umudunveinancınöyküsü - anadolu Üniversitesi · anadolu Ü nİversİtesİ haftalik...

8
www.ahaber.anadolu.edu.tr ANADOLU Ü NİVERSİTESİ HAFTALIK İLETİŞİM GAZETESİ SAYI: 606 28 KASIM - 4 ARALIK 2011 Venezuella’da sokak çocuklarını müzik yoluyla topluma kazandırmayı amaçlayan ve büyük ba- şarı kazanan “El Sistema” projesi üniversitemizde düzenlenen bir toplantıyla tanıtıldı. Venezuella’nın Ankara Büyükelçisi’nin de ka- tıldığı toplantıda, proje kapsamında çalışmalar yapan öğretim üyelerimiz, izlenimlerini ve gö- rüşlerini dinleyicilerle paylaştı. 5. SAYFADA Anadolu Üniversitesi, Avrupa Uzaktan Eğitim Üniversiteleri Birliği (EADTU)’nin “Açık Bilgi Toplumunda Üniversiteler ve Bölgesel Kalkınma” temalı yıllık konferan- sına ev sahipliği yaptı. EADTU, 2011 Eskişe- hir Mesajı’nda yaşam boyu öğrenmenin önemine dikkat çekerek ve Avrupa yüksek- öğretim alanının organik bir parçası duru- muna gelmesi gerektiği belirtiliyor. 3’DE Rektör Aydın’dan Öğretmenler Günü mesajı Bilgi milyonlarca insanla paylaşılabilir Psikolojik Danışma ve Rehberlik Mer- kezi, 17 Kasım günü Kongre Merkezi Kır- mızı Salon’da, “Alkol Problemse Çare Var” konulu bir panel düzenledi. Panele Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bi- rimi öğretim üyesi Prof. Dr. Zehra Arıkan konuşmacı olarak katıldı. 7. SAYFADA MMF öğretim üyesi Yard. Doç. Deniz Özkut’un Mimari Koruma Dersi kapsamında düzenlediği Koruma Se- minerleri’nin ikincisine Ortadoğu Tek- nik Üniversitesi öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Güliz Bilgin Altınöz konuş- macı olarak katıldı. 3. SAYFADA Üniversitemiz Güzel Sanatlar Enstitüsü Baskı Sanatları, Cam, Çizgi Film, Grafik, Heykel, İç Mimarlık, Resim ve Seramik Anasanat Dallarında yüksek lisans ve sanatta yeterlilik eğitimlerini sürdüren öğrencilerin eserleri, Artist 2011' 21. İstanbul Sanat Fuarı’nda sergileniyor. 6. SAYFADA 18441 2010-2011 öğretim yılında üniversitemizi ziyaret eden lise öğrencilerinin sayısı Umudun ve inancın öyküsü Venezuella Büyükelçisi Sokak Çocuklarını Müzikle Topluma Kazandıran ‘EL Sistema’ Projesini Anlattı Güzel Sanatlar Enstitüsü İstanbul Sanat Fuarı’nda ‘Alkolizm grip kadar sıradan kanser kadar tehlikeli’ ‘Antik kent yapıları sürekliliğini koruyor’ dersi seç, ağaç dikmeye gel, köfteni ye, 100 al geç Eskişehir Meslek Yüksek Okulu öğrencileri ve öğretim elemanları Topluma Hizmet Uygulamaları Dersi kapsamında Cumhuriyet Köyü civarında 750 fidan dikti. 3. SAYFADA Güzel Sanatlar Enstitüsü İstanbul Sanat Fuarı’nda 2010-2011 öğretim yılında üniversitemizi ziyaret eden lise öğrencilerinin sayısı Rektör Prof. Dr. Davut Aydın 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle bir mesaj yayımladı. Rektör Aydın mesajında şun- ları söyledi: ‘’Toplumların mimarı olan ve gelecek nesillerin şekillenmesinde büyük bir rol üstlenen öğretmenlerimiz; yarınları- mızın garantisi olan gençlerimizi, Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda, milli, manevi, ahlaki değerlerimize bağlı bireyler olarak yetiştirmek için en büyük çabayı göstermektedir. Einstein’ın da belirttiği gibi, bir ülkenin geleceği o ülkenin insanla- rının göreceği eğitime bağlıdır ve eğitim ise insanın okulda öğrendiği her şeyi unut- tuğunda arta kalandır. Bu vesile ile bu kut- sal görevi üstlenen tüm eğitim emekçilerimizin Öğretmenler Günü’nü kutlar, saygı ve sevgilerimi sunarım.’’

Upload: others

Post on 04-Aug-2020

8 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Umudunveinancınöyküsü - Anadolu Üniversitesi · ANADOLU Ü NİVERSİTESİ HAFTALIK İLETİŞİM GAZETESİ SAYI: 606 28 KASIM - 4 ARALIK 2011 Venezuella’dasokakçocuklarınımüzikyoluyla

www.ahaber . anado lu .edu . t r ANADOLU Ü NİVERSİTESİ HAFTALIK İLETİŞİM GAZETESİ SAYI : 606 28 KASIM - 4 ARALIK 2011

� Venezuella’da sokak çocuklarını müzik yoluylatopluma kazandırmayı amaçlayan ve büyük ba-şarı kazanan “El Sistema” projesi üniversitemizdedüzenlenen bir toplantıyla tanıtıldı.

� Venezuella’nın Ankara Büyükelçisi’nin de ka-tıldığı toplantıda, proje kapsamında çalışmalaryapan öğretim üyelerimiz, izlenimlerini ve gö-rüşlerini dinleyicilerle paylaştı. 5. SAYFADA

� Anadolu Üniversitesi, Avrupa UzaktanEğitim Üniversiteleri Birliği (EADTU)’nin“Açık Bilgi Toplumunda Üniversiteler veBölgesel Kalkınma” temalı yıllık konferan-sına ev sahipliği yaptı. EADTU, 2011 Eskişe-hir Mesajı’nda yaşam boyu öğrenmeninönemine dikkat çekerek ve Avrupa yüksek-öğretim alanının organik bir parçası duru-muna gelmesi gerektiği belirtiliyor. 3’DE

RektörAydın’danÖğretmenlerGünü mesajı

Bilgimilyonlarcainsanlapaylaşılabilir

� Psikolojik Danışma ve Rehberlik Mer-kezi, 17 Kasım günü Kongre Merkezi Kır-mızı Salon’da, “Alkol Problemse ÇareVar” konulu bir panel düzenledi. PaneleGazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili TıpBilimleri Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bi-rimi öğretim üyesi Prof. Dr. Zehra Arıkankonuşmacı olarak katıldı. 7. SAYFADA

� MMF öğretim üyesi Yard. Doç.Deniz Özkut’un Mimari Koruma Dersikapsamında düzenlediği Koruma Se-minerleri’nin ikincisine Ortadoğu Tek-nik Üniversitesi öğretim üyesi Yard.Doç. Dr. Güliz Bilgin Altınöz konuş-macı olarak katıldı. 3. SAYFADA

� Üniversitemiz Güzel Sanatlar Enstitüsü Baskı Sanatları, Cam, Çizgi Film, Grafik, Heykel, İçMimarlık, Resim ve Seramik Anasanat Dallarında yüksek lisans ve sanatta yeterlilik eğitimlerinisürdüren öğrencilerin eserleri, Artist 2011' 21. İstanbul Sanat Fuarı’nda sergileniyor. 6. SAYFADA

184412010-2011 öğretimyılında üniversitemiziziyaret eden liseöğrencilerinin sayısı

Umudun ve inancın öyküsüVenezuella Büyükelçisi Sokak Çocuklarını Müzikle Topluma Kazandıran ‘EL Sistema’ Projesini Anlattı

Güzel Sanatlar Enstitüsü İstanbul Sanat Fuarı’nda

‘Alkolizm gripkadar sıradankanser kadartehlikeli’

‘Antik kentyapılarısürekliliğinikoruyor’

dersi seç, ağaç dikmeye gel, köfteni ye, 100 al geç� Eskişehir Meslek Yüksek Okulu öğrencileri ve öğretim elemanları Topluma HizmetUygulamaları Dersi kapsamında Cumhuriyet Köyü civarında 750 fidan dikti. 3. SAYFADA

Güzel Sanatlar Enstitüsü İstanbul Sanat Fuarı’nda2010-2011 öğretimyılında üniversitemiziziyaret eden liseöğrencilerinin sayısı

� Rektör Prof. Dr. Davut Aydın 24 KasımÖğretmenler Günü nedeniyle bir mesajyayımladı. Rektör Aydın mesajında şun-ları söyledi: ‘’Toplumların mimarı olan vegelecek nesillerin şekillenmesinde büyükbir rol üstlenen öğretmenlerimiz; yarınları-mızın garantisi olan gençlerimizi, Atatürkilke ve devrimleri doğrultusunda, milli,manevi, ahlaki değerlerimize bağlı bireylerolarak yetiştirmek için en büyük çabayıgöstermektedir. Einstein’ın da belirttiğigibi, bir ülkenin geleceği o ülkenin insanla-rının göreceği eğitime bağlıdır ve eğitimise insanın okulda öğrendiği her şeyi unut-tuğunda arta kalandır. Bu vesile ile bu kut-sal görevi üstlenen tüm eğitimemekçilerimizin Öğretmenler Günü’nükutlar, saygı ve sevgilerimi sunarım.’’

Page 2: Umudunveinancınöyküsü - Anadolu Üniversitesi · ANADOLU Ü NİVERSİTESİ HAFTALIK İLETİŞİM GAZETESİ SAYI: 606 28 KASIM - 4 ARALIK 2011 Venezuella’dasokakçocuklarınımüzikyoluyla

2 Editör: Araş. Gör. Çağdaş CEYHANTasarım: Evren TÜRKGELDİ AnadoluHaberS Ö Y L E Ş İ

ANADOLU ÜNİVERSİTESİMEDYA MERKEZİ BİRİMLERİ

HABER MERKEZİ VE E-GAZETE:(222) 335 05 80 - 2496

RADYO A:(222) 335 05 80 - 2699

RADYO - TV YAPIM MERKEZİ:(222) 335 05 80 - 5811

BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER:(222) 335 05 80 - 2484

ANADOLU HABER

Sahibi: Rektör Prof. Dr. Davut AYDINGenel Yayın Yönetmeni

Rektör Danışmanı: Prof. Dr. Halil İbrahim GÜRCAN

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Prof. Dr. Erkan YÜKSELYayın Koordinatörü: Uzman Ufuk TOZELİK

Tasarım Koordinatörü: Burcu ÜÇOK

Pazartesi günleri yayımlanır.

Telefon: (222) 335 05 80 - 1790 Fax: (222) 330 74 40Yayın Türü: Yerel süreli yayın

ISSN 1302-0005Anadolu Üniversitesi Basımevi’nde 5500 adet basılmıştır.

Yııl: 12Sayı: 606

Basım tarihi: 28 Kasım 2011e-mail: [email protected]

Felsefemetafiziktir,felsefeontolojidir’

‘Çibörek birEskişehirlezzetidir’

� Akademik ve sanatsal çalışmalarınızhangi alanlarda yoğunlaşıyor?

İlk eğitimim resim alanında olduğuiçin baskı resim, yağlı boya, sulu boyagibi birçok resim tekniklerini çalıştım.Daha sonra seramikle ilgili eğitim aldı-ğımda tasarıma yöneldim. Olimpikyüzme havuzu ve banyo tasarımlarıyapmaya başladım. Yaptığım tasarım-ların çoğu Türkiye’de üretildi. Sonra-dan kendi atölyemi kurdum. Oradabazı üretimler yaptım ama üniversi-tede göreve başladığımda bıraktım.Üniversitede endüstriyel tasarım ders-lerini uzun yıllar yürüttüm. Onun ya-nında da serbest seramik tasarımı veçömlekçi formları üzerinde çalışmala-rım var. Çömlek formlarında (tornaformları) geliştirdiğim eş zamanlı biçimoluşurken resim oluşturuyorum birteknik bu. Çömlekçi tornasında şekil-lendirmenin bir geleneği var. Form ya-parken parmak izleriniz eserinüzerinde çıkmalı. Bir kalıp işiyle, birtorna işi birbirinden farklıdır. Kalıptanbir iş çıkarken formun içi dümdüzçıkar, bunlar seri üretim tekniğininözelliğidir. Fakat torna özgündür, tekparça yapıldığı için insanın o anki duy-gusu, düşüncesi esere yansır. Tornadaşekillendirilmiş çok fazla çalışmam bu-lunmaktadır. Fakültede Tornada ser-best tasarım derslerini ileri seviyedeverdiğim yıllarda Avrupa’dan benimleçalışmaya gelen öğrenciler olurdu.Artık kurulumunu gerçekleştirdiğimCam Bölümü’ndeyim. Cam Sanatı ileçalışıyorum. Camelyafla ilgiliolarakge-liştirdiğim bir tekniğim var. Bunu da

Dünya’nın çoğu ülkele-rinde özellikle Üniversi-telerde anlatıyorum.

� İyi bir seramikçininfarkı nedir?

İyi bir seramikçininkendine has çamuru ol-ması lazım. İyi reçete-lendirilmiş, kıvamı olanve plastikliği yüksekçamur olmalıdır. Bu ça-mura uygun efektli sırıbulunmalıdır. Müm-künse de yüksek dere-celi pişirim tekniğineuygun olmalıdır. Av-rupa’da seramik yük-sek derecede çalışılır,bu kaliteli sanatürünleri için ol-dukça önemlidir.

� Ödülü hangiçalışmalarınızlaaldınız?

Bir eser üze-rine almış oldu-ğum bir ödüldeğil buaslında.Sanat genel birk a v r a m d ı r .Bende bu ödülügenel olarak çalışmalarımkarşılığında aldım. Benim eserlerimarasında uygulanmış büyük duvar pa-noları (otel, işyerleri) ve heykeller yer al-maktadır.

� Bundan sonraki çalışmalarınız aynı

formlar üzerine mi olacak?Çalışmalarımda günceli

takip ediyorum. Senelerceaynı form ya da aynı konuüzerinde çalışmam. Her yıl

mutlaka yeni bir çalışma ya-pıyorum, sergileme ve yayın

olarak farklı bir konuda çalı-şıyorum. Kafamda camdandaha neler yapılabilirim veneler üretebilirim diyeyeni düşünceleri geliştiri-yorum. Deneysel yaşamıda seviyorum, yaşamıniçerisinde her şey deği-şiyor. Bende bu deği-şim içerisindeçalışmalarımıyaparkenyakalayabildiklerimi be-timlemeye, resmetmeyeçalışıyorum. Bu sera-mik olabilir, cam olabi-lir, kil olabilir yani hertürlü malzeme olabilir.Onun için tasarım vesanatı birlikte götür-mek istiyorum.

� Sizce tasarımın gün-lük hayattaki kullanım

alanı ne olmalıdır?Tasarım günlük hayatı-

mızda olmalı. Keşke herke-sin evinde bir tasarım ürünü olsa.

Örneğin Finlandiya’da her aileninevindemutlaka İittalacamfabrikasınınürettiği Oivia Toikka tasarımı olan camkuşlar bulunmaktadır. Bizlerindeevinde Aydın Boysan’ın bir rakı bar-dağı,DefneKoz’unbirçaybardağı,Alev

Ebuzziya’ nın seramik formları nedenolmasın.

� Anadolu Üniversitesi, çalışmaları-nızda size destek sağlıyor mu?

Üniversitemiz gerek yurtdışında, ge-rekse yurtiçinde düzenlenen kongre,sergi, çalıştay gibi etkinliklere katılımı-mız için çok önemli destekler vermek-tedir. Bu destekler sayesindeDünya’nın birçok yerinden meslektaş-larımız ve sanatçılarla çeşitli işbirliklerikurabilmekte ve çalışmalarımızı ulus-lararası ortamda paylaşabilmekteyiz.Ben Üniversiteme bu olanakları bizesağladığı için bu vesile ile tekrar teşek-kür etmek istiyorum.

� Verilen ödüller bilim adamlarınınasıl etkiliyor sizce?

Çalışmalarımızı bir kurumun de-ğerlendirmesi son derece önemlidir.Sadece ödül almam değil, bir hoca ola-rak Anadolu Üniversitesi gibi köklü birkurumda ders veriyor olmak benimiçin ayrı bir gurur kaynağı. Arkamızdasağlam bir kurum var, bu kurum kişi-nin değerlerine değer katmış oluyor.Böyle değerli bir ödül almam bundansonraki çalışmalarıma daha da birivme kazandıracağını düşünüyorum.

Aslı Yıldırım

Anadolu Üniversitesi Sanat Ödülünü Alan Yard. Doç. Ekrem Kula:ANADOLU Üniversitesi 2011-2012 Sanat Ödülü’nü alan CamBölümü Öğretim Üyesi Yard.Doç. Ekrem Kulaile aldığı ödül veyaptığı çalışmalarüzerine keyifli birsöyleşi gerçek-leştirdik.

Keşke herkesin evindetasarım ürünü olsa

Yard. Doç.

Ekrem Kula

Kimdir ?1954 Afyon doğumlu. 1976 yı-lında Marmara ÜniversitesiG.S.F. Seramik-Cam Bölümün-den mezun oldu. 1985 AnadoluÜniversitesi Seramik Bölümükuruluşuna katkı sağladı. 2003yılında Anadolu ÜniversitesiCam Bölümünü kurdu ve Baş-kanlığını yürüttü.

Barış Can KERMAN

� Dünya Felsefe Günü etkinliklerikapsamında Felsefe Kulübü tarafın-dan düzenlenen “Heidegger ile Felse-feyi Anlamak” konulu konferansa,Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fa-kültesi Felsefe Bölümü öğretim üyesiDoç. Dr. Çetin Türkyılmaz konuşmacıolarak katıldı.

Edebiyat Fakültesi Zakine Çelik Kon-ferans Salonu’nda 21 Kasım günü dü-zenlenen konferansta Heidegger’lefelsefeyi anlamanın çok genel bir baş-lık olduğunu belirten Türkyılmaz, “Hei-degger üzerine konuşmanın çok zorolduğunu söyleyerek işe başlamak isti-yorum. Çünkü Heidegger çok fazla yaz-mış bir filozof. Almanya’dayayınlanmış bütün eserlerinin top-lamda cilt sayısı 102. Bunların hepsinenüfuz etmek zordur. Çok fazla yazan fi-lozof olmasının yanı sıra dil bakımın-dan Almanca değil de Grekçesözcüklere yeni anlamlar vermesi ne-deniyle okunması ve üzerinde çalışıl-ması zordur.” dedi.

Doç. Dr. Çetin Türkyılmaz

Hande ÇEVİK

� Turizm Araştırma ve Uygulama Biri-mi’nin düzenlediği “Eskişehir’in YerelLezzetleri” konulu konferansta çiböre-ğin tanıtımı gerçekleştirildi.

Kentpark Has Kırım Çibörekçisi’ninişletmecisi Erol Uluçay, 18 Kasım günüTurizm Araştırma ve Uygulama Bi-rimi’nin Odunpazarı’ndaki binasındaçiböreği tanıttı. Uluçay, çibörek adınınçiğbörek ile karıştırıldığını vurgularken,sözcüğün Kıpçak lehçesindeki “enfes”,“nefis” anlamındaki “çi”‘den geldiğinisöyledi.

Çiböreğin Eskişehir ile anılmasında,Kırım Tatarlarının çoğunluğunun Eski-şehir’de yaşıyor olmasının etkisi bu-lunduğunu kaydeden Uluçay,konferansta çibörek yapımı ile ilgili bil-giler aktardı. Öğrenciler tarafındanbüyük ilgi gören konferansın bitimindeUluçay, çibörek ile ilgili merak edilensoruları yanıtladı. Etkinliğe Öğr. Gör.Aysel Yılmaz nezaret etti.

Page 3: Umudunveinancınöyküsü - Anadolu Üniversitesi · ANADOLU Ü NİVERSİTESİ HAFTALIK İLETİŞİM GAZETESİ SAYI: 606 28 KASIM - 4 ARALIK 2011 Venezuella’dasokakçocuklarınımüzikyoluyla

H A B E R Editör: Uzman Ufuk TOZELİKTasarım: Burcu ÜÇOK 3AnadoluHaber

‘Antik kentyapılarısürekliliğinikoruyor’

EMYO’dandoğaya750 fidan

ÜYEP yeniöğrencilerinibekliyor

Bilgi milyonlarca insanla paylaşılabilirUmut Yaşar İNAN

� Mühendislik Mimarlık Fakültesi öğ-retim üyesi Yard. Doç. Deniz Özkut’unMimari Koruma Dersi kapsamında dü-zenlediği Koruma Seminerleri’nin ikin-cisi yapıldı. 22 Kasım günü ÖğrenciMerkezi Salon 2009’da yapılan semi-nere, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mi-marlık Bölümü öğretim üyesi Yard.Doç. Dr. Güliz Bilgin Altınöz konuşmacıolarak katıldı.

Konuşmasında Avrupa’nın tarihikentlerinden örnekler veren ve bukentlerin gelişimlerini anlatan Altınöz,kent arkeolojisin önemine dikkat çekti.Roma, Londra, Torino gibi tarihi kentle-rin mimarileri hakkında bilgiler akta-ran Altınöz, eski ve yeni kentlerinbirbiriyle uyum süreçleri hakkındaaçıklamalar yaptı.

Kentlerin Sürekliliği

Yard. Doç. Dr. Güliz Bilgin Altınöz,“Bugün üzerinde yaşadığımız birçokkent, çok eski dönemlerden beri yerle-şim yeri olmuş alanlardan oluşmakta.Bu Anadolu için de Avrupa’daki birçokkent için de geçerli ve dünyada daböyle bir süreklilikten bahsetmekmümkün. Bu sürekliliğin bir takım izle-rini hala bu kentlerde görebiliyoruz.Bu izleri bu kentlerde bazen yan yanabazen ise alt alta görmekteyiz. Bunlarbazen anlamlı bir bütün oluşturuyor,bazense bu günkü kentin bir parçasıolamamış ayrık parçalar olarak yer alı-yor. Kentlerin gelişimlerine baktığı-mızda, antik kent yapılarınınsürekliliğini koruduğunu görüyoruz.Zamanla kent ve arkeolojiyle ilgili Avru-pa’da birçok toplantı yapıldığı, yapılanbu toplantılarda da özellikle arkeoloji-nin kent planlamanın temelini oluştur-ması yönünde bir çaba harcandığı vearkeolojik planlama, kentsel arkeoloji,kentsel koruma gibi kavramlar ortayaçıktığı görülmekte.” dedi.

� Anadolu Üniversitesi Üstün Yete-nekliler Eğitim Programları (ÜYEP)’in2011-2012 öğretim yılı başvuruları 26Aralık günü başlayacak. Yalnızca ilk-öğretim 6’ncı sınıf öğrencilerininkabul edileceği başvurular 12 Ocakgününe kadar devam edecek. Başvu-rular ÜYEP’in Yunusemre KampusüEğitim Fakültesi Batı Girişi 1. Kattakiofisine yapılacak. Programa giriş sı-navı ise 15 Ocak günü gerçekleştirile-cek. Sınav sonuçları 30 Ocak günüaçıklanacak.

Gökhan AKKURT

� Anadolu Üniversitesi, üyesi olduğuAvrupa Uzaktan Eğitim ÜniversiteleriBirliği (EADTU)’nin “Açık Bilgi Toplu-munda Üniversiteler ve Bölgesel Kal-kınma” temalı yıllık konferansına evsahipliği yaptı. 3-4 Kasım günlerindeAtatürk Kültür ve Sanat Merkezi’ndegerçekleştirilenkonferansınkapanış tö-reninde,AnadoluÜniversitesiBilgisayarAraştırma ve Uygulama Merkezi Mü-dürü (AÜBAUM)Yard.Doç.Dr.ÖzgürYıl-mazel, “Açık ve Uzaktan EğitimSisteminde Artan Öğrenci Sayıları veTeknolojinin Kullanılması” konulu birsunum yaptı.

Yaşam Boyu Öğrenme

Sunumu, İngiltere Açık Üniversi-tesi’nden Gordon Wilson’ın, EADTU ko-ordinatörlüğünde yürütülen bir projedeneyimini paylaştığı, ortak öğretim

programları, sanalmobiliteveaçıkdersmalzemeleri konulu konuşması takipetti. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. EnderSuvacı’nın başkanlığındaki son otu-rumdaiseyükseköğretimdeAkdenizveAvrasya’daişbirlikleriüzerineİtalyaUni-nettuno Açık Üniversitesi’nden NicolaParavativeRusyaMUH’tanRektörProf.Dr. Mikhail Karpenko konuştu. EADTUBaşkanı Will Swann’ın Eskişehir Mesa-jını içeren kapanış konuşmasının ar-dından konferans kapanış kokteyli ileson buldu.

EADTU, 2011 Eskişehir Mesajında;2010 konferansı sonunda açıklananZermatt Mesajındaki yaşam boyu öğ-renme politikalarına duyulan ihtiyaçvurgusunu bir adım daha ileri taşıdı.Mesajda yaşam boyu öğrenmeninönemi ve Avrupa yükseköğretim alanı-nın organik bir parçası durumuna gel-mesi gerektiği belirtiliyor. Bu konuda

Avrupa Birliği Komisyonu ve hükümet-lerin, EADTU ve üyeleri tarafından tamdestek görecekleri vurgulanıyor.

Avrupa’nın2020yılındaulaşmayıhe-deflediği “bilgi toplumu” için üniversi-telerin yaşam boyu öğrenmevizyonuyla, üç alanda çalışmaları ge-rektiği ifadeediliyor.Bunlardanbirincisibilgi kaynaklarına açık erişim, ikincisiderece/diploma veren açık ve esnek öğ-renmeprogramları,üçüncüsüiseesnekve talep üzerine sunulan, kamu ve özelsektör işgücünün eğitimi için hazırla-nan programlar olarak ele alınıyor.

Üniversiteler Arası İş Birliği

Avrupa’nın 2012-2020 gündeminekatkıdabulunabilmekiçinaçıkveuzak-tan eğitim veren yükseköğretim ku-rumlarının yüz yüze oldukları konular,öğrencilerin dijital geleceğe hazırlan-ması ve beklentilerinin karşılanabil-

mesi,açıkdersmalzemelerinin içerikle-rinin ve öğrenenlerin ihtiyaçlarınındoğru belirlenebilmesi, kalitenin gözardı edilmemesi, üniversiteler arasındaişbirliklerinin kurulması ve sürdürüle-bilirliği olarak özetleniyor.

EADTU özellikle koordinatör veortak olarak yer aldığı AB projeleriyle,yaşam boyu açık ve uzaktan öğrenmekonusunda üniversiteleri bir araya ABeğitim politikalarında etkili oluyor. Es-kişehir Mesajında ayrıca Rektör Prof.Dr Davut Aydın’ın “Avrupa ve OrtaDoğu Eğitim Kanalı” çağrısı vurgulandıve Avrupa üniversitelerinin bilgi biri-kimlerini televizyon aracılığıyla mil-yonlarca insanla paylaşabilecekleribelirtildi.

AKM’ de verilen kapanış kokteyli ilesona eren EADTU 2011 Konferansı, ge-lecek yıl Kıbrıs Açık Üniversitesi’nin evsahipliğinde gerçekleştirilecek.

Tuğba Çağla ÖZTÜRK

� Keşif Yapım Organizasyon tarafın-dan düzenlenen “Caillou’nun HayalDünyası” isimli müzikli tiyatro göste-risi 19-20 Kasım’da Sinema Ana-dolu’da sahnelendi. Gösteri öncesiaçılan Caillou oyuncakları satanstandlar ve tiyatro gösterisine çocuk-lar ile aileleri büyük ilgi gösterdi.

Oyunun yönetmeni Hasan Ekinci,1987’de Fransız yazar ChristineL’Heureux’un kaleminden doğançizgi filmi, iki yıllık turne boyunca Tür-

kiye’nin yüzde 80’inde müzikli tiyatroolarak sergilediklerini söyledi. Ekinci,“Çok renk ve hızlı hareketler yok. Bunedenle çocuklar daha iyi algılayabili-yor. Kendi hayatlarıyla da ilgili olduğuiçin daha ilgi çekici olduğunu düşü-nüyoruz.” dedi.

Hasan Ekinci, Caillou tiyatro göste-risinin dünya da bir ilk olduğunun al-tını çizdi. Ekinci, playback yapılarakgerçek Caillou çizgi filmi sesleri kulla-nıldığını, sahne dekorlarında da çizgifilmden esinlenildiğini kaydetti.

Caillou Anadolu Üniversitesi’nde

� Eskişehir Meslek Yüksekokulu(EMYO) öğrencileri ve öğretim eleman-ları Topluma Hizmet UygulamalarıDersi kapsamında Cumhuriyet Köyücivarında 750 fidan dikti. Etkinliğeprojenin yürütücülüğünü yapanEMYO Müdür Yardımcısı Dr. M. Gök-han Turan başkanlığında, EMYO öğre-tim üyeleri ile dersi alan ve dersialmayıp gönüllü olarak katılan 100 öğ-renci ile öğretim elemanları katıldı.Yedi yıldır öğretim yılının her iki döne-minde gerçekleştirilen fidan dikimininardından Hoşçan Lojistik işletmesininsponsorluğunda geleneksel mangalpikniği yapıldı.

Dr. M. Gökhan Turan, “Öğrencileri-mize topluma karşı olan sorumlulukla-rını yerine getirmeleri amacıylatamamen gönüllülük esaslı yapılan buders kapsamında gezegenimize fay-dalı oldukları için her birine çok teşek-kür ederim. Sloganımız, “Dersi seç,ağaç dikmeye gel, köfteni ye, 100 algeç.” dedi.

Yard. Doç. Dr.Güliz Bilgin

Altınöz

İletişim’in 91 mezunları yemekte buluştu

Hande ÇEVİK� İletişim Bilimleri Fakültesi1991 yılı mezunları öğle yeme-ğinde bir araya geldi.

Taş Bina’da 22 Kasım günügerçekleşen yemeğe İletişimBilimleri Fakültesi Dekanı Prof.

Dr. Nezih Orhon ile Dekan Yar-dımcıları Doç. Dr. RasimeAyhan Yılmaz ve Yard. Doç. Dr.Yavuz Tuna, Doç. Dr. AysunAkıncı Yüksel ile üniversitemizBasın ve Halkla İlişkiler Mü-dürü Berrin Özkanal, S. Dilek

Sözbir Bircan, Figen PalabıyıkYazıcı, Ufuk Tozelik ve GülfemGürses Özaydemir katıldı.

İletişim Bilimleri Fakülte-si’nin Geleneksel Tandır Gecesi3 Aralık’ta Dedepark Otel’deyapılacak.

Page 4: Umudunveinancınöyküsü - Anadolu Üniversitesi · ANADOLU Ü NİVERSİTESİ HAFTALIK İLETİŞİM GAZETESİ SAYI: 606 28 KASIM - 4 ARALIK 2011 Venezuella’dasokakçocuklarınımüzikyoluyla

AnadoluHaber

Handan KAYGUSUZ

� Anadolu Üniversitesi PsikolojikDanışma ve Rehberlik Merkezi(PDRM), etkili öğrenmede ve ders ça-lışmada kullanılacak teknikler konu-sunda öğrencilere yönelik olarak“Etkili Ders Çalışma Becerileri” adlıbir seminer düzenledi.18 KasımCuma günü gerçekleşen seminereSosyal Çalışmacı Uzman Ayşe Kızıl-taş konuşmacı olarak katıldı.

Etkili Öğrenme

Kızıltaş, etkili öğrenmenin gerçek-leşmesinde dikkat, motivasyon ve et-kili ders çalışma tekniklerininönemli olduğunu belirterek, öğ-renme aşamasının bilgiyi algılama,kaydetme, hatırlama ve kullanmasüreciyle gerçekleştiğini söyledi. Kı-zıltaş, bu aşamanın duyu organları,kısa süreli hafıza (düşünme kapasi-tesi) ve uzun süreli hafıza yoluylaoluştuğuna dikkat çekti. Ayşe Kızıl-taş ayrıca kaygı, motivasyon eksik-liği, dikkat, derse adaptasyon,heyecan ve stres gibi sorunların çö-zümü aşamasında neler yapılmasıgerektiği konusunda bilgiler aktardı.

Kızıltaş, özellikle dikkat konusunaeğilerek dikkatin sınırlarını çizdi. Ki-şinin çevresiyle olan ilişkisinde mo-

tivasyonun sağlanmasının önem ta-şıdığını ve olumlu, olumsuz yükle-meler yarattığını kaydeden Kızıltaş,kişide hırs, azim, mücadele gibiolumlu yetersizlik ile çaresizlik ve çö-küntü gibi olumsuz duygular oluş-turduğunu vurguladı.

Sınavlara Çalışma

Kızıltaş, sınavlara etkili çalışma ko-nusunda ise fiziksel uyanıklık, yaz-manın ve zihnin sık tekrarlaryapmasının, sınav öncesi kişininkendisine ait notlara önem vermesi-nin önem taşıdığını kaydetti. Derseaktif katılımın ve soru sormanın ba-şarıyı artıracağını belirten Ayşe Kı-zıltaş, başarısız olma duygusunakapılmadan derse adapte olmaknınve hedef belirlemenin başarınınanahtarı olduğunu söyledi.

Kızıltaş, başarıya odaklanan öğ-rencinin özellikleri hakkında şöylekonuştu:

“Kendine güveni tamdır. Başarılıolmama korkusu yoktur, çalışmastratejileri kullanır. Planlı çalışmayaözen gösterir. Yeteneğinin gelişmeyeaçık olduğunu bilir. Başarılı olma ih-tiyacı motivasyonunu olumlu yöndeetkiler.

“Başarısızlıktan kaçınan öğrenci-nin özellikleri konusunda ise,”Amacıöğrenmekten çok ders geçmektir.Anlayarak geçmek yerine ezberle-

meye çalışır. Başarılı olmak için ge-rekli çabayı göstermez. Başarısızlığıkendi yeteneksizliğinde, derslerinzorluğunda ya da öğrenmede arar.Etkili çalışma teknikleri kullanmaz.Başarılı olmama korkusu hakimdir.Motivasyonu başarıya değil, dersgeçmeye dönüktür. Sürekli değildir.”dedi.

Kızıltaş, başarısızlığı kabul edenöğrenci profili hakkında da şunlarısöyledi:

“Başarısızlığı kaçınılmaz olarakgörür. Başarılı olmak için hiçbir çabaharcamaz. Ders dışı etkinliklere fazlazaman ayırır. Başarısızlığı yetene-ğindeki sınırlılığa bağlar. Sürekli des-

teğe ihtiyacı vardır. Ders çalışma veöğrenme motivasyonu minimum-dur.”

Kızıltaş, “Sevgiye zaman kalsındiye zamanı etkili kullanmak ve et-kili çalışmak zorundayız. Hedefin be-lirlenmesi kişinin aidiyat özelliğiolmak zorundadır. Hedefin olmadığıyerde başarı imkansızdır. Uçak ro-tayı, tren rayları takip eder, ya siz?”sözleriyle öğrencileri motive etti.

Çalışma Verimini Artırmak

Ayşe Kızıltaş, ayrıca ders çalışmaverimini artırmak için kişinin, sa-dece çalışmak için özel bir yer ayar-laması (nerede, nasıl, günün hangisaatlerinde), bir ödev (proje) yap-maya başlamadan önce tahmini bi-tirme zamanı belirlemesi, dikkatidağıldığında masadan bir süreliğineuzaklaşması, her gün aynı saatlerdeders çalışması, kendisi ve başkala-rıyla ilgili fonksiyonel olmayan dü-şünceleri değiştirmesi gerektiğiniifade etti.Sosyal Çalışmacı Uzman Ayşe Kızıl-taş,”Hayat boyu kendimizi geliştir-mek zorundayız. Her an değilse bilesınavlar hayatımızda olacak. Bu ne-denle etkili çalışma yöntemlerini bil-mek gerekir.” diye konuştu.

Editör: Araş. Gör. Çağdaş CEYHANTasarım: Evren TÜRKGELDİ4 H A B E R

Ayşegül DALLI

� Anadolu Üniversitesi Turizm Araş-tırma ve Uygulama Birimi’nin etkinlik-leri kapsamında düzenlenen veilköğretim öğrencilerinin turizm bilin-cini geliştirme yönelik olarak gerçekleş-tirilen eğitimlerinin üçüncüsü yapıldı.

“İlköğretim Öğrencileri Turizmi Öğ-reniyor” başlığını taşıyan etkinlikte, Es-kişehir İstiklal İlköğretim Okulu 5-Asınıfı öğrencileri, 16 Kasım Çarşambagünü, Turizm Araştırma ve UygulamaBirimi’nin Odunpazarı’ndaki bina-sında ağırlandı. Birim görevlileri öğ-

rencilere, turizm ile ilgili bir konferansverdi ve öğrencilerin konuyla ilgili so-rularını yanıtladı. Konferansın ardın-dan öğrencilere Odunpazarı Evleri veAtlıhan Çarşısı gezdirildi.

Eğitim faaliyetinin koordinasyonuise Turizm Araştırma Uygulama Biri-

mi’nden Öğr. Gör. Aysel Yılmaz ve Öğr.Gör. Duygu Yetgin tarafından gerçek-leştirildi.

Turizm Araştırma ve Uygulama Bi-rimi’nin “İlköğretim Öğrencileri Tu-rizmi Öğreniyor” etkinliği her aydüzenli olarak devam edecek.

‘Herkes İçinTasarım’uygulamayageçiyorAyşegül DALLI

� “Ulaşılabilirlik Stratejisi ve EylemPlanı” kapsamında, Yükseköğretim Ku-rulu, Başbakanlık Özürlüler İdaresi Baş-kanlığı ve Anadolu Üniversitesiişbirliğiyle 16-17 Haziran günlerinde üni-versitemizin ev sahipliğinde düzenlenen“Herkes için Tasarım” çalıştayının sonuçraporu YÖK Genel Kurulu’nun 22 Eylültarihli toplantısı gündemine alınarak be-nimsendi. Önerilen düzenlemelerin ya-pılması amacıyla da bütününiversitelere bir yazı gönderildi.

Kullanıcı Odaklı Tasarım

Konuyla ilgili bir açıklama yapanYard. Doç. Dr. Osman Tutal şunlarısöyledi:

“Bilindiği üzere engellilerin, engelle-nenlerin yaşama dahil edilmesi günü-müz toplumlarının temelönceliklerinden biridir. Buna karşın, sür-dürülebilirbir kentselyaşama evsahipliğiyapan veyapılaşmışçevreyi ol-duğu kadarsosyal çev-reyi detemel alanengellileriçin tasarım, engelsiz tasarım, kapsayıcıtasarım, kullanıcı odaklı tasarım, yaşdostu tasarım, kullanıcı dostu tasarım,yaşam boyu tasarım ve belki daha dageniş ölçekteki herkes için tasarım ya daevrensel tasarım gibi yaklaşımlar tasa-rım okullarının müfredatında sınırlı de-recede yer aldığı için yeterinceuygulama olanağı bulamamaktadır.Halbuki böylesi bir konunun özellikleyapılaşmış çevrenin biçimlenmesindesorumluluğu olan mesleklerin eğitim sü-recinde daha etkin ele alınmaya ihtiyacıolduğu açıktır. Bu doğrultuda Haziran2011’de gerçekleştirdiğimiz çalıştaydaTürkiye’de tasarım ve planlama eğitimiprogramları müfredatına ‘Herkes için ta-sarım’ yaklaşımının nasıl yansıtılacağınıtartıştık. YÖK Özürlü Öğrenci KomisyonuBaşkanı Prof. Dr. Atilla Eriş ve komisyonüyeleri, Başbakanlık Özürlüler İdaresiBaşkan Yardımcısı ve kurum temsilci-leri, uluslararası ve ulusal davetli konuş-macıların yanı sıra üniversitelerinMimarlık, Şehir ve Bölge Planlama, İç Mi-marlık, Endüstriyel Tasarım ve PeyzajMimarlığı Bölümlerinden akademisyen-ler katıldı. Çalıştay sonuç raporu da,Prof. Dr. Ali Ekrem Özkul, Doç.Dr. CemGirgin, Yrd. Doç. Dr. Osman Tutal ve Öğr.Gör. Dr. Meltem Anay’dan oluşan dü-zenleme komitesi tarafından kalemealındı.”

Yard. Doç. Dr. Tutal, sonuç rapo-runda, “Konunun üniversitelerce stra-tejik düzeyde değerlendirilmesi;program yeterlilikleri ve öğrenim çıktı-larında dikkate alınması, zorunlu ya daseçmeli dersler yanında tasarım stüd-yosu, atölye ve proje derslerine ve staj-lara yansıtılması, bilgi üretimi veyaygınlaştırma gibi hususlara yer ve-rildi. YÖK’ün bu kararıyla sonuç rapo-runda yer alan bu hususların hayatageçmesi konusunda önemli bir adımatılmıştır.” diye konuştu.

Etkili çalışma için ‘ders teknikleri’

Minik öğrencilere turizm eğitimi

PDRM’nin bu haftakiseminer programı

Etkili Ders ÇalışmanınÖnemli İlkeleri Nelerdir?

AileİlişkileriPsikolojik Danışman Ramazan Akdoğan14:00 - 16:00

29KasımSalı

StresleBaşaÇıkmaSosyal Çalışmacı Ayşe Kızıltaş10:00 - 12:00

30KasımÇarşamba

SağlıklıBeslenmeDiyetisyen Bayram Uçkaç

(Eskişehir Gençlik Danışmanlık veSağlık Hizmeti Merkezi Uzmanı)

14:00 - 16:001AralıkPerşembe

� Sık tekrarlar yapılmazsa öğrenilenler çok sık unutulur.

� Uzun bir liste,daha küçük parçalara bölündüğünde daha kolay öğrenilir.

� Öğrenme seansları 40 dakikadan oluşmalıdır.

� Problem çözerken çözüme ulaşıncaya kadar ara vermemek gerekir.

� Notların gözden geçirilmesi,temize çekilmesi hatırlamayı güçlendirir.

� Benzer özellikteki iki ders peş peşe çalışılırsa karıştırmak olanaklıdır.

� Araya sevilen bir dersin konulması motivasyonu artırır.

� Dinlenme aralıklarında Tv ve bilgisayardan uzak durmak koşuluyla isteni-

len herşey yapılabilir.

Page 5: Umudunveinancınöyküsü - Anadolu Üniversitesi · ANADOLU Ü NİVERSİTESİ HAFTALIK İLETİŞİM GAZETESİ SAYI: 606 28 KASIM - 4 ARALIK 2011 Venezuella’dasokakçocuklarınımüzikyoluyla

AnadoluHaber Editör: Uzman Ufuk TOZELİKTasarım: Burcu ÜÇOK 5H A B E R

Umudun ve inancın öyküsüİrem DÖNMEZ

� Anadolu Üniversitesi Çocuk Üni-versitesi ve Anadolu Üniversitesi Dev-let Konservatuvarı’nın ortaklaşadüzenlediği “ Bir Venezuella Mucizesi:El Sistema Sokak Çocuklarının Mü-zikle Eğitimi” isimli panel 17 Kasımgünü gerçekleştirildi. Kongre MerkeziSalon Anadolu’da yapılan panelin yü-rütücülüğünü Anadolu ÜniversitesiÇocuk Eğitimi Uygulama ve AraştırmaMerkezi Müdürü Prof. Dr. Ertuğrul Yö-rükoğulları gerçekleştirirken, Vene-zuella’nın Ankara Büyükelçisi RaulJose Betancorrt Seeland de etkinliğekonuk ve konuşmacı olarak katıldı.

Venezuella’da yoksul çocuklarınmüzik eğitimiyle topluma kazandı-rılmalarını sağlayan “El Sistema”hakkında bilgi vermek üzere gerçek-leştirilen panele, Devlet Konserva-tuarı Müdürü Prof. Ahmet BülentAlaner, Müdür Yardımcısı ve MüzikBölümü Başkanı Doç. Şenol Aydın ileDoç. Gülen Ege Serter konuşmacı ola-rak katıldı.

Panele Eskişehir Vali Vekili EkremBallı, Vali Yardımcıları İsmail Küreci veÖmer Faruk Güney, Anadolu Üniversi-tesiRektörVekiliProf.Dr.MeryemAkoğ-lanKozak,CumhuriyetBaşsavcısıOrhanÇetingil, Eskişehir Barosu Başkanı Av.Rıza Öztekin, İl Emniyet Müdür Yardım-cısıBayramÖnal, İl MilliEğitimMüdürüErdoğan Ayata, Türkiye Eğitim Gönüllü-leri Vakfı Eskişehir Eğitim Parkı Yöneti-cisi Didem Aydınmakina ve SosyalHizmetler İl Müdürü Hasan Basri Cam-baz’ın yanı sıra çok sayıda öğretim gö-revlisi ve öğrenci dinleyici olarak katıldı.

Dünyaya Örnek Oldu

Prof. Dr. Ertuğrul Yörükoğulları pane-linaçılışındayaptığıkonuşmada“ElSis-tema”nın tarihsel arka planı ve sürecihakkında bilgi verdi. Jose Antonio Ab-reu’nun önderliğinde başlayan bu sos-yal hareketin günümüzde geldiğinoktaya dikkat çeken Yörükoğulları, ElSistema’nın şu anda 260 bin gece-kondu çocuğu müzisyen, 270 müzikmerkezi ve 15 bin eğitmenle yolunadevam ettiğini söyledi. Venezuella’nınklasik müziğin gelecekteki merkezi ol-duğunu belirten Yörükoğulları, “ El Sis-tema bütün dünyaya örnek. Kitaplarıyazılıyor, filmleri çekiliyor. El Siste-ma’dan hepimizin çıkaracağı çok dersolsa gerek. Benimkisi: Hayal et, uygulave sabret.” dedi.

Büyükelçi Raul Jose Betancorrt See-land da yaptığı konuşmada Chavez’inkurduğu hükümetin Venezuella’da sos-yal adaleti sağlamak adına adımlar attı-ğını ve El Sistema’nın da bu doğrultuda

desteklendiğini söyledi. Terkedilmiş,fakir, sokaklarda yaşayan pek çok çocu-ğun bu sistemle topluma kazandırıldı-ğını ifade eden Büyükelçi Seeland, ilkolarak Venezuella’da uygulamaya ko-nulan bu sistemin, şu anda 25 ülkededahaçocuklarısokaklardanmüzikeğiti-miyle topladığını söyledi.

Çocukları Suçtan Alıkoymak

Seeland, “Biz Venezuella olarak Tür-kiye ile olan tüm ilişkilerimizi daha dailerletmek, ülkemizi sizin ülkenize ya-kınlaştırmak istiyoruz.” diye konuştu.

KonuşmasınınardındanRektörVekiliProf. Dr. Meryem Akoğlan konuk bü-yükelçiye plaket ve çiçek verdi. PaneldeiseVenezuella’yagiderek,oradakonser-

lerveren,atölyeçalışmalarıdüzenleyenve El Sistema’yı yakından inceleme fır-satı bulan Devlet Konservatuvarı Mü-dürüProf.AhmetBülentAlaner,MüdürYardımcısı ve Müzik Bölümü BaşkanıDoç. Şenol Aydın veDoç. Gülen Ege Ser-ter izlenim ve görüşlerini dinleyicilerlepaylaştı.

Prof. Alaner, orada gördüğü Atatürkheykelinin kendisini çok etkilediğini veheyecanlandırdığını söyledi. El Siste-

ma’nın belli başlı ayaklar üzerine ku-rulu olduğunu ifade eden Alaner, buunsurları “gönüllük esası, çocukları sık-madan yapılan eğitimler, eşitçe, ayrımgütmeden, sosyal sınıf gözetmeksizinverilen eğitim” olarak sıraladı.

ElSistema’nınmüziğinsaltdinletibo-yutunu değil, yönlendirici özelliğini dekullandığını kaydeden Alaner, bununbir müzik terapisi olarak da nitelendiri-lebileceğini söyledi.

El Sistema benzeri bir sistemin Tür-kiye’ye uyarlanabilmesi için pek çokdevlet ayağının yan yana olması gerek-tiğini ifade eden Alaner, müziğin yön-lendirici gücünden yararlanılması,çocuk koroları ve orkestraları kurul-ması, suç işlemişyadaişlemeyeeğilimli

çocuklarda yönlendirme ve rehabilitas-yonçalışmasıyapılmasıgerektiğinivur-guladı. Alaner, “El Sistema bir müzikeğitimi değildir. Sosyolojik bir olgudur.Belirli bir grubu yönlendirmek için or-taya çıkmıştır. Ses ve ritimle çocuklarıyönlendirmeyi kapsar. Anadolu Üni-versitesi ve il yönetimi olarak Eskişe-hir’debirdenemesiniyapmakistiyoruz.Ve benim hayalim Güneydoğu’da taşatan çocukları eğitmek, o taşları topra-

ğın altına gömmek.” diye konuştu.

Eğlence ve Sevgi Temeli

Venezuella’ya gittiklerinde karşılaş-tıkları sistemin hayallerinin çok öte-sinde olduğunu belirten Doç. ŞenolAydın ise sisteme katılmak için bir eği-time gerek olmadığını, yetenek gözet-meksizin ilgiye göre enstrüman vemüzikeğitimiverildiğini söyledi.Beşya-şına kadar dans ve şarkı söyleme, 5-7yaş arasında vurmalı çalgılar, yedi ya-şından sonra ise yaylı ve üflemeli çalgı-lar eğitimi verildiğini kaydeden Aydın,eğitimlerin çeşitli yollarla eğlenceli halegetirildiğini ifade etti. Aydın, sisteminTürkiye’de uygulanabilirliğine ilişkinolarak, “Yetenek ya da yatkınlık gözet-meksizin her çocuğa ulaşmak önemli.Halk müziğimizin evrensel müziğeuyarlanması, çok sesli hale getirilmesiönemli. El Sistema’nın da çıkış noktasıevrensellik, ama sonrasında kendi kül-türlerini pazarlamaya başlıyorlar. Bu işbirdevletpolitikasıhalinedönüşmediğisürece gidilebilecek çok fazla noktayok.” dedi.

Doç. Gülen Ege Serter de konuşma-sında sistemi anlamak için Venezu-ella’yagitmeninşartolduğunuveorayagidipvaroşlarıgördüğündebusisteminneden ortaya çıktığını anladığını söy-ledi. Öncelikli amacın müzik değil sos-yal bir proje olduğuna dikkat çekenSerter, El Sistema’da çocukların farklı-lıklarasaygıgöstermeyi,yardımlaşmayıve birisi düşünce ona el uzatmayı öğ-rendiğini belirtti. Serter, sistemin eğ-lence ve sevgi temeline oturtulduğunukaydetti. Serter, El Sistema’nın sabit gi-derlerinin yüzde 90’ının devlet tarafın-dan karşılandığını vurgulayarak, hiçumudu olmayan bir çocuğun bir or-kestra sayesinde kendisi ve ülkesinitemsil etmesinin çok değerli olduğunuifadeetti. Serter, sisteminTürkiye'yeuy-gulanması konusunda ise “Devlet var,fakirlik var, çocuklar var, enstrümanvar. Bunlar bu sistem için gerekenler.Bu sistem dünyanın her yerinde uygu-lanabilir, önemli olan insanları iknaetmek. İşin içinesevgiveeğlencedekat-mak lazım.” diye konuştu.

Meral TOSUN

� Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafındandüzenlenen “Araçları, Kurumları ve İşle-yişiyleSermayePiyasaları: İMKBÖrneği”adlıkonferansa”EmlakGayrimenkulYa-tırım Ortaklığı Danışmanı ve Dalfin Fi-nansal kurcu ortağı olan Mustafa Aşkınkonuşmacı olarak katıldı.

Prof. Dr. Semih Büker’in, Finansal Pi-yasalar dersi kapsamında 18 KasımgünüyapılankonferansındinleyicilerideProf. Dr. Büker’in öğrencileri oldu.

Konuşmasında piyasalardaki yöneti-ciler, kurucular, yatırım ortaklıkları, pi-

yasa fiyatı-borsa fiyatı ve öğrencilerinmeslek hayatına atıldıklarında almalarıgereken konumlar hakkında bilgi verenAşkın, “Aranızda para toplayarak hissesenetlerisatınalabilirsiniz.Kaybedeceği-nizsembolikmiktarlardakiparalarınpekönemiyok,önemliolanpiyasayı içindengörebilmek. Para kazanma-kaybetmemantığıylapiyasayabakabilmenizlazım.Piyasafiyatıborsadaçokfazladeğişir.Budeğişime sahip olunan bilgi neden olur.Bunun adına ise asimetrik değerlen-dirmediyoruz. İnsanolanheryerdebilgisızıntısı olur, şirketlerdeki finansal duru-

munaçığıbir sohbetesnasındasızabilir.Bu durum rahatlıkla piyasaları etkileye-cektir.” dedi.

MustafaAşkın,matematiğinfinanspi-yasalarında her zaman işlemediğini be-lirterek,ekonomikkoşullarvekrizlergibiunsurların beklenmedik sonuçlar doğu-rabileceğini söyledi.

Konferans, seri olarak düzenlenecekolan bir programın ilkini oluşturuyor.Önümüzdeki haftalarda, farklı profesyo-nellerle yüksek lisans öğrencilerinin bu-luşması devam edecek. Etkinlik,öğrencilerin derslerde gördükleri teorik

bilgilerin, pratiği iyibilenprofesyonelle-rin yardımıyla te-mellendirilmesinihedefliyor.

‘Aranızda para toplayarak hisse senetleri alabilirsiniz’

Rektör Yardımcısı Prof. Dr.Meryem Akoğlan Kozak, Büyükelçi

Seeland’a teşekkür plaketi verdi.

Toplantıya katılan öğretimüyelerimiz proje kapsamındayaptıkları çalışmalarkonusunda bilgi verdi.

Mustafa Aşkın

Türkiye'nin ilk klonkoyunu dört yaşında

� İstanbul Üniversitesi'nden yapı-lan açıklamada, Veteriner Fakülte-si'nde 21 Kasım 2007 tarihindedünyaya gelen Türkiye'nin ilk klonkoyunu ''Oyalı''nın dört yaşına gir-diği, böylece dünyanın en uzun ya-şayan klon hayvanları arasında yeraldığı bildirildi. Veteriner FakültesiDöllenme ve Suni Tohumlama Ana-bilim Dalı'nda Prof. Dr. Sema Birlerbaşkanlığındaki uzman bir ekip ta-rafından klonlanan Oyalı'nın sağ-lıklı bir şekilde yaşamına devamettiği ifade edildi.

Ay'ın 3 boyutlu modelioluşturuldu

� Alman Havacılık ve Uzay Merkezi(DLR), 70 bin kare fotoğraftan faydala-narak, Ay'ın, yüksek kalitede, 3 bo-yutlu, dijital modelini oluşturdu.Bilgisayar ortamındaki Ay modelinin,gelecekte Ay seyahatlerinde kullanıla-bileceği belirtildi. DLR'den yapılanaçıklamaya göre,uzmanlar Aymodelini, ikiyıldır 50 kmmesafedenAy'ın fotoğ-raflarını çekenLunar Reconna-issance Orbiter (LRO)uydusunun gönderdiği veriler doğrul-tusunda hazırladı. 3 boyutlu model,Ay'ın yüzde 98'ine karşılık gelen 37milyon kilometrekarelik yüzeyi yük-sek çözünürlükte gösteriyor. Bilimadamları, yeni görüntüler geldikçe,modeli daha da ayrıntılandırıyor.

Gobi Çölü'ndedinozor yuvası

� Moğolistan'ın güneyindeki GobiÇölü'nde, içinde 15 yavru dinozo-run fosilleri bulunan bir yuva or-taya çıkarıldı. Tugrikin bölgesindeortaya çıkarılan yuvanın, yaklaşık70 milyon yıl önce yaşamış "Proto-ceratops andrewsi" adlı dinozor tü-rüne ait olduğu belirlendi.Kafasının arkasında büyük bir boy-nuzu bulunan Protoceratops an-drewsi, koyun büyüklüğünde birotoburdu. Rodos Üniversitesindenpaleontolog David Fastovsky, birkum fırtınası sırasında kumullarınaltında kaldığı sanılan yuvadakiyavru dinozorların bir yaşındanbüyük olmadığı ve boylarının 10 ile15 santimetre arasında değiştiğiniaçıkladı.

BİLİM ve TEKNOLOJİEvren TÜRKGELDİ

Page 6: Umudunveinancınöyküsü - Anadolu Üniversitesi · ANADOLU Ü NİVERSİTESİ HAFTALIK İLETİŞİM GAZETESİ SAYI: 606 28 KASIM - 4 ARALIK 2011 Venezuella’dasokakçocuklarınımüzikyoluyla

Editör: Merve GÜNEYTasarım: Zeynep ÜNAL6 AnadoluHaberH A B E R

28 Kasım / Pazartesi

EESTEC Chairpersons MeetingSalon 2009 09:00 - 18:0027 Aralık’a kadar devam edecektir

Mühendislik ve Teknoloji Kulübü

1 Aralık / Perşembe

Kibarlık BudalasıSinema Anadolu 15:00 / 20:00Tiyatro Kulübü

3 Aralık / Cumartesi

O'nun Gözünden YansımalarÖğrenci Merkezi Fuayesi 09:00 - 18:004 Aralık’a kadar gezilebilir

Basın Ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü

30 Kasım / Çarşamba

Yurtdışı Turlarına Katılanların Özelliklerive Beklentileri

Turizm Araştırma ve Uygulama Birimi 17:30

Turizm Araştırma ve Uygulama Birimi

2 Aralık / Cuma

29 Kasım / Salı

Evliya Çelebi'nin Gözünden 17.YüzyıldaKaplıca ve Ilıcalar

Turizm Otel İşletmeciliği Yüksekokulu09:00 - 17:309 Aralık’a kadar gezilebilir

Turizm Araştırma ve Uygulama Birimi

Yard.Doç.Dr.Nilay ERTÜRK'ün Kişisel Sergisi

Kütüphane Alt Sergi Salonu 10 Aralık’a kadar gezilebilir

Güzel Sanatlar Fakültesi

Mektup ve Fotoğraflarla Tarihi Okumak

Zakine Çelik Öztürk Konferans Salonu

14:00Edebiyat Fakültesi

"Türk Hava Kuvvetleri 100.Yıl Senfonisi"AKM Opera ve Bale Salonu20:00

Hava Kuvvetleri Komutanlığı

Tarihi, Kültürü ve Turizm DeğerleriyleMOLDOVA

Turizm Araştırma ve Uygulama Birimi 17:30

Turizm Araştırma ve Uygulama Birimi

Asistan SeminerleriKongre Merkezi Mavi Salon 10:00

Sosyal Bilimler Enstitüsü

"Kişisel Gelişim Zirvesi '11"AKM Opera ve Bale Salonu 09:00 4 Aralıkta da gerçekleştirelecektir

Kariyer Kulübü

AIESEC Eskişehir Tanıtım ToplantısıSalon 2003 09:00 - 18:004 Aralıkta da gerçekleştirelecektir

AIESEC

Tiyatro perdesi Van için açıldıGökay GÜNEŞ

� Öğretim elemanı ve öğrencilerdenoluşan, "Komedi Terapi" adlı tiyatrogösteri grubu, 3 Kasım Perşembegünü Salon 2003'de Van'daki dep-remzedeler için doğaçlama bir tiyatrogösterisi yaptı. Komedi Terapi adlı gru-bun oyuncuları; İletişim Bilimleri Fa-kültesi Araştırma Görevlisi EmrahGülmez, öğrencilerden İbrahim Sıvar,Ömer Öztürk ve Tacettin Katip gösteridesahne aldı.

İletişim Bilimleri Fakültesi öğretimüyesi Prof. Dr. Ferruh Uztuğ gösterininardından düşüncelerini aktardı. Prof.Dr. Uztuğ, "Yaratıcı zeka açısından eğit-sel bir gösteri olduğunu düşünüyo-rum. Üniversite öğrencilerinindeneyen, cesaretli ve açık yürekli ol-maları gerektiğine inanıyorum.Van'daki depremzedelere destek ver-mek amacıyla böyle bir gösteri yapangruba teşekkür ederim." dedi.

Grubun oyuncularından, Araş.Gör. Emrah Gülmez, "Dört kişidenoluşan bir grubuz. Gösterimizinözelliği, seyirciyi oyuna dahil etmek.Hem gösterinin özelliği açısındanhem de Van'daki depremzedeleri-mize destek verebilmek açısındançok daha fazla kişi önünde oynamak

isterdik. Yaptığımız işten hem bizhem de seyircinin keyif aldığını dü-şünüyorum. Van'daki depremzede-ler için elimizden gelen her şeyiyapmaya devam edeceğiz." şeklindekonuştu.

Anadolu Üniversitesi Güzel SanatlarFakültesi'nde öğrenci olan tiyatrooyuncusu, Ömer Öztürk, "Yaptığımız işien iyi şekilde icra etmeye çalışıyoruz.Keyifli bir akşam oldu. Bu akşam yapı-lan gösterinin gelirlerini Van'daki kar-deşlerimize göndereceğiz. Bu bize ayrıbir mutluluk katıyor. Bizler ayrım gö-zetmiyoruz. Depremi bilen biri olarak,bu günlerde bütünleşmeye ihtiyacımızolduğunu düşünüyorum." diyerekduygu ve düşüncelerini aktardı.

Oyunculardan, GSF öğrencisi Tacet-tin Katip gösterinin bitimiyle şunlarısöyledi:

"Dört senedir bu işi yapıyoruz.Okulda ve bir çok yerde sahne aldık.Eğlenceli, hızlı, çok çabuk üreten birgösteri yapıyoruz. Bu açıdan keyifli biroyun diyebilirim. Depremi derindenyaşayan insanlarız. Van'da artçılardevam ediyor. Oradaki kardeşlerimi-zin paradan çok manevi desteğe ihti-yacı var diyebilirim.”

İletişim Bilimleri Fakültesi öğrencisi

ve tiyatro oyuncusu İbrahim Sıvar da"Güzel bir gösteriydi. Van için tekyürek olmalıyız. Biz ekip olarak eli-

mizden gelen tüm desteği vermeye,gösterilerimizi sergileyerek devamedeceğiz." diye konuştu.

Minikler klasik müzikşöleni yaşattı

Günsu Uyanık � Anadolu ÜniversitesiDevlet Konservatuvarı,Salon 2003'te 21 KasımPazartesi günü öğrencikonserini gerçekleştirdi.Doç. Lilian Tonella Tüzünve Öğr. Gör. Bengi BarazÇınar'ın Piyano Bölümüöğrencileri olan Sıla El-bistan, Ceren Eskici veMert Bakır konserde W.A Mozart, F.Chopin,H.Villa Lobos, F. Mende-elssohn ve D. Kabalevskigibi ünlü bestecilerineserlerini icra etti. Kon-ser boyunca dinleyicilerkeyifli dakikalar geçirdi.

Merve GÜNEY

� KİPLAS İşveren Sendikasının sanataaçılan yüzü KİPLAS Sanat Galerisi sergisezonunu 2 Kasım günü “MutlulukManzaraları” sergisiyle açtı.

Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakül-tesi Resim-İş Öğretmenliği mezunla-rından oluşan sanatçı grubununaçmış olduğu sergi resim ve özgünbaskı resim çalışmalarını içeriyor.

Koordinasyonu Burçak Konukmantarafından hazırlanan sergide genç sa-natçılar Esra Albayrak, İrfan Dönmez,Ertan Aktaş, Engin Binbaş, Emre Ale-attin Keskin, Nesli Sisli, İrem Kurt, NuriÖzçelik, Ülkü Coşkun’un eserleri yeralıyor.

Küreselleşme olgusunun sanatı daetkisi altına almasıyla ortaya çıkan“tek tipleşme” ve plastik sanatlara da

yansıyan “süpermarket sanatı” anla-yışıyla git gide monotonlaşan İstan-bul sanat ortamında, “MutlulukManzaraları” kavramı ile izleyiciyeana akımın dışında bir deneyim sun-mayı hedefleyen serginin katılımcı-ları, İstanbul dışında sanatüretimlerine devam eden genç sa-natçılardan oluşuyor.

Sergi 5 Aralık’a kadar açık kalacak.

Tümsev SAVAR

� Anadolu Üniversitesi Güzel Sa-natlar Enstitüsü Baskı Sanatları,Cam, Çizgi Film, Grafik, Heykel, İçMimarlık, Resim ve Seramik Anasa-nat Dallarında yüksek lisans ve sa-natta yeterlilik eğitimlerinisürdüren öğrencilerin eserleri, 12-20 Kasım 2011 tarihleri arasında‘Artist 2011' 21. İstanbul Sanat Fua-rı’nda sergileniyor.

Yarının Genç Sanatçıları Buluştu

Güzel Sanatlar Enstitüsü MüdürüProf. Atilla Atar, “Geçen yıl olduğugibi bu yıl da fuara davet edilen tekGüzel Sanatlar Enstitüsü olma ayrı-calığını taşıyoruz. Öğrencilerimiz,sanatsal çalışmalarını uluslararasıplatformda koleksiyonerler, sanatgalerisi yöneticileri ve sanatsever-lerin beğenisine sunuyorlar.Sanat fuarı, geleceğin sanat orta-mını oluşturacak yarının genç sa-natçılarını buluşturan önemli birorganizasyon.” dedi.

Sergide; Elif Ağatekin, KamuranAk, Gülser Aktan, İlkay Altınöz,Emel Aslan, Ayşenur CerenAsmaz, Burçak Balamber, GülşahD.Canpolat, Mete Erdoğmuş, ÖmerKutay Güler, Orçun İlter, Hasan İn,Duygu Kahraman, F.Betül DemirKarakaya, A.Gaye Kalavlı, VolkanKeşebaş, Bengisu Keleşoğlu, GökçeAysun Kılınç, Esin Küçükbiçmen,Özge Öner, Nizam Orçun Önal,Gökçe Özer, Nilay Özsavaş,M.Güçlü Polat, Onan Onur Resi-oğlu, Havva Sargın, Nesli Sisli,Ergin Soyal, Kadir Tavaz, ÖzgürUğuz, Fulya Ünal ve Eda Sevim Yıl-maz’ın sanat ve tasarım çalışma-ları yer alıyor.

Güzel SanatlarEnstitüsü 21. İstanbulSanat Fuarı’nda

Mezunlarımızdan ‘Mutluluk Manzaraları’

Page 7: Umudunveinancınöyküsü - Anadolu Üniversitesi · ANADOLU Ü NİVERSİTESİ HAFTALIK İLETİŞİM GAZETESİ SAYI: 606 28 KASIM - 4 ARALIK 2011 Venezuella’dasokakçocuklarınımüzikyoluyla

AnadoluHaberEditör: Araş. Gör. Çağdaş CEYHAN

Tasarım: Evren TÜRKGELDİS Ö Y L E Ş İ 7

‘Alkolizm gripkadar sıradankanser kadartehlikeli’Günsu UYANIK

� Anadolu Üniversitesi Psikolojik Da-nışma ve Rehberlik Merkezi, 17 Kasımgünü Kongre Merkezi Kırmızı Sa-lon’da, “Alkol problemse çare var” ko-nulu bir panel düzenledi. Panele GaziÜniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bi-limleri Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bi-rimi öğretim üyesi Prof. Dr. ZehraArıkan konuşmacı olarak katıldı.

Konuşmasında Dünya Sağlık Ör-gütü tarafından tanımlanan bağımlı-lık türleri hakkında bilgi veren Prof.Dr. Zehra Arıkan, “Bunları morfin tipibağımlılık, alkol tipi bağımlılık, barbi-türat tipi bağımlılık, tütün tipi bağım-lılık, amfetamin tipi bağımlılık, kokaintipi bağımlılık, esrar (marihuana) tipibağımlılık, halüsinojen (LSD) tipi ba-ğımlılık, ‘khat’ tipi bağımlılık ve uçucusolvent tipi bağımlılık olarak sıralıyo-ruz.” dedi.

Bağımlılığı Kabullenmek

Alkolizm sonucunda gerçekleşenölüm nedenlerinin ise kanser, trafikkazası, kalp hastalıkları ve intihar ol-duğunu belirten Arıkan, “Bağımlılığınkabullenilmesi zor bir durumdur. Ki-şide kontrolsüzlük ve kabullene-meme görülür. Ahlak başlığındakietiketleme ise kabullenememeyeneden olan etkenler arasındadır. Ba-ğımlılık tedavisi; yoksunluk tedavisi,yeniden oluşumun önlenmesi, ayıkve temiz yaşama uyum gibi bölümler-den oluşur. Kişiyi yük altında bırak-mayan tedavi programlarınınsonuçları daha başarılı olur. Tedavişekilleri olarak ise grup tedavileri,uğraş tedavileri, bilgilendirme toplan-tıları ve sosyal etkinlikler olarak baş-lıklara ayırabiliriz.” diye konuştu.

Alkolizmle mücadele amacıyla kuru-lan “Adsız Alkolikler” hakkında bilgileraktaran Prof. Dr. Arıkan, “1935’te kuru-lan bir organizasyon olan Adsız Alko-likler, “Bir alkoliği, ancak bir alkolikanlar” ilkesi ile kurulmuş, alkoliklerindayanışma içerisinde bulunup, bu du-rumun üstesinden geldikleri bir orga-nizasyondur. İstendiğinde ve güçlerbirleştiğinde, üstesinden gelinemeye-cek bir sorun yoktur.” dedi.

Adsız Alkolikler ile tanıştıktan sonrabağımlılıklarını kabul edip, bununlamücadele eden danışanlar ise görüş-lerini ve yaşadıklarını katılımcılar ilepaylaştı. Danışanlardan birisi alko-lizmi, “Grip kadar sıradan, kanserkadar tehlikeli” diye tanımlarken birdiğesi ise, “Alkolizm, ilerleyen ölüm-cül bir hastalıktır” diye konuştu.

� TRT Okul’da yayınlanan “Bilimİnsanları” adlı programın bu kez ko-nuğu TÜBA Başkanı Prof. Dr. YücelKanpolat’tı.

Türkiye Bilimler Akademisi üye-lerinin yaşam ve bilim serüvenleri-nin konu edildiği program AnadoluÜniversitesi tarafından hazırlanıyor.Danışmanlığını Fen Fakültesi öğre-tim üyesi Prof. Dr. Şahin Koçak’ın,yönetmenliğini de AÖF öğretimüyesi Doç. Dr. Halim Esen’in üstlen-diği programda 26 dakika boyuncaProf. Dr. Kanpolat’ın hayatı, çalış-maları ve görüşlerine yer verildi.

İşte, nöroşirurjinin ağrı cerrahisialanında dünyada kendi geliştirtiğiyöntemlerle tanınan Prof. Dr. YücelKanpolat’ın anlattıklarından bazıları…

Neden Tıp Alanı ve Sinir Cerrahisi?

� Tıbbı seçmem aslında biraz tesadü-fen oldu diyebilirim. O zamanlar sınavsistemi yeni başlamıştı. Ben tıp fakülte-sini seçtim. Açıkçası İstanbul’a gidecekmaddi imkanları da yoktu ailemin. İs-tanbul’a gitmek biraz macera gibi geli-yordu. O zamanlar herkes mühendisolmak istiyordu. Ben de doğrusu tıbbayakındım. Tıp fakültesini kazanınca tıpfakültesinde okumak durumda kaldım.

Sinir cerrahisini seçmem ise şöyle:Önce ben ortopedist olmayı düşünü-yordum. Sonra sosyalizasyona gittim, 3yıl çalıştım. Sosyalizasyondan dönüpgeldikten sonra bana sinir cerrahisiningeleceğinin iyi olduğunu bir takım ağa-beyler söyledi. Söyledikleri de doğ-ruydu. Ben cerrahiyi istiyordum,cerrahiyle ilgili çalışmalarım da ol-muştu. Yatkınlığım da vardı. Biraz daeski sporcu ağabeylerin cerrahiyi seç-mesinin etkisiyle diyebilirim. Nöroşi-rurjiyi seçtim.

Bilimsel Çalışmaları

� Ben bir sinir cerrahıyım. Sinir cerra-hisinin bir alanında, fonksiyonel nöro-şirurji dediğimiz alanda çalışıyorum.Ağrı insanlara ait çok önemli bir sorun.Ağrı aslında bir savunma mekanizması.Bu savunma mekanizması bir hastalığadönüştüğü zaman, özellikle kanserdeveya durdurulmayan ağrılarda, işte ozaman bizim yöntemlerimiz devreye gi-riyor. Ben bu yöntemleri uygulamaktaepeyce birikim sahibiyim. Hatta şimdi40 yılı aştı diyebilirim birikim sürem.Burada katkılarım var, burada oluştur-duğum yöntemlerim var. Ben bunlarlatanınıyorum dünya genelinde. Yaptı-ğım uygulamaların en önemlileri, özel-likle kanser hastalarında yaptığımuygulamalardır. Kanser günümüzün enönemli problemlerinden birisi. Biz gi-derek yaşlanıyoruz. Yani yaşlı bir top-lumda yaşıyoruz. Yaşlanınca eskime sözkonusu oluyor. Eskime olunca doku-larda bazı yanlış gelişmeler oluyor. İştekanser bunlardan birisi. Kanserin ağrısımüthiş bir ağrı. Bazen hiçbir ağrı kesi-ciyle bunu tedavi edebilmek mümkündeğil. Durdurabilmek mümkün değil.İşte bu hastaları hayata kazandırabilir-seniz, ağrısını ortadan kaldırabilirseniz,bence bu önemli bir katkıdır. Ben kan-ser ağrısı taşıyan yolları belli bölgelerdeharap edecek, minimal invaziv dediği-

miz, çok az zararlı etkisi olan yöntem-lerle, onları erken zamanda hayata ka-zandırabiliyorum. Yani onların yaşametkinliklerini sürdürebilmelerini, onla-rın toplum içerisinde mutlu olmalarınısağlıyorum diyebilirim.

Bu evrensel bir sorundur. Bu bütündünyanın önemli bir sorunu ve maale-sef başka ülkelerde bu yöntemlerin et-kilerinden çok yan etkileri konuşuluyor.Oysa benim kullandığım yöntemlerdeyan etkiler çok azaltılmış. Bilgisayarlı to-mografi eşliğinde ağrıyı taşıyan yollarıharap edebiliyorsunuz. Bu da hastayaönemli bir katkı sağlıyor. Bunun nekadar önemli olduğunu anlayabilmekiçin, gece hiç uyku uyuyamadığınızzaman ertesi gününüzü bir düşünün.Bir kanser hastası için düşünün ki buağrı sürekli olarak var, günlerdir gece-lerdir doğru dürüst bir uyku uyuyama-mış veya doğru dürüst bir lokma ekmekyiyememiş. İşte bu sorunları çözebil-mek çok değerli bir şey, çok önemli birşey. Ben bu alandaki birikimimle kat-kıda bulunduğum inancını taşıyorum.

Yapmayı Planladığı Çalışmalar

� Benim mesleğimle ilgili yani beyincerrahisiyle ilgili, sinir cerrahisiyle ilgiliçalışmalarımın yaygınlaşmasını isti-yorum. Burada çok başarılı olduğumusöyleyemem. Çünkü insanlar korku-yorlar, insanlar kanser hastalarınınson dakikalarında, son günlerindezarar vermekten korkuyorlar. Bunu ai-leler de istemiyor, hekimlikle ilgiligruplar da istemiyorlar. Bunun için buinancı yıkmak çok kolay değil. Bununiçin biraz yardıma ihtiyaç var. Birbaşka dezavantaj, benim kullandığımyöntemlerin maliyeti ucuz. Arkasındabüyük müthiş bir sanayi desteği yok.Bunun olmaması da bir açıdan deza-vantaj gibi görünüyor. Bu yöntemlerinyaygınlaşması gerekiyor. Tıp endüs-trisi çok pahalı. Dünyada tıp çok pa-halı. Bu ucuz yöntemlerinyaygınlaşmasıyla hem hastalara katkısağlanabilir, hem de sağlık bütçeleri-nin yükü azaltılabilir diye düşünmekistiyorum. İkincisi benim bilim adamıkimliğimle ilgili, ben bilim eğitiminiçok önemsiyorum. Biz gelecektebüyük bir toplum olmayı hayal ediyo-ruz. Bu toplumun genç çocuklarınıniyi yetiştirilmesi gerekir. Bunun için desoru soran, merak eden, araştıran ço-cuklar yetiştirmek için bilim eğitiminiçok önemsiyorum. Bu alanda yapılançalışmaların içerisinde olmaya hepözen göstereceğim. Gelecek için plan-

larımın arasında bunlar var.

Çocukluk ve Gençlik Yılları

� Ben bir Kafkas ailesinin çocuğuyum.Benim babam da annem de Kafkasyagöçmeni. Ben bir memur çocuğuyum.Sivas’ın Zara kazasının Koyulhisar ka-sabasında barakada doğmuşum. Çokrahat bir çocukluğum oldu doğrusu.Soru sorabiliyordum, oyun oynayabili-yordum. Mahallenin çocuğuydum. Bir-çok şeyi abilerden, etrafımdakibüyüklerden öğrendim. Bunun önemliolduğunu sonradan fark ettim. Yete-rince oyun oynayabildim, yeterince boşzamanım vardı. Öyle lüks okullardaokumadım ama iyi okullarda okudum.O okullarda çok iyi öğretmenlerimvardı. Onlar çok varlıklı, çok popüler öğ-retmenler değildi ama iyi öğretmen-lerdi. Bizi yönlendirmesini bildiler.Günümüzün çocuklarıyla kıyasladığımzaman kendimi müthiş avantajlı görü-yorum. İlk gençlik yıllarım Sivas’ta geçti.Lise sona kadar Sivas’ta kaldım. SonraAnkara’ya geldik. Gençlik yıllarımın iyigeçtiğini söylemeliyim.

Çalışmalar Dışındaki Yaşamı

� Vakit yaratmak, vakti iyi kullanmak,bir uygarlık yöntemidir, belirtisidir de-nebilir. Ben o açıdan çok uygar oldu-ğumu söyleyemem ama yaptığım işdaha çok okumak üzerinedir, çalış-mak üzerinedir. Hep hazırlanacak birşeyler var, hep bir şeyleri yetiştirmekzorundayız. Bir şeyler yazacaksınız, oyazacağınız şeyler için öğrenmek zo-rundasınız, okumanız da lazım. Benbiraz zaman fakiriyim şimdilerde di-yebilirim.

Nasıl Bir Eştir?

� Ben kolaycıyımdır. Her işimi kendimyaparım. Seyahata giderken kendi ba-vulumu kendim hazırlarım. Ama bazıkonularda titizlik gösterdiğim doğru-dur.

Eşi Ayfer Kanpolat bu soruyu şöyleyanıtlıyor: “Yücel çok çalışkan, üretkenbir insandır ve mükemmeliyetçidir. Çokdürüst ve kendini tamamen mesleğineadamış biridir. Hangi meslekte olursaolsun veya ne iş yaparsa yapsın mut-laka en üst seviyeye çıkardı. Her zamanKanpolat soyadını taşımakla iftiharettim.”

Nasıl Bir Arkadaş Hoca ve Hekim

� Arkadaş, hekim ve hoca olarak öneçıkan özelliğim güvenilirliğimdir. İnsan-lar bana güvenirler. Yalan söylemeyi

pek sevmem. Yani yalan söy-lemek bana göre ahlaksızlık-tır. Biz insan olmakmeselesini çok fazla önem-semiyoruz. Para sahibi ol-mayı insan olmakla birtutuyoruz. Bence bu doğrudeğil. Marka sahibi olmak,para sahibi olmak, ün sahibiolmak çok önemli değil, önceadam olmak, insan olmakönemlidir.

Türkiye’de Bilim Yapmak

� Türkiye’de çalışmanın zor-luğu vardır. Ama kolaylığı yada üstünlüğü de vardır. Filan

insanın kapısını çalarsınız, o sizi beğe-nir veya yaptığınız işe adanmışlığınızıgörür ve size yardım eder. Bu çokça olurbizim ülkemizde. Bence bizim ülkemi-zin en büyük üstünlüğü de budur. Mil-yonlar verseniz yaptıramayacağınız işibir dost ilişkisiyle halledebilirsiniz. Bu dabu ülkenin iyi tarafı. Ama insanlar çokadanmış değil. Bu durum insanlarınbiraz laubali oluşundan, biraz Akdenizlioluşundan, biraz da az görmüşlüğün-den veya az bilmişliğinden kaynakna-nıyor olabilir. Bunun üstesindengelmek de sizin işinizdir, ekibin başın-daki insanların işidir.

Başarı ve ödülleri

� Birincisi ben geliştirdiğim yöntem-lerle ilgili Amerika’da bir kiti (kit deyincetamir takımı gibi söylemek lazım) geliş-tirdim. Boston’da bu elektrotlar yapıldıve benim ismimle piyasaya verildi. Bi-rikimim geliştikçe benim başka ülke-lerde öğretim üyesi olabilmedurumum söz konusu oldu. Bunlardanbir tanesi Amerika’da Portland şeh-rinde Oregon Health Science Üniversi-tesi’nde nöroşirurji bölümünde benöğretim üyesi ilan edildim. Hatta banabir ödül verdiler. İlk Paxton ödülünüverdiler. Bu enternasyonal bir ödül. İlkdefa bana verilmiş olması da önemli birşey. Ve ben hala orada klinik bir profe-sör pozisyonuna sahibim. Oraya gitti-ğim zaman oranın kurallarıylaçalışıyorum, buraya geldiğim zamanburanın kurallarıyla çalışabilme özgür-lüğüne sahibim. Bu iyi bir şey. Bir diğeriAlmanya’nın Hannover kentindeki In-ternational Neuroscience Institute’denProfessor for Neurosurgical Pain Treat-ment yani neurosurgical ağrı cerrahıveya profesörü unvanı verildi. Bu da al-dığım ikinci önemli ödül. Bu da 2006yılında geldi. Ayrıca arada ufak tefeködüller var ama ben bunların çokönemli olduğu kanısında değilim. Amaödül meselesi önemlidir. Çünkü bir şeyyaptığınız zaman birisi size aferin iyiyapmışsın demelidir. Özellikle gençlerimotive etmek adına bu çok önemli.Ben de bu açıdan epey ödül aldım. İyivatandaşlık ödülünü de bu yıl aldım.Bunu da önemsiyorum.

Gençlere Öneriler

� Buraya yönelecek insanların hem ça-lışması, hem kendilerini bu alana ada-maları, hem de iyi örnekleri izlemelerigerekiyor. Bu açıdan bence sizin prog-ramınız çok önemli, onun için size çokteşekkür ediyorum.

‘Soru soran, merak eden, araştıran çocuklar yetiştirmeli’Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. Yücel Kanpolat:

Türkiye Bilimler

Akademisi Başkanı

Prof. Dr. Yücel Kanpolat

Prof. Dr.Zehra Arıkan

Page 8: Umudunveinancınöyküsü - Anadolu Üniversitesi · ANADOLU Ü NİVERSİTESİ HAFTALIK İLETİŞİM GAZETESİ SAYI: 606 28 KASIM - 4 ARALIK 2011 Venezuella’dasokakçocuklarınımüzikyoluyla

� Üniversitemizde her ne kadarpek çok etkinlik gerçekleştiriliyorda olsa bence hala yeterli değil.Fakülteler öğrencilerin kendilerinigeliştirebilmeleri için kişisel geli-şim etkinlikleri düzenleyebilir.Her fakültede alanında deneyimlikişilerin katıldığı seminerler veyakonferansların düzenlenmesi öğ-renciler açısından yararlı olacak-tır bence. Ayrıca, Baharşenlikleri dışında diğer aylardada konserler organize edilmelidiye düşünüyorum.

� Eskişehir'e yeni gelen birçoköğrencinin Anadolu Üniversitesivasıtasıyla Eskişehir'i gezip,nasıl bir şehirde yaşadığını öğ-renmesini istiyorum. Örneğin;'Sazovaya Gitmeyen Kalmasın'başlığı altında Sazova'ya gezilerdüzenlenebilir. Kışa veda ettiği-miz Bahar Şenlikleri’nin bir ben-zeri de yaz mevsimininbitiminde 'Yaza Veda' partisiolarak düzenlenebilir. Şenlikle-rin yılda bir kez yapılması ye-rine, iki kez yapılmasının

öğrencilerin motivasyonunu yüksek tutma açısından fay-dalı olabileceğini düşünüyorum.

� Anadolu Üniversitesi bünye-sinde pek çok etkinliğe yer verenbir üniversite ancak bazı alanlardaçeşitlilik oldukça kısıtlı. Örneğintiyatro alanını ele alırsak, hersene aynı oyunlar sergileniyor vebu oyunların gösterimleri de sı-nırlı. Dikkati çeken diğer bir konuise bazı fakültelerin etkinlikler iledaha ön planda olması. Ayrıca et-kinliklerin duyurularının tümkampusü kapsayacak şekildedaha iyi bir şekilde yapılması ge-rekiyor bence.

� Üniversitemiz çoğu üniversi-teye göre etkinlik anlamındagelişmiş olanaklara sahip.Kullanıp kullanmamak birazda biz öğrencilere kalmış du-rumda. Kültürel etkinlik ders-leriyle de gerçekleştirilen buetkinliklere katılım teşvikedilmekte. Sinema ve tiyatrogünleri, müzik dinletileri,konserler, her bölümün ilgialanına girebilecek farklı ko-nulardaki konferans ve pa-neller gibi etkinlikleri yeterlibuluyorum. Bence asıl önemli olan katılım düzeyi. Üniversi-temizdeki etkinlikler yeterli ancak öğrenciler isteksiz…

� Üniversite denildiğinde akla sa-dece eğitim gelmemeli. Etkinlerinbizlerin sosyal gelişiminde payıbüyük. Bence burada dikkat edil-mesi gereken nokta, farklı fakül-telerdeki öğrencilerin debirbirleriyle iletişime geçmesineolanak sağlamak olmalı. Örneğinüniversitemizde her yıl düzenle-nerek geleneksel bir hale getiri-lebilecek tanışma partileridüzenlenebilir. Üniversitemizin,öğrencilerin birbirleri ile diyalogkurmalarına yardımcı olabilecek

aktiviteler düzenlemesi, öğrencilerinmotivasyonu açısından önemli rol oynar.

Çağlar Bartu Yuca İktisadi ve İdari Bil. Fak.� Bahar Şenliklerine yer veri-len üniversitemizde 'Güz Şen-likleri'ne de yer verilmelibence. Ayrıca spor tesisleri-nin geliştirilmesini ve fakülte-ler arası müsabakaların dahageniş kapsamda yapılmasınıistiyorum. Öğrencilerin, ti-yatro ve sinema gösterimle-rine katılımlarını arttırmakkonusunda da bir çalışmagerçekleştirilmeli. Koca birüniversite hayatını, vize vefinallerle geçirmeyi mantıklı

bulmuyorum. Ayrıca, düzenlenen gezilerin dahasık yapılması öğrencileri daha fazla sosyalleştirebilir. Üni-versitemizin bu konularda bize fırsatlar sağlayabileceğinidüşünmekteyim.

� Etkinlik deyince akla konserlerve geziler geliyor. Bana göre tümöğrencileri bir araya getirecek vebirlikte eğlenmelerini sağlayacaketkinliklere de yer verilebilir. Ör-neğin resim yapmak eğlenceli biraktivitedir. Anadolu Üniversitesiöğrencilerinin hep birlikte resimyapabileceği bir etkinlik düzen-lenebilir. Herkesin istediği boyave renkler ile içinden gelenresmi yapabildiği ve ortayaçıkan eserlerin sergilendiği biretkinlik çok güzel olurdu diyedüşünüyorum.

Damla Özocak Eğitim Fakültesi

� Anadolu Üniversitesi'ni etkin-likleri ile kendinden söz ettirenbir eğitim kurumu olarak görü-yorum. Fakat her üniversitedeolduğu gibi bizim üniversite-mizde de bu konularda biraz ek-siklik var. Tiyatro oyunlarınındaha sık sahnelenmesinin dahaiyi olacağını düşünüyorum.Konserler de daha sık organizeedilmeli. Gerçekleştirilen etkin-likleri çeşitlilik yönünden dezayıf buluyorum. Ayrıca, yönet-men, yazar ve oyuncularla soh-

betlerin düzenlenmesini isterim.

� Üniversitemizde özelliklesportif etkinliklerin geliştiril-meye ihtiyaç duyduğunu düşü-nüyorum. Öğrencilerin dikkatinive ilgisini çekecek şekilde dü-zenlemelere gidilmeli. Örneğinvoleybol ve basketbol turnuva-ları düzenlenebilir. Tesislerimizvar ancak bunların kullanı-mında bile sıkıntılar yaşanıyor.Örneğin yüzme havuzumuzdolu ama öğrencilere yeterligelmiyor. Kültürel etkinliklerkonusunda ise Tiyatro Ana-

dolu hakkında bir şey söylemek istiyo-rum. Daha farklı ve daha fazla sayıda oyun gösterilmeli.Başka tiyatro topluluklarına üniversitemiz sahnesindeoyunlarını sergileme fırsatı sunulabilir mesela. Diğer birkonu da öğrencilerin iyi bir şekilde haberdar edilmesi.

Tuğba Nur Çelikel İktisadi ve İdari Bil. Fak.

Emrah Ersoy Devlet Konservatuar

Elçin Alan Hukuk Fakültesi

Faruk Avcı Fen Fakültesi

Editör: Araş. Gör. Pelin ÖĞÜT / Tasarım: Mine DEMİRELRöportaj ve fotoğraflar: Ece BOZKURT ÖĞRENCİ GÖRÜ ŞLERİ AnadoluHaber

Aslı Kızılcık Fen Fakültesi

Pınar Kılınç İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

� Anadolu Üniversitesi'ndediğer üniversitelere göre çokdaha fazla etkinliğe yer veril-diğini düşünüyorum. Bencegerçekleştirilen bu etkinlerintanıtım ve duyurularının dahaiyi yapılması gerekiyor. Özel-likle bahar dönemi sıklaşanetkinlikleri takip etmek ol-dukça zor oluyor. Etkinlik-lere ilişkin standlarkurulabilir.

Meltem Dumlupınar Güzel Sanatlar Fak.

Gizem Aynacı Eğitim Fakültesi

Üniversitemizde ne tür etkinlikler

görmek istiyorsunuz?