uluslararasiİnsancilhukuk...hukuku uluslararası İnsancıl hukuk deniz hukuku diplomatik...

46
ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUK Sorularınıza Cevaplar

Upload: others

Post on 03-Feb-2021

14 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUKSorularınıza Cevaplar

  • 2

    Uluslararası Kızılhaç KomitesiInternational Committee of the Red Cross (ICRC)19 Avenue de la Paix1202 Cenevre, İsviçreT +41 22 734 6001F +41 22 733 2057E-posta: [email protected]© ICRC, İngilizce orjinal baskı Ekim 2002,ikinci baskı Aralık 2004’ten Türkçe’ye çevrilmiştir.

    Türk KızılayıAtaç-1 Sokak No:32Yenişehir, AnkaraT (0) 312 430 23 00F (0) 312 430 01 75www.kizilay.org.tr

  • Tarihçesi

    Hasta ve yaralı askerlere yardım amacıyla Başkomutan ÖmerPaşa, kendi başkanlığında bir kurul kurarak çalışmalarabaşlamış ve 11 Haziran 1868 tarihinde bir taahhütnamehazırlayarak, “Mecruhin ve Mardayı Askeriyeye İmdat veMuavenet Cemiyeti” (Hasta ve Yaralı Askerlere Yardım Derneği)adıyla bugünkü Kızılayımız kurulmuştur.

    1876’da hilali amblem alıp, adını da “Osmanlı Hilali AhmerCemiyeti” olarak değiştirmiş ve aynı yıl başlayan Osmanlı – RusSavaşı’nda büyük hizmetler vermiştir.

    29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanından sonraki ilk genelkurulda adı “Türkiye Hilali Ahmer Cemiyeti” olarak değiştirilmiştir.Cemiyetin 28 Nisan 1935’te toplanan genel kongresinde, yüksekkoruyucusu Atatürk tarafından verilen Kızılay adı oy birliğiylekabul edilmiş ve adı ”Türkiye Kızılay Cemiyeti” olarak değişmiştir.Dernek, Ulu Önder Atatürk’ün himayesinde sağlık ve sosyalyardım alanlarındaki hizmetlerini daha da geliştirmiştir.

    22 Eylül 1947 tarihinde Bakanlar Kurulunca onaylanan tüzük ilekuruluşun adı “ Türkiye Kızılay Derneği” olarak onaylanmıştır.Türk Kızılayının tarihi, kuruluşundan bugüne birçok savaş veafetlerde yürüttüğü üstün hizmetlerle doludur. Bu konuda birçokyayını bulunan Türk Kızılayı, ilgi duyan herkesle bu yayınlarıpaylaşmaktadır. Osmanlı Rus Savaşı’ndan, Çanakkale Savaşı’na,Trablusgarp Savaşı’ndan Balkan Savaşları’na ve TürkiyeCumhuriyeti’nin doğuşu olan Kurtuluş Savaşı’na kadar.

    Teşkilat Yapısı ve Organları

    Kızılayın teşkilatı, Genel Merkez ve Şubeler olmak üzere ikikısımdır. Kızılayın Genel Merkez ve Şube Kurullarına seçilenlergörevlerini fahri olarak (hiçbir ücret almadan) yürütürler. GenelMüdürlük organı ise atanmış profesyonel kadrolardanoluşmaktadır.

    Hizmetleri

    • Afet Yönetimi ve bağlıları, dünyada meydana gelen ve dünyavar oldukça da devam edecek insanlık acılarına karşı 7/24

    saat esasıyla çalışmalarını yürütmektedir. Hizmet anlayışı isedeğişim ve gelişimdir. Afet yönetimi döngüsü içinde tümsüreçleri yürütürken Kızılay, psikososyal destek ve eğitimfaaliyetlerini de öncelikleri arasına alarak kaliteli hizmetanlayışını tüm toplumu kucaklayarak sürdürmektedir.

    • Sosyal Hizmetlerini; sosyal yardımlar, yaşlı ve yaşlı bağışçılaraverilen sağlık ve sosyal hizmetler, sosyal hizmet kuruluşları(huzurevleri, aşevleri, öğrenci yurtları, giysi yardım merkezleri,aile danışma merkezi) tarafından verilen hizmetler ile sosyalrefaha yönelik geliştirilen ulusal programlar (vekâletle kurban,zekat modelleri) ve sosyal projeler çerçevesinde yürütmektedir.32 İlk Yardım Eğitim Merkezi (İYEM) ile İlk YardımBilgilendirme Seminerleri ve İlk Yardım Eğitimleri(temel ilk yardım, standart ilk yardım, temel ilk yardımgüncelleme, standart ilk yardım güncelleme ve ilk yardımeğitimci eğitimi) verilmektedir. Türk Kızılayı İlk Yardım Eğitimiuluslararası akreditasyonu olan bir programdır.

    • Gençlik Hizmetlerini; gençlerimizin dayanışma, yardımlaşmave şefkat duygularını kuvvetlendirmek; ayrım gözetmeksizinkardeşlik ve arkadaşlık bağlarını güçlendirmek; ilke vedeğerlerine bağlı sağlıklı nesiller yetiştirilmesine aracı olmak;gençlerin sosyal ve kültürel gelişimlerine katkı sağlanmasınayönelik etkinlikler düzenlemek amacıyla yürütmektedir.

    • Kan Hizmetlerini ise gönüllü ve sürekli kan bağışı anlayışınıtoplumun her kesimine yayıcı, eğitsel ve uygulamaya dönükfaaliyetlerde bulunarak, toplumun ihtiyacı olan kanı; çağıngerektirdiği teknolojik olanakları kullanarak nitelikli, güvenli veuluslararası standartlarda toplamak, toplum sağlığı açısındantest etmek, bileşenlerine ayırarak saklamak, gerektiğinde engüvenli koşullarda dağıtımını sağlamak amacıylayürütmektedir.

    • Eğitim Hizmetlerini Gerek personel, üye ve gönüllülerine yönelikkurumsal eğitimleri ile gerekse toplumun zarar görebilirliğini enaza indirgemek amacıyla toplum tabanlı eğitim programlarıylaulusal ve uluslar arası çapta yaygınlaştırmaktadır.

    • Ayrıca; Teşhis ve Tedavi Hizmetleri, Kızılay Mineralli Suİşletmesi, Yerleşim Sistemleri Üretim İşletmesi, Gayrimenkulİşletme ve Değerlendirme Yönetimi ile de hizmetlerinisunmaktadır.

    TÜRK KIZILAYI

  • 1863 yılında beş İsviçre vatandaşı (Henry Dunant, Guillaume-Henry Dufour, Gustave Moynier, Louis Appia ve ThodoreMaunoir) tarafından kurulan ICRC, Uluslararası Kızılhaç veKızılay Hareketinin kurucu üyesidir.

    • ICRC yansız, tarafsız ve bağımsız bir insani yardım kuruluşudur.• 150 yıl önceki bir savaş sonrası doğmuştur.• Benzeri olmayan bir kuruluştur.• Görevi kendisine uluslararası topluluk tarafından verilmiştir.• Çatışan taraflar arasında tarafsız bir aracı olarak görev alır.• İnsancıl hukukun geliştiricisi ve koruyucusu olarak silahlı çatış-

    maların, iç karışıklıkların ve diğer iç şiddet durumlarının mağdur-larını korumak, onlara yardımcı olmak için çalışmalarda bulu-nur.

    ICRC, yaklaşık 80 ülkede faaliyette bulunmakta olup 13.500kadar personele sahiptir (2010).

    ICRC ve Kızılhaç-Kızılay Hareketi

    Uluslararası Kızılhaç Komitesi (The International Committee of theRed Cross – ICRC) ve her ülkede bulunan Ulusal Kızılhaç veKızılay Dernekleri, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay DernekleriFederasyonu (Federasyon) ile birlikte Uluslararası Kızılhaç veKızılay Hareketini oluşturur. Kural olarak bu kuruluşlarıntemsilcileri Cenevre Sözleşmelerine taraf devletlerin temsilcileri ilebirlikte dört yılda bir Uluslararası Kızılhaç ve KızılayKonferansında bir araya gelir.

    ICRC çalışmalarının temeli

    Uluslararası silahlı çatışmalar sırasında ICRC, 1949 tarihli dörtCenevre Sözleşmesini ve 1977 tarihli I. Ek Protokolünüçalışmalarına temel alır (bkz. Soru 4). Bu antlaşmalar yaralı,hasta ve deniz kazası geçiren askeri personele yardım sağlama,savaş esirlerini ziyaret etme, sivillere yardım etme ve genel birifadeyle Uluslararası İnsancıl Hukukun koruma altına aldığıkişilerin Uluslararası İnsancıl Hukuka uygun muamelegörmelerini sağlama gibi belirli faaliyetleri yürütme yetkisiniICRC’ye verir.

    Uluslararası nitelikte olmayan silahlı çatışmalar sırasında ICRCdört Cenevre Sözleşmesinin ortak 3. Maddesini ve II. EkProtokolünü çalışmalarına temel alır (bkz. Dizin). Ortak üçüncümadde ICRC’ye, yardım faaliyetlerinde görev alma ve çatışmaylabağlantılı olarak tutuklanan kişileri ziyaret etme amacıyla çatışmahalindeki taraflara hizmet sunma hakkını da tanır.

    ICRC, silahlı çatışma düzeyinde olmayan şiddet durumlarında(iç karışıklıklar ve diğer iç şiddet durumları), Kızılhaç-KızılayHareketi Ana Tüzüğünün diğer konularının yanı sıra ICRC’yeinsani girişim hakkını veren 5. Maddesini temel alır. Bu hak aynızamanda uluslararası veya uluslararası nitelikte olmayan silahlıçatışmalarda da devreye girebilir.

    Bu maddelerin ve hukuk kurallarının tümü uluslararası topluluktarafından (devletler gibi) ICRC’ye verilen görevi oluşturur.

    ULUSLARARASI KIZILHAÇ KOMİTESİ(THE INTERNATIONAL COMMITTEE OF THE RED CROSS-ICRC)

  • SORULARIN ÖZETİ

    7

    1. Uluslararası İnsancıl Hukuk nedir? 82. Uluslararası İnsancıl Hukukun temel kuralları nelerdir? 103. Uluslararası İnsancıl Hukukun kökeni nedir? 124. Hangi antlaşmalar Uluslararası İnsancıl Hukuku oluşturur? 145. Kimler Cenevre Sözleşmeleri ile bağlıdır? 166. Savaş açma hakkı (Jus ad bellum) ve savaş sırasındaki hukuk (Jus in belo) nedir? 187. Uluslararası İnsancıl Hukuk hangi durumlarda uygulanabilir? Kimler içindir ve kimleri korur? 208. Uluslararası İnsancıl Hukuk “yeni” çatışmalara uygulanabilir mi? 229. Uluslararası İnsancıl Hukuk yeni gelişmelere nasıl ayak uydurur ve bu süreçte ICRC’nin rolü nedir? 24

    10. Uluslararası İnsancıl Hukuk silahlı çatışma mağdurlarına malzeme yardımı bağlamında neler sağlar? 2611. Uluslararası İnsancıl Hukuk aile bağlarının yeniden kurulması konusunda ne der? 2812. Uluslararası İnsancıl Hukukun amblemin kullanımını düzenleyen hükümleri nelerdir? 3013. Uluslararası İnsancıl Hukuk mültecileri ve yerlerinden edilmiş insanları nasıl korur? 3214. Uluslararası İnsancıl Hukukun uygulanması için mevcut önlemler nelerdir? 3415. Uluslararası İnsancıl Hukuka saygıyı sağlamada ICRC'nin rolü nedir? 3616. Uluslararası İnsancıl Hukuk kapsamında savaş suçlularının kovuşturması nasıl yapılır? 3817. Uluslararası İnsancıl Hukuk ve İnsan Hakları Hukuku arasındaki fark nedir? 4018. Uluslararası İnsancıl Hukuk Birleşmiş Milletler tarafından veya onun desteğiyle yürütülen barışı koruma ve

    barışı sağlama operasyonlarında uygulanır mı? 42

    19. Uluslararası İnsancıl Hukuk terörizm konusunda ne der? 43

    Dizin 44

    Kaynakça 45

  • ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUK NEDİR?1

    8

    U L U S L A R A R A S ı I N S A N C ıL H U K U K

    Cenevre ve LaheySilahlı çatışma hukuku veya savaş hukuku olarak da bilinenUluslararası İnsancıl Hukukun (bkz. yan sayfadaki“Terminoloji”) iki ayrı dalı vardır. Bunlar:• "Cenevre Hukuku" savaşa katılmayan veya savaş dışı

    kalmış askeri personeli ve siviller gibi muhasamata(savaşa) aktif olarak dahil olmayan kişileri korumak içinoluşturulmuştur.

    • "Lahey Hukuku" askeri operasyonların yönetiminde muhariplerin(savaşanların) hak ve yükümlülüklerini belirlemesinin yanındadüşmana zarar verme yöntemlerini sınırlandırır.

    Uluslararası İnsancıl Hukukun iki dalı isimlerini düzenlendiklerişehirlerden alır. Uluslararası İnsancıl Hukukun her iki dalınıbirleştiren 1977 tarihli Ek Protokollerin kabulü ile bu ayrımgünümüzde sadece tarihsel olup öğretici bir değere sahiptir.

    Kim kiminle savaşır?Uluslararası bir silahlı çatışma en az iki devletin silahlı kuvvetleriarasındaki savaşı ifade eder (Ulusal bağımsızlık mücadelelerininuluslararası silahlı çatışma olarak sınıflandırıldığını belirtmek gerekir).

    Uluslararası nitelikte olmayan bir silahlı çatışma, bir devletintopraklarında düzenli silahlı kuvvetler ile teşhis edilebilir silahlıgruplar arasındaki ya da birbiriyle çatışan silahlı gruplar arasındakimuharebeyi ifade eder. Bir çatışmanın uluslararası olmayan birsilahlı çatışma olarak nitelendirilebilmesi için belli bir şiddeteulaşmış olması ve belli bir süredir sürmekte olması gerekir.

    İç karışıklıklar şiddet eylemlerinden kaynaklanan, yine de silahlı birçatışmayı temsil etmeyen iç düzenin ciddi şekilde bozulması olaraktanımlanır (örneğin; isyanlar, karşıt gruplar arasında veya yetkililerekarşı yapılan mücadeleler).

    Uluslararası İnsancıl Hukuk, UluslararasıKamu Hukukunun (bkz. yan sayfa) büyükbir bölümünü oluşturur. Silahlı çatışmadönemlerinde muhasamata (savaşa) tarafveya artık taraf olmayanları korumaya, kul-lanılan savaş yöntem ve araçlarını sınırlan-dırmaya çalışan kurallardan oluşur.

    Daha net şekliyle, ICRC'nin silahlı çatışma-larda uygulanan Uluslararası İnsancılHukukla anlatılmak istenen uluslararası yada uluslararası nitelikte olmayan silahlıçatışmalardan ortaya çıkan insani endişe-leri çözüme ulaştırmayı hedefleyen uluslar-arası antlaşma veya örf-adet kurallardır.

    İnsani nedenlerle bu kurallar bir çatışmada-ki tarafların kendi seçtikleri savaş yöntemve araçlarını kullanma hakkını sınırlandırır,çatışmanın etkilediği ya da etkileyebileceğikişileri ve varlıkları korur (bkz. konuyla ilgi-li yararlı ek bilgiler içeren 3, 6 ve 17 nolusorular).

    Savaş alanındaki tüm yaralılara yardım

    ICRC

  • 9

    Grotius ve Devletler HukukuBugünkü deyişiyle Devletler Hukuku, "Uluslararası KamuHukuku" veya "Uluslararası Hukuk" terimleriyle aynı anlama gelir.Devletler arasındaki ve devletlerle uluslararası topluluğun diğerüyeleri arasındaki ilişkileri idare eden kurallar bütünüdür.

    Bir hukukçu ve diplomat olan Grotius (bkz. Dizin) DevletlerHukukunun kurucusudur. Avrupa’da Hıristiyan kilisesini bölenreformlardan sonra Grotius hukukun artık ilahi adaletin bir ifadesiolmadığı ancak insan mantığının bir ürünü olduğu ve artıkeylemden önce gelmediği fakat eylemden doğduğu görüşünüortaya koymuştur. Buradan da uluslararası ilişkiler için birleştirici

    bir ilke bulma gereği ortaya çıkmıştır ki Devletler Hukuku bu ilkeyisağlamıştır. De jure belli ac pacis adlı kitabında Grotius savaşhukukunun en sağlam temelleri arasında yer alan kurallarısıralamıştır.

    TerminolojiUluslararası İnsancıl Hukuk, Silahlı Çatışma Hukuku ve SavaşHukuku terimleri eşdeğer görülür. Uluslararası kuruluşlar,üniversiteler ve hatta devletler Uluslararası İnsancıl Hukuk (veyaİnsancıl Hukuk) terimini kullanmayı tercih ederken diğer iki terimdaha yaygın olarak silahlı kuvvetler tarafından kullanılır.

    Not: Yukarıdaki şekil, Uluslararası Kamu Hukukunun çeşitli dallarının sınıflandırılması veya derecelendirilmesi olarak yorumlanmama-lıdır. Burada sadece en yaygın bilinen dallardan bazıları gösterilmiştir.

    MültecilerHukuku

    ÇatışmalarınBarışçıl Çözümü

    ile İlgiliHukuk Kuralları

    İnsanHaklarıHukuku

    Hava Sahasıile İlgili

    Hukuk Kuralları

    Ekonomikİlişkiler ile

    İlgiliHukuk Kuralları

    UluslararasıKuruluşlar ile

    İlgiliHukuk Kuralları

    ÇevreHukuku

    UluslararasıİnsancılHukuk

    DenizHukuku

    Diplomatikİlişkiler ile İlgiliHukuk Kuralları

    DevletlerinSorumlulukları

    ile İlgiliHukuk Kuralları

  • ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUKUNTEMEL KURALLARI NELERDİR?2

    10

    U L U S L A R A R A S ı I N S A N C ıL H U K U K

    Bir çatışmanın tarafları sivil halk ve varlık-lara zarar vermemek için her zaman siville-ri ve muharipleri doğru biçimde ayırt etme-lidir. Sivil halka ne bir bütün olarak ne debireysel olarak saldırılır. Saldırılar sadeceaskeri nesnelere karşı yapılabilir.Muhasamata (savaşa) katılmayan veyamuhasamat (savaş) dışı kalan kişilerinyaşamlarına, fiziksel ve manevi bütünlükle-rine saygı gösterilmesi gerekir. Bu tür kişi-ler, hiçbir ayrım gözetilmeden her tür koşul-da korunmalı ve insanca muamele görme-lidir. Teslim olan veya savaş dışı kalan birkarşı taraf mensubunu öldürmek ya dayaralamak yasaktır.

    Ne çatışma tarafları ne de onların silahlıkuvvetlerinin mensupları savaş yöntem vearaçlarını sınırsızca seçme hakkına sahip-tir. Gereksiz kayıp veya ölçüsüz acıyasebep olabilecek savaş araçlarının vesavaş yöntemlerinin kullanılması yasaktır.

    Yaralıların ve hastaların, onları kendi kuv-vetlerinde bulunduran çatışma tarafıncatoplanmaları, bakımlarının yapılması gere-kir. Sağlık personeli ve sağlık tesisleri, vası-taları ve donanımları ayrı tutulmalıdır.Beyaz bir fon üzerindeki Kızılhaç veyaKızılay amblemi bu tür kişileri ve nesnelerikoruyan işaretlerdir ve bu işaretlere saygıgösterilmesi gerekir.

    Yaşamlarına, onurlarına, kişisel haklarına,siyasal, dinsel ve diğer inançlarına saygıgösterilmesi kendilerini karşı tarafın otorite-si altında bulan tutsak askerlerin ve siville-rin hakkıdır. Bu kişilerin her tür şiddet eyle-mine veya misillemeye karşı korunmalarıgerekir. Bu kişiler aileleriyle haberleşme veyardım alma hakkına sahiptir. Bu kişilertemel yasal güvencelerden yararlanmalıdır.

    ICRC tarafından düzenlenen bu kurallar Uluslararası İnsancılHukukun temelini özetlemektedir. Bu kurallar yasal bir belgegücüne sahip değildir ve hiç bir şekilde yürürlükteki

    antlaşmaların yerini almaları düşünülemez. Uluslararasıİnsancıl Hukukun yaygınlaştırılmasını sağlamak amacıylakaleme alınmıştır (bkz. Dizin).

    "...silahlarını bıraktıkları ve teslim oldukları zaman düşman veya düşman tarafın mensubuolmaları bitmiştir ve artık yaşamlarını almak meşru değildir."

    Thom

    asPi

    zer/I

    CRC

  • 11

    Uluslararası İnsancıl Hukukun temel ilkeleri1864 tarihli ilk Cenevre Sözleşmesi kabul edilip geliştirilmedenönce Grotius (bkz. 5. sayfa ve Dizin) gibi hukukçular vefilozoflar çatışmaların düzenlenmesi ile ilgilenmişlerdir.

    18. yüzyılda Jean-Jacques Rousseau devletler arasındasavaşın gelişimi konusunda aşağıdaki ilkeyi formüle etmeklebüyük bir katkıda bulunmuştur:“ Savaş hiçbir şekilde insanın insanla ilişkisi değil devletlerarasındaki bir ilişkidir. Burada kişiler insan olarak ya da yurttaşolarak değil asker olarak sadece tesadüf sonucu düşmandır(…). Savaşın amacı, düşman devleti yıkmak olduğu için karşıtarafı savunanları silah taşıdıkları sürece öldürmek meşrudur,fakat silahlarını bırakıp teslim olur olmaz düşman olma veyadüşmanın temsilcileri olma durumları sona erer ve tekraryalnızca insan olurlar; onların canını almak artık meşrudeğildir.”

    1899 yılında Fyodor Martens Uluslararası İnsancıl Hukukunkapsamadığı durumlar için şu ilkeyi ortaya koymuştur: “ (…)siviller ve askerler, kurulu örf ve adetlerden, insanlıkilkelerinden ve halkın vicdanının emrettiklerinden kaynaklananuluslararası hukuk ilkelerinin koruması ve yetkisi altındadırlar.”Martens maddesi olarak bilinen yukarıdaki ilke 1977 tarihli I.Ek Protokolün 1. maddesinin 2. bendine dâhil edildiğinde,daha önceden yerleşmiş örf-adet hukukunun standart birbölümü olarak dikkate alınmaktaydı (bkz. Dizin).

    Rousseau ve Martens insanlık ilkesini ortaya koyarken St.Petersburg Bildirgesinin yazarları (bkz. 10. sayfa ) ayırt etme,askeri gereklilik ve gereksiz acıların önlenmesi ilkelerini hemaçıklıkla hem de dolaylı yoldan aşağıdaki gibi formüleetmişlerdi:“ Şu noktaların göz önüne alınması gerekir: (…) Savaşsırasında devletlerin ulaşmaya çalışmaları gereken tek meşruhedef düşmanın askeri kuvvetlerini zayıflatmaktır.Bu amaçla mümkün olan en çok sayıda erkeği yaralamakyeterlidir.Yaralanan erkeklerin acılarını artırmak veya onların ölümünükaçınılmaz kılmak için silahların gereksizce kullanımıyla buhedefin dışına çıkılacaktır.”

    1977 tarihli Ek Protokoller, bu ilkeleri özellikle ayırt etmeilkesini pekiştirmiş ve daha ayrıntılı hale getirmiştir: “(…)Çatışmada taraf olanlar her zaman sivil halk ile askerleri vesivil nesneler ile askeri nesneleri birbirinden ayrı tutacaklar,operasyonlarını doğrudan askeri hedeflere yönelteceklerdir.”(I. Protokolün 48. maddesi; ayrıca bkz. II. Protokolün 13.maddesi).

    Son olarak önem taşıyan orantılılık ilkesi birbirine uzak iki ilgialanı arasında denge kurmaya çalışır, hakların veyayasaklamaların mutlak olmadığı bir zamanda bunlardan birisiaskeri gereksinimin diğeri de insanlık gereksinimlerinin dikkatealındığı durumlarda ortaya çıkar (Ayrıca bkz. 9. sayfa).

  • ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUKUN KÖKENİ NEDİR?3

    12

    U L U S L A R A R A S ı I N S A N C ıL H U K U K

    Bu soruyu yanıtlamak için başka sorularsormamız gerekir.

    Çağdaş Uluslararası İnsancıl Hukukungelişinden önce silahlı çatışmalarıhangi hukuk yönlendiriyordu?İlk önceleri silahlı çatışmaları düzenleyenörf-adete dayalı yazılı olmayan kurallarvardı. Daha sonraları çeşitli derecelerdeayrıntıyla hazırlanan iki taraflı antlaşmalar(karteller) yavaş yavaş yürürlüğe girdi.Savaşan devletler bazen çarpışmalar bittik-ten sonra bu antlaşmaları onayladılar.Ayrıca devletlerin kendi askerleri için çıkar-dıkları yönetmelikler de mevcuttu (bkz. yansayfadaki “Lieber Kanunu”). Bu nedenle,silahlı çatışmalarda uygulanabilen hukukhem zaman hem de yer açısından sınırlıydı,sadece bir muharebe veya belirli bir çatışmaiçin geçerliydi. Aynı zamanda kurallar dadöneme, yere, ahlaka ve uygarlığa bağlıolarak çeşitlilik gösteriyordu.

    Çağdaş Uluslararsı İnsancıl Hukukunöncüleri kimlerdi?Çağdaş Uluslararası İnsancıl Hukukundoğuşunda önemli bir rol oynayan iki kişi;Henry Dunant ve Guillaume-HenryDufour’dur (bkz. 2. sayfa). Dunant,1862’de yayımlanan Solferino Hatırası’ndabu düşünceyi net olarak belirtmiştir. Kendisavaş deneyiminden güç alan GeneralDufour zaman kaybetmeden aktif manevidestek vermiş ve özellikle 1864 yılındakiDiplomatik Konferans’a başkanlık etmiştir.Dunant:“Belirli özel durumlarda, örneğin farklı milli-yetlerden askerlik sanatının prensleri birayageldiği zamanlarda (…) bu kişilerin, fikirbirliği sağlandıktan ve onaylandıktan sonraçeşitli Avrupa ülkelerinde yaralılara yardımiçin kurulan derneklere temel oluşturabilecekihlal edilemez nitelikte bir sözleşmeyle kabuledilen bir uluslararası ilke belirlemek için butür kongrelerden yararlanmaları mümkünolabilir mi?”

    Dufour (Dunant’a hitaben):“Sizin anlattığınız kadar canlı örneklersayesinde savaş alanının görkemininişkence ve gözyaşı bağlamında neler yarat-tığını görmemiz gerekir.”

    Bu düşünce nasıl gerçeğedönüştü?İsviçre Hükümeti, ICRC’nin beş kurucu üye-sinin teşvikiyle (bkz. 2. sayfa) 1864Diplomatik Konferansını topladı. Bu konfe-ransa savaş alanındaki silahlı kuvvetleremensup yaralıların durumlarının iyileştiril-mesi için Cenevre Sözleşmelerini kabuleden 16 devlet katıldı.

    Bu Sözleşme hangi yeniliklerigetirdi?1864 tarihli Cenevre Sözleşmesi çağdaşUluslararası İnsancıl Hukukun temellerinioluşturdu. Bu Sözleşme’nin başlıca niteliklerişunlardır:• Çatışmaların mağdurlarını korumak için

    geçerli yazılı evrensel kurallardır.El

    chin

    Mam

    edov

    /ICRC

    "...güçlünün zayıfı ezmesini önlemek"

  • Düzenlenmeden önceki haliyle İnsancıl Hukuk1863 yılında Kızılhaç’ın kuruluşunun veya 1864 yılında ilkCenevre Sözleşmesinin kabulünün bugün bildiğimiz haliyleUluslararası İnsancıl Hukukun başlangıcı olduğunu iddia etmekyanlış olur. Tıpkı kendi kurallar dizisine sahip olmayan hiçbirtoplum olmadığı gibi savaşın çıkışını ve sona erdirilmesiniolduğu kadar savaşın nasıl yapıldığını da kapsayan bazıbelirsiz veya belirli kuralları içermeyen hiçbir savaş olmamıştır.

    “Bir bütün olarak ele alındığında ilkel halkların savaşuygulamaları günümüzde bilinen çeşitli türdeki uluslararasısavaş kurallarını sergiler: düşman türlerini ayırt eden kurallar,koşulları belirleyen kurallar, savaşı başlatma ve bitirmeformaliteleri ve yetkileri, savaşın yapılışında kişiler, zaman, yerve yöntemlerdeki sınırlandırmaları belirten kurallar ve hattasavaşı bir bütün olarak yasadışı ilan eden kurallar.” (QuincyWright)

    İlk savaş kanunları çağımızdan yüzyıllarca önce büyükuygarlıklar tarafından bildirilmişti: “Ben bu kanunları güçlününzayıfı ezmesini önlemek için koyuyorum.” (Babil KralıHammurabi)

    Mahabharata, İncil ve Kuran gibi pek çok eski metin karşıtarafa saygı gösterilmesi gerektiğini savunan kurallar içerir.Örneğin, Viqayet (Arapların İspanya’da hüküm sürdüğüdönemin doruk noktası olan 13. yüzyılın sonlarına doğruyazılan bir metin) savaş için tam bir kanun içerir. Çok taraflı birantlaşma biçimindeki 1864 tarihli sözleşme bu nedenleyaralıları, onlara bakım sağlayanları koruyan eski, parçalarhalinde ve dağınık savaş kanunlarını ve yerleşmiş örf-adetkurallarını düzenli hale getirmiş ve güçlendirmiştir (bkz. yansayfa).

    Lieber KanunuSavaşın başlangıcından çağdaş Uluslararası İnsancıl Hukukungelişine kadar savaşları düzenlemek için hazırlanan 500’denfazla kartel, davranış kuralları, sözleşme ve benzer metinlerkaydedilmiştir. Nisan 1863’te yürürlüğe giren Lieber Kanunu(bkz. Dizin) da bunlar arasında yer alır. Bu Kanun mevcutsavaş kanunları ve yerleşmiş uygulama kurallarını düzenli hale

    getirmeye yönelik ilk girişim olarak önem taşır. Bununlaberaber (bir yıl sonra kabul edilen) ilk Cenevre Sözleşmesindenfarklı olarak bu kanun yalnızca Amerikan İç Savaşı’ndaçarpışan Birlik Askerleri için hedeflendiğinden dolayı birantlaşma statüsüne sahip değildir.

    13

    • Çok taraflı yapısıyla bütün devletlere açıktır.• Yaralı ve hasta askeri personele ayrım gözetmeden bakım sağlan-

    ması yükümlülüğünü getirir.

    • Bir amblem kullanılarak (beyaz bir fon üzerinde bir Kızılhaç) sağlıkpersonelinin, vasıtalarının ve donanımının işaretlenmesini ve bunla-ra saygı gösterilmesini sağlar.

  • HANGİ ANTLAŞMALAR ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUKU OLUŞTURUR?4

    14

    U L U S L A R A R A S ı I N S A N C ıL H U K U K

    İkinci Dünya Savaşı sırasında, Varşova'daki Yahudi gettolarından aileler sürüldü.

    1864 tarihli ilk Cenevre Sözleşmesi ile başla-yan çağdaş Uluslararası İnsancıl Hukuk aşa-malı olarak gelişmiştir. Bu aşamaların tümübüyük çoğunlukla kendilerine şiddetle gerek-sinim duyulan zamanlarda belirli olaylardansonra, silahlardaki gelişmelerden ve yeniçatışma tiplerinden kaynaklanan devamlıartan insani yardım gereksinimini karşılamakiçin ortaya çıkmıştır:

    1864 Karadaki silahlı kuvvetlere mensupyaralıların durumlarının iyileştirilmesi-ne dair Cenevre Sözleşmesi

    1868 St. Petersburg Bildirgesi (savaş döne-minde belirli mermilerin kullanımınıyasaklar)

    1899 Lahey Sözleşmeleri, kara savaşlarınınkanun ve örf-adet kurallarına uyulma-sı ve 1864 Cenevre Sözleşmesi ilke-lerinin deniz savaşlarına uyarlanması

    1906 1864 tarihli Cenevre Sözleşmesinindüzenlenmesi ve geliştirilmesi

    1907 1899 tarihli Lahey Sözleşmelerinindüzenlenmesi ve yeni Sözleşmelerinkabulü

    1925 Cenevre Protokolü; asfeksi, zehirli vediğer gazların ve bakteriyel savaşyöntemlerinin kullanımının yasaklan-ması

    1929 İki Cenevre Sözleşmesi:• 1906 tarihli Cenevre Sözleşmesinin

    düzenlenmesi ve geliştirilmesi• Savaş esirlerine yönelik muamele

    ile ilgili Cenevre Sözleşmesi (yeni)1949 Dört Cenevre Sözleşmesi:

    I- Karadaki silahlı kuvvetlere mensupyaralıların durumlarının iyileştiril-mesi

    II- Denizdeki silahlı kuvvetlerin yaralı,hasta ve deniz kazazedelerinindurumlarının iyileştirilmesi

    III- Savaş esirlerine yönelik muameleIV- Savaş döneminde sivil kişilerin

    korunması (yeni)1954 Lahey Sözleşmesi, silahlı çatışma

    durumunda kültürel varlıklarınkorunması

    1972 Bakteriyel (biyolojik) ve zehirleyicisilahların geliştirilmesi, üretimi ve

    stoklanmasının yasaklanması vetahribatı ile ilgili Sözleşme

    1977 Dört Cenevre Sözleşmesine ek ikiProtokol: uluslararası silahlı çatış-maların (I. Protokol) ve uluslararasıolmayan silahlı çatışmaların (II.Protokol) mağdurlarının korunması-nın güçlendirilmesi

    1980 Ağır yaralanmaya neden olan veayrım yapmayan etkilere sahip olanbelirli konvansiyonel silahların kulla-nımının yasaklanması veya sınırlan-dırılması ile ilgili Sözleşme (“CCW”).Şunları içerir:• Belirlenemeyen parçalarla ilgili

    Protokol (I)• Mayınların, bubi tuzaklarının ve

    diğer araçların kullanımına yöne-lik yasaklama ve sınırlandırma-larla ilgili Protokol (II)

    • Yangına neden olan silahlarınkullanımına yönelik yasaklamave sınırlandırmalarla ilgili Protokol(III)

    ICRC

  • 15

    1993 Kimyasal silahların geliştirilmesi, üre-tilmesi, stoklanması ve kullanımınınyasaklanması ve tahribatı ile ilgiliSözleşme

    1995 Kör edici lazer silahları ile ilgiliProtokol [1980 Sözleşmesinin IV.Protokolü (yeni)]

    1996 Mayınların, bubi tuzaklarının ve diğeraraçların kullanımının yasaklanmasıveya sınırlandırılması ile ilgili yeniden

    düzenlenen Protokol [1980Sözleşmesinin II. Protokolü (yenidendüzenlenmiş)]

    1997 Antipersonel mayınların kullanımı,stoklanması, üretimi ve naklininyasaklanması ve tahribatı ile ilgiliSözleşme

    1998 Uluslararası Ceza Mahkemesi RomaStatüsü

    1999 1954 tarihli Konvansiyona ekKültürel varlıklarla ilgili Protokol

    2000 Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye EkÇocukların Silahlı Çatışmalara DahilOlmaları Konusundaki Ek Protokol

    2001 CCW 1. maddesinde yapılan değişik-lik

    1949 Sözleşmelerinin Kökeni1874 yılında Rus Çarı II. Aleksander’ıngirişimiyle Brüksel’de toplanan bir diploma-tik konferans’ta savaş kanunları ve uygula-ma kuralları ile ilgili uluslararası bir bildirikabul edildi. Ancak orada bulunan hükü-metlerden bazıları bir antlaşmaya bağlıolmayı istemedikleri için metin onaylanma-dı. Böyle olsa da Brüksel Taslağı savaşkanunlarının yazılı hale getirilmesindeönemli bir aşama oluşturdu.

    1934 yılında 15. Uluslararası KızılhaçKonferansı Tokyo’da toplandı ve ICRC’nintaslağını hazırladığı karşı tarafın toprakların-

    da veya onun işgal ettiği topraklarda bulu-nan düşman uyruğundaki sivillerin durumuve korunması ile ilgili bir uluslararası söz-leşme onaylandı. Hükümetler bu sözleşme-nin kabulüne karar verilmesi için bir diplo-matik konferans toplanmasını reddettiğindenbu metinle ilgili olarak hiçbir uygulamadabulunulmadı. Sonuç olarak hepimizinsonuçlarını bildiği İkinci Dünya Savaşı sıra-sında Tokyo Taslağı uygulanmadı.

    1977 Protokollerinin Kökeni1949 Cenevre Sözleşmeleri Uluslararasıİnsancıl Hukukun gelişiminde önemli birilerlemeye neden oldu. Bununla birlikte

    sömürgeleşmenin sona ermesinden sonrayeni devletler hazırlanış aşamasında katkı-da bulunmadıkları bir kurallar dizisine bağlıolmayı uygun görmediler. Dahası, savaşla-rın yapılışıyla ilgili antlaşma kuralları 1907tarihli Lahey Antlaşmalarından beri gelişmegöstermemişti. Bununla beraber CenevreSözleşmelerinin yeniden düzenlenmesi1949’da kaydedilen bazı ilerlemeleri tehli-keye sokabileceğinden yeni metinlerinCenevre Sözleşmelerine ek Protokoller şek-linde kabul edilmesi suretiyle silahlıçatışmaların mağdurlarına sağlanan koru-manın güçlendirilmesine karar verildi (bkz.20. sayfa).

    1949 Cenevre Sözleşmeleri ve 1977 tarihli Ek Protokolleri yaklaşık 600 maddeyi içermekte olup Uluslararası İnsancıl Hukukunana belgeleridir.

    Olayların GerektirdiğiBu liste bazı silahlı çatışmaların Uluslararası İnsancıl Hukukungelişiminde az veya çok etkisi olduğunu açıkça göstermektedir.Örneğin:

    Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) savaş yöntemlerininkullanımının tamamen yeni olmasa da en azından o günekadar görülmemiş derecede olduğunu göstermiştir. Buyöntemler arasında zehirli gazlar, ilk hava bombardımanları veyüz binlerce kişinin savaş esiri olarak tutulması yer alır. 1925ve 1929 antlaşmaları bu gelişmelere verilmiş bir karşılıktır.

    İkinci Dünya Savaşı’nda (1939-1945) eşit sayıda sivilin veaskerin öldürüldüğü görülmüştür. Birinci Dünya Savaşı’nda buoran 1/10’du. 1949’da uluslararası topluluk bu trajikrakamlara özellikle de savaşın siviller üzerindeki korkunçetkilerine o zaman yürürlükte olan sözleşmeleri yenidendüzenleyerek ve yeni bir belgeyi kabul ederek karşılık vermiştir:Sivillerin korunması hakkında Dördüncü Cenevre Konferansı.Daha sonra 1977’de, Ek Protokoller 1949 CenevreSözleşmelerinin kısmen kapsadığı ulusal özgürlük savaşlarınıninsanlar üzerindeki etkilerine bir karşılıktı.

  • KİMLER CENEVRE SÖZLEŞMELERİ İLE BAĞLIDIR?5

    16

    U L U S L A R A R A S ı I N S A N C ıL H U K U K

    İmzalama, Onaylama, Katılma, Çekinceler, ArdıllıkCenevre Sözleşmeleri ve Ek Protokolleri gibi devletler arasındakiçok taraflı antlaşmalar iki ayrı prosedür gerektirir:

    a) İmzalamayı takiben onaylamaİmzalama bir devleti bağlamaz, fakat devlet sonradanantlaşmayı onaylayarak ona uymayı resmi olarak garantiettiğinde imzalama devleti antlaşmanın asıl anlamınıyitirmesine yol açmayacak bir şekilde hareket etmeye zorlar.b) KatılmaBir antlaşma kabul edildiğinde o antlaşmanın metniniimzalamamış olan bir devletin onunla bağlı olmayı kabuletmesidir. Katılma onaylama ile aynı sonuçlara sahiptir.

    Bağımsızlığını yeni kazanmış bir devlet ardıllık bildirimi yoluylabağımsızlıktan önce kendi topraklarında uygulanan birantlaşmaya bağlı kalmak istediğini belirtir. Bu devlet aynı

    zamanda katılma veya ardıllıktan önce antlaşmaları incelemesürecinde onların o dönem içinde geçici olarak uygulanmasıkonusunda bir bildirimde bulunabilir.

    Bu prosedürler bağlamında ve belirli koşullar altında bir Devletantlaşmanın belirli hükümlerini yasal uygulama alanı dışındabırakmak veya değiştirmek için antlaşmaya çekince koyabilir.Asıl şart, bu çekincenin antlaşmanın özünü teşkil eden temelöğelere aykırı düşmemesidir.

    Son olarak I. Protokolün 1. maddesinin 4. fıkrasıkapsamındaki ulusal bağımsızlık hareketleri, I. Protokolün 96.maddesinin 3. fıkrasında belirlenen özel prosedürün takipedilmesi suretiyle sözleşmeleri ve protokolleri uygulamayıtaahhüt edebilir.

    Yalnızca devletler uluslararası antlaşmala-ra ve bu suretle Cenevre Sözleşmelerine veEk Protokollerine taraf olabilirler. Ancak birsilahlı çatışmanın tarafları, devlet olsunolmasın Uluslararası İnsancıl Hukuk kural-ları ile bağlıdır.

    2010 sonu itibariyle dünya devletlerininhemen hemen hepsi (194 devlet) CenevreSözleşmelerine taraftır. Bu antlaşmalarınçok sayıda devlet tarafından kabul edilmişolması onların evrenselliğini kanıtlar.

    Ek Protokollere gelince, 170 devlet I.Protokole, 165 devlet de II. Protokole taraf-tır.

    “...Uluslararası İnsancıl Hukukun anlaşılması ve yaygınlaşması için çalışmak...”

    Luc

    Ches

    sex/

    ICRC

  • 17

    Sözleşmeler ve protokollerle ilgili bilgileri yaymakkimin görevidir?Devletlerin, sözleşmeler ve protokollerle ilgili bilgileri yaymakonusunda yasal bir yükümlülüğü vardır:“Yüksek Akit Taraflar, işbu sözleşme esaslarının bütün halkçabilinmesini teminen sözleşme metnini barış zamanında vesavaş zamanında mümkün olduğu kadar geniş bir suretteyaymayı ve özellikle bunun öğretimini askerî ve mümkünsesivil öğretim programlarına dahil etmeyi taahhüt ederler,böylece bu ilkelerin tüm halk tarafından özellikle silahlıkuvvetler mensupları, sağlık personeli ve din adamlarıtarafından bilinmesi sağlanabilir.”(I, II, III ve IV. Cenevre Sözleşmelerinin sırasıyla 47, 48, 127ve 144. maddeleri)

    “ Yüksek Akit Taraflar, silahlı çatışma döneminde olduğu kadarbarış döneminde de sözleşmeleri ve protokolleri kendiülkelerinde mümkün olduğunca geniş bir alana yaymayı,özellikle bu konudaki çalışmayı kendi askeri programlarınadahil etmeyi ve sivil halkı bu konuyu öğrenmeye teşvik etmeyitaahhüt ederler; böylece bu belgelerin silahlı kuvvetler ve sivilhalk tarafından bilinmesi sağlanabilir.”(II. Protokol, 83. madde)

    “ Bu protokol mümkün olduğunca geniş bir alana yayılacaktır.”(II. Protokol, 19. madde)

    ICRC ve Uluslararası İnsancıl Hukukla ilgili bilgileriyayma göreviUluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketinin ana tüzüğükapsamında ICRC’nin görevleri şunlardır:“(…) silahlı çatışmalara uygulanabilir Uluslararası İnsancılHukukla ilgili bilgilerin anlaşılması ve yayılması için çalışmakve bu konuda her tür gelişmeyi hazırlamak”(5. madde, 2g fıkrası)“(…) silahlı çatışma dönemlerindeki faaliyet hazırlıkları,Cenevre Sözleşmelerine uyulması, sözleşmelerin geliştirilmesive onaylanması, Hareketin Temel İlkelerinin ve Uluslararasıİnsancıl Hukukun yayılması gibi ortak ilgi alanlarına girenkonularda, [Ulusal Derneklerle yakın irtibatı sürdürmek] (…)”(5. madde, 4a fıkrası)

    Did

    ierB

    regn

    ard/

    ICRC

  • 1 SAVAŞ AÇMA HAKKI (JUS AD BELLUM) VESAVAŞ SIRASINDAKİ HUKUK (JUS IN BELLO) NEDİR?6

    U L U S L A R A R A S ı I N S A N C ıL H U K U K

    Uluslararası İnsancıl Hukukun amacı,savaşın neden olduğu acıları, savaş mağ-durlarına mümkün olduğunca koruma veyardım sağlamak suretiyle sınırlandırmak-tır. Bu nedenle Uluslararası İnsancıl Hukuk,kuvvete başvurma nedenlerini veya yasallı-ğını dikkate almaksızın bir çatışma gerçeği-ni ele alır. Çatışmanın yalnızca insani endi-şe taşıyan yönlerini düzenler. Uluslararasıİnsancıl Hukuk, savaş sırasındaki hukuk(jus in bello) olarak bilinir. İnsancıl huku-kun hükümleri savaşan taraflara, çatışma-

    nın nedenlerine veya bu tarafların dayandı-ğı nedenlerin haklı olup olmadığına bakıl-maksızın uygulanır.

    Uluslararası silahlı çatışma durumundahangi devletin Birleşmiş MilletlerAntlaşması’nı ihlal ettiğini belirlemekçoğunlukla güçtür (bkz. 38. sayfa).Uluslararası İnsancıl Hukukun uygulamasısuçlu tarafların açık şekilde kınanmasınıiçermez. Çünkü, birbirine karşı taraflardanher biri çatışmanın mağdurunun kendisi

    olduğunu iddia edeceğinden açık şekildesuçlama Uluslararası İnsancıl Hukukunuygulanmasında anlaşmazlık yaratabilir veuygulamayı felce uğratabilir. Ayrıca,Uluslararası İnsancıl Hukuk hangi tarafa aitolduklarına bakılmaksızın savaş mağdurla-rını ve onların temel haklarını korumayıamaçlar. Bu nedenle, savaş sırasındakihukukun (jus in bello), kuvvete başvurmahakkı (jus ad bellum) veya savaş önlemehukukundan (jus contra bellum) bağımsızolması gerekir.

    Savaş sırasındaki hukuk (jus in bello): Silahlı çatışmaların mağdurlarına koruma ve yardım sağlamak

    18

    Dom

    inic

    Sans

    oni/I

    CRC

  • Savaşın Yasaklanmasına DairBirinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar silahlı kuvvetebaşvurma yasadışı bir eylem olarak değil, anlaşmazlıklarıçözmenin kabul edilebilir bir yolu olarak görüldü.

    1919’da Milletler Topluluğu Anlaşması ve 1928’de ParisAntlaşması (Briand-Kellogg Paktı), savaşı yasadışı kabuletmeye çalıştı. 1945’te Birleşmiş Milletler Antlaşmasınınkabulü bu eğilimi pekiştirdi: “Örgütün üyeleri uluslararasıilişkilerinde tehdide başvurmaktan veya kuvvet kullanmaktankaçınacaktır (…).”

    Bununla beraber bir devlet veya devletler grubu başka birdevlet veya devletler grubunun saldırısına uğradığındaBirleşmiş Milletler Antlaşması tek başına veya ortaklaşakendini savunma hakkını destekler. BM Güvenlik Konseyi,BM Şartının VII. bölümüne dayanarak (bkz. 38. sayfa)ortaklaşa kuvvet kullanılmasına da karar verebilir. Buaşağıdakileri içerebilir:• Uluslararası güvenliği tehdit eden bir devlete karşı - barışı

    sağlamayı hedefleyen- zorlayıcı önlemler• Gözlemci veya barış gücü misyonları şeklinde barışı

    koruyucu önlemler

    Daha ileri düzeyde bir örnek de halkların hür irade hakkıçerçevesinde ortaya çıkar: 1965 yılında kabul edilen 2105(XX) sayılı kararda BM Genel Kurulu “sömürge yönetimialtındaki halkların hür irade ve bağımsızlık hakkını kullanmakiçin başlattığı mücadelenin yasallığını kabul eder (…)” (bkz.18. sayfa)

    19

    Hal

    vorF

    ossu

    mLa

    uritz

    en/IC

    RC

  • ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUK HANGİ DURUMLARDA UYGULANABİLİR?KİMLER İÇİNDİR VE KİMLERİ KORUR?7

    20

    U L U S L A R A R A S ı I N S A N C ıL H U K U K

    Uluslararası İnsancıl Hukuk iki durumdauygulanabilir, diğer bir deyişle iki çeşitkoruma sistemi sağlar:

    a) Uluslararası silahlı çatışmalar (bkz. 5.sayfa)Bu tür durumlarda Cenevre Sözleşmeleri veI. Ek Protokol uygulanır.

    Uluslararası İnsancıl hukuk, esas olarakçatışma taraflarına yönelik olup çatışmayakatılmamış ya da aktif çatışma dışı kalmışher bireyi veya bireyler sınıfını korur.Bunlar:

    • Kara savaşında yaralı veya hasta asker-ler ve silahlı kuvvetlerin sağlık hizmetlerimensupları

    • Deniz savaşında yaralı, hasta veya denizkazası geçirmiş askerler ve deniz kuvvet-lerinin sağlık hizmetleri mensupları

    • Savaş esirleri• Sivil halk örneğin;-Mülteciler de dahil olmak üzere çatışma

    taraflarının topraklarındaki yabancı siviller- İşgal edilen topraklardaki siviller- Sivil tutuklular ve gözaltına alınmış kişiler- Sağlık personeli ve din adamları veya sivil

    savunma birimleridir.

    Ulusal bağımsızlık savaşları, I. Protokolün1. maddesinde tanımlanan şekliyle uluslar-arası silahlı çatışma grubuna alınmıştır(bkz. 14. sayfa).

    b) Uluslararası nitelikte olmayan silahlıçatışmalar (bkz. 5. sayfa)

    Uluslararası nitelikte olmayan bir silahlıçatışma durumunda dört CenevreSözleşmesinin ortak 3. maddesi ve I.Protokol uygulanabilir.

    II. Protokolün uygulanma koşullarının 3.maddede belirtilenlerden daha katı olduğu-na dikkat çekmek gerekir (bkz. 21. sayfa).Bu tür durumlarda Uluslararası İnsancılHukuk, çatışmalara katılan düzenli olsunolmasın muharip güçlere yöneliktir ve çatış-malara katılmamış ya da aktif çatışma dışıkalmış her bireyi veya bireyler sınıfını korur:

    • Yaralı veya hasta muharipler• Çatışma nedeniyle özgürlüklerinden

    mahrum edilmiş kişiler• Sivil halk• Sağlık personeli ve din adamları

    Sağlık personelinin korunması...

    Ursu

    laM

    eiss

    ner/I

    CRC

  • Uluslararası İnsancıl Hukuk ve Uluslararası NitelikteOlmayan Silahlı ÇatışmalarDört Cenevre Sözleşmesinin ortak 3. maddesi bir çeşit“minyatür antlaşma” olarak görülür (bkz. 21. sayfa). II.Protokol hükümlerinde kapsansa bile iç çatışmalarla ilgilikurallar, uluslararası silahlı çatışmalarla ilgili kurallara göredaha eksiktir (bkz. yan sayfa). Devlet egemenliği ilkesi altındauluslararası nitelikte olmayan silahlı çatışmalarda korumasistemini güçlendirmenin zor olduğu ispatlanmıştır.

    3. maddedeki kurallar örf-adet kuralları olarak görülür veçatışma halindeki tarafların hiçbir zaman ayrılmaması gerekenen az düzeydeki standardı temsil eder.

    İç Karışıklıklarda ve Diğer Şiddet Durumlarında HangiHukuk Uygulanır?Uluslararası İnsancıl Hukuk, silahlı çatışma yoğunluğundaolmayan şiddet durumlarında uygulanmaz. Bu tür durumlardainsan hakları yasasının hükümleri (bkz. 36. sayfa) ve yerelkanunlar tarafından sağlanan önlemler uygulanır.

    21

    Özgürlüklerinden mahrum edilmiş kişiler... Siviller... Yaralı veya hasta muharipler

    Thie

    rryG

    assm

    ann/

    ICRC

    Nic

    kD

    anzi

    ger(

    Cont

    actP

    ress

    Imag

    es)/

    ICRC

    Bjor

    nFj

    orto

    ft/IC

    RC

  • ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUK“YENİ” ÇATIŞMALARA UYGULANABİLİR Mİ?8

    22

    U L U S L A R A R A S ı I N S A N C ıL H U K U K

    Bugünlerde “yeni” çatışmalar hakkında çokkonuşulmaktadır. Bu ifade iki tip çatışmayıkapsar: “Anarşik” olarak tanımlanan çatış-malar ve amacı grup kimliğini savunmakolan çatışmalar. Bu terimler oldukça gevşekbir biçimde kullanılmaktadır.

    Kuşkusuz soğuk savaşın sonucu olarak pat-lak veren “anarşik” çatışmalar sıklıkla devletyapılarının kısmen veya hatta tamamenzayıflaması ya da çökmesi şeklinde gözeçarpar. Bu gibi durumlarda, silahlı gruplarpolitik boşluktan yararlanarak gücü elegeçirmeye çabalarlar. Bununla beraber butür çatışmalar herşeyden öte aynı silahlıgruplar içinde komuta zincirinde zayıflamaveya çökme şeklinde ortaya çıkar.

    Grup kimliğini savunmayı amaçlayan çatış-malar sıklıkla “etnik temizlik” olarak bilinenuygulamayla, karşı tarafı saf dışı bırakmayaçalışır. Bu durum halkların göçe zorlanması

    veya hatta yok edilmesinden oluşur.Devamlı propaganda, şiddet ve nefretin etki-siyle bu tür çatışmada mevcut ulusal kimliğezarar vermeye yönelik grup duygularını güç-lendiren ve böylece diğer gruplarla bir aradavar olmanın mümkün olmadığını vurgulayanaktif bir teşvik söz konusudur.

    Uluslararası İnsancıl Hukuk, sivil halkınözellikle şiddete maruz kaldığı bu “anarşik”ve “kimlikle ilgili” çatışmalarda da uygulamaalanı bulur. Ortak 3. madde (bkz. yansayfa), isyan halinde olsun olmasın tümsilahlı grupların, silahlarını bırakan kişilereve siviller gibi çatışmalara katılmayan kişile-re saygı göstermesini gerektirir.

    Sonuçta uluslararası hukukla ilgili yasal birboşluğun nedeni, bir devletin yapılarınınzayıflaması veya mevcut olmaması değildir.Aksine bu gibi durumlar Uluslararası İnsancılHukukun kesinlikle doldurduğu boşluklardır.

    Yine de bu tip çatışmalarda Uluslararasıİnsancıl Hukukun uygulanmasının daha zorolduğunu söylemek gerekir. Muharipler ara-sındaki disiplin yokluğu, silahlar ülkeyeaktıkça sivil halkın silahlanması, savaşanlarve savaşmayanlar arasındaki farkın giderekbelirginliğini kaybetmesi, çoğunlukla, huku-kun üstünlüğüne çok az yer bırakan oldukçaacımasız bir karşıtlaşmaya neden olur.

    Sonuç olarak özellikle bu tip çatışmalardaUluslararası İnsancıl Hukukun bilinmesinisağlamak için çaba harcanmalıdır. Herkesinkabul edeceği gibi hukukun kurallarınındaha iyi bilinmesi çatışmayayol açan önem-li sorunu çözmeyecektir, fakat onun büyükolumsuzluklar taşıyan sonuçlarını hafiflete-cektir.

    Till

    May

    er/IC

    RC

    “Anarşik” çatışmalarda bile insani kurallara uyulmalıdır.

  • 23

    Ortak 3. Madde: Minyatür Bir AntlaşmaYüksek Akit Taraflarından birinin topraklarında ortaya çıkan uluslararası nitelikte olmayan bir silahlı çatışma durumundaçatışmaya taraf olanlardan her biri, en azından aşağıdaki hükümleri uygulamakla yükümlü olacaktır:

    1) Silahlarını bırakmış olan silahlı kuvvetler mensupları ve hastalık, yaralanma, tutuklanma veya başka bir nedenle savaş dışıkalan kişiler de dahil olmak üzere çarpışmalarda aktif bir rol almayan kişiler ırk, renk, din ve inanç, cinsiyet, doğum veyaservet, ya da benzer bir kritere göre ayrım yapılmadan bütün koşullarda insani muamele görecektir.

    Bu amaçla yukarıda belirtilen kişilere aşağıda belirtilen muamelelerin yapılması nerede ve ne şekilde olursa olsun yasaktır vede yasak olarak kalacaktır:

    a) Yaşama ve kişiye yönelik şiddet, özellikle her tür öldürme, zalimane davranış ve işkenceb) Rehin almac) Kişisel onura tecavüz, özellikle küçük düşürücü ve onur kırıcı davranışd) Uygar uluslarca vazgeçilmez olduğu kabul edilmiş tüm adli güvenceleri sağlayan düzenli kurulu bir mahkeme kararı

    olmaksızın ceza verilmesi ve bu cezalarının infazı

    2) Yaralılar ve hastalar toplanacak ve tedavi edilecektir.

    Uluslararası Kızılhaç Komitesi gibi yansız bir insani kuruluş, çatışmaya taraf olanlara hizmetlerini sunabilir.

    Çatışmaya taraf olanların bu sözleşmenin diğer hükümlerinin tamamını ya da bir kısmını özel anlaşmalar yoluyla yürürlüğesokmaya çalışması gerekir.

    Yukarıdaki hükümlerin uygulanması, çatışmaya taraf olanların yasal statüsünü etkilemeyecektir.(bkz. 18. ve 19. sayfalar)

  • ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUK YENİ GELİŞMELERENASIL AYAK UYDURUR VE BU SÜREÇTE ICRC’NİN ROLÜ NEDİR?9

    24

    U L U S L A R A R A S ı I N S A N C ıL H U K U K

    Cenevre Sözleşmelerine ek iki protokol örneği, başlangıçdüşüncesinden kabulüne kadar Uluslararası İnsancıl Hukukunnasıl oluşturulduğunu gösterir:• 1956’da hazırlanan taslak kurallar, daha sonra 1960’larda iki

    Uluslararası Kızılhaç Konferansında kabul edilen kararlar temelalınarak ve 1968’de Tahran’da toplanan Uluslararası İnsanHakları Konferansı ile ICRC 1949’da kabul edilen sözleşmelerintamamlanma imkanı üzerinde çalıştı.

    • 1969’da ICRC bu düşünceyi İstanbul’da toplanan 21. UluslararasıKızılhaç Konferansında sundu; Cenevre Sözleşmelerine taraf dev-letlerin de dahil olduğu katılımcılar bu doğrultuda görevi ICRC’yeverdi ve ICRC’nin kendi avukatları hazırlık çalışmasını başlattılar.

    • 1971 - 1974 yılları arasında ICRC hükümetlerle ve Hareketin

    üyeleri ile çeşitli müzakereler gerçekleştirdi, Birleşmiş Milletleredüzenli olarak ilerleme raporları sunuldu.

    • 1973 yılında Tahran’da toplanan 22. Uluslararası KızılhaçKonferansında taslak metinler ele alındı ve yapılan çalışmatamamen desteklendi.

    • 1949 Cenevre Sözleşmelerinin aslını koruyan İsviçre HükümetiŞubat 1974’te Cenevre’de silahlı çatışmalara uygulananUluslararası İnsancıl Hukukun yeniden onaylanması ve geliştiril-mesi ile ilgili Diplomatik Konferansı topladı. Konferans dörtoturum halinde devam etti ve Haziran 1977’de sona erdi.

    • Konferansın son oturumunda I. Protokolün 102 maddesi ve II.Protokolün 28 maddesi temsil edilen 102 devletin tam yetkilitemsilcileri tarafından kabul edildi.

    Uluslararası İnsancıl Hukuk, devletler tarafın-dan kanun yapma veya devlet uygulamasıyolu ise geliştirilmektedir. Bu iki süreç genel-likle çakışır.Devletlerin geniş kapsamlı uygulaması ulus-lararası örfi hukuku aydınlatabilir. Ayrıca,zaman zaman uluslararası hukukun kanun-laşmasını tetikleyebilen sivil toplum kuruluşla-rının (STK) faaliyetleri de devlet uygulaması-dır. Kanunlaşma; anlaşmalar, taahhütler,

    protokoller veya paktlar gibi antlaşmalar hali-ni alır. Örneğin, birkaç devlet antipersonelmayınlarının kullanılmasını açıkça veya zım-nen yasaklayan ulusal kanunları kabul etmiş-tir. Henüz uygulama geniş kapsama yayılma-mış ve bu nedenle örfi hukuk meydana gel-memiştir. Sonra 1997’de, antlaşmayı kabuleden tüm devletlerde antipersonel mayınları-nın kullanılmasını, stoklanmasını, üretilmesi-ni ve naklini yasaklayan özel bir antlaşma

    geliştirilmesi için bir konferans toplanmıştır.ICRC’nin Uluslararası İnsancıl Hukukun geliş-tirilmesindeki rolü şunlardır:• Silahlı çatışmaların değişen niteliklerini

    gözlemlemek• Yeni kurallar üzerinde bir anlaşmaya

    varma olasılığını temin eden bir bakış ilemüzakereler düzenlemek

    • Diplomatik konferanslara sunulmak üzeretaslak metinler hazırlamak

    Ottowa Antlaşması anti-personel mayınları yasaklar.

    Cédr

    icG

    albe

    /ICRC

  • Son Gelişmelerden Birkaçı (ayrıca bkz. 10-11.sayfalar)Ekim 1995’te Viyana Diplomatik Konferansında kabul edilen köredici lazer silahları ile ilgili protokol savaştaki belirli işlevlerindenbiri kalıcı körlüğe neden olmak olan lazer silahlarınınkullanımını ve naklini yasaklar. Bu Protokol aynı zamandaDevletlerin silahlı kuvvetlerin eğitimi de dâhil bütün uygunönlemleri almalarını ve diğer lazer sistemlerin yasal kullanımıyoluyla kalıcı körlüğe neden olunmasından kaçınmalarınıgerektirir.

    Mayınlar konusunda 1980 Sözleşmesinin II. Protokolününuygulama alanı (bkz. 10. sayfa), 3 Mayıs 1996’da Cenevre’demayınların, bubi tuzaklarının ve diğer araçların kullanımındayasaklamalar ve sınırlandırmalar ile ilgili Protokolün yenidendüzenlenen versiyonunun kabulüyle genişletildi. Ayrıca, 3-4Aralık 1997’de Ottawa’da 121 ülke tarafından imzalananantipersonel mayınların kullanımı, stoklanması, üretimi venaklinin yasaklanması ve tahribatı ile ilgili Sözleşmeantipersonel mayınları tamamen yasaklar. Bu sözleşme aynızamanda mayınların temizlenmesini ve mayın kurbanlarınayardım edilmesini sağlar.

    Çevrenin korunmasına ilişkin kuralları içeren Uluslararasıİnsancıl Hukuk antlaşmaları I. Ek Protokolün 55. maddesini ve10 Aralık 1976 tarihli çevreyi değiştirme tekniklerinin askeriveya herhangi bir düşmanca kullanımını yasaklama ile ilgilisözleşmeyi içerir.

    Bununla beraber 1991 yılındaki Körfez Savaşı bu kuralların çokaz bilindiğini ve bazen de kesin olmadığını ortaya koydu. Bunedenle, 1994 yılında BM Genel Kurulu’nun teşviki ve konuylailgili uzmanların yardımıyla ICRC, silahlı çatışma dönemlerindeçevrenin korunması ile ilgili askeri el kitapları ve talimatlar içinkılavuz ilkeleri hazırladı.

    Son gelişmelerden bir diğeri de denizdeki silahlı çatışmalarauygulanabilir uluslararası hukukla ilgili San Remo El Kitabı’dır.ICRC’nin desteğiyle Uluslararası İnsancıl Hukuk Enstitüsü ilebirlikte yürütülen bu taahhüdün önemi 1995 yılında Cenevre’detoplanan 26. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Konferansı’ndakabul edilen kararla hükümetler tarafından tanınmıştır.

    Cenevre Sözleşmeleri ve ek Protokolleri nükleer silahlarınkullanımını açıkça yasaklamasa da Uluslararası İnsancılHukukun genel ilkeleri bu tür durumlarda uygulanır (bkz. 7.sayfa). Diğerlerinin yanı sıra bu ilkeler, savaşan taraflarınsavaşa katılanları katılmayanlardan her zaman ayrı tutmasınıgerektirir ve büyük acılara neden olabilecek silahlarınkullanılmasını yasaklar. Bu ilkelerin nükleer silahlarauygulanması 1996 yılında Lahey’deki Uluslararası AdaletDivanı’nda da teyit edilmiştir.

    Bir başka gelişme de, 17 Temmuz 1998 yılında UluslararasıCeza Divanı Statüsü’nün kabul edilmesidir. Statü, Uluslararasıİnsancıl Hukuka daha büyük saygı gösterilmesini temin etmek vesuçların cezasız kalmasını azaltmak adına önemli bir adımdır.Yeni Divan uluslararası nitelikte olsun olmasın tüm silahlıçatışmalardaki savaş suçlarını yargılama yetkisine sahiptir. Herne kadar Uluslararası İnsancıl Hukuk zaten savaş suçlarınınkovuşturulması için bir görev öngörmüş olsa da yeni Divan busuçların kovuşturulmasındaki mevcut araçlara bir ek olmuştur.

    En yeni gelişme savaş araçları ile ilgilidir. Aralık 2001’de belirlikonvansiyonel silahların kullanımının yasaklanması veyasınırlandırılması ile ilgili 1980 tarihli BM Anlaşması’nın kapsamıgenişletilmiştir. Önceden, Anlaşma sadece uluslararası silahlıçatışmaları kapsamakta idi, ancak İkinci Gözden GeçirmeKonferansı 1. maddeyi kapsamı uluslararası nitelikte olmayansilahlı çatışmaları da içerecek şekilde değiştirmiştir.

    25

    Uluslararası İnsancıl Hukukun Geliştiricisi olarak ICRCUluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi’nin ana tüzüğükapsamında (bkz. 13. sayfa) ICRC’nin görevlerinden biri de

    Uluslararası İnsancıl hukuk konusunda olası gelişmelerihazırlamaktır. Bu nedenle ICRC, Uluslararası İnsancıl Hukukungeliştiricisidir.

  • ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUK SİLAHLI ÇATIŞMA MAĞDURLARINAMALZEME YARDIMI BAĞLAMINDA NELER SAĞLAR?10

    26

    U L U S L A R A R A S ı I N S A N C ıL H U K U K

    Cenevre Sözleşmelerine taraf devletlersilahlı çatışma mağdurlarının hayatta kala-bilmeleri için vazgeçilmez olan malzemele-ri alma hakkını kabul ederler. Bu hak 1977tarihli Ek Protokolün kabulüyle daha dageliştirilmiştir.

    Uluslararası bir silahlı çatışmada, yardımalma hakkı özellikle şunları içerir:• Sivil halkın hayatta kalabilmesi için gerekli

    olan malzemelerin gönderilmesi sırasındaserbest geçiş (Dördüncü Sözleşmenin 23.maddesi, ablukalarla mücadele etmek içinhazırlanmıştır);

    • İşgalci gücün işgal ettiği topraklardaki halkatemel malzemeleri sağlama görevi(Dördüncü Sözleşmenin 55. maddesi);

    sahip olduğu malzemelerin yetersiz olmasıhalinde işgalci gücün, yardımın dış kaynak-lardan gelmesini kabul etmesi gerekir.(Dördüncü Sözleşmenin 59. maddesi).

    I. Protokol (69 ve 70. maddeler) 1949’dakabul edilen kurallar bütününü güçlendirir.Örneğin, savaş halindeki bir devletin ilgilitarafların anlaşmasına tabi olarak kenditopraklarındaki halk için ayrım gözetmedenyürütülen yansız insani yardım programla-rını kabul etmesi gerekir. Bununla beraber,bu koşulların sağlanması halinde silahlıçatışmaya veya savaşla ilgili hareketleremüdahale olarak görülmeyen bu tür yardımprogramlarının reddedilmesi yanlış olacak-tır.

    Uluslararası nitelikte olmayan bir silahlıçatışmada, II. Protokol (18. madde) diğerkonuların yanında sivil halkın hayatta kal-ması için temel malzemelerin yokluğunedeniyle aşırı sıkıntı içinde bulunmasıhalinde sadece insani ve yansız bir özelliktaşıyan ve hiçbir ayrım gözetilmeden yapı-lan yardım çalışmalarının savaşan tarafla-rın rızasıyla üstlenilmesi gerektiğini belirtir(bkz. 19. sayfa). Devletin, tamamen insa-ni nitelikteki yardım operasyonlarına izinvermesi gerektiği artık çoğunlukla kabuledilmektedir.

    Savaş mağdurlarının kendileri için elzem olan yardım malzemelerini alma hakları vardır.

    Seam

    usCo

    nlan

    /Wor

    ldPi

    ctur

    eN

    ews

    Mar

    tinH

    ahn/

    ICRC

  • 27

    İnsancıl Hukuk ve “İnsancıl nedenlerle müdahalehakkı”“Müdahale etme hakkı (veya hatta görevi)” insani nedenlerleüstlenilen silahlı müdahaleyi haklı göstermeyle bir dereceyekadar eşdeğer tutulduğundan bu konu insancıl hukukla ilgilideğil uluslararası ilişkilerde silahlı kuvvetlerin kullanılmasınınyasallığına yönelik kurallarla ilgilidir, örneğin, savaş açmahakkı (jus ad bellum) (bkz. 14. ve 38. sayfalar).

    İnsani nedenlerle silahlı müdahale söz konusu ise, ICRCgörevine (bkz. Dizin) uygun olarak müdahalede bulunanların

    Uluslararası İnsancıl Hukukun ilgili kurallarına uymalarınısağlaması, aynı zamanda çatışmanın mağdurlarına da yardımetmeye çalışması gerekir.

    ICRC “müdahale etme hakkı”nı ne destekler ne de onunkarşısındadır. Kendi deneyimlerine dayanarak bu durum,ICRC’nin insani görevini tehlikeye sokmaksızın dahilolamayacağı politik bir konudur.

    ICRC ve Yardım Sağlama HakkıICRC, her durumda özellikle çatışma mağdurlarına yardım etmeaçısından bir çatışmanın taraflarına hizmetlerini sunmasınısağlayan bir girişimde bulunma hakkına sahiptir (bkz. 2.

    sayfa). ICRC’nin yardım teklifi (yardım veya diğer faaliyetler)Uluslararası İnsancıl Hukuk kapsamında sağlandığından birdevletin iç işlerine müdahale oluşturmaz.

    Paul

    Gra

    bhor

    n/IC

    RC

  • ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUK AİLE BAĞLARININYENİDEN KURULMASI KONUSUNDA NE DER?11

    28

    U L U S L A R A R A S ı I N S A N C ıL H U K U K

    Silahlı çatışmanın bir sonucu olarak savaşesirleri ve gözaltına alınan siviller (enterne-ler) sevdikleri kişilerden ayrılır, aileler dağı-lır ve insanlar kaybolur. CenevreSözleşmeleri ve I. Protokol bu mağdurlarınkorunması için çeşitli hükümler içerir. Buhükümler uluslararası silahlı çatışmadurumlarında uygulanır ve ICRC’ye aşağıdabelirtilen görevleri yapma yetkisini verir:

    1) Aile mesajlarının ve diğer bilgilerin iletil-mesi (Dördüncü Sözleşmenin 25. madde-si) Bu şunları içerir:• Savaş esirlerinin tutsaklık kartlarının ve

    sivillerin enternelik kartlarının alınması vekaydedilmesi, bu kartların kopyalarının tut-sakların ailelerine gönderilmek üzerehazırlanması

    • Özgürlüklerinden mahrum bırakılan kişiler-le aileleri arasında mektupların iletilmesi

    • Normal posta kanalları güvenilir olmadı-ğında ayrı kalmış ailenin bireyleri arasındaaile haberlerinin iletilmesi (KızılhaçMesajları veya Aile Mesajları)

    • Ölüm bildirimlerinin alınması ve iletilmesi

    Daha genel olarak ICRC’nin Merkezi AramaAjansı Uluslararası İnsancıl Hukukun koru-

    ma altına aldığı kişilerle ilgili bilgilerin iletil-mesi için çatışmaya taraf olanlar arasındaveya daha doğrusu onların ulusal danışmabürosu arasında (bkz. yan sayfa) bir aracıolarak görev yapar.

    2) Kayıp kişilerin nerede olduğunun soruş-turulması (I. Protokolün 33. maddesi veDördüncü Sözleşmenin 26. maddesi)

    3) Dağılmış ailelerin birleştirilmesi (bkz.yan sayfa ve I. Protokolün 74. maddesi veDördüncü Sözleşmenin 26. maddesi)

    ICRC, bu tür çalışmayı ilk olarak 1870 yılındaki Franko-Prusyasavaşında yaptı. Bir aracı olarak hareket ederek Basle’dekiarama ajansı savaşan taraflar arasında yaralı listelerinin

    değişimiyle başlayarak savaş esirleri ve aileleri arasında iletişimisağlama çalışmalarını yürüttü. O zamandan beri ICRC’ninMerkezi Arama Ajansı çalışmalarını önemli ölçüde geliştirmiştir.

    Çatışmaların ayrı düşürdüğü aile bireyleri yeniden bir araya getirilmelidir.

    Boris

    Heg

    er/IC

    RCAf

    erdi

    taIb

    rahi

    maj

    /ICRC

  • 29

    Ulusal Danışma BürolarıÜçüncü Cenevre Sözleşmesi (122. madde) savaş durumundakendi topraklarında düşman uyruklarını bulunduran her tarafsızdevletin veya savaş halindeki devletin oradaki savaş esirleriiçin resmi bir istihbarat bürosu kurması gerektiğini belirtir.Savaş halindeki güçlerden her biri kendi kuvvetleri tarafındantutulan esirlerin tümü hakkında kendi danışma bürolarına bilgivermeli ve yakın akrabalarının mümkün olduğunca çabukhaberdar edilmeleri için bu esirlerin kimliği ile ilgili mevcut tümayrıntıları sağlamalıdır. Çatışmalarda sıklıkla görüldüğü gibiböyle bir büronun bulunmaması halinde ICRC CenevreSözleşmeleri tarafından korunan kişilerle ilgili bilgi toplamagörevini üstlenir.

    Merkezi Arama Ajansı“Tarafsız bir ülkede bir Merkezi Savaş Esirleri İstihbarat Ajansıkurulacaktır. Uluslararası Kızılhaç Komitesi, gerekli gördüğütakdirde ilgili devletlere bu tür bir ajansın kurulmasınıönerecektir. Ajansın görevi savaş esirleri hakkında resmi veyaözel kanallardan elde edilen bilgilerin toplanması ve bubilgilerin mümkün olan en kısa süre içerisinde savaş esirlerininasıl ülkelerine ya da tabi oldukları devlete bildirilmesi olacaktır(…).” (Üçüncü Sözleşmenin 123. maddesi)

    Dağılmış Aileler“Çatışmada taraf olanlardan her biri, savaş nedeniyle dağılmışailelerin bireylerinin birbirleriyle yeniden temas kurmak veyamümkünse bir araya gelmek amacıyla yapılan araştırmalarıkolaylaştıracaktır(…).” (Dördüncü Sözleşme, 26. madde)

    Rich

    ard

    Frad

    in/IC

    RCM

    arw

    anN

    aam

    /ICRC

  • ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUKUN AMBLEMİN KULLANIMINIDÜZENLEYEN HÜKÜMLERİ NELERDİR?12

    30

    U L U S L A R A R A S ı I N S A N C ıL H U K U K

    Cenevre Sözleşmeleri, şimdiye kadar sade-ce ilk ikisi kullanılmakta ise de üç amblemeişaret eder: Kızılhaç, Kızılay ve Kızılaslanve güneş.

    Sözleşmeler ve Ek Protokoller amblem ileilgili çeşitli maddeler içerir. Bu maddelerdiğer konuların yanında amblemin kullanı-mını, boyutunu ve yerleştirilmesini, korudu-ğu kişileri ve varlıkları, amblemi kimin kul-lanabileceğini, ambleme saygının neyigerektirdiğini ve kötüye kullanımın cezaları-nı belirler (bkz. yan sayfa).

    Silahlı çatışma dönemlerinde amblemsadece aşağıda belirtilen kuruluşlar tarafın-dan koruyucu bir araç olarak kullanılabilir:• Silahlı kuvvetlerin sağlık hizmetleri

    • Silahlı kuvvetlerin sağlık hizmetlerine yar-dımcı olmak için hükümetleri tarafındantam olarak tanınan ve yetkili kılınanUlusal Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri:Ulusal Dernekler, bu personel ve donanı-mın aynı görevleri - ve sadece o görevle-ri - yerine getirmesi ve askeri kanunlarave yönetmeliklere tabi olmaları şartıylasadece savaş döneminde resmi sağlıkhizmetlerine yardım eden personellerinive donanımlarını korumak amacıylaamblemi kullanabilirler.

    • Hükümetleri tarafından tanınan ve koru-yucu amaçlarla amblemi taşımaya yetki-li kılınan sivil hastaneler ve diğer sağlıktesisleri (ilkyardım noktaları, ambulans-lar vs.)

    • Ulusal Derneklerle aynı koşullara tabiolan diğer gönüllü yardım kuruluşları: Bukuruluşların hükümetçe tanınması ve yet-kili kılınması gerekir. Amblemi sadecesağlık hizmetlerine tahsis edilen personelve donanım için kullanabilirler ve askerikanunlara ve yönetmeliklere tabi olmala-rı gerekir.

    Uluslararası İnsancıl Hukuk aynı zamandaCenevre Sözleşmelerine taraf Devletlerdenher birinin amblemin kötüye kullanımınınsavaş ve barış dönemlerinde aynı şekildeönlenmesi ve cezalandırılması için girişim-de bulunması ve amblemin korunmasıylailgili bir yasa çıkarması gerektiğini belirtir.

    Koruyucu Amblemler

    Fran

    çois

    eBo

    ry/IC

    RCRo

    land

    Bigl

    er/IC

    RC

  • 31

    Amblemin KullanımıKoruyucu amaçlarla amblemin kullanımı sağlık personeline,birimlerine ve vasıtalarına Cenevre Sözleşmeleri tarafındansağlanan korumanın açık bir şekilde ortaya konulmasıdır.

    Amblemin belirtici amaçlarla kullanımı, hem savaş hem debarış döneminde bir kişinin veya bir varlığın UluslararasıKızılhaç ve Kızılay Hareketi ile bir bağlantısı olduğunu gösterir.

    ICRC, amblemi tüm dönemlerde hem koruyucu hem de belirticiamaçlarla kullanmaya yetkilidir.

    Amblemin Kötüye KullanımıUluslararası İnsancıl Hukuk tarafından açıkça yetki verilmeyenherhangi bir kullanım, amblemin kötüye kullanımını oluşturur.Üç tür kötüye kullanım vardır:• Taklit: Şekli ve/veya rengi nedeniyle amblemle

    karıştırılabilecek bir işaretin kullanımı anlamına gelir.• Yetki gaspı: Kullanmasına yetki verilmeyen kuruluşların veya

    kişilerin amblemi kullanması (ticari kuruluşlar, eczacılar, özeldoktorlar, hükümet dışı örgütler ve sıradan bireyler vs.)anlamına gelir. Normalde amblemi kullanma yetkisi bulunankişilerin, Cenevre Sözleşmeleri ve Protokollere uygunolmayan bir şekilde amblemi kullanmaları da yetki gaspınıoluşturur.

    • Suiistimal: Çatışma döneminde askerlerin ve askeridonanımın korunması için amblemden yararlanılması

    anlamına gelir. Amblemin suiistimal edilmesi, hemuluslararası hem de uluslararası nitelikte olmayan silahlıçatışmalar açısından bir savaş suçudur.

    Amblemin koruyucu amaçlarla yanlış kullanımı, savaşdöneminde Uluslararası İnsancıl Hukukun oluşturduğu korumasistemini tehlikeye sokar.

    Amblemin belirtici amaçlarla yanlış kullanımı, onun halkıngözündeki imajını zedeler ve onun savaş dönemindekikoruyucu gücünü azaltır.

    Cenevre Sözleşmelerine taraf devletler hem savaş hem de barışdönemlerinde amblemin yanlış kullanımını önlemek veengellemek için cezai önlemler alma görevini üstlenmiştir.

    Ursu

    laM

    eiss

    ner/I

    CRC

    Thie

    rryG

    assm

    ann/

    ICRC

  • ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUK MÜLTECİLERİ VEYERLERİNDEN EDİLMİŞ KİŞİLERİ NASIL KORUR?13

    32

    U L U S L A R A R A S ı I N S A N C ıL H U K U K

    Mülteciler, ülkelerini terk etmiş kişiler olaraktanımlanırken yerlerinden edilmiş kişiler iseülkelerinin topraklarını terk etmemiş olankişilerdir.

    Mülteciler, öncelikle ve en önemlisi mülteci-ler hukuku (bkz. yan sayfa) ve BirleşmişMilletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin(United Nations High Commissioner forRefugees -UNHCR) görevi kapsamındasağlanan korumadan yararlanır. Mültecilersilahlı çatışmaya taraf olan bir devlette ise,Uluslararası İnsancıl Hukukun da korumasıaltındadır. Uluslararası İnsancıl Hukukunöngördüğü genel korumanın yanı sıra mül-teciler Dördüncü Cenevre Sözleşmesi ve I.Ek Protokol kapsamında özel korumaya dasahiptir. Bu ek koruma, mültecilerin zarar-görebileceğini çatışmanın bir tarafının elin-de bulunan ve kendi devletlerinin koruma-sına sahip olmayan yabancılar olaraktanır.

    Yerlerinden edilmiş kişiler; ulusal kanunlar,insan hakları hukuku başta olmak üzerebirçok kanun tarafından ve silahlı bir çatış-mada olan bir devlette iseler Uluslararasıİnsancıl Hukuk tarafından korunur.

    Yerlerinden edilmiş kişiler, silahlı çatışma-ya karışmış bir devlette ise, savaşta aktif rolalmamış olmaları kaydıyla sivil sayılırl vebu nedenle sivillere tanınan korumadanyararlanır.

    Bu kurallar, kurallara uygun davranıldığın-da, yerinden edilmenin engellenmesi açı-sından büyük rol oynar ve kuralların ihlaledilmesi sıklıkla yerinden edilmeye nedenolur. Buna ek olarak İnsancıl hukuk, halkınkendi güvenliğini sağlamak için gerekliolduğu durumlar veya zorlayıcı askerinedenler haricinde sivillerin yerlerindenedilmesini zorunlu tutmayı yasaklar.

    Bir kere yerlerinden edildiklerinde yerlerin-den edilmiş kişiler, sivillerin korunması ve

    yukarıda açıklanan şekilde insani yardımalınmasına ilişkin genel kurallar ile savaşınetkilerinden korunur.

    İnsancıl hukukun sivillerin korunmasınailişkin genel kuralları, bu kurallara uyuldu-ğunda yerinden edilmeyi engelleyebilir.Eğer engellemek mümkün olmaz ise bukurallar yerinden edilme sırasında korumasağlayabilir. Aşağıdakileri yasaklayankurallara özel önem verilmelidir:• Sivillere ve sivil nesnelere saldırılması

    veya ayırt edici olmayan bir şekilde sava-şa devam edilmesi

    • Sivil halkın aç bırakılması ve yaşamınsürdürülebilmesi için gerekli olan nesne-lerin tahribi

    • Kollektif cezalandırma- sıklıkla meskenle-rin tahribi şeklinde görülür.

    Bu kurallar, ayrıca bir çatışmaya taraf olan-ların ihtiyaç içinde bulunan sivil halka ula-şacak yardım malzemelerine izin vermesinide gerektirir.

    Uluslararası İnsancıl Hukuka saygı, zorla yerinden etmekten kaçınmayı gerektirir.

    Will

    emSm

    it/IC

    RC

  • 33

    Mültecinin TanımıMültecilerin durumu ile ilgili 1951 tarihli BM Sözleşmesinin1. maddesine göre “mülteci” terimi “ırk, din, milliyet, belirli birsosyal grubun veya siyasal görüşün mensubu olmanedenleriyle verilere dayalı zulmedilme korkusuna bağlı olaraktabiiyetinde olduğu ülkenin dışında bulunan veya böyle birkorkuya bağlı olarak o ülkenin korumasından yararlanmakistemeyen ya da bu tür olayların bir sonucu olarak bir tabiyetesahip olmayan ve daha önce sürekli ikamet ettiği ülkenin

    dışında bulunan ve o ülkeye geri dönemeyen veya böyle birkorkuya bağlı olarak geri dönmeyi istemeyen” kişileri tanımlar.

    Afrika Birliği Örgütü’nün mülteci sorunları ile ilgili 1969 tarihliSözleşmesi ve mülteciler hakkında 1984 tarihli CartagenaBildirgesi, bu tanımı silahlı çatışma ve karışıklık gibi halkındüzenini ciddi şekilde bozan olaylardan kaçan kişileri de dâhiledecek biçimde genişletmiştir.

    Boris

    Heg

    er/IC

    RC

  • 34

    U L U S L A R A R A S ı I N S A N C ıL H U K U K

    Aşağıdaki uygulama tedbirleri alınmalıdır.

    Koruyucu önlemler, devletlerin Uluslararasıİnsancıl Hukuka uyma görevine dayanır.Koruyucu önlemler arasında şunlar yer alır:• Uluslararası İnsancıl Hukuk ile ilgili bilgi-

    lerin yayılması• Uluslararası İnsancıl Hukukun uygulan-

    masını kolaylaştırmak için nitelikli perso-nelin eğitilmesi ve silahlı kuvvetlerdehukuk danışmanlarının görevlendirilmesi

    • Uluslararası İnsancıl Hukuka uyulmasınısağlamak için yasalarla ve kurallarlabelirlenmiş hükümlerin kabul edilmesi

    • Sözleşme metinlerinin tercüme edilmesi

    Çatışma süresince Uluslararası İnsancılhukukun hükümlerine uyulmasını denetle-mek için önlemler:• Koruyucu devletler veya onların vekilleri

    tarafından yapılan çalışma• ICRC tarafından yapılan çalışma (bkz.

    15. sayfa)

    Önleyici önlemler, çatışmaya taraf olanlarıntüm ihlalleri engelleme veya durdurma gör-evine dayanır. Engelleme mekanizmalarışunları içerir:• Savaş suçları olarak görülen ağır ihlalle-

    rin ulusal mahkemeler tarafından önlen-mesi yükümlülüğü (uluslararası mahke-meler için bkz. 16 no.lı soru)

    • Suçların engellenmesi ve alenen kınan-ması için üslerin ceza ve disiplinle ilgilisorumluluğu ve askeri komutanların gör-evi

    • Cezai konularla ilgili olarak devletler ara-sında karşılıklı yardımlaşma

    Herhangi bir tutarlı yasal yapılanmanındoğasında bulunmaları gerçeğinin yanı sırabu engelleyici önlemler aynı zamanda cay-dırıcı bir rol oynar.

    Aynı anda koruyucu, denetleyici ve önleyiciolabilen diğer uygulama önlemleri de mev-cuttur. Bu önlemlerden son ikisi, devletlerinUluslararası İnsancıl Hukuka saygıyı sağla-ma görevinden gelmektedir. Bu tür önlem-ler arasında şunlar yer alır:• Araştırma usulleri• Uluslararası Gerçekleri Belirleme

    Komisyonu• Yasal hükümlerin uygulanması ve

    yorumlanması ile ilgili usullerin incelen-mesi

    • Birleşmiş Milletlerle işbirliği

    Diplomatik çabalar ile medya ve kamuoyu-nun baskısı da Uluslararası İnsancılHukukun uygulanmasına yardımcı olur.

    Uluslararası İnsancıl Hukuku yaygınlaştırmak

    14 ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUKUN UYGULANMASI İÇİNMEVCUT ÖNLEMLER NELERDİR?

    Pris

    kaSp

    oerri

    /ICRC

  • 35

    Uygulama ve Yasal HükümlerNot: Sözleşmeler ve Protokoller hakkındaki bilgileringeliştirilmesi ile ilgili maddeler (bkz. 13. sayfa)

    “Yüksek Akit Taraflar, (…) Sözleşmelerin ve bu protokolünuygulanmasını kolaylaştırmak için nitelikli personeli (…) barışdöneminde eğitme çalışmalarında bulunacaktır (…)”.(I. Protokol, 6. madde)

    “Yüksek Akit Taraflar, bütün koşullar altında bu sözleşmeyesaygı göstermeyi ve saygıyı sağlamayı garanti eder.”(Cenevre Sözleşmeleri ortak 1. madde)

    “Yüksek Akit Taraflar, her zaman ve silahlı çatışma dönemindeçatışmaya taraf olanlar, gerektiğinde askeri komutanlara uygundüzeyde sözleşmelerin ve bu protokolün uygulanması ve bukonuda silahlı kuvvetlere verilecek uygun eğitim konusundaönerilerde bulunacak hukuk danışmanlarını sağlayacaktır.”(II. Protokol, 82. madde)

    “Yüksek Akit Taraflar, kendi yasalarının yetersiz olması halindeayırtedici işaretlerin kötüye kullanımını her zaman önlemek veengellemek için gerekli önlemleri alacaktır (…)”(İkinci Cenevre Sözleşmesi, 45. madde)

    “Yüksek Akit Taraflar, İsviçre Federal Konseyi ve savaşdönemlerinde Koruyucu Devletler kanalıyla bu Sözleşmelerinresmi tercümelerinin yanı sıra onların uygulanmasını sağlamakiçin kabul edecekleri yasaları ve yönetmelikleri birbirlerineiletecektir.”(Dört Cenevre Sözleşmesinde ortak 48/49/128/145. maddeleri)

    “Yüksek Akit Taraflar, bu sözleşmenin ağır ihlallerinden herhangibirini gerçekleştiren veya gerçekleştirilmesi emrini veren kişileriçin etkin cezai yaptırımlar sağlamak için gerekli yasalarıçıkarmayı garanti eder (…). Yüksek Akit Taraflardan her biri butür ağır ihlalleri gerçekleştirdiği veya gerçekleştirilmesi emriniverdiği ileri sürülen kişileri araştırma yükümlülüğü altındaolacaktır ve bu kişileri milliyetine bakılmaksızın kendimahkemelerinde yargılayacaktır.”(Dört Cenevre Sözleşmesinde ortak 49/50/129/146. maddeleri)

    “Bu Sözleşme görevi çatışma taraflarının çıkarlarını korumakolan koruyucu devletlerin işbirliği ve dikkatli incelemesi ileuygulanacaktır. Bu amaçla, koruyucu devletler, diplomatikpersoneli veya konsolosluk personeli dışında kendi uyruklarıveya diğer tarafsız devletlerin uyrukları arasından delegeleratayabilir.”(I, II, III. Cenevre Sözleşmelerinin 8. maddesi ve IV. CenevreSözleşmesinin 9. maddesi)

    “Yüksek Akit Taraflar, bu sözleşmenin yetkisiyle yükletilmişgörevlerin yansızlığını ve etkililiğini tamamen garanti edenuluslararası bir örgüte sorumluluk verme konusunda herhangi birzaman fikir birliğine varabilirler (…). Koruma bu şekildesağlanamadığı takdirde elde tutan devlet, bu maddeninhükümlerine bağlı olarak bu sözleşme kapsamında koruyucugüçlerin yerine getirdiği insani görevleri üstlenmek üzereUluslararası Kızılhaç Komitesi gibi bir insani kuruluşun hizmetsunmasını ister veya sunduğu hizmetleri kabul eder.”(I, II, III. Cenevre Sözleşmelerinin 10. maddesi ve IV. CenevreSözleşmesinin 11. maddesi)

    “Bu Protokolün aslını muhafaza eden devlet, sözleşmelerin ve buprotokolün uygulanmasıyla ilgili genel sorunları ele almak için ilgilitaraflardan birinin veya daha fazlasının isteği üzerine ve ilgilitarafların çoğunluğunun onayı ile Yüksek Akit Tarafları toplantıyaçağırır.”(I. Protokol, 7. madde)

    “Bu Sözleşmenin hükümleri Uluslararası Kızılhaç Komitesi veyabaşka bir yansız insani örgütün söz konusu çatışmaya tarafolanların izni altında yaralıların ve hastaların, sağlık personelinin vedin adamlarının korunması ve onlara yardım sağlanması göreviniüstlenmesi konusunda hiç bir engel oluşturmaz.”(Dört Cenevre Sözleşmesi, 9/9/9/10. ortak maddeleri)

    “Sözleşmelerin ve bu protokolün ciddi ihlali durumlarında YüksekAkit Taraflar, bir arada veya tek tek Birleşmiş Milletlerle işbirliğiiçinde ve Birleşmiş Milletler Antlaşmasına uygun olarak hareketetmeyi garanti eder.”(I. Protokol, 89. madde)

    “Yüksek Akit Taraflar, Sözleşmelerin ve bu protokolün ağırihlalleriyle ilgili yapılan cezai takibatlarla bağlantılı olarak birbirlerineen büyük derecede yardımda bulunur (…). Koşullar izin verdiğindeYüksek Akit Taraflar, suçluyu ülkesine iade etme konusunda işbirliğiyapar (...).”(I. Protokol, 88. madde)

    Yüksek ahlaki saygınlığa ve kabul görmüş yansızlığa sahip 15üyeden oluşan Uluslararası Gerçekleri Belirleme Komisyonu (…)kurulur. (…) Komisyon: sözleşmelerde ve bu protokoldetanımlanan ağır ihlallere veya sözleşmelerin ve bu protokolün diğerciddi ihlallerine ilişkin ithamları araştırmaya yetkilidir.”(I. Protokol, 90. madde)

  • ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUKA SAYGIYI SAĞLAMADAICRC’NİN ROLÜ NEDİR?15

    36

    U L U S L A R A R A S ı I N S A N C ıL H U K U K

    Uluslararası İnsancıl Hukukun geliştiricisive koruyucusu olarak ICRC’nin görevi,Uluslararası İnsancıl Hukuka saygıyı sağla-maktır. ICRC bu görevi Uluslararası İnsancılHukuk kurallarının yaygınlaştırılması veçatışma taraflarına yükümlülüklerinin hatır-latılması yoluyla yerine getirir.

    Yaygınlaştırma ve DanışmanlıkHizmetleriHukukun bilinmemesi uygulamasında birengel oluşturduğundan dolayı ICRC devlet-lere Uluslararası İnsancıl Hukukun hüküm-lerinin bilinmesini garanti etmiş olduklarını

    hatırlatır. Aynı zamanda bu amaçla kendiçalışmalarını da yapar (bkz. 13. sayfa).Ayrıca, devletlere bu hukukun etkin birşekilde uygulanmasını ve dolayısıyla saygıgörmesini sağlamak için gerekli bütünönlemleri almaları gerektiğini hatırlatır.Bunu amacı yetkililere devletlerin iç sistem-lerinde bu hukukun uygulanması için ulu-sal yasaları ve düzenlemeleri kabul etmele-ri konusunda teknik yardım sağlamak olanUluslararası İnsancıl Hukuk DanışmanlıkServisi yoluyla gerçekleştirir.

    Çatışma TaraflarınaYükümlülüklerinin HatırlatılmasıKoruma ve yardım etme işinden almış oldu-ğu kuvvet ile ICRC, Uluslararası İnsancılHukukun ihlal edildiği durumlarda ilgilimakamlara gizli nitelikte beyanlarda bulu-nur. İhlaller ciddi, tekrarlayan nitelikte veihlalin meydana geldiği kesin olarak ortayakonabilir ise ICRC bir kamusal duruş almahakkını saklı tutar; bunu sadece bu şekildekamuoyunun bilgilendirilmesinin etkilenenve tehdit edilen kişilerin menfaatlerinin gerek-tirdiği durumlarda yapar. Bu nedenle budurum, istisnai bir önlem olarak uygulanır.

    ICRC silahlı çatışma taraflarına savaş esirlerinin kaydedilmesi ve değişimine izin verilmesi hakkıyla ilgili yükümlülüklerini hatırlatır.

    Mic

    hael

    Klei

    ner/I

    CRC

  • 37

    Uluslararası İnsancıl Hukukun koruyucusu olarak ICRCUluslararası İnsancıl hukuk ICRC’nin Uluslararası İnsancılkurallara saygı gösterilmesini garanti altına almasına olanaktanır.

    “Koruyucu devletlerin temsilcileri veya delegeleri savaşesirlerinin bulunabileceği tüm yerlere özellikle enterne oldukları,hapsedildikleri ve çalıştırıldıkları yerlere gitme iznine sahipolacaklardır (…). “Ve yine: “Uluslararası Kızılhaç Komitesidelegeleri aynı ayrıcalıklardan yararlanacaktır.”(Üçüncü Sözleşme, 126. madde)

    Not: Dördüncü Sözleşmenin 143. Maddesi koruma altınaalınan mağdurlarla ilgili olarak benzer hükümler içerir.

    Hareketin ana tüzüğü ICRC’nin görevlerinden birini şöyle belirtir:“Cenevre Sözleşmeleri kapsamında kendisine verilen görevleriüstlenmek, silahlı çatışmalarda Uluslararası İnsancıl Hukukunaslına uygun olarak uygulanması için çalışmak ve bu hukukunihlallerine ilişkin iddialara dayalı şikayetleri dikkate almak”(5. maddenin 2c bendi)

    Nic

    kD

    anzi

    ger(

    Cont

    actP

    ress

    Imag

    es)/

    ICRC

  • ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUK KAPSAMINDA SAVAŞ SUÇLULARININKOVUŞTURMASI NASIL YAPILIR?16

    38

    U L U S L A R A R A S ı I N S A N C ıL H U K U K

    Sivillere veya sivillerin mülklerine saldırmak bir savaş suçudur.

    Jeff

    Dan

    zige

    r/ICR

    C

  • 39

    Savaş Suçu Nedir?Savaş suçları, uluslararası olan veya uluslararası nitelikte olma-yan silahlı çatışmalar sırasında Uluslararası İnsancıl Hukukunağır ihlalleri olarak anlaşılır. İkinci Dünya Savaşından sonraNürnberg’te kurulan Uluslararası Askeri Divan’ın Tüzüğü, CenevreSözleşmeleri ve Ek Protokolleri, Tüzükler, Ruanda ve eskiYugoslavya için kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi içtihatlarıve Uluslararası Ceza Divanı gibi birçok metin, savaş suçununtanımını yapar.

    Diğerlerinin yanı sıra aşağıdaki fiiller savaş suçları tanımına dahildir:• Koruma altında bir kişinin, yaralı veya hasta bir askerin,

    savaş esirinin, sivilin, kasten öldürülmesi• Koruma altındaki bir kişiye yönelik işkence ve insanlık dışı

    muamele• Koruma altında bir kişinin büyük acı çekmesine veya fiziksel

    bütünlüğü ve sağlığını ciddi biçimde tehlikeye sokmayakasten sebebiyet verme

    • Sivil topluma saldırma• Yasalara aykırı sınır dışı etme veya nakletme• Yasaklanan silahları ve savaş yöntemlerini kullanma• Ayırt edici Kızılhaç ve Kızılay amblemlerini ve diğer koruyucu

    işaretleri kötüye kullanma• Düşman ülke veya düşman ordu mensuplarını haince

    öldürme veya yaralama• Kamu mallarını ve kişisel malları yağmalama

    Eski Yugoslavya için kurulan Uluslararası Ceza MahkemesininUluslararası Örf Adet Hukuku kapsamındaki savaş suçukavramının aynı zamanda uluslararası nitelikte omayan silahlıçatışma sırasında gerçekleştirilen ağır ihlalleri de kapsadığınıkabul ettiğini dikkate almak gerekir. Uluslararası Ceza Divanıve Ruanda için kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesinintüzükleri de iç çatışmalar sırasında işlenen savaş suçlarınıkendi savaş suçları listelerine eklemiştir.

    Cenevre Sözleşmelerine taraf olmakla devlet-ler Sözleşmelerin ağır ihlallerinden sorumluolan kişileri cezalandırmak için gerekli yasalönlemleri almakla yükümlüdürler. Devletaynı zamanda Sözleşmelerin ağır ihlallerinigerçekleştirdiğinden kuşku duyulan kişileraleyhinde kendi mahkemelerinde davaaçmakla veya bu kişileri yargılanmak üzerebaşka bir devlete teslim etmekle yükümlü-dür. Başka bir deyişle, ağır ihlalleri gerçek-leştirenler örneğin savaş suçluları, herzaman ve her yerde kovuşturulmalıdır ve

    devletler bunun yapılmasını sağlamaklasorumludur.

    Genel olarak ifade etmek gerekirse bir devle-tin ceza yasaları sadece onun topraklarındaveya onun uyrukları tarafından işlenen suç-lara uygulanır. Uluslararası İnsancıl Hukukbu konuda daha ileriye giderek, devletlerinağır ihlalleri gerçekleştiren tüm kişileri, milli-yetlerine ya da suçların işlendiği yerlerebakılmaksızın araştırmasını ve cezalandır-masını gerektirir. Evrensel yargı ilkesi ağır

    ihlallerin etkin bir şekilde engellenmesinigaranti altına almada temeldir.

    Bu tür kovuşturmalar ya farklı devletlerin ulu-sal mahkemeleri ya da uluslararası bir otori-te tarafından yapılabilir. Bununla bağlantılıolarak Yugoslavya ve Ruanda içinUluslararası Ceza Mahkemeleri, bu ülkeler-deki çatışmalar sırasında savaş suçlarındansorumlu tutulan kişilerin yargılanması içinsırasıyla 1993 ve 1994 yıllarında BMGüvenlik Konseyi tarafından kurulmuştur.

    Uluslararası İnsancıl Hukukun Bütün Kurallarına Niçin DaimaSaygı Gösterilmemekte ve Onların İhlali Niçin Her ZamanEngellenmemektedir?Bu soruya çeşitli şekillerde yanıt verilebilir. Bazı kişiler, suçun buhukukun bilinmemesinde olduğunu söylerken bazıları da savaşındoğasının bunu gerektirdiğini ya da bunun nedeninin uluslararasıhukukun - ve dolayısıyla Uluslararası İnsancıl Hukukun da -diğer unsurlar yanında uluslararası topluluğun mevcutyapısından ötürü yaptırımları uygulamak için etkin bir merkezisistemle karşılanmaması olduğunu söyler. Ne olursa olsunçatışma durumlarında veya barış döneminde yürürlükte olanulusal veya uluslararası yargı olsun olmasın yasalar ihlaledilmekte ve suçlar işlenmektedir.

    Yine de bu tür ihlallerle karşılaşıldığında bir girişimdebulunmamak ve Uluslararası İnsancıl Hukuka daha fazla saygıkazandırmaya çalışan bütün girişimleri durdurmak daha dautanç verici olacaktır. Bu nedenle, daha etkin bir yaptırımsistemine kadar bu tür hareketlerin amansızca kınanması,onların önlenmesi ve cezalandırılması için girişimlerdebulunulması gerekir. Bu amaçla savaş suçlarının cezaiyaptırımlarla engellenmesi Uluslararası İnsancıl Hukukun ulusalve uluslararası düzeylerde uygulanması için izlenecekyollardan biri olarak görülmelidir.

    Son olarak uluslararası topluluk daimi bir Ulu