tÜrk farmakope - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. birinci ve ikinci tüm alt...

132
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Ankara www.Turkfarmakopedergisi.gov.tr Cilt: 4 • Sayı: 1 • Yıl: 2019 ISSN: 2587 - 120X DERGİSİ TÜRK FARMAKOPE

Upload: others

Post on 04-Nov-2019

21 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Ankara

www.Turkfarmakopedergisi.gov.tr

Cilt: 4 • Sayı: 1 • Yıl: 2019 ISSN: 2587 - 120X

DERGİSİ

TÜRKFARMAKOPE

Page 2: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi2 3

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

SahibiTürkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu adına

Dr. Hakkı GÜRSÖZ

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüBil.Uzm.Ecz. Mehmet Emre ÖZDEMİRHAN

Baş EditörDr.Ecz. Harun KIZILAY

EditörDoç.Dr. Evren ALĞIN YAPAR

Yayın KuruluDr. Fahrettin KOCA

Prof.Dr. Emine ALP MEŞEDr. Hakkı GÜRSÖZ

Dr.Ecz. Harun KIZILAYDoç.Dr. Evren ALĞIN YAPARDr.Kim.Müh. Fatma ERDEM

Bil.Uzm.Ecz. Mehmet Emre ÖZDEMİRHANBil.Uzm.Ecz. Fatma Esra HASPOLAT

T.C. Sağlık BakanlığıTürkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu

Ekonomik Değerlendirmeler ve Laboratuvar Hizmetleri Başkan YardımcılığıAnaliz ve Kontrol Laboratuvarları Dairesi BaşkanlığıTelefon: 0312 465 56 79 • Belgeç: 0312 565 52 57

Elmek: [email protected] Ağ: http:/www.Turkfarmakopedergisi.gov.tr

ISSN : 2587- 120XT.C. Sağlık Bakanlığı Yayın No : 1041TİTCK Yayın No : 51. Baskı - ANKARAYayın Türü: Yaygın Süreli Yayın. Yayın Şekli: Türkçe.Kâğıt Türü: Asitsiz.Kuruluş Tarihi: 04 Mayıs 2016Yayının İdare Adresi: Söğütözü Mah. 2176. Sok. No:5 06520 Çankaya / ANKARA Grafik Tasarım / Basımcı Adı / Adresi: İRM Pusula Tasarım Ajansı / Milimetrik Grup Matbaacılıkİvedik Organize Sanayi 24. Cad. 2271 Sok. No:17 Yenimahalle/ANKARA Tel: 0312 395 37 38Basım Miktarı: 1000 Adet

Page 3: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi2 3

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

Abdullah OLGUN, Prof.Dr.Ayhan FİLAZİ, Prof.Dr.Ayhan SAVAŞER, Prof.Dr.Ayşe Gülten KANTARCI, Prof.Dr.Ayşegül DEMİRTAŞ, Bil.Uzm.Ecz.Ayşegül KARATAŞ, Prof.Dr.B. Sönmez UYDEŞ DOĞAN, Prof.Dr.Belma GÜMÜŞEL, Prof.Dr.Benay Can EKE, Prof.Dr.Bengi USLU, Prof.Dr.Berna ÖZBEK ÇELİK, Prof.Dr.Burçin ÇAĞAN, Dr.Ecz.Bülent GÜMÜŞEL, Prof.Dr.Canan KARAALP, Prof.Dr.Çağla BOZKURT GÜZEL, Doç.Dr.Emirhan NEMUTLU, Doç.Dr.Engin KILIÇ, Dr.Öğr.ÜyesiErdal CEVHER, Prof.Dr.Erhan PALASKA, Prof.Dr.Esra AKKOL, Prof.Dr.Esra BALOĞLU, Prof.Dr.Evren ALĞIN YAPAR, Doç.Dr.Evren HOMAN GÖKÇE, Doç.Dr.Filiz KOÇ, Dr.Bio.Gökhan CENGİZ, Bil.Uzm.Bio.Göksel ŞENER, Prof.Dr.Gül ÖZHAN, Prof.Dr.Gülçin SALTAN İŞCAN, Prof.Dr.Gülnur EKŞİ BONA, Dr.Bio.Hakan DAL, Prof.Dr.Hakan ERDOĞAN, Dr.Kim.Hakan EROĞLU, Prof.Dr.Hatice Kübra ELÇİOĞLU, Prof.Dr.

Hakkı GÜRSÖZ, Dr.Harun KIZILAY, Dr.Ecz.İffet İrem TATLI ÇANKAYA, Prof.Dr.İlhan BOZYİĞİT, Vet.Hek.İlkay ERDOĞAN ORHAN, Prof.Dr.İmran VURAL, Prof.Dr.İsmail Mert VURAL, Doç.Dr.Makbule AŞIKOĞLU, Prof.Dr.Meral TUNÇBİLEK, Prof.Dr.Mesut SANCAR, Prof.Dr.Murat KARTAL, Prof.Dr.Müzeyyen DEMİREL, Prof.Dr.Nafiz Öncü CAN, Prof.Dr.Nevin ÇELEBİ, Prof.Dr.Nuray ARI YILDIZOĞLU, Prof.Dr.Özcan ÖZKAN, Doç.Dr.Özgen ÖZER, Prof.Dr.Sema ÇALIŞ, Prof.Dr.Semra ŞARDAŞ, Prof.Dr.Sevgi GÜNGÖR, Prof.Dr.Sibel Ayşıl ÖZKAN, Prof.Dr.Sinem Yaprak KARAVANA, Doç.Dr.Sümeyra TUNA YILDIRIM, Dr.Öğr.ÜyesiTansel ÇOMOĞLU, Prof.Dr.Temel ÖZEK, Prof.Dr.Türkan ELDEM, Prof.Dr.Umut BESKAN, Dr.Kim.Yalçın ÖZKAN, Prof.Dr.Yıldız ÖZSOY ERGİNER, Prof.Dr.Yılmaz ÇAPAN, Prof.Dr.Yunus YÜCE, Bil.Uzm.Bio.Yusuf ÖZKAY, Prof.Dr.Yücel DENER, Kim.

BİLİMSEL KURUL

Bu yayın; T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından hazırlanmış ve bastırılmıştır. Her türlü yayın hakkı, T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna aittir. Kaynak gösterilmeksizin alıntı yapılamaz. Kısmen dahi olsa alınamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz. Ücretsizdir. Parayla satılamaz.

Page 4: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi4 5

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 TÜRK FARMAKOPE DERGİSİ YAYIM KURALLARI

TÜRK FARMAKOPE DERGİSİYAYIM KURALLARI

1. Türk Farmakope Dergisi, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun yılda en az üç kez yayımlanan bilimsel yayım organıdır.

2. Türk Farmakope Dergisi, Türk Farmakopesi ve Dünya Farmakopeleri’nde yer alan Yöntemler, Etken maddeler, Bitmiş Ürünler, Tıbbi Cihazlar, Kozmetik Ürünler ve Eczacılık alanındaki gelişmeleri konu alan araştırma, derleme, teknik doküman editöre mektup türündeki yazıları yayımlar.

3. Türk Farmakope Dergisi, Dergi Yayın Kurulunun yayım kurallarına uymayan yazıları yayımlamama, düzeltilmek üzere yazarına geri verme veya hakemlere inceletme yetkisi vardır. Yayın Kurulu, yazım kurallarına uygunluk sağlamak amacıyla, yayımlanması için gönderilen yazıların gözden geçirilip düzeltilmesini, kısaltılmasını veya yeniden düzenlenmesini isteyebilir.

4. Yayımlanması amacıyla dergiye gönderilen yazılar, yayına kabul edilmeden önce yayın kurulu ve en az iki hakemin incelemesinden geçer. Yayın Kurulu gerek gördüğünde, bilimsel kurul dışındaki bilim insanlarının danışmanlığından yararlanabilir.

5. Yayımlanmak üzere dergiye gönderilen yazıların daha önce başka bir yerde yayımlanmamış, yayımlanmak üzere eş zamanlı olarak başka bir dergiye gönderilmemiş olması gereklidir. Bilimsel Kongrelerde yapılan sunumlar, bu durum belirtilerek yayımlanabilir.

6. Yazı dili Türkçedir. Yazılar Türk Dil Kurumu tarafından belirlenen dil bilgisi ve yazım kurallarına uygun olmalıdır. Türkçe

yazılardaki terimler öz Türkçe veya Latince olmalı, gereksiz, sık ve yerleşik olmayan kısaltmalardan kaçınılmalı, kaynaklarda güncel kaynaklardan faydalanılmalıdır.

7. Yazar/Yazarlar, yazı hazırlama aşamasında Türk Farmakope Dergisi`nin önceki sayılarından ilgili makalelere atıfta bulunmalıdır.

8. Yayımlanması için gönderilen yazılarda tüm yazarların imzalı onayını gösteren “Telif Hakkı Devri” formu doldurularak [email protected] adresine çevrimiçi olarak gönderilir.

9. Türk Farmakope Dergisi’nde yayıma kabul edilen ve yayımlanan tüm yazıların içerikleri, yazarların görüşlerini yansıtır, çalışmaların etik kurallara uygunluğu ve bilimsel içeriği yazarların

sorumluluğundadır ve hiçbir şekilde Dergi ve Yayın Kurulu sorumlu değildir. Eğer makalede daha önce yayımlanmış; alıntı yazı, tablo, resim vs. mevcut ise makale yazarı, yayın hakkı sahibi ve yazarlarından yazılı izin almak ve bunu makalede belirtmek zorundadır.

10. Yazılar, kenarlardan 3’er cm boşluk kalacak şekilde ve sayfaya yaslayarak, 11 birim büyüklüğünde, “Arial” karakteri ile 1.5 satır aralıklı olarak “Microsoft Word” programı ile yazılıp

[email protected] adresine çevrimiçi olarak gönderilir. Gönderilen yazılar, yayına kabul edilsin veya edilmesin iade edilmez.

11. Gönderilen yazılar, birinci sayfadan itibaren sağ üst köşede sayfa numarası verilerek, aşağıda belirtilen bölümler halinde hazırlanır.

Page 5: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi4 5

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019TÜRK FARMAKOPE DERGİSİ YAYIM KURALLARI

a. Başlık sayfası: Sırasıyla yazının başlığı büyük yazı karakterinde ve kırmızı olacak şekilde sola hizalı yazılır. Alt satırda Yazarların isimleri (meslek unvanı kullanılmadan) yan yana sıralanarak yazarların soyadından sonra üst simge ile numaralandırma yapılır (1, 2, 3 vb.). Sorumlu yazar, soyadından sonra “*” simgesi ile belirtilir. Alt satırlarda sıra ile yazarlara ait çalışmanın yürütüldüğü yer (anabilim dalı, kurum, üniversite vb.), cadde/sokak adı, posta kodu, ilçe-şehir yer alır. Sadece sorumlu yazarın elmek adresi kendi adres satırının altında verilir. Yazı daha önce bir kongrede sunuldu ise kongre ismi, yeri ve tarihi sorumlu yazarın elmek adresinden önceki satırda belirtilir.

b. Türkçe özet ve anahtar kelimeler: Çalışmanın tamamının anlaşılmasını sağlayacak şekilde ve tek paragraf halinde, çalışmanın türü, amacı, gereç ve yöntemi, bulguları, tartışma ve sonuçları, 200 kelimeyi geçmeden ve alt başlıklar kullanılmadan özetlenmelidir. Özet içinde, ölçümler dışında kısaltmalar kullanılmamalıdır. Özetin altındaki paragrafta, fihrist ve bilgisayar programlarına uygun, çalışmanın özü, özeti ile uyumlu ve en fazla beş adet anahtar kelime verilir. Anahtar kelimeler Türkiye Bilim Terimleri arasından (www.bilimterimleri.com) seçilmelidir.

c. İngilizce başlık, özet ve anahtar kelimeler: Türkçe anahtar kelimelerden sonraki alt satıra Türkçe Makale Başlığıyla uyumlu İngilizce başlık büyük yazı karakterinde ve kırmızı olacak şekilde sola hizalı olarak verilmelidir. İngilizce özet (Abstract) Türkçe özette verilen metnin İngilizceye uyumlu şekilde çevrilmesiyle oluşturulmalıdır. Bu

özet de 200 kelimeyi geçmemeli ve altındaki satırda “Index Medicus” veri tabanına uygun en fazla beş adet anahtar kelime (Keywords) içermelidir.

d. Makale ana başlıkları “Arial ” fontunda, koyu, 11 punto, sola hizalı olacak şekilde kırmızı renkli ve numaralı olarak eklenmelidir. Ana başlıkların tamamı, birinci alt başlıklarda bütün kelimelerin ilk harfi, ikinci alt başlıklarda yalnız birinci kelimenin ilk harfi büyük harflerle, ana başlıkta ve alt başlıktaki “ve”, “ile” gibi bağlaçlar tamamen küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf arasında bir satır boşluk olmalı, alt başlıkların altındaki paragraf ile arasında boş satır konmamalıdır.

e. Teşekkür: Yazının hazırlanmasında dolaylı katkıları olanların katkılarını açıklayan ve onlara teşekkür ifade eden sade cümleler kullanılır.

f. Kaynakça: Kişisel görüşmeler veya yayınlanmamış veriler, kaynak olarak gösterilemez. Çok gerekli ise, metin içinde bahsedilebilir. Dergilerin isimleri, Index Medicus’da belirtilen şekilde kısaltılır. Metin içindeki kaynak göstermelerde numaralandırma sistemi geçerlidir. Kaynak numaraları ile ilgili cümle sonuna köşeli parantez konularak [1], [3], [5] vb. rakamlarla numaralandırma yapılır ve metin sonunda “Kaynakça” kısmında metin içerisinden kullanılma sırasına uygun olarak numaralandırılır. Metin içinde gönderme yapılan her kaynağa “Kaynakça”da yer verilir, “Kaynakça”da yer verilen her kaynağa da metin içinde gönderme yapılır. Kaynak sayısı 100 adedi geçmemelidir.

Page 6: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi6 7

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

Kaynakların yazımı için örnekler:Makale için:Sarıcı SÜ, Serdar MA, Korkmaz A, et al. Incidence, course, andprediction of hyperbilirubinemia in neartermandtermnewborns. Pediatrics 2004; 113: 775-780.Kitaptan bir bölüm için:Kissane JM. Development of the kidney and congenital malformations. In: Hepstinstall RH (ed). Pathology of the Kidney. 2nd ed. Vol 1. Boston: Littleand Brown Co, 1974: 69-109.Bayraktar Z. Diabetikretinopati epidemiyolojisi. In: Özkan Ş, Akar S (eds). Diabetik Retinopati. 2nci baskı. İstanbul: Dilek Ofset, 2000: 1-9.Tek yazarlı bir kitaptan alınan bölüm için:Praat RTC. The Genetics of Neurological Disorders. London: Oxford UniversityPress, 1967: 173-174.Kongre bildirileri için:Sarıcı SÜ, Dabak O, Erdinç K, Okutan V, Lenk MK. İntravenözibuprofenin bildirilmemiş bir komplikasyonu: gastrointestinal kanama. 18. Ulusal Neonatoloji Kongresi, 21-24 Nisan 2010, Bodrum. Kongre Özet Kitabı, 329-330.Basılmış tez için:Kurt, M., Eczacılık fakültelerinde farmakoekonomi eğitimi ve öğrencilerin farmakoekonomi ile ilgili bilgi düzeyleri, Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 2012.Genel Ağ adresleri için:Webber, S. (2008, 10 Ekim). Information literacy in work place contexts. 22 Ekim 2008 tarihinde http://information-literacy.blogspot.com/ adresinden erişildi.

12. Tablolar: Makale içinde geçiş̧ sırasına göre Arabik rakamlar ile numaralanmalı, tabloların her biri ayrı bir sayfaya ve başlıkları tablo üzerinde olacak şekilde yazılır. Tablo açıklamalarının yazımında da “blok” sistemi korunmalı; açıklamaların bir satırdan daha uzun olması halinde, ikinci ve diğer satırlar, açıklamanın satır başı hizasından başlamalıdır. Tablo için “Arial ” fontunda, 8-10 punto ile yazılmalıdır. Tablo başlıklarında “Tablo 1.” kısmı kalın olarak, diğer kısımları normal tonda, sola dayalı ve küçük harflerle yazılır. Metin içinde tabloların geçtiği yer, en uygun yerde parantez içinde belirtilir. Bir sayfadan daha büyük olan tablolar, metin içinde bulunmak zorunda ise bir sayfa boyutlarında (uygun bir yerden) bölünür. Tablonun devamı bir sonraki sayfada aynı tablo numarası ile ve aynı başlıkla verilir ancak tablo numarasından sonra parantez içinde “Devam” ibaresi yazılır.

13. Şekiller, resimler ve fotoğraflar: Makale içinde geçiş̧ sırasına göre, Arabik rakamlar ile numaralandırılmalı, şekil ve resimlerin yerleri, metin içinde en uygun yerde parantez içinde belirtilir. Şekil başlıklarında “Şekil 1.” Kısmı kalın olarak, diğer kısımlar normal tonda ve küçük harflerle sola dayalı yazılır. Şekil, resim ve fotoğraflar en az 600 dpi grafik çözünürlükte olmalı ve jpg, tiff, gif vb. formatta bulunmalıdır.

14. Eşitlik yazımı: Metin içerisindeki eşitlikler Eş.1, Eş.2 şeklinde verilmelidir. Eşitlik numaralandırmaları eşitliğin devamı satır sonunda parantez içerisinde sıralı olarak verilmelidir.

TÜRK FARMAKOPE DERGİSİ YAYIM KURALLARI

Page 7: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi6 7

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

İÇİNDEKİLER

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu BaşkanıYönetici Yazısı (Hakkı Gürsöz)

Milli Monograflar

Altınotu ÇiçeğiEverlasting FlowerHelichrysi flosMustafa ASLAN, Hasya Nazlı EKİN

Karabaşotu ÇiçeğiTopped Lavender FlowersLavandulae romanae flos Zeynep ORALOĞLU, Gökalp İŞCAN

Çörekotu YağıBlack Cumin Seed OilNigellae oleumİlker DEMİRBOLAT, Murat KARTAL

Çibriska Uçucu YağıSummer Savory OilSaturejae aetheroleumGülmira ÖZEK, Temel ÖZEK, İsa TELCİ

Mersin Yaprağı Uçucu Yağı Myrtle OilMyrti aetheroleumİlker DEMİRBOLAT, Nihal ZORLU, Kevser SALİHLER, Murat KARTAL

Nar Çekirdeği YağıPomegranate Seed OilPunicae granati oleumİlker DEMİRBOLAT, Nihal ZORLU, Kevser SALİHLER, Murat KARTAL

Araştırma Makaleleri

Scolymus Hispanicus L. (Şevketibostan)’ın Sıçanlarda Oluşturulan Böbrek Taş Hastalığına Olan Etkisinin AraştırılmasıThe Investigation of the Effect of Scolymus Hispanicus L. (Sevketibostan) on Renal Stone Disease in RatsNecla Kamer COŞKUN, Hatice Kübra ELÇİOĞLU

Katyonik Steroid Moleküllerin Çeşitli Hücre Kültürlerine Olan Etkilerinin AraştırılmasıInvestigation of Effects of Cationic Steroid Moleculles on Various Cell CultureÇağla BOZKURT GÜZEL, Özlem OYARDI, Paul B. SAVAGE

9

10-13

14-17

18-21

22-25

26-29

30-32

33-38

39-43

Page 8: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi8 9

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

Farmasötik Ürün Analizlerinde Analitik Yöntem Geliştirmeye Genel Bir BakışAn Overview of Analytical Method Development in Pharmaceutical Product AnalysisSerkan LEVENT, Umut BESKAN, Evren ALĞIN YAPAR

Biyoteknolojik İlaçlar için Uluslararası Standartlar ve Kalite Kontrol AnalizleriInternational Standards of Biotechnological Drugs and Quality Control AnalysisEvren ALĞIN YAPAR, Burçin ÇAĞAN

Yeni Aday Antimikrobiyal Moleküllerin Mikroorganizmalar Üzerine Oluşturduğu Etkilerin Belirlenmesi Determination of Effects of New Antimicrobial Candidates Molecules on MicroorganismsÖzlem OYARDI, Çağla BOZKURT GÜZEL

Bugünden Yarına RadyofarmasiRadiopharmacy from Today to TomorrowEvren ATLIHAN GÜNDOĞDU, Makbule AŞIKOĞLU

Kanser Tedavisinde Kullanılan Monoklonal Antikorlar: Hedefleri, Etki Mekanizmaları ve Klinik ÇalışmalarıMonoclonal Antibodies Used in Cancer Treatment: Targets, Mechanism of Effect and Clinical TrialsBurçin ÇAĞAN, Evren ALĞIN YAPAR

Hastane Enfeksiyonuna Neden Olan Acinetobacter Türleri ve Bu Enfeksiyonların Tedavi Şekillerinin AraştırılmasıAcinetobacter Spp. Causing Hospital Infections and Treatment Options of These InfectionsÇağla BOZKURT GÜZEL, Mervenur UYSAL, Özlem OYARDI

Seboreik Dermatit ile İlişkili Malassezia Türlerine Tıbbi Bitkilerin EtkinliğiEffectiveness of Medical Plants on Malassezia Species Related to Seboreic Dermatitis Aslı ŞAHİNER

Yararlı BilgilerUseful Informations Bitkisel Drogların Türkçe İsimlendirmesinde Türk Farmakopesi KurallarıTürk Farmakopesi Terimleri

44-61

62-68

69-79

80-89

90-98

99-107

108-113

114-131

Derleme Makaleleri

Page 9: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi8 9

TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU

Hakkı GÜRSÖZTürkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı

Türk Farmakopesi ve diğer uluslararası farmakopelerin faaliyetleri ile Kurumumuz görev alanı ve farmakope kapsamında gerçekleştirilen bilimsel ve teknik çalışmaların değerlendirilmesi amacıyla Türk Farmakope Dergisinin hayata geçen bu sayısı, Kurumumuz Analiz ve Kontrol Laboratuvarları Dairesi ve çok değerli akademisyenlerimizin katkısıyla Kurumumuz adına yapılan önemli bir çalışmadır. Ülkemiz endüstrisi, üniversitelerimiz, ilgili kurum ve kuruluşlar ile sendika ve dernekleri bilgilendirmek ve tüm paydaşlarla bilgi alışverişinde köprü oluşturmak üzere yeni sayıların yayımlanmasına devam edilecektir.

Bu sayımızda, Türk Farmakopesi’nde yer alması planlanan altı adet yeni milli monograf çalışması ile farmasötik ürün analizleri, biyoteknolojik ilaçlar, kanser tedavisinde yer alan monoklonal antikorlar, katyonik steroid moleküller, yeni aday antimikrobiyal moleküller, Acinetobacter ve Malassezia türlerine ilişkin bilgiler ile radyofarmasinin tarihinin özetlendiği çeşitli derleme makaleleri yer almaktadır.

Dergimiz yayın kuruluna, bilim kuruluna, yazarlara ve makale hakemlerine teşekkürlerimi ileterek dergimiz yeni sayısının yararlı olmasını diliyorum.

Türk Farmakope Dergisi 2019, 4(1): 9

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2019

Page 10: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi10 11

ALTINOTU ÇİÇEĞİMustafa ASLAN*, Hasya Nazlı EKİNGazi Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmakognozi ABD, Emniyet Mah., Taç Sokağı, 06330, Yenimahalle-Ankara.elmek*: [email protected]

Geliş tarihi: 12.12.2018 / Kabul tarihi: 10.01.2019

TFB-01/2019:XXXXX

ALTINOTU ÇİÇEĞİEVERLASTING FLOWERHelichrysi flos

TANIMHelichrysum stoechas subsp. barrelieri (Ten.) Nyman’ın kurutulmuş bütün veya toz halindeki çiçek durumlarıdır. İçerik: Kersetin 3-O-glukozit (C21H19O12; bMA 463.371) en az %0.12 (sulu veya metanollü ekstre).

ÖZELLİKLERKapitulumlardan elde edilen drog, sarı renkte çiçek kısımları taşıyan, kendine has aromatik kokulu.

TANIMAA. Kurutulmuş kapitulumlar oval veya küre şeklinde, 4-5 mm çapında, sarı renkte, sık

korimbus.

B. Mikroskobik inceleme (2.8.23). Toz sarı renkte. Mikroskopta Sartur R kullanılarak incelenir. Toz drogda aşağıda belirtilen ayırıcı özellikler görülür. Çiçek zemininde ovaryumun bağlanma noktasında dizilmiş taş hücre çelengi ve ovaryum duvarında bulunan salgı tüyleri [A], papilli stigma [B], papus tüyü [C], brakte merkezinde bulunan taş hücreleri [D], Tüpsü çiçeklerde filamentlerin yanlamasına kalınlaşmış duvarlarına ait hücreler [E] (Şekil 1).

Türk Farmakope Dergisi 2019, 4(1): 10-13

MİLLİ MONOGRAF

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2019

Page 11: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi10 11

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019ALTINOTU ÇİÇEĞİ

Şekil 1. Altınotu (Helichrysum stoechas subsp. barrelieri) çiçek durumlarından elde edilen bitkisel toz droğun test B’deki tanıması için mikroskobik özelliklerinin çizimleri.

C. İnce Tabaka Kromatografisi (2.2.27).Test çözeltisi (a). 3 g toz edilmiş bitkisel drog (355) (2.9.12) üzerine 100 mL metanol R ilave edilir. 24 sa. oda sıcaklığında bekletildikten sonra süzülür ve süzüntü kuruluğa kadar uçurulur.Test çözeltisi (b). 3 g toz drog üzerine 100 mL kaynar su ilave edilir. 1 sa. su banyosunda bekletildikten sonra süzülür ve süzüntü kuruluğa kadar uçurulur. Şahit çözelti. 2.0 mg kersetin 3-O-glukozit 10 mL metanol R’de çözülür.Plak: İTK silika jel F254 plak R.Hareketli faz: etil asetat R, formik asit R, asetik asit R, su R (100:11:11:10 h/h/h/h).Uygulama: 10 µL, bantlar halinde.Sürükleme: 10 cm.Kurutma: havada.Tayin: Önce morötesi ışık altında 254 ve 366 nm’de incelenir, plağa sülfürik asit R’nin metanol R içerisindeki %5’lik çözeltisi püskürtülür, 100 °C’de 5 dk. ısıtılır.Sonuçlar: Şahit çözelti ve test çözeltisi ile elde edilen kromatogramdaki lekeler aşağıda görüldüğü gibi sıralanmıştır. Bunların yanı sıra test çözeltisi ile elde edilen kromatogramda başka lekeler de bulunabilir. morötesi ışığı altında 366’nm de açık sarı, reaktif püskürtüldükten sonra gün ışığında sarı leke görülür.

Page 12: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi12 13

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 ALTINOTU ÇİÇEĞİ

Plağın üstü

Kersetin 3-O-glukozit

Sarı-kahverengi leke

Sarı-kahverengi leke

Sarı leke

Sarı-kahverengi leke

Şahit çözelti Test çözeltisi

TESTLERYabancı madde (2.8.2): Bitkisel drogda küf, böcek ve diğer hayvan artıkları bulunmaz, en fazla %2. Yabancı organlar (drog elde edilen bitkiden gelen fakat drog olarak tanımlanmayan kısım) bulunmaz, en fazla %5.Kurutmada kayıp (2.2.32). 0.5 g toz edilmiş bitkisel drog (355) (2.9.12), 100-105 °C’lik etüvde 3 sa. kurutularak tayin edildiğinde en fazla %10.0’dır.Toplam kül (2.4.16): en fazla %10.0.

TAYİNSıvı kromatografisi (2.2.29).Test çözeltisi (a). 3.000 g toz toz edilmiş bitkisel drog (355) (2.9.12) 100 mL metanol R eklenir. 24 sa. oda sıcaklığında bekletildikten sonra süzülür ve süzüntü kuruluğa kadar uçurulur. Daha sonra elde edilen kuru ekstreden 50 mg tartılarak 10 mL su R:metanol R 1:1 karışımı ile çözülür.Test çözeltisi (b). 3.000 g toz droga 100 mL metanol R eklenir. Kaynar su ilave edilir. 1 sa. su banyosunda bekletildikten sonra süzülür ve süzüntü kuruluğa kadar uçurulur. Daha sonra elde edilen kuru ekstreden 50 mg tartılarak 10 mL su R:metanol R 1:1 karışımı ile çözülür.Şahit çözelti. 1.0 mg kersetin 3-O-glukozit CRS su R:metanol R 1:1 karışımı ile çözülür ve balonjojede 10 mL’ye tamamlanır.

Page 13: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi12 13

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019ALTINOTU ÇİÇEĞİ

Kolon:-Boyut: ℓ = 0.15 m, Ø = 4.6 mm;-Sabit faz: oktadesilsilil silika jel kromatografi için R (5 µm);-Sıcaklık: 25 °C.Hareketli faz: metanol R (A) ve % 0.2 h/h fosforik asit R çözeltisi (B) (h/h).

Akış hızı: 0.6 mL/dk.Tespit: spektrofotometrede 350 nm’de.Uygulama: 20 µL.Piklerin tanımlanması: Kersetin 3-O-glukozit CRS ve şahit çözelti ile elde edilen kromatogramlar kullanılır. Analiz süresi: 32 dk. 5 dk. içinde başlangıç koşullarına geri dönülür. Kersetin 3-O-glukozit’in yüzde içeriği aşağıdaki eşitlik ile hesaplanır:

A1 = test çözeltisi ile elde edilen kromatogramda kersetin 3-O-glukozit’e karşı gelen pikin alanı;

A2 = şahit çözeltisi (a) ile elde edilen kromatogramda kersetin-3-O-glukozit’e karşı gelen pikin alanı;

m1 = test çözeltisi hazırlamada kullanılan bitkisel ekstrenin gram olarak ağırlığı;m2 = şahit çözelti (a) hazırlamada kullanılan kersetin 3-O-glukozit gram olarak ağırlığı;p = kersetin 3-O-glukozit CRS’deki kersetin 3-O-glukozit’in yüzde içeriği.

TEŞEKKÜRMikroskobik inceleme kısmında yaptığı çizimler için Dr. Öğr. Üyesi Gülnur EKŞİ BONA’ya sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.

Page 14: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi14 15

Türk Farmakope Dergisi 2019, 4(1): 14-17

MİLLİ MONOGRAF

KARABAŞOTU ÇİÇEĞİZeynep ORALOĞLU 1, Gökalp İŞCAN 2*1. A.İ.B.Ü., İzzet Baysal Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon E.A. Hastanesi, Eczane Birimi,

14000, Karacasu-Bolu.2. Anadolu Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmakognozi ABD, Yunus Emre Yerleşkesi, 26470, Tepebaşı-Eskişehir. elmek*: [email protected]

Geliş tarihi: 17.01.2019 / Kabul tarihi: 21.02.2019

TFB-01/2019:XXXXXKARABAŞOTU ÇİÇEĞİTOPPED LAVENDER FLOWERSLavandulae romanae flos

TANIMLavandula stoechas L. subsp. stoechas’ın kurutulmuş çiçek durumlarıdır.İçerik: Uçucu yağ en az 10.5 mL/kg (susuz drog).

ÖZELLİKLERGüçlü aromatik kokuludur.

TANIMAA. Korolla siyahımsı mor 5-8.5 mm uzunluğundadır. Çiçek durumunun sapı 0.5-2.5 cm,

spikadan daha kısa, üst (steril) brakteleri 7-17x3-8 mm, obovat. Kaliks uzantıları tamdır.

B. Mikroskobik inceleme (2.8.23). Toz mavimsi-mordur. Mikroskopta kloralhidrat çözeltisi R kullanılarak incelenir. Toz aşağıdaki tanısal özellikleri gösterir: tek sıralı çok hücreli [A], ucu kıvrılmış dalgalı yapıda tek hücreli basit [B], dallanmış [C], dallanmış ve kamçı [D], tek hücreli basit [E] örtü tüyleri; sapı kısa, başı sekiz hücreli Lamiaceae tipi salgı tüyleri ile sapı tek başı iki hücreli salgı tüyleri [F, G]; 30-35 µm büyüklüğünde çok köşeli polen taneleri [H]; petal iç yüzeyi papilli epiderma [J]; kalikste küçük druzlar [K]; iletim demetleri [L], endotesyuma ait parçalar [M].

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2019

Page 15: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi14 15

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019KARABAŞOTU ÇİÇEĞİ

A B C D

E F G H

J K L M C. İnce tabaka kromatografisi (2.2.27).Test çözeltisi: 0.5 g ince toz edilmiş bitkisel droğa 5 mL hekzan R eklenir, 5 dk. çalkalanır ve süzülür. Şahit çözelti: 8 mg kâfur, 5 µL bornil asetat, 5 µL fenkon, 2 mL hekzan R’de çözülür. Plak: silika jel plak R (5-40 µm).Hareketli faz: hekzan R:etil asetat R (9:1, h/h).Uygulama: 10 µL tek nokta.Sürüklenme: 10 cm üzerinde ilerleme.Kurutma: havada.Tespit: anisaldehit R çözeltisi püskürtülür, 100-105 °C 5-10 dk. ısıtılır, gün ışığında hemen incelenir.

Page 16: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi16 17

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 KARABAŞOTU ÇİÇEĞİ

Plağın üstü

Bornil asetat:Turuncu bir leke

Fenkon: Pembe mor bir leke

Kâfur: Açık mavi az belirgin leke

Mor-kahve leke

Turuncu leke (Bornil asetat)

Pembe-mor leke (Fenkon)

Açık mavi az belirgin leke (Kâfur)

Pembe leke

Kırmızı-mor leke

Mor- siyah leke

Şahit çözelti Test çözeltisi

Sonuçlar: Şahit çözelti ile elde edilen kromatogramda orta kısımda aşağıdan yukarı doğru sırasıyla hızla kaybolan az belirgin açık mavi leke (kâfur), belirgin pembe-mor leke (fenkon) ve belirgin turuncu leke (bornil asetat) görülür. Test çözeltisiyle elde edilen kromatogramda en altta mor-siyah lekeler, onun üstünde kırmızı-mor leke, orta kısımda kafur, fenkon ve bornil asetata ait lekeler görülür. Kafurun hemen altında pembe bir leke ve çözücü bitiş noktasına yakın mor-kahve lekeler gözlenir.

TESTLERYabancı madde (2.8.2): gövde parçaları ve diğer yabancı maddeler dahil en fazla %2’dir.Su (2.2.13): 20 g’ında tespit edildiğinde en fazla 100 mL/kg’dır.Toplam kül (2.4.16): en fazla %8’dir.Karabaşotunun diğer türleri (2.2.28). Gaz kromatografisi normalleştirme işlemi kullanılır.

Test çözeltisi: tayinde elde edilmiş susuz sodyum sülfattan geçirilen 40 µL uçucu yağ ksilen karışımı üzerine 2 mL hekzan R ilave edilmesiyle hazırlanmıştır.Şahit çözelti: 8 mg kâfur ve 5 µL fenkon, 5 mL hekzan R’de çözülür.

Page 17: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi16 17

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019KARABAŞOTU ÇİÇEĞİ

Kolon:-malzeme: kaynaşmış silika;-boyut: ℓ = 25 m, Ø = 0.25 mm;-sabit faz: dimetilpolisiloksan.

Taşıyıcı gaz: kromatografi için azot R.Akış hızı: 1 mL/dk.Bölünme oranı: 50:1.Sıcaklık: kolon sıcaklık programı, 60 °C’de 10 dk., 4 °C/dk. artışla 260 °C’ye, 260 °C’de 5 dk.

Zaman (dk.) Sıcaklık (°C)Kolon 0-10 60

10-60 60→26060-65 260

Enjeksiyon yuvası 260Dedektör 300

Tespit: alevli iyonlaştırma.Enjeksiyon hacmi: 1 µL.Elüsyon sırası: şahit çözeltinin bileşiminde görülen sırayla, bu maddelerin alıkonma zamanları kaydedilir.Sistem uygunluğu: şahit çözelti:-ayırım gücü: fenkon ve kafur pikleri arasında en az 2.0 dk.Şahit çözelti ile elde edilen kromatogramda belirlenen alıkonma zamanları kullanılarak, test çözeltisi ile elde edilen kromatogramda şahit çözeltinin bileşeninin yeri bulunur. Hekzan ve ksilen pikleri göz ardı edilir.

Fenkon miktarının, kâfur miktarına oranı en az 2’dir.

TAYİNUçucu yağ (2.8.12). 40.0 g kaba toz haline getirilmiş drog 2000 mL’lik yuvarlak tabanlı bir balon, damıtma sıvısı olarak 1000 mL su R ve dereceli toplama tüpünde 0.5 mL ksilen R koyulur, 2 sa. boyunca 2-3 mL/dk. oranında damıtılır.

Page 18: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi18 19

ÇÖREKOTU YAĞIİlker DEMİRBOLAT*, Murat KARTALBezmialem Vakıf Üniversitesi, Fitoterapi Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi, Bican Bağcıoğlu Yokuşu, Adnan Menderes Bulvarı, 34093, Fatih-İstanbul.elmek*: [email protected]

Geliş tarihi: 07.01.2019 / Kabul tarihi: 28.01.2019

TFB-01/2019:XXXXX

ÇÖREKOTU YAĞIBLACK CUMIN SEED OILNigellae oleum

TANIMNigella sativa L.’nin tohumlarından soğukta sıkma veya başka bir uygun mekanik yöntemle elde edilen sabit yağdır.

ÖZELLİKLERGörünüm: berrak, sarı veya kahverengimsi sarı sıvıdır.Çözünürlük: etanolde (%96) hemen hemen hiç çözünmez, hekzan ile karışır.Bağıl yoğunluk: 0.916-0.924 mg/mL.

TANIMAİnce Tabaka Kromatografisi (2.2.27).Test çözeltisi: 1 mL çörekotu yağı örneği cam bir santrifüj tüpüne alınır. Üzerine 1 mL metanol R eklenir. 2 dk. vorteks karıştırıcı ile karıştırılır. Üst faz başka bir tüpe alınır.Şahit Çözelti: 5 mg timokinon R 1 mL metanol R içerisinde çözülür.Plak: İTK alüminyum oksit 60 F254 plak.Hareketli Faz: benzen R, izopropil eter R (1:1 h/h).Uygulama: 5 µL test çözeltisi ve şahit çözelti.Sürüklenme: plağın 2/3’ünün üzerinde bir ilerleme.

Türk Farmakope Dergisi 2019, 4(1): 18-21

MİLLİ MONOGRAF

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2019

Page 19: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi18 19

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019ÇÖREKOTU YAĞI

Kurutma: havada.Tespit: mor ötesi ışığında 254 nm’de.Sonuçlar: test çözeltisi ile elde edilen kromatogramdaki temel leke şahit çözelti ile elde edilen kromatogramdaki temel leke ile benzer yerdedir.

TESTLERAsit değeri (2.5.1): en fazla 25.Peroksit değeri (2.5.5): en fazla 30.Sabunlaşmayan madde (2.5.7): 5 gramda en fazla %2’dir.Yağ asitlerinin bileşimi (2.4.22, Yöntem A). Tablo 2.4.22.-3’teki kalibrasyon maddelerinin karışımı kullanılır.Yağın, yağ asidi fraksiyonunun bileşimi:− Zincir uzunluğu C16’dan kısa olan doymuş yağ asitleri: en fazla %1.0.− Palmitik asit: %10 ile %20 arasında.− Palmitoleik asit: en fazla %1.0.− Stearik asit: en fazla %6.0.− Oleik asit: %20 ile %30 arasında.− Linoleik asit: %40 ile %60 arasında.− Linolenik asit: en fazla %4.0.Timokinon Miktarı Gaz Kromatografisi (2.2.28): en az 3.0 mg/mL’dir.İç standart çözeltisi. hekzan R içerisinde 0.5 mg/mL dietilftalat R çözeltisi.Şahit çözelti: 5 mg timokinon R 50 mL hacme hekzan R ile seyreltilir.Test çözeltisi. 0.5 mL çörekotu yağı 25 mL hacme iç standart çözeltisi ile seyreltilir.Kolon:− malzeme: kaynaşmış silika;− boyut: ℓ=30m, ø=0.25 mm;− sabit faz: %5 fenil-arilen-%95 metilpolisilokzan (USP G27).Taşıyıcı gaz: kromatografi için helyum R.Akış hızı: 2.0 mL/dk.

Zaman (dk.) Sıcaklık (0C)

Kolon 0-2.5 1002.5-10 100→25010-20 250→30020-30 300

Enjeksiyon Yuvası 250Dedektör 220

Page 20: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi20 21

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 ÇÖREKOTU YAĞI

Tespit: alevli iyonlaştırma.− Hidrojen gaz akışı: 30 mL/dk.− Kuru hava gaz akışı: 400 mL/dk.− Enjeksiyon hacmi: 5 µL.− Ayrılma oranı: 1/20.Elüsyon sırası: şahit çözelti ve iç standart çözeltisi bileşiminde görülen maddelerin alıkonma zamanları kaydedilir.Şahit çözelti ve iç standart çözeltisi ile elde edilen kromatogramlarda belirlenen alıkonma zamanları kullanılarak test çözeltisi ile elde edilen kromatogramda timokinon ve dietilftalat bileşenlerinin yerleri bulunur (Şekil 1).

Şekil 1. Çörekotu yağı alev iyonlaşmalı gaz kromatografisi (GC-FID) kromatogramı. a. Timokinon, b. Dietilftalat.

Hesaplama: sadece timokinon R ve dietilftalat R pik alanları tespit edilir ve bağıl yüzde alanlar hesaplanır. Aşağıdaki formül kullanılarak çörekotu yağında mg/mL timokinon miktarı hesaplanır.

Page 21: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi20 21

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019ÇÖREKOTU YAĞI

%T : Timokinon pik alan yüzdesi%DEP : Dietilftalat pik alan yüzdesi0.0063 : Kromatografik faktör0.0414 : Kromatografik faktörSu (2.5.32): 1.00 g’ında tespit edildiğinde en fazla %0.1’dir.

SAKLAMAIşıktan koruyarak tam doldurulmuş kaplarda oda sıcaklığında saklanır.

Page 22: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi22 23

Türk Farmakope Dergisi 2019, 4(1): 22-25

MİLLİ MONOGRAF

ÇİBRİSKA UÇUCU YAĞIGülmira ÖZEK 1*, Temel ÖZEK 1,2, İsa TELCİ 3

1. Anadolu Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmakognozi ABD, Yunus Emre Yerleşkesi, 26470, Tepebaşı-Eskişehir.elmek*: [email protected]

2. Anadolu Üniversitesi, Bitki, İlaç ve Bilimsel Araştırmalar Merkezi, Yunus Emre Yerleşkesi, 26470, Tepebaşı-Eskişehir.

3. Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü, Doğu Yerleşkesi, 32260, Çünür-Isparta.

Geliş tarihi: 19.02.2019 / Kabul tarihi: 14.03.2019

TFB-01/2018:XXXXX ÇİBRİSKA UÇUCU YAĞISUMMER SAVORY OILSaturejae aetheroleum

TANIMSatureja hortensis L.’nin kurutulmuş toprak üstü kısımlarından buhar distilasyonu ile elde edilen uçucu yağ.İçerik: Bitkisel drogda en az %40 karvakrol (C10H14O; bMA: 150.2).

ÖZELLİKLERBerrak, sarı renkli, karakteristik aromatik, keskin kokulu bir sıvıdır.

TANIMAA. Gaz kromatografisi (2.2.28).

Test çözeltisi: 20 mg uçucu yağ 1 mL hekzan R içinde çözülür.Şahit çözelti: 5 mg karvakrol R ve 5 mg timol R 5.0 mL hekzan R içinde çözülür.Kolon:-malzeme: silika;-boyut: ℓ = 60 m, Ø = 0.25 mm;-sabit faz: makrogol 20 000 R (0.25 µm).Taşıyıcı gaz: kromatografi için azot R veya kromatografi için helyum R.

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2019

Page 23: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi22 23

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019ÇİBRİSKA UÇUCU YAĞI

Akış hızı: 0.8 mL/dk.Bölünme oranı: 1:40.Sıcaklık:

Zaman (dk.) Sıcaklık (°C)Kolon 10

10

60

60→220 (4°C/dk.)

220Enjeksiyon yuvası 250Dedektör 300

Tespit: alevli iyonlaştırma.Enjeksiyon: 1.0 µL.Elüsyon sırası: şahit çözeltinin bileşimindeki sırayla görülür. Bu maddelerin alıkonma zamanları kaydedilir.Sistem uygunluğu: şahit çözelti:- ayırım gücü: karvakrol ve timol doruklarının geliş zamanları arasında en az 0.8 dk.Şahit çözelti ile elde edilen kromatogramda tespit edilen alıkonma zamanları kullanılarak, test çözeltisi ile elde edilen kromatogramda şahit çözelti bileşenlerinin yeri bulunur. Dedektörde tespit edilen tüm doruk alanları üzerinden karvakrol yüzdesi hesaplanır.

Şekil 1. Satureja hortensis uçucu yağı kromatogramı.

Page 24: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi24 25

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 ÇİBRİSKA UÇUCU YAĞI

B. İnce Tabaka Kromatografisi (2.2.27).Test çözeltisi: 10.0 mg uçucu yağ 10.0 mL hekzan R içinde çözülür. Şahit çözelti: 5.0 mg karvakrol R, 2.0 mg timol R 10.0 mL hekzan R içinde çözülür.Plak: İTK silika jel plak R (5-40 mm) [veya İTK silika jel F254 plak R (2-10 mm)].Hareketli faz: etil asetat R, toluen R (5:95 h/h).Uygulama: 8 µL bantlar halinde.Sürüklenme: 80 mm üzerinde bir ilerleme.Kurutma: havada.Tespit: 200 mm2’lik alana 10 mL gelecek şekilde anisaldehit reaktif R çözeltisi püskürtülür, 100-105°C’de 5 dk. ısıtılır ve gün ışığında incelenir.Sonuçlar: Şahit çözelti ve test çözeltisi ile elde edilen kromatogramdaki lekeler aşağıda görüldüğü gibi sıralanmıştır. Bununla beraber, test çözeltisi ile elde edilen kromatogramın alt 1/3’lük kısmında başka zayıf lekeler de bulunabilir.

Şekil 2. İTK plak gün ışığı altında; K – karvakrol, T- timol, Sh1, Sh2, Sh3, Sh4, Sh5, Sh6 – Satureja hortensis uçucu yağ numuneleri.

Page 25: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi24 25

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019ÇİBRİSKA UÇUCU YAĞI

C. Yüksek başarımlı ince tabaka kromatografisi (2.8.25).Test çözeltisi: 10.0 mg uçucu yağ 10 mL hekzan R içinde çözülür.Şahit çözelti: 5.0 mg karvakrol R, 2.0 mg timol R 10.0 mL hekzan R içinde çözülür.Plak: YBİTK silika jel plak R (5-40 mm) [veya YBİTK silika jel 60 F254 plak R (2-10 mm)].Hareketli faz: etil asetat R, toluen R (5:95 h/h).Uygulama: 8 µL, bantlar halinde.Sürüklenme: 80 mm üzerinde bir ilerleme.Kurutma: 1 dk.Tespit: 200 mm2’lik alana 10 mL gelecek şekilde anisaldehit reaktif R çözeltisi püskürtülür, 100-105°C’de 5 dk. ısıtılır ve gün ışığında incelenir.Sonuçlar: Şahit çözelti ve test çözeltisi ile elde edilen kromatogramdaki lekeler aşağıda görüldüğü gibi sıralanmıştır. Bununla beraber, test çözeltisi ile elde edilen kromatogramın alt 1/3’lük kısmında başka zayıf lekeler de bulunabilir.

Şekil 3. YBİTK plak gün ışığı altında; K - karvakrol, T- timol, Sh1, Sh2, Sh3, Sh4, Sh5, Sh6 - Satureja hortensis uçucu yağ numuneleri.

TESTLERBağıl yoğunluk (2.2.5): 0.825 ile 0.980 arası.Kırılım imleci (2.2.6): 1.492 ile 1.496 arası.Kromatografik profil: Gaz kromatografisi (2.2.28) ile değerlendirilir.

SAKLAMADoğrudan güneş ışığından uzak serin yerde saklanır.

Page 26: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi26 27

Türk Farmakope Dergisi 2019, 4(1): 26-29

MİLLİ MONOGRAF

MERSİN YAPRAĞI UÇUCU YAĞIİlker DEMİRBOLAT*, Nihal ZORLU, Kevser SALİHLER, Murat KARTALBezmialem Vakıf Üniversitesi, Fitoterapi Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi, Bican Bağcıoğlu Yokuşu, Adnan Menderes Bulvarı, 34093, Fatih-İstanbul.elmek*: [email protected]

Geliş tarihi: 07.03.2019 / Kabul tarihi: 15.03.2019

TFB-01/2019:XXXXX

MERSİN YAPRAĞI UÇUCU YAĞIMYRTLE LEAF ESSENTIAL OILMyrti aetheroleum

TANIMMyrtus communis L. bitkisinin yapraklarından su buhar distilasyonu yöntemiyle elde edilen uçucu yağdır.

ÖZELLİKLERGörünüm: şeffaf ya da sarımsı, akışkan, berrak sıvı.

TANIMABirinci tanıma: Aİkinci tanıma: B

A. İnce tabaka kromatografisi (2.2.27).Test çözeltisi: İncelenecek olan 20 µL mersin yaprağı yağı örneği 1 mL toluen R içerisinde çözülür.Şahit çözelti: 5 µL linalool R, 5 µL 1,8-sineol R 1 mL toluen R içerisinde çözülür.Plak: İTK alüminyum oksit 60 F254 plak.Hareketli faz: etil asetat R, toluen R (5:95 h/h).Uygulama: 5 µL test çözeltisi ve şahit çözelti.Sürüklenme: plağın 2/3’ünün üzerinde bir ilerleme.Kurutma: havada.Tespit: anisaldehit çözeltisi R çözeltisi püskürtülür. Gün ışığında hemen incelenir.

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2019

Page 27: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi26 27

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019MERSİN YAPRAĞI UÇUCU YAĞI

Sonuçlar: test çözeltisi ile elde edilen kromatogramdaki temel lekeler şahit çözelti ile elde edilen kromatogramdaki temel lekeler ile benzer yerdedir.

Plağın üstü

__________

__________

1,8-Sineol: menekşe-kahverengi leke

Linalol: menekşe veya kahverengi leke

__________

__________

Kuvvetli menekşe-kahverengi leke

Zayıf menekşe veya kahverengi leke

Şahit çözelti Test çözeltisi

B. Gaz kromatografisi (2.2.28).Test çözeltisi ile elde edilen kromatogram ile şahit olarak verilen kromatogram benzerlik göstermelidir (Şekil 1).

TESTLERBağıl yoğunluk (2.2.5): 0.842 – 0.900. Asit değeri (2.5.1): en fazla 5.Kırılım imleci (2.2.6): 1.4644 – 1.4658.Kromotografik profil Gaz kromatografisi (2.2.28): Test çözeltisi. İncelenecek olan numunenin 200 µL’si 10 mL hacime heptan R ile seyreltilir.Şahit çözelti: 5 µL 1,8-sineol R 10 mL hacme heptan R ile seyreltilir.Kolon:− malzeme: kaynaşmış silika;− boyut: ℓ=60m, Ø=0.25 mm, film kalınlığı=0.25 µm;− sabit faz: polietilen glikol (ortalama moleküler ağırlık 15 000).Taşıyıcı gaz: kromatografi için helyum R.Akış hızı: 1.5 mL/dk.Sıcaklık:

Page 28: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi28 29

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 MERSİN YAPRAĞI UÇUCU YAĞI

Zaman (dk.) Sıcaklık (ºC)Kolon 0-15 70

15-70 70 →18070-75 180

Enjeksiyon yuvası 220Dedektör 220

Tespit: alev iyonlaştırma.− Hidrojen gaz akışı: 30 mL/dk.− Kuru hava gaz akışı: 400 mL/dk.− Enjeksiyon hacmi: 1 µL.− Ayrılma oranı: 1/50.

Elüsyon sırası: şahit çözeltinin bileşiminde görülen 1,8-sineol alıkonma zamanı kaydedilir. 1,8-Sineole göre bağıl alıkonma zamanları sırası ile; α-pinen (0.47), limonen (0.96), linalol (2.46), linalil asetat (2.49), miyritenil asetat (2.95), α-terpinil asetat (2.98), α-terpineol (2.99), miyritenol (3.48), geranil asetat (3.31), geraniol (3.48).

Sistem uygunluğu: test çözeltisi:

− ayırım gücü: terpinil asetat ve terpineol pikleri arasında en az 0.5.

Aşağıda listelenen her bir bileşenin yüzde içeriği belirlenir. Yüzdeler belirtilen aralıktadır:

− α-pinen: %20.7 – 46.3,− limonen: %5.1 – 10.6,− 1,8-sineol: %25.4 – 40.6,− linalol: %3.1 – 10.0,− linalil asetat: %0.8 – 3.1,− miyritenil asetat: %0.4 – 1.8,− α-terpinil asetat: %1.0 – 4.6,− α-terpineol: %1.3 – 5.1,− miyritenol: %0.3 – 1.8,− geranil asetat: %1.1 – 2.4,− geraniol: en fazla %1.6.

Page 29: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi28 29

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019MERSİN YAPRAĞI UÇUCU YAĞI

SAKLAMAIşıktan koruyarak 25 ˚C’yi aşmayan sıcaklıkta saklanır.

Şekil 1. Mersin yaprağı uçucu yağı alev iyonlaştırma gaz kromatografisi (GC-FID) kromatogramı (a: 1,8-Sineol).

Page 30: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi30 31

Türk Farmakope Dergisi 2019, 4(1): 30-32

MİLLİ MONOGRAF

NAR ÇEKİRDEĞİ YAĞIİlker DEMİRBOLAT*, Nihal ZORLU, Kevser SALİHLER, Murat KARTALBezmialem Vakıf Üniversitesi, Fitoterapi Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi, Bican Bağcıoğlu Yokuşu, Adnan Menderes Bulvarı, 34093, Fatih-İstanbul.elmek*: [email protected]

Geliş tarihi: 14.03.2019 / Kabul tarihi: 21.03.2019

TFB-01/2019:XXXXX

NAR ÇEKİRDEĞİ YAĞIPOMEGRANATE SEED OİLPunicae granati oleum

TANIMPunica granatum L. bitkisinin çekirdeklerinden soğukta sıkma ve başka bir uygun mekanik yöntem veya sıvılaştırılmış gazlarla ekstraksiyonu ile elde edilen sabit yağ.

ÖZELLİKLERGörünüm: açık sarı renkte berrak sıvı. Çözünürlük: etanol R ile az çözünür, petrol eteri ile karışır.

TANIMAGaz kromatografisi (2.4.22, Yöntem A).Test çözeltisi ile elde edilen kromatogram ile şahit olarak verilen kromatogram benzerlik göstermelidir (Şekil 1).

TESTLERBağıl yoğunluk (2.2.5): 0.898 ile 0.942 arası.Asit değeri (2.5.1): 5.0 g’ında tespit edildiğinde en fazla 0.5’tir.İyot indisi (2.5.4): 160 ile 180 arası.Peroksit değeri (2.5.5): en fazla %5.0 meqgr O2/kg.Kırılım imleci (2.2.6): 1.4777 ile 1.4789 arası.

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2019

Page 31: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi30 31

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019NAR ÇEKİRDEĞİ YAĞI

Sabunlaşma değeri (2.5.7): 170.0–200.0 mg KOH/g.Kromotografik profil Gaz kromatografisi (2.4.22, Yöntem A):

Şahit çözelti: 5 µL metil oleat R 10 mL hacme hekzan R ile seyreltilir.

Kolon:− malzeme: kaynaşmış silika;− boyut: ℓ=60m, Ø=0.25 mm, film kalınlığı=0.25 µm;− sabit faz: (siyanopropil)aril-polisiloksan.

Taşıyıcı gaz: kromatografi için helyum R.Akış hızı: 2 mL/dk.Sıcaklık:

Zaman (dk.) Sıcaklık (0C)Kolon 0-2 70

2-13 70 → 18013-18 18018-28 180 → 23028-50 230

Enjeksiyon yuvası 250Dedektör 220

Tespit: alevli iyonlaştırma.− Hidrojen gaz akışı: 30 mL/dk.− Kuru hava gaz akışı: 400 mL/dk.− Enjeksiyon: 1 µL.− Ayrılma oranı: 1/50.

Elüsyon sırası: Şahit çözeltinin bileşiminde görülen metil oleat alıkonma zamanı kaydedilir. Metil oleata göre bağıl alıkonma zamanları sırası ile yaklaşık olarak; palmitik asit (0.8), palmitoleik asit (0.9), stearik asit (0.95), oleik asit (1.00), linoleik asit (1.06), linolenik asit (1.15), punisik asit (1.35).

Sistem uygunluğu: Test çözeltisi:− ayırım gücü: punisik asit izomerlerinden ayrılmalıdır.

Page 32: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi32 33

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 NAR ÇEKİRDEĞİ YAĞI

Aşağıda listelenen her bir bileşenin yüzde içeriği belirlenir. Yüzdeler belirtilen aralıktadır:

− Zincir uzunluğu C16’dan kısa olan doymuş yağ asitleri: en fazla %0.05;− Palmitik asit: %1.5 ile %5.0 arasında;− Palmitoleik asit: en fazla %0.05;− Stearik asit: en fazla %3.0;− Oleik asit: %3.0 ile %10 arasında;− Linoleik asit: %3.0 ile %10 arasında;− Linolenik asit: en fazla %0.05;− Punisik asit: en az %60.

SAKLAMAIşıktan koruyarak 25 ˚C’yi aşmayan sıcaklıkta saklanır.

Şekil 1. Nar çekirdeği yağı alevli iyonlaştırma gaz kromatografisi (GC-FID) kromatogramı (metil esterleri şeklinde a: palmitik asit, b: stearik asit, c: oleik asit, d: linoleik asit, e: punisik asit).

Page 33: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi32 33

Türk Farmakope Dergisi 2019, 4(1): 33-38

ARAŞTIRMA MAKALESİ

SCOLYMUS HISPANICUS L. (ŞEVKETİBOSTAN)’IN SIÇANLARDA OLUŞTURULAN BÖBREK TAŞ HASTALIĞINA OLAN ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI

Necla Kamer COŞKUN, Hatice Kübra ELÇİOĞLU*Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Farmakoloji ABD, Tıbbiye Cad., No:49, 34688, Üsküdar-İstanbul.elmek*: [email protected]

Geliş tarihi: 09.01.2019 / Kabul tarihi: 31.01.2019

ÖZETNefrolitiyaz, böbrek tübülleri veya toplama sisteminde taş oluşumu olarak tanımlanan, böbrek taş hastalığı olarak da bilinen; insan popülasyonunun 5’te 1’ini etkileyen klinik bir hastalıktır. Böbrek taş hastalığı multifaktöriyel nedenli olup; sebebi henüz tam olarak aydınlatılamamıştır. Hastalığın tedavisinde pek çok ilaç kullanılmasına rağmen cerrahi işlem olmaksızın etkili bir ilaç henüz bulunamamıştır. Bu nedenle alternatif tedavi yöntemleri araştırılmaya başlanmıştır. Böbrek taş hastalığı tedavisinde antioksidanların faydalı etkisinin olduğu saptanmıştır. Bu hastalık sürecinde böbrekteki antioksidan enzimlerin çoğunun azaldığı ve serbest radikal üretiminin arttığı bildirilmiştir. Scolymus hispanicus L. yani şevketibostan bitkisinin antioksidan etkisini tanenler, terpenoitler ve flavonoitler sayesinde gösterdiği yapılan çalışmalarda belirtilmiştir. Çalışmamızda oral yoldan %1’lik etilen glikol uygulaması ile böbrek taşı oluşturulmuş sıçanlarda; serum magnezyum, kreatinin ve kalsiyum değerleri incelendi. Etilen glikol grubunda magnezyum düzeyinin azaldığı, kalsiyum ve kreatinin değerlerinin ise arttığı görülürken; şevketibostan bitki ekstresi ile tedavi edilen grupta bu değerlerin kontrol grubuna döndüğü belirlendi. Bulgularımızın sonucunda şevketibostan bitki ekstresinin antioksidan etkisine bağlı olarak böbrek taş düşürme tedavisinde etkili olabileceğini düşünmekteyiz. Ancak, tedavi mekanizmasının netleşmesi ve böbrek taşı düşürücü etkisini aydınlatmak için daha fazla çalışma yapılmasına ihtiyaç vardır.

Anahtar Kelimeler: Antioksidanlar, Böbrek taşları, Nefrolitiyaz, Böbrek, Bitkiler.

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2019

Page 34: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi34 35

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 SCOLYMUS HISPANICUS L. (ŞEVKETİBOSTAN)’IN SIÇANLARDA OLUŞTURULAN BÖBREK TAŞ HASTALIĞINA OLAN ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI

THE INVESTIGATION OF THE EFFECT OF SCOLYMUS HISPANICUS L. (SEVKETIBOSTAN) ON RENAL STONE DISEASE IN RATSABSTRACT Nephrolithiasis also known as renal stone disease is a clinical entity which is defined as stone formation in the renal tubules or collecting system, affecting about 20% of the human population. The etiology of kidney stone disease is multifactorial and its cause has not been fully elucidated yet. Although many drugs have been described for medical treatment in this disease, these drugs are often insufficient in non-surgical treatment, yet. For this reason, alternative treatment methods have been investigated in current years. It has been reported that antioxidants have a beneficial effect in the treatment of renal stone disease. Significant amount of antioxidant enzymes in the kidney decreases and free radical production is increased in this disease process. Tannens, terpenoids and flavonoids are responsible for the antioxidant effect of Scolymus hispanicus L. also called şevketibostan. In our study serum magnesium, creatinine and calcium levels were determined in the kidney stone rats following the application of 1% ethylene glycol orally. In the ethylene glycol group, it was seen that magnesium value decreased while calcium and creatinine values increased. In the şevketibostan plant extract treated group, these values returned to normal. According to our results şevketibostan plant extract was found to be effective in the treatment of kidney stone disease due to its antioxidant effect. However, we think further studies are needed to clarify the therapeutic mechanism and the effect of kidney stone disease.Keywords: Antioxidants, Kidney stones, Nephrolithiasis, Kidney, Plants.

GİRİŞNefrolitiyaz, böbrek veya renal taş hastalığı olarak bilinen; insan popülasyonunun 5’te 1’ini etkileyen klinik bir hastalıktır [1]. Genel veriler; Batı ülkelerinde böbrek taş hastalığı insidansının daha yüksek olduğunu (Avrupa %5-9, Kuzey Amerika %12-15) ve Doğu’da ise (%5) daha düşük olduğunu göstermektedir [2]. Erkeklerde böbrek taş hastalığı görülme riski kadınlara göre üç kat daha yüksektir [3, 4]. Herhangi bir tedavi olmaksızın böbrek taş hastalığının nüks oranının son 10 yılda %50’den fazla olduğu bildirilmiştir [5]. Böbrek taş hastalığı multifaktöriyel nedenli olup; sebebi henüz tam olarak aydınlatılamamıştır [2]. Obezite, diyabetes mellitus, hipertansiyon, metabolik sendrom gibi kronik hastalıkların da böbrek taşı oluşumu ile bağlantılı olduğu ileri sürülmüştür [4, 6]. Buna ek olarak bazı ilaçların (asetazolamit, indinavir, triamteren, D vitamini takviyesi, seftriakson, kinolon vb) böbrek taş hastalığına neden olduğu belirtilmiştir [2, 7, 8]. Ayrıca normalde idrarda kristal veya taş oluşumunu engelleyen sitrat ve magnezyum gibi kristalleşme inhibitörü maddeler bulunmaktadır. Bu inhibitör maddelerin bazen etki gösterememesi bazen de kristallerin konsantrasyonunun yüksek olması böbrekte taş oluşumuna neden olmaktadır [9]. Sitratın burada önemi oldukça büyüktür. Sitrat, kalsiyum ile çözünebilir kompleksler oluşturması dışında; kristallerin böbrek epiteline tutunmasını da engellemektedir [10].

Page 35: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi34 35

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019SCOLYMUS HISPANICUS L. (ŞEVKETİBOSTAN)’IN SIÇANLARDA OLUŞTURULAN BÖBREK TAŞ HASTALIĞINA OLAN ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI

Böbrek taşları inorganik ve organik kristallerden oluşmaktadır. Kristalizasyon ve sonrasında litojenez, idrarda çözünen birçok madde ile meydana gelebilmektedir. Böbrek taşlarının yaklaşık %75-80’i kalsiyum (kalsiyum oksalat ve kalsiyum fosfat) içerirken; geri kalan kısmı ise ürik asit, sistin, struvit, hidroksiapatitten oluşmaktadır [11-13]. Kalsiyum oksalat kristalleri ve nefronlarda bulunan yüksek konsantrasyondaki oksalatlar böbrekte epitel hücrelere zarar vermektedir. Zarar gören epitel hücreler, kristal oluşmasını artıran serbest radikallerin oluşumuna neden olmakta ve bu durum da kristallerin agregasyonu ve taş oluşumu ile sonuçlanmaktadır [14]. Kalsiyum taşlarının patofizyolojisi oldukça karmaşıktır; düşük idrar hacmi, hiperkalsiüri, hiperürikozüri, hiperoksalüri, hipositratüri ve idrar süpersaturasyonuna sebep olan idrar pH’sındaki anormallikler, kristal oluşumu ve bunu takiben agregasyon gibi durumlar kalsiyum taşlarının patofizyolojisini açıklar [5]. Böbrek taş hastalığının tedavisinde allopurinol, potasyum sitrat, sodyum sitrat ve tiyazit diüretikleri gibi ilaçlar kullanılmaktadır [15, 16]. Böbrek taş hastalığı sürecinde böbrekteki antioksidan enzimlerin çoğunun azaldığı ve serbest radikal üretiminin arttığı bildirilmiştir. Hiperoksalüri ve kalsiyum oksalat taşları bulunan sıçanların idrar ve böbrek dokularında lipit peroksitleri artmış görülmektedir. Ayrıca tekrarlayan idiyopatik kalsiyum taşlarının oluşumuna antioksidan eksikliğinin de sebep olabileceği bildirilmiştir [6, 17-20]. Böbrek taş hastalığı için tedavide pek çok ilaç kullanılmasına rağmen cerrahi işlem olmaksızın tedavide henüz etkin bir ilaç bulunmamaktadır. Ayrıca medikal tedaviler maliyetli olmakla beraber yan etki potansiyelleri de oldukça yüksektir. Bu nedenle alternatif tedavi yöntemleri araştırılmaya başlanmıştır [21]. Scolymus hispanicus L. bitkisi ülkemizde yetiştiği gibi, Yunanistan, İspanya, Portekiz, Fransa, Fas ve Kıbrıs gibi ülkelerde de yetişen bir bitkidir [22, 23]. Ekilmemiş tarım alanları, yabani ot alanları ve yol kenarları gibi alanlarda yetişebilmektedir [23]. S. hispanicus bitkisinin, tanenler, terpenoitler ve flavonoitler sayesinde antioksidan etki gösterdiği yapılan çalışmalarda bildirilmiştir. Bitkinin çiçek ve yapraklarının 𝛼-tokoferol içerdiği de tespit edilmiştir [24, 25]. Kök ve yapraklarında barındırdığı glikozitler, biyoaktif azot bileşikleri, kafeol, flavonoitler, rosmarinik asit ve beta karoten nedeniyle anti-artritik, antibakteriyel, antiherpetik, antienflamatuvar ve antispazmodik etkilerinin olduğu; kolon, böbrek ve akciğer kanserlerinde de antitümöral etkilere sahip olduğu belirtilmiştir [26]. Daha önce Lityazol Cemil olarak piyasaya sunulan ve böbrek taşı düşürme amacıyla kullanılan S. hispanicus ekstresi, klinik çalışmaların eksikliği nedeniyle piyasadan kaldırılmıştır. Bitki ekstresinin, düz kaslarda kasılma-gevşeme meydana getirerek peristaltik hareketlerle böbrek taşlarını hareket ettirdiği in vitro bir çalışmada belirtilmiştir [27-29]. Kanıta dayalı tıpta, kanıt değeri en düşük olan çalışma in vitro çalışmadır [30]. Dolayısıyla yapılan çalışmalara bakıldığında; şevketibostan bitkisi ile ilgili bilimsel çalışmaların yeterli olmadığı görülmektedir.

Page 36: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi36 37

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

MATERYAL ve METOTÇalışmamızda sıçanlar 3 gruba ayrıldı: Kontrol Grubu, Etilen Glikol Grubu, Etilen Glikol+S. hispanicus Grubu (Tablo 1).

Tablo 1. Deney gruplarının özet tablosu.Deney Grupları Deney ProtokolüKontrol Grubu

n=6

8 hafta boyunca standart içme suyu ve yem verildi.

Etilen Glikol Grubu

n=6

8 hafta boyunca oral olarak %1’lik etilen glikol verildi.

Etilen glikol + S. hispanicus Grubu

n=6

8 hafta boyunca oral olarak %1’lik etilen glikol verilirken; 4. haftadan itibaren 0,5 ml/gün şevketibostan ekstresi gavaj uygulaması ile verildi.

TARTIŞMAÇalışmamızda oral yoldan %1’lik etilen glikol uygulaması ile böbrek taşı oluşturulmuş sıçanlarda, serum magnezyum, kreatinin ve kalsiyum değerleri incelendi. Etilen glikol grubunda magnezyum değerinin azaldığı, kalsiyum ve kreatinin değerlerinin ise arttığı görülürken; şevketibostan bitki ekstresi ile tedavi edilen grupta bu değerlerin normale döndüğü belirlendi.Yapılan bir çalışmada, şevketibostan bitkisinin tokoferol ve fenolik içeriğinden dolayı antioksidan etkisi olduğu belirtilmiştir. Bitki ekstresinin oral yoldan 2000 mg/kg dozunda verildiğindeki diüretik etkisine bakıldığında, tedaviden 24 saat sonra idrar çıkışını artırdığı gösterilmiştir. 24 saat sonra tedavi edilen hayvanlarda bulunan idrar hacminin, 10 mg/kg hidroklorotiyazit ile tedavi edilen hayvanlarda elde edilen diürezden farklı olmadığı bildirilmiştir. Ayrıca bitki ekstresinin antibakteriyal etkisi olduğu da belirtilmiştir [24]. Bulgularımız bu araştırmacılarınkine benzerdir ve şevketibostan bitkisinin antioksidan etkisiyle taş düşürme tedavisinde etkili olduğu bulunmuştur. Başka bir çalışmada ise S. hispanicus bitkisinin yüksek oranda oksalik asit içerdiği ve bu sebeple böbrek taş hastalığında dikkatli kullanılması gerektiği bildirilmiştir. Ancak burada bitkinin yetiştiği toprak ve iklim gibi çevresel faktörlerin, bitkinin içerdiği bileşenlerin miktarını değiştirebildiği göz önünde bulundurulmalıdır [31]. Diğer çalışmalarda ise şevketibostan bitki ekstresinin antispazmodik etkisi ile pelvis renalis taşları, üreter taşları ve mesane taşlarını düşürebildiği, lökositlerde peroksidasyon ile oluşturulmuş oksidatif DNA hasarına karşı koruyucu etkisi (antioksidan etkisi) olduğu ve diyabetli hayvanlarda ise AST ve ALT değerlerini azalttığı gösterilmiştir [26, 27, 29, 32, 33].

SONUÇBugüne kadar yapılan çalışmalarda bitkinin, taş düşürme etkisini antispazmodik, antienflamatuvar, antibakteriyal ve antioksidan etkisi ile gösterdiği bildirilmiştir [20, 24].

SCOLYMUS HISPANICUS L. (ŞEVKETİBOSTAN)’IN SIÇANLARDA OLUŞTURULAN BÖBREK TAŞ HASTALIĞINA OLAN ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI

Page 37: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi36 37

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

Biz de çalışmamızın sonuçlarını değerlendirdiğimizde S. hispanicus‘un sulu ekstrelerinin antioksidan etkiyle, sıçanlarda etilen glikol kaynaklı böbrek taşları üzerinde etkili olduğunu düşünmekteyiz. Ancak bitkiden hazırlanan ekstrenin böbrek taş hastalığının tedavisindeki etki mekanizması henüz net olarak anlaşılamamıştır. Tedavi mekanizmasının netleşmesi ve böbrek taşı düşürücü etkisini aydınlatmak için yeni çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.

KAYNAKÇA[1] Das M., Malipeddi H. Antiurolithiatic activity of ethanol leaf extract of Ipomoea eriocarpa

against ethylene glycol-induced urolithiasis in male Wistar rats. Indian journal of pharmacology 2016; 48(3): 270.

[2] Marra G., et al. Pediatric nephrolithiasis: a systematic approach from diagnosis to treatment. Journal of nephrology 2018; 1-12.

[3] Shamina S, Jishamol G. Effect of kidney biochemical enzymes in ethylene glycol induced urolithiatic rats treated with scopariadulcis (LEAF). International Journal of Research In Pharmacy and Chemistry 2014; 4(2): 431-435.

[4] Lieske JC, et al. Stone composition as a function of age and sex. Clinical Journal of the American Society of Nephrology 2014; 9(12): 2141-2146.

[5] Shadman A, Bastani B, Calculi Kidney: Pathophysiology and as a Systemic Disorder. Iranian journal of kidney diseases 2017; 11(3).

[6] Khan SR. Reactive oxygen species, inflammation and calcium oxalate nephrolithiasis. Translational andrology and urology 2014; 3(3): 256.

[7] Portis AJ, Sundaram CP. Diagnosis and initial management of kidney stones. American family physician 2001; 63(7): 1329-1340.

[8] İpekçi T, Ateş E, Akın Y. Genel Metabolik Değerlendirme. Derman Tıbbi Yayıncılık 1, 2015.[9] Ashby RA, Sleet R.J. The role of citrate complexes in preventing urolithiasis. Clinica

chimica acta, 1992; 210(3): 157-165.[10] Çetin N, Sav N.M, Yildiz B. Çocuklarda Üriner Sistem Taş Hastalığı: Tanı ve Tedavi/

Urinary System Stone Disease in Children: Diagnosis and treatment Osmangazi Journal of Medicine 2015; 37(1).

[11] Liakopoulos V. et al. The kidney in space. International urology and nephrology, 2012; 44(6): 1893-1901.

[12] Singh P. et al. Stone composition among first-time symptomatic kidney stone formers in the community. in Mayo Clinic Proceedings. 2015. Elsevier.

[13] Jawalekar S, Surve V. Bhutey A. The composition and quantitative analysis of urinary calculi in patients with renal calculi. Nepal Med Coll J, 2010; 12(3): 145-148.

[14] Saremi J, Kargar-Jahromi H, Pourahmadi M. Effect of Malva neglecta wallr on ethylene glycol induced kidney stones. Urology journal, 2015; 12(6): 2387-2390.

[15] York NE, Borofsky MS, Lingeman JE. Risks associated with drug treatments for kidney stones. Expert opinion on drug safety, 2015; 14(12): 1865-1877.

SCOLYMUS HISPANICUS L. (ŞEVKETİBOSTAN)’IN SIÇANLARDA OLUŞTURULAN BÖBREK TAŞ HASTALIĞINA OLAN ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI

Page 38: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi38 39

[16] Sakhaee, K., N.M. Maalouf, and B. Sinnott, Clinical review. Kidney stones 2012: pathogenesis, diagnosis, and management. J Clin Endocrinol Metab, 2012; 97(6): 1847-60.

[17] Golshan A. et al. Kidney stone formation and antioxidant effects of Cynodon dactylon decoction in male Wistar rats. Avicenna journal of phytomedicine, 2017; 7(2): 180.

[18] Tugcu V. et al. Protective effect of a potent antioxidant, pomegranate juice, in the kidney of rats with nephrolithiasis induced by ethylene glycol. Journal of Endourology, 2008; 22(12): 2723-2732.

[19] Bodakhe KS. et al. A polyherbal formulation attenuates hyperoxaluria-induced oxidative stress and prevents subsequent deposition of calcium oxalate crystals and renal cell injury in rat kidneys. Chinese journal of natural medicines, 2013; 11(5): 466-471.

[20] Grases F. et al. Effects of polyphenols from grape seeds on renal lithiasis. Oxidative medicine and cellular longevity, 2015.

[21] Al-Attar AM. Antilithiatic influence of spirulina on ethylene glycol-induced nephrolithiasis in male rats. Am. J. Biochem. Biotechnol, 2010; 6(1): 25-31.

[22] Psaroudaki A. et al. Genetic structure and population diversity of eleven edible herbs of Eastern Crete. Journal of Biological Research-Thessaloniki, 2015; 22(1):7.

[23] Polo S. et al. Knowledge, use and ecology of golden thistle (Scolymus hispanicus L.) in Central Spain. Journal of Ethnobiology and Ethnomedicine 2009; 5(1): 42.

[24] Marmouzi I. et al. Phytochemical and pharmacological variability in Golden Thistle functional parts: comparative study of roots, stems, leaves and flowers. Natural product research 2017; 31(22): 2669-2674.

[25] Rubio B. et al. Flavonol glycosides from Scolymus hispanicus and Jasonia glutinosa. Planta medica, 1995; 61(6): 583-583.

[26] Esiyok D, Otles S, Akcicek E. Herbs as a food source in Turkey. Asian Pacific Journal of Cancer Prevention, 2004; 5(3): 334-339.

[27] Baser KHC. Şevketibostan (Scolymus hispanicus L.). Bag Bahce, 2015; 30-31. [28] Baytop T, Türkiye’de Bitkiler ile Tedavi. Vol. İstanbul Üniversitesi, Nobel Tıp Kitapevleri,

İstanbul. 1999; 198.[29] Kirimer N.E. et al. Antispasmodic and spasmogenic effects of Scolymus hispanicus and

taraxasteryl acetate on isolated ileum preparation. Planta medica, 1997; 63(06): 556-558.[30] Alğın Yapar E., Tıbbi Bitkilerle Kanıta Dayalı Tedavi. Türk Farmakope Dergisi, 2018; 3(2):

54-59.[31] Morales P. et al. Mediterranean non-cultivated vegetables as dietary sources of compounds

with antioxidant and biological activity. LWT-Food Science and Technology, 2014; 55(1): 389-396.

[32] Sarı AO. Şevketi Bostan (Scolymus hispanicus L.) Bitkisini Kültüre Alma ve Seleksiyon Islahı. Anadolu Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2011; 21(2).

[33] Ozkol H. et al. Therapeutic potential of some plant extracts used in Turkish traditional medicine on streptozocin-induced type 1 diabetes mellitus in rats. The Journal of Membrane Biology, 2013; 246(1): 47-55.

SCOLYMUS HISPANICUS L. (ŞEVKETİBOSTAN)’IN SIÇANLARDA OLUŞTURULAN BÖBREK TAŞ HASTALIĞINA OLAN ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

Page 39: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi38 39

Türk Farmakope Dergisi 2019, 4(1): 39-43

KATYONİK STEROİD MOLEKÜLLERİN ÇEŞİTLİ HÜCRE KÜLTÜRLERİNE OLAN ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Çağla BOZKURT GÜZEL1*, Özlem OYARDI1, Paul B. SAVAGE2

1. İstanbul Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Mikrobiyoloji ABD, Süleymaniye Mah., 34116, Beyazıt, Fatih-İstanbul.elmek*: [email protected]

2. Brigham Young University, Department of Chemistry and Biochemistry, Provo, UTAH, USA.

Geliş tarihi: 16.02.2019 / Kabul tarihi: 11.03.2019

ÖZETSon yıllarda yapılan araştırmalarda, “Ceragenin” adı verilen kolik asidin bir seri katyonik türevleri sentezlenmiş ve bunların antimikrobiyal özellikte oldukları saptanmıştır. Cerageninler (Cationic steroid antibiotics-katyonik steroid antibiyotikler-CSA), antimikrobiyal peptitlere benzer yeni bir sınıf antimikrobiyal moleküllerdir. Peptit yapıda olmayan ve tuza karşı duyarlı olmayan cerageninlerin, fazla miktarda hazırlanmaları ve saflaştırılmaları antimikrobiyal peptitlere göre daha basittir. Cerageninler, etkilerini bakteri dış membranının geçirgenliğini arttırarak göstermektedir. CSA-13, katyonik steroid antibiyotik grubu moleküllerin başında gelen bir ceragenin olup Gram pozitif ve Gram negatif bakterilere karşı oldukça etkilidir. Aynı zamanda kimyasal yapıları farklılık gösteren CSA-8, CSA-44, CSA-131 ve CSA-138 molekülleri de bakterilere karşı etkili moleküllerdir. Son yıllarda, CSA-13 ile yapılan çeşitli hücrelere karşı olan antiproliferatif etkinlik çalışmaları, katyonik steroid molekül çeşitliliğinin arttırılabileceğini göstermiştir. Bu çalışma ile CSA-8, CSA-13, CSA-44, CSA-131 ve CSA-138 olarak isimlendirilen 5 farklı katyonik steroid molekülünün PC3 ve ECC-1 hücrelerine olan sitotoksik etkilerini saptama ve sonuçlarının birbirleriyle karşılaştırılması amaçlanmıştır.Anahtar kelimeler: Cerageninler, Hücre kültürü, PC3 hücresi, EC-1 hücresi, Sitotoksisite.

ARAŞTIRMA MAKALESİ

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2019

Page 40: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi40 41

INVESTIGATION OF EFFECTS OF CATIONIC STEROID MOLECULLES ON VARIOUS CELL CULTUREABSTRACTRecently, a series of cationic derivatives of cholic acid called ceragenin have been synthesized and have been found to have properties that may make the museful antimicrobialagents. Ceragenins (Cationic steroid antibiotics-CSA), designed to mimicthe activities of antimicrobial peptides, are a new class of antimicrobialagent. Ceragenins are not peptide based, are not salt sensitive, and are relatively simple to prepare and purify on a large scale. They Show their effect with the mechanism that increases the permeability of theouter membrane. Amongthem, CSA-13, which stands for cationic steroidal antimicrobial, is a lead ceragenin and is highly active against Gram positive and Gram negative bacteria. There are also other ceragenin molecules named CSA-8, CSA-44, CSA-131 and CSA-138 that are active against bacteria and viruses. In recent years, antiproliferative activity studies those are done with CSA-13 molecule, suggests us that we can increase the variety and the number of cationic steroid molecules related to this subject. Therefore, the purpose of this study was to evaluate the cytotoxicactivity of 5 different cationic steroid molecules named CSA-8, CSA-13, CSA-44, CSA-131 and CSA-138 against the PC3 and ECC-1cells. Keywords: Ceragenins, Cell culture, PC3 cellline, ECC-1 cellline, Cytotoxicity.

GİRİŞKatyonik steroid antibiyotiklerin (CSA) sahip olduğu biyolojik özellikleri, üretiminin kolay ve ucuz olması, bakterisidal aktivitesi gibi çeşitli özelliklerinin olması ve hemolitik aktivitesinin kontrol edilebilmesi bu molekülleri etkili ve umut vaat edici yeni bir sınıf antimikrobiyal ajan kılmaktadır. Ayrıca membran yapısında büyük değişikliklere yol açmadığı için direnç gelişimine karşı oldukça dayanıklıdır. Minimum İnhibisyon Konsantrasyonu (MİK) değerleri incelendiği zaman düşük mikromolar seviyelerde kullanılabileceği, CSA-13’ün geniş etki spektrumuna sahip olduğu ve in vivo kullanımlarda uzun süre etkisini devam ettirebileceği anlaşılmıştır. Bu moleküller düşük hemolitik aktiviteye sahip olduğu için negatif yüklü hücrelerle etkileşime girmektedir. CSA’larınin vitro aktiviteleri bilinmekle birlikte in vivo aktiviteleri ve özellikle de toksisite çalışmaları halen devam etmektedir. Bu moleküller in vitro olarak vankomisine dirençli Staphylococcus aureus, Pseudomonas aeruginosa, Acinetobacter baumannii ve Helicobacter pylori gibi bakterilere ek olarak; Streptococcus mutans ve Porphyromonas türleri gibi periodontopatik bakterilere karşı antimikrobiyal özellik göstermektedir. CSA’ların sahip olduğu antibakteriyal etkilerinin yanı sıra, bu moleküller aynı zamanda, antifungal, antiviral, antiparazitik, antibiyofilm ve antikanser etki de gösterebilmektedirler. AMP’lerle yapılan klinik çalışmalar incelendiği zaman, CSA’ların topikal uygulamalarda kullanılabileceğini böylelikle toksisitenin daha iyi anlaşılabileceği ve sistemik kullanımının önünün açılabileceği düşünülmektedir. CSA’ların sahip olduğu yük değerlerinin sistemik kullanımında hücre

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 KATYONİK STEROİD MOLEKÜLLERİN ÇEŞİTLİ HÜCRE KÜLTÜRLERİNE OLAN ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Page 41: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi40 41

seçiciliğini etkilediği düşünülmektedir [1-9]. Bu projede katyonik steroid moleküllerden olan CSA-8, CSA-13, CSA-44, CSA-131 ve CSA-138’in PC-3 prostat karsinom hücresinde ve ECC-1 insan endometriumadenokarsinom hücresindeki toksisite etkisi araştırılmıştır.Çalışmamızda PC3 ve ECC-1 hücre hatları kullanılmıştır. Hücrelerin üretildiği besiyeri, Dulbecco’s Modified Eagle’s Medium (DMEM) (Gibco Life Technologies, UK) içerisine Penicilin-Streptomycin, L- Glutamine ve %10 oranında Fetal Bovine Serum (FBS) (Biochrom, Germany) ilave edilerek hazırlanmıştır. Hücreler %95 nemli ortamda ve %5 CO2’li etüvde 370C’deinkübe edilmiştir. Hücreler yapışarak çoğaldığı hücre kültür kabında (flask), alanın % 90-95’ini kapladıktan sonra, steril Fosfat Buffer Saline (PBS) ile yıkanmıştır. Tripsin-EDTA (Biochrom, Germany) (0.05%:0.02%) solüsyonu ile ise hücrelerin flask yüzeyinden ayrılması sağlanmıştır. DMEM ilave edilerek hücre süspansiyonu oluşturulmuş ve hazırlanan hücre süspansiyonu flasklara bölünerek pasajlanmıştır. Hücre kültür kaplarındaki hücre çoğalması izlenerek bu işlem tekrarlanmıştır ve böylelikle hücre kültür hattının devamlılığı sağlanmıştır. Uygun işlemlerden geçirildikten sonra ise saklanması için -152 0C’lik derin dondurucuya kaldırılmıştır. Hücrelerin üremeleri ve flask yüzeyini kaplayıp kaplamadıkları inverted ışık mikroskobu (Olympus CKX41, Japonya) kullanılarak kontrol edilmiştir. Hücre Canlılık Testi: Kültüre edilen hücrelerin canlılıklarını ve sayılarını takip etmek amacıyla, Tripan mavisi boyası testi kullanılmıştır. Buna göre, 50 μL hücre süspansiyonu ile 50 μL boya karıştırılarak, ışık mikroskobu altında hücrelerin canlılığı ve sayısı “Neubayer” lam kullanılarak değerlendirilmiştir. Bu amaçla, “Neubayer” lamda bulunan 4x4’lük karelerden oluşmuş 4 alan sayılmıştır. Tripan mavisi boyası testi gereğince boyayı içine alıp mavi renkte görünen hücreler ölü, boyayı içine almayanlar ise canlı olarak değerlendirilmiştir. Canlı hücre toplamının ortalaması alınarak 20.000 ile çarpılmasıyla, mL başına düşen canlı hücre sayısı saptanmıştır. Aynı işlem ölü hücreler için de gerçekleştirilmiş olup, mL başına düşen ölü hücre sayısı belirlenmiştir. Hücre canlılığı ise, toplam hücre sayısının canlı hücrelere % olarak oranlanmasıyla belirlenmiştir.Hücrelerin Pasajlanması: Pasajlanması gereken hücreler 50 mL’lik tüplere alınarak 2.000 rpm’de 5 dakika süreyle santrifüj edilmiştir ve üstteki sıvı kısım uzaklaştırılmıştır. Çöken hücreler üzerine taze besiyeri ortamı ilave edilerek hücreler flasklere ekilmiştir ve de etüvde daha önce belirlenen şartlarda inkübe edilmiştir.Sitotoksik aktivitenin belirlenmesi: Yaygın olarak kullanılan ve enzimatik bir test olan MTT [3-(4,5-dimetiltiyazol-2-il)-2,5-difeniltetrazolyum bromür] kullanılarak araştırılmıştır. CSA’lar, 500ug/mL, 250ug/mL, 100ug/mL, 50ug/mL, 25ug/mL ve 12.5ug/mL olmak üzere 6 farklı konsantrasyonlarda çalışılmıştır.Sonuçların analizi: Anabilim Dalımızda bulunan Eon cihazı (mikroplak okuyucu), graphpad ve excel programları kullanılarak yapılmıştır.

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019KATYONİK STEROİD MOLEKÜLLERİN ÇEŞİTLİ HÜCRE KÜLTÜRLERİNE OLAN ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Page 42: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi42 43

BULGULARECC-1 ve PC-3 hücreleri 500ug/mL, 250ug/mL, 100ug/mL, 50ug/mL, 25ug/mL ve 12.5ug/mL olmak üzere 6 farklı konsantrasyonda çalışılmıştır ve sonuçlar konsantrasyona bağımlı olarak yani gittikçe azalan konsantrasyonlarda daha az etki saptanmıştır. Her iki hücre hattı için de CSA-13 molekülünün en fazla antikanser özellik gösterdiği saptanmıştır. CSA-13’den sonra sırasıyla CSA-131 ve CSA-138 gittikçe azalan değerler de antikanser özellik göstermektedir. CSA-13 ün ECC-1 hücresi üzerindeki IC50 değeri 13 iken, bu molekülün çalışılan diğer hücre hattı olan PC-3 için IC50 değeri 12 olarak saptanmıştır. TARTIŞMAMTT testi kullanılarak yapılan bu araştırmanın sonucuna göre konsantrasyona bağımlı olarak yani gittikçe artan konsantrasyonlarda daha fazla etki saptanmıştır. Her iki hücre hattı için de CSA-13 molekülünün en fazla antikanser özellik gösterdiği saptanmıştır. CSA-13’den sonra sırasıyla CSA-131 ve CSA-138 gittikçe azalan değerlerde antikanser özellik göstermektedir. Literatürde CSA’lar kullanılarak yapılan çeşitli hücre kültürü çalışmaları bulunmaktadır: Niemirowiczve ark. [9]’nın 2015 yılında yayımladıkları bir çalışmada CSA-13’ün kolon kanseri hücreleri üzerine etkilerine bakılmış ve de olumlu sonuçlar saptanmıştır.Bucki ve ark. [10]’nın yapmış oldukları bir çalışmada ise CSA-13’ün fare peritonelinfeksiyon modellerinde ve hücre kültüründe bakterisidal aktiviteye sahip olduğu gösterilmiştir.Farklı kimyasal yapıdaki cerageninlerin sitotoksik aktivitelerinin karşılaştırılmalı olarak değerlendirildiği bu çalışmamızda, CSA-131’in C12, CSA-138’in C13 ve CSA-13’ün C8 karbonlarındaki uzun hidrofobik yapıdaki zincirlerin farklı olması bu moleküllerin sitotoksik aktivitelerini farklı kılmaktadır.

SONUÇSon yıllarda yapılan araştırmalarda üzerlerinde yoğun olarak çalışılan ve geleneksel antibiyotiklere dirençli birçok mikroorganizmaya karşı etkili bulunan CSA’lar, dirençli suşların da etken olduğu birçok enfeksiyonun tedavisi için ümit vaat edici etkili ajanlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Biz de farklı hücre kültürleri kullanarak yapmış olduğumuz bu çalışmamızda, CSA-13 başta olmak üzere diğer katyonik steroid moleküllerin sitotoksik aktiviteye sahip olduğunu saptadık. Ancak, bu moleküllerin stabilite, immünogenetik, farmakokinetik ve farmakodinamik ve özellikle de klinik etkileri hakkında daha fazla araştırmaya ihtiyaç bulunmaktadır.

TEŞEKKÜRBu çalışma İstanbul Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından desteklenmiştir. Proje numarası: YADOP: 400634.

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 KATYONİK STEROİD MOLEKÜLLERİN ÇEŞİTLİ HÜCRE KÜLTÜRLERİNE OLAN ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Page 43: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi42 43

KAYNAKÇA[1] Bozkurt Güzel C, İnci G. Yeni bir grup antimikrobiyal ajan: Serageninler (katyonik steroid

antibiyotikler). ANKEM Derg 2016; 30(2): 76-89.[2] Ding B, Guan Q, Walsh JP et al. Correlation of the antibacterial activities of cationic

peptide antibiotics and cationic steroid antibiotics. J Med Chem2002;45(3):663-669.[3] Bozkurt-Güzel Ç, İnci G, Hacıoğlu M ve ark. Çeşitli klinik örneklerden izole edilen

vankomisin dirençli enterokok suşlarına karşı katyonik steroid antibiyotiklerin in vitro etkisinin araştırılması. Türk Farmakope Dergisi, 2018, 3(2): 189-196.

[4] Birteksoz-Tan AS, Zeybek Z, Hacioglu M et al. Invitroactivities of antimicrobial peptides and ceragenins against Legionella pneumophila. J Antibiotics. 2019 Febdoi: 10.1038/s41429-019-0148-1.

[5] Hacioglu M, Birteksoz-Tan AS, Savage PB et al. Effects of ceragenins and conventional antimicrobials on Candida albicans and Staphylococcus aureus mono andmultispecies biofilms. DiagnMicrobiol. Infect Dis. 2019; xx: xx. doi: x/x.diagmicrobio.2019.xx 2019 (basımda).

[6] Bozkurt-Guzel C, Oyardi O, Savage PB. Comparative in vitro antimicrobial activities of CSA-142 and CSA-192, second generation ceragenins, with CSA-13 against various microorganisms. J Chemother. 2018; 30: 332-337.

[7] Bozkurt-Guzel C, Hacioglu M, Savage PB. Investigation of the in vitro antifungal and antibiofilm activities of ceragenins CSA-8, CSA-13, CSA-44, CSA-131 and CSA-138 against Candida species. Diagn Microbiol. InfectDis. 2018; 91: 324-330. doi: 10.1016/j.diagmicrobio.2018.03.014.

[8] Hacioglu M, Guzel CB, Savage PB et al. Antifungal susceptibilities, in vitroproduction of virulence factors and activities of ceragenins against Candida spp. İsolated from vulvovaginal candidiasis. MedMycol. 2018; 26. doi: 10.1093/mmy/myy023.

[9] Niemirowicz K, Prokop I, Wilczewska AZ .Magnetic nanoparticles enhance the anticancer activity of cathelicidin LL -37 peptide against colon cancer cells, Int J Nanomedicine 2015;10:3843- 3853.

[10] Bucki R, Niemirowicz K, Wnorowska U et al. Bactericidal activity of ceragenin CSA-13 in cellculture and an animal model of peritone alinfection, Antimicrob Agents Chemother 2015; 59(10): 6274-6282.

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019KATYONİK STEROİD MOLEKÜLLERİN ÇEŞİTLİ HÜCRE KÜLTÜRLERİNE OLAN ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Page 44: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi44 45

FARMASÖTİK ÜRÜN ANALİZLERİNDE ANALİTİK YÖNTEM GELİŞTİRMEYE GENEL BİR BAKIŞ

Serkan LEVENT1,2, Umut BESKAN3, Evren ALĞIN YAPAR3*

1. Anadolu Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Kimya ABD, Yunus Emre Yerleşkesi, 26470, Tepebaşı-Eskişehir.

2. Anadolu Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Doping ve Narkotik Maddeler Analiz Laboratuvarı, Yunus Emre Yerleşkesi, 26470, Tepebaşı-Eskişehir.

3. T.C. Sağlık Bakanlığı, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Analiz ve Kontrol Laboratuvarları Dairesi Başkanlığı, Sağlık Mah., A. Adnan Saygun 2 Cad., No. 55, 06100, Sıhhiye-Ankara. elmek*: [email protected]

Geliş tarihi: 17.02.2019 / Kabul tarihi: 06.03.2019

ÖZETStandart; standardizasyon için yetkilendirilmiş bir kuruluşun talep ettiği prosedürleri ve düzenlemeleri karşılayarak onay almış belgedir; standartta yer alan yöntemler ise bir test sonucu üretilen tanımlanmış prosedürlerdir. Bu yöntemler farmasötik üretim yapan endüstriyel kuruluşlar tarafından performans kriterleri belirlemek, bir gereksinime uygunluğu değerlendirmek veya sorunları çözmek için yaygın olarak kullanılır. Analitik yöntem geliştirme ve geçerli kılma; araştırma - geliştirme ve kalite güvence bölümleri ile ilgili, sürekli ve birbirine bağlı uygulamalardır. Farmasötik ürünlere yönelik analitik prosedürler, eşdeğerlik ve risk değerlendirmesi yönetiminde kritik bir rol oynarken diğer taraftan farmasötik ürüne özgü kabul kriterlerinin oluşturulmasına da yardımcı olur. Bu tür durumlar, mevcut bir metodun uyarlanmasını veya üzerinde küçük değişiklikler yapılarak yeni uygulamaya uygun hale getirilmesini kapsar. Metodun geliştirilmesinden sonra, geçerli kılınmasına da ihtiyaç vardır. Metodun geçerli kılınması ise bir analitik tekniğin amaçlanan kullanım için kabul edilebilir olduğunu kanıtlama işlemi olarak tanımlanır ve analitik amaç için hayati bir gerekliliktir. Farmasötik ürün analizinde etkili bir analitik metot geliştirme ve geçerli kılma, seçiciliği ve kaliteyi sağlarken, maliyetli ve zaman alıcı uygulamalardan kaçınmaya da yardımcı olur. Sürekli yenilenen ve çeşitlenen farmasötik ürünler için yeni analitik yöntemler geliştirilmek zorundadır. Analitik ölçümler için kullanılan yöntemler birçok farklı tekniğe dayalı olarak geliştirilebilmektedir; bu tekniklerden biri de farmasötik alanda en çok kullanılan kromatografik

Türk Farmakope Dergisi 2019, 4(1): 44-61

DERLEME MAKALESİ

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2019

Page 45: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi44 45

tekniklerden olan yüksek başarımlı sıvı kromatografisidir. Bu makalede, metot geliştirme ve geçerli kılma bağlamında temel yaklaşımlardan bahsedilmekte, örnekler yüksek başarımlı sıvı kromatografisi üzerinden değerlendirilmektedir.Anahtar kelimeler: Farmasötik ürün, Kalite, Test, Metot geliştirme, Geçerlilik.

AN OVERVIEW OF ANALYTICAL METHOD DEVELOPMENT IN PHARMACEUTICAL PRODUCT ANALYSISABSTRACTStandard; it is a document that has been approved by the procedures and regulations requested by an organization authorized for standardization; standardized methods are defined procedures produced as a test result. These methods are widely used to determine performance criteria by industrial organizations that produce pharmaceuticals, to assess compliance with a requirement or to solve problems. Analytical method development and validation is continuous and interdependent application of R&D and quality assurance departments applications. Analytical procedures for pharmaceutical products play a critical role in the management of equivalence and risk assessment, while also assisting in the establishment of pharmaceutical product-specific acceptance criteria. Such situations involve adapting an existing method or making it small to make changes to the new application. After the development of the method, validation is also needed. The validation of the method is defined as the process of demonstrating that an analytical technique is acceptable for its intended use and is a vital requirement for analytical purposes. The development and validation of an effective analytical method in pharmaceutical product analysis also helps to avoid costly and time-consuming practices while ensuring selectivity and quality. New analytical methods have to be developed for continuously renewed and diversified pharmaceutical products. The methods used for analytical measurements can be developed based on many different techniques; One of these techniques is high performance liquid chromatography, one of the most widely used chromatographic techniques in the pharmaceutical field. In this article, basic approaches in the context of method development and validation are mentioned, examples are evaluated through high performance liquid chromatography.Keywords: Pharmaceutical product, Quality, Test, Method development, Validation.

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019FARMASÖTİK ÜRÜN ANALİZLERİNDE ANALİTİK YÖNTEM GELİŞTİRMEYE GENEL BİR BAKIŞ

Page 46: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi46 47

GİRİŞYeni ölçüm teknolojileri, yalnızca uygulama için sağlam bir bilimsel mantıkla gerekçelendirildiyse, geliştirildiyse, kanıtlandıysa ve resmi prosedürlerle onaylandıysa farmasötik ürün üretimi için kabul edilebilmekte ve kullanılabilmektedir [1]. Farmasötik alandaki gelişmeler doğrultusunda ürün yelpazesi sürekli olarak yenilenmekte ve çeşitlenmektedir. Farmasötik ürünlerin sürekli kullanımındaki aydınlatılamamış belirsizlikler, yeni farmakolojik veya toksikolojik tespitlerin veya hasta direncinin ortaya çıkması, daha iyi bir farmasötik ürün veya formun sunulması gibi nedenler, ürünün piyasaya girdiği tarihten farmakopeye dahil edildiği tarihe kadar geçen sürenin uzamasına neden olabilmektedir; dolayısıyla, farmakopelerde bulunmayabilen yeni farmasötik ürünler için yeni analitik teknikler geliştirmeye ve bunları geçerli kılmaya ihtiyaç vardır [2]. Geliştirilmiş bir metodun geçerli kılınması, uluslararası kabul görmüş bilimsel bir gerekliliktir, çünkü bu geçerli kılma uygulamaları aynı zamanda analitik laboratuvarın yeterliliğini ve yetkinliğini de ortaya koyan göstergelerdir [3]. Bu makalede konu edilen standart test metotları; Uluslararası Standardizasyon Organizasyonu (International Organization for Standardization-ISO), Avrupa Standardizasyon Komitesi (European Committee for Standardization-CEN), ABD Farmakopesi (The United States Pharmacopeia-USP), Avrupa Farmakopesi (European Pharmacopoeia-EP), Türk Farmakopesi (TF) ve Türk Standartları Enstitüsü (TSE) gibi organizasyonlar tarafından derlenmektedir. Bu metotlar standart olarak sınıflandırılır, çünkü her biri, metodun amacına uygun olduğunu, metodun doğru ve güvenilir olduğunu doğrulamak için belirlenmiş gereklilikleri karşıladığını gösteren çalışmalara tabi tutulmuştur. Standart metotlar, bilimsel çalışmalardan elde edilen bilgileri temel alır. Bununla birlikte, uygun temel çalışmalar olmadan, amaçlanandan farklı farmasötik ürünleri ve tıbbi cihazları değerlendirmek için standart test yöntemleri kullanıldığında çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir; bunlardan bazıları şunlardır:• Farmasötik ürüne ait numune matriksinin etkisiyle doğruluktan ödün verilebilir; • Kesinlik, aynı malzemenin farklı farmasötik üretim partileri arasındaki önemli farkları

belirlemek için yeterli olmayabilir;• İlgilenilen bileşenin ölçülmesini engelleyen bir safsızlık mevcut olabilir.Her yeni farmasötik yapım/ürün için uygulanabilirliği ve güvenilirliği değerlendirmek ve metodun uygun koşullar altında amaçlanan hedef için uygun olup olmadığını belirlemek önemlidir. Aksi takdirde, metot ile üretilen veriler uygulamaya ışık tutmayabilir, kaliteyi değerlendiremeyebilir veya belirli bir problemi çözmede yardımcı olmayabilir. Yeni farmasötik yapımlara/ürünlere standart metotlar uygularken, kullanıcıya özgü uygulamalar için standart bir test metodunu optimize ve karakterize etmeli ve uygunluğunu doğrulamalıdır. Ürünü karakterize etmek için elde edilen verilere güvenmeden önce analizde kullanılan test metodunu iyi karakterize etmek önemlidir.

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 FARMASÖTİK ÜRÜN ANALİZLERİNDE ANALİTİK YÖNTEM GELİŞTİRMEYE GENEL BİR BAKIŞ

Page 47: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi46 47

ANALİTİK YÖNTEM/METOT GELİŞTİRME Analitik cihazlar, yüksek kaliteli ve güvenilir analitik veriler elde etme sürecinde önemli bir rol oynar; bu nedenle, laboratuvardaki analitik ekipmanın kalite güvencesi mutlaka sorgulanmalıdır. Analitik metot; spektroskopik, kromatografik, elektrokimyasal veya bunların dışındaki tekniklerin bir bileşkesi şeklinde olabilir. Analitik metot geliştirme, genel anlamda doğru test prosedürünü tespit etme işlemidir; bununla eşzamanlı olarak yürüyen geçerli kılma ise müteakip numunelerin derişimini ölçmek için analitik bir metodun laboratuvarda kullanımının uygun olduğunu kanıtlama işlemidir. Analitik yöntemler İyi İmalat Uygulamaları (Good Manufacturing Practices-GMP) ve İyi Laboratuvar Uygulamaları (Good Laboratory Practices-GLP) ortamlarında kullanılmalı ve Uluslararası Beşeri Kullanıma Yönelik Farmasötiklerin Teknik Gerekliliklerini Uyumlaştırma Konseyi (The International Council for Harmonisation of Technical Requirements for Pharmaceuticals for Human Use-ICH) yönergeleri Q2›de (R1) belirtilen protokoller ve kabul kriterleri kullanılarak geliştirilmelidir. Yöntem geliştirme için temel ön koşullar aşağıdaki gibidir [4-7]:1. Nitelikli ve kalibre edilmiş cihazlar;2. Dokümante edilmiş metotlar;3. Güvenilir referans standartlar;4. Yetkin analizciler;5. Numune seçimi ve bütünlük;6. Değişiklik kontrolü.

Analitik bir prosedür, hedef bileşenin tanımlanmış bir özelliğini, bu özellik için belirlenmiş kabul kriterlerine göre ölçmek için geliştirilir. Yeni bir analitik prosedürün geliştirilmesinde, analitik cihaz ve metodolojinin seçimi, analitik metodun hedeflenen amacına ve kapsamına dayanmalıdır. Metot geliştirme sırasında değerlendirilebilecek önemli parametreler özgüllük, doğrusallık, tespit limiti (Limit of Dedection-LOD) ve kantitatif ölçüm limiti (Limit of Quantification-LOQ), aralık, doğruluk ve kesinliktir; özgüllük, analitik metotların en önemli özelliği olarak her zaman ilk değerlendirilmesi gereken parametredir. Bununla birlikte, diğer parametrelerin yanı sıra metot geliştirmenin ilk aşamalarında, metotların sağlamlığı mutlaka değerlendirilmelidir; bu özellik sonuçta hangi metodun onaylanacağına karar vermeye yardımcı olmaktadır. Analitik prosedürlerin geliştirilmesi öncelikle temel bilgilere ve önceki deneyimlerin toplamına dayanır. Daha ileri gelişmelere rehberlik için önceki prosedürlerden elde edilen tecrübeler ve deneysel veriler kullanılabilir.Metot geliştirmede yaygın olarak takip edilen adımlar şunlardır:1. Metot geliştirme plan tanımı2. Temel bilgi toplama3. Standart analit karakterizasyonu4. Metot gerekliliklerinin belirlenmesi

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019FARMASÖTİK ÜRÜN ANALİZLERİNDE ANALİTİK YÖNTEM GELİŞTİRMEYE GENEL BİR BAKIŞ

Page 48: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi48 49

5. Bilimsel makale araştırması6. Metot seçimi7. Cihaz kurulumu ve ön çalışmalar8. Parametrelerin optimizasyonu9. Analitik resmin dokümantasyonu10. Örnek uygulaması ile metot geliştirmenin değerlendirilmesi11. Örneğin yüzde geri kazanımının belirlenmesi12. Kantitatif örnek analizinin gösterimi13. Test prosedürünün oluşturulması14. Metot geçerli kılma protokolünün tanımlanması15. Laboratuvar metotlarının geçerli kılınması16. Geçerli kılınmış test metodunun oluşturulması17. Geçerli kılma raporu

Doğru, güvenilir ve tutarlı veri sağlama hedefi, analizcinin motivasyonudur. Metot geliştirme prosedürleri karmaşık, genişletilmiş ve masraflı çalışmalardır. Analitik bir yöntem, bir analizi gerçekleştirmek için gereken adımları ve yaklaşımları detaylandırır. Bunlar; numunelerin, standartların ve reaktiflerin hazırlanması, cihaz kullanımı, kalibrasyon eğrisinin oluşturulması, hesaplama için formüllerin kullanılması gibi basamakları kapsamaktadır. Aşağıdaki örnek tiplerinde ve durumlarda analitik metot geliştirme gereklidir:1. Bitkisel ürünler ve etkinlikleri2. Yeni proses ve reaksiyonlar3. Yeni moleküllerin geliştirilmesi4. Aktif bileşenler (Makro analiz)5. Kalıntılar (Mikro analiz)6. Safsızlık belirleme7. Farklı oranlardaki maddenin bileşenleri8. Bozundurma çalışmalarıYukarıda sayılan genel prensiplerin yanı sıra, analitik yöntem/metot geliştirmede numune hazırlama kısmı ayrılmaz bir basamak olarak görülmelidir. Numune hazırlamanın en önemli adımı ise numuneyi tanımaktır. Numune ortamının yapısı, analit derişimi, analiz edilecek örnekteki hedef bileşenin sayısı gibi görece kaba bilgilerin yanı sıra hedef bileşiklerin pKa değeri, molekül boyutu ve ağırlığı, elektriksel yük, çözünürlük, uçuculuk, stabilite, toksisite, polarite, kimyasal reaktivite ve absoptivite gibi daha detaylı fizikokimyasal parametrelerinin tespiti veya bilinmesi analizciye, numuneyi ve analitleri tanıma adına önemli avantajlar sağlar. Elde edilen bilgiler ışığında; Tablo 1’de verilen klasik numune hazırlama veya saflaştırma teknikleri kullanılarak metot geliştirmeye başlamaya uygun bir numune elde edilmiş olur.

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 FARMASÖTİK ÜRÜN ANALİZLERİNDE ANALİTİK YÖNTEM GELİŞTİRMEYE GENEL BİR BAKIŞ

Page 49: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi48 49

Tablo 1. Gaz, sıvı ve süspansiyonlar için tipik ön muamele teknikleri [8].

Örnek tipi Numune hazırlama tekniği

Metot prensibi

Uçucu organikler, Gazlar

Katı-faz tuzaklama Numune, adsorbanla doldurulmuş tüpten geçirilir (örneğin, silika jel, aktif karbon); yakalanan analitler güçlü bir çözücü ile ayrıştırılır.

Sıvı tuzaklama Numune, uygun bir çözücü içeren sıvıdan geçerek istenmeyen kimyasallar çözelti içerisinde kalır; emilmeyen örnek çözeltiden geçer.

Sıvılar Katı-sıvı ekstraksiyon Sıvı, katı faz üzerinden geçirilir. Katı faz seçici olarak analiti tutar ve girişimleri geçirir; ardından analit güçlü bir çözücü ile ayrıştırılabilir; Bazı durumlarda ise girişimler tutulur ve analitler tutulmayarak katı fazdan geçmesine izin verilir.

Sıvı-sıvı ekstraksiyon Örnek, seçilen iki karışmaz faz arasında çözünürlük farkından kaynaklı olarak uygun fazı tercih ederek saflaştırılır.

Dilüsyon Numune, kolonun veya dedektörün aşırı yüklenmesini önlemek için uygun çözücü ile seyreltilir.

Evaporasyon Atmosferik basınçta hafifçe ısıtılan sıvı, akışkan hava veya inert gaz altında ya da vakum altında uzaklaştırılır.

Distilasyon Numune çözücünün kaynama noktasına kadar ısıtılır ve uçucu analitler buhar fazından yoğunlaştırılır ve toplanır.

Mikrodiyaliz İki sulu sıvı faz arasına yarı geçirgen bir zar yerleştirilir ve numune çözeltileri bir konsantrasyondan diğerine diferansiyel konsantrasyonuna göre transfer edilir.

Liyofilizasyon Dondurulan sulu numune içerisinden vakum altında süblimleştirilerek su çıkarılmasıdır.

Süspansiyonlar Süzme Sıvı, kâğıt veya membran filtreden geçirilir ve içerikteki katılardan ayrıştırılır.

Santrifüj Numune konik santrifüj tüpüne yerleştirilir ve yüksek hızda döndürülür; üstte kalan sıvı dökülür.

Sedimantasyon Örnek sedimantasyon tankında dokunulmadan bırakılarak numunenin çökmesine izin verilir;

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019FARMASÖTİK ÜRÜN ANALİZLERİNDE ANALİTİK YÖNTEM GELİŞTİRMEYE GENEL BİR BAKIŞ

Page 50: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi50 51

Bu klasik yöntemlerin yanı sıra, ilerleyen bilim ve teknolojiyle beraber gelişen sürekli akış mikro tüketme ve elektrokinetik mikro tüketme gibi çeşitli yöntemler numune eldesinde kullanılabilmektedir [9].

Numune hazırlığından sonra numunenin yapısına uygun analiz tipi belirlenerek metot geliştirme basamağına geçilir.

Tablo 2. Analit tipi ve kullanabilecek cihazlar [10].

Analit Cihaz*

Organik bileşikler

Gaz Kromatografisi, Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi, Gaz Kromatografisi/ Kütle Spektrometresi, Sıvı Kromatografisi/Kütle Spektrometresi

Uçucu organiklerGaz Kromatografisi, Gaz Kromatografisi/ Kütle Spektrometresi

MetallerAtomik Absorbsiyon Spektrofotometre, Grafit Fırınlı Atomik Absorpsiyon Spekrometresi, İndüktif Eşleşmiş Plazma, İndüktif Eşleşmiş Plazma/ Kütle Spektrometresi

MetallerUltraviyole ve Görünür Işık Moleküler Absorpsiyon Spektrofotometre, İyon Kromatografisi

İyonlarİyon Kromatografisi, Ultraviyole ve Görünür Işık Absorbsiyon Spektrofotometresi

DNA/RNAElektroforez, Ultraviyole ve Görünür Işık Absorbsiyon Spektrofotometresi, Floresans

Aminoasitler, yağlar, karbonhidratlarGaz Kromatografisi, Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi, Elektroforez

Mikroyapılar Mikroskop, Yüzey spektroskopisi

* Atomik Absorbsiyon Spektrofotometre (Atomic Absorption Spectroscopy-AAS); Gaz Kromatografisi (Gas Chromatography-GC); Gaz Kromatografisi/ Kütle Spektrometresi (Gas Chromatography/Mass Spectrometry -GC/MS); Grafit Fırınlı Atomik Absorpsiyon Spekrometresi (Graphite Furnace Atomic Absorption-GFAA); İndüktif Eşleşmiş Plazma (Inductively-Coupled Plasma-ICP); İndüktif Eşleşmiş Plazma/ Kütle Spektrometresi (Inductively-Coupled Plasma/Mass Spectrometer -ICP/MS); İyon Kromatografisi (Ion Chromatograpy-IC); Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi (High Performance Liquid Chromatography -HPLC); Sıvı Kromatografisi/Kütle Spektrometresi (Liquid Chromatography/Mass Spectrometer -LC/MS); Ultraviyole ve Görünür Işık Absorbsiyon Spektrofotometresi, (Ultraviolet/Visible Spectrophotometry-UV/VIS).

Analitik metodun geçerli kılınması ve onaylanması ihtiyacı, ürünlerin standardını ticari ve piyasa değeri bakımından yüksek tutan uluslararası rekabet ve etik nedenlerle ortaya çıkmıştır. Çeşitli uluslararası kuruluşlar; onaylama, yetkilendirme ve ruhsat verme referansına

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 FARMASÖTİK ÜRÜN ANALİZLERİNDE ANALİTİK YÖNTEM GELİŞTİRMEYE GENEL BİR BAKIŞ

Page 51: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi50 51

uygun, standart ve sabit bir protokol belirlemiştir. Kalite standartlarını düzenleyen başlıca kurallar ve kılavuzlar aşağıda yer almaktadır:1. İyi İmalat Uygulamaları (GMP) düzenlemeleri2. İyi Laboratuvar Uygulamaları (GLP) düzenlemeleri3. Farmasötik Denetim İş Birliği Planı (Pharmaceutical Inspection Co-operation Scheme-

PIC/S)4. Uluslararası Uyumlaştırma Konferansı (ICH)5. Uluslararası Standardizasyon Organizasyonu tarafından yayımlanan ISO/IEC 17025

kalite rehberi6. Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization-WHO)

Standart olmayan fakat geçerliği kanıtlanmış yöntemlerde değişiklik yapıldığında, bu değişikliğin etkisi mutlaka belgelenmeli ve geçerlilik tespiti tekrar yapılmalıdır. Belirli bir örneğin testi için standart yöntemler varsa, bu durumda mutlaka en güncel sürüm kullanılmalıdır. Geçerli kılma, gerekliliklerin belirlenmesi, metot özelliklerinin belirlenmesi, metot kullanılarak gerekliliklerin yerine getirilebileceğinin kontrolünü ve geçerliliğe ilişkin bir ifadeyi içerir [11-14]. Yöntem parametrelerindeki değişikliklerin analitik prosedür üzerindeki etkisini tam olarak anlamak için, başlangıç risk değerlendirmesi ve çok değişkenli metot sağlamlığı çalışması (yöntem parametreleriyle deney tasarımı) için sistematik bir yaklaşım benimsenir; bu tür yaklaşımlar, yöntem performansı üzerine parametrelerin etkilerini anlamamızı sağlar. Bir metodun performansının değerlendirilmesi, proses içi üretim aşamalarından bitmiş ürüne kadar değişen bir yelpazede elde edilen numunelerin analizlerini içerebilir. Bu çalışmalar sırasında yöntem çeşitliliği kaynakları hakkında elde edilen bilgiler, yöntemin performansını değerlendirmede yardımcı olabilir.İyi geliştirilmiş bir metodun geçerliliğinin tam olarak sağlandığı kabul edilir [15]. Farmasötik ürün analizi için herhangi bir analitik teknik kullanırken, her yönüyle iyi değerlendirilmiş, detaylı ve teknik derinliği olan bir metot geliştirme uygulamasına ihtiyaç vardır. Farmasötik analizde kullanılan sofistike tekniklerden biri olan yüksek performanslı/başarımlı sıvı kromatografisi (HPLC) gibi çok çeşitli modüllerin, ekipmanların, kolonların, çözücülerin ve aletsel parametrenin olduğu bir teknik üzerinden örneklendirilecek olursa, yöntem geliştirirken akılda tutulması gereken çeşitli hususlar vardır [16]. Bunlar Şekil-1’deki gibi gösterilebilir ve aşağıdaki gibi açıklanabilir:

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019FARMASÖTİK ÜRÜN ANALİZLERİNDE ANALİTİK YÖNTEM GELİŞTİRMEYE GENEL BİR BAKIŞ

Page 52: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi52 53

Şekil 1. HPLC metot geliştirme ve geçerli kılmada deneysel tasarım [17].

• Analitin yapısına bağlı olarak ters faz veya normal faz HPLC’den birini seçmeyi kapsayan HPLC yönteminin seçiminde, örneğin polar analitler için daha iyi tutunma ve çözünürlük elde edildiğinden ters faz HPLC, düşük veya orta polaritedeki örnekleri için genellikle normal faz kromatografisi tercih edilir.• Verilen analit için uygun bir mobil faz seçmi HPLC için metot geliştirmede en önemli aşamadır. Analiti kolonda sürükleme özelliğine sahip olan bir mobil faz seçilir. Özellikle zayıf asidik veya bazik bileşiklerle çalışılırken, ortam pH’sının tutunmaya büyük etkisi olduğu için ayarlanması gerekir.• Sabit faz genellikle, ters faz HPLC durumunda C18 veya C8 bağlı silikadır; normal fazda ise silikaya amino veya siyano bağlıdır. • Dedektörler analitin niteliğine ve hedef derişime göre seçilir. Mor ötesi-görünür alan absorbans dedektörlerini kullanırken analitin tespit edilmesini sağlayacak kromoforlara sahip olup olmadığı incelenmelidir. Eser analiz durumunda floresans, kütle, elektrokimyasal vb. dedektörleri ve hazırlayıcı HPLC’de ise kırılma indisi dedektörleri kullanılabilir.Metot geliştirmede çeşitli tipte problemlerle de karşılaşılmaktadır. Örneğin saklanan örnekler başlangıçta doğru olmakta, fakat düşük sistematik hata ile yavaşça yanlış duruma gelebilmektedir. Diğer taraftan, bilinen bir gerçektir ki seri olarak seyreltilmiş bir eğri içbükeydir. Tepki faktörleri azalan derişim ile düşer ve seyreltme sayısı, yüzey alan teması ve zaman nedeniyle artan maruz kalma durumu bu soruna neden olabilir. Genel olarak tekniğe özgü bilinen veya yukarıda sayılanlar gibi analitik yaklaşıma özgü detay nitelikli problemlerle de karşılaşılabilir. Bunun yanında başarılı bir metot geliştirme ve uygulamadaki temel unsurlar ise Tablo 3’te özetlenmiştir:

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 FARMASÖTİK ÜRÜN ANALİZLERİNDE ANALİTİK YÖNTEM GELİŞTİRMEYE GENEL BİR BAKIŞ

Page 53: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi52 53

Tablo 3. Başarılı bir analitik metot geliştirme ve uygulama için unsurlar [18].

1Arzu edilen ürün özelliğine (örneğin tanım, saflık, safsızlıklar, etkinlik, derişim, kararlılık) ve kabul spesifikasyonlarının gerekliliklerine bağlı olarak deneyin amaçlanan kullanımı açık bir şekilde tanımlanır.

2Metot teknolojisinin, ilgilenilen parametre hakkında bilgi üretmek için nasıl işlev gösterdiği anlaşılır. Test örneğinin performansından bağımsız olarak metot performansını değerlendirmek için sistem uygunluğu çözümleri geliştirilir.

3Deney prosedürünün tekrar üretilebilirliğine etki edebilecek potansiyel metot ve operasyonel değişkenlik kaynakları bulunur ve kontrol altına alınır. Her bir testin geçerliliğini kesin kılmak ve zamanla metot performansını takip etmek için sistem uygunluğu çözümleri kapsama alınır.

4

Doğruluk, kesinlik (deney içi ve deneyler arası), doğrusallık, aralık, tespit limiti (LOD) / kantitatif tayin limiti (LOQ) ve özgüllük (eğer kararlılık göstergesi ise numune degredasyon ürünleri dahil) gibi performans parametreleri gösterilerek metodun bilimsel olarak amaçlanan kullanım için uygun olduğu onaylanır.

5Ürünün geliştirilme ve ticari olarak her fazında spesifikasyon gerekliliklerini istatistiksel olarak desteklemek için beklenen kullanım şartları altında deneyin yeterince sağlam olduğu doğrulanır.

6Zaman geçtikçe ürünün ve metodun bilgi yönetimini desteklemede kullanılması için tamamlanmış, izlenebilir ve ulaşılabilir olan arşiv dosyalarında, metodun her bir yaşam döngüsü durumlarından elde edilen dokümantasyon ve verinin korunduğundan emin olunur.

METOT GEÇERLİ KILMA

Geçerli kılma kelimesi, güçlü anlamına gelen Latince validus kelimesinden gelmektedir ve bir şeyin doğru, faydalı ve kabul edilebilir bir standartta olduğunun kanıtladığını göstermektedir [19]. Metot geçerli kılma, belirli bir geliştirilmiş analitik metodun kullanım amacı için kabul edilebilir olduğunu ispatlama işlemi olarak tanımlanabilir [15,20-23]. Geçerli kılma, analitik bir işlemin uygulanmasında önemli bir gerekliliktir. Metot geçerli kılınması, analitik bir gereksinimin tanımlanması ve incelenen yöntemin, uygulamanın gerektirdiği şekilde tutarlı performans yeteneklerine sahip olduğunun teyit edilmesi süreci olarak yorumlanabilir. Farmasötik ürünlerin biyoteknolojik sentezi ile bağlantılı olarak, farklı zaman aralıklarında hem ürünün hem de substratın miktarını ölçmek için geçerli kılınmış metotlar, hız katsayılarının doğru hesaplanması için elzemdir [24]. Mevcut eğilim, faza bağımlı metotların geliştirilmesi ve geçerli kılınması yönündedir. Analitik yöntemler aşamalı olarak optimize edilir ve Faz I güvenlik denemeleri başlamadan önce araştırılan yeni ilaç (Investigated New Drug-IND) uygulamasının bir parçası olarak bir ön doğrulama paketi hazırlanır. Tüm analitik yöntemler tamamen optimize edilmeli ve NDA, Faz III çalışmaları sonunda sunulmadan önce geçerli kılma tamamlanmalıdır [15,25]. Metodun geçerli kılınması sürekli bir prosestir ve analitik metodun geçerli kılınmasının son amacı; rutin analizde gelecekteki her ölçümün, numunedeki analit içeriği için bilinmeyen gerçek değere yeterince yakın olmasından emin olmaktır [26-27].

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019FARMASÖTİK ÜRÜN ANALİZLERİNDE ANALİTİK YÖNTEM GELİŞTİRMEYE GENEL BİR BAKIŞ

Page 54: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi54 55

Analitik ölçüm teknolojilerinde devam eden gelişmeler nedeniyle, analitik yöntemler zamanla güncellenmektedir; Bu nedenle, yöntemlerin geçerliliği ve çapraz geçerliliği, yıllar içinde toplanan verilerin doğru yorumlanması için önem kazanmaktadır [28-33].Geçerli kılma, kalite güvence (Quality Assurance-QA) biriminde resmi, onaylanmış ve imzalı geçerli kılma protokolü ile gerçekleştirilir. Aşağıdaki basamaklar gerçekleştirildiğinde geçerli kılma tamamlanmıştır:

i) Tüm kabul kriterlerinin yerine getirdiği gösterildiğinde,ii) Sonuçlar açıkça Güncel İyi İmalat Uygulamaları (Current GMP-cGMP) ile uyumlu bir şekilde belgelendiğinde,iii) Çalışanlar, yönetim ve kalite güvence dahil olmak üzere uygun personel tarafından tamamı incelenip onaylanan ham verilere referanslar dahil olmak üzere son metot geçerli kılma raporunda kabul kriterlerini nasıl karşılandığı gösterildiğinde.

Geçerli Kılma Rehberleri1. ICH Q2R(1) Analitik Prosedürlerin Değerlendirilmesi: Metin ve Metodoloji (Ayrıca ICH Q2(R2) revizyonu ve Q14 – Analitik Prosedür Geliştirme Kılavuzu da hazırlanmaktadır.)2. Endüstri için FDA (Taslak) rehberliği: Analitik prosedürler ve metot geçerli kılma3. ISO’ya ait muhtelif geçerli kılma yönergeleri4. Avrupa, ABD ve Türk Farmakopeleri

Analitik Metodun Geçerli Kılınmasının GerekliliğiAşağıdaki sebepler nedeniyle metot validasyonu gereklidir [23];1. Farmasötik ürün kalitesinin güvence altına alınması.2. Farmasötik ürünlerin uluslararası kuruluşlarca kabul edilmesinin sağlanması.3. ISO 17025 yönergelerine göre akreditasyon talebi.4. Herhangi bir farmasötik ürün veya formülasyonunun tescili (geçerli kılınmış yöntemler sadece yeterlilik testine girmek için kabul edilebilir).Geçerli kılma sadece süreçleri iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda sürecin uygun şekilde geliştirildiğini de doğrular. Üretici metodu için geçerli kılma aşağıdaki hususlarda önemlidir:• Süreçlerin anlaşılmasını derinleştirir ve sorunları önleme riskini azaltır;• Hata maliyeti riskini azaltır;• Düzenleyici uyumsuzluk riskini azaltır;• Tamamen geçerli kılınmış bir süreç, daha az süreç içi kontrol ve son ürün testi gerektirebilir [34].

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 FARMASÖTİK ÜRÜN ANALİZLERİNDE ANALİTİK YÖNTEM GELİŞTİRMEYE GENEL BİR BAKIŞ

Page 55: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi54 55

Geçerli Kılınacak Analitik Prosedür TürleriAnalitik prosedürlerin geçerli kılınması tartışılması, en yaygın dört analitik prosedür tipine yöneliktir:1. Tanımlama testleri;2. Safsızlık içeriği için kantitatif testler;3. Safsızlıkların kontrolü için limit testler;4. Bir farmasötik numunede aktif kısmın nicel testleri.Tanımlama testleri, bir numunedeki analitin kimliğini sağlamaya yöneliktir. Bu durum, numunenin bir özelliğinin (örneğin, spektrum, kromatografik davranış, kimyasal reaktivite, vb.) referans standardın aynı özelliğiyle karşılaştırılmasıyla gerçekleştirilir. Safsızlık testi, bir numunedeki safsızlık için kantitatif bir test veya sınır testi olabilir. Test, numunenin saflık özelliklerini yansıtmaya yöneliktir. Kantitatif bir test için bir limit testinden daha farklı geçerli kılma özellikleri gerekmektedir. Tayin prosedürleri verilen bir örnekte mevcut analiti ölçmek için tasarlanmıştır. Burada; tayin, farmasötik üründeki ana bileşen (ler)’in kantitatif ölçümünü temsil eder.

Geçerli Kılma İşlemiyle Yerine Getirmesi Gereken KriterlerBir analitik yöntemin geçerli kılınması, ölçüm veya karakterizasyonun bilimsel sağlamlığını gösterir. Düzenleyici kuruluşa başvuru süreci boyunca çeşitli kapsamların değiştirilmesi gerekmektedir. Geçerli kılma uygulaması, analitik bir yöntemin doğru maddeyi, doğru miktarda ve örnekler için uygun aralıkta ölçtüğünü gösterir. Analistin, metodun davranışını anlamasını ve metodun performans sınırlarını belirlemesini sağlar [35-37]. Metodun geçerli kılınması için, metodun geçerli kılınması sürecini tanımlayan yazılı standart çalışma talimatlarının takip edilmesi gerekir. Laboratuvar, nitelikli ve kalibre edilmiş cihazlar kullanmalıdır. Geçerli kılmadan önce iyi geliştirilmiş ve belgelendirilmiş bir test metodu ve onaylanmış bir protokol bulunmalıdır. Protokol, hangi metot performans parametrelerinin test edilmesi gerektiğini, parametrelerin kabul kriterleri ile nasıl değerlendirileceğini açıklayan sistematik bir plandır. İlaçlarda olduğu gibi, geçerli kılma deneylerini yapmak için bir aktif farmasötik içerik veya farmasötik ürünü, plasebolar ve referans standartları gerekir. Geçerli kılma işlemiyle yerine getirmesi gereken kriterler aşağıdaki gibi sıralanabilir:1. Bütün metot geçerli kılınmak zorundadır. Bu noktada tespit tekniğine veya enstrümental ölçüme odaklanmak oldukça olağandır ki bu genellikle sadece söz konusu aşamanın geçerli kılındığı anlamına gelir. Ancak, numune ön işlem, özütleme ya da ön-konsantre etme adımlarının önceki aşamaları da analiz yöntemine aittir ve çok önemlidir. Bu nedenle hepsinin doğrulanması gerekir.2. Tüm derişim aralığı geçerli kılınmalıdır. Bu duruma uymak zordur, çünkü bir yöntem belirli bir derişim aralığında çok iyi çalışabilir, ancak diğerlerinde çalışmayabilir.3. Tüm matriks aralığı geçerli kılınmalıdır. Matriksin analiz üzerinde belirleyici bir etkiye sahip

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019FARMASÖTİK ÜRÜN ANALİZLERİNDE ANALİTİK YÖNTEM GELİŞTİRMEYE GENEL BİR BAKIŞ

Page 56: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi56 57

olabileceği iyi bilinmektedir. Bu nedenle ve temsil edilebilirlik için çeşitli matriksler metot geçerli kılmaya sunulması gerekir.Üst bölümlerde de belirtildiği üzere, analitik yöntemin geçerli kılınması, yöntemin belirlenmiş amaç için uygun olduğunu kanıtlama işlemidir. Yöntem geçerliliği çalışmasından elde edilen sonuçlar, yöntemin kalitesini, güvenilirliğini ve tutarlılığını değerlendirmek için kullanılabilir. Yöntemi geçerli kılmak için seçicilik, kararlılık, doğrusallık ve aralık, tespit sınırı, kantitatif tayin sınırı, kesinlik, doğruluk ve sağlamlık parametrelerinde gerekli analizleri yapıp uygunluğu göstermek gerekmektedir. Hangi parametrelerin çalışılması gerekliliği standartlar veya farmakopeler tarafından belirtilmiştir (Tablo 4).

Tablo 4. Bazı kaynaklara göre temel metot geçerliliği parametreleri [38].

Parametre ICH USP EP ISO 17025Seçicilik + + + +Doğrusallık + + Kn KnAralık + + Kn KnTeşhis Sınırı + L L Kl ve LTayin Alt Sınırı + Kn L LKesinlik

Tekrarlanabilirlik + + Kn KnGün içi tekrar edilebilirlik + -Günler arası tekrar edilebilirlik + -

Doğruluk + + Kn KnSağlamlık T + - +Kararlılık + T + -

T: tavsiye edilir, Kn: Sadece kantitatif çalışmalarda, Kl: sadece kalitatif çalışmalarda, L: Sadece sınır testlerinde

Geçerli kılma parametrelerinin hangilerinin çalışılacağı temel olarak analizin amacı ile ilişkilidir. Hangi parametrenin hangi durumda uygulanması gerektiği ICH rehberinde belirtilmiştir [35].

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 FARMASÖTİK ÜRÜN ANALİZLERİNDE ANALİTİK YÖNTEM GELİŞTİRMEYE GENEL BİR BAKIŞ

Page 57: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi56 57

Tablo 5. Yöntem geçerliği parametrelerinin duruma bağlı gerekliliği [35].

ANALİTİK PROSEDÜRLERİN YAŞAM DÖNGÜSÜ YÖNETİMİAnalitik bir prosedür (tamamlayıcı yöntemler dahil) başarıyla geçerli kılındığında (ya da doğrulandığında) ve uygulandığında; ürünün kullanım ömrü boyunca, hedeflenen amaç için sürekli uygun kaldığından emin olunması adına bu prosedür takip edilmelidir. Metot performansına ilişkin eğilim analizi, analitik prosedürü optimize etme ihtiyacını değerlendirmek veya analitik prosedürün tümünü veya bir kısmını yeniden geçerli kılmak için düzenli aralıklarla yapılmalıdır. Eğer bir analitik prosedür sadece, bu prosedürde belirtilen çalışma koşullarında yapılan tekrarlı değişikliklerle birlikte sağlanmış sistem uygunluk gerekliliklerini karşılıyorsa, söz konusu analitik prosedür, uygun bir şekilde tekrar değerlendirilmeli, tekrar geçerli kılınmalı ya da düzeltilmelidir. Bir ürünün kullanım ömrü boyunca, yeni bilgi ve risk değerlendirmeleri (örneğin, ürün kritik kalite özelliklerinin daha iyi anlaşılması veya yeni bir safsızlığın farkındalığı), yeni veya alternatif bir analitik yöntemin geliştirilmesini ve geçerli kılınmasını garanti edebilir. Yeni teknolojiler, ürün kalitesinden emin olunurken daha fazla anlayış ve/veya güvene izin verebilir. Başvuru sahipleri, bir ürünün analitik yöntemlerinin uygunluğunu periyodik olarak değerlendirmeli ve yeni veya alternatif yöntemler düşünmelidir. Analitikteki yaşam döngüsü değişimlerinin öngörülmesi durumunda, karşılaştırmalı çalışmalara izin vermek için uygun sayıda saklama örneği tutulmalıdır. Sayı, bilimsel ilkelere ve risk değerlendirmesine dayanmalıdır. Üretim değişikliklerine duyarlı karmaşık ürünler için, yedek numuneler bu karşılaştırmaları yapmak için önemli bir araç olabilir. Karşılaştırmalı çalışmalarda kullanılan

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019FARMASÖTİK ÜRÜN ANALİZLERİNDE ANALİTİK YÖNTEM GELİŞTİRMEYE GENEL BİR BAKIŞ

Page 58: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi58 59

saklanmış örnekler, pazarlanan ürünü temsil eden örnekleri ve mümkün olduğunda önemli klinik deneme materyallerini içermelidir. Riske dayalı bir değerlendirme veya diğer etkiler analitik prosedürde değişikliklere veya yeni bir metotla değiştirilmesine veya prosedürün yeni bir test bölgesine aktarılması durumunda; tekrar geçerli kılma, yeni bir geçerli kılma çalışması, analitik metot karşılaştırılabilirlik çalışması veya bu çalışmaların bir kombinasyonu düşünülmelidir. Bazı durumlarda, etken madde veya farmasötik ürün üretim prosesinde yapılan değişiklikler de analitik prosedürün tekrar geçerli kılınmasını garanti edebilir. Analitik bir yöntemin yaşam döngüsü, Şekil 2’de özetlenmektedir [39-41].

Şekil 2. Analitik bir metodun yaşam döngüsü.

SONUÇFarmasötik ürünlerin ve bunların uygulamalarının benzersizliği, standart bir test yönteminin uygunluğunu belirler. Metot geliştirme sürecini standart test metotlarına uygulayarak, üretilen verilerin daha anlamlı olması beklenir. Sonuç olarak geliştirilmiş veri kalitesi, kararların arttırılmış güvenle alınmasını sağlar. Sorunlar yalnızca güvenilir veriler olduğunda hızlı bir şekilde tespit edilememekte, aynı zamanda çözümlerin geliştirilmesi de kolaylaşmaktadır. Metot geliştirme süreci verilerin uygulanabilirliğini ve güvenilirliğini sağlar. Sonuç, standart test yöntemlerinin daha ayrıntılı bir şekilde anlaşılması ve test metodolojisi ile ürün performansı arasındaki ilişkiye dair edinilen ilave iç görüdür. Gelişmiş bir yöntemin geçerli kılınması önemlidir. Çünkü yöntemin tekrar üretilememesi durumunda, yöntem anlamsızdır. Geçerli kılma her zaman maliyetler, riskler ve teknik olasılıklar arasında bir dengedir. Bu nedenle, güçlü bir hizmet içi eğitim, başarılı bir yöntem geliştirme ve geçerli kılma sağlayacaktır.

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 FARMASÖTİK ÜRÜN ANALİZLERİNDE ANALİTİK YÖNTEM GELİŞTİRMEYE GENEL BİR BAKIŞ

Page 59: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi58 59

KAYNAKÇA[1] Broad N, Graham P, Hailey P, Hardy A, Holland S, Hughes S. Guidelines for the

development and validation of near-infrared spectroscopic methods in the pharmaceutical industry. Chichester:John Wiley and Sons Ltd 2002:1-5.

[2] Rashmin. An introduction to analytical method development for pharmaceutical formulations. Pharm Rev, 2008;6:1-10.

[3] Taverniers I, Loose MD, Bockstaele EV. Trends in quality in the analytical laboratory. II. Analytical method validation and quality assurance. Trends Analyt Chem, 2004;23:535.

[4] ICH, International Conference on Harmonization (ICH) of Technical Requirements for Registration of Pharmaceuticals for Human Use, Topic Q7:Good Manufacturing Practices for Pharmaceutical Ingredients 2000.

[5] USP, Current Good Manufacturing Practices for finished Pharmaceuticals, 21 CFR, Parts 210 and 211, US Food and Drug Administration.

[6] EC, European Commission Final Version of Annex 15 to the EU Guide toGood Manufacturing Practice: Qualification and validation 2001;4:1-10.

[7] McDowall RD. Effective and Practical risk management options for computerized system validation. Quality Assurance Journal 2005;9(3):196-227.

[8] Lloyd RS, Joseph JK, Joseph LG. Practical HPLC Method Development, Second Edition, John Wiley & Sons, Inc. 1997.

[9] Kul D, Şatana Kara EH, Nemutlu E. Numune hazırlama tekniklerinde yeni yaklaşımlar.Türk Farmakope Dergisi. 2018;3(3):42-62.

[10] Mitra S, Brukh R. Sample Preparation An Analytical Perspective. In: Sample Preparation Techniques in Analytical Chemistry Ed: Mitra S. John Wiley Sons&Inc. 2003; 1-20.

[11] Bansal KS, Layloff T, Bush ED, Hamilton M, Hankinson EA. Qualification of Analytical Instruments for Use in the Pharmaceutical Industry: a Scientific Approach. AAPS Pharm Sci Tech 2004;5:1-8.

[12] Bedson P, Sargent M. The development and application of guidance on equipment qualification of analytical instruments. Accred Qual. Assurance 1996;1:265-274.

[13] McPolin O. Validation of Analytical Methods for Pharmaceutical Analysis, Mourne Training Services. 14 Burren Road, Warren point Co. Down BT34 3SA 2009.

[14] FDA, Guidance for Industry: Analytical Procedures and Method Validation, Chemistry, Manufacturing, and Controls Documentation. U.S. Department of Health and Human Services 2000.

[15] Breaux J, Jones K., Boulas P. Understanding and implementing efficient analytical methods development and validation. Pharm Technol Anal Chem Test 2003;5:6-13.

[16] Shabir GA. Validation of HPLC chromatography methods for pharmaceutical analysis. Understanding the differences and similarities between validation requirements of FDA, the US Pharmacopeia and the ICH. J Chromatogr A 2003;987:57-66.

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019FARMASÖTİK ÜRÜN ANALİZLERİNDE ANALİTİK YÖNTEM GELİŞTİRMEYE GENEL BİR BAKIŞ

Page 60: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi60 61

[17] Sahu PK, Ramisetti NR, Cecchi T, Swain S, Patro CS, Panda J. An overview of experimental designs in HPLC method development and validation. Journal of Pharmaceutical and Biomedical Analysis 2018. 147:590-611.

[18] Shintani H. Development of test method for pharmaceutical and biopharmaceutical products. Pharmaceutica Analytica Acta 2013;4(7):258.

[19] Araujo P. Key aspects of analytical method validation and linearity evaluation. J Chromatogr B Analyt Technol Biomed Life Sci, 2009;877:2224-34.

[20] USP 25–NF 20 (United States Pharmacopeial Convention), Rockville, MD 2002.[21] ICH, International Conference on Harmonization; Draft Guidance on specifications, Test

procedures and acceptance criteria for new drug substances and products: Chemical Substances. Fed Regist. 2000;65:83041-63.

[22] FDA, Analytical Procedures and Methods Validation: Chemistry, Manufacturing, and Controls. Fed Regist 2000;65(52):776-87.

[23] Putheti RR, Okigbo RN, Patil SC, Advanapu MS, Leburu R. Method development and validations: Characterization of critical elements in the development of pharmaceuticals. Int J Health Res 2008;1:11-20.

[24] Lindholma J, Johanssonb M, Fornstedt T. Guidelines for analytical method development and validation of biotechnological synthesis of drugs production of a hydroxyprogesterone as model. J Chromatogr B 2003;791:323-36.

[25] Reviewer Guidance. Validation of chromatographic methods, USA: Center for Drug Evaluation and Research, Food and Drug Administration 1994.

[26] Gonzalez G, Herrador M. A practical guide to analytical method validation including measurement uncertainty and accuracy profiles. Trends Anal Chemical Engineering Journal 2007;26:227-38.

[27] Hubert PH, Nguyen-Huu JJ, Boulanger B, Chapuzet E, Cohen N, Compagnon PA., Validation des procédures analytiques quantitatives. Harmonisation des demarches. STP Pharma Pratiques 2003;13:101-138.

[28] Silva MJ, Preau JL, Needham LL, Calafat AM. Cross validation and ruggedness testing of analytical methods used for the quantification of urinary phthalate metabolites. J Chromatogr B Analyt Technol Biomed Life Sci 2008;873:180-6.

[29] Barr DB, Leng G. Berger-Preiss E, Hoppe HW, Weerasekera G, Gries W. Cross validation of multiple methods for measuring pyrethroid and pyrethrum insecticide metabolites in human urine. Anal Bioanal Chem 2007;389:811-8.

[30] Botitsi H, Econornou A, Tsipi D. Development and validation of a multiresidue method for the determination of pesticides in processed fruits and vegetables using liquid chromatography-electrospray ionization tandem mass spectrometry. Anal Bioanal Chem 2007;389:1685.

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 FARMASÖTİK ÜRÜN ANALİZLERİNDE ANALİTİK YÖNTEM GELİŞTİRMEYE GENEL BİR BAKIŞ

Page 61: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi60 61

[31] Chen Q, Li K, Zhang Z, Li P, Liu J, Li Q. Development and validation of a gas chromatography-mass spectrometry method for the determination of phenazopyridine in rat plasma: Application to the pharmacokinetic study. Biopharm Drug Dispos 2007; 28:439-44.

[32] Paglia G, D’Apolito O, Garofalo D, Scarano C, Corso G. Development and validation of LC/MS/MS method for simultaneous quantification of oxacarbezepine and its main metabolites in human serum. J Chromatogr B Analyt Technol Biomed Life Sci 2007; 860:153-9.

[33] Simonelli A, Basilicata P, Miraglia N, Castiglia L, Guadagni R. Analytical method validation for the evaluation of cutaneous occupational exposure to different chemical classes of pesticides. J Chromatogr B Analyt Technol Biomed Life Sci 2007;860:26-33.

[34] Jatto E, Okhamafe AO. An overview of pharmaceutical validation and process controls in drug development. Trop J Pharm Res, 2002;1:115-22.

[35] ICH, International Conference on Harmonization Validation of analytical procedures: text and methodology Q2 (R1) 1994.

[36] USP Chromatography System Suitability. United States Pharmacopeial Convention 2009.[37] Chan CC, Lam H, Lee YC, Zhang XM. Analytical Method Validation and Instrument

Performance Verification, Hoboken, John Wiley & Sons (Wiley Inter science), New Jersey 2004.

[38] Feinberg M, Boulanger B., Dewe W, Hubert P. New advances in method validation and measurement uncertainty aimed at improving the quality of chemical data. Anal Bioanal Chem 2004;380:502-14.

[39] Chauhan A, Mittu B, Chauhan P. Analytical Method Development and Validation: A Concise Review. Journal of Analytical&Bioanalytical Techniques 2015;6(1):1-5.

[40] Alğın Yapar E, Haspolat FE. Farmakope metotlarında kromatografik test parametrelerinin ayarlanabilirliği. Türk Farmakope Dergisi 2018;3(1):25-37.

[41] FDA, Analytical Procedures and Methods Validation for Drugs and Biologics Guidance for Industry. U.S. Department of Health and Human Services Food and Drug Administration, Center for Drug Evaluation and Research (CDER), Center for Biologics Evaluation and Research (CBER) 2015.

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019FARMASÖTİK ÜRÜN ANALİZLERİNDE ANALİTİK YÖNTEM GELİŞTİRMEYE GENEL BİR BAKIŞ

Page 62: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi62 63

Türk Farmakope Dergisi 2019, 4(1): 62-68

DERLEME MAKALESİ

BİYOTEKNOLOJİK İLAÇLAR İÇİN ULUSLARARASI STANDARTLAR ve KALİTE KONTROL ANALİZLERİ

Evren ALĞIN YAPAR*, Burçin ÇAĞANT.C. Sağlık Bakanlığı, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Analiz ve Kontrol Laboratuvarları Dairesi Başkanlığı, Sağlık Mah., A. Adnan Saygun 2 Cad., No 55, 06100, Sıhhiye-Ankara.elmek*: [email protected]

Geliş tarihi: 09.01.2019 / Kabul tarihi: 31.01.2019

ÖZETKonvansiyonel ilaçların olduğu gibi biyoteknolojik ilaçların da kalite kontrolü büyük bir öneme sahiptir. Üretilen biyoteknolojik ürünlerin kalitesinin uluslararası kabul gören kriterlere uygun olması gerekir. Biyoteknolojik ürünlerde; kalite, etkililik ve güvenliliğin sağlanabilmesi için Farmakopeler ve Uluslararası Beşeri Kullanıma Yönelik İlaç İhtiyaçlarına İlişkin Teknik Gereklilikleri Uyumlaştırma Konseyi/Uluslararası Uyum Konferansı (UUK) tarafından yayınlamış olan kılavuzlar rehber olarak kullanılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa İlaç Ajansı, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi ve Uluslararası Standardizasyon Organizasyonu gerekli durumlarda ek kılavuzlar da yayınlamaktadır. Bu derleme kapsamında biyoteknolojik ürünler için kullanılan uluslararası standartlar ve kalite kontrolleri için yapılabilen analizlere değinilecektir.Anahtar kelimeler: Biyoteknolojik ilaç, Farmakope, Uluslararası Uyum Konferansı, Standart, Kalite kontrol.

INTERNATIONAL STANDARDS OF BIOTECHNOLOGICAL DRUGS and QUALITY CONTROL ANALYSISABSTRACTAs in conventional medicines, quality control in biotechnological drugs has a great importance. The quality of the produced biotechnological products must comply with internationally accepted criteria. Pharmacopoeia and guidelines published by International Council on Harmonisation of Technical Requirements for Registration of Pharmaceuticals for Human Use are used as a guide to ensure quality, efficacy and safety in biotechnological products. Upon necessity, World Health Organization, European Medicines Agency, US Food and Drug

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2019

Page 63: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi62 63

Administration and International Organization for Standardization publish additional guides. It is intended to address standards used for biotechnological products and analysis conducted for quality control within the scope of this review.Keywords: Biotechnological drug, Pharmacopoeia, International Council on Harmonisation-ICH, Standard, Quality control.

GİRİŞBiyoteknolojik ilaçların kalite kontrolü, ürünlerin etkililiği ve güvenliliği açısından büyük bir öneme sahiptir. Biyoteknolojik ilaçların kalitesi, uluslararası kabul görmüş kriterler ile uyumlu olmalıdır. Bu bağlamda, bir biyoteknolojik farmasötik ürünün kalitesi; formülasyon, üretim, spesifikasyonlar ve kalite kontrol dahil olmak üzere iyi imalat uygulamalarına ve standartlarına uygunluğunu gösteren bir kavramı ifade etmektedir [1].

Biyoteknolojik ilaçlar, özellikle formülasyon şekilleri ve uygulama yolları gibi kendilerine ait özellik ve farklılıklarına uygun olarak belirtilen uluslararası standartlar ve kılavuzlar kapsamında kalite kontrol kriterlerine ve analizlerine tabi tutulur. Biyoteknolojik ilaçlar üzerinde yapılabilecek kalite kontrol testleri genel olarak; Hücre Kültürü yöntemiyle biyolojik aktivite, Enzim Bağlı İmmünosorbent Testi (Enzyme-Linked Immunosorbent Assay-ELISA), Yüksek Basınçlı Sıvı Kromatografisi (High Pressure Liquid Chromatography-HPLC) yöntemleriyle tanı ve miktar, Sodyum Dodesil Sülfat Poliakrilamit Jel Elektroforezi (Sodium Dodecyl Sulphate Polyacrylamide Gel Electrophoresis-SDS PAGE), Western Blot yöntemleri, In vivo Potens Testi, Fiziksel Testler (fiziksel inceleme, pH tayini, total ve bağlı protein, nem, artık nem, hacim vb.), Sterilite Testi, Bakteriyel Endotoksin Testi ve Pirojen Testlerinden oluşmaktadır [2-4].

Biyoteknolojik bir ürünün ilaç olarak kabul edilmesine ilişkin kriterler, ürünün spesifikasyonlarını oluşturmaktadır. Spesifikasyonlar, üretici tarafından önerilen ve düzenleyici otoriteler tarafından onaylanan kritik kalite standartlarıdır. Spesifikasyonlar, ürün kalitesini ve tutarlılığını sağlamak için tasarlanmış tüm kontrol stratejisinin bir parçasıdır. Bununla birlikte, aktif maddesi protein veya polipeptit olan biyoteknolojik ilaçlar, yapılarının karmaşıklığı, üretim koşulları ve özelliklerinin belirlenmesi nedeniyle kalite standartları belirlemesi zor ürünlerdir.

Avrupa Farmakopesi, uzun yıllardır biyoteknolojik ürünler için monografların geliştirilmesi çalışmalarını yürütmektedir. Biyoteknolojik ilaçlar için oluşturulmaya başlanan monograflar 1990’lı yıllardan beri Avrupa Farmakopesinde yer almaya başlamıştır.

Uluslararası Uyum Konferansı tarafından 1999 yılında Biyoteknolojik/Biyolojik Ürünler için spesifik kılavuzlar hazırlanmaya başlanmıştır. Bu kılavuzlarda biyoteknolojik/biyolojik ürünlerin spesifikasyonları da detaylı olarak anlatılmıştır. Uluslararası Uyum Konferansı UUK (ICH) kılavuzundaki spesifikasyonları belirlemedeki temel nokta, tam karakterizasyon sağlamak yerine, aktif maddenin ve bitmiş ürünün güvenliliğini ve etkililiğini sağlamada faydalı olduğu bilinen moleküler ve biyolojik özelliklere odaklanmaktır. Bu bağlamda, biyoteknolojik ürünlerin

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019BİYOTEKNOLOJİK İLAÇLAR İÇİN ULUSLARARASI STANDARTLAR ve KALİTE KONTROL ANALİZLERİ

Page 64: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi64 65

karakterizasyonu fizikokimyasal özelliklerin, biyolojik aktivitenin, immünokimyasal özelliklerin, saflığın ve safsızlıkların belirlenmesini içermektedir.

Bu derleme kapsamında, biyoteknolojik ilaçlar için hazırlanan standartlar, bunların kapsamı ve biyoteknolojik ilaçların kalite kontrol testleri hakkında bilgi verilecektir.

BİYOTEKNOLOJİK İLAÇLAR İÇİN KULLANILAN STANDARTLARICH’in farmasötik ürünlerde kalite, etkililik ve güvenlilik için multidisipliner olarak hazırlanmış rehberleri mevcuttur. ICH’in farmasötik ürünler için hazırlamış olduğu genel kılavuzlara ilaveten biyoteknolojik/biyolojik ürünler için yayınladığı spesifik kılavuzlar da bulunmaktadır. Bu kılavuzlar [3-4]:

Q5A- İnsan veya hayvan kaynaklı karakteristik hücre hatlarından türetilmiş biyoteknoloji ürünlerinin virüs güvenliğinin test edilmesi ve değerlendirilmesi.Q5B- Rekombinant DNA türevli proteinleri üretmek için kullanılan ekspresyon yapısının analizi.Q5C- Biyoteknolojik/biyolojik ürünlerin stabilite testleri.Q5D- Biyoteknolojik/biyolojik ürünlerin üretimi için kullanılan hücre hatlarının oluşturulması ve karakterizasyonu.Q5E- Biyoteknolojik/biyolojik ürünlerin üretim sürecine bağlı olarak oluşan değişikliklerin karşılaştırılması.

Q6B- Spesifikasyonlar: Biyoteknolojik/biyolojik ürünler için test prosedürleri ve kabul kriterleri.Q11- Kimyasal ve biyoteknolojik/biyolojik ilaç ürünlerinin geliştirilmesi ve üretimi.S6(R1)- Biyoteknoloji türevi farmasötiklerin preklinik güvenliliğinin değerlendirilmesi.M9- Biyofarmasötikleri sınıflandırma sistemidir.

BİYOTEKNOLOJİK ÜRÜNLERİN SPESİFİKASYONLARININ DOĞRULANMASIEtkin madde ve bitmiş ürün için spesifikasyonların belirlenmesi, hammaddelerin ve eksipiyanların kontrolünü, proses içi testleri, proses değerlendirmesi veya validasyonu, İyi İmalat Uygulamaları -İİU (Good Manufacturing Practices-GMP)`na bağlılık, stabilite ve seri tutarlılık testlerini içeren genel bir kontrol stratejisinin bir parçasıdır. Bütün bu bileşenler ürünün uygun kalitesinin korunacağı güvencesini sağlamaktadır. Bilimsel olarak doğrulanabilir spesifikasyonların oluşturulmasında aşağıdaki hususlar dikkate alınmalıdır:

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 BİYOTEKNOLOJİK İLAÇLAR İÇİN ULUSLARARASI STANDARTLAR ve KALİTE KONTROL ANALİZLERİ

Page 65: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi64 65

- Spesifikasyonların belirlenmesinde üretim süreci göz önünde bulundurulmalıdır. - Spesifikasyonlar, etkin madde ve bitmiş ürünün stabilitesini hesaba katmalıdır.- Spesifikasyonlar, klinik öncesi ve klinik çalışmalarda kullanılan seriler için elde edilen

verilere dayanmalıdır.- Spesifikasyonların belirlenmesinde kullanılan analitik metotlar göz önünde

bulundurulmalıdır.

ICH Q6B kılavuzunda etkin maddeler için belirlenmesi gereken spesifikasyonlar:- Fiziksel görünüş (renk, berraklık)- Tanı (fizikokimyasal, biyolojik ve/veya immünokimyasal)- Saflık ve safsızlıklar (üretim kaynaklı ve ürün kaynaklı safsızlıklar)- Potens (fizikokimyasal ve/veya biyolojik)- Miktar (Protein içeriği) olarak belirtilmiştir.

ICH Q6B kılavuzunda bitmiş ürünler için belirlenmesi gereken spesifikasyonlar:- Fiziksel görünüş (renk, berraklık)- Tanı (fizikokimyasal, biyolojik ve/veya immünokimyasal)- Saflık ve safsızlıklar (etkin maddenin kendisi, üretim kaynaklı veya degredasyon

ürünleri)- Potens (fizikokimyasal ve/veya biyolojik)- Miktar ( etkin madde protein içeriği)- Genel testler ( pH, osmolarite gibi)- Farklı dozaj formları için ek testler olarak belirtilmiştir.

Avrupa Farmakopesi monografları biyobenzerler de dahil olmak üzere biyoteknolojik ürünlerin kalitesinin sağlanmasında büyük rol oynamaktadır. Monograflar, otorite tarafından onaylanan özelliklere dayanmaktadır. Monografların hazırlanmasında iki temel prosedür bulunmaktadır:

Çok kaynaklı yaklaşım (Prosedür 1) ve tek kaynaklı yaklaşım (Prosedür 4).

Prosedür 1; Birçok üreticinin oluşturduğu monograflardır: farklı ürünler ve test prosedürleri karşılaştırılır, fikir birliği için bir forum oluşturulur ve böylece uygun kalite standartlarının geliştirilmesi sağlanır. Monografın oluşturulmasına biyobenzer veya yenilikçi tüm üreticiler katılmaktadır.

Prosedür 4’te ise, ürün hala patent koruması altındadır. Patent süresi sona erene kadar yenilikçi firma ile iş birliği yapılır. Yeni ürünler ruhsatlandığında (biyobenzerler) ise monograf revize edilir [4-8].

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019BİYOTEKNOLOJİK İLAÇLAR İÇİN ULUSLARARASI STANDARTLAR ve KALİTE KONTROL ANALİZLERİ

Page 66: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi66 67

BİYOTEKNOLOJİK ÜRÜNLERİN KALİTE KONTROLÜBiyofarmasötik kalite kontrol laboratuvarları, diğer farmasötik laboratuvarlarla aynı kalite güvence ilkelerine sahiptir. Biyoteknolojik ilaçlar, konvansiyonel ilaçlar ile aynı İİU/GMP ilkeleri doğrultusunda düzenlenir. Ancak gerekli durumlarda, biyofarmasötiklerin özelliklerini kapsayacak özel düzenleme ve rehber dokümanlar geliştirilmiştir. Amerikan İlaç Ajansının 21 CFR 610 ve ICH Q5A-Q5E, Q6B gibi dokümanları bu duruma yönelik örneklerdir. Biyoteknolojik Ürün özellikleri önemli ölçüde farklılıklar gösterdiği için, ürün özelliklerini belirlemek için kullanılan test yöntemleri (yoğunluk, potens, saflık ve saflıksızlık profili gibi) farklılıklar göstermektedir. Geleneksel farmasötik kalite kontrol laboratuarlarında, UV değişken dalga boyu saptamasına sahip HPLC gibi nispeten basit rutin cihazlar kullanılırken, biyofarmasötik kalite kontrol laboratuvarlarında ise daha ileri düzey karmaşık cihazlar da kullanılmaktadır.

Bir biyoteknolojik üründe genel olarak pazar öncesi yapılması gereken testler Tablo 1’de özetlenmiştir [9-12].

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 BİYOTEKNOLOJİK İLAÇLAR İÇİN ULUSLARARASI STANDARTLAR ve KALİTE KONTROL ANALİZLERİ

Bir biyoteknolojik üründe genel olarak pazar öncesi öncesi yapılması gereken testler

aşağıdaki tabloda özetlenmiştir [9-12].

Spesifikasyon Ölçüm Genel Testler

pH

Kalibre pH metre

Tanı ve Heterojenite

Çözünmüş molekül konsantrasyonu

Osmolalite

Yük paterni İyon değişim kromatografisi Molekül ağırlığı Primer yapı Üst düzey yapı Nükleer manyetik rezonans (NMR),

dairesel dikroizm Glikolizasyon heterojenitesi Gaz kromatografisi/ kütle

spektrometresi ile monosakkarit yapı analizi, oligosakkarit analiz

Proteinin amino terminal tayini

N terminal sekanslama ve HPLC

Proteinin karboksi terminal tayini

Peptit haritalama ve elektrosprey iyonizasyon-kütle spektrometresi/kütle spektrometresi kombinasyonu ile c-terminal sekanslama

Saflık ve Safsızlıklar

Kesilmiş formlar ve izoformlar

SDS-PAGE (indirgenmiş ve indirgenmemiş) HPLC, ultra-HPLC, sıvı kromatografisi/ kütle spektrometresi

Deamidasyon ürünleri İzoelektrik odaklama, İyon değişim kromatografisi, peptit haritalama

Dimer ve büyük agregatlar Boyut dışlama kromatografisi, ultrasantifüj, SDS PAGE

Post-translasyonal modifikasyonlar

Peptit haritalama, sıvı kromatografisi- elektrosprey iyonizasyon / kütle spektrometresi

Konak Hücre proteinleri SDS PAGE, immünolojik testler İlişkili proteinler SDS PAGE, immünolojik testler,

HPLC, sıvı kromatografisi/ kütle spektrometresi

Üretim kaynaklı safsızlıklar Gaz kromatografisi/ kütle spektrometresi

Potens

Valide biyolojik potens testleri

Potens

Miktar

Protein içeriği

UV tarama

Tablo 1. Biyoteknolojik ürünlerde yapılabilen kalite kontrol testleri.

Page 67: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi66 67

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019BİYOTEKNOLOJİK İLAÇLAR İÇİN ULUSLARARASI STANDARTLAR ve KALİTE KONTROL ANALİZLERİ

Bir biyoteknolojik üründe genel olarak pazar öncesi öncesi yapılması gereken testler

aşağıdaki tabloda özetlenmiştir [9-12].

Spesifikasyon Ölçüm Genel Testler

pH

Kalibre pH metre

Tanı ve Heterojenite

Çözünmüş molekül konsantrasyonu

Osmolalite

Yük paterni İyon değişim kromatografisi Molekül ağırlığı Primer yapı Üst düzey yapı Nükleer manyetik rezonans (NMR),

dairesel dikroizm Glikolizasyon heterojenitesi Gaz kromatografisi/ kütle

spektrometresi ile monosakkarit yapı analizi, oligosakkarit analiz

Proteinin amino terminal tayini

N terminal sekanslama ve HPLC

Proteinin karboksi terminal tayini

Peptit haritalama ve elektrosprey iyonizasyon-kütle spektrometresi/kütle spektrometresi kombinasyonu ile c-terminal sekanslama

Saflık ve Safsızlıklar

Kesilmiş formlar ve izoformlar

SDS-PAGE (indirgenmiş ve indirgenmemiş) HPLC, ultra-HPLC, sıvı kromatografisi/ kütle spektrometresi

Deamidasyon ürünleri İzoelektrik odaklama, İyon değişim kromatografisi, peptit haritalama

Dimer ve büyük agregatlar Boyut dışlama kromatografisi, ultrasantifüj, SDS PAGE

Post-translasyonal modifikasyonlar

Peptit haritalama, sıvı kromatografisi- elektrosprey iyonizasyon / kütle spektrometresi

Konak Hücre proteinleri SDS PAGE, immünolojik testler İlişkili proteinler SDS PAGE, immünolojik testler,

HPLC, sıvı kromatografisi/ kütle spektrometresi

Üretim kaynaklı safsızlıklar Gaz kromatografisi/ kütle spektrometresi

Potens

Valide biyolojik potens testleri

Potens

Miktar

Protein içeriği

UV tarama

Bir biyoteknolojik üründe genel olarak pazar öncesi öncesi yapılması gereken testler

aşağıdaki tabloda özetlenmiştir [9-12].

Spesifikasyon Ölçüm Genel Testler

pH

Kalibre pH metre

Tanı ve Heterojenite

Çözünmüş molekül konsantrasyonu

Osmolalite

Yük paterni İyon değişim kromatografisi Molekül ağırlığı Primer yapı Üst düzey yapı Nükleer manyetik rezonans (NMR),

dairesel dikroizm Glikolizasyon heterojenitesi Gaz kromatografisi/ kütle

spektrometresi ile monosakkarit yapı analizi, oligosakkarit analiz

Proteinin amino terminal tayini

N terminal sekanslama ve HPLC

Proteinin karboksi terminal tayini

Peptit haritalama ve elektrosprey iyonizasyon-kütle spektrometresi/kütle spektrometresi kombinasyonu ile c-terminal sekanslama

Saflık ve Safsızlıklar

Kesilmiş formlar ve izoformlar

SDS-PAGE (indirgenmiş ve indirgenmemiş) HPLC, ultra-HPLC, sıvı kromatografisi/ kütle spektrometresi

Deamidasyon ürünleri İzoelektrik odaklama, İyon değişim kromatografisi, peptit haritalama

Dimer ve büyük agregatlar Boyut dışlama kromatografisi, ultrasantifüj, SDS PAGE

Post-translasyonal modifikasyonlar

Peptit haritalama, sıvı kromatografisi- elektrosprey iyonizasyon / kütle spektrometresi

Konak Hücre proteinleri SDS PAGE, immünolojik testler İlişkili proteinler SDS PAGE, immünolojik testler,

HPLC, sıvı kromatografisi/ kütle spektrometresi

Üretim kaynaklı safsızlıklar Gaz kromatografisi/ kütle spektrometresi

Potens

Valide biyolojik potens testleri

Potens

Miktar

Protein içeriği

UV tarama

Tablo 1. Biyoteknolojik ürünlerde yapılabilen kalite kontrol testleri (Devamı).

SONUÇBilimsel ve teknolojik gelişmeler doğrultusunda biyoteknolojik ürünlerin sürekli olarak istenen kalitede üretilmeleri ve belirtilen spesifikasyonlara uygun olduklarının gösterilmesi, uluslararası belirlenmiş standartlara uygun üretimi ve kalite kontrollerinin yapılması kalite güvencesi açısından büyük önem taşır.

Page 68: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi68 69

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 BİYOTEKNOLOJİK İLAÇLAR İÇİN ULUSLARARASI STANDARTLAR ve KALİTE KONTROL ANALİZLERİ

KAYNAKÇA[1] Charton E. The role of European Pharmacopoeia monographs in setting quality standards

for biotherapeutic products. Generics and Biosimilars Initiative Journal 2016;5(4):174-9.[2] Alğın Yapar E, Emre İ, Çağan B. Farmasötik Ürünlerde Kalite Kontrol. Türk Farmakope

Dergisi 2018; 3(3): 63-71.[3] ICH Official web site: ICH.07.01.2019 tarihinde http://www.ich.org/home.html adresinden

ulaşıldı.[4] International Conference on Harmonisation. Q6B Specifications: Test Procedures and

Acceptance Criteria for Biotechnological/Biological Products. 07.01.2019 tarihinde https://www.ich.org/fileadmin/Public_Web_Site/ICH_Products/Guidelines/Quality/Q6B/Step4/Q6B_Guideline.pdf adresinden ulaşıldı.

[5] Huber L. Compliance for Biopharmaceutical Laboratories. Agilent Technologies. 2015.[6] Avrupa Farmakopesi çevrimiçi 9.0 sürümü.[7] ISO - International Organization for Standardization.07.01.2019 tarihinde https://www.iso.

org/ adresinden ulaşıldı.[8] Pharmaceutical Quality/Manufacturing Standards (cGMP). 20.05.2018 tarihinde https://

www.fda.gov/drugs/guidancecomplianceregulatoryinformation/guidances adresinden ulaşıldı.

[9] Quality assurance for pharmaceuticals, 08.01.2019 tarihinde https://www.msh.org/sites/msh.org/files/mds3-ch19-qualityassurance-mar2012.pdf adresinden ulaşıldı.

[10] GMP Chapter 6 (Oct. 2014): Quality Control. 08.01.2019 tarihinde http://academy.gmp-compliance.org/guidemgr/files/2014-03_GMP_CHAPTER_6.PDF adresinden ulaşıldı.

[11] Food and Drug Administration, GMP 21 CFR Part 211.25 – 210. 07.01.2019 tarihinde https://www.accessdata.fda.gov/scripts/cdrh/cfdocs/cfcfr/CFRSearch.cfm?CFRPart=211&showFR=1 adresinden ulaşıldı.

[12] International Federation of Pharmaceutical Manufacturers & Associations (IFPMA) and European Generic Medicines Association. Reflection Paper. The role of product-specific monographs for biotherapeutic products in pharmacopoeias future role of product specific monographs stakeholders. 08.01.2019 tarihinde https://www.ifpma.org/wpcontent/uploads/2014/10/IFPMA___EGA__Future_Role_of_Product_Specific_Monographs_vFinal_01.pdf adresinden ulaşıldı.

Page 69: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi68 69

Türk Farmakope Dergisi 2019, 4(1): 69-79

DERLEME MAKALESİ

YENİ ADAY ANTİMİKROBİYAL MOLEKÜLLERİN MİKROORGANİZMALAR ÜZERİNE OLUŞTURDUĞU ETKİLERİN BELİRLENMESİ

Özlem OYARDI, Çağla BOZKURT GÜZEL*İstanbul Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Mikrobiyoloji ABD, Süleymaniye Mah., 34116, Fatih-İstanbul.elmek*: [email protected]

Geliş tarihi: 18.01.2019 / Kabul tarihi: 11.02.2019ÖZETAntibiyotikler, çok küçük dozlarda bile mikroorganizmaları öldürücü veya üremeyi durdurucu etki gösteren, doğal ya da kimyasal yollarla sentezlenebilen, çeşitli mikroorganizma türleri tarafından üretilen ve enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde kullanılan ajanlardır. İlaç endüstrisinin araştırmaları sonucunda kullanıma yeni antibiyotikler katıldıkça, etkinliğin yanı sıra maliyet, toksisite ve tedavi sırasında gelişen dirençle ilgili sorunların çözümü ancak en ideal doz rejiminin saptanmasıyla mümkün olabilmektedir. Kullanıma yeni giren, daha da önemlisi var olan antibiyotiklerden (kolistin vb.) en iyi şekilde yararlanmak için ideal tedavi rejimlerinin saptanması görevini ise hastane veya üniversitelerdeki araştırma grupları üstlenmektedir. Bu derlemede, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’nda araştırılan ve de üzerinde durulan antimikrobiyal özelliğe sahip yeni aday moleküllerden olan antimikrobik etkili peptitler (AMP) ve katyonik steroid antibiyotiklerden (KSA) kısaca bahsedilerek bu ajanların mikroorganizmalar üzerinde oluşturduğu çeşitli in vitro etkilerin belirlenmesinde kullanılan testlerden söz edilecektir.Anahtar kelimeler: Minimum inhibitör konsantrasyon, Minimum bakterisidal konsantrasyon, Minimum biyofilm inhibe edici konsantrasyon, Fraksiyonel inhibitör konsantrasyon, Antibiyotik sonrası etki.

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2019

Page 70: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi70 71

DETERMINATION OF EFFECTS OF NEW ANTIMICROBIAL CANDIDATES MOLECULES ON MICROORGANISMSABSTRACTAntibiotics are agents which show their effects by killing microorganisms or keeping them from reproducing even in small amounts, which are produced by various microorganisms and can be synthesized by natural or chemical ways and which are used in the treatment of infectious diseases. As long as new antibiotics go into the use thanks to the research by pharmaceutical industry, problems related to cost, toxicity and resistance occurred during treatment can only be solved by determining the optimal dosage regimen. For getting the most out of new antibiotics or more importantly old antibiotics (like colistin), university or hospital research groups undertake the task of the determination of ideal treatment regimes. In this review, we will mention about the new antibiotic candidates, namely antimicrobial active peptides (AMP) and cationic steroid molecules (CSA) which are investigated in Istanbul University, Faculty of Pharmacy, Pharmaceutical Microbiology and the tests used for determining various in vitro effects of them on bacteria. Keywords: Minimum inhibitory concentration, Minimum bactericidal concentration, Minimum biofilm Inhibitory concentration, Fractional inhibitor concentration, Post antibiotic effect.

GİRİŞAntibiyotikler, çok küçük dozlarda bile mikroorganizmaları öldürücü veya üremeyi durdurucu etki gösteren, doğal ya da kimyasal yollarla sentez edilebilen, çeşitli mikroorganizma türleri tarafından üretilen ve enfeksiyon hastalıklarından koruyan veya tedavisinde kullanılan ajanlardır. Diğer kemoterapötik ajanlarla olan tedaviden farklı olarak, antibiyotik tedavisinde ilacın bağlandığı reseptörler, hastadan izole edilebilen ve laboratuvarlarda in vitro koşullarda çalışma imkânı veren canlı mikroorganizmalardır. Bu durum bize deney hayvanında ve insanda uygulanması güç olan in vivo çalışmalara temel oluşturacak ön bilgilerin elde edilmesine büyük kolaylık sağlamaktadır. İlaç endüstrisinin araştırmaları sonucunda kullanıma yeni antibiyotikler katıldıkça, etkinliğin yanı sıra maliyet, toksisite ve tedavi sırasında gelişen dirençle ilgili sorunların çözümü ancak en ideal doz rejiminin saptanmasıyla mümkün olabilmektedir. Kullanıma yeni giren, daha da önemlisi var olan antibiyotiklerden (kolistin vb) en iyi şekilde yararlanmak için ideal tedavi rejimlerinin saptanması görevini ise hastane veya üniversitelerdeki araştırma grupları üstlenmektedir. Bu derlememizde, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’nda araştırılan ve de üzerinde durulan antimikrobiyal özelliğe sahip yeni aday moleküllerden olan antimikrobik etkili peptitler (AMP) ve katyonik steroid antibiyotiklerden (KSA) kısaca bahsedilerek bu ajanların mikroorganizmalar üzerinde oluşturduğu çeşitli in vitro etkilerin belirlenmesinde kullanılan testler anlatılacaktır.

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 YENİ ADAY ANTİMİKROBİYAL MOLEKÜLLERİNMİKROORGANİZMALAR ÜZERİNE OLUŞTURDUĞU ETKİLERİN BELİRLENMESİ

Page 71: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi70 71

1. ANTİMİKROBİK ETKİLİ PEPTİTLER (AMP)Canlıların çevrede bulunan mikroorganizmalarla meydana gelebilecek enfeksiyonlarına karşı en etkili silahlarından olan antimikrobik etkili peptitler (AMP), doğal bağışıklık sisteminin önemli bir parçasıdır. Günümüzde 600’den fazla sayıda doğal antimikrobik etkili katyonik peptit olduğu bilinmektedir. Böcekler, mikroorganizmalar, amfibiyanlar, sürüngenler, kuşlar, bitkiler, memeli hayvanlar ve insanlar gibi her tür canlıdan izole edilebilmektedir. Mellitin, magaininler, sekropinler, katelisidinler, buforin II, LL-37, α ve β defensinler, protegrinler ve takiplesinler, baktenesin, tanatin, indolisidin, PR 39, profeninler, laktoferrisin B AMP’lere örnek olarak verilebilir [1,2]. 1.1. AMP’lerin Etki SpektrumlarıGram negatif bakteriler, Gram pozitif bakteriler, mantarlar, HIV, Herpes simplex ve influenza gibi bazı zarflı virüsler, parazitlere karşı etkinliğinin olmasının yanı sıra antiendotoksik, antitümör, hemolitik, kemotaktik, mitojenik, immünomodülatör, antibiofilm ve kontraseptif aktiviteleri ile sinerjist etkileri bulunmaktadır [3-6]. 1.2. AMP’lerin Etki MekanizmalarıAMP’lerin pozitif yüklü ve hidrofobik yapıda olmaları, bu maddelerin bakteri membranıyla etkileşime girmeleri için çok önemlidir. AMP’lerin birçoğu bu özelliklerinden dolayı herhangi bir reseptöre ihtiyaç duymaksızın direkt olarak negatif yüklü olan bakteri yüzeyine bağlanarak etkisini göstermektedir [1]. 1.3. Çeşitli Klinik Çalışma Aşamalarında Bulunan AMP’ler AMP’lerden bazıları faz çalışmalarında yer almaktadırlar. Örneğin, pexiganan diyabetik ayak ülseri endikasyonu için Faz III aşamasında yer almaktadır. Benzer şekilde omiganan, iseganan, NP 213, LL-37 faz çalışmaları devam eden AMP’lere örnek olarak verilebilir. Ancak, Serratia, Proteus, Providencia ve Burkholderia gibi bazı mikroorganizmalar AMP’lere karşı doğal olarak dirençlidirler. Karmaşık yapı ve boyutlarından dolayı birçok AMP’nin sentezlenmesi ve saflaştırılması zordur. AMP’ler proteazların substratları olabilmektedir ve bu da vücuttaki yarı ömürlerini etkilemektedir. AMP’lerin peptit olmayan formlarının geliştirilmesi, uzun zamandır kullanılan antimikrobiyal stratejilerinin ve peptit tedavilerin dezavantajları olmadan kullanılmasını sağlayacaktır [1, 7].

2. KATYONİK STEROİD ANTİBİYOTİKLER Son zamanlarda, bir dizi katyonik kolik asit türevi sentezlenmiştir ve katyonik steroid antibiyotikler (KSA, Cationic Steroid Antibiotics-CSA- ya da ceragenin) olarak isimlendirilmiştir. KSA’ler, endojen katyonik AMP’lerin peptit olmayan formları olarak geliştirilmiştir. Bunlar, magainin ve LL-37 gibi AMP’lere yapısal olarak benzemektedirler. AMP’leri taklit etmek üzere cerageninler toksisitesi düşük olan yeni bir sınıf antimikrobiyal moleküllerdir. 160’den fazla sayıda ceragenin sentezlenmiştir. Bunlara örnek olarak KSA-8, KSA-11, KSA-13, KSA-27, KSA-54 verilebilir [7-9].

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019YENİ ADAY ANTİMİKROBİYAL MOLEKÜLLERİNMİKROORGANİZMALAR ÜZERİNE OLUŞTURDUĞU ETKİLERİN BELİRLENMESİ

Page 72: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi72 73

2.1. AMP’ler ile KSA’lerin Arasındaki En Önemli FarklarKSA’ların AMP’lere göre bazı üstünlükleri bulunmaktadır. En önemlileri KSA’ların hidrofobik kısımlarının lipid yapıda olmasından dolayı, bu molekülün hücre membranı içerisine daha dengeli bir şekilde yerleşmesi ve proteolitik enzimler (proteazlar) tarafından parçalanmaya karşı daha dirençli olmasıdır [7]. 2.2. KSA’ların Çeşitli Potansiyel Uygulama AlanlarıKSA-13 gibi temel cerageninlerin başta vankomisine dirençli Staphylococcus aureus, Pseudomonas aeruginosa, Acinetobacter baumannii, Helicobacter pylori, Streptococcus mutans ve Porphyromonas türleri gibi birçok mikroorganizma türlerine karşı antibakteriyel etkileri ile antifungal, antiviral, antiparazitik, antibiyofilm ve antikanser etkileri yapılan çeşitli çalışmalarla gösterilmiştir [7-15]. Antibiyotiklerin konak ve mikroorganizmayla olan ilişkisini ve buna bağlı olarak uygulanan dozun stratejisini belirleyen parametreler iki farklı grupta toplanmaktadır: Konağın antibiyotiğe etkisini inceleyen farmakokinetik ve antibiyotiğin konağa etkisini inceleyen farmakodinamik.Bu etkiler antibiyotiğin farmakolojik ve toksikolojik etkisinin yanı sıra mikroorganizma üzerindeki etkisini de içine alır. Farmakokinetik ve farmakodinamikler arasındaki ilişki ise, antibiyotiğin zamana bağlı olarak enfeksiyon yerinde gösterdiği antimikrobiyal aktiviteyi belirlemektedir. Bu da, günümüzde hedeflenen antibiyotik tedavisinin esasını oluşturur; yani enfeksiyon bölgesinde antibiyotik konsantrasyonunun optimal süre boyunca yeterli konsantrasyonda tutulmasını sağlayarak, dirençli suşların seçilme riskini azaltırken enfeksiyon etkeninin tamamıyla ortadan kaldırılması sağlanmaktadır. Bu kapsamda derlemede Minimum İnhibitör Konsantrasyon (MİK), Minimum Bakterisidal Konsantrasyon (MBK), Minimum Biyofilm İnhibe Edici Konsantrasyon (MBİK), Fraksiyonel İnhibitör Konsantrasyon (FİK), Zaman Ölüm Eğrisi- (Time Kill Curve -TKC) ve Antibiyotik Sonrası Etki (ASE) tayini gibi birtakım testlerden bahsedilecektir.

3. MİNİMUM İNHİBİTÖR KONSANTRASYON (MİK) VE MİNİMUM BAKTERİSİDAL KONSANTRASYON (MBK)Antibiyotiklerin doku ve vücut sıvılarındaki konsantrasyonlarının ölçümü kolay olduğundan, farmakokinetik prensiplerin yanı sıra enfeksiyon etkeni olan bakterinin minimum inhibitör konsantrasyonunun (MİK) saptanmasının, son yıllarda uygulanan doz rejimlerinin oluşturulmasında belirleyici bir etkisi olmuştur. Tedavide uygulanacak antibiyotiğin seçimi için kullanılan duyarlık deneyleri genellikle antibiyotiğin inhibitör etkisini ölçmektedir. Pratikte bu veriler birçok enfeksiyonun tedavisinde yeterli olmaktadır. Ancak; yetersiz tedavinin genellikle mortaliteyle sonuçlandığı ciddi enfeksiyonların tedavisinde, bakterisidal aktivitenin yani MBK’nın da bilinmesi önem taşımaktadır [16-18].

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 YENİ ADAY ANTİMİKROBİYAL MOLEKÜLLERİNMİKROORGANİZMALAR ÜZERİNE OLUŞTURDUĞU ETKİLERİN BELİRLENMESİ

Page 73: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi72 73

3.1. MİK TayiniDilüsyon yöntemleri a-Sıvı besiyerinde sulandırım yöntemleri -Makrodilüsyon yöntemi -Mikrodilüsyon yöntemi b-Agarlı besiyerinde sulandırım yöntemi Disk difüzyon yöntemiGradient yöntemi

3.1.1. Disk difüzyon yöntemi Katı besiyeri içeren petri kutularına, Mc Farland Standardına göre hazırlanmış bakteri ekilir. Diskler 90 mm’lik petri kutularına, çevrede 6 disk, ortada 1 disk olacak şekilde dizilmelidir. Her disk birbirinden 2,5-3 cm, plak kenarından 1,5 cm uzakta olmalıdır. 35°C’de 24 saat inkübasyona bırakılır. Antibiyotik etkili ise üremenin engellendiği bir inhibisyon zonu oluşur. İnhibisyon zon çapları milimetrik cetvelle ölçülür. Laboratuvarlarda en yaygın kullanılan ve en ucuz yöntemdir [19]. 3.1.2. Gradient testKantitatif ölçüm yapar. Gittikçe artan konsantrasyonlarda antibiyotik içeren inert plastik şeritler kullanılır. Ticari olarak satılmaktadır. 35 oC de 18-20 saat inkübasyona bırakılır. Elips şeklindeki inhibisyon alanının stripi kestiği nokta MİK değerini verir [20].

4. BİYOFİLM VE MİNİMUM BİYOFİLM İNHİBE EDİCİ KONSANTRASYON (MBİK) TAYİNİBiyofilm, mikroorganizmalar tarafından oluşturulan, herhangi bir yüzeye, ara yüzeye veya birbirlerine yapışmalarını sağlayan, büyüme oranları ile gen transkripsiyonuna bağlı olarak farklı fenotip gösterebilen, oluşturan mikroorganizmaların içinde gömülü olarak bulunduğu, ekstraselüler polimerik maddeden oluşmuş matriksten oluşan yapıdır [21]. Ardışık olarak beş aşamadan oluşmaktadır (Şekil 1).1. Mikroorganizmanın yüzeye adezyonu2. Ayrı kolonilerin oluşması ve hücrelerin organizasyonu3. Ekstraselüler matriks bileşenlerinin salgılanması4. Üç boyutlu yapının olgunlaşması5. Hücrelerin koparak bu yapıdan ayrılması [21].

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019YENİ ADAY ANTİMİKROBİYAL MOLEKÜLLERİNMİKROORGANİZMALAR ÜZERİNE OLUŞTURDUĞU ETKİLERİN BELİRLENMESİ

Page 74: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi74 75

Şekil 1. Biyofilm oluşum aşamaları [22].

4.1. MBİK Değerlerinin SaptanmasıMBİK saptanırken, genel olarak şu aşamalar uygulanmaktadır.- Biyofilmin hazırlanması - Antimikrobiyallerin tatbik edilmesi- İnkübasyona bırakılması-Biyofilmin inhibe edildiği konsantrasyonun kolorimetrik yöntem gibi yöntemler kullanılarak saptanması

5. FRAKSİYONEL İNHİBİTÖR KONSANTRASYON (FİK) DEĞERİNİN SAPTANMASI1. Katı besiyerinde difüzyon yöntemi2. Dilüsyon-checkerboard yöntemi *Mikrodilüsyon *Makrodilüsyon *Agar dilüsyon3. Zamana bağlı öldürme (time-kill) yöntemi (TKC)4. Gradient test5.1. Dilüsyon-checkerboard YöntemiCheckerboard yönteminin esası, dikey düzlemde A antibiyotiğin denenen suşa karşı saptanan MİK değerinin iki katı konsantrasyondaki çözeltileri bir seri kuyu içinde yukardan aşağıya doğru MİK değerinin dört dilüsyon altına kadar, yatay düzlemde ise çalışmada kullanılan diğer B antibiyotiğin aynı suşa karşı önceden saptanan MİK değerinin iki katı konsantrasyondaki çözeltileri bir seri kuyu içinde sağdan sola doğru antibiyotiğin MİK değerinin dört dilüsyon altına kadar seyreltilerek her kuyuda her iki antibiyotiğin farklı konsantrasyondaki çözeltilerini içeren kombinasyonlarının elde edilmesidir (Şekil 2).

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 YENİ ADAY ANTİMİKROBİYAL MOLEKÜLLERİNMİKROORGANİZMALAR ÜZERİNE OLUŞTURDUĞU ETKİLERİN BELİRLENMESİ

Page 75: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi74 75

Şekil 2. Dilüsyon-checkerboard yöntemi.

A: A antibiyotiğinin B antibiyotiği ile birlikte üremeyi inhibe ettiği kuyudaki en düşük konsantrasyonMİKA: A antibiyotiğinin tek başına denenen suşa karşı saptanan MİK değeriFİKA: A antibiyotiğinin fraksiyonel inhibitör konsantrasyonudur.Aynı terimler B, MİKB ve FİKB için geçerlidir.FİK indeksi;≤ 0.5 olan değerler sinerjist,0.5-4 olan değerler additif, ≥ 4 olan değerler antagonisttir.

5.2. Zamana Bağlı Öldürme (Time Kill Curve-TKC) YöntemiDiğer testlerde antibiyotiklerin inhibitör etkisi belirlenirken, bu yöntem kombinasyonun bakterisidal aktivitesinin dinamiğini ölçmektedir. Saatler içindeki bakterinin ölme hızını belirler. Bu yöntem ile bakteri ve antibiyotik arasındaki karşılıklı etkileşimin 24 saatlik dinamiğinin ortaya koyulması klinik uygulamalara daha yakın sonuçların elde edilmesini mümkün kılmaktadır. Ancak zor, zahmetli ve zaman alıcı bir yöntemdir. Bu nedenle rutinde kullanılmaz. Antimikrobiyallerin stok çözeltilerinden çeşitli MİK değerindeki çözeltileri hazırlanır. Bakteri süspansiyonu hazırlanır. Her tüpte antibiyotiklerin tek başlarına ve kombinasyon halinde çeşitli konsantrasyondaki çözeltileri ve suşların 106 kob/ml’lik süspansiyonlarını içeren hacimler elde edilir. Bu tüpler 370C’de, 70 devir/dakika hızındaki çalkalayıcı su banyosunda inkübasyona bırakılır. 0., 4., 8., 12 ve 24. gibi çeşitli saatlerde bu tüplerden alınan örneklerde canlı bakteri sayımı yapılır. Ertesi gün oluşan koloniler sayılır, seyreltme faktörü dikkate

1

0

16/0

8/0

2/0 2/1

8/2

16/4

0/4

16/8

0.5/8

2

0.25

3

0.5

4

1

5

2

6

4

7

8

16

8

4

2

1

0.5

0

A

B

C

D

E

F

G

A ve B Antibiyotiklerinin MİK Değerleri

A Antibiyotiğiµg/mL

B Antibiyotiğiµg/mL

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019YENİ ADAY ANTİMİKROBİYAL MOLEKÜLLERİNMİKROORGANİZMALAR ÜZERİNE OLUŞTURDUĞU ETKİLERİN BELİRLENMESİ

Page 76: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi76 77

alınarak süspansiyonun mililitresinde bulunan bakteri sayısı (kob/ml) her iki petri kutusundaki kolonilerin ortalaması alınarak saptanır. Bütün bu deneyler kontrol olarak antibiyotiksiz besi yerinde de yapılmalıdır [23, 24].

6. ANTİBİYOTİK SONRASI ETKİ (ASE)Antibiyotiklerin gösterdiği farmakodinamikler bakterisidal aktivite ve kalıcı baskılayıcı etkiden oluşur: 1- Bakterisidal aktivitelerine göre antibiyotikler konsantrasyona- veya zamana- bağımlı olmak üzere iki gruba ayrılırken, 2- Kalıcı baskılayıcı etkilerin başlıcaları antibiyotik sonrası etki (ASE), ASE-sub-MİK etki (AS-SME) ve lökosit aktivitesini arttıran ASE (postantibiotic leukocyte enhancement, PALE) olarak gösterilmektedir. Mikroorganizmaların antibiyotiklerle kısa bir süre karşılaştıktan sonra oluşan üremedeki kalıcı baskılayıcı etki aslında penisilinin keşfedildiği günden beri bilinmekte olup, ilk defa 1944 yılında Bigger tarafından fark edilmiştir [25]. Birkaç yıl sonra ise Parker ve Luse yapmış oldukları bir çalışmada, penisilin G ile 5-30 dakika maruz bıraktıkları stafilokokları antibiyotiksiz bir ortama aktardıklarında, bakterinin ancak 1-3 saat sonra normal üreme hızına ulaştıklarını göstermişlerdir [26]. Penisilinle görülen bu “kalıcı baskılayıcı etki”, “kalıcı antibiyotik etkisi”, “post MİK-etki” veya diğer bir deyişle “nekahat periyodu” in vitro ve in vivo deneylerle Eagle ve çalışma arkadaşları tarafından da saptanmış ve diğer Gram pozitif koklarla da gösterilmiştir [27]. Ancak bu etkinin Gram negatif bakterileri, hatta penisilinden sonra keşfedilen antibiyotikleri de içine alabileceği 1970’li yılların sonunda fark edilmiştir. ASE’nin bu şekilde Gram negatif çomaklar arasında gözlenmesi ve deney hayvanı modellerinde in vivo şartlarda da gösterilmesi, bu etkinin tedavi sırasında doz aralıkları belirlenirken dikkate alınması gereken bir parametre olduğunu düşündürmüştür. ASE kısaca antibiyotiğin ortamdan çeşitli yollarla uzaklaştırılmasından sonra deney tüpünde antibiyotiğe maruz kalan ile kontrol tüplerinde antibiyotiğe maruz kalmayan mikroorganizmaların üreme kinetikleri arasında görülen farkın karşılaştırılması esasına dayanmaktadır ve birimi saattir. 6.1. ASE’nin In Vivo Tayin Edilme Yöntemleri- Nötropenik farelerde oluşturulan fare budu enfeksiyonu modeli - İn vivo şartları stimüle eden in vitro kinetik modeller6.2. ASE’nin In Vitro Tayin Edilme YöntemleriBu yöntemler canlı bakteri sayımına dayanan yöntem, bakteri hücresindeki ATP düzeyi ölçümü, optik dansitenin ölçümü, bakterilerin metabolizması sonucu oluşan CO2 düzeyinin BACTEC sistemiyle ölçümü, filaman oluşturan bakteri oranının faz-kontrast mikroskobunda veya akış sitometrisinde saptanması gibi yöntemlerdir. Genellikle aminoglikozitler, makrolidler, tetrasiklinler, kloramfenikol, rifampin, klindamisin,

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 YENİ ADAY ANTİMİKROBİYAL MOLEKÜLLERİNMİKROORGANİZMALAR ÜZERİNE OLUŞTURDUĞU ETKİLERİN BELİRLENMESİ

Page 77: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi76 77

kinolonlar gibi protein ve nükleik asit sentezini inhibe eden antibiyotikler, hem Gram negatif çomaklar hem de Gram pozitif koklara karşı uzun süreli (2-6 saat) ASE gösterirler. Buna karşılık beta laktam grubu antibiyotikler ve vankomisin gibi hücre duvarı sentezi üzerine etkili olan antibiyotikler ve trimetoprim, Gram pozitif koklara karşı yaklaşık 2 saat süreyle ASE oluştururken, Gram negatif çomaklara karşı çok kısa veya hiç etki göstermezler. Ancak beta laktamlar arasında önemli bir istisna var ki, o da karbapenemlerdir. Yapılan araştırmalarda, Enterobacteriaceae ailesindeki birçok türün ve P. aeruginosa’nın imipeneme ve diğer karbapenemlere maruz kaldıklarında 2-3 saate varan ASE’nin oluştuğu gösterilmiştir [28]. ASE’nin klinikteki önemi, antibiyotiklerin etkinliklerinin yanı sıra maliyet, toksisite ve tedavi sırasında gelişen dirençle ilgili sorunların çözümünü sağlayabilen en ideal doz rejiminin saptanmasına, dolayısıyla bu antibiyotiklerden en iyi şekilde yararlanılmasına olanak vermektir [28].

SONUÇAntimikrobik etkili peptitler (AMP) ve katyonik steroid antibiyotikler (KSA) gibi yeni antibiyotik adayı moleküllerin mikroorganizmalar üzerinde oluşturdukları in vitro etkileri belirlemek için çeşitli yöntemlerle araştırmalar yapılmaktadır. Yeni aday antibiyotiklerin Minimum İnhibitör Konsantrasyon, Minimum Bakterisidal Konsantrasyon, Minimum Biyofilm İnhibe Edici Konsantrasyon, Fraksiyonel İnhibitör Konsantrasyon, Antibiyotik Sonrası Etki gibi in vitro özellikleri belirlenerek etkinlikleri hakkında fikir sahibi olunabilmektedir.

KAYNAKÇA[1] Yeaman MR, Yount NY. Mechanisms of antimicrobial peptide action and

resistance. Pharmacol rev 2003; 55(1): 27-55.[2] Dosler S, Gerceker AA. In vitro activities of antimicrobial cationic peptides; melittin and

nisin, alone or in combination with antibiotics against Gram-positive bacteria. J Chemother 2012; 24(3): 137-143.

[3] Gordon YJ, Huang LC, Romanowski EG, Yates KA, Proske RJ, McDermott AM. Human cathelicidin (LL-37), a multifunctional peptide, is expressed by ocular surface epithelia and has potent antibacterial and antiviral activity. Curr Eye Res 2005; 30(5): 385-394.

[4] Hoskin DW, Ramamoorthy A. Studies on anticancer activities of antimicrobial peptides. Biochimica et Biophysica Acta (BBA)-Biomembr 2008; 1778(2): 357-375.

[5] Aranha C, Gupta S, Reddy KVR. Contraceptive efficacy of antimicrobial peptide Nisin: in vitro and in vivo studies. Contraception 2004; 69(4): 333-338.

[6] Reddy KVR, Yedery RD, Aranha C. Antimicrobial peptides: premises and promises. Int J Antimicrob Agents 2004; 24(6): 536-547.

[7] Bozkurt-Guzel C, Hacioglu M, Savage PB. Investigation of the in vitro antifungal and antibiofilm activities of ceragenins CSA-8, CSA-13, CSA-44, CSA-131, and CSA-138 against Candida species. Diagn Microbiol Infect Dis 2018; 91(4): 324-330.

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019YENİ ADAY ANTİMİKROBİYAL MOLEKÜLLERİNMİKROORGANİZMALAR ÜZERİNE OLUŞTURDUĞU ETKİLERİN BELİRLENMESİ

Page 78: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi78 79

[8] Bozkurt-Guzel C, Savage PB, Akcali A, Ozbek-Celik B. Potential synergy activity of the novel ceragenin, CSA-13, against carbapenem-resistant Acinetobacter baumannii strains

isolated from bacteremia patients. Biomed Res Int 2014; 2014:710273. [9] Chin JN, Jones RN, Sader HS, Savage PB, Rybak MJ. Potential synergy activity of the

novel ceragenin, CSA-13, against clinical isolates of Pseudomonas aeruginosa, including multidrug-resistant P. aeruginosa. J Antimicrob Chemother 2008; 61(2): 365-370 .

[10] Kuroda K, Fukuda T, Okumura K, Yoneyama H, Isogai H, Savage PB, Isogai E. Ceragenin CSA-13 induces cell cycle arrest and antiproliferative effects in wild-type and p53 null mutant HCT116 colon cancer cells. Anti-cancer drugs 2013; 24(8): 826-834.

[11] Isogai E, Isogai H, Takahashi K, Okumura K, Savage PB. Ceragenin CSA‐13 exhibits antimicrobial activity against cariogenic and periodontopathic bacteria. Oral Microbiol Immunol 2009; 24(2): 170-172.

[12] Bozkurt Güzel Ç., İnci G, Hacıoğlu M, İstanbullu Tosun A, Savage P.B. Çeşitli klinik örneklerden izole edilen vankomisin dirençli Enterokok suşlarına karşı katyonik steroid antibiyotiklerin in vitro etkisinin araştırılması, Türk Farmakope Dergisi, 2018; 3(2): 158-164.

[13] Bozkurt Guzel C, Savage PB, & Gerçeker AA. In vitro activities of the novel ceragenin CSA-13, alone or in combination with colistin and other antibiotics against Pseudomonas aeruginosa strains isolated from cystic fibrosis patients. Chemotherapy 2011; 57: 505-510.

[14] Bozkurt Guzel C, Hacıoğlu M, & Savage PB. Investigation of the in vitro antifungal and antibiofilm activities of ceragenins CSA-8, CSA-13, CSA-44, CSA-131, and CSA-138 against Candida species. Diagn Microbiol Infect Dis 2018: 91(4); 324-330.

[15] Oyardı O, Bozkurt Guzel C. Comparative in vitro antimicrobial activities of CSA-142 and CSA-192, the second generation of ceragenins, with CSA-13. 27th European Congress of Clinical Microbiology and Infectious Diseases, 22–25 April 2017, 5228.

[16] Clinical and Laboratory Standards Institute (CLSI). Methods for Dilution Antimicrobial Susceptibility Tests for Bacteria That Grow Aerobically: Seventh Edition, Approved Standard M7-A7. Wayne, Pa, USA 2006.

[17] Clinical and Laboratory Standards Institute (CLSI). Reference method for broth dilution antifungal susceptibility testing of yeast. Approved standard M27-A3. Wayne, PA 2008.

[18] Clinical and Laboratory Standards Institute (CLSI). Methods for Determining Bactericidal Activity of Antimicrobial Agents—Approved Guideline,M26-A. Wayne, Pa, USA 1999

[19] Clinical and Laboratory Standards Institute (CLSI). Performance Standards for Antimicrobial Disk Susceptibility Tests; Approved Standard—Eleventh Edition. CLSI document M02-A11 (ISBN 1-56238-781-2 [Print]; ISBN 1-56238-782-0 [Electronic]). Clinical and Laboratory Standards Institute, 950 West Valley Road, Suite 2500, Wayne, Pennsylvania 19087 USA, 2012.

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 YENİ ADAY ANTİMİKROBİYAL MOLEKÜLLERİNMİKROORGANİZMALAR ÜZERİNE OLUŞTURDUĞU ETKİLERİN BELİRLENMESİ

Page 79: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi78 79

[20] Brown DF, Brown L. Evaluation of the E test, a novel method of quantifying antimicrobial activity. J Antimicrob Chemother 1991; 27(2): 185-190.

[21] Donlan RM, Costerton JW. Biofilms: survival mechanisms of clinically relevant microorganisms. Clin Microbiol Rev 2002; 15(2): 167-193.

[22] Karaguler T, Kahraman H, Tuter M. Analyzing effects of ELF electromagnetic fields on removing bacterial biofilm. Biocybern Biomed Eng 2017; 37(2): 336-340.

[23] Kara EM, Yılmaz M, Celik BÖ. In Vitro Activities Of Ceftazidime/Avibactam Alone Or In Combination With Antibiotics Against Multi-Drug Resistant Acinetobacter baumannii Isolates. J Glob Antimicrob Resist 2018; https://doi.org/10.1016/j.jgar.2018.12.004.

[24] Ozbek B, Mataracı-Kara E, Er S, Ozdamar M, Yilmaz M. In vitro activities of colistin, tigecycline and tobramycin, alone or in combination, against carbapenem-resistant Enterobacteriaceae strains. J Glob Antimicrob Resist 2015; 3(4): 278-282.

[25] Bigger JW. The bactericidal action of penicillin on Staphylococcus pyogenes. Ir J Med Sci (1926-1967) 1944; 19(11): 553-568.

[26] Parker RF, Luse S. The action of penicillin on staphylococcus: further observations on the effect of a short exposure. J Bacteriol 1948; 56(1): 75.

[27] Eagle H, Fleischman R, Musselman AD. Effect of schedule of administration on the therapeutic efficacy of penicillin: importance of the aggregate time penicillin remains at effectively bactericidal levels. Am J Med 1950; 9(3): 280-299.

[28] Gerçeker AA. Bir farmakodinamik parametre olarak postantibiyotik etkinin klinik kullanımdaki yeri, Ankem Derg 2003; 17: 75-81.

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019YENİ ADAY ANTİMİKROBİYAL MOLEKÜLLERİNMİKROORGANİZMALAR ÜZERİNE OLUŞTURDUĞU ETKİLERİN BELİRLENMESİ

Page 80: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi80 81

Türk Farmakope Dergisi 2019, 4(1): 80-89

DERLEME MAKALESİ

BUGÜNDEN YARINA RADYOFARMASİ

Evren ATLIHAN GÜNDOĞDU, Makbule AŞIKOĞLU*Ege Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Radyofarmasi ABD, Erzene Mah., Ankara Cad., 35040, Bornova-İzmir.elmek*: [email protected]

Geliş tarihi: 22.01.2019 / Kabul tarihi: 19.02.2019

ÖZETRadyofarmasi, radyofarmasötiklerin geliştirilmesi, hazırlanması, kalite kontrollerinin yapılması, saklanması ve hastaya uygulanmasına kadar geçen süreçlerle ilgili bir bilim alanıdır. 1940’lı yıllarda ilk radyofarmasötiğin piyasaya çıkmasından bugüne kadar geçen sürede, radyofarmasi alanında büyük gelişmeler gözlenmiştir. Bu derlemede radyofarmasi ve radyofarmasötiklerin kısa tanımı, radyofarmasinin tarihçesi, Türkiye’de ve Dünya’da radyofarmasinin gelişimi, farmakopelerde yer alan radyofarmasötiklerle ilgili değerlendirmeler, radyofarmasinin geleceği konuları ele alınmıştır. Yeni, etkili ve güvenilir radyofarmasötiklerin geliştirilmesi ve hazırlanmasında eğitimin önemi ve eğitimli insanlara duyulan ihtiyaç özetlenmiştir. Ayrıca Türkiye`de ve Dünyada ruhsatlandırılmış radyofarmasötiklere ilişkin bir bilgilere ve uyum göstermeleri gereken uluslararası standartlara değinilmiş dünyada radyofarmasötiklerin klinik araştırmaları ile ilgili yaşanan zorluklar, yan etkileri ile ilgili bilgiler, pediatri ve yetişkin doz uygulamaları, pazar büyüklükleri hakkında bilgilere de yer verilmiştir.Anahtar Kelimeler: Radyofarmasötikler, Eczacılık eğitimi, Radyofarmasi, Yan etki, Radyofarmasist.

RADIOPHARMACY FROM TODAY TO TOMORROWABSTRACT Radiopharmacy is a scientific field related to the development of radiopharmaceuticals, preparation, quality control, storage and application to the patients. In the period from the preparation of first radiopharmaceutical to the present in the 1940s, major developments have been observed in the field of radiopharmacy. The brief descriptions of radiopharmacy and radiopharmaceuticals, history of radiopharmaceuticals, the development of radiopharmacy

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2019

Page 81: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi80 81

in Turkey and the World, evaluation of radiopharmaceuticals in the pharmacopoeias and the future of radiopharmacy is discussed in this review. The importance of education for the development and preparation of new, effective and reliable radiopharmaceuticals and the need for trained people are summarized. Also information and international standards about licensed radiopharmaceutical are given in Turkey and World. The mentioned difficulties in clinical research of radiopharmaceuticals in the world, information about side effects, pediatrics and adult dose applications, marketing capacity are also included.Keywords: Radiopharmaceuticals, Pharmacy education, Radiopharmacy, Side effect, Radiopharmacist.

GİRİŞİlaçlar, hastalıkların teşhisi, tedavisi, profilaksisi, cerrahi girişimlerin kolaylaştırılması ve bazı fizyolojik olayların değiştirilmesi amacıyla sağlık alanında kullanılan ve biyolojik etkinliği olan kimyasal ajanlar şeklinde tanımlanırlar [1]. Radyofarmasötikler ise tanı veya tedavi amacıyla kullanılan yapısında radyonüklidik ve farmasötik kısım içeren ilaçlardır [2]. Radyofarmasötiklerin hazırlanması sırasında, önce bir organ içinde lokalize olan veya organın fizyolojik fonksiyonuna katılan bir farmasötik seçilir. Daha sonra uygun bir radyonüklit, seçilen farmasötiğe bağlanır. Bu işleme radyoişaretleme denir. Radyonüklit, çekirdeği kendiliğinden bozunmaya uğrayarak, bir veya birden çok iyonlaştırıcı radyasyon yayan radyoaktif atomdur. Radyonüklitler farmasötik kısımlar veya taşıyıcılar sayesinde hedef organ veya dokulara gönderilir ve bu dokularda yaptığı ışımalar sayesinde görüntüleme cihazlarında hastalığın tanısı veya tedavisi yapılır.Genel olarak uygulamada dört tip radyofarmasötik kullanılır:1-Kullanıma hazır radyofarmasötikler: Bu ürünler yeterli yarılanma ömrüne sahiptir. İyot-123 (I-123) kapsülleri, İyot-131 (I-131) hippuran, Galyum-67 (Ga-67) sitrat, Talyum-201 (Tl-201) klorür, Ksenon-133 (Xe-133) gazı, Teknesyum-99m (Tc-99m) perteknetat örnek olarak verilir.2-Yarı Hazır ürünlerden elde edilen radyofarmasötikler: Jeneratörden sağılan radyonüklidin kit halindeki farmasötik kısım ile birleştirilmesi sonucu elde edilirler. Disofenin, Dietilenaminpentaasetik asit (DTPA), metilendifosfanat (MDP) gibi bileşiklerin kit halinde Tc-99m ile işaretlenmesi örnek verilir. Merkaptoasetil triglisin (MAG3), sestamibi, sülfür kolloid gibi kitler ısıtılarak hazırlanır.3-Kullanım öncesi doğrudan hazırlanan radyofarmasötikler: Bunlar parçacık hızlandırıcı ürünleri veya uzun ömürlü ana radyonüklit içeren, jeneratörlerden elde edilen radyoaktif gazlar veya çözeltilerdir. Kullanım öncesi doğrudan hazırlanan radyofarmasötiklerin hazırlanıp hemen kullanılması gerekir. 4- Hastadan alınan örneklere hazırlanan radyofarmasötikler: Hastaya ait hücre veya plazma proteinleri radyoişaretlendikten sonra tekrar aynı hastaya verilir. Tc-99m ile işaretli eritrositler veya lökositler, bu gruba örnek olarak verilebilir [3,4].

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019BUGÜNDEN YARINA RADYOFARMASİ

Page 82: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi82 83

Radyofarmasötiklerin hastaya verilmeden önce kalite kontrol analizlerinin yapılmış olması gerekir. Konvansiyonel ilaçlarda yapılan tüm kontrollerin radyofarmasötikler içinde yapılması gerekir. Bunların dışında radyonüklidik saflık, kimyasal saflık, radyokimyasal saflık gibi bazı özel kalite kontrol testlerinin de gerçekleştirilmesi istenir. Tüm testler iyi laboratuvar uygulamalarına göre yapılır [5].Radyofarmasötiğin hastaya verilmesinden sonra, radyonüklitten yayılan radyasyon dedektörlerle belirlenip bilgisayar yardımı ile görüntüye dönüştürülür. Bu işlem gama kameralar ile yapılır. Radyonüklidin organizmadaki dağılımının görüntülenmesi ile anatomik bilgiler, bu dağılımın zamana göre değişikliklerinin saptanması ile de fizyolojik bilgiler elde edilir. Radyonüklitler klinik öncesi çalışmalarda kullanılan yeni ilaç formülasyonlarının geliştirilmesi ve değerlendirilmesine de katkıda bulunurlar.Radyofarmasi, teşhis ve tedavi amaçlı in vitro ve in vivo olarak kullanılan, radyofarmasötikleri inceleyen, geliştiren, kalite kontrollerini yapan, dağıtılması ve uygulanması ile ilgilenen eczacılığın özel bir alanıdır [6-9].Eczacılıkta özel bir uzmanlık gerektiren bu alan, eczacının sadece radyofarmasötikleri hazırlamasıyla sınırlı olmayıp, hastaya uygun radyofarmasötiğin seçilmesi, etkinliğinin izlenmesi ve radyofarmasi hizmetlerinin de verilmesini kapsamaktadır. Eczacılık, değişen teknolojik değişimlere ayak uydurmak durumundadır. Bugün eczacılık sağlık hizmeti ve bu hizmeti verenlerin sorumlulukları ciddi değişikliklere uğramaktadır. Günümüzde özellikle artan kanser hastalıkları ve gelişen görüntüleme teknolojilerinin etkisi ile radyofarmasötiklerin tanı ve tedavi amacıyla hastanede/klinikte/Nükleer Tıp’ta kullanımı artarak önem kazanmıştır. Son yıllarda pozitron yayan radyofarmasötiklerin nükleer tıp uygulamalarına hızla girmesi, radyofarmasinin klinikteki önemini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Ayrıca tedavide kullanılan radyofarmasötiklerin sayısının artması, radyofarmasinin ve radyofarmasötiklerin önemini pekiştirmiştir. Bu derlemede radyofarmasinin tarihçesi, ülkemizde ve dünyada radyofarmasi alanında verilen eğitim ve gelişmelerden, farmakopelerde radyofarmasi ve uygulamalarına ait örneklerden, radyofarmasinin geleceğinden ve son olarak Türkiye’de ve dünyada var olan radyofarmasötik örneklerinden bahsedilecektir. 1. RADYOFARMASİNİN TARİHÇESİHenri Becquerel’in doğal radyoaktiviteyi, George de Hevesy’nin izleyici (tracer) prensibini tanımlamasından sonra, 1925 yılında Hermann Blumgart ve Soma Weiss tıp alanında ilk kez radyoaktif izleyicileri kullanarak kan akış hızı ile ilgili bir çalışma yapmışlardır. 1950’lerde Hal O. Anger’ın Tc-99m jeneratörünü ve sintilasyon kameralarını tasarlamasının ardından, 1964 yılında gama kameraların ve Tc-99m jeneratörlerinin piyasaya sunulması ile nükleer tıp alanı çok hızlı gelişmeye başlamıştır. Bu gelişmeler ile nükleer tıp bölümlerinde kullanılacak radyofarmasötikleri geliştirip hazırlayacak olan radyofarmasi uzmanına olan gereksinimi gündeme getirmiştir.

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 BUGÜNDEN YARINA RADYOFARMASİ

Page 83: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi82 83

1969 yılında ilk Radyofarmasi Eğitimi yüksek lisans seviyesinde Güney Kaliforniya Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde Walter Wolf ve Manuel Tubis tarafından verilmeye başlamıştır. 1970’li yıllarda radyofarmasi nükleer tıptan bağımsız olarak eczacılık alanında gelişimine devam etmiştir. 1970 yılında Amerikan Gıda İlaç ve Kozmetik Yasasında değişiklik yapılmış ve “radyoizleyici” ifadesi “radyoaktif ilaç” olarak düzeltilmiştir.1974 yılında Amerikan Eczacılar Birliği resmi eczacılık eğitiminin yanında eczacılıkta uzmanlık eğitiminin geliştirilmesi ve bu uzmanların sertifika alması gerektiğiyle ilgili çalışmalara başlamıştır. 1974 yılında Amerikan Halk Sağlığı Birliği (American Public Health Association - APHA) tarafından Şikago’da ilk resmi nükleer eczacılık toplantısı düzenlenmiştir. 1975 yılında APHA kurulu tarafından onaylanarak, nükleer eczacılık bölümü resmi olarak kurulmuştur. Radyofarmasi alanında kısa süredeki gelişme ve yaygınlaşma sayesinde 1978 yılında “Nükleer Eczacılık Uygulama Standartları” kılavuzu kabul edilmiştir. Hazırlanan bu kılavuz daha sonra, Eczacılık Uzmanlık Kurulu (Board of Pharmacy Specialtiest - BPS) tarafından temel alınmış ve 1978 yılında Nükleer Eczacılık, BPS tarafından dünyanın resmi olarak tanınan ilk eczacılık uzmanlık alanı olmuştur [10, 11]. Bu önemli gelişme radyofarmasötik, radyofarmasi ve radyofarmasi uzmanı kavramlarının tanınmasında çok etkili olmuştur.

2. TÜRKİYE’DE RADYOFARMASİÜlkemizde Radyofarmasi Anabilim Dalı’nın kurulma kararı, Yüksek Öğretim Kurulu’nun 09.06.1993 tarih ve 9580 sayılı; 02.07.1993 tarih ve 11420 sayılı yazıları ile Üniversiteler Arası Kurul’un 18.05.1993 tarih ve 19 sayılı oturumunda alınmıştır. Günümüzde Radyofarmasi Anabilim Dalları Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ve Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir. 1993 yılında Radyofarmasötiklerle ilgili yasal düzenlemeler üzerinde çalışılmaya başlanmış ve ilk yönetmelik bu tarihte yayınlanmıştır.Radyoaktif ilaçların konvansiyonel ilaçlardan farkı, “radyoaktif kısım (radyonüklit)” taşıyor olmalarıdır. Radyofarmasötik olarak adlandırılan bu ilaçlar Nükleer Tıp’ta kullanılırlar. İnsana uygulandıkları için steril ve pirojensiz olmalıdırlar. Bu nedenle bu ilaçlardan, hem bir ilaçtan beklenen geleneksel kalite kontrol testleri hem de taşıdıkları radyonüklit nedeniyle radyoaktiviteye bağlı kalite kontrol testleri yapılır. Eczacılık Fakültelerinde verilen Radyofarmasi eğitiminde, çeşitli hastalıkların görüntülenmesi amacı ile yeni radyofarmasötiklerin geliştirilmesi, kalite kontrollerinin yapılması, kullanıma hazır liyofilize kitlerinin hazırlanması, çeşitli dozaj formları ve etkin maddelerin radyoaktif işaretlenerek, ilaç hedefleme, biyodağılım çalışmalarının gerçekleştirilmesi, protein ve hücrelerin radyoişaretlenmesi, geliştirilen radyofarmasötiklerin etkinliğinin in vitro hücre kültürü ve in vivo çalışmalar ile değerlendirilmesi, klinik önemi ve kullanımı hızla artan PET kameralar ile yapılan görüntüleme çalışmalarında kullanılan pozitron yayan radyonüklitler gibi pek çok

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019BUGÜNDEN YARINA RADYOFARMASİ

Page 84: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi84 85

konuda bilgi sahibi olunması amaçlanmaktadır. Bu konuda eğitim alan kişiler; ilaç sanayinin ürün geliştirme, Ar-Ge, kalite kontrol ve ruhsatlandırma bölümlerinde radyofarmasi uzmanı olarak istihdam göstermektedirler. Üniversitelerde akademik kariyerlerine devam ederek eğitim ve araştırmaları ile yeni radyofarmasötiklerin geliştirilmesine katkıda bulunmaktadırlar. Hastanelerinin Nükleer Tıp Departmanlarının radyofarmasi laboratuvarlarında radyofarmasi uzmanı olarak çalışmaktadırlar. Sağlık Bakanlığında, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunda (TİTCK) aktif olarak görev almaktadırlar.Teknolojinin ilerlemesiyle, her alanda oluşan ilerlemeler radyofarmasötikler için de geçerli olmuştur. 1993 yılı ile bu alanda yasal uygulamalar getirilmiştir. Radyofarmasötik üreten yerler ve radyofarmasötikler Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) ve Sağlık Bakanlığı-TİTCK bünyesinde kontrol edilmektedir. Radyofarmasötiklerin ruhsatlandırılması TİTCK tarafından gerçekleştirilmektedir [12]. Avrupa’da radyofarmasötikler için mevcut yasal düzenlemeler 2001 yılından itibaren yapılmış ve radyofarmasötikler “ilaç” olarak ifade edilmiştir. Bu tarihten itibaren Avrupa Birliği 83/2001/EC direktifinin içinde yer almışlardır. Türkiye’de 19 Ocak 2005 yılında “Tıbbi Beşeri Ürünlerin Ruhsatlandırılması Hakkında Yönetmelik” ile radyofarmasötiklerin ilaç kapsamına alınması sağlanmıştır [2,13]. Radyofarmasötik üreten firmalar, radyofarmasötikleri ilaç olarak üretmek veya ithal edebilmek için, çok kapsamlı araştırma, kalite kontrol ve klinik çalışmaların yapıldığını gösteren ve Ortak Teknik Belge (Common Technical Document - CTD) formatında hazırlanmış dosyalarla Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna başvurup, TAEK’in de onayı ile ruhsat dosyası hazırlamak zorundadır [14, 15]. Böylelikle, doğru bir şekilde radyofarmasötik hazırlanması ve hastaya uygulanması sağlanır. Bu da iyi ve kaliteli sağlık hizmeti demektir.

3. DÜNYADA RADYOFARMASİDünyada tanı/tedavi yöntemlerindeki gelişmelere dayanarak kalite kontrol, biyodağılım, toksisite çalışmaları ve İyi Radyofarmasi Uygulamaları çerçevesinde var olan radyofarmasötiklerin kullanımı ve yeni radyofarmasötiklerin geliştirilmesi devam etmektedir. Avrupada Radyofarmasi uygulamaları Avrupa Nükleer İlaç Birliği (European Association of Nuclear Medicine-EANM), Radyofarmasi Grubu ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu ( Radiopharmacy Group and European Atomic Energy Community-RP-EURATOM) çıkardığı kılavuzlar dikkate alınarak gerçekleştirilmektedir. Bunların dışında Uluslararası Atom Enerjisinin (International Atomic Agency- IAEA) ve Dünya Sağlık Örgütünün (World Health Organization-WHO) bu konuyla ilgili çeşitli teknik notları ve rehberleri mevcuttur. İskandinav ülkeleri ise İskandinav Radyofarmasötik Rehberi adıyla bir rehber yayınlamışlardır.Dünyada radyofarmasötiklerin pazara sunulması ilk defa Amerika, Kanada ve İngiltere’de yapılmıştır. Yakın geçmişte Radyofarmasötiklerle ilgili olarak pek çok ülkede yasal düzenlemeler söz konusu değilken, günümüzde ülkemizde dahil olmak üzere radyofarmasötiklerin ürüne

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 BUGÜNDEN YARINA RADYOFARMASİ

Page 85: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi84 85

dönüştürülmesi ve pazar izninin alınması için gerekli düzenlemeler uygulanmaya başlanmıştır. Her ülke kılavuzları ve kendi ulusal ruhsatlandırma prosedürü oluşturmuştur.Eğitim açısından baktığımızda lisans ve lisansüstü düzeyde radyofarmasi alanında pek çok yerde eğitim verilmektedir. Toronto Üniversitesi, Purdu Üniversitesi,Oklahoma Üniversitesi, Londra Üniversitesi, Londra Emperiyal Kolej Üniversitesi, Edinburg Üniversitesi [16] radyofarmasi alanında eğitim veren başlıca üniversiteler arasındadır.

4. FARMAKOPELERDE RADYOFARMASİRadyofarmasötiklerin, eczacıların temel başvuru kaynağı olan farmakopelerdeki yerine bakıldığında Avrupa’da radyofarmasötiklerle ilgili ilk monografin Norveç Farmakopesinde yer aldığı görülmektedir. Farmasötik prensiplere göre radyofarmasötiklerin ilk üretimi Norveç’te 1950 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu farmakopenin içinde radyofarmasötikler, hazırlanmaları ve iyi üretim uygulamalarına ait bilgiler bulunmaktadır. Norveç farmakopesinde verilen bilgiler doğrultusunda birçok Avrupa ülkesi kendi radyofarmasötik üretim yerleri ve uygulamalarını değerlendirmiştir. 1958 yılında İngiltere İyi Radyofarmasi Pratikleri ilkelerini içeren bir rehber hazırlamıştır. 1960 yılında Amerikalılar, Amerikan Farmakopesinde “Radyoaktivite” başlığı altında radyofarmasötiklere yer vermiştir. Günümüzde Avrupa Farmakopesi başta olmak üzere pek çok farmakopede radyofarmasi ve radyofarmasötiklerle ilgili bilgiler bulunmaktadır [17, 18].1974 yılında yayımlanan Türk Farmakopesinden sonra 2015 yılında çalışmalarına başlanan ve 2017’ de basımı gerçekleşen genel monograf, özel monograf ve majistral ürünlerden oluşan son Türk Farmakopesinde radyofarmasi ve radyofarmasötiklerle ilgili dokümanlara geniş bir şekilde yer verilmiştir [8,16,19].

5. RADYOFARMASİNİN GELECEĞİGünümüzde özellikle hastalıkların yaygınlaşması ve erken tanının öneminin artması, bitmiş ürün halindeki radyofarmasötiklerin mevcut tedavi ve tanı yöntemlerinde yaygın kullanımı, radyofarmasötiklere ait yasal düzenlemelerin artışı, radyofarmasötiklerin kişiselleştirilmiş tedavide önemli rol oynamaları, teranostik kavramının yaygınlaşmasından dolayı radyofarmasi alanına olan ilgi artmaktadır.Uzun yıllar ithal edilen radyofarmasötiklerin ülkemizde üretilmesi için, yerel otoriteler tarafından sağlanan teşvik ve destekler yoğunlaşmıştır. 2017 yılında Sarayköy Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezinde (SANAEM) açılan tesiste kanser teşhisinde, beyin kan akışının görülmesinde, nörolojik hastalıkların ve lenf kanserinin tanısında, organik nakillerde organın vücut tarafından kabul edilip edilmediğinin anlaşılmasında, kan hücrelerinin tespiti ve izlenmesinde, lösemi tespiti ve kalp görüntülenmesinde kullanılan radyofarmasötiklerin geliştirilmesi ve hazırlanmasının gerçekleştirilecek olması alana büyük katkı sağlayacaktır [19].

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019BUGÜNDEN YARINA RADYOFARMASİ

Page 86: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi86 87

6. RADYOFARMASÖTİKLERİN MEVCUT DURUMU Türkiyede ve Dünyada radyofarmasötikler üzerinde yoğun bir şekilde klinik araştırmalar yapılmaktadır. Radyofarmasötiklerle yapılan klinik çalışmaların temel amacı, teşhis ve tedavide kullanımlarını sağlamak ve güvenliğini kanıtlamaktır. Mevcut ajanlarla veya diğer ilgili tıbbi ürünlerle karşılaştırma, etkinliği kanıtlamak için tercih edilen yöntemlerden biridir. Radyofarmasötik uygulamalarında yan etkinin belirlenmesi ve belgelenmesi önemlidir. Bu reaksiyonlar Farmakovijilans Derneği’ne (TÜFAM) ve üreticiye rapor edilmelidir [20]. Flor-18 Fluoro-2-deoksi-glikoz (F-18-FDG) uygulaması sonucu oluşan yan etkileri değerlendiren bir çalışmada, sadece % 1.5’de F-18-FDG’ye bağlı reaksiyonlar görülmüştür. Göğüs implantları ve teflon içeren implant sistem uygulamalarında protez bölgelerinde artroplasti olan hastalarda yanlış pozitif reaksiyon vakaları belirlenmiştir [21]. Klinik çalışmalar başlığı altında, Avrupa Birliği Direktiflerinden 65/65/EEC, 75/318/EEC ve 89/343/EEC kullanılarak radyofarmasötikler için tanı/tedavi edici etkinliğini, istenmeyen reaksiyonlarını, uygulama alanlarını ve hem yetişkin hem de çocuklar için radyoaktif dozlarını düzenleyen kurallar oluşturulmuştur. Özellikle uygulanacak dozun belirlenmesinde hastanın yaşı ve klinik durumu, karaciğer veya böbrek fonksiyonları dikkate alınmalıdır [22]. Dünyada radyofarmasötik yan etki/aksi tesir rapor formları ülkelerin sağlık otoritelerinin resmi sitelerinde bulunmaktadır. Örneğin, İngiliz Nükleer Tıp Derneği’nin (British Nuclear Medicine Society-BNMS) web sitesinde çevrimiçi olarak bu formlar doldurulabilir [23]. Brezilya’da Nükleer ve Enerji Araştırma Enstitüsü (Nuclear and Energy Research Institute-IPEN) Radyofarmasötik Merkezi tarafından yayınlanan “Radyofarmasötik İlaç Etkileşimi Konusunda Nükleer Tıp Personeli Rehberi” başlıklı makalede, radyofarmasötiklerle ilgili ilaç etkileşimleri hakkında yetersiz ve daha az geri bildirim olduğu belirtilmektedir. Bu çalışma, nükleer tıp personeline konuyla ilgili daha fazla rehberlik sağlanmasının gerekliliğini ortaya koyarken, radyofarmasötiklerle ilaç etkileşimlerinin belgelenmesi ve rapor edilmesinin önemini de vurgulamaktadır [24]. Yapılan bazı radyofarmasötik enjeksiyonları (Tc-99m serum albümin mikroküreler, Tc-99m dimerkaptosüksinik asit (DMSA), Tc-99m hidroksimetildifosfonat (HMDP), Tc-99m kolloid, Tc-99m sestamibi, Talyum-201) sonucunda enjeksiyon yerinde nekroz, kusma ve baş dönmesi bildirilmiştir. Tüm olgular ilk olarak Tc-99m pirofosfat ile ortaya çıkmıştır. Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre, çıkan bu etkiler “ciddi” olarak sınıflandırılmıştır.Teşhis ve tedavide kullanılan radyonüklitlerin pazar payını değerlendirecek olursak; tedavide kullanılan bazı radyonüklit uygulamalarının önem kazandığı ve gelecekte daha da yaygınlaşacağı belirtilmektedir (Tablo 1).

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 BUGÜNDEN YARINA RADYOFARMASİ

Page 87: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi86 87

Tablo 1. Uygulamada kullanılan radyonüklitlerin pazar payını gösteren veriler.

Radyonüklit 2008-2010 2010-2015 2015-2025Teknesyum 99m + + 0İyot-131 0 0 0İridyum-192 0 0 0Samaryum-153 0 + 0Renyum-186 0 0 0İyot-125 0 0 0İtriyum-90 + + +Lutesyum-177 + + +Holmiyum-166 0 + 0

+: Artışı ifade etmektedir.0: Herhangi bir değişim olmadığını ifade etmektedir [25].

Bu tabloda yapılan değerlendirmeye göre 2008-2015 yılları arasında Tc-99m’in pazar payı artış gösterirken, 2015-2025 yılları arasında değişim beklenmemektedir. Özellikle İtriyum-90 ve Lutesyum-177 gibi teşhis ve tedavide kullanılan radyonüklitlerin Pazar payında artış beklenmektedir.

SONUÇÜlkemizde yeni radyofarmasötiklerin geliştirilmesi ve üretimi için bu alanda eğitim almış kişilere duyulan ihtiyaç artmıştır. Radyofarmasi üreten tesislerde radyofarmasi eğitimi almış eczacıların görev alması için yasal düzenlemelerin yapılması, araştırma-geliştirme faliyetlerinin, üniversite sanayi işbirliklerinin arttırılması, iyi üretim uygulamaları kapsamında radyofarmasötiklerin hazırlanması, dozaj şekillerinin geliştirilmesi, radyofarmasötik-ilaç etkileşimleri ve oluşabilecek geçimsizlikler konusunda farkındalık oluşturulmalı, lisans ve lisansüstü düzeyde radyofarmasi eğitim veren eczacılık fakültelerinin sayısı arttırılmalıdır.

KAYNAKÇA[1] Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu. İlaç Hakkında. 18.12.2018 tarihinde https://www.titck.

gov.tr/Ilac/IlacHakkinda adresinden erişildi.[2] TC Sağlık Bakanlığı. Beşeri Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Yönetmeliği. 19.01.2019

tarihindehttp://www.ttb.org.tr/mevzuat/index.php?option=com_content&view=article&id=215:bertibbler-ruhsatlandirma-yetmel&catid=2:ymelik&Itemid=33 adresinden erişildi.

[3] Uluslararası Atom Enerjisi Kılavuzu 24.11.2018 tarihinde http://www.iaea.org/inis/collection/NCLCollectionStore/_Public/29/061/29061177.pdf adresinden erişildi.

[4] Uluslararası Farmakope, Dünya Sağlık Örgütü, Radyofarmasötikler Kılavuzu. 14.10.2018 tarihinde QAS/08.262/final adresinden erişildi.

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019BUGÜNDEN YARINA RADYOFARMASİ

Page 88: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi88 89

[5] Alğın Yapar, E., Emre, İ., Çağan B. Farmasötik ürünlerde kalite kontrol. Türk Farmakope Dergisi 2018; 3(3): 63-71.

[6] Farstadt B. Radiopharmacy Technology. In: Decristoforo C (ed). The Radiopharmacy A Technologist’s Guide. Vol 1. Viyana: European Association of Nuclear Medicine, 2016: 6-12.

[7] Ballinger J. Radiopharmacy Design, In: Decristoforo C (ed). The Radiopharmacy A Technologist’s Guide. Vol 4. Viyana: European Association of Nuclear Medicine, 2016:12-16.

[8] Özer AY, Aşıkoğlu M, İlem Özdemir D, Erdoğan S, Atlıhan Gündoğdu E, Silindir Günay M, et al. Radyofarmasötikler. Türk Farmakopesi. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Yayın Komisyonu (ed). TC. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Ankara, 2017:1281-1421.

[9] Aşıkoğlu M. Radyofarmasötikler. Farmasötik Teknoloji Temel Konular ve Dozaj Şekilleri, Ayla Gürsoy (ed). Kontrollü Salım Sistemleri Derneği Yayını, İstanbul, 2004:399-407.

[10] Elsinga P. Modern Trends in Radiopharmaceuticals for Diagnosis and Therapy, IAEA-TECDoc-1029, 19.11.2018 tarihinde http://nuclear.pharmacy.purdue.edu/history.php adresinden erişildi.

[11] Aşıkoğlu M, İlem Özdemir D, Atlihan Gündoğdu E. Radyofarmasi, Aşıkoğlu M (ed). Ege Üniversitesi Yayınları, İzmir, 2017: 34-38.

[12] Radyofarmasötik Yönetmeliği. Resmî Gazete Yayım Tarihi: 23.12.1993, Sayı: 21797. 28.01.2019 tarihinde https://docplayer.biz.tr/4305129-Radyofarmasotik-yonetmeligi-d.html adresinden erişildi.

[13] The European Parliament and the Council of the European Union. DIRECTIVE 2001/83/EC 15.11.2018 tarihinde https://ec.europa.eu/health/sites/health/files/files/eudralex/vol-1/dir_2001_83_consol_2012/dir_2001_83_cons_2012_en.pdf adresinden erişildi.

[14] Türkiye İlaç Tıbbi Cihaz Kurumu. 12.12.2018 tarihinde https://www.titck.gov.tr/ adresinden erişildi.

[15] Türkiye Atom Enerjisi Kurumu. 13.12.2018 tarihinde www.taek.gov.tr/tr/ adresinden erişildi.

[16] Heske SM, Hladik WB, Laven DL, Kavula MP. Status of Radiologic Pharmacy Education at Colleges of Pharmacy. AJPE 1996; 60: 152-161.

[17] Langan KJ, Wagner NH, Buchanan WJ. Design Concepts of a Nuclear Medicine Department. J Nucl. 1979; 20: 1093-1094.

[18] Atak E. Türkiye’de Radyofarmasi Laboratuvarlarının Mevcut Durumu, İyi Radyofarmasi Uygulamaları’na (GRP) Ve Kalite Yönetim Sistemlerine Uygunlukları. Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2004:38-46.

[19] TC Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı. 12.12.2018 tarihinde http://www.enerji.gov.tr/tr-TR/Bakanlik-Haberleri/Nukleer-Tipta-Yerli-Donem-Basliyor adresinden erişildi.

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 BUGÜNDEN YARINA RADYOFARMASİ

Page 89: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi88 89

[20] Farmakovijilans Derneği, Aksi tesir Bildirim Formu (TÜFAM), Farmakovijilans Derneği Resmi web sitesi 31.01.2019 tarihinde http://farmakovijilansdernegi.org/tufam.php adresinden erişildi.

[21] Santos-Oliveira R, Fleming B. Are Radiopharmaceuticals Safe? The Case of FDG-18. Adv Pharmacoepidem Drug Safety, 1: 102, 2012.

[22] Avrupa İlaç Otoritesi Direktifleri, Radyofarmasötikler 65/65/EEC, 75/318/EEC, 89/343/EEC,175-184,1990 24.01.2019 tarihinde https://www.ema.europa.eu/documents/scientific-guideline/radiopharmaceuticals_en.pdf adresinden erişildi.

[23] The British Nuclear Medicine Society, Advers Reaction Report Form and Radiopharmaceutical Defects Report Form. 24.01.2019 tarihinde http://www.bnms.org adresinden erişildi.

[24] Oliveira RS. Guidance for Nuclear Medicine Staff on Radiopharmaceuticals Drug Interaction. Braz J Pharm Sci, 45:4, 2009, ISSN 1984-8250, http:// dx.doi.org/10.1590/S1984-82502009000400003.

[25] Verzijlbergen D. The medical use of radiopharmaceuticals up to 2025. European Association of Nuclear Medicine-Avrupa Nükleer Tıp Derneği, Technopolis Grup, 33-34,2008. 31.01.2019 tarihinde https://www.eanm.org/docs/technopolis_report_long_version.pdf adresinden erişildi.

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019BUGÜNDEN YARINA RADYOFARMASİ

Page 90: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi90 91

Türk Farmakope Dergisi 2019, 4(1): 90-98

DERLEME MAKALESİ

KANSER TEDAVİSİNDE KULLANILAN MONOKLONAL ANTİKORLAR: HEDEFLERİ, ETKİ MEKANİZMALARI ve KLİNİK ÇALIŞMALARI

Burçin ÇAĞAN*, Evren ALĞIN YAPART.C. Sağlık Bakanlığı, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Analiz ve Kontrol Laboratuvarları Dairesi Başkanlığı, Sağlık Mah., A. Adnan Saygun 2 Cad., No 55, 06100, Sıhhiye-Ankara.elmek*: [email protected]

Geliş tarihi: 09.01.2019 / Kabul tarihi: 29.01.2019

ÖZET Gelişen teknoloji ile birlikte son yıllarda kanser tedavisinde bir çok biyoteknolojik ilaç kullanılmaya başlanmıştır. Bu ilaçlar içerisinde en önemli yeri monoklonal antikorlar oluşturmaktadır. Monoklonal antikorlar farklı hedefler üzerinden etkilerini göstermektedirler. İmmün sistemi modüle ederek veya hedefe monoklonal antikora konjuge edilmiş bir ilacı ileterek etkilerini gösterebilirler. Monoklonal antikorlar, kemoterapötik ilaçlardan oldukça farklı oldukları için klinik çalışmalar sırasında özellikleri göz önünde bulundurmalı ve etkili modeller oluşturulmalıdır. Bu çalışma kapsamında kanser tedavisinde kullanılan monoklonal antikorlar, hedefleri, etki mekanizmaları ve klinik çalışmaları hakkında bilgi verilecektir.Anahtar kelimeler: Kanser, Monoklonal antikorlar, Hedefe yönelik ilaçlar, Klinik araştırmalar.

MONOCLONAL ANTIBODIES USED IN CANCER TREATMENT: TARGETS, MECHANISM OF EFFECT and CLINICAL TRIALS

ABSTRACT Along with the developing technology, many biotechnological drugs have been used in the treatment of cancer in recent years. Monoclonal antibodies constitute the most important place among these drugs. Monoclonal antibodies show their effects on different targets. They can demonstrate their effects by modulating the immune system or by transmitting a drug conjugated to the target monoclonal antibody. Since monoclonal antibodies are quite different from chemotherapeutic drugs, they should take into account the characteristics during clinical trials and effective models should be established. In this study, monoclonal antibodies used in

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2019

Page 91: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi90 91

the treatment of cancer, their targets, mechanisms of action and clinical studies about them will be discussed.Keywords: Cancer, Monoclonal antibodies, Targeted therapies, Clinical trials.

GİRİŞKanser günümüzde giderek artan görülme sıklığı ile yaygın bir hastalık haline gelmiştir. Kanser tedavisinde cerrahi, radyasyon, kemoterapi, hormon tedavisi, biyolojik ve hedefe yönelik tedaviler gibi birçok yöntem kullanılmaktadır. Bu yöntemlerden biri olan immünoterapi, bireyin immün sistem hücrelerine yöneliktir ve bireyin sağlıklı hücrelerine zarar vermeksizin kanserin oluşumu ve yok edilmesini sağlar. Kanser tedavisi için tüm immünoterapötik yöntemler arasında, monoklonal antikorlar (mAb) en çok çalışılan ve onaylanan klinik denemelerdir. Son yıllarda kanser tedavisi için monoklonal antikorların kullanımı ile önemli başarılar elde edilmiştir. Ayrıca antikor-ilaç konjugatları ve immünomodülatör antikorlar lenfomalar ve katı tümörler için güçlü yeni tedavi seçenekleridir.Antikor bazlı tümör tedavisinin temeli, 1960’lı yıllarda serolojik tekniklerle tümör hücrelerinin antijen ekspresyonunun açığa çıkarılmasına dayanmaktadır. İnsan kanserleri tarafından eksprese edilen hücre yüzeyi antijenleri, normal dokularla karşılaştırıldığında aşırı eksprese edilmiş, mutasyona uğramış veya seçici olarak eksprese edilmiş geniş bir hedef dizisini ortaya çıkarmıştır. Antikor bazlı terapötikler için uygun antijenler tanımlanması ile, antijen veya reseptör fonksiyonunda değişikliklere aracılık etmek, immün sistemi modüle etmek veya hedeflenen bir antikora konjüge edilmiş spesifik bir ilacı iletmek yoluyla işlev görebilirler. Bu derleme kapsamında kanser tedavisinde kullanılan monoklonal antikor çeşitleri bunların hedefleri ve etki mekanizmaları ile klinik çalışmaları hakkında bilgilere değinilecektir [1,2].

KANSER TEDAVİSİNDE KULLANILAN MONOKLONAL ANTİKOR ÇEŞİTLERİi. Çıplak monoklonal antikorlar Çıplak mAb’ler kendi başlarına çalışan antikorlardır. Bu mAb’lara hiçbir ilaç veya radyoaktif madde bağlanmamıştır. Kanser tedavisinde kullanılan en yaygın mAb tipleridir.Çıplak mAb’lerin çoğu kanser hücrelerinde antijenlere bağlanır, ancak bazıları kanserli olmayan diğer hücrelerde antijenlere bağlanarak çalışabilirler. Çıplak mAb’lar farklı yolaklar üzerinden etkilerini göstermektedir:- Bazı çıplak mAb’lar, kişinin kanser hücrelerine karşı bağışıklık tepkisini güçlendirerek,

vücudun bağışıklık sisteminin onları yok etmesinin bir işareti olarak hareket eder. Örneğin, Alemtuzumab, lenfositlerde bulunan (lösemi hücrelerini içeren) CD52 antijenine bağlanır. Bağlandıktan sonra antikor, bu hücreleri yok etmek için immün hücreleri çeker. Kronik lenfositik lösemili (KLL) bazı hastaların tedavisinde kullanılmaktadır.

- Çıplak mAb’lardan bazıları ise, bağışıklık sistemi kontrol noktalarını hedefleyerek bağışıklık tepkisini arttırır. Bir immün cevabı başlatmak için aktif hale gelmesi gereken

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019KANSER TEDAVİSİNDE KULLANILAN MONOKLONAL ANTİKORLAR: HEDEFLERİ, ETKİ MEKANİZMALARIve KLİNİK ÇALIŞMALARI

Page 92: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi92 93

veya inaktif hale getirilmesi gereken bazı immün hücrelerde bulunan moleküller kullanılır. Kanser hücreleri bazen bağışıklık sistemi tarafından saldırıya uğramamak için bu kontrol noktalarından kurtulmanın yollarını bulur. Örneğin, Programlı ölüm ligandı-1 (PD-L1), T hücreleri adı verilen immün hücreler üzerinde bir kontrol noktası proteinidir. Normalde, T hücrelerinin vücuttaki diğer hücrelere saldırmasını engellemeye yardımcı olan bir tür “kapatma anahtarı” olarak işlev görür. Bunu, bazı normal (ve kanser) hücrelerde bir protein olan PD-L1’e bağlandığında yapar. PD-1 PD-L1’e bağlandığında, temel olarak T hücresine diğer hücreyi yalnız bırakmasını söyler. Bazı kanser hücrelerinde, PD-1 veya PD-L1’i hedef alan immün saldırıdan kaçınmalarına yardımcı olan büyük miktarlarda PD-L1 bulunur, bu bağlamayı engelleyebilir ve kanser hücrelerine karşı bağışıklık tepkisini artırabilir. Sitotoksik T lenfosit ilişkili antijen-4 (cytotoxic T-lymphocyte–associated antigen 4 - CTLA-4), bazı T hücrelerinde, bağışıklık sistemini kontrol altında tutmak için işlev gören başka bir proteindir.

- Diğer çıplak mAb’ler, çoğunlukla kanser hücrelerinin büyümesine veya yayılmasına yardımcı olan antijenlere bağlanması ve bloke edilmesiyle çalışır. Örneğin, trastuzumab -insan epidermal büyüme faktör reseptörü 2 (human epidermal growth factor receptor 2- HER2) proteinine karşı bir antikordur. Genellikle meme ve mide kanseri hücrelerinin yüzeylerinde bu proteinin ekspresyonu artmaktadır. HER2 aktive edildiğinde, bu hücrelerin büyümesine yardımcı olur. Trastuzumab bu proteinlere bağlanır ve aktif olmalarını önler.

ii. Konjuge monoklonal antikorlarBir kemoterapi ilacına veya bir radyoaktif partiküle birleştirilen monoklonal antikorlara (mAb’ler) konjuge monoklonal antikorlar denir. MAb, hedef antijeni bulana ve ona bağlanana kadar vücutta dolaşır. Daha sonra, toksik madde salınımını yaparak tümör üzerine spesifik etki gösterir. Böylece, vücudun diğer bölümlerinde normal hücrelere verilen hasarı azaltır.

- Radyo-işaretli monoklonal antikorlar, küçük radyoaktif partiküller mAb’lara bağlanmıştır. Örneğin Ibritumomab, B lenfositlerde bulunan CD20 antijenine karşı geliştirilmiş bir radyo-işaretli mAb’dır. Bu antikorlarla yapılan tedavi ayrıca ‘radyoimmünoterapi’ olarak da bilinmektedir.

- Kemo-işaretli monoklonal antikorlar, güçlü kemoteraptik ilaçlar mAb’lara bağlanmıştır. Ayrıca antikor-ilaç konjugatları olarak da bilinirler. Örneğin Brentuksimab vedotin, lenfositlerde bulunan CD20 antijenine karşı geliştirilmiş Monometil auristatin E (MMAE) adı verilen kemoterapötik ilaç ile işaretli bir mAb’dır.

iii. Bispesifik monoklonal antikorlarBu mAb’lar iki farklı proteine bağlanabilen 2 farklı mAb’ın parçalarından oluşmaktadır. Örneğin blinatumomabın bir kısmı, bazı lösemi ve lenfoma hücrelerinde bulunan CD19 proteinine bağlanırken, bir kısmı ise T hücrelerinde bulunan CD3 proteinine bağlanmaktadır. Her iki proteine de bağlanarak, bu ilaç, bağışıklık sisteminin kanser hücrelerine saldırmasına neden olduğu sanılan kanser hücrelerini ve bağışıklık hücrelerini bir araya getirir [3-5].

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 KANSER TEDAVİSİNDE KULLANILAN MONOKLONAL ANTİKORLAR: HEDEFLERİ, ETKİ MEKANİZMALARIve KLİNİK ÇALIŞMALARI

Page 93: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi92 93

EN SIK KULLANILAN MONOKLONAL ANTİKOR HEDEFLERİ ve ETKİ MEKANİZMALARI- Epidermal büyüme faktörü reseptörü (epidermal growth factor receptor- EGFR):

Kanser tedavisi için monoklonal antikorların (mAb) geliştirildiği ilk moleküler hedeftir. EGFR, katı tümörlerde yüksek oranda eksprese edilen ve hücresel proliferasyon, metastaz, anjiyogenez, apoptoz inhibisyonu, kemo direnç ve radyo-direnç ile ilişkilendirilen bir transmembran tirozin kinaz reseptörüdür. Kanser tedavisinde EGFR fonksiyonlarını inhibe etmek için nötralize edici monoklonal antikorlar ve küçük moleküllü tirozin kinaz inhibitörleri gibi iki farklı farmakolojik yaklaşım kullanılmaktadır. Bunlardan birincisi anti-EGFR monoklonal antikorları, aktif olmayan durumda EGFR’nin hücre dışı alanına bağlanır, reseptöre bağlanmak için ligand ile rekabet ederler ve böylece ligand kaynaklı EGFR tirozin kinaz aktivasyonunu bloke ederler. İkincisi ise küçük moleküllü EGFR tirozin kinaz inhibitörlerinin hücre içi katalitik bölgeye bağlanmak için Adenosin 5 ′ trifosfat ile rekabet etmesidir. Böylece EGFR otofosforilasyonunu ve sinyalizasyonu inhibe ederler. Kanser tedavisinde en çok kullanılan iki önemli EGFR inhibitörü panitumumab ve setuksimabdır [6].

- İnsan epidermal büyüme faktör reseptörü 2 (human epidermal growth factor receptor 2- HER2): Tirozin kinaz reseptörleri sınıfına aittir, tümör hücrelerinde yüksek oranda eksprese edilir ve en agresif kanser türü ile ilişkilidir. HER2, hücre proliferasyonunu, hücre canlılığı, adezyon, migrasyon ve ayrıca kemoterapi direnci ile de ilişkili bir reseptördür. Özellikle hümanize mAb trastuzumab, HER2’yi aşırı eksprese eden insan meme tümör hücrelerine karşı antitümör aktivitesine sahiptir ve HER2’yi aşırı eksprese eden meme kanserli kadınların tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Trastuzumab HER2 protein downregülasyonu, HER2 içeren heterodimer oluşumunun önlenmesi, G1’in durdurulması, p27’nin indüklenmesi, HER2 bölünmesinin önlenmesi, anjiyogenezin inhibisyonu ve immün mekanizmaların indüksiyonu dahil olmak üzere birçok etki mekanizmasına sahiptir.

- Vasküler endotelyal büyüme faktörü reseptörü: Tirozin kinaz reseptörleri sınıfına aittir ve vasküler endotel ile sınırlıdır. Bu reseptör anjiyogeneze aracılık eder ve hipoksi koşullarında ve tümör hücrelerinde aşırı eksprese edilir. Bevasizumab, bu proteini bloke ederek kan damarlarının büyümesini engeller, böylece kanser beslenemez, ölür.

- T-hücre reseptör kompleksi (CD3): T-hücresi reseptörü (TCR) -CD3 kompleksi ligand tanıma ve immün sistemdeki sinyallemeden sorumludur. Normalde mAb’ler, tümör hücrelerine karşı T hücrelerinin ekspresyonunu arttırmak ve aktive etmek için CD3’ü hedefler. Akut lenfoblastik lösemili hastaların tedavisinde kullanılmaktadır.

- B7-H1 ve B7-H4: B7-H1 ayrıca Cd274 veya programlı ölüm ligandı-1 (PDL-1) olarak da bilinmektedir. B7-H4, B7 ailesi üyesidir, kanser hücrelerinde aşırı ekspresedir ve T hücre aktivitesinin inhibisyonundan sorumludur. B7-H1 immün sistemi aktive ederek tümör hücrelerinin azalmasına yol açar. Bir mAb ile B7-H1’in hedeflenmesi tümör hücrelerine karşı immün cevabı arttırır.

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019KANSER TEDAVİSİNDE KULLANILAN MONOKLONAL ANTİKORLAR: HEDEFLERİ, ETKİ MEKANİZMALARIve KLİNİK ÇALIŞMALARI

Page 94: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi94 95

- Sitotoksik T lenfosit ile ilişkili antijen-4 (CTLA-4): Ayrıca CD152 olarak bilinmektedir ve immün T hücre yüzeyinde eksprese olmaktadır. CTLA-4, B-7 ailesi gibi proteinlerle bağlanarak T hücresi aktivitelerinin inhibe edilmesinden sorumludur. Böylece CTLA-4’ü hedef alan İpilimumab gibi mAb’lar immün cevap aktivitesini arttırır.

- İnsan epidermal büyüme faktör reseptörü 3 (human epidermal growth factor receptor 3- HER3): Tirosin kinaz sınıfı reseptör ailesine aittir ve diğer aile üyelerinden farklı olarak iç kinaz aktivitesinden yoksun olmasına rağmen, neuregulin 1 ve 2 tarafından hedeflenir. HER3, HER2 ile birlikte tümör direnci ile ilişkili bir dimer oluşturur.

- Lenfosit aktivasyon geni-3 (lymphocyte activation Gene 3- LAG3): İmmün T hücre yüzeyinde eksprese olan bir reseptördür ve CD279 olarak da bilinmektedir. T hücre aktivasyonunun inhibisyonundan sorumludur. Böylece bu reseptörü hedef alan mAb’lar immün cevap aktivitesini düzenlerler.

- Programlı hücre ölüm proteini 1 ( programmed cell death protein-1): CD279 olarak da bilinen bir immün T hücre yüzey reseptörüdür ve T hücre aktivasyonunun inhibisyonundan sorumludur. Böylece bu reseptörü hedef alan mAb’lar immün cevap aktivitesini düzenlerler.

- İnsülin benzeri büyüme faktörü-1 reseptörü (ınsulin-like growth factor 1 receptor- IGF-1R): Tirozin kinaz reseptör ailesine ait bir transmembran reseptördür. Normal hücrelerde eksprese olur ancak tümör hücrelerinde aşırı eksprese olmaktadır. IGF-1R, IGF-1 tarafından aktive olarak apoptozun baskılanması, proliferasyon ve hücre büyümesi gibi birçok sinyalizasyon yolağını aktive eder. Böylece bu reseptörü hedef alan mAb’lar tümörün baskılanmasını sağlamaktadırlar.

- B-lenfosit antijen CD20: İmmün B hücresi yüzeyinde eksprese olan bir antijendir. Bu nedenle, CD20’yi hedef alan mAb’ler, B hücreli lenfomaların tedavisinde kullanılır.

- Hepatosit büyüme faktörü reseptörü (hepatocyte growth factor receptor- HGFR): Tümör hücrelerinde aşırı eksprese olan c-Met olarak da bilinen bir reseptördür. VEGF ile sinerjistik olarak olarak etki gösterir. Böylece HGFR sinyalizasyon yolağının inhibisyonu tümör hücrelerini suprese etmektedir [7].

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 KANSER TEDAVİSİNDE KULLANILAN MONOKLONAL ANTİKORLAR: HEDEFLERİ, ETKİ MEKANİZMALARIve KLİNİK ÇALIŞMALARI

Page 95: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi94 95

Kanser tedavisinde kullanılan monoklonal antikorlar [8,9].

Monoklonal Antikor Hedef Tip Terapötik Endikasyonları

Avelumab PD-L1 İnsan IgG/k Metastatik Merkel hücre karsinoma

Inotuzumab Ozogamisin

CD22 İnsanlaştırılmış IgG4

Akut lenfoblastik lösemi

Durvalumab PD-L1 İnsan IgG/k Metastatik üroteliyal karsinoma

Olaratumab PDGFR-α İnsan IgG1 Sarkoma

Elotuzumab SLAMF7 İnsan IgG1 Multipl myelom

Daratumumab CD38 İnsan IgG1/κ Multipl myelom

Atezolizumab PD-L1 İnsan IgG1 Metastatik küçük hücreli olmayan akciğer kanseri

Nivolumab PD-1 İnsan IgG4 Karsinoma; küçük hücreli olmayan akciğer kanseri; Hodgkin melanom

Blinatumomab CD19 BiTEs Prekürsör hücre lenfoblastik lösemi-lenfoma

Pembrolizumab PD-1 İnsan IgG4 Melanoma

Ramusirumab VEGF İnsan IgG1 Mide neoplazmı

TrastuzumabEmtansin

HER2 İnsanlaştırılmış IgG1

Meme kanseri

Pertuzumab HER2 İnsanlaştırılmış IgG1

Meme kanseri

Obinutuzumab CD20 İnsanlaştırılmış IgG1

Kronik lenfositik lösemi

Brentiksumab CD30 Kimerik IgG1 (antikor-ilaç konjugatı)

Hodgkin lenfoma (HL), sistemik anaplastik büyük hücreli lenfoma (ALCL)

İpilimumab CTLA-4 İnsan IgG1 Melanom

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019KANSER TEDAVİSİNDE KULLANILAN MONOKLONAL ANTİKORLAR: HEDEFLERİ, ETKİ MEKANİZMALARIve KLİNİK ÇALIŞMALARI

Page 96: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi96 97

Monoklonal Antikor Hedef Tip Terapötik Endikasyonları

Ofatumumab CD20 İnsan IgG

Kronik lenfositik lösemi

Panitumumab EGFR İnsan IgG2 Metastatik kolorektal karsinoma

Bevasizumab VEGF İnsanlaştırılmış IgG1

Metastatik kolorektal kanser; küçük hücreli olmayan akciğer kanseri; metastatik meme kanseri

Setuksimab EGFR Kimerik IgG1 Kafa ve boyun kanserleri; kolorektal kanserler

Alemtuzumab CD52 İnsanlaştırılmış IgG1

B-hücreli kronik lenfositik lösemi

Trastuzumab HER-2 İnsanlaştırılmış IgG1

Meme kanseri; metastatik gastrik veya gastroözofajiyal adenokarsinoma

Rituksimab CD20 Kimerik IgG1 Hodgkin olmayan lenfoma; kronik lenfositik lösemi

Kanser tedavisinde kullanılan monoklonal antikorlar [8,9] (Devamı).

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 KANSER TEDAVİSİNDE KULLANILAN MONOKLONAL ANTİKORLAR: HEDEFLERİ, ETKİ MEKANİZMALARIve KLİNİK ÇALIŞMALARI

Page 97: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi96 97

KANSER TEDAVİSİNDE KULLANILAN MONOKLONAL ANTİKORLARIN KLİNİK ARAŞTIRMALARIKlinik araştırmalar, ilgili ilaç adayının farmakokinetik, farmakodinamik, etkinlik ve güvenliğinin aydınlatılabilmesi amacıyla insanlar üzerinde yapılan çalışmalardır. Ruhsat almadan önce ilaç adaylarının uzman araştırıcıların gözetiminde, sınırları ve koşulları iyi belirlenmiş klinik araştırmalarının yapılması gerekmektedir. Klinik çalışmalar temel olarak 4 fazdan oluşmaktadır:- Faz 1 çalışmaları: Az sayıda sağlıklı gönüllüde (20-80 kişi), ilacın farmakokinetik,

farmakodinamik özellikleri, toksisitesi, biyoyararlanımı, güvenliliği araştırılır. - Faz 2 çalışmaları: Az sayıda hastada (100-300 kişi) ilacın etkili doz sınırları, klinik

etkinliği, biyolojik aktivitesi, yarar ve güvenilirliği araştırılır. Optimum doz ve doz aralıkları hesaplanır.

- Faz 3 çalışmaları: Çok merkezli daha geniş bir hasta populasyonunda (1000-3000 kişi), ilacın plasebo kontrollü çalışmalar ile güvenirliliği, karşılaştırmalı çalışmalar ile etkinliği araştırılır. Bu fazda amaç ilacın etkinliğini kanıtlamak ve yan etkileri izlemektir.

- Faz 4 çalışmaları: Faz 3 çalışmalarını geçen ilaçlar ruhsat alır ve piyasaya çıkar. İlaçların ruhsat aldıktan sonra yapılan bütün çalışmalarını kapsamaktadır. İlacın güvenliliği ve nadir görülen yan etkilerinin saptanabilmesi açısından önemlidir [10].

Yeni bir tedavinin gelişiminde klinik çalışmaların uygun tasarımı, yürütülmesi ve analizi kritik önem taşımaktadır. Biyoteknolojik ürünler olan monoklonal antikorlar kanser gibi daha önce tedavi edilemeyen hastalıkları tedavi etme potansiyeli sunduğundan, bu ilaç adayları genellikle göreceli olarak az deneyimin olduğu klinik ortamlarda test edilmektedirler. Kemoterapiklerde oldukça farklı olan mAb’ların, klinik çalışmalarda spesifik özelliklerinin dikkate alınmasını gerekmektedir. Bu nedenle, kanser tedavisinde mAb etki mekanizmalarını değerlendirmek için gerçekçi ve faydalı klinik modellerin geliştirilmesi gerekmektedir [11].

SONUÇMonoklonal antikorların üretilmesindeki zorluklar ve yan etkilerinin yüksek olması gibi dezavantajları bulunmasına rağmen, konvansiyonel antikanser ilaçlara kıyasla, spesifitelerinin yüksek olması ve sağlıklı hücrelere daha az zarar vermeleri gibi avantajları tercih edilme oranlarını arttırmaktadır. Yeni hedeflerin keşfedilmesi ile birlikte kanser tedavisi için geliştirilen monoklonal antikor sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Geliştirilen monoklonal antikorların kalitesi, etkililiği ve güvenliliği uygun klinik çalışmalar ile değerlendirildikten sonra bu çalışmaların sonucuna göre bu ilaçlar ruhsat almaktadırlar [12]. Monoklonal antikorlar ilerleyen teknoloji ile birlikte kanser hastalarına umut vaat eden yeni tedavi seçenekleri sunmaktadır.

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019KANSER TEDAVİSİNDE KULLANILAN MONOKLONAL ANTİKORLAR: HEDEFLERİ, ETKİ MEKANİZMALARIve KLİNİK ÇALIŞMALARI

Page 98: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi98 99

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 KANSER TEDAVİSİNDE KULLANILAN MONOKLONAL ANTİKORLAR: HEDEFLERİ, ETKİ MEKANİZMALARIve KLİNİK ÇALIŞMALARI

Page 99: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi98 99

Türk Farmakope Dergisi 2019, 4(1): 99-107

DERLEME MAKALESİ

HASTANE ENFEKSİYONUNA NEDEN OLAN ACINETOBACTER TÜRLERİ ve BU ENFEKSİYONLARIN TEDAVİ ŞEKİLLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Çağla BOZKURT GÜZEL*, Mervenur UYSAL, Özlem OYARDIİstanbul Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Mikrobiyoloji ABD, Süleymaniye Mah., 34116, Fatih-İstanbul.elmek*: [email protected]

Geliş tarihi: 07.03.2019 / Kabul tarihi: 19.03.2019

ÖZETAcinetobacter cinsi, insanlarda bir dizi fırsatçı enfeksiyona neden olabilen kompleks ve heterojen bir bakteri grubunu içermektedir. Acinetobacter baumannii, şüphesiz modern sağlık sisteminde hastane kaynaklı enfeksiyonlardan sorumlu en önemli patojenlerden biridir. A. baumannii’nin yanı sıra genomik tür 3 (‘‘Acinetobacter pittii’’) ve 13TU (‘‘Acinetobacter nosocomialis’’) da sıklıkla enfeksiyon salgınlarıyla ilişkili olan önemli nozokomiyal patojenlerdir. Bu patojenler genellikle pnömoni, kan dolaşımı enfeksiyonları, üriner sistem enfeksiyonları ve menenjite neden olmaktadır. Acinetobacter türleri sıklıkla çoklu ilaca dirençlidir ve hem hastanede hem de toplumda ciddi altta yatan hastalığı olan hastalarda morbidite ve mortaliteye neden olabilirler. Bu sorunun üstesinden gelmek için A. baumannii’nin patogenez ve antibiyotik direnç mekanizmalarının bilinmesi önemlidir. Porinler, kapsüler polisakkaritler, lipopolisakkaritler, fosfolipazlar, dış membran kesecikleri, metal kazanım sistemi ve protein salgılama sistemleri A. baumannii’nin patogenezine katkıda bulunan virülans faktörleridir. Bu organizmanın antibiyotik direnç mekanizmaları ise, β-laktamazların kazanılması, efluks pompalarının up regülasyonu, aminoglikozitlerin modifikasyonu ve geçirgenlik kusurları ile oluşmaktadır. Yakın geçmişe kadar karbapenemler A. baumannii enfeksiyonlarının tedavisinde ilk seçenekti. Ancak özellikle son yıllarda invazif tanı ve tedavi yöntemlerinin kullanımının artması ile birlikte geniş spektrumlu antibiyotiklerin yoğun şekilde kullanılması sonucu, Acinetobacter türleri birçok antibiyotiğe karşı çoklu direnç geliştirmiştir. Bu durum hastanede yatan hastalarda klinik bir problem olarak karşımıza çıkmakta ve bu bakterilerle gelişen enfeksiyonlarda farklı tedavi seçeneklerinin ve çeşitli antimikrobiyal kombinasyonların kullanımını zorunlu kılmaktadır. Bu derleme, Acinetobacter türlerinin

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2019

Page 100: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi100 101

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019 HASTANE ENFEKSİYONUNA NEDEN OLAN ACINETOBACTER TÜRLERİ ve BU ENFEKSİYONLARIN TEDAVİ ŞEKİLLERİNİN ARAŞTIRILMASI

antimikrobiyal duyarlılıklarının yanı sıra antimikrobiyal direncin ana mekanizmalarına genel bir bakış sunmakta ve çok ilaca dirençli Acinetobacter enfeksiyonları için prospektif tedavi seçeneklerini özetlemektedir.Anahtar kelimeler: Acinetobacter baumannii, Virülans faktörleri, Antibiyotik direnç mekanizmaları, Acinetobacter enfeksiyonları, Tedavi seçenekleri.

ACINETOBACTER SPP. CAUSING HOSPITAL INFECTIONS AND TREATMENT OPTIONS OF THESE INFECTIONSABSTRACTThe genus Acinetobacter comprises a complex and heterogeneous group of bacteria, many of which are capable of causing a range of opportunistic infections in humans. Acinetobacter baumannii is undoubtedly one of the most important pathogens responsible for hospital-acquired infections in the modern healthcare system. A. baumannii, as well as its close relatives belonging to genomic species 3 (‘‘Acinetobacter pittii’’) and 13TU (‘‘Acinetobacter nosocomialis’’), are important nosocomial pathogens, often associated with epidemic outbreaks of infection. These pathogens often cause pneumonia, bloodstream infections, urinary tract infections and meningitis. Acinetobacter spp. are frequently multidrug-resistant and are capable of causing substantial morbidity and mortality in patients with severe underlying disease, both in the hospital and in the community. To overcome this problem, knowledge of the pathogenesis and antibiotic resistance mechanisms of A. baumannii is important. The virulence factors that contribute to A. baumannii pathogenesis, including porins, capsular polysaccharides, lipopolysaccharides, phospholipases, outer membrane vesicles, metal acquisition systems, and protein secretion systems. Mechanisms of antibiotic resistance of this organism are including acquirement of β-lactamases, up-regulation of multidrug efflux pumps, modification of aminoglycosides and permeability defects. Carbapenems have been the choice of treatment for A.baumannii infections until recent years. But especially in recent years, Acinetobacter spp. gained resistance to almost all antimicrobial agents caused by increased invasive diagnostic and therapeutic procedures and, use of extended spectrum antibiotics. This is an important clinical problem for hospitalized patients and therefore new treatment options such as combination therapy are needed for treatment of infections caused by those bacteria. This review provides an overview of the antimicrobial susceptibilities of Acinetobacter spp., as well as the main mechanisms of antimicrobial resistance and summarises the prospective treatment options for multi-drug resistant Acinetobacter infections.Keywords: Acinetobacter baumannii, Virulence factors, Antibiotic resistance mechanisms, Acinetobacter infections, Treatment options.

Page 101: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi100 101

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019HASTANE ENFEKSİYONUNA NEDEN OLAN ACINETOBACTER TÜRLERİ ve BU ENFEKSİYONLARIN TEDAVİ ŞEKİLLERİNİN ARAŞTIRILMASI

GİRİŞAcinetobacter ailesinin üyeleri ilk olarak 1911’de tanımlanmış, 1970’lerin başlarında da nozokomiyal patojenler arasındaki yerini almıştır. Acinetobacter cinsi bakterilerin, genel olarak virülansı düşük patojenler olmaları nedeniyle, konak savunması normal olan bireylerde enfeksiyon oluşturmaları oldukça güçtür. Bu nedenle genellikle hastane kaynaklı fırsatçı enfeksiyonenfeksiyonlara neden olmaktadırlar. Acinetobacter baumannii klinik örneklerde ve hastane enfeksiyonlarında en sık rastlanan türlerden biridir. Özellikle yoğun bakım ünitelerinde yatan hastaların uzun süreli geniş spektrumlu antibiyotik tedavisi almaları, sıklıkla dirençli suşların izole edilmelerine neden olmaktadır. Acinetobacter’ler en sık pnömonilerde (endotrakeal tüpler ve trakeostomilerde), endokarditlerde, menenjitlerde, cilt ve yara enfeksiyonlarında, peritonitlerde (periton diyalizlerinde) ve üriner enfeksiyonlarda etken olarak görülmektedir. Konjuktivit, osteomiyelit ve sinovit, sporadik olgular olarak bildirilmiştir [1]. Yoğun bakım üniteleri (YBÜ), hastane enfeksiyonlarının en sık görüldüğü bölümlerdir. YBÜ hastaları hastanede yatan hastaların % 5-10 gibi küçük bir grubunu oluşturmasına karşın hastane enfeksiyonlarının % 25’i, tüm nozokomiyal bakteriyemi ve pnömoni ataklarının % 45’i bu hastalarda ortaya çıkmaktadır. YBÜ’lerde hastane enfeksiyon sıklığı diğer cerrahi ve dahiliye servislerine oranla 5-10 kat daha fazladır. YBÜ, fonksiyonları gereği klinik seyri ciddi olan hastaların takip edildiği, santral venöz kateter kullanımı, uzun süreli üriner kateterizasyon ve mekanik ventilasyon gibi invazif işlemlerin fazlaca uygulandığı yerlerdir. Bu ünitelerde tedavi ve takip edilen hastalarda uygulanan bu girişimler, uzun süreli hospitalizasyon, dirençli mikroorganizmalarla kolonizasyon ve zaman içinde geniş spektrumlu antibiyotiklerin daha fazla kullanılması gibi sebeplerden dolayı hastane enfeksiyonları YBÜ’de daha sık gözlenmektedir. Bu nedenle, her merkezde kendi hastane enfeksiyon oranlarının, etken mikroorganizmaların ve bunların direnç profillerinin bilinmesi, enfeksiyon kontrol uygulamalarının geliştirilmesine, doğru antibiyotik kullanımına ve sürekli bilinçli bir mücadeleye olanak sağlayacaktır [2].

1. ACINETOBACTER TÜRLERİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ VE TAKSONOMİAcinetobacter cinsi; Gram negatif, aerobik, non-fermentatif, hareketsiz, katalaz pozitif ve oksidaz negatif kokobasil bakterilerden oluşmaktadır. γ-Proteobacter alt sınıfında Moraxellaceae familyasına ait bir cinstir. Hücreler ortalama 1,5 μm uzunluğa ve büyüme evresinde koktan kokobasile değişen şekillere sahiptir. Acinetobacter cinsine ait organizmalar topraktan ve tüm yüzey sularından geri kazanılabildikleri için her türlü ortamda bulunabilirler ve çevresel olarak dirençlilerdir. Çoğu Acinetobacter türü basit mikrobiyolojik ortamlarda kolayca üretilebilirler ve yaklaşık 2 μm çaplı, kubbeli, soluk sarı veya gri renkli, pürüzsüz koloniler oluşturmaktadırlar. Klinik açıdan önemli türler, sıcaklık aralığı olarak mezofilik bakterilere özgü optimal 37°C’de en iyi şekilde üremektedirler [3].

Page 102: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi102 103

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

2. EPİDEMİYOLOJİ Acinetobacter cinsi bakteriler, metabolizmaları ve enerji ihtiyaçları için çok çeşitli metabolitleri ve karbon kaynaklarını kullanabilmeleri, kuruluğa dayanıklı olmaları, farklı sıcaklık ve pH ortamlarında canlı kalabilmeleri nedeniyle doğada, saprofit olarak serbest yaşayabilmekte, cansız yüzeylerde günlerce canlı kalabilmektedir.Sağlıklı insanlarda Acinetobacter türleri deri ve müköz membranlarda kontaminant-saprofit bakteriler olarak kolonize olabilmektedir. Sağlıklı erişkinlerin %25’inden fazlasının cildinde Acinetobacter kolonizasyonu saptanmış olup, çocuk ve yetişkinlerin %7’sinde ise geçici faringeal Acinetobacter kolonizasyonu saptanmıştır. Acinetobacter türleri hastane personelinin cildinde en sık taşıdığı Gram negatif bakteridir. Yoğun bakım ünitelerinde yatmakta olan hastaların gaitasında çoklu ilaç direnci olan Acinetobacter izole edilmiş ve trakeostomili hastaların %45’inde kolonizasyon saptanmıştır [4].Acinetobacter prevalansı, klinik örneğin tipine ve ülkelere göre değişkenlik gösterse de tüm dünyada son yirmi yılda belirgin olarak artış göstermiştir. Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi (Centers for Disease Control and Prevention) ve Ulusal Nozokomiyal Enfeksiyon Surveyans (National Nosocomial Infection Surveillance) verilerine göre yoğun bakım ünitelerindeki hastane kökenli sepsislerin %2.4’ünde, cerrahi alan yara enfeksiyonlarının %2.1’inde, hastane kökenli üriner sistem enfeksiyonlarının %1.6’sında ve hastane kökenli pnömonilerin de %6.9’unda Acinetobacter türlerinin etken olduğu bildirilmektedir [5].

3. KLİNİK AÇIDAN ÖNEMLİ ACINETOBACTER TÜRLERİ Acinetobacter cinsi, hem temel mikrobiyolojik özellikleri hem de patojenik potansiyeli bakımından günümüzde önemli bir odak noktası haline gelmiştir. Özellikle hastane ortamında ve immun sistemi baskılanmış kişilerde Acinetobacter türleri çok çeşitli enfeksiyonlara neden olmaktadır. Bu enfeksiyonların başlarında pnömoni, kan dolaşımı enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları, deri ve yumuşak doku enfeksiyonları, yara enfeksiyonları ve menenjit gelmektedir [6]. İyi valide edilmiş tanımlama yöntemlerinin kullanıldığı araştırmalar, klinik izolatların çoğunun A. baumannii olduğunu orataya koymuştur. Ciddi hastane enfeksiyonlarının ve özellikle yoğun bakım ünitelerindeki enfeksiyonlarının asıl etkeni A. baumannii’dir. Bu türle birlikte daha az ölçüde genomik tür 3 (A. pittii) ve genomik tür 13TU (A. nosocomialis), hastane salgınlarından sorumludur [3]. Ancak önceki çalışmalar A. pittii ve A. nosocomialis’in daha az çoklu ilaca dirençli olduğunu ve A. baumannii’ye göre daha düşük ölüm oranlarıyla ilişkili olduğunu göstermiştir [7]. Acinetobacter bereziniae, Acinetobacter guillouiae, Acinetobacter haemolyticus, Acinetobacter johnsonii, Acinetobacter junii, Acinetobacter lwoffii, Acinetobacter parvus, Acinetobacter radioresistens, Acinetobacter schindleri, Acinetobacter soli ve Acinetobacter ursingii gibi diğer Acinetobacter türlerinin neden olduğu hastane enfeksiyonları nadir görülmektedir ve bunlar

HASTANE ENFEKSİYONUNA NEDEN OLAN ACINETOBACTER TÜRLERİ ve BU ENFEKSİYONLARIN TEDAVİ ŞEKİLLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Page 103: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi102 103

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

esas olarak kateterle ilişkili kan dolaşımı enfeksiyonlarıdır. Genellikle bu enfeksiyonların klinik seyirleri iyi ve mortalitesi düşüktür [8].

3.1. Acinetobacter baumannii

A. baumannii, özellikle hastane kaynaklı enfeksiyonlara neden olan fırsatçı, Gram negatif, aerobik bakteriyel bir patojendir. İmmun sistemi baskılanmış özellikle de hastanede uzun süre (>90 gün) kalmış hastalarda yüksek insidansa sahiptir [9]. Gittikçe genişleyen antibiyotik direnç spektrumundan dolayı ‘kırmızı alarm’ insan patojeni olarak nitelendirilmektedir [10]. Nitekim Dünya Sağlık Örgütü (WHO), son yıllarda insan sağlığını tehdit eden en önemli üç sorundan biri olarak antimikrobiyal direnci göstermektedir. Buna göre en sık görülen ve çoklu ilaca dirençli (MDR, multidrug-resistant) patojenler, “ESKAPE” kısaltmasına dahil edilmiştir; Enterococcus faecium, Staphylococcus aureus, Klebsiella pneumoniae, Acinetobacter baumannii, Pseudomonas aeruginosa and Enterobacter spp [11].1970’lerde A. baumannii’nin çoğu antibiyotiğe duyarlı olduğu düşünülürken, bugün patojenlerin çoğu birinci basamak antibiyotiklere karşı çok dirençli gözükmektedir. Bu çoklu ilaca dirençli patojenler, neden olduğu hem hastane hem de toplum kaynaklı nosokomiyal enfeksiyonlar açısından ciddi endişe kaynağı haline gelmiştir [12].

3.1.1. Virülans faktörleri ve patogenez

Günümüze kadar A. baumannii izolatlarıyla yapılan çalışmaların çoğu antibiyotik direnci, tedavi protokolleri ve epidemiyolojik veriler üzerine odaklanmasına karşın, bu bakterinin virülans faktörleriyle ilgili çalışmalar kısıtlıdır [13]. Şu ana kadar önemi kanıtlanmış moleküler virülans faktörleri arasında; dış membran protein A (OmpA), lipopolisakkarit, polisakkarit kapsül, lipolitik enzimler (fosfolipaz D), penisilin bağlayan protein-7/8, dış membran kesecikleri ve asinetobaktin-aracılı demir kazanım sistemi yer almaktadır [14].A. baumannii epitel hücreleri, mantar filamaları gibi biyotik yüzeylerin yanısıra; polistiren, cam gibi abiyotik yüzeylerde de biyofilm oluşturabilmektedir. Hastane ortamındaki çeşitli yüzeylerde kolonize olmasını, antibiyotik direncini ve konak immün sisteminden kaçmasını kolaylaştıran biyofilm yapısı, önemli bir virülans faktördür. Biyofilm oluşumu, iki komponentli regülatör sistemler tarafından düzenlenen çeşitli yollar içermektedir [15]. Pili ve fimbrialar ilk baştaki adhezyon için önem taşımaktadır. Bunu nötrofillerin aktivitesini baskılayan, serum direncine katkıda bulunan ve biyofilmin önemli bir bileşeni olan eksopolisakkarit üretimi izlemektedir. Sonuç olarak bu ve diğer yollarda yer alan faktörlerin ekspresyonundaki değişim, suşların konak ortamını kolonize etmesine yönelik farklı virülans kapasitelerini açıklamaktadır [16]. Tüm bu moleküler virülans faktörleri; biyofilm oluşturma, serum direnci, hareket ve demir kazanımı gibi patojenite açısından önemli süreçlerde rol alıp, bakterinin olumsuz ortam koşullarında hayatta kalmasını ve enfeksiyon oluşturmasını kolaylaştırmaktadır [12,14,17].

HASTANE ENFEKSİYONUNA NEDEN OLAN ACINETOBACTER TÜRLERİ ve BU ENFEKSİYONLARIN TEDAVİ ŞEKİLLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Page 104: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi104 105

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

3.1.2. Antibiyotik direnç mekanizmaları

İlk in vitro çalışmalarda pek çok klinik izolat ampisilin, gentamisin, kloramfenikol ve nalidiksik asit gibi sık kullanılan antimikrobiyal ajanlara duyarlı bulunmuş, ancak zaman içerisinde A. baumannii kompleksine ait klinik izolatların direnç oranlarında ciddi bir artış gözlenmiştir. Günümüzde izolatların büyük bir kısmı aminopenisilinler, üreidopenisilinler, geniş spektrumlu sefalosporinler, çoğu aminoglikozidler, kinolonlar, kloramfenikol ve tetrasiklinler gibi sık kullanılan antibakteriyel ajanlara dirençlidir [18]. Son yıllarda Acinetobacter türlerinde ortaya çıkan çoklu ilaç direnci (MDR, ÇİD), Acinetobacter enfeksiyonlarının tedavisinde karbapenemlerin (imipenem, meropenem) yoğun kullanımına neden olmaktadır. Ancak yapılan son çalışmalara göre, Acinetobacter klinik izolatlarında yüksek oranda karbapenem direnci tüm dünyadan bildirilmekte, bazı izolatlar da tüm geleneksel antibiyotik ajanlara dirençli bulunmaktadır [19].

3.2. Acinetobacter pittii

Acinetobacter pittii, Acinetobacter cinsinden Gram negatif, oksidaz negatif, katalaz pozitif, aerobik, hareketsiz, diplokokoid çubuk şeklinde bir bakteridir. DNA-DNA hibridizasyon çalışmaları ile Acinetobacter cinsinden DNA grupları (genomik türler) tanımlanmıştır. A. pittii, Acinetobacter calcoaceticus-baumannii kompleksine aittir ve İngiliz mikrobiyolog Tyrone Pitt’in adını almıştır. Acinetobacter cinsinin bakterileri her yerde doğal olarak yaşayabilmektedir; çeşitli toprak tiplerinde, sularda ve bazen yiyeceklerde bulunabilirler. Bunlar insan florasının özellikle deride bulunan normal sakinleridir ve üst solunum yollarında geçici kolonizasyon yapma yeteneğine sahiptirler. İmmün sistemi zayıf hastalarda enfeksiyona neden olabilmektedirler [20].

3.3. Acinetobacter nosocomialis

Acinetobacter nosocomialis; Ohio Cleveland’daki Cleveland Metro Health Systems’taki bir hastadan izole edilen Acinetobacter cinsinden gram negatif, aerobik bir bakteridir [20,21]. A. baumannii (genomik tür 2), A. pittii (genomik tür 3) ve Acinetobacter nosocomialis (genomik tür 13TU), klinik olarak en yaygın üç Acinetobacter türüdür. Bunlar klinik mikrobiyolojik laboratuvarlarda yaygın olarak kullanılan fenotipik testlerle ayırt edilemezler ve A. baumannii kompleksi (ABC) olarak birlikte gruplandırılmaktadır. ABC, solid tümörlü hastalarda giderek artan bir şekilde bakteriyemiye neden olmaktadır. Önceki çalışmaların raporları A. nosocomialis’in solid tümörlü hastalarda bakteriyemiye neden olan en yaygın tür olduğunu göstermiştir [22]. Bu nedenle günümüzde türlerin detaylı olarak tanımlanması ve klinik özelliklerinin tespit edilmesi önem kazanmıştır.

HASTANE ENFEKSİYONUNA NEDEN OLAN ACINETOBACTER TÜRLERİ ve BU ENFEKSİYONLARIN TEDAVİ ŞEKİLLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Page 105: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi104 105

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

3.4. Acinetobacter EnfeksiyonlarıGünümüzde A. baumannii’nin en büyük klinik öneme sahip Acinetobacter genomik türü olduğu kabul edilmektedir. Bugün bile, A. baumannii’nin neden olduğu birçok enfeksiyonun raporu, olası bir tanımlama için spesifik olarak gerekli testleri içermemektedir. Bu durum göz önüne alındığında, Acinetobacter türleri septisemi, pnömoni, endokardit, menenjit, deri ve yara enfeksiyonu ve idrar yolu enfeksiyonu dahil olmak üzere çok çeşitli fırsatçı enfeksiyonlardan izole edilmektedir. Acinetobacter enfeksiyonunun bulunduğu bölgeye göre dağılımı diğer nozokomiyal Gram-negatif bakterilerinkinden farklı olmamakla birlikte yapılan çalışmalara göre alt solunum yolu ve idrar yolu ana enfeksiyon bölgeleridir [23].Yoğun bakım ünitelerinde özellikle A. baumannii enfeksiyonu gelişmesine yol açan risk faktörleri tanımlanmıştır. Bunlar; - İleri yaş (60 yaş< ), - Erkek cinsiyet (∼ %60),- Cerrahi girişim,- Tanı ve tedaviye yönelik uygulanan invazif işlemler (Mekanik ventilasyon, santral venöz

kateter, trakeostomi, kan transfüzyonu, diyaliz, üriner kateter, entübasyon vb),- Altta yatan hastalıklar (Serebrovasküler hastalık, hipertansyon, pnömoni, diabetes

mellitus, sepsis, böbrek yetmezliği, kanser, KOAH, karaciğer yetmezliği vb.),- İmmünsupresyon varlığı, - Antibiyotik kullanımı (Karbapenem, 3.kuşak sefalosporin, aminoglikozit vb.),- Enteral beslenme,- Yaşam süresinin artmasıyla birlikte YBÜ’de kalış süresinin (28 gün< ) artmasıdır [24].Son yıllarda ülkemizde de büyük bir sorun haline gelen çoklu dirençli Acinetobacter suşlarının sebep olduğu hastane kaynaklı enfeksiyonların tedavisinde ve kontrolünde zorluklar yaşanmaktadır. Özellikle yoğun bakım ünitelerinde mortalitesi yüksek çeşitli enfeksiyonlara neden olan bu bakterilerin en sık görülen türü A. baumannii’dir. Ülkemizde yapılan birçok çalışmada Acinetobacter suşları en çok solunum sistemi, kan kültürü, yara ve idrar örneklerinden izole edilmiştir. Bu türler birçok antibiyotiğe intrinsik dirençlidir ve birçoğuna da direnç geliştirebilme potansiyeline sahiptir. İzole edilen A. baumannii türlerinin %91-100 kadarı geniş spekturumlu sefalosporinlere dirençli bulunmuştur. Florokinolonlar ülkemizde kullanıma girdikten sonra fazla miktarda tüketilmeye başlanmıştır ve yapılan çalışmalarda A.baumannii suşlarının bu antibiyotiklere de % 32.5-100 oranında dirençli olduğu bildirilmektedir. Özellikle çok ilaca dirençli A. baumannii suşlarında tedavi seçeneği olarak aminoglikozidler, başka bir antimikrobiyal ajanla kombine olarak kullanılmaktadır. Yapılan çalışmalarda A. baumannii suşlarının amikasine % 24-94, gentamisine % 18-85 oranında dirence sahip olduğu bildirilmektedir [2]. Sonuç olarak, dirençli Acinetobacter suşlarının yayılımının sınırlanabilmesi için enfeksiyon kontrol önlemlerine katı bir şekilde uyumun sağlanması ve akılcı antibiyotik kullanım politikalarının belirlenmesi gerekmektedir.

HASTANE ENFEKSİYONUNA NEDEN OLAN ACINETOBACTER TÜRLERİ ve BU ENFEKSİYONLARIN TEDAVİ ŞEKİLLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Page 106: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi106 107

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

KAYNAKÇA[1] Yavuz M, Doğan S, Paköz NİE. Çeşitli Klinik Örneklerden İzole Edilen Acinetobacter

baumannii suşlarının antibiyotik duyarlılıkları. ANKEM Derg 2006; 20(2): 107-110.[2] Gözütok F, Sarıgüzel F, Aydın B, Güzel D, Kılıç İ, Gençaslan S, Çelik İ. Kayseri Eğitim

ve Araştırma hastanesi dahiliye yoğun bakım ünitesinde 2013 yılında gelişen hastane enfeksiyonlarının değerlendirilmesi. ANKEM Derg 2014; 28(3): 86-93.

[3] Visca P, Seifert H, Towner KJ. Acinetobacter Infection – an emerging threat to human health. IUBMB Life 2011; 63(12):1048-1054.

[4] Munoz-Price LS, Weinstein RA. Acinetobacter infection. N Engl J Med 2008; Cilt 358: 1271-1281.

[5] Gaynes R, Edwards JR. Overview of nosocomial infections caused by Gram-negative bacilli. Clin Infect Dis 2005; 41: 848-854.

[6] Dijkshoorn L, Nemec A, Seifert H. An increasing threat in hospitals: multidrug-resistant Acinetobacter baumannii. Nat Rev Microbiol 2007; 5(12): 39-51

[7] Liu YM, Lee YT, Kuo SC, Chen TL, Liu CP, Liu CE. Comparison between bacteremia caused by Acinetobacter pittii and Acinetobacter nosocomialis. J Microbiol Immunol Infect 2017; 50(1): 62-67.

[8] Higgins PG, Lehmann M, Wisplinghoff H, Seifert H. gyrB Multiplex PCR To Differentiate between Acinetobacter calcoaceticus and Acinetobacter Genomic Species 3. J Clin Microbiol 2010; 48(12): 4592–4594.

[9] Montefour K, Frieden J, Hurst S, Helmich C, Headley D, Martin M, Boyle DA.[10] Acinetobacter baumannii: an emerging multidrug-resistant pathogen in critical care.

Critical Care Nurse 2008; 28(1): 15-25.[11] Cerqueira GM, Peleg AY. Insights into Acinetobacter baumannii Pathogenicity. IUBMB

Life 2011; 63(12):1055–1060.[12] Bassetti M, Ginocchio F, Mikulska M. New treatment options against gram-negative

organisms. Critical Care 2011; 15(2): 215.[13] Howard A, O’Donoghue M, Feeney A, Sleator RD. Acinetobacter baumannii: An emerging

opportunistic pathogen. Virulence 2012; 3(3):243-250.[14] Antunes LCS, Imperi F, Carattoli A, Visca P. Deciphering the multifactorial nature of

Acinetobacter baumannii pathogenicity. PLoS One 2011; 6(8):e22674.[15] McConnell MJ, Actis L, Pachon J. Acinetobacter baumannii: human infections, factors

contributing to pathogenesis and animal models. FEMS Microbiol Rev 2013; 37(2):130-55.

[16] Gaddy JA, Tomaras AP, Actis LA. The Acinetobacter baumannii 19606 OmpA protein plays a role in biofilm formation on abiotic surfaces and in the interaction of this pathogen with eukaryotic cells. Infect Immun 2009; 77(8): 3150–3160.

[17] Gordon NC, Wareham DW. Multidrug-resistant Acinetobacter baumannii: mechanisms of virulence and resistance. Int J Antimicrob Agents 2010; 35(3): 219-226.

HASTANE ENFEKSİYONUNA NEDEN OLAN ACINETOBACTER TÜRLERİ ve BU ENFEKSİYONLARIN TEDAVİ ŞEKİLLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Page 107: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi106 107

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

[18] Eraç B, Yılmaz FF, Hoşgör Limoncu M, Oztürk I, Aydemir S. Investigation of the virulence factors of multidrug-resistant Acinetobacter baumannii isolates. Mikrobiol Bul 2014; 48(1): 70-81.

[19] Çiftci İH, Aşık G. Antibiotic resistance mechanisms of Acinetobacter baumannii. ANKEM Derg 2011; 25(3):196-207.

[20] Goić-Barisić I, Tonkić M. The review of carbapenem resistance in clinical isolates of Acinetobacter baumannii. Acta Med Croatica 2009; 63(4): 285-96.

[21] Wang X, Chen T, Yu R, Lü X, Zong Z. Acinetobacter pittii and Acinetobacter nosocomialis among clinical isolates of the Acinetobacter calcoaceticus-baumannii complex in Sichuan, China. Diagn Microbiol Infect Dis 2013; 76(3): 392–395.

[22] Nemec A, Krizova L, Maixnerova M, van der Reijden TJ, Deschaght P, Passet V, Vaneechoutte M, Brisse S, Dijkshoorn L. Genotypic and phenotypic characterization of the Acinetobacter calcoaceticus–Acinetobacter baumannii complex with the proposal of Acinetobacter pittii sp. and Acinetobacter nosocomialis sp.. Res Microbiol 2011; 162(4): 393-40.

[23] [Chiang MC, Kuo SC, Chen SJ, Yang SP, Lee YT, Chen TL, Fung CP. Clinical characteristics and outcomes of bacteremia due to different genomic species of Acinetobacter baumannii complex in patients with solid tumors. Infection 2012; 40(1):19-26.

[24] Bergogne-Bérézin E, Towner KJ. Acinetobacter spp. as Nosocomial Pathogens: Microbiological, Clinical, and Epidemiological Features. Clin Microbiol Rev 1996; 9(2): 148–165.

[25] Bacakoğlu F, Ekren P, Taşbakan M, Başarık B, Pullukçu H, Aydemir Ş, Gürgün A, Kaçmaz Başoğlu Ö. Solunumsal Yoğun Bakım Ünitesinde Çoklu Antibiyotik Dirençli Acinetobacter baumannii Enfeksiyonu. Mikrobiol Bul 2009; 43:575-585.

HASTANE ENFEKSİYONUNA NEDEN OLAN ACINETOBACTER TÜRLERİ ve BU ENFEKSİYONLARIN TEDAVİ ŞEKİLLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Page 108: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi108 109

Türk Farmakope Dergisi 2019, 4(1): 108-113

DERLEME MAKALESİ

SEBOREİK DERMATİT İLE İLİŞKİLİ MALASSEZIA TÜRLERİNE TIBBİ BİTKİLERİN ETKİNLİĞİ

Aslı ŞAHİNEREge Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Temel ve Endüstriyel Mikrobiyoloji ABD, Erzene Mah., 35040, Bornova-İzmir.elmek: [email protected]

Geliş tarihi: 21.02.2019 / Kabul tarihi: 12.03.2019

ÖZET

Seboreik dermatit dünya genelinde insan popülasyonun %3-5’ini etkileyen yaygın bir inflamatuvar deri hastalığıdır. Seboreik dermatitin patogenezi tam olarak açıklanamamakla birlikte, Malassezia genusuna ait mayalar ile bu deri hastalığı arasında güçlü bir ilişki olduğu görülmektedir. Bu dermatozun geleneksel tıbbi tedavileri arasında kortikosteroidler, kalsinörin inhibitörleri ve diğer terapötik ajanlar bulunmaktadır. Bununla birlikte, geleneksel ilaçların kullanımı bazen alerjik reaksiyonlar gibi olumsuz etkileri nedeniyle sınırlı olmaktadır. Son yıllarda sentetik ilaçların yan etkileri konusunda oluşan farkındalık, araştırmacıları seboreik dermatitin tedavisinde alternatif tedavi yöntemleri arayışına yönlendirmiştir. Özellikle bu deri hastalığı ile ilişkili Malassezia türleri üzerine antifungal etki gösteren bitkisel preparatlara yönelik araştırmalar literatürde mevcuttur. Bu çalışmada Seboreik dermatit hastalığında Malassezia türlerinin rolü ve bu mayalar üzerinde inhibitör etki gösteren bitkilere ilişkin özet bilgiler verilecektir.Anahtar kelimeler: Seboreik dermatit, Malassezia spp., Bitkisel ürünler, Antifungal etki.

EFFECTIVENESS OF MEDICAL PLANTS ON MALASSEZIA SPECIES RELATED TO SEBOREIC DERMATITIS ABSTRACT

Seborrheic dermatitis is a common inflammatory skin disease that affects 3-5% of the human population worldwide. Although the pathogenesis of seborrheic dermatitis cannot be fully explained, there is a strong relationship between Malassezia genus yeasts and this skin disease. Conventional medical treatments of this dermatoses include corticosteroids,

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2019

Page 109: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi108 109

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019SEBOREİK DERMATİT İLE İLİŞKİLİ MALASSEZIA TÜRLERİNE TIBBİ BİTKİLERİN ETKİNLİĞİ

calcineurin inhibitors, and other therapeutic agents. However, the use of conventional drugs is sometimes limited due to their adverse effects such as allergic reactions. In recent years, increasing awareness of the side effects of synthetic drugs has led researchers to seek alternative treatment methods for the treatment of seborrheic dermatitis. Research on the herbal preparations showing antifungal efficacy particularly on Malassezia species associated with this skin disease is present in the literature. In this study, the role of Malassezia species in seborrheic dermatitis and the information about the inhibitory effect on these yeasts will be given.Keywords: Seborrheic dermatitis, Malassezia spp., Herbal products, Antifungal efficacy.

GİRİŞSeboreik dermatit (SD), kafa derisi, yüz (nazolabial kıvrımlar, kulaklar ve kaşlar) ve gövdenin üst kısmı (göğüs / presternal bölge) dahil olmak üzere vücudun yağ bezlerinin yoğun olduğu alanlarını etkileyen yaygın, kronik, nükseden bir cilt hastalığıdır [1]. Yüz ve kafa derisi en sık etkilenen bölgelerdir. Kepek de iltihaplanmayan seboreik dermatit şekli olarak kabul edilmektedir. Genel popülasyonda %3-5, gençlerde %1-3 oranında görülmektedir. AIDS veya Parkinson hastalığı olan kişilerde seboreik dermatit görülme sıklığı yüksektir. Seboreik dermatitin nedeni tam olarak bilinmemekte, hastalığın multifaktöriyel olduğu düşünülmektedir. Tedavi seçenekleri arasında kortikosteroidler, topikal ajanlar ve antifungal ajanlar, keratolitik ajanlar ve kalsinörin inhibitörleri bulunmaktadır [2].SD ilk olarak 1887 yılında Paul Gerson Unna tarafından tanımlanmıştır. Sebopsöriyazis, seboreik ekzema, konak, kepek ve pitriyazis kapitis gibi terimler de bu hastalık için kullanılmaktadır [3].

SEBOREİK DERMATİTİN ETİYOPATOGENEZİNDE ROL OYNAYAN FAKTÖRLERSD’nin nedeni tam olarak aydınlatılamamakla birlikte, hastalığın patogenezinde birçok faktör bir arada rol oynamaktadır [3]:Stres: SD psikolojik faktörlerin etkilediği deri hastalıkları arasında yer almakta, stres tarafından tetiklenmekte ve şiddeti artmaktadır.Fungal etkenler: Malassezia türleri, bu cilt hastalığında patojenik faktörlerdendir. Bu fungusların derideki yoğunluğu SD şiddeti ile artış göstermekte, organizmanın ürettiği metabolitler immün yanıtı tetiklemektedir. SD tedavisinde kullanılan antifungal ajanların yüksek terapötik etkinliği de hastalığın etiyopatogenezindeki rolünde etkili olduğunun bir kanıtı olarak gösterilmektedir.Sebum: SD hastalarında sebum salgı oranı ve miktarları artmış olarak bulunmaktadır.Beslenme faktörleri: Biyotin, niasin, piridoksin, riboflavin ve çinko eksiklikleri ile SD arasında ilişki olduğu düşünülmektedir.İlaçlar: Mekanizması tam olarak aydınlatılamamış olmakla birlikte altın, lityum, simetidin, klorpromazin, fenotiazin, metildopa gibi bazı ilaçların lezyonlara neden olduğu tespit edilmiştir.Hormonlar: Hastalık sıklıkla sebase bez hücrelerinin en aktif olduğu adolesan ve genç erişkin

Page 110: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi110 111

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

dönemde görülmektedir. Bu nedenle hastalığın androjenik hormon stimülasyonuna bir yanıt olarak geliştiği düşünülmektedir.Bu etmenlerin dışında düşük ısı ve düşük nem, hastalığın şiddetini artırabilmektedir. Kirlilik, kuru hava ve stres, hastalığı tetiklediğinden SD, kapalı ortamlarda çalışanlarda daha yaygındır. Pityriasis versicolor ve Malassezia foliküliti gibi diğer deri hastalıkları ile ilişkili olan SD, akne ve rozasea gibi dermatolojik hastalıklarla beraber bulunabilir. Çalışmalar, AIDS ve Parkinson hastalarında prevalansın yüksek olduğunu göstermiştir. Down sendromu ve Hailey-Hailey hastalığı gibi bazı genetik hastalıklarda da SD daha sık görülmektedir [3].

SEBOREİK DERMATİTİN MALASSEZIA TÜRLERİ İLE İLİŞKİSİFunguslar ile SD arasında bir ilişki olabileceği hipotezini ilk olarak 1874’te Louis-Charles Malassez (1842-1909) ortaya koymuştur. Malassezia spp. ve SD arasındaki bağlantı, Malassezia türlerinin cildin lipit bakımından zengin bölgelerdeki dağılımının yoğun olması ve antifungal ajanlara karşı görülen terapötik cevaba dayandırılmaktadır [4].Lipofilik bir maya genusu olan Malassezia (eski adıyla Pitryrosporum) sağlıklı bir kişinin deri florasında bulunan ve sebumdaki yağ bileşiklerini metabolize etme yeteneği olan funguslardır. Bu nedenle özellikle baş, boyun ve omuzlar gibi yağ bezleri içeren bölgelerde kolonize olurlar. Bu mayalar Pityriasis versicolor ve Malassezia follikülitine neden olmakta ve SD, sedef hastalığı ve atopik dermatit gibi yaygın cilt hastalıklarının patogenezinde rol oynamaktadır. İmmün sistemi baskılanmış konaklarda ayrıca sistemik enfeksiyonlara neden olabilmektedir [5]. İlginç bir şekilde, Malassezia enfeksiyonu, sebore (kuru veya yağlı) ve dermatitli keçi, köpek ve maymunlarda da bildirilmiştir [2].Malassezia spp. şapkalı mantarların da içerisinde bulunduğu Basidiomycota şubesi içerisinde yer almaktadır. Basidiomycota içerisinde insan patojeni olan, sadece Malassezia ve Cryptococcus genusuna ait türlerdir [6]. 1996 yılında moleküler filogenetik analizlere dayalı olarak Malassezia genusunun taksonomisi revize edilmiştir. Hali hazırda tanımlanan, 14 Malassezia türü vardır ve bunlardan sekizi insanlarla ilişkilendirilmiştir [7]. M. restricta ve M. globosa, SD gelişiminde en önemli patojen organizmalar olarak kabul edilmekle birlikte, M. furfur, M. sympodialis, M. obtusa ve M. slooffiae türleri de bu hastalıkla ilişkili olarak rapor edilmektedir. Hastalıklı deriden alınan örnekler incelendiğinde farklı çalışmalarda farklı türlerin baskın olduğu görülmekte, prevelanstaki bu değişikliğin coğrafik farklılıklardan kaynaklandığı düşünülmektedir [3]. İnsanlarda Malassezia’ya bağlı enfeksiyonlara neden olan koşullar tam olarak anlaşılamamıştır, ancak araştırmacılar genetik ve çevresel faktörler, cildin normal florasındaki değişiklikler, immün baskılama ve aşırı terleme gibi farklı faktörlerin rolü olduğunu belirlemişlerdir [5].Malassezia’nın insan sebum trigliseritlerini hidrolize eden, oleik ve araşidonik asit gibi doymamış yağ asitlerini serbest bırakan lipaz aktivitesine sahip olduğu gösterilmiştir. Bu metabolitler, parakeratosis, hücre içi lipit damlacıkları ve düzensiz korneosit zarf gibi stratum

SEBOREİK DERMATİT İLE İLİŞKİLİ MALASSEZIA TÜRLERİNE TIBBİ BİTKİLERİN ETKİNLİĞİ

Page 111: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi110 111

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

corneum anormallikleri ile sonuçlanan anormal keratinosit farklılaşmasına neden olurlar. Bu tür değişiklikler, epidermal bariyer fonksiyonunda bozukluklara yol açar ve görünür lokal enflamasyon olsun veya olmasın, enflamatuvar yanıtı tetikler. Ek olarak, bu metabolitler, IL-1-a, IL-6, IL-8 ve TNF-a gibi pro-enflamatuvar sitokinler üretmek için keratinositleri indükler, böylece enflamatuvar yanıtı uzatır [4]. M. restricta ve M. globosa’nın genom analizleri, bu genusun lipid bağımlılığını açıklayan lipaz ve fosfolipaz familyası genlerini kodlayan enzimleri ortaya koymuştur. İnsan patojenik mantarları tarafından salgılanan enzimler, patojenlerin konakçı hücreyi işgalini ve yayılmasını sağlayan önemli faktörlerdir. Bu nedenle ekstraselüler lipazlar, asit sfingomiyelinazlar, aspartil proteazlar ve fosfolipazlar Malassezia türlerinin patojenite mekanizmalarında önemli rol oynamaktadır.Ayrıca, Malassezia ile konak etkileşimi alerjen üretimini uyarmaktadır. Bugüne kadar Malassezia türlerinden 13 alerjenin varlığı rapor edilmiştir. Bu mayaların protein yapıdaki bazı alerjenleri, insanlardaki enzimlerle benzer sekanslara sahip olmaları nedeniyle çapraz reaksiyona yol açmakta ve deri enflamasyonunu artırmaktadır [6].

TEDAVİDE KULLANILAN BİTKİLER VE BİTKİSEL PREPARATLARSD tedavisinde kortikosteroidler, topikal ajanlar ve antifungal ajanlar, keratolitik ajanlar ve kalsinörin inhibitörleri kullanılmaktadır. Antienflamatuvar ajan olarak kullanılan kortikosteroidler ve kalsinörin inhibitörleri uzun süreli kullanımda birçok yan etkiye neden olmaktadır. Bazı çalışmalar, Malassezia’nın antifungal ajanlara karşı direnç geliştirdiğini göstermektedir [2]. Son yıllarda sentetik ilaçlara karşı organizmaların geliştirdiği direnç mekanizmaları araştırıcıları, alternatif tedavi yöntemleri arayışına yönlendirmiştir. Malassezia’nın bitkisel özütler, uçucu yağlar ve bitkisel preparatlarla tedavisine yönelik literatürde çalışmalar mevcuttur.Hindistan’da 2012 yılında yapılan çalışmada Curcuma longa (zerdeçal) yağı çok iyi bir Malassezia inhibitörü olarak gözlenmiştir. Zerdeçal yağının disk difüzyon yöntemiyle belirlenen antifungal aktivitesinin, standart referans ilaçların yani gentamisin, streptomisin, klotrimazol ve ketokonazolünkilerden iki kat daha fazla olduğu belirtilmiştir. Zerdeçal yağının Malassezia furfur’a karşı elde edilen inhibisyon zon çapı 55 mm olarak ölçülmüştür. Burada tespit edilen en önemli bulgulardan biri M. furfur’un klotrimazol ve ketokonazole karşı dirençli olduğu bilgisidir. Zerdeçal yağı M. furfur’a karşı 0,1-2 μL/mL konsantrasyonlarda inhibitör etki göstermiş, 4 gün sonra bile, bu düşük konsantrasyonlarda hiçbir büyüme gözlenmemiştir. Bu bitkisel yağın, özellikle antifungal ilaçlara karşı dirençli Malassezia türleri için yakın gelecekte topikal formülasyonlarda ve allopatik ilaçlar için etkili bir alternatif olarak kullanılabileceği düşünülmektedir [8].Naeini ve ark. 2018 yılında yayınlanan çalışmalarında, Malassezia’nın 47 klinik izolatı üzerinde bazı tıbbi bitkilerin uçucu yağlarının etkisini araştırmışlardır. Klinik Malassezia suşları üzerinde, inhibisyon zonları ketokonazol için 12.5-15.6 mm ve flukonazol için 11.6-13.3 mm

SEBOREİK DERMATİT İLE İLİŞKİLİ MALASSEZIA TÜRLERİNE TIBBİ BİTKİLERİN ETKİNLİĞİ

Page 112: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi112 113

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

olarak bulunduğu halde, inhibisyon zonları Cuminum cyminum (kimyon), Lavandula stoechas (lavanta) ve Artemisia sieberi (mervent) uçucu yağında sırasıyla ortalama±SD: 50.0±0.0 mm, 46.8±3.1 mm ve 36.9±5.7 mm bulunmuştur. Malassezia’nın klinik suşlarına karşı en yüksek antifungal aktivite C. cyminum uçucu yağında saptanmıştır [5].Nazeri ve ark. tarafından yapılan başka bir çalışmada ise hastalardan izole edilen 3 farklı Malassezia türü üzerinde Urtica dioica (ısırgan otu yaprağı), Citrullus colocynthis (Ebu Cehil karpuzu), Camellia sinensis (yeşil çay), Arctium lappa (dul avrat otu) ekstrelerinin antifungal etkisi incelenmiştir. Bu çalışmanın sonucunda, tüm bitkilerde etkinlik bulunmakla birlikte C. colocynthis (Ebu Cehil Karpuzu) özütünün anti-Malassezia aktivitesinin daha yüksek olduğu bulunmuştur. C. colocynthis özütünün kompozisyonu analiz edildiğinde flavonoidler, saponinler, alkaloitler, fenolikler, riboflavin, tiamin ve askorbik asit içerdiği tespit edilmiştir. Özellikle fenolik bileşiklerin yüksek antimikrobiyal potansiyeli konusunda uzun zamandır çalışmalar mevcuttur. Fenolik bileşikler, mikroorganizmalardaki proton hareket gücünü bozar, hücre içi bileşenleri parçalar, hücre homeostazını bozar, elektron taşınmasında ve oksidatif fosforilasyonda yer alan enzimleri inhibe etmenin yanı sıra, sitoplazmik bileşenleri koagüle ederek biyosentetik reaksiyonların durmasına neden olur. Flavonoidlerin antimikrobiyal etkisi, nükleik asit sentezinin, sitoplazmik membran fonksiyonunun ve enerji metabolizmasının inhibisyonu şeklinde gerçekleşir. C. colocynthis etanolik özütünün Malassezia spp’ye karşı antifungal aktivitesinden bu farklı türdeki kimyasal bileşikler sorumludur [9].Farklı araştırmacıların Malassezia kontrolü ile ilgili bitkisel kaynaklı bileşiklerle yaptıkları diğer çalışmalarda, Aloe vera (tıbbi sarısabır), Eucalyptus globulus (okaliptüs), Phyllanthus emblica (amla), Acacia concinna (akasya), Lawsonia inermis (kına) ekstrelerinin de antifungal etkiye sahip olduğu bulunmuştur [10,11,12,13].İncelenen çalışmalarda, dikkati çeken en önemli konu antifungal olarak kullanılan sentetik ilaçların birçoğuna karşı Malassezia klinik izolatlarının direnç geliştirmiş olması nedeniyle bitki özütleri ve uçucu yağların etkinliğinin çok daha yüksek bulunmuş olmasıdır. Bitkilerle SD ile ilişkili Malassezia türlerine karşı başarılı sonuçlar alınmakla birlikte, bu bitkilerden elde edilen özütlerin amacına uygun kullanılabilmesi için sağlık, ürün güvenliği ve kalite kriterlerini sağlayacak şekilde bir süreçten geçmesi ve kullanılan tıbbi bitkilerin İyi Tarım ve Toplama Uygulamaları’ na uygun olarak elde edilmiş olması gerekmektedir [14].

SONUÇ Malassezia ile ilişkili en önemli hastalıklardan biri, görünüm açısından büyük önem taşıyan SD’dir. Bu deri hastalığı kortikosteroidler, kalsinörin inhibitörleri ve antifungal ilaçlarla geleneksel olarak tedavi edilmeye çalışılmaktadır. Ancak bu ilaçların yan etkileri nedeniyle kullanımları sınırlı olmaktadır. Bunun yanı sıra insan patojeni olan birçok mikroorganizma gibi bu organizmanın da antifungal ajanlara karşı kazandığı direnç tedavide başarısız sonuçlar alınmasına yol açmaktadır. Bu nedenle, antimikrobiyal ajanların bitkiler gibi diğer kaynaklardan elde edilmesi için yapılacak çalışmalar büyük önem taşımaktadır. Malassezia’nın inhibisyonu için tıbbi bitkiler

SEBOREİK DERMATİT İLE İLİŞKİLİ MALASSEZIA TÜRLERİNE TIBBİ BİTKİLERİN ETKİNLİĞİ

Page 113: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi112 113

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

ile alınan başarılı sonuçlar olmakla birlikte, SD tedavisine yönelik bitkisel antifungal preparatların geliştirilmesi için ileri düzeyde klinik ve mikrobiyolojik çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.

KAYNAKÇA[1] Xiao M, Zhang B, Wang Y, et al. Chinese herbal medicine for seborrheic dermatitis

complicated by allergy to topical agent : A case report. J Tradit Chinese Med Sci. 2017; 4(4):380-383.

[2] Barak-Shinar D, Del Rio R, Green L. Treatment of seborrheic dermatits using a novel herbal-based cream. J Clin Aesthetic Dermataolgy. 2017; 10(4):17-23.

[3] Aksoy M. Seborrheic dermatitis: Review. Turkiye Klin J Dermatol. 2016; 6(2):90-100. [4] Dessinioti C, Katsambas A. Seborrheic dermatitis : Etiology, risk factors, and treatments :

Facts and controversies. Clin Dermatol. 2019; 31(4):343-351. [5] Naeini AR, Nazeri M, Shokri H. Inhibitory effect of plant essential oils on Malassezia

strains from Iranian dermatitis patients. J Herbmed Pharmacol. 2018; 7(1):18-21. [6] Saunders CW, Scheynius A, Heitman J. Malassezia fungi are specialized to live on skin

and associated with dandruff, eczema, and other skin diseases. PLoS Pathog. 2012; 8(6):6-9.

[7] Tajima M, Sugita T, Nishikawa A, et al. Molecular analysis of Malassezia microflora in seborrheic dermatitis patients: comparison with other diseases and healthy subjects. J Invest Dermatol. 2008; 128(2):345-351.

[8] Sharma R, Sharma G, Sharma M. Comparative Antifungal Study of Essential Oil with Allopathic Drugs against Malassezia furfur. Int J Pharm Biol Arch. 2012; 3(1):89-93.

[9] Nazeri M, Ata-Bakhshian R, Taghizadeh M, et al. Antifungal activity of herbal extracts against Malassezia species. Iran J Dermatology. 2015; 18(1):10-15.

[10] Fozouni L, Taghizadeh F, Kiaei E. Anti-microbial effect of aloe vera extract on clotrimazole-resistant Malassezia furfur strains isolated from patients with seborrheic dermatitis in the city of Sari. Ann Military Health Sciences Res. 2018; 16(2):1-6.

[11] Pingili M, Vanga S, Raparla R, et al. Antifungal activity of plant extracts against dandruff causing organism Malassezia furfur. Int J Bioassays. 2016; 5(11):5047-5049.

[12] Goldenberg G. Optimizing treatment approaches in seborrheic dermatitis. J Clin Aesthet Dermatol. 2013; 6(2):44-49.

[13] Nejat S, Pirbaluti AG, Yazdani M, et al. In vivo antifungal activity of some medical herbs and propolis against fungal pathogens associated with ringworm. Int Conf Chem Environ Biol Sci. 2015; 1:154-156.

[14] Alğın Yapar E. Fitokozmetikler. Türk Farmakope Dergisi 2018; 3 (1): 110-116.

SEBOREİK DERMATİT İLE İLİŞKİLİ MALASSEZIA TÜRLERİNE TIBBİ BİTKİLERİN ETKİNLİĞİ

Page 114: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi114 115

Türk Farmakope Dergisi 2019, 4(1): 114-116

YARARLI BİLGİ VE DOKÜMANLAR

BİTKİSEL DROGLARIN TÜRKÇE İSİMLENDİRMESİNDE TÜRK FARMAKOPESİ KURALLARIBitkiler, “Uluslararası Botanik Adlandırma Kodu” [1] gerekliliklerine uygun olarak basit ve tek anlamlı iki Latince kelime kullanılarak adlandırılır. Bu bilimsel adlandırmada ilk kelime, bu türün ait olduğu cins ismidir. İkinci kelime ise tür için özel olan ve epitet olarak bilinen sıfat veya isimdir. Latince isimlerin arkasından, bu ismi kurallara uygun olarak ilk kez ortaya koyan ve bu ismi yayınlayan kişinin adı tam veya kısaltılmış olarak yazılır (Örn: Tymus zygioides Griseb.) [2].Bitkisel droglar, bitkinin tamamı, bir organı ya da bitki veya organdan bir işlem ile elde edilen bir üründür. Bitkisel drogların adlandırılmasında da belli kurallar izlenir. Droglar bitkilerin bilimsel adlarında olduğu iki kelimeden oluşur. İlk kelime drogun elde edildiği bitkinin cins adı, tür epiteti, yöresel adı veya hem cins hem tür adı olup, ilk harfi büyük harfle başlar, ikinci kelime ise bitkinin kullanılan kısmı, organı veya bitkiden elde edilen ürünün adıdır, ilk harfi küçük yazılır (Ör: Menthae folium=Nane yaprağı) [3]. Aşağıdaki tabloda drogların adlandırılmasına örnekler verilmiştir:Bitkilerin bilimsel adlarının Türkçe olarak ifadesinde bazı zorluklarla karşılaşılmaktadır; birbiri ile ilgisiz bitkiler farklı yörelerde aynı adı taşıyabilmekte veya aynı bitki türüne farklı illerde ayrı Türkçe isimler verilebilmektedir. Ayrıca normal isimler, cins veya tür altı kategoriler dikkate alınmadan kullanılmaktadır [2]. Aynı bitkinin ülkenin her tarafında aynı adla bilinmesinin gerekliliği ortadadır. Türkçe bitki isimlerinin yer aldığı çeşitli bilimsel kaynaklar bulunmaktadır [4-6]. Ülkemizdeki bitkilere ait Türkçe adlar etnobotanik çalışmalarla derlenmekte, adlandırılmamış olanlara Türkçe ad verilmesi ve bu adların yaygın kullanımının sağlanmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır [7].Bitkisel drogların Türkçe olarak isimlendirilmelerinde de benzer sorunlar yaşanmaktadır. Bitkisel drog monograflarının Türkçe isimlendirilmelerinin güncelleme çalışmaları yapılırken bu sorunları en aza indirmek amacıyla aşağıdaki hususlar dikkate alınmıştır:

1. İsimlerin TDK yazım kurallarına ve Türk Farmakopesi’nin hazırlanmasına ilişkin kılavuzda yer alan Türk Farmakopesi terimleri sözlüğüne uygun olması,2. Drogların öncelikle Latince adlarının tam olarak karşılığı olan ifadelerin seçilmesi (Capsici fructus=Acıbiber meyvesi, Karabuğday toprak üstü kısımları=Fagopyri herba),3. Floramızda yayılış gösteren bitkilerin halk arasında bilinen isimlerinin mevcut

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2019

Page 115: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi114 115

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019YARARLI BİLGİ VE DÖKÜMANLAR

Bitkinin bir kısmından hazırlanan droglar Bitkide patolojik olarak oluşan veya bir işlem ile elde edilen droglar

Bulbus: Soğan

Cortex: Kabuk

Flos, Flores: Çiçek, çiçekler

Folium, Folia: Yaprak, yapraklar

Fructus: Meyva

Gemmae, Turiones: Dal tomurcukları

Gland, glandulae: Salgı tüyü, tüyleri

Herba: Toprak üstü kısımlar

Lignum: Odun

Pulpa: Etli mezokarp

Radix: Kök

Rhizoma: Toprakaltı gövdesi, rizom

Semen: Tohum

Stipes, Stipites: Dal, sap; dallar, saplar,

Stylus, Styli: Stilus-boyuncuk, boyuncuklar

Summitates: Dal uçları

Tuber, tubera: Yumru, yumrular

Aetheroleum: Uçucu yağ

Amylum, Amyla: Nişasta, nişastalar

Balsamum: Balsam

Cera: Mum

Gallae: Mazılar

Gummi resina: Reçineli zamk

Gummi: Zamk

Oleum: Sabit yağ

Pix: Katran

Resina: Reçine

Page 116: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi116 117

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

kaynaklarda yer aldığı haliyle ve uygun yazım şekli ile kullanılması (Altınbaşak toprak üstü kısımları=Solidaginis virgaureae herba),4. Floramızda yayılış göstermeyen bitkiler için;a. Diğer türlerden ayırt edici olabilmesi amacıyla, tür epitetlerinin drog adından sonra virgül ile ayrılarak eklenmesi (Angelicae pubescentis radix=Melekotu kökü, tüylü, Clematis armandii caulis=Akasma gövdesi, armandi),b. Cins adının Türkçe okunduğu şekilde kullanılması (Anemarrhenae asphodeloides rhizoma=Anemarhen rizomu),c. Sadece belirli ülkelerde yayılışı olan türleri diğerlerinden ayırmak için, bulundukları ülke isimlerinin drog isminden sonra virgül ile ayrılmak suretiyle eklenmesi (Belamcandae chinensis rhizoma=Belamkanda rizomu, Çin, Dioscoreae nipponicae rhizoma=Dioskorea rizomu, Japon),d. Halk arasında yaygın olarak bilinen yabancı isimlerin muhafaza edilmesi (Guarana, Mate),e. Popüler İngilizce isimlerinin Türkçe karşılıklarının seçilmesi [Andrographidis herba=Acıların kralı (King of bitter) toprak üstü kısımları] gibi konulara dikkat edilmiştir.

YARARLI BİLGİ VE DÖKÜMANLAR

KAYNAKÇA

[1] Turland NJ, Wiersema JH, Barrie FR, Greuter W, Hawksworth DL, Herendeen PS, Knapp S, Kusber W-H, Li D-Z, Marhold K, May TW, McNeill J, Monro AM, Prado J, Price MJ& Smith GF. (eds.) 2018: International Code of Nomenclature for algae, fungi, and plants (Shenzhen Code) adopted by the Nineteenth International Botanical Congress Shenzhen, China, July 2017. Regnum Vegetabile 159. Glashütten: Koeltz Botanical Books. DOI https://doi.org/10.12705/Code.2018

[2] Seçmen Ö, et al. Tohumlu Bitkiler Sistematiği, E.Ü. Fen Fakültesi Kitaplar Serisi, No: 116, 1995: İzmir.

[3] Tanker N, Koyuncu M, Coşkun M, Farmasötik Botanik, Ankara Ü. Eczacılık Fakültesi Yayınları No: 88, 2004:Ankara.

[4] Güner A. (Ed.), Türkiye Bitkileri Listesi (Damarlı Bitkiler). İstanbul: ANG Vakfı, Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi Yayınları, 2012.

[5] Tuzlacı E. Türkiye Bitkileri Sözlüğü. Alfa Yayınları. 2.Baskı. 2011: İstanbul[6] Baytop T. Türkçe Bitki Adları Sözlüğü. Türk Dil Kurumu Yayınları. No: 578. 1997: Ankara[7] Türkçe Bitki Adları Yönergesi. 24.12.2018 tarihinde https://www.bizimbitkiler.org.tr/v2/

scripts/tba_yonerge.pdf adresinden erişildi.

Page 117: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi116 117

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019YARARLI BİLGİ VE DÖKÜMANLAR

Türk Farmakopesi Terimleri

Türk Farmakopesi farklı çalışma gruplarınca hazırlandığından terim birliğinin sağlanması önem taşımaktadır. Türk Farmakopesi bünyesinde yer alacak yabancı dillerdeki terimlerin Türkçe karşılıklarının kullanılması amacıyla “Türk Farmakopesi Terimleri” çalışmaları gerçekleştirilmiş ve yaklaşık 2000 terimin değerlendirilmesi yapılmıştır. Türk Farmakopesi Terimleri “P-R-S-T-U-V-Y-Z” harfleri ile başlayan terimler grubu Tablo 1.’de sunulmuştur.

Tablo 1. Türk Farmakopesi Terimleri “P-R-S-T-U-V-Y-Z” harfleri terimler grubu.

TERİM KARŞILIKpacking dolgulupaddle apparatus palet cihazıpale solukpapillose papillalıparalitic paralitikparalysis felçparameter değişkenparticle parçacıkparticle size distribution parçacık büyüklüğü dağılımıpartly, partially kısmen, kısmipassage geçişpaste patpastille pastilpattern örüntüpeak doruk, pikpeak splitting doruk yarılması, pik yarılması

peak splitting may not always occur. doruk (pik) yarılması her zaman oluşmayabilir.

peak-to-valley ratio doruk (pik) -vadi oranıpedicel çiçek sapıpenetration enhancers geçirgenlik arttırıcı

Türk Farmakope Dergisi 2019, 4(1): 117-131

TÜRK FARMAKOPESİ TERİMLERİ

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2019

Page 118: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi118 119

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

peptide mapping peptit haritalamaper cent yüzde, %perceptible algılanabilirpercolation süzülmepercolator filtreperformance başarımperiferal çevreselperiod süreçperiodontal dişetiperoxide value peroksit değeripersistent taste kalıcı tatpessary ovülpetal taç yaprakpetiole yaprak sapıpharmaceutical technical procedure farmasötik teknik işlempharmacopeial harmonisation farmakope uyumupill happillules pilülpilose yumuşak kılsıpit çukurpith öz, gövdenin, dalın yumuşak orta kısmıpits çukurcukplaster for provocation test provokasyon testi için plasterplate tabaka, plak, plakaplatinoid platinoitpocedure işlempoint of inflexion dönüm noktasıpointed işaretlenmiş, sivri uçlupoliclonal çok tip hücre kaynaklıpolygonal çok köşelipolyhedral çok yüzlüpopulation sürü, toplulukpore size gözenek boyutu (büyüklüğü)porosity gözeneklilikporous gözenekli

TERİM KARŞILIK

YARARLI BİLGİ VE DÖKÜMANLAR

Page 119: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi118 119

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

port girişportion kısım, miktarposition yer, konumpost-column solution kolon sonrası çözeltipotency etkinlikpotential gizil, potansiyelpotentisation güçlendirmepouch kesepoultice lapapoultry kümes hayvanlarıpour-on emulsion dökme emülsiyonpour-on solution dökme çözeltisipour-on suspension dökme süspansiyonpractically insoluble hemen hemen hiç çözünmezpractically soluble hemen hemen çözünürpreceding test önceki testprecipitate çökeltiprecipitating solution çöktürme çözeltisiprecolumn ön kolon / kolon öncesipreconditioning ön şartlandırmaprecursor öncülpremix for medicated feeding stuff ilaçlı ön karışımpreparation hazırlıkprescribed solution tarif edilen / tanımlanan / belirlenen çözeltipressurasition basınçlandırmapressurised metered-dose basınçlı ölçülü dozpretreatment ön işlemprimer birincil, öncülprincipal esas, temelprincipal serovar esas serotürprocedure işlem, uygulamaprocess capability işlem / süreç yeterliliğiproduction üretimprogeny döl, soyprogressively kademeli olarak

TERİM KARŞILIK

YARARLI BİLGİ VE DÖKÜMANLAR

Page 120: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi120 121

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

prolonged release dosage form uzatılmış salım sağlayan dozaj şekliprominent çok belirgin, göze çarpanproportion oranprotect the solutions from light çözeltiler ışıktan korunurprotected from light ışıktan korunmaprotein marker protein belirteciprotruding çıkıntılıprotrusion çıkıntıprotuberance tümsek, kabarcıkprovision koşulproximal yakınpubescent kısa yumuşak tüylüpulsatile-release intraruminal device aralıklı salım sağlayan rumen içi cihazpulse program atım / vuruş programıpulsed atımlıpulsed splitless kesintisiz atımpulseless atımsızpumice sünger taşıpunctiform nokta şeklindepungent taste keskin tatpurged (instrument) temizlenmişpurify saflaştırmakpurple morpustikulat belirgin kabarcıklıpyriform armut şeklindepyrolysis ısıl bozunmaquadrangular dört köşeliquality assurance kalite güvencesiquantified ayarlı, nicelleştirilmişquantity miktar, nicelikquasi yarıquenching sönen, sönümlemequenching zone sönen lekequilled kıvrılmışradially ışınsal

TERİM KARŞILIK

YARARLI BİLGİ VE DÖKÜMANLAR

Page 121: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi120 121

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

radiate ışıma, ışınsalradiation ışınradicle kökçükradioactive decay radyoaktif bozunmaradiolabelling radyoakif işaretlemeradionuclide generator radyonüklit üreteçradiopharmaceutical precursor radyofarmasötik öncülradiopharmaceutical precursor, solution radyofarmasötik öncül, çözeltiramp time erişme süresirange aralık, oranrapid-flow filter paper hızlı-akışlı süzme kağıdırayon yapay ipekreaction tepkimereagent ayıraç, reaktifreasonable akılcırecommendation önerireconstituted yeniden çözünmüş / yapılandırılmışrecovered geri kazanılanrecovery geri kazanımrectal rektalreducing indirgen, indirgeyicireducing sugar indirgeyici / indirgen şekerrefer kaynak almakreference şahitreflux condenser geriçeviren soğutucurefractive index kırılım imlecirelated ilgilirelative bağılrelative dansity bağıl yoğunlukrelative percentage survival (rps) bağıl hayatta kalma yüzdesirelative retention bağıl alıkonmarelease salımrelevant ilgiliremain arta kalanrepeatability tekrarlanabilirlik

TERİM KARŞILIK

YARARLI BİLGİ VE DÖKÜMANLAR

Page 122: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi122 123

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

reporting threshold rapor edilen eşikreproduce tekrar üretmekreproducibly tekrarüretilebilirlikrequirement gereklilikresidue kalıntıresidue on evaporation buharlaştırmada kalıntıresidue on ignition yakmada kalıntıresinified essential oil reçineleşmiş uçucu yağresinous reçinemsiresolution ayırım gücüresolving gel ayırıcı jelresponse factor yanıt etmeniresulting solution elde edilen çözelti, son çözeltiretardation geciktirmeretention time alıkonma zamanıreticula ağreticulate ağsıreversion eski haline döndürmerevised düzenlenmiş, gözden geçirilmişrhomboidal baklavamsıridge çizgi, sırtrinse yıkamakripe olgunrolled yuvarlanmışrootlet kökçükrotary evaporator döner buharlaştırıcırotating viscometer döner viskozimetreround-bottomed flask yuvarlak altlı balonround-bottomed flask with a ground-glass neck yuvarlak altlı şilifli balon

rounded yuvarlatılmış,rounded triangular yuvarlatılmış üçgenroutine alışagelen, alışılmışrubbed ovalanmışrun time analiz süresi

TERİM KARŞILIK

YARARLI BİLGİ VE DÖKÜMANLAR

Page 123: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi122 123

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

sachet saşesafety güvenliliksalmonid alabalıksample örneksaponification value sabunlaşma değerisapwood yumuşak odunscale ölçekscalp solution kafa derisi çözeltisiscaly pulluscarious zarımsıscattered dağılmış, saçılmışschedule plan, programsclereid taş hücresiscore puanlamascratching kazımascrub fırçaseal kapatmak, mühürlemek, sızdırmazlıksealant yapıştırıcısealant matrix yapıştırıcı ortamsealant powder yapıştırıcı tozsecond identification ikinci tanımasecretory trichome salgı tüyüsedimentation çökelme, çökmeseed tohumseed material ekim maddesi, tohumsemi-empirical yarı deneyselsepal çanak yaprakseparating funnel ayırma hunisiseparation ayırımseparator ayırıcıseptum bölmesequence dizisequence analysis dizi analizisequencer dizileyicisequencing dizileme

TERİM KARŞILIK

YARARLI BİLGİ VE DÖKÜMANLAR

Page 124: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi124 125

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

sequentially ardışıkseries of graded volume kademeli hacim serisiseronegative seronegatifsero-response serum yanıtserovar serotipsettled mass çökmüş kütlesettling volume çöken hacimshallow sığ, yüzeyselshampoo şampuansheath kınshift range kayma aralığıshiny flakes parlak tanelershort term kısa dönemshoulder omuzsignal-to-noise ratio sinyal-gürültü oranısignificant önemlisilanised silanlanmış / silanlısinking time batma zamanısintered-glass sinterlenmiş / sinterli camsinuate körfezlisinuous körfezlisize boyutsize-exclusion chromatography boyut ayırma kromatografisislide lamslight excess çok az miktardaslightly hafifçeslightly soluble az çözünürslit yarıkslurry bulamaçsmallest necessary quantity gerekli olan en küçük miktarsmokeless flame dumansız alevsmooth düz yüzeyli, pürüzsüz, yumuşaksodium edetate sodyum edetatsolid state katı hal

TERİM KARŞILIK

YARARLI BİLGİ VE DÖKÜMANLAR

Page 125: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi124 125

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

solidify katılaşma / sertleşme / katılaştırmak / sertleştirmek

solitary tek, yalnız başınasolubility çözünürlüksolubilizing çözünürleştiricisoluble çözünebilir, çözünürsoluble tablet çözünebilir / çözünür tabletsolute çözünensolution for blood fraction modification kan fraksiyonu modifikasyonu çözeltisisolution for haemodialysis / haemofiltration hemodiyaliz / hemofiltrasyon çözeltisi

solution s. çözelti s. (s çözeltisi)solvent çözücüsolvent for... ...için çözücü

some decomposition may occur on drying kurutma sırasında bir miktar bozunma olabilir.

sonicate ultrasonik işlem uygulanırsonicate if necessary gerekirse ultrasonik işlem uygulanır.sorption emilme, soğurmasource kaynaksparingly soluble zor çözünürsparse seyrekspecies türspecific özgülspecific absorbance at the absorption maximum en yüksek soğurmada özgül soğurum

specific optical rotation özgül optik çevirmespecification özgüllükspecificity özgüllükspecified impurities belirlenmiş safsızlıklarspectra izgespectral izgeselspectral range izgesel aralıkspectrum izgespesific limit özgül sınırspesification özellik

TERİM KARŞILIK

YARARLI BİLGİ VE DÖKÜMANLAR

Page 126: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi126 127

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

sphenoidal kama biçimlispherical küreselspherical difunctional bonded küresel işlev bağlıspherical difunctional bonded end-capped küresel çift işlevli bağlı ucu kapatılmışspheroidal basık küreselspindle milspirally sarmalsplit yarılmasplit ratio yarılma oranısplitless kesintisizspot lekespot-on emulsion damlatma emülsiyonuspot-on solution damlatma çözeltisispot-on suspension damlatma süspansiyonusprey sprey, püskürtmespurious taklitspurred mahmuzlusqueeze ezmekstability kararlılıkstabilize kararlıstabilizer dengeleyici, koruyucustaining boyamastalk sapstaple lifstarchy nişastalıstationary phase sabit fazsteam gövdestellate yıldızstem cell kök hücrestiff sertstock solution stok / ana çözeltistomach irrigation mide yıkama çözeltisistorage saklamastrain suş, türstriated çizgicikli

TERİM KARŞILIK

YARARLI BİLGİ VE DÖKÜMANLAR

Page 127: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi126 127

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

striation çizgicikstriations şeritlistrip şeritstrong kuvvetlisubcritic dönüşülaltısubculture altkültürsubfusiform hafifçe iğimsisublime süblimleşmesublingual dilaltısubspherical hemen hemen küreselsubstance to be examined incelenecek maddesubstitution yer değiştirmesub-visible particle görünüraltı parçacıksulphated ash sülfat külüsum of impurities other than a a dışındaki toplam safsızlıksuperimposed birleştirilmişsupernatant üst fazsuppository supozituvarsuppressor regeneration solution baskılayıcı yenileme çözeltisisurface active agent yüzey etken maddesustained-release sürekli salımsüblimat uçuntusweep width tarama genişliğisweetening agent tatlandırıcıswelling şişmeswirl gently hafifçe sallanırsymmetry factor simetri faktörüsyrup şurupsyrup in sachet şurup içeren şasesyrupy şurupsusystem suitability sistem uygunluğutablet tablettamper-proof container kurcalanamaz kaptangential section teğetsel kesittaper daralmak, incelmek

TERİM KARŞILIK

YARARLI BİLGİ VE DÖKÜMANLAR

Page 128: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi128 129

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

taproot kazık köktared darası alınmıştassel püskül, demetteat dip meme ucu daldırmaterminal sterilization son mikropsuzlaştırmatest animals deney hayvanlarıthermal ısılthermal schock resistance ısıl şok direncithickening agent kıvam vericithreshold eşiktime domain vuruş gecikmesitime of flight uçuş zamanlıtimed activation period zamanlanmış etkinleşme dönemitimer zamansayartoothpaste diş macunutopical topikaltotal toplamtotal ash toplam kültrace esertransfer-line aktarım hattıtranslucent yarı saydamtransmammary meme yoluylatransmission geçiş, geçirgenliktransparent saydamtransplacental plasenta yoluylatransverse section enine kesittreat each solution as follows her çözelti aşağıdaki gibi işlemden geçirilirtreating muamele edilentriantenar üç dallıtrichomes tüylertriturate ezip, toz etmektropism yönelimtruncated küttubular tüpsü, tüp şeklindeturbid bulanık

TERİM KARŞILIK

YARARLI BİLGİ VE DÖKÜMANLAR

Page 129: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi128 129

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

twig ince dalultraviolet morötesiuncertainty factor belirsizlik etmeniuncomminuted ufalanmamışunctuous kayganunder nitrogen azot altındaunderground organ toprakaltı organundulate dalgalıuneven pürüzlüunicellular tek hücreliuniformity tekdüzelikuniformity of content içerik tekdüzeliğiuniformity of dosage unit doz birimi tekdüzeliğiuniseriate bir sıralı

unless otherwise indicated or restricted aksi belirtilmedikçe veya sınırlandırılmadıkça

unless otherwise justified and authorized başka şekilde belirlenmedikçe ve izin verilmedikçe

unless otherwise prescribed aksi belirtilmedikçeunless otherwise prescribed or justified and authorised

başka şekilde belirtilmedikçe veya aksi belirlenmedikçe ve izin verilmedikçe

unlined çizgisizunlubricated kayganlaştırıcısızunpleasant hoş olmayanunsaponifiable sabunlaşmayanunsaturated doymamışunspecified impurities belirsiz safsızlıklarupright dikup-stream processing yukarı akışlı işlemurethral emulsion üretral emülsiyonurethral gel üretra jeliurethral stick üretra çubuğuvaccinated aşılıvaccine composition aşı bileşimivaginal vajinalvalidate geçerli kılma

TERİM KARŞILIK

YARARLI BİLGİ VE DÖKÜMANLAR

Page 130: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

Türk Farmakope Dergisi130

validation geçerlilikvariable amount of water değişken miktarda suvariant türvariation sapmavascular bundles iletim demetivascular tissue iletim dokusuvector taşıyıcıvector-derived taşıyıcı kaynaklıvein damarvelocity hızvenom zehirvent-cock havalandırma musluğuventral karınventral suture karın dikişiverify doğrulamakverrucose kabarcıklı, siğillivery slightly soluble çok az çözünürvery soluble çok çözünürvessel damar, kap, odun borusu (botanik)veterinary veterinerlikvial vialvigorously kuvvetliceviolet menekşevirgin işlenmemişvirulence öldürücülük, zehirlilikvirulent öldürücü, zehirliviscosity vizkoziteviscosity increasing agent vizkozite artırıcı maddevisible görünürvolatile uçucuvoltage gerilimvolumetric flask balonjojevoluminous hacimliwadding tampon, tıkaçwarm slightly hafifçe ısıtılır

TERİM KARŞILIK

YARARLI BİLGİ VE DÖKÜMANLAR

Page 131: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019

Türk Farmakope Dergisi 131

wart siğil, kabarcıkwatch glass saat camıwater for injection enjeksiyonluk suwater repellant su iticiwater-bath su banyosuwater-holding su tutmawavy dalgalıwaxy mumsuwedge kamawell-filled container tam doldurulmuş kapwetting agent ıslatıcı

where applicable uygulanabilir olduğunda, uygunsa, uygulanabildiğinde, gerektiği hallerde

where appropriate uygun olduğu durumlardawhere justified and authorised uygun bulunduğu ve onaylandığı şekildewhere necessary gerektiğindewhole cell tam hücrewild yabaniwild virus vahşi / yabani virüswith the aid of ultrasound ultrasonik işlem yardımıylawithered solmuşwithout previous drying önceden kurutmaksızınwork in a fume cupboard çekerocakta çalışılırworking cell bank çalışma hücre bankasıworking seed lot çalışma tohum serisiworking standard çalışma standartıwound stick yara çubuğuwrinkled kırışmışx for peak identification crs doruğu tanımlanmış x crsyellowish sarımsızero filling sıfırla doldurmak (mat.)

TERİM KARŞILIK

YARARLI BİLGİ VE DÖKÜMANLAR

Page 132: TÜRK FARMAKOPE - titck.gov.tr · küçük harflerle yazılmalıdır. Birinci ve ikinci tüm alt başlıklar siyah ve koyu yazılmalıdır. Alt başlıklar ile bir önceki paragraf

Türk Farmakope Dergisi Türk Farmakope Dergisi132 PB

Cilt:4 Sayı:1 Yıl: 2019