uluslararası geçmişten günümüze malatyalı ve fikir İnsanları...

17
· Günümüze . .. ve Fikir Sempozyumu 17- 19 2017 MALATYA il. Editörler Prof . Dr. Nusret AKPOLAT Prof. Dr. Fikret KARAMAN Prof . Dr. Mustafa ARSLAN INONÜ - MAIATYA BüYOKSEHiR BEIEllMSI

Upload: others

Post on 05-Feb-2021

15 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • · Uluslararası Geçmişten Günümüze

    Malatyalı . .. İlim ve Fikir İnsanları

    Sempozyumu 17-19 Kasım 2017 MALATYA

    BİLDİRİLER

    il. CİLT

    Editörler

    Prof. Dr. Nusret AKPOLAT

    Prof. Dr. Fikret KARAMAN

    Prof. Dr. Mustafa ARSLAN

    Q~f:.

    \!~tJ

    INONÜ -~ ~.(fJ;; MAIATYA

    BüYOKSEHiR BEIEllMSI

  • Sempozyum Onur Kurulu

    Prof. Dr. Ahmet KIZILAY Ahmet ÇAKIR İnönü Üniversitesi Rektörü Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı

    Sempo:t;yuın Düzenleme Kurulu Başkanı

    Prof. Dr. Fikret KARAMAN

    İnönü Üniversitesi Yayınları

    ISBN 978-975-8573-54-7 (Takım) 978-975-8573-56-1 (2. Cilt)

    1. Baskı Ekim 2018, Ankara 1,000 Adet

    Düzenleme Kurulu

    Prof. Dr. Neslihan DURAK Prof. Dr. Mustafa ARSLAN Doç. Dr. İlhan ERDEM Doç. Dr. Mehmet BİRSİN

    · .;;-pöç:·~r. Mehniet Korkut ÇEÇEN ·: '"ifısan '.GENCAY \ ~· ., f ;-i-: ı ~-·: i . . Yfö~ o·oç. Dr. Murat ZENGIN - --Yr.d .• D'oç. Dr. Ahmet KARADAG ·::-: Hamit Süha HOTAR -.-A.ri~Qör. Mehmet Emin ŞAHİN 0"AfŞ.'G'.ör. Okan AÇIL

    ···-- --->

    Sempozyum Sekretaryası

    Arş. Gör. Mehmet Emin ŞAHİN Arş. Gör. Okan AÇIL

    BASKI

    !DV/.l! Serhat Mahallesi 1256 Sk No: 11 Yenimahalle/ Ankar:ı

    Tel.: 0312. 354 91 31 (pbx) Faks: 0312. 354 91 32

    e-posı.a: tdvyayin@diy:rıetvakfi.oıg.tr

    Açıklama:

    Bildirilerdeki görüşlerin yasal ve bilimsel sorumluluğu yazarlarına aittir.

  • • ARAPGİRLİ.HÜSEYİN AVNİ EFENDİ VE KELAM İLMİNE KATKILARF

    Hulusi ARSLAN2

    ÖZET Osmanlının son ve Cumhuriyetin ilk dönemlerinde yaşayan Malatya'lı alim-lerden biri olan Hüseyin Avni Efendi ilim ve kültür hayatımıza önemli hiz-metlerde bulunmuşnır. Bilhassa kelam ilmine ait yazdığı yirmi iki makale ve llm-i Kelam adlı eseriyle bu ilme önemli katkılar yapmıştır. Eserleri ince-lendiğinde onun çoğunlukla klasik kelamın görüşlerine bağlı kalmakla bir-likte yaşadığı devrin itikadi sorunlanna cevap arayışı içerisinde olduğunu görmek mümkündür. O eserinde bilgi ve varlık bahislerine yer vermeden doğrudan Allah'ın sıfatlanyla konuya girmiş olsa da müstakil olarak yazdığı makalelerde bilginin 'kaynağı ve türlerine yer vermiştir. Bu konuda iç ve dış duyuları birliltte hesaba katarak insanı bir bütün olarak değerlendirmeye çalışmıştır. yıne Hıristiyanlara reddiye mahiyetinde Teslis inancının tevhide aykırı oluşu ~erinde durmuşnır. Nübüvvet bahsinde akli olarak peygamberlere duyulan ihtiyacı izah etmiş, Hz. Muhammed'i ve İslam dini-ni diğer peygamberler ve dinlerle mukayese ederek üstünlüklerini ortaya koymaya çalışmıştır. Bu konuda yeni sayılabilecek yaklaşımı özellikle lsra ve Miraç gibi hadiselerin bilimsel gerçeklerle izahını yapmak suretiyle dini hakikatlerin alal ve bilimle çelişmediğini göstermeye çalışmaktır. Çünkü onun yaşadığı dönemde bu yöndeki iddialar yaygındır. Ahiretin gerekliliğini akli ve ahlald delillere dayandıran Arapkirli Hüseyin Avni Efendi, ahiret olmadığı takdirde, ahlaki hayatın müeyyidesiz ve kontrolsüz olacağını söy-lemiştir. Yine dönemin din karşıtı felsefi yaklaşımlannın etkisiyle olmalı, ahiret konusunda en çok ruhun varlığı, alıirette cismani haşrin mümkün olduğu üzerinde durmuştur. Bu hususta Maddiyyun ve Tabiiyyun'a red ma-hiyetinde yeni konulara yer vermiştir. Arapkirli Hüseyin Avni Efendi'nin hayatı ve ilmi görüşleri dönemin siyasi, ilmi ve kültürel atmosferini doğru bir şekilde algılamak için önemlidir. Ana başlıklar halinde verilen yuka-rıdaki meseleler tebliğde daha derinden analiz edilecek ve böylece onuın hayatı ve kelam ilmine katloları ortaya konmaya çalışılacaktır. Tebliğden amaçlanan husus Malatya'h bir ilim insanını ve fikirlerini daha yalandan tanımak suretiyle yeni nesillere ve ilim dünyasına tanıtmaktır.

    ı Bildiri Arapglrll Hüseyin Avni'nin en önemli ve hacimli eseri lim·i Ke/ôm Dersleri çerçevesi o· de hazırlanmışbr.

    2 Prof. Dr:, İnönü Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi. 1495

  • _ 22.0TURUM

    Arapgirli Hüseyin Avni

    Efendi ve Kelam İlmine

    Katloları

    Hulusi ARSLAN

    03 Giriş

    Osmanlının son dönemiyle Cumhuriyetin ilk dönemlerinde yaşayan Arapgirli Hüseyin Avni Efendi, ilim ve kültür hayatımıza önemli hizmetlerde bulunan MaJatya'nın yetiştirdiği değerli alim-lerden biridir. Bilhassa kelam ilmine ait yazdığı yirmi iki makale ve İlm-i Kelam Dersleri, adlı eseriyle bu ilme önemli katkılar yapmıştır.

    Eserleri incelendiğinde onun çoğunlukla klasik kelamın görüşlerine bağlı kalmakla birlikte yaşadığı devrin itikadi sorunlarına cevap arayışı içerisinde olduğu görülmektedir. O eserinde bilgi ve varlık bahislerine yer vermeden doğrudan Allah'ın sıfatlarıyla ko-nuya girmiş olsa da, müstakil olarak yazdığı makalelerde bilginin kaynağı ve türlerine yer vermiştir. Bu konuda iç ve dış duyuları birlikte hesaba katarak insanı bir bütün olarak değerlendfrmeye çalışmıştır. Tevhid konusundaki katkılarından biri Hıristiyanlara r~ddiye mahiyetinde teslis inancının tevhide aykırı oluşu üzerinde durmuş olmasıdır. Nübüvvet bahsinde akli olarak peygamberlere duyulan ihtiyacı izah etniiş, Hz. Muhammed'kve İslam dinini diğer peygamberler ve dinlerle mukayese ederek onlardan üstün olduk-larını ortaya koymaya çalışmıştır. Bu konuda yeni sayılabilecek yaklaşımı özellikle İsra ve Miraç gibi hadiselerin bilimsel gerçek-)erle izahını yapmak suretiyle dini hakikatlerin akıl ve bilimle çelişmediğini göstermeye çalışmasıdır. Çünkü onun yaşadığı dönemde bu yöndeki iddialar yaygındır. Ahiretin gerekliliğini, akli ve ahlaki delillere dayandıran Araptiirli Hüseyin Avni Efendi, ahiret olmadığı takdirde, ahlaki hayatın müey}ridesiz ve kontrolsüz olacağını söy-lemiştir. Yine dönemin din karşıtı felsefi ya!Paşımlarının etkisiyle olmalı, ahiret kOnJ.!.SUnda en ÇOk ruhun varlığı, ahirette cismani haşrin-mümkün olduğu üzerinde durmuştur. Bu hususta materya-listlere ve tabiatçılara reddiye mahiyetinde yeni konulara yer ver-miştir. Abdullatif Harpuô'nin Tenkfhu'l-Kelam. adlı eseri Yen-i İlm-i Kelam döneminin ilk örneği sayılırken Arapgirli Hüseyin Avni'nin İlm-i Ke!Qm adlı eserinden hiç söz edilmemiştir. Oysa Arapgirli'nin bu eserinde güncele ve yeni izahlara d~a çok yer verilmiştir.3 Bu açıdan Arapgirli'nin eserleri yeniden incelenmelidir.

    Hüseyin Avni Efendi'nin hayatı ve ilmi görüşleri dönemin siyasi, ilmi ve kültürel atmosferini doğru bir ş~kilde algılamak için önem-lidir. Malatya'nın önde gelen alimlerinden olmasına karşılık yete-rince tanınmamıştır. Bu sebeple bu çalışmada onun hayatı ve kelam ilmine katkıları ortaya konmaya çalışılacaktır.

    03 1. Hayatı ve İlmi Kişiliği

    Arapgir:Ii Hüseyin Avni Efendi diye maruf olan Hüseyin Avni

    496 1 3 ÖZiem Demirtaş, Son Dönem Kelamcılanndan Arapgirli Hüseyin Avni ve llm-i Kelam Adlı Ese-) ri, Yüksel Lisans Tezi, Mannara Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensstitüsü, İstanbul 2003, s.11-14

  • Karamehmedoğlu 1864 senesinde MaJatya'nın Arapgir Kazası Ha-zenek mahallesinde doğmuştur. Babası MolJa Hasan diye maruf Karamehmedoğlu Hoca Hasan Fehmi Efendi'dir. Pek küçük yaşta iken babasından Kur'an-ı Kerim, tecvid, ilmihal vee ahlak dersleri almıştır. Daha sonra kendi kendine bazı temel ilimJeri öğrenmiştir. İlim tahsil etmeye son.derece istekli olan Hüseyin Avni, İbtidal ve Rüşdiyeyi okuduktan sonra Arapgir'de o tarihte uJu caminin kar-şısında olan lspanakçızade medresesinde müderris Mustafa Fevzi Efendi'nin derslerine devam ederek 1885 yılında icazetaJmıştır. Bu icazet onun ilim arzusunu söndürmemiş, babasını'! i:z;4J. ve müsaa-desiyle İstanbul'a gitmiştir.4

    İlim yolculuğuna İstanbul' da da devam etmiş Beyazıt dersiamla-rından Bayburtlu Hüseyin Hüsnü Efendi ile Şeyhillislam Bodrumlu Ömer Lutfi Efendi'nin derslerine devam ederek her ikisinden ayrı ayrı icazet almıştır ( 4 Mart 1887). Açılan ruus ·imtihanında başarılı olması üzerine kendisine dersiam unvanı verilmiş ve Beyazıt Ca-misi'nde ders okutmaya başlamıştır (1 Mayıs 1888). On üç yıl bu ders haJkasını sürdürmüş, derse katılanlardan seksen beş taJebeye icazet vermiş ve padişah tarafından aJtın liyakat madalyası Ue tal-tif edilmiştir. (8 Ekim 1901). Ders vermeyi bırakıp yazmakla meşgul olmak istemiş ise _de talebelerinin ısrarı üzerine bu kararından vazgeçmiş ve La.leli Camii'nde yeniden ders okutmaya başlamıştır. Bu ikinci dönem derslerine devam eden büyük bir taJebe grubuna daha icazet vermiş; bu ilmi faaliyeti sebebiyle de Nişan-ı Osman! ile ödüllendirilmiştir. (1906). Beyazıt Camü'nde 1902 yılında başlattığı özel dersleri de üç yıl kadar sürdürmüştür.5 O dönemde İstanbul' da her sene Ramazan Ayı'nda Saray' da padişahın huzurunda Kadı Bey-davi tefsirinden olmak üzere sekiz ders takıir olunmak gelenekti. O bu dersler hem Muhatab hem de Mukarnr olarak katılmıştır. Bu derslere Padişahtan sonra Vekiı'leI' Heyeti, Saray Erkanı, Şehzadegan ve kafes ardından katılanlar olurdu. Selatin takrirlerinde Avni Efendi kendisine has olan taJakati lisan ve selaseti beyanını o kadar muvaffakiyetli takrir ve ifadede bulunmuştur ki padişahın takdirini kazanmakla kalmamış muhatapları tarafından «Allah için Arapgirli çok muvaffakiyetli ders takrir etti diye' övülmüştür.6

    Aynı zamanda birçok idari görevde bulunan Hüseyin Avni Efendi'nin eğitim ve hocalık yönü ağır basmaktadır. Bu anlamda en önemli görevleri, X:X. yüzyılın başlarında güçlenen ve Osman-

    4 Mehmet Hazmı Tura. "Arapgir'in Tarihimize Verdiği Büyüklerden: lstanbul Dersiam Müder· rislerinden Merhum Hüseyin Avni Karamehmetoğlu", Göldağı (Arapgir Killtür Derneği yayı· nı, haz. Fethi Neş'et Gemuhluoğlu • VahitGedikoğlu). lsı:anbul 1955, J, 16.

    5 Metin Yurdagür. ''llrapkirli Hüseyin Avni" md., Diyanet İslam Ansiklopedisi (DIA), Yıl: 1991. Cilt: 3, s. 329.

    6 Tura. "Arapkir'in Tarihimize Verdiği Büyüklerden; Hüseyin Avni K.ara.ınehmetoğlu" s. 18; Sinan Şengeıer. Arapkirli Hüseyin Avni ve Kelam ilmine Katkılan, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara-2008, s. 13.

    22.0TURU>I

    Arapgirli Hüseyin Avni Efendi ve l

  • 22.0TURUM

    , Arapgirli Hüseyin Avni

    Efendi ve Kelam İlmine

    Katlaları

    Hulusi ARSLAN

    lı topraklarında da faaliyet gösteren İslam'a muhalif cereyanların reddiyle İslam aleminde yeni yeni ortaya çıkan birtalom dini mese-lelerin İslami esaslar çerçevesinde halledilmesi amacıyla kurulmuş olan Darü'l-Hikmeti'l-islamiyye7 azalığı ve reisliği, Darülfünün-ı Os-man! U!Om-ı Aliye Şubesi'nin ilm-i kelam müderrisliği, Süleymaniye Medresesi' de ilm-i kelam müderrisliği, Tevhld-i Tedrisat Kanunu ile medreseler kapatıldıktan sonra, 1933 yılına kadar Darülfünun İlahiyat Fakültesi hadis tarihi müderrisliğidir.8

    Emekli olduktan sonraki yaşamını Erenköy Sahra-yı Cedtd'de bulunan köşkünde kitapları arasında geçiren Hüseyin Avni Efendi, gidip gelmekte zorluk çektiği Beyazıt ve çevresindeki ilim muhitine yalon olmak için Laleli'ye taşınmış ve nihayet 11 Mayıs 1954'te ve-fat etmiştir. Kabri Edirnekapı Şehitliği'ndedir.9

    "Hüseyin Avni, Hocası Beyazıt dersiamlarından Develili Ali Rıza Efendi'nin lotı Mevhibe Hanım'la evlenmiş, bu evlilikten Mehmet Sadettin, Hasan Fehmi, Ahmet Rıfla ve Hüseyin Zeki adlarında dört çocuğu olmuştur. İlk eşinin vefatı üzerine hocasının diğer kızı Hati-ce Fahrünnisa Hanım'la evlenmiş ve bu evlilikten ö_mer Aydın adlı bir oğlu daha dünyaya gelmiştir. İlgili kanundan sonra Ka~mehmetoğlu soyadım alan Hüseyin Avni'nin 833 kitaptan oluşan ve üzer-lerindeki not ve işaretlerden kendisinin dikkatle mütalaa ettiği an-laşılan özel kütüphanesi varisleri tarafından İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü (MÜ İlahiyat Fakültesi) Kütüphanesi'ne bağışlanmıştır. Sahra-yı Cedld'de varislerince bağışlanan bir arsa üzerinde Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yaptırıl'an Arapgirli Hüseyin Avni Camii 25 Mart 1990 tarihinde ibadete açılmıştır."10

    Hadis hocalığı yapmış olsa da eserlerine ve okuttuğu derslere baloldığında kelamcılık yönünün daha belirgin olduğu görülmek-tedir. "Kelam müderrisliği, 1902 yılında dönemin Maarif Nezareti tarafından Darulfünün İlm-i Kelam Müderrisliğine atanmasıyla res-miyet kazanmıştır. İlahiyat Fakültesinde görevlendirildiğinde hadis derslerini okutmakla birlikte, Bayezid Camii dersiamlığı başta ol-mak üzere Medresetu'l-Mutehassisin İlm~i Kelam Müderrisliği ve diğer görevleriyle, daha sonra Laleli' de okuttuğu dersler ve Ceride-i İlmiye' de yazdığı kelamla alakalı 22 makale ve İlm-i Kelam adlı ese-ri, onun kelamcılığını gösteren en önemli delillerdendir."11

    Arapgirli, herkes tarafından çok sevilen, hayatını ilme ve müta-

    7 Sadık Albayrak, "Olirü'l·Hikmeti'l-islamiyye• md., Diyanet İslam Ansiklopedisi (DİA), yıl: 1993, cilt 8, s. 506.

    8 Yurdagür. "~pkirl! Hüseyin Avni" md., s. 329-330. 9 Yurdagür, "Arapkirli Hüseyin Avni" md. s. 330.

    10 Yurdagür. "Arapkirli Hüseyin Avni" md., s. 330.

    11 Fikret Soya!, "Oarulrunün İlahiyat Fakültesl'nde Bir Kelam Müderrisi: Arapkirli Hüseyin Avni Karamehmedoğlu" Oaru'l·FünOn ilahiyat Sempozyumu (18·19 Kasım 2009) Tebliğleri, Is· tanbul 2010, s. 44S

  • laaya hasretmis büyük bir alimdir. Güçlü ve sağlam bir hafızaya, ge-niş bir anlayışa ve süratli bir intikale sahip olduğu belirtilir. Vakar-ı ilmisini muhafaza etmekle beraber gayet güler yüzlü ve tatlı söz-lü halim selim bir zat idi. Meclisinde daima ilmi sohbetler cereyan ederdi. Her yönden züht ve takva sahibi olan Hüseyin Avni Efendi yanında başkaları hakk?-nda dedikodu yapılmasına müsaade etmez-di. 12 Kim tarafından hazırlanıp basına verildiği hala muamma olan ve ibadet dilinin ve şeklinin değiştirilmesini de içine alan "Dini Isla-hat Beyan namesi" ne imza atanlar arasında Hüseyin Avni Efendi'nin de adı geçmiştir.13 Ancak bu beyannamede ismi geçen _hiçbir alimin bunu imzalamadığı ve kabul etmediği daha sonra orta};'a çıkmıştır.14

    Hayatının büyük bir bölümünü ilim tahsili ve tedrisatla geçiren Arapgirli Hüseyin Avni Efendi, aynı zamanda bazı eserler kaleme almıştır.

    03 2. Eserleri 1. en-Nakdü'r-Rayic li-Dibaceti'n-Neraic. Birgiv1'nin nahivle ilgi-

    li meşhur eseri İzharü'l-Esrar'ın önemli şerhlerinden biri olan Şeyh Mustafa Adah'ya ait Netaicü'l-Efkar'ın giriş bölümüne yapılmış bir şerhtir (İstanbul 1307). .

    2. Şerhu'l-Kas1d~ti'n-Nı1niyye1ti'l-Büstiyye. Ebü'l-Feth el-Büsti'ye ait ahlaki mahiyetteki el-Kasidetü'n-Nüniyye'nin şerhidir (İstanbul 131Z).

    ' . 3. Talikat ale'l-I}asideti'l-lamiyye. Ibnü'I-Verdi'nin et-Tuhfe-tü'l-Verdiyye fi Müşkilati'l-irab adlı nahivle ilgili 163 beyitlik kasi-desinin zor anlaşılan bazı yönlerini kısa notlarla açıklayan bir eser-dir (İstanbul 1306).

    4. ilm-i Kelam Dersleri. Müellifin Darülfünun-ı Osmani'nin ulüm-ı aliye-i diniyye şubesinde Qkuttuğu kelam derslerine ait notlarıdır. Darülfünun Dersleri adlı külliyat içinde yayımlanmıştır (İstanbul 1331). Bunun dişında onun yayınlanmayan bazı eserle-rinden de bahsedilmiştir.15

    5. Kayıdlı Kavfüd-i İ'rab. İbn Hişam'ın nahivle ilgili el-iraban Kavfüdi'l-irab adlı ·muhtasar eserinin değişik yazma nüshalarından elde edilmiş sağlam bir metninin, talebenin anlamasını kolaylaştıracak notlarla neşredilmiş şeklidir (İstanbul 1306).16

    6. Makaleler: Aynca şeyhülişlamlık makamının resmi yayın or-

    12 Tura, "Arapkir'in Tarihimize Verdiği Büyüklerden; Hüseyin Avni Karamehmetoğlu", s. 18; Sinan Şengezer. Arapkirli Hüseyin Avni ve Kelam ilmine Katlalan, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara-2008, s. 11-12.

    13 Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, Eser Matbaası, lstanbul 1977, V. s. 1964.

    14 Soya!, "Oarulfüntin ilahiyat Fakültesi'nde Bir Kelam Müderrisi: Arapkirli HGseyin Avni Kara-mehmedoğlu" s. 445.

    15 Şengezer. Arapkirli Hüseyin Avni ve Kelam İlmine Katkı/on, s. 17-18.

    16 Yurdagüı; "Arapkirli Hüseyin Avni" md., s. 330.

    22.0TURUM

    Arapgirli Hüseyin Avni Efendi ve Kelam İlmine Katlaları

    Hulusi ARSLAN

    1499

  • •22. OTURUM

    ' Arapgirli · Hüseyin Avni

    Efendi ve Kelam İlmine

    !(atkıları

    Hulusi ı\RSL\N

    500

    ganı olan Ceride-i İlmiyye'de seri halinde yayımlanmış kelamla ilgili makaleleri de bulunmaktadır.17

    C'3 3. Kelam İlmine Katluları

    Arapgirli Hüseyin Avni Efendi'nin Kelam ilmine önemli katkıları olmuştur. Her şeyden önce yazmış olduğu eserlerle bu ilme katkı sağlamıştır. Yaklaşık 272 sayfadan oluşan "İlm-i Kelam Dersleri" adlı kitabı ve Ceride-i İlmiye adlı dergide yayınlanan 22 makale-si Kelam ilmine ciddi bir katkı olarak düşünülebilir. Bu çalışmada İlm-i Kelam Dersleri eseri üzerinden onun kelam ilmine katkıları ele alınacaktır.

    3.1. Allah'ın Varlığı ve Sıfatları

    Bilhassa müteahhirun dönemi klasik kelam kaynakları genellik-le bilgi ve varlık konularıyla başlar. Ancak Arapgirli Hüseyin Avni Efendi, İlm-i Kelam adlı eserine bunları atlayarak, doğrudan Allah'ın sıfatları ile başlamıştır. Bunun sebebi ders kitabını hazırlamak için zaman darlığı olabilir. Çünkü bilgi ve varlık konusun~. Ceride-! ilmi-ye' de yazdığı makalelerde ele almıştır.

    Hüseyin Avni Efendi, kelamcıların genel kabulüne uyarak, Al-lah'ın hakikatini bilmenin ve zatının nasıllığını (künhü) tasavvur etmenin beşerin gücü dahilinde olmadığını ve bundan sorumlu olmadığımızı ifade eder.18 Bundan dolayı doğrudan Allah'ın sıfatlarına geçer. Onun, sıfatlar konusupdaki katkısını, modern bilimin ve-rilerinden yararlanması ve yeni izah denemelerine girmesi olarak değerlendirmek mümkündür. Bazı klasik tefsiderimizde dünyanın sabit düz olduğu gör,üşü onun döneminde artık terkedilmiş, dün-yanın 'küre şeklinde olduğu ispatlanmıştı. Hüseyin Avni Efendi bu bilgiyi Allah'ın kendi başına var olduğunu ve varlığının bir mekana bağlı olmadığını izah ederken kullanmıştır. Hüseyin Avni, Allah'ın üstte bir yerde bulunduğunu söyleyen kişinin bunu İstanbul'da söylemesiyle, Amerika' da söylemesinin bir biriyle tezat olduğunu, çünkü üstte olmanın her iki yerde farklı mana ifade ettiğini belirtir. Böylece ilahi kudretin kainatı küre şeklinde yaratınasının hikmet-lerinden birinin de ona yön isnat edilmesini_n aklen ve fennen mu-hal olduğunu göstermek olabileceğini belirtir.19 Dolayısıyla Hüseyin Avni Efenı:Wnin, bilimsel bir veriyi, Allah'a mekan isnat etınenin im-kansızlığını göstermek için kıillandığı görülür.

    Sıfatlar konusunda Arapgirli Hüseyin Avni Efendi'nin en ciddi katkısı, layık olmayan sıfatları Allah'a izafe eden Hıristiyanlara ve

    17 Kelamla ilgili makaleleri ve yayınlanmayan diğer eserleri ha.klonda bkz. Demirtaş, Son Do-nem Kelamcılanndan Arapgirli Hüseyin Avni ve //m-i Kelam Adlı Eseri, s. 11-14

    18 Arapgirli Hüseyin Avni Karamehmetoğlu .. /lm-i Kelam Dersleri, Sıratı Müstakim Matbaası, lstanbul 1328, s. ı.

    19 Arapgirli, /lm·i Kelam Dersleri, s. 9.

  • gulat-ı mutasavvıfa karşı getirdiği eleştirilerdir. Tenzihi sıfatların çoğunda özellikle hulul, ittihat, tevlid, tevellüd meselelerinde Hıristiyan mezheplerinin genelinin İslam akaidine aykırı inançlara sahip olduğunu belirten Hüseyin Avni Efendi, Allah'ın gerçek anlamda baba olmasının, İsa ile birleşmesinin ve ona hulul etmesinin onu bir cisim konumuna getireceğini belirterek eleştirir. Bu bağlamda teslis inancını tenkide İ:abi tutarak, bir şeyin hem bir hem de üç ol-masının akla aykırı olduğunu belirtir/ O, bu fikrini desteklemek için Kur'an-ı Kerim' de Peygamberlere Baba adının verilmemesini de de-lil olarak getirir.20

    Öte yandan Hüseyin Avni Efendi tasavvufta aşırılığa düşmüş bazı kimselerin de İslam'ın tevhid inancını ihlal ettiklerini bildirir. Zira onun gulat-ı mutasavvıfe olarak tanımladığı bu taife, tasavvuf yolunda nihai dereceye ulaşanlara Allah'ın hulul ettiğini ve bu kim-selerin ilahi sorumluluklardan muaf olduğunu söylemişler; bunun yanında şeriatın zahirene uyanların, hakikatten habersiz cahiller olduğunu iddia etmişlerdir. Bu görüşlerini de '~lalı bir kulunu sev---di mi günah ona zarar vermez" şeklinde hadis olarak nakledilen bir habere dayandırmışlardır.21 Bu grubu şiddetle eleştiren Arapgirli Hüseyin Avni, bu hususta insanlar içerisinde en yüksek derecenin Peygamberlere ait olduğunu ve oqların dahi ilahi sorumluluklar-dan muaf olmadıklar!nı söyler. Hz.\Peygamberin ömrünün sonuna kadar ashaptan °daha çok ibadet ve zikir ettiğine dair rivayetlerin bu görüşü çürüttüğünü belirtir_ Bunun yanında "Namazı tam kılm, zekatı hakkıyla veriri"22 "Zinaya yaklaşmayın"23 "Cana kıymayın"24, "Ölüm gelinceye kadar rabbine ibadet et"25 gibi ayetlerin hayat de-vam ettiği sürece şeri sorumluluğun kalkmayacağına işaret ettiğini belirtir. Buna karşılık o, sfifilerin "fena fi't-tevhid" adını verdikle-ri Allah'tan gayri varlıkların hakiki varlık olmadıkları ve kainatın ancak Allah'ın ilminin suret ve yansı.malarından ibaret olduğu şeklindeki anlayışlarının ink~r edilemeyeceğini ve Gazzali, Devvani ve Gelenbevi gibi alimlerin bu hakikati kabul ettiklerini belirtir.26 Do-layısıyla aşırılıkları reddettikten sonra mtasawıfların makul görüşlerini kabul eder.

    3.2. İiahi Fiiller Hüseyin Avni Efendi Allah'ın fiilleri konusunda klasik ehl-i sün-

    netin görüşlerini tekrar etme~edir. Buna göre evrendeki her bir

    20 Arapgirli, İlm·T Kelam Dersleri, s. 43·55.

    21 Arapgirli, /lm·f Kelam Derş/eri, s. 56.

    22 Bakara, 2/43.

    23 lsr.i, 17 /32.

    24 lsr.i, ı 7 /33.

    25 Hlcr; 15/99.

    26 Arapgirli, İlm·I Kelam Dersleri, s. 57-59-

    22.0TURUM

    Arapgirli Hüseyin Avni Efendi ve J(elam İlmine Katkıları

    Hulusi ARSLAN

    1 501

  • ' 22.0TURUM

    Arapgirli Hüseyin Avni

    Efendi ve Kelam İlmine

    Katloları

    Hulusi ARSLAN

    maddeyi, cevher ve arazı yaratan Allah olduğu gibi, insan fiillerini yaratan da odur. İster titremek, uzamak, yaşlanmak gibi gayr-i ih-tiyari olsun, isterse konuşmak, yürümek, oturmak ve kalkmak gibi insanın iradesine bağlı olsun bütün fiillerin yaratıcı Allah'tır. Bu noktada Hüseyin Avni Efendi'nin bu konuya katkısı, insan fiillerinin bir cebir ve zorunluluk olmadığını izah ederken yaptığı izahlardır. O, kudretin fiilden önce olup olmadığı tartışmasına girmeden "Ce-nab-ı Hak insanda öyle bir kudret halk etmiştir ki yapmaya ve terk etmeye nisbeti eşittir. İnsanın bu iki şıktan birine kuvvetini sevk etmesinin "irade-i cüziyyedir" olduğunu söyleyerek, kudret ve ira-denin önemine değinmiştir.27 •

    Yine insan fiillerinin adetullahın cerayanı muktezasınca mey-dana geldiğini söylemesi de konunun izahına önemli bir açılım getirmiştir. Bu hususta şunu söylemiştir: "Cenab-ı Hakk'ın ihtiyari fiilleri irade etmesi ve yaratmasına kulun iradesi, şart-ı adidir. Bari Tea!a'nın iradesi, yaratması ve icat etmesi, kulların fiilleri hakkında daima onların ihtiyarına ve iradelerine m~tabık bulunmak ade-tullahın cereyanı muktezasından olmakla herkesin efalinde kendi iradeleri asıldır"28 Böylece Hüseyin Avni Efendi kulun kendi seçim-lerinin asıl olduğunu söylemesi, insan hürriyetine önemli· bir katkı olarak değerlendirilebilir. Bir başka yerde ilahi irade ve adetin mey-'dana gelen kesin karara (kast-ı musammam, kast-ı cazim29) bağlı olarak işlediğini söyleyerek insanın cüz! iradesinin insan fiillerinde temel oluşturduğunu belirtmiştir. O insana verilen kudretin yapma ve terk etme alternatiflerinden her ikisine de geçerli olduğunu ve Allah'ın yaratmasıyla meydana geldiğini belirtmiştir. Buna karşılık kudreti bu iki alternatiften birine yönlendiren şeyin irade-i cüziyye olduğunu ve bunuri· mevcut ve madum olmadığını, hal kabilinden olup kendisine yaratma ve icadın ilişmediğini söyler.30 Böylece ira-de-i cüziyyenin yaratılmadığını söyleyerek, Eşariler'in içine düştüğü zorluklardan kurtulmaya çalışmış ve özgür irade düşüncesine katloda bulunmuştur.

    Bu verilerden anlaşıldığı üzere, dönemim şartları tıpkı Mehmet Akif'te olduğu gibi, Hüseyin Avni Efendf'nin görüşlerine de yansımıştır. Böylece o, bireyin kendi kararı ve yaptıklarının esas olduğunu ve Allah'ın adetinin bu ş.ekilde cereyan ettiğini belirtmek sure-tiyle ins~nın çalışma ve gayretine dikkat çekmiştir.

    3.3. Allah'ın Varlığmın İspatı (İspat-ı Vacib)

    Allah'ın varlığını ispat konusunda Kelamcılar ve İslam filozof-larının ortaya koyduğu bazı deliller vardır. Hudus delili, imkan de-

    27 Arapglrli, f/m-i Kelam Dersleri, s. 63.

    28 Arapglrli, flın·I Kelam Dersleri, s. 65.

    29 Arapglrli, flm·i Kelam Dersleri, s.63,73.

    30 Arapglrl!, f/m-1 Kelam Dersleri, s. 73-74.

  • !ili, fıtrat delili, gaye ve nizam delili gibi. Bu tür klasik delillere yer veren Arapgirli Hüseyin Avni'nin bu husustaki katkısı Allah'ı inkar cereyanı olan Materyalizme yönelttiği eleştirilerdir. Eskiden kendi-lerine Dehriyyfın denilen kimselere bugün Maddiyyun denildiğini belirten Hüseyin Avni Efendi, bunların önce temel düşüncelerini açıkladıktan sonra çeş~tli açılardan eleştirmiştir.

    Onun anlatımıyla Materyalizmin temel iddiası şöyledir: Varlıkların var olmasının sebebi ikidir; bunlardan biri madde; diğeri de o maddedeki kuvveti, yani harekettir. Madde ve kuvvetin ikisi de ezelidir, birinin diğerinden ayrılması düşünülemez. Madde sınırlı atomlardan, kuvvet de o atomların haiz olduğu süreklilik arz eden hareketinden ibarettir. Bu atomların her birinin ezeli olarak bir çek-me bir de itme gücü vardır ve her biri şu sınırsız fezada birbirine çarpmadan kendi merkezinde tam bir nizamla qöner. Bir şekilde o atomlardan biri dengesini yitirmiş, kendi hareket dairesinden çıkıp diğer bir atomla birleşmiş ve bunlar çevrelerinde olan diğer atomla-rı kendilerine doğru çekmeye başlamışlardır. Böylece bu hareketlilik bütün atomlara yayılmış, bu hareketten bir kimyevi karışım mey-dana gelmiş ve böylece cisimler oluşmuştur. Önce madenler, sonra bitkiler, sonra hayvanlar sonra da insan meydana gelmiştir. Onlara göre madde ve kuvvet ezeli, ebedidir ve ilk sebeptir bütün sebep ve illetler maddeye dayalın~ bunun dışinda başka bir yaratıcı yoktur.31

    Bütün bu 'iddiaların aslında "gözümüzle göremediğimiz bir şeyin varlığına hüküm veremeyiz" demelerinden kaynaklandığını be-lirten Hüseyin Avni, doların gözleriyle göremedikleri bir konuda bu şekilde kesin hüküm vermekle çelişkiye düştüklerini söyler. Mater-yalizmi çeşitli açılardan eleştiren Hüseyin Avni Efendi, maddenin kendi kendine itme ve çekme gücüne sahip olamayacağını belirtir. O, tabiatta var olan sürekli iyi ve.güzele doğru meydana gelen teka-mülü şuursuz ve bilgisiz madde ve tabiata dayandırmanın mümkün olmadığını ve bu nizam ve tabiatın, onu bu şekilde yaratıp idare eden yüce yaratıcının eseri olduğunu belirtir.32

    3.4. Nübüvvet

    Arapgirli Hüseyin Avni Efendi'nin ilahiyat bahsinden daha çok nübüvvet konularına önem verdiğini söylemek mümkündür. Bunun sebebi onun yaşadığı dönemde inkarcı cereyanların yaygın olmasıdır. O, nübüvvetin ispatı ve aklen imkanı ile hikmet ve fayda yönüne değinmiş böylece aklen nübüvvete duyulan ihtiyacı belirtmiştir. O, konunun bir devamı olarak mucizenin ispatına yönelmiş ve muci-zeyi inkar eden Materyalistlere karşı cevap vermiştir. Keza Hz. Pey-gamberin peygamberliği_ni ispat etmek üzere, Tevrat ve İncil' den

    31 Arapgirli, İlm·i Kelam Dersleri, s. 109-110.

    32 Arapgirli. //m-1 Kelam Dersleri, s.110·114.

    22. 0TURUM

    Arapgir li Hüseyin Avni Efendi ve Kelam İ lmine Katloları

    Hulusi ARSLAN

    1 503

  • 22.0TURUM

    , Arapgirli Hüseyin Avni

    Efendi ve ICelam İlmine

    !{atloları

    Hulusi ARSLAN

    onun gelişini müjdeleyen pasajlara yer vermeye çalışmıştır.

    Arapgirli, peygamberliğin ispatını ilk olarak insanın sosyal bir varlık oluşu ve bir kanuna ihtiyaç duymasıyla açıklamıştır. Bu ka-nunun adil ve hakim-i mutlak olan Allah'tan gelmesi gereğine ve onu tebliğ edecek bir peygamberin gerekliliğine değinmiştir. İkinci olarak ahiretin varlığına ve ceza ve mükafata, insan aklının hüküm veremeyeceğini, bunu bildirecek bir peygamberin gerekli olduğunu ileri sürmektedir.33 Ona göre faydalı ve zararlı ilaç ve gıdaların tespiti için nasıl doktora ihtiyacımız var ise, aynı şekilde dünya ve ahirette faydalı ve zararlı amelleri gösterecek nebilere de ihtiyacımız vardır. Akıl, her şeyi idrak edemez, ayrıca akıllar çeşit çeşittir ve çokça ihtilaf eder. Bu kargaşayı sona erdirmek için nübüvvet kuru-muna ihtiyaç vardır.34

    Arapgrlinin nübüvvet bahsindeki katkılarını daha çok Maddiy-yı1n ve Tabiiyyı1n diye isimlendirdiği Materyalistlerin konu haklan-dakf görüşlerini çürütürken görmekteyiz. Nübüvveti reddetmek için söyledikleri "nübüvvet ve mucize sürüp. gjtmekte olan tabii adetlere aykırıdır; halbuki kainatta cereyan eden ve meydana gelen şeylerin tamamı tabii adetlere göredir; öyle ise olağanüstü hadise-ler kabul edilemez (harukulade düşünülümez)" şeklindeki Söyleri-ne itiraz eder. Ona göre, Allah'ın varlığını kati delillerle kabul ettik-ten sonra bu kainatı yaratan yüce varlığın peygamber göndermeye de kadir olduğunu kabul etmek gerekir. Bu, aklen mümkün olduğu gibi aynı zamanda bizatihi gerçekleşen bir şeydir. Öte yandan Ma-teryalizmin evrenin meydana gelişi hakkındaki iddiaları diklcate aldığında onların olağanüstü şeyleri garip karşıl.amaları çelişkilidir. Zira onlara göre, atomlar ezeli olarak kendi başlarına hareket eder-lerken bir tanesi dengesini kaybederek diğer atomlarla birleşmiş, başka atomları da kendilerine çekerek çeşitli aşamalardan geçmiş ve böylece bu alem meydana gelmiştir. Şu halde onlara göre harıkulade meydana gelmiş demektir. Öyle ise, Allah;ın harikulade olan mucizeyi peygamberini desteklemek için yaratması da mümkün olmalıdır.35

    Arapgirli, Materyalizmin etkisinde kalarak mucizeyi maddi sebeplere indirgeyenleri de eleştirir. Hz. Musa'nın gördüğü ateşin volkan veya fosfor olduğuna, Hz. isa'nın elini çıkardığında beyaz görünmesi~i alaca hastalığı olduğuna, Musa'nın asasının yılana dönüşmesinin sihir ve şabeze olduğuna, denizin yarılması~ın med cezir olduğuna hükmedenlerin aslında zikredilen mucizelerin ha-kikatlerini kapatmaya ve gizlemeye çalıştıklarını belirten Hüseyin Avni Efendi, Kur'an'daki anlatım tarzının bu yorumlara müsaade

    33 Arapgirli, /lm-i Kelam Dersleri, s. 119·120.

    34 Arapglrli, İlm·i Kelam Dersleri, s.121-122.

    35 Arapgirli, İlm-i Kelam Dersleri, s. 145·146.

  • etmediğini belirtmiştir. Zira Firavun, mucizeleri gören sihirbazların iman etmeleri üzerine, ellerini ve ayaklarını kesmekle tehdit etmiş36

    buna rağmen "Rabbirniz bize sabır ver bizi Müslüman olarak öl-dür"37 diyerek davalarından vazgeçmemişlerdir. Dolayısıyla ölümle tehdit edildikleri halde imanlarından vazgeçmemeleri, Musa'nın gösterdikleri şeylerin sihir ve el çabukluğu olmayıp onları kati de-recede inandıracak mucizeler olduğunu göstermektedir.38

    Muhtasar olarak naklettiklerimizden anlaşıldığı gibi, Arapgrli Hüseyin Avni, inançsızlık cereyanının yaygın olduğu bir dönemde bilimsel ve akli izahlarla peygamberlik ve mucize haJskı°'daki bu sa-vunulan, kelam ilmine ciddi bir katkı sayılabilir.

    3.5. Canlılığın Kendi Kendine Oluştuğu İddiasına Cevap

    Materyalizme inananlar, kainatın bir yaratıcıya ihtiyaç olmadan, kendi kendine meydana geldiğini iddia ettikleri gibi yeryüzündeki canlılığın da yine kendi kendine meydana geldiğini ileri sürmüşler ve bozulan etin üzerinde meydana gelen kurtçukları buna örnek vermişlerdir. Arapgrli Hüseyin Avni Efendi, bir deneyden bahsede-rek buna bilimin verilerinden hareketle cevap vermiştir. Buna göre Pastör, temizlik şartlarına uyularak .kesilmiş bir parça eti, yine te-miz bir odaya ve yalıtı~mış bir kap •jçerisine koymuş ve haftalarca beklediği halde ne kurtçuk ne de böcek meydana gelmiştir. Böylece bu deney, ufacık '5tırtların kendi kendine oluşmadıklarını ispat et-miştir. Bozulan et par,çasındaki kurtçuklar yumurtaları zaten havcı içinde mevcut olup etin yüzeyinde bir kültür ortamı meydana gel-diği için orada ortaya çıkmışlardır. Yoksa kendi kendine meydana gelmiş değildir. Bu deneyden sonra Pastör dahi "hem fertleri hem de o fertlerin dahH olduğu türleri yaratan Allah'tır. Hiçbir şey kendi kendine meydana gelemez.''39 demişp~.

    Görüldüğü gibi, Arapgirli Hüseyin Avni Efendi bilimsel bir de-neyi yaratılış inancının ispatı ve Materyalizm'in çürütülmesi için kullanmıştır.

    3.6. Hz. Peygamber'in Nübüvveti Hz. Peygamberin nübüwet iddiasının haber-i mütevatirle sabit

    olduğunu ve haber-i mütevatirin ilim ifade ettiğini belirten Arapgir-li Hüseyin Avni Efendi, Hz. Muhpmmed (sav)'in Allah'ın elçisi olu-şunun çeşitli mucizelerle ispatlandığını ve bunlardan en açığının Kur'an-ı Kerim mucizesi olduğunu söylemiştir. Ona göre, edebiyatta çok ileri düzeyde olah Arapları susturacak kadar mucizevi bir ki-

    36 Arar. 7 /124.

    37 Araf, 7 /126.

    38 ArapgirU, İlm·i Kelam Dersleri, s. 148·149.

    39 Arapgirli, /lm·i Kelam Dersleri, s. 154-155.

    22.0TURUM

    Arapgirli Hüseyin Avni Efendi ve Kelam ilmine Katkıları

    Hulusi ARSLAN

    1 sos 1

  • 22.0TURUM

    Arapgirli Hüseyin Avni

    Efendi ve Kelam İlmine

    Katkıları

    Hulusi ARSLAN

    506 1

    tap olan Kur'an-ı Kerim, benzerini yazmaları için Araplara meydan okumuş; onlar çok istedikleri halde bunu yapamamışlardır. Hz. Pey-gamberi susturmak için canlarını tehlikeye atarak onunla savaşmışlardır. Bu da Kur'an'ın mucize bir kitap olmasını gösterir ki bu, Hz. Peygamberin nübüvvet iddiasında doğru söylediğini ispat eder.40

    3.7. Hz. Peygamberin Eğitim Gördüğüne Dair İddiaların Çürütülmesi

    Eskiden beri Hz. Peygamberin kutsal kitapları öğrenerek Kur'an-ı Kerim'i, kendisinin yazdığı şeklinde iddialar mevcuttur. Or-yantalist çalışmalarında bu iddialar yeniden gündeme getirilmiştir. Hüseyin Avni Efendi bu tür iddialara da cevap verme ihtiyacı hisset-miştir. Tarihi rivayetlere göre, Hz. Peygamber, amcası Ebu Talip ile birlikte ticaret yapmak için Şam'a gitmiş ve bir müddet Hıristiyan rahip Bahira ile ,görüşmüş, Bahira onun peygamberliğini müjdele-miş ve onu koruması için Ebu Talib'i uyarmıştır. Hz. Hatice'nin oğlu Meysere ile ikinci kez Şam'a gittiğinde Bahira ölmüş, onun maka-mında bulunan Nestura adlı rahiple de görüşmüşfur. Buradan hare-ketle Hz. Muhammed'in peygamberlik iddiasında bulundt)ğunu ve Kur'an'ı onlardan öğrendikleriyle yazdığını iddia edenler olmuştur. İşte Arapgirli Hüseyin Avni Efendi bu iddiaya cevap vermiştir. Ona göre Hz. Muhammed rahip Bahira ile gör,üştüğünde henüz 9-10 yaşlarındaydı ve her iki ziyaret de gayet !asa gerçekleşmişti.

    Hüseyin Avni'ye göre, insanların bir konuda uzman olmak için yıllarca eğitim gördükleri dikkate alınırsa, bu kadar sınırlı bir vakit içerisinde şer'i konuların .bir tanesini bile öğrenmek imkansızdır. Okuma yazma bilmeyen (ümmi) bir zatın, az bir zaman içinde on-lardan şeriatı öğrenmesi imkan dahilinde değildir. Ayrıca İslam şeriatıyla Hıristiyanlık arasında fark vardır; öyle ise şeriatı onlardan alması mümkün olabilir mi? Kendi beldesinde bilgi sahibi kişilerle oturup kalkmamış, milletlerin şeraitleri ve devletlerin kanunlarına ilişkin bir kimseden eğitim görmemiş bir kimsenin Kur'an' -ı Kerim'i kendi kendine oluşturması imkansızdır. Çeşitli ilimleri ihtiva eden böyle bir kitabın kıraat ve eğitimle iştigal etmeyen bir adamdan or-taya çıkması,Allah'tan gelen harikulade bir olay olduğunu gösterir.41

    Tevrat ve İncillerden bazı pasajlara işaref eden Hüseyin Avni, bunların Hz. Peygamberi müjdeleyen ve onun peygamberliğini doğruladığını ifadeler olduğunu belirtmiştir.42

    3.8. İsra ve Miraç Hz. Peygamberin Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya götü-

    40 Arapgirli, İlm·İ Kelam Dersleri, s. 156.

    41 Arapgirli, /lm-i Kelam Dersleri, s. 166-167.

    42 Arapgirli, İlm-i Kelam Dersleri, s. 167-177.

  • rülmesine İsra ve oradan semaya çıkarılmasına da Miraç denildi-ğini belirten Arapgrli Hüseyin Avni Efendi İsra ve Miracın, cisma-ni olarak gerçekleştiğini, aklen ve naklen sabit olduğunu ve bunu inkar edenin kafir olduğunu ileri sürer. Arapgrli Hüseyin Avni, Hz. Peygamberin hissi mucizelerini pek gündeme getirmez. Fakat Kur'an'da geçen lsra ve Miraç mucizesine özel bir önem verir: O, yıldızların süratli bir şekilde intikal gücüne sahip olmasını, sesin telefon telleriyle hızlı bir şekilde aktarılmasını ve suyun buharla-şarak yukarı çıkıp yoğunlaşarak aşağıya inmesini İsra ve Miracın imkanına delil getirir.43

    Bu konuda kelam ilmine katkısı, kendi zamanının ilmi verile-riyle miraç mucizesini desteklemesidir. Arapgirli, peygamberlere nice mucizeler veren yüce Allah'ın Hz. Muhammed (sav)'e de İsra ve Miracı vermesinde bir imkansızlık bulunmadığını belirtir: Arap-girli'nin izahına göre, bir kimse gözünü açtığı anda gözünden çıkan ışığın semaya kadar yükselmesi ve görme olayının meydana gelme-si, sesin elektrik telleriyle uzak mesafelere kısa bir sürede ulaşması ve güneş ış1ğının hızla gelmesi imkan dahilinde olduğu gibi Hz. Pey-gamberin de gecenin az bir vaktinde bu mesafeleri kat etmesi im-kan dahilindedir. O, Hz. Muhammed'in bedenen belli bir yoğunluğa sahip olduğunu, bundan dolayı miracın mümkün olmadığını söyle-yenlere karşı, bunu.n imı

  • 22. 0TURUM

    , Arapgirli Hüseyin Avni

    Efendi ve !{elam İlmine

    ICatkıları

    ltulusl ARSLAN

    508 1

    Maddecilerin ve Tabiatçıların iddialarına cevap vermiş ve ruhun is-patına dair deliller getirmiştir. Materyalistlerin görmedikleri şeyleri inkar etmelerinin yanlış olduğunu ve ilmin henüz keşfedemediği birçok şeyin olabileceğini belirten Arapgirli Hüseyin Avni Efendi, bir şeyin ispatının iki yolla yapıldığını söyler. Ona göre ispatın iki yolundan biri müşahede ve tecrübe, diğeri de eserden müessire git-mektir. 45

    Ruhun varlığının ancak, emare ve işaretleriyle ispatlanabilece-ğini ileri süren Arapgirli, bu konuda da iki delil sunar. Birincisi, in-sanın bedeni sürekli değişip yenilendiği halde, küçüklükten itibaren yaşadıklarını ve bildiklerini hatırlamasıdır. Ona göre, eğer ruh mad-de türünden bir şey olsaydı, onun da değişmesi ve eskiden öğrenip yaşadıklarını hatırlamaması gerekirdi. İkincisi ise, insan bedeninin cisim olması nedeniyle onu hareket ettiren başka bir şeye ihtiyaç duymasıdır. Zira her cisim, kendi haricindeki bir kuvvetle hareket eder. Öyle ise insan bedeni de cisim olmayan bir emrin hareket et-tirmesiyle hareket eder ki o da ruhtur. Çünkfri~san hareketi tabii bir hareket olmayıp iradi bir harekettir. Bu sebeple de maddenin kim-yevi bir karışımıyla olmaz. 46

    03 Sonuç Arapgirli Hüseyin Avni Karamehmetoğlu Osmanlının son döne-

    minde ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında yaşamış Malatyalı ()nemli bir alimdir; istanbul'daki ilim çevrelerince takdirle karşılanması buna işaret etmektedir. Dersiam unvanına sahip olması, her türlü dersi, umuma açı\< bir şekilde verebilecek yetkinlikte bir ilim adamı olduğuna delildir. O medrese hocalığı.yapmış; huzur ders-lerine_ dinleyici (muhatab) ve dersi veren hoca (Mukarrır) olarak katılmış; içlerinde Şerafeddin Yaltkaya gibi O inayet İşleri Başkanlığı yapmış bir zatın bulunduğu birçok kişiye hocalık yapmış ve yine pek çok idari ve ilmi görevler üstlenmiştir. Bütün bunlar, Arapgirli Hüseyin Avni Efendi'nin Türk ilim ve kültür hayatında etkileri olan önemli bir alim ve münevver bir kişilik olduğunu göstermektedir.

    Öte yandan Arapgirli Hüseyin Avni Efendi, gerek yazmış oldu-ğu kitap ve makalelerle ve gerekse ortaya koyduğu fikirlerle, İslam akaidinin anlaşılmasına ve kelam ilminin yenileşmesine önemli bir paya sahiptir. Bilhassa çağında yaygın olan Materyalizm ve Pozi-tivizmin iddialarına cevap vermesi, kelam ilmi için ciddi bir katkı sayılabilir. Bu yönüyle o zamanının sorunlarına cevap vermek sure-tiyle kelam ilminin yenilenmesine hizmet etmiştir.

    45 Arapgirli, //m·f Kelam Dersleri, s. 213

    46 Arapglrll, //m·I Kelam Dersleri, s. 214-216

  • KAYNAKÇA

    Albayrak, Sadık, "Darü'l-Hikmeti'l-isliimiyye" md. Diyanet lslam Ansiklopedisi {DİA), yıl: 1993, cilt: 8, ss. 506-507.

    Demirtaş, Özlem, Son Dönem Kelamcı/arından Arap9irli Hüseyin Avni ve İlm-i Kelam Adlı Eseri, Yüksel Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensstitüsü, İstanbul 2003

    Ergin, Osman, Türk Maarif Tarihi, Eser Matbaası, İstanbul 1977

    Karamehmedoğlu, Arapgirli Hüseyin Avni, İlm-i Kelam, Sıratı Müstakim Matbaası, lstanbul 1328

    Soya! Fikret, "Darulfünün İlahiyat Fakültesi'nde Bir Kelam Müderrisi: Arapgirli Hüseyin Avni Karamehmedoğlu", Daru'l-FünOn İlahiyat Sempozyumu {18-19 Kasım 2009) Tebliğleri, İstanbul 2010, s. 445.

    Şengezer, Sinan, Arap9irli Hüseyin Avni ve Kelam İlmine Katkıları, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimle.r Enstitüsü, Ankara-2008, s. 13.

    Tura, Mehmet Hazmi, ·~pgir'in Tarihimize Verdiği Büyüklerden: İstanbul Dersiam Müderrislerinden Merhum Hüseyin Avni Karamehmetoğlu", Göldağı (Arapgir Kültür Derneği yayını, haz. Fethi Neş'etGemuhluoğlu-VahitGedikoğlu), İstanbul 1955, 1, 16.

    ) . Yurdagür, Metjn, ·~pgirli Hüseyirt Avni" md., Diyanet İslam

    Ansiklopedisi (DİA), Yıl: 1991, Cilt: 3, ss. 329-331

    22.0TURUM

    Arapgirli Hüseyin Avni Efendi ve Kelam ilmine !