nisataskin.files.wordpress.com€¦  · web viewsansür matbaanın osmanlı devletinde...

58
T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ TEKNİK BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULU ELEKTRİK VE OTOMASYON BÖLÜMÜ RADYO VE TELEVİZYON TEKNOLOJİSİ PROGRAMI MEDYA ARAŞTIRMALARI I DERSİ SANSÜR 2004150017 Nisa TAŞKIN 2004150039 Zeynep DÖNMEZ 2004150026 Saime Nur AR 2004150040 Onur MANSUROĞLU DERS SORUMLUSU: Yrd. Doç. Dr. Nalan DOĞAN 1

Upload: others

Post on 08-Oct-2020

32 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

T.C.İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ

TEKNİK BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULUELEKTRİK VE OTOMASYON BÖLÜMÜ

RADYO VE TELEVİZYON TEKNOLOJİSİ PROGRAMIMEDYA ARAŞTIRMALARI I DERSİ

SANSÜR

2004150017 Nisa TAŞKIN2004150039 Zeynep DÖNMEZ

2004150026 Saime Nur AR2004150040 Onur MANSUROĞLU

DERS SORUMLUSU:Yrd. Doç. Dr. Nalan DOĞAN

İSTANBUL, 2016

1

Page 2: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

İçindekiler1.GİRİŞ …………………………………………………………………….………...3

1.1 AMAÇ…………………………………………………………………….4

2. SANSÜR NEDİR……………………………………………………………........5

3. DÜNDEN BUGÜNE SANSÜR…………………………………………………..6

3.1 İLK SANSÜR KURULU………………………………………………..7

4. OSMANLI DÖNEMİNDE SANSÜR…………………………………………….8

4.1 II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE SANSÜR…………………………..9

4.2 OSMANLI DÖNEMİNDE GAZETEDE SANSÜR…………………..12

5. CUMHURİYET DÖNEMİNDE SANSÜR……………………………………...15

5.1 DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİNDE SANSÜR………………………22

5.2 TELEVİZYONDA SANSÜR…………………………………………..26

6. İNTERNETTE SANSÜR………………………………………………………..33

6.1 SOSYAL MEDYADA SANSÜR……………………………………...35

7. SONUÇ…………………………………………………………………………...39

KAYNAKÇA……………………………………………………………………........41

2

Page 3: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

1.GİRİŞ

Sansür her türlü yayın, haber ve bir yerden diğer yere gönderilen iletilerin,

gönderilene ulaşmadan önce devlet tarafından kontrolü, bazı fikirlerin yazılıp

yayılmasının engellenmesidir.

 

Fransız kökenli olan sansür sözü, eski Roma'daki "censor" denen devlet

görevlisinden gelir.

Sansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine

geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan gazete Tercüman-ı Ahval gazetesi

Ziya Paşanın yazısı nedeniyle çıkarıldıktan 6 ay sonra kapatılır ve Osmanlı Devletin

de uygulanan  ilk sansür olarak tarihe geçer. 

Başlangıcı milattan önceye dayanan sansür; ilk çağlardan beri dine ters düşen

düşüncelerden, yazılan piyeslere, iftira ve fitne söz söyleyenlerden, yayınlanan kitap,

dergi, radyo- televizyon programlarına kadar birçok alanda uygulanmış ve

günümüzde de devam etmektedir. 

Sansür, her şeyin zararlı ve kötü tarafının bulunabileceği gibi fikrinde kötüsünün

toplum ve insanı, olumsuz yönde etkileyip tahrip edenin bulunduğu gerçekten

doğmuştur.

3

Page 4: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

1.2 AMAÇ

Sansür geçmişten bugüne tartışma yaratmış bir konudur. Biz sansürün basına

yansımasını ele aldık. Sansürün en somut amacı toplumu korumak ve devletin

üzerinde kontrol sağlayacağı şekilde gelişmektedir.

Bu kitabı hazırlamamızdaki amaç geçmişten günümüze ilk sansürün ortaya

çıkışının ve milletimizin basın üzerinde uyguladığı sansürleri incelemek ve

açıklamaktır. Kitabımızda sansür örnekleri vererek bu sansürlerin amaçlarını anlattık.

Dünden bugüne sansürü inceledik.

Sansür aynı zamanda sıkıyönetim demektir. İnsanlar ve basın çoğu zaman

sansüre tepki göstermiştir. Sansür yıllar boyunca tepki görmüş olmasına rağmen hâlâ

uygulanmaktadır. Tek bir ülkede uygulanan bir denetim değildir, sadece ülkeden

ülkeye uygulama değişikliği gösterebilir.  Kitabımızda geçmişten günümüze dek

basın alanında uygulanmış sansür örnekleri, alınan önlemler, yasaklamalar ve verilen

cezalandırmalar anlatılmaktadır.

4

Page 5: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

2. SANSÜR NEDİR

Sansür, pek çok durumda hükümet tarafından uygulanan, insan ifadesinin çeşitli

yollarla kontrol altına alınmasıdır. Gazete, dergi gibi basın organlarındaki yazı, resim,

karikatür gibi unsurların önceden devlet makamları tarafından denetlenmesidir.

Sansür aynı zamanda sıkıyönetim olarak da tanımlanabilir. Genellikle toplumu

etkileyen durumlarda sansür uygulanır ve ifade özgürlüğünü suistimal eden

düşünceleri bastırma amacı içerir.

Sansür, her şeyin zararlı ve kötü tarafının bulunabileceği gibi fikrin de kötüsünün

toplum ve insanı, olumsuz yönde etkileyip, tahrip edeninin bulunduğu gerçeğinden

doğmuştur.  Sansüre uğrayan şeyler tek bir kelimeden başlı başına bir kavrama

kadar değişebilir ve değer sisteminden, ahlâkî yargılardan etkilenebilir.

Web sitelerinden örnek vermek gerekirse, Türkiye’de web sitelerinin

sansürlenmesindeki başlıca sebeplerden biri 5816 sayılı Atatürk’ü koruma

kanunudur. ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği) pek çok siteyi Atatürk’e hakaret

içerdiği gerekçesiyle şikâyet etmiştir. Yani bu siteler -doğru ya da yanlış- sansüre

uğramıştır. 

5

Page 6: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

Sansür bir başka deyişle, bir kişinin ya da bir kesimin ya da devletin; toplumu, bir

grubu ya da kesimi korumak adına önceden denetleyerek ya da sonradan

engelleyerek düzeni koruma çabasıdır.

Bir düşüncenin bir fikrin sansür edilebilmesi için yazılması veya konuşulması

gerekmektedir. Sansür bazı düşüncelerin, fikirlerin sadece geçersiz olduğunu ifade

etmez, aynı zamanda bunların ileri sürülmesinin gerçek bir tehlike yaratacağını da

öngörür. Kişilerin, düşündüklerini istedikleri biçim, zaman ve yerde açığa vurmak ve

tartışma serbestisi ile ilgili olan sansür, düşünce ve söz özgürlüğünün dolayısıyla da

basın ve haberleşme özgürlüğünün denetlenmesiyle ilgilidir.

Çağlar boyunca sansürün en başarılı uygulayıcıları, siyasal ve dinsel otorite

sahipleri olmuştur.

3. DÜNDEN BUGÜNE SANSÜR

Bilindiği gibi kültür, sanat ve düşüncenin gelişmesine, yaygınlaşmasına öncülük

eden (kitap, dergi, gazete vb.) basındır. Diğer anlatımla basın toplumun kulağıdır,

sözcüsüdür, aynasıdır. Devlet yetkisini elinde tutan güçler, düşünceyi ve basını

baskıyla denetimde tutmaya çalışmışlardır. Fransa imparatoru I. Napolyon, “Eğer

basının dizginlerini elimden kaçırırsam, iktidarda üç aydan fazla kalamam” söylemiyle

basının önemini ve sansürün nedenini belirtmektedir.

Basına, düşünceye yönelik baskı ve sansürle ilgili onlarca yapıt, yüzlerce makale

bulunmaktadır. Bunların hepsi bize sansürün neden, hangi sebeple var olduğunu

açıklamaktadır.

Sansürün başlangıcı milattan önceye dayanmaktadır. O zamanlarda yakılan birçok

kitap ve uygulanan yasaklamalar vardır. Buna örnek olarak; Çin kralı Şih-Huang

bilginlerin kitap yayınlamalarını yasaklamıştır, yayınladıkları kitapları ise yaktırmıştır.

Sebebi ise, halkın bilinçlenmesini engellemektir. Bu ve bunun gibi birçok örnekle

yasaklamalar başlamıştır.

6

Page 7: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

Osmanlı Dönemi’nde en çok gazetede sansüre dikkat edilmiştir. Yasak kelimeler

artmıştır. O dönemde bunaltıcı sansür görülmektedir. Cumhuriyet Dönemi’nde de çok

farklı bir durum söz konusu değildir. Sansür koyu bir biçimde işlenmektedir. Basın

özgürlüğüyle ilgili çok fazla sorun yaşanmaktadır. Demokrat Parti Dönemi basın

açısından karanlık bir dönemdir. Bu dönemde basına getirilen yasaklamalar, basını

çok fazla zorlamaktadır.

Sansür basına getirilen bir kısıtlamadır. Fazlası basın özgürlüğüne karamsarlık

yaşatsa da dozunda olduğu sürece gereken bir uygulamadır.

3.1 İLK SANSÜR KURULU

Sansür, çeşitli kavramların değişik yöntemlerle kontrol altına alınmasıdır.

Genellikle hükümet tarafından uygulanan, ifade özgürlüğünü engelleme amacı güden

yasaklamalar sansür olarak değerlendirilir.

Sansür sözü, eski Roma’daki “Censor” denen devlet görevlisinden gelir. Devlet

adamları, tarihin değişik dönemlerinde fikir eserlerine sansür koymuşlardır. Avrupa’da

Kral V. Karl, 1521 yılında sansürden geçmeden kitap yayınlamanın suç olduğunu

belirten ferman çıkardı. Fakat bunlar bir kişinin tasarrufuyla uygulanan sansürlerdi.

İlk ulusal sansür kurulu, 1909 yılında ABD’de kuruldu. Kurul üyeleri, New York

Kenti Hemşehriler Birliği temsilcilerinden oluşuyordu. Halkın moral değerlerini

korumakla görevli insanlar tarafından oluşturulan söz konusu kurul, film yapımcıları

tarafından da bir denetim unsuru olarak kabul edildi.

II. Dünya Savaşı öncesi, Nazizm, Faşizm ve Komünizmle yönetilen ülkelerde

sansür geniş bir şekilde uygulandı. Günümüzde demokrasiyle yönetilen ülkelerde de

zaman zaman sansüre başvurulmaktadır.

7

Page 8: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

4. OSMANLI DÖNEMİNDE SANSÜR

Osmanlı’da sansür uygulamaları oldukça geç başlamıştır. Bunun nedeni ise

Avrupa’da 1444’te icat edilen ve yaygınlaşan matbaa kullanımının Osmanlı Devleti’ne

ancak 285 yıl sonra, 1729’da gelmesidir. Ve sadece belirli kitapların basımına izin

verilmesidir. Bunun üzerinde, çeşitli meslek gruplarının işsizliğini önlemek ve şer’i

kanunların etkisi olmuştur.

Basında ilk yasaklama, 1858 Ceza Kanunu ile başlar. Bu dönemde ülkede iki

gazete, bir dergi yayımlanmaktadır. Ama devletin yöneticileri ileriyi görmüşler ve

basından gelebilecek zararları önleyebilmek için önlem almaya başlamışlardır.

Sansür uygulamalarını, tiyatro alanında bile görebilmekteyiz. Osmanlı Döneminde

tiyatro oyunları iki ayrı sansür kurulu tarafından sansür ediliyordu: Önce Zaptiye

Nezareti'nce, sonra da Maarif Bakanlığı'na bağlı Encümeni Teftiş ve Muayene kurulu

tarafından. Daha sonra Maarif Bakanlığı'nca hazırlanan 6 maddelik tiyatro sansürü

yönetmeliği de lastikli hükümleriyle sansürün geniş ölçüde işlemesine olanak

vermiştir.

Bu yönetmeliğe göre hükümetin çıkarlarına dokunan, hükümdarları hedef

gösteren; kötüleyen, hükümet ve uluslardan birinin yenmesini, ötekinin yenilmesini

anlatan, savaşları gösteren, halkın coşmasına yol açacak ulusal edep ve

geleneklere, haydutluk gibi İslam törelerine aykırı oyunlar yasaktı.

Yasaklama listesinde o dönemde yer alan Türkçe oyunlardan bazıları şunlardı:

Jirofle, İki Ahbap Çavuşlar, Leblebici Horhor namı diğer Yemişçi Bedros, İkş

Çavuşlar, Zor Nikâh, Zavallı Çocuk, Tahir ile Zühre, Cingöz Komiğin Şeytan Karısı,

Bin Bir Dilek, Bir Beyaz Gerdanlık…

Basında sansür ise en çok II. Abdülhamit döneminde görülmektedir. O dönemde

yasaklanan kelimeler, yakılan kitaplar bile vardır.

8

Page 9: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

4.1 II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE SANSÜR

Sultan II. Abdülhamit döneminde 1881-83 yılları arasında geçen 30 ay içinde tam

32 çeşit yayın (gazete, dergi, broşür, manzum kitap, harita, resim, resimli takvim vb.)

yasaklanmış, bunların yurda girmesi engellenmiş, dağıtılıp yayılması önlenmiştir.

II. Abdülhamit Döneminde Yasak Kelimeler

Abdülhamit döneminin en belirgin özelliklerinden biri de birçok sözcüğün

yasaklanmasıydı. Abdülhamit, padişahlık tahtında o denli rahat oturuyordu ki bazı

sözcüklerin kullanılmasıyla tahtının devrileceğini sanıyordu. Abdülhamit döneminde

en başta gelen yasak sözcük ‘yıldız’dır. Padişah, Yıldız Sarayı'nda oturduğu için

kullanılabilecek her yıldız sözcüğü sarayı çağrıştıracaktır Abdülhamit'e göre. Burun

sözcüğü yasaklanmıştır. Abdülhamit'in burnu büyük olduğu için her burun sözcüğü

Abdülhamit'i çağrıştıracaktır. Murat sözcüğü yasaktır. 5. Murat tahttan indirilmiştir, her

Murat sözcüğü onu çağrıştıracaktır. İşin ilginci tahtakurusu sözcüğü de yasaktır. Tahtı

kurusun anlamının çıkarılacağından dolayı.

Bunun dışında yasak sözcükler şunlardır:

''Hürriyet, vatan, müsavat, Bosna Hersek, Makedonya, Girit, Kıbrıs, cumhuriyet,

mebuslar.''

Bunun dışında bazı dizgi yanlışları yüzünden de epeyce yazar, gazetecinin başı

derde girmiştir Abdülhamit döneminde. Gazeteler kapatılmış bu dizgi yanlışları

yüzünden, sahiplerinin başına gelmedik kalmamış.

“Şevketlü Abdül Hamid” adı Arap harfleriyle “şu kötü Abdül Hamid” olarak

okunabilecek şekilde çıktığı için Sabah Gazetesi bir süre kapatılmıştır.

Padişahın tahta çıkışının yıldönümünü bildiren bir yazıda dizgi yanlışlarıyla ''leylei

mes'ude'' (mutlu gece) sözcüğü “leylei mesude” (yani karanlık gece) olarak çıkmış ve

İkdam Gazetesi hakkında kovuşturma açılmıştır.

9

Page 10: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

“Hollanda kraliçesine bir nişan itası” (verilmesi) konulu bir haber, Takvim-i Vekayi

gazetesinde bir dizgi yanlışı ile ''nişan hatası'' olarak çıktığı için gazete 1908 yılına

kadar kapalı kalmıştır. Çünkü jurnalciler o zaman 12 yaşında olan çocuğa nişan

vermekle “hata” edildiğini padişaha duyurmuşlar ve bunun bir çeşit muhalefet

olduğunu belirtmek istemişlerdir.

Kanuni Esasi'nin bir yaprağı cilde ters girdiği için bu, padişahı baş aşağı görme

dileği olarak yorumlanmış ve devlet basımevi kapatılmıştır.

I. Meşrutiyet'in ilanından sonra hazırlanan anayasada böylesi bir 12. madde vardır.

12. madde şöyledir: “Basın, kanun çerçevesinde hürdür.” Getirilen yasalarda hiçbir

zaman gerçekten basının özgürlüğünü değil, özgürlüğünü korumuştur.

1846-1847 yıllarında Eğitim Kurulu kurulmuştu. Bu kurulun görevi basılmadan

önce kitapları incelemek ve gazetelere ruhsat vermekti. 1878 yılında bir sansür

kurulu oluşturuldu. Bu kurul Gazete yazı işleri müdürleri gazetelerine girecek bütün

yazıların provalarını her akşam bu kurula sunuyorlardı. Sansür memurları da gerekli

gördükleri paragraf, cümle, kelimeleri çıkardıktan sonra gazeteye gönderiyorlardı.

II. Abdülhamit Döneminde Kitap Yakmalar

Osmanlı Devletinde Abdülhamit'in padişahlığı döneminde en gerici

uygulamalarından birisi de kitap imhalarıdır. Bu imhalar, kitapların yakılması suretiyle

yerine getirilmekteydi.

Abdülhamit döneminin kitap yakma konusunda 7 Mayıs 1902 tarihli bir belgesi

şöyledir:

“Encümeni teftiş ve muayenin el koyduğu 150 çuval kadar kitap ve belgenin önce

Kâğıthane bölgesinde yakıp yok edilmesi öngörülmüştü. Sonra bundan vazgeçildi.

Kitapların Milli Eğitim Bakanlığı arkasındaki bahçede bir demir kafes içinde yakılması

uygun görüldü. Fakat ne kadar dikkat edilirse edilsin yanarken bazı kâğıtların havaya

dağılacağı ve çıkacak dumanların da dışarıdan yangın sanılacağı üzerinde duruldu. 10

Page 11: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

Çünkü geçen yıl bazı belgeler bahçede yakılırken tulumbacılar bunu yangın sanıp işi

karıştırmışlardı. Bu yüzden kitap ve belgelerin Çemberlitaş hamamında yakılması

daha doğru görülmüştür. Çünkü bakanlığın mahzenine açılan bir geçitten hamamın

külhanına geçilebilir. Kitaplar böylece hiç kimse görmeden hamama taşınabilir.”

8 Mayıs 1902'de Çemberlitaş hamamına taşınması için bugün bakanlığın bahçe

duvarında bir geçit açıldı. Saat altı buçukta belgeler yakılmaya başlandı ve 13 çuval

yakıldı. Belgeler tamamen kül haline getirildikten sonra üzerine su dökülüp

mahvedildi.

1888 yılında Matbaalar Nizamnamesi düzenlenir. Bu nizamnameye göre basımevi

açmak isteyenler padişahın kutsal haklarına ve devletin çıkarına dokunacak yayın

basmayacakları yolunda senet verdikten sonra İçişleri Bakanlığından ruhsat

alabiliyorlardı. Basımevi kapısının çalışma sırasında yalnızca bir zemberekle

kapatılması ve iki yanında yapılar varsa bunlara açılan pencere, kapı gibi geçitler

bulunmaması gerekmektedir.

1888 Matbaalar Nizamnamesine göre başka ülkelerde basılmış kitap ve dergilerde

resim, madalya, arma gibi şeyler İstanbul'da Maarif Bakanlığı'ndan, illerde valilikten

ruhsat verilmedikçe Osmanlı ülkesine sokulamazlar.

Osmanlı döneminde kitap sansürü 1881 yılına kadar Meclisi Maarif adlı kurul

yönetiyordu. 1881'de Maarif Bakanlığı'na bağlı olarak Encümeni Teftiş ve Muayene

kuruldu. Bu kurulun görevi basılacak bütün dini kitaplar, risaleler, fenni ve edebi her

çeşit basılı şeyler ile siyasetle ilgili olmayan süreli risaleler, resim, levha, madalya ve

armalar, Türkiye'ye girecek yabancı basınının içeriğinin sakıncalı olup olmadığını,

gümrük ve postanelerdeki özel memurlar tarafından kestirilmeyen kitap vs.

incelenmesiydi.

1897 yılında aynı görevi üstlenen ikinci bir kurul oluşturulur.

Sansürün ağır baskısı ve yasaklamaların artması 1901 yılından sonra gazete ve

kitap yazımı temposunda büyük bir düşüş gösterdi. Buna karşın sansürcü sayısı ile

sürekli arttı. Akla hayale gelen her türlü basılı kâğıt sansürün denetimine takılmıştır.

11

Page 12: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

4.2 OSMANLI DÖNEMİNDE

GAZETEDE SANSÜR

Basında ilk yasaklama, 1858 Ceza

Kanunu ile başlar. Bu dönemde ülkede iki gazete, bir dergi yayımlanmaktadır. Ama

devletin yöneticileri ileriyi görmüşler ve basından gelebilecek zararları önleyebilmek

için önlem almaya başlamışlardır.

1860'lı yıllarda Şinasi ve arkadaşları, Tercüman-ı Ahval Gazetesi'ni çıkarır. 1860'lı

yıllarda Abdülhamit'in en önemli yönetimi vardı.

Muhtemelen Ziya Paşa tarafından yazılan bir makaleden dolayı Tercüman-ı Ahval

Gazetesi, hükümet emri ile iki hafta kapatıldı. Türkiye'de hükümet tarafından ilk

kapatılan gazete Tercüman-ı Ahval Gazetesi olmuştur.

1860'larda temeli atılan gazete yasaklama, kötü yönetimler, okuyucuları

bilgilendirmekten başka bir amaçları olmayan gazeteleri her fırsatta kapatmışlar.

1864 yılında Avrupa'da hükümetleri saran tehlikelerin Osmanlı İmparatorluğu'nda

huzursuzluk yaratabileceğini sezip, yöneticiler önceden önlem alma gereğini

duymuştur.

Fuat Paşa'nın Fransa'dan ithal ettiği ve adına 1864 Matbuat Nizamnamesi denen

yasa o, dönemdeki basın üzerinde baskı oluşturan bir yasadır.

1864 Matbuat Nizamnamesi özetle basına şu konuda yasak getirir:

12

Page 13: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

1- Saltanatı seniye ve hanedanı şevket nişan hazreti Padişahiye taarruz sayılabilecek

yazılar.

2- Bakanlara dokunulacak söz yazılması,

3- Dost hükümdarlara dokunulacak deyimler kullanılması,

4- Devlet memurlarının aleyhine kötü yazı yazmak,

5- Halkı kötülemek

6- Meclisleri, mahkemeleri ve devletçe kurulan heyetleri kötüleyecek yazılar,

7- Yabancı büyükelçileri, orta elçileri, maslahatgüzarları kötülemek,

8- İki yıl içinde üç kez mahkûm olan gazete, kesinlikle veya geçici olarak kapatılabilir.

Günümüz ustamız Aziz Nesin, bugüne kadar iki kez mahkûm olmuştur. Bunlardan

biri 1950'li yıllarda İran Şahı için yazdığı yazı yüzündendir. O yıllarda Şah “dost

hükümdardır.” Aziz Nesin'in mahkûm eden dönemin mirasçıları ise İran Şah'ının

1979'da yuvarlanan tacını alıp da şahın başına koymamıştır. 1864 Matbuat

Nizamnamesinden esinlenen yasalar Aziz Nesin'i mahkûm etmiştir ama şahlık

düzeninin tepetaklak gitmesini hiçbir yasa önleyememiştir.

1860 yıllarında basın üzerinde daha baskıcı bir uygulama olan Ali Kararnamesi'ni

çıkarır.

Ali Kararnamesi özetle şöyledir:

“Dersaadette (yani İstanbul'da) yayımlanmakta olan gazetelerin bir takımının bir

süreden beri kullandıkları dil ve tuttukları yol...

.. Memleketin genel menfaatlerine aykırı aşırılıklar..

.. Devlete bile dil uzatanlar..

13

Page 14: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

.. Fesat aleti olarak birtakım zararlı fikirleri ve yalan haberleri yazanlar..

.. Halkın ahvalinin ıslahı ve memleketin ilerlemesi için her vakitten ziyade himmet

buyrulduğu bir sırada..

..Asayişin ve düzeninin korunması için..

.. Bu kaideye aykırı davranan gazetelerin bütün devlete ve umum millete olan

mazarratlarının önlenmesi için..

.. Matbuat Nizamnamesi hükümlerinin dışında olarak hükümetçe eğitici ve önleyici

tedbirler alınmasına karar verilmiştir.

.. İş bu karar geçicidir. Bunu yaratan şartlar ortadan kalkınca kararname de bertaraf

olacaktır.”

Bu kararnamenin

çıkmasının ardından o

dönemde çıkan gazete ve

dergilerinden Diyojen,

İbret, İbretnümayı Âlem,

Letaifi Asar, Hülasai Efkâr,

Şark ve Hayal gazeteleri

belli dönemlerde

yasaklandı.

Bütün bu baskıcı önlemler, Osmanlı devletini yönetenleri doyurmuyordu.

Gazeteler, gerçekleri yazmaya devam ediyordu. Sonunda 11 Mayıs 1876'da yeni bir

Ali Kararnamesi daha yayımladı. Yeni kararname özetle şöyledir:

“Osmanlı basınında çıkan yazılara hükümet gerekli dikkati göstermiş ve çoğu zaman

gazeteleri süreli veya süresiz olarak kapatmışsa da basın inzibat altına

alınamamıştır. Bunun için gazetelerin baskıdan önce muayenesine karar verilmiştir.

Bu karar da geçicidir.”

14

Page 15: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

1876'da Sırbistan savaşı başlamıştır. Osmanlı hükümeti hesabına durum hiç de

parlak değildir. Yenilgi haberleri ortalığı kaplamıştır. Hükümetin yayımladığı resmi

bildirilere göre bunlar dedikodudur. “Asakiri İslam (İslam askerleri) düşman

karşısında uğraşırken burada birtakım kimselerin gerçekleri bilmeden böyle bir

mesele üzerinde idarei efkâr etmeleri bozgunculuk demektir. Bunlar yasak edilmiştir.

Yer yer hafiyeler tayin edilmiştir. Devlet işleri üzerinde söz söyleyenler vatan haini

sayılacaktır. Gazetelerin de bu konularda yazı yazmamaları için Matbuat Dairesi'nce

talimat verilmiştir…”

5. CUMHURİYET DÖNEMİNDE SANSÜR

Cumhuriyet Döneminde sansür en koyu biçimde işlemektedir. Yazılar

yayımlanmadan önce sansürün denetiminden geçmektedir.

Abdülhamit döneminin bunaltıcı sansürü; basın karşısına bu kez de İngiliz işgali

günlerinde çıkmıştır. Daha sonra bizzat işgalcilerin sansürcü başı Kolonel ve Major

Armstrong ile işgale karşı mücadele eden basın arasında yoğun bir kavga başlar.

* İlk Dönemler

Cumhuriyet Döneminde de özellikle basın özgürlüğü, farklı düşünceler, demokratik

rejim, örgütlenme ve sansür konularında Osmanlı Döneminde farklı olmayan

uygulamalar vardır.

Türk gazeteciliğinin ustalarından biri olan Zekeriya Sertel, cumhuriyetin kurulduğu

ilk yıllarda kendisine önerilen Matbuat Genel Müdürlüğü görevini kabul etmiştir.

Zekeriya Sertel bu görevde demokratik toplumlar için vazgeçilmez kurumlar olan

gazetelere -farklı düşüncelere sahip olsalar da- kalıcı haklar sağlayabileceğini, en

azından basın özgürlüğü konusunda herhangi bir engelin olmayacağını

düşünmektedir.

Sertel, kısa sürede yanıldığını anlar. Muhalif gazeteler sütunlarında, basına sansür

konulacağının tedirginliğini yazar o günlerde.

15

Page 16: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

Zekeriya Sertel, şaşırmıştır bu haberlere. Kendisine göre böyle bir durum yoktur.

Bu konuda en etkili makamın başındadır. Bu konuda bir bildiri yayımlar. Hükümetin

böyle bir düşüncesi olmadığını basın hürriyetini sınırlamak için hiçbir şey

düşünülmediğini bildirir. Basını yatıştırmak için en etkili yol olduğunu düşünür ve

basına sansür koymak isteyen hükümette çalışmam diyerek tavrını ortaya koyar.

“Benden sonra gerçekten basına sansür kondu, baskı arttırıldı, basın

hürriyetlerinden eser kalmadı.” diyerek sözlerine son verir.

Cumhuriyetin kurulduğu günlerde görüldüğü gibi en küçük farklı bir düşünceye yer

yoktu, gazeteler ve gazeteciler ancak “resmi görüşlerin” övgüsünü yaptıklarında

“basın özgürlüğünden” faydalanabiliyorlar, değilseler, düşünce yapıları ne olursa

olsun, yönetimin hışmına uğruyorlardı.

1924 tarihli Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun (Anayasa) 77. Maddesi şöyledir;

“Matbuat, kanun dairesinde serbesttir ve neşredilmeden evvel teftiş ve muayeneye

tabi değildir.” Bu durum basın üzerinde bir rahatlama gibi görünebilirdi. Oysa ki 1925

yılında çıkartılan Takriri Sükûn Kanunu’nun ilk maddesi şöyledir:

“İrtica, isyana ve memleketin nizamı içtimasını ve huzur ve sükunu ve emniyet ve

tahrikat ve teşvikat ve teşebbüsat ve neşriyatı, hükümet, reisicumhurun tasdiki ile

resen ve idareten mene mezundur.” Bu yasaya aykırı yayın yapan gazete, dergi ve

tüm yayın organları da İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanacaktır.

İstiklal Mahkemeleri, olağanüstü yetkilere sahipti. Tıpkı 1971 ve 1980

dönemlerindeki Sıkıyönetim Mahkemeleri gibi. Hukuk kuralları uygulanmıyordu.

Keyfilik daha ağır basıyordu. Bu yüzden, yargılananlara karşı alabildiğine haksızlıklar

oluyordu.

Zekeriya Sertel ve Cevat Şakir’in Ankara İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanmalarını

bekledikleri günlerde, o yıllarda Mersin’de Söz Gazetesi’ni yayımlayan Ata Çelebi adlı

gazeteci de Ankara İstiklal Mahkemesi’nde yargılanacağı günü beklemektedir.

16

Page 17: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

Zekeriya Sertel ile Cevat Şakir, ön sorguları için mahkemeye çıkarılırlar. Sanıklar

neyi savunacaklarını neyle suçlandıklarını hâlâ bilmemektedirler.

Beş gün sonra duruşmaya çıkarılırlar. Savcı ilk kez ne ile suçlandıklarını anlatır:

“Memlekette isyan bulunduğu bir sırada askeri isyana teşvik edici yazı yazmışız. Hem

de bunu bilerek ve kasıtlı yapmışız. Çünkü ikimiz de yükseköğrenim görmüş aydın

insanlarmışız. Şu halde ceza kanunun falan filan maddesi gereğince…”

Yönetimde olan Halk Partisi, ülkenin kaderini tek başına elinde tutmaktadır.

Muhalefete izin verilmemektedir. Böyle durum keyfi yönetime yol açıyordu.

Vatandaşlar düşündüklerini özgürce söyleyemiyorlardı. Seçme, seçilme hakları bile

özgürce kullanılamıyordu.

Bu durum basın üzerinde çeşitli baskıların sürdürülmesiyle kendini gösteriyordu.

İşte bu ortamda 1931 tarihli Matbuat Kanunu çıkartılır. Bu yasa ile gazete çıkartılmak

istendiğinde en büyük mülkiye memuruna konuyu anlatan bir beyanname verme

zorunluluğu getirilmişti. 1931 tarihli Matbuat Kanunu’nun basın özgürlüğünün tümüyle

ortadan kaldırıcı maddeleri şunlardır:

Kanun, gazete ve dergide çalışan bütün muhabir, yazar, fotoğrafçı

ressam ve idare memurlarının adlarının hükümete bildirilmesi

istenmiştir. Amaç gazetede çalışan herkesi kontrol altında tutabilmektir.

İntihar olaylarının yayımlanması yasak edilmiştir.

Padişahçılık ve hilafetçilik yolunda ve komünistlik anarşistliği kışkırtıcı

yayınlar yasaktır.

Bunun dışında Matbuat Kanunu’nun basın özgürlüğünü yok edici maddelerinden

biri de şuydu:

“Memleketin umumi siyasetine dokunacak neşriyattan dolayı İcra Vekilleri Heyeti

kararı ile gazete ve mecmuanın neşrine devam edenler hakkında 18. madde hükmü

17

Page 18: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

tatbik edilir. Bu suretle kapatılan gazetenin mesulleri tatil müddetince başka bir isimle

gazete çıkaramazlar.”

Bu madde de görüldüğü gibi basın özgürlüğü istenildiğinde tümüyle kesintiye

uğratılabilecek bir durum getirilmişti. Hoşa gidilmediğinde gazete kapatılabilir ve yeni

bir gazete çıkarılması böylece önlenebilirdi. Böylesi bir durum, demokratik basın

kurallarıyla bağdaşabilir mi?

1931 Matbuat Kanunu’nun en önemli uygulamalarından biri de yayınların Bakanlar

Kurulu kararıyla yasaklanması ve toplatılması yoluyla uygulanan sansürdür.

Kanunun 51. Maddesi gereğince yabancı bir memlekette çıkan gazete ve

mecmuanın Türkiye’ye sokulması ve dağıtılması Bakanlar Kurulu kararıyla

yasaklanabiliyordu.

Maddenin ikinci fıkrası aynen şöyledir:

“Dağıtılan nüshalar karardan evvel İcra Vekilleri Heyeti’nden müstecalen karar

alınmak üzere Dahiliye Vekilinin emriyle toplattırılabilir. Men olunmuş gazeteleri,

memnuniyeti bilerek Türkiye’ye sokan ve dağıtanlardan 300 liraya kadar ağır para

cezası alınır.”

Bu madde daha sonra sadece yabancı ülkelerde çıkan dergi ve gazeteleri değil,

yabancı bir memlekette çıkan matbuaları kapsamına aldı. Yani madde, basılı olan

her şeye uygulanacaktı.

1931 Matbuat Kanunu’ndaki bu maddeler yıllar boyu Türkiye basın ve yayıncılığı

üzerinde Damokles’in kılıcı gibi sallandı ve durdu.

Bizim ülkemizde birçok düşünür, aydın, araştırmacı, yazar Mustafa Kemal’in basın

özgürlüğüne karşı olmadığını, basın özgürlüğünden yana olduğunu birçok kez

belirtmişlerdir. Hatta Mustafa Kemal’in “Basın özgürlüğünden doğan zararları

giderecek tek amaç yine basın özgürlüğüdür.” özlü sözünü bayrak yapmışlardır ama

Türkiye’de gazeteci, yazar, düşünür kısaca tüm basın emekçileri başlarını beladan

kurtaramamışlardır. Oysaki Mustafa Kemal’in bu özlü sözünün tümü şöyledir: “Basın

18

Page 19: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

özgürlüğünden doğan zararları giderecek tek amaç yine basın özgürlüğüdür. İdare

ve hükümetin mezhebine taarruz etmemek şartıyla basın özgürdür.”

Örnek vermek gerekirse:

Sabiha Sertel fıkra yazarlığı yaptığı cumhuriyetin ilk yılları denilecek o günlerdeki bir

olaya köşesinde yer verir. Sabiha Sertel yazısında olayın sorumlusunun ana değil,

toplum olduğunu sergiler. Bu yazı hakkında soruşturma açılır. Sertel savcılığa

çağrılır, ifadesi alınır, yazıyı yazmaktaki amacının sosyal facialara sebep olan

ilgisizliği, teşkilat yokluğunu eleştirmek, olduğunu söyler. Savcının savı ilginçtir:

“Hayır… Bu yazı cumhuriyet rejimini tenkit ve sınıflar arasına nifak sokmak

maksadıyla yazılmıştır.” Oysa adı geçen fıkranın başlığı “Bir fazla tabak sofrayı bir

dağ gibi ezdi.” cümlesi Tevfik Fikret’in şiirin bir dizesiydi ve padişahlık sistemi

döneminde yazılmıştı. Sabiha Sertel hakkında “rejimi tenkit ve sınıflar arasına nifak

sokmak” savıyla dava açılır.

Gerçek anlamda basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede; demokrasiden, diğer

özgürlüklerden söz edilebilir mi? Basın özgürlüğünün olup olmaması, bir ülkede

demokrasinin ya da özgürlüklerin olup olmamasının en önemli kıstaslarından biridir.

Basın özgürlüğü konusundaki güzel sözlerin hiçbir anlamı olmaz. Basın

özgürlüğünün olmadığı bir ülkede ne işçiler, ne köylüler, ne gençler, ne de aydınlar

özgürdür.

Mustafa Kemal dönemindeki basın üzerindeki baskıları Zekeriya Sertel şöyle

yazar:

“Basın da sıkı bir baskı altında yaşıyordu. Telefonla gazete başyazarlarına verilen

emirlerin dışına çıkılmazdı. En ufak bir hata yüzünden gazete haftalarca kapatılır,

sorumlular mahkemeye verilirdi. Yani tek kelime ile halk nefes alamıyordu.

Havasızlıktan ve hürriyetsizlikten boğuluyordu.”

1930’lu yıllar faşizmin uluslararası planda mevziler kazandığı, yeni bir dünya

savaşının gündeme geldiği yıllardır. Türkiye yönetimi de sonradan Türk Ceza

Yasası’nın en ünlü şekliyle giren ve faşist İtalya Ceza Yasası’ndan alınan 141.-142.

Maddeleri 1936 yılında yasalaştırır. Türk basının sesi iyice kısılmıştır artık. En ufak 19

Page 20: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

bir eleştirel yazı Kemalist yönetim tarafından sınıfı sınıfa düşürmek, ihtilal çıkarmak,

müesses nizamı yıkmak olarak değerlendirilir.

Görüldüğü gibi cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte basın üzerindeki baskılar hiçbir

zaman durmamış ve sistemli bir biçimde artmış, basına yaşam hakkı tanınmamaya

kadar varan uygulamalar getirilmiştir. Tüm basının Mustafa Kemal yönetimi bir başka

değişle Kemalist ideolojiye tabi kılınması istenmiştir.

İSMET İNÖNÜ’NÜN MİLLİ ŞEFLİK DÖNEMİNDE BASIN

Mustafa Kemal’in ölümü üzerine İsmet İnönü cumhurbaşkanı seçilir. Cumhuriyet

Halk Partisi iktidarını sürdürmektedir.

Zekeriya Sertel, İnönü dönemiyle ilgili olarak şunları yazar:

“İnönü, cumhurbaşkanlığına geldikten sonra diktatörlüğü arttırdı. Tek millet tek parti

diye bir sistem kurdu. Bunun adı polis devleti idi. Amansız, insafsız bir polis devleti.

Emniyet örgütü kuvvetlendirilmiş genişletilmiştir. Nefes almak olanaksızdı. Basın bile

onun elinde ve emrindeydi. Resmen sansür yoktu ama bakanları ve basın genel

müdürlüğü, hemen her gün gazetelerde direktifler verirdi. Bu direktiflere

uymayanların gazeteleri kapanmak tehlikesi altındaydı…”

Bir değişiklik tasarısı hazırlanır 1938 yılının ortalarına doğru. Basın özgürlüğü çok

önemli ölçüde kısıtlanmıştır bu değişiklikle.

Bunlardan bazıları:

Her şeyden önce gazete ve dergi çıkartmak için bir bankadan 1000-5000 liralık bir

garanti mektubu sağlanması öngörülmüştür. Bu, o zaman için çok önemli bir paradır.

Yani, sağlam mali durumu olmayan kişilerin gazete ve dergi çıkarmaları bu kanunla

güçleştirilmiştir.

1938 değişikliğinin getirdiği en önemli hükümlerden biri de okul ve üniversite

olayları ile ilgili haberlerin izinsiz yazılmasıdır. Kanun okullarda, fakülte ve

20

Page 21: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

enstitülerde disiplini bozacak mahiyetteki olayların, gazetenin çıktığı yerin en büyük

mülkiye amirinden izin alınmaksızın yayınlanmasını yasak etmiştir. Bu, bir çeşit

sansürdür.

İsmet İnönü’nün milli şeflik dönemindeki baskıcı yönetiminin basın üzerindeki

baskılarının doruk noktası 4 Aralık gösterilerindeki o dönemin en tutarlı, en demokrat,

en yurtsever gazetesi olan günlük Tan gazetesinin kışkırtmalar sonucu faşistler

tarafından tahrip edilmesiydi.

4 Aralık olayı o zamanki hükümetin solcu basını yok etmek için üniversite

öğrencilerini kışkırtarak düzenlediği bir gösteridir.

Bu gösterilerde Tan basın evinin bütün dizgi makineleri ve rotatifleri parçalanmıştır,

gazete kâğıtları yok edilmiştir. Beyoğlu’nda La Turquie ve Yeni Dünya gazetelerinin

basıldığı bir basımevi de harap edilmiştir. ABC ve Berrak kitabevlerinin de vitrinleri ve

kapıları kırılmış ve buralardaki dik kitaplar yırtılıp sokaklara dökülmüştür.

Bu olaylarla susturulan ve kapanan gazete ve dergiler şunlardır: Tan gazetesi

(günlük), La Turquie (günlük), Görüşler, (haftalık) ve yeni çıkmaya hazırlanan Yeni

Dünya gazetesi.

21 Haziran 1941’de sıkıyönetim tekrara uzatılır. Bu zor günleri Sabiha Sertel şöyle

anlatır:

“Basın daha sıkı bir baskı altına alındı. Basın Yayın Genel Müdürlüğü her yeni

meselenin nasıl yorumlanacağı hakkında gazetelere bilgi veriyor bunun dışına çıkan

gazeteler kapatılıyordu. Faşist İtalya’nın ceza kanununda maddeler tercüme edilip

kanunlaştırılıyor, Alman polis kanunu kopya ediliyordu… Atatürk zamanındaki

hürriyetsizliği arar olmuştuk…”

5.1 DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİNDE SANSÜR

21

Page 22: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

Demokrat Parti dönemi basın açısından en karanlık dönemlerden biridir. Gazeteci

Sadun Tanju DP’li dönemi şöyle anlatmaktadır:

“1946-50 yıllarında Türk basınının manzarası şuydu: Zaman ilerledikçe muhalefeti

destekleyen (yani DP’yi) gazetelerin sayısı gittikçe artıyordu. Basın, muhalefetin

hayallerini kamçılayan bütün propagandalara kollarını açarken biraz da kendisine

güveniyordu. Basın, halkı coşturuyor, düşünmeye değil, bilmeye, habere önem

veriyordu.”

Nadir Nadi ise:

“Üç buçuk yıldır serbest Türk basının gösterdiği manzaraya bakarak yürürlükteki

kanunlarla vatandaş, şeref ve haysiyetinin gereği gibi korunmadığını öne sürmek

mümkün müdür?” diyerek DP’li günleri anlatmıştır.

Demokrat Parti de büyük özgürlük vaatlerine karşılık ülkeye hürriyetsizliği, basın

üzerine baskıyı getirmiştir. 1955 yılı basın davalarının çoğalmaya başladığı bir yıldır.

Bu dönemde yaşanan en önemli olayların başında 6-7 Eylül olayları gelir. 6-7 Eylül

olaylarından da en çok basın nasibini alır ve basın üzerinde muazzam baskılar

kurulur. Kışkırtmalar sonucu gerçekleşen olaylar hükümeti çok güç durumda

bırakmıştır.

Sözde, İstanbul Ekspres Gazetesi’nin manşetten verdiği, Selanik’te Atatürk’ün

evine ve Türk Konsolosluğu’na bomba atıldı haberi üzerine protesto amaçlı olarak

Taksim meydanında toplanan halk galeyana gelerek Beyoğlu, Galata, Harbiye

Şişli’de bulunan Rumlara ait bütün dükkânlara saldırıya geçerek tahrip etmiştir.

Vitrinler parçalanmış, mallar sokaklara dökülmüştür.

İstanbul’da bulunan Menderes ve diğer sorumlular Vilayet’te bir araya gelerek

basın toplantısı yapmışlar ve sıkıyönetim kararı almışlardır. Bunun yanı sıra basını

suçlu ilan etmişler ve 7 Eylül tarihli gazeteleri sansürlemişlerdir. Gazetelerin yeniden

matris ve kalıp hazırlamak için yeterli zaman olmaması nedeni ile sansür edilen

başlıkları ezerek okunmayacak duruma getirdikleri görülmüştür. Basına yönelik

sansürler daha sonra da devam etmiş ve basına karşı büyük baskılar söz konusu

olmaya başlamıştır.22

Page 23: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

6-7 Eylül olayları nedeniyle ilan edilen sıkıyönetimin basına getirdiği kısıtlamalar

şunlardır:

Halkı heyecanlandıracak haberlerin yayımlanması yasaktır. Meclis’teki

görüşmeler halkı heyecanlandırabilecek nitelikteyse yazılmayacaktır.

Hükümeti tenkit etmek yasaktır.

Hükümetin çalışmalarını etkileyecek yazılar yasaktır.

Sıkıyönetim çalışmaları ile ilgili haberler yasaktır.

NATO devletleri ile ilgili haberler yasaktır.

Darlık, kıtlık ve yokluk haberleri yazılmayacaktır. (Örneğin ekmek almak için

fırınların önünde sıra bekleyenlerin resmini koyamazsınız.)

6 Eylül olaylarını komünistlerden başkalarının yaptığı yolunda yazı ve yorumlar

yasaktır.

6 Eylül olayları ile ilgili haber ve resimler yasaktır.

Magazin sayfalarında da halkı heyecanlandıracak resim ve yazılar yasaktır.

Çıplak kadın resmi basmak da yasaktır.

İkinci baskı yapmak yasaktır.

Kıbrıs’taki olaylarla ilgili haber vermek, resim basmak yasaktır.

Öğrenci birlikleri ve başka dernekler hakkında yapılan kovuşturmalarla ilgili

haberler yasaktır.

Heyecan verici cinayet haberlerinin geniş biçimde yazılması yasaktır.

Sıkıyönetim mahkemeleriyle ilgili haber basılamaz.

Bugün Hürriyet gazetesinde tahrip edilen dükkânların sayısı çıkmıştır. İktibas

edilmesi yasaktır.

Beşiktaş’ta bir çuval içinde iki yanık ceset bulunmuştur yazması yasaktır.

CHP Genel Başkanı İsmet İnönü yasaklamalara dair, Ulus gazetesinde bir

makale yayınlamıştır. Bu makalede yasaklamalara karşı fikirler bulunmaktadır. Bu

sebepten dolayı Aknoz Paşa 20 Eylül 1955’te Anadolu Ajansı bülteninde bir bildiri

yayınlar. Ve bu bildiri İsmet İnönü’nün yayınlamış olduğu makaleden kaynaklıdır.

Aknoz Paşa Ulus gazetesinin basılmasını ve yayınlanmasını men ettiğini

bildirmiştir.

23

Page 24: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

Aknoz Paşa’nın radyoda ve gazetelerde yayımlanan sıkıyönetim bildirileri

vardır. Bu bildirilerde kışkırtıcı haberlere karşı insanları uyarmış, karakola

gitmelerini rica etmiştir.

Basın özgürlüğünü önemli derecede zedeleyen, 9 Mart 1954 tarihli yasa ispat

hakkı tartışmalarını da beraberinde getirmiştir. Söz konusu yasa, gazetecilere,

yayımladıkları haberlerle ilgili dava açılması durumunda, haberlerindeki iddiayı

ispat etme hakkını vermemiştir. İspat Hakkı konusu, DP’nin iktidar olduğu

dönemde; demokrasi, hukuk devleti, basın özgürlüğü açısından önemli bir sorun

olmuş ve DP içinde gittikçe büyüyen bir anlaşmazlığa neden olmuştur. 1955

yılında, basına ispat hakkı verilmesi konusunda ısrarcı olan bazı DP milletvekilleri

ile Adnan Menderes arasında parti içi mücadele yaşanmıştır.

“İspat Hakkı” konusu DP içinde kopmalara sebep olmuştur. “İspatçılar” olarak

isimlendirilen Hürriyet Partisi kurulmuştur.

1956 yılı ile birlikte, Basın Kanunu’nda değişiklikler yapılarak basına

kısıtlamalar ve basın suçlarına ağır cezalar getirilmiş, Toplantı ve Gösteri

Yürüyüşleri Yasası’nda önemli kısıtlamalara gidilerek bu suçların cezası

arttırılmıştır. Söz konusu gelişmeler doğal olarak muhalefetin şiddetli tepkilerini

doğurmuştur.

6-7 Eylül olayları nedeniyle başlayan ve 9 ay süren sıkıyönetimin bittiği gün

olan 7 Haziran 1956’da, TBMM basınla ilgili iki kanun tasarısı ele almıştır. Söz

konusu süreçte Menderes yine talihsiz açıklamalarından birisini yaparak 1950

yılında basın özgürlüğü sağlamakla büyük hata yaptığını ifade etmiştir.

Söz konusu eleştirilere rağmen DP hükümeti, 1954 yılındaki düzenlemeyi

yeterli bulmadığı için 1956 yılında basın özgürlüğünü sınırlayıcı nitelikteki 6732 ve

6733 sayılı iki yasa daha çıkarmıştır. 6733 sayılı yasa ile varolan Basın Kanununa

bazı değişiklikler getirilmiş ve buna göre; bu alana ilişkin yeni kısıtlamalar

getirilmiş ve basın yoluyla işlenen suçların cezaları ağırlaştırılmıştır.

Basın Kanunu’na yapılan eklemeler ve Kanun’da yapılan değişiklikler ile birçok

gazeteciye dava açılmış ve kovuşturmalar söz konusu olmuştur. Gazetecilerin 24

Page 25: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

ortaya attıkları iddiaları ispat hakkının olmaması da, hakkında dava açılan

gazetecilerin sayısının artmasına neden olmuştur.

6732 sayılı yasa ile “kötü niyet veya özel maksada matuf yayında bulunmak”

ceza kapsamına alınmıştır.

1954 tarihli “Neşir Yoluyla veya Radyo ile İşlenecek Bazı Cürümler Hakkında

Kanun” un bazı maddeleri ve ismi değiştirilerek 6733 sayılı kanunla aynı gün

kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Yeni ismi “Neşir Yoluyla veya Radyo ile Yahut

Toplantılarda İşlenen Bazı Cürümler Hakkında Kanun” olan düzenleme, şeref,

namus ve saygınlığa zarar verecek, halkın devlete olan güvenini sarsacak ve

zorunlu ihtiyaç maddelerinin fiyatlarının değişmesine yol açacak yazıları

cezalandırmaya yönelik hükümler getirmiş, neşir yoluyla veya hakarette

bulunulmasını bir yıldan üç yıla kadar hapis, 3 bin liradan 10 bin liraya kadar para

cezası gerektiren bir suç haline gelmiştir.

6733 sayılı yasa ile gelen bir diğer önemli değişiklik de, Basın Kanunu’nda o

zamana kadar gazeteci sanıkların tutuklanmasını gerektiren 39 sayılı hükmün

kaldırılması olmuştur. Buna göre gazeteci sanıkların mahkûmiyetleri

kesinleşmeden tutuklanmalarını engelleyen 39.madde hükmü kaldırılmıştır.

6732 ve 6733 sayılı yasalar, uluslararası platformda eleştirilerek dış basında

yoğun tepkilere neden olmuştur. Uluslararası Basın Enstitüsü, söz konusu

gelişmeleri basın özgürlüğü açısından kabul edilemeyecek yasalar olarak

değerlendirmiş ve bu durumu protesto etmiştir. Söz konusu Enstitü’nün aylık

dergisinin Temmuz 1956 tarihli sayısında iki sayfalık ‘Türk Gazetecileri Vesayet

Altında’ başlıklı bir yazı kaleme alınmıştır. Bu yazıda sıkıyönetime karşı eleştiriler

bulunmaktadır. Haberleşme olanaklarının daraltıldığı belirtilmiştir.

Gazetecilerin çalışma koşullarını protesto eden İstanbul Gazeteciler Sendikası

1957 yılı Temmuz ayında bir bildiri yayınlamıştır. Zira gazetecilerin çalışma

koşulları her geçen gün daha güçlenmiştir. Muhalefet liderlerini izleyen

muhabirler, polis tarafından copla kovalanmış, fotoğraf makinaları ellerinden

alınmıştır. Buna bazı gazetecilerin kovuşturulması da eklenmiştir. İstanbul

25

Page 26: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

Gazeteciler Sendikası’nın bu protesto amaçlı bildirisi Hükümetin sert tepkisine

neden olmuş ve Sendika Merkezinin kapısı polis tarafından mühürlenmiştir.

İstanbul Gazeteciler Sendikası dokuz ay kapalı kalmıştır.

Söz konusu dönemde gazetecilere yeni yeni davalar açılmış Zaman, Ulus, Yeni

Gün, Milliyet, Cumhuriyet, Dünya, Vatan Tercüman Gazetelerinin sorumluları

haftanın neredeyse yarısında mahkemelere taşınmışlardır. Gazetecilere

mahkemelerden, savcılardan çok sayıda yasaklamalar gönderilmiştir.

Görüldüğü üzere Demokrat Parti iktidarı döneminde de basının durumu diğer

dönemlerden farklı değildir. Türkiye açısından düşünce özgürlüğü, örgütlenme

özgürlüğü gibi sorunlar bu dönemde de önemini koruyor.

5.2 TELEVİZYONDA SANSÜR

Sansür ortaya çıktığı günden beri, basın yayın organlarını çok fazla etkilemiştir.

Bu sebepten dolayı sansür, halk tarafından çoğu zaman eleştirilen bir konu olmuştur.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Türkiye'de faaliyet gösteren

tüm radyo ve televizyonların yayınlarını denetleyen kamu kuruluşudur.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun görev ve yetkileri 6112 Sayılı Radyo ve

Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun 34. maddesinde

belirlenmiştir. Buna göre radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetleri sektörünü

düzenlemek ve denetlemek amacıyla, idarî ve malî özerkliğe sahip, tarafsız bir kamu

tüzel kişiliği niteliğinde Radyo ve Televizyon Üst Kurulu kurulmuştur. Üst Kurul, bu

kanunda kendisine verilen görev ve yetkileri kendi sorumluluğu altında bağımsız

olarak yerine getirir ve kullanır. Üst Kurul, bu Kanunda ve 5018 sayılı Kamu Malî

Yönetimi ve Kontrol Kanununda belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde kendisine

tahsis edilen malî kaynakları görev ve yetkilerinin gerektirdiği ölçüde, kendi

bütçesinde belirlenen usul ve esaslar dâhilinde serbestçe kullanır. Üst Kurulun

26

Page 27: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

malları Devlet malı hükmündedir, haczedilemez. Üst Kurul, Hükümet ile olan

ilişkilerini Başbakan veya görevlendireceği bir bakan aracılığıyla yürütür. Üst Kurul

Sayıştay denetimine tabidir.

Üst Kurul, öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmeyen, izin şartlarını ihlâl eden,

yayın ilkelerine ve Kanunda belirtilen diğer esaslara aykırı yayın yapan özel radyo ve

televizyon kuruluşlarını uyarır veya aynı yayın kuşağında açık şekilde özür dilemesini

ister. Bu talebe uyulmaması veya aykırılığın tekrarı halinde ihlâle konu olan

programın yayını, bir ilâ on iki kez arasında durdurulur. Bu süre içinde programın

yapımcısı ve varsa sunucusu hiçbir ad altında başka bir program yapamaz. Yayını

durdurulan programların

yerine, aynı yayın kuşağında

ve reklamsız olarak, ilgili

kamu kurum ve kuruluşlarına

Üst Kurulca hazırlattırılacak

eğitim, kültür, trafik, kadın ve

çocuk hakları, gençlerin

fiziksel ve ahlaki gelişimi,

uyuşturucu ve zararlı

alışkanlıklarla mücadele,

Türk dilinin güzel kullanımı ve çevre eğitimi konularında programlar yayınlanır.

Kanallarda buzlama, bantlama ve gizleme içeren sansür uygulamaları vardır.

TRT’de uygulanan bazı sansürler;

Tosun Paşa filmindeki Adile Naşit’li hamam sahnesi TRT’de yayınlandığı

zaman sansürlenmiştir.

27

Page 28: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

TRT Müzik’te, Ajda Pekkan’ın görüntüleri buzlanarak sansürlenmiş, Ziynet

Sali’nin hafif dekolteli kıyafetine de buzlama tekniği uygulanmış ve şarkıcı

Nevra Günay Tosun’a dekolte sansürü yapılmıştı. 

TRT 1’de yayımlanan “Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü” adlı filmde Alevilik

konuşması sansürlenmişti.

Yayın yasağı getirilmiş olaylar vardır. Bunlara örnek olarak;

301 kişinin öldüğü Soma Faciası:

Radyo Televizyon Üst Kurulu, Soma’da 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciaya

ilişkin  tüm radyo ve televizyon kuruluşlarını, bölgeden haber aktarırken insanların

üzüntüleri konusunda gereken hassasiyeti göstermeleri, ayrıca yayın akışlarında

gerekli düzenlemeleri yapmaları konusunda uyarmıştı.

97 kişinin öldüğü 400 kişinin yaralandığı Ankara Katliamı:

28

Page 29: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

Ankara'da resmi rakamlara göre 97 kişinin can verdiği, Türkiye Cumhuriyeti tarihine

geçen en büyük terör saldırısına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında

ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine  olarak yayın ve eleştiri yasağı

getirildi. 

MİT Tırları:

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Adana 5. Sulh Ceza Hâkimliği’nin, Hatay'ın

Kırıkhan ilçesi ve Adana'da MİT'e ait araçların durdurulması ve aranması olayıyla ilgili

yazılı, görsel ve internet medyasında her türlü yayının yapılmasının yasaklanmasına

karar verdiğini duyurmuştu.

Çocuk Cezaevinde Tecavüz Haberi:

CEYHAN 2’nci Sulh Ceza Mahkemesi, M Tipi Cezaevi’nde suç mağduru bir çocuğun

günlerce koğuş arkadaşının tecavüze uğradığının sonradan anlaşıldığı olayla

ilgili yayın yasağı getirmişti.

34 kişinin öldüğü Suruç Katliamı:

Suruç Sulh Ceza Hâkimliğince, Suruç'taki canlı bomba saldırısına ait görüntülerin

yazılı, görsel ve sesli yayın organlarında yayınlanmasına yasak getirilmişti.

29

Page 30: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

İstanbul’da meydana gelen patlamayla ilgili yayın yasağı:

İstanbul’da Beşiktaş'ta Vodafone Arena yakınında yaşanan patlama ile ilgili yayın

yasağı getirildi.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK), Başbakanlık’ın yazısı ile patlamaya

ilişkin geçici yayın yasağı getirildiğini bildirdi.

Yayın yasağı, “Patlamaya ilişkin olarak, patlama anı, patlama sonrası olay yeri,

kamu görevlilerinin olay yerinde yürüttükleri çalışmalar, varsa patlama sonucu

yaralanan veya hayatını kaybeden kişilere ait görüntü, görsel öğe ve benzeri

unsurlara ve bunlarla ilgili abartılı anlatımlara” ,"resmi makamlarca yapılan

30

Page 31: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

açıklamalar dışında olaya iştirak etme şüphesi bulunan kişilere, bu kişilerin

bulundukları yerlere, kullandıkları araçlar ve benzeri diğer hususlara, yayınlarında

kesinlikle yer vermemelerini” içeriyor.

Kayseri’de meydana gelen patlamayla ilgili yayın yasağı:

RTÜK'ten yapılan açıklamada, "6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve

Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 7. maddesinde milli güvenliğin açıkça gerekli

kıldığı hallerde veya kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel

olduğu durumlarda geçici yayın yasağı getirilebileceği öngörülmektedir. Anılan

hüküm çerçevesinde 17 Aralık 2016 tarihinde Kayseri'de meydana gelen patlamayla ilgili olarak Başbakanlığın 17 Aralık 2016 tarih ve 4336 sayılı yazısı ile geçici yayın yasağı getirilmiştir" denildi.

İstanbul’da meydana gelen 15 Temmuz darbe girişimine yönelik yayın yasağı:

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), İzmir 7. Sulh Ceza Hâkimliğince

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine yönelik soruşturma

kapsamında, şüpheli ifadeleri ve gizli tanık beyanlarına ilişkin yayın yasağı

getirildiğini bildirdi. RTÜK'ten yapılan yazılı açıklamada, İzmir Cumhuriyet

Başsavcılığı'nın, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin yürüttüğü soruşturmaya yönelik

talebi ile İzmir 7. Sulh Ceza Hâkimliğince yayın yasağı kararı alındığı belirtildi.

31

Page 32: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

Rus Büyükelçi’ye silahlı saldırıyla ilgili yayın yasağı:

RTÜK, Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un saldırıya uğramasına ilişkin

Başbakanlık tarafından geçici yayın kısıtlaması getirildiğini duyurdu.

32

Page 33: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

6. İNTERNETTE SANSÜR

Sansürün en iyi türlerinden biri, internet sansürüdür. İnternet sansürü, internetteki

bilgilere erişmeye veya bilgi koymaya yönelik denetime verilen addır.

Herkes internet sansürünü 2007’den başlatma eğilimindedir. Oysa 2001-2006

yılları internet sansürünün yükseliş dönemidir. 2000 ile 2007 yılları arasında,

sanıldığının aksine, birçok site engelleme olayı yaşanmıştır. Başta Türk Ceza

Kanunu’nun ilgili maddeleri olmak üzere, Medeni Kanun, Fikir ve Sanat Eserleri

Kanunu gibi düzenlemelerin hükümlerine dayanarak, yetkili mahkemeler tarafından

verilen pek çok erişim engelleme kararı, doğrudan internet servis sağlayıcıları

tarafından uygulandı. Bu engelleme kararlarının büyük kısmı, devleti ve kurumlarını

aşağılama gerekçesiyle verildi. 2005’te MÜYAP’ın FSEK yoluyla “yetkili kurum”

statüsü kazanmasıyla engellemelerin sayısı bir anda arttı. 2005-2007 arasında

1500’den fazla site sadece MÜYAP girişimiyle engellendi.

33

Page 34: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

İnternet sansürü devlet ve diğer yetkili kurumların kullanıcıların internet üzerindeki

bilgiye erişmesi ve internet ortamında paylaşım yapmasının önüne getirdiği engeller

ve denetimlerin tümüdür. İnternet yasaklarının incelendiği ve tartışıldığı bu bölümde,

dünya ve Türkiye’de yaşanan internet sansürü konuları enine boyuna incelenmekte

ve olası sonuçları konusunda kamuoyu bilgilendirilmektedir.

Freedom House’un kriterlerine göre ülkeler internette özgürlükler alanında “özgür”,

“kısmen özgür” ve “özgür değil” şeklinde sınıflandırılıyor. Kurumun 2015 yılı raporuna

göre, Türkiye internette özgürlükler alanında “Kısmen özgür” ülke olarak

sınıflandırılmış. Türkiye, aynı raporu baz alarak diğer ülkelere göre kıyaslayacak

olursak eğer, Meksika, Endonezya, Kolombiya gibi ülkelerle aynı sınıfta yer alırken;

Çin, Rusya ve İran gibi özgür olmayan ülkelerden daha iyi bir durum sergiliyor.

İnternette özgürlük anlamında en iyi durumda olan ülkeler arasında ABD, Kanada,

Avusturalya ve bazı Avrupa ülkeleri bulunuyor.

Türkiye’de internet ortamındaki yayın ve suçlar 5651 no’lu kanunla düzenleniyor.

Bu kanun 2007 tarihli ancak 2014 yılından itibaren önemli değişikler yapıldı.

Yürürlükte olan kanuna göre intihara yönlendirme, çocukların cinsel istismarı,

uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, sağlık için tehlikeli

madde temini, müstehcenlik, fuhuş, kumar oynanması için yer ve imkan sağlama ile

Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındaki 5816 sayılı kanunda yer alan suçlar

hakkında erişimin engellenmesi kararı mahkemenin veya Cumhuriyet savcısının

talimatıyla ve kararın hakim tarafından onaylanmasıyla yirmi dört saat içinde veriliyor

ve engellemenin en geç 4 saat içinde uygulanması gerekiyor.

34

Page 35: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

Türkiye’de 2016 Eylül ayı itibariyle erişime engelli toplam 113.398 web sitesi

bulunuyor. Bu sayı sosyal ve siyasi konuları içeren siteler kadar, fuhuş ve diğer

suçlara teşvik eden siteleri de kapsıyor. Türkiye’nin internette sansürlemeyi tercih

ettiği içerikler arasında muhalif içerik, etnik ve dini konular, yolsuzluk, güvenlikle ilgili

konular bulunuyor. 

6.1 SOSYAL MEDYADA SANSÜR

Dünyanın birçok yerinde sosyal medya sansürü

uygulanmaktadır. Sosyal medyada uygulanan

sansür, getirilen yayın yasakları gittikçe artmaktadır.

Bu yasaklara dünyanın dört bir yanından tepkiler

gelmektedir. Sansür, hükümet tarafından

uygulanmaktadır. Sosyal medyada paylaşılan ve

uygun olmadığı düşünülen yazılara, resimlere veya

videolara sansür uygulanabilir.

Örneğin; Facebook, içeriğin kaldırılmasını talep eden toplam 83 ülkenin 15’inin

talebini kabul ettiğini açıklıyor. En çok içerik kaldırılan ülke, 4960 kaldırılan içerikle

Hindistan’ken, Hindistan’ı 1893 içerikle Türkiye ve 1773 içerikle Pakistan izliyor.

Taleplerin içerikleriyse Hindistan ve Pakistan için çoğunlukla ‘dinleri ve ülkeleri

eleştirmek’, Türkiye’de ise ‘Atatürk’ü eleştirmek’ olarak belirtiliyor.

Günümüzde yayın yasakları yükselen tansiyonu dindirmekten ziyade korkuyu

alevlendirmekte ve hızla yayılan söylentilerin gerçek haberlerin yerlerini almalarına

vesile olmaktadır.

35

Page 36: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

Sosyal Medyada Sansür Örnekleri;

Twitter'dan Nice'teki saldırının görüntülerine sansür uygulandı. Katliamın

yapıldığı andan itibaren sosyal medyada, özellikle de Twitter'da paylaşılan

video ve fotoğrafların tamamı Twitter'ın "Hassas içerik sansürü"

uygulamasından geçti.

Ankara'da gerçekleşen ve 100 kişiden fazla insanın hayatını kaybettiği

saldırı sonrasında hükümet yeniden yayın yasağı konulmuş ve öncelikle

olay yerinden görüntü yayınlanmasına kısıtlama getirilmişti. Günler sonra

sürdürülen soruşturma hakkında tüm yayınlara engel kararı alındı.

(10.10.2015)

Türkiye, Suruç'ta 32 kişinin katledildiği IŞİD saldırısı sonrasında Twitter'a

erişim yasağı uygulamayı tercih etmişti. Yerel mahkeme patlama anı ve

sonrasına dair medyada görüntü yayınlanmasına da engel getirmişti.

(20.07.2015)36

Page 37: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

Twitter, Facebook ve Youtube'u kapsayan sosyal

medya soruşturmasında son dakika kararı verildi. İçişleri

Bakanlığı, Twitter, Facebook ve Youtube gibi sosyal medya mecralarında

10 bin kişi soruşturma ve adli sürecin devam edeceğini açıkladı. Sosyal

medya üzerinden terör propagandasına yönelik son 6 ayda yapılan

operasyonlarda 3710 kişi hakkında işlem yapıldığını ve 1656 kişinin

tutuklandığını açıklandı. (24.12.2016)

Vietnam savaşının simgesi, Pulitzer ödüllü fotoğrafa Facebook tarafından

sansür uygulandı. Dünyaca ünlü fotoğraf, napalm bombalarının hedefi olan

köyünden kaçan 9 yaşındaki Vietnamlı kız Kim Phuc'u gösteriyor.

Bombaların aleve boğduğu giysilerini çıkarıp atan kız, vücudundaki ağır

yanıklardan ötürü acı içinde ağlıyor.  Norveç'in saygın gazetelerinden

Aftenposten, Vietnam Savaşı’nın simgelerinden bu kız çocuğuna ait

fotoğrafı Facebook hesabında bir haberle birlikte paylaştı. Facebook

yönetiminin paylaşımı silmesi, Norveç kamuoyunun tepkisine yol açtı.

Facebook'un bu sansürünü eleştiren yazar Tom Egeland'ın Facebook

hesabı da kapatılmıştı.

37

Page 38: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

Facebook, Fransa'da bazı belediyelerin haşemayı yasaklamasını eleştirmek

için denize giren rahibelerin fotoğrafını paylaşan İzzeddin Elzir'in hesabını

dondurdu.

38

Page 39: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

SONUÇ

Öncelikle sansürü tanımlayalım; sansür geçmişten bugüne kadar değişerek de

olsa, süregelen bir konudur. Kitabımızda bu konuyu ele aldık. Araştırmamızı hem

kütüphane ortamında hem de çeşitli internet siteleri üzerinden yaptık.

İlk olarak milattan önceki dönemi ele aldık. Bu dönemden itibaren uygulanmaya

başlanan sansür kitap yakmalarla ortaya çıkmıştır. Amaç halkın bilinçlenmesini

önlemekti. Buna örnek olarak; Çin kralının bilginlere kitap çıkarma yasağı

uygulamasını çıkarmasını ve eğer çıkarılmışsa bile yakmasını verebiliriz.

Osmanlı döneminde ise yine aynı şekilde kitap yakmaların olduğunu öğrendik.

Fakat bu dönemde kitapların dışında gazetelerde ön plandaydı. Kelimelere bile

yasaklar gelmeye başlamıştı.

Cumhuriyet dönemine geçtiğimizde çok fazla bir fark olmadığını gördük. Daha

derin bir şekilde işlendiğini, sansüre daha sıkıyönetim uygulanarak yaklaşıldığını

gördük. Basına neredeyse tamamen karşı gelmişler, basına büyük bir baskı

uygulamışlardır.

Demokrat parti dönemine geçtiğimizde basın açısından çok zor bir dönem

olduğunu öğrendik. Basına fazlasıyla karşı gelinmiş, resmen basını yok etmek için

çaba göstermişlerdir. Basının en zor durumları yaşadığı dönem Demokrat parti

dönemi olmuştur.

Araştırmamızda sansürün aslında tek düze ilerleyen bir sistem olmadığını

öğrendik. Dönem dönem değişiklikler yaşadığını, sansürün bazı dönemlerde çok

büyük bir baskı uyguladığını öğrendik. Bu dönemsel süreçlerde başka ülkelerden iyi

veya kötü eleştiriler aldığını öğrendik ve kitabımızda diğer ülkelerin tepkilerine, köşe

yazarlarının görüşlerine yer verdik.

İçerisinde bulunduğumuz dönemde hala sansür uygulanmaktadır. Fakat bazen

sosyal medyada oluşan tepkilerden ötürü geri adım atıldığı da oluyor. Bunun

örneklerine de kitabımızda yer verdik.

39

Page 40: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

Hükümet sansürü her ne kadar kendi ülkesini korumak için yapıyor olsa da bazen

çok sert tepkiler aldığı gibi bazen olumlu karşılanıyor. Bu kitabı hazırlarken amacımız

ilk günden bulunduğumuz zamana kadar sansürün ortaya çıkışını ve basın üzerinde

uygulanan sansürleri incelemek ve açıklamaktı. Biz sansür konusunu ve tarihini

amacımıza uygun şekilde, sansür örnekleri ile birlikte araştırıp, açıkladık. Hedefimize

ulaştığımızı düşünerek kitabımızı tamamladık.

40

Page 41: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

KAYNAKÇA

ACAROĞLU, Türker : “Sultan Abdülhamit II. Döneminde Dış Yayın Yasaklamaları”1979,Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara (syf 154)

KAYIŞ, Nuri: “Sansürsüz Sansür Tarihi(1795-2011)”,2012,Sinemis Yayınları-

İletişim-Medya Dizisi

KIVANÇ, Hüseyin: “Mürekkebin Yanık Kokusu Sansür”,1999,Hasat Yayınları,

İstanbul, (syf 11/75,98)

KİHTİR, Arzu: “Medya ve Demokrasi Kültürü Ekseninde DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ ve BASIN 1950-1960”,2011,Anonim Yayıncılık, İstanbul, (syf

132/149,239-245)

YILMAZ, Mustafa Yasemin: ''Cumhuriyet Döneminde Sansür(1923-

1973)”,2007,Siyasal Kitabevi, Ankara,(syf 164-167/212/248/)

http://www.enfal.de/sosyalbilimler/s/010.htm

http://muzikonair.com/radyoda-sansur-krizi/

https://www.uludagsozluk.com/k/televizyonlarda-uygulanan-sansür/

http://www.serenti.org/ii-abdulhamid-doneminde-sansur/

http://www.nedensosyalmedya.com/pazarlama/sosyal-medya-ve-sansur

https://tr.wikipedia.org/wiki/İnternet_sansürü

http://www.pirvakfi.8m.com/sansur.html

https://tr.wikipedia.org/wiki/Sansür

https://www.msxlabs.org/forum/x-sozluk/89515-sansur-nedir.html

http://www.dersimiz.com/terimler-sozlugu/Sansur-Nedir-

6421.html#.WFbCgDug_IV

http://www.turkcebilgi.com/sansür

http://oziloz.com/sansur-dedigin-nedir-ki/

http://www.filozof.net/Turkce/siyasi-tarih/1595-sansur-nedir-ne-demektir-tanimi-

tarifi-dunyada-osmanlida-turkiyede-tarihi-ornekleri-kisaca-ozet-olarak-sansur-

tarihi.html

https://tr.wikipedia.org/wiki/RTÜK

http://www.sabah.com.tr/gundem/2016/12/17/rtuk-kayserideki-patlamayla-ilgili-

yayin-yasagi-getirdi

https://onedio.com/haber/yakin-donemde-yayin-yasagi-getirilmis-20-olay-60534641

Page 42: nisataskin.files.wordpress.com€¦  · Web viewSansür matbaanın Osmanlı devletinde yasaklanması nedeniyle Osmanlı devrine geç gelmiştir. Osmanlı döneminde ilk çıkarılan

http://bianet.org/bianet/toplum/181595-istanbul-besiktas-taki-patlamaya-yayin-

yasagi

http://www.milatgazetesi.com/15-temmuz-a-yayin-yasagi-haber-92090

http://www.insanhaber.com/guncel/rus-buyukelci-ye-silahli-saldiriyla-ilgili-yayin-

yasagi-h82073.html

http://www.bursaninnabzi.com/ana-kanlarimiz-emeklerimize-karisti-soyle-ana-

utanmak-imandandir-utanirlarsa-galeri/

http://www.hurhaber.com/soma-faciasi-icin-19-kisi-gozaltinda/haber-628151

http://www.agos.com.tr/tr/yazi/12983/ankara-da-baris-mitingi-nde-katliam-95-olu

http://sosyalmedya.co/internet-sansuru/

http://www.ozguruckan.com/kategori/politika/22241/turkiye-de-internet-

sansurunun-kisa-tarihi-ve-mumkun-gelecegi

https://tr.wikipedia.org/wiki/İnternet_sansürü

http://www.dogrulukpayi.com/bulten/57ee5e8646839

http://odatv.com/neden-her-patlamadan-sonra-yayin-yasagi-geliyor-

1802161200.html

http://www.hurriyet.com.tr/twitter-facebook-ve-youtubedan-1656-kisiye-tutuklama-

40316149

http://www.ensonhaber.com/twitterdan-niceteki-saldirinin-goruntulerine-sansur-

2016-07-15.html

http://t24.com.tr/haber/sanliurfa-suructa-patlama,303437

http://www.ntv.com.tr/turkiye/ankarada-teror-saldirisi-103-

olu,G7aJ87ksF0Kd8ko_oYJuOw?_ref=infinite

http://www.dw.com/tr/norveçte-facebooka-sansür-eleştirisi/a-19539870

http://www.sabah.com.tr/dunya/2016/08/20/facebooktan-sansur

http://sosyalmedya.co/?s=sosyal+medya+sansürü

42