xix-xx yüzyıllarda azerbaycanlı...

7

Upload: others

Post on 31-Jul-2020

9 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: XIX-XX Yüzyıllarda Azerbaycanlı Kadınlarınisamveri.org/pdfdrg/G00566/2016/2016_ALIYEVAN_ABDULOVAG.pdf · yüzyılın görkemli Azerbaycan şairi Molla Penah Vaqif kadınların
Page 2: XIX-XX Yüzyıllarda Azerbaycanlı Kadınlarınisamveri.org/pdfdrg/G00566/2016/2016_ALIYEVAN_ABDULOVAG.pdf · yüzyılın görkemli Azerbaycan şairi Molla Penah Vaqif kadınların

353Geçmişten Günümüze Şehir ve Kadın

XIX-XX Yüzyıllarda Azerbaycanlı KadınlarınKıyafetlerinde Milli-Dini Değerler

Prof. Dr. Nargiz ALİYEVAAzerbaycan Milli Bilimler Akademisi, Bakü / Azerbaycan

Doç. Dr. Gülzade AbdulovaAzerbaycan Milli Bilimler Akademisi, Bakü / Azerbaycan

Giriş

İlk bakışta güzellik, rahatlık, etik normların düzenleyici olarak kabul ettiğimiz giysiler aynı zamanda her bir halkın ulusal müeyyenlik göstergelerinden biri olarak kabul ediliyor. İnsanlığın ilkinlik çağlarında sadece soğuktan korunmaya hizmet eden bürüncek-giysiler uzun süren tarihi gelişim sürecinde mükemmelleşerek zenginleşmiş, yeni içerik kazanmıştır.

Sınıf eşitsizliğinin oluşması giysilerin de tabakalaşmasını (sınıflanmasını) zorunlu etmiş, zenginler giyim kültürünün zenginleşmesinde lider mevkiye sahip olmuşlar (1, s.88).

Giyim kültürünün araşdırıcısı F.Veliyev onun önemi hakkında yazıyor: “giysilerin ve süslerin öğrenilmesi her bir halkın ulusal özelliklerini, ekonomik ve kültürel yaşam seviyesini, tarım faaliyetlerinin yönünü, onun baska halklarla tarihsel ilişki ve etkileşim meselelerini, etik normlarını, estetik ve sanatsal zevkini, etnik ve sınıfsal mensubiyetini belirlemekte önemli bir kaynak niteliğindedir” (2, s.88).

Giysilerin oluşmasında insanların dini akidesininde büyük etkisi olmuş, giyim öğelerinin bir kısmı hakim dinin taleplerine uygunlaştırılmıştır.

Dövletçilik ve kültür tarihi çok eski olan Azerbaycan halkı 1500 yıldır oluşturduğu kültürel ve manevi değerlerini islam dini değerleri temelinde yaratmış, halkın ahlakının, adet ve geleneklerinin, bireylerin psikolojisinin şekillenmesinde olduğu gibi, giysilerin oluşmasında da bu dinin müstesna rolü olmuştur.

Mukaddes “Kur’an-ı Kerim” in Ahzab suresinin 59. ayetinde kadınların ve yetişkin kızların çarşaf kaplamaları tavsiye edilir: “Ey Muhammed. Eşlerine, kızlarına ve müminlerin eşlerine de ki, (namahrem yanında) çarşablarını örtsünler. Bu, onların tanınması ve onlara eziyyet verilmemesi için daha münasiptir. Allah bağışlayan ve merhamet edendir “. Ayette belirtilen Arapça “calabib” kelimesi “cilbab” kelimesinin çoğulu olup, kadının vücudunu tamamen kaplayan gen elbise anlamını taşıyor.

Çarşabla bağlı ayanin na vaxt va hansı şaraitda nazil olması haqqında hadislarda malumat vardır. Bu yönda İmam Buxarinin Müsalmanların edeb va ahlaki haqqında yazdığı “Edebu`l-müfrid” hadislar kitabında bela naql edilir. “Rasulullah (s) Medine’ye teşrif ettiği vakit ben on yaşında idim. Annelerim (Rasulullah’ın hanımları) Rasulullah’a hizmet etmek için bana görev veriyorlardı. Bu şekilde on sene Rasulullah’a hizmette bulundum. Rasulullah (s) âhirete irtihal ettiği vakit, ben yirmi yaşındaydım. Dolayısıyla örtü âyetinin inişini en iyi bilen benim. Örtü ile ilgili ilk âyet Rasulullah (s) Zeynep Bint-i Cahş ile evlendiği vakit inmiştir. Rasulullah (s), düğün sabahı sahabeyi davet edip onlara yemek ikram etti. Onlar yemekten sonra çıkıp gittiler. Ancak bir grup onun yanında kaldı ve beklemeye devam ettiler. Onlar oradan çıksın diye Rasulullah (s) çıkınca ben de çıktım. Ardından sahabenin oradan çıktığını zannederek geri dönünce ben de döndüm. Zeynep’in evine varınca insanların hala orada oturduğunu gördü. Derhal geri döndü, ben de döndüm. Aişe’nin evinin kapısına vardı. Onların çıktığını zannederek geri dönünce ben de döndüm. Onların çıkmış olduklarını gördüm. Rasulullah (s), bu sırada kendisiyle benim arama bir perde çekti ve o anda hicab âyeti nazil oldu.”

İslâm’ın Azerbaycan’da geniş yayılması kadınların yaşam tarzını ciddi bir şekilde etkilemişti. Bu etki kendini giysilerde de gösterdi. Kadın giysilerine başörtüsü, rübend gibi öğeler eklendi. Şehir ortamında yaşayan kadınların giysilerinde daha çok bağlılık var olmuştur ki, bu da nüfusun yoğun yerleşmesi ve etnik yapısının yekcins olmaması ile ilgiliydi (8, s. 339-340).

Page 3: XIX-XX Yüzyıllarda Azerbaycanlı Kadınlarınisamveri.org/pdfdrg/G00566/2016/2016_ALIYEVAN_ABDULOVAG.pdf · yüzyılın görkemli Azerbaycan şairi Molla Penah Vaqif kadınların

Geçmişten Günümüze Şehir ve Kadın354

Çadra

Köy ortamında kadınlar kırsal-tarım işleri ile meşgul oldukları için onların giysilerinde kapanıklık aşırı derecede olmamıştır. Sadece etekleri topuğu, gömlekleri bedeni ve kolu örtmeli, baş herhangi bir örtükle bağlanmalı idi. Yabancı ve yaşça büyük olan erkeklerin yanında yaşmaklanmak yeterliydi.

Kelağayı

Azerbaycanda kadın baş örtüleri deseniyle, form çeşitliliği ile seçilmiştir. Bu giysilere kalağayı, örpek, çarqat, şal gibi rübend, cadra, çarşab, duvaq, laçak, çalma, qıyqac, adyal yaylıq, esmeşal, libertin vb. aitti. Klasik literatürde “çarqat”, “atkı”, “kelağayı”, “duvaq”, “peçe”, “örpek” “serendaz”, “qesabe”, “gazlı”, “çalma”, “petal”, araqçın gibi baş örtülerinin isimleri çekilir. İri hacimli baş örtüleri “atkı”, “yazlık”, “çarqat”, “örpek” adı altında geçiyor. Örpeklerin sırayla “xara”, “naz-nazı”, “gaz-gazı”, “düşbere”, “Zekiye”, “Yusuf-Züleyha”, “zerxara” vb. türleri bilinmektedir. MATM EF-de baş örtülerinden Xara, zerxara, Zekiye, tirme, düşbere, tor, naz-nazı, gaz-gazı, zeki, zarbürüncak, leçek (taç

Page 4: XIX-XX Yüzyıllarda Azerbaycanlı Kadınlarınisamveri.org/pdfdrg/G00566/2016/2016_ALIYEVAN_ABDULOVAG.pdf · yüzyılın görkemli Azerbaycan şairi Molla Penah Vaqif kadınların

355Geçmişten Günümüze Şehir ve Kadın

yaprağı) türleri korunmaktadır.Çutqu ve İçitük

Azerbaycanın XX yüzyılın başlarına kadar Bakü, Lenkeran, Nahçıvan şehirlerinde bağlı giyim tarzına ciddi bir şekilde riayet edilmiştir. Bu şehirlerde kadın giysilerine ilave edilen cadra, çarşaf, rübend gibi giysiler temel bayırlıq kıyafetleri ve onlarsız evden dışarı çıkmak mümkün değildi.

Böyle bir fikir de mevcutturtur ki, “gerek baş örtüsü, gerekse de yüzün yaşmaklanması gibi adet ve kurallar, aynı zamanda, kökeni itibariyle, kendi döneminin kadın ismeti ve heyasını içeren ahlak ve maneviyat göstergeleri olmuştur. Dikkate alınmalıdır ki, tarih boyunca ahlaki değerler ve bundan ileri gelen kurallar kendi biçimini değişse de, içeriği itibariyle tüm türk-müslüman halklarında olduğu gibi Azerbaycan halkının ruhunda, onun aile ve sosyal münasebetlerinde bugün de yaşamaktadır”. XVIII yüzyılın görkemli Azerbaycan şairi Molla Penah Vaqif kadınların yüzünü bürümasina karşı itiraz ederek yazıyordu:

Önce gözellerde gerekir çağlıq,Ondan sonra ola sadelik, beyazlık:Ne ağzında yaşmaq ne yüzde yaylıq,Çirkinlik yüzünü bürüyandadir (6, s.98).İslam’ın etkisiyle yayılmış kadın giyim türlerinden en meşhuru çadradır. Azerbaycan’da da

“çarşab” adı ile bilinen bu giyim türü kendine özgü lokal özelliklere sahip olmuştur. Azerbaycan’ın ayrı-ayrı bölgelerinde üç tip cadra türünden kullanılmıştır. Bunlara “kutu çarşab”, oval ve dikdörtgen şekle sahip olan çadralar içermektedir. Bu çadralar çeşitli parçalardan, özellikle tirme, libertin,

Page 5: XIX-XX Yüzyıllarda Azerbaycanlı Kadınlarınisamveri.org/pdfdrg/G00566/2016/2016_ALIYEVAN_ABDULOVAG.pdf · yüzyılın görkemli Azerbaycan şairi Molla Penah Vaqif kadınların

Geçmişten Günümüze Şehir ve Kadın356

şedde, darayı, pamuk, ipek kumaşlardan yapılmış, hatta Arabistan’dan getirilmiş hazır çarşablardan kullanılmıştır. Azerbaycan’da daha yaygın cadra türü ise darayı çadralar olmuştur. Bu çadralar kustar üretime dayanarak esasen şerbaf-hanelerde ham ipekten dokunuluyordu. XX yüzyılın başlarına kadar Azerbaycan’ın Şirvan ve Karabağ bölgelerinde darayı kumaşların geniş çeşidi dokunurdu. Aynı zamanda böyle çarşablar ev ortamında kadınlar tarafından da dokunurdu. Onların dokunmasında “keci” denilen ipek sapdan kullanılırdı. Keci sap yine de kadınlar tarafından ev ortamında üretiliyordu. Çarşab bürüncek fonksiyonunu yerine getirmekle kadının baştan ayagadek tüm vücudunu örtüyordu.

Böyle çadralar dikdörtgen şekle sahip olup, bürüncek gibi kullanılıyordu. Azerbaycan kadın etekleri uzun ve enli biçilib- dikildiğine göre bazen çarşablar dize kadar oluyordu. Çarşab başa öyle örtülürdü ki, hem alın, hem de yüz bağlanıyordu. Bu durumda rübende gerek kalmıyordu. Ordubad şehrinde kullanılan çarşablar diğer bölgelerin çarşablarından farklıydı. Öyle ki, bölgeye özgü çarşablar oval formda biçilip-dikilirdi. Oval çarşabların alın bölümü, bazı durumlarda tüm çevresi çeşitli yöntemlerle süslenir, çenenin altında kapatmak için iki yandan özel ip ekleniyordu. Kutu çarşabların biçimi kendine özgülüğüne göre seçiliyordu. Bu çarşabların etek bölümü komple olup ayaktan giyilir, belde nifaya geçirilmiş ip vasıtasıyla büzülüp kapatılır, üst kısmı ise başka çarşablarda olduğu gibi bürünmekle bağlanıyordu.

Azerbaycan ve diğer Türk halkları arasında giyim hem de insanın yaşını belirleyen önemli maddi kültür öğelerinden biri olmuştur. Sürmeden-vesmeden, şuh renkli giysilerden, ber-bazaklardan, giyim süslerinden kızlar ve gelinler kullanıyorlardı. Yaşlı kadınlar ise koyu renkli giysiler giyiyor ve bezeklerden neredeyse hiç kullanmıyordular. Yapılan gözlemler gösteriyor ki, Azerbaycan’da 1920-1930 doğumlu kadınlar son dönemlere kadar bu geleneği korumuştur. “ Gençlikte bezenmedim, hayıf bana, ihtiyarlıkta bezenmişim, ayıp bana” - atasözü bu fikri etnografik açıdan daha net açıklamak imkanını sağlıyor. Atalar sözünden de anlaşılmaktadır ki, geyinib-geçinmek sadece gençlik dönemi için uygundur .

Niqab “Kitab-ı Dede Korkut” destanından ortaya çıktı, özellikle erkekler tarafından kullanılıyordu. Azerbaycan’ın eski düğün adetleri arasında gelinin yüzünü duvaqla bağlamak adeti de olmuştur ki, bu da gelinin kötü ruhlardan, şer güçlerden korunmasına hizmet ediyordu. İslam Azerbaycan’da möhkamlandikdan sonra niqab qadınlar tarafından kullanılmış ve Arapça’dan alınma “rübend” sözü leksikonumuza dahil edilmiştir. Rübandlar tirme, qanovuz, pamuk kumaşlardan, hatta at kılından da hazırlanmıştır. Rübend çadraya ya dikilir, ya da düğme aracılığıyla bend ediliyordu. Bazı durumlarda ise rübend üst kısmına ilave edilmiş katma veya köbe aracılığıyla başın arka kısmında bağlanıyordu.

Kadınlar onları çevre alemden tecrit eden bu giyim türüne sanatsal çalar katmakla adeta hayata iyimser bir ilişkilerini göstermek istiyorlardı. Rübandlarin gözlük bölümüne, bazense tüm yüzeyine çeşitli nakış desenler atar, yüksek becerilerini, manevi dünyalarını bu nakış ler ile ifade etmeye çalışıyorlardı. Etnografya fondunda korunmuş rübandlardan biri tirme kumaştan yapılmış, kenarlarına şahpasand (gülebetin bafta) verilmiştir. Gözlük hisse gülebetin sapla erseye getirilmiş tordan oluşmaktadır. Diğer bir rübend ise qanovuz kumaştan yapılmış, üzerine pilak dikme yoluyla buta tasvirleri işlenmiştir.

Bakü ve Şeki şehirlerinde bu giysilere çaxçur da ekleniyordu. Çaxçur iki ayrı taydan oluşan şarvar idi.

Azerbaycan milli kadın giysileri kompleksinde önemli yerlerden birini tutan etekler enli ve uzun olduğu için onları rüzgar kaldırması veya balağının çamura bulaşması ihtimali yüksekti. Bu yüzden de kadınlar evden çıkarken eteklerinin balağını bu şarvarlarının içerisine yığırdılar.

Azerbaycan kadınının milli giyim takımini çorapsız tasavvur etmek mümkün değildir. Yukarıda belirttiğimiz gibi kadının topuğu görünmemeli idi. Dolayısıyla çoraplar kadın giyim takımının ayrılmaz hisselerinden birine dönüşmüştü. Kış çorapları bazen dize kadar, genelde ise dizden bir karış aşağıya kadar dokunurdu. Kadınlar sıcak yaz günlerinde bile, çorapla dolaşmak zorunda kalıyorlardı. Yaz çorapları nispeten kısa olup, topuğu örtüyordu. Koza üretiminin yaygın olduğu bölgelerde, özellikle Şeki, Gence, Şamahı, Karabağ вa Nahçıvan’da renkli, desenli “keçi çoraplar” giyilirdi. İster yün, ister ipek çorapların süs öğelerini yaratmakta yerel halı ornamentlerinden kullanılırdı. Bazen çoraba gülebetin ve boncuk dikme yöntemi ile de süs vurulurdu. Milli Azerbaycan Tarihi Müzesi Etnografya fondunda korunan EF - 9649 envanter numaralı çorap çeşitli renkli yün iplerden dokunmuş, halı toxuculuğunda kullanılan “boynuz”, “damga”, “su” öğeleri ile süs tertibatı verilmiştir. Boncuk dikme yöntemi ile vurulan desenler çorabın sanatsal kalitesini daha da artırmıştır.

Çorapın topuk ve uç bölümüne kondarma yönteminde süs vurarak estetik baxımlılığını, çekiciliğini

Page 6: XIX-XX Yüzyıllarda Azerbaycanlı Kadınlarınisamveri.org/pdfdrg/G00566/2016/2016_ALIYEVAN_ABDULOVAG.pdf · yüzyılın görkemli Azerbaycan şairi Molla Penah Vaqif kadınların

357Geçmişten Günümüze Şehir ve Kadın

yüksek seviyeye ulaştırmışlardır.Maddi kültürümüzün zengin bazının toplandığı MATM Etnografya fondunda gülebetin dikme

üsulü ile süslenmiş çoraplar da korunmaktadır. Bu çoraplar kırmızı renkte olub, boğazı topuğa kadardır, üzerinde gül motifleriyle dokunmuştur (EF 3638; 3919; 3920). Böyle çoraplar genellikle gelin xonçası için öngörülüyordu.

Diğer ilginç giyim, saçların namahramlardan gizlemek amacıyla kullanılan “içitük” dür (ona “cutqu” de denir). İçitük kadının başından saçlarının ucunadak ulaşan, her iki ucu açık, torba şekilli bir baş giysisi olup saçların gizleme amacını taşımıştır. Giyilmesini kolaylaştırmak için dikdörtgen olan içitükün başın arkasına düşen bölümü açık tutulur, başa geyindikdan sonra yanlara dikilmiş püsküllü ip aracılığıyla boyunun ardında bağlanıyordu. İçitük özellikle Şeki-Zakatala bölgesinde yaygın baş giyimi olmuştur.

Müze koleksiyonuna yeni dahil olan baş süsü - “çutqu” altın levhalarla işlenmiş ve sağlam şekildedir. Kendisinde yaşattığı tarihi lik açısından cutqu değerli bir saklanacaktır. Bu cutqu Azerbaycan kadınının yüksek sanatsal zevke, zengin giyim kültürüne sahipliğini göstermek için çok değerli bir delildir. Tafta kumaştan dikilmiş cutqunun süslemesinde zerbafta, 12 adet altın başlıklı püskül, şebeke yöntemi ile hazırlanmış “ay-yıldız” ve “çiçek”, çaxmaqalib yöntemi ile hazırlanmış 54 adet “kelebek” ve 18 adet “midaxıl” veya “qoşasarma” öğelerinden kullanılmıştır . Çanaband gibi iki düzüm arpa uygulanmıştır. Genel olarak, islam aleminde başı açık gezmek kabahat sayıldığından kadın baş giysilerinin şekil ve türleri zengin olmuştur.

XX yüzyılın 20-30 yılları Azerbaycan tarihinin en mürekkeb, çelişkili ve karmaşıktı dönemlerinden birini teşkil ediyor. XX yüzyılın 20. yıllarının ortalarından başlayarak Sovyet rejimi Azerbaycan’da halkın milli geleneklerine, dini bakış açısına karşı mücadeleyi daha da güçlendirdi. Bu amaçla, 1924 yılında “Dine karşı mücadele” komisyonu oluşturuldu. Dinle mücadelede idari yöntemler yaygın olarak ona yol açmıştı ki, 1929 seçim kampanyası süresi 400 cami bağlanmıştı. Bu dönemde Sovyet rejimi Azerbaycan’da halkın milli geleneklerine, dini bakış açısına karşı mücadeleyi daha da güçlendirdi. Yirminci yüzyılın başlarında Azerbaycan’da yaşanan siyasi süreçler kendini kadınların hayatında da, onların bakış açısında da yansımaya başladı.Bu süreç kadınların giysilerine de etkili oldu. Marksist öğretiye dayalı Sovyet rejimi kadınların başörtüsü ile bürünmesi veya yaşmanması kadın hükuksuzluğunun, erkeklerin onlara karşı zorakılığının ifadesi olarak görüyordu (3, s.222; 4, S.114). Başörtüsü ile mücadelede komsomolçu gençlerin azgınlığı o dereceye ulaşmıştı ki, onlar sokağa çıkan başörtülü kadına saldırıyor ve çadralarını ayakları altına alıyordular.

1928 yılının yazında Azerbaycan’da başörtüsünün atılması kampanyası düzenlendi. Özellikle, Lenkeran, Nahçıvan ve Gence’de bu işi hızlandırmak öngörülmüştü. İlk olarak Bakü’de başörtüsünün atılması başlandı, sonra diğer şehirlere de yayıldı. Yapılan kampanya sonucunda 1928 yılında 12573, 1929 yılında 20387 kişi kadın başörtüsünü atmıştı. Nahçıvan’da böylelerinin sayısı 3307 kişi idi. Çadraya karşı böyle şiddet içeren münasebet birçok bölgelerde dindarların, din adamlarının karşı çıkışlarına yol açmıştı. Öyle ki, Sovyet hükümetinin ciddi takiplerine rağmen dini inancına sadık kadınlar çadradan vazgeçmediler. XX yüzyılın 90’lı yıllarında bile Nahçıvan, Lenkeran ve Bakü’de başörtülü kadınlara rastlamak olurdu.

Anahtar kelimeler: Kadın, şehir, giyim, İslam, Azerbaycan

Kaynakça

1. Gülzada Abdulova. Azarbaycan milli qadın geyim va bazaklarina dair (Milli Azarbaycan Tarixi Muzeyinin materialları asasında)// Azarbaycan Milli Elmlar Akademiyası, Xabarlar (İctimai elmlar seriyası). № 4. Bakı, 2015.

2. Fazail Valiyev. XIX-XX asrin avvallarinda Azarbaycanın maddi madaniyyati. Bakı, 2010.3. Fridrix Engels. Ailanin, xüsusi mülkiyyatin va dövlatin manşayi. K.Marks, F.Engels. Seçilmiş

asarlari, II cild, Bakı, 1953.4. Fazail Valiyev. Geyimlar// Azarbaycan etnoqrafiyası. 3 cildda. II cild. Bakı, 2007.5. Tural Şiriyev. Azarbaycanlıların geyim tarixinda islam madaniyyatinin izlari// Milli Azarbaycan

Tarixi Muzeyi – 2015. s.347-350

Page 7: XIX-XX Yüzyıllarda Azerbaycanlı Kadınlarınisamveri.org/pdfdrg/G00566/2016/2016_ALIYEVAN_ABDULOVAG.pdf · yüzyılın görkemli Azerbaycan şairi Molla Penah Vaqif kadınların

Geçmişten Günümüze Şehir ve Kadın358

6. Molla Panah Vaqif. Seçilmiş asarlari. Bakı, 1958.7. Gülzada Abdulova. Atalar sözlari va xalq masallari etnoqrafik duyum-yozum kontekstinda.

Bakı, 2012.8. İmam Buhari.Edebu`l-mufrid. Terceme ve ta`lik Rauf Pehlivan.Cağaoğlu, İstanbul, 2010.