tÜrkİye’nİn kÜresel rekabet dÜzeyİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç...

68
TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL REKABET RAPORUNA GÖRE BİR DEĞERLENDİRME 2010

Upload: others

Post on 15-Jul-2020

12 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ

DÜNYA EKONOMİK FORUMU

KÜRESEL REKABET RAPORUNA GÖRE BİR DEĞERLENDİRME

2010

Page 2: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü
Page 3: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ:

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL REKABET RAPORUNA GÖRE BİR DEĞERLENDİRME

Yazarlar

Prof. Dr. Füsun Ülengin

Doç. Dr. Şule Önsel

Selçuk Karaata

Dr. Emel Aktaş

Dr. Özgür Kabak

Katkıda Bulunan

Yük.Müh.Özay Özaydın

Kasım 2010

Page 4: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

4

1. Basım: Kasım 2010, İstanbul

(1500 adet)

ISBN: 978-605-88308-0-6

© 2010, REF-SEDEFED

Her hakkı saklıdır. TÜSİAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu (REF) ve Sektörel Dernekler

Federasyonu’nun (SEDEFED) ismi belirtilerek alıntı yapılabilir

TÜSİAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu REF

Sabancı Üniversitesi

Yönetim Bilimleri Fakültesi Binası

Orhanlı, Tuzla 34956 İstanbul

Tel: 0216 483 9710

Faks: 0216 483 9715

e-posta: [email protected]

www.ref.sabanciuniv.edu

Sektörel Dernekler Federasyonu SEDEFED

Barbaros Bulvarı 24/2 Balmumcu Beşiktaş 34349 İstanbul

Tel:0212 211 49 45

Faks: 0212 211 49 46

e-posta: [email protected]

www.sedefed.org

Page 5: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

AB Avrupa Birliği

EUR Euro

BRIC Brezilya+Rusya+Hindistan+Çin

DYY-FDI Doğrudan Yabancı Yatırımcılar

GSYİH Gayrisafi Yurtiçi Hâsıla

GSMH Gayrisafi Milli Hâsıla

BT Bilişim Teknolojiler

IMF Uluslararası Para Fonu

OECD Ekonomik İşbirliği Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı

Ar-Ge Araştırma ve Geliştirme

TÜİK-DİE Türkiye İstatistik Kurumu-Devlet İstatistik Enstitüsü

KOBİ Küçük ve Orta Ölçekli İşletme

TÜBITAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu

TÜSIAD Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği

UNCTAD Birlemiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı Örgütü

UNDP Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı

ABD Amerika Birleşik Devletleri

USD ABD Doları

KDV Katma Değer Vergisi

KRE Küresel Rekabetçilik Endeksi

WEF World Economic Forum – Dünya Ekonomik Forumu

KISALTMALAR

Page 6: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

6

İÇİNDEKİLER

7 - ÖNSÖZ

8 - YAZARLARIN ÖZGEÇMİŞLERİ

10 - ANA BULGULAR

11 - GİRİŞ

12 - BÖLÜM 1 Rekabetçiliğin Tanımı ve WEF Tarafından Geliştirilen Küresel Rekabetçilik Endeksi

1.1 Küresel Rekabetçilik Endeksinin Bileşenleri

1.2 Küresel Rekabetçilik Endeksi – KRE (GCI)

1.3 Küresel Rekabetçilik Endeksi ve Ülke Sıralamaları

24 - BÖLÜM 2 WEF 2010-2011 Küresel Rekabetçilik Raporu Çerçevesinde Türkiye Değerlendirmesi

2.1 Genel Değerlendirme

2.2 Türkiye’nin İçinde Bulunduğu Grup Ülkeleri ile Kıyaslanması

2.2.1 Seçilmiş Ülkelerle Türkiye’nin Kıyaslaması

2.2.2 AB ve BRIC Ülkeleri Karşısında Türkiye’nin Konumu

2.2.3 AB12, AB27 ve Türkiye’nin Karşılaştırılması

2.3 Rekabet Üstünlüğü Yaratmada Etkin Beş Bileşen Açısından Türkiye’nin Konumu

49 - BÖLÜM 3 Genel Sonuç ve Öneriler

51 - BÖLÜM 4 Türkiye’nin Odaklanması gereken konular

53 - EKLER

Ek 1 WEF Tarafından Ülkelerin Gruplandırılması

Ek 2 Detaylı Küresel Rekabet Endeksi Türkiye 2010–2011

63 - REF HAKKINDA

64 - SEDEFED HAKKINDA.

65 - REFERANSLAR

Page 7: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

7

ÖNSÖZ

Bilimsel analizler sonucu ortaya konan gerçekler, hem politika oluşturan kesimler, hem de iş dünyasının

lider konumunda bulunan karar vericiler için olmazsa olmaz koşul ve bunun da ötesinde doğru karar

verebilmek için yönetim kademesinde bulunan karar vericilerin sahip olması gereken bir haktır.

Türkiye’nin karar vericilerinin de bağımsız organizasyonlar tarafından üretilmiş, bilimsel altyapısı olan,

evrensel düzeyde kabul görmüş kanaat önderlerince kabul edilmiş kurumlar tarafından hazırlanan

analizlere ihtiyacı, Türkiye’nin rekabet gücü alanında geleceğine dair stratejik yaklaşımı için kaçınılmaz

konumdadır. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak, biz de bu çalışmamızda Türkiye’nin dünyada belirli ülkelerle

rekabetçilik alanında karşılaştırmalı durumunu ortaya koymak, böylece Türkiye’nin rekabet gücü

bağlamında performansını irdelemek istedik. Dünya Ekonomik Forumu’nun (World Economic Forum-

WEF) 2010 ve 2011 yılları için yayımladığı Küresel Rekabetçilik Raporu ve aynı metotla geçmiş yıllarda

yayımladığı raporlar araştırmamızda ana girdi oldu.

Bugünün zorlu ekonomik koşulları, kısa vadeli ve aciliyeti olan hususların mutlaka çözüm gerektirdiğini,

bununla birlikte sorunların çözümünün yanında rekabet gücüne dair bileşenler için uzun vadeli bakışın

da kaybedilmemesi gerektiğini hatırlatmaktadır. Rekabetçi ekonomiler, toplumları için mevcut ve

geleceğe dair refahın üzerine inşa edilecek olan ve refah artışı için de üretkenlik artışına yol açacak olan

rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları

da, ülkelerin rekabet gücü alanında karşı karşıya kaldıkları güçlüklerin hangi kalemlerden oluştuğuna,

yanı sıra karşılaştırmalı üstünlüklerinin neler olduğuna dair çeşitli göstergeleri barındırır. Böylece

bu göstergeler, ülkelerin karar verici yapılarının ilgili ülkenin rekabet gücü artışında atması gereken

adımların neler olduğunu ortaya koyma becerisine kavuşturur.

Özetle hedefimiz, Türkiye’nin rekabet gücü yüksek bir ekonomi olabilmesi yolunda Dünya Ekonomik

Forumu tarafından yapılan değerlendirmeleri gündeme taşımak, bunun da ötesinde Türkiye bakış

açısıyla yapılmış bir araştırmayla rekabet gücümüzü anlamaya katkıda bulunmaktır. Niyetimiz, bu

yıl beşincisini gerçekleştirdiğimiz Rekabet Kongresini takip edecek diğer Kongrelerimizde bu analizi

tekrarlamak, rekabetçilik gibi son derece dinamik olan bu süreci Türkiye için karşılaştırmalı şekilde

analiz etmeye devam etmektir. Böylece sağlıklı verilerle konumumuzu belirlemek, gitmemiz gereken

noktaya sürekli ışık tutmak hedeflenmektedir.

Raporun yazımında ve bu hale getirilmesinde katkıda bulunan arkadaşlarımıza sonsuz teşekkürü bir

borç biliriz. Okuyucularımız için yararlı bir çalışma olmasını diliyoruz.

Prof. Dr. Dilek Çetindamar Çetin Nuhoğlu REF Direktörü SEDEFED Yönetim Kurulu Başkanı

Page 8: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

8

YAZARLARIN ÖZGEÇMİŞLERİProf. Dr. Füsun Ülengin / Doğuş Üniversitesi

1983’de İTÜ İşletme Mühendisliği Bölümü’nden lisans, 1985’de Boğaziçi Üniversitesi Endüstri

Mühendisliği Programından yüksek lisans derecelerini almıştır. 1987–1989 yılları arasında Waterloo

Üniversitesi Yönetim Bilimleri Bölümü’nde doktora çalışmaları yapmıştır. 1989 yılında İTÜ İşletme

Mühendisliği programlarında doktora çalışmalarını tamamlamıştır. 1989–1990 yıllarında Birmingham

Üniversitesi Üretim Mühendisliği Bölümü’nde doktora sonrası çalışmalar yapmıştır. 1990’da yardımcı

doçent, 1992’de doçent ve 1999’da profesör unvanlarını almıştır. 1996–1998 yılları arasında ITU İşletme

Fakültesi Dekan Yardımcılığı, 2002–2004 yılları arasında da İTÜ İşletme Fakültesi Dekanlığı yapmıştır. 2005

yılında İTÜ İşletme Fakültesi’nden emekli olan Ülengin, halen Doğuş Üniversitesi Endüstri Mühendisliği

Bölümü’nde çalışmakta olup ve söz konusu üniversitede 2006’dan bu yana Bölüm Başkanlığı görevini,

2008 den itibaren de Mühendislik Fakültesi Dekanlığı görevlerini sürdürmektedir.

Temel ilgi alanları, lojistik ve ulaştırma, karar verme ve uluslararası rekabettir. European Journal of

Operational Research, Omega, Transportation Research E ve benzeri bilimsel dergilerde yayınlanmış çok

sayıda bilimsel yayını mevcuttur. Journal of Transport Policy Uluslararası Yayın Kurulu üyesidir. Computers,

Environment and Urban Systems, Journal of Transport Policy, European Journal of Operations Research

(EJOR), Omega, Applied Mathematical Modelling ve International Journal of Information Systems and

Social Change (IJISSC) isimli uluslararası dergilerde hakemlik yapmaktadır.

2004 World Conference of Transportation Research Society tarafından düzenlenen 10. Dünya Ulaştırma

Konferansı’nın Program komitesi Başkanı, 8. IFAC Symposium on Computational Economics & Financial

and Industrial System (CEFIS) (2007) Ulusal Organizasyon Komitesi Başkanı, Odyseus Logistics

Workshop (2009) Eşbaşkanlığı ve Program Komitesi Başkanlığını gerçekleştirmiştir. 2008 den bu yana

World Conference on Transport Research Society (WCTRS) Uluslararası Bilim Kurulu Başkan Yardımcılığı,

2010’dan bu yana ise TOBB Türkiye Ulaştırma ve Lojistik Meclisi Danışmanlığı görevini sürdürmektedir.

Doç. Şule Önsel / Doğuş Üniversitesi

1993 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nü bitirdikten sonra yüksek lisans

ve doktora derecelerini yine aynı üniversitenin Fen Bilimleri Enstitüsü, Endüstri Mühendisliği Anabilim

Dalı’ndan aldı. 1996-2005 yılları arasında İTÜ İşletme Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde önce

araştırma görevlisi, daha sonra yardımcı doçent olarak çalıştı. Önsel, 2005 Eylül’ünden itibaren Doğuş

Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği’nde çalışmakta olup 2007 Eylül’ünden itibaren

Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcılığı görevini sürdürmektedir.

Eurasian and East Meditteranean Institute of Transport and Logistics Society, Institute for Operations

Research and Management Science, Yöneylem Araştırması Derneği, World Conference on Transport

Research Society ve International Society on Multiple Criteria Decision Making bilimsel derneklerine

üye olan Önsel, çeşitli ulusal ve uluslararası kongrelerin düzenlenmesine katkıda bulunmuştur ve halen

World Conference on Transport Research Society’nin “Transport in Developing Countries” Grup Başkan

Yardımcılığını yapmaktadır.

Önsel’in European Journal of Operational Research, Socio-Economic Planning Science, Transportation

Research gibi dergilerde çıkan makaleleri arasında “A New Perspective on the Competitiveness of

Page 9: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

9

Nations”, “A Power-Based Measurement Approach to Specify Macroeconomic Competitiveness of

Countries”, “A Dynamic Approach to Scenario Analysis: The Case of Turkey’s Inflation Estimation” ve “A

problem-structuring model for analyzing transportation–environment relationships” sayılabilir.

Selçuk Karaata/TÜSİAD Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu ve Ulusal İnovasyon Girişimi

Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği eğitiminin ardından ilk lisansüstü çalışması için İstanbul

Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsü’nde Genel İşletme programına katıldı. New York Üniversitesi’nde

finans piyasalarına ilişkin katıldığı sertifika programının ardından, European Society for Science and

Technology programı bünyesinde İstanbul Teknik Üniversitesi ve İsveç Linköping Üniversitelerinde

Bilim, Teknoloji ve Toplum konulu yüksek lisans programını tamamladı.

1991–2005 yılları arasında Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.’de Kurumsal Pazarlama ve Genel Sekreterlikte görev

yaptı. Bu arada Avrupa Birliği Kısa Dönem Uzmanı olarak Avrupa Birliği İş Geliştirme Programı için KOBİ

Eylem Planı adlı çalışmanın iki yazarından biri olarak görev yaptı. Yapı Kredi’de Genel Müdür Ofisi’nde

Bölüm Yönetmeni görevinin ardından 01.09.2005 itibariyle TÜSİAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet

Forumu’nda göreve başladı.

Ulusal İnovasyon Girişimi Proje Koordinatörlüğü ve Direktör Yardımcılığı görevlerini üstlenen Karaata’nın

ilgi alanları; yenilik-inovasyon, KOBİ’ler, endüstriyel dinamikler, yenilenebilir enerji kaynakları olarak

sayılabilir. Bu alanlarda Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı kapsamında uzman

olarak rapor yazımlarında görev üstlenmektedir.

Dr. Emel Aktaş / Doğuş Üniversitesi

Brunel İşletme Okulu’nda Sürdürülebilirlik ve İşlemler Yönetimi alanında Yardımcı Doçent olarak

çalışmaktadır. Lisans, Yüksek Lisans ve Doktora derecelerini endüstri mühendisliği alanında İstanbul

Teknik Üniversitesi’nden almıştır. Lisans tezi lojistik yönetimi, yüksek lisans tezi sağlık hizmetlerinde

karar desteği ve doktora tezi tedarik zinciri sözleşmeleri konularındadır. Araştırmaları tedarik zinciri

yönetimi, ulaştırma ağları, sürdürülebilir sistem tasarımı, sağlık hizmetleri yönetimi ve ülkelerin

rekabetçiliği üzerine odaklanmaktadır. Dr Aktaş ayrıca çok ölçütlü karar verme, grup karar verme, karar

destek sistemleri ve politika belirleme konularıyla ilgilenmektedir. Yer seçimi, vardiya çizelgeleme,

ulaştırma ana plan stratejisi gibi çeşitli alanlarda devlet ve özel sektör destekli projelerde araştırmacı

olarak çalışmıştır. European Journal of Operational Research, Socio-Economic Planning Sciences, and

Transportation Research Part A: Policy and Practice gibi hakemli dergilerde makaleleri yayınlanmıştır.

Dr. Özgür Kabak

İstanbul Teknik Üniversitesi’nde lisans, yüksek lisans ve doktora derecelerini aldıktan sonra Belçika

Nükleer Araştırma Merkezi’nde (Belgian Nuclear Research Centre-SCK*CEN) doktora sonrası araştırmalar

yapmıştır. Çeşitli ulusal ve uluslararası kongrelerin düzenlenmesine katkıda bulunmuş olan Kabak’ın

European Journal of Operational Research, Socio-Economic Planning Science, Transportation Research,

Journal of Transnational Management, International Journal of Approximate Reasoning gibi dergilerde

tedarik zinciri, bulanık karar verme, matematiksel programlama, grup karar verme konularında basılan

yayınları bulunmaktadır.

Page 10: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

10

ANA BULGULAR

Bu bölüm bir bakıma yönetici özeti yerine geçmesi amacıyla kurgulanmıştır. Bölüm, rapordan ana

bulgular hakkında özet bilgi vermeyi hedeflemektedir. Sağlıklı ve bütünsel bir analiz yapabilmek için

ise raporun tümünün okunmasını salık vermekteyiz.

1. Türkiye 2009-2010’da; 133 ülke arasında 61. sırada yer almıştır. 2010-2011 yılında ise, bu defa 139

ülke içinde, yerini korumuştur.

2. WEF tarafında ülkelerin gruplandırmasına göre, 2010-2011 yılında içinde bulunduğu grubu

iyileştirebilen bir ülke olmamıştır. Dünya ölçeğindeki krizin genel olarak tüm ülkelerin GSMH

düzeylerini olumsuz yönde etkilemiş olması bunun en önemli nedeni olarak gösterilebilir. Nitekim

Türkiye’nin 2009-2010 yılında 2.gruptan 3.gruba geçiş ülkeleri içindeyken bu yıl 2. Grup ülkeler içine

girmiş olmasının nedeni de, OECD’nin 2010 raporunda da belirttiği üzere GSMH’sinde yaşadığı %14’lük

düşüştür.

3. 2010–2011 raporunda analiz edilen 139 ülkenin verileri ile Türkiye’nin verileri arasında bir karşılaştırma

yapılmıştır. 139 ülkenin ortalama değerleri ile karşılaştırma yapıldığında, Türkiye’nin toplam KRE’yi

oluşturan 12 bileşenden 5’inde ortalamanın altında bir değere sahip olduğu görülüyor. Bu bileşenler;

“Kurumsal Yapı”, “Makroekonomik İstikrar”, “Yüksek Öğretim ve İşbaşında Eğitim”, “Emek Piyasalarının

Etkinliği” ve “İnovasyon”dur. Ortalamanın üstünde olunan bileşenler ise “Altyapı”, “Sağlık ve İlköğretim”,

“Finansal Piyasaların Gelişmişliği”, “Teknolojik Altyapı”, “Pazar Büyüklüğü” ve “İş Dünyasının Gelişmişlik

Düzeyi”dir.

4. Türkiye, 2. grup ülkeler kategorisindedir.

a. Bu grupta bulunan ülkelerin değerlerinin ortalamaları alındığında “Altyapı”, “Ürün Piyasalarının

Etkinliği”, “Finansal Piyasaların Gelişmişliği”, “Teknolojik Altyapı”, “Pazar Büyüklüğü” ve “İş Dünyasının

Gelişmişlik Düzeyi” bileşenlerinde Türkiye ortalamanın üzerinde, diğer bileşenlerde ortalamanın

altındadır.

5. Sıralama içinde yerini koruyan Türkiye; bu yıl Estonya, Çin, Hindistan, Meksika, Romanya, Rusya ve

Polonya ile karşılaştırılmıştır.

a. Estonya, 2008-2009 yılında 2.gruptan 3.gruba geçiş ülkeleri içindeyken 2009-2010 yılında 3.grup

ülkeler arasına düşmüş ama yine de sırlama içindeki yerini 2 basamak arttırmıştır.

b. Çin, bizim de içinde bulunduğumuz 2. grup ülkeler içindeki yerini korudu, ama bu sırada da

sıralamada 2 basamak yükselmiştir.

c. Hindistan, otomotiv sanayi açısından ilginç bir ülkedir. Ayrıca BRIC ülkesi olarak da önemli bir gelişme

içindedir.

d. Polonya, 2008–2009 ve 2009–2010 dönemlerini barındıran raporlarda Türkiye ile aynı kategoride

olan geçiş ülkelerinden biridir. Bu yıl hem grubunu kormuş hem de sıralamada 7 basamak yükselmiştir.

e. Meksika, Romanya ve Rusya, geçen yıl Türkiye ile birlikte 2.gruptan 3.gruba geçiş ülkeleri içindeyken

bu yıl bizimle birlikte 2. grup ülkeler arasına düşmüşlerdir.

Page 11: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

11

GİRİŞ

Bilindiği gibi çağımızda yaşanan teknolojik devrim bilgiyi ekonomik gücün kaynağı konumuna getirmiştir. Bugün dünya ticaretinin büyük bir kısmını gerçekleştiren gelişmiş ülkeler, sermaye yoğun üretim tekniğine geçmiş olan ülkelerdir. Uluslararası büyük rekabet yarışı bu ülkeler arasında geçmektedir. Bu sebeple dünya ekonomisi ile bütünleşmek tek başına bir anlam ifade etmemektedir. Önemli olan bu büyük ülkelerle birlikte küreselleşme sürecinde yer almak ve büyük rekabet yarışına katılabilmektir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için uluslararası rekabet gücünü artırmanın, sağlıklı bir iktisadi yapıya kavuşma ve hızlı kalkınma ile mümkün olacağı gayet açıktır. Bu sebeple gelişmekte olan ülkelerin rekabet gücünü artırmaları, gelecekte o toplumların refah seviyelerini artıracak bir husus olarak değerlendirilmektedir. Ülkelerin uluslararası rekabet düzeyinin anlaşılır ve ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmesi politika yapıcıların ve devlet kurumlarının üst düzey yöneticilerinin karar verme süreçlerinde, politikaların belirlenmesi sırasında diğer ülkelerle kıyaslama olanağı sağlamak, ülkenin performans düzeyinin zaman içerisindeki gelişimini izlemek ve salt şirketlerin değil ülkelerin de dünya pazarında nasıl rekabet ettiklerini analiz etmek konularında yol gösterici bir rol oynayacaktır. Bu çalışmada temel amaç; Türkiye’nin rekabet gücü yüksek bir ekonomi olabilmesi yolunda Dünya Ekonomik Forumu tarafından yapılan değerlendirmeleri gündeme taşımak, bunun da ötesinde Türkiye bakış açısıyla yapılmış bir araştırmayla rekabet gücümüzü anlamaya katkıda bulunmaktır

Türkiye 2009 yılında dünya ekonomisinde finansal krizle başlayan ve daha sonra derinleşerek reel sektöre de ulaşan krizde, bankacılık kesiminin ve kamu maliyesinin göreli kuvvetli durumu sayesinde kalıcı hasar almadan kurtulmayı başarmıştır. 2009 sonundan başlayarak ve 2010 da Türkiye ekonomisi hızla toparlanarak 2009 kayıplarını telafi etmiştir. 2009’da milli gelirde %10’ları aşan daralma ve buna eşlik eden %15’i aşan işsizlik, 2010 da %7-8’lik bir büyüme ve %10’lara inen bir işsizliğe yerini bırakmıştır. Aslında 2010 başarısı büyüme başarısından çok hızlı bir toparlanma başarısıdır. 2009 öncesi önemli ölçüde ihracat ile büyüyen Türkiye 2009 krizi ile daralan ihracat pazarlarındaki toparlanmanın gerçekleşmemesi ve/veya çok zayıf kalması nedeniyle iç talebe dayalı olarak 2010 da büyümeye başlamıştır. İç talebin artışında bir miktar ertelenen talebin bir miktarda merkez bankası ve hükümetin genişleyici politikalar sürdürmesinin payı vardır. Düşen faizler ve buna eşlik eden kredi hacmindeki genişleme ve hükümetin harcamalarını arttırması büyümeyi ivmelendirmiştir. Bu politikalar Türkiye ekonomisinde her zaman bir sorun olan dış ticaret açığının 2010 da belirgin bir şekilde artmasına neden olmuştur. ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerin parasal genişlemeyi arttırması ve faiz oranlarını sıfıra yakın düzeye getirmesi uluslararası sermaye hareketlerini arttırmış ve fonlar gelişmekte olan piyasalara akmaya başlamıştır. Türkiye de bu akıştan payını almış ve gelen fonlar ülke ekonomisinde başlayan toparlanmayı olumlu yönde etkilemiş fakat aynı zamanda daha riskli hale getirmiştir. Düşen döviz kurları ihracatı olumsuz ithalatı olumlu etkilemekte ve dış açık hızla artmaktadır. Ülkeye giren dövizin bir kısmı merkez bankası tarafından emilse bile önemli bir kısmı piyasaya çıkmakta ve iç talebi canlandırmaktadır. Bu durum ileride fiyat artışları yönünde baskı yaratacaktır ve bu durumda merkez bankasını ya faizleri arttırıp bu baskıyı yok etmeye yönlendirecektir ya da enflasyon artışına bir miktar göz yumacaktır. Faizleri arttırması dış piyasalar toparlanmadığı sürece büyümeyi aşağıya ve işsizliği yukarı çekecektir. Enflasyona belli bir miktarda izin vermesi de reel faizleri sıfıra veya negatife çekecektir ki bu da kalıcı bir politika olmayacaktır. 2011 yılının seçim yılı olduğu dikkate alınırsa dengesizliği azaltıcı politikaların örneğin faizlerin arttırılması, büyümenin yavaşlatılması, işsizliğin arttırılması pek olası görülmemektedir. Enflasyonun merkez bankasının hedefinin epey üzerinde kalmasına göz yumularak genişleyici fakat riskleri arttırıcı ve kalıcı olamayacak bir ekonomi politikasının 2011 yazına

kadar izleneceği öngörülebilir.

Page 12: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

12

BÖLÜM 1 Rekabetçiliğin Tanımı ve Dünya Ekonomik Forumu Tarafından Geliştirilen Küresel Rekabetçilik EndeksiKüresel Rekabetçilik Raporu 2010-2011’in yayımlandığı dönem, küresel ekonomide süregelen belirsizliğin yaşandığı döneme rast gelmiştir. Çok sayıda ülkede kamu yönetimi ekonomik sistemi yaşatmak için destek vermiş, bu destekler de büyümeyi başlatmıştır. Büyüme hızları ülke bazında farklı oranlarda gerçekleşirken, bazı ülkeler için tekrardan dip yapma riskinin var olduğu düşünülmektedir. Gelişmekte olan ekonomilerin önemli bir bölümünde sağlıklı büyüme eğilimi başlamışken gelişmiş ülkelerin bazı sıkıntılarla baş başa kalmaya devam ettikleri gözlenmektedir. Bu sıkıntılar daha çok süregelen işsizlik, düşük talep, yüksek borç oranları ve son olarak da mali sistem ve işgücü piyasalarındaki reform ihtiyaçları olarak kendini göstermektedir. Uluslararası Para Fonu (IMF), 2010 yılında gelişmekte olan ülkeler için yıllık %6.25 oranında, gelişmiş ekonomiler için ise %2.25 oranında bir büyüme öngörmektedir.

Bu bağlamda politika yapıcıların güçlükler barındıran bir ekonomi yönetimi ile karşı karşıya oldukları görülmektedir. Büyüyen borç yüküyle baş edebilmek ve kontrol edebilmek için kamu yönetimleri açıkların finansmanında çözüm getirmekle uğraşmaktalar. Birden fazla kez dip görme riskinin varlığı çok sayıda devletin belirgin bir ‘çıkış stratejisini’ dile getirmelerinin önünde engel teşkil etmektedir. Hatta bu konu en son yapılan G20 zirvesinin de önemli bir tartışma alanı olmuştur. Henüz orta vade için harcamaların kontrol edilmesi amacıyla devletler tarafından söz verilmiş net bir yükümlülük bulunmasa da, büyüme öncesi yatırım için gerek duyulan altyapı, sağlık ve eğitim gibi alanlarda harcamaların kontrolü için bir uzlaşıya varacakları düşünülmektedir. Bu alanlardaki harcamalar sürdürülebilir gelişme ve rekabet gücü için gerek duyulan yatırımlardır.

Bugünün güçlükler barındıran ekonomik çevre koşullarının kısa vadeli acil eylemler nedeniyle uzun vadeli rekabet gücünü artıracak dinamikleri ve ihtiyaç duyulan vizyonu unutturmaması gerekir. Krizden çıkış stratejilerinin rekabet gücünü artıracak olan eylemlerle desteklenmesi gereklidir. Bu eylemler orta ve uzun vadede büyüme potansiyelini ortaya çıkaracak ve mali dengesizliklerin ortadan kalkmasına yardımcı olacaktır. Rekabet gücünü destekleyen ekonomik çevre koşullarının varlığı, ulusal ekonomilerin yüksek düzeyde gelire sahip olabilmelerini, aynı zamanda gelecekte net bir ekonomik performans elde edebilmek için ihtiyaç duyulan mekanizmanın var olmasına yardımcı olacaktır. Rekabetçilik bir ülkenin verimlilik düzeyini belirleyen kurumların, politikaların ve ilgili unsurların bütünü şeklinde tanımlanabilir. Verimlilik düzeyi ise bir ekonominin kazanabileceği sürdürülebilir refah düzeyini etkiler. Bir diğer ifadeyle, rekabetçilik düzeyi yüksek olan ekonomilerin vatandaşlarına daha yüksek düzeyde gelir sağlayabilme imkânı söz konusudur. Verimlilik düzeyi aynı zamanda bir ekonomi içinde yatırımların geri dönüş oranlarını belirler. Geri dönüş oranlarının bir ekonominin büyüme oranını belirleyen ana unsurlardan olması nedeniyle, rekabetçi bir ekonomi orta ve uzun vadede daha yüksek hızda büyüme kaydedecektir. Rekabet gücü kavramı statik ve dinamik bileşenlere sahiptir: her ne kadar bir ülkenin üretkenlik-verimlilik düzeyi çok net bir biçimde yüksek düzeyde gelir elde edebilmenin belirleyicisi olarak karşımıza çıksa da, üretkenlik-verimlilik düzeyi yatırımların geri dönüşü de merkezi bir unsur olarak görülmektedir. Yatırımların geri dönüş oranı ise bir ekonominin büyüme potansiyelini ortaya koymaktadır.

Rekabetçiliğin çok sayıda ve karmaşık bir yapıda belirleyicileri olduğu bilinmektedir. Yüzlerce yıl boyunca ekonomistler ulusların refah düzeyini belirleyen etmenler üzerinde durmuştur. Adam Smith uzmanlaşma ve işbölümü üzerine odaklanmış; neoklasik ekonomistler fiziksel sermayeyi ve altyapıyı vurgulamış; son olarak da diğer mekanizmalara odaklanma artmış, bu mekanizmalar daha çok eğitim, teknolojik ilerleme (bir ülkenin teknolojiyi kendi içinde geliştirmesi veya dışarıdan alması), makroekonomik istikrar, iyi

Page 13: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

13

yönetişim, kanunların uygulanabilmesi, şeffaf ve iyi işleyen kurumların varlığı; işletmelerin uzmanlaşmaları, talep, piyasa büyüklüğü ve diğerleri üzerine odaklanılmıştır. Refah düzeyi bir ekonominin verimlilik düzeyi ile belirlenir. Verimlilik düzeyi ise bir ülkenin insan kaynağı, sermaye ve doğal kaynaklarıyla kişi başına ürettiği ürün ve hizmetlerin değeri ile ölçülür. Verimlilik, bir ülkenin fiyat düzeyi ile ölçülen ürün ve hizmetlerinin değerine olduğu kadar; bu ürün ve hizmetlerin üretim sürecinin etkinliğine de bağlıdır. Verimlilik yüksek ücret seviyelerini, güçlü bir para birimini ve sermaye yatırımına çekici düzeylerde getiriyi destekler. Tüm bunların sonucu ise daha yüksek düzeyde yaşam standardı anlamını taşır. Bu nedenle rekabetçilik verimlilikle ölçülür.

Ülkeler arasında verimliliği (son olarak da refah düzeyini) etkileyen unsurların neler olduğunun belirlenmesi uzun yıllardır ekonomik araştırma disiplininin uğraş konularından biridir. Teorik modeller öncelikle ekonomik büyüme sürecinde sermaye birikimini irdelemiştir. Son yıllarda ise artan bir biçimde daha çok “bilgi” alanına odaklanma söz konusudur. Çok sayıda göstergeyi barındıran veri grupları ile yapılan gözleme dayalı araştırmalar, verimliliği etkileyen unsurların etki düzeylerini test edebilme şansı tanımıştır. Bu etmenlerin sınıflandırılması durumunda önemli olanlar arasında; kurumsal yapının rolü (institutions), ticarete ve yatırıma açıklığı, coğrafi konumu ve iş ortamının kalitesini, verimliliği ortaya koyan unsurlar bulunmaktadır. Ancak etmenler ve bu etmenlerin rolleri üzerinde genel bir mutabakat sağlanmış olsa da, tartışmalar halen devam etmektedir. Araştırma sonuçları, dikkate alınan ülkelerin kendi özel durumlarına göre değişkenliğin olabileceğini ortaya koymaktadır.

Gerek teori, gerekse de gözleme dayalı kanıtlar, rekabetçilik için çok sayıda kritik bileşen olduğunu ortaya koymaktadır. Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından geliştirilen yeni Küresel Rekabetçilik Endeksi-KRE (Global Competitiveness Index) çok sayıda parametreyi dikkate alarak ülkeler arasında bir sıralama yapmayı önermektedir. Buradaki asıl gaye, ülkelerin verimlilik düzeyini belirleyen etmenleri ortaya koyup, o ülkenin güçlü ve zayıf yanlarını ortaya koymak ve politika yapıcılara yol gösterebilmektir. Dünya Ekonomik Forumu ülkelerin kalkınmışlık düzeylerini üç kategoriye ayırmaktadır. Bu kategoriler ve rekabet gücüne dair bileşenlerle arasındaki ilişki Şekil 1’de gösterilmektedir. Ülkelerin sınıflandırmaları ile ilgili daha detaylı bilgiyi Ek’ten elde etmek mümkündür. Her bir bileşen hakkında detay ise 1.1. Küresel Rekabetçilik Endeksinin Bileşenleri başlıklı bölümdedir.

Şekil 1: Dünya Ekonomik Forumu Modeli, WEF Küresel Rekabetçilik Raporu, 2010–2011

Page 14: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

14

1.1 Küresel Rekabetçilik Endeksinin Bileşenleri:

Dünya Ekonomik Forumu tarafından 2005 yılında yenilenen endeksin hazırlanma nedeni verimliliğin

nedenlerini daha etkin bir biçimde ortaya koymaktır. Endeksin çerçevesini üç adet yapıtaşı

oluşturmaktadır. Bunlar; zenginlikler (endowment), makroekonomik rekabetçilik ve mikro ekonomik

rekabetçiliktir. Zenginlikler refah düzeyini doğrudan etkilemekte, bu zenginlikler arasında da doğal

kaynaklar, coğrafi konum veya büyük bir iç pazar gibi bir ülke için var olan avantajlar sayılmaktadır.

Şekil 3’te rekabetçilik konusunda WEF’in yaklaşımına dair grafik gösterim bulunmaktadır. WEF’e göre

bir ülkenin sahip olduğu zenginliklerin verimlilik ile birleşmesi refahı getirmektedir. Rekabet gücündeki

artışa dair çalışmaların da hedefi refah düzeyinde artış sağlamaktır. Şekil 3 ise makro ekonomik

rekabetçilik ve mikro ekonomik rekabetçilik olarak anılan kavramların bileşenleri hakkında fikir vermek

üzere çizilmiştir.

Şekil 2: Rekabetçiliğin Tanımlanması, WEF Küresel Rekabetçilik Raporu, 2008–2009

Şekil 3: Verimliliğin Temelleri, WEF Küresel Rekabetçilik Raporu, 2008–2009

Page 15: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

15

1.2 Küresel Rekabetçilik Endeksi – KRE (GCI)

Dünya Ekonomik Forumu; rekabetçilik sıralamasını Küresel Rekabetçilik Endeksine (KRE) dayandırır.

Endeks son derece kapsamlı, ulusal rekabetçilik konusunda mikro ekonomik ve makroekonomik

durumu analiz eden bir yapıya sahiptir. KRE rekabet gücünü etkileyen çok sayıda bileşenin ağırlıklı

ortalamasıdır. Her bir bileşen rekabetçilik olarak anılan karmaşık kavramın bir boyutunu yansıtır. Söz

konusu tüm bileşenler rekabetçiliğin dayandığı 12 adet bileşenin neler olduğunu ve bu bağlamda

özelliklerini tanımlar.

Dünya Ekonomik Forumu araştırmayı yaparken iki tür veriden yararlanır. İlk grup veriler uluslararası

rakamsal göstergeleri, ikinci grup veriler ise; Yönetici Görüşü Anketi adı verilen bir anketten elde edilir.

2009–2010 Raporunun temeli olan anket çalışması 133 ülkeden Ocak ve Mayıs 2009 döneminde

13 bin adet yönetici kademesinde bulunan katılımcıdan, ülkelerin iş dünyasının içinde bulunduğu

ortamı tanımlayan görüşleri barındırır. 2009–2010 yılı için yayımlanan raporda yaklaşık 13 bin anketin

değerlendirildiğini bunun da ülke başına ortalama 95 anket olduğu belirtilmiştir. Araştırma KRE’nin 12

bileşenini çerçeveleyen toplam 13 bölümden oluşmuştur. Anket çalışması içinde bulunan sorular 1 ile

7 arasında bir puan verilecek biçimde yapılanmıştır. Bu anketlerde “1” en kötü notu, “7” ise en iyi notu

temsil eder. Anket çalışması farklı ülkelerden toplam 150 adet ortak kurum aracılığıyla gerçekleştirilir.

Türkiye’de, Dünya Ekonomik Forumu Küresel Rekabetçilik Ağı’nın (WEF Global Competitiveness

Network) ortak kuruluşu TÜSİAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu(REF)’dir. Aşağıdaki bölüm 12

adet bileşen hakkında bilgi vermektedir.

1. Bileşen: Kurumsal yapı

Kurumsal yapı, bireylerin, firmaların ve kamunun bir ekonomi içinde gelir ve refah oluşturmak üzere ilişkide olduğu hukuksal ve yönetsel çerçevedir. İyi yapılanmış bir kurumsal ortamın varlığı içinde bulunduğumuz kriz döneminde kendisine duyulan gereksinimi daha çok ön plana çıkarmış; devletin düzenleyici rolünü anımsatmıştır. Kurumsal yapının niteliği yatırım kararlarını ve üretimin örgütlenmesini etkiler. Örneğin toprak sahipliği, hisse senetleri veya fikri mülkiyet hakları konusunda mülkiyet hakkı taşıyanların haklarını koruyan bir sistem olmazsa, gelişme de gerçekleşmez. Bir ekonomide özel sektörün dürüst olduğu, yöneticilerin kamu yönetimiyle, diğer şirketlerle ve kamuoyu ile güçlü ahlaki uygulamalar bütünü içinde olmaları ekonominin olumlu yönde hareket edebilmesi için önemlidir. Aşırı bürokrasi, kanun ve benzeri düzenlemelerdeki aşırılıklar, yolsuzluk, kamu sözleşmelerinde dürüst olmayan bir ortam, şeffaf olmayan işleyiş, güvensizlik ekonomide maliyet yaratan unsurlardır.

Ekonomik yazının ağırlıklı olarak kamu kurumlarına odaklanmış olmasına rağmen, refah düzeyinin artırılmasında özel sektör kuruluşlarının da önemli bir bileşen olduğu görülmektedir. Yaşanan mali krizle birlikte çok sayıdaki kurumsal skandal, muhasebe ve raporlama standartlarıyla birlikte usulsüzlüğü ve kötü yönetim biçimini önlemek, iyi yönetişimi garanti altına almak, son olarak da yatırımcının ve tüketicinin güvenini sağlamak konularının öneminin altını çizmiştir. Özel sektörün şeffaflığı iş dünyası için vazgeçilmez bir öğedir. Şeffaf bir ortam yaratabilmek için ise standartların kullanılması ve standartlarla birlikte doğru zamanda bilgiye ulaşabilmek adına denetim ve muhasebe

uygulamalarının getirilmesi gerekmektedir.

Page 16: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

16

2. Bileşen: Altyapı

Gelişmiş bir altyapının varlığı bölgeler arasındaki mesafenin yaratacağı olumsuz etkileri düşük düzeye

indirger. Karayollarının kalitesi, demiryolları, limanlar ve hava ulaşımı, girişimcilerin mallarının güvenli

ve zamanında değişimini mümkün kılar; ayrıca işgücünün hareketliliğini sağlar. Enerji ve elektriğin

maliyeti ve sürekliliği; genel ekonomik verimliliği artıran kapsamlı bir telekomünikasyon ağı ise bilginin

hızlı ve kolay akışını olası kılarak ekonomik aktörlerin karar mekanizmalarını etkinleştirir. Yaşadığımız

kriz döneminde altyapı konusunda planlanan yatırımların olumlu etkileri olacaktır. ABD ve Çin gibi

bazı ülkeler bu konuda ulusal destek paketleri gündeme getirmiştir.

3. Bileşen: Makroekonomik istikrar

Her ne kadar makroekonomik istikrarın tek başına var olması verimlilik artışını sağlamasa da genel

kabul edilen gerçek istikrarsızlığın ekonomiye zarar verdiğidir. Bu bileşen makroekonomik çevre

koşullarının istikrarını değerlendirir. Bu nedenle hükümetin kamu hesaplarını nasıl yönettiğini dikkate

almaz. Kamu hesaplarının nasıl yönetildiğine ilişkin niceliksel durum kurumsal bileşen kaleminde

inceleme altına alınmaktadır.

4. Bileşen: Sağlık ve ilköğretim

Sağlıklı bir işgücü, bir ülkenin rekabetçiliğinde ve üretkenliğinde önemli bir girdidir. Sağlık sorunları iş

dünyasına maliyetler yükleyebilmektedir. Diğer yandan temel eğitim, çalışanların verimini artırmaktadır.

Özellikle bu iki alana yapılacak kaynak aktarımı üzerinde yapılan kısıtlamaların önüne geçmek gerekir.

Yaşanan kriz döneminde kamu yönetimlerinin bu alanlarda bütçe kısıtlamalarına gittiği izlenmektedir.

5. Bileşen: Yüksek öğretim ve hizmet içi eğitim

Bu bileşen lise ve yüksek öğretim kurumlarına başvuru düzeylerini dikkate alır. Aynı zamanda iş

dünyasının talebine karşılık ne denli iyi eğitilmiş bir işgücü olduğuna dair ölçümlemeyi yapar.

6. Bileşen: Ürün piyasalarının etkinliği

Etkin çalışan ürün piyasalarına sahip olan ülkeler, arz ve talep koşullarına uygun bir biçimde doğru

ürün ve hizmet portföyünü oluşturma şansına sahiptir. Ürünlerin değişiminin yapılabildiği en sağlıklı

ortamların kamu müdahalelerinin en düşük düzeyde gerçekleştiği ortamlar olduğu kabul edilmektedir.

Örneğin rekabetçilik, getirilen vergi yükleri veya doğrudan yabancı yatırımlardaki ayrımcılıktan

olumsuz etkilenir. İçinde bulunduğumuz dönemde yaşanan ekonomik yavaşlama, kamu yönetiminin

yerli firmaları koruyarak müdahil olmaları yönünde baskı oluşturmuştur. Kriz ortamı tüm dünyadaki

ekonomilerin birbirlerinden ne denli büyük ölçüde etkilenebildiklerini ortaya koymakla birlikte

büyüme ile bir piyasanın açıklığı arasındaki ilişkiyi ortaya koymuştur. Korumacı önlemlerin toplam

ekonomik aktiviteyi küçültmeleri nedeniyle verimli olmadığı görülmüştür.

Page 17: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

17

7. Bileşen: Emek piyasalarının etkinliği

Emek piyasalarının etkinliği ve esnekliği, işgücünün bir ekonomi içinde en doğru şekilde konumlandığını

sağlamak açısından kritik öneme sahiptir. Ayrıca etkinlikteki artışın işgücüne sağlanan teşviklerle

de doğrudan ilgisi olduğu görülmektedir. Bu nedenle emek piyasalarının işgücünün bir ekonomik

aktiviteden bir diğerine kolaylıkla ve düşük maliyetle geçiş yapabilmelerini sağlayabilecek esnekliğe

sahip olmaları beklenir. Etkin işgücü piyasalarının, çalışanlara sunulan teşviklerle birlikte işgücünün

sunduğu emek arasında olması gereken ilişkinin şeffaflığını sağlamaları gerekir.

8. Bileşen: Finansal piyasaların gelişmişliği

Yaşanan ekonomik kriz sağlıklı bir ürün sistemin varlığının önemini ortaya koydu. Koşullara uygun ve

doğru çalışan bir yöntemle riskin analiz edilmesi kritik bir unsur halindedir. Yatırımlar üretkenlik için

önemlidir. Bu nedenle ekonomik sistem, gelişmiş ürün sistemlerine ihtiyaç duyar. Finansal sistemin iyi

işleyebilmesi ise güvenilir ve şeffaf bir bankacılık sistemine, mali sistemin tümü uygun düzenlemelere,

mevzuata; bu düzenleme ve mevzuatın ise yatırımcıları ve ekonomi içindeki diğer oyuncuları korumaya

ihtiyacı vardır.

9. Bileşen: Teknolojik altyapı

Bu ölçüt, bir ekonominin tüm endüstrilerinin üretkenliğini artırabilmek adına teknolojiyi ne denli

içselleştirdiğini dikkate alır. Özellikle bilişim teknolojileri genel amaçlı teknolojilere dönüşmüş

durumdadır. Bu nedenle bilişim teknolojilerinin varlığı ve bu teknolojilere ulaşılabilirlik bir ülkenin

rekabet gücünde teknolojiye ne denli hazır olduğuna dair dikkate alınan önemli bir bileşendir. Bu

bağlamda, bir teknolojinin ülkenin kendi sınırları içinde geliştirilmiş olmasının veya olmamasının,

teknolojinin rekabet gücü üzerinde yaratacağı etkiyle ilgisi yoktur. Ana nokta, firmaların teknolojik

olarak gelişmiş ürünlere ve kullanım imkânlarına erişebilmeleridir.

10. Bileşen: Pazar büyüklüğü

Pazar büyüklüğü üretkenliği etkiler, çünkü firmalara toplu üretimin avantajlarından yararlanma imkânı

sunar. Uluslararası pazarların varlığı ise (iç piyasalara bir tamamlayıcı unsur olarak) özellikle küçük ülkeler

için önemli hale gelmiştir. Gözleme dayalı çalışma sonuçlarına göre ticarette açıklık, yani dış ticaret

kapasitesi bir ülkenin büyümesi ile doğrudan bağlantılıdır. Dünya Ekonomik Forumu, rekabet gücünün

ölçümünde pazar büyüklüğünde hem iç pazar, hem de dış pazar büyüklüğünü dikkate almakta, ihracat

yapabilen ülkelerin rekabetçilik bağlamında daha fazla kredilendirdiğini belirtmektedir. Kredi alan

ülkelerin bir diğer kategorisi ise tek pazar oluşturmayı başarmış, AB üyesi ülkeler gibi ülkelerdir.

11. Bileşen: İş dünyasının gelişmişlik düzeyi

İş dünyasının gelişmişliği üretkenliğini artırmakta, ülkenin rekabet gücünü olumlu yönde etkilemektedir.

İş dünyasının gelişmişliği; ülkenin iş dünyasının genel yapısının ve bir firmanın özelinde operasyonlarının

Page 18: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

18

ve stratejilerinin niteliği ile ilgilenir. Belirgin bir sektöre ait olan firmaların ve bu firmaların tedarikçileri

olan firmaların coğrafi olarak birbirine yakın bağlantılı gruplar oluşturabilmişse (kümeler) verimlilik

artacak, inovasyon için daha fazla fırsat yaratılabilecek, yeni firmaların sisteme girişinin önündeki

engeller azaltılabilecektir. Bireysel olarak firmaların operasyonlarının ve stratejilerinin modern iş

süreçlerine yol açacağı bilinmektedir. Bu operasyonlardan ve stratejilerden bazıları marka yaratma,

pazarlama, değer zincirlerinin varoluşu ve gelişmiş ürünlerin piyasaya sunulması olarak sayılabilir.

12. Bileşen: İnovasyon

Uzun vadede refah düzeyindeki artış inovasyonla geliştirilebilmektedir. Daha az gelişmiş ekonomiler

mevcut teknolojileri kullanarak/içselleştirerek veya daha farklı alanlarda iyileştirmeler yaparak

üretkenliklerini artırabilirler. Gelişmiş ekonomilerde ise az gelişmiş ülkelerin uyguladıkları reçeteler

üretkenliği artırmak için yetersiz olacağı için daha farklı alanlarda çalışmaları gerekir. Bu çalışmalardan

bazıları rekabetçiliği sürdürebilmek için yeni ürün ve süreçlerin tasarımı ve hayata geçirilmesidir.

İnovatif bir ortamın yaratılabilmesi için özellikle özel sektörün Ar-Ge’ye yatırım yapması, nitelikli

bilimsel araştırmaları yapacak olan araştırma kurumlarının, bununla birlikte üniversiteler ve özel

sektör arasında kapsamlı bir işbirliği platformunun var olması, son olarak da fikri mülkiyet haklarının

korunduğu bir düzenin varlığına ihtiyaç duyulur. İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz döneminde

gerek kamu, gerekse de özel sektör üzerinde var olan Ar-Ge bütçelerinin kısılması baskısına direnmek

uzun vadeli ve sürdürülebilir büyüme için kritiktir.

13. Bileşenin Birbirleri Arasındaki İlişki:

Her bir Bileşen ayrı ayrı anlatılmış olsa da, bu unsurların birbirinden tamamen bağımsız değerlendirmeleri

gerektiği iddiasını ortaya koymaz. Tüm bileşenlerin birbirleriyle yakın etkileşim halinde olduklarını, her

bir unsurun bir diğeri üzerinde etkisi olduğunu anımsamak gerekir. Buna ilişkin olarak; 12. Bileşen olan

inovasyonun gerçekleştirilebilmesi için 1. Bileşen olan kurumlara ve özellikle fikri mülkiyet haklarının

korunduğu etkin bir kurumsal yapıya ihtiyacı olduğu ya da 5. Bileşende bahsedilen iyi eğitilmiş işgücü

var olmadan inovasyonun gerçekleştirilemeyeceği olguları örnek olarak verilebilir.

Page 19: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

19

Tablo 1: Küresel Rekabetçilik Endeksinin (KRE-GCI) Yapısı 2010 – 2011

25%75%

1A.1. Mülkiyet hakları 20%Mülkiyet HaklarıFikri Mülkiyetin Korunması1A.2. Ahlaki değerler ve yolsuzluk 20%Kamu Fonlarının DağıtımıKamuoyunun Politikacılara GüveniSistem dışı Ödemeler ve Rüşvet1A.3. Haksız biçimde yaratılan etki-kayırmacılık 20%Yargı BağımsızlığıKamu Görevlilerinin Kayırmacılığı1A.4. Kamu İdaresinin verimli çalışmaması 20%Kamu harcamalarındaki israfKamu düzenlemeleriyle getirilen yüklerOluşan mutabakatsızlıkların çözümünde hukuki çerçevenin verimliliğiKanun-mevzuat ve ilgili diğer düzenlemelerde gerekli değişiklikler için hukuki çerçevenin verimliliğiKamunun politika oluşturma sürecinde şeffaflık 1A.5. Güvenlik 20%Terörün iş dünyası üzerinde yarattığı maliyetSuç ve şiddetin iş dünyası üzerinde yarattığı maliyetÖrgütlü suçların varlığıPolisin sunduğu hizmetlere olan güven

25%1.B.1. Kurumsal ahlaki normlar-etik 50%İşletmelerin ahlaki davranış şekilleri1.B.2. Hesap verebilirlik 50%Denetleme ve raporlama standartlarının etkinliğiİşletme üst yönetimlerinin etkinliğiAzınlık hissedarlarının haklarının korunmasıYatırımcı haklarının korunmasına ilişkin süreçlerin güçlü olup olmadığı*

25%50%

50%

25%

25%50%

50%

Küresel Rekabetçilik Endeksi Bileşenleri İlgili kategorideki Ağırlığı1 KURUMLAR

1A. Kamu kurumları

1B. Özel Sektör Kuruluşları

2 ALT YAPI2A Ulaştırma AltyapısıGenel altyapının niteliğiKarayollarının niteliği

Sabit telefon hatları*Mobil telefon aboneleri*

3 MAKROEKONOMİK ORTAMKamu bütçe dengesi*Ulusal tasarruf oranı*Enflasyon*

Demiryolları altyapısının niteliğiLiman altyapısının niteliğiHava ulaşımı altyapısının niteliğiKullanılabilir Koltuk Kilometre*2B Enerji ve telefon altyapısıElektrik dağıtım şebekesinin niteliği

Sıtma vakaları*Tüberkülozun iş dünyası üzerinde yarattığı etkiTüberküloz vakaları*HIV/AİDS’in iş dünyası üzerinde yarattığı etkiHIV’den etkilenenlerin miktarı-yaygınlığı*Bebek ölümleri*

Faiz oranlarındaki marj (spread)*Kamu borç stoku*Ülke kredi notu*4 SAĞLIK VE TEMEL EĞİTİM

4A SağlıkSıtmanın iş dünyası üzerinde yarattığı etki

Yaşam süresi* 4B İlköğretimİlköğretimin kalitesiİlköğretimde okullaşma oranı*

Tem

el G

erek

lilik

ler

Page 20: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

20

17%33%

33%

33%

17%67%

6A.1. İç Rekabet DeğişkenYerel rekabetin yoğunluğuPazar hâkimiyetinin derecesiMonopol karşıtı politikaların etkinliğiVergilendirmenin kapsamı-yaygınlığı ve etkinliğiToplam vergi oranı*Bir işletmeyi hizmete açmak için gerekli prosedür-işlem sayısıBir işletme kurmak için gereken zaman*Zirai politikaların maliyeti6A.2. Dış Rekabet DeğişkenTicaret engellerin (varlığı ve) yaygınlığıDış ticarete ilişkin tarifeler*Yabancı mülkiyetin yaygınlığıDoğrudan yabancı yatırımlara ilişkin getirilen kuralların iş dünyası üzerindeki etkisiGümrüklerde uygulanan işlemlerin yarattığı yükGSYİH’nin yüzdesi olarak ithalat*

33%

17%50%

50%

17%50%

50%

17%50%

50%

17%75%

25%

50%

50%

Eğitim sisteminin niteliğiMatematik ve bilim eğitiminin niteliğiİş yönetimi alanında eğitim veren kurumların niteliğiOkullarda İnternete ulaşabilme5C İş Başında EğitimAraştırma ve eğitim hizmetlerine ulaşabilirlik-yerel olarak bu hizmetlere

5 YÜKSEK ÖĞRETİM VE İŞBAŞINDA EĞİTİM5A Eğitime Dair Niceliksel PerformansLise okullaşma oranı*Üniversite okullaşma oranı*5B Eğitime Dair Niteliksel Performans

7 EMEK PİYASALARININ GELİŞMİŞLİĞİ7A Esneklikİşveren ve işgücü arasındaki ilişkide işbirliğiÜcretlerin belirlenmesinde esneklik düzeyiİstihdam yaratmada (koşulların sahip olduğu) katılık*

Çalışanlara sağlanan eğitimin kapsamı-genişliği-derecesi6 ÜRÜN PİYASALARININ ETKİNLİĞİ

6A Rekabet

6B Talep Koşullarının Niteliği Müşterilerin (piyasalar, piyasa koşulları, ürün ve hizmetler hakkında) ne denli Alıcıların bilgi düzeyi

Kadınların işgücüne katılımı8 FİNANS PİYASALARININ GELİŞMİŞLİĞİ

8A EtkinlikMali hizmetlerin varlığı-mevcudiyetiMali hizmetlerin satın alınabilirliğiYerel sermaye piyasaları aracılığıyla finansman sağlama

(İhtiyaç dışında sahip olunan) varlıkların yarattığı maliyet*Vergilendirmenin yaygınlığı ve etkisi7B İşgücünün Kapasitesinin Etkin Biçimde Kullanımı Ödemeler ve üretkenlikProfesyonel yönetime olan güvenBeyin göçü

Yasal haklar endeksi*9 TEKNOLOJİK ALTYAPI9A Teknolojiyi benimseyebilmeEn güncel teknolojilerin varlığı-mevcudiyetiTeknolojinin firma düzeyinde benimsenmesiDoğrudan yabancı yatırımlar ve teknoloji transferi

Kredilere ulaşabilme kolaylığı Girişimci sermayesinin varlığı-mevcudiyetiSermaye akışı üzerindeki sınırlandırmalar8B Güvenilirlik ve emniyetBankaların itibarı Borsalara ilişkin düzenlemeler

11 İŞ DÜNYASININ GELİŞMİŞLİK DÜZEYİYerel tedarikçilerin niceliğiYerel tedarikçilerin niteliğiKümelerin gelişimine ilişkin konum-durum

9B Bilişim teknolojilerinin kullanımıİnternet kullanıcıları*Geniş bant İnternet aboneleri*İnternet bant genişliğiSabit telefon hatları*Mobil telefon abonelikleri*

Kamunun ileri teknoloji ürünlerini satın alma konusundaki durumu (kamu tedarik Bilim insanlarının ve mühendislerin varlığı-mevcudiyetiFaydalı model ve patentler*Fikri mülkiyet haklarının korunması

İnov

asyo

n ve

Gel

işm

işlik

Fak

törle

riVe

rimlil

ik A

rtırı

cıla

r

Profesyonel yönetime olan güven12 İNOVASYONİnovasyon kapasitesiBilimsel araştırma kurumlarının niteliğiİşletmelerin Ar-Ge harcamalarıAr-Ge için üniversite-sanayi işbirliği

Rekabetçi avantaja sahip olmanın durumu-doğasıDeğer zincirinin genişliğiUluslararası dağıtım üzerindeki kontrolÜretim süreçlerinin gelişmişliğiPazarlama süreçlerinin ulaştığı aşamaYetkinin delege edilmesine ilişkin istek

10 PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ10A İç Pazarın Büyüklüğüİç pazar büyüklüğü endeksi*10B Dış Pazarın BüyüklüğüDış pazar büyüklüğü endeksi*

Page 21: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

21

50%

50%

11 İŞ DÜNYASININ GELİŞMİŞLİK DÜZEYİYerel tedarikçilerin niceliğiYerel tedarikçilerin niteliğiKümelerin gelişimine ilişkin konum-durum

Kamunun ileri teknoloji ürünlerini satın alma konusundaki durumu (kamu tedarik Bilim insanlarının ve mühendislerin varlığı-mevcudiyetiFaydalı model ve patentler*Fikri mülkiyet haklarının korunması

İnov

asyo

n ve

Gel

işm

işlik

Fak

törle

ri

Profesyonel yönetime olan güven12 İNOVASYONİnovasyon kapasitesiBilimsel araştırma kurumlarının niteliğiİşletmelerin Ar-Ge harcamalarıAr-Ge için üniversite-sanayi işbirliği

Rekabetçi avantaja sahip olmanın durumu-doğasıDeğer zincirinin genişliğiUluslararası dağıtım üzerindeki kontrolÜretim süreçlerinin gelişmişliğiPazarlama süreçlerinin ulaştığı aşamaYetkinin delege edilmesine ilişkin istek

Page 22: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

22

Kalkınma Aşamaları ve Ağırlıklı Endeks

Yukarıda tanımlanan her bir bileşenin tüm ekonomiler üzerinde belirli bir ölçüde etkisi olsa da, ekonomilerin özelliklerine göre farklı farklı biçimlerde etkisi olduğu da açıktır: örneğin Ruanda’nın rekabet gücünü artırmak için en iyi yöntem, Almanya için benimsenen en iyi yöntemden farklıdır. Böyle bir sonuca ulaşmanın ana nedeni Ruanda ve Almanya’nın birbirinden farklı olan kalkınma aşamalarında olmalarından kaynaklanmaktadır. Ülkeler kalkınma patikasında yukarı doğru çıktıkça, ücret düzeylerinde artma eğilimi, bununla beraber de daha yüksek düzeye ulaşmış olan gelirleri sürdürülebilir kılmak için ise işgücü verimliliğinin artırılmasına gereksinim duyulur.

Kalkınma aşamaları ekonomik teorisine göre KRE’nin yaklaşımı şu şekildedir: birinci aşamada bulunan ülkeler ekonomik faktörlere göre rekabet ederler. Bu faktörler de nitelikli olmayan işgücü ve doğal kaynaklar olarak betimlenmektedir. Bu aşamada olan ülkelerde yerleşik olan işletmeler ise fiyat temelinde rekabet ederler ve ana ürün ve malların satışını gerçekleştirirken, işgücü verimliliği düşük, ücretler düzeyi düşüktür. Kalkınmışlığın bu aşamasında bulunan ülkelerde rekabet gücünü korumak iyi işleyen kamu ve özel sektör kurumlarına, iyi bir altyapıya, istikrarlı bir makroekonomik ortama ve son olarak en az temel eğitim almış düzeyde bulunan sağlıklı bir işgücüne gereksinim duyulur. Bu unsurlar Şekil 1’de bulunan Temel Gereklilikler’dir.

Bir ülke daha rekabetçi aşamaya ulaştıkça, kalkınmada ilerlemişlik düzeyindeki yükselme ile birlikte verimlilik düzeyi ve ücretler de artış gösterecektir. Kalkınmışlık aşamalarının bu düzeyine ulaşan ülkeler verimlilik odaklı ekonomiler olarak isimlendirilir. Bu aşamada daha etkin olan üretim süreçleri geliştirilir; ürün kalitesinde artış sağlanır. Artışın arkasındaki gerçek ise bu ülkelerin fiyatları artıramaması ancak ücret düzeylerinde artışların görülmesidir. Söz konusu aşamada bulunan ülkelerde rekabet gücü; daha yüksek düzeyde eğitim ve işbaşında eğitim; etkin işleyen mal-ürün piyasaları, etkin işleyen işgücü piyasaları, gelişmiş mali piyasalar, mevcut teknolojilerden yararlanabilecek düzeyde olan yetenekler, son olarak da geniş bir iç ve dış piyasa varlığına göre oluşur. Şekil 1’de bu unsurların kapsadığı ülkeler Verimlilik Artırıcılar olarak tanımlanmış, bu tip bir kademede bulunan ekonomiler Verimlilik Odaklı Ekonomiler sınıfında değerlendirilmiştir.

Son olarak, ülkelerin inovasyon tarafından yönlendirildiği aşamaya gelindiğinde, ücretler öyle bir düzeye ulaşacaktır ki; eğer işletmeler yeni ürünlerle rekabet edebilirlerse ulaşılan yüksek ücret düzeyleri korunabilecek buna bağlı olarak da yaşam standardının yüksekliği sürdürülebilir konuma gelecektir. Bu aşamaya ulaşmış olan ülkelerde yerleşik olan işletmeler en gelişmiş üretim süreçlerini ve inovasyon ile yeni ve farklı ürünlerle rekabet ederler. Şekil 1’de gösterildiği gibi bu ülkelere İnovasyon Odaklı Ekonomiler denilmektedir. KRE’nin kalkınma aşamalarını dikkate alma yöntemini şu şekilde özetlemek mümkündür: belirli bir kalkınmışlık aşamasında bulunan bir ülkenin bulunduğu konuma göre bileşenlere ağırlıklar verilmektedir. Bu ağırlıklar da, bir önceki cümlede belirtildiği gibi; ülkenin kalkınmışlık durumuna bağlı olarak göreli olarak belirlenmektedir. Yani, her ne kadar toplam 2 adet bileşen belirli bir düzeyde tüm ülkelerin rekabet gücü üzerinde etmen olsa da; her bir bileşenin göreli önemi, ilgili ülkenin kalkınmışlık aşamasına göre değişkenlik ortaya koymaktadır. Bu yaklaşımı uygulayabilmek adına bileşenler üç alt-endekse göre sınıflandırılır. Temel gereklilikler alt-endeksi, üretim faktörleri odaklı ekonomiler için bileşenleri bir grup altında toplar. Verimlilik artırıcılar alt-endeksi verimlilik odaklı aşamada bulunan ülkeler için kritik olan bileşenleri barındırır. Son olarak da inovasyon ve gelişmişlik faktörleri alt-endeksi inovasyon odaklı ekonomiler için kritik olan bileşenleri kapsar.

Page 23: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

23

Her bir alt-endekse verilen ağırlıklar Tablo 2’de gösterilmektedir. Ağırlıkları elde edebilmek için, kişi başına düşen GSYİH’nin en yüksek düzeyde olası regresyonu geçmiş yıllardaki alt-endekslere karşı

çalıştırılır. Her bir kalkınmışlık aşaması için farklı katsayıların kullanılması sağlanmış olur.

Ülkelerin hangi kalkınmışlık aşamasına yerleştirilmesi gereğine ilişkin olarak iki adet kıstas kullanılmaktadır. Kıstaslardan ilki kişi başına düşen GSYİH düzeyidir. Hemen hemen tüm ülkeler için ulaşılabilen bu ölçüt, tüm ülkeler için ücretler seviyesine ilişkin veri olmadığından dolayı ücret düzeylerinin yaklaşık değerini hesap etmek için kullanılır. Tablo3’te GSYİH aralıkları aktarılmaktadır. İkinci kıstas ise faktör odaklı ülkeleri ortaya çıkarabilmek için kullanılır. Burada kullanılan ana ölçüt ise toplam ihracat içinde mineral mamullerin payını dikkate alır. Toplam ihracat içinde mineral ürünlerin payı (5 yıllık ortalamalar kullanılır) eğer %70’in üzerindeyse bu ülkeler büyük ölçüde faktör odaklı ekonomiler grubunda sınıflandırılır. Üç grup içine girmeyen, ancak bir sonraki aşamaya doğru ilerleyen ülkeler Geçiş Ülkeleri olarak anılır. Bu tip ülkeler için ülkeler kalkındıkça ağırlıklar da bir miktar değişmektedir.

Alt-endeksler Üretim

Faktörleri

Odakl ı Aşama

(%)

Verimlil ik

Art ır ıc ı Odakl ı

Aşama (%)

İnovasyon

Odakl ı Aşama

(%)

Ana

gereksinimler

60 40 20

Verimlilik

artırıcılar

25 50 50

İnovasyon ve

gelişmişlik

faktörleri

5 10 30

Tablo 2: Her Bir Kalkınmışlık Aşamasındaki Üç Ana Alt-endeksin Ağırlıkları

Kaynak: WEF Küresel Rekabetçilik Raporu, 2010–2011

Tablo 3: Kalkınmışlık Aşamalarının Belirlenmesi için Gelir Aralıkları

Kaynak: WEF Küresel Rekabetçilik Raporu, 2010–2011

Kalkınmışlık Aşaması Kişi Başına Düşen GSYİH (ABD doları)

1. Aşama: faktör odaklı 2.000’den küçük

Birinci aşamadan ikinci aşamaya geçiş 2.000 – 3.000

2. Aşama: verimlilik artırıcılar 3.000 – 9.000

İkinci aşamadan üçüncü aşamaya geçiş 9.000 – 17.000

3. aşama: inovasyon odaklı 17.000’den büyük

Page 24: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

24

BÖLÜM 2

Dünya Ekonomik Forumu 2010–2011 Küresel Rekabetçilik Raporu Çerçevesinde Türkiye Değerlendirmesi

Türkiye’nin performansı 3 farklı karşılaştırma ile küresel kapsamda değerlendirilmiştir.

1- Genel Değerlendirme: ilk aşamada Türkiye’nin WEF tarafından 2010-2011 raporunda değerlendirmeye

alınan 139 ekonomiye göre değerlendirmesi gerçekleştirilmiştir.

2- Türkiye’nin İçinde Bulunduğu Grup Ülkeleri ile Kıyaslanması: Bu bölümde Türkiye’nin, içinde

bulunduğu “2. grup ülkeleri”ne göre kıyaslaması yapılmıştır ve bileşenler temelinde değerlendirilmiştir.

Burada dikkat çekilmesi gereken nokta, Türkiye’nin, 2010 yılında GSMH’sinde meydana gelen düşüşe

bağlı olarak, 2009-2010 döneminde 2. Grup ile 3. Grup arasında geçiş durumunda olan ülkeler arasında

iken 2010-2011 değerlendirme döneminde WEF tarafından 2. Grup ülkeler kümesinde değerlendirmeye

alınmış olmasıdır. Ayrıca 2007–2011 yılları arasında önemli gelişmeler gösteren 4 ülke (Estonya, Çin,

Hindistan, Polonya) belirlenmiş ve söz konusu ülkelerin Türkiye’ye göre hangi bileşenlerde iyileşme

gösterdiği buna karşın Türkiye’nin hangi bileşenlerde yetersiz kaldığı da araştırılmıştır. Ayrıca, 2009-

2010 WEF raporunda, 2. Grup ile 3. Grup arasında geçiş aşamasında iken 2010-2011 raporunda, Türkiye

ile birlikte GSMH’deki düşüşe bağlı olarak 2. Grup ülkeler arasında düşen Meksika, Romanya ve Rusya

da ayrıntılı olarak Türkiye ile karşılaştırılarak, söz konusu ülkelerin bir alt kümeye düşme nedenleri

araştırılmıştır. Bunun yanı sıra gerek genel olarak tüm AB ülkelerinin ortalamaları gerekse de AB12 ve AB

15 ülkelerinin ortalamaları ile ve son olarak hızla gelişen ve 2050 yılına kadar mevcut en zengin ülkeleri

geçmeleri beklenen BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) ülkelerinin ortalamaları ile de karşılaştırmalar

yapılmıştır.

3- Rekabet Üstünlüğü Yaratmada Etkin Beş Bileşen Açısından Türkiye’nin Konumu: Bu bölümde rekabet

üstünlüğü yaratmada etkin olduğu düşünülen beş temel bileşen seçilmiş (Emek Piyasalarının Etkinliği,

Ürün Piyasalarının Etkinliği, Finansal Piyasaların Gelişmişliği, İnovasyon, Teknolojik Altyapı ) ve bu

bileşenler açısından en iyi performans gösteren ülkeler saptanarak Türkiye’nin söz konusu ülkelere

göre hangi konumda oldukları saptanmıştır.

2.1 Genel Değerlendirme:

Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu’nun 2005 raporunda 71. sırada iken 2007-2008 Küresel Rekabet

Endeksi sıralamasında 53.sıraya yükselmiştir. Türkiye’nin toplamda 18 basamak yükselerek bu noktaya

gelmesi önemli bir başarı olarak görülmektedir. Bu performansın elde edilmesinde 2001 yılında

yaşanan ekonomik krizin ardından uygulamaya geçen Güçlü Ekonomiye Geçiş Programının ve getirdiği

reformların olduğu düşünülmektedir. Söz konusu raporda Türkiye, AB’ye 2007 genişlemesi sırasında

üye olan Bulgaristan ve Romanya’nın önüne geçmekle kalmamış aynı zamanda, daha önce AB’ye üye

olmuş Yunanistan, Kıbrıs ve Malta’dan da daha önde yer almıştır. Benzer şekilde aynı dönemde Türkiye,

BRIC ülkeleri arasında yer alan Rusya ve Brezilya’nın da önünde yer almıştır. Dolayısı ile 2001 krizini

Page 25: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

25

takip eden politik reformların meyvelerini verdiği düşünülmüştür. Bu karşın 2008–2009 raporunda söz

konusu iyileşme yerini büyük bir düşüşe bırakmış ve Türkiye 10 sıra birden düşerek 63. olabilmiştir.

2009–2010 küresel rekabet endeksinde ise, performans açısından dengeli bir yapı arz ederek iki sıra

üste çıkmıştır. 2010-2011 yılına geldiğimizde incelenilen ülke sayısında bir yükseliş olduğu (daha önce

133 ülke incelenilirken bu sene bu sayı 139’a çıkmıştır) ve Türkiye’nin 61. sıradaki yerini koruduğunu

görüyoruz. Ancak Türkiye içinde bulunduğu 2.gruptan 3.gruba geçiş ülkelerindeyken bu sene 2.grup

ülkeleri içinde değerlendirilmiştir. Bunun nedeni ise; OECD’nin (OECD, 2010) raporunda da belirttiği

üzere Türkiye’nin GSMH’sinde %14’lük çok derin bir düşüş yaşamış olmasıdır.

Türkiye’nin 2010-2011 WEF verilerine göre genel durumunu irdelemek üzere toplam 139 ekonominin

12 bileşene göre ortalamaları alınıp Türkiye’nin hangi bileşenler açısından ortalamanın üstünde kaldığı

hangilerine göre ortalamanın altına düştüğü saptanmıştır. Bunu yaparken hem aldığı puan açısından

hem de 139 ülke içindeki sırası açısından bir karşılaştırma yapılmıştır. Tablo 4’teki verilere bakıldığında

Türkiye’nin tüm ülkeler içinde en yukarılarda yer aldığı bileşen “Pazar Büyüklüğü”; en altlarda yer aldığı

bileşen ise “Emek Piyasalarının Etkinliği”dir.

Tablo 4 Türkiye’nin Puan ve Sıra olarak Tüm Ülkelerin İçindeki Yeri (2010)

Kurumsal Yapı Altyapı

Makro-ekonomik İstikrar

Sağlık ve İlköğretim

Yüksek Öğretim ve İşbaşında Eğitim

Ürün Piyasalarının Etkinliği

Emek Piyasalarının Etkinliği

Finansal Piyasaların Gelişmişliği

Teknolojik Altyapı

Pazar Büyüklüğü

İş Dünyasının Gelişmişlik Düzeyi İnovasyon

Puan 3.61 4.21 4.47 5.65 4.04 4.21 3.57 4.23 3.85 5.17 4.16 3.10Sıra 88 56 83 72 71 59 127 61 56 16 52 67

Ortalama Puan 4.10 3.94 4.57 5.48 4.11 4.21 4.37 4.13 3.78 3.72 3.99 3.34

Türkiye

Bunun yanı sıra, aldığı puanlara göre 139 ülke açısından irdelendiğinde Türkiye’nin 2010 verilerine

göre beş adet bileşen açısından ortalamanın altında görülmektedir. Bu bileşenler; “Kurumsal Yapı”,

“Makroekonomik İstikrar”, “Yüksek Öğretim ve İşbaşında Eğitim”, “Emek Piyasalarının Etkinliği”, ve

“İnovasyon”dur. Şekil 4’den de görüleceği gibi, Türkiye’nin, tüm değerlendirmeye alınan ülkeler

içinde önemli bir farkla ortalamanın üstünde olduğu tek bileşen “Pazar Büyüklüğü”dür. Bunu yanı sıra

“Altyapı”, “Sağlık ve İlköğretim”, “Finansal Piyasaların Gelişmişliği”, “Teknolojik Altyapı” ve “İş Dünyasının

Gelişmişlik Düzeyi”nde tüm ülkeler göz önünde bulundurulduğunda ortalamanın üstündedir.

Page 26: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

26

Şekil 4. Türkiye’nin Tüm Ülke Ortalamalarına Göre Durumu (2010)

Türkiye tüm ülkeler içindeki konumunu korumuş olsa da, geçen seneyle bir karşılaştırma yapılacak

olursa, Kurumsal Yapı, Altyapı, Sağlık ve İlköğretim, Yükseköğretim ve İşbaşında Eğitim, Finansal

Piyasaları Çeşitliliği bileşenlerinde iyileşme göstermiş, bunun yanı sıra Makroekonomik İstikrar, Ürün

Piyasalarının Etkinliği, Emek Piyasalarının Etkinliği, Pazar Büyüklüğü ve İş Dünyasının Gelişmişlik Düzeyi

bileşenlerinde gerileme yaşamıştır. Teknolojik Altyapı ve İnovasyon bileşenlerinde ise bir değişiklik

gözlemlenmemektedir.

2.2 Türkiye’nin İçinde Bulunduğu Grup Ülkeleri ile Kıyaslanması

Genel ortalamanın yanı sıra, Türkiye’nin, içinde bulunduğu 2. grup ülkelerine göre benzer bir analizi

yapıldığında da yine “Pazar Büyüklüğü”nde dikkat çekici bir yükseklik göze çarpmaktadır (Tablo 5).

“Emek Piyasalarının Etkinliği”nde ise Türkiye, içinde bulunduğu grup ülke ortalamasına göre bir hayli

geridedir.

Tablo 5 Türkiye’nin İçinde bulunduğu 2.Grup Ülkeleri İçindeki Yeri (2010)

Page 27: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

27

“Altyapı”, “Ürün Piyasalarının Etkinliği”, “Finansal Piyasaların Gelişmişliği”, “Teknolojik Altyapı”, “Pazar

büyüklüğü” ve “İş Dünyasının Gelişmişlik Düzeyi” bileşenlerinde Türkiye’nin grup içinde ortalamanın

üzerine çıktığı saptanmaktadır (Şekil 5). Bunun yanı sıra, “Kurumsal Yapı”, “Makroekonomik İstikrar” ve

“Emek Piyasalarının Etkinliği” bileşenlerinde grup ortalamasının altında bir performans sergilemektedir.

Şekil 5 Türkiye’nin İçinde Bulunduğu Grup Ülkeleriyle Karşılaştırılması (2010)

2.2.1 Türkiye’nin Seçilmiş Ülkelerle Kıyaslaması

Sıralama içinde yerini koruyan Türkiye; bu yıl Estonya, Çin, Hindistan, Meksika, Romanya, Rusya ve

Polonya ile karşılaştırılmıştır. Bu seçim, ülkelerin aşağıda belirtilen özellikleri nedeni ile yapılmıştır:

1. Estonya 2008-2009 yılında 2.gruptan 3.gruba geçiş ülkeleri içindeyken, 2009-2010 yılında 3.grup

ülkeler arasına çıkmış ancak 2010-2011 döneminde yine 2.gruptan 3.gruba geçiş ülkeleri içine

düşmüştür. Ancak, yine de sıralama içindeki yerini 2 basamak arttırmıştır

2. Çin, 2010-2011 bizim de içinde bulunduğumuz 2. grup ülkeler içindeki yerini 2009-2010 döneminden

beri korumuş, ancak bu sırada da sıralamada 2 basamak yükselmiştir.

3. Hindistan, otomotiv sanayi açısından ilginç bir ülke olması, ayrıca BRIC ülkesi olarak da önemli bir

gelişme göstermesi nedeni ile seçilmiştir.

4. Polonya, 2008–2009 ve 2009–2010 dönemlerini barındıran raporlarda Türkiye ile aynı kategoride

olan geçiş ülkelerinden biridir. 2010-2011 döneminde hem grubunu kormuş hem de sıralamada 7

basamak yükselmiştir.

Page 28: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

28

5. Meksika, Romanya ve Rusya, 2009-2010 döneminde Türkiye ile birlikte 2.gruptan 3.gruba geçiş ülkeleri içindeyken, 2010-2011 döneminde bizimle birlikte 2. grup ülkeler arasına düşmüşlerdir.

2.2.1.1.Estonya ile Karşılaştırma

Estonya 2008-2009 yılında 2.gruptan 3.gruba geçiş ülkeleri içindeyken 2009-2010 yılında 3.grup ülkeler arasına çıkmış ancak bu yıl yine 2.gruptan 3.gruba geçiş ülkeleri içine düşmüştür. Bu düşüşe rağmen, yine de sıralama içindeki yerini 2 basamak arttırmıştır. Tablo 6’da görüleceği gibi, Estonya, Genel

Altyapı, Pazar Büyüklüğü, İş Dünyasının Gelişmişliği dışındaki tüm bileşenlerde daha iyi durumdadır.

Tablo 6 Türkiye’nin Estonya’ya Göre Karşılaştırmalı Durumu

1.Mülkiyet hakları 1.Mülkiyet hakları

2. Ahlaki değerleri ve yolsuzluk 2. Ahlaki değerleri ve yolsuzluk3.Haksız biçimde yaratılan etki-kayırmacılık 3.Haksız biçimde yaratılan etki-kayırmacılık

4. Kamu idaresinin etkin olmaması 4. Kamu idaresinin etkin olmaması5.Güvenlik 5.Güvenlik

1. Kurumsal ahlaki normlar-etik 1. Kurumsal ahlaki normlar-etik2. Hesap verilebilirlik 2. Hesap verilebilirlik

1. İç rekabet 1. İç rekabet2. Dış rekabet 2. Dış rekabet

A. EtkinlikB. Güven

A. Teknolojiyi benimseyebilme

B. Bilişim teknolojilerinin kullanımı

A. İç Pazarın büyüklüğüB. Dış Pazarın büyüklüğü

İş dünyasının gelişmişlik düzeyi

İnovasyon

Verim

lilik

Art

tırıc

ılar

Emek piyasalarının etkinliği Emek piyasalarının etkinliğiA. Esneklik A. EsneklikB. İşgücünün kapasitesinin etkin biçimde kullanımı

B. İşgücünün kapasitesinin etkin biçimde kullanımı

C. İşbaşında eğitimÜrün piyasalarının etkinliği Ürün piyasalarının etkinliği

A. Rekabet A. Rekabet

NOT: Ülkelerin iyi oluğu bileşenler MAVİ ile işaretlenmiştir.

Finansal piyasaların gelişmişliğiA. EtkinlikB. Güven

Teknolojik altyapıA. Teknolojiyi benimseyebilme

B. Bilişim teknolojilerinin kullanımıPazar büyüklüğü A. İç Pazarın büyüklüğü

B. Dış Pazarın büyüklüğü

İnov

asyo

n

İş dünyasının gelişmişlik düzeyi

İnovasyon

Teknolojik altyapı

Finansal piyasaların gelişmişliği

Pazar büyüklüğü

A. Sağlık A. Sağlık

B. Talep koşullarının niteliği B. Talep koşullarının niteliği

B. İlköğretim B. İlköğretimYüksek öğretim ve işbaşında eğitim Yüksek öğretim ve işbaşında eğitim

A. Eğitime dair niceliksel performans A. Eğitime dair niceliksel performans

B. Eğitime dair niteliksel performans B. Eğitime dair niteliksel performansC. İşbaşında eğitim

Estonya TürkiyeKüresel Rekabet Endeksi Küresel Rekabet Endeksi

B. Özel Sektör Kuruluşları

Tem

el G

erek

lilik

ler

Kurumsal Yapı Kurumsal YapıA.Kamu kurumları A.Kamu kurumları

B. Özel Sektör Kuruluşları

B. Detaylı altyapı B. Detaylı altyapı

Altyapı AltyapıA. Genel altyapı A. Genel altyapı

Makroekonomik istikrar Makroekonomik istikrarSağlık ve ilköğretim Sağlık ve ilköğretim

Page 29: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

29

Bunun dışında iki ülkenin son 3 yılda benzer bileşenlerde benzer değişimler gösterip göstermedikleri

de analiz edilmiştir (Tablo 7).

Tablo 7 Estonya ile Türkiye’nin Son 3 Yıldaki Karşılaştırmalı Durumu

Estonya, geçen senelerde olduğu gibi, eğitim, ürün ve emek piyasaları ile finansal hizmetler ve ileri

teknolojilere uyum açısından çok iyi bir performans göstermektedir. Bunun yanı sıra, Estonya’nın

sağlam yapılı kurumları, gelişen makroekonomik istikrarı, özellikle ekonomik krizden büyük ölçüde

etkilenen bölge için tavsiye edilebilecek özellikleridir. Tüm bu özellikleri nedeni ile Doğu Avrupa’nın en

iyi performans gösteren ülkeleri arasında yer almış ve toplam sıralamada 36. olmuştur.

Estonya Türkiye 2008 2009 2010 2008 2009 2010 Kurumlar 4.8 4.9 4.9 3.7 3.5 3.6 Altyap ı 4.4 4.7 4.9 3.5 3.9 4.2 Makroekonomik istikrar 5.7 4.9 5.4 4.8 4.7 4.5 Sağ l ık ve temel eğ itim 6.1 6.0 6.3 5.3 5.3 5.7 Yüksek öğrenim ve işbaş ı eğ itim 5.2 5.1 5.2 3.9 3.9 4.0 Ürün piyasalar ın ın etkinliğ i 5.0 4.8 4.7 4.4 4.3 4.2 Emek piyasalar ın ın etkinliğ i 4.7 4.9 4.9 3.6 3.7 3.6 Finansal piyasalar ın çeş itl i l iğ i 5.1 4.8 4.5 4.1 4.1 4.2 Teknolojik altyap ı 5.3 5.5 4.9 3.5 3.8 3.9 Pazar büyüklüğü 3.0 3.1 2.9 5.2 5.2 5.2 Faaliyet çeş itl i l iğ i 4.4 4.3 4.1 4.2 4.3 4.2 İnovasyon 3.7 3.6 3.7 3.2 3.1 3.1

Page 30: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

30

2.2.1.2.Çin ile Karşılaştırma

Çin, 2010-2011 yılında, Türkiye’nin de içinde bulunduğumuz 2. grup ülkeler içinde geçen seneki yerini

korumakla birlikte sıralamada 2 basamak yükselmiştir. Tablo 8’de görüleceği gibi, Eğitime Dair Niceliksel

Performans, Dış Rekabet, Finansal Piyasaların Etkinliği ve Teknolojik Altyapı dışındaki tüm bileşenlerde

Çin Türkiye’ye göre daha iyi durumdadır.

Tablo 8 Çin ile Türkiye’nin Karşılaştırmalı Durumu

1.Mülkiyet hakları 1.Mülkiyet hakları2. Ahlaki değerleri ve yolsuzluk 2. Ahlaki değerleri ve yolsuzluk3.Haksız biçimde yaratılan etki-kayırmacılık

3.Haksız biçimde yaratılan etki-kayırmacılık

4. Kamu idaresinin etkin olmaması 4. Kamu idaresinin etkin olmaması5.Güvenlik 5.Güvenlik

1. Kurumsal ahlaki normlar-etik 1. Kurumsal ahlaki normlar-etik2. Hesap verilebilirlik 2. Hesap verilebilirlik

1. İç rekabet 1. İç rekabet2. Dış rekabet 2. Dış rekabet

B. Bilişim teknolojilerinin kullanımı B. Bilişim teknolojilerinin kullanımı

NOT: Ülkelerin iyi oluğu bileşenler MAVİ ile işaretlenmiştir.

Pazar büyüklüğü Pazar büyüklüğü A. İç Pazarın büyüklüğü A. İç Pazarın büyüklüğüB. Dış Pazarın büyüklüğü B. Dış Pazarın büyüklüğü

İnov

asyo

n

İş dünyasının gelişmişlik düzeyi İş dünyasının gelişmişlik düzeyi

İnovasyon İnovasyon

B. Güven B. GüvenTeknolojik altyapı Teknolojik altyapı

A. Teknolojiyi benimseyebilme A. Teknolojiyi benimseyebilme

B. İşgücünün kapasitesinin etkin biçimde kullanımı

B. İşgücünün kapasitesinin etkin biçimde kullanımı

Finansal piyasaların gelişmişliği Finansal piyasaların gelişmişliğiA. Etkinlik A. Etkinlik

A. Rekabet A. Rekabet

Emek piyasalarının etkinliği Emek piyasalarının etkinliğiA. Esneklik A. Esneklik

B. Talep koşullarının niteliği B. Talep koşullarının niteliği

B. İlköğretim B. İlköğretim

Verim

lilik

Art

tırıc

ılar

Yüksek öğretim ve işbaşında eğitim Yüksek öğretim ve işbaşında eğitim

A. Eğitime dair niceliksel performans A. Eğitime dair niceliksel performans

B. Eğitime dair niteliksel performans B. Eğitime dair niteliksel performansC. İşbaşında eğitim

Tem

el G

erek

lilik

ler

C. İşbaşında eğitimÜrün piyasalarının etkinliği Ürün piyasalarının etkinliği

Makroekonomik istikrar Makroekonomik istikrarSağlık ve ilköğretim Sağlık ve ilköğretim

A. Sağlık A. Sağlık

B. Detaylı altyapı B. Detaylı altyapı

Çin TürkiyeKüresel Rekabet Endeksi Küresel Rekabet EndeksiKurumsal Yapı Kurumsal Yapı

A.Kamu kurumları A.Kamu kurumları

B. Özel Sektör Kuruluşları B. Özel Sektör Kuruluşları

Altyapı AltyapıA. Genel altyapı A. Genel altyapı

Page 31: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

31

Tablo 9 Çin ile Türkiye’nin Son 3 Yıldaki Karşılaştırmalı Durumu

Çin Türkiye 2008 2009 2010 2008 2009 2010 Kurumlar 4.2 4.4 4.4 3.7 3.5 3.6 Altyap ı 4.2 4.3 4.4 3.5 3.9 4.2 Makroekonomik istikrar 6.0 5.9 6.1 4.8 4.7 4.5 Sağ l ık ve temel eğ itim 3.9 5.7 6.2 5.3 5.3 5.7 Yüksek öğrenim ve işbaş ı eğ itim 4.1 4.1 4.2 3.9 3.9 4.0 Ürün piyasalar ın ın etkinliğ i 4.5 4.5 4.4 4.4 4.3 4.2 Emek piyasalar ın ın etkinliğ i 4.5 4.7 4.7 3.6 3.7 3.6 Finansal piyasalar ın çeş itl i l iğ i 3.6 4.1 4.3 4.1 4.1 4.2 Teknolojik altyap ı 3.2 3.4 3.4 3.5 3.8 3.9 Pazar büyüklüğü 6.6 6.6 6.7 5.2 5.2 5.2 Faaliyet çeş itl i l iğ i 4.5 4.5 4.3 4.2 4.3 4.2 İnovasyon 3.9 3.9 3.9 3.2 3.1 3,1

Çin, 2009-2010 raporuna göre iki sıra üste çıkarak (27.) ilk 30 içindeki yerini sağlamlaştırmıştır. BRIC

ülkeleri arasında sıralamasını iyileştirebilen tek ülke olmuş ve dolayısı ile diğer üç BRIC ülkesi ile

arasındaki açığı daha da arttırmıştır. Geçen seneki indeksle karşılaştırıldığında Çin’in performansının

birçok alanda aynı kaldığı, en güçlü olduğu faktörlerin büyük ve büyümekte olan pazar büyüklüğü,

makroekonomik kararlılığı ve göreli olarak çok gelişmiş ve inovasyona dayalı iş ortamıdır. Geçen seneye

göre iki sıra yükselmesinin temel nedenleri arasında, geçmişte en sorunlu olduğu alanlardan biri olan

finansal pazarlarında gerçekleştirdiği iyileşme (24 sıra birden yükselerek 57. Sıraya çıkması) olduğu

düşünülebilir. Bu durum, kredi ve finans kaynaklarına daha kolay erişim ve buna bağlı olarak bankaların

güçlendiğine ilişkin inanışın yükselmesidir. Öte yandan, Çin’in geçmişte zayıf performans gösterdiği

alanlardan biri teknolojik hazırlılıktır. Bu durumu iyileştirmek için, salt 2009’da Çin 200 milyonun üzerinde

mobil telefon üyeliği ve yaklaşık 86 milyon yeni Internet kullanıcısı artışı yakalamıştır. Cep telefonunun

pazara nüfuzu %50’nin üzerindedir ve çeyrek nüfus İnterneti düzenli olarak kullanmaktadır. Çin’in

iyileşme gerektiren diğer alanları insan kaynaklarına ilişkindir. Çin yüksek öğretim ve işbaşında eğitim

kalitesinde bir miktar iyileşme sağlayabilmişse de (60.) hala kat etmesi gerekli çok yol vardır. Ayrıca

emek piyasaları etkinlik açısından kötü durumda olmamakla birlikte, esneklik konusundaki yetersizlik

(96.) önemli bir sorunudur.

Bunun dışında iki ülkenin son 3 yılda benzer bileşenlerde benzer değişimler gösterip göstermedikleri

de analiz edilmiştir (Tablo 9). Burada dikkat çekici özellik, Çin’in son 3 yılda “Sağlık ve Temel Eğitim” ile

“Finansal Piyasaların Çeşitliliği” değişkenlerinden çok ciddi bir performans artışı göstermiş olduğudur.

Page 32: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

32

2.2.1.3.Hindistan ile Karşılaştırma

Hindistan, otomotiv sanayi açısından ilginç bir ülkedir. Çin gibi Hindistan’daki üreticiler de yakın

zamanda küresel pazarlarda da önemli bir rol oynamaya başlayacaklardır Ayrıca BRIC ülkesi olarak da

önemli bir gelişme içindedir. Tablo 10 ’da Türkiye’nin Hindistan ile karşılaştırmalı durum verilmiştir.

Tablo 10 Hindistan ile Türkiye’nin Karşılaştırmalı Durumu

1.Mülkiyet hakları 1.Mülkiyet hakları

2. Ahlaki değerleri ve yolsuzluk 2. Ahlaki değerleri ve yolsuzluk3.Haksız biçimde yaratılan etki-kayırmacılık 3.Haksız biçimde yaratılan etki-kayırmacılık4. Kamu idaresinin etkin olmaması 4. Kamu idaresinin etkin olmaması5.Güvenlik 5.Güvenlik

1. Kurumsal ahlaki normlar-etik 1. Kurumsal ahlaki normlar-etik2. Hesap verilebilirlik 2. Hesap verilebilirlik

1. İç rekabet 1. İç rekabet2. Dış rekabet 2. Dış rekabet

A. Genel altyapı A. Genel altyapı

A.Kamu kurumları A.Kamu kurumları

B. Özel Sektör Kuruluşları B. Özel Sektör Kuruluşları

Altyapı Altyapı

Hindistan TürkiyeKüresel Rekabet Endeksi Küresel Rekabet EndeksiKurumsal Yapı Kurumsal Yapı

Sağlık ve ilköğretim Sağlık ve ilköğretimA. Sağlık A. Sağlık

B. Detaylı altyapı B. Detaylı altyapı

B. İlköğretim B. İlköğretim

Verim

lilik

Art

tırıc

ılar

Yüksek öğretim ve işbaşında eğitim Yüksek öğretim ve işbaşında eğitim

A. Eğitime dair niceliksel performans A. Eğitime dair niceliksel performans

B. Eğitime dair niteliksel performans B. Eğitime dair niteliksel performansC. İşbaşında eğitim

Tem

el G

erek

lilik

ler

C. İşbaşında eğitimÜrün piyasalarının etkinliği Ürün piyasalarının etkinliği

Makroekonomik istikrar Makroekonomik istikrar

A. Rekabet A. Rekabet

Emek piyasalarının etkinliği Emek piyasalarının etkinliğiA. Esneklik A. Esneklik

B. Talep koşullarının niteliği B. Talep koşullarının niteliği

B. İşgücünün kapasitesinin etkin biçimde kullanımı

B. İşgücünün kapasitesinin etkin biçimde kullanımı

Finansal piyasaların gelişmişliği Finansal piyasaların gelişmişliğiA. Etkinlik A. EtkinlikB. Güven B. Güven

Teknolojik altyapı Teknolojik altyapıA. Teknolojiyi benimseyebilme A. Teknolojiyi benimseyebilme

B. Bilişim teknolojilerinin kullanımı B. Bilişim teknolojilerinin kullanımı

NOT: Ülkelerin iyi oluğu bileşenler MAVİ ile işaretlenmiştir.

Pazar büyüklüğü Pazar büyüklüğü A. İç Pazarın büyüklüğü A. İç Pazarın büyüklüğüB. Dış Pazarın büyüklüğü B. Dış Pazarın büyüklüğü

İnov

asyo

n İş dünyasının gelişmişlik düzeyi İş dünyasının gelişmişlik düzeyi

İnovasyon İnovasyon

Page 33: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

33

Bunun dışında iki ülkenin son 3 yılda benzer bileşenlerde benzer değişimler gösterip göstermedikleri

de analiz edilmiştir (Tablo 11). Hindistan’ın rekabet üstünlüğü “Pazar Büyüklüğü” (17.), “İş Dünyasını

Gelişmişlik Düzeyi” (44.) ve “İnovasyon”a (39.) dayanmaktadır. Hindistan özellikle “Sağlık ve Temel Eğitim”

bileşeninde çok ciddi bir performans artışı göstermiştir. Buna karşın bu alanda 104. sırada olduğu

düşünülürse aslında Türkiye dâhil birçok ülkeye göre, yüksek çocuk ölümleri ve bulaşıcı hastalık oranı

ile bu alanda büyük bir başarı sağladığı söylenemez. Öte yandan emek piyasalarının etkinliği açısından

Türkiye’den daha iyi bir konumda olmasına karşın bu alanda 92. konumda olduğu hatırlanırsa daha

etkin ve esnek bir yapıya gereksinim gösterdiği anlaşılabilir.

Tablo 11 Hindistan ile Türkiye’nin Son 3 Yıldaki Karşılaştırmalı Durumu

Hindistan Türkiye 2008 2009 2010 2008 2009 2010 Kurumlar 4.2 4.2 4.0 3.7 3.5 3.6 Altyap ı 3.4 3.5 3.5 3.5 3.9 4.2 Makroekonomik istikrar 4.3 4.2 4.5 4.8 4.7 4.5 Sağ l ık ve temel eğ itim 2.9 4.8 5.2 5.3 5.3 5.7 Yüksek öğrenim ve işbaş ı eğ itim 4.1 4.0 3.9 3.9 3.9 4.0 Ürün piyasalar ın ın etkinliğ i 4.5 4.4 4.1 4.4 4.3 4.2 Emek piyasalar ın ın etkinliğ i 4.2 4.2 4.2 3.6 3.7 3.6 Finansal piyasalar ın çeş itl i l iğ i 5.0 5.1 5.0 4.1 4.1 4.2 Teknolojik altyap ı 3.3 3.3 3.3 3.5 3.8 3.9 Pazar büyüklüğü 6.0 6.1 6.1 5.2 5.2 5.2 Faaliyet çeş itl i l iğ i 4.9 4.8 4.3 4.2 4.3 4.2 İnovasyon 3.7 3.7 3.6 3.2 3.1 3.1

Page 34: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

34

2.2.1.4. Polonya ile Karşılaştırma

Yeni AB ülkeleri arasında en büyüğü olan Polonya 2010 yılında yedi sıra birden yükselerek 39. olmuştur.

Polonya, 2008–2009 ve 2009–2010 dönemlerini barındıran raporlarda Türkiye ile aynı kategoride olan

2. Grup ile 3. Grup arası geçiş ülkelerinden biridir. Bu yıl hem grubunu korumuş hem de sıralamada 7

basamak yükselmiştir. Tablo 12’de Türkiye’nin Polonya ile karşılaştırmalı durumu verilmiştir.

1.Mülkiyet hakları 1.Mülkiyet hakları2. Ahlaki değerleri ve yolsuzluk 2. Ahlaki değerleri ve yolsuzluk3.Haksız biçimde yaratılan etki-kayırmacılık 3.Haksız biçimde yaratılan etki-kayırmacılık

4. Kamu idaresinin etkin olmaması 4. Kamu idaresinin etkin olmaması5.Güvenlik 5.Güvenlik

1. Kurumsal ahlaki normlar-etik 1. Kurumsal ahlaki normlar-etik2. Hesap verilebilirlik 2. Hesap verilebilirlik

1. İç rekabet 1. İç rekabet2. Dış rekabet 2. Dış rekabet

B. Detaylı altyapı B. Detaylı altyapı

Polonya TürkiyeKüresel Rekabet Endeksi Küresel Rekabet EndeksiKurumsal Yapı Kurumsal Yapı

A.Kamu kurumları A.Kamu kurumları

B. Özel Sektör Kuruluşları B. Özel Sektör Kuruluşları

Altyapı AltyapıA. Genel altyapı A. Genel altyapı

Makroekonomik istikrar Makroekonomik istikrarSağlık ve ilköğretim Sağlık ve ilköğretim

A. Sağlık A. Sağlık

B. Talep koşullarının niteliği B. Talep koşullarının niteliği

B. İlköğretim B. İlköğretim

Verim

lilik

Art

tırıc

ılar

Yüksek öğretim ve işbaşında eğitim Yüksek öğretim ve işbaşında eğitim

A. Eğitime dair niceliksel performans A. Eğitime dair niceliksel performans

B. Eğitime dair niteliksel performans B. Eğitime dair niteliksel performansC. İşbaşında eğitim

Tem

el G

erek

lilik

ler

C. İşbaşında eğitimÜrün piyasalarının etkinliği Ürün piyasalarının etkinliği

A. Rekabet A. Rekabet

Emek piyasalarının etkinliği Emek piyasalarının etkinliğiA. Esneklik A. Esneklik

B. İşgücünün kapasitesinin etkin biçimde kullanımı B. İşgücünün kapasitesinin etkin biçimde kullanımıFinansal piyasaların gelişmişliği Finansal piyasaların gelişmişliği

A. Etkinlik A. EtkinlikB. Güven B. Güven

Teknolojik altyapı Teknolojik altyapıA. Teknolojiyi benimseyebilme A. Teknolojiyi benimseyebilmeB. Bilişim teknolojilerinin kullanımı B. Bilişim teknolojilerinin kullanımı

NOT: Ülkelerin iyi oluğu bileşenler MAVİ ile işaretlenmiştir.

Pazar büyüklüğü Pazar büyüklüğü A. İç Pazarın büyüklüğü A. İç Pazarın büyüklüğüB. Dış Pazarın büyüklüğü B. Dış Pazarın büyüklüğü

İnov

asyo

n

İş dünyasının gelişmişlik düzeyi İş dünyasının gelişmişlik düzeyi

İnovasyon İnovasyon

Tablo 13’den görüleceği gibi, Kamu İdaresinin Etkinliği, Genel Altyapı, Finansal Piyasa Etkinliği,

Teknolojik Adaptasyon ve İç Pazar Büyüklüğü dışında Polonya tüm bileşenlerde daha iyi bir performans

göstermiştir. Bunun dışında iki ülkenin son 3 yılda benzer bileşenlerde benzer değişimler gösterip

göstermedikleri de analiz edilmiştir.

Page 35: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

35

Tablo 13 Polonya ile Türkiye’nin Son 3 Yıldaki Karşılaştırmalı Durumu

Polonya Türkiye 2008 2009 2010 2008 2009 2010 Kurumlar 3.6 3.9 4.2 3.7 3.5 3.6 Altyap ı 2.8 2.9 3.8 3.5 3.9 4.2 Makroekonomik istikrar 5.3 4.6 4.7 4.8 4.7 4.5 Sağ l ık ve temel eğ itim 5.9 5.9 6.1 5.3 5.3 5.7 Yüksek öğrenim ve işbaş ı eğ itim 4.6 4.8 5.0 3.9 3.9 4.0 Ürün piyasalar ın ın etkinliğ i 4.2 4.3 4.4 4.4 4.3 4.2 Emek piyasalar ın ın etkinliğ i 4.4 4.5 4.6 3.6 3.7 3.6 Finansal piyasalar ın çeş itl i l iğ i 4.3 4.6 4.7 4.1 4.1 4.2 Teknolojik altyap ı 3.8 4.0 4.0 3.5 3.8 3.9 Pazar büyüklüğü 5.0 5.1 5.1 5.2 5.2 5.2 Faaliyet çeş itl i l iğ i 4.2 4.4 4.2 4.2 4.3 4.2 İnovasyon 3.2 3.3 3.3 3.2 3.1 3.1

Tablo 13’de görüleceği gibi, Polonya hemen hemen tüm bileşenlerde son 3 yılda sürekli artan bir

performans göstermektedir. Polonya ekonomik krize, temkinli ekonomik politikalar ve büyüyen yerel

pazarları ile güçlü bir karşı koyma gösterebilmiştir. Polonya 2009 yılında pozitif büyüme gösterebilmiş tek

Avrupa ülkesidir. Ülke rekabetin tüm 12 bileşeninde de yaklaşık benzer bir performans göstermektedir.

Güçlü yanları arasında en önemli bileşenler olarak büyük Pazar yapısı (21.) , yüksek eğitim standartları

ve özellikle okula yazılım oranları (18.) gelmektedir. Finansal sektörünün gelişmişliği (32.) ve banka

sektörüne güvende artış (18.), Polonya’nın geçmiş yıllardaki çok iyi performansının temel nedenleridir.

İyileşmiş konumunu devam ettirebilmesi için Polonya, göreli olarak uluslararası standartların oldukça

gerisinde kaldığı ulaşım altyapısında önemli iyileşme gerçekleştirmelidir. Ayrıca kurumsal çerçevesi

önemli gelişmeler kaydetmiş olmakla birlikte iş sektörü hükümetin etkinliğine bağlılık göstermektedir.

İnovasyon temelli aşamaya geçiş aşamasında olan Polonya’nın inovasyon ve iş mükemmeliyetçiliği

alanına daha çok yönelmesi gerekecektir. Daha güçlü kümeler, firmaların daha fazla AR-GE olmaya

yönelmeleri ve özel sektör ile üniversiteler arasında daha güçlü işbirlikleri ülkenin daha sağlam bir

şekilde gelişimini sağlayacaktır.

Page 36: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

36

2.2.1.5.Meksika, Romanya, Rusya ile Karşılaştırma

Meksika, Romanya ve Rusya’nın, bu raporda özel olarak incelenmek üzere seçilme nedeni, 2009-2010

raporunda bu ülkelerin Türkiye ile birlikte 2.gruptan 3.gruba geçiş ülkeleri içinde olması söz konusu

iken, 2010-2011 de bizimle birlikte 2. grup ülkeler arasına düşmüş olmalarıdır. Bu ülkelerde düşüşe

neden olan sorunlu bileşenler araştırılmıştır. Tablo 14’de Türkiye’nin bu üç ülke ile karşılaştırmalı

durumu verilmiştir.

Tablo 14 Meksika, Romanya ve Rusya’nın, Türkiye’nin Karşılaştırmalı Durumu

1.Mülkiyet hakları 1.Mülkiyet hakları2. Ahlaki değerleri ve yolsuzluk 2. Ahlaki değerleri ve yolsuzluk3.Haksız biçimde yaratılan etki-kayırmacılık 3.Haksız biçimde yaratılan etki-kayırmacılık4. Kamu idaresinin etkin olmaması 4. Kamu idaresinin etkin olmaması5.Güvenlik 5.Güvenlik

1. Kurumsal ahlaki normlar-etik 1. Kurumsal ahlaki normlar-etik2. Hesap verilebilirlik 2. Hesap verilebilirlik

1. İç rekabet 1. İç rekabet2. Dış rekabet 2. Dış rekabet

B. Detaylı altyapı B. Detaylı altyapı

Meksika, Romanya ve Rusya TürkiyeKüresel Rekabet Endeksi Küresel Rekabet EndeksiKurumsal Yapı Kurumsal Yapı

A.Kamu kurumları A.Kamu kurumları

B. Özel Sektör Kuruluşları B. Özel Sektör Kuruluşları

Altyapı AltyapıA. Genel altyapı A. Genel altyapı

Makroekonomik istikrar Makroekonomik istikrarSağlık ve ilköğretim Sağlık ve ilköğretim

A. Sağlık A. Sağlık

B. Talep koşullarının niteliği B. Talep koşullarının niteliği

B. İlköğretim B. İlköğretim

Verim

lilik

Art

tırıc

ılar

Yüksek öğretim ve işbaşında eğitim Yüksek öğretim ve işbaşında eğitimA. Eğitime dair niceliksel performans A. Eğitime dair niceliksel performansB. Eğitime dair niteliksel performans B. Eğitime dair niteliksel performansC. İşbaşında eğitim

Tem

el G

erek

lilik

ler

C. İşbaşında eğitimÜrün piyasalarının etkinliği Ürün piyasalarının etkinliği

A. Rekabet A. Rekabet

Emek piyasalarının etkinliği Emek piyasalarının etkinliğiA. Esneklik A. EsneklikB. İşgücünün kapasitesinin etkin biçimde kullanımı B. İşgücünün kapasitesinin etkin biçimde kullanımı

Finansal piyasaların gelişmişliği Finansal piyasaların gelişmişliğiA. Etkinlik A. EtkinlikB. Güven B. Güven

Teknolojik altyapı Teknolojik altyapıA. Teknolojiyi benimseyebilme A. Teknolojiyi benimseyebilmeB. Bilişim teknolojilerinin kullanımı B. Bilişim teknolojilerinin kullanımı

NOT: Meksika'nın iyi olduğu bileşenler SARI; Romanya'nın iyi olduğu bileşenler YEŞİL; Rusya'nın iyi olduğu bileşenler MAVİ; Türkiye'nin iyi olduğu bileşenler BORDO ile işaretlenmiştir.

Pazar büyüklüğ Pazar büyüklüğü

A. İç Pazarın büyüklüğü A. İç Pazarın büyüklüğüB. Dış Pazarın büyüklüğü B. Dış Pazarın büyüklüğü

İnov

asyo

n İş dünyasının gelişmişlik düzeyi İş dünyasının gelişmişlik düzeyi

İnovasyon İnovasyon

Page 37: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

37

Bunun dışında 4 ülkenin benzer bileşenlerde benzer değişimler gösterip göstermedikleri de analiz

edilmiştir (Tablo 15).

Tablo 15 Meksika, Romanya ve Rusya’nın Türkiye’nin Son 3 Yıldaki Karşılaştırmalı Durumu

Meksika Romanya Rusya Türkiye

200

8 200

9 201

0 200

8 200

9 201

0 200

8 200

9 201

0 200

8 200

9 201

0 Kurumlar 3.5 3.4 3.4 3.6 3.7 3.7 3.3 3.2 3.2 3.7 3.5 3.6 Altyap ı 4.6 3.7 3.7 4.4 2.7 3.4 3.8 3.6 4.5 3.5 3.9 4.2 Makroekonomik istikrar 5.3 5.3 5.2 4.9 4.6 4.5 5.6 5.2 4.5 4.8 4.7 4.5 Sağ l ık ve temel eğ itim 5.6 5.5 5.7 5.6 5.5 5.8 3.3 5.7 5.9 5.3 5.3 5.7 Yüksek öğrenim ve işbaş ı eğ itim 3.8 3.9 3.9 4.3 4.3 4.5 4.4 4.3 4.6 3.9 3.9 4.0 Ürün piyasalar ın ın etkinliğ i 4.1 4.0 3.9 4.2 4.2 4.1 3.9 3.8 3.6 4.4 4.3 4.2 Emek piyasalar ın ın etkinliğ i 4.0 3.8 3.8 4.1 4.3 4.3 4.7 4.7 4.5 3.6 3.7 3.6 Finansal piyasalar ın çeş itl i l iğ i 4.3 4.2 3.8 4.4 4.4 4.0 3.6 3.3 3.2 4.1 4.1 4.2 Teknolojik altyap ı 3.3 3.5 3.6 3.7 3.8 3.8 3.4 3.5 3.6 3.5 3.8 3.9 Pazar büyüklüğü 5.5 5.6 5.5 4.4 4.5 4.4 5.7 5.8 5.7 5.2 5.2 5.2 Faaliyet çeş itl i l iğ i 4.2 4.2 3.9 3.9 3.8 3.6 3.7 3.6 3.5 4.2 4.3 4.2 İnovasyon 3.0 3.0 3.0 3.1 3.1 2.9 3.4 3.4 3.3 3.2 3.1 3.1

Tablo 15’de de görüleceği gibi, “Makroekonomik İstikrar”da Meksika diğer ülkelere göre önemli bir

üstünlüğe sahip olup, Romanya da 2010 yılında bu alanda büyük bir atılım gerçekleştirmiş, buna

karşın Rusya çok önemli bir düşüş yaşamıştır. Türkiye de bu alanda sürekli düşüş göstermektedir. Buna

karşın Türkiye 2008 yılına göre 2009 ve 2010 da “Altyapı”, “Teknolojik Altyapı”, “Yüksek Öğrenim ve

İşbaşında Eğitim”, “Sağlık ve Temel Eğitim” bileşenlerinden önemli iyileşmeler göstermişken Meksika

“Altyapı”da 2010’da büyük bir düşüş yaşamıştır. Ayrıca 2008 yılından bu yana her dört ülke de ürün

piyasalarının etkinliği bileşenlerinde devamlı bir düşüş yaşamaktadır. Bu durum, ülkelerin ikinci grup

ülke konumuna düşmelerine neden olan Gayri Safi Milli Hâsıla değerlerindeki düşüşü de kısmen

açıklamaktadır. Meksika kendi bölgesinde, küresel ekonomik krizden en çok etkilenen ülkelerden biri

olmuştur. Bunun temel nedenlerinden biri A.B.D ile iş döngülerindeki yakın ilişkiye bağlanabilir. Pazar

büyüklüğü (12.), inovasyona önem veren özel sektörü (67.), kümelenme gelişmesindeki iyi konumu

(50.) ve değer zincirinin çeşitli kademelerinde yer alan firmaları (49.) örnek alınması gerekli özellikleridir.

Türkiye’nin kendi ile benzer bir düşüş yaşamış olan bu ülkelere göre konumunu iyileştirebilmesi için

daha iyi bir sağlık ve temel eğitim sağlaması, yüksek öğretim ve işbaşında eğitim ile emek piyasalarında

iyileşme göstermeli, Pazar büyüklüğünü arttırmalıdır. Ayrıca kamu kurumlarının etkinlik ve şeffaflığını

Page 38: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

38

iyileştirmelidir. Söz konusu gruptaki ülkelerin hiçbirinin bu alanlarda iyi bir konumda olmadıkları

düşünüldüğünde durum daha da dikkat çekmektedir. Örneğin Meksika, emek piyasaları açısından

120.sıradadır. Yüksek öğretim ve işbaşında eğitim açısından (79.) diğer gelişmiş ülkelere göre düşük

bir sırada olup özellikle bilim adamı ve mühendis yetiştirme açısından büyük bir başarı gösterdiği

söylenemez (89.).

2.2.2. AB ve BRIC Ülkeleri Karşısında Türkiye’nin Konumu:

Şekil 6,7 ve 8; Türkiye’nin Küresel Rekabet endeksindeki her 12 bileşen açısından AB ve BRIC ülkelerinin

ortalamalarına göre 2008’den bu yana izlediği eğilimi göstermektedir. Bu bağlamda AB ülkelerinin

ortalaması %100 kabul edilmiş ve Türkiye’nin AB ve BRIC ülkelerine göreli olarak güçlü ve zayıf yönleri

ortaya çıkartılmaya çalışılmıştır. Buna göre Türkiye her 3 yılda da sadece “Pazar Büyüklüğü”nde AB

ortalamasının üzerinde bir performans gösterebilmektedir. Oysa Almunia (2010) tarafından da

belirtildiği gibi, Avrupa tüm potansiyelini kullanamamakla ve ekonominin birçok geleneksel ülkesinin

küresel krizden, daha önce görülmemiş bir şekilde etkilendiği yolunda eleştirilmektedir. Bu nedenle

Avrupa Birliği “Europe 2020” ile daha kalıcı, etkin bir büyüme stratejisi izleme yönünde adım atmaya

karar vermiş ve bu strateji uygulanmış olmakla birlikte, özellikle Yunanistan’ın yaşadığı önemli finansal

kriz sonucunda güven krizi yaşamış ve bu durum tüm Avrupa‘da finansal ve parasal istikrarı azaltmıştır.

Küçük bir ülke altkümesi haricinde AB yeterince inovasyona yönelik bir çevre sunmamakta, Pazar

büyüklüğü, esnek emek piyasaları ve güçlü inovasyon ABD’nin temel rekabet üstünlük alanları olarak

kalmaktadır. Buna karşın, Türkiye’nin birçok alanda AB’nin gerisinde kalması, Türkiye’nin kat etmesi

gereken yol hakkında önemli bir ipucu vermektedir.

Şekil 6. Rekabetin 12 Bileşenine Göre Türkiye’nin Rekabet Gücü (2008)

Page 39: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

39

Şekil 7. Rekabetin 12 Bileşenine Göre Türkiye’nin Rekabet Gücü (2009)

Şekil 8. Rekabetin 12 Bileşenine Göre Türkiye’nin Rekabet Gücü (2010)

Page 40: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

40

Öte yandan, BRIC ile karşılaştırıldığında Türkiye’nin incelenilen her 3 yılda da “Ürün Piyasalarının

Etkinliği” ve “Teknolojik Altyapı” bileşenlerinde BRIC üzeri bir performans gösterdiği; son iki yılda

“Altyapı”da BRIC ortalamasının üzerine çıktığı söylenebilir. Özellikle 2010 yılında ise, “Sağlık ve İlköğretim”

ile “Finansal Piyasaların Gelişmişliği” bileşenlerinde BRIC ortalamasını yakalamış, “İş Dünyasının

Gelişmişlik Düzeyi”nde ise BRIC ülkelerini geçmiştir. Bu raporda ayrıca, ülkelerin yıllar içinde rekabet

endeksinde gösterdikleri gelişim de incelenmiştir. Şekil 9, AB ve BRIC ülkeleri ile Türkiye’nin; 2005

yılındaki rekabet düzeyleri ile yıllar içinde rekabet düzeylerinde gösterdikleri gelişim arasındaki ilişkiyi

ortaya koymaktadır. Düşey eksen ülkelerin başlangıçtaki (2005 yılı) rekabet seviyelerini; yatay eksen

ise rekabet düzeylerindeki 2005–2010 yılları arasındaki gelişim yüzdesini göstermektedir. Ülkelerin

bulundukları yerler Fagerberg ve Srholec (2007) tarafından önerildiği şekilde adlandırılmıştır.

Şekil 9 incelendiğinde sol yukarı bölgede ilk rekabet düzeyleri ortalamanın üzerinde olan ancak

göreli olarak rekabet düzeylerinde bir düşüş yaşayan ülkeler ortaya konmaktadır. Bir başka deyişle bu

bölgedekiler rekabet seviyelerindeki artışta ivme kaybetmektedirler. Danimarka, Finlandiya, İsveç bu

bölgede yer almaktadırlar. Bu ülkelerin rekabet düzeyinde belirli bir doygunluğa eriştikleri rahatlıkla

söylenebilir. Bu ülkeler 2008 yılından beri en iyi 10 ülke arasında yer almaktadırlar.

Şekil 9 Ülkelerin Rekabet Düzeylerindeki İlk Konumları ile Yıllar İçinde Rekabet

Düzeylerindeki Gelişimleri Arasındaki İlişki

Page 41: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

41

Şekil 9’da, üst sağ bölgedekiler, Avusturya, Belçika, Almanya ve İngiltere bu ülkelerden bazılarıdır,

“yıldızlar” olarak adlandırılmaktadırlar. Söz konusu ülkeler, hem ilk rekabet düzeyleri hem de yıllar

içinde rekabet düzeylerindeki gelişim açısından ortalamanın üstündedirler.

Sol alt bölgede hem ilk rekabet düzeyleri hem de rekabet düzeylerindeki gelişim açısından “geriye

düşen” ülkeler kümelenmiştir. Kıbrıs, Yunanistan, Macaristan bu kümenin örnekleri olarak verilebilir.

2005 yılındaki rekabet düzeylerinin düşüklüklerine bağlı olarak, yıllar içinde rekabet düzeyinde de

bir gelişim gösterememişlerdir. Yunanistan 2010 yılında 12 sıra birden düşerek 83. olmuş ve AB’nin

en düşük performans gösteren ülkesi konumuna girmiştir. Makroekonomik çevre ve finansal Pazar

gelişmişliği açısından önemli düşüşler yaşamıştır. Hükümet etkinliği, Haksız biçimde yaratılan etki-

kayırmacılık konularında önemli sorunlar yaşamış ve kamu kurumlarının değerlendirmesinde 82.liğe

düşmüştür. Ayrıca etkin olmayan emek piyasaları (125.), krizden çıkış sürecini güçleştirmiş ve emeklilik

yaşının yükseltilmesi ve emek piyasalarının esnekliğinin arttırılması konusunda başlatılan çalışmaların

önemini ortaya koymaktadır. Türkiye’nin de içinde bulunduğu son bölge, 2005’deki rekabet düzeylerinin

düşük olmasına rağmen yıllar içinde rekabet alanında gelişim gösteren, dolayısı ile diğer ülkeleri “atağa

geçerek” yakalama eğiliminde olan ülkelerdir. Türkiye, Rusya Federasyonu, Çin, Romanya ve İtalya bu

gruptadırlar. Ülkelerin ayrıştırılması Tablo16’da verilmektedir. WEF 2010 raporunda, Türkiye özellikle

yoğun yerel rekabet (15.), kabul edilebilir düzeyde İş dünyasının gelişmişlik düzeyi (52.) ile kendini

göstermektedir. Bunun yanı sıra söz konusu raporda, Türkiye, 2010 yılında kabul edilebilir düzeydeki

altyapısı (56.), özellikle karayolu ve havayolu altyapısına sahip olarak kabul edilmiş ancak liman ve

elektrik arz açısından iyileşme göstermesi gerektiği vurgulanmış, daha iyi temel eğitim, sağlık yapısına

kavuşması (72.), emek piyasalarından etkin olmayan yapısına (127.) ve kamu kurumlarının etkinlik ve

şeffaflığına (90.) yoğunlaşması gerektiği belirtilmiştir.

Tablo 16 2005–2010 GCI verilerine göre Ülkelerin Rekabet Durumu

İvmeleri

düşenler

Y ı ld ızlar Atağa geçenler Geridekiler

Danimarka Avusturya Brezilya Kıbrıs

Estonya Belçika Bulgaristan Yunanistan

Finlandiya Fransa Çin Macaristan

İrlanda Almanya Çek Cumhuriyeti Letonya

Portekiz Lüksemburg Hindistan Malta

Slovenya Hollanda İtalya Slovakya

İspanya İngiltere Polonya

İsveç Litvanya

Romanya

Rusya

Türkiye

Page 42: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

42

Türkiye’nin “atağa geçenler” grubu içinde yer almasına rağmen, son iki yıldaki veriler incelendiğinde

geriye düşüyor olması dikkat çekilmesi gereken önemli bir noktadır. Bunun dışında Litvanya incelenilen

tüm ülkeler içinde 2010 yılında konumunu iyileştirerek değiştiren tek ülkedir, 2009 yılında “Geridekiler”

içindeyken 2010’da “Atağa Geçenler” grubuna girmiştir.

2.2.3 AB12, AB15 ve Türkiye’nin Karşılaştırılması

Avrupa Birliği’nin ilk oluşturulduğu yıl olan 1951’deki kurucu ülkeler olan Belçika, Almanya, Fransa,

İtalya, Lüksemburg ve Hollanda’ya, 1973 yılında Danimarka, İrlanda ve İngiltere eklenmiş, böylece 6

üye ülke sayısı 9 üye ülkeye yükselerek birliğin ilk büyümesi gerçekleşmiştir. 1981 yılında Yunanistan’ın,

1986 yılında İspanya ve Portekiz’in eklenmesi ile üye ülke sayısı 12’ye çıkmıştır. Daha sonraki yıllar

içinde değişik zamanlarda üye ülke sayısı artmış ve günümüzde bu sayı 27’ye yükselmiştir.

Rapor’un bu bölümünde ilk 12 üye ülke ile daha sonradan eklenmiş 15 AB ülkesi ve Türkiye göreli

olarak karşılaştırılmaya çalışılmıştır (Şekil 10). Burada amaç, AB’ye giriş sürecini tamamlamak için

uyum çalışmalarını sürdüren ülkemizle, bu süreci göreli olarak yeni tamamlamış ülkeleri kıyaslayarak,

Türkiye’nin, uyum sürecine ilişkin bir yol haritası çıkarmaktır.

Şekil 10 Rekabetin 12 Bileşenine Göre Türkiye’nin AB 12 ve AB+15

Ülkelerine Göre Rekabet Gücü (2010)

Page 43: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

43

Şekil 10’dan da görüldüğü gibi, 2009 yılında AB 15 ülkeleri göreli olarak, hemen hemen tüm bileşenler

açısından AB 12 ülkelerinin gerisinde olmasına karşın, 2010 yılında Emek Piyasalarının Etkinliği,

Finansal Piyasaların Gelişmişliği, Makroekonomik İstikrar, Sağlık ve Yükseköğretim ve işbaşında eğitim

alanlarında AB12 ülkelerini yakalayabilmiştir. Türkiye ise 2009 yılında Pazar Büyüklüğü dışındaki tüm

bileşenlerde söz konusu ülkelerin seviyesine ulaşamamakta, ancak makroekonomik istikrar ve ürün

piyasalarının etkinliği konuların da söz konusu ülkelere yakın değerler almakta iken 2010 yılında da

farklı bir görünüm arz etmemekle birlikte Finansal Piyasaların gelişmişliğinde AB-12 ülkelerine yakın

bir yapı arz etmeye başlamıştır.

2.3 Rekabet Üstünlüğü Yaratmada Etkin Beş Bileşen Açısından Türkiye’nin Konumu

Bu raporda son olarak, rekabet üstünlüğü sağlamada çarpıcı rolü olduğu saptanan ve bu yüzden

2009-2010 raporunda da detaylı olarak incelenmiş olan beş bileşen (Ürün Piyasalarının Etkinliği, Emek

Piyasalarının Etkinliği, Finansal Piyasaların Gelişmişliği, İnovasyon, Teknolojik Altyapı) 2010-2011 yılı

için tekrar analiz edilmiştir.

İnceleyeceğimiz ilk bileşen olan “Ürün Piyasalarının Etkinliği” bileşeni; “Rekabet” ve “Talep Koşullarının

Niteliği” olmak üzere iki alt bileşenden oluşmaktadır. “Rekabet” ise “iç ve dış rekabet” olmak üzere iki

başlık altında incelenmektedir. “Rekabet” başlığını piyasa hâkimiyetinin boyutları, toplam vergi oranları,

bir işletme kurmak için gereken prosedür-işlem sayısı, zirai politikaların maliyeti, yabancı sermayenin

yaygınlığı, gümrüklerdeki prosedürlerin-işlemlerin yarattığı yük, gayrisafi yurtiçi hâsıla içinde ithalatın

payı gibi değişkenler oluştururken; “Talep Koşullarının Niteliği” müşteri odaklı olmanın derecesine ve

müşteri çeşitliliğine bağlıdır.

Tüm ülkeler göz önüne alınarak ürün piyasalarının etkinliği bileşeni incelendiğinde; performansları ile

öne çıkan ilk 5 ülke Tablo 17’de verilmiştir. Türkiye geçen yıl 4.3 puanıyla 56.sıradayken bu bileşende bu

sene 4.21 puan alarak 59.sıraya düşmüştür.

Tablo 17 Ürün Piyasalarının Etkinliği Bileşenine Göre En Yüksek Performans

Gösteren Ülkeler ve Türkiye

Singapur 1 5.65

Hong Kong 2 5.57

Lüksemburg 3 5.49

İsviçre 4 5.31

İsveç 5 5.3

Türkiye 59 4.21

Page 44: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

44

Şekil 11 incelendiğinde, Türkiye’nin “Ürün Piyasalarının Etkinliği” bileşeninde en çok “talep koşullarının

niteliği” alt bileşeninde geriye düştüğü görülmektedir.

İkinci olarak inceleyeceğimiz “Emek Piyasalarının Etkinliği” bileşeni; “esneklik” ve “işgücü kapasitesinin

etkin bir biçimde kullanımı” alt bileşenlerinden oluşmaktadır. Söz konusu alt bileşenlerinin değişkenleri

için ise ücret düzeylerini belirlemede esneklik, işten çıkarmaların oluşturduğu maliyet, işe alma ve

işten çıkarma uygulamaları, profesyonel yönetime olan güven, kadınların işgücüne katılımı, beyin

göçü sayılabilir. Tüm ülkeler göz önüne alınarak “emek piyasalarının etkinliği” bileşeni incelendiğinde;

performansları ile öne çıkan ilk 5 ülke Tablo 18’de verilmiştir. Türkiye bu bileşende 2010-2011 raporuna

göre 7 sıra gerilemiş ve 127.sıraya düşmüştür.

Tablo 18 Emek Piyasalarının Etkinliği Bileşenine Göre En Yüksek

Performans Gösteren Ülkeler ve Türkiye

Singapur 1 5.92

İsviçre 2 5.92

Hong Kong 3 5.82

ABD 4 5.63

Danimarka 5 5.47

Türkiye 127 3.57

Page 45: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

45

Şekil 12 incelendiğinde Türkiye’nin “Emek Piyasalarının Etkinliği” bileşeninde en çok “İşgücü

kapasitesinin etkin biçimde kullanımı” alt bileşeninde geriye düştüğü görülmektedir.

Üçüncü olarak inceleyeceğimiz “Finansal Piyasaların Gelişmişliği” bileşenini oluşturan iki temel

alt bileşen vardır: “Etkinlik” ve “Güven”. Bu bileşenlerin değerleri ise mali piyasaların gelişmişliği,

yerel sermaye piyasaları tarafından sağlanan finansman, girişimci sermayesine ulaşılabilirlik,

yatırımcıların korunmasında uygulamanın gücü, borsalardaki düzenlemeler, bankaların sağlıklılığı gibi

değişkenlerden oluşmaktadır.

Tüm ülkeler göz önüne alınarak “Finansal Piyasaların Gelişmişliği” bileşeni incelendiğinde;

performansları ile öne çıkan ilk 5 ülke Tablo 19’da verilmiştir. Bu bileşende Türkiye 2010-2011 raporunda

ciddi bir iyileşme göstermiş, puanını 4.06’dan 4.23’e çıkarırken 139 ülke içindeki yerini 80.basamaktan

61.basamağa yükseltmiştir.

Şekil 12 Emek Piyasalarının Etkinliği Bileşenine Göre Türkiye’nin Durumu

Tablo 19 Finansal Piyasaların Gelişmişliği Bileşenine Göre En Yüksek Performans

Gösteren Ülkeler ve Türkiye

Hong Kong 1 5.85

Singapur 2 5.76

Avustralya 3 5.45

Finlandiya 4 5.38

Norveç 5 5.35

Türkiye 61 4.23

Page 46: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

46

Şekil 13 Finansal Piyasalarının Gelişmişliği Bileşenine Göre Türkiye’nin Durumu

Tablo 19 Finansal Piyasaların Gelişmişliği Bileşenine Göre En Yüksek

Performans Gösteren Ülkeler ve Türkiye

Şekil 13 incelendiğinde Türkiye’nin “Finansal Piyasalarının Gelişmişliği” bileşeninde en çok “etkinlik” alt

bileşeninde geriye düştüğü görülmektedir.

İnceleyeceğimiz dördüncü bileşen olan “İnovasyon” bileşeni; İnovasyon kapasitesi, bilimsel araştırma

kurumlarının niteliği, şirketler kesiminin Ar-Ge harcamaları, Ar-Ge için üniversite-sanayi işbirliği, ileri

teknolojiler için kamunun satın alma politikaları, bilim insanlarının ve mühendislerin varlığı, patentler,

fikri mülkiyet haklarının korunması değişkenlerinden oluşmaktadır. Tüm ülkeler göz önüne alınarak

İnovasyon bileşeni incelendiğinde; performansları ile öne çıkan ilk 5 ülke Tablo 20’de verilmiştir.

İnovasyon bileşeninde Türkiye bu yıl puanını korumuş ama tüm ülkeler içindeki konumunu 2 basamak

yükselmiştir.

Hong Kong 1 5.85

Singapur 2 5.76

Avustralya 3 5.45

Finlandiya 4 5.38

Norveç 5 5.35

Türkiye 61 4.23

Page 47: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

47

Şekil 14 İnovasyon Bileşenine Göre Türkiye’nin Durumu

Tablo 21 Teknolojik Altyapı Bileşenine Göre En Yüksek Performans

Gösteren Ülkeler ve Türkiye

Şekil 14 incelendiğinde Türkiye’nin “İnovasyon” bileşeninde en çok “patent” alt bileşeninde geriye

düştüğü görülmektedir. Bunun yanı sıra “entelektüel sermayenin korunumu” ve “Ar-Ge’ye yapılan şirket

harcamaları” değişkenlerinde de oldukça geridedir.

İncelenen son bileşen olan “Teknolojik Altyapı” bileşeni, “Teknolojiyi Benimseyebilme” ve “Bilişim

Teknolojilerinin Kullanımı ” alt bileşenlerinden oluşmaktadır.

Tüm ülkeler göz önüne alınarak “Teknolojik Altyapı” bileşeni incelendiğinde; performansları ile öne

çıkan ilk 5 ülke Tablo 21’de verilmiştir. Bu bileşende Türkiye 2010-2011 yılında puanını 3.83’den 3.85’e

yükseltmiş ancak 54.sıradan 2 basamak düşerek 56.sıraya yerleşmiştir.

İsveç 1 6.12

Lüksemburg 2 6.11

Hollanda 3 5.99

İzlanda 4 5.99

Hong Kong 5 5.96

Türkiye 56 3.85

Şekil 21 incelendiğinde Türkiye’nin Teknolojik Altyapı bileşeninde en çok “Bilişim İletişim Teknolojileri

Kullanımı” alt bileşeninde geriye düştüğü görülmektedir.

Page 48: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

48

Şekil 15 Teknolojik Altyapı Bileşenine Göre Türkiye’nin Durumu

Söz konusu beş bileşenin ayrıntılı olarak incelenmesinden de görüldüğü gibi, Türkiye, bu bileşenlerin

tüm alt katmanlarında, bu katmanlarda üstün performans gösteren ülkelerin bir hayli gerisindedir ve

rekabet üstünlüğü elde edebilmek için çok büyük gelişmelere gereksinim duymaktadır.

Page 49: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

49

BÖLÜM 3

Genel Sonuç ve Öneriler

Bu rapor, Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) 2007–2008, 2008–2009 ve 2009–2010 raporlarını

karşılaştırarak, Türkiye’nin küresel kapsamda rekabet gücünün değerlendirilmesine yönelik olarak

hazırlanmıştır. Bu bağlamda AB’ye yeni katılan 12 ülke ve büyük ölçüde yabancı yatırımları çektiği

bilinen BRIC ülkelerinin yanı sıra Türkiye’nin içinde bulunduğu grup ülkeleri ve yıllar itibarı ile

gösterdikleri belirli gelişim/düşüşler nedeni ile ayrıntılı olarak incelenmesi uygun bulunup seçilen

Estonya, Çin, Hindistan, Polonya, Meksika, Romanya ve Rusya ile göreli karşılaştırmalar yapılmış ve söz

konusu ülkelerin hangi alanlarda gelişme ya da düşüş gösterdiği saptanmıştır.

Tablo 22’de Türkiye’nin sürekli gerilediği rekabet alt bileşenleri kırmızı, iyileşme gösterdikleri ise maviyle

gösterilmiştir. Bu alanlara bakıldığında Kurumsal Yapı’nın bazı bileşenlerinde özellikle kayırmacılık ve

ahlaki normlarda; Makroekonomik İstikrarda, Eğitime Dair Niteliksel Performans ile Ürün Piyasalarının

Etkinliği’nde sürekli bir gerileme söz konusudur. Bunun yanı sıra, hem Genel hem de Detaylı Altyapı’da,

İlköğretim’de, Yüksek öğretim ve İşbaşında Eğitim’de, Finansal Piyasaların Çeşitliliği ile Teknolojik

Altyapı’da sürekli bir iyileşme gözlenmektedir

Tablo 22 Son 3 yılda Küresel Rekabet Endeksi Bileşenlerine Göre Türkiye’nin Durumu

2008 2009 2010 Küresel Rekabet Endeksi 4.2 4.2 4.3

Kurumsal Yap ı 3.7 3.5 3.6 A.Kamu kurumları 3.6 3.4 3.5 1.Mülkiyet hakları 3.8 3.5 3.6

2. Ahlaki değerleri ve yolsuzluk 2.8 2.6 3.2

3.Haksız biçimde yaratılan etki-

kayırmacılık 3.5 3.2 3.1

4. Kamu idaresinin etkin olmaması 3.2 3.3 3.5

5.Güvenlik 4.5 4.1 4.1 B. Özel Sektör Kuruluşları 4.2 3.9 4.0

1. Kurumsal ahlaki normlar-etik 4.2 3.8 3.7

2. Hesap verilebilirlik 4.2 4.0 4.2 Altyap ı 3.5 3.9 4.2 A. Genel altyapı 3.5 4.2 4.4 B. Detaylı altyapı 3.6 3.7 4.0 Makroekonomik istikrar 4.8 4.7 4.5 Sağ l ık ve ilköğretim 5.3 5.3 5.7 A. Sağlık 6.5 6.5 6.5

Tem

el G

erek

lilik

ler

B. İlköğretim 4.2 4.2 4.8

Page 50: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

50

Yüksek öğretim ve işbaş ında eğ itim 3.9 3.9 4.0 A. Eğitime dair niceliksel performans 4.1 4.1 4.5 B. Eğitime dair niteliksel performans 3.8 3.8 3.6 C. İşbaşında eğitim 3.7 3.8 4.0 Ürün piyasalar ın ın etkinliğ i 4.4 4.3 4.2 A. Rekabet 4.6 4.5 4.3 1. İç rekabet 3.9 4.6 4.3 2. Dış rekabet 3.9 4.3 4.5 B. Talep koşullarının niteliği 4.0 3.9 4.0 Emek piyasalar ın ın etkinliğ i 3.6 3.7 3.6 A. Esneklik 4.0 4.1 4.0 B. İşgücünün kapasitesinin etkin biçimde kullanımı 3.2 3.2 3.1 Finansal piyasalar ın gelişmiş l iğ i 4.1 4.1 4.2 A. Etkinlik 4.2 3.9 3.9 B. Güven 4.0 4.2 4.6 Teknolojik altyap ı 3.5 3.8 3.9 Pazar büyüklüğü 5.2 5.2 5.2 A. İç Pazarın büyüklüğü 5.1 5.1 5.1

Ver

imlil

ik A

rttı

rıcı

lar

B. Dış Pazarın büyüklüğü 5.3 5.5 5.4

İş dünyas ın ın gelişmiş l ik düzeyi 4.2 4.3 4.2

İnov

asyo

n

İnovasyon 3.2 3.1 3.1

Page 51: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

51

BÖLÜM 4

Türkiye’nin Odaklanması Gereken Konular

Global kriz sırasında Türkiye, gayri safi milli hâsılasında %14lük bir değerle, OECD ülkeleri arasında en

büyük düşüşe sahip ülke durumuna gelmiştir. Bunun temel nedenleri arasında daha önce yaşanmamış

bir yabancı talep şoku ve buna bağlı olarak ihracatta düşüş ve beraberinde endüstriyel çıktı ve

yatırımlarda düşme ve iş ve müşteri çevrelerinde güven azalmasının, bunlarında ilk şokun etkisini

büyük ölçüde arttırması olarak düşünülebilir. Bu durum, genel olarak dünyadaki ekonomik gelişimler

ve özel olarak ise Türkiye’deki ihracat performansının, ülkenin GSMH’sı içinde ihracatın payının

düşük olmasına karşın, Türkiye’deki devinimsel gelişim sürecinin temelinde yatan neden olduğunun

göstergesidir (0ECD, 2010) .

Türkiye birkaç on yıllık dönemde yaşadığı en önemli durgunluk dönemlerinden birinden, giderek çıkma

yoluna girmiştir. Türkiye’nin banka sektörünün sağlamlığı kriz döneminde çok büyük bir avantaj teşkil

etmiş ve iyileşme süresine yardımcı olmuştur. Kredi talep eden özellikle küçük firmalar için sermaye

maliyetinin düşürülmesi, gelecek dönemlerdeki büyüme için çok önem taşımaktadır. Durgunluğu

harekete geçiren faktörün dış şok olması, makroekonomik politikanın iyileşmeye başlayan güvenilirliği,

uluslararası güvenin gücü ve işletmelerin ihracat pazarlarındaki büyük değişim karşısında gösterdikleri

oldukça büyük esneklik sayılabilir. GSMH’daki önemli küçülme yabancı talepte beklenmedik çöküş

ve bunun Türkiye’ye kriz öncesinde negatif güven etkileri ve rekabete ilişkin rekabet problemler

nedeni ile artan bir ivme ile yansıması ile açıklanabilir. Daha önceki durgunluk dönemlerinin aksine,

Türkiye ters döngüsel politikalar gerçekleştirebilmiş ve finansal pazarları kararlılık göstermiştir. Kriz

döneminde, otoriteler oldukça büyük ölçüde faiz oranlarını düşürebilmiş ve acilen finansal teşvikler

gerçekleştirmiştir. Bu yeni durum, daha iyi makroekonomik konum, daha etkin bir para ve mali politika

çerçevesi ve daha iyi finansal Pazar regülâsyonları neticesinde gerçekleşebilmiştir.

Hızlı gelişmekte olan birçok ekonomide olduğu gibi Türkiye küresel sermaye pazarı ile bütünleşmede

önemli iyileşmeler göstermiştir. Gelişmekte olan ekonomilerde risk ve faiz oranları özellikle dünyadaki

yatırım koşulları ve risk yapısına bağlıdır. Ancak 2000’li yıllardaki ulusal ekonomik temellerdeki kararlı

gelişim Türkiye’nin güvenilirliği ve düşmüş sermaye maliyeti yapısını kuvvetlendirmiştir. Benzer

ülkelere göre değerlendirildiğinde, Türkiye risk priminde önemli bir düşüş yaşamış, yurtiçi faizlerde

düşüş yaşamakla birlikte kredi derecelendirmedeki gelişimi göreli olarak daha yavaş olmuştur.

Türkiye’nin küresel sermaye pazarına erişim kolaylığının artışı, tüm ekonomisinde sermaye arz yapısı

üzerine geniş etki yaratmıştır. Reel faiz hadlari düşmüş ve uzun dönemli krediler daha geniş bir

kesime verilebilir hale gelmiştir. Bu durum kriz sonrası iyileşme sürecini desteklemekle kalmamış aynı

zamanda daha kuvvetli ve geniş tabanlı uzun dönemli büyümenin de temelini oluşturmuştur. OECD

tarafından yapılan anket araştırması tahminleri ve akademik çalışmalar uluslararası risk primi ve kredi

derecelendirmenin temel belirteçlerinin mali durum, fiyat kararlılığı, ticaret ve büyüme performansı,

yönetişim kalitesi ve politik kararlılık olduğunu doğrulamaktadır. Bu alanlardaki daha büyük gelişmeler

Page 52: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

52

Türkiye’nin tümü ile standartlaşmış ve kendini çabuk toparlayabilen bir ekonomi olma yolunda destek

olacak ve küresel sermaye pazarına tümü ile katılımına imkân tanıyacaktır.

2000li yıllarda Türkiye gelişme gösteren makroekonomik çatısı sayesinde hızlı bir iyileşme süreci

yaşamış, ticaret ve yabancı yatırımda şeffaflığını arttırmıştır. Söz konusu gelişim, kısıtlayıcı ürün ve emek

pazarı regülâsyonu şeklinde kendini gösteren olumsuz iş ortamına karşın sağlanabilmiştir. Üretkenlik

artışı kuvvetli olmuş fakat emek kullanımı çok düşük kalmaya devam etmiştir. İleriki dönemlerde

daha yüksek işe alma ve üretkenlik büyümesi, ayrıntılı yapısal reformlar yapılmadıkça söz konusu

olmayacaktır. En düşük ücret seviyelerinin bölgesel anlaşmalarla azaltılması, sosyal güvenlik katkı

paylarının ve ihbar tazminatının azaltılması ve daha esnek iş akitlerinin oluşturulması gerekecektir. Bu

tür reformlar uzun süreden beri tartışılmakla birlikte politik engeller nedeni ile gerçekleştirilememiştir.

Türkiye halen iki temel yapısal zayıflık yaşamaktadır. Öncelikle uluslararası fiyat rekabeti, bozulmakta

ve bu da mevcut bütçe açığını arttırmaktadır. Öte yandan ekonomi emek gücünden yeterince

yararlanmamaktadır. Endüstri ve hizmet sektöründeki işgücü, giderek yaşlanan nüfustaki artışı

ve yüksek oranlarda kırsal alandan şehirlere göçün artışını emebilecek kadar kuvvetli bir şekilde

büyümemektedir. Bunun sonucunda %40lık işgücü oranı ile OECD’nin en zayıf ülkesi kalmaya devam

etmektedir. Şehirlere göç, sosyoekonomik faktörlerin de karmaşıklığı ile birleşince birçok kadın iş

hayatından çekilmiş, bu da kadının işgücü olarak kullanım oranını %20ler civarında kalmasına yol

açmaktadır. Emek kullanımı üretim sektöründe düşük vasıf yoğunluklu işlerden yüksek vasıflı işçiliklere

doğru talep artışının kayışı da rol oynamaktadır.

Türkiye izlenecek tutarlı politikalarla, kalkınma hızını istenen seviyeye çıkardığı, enflasyon ve işsizliği tek

rakamlı seviyelere düşürdüğü, üretimi artırıp, gelir dağılımını daha adil bir noktaya getirebildiği takdirde

rekabet gücü orta seviyelerde olan ülkeler arasında kısa sürede yer alması mümkün görülmektedir.

Türkiye’nin önünü tıkayan ve aşılması gereken sorunları, şu şekilde sıralamak mümkündür; yurt içi

tasarrufların düşük olması, döviz açıkları, altyapı ve üretken yatırımların azlığı, finansman sektörünün

yetersizlikleri, reel sektör ile finans sektörü arasındaki kopukluk, ekonomideki verimlilik düşüklüğü,

teknolojik gerilik, kalite- maliyet koordinasyonunun olmayışı, nitelikli iç gibi gücü yetersizliği

hususlardır. Netice itibarıyla, küreselleşen dünyada ekonomi uluslararası büyük bir rekabet yarışına

sahne olmaktadır. Buna göre, uluslararası rekabet yarışında ancak bireye yatırım yapan, bilgi yoğun

sanayiye dayalı ekonomik politika izleyen ülkeler yerini alabilir. Türkiye yukarıda belirtilen hususları

yerine getirdiği, sistem tercihini doğru ve isabetli yaptığı, istikrarlı ve iyi yönetildiği takdirde rekabet

piyasasında hak ettiği yeri mutlaka alacaktır.

Page 53: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

53

EKLER

Ek 1 WEF Tarafından Ülkelerin Gruplandırılması

Küresel Rekabet Endeksi, her biri bir ülkenin verimlilik ve rekabeti açısından kritik veriler içeren üç alt endeksin tartılı ortalamasından oluşmaktadır. Tartılar ise, ülkenin içinde bulunduğu gelişme aşamasına göre farklılık arz etmektedir. Bu bağlamda ülkeler; 1. grup ülkeleri (Üretim Faktörleri Odaklı) (GSMH’si 2.000 USD’nin altında olan ülkeler), 1.’den 2’ye geçiş ülkeleri (2.000-3.000 USD GSMH’si olan ülkeler), 2. grup ülkeleri (Verimlilik Odaklı) (3.000-9.000 USD GSMH’si olan ülkeler), 2.den 3’e geçiş ülkeleri (GSMH 9.000-17.000) ve 3. grup ülkeleri (İnovasyon odaklı) (GSMH’sı 17.000’in üzerinde olan ülkeler) şeklinde

beş ana gruba ayrılır.

Bang

lade

şAn

gola

Arja

ntin

Bahr

eyn

ABD

Beni

nAz

erba

ycan

Arna

vutlu

kBa

rbad

osAl

man

yaBo

livya

Bots

vana

Bosn

a He

rsek

Esto

nya

Avus

tral

yaBu

rkin

a Fa

soBr

unei

Sul

tanl

ığı

Brez

ilya

Hırv

atist

anAv

ustu

rya

Buru

ndi

Ceza

yir

Bulg

arist

anLe

tony

aBe

lçik

aFi

ldişi

Sah

iliEn

done

zya

Cape

Ver

deLi

tvan

yaB.

Arap

Em

irlik

leri

Çad

Erm

enist

anÇi

nM

acar

istan

Çek

Cum

huriy

eti

Etiy

opya

Fas

Dom

inik

Cum

.Po

lony

aDa

nim

arka

Filip

inle

rGü

rcist

anEk

vato

rPo

rto

Riko

Finl

andi

yaGa

mbi

yaGu

atem

ala

El S

alva

dor

Slov

ak C

umhu

riyet

iFr

ansa

Gana

Guya

naGü

ney

Afrik

aŞi

liGü

ney

Kore

Hind

istan

İran İsl

am C

umh.

Kara

dağ

Tayv

anHo

lland

aHo

ndur

asJa

mai

kaKo

lom

biya

Trin

idad

ve

Toba

goHo

ng K

ong

Kam

boçy

aKa

tar

Kost

a Ri

kaUm

man

İngi

ltere

Kam

erun

Kaza

kist

anLü

bnan

Urug

uay

İrlan

daKe

nya

Kuve

ytM

aked

onya

İspan

yaKı

rgız

Cum

huriy

eti

Liby

aM

alez

yaİsr

ail

Leso

toM

ısır

Mau

ritiu

sİsv

eçM

adag

aska

rPa

ragu

ayM

eksik

aİsv

içre

Mal

avi

Suriy

eNa

mib

yaİta

lya

Mal

iSu

udi A

rabi

stan

Pana

ma

İzla

nda

Moğ

olist

anSr

i Lan

kaPe

ruJa

pony

aM

orita

nya

Swaz

iland

Rom

anya

Kana

daM

oldo

vaUk

rayn

aRu

sya

Fede

rasy

onu

Kıbr

ıs (R

um K

esim

i)M

ozam

bik

Vene

züel

laSı

rbist

anLü

ksem

burg

Nepa

lTa

ylan

dM

alta

Nije

rya

Tunu

sNo

rveç

Nika

ragu

aTü

rkiy

ePo

rtek

izPa

kist

anÜr

dün

Sing

apur

Ruan

daSl

oven

yaSe

nega

lYe

ni Z

elan

daTa

ciki

stan

Yuna

nist

anTa

nzan

yaTi

mor

Les

teUg

anda

Viet

nam

Zam

biya

Zim

babv

e

1 –2

-Geç

iş Gr

ubu

2–3

Geçiş

Grub

u3.

Grup

İnov

asyo

n Od

aklı

2.Gr

up V

erim

lilik

Odak

lı1.

Gru

p Ür

etim

Fa

ktör

leri

Odak

Page 54: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

54

Ek 2 Detaylı Küresel Rekabet Endeksi Türkiye’nin 139 Ülke Arasındaki Yeri/2010–2011

KURUMLAR 96 88 1,01 Mülkiyet Hakları 89 83 1,02 Fikri Mülkiyetin Korunması 105 117 1,03 Kamu Fonlarının Dağıtımı Çeşitlendirilmesi 92 76 1,04 Politikacılara Güven 90 81 1,05 Sistem Dışı Ödemeler ve Rüşvet 2009'da yok 76 1,06 Yargı Bağımsızlığı 74 83 1,07 Kamu Yönetiminin Kararlarında Kayırmacılık 95 89 1,08 Kamu Yönetiminin Harcamalarında İsraf 101 96 1,09 Kamu Düzenlemeleriyle Getirilen Yükler 93 81

1,10 Oluşan Mutabakatsızlıkların Çözümünde hukuki çerçevenin verimliliği 83 73

1,11 Kanun, mevzuat ve ilgili diğer düzenlemelerde gerekli değişiklikler için hukuki çerçevenin verimliliği 71 74

1,12 Kamunun Politika Oluşturma Sürecinde Şeffaflık 67 54 1,13 Terörün İş Dünyası Üzerinde Yarattığı Maliyet 126 135 1,14 Suç ve Şiddetin İş Dünyası Üzerinde Yarattığı Maliyet 83 86 1,15 Örgütlü Suçların Varlığı 108 104 1,16 Polisin Sunduğu Hizmetlere Olan Güven 81 98 1,17 İşletmelerin Ahlaki Davranış Şekilleri 83 79 1,18 Denetleme ve Raporlama Standartlarının Gücü 89 87 1,19 İşletme Üst Yönetimlerinin Etkinliği 125 105 1,20 Azınlık Hissedarlarının Haklarının Korunması 98 97

1,21 Yatırımcı Haklarının Korunmasına İlişkin Süreçlerin Güçlü Olup Olmadığı 2009'da yok 45

ALTYAPI 62 56 2,01 Genel Altyapının Niteliği 62 40 2,02 Karayollarının Niteliği 48 46 2,03 Demiryolu Altyapısının Kalitesi 63 63 2,04 Liman Altyapısının Kalitesi 78 72 2,05 Hava Ulaşımı Altyapısının Niteliği 54 44 2,06 Kullanılabilir Koltuk Kilometre 2009'da yok 23

2,xx Mevcut Kilometre Yol 24 2010'da

yok 2,07 Elektrik Dağıtım Şebekesinin Niteliği 84 73 2,08 Sabit Telefon Hatları 55 59 2,09 Mobil Telefon Aboneleri 71 86

Page 55: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

55

MAKROEKONOMİK İSTİKRAR 64 83 3,01 Kamu Bütçe Dengesi 2009'da yok 96 3,02 Ulusal Tasarruf Oranı 64 102 3,03 Enflasyon 88 101 3,04 Faiz Oranlarındaki Marj (Spread) 36 39 3,05 Kamu Borç Stoku 72 81 3,06 Ülke Kredi Notu 66

SAĞLIK VE TEMEL EĞİTİM 74 72 4,01 Sıtmanın İş Dünyası Üzerinde Yarattığı Etki 69 72 4,02 Sıtma Olayları-Vakaları 72 75 4,03 Tüberkülozun-Veremin İş Dünyasına Etkileri 38 30 4,04 Verem Olayları-Vakaları 50 56 4,05 HIV/AIDS'in İş Dünyasına etkileri 25 23 4,06 HIV Yaygınlığı 40 1 4,07 Bebek Ölümleri 82 81 4,08 Ortalama Ömür-Yaşam Süresi 59 81 4,09 İlköğretimin Kalitesi 92 94 4,10 İlköğretimde Okullaşma Oranı 78 94

4,xx Eğitim Masrafları 81 2010'da

yok YÜKSEK ÖĞRETİM VE İŞBAŞINDA EĞİTİM 73 71

5,01 Ortaokula Kayıt 87 84 5,02 Liseye Kayıt 57 60 5,03 Eğitim Sisteminin Kalitesi 79 95 5,04 Matematik ve Fen Bilimleri Eğitiminin Kalitesi 74 99 5,05 İş Yönetimi Alanında Eğitim Veren Kurumların Niteliği 81 105 5,06 Okullarda İnternet Erişimi 54 57 5,07 Araştırma ve Eğitim Hizmetlerine Yerel Erişim 75 58 5,08 Personel Eğitiminin Kapsamı 84 85

ÜRÜN PİYASALARININ ETKİNLİĞİ 56 59 6,01 Yerel Rekabetin Yoğunluğu 32 15 6,02 Pazar Hâkimiyetinin Kapsamı 53 45

Tekel-Monopol Karşıtı Politikaların Etkinliği 45 34 6,04 Vergilendirmenin Kapsamı ve Etkisi 121 118 6,05 Toplam Vergi Oranı 77 81 6,06 Bir İşletmeyi Hizmete Açmak için Gerekli Prosedür-İşlem Sayısı 26 34 6,07 Bir İşletme Kurmak için Gereken Zaman 9 13 6,08 Tarım Politikaları Maliyeti 73 70 6,09 Ticaret Engellerinin (varlığı ve) Yaygınlığı 59 65 6,10 Dış Ticarete İlişkin Tarifeler 46 60 6,11 Yabancı Mülkiyetinin Yaygınlığı 75 86 6,12 Yabancı Yatırım Kurallarının İş Dünyasına Etkileri 53 58 6,13 Gümrük Prosedürlerinin Getirdiği Yükler 98 96 6,14 Müşteri Odaklılığın Derecesi 58 33 6,15 Alıcıların Bilgi Düzeyi 97 114

Page 56: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

56

EMEK PİYASALARININ GELİŞMİŞLİĞİ 120 127 7,01 İşçi-İşveren İlişkilerinde İşbirliği 115 119 7,02 Ücretlerin Belirlenmesinde Esneklik Düzeyi 69 55 7,03 İstihdamın Katılığı 75 86 7,04 İşten Çıkarma ve İşe Alma Pratikleri 31 63 7,05 İşten Çıkarma Maliyetleri 114 120 7,06 Ödeme ve Verimlilik 75 71 7,07 Profesyonel Yönetime Güven 80 81 7,08 Beyin Göçü 70 90 7,09 İş Gücüne Kadın Katılımı 125 131

FİNANS PİYASALARININ GELİŞMİŞLİĞİ 80 61 8,01 Mali Hizmetlerin Varlığı-Mevcudiyeti 2009'da yok 52 8,02 Mali Hizmetlerin Satın Alınabilirliği 2009'da yok 40

8,xx Finansal Pazar Gelişmişliği 40 2010'da

yok 8,03 Yerel Sermaye Piyasaları Aracılığıyla Finansman Sağlama 65 46 8,04 Kredi Erişim Kolaylığı 75 77 8,05 Risk Sermayesi Yaygınlığı 107 99 8,06 Sermaye Akışına Sınırlamalar 36 41

8,xx Yatırımcı Korumalarının Gücü 42 2010'da

yok 8,07 Bankaların Sağlamlığı 89 36 8,08 Hisse Senedi Borsalarına İlişkin Düzenlemeler 71 46 8,09 Yasal Haklar Endeksi 83 86

TEKNOLOJİK ALTYAPI 54 56 9,01 Son Teknolojilerin Yaygınlığı 47 48 9,02 Teknolojinin Firma Düzeyinde Benimsenmesi 52 51

9,xx Bilişim Teknolojileri ile İlgili Yasalar 49 2010'da

yok 9,03 Yabancı Yatırımı ve Teknoloji Transferi 61 64

9,xx Mobil Telefon Aboneliği 71 2010'da

yok 9,04 İnternet Kullanıcıları 54 65

9,xx Kişisel Bilgisayarlar 80 2010'da

yok 9,05 Geniş Bant İnternet Kullanıcıları 49 54 9,06 İnternet Bant Genişliği 2009'da yok 46

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ 15 16 10,01 İç Pazar Büyüklüğü Endeksi 15 16 10,02 Dış Pazar Büyüklüğü Endeksi 25 26

İŞ DÜNYASININ GELİŞMİŞLİK DÜZEYİ 52 52 11,01 Yerel Tedarikçi Sayısı 29 27 11,02 Yerel Tedarikçi Kalitesi 52 59 11,03 Kümelerin Gelişimine İlişkin Konum-Durum 52 61 11,04 Rekabetçi Avantaja Sahip Olmanın Durumu-Doğası 76 68 11,05 Değer Zincirinin Derinliği-Genişliği 41 43 11,06 Uluslar arası Dağıtım Üzerindeki Kontrol 36 18 11,07 Üretim Süreci Gelişmişliği 46 38 11,08 Pazarlamanın Kapsamı 44 33 11,09 Yetkinin Delege Edilmesine-Göçertilmesine İlişkin İsteklilik 95 122

İNOVASYON 69 67

Page 57: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

57

EK 3: Küresel Rekabetçilik Endeksinin ‘Sağlamlığı’nın Test Edilmesi:

Michela Nardo ve Paola AnnoniAvrupa Komisyonu Ortak Araştırma MerkeziKüresel Rekabetçilik Endeksinin (KRE) bilimsel geçerliliği ile birlikte belirli varsayımlar altında bir ülkenin

performansının artması veya düşmesinin nedenlerinin anlaşılması ve özellikle bu bağlamda KRE’nin

şeffaflığının ve güvenilir bir yapıya sahip olduğunun analiz edilmesi önemlidir. Takip eden bölümde

sunulan bilgiler, bu amaca hizmet etmek için hazırlanmıştır.

Uygulanan her model belirli varsayımlar bütününe dayanmaktadır. Bu varsayımların değişmesi

durumunda modelden çıkarımların da değişeceği kesindir. Sağlamlık analizleri, modellerin dayandığı

tahminler içindeki belirsizlikleri oluşturan unsurların neler olduğunu elde etmek için kullanılırlar.

Böylece politika yapıcıların tam ve anlamlı sonuçlara ulaşabilmeleri sağlanmış olur. Avrupa Komisyonu

Ortak Araştırma Merkezi’nin kompozit endekslerin oluşturulması ve denenmesine ilişkin önemli bir

birikimi söz konusudur. KRE için yapılan sağlamlık analizi, Endeksin bazı anahtar varsayımları üzerinde

durmayı gerektirmiştir. Bunlar; ülkelerin kalkınmışlık konumlarına göre farklılaştırılmış ağırlıklandırma

planı-düzenlemesi ve 12 ölçütün-kriterin her birinin nihai sonuca olan katkısı olarak ifade edilebilir.

KRE’nin ağırlık planlamasına-düzenine göre sağlamlığı

Nihai olarak elde edilen KRE değerleri üç adet alt endeksin ağırlıklı ortalamasına göre hesaplanmaktadır.

Bu alt-endeksler; temel gereklikler, verimlilik artırıcılar, inovasyon ve gelişmişlik faktörleridir. Ve

aşağıdaki şekilde formüle edilirler:

KREiJ = wi1Temelj + wj2Etkinliki + (1 – wj1 – wj2) İnovasyon

Tablo 1: KRE Ağırlıklarının Belirsizlik Aralıkları

Kaynak: Avrupa Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi; Dünya Ekonomik Forumu, 2009

Page 58: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

58

“i” ülkeyi, “j” ise ülkenin kalkınmışlık konumunu ifade eder. KRE’nin ağırlıklandırma planı, ağırlıklar

dizininin tesadüfî örnekleme yoluyla test edilmiştir. Kullanılan Monte Carlo simülasyon programı

1.200 kez sorgular ve toplam üç olan her bir alt-endeksin ilgili farklı ağırlıklarına göre çalışır. Teknik

nedenlerden dolayı sadece üç ana kalkınmışlık konumu dikkate alınır; yani arada bulunan 1.’den 2.’ye

ve 2.’den 3.’ye geçiş ülkelerini, ilgili ülkenin en yakın olduğu 1., 2. ve 3. kalkınmışlık konumlarına sokarak

program çalışmaya devam eder.

Ağırlıklar dizinindeki varyasyon aralığı, bu basitleştirme yaklaşımını ‘belirsizlik aralıklarını

birbirleriyle örtüştürerek’ dikkate almaktadır. Belirsizlik aralıklarının limit değerleri aşağıdaki tabloda

gösterilmektedir.

Sağlamlık analizinin ana çıktısı Şekil 1’de gösterilmektedir. Şekil’de medyan değerleri ile 1.200 adet

Monte Carlo simülasyonu güvenilirlik aralıkları %90 olacak biçimde hesap edilmiştir. Şekildeki eğri

üzerinde bulunan düz siyah çizgi KRE 2009-2010 dönemine ait skorları, mavi renkli eşkenar dörtgenler

ise medyan skorları işaret etmektedir. Dikey eksen 1 ile 7 arasındaki skoru, yatay eksen ise 2009-2010

dönemine ait KRE içindeki ülkeleri ifade eder. Ülkeler en iyiden en kötüye doğru sıralanmıştır.

Şekil 1: Sağlamlık Analizi: medyan değerleri ve medyan değerlerinin güvenlik aralıkları

Kaynak: WEF Küresel Rekabetçilik Raporu, 2010–2011, sayfa49-55

Sonuç olarak; yapılan değerlendirmeler KRE’nin güvenilir bir endeks olduğunu kanıtlamaktadır. Ülkelerin

rekabetçilik endeksindeki skorları ve sıralamalar farklı ağırlıklandırma planlarına-düzenlemelerine

bağlı olmaksınız belirlenmektedir. Sadece birkaç istisna oluşturan sonuç söz konusudur. KRE’de var

olan neredeyse tüm bileşenler KRE’ye dengeli bir biçimde katkıda bulunmaktadır. En çok etki eden

bileşen ise Temel Gereklilikler alt-endeksidir.

Page 59: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

59

Page 60: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

60

Page 61: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

61

Page 62: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

62

Page 63: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

63

TÜSİAD - Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu (REF)

TÜSİAD - Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu (REF), Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD)

ve Sabancı Üniversitesi ortak girişimleri ile kurulmuş bir araştırma merkezidir. Rekabetçilik sadece ürün

ve servislerin verimli bir şekilde üretilmesi ve müşteriye ulaştırılması için gerekli operasyonel süreçleri

geliştirmekle elde edilemez. Verimlilik kadar yeni teknolojileri kullanarak yeni ürünler/servisler yaratmak da

rekabetçiliğin temel yeteneği haline geldi. Yanlış ürünleri/servisleri doğru biçimde üreterek değil, rekabet

piyasalarına uygun ve sürekli değişen koşullara uyum gösterme kabiliyeti göstererek doğru ürünleri/

hizmetleri günümüzün doğru operasyonel süreçleri ve teknolojileri ile üretmek gerekiyor. Dolayısıyla

REF’in amacı, Türk özel sektörünün kalıcı bir pazar payı elde edebilmesi için gerekli rekabet gücüne

ulaşabilmesi yolunda yeteneklerini geliştirmesine katkıda bulunmaktır. Bir araştırma merkezi olarak

gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerde; yeni teknolojiler, inovasyon yönetimi, girişimcilik ve ulusal inovasyon

sistemi konularına yoğunlaşıyoruz ve aşağıda belirtilen 4 ana kategoride etkinlikler gerçekleştiriyoruz;

1. Araştırma faaliyetleri

2. Bilgi yayılımı faaliyetleri

3. İşbirlikleri

4. Eğitimler

Araştırma Faaliyetleri:

Yukarıda belirtilen amaca hizmet edecek, rekabetçiliği ilgilendiren alanlarda araştırmalar, uluslararası

kıyaslama ve en iyi uygulamaları belirleme çalışmaları yapmak, bu araştırmaları ve çalışmaları yapan

gruplar içinde yer almak.

Bilgi Yayılımı Faaliyetleri:

Araştırma faaliyetlerinin sonuçlarını yayımlayarak, bu sonuçların ulusal ve uluslararası düzeyde yayılımı

ve etkinliğini sağlamak. Konusunda bilgi üretimini, yayılımını ve paylaşımını sağlamak için çalıştaylar,

seminerler, konferanslar ve paneller düzenlemek, bunların sonuçlarını kamuoyuna iletmek. Benzer

amaçlara yönelik olarak hazırlanan web sitesinde (www.ref.sabanciuniv.edu) rekabet konusunda bir bilgi

merkezi oluşturmak ve konu ile ilgili tüm tarafları bir araya getirici rol üstlenmek.

İşbirlikleri:

Rekabet alanında ulusal ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapmak ve ortak faaliyetlerde bulunmak.

Özellikle meslek örgütleri ve diğer ilgili sivil toplum kuruluşları ile sürekli temas halinde olarak rekabet

konusunu onların da gündemlerinde öncelikli bir konuma getirmek.

Eğitimler:

İnovasyon, teknoloji yönetimi ve rekabet gücü kazanmanın yolları üzerine, alanında uzman eğitmenler

ve akademisyenler tarafından kurumların bu alandaki ihtiyaçlarını gidermeye yönelik eğitimler vermek.

Page 64: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

64

SEKTÖREL DERNEKLER FEDERASYONU (SEDEFED) HAKKINDA

SEDEFED olarak ortaya çıkan yapının temelleri, 1997 yılından itibaren atılmaya başlanmıştır. TÜSİAD’ın elektronik, çimento, otomotiv, otomotiv yan sanayi, beyaz eşya, biyoteknoloji ve makine imalatı sektörleri için, her sektörde ilgili sektörel dernekler ile ortak çalışarak hazırladığı “Rekabet Stratejileri’ raporları bu yapının temel taşlarını oluşturmuştur. Bu dönemde başlayan ilişki, Sektörel Derneklerin başkanlarının 12 Aralık 2000 tarihinde, “Sektörel Dernekler Platformu”nu kurmaları ile daha geniş bir işbirliği zeminine dönüştürülmüştür.

Öncelikle AB uyum sürecinde sektörlerin farklı çatılar altında yaptığı çalışmaları birleştirerek daha geniş bir güç birliği oluşturmak, sektörlerin AB konusundaki duyarlılıklarını arttırıp kamu kesimi ile sağlıklı ilişkiler geliştirmek hedeflenmişti. Platform bu çerçevede, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği ile yakın ilişki içinde bulunmuş, Avrupa Birliği’nin 6.Çerçeve Programına ülke olarak katılımı sağlamak amacıyla, 2002 yılı boyunca, Hükümet ve Parlamento düzeyinde yoğun temaslar sürdürülmüş, Türkiye’nin bu programa dâhil edilerek Teknoloji ve Ar-Ge fonlarından yararlanması imkânının açılmasına yönelik önemli girişimlerde bulunulmuştur. Diğer sivil toplum kuruluşları ve TÜBİTAK ile ortak eğitim ve tanıtım çalışmaları yaparak, kurumsal ve sektörel gelişim için AB standartlarına uygun, projelere dayalı çalışma bilincini yerleştirmek üzere yoğun çaba sarf edilmiştir.

Federasyonlaşma aşamasına gelmeden önce, oluşturulan bu önemli birikimin ve yakalanan sinerjinin sürdürülerek kurumsal bir yapıya taşınması için 2003 yılı sonundan itibaren federasyonlaşma çalışmaları başlamıştır. 7 Mayıs 2004 tarihi itibari ile Sektörel Dernekler Federasyonu tescillenmiştir. SEDEFED kuruluşunu takiben TÜRKONFED-Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun kurucu üyesi olarak 3 Kasım 2004 tarihinde kurulmasına vesile olmuştur.

Federasyona kurucu olan ve sonradan katılacak olan dernekler; kendi sektörünü Türkiye çapında temsil eden, sektörü içerisindeki toplam ekonomik büyüklüğün önemli bir yüzdesini ülke çapında sağlayan, kendi sektöründeki uluslararası kuruluşlara/federasyonlara üye ve dernek olarak en az 5 yıldır faaliyetini sürdüren kuruluşlar olacaktır. Bu yeni yapılanmayla, her şeyden önce çalışmalar kurumsal bir temele oturmuştur. Temel prensipler Platform döneminde belirlendiği şekli ile sürmektedir: “Politik ayrımlarla şekillenmemiş, gönüllü, bağımsız, güçlü bir sivil toplum kuruluşu oluşturarak, sektörel konuları kurumsal temelde izlemek ve gerek ulusal gerekse uluslararası platformlarda görüşlerimizi etkin biçimde duyurmak”.

SEDEFED’in çalışma alanlarının başında Rekabet politikaları ve Avrupa Birliği ile başlayan müzakerelerde sektörel katkının sağlanması gelmektedir. Türk ekonomisin lokomotif sektörlerinin temsilcilerini içinde bulunduran SEDEFED(*), her yıl düzenli olarak yapmakta olduğu Rekabet Kongresi ile Türkiye’nin rekabet gücünü artırabilmesi amacı ile izlenmesi gereken stratejilerin saptanması sürecine, katkıda

bulunmayı hedeflemiştir.

(*) 2010 yılı itibari ile SEDEFED üyesi dernekler; Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği-AYSAD, Türkiye Demir-Çelik Üreticileri Derneği-DÇÜD, , Otomotiv Distribütörleri Derneği-ODD, Otomotiv Sanayi Derneği-OSD, , Tüm Kırtasiye Sanayicileri İthalatçıları ve Satıcıları Derneği-TÜKİD, Türk Sanayici ve İşadamları Derneği-TÜSİAD, Türkiye Fuar Yapımcıları Derneği-TFYD, Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği-TKSD, Türkiye Müteahhitler Birliği-TMB, Uluslararası Nakliyeciler Derneği-UND.

Page 65: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

65

REFERANSLAR

• Fagerberg J, Srholec M., 2007. The competitiveness of nations: why some countries prosper while

others fall behind?. World Develeopment, 35(10), 1595–1620.

• Lopez-Claros A., Altinger L., Blanke J., Drzeniek M., Mia I., 2006, “The Global Competitiveness Index:

Identifying the Key Elements of Sustainable Growth,” The Global Competitiveness Report 2006-2007,

Palgrave MacMillan, New York.

• Öğütçü, M. 2007, 2023 Türkiye Yol Haritası, Etkileşim Yayınları

• OECD Publishing (1998), Human Capital Investment: An International Comparison; OECD Publishing,

ISBN: 9789264162891

• (TÜİK 2009) DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ TEMMUZ / 2009

• (TÜİK 2008) ; DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ TEMMUZ / 2008

• ( TÜİK; DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ TEMMUZ / 2007

• WEF (2005) The Global Competitiveness Report 2005-2006.

• WEF (2006) The Global Competitiveness Report 2006-2007.

• WEF (2007) The Global Competitiveness Report 2007-2008.

• WEF (2008) The Global Competitiveness Report 2008-2009.

• WEF (2009) The Global Competitiveness Report 2009-2010.

• WEF (2010) The Global Competitiveness Report 2010-2011

• OECD Economic Surveys: Tırkey, September 2010

Page 66: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü
Page 67: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü
Page 68: TÜRKİYE’NİN KÜRESEL REKABET DÜZEYİ · rekabet gücünün gerek duyduğu unsurlara ihtiyaç duyarlar. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları da, ülkelerin rekabet gücü

www.sedefed.orgwww.ref.sabanciuniv.edu