İŞTE ODTÜ’DEN GEÇECEK YOLLA İLGİLİ GERÇEKLER...

∑ Anadolu Bulvarı’nın devamı olan ve Eskişehir ile Konya yollarını birbirine bağlayacak olan yeni açılan yolun uzunluğu 4 kilometre olacak.

∑ Yolun 1.8 kilometrelik bölümü ODTÜ sınırlarının içinden geçecek. ODTÜ içinden geçecek bölümün 400 metrelik kısmı için Koruma Kurulu’na başvurdu.

∑ Yolun planı Murat Karayalçın döneminde 1991 yılında kabul edildi.

∑ Yolun yeni projeleri tamamen ODTÜ yetkililerinin görüşleri doğrultusunda hazırlandı.

∑ Bu yolun dışında ODTÜ içinden geçecek bir yol planı daha bulunuyor. Bu yolla ilgili ODTÜ’nün talebi üzerine Büyükşehir Belediyesi ikinci yol olan bu yolun tamamen tünelle geçmesini kabul etti.

∑ Büyükşehir Belediyesi şu anda yolun 2 bin 200 metrelik kendisine ait olan alanında çalışmalarını sürdürüyor.

∑ ODTÜ içinden geçecek bölümdeki çalışmalar, ODTÜ’nün Çevre Bakanlığı’na yaptığı başvurunun onaylanmasından sonra başlayacak.

∑ Yola karşı çıkanlar tamamen marjinal gruplardan oluşuyor.

∑ Bazı CHP milletvekilleri ise yolun izinsiz olarak yapıldığını iddia ederek iş makinalarını fiziksel engellemeye çalıştılar.

∑ Başkan Gökçek, TİP İmar Yönetmeliğine göre yol ve köprülerle ilgili bir ruhsata gerek olmadığını bildirerek, milletvekilleri Aylin Nazlıaka, Hüseyin Aygün ve İlhan Cihaner hakkında, çalışmaları yasal olmayan bir şekilde engellemelerinden dolayı savcılığa suç duyurusunda bulundu.

∑ CHP’li milletvekillerinin yol çalışmasını engelleyen tavırlarından cesaret alan bazı marjinal gruplar da olaylar çıkararak polisle çatıştı.

∑ Başkan Gökçek, ODTÜ ile tamamen işbirliği yaparak yola koyuldukları bu çalışmaları bitirmenin vicdani bir sorumluluk olduğunu bildirdi.

Büyükşehir Belediyesi, Başkent trafiğini rahatlatacak dev projelerine Atatürk Orman Çiftliği’ndeki Ankara Bulvarı’nın ardından, Anadolu Bulvarı-Konya Yolu bağlantısı ile devam ediyor.

Eskişehir Yolu’nun trafik yükünü oldukça rahatlatacak olan yolun yapımına Büyükşehir Belediyesi mülkiyetindeki bölümde başlandı. Ancak her konuyu bahane ederek olay çıkaran marjinal gruplar ile onları her platformda destekleyen bazı CHP milletvekilleri olaylar çıkartarak bu yolu engellemeye çalışıyorlar.

Yapım kararı 1991 yılında dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın tarafından alınan ve planları o dönemki İmar Daire Başkanı ve aynı zamanda ODTÜ Öğretim Görevlisi Raci Bademli tarafından hazırlanan, toplam 4 kilometrelik yolun ODTÜ’den geçen 1.8 kilometrelik bölümünün yapımına bazı marjinal gruplar, onları yönlendiren yasa dışı örgütler ve destekleyen CHP’liler karşı çıkarak, eylemler düzenliyor.

Protestocular, ODTÜ Rektörlüğü’nün Büyükşehir Belediyesi’nin kararlarını

destekleyen samimi açıklamalarına rağmen, yasal olmayan bahanelerle bağlantı yoluna karşı çıkarken Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, ODTÜ gerçeğini şöyle özetledi:

“ODTÜ’den geçecek yolun yapımıyla ilgili her konuda ODTÜ yönetimiyle tam bir mutabakat içindeyiz. Bizim amacımız üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Bu yolun yapımıyla ilgili ODTÜ ne istediyse o oldu. Bu yolu ODTÜ yönetimiyle el ele yapıyoruz. Yaptığımız iş tamamen yasalara uygun. Toplam 4 kilometrelik yolun 1.8 kilometrelik bölümü ODTÜ mülkiyetinde ve bunun sadece 400 metrelik bölümü için Koruma Kurulu kararı gerekiyor. ODTÜ yönetimi bunun için de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurdu. Bu karar çıktıktan sonra da yolun yapımı için hiçbir yasal durum kalmayacak. Zaten ODTÜ Rektörlüğü de samimi açıklamaları ile bu konuya aynen bu şekilde açıklık getirmiştir.

Bu yolun yapılmasına karşı çıkanlar ise tamamen marjinal gruplar, bunları yönlendiren kişiler ve destek çıkan CHP’li marjinal milletvekilleri. CHP’liler ise mevzuatı bilmeden hareket ediyor. İddiaların aksine yolun inşaat ihalesi, planı ve projesi yapılmıştır. Bu yolu

engellemek için iş makinelerinin önüne çıkan, işin yapılmasını engelleyen hatta iş makinelerini taşlayan milletvekilleri suç işlemektedirler. Biz bunlar için savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Yasal olmayan bir durum varsa, bunun yöntemi milletvekilleri ya da başkaları gider yasal yollara başvurur. Hukuk devletinde böyle yapılır. Yoksa, ‘ben bu yolu durdururum’ diyerek şiddete başvurmak ve yasa dışı örgütler ve marjinal gruplarla hareket etmek hangi hukuk devletinde olur?”

“KARAR, KARAYALÇIN

DÖNEMİNDE ALINDI”

Başkan Gökçek, ODTÜ’nün yanından geçecek olan yolun yapım kararının kendileri tarafından değil, 1991 yılında Murat Karayalçın’ın Belediye Başkanlığı döneminde alındığını hatırlatarak, şunları kaydetti: “ODTÜ yolunun yapımı Karayalçın döneminde planlanmıştır. Büyükşehir Belediyesi İmar Dairesi Başkanı, aynı zamanda o dönemde ODTÜ’de öğretim görevlisi de olan Raci Bademli tarafından Belediye Meclisi’ne gönderilen 1/1000’lik planda vardır. Oldukça ilginç bir şekilde hem öğretim görevlisi hem de İmar Dairesi Başkanlığını bir arada yürüten Raci Bademli’nin teklifi, altında da Karayalçın’ın imzasıyla Belediye Meclisi’nde kabul edilmiştir. O tarihte de belediye başkanları bunu tasdik ederdi. Yani buranın 1/5000’lik ve 1/1000’lik planını yaptıran ve tasdik eden Sayın Karayalçın’dır. Yani bu planı biz yapmadık.”

“BUGÜNE KADAR

BEKLEMEMİZİN AMACI

TARTIŞMALARA

SEBEBİYET VERMEMEK

İÇİNDİ”

Yol yapımı için bugüne kadar beklemelerinin nedenini, “Bugün yaşanan suni tartışmalara neden olmamak içindi” diye açıklayan Başkan Gökçek, “Bu konu ne zaman gündeme gelse tartışmalar yaşandığı için bugüne kadar gündeme getirmedim. Kavga

istemediğim için yapmadım. Ama artık 1,5 milyon aracıyla Ankara’nın trafiği dayanılmaz hale geldi. Bu yolun yapımı için karar vermek durumunda kaldık” diye konuştu.

“YOL ODTÜ’NÜN İÇİNDEN

DEĞİL YANINDAN GEÇİYOR”

Anadolu Bulvarı’ndan gelip de ODTÜ’nün yanından geçerek, Konya Yolu’na bağlantı sağlayacak olan yolun, ODTÜ’nün içinden değil yanından geçen bir yol olduğunu belirten Başkan Gökçek, Ankara’nın artan trafiğinin rahatlatılması için bu yolun yapılması gerekliliğini vurguladı.

Bir kaşık suda fırtına koparmak isteyen marjinal grupların olayları yönlendirdiğini kaydeden Başkan Gökçek, şunları söyledi:

“ODTÜ Yolu; Anadolu Bulvarı’ndan gelip Eskişehir Yolu’yla birleşerek Konya Yolu’na çıkan yoldur. Bilindiği gibi Eskişehir Yolu’ndan gelen yol dört şerit olarak gelir. Bu yol ODTÜ’nün bulunduğu yerde 3 şeride iner, dümdüz devam ettikten sonra Sayıştay’ın orada 2 şeride iner. Anadolu Bulvarı’ndan gelen tüm trafik de Kızılay ve Konya Yolu’na gitmek için arka taraftan gitmek zorunda kalır. Şişe ağzı diye tarif edilen yoldur. Pik saatlerde bu yolda araçlar kilometrelerce geriye doğru yığılır. Biz bir bölümü ODTÜ içinden geçecek bu yolu açtığımızda hem Anadolu Bulvarı trafiği hem de Eskişehir yolu trafiği büyük oranda rahatlayacak.”

Ankara’nın artan nüfusu ile birlikte araç sayısının da her geçen gün arttığına dikkat çeken Başkan Gökçek açıklamasını şöyle sürdürdü: “Ben 1994’te Belediye Başkanı olduğumda Ankara’da 350 bin araç vardı. Bugün ise 1,5 milyon araç var. Siz 1,5 milyon aracı ne yapacaksınız? İnsanları alışkanlıklarından vazgeçirebilir misiniz? Ondan sonra ne olacak? Tıpkı İstanbulluların yaşadığı gibi Ankaralı da 2,5-3 saat trafikte vaktini geçirecek. Nüfus artarken yollar aynı kalamaz. Trafiği aynı tutmak için ise her yıl minimum 125 kilometre yol yapmanız gerekiyor. Senede 50 bin araç trafiğe giriyor. Şimdi ise 80 binlere çıktı. Tek sıra olarak

dizseniz bu araçları 500 kilometre yol yapar. 4 şerit olarak düşünürseniz 125 kilometre eder. Biz bu yolları fazlasıyla yapıyoruz. Ancak kentin yeni bölgelerinde bu yolları açıyoruz. Oysaki kent içindeki araçların büyük bir kısmı kent merkezine gelmeye çalışıyor. O zaman sorun büyüyor. Biz bu sorunu aşmak için de daha önce planlanan yolları açmak zorunda kalıyoruz.”

“Yol inşaatının ihalesi, planı ve projesinin yapılmadığına” dair iddiaların ortaya atıldığını kaydeden Başkan

Gökçek, bunların hiçbirinin gerçek olmadığını, inşaat ihalesinin, planın ve projesinin yapıldığını kaydetti.

ODTÜ ARAZİSİNDE

KALAN BÖLÜM

BELEDİYEYE GEÇMELİ

Başkan Gökçek, Anadolu Bulvarı’ndan gelip de ODTÜ’nün yanından geçerek Konya Yolu’na bağlantı sağlayacak olan 4 kilometrelik yolun 2.2 kilometresinin Büyükşehir’in mülkiyetinde, 1.8 kilometresinin de ODTÜ’nün mülkiyetinde olduğunu kaydederek, “ODTÜ Rektörü söyledi. ‘1990’lı yıllarda burayı biz Karayolları’na terkettik’ diye bir belge var. ODTÜ Rektörü’nün ifadesidir bu. Bu nedenle otomatikman belediyeye geçmesi gereken bir yol” dedi.

“ODTÜ’DEN GEÇECEK TÜNEL YOL AYRI”

Başkan Melih Gökçek, olayı saptırmak isteyenlerin “Bu yol ODTÜ’yü ortadan ikiye bölecek” diye ajitasyonda bulunduklarını, oysa ODTÜ’de iki ayrı yol projesi bulunduğunu, şu andaki çalışmalar yapılan mevcut yolun, ODTÜ’nün sadece sınırındaki bir bölümünden geçtiğini bildirerek, şunları söyledi:

“Birileri kasıtlı olarak, ODTÜ’nün, geçilecek yolla ikiye bölüneceğini iddia ediyorlar. Oysa ki biz ODTÜ ile her konuda işbirliği yaparak ve danışarak projelerimizi hazırlıyoruz. Mevcut çalıştığımız yolun dışındaki ODTÜ’nün içinden doğu batı aksında geçecek yol başka bir yol. Plandaki bu yol mevcut Angora Bulvarı’nın devamından başlayarak ODTÜ’nün içinden geçip, Öğretmenler Caddesi’ne ulaşacak. ODTÜ ile yaptığımız görüşmelerde yetkililer bu yolun tünelle geçilmesini talep ettiler. Biz de yaptığımız görüşmeler sonucunda maliyetinin çok yüksek olacağını bilsek de ODTÜ yetkililerinin bu talebini geri çevirmeyerek bu yolu tünelle geçmeyi kabul ettik. Tekrar ediyorum, bizim amacımız üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Ankaralılara ulaşımda daha nasıl hizmet götürürüz, onun gayreti içindeyiz.”

“HANGİ BELEDİYE İZİN

ALARAK YOL YAPMIŞ”

Protestoculardan bazılarının “Yol yapımı için neden izin alınmadı?” diye sorduklarını kaydeden Başkan Gökçek, şöyle konuştu:

“Ben de merak ediyorum, yol yapımı için nereden izin alınıyormuş. Böyle yasal bir merci mi varmış? ‘Halktan alınsın’ diyorlar. Yolla ilgili planlar yapılınca İmar

Kanunu gereği askıya çıkıyor. 1 aylık askı süresi bunun bir anlamda halka danışılmasıdır. Aynı zamanda bu karar bir gazetede yayınlanıyor. Budur halka sormak. Başka türlü halka sorma olmaz. CHP’li bir Belediye Başkanı tarafından yönetilen İzmir Büyükşehir Belediyesi, yapacakları yollar için nerelerden izin alıyor? Ben de bunu merak ediyorum.

Türkiye’nin herhangi bir yerinde, ‘Ben yol yapıyorum’ diye halka soran, izin isteyen bir yer var mı? Duyan, bilen biri var mı? Ama söz konusu biz olunca, ‘Halktan izin alınsın’ deniyor. Öncelikle şunun bilinmesi gerekiyor, bir yolun yapılması için o yolun planına ihtiyaç vardır. Bu plan olduktan sonra belediye kendisi işi ihale eder ve yola başlar. TİP İmar Yönetmeliğinin 59. Maddesi açıktır. Yollar ve köprüler için izin ve ruhsat alınmaz.”

“İŞİN İÇ YÜZÜNÜ

KAMUOYUNA ANLATTIĞI

İÇİN ODTÜ REKTÖRÜ’NE

TEŞEKKÜR EDERİM”

Mesele üzüm yemek değil de bağcıyı dövmek olunca orada her türlü olayın çıkmaya devam edeceğini kaydeden Başkan Gökçek, “Bir kere ODTÜ

Rektörü’ne teşekkür ediyorum. ‘Bizim herhangi bir sıkıntımız yok’ dedi. ‘Burasının kararı daha önce çıkmıştı, burada yapılabilecek herhangi bir değişiklik ve işlem yok, sadece Koruma Planı beklenmektedir’ dedi. Büyük bir samimiyetle kamuoyuna işin iç yüzünü anlattı” diye konuştu.

“PLANDA ODTÜ NE

İSTİYORSA ONU YAPTIK”

“ODTÜ nasıl istiyorsa onu yapmaya hazırız” diye açıklamasını sürdüren Başkan Gökçek, şunları söyledi:

“Geçtiğimiz senelerden itibaren ODTÜ ile görüşmelere başladık. ODTÜ de İnşaat, Şehircilik ve Mimarlık bölümlerini görevlendirdi. Bizden tam 27 defa plan değişikliği istediler. Değiştirdik götürdük, bir daha istediler. ‘Bunu da değiştir bunu da değiştir’ dediler. Nihayetinde 27’ncisini kabul ettiler. Planı da özellikle ODTÜ’den mezun kişilere çizdirdik. ODTÜ bu değişiklikleri yaptıktan sonra bize yazı yazdı. ODTÜ’nün yazdığı yazıda da özetle ‘... sonuç olarak

alternatif 27. çözüm benimsenmiştir’ deniliyor. Yani ODTÜ Rektörlüğü ‘yapmış olduğunuz planı kabul ettik’ diyor. Bunun 1.8 kilometresi ODTÜ arazisi, 2.2 kilometresi ise Büyükşehir Belediyesi’ne ait. Biz bu konuda anlaştık. Bunu da Belediye Meclisi’nden geçirdik. Yani bu bizim isteğimiz değil, ODTÜ’nün istediği ve tasvip ettiği, ‘böyle olacak’ dediği plandır. Dolayısıyla ODTÜ ile hiçbir sorunumuz yok. ODTÜ ne istediyse o oldu. Bir anlamda ODTÜ ile el ele bunu gerçekleştiriyoruz. Bizim amacımız kavga değil, vatandaşa hizmet götürmek. O nedenle ince eleyip sık dokuyoruz.”

“MİLİTANLAR

İŞ BAŞINDA”

Bakanlıktan, Koruma Kurulu kararının da çıkmasının ardından iki kurum arasında herhangi bir sorun kalmayacağına dikkat çeken Başkan Gökçek, “Ama ODTÜ içindeki DHKP-C militanlarının bu duruma evet demeleri mümkün değildir. Bu olaylar bir süre daha devam edecektir” dedi.

ODTÜ’de yaşanan olayların sadece yol yapımı ile açıklanamayacağını kaydeden Başkan Gökçek, “Ben üç aydır tele-vizyonlarda bu olayların başlayacağını söylüyordum. Yol olmasaydı başka bir sebep bulunup yine olayları başlatacaklardı. Çünkü şu anda Türkiye’de Hükümete karşı olan iç ve dış güçler bu olayların çıkmasını destekliyor. Bu olayların yaşanmasında Avrupa’dan özellikle bir ülke ile Suriye’nin, içerideki bazı grupları destekleyerek olay çıkardıklarını, insanları sokaklara döktüklerini biliyoruz.”

“BİZ KAVGADAN

YANA DEĞİLİZ”

Bölge halkından bazı kişilerin, yapılacak çalışma hakkında Belediye’nin yaptığı açıklamalara değil marjinal grupların yaptığı açıklamalara inandıkları için yalan yanlış ve çelişkili bilgilerle konuştuklarını kaydeden Başkan Gökçek, “Bu kişiler televizyonlara çıkıp, çelişkili açıklamalar yapıyorlar. Örneğin biri diyor ki; ‘Mimarlar Odası’nın raporunda, en yoğun saatlerde Armada yönüne 3 bin 500 araç gidiyor. Bu araçların da sadece 600 tanesi Konya Yolu’na doğru ilerliyor, bu yola gerek var mı?’

“YOL YAPILMAZSA HER DAKİKA 12 AĞAÇ İHTİYACI DOĞURUYOR”

Öte yandan Gazi Üniversitesi tarafından hazırlanan ulaşım ana planı çerçevesinde yapılan bir araştırmada Eskişehir Yolu’nda Kızılay istikametine sabah 08.00-09.00 saatleri arasında araçların ortalama hızının trafik sıkışıklığı nedeniyle 23 kilometre olduğu tespit edildi. Araştırmada Bilkent Kavşağı’ndan Armada’ya kadar olan mesafede bu saatler arasında ortalama 5 bin 150 aracın geçtiği, bu 5 bin 150 araçtan 3.3 ton karbondioksit salınımı gerçekleştiği ifade edilerek, “Bu 5 bin 150

aracın trafikte her bir dakika gecikmesi nedeniyle çıkan karbondioksiti gidermek için 12 ağaç dikmemiz gerekiyor” denildi.

Bu araştırma da gösteriyor ki bu yolun açılmasını ağaçlar nedeniyle engellendiği takdirde araçların trafikteki beklemesinden dolayı her gün yüzlerce ağaç ihtiyacı ortaya çıkıyor.

Bir diğeri ise ‘Günde 40 bin aracın geçeceği bu otoyoldan mahalle sakinleri ve özellikle çocuklar sıhhat açısından nasıl etkilenecekler’ diye soruyor. Bunların tamamı bilgisizlikten kaynaklanmaktadır” şeklinde konuştu.

Bölgede “platform” adı altında bir araya gelen azınlık bir grup olduğunu, bunların ise Ankaralının on binde birinin görüşünü dahi yansıtamayacağını kaydeden Başkan Gökçek, Ankara’da referandum yapılmasını teklif ettiğini ama bu kişilerin kaçtığını, olayları da bunların kaşımaya devam ettiğini söyledi.

“YOLUN YAPIMINI YÜZDE

90 VATANDAŞ İSTİYOR”

Başkan Gökçek, “Bize, ‘Oradaki vatandaşlardan niye destek almıyorsunuz?’ diyorlar. Oradaki vatandaşlar da bizim arkadaşlarımıza ‘Buradan yol geçtiğinde binaların değeri en az yüzde 50 artacak, biz niye karşı çıkalım’ diyorlar. Şimdi oradaki vatandaşın yüzde 90’ı, yol yapımına direkt olarak destek veriyor, yüzde 10’u da olaya ideolojik bakıyor. İdeolojik bakan bu insanlara ağzınızla kuş tutsanız bazı şeyleri kabul ettiremezsiniz zaten” dedi.

“BU YOLDAN HERKES

YARARLANACAK”

Başkan Gökçek, “Burası rant merkezi olacak” iddialarına ise “Burada belediyenin arsası mı var ki rant sağlasın” sözleriyle yanıt verdi. Yol yapımı ile ilgili “referandum” önerdiklerini de anımsatan Başkan Gökçek, “Referandum yapılmasını da kabul etmediler. ‘Referandum ODTÜ içinde bizim kontrolümüzde olsun’ diyorlar. Bu yol sadece o bölgeyi ilgilendirmiyor ki. Bu yoldan Çayyolu, Etimesgut, Sincan, Batıkent, Yenimahalle hatta tüm Ankara

yararlanacak. Bu yol Dikmen’e yarar sağlar, eylemlerin en yoğun olduğu Dikmen’e yarar sağlar. Tüm Ankara’nın düşüncesini sadece oradaki kişiler belirleyemez. Bu yolu kullanacak olan tüm Ankaralıların bu yol hakkında söz söylemeye hakkı var” diye konuştu.

“BİR AĞAÇ SÖKÜYORSAK,

YERİNE 10 TANE YETİŞKİN

AĞAÇ DİKELİM”

ODTÜ’de sökülecek ağaçlar için bir ağacın yerine 10 ağaç dikilmesini önerdiklerini vurgulayan Başkan Gökçek, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Belediye Başkanı olduğumda Ankara’daki yeşil alan miktarı 2 metrekareydi, bugün ise 19 metrekareye çıktı. Nüfus sabit kalsaydı bu rakam 38 metrekare olmuş olacaktı. Her sene 71 yılda dikilen kadar ağaç diktik. Bizimle yeşili tartışamazlar. Ben yeşile aşığım. Yeşili çok seviyorum. Sadece geçen hafta açılan 14 kilometrelik Ankara Bulvarı’nda 60 bin yetişkin ağaç, 3 milyon çalı diktik, 600 bin metrekare çim ektik, 100 bin adet çiçek diktik. Bu yol için de ODTÜ Yönetimine dedik ki, ‘Buradan sökülecek ya da alınacak ağaçlar için ODTÜ yönetiminin istediği bir alana neresi olursa olsun, her bir ağaç için 10 ağaç dikelim. Hem de yetişmiş boylu ağaç. En az 15 yıllık. Yani bin ağaç alınacaksa 10 bin ağaç dikelim. Hem de hemen dikelim. ODTÜ arazisine girmeden dikelim ki, yol çalışması bittikten sonra ‘dikilir mi, dikilmez mi’ diye bir düşünce akıllara gelmesin.”

“CHP’Lİ MİLLETVEKİLLERİ

HİÇBİR ŞEY BİLMEDEN

ŞOV YAPIYORLAR”

Çalışmaların başlamasının ardından bölgeye “Mevzuattan son derece uzak, konunun ne olduğunu bilmeden, sırf şov yapmak” maksadıyla CHP’li milletvekillerinin geldiğini ifade eden Başkan Gökçek, “‘Efendim burada niçin ruhsat alınmadan inşaat başlamış’ dediler. Halbuki köprüler, alt üst geçitlerin inşaatları için ruhsat zorunluluğu yoktur. Bilmemek ayıp değildir, öğrenebilirlerdi, öğrenmediler. Meclis’teki CHP grubunun aslında bu milletvekillerine öğretmesi gerekirdi.

TİP İmar Yönetmeliğinde, bakanlık tarafından çıkarılan 59’uncu maddenin 3. fıkrasında şöyle deniyor; ‘Ancak kamuoyuna ait alanlarla kamu kurum ve kuruşlarca yapılan veya yaptırılacak olan

karayolu, demiryolu gibi… alanlar yapı ruhsatına tabi değildir.’ Yani belediye planını mühendislerine, mimarlarına çizdirir. Ondan sonra bunun yapımına karar verir ve ihaleye çıkar. Sonra da yolun yapımına başlar” diye konuştu.

CHP’li Meclis üyelerine de seslenen Başkan Gökçek, “CHP’li milletvekillerine bir brifing verirseniz, beni çok mutlu edersiniz, ben de verebilirim de gelmezler, siz verin, yanlış yapmasınlar” dedi.

“CHP MİLLETVEKİLLERİ

TAŞ ATARAK İŞLERİ

DURDURUYORLAR”

ODTÜ’deki olaylarda CHP’li milletvekilleri Aylin Nazlıaka, İlhan Cihaner ve Hüseyin Aygün’ün, çalışanlara taş atarak, kimlik sorarak suç işlediklerini belirten Başkan Gökçek, “Bizim yaptığımız eksik bir çalışma varsa bunun yolu nedir? Gidersin savcılığa verirsin. Sen polis misin? Sen savcı mısın? Milletvekili titrini

sana parlamento vermiş, o kimliği orada kullanamazsın. Dokunulmazlığını suistimal ediyorsun” dedi.

“CHP’Lİ MİLLETVEKİLLERİ

OLAYLARI TAHRİK

EDİYOR”

Bağlantı yolunun her halükarda biteceğini vurgulayarak konuşmasını sürdüren Başkan Gökçek, “CHP’den rica ediyorum. Milletvekillerini aydınlatsınlar. Özellikle oradaki anarşi olaylarının içine girip, o öğrencileri tahrik ve teşvik etmesinler. Arabalarımıza taş atmasın milletvekilleri… Yakışmaz bir milletvekiline” şeklinde konuştu.

Yol yapımı esnasında kepçenin önüne geçerek, taş atarak, siyaset yapan milletvekilleri olduğunu kaydeden Başkan Gökçek, şunları söyledi:

“Bu milletvekillerinin olduğu yerin bir tanesinde bile polis yok. İlhan Cihaner geliyor ayağını basıyor, duruyor. Hüseyin Aygün eline taş alıyor, resimleri var. Kalkıp da orada şov yapıyorlar. Aylin Nazlıaka ‘Sen, sen… gel bakalım buraya… kimliğin var mı’ diye soruyor çalışanlara. Sen kim oluyorsun? Nesin sen? Oradaki garip de kalkıp kimlik gösteriyor. Hayret bir şey. ‘Hadi yürü işine, sen kimsin?’ dese bitti. Ben olsam, onu derim; ‘Hadi yürü’… bunu hak ettin ama. Hüseyin Aygün eline taşı alıyor, atıyor.

Sayın Nazlıaka çok iyi şov yapıyor onu söyleyeyim. Dozerin önüne çıkıp, Gezi Parkı olaylarında TOMA’nın önüne geçen siyah elbiseli hanım gibi aynı hareketi yapıyor. Sen milletvekili olarak bir kamu çalışmasına nasıl mani olabilirsin? Yasal bir çalışmayı geliyor engelliyor.

Bizim yaptığımız eksik bir çalışma varsa bunun yolu nedir, gidersin savcılığa verirsin. Sen polis misin, sen savcı mısın, kim oluyorsun sen? Milletvekili titrini sana parlamento vermiş, kalkmış o kimliğini orada kullanamazsın, dokunulmazlığını suistimal ediyorsun.

Böyle bir yetkin yok. Bundan sonra arkadaşlara tembih edeceğim, geldiği zaman ‘Hadi bakalım hadi bakalım’ aynen böyle diyecekler. Herkes haddini bilecek. Milletvekili olmak, kalkıp da bu tarzda diklenmeyi gerektirmez, herkes haddini bilecek. Oradaki çocuklar terbiyesinden, edebinden bu duruma sessiz kaldılar.”

“AMACIM KİMSEYLE

KAVGA DEĞİL

ANKARA’YA

HİZMETTİR”

“Ben Ankara’ya hizmet ediyorum, Bana Ankaralı oy verdi. Benim vicdani sorumluluğum vardır. Bu da Ankara’ya en iyi şekilde hizmet etmektir” diye

konuşmasını sürdüren Başkan Gökçek, “Benim oradaki teröristin ve bunların peşine düşen 3 tane marjinal milletvekilinin istememesi üzerine hizmetlerden vazgeçmem söz konusu değildir. Benim amacım kimseyle kavga etmek değil. Ankara ve Ankaralıya hizmettir.”

BÜYÜKŞEHİR, VALİLİK VE BAKANLIK EĞİTİM İÇİN EL ELE...

Ankara Büyükşehir Belediyesi, eğitim kurumlarına her yıl olduğu gibi bu yıl da desteğini sürdürecek. Bu amaçla Ankara Büyükşehir Belediyesi, Milli Eğitim Bakanlığı ve Ankara Valiliği ortaklığında “Eğitime Yüzde Yüz Destek Projesi” kapsamındaki 70. protokol, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Ankara Valisi Alaaddin Yüksel ve Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından valilikte yapılan törenle imzalandı.

Ankara Valisi Alaaddin Yüksel, Bakan Avcı ve Başkan Gökçek’e Valiliğe gelişinde “Hoşgeldiniz” plaketi verdi. Protokol töreninde bir konuşma yapan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Ankara’nın eğitimin de başkenti olduğuna dikkat çekerek, Büyükşehir Belediyesi’nin protokolden önce de Milli Eğitim Bakanlığı’nın en güçlü paydaşlarından olduğuna vurgu yaptı. Protokolle bu paydaşlığın, işbirliğinin daha da ileri aşamalara taşınacağını belirten Bakan Avcı, “Bu protokolle Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğümüze bağlı okullarımızda öğrenim görecek öğrencilerimizin sosyal, kültürel, sportif faaliyetler başta olmak üzere daha rahat, daha güzel ortamlarda eğitim alabilmeleri için Ankara Büyükşehir Belediyemizle işbirliğine gidiyoruz” dedi.

Bakan Avcı başta Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek olmak üzere emeği geçen herkesi kutlayarak, “Protokolün çocuklarımıza Başkentimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu protokolün düzenlenmesindeki ve ev sahipliğindeki katkılarından dolayı Sayın Valimize ve Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımıza kişisel olarak eğitime gösterdikleri gayretler için de teşekkür ediyorum” diye konuştu.

VALİ YÜKSEL: “UMARIM DİĞER

İLLERE DE ÖRNEK OLUR”

Ankara Valisi Alaaddin Yüksel de Başkan Melih Gökçek’in eğitime verdiği desteği övdü. Vali Yüksel, “Bu protokol, ‘Benim görevim sadece müşterek ve mahalli mahiyetteki hizmetleri tanzim ve tesviyeden ibarettir, ben başka hiçbir şeye bakmam’ demeyip, ‘ben bu şehirde bütün hizmetlerde varım’ diyen bir belediye başkanının protokolünü ifade ediyor” dedi.

Ankara’da hizmet veren 2 bin okulun çatısının onarımından, boyasından badanasına, bahçesinin tanziminden, spor tesislerinin tanzimine kadar bütün işlerin bu protokolle gerçekleştirileceğini kaydeden Vali Yüksel, “Umarım bu protokol diğer illerimize de örnek olur” diye konuştu.

BAŞKAN GÖKÇEK: “İNŞALLAH

EN GÜZEL MİLLİ EĞİTİM -

BELEDİYE İŞBİRLİĞİ ÖRNEĞİ

ANKARA’DA OLACAK”

“Ben belediye başkanı olduğumdan bu yana kanuni statüye zoraki de olsa uydurmak suretiyle hep okullara hizmet ettik” diyerek konuşmasına başlayan Başkan Gökçek, yeni Belediye Kanunu’na özellikle okullara belediyelerin her nevi katkıda bulunması için pek çok maddeler konulduğunu hatırlattı.

“Bu bizim elimizi çok daha serbestleştirdi” diyen Başkan Gökçek, “Artık güzel bir protokole ihtiyaç duyuldu. İnşallah bu protokolle okullarımızın pek çok ihtiyacını Ankara Büyükşehir Belediyesi muntazam olarak karşılamaya devam edecek” dedi.

Başkan Gökçek, sadece iki yıl içerisinde Ankara’daki okullara verdikleri desteğin 30 milyon TL olduğunu ifade ederek, protokolle de okulların çok ciddi anlamda ihtiyaçlarını karşılamış olacaklarını kaydetti. “İl Milli Eğitim Müdürümüzle ilçe ilçe yapacağımız toplantılarla okulların öncelikli ihtiyaçlarını tespit edeceğiz. Bu yıl tam bir seferberlik yılı olacak” diye konuşan Başkan Gökçek, şöyle devam etti: “Sayın Bakanımızın bize bu konuda vermiş olduğu talimat ve bizi cesaretlendirmesine teşekkür ediyorum, Sayın Valimizin ve Milli Eğitim Müdürümüzün bize itimadından dolayı teşekkür ediyorum. İnşallah Türkiye’de en güzel okul-belediye işbirliği örneği Ankara olacak. Bilindiği gibi Ankara Büyükşehir Belediyesi yıllardan beri Gazi Üniversitesi ile BELTEK kurslarını yürütüyor, dünyanın en büyük meslek edinme kursları bizde, şimdi de inşallah dünyadaki belediye-milli eğitim işbirliğinin en güzel örneğini burada vermiş olacağız.”

PROTOKOLÜ İMZALADILAR

Konuşmaların ardından Bakan Avcı, Vali Yüksel ve Başkan Gökçek Türkiye genelinde uygulanan projenin Ankara ayağı için düzenlenen protokolü imzaladılar.

BÜYÜKŞEHİR’İN EĞİTİME

DESTEKLERİ

Eğitime yıllardır büyük katkı veren Büyükşehir Belediyesi’nin son 2 sene içerisinde şu ana kadar okullara yaptığı hizmetlerin ve yardımların kısa bir özeti şöyle:

-2012 yılında 160 okulun, 2013 yılında 71 okulun çevre düzenlemesi, (oyun grupları, kamelya, piknik masası, dekoratif objeler, spor aletleri, çöp kovası, ağaç, çalı çim, mevsimlik çiçek) yapıldı.

-114 okulun bahçesine 58 bin 232 ton asfalt dökümü yapıldı.

-196 okula toplam 28 bin 913 kg. boya yardımı yapıldı, ayrıca 2012-2013 yıllarında 204 okula basketbol potası, çimento, kilit taş, bordür, tretuvar, temizlik malzemesi, beton, demir, elektrik malzemesi, bayrak direği malzemeleri yardımı yapıldı.

-Sadece geçen yıl okullara 2 trilyona yakın yardım yaptık, okul bahçelerine geleneksel oyun alanı çizimleri devam etmekte olup, 369 okula 4 bin 408 oyun alanı çizildi.

-Engellilere yönelik eğitim veren 34 okuldan toplam 4 bin 100 öğrencinin öğle yemeği karşılandı.

-15 çocuk kulübünden 110 bin 250 çocuk, 16 gençlik merkezinden 50 bin genç, sosyal, kültürel, eğitim sağlık ve spor faaliyetlerinden faydalanıyor.

-Feza Gürsey Bilim Merkezi’nden sadece son iki yılda otobüslerle getirip okullarına geri bırakılan 150 bin 359 çocuk yararlandı.

-Türkiye’de bir ilke imza atılan, belediyelere örnek olan Ankara Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi’ne 100 okuldan 303 öğrencinin katılması sağlandı.

-Son iki yılda okullarında başarılı olarak takdir ve teşekkür belgesi alan 2 bin 307 öğrenci Balıkesir Akçay Eğitim ve Dinlenme Tesisleri’nde birer haftalık tatile götürüldü.

-2012-2013 Eğitim ve Öğretim yılında 106 bin 642 adet kaban, 110 bin 424 çift bot, 109 bin 275 adet çanta ve kırtasiye malzemesi dağıtımı yapıldı.

-2012-2013 Eğitim Öğretim yılında her okula ansiklopediler ve kitaplar dağıtıldı.

-Bu yıl 150 çift basketbol potası, 50 kale direği, 50 voleybol direği ile 20 bayrak direği talep doğrultusunda dağıtılacak.

-2013 yılında da okullarımıza çocuk oyunları seti ve eğitim setleri dağıtılacak.

EKLEM KİREÇLENMELERİ...

Eklem kıkırdaklarının hasarı sonucu oluşan ve halk arasında “kireçlenme” olarak bilinen bir hastalıktır. Özellikle kadınlar ve ileri yaş grubundaki kişilerde görülen kireçlenmeler insanın yaşam kalitesini oldukça bozan bir durumdur. Uzmanların eklem kireçlenmeleri hakkındaki sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

Kireçlenme nedir?

Halk arasında kireçlenme olarak, bilinen hastalıklar aslında eklem kıkırdaklarının hasarı sonucu meydana gelen hastalıklardır. En çok yük taşıyan eklemlerde yani diz ve kalçalarda ve cinsiyet olarak daha çok kadınlarda görülür. Genellikle ileri yaş hastalıklarıdır

Belirtileri nelerdir?

Eklem ağrıları, özellikle sabahları hissedilir, zamanla ağrılar artar. Şişlik ve hareket kısıtlılığı oluşabilir. Aynı şekilde hareket sırasında düzgün olmayan kemik yüzeylerin birbirine sürtünmesinden kaynaklanan bir sürtünme sesi duyulur. Bu ses hastalık ilerledikçe kabalaşır ve bunun yansıması olarak hareket kapasitesi de kısıtlanmaya başlar. Ayrıca bunlara paralel olarak da eklemdeki ağrının şiddeti giderek artar. Nihayet eklemlerde şekil bozuklukları başlar ve günlük yaşam hareketlerini altüst edecek duruma gelir. Yürüme bozulur, hastalar çömelememe, merdiven çıkamama, çorabını giyememe gibi yakınmalarla doktora başvururlar..

Teşhis nasıl konulur?

Bu tür şikayetleri olan hastalar ortopedi ve travmatoloji uzmanına başvurduklarında öncelikle hastalığın düzeyi hakkında fikir sahibi olabilmek için ağrı, hareket kısıtlılığı, eklem şekil bozukluğu gibi yakınmaların düzeyi ve sıklığı sorgulanır. Daha sonra eklem muayenesi ile hareketle ağrı olup olmadığı, hareket kısıtlılığı, eklem sürtünme sesi olup olmadığına ve şekil bozukluğuna bakılır. Teşhis için hastanın yakınmaları muayene ve röntgen tetkikleri yeterlidir.

Tedavisi nasıl yapılmalıdır?

Kıkırdak harabiyetinin ve eklem şekil bozukluğunun düzeyine göre basit bir ilaç tedavisinden ciddi bir

ameliyata kadar geniş bir yelpazede tedavi seçenekleri mümkündür. Öncelikle eğer eklem kıkırdak hasarına neden olan ikincil bir romatizmal hastalık varsa o tedavi edilmelidir. Kıkırdak yıpranması olan hastalarda aşırı kilo hem hastalığın ilerlemesini hem de şikayetleri artırmaktadır. Fazla kilolardan kurtulmak çok ilerlememiş kireçlemelerde fayda sağlayabilir.

İlaç tedavileri;

Kireçlenme tedavisinde çeşitli ilaç seçenekleri söz konusudur. Ağrı kesiciler, kireçlenmenin oluşturduğu yıpranmanın neden olduğu ağrıyı (anti-romatizmal) gideren en sık tercih edilen ilaçlardır. Adale gevşeticiler, vitamin ve mineral destekleri, kıkırdak onarımını uyararak kireçlenme önleyici ilaçlar yine kullanılan diğer ilaçlardır. Kullanım şekli tablet, enjeksiyon, dışarıdan sürülen merhemler şeklinde olabilir. Tablet alınıyorsa tok karına ve bir büyük bardak suyla içilmelidir .

Fizik ve kaplıca tedavileri;

Kireçlenme çok ilerlememişse eklem şekil bozukluğu yoksa hastalar fizik ve kaplıca tedavilerinden fayda görmektedir.Hastanelerde uygulanacak fizik tedavileri dışında hastalarımız evde özellikle hastalığın alevlendiği eklemde ısı artışı ve şişlik olduğu dönemlerde aralıklı olarak soğuk kompres uygulayarak rahatlama sağlayabilirler.

Ameliyat;

Kıkırdak hasarının çok ilerlediği durumlarda yapılacak hiçbir tedavi hasarı düzeltemez ancak ağrıyı azaltmaya yönelik tedaviler denenebilir ancak kıkırdaktaki hasar ilerleyici olduğu için zamanla hastaya ilaçlar yada diğer tedavi yöntemleri fayda etmediğinde ameliyat gerekir. Ameliyat kararının verilmesinde hastalığın düzeyi kadar hastanın yaşı da önemlidir. Eklem kıkırdak hasarının tedavisinde protez ameliyatları yapılmaktadır. Bozulmuş kıkırdak dokusu yerine protez uygulanmaktadır. Hem diz hem de kalça protezi ameliyatlarından bir gün sonra hastalarımız ayağa kalkmakta ve eklem hareket rehabilitasyonuna başlamaktadırlar. Eklem hareketleri eklem şekil bozuklukları düzelmekte ve ağrılar ortadan kalkmaktadır. Ameliyatın 4-5. günü hastalarımız yürüyerek evlerine gidebilmektedir.

GENÇLERBİRLİĞİ

SON DAKİKADA 1 PUANI KURTARDI

Spor Toto Süper Lig'in 4. haftasında Gençlerbirliği, sahasında oynadığı Kayserispor maçında 1 puanı maçın uzatma dakikalarında kurtardı. Kırmızı –

Siyahlılar, baskılı oynadıkları golsüz biten ilk yarının ardından, ikinci yarının başlarında Biseswar’ın attığı gole engel olamadı. Başkent ekibi kalesinde gördüğü golden sonra daha atak bir futbol sergilerken, maçın uzatma dakikalarında Tomiç’in attığı golle skorda eşitliği yakaladı.

ANKARASPOR BİR PUANA ABONE

PTT Birinci Ligde mücadele eden Ankaraspor, sezonun ilk haftasında elde ettiği Manisaspor galibiyetinin ardından, Kahramanmaraşspor, İstanbul Büyükşehir Belediyespor ve 4. Haftada deplasmanda oynadığı TKİ Tavşanlı Linyitspor beraberliğiyle adeta bir puana abone oldu. Mavi – Beyazlılar, 5. Haftada sahasında Fethiyespor’u konuk edecek.

ANKARAGÜCÜ DEPLASMANDA 6 ATTI

Spor Toto 2. Lig Kırmızı Grup’ta sezona iyi başlangıç yapamayan Ankaragücü, ligin 2. haftasında deplasmanda Eyüp-spor’a patladı.

Sarı – Lacivertliler, çok üstün oynadıkları karşılaşmada rakip filelere 6 gol göndererek adeta patlama gerçekleştirdi.

Başkent ekibi bu hafta sahasında Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor ile karşı karşıya gelecek.

Öte yandan aynı grupta mücadele eden diğer Başkent takımlarından Bugsaşspor, Alanyaspor ile 1-1 berabere kalırken, Kızılcahamamspor A.Ş., Tepecikspor’a kendi sahasında 2-0 yenilmekten kurtulamadı.