tÜrk maden sanati kronolojİsİnde İstanbul tÜrk ve …

8
http://www.millifolklor.com 257 TÜRK MADEN SANATI KRONOLOJİSİNDE İSTANBUL TÜRK VE İSLÂM ESERLERİ MÜZESİ’NDEKİ İKİ ADET PİRİNÇ BUHURDAN Two Brass Censers in the Museum of Turkish and Islamic Art, Istanbul, in the Chronology of Turkish Metal Works Doç. Dr. Gül TUNÇEL* * Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi, [email protected] Türk Sanatının önemli bir kolu olarak gelişen madeni eserler, Orta Asya’dan günümüze tarihin derinlik- lerinde zengin çeşitlilik sunar. Türk El Sanatlarında başlı başına bir sanat uy- gulama alanı halinde gördüğümüz ma- deni eserler her dönem ve bölgeyi temsil edecek kadar günümüze gelememiştir. ÖZ Türk Sanatının önemli bir kolu olarak gelişen madeni eserler çeşitli form ve bezemeleri ile zengin bir çeşitlilik sunar. Bunlar arasında önemli bir grup oluşturan buhurdanların varlığı, İslâmiyet öncesi çağlara ka- dar uzanmaktadır. Toplumların özellikle dini ayinlerde, daha ziyade iç mekânları güzel kokulu hale getirmek için “buhurdan” denilen özel kaplar kullanarak, çeşitli buhur maddelerini yaktıkları bilinmektedir. Folklorik ve etnografik bakımdan da özel ritüellere bağlı buhur yakma geleneğinin, İslâmiyet’in kabulü ardından da de- vam ettiği görülüyor. Kap türleri, malzeme, form, motif, kompozisyon ve teknik özellikler bakımından zengin çeşitlilik sunan bu sanat dalı Osmanlı Döneminde zirveye ulaşmıştır. Osmanlı maden sanatı üzerine yaptı- ğımız araştırmaların bir kısmını oluşturan İstanbul Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’ndeki pirinç malzemeyle imal edilmiş iki adet madeni buhurdan bu çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır. Burada eserlerin fiziki ve dekoratif özellikleri tarafımızdan ayrıntıları ile tanıtılarak, çeşitli bakımlardan değerlendirmeleri yapılmış ve Türk Sanatı ve kültürü içindeki yerleri aydınlatılmaya çalışılmıştır. Ateşlik, kapak, tutamak, kaide, taban ve sap bölümlerinden meydana gelen pirinç buhurdanların gövdesi, yarım küre görünüşündeki ateşlik ve kapak birleşmesi ile ortaya çıkmıştır. Bu eserlerde, gövdenin alt bölümünü oluşturan ateşlik altında, merkezi konumlu ve kesik koni şeklinde bir tek ayak vardır ve aşağı doğru gittikçe genişleyip yayvanlaşarak daire biçimi bir tabana dönüşmüştür. Döküm tekniği ile yapılmış buhurdanlar, kapak, ateşlik ve kaide bölümlerinin ayrı ayrı imalatından sonra, bu parçaların birleştirilmesiyle meydana getirilmiştir. Ajur ve kazıma teknikle- ri ile uygulanan süslemeleri, çoğunlukla kapakta yer almaktadır. Bezeme programında kullanılan, bitkisel, geometrik ve zoomorfik motifler, eserlerin yapıldığı döneme ait olduğu kadar, Türk maden sanatının gelişim çizgisine paralel üslup özelliklerini de yansıtarak günümüze aktarmaktadır. Anahtar Kelimeler Osmanlı, ritüel, kültür, sanat, zoomorfik ABSTRACT Metal works, as an important branch of Turkish Art, shows a variety of forms and decoration. Censers, which are reach out to the era before the Islamic religion is an important group of them. It is known that communities used censers to embellish the scent of interiors at divine services. Those rituals and folkloric tra- ditions continued also after the admission of the Islamic religion. Varieties of plates, which shows a diversity at is material, form, motif, composition and technical specialty, rose at the time of the Ottoman Empire. The research about brass plates at Turkish-Islamic Works Museum in Istanbul constitutes a part of this article. This article establishes the formal and decorative specialties of the censers in detail, and evaluates their im- portance in Turkish Art. Brass censers are shown up as a half globe with a cover and burning incense on it. These censers have a conical foot, widening as a circle to the base. These censers technique of production is “foundry”. Their cover, burning incense and base were put together after they were produced. Their decoration was made in several techniques, like perforated, foundry, relief or scraping. But they are always seen at the cover of the censers. Plants, animals or sometimes just geometrical motifs are shown as decoration. And their decoration program was up to the development stage of the producing era. Key Words Ottoman, ritual, culture, art, zoomorphic

Upload: others

Post on 05-Apr-2022

32 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TÜRK MADEN SANATI KRONOLOJİSİNDE İSTANBUL TÜRK VE …

http://www.millifolklor.com 257

TÜRK MADEN SANATI KRONOLOJİSİNDE İSTANBUL TÜRK VE İSLÂM ESERLERİ MÜZESİ’NDEKİ

İKİ ADET PİRİNÇ BUHURDAN

Two Brass Censers in the Museum of Turkish and Islamic Art, Istanbul, in the Chronology of Turkish Metal Works

Doç. Dr. Gül TUNÇEL*

* Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi, [email protected]

Türk Sanatının önemli bir kolu olarak gelişen madeni eserler, Orta Asya’dan günümüze tarihin derinlik-lerinde zengin çeşitlilik sunar. Türk El

Sanatlarında başlı başına bir sanat uy-gulama alanı halinde gördüğümüz ma-deni eserler her dönem ve bölgeyi temsil edecek kadar günümüze gelememiştir.

ÖZTürk Sanatının önemli bir kolu olarak gelişen madeni eserler çeşitli form ve bezemeleri ile zengin bir

çeşitlilik sunar. Bunlar arasında önemli bir grup oluşturan buhurdanların varlığı, İslâmiyet öncesi çağlara ka-dar uzanmaktadır. Toplumların özellikle dini ayinlerde, daha ziyade iç mekânları güzel kokulu hale getirmek için “buhurdan” denilen özel kaplar kullanarak, çeşitli buhur maddelerini yaktıkları bilinmektedir. Folklorik ve etnografik bakımdan da özel ritüellere bağlı buhur yakma geleneğinin, İslâmiyet’in kabulü ardından da de-vam ettiği görülüyor. Kap türleri, malzeme, form, motif, kompozisyon ve teknik özellikler bakımından zengin çeşitlilik sunan bu sanat dalı Osmanlı Döneminde zirveye ulaşmıştır. Osmanlı maden sanatı üzerine yaptı-ğımız araştırmaların bir kısmını oluşturan İstanbul Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’ndeki pirinç malzemeyle imal edilmiş iki adet madeni buhurdan bu çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır. Burada eserlerin fiziki ve dekoratif özellikleri tarafımızdan ayrıntıları ile tanıtılarak, çeşitli bakımlardan değerlendirmeleri yapılmış ve Türk Sanatı ve kültürü içindeki yerleri aydınlatılmaya çalışılmıştır. Ateşlik, kapak, tutamak, kaide, taban ve sap bölümlerinden meydana gelen pirinç buhurdanların gövdesi, yarım küre görünüşündeki ateşlik ve kapak birleşmesi ile ortaya çıkmıştır. Bu eserlerde, gövdenin alt bölümünü oluşturan ateşlik altında, merkezi konumlu ve kesik koni şeklinde bir tek ayak vardır ve aşağı doğru gittikçe genişleyip yayvanlaşarak daire biçimi bir tabana dönüşmüştür. Döküm tekniği ile yapılmış buhurdanlar, kapak, ateşlik ve kaide bölümlerinin ayrı ayrı imalatından sonra, bu parçaların birleştirilmesiyle meydana getirilmiştir. Ajur ve kazıma teknikle-ri ile uygulanan süslemeleri, çoğunlukla kapakta yer almaktadır. Bezeme programında kullanılan, bitkisel, geometrik ve zoomorfik motifler, eserlerin yapıldığı döneme ait olduğu kadar, Türk maden sanatının gelişim çizgisine paralel üslup özelliklerini de yansıtarak günümüze aktarmaktadır.

Anah tar KelimelerOsmanlı, ritüel, kültür, sanat, zoomorfik

ABST RACTMetal works, as an important branch of Turkish Art, shows a variety of forms and decoration. Censers,

which are reach out to the era before the Islamic religion is an important group of them. It is known that communities used censers to embellish the scent of interiors at divine services. Those rituals and folkloric tra-ditions continued also after the admission of the Islamic religion. Varieties of plates, which shows a diversity at is material, form, motif, composition and technical specialty, rose at the time of the Ottoman Empire. The research about brass plates at Turkish-Islamic Works Museum in Istanbul constitutes a part of this article. This article establishes the formal and decorative specialties of the censers in detail, and evaluates their im-portance in Turkish Art. Brass censers are shown up as a half globe with a cover and burning incense on it. These censers have a conical foot, widening as a circle to the base. These censers technique of production is “foundry”. Their cover, burning incense and base were put together after they were produced. Their decoration was made in several techniques, like perforated, foundry, relief or scraping. But they are always seen at the cover of the censers. Plants, animals or sometimes just geometrical motifs are shown as decoration. And their decoration program was up to the development stage of the producing era.

Key WordsOttoman, ritual, culture, art, zoomorphic

Page 2: TÜRK MADEN SANATI KRONOLOJİSİNDE İSTANBUL TÜRK VE …

Millî Folklor, 2011, Y›l 23, Say› 89

258 http://www.millifolklor.com

Ayrıca folklorik ve etnografik bakımdan da özel nitelikte ritüellere bağlı buhur yakma geleneği ile madeni buhurların hangi dönemde ortaya çıktığı hakkında mevcut kaynaklardan bilgi edinilemedi-ği gibi, sınırlı sayıdaki eserde kitabe me-tinlerine rastlanması, diğerlerini tarih-lendirme konusunda yetersiz kalmakta ve zorluklar yaratmaktadır.

Orta Asya’da Noin Ula, Pazırık, Kı-zıl, Hoço, Balalık Tepe, Pencikent, Esik gibi merkezlerden çıkan kazı buluntula-rı1 dönemin kültürel hayatına ışık tutu-cu önemli katkılar sağlamaktadır. Türk tarihinin başlangıç dönemlerine ait Al-tay Dağları çevresinde görülen “kurgan” şeklindeki2 Türk mezarlarından çıkarıl-mış buluntular arasında, ince altın3 pla-kaların aplike edildiği tören yaylarının varlığı (Eruz 1993: 21), maden sanatının en eski Türk topluluklarındaki kulla-nımına dair aydınlatıcı bilgiler verir. Şamanizm’i benimsemiş Göktürklerde de maden sanatı ile ilgili aynı geleneğin devam ettiği anlaşılıyor. Nitekim 568 yılında Zemarkhos başkanlığındaki Bi-zans heyetinin, Göktürk Kağanına yap-tığı ziyarette gördüğü, İstemi Han’ın be-nekli bir at tarafından çekilen tahtında, som altın plakalarla kaplanmış çadır di-reklerinin kullanıldığı öğrenilmektedir. (Eruz 1993: 21). Uygurların da, sanata yatkınlıkları yanı sıra, özellikle demirci-likte çok ileri oldukları (Ögel: 1962: 362, 365) bilindiği gibi, aynı zamanda “altın varak kaplama” geleneğini de sürdür-dükleri görülüyor (Eruz 1993: 21).

Karahanlı, Gazneli ve Büyük Sel-çuklu4 dönemlerinde, Türk-İslâm sente-zinin belirginleşmeye başladığı, sınırlı sayıdaki eserle anlaşılmakta; aynı za-manda, süsleme programı bakımından da üslup değişikliği kendini göstermek-tedir. Böylece hayvan figürleri ve bitki-ler stilize edilerek, gittikçe soyutlaşan

bezemeler dikkati çekmektedir. Özel-likle 10. ve 11. Yüzyıllarda, stilizasyon artışına paralel olarak, madeni eserlerin süsleme programı da tamamen İslâmî karakter kazanmıştır.

Anadolu Selçuklu döneminde5, al-tın, gümüş ve tunç eserlerin yapımına devam edildiği, ancak tunç6 malzemeye oranla altın7 ve gümüşün8 daha sınırlı kullanıldığı; 12. Yüzyılın sonlarında ise tunç yanı sıra, pirinç9 alaşımının da yer aldığı görülmektedir (Erginsoy 1978: 123). Bu durum, Kur’anı Kerîm’deki kıy-metli madenlerle ilgili yasaklardan ziya-de, 11. Yüzyılda ortaya çıkan gümüş kıt-lığı ile de açıklanabilir (Erginsoy 1978: 123). Bunu, kaynakların bir kısmında yer alan, bu dönemde İran ve çevresin-deki gümüş miktarının azaldığı ve para basmak için çok sayıda gümüş eserin eritildiğinden de anlamaktayız (Ergin-soy 1978: 123). Selçuklular10 zamanın-daki eserler genellikle tunç malzemeli ve dökümdür; pirinçten imal edilenler ise dövme tekniği ile yapılmıştır. Ayrıca bu dönem bakır alaşımlarının miktarın-da artış gözlenmektedir.

Maden süsleme tekniklerinden ka-zıma (scraping), kabartma (repoussé/embossed work), savat (niello), delik işi (ajour/perforated) ve mine / minai (enamel) işçiliğinin görüldüğü bu dönem eserleri üzerine, genellikle bereket ve iyilik dileyen kitabeler de işlenmiştir. Bazen, kitabe kayıtlarında eseri yapan11 ve ısmarlayan kişiler yanı sıra, tarih ve nadiren şehir adı da vardır.

Bu dönemdeki madeni eserlerin formları, erken İslâm devrindekilerle pa-ralellik sunmakla birlikte, yeni arayış-lar da söz konusudur. Süsleme programı bakımından figürlü, bitkisel, geometrik ve yazıdan meydana gelen geniş bir re-pertuar söz konusudur. Bitkisel beze-medeki aşırı stilizasyon sonucu bitkinin

Page 3: TÜRK MADEN SANATI KRONOLOJİSİNDE İSTANBUL TÜRK VE …

Millî Folklor, 2011, Y›l 23, Say› 89

http://www.millifolklor.com 259

cinsini seçmek oldukça güçtür ve genel-likle yazı veya figürlü kompozisyonların yer aldığı madalyonların zeminine de bitki motifleri işlenmiştir. Hayvan figür-leri de bazen natüralist, bazen de stilize bir karakterle karşımıza çıkar. Bu figür-ler ya madalyonlar içinde bulunur, ya da yatay doğrultuda yan yana sıralanarak bir bordür oluşturur. Arslan, deve, tilki, tavşan, boğa, geyik, fil ve kuş gibi canlı-lardan başka, ejder, grifon, sfenks, siren gibi efsanevi figürler, ikonografi bakı-mından da zengin bir içeriğe sahiptir. Bu dönemin bezeme programında gördü-ğümüz insan tasvirleri, yuvarlak yüzlü, yay kaşlı, çekik gözlü ve uzun örgülü saçları ile Orta Asya orijinli özellikler sunmaktadır. Çoğunlukla rozetler içine yerleştirilerek tasvir edilen bu figürlerin bir kısmı bağdaş kurmuş vaziyettedir.

Geometrik süslemeler, kare, dik-dörtgen, sekizgen ve daire şeklindeki çeşitli formlar veya bunların bileşimi kompozisyonlardan meydana gelmiştir. Özellikle 10. Yüzyıldan sonra, madeni eserlerin bezemesinde yazı kendini gös-terir12. Başlangıçta “kûfi” daha sonra da “nesih” yazı13 benimsenmiş; 12. Yüzyılın ortalarında ise madeni eserlerin üzerin-de görülen harflerin insan ve hayvan figürleri şeklini aldığı değişik yazı tipi ortaya çıkmıştır14.

14.-15. Yüzyıllardan günümüze silah, miğfer, zırh ve kalkan gibi daha ziyade askerî malzeme niteliğindeki ma-deni eserler ulaşmıştır. Aynı döneme ait madeni eserlerde genellikle pirinç ve ba-kır kullanılmış, tunç malzemeye az yer verilmiştir (Erginsoy 1997: 1146).

Osmanlı maden sanatının en parlak zamanı olan 16. Yüzyıl, altın ve gümüş eser sayısının arttığı ve zümrüt, elmas, yakut, mercan gibi değerli taşların ka-kıldığı “murassa” şeklindeki tarzın yoğunlukla görüldüğü bir dönemdir.

Yavuz Sultan Selim ile Kanuni Sultan Süleyman’ın bizzat kuyumculukla ilgi-lendikleri ve Trabzon’da eğitildikleri; hatta Kanuni’nin kuyumcular için bir imalathane açtırdığı da bilinmektedir (Erginsoy 1997: 1146). 17. Yüzyılda, aynı gelenekler sürdürülmekle birlikte bazı yeni kap biçimleri de15 ortaya çıkmıştır. Türk Sanatı, Lâle Devrinden itibaren yeni bir arayış içindedir. Bu dönemde başlayıp 1839 Tazminat Fermanı’ndan sonra giderek hızla yayılan Avrupa et-kileri, Osmanlı toplum yapısına olduğu kadar, sanat akımları ile Türk sanatına da yeni bir karakter kazandırmış; ma-deni eserlerde batı kökenli motiflerin16 hâkimiyet kurduğu bezeme programları-na yol açmıştır.

Osmanlı döneminde rağbet edilmiş madeni eserlerin bir grubu pirinçtir17. Çinko karışımlı bir bakır alaşımı halin-deki pirinç18, M.Ö. 1. Binin ilk yarısında keşfedilerek elde edilmiş ise de, bu keşfin nerede ve hangi tarihte gerçekleştirildiği bilinmemektedir. Tunç kadar sağlam ve sert bir alaşımlı pirinç19, tavlandıktan sonra işlenmektedir.

Pirinç eşyaların İslâmiyet öncesi devirlerde de, Yakındoğu topraklarında tanındığı ve kullanıldığı bilinmektedir (Erginsoy 1978: 7). İslâm maden sana-tındaki başlıca malzemeler arasında al-tın, gümüş, bakır, demir, çelik gibi, tunç ve pirinç de önemli bir yer tutar.

Pirinçten yapılmış madeni eser-lerden buhurdanlar, kendilerine has farklı bir güzelliğe sahiptir. Osmanlı İmparatorluğu’nun bütün sanat dalları gibi zirveye ulaştırdığı madeni eserler, günümüzde birçok müze koleksiyonunda yerini almıştır.

Bu araştırmamız, madeni eserlerin en geniş çaplı koleksiyonuna sahip İstan-bul Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’ndeki, şimdiye kadar yayınlanmamış iki adet

Page 4: TÜRK MADEN SANATI KRONOLOJİSİNDE İSTANBUL TÜRK VE …

Millî Folklor, 2011, Y›l 23, Say› 89

260 http://www.millifolklor.com

pirinç buhurdanın20, malzeme, form, tek-nik ve bezeme bakımından ayrıntılara inilerek tanıtılması ardından, karşılaş-tırma ve değerlendirmelerle Türk Ma-den Sanatı tarihindeki yerlerinin belir-lenmesi amacına yönelik bir çalışmadır:

İstanbul Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’ndeki iki adet pirinç buhurdan-dan birinin (B.1) gövdesi (Fotoğraf: 1), yarım küre şeklindeki ve biri ateşlik, diğeri kapak olmak üzere iki bölümden meydana gelmiştir21. Gövdenin ateşlik ağzı yakınına yerleştirilen, yatay bir bö-lüm ve kalın bir profil sonrası dik açıyla aşağı bükülerek “L” biçiminde hazırlan-mış silindirik bir sapı vardır (Fotoğraf: 2). Gövdenin iki parçasını, sapla bağlan-tılı menteşe birleştirmektedir. Kapak te-pesine, ufak bir küre ve altındaki damla görünüşüne sahip tutamak yerleştiril-miştir (Fotoğraf: 3). Ateşlik ayağı, konik bir şekilde genişleyerek indikten sonra, silindirik bir çift profille kademelenen yüzeylere sahip kaideye dönüşmüştür.

Eserin bezemesi sadece kapakta mevcuttur (Fotoğraf: 4). Ajur ve kazıma ile gerçekleştirilen süsleme, tutama-ğın oturduğu bölüm çevresini dilimlerle kuşatan iri bir yaprak görünüşündedir. Tutamak etrafında ise palmet, rumi ve kıvrık dal motifleri ile ajurlanmış, çe-peçevre dolanan bir süs kompozisyonu mevcuttur.

İstanbul Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’ndeki diğer buhurdan da (B.2), birer yarım küre şeklindeki ateşlik ve kapak bölümleri (Fotoğraf: 5) olmak üze-re iki parçanın birleşmesinden oluşmuş-tur22. Kubbemsi görünüşlü kapak zirve-sindeki tutamak, tepesine küre oturtul-muş bir damla görünüşündedir. Ateşlik ağzı kenarına bitişik sap, ortasındaki bilezikten itibaren çapı biraz geniş, si-lindirik bir boru şeklindedir (Fotoğraf: 6). Gövdeye yakın kısmındaki menteşe

ile buhurdanın ateşlik ve kapak bölüm-lerinin birleştirilmesi de sağlanmıştır. Buhurdan kaidesi, ateşlikten aşağıya doğru genişleyen konik forma sahiptir ve bir profil çiftinden sonra gittikçe yay-vanlaşarak disk benzeri bir görünüş ka-zanmıştır (Fotoğraf: 7).

Buhurdanın bezemeleri kapakta ve ateşlikte yer almaktadır. Kapak kompo-zisyonunda, ajur tekniği kullanılmış ve yüzeyleri kazıma çizgilerle işlenen pal-met, rumi ve dal kıvrımları ile çepeçev-re donatılmıştır. Ateşlik ağzı altındaki yüzey ise, farklı yönlere kıvrılan dal ve yaprak motifleri yanı sıra, seyrek ara-lıklarla yerleştirilen, başaşağı konumlu palmet dizisi kompozisyonu ile kazıma tekniğinde bezenmiştir (Fotoğraf: 8). Taban çevresini saran profil çifti üzerin-deki süs kuşağına da, kazıma çizgilerle zencirek frizi işlenmiştir.

İstanbul Türk ve İslâm Eserleri Müzesi koleksiyonundaki, burada konu edindiğimiz iki adet buhurdan, pirinç malzemeyle döküm tekniği23 kullanıla-rak imal edilmiş eserlerdir. Ateşlik ve kapak bölümleri birer yarım küre şek-lindeki iki parçadan oluşmaktadır. Her iki eserde de, silindirik birer sap ve buna bağlı menteşe ile parçaları birleştirilmiş gövde, kesik koniye benzer merkezi ko-numlu ayak ve aşağı doğru genişletilme-siyle elde edilen daire biçimi birer kaide-ye oturtulmuştur. Form bakımından pa-ralellik yansıtan bu eserlerin tutamak-ları da damla üzerine yerleştirilmiş küre biçimi ile benzer görünüşe sahiptir. Her iki eserde de gövdeye bağlantı bölümün-den yatay doğrultuyla uzanan silindirik görünüşlü bir sap mevcuttur; ancak bu-hurdanların birinde, aşağı doğru “L” bi-çimindedir.

Eserlerde esasen delik işi (ajur)24 ve kazıma25 süsleme özellikle kapakta uygulanmış; fakat bir tanesinde (B.2) ateşlik ve kaide kompozisyonu kazıma tekniği ile işlenmiştir. Her iki eserin

Page 5: TÜRK MADEN SANATI KRONOLOJİSİNDE İSTANBUL TÜRK VE …

Millî Folklor, 2011, Y›l 23, Say› 89

http://www.millifolklor.com 261

süslemesinde de bitkisel kompozisyon-lara, zoomorfik ve geometrik motiflere yer verilmiştir. Bitkisel bezemede ço-ğunlukla yıldızvarî çiçek (B.2) ve palmet (B.1); geometrik olarak saç örgüsü (B.2), zoomorfik motiflerde ise rumi (B.1, B.2) kullanılmıştır.

Konumuzu oluşturan İstanbul Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’ndeki pirinç buhurdanların tarihlendirilmesi, usta adı, imalat yeri ile atölyelerini aydınla-tıcı bilgilerden yoksunuz. Ancak Türkiye müzelerindeki tombak malzemeyle imal edilmiş buhurdanlar, daha ziyade 18. ve 19. Yüzyıllara ait eserler halinde kar-şımıza çıkmaktadır26. Bu çerçevede de-ğerlendirdiğimiz İstanbul Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’ndeki iki adet pirinç bu-hurdan ise hem süsleme programı, hem de kullanılan motifler açısından tombak kaplara göre arkaik karaktere sahiptir. Böylece konu edindiğimiz her iki pirinç eserin, daha erken bir döneme tarihlene-bileceğini ve bu durumda, muhtemelen 17. Yüzyıla ait olduklarını söyleyebili-riz.

NOTLAR1- Bkz., B.Ögel, İslâmiyetten Önce Türk Kültür Ta-

rihi, Orta Asya Kaynak ve Buluntularına Göre, Ankara 1962 s.57 vd; E. D. Phillips, The Royal Hordes, Nomad Peoples of the Steppes, London 1965; N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972, s.99-108; O. Aslanapa, Türk Sanatı-I, İs-tanbul 1972, s.1-2; E. Esin, İslâmiyetten Önceki Türk Kültür Tarihi ve İslâma Giriş, (Türk Kül-türü El Kitabı, II, Cild 1/b’den Ayrı Basım), İs-tanbul 1978; M. Brion, Hunların Hayatı, İstan-bul 1981, s.274-289; Y. Akpınar, “Altın Elbiseli Adam”, Kaynaklar-I/Güz (Eylül, Ekim, Kasım), İstanbul 1983, s.28-31; A. İnan, Makaleler ve İncelemeler (2. Baskı), Ankara 1987, s.497-509; G. Tunçel, Türklerde Mezartaşı Geleneğine Kısa Bir Bakış”, Bilge (Nevruz 96/Bahar 8) An-kara, 1996, s.16-18.

2- Kurganların ilk defa 1865 yılında Radloff tarafın-dan ortaya çıkarıldığı ve bunların bir kısmının 1924, 1925, 1929, 1647, 1948, 1969, 1970 yılla-rında açıldığı, ayrıca Noin-Ula, Pazırık, Esik çevresinde çok sayıda bulunan Kurganların yapısı hakkında kapsamlı bilgi için bkz., Ögel, a.g.e., s.57 vd; İnan, a.g.e., s.497-509; Diyar-bekirli, a.g.e., s.99-108; Aslanapa, a.g.e., s.1-2; Brion, a.g.e., s.274-289; Akpınar, a.g.e., s.28-31; Tunçel, a.g.m., s.16-18.

3- Almatı (Alma-Ata) şehrinin 50 km yakınında Esik bölgesinde gerçekleştirilen kazılarda dört bine yakın altın eşya yanı sıra, börkü ve elbiseleri baştanbaşa altın plakalarla kaplı genç bir ada-mın cesedinin bulunması hakkında bkz., Diyar-bekirli, a.g.e., s.183-185. Ayrıca, Altının Yakın Doğu’da ilk keşfedilen ve işlenen madenlerden biri olduğu ve süs eşyası halinde M.Ö. 6. Bin-den itibaren kullanılmaya başlandığı hakkında bkz., F. Eruz, Konuşan Maden, Tombak ve Gü-müş Madeni Eserler Koleksiyonu, Gilding Cop-per (Tombak) and Silver Metalwork Collection İstanbul 1993, s.15, 17.

4- Büyük Selçuklu hükümdarı Melik Şah’ın (1072-1092) ölümünden sonra, Selçuklu topraklarının çeşitli Türk sülaleleri tarafından yönetilmiş olması dolayısıyla politik bölünmenin sanat ge-lişimine engel oluşturmadığı, hatta maden sa-natı ile ilgili çalışmaları canlandırdığı hakkında bkz., Ü. Erginsoy, “Maden Sanatı”, Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi 2, İstanbul 1997, s.1145.

5- Selçuklu Döneminin, maden sanatı içinde “Al-tın Çağ” olarak nitelendirildiği hakkında bkz., Eruz, a.g.e., s.23.

6- Bünyesinde kalay katkısı (%10 oranında) bulu-nan bir bakır alaşımı halindeki tunç, saf bakır, altın ve gümüşten daha sert olmasına karşılık, çok sağlam değildir; bu hususta bkz., Ü. Ergin-soy, İslâm Maden Sanatının Gelişmesi, İstanbul 1978, s.12.

7- Selçuklu Döneminde, ana malzemesi altından ziynet eşyaları dışında tek bir eserin bilinmesi hakkında bkz., Erginsoy, a.g.e., s.123.

8- Bu dönemde gümüşün, daha önceki dönemlere oranla daha sınırlı kullanıldığı, gümüş malze-meyle imal edilen eserlerin azaldığı ve 12. Yüz-yılın ortalarından sonra genellikle ziynet eşya-larının imalatında kullanıldığı hakkında bkz., Erginsoy, a.g.e., s.123.

9- Bu dönemde, pirinç ve tunç malzemenin çok rağ-bet gördüğü hakkında bkz., Erginsoy, a.g.e., s.123.

10- Günümüze kalmış madeni eserlerden çoğunun 1220-60 yıllarına tarihlenen pirinç eserler oldu-ğu hakkında bkz., Erginsoy, a.g.m., s.1145.

11- Maden sanatı ustalarının “nakkaş” unvanı kul-lanarak imza attıkları görülür. Eserlerden bir kısmında, usta adıyla birlikte “tilmiz” (öğrenci) veya gulam (genç adam, köle) isimleri de yer alır ve (gulam) kelimesinin kalfa-çırak anla-mında da kullanılması hakkında bkz., Erginsoy, a.g.e., s.126.

12- Yazı frizlerinin, İslâm maden sanatında süsleme unsuru olarak ilk defa 10. Yüzyılın ikinci yarı-sında İran’da karşımıza çıktığı hakkında bkz., Erginsoy, a.g.e., s.134.

13- Çiçekli ve yapraklı çeşitlerinin denendiği hak-kında bkz., Erginsoy, a.g.e., s.134.

14- D.S. Rice tarafından, “Figürlü Yazı”, “İnsanlaş-tırılmış Yazı” çeşidinin üç gruba ayrıldığı ve her birinin farklı şekillerde isimlendirildiği hakkın-da bkz., Erginsoy, a.g.e., s.136; karşılaştırınız: D. Et J. Sourdel, La Civilisation De L’Islam Classique, Paris, Arthaud 1968, s. 569, 570.

15- Özellikle servi ve şadırvan biçimindeki buhur-danların, bir yenilik olarak görülmesi hakkında bkz., Erginsoy a.g.m., s.1146.

Page 6: TÜRK MADEN SANATI KRONOLOJİSİNDE İSTANBUL TÜRK VE …

Millî Folklor, 2011, Y›l 23, Say› 89

262 http://www.millifolklor.com

16- Sultan III. Selim (1789-1807) ve II. Mahmud dö-nemlerinde batı etkilerinin yoğunluk kazanma-sı hakkında bkz., Erginsoy, a.g.m., s.1147.

17- Bakır-çinko alaşımına “pirinç” dendiği, Türkçe-de bu alaşımla ilgili özel bir kelime olmadığın-dan Farsçasının kullanıldığı; ayrıca Farsçada bakıra ”nuhas”, bakır-çinko (pirinç), alaşımı için “sabah” veya “nuhas asfar” kelimelerinin de kullanıldığı, “sabah” kelimesinin, benzeyen an-lamındaki “sabaha” dan türetildiği ve “pirincin altına benzeyen maden” anlamında kullanıldığı hakkında bkz., Erginsoy a.g.e., s.14.

18- Metalik bakır ile toz halinde dövülmüş çinko cevherinin potaya konması ve birlikte ısıtılması yoluyla buharlaşan çinkonun bakır içine nüfuzu sağlanarak pirinç alaşımı elde edilmesi hakkın-da, bkz., Erginsoy, a.g.e., s.14.

19- Pirinç, daha ziyade %20 oranında çinko karışım-lı bir bakır alaşımından oluşmuş; fakat bu ora-nın %40’a kadar artırılabildiği ve çinko miktarı arttıkça pirinç renginin de beyazlaşarak par-laklığını kaybettiğine dair bkz., Erginsoy, a.g.e., s.13; Erginsoy, a.g.m., s.1139

20- İstanbul Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’ndeki eserlerin bir kısmını tanıtıcı, ortak yazarlı kata-log içinde, burada tanıttığımız buhurdanlar yer almamaktadır. Bkz. A. Özay, “Maden Sanatı”, Türk ve İslâm Eserleri Müzesi, İstanbul (Tarih-siz), s.240 vd.

21- İstanbul Türk ve İslâm Eserleri Müzesi, Envan-ter No: 24; eserin yüksekliği: 19 cm; taban çapı 9,6 cm; ateşlik ağzı (buhur çapı) 11,5 cm.

22- İstanbul Türk ve İslâm Eserleri Müzesi, Envan-ter No: 51; eserin yüksekliği: 19 cm; taban çapı 9,0 cm; ateşlik ağzı (buhur çapı) 11,0 cm.

23- C.E. Arseven, Les Arts Decoratifs Turcs, İstan-bul (Tarihsiz), s.120-128; Erginsoy, a.g.e., s.25-28; G. İnal, Türk-İslâm Maden Sanatı (Baş-langıcından Osmanlılara Kadar), (Teksir), s.3; Eruz, a.g.e., s.27-29; H. Örcün Barışta, Türk El Sanatları, Ankara 1998, s.95-97.

24- Arseven Les Arts..., s.129 ve aynı yazar, Türk Sa-natı, İstanbul 1970, s.239-240; İnal, a.g.e., s.2-3; Erginsoy, a.g.e., s.37-39; Eruz, a.g.e., s.33.

25- Arseven, Les Arts ..., s.129; Erginsoy, a.g.e., s.32-33; İnal, a.g.e., s.3; Eruz, a.g.e., s.31.

26- Tombak kapların özellikle 18. Yüzyılda popüler olduğu, 19. Yüzyılın başlarında ise bitkisel mo-tifli kabartmalar yapıldığı hakkında bkz., S. Tür-koğlu, Traditional Turkish Arts, Metalwork and Jewellery, Woodwork, (basım yeri ve yılı yok.), s. 23, 25; ayrıca Osmanlı İmparatorluğu’nda yay-gın olarak tombak kullanıldığı hakkında bkz., T. Yılmaz, “Tombak Wares of the Ottoman Pe-riod”, The 8th International Congress of Turkish Art, Papers Summaries (Caire 26th September, 1st October 1987), Caire 1987, s.140; ayrıca bkz., G. Tunçel, “Topkapı Sarayı Müzesi’ndeki Made-ni Buhurdanlar”, Sanat, Atatürk Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Dergisi, S.7/2005, Erzurum 2005, s.47-56; G. Tunçel, “Ankara Et-noğrafya Müzesi’ndeki Madeni Eserlerden Bir Grup Osmanlı Buhurdanı ve Etkileşimler”, Or-taçağ Türk Dönemi Kazı Sonuçları ve Sanat Ta-rihi Araştırmaları Sempozyumu Bildirileri (03-06 Mayıs 2006), Prof. Dr. H. Örcün Barışta’ya Armağan, Ankara 2009, s.739-751.

KAYNAKÇAAkpınar, Y. “Altın Elbiseli Adam”, Kaynaklar-I/Güz

(Eylül, Ekim, Kasım), İstanbul: Şekerbank Ge-nel Müdürlüğü, 1983, s.28-31.

Arseven, C.E. Les Arts Decoratifs Turcs, İstanbul: Milli Eğitim Basımevi, ty.

Arseven, C.E. Türk Sanatı, İstanbul: Cem Yayınevi, 1970,

Aslanapa, O. Türk Sanatı-I, İstanbul: Milli Eğitim Basımevi, 1972.

Barışta, H.Ö. Türk El Sanatları, Ankara: Kültür Ba-kanlığı, 1998.

Brion, M. Hunların Hayatı, İstanbul: Orkun Yayı-nevi, 1981.

Diyarbekirli, N. Hun Sanatı, İstanbul: Milli Eğitim Basımevi, 1972.

Erginsoy, Ü. İslâm Maden Sanatının Gelişmesi, İs-tanbul: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1978.

Erginsoy, Ü. “Maden Sanatı”, Eczacıbaşı Sanat An-siklopedisi 2, İstanbul: Yapı Endüstri Merkezi Yayınları, 1997, s.1138-1147.

Eruz, F. Konuşan Maden, Tombak ve Gümüş Made-ni Eserler Kolleksiyonu, Gilding Copper (Tom-bak) and Silver Metalwork Collection, İstanbul: Yapı Kredi Koleksiyonları, 1993.

Esin, E. İslâmiyetten Önceki Kültür Tarihi ve İslâma Giriş, (Türk Kültürü El Kitabı, II, C.1/b’den ayrı basım), İstanbul: Edebiyat Fakültesi Matbaası, 1978.

İnal, G. Türk-İslâm Maden Sanatı (Başlangıcından Osmanlılara Kadar) Yyy:yy, ty.

İnan, A. Makaleler ve İncelemeler (2. Baskı), Anka-ra: Türk Tarih Kurumu, 1987.

Öğel, B. İslâmiyetten Önce Türk Kültür Tarihi, Orta Asya Kaynak ve Buluntularına Göre, Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1962.

Özay, A. “Maden Sanatı”, Türk ve İslâm Eserleri Müzesi, İstanbul: Akbank Kültür ve Sanat Di-zisi 70, ty.

Phillips, E. D. The Royal Hordes, Nomad Peoples of the Steppes, London 1965.

Sourdel, D. Et J. La Civilisation De L’Islam Classi-que, Paris, Arthaud 1968.

Tunçel, G. “Türklerde Mezartaşı Geleneğine Kısa Bir Bakış”, Bilge (Nevruz 96/Bahar 8) Ankara: Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi, 1996, s.16-18.

Tunçel, G. “Topkapı Sarayı Müzesi’ndeki Madeni Buhurdanlar”, Sanat, Atatürk Üniversitesi, Gü-zel Sanatlar Fakültesi Dergisi, S.7/2005, Erzu-rum: Atatürk Üniversitesi, 2005, s.47-56.

Tunçel, G. “Ankara Etnoğrafya Müzesi’ndeki Made-ni Eserlerden Bir Grup Osmanı Buhurdanı ve Etkileşimler”, Ortaçağ Türk Dönemi Kazı So-nuçları ve Sanat Tarihi Araştırmaları Sempoz-yumu Bildirileri (03-06 Mayıs 2006), Prof. Dr. H. Örcün Barışta’ya Armağan, Ankara: Gazi Üniversitesi, 2009, s.739-751.

Türkoğlu, S. Traditional Turkish Arts, Metalwork and Jewellery, Woodwork, Yyy, yy, ty.

Yılmaz, T. “Tombak Wares of the Ottoman Period”, The 8th International Congress of Turkish Art, Papers, Summaries (Caire 26th Seprember, 1st October 1987) Caire: Egyptian Antiquities Or-ganization 1987, s.140.

Page 7: TÜRK MADEN SANATI KRONOLOJİSİNDE İSTANBUL TÜRK VE …

Millî Folklor, 2011, Y›l 23, Say› 89

http://www.millifolklor.com 263

Fotoğraf 1

Fotoğraf 2

Fotoğraf 3

Fotoğraf 4

İstanbul Türk ve İslâm Eserleri Müzesi (Envanter No: 24)

Page 8: TÜRK MADEN SANATI KRONOLOJİSİNDE İSTANBUL TÜRK VE …

Millî Folklor, 2011, Y›l 23, Say› 89

264 http://www.millifolklor.com

Fotoğraf 5

Fotoğraf 6

Fotoğraf 7

Fotoğraf 8

İstanbul Türk ve İslâm Eserleri Müzesi (Envanter No: 51)