin içeriğine dedinsellik yerleştirildiğini, Atatürk’eilişkin bölümlerin daraltıldığı, EvrimTeorisi’nin çıkartıldığı ve 'cihat' kav-ramının müfredata girdiğini söyledi.Tek vücut bir şekilde Medeni Kanunbaşta olmak üzere Cumhuriyet ya-salarına sahip çıkılması gerektiğini

ifade eden Av. Aydın Özcan TürkiyeBarolar Birliği ve Barolara yönelikaçıklamalara da değinerek “Türkiyekelimesi bizim için yaşayan, kutsalbir kavramdır, bir ülküdür” dedi.

Türk Kadınlar Birliği Genel Baş-kanı Av. Sema Kendirci Uğurmanise Medeni Kanun’un Cumhuriyetdevrimlerinin, hukuk devriminin baştacı olduğunu söyleyerek, “çünkükadınları var etti, kadınların bir kimliksahibi olmasını sağladı, sosyal, si-yasal ve ekonomik hayatına katılı-mının yolunu açtı ve en önemlisi buülkede kadınlar için laik hukuk ku-rallarını hayata geçirdi” dedi.

İzmir Barosu Kadın Hakları Mer-kezi üyesi Av. Rahile Horzum iseMedeni Kanun’daki değişikliklerinaile hukukuna ilişkin, kadınları er-keklerle eşit kılan hükümlerine de-ğindiği konuşmasında, Medeni Ka-nun’da yapılan değişiklikteki amacıntaraflar arasındaki eşitlik olduğunusöyledi.


PAN

ELLE

R

İzmir Barosu ve Dokuz Eylül Üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

tarafından “Kişisel Verilerin Korun-ması ve Özel Hayatın Gizliliğini İhlalSuçu” başlıklı bir konferans dü-zenlendi.

Oturum başkanlığını İzmir Ba-rosu Başkan Yardımcısı Av. MustafaÇetin’in yaptığı konferansta, İzmir28. Asliye Ceza Mahkemesi HakimiDr. Halil Güner “Kişisel VerilerinKorunması”, İzmir Barosu ÜyesiAv. Nagihan Türkel ise “Özel Ha-yatın Gizliliğini İhlal Suçu” başlıklısunumları gerçekleştirdiler.

Konferansın açılış konuşmasınıyapan İzmir Barosu Başkanı Av.Aydın Özcan, İzmir Barosu’nun Do-kuz Eylül Üniversitesi ile çok yakındiyalogları olduğunu ifade ederekson dönemde birçok ortak çalış-maya imza attıklarını söyledi. “Bizgöreve gelirken en başta İzmir’dekihukuk fakülteleri ile İzmir’deki aka-demisyenlerle kol kola girmeliyiz,meslektaşlarımızla iç içe olmalıyız,

meslek içi eğitimlerimizi bu şekildegerçekleştirmeliyiz diyerek yola çık-tık” diyen Av. Aydın Özcan bunuhayata geçirmenin mutluluğunu ya-şadıklarını söyledi. Özel hayatıngizliliği ve kişisel verilerin korun-masının, içinde yaşadığımız tek-noloji çağında biraz sorunlu halegeldiğini söyleyen Av. Aydın Özcanbu alanda da mesleği ilgilendirenyeni gelişmeler ve yasal düzenle-

meler olduğunu ifade ederek, özel-likle genç meslektaşların bu konu-lara kayıtsız kalmayarak kendilerinigeliştirmelerinin önemli olduğunuvurguladı. İzmir Barosu’nun artıkgenç bir baro olduğunu ifade edenBaro Başkanımız Av. Aydın Özcan,bu nedenle sürekli ve çok farklıkonularda meslek içi eğitim çalış-maları yaptıklarını söyledi. Gençmeslektaşlarımıza özellikle yabancı

kİşİSEL VErİLErİn korunMaSı VEÖzEL hayatın GİzLİLİğİnİ İhLaL SuÇu


PAN

ELLE

R

dil öğrenmelerini öneren Av. AydınÖzcan “temennimiz uluslararası işyapan meslektaşlarımızın sayısınıarttırmak” dedi. Bu anlamda siyasiiktidarın baroları ve avukatları des-teklemesi gerektiğini söyleyen Av.Aydın Özcan, “örneğin yeşil pasa-port konusunu sürekli gündemegetiriyoruz. Amacımız seyahat et-mek değil, yurtdışındaki vatandaş-larımızın ve iş yapan şirketlerimizinhaklarını aramak. Çünkü bunu ya-pabilecek tek meslek grubuyuz.Türk vatandaşlarının ve Türk şir-ketlerinin yanında işinde uzmanTürk avukatlarının olması, davaaçarken yanında olması ülkemiziçin kazançtır. Uluslararası alandaçalışan avukatlarımızın sayısınınartması Türkiye’nin uluslararası söz-leşmelerden kaynaklanan haklarınısonuna kadar savunabilmesidir”dedi.

Dokuz Eylül Üniversitesi SosyalBilimler Enstitüsü Avrupa BirliğiAna Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. ZekiErdut ise yapmış olduğu açılış ko-nuşmasında enstitü olarak AvrupaBirliği projeleri yürüttüklerini söyle-yerek, “genellikle ekonomi ağırlıklıprojeler yürütüyoruz, ancak sondönemde yasa ve düzenlemelerinbüyük çoğunluğu uyum amacıyla

çıkıyor. Dolayısıyla hukuku göz ardıetmemiz mümkün değil” dedi.

Konferansın oturum başkanı İz-mir Barosu Başkan Yardımcısı Av.Mustafa Çetin ise konunun öneminivurgulayarak “İzmir Barosu olarakbiz ülkenin gelişmişliğinin, çağdaş-lığının yargının gelişmişliği ile doğruorantılı olduğunu ve bu nedenleyargının kalitesinin arttırılmasınınönemli olduğunu düşünüyoruz. Bil-diğiniz üzere yargının üç sacaya-ğından bir tanesi de avukatlar. Avu-katların kalitesini ne kadar arttıra-bilirsek, yargının kalitesinin ve ül-kenin çağdaşlığının da bu doğrul-tuda artacağını düşünüyoruz” dedi.

Av. Nagihan Türkel, “Özel Ha-yatın Gizliliğini İhlal” başlıklı sunu-munda çağdaş, demokratik hukukdevletlerinde kişinin her yönüylebir bütün olduğunu ve özel hayatında bu bütünün en önemli parçala-rından biri olduğunu ifade ederek,Avrupa İnsan Hakları Sözleşme-si’nde özel hayatın gizliliğinin dü-zenlenmesi, özel hayatın sınırlan-dırılması ve korunmasından bah-sederek örnek AİHM kararlarınadeğindi.

28. Asliye Ceza Mahkemesi Ha-kimi Dr. Halil Güner ise “Kişisel Ve-

rilerin Korunması” başlıklı sunu-munda bilgi ve iletişim teknolojile-rinin yaygınlaşmasıyla kişisel veri-lerin toplanması, depolanması, iş-lenmesi ve dağıtılmasının kolay-laştığını söyleyerek, bu hızlı geliş-menin de, veri koruma politikalarınıngelişmesini sağladığını söyledi. Bugelişmenin kişisel verilerin korun-masını hukuki düzenleme alanı ola-rak ortaya çıkardığını söyleyen HalilGüner, “sanayi toplumundan bilgitoplumuna geçiş sürecinde AmerikaBirleşik Devletleri (ABD) ve AvrupaBirliği (AB) ülkeleri başta olmaküzere, bireysel hak ve özgürlüklerinzarar göreceğine ilişkin endişelerkarşısında bu alanda hazırlanmışhukuki düzenlemeler kişisel mah-remiyetin korunması amacıyla ya-pılmıştır” dedi. Bu kapsamda ilkulusal hukuk düzenlemelerinin;1970 yılında Almanya, 1973 yılındaİsveç ve 1974 ABD’de yapılan yasametinleri olduğunu ifade eden HalilGüner, 1980’li yıllarda İktisadi İşbirliğive Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD)kılavuz ilkeleri ve Avrupa Konseyi'ninkişisel verilerin otomatik işlenmekarşısında korunması hakkındakisözleşmesi olmak üzere, uluslar-arası hukuk belgelerinde kişisel ve-rilerin korunması hakkının kabuledildiğini dile getirdi.


İzmir Barosu üyesi Üstat MeslektaşımızAv. Ceyhan Demir’in tüm gelirini ÇYDD

bursiyerlerine bağışladığı kitabı baro oda-larımızda satışa sunuldu.

İzmir Barosu üyesi Üstat MeslektaşımızAv. Ceyhan Demir’in tüm gelirini ÇağdaşYaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) bur-siyerlerine bağışladığı “İzmir’in Aşk AsansörüYıkılmaktan Nasıl Kurtuldu” adlı kitabı baroodalarımızda satışa sunuldu.

Aynı zamanda İzmir’in eski belediyebaşkanlarından da olan meslektaşımız Av.Ceyhan Demir, 1983-1984 dönemindetarihi Asansör’ün harabe durumundan kur-tarılarak İzmir Belediyesi’ne devredilmesürecini de anlattığı anı kitabı “İzmir’in AşkAsansörü Yıkılmaktan Nasıl Kurtuldu” nungeliriyle 150-200 çocuğun bir yıllık eğitimmasrafını karşılamayı hedeflediğini dile ge-tirdi.

Av. Ceyhan Demir’in “İzmir’in Aşk Asan-sörü Yıkılmaktan Nasıl Kurtuldu” adlı kitabıBaro odalarımızdan temin edilebilir.

GELİrİ Çağdaş yaşaMı dEStEkLEME dErnEğİ BurSİyErLErİnEBırakıLacak oLan üStat MESLEktaşıMız aV. cEyhan dEMİr’İn

kİtaBı Baro odaLarıMızda Satışta

DU

YUR

U


DU

YUR

U

12.12.2017 tarihinde MaliyeBakanlığı tarafından, ya-

yımlanmak üzere Başbakanlığagönderilen 486 ve 487 sırano.lu Vergi Usul Kanunu GenelTebliğleri, mali yükümlülükleraçısından üyemiz avukatları dailgilendiren bazı konularda dü-zenlemeler getirmektedir.

12.12.2017 tarihinde MaliyeBakanlığı tarafından, yayımlanmak üzere Başbakanlığagönderilen 486 ve 487 sıra no.lu Vergi Usul KanunuGenel Tebliğleri, mali yükümlülükler açısından üyemizavukatları da ilgilendiren bazı konularda düzenlemelergetirmektedir. Bu düzenlemelerden 486 Sıra no.lu V.U.Ktebliği uyarınca meslektaşlarımız, 2018 yılında kullanmaküzere 31.01.2018 tarihine kadar bağlı bulundukları vergidairesine e-defter kullanım başvurusunda bulunmakla

yükümlüdürler. 487 sıra no.lu V.U.K. tebliği uyarınca iseisteyen meslektaşlarımız 01.01.2018 tarihinden itibarene-Serbest Meslek Makbuzu kullanımına geçebileceklerdir.Söz konusu düzenlemelere ilişkin detaylı bilgi için ilgilitebliğlere aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.http://www.gib.gov.tr/sites/default/files/fileadmin/user_up-load/Tebligler/Taslaklar/486_serno_vukgenteb_basba-kanlik.pdf

E-dEftEr kuLLanıMı hakkındaÖnEMLİ duyuru

İzMİr BaroSu yÖnEtİM kuruLu’nca 2018 yıLıBaro aİdatı “396,00 tL” oLarak BELİrLEnMİştİr

İZMİR BAROSU AİDAT HESAPLARIİŞ BANKASI KONAK ŞUBESİ

TR08 0006 4000 0013 4080 0015 45

GARANTİ BANKASI MANAVKUYU ŞUBESİ

TR92 0006 2001 2750 0006 2989 51

DENİZBANK İZMİR ŞUBESİ

TR73 0013 4000 0043 5753 6000 04

Meslektaşlarımız 2018 yılı aidatlarının ilktaksitini Ocak ayı içerisinde 198,00 TL, ikincitaksitini ise Temmuz ayı içerisinde yine 198,00 TLolarak baro odalarına, aşağıda belirtilen hesapnumaralarımıza ödeyebilecekleri gibi, Baronet

üzerinden Bonus özellikli kredi kartlarına vadefarkı olmadan altı taksit halinde, farklı kredikartlarında ise yine Baronet üzerinden Turkparalinkinden çeşitli taksit seçenekleriyleödeyebilirler.

Ayrıca Ocak ve Temmuz aylarında ödenmek koşuluyla;

1 yıla kadar kıdemi olan meslektaşlarımız için yıllık aidat tutarı: ....................................................220,00 TL

1 yıldan 2 yıla kadar kıdemi olan meslektaşlarımız için yıllık aidat tutarı: ......................................275,00 TL

2 yıldan 3 yıla kadar kıdemi olan meslektaşlarımız için yıllık aidat tutarı: ......................................330,00 TL

Engelli meslektaşlarımız için yıllık aidat tutarı: ................................................................................275,00 TL

Baro aidatları yukarıda belirlenen dönemlerde ödenmediği takdirde Avukatlık Kanunu’nun 72. maddesinegöre levhadan silme işlemi uygulaması zorunluluğu bulunduğundan zamanında ödemeye dikkat edilmesiönemle duyurulur.


Kokteyl öncesi konuşan BaroBaşkanımız Av. Aydın Özcan

kısa bir süre sonra mesleğe başla-yacak stajyer avukatlara staj dö-nemlerinde meslek kurallarını veAvukatlık Kanunu’nu çok iyi oku-malarını ve öğrenmelerini tavsiyeetti.

İzmir Barosu’nda stajlarını sür-düren ve eğitimlerinin sonuna gelen210 stajyer avukat, düzenlenen birkokteylde stres attılar. Kokteyl öncesikonuşan İzmir Barosu Başkanı Av.Aydın Özcan kısa bir süre sonramesleğe başlayacak stajyer avu-katlara staj dönemlerinde meslekkurallarını ve Avukatlık Kanunu’nuçok iyi okumalarını ve öğrenmelerinitavsiye etti.

İzmir Barosu’nda düzenlenen

kokteyle katılan çok sayıda stajyeravukata konuşan Baro Başkanı Av.Aydın Özcan, son dönemde İzmirBarosu’na çok sayıda genç avukatınkatıldığını ifade ederek, baro olarakbu genç katılımların ihtiyaçlarınayanıt verecek hizmetler geliştirdiklerinisöyledi. Her ay düzenli olarak CMKseminerleri düzenlediklerini ve böy-lece Baro’ya yeni katılan avukatlarınhızlı bir şekilde mesleğe başladıklarınısöyleyen Av. Aydın Özcan, “mesleğeyeni başlayan arkadaşlarımızı eko-nomik olarak da desteklemek ama-cıyla CMK puanlarını sıfırladık. Gecegörevi almak isteyen ancak aracıolmayan özellikle kadın meslektaş-larımız için baro aracını tahsis ettik.”dedi. İzmir Barosu’nun mesleğeyeni adım atan avukatlara sunduğuhizmetleri hiçbir baronun vermediğini

söyleyen Av. Aydın Özcan stajlarınınbitmesine kısa bir süre kalan stajyeravukatlara, meslek kuralları ve Avu-katlık Kanunu’nu iyi öğrenmelerinitavsiye ederek, “önce biz meslek-taşlar olarak birbirimize saygılı ol-malıyız ki mesleğimizi layıkıyla ya-palım” dedi. Staj döneminin songünlerini iyi değerlendirmelerini is-teyen Av. Aydın Özcan, “İzmir Barosubirçok meslek içi eğitim çalışması,yabancı dil kursları düzenliyor. Bun-lara katılın, kendinizi geliştirin vefarkındalığınızı ortaya koyun” diyereksözlerini bitirdi.

İzmir Barosu Staj Eğitim MerkeziSorumlu Yönetim Kurulu üyesi veİzmir Barosu Başkan Yardımcısı Av.Mustafa Çetin ise Staj Eğitim Mer-kezi’nde sekseni aşkın avukatın eği-timci ve danışman olarak görev al-dığını ifade ederek, Türkiye’nin üçün-cü büyük barosu olarak gerek stajdöneminde gerekse stajdan sonrameslek içi eğitimlere büyük önemverdiklerini dile getirdi. İzmir Baro-su’nda staj yapmanın bir ayrıcalıkolduğunu ifade eden Av. MustafaÇetin, bu tip etkinliklerle staj döne-minin yorgunluğunun atılmasını sağ-ladıklarını sözlerine ekledi.

StajyEr aVukatLar koktEyLdE BuLuştu

ETKİN

LİK


ETKİN

LİK

İzmir Barosu’na kayıtlı meslektaşla-rımızdan oluşan Türk Müziği Korosu,

verdiği konserle izleyenleri büyüledi.Konserde konuşan Baro BaşkanımızAv. Aydın Özcan, “meslektaşlarımızbir yandan vatandaşlarımızın temelhak ve özgürlüklerini savunurken öteyandan birçok sanat dalında, çokgüzel çalışmalar yapıyorlar, onlarlagurur duyuyoruz” dedi.

Şef Gökçe Eriş yönetimindeki İzmirBarosu Türk Müziği Korosu 22 Ocak2018 günü Fuar İsmet İnönü KültürMerkezi’nde bir konser gerçekleştirdi.

İzleyenlerin koronun söylediği şar-kılarla zaman zaman hüzünlendiği,zaman zaman neşe içerisinde şarkılarakatıldığı konserde, yakın zamandakaybettiğimiz sinema ve tiyatrooyuncusu Münir Özkul ile Mimarve Gazeteci Aydın Boysan’ın fo-toğrafları perdeye yansıtıldığında,salonda duygulu anlar yaşandı.

Konserin açılış konuşmasınıyapan İzmir Barosu Başkanı Av.Aydın Özcan, Baro bünyesindeTürk Müziği, Türk Sanat Müziği,Türk Halk Müziği, resim, halko-yunları, ritim gibi birçok sanatdalıyla uğraşan avukatlardan

oluşan gruplar olduğunu ve bunlarınsık sık hazırladıkları çalışmaları sergi-lediklerini söyleyerek, “meslektaşlarımızbir yandan vatandaşlarımızın temelhak ve özgürlüklerini savunurken öteyandan birçok sanat dalında, çokgüzel çalışmalar yapıyorlar, onlarlagurur duyuyoruz” dedi.

İzmir Barosu’nun her alanda yaptığıçalışmalarla Türkiye’de örnek gösterilenbir baro olduğunu dile getiren Av.Aydın Özcan, “Meslektaşlarımızın öz-verili çalışmalarıyla bu noktaya geldik”dedi. İzmir Barosu’nun çocuk istismarı,kadına yönelik şiddet, kadın cinayetidavalarını Türkiye’nin neresinde olursaolsun yakından takip ettiğini ifade edenAv. Aydın Özcan, İzmir Barosu bün-

yesinde kurulan ve üç yıldır çalışmalarınısürdüren ve diğer barolar tarafındanda örnek alınan Atatürk Araştırma Mer-kezi’yle de Cumhuriyetimize ve Türki-ye’nin kurucusu Mustafa Kemal Ata-türk’e hakaret edenlerle yargı önündemücadele edildiğini söyledi.

Dikili’de bir yurtta geçtiğimiz gün-lerde kamuoyuna yansıyan taciz skan-dalını henüz iki ay önce ruhsatını almışçok genç bir avukatın katkılarıyla ortayaçıkardıklarını sözlerine ekleyen Av.Aydın Özcan, “ben şahsen bu gençmeslektaşlarımla gurur duyuyorum”dedi. “Atatürk ilke ve devrimlerine so-nuna kadar sahip çıkacağız, emper-yalizme karşı hep birlikte mücadeleedeceğiz” diyen Av. Aydın Özcan ko-

nuşmasında 24 Ocak 1993’tekatledilen Gazeteci Yazar UğurMumcu’yu da anarak “kendiside büyük bir Atatürkçü ve büyükbir aydındı. Ülkenin geleceğinio günlerde görmüştü. Onu dabu vesileyle anıyorum” dedi.Konser sonunda İzmir BarosuBaşkanı Av. Aydın Özcan veİzmir Barosu Genel SekreteriAv. İlke Erol tarafından Şef Gök-çe Eriş’e katkılarından dolayıbir plaket sunuldu.

MESLEktaşLardan türk Müzİğİ zİyafEtİ


ETKİN

LİK

İzmir Barosu Türk Halk Müziği Ko-rosu 11 Aralık 2017 günü vermiş

olduğu konserle izleyenleri büyüledi.

Uzun yıllardır aralıksız çalışmalarınısürdüren Şef Sevim Taşçı yönetimindekikoronun vermiş olduğu konsere İzmirBarosu Başkanı Av. Aydın Özcan,Başkan Yardımcısı Av. Mustafa Çetin,Genel Sekreter Av. İlke Erol, YönetimKurulu Üyesi Av. Nilay Ertem Durlu ileçok sayıda meslektaşımız ve İzmirlisanatsever dinleyici olarak katıldılar.

Konser öncesi bir konuşma yapanBaro Başkanı Av. Aydın Özcan, İzmirBarosu’nda sadece Türk Halk Müziğideğil, sanatın birçok dalında çalışma-larını sürdüren avukatlardan oluşantoplulukların olduğunu ifade ederek“bu çalışmaları sergileyebilmek içinaylarca çalışan meslektaşlarımızla gururduyuyoruz” dedi. İzmir Barosu olaraksanatla ilgilenen avukatların çalışmayaptıkları alanları yenilediklerini ve ge-reken imkanları sağladıklarını söyleyenAv. Aydın Özcan, İzmir Barosu Resim

Grubu’nun 10 Kasım’da Selanik Ba-rosu’nda kadın ve çocuk hakları temalıbir sergi açtığını ifade ederek “mes-lektaşlarımız yaptıkları çalışmalarla İzmirBarosu’nu artık yurtdışında da temsilediyor ve baromuzun bakış açısını or-taya koyuyorlar” dedi.

Türkiye’nin neresinde olursa olsunkadına yönelik şiddet ve çocuk istismarıkonusundaki davaları sonuç alıncayakadar takip ettiklerini ifade eden BaroBaşkanı Av. Aydın Özcan, “yaptığımızçalışmalarla kadın hakları ve çocukhakları konusunda Türkiye’de ilklerigerçekleştiriyoruz” dedi.

Göreve geldiklerinde ilk olarakAtatürk ve Cumhuriyet DevrimleriKomisyonu’nu kurduklarını, kısa birsüre sonra da komisyonu bir merkezhaline getirdiklerini söyleyen Av. Ay-dın Özcan, “Atatürk’e hakaret eden-lerin yargı önünde hesap vermeleriiçin var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.Ülkenin OHAL ve KHK’lerle yönetil-mesini kabul edemediklerini de söz-

lerine ekleyen Av. Aydın Özcan, Tür-kiye’de tam anlamıyla demokrasininve hukuk devletinin hayata geçmesiiçin mücadele ettiklerini ve bu mü-cadeleyi vermeye devam edecek-lerini söyleyerek “Şunu çok açık birşekilde ifade ediyorum, İzmir Baro-su’nu hiç kimse susturamayacak.İzmir Barosu, Cumhuriyet devrim-lerinin bekçisi olmaya devam ede-cek. Çocuklarımıza ancak Cumhu-riyet devrimlerine, Atatürk ilke vedevrimlerine sahip çıkarak iyi birgelecek bırakacağımızı biliyoruz.Mücadelemiz Atatürk ilke ve dev-rimlerinden aldığımız güçle, MustafaKemal Atatürk’ün gösterdiği yoldanaynen devam edecektir” dedi.

Tüm salonun birlikte söylediği “SarıSaçlım Mavi Gözlüm” şarkısının ar-dından Baro Başkanı Av. Aydın Özcanve İzmir Barosu Kültür Sanat Komis-yonu- Sorumlu Yönetim Kurulu ÜyesiAv. Nilay Ertem Durlu, Şef Sevim Taşçıve koro üyelerini tebrik etti.

BaroMuzun türk haLkMüzİğİ koroSu BüyüLEdİ


ETKİN

LİK

İzmir Barosu Türk Sanat MüziğiKorosu 19 Aralık 2017 günü İzmir

Fuarı İsmet İnönü Kültür Merkezi’ndebir konser gerçekleştirdi.

Geçtiğimiz günlerde izleyici ilebuluşan İzmir Barosu Türk HalkMüziği Korosu’ndan sonra bu kezde İzmir Barosu Türk Sanat MüziğiKorosu İzmirli sanatseverlerle buluştu.Baro Başkanımız Av. Aydın Özcan,“Baromuz bünyesindeki sanatçı mes-lektaşlarımızla gurur duyuyoruz” dedi.

Çalışmalarını Şef Oğuz Özvardar

yönetiminde sürdüren İzmir BarosuTürk Sanat Müziği Korosu 19 Aralık2017 günü İzmir Fuarı İsmet İnönüKültür Merkezi’nde bir konser ger-çekleştirdi. Koro Şefi Oğuz Öz-vardar’a bir plaket sunan BaroBaşkanımız Av. Aydın Özcan, “İzmirBarosu olarak mesleki anlamdaçok yoğun olmalarına karşın ay-lardır bu konseri sizlere sunmakiçin hazırlanan huzurdaki meslek-taşlarımız ve İzmir Barosu’ndakitüm sanatçı meslektaşlarımızla gu-rur duyuyoruz” dedi.

Gündeme ilişkin de değerlen-dirmelerde bulunan Av. Aydın Öz-can, ülkenin Kanun HükmündeKararnameler ve OHAL’le yönetil-mesinin kabul edilemez olduğunuifade ederek “derhal tam demok-rasiye geçiş sağlanmalı ve TBMMasli görevine dönmelidir” dedi.“Gazete ve TV’lerde her gün dahada artan şiddete tanık oluyoruz”diyen Av. Aydın Özcan kadın cina-yetleri, kadına yönelik şiddet veçocuk istismarıyla mücadele ko-nusunda yerel, ulusal ve uluslararasıplatformlarda önemli çalışmalaryaptıklarını da sözlerine ekledi.

İzmir Barosu bünyesinde ku-rulan Atatürk Araştırma Merkeziaracılığıyla Atatürk ve Cumhuriyetdeğerlerine yönelik saldırıları takipettiklerini ve yargıya taşıdıklarınıifade eden Av. Aydın Özcan, “İzmirBarosu olarak İzmir duruşu sergi-lemeye devam edeceğiz. İzmir’dekisivil toplum örgütleri ve İzmir halkıylaomuz omuza mücadele edeceğizve İzmir duruşunu Türkiye’ye örnekolarak göstereceğiz” diyerek söz-lerini tamamladı.

türk Sanat Müzİğİ koroSundanyıL Sonu konSErİ

56 İzmir Barosu Bül-

ETKİN

LİK

İzmir Barosu, 744. Mevlana’yı AnmaHaftası dolayısıyla “Çağlara Sığ-

mayan Bilge: Mevlana” adlı bir söyleşive ney dinletisi gerçekleştirdi.

İzmir Barosu, 744. Mevlana’yı AnmaHaftası dolayısıyla “Çağlara SığmayanBilge: Mevlana” adlı bir söyleşi ve neydinletisi gerçekleştirdi. İzmir BarosuBaşkanı Av. Aydın Özcan yapmış ol-duğu açılış konuşmasında bütün dün-yada saygı duyulan bir kişilik olanMevlana’nın eserlerinin, kendisinin nekadar bilge ve ne kadar insan sevgisiile dolu bir insan olduğunu gösterdiğiniifade etti.

İzmir Barosu, 744. Mevlana’yı AnmaHaftası dolayısıyla “Çağlara SığmayanBilge: Mevlana” adlı bir söyleşi ve neydinletisi gerçekleştirdi. Aynı zamandaİzmir Barosu üyesi de olan MevlanaAraştırmacısı Av. Bilal Eyüboğlu’nungerçekleştirdiği sunuma Ege Üniver-sitesi Türk Müziği Devlet KonservatuvarıÖğretim Üyesi ve Neyzen Kaşif De-miröz de neyiyle eşlik etti.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapanİzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan,bütün dünyada saygı duyulan bir kişilikolan Mevlana’nın eserlerinin kendi-sinin ne kadar bilge ve ne kadar in-san sevgisi ile dolu bir insan oldu-ğunu gösterdiğini ifade etti.Mevlana’nın yapıtları, eser-leri ve davranışlarının top-lumumuza her za-man örnek oldu-ğunu ifade edenAv. Aydın Özcan,Mevlana’nın ya-şam öyküsüyle bü-tün dünyada ilgi vesaygı uyandıran birkişilik olduğunu dilegetirdi. BulgaristanFilibe kentini ziyaretettiklerinde hala faal

olan küçük bir Mevlevihane’ye rastla-dıklarını söyleyen Av. Aydın Özcan,bu Mevlevihane’nin yaşaması için birRus işadamının destek olduğunuöğrendiğini söyleyerek, “bizimkendi değerlerimize sahip çık-mamız gerek” dedi. Av. Ay-dın Özcan Mart ayında Fi-libe’ye yeniden gideceklerinive bu Mevlevihane’yi özel-likle yeniden ziyaret ede-ceklerini sözlerine ekledi.

Av. Aydın Özcan, sunumugerçekleştiren Av. Bilal Eyü-

boğlu’nun aynı za-manda hangiyönetim gelirsegelsin İzmir Ba-

rosu Vakfı’nın de-ğişmez yö-netim kuruluüyesi olduğu-nu ifade ederek“Vakfımızın tekrar aktifhale gelmesinde bize

önder oldu. Bu va-kıf aracılığı ileihtiyacı olanmeslektaşla-rımıza desteksağlıyoruz.Ama vakfınçalışmaları

arasında en önemlisi genç meslek-taşlarımız için genç ofisi kurmamızoldu. Bu çalışmalarımız sırasında Av.Bilal Eyüboğlu engin tecrübesiyle bizehep yol gösterici oldu” dedi.

Av. Bilal Eyüboğlu ise yapmış ol-duğu sunumda yirmi yılı aşkın birsüredir Mevlana araştırmacısı olduğunuifade ederek “Baromuz etkinlikleri ara-sına kültürümüzün büyük meşalelerinide anmayı katan başta Sayın BaroBaşkanımız olmak üzere Baro YönetimKurulumuza gönülden tebriklerimi sun-mak istiyorum” dedi.

Mevlana’nın yaklaşık 800 yıldanbu yana bütün insanlığı birliğe, kar-

deşliğe sevgi ve hoş-görüye çağıran

büyük bir sevgiçağlayanı, birmana kutbu,bir hoşgörüabidesi vebüyük bir

kültür meşa-lesi olduğunu

söyleyen Av. BilalEyüboğlu, “Dün-

ya ansiklope-d i l e r i n d edoğu kültürü-nü temsileden simalar

arasında Mev-lana hep birinci

sıradadır. Özelliklebatı ülkelerinde Mevlana

hakkında yayınlanan kitapların milyonadet satışı yapılmaktadır. Dünyanınpek çok merkezinde Mevlana’dan esin-lenerek semahaneler, Mevlevihaneleraçılabilmektedir. Mistik, sufi müzik artıkçağdaş müziğin ayrılmaz bir parçasıhaline gelmiştir. Mevlana’nın müzesi vetürbesi her yıl yerli ve yabancı milyonlarcaziyaretçiyi çekmektedir” dedi.

ÇağLara SığMayan BİLGE: MEVLana


MA

KA

LE

tEk partİLİ dÖnEMdE kadınLarınSEÇME VE SEÇİLME hakkı MücadELESİ

Av.Gülce Mutoğlu Kılavuz

Milli mücadele döneminde ka-dınlar; savaşa katılmış, cephe

gerisinde hizmet etmiş, geniş kitleleriuyandırmak için dernek ve basınfaaliyetlerine katılmış, ülkenin hertarafında yabancı işgaline karşı pro-testo mitingleri başlatmıştır. Bu dö-nemde erkeklerin askere alınmasıile onların çalışma ve sosyal ya-şamdaki pozisyonları kadınlar tara-fından devralınmıştır.

Tek partili dönemde (1923-1946)ise kadınlar çoğunlukla siyasal hak-larını kazanmak için mücadele et-mişlerdir. Bu dönemde ilk kadınpartisinin kuruluşu çalışmaları ya-pılmış, kadınlar mücadeleleri sonucuseçme ve seçilme hakkını elde et-mişlerdir. Cumhuriyetin ilanı ile baş-layan devrimlerle, Tevhid-i TedrisatKanunu ve Medeni Kanun’un ka-bulü, kız enstitülerinin açılması, köyenstitülerine kız öğrencilerin alınmasıgibi kadınlar için olumlu gelişmeleryaşanmıştır.

Bu çalışmada tek partili dönembaşındaki genel duruma değinilecek,kadınların siyasal hak mücadelesive kazanımları, diğer önemli geliş-meler ile dönemin önemli kadınla-rından bazılarının öykülerine yer ve-rilecektir.

1. Genel Durum veKadınların Siyasal HakTalepleri

29 Ekim 1923’de Cumhu-riyet ilan edilmiş ve monarşiyle idareson bulmuştur. Bu dönemde kadınındurumu şöyledir:

1. İstanbul’da aydın Türk kadınıdüşman istilasını protesto eden mi-

tinglerde söz sahibi olmuş ve aktifbir rol oynamıştır.

2. İstanbul Üniversitesi’nde kızöğrencilerin erkeklerle beraber oku-yabileceğinin kararı alınmıştır.

3. I. Dünya Savaşı’nda bir takımzorunluluklar nedeniyle iş hayatınaatılan kadınların sayısı artmıştır.

4. Hayır kuruluşlarında ve Kızılayteşkilatında aktif çalışmışlardır.

5. Anadolu’nun diğer büyük veküçük şehirlerinde kız okulları vekadın öğretmen sayısı artmıştır.

6. Bağımsızlık Savaşı’nda doğ-rudan vatan müdafaasına iştirak et-mişlerdir.

7. Öğretim gören kızların çeşitlimesleklerde yetişme gayretleri veuğraşmaları söz konusudur.

1920’li yıllardan itibaren kadınhareketi, siyasal hak arayışı etrafındaşekillenmeye başlamıştır. Ama aynızamanda bu hakkın da daha önceolduğu gibi şimdi de eğitimli aydın

kadınlara verilmesinden yana birtavır sergilenmiştir. Dönemin tartış-malarında öncelikle kadının eğitilmesigerektiği görüşü öne çıkmaktaydı.Örneğin Latife Hanım, “Türk kadınlarıiçin eşit haklara inanıyorum. Bu oyverme ve Büyük Millet Meclisineseçilme hakkı demek ama şuna dainanıyorum ki, eğitim oy hakkındanve kamu hizmetlerinden önce gel-meli. Köylülerin sırtına oy hakkınıyüklemek saçma olur.” demektedir.Oysa ki erkeklerin cahili de aydınıda siyasal haklarını, I. Meşrutiyettenitibaren kullanmaya hak kazanmış-lardır.

Kadınların siyasi hak taleplerikarşısında gazeteler kadınların busiyasi çıkışlarını farklı ifadelerle dilegetirirler. Gazetelerden biri kadınlariçin şu ifadeyi kullanmıştır: “ Buasabi tabiatlı cinsi latifler kırmızı ruj-larıyla Meclise girseler seyretmekne kadar da hoş olurdu.” Kadınlarınseçime katılmalarına ilişkin yine dö-nemin gazetelerindeki bir başka ya-zıda: “Hanımların siyasi hayata atıl-


MA

KA

LE

maları, fırkalara girmeleri,mebus ol-maları kadınlığa has müfrit şiddetve heyecan ile siyasi münakaşalaragirişmeleri hiç fena olmaz. Yalnızkorkarız ki ilk mebus hanımın ilk işi,hain erkeklerin ipek kumaşlara, ipekçoraplara ve sair kadın tuvalet le-vazımına vazettikleri gümrük vergi-lerini zalimane bularak Meclise bun-ların ilgasını teklif etmek olmasın?….Mecliste sık sık moda etrafındamünakaşalar cereyan eder. Hanım-ların balolarda smokin mi yoksa tu-valet mi giymelerinin daha uygunolacağına dair, mesela İstanbul me-busesi ile İzmir mebusesi arasındakihararetli mücadeleyi bütün erkekmebusların merak ve tebessümledinleyeceğine şüphe yoktur” gibiifadeler içeren haberler yapılmıştır.

Aydın kadınlar tarafından yürü-tülen kadın haklarının siyasal boyu-tuna ilişkin tartışmalar, TBMM’nin 3Nisan 1923 günkü oturumunda yaniCumhuriyetin ilanı öncesinde ya-şanmıştır. Bazı milletvekilleri Anayasametninde, 10. ve 11. Maddelerinin“18 yaşını bitiren her Türkün millet-vekili seçimlerine katılabileceği” şek-linde düzenleme yapılmasını sa-vunmuşlardı, ancak bu öneri red-dedilmiş ve ilgili maddeler, “hererkek Türk” deyimi şeklinde ifadeedilmiştir. Mecliste yapılan tartışma-larda özellikle kadının yerinin evi ol-duğu kanısının yaygınlığı görülmek-

tedir.

2. Türk Kadınlar Birliğive Nezihe Muhittin

Yaşanan gelişmeler üzerine 30Mayıs 1923’te kadınlar, siyasal hak-lara giden yolu açmak; için faaliyetegeçeceklerini duyurdular. 15 Haziran1923’te “Kadınlar Halk Fırkası” ku-ruldu. Fırkanın kuruluşunun ertesigünü 16 Haziran 1923’te yasal izinalmak için valiliğe başvuruda bu-lundular. Valilik durumu İçişleri Ba-kanlığı’na bildirdi ve Bakanlıktan ge-lecek karara göre hareket edileceğibasına yansıdı. Kuruluşunun ilanıylabirlikte Partiye, yabancı ve ulusalbasının ilgisi büyük oldu. Bu sıradahenüz ilk siyasi oluşum CumhuriyetHalk Fırkası ortayaçıkmamıştı. Ka-dınlar, Cumhuriyet Halk Fırkası’ndandaha iki ay önce kendi partilerinikurmuş oldular. Partinin başkanıönemli bir Türk feministi ve ilk kadınparti başkanı olan Nezihe Muhittin,genel sekreteri ise Şükûfe Nihal’dir.Ancak, 8 ay sonra henüz siyasalhaklarını almamış olan kadınlarınparti kurmasına yasalarca izin veri-lemeyeceği gerekçesiyle partininkuruluşuna izin verilmedi. 7 Şubat1924’te tüzük değişikliği yapılarak“Türk Kadın Birliği” derneği kurul-du.

Bu dernek, Nezihe Muhittin’inbaşkanlık yaptığı 1924–1927 yıllarıarasında genel olarak faaliyetlerini;

düşünce ve sosyal hayatta kadınlarınyetiştirilmesi, dul ve kimsesiz ka-dınlara yardım edilmesi, fakir ço-cukların ihtiyaçlarının görülmesi vekadınlığı dış hayata hazırlamak içinbilimsel toplantılar düzenlenmesişeklinde faaliyet göstermiştir. Birlikayrıca derneğin tüm bu faaliyetlerinive fikirlerini açıklamak maksadıyla,1925’te “Kadın Yolu” adlı bir dergiyayımlamaya başlamıştır.

Türk Kadınlar Birliği, Mart 1927’deyapılan kongresinde derneklerinintüzüğüne -ön koşulsuz- kadının si-yasal hakları için çalışılacağını bil-diren 2. maddeyi ekledi. Bu durumKadın hareketinin siyasal hak aramamücadelesi boyutundan baktığımız-da bir ilki oluşturuyordu. O günekadar siyasal hak istekleri ön koşulluolarak belgelerde yer almıştı. Ancakbu istek tepkilere yol açmıştır. Bubağlamda başlayan tartışmalarda,birlik başkanı Nezihe Muhittin’in ıs-rarcı olması ve görüşlerinde geriadım atmaması sebepleri ile birlikbaşkanlığında değişiklik yapılmıştır.Nezihe Muhittin’in yerine daha ılımlıyapısıyla bilinen Selçuk Hatun KızOrta Mektebi Müdürü, Sadiye Hanımgetirilmiştir. Birlikte yapılan bu de-ğişiklikten sonra, yeni yönetim, ilkiş olarak, Nezihe Muhittin’i davra-nışlarından dolayı Birlikten ihraç et-miştir. Nezihe Muhittin bu kararaitiraz etmişse de bir sonuç alama-mıştır.

Nezihe Muhittin; 1889 yılında İs-tanbullu aydın ve varlıklı bir aileninkızı olarak dünyaya gelmiştir. Evdeeğitim görmüş, 1909 yılında fendersi öğretmeni olarak çalışmayabaşlamıştır. İttihat ve Terakki Kız Sa-nayi Mektebi, Selçuk Hatun SultanisiMüdürlüğü yapmış, Maarif Müfettişiolarak çalışmıştır. İlk romanını 1911yılında yazmıştır. 1913'te “Türk Ha-nımları Esirgeme Derneği”ni kur-muştur. Kadınlık üzerine yazılarını


MA

KA

LE

“Hanımlara Mahsus Gazete”de Ze-kiye imzasıyla yayımlamıştır. 1924'tekendi parasıyla “Türk Kadın YoluDergisi”ni kurmuş, 18 sayısı çıkanbu aylık dergi Türk feminizmi içinbir forum oluşturmuştur. Edebiyatlauğraşan Muhittin, 18 roman yazmış,“Benliğim Benimdir” adlı ilk romanı1929’da yayımlanmıştır.

3. Kadınların SiyasalHaklarını Kazanmaları,İlk Kadın BelediyeBaşkanı ve Muhtar

Bu dönemde Türk kadınına siyasihakların tanınmasından önce top-lumsal alanda kadın varlığının gö-rünümünü değiştirecek önemli adım-lar atılmıştır. 3 Mart 1924’te kabuledilen Tevhid-i Tedrisat Yasası’ylakız çocukları da eşit eğitim imkânınakavuştur. 1924 Anayasası’nın 87.maddesi ile de ilköğretim kız-erkekherkese zorunlu hale getirilerek kızçocuklarının okutulması Anayasalzorunluluk haline getirilmiştir.

Sosyal alanda kadın-erkek eşit-liğinin sağlanması ise 1926’da Me-deni Kanun’un kabulü ile gerçek-leştirilmiştir. Medeni kanun ile “Me-deni Nikâh” sistemi koyulmuş veçok eşlilik yerine tek eşlilik düzenigetirilmiştir. Evlenme, boşanma, mi-ras gibi alanlardaki kadın haklarıyasal güvence altına alınmıştır. Mirasve boşanmada kadın ve erkek eşitliğisağlanmıştır. Mahkeme önünde ka-dın ve erkeğin eşit şahitliği kabuledilmiştir. Kadınlara istediği işte ça-lışma hakkı tanınmıştır.

Atatürk’ün Türk kadınına “rol mo-del” olarak yetiştirdiği Afet İnan1930’da verdiği bir konferansta şöyledemektedir: “Kadınların seçme hak-kını kazanması demokrasinin gere-ğidir. Kadının müdafaa edeceğimenfaatleri ve cemiyete ifade ede-ceği vazifeleri vardır... Seçim sandığıönünde en cahil ile en büyük devlet

adamı eşittir. Kadın niçin bu eşitliktenhariç tutulsun?” Kadınlara da seçmeseçilme hakkının verilmesini savunanAfet İnan’ın başından geçen bir olaybu mücadeleye ivme kazandırmıştır.1929- 1930 eğitim-öğretim yılındaYurttaşlık dersi veren Afet Hanımseçimleri kavratabilmek amacıylasınıfta örnek bir belediye seçimi dü-zenlemiştir. Seçimi bir kız öğrencikazanınca erkek öğrencilerden birininkadınların seçme ve seçilme hakkınasahip olmadığı gerekçesiyle sonucaitiraz etmesi üzerine Afet Hanım buolayı Atatürk’e anlatmıştır. Afet İnan’ınkonuyu Atatürk’e anlatması ve kadınhakları ile ilgili taleplerini iletmesindensonra Atatürk konuyu hukukçularainceletmiştir. Ardından kadınlarınbelediye seçimlerine katılması me-selesi meclis gündemine gelmiştir.

Nisan 1929’da Dâhiliye MüfettişiHilmi Bey, yaptığı açıklamada; ka-dınlara belediye seçimlerinde seç-me-seçilme hakkı verileceğini söy-lemiştir. Bu sözler, hem KadınlarBirliği’nde hem de diğer kadınlararasında hareketlilik başlatmıştır.

Böylece bir süreden beri basındagörülmeyen kadın hareketlerine yö-nelik yorumlar, alaycı yaklaşımlar,karikatür ve benzeri haberler de ye-niden canlılık kazanmıştır.

TBMM, 3 Nisan 1930’da yaptığıgörüşmelerden sonra kabul ettiğiyeni Belediye Kanunu ile 18 yaşınıdolduran kadınlar seçme ve seçilmehakkını kazanmıştır. Yeni BelediyeKanunu’nda 18 yaşına giren kadın-lara seçme ve seçilme hakkı veril-mesi hakkındaki hükümet tespiti,İstanbul kadınları arasında çok büyükbir memnuniyetle karşılanmıştır. Ka-dınlara henüz milletvekili seçme veseçilme hakkı tanınmamıştır amabelediye seçimleri kadınların parla-mentoya gidecekleri yolun ön adımıniteliğini taşımaktadır. Nitekim Türkkadınları yasanın çıkmasını takipeden ilk seçimde oylarını kullanmışlarve yerel yönetimlere iştirak etmiş-lerdir.

Sadiye Hanım; 1930 yılında Yu-sufeli’nin Kılıçkaya Belediyesi’ne Be-lediye Başkanı seçilerek, “Türkiye’nin


MA

KA

LE

İlk Kadın Belediye Başkanı” olduve iki yıl bu görevi yürüttü (1930-1932). Sadiye Hanım’ın BelediyeBaşkanlığı yaptığı dönemde BelediyeMeclis Üyesi olan teyzesinin kızıMediha Hanım da Türkiye’nin ilkkadın belediye meclis üyelerinden-dir.Belediye Kanunu’nun kabulündensonra Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF)kadın üye kabul etmeye başladı.İstanbul ilinden başvuran kadınlariçinde ilk üye olan, CHF İstanbulMıntıkası Müfettişi Hakkı ŞinasiPaşa’nın kızı Resmiye Hakkı Şinasiolmuştur.

Kadınlar bu tarihten kısa süresonra 26 Ekim 1933’te, 1924 tarihliKöy Kanunu’nun 20. ve 25. mad-delerinde yapılan değişiklikle muhtarve ihtiyar meclisi seçimlerinde, oykullanma ve seçilme hakkını kazan-dılar.

Gül Esin, 1933 yılında 32 yaşındaiken, Çine Kazasının DemircidereKöyü muhtarlığına yaklaşık 500 oy

alarak seçildi. Gül Esin o günleri şusözlerle anlatmıştır; "Muhtarlık içinaday olduğumda, bana kimse karşıçıkmadı. Muhtarlığa, o zamanki na-hiye müdürümüzün isteği ile gir-miştim. İlk kadın muhtar seçildiğimdede herkes bana yardımcı oldu. Muh-tarlığım sırasında da köydeki kızkaçırma olaylarının önlenmesindebüyük çaba harcadım. Köye yol,köprü ve köy konağı yaptırdım."

1934 yılında siyasal hakları ta-mamlayacak olan milletvekili seçmeve seçilme hakkının verileceği süreceçok yaklaşıldığı günlerde Türk Ocağısalonunda Ankara’nın aydın kadın-larının bir araya getirildiği bir toplantıdüzenlendi. Bu toplantıda Türk ka-dınına seçme ve seçilme hakkınınverilmesi konusunda konferans ve-renler tarafından heyecanlı konuş-malar yapıldı. Toplantı sonunda MilletMeclisine kadar gösteri yürüyüşüyapılması kararı alındı ve eylem ger-çekleştirildi.

Başbakan İsmet İnönü’nün deiçinde bulunduğu 192 milletvekilininimzasını taşıyan 1924 Teşkilât-ı Esa-siye Kanunu’nun 10. ve 11. mad-delerinin değiştirilmesine ilişkin ka-nun tasarısı, Cumhuriyet Halk Fırkasıgrubunda tartışıldıktan sonra Mec-lisin onayına sunuldu. Oylamayakatılan 258 milletvekilinin oybirliğiile kabul ettiği 5 Aralık 1934 tarihlive 2598 sayılı kanunla, kadınlar mil-letvekili seçme ve seçilme hakkınıelde ettiler.

Seçme seçilme hakkına kavuşanTürk kadını ülkenin her tarafındakutlamalar yaparak sevinç gösteri-lerinde bulunmuştur. İstanbul’da ya-pılacak kutlamaya katılımın yüksekolması için kapı kapı dolaşılarak ka-dınların gösteriye gelmesi istenil-miştir. 7 Aralıkta İstanbul’da Beyazıtve Taksim meydanlarında kutlamalardüzenlenmiştir. KonuşmacılardanSaadet Rafet Hanım, “harpte yarasaran Türk kadınının şifalı eli, ulus


MA

KA

LE

işlerinde de kendine yakışan, içindeher zaman kaynayan, taşan öz duy-guları ulusu için yüce bir cömertliklebugün de gelecekte de seve sevevereceğine yüreğinden kopan ensonsuz, en temiz duygularıyla ad-deder” demiştir.

4. Genel Seçim ve İlkKadın Milletvekilleri

Kadınların ilk olarak seçme veseçilme hakkını kullandığı 8 Şubat1935 yılında yapılan seçime; kadınlar,hem seçmen hem de aday olarakbüyük ilgi gösterdiler. Özellikle büyükşehirlerde katılım % 80’lere ulaştıve oy kullanan kadınların oranı, oykullanan erkek oranına çok yakla-şarak % 48 civarına dayandı. 1935yılı seçimlerinde, 13’ünü bağımsız-ların oluşturduğu 399 milletvekilimeclise girdi. Bunların 369’u erkek17’si kadın olmak üzere toplam 386milletvekili Cumhuriyet Halk Fırkasısaflarında seçimi kazandı. 12 Ocak1936’da yapılan ara seçimde deEmekli Öğretmen Hatice Özgener’in

Çankırı milletvekili seçilmesiyle par-lamentodaki kadın milletvekili sayısı18’e yükseldi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadınvekilleri karakter, yaşam, eğitim vesosyal çevre bakımından ülkeninfarklı bölgelerinden gelmekteydiler.Hepsinin hikâyesi birbirinden farklıolmakla beraber ortak gayeleri TürkDevleti’ni ve Türk kadınını yücelt-mekti. Bu kadınların isimleri ve özel-liklerini kısaca izah edecek olursak;Satı Kadın namıyla bilinen Hatı Çır-pan Hanım beş çocuk sahibi, şehiteşi, okuryazarlığı olmayan, KazanKöyü muhtarıdır. Onun hikâyesi veyöresel konuşmaları dünya kamuo-yunun dikkatini çekmiştir. Dünyacaünlü Times gazetesi Türk kadın ve-killerini heyecanlı bir dille yazmıştır.Fransa’nın Matin gazetesi de Türkkadının elde ettiği bu başarıyı ‘’Türkkadınının zaferi’’ başlığıyla okurlarınaduyurmuştur. Seçilen kadın millet-vekilleri şu isimlerden oluşmaktaydı:Mebrure Gönenç (Afyonkarahisar),

Satı Çırpan (Ankara), Türkan ÖrsBaştuğ (Antalya), Sabiha GökçülErbay (Balıkesir), Şekibe İnsel (Bur-sa), Huriye Öniz Baha (Diyarbakır),Fatma Memik (Edirne), Nakiye Elgün(Erzurum), Fakihe Öymen (İstanbul),Ferruh Güpgüp (Kayseri ), BahireBediş Morova Aydilek (Konya), MihriBektaş (Malatya), Meliha Ulaş (Sam-sun), Esma Nayman (Seyhan), Sa-biha Görkey (Sivas), Seniha Hızal(Trabzon), Benal Nevzad İstar Arı-man (İzmir).

İlk kadın milletvekillerinden Meb-rure Gönenç, Türkan Örs Baştuğ,Sabiha Gökçül Erbay, Hatice Öz-gener, Huriye Öniz Baha, NakiyeElgün, Fakihe Öymen, Bahire BedizMorova Aydilek, Mihri Bektaş, MelihaUlaş, Esma Nayman, Sabiha Görkeyve Seniha Hızal mesleği öğretmenolan milletvekillerimizdir. Hatı Çırpanve Şekibe İnsel milletvekili seçilme-den önce çiftçilikle uğraşmıştır.1934’te Kazan Köyünün muhtarlığınıbabasından devralan Hatı Çırpan


MA

KA

LE

milletvekili seçildiği tarihe kadar çift-çilik yapmıştır. Hatı Hanım, Atatürk’ünKızılcahamam’a geldiği sırada kar-şılama heyetinde yer almış ve buradaAtatürk ile tanışmıştır. Atatürk, HatıHanım’ın buradaki tavrından etki-lenmiş ve 5. dönem seçimlerindeonu kendi listesinden milletvekiliadayı göstermiştir. Şekibe İnsel iseİnegöl İsaören’de tarımla uğraşmıştır.Fatma Memik ise doktor olan tekmilletvekilidir. Milletvekili seçilmedenönce Tıp Fakültesinde bir yıl stajyaptıktan sonra 1932’de HeybeliadaVerem Sanatoryumu asistanlığınaatanmış, aynı yıl Gureba Hastanesiasistanlığına geçmiştir. 1934’te aynıhastanenin poliklinik şefi olan Memik,Kızılay polikliniklerinde ve ÇocukEsirgeme Kurumu’nda da çalışmıştır.Benal Nevzat Arıman ise yazardırve sosyal, edebî ve kadınlarla ilgilikonularda birçok gazetede yazılaryazmış, konferanslar vermiştir. Ro-man, oyun, makale ve şiirleri bu-lunmaktadır. Kara Osman (ManzumPiyes-1973) ve Aytım (Şiirler-1974)adlı şiir kitapları ile “Kösem Sultan”adlı basılmamış bir eseri vardır. Fer-ruh Güpgüp’ün mesleği ise belirtil-memiştir Sabiha Gökçül Erbay Mec-lis Başkanlık Divanında (Riyaset Di-vanı) görev alan tek kadın milletvekiliolup katip üye olarak görev yapmıştır.Erbay, aynı zamanda ilk kadın katip

üye sıfatını taşımaktadır. Kadın mil-letvekillerinin en fazla (3 milletvekili)Gümrük ve Tekel (İnhisarlar) Ko-misyonunda temsil edildiği görül-mektedir. Mesleği çiftçi olan iki mil-letvekili Tarım Komisyonunda, doktorolan Fatma Memik ise Sağlık veSosyal Yardım Komisyonunda görevalmıştır.

SONUÇTek Partili Dönemin kadınlar açı-

sından en önemli sonuçları siyasalhayatta görülmüştür. Kadınlar büyükbir kararlılık göstererek siyasal hak-larını kazanmış ve seçimlere büyükkatılım göstermiştir. Ancak kadınlarınsiyasal hayata katılımı ne yazık kisüreklilik gösterememiş, sonraki dö-nemlere yansımamıştır. Mücadeleninaydın kadınlar tarafından yürütülmüş

olması, tabandan yayılmamış olmasıbu duraklamanın sebepleri arasındagösterilebileceği gibi kadınların sos-yal hayata katılımı konusundaki zor-luklar ve erkek egemen siyaset an-layışı da bu durumun sebeplerin-dendir.

Kadınların siyasal haklarını kul-lanabilmeleri için fiili eşitliğin sağ-lanması, kadın kotası uygulamasınıngetirilmesi, siyasette eril dilin de-ğiştirilmesi, kadınların etkili görev-lerde yer almasının sağlanması, ka-dını ikinci plana iten kalıp yargılarınortadan kaldırılması için bütüncülpolitikalar geliştirilmesi gibi önlemleralınarak kadının özel alandan çıkarakkamusal alanda yer almasının sağ-lanması gereklidir.

GÖKÇİMEN, Semra, “Ülkemizde Kadınların Si-yasal Hayata Katılım Mücadelesi”, Yasama Dergisi,sayı 10, 2008, s.5-59.

KONAN, Belkıs, “Türk Kadınının Siyasi HaklarıKazanma Süreci”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fa-kültesi Dergisi , Sayı 60, Yıl 2011, s.157-174.

KORKMAZ, Hacer, “İsmet İnönü DönemindekiKadın Politikaları”, Gazi Üniversitesi, SBE, TarihAnabilim Dalı, Yükseklisans Tezi, 2016.

SALMAN BOLAT, Bengül, “Kadınlara İntihap(Seçme-Seçilme) Hakkı Verilmesi, Cumhuriyet TarihiAraştırmaları Dergisi, Yıl 10, Sayı 19,s.27-50.

TOBB Kadın Girişimciler Kurulu, http://www.ay-dinkagik.org/tar ihte_aydin_kadinlar i .aspx,[18.12.2017].

ÜNAL, Suzan, “Türk Kadınının Seçme ve SeçilmeHakkını Kazanması ve Basın”, International PeriodicalFor The Languages, Literature and History of Turkishor Turkic Volume 9/7 Summer 2014, Ankara, s.525-559.

YÜCEER, Saime, “Demokrasi Yolunda ÖnemliBir Aşama: Türk Kadınına Siyasal Hakların Tanınması”,Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dergisi,Yıl 9, Sayı 14, 2008/1, s.131-151.YA

RARL

ANILA

N KA

YNAK

LAR

3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde, birlikte “Eşit Hayat Hakkı” mücadelesi verdiğimiz engelli meslektaşlarımızınve vatandaşlarımızın yanında olduğumuzu bildiriyor ve herkesi bu konuda farkındalığa davet ediyoruz.

Birleşmiş Milletler, engellilerin topluma kazandırılması ve insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması amacıyla1992 yılında aldığı bir kararla, 3 Aralık gününü 'Uluslararası Engelliler Günü' olarak ilan etmiştir.

Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre dünya nüfusunun yaklaşık %15’i engellidir. Ülkemizde ise bu anlamdaçok net çalışmalar yapılmamış olmakla birlikte dokuz milyon civarında engelli vatandaşımız olduğu ifade edilmekte-dir.

Bugün ülkemizde yaşayan milyonlarca engelli vatandaşımız başta eğitim, çalışma hayatı, ulaşım ve sağlık olmaüzere birçok alanda zorlanıyor, deyim yerindeyse “engelleniyorlar”.

Engellilerin hayata dahil olabilmeleri en önce Devletin görevidir. Türkiye, Engelli İnsan Hakları Sözleşmesini ilkimzalayan ülke olmasına karşın bu sözleşmenin gereklerini tam olarak yerine getirmemektedir. Bilindiği üzere engellihayatı oldukça zorlu ve pahalıdır. Bununla birlikte örneğin engellilerin evde bakımı için akrabalarının bile açlık sınırınınaltında yaşaması koşulu aranmakta, sosyal devlet ilkesine ters bir mantıkla engellilerin bakımını tamamen yakınlarınabırakılmaktadır.

Engellilerin eğitim hayatına katılmaları da oldukça güçtür. Engelli nüfusumuzun yarıdan fazlası okur yazar değildir.Çok azı lise ve üniversite eğitimi alabilmektedir. Ülkemizde engelleri genel ve yerel idareciler, siyasiler ve sivil toplumörgütleri hep birlikte el ele vererek kaldırmalı, engelli vatandaşlarımızın eğitim hakkı tam olarak hayata geçirilmeli vesair yaşam standartları da yükseltilmelidir.

3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde, birlikte “Eşit Hayat Hakkı” mücadelesi verdiğimiz engelli meslektaşlarımızınve vatandaşlarımızın yanında olduğumuzu bildiriyor ve herkesi bu konuda farkındalığa davet ediyoruz.

3 araLık dünya EnGELLİLErGünü BaSın aÇıkLaMaSı


BA

SIN

AÇ

IKLA

MA

SI

Hak arama mücadelesinde insan haklarından yana tavır alan ve bu yönde hak mücadelesi veren bizavukatlar ve barolar bugün de aynı onurlu mücadelenin içerisindeyiz. İzmir Barosu, kurulduğu tarihten bugüne yürüttüğü temel hak ve özgürlük mücadelesini yılmadan devam ettirecektir.

İzmir Barosu tarafından 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla bir basın açıklaması gerçekleştirildi. İzmirBarosu Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen basın açıklamasını okuyan Baro Başkanı Av. Aydın Özcan,“hak arama mücadelesinde insan haklarından yana tavır alan ve bu yönde hak mücadelesi veren bizavukatlar ve barolar bugün de aynı onurlu mücadelenin içerisindeyiz. İzmir Barosu kurulduğu tarihten bugüne yürüttüğü temel hak ve özgürlük mücadelesini yılmadan devam ettirecektir” dedi.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 69. yıldönümü nedeniyle yapılan basın açıklamasında, OHAL veKHK süreçlerinden, kadın ve çocuklara yönelik şiddet ve istismar vakalarına, iş kazalarından, basınözgürlüğüne, çevre hakkı ihlallerinden Diyarbakır Baro Başkanı Av. Tahir Elçi cinayetinin üzerinden iki yılgeçmiş olmasına karşın hala aydınlatılmamış olmasına ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ün resmenİsrail’in başkenti olarak tanınmasına ilişkin açıklamalarına kadar birçok konuya değinilen basın açıklamasınıntamamını aşağıda bulabilirsiniz.

BASINA VE KAMUOYUNA;

İkinci Dünya Savaşının hemen ertesinde iki büyük savaştan edinilen acı deneyimlerin üzerine, ortak birdeğerler sistemi oluşturmak amacıyla 1945 yılında Birleşmiş Milletler kurulmuş,10 Aralık 1948 yılında daİnsan Hakları Evrensel Bildirgesi kabul edilmiştir. Evrensel değerler olarak nitelenen insan hakları veözgürlükleri, bireylerin insan olmaları nedeniyle doğuştan sahip oldukları temel hak ve özgürlükler bütünüolup onurlu bir yaşamın vazgeçilmez ögeleridir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 69.yıldönümünükutladığımız ülkemizde;

n 15 Temmuz darbe girişimin ardından OHAL-KHK süreçlerinin, giderek demokrasinin alternatifi olacak "özelbir rejime" dönüşmüş olması, son derece kaygı vericidir. Özellikle yargı mensuplarının güvenceden yoksunkılınması, baskılardan sonuç alınmasını sağlayan kararların verilmesine neden olmaktadır. Bu durum halkınadalet arayışını ve yargıya güvenini ciddi olarak etkilemektedir.

n Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet artarak devam etmektedir. Çocuklar bireysel silahlanma, intihar,

dünya İnSan hakLarı GünüBaSın aÇıkLaMaSı


BA

SIN

AÇ

IKLA

MA

SI

trafik kazaları, ev kazaları, yangınlar, afetler, toplumsal olaylar, aile içi şiddet, akran şiddeti gibi önlenebilirsebeplerle yaşamlarını kaybetmeye, şiddete, istismara maruz kalmaya, devam etmektedir. Basın yayınorganlarına yansıdığı kadarı ile bu yıl içerisinde 365 çocuk önlenebilir nedenlerden dolayı hayatını kaybetmiş,267 kadın ise erkekler tarafından katledilmiş, yüzlercesi fiziksel şiddete maruz kalarak yaralanmıştır.

n İş kazalarında Avrupa birincisi ve dünya üçüncüsü olan Türkiye’de iş cinayetleri de bitmek bilmemektedir.İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre Kasım ayında en az 170, 2017'nin ilk 11 ayında ise 1851 işçihayatını kaybetmiştir. İşyerlerinde sağlık ve iş güvenliği açısından etkin denetim mekanizmaları işletilerek işçicinayetlerinin sona ermesine amacıyla siyasal iktidar ciddi çaba sarf etmeli, etkin tedbirler almalıdır.

n Basın özgürlüğünün güçlendirilmesi için dünya çapında çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşu SınırTanımayan Gazetecilerin yayınladığı 2017 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre Türkiye, geçen yıla göre4 sıra daha gerileyerek 180 ülke arasında 155'inci sırada yer almıştır. Böylece, Türkiye'nin "kara liste" olarakisimlendirilen en kötü durumdaki ülkelerin arasına girmesine sadece dört sıra kalmıştır. Son 12 yılda 56basamak düşüş kaydeden Türkiye, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da "gazetecilik yapmanın zor olduğu ülkeler"kategorisinde yer almaktadır. Ülkemizde halen 212 gazete çalışanı cezaevindedir. Düşünceyi açıklamaözgürlüğünü engelleyen uygulamalara derhal son verilmeli, buna yol açan tüm yasalar sonuçlarıyla birlikteyürürlükten kaldırılmalıdır.

n Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) verilerine göre Türkiye'de her 28 kişiden birimültecidir. AB ülkeleri “İkinci Ülke” veya “Güvenli Bölge” gibi tampon bölgeler oluşturarak Merkez Avrupa’yımültecilere kapatan politikalar üretmektedir. Yıllık Küresel Eğilimler Raporun da belirtilen rakamlara bakıldığındaTürkiye'nin 2,9 milyon kişiyle dünyada en fazla sayıda mülteci ağırlayan ülke olduğu gerçeğiyle karşıkarşıyayız. Temel insan hakkı olan iltica hakkına saygının geliştirilerek sürdürülmesi, pratikte karşılaşılanzorlukların ve özellikle avukatların mültecilere erişiminde karşılaşılan engellerin kaldırılarak adalete erişimlerininsağlanmasında Baromuzun son derece etkili çalışmaları bulunmaktadır.

n Anayasa’mızda, taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerde ve ulusal mevzuatta sağlıklı çevrede yaşamahakkı, temel bir insan hakkı olarak kabul edilmiştir. Ancak siyasal iktidarın “ne pahasına olursa olsunkalkınma” anlayışının sonucu; tarım alanları talan edilmekte, nükleer santral projeleri hayata geçirilmekistenmekte, doğada onarılamayacak bozulmalara yol açan madencilikle ilgili projelere izin verilmekte,ormanlar ve kıyılar yapılaşmaya ve işletmeciliğe açılmaktadır. İnsanlığın ortak kültür mirasını yok edecek bugirişimlere karşı hukuktan aldığımız güçle, açtığımız davalarla, mücadele etmeye devam edeceğiz.

n 28 Kasım 2015 tarihinde Sur ilçesindeki Dört Ayaklı Minare'nin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucuhayatını kaybeden Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin failleri aradan geçen iki yıla rağmen bulunamamıştır.Bu durum yargı sürecinin adilane işleyeceği konusunda kamuoyunda ciddi kaygı uyandırmaktadır. Bunedenle tüm sorumluları ortaya çıkarmaya yönelik etkin ve kapsamlı bir soruşturma yapılarak, adil biryargılama ile cezasızlığın önüne geçilmelidir.

n Kudüs, insanlık tarihinin en eski şehirlerindendir. Üç semavi dinde de kutsal sayılmaktadır. ABD BaşkanıDonald Trump,ın ''artık resmi olarak Kudüs'ün, İsrail'in başkenti olarak tanınmasına karar verdim,” açıklamasıbüyük bir talihsizliktir. Bu açıklama İsrail ile Filistin arasındaki barış sürecini ciddi surette sekteye uğratacakbir hamledir. Emperyalist çıkar savaşları, tarihsel süreçte Ortadoğu’da barışın hüküm sürmesini imkansızkılmıştır. Umarız bu açıklama uluslararası hukukta kabul görmez. Aksi takdirde tarih tekerrür edecek veOrtadoğu yeni çatışmalara ve savaşlara sahne olacaktır.

Hak arama mücadelesinde insan haklarından yana tavır alan ve bu yönde hak mücadelesi veren bizavukatlar ve Barolar bugün de aynı onurlu mücadelenin içerisindeyiz. Bu mücadelede fikren ve ruhen dahazinde, daha güçlü olmamız için insan hakları konusunda mücadele yürüten yurttaşlarla, sivil toplumkuruluşları ve meslek örgütleriyle argümanlarımızı ve güçlerimizi birleştirmek, güçlenmek ve ortak mücadeleile hareket etmek zorundayız. İzmir Barosu kurulduğu tarihten bu güne yürüttüğü temel hak ve özgürlük mü-cadelesini yılmadan devam ettirecektir. Kamuoyunun bilgisine sunarız.


BA

SIN

AÇ

IKLA

MA

SI


BA

SIN

AÇ

IKLA

MA

SI

BASINA VE KAMUOYUNA

Bilindiği gibi, 24 Aralık 2017 gün ve 30280 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 696 Sayılı “Olağanüstü HalKapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”nin 127’nci maddesi ile; MİTMüsteşarlığı hariç, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrolü Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alankamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda, “4734 sayılı Kamu İhale Kanunu uyarınca personelçalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında” 4/12/2017 tarihi itibarıyla çalışmakta olan işçilere, bazıkoşulları taşımaları kaydıyla, hizmet alım sözleşmesinin yapıldığı birimde “sürekli işçi kadrosunda istihdam edilme”hakkı tanınmıştır.

Aynı KHK ile; İl Özel İdareleri, Belediyeler ve bağlı kuruluşlarında ve bunların üyesi olduğu mahalli idare birliklerinde,sermayesinin yarısından fazlası buralara ait şirketlerde yine aynı şekilde, “personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımsözleşmeleri kapsamında” çalışan işçilere de hizmet alım sözleşmesini yapan idarenin şirketlerinde “işçi statüsünde”çalıştırılma olanağı ge-tirilmiştir.

Yukarıdaki düzen-lemelerin yürürlüğe gir-diği tarihten itibaren,sürekli işçi istihdamedecek kurum ve ku-ruluşlarca hazırlananevraklarda işçilerin ka-zanılmış haklarının or-tadan kaldırılmasınayönelik iş ve işlemleryapıldığına dair Baro-muza yapılan başvu-rular üzerine, İş veSosyal Güvenlik Hu-kuku Komisyo-nu’muzca konuyla ilgili olarak başta işçiler olmak üzere işverenleri ve kamuoyunu bilgilendirme zorunluluğu doğmuştur.

Öncelikle belirtelim ki; taşeron işçilerinin sadece Kamu İdarelerinde çalışmakta olanları “sürekli işçi kadrolarında”istihdam edileceklerdir. Belediyelerde ve il özel idarelerinde çalışanlar ise bu kurumlara bağlı şirketlerde istihdamedileceklerdir. Yani sermayesinin yarısından fazlası belediyelere, il özel idarelerine ve bağlı kuruluşlarına ait olanşirketlerde çalışan işçilerin statüsünde herhangi bir değişikliği olmayacaktır.

696 sayılı KHK ile getirilen; işçilerin en son çalıştığı idare veya şirket ile daha önce kamu kurum ve kuruluşlarında altişveren işçisi olarak çalıştığı iş sözleşmelerinden dolayı herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağı ve buhaklarından feragat ettiğine dair yazılı bir sulh sözleşmesi yapmalarına yönelik koşul, işçi aleyhine bir düzenlemeolmakla birlikte, ileride ciddi hak kayıplarına neden olma tehlikesini de barındırmaktadır.

Zira Komisyonumuza; daha başvuru aşamasında, bazı işverenlerin işçilerden açtıkları dava ve icra takiplerindenferagat ettiklerine dair belge getirmelerini istediği bilgileri gelmektedir.

Her ne kadar doğmamış haktan feragat edilemez ve Borçlar Yasasının 420’nci maddesine göre alacağın tamamıödenmedikçe ibra veya feragat mümkün olamaz ise de gerek KHK’nın düzenlenişinde gerekse KHK’daki ifadeleri bire

taşEron İşÇİLErİnE kadro VErİLMESİ,İşÇİLErİn kazanıLMış hakLarının

kayBına nEdEn oLMaMaLı


BA

SIN

AÇ

IKLA

MA

SI

bir tekrarlayarak hazırlanan Başvuru Formları’ndaki ifadeler sorunludur. İleride uzun yargı süreçlerinin yaşanmamasıbakımından, muğlak ve her anlama gelecek ifadelerden kaçınılması gerekir.

Her ne kadar 6098 sayılı Borçlar Yasasının 429’uncu maddesinde; “işçinin hizmet süresine bağlı hakları bakımından,devreden işveren yanında işe başladığı tarih esas alınır” denilmekte ise de; başvuru formlarında ısrarla feragat ve sulhsözleşmelerine yer verilmesi, geçmişteki iş sözleşmelerinden dolayı asıl işveren sorumluluğunun ortadan kaldırılmasıgibi bir tehlikeyi de barındırmaktadır. Kaldı ki, bu tür düzenlemelerle 4857 sayılı iş sözleşmesinin 2’nci maddesi dehükümsüz bırakılmaktadır.

Bu nedenle işçilerin kendilerine imzalatılmak istenilen formlara ya da sulh sözleşmelerine “geçmiş çalışmalarımdankaynaklanan Kıdem ve Yıllık izin sürelerim saklı kalmak kaydıyla” şeklinde veya benzer bir ifadeyi yazmalarında birsakınca bulunmamaktadır. Bu ve benzer ifadelerin yazılmasına izin verilmemesinin iyiniyetli olmadığını belirtmeliyiz.

Kaldı ki, kendisine bu konuda sıkça sorular sorulan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının da “işçilerin geçmişkıdem ve yıllık izin sürelerinin saklı olduğu”na dair açıklamaları bulunmaktadır. Sayın Bakanın bile “saklıdır” dediğihaklarla ilgili olan yukarıdaki ibarenin, (ileride doğması muhtemel gereksiz ve uzun tartışmaların önüne geçilebilmesi)bakımından başvuru formlarına ya da sulh sözleşmelerine yazılmasında bir sakınca yoktur ve işçilerce mutlaka yazılma-lıdır.

İşçilerin sürekli işçi kadrosunda istihdam edilmeleri veya belediye şirketlerinde işçi statüsünde çalıştırılmaları içindevlet memuriyetine geçişte aranan koşulların zorunlu tutulması hakkaniyetsizdir. Zira bu işçiler alt işveren işçisi olsalar

da zaten bu kurum ve kuruluşlarınbünyesinde çalışan işçilerdir. Büyükçoğunluğunun on yılları bulan emeklerivardır. Bu durumdaki bir işçiyi ilk defaişe giriyormuş gibi, güvenlik soruş-turmasına, yazılı-sözlü ya da uygula-malı sınava tabi tutmak doğru değil-dir.

Taşeron işçileri gerçek anlamdakadroya geçirilmediklerinden, “sürekliişçi statüsüne” geçirildikleri kamu ku-rumlarındaki işçilerin dâhil olduklarıToplu İş Sözleşmesi kapsamına daalınmamaktalar. Bu statüdeki işçilerin

ücretlerinin, geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağıtlanan ve yürürlülüksüresi en son sona erecek Toplu İş Sözleşmelerinden doğan ücret ve sosyal haklardan fazla olamayacağına dairdüzenleme de hakkaniyetli değildir.

Kapsama alınacak işçilerde, herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik, yaşlılık veya malullük aylığı almayahak kazanmamış olmak koşulunun aranması ve istihdam sürelerinin de hiçbir şekilde emeklilik, yaşlılık veya malullükaylığı almaya hak kazandıkları tarihi geçememesi de işçiler arasında ayrımcılık yaratmakla birlikte, yeni işsizler yaratacağıaçıktır. Keşke ülkemizdeki ekonomik durum, emekli olan işçilerimizin tekrardan çalışmalarını zorunlu kılmasa… Ancakpahalı yaşam koşulları işçilerimizi emeklilikten sonra da çalışmaya mahkûm etmektedir. Bu durumdaki işçilerin kapsamdışında tutulmaları ve emekliliği gelenlerinde işten çıkartılacak olmaları uzun vadede bu işçilerin

çalışma yaşamından tasfiyesinin hedeflendiğini göstermektedir.

Bizzat yaptıkları işin niteliği “personel istihdamı” olan danışmanlık hizmetleri, hastane bilgi yönetim sistemi hizmetlerive çağrı merkezi hizmetlerinde çalışan işçilerin kapsam dışında bırakılması da doğru olmamıştır.

Sonuç olarak; 696 sayılı KHK ile işçilere kalıcı bir kadro güvencesi getirilmemekle birlikte, taşeron işçilerinin “sürekliişçi kadrosunda” istihdam edilirken, kazanılmış haklarına halel getirilmemesi gerekir. Tüm tarafları İş Hukukunun temelfelsefesi olan işçinin korunması ilkesine uygun davranmaya çağırıyoruz. Saygılarımızla.


BA

SIN

AÇ

IKLA

MA

SI

10 Ocak, basın çalışanlarına bir takım yasal güvenceler sağlayan 212 sayılı Yasa’nın çıkışını boykot eden vegazetelerini kapatan gazete patronlarına karşı boyun eğmeyen ve gazetelerin kapalı kaldığı süre boyunca“Basın” isminde bir gazete çıkararak mesleklerini yapmaya devam eden onurlu basın emekçilerinin günüdür.

Ve o tarihten bugüne bu mücadele hala sürmektedir. Anayasamız “Basın hürdür, sansür edilemez” dese dene yazık ki bugün geldiğimiz noktada ülkemizde sansür ve oto sansür kol gezmektedir. Sınır TanımayanGazeteciler, 2017 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre Türkiye basın özgürlüğünde 180 ülke arasında 155.sıradadır. Gerçek anlamda gazetecilik yapanlar işsiz kalmakta, mesleklerini yapacakları mecralar birer birerellerinden alınmakta, para ve hapis cezaları ile karşı karşıya kalmaktadırlar.

Gazeteciler Sendikası’nın verilerine göre 145 gazeteci cezaevindedir. Binlerce basın emekçisi ise işsizdir.

Medya sektöründe boy gösteren tekelleşme sonucunda çalışabilen gazeteciler ise ne yazık ki ekonomik vesosyal anlamda kötü koşullarla istihdam edilmektedir. DİSK’in Temmuz 2017 tarihli sendikalaşma oranlarıraporunda sendikalaşmanın en düşük olduğu işkollarından birinin %6,6 ile basın, yayın ve gazetecilik olduğugörülmekte, bu oranın yarıya yakınının ise toplu sözleşme kapsamında olmadığı belirtilmektedir.

Bağımsız ve tarafsız bir basın ile bayram olarak kutlayacağımız 10 Ocaklara olan inancımızla tüm çalışan veişsiz basın emekçilerinin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlarız.

ÇaLışan GazEtEcİLEr Günü kutLu oLSun


DAV

E TA

KİBİ

İzmir Valiliği Göç İdaresi Müdürlüğü’nde bulunanmüvekkiline, vekaletnamesi olmadığı gerekçesiyle sözlüdanışma hizmeti vermesine engel olunan avukatın şi-kayetini takip eden İzmir Barosu, başlattığı yargı süreciile söz konusu uygulamanın iptalini sağlamıştır.

2015 yılının Eylül ayında Somali vatandaşı müvekkiliile birlikte ikametgah izni başvurusu almak üzere İzmirValiliği Göç İdaresi Müdürlüğü’ne giden İzmir Barosuüyesi Avukat Mahir Ozan Payas’ın müvekkilinin yanındabulunması ve sözlü danışma hizmeti vermesi, iç hizmetyazışması dayanak gösterilerek engellenmiş, avukattarafından redde dayanak olarak gösterilen iç hizmetyazışması talep edilmesine rağmen, kendisine veril-memiştir.

Avukat Mahir Ozan Payas’ın yaşadığı sorunu İzmirBarosu Avukat Hakları Merkezi’ne bildirmesi üzerineharekete geçen Baro, önce İzmir Valiliği Göç İdaresiMüdürlüğü’ne başvurarak Avukatlık Kanunu’nda ve-kaletname ibraz yükümlülüğünün sadece belgelerdenörnek alınması hususunda gerekli ve zorunlu olduğuhatırlatılmış ve kişilerin sözlü veya yazılı danışma hizmetialmasının bir hukuk devleti olan ülkemizde engellene-meyeceği ifade edilmiştir. Uygulamaya dayanak gös-terilen iç hizmet yazışmasının normlar hiyerarşisinegöre Avukatlık Kanunu ve Avrupa İnsan Hakları Söz-leşmesi’nin “kişilerin hak arama özgürlüğünü” düzen-

leyen maddelerine aykırı olduğunun ifade edildiği yazılıbaşvuru ile uygulamanın bir an önce sona erdirilmesitalep edilmiştir.

İzmir Valiliği Göç İdaresi Müdürlüğü tarafından;bahsi geçen uygulamanın, hak arama özgürlüğünükaldırmadığı, aksine haksız kazancın önlenmesi ileyabancılar açısından güven ortamının korunmasınave hakkın kötüye kullanılmasının engellenmesinin amaç-landığı ifade edilerek talebin reddedilmesi üzerine,İzmir Barosu, avukatların vekaletname olmaksızın sözlüdanışma hizmeti vermesinin engellenmesi şeklindekiuygulamanın sona erdirilmesi için dava açmıştır.

Davayı ulusal mevzuat ve uluslararası metinler ışı-ğında değerlendiren Ankara 1. İdare Mahkemesi, ya-bancıların dezavantajlı konumda bulunduklarından ba-hisle hak arama özgürlüğünün kısıtlanması sonucunudoğuran dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulun-madığına, davalı idarenin haksız kazancın önlenmesive yabancılar açısından güven ortamının korunmasınailişkin iddialarına ise itibar etmeyerek dava konusuişlemin iptaline karar vermiştir. Söz konusu kararındavalı idare tarafından istinaf edilmesi üzerine; dosyayıinceleyen Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdariDava Dairesi de "davalı idarenin istinaf istemininreddine" dair karar vererek, yerel mahkemenin kararınıonamıştır.

İzMİr BaroSu’nun BaşVuruSu hukukSuzuyGuLaManın İptaLİnİ SağLadı

İZMİR BAROSU AVUKAT HAKLARI MERKEZİ


YEMİN

TÖ

RENİ

RUHSAT ALAN CÜBBE GİYDİREN AVUKAT

Av. Vahit Mert KÖRPE Av. Faris DİKÇE

Av. Aylin Beliz YILDIRIM Av. Nejat YAĞLIKÇI

Av. Tolga YÜRÜK Av. Nejat YAĞLIKÇI

Av. Alara Dilem ÖZÇOBAN Av. Fatma BAŞARGAN

Av. Mehmet Akif BAŞARGAN

Av. İrem Melis AKGÜN Av. Cem TORUNOĞLU

Av. Çağatay AKAR

Av. M.Çetin KÖŞKDERELİ Av. Salim AKTARICI

Av. Deniz TURAY Av. Levent AKÇAY

Av. Gizem ARTAN Av. Müjdat PEHLİVAN

Av. Ceren Leyla GÜR Av. Fatma Figen KOÇ

Av. Gizem BABAYİĞİT Av. Özcan TOKUŞ

Av. Gül Beste EKMEKÇİ Av. Özcan TOKUŞ

Av. Mehmet Ali ÖZEN Av. Bilal İSTEK

Av. Büşra ÇETİN Av. Banu Aşkın İNCE

Av. Gökçe MİKYAS

Av. Esra KABRAN Av. Adil KIRMACI

Av. Büşra Tuğçe YETKEN Av. Ali Ertem METE


Av. Mehmet Onur KOZLUKLU Av. Muammer ERÇOBAN

Av. Nilgün KILINÇ Av. Arsin DEMİR

Av. Alperen ŞEN Av. Selda Kozak CAN

Av. Umut KOCABAŞ Av. Birol YENCE

Av. Hatice UYGUN Av. Tayfun ÇAVDAR

Av. Yasemin ARIKAN Av. Cengiz AKKUŞ

Av. Enis TÜRKKAL Av. İbrahim BÜKE

Av. Saime Cansın IŞIK Av. Fikret IŞIK (ZONGULDAK)

Av. Bilge ÖZER

Av. Günay Çağatay ÖZ Av. Aydın ÖZCAN (Baro Başkanı)

Av. Mukadder ÖZ

Av. Ceren YILDIZ Av. Aydın ÖZCAN (Baro Başkanı)

Av. Ali Haydar YILDIZ (GAZİANTEP)

Av. Yunus SÖYLEYİCİ Av. Aydın ÖZCAN (Baro Başkanı)

Av. Çağatay Kerim GÜLTEKİN Av. Aydın ÖZCAN (Baro Başkanı)

Mithat ÖZÇAKMAKTAŞI

(İzmir 3.Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı)

Av. Cansu ÇAKIR Av. Aydın ÖZCAN (Baro Başkanı)


Av. MELİS SONGUN Av. NEZİH SEBATİ YOLAL

Av. ALPER SÖNMEZ Av. CEVHER DAĞDEVİREN ASLAN

Av. İSA MERT YILDIRIM Av. CİHAN BEYAZIT

Av. M. ALPEREN DEMİRÖZ Av. ENGİN ERKAL

Av. İLYAS ÇILDIR Av. MEHMET GİRGİN

Av. SEYHUN PORAY Av. MUTLU ÇAKIR

Av. FERİDE İNCİ ÇINAR Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)


Av. AYŞE ÇARPAR Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

Av. MURADİYE ZENGİN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

Av. HÜSEYİN DEMİRCİ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

Av. ÖMER FARUK TOPGAÇ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

Av. ARDA YILMAZ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

Av. YUNUS TAŞKIRAN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

Av. GÜL SEREN KUŞADALI Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)


Av. MERİÇ ALPTEKİN Av. SEMRA SEVİN

Av. GÜNEŞ YILDIZ Av. BURCU ECE GÜLER

Av. YAĞIZ ŞAHİN Av. MELTEM ÖYKÜ ARDA İRAK

Av. EZGİ DİLAN YÜREKLİ Av. ÖZCAN ÇİÇEK

Av. HALİL İBRAHİM KOVAR Av. SERKAN ŞAHİN

Av. ÇİSEM AYLANÇ Av. SERKAN ŞAHİN

Av. DUYGU KAYNAKÇIOĞLU Av. ŞENİM KAYNAKÇIOĞLU

Av. BATUHAN KAYNAKÇIOĞLU

Av. YAĞMUR YURDAKUL Av. MUSTAFA RUHAN ERDEM

Av. BURAK AKTAY Av. CİHAN BEYAZIT

Av. İ. FARUK GÜLTEKİN Av. FETTAH TÜRK-Av. UMUR UĞUR

Av. CAHİDE HİLAL AKKOÇ Av. MURAT ÇETİNSOYU

Av. MURAT KUTLU Av. SEHER GACAR

Av. FERİDE AKINCI Av. YAVUZ AYDIN

Av. TUĞBA YILDIZ Av. KORAY TOPAÇ

Av.BÜLENT GÖZMEN

Av. BÜŞRA BAYRAM Av. AHMET KOYUNCU

Av. KAAN BEYLEN Av. KADİR SEZAİ MORAL

Av. ALİHAN KILINÇ Av. UĞUR BURAK DURU

Av. HASGÜL KARAHAN

Av. EGEMEN ÇİFTÇİ Av. SEMİH UYGAN

Av. SİMLA KESGİN Av. NEŞE ASLAN

Av. BERNA ŞİMŞEK Av. İREM DÖNMEZ


Av. ASLINUR ATALAYAv. ÖZLEM YANAR

Av. YAĞMUR YAROL Av. BÜLENT YAROL-Av. ÇİSEL YAROL

Av. MİRAY ÖZGE CENGİZ Av. KADRİ KAYGUSUZ

Av. YAĞMUR BİLGİNER Av. FIRAT SEREZLİ

Av. UMUR KILIÇ Av. HAYRİYE DEĞİRMENCİ YADEL

Av.TOLGA ÖZÜM Av. TEKİN MEMİŞ ÖZKAN

Av. ONUR KELEŞ

Av. TUĞÇE ZENGEL Av. İLYAS AKBAŞLI

Av. BAHAR DOĞAN Av. TAHSİN BOZKIR UZ

Av. TUĞÇE ORHAN Av. TOLGA DUYGU

Av. HASAN AKGÜN

Av. KAMURAN AKYÜZ Av. SUAT ÇETİNKAYA

Av. SİMGE ÜNLÜ Av. DİDEM KOPARAN

Av. GÜLSÜM ARAN Av. GÜLAY YILMAZKOÇLAR

Av. ADİL AKYILDIZ

Av. BUŞRA ÖZKAYNAK Av. YUSUF KENAN YILDIRIM

Av. EGEMEN AKIN Av. HATİCE BETÜL HARMANŞAH

Av. ESRA KUTLU Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

Av. MURAT HAMAN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

Av. UMUD ALKAN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

Av. ESRA OKAN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

Av. EVRİM SAĞOL Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

Av. DİLAYDA AYDEMİR Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)


YEMİN

TÖ

RENİ


AV. SİNEM AKDEM AV. SEVAL KARABAY

AV. S. ELMAS HARMANKAYA AV. İLKAY PALA


AV. DERYA ÇALIŞKAN AV. ŞAKİR KEÇE


YEMİN

TÖ

RENİ


AV. BURAK TEKİN AV. SİBEL TEKİN

AV. DERYA SEÇİL AV. HAKKI ÇELİK

AV. ESRA SOYLU AV. SEDA SOYLU

AV. FADİME ARIGÜZEL AV. FADİME EDA BAYSAL

AV. GONCA CANDAN AV. VOLKAN ÇAKIR

AV. ASIM BURAK GÜNEŞ AV. SERAP DEMİR

AV. UĞUR GÜVEN AV. ERAY ÇOLAK

AV. HASAN ERGUN BARLAS Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

KAMU AV. MUSTAFA BARLAS

AV. SANEM FİDAN AV. FUNDA VURUCU


AV. OĞUZHAN KARAKAYA AV. GÖNENÇ UYGUN

AV. ALİ ANIL OĞUZ

AV. SERMİN GÜNEŞ AV. ŞİNDA ZOROOĞLU

AV. GONCA UYSAL

AV. AHMET ÖNERGE

AV. ÖZGE YILDIZ AV. ÜMİT KARTAL

AV. M. NURBAKİ KAŞIKÇI Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. M. SAFA ARABACI Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. BAHAR KOÇ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)


AV. SÜLEYMAN ADİL BUMİN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. ALİ BACAKLI AV. MEHRİGÜL KELEŞ

AV. ÖZLEM ÖZER AV. NESİM ORÇUN TOKAY

AV. TÜRKAN GÖZDE ÖZGÜR AV. BİLGE CİVA

AV. ÖZLEYİŞ MAVİ AV. SEDANUR ÖZER

AV. EMİN ARIN ATABEK AV. HÜSEYİN ERDEN

AV. MURAT AZİZ SALBAŞ AV. CİHANGİR MARMARA

AV. SAMET ARZIK AV. OZAN YILDIZ

AV. SEVİM BELEN AV. HÜLYA ÖZEL ATAMAN

İZMİR İCRA HAKİMİ ERTUĞRUL GEREDE


AV. SİNEM FİKİRDEŞİCİ AV. SİNEM TOP-AV. TUBA ÜSTÜN

AV. UĞUR BULUT AV. DOÇ. DR. VURAL SEVEN

AV. ELVAN AKIN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. AYSUN NACİYE ÖZEN AV. HEVAL SAVAŞ KAYA

AV. UĞUR ZEYBEK Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. BERFİN AKSOY Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. METİN ALADAĞ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. VOLKAN EDİS Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. BETÜL ATICI Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. ŞEYMA YILMAZ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)


YEMİN

TÖ

RENİ


AV. KAAN GÖKÇEK AV. ÖMER AYEBE

AV. MERVE KOÇER AV. ÖMÜR KABAK

AV. DEMET BURCU ÖNER Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)


AV. ONUR SİVRİTEPE Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. YUNUS ALTAN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. CİHAT YILMAZ AV. NESRİN SAYIN


AV. PINAR ANIL AV. GÜNSELİ AYDIN

AV. MUSTAFA ALP

AV. FERİDE SENCER AV. MERYEM DİNÇ

AV. FATMA GÜL DAĞCIOĞLU AV. EMİNE ARMAĞAN SEVİM

AV. E. OGEDAY BURDUROĞLUAV. GÜLAY YILMAZKOÇLAR

AV. KEMAL BAŞKALPAKÇI

AV. FADİME ARIGÜZEL AV. EDA BAYSAL


AV. GÖKHAN ŞAHİN AV. ERSİN EREN

AV. CEMİLE GEMİCİ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. YEŞİM KASAP YETİŞKİN

(AYDIN BAROSU)

AV. ANIL YETİŞKİN (AYDIN BAROSU)

AV. BÜŞRA ALTINBAY Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. İBRAHİM ALTITAŞ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)


YEMİN

TÖ

RENİ


AV. SERGEN KORUK AV. TUNCAY AKARSU

AV. İPEK ALTAN AV. GÜNDEN YURDUGÜL

AV. FARUK GÜÇLÜDAL AV. EDA KAMİLOĞLU

AV. GİZEM AKÇAY AV. LEYLA ODLUYURT

AV. MÜGE MERDE

AV. DURSUN SELİN ATSAL

AV. SEVİL ECE ERDEM AV. ŞEHMUS KAYAPINAR

AV. MERVE AVCI AV. ELİF ER

AV. SAFİYE NUR UZ AV. EDA ÖZTÜRK

AV. EZGİ ÇEREZCİ AV. ÖZGÜR DOĞAN

AV. R. SERTAN SAFSÖZ AV. BURAK GÜNER

AV. GÜL BUGUR AV. AHMET OKYAY

AV. ÇAKABEY EGE AKKUŞ AV. PERİHAN UŞKAY

AV. İSMAİL KARAYAZGAN AV. MEHMET KARAYAZGAN

AV. YASEMİN BOZKURT AV. AHMET KURBANOĞLU

AV. ASLIHAN OĞURLUOĞLU AV. SUAT ÇETİNKAYA

AV. MUHAMMED LÜTFİ KURT AV. BAHADIR GÖKHAN KAYA

AV. VURAL TUNÇ

AV. İ. AYBERK ÇALIŞKAN AV. MUAMMER ERTUĞRUL


AV. M. CAN GÜZELGÖNÜL AV. TAYFUN TUNCA

AV. KIVILCIM DENİZ KAVAK Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. BİLGE KAAN AKGÜN AV. PERİHAN UŞKAY

AV. RUKEN TEKEŞ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. EZGİ AKTAY Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. ŞERİFE NUR ATAY Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. TUĞBA UZER Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. EZGİ KORKMAZ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. OLGA GARİZAN BAŞARAN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. CANSIN KAYA Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. KASİM GÜRSOY Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. GÜLSÜN AYHAN

AYGÖRMEZ UĞURLUBAY Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. HÜLYA TÜLÜ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. MEHMET KÜRŞAT YILMAZ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. PELİN ATLI Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. DAMLA DAVRAN

AV. İSTEMİ CAN IŞLAK


YEMİN

TÖ

RENİ


AV. T.MUSTAFA HALİLEFENDİ AV. ERAY MUTLU

AV. EMRE EKİCİ AV. MÜFİD YARARBAŞ

AV. SERDAR AMUŞ

AV. ERSEL MUSMUL AV. BÜLENT ŞAHİN

AV. LEYLA ODLUYURT

AV. MİNE MUTLU AV. ORKUN GÜLAÇ

AV. ATAKAN YILMAZ AV. AHMET GONCA

AV. MENDERES ŞENER

AV. BERKER ÖZCURECİ AV. LEVENT UŞKAY

AV. DENİZ DEVRİM DEMİR AV. LEVENT UŞKAY


AV. BÜŞRA AYATA AV. YASEMİN ÖZKAN-AV. ÖZLEM BAL

AV. BERKAY ŞAYİR AV. GÜNDEN YURDUGÜL

AV. NEJLA ÇAVUŞ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. DESİRE EYLÜL CANNON Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. EMİN AYHAN ÇARIKÇI Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. OZAN KIVRAK Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. ÇAĞRI ÇAKIR Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. OĞUZ EMRE ÖZDEMİR Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. ISHAK KARADAVUT Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)


AV. CANDAN ÜRGENÇ AV. FERYAL ULUSU

AV. ALİ AVCI AV. ÖZLEM YILDIZ TAŞYÜREK

AV. REMLE NUR ŞINIK Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. DOĞUKAN YELKEN AV. NERİMAN AKSOY

AV. BURCU SEZER AV. ERDOĞAN BULUT

AV. DİLEK ÇOBAN AV. NİLHAN ANTİTOROS

AV. DİLARA ELTİMUR AV. MUAMMER ERTUĞRUL

AV. GİZEM GÜLŞAHİN AV. UFUK MANSUROĞLU

AV. HATİCE GÜNGÖR AV. HAKAN YAMAN

AV. MEHMET E.DEVEBACAK AV. ÖMER ARI

AV. EMETİ MERVE OGAN AV. ŞEYHMUS BEDİR

AV. MUSTAFA DAĞCI AV. MUHAMMED TAHA SEVİLİ

AV. HALİME SEVDE KAÇMAZ AV. ERKAN KÜTÜKÇÜ

AV. FATMA ÇELİK COŞKUN( ADANA)


AV. EMİR TOY AV. İLKER GENÇ

AV. FATMA BERNA ALKAN AV. FARUK ÖKTEM

AV. AYÇA ÖZARICILAR AV. MEHMET EROL ERBİL

AV. KENAN YILMAZ AV. ENVER DİKİLİTAŞ

AV. NAZİF OKAN GARİPAĞAOĞLU

AV. MERVE ZENGİN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. HÜSEYİN E. GÜNDOĞAN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. MAHMUT ALTIN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. ÖYKÜ ATAK Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. PINAR ÇETİN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. ÖMER DAŞDEMİR Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. YUNUS EMRE YILMAZ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. YEKTA DELAL TOPRAK Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. AFRA CEREN YAZICI Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)


YEMİN

TÖ

RENİ


AV. KEZİBAN IŞIK AV. ERDOĞAN KABASAKAL

AV. BAHADIR YALÇIN AV. LEVENT KAHYA

AV. YAŞAR GÜNGÖR

AV. MEHMET ALİ TUNÇAY

AV. RAŞİT GÜLCAN AV. KADRİ KAYGUSUZ

AV. LEVENT TAŞER AV. HAKAN PİRBUDAK

AV. ZAFER BİNİCİ

AV. YAŞAR AYTUĞ AYAZ AV. HAKAN AYAZ

AV. BENGİSU DÜZGÜNER AV. ÖZDEN YANIK

AV. GÖKKAN KOÇAK

AV. CENG DÜZGÜNER

AV. FİGEN DÜZGÜNER

AV. KÜBRA DABAK AV. BURAK DABAK


AV. MELEK MELİS KÖROĞLU AV. ERSEV ERŞAHİN

AV. YASEMİN ŞEN AV. DEVRİM SAVRAN

AV. ATACAN İPEKOĞLU AV. İSMET KÖYMEN

AV. İBRAHİM DEMİR AV. NERMİN DEMİR

AV. İSMAİL CAN YAVUZ

AV. EMİNE BABUR AV. CANSU KIRABALI

AV. YUSUF SELÇUK ATEŞKAN AV. AHMET YÜKSEL BARTAN

AV. ÖZGENNUR DEMİR Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. DENİZ TANIŞMAN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. ERDAL ŞIKLAROĞLU Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. ZAFER DİNÇ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. CAN HOCAOĞLU Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)


AV. ECE KIZILDAĞ AV. SİBEL ÖNDER

AV. CEYDA BEDESTANCI AV. OKAN ÖZAYDIN

AV. ELİF SEDEF ÇELİK AV. NİLGÜN ÖZTÜRK

AV. CENK SAMGAN AV. ZERRİN ASLANTAŞ ARPAŞIN

AV. ASENA GÜNKAYA AV. AHMET ÇALIK- AV. ZEYNEP ÇALIK

AV. NERMİN ÖZDEMİR AV. METİN İPEKLİ

AV. MELTEM ZUHAL HAYBER


AV. ERDAL MAHMUT ERGÖR AV. HALİT AYDIN KAYACAN

AV. KÜBRA KAYACAN SARI

AV. AYBERK ODA AV. TARHAN BİCEN

AV. LEMAN TUNTAŞ AV. ASLI DENİZ CEYHAN TOKAT

AV. ABDÜLKADİR SAK Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. YALÇIN REŞİTOĞLU Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)


YEMİN

TÖ

RENİ


AV. SAİT ELBEYLİOĞLU AV. HÜSEYİN ERDEN

AV. KÜBRA CAN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. DUYGU SAYLAN AV. ERDEM MEÇO

AV. İMGE ÇAĞIN ÖZTÜRK AV. ERDAL DURAK

AV. BERİL SÖNMEZ AV. ESRA GÜLŞEN-AV. MURAT TÜRKKAL

AV. HALİL İBRAHİM DEMİ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. RÜSTEM AKSOY AV. HATİCE GÜNAY SAVGU

AV. ONURCAN TAMER AV. MUSTAFA BİLGEHAN ÇALIK

AV. SERKAN YILMAZ AV. HAMİT ERDEM

AV. ERDEM LEVENT Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. KORAY ONGUN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. GAMZE İNAL AV. ÇAĞATAY KORHAN TOKGÖZ

AV. TUĞÇE BÜLBÜL ÜNER

AV. ALİ ÖZDEMİREL AV. EROL ÇAKIR

AV. MERVE YİĞİT AV. BÜLENT GÖZMEN

AV. UĞUR ŞENOL AV. AHMET ŞENOL

AV. YAŞAR CAN ŞENOL

AV. GİZEM KARAOĞLU AV. AHMET ŞÜKRÜ ATLI

AV. BURAK GENÇYÜREK AV. SARP ŞENKAL

AV. SELİM DOĞANBAŞ AV. FİGEN YILDIZ


AV. UMUT CAN AYAN AV. AHMET KOYUNCU

AV. GÖZDE ERDEMİR

AV. ÖMER ALİ ASLAN AV. TUNÇ ERDEN

AV. B. MEHMET DİKİCİBAŞI AV. SERCAN BİLİR

AV. KÜBRA EDİS BİLİR

AV. AHMET YILDIZ AV. ÖZGÜR AÇIKGÖZ

AV. AHMET TANER ÖRNEK

AV. AHSEN NAZLI ALTUN AV. BERNA GEZER ERSAN

AV. DOĞUCAN KELKİT AV. ZİHNET ERENER

AV. DİLEK GÜLTEKİN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. GİZEM NUR ÖZKAYA AV. MURAT ÇETİNSOYU

AV. BERİL SÖĞÜT Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. EMİNE EZGİ COŞGUN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. ÖZGE NACAR BARO Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. HASAN ALİ APPAK Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. ÖZGE DÜZBASTILAR Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV.ONUR ÇETİNER Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. BERNA YILMAZ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. HACİ SEYDAOĞLU Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. ŞENAY GÜZELBABA Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)


YEMİN

TÖ

RENİ


AV. SERVET ALTUNDAĞ AV. ŞULE PINAR ARIK-AV. AHMET ARIK

AV. BAHRİYE MERVE ERBİL AV. MEHMET EROL ERBİL

AV. ÖZGÜR ÇAKMAK AV. UĞUR GÜLER

AV. İLKAY DİNMEZ AV. DUYGU ŞEN

AV. AHMET TURGUT AV. CEYDA ARSLAN

AV. CANSU ÖZSAN AV. FATOŞ SÖZMEN

AV. MERVE KORKMAZ AV. MURAT TANILI

AV. TUĞRUL GÜNDÜZ

AV. KANİYE SELİN CEBERUT AV. HALİL ERALTUĞ

AV. TURHAN TUNCA AV. TAYYAR ÖZTÜRK

AV. BARIŞ IŞIK AV. ŞERİFE ÇELİK

AV. ALİ DEMAN GÜLER

AV. GÜLİZAR AKÇAGÜN AV. OLCAY HEPDEMİRGİL

AV. AYDOĞAN HEPDEMİRGİL

AV. ALİ ONAR

AV. İBRAHİM TİRYAKİOĞLU AV. NESLİHAN KÜREKSİZ ALAYLI


AV. BATUHAN ALTINTAŞ AV. ARDA ALTINTAŞ

AV. İLKNUR ALTINTAŞ

AV. FERHAT POLAT AV. HİMMET VARNA

AV. BİRKAN DİNDAR AV. YILMAZ YAMAN

AV. PIRIL PERİHAN AV. UMUT KÖROĞLU

AV. BUSE PAMUK AV. MELİKE GÖKER

Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. BURCU ADIGÜZEL AV. ABDULVAHAP KARAKUŞ

AV. MERT ÖZSAĞLAM AV. ABDÜLKADİR ÖZDEMİR

AV. HAZAL BİLGE KOTRACI AV. BURAK İPLİKÇİ

Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. DİLEK TUNÇ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. FAZİLET KOCAMAZ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. GAMZE NUR KARAKAŞ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. SENA YÜKSELEN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)


AV. SERVET AKSOY AV. ERKUL ERDEM

AV. SONAY TEPE AV. ŞENOL MENTEŞ

AV. ERDEM DİNÇER AV. AYÇA KORTEL

AV. ARZU KARA Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. DAMLA YARDIMCI AV. AHMET ÇAM

AV. SEÇİL DENİZ ÇAM

AV. ZEYNEP TUĞYILDIZ AV. ALİ ZAFER KAYA

AV. RASİM ZEYREK


AV. MEHMET SİNAN AKKUŞ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. TÜRKAN İKİBUDAK AV. AHU YÜKSEK

AV. ELİF DOĞAN AV. İSMAİL CAN YAVUZ

AV. GİZEM DEREN PINAR AV. HACI MEHMET BAŞBUĞ

AV. MÜNEVVER KUZU AV. FATMA KUZU

AV. GÖKTUĞ BURUCUOĞLU Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

AV. MUSTAFA EMRE ŞAHİN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

NAZLIHAN KIRIK Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)


BA

SIN

DA

BA

RO

zmir barosu bülteni · 15 Şehİtlerİmİz fethİ sekİn ve musa can'i andik 16 ege marmara...

Documents