yeni ufuk gazetesi (25 nisan 2014)

8
Öneriyoruz: Son beş yıllık dönemin titiz bir incelemesi yapılmalı, gerektiğinde sorumlular- dan hesap sorulmalıdır ! Şeffaf Belediyecilik anlayışına koşut olarak inceleme sonuçları kamuoyuna açıklanmalıdır… Her yönetimin kendi kadrolarıyla çalışmaya hakkı vardır. Geçmiş dönemlerde böyle olmuştur bu ! Tek Adam’ın kadrolarıyla hizmetlerde sağlıklı bir işlerlik sağla- mak zordur… Seçim sürecinde verilen sözler yerine getirilmeli; kamuoyuna duygusal, ilkesiz, kararsız bir imaj vermekten kaçınılmalıdır… Yeni yönetim, öncelikle, halka dönük şekilde fark yaratan jestler yapmalı, yeni bir döneme girildiği herkese duyumsatılmalıdır… Belediye Meclis Grupları halk hizmetlerinin organizasyonunda, eleştiri hak- larını mahfuz tutmak koşuluyla, özellikle enkaz kaldırma sürecinde birlikte hareket etmelidir… Yeni yönetim meclisin sağlıklı çalışması için ideolojiklik tasarruflarında bulun- maktan kaçınmalı, tüm Ereğli halkının yönetimi olduğunu unutmamalıdır… Beyaz sayfa, ancak bu koşulların yerine getirilmesiyle açılabilir. Yeni’yi ayakları üzerine oturtmak için, eskinin kirinden-pasından arınmak gerekir ! Bu yapılamazsa, eskinin kiri-pası bir süre sonra yeni yönetime fatura edilir !.. ÖNERİYORUZ !.. www.yeniufuk.com.tr Yıl: 5 Sayı: 520/150 1 TL Haftalık Siyasi Gazete 25 Nisan 2014 Cuma ˙ ZD Hikmet Aksoy İLKELİ VE CESUR OLMAK LAZIM ! Yeni Ufuk, geriye doğru üç yıl, belediye yönetimine, özellikle de onun “Baş ”ına karşı agresif bir muhalefet yaptı. Bir-iki dost sözdışı, nerdeyse (gazete olarak) tek başına !.. Bu devrede ne siyasetçiler vardı ortada, ne de (Türk Metal dışında) STK’lar ! Tümü Tek Adam’ın arka bahçesinin sevimli (!) kuzuları gibiydi ! Kesim korkusu dağları bekliyordu !.. Bu utanç verici yüreksizlik sürecinde binbir baskıya göğüs gerdik: İlanlarımız kesildi, internet sitemiz yasak- landı, yakınlarımız haksız yere işten atıldı, hakkımızda çok sayıda suç duyuruları yapıldı, davalar açıldı, ölüm tehditleriyle karşılaştık… Başta Ereğli Gazeteciler Derneği olmak üzere yerel basın bize sahip çıkmadı. Bu bir yana, “ siz de yazmayın kardeşim “ şeklinde utanç verici öğütler (!) aldık. Yerel basının içine düştüğü edilgenlik çukurunun derinliğini bir kez daha görüp üzüldük… Ama, yılmadık ! Sonuçta, korku duvarlarını yıktık, halkımızla birlikte diktatörü devirdik !.. O artık, siyasal bir mevta !.. Yeni Ufuk’un kavgası, kişisel değil, toplumsal bir kavgaydı. TekAdam yönetimi, rantçı/savurgan çizgisiyle Ereğli’ye zarar veriyordu : Kentin son yirmi yıldır hiçbir temel sorunu çözülmemişti. Belediye, sahil belediyesi”ne dönüşmüştü ! Bütçenin yüzde 25’i, sahil süslemesi ile Başkanın kişisel propagandasına ayrılıyordu. Özellikle festivallerin zorunlu sponsoru olarak görülen esnaf-tüc- car kan ağlıyordu !.. Özetle, taşıdığı siyasal etiket ne olursa olsun, eski yönetim, bir tür Lale Devri psikozu içindeydi. Halktan kopmuştu. Entrika, gerilim, bölücülük, antidemokratizm gibi kirli kavramlar, yönetimin olağan üslubu haline gelmişti… Bu dönem artık geride kaldı. Ama, henüz teorik planda ! Bugünkü manşetimizde yeni yönetime, izlenmesi gerektiğine inandığımız bazı öneriler sunuyoruz. Bu topraklarda üç kuşak/doksan yıldır gazetecilik yapan Yeni Ufuk ailesinin deneyimlerine dayanarak… Bu bizim görevimizdir. Genelde basının görevidir. İstiyoruz ki, geçmiş dönemin hataları artık tekrar- lanmasın. Ereğli’nin önü açılsın. Belediye, bir ağırsanayi kentine yakışan bir belediye olsun… Özetle üç yıldır verdiğimiz kavga, somut sonuçlara ulaşsın… Bu potansiyelin yeni yönetimde varolduğuna inanıy- oruz. Yeni yönetimin geçen seçime göre, 21 puanlık farkı kapatıp seçimi kazanması bunu gösteriyor. Bu aşamada duygusallığa, kararsızlığa, eyyamcılığa, geçmişten miras kalan entrikacılığa yer yoktur, olma- malıdır. Yeni yönetim; ilkeli, dürüst, cesur, adil ve kararlı bir çizgi izlemek göreviyle karşı karşıyadır. Bu erdemler on- larda var !.. Aksi halde, düne rahmet okutacak bir kaosun içine girilebilir ki, Allah korusun ! Hayırlısı olsun diyoruz. Yeni Ufuk Yeni Ufuk’tan.. Kdz.Ereğli Belediyesindeki despotik Tek Adam dönemi sona erdi. Sırada enkaz temizleme görevi var. BEYAZ SAYFA AÇMAK İÇİN Sina Çıladır yorumluyor.. GEÇİŞ AŞAMASININ OLASI SORUNLARI Sayfa 7’de.. YENİ UFUK 7,0 25 Nisan 2014 SAYI 151:Layout 1 24.04.2014 20:36 Sayfa 1

Upload: yeni-ufuk

Post on 26-Jul-2016

235 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

Zonguldak, Kdz. Ereğli'nin en güncel haber sitesi www.yeniufuk.com.tr

TRANSCRIPT

Page 1: Yeni Ufuk Gazetesi (25 nisan 2014)

Öneriyoruz:• Son beş yıllık dönemin titiz bir incelemesi yapılmalı, gerektiğinde sorumlular-

dan hesap sorulmalıdır ! Şeffaf Belediyecilik anlayışına koşut olarak incelemesonuçları kamuoyuna açıklanmalıdır…

• Her yönetimin kendi kadrolarıyla çalışmaya hakkı vardır. Geçmiş dönemlerdeböyle olmuştur bu ! Tek Adam’ın kadrolarıyla hizmetlerde sağlıklı bir işlerlik sağla-

mak zordur…• Seçim sürecinde verilen sözler yerine getirilmeli; kamuoyuna duygusal, ilkesiz,

kararsız bir imaj vermekten kaçınılmalıdır…• Yeni yönetim, öncelikle, halka dönük şekilde fark yaratan jestler yapmalı, yeni

bir döneme girildiği herkese duyumsatılmalıdır…• Belediye Meclis Grupları halk hizmetlerinin organizasyonunda, eleştiri hak-larını mahfuz tutmak koşuluyla, özellikle enkaz kaldırma sürecinde birlikte hareket

etmelidir…• Yeni yönetim meclisin sağlıklı çalışması için ideolojiklik tasarruflarında bulun-

maktan kaçınmalı, tüm Ereğli halkının yönetimi olduğunu unutmamalıdır…Beyaz sayfa, ancak bu koşulların yerine getirilmesiyle açılabilir.Yeni’yi ayakları üzerine oturtmak için, eskinin kirinden-pasından arınmak gerekir !Bu yapılamazsa, eskinin kiri-pası bir süre sonra yeni yönetime fatura edilir !..

ÖNERİYORUZ !..

www.yeniufuk.com.tr

Yıl: 5 Sayı: 520/150 1 TL Haftalık Siyasi Gazete 25 Nisan 2014 Cuma

˙ ZDHikmet Aksoy

İLKELİ VE CESUR OLMAK LAZIM !Yeni Ufuk, geriye doğru üç yıl, belediye yönetimine,

özellikle de onun “Baş”ına karşı agresif bir muhalefetyaptı.

Bir-iki dost sözdışı, nerdeyse (gazete olarak) tekbaşına !..

Bu devrede ne siyasetçiler vardı ortada, ne de (TürkMetal dışında) STK’lar ! Tümü Tek Adam’ın arkabahçesinin sevimli (!) kuzuları gibiydi ! Kesim korkusudağları bekliyordu !..

Bu utanç verici yüreksizlik sürecinde binbir baskıyagöğüs gerdik: İlanlarımız kesildi, internet sitemiz yasak-landı, yakınlarımız haksız yere işten atıldı, hakkımızdaçok sayıda suç duyuruları yapıldı, davalar açıldı, ölümtehditleriyle karşılaştık…

Başta Ereğli Gazeteciler Derneği olmak üzere yerelbasın bize sahip çıkmadı. Bubir yana, “ sizdeyazmayınkardeşim “ şeklinde utanç verici öğütler (!) aldık.Yerelbasının içine düştüğü edilgenlik çukurunun derinliğinibir kez daha görüp üzüldük…

Ama, yılmadık !Sonuçta, korku duvarlarını yıktık, halkımızla birlikte

diktatörü devirdik !.. O artık, siyasal bir mevta !..Yeni Ufuk’un kavgası, kişisel değil, toplumsal bir

kavgaydı.TekAdamyönetimi, rantçı/savurgançizgisiyleEreğli’ye zarar veriyordu :

Kentin son yirmi yıldır hiçbir temel sorunuçözülmemişti. Belediye, “sahil belediyesi”nedönüşmüştü ! Bütçenin yüzde 25’i, sahil süslemesi ileBaşkanın kişisel propagandasına ayrılıyordu. Özelliklefestivallerin zorunlu sponsoru olarak görülen esnaf-tüc-

car kan ağlıyordu !..Özetle, taşıdığı siyasal etiket ne olursa olsun, eski

yönetim, bir tür Lale Devri psikozu içindeydi. Halktankopmuştu.

Entrika, gerilim, bölücülük, antidemokratizm gibikirli kavramlar, yönetimin olağan üslubu halinegelmişti…

Bu dönem artık geride kaldı. Ama, henüz teorikplanda !

Bugünkü manşetimizde yeni yönetime, izlenmesigerektiğine inandığımız bazı öneriler sunuyoruz.

Bu topraklarda üç kuşak/doksan yıldır gazetecilikyapan Yeni Ufuk ailesinin deneyimlerine dayanarak…

Bu bizim görevimizdir. Genelde basının görevidir.İstiyoruz ki, geçmiş dönemin hataları artık tekrar-

lanmasın. Ereğli’nin önü açılsın. Belediye, bir ağırsanayikentine yakışan bir belediye olsun…

Özetle üç yıldır verdiğimiz kavga, somut sonuçlaraulaşsın…

Bu potansiyelin yeni yönetimde varolduğuna inanıy-oruz.Yeniyönetimingeçenseçimegöre,21puanlık farkıkapatıp seçimi kazanması bunu gösteriyor.

Bu aşamada duygusallığa, kararsızlığa, eyyamcılığa,geçmişten miras kalan entrikacılığa yer yoktur, olma-malıdır.

Yeni yönetim; ilkeli, dürüst, cesur, adil ve kararlı birçizgi izlemek göreviyle karşı karşıyadır. Bu erdemler on-larda var !..

Aksi halde, düne rahmet okutacak bir kaosun içinegirilebilir ki,Allah korusun !

Hayırlısı olsun diyoruz.

YYeennii UUffuukk

Yeni Ufuk’tan..

Kdz.Ereğli Belediyesindeki despotik Tek Adam dönemi sona erdi. Sırada enkaz temizleme görevi var.

BEYAZ SAYFA AÇMAK İÇİNB

Sina Çıladır yorumluyor..

GEÇİŞ AŞAMASININOLASI SORUNLARI

Sayfa 7’de..

YENİ UFUK 7,0 25 Nisan 2014 SAYI 151:Layout 1 24.04.2014 20:36 Sayfa 1

Page 2: Yeni Ufuk Gazetesi (25 nisan 2014)

2 25 Nisan 2014 Cuma

Geçen haftaki yazımın ardından onlarca telefon vegörüşme isteği aldım.

“İntikam alıyor”, diyenlerde oldu, “bozuk yapıyı,ifşa ediyor”, diyenlerde!..

İlk baştan söyleyeyim:“Kimseden intikam alma gibi bir niyetimiz

yok!..”Çünkü, artık muhatabımız yok!..Eski başkanın Yeni Ufuk’a gösterdiği düşmanca

tavrın muhatabı daire müdürleri olmamalı elbette!.Onlar her personelin yapması gerektiği gibi, görev-

lerini yaptılar, talimatları uyguladılar.Biz en başından bu yana doğru bildiğimizi yaptık.Ereğli halkı da, yazdıklarımızı teyit etti ve ‘Tek

Adam’ yıkıldı!.

Ve.. artık kavga zamanı geride kaldı!..Bundan sonra amacımız yaşadığımız kentin kaybet-

tiği 20 yılı geri alabilmek.Eski başkanın yapılanmasındaki bozukluk çok de-

rinlemesine görünüyor!.Yöneticiler hangi taşı kaldırsa, muhakkak bir pislik

çıkıyor!.Bunların hesabı elbette ki sorulacaktır, ama bizim

tarafımızdan değil!.Ak Parti’nin yeni yönetici kadrosu tarafından!. Geçen haftaki, köşe yazımda Bilgi İşlem Müdür-

lüğünün de bağlı olduğu Ulaştırma Müdürlüğündeki birtakım bozukluklardan bahsetmiştim.

Bu hafta sıra Park ve Bahçelere geldi.Park-Bahçe hizmetleri için alınan bank, piknik

masası, fitnes aleti, oyun grubu, çiçek ve bitkilerin, ka-muya açık park ve bahçelerde kullanılması gerektiğihalde ‘Yandaş’ların apartman ve sitelerinde kullanıldığıdedikoduları ayyuka çıkmış durumda idi.

Fakat eski başkan bu dedikoduları görmezdengeliyor ve ne kadar uyarsak da, kulaklarını tıkıyordu!.

Hatta seçim gezileri sırasında binlerce TL verilenbankları, bir kenara atılmış vaziyette görüntülemeyibaşarmış ve yetkilileri uyarmıştık!.

Ama yine dinleyen olmadı!..Belediye’nin vakıflardan izin alarak bakım ve

onarımını üstlendiği anıt ağaç devrilerek; bir çocuğunbaşına düşmüş ve çocuk uzun süre yoğun bakımda

kalmıştı. Ailesine ne gibi sözler verildiyse, konu yargıyataşınmamıştı!..

Daha önceden Mezarlıklara da bakan bu sorumlu-muzun ‘şehit’likle ilgili bir de anısı vardı..

Neyse,hepsini bir kenara bırakalım:Bu sefer durum daha da ciddi!..Çok geriye değil, 2013 yılının Mayıs ayına geri

dönelim:Yazı çok mu uzadı, dersiniz?..Peki o zamanHaftaya dönelim..

BU KADARI DA AYIP!..

Eski başkan döneminde Cuma namazlarına bile git-meyen bazı daire müdürlerinin şimdi 5 vakit namaz kıl-ması ve hatta bunun için gerekli yerlerden izin talepetmeleri ‘omurgasızlar’ diye tabir edilen kesimin biryansıması olarak dikkatlerden kaçmıyor!.

Belediye’deki çalışma saatlerinde bu arkadaşlar res-men, her an abdest pozisyonunda yani gömlekleri vepantolon paçaları sıvalı şekilde geziyor!.

İlginç değil mi?.Ben her zamana şuna inanmışımdır..İnsan her ne olursa, olsun dik durmalıdır!.Hayatın insana ne getireceğini kimse bilemez.Ama şu var ki; omurgalı insanlar her zaman kazanır!.Uyarmakta fayda var!..

KANCASSSSiiiinnnnaaaa ÇÇÇÇıııı llllaaaaddddıııı rrrr

BOZUK YAPI..

Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Kdz.Ereğli Eğitim Fakültesi Sınıf ÖğretmenliğiBölümü 3. Sınıf 7 kişilik ekip öğrencileritarafından Topluma Hizmet UygulamalarıDersi kapsamında, Erdemir TeknikerlerDerneği Yönetim Kurulu’nun maddi vemanevi desteğiyle “23 Nisan Ulusal Ege-menlik ve Çocuk Bayramı'nı ZonguldakBEÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Has-tanesinde tedavi gören çocuklarla kutladılar.

Proje sorumlularından Işıl Eda Can,yaptığı açıklamada, Topluma HizmetUygulamaları Dersi kapsamında Hastanede

ilk defa öğrenciler olarak böyle bir projeuyguladıklarını belirterek, “Bizim yap-tığımız proje bir ilk. Düzenlediğimiz eğ-lencede hastanede tedavi gören çocuklarla23 Nisan Bayramı’nı kutladık. Bu konudabize her türlü maddi ve manevi desteğiniveren Erdemir Teknikerler Derneği BaşkanıGürkan Çaylı ve Yönetim Kurulu Üyeler-ine teşekkür ediyoruz.

Zonguldak BEÜ Sağlık Uygulama veAraştırma Hastanesi Çocuk OnkolojiServisi’nde tedavi gören küçükarkadaşlarımızdan kızlara ‘melek kanadı

ve tacı’, erkeklere de ‘özel tişört ve gö-zlük’, bunların yanında da en önemlisi de23 Nisan Bayramı dolayısıyla herkese‘Atatürk’ baskılı özel tişört hediye ettik.

Projemiz kapsamında 23 NisanBayramı pastasını kestik. Uçan balon iledileklerimizi uçurduk.

Bu şekilde her çocuğun dileğiningerçekleşmesini istedik. Bu şekilde bir ilkolarak 23 Nisan Bayramı’nı kutlamanınmutluluğunu yaşıyoruz.” dedi.

Kdz. Ereğli Eğitim Fakültesi SınıfÖğretmenliği Bölümü 3. Sınıf öğrencilerini

düzenledikleri önemli projelerinde ErdemirTeknikerler Derneği Başkanı GürkanÇaylı, Yönetim Kurulu Üyesi MuharremSağlam ve Ulaş Köse yalnız bırakmadılar.

Çaylı, Yönetim Kurulu Üyesi Sağlamve Köse, “23 Nisan Çocuk Bayramı’ndatüm çocuklar parkta, sahilde, sokakta oyunoynarken bazıları bundan yoksun olmamalı.Bizde dernek olarak 23 Nisan’ı onlaragötürdük. Ne mutlu size bizimle beraberolduğunuz için, ne mutlu bize birlik olupküçükte olsa mutluluklar yaratabildiğimiziçin” şeklinde duygularını ifade ettiler.

HASTANEDEKİ ÇOCUKLARI UNUTMADILAR

Mutlulukarı göslerinden

okundu!..

YENİ UFUK 7,0 25 Nisan 2014 SAYI 151:Layout 1 24.04.2014 20:36 Sayfa 2

Page 3: Yeni Ufuk Gazetesi (25 nisan 2014)

Yerel basın açığa düştü.Tek Adam’ın yıkılacağını akıllarına bile getir-

miyorlardı. İlahlar (!) yıkılmazdı, olsa olsa derideğiştirirdi.

Bundandır, yerel seçimde Ereğli basının ve birkısım Zonguldak basınının tümüne yakını, “ebedibaşkan”ın yanında saf tuttu. Muhalefetin yanındaiki gazete, birkaç internet sitesi ile bir radyo vardı,hepsi o kadar !

40’ı aşkın gazete, internet sitesi ve radyo, “ebedibaşkan”ın yanındaydı.

Şu var ki hesap edilemeyen bir şey vardı: O biravuç muhalif yayının kitlelere ulaşma gücü/sayısıötekilerin de on katıydı.

“Büyük Reis” bu konuda da çuvallamış, tiraj vetıklanma konusunda fena halde yanıltılmıştı. Çünkü,geçen genel seçimde olduğu, ekibi çok kötüydü.Düzmece anketlerle basılmaya çalışılan hava,sonuçta “ebedi başkan”ın hava olmasına yol açtı !

“Ebedi”liğin fasa-fiso olduğu ortaya çıktı !Kurtlukta düşeni yemek kanundur. Zaten

düşenin dostu olmaz.O süreci yaşıyoruz.Şimdi ne olacak peki ?Dönebilen dönecek, dönemeyenlerin çoğu rah-

metli olacak !..Aşağıda, dönme fırsatı kollayanlara tüyolar

sunuyoruz. Ola ki bir yararı olur ! Bizde intikamduygusu yoktur. Tam üç yıl yerel basın tarafındanyalnız bırakılmamıza rağmen, onların aynı durumadüşmesini istemiyoruz. İşte tüyolar :

Bir yandan öteki yana geçmek, gerçi ironik birolaydır, kişinin kendisini inkar etmesi gerekir. Ama,

aslında boş laftır bu ! İlkeler, bağımsızlık, onur-gurur, mesleki etik, vb. geçici yol arkadaşlarıdır.İşine geldiği an onları ekebilirsin. Şimdi tam sırası!.. Bu zaten yerel basının en bilinen özelliğidir !..

Şu var ki düşünce olarak dönmeye hazır olmakyetmez. Başka şeyler de yapmak gerekir.Bununyolu-yordamı, ilkten, “eski başkan”ı, ufak ufakeleştirmeye başlamaktan geçer. Yöntem olarakyakın çevresi ile propaganda ekibinin iyi olmadığıvurgulanır. Bu şekilde hem “eski”, “yakınlarınınmağduru” pozisyonuna itilir, hem de yeni’ye gözkırpılır.

Bu da yetmez ! Yeni yönetimin haber parse-lasyonundaki yerini hızla büyütmek gerekir. Eniyisi, eğer ufak-tefek yemlenmeler sözkonusudeğilse, eski’yi büsbütün defterden silmektir.

Şunu unutma: Belediyenin büyük imkanlarınıelinden kaçıran “eski”ler artık “kendi muhtac-ı birhimmet dede, nerde kaldı gayrıya himmet ede”pozisyonundadır. Zaman geçtikçe bu pozisyon dahada netleşecektir.Geleceğini düşün !

Övgü her zaman prim yapar. Bunu unutma !Başlarda eni-konu daralacak olan ilan konten-

janı dışında da kalsan, moralini bozma ! Övgüyüsürdür zamanla fark edilirsin !

Bunların hiçbirisini yapamıyorsan, fiili gazete-ciliği bırak, sanala geç!..

Hiçbiri sana uygun değil mi ? Kendine iş ara-maya başla !..

Not : Arife tarif gerekmez. Bu bir mizahyazısıdır.

325 Nisan 2014 Cuma

Hazırlayan: Sina Çıladır

Turan..Cevat..Atike..Selma..Patronlarının karakutusu gibiydiler ! Herşey onlardan soruluy-

ordu. İstediklerini kesiyorlar, istediklerini asıyorlardı !..İkisi özürlü 300 işçinin işlerinden atılmalarında bunların da par-

mağı vardı…Örneğin Atike, kocasıyla ilgili bir gazete haberini bahane ederek,

haberle hiçbir ilişkisi olmayan üniversite mezunu bir genci işten at-tırmıştı. Aynı gence, işten atılıncaya kadar; sürmek, maaşınıdüşürmek, odacı gibi kullanmaya çalışmak şeklinde maneviişkencede yapılmıştı.

Atike intikam ateşiyle tutuşuyordu !..Bu sadece bir örnekti. Nice gencin ekmeği ile oynamış, aileleri

perişan edilmişti !..Yolsuzluk soruşturmasından “tanık” dümeniyle sıyrılmak falan

bir yana !..Gün oldu, devran döndü, allı kızlar ip oldu !Turan, patronu tarafından kapının önüne konuldu.Seçim geldi, bir umut, meclis üyeliği için dosya aldı, ama havasını

aldı !Artık siyasal mevta ! Şimdi herhalde, köy kahvesinde geçmişte

nekadar önemli (!) bir adam olduğunu anlatıyordur emeklilere..Cevat da görevinden alındı, kaybolup gitti… Ama, lokantası

işliyor tıkır tıkır ! Bakalım ne zamana kadar ?(Bunların niye görevden alındıkları ayrı konu, gün gelir onu da an-

latırız)Seçim bitti, “Tek Adam” yıkıldı. Bunu hiç beklemiyorlardı.Paniğe kapıldılar.Atike’in izin aldığı haberi geldi. Koltuğu artık yok altında !..Eşi, müfettiş ağırlama dümenine adı karışan Selma da gün sayıyor

!.. Bu işler böyledir ! Peşinden bir de hesap-kitap taharrisi gelirse,bakın siz o zaman cümbüşe !..

Ne demiş eskilerimiz :Ne oldum deme, ne olacağım de !..Atasözüne kulak vermediler. Nerden nereye geldiler !..İntikam ilkel bir duygudur. Bizim sözlüğümüzde bu sözcük yok-

tur. Ama, her yeni gelen yönetimin kendi kadrolarıyla çalışması dagelenektir !..

Çaresiz katlanacaklar veya pılıyı pırtıyı toplayacaklar !..Geçmiş olsun !..

NE OLDUM DEMEB

Gazete yazıyor :Önceki başkan, partisinin meclis grubunun toplantılarının

kişisel ofisinde yapılmasını istemiş.İlçe Başkanı buna karşı çıkmış !Çaptan düşmeye gör bir kere ! Düne kadar dümensuyundan

ayrılmayanlar bu kez sana burun kıvırmaya başlarlar ! Giderekfiili kafa tutmalara gelir sıra !..

Orası öyle ama, ilçe başkanı da haklı : Adamın “eski” dışındahiçbir sıfatı yok, ama kendisini hala “reis” sanıyor !..

Psikolojik bir olay bu ve ilçe başkanını aşar.Ben en çok halkın oyları ile meclise giren CHP’li üyelere

üzülüyorum. Onlarla futbol topu gibi oynamaya hiç kimseninhakkının olmaması gerekir.

Yok, bu pozisyona itirazları yoksa, grup toplantıları CamCafe’de de yapılabilir !..

KOMEDİ GİBİ!..

YENİ YEREL YÖNETİME ENTEGRE OLMA TÜYOLARI

GÖRÜŞ VE DÜŞÜNCELERİNİZ İÇİN:

[email protected] adresine mail atabilir,0 372 312 10 08 nolu hattımızdan bizlere

ulaşabilirsiniz..

SİZİ GİDİ LİBOŞLAR SİZİ!..Dublex-triplex villalı, cipli, keyif ehli Atatürkçü

(!) cici beylerle cici hanımlar, sosyetik mekanlardaçevreyi kolluyorlar; yerel iktidara laf çakacak birfırsat gözlüyorlar…

23 Nisan bunlar için fırsat gibiydi, ama kursak-larında kaldı.

Yerel yönetim, Atatürk’e, bayrağa, 23 Nisan’aonlardan çok daha fazla sahip çıktı. Ellerindekikozu aldı !..

Bunların halkla bir ilişkileri olmadığı için,Ereğli’nin temel sorunlarından da haberleri yoktur.Varlıklı kişilerdir. “Tok, açın halinden anlamaz”özdeyişine koşut olarak, işsizlik, yoksulluk, bun-ların derdi değildir.

Gerçekte Atatürkçü de değillerdir. Kısasöylenişi liboş olan neo-liberallerdir. Bunların birtoplumsal/siyasal bir kıymet-i harbiyesi olsa, CHPyerel seçimde tepeüstü çakılır mıydı hiç ?!..

Haftanın Fotosu..

AK GENÇLER, 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMINA SAHİP ÇIKTI

YENİ UFUK 7,0 25 Nisan 2014 SAYI 151:Layout 1 24.04.2014 20:36 Sayfa 3

Page 4: Yeni Ufuk Gazetesi (25 nisan 2014)

Ç a y c u m aEğitimsen eskibaşkanı, şimdiZ o n g u l d a kŞubesi Yönetimkurulu üyesi

İsmet Akyol, birkaç gün önce aradı: “Geliy-orsunuz değil mi Hamit Ağabey?” diyesordu. Ona “Evet” dedim ama konuyu dadeğerli arkadaşlarım emekli öğretmen ŞenolBalcı ve Emin Tatbul’a açtım. “Birliktegitme” kararı aldık. 17 Nisan 2014 günüÇaycuma’ya doğru dümen kırdık.

Albuz Restorana geldiğimizdeBartın’dan başta Halil Ceylan, Safran-bolu’dan Cemal Ünal Ağabey -ki geçmişteaynı yıllarda Töbder şube başkanlıkları yap-mıştık- ile kucaklaştık. Salona girdiğimizdeZonguldak Emekli Öğretmenler DerneğiBaşkanı -ve eski Milli Eğitim MüdürYardımcısı- Hüseyin Kolay, bu derneğin ku-rucusu ve eski başkanı Muharrem Kılıç, yö-neticisi Erol Sönmez, müfettişlerimizdenCelal Uzan ve Eğitimsen eski başkanların-dan Nuri Genç, şimdiki başkan Orhan Yıl-maz, Necati Göktaş, Remzi Kunduracı ilesarıldık birbirimize. Çaycumalı meslekbüyüklerimi ve arkadaşlarımı saymaklabitiremem. Onlar hem ev sahibi hem deCumhuriyet değerlerine her zaman sahipçıkan bir kuşaktır ve tam kadro oradaydılarki onlar başımın tacıdırlar her zaman.

Ama gecenin organizasyon işlerine heryıl olduğu gibi katkı ve destek veren Ali NuriGüntekin’i pas geçemem doğrusu. Herzaman büyüğüne küçüğüne saygılı Hayrul-lah Saki ve bana göre “gecenin nazar bon-cuğu Mahir Tekin” ağabeyler asırlık çınarlargibi gençlerle birlikteydiler. Yanlarında KöyEnstitüsü çıkışlı Teyzeoğlu Saim Şen öğret-meni de belirtmeliyim. Gerçi bu gece hepsibirer “Cumhuriyet Çınarı” gibi bir öğretmenkuşağı ile birlikteydik. Her zaman sıcakkanlı

Yusuf Beyazıt, Hikmet Yiğit, Fikret Kilit,Güneş Özyurt, Tahsin Yavuz, yeni kitabınıntelaşındaki Mehmet Paşakahya. Elbette sa-londa sadece erkek öğretmenler yoktu. BaştaGünseli Türkyılmaz olmak üzere etraflarınaışıklar saçan çok sayıda bayan öğretmenin desalonda olduğunu belirtmeliyim.

Geceye Zonguldak- Çaycuma- Bartın-Safranbolu- Devrek- Gökçebey- Ereğli-Alaplı ve Filyos’tan çok sayıda Köy En-stitülü öğretmen katılmıştı. Gecenin düzen-leme işini Eğitimsen Zonguldak Şubesisağlamıştı. Başkan Gökhan Taner Günsan veyöneticileri ile Çaycuma Şubesi de destek vekatkı vermişti. Salon kısa zamanda tıka-basadoldu.alonda adım atacak yer kalmadı de-nilebilir. Zonguldak Milletvekilleri MehmetHaberal ve Ali İhsan Köktürk tarafından gec-eye gönderilen kutlama telgrafı alkışlarlakarşılandı. Zonguldak Susma gazetesindenSevim Arı ve Bilal Kara, Cuma gazete veTv’den Sezai Bilici, Davut Uyar da salondayerini almıştı. Ben, Şenol Balcı, Emin Tat-bul, DEvrek’ten emekli öğretmen RecepÇetinbağ, Filyos’tan Köy Enstitülü sağlıkçıAhmet Şanlı ve pırıl pırıl üç genç öğretmenarkadaşla birlikte idik. Devrek’ten OrhanKurmalı ile Eğitimsen yöneticileri de gec-eye katılmışlardı.

Çaycuma Belediye Başkanı BülentKantarcı “Köy Enstitüsü meşalesini yürek-lerinde taşıyan Atatürkçü, Cumhuriyetaydınlanmasının neferlerini” yalnız bırak-mamıştı, yanlarında olduğunu göstermişti.İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü yazar Seyfet-tin Ceylan da katılanlar arasındaydı. Esnafve Sanatkarlar Odası Başkanı Hayri Kan-demir, Kızılay Başkanı Nilgün Çelik,BEÜ’den Doç. Dr. Mustafa Eyriboyun,ADD Çaycuma Şubesi BaşkanıŞeref Kök-türk, Zonkişot Dergisi Yöneticisi ÖzlemYücesan ve karikatürist Ayhan Kiraz,YazarSaffet Can,M.Çelikel Lisesi Türk Dili

ve Edebiyatı öğretmeni Şenay ÖzçelikKoca,Tarihçi Nalan Akı ve eşi öğrencimNejat Akı, dostlarım Aziz Demir, KemalYıldız, Zonguldak-Çaycuma-DevrekEğitimsen yöneticileri, emekli olanlarınyanında henüz çalışmakta olan genç öğret-menlerin de aralarında bulunduğu çok sayıdakonuğun salonda yer aldığını gördük.

Gecenin açılışını Eğitimsen ZonguldakYönetim Kurulu üyesi İsmet Akyol yaptı.Sonra Eğitimsen Zonguldak Şube BaşkanıOrhan Yılmaz’ın yaptığı konuşmasındaki;“Eğitim Sen’in Köy Enstitüleri nin ilerici,demokrat ve aydınlanmacı geleneğinesahip çıktığını” belirterek, “Köy Enstitü-leri ve sizler olmasaydınız TÖS olmazdı,TÖB-DER olmazdı ve bugün Eğitim Senolmazdı. Sizler olmasaydınız biz ol-mazdık. Anadolu’nun aydınlanmasındatutuşturduğunuz meşaleyi bizler tümkaranlıklar aydınlanıncaya kadar devamettireceğiz” cümleleri salonda alkışlarlakarşılandı.

Kastamonu Göl Köy Enstitüsü’nün 1944yılında verdiği ilk mezunlarından 92 yaşın-daki Mahir TEKİN’in kısa vurgulu konuş-ması da büyük bir ilgiyle dinlendi. AyrıcaBartın’dan Cahit Kaya, Safranbolu’danCemal Ünal, Çaycuma’danAli Nuri Gün-tekin ve Gökçebey’denHidayet Yılmazdayaptıkları konuşmalarda Köy Enstitüsüokullarını ve anılarını anlattılar. Ali NuriAğabeyi ayrı bir belirtmek gerekir. ÇünküAtatürkçü Düşünce ışığında doğaçlama kur-duğu heyecanlı cümleler salonda ayrı bircoşku yarattı.

Bez bir pankartta fotoğrafları bulunanHasan Ali Yücel ile İsmail HakkıTonguç’un fotoğraflarının bulunduğu bezpankartın alt tarafındaki beyaz perdedeyönetmenliğini Tarık AKAN’ın yaptığı,Köy Enstitülerinin kuruluşunu, işleyişini,öğrencilerin kitap okuma, öğretmen olarak

yetişme, köy yerinde gerekli olacak bilgiler,müzik çalışmalarını iki öğretmenin ağzındananlatan “Bir Meçhul Öğretmen” adlı birbelgesel film, salonu dolduran bütün öğret-menler tarafından ilgiyle izlendi ve uzun sürealkışlandı.

Aşık Yanari’yi çok yıllar önceKozlu’daki evinin önünde dinlemiştik bir-ikiarkadaşla. Bizim yöremizde “Aşık geleneği”yok, oluşmamış, görülmüyor hiç. Adıyaman-Posoflu da olsa bu açıdan önemsemiştimonu. Önceki gece dinlediğimiz şiirler dahabir anlamlı. Zonguldak’ı, Çaycuma’yı ku-caklıyor. Ama ses düzeni sazların sesinibozuyordu çok. Sonra sahne alanSuat Ünalve Ozan Alver için de durum aynıydı. Hepside sazlarıyla türküleriyle geceye renk kat-mağa çalıştılar. Keşke ses düzeni daha iyi ol-saydı.

Benim esas beklediğim MuharremŞengün idi. Ancak gelememişti geceye.İsmet Akyol küçük bir ameliyat geçirdiğinisöylemişti. Aradığımda evde istirahat ettiğiniöğrendim. Muharem Şengün EndüstriMeslek Lisesi’nden de öğrencim oluyor.Tekrar geçmiş olsun diyorum kendisine. Birbaşka etkinlikte dinleriz inşallah sazını dasözünü de..

Köy Enstitüleri’nin kuruluşlarının anıl-ması ve yaşatılması adına düzenlenen buyemekli toplantı benim için de özel anlamlaryüklüydü. Birbirimizi epeydir görme olanağıbulamadığımız çok değerli öğretmenarkadaşlarımla, meslekbüyüklerimle kucak-laştım, kısa süreli de olsa görüştüm ki sadecebu bile benim için çok büyük değer taşıyor.Herkesçe bilinir ki insan yaşamı bir kuş, nezaman uçar ne zaman düşer bilinemez.Benim için bu kısa süreli görüşmeler de buanlamda yorgunluk çeşmesinden soğuk sulariçmek gibi. Dileyelim ki Tanrı herkese sağlıkve afiyet versin de yaşam muhabbeti sürsünhep..

4 25 Nisan 2014 Cuma

Kültür-SanatHamit Kalyoncu

[email protected] BONCUĞU!..

ZGC VE BİK ‘’HABERCİLİKTE İLETİŞİM TEKNİKLERİ ‘’EĞİTİMİ BAŞLADI

ZGC VE BİK tarafından projelendirilen,BAKKA tarafından teknik destek ile destek-lenen eğitim çalışmasının ikinci kısmı AKMküçük salon’ da başladı.

İlk gün yapılan programa ZGC BaşkanıDerya Akbıyık,BİK Zonguldak ŞubeMüdürü Özgür Topaloğlu ,BAKKA GenelSekreteri Faruk Tezel ,EGD Başkanı İ.Necati Günay, ZGC yönetimi ve il genelin-den kırk gazeteci katıldı.

Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti veBasın İlan Kurumu Zonguldak Şube Müdür-lüğü tarafından projelendirildikten sonra BatıKaradeniz Kalkınma Ajansı'nın (BAKKA)desteğiyle hayata geçirilen ‘’ZonguldaklıGazeteciler Kaliteli Hizmet İçi Eğitim

Kampında”projesinin ikincietabı başladı.

Projesininilk kısmı olanQuark xpress(Sayfa TasarımProgramı) eğiti-minin, altı gün-lük (54 saat)kısmının ardın-dan 4 günlük

(22 saat) sürecekolan “Habercilikte İletişim TeknikleriEğitimi” programı Atatürk Kültür Merkezikonferans salonunda yapıldı. Eğitim; Al-manya’da eğitimler ve seminerler vermeyedevam eden Uluslararası NLP ve MasterMental Trainer olan Sabiha Parlardemirtarafından veriliyor.

Eğitmen Sabiha Parlardemir, seminerdehabercilikte İletişim Teknikleri Eğitiminde,katılımcıların özgüvenleri güçlendirilerek,tüm algı kanalları (görsel-işitsel-dokunsal)ortak kullanım becerisi kazanma, iletişimdegerçekleşen kopuklukların farkına varıpdüzeltici etkinliklerde bulunabilme, sorusorma yöntemlerini geliştirebilmesi, bedendilinin iletişimde etkisini gözlemlenmesi ve

iletişimde empatik bağ kurma yöntemleri an-latıldı.

Topaloğlu ’’Habercilikte İletişimTeknikleri Önemlidir’’

Basın ilan Kurumu Zonguldak MüdürüÖzgür Topaloğlu, basın çalışanlarına yöne-lik eğitim seminerlerinin ve programlarınındevam edeceğini vurgulayarak, programınilk etabı olan sayfa tasarımcılarına yönelikverilen seminerin olumlu sonuçlarının,habercilikte iletişim teknikleri eğitimi semi-nerinde de görmeyi umut ettiklerini söyledi.

Akbıyık ‘ ’ZGC olarak 2014 yılınıeğitim yılı ilan ettik’’

Zonguldak Gazeteciler CemiyetiBaşkanı Derya Akbıyık da gazetecilerin pro-gramlara gösterdiği ilgiden memnunolduğunu belirterek, bu yılı eğitim yılı ilanettiklerini söyledi.

Tezel ’’Gazetecilik kutsal bir meslektir’’BAKKA Genel Sekreteri Faruk Tezel

ise, bu tür projeyi BAKKA’dan talep ettik-leri için Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti(ZGC) ve Basın İlana Kurumu’nu(BİK)tebrik ederek, katılımcılara başarılar diledi.

Alanında uzman olan Sabiha Par-lardemir’de gazeteciliğin kutsal bir meslekolduğunu belirterek, lise yıllarında gazeteci

olmak istediğini ancak abisi tarafından en-gellendiğini anlattı. Parlardemir, özelliklesavaş muhabiri olmak istediğini belirterek,mesleğe yeni başlayan muhabirlere de kendi-lerine hedef koymalarını isteyerek başarılardiledi.

Parlardemir, programın ilk gününü tümalgı kanalları (görsel-işitsel-dokunsal) ortakkullanım becerisi kazanma konusunu an-latarak sonlandırdı. Haber iletişim tekniklerisemineri dört gün sürecek.

SABİHA PARLARDEMİRKİMDİR?

Almanya’nın Würzburg şehrindeyaşamıştır. Kendi kişisel gelişimini arttırmakiçin spiritüel konularla yoğun olarak il-gilenirken NLP ile tanışmıştır.

15 yıl içerisinde edindiği bilgi ve do-nanımlarını aktarabilmek için NLP Trainereğitimini Almanya’da Master Trainer olanBert Feustel ve Stefan Landsiedl’denalmıştır.

5 yıldan beri İstanbul'da yaşamaktadır.İnsanların daha başarılı, mutlu ve sağlıklı biryaşam sürdürmelerine katkıda bulunmak enbüyük hayalidir.

Bilgilerini bu alana ilgi duyanlarla pay-laşmak için kişisel gelişim eğitimleri vebireysel danışmanlık hizmeti vermektedir.

YENİ UFUK 7,0 25 Nisan 2014 SAYI 151:Layout 1 24.04.2014 20:36 Sayfa 4

Page 5: Yeni Ufuk Gazetesi (25 nisan 2014)

525 Nisan 2014 Cuma

IRKLAR, KANLAR, GENLER ve TÜRKLER ÜZERİNE-2 Cumhur AKSEL

AVRUPAMERKEZCİ KAYNAKLARA YÖNELİK ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM

DENEMESİ

Devam:Nihayet 2007’de, çok kalabalık bir bilimadamı topluluğunun meraklı öğrencileriyle birlikte uzunzaman harcayarak gerçekleştirdiği araştırma-soruş-turma-kurcalama sonunda gerçekler ortaya çıkacaktır.Meğerse Avrupalı Beyaz Adam en az 6000, en fazla12.000 yıl önce beyazlaşmaya başlamış. Yani Sforzabaşından beri haklıymış… Hiç şüphesiz Sforza’nın vesonrasında onu takip ve tahkik eden bilimadamı gru-plarının saptadığı bu durum sadece Avrupa’yı kap-samamakta, tüm dünyayı ilgilendirmektedir. Ancak busayededir ki sadece Orta Asya’daki aşırı esmerliği değil,Çin’deki, Avustronezya’daki tamamen siyah derili in-sanların varlığı anlam kazanıyor.

Dolayısiyle, ırktan, ırklardan bahsederken,―‘şimdi-lik’ kaydını da koyarak―en fazla 12.000 yıl öncesindetüm insanlığın aynı rengi paylaştığı gerçeğini akıldatutup, Batılı allâmelerin sandığı ve/veya bizi öyleolduğuna inandırmaya çalıştığı gibi doğrudan ciltrengine ve de buna paralel olarak kafatası biçim vehacmi ile kan gruplarına bağlı bir ırk kavramının kuru-lamayacağını kaydetmek zorundayız. Bir başka deyişle,ırkların son 40-50 bin yıl öncesinde oluştuğu şeklindekivarsayım çürütülmüş, en fazla 12.000 yıllık limit noktasıda Göbeklitepe inşaatının başlangıç dönemine denkgelmiştir… Dolayısiyle, Batı Avrupa ve ABD’de ken-dini sürekli varedip yaşatan “deri rengi ırkçılığı” bilim-sel olarak iflâs etmiştir!.. Bu arada, 21. yüzyılın futbolsahalarındaki “No to Racism!” çağrılarının ne anlamageldiğine dair bilimsel araştırmanın da artık sonuç-landırılması, pisliğin sürekli olarak halı altınasüpürülmesine son verilmesi gerekmektedir. (İnsanınyeryüzüne en az iki kez dağılışı haritası, geri kalan ayrın-tıyı yeterince aydınlatacaktır diye düşünüyorum.).

Görüntüleri ve olayı İngiliz BBC-2 televizyonuyayınlamış. Fotoğrafı <www. youtube. com/watch?v=vDXBv_k6gNY> adresinden çektim. (TV yayını, buadresten izlenebilir).

Meselâ bkz: <www.stewartsynopsis.com/Euro-pean%20Skin%20Turned%20Pale%20Only%20¬ Re-cently.htm> adresli site.

Bkz: <www. galsatia. files.wordpress. com/2007/04/blanche_paleur. pdf>.

Haritanın hazırlanmasında, Roger Lewin’in—oriji-nal baskısı 1993 tarihini taşıyan―eserini esas aldım.[Bkz. ROGER LEWIN; “Modern İnsanın Kökeni”; Çe-viren: Nazım Özüaydın; Tübitak Popüler Bilim Kitapları-62; 14. Basım; Mart 2008, Ankara S.90, 93.]

Eksik Bıraktıklarımızı Tamamlamak Üzere TürklereGeçiyoruz:

Bütün bu bilimsel buluşlardan sonra Türkçeyi birdünya dili haline getiren Türklerin atalarının da siyahtenli olmasını yadırgamamak gerekir; zaten karader-ililere karşı bir garezimiz olmadığı için biz bunu genelolarak yadırgamayız da. Ama en başından beri deza-

vantajımız, eksik ve zayıf yanlarımız var; ki bunlararasında kendimize ait araştırmaların yapılmamasıönceliği alır. İmparatorluk döneminde Türkler hakkın-daki araştırmaların, Kantemir gibi, Iorga gibi istisnalardışında neredeyse tümü Batı Avrupalılar ve Ruslartarafından yapılmıştır. Yanısıra, aynı dili konuştuğumuzAvrasyadaki insanlarımızın Çarlık Rusyası tarafındanizole edilmesi, daha sonraki SSCB döneminin Stalin veardılları evresinde de ―Lenin’in mirasına rağ-men―Çarlığın bıraktığı yerden “Rusçuluk”a devamedilmesi gibi engeller, Türklerle ilgili araştırmalarınsürekli önünü kesmiştir. Yani Türklük kavramı üzerineAnadolu topraklarındaki Türkiye’de ancak cumhuriyetsonrasında, Mustafa Kemal’in özgün inisiyatifisayesinde kurulan fakülteler, tarih ve dil kurumları gibimüesseseler sonucunda bir araştırma-soruşturmafaaliyetine girmişizdir. Bu da, Türkler dünya yüzündekendileri hakkındaki bilgilere en geç ulaşan veneredeyse hiç araştırmadıkları için kendilerini pek detanımayan, dahası, bu durumu da yadırgamayan kavim-lerin başında geliyor demektir. Üstelik Kutadgu Bilig,Divanü Lügât’it Türk gibi eserleri, Manas ve Ergenekongibi destanları, Dede Korkut gibi bilgeleri varken…Hatta sakladığı 100 milyonu aşkın belgesiyle dünyanınilk büyük 5 arşivinden birinin sahibiyken… Bu durumtabii ki

Nitekim Türkoloji alanında çalışanların Çarlık döne-minde olduğu gibi sonrasında da takibata uğradığı,hatta―özellikle Stalin döneminde―içlerinde Rusaraştırmacıların da bulunduğu pekçok Türkologundoğrudan doğruya öldürülerek yokedildiğini çok son-raları öğrenebildim.

Tam bu noktada zorunlu bir parantez açmalıyım:Cumhuriyet döneminde Türkler üzerine çalışma yapan-lar da en azından “Türkçü” ve “ırkçı” olarak suçlanarakyoksayıldı; özellikle de klasik Marksist uzmanlar tarafın-dan. Bu o denli süregiden bir peşin yargıdır ki, meselâTürkler üzerine çalışırken, “Türklerle Hind-Avrupalılaraynı kökten gelmiştir!” diyerek eser veren İSMAİLHAMİ DANİŞMEND, daha geçenlerde―Aydınlıkyazarı olan Sayın Derya Tulga tarafından―ırkçı diyelânetlenmiştir. Oysa Cumhuriyet döneminin Türkçüleri,ırkçıları dediğimiz insanlar, sadece Kurtuluş Savaşısürecinde titreyip kendilerine dönerlerken kapıldıklarıyüksek frekansın ürünüdürler. Zira haberdarım kitürkçü ve ırkçı kabul edilenlerden biri olan MEHMEDEMİN YURDAKUL, Sirkeci’deki bir köşe hanın 1.katında çalışan Bogosyan soyadlı Ermeni terzisinden so-nuna kadar vazgeçmemiştir... (Bu davranışın Batıdünyası ırkçılığnda bir karşılığını―meselâ alışverişiniYahudiden yapan bir Fransız antisemitiğini―bulursanız,

beni çürüteblirsiniz).hem yüz kızartıcıdır, hem de alanın boş

bırakılarak olumsuzluklarla doldurulmasınavesiledir. Buyrun bir örnek: “Güçlü imparator-lukların, kökenleri karanlık, küçük ve önemsizhalklar tarafından kuruldukları gözlemlenmiştir.Bu gerçek başka milletler için olduğu kadar Os-manlı Türkleri için de geçerlidir.”

18. yüzyıl Fransız aydınlarının, kendilerinimüstesna addederek yazdıkları bu iki cümle,gerçekten de tüm sonraki zamanları belirleyici birformülasyon olmuştur. Türkiye’deki uzmanlarbaşta olmak üzere tarihle ilgilenenlerin hemenhepsi bu gerçeğin farkındadır ama esas sorun(yoksa ayıp veya rezalet mi demeliyim), bunu dil-

lendirememekte gizlidir. Batılı otoritelerin ağır hege-monyası öylesine hissedilmektedir ki, onların kesinhükümler (âdetâ ‘nass’lar) şeklinde söyledikleri, bizdede aynen kabul görmekte, üstelik unutturmaya çalıştık-ları hususları unutmaya gönüllü uzman müfrezeleri,tekrar ve tekrar yetiştirilmektedir. Meselâ son zaman-

larda adı çok geçen ve âdetâ Türk kimliği kendisindensorulur hale gelen ünlü Roux’nun “Türklerin ilkanayurdu” konusundaki hükümleri de önceliği almak-tadır. Jean-Paul Roux, daha kitabının başında, bazıhususlara hiç girmeyeceğini belirterek eskide kalmışgörünen tartışma konularını―gözümüzün içine bakabaka―yok saymaktadır. (“Türkleştiremedikleri-miz-den misiniz?” şeklindeki formülüyle Türkçe konuş-manın en can alıcı karakteristiklerinden birinitanımlayan ve ilk gençliğimde şahsen tanışma fırsatı dabulduğum Fransız Türkolog Louis Bazin’e katılmanınötesine geçememiştir). Dolayısiyle Roux ve benzerleriniaşarak, Türklere dair hayâtî konuları kapsayan dosyalarısürekli olarak açık tutmamız gerekiyor.

Türklerle İilgili Kapatılmaya Çalışılan DiğerDosyalar

• TÜRKLERİN İLK ANAYURDU ile TÜRKDİLİNİN YAŞI: Hiçbir zaman kapanmamış ve kapan-masına da engel olunması gereken dosyaların başında,Çin kaynaklarına göre Türklerin kökeninin MÖ 3000’liyıllara kadar geri götürülüyor olması vardır. Dolayısiyle“kökenleri karanlık” veya Mallory, Roux ve―dahasonra da―Jared Diamond’un, “birdenbire Sibirya or-manlarından çıkagelen Türkler” şeklindeki saptamalarıabesle iştigâldir. Dolayısiyle Sayın Celal Şengör’ünTekeTek programında bunu esas alan söylemi de abesleiştigâldir; yanındaki hâzırunun hiç ses çıkarmamasıda… (Bu suskunluğu, kendilerinin sadece Osmanlı uz-manı olmalarına bağlıyorum).

Tam bu anda, Batılı tarihçilerin kerteriz noktası olanve adı büyük Türk tarihçilerinin de kabul ettiği Mallo-ry’nin tezini açıklayan―doğru dürüst görünsün diyeyeniden yapılandırdığım― haritasına bakalım. Bu har-itaya göre ünlü tarihçi Türklerin anayurdunu ancakmilâttan sonraki 6. yüzyılda saptıyor; yani, bir başkabölümde 8000 yıl öncesine götürdüğü Hind-Avrupa ırk-ları ve dilleriyle Türklerin arasına olağanüstü bir zamanaşımı koyuyor. Türk dilinin aşırı bir hızla yayılmasınaörnek vermek için yaptığı bu haritada, Türklere övünçkaynağı olsun diye, 700 yıllık bir süreçte Türk dilininnasıl bir hızla yayıldığını gösteriyor. (Sibirya ormanlaııkaçkını Türkler orman içinde üniversiteler kurmuş vedersini okadar iyi çalışmıştır ki, Avrasya’nın yarısını birçırpıda Türkleştirivermişlerdir)… Büyük tarihçi, maale-sef benden beter Çin yıllıklarından habersiz görünüyor.

HISTORIA ÜNIVERSITESI TARIH KURUMU;“Osmanlı İmparatorluğu Tarihi”; Çeviren: Şiar Yalçın;Nokta Kitap; 2. Baskı; Şubat 2006, Istanbul; S.10. [1783’teAvrupa’da yayınlanmasından 6 yıl sonra—Bü¬yük Fransızİhtilâli’yle—yıkılacak olan despot bir krallığa ait buçalışma, fırsat bu fırsat diye 2013 yılında yeniden basılmıştır.Hatırlatmalıyım ki Batılı filozoflar daha sonraki cumhuriyetve/veya parlamenter demokrasi dönemlerinde de bu görüşüsavunmaya devam edeceklerdir. İhtilâller olmakta,restorasyonlar yapılmakta ama Türklere dair düşünceler birinanç seviyesinde hafızalarda yaşamayı sürdürmektedir.]

JEAN-PAUL ROUX; “Türklerin Tarihi–Pasifik’tenAkdeniz’e 2000 Yıl”; Çevirenler: Aykut Ka¬zancıgil - LaleArslan-Özcan; Kabalcı Yayınevi; Şubat 2007, Istanbul;S.16. [Önsöz’ün son sayfasında aynen, “Pek çok konuylailgili olarak suskun kalmak zorunda olduğum gibi” diyor.Niçin bir zorunluk var; bu ne anlama geliyor?]M. A.CZAPLICKA; “The Turks of Central Asia in History and atthe Present Day”; 1918, Oxford, UK; S.61;<www.archive.org/details/turksofcentralas00czapuoft>adresinden indirebilirsiniz.] ve AYŞE ONAT & SEMAORSOY & KONURALP ERCİLASUN; “Han HanedanlığıTarihi – Hsiung-Nu (Hun) Monografisi”; Türk Tarih Ku-rumu Yayınları; 2004, Ankara; S.72, 99, 122. JAMES P.MALLORY; “Hint-Avrupalıların İzinde Dil, Arkeoloji veMit”; Çeviren: Müfit Günay; Dost Kitabevi; Kasım 2002,Ankara; S.173. (Türkçenin yayılması haritasının orijinalide buradadır)

DEVAMI HAFTAYA..

YENİ UFUK 7,0 25 Nisan 2014 SAYI 151:Layout 1 24.04.2014 20:36 Sayfa 5

Page 6: Yeni Ufuk Gazetesi (25 nisan 2014)

6 25 Nisan 2014 Cuma

BUGÜN-LÜ

K

Mustafa Kademoğlu

RTE, CUMHUR MU OLACAK,BAŞKAN MI?

“24 AĞUSTOS’ta MİLLET BAŞKANI’nı seçecekderken de Allah syletiyor demesin kimse ! Adam, bunu başar-mak için her şeyi yapacaktor 0 tarihe kadar:

• Şu anda seçilme yeterliliği olmadığı söylenip yazıl-madığına göre ( varsa bile a kılıf bulup yasayla kaldırta-bilir/değiştirebilir)…

• Şu anda adaylığını engelleyen bir mahkûmiyeti var

mı; bildiğim kadarıyla o da yok( olsa bile onlar bunu da yokedebilir)…

Aday olduğunda• : ilk turda seçilecek iki kişiden biri 0 olur mu?

(Kuşkusuz Evettttttttttttt!)…• İkinci turda da seçilen gene 0 olur (çünkü o zman

da:- Elektrikler sönebilir (Trafolara kediler ya da kedi-

cikler girebilir)

- Seçim hilelerini en iyi bunlar bilir)- Dikattörler de seçimle iş başına gelmiştir.- Bırakın şu kim tartışmasını !Asıl tartışmayı seçin de (kimseniz) siz o zman görün

Hanyayı Konya’yı…Erbakanı bile unutturdular bize, Fethullah da paralele kur-

ban gider…AMA ASIL KURBAN DA ÖTEKİ (BİZLER) OLURUZ

!!!!!!!!!!!!

M!MYENİ UFUK 7,0 25 Nisan 2014 SAYI 151:Layout 1 24.04.2014 20:36 Sayfa 6

Page 7: Yeni Ufuk Gazetesi (25 nisan 2014)

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), CHP Ereğli İlçeBaşkanlığı’nın yerel seçim sonuçlarına itirazını reddettiğiöğrenildi.

Bilindiği üzere; 30 Mart yerel seçimlerinde, eskibelediye başkanı Halil Posbıyık’ın yeniden adaylığı ileyarışa giren CHP, 442 oy farkla seçimleri AK Parti adayıHüseyin Uysal’a kaptırmıştı. Bu sonucun ardından,seçimin iptal edilmesi, oyların yeniden sayılması gibi çeşitligirişimlerde bulunan CHP İlçe Teşkilatı, başkan HayrettinKartal ve eski başkan’ın isteği ile partilileri İlçe Seçim Ku-rulu’na yürütmüştü.

Bununla birlikte ilk itiraz dilekçelerini İlçe Seçim Ku-

rulu Başkanlığı’na yapan Kartal başkanlığındaki CHP, bu-radan sonuç alamayınca İl Seçim Kurulu Başkanlığı’na git-miş, ancak oradan da bir sonuç elde edememişti.

Bir önceki yerel seçimlerde (2009) bugün seçimi kay-bettiği AK Parti’ye karşı yine Posbıyık ile yaklaşık yüzde21 oy farkla ile seçimi almasına rağmen, bu seçimlerde iseadeta hezimete uğrayan Posbıyık ve Kartal’lı CHP İlçeBaşkanlığı, son çare olan YSK’ya müracaattan geri dur-madı. Ancak, alınan bilgiler doğrultusunda itirazı görüşenYSK’nın da aynı sonuca vardığı, dolayısıyla CHP’nin iti-razının kabul edilmediği öğrenildi.

GEÇİŞ AŞAMASININOLASI SORUNLARI

Kdz.Ereğli’sinin belediye yönetimideğişti.

Radikal bir değişiklik oldu bu ! Tari-hin sarkacı “sol”dan sağa kaydı..Üstelikbu kez fena halde kaydı !..

Yeni dönemin, bir takım sorunları be-raberinde taşıması, bu açıdan, doğaldır.

Dr. Uysal yönetiminin yerli yerineoturması; yönetim felsefesi ile üslubununberraklaşması, kadrolaşma gibi rutinsorunlarını aşması, sanıyorum, bir yılı bu-lacaktır.

Şu demek de oluyor bu :Önümüzdeki bir yıl yeni yönetim için,

kısmen de olsa “kaotik” bir dönem ol-maya adaydır.

Bunun iki nedeni var :Birincisi, Dr. Uysal yönetiminin

geçmiş dönemin bir muhasebesini yap-mak zorunda oluşu.

Doğal olarak muhalefet kanadındatepkilere yol açacaktır bu.

İkincisi, eskiyi yadsırken, onun yerineneyin konulacağının billurlaştırılıp halkaanlatılması ve bunun ilk somut örnek-lerinin sergilenmesi zorunluluğu !..

Dr. Uysal yönetimi, çok çok bir yıliçinde bu sorunları çözmekle yüküm-lüdür; en azından çözüm sürecine gir-ildiğini somutlaştıracak örneklervermekle…

Ereğli’de yirmi yıldır aynı yönetimişbaşında olduğu için, geçmiş dönemlerin

radikal bir muhasebesi de doğal olarakyapılamadı.

Ama, anlaşıldığı kadarıyla artıkyapılacaktır. Bu konuda yeni yönetimineli mahkum gibi !

Geçmiş dönemin incelenmesinden şuçıkar, bu çıkar veya hiçbir şey çıkmaz.Umarım öyledir. Ama, yine de bununyapılması gerekiyor.

Bu sadece yerel iktidarın temiz birsayfa açma imkanına sahip olması içinzorunlu değildir; eski yönetimin bir türibrası için de zorunludur.

Eğer bu görev ihmal edilmezse, par-tiler ile onların meclis grupları arasındabir takım sürtüşmelerin ortaya çıkmasışaşırtıcı olmayacaktır.

Şu var ki, iktidar kanadının açma,muhalefet kanadının örtme pozisyonundabulunacak olması, sonuçta, iktidarkanadının işine yarayacaktır çekişme !

Doğru olan, her iki partinin gru-plarının geçmiş dönemin muhasebesinebirlikte omuz vermeleridir. En azındaneğer varsa kirliliğin üzerinin örtülmeyeçalışıldığı suçlamalarına muhatap olma-

mak için !.. İnceleme sonucutemiz çıkarsa, bunun siyasalrantı, muhalefet için büyük ola-caktır.

Umuyorum, meclis, birbütün olarak, geçmiş dönemintitiz bir incelemeye tutulmasıgörüşüne ve olası uygula-malarına katılır.

Geçiş döneminin bir başkasorunu, teorikman, ideolojik per-

spektiflerin politik uygulamalarda katılıkkazanma olasılığıdır.

Bence zayıf bir olasılık bu.Çünkü meclis üyelerinin ideolojik

bakımdan yer yer kaynaşmış bir görüntüvermeleri, meclisteki olası sürtüşmelerindaha çok idari, mali ve hukuki konulardaodaklaşması olasılığını öne çıkartıyor ki,bu da doğaldır. Çünkü yeni meclisin özel-likle muhalefet kanadı, otomatik oy mak-inası değil artık !

Bu değişiklik, muhalefet kanadına,geçmiş dönemin aksine kişilik kazandıra-caktır.

Biliyorum, Posbıyık dostumuz tekduracak değil ! Gerilim politikasını bukez dışarıdan sürdürmeye çalışacaktır.Çünkü bu onun gıdasıdır, varoluş ne-denidir !

Bence yanlış olur bu. Gerilim poli-tikası başarılı olsaydı, bugün Dr. Uysal’ınkoltuğunda Posbıyık oturuyor olurdu !..

Seçim sonuçları böbürlenmenin artıkprim yapmadığını ortaya çıkarttı.

Ereğli’nin el ele vermeye ihtiyacı var.

Özellikle de işsizlik sorununu çözecekivedi yatırımlar için…

Tarihin sarkacındaki radikal savrul-malar her zaman hayırlara vesile ol-mamıştır. Ama, belediye yönetiminin bukez iktidarla örtüşüyor olması, Ereğli içindaha iyi bir döneme girildiği görüşününpek de yabana atılacak bir görüş ol-madığını gösteriyor.

23 NİSAN

Yeni Ufuk’un bu haftaki yayın tarihi23 Nisan’a denk gelmedi. Bu yüzden birşeyler yazamadım. Yazmaya da gerekkalmadı zaten :

Çocuklarımız öylesine coşkulu, öyle-sine çarpıcı görüntülerle kutladı ki 23Nisan’ı, bin yazıya bedeldi.

Çocuklar dünü değil, geleceği temsilederler.

Cumhuriyetimizin geleceği eminellerde yani…

Daha ne olsun ikigözüm, daha neolsun !..

MARQUEZ

Gabriel Garcia Marquez’i yitirdik.Tolstoy çapında çok büyük bir ro-

mancıydı…Radikal sosyalistti. Devrimciydi…Adam gibi bir gazeteciydi de…İnsanlığın ve dünya edebiyatının

yüzakıydı hülasa...Işıklar içinde yatsın.

725 Nisan 2014 Cuma

SİNAÇILADIR

[email protected]

EREĞLİ'NİN GURURU:UMUTHAN KÖSEOĞLU..

13-14 yaş Türkiye serbest güreşşampiyonası 3.sü Ereğli'den çıktı!..

Geçtiğimiz günlerde Batman'dayapılan 13-14 yaş grubu TürkiyeSerbest Güreş Turnuvasında Türkiye3.'lüğünü hak eden UmuthanKöseoğlu, Ereğli'nin gururu oldu!..

250 sporcunun katıldığı turnu-vada 3. olan Köseoğlu yaptığı açık-lamada, "Öncelikle Yakup hocamaçok teşekkür ediyorum. Bu başarıonun başarısıdır. Hedefim busporda ilerlemek ve çıtayı yükselt-mektir. Bana destek veren herkese

ayrı ayrı teşekkür ediyorum", şek-linde konuştu..

Ereğli'nin köklü esnaflarındanRecep Köseoğlu'nun oğlu olan 13yaşındaki Umuthan Köseoğlu, Kdz.Ereğli Turgut Reis İlköğretim oku-lunda okuyor..

YSK DA ‘RED’ DEDİ!..

YENİ UFUK 7,0 25 Nisan 2014 SAYI 151:Layout 1 24.04.2014 20:36 Sayfa 7

Page 8: Yeni Ufuk Gazetesi (25 nisan 2014)

www.yeniufuk.com.tr

Yıl: 5 Sayı: 520/150 1 TL Haftalık Siyasi Gazete 25 Nisan 2014 Cuma

CHP MKYK’sının Zonguldak ve Ereğli’ye ilişkin çelişkili kararları parti tabanında şaşkınlık ve öfke yarattı…

YENİ UFUK 7,0 25 Nisan 2014 SAYI 151:Layout 1 24.04.2014 20:36 Sayfa 8