temerrut nedeniyle tahliye
DESCRIPTION
Kiracinin Kira Bedelini Zamaninda Ödememesi ve buna karşı başvurulabilecek hukuki yollar(Temerrüt Nedeniyle Tahliye)TRANSCRIPT
I
ĠSTANBUL BAROSU STAJ EĞĠTĠM MERKEZĠ
KĠRACININ KĠRA BEDELĠNĠ ZAMANINDA
ÖDEMEMESĠ VE BUNA KARġI
BAġVURULABĠLECEK
HUKUKĠ YOLLAR
(TEMERRÜT NEDENĠYLE TAHLĠYE)
HAZIRLAYAN
Stj. Av. Mehmet Aykut CĠHANGĠR
Staj Sicil No: 33632
ġUBAT 2007, ĠSTANBUL
TESLĠM TARĠHĠ : 07.02.2007 STAJ BĠTĠM TARĠHĠ : 15.02.2007
II
ÖNSÖZ
Tez konum, Türk Kira Hukuku‘nda ―Kiracının Kira Bedelini Zamanında
Ödememesi Ve Buna KarĢı BaĢvurulabilecek Hukuki Yollar (Temerrüt Nedeniyle
Tahliye)”dir.
Kira hukuku, Türk hukukunda belki en fazla uygulaması bulunan hukuk
dallarından birisidir. Kira hukukunun en güncel alanını ise hiç Ģüphesiz, tahliye
davaları oluĢturmaktadır. Tez konumu teĢkil eden temerrüt nedeniyle tahliye davaları
da, uygulamasının bir hayli fazla olması nedeniyle içtihatlarla her geçen gün
yenilenmektedir. Bahsi geçen düĢünceler, tezimi, ilgili konuda hazırlamamda
belirleyici olmuĢtur.
Kira hukuku ile ilgili yasal düzenlemeler, öncelikle 22.04.1926 tarih ve 818 sayılı
Borçlar Kanunu‘nun ―Akdin Muhtelif Nev‘ileri‖ baĢlığını taĢıyan 2‘nci kısmının 8‘inci
babında yer almıĢtır. Genel nitelikli hükümler sevk eden Borçlar Kanunu‘nun
uygulamadaki ihtiyaçlara tam olarak cevap verememesi üzerine 18.05.1955 tarih ve
6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun kabul edilmiĢtir. Borçlar
Kanunu‘na göre, özel nitelikte bir kanun olan 6570 sayılı Yasa, kiracıyı korumak
üzere sosyal mülahazalarla ihdas edilmiĢtir. Kira Kanunu olarak da anılan söz konusu
yasa, kiracıyı koruyucu hükümler sevk etmektedir. 6570 sayılı Yasa, kiracının
kiralanandan tahliyesini Kanun‘da tahdidi olarak sayılan nedenlere bağlamıĢtır.
Tezim, esasen üç ana bölümden oluĢmaktadır:
— Birinci bölümde, ―Borçlar Kanunu’na Göre Kiracının Kira Bedelini Zamanında
Ödememesi Nedeniyle Kira SözleĢmesinin Feshi Ve Sonuçları”
— Ġkinci bölümde, “Feshin Hükümleri”;
—Üçüncü bölümde, ―6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanuna (GKK)
Göre Kira Bedelinin Ödenmemesinden Dolayı Ġki Haklı Ġhtar Nedeniyle Tahliye”
(6570 s.k. Md.7/e)
incelenmektedir.
Tezde; mevzuattan, doktrindeki ve uygulamadaki konuyla ilgili temel eserlerden,
güncel makalelerden, Yargıtay içtihatlarından yararlanmakla birlikte, akıcı bir dil
kullanmaya ve gereksiz tekrarlardan mümkün olduğu ölçüde kaçınmaya çalıĢtım.
III
Kira hukuku, esasen içtihatlarla geliĢen bir hukuk dalıdır, bu nedenle çok sayıda
örnek mahkeme kararları doğrultusunda hazırlamıĢ olduğum tezin uygulamacılar için
de istifade edilebilecek bir çalıĢma olduğu kanaatindeyim. Tezde, doktrindeki temel
eserlerden azami ölçüde istifade edilmiĢ olup yazarların konu hakkındaki görüĢlerine
geniĢ ölçüde yer verilmiĢtir. Buradaki temel hareket noktası ise Ģu olmuĢtur;
Hukukçu her zaman mer‘i olan hukuku uygular; bununla birlikte hadiseleri
olması gereken hukuk (de lege feranda) açısından eleĢtirel bir hukuk mantığı ile
sorgular. Zira hukuk dinamiktir, hayatın içinde yaĢayan bir varlıktır. Hukuk kuralları
bireylerin ve toplumların ihtiyaçlarına cevap verebildiği ölçüde mer‘iyette kalabilir. Bu
anlamda mer‘i hukuk aynı zamanda geliĢen ve değiĢen dünyada bireylerin ve
toplumların ihtiyaçları doğrultusunda değiĢebilme ve hatta yürürlükten kaldırılabilme
yeteneği/potansiyeli olan hukuktur.
Hukuk yazınına katkı sağlamasını ümit ederek özveri ile hazırladığım bu amatör
ruhlu çalıĢmanın aynı zamanda uygulamacılara da faydalı olması Ģahsımı
onurlandıracaktır.
Saygılarımla.
Stj. Av. Mehmet Aykut CĠHANGĠR
Ġstanbul, 2007
IV
ĠÇĠNDEKĠLER
ÖNSÖZ ……………………………………………………………………………………….ii
KISALTMALAR …………………………………………………………………………….xi
KAYNAKÇA ………………………………………………………………………………..xii
I. GĠRĠġ …………………………………………………………………………………..…...1
A. G.K.K’ NĠN UYGULAMA ALANI …………………………………………………….1
B. G.K.K’ NĠN UYGULAMA ALANINA ĠLĠġKĠN KOġULLAR……..………………...1
II. BORÇLAR KANUNU’NA GÖRE KĠRACININ KĠRA BEDELĠNĠ
ZAMANINDA ÖDEMEMESĠ NEDENĠYLE
KĠRA SÖZLEġMESĠNĠN FESHĠ VE SONUÇLARI……………………………………3
A. KĠRA PARASI KAVRAMI VE KĠRA PARASININ NĠTELĠĞĠ ……..….……….…..3
1. DOKTRĠNDE BAZI YAZARLARA GÖRE KĠRA PARASI …………..…...……....3
2. YARGITAY UYGULAMASINA GÖRE KĠRA PARASI ……………………..…....4
B. KĠRA BEDELĠNĠN KAPSAMI ……………………………………………………. ….4
1. KĠRA BEDELĠNE DÂHĠL OLMAYAN HUSUSLAR ……………...…………..…..4
a. Temizleme ve aydınlatma resmi …...………………………………………...…4
b. Su parası …………………………………………….………………………...….4
c. Kapıcı parası ………………………………….……………………….……..…..4
d. Elektrik parası…………………………………………………………….…..…...5
C. KĠRACININ KĠRA BEDELĠNĠ ÖDEME BORCU …………….. ………………..…..5
1. GENEL OLARAK ………………………………………………………….…….…..5
2. KĠRA BEDELĠNĠN ÖDENME ZAMANI ………………………….……….…..……6
3. KĠRA BEDELĠNĠN ÖDENME YERĠ VE ÖDENME ġEKLĠ ..…..……………..….8
D. KĠRA BEDELĠNĠN ÖDENMESĠ ĠLE ĠLGĠLĠ BAZI DURUMLAR
VE KONU ĠLE ĠLGĠLĠ OLARAK YARGITAY ĠÇTĠHATLARI ĠLE
KABUL EDĠLEN ĠLKELER ……………………………..………………………….11
1. KĠRA SÖZLEġMESĠNDE ÖZEL HÜKÜM YOKSA BĠRDEN FAZLA
KĠRACI KĠRA BEDELĠNĠN ÖDENMESĠNDEN
EġĠT ORANDA SORUMLUDUR …………..……………………………..……...11
V
2. KĠRALANANIN SATILMASI HALĠNDE; YENĠ MALĠK, ĠLK MALĠKE KĠRA
BORCUNU PEġĠN OLARAK ÖDEYEN KĠRACIDAN, AYNI DEVRE ĠÇĠN
TEKRAR KĠRA ĠSTEMESĠ MÜMKÜN DEĞĠLDĠR ……….……………………..11
3. SÖZLEġME UYARINCA; SENELĠK ÖDENMESĠ GEREKEN KĠRA BEDELĠ
UZUN SÜRE AYDAN AYA ÖDENĠR VE KĠRALAYAN DA BUNU KABUL
EDERSE, BU KONUDA BĠR TEAMÜL YERLEġMĠġ SAYILIR…..…………....11
4. KĠRACI SÖZLEġMEDE KARARLAġTIRILAN KĠRA SÜRESĠ
ĠÇĠNDE KĠRALANANI FĠĠLEN KULLANMASA DA
KĠRA BEDELĠNĠ ÖDEMEK ZORUNDADIR ………………………….………..11
5. KĠRALANAN, KULLANILIRKEN KĠRACININ KUSURU OLMAKSIZIN
AYIPLI HALE GELĠRSE KĠRACI ĠNDĠRMEK ĠSTEDĠĞĠ DEĞERE GÖRE
AĠT OLDUĞU MAHKEMEYE KĠRA BEDELĠNĠN
TENZĠLĠ (DÜġÜRÜLMESĠ ) DAVASI AÇABĠLĠR …………………….………..11
6. KĠRA PARASININ TAKSĠTLE ÖDENMESĠ SORUNU …………………..……..11
7. KĠRA BORCUNUN GELMĠġ SAYILABĠLMESĠ ĠÇĠN KĠRANIN
PEġĠN ÖDENECEĞĠ KARARLAġTIRILMIġ OLSA BĠLE,
ÖNCE KĠRALAYANIN, KĠRALANANI SÖZLEġMEYE
UYGUN BĠR BĠÇĠMDE TESLĠM ETMĠġ OLMASI GEREKĠR …………….……12
8. KĠRACININ KĠRA BEDELĠNĠ ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ ANCAK
KĠRALANANIN FĠĠLEN KENDĠSĠNE TESLĠMĠ ĠLE DOĞAR ………….……….12
9. KĠRALANAN YERĠN TAHLĠYE EDĠLMĠġ BULUNMASI ONUN
USULÜNE GÖRE KĠRALAYANA TESLĠMĠ ANLAMINA GELMEZ ……...……12
10. KĠRA SÖZLEġMESĠ DÜZENLENĠRKEN MÜTEAKĠP YILLARIN KĠRA
BEDELĠNĠ BELĠRLEYECEK ARTIġ KURALI GETĠRĠLMĠġ ĠSE
TARAFLARIN SÖZ KONUSU KURALA UYMALARI ZORUNLUDUR.……....13
11. SÖZLEġMEDEKĠ ARTIġ ġARTININ MÜTEAKĠP YIL ĠÇĠN
OLDUĞU BELĠRTĠLMEDĠKÇE TAKĠP EDEN TÜM KĠRA DÖNEMLERĠ
ĠÇĠN GEÇERLĠ OLMASI………………………………………………………..….13
12. MÜTEAKĠP YILLARDA KĠRANIN DĠE'NĠN YAYINLADIĞI
TEFE ARTIġI ORANINDA ARTIRILACAĞINA ĠLĠġKĠN KĠRA
SÖZLEġMESĠNDEKĠ ġART TARAFLARI BAĞLAR…………………………... 14
13. YARGITAY 3. HUKUK DAĠRESĠNĠN KONU ĠLE
ĠLGĠLĠ KARARLARINDAKĠ GELĠġMENĠN AÇIKLANMASI ……………………14
14. ÖNCEKĠ MALĠK ĠLE YAPILAN KĠRA SÖLEġMESĠNDEKĠ
VI
KĠRA BEDELĠNDEKĠ ARTIġ ġARTI MALĠKĠN DEĞĠġMESĠ HALĠNDE
DAHĠ KĠRACIYI BAĞLAR …………………………………………………………15
15. KĠRACI ANCAK KÜLFETĠ KENDĠSĠNE AĠT OLMAYAN
UFAK TEFEK AYIPLARI, KĠRALAYANA MÜNASĠP MÜDDETLĠ
ĠHBARA RAĞMEN GĠDERMEKTE TEMERRÜT ETTĠĞĠ TAKDĠRDE
ĠZALE EDĠLEBĠLĠR ………………………………………………………………...16
16. ANA GAYRĠMENKULÜN GENEL GĠDERLERĠNE KATILMA …………………16
17. KĠRA SÖZLEġMESĠNE KONULAN KEFALET KAYDI ………………………...17
18. KĠRACININ SAVUNMA NEDENLERĠ ……………………………………………18
19. KĠRA SÖZLEġMESĠ ANCAK SÖZLEġMENĠN TARAFI OLAN
KĠMSELER ĠÇĠN HAK DOĞURUR VE ONLARA BORÇ YÜKLER.
BU NEDENLE SÖZLEġMEYĠ KĠRACI ADINA ĠMZALAYAN TEMSĠLCĠ
KĠRA BEDELĠNDEN SORUMLU TUTULAMAZ………………………………...19
20. KĠRA BEDELĠNE KARġILIK OLMAK ÜZERE VERĠLEN SENETLERĠN
TAHLĠYEDEN SONRAKĠ SÜREYE ĠLĠġKĠN KISMIN ĠPTALĠ GEREKĠR……..20
21. KĠRA SÜRESĠNĠN BĠTĠMĠNDEN EVVEL KĠRALANANI TAHLĠYE EDEN
KĠRACI, KĠRALAYANIN BU YÜZDEN UĞRAMIġ OLDUĞU ZARARI
ÖDEMEKLE YÜKÜMLÜDÜR …………………………………………………….20
22. KĠRA BEDELĠNĠN ÖDENDĠĞĠNE DAĠR ĠSPAT YÜKÜ DAVALI
KONUMUNDA DA OLSA KĠRACIYA AĠTTĠR …………………………………..20
23. KĠRA TESPĠT DAVASI AÇILIP KĠRA PARASI HÜKMEN BELĠRLENMEDEN,
GEÇMĠġ DÖNEMLERE AĠT KĠRA BEDELLERĠ, ALACAK DAVASININ
ĠÇERĠSĠNDE TESPĠT EDĠLEREK BĠRĠKMĠġ KĠRA ALACAĞINA
HÜKMEDĠLEMEZ ………………………………………………………………….20
24. KĠRACI; KĠRALAYANDA OLAN ALACAĞININ KĠRA BORCU ĠLE MAHSUP
EDĠLMESĠNĠ TALEP EDEBĠLĠR ………………………………………………….20
25. ĠġTĠRAK HALĠNDE MÜLKĠYET REJĠMĠNDE; KĠRACININ, KĠRALAYAN
DURUMUNDAKĠ PAYDAġLARDAN BĠRĠNE KARġI ĠLERĠ SÜREBĠLECEĞĠ
BĠR ALACAK HAKKININ BULUNMASI HALĠNDE, SÖZ KONUSU ALACAK
HAKKINI, BÜTÜN PAYDAġLARA ÖDEMEKLE YÜKÜMLÜ BULUNDUĞU
KĠRA BEDELĠ ĠLE MAHSUP EDEMEZ ………………………………………….20
26. TAKAS BEYANI, ĠKĠ BORCUN TAKAS EDĠLEBĠLECEKLERĠ GÜNDEN
BAġLAYARAK EN AZ OLAN BORCUN ORANINDA ORTADAN
KALKMALARINI GEREKTĠRĠR…………………………………………………20
VII
27. ÇIPLAK MÜLKĠYET SAHĠBĠYLE KĠRA SÖZLEġMESĠ YAPAN KĠRACININ
ĠHTARA RAĞMEN KĠRALARI ĠNTĠFA HAKKI SAHĠBĠNE ÖDEMEMESĠYLE
TEMERRÜT OLUġACAĞI ……………………………………………………...21
28. ĠHTARLI ÖDEME EMRĠNĠN BK. MD.260'DA YAZILI ĠHTAR YERĠNE
GEÇMESĠ …………………………………………………………………………22
29. KĠRACININ DAVACININ KĠRALANANI ĠKTĠSAP ETTĠĞĠ ĠHTARINA RAĞMEN
KĠRALARI ÖDEMEMĠġ OLMASI ……………………………………………….22
30. KĠRACININ KĠRALAYANIN MUVAFAKATĠYLE YAPTIRDIĞINI ĠSPAT
EDEMEDĠĞĠ TAMĠRAT NEDENĠYLE ÜÇÜNCÜ KĠġĠYE YAPTIĞI
ÖDEMENĠN KĠRA ÖDEMESĠ YERĠNE GEÇMEMESĠ ……………………….23
31. ĠHTARA KONU EDĠLMEDĠĞĠNDEN REDDEDĠLEN AYLARA ĠLĠġKĠN KĠRA
ALACAĞI ĠÇĠN AÇILAN YENĠ DAVADA ÖNCEKĠ HÜKMÜN KESĠN HÜKÜM
TEġKĠL ETMEMESĠ ……………………………………………………………..24
32. DAVALI-KĠRACININ ÖDEMELERĠ ĠLE ĠLGĠLĠ OLARAK DAVACI-
KĠRALAYANA YEMĠN TEKLĠF ETME HAKKI OLDUĞU
HATIRLATILMALIDIR …………………………………………………….…….24
33. KĠRACININ KĠRA BEDELĠNĠ YASAYA UYGUN OLARAK ÖDEMEK ĠSTEDĠĞĠ
HALDE KĠRALAYANIN PARAYI ALMAKTAN KAÇINMIġ OLDUĞUNU
TANIKLA KANITLAMASINA BĠR ENGEL YOKTUR …………………………25
34. MAHKEMECE NET KĠRA MĠKTARININ NE KADAR OLDUĞUNUN
BELĠRLENMESĠ NETĠCESĠNE GÖRE TEMERRÜDÜN GERÇEKLEġĠP
GERÇEKLEġMEDĠĞĠ ÜZERĠNDE DURULMASININ GEREKMEKTEDĠR ..25
35. KĠRA ALACAĞI DAVASI AÇMADAN ÖNCE TEMERRÜT ĠHTARI
GÖNDERME ZORUNLULUĞU BULUNMAMAKTADIR …………………….26
36. MAHKEMENĠN NĠTELENDĠRMEDE HATAYA DÜġEREK DAVAYI
TEMERRÜT SEBEBĠNE DAYANILARAK AÇILMIġ GĠBĠ DEĞERLENDĠRĠP
KARAR VERMESĠ HATALIDIR ………………………………………….……..26
37. KĠRALAYAN TARAFINDAN KĠRA ARTIġ ġARTININ UYGULANMASI ĠÇĠN
KĠRACIYA BĠLDĠRĠM YAPILMASINA GEREK BULUNMAMAKTADIR …….27
38. KĠRANIN ZAMANINDA ÖDENMEMESĠ HALĠNDE CEZAĠ ġART
ÖDENECEĞĠNE ĠLĠġKĠN SÖZLEġME HÜKMÜ GEÇERLĠDĠR VE KĠRACIYI
BAĞLAR …………………………………………………………………………..28
VIII
39. KĠRALANAN TAġINMAZIN SATIġ YOLUYLA DEVRĠYLE KĠRA
SÖZLEġMESĠNDEN DOĞAN TÜM HAK VE BORÇLAR YENĠ MALĠKE
GEÇER ……………………………………………………………………………29
40. YENĠ DÖNEM KĠRA BEDELĠNĠN TARAFLARCA TESBĠT EDĠLMEMESĠ VE
SÖZLEġMEDE ARTIġ ġARTI BULUNMAMASI HALĠNDE SÖZLEġMEDEKĠ
SON DÖNEM KĠRA BEDELĠ GEÇERLĠ OLUR ………………………………30
41. MUACCEL HALE GELMEYEN KĠRA ALACAĞININ ĠSTENEMEMESĠ ……30
42. KĠRACININ KĠRALANANI USULÜNE UYGUN OLARAK KĠRALAYANA
TESLĠM ETTĠĞĠNĠ ĠSPATLAYAMAMASI HALĠNDE, KĠRA BORCUNDAN
SORUMLU OLDUĞUNUN KABUL EDĠLMESĠ GEREKĠR …………………..31
43. BORÇLAR KANUNUNUN 260.MADDESĠNE GÖRE AÇILMIġ TEMERRÜT
SEBEBĠYLE TAHLĠYE VE KĠRA ALACAĞI DAVASINDA GÖREVSĠZLĠK
KARARI VERĠLEMEYECEĞĠ …………………………………………………31
44. KĠRA SÖZLEġMESĠNDE, KĠRA BEDELĠNĠN TEFE ORANINDA
ARTTIRILACAĞINA ĠLĠġKĠN KĠRA ARTIġ ġARTI MUAYYEN OLMADIĞI
TAKDĠRDE TEMERRÜDE ESAS ALINAMAZ ………………………………32
45. KĠRACININ TEMERRÜDÜ NEDENĠNE DAYALI DAVADA KĠRACININ
YAPTIĞI MASRAFLARIN SÖZLEġME GEREĞĠ KĠRA BORCUNDAN
MAHSUBU ……………………………………………………………………….33
46. 6570 SAYILI KANUNA TABĠ KĠRA SÖZLEġMELERĠNDE DE BORÇLAR
KANUNU'NUN TEMERRÜT NEDENĠYLE TAHLĠYEYE ĠLĠġKĠN HÜKÜMLERĠ
UYGULANABĠLĠR ………………………………………………………………..33
47. TEMERRÜT NEDENĠYLE TAHLĠYE VE KĠRA ALACAĞININ TAHSĠLĠ
DAVASINDA; YILLARA GÖRE, ÖDENMEMĠġ KĠRA BEDELLERĠNĠN
TESBĠTĠ USULÜ …………………………………………………………………34
48. TESPĠT KARARI KĠRA SÖZLEġMESĠNĠN ÖZEL ġARTLAR BÖLÜMÜNDE
ARTIġ ġARTI BULUNMASI HALĠNDE BUNU ORTADAN KALDIRMAZ ….35
E. KĠRA ALACAKLARINDA ZAMANAġIMI…….……...……………….……………...36
1. ZAMANAġIMI KAVRAMI VE ZAMANAġIMINA UĞRAMIġ BORÇLAR …......36
2. KĠRA ALACAKLARINDA ZAMANAġIMI ………………………………………...36
F. KĠRA SÖZLEġMESĠNĠN SONA ERDĠĞĠ ĠHTARI ĠLE MEHĠL TAYĠNĠ………….37
1. MEHĠL TAYĠNĠ KĠRALAYAN TARAFINDAN YAPILMALIDIR …..…………….38
2. MEHĠL KĠRACIYA YÖNELTĠLMELĠDĠR …………………………………………41
3. MÜġTEREK MÜLKĠYETTE DAVA AÇMA ……………………………………...42
IX
4. ĠġTĠRAK HALĠNDE MÜLKĠYETTE DAVA AÇMA ……………..……………….42
5. KĠRACIYA VERĠLECEK ZORUNLU MEHĠL ………………………….………..43
6. MEHĠLLERĠN KISALTILMASI ÜZERĠNE ANLAġMALAR ……………………..44
7. TEMERRÜT ĠHTARINDA ġEKĠL KOġULLARI …………………………………45
8. TEMERRÜT ĠHTARININ ĠÇERĠĞĠ ……………………………………………….45
a. Ġhtarnamede Hangi Aylara Ait Kira Bedellerinin Ġstendiği Belirtilmelidir ….45
b. Ġstenilen Kira Bedelleri Miktarının da Belirtilmesi Gerekir ………...……….46
c. Kira Bedellerinin Ödenmeleri Ġçin Verilen Mehil
Ġhtarnamede Yazılmalıdır ……………………………………………………..46
d. Ġhtarnamede Verilen Mehil Ġçinde Kira Bedellerinin Ödenmemesi
Halinde Akdin Feshedileceğinin Ve Kiracı Hakkında
Tahliye Davası Açılacağının Yazılması ġarttır …………………………..…..47
e. Kiracının Mehil Ġçinde Borcunu Ödemesi……………………………………..50
f. Kiracının 30 Günlük Mehil Dolduktan Sonra Ödeme Yapması …………….52
g. Kira Borcunun Ġhtarın Tebliğinden Önce Ödenmesi ………………………...53
h) Ġcra Takibine Rağmen Kira Borcunun Tamamının Zamanında
Ödenmemesi …………………………………………………………………….54
9. TEMERRÜT ĠHTARI KĠRACIYA USULÜNE UYGUN OLARAK TEBLĠĞ
EDĠLMELĠDĠR …………………………………………………………….………55
10. KĠRA BORCUNUN ÖDEME EMRĠ TEBLĠĞ EDĠLMEDEN
ÖNCE ÖDENMESĠ ……………………………………………………………….57
III. FESHĠN HÜKÜMLERĠ………………………………………………..………………..57
A. TAHLĠYE DAVASI AÇMA HAKKI………………………………………………….57
1. KĠRACIYA ĠCRA TAKĠBĠ YOLUYLA BAġVURULMASI ………………………..57
a. Borçlu-Kiracının (kira sözleĢmesi dıĢındaki nedenlerle)
Ödeme Emrine Ġtirazı ……………………………….…………………………..57
b. Kiracının Kira SözleĢmesi Yönünden Ödeme Emrine Ġtirazı ……………….63
c. Ġhtarlı Ödeme Emrindeki Kira Alacağı DıĢındaki Fer'i Alacakların
Ödenmemesi Veya Geç Ödenmesi Temerrüt OluĢturmaz ………………..64
d. Ġcra Mahkemesi‘nin Takip Hukukuna Kararları Maddi Anlamda
Kesin Hüküm TeĢkil Etmez ………………………………………..…………..65
2. KĠRACIYA MAHKEME YOLUYLA BAġVURULMASI…………………………..65
X
a. Kiracıya Ödeme Emri GönderilmemiĢse ……………………………………..65
b. Kiracıya Ödeme Emri GönderilmiĢse …………………….…………………..65
c. Ġhtarnamedeki mehil (süre) dolduktan sonra dava açma hakkı
bir süre ile sınırlı değildir …………………………………………………..…...66
B. TAZMĠNAT ĠSTEME HAKKI ………………………………………………………..67
C. TAZMĠNAT ÖDEME BORCU ……………………………………………………….68
D. SÖZLEġMENĠN SONA ERMESĠNDEN VAZGEÇME
YA DA FESHĠN SONUÇLARINDAN FERAGAT …………………...……………68
IV. 6570 SAYILI GAYRĠMENKUL KĠRALARI HAKKINDA KANUNA (GKK)
GÖRE KĠRA BEDELĠNĠN ÖDENMEMESĠNDEN DOLAYI
ĠKĠ HAKLI ĠHTAR NEDENĠYLE TAHLĠYE (6570 S.K. md.7/e) ………………..…69
A. KURAL ………………………………………………………………………………..69
B. ĠKĠ HAKLI ĠHTAR NEDENĠYLE TAHLĠYENĠN ġARTLARI …….……………….70
1. KĠRA BEDELĠNĠ ÖDEMEMEDEN DOLAYI KĠRACIYA
HAKLI ĠHTAR YAPILMIġ OLMALIDIR …………………………………………..70
2. ĠHTARIN YAZILI OLMASI VE HANGĠ VADEYE AĠT
KĠRA BEDELĠNĠN ĠSTENDĠĞĠNĠ BELĠRTMESĠ ………………………………...73
3. BĠR KĠRA YILI ĠÇĠNDE ĠKĠ HAKLI ĠHTAR YAPILMIġ OLMASI ……………….73
C. USULE ĠLĠġKĠN HÜKÜMLER ……………………………………………………...75
1. GÖREVLĠ MAHKEME ……………………………………………………………..75
2. YETKĠLĠ MAHKEME ……………………………………………………………….75
3. DAVACI ……………………………………………………………………………..76
4. DAVALI ……………………………………………………………………………..76
5. ĠKĠ HAKLI ĠHTAR SONUCU AÇILACAK TAHLĠYE DAVASI
KĠRA SÜRESĠNĠN BĠTĠMĠNDEN ĠTĠBAREN BĠR AY ĠÇĠNDE
AÇILMIġ OLMALIDIR …………………………………………….……………….77
D. KĠRACIYA GÖNDERĠLECEK TEMERRÜT ĠHTARI VE
ĠKĠ HAKLI ĠHTARIN ÖZELLĠKLERĠ ………...……….…………………………….78
XI
KISALTMALAR
ABD : Ankara Barosu Dergisi
a.g.e. : Adı Geçen Eser
b. : Bent
bkz. : Bakınız
B.K. : Borçlar Kanunu
c. : Cilt
E. : Esas
EMK. : Eski Medeni Kanunu
f. : Fıkra
GKK. : Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun
H.G.K. : Hukuk Genel Kurulu
HD. : Hukuk Dairesi
HUMK. : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu
ĠBD. : Ġstanbul Barosu Dergisi
ĠBK. : Ġçtihadı BirleĢtirme Kararı
ĠĠK. : Ġcra ve Ġflas Kanunu
K. : Karar
KAZANCI : Kazancı Mevzuat ve Ġçtihat Bankası(www.kazanci.com.tr)
md. : Madde
N. : Numara
RG. : Resmi Gazete
S. : Sayı
sh. : Sahife
TMK. : Türk Medeni Kanunu
vd. : Ve Devamı
vs. : Ve Saire
YKD. : Yargıtay Kararları Dergisi
XII
KAYNAKÇA
Aral, Fahrettin: Borçlar Hukuku, Özel Borç ĠliĢkileri, 5.Bası, Ankara, 2003. Burcuoğlu, Haluk: Yargıtay Kararları IĢığında 6570 Sayılı Yasa‘ya Göre Kiracının Tahliye Edilmesi, Ġstanbul, 1993. Erdoğan, Celal: Tahliye, Kira Tespiti ve Kira Alacağı Davaları, Ankara, 1990; 2000. Erdoğan, Hasan: Tahliye Davaları, Ankara, 2002. Feyzioğlu, Feyzi Necmeddin: Borçlar Hukuku, Akdin Muhtelif Nevileri, Cilt I, 4.Bası, Ġstanbul, 1980. Karahasan, Mustafa ReĢit: Türk Borçlar Hukuku, Özel Borç ĠliĢkileri, Cilt 4, Ġstanbul, 2002; 2004. Köprülü, Ömer: Kirada Temerrüt – Tahliye ve Kira Bedelinin Mahkemece Tesbiti, Ġstanbul, 1964. Malatyalıoğlu, Kutsi – ErtaĢ, Hami: Tahliye Davaları, Ankara, 1973. Olgaç, Senai: Kira Parasını Tespit ve Tahliye Davaları, Ġstanbul, 1968. Tandoğan, Haluk: Borçlar Hukuku, Özel Borç ĠliĢkileri, Cilt: I/2, 3.Bası, Ġstanbul, 1988. Tunaboylu, Müslim: Kira Hukuku, Cilt I, Ankara 1999; 2005. Tunçomağ, Kenan: Borçlar Hukuku, Özel Borç ĠliĢkileri Cilt II, 2.Bası, Ġstanbul 1974, 3.Bası, Ġstanbul 1977. Yavuz, Cevdet: Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, 2002, 6.Baskı, Ġstanbul. Yavuz, Nihat: Türk Kira Hukuku, Cilt III, 2003, Ankara. KAZANCI: Kazancı Mevzuat ve Ġçtihat Bankası(www.kazanci.com.tr)
1
KĠRACININ KĠRA BEDELĠNĠ ZAMANINDA ÖDEMEMESĠ VE
BUNA KARġI BAġVURULABĠLECEK HUKUKĠ YOLLAR
I. GĠRĠġ
Kiracının kira bedelini zamanında ödememesi ve buna karĢı baĢvurulabilecek
hukuki yollar, esasen 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)‘nun Akdin Muhtelif Nev‘ileri
baĢlığını taĢıyan ikinci kısmının sekizinci babının birinci ve ikinci faslında
düzenlenmiĢtir. Bunun yanı sıra aynı konu ile ilgili olarak 6570 sayılı Gayrimenkul
Kiraları Hakkında Kanun (GKK) ‗da da düzenleme yer almaktadır. Öte yandan ilgili
konuya, 2004 sayılı Ġcra ve Ġflas Kanunu (ĠĠK)‘ nun onuncu babında da yer
verilmiĢtir. Bu nedenle, tezimize baĢlamadan önce bu kanunlar arasındaki iliĢkiyi
belirtmek gerekmektedir. Söz konusu mevzuat hükümlerinin uygulanması konusunda
aralarındaki iliĢkiyi tespit ettikten sonra her bir kanunda konunun nasıl düzenlendiği
incelenecektir.
A) G.K.K’ NĠN UYGULAMA ALANI
G.K.K md. 1 hükmünde bu kanunun hangi gayrimenkullerin kiralanmasına
iliĢkin uygulanacağı Ģöyle belirtilmiĢtir:
―Belediye teĢkilatı olan yerlerle, iskele, liman ve istasyonlardaki
gayrimenkullerin (musakkaf olmayanları hariç) kiralanmalarında kiralayanla
kiracı arasındaki hukuki münasebetlerde bu kanun ile Borçlar Kanunu’nun bu
kanuna aykırı olmayan hükümleri tatbik olunur.‖
B) G.K.K’ NĠN UYGULAMA ALANINA ĠLĠġKĠN KOġULLAR
a) Kiralanan yer musakkaf (çatılı) bir taĢınmaz olmalıdır. Musakkaf deyimiyle,
gayrimenkulün bir sakf altında olması, yani örtülü olması ve duvarları bulunması
kastedilmektedir.1 Temelli kalmak maksadı olmaksızın arsa üzerine yapılan kulübe ve
baraka gibi binalar taĢınmazın tamamlayıcı parçası sayılmamakla beraber, Yargıtay
bazı kararlarında2 bunların kiralanmalarında GKK hükümlerinin uygulanacağı
içtihadında bulunmuĢtu; ancak daha sonraki bazı kararlarında, aksi görüĢe yer
verilmiĢtir.3 Diğer taraftan yine Yargıtay‘a göre,4 arsa olarak kiralanmıĢ bir yer üzerine
1 Tandoğan, Haluk: Borçlar Hukuku, Özel Borç ĠliĢkileri, 1969, 3.Bası, Banka ve Ticaret Hukuku
AraĢtırma Enstitüsü, Ankara, c.I/2, sh.19. 2 Yargıtay 6.H.D. 16.11.1956, E.247/K.202 Olgaç, Senai, Kira Parasını Tespit ve Tahliye
Davaları,1968, Ġstanbul, c.I sh. 56, not 5. 3 Yargıtay 6. H.D. 15.9.1972, E. 3374/ K. 2969 Malatyalıoğlu / ErtaĢ, Tahliye Davaları,1973, Ankara,
sh.102–103, Tandoğan, Haluk; a.g.e. sh.20.
2
kiracı tarafından bir baraka veya bina yapılmıĢ olması, mevcut kira sözleĢmesinin
GKK‘ ne tabi tutulması sonucunu doğurmaz. Üzerinde bir bina veya üstü örtülü taĢınır
inĢaat bulunmayan bağ, bahçe ve bostanların kirası da GKK‘ nin uygulama alanına
girmez. Plaj, çay bahçesi, açık hava sineması, akaryakıt istasyonu olarak kiralanan
arsalar üzerine bunlardan yararlanabilmek için zorunlu bazı yapılar yapılsa bile bu
arsalar üstün yararlanma biçimi bakımından, musakkaf sayılmamaktadır. Örnek:
“(…)Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan 1.4.2005 tarihli sözleşmeden
kiralananın 1100 m², prefabrik çelik konstrüksiyon niteliğinde yer olduğu
anlaşılmaktadır. Kiralanan bu niteliği itibariyle musakkaf nitelikte olmadığından
Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. Borçlar Kanununa tabi olan yerlerde kural olarak
taahhüde dayanılarak tahliye davası açılamaz. Ancak taahhüt tarihi akdin sonunu
belirleyeceğinden akdin feshi ve tahliye nedenini oluşturur.” 5
Tandoğan’a göre; ―gecekondular, ister bunları yapanın kendi arsası, ister
baĢkasının arsası üzerinde inĢa edilmiĢ olsunlar kiraya verildikleri takdirde kiracı ile
kiralayan arasındaki iliĢkiye GKK hükümleri uygulanmalıdır.‖ 6
b) GKK md. 1 hükmünde gayrimenkul kirasından söz edilmekte ve adi kira ile
hâsılat kirası ayrımı yapılmamaktadır; ancak doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında
hâsılat kirasına verilen gayrimenkuller GKK‘ nin uygulama alanı dıĢında
tutulmaktadır.7
c) Kiraya konu olan gayrimenkul belediye sınırları içinde veya iskele, liman
veya istasyonlarda bulunmalıdır.8 Belediye teĢkilatı bulunmayan köylerdeki
gayrimenkullerin kirası GKK‘ nin uygulama alanına girmez.
d) Yargıtay‘ın müstakar içtihatları uyarınca, Devletin özel kanunlara
dayanarak; subay, astsubay ve memurlara tahsis ettiği konutlar da kamu mallarından
olduğundan GKK‘ nin uygulama alanı dıĢında kalır.
e) GKK‘ nin uygulanması açısından, gayrimenkulün mesken veya iĢyeri olarak
kiralanması önemli değildir.9
f) GKK, BK‘ dan daha sonra ihdas edilmesine ve BK‘ ye özel nitelikli bir kanun
olmasına rağmen BK‘ yı yürürlükten kaldırmıĢ değildir. GKK‘ nin uygulama alanına
4 Yargıtay H.G.K. 8.4.1964, E. 879/ K. 301; Tandoğan, Haluk; a.g.e. sh. 20.
5 Yargıtay 6. H.D. 24.04.2006, E. 2243 / K. 4461, KAZANCI Mevzuat ve Ġçtihat Bankası, www.kazanci.
com.tr. 6 Tandoğan, Haluk, a.g.e. sh. 21.
7 Tandoğan, Haluk, a.g.e. sh.21.
8 Yargıtay 6. HD. 3.3.1972, E. 894/K 926 Malatyalıoğlu /ErtaĢ, a.g.e. sh.101–103, Tandoğan, Haluk,
a.g.e. sh.21 9 Aral, Fahrettin, Borçlar Hukuku, Özel Borç ĠliĢkileri, 2003, Ankara Yetkin Yay. sh. 218.
3
giren konularda daha özel nitelikli bir kanun olması dolayısıyla GKK hükümleri
uygulanacak ve fakat GKK uygulama alanı bulunmayan konularda BK‘ nin, GKK‘ ye
aykırı olmayan hükümleri uygulanacaktır.
g) GKK md. 1 / f. 2 hükmü uyarınca mabetler kiraya verilemez ve ibadethane
haricinde hiçbir iĢ için de kullanılamaz. Gerçekten de, bu hüküm sevk edilmeseydi
de mabetler kamu yararına tahsis edilmiĢ olduklarından kiralanmamaları gerekirdi.10
II. BORÇLAR KANUNU’NA GÖRE KĠRACININ KĠRA BEDELĠNĠ ZAMANINDA
ÖDEMEMESĠ NEDENĠYLE KĠRA SÖZLEġMESĠNĠN FESHĠ VE
SONUÇLARI11
A. KĠRA PARASI KAVRAMI VE KĠRA PARASININ NĠTELĠĞĠ
1. DOKTRĠNDE BAZI YAZARLARA GÖRE KĠRA PARASI:
Tandoğan‘a göre; ―kira bedeli genellikle bir miktar paradan ibarettir; misli eĢya
da olabilir. Kira parası yerine tarafların taĢınmazlarından yararlanma haklarını
karĢılıklı olarak birbirilerine bırakmaları halinde de bir kira sözleĢmesinin varlığı kabul
edilmektedir.‖12
Tunçomağ‘a göre; ―kira bedeli kavramına esasında ödenmesi kiralayana ait
olup da (örneğin elektrik veya su saati ortak olup kiralayanın adına ise durum böyle
olur) sözleĢme ile kiracıya yükletilmiĢ olan su elektrik ve gaz paraları da girer.‖13
Erdoğan’a göre; “ kiracı, yararlanmanın karĢılığı (olarak) kiralayana bir bedel
ödeyecektir. Bu, kural olarak, paradır. Ancak, kira bedeli olarak paranın dıĢında
herhangi bir Ģey de kararlaĢtırılabilir; iĢ görme, bir Ģey yapma, imal etme gibi. Altın
para ve yabancı para da (döviz) kira bedeli olarak kabul edilebilir. Bunu yasaklayan
bir yasa hükmü yoktur. Zira asıl olan tarafların iradesidir. Hâsılat kirasında, kira bedeli
para olabileceği gibi toplanacak semere hâsılatın bir payı da olabilir. Bu payı taraflar
kendi aralarında serbestçe kararlaĢtırabilirler.‖14
Yavuz’a göre; ―kira borcu, kiracının kiralananı kullanmasının (hâsılat kirasında
ise ek olarak iĢletmesinin) karĢılığı olmak üzere belirli zamanlarda kiralayana vermeyi
10
Tandoğan, Haluk, a.g.e. sh. 21 11
Yavuz, Nihat, Türk Kira Hukuku, 2003, Yetkin Yay. c.3 sh.3679–3749; Karahasan, Mustafa ReĢit, Türk Borçlar Hukuku Özel Borç ĠliĢkileri, 2004, Beta Yay. c.4, sh. 35–150; Erdoğan, Celal, Tahliye Kira Tespiti ve Kira Alacağı Davaları, 1990, Feryal Matbaacılık, sh. 406–517; Tandoğan, Haluk, a.g.e., sh. 209–221; Aral, Fahrettin, a.g.e. Sh. 284–286; Yavuz, Cevdet, Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler,2002, Beta Yay, sh. 287–296;Akıntürk, Turgut, Borçlar Hukuku Özel Borç ĠliĢkileri, 2003, Beta Yay, Ġstanbul, sh.223; Tunaboylu, Müslim Kira Hukuku, 2005, Ġstanbul, Beta Yay, c.1 sh.269 vd. 12
Tandoğan, Haluk, a.g.e. sh. 14 13
Tunçomağ, Kenan, a.g.e. sh. 246; Tandoğan, Haluk, a.g.e. sh. 212. 14
Erdoğan, Celal, a.g.e. sh. 244.
4
taahhüt ettiği, çoğunlukla paradan ibaret olan bir edimdir. Kira parası medeni semere
niteliğindedir. Zira kira sözleĢmesi gereğince kiralananın belirli ve düzenli aralıklarla
temin edilen bir gelirdir.‖15
Tunaboylu‘ya göre; ―kira bedeli kural olarak paradır. Taraflar kira bedeli
olarak paradan baĢka bir Ģeyi de kararlaĢtırmıĢ olabilir. Para olarak kararlaĢtırılan
kira bedeli Türk parası ya da yabancı bir para olması mümkündür.‖16
2. YARGITAY UYGULAMASINA GÖRE KĠRA PARASI
12. H.D. ‗nin müstakar içtihatları uyarınca; ―kiracı, kira sözleĢmesinde; yakıt
giderini, bekçi parasını, kapıcı parasını, temizlik parasını, su parasını, elektrik
parasını, tuvalet temizleme parasını, çöp parasını, yönetim giderlerini, telefon
konuĢma ücretini, ödemeyi üstlenmiĢ olsa dahi, bunlar asıl kira borcu sayılmayıp ‗asıl
kira borcunun eklentisi‘ olduğundan temerrüde ve tahliyeye neden olamaz.‖17
Ayrıca, kiracıya karĢı kiralayanın yaptığı ihtar, takip, dava giderleri de kira
bedelinin bir parçasını teĢkil etmezler.18
Bakanlar Kurulu kararına göre, istenebilecek kömür farkı kira bedelinden
sayıldığından, bunun ödenmemesi temerrüde esas tutulabilir.19
B. KĠRA BEDELĠNĠN KAPSAMI 20
Kira bedeli, kiralananda oturmanın karĢılığı olmak üzere sözleĢmede
yüklenilen ve genellikle bir miktar paradan ibaret olan değeri ifade etmektedir. Ancak
bu bedel, bir mal, bir hizmet, bir Ģey imal etme gibi paradan baĢka bir Ģey de
olabilir.21
Kira bedelinin kapsamının belirlenmesi için, kira bedeli kavramının içeriğine
nelerin dâhil olduğu nelerin dâhil olmadığı hususunun tespiti gerekmektedir.
1. KĠRA BEDELĠNE DÂHĠL OLMAYAN HUSUSLAR:
a) Temizleme ve aydınlatma resmi
b) Su parası
c) Kapıcı parası
15
Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3684 16
Tunaboylu, Müslim, a.g.e. c.2 sh.1381. 17
Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3686. 18
Yargıtay 12. H.D. 7.10.1982, E. 6767/ K. 7021; 12.H.D. 16.10.1978, E.8038/ K. 8183; 12. H.D. 7.5.1984 E. 3241/K.5627 Tandoğan, Haluk, a.g.e. sh. 212 19
Yargıtay 6. H.D. 11.6.1968, E. 654/ K. 2984; 6.H.D. 16.4.1981, E. 470/ K. 6333: ―Kapıcı parası değilse de, ısıtma parası kiradan sayılır.‖ Yargıtay 6. H.D. 6.10. 1982 E. 8263/ K. 8444: ―…Yakıt gideri kira bedelinden sayılır. Elektrik, kapıcı ve yönetici giderleri… tahliyeye esas olamaz.‖ Tandoğan, Haluk, a.g.e. sh. 212. 20
Erdoğan, Celal, a.g.e. sh. 244–245. 21
Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3685.
5
d) Elektrik parası kira parası kapsamına girmez. Kiracının bu paraları
ödememesi akdin feshi ve tahliyeye sebep teĢkil etmez. Çünkü temerrütle ilgili BK.
md. 260 hükmü vadesi gelen kira bedelini ödemeyen kiracıyı mütemerrit saymıĢtır.
Yukarıda dört bent halinde sayılan konular kira bedeli kavramına dâhil olmadığından
temerrüde esas olamazlar. Bu niteliği itibariyle ödenmemesi halinde ancak bir alacak
davasına konu olabilirler.22 Örnek:
“Kapıcı parası, kira akdinin esaslı unsurlarından değildir. Bu itibarla bu
paranın verilmesi kira akdine muhalefet sayılmaz. Bu para adi alacak
mahiyetindedir.‖ 23
―Aydınlatma ve temizlik resminin davalıya ait olduğuna dair kira mukavelesinde
kayıt vardır. Ancak, davacının bunu davalıdan isteyebilmesi için bu paranın davacı
tarafından belediyeye ödendiğinin sübutu lazımdır. Bu husustaki makbuz ve sair
delillerin istenmesi ve ikame olunduğu takdirde incelenmesi ve sonucuna göre bu
paraya ait anlaşmazlığın çözümlenmesi gerekir.‖24
Katma Değer Vergisi kiradan sayılmaz. Stopaj, iĢyerlerinde mal sahibinin gelir
vergisine karĢılık kiracı tarafından ödenen peĢin vergi olup, bunun oranının
indirilmesinden mal sahibi yararlanır.25 Bir baĢka deyiĢle, iĢyeri olarak kiralanmıĢ
yerler için kiralayanın isteyebileceği kira parası gelir vergisi için tevkif edilecek
paydan arta kalandır.
C. KĠRACININ KĠRA BEDELĠNĠ ÖDEME BORCU
1. GENEL OLARAK
Kira sözleĢmesi tam iki tarafa borç yükleyen, ivazlı, rızai, kullandırma amacını
güden bir akittir. Buna göre; bir kimse ( kiralayan ), bir bedel karĢılığında bir Ģeyin
kullanılmasını veya kullanmakla birlikte ondan yararlanılmasını belli bir süre için
baĢka bir kimseye ( kiracıya ) bırakmayı yüklenir; kiracı ise bunun karĢılığında
sözleĢmede kararlaĢtırılan bedeli kiralayana ödemek borcu altına girer. Kira
sözleĢmesinde tarafların edimleri birbiri ile mübadele halindedir; bu yönüyle kira
sözleĢmesi sinallagmatik bir akittir.26
22
Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3685. 23
Yargıtay 6. H.D. 21.5.1968 E. 1716 / K. 2601 Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3685. 24
Yargıtay 6. H.D. 3.5.1966 E. 467 / K. 1694 Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3686. 25
Erdoğan, Celal, a.g.e. sh. 245. 26
Akıntürk, Turgut, a.g.e. 223.
6
2. KĠRA BEDELĠNĠN ÖDENME ZAMANI
Kiracının kira sözleĢmesi uyarınca üstlenmiĢ olduğu kira bedelini ödeme
borcunu ne zaman ifa edeceği BK‘ nın ‗Kiranın Tediyesi‘ baĢlığını taĢıyan 257‘nci
maddesinde düzenlenmiĢtir. Buna göre:
“Kiracı kirayı akit ile yahut mahalli adet ile muayyen olan zamanda
tediyeye mecburdur.
Böyle muayyen bir zaman bulunmadığı takdirde, kira altı aylık yahut
senelik ise her altı ayın mürurunda ve daha az bir müddet için ise beher ayın
mürurundan sonra ve nihayet kira müddetinin hitamında verilmek lazımdır.”
Kanun maddesini Ģu Ģekilde sadeleĢtirebiliriz:
Kira Bedelinin Ödenmesi:
“Kiracı, kira bedelini, sözleşme ile veya yerel adet ile belirli vadelerde
ödemekle yükümlüdür.
Böyle bir vade hiç tespit edilmemişse, kira bedeli, kiranın bir veya birden
çok seneleri ya da birden çok yarıyılları içerecek şekilde yapılması durumunda,
her yarıyılın sonunda; kiranın daha kısa süreli olması durumunda her ayın
sonunda ve en geç olarak, kiranın sonunda ödenebilir.” 27
Kira bedelinin ne zaman ödeneceği sözleĢmede belirtilir. Bu, aydan aya
ödenebileceği gibi 3–6 aylık veya senelik (olarak) da ödenebilir. Genellikle
sözleĢmede kira bedeli aydan aya peĢin ödenecektir diye yazılır.28 Yargıtay‘ın
müstakar içtihatları uyarınca; bu gibi hallerde peĢinen ödeme kaydından kiracının kira
bedelini her ayın üçüncü günü akĢamına ödemesi gerektiği anlaĢılır. Bu tarihten
sonra ödenen kira bedeli geç ödenmiĢ sayılır. Örnek:
“Kira akdinde, ödeme şekli (her ay peşin) olarak kabul edilmiştir. Bu husustaki
kökleşmiş içtihatlara göre (kira her ayın dördüncü günü) muaccel hale gelir. Alacaklı
muacceliyet hali tahakkuk etmeden, 1.9.1982 tarihinde Eylül 1982 kirasını takip
konusu etmiştir.‖ 29
Buna karĢılık, kira sözleĢmesinde yer alan kira bedellerinin her aybaĢı peĢin
olarak ödeneceği kaydı, uygulamada yeterince belirgin sayılmakta ve bu ibarenin BK.
md. 75 hükmü uyarınca her ayın birinci gününü ifade ettiği kabul edilmektedir. BK.
md. 75 hükmü uyarınca: ―Her ayın iptidası birinci günü, ortası on beĢinci günü
27
Yavuz, Cevdet, Borçlar Kanunu, 2001, Ġstanbul, Beta Yay. sh. 615. 28
Erdoğan, Celal, a.g.e. sh. 245. 29
Yargıtay 12. H.D. 1.3.1983; E.10809 / K. 1519; Yargıtay 6. H.D. 28.2.1989 E. 1438 / K. 3733 Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3681; Erdoğan, Celal a.g.e. sh. 245; Tandoğan, Haluk a.g.e. sh.165–167
7
nihayeti sonuncu günü ifade eder.‖ Tatile rastlayan ödeme zamanı BK. md. 77
hükmü uyarınca, tatili takip eden iĢgünü akĢamı biter.30
Bununla birlikte, aybaĢı sözcüğünün yeterince belirgin olmadığına iliĢkin
uygulamasının yine de baskın olduğu söylenebilir. Örnek:
“Kira sözleşmesinde, kira parasının aybaşında ödeneceği yazılıdır. Bu
durumda, ödeme günü kesin olarak belirtilmediği cihetle, kökleşen içtihada göre,
davalı lehine üç günlük süre sürenin ilavesi gerekir. Bu süre dolmadan üçüncü günü
çekilen ihtarname hak doğmadan çekilmiş olması nedeniyle haklı sayılamaz. Bu
nedenle red kararı verilmesi gerekir.” 31
Kira sözleĢmesinde ödeme zamanı hakkında mevcut olan kaydın, kiracı
tarafından bu kayda devamlı olarak uyulmaması halinde, değiĢtirilmiĢ sayılıp
sayılmayacağı hususunda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu‘nun ilgi çekici iki kararı
mevcuttur:
Bunlardan birine göre;32 ―kira parasının sürekli şekilde aylık olarak
ödenmesine kiralayanın hiç ses çıkarmayarak uzun zaman ödemeleri kabul etmiş
olması, akdin yıllık kiranın peşin olarak ödeneceğine ilişkin hükmünün tarafların
isteğiyle zımnen değiştirildiği anlamına gelir.”
Diğer kararında ise;33 “kira sözleşmesinde, kira parasının her ay peşin
ödeneceği yolundaki kaydın, kiraların her ayın en geç üçüncü günü akşamına kadar
ödenmesini şart kıldığı, kiracının zaman zaman geç ödemede bulunmasının,
kiralayanla kiracı arasında ödemenin bu şekilde yapılmasının kararlaştırıldığı
anlamına gelmediği belirtilmiştir.”
Gerçekten, kiralayanın bu konuda uysallık göstermiĢ olması, kiracıya
sözleĢmeye aykırı Ģekilde ödemede bulunmak hakkını vermez; karara bağlanan
olayda kiracının ödemeleri belirsiz ve keyfine bağlı sürelerde olduğundan,
sözleĢmenin zımnen değiĢtirilmesinin söz konusu olmayacağına ve bunun aksine
yorumun iyiniyet kuralları ile bağdaĢmayacağına hükmedilmiĢtir.
30
Yargıtay 6. H.D. 23.2.1989; E. 1060 / K. 3127. ― Kira bedellerinin her aybaĢında peĢinen ödeneceği kira sözleĢmesinde belirtilmiĢtir. Bu ifade, aylık kiraların her ayın biri akĢamına kadar ödeneceği anlamını taĢır.” Erdoğan, Celal a.g.e. sh. 245–246; Yargıtay 6. H.D. 17.10.1986; E. 9589 / K. 11500;Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3681. 31
Yargıtay 6. H.D. 14.6.1973; E. 3061 / K. 2509 Yavuz, Nihat a.g.e. sh. 3681. 32
Yargıtay H.G.K. 21.11.1962, E. 21.11.1962 E. 6–24 / K. 75; Tandoğan, Haluk a.g.e. sh. 166; Yavuz, Nihat a.g.e. 3681. 33
Yargıtay H.G.K. 12.12.1962; E. 6–1013 / K. 82; Tandoğan, Haluk a.g.e. sh. 167. Yavuz, Nihat a.g.e. sh.3682.
8
Tandoğan‘a göre; ―her iki karar arasındaki fark, birinde sözleĢmede öngörülen
tarzda olmayan ödemelerin belli sürelerde, diğerinde ise kiracının dileğine tabi
belirsiz sürelerde yapılmıĢ olmasından ileri gelmektedir.‖34
Hâsılat kiralarında35 kira bedelinin ödenmesi zamanı akitle veya mahalli adetle
belli olmadığı takdirde, kanuna göre her yılın sonunda ve nihayet kira süresinin
bitiminde kira bedelini ödemek lazımdır.(BK md. 281)
Özetleyecek olursak; kira bedelinin ödeneceği zamanın tespitinde Ģu sıra
esas alınır:
i) Öncelikle sözleĢmede bu konuda bir açıklık varsa ona uyulacaktır.
ii) SözleĢmede ödeme zamanı belirtilmemiĢse mahalli örf ve adet nazara
alınacaktır.
iii) Bu konuda mahalli örf ve adet yoksa
— kira süresi altı ay veya daha fazla ise sürenin sonunda,
—altı aydan az ise her ayın sonunda ödenmesi gerekecektir.
iv) Kira süresi de belirsiz ise, kira bedelinin her ayın sonunda ödeneceği kabul
edilecektir.
3. KĠRA BEDELĠNĠN ÖDENME YERĠ VE ÖDENME ġEKLĠ
Kural olarak kiracı kira bedelini ödeme borcunu sözleĢmede aksine bir kayıt
bulunmadıkça, alacaklının ikametgâhında ödeyecektir. Ġkametgâh36bir kimsenin
yerleĢmek niyetiyle oturduğu yerdir. Kira bedeli para borcu olduğundan götürülecek
borçlardandır. Bu nedenle aksi sözleĢmede kararlaĢtırılmadıkça, ödeme, BK. md.
73/f.1 hükmü uyarınca, alacaklının verme zamanındaki ikametgâhında yapılmak
gerekir. Buna rağmen, kiracının, aralarında oluĢmuĢ bir adet bulunmadan veya tevdi
mahalli kararı olmadan, kira bedelini bankaya yatırması borçlu kiracıyı temerrütten
kurtarmaz.37
Kira parası kiralayana götürülüp ödenmesi gereken borçlardan olduğundan ya
kiralayanın adresinde elden ödenmesi veya gideri kiracıya ait olmak koĢuluyla
konutta ödemeli olarak PTT kanalıyla gönderilmesi gerekir. Örnek:
“Kira parası kiralayana götürülüp ödenmesi gereken borçlardan olduğundan ya
kiralayanın adresinde elden ödenmesi veya gideri kiracıya ait olmak koşuluyla
34
Tandoğan, Haluk, a.g.e. sh. 167. 35
Tandoğan, Haluk, a.g.e. sh. 167. 36
Ġkametgâh ve konut kavramı için bkz. Cihangir, Nagihan, ĠĢyeri ve Konut Ġhtiyacı Nedeniyle Tahliye, Ġstanbul Barosu Staj Eğitim Merkezi, YayınlanmamıĢ Avukatlık Tezi, 2006, Ġstanbul, sh. 1.vd. 37
Yargıtay 12. H.D. 6.11.1978 E. 806 / K. 8910. Yavuz, Nihat, a.g.e. 3687.
9
konutta ödemeli olarak PTT kanalıyla gönderilmesi gerekir. Bundan ayrı, sözleşmede
özel bir koşul kabul edilmiş ise bu hususta göz önünde tutulmalıdır. Açıklanan şekilde
yapılmayan ödemeler yasal ödeme olarak kabul edilemez. Olayımızda; taraflar
arasındaki 01.05.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ve 11.08.2003 tarihli
protokolün 1. maddesi gereğince 2004 yılı Nisan ayı kirasının 250.000.000.-TL
olduğunun kabulü gerekir. Kira sözleşmesinde kira parasının her ayın 1'i ile 5'i
arasında ödeneceği öngörülmüştür. Davalı kiracı tarafından Nisan 2004 ayı kirası
olarak 250.000.000.-TL konutta ödemeli olmaksızın 06.04.2004 tarihinde PTT
kanalıyla davacı adına havale edilmiştir. Bu havalenin alıcısı tarafından alınmadığı ve
halen merkezde bekletildiği PTT İşletme Müdürlüğü'nün cevabi yazılarından
anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının temerrüdünün gerçekleştiği dikkate alınarak
kiralananın tahliyesine ve 250.000.000.-TL. alacağın tahsiline karar vermek
gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle
bozulmalıdır.”38
Kiralayan, öteden beri kira bedellerinin yatırıldığı ödeme yerini, tek taraflı
olarak değiĢtirebilir. ġöyle ki, bu durumda kiralayan kira bedellerinin yatırılacağı yeni
adresi kiracıya bildirmek zorundadır. Örnekler:
“Buna rağmen kiralayan ödeme yerini değiştirmiş ise, bunun yerini ve yeni
ödeme yerini kiracısına bildirmek zorundadır.” 39
“Kiralayanın bu yola gitmemesi kötüniyetli olduğunu gösterir ve bu nedenle
kiracının kiralanandan tahliyesi cihetine gidilemez.” 40
PTT havalesi ile gönderilen paraların hangi aya ait olduğunun makbuzda
belirtilmesi gerekir. Aksi takdirde, BK. md. 85 hükmü uyarınca alacaklının parayı
alırken bildirdiği aya mahsuben gönderildiği kabul edilir. Eğer alacaklı böyle bir
bildirimde bulunmamıĢsa, BK. md. 86 hükmü uyarınca, yapılan ödeme borçlu
aleyhine birinci olarak talep edilen aya(borca) mahsup edilir.41
Kiralayan kabul etmedikçe, kira bedelinin kambiyo senetleriyle ödenmesi caiz
değildir.42 Örnek:
38
Yargıtay 6. H.D. 22.05.2005 E.2004/10878/ K.2005/1330,KAZANCI. 39
Yargıtay 12. H.D. 15.12.1980 E. 7415 / K. 8761, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3691. 40
Yargıtay 12. H.D. 20.4.1982 E. 3248 / K. 3294, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3691. 41
Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3690 42
Tandoğan, Haluk, a.g.e. sh. 168.
10
―Kiracının kira parasına karşılık verdiği emre muharrer senet ifa sayılmaz. Bu
senet, kiracının borçlu olduğunu tevsik eden bir belge niteliğindedir. Böyle bir halde,
mütemerrit duruma düşen kiracı aleyhine tahliye davası açmak hakkı vardır.‖ 43
Kiralayan kira bedelini almakta temerrüde düĢerse44; kiracı, mahkemeye
baĢvurarak, BK. md. 91 hükmü uyarınca, bir tevdi mahalli tayin ettirmeli ve
mahkemenin tayin edeceği bu tevdi mahalline, masrafı kendisine ait olmak üzere,
kira bedelini depo etmelidir. Kiracı ancak böylelikle kira borcundan kurtulacaktır.
Kiracı mahkeme kararıyla tevdi mahalli tayin ettirmeksizin, kira parasını kiralayan
adına bir bankaya veya notere tevdi edecek olursa borcundan kurtulmuĢ olmaz.
Örnek:
“Kiracının ikametgâhta ödemeli havale suretiyle gönderdiği parayı kiralayanın
almaktan kaçınması ve bu paranın bir ay süre ile PTT‟de onun emrine amade
tutulması halinde tekrar aynı miktarda parayı tevdi mahalline yatırmasına kanuni
zorunluluk yoktur.”45
BK md. 83 hükmü uyarınca, kural olarak kira bedeli memleket parası ile ve
nakden ödenmek gerekir. Ancak, kira bedelinin, taraflar arasındaki kira
sözleĢmesinde, ‗belli bir miktarda altın üzerinden‘ aynen ödeme veya değer birimi
biçiminde belirtilmesi ya da ‗yabancı para birimi‘ üzerinden hesaplanması koĢulu
geçerlidir. Bir baĢka deyiĢle, kira sözleĢmesine konulacak yabancı para ile ödeme
kaydı veya altınla ödeme kaydı geçerlidir.46
D. KĠRA BEDELĠNĠN ÖDENMESĠ ĠLE ĠLGĠLĠ BAZI DURUMLAR VE KONU ĠLE
ĠLGĠLĠ OLARAK YARGITAY ĠÇTĠHATLARI ĠLE KABUL EDĠLEN ĠLKELER:
1) KĠRA SÖZLEġMESĠNDE ÖZEL HÜKÜM YOKSA BĠRDEN FAZLA KĠRACI
KĠRA BEDELĠNĠN ÖDENMESĠNDEN EġĠT ORANDA SORUMLUDUR.
Ancak ticari iĢte kullanılan kiralanan için birden fazla kiracı kira bedelinden
müĢtereken ve müteselsilen sorumludur.
43
Yargıtay H.G.K. 10.7.1971 E. 1297 / K. 452 Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3687. 44
Erdoğan, Celal, a.g.e. sh. 247, Tandoğan, Haluk, a.g.e.168. 45
Yargıtay Ġ.B.K. 11.3.1959 E. 23 / K. 20 RG. 1.8.1959, S. 10268; Yargıtay H.G.K. 8.5.1971 E. 70- 6–63 / K. 303; Tandoğan, Haluk, a.g.e. sh. 168 dipnot. 136. 46
Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3687, Tandoğan, Haluk, a.g.e. sh.56
11
2) KĠRALANANIN SATILMASI HALĠNDE; YENĠ MALĠK, ĠLK MALĠKE KĠRA
BORCUNU PEġĠN OLARAK ÖDEYEN KĠRACIDAN, AYNI DEVRE ĠÇĠN
TEKRAR KĠRA ĠSTEMESĠ MÜMKÜN DEĞĠLDĠR.
3) SÖZLEġME UYARINCA; SENELĠK ÖDENMESĠ GEREKEN KĠRA BEDELĠ
UZUN SÜRE AYDAN AYA ÖDENĠR VE KĠRALAYAN DA BUNU KABUL
EDERSE, BU KONUDA BĠR TEAMÜL YERLEġMĠġ SAYILIR.
4) KĠRACI SÖZLEġMEDE KARARLAġTIRILAN KĠRA SÜRESĠ ĠÇĠNDE
KĠRALANANI FĠĠLEN KULLANMASA DA KĠRA BEDELĠNĠ ÖDEMEK
ZORUNDADIR.
5) KĠRALANAN, KULLANILIRKEN KĠRACININ KUSURU OLMAKSIZIN
AYIPLI HALE GELĠRSE KĠRACI ĠNDĠRMEK ĠSTEDĠĞĠ DEĞERE GÖRE AĠT
OLDUĞU MAHKEMEYE KĠRA BEDELĠNĠN TENZĠLĠ (DÜġÜRÜLMESĠ )
DAVASI AÇABĠLĠR.47
6) KĠRA PARASININ TAKSĠTLE ÖDENMESĠ SORUNU 48
Bir yıl süreli kira sözleĢmesinde kira bedelinin üç taksitte ödeneceğinin
kararlaĢtırılmıĢ olması halinde, kira bedelinin ‗dört ay ara ile ve 1/3 oranında‘
yatırılması gerekir. Örnek:
“Dayanak kira sözleşmesinde, kira başlangıcı 1.6.1980 ve kira müddeti bir yıl
olup yıllık kira 180.000 liradır. Ayrıca kira borcunun üç taksitte ödeneceği… birinci
taksitin 1.6.1980, ikinci taksitin 1.10.1980, üçüncü taksitin de 1.2.1981 tarihinde
ödeneceğinin kabulü gerekir.‖ 49
7) KĠRA BORCUNUN GELMĠġ SAYILABĠLMESĠ ĠÇĠN KĠRANIN PEġĠN
ÖDENECEĞĠ KARARLAġTIRILMIġ OLSA BĠLE, ÖNCE KĠRALAYANIN,
KĠRALANANI SÖZLEġMEYE UYGUN BĠR BĠÇĠMDE TESLĠM ETMĠġ
OLMASI GEREKĠR. 50
Fakat Yargıtay içtihatlarına göre kira sözleĢmesinin geçerliliği için kiralananın
kiracıya teslimine gerek yoktur.51
8) KĠRACININ KĠRA BEDELĠNĠ ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ ANCAK
KĠRALANANIN FĠĠLEN KENDĠSĠNE TESLĠMĠ ĠLE DOĞAR.
47
Erdoğan, Celal, a.g.e. sh. 246. 48
Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3688. 49
Yargıtay 12. H.D. 23.11.1981 E. 7689 / K. 8788 Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3688. 50
Tandoğan, Haluk, a.g.e. sh. 165, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3688. 51
Yargıtay 6. H.D. 22.5.1981 E. 3483 / K. 8227, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3688–3689.
12
Böyle olmakla birlikte, ilke olarak, kiracının kira bedelini ödeme yükümlülüğü
ancak kiralananın fiilen kendisine teslimi ile doğar. Örnek:
― …Davalının kira bedelini ödeme yükümlülüğü mecurun kendisine fiilen teslim
edilmesinden sonra doğmuş olacağından davalı kiracı kiralananın kendisine fiilen
teslim edilmiş olduğu 12.1.1984 tarihinden itibaren sorumludur. Bu durumda davanın
reddi gerekirken, bilirkişinin istem dışındaki dönemler de dikkate alınmak suretiyle
yapmış olduğu hesaba dayanarak davanın kabulü doğru görülmemiştir.‖ 52
9) KĠRALANAN YERĠN TAHLĠYE EDĠLMĠġ BULUNMASI ONUN USULÜNE
GÖRE KĠRALAYANA TESLĠMĠ ANLAMINA GELMEZ. Örnek:
―Davada kira alacağı istenmiştir.
Davalı savunmasında kira parası istenen aylarda dava konusu yeri boşalttığını
davalının (mecuru) teslim almadığını ileri sürmüştür.
Kiracının kiralanan yeri boşatmış olması kiralanan yerin kiraya verene teslim
edildiği anlamına gelmez.
Davalı kiracının dava konusu yeri davacıya teslim etmesine rağmen onun
tesellümden imtina ettiği takdirde BK md. 91 hükmündeki şartlar dairesinde tevdi
yerine tesliminin yapıldığı kanıtlanmadan davalı tanıklarının kiralanan yerin
1987/Temmuz ayında tahliye edildiği yolundaki beyanlarına dayanılarak dava
reddedilemez.
O nedenle usulüne uygun bir teslim kanıtlanamadığına göre davanın reddi
doğru görülmemiştir.‖ 53
10) KĠRA SÖZLEġMESĠ DÜZENLENĠRKEN MÜTEAKĠP YILLARIN KĠRA
BEDELĠNĠ BELĠRLEYECEK ARTIġ KURALI GETĠRĠLMĠġ ĠSE TARAFLARIN
SÖZ KONUSU KURALA UYMALARI ZORUNLUDUR. Örnek;
“(…)Hemen belirtilmelidir ki, birden çok yılı kapsayan kira sözleşmelerinde her
bir yılın kira bedeli açıkça gösterilmiş veya miktarının açıkça belirlenmesini
sağlayacak artış kuralı getirilmiş ise, getirilen bu artış kuralına tarafların, „sözleşmeye
bağlılık‟ kuralı gereği uymaları zorunludur.
Zira artış kuralı konulmakla her kira dönemi için kiracının ödeyeceği kira
bedelinin taraflarca kolaylıkla belirlenmesi olanaklı hale getirilmiştir.
Sözleşmede artış kuralının varlığı halinde kiralayan, ihtar çekmeye gerek
kalmaksızın o kira dönemi içinde kira parasının tespiti istemiyle mahkemeye dava
52
Yargıtay 3. H.D. 22.2.1990 E. 735 / K. 1544, Yavuz, Nihat a.g.e. sh.3689. 53
Yargıtay 3.H.D. 21.11.1989 E. 6003 / K. 8735, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3690.
13
açmak hakkına sahiptir ve kiralayanın bu döneme ilişkin kira paralarını kiracıdan
ihtirazi kayıtsız almış olması da doğmuş ve varlığını sürdüren bu dava açma hakkının
yitirilmesine neden olmaz(…)” 54
11) SÖZLEġMEDEKĠ ARTIġ ġARTININ MÜTEAKĠP YIL ĠÇĠN OLDUĞU
BELĠRTĠLMEDĠKÇE TAKĠP EDEN TÜM KĠRA DÖNEMLERĠ ĠÇĠN GEÇERLĠ
OLMASI
Yukarıda belirtilen nedenle kiracının temerrüde düĢmemek için sözleĢmede
öngörülen bu artıĢ oranını dikkate alarak ödemede bulunması gerekir. Örnek:
“Davacı alacaklı, kira alacağı nedeniyle tahliye istekli olarak davalı borçlu
hakkında başlatmış olduğu icra takibine vaki itiraz üzerine icra Mahkemesi'ne
başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece
istemin reddine karar verilmesi üzerine karar davacı alacaklı tarafından temyiz
edilmiştir.
Davacı alacaklı, yeni malik sıfatıyla başlatmış olduğu icra takibinde önceki
malikle yapılan 01.08.2000 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesine
dayanmıştır. Takibe dayanak yapılan kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık
bulunmamaktadır. Kira sözleşmesi 1 yıllık olup, aylık kira 100.000.000.-TL ve artış
şartı olarak da % 50 artış oranı kararlaştırılmıştır. Bu artış şartı geçerli olup, tarafları
bağlar. Kira sözleşmesinde artış şartı için müteakip yıl kirası denilmediğine
göre kira ilişkisi devam ettiği sürece kararlaştırılan artış şartı geçerlidir.
Mahkemece, başlangıçta belirlenen kira miktarı üzerinden % 50 artış yapılarak takip
eden yılların kirasının belirlenmesi, buna göre davalının borcunun bulunup
bulunmadığının saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken,
sözleşmedeki artış şartının müteakip yıl için bağlayıcı olduğundan bahisle yazılı
olduğu şekilde istemin reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması
gerekmiştir. ” 55
12) MÜTEAKĠP YILLARDA KĠRANIN DĠE'NĠN YAYINLADIĞI TEFE ARTIġI
ORANINDA ARTIRILACAĞINA ĠLĠġKĠN KĠRA SÖZLEġMESĠNDEKĠ ġART
TARAFLARI BAĞLAR.
54
Yargıtay H.G.K. 08.12.2004 E. 3–718/K. 644, Ġstanbul Barosu Dergisi(ĠBD), Cilt:80, Sayı:2006/3, Ġstanbul. 55
Yargıtay 6.H.D. 01.03.2005 E. 2004/11083/ K.2005/1678, KAZANCI.
14
Taraflar arasındaki akdedilen kira sözleĢmesinde; kiranın, DĠE'nin yayınladığı
TEFE oranında artırılacağı kararlaĢtırılmıĢ ise; bu artıĢ oranı, belli ve geçerli olup
tarafları bağlar. Örnek:
“(…)Taraflar arasında düzenlenen 01.05.2002 başlangıç tarihli, bir yıl süreli
sözleşme konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık 01.04.2004 tarihinde
başlayan dönem kira bedelinin ne miktar olduğu konusundadır. Sözleşmede yıllık kira
665.000.000.-TL olarak kararlaştırılmıştır. Özel şartların 18. maddesinde "müteakip
her yıl kira dönemi başında kira bedeli Devlet İstatistik Enstitüsü'nce yayınlanmakta
olan toptan eşya fiyat endekslerindeki yıllık artış oranında artırılacağı ve kira
bedellerinin kiracı tarafından bu şekilde artırımlı olarak ödeneceği" kararlaştırılmıştır.
Bu artış oranı belli ve geçerli olup, tarafları bağlar. Bu nedenle 01.04.2004 tarihinde
başlayan dönem kirasının hesaplanması için bir önceki dönem kirasına sözleşmenin
18. maddesindeki D.İ.E. toptan eşya fiyat endeksi oranlan uygulanarak bulunması
gerekir(…)” 56
13) YARGITAY 3. HUKUK DAĠRESĠNĠN KONU ĠLE ĠLGĠLĠ
KARARLARINDAKĠ GELĠġMENĠN AÇIKLANMASI57
a) Taraflar arasındaki kira sözleĢmesinde kabul edilen ‗kira parasının her yıl
%30 oranında arttırılacağı‘na iliĢkin koĢul ancak yenilenen ilk dönem için geçerlidir.
Kiracının devam eden diğer yıllar için zamlı kira parasını ödememesi halinde
kiralayanın ALACAK DAVASI açmaya hakkı bulunmayıp; eski kira parasını istemeye
yetkili değildir. Aksi takdirde KĠRA TESPĠT DAVASI açmalıdır.58
b) Tarafların özgür iradeleri ile kararlaĢtırdıkları, ‗her yıl kira parasının %25
oranında arttırılacağına dair Ģart‘ KĠRA TESPĠT DAVALARINDA ilk yenilenen
dönemde, KĠRA ALACAĞI DAVALARINDA ise her dönemde tarafları bağlar. Zira
böyle bir Ģartın geçersizliğine veya bir yıl için geçerli olacağına dair 6570 sayılı
Kanun‘da bir hüküm ya da bu hususta bir içtihadı birleĢtirme kararı bulunmamaktadır.
Ne var ki bu olgunun kabul edilebilmesi için tarafların bu koĢulları her kira döneminde
muntazaman uygulayarak yerine getirmeleri ya da kira tespit davası açmayarak
hâkimin sözleĢmeye elatmasına neden olmamaları ya da bu Ģartı iptal ettirmemeleri
gerekir.59
56
Yargıtay 6. H.D. 18.07.2005 E. 6614 / 7692, KAZANCI. 57
Yavuz, Nihat, a.g.e. 3692–3694. 58
Yargıtay 3. H.D. 7.10.1988 E. 3012 / K. 8399, Karar için bkz. Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3692. 59
Yargıtay 3. H.D. 16.5.1989 E. 514 / 4586. Karar için bkz. Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3692–3693.
15
c) Nitekim bir kararında tarafların kira artıĢına ait koydukları Ģartı ancak
Yargıtay‘ın kira tespitine iliĢkin içtihatlarına uygun olduğu sürece geçerli saymıĢtır.
Bunun üzerine, kiracı tarafından yapılan ödemelerin kira Ģartına uygun bulunsa dahi
kiralayandan geri istenebileceğine karar vermiĢtir.‖60 Örnek:
“Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin özel şartlar bölümünün 9. maddesine
göre 2. ve 3. kira yıllarında kira parasının arttırılması kabul edilmiştir.
Davalılar, kiraya verilen ve ödenmeyen artış farklarını, yaptıkları ihtarla
bildirmişler ve davacı kiracı da bu kira artış farklarını banka hesabına yatırmak
suretiyle ödemiştir.
Kira sözleşmesinde tarafların kabul ettikleri kira artışlarından fazla bir ödeme
yapılmışsa ancak bunu davacı isteyebilir.
Mahkemece, kira sözleşmesine göre, Yargıtay‟ın kökleşen içtihatları da
dikkate alınarak 2. ve 3. yıllardaki kira artış miktarları saptanıp bundan farklı bir
ödeme yapılmışsa ancak onun iadesine karar verilmesi gerekirken bu konuda yeterli
araştırma ve inceleme yapılmadan karar verilmesi doğru değildir.” 61
14) ÖNCEKĠ MALĠK ĠLE YAPILAN KĠRA SÖLEġMESĠNDEKĠ KĠRA
BEDELĠNDEKĠ ARTIġ ġARTI MALĠKĠN DEĞĠġMESĠ HALĠNDE DAHĠ
KĠRACIYI BAĞLAR.62
Zira kiralanan yerin malikinin değiĢmiĢ olması, borçluyu bu kira sözleĢmesi
hükmüne uymaktan kurtaramaz.63 Fakat belirli bir oranda arttırma öngörülmeyip kira
artırımının yıllık indekslere göre yapılacağı Ģeklinde sözleĢmeye konulan Ģart
kiralayana mahkemeden karar almadan, kendiliğinden kira miktarını tespit edip bunu
kiracıdan isteme yetkisi vermez.64 Ayrıca zam oranı belirtilmediğinden kiralayanın
kendi anlayıĢına göre hesaplayıp istediği kira parasını ödemeyen kiracı temerrüde
dahi düĢmüĢ sayılamaz.65
15) KĠRACI ANCAK KÜLFETĠ KENDĠSĠNE AĠT OLMAYAN UFAK TEFEK
AYIPLARI, KĠRALAYANA MÜNASĠP MÜDDETLĠ ĠHBARA RAĞMEN
GĠDERMEKTE TEMERRÜT ETTĠĞĠ TAKDĠRDE ĠZALE EDĠLEBĠLĠR. 66
60
Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3693–3694. 61
Yargıtay 3. H.D. 21.9.1987 E. 2409 / K.8695, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3694. 62
Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3694. 63
Yargıtay 12. H.D. 1.11.1984 E. 7471 / K. 11088, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3694. 64
Yargıtay 12. H.D. 22.10.1981 E. 6147 / K.7726, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3694. 65
Yargıtay 12. H.D. 18.6.1984 E. 5223 / K 7722, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3694. 66
Yargıtay 12. H.D. 24.10.1969 E. 9472 / K. 9837; Yavuz, Nihat, a.g.e. 3696.
16
Bu nedenle kiracı, ancak kiralayanın onayı ile ve de ufak tefek olması
koĢuluyla kiralanan için yaptığı onarımı belgelendirerek kira borcundan indirebilir.67
Örneğin, kiralayanın muvafakati belgelendirilmedikçe su deposu tamir masrafı kira
bedelinden indirilemez.68 Her ne kadar kiracı kendi zevki için yaptırdığı Ģeyler için
dava açamaz ise de TV anteni gibi binaya zarar vermeden sökülüp alınabilen Ģeyleri
götürebilir.69
16) ANA GAYRĠMENKULÜN GENEL GĠDERLERĠNE KATILMA
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu‘nun 2814 sayılı Kanun‘la değiĢik 20.
maddesine göre, ―kat maliklerinden her biri aralarında baĢka türlü anlaĢma
olmadıkça:
a) Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak
avansa EġĠT OLARAK,
b) Anagayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma
ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin iĢletme
giderlerine ve giderler için toplanacak avansa KENDĠ ARSA PAYI ORANINDA;
katılmakla yükümlüdür.
c) Kat malikleri ortak yer veya tesisler üzerindeki kullanma hakkından
vazgeçmek veya kendi bağımsız bölümünün durumu dolayısıyla bunlardan
faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını ileri sürmek suretiyle bu gider ve avans
payını ödemekten kaçınamaz.
Gider veya avans payını ödemeyen kat maliki hakkında, diğer kat
maliklerinden her biri veya yönetici tarafından, yönetim planına, bu Kanuna ve genel
hükümlere göre dava açılabilir, icra takibi yapılabilir. Gider ve avans payının
tamamını ödemeyen kat maliki ödemede geciktiği günler için aylık yüzde on
hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlüdür.
Birinci fıkradaki giderlere, kat maliklerinden birinin veya onun bağımsız
bölümünden herhangi bir suretle faydalanan kiĢinin kusurlu bir hareketi sebep
olmuĢsa, gidere katılanların yaptıkları ödemeler için o kat malikine veya gidere sebep
olanlara rücu hakları vardır.‖
Kat Mülkiyetine konu olan bağımsız bölümün kiracısı da kat malikinin 20.
madde uyarınca payına düĢecek gider ve avans borcu ile gecikme tazminatından
67
Yargıtay 12. H.D. 29.3.1983 E. 1069 / K. 2377; Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3696 68
Yargıtay 12. H.D. 26.02.1981E.262 / K. 1851, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3696. 69
Yargıtay 3.H.D. 14.9.1989 E. 279 / K. 6750, Yavuz, Nihat a.g.e. sh.3696
17
KMK. Md. 22 hükmü uyarınca kat maliki ile birlikte ve müteselsilen sorumlu olur.
Kiracı haber vermeden dahi ortak giderleri yönetime ödemekle yükümlüdür.70Ancak
kiracının sorumluluğu ödemekle yükümlü olduğu kira miktarı ile sınırlı olup, yaptığı
ödeme kira borcundan düĢülür.71
17) KĠRA SÖZLEġMESĠNE KONULAN KEFALET KAYDI
BK. md. 484 hükmü uyarınca, kefalet sözleĢmesinin geçerli olabilmesi için
sözleĢmenin adi yazılı Ģekilde yapılması ve sözleĢmede, kefilin sorumlu olacağı
miktarın açıkça belirtilmiĢ olması gerekir. Kira sözleĢmesinde kefilin sorumluluğu, kira
süresiyle ve kira sözleĢmesinde yazılı meblağ ile sınırlıdır. Örnekler:
“BK.nun 484. maddesi gereğince kefaletin geçerliliği kefaletin yazılı olmasına
ve kefilin sorumlu olduğu miktarın açıkça belirlenmesi şartına bağlanmıştır. Yargıtay
İçtihadı Birleştirme Kurulu 12.4.1944 tarih 14/13 numaralı İçtihadı Birleştirme
Kararında da kefilin ödeyeceği muayyen bir miktarın gösterilmiş olmasını şart
koşmuştur. Sözleşmenin birinci yılından sonraki dönemde kefilin üstleneceği kefalet
miktarı sözleşmede belirtilmediği için kefalet 1 yıl süreyle geçerlidir. Hal böyle olunca
sözleşmenin 6. maddesindeki özel koşullar yasanın ve İçtihadı Birleştirme Kararının
açık hükmü karşısında geçersizdir. Bu itibarla kefilin sorumluluğu sözleşme süresinin
son bulacağı 20.1.2003 tarihi ile sınırlıdır. Bu dönemden sonraki aylardaki kira
paralarından sorumlu olmayacağı gibi asıl borçlunun tükettiği ve miktarı
belirlenmeyen elektrik ve su tüketim borcundan kefilin sorumluluğunun kabulüne
hukuken olanak yoktur.” 72
“Davalının sözleşmede belirtilen kirayı süresinde ödemiş olması nedeniyle
davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bundan zuhul ile yazılı gerekçeyle
davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olduğu gibi kabule göre de kefilin kefaletinin
kira süresi ile sınırlı olduğunun gözetilmemesi doğru değildir” 73
―BK. md. 485 ve 487 hükümleri uyarınca, kefilin ancak kira devresine ait kira
borcundan sorumlu tutulması icap eder. Mahkemece bundan zuhul edilmesi ve
uzayan devrelere ait kısmından da sorumlu tutulması yerinde değildir.‖74
70
Yargıtay 6.H.D. 3.6.1987 E. 4834 / 6756, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3696–3697; Tandoğan, Haluk a.g.e. 171–172. 71
Tandoğan, Haluk, a.g.e. sh. 172,Yargıtay 5. H.D. 21.2.1983 E. 1234 / K. 1400. 72
Yargıtay 13.HD. 03.06.2004 E. 1406/K. 8672, KAZANCI. 73
Yargıtay H.G.K. 13.10.2004 E. 6–477/K. 546, KAZANCI. 74
Yargıtay 6. H.D. 7.5.1974 E. 427 / K.476, Ayrıca konu ile ilgili olarak bkz. Yargıtay 3. H.D. 1.6.1989 E. 10679 / K. 5183; Yargıtay 3. H.D. 8.1.1987 E. 6681 / K. 11945 Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3696–3697.
18
Süresiz kira sözleĢmelerine konulan kefalet Ģartı BK. md. 484 hükmüne aykırı
olması nedeniyle geçersizdir.75
Yargıtay‘ın bir kararına göre, ―sözleĢmede eğer adi kefalete dair bir kayıt
yoksa kiralananın ne amaçla kullanıldığının araĢtırılması gerekir. ġayet kiracı somut
olayda olduğu üzere kiralananı ticarethane bürosu olarak kullanıyor ise, bu halde
TTK md. 3 hükmü yoluyla aynı kanunun 7. maddesinin son fıkrası uyarınca kefilin
müteselsilen sorumlu olması gerekir.‖76 Kanaatimizce Yargıtay‘ın bu görüĢü
isabetlidir.
Kefil; sözleĢmede bu konuda ayrıca yükümlülük altına girmemiĢse kiralananın
kötü kullanılmasından dolayı sorumlu tutulamaz.77
―Adi kefaleti müteselsil kefaletten ayıran husus; adi kefalette kefilin
sorumluluğunun ikinci derecede oluĢudur. Adi kefalette, alacaklı tarafından borç asıl
borçludan tahsil olunamadığı veya bir rehin bulunmadığı hallerde kefil takip olunabilir.
Duraksama halinde kefalet adi sayılır. Adi kefil ancak asıl borçlunun borcu
ödememesi veya hiç olmazsa onun aleyhinde yapılacak takibatın çok masraflı ve zor
olması halinde borcu ödemek mevkiindedir.
BK. md. 486 hükmünde borçluya iliĢkin olarak öngörülen koĢullar tahakkuk
etmedikçe alacaklı borçludan önce kefili takip edemez; aksi takdirde kefilin def‘i ile
karĢılaĢır.78
18) KĠRACININ SAVUNMA NEDENLERĠ
Kiracı kiralayanın alacak istemi karĢısında en baĢta, borcunun bulunmadığını
ileri sürebilir. Ödeme, takas veya kiralanan yerin henüz kendisine teslim edilmediği
yahut henüz vadenin gelmemiĢ olması gibi diğer bir nedenle savunmada bulunabilir.
Örnekler:
a) ―Kira bedelinin tahsili isteminde kiracının ödemiş bulunduğu kiraların
alacağa mahsup edilmesi gerekir.” 79
“Kiracı ile kiralayan eski malik arasındaki sözleşme uyarınca yıllık kira parası
peşinen ödenmiştir. Yeni malik bu devrenin bir kısmına ait kira parasını kiracıdan
75
Yargıtay 12. H.D. 20.3.1980 E. 1153 / K. 2663, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3698. 76
Yargıtay 12. H.D. 3.11.1980 E. 5494 / K. 7729, Yavuz, Nihat a.g.e. sh.3698. 77
Yargıtay 3. HD. 8.12.1987 E.6681 / K.11945,Yargıtay 3. H.D. 9.6.1987 E.2263 / K.6502; Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3698. 78
Yavuz, Nihat, a.g.e.3698–3699. 79
Yargıtay 4.H.D.8.1.1970 E. 10668 / K. 53, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3699.
19
isteyemez. Bu nedenle yeni malikin istediği bu kira bedelinden dolayı kiracının
temerrüdü de bahse konu olamaz.‖ 80
b) ―Kiracının ilk kiralayana yaptığı ödeme geçerli olup kendisini kira borcundan
kurtarır.”81
c) ―Taşınmazı kullanmadığı gibi kefil de bulunmayan kişiden kira bedeli
istenemez.”82
d) ―Kira bedeli kiralayana (alacaklıya) ya da onun yetkili temsilcisine
ödenmelidir. Aksi takdirde, kötü ifada bulunan kiracı ikinci kira bedelini ödeme
yükümlülüğü altına girebilir.83
e) ―Kiralananın eski maliki olan kiralayana eğer kira bedeli ödenmiş ise yeni
malik kiracıdan herhangi bir bedel talep edemez.‖84
f) ―Kiracı; kira sözleşmesinin herhangi bir hukuki sebeple iptalini dava
etmemişse ve fesih konusunda da bir karar verilmemişse, kiracı sözleşme gereği
yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır.‖85
g) Kiracı; kira bedelini ödemek istediği halde kiralayanın bunu kabul
etmediğine iliĢkin savunmasını tanıkla ispatlayabilir.86
19) KĠRA SÖZLEġMESĠ ANCAK SÖZLEġMENĠN TARAFI OLAN KĠMSELER
ĠÇĠN HAK DOĞURUR VE ONLARA BORÇ YÜKLER. BU NEDENLE
SÖZLEġMEYĠ KĠRACI ADINA ĠMZALAYAN TEMSĠLCĠ KĠRA BEDELĠNDEN
SORUMLU TUTULAMAZ. Örnek:
―Kira sözleşmesi davacı ile davalı şirket arasında düzenlenmiştir. Davalılardan
A.B. şirketin müdürü ve temsilcisi olarak sözleşmeyi imza etmiştir.
Şirket müdürü davalı A.B. şirketten ayrı ödenmeyen kira alacağı için şirketle
birlikte şahsen ve müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasının nedeni ve
dayanağı karar yerinde açıklanmadan davalı A.B. aleyhine de hüküm tesisi yerinde
görülmemiştir.‖87
80
Yargıtay 6. H.D. 8.4.1971 E. 1332 / K. 1667, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3699. 81
Yargıtay 3. H.D. 20.3.1989 E. 8530 / K. 2880, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3699–3700. 82
Yargıtay 3. H.D. 30.10.1990 E. 821 / K. 8547, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3700. 83
Yargıtay 3. H.D. 16.11.1989 E. 1857 / K. 8676, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3701. 84
Yargıtay 3. H.D. 28.12.1989 E. 3019 / K.9976, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3701. 85
Yargıtay 3. H.D. 21.5.1990 E.5257 / K. 4594, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3702. 86
Yargıtay Ġ.B.K. 11.3.1959 E.23 / K. 20; Yargıtay 6. H.D. 21.11.1964 E. 3960 / K. 5030, Yavuz, Nihat, a.g.e. 3705. 87
Yargıtay 3. H.D. 22.5.1987 E. 4678 / K. 5553, Yavuz, Nihat, a.g.e.3702–3703
20
20) KĠRA BEDELĠNE KARġILIK OLMAK ÜZERE VERĠLEN SENETLERĠN
TAHLĠYEDEN SONRAKĠ SÜREYE ĠLĠġKĠN KISMIN ĠPTALĠ GEREKĠR.88
21) KĠRA SÜRESĠNĠN BĠTĠMĠNDEN EVVEL KĠRALANANI TAHLĠYE EDEN
KĠRACI, KĠRALAYANIN BU YÜZDEN UĞRAMIġ OLDUĞU ZARARI
ÖDEMEKLE YÜKÜMLÜDÜR.89
22) KĠRA BEDELĠNĠN ÖDENDĠĞĠNE DAĠR ĠSPAT YÜKÜ DAVALI
KONUMUNDA DA OLSA KĠRACIYA AĠTTĠR.90
23) KĠRA TESPĠT DAVASI AÇILIP KĠRA PARASI HÜKMEN
BELĠRLENMEDEN, GEÇMĠġ DÖNEMLERE AĠT KĠRA BEDELLERĠ,
ALACAK DAVASININ ĠÇERĠSĠNDE TESPĠT EDĠLEREK BĠRĠKMĠġ KĠRA
ALACAĞINA HÜKMEDĠLEMEZ.91
24) KĠRACI; KĠRALAYANDA OLAN ALACAĞININ KĠRA BORCU ĠLE
MAHSUP EDĠLMESĠNĠ TALEP EDEBĠLĠR. Örnekler:
“Zira mahsup için karşılık dava açma zorunluluğu bulunmamaktadır. BK. md.
118 hükmü uyarınca, mahsup için takas savunmasında bulunulması yeterlidir.‖92
―Ancak, kira borcu ile doğrudan bir ilgisi bulunmaması sebebi ile evvelki
kiracının harcadığı elektrik ücretini ödeyen yeni kiracı, bu parayı kiralayandan
isteyemeyeceği gibi kira bedelinden mahsup dahi edemez.‖93
25) ĠġTĠRAK HALĠNDE MÜLKĠYET REJĠMĠNDE; KĠRACININ, KĠRALAYAN
DURUMUNDAKĠ PAYDAġLARDAN BĠRĠNE KARġI ĠLERĠ SÜREBĠLECEĞĠ
BĠR ALACAK HAKKININ BULUNMASI HALĠNDE, SÖZ KONUSU ALACAK
HAKKINI, BÜTÜN PAYDAġLARA ÖDEMEKLE YÜKÜMLÜ BULUNDUĞU
KĠRA BEDELĠ ĠLE MAHSUP EDEMEZ.94
26) TAKAS BEYANI, ĠKĠ BORCUN TAKAS EDĠLEBĠLECEKLERĠ GÜNDEN
BAġLAYARAK EN AZ OLAN BORCUN ORANINDA ORTADAN
KALKMALARINI GEREKTĠRĠR.
88
Yargıtay 3. H.D. 28.11.1988 E. 4833 / K. 10073, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3703. 89
Yargıtay 3. H.D. 28.11.1988 E. 4833 / K. 10073, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3703. 90
Yargıtay 3. H.D. 30.1.1989 E. 6325 / K. 1095, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3703. 91
Yargıtay 3. H.D. 12.4.1990 E. 5764 / K. 1990, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3704. 92
Yargıtay 4. H.D. 21.1.1967 E.11257 / K.390, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3704 93
Yargıtay 12. H.D. 25.1.1968, E. 611 / K. 642, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3704. 94
Yargıtay H.G.K. 21.11.1962 E. 88 / K. 67, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3704.
21
Bu nedenle, yargılamada fazla ödediği kira bedellerinin hesaba katılmıĢ olması
halinde hiçbir borcu kalmayacağı yolundaki beyanı takas ve aynı zamanda ödeme
savunmasını kapsar.95
27) ÇIPLAK MÜLKĠYET SAHĠBĠYLE KĠRA SÖZLEġMESĠ YAPAN
KĠRACININ ĠHTARA RAĞMEN KĠRALARI ĠNTĠFA HAKKI SAHĠBĠNE
ÖDEMEMESĠYLE TEMERRÜT OLUġACAĞI
Kiracının, çıplak mülkiyet sahibiyle kira sözleĢmesi yapmıĢ olması halinde,
intifa hakkı sahibinin ihtarname ile kira paralarının kendisine ödenmesini istemesine
yasal engel bulunmamaktadır. Ġntifa hakkı sahibi ihtar ile kira paralarının kendisine
ödenmesini istediği takdirde, ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren kira paralarının
davacıya ödenmesi gerekmektedir. Aksi halde, temerrüt olgusu gerçekleĢecektir.
Örnek:
“(…)Davaya dayanak yapılan ve karara esas alınan 10.1.2004 tarihli ve bir yıl
süreli kira sözleşmesi, çıplak mülkiyet sahibi B. K. ile davalı arasında yapılmış olup,
bu konuda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kiralananın intifa hakkı 24.6.1998 tarihinde
tapuda yapılan işlem sonucu davacı İ. E.' e bırakılmış bulunmaktadır. Çıplak mülkiyet
sahibi ile davalı arasında kira ilişkisi devam etmekteyken intifa hakkı sahibi davacı
4.3.2005 tarihli ihbarnamesiyle kira paralarının tebliğ tarihinden itibaren kendisine
ödenmesini ihbar etmiş, bu ihbarnameye rağmen kira paralarının ödenmemesi
üzerine de 26.5.2005 tarihinde ihtarname keşide ederek Mart, Nisan, Mayıs ayları
kira paralarının 30 gün içinde kendisine ödenmesini ihtar etmiştir. Bu ihtara maruz
kalan davalı kira paralarını intifa hakkı sahibine ödemekle yükümlüdür. Mart ayı kira
parasının ödendiği anlaşılmaktadır. Davalının çıplak mülkiyet sahibiyle kira
sözleşmesi yapmış olması halinde, intifa hakkı sahibinin ihtarname ile kira paralarının
kendisine ödenmesini istemesine yasal engel bulunmamaktadır. İntifa hakkı sahibi
ihtar ile kira paralarının kendisine ödenmesini istediğine göre ihtarnamenin tebliğ
tarihinden itibaren Nisan ve Mayıs 2005 kira paralarının davacıya ödenmesi
gerekirken, ödenmemesi nedeniyle temerrüt olgusu gerçekleşmiştir. Bu durumda
davanın kabulüyle davalının kiralanandan temerrüt nedeniyle tahliyesine, Nisan ve
Mayıs ayları kira paralarının tahsiline karar vermek gerekirken, yazılı şekilde istemin
reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulmasına karar verilmiştir.”96
95
Yargıtay H.G.K. 17.1.1962 E. 33/3 K. 3, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3704. 96
Yargıtay 6. H.D. 24.01.2006 E.2005/11517; K.2006/183, KAZANCI.
22
28) ĠHTARLI ÖDEME EMRĠNĠN BK. MD.260'DA YAZILI ĠHTAR YERĠNE
GEÇMESĠ
Davacı alacaklı icra takibi üzerine düzenlenen ihtarlı ödeme emrinin tebliğini
müteakip takibin itiraz edilmeksizin kesinleĢmesi halinde yasal sürelere uymak
koĢuluyla dilerse Ġcra Mahkemesine baĢvurarak tahliye isteyebileceği gibi genel
hükümlere göre Sulh Mahkemesinde de dava açabilir. Davacının Sulh Mahkemesine
baĢvurması halinde ihtarlı ödeme emri Borçlar Kanununun 260. maddesinde yazılı
ihtar yerine geçer. Örnek:
―Taraflar arasındaki kira sözleşmesi 1.8.2003 başlangıç tarihli ve iki yıl
sürelidir. Davacı bu sözleşmeye dayanarak davalı hakkında yaptığı haciz ve tahliye
istekli icra takibinde Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz 2004 ayları kiralarının
süresinde ödenmemesi ve sözleşme hükmüne göre muaccel olan aylar kirasının
tahsilini istemiş, Örnek 51 ödeme emri davalıya 31.7.2004 tarihinde tebliğ edilmiş,
itiraz edilmediğinden takip kesinleşmiş, yasal otuz günlük ödeme süresi içerisinde
borcun ödenmediği anlaşılmıştır. Bu durumda davacı İİK'nın 269/a maddesine göre
ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içerisinde İcra Mahkemesinden
tahliyeye karar verilmesini isteyebileceği gibi Sulh Hukuk Mahkemesinde tahliye
davası da açabilir. Zira İİK'nın 269/b–4 maddesinde alacaklının umumi hükümler
dairesinde dava açmaya mecbur kalması halinde ihtarlı ödeme emrinin BK'nın 260.
maddesinde yazılı ihtar yerine geçeceği ifade edilmiştir. Bu seçimlik hakkının
kullanılması davacıya aittir. Bu durumda davanın açılmasında bir usulsüzlük
bulunmadığından açılan davaya bakılarak sonucuna göre bir karar verilmesi
gerekirken, yazılı şekilde davanın görev sebebiyle reddine karar verilmesi doğru
olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.”97
29) KĠRACININ DAVACININ KĠRALANANI ĠKTĠSAP ETTĠĞĠ ĠHTARINA
RAĞMEN KĠRALARI ÖDEMEMĠġ OLMASI Örnek:
“(…)Davacı, davalının sözlü kira sözleşmesi ile kiracısı olduğu taşınmazı
18.03.2004 tarihinde satın alarak kiralayanın halefi haline geldikten sonra 14.04.2004
tarihinde keşide 21.04.2004 tarihinde tebliğ ettirdiği ihtarname ile satın alma
durumunu ve kiralanana konut olarak ihtiyacı olduğunu davalıya bildirmiş, peşi sıra
da Nisan-Kasım 2004 ayları kirasının ödenmediğinden bahisle temerrüt ihtarnamesi
göndermiştir. 14.04.2004 tarihli ihtarname ile davacının taşınmazın maliki olduğunu
97
Yargıtay 6. H.D. 29.11.2005 E.9479/K.10955, KAZANCI.
23
öğrenen davalının bundan sonra kira paralarını davacıya ödemesi gerekir. Kira
parası götürülecek borçlardan olduğundan davalı, önceki malikle yapılan sözleşmede
kararlaştırılan kira parasını ihtarnamede yazılı davacının adresine götürmeli ya da
konutta ödemeli şekilde göndermelidir. Davalının kira parasını ödememesi nedeniyle
davacının temerrüt ihtarnamesi göndermesi ve süresinde ödenmediğinden tahliye
istemli dava açmasında bir usulsüzlük yoktur. Bu durumda mahkemece tahliye
davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu talep yönünden red kararı
verilmesi hatalı görülmüştür.”98
30) KĠRACININ KĠRALAYANIN MUVAFAKATĠYLE YAPTIRDIĞINI ĠSPAT
EDEMEDĠĞĠ TAMĠRAT NEDENĠYLE ÜÇÜNCÜ KĠġĠYE YAPTIĞI ÖDEMENĠN KĠRA
ÖDEMESĠ YERĠNE GEÇMEMESĠ Örnek:
“Taraflar arasındaki 01.04.1999 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira
sözleşmesinin özel şartlar 5. maddesinde kira parasının her ayın biri ile beşi arasında
ödeneceği kararlaştırılmış olup, takibe konu aylar kirasının 350.000.000.- TL olduğu
da uyuşmazlık konusu değildir. Davacı kiralayan tarafından davalı kiracıya gönderilen
ve 05.03.2003 tarihinde tebliğ edilen ihtarnamede aylık kiraların sözleşmenin 5.
maddesine uygun olarak her ayın biri ile beşi arasında ödenmesi, aksi takdirde
temerrüt sebebi ile tahliye davası açılacağı ihtar edilmiştir. Sözü edilen ihtarnamenin
tebliğinden sonra davacı tarafından 11.04.2003 tarihinde Nisan 2003 ayı kirası için,
06.05.2003 tarihinde Mayıs 2003 ayı kirası için, 06.06.2003 tarihinde Haziran 2003
ayı kirası için, 07.11.2003 tarihinde de Kasım 2003 ayı kirası için ayrı ayrı dört adet
takip yapılmış ve davalı tarafından Nisan, Mayıs, Haziran 2003 aylarına ait asıl kira
paralan icra dosyasına yatırılmış, Kasım 2003 ayı kira parası ise 20.000.000.- TL
eksiği ile 330.000.000.- TL olarak ödenmiştir. Davalı kiracının ibraz ettiği su tesisatı
için üçüncü şahsa yapılan ödemeye ilişkin belge yasal ödeme belgesi olarak kabul
olunamayacağından ve davacı kiralayanın kiralananda yapıldığı iddia olunan tamirata
muvafakatının bulunduğu ispat edilemediğinden Kasım 2003 ayı kirası yönünden
eksik ödeme nedeni ile davalının temerrüdü gerçekleştiğinden itirazın iptali ile
kiralananın tahliyesine ve takibin devamına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe
ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bu nedenle
bozulması gerektiği halde onanmasının maddi hataya dayalı olduğu karar düzeltme
98
Yargıtay 6. H.D. 27.06.2005 E.5274/K.6612, KAZANCI.
24
istemi üzerine yapılan incelemeden anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kabulüne
karar vermek gerekmiştir.”99
31) ĠHTARA KONU EDĠLMEDĠĞĠNDEN REDDEDĠLEN AYLARA ĠLĠġKĠN
KĠRA ALACAĞI ĠÇĠN AÇILAN YENĠ DAVADA ÖNCEKĠ HÜKMÜN KESĠN
HÜKÜM TEġKĠL ETMEMESĠ Örnek:
“(…)Dava, kira alacağına ilişkindir. Mahkemece kesin hükmün varlığından ve
alacağın yazılı bir belge ile ispat edilmesi gerektiğinden söz edilerek davanın reddine
karar verilmiş ise de, Silvan Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.12.2003 gün, 2003/16-281
sayılı kararında davaya konu edilen 2002 yılı Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos,
Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ayları kiraları olup bunlardan Mayıs, Haziran, Temmuz,
Ağustos ayları kirası toplamı 200.000.000.-TL'nin otuz gün süreli ihtarname tebliğine
rağmen süresinde ödenmediği ve bu nedenle temerrüdün gerçekleştiğinden dolayı
kiralananın tahliyesine, kira alacağına ilişkin olarak da talep edilen Eylül, Ekim,
Kasım, Aralık ayları kiralarının tahsili isteminin ihtara konu edilmemesi nedeniyle
reddine karar verilmiş ve bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Dava
konularının farklı olması, alacağa ilişkin istemin ispat edilemediğinden değil, ihtara
konu olmadığı gerekçesiyle reddedilmesi nedenlerinden dolayı Silvan Sulh Hukuk
Mahkemesinin anılan kararı bu dava için kesin hüküm teşkil etmez. Davacı her ne
kadar kira alacağı yönünden yazılı belge ibraz etmemiş ise de Silvan Sulh Hukuk
Mahkemesi'nin 2003/16–281 sayılı kararında aylık kiranın 50.000.000.-TL olduğu
kabul edilmiş ve bu husus kesinleşmiş olduğuna göre bu davaya konu olan aylar için
de aylık kiranın 50.000.000.-TL olduğunun kabulü gerekir. Bu yön gözetilmeden
yazılı gerekçe ile davanın reddi hatalıdır.”100
32) DAVALI-KĠRACININ ÖDEMELERĠ ĠLE ĠLGĠLĠ OLARAK DAVACI-
KĠRALAYANA YEMĠN TEKLĠF ETME HAKKI OLDUĞU
HATIRLATILMALIDIR. Örnek:
“(…)Davacı vekili, 2003 yılı Ekim, Kasım, Aralık ayları kira bedeli toplamı
1.000.000.000 TL‟nin ödenmediğinden bahisle itirazın iptali ve temerrüt nedeniyle
kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı ise 12.10.2004 tarihli oturumda, 2003 yılı yıllık
kirasının 5.000.000.000 TL olduğunu, sözleşme yapıldığında peşin olarak ödendiğini
ancak ödendiğine dair makbuz ve belge olmadığını belirtmiştir. Davalı, delil listesinde
her türlü delile dayandığına göre bu delil, yemin delilini de içerdiğinden ödemelerle
99
Yargıtay 6.H.D.10.05.2005 E. 4029/ K.4828, KAZANCI. 100
Yargıtay 6.H.D.22.03.2005 E. 993/ K.2579, KAZANCI.
25
ilgili davalının davacıya yemin teklif etme hakkı olduğunun hatırlatılmak ve varılacak
sonuca göre karar vermek gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar
verilmesi hatalı olmuştur(...)” 101
33) KĠRACININ KĠRA BEDELĠNĠ YASAYA UYGUN OLARAK ÖDEMEK
ĠSTEDĠĞĠ HALDE KĠRALAYANIN PARAYI ALMAKTAN KAÇINMIġ
OLDUĞUNU TANIKLA KANITLAMASINA BĠR ENGEL YOKTUR. 102
34) MAHKEMECE NET KĠRA MĠKTARININ NE KADAR OLDUĞUNUN
BELĠRLENMESĠ NETĠCESĠNE GÖRE TEMERRÜDÜN GERÇEKLEġĠP
GERÇEKLEġMEDĠĞĠ ÜZERĠNDE DURULMASININ GEREKMEKTEDĠR.
Yargıtay içtihatları uyarınca; kira tespit kararında, takdiren belirlenen kira
miktarının net olarak tespit edildiği kararda belirtilmezse, bu kiranın brüt kira olarak
belirlendiği kabul edilmektedir. Bu durumda öncelikle, mahkemece net kira miktarının
ne kadar olduğunun belirlenmesi, neticesine göre temerrüdün gerçekleĢip
gerçekleĢmediği üzerinde durulması, alacak miktarının da belirlenen net kira
miktarına göre hesap edilmesi gerekmektedir. Örnek:
“(…)Davacı vekili, davalıların kiralananda kiracı olarak bulunduklarını 1.9.2001
tarihinden itibaren kira bedellerinin mahkeme kararı ile belirlendiğini, keşide edilen
ihtara rağmen ödenmesi gerekli üç yıllık kira bedeli 36.000.000.000.-TL kira
alacağının yasal 30 günlük sürede ödenmediğinden bahisle temerrüt nedeniyle
kiralananın tahliyesi ve kira alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı stopajın vergi
dairesine yatırılmasından sonra bakiye kiranın davacı tarafa ödendiğini, 2003 yılı
kirasının ise muaccel hale dönüşmediğini, davanın reddini savunmuştur.
Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre
davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyizi itirazları yerinde
değildir.
Ancak; Marmaris Sulh Hukuk Mahkemesinin 17.12.2002 gün ve 2001/383
esas–2002/466 karar sayılı kira tespit kararında 1.9.2001 tarihinden itibaren geçerli
olmak üzere takdiren belirlenen 12.000.000.000.-TL kira miktarının net olarak tespit
edildiği kararda belirtilmediğinden bu kiranın brüt kira olarak belirlendiğinin kabulü
gerekir. Bu durumda mahkemece net kira miktarının ne kadar olduğunun
belirlenmesi, neticesine göre temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde
durulması, alacak miktarının da belirlenen net kira miktarına göre hesap edilmesi
101
Yargıtay 6.H.D.04.04.2005 E. 1492/ K.3105,Tunaboylu, Müslim, a.g.e. c.1, sh.261. 102
Yargıtay ĠBK. 11.03.1959 E. 23/ K.20,Tunaboylu, Müslim, a.g.e. c.2, sh.1474–1475.
26
gerekirken, bu yönler üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı
olmuştur. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.”103
35) KĠRA ALACAĞI DAVASI AÇMADAN ÖNCE TEMERRÜT ĠHTARI
GÖNDERME ZORUNLULUĞU BULUNMAMAKTADIR.
Kira alacağının tahsili davası açmadan önce kiracıya ayrıca temerrüt ihtarı
gönderme zorunluluğu bulunmamaktadır. Temerrüt nedeniyle tahliye ve alacak
davalarının koĢulları birbirinden farklıdır. Örnek:
“(…)1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere,
davacı tarafından davalıya gönderilmiş, Borçlar Kanunu'nun 260. maddesi koşullarını
taşıyan bir temerrüt ihtarı bulunmamasına göre davacı vekilinin tahliye isteminin
reddine dair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Ancak, davacı vekili dava dilekçesinde taraflar arasındaki 1.1.2002
başlangıç tarihli beş yıl süreli kira sözleşmesine dayanarak 1.1.2002-31.12.2006
tarihine kadar kira alacağının da tahsilini istemiştir. Mahkemece temerrüt ihtarı
olmadığından alacak istemi de reddedilmiştir. Kira alacağının tahsili davası açmadan
önce kiracıya ayrıca temerrüt ihtarı gönderme zorunluluğu bulunmamaktadır.
Temerrüt nedeniyle tahliye ve alacak davalarının koşulları birbirinden farklıdır.
Mahkemece alacak davasının esastan incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle
reddi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.”104
36) MAHKEMENĠN NĠTELENDĠRMEDE HATAYA DÜġEREK DAVAYI
TEMERRÜT SEBEBĠNE DAYANILARAK AÇILMIġ GĠBĠ DEĞERLENDĠRĠP
KARAR VERMESĠ HATALIDIR.
Yargıtay içtihatları uyarınca; dava dilekçesinde iki haklı ihtara dayanıldığı
açıkça belirtilen bir davada mahkemenin nitelendirmede hataya düĢerek davayı
temerrüt sebebine dayanılarak açılmıĢ gibi değerlendirip karar vermesi hatalıdır.
Örnek:
“(…)Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının kiralananda kiracı olup, Nisan
2003/Şubat 2004 ve Mart 2004 ayları kirasını ödememesi nedeniyle hakkında iki kez
icra takibi yapıldığını, bu şekilde davalının bir kira yılı içinde iki haklı ihtara sebebiyet
verdiğini belirterek, davalının kiralanandan tahliyesini talep etmiştir. Davalı, davanın
haksız açıldığını, icra takibine konu edilen kira paralarını ödediğini, ancak davalının
ikinci takipte henüz muaccel hale gelmeyen kira parasını talep ettiğini, kiraların ayın
103
Yargıtay 6.H.D. 11.11.2004 E. 7352/ K.7914,KAZANCI. 104
Yargıtay 6.H.D. 06.12.2004 E. 8378/ K.8819,KAZANCI
27
sonunda ödeneceği konusunda davacıyla anlaştıklarını, bu ihtarın geçersiz olup, iki
haklı ihtarın gerçekleşmediğini, davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında akdedilen kira sözleşmesi 1.4.2003 başlangıç tarihli ve bir yıl
sürelidir. Davacı 1.4.2003-1.4.2004 kira döneminde davalının kira paralarını
ödememesi nedeniyle hakkında iki kez icra takibi yapıldığını belirterek davalının iki
haklı ihtar nedeniyle tahliyesini talep etmiştir. Dava dilekçesinde iki haklı ihtara
dayanıldığı açıkça belirtilmiştir. Yargılama sırasında da bu isteğini tekrar etmiştir.
Borçlar Kanunu'nun 260. maddesi gereğince temerrüt sebebiyle açılmış bir dava
bulunmadığı halde mahkemenin davanın nitelendirilmesinde hataya düşerek, davayı
temerrüt sebebine dayanılarak açılmış gibi değerlendirip yazılı şekilde karar vermesi
hatalı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.”105
37) KĠRALAYAN TARAFINDAN KĠRA ARTIġ ġARTININ UYGULANMASI
ĠÇĠN KĠRACIYA BĠLDĠRĠM YAPILMASINA GEREK BULUNMAMAKTADIR.
Örnek:
“(…): Taraflar arasındaki "itirazın iptali, tahliye" davasından dolayı yapılan
yargılama sonunda; İstanbul 6.Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair
verilen 26.02.2003 gün ve 2002/1381 E. 2003/178 K. sayılı kararın incelenmesi
davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 05.05.2003
gün ve 2003/3060–3117 sayılı ilamı ile; ( ...Dava, itirazın iptali, temerrüt nedeniyle
tahliye ve yüzde kırktan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi
isteğine ilişkindir. Mahkeme istem gibi karar vermiş, hüküm davalılar vekili tarafından
temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, 01.09.2002 tarihinde başlayan yeni kira dönemi için aylık kiranın
sözleşmenin özel şartlar 4. maddesine göre artışla 816.375.000.-TL olduğunu ve
davalının 2002 yılı Eylül ayı kirasını eksik ödemesi nedeniyle muaccel hale gelen kira
paralarının ödenmesi amacıyla davalı aleyhine icra takibi yapıldığını ve davalının bu
takibe haksız itiraz ettiğini öne sürerek itirazın iptaline, temerrüt nedeniyle kiralananın
tahliyesine ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili yeni dönem kirası ile ilgili bir mahkeme kararı olmadığını,
sözleşmede belirtilen kira parasının süresi içinde icra dosyasına yatırıldığını,
müvekkillerinden Mehmet Serdar'ın kefaletinin kira süresi ile sınırlı olduğunu, davanın
reddini savunmuştur.
105
Yargıtay 6.H.D. 06.12.2004 E. 6955/ K.7505,KAZANCI
28
Taraflar arasındaki 01.09.2001 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira
sözleşmesinin özel şartlar 4. maddesinde öngörülen hüküm belirli ve muayyen bir
kira artış şartını içermemektedir. Davacı tarafından davalıya kira artışı oranı
konusunda bir bildirim de yapılmamıştır. Davalının sözleşmede belirtilen kirayı
süresinde ödemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken,
bundan zuhul ile yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olduğu
gibi kabule göre de kefilin kefaletinin kira süresi ile sınırlı olduğunun gözetilmemesi
doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. .. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine
geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda
direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR: Dava itirazın iptali, temerrüt nedeniyle tahliye ve yüzde kırktan aşağı
olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemenin istem gibi verdiği karar yukarıda belirtilen nedenlerle bozulmuş,
mahkemece "davalı kiracının temerrüde düştüğü" gerekçesiyle önceki kararda
direnilmiştir.
Uyuşmazlık, tahliye ve kira alacağı miktarı noktalarında toplanmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanaklara ve kanıtlara
göre mahkemenin tahliye yönünden verdiği direnme kararı usul ve yasaya uygundur.
Ne var ki, Özel Dairece davalılar vekilinin kira alacağına yönelik temyizi,
bozma nedenine göre incelenmemiş olup, dosyanın davalılar vekilinin diğer temyiz
itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle tahliye kararına ilişkin direnme uygun
bulunduğundan, dosyanın kira alacağına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için,
6.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 13.10.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.”106
38) KĠRANIN ZAMANINDA ÖDENMEMESĠ HALĠNDE CEZAĠ ġART
ÖDENECEĞĠNE ĠLĠġKĠN SÖZLEġME HÜKMÜ GEÇERLĠDĠR VE KĠRACIYI
BAĞLAR.
SözleĢmeye konulmuĢ cezai Ģart tarafları bağlar. 6570 Sayılı Yasa
kapsamında da kalsa kira sözleĢmesine konulmuĢ olan ve kira parasının zamanında
106
Yargıtay H.G.K. 13.10.2004 E. 6–477/ K.546,KAZANCI
29
ödenmemesi halinde kiracının ödemesi kabul edilen cezai Ģart geçerlidir ve kiracıyı
bağlar. Örnek:
“(…)Taraflar arasındaki 01.10.2001 başlangıç tarihli 3 yıl süreli kira
sözleşmesinin özel şartlar bölümünün 3. maddesinde, kiracı tarafından ödenmesi
gerektiği halde vaktinde ödenmeyen meblağlar için tediye anına kadar geçecek
sürelere ait aylık % 10 cezayı kiracının ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmeye
konulmuş bu cezai şart tarafları bağlar. 6570 Sayılı Yasa kapsamında da kalsa kira
sözleşmesine konulmuş olan ve kira parasının zamanında ödenmemesi halinde
kiracının ödemesi kabul edilen cezai şart geçerlidir. Mahkemece sözleşmedeki cezai
şart miktarının tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken bu talebin
reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.”107
39) KĠRALANAN TAġINMAZIN SATIġ YOLUYLA DEVRĠYLE KĠRA
SÖZLEġMESĠNDEN DOĞAN TÜM HAK VE BORÇLAR YENĠ MALĠKE
GEÇER. Örnek:
“(…)Taraflar arasındaki "tahliye ve kira alacağı" davasından dolayı yapılan
yargılama sonunda; Trabzon 1.Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair
verilen 11.09.2003 gün ve 2002/607 E. 2003/558 K. sayılı kararın incelenmesi davalı
vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 20.01.2004 gün ve
2004/51–165 sayılı ilamı ile; ( ...Davacı kooperatifin 26.9.2001 tarihinde kiralanan yeri
Teknikel Sitesi Güzelleştirme Koruma ve Kültür Derneği'ne sattığı dosyadaki tapu
kaydından anlaşılmaktadır. Böylece sözleşmeden doğan haklar ve borçlar yeni
malike geçmiştir. Nitekim adı geçen dernek yeni malik sıfatıyla sözleşmedeki
sürelerden yararlanarak davalı aleyhine iktisap ve ihtiyaç sebebiyle tahliye davası
açmıştır. Bu durumda davacının sözleşmeden doğan hakları ve borçları mülkiyetin
devredilmesiyle birlikte sona erdiğinden, temerrütten kiralananın tahliyesi ve kira
alacağının tahsili isteği ile dava açma hakkının bulunmadığı, bu sebeple açılan
davanın reddine karar verilmesi gerektiği bu defa ki incelemeden anlaşılmış ve davalı
vekilinin karar düzeltme talebinin kabul edilmesi icap etmiştir... ) gerekçesiyle
bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda,
mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
107
Yargıtay 6.H.D. 12.10.2004 E. 6591 / K.6829, KAZANCI
30
KARAR: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve
kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel
Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki
kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı
bozulmalıdır.”108
40) YENĠ DÖNEM KĠRA BEDELĠNĠN TARAFLARCA TESBĠT EDĠLMEMESĠ
VE SÖZLEġMEDE ARTIġ ġARTI BULUNMAMASI HALĠNDE
SÖZLEġMEDEKĠ SON DÖNEM KĠRA BEDELĠ GEÇERLĠ OLUR. Örnek:
“(…)Dayanak kira sözleşmesi 1.1.1999 başlangıç tarihli ve üç yıl sürelidir.
Kiralanan 6 nolu parsel olup 2001 yılı için 648.000.000.TL'nin her yıl eşit olarak
Ağustos ve Kasım aylarında ödenmesi kararlaştırılmıştır. Borçlu sözleşmede
kararlaştırılan bu kira miktarına itirazda bulunmamış ve ödeme de yapmamıştır.
Sözleşmede artış şartı olmadığına göre 1.1.2002 tarihinde başlayan kira dönemi için
de yıllık kira parasının 648.000.000.TL olduğunun kabulü gerekir. Bu sebeple itirazın
kabul edilen bu miktar üzerinden kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar
verilmesi gerekirken bundan zühul olunması doğru değildir. Karar bu sebeple
bozulmalıdır.”109
41) MUACCEL HALE GELMEYEN KĠRA ALACAĞININ ĠSTENEMEMESĠ
Örnek:
“(…)Dava, temerrüt nedeniyle yapılan takibe vaki kiracı itirazının iptaliyle,
kiralananın tahliyesi talebiyle açılmıştır. Davacı vekili, 30.1.2003 günlü oturumda yıllık
kira miktarının 75.000.000.-TL olduğunu, bu miktarı aşan kira taleplerinden
vazgeçtiklerini açıklamış, davacı asil de karakolda verdiği 24.1.2003 günlü ifadesinde
tarih belirtmeksizin davalıdan 225.000.000.-TL kira alacağını tahsil ettiğini bildirmiştir.
Taraflar arasındaki 1.8.1999 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin
başlangıç tarihine göre de 2002 yılı kira parası, takip tarihi olan 7.2.2002'de muaccel
hale gelmemiştir. Bu durumda takip tarihinde muaccel hale gelmeyen 2002 yılı kira
parasının istenemeyeceği ve davacının yukarıda sözü edilen karakoldaki ifadesi de
dikkate alınarak uyuşmazlığın buna göre çözümlenmesi gerekir.”110
108
Yargıtay H.G.K. 09.06.2004 E. 6–341 / K.358, KAZANCI 109
Yargıtay 6.H.D. 08.04.2004 E. 2318 / K.2583, KAZANCI. 110
Yargıtay 6.H.D. 06.04.2004 E. 2373 / K.2444, KAZANCI.
31
42) KĠRACININ KĠRALANANI USULÜNE UYGUN OLARAK KĠRALAYANA
TESLĠM ETTĠĞĠNĠ ĠSPATLAYAMAMASI HALĠNDE, KĠRA BORCUNDAN
SORUMLU OLDUĞUNUN KABUL EDĠLMESĠ GEREKĠR. Örnek:
“(…)Dava temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesi ve kira alacağı isteğine
ilişkindir. Mahkemece kira alacağı ispat edilemediğinden reddine, tahliye konusunda
karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı vekili, kiracı olan davalının sözleşmeye uygun biçimde kirayı
ödemediğini, usule uygun yapılan takibe rağmen sonuç alınamadığını bildirerek
temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesini ve itirazın iptalini talep ile 2.6.2003 tarihinde
iş bu davayı ikame etmiştir. Davalı vekili müvekkilinin kiralananı 15.3.2002 tarihinde
tahliye ettiğini, Şubat 2003 kirasını icra veznesine ödediğini, bundan başka kira borcu
olmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı kiralananı davacıya teslim ettiğini savunmuş, ancak bu savunmasını
yasal delillerle ispat edememiştir. Kiralanan usulüne uygun biçimde kiralayana teslim
edilmediğine göre davalı kira borcundan sorumludur. Ödeme emri BK. nun 260.
maddesine uygun düzenlenmiş olup, usulüne uygun muhatabına tebliğ edildiğine
göre kiralananın tahliyesine ve ödenmeyen 2002 yılı Mart, Nisan, Mayıs, Haziran,
Temmuz ayları kiralarının tahsiline karar verilmesi gerekirken, bundan zühul ile yazılı
şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.”111
43) BORÇLAR KANUNUNUN 260.MADDESĠNE GÖRE AÇILMIġ
TEMERRÜT SEBEBĠYLE TAHLĠYE VE KĠRA ALACAĞI DAVASINDA
GÖREVSĠZLĠK KARARI VERĠLEMEYECEĞĠ Örnek:
“(…)Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının dava konusu yeri davalıdan
satın aldığını, satın almadan sonra aralarında kira ilişkisi kurulduğunu, davalının
ihtarnameye rağmen verilen yasal sürede kararlaştırılan kira bedelini ödemediğini
bildirerek alacak ve tahliye isteğinde bulunmuştur. Davalı, davacı ile aralarında kira
ilişkisi bulunmadığını savunarak davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamalar ve davacı vekilinin duruşmadaki beyanlarına
göre dava Borçlar Kanununun 260.maddesine göre açılmış, temerrüt sebebiyle
tahliye ve kira alacağı niteliğindedir. Bu sebeple işin esası hakkında bir karar
verilmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmesi hatalı olduğundan hükmün
bozulması icap etmiştir.”112
111
Yargıtay 6.H.D. 25.03.2004 E.1901/ K.2040, KAZANCI. 112
Yargıtay 6.H.D. 15.03.2004 E.1594/ K.1685, KAZANCI.
32
44) KĠRA SÖZLEġMESĠNDE, KĠRA BEDELĠNĠN TEFE ORANINDA
ARTTIRILACAĞINA ĠLĠġKĠN KĠRA ARTIġ ġARTI MUAYYEN OLMADIĞI
TAKDĠRDE TEMERRÜDE ESAS ALINAMAZ. Örnek:
“(…)Dava temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve kira alacağı isteğine
ilişkindir. Mahkemece kiralananın tahliyesine ve alacağın kısmen tahsiline karar
verilmiş ve hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki kira sözleşmesi 3.9.2001 başlangıç ve 31.12.2001 bitim
tarihlidir. Kiralanan büro olarak gösterilmiş, aylık net 51.000.000.TL kira parasının her
ay ayın beşine kadar peşin ödeneceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin özel şartlar
bölümünün 28. maddesinde muacceliyet şartına yer verilmiş, yine taraflarca
imzalanmış özel şartlar başlığını taşıyan sözleşme ekinin 6. maddesinde "kira
süreleri dolan taşınmaz malların kira bedeli yıllık ortalama toptan eşya fiyat
endeksleri dikkate alınarak emsal ve rayiç bedele uygun hale getirilecektir" hükmüne
yer verilmiştir. Davalının sözleşmede kararlaştırılan aylık net 51.000.000.TL kira
parasını ödediği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık konusu olan sözleşmedeki
artış şartının belli ve muayyen olup olmadığı, buna göre kira borcunun bulunup
bulunmadığı, davalıya yazılan 19.6.2002 tarihli kira parasının ödenmesine ilişkin
yazının B.K. 260. maddesi anlamında ihtarname sayılıp sayılmayacağı ve tahliyeye
esas olup olmayacağı noktasındadır.
Sözleşmenin özel şartlar bölümünün 6. maddesinde "kira süreleri dolan
taşınmaz malların kira bedelleri yıllık ortalama toptan eşya fiyat endeksleri dikkate
alınarak emsal ve rayiç bedele uygun hale getirilecektir" şeklindeki ifade bir rakamı
içermediğinden belli ve muayyen olduğu kabul edilemez, temerrüde esas alınamaz.
19.6.2002 tarihli temerrüt yazısı ile sadece kira farkının otuz günde ödenmesi
istenmiş, muacceliyet şartına dayanılarak istenen kira miktarı açıklanmadığı gibi
geçerli olmayan bir artış şartına bağlı bulunduğundan ve ödenecek kira miktarı
konusunda taraflarca irade birliği de sağlanmadığından B.K. 260. maddesindeki
temerrüt ihtarı olarak kabul edilemez ve buna dayalı olarak tahliye kararı verilemez.
Bu sebeple davanın tümünün reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar
verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.”113
113
Yargıtay 6.H.D. 02.03.2004 E.1209/ K.1336, KAZANCI.
33
45) KĠRACININ TEMERRÜDÜ NEDENĠNE DAYALI DAVADA KĠRACININ
YAPTIĞI MASRAFLARIN SÖZLEġME GEREĞĠ KĠRA BORCUNDAN
MAHSUBU
Örnek:
“(…)Davacı, kira sözleşmesi tarihinden takip tarihine kadar ( 25.12.2002 )
Ağustos 2002 öncesine ait ( mahsuptan kalan ) 330.000.000-TL. ile birleştirilen dava
dosyasında Ağustos sonrasına ait ( Aralık ayına kadar ) ödenmeyen 500.000.000-TL.
olmak üzere toplam 830.000.000-TL. kira alacağının tahsili ve davalının taşınmazdan
tahliyesi için başlattığı icra takibine davalının itirazının iptalini talep etmiştir.
Davalı, sözleşmenin 7. maddesi uyarınca yaptığı masrafların mahsubu halinde
kira borcu kalmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda mahsup dışında davalının kira
borcu bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre, davalı tarafından yapılan masrafların
toplamı 1.045.598.000-TL. olmakla, takip tarihine kadar olan kira alacaklarının
tamamını karşılamadığı açıktır. Bu nedenle öncelikle tarafların isticvabı ile takip
tarihine kadar olan toplam aylık kira bedeli ile ödenmediği iddia edilen aylar
açıklattırılmalı ve varsa belgelerin ibrazı istenerek kira alacağının belirlenmesi
suretiyle hüküm kurulması gerekirken, bu husus tartışılmadan davanın reddi doğru
görülmemiştir.”114
46) 6570 SAYILI KANUNA TABĠ KĠRA SÖZLEġMELERĠNDE DE BORÇLAR
KANUNU'NUN TEMERRÜT NEDENĠYLE TAHLĠYEYE ĠLĠġKĠN HÜKÜMLERĠ
UYGULANABĠLĠR. Örnek:
“(…)Talep, kira borcunun ödenmemesi nedeniyle yapılan icra takibine itirazın
kaldırılması ve kiralananın tahliyesine ilişkindir.
Alacaklı 18.6.2003 tarihli takip talepnamesi ile kira alacağı için borçlu
aleyhinde takipte bulunmuş, buna dayalı olarak düzenlenen ödeme emri borçluya
23.6.2003 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlunun itirazı üzerine, itirazın kaldırılması ve
kiralananın tahliyesi icra tetkik merciinden istenmiştir. Önceki malik ile borçlu Hasan
Uşaklı arasındaki kira sözleşmesi 10.10.1995 başlangıç tarihli ve 1 yıl sürelidir.
Kiralanan, "dükkan" olarak gösterilmiştir. Aylık kira 4.167.000.TL ve "her ay peşin"
114
Yargıtay 6.H.D. 19.02.2004 E.795/ K.1128, KAZANCI.
34
ödenmesi kararlaştırılmıştır. Bu hali ile kiralananın 6570 Sayılı Yasaya tabi olduğu
anlaşılmaktadır.
Adi kira ve hasılat kirasında, kiracı kirayı zamanında ödemezse, kiralayan,
kiracıya kiranın ödenmesi için ( adi kirada otuz veya altı gün, hasılat kirasında altmış
gün ) süre vererek, bu süre içinde kira ödenmezse, kira sözleşmesini feshedeceğini
kiracıya ihtar edebilir ( B.K.260 ve B.K.288 ). Kiracı bu süre içerisinde kirayı
ödemezse, kiralayan kiracıya karşı ( Sulh Hukuk Mahkemesinde ) bir tahliye davası
açabilir ve bu davada ödenmeyen kirayı da isteyebilir. İcra İflas Kanunu da ( 269-
269/d ) kiralayanın kira alacağı için yapacağı ilamsız icra ile takip ve tahliye yolu
kabul etmiştir. Buna göre kiralayan, kiracısına karşı bir ilamsız tahliye takibi yaparak
kiranın ödenmesini ve kiracının tahliyesini ister. Kiracı kirayı ödemezse kiralayan İcra
Tetkik Merciinden kiracının tahliyesine karar verilmesini isteyebilir. Kira bedelinin
ödenmemesi nedeniyle ilamsız tahliye, 6570 Sayılı Yasaya tabi olsun veya olmasın
bütün kiralananlar için istenebilir.
Olayımızda; alacaklı taşınmazı sonradan iktisap etmiş ve sözleşmeden doğan
haklara halef olmuştur. Bu sözleşmeye dayalı olarak kira parası istenmiş, borçlu
kiracı da itirazda bulunmuş olduğuna göre İ.İ.K.nun 269.maddesi hükmü göz önünde
tutularak istek hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine
karar verilmesi hatalı olduğundan mercii kararının bozulması icap etmiştir.”115
47) TEMERRÜT NEDENĠYLE TAHLĠYE VE KĠRA ALACAĞININ TAHSĠLĠ
DAVASINDA; YILLARA GÖRE, ÖDENMEMĠġ KĠRA BEDELLERĠNĠN
TESBĠTĠ USULÜ Örnek:
“(…)Davada, davalı kiracının ( 28.4.1998–31.12.2002 dönemine ait )
ödemediği 5.048.950.000 lira kira borcunun tahsili ile davalının tahliyesini içeren icra
takibine vaki itirazın iptali talep edilmektedir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile Mayıs 1998 Ocak 2003 dönemine ait
56 aylık kira borcu 1.340.800.000 lira yönünden itirazın iptaline ve davalının
tahliyesine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmektedir.
Taraflar arasındaki kira sözleşmesi 1.12.1997 başlangıç tarihli olup
31.12.1997 tarihinde sona ermektedir. 28.4.1998–31.12.1998 dönemine ait kira
parası mahkemece aylık 29.300.000 lira olarak tespit edilmiştir.
115
Yargıtay 6.H.D. 16.02.2004 E.587/ K.701, KAZANCI.
35
Davalı ise cevabında; 1998 yılına ait kira parasının mahkemece belirlenmesi
nedeniyle ödediğini, ancak diğer yıllarda kira parası tespit edilmediği için ödeme
yapmadığını beyan etmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; 1998 yılında belirlenen aylık
29.300.000 lira kira parasının 56 ay ile çarpılması sonucu toplam 1.340.800.000 lira
kira borcunun bulunduğu belirtilmiştir.
Oysa taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinin özel şartlarında "kira
dönemi sonunda, geçen yılın aynı ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen
12 aylık Toptan Eşya Fiyat Endekslerinden az olmamak üzere rayiç ve emsal değer
dikkate alınarak yeni kira bedelinin belirleneceği" kararlaştırılmıştır.
Kiraya veren kira sözleşmesine dayanarak kira alacağını talep edilebileceği
gibi, dilerse kira tespit davası da açabilir. Bu durumda 1999 yılına ait kira bedelinin
önceki dönem mahkemece belirlenen miktarın ( %65 ile sınırlı olarak )
T.E.F.Endeksine göre artırılarak, 2000 yılı kirasının ise 4532 sayılı Kanun uyarınca
önceki kiranın %25'i oranında, 2001 yılı kirasının da %10 ve nihayet 2002 yılı
kirasının da 4757 sayılı Kanun gereğince %35 oranında artırılarak bulunacak kira
bedeli toplamı üzerinden karar verilmesi gerekirken, 56 aylık kira borcunun her ayın
kirasının 29.300.000 liradan hesaplanması suretiyle noksan kira bedeline
hükmedilmesi doğru görülmemiştir.”116
48) TESPĠT KARARI KĠRA SÖZLEġMESĠNĠN ÖZEL ġARTLAR
BÖLÜMÜNDE ARTIġ ġARTI BULUNMASI HALĠNDE BUNU ORTADAN
KALDIRMAZ
Yargıtay içtihatları uyarınca; kira sözleĢmesinin özel Ģartlar bölümünde kira
bedellerinin hiçbir ihtara hacet kalmaksızın belirli bir oranda artırılacağı öngörülmüĢse
mahkemenin tespit kararı bunu ortadan kaldıramaz. Örnek:
“(…) Dava, temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesi ve kira alacağının tahsiline
ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki ilk uyuşmazlık kira sözleşmesinde kararlaştırılan artış
şartının istenen yıl yönünden geçerli olup olmadığı noktasındadır. Kira sözleşmesi
15.9.1994 başlangıç tarihli, 10 yıl sürelidir. Özel şartlar başlıklı 15.9.1995 tarihli
belgede kira bedellerinin hiçbir ihtara hacet kalmaksızın % 70 oranında muntazam
artırılacağı hükmüne yer verilmiştir. Bu şart geçerli olup tarafları bağlar. 15.9.1999
116
Yargıtay 3.H.D. 27.01.2004 E.73/ K.438, KAZANCI.
36
tarihi itibariyle kira tespit kararının verilmiş olması sözleşmenin bu hükmünü ortadan
kaldırmaz, inceleme ve değerlendirmenin buna göre yapılması gerekirken yazılı
gerekçe ile ret kararı verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.”117
E. KĠRA ALACAKLARINDA ZAMANAġIMI
1. ZAMANAġIMI KAVRAMI VE ZAMANAġIMINA UĞRAMIġ BORÇLAR
ZamanaĢımı, borçluya borcu ifadan kaçınmak hususunda bir def‘i hakkı
sağlar.118―ZamanaĢımı def‘i husule getirdiği etkinin Ģümulüne göre bir tam def‘idir ki
(Volleinrenden); bu hakkı kullanacak Ģahsa edanın tamamından imtina etmeye
müsaade eylerler.‖119 ZamanaĢımında, hukuken borç varlığını sürdürmektedir; talep
ve dava edebilir. Ancak, borçlu def‘i hakkını kullanarak davanın reddini sağlayabilir.
Bu hakkı kullanmazsa, ifaya mahkûm edilir. ZamanaĢımına uğramıĢ bir borcu, borçlu
dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra öderse, bu ifa geçerlidir ve
sebepsiz zenginleĢme teĢkil etmez.(BK. md.62/c.2). Keza zamanaĢımına uğramıĢ bir
borcun borçlusunun borcu için yeni bir senet vermesi veya teminat göstermesi de
geçerlidir.
Hatta borçlunun zamanaĢımı def‘ini kullandıktan sonra, bundan rücu edip
borcunu ödemesinin de geçerli olduğu kabul edilmektedir.120
2. KĠRA ALACAKLARINDA ZAMANAġIMI:
a) BK. md. 126 / b.1 hükmü uyarınca, alelumum kira alacakları beĢ yıllık
zamanaĢımına tabidir.121
b) Ġstisna akdi içerisinde düĢünülen kira paraları alacağına iliĢkin davalar dahi
beĢ yıllık zamanaĢımına tabidir.122
c) ―BK. md. 126‘daki hüküm, kira sözleĢmesinden doğan bütün borçlara
uygulanmaz. Sadece kira bedeli karĢılığını amaçlamaktadır. Bu nedenle, örneğin
kiracının kullandığı elektrik parasının mal sahibi tarafından ödenmesi halinde doğan
uyuĢmazlığa on yıllık zamanaĢımı uygulanır.‖123
d) SözleĢme uyarınca, ödenmesi gerekmeyen paranın kiracı tarafından
tediyesi halinde zamanaĢımı:
117
Yargıtay 6.H.D. 04.12.2003 E.8598/ K.8719, KAZANCI. 118
Oğuzman, M.Kemal; Öz, M.Turgut, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 2000, Filiz Kitabevi, 3. Bası, Ġstanbul, sh.17. ZamanaĢımı kavramı için. Bkz. a.g.e. sh. 447–466. 119
Von Tuhr, Andreas, Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, çev. Av. Cevat Edege, 1983, Olgaç Matbaası, Ankara. c.1–2, sh.32. 120
Oğuzman, M.Kemal; Öz, M.Turgut, a.g.e. sh.17 121
Yargıtay 3.H.D. 16.11.1962 E. 10640 / K. 8784, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3707. 122
Yargıtay 15. H.D. 18.11.1982 E. 2198 / K. 2379, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3707. 123
Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3707.
37
―Bir ödemenin sadece yasa hükümlerine göre değil, fakat taraflar arasında
yapılmış bulunan bir akit hükümlerine göre yapılmasının gerekmemesi halinde dahi,
haklı sebebe dayanmayan bir ödeme söz konusudur.
Bir akit gereğince ödenmesi gerekmeyen bir paranın akitlerden biri tarafından
öbürüne ödenmesi halinde doğan geri alma alacağı yerine göre BK. md. 61 veya 62
hükümlerine uygun bir sebepsiz mal edinmeye dayanan bir alacak niteliğinde
bulunduğundan haksız yere alınan bu paranın geri alınması davasında, BK. md. 125
hükmündeki genel zamanaşımı değil 66. maddesindeki özel zamanaşımı
uygulanır.‖124
e) Kira biçiminde de istense, MK.995(E.MK. Md.908) hükmüne dayanan
haksız iĢgal tazminatı davaları 5 yıllık zamanaĢımına tabidir.125
f) Davacı, kira sözleĢmesi iliĢkisine dayanarak davalı kiracının ödemekle
yükümlü olduğu temizleme, aydınlatma resmi ile kalorifer yakıt giderini ödemediğini
ileri sürerek ödetilmesini istediğine göre dava bir yıllık zamanaĢımına tabi olmayıp
BK. md. 125 hükmünde yazılı on yıllık zamanaĢımına bağlıdır.126
g) ZamanaĢımı savunması esasa iliĢkin savunma nedenlerindendir. HUMK
md. 187 hükmünde sayılan ilk itirazlardan olmasa da süresinden sonra ileri sürüldüğü
takdirde, savunmanın geniĢletilmiĢ olması nedeniyle ancak karĢı tarafın muvafakati
ile dikkate alınabilir.127
h) Ek Davada Ġleri Sürülen ZamanaĢımı:
―Sonraki ek dava ile zamanaşımı def‟inde bulunulmuştur. Bu dava konusu
istekler hüküm altına alınırken beş yıllık zamanaşımının son dava tarihinden geriye
doğru hesap edilmesi gerekirken bu konuda ilk dava tarihine göre hüküm
oluşturulması yasaya aykırıdır.” 128
F) KĠRA SÖZLEġMESĠNĠN SONA ERDĠĞĠ ĠHTARI ĠLE MEHĠL TAYĠNĠ
BK. md. 260 hükmü uyarınca, kiracının muaccel olan kira bedelini ödememesi
üzerine kiralayan ona ödeme için bir mehil tayin etmeli ve bu mehil zarfında kiracı
kira bedelini ödemezse akdi feshedeceğini kiracıya ihtar etmelidir. Örnek;
“Borçlar Kanununun 260. maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle
tahliyeye karar verilebilmesi için ise istenen kira parasının muaccel (istenebilir)
124
Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3708. 125
Yargıtay 4. H.D. 23.6.1958 E. 6070 / K. 4370, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3708. 126
Yargıtay 4.H.D. 20.1.1970 E. 10477 / K. 421, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3708. 127
Yargıtay H.G.K. 4.1.1967 E. 135 / K. 2, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3708. 128
Yargıtay 9.H.D. 17.1.1985 E. 10597 / K. 161, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3709.
38
olması ve bu kira bedelinin verilen otuz (30) günlük sürede ödenmemiş bulunması ve
ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin
feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir.
Olayımıza gelince; davacı tarafından davalıya akde aykırılığın giderilmesi için
uygun süreli ihtar ve kira paralarının ödenmesi için temerrüt ihtarı gönderilmediğinden
davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle tahliye kararı verilmesi
hatalı olmuştur.” 129
1. MEHĠL TAYĠNĠ KĠRALAYAN TARAFINDAN YAPILMALIDIR.
Temerrüt ihtarında mehil tayininin kiralayan tarafından yapılması gerekir. Bu
hüküm mutlaktır. O kadar ki kiralayan kira bedeline iliĢkin alacağını bir baĢkasına
temlik etmiĢ olsa bile bu böyledir. Zira tereddüt halinde, münferit bir kira alacağının
temliki ile sözleĢmeyi sona erdirme hakkı temellük eden üçüncü kiĢiye geçmez. Ne
var ki taraflar, bunu baĢka türlü de düzenleyebilirler. Kiralanan Ģeyin alıcısının kira
sözleĢmesini üzerine almasında sözleĢmeyi sona erdirme hakkının da alıcıya geçmiĢ
olduğu kabul edilmek gerekir. Örnek:
“(…)Davanın hukuki dayanağı Borçlar Kanununun kiracının temerrüdünü
düzenleyen 260.maddesidir. Borçlar kanununun 260. maddesi gereğince kira
müddeti bitmeden evvel muaccel olan kiraların verilen kanuni süre içerisinde
ödenmemesi halinde akdin fesih edileceği iradesinin kiracıya bildirimi ile tahliye
davası açılabilir. Dava konusu yere ait olduğu bildirilen ve davalı tarafından ibraz
edilen 13.12.2001 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli sözleşmede kiralayan dava dışı
Abdullah Ö., kiracı ise davalı Naci B.'dir. Bu tür davalarda dava açma hakkı
kiralayana aittir. Bu nedenle açılan davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı
şekilde hüküm kurulması hatalı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.”130
Kira sözleĢmesini üzerine alan alıcının hangi tarihten itibaren tahliye hakkını
ileri sürebileceği sorunu, yalnız alıcının hangi tarihte kira iliĢkisine girmiĢ olmasına
bağlıdır. Çünkü bu andan itibaren, aksine bir anlaĢma yapılmamıĢsa, kiralayanın
haklarının devir ve temliki de elde edilmektedir.
Tarafların anlaĢmasına göre kiralayanın hakları alıcı üzerine geçmiyorsa, satıĢ
ve mülkiyetin geçmesi tahliye yetkisi için hiçbir etkiye sahip değildir. Çünkü
sözleĢmenin vaktinden önce sona ermesi, tam anlamı ile bir borçlar hukukuna iliĢkin
129
Yargıtay 6. H.D. 10.02.2005, E. 2004/10515; K.2005/853,KAZANCI. 130
Yargıtay 6. H.D. 29.03.2004 E. 2025 / K.2182, KAZANCI.
39
bir sorundur. Bunun için kira sözleĢmesinin tarafları arasında bir karara bağlanması
gerekir.
Esasen, tahliye; kiracının kiralananı geri verme borcunun cebri icra yoluyla
yerine getirilmesidir. Bunun için malik değil, kiralayan zorla(cebri) tahliyeye yetkilidir.
Bununla birlikte, zilyetliğin zorla tahliye ettirene değil, alıcıya geçeceği doğrudur.
Fakat kiracı yalnız kira sözleĢmesi ile ilgili ve alıcı ile satıcı arasındaki iliĢkiden
kendisi için haklar çıkaramaz.‖131 Örnekler:
―Kiralayan sıfatı bulunmayan taşınmaz malikinin yaptığı ihtar ile kiracı
mütemerrit duruma düşürülemez. Ancak taşınmaz maliki daha önce kira parasının
kendisine ödenmesini ihbar etmiş bulunduğu hallerde, kiracı temerrüt ihtarı yapabilir
ve onu temerrüde düşürebilir.‖132
―BK. md. 260 hükmü uyarınca, temerrüt sebebine dayalı tahliye davasını
kiralayanın açması gerekir. Kiralayan durumunda olmayan malikin ya da kiralananı
sonradan iktisap eden kimsenin önceden kiracıya ihbar göndererek malik olduğunu
kira bedellerini bundan sonra kendisine ödenmesini bildirmesi, bu sonuçsuz kalırsa
şartları haiz temerrüt ihtarı tebliğ ettirmesi, ondan sonra dava açması gerekir.‖133
Kiralayanın Birden Fazla KiĢi Olması Durumunda Tahliye ve Temerrüt
Ġçin Birlikte BaĢvuru Yapılması Zorunluluğu: Örnek;
“Kira sözleşmesi ilişkisinde birden fazla kiralayan bulunması halinde, tahliye
istemine yönelik icra takibinin kiralayanların tümü tarafından başlatılması ve davanın
da birlikte açılması zorunludur.
Somut olayda, dava hakkının kullanılmasındaki eksiklik muvafakat verilerek
giderilmiş ise de, bu aşamada icra takibinin başlangıcında oluşan eksiklik
giderilemeyeceğinden temerrüt olgusunun gerçekleştiği kabul edilemez.” 134
“Kiralayan iki kişi olduğuna göre davacılar arasında mecburi dava arkadaşlığı
bulunmaktadır. Bu durumda temerrüt ihtarnamesini kiralayanların tümü tarafından
keşide edilmesi ve davanın da tüm kiralayanlar tarafından açılması gerekmektedir.”
135
“(…)Temerrüt nedeniyle tahliye davasının kural olarak kiralayan tarafından
açılması gerekir. Kiralayanlar birden fazla ise aralarında zorunlu dava arkadaşlığı
131
Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3709–3710. 132
Yargıtay 6. H.D. 5.5.1983 E. 4927 / K. 4953 Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3710. 133
Yargıtay 6. H.D. 5.4.1999 E. 2944 /K. 2895 Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3710. 134
Yargıtay 6. H.D. 14.03.2006 E. 2005/12633/K. 2006/2544, ĠBD, Cilt:80, Sayı:2006/3. sh.1327–1328. 135
Yargıtay 6. H.D. 07.02.2005, E. 2004/10453; K.2005/713,KAZANCI.
40
bulunduğundan temerrüt ihtarının birlikte gönderilmesi ve davanın da birlikte açılması
zorunludur. Somut olayda, kiralayan ölmüştür. Bu durumda mirasçılar arasında
zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. İcra takibinin ve tahliye davasının tüm
mirasçılar tarafından açılması gerekir. Aksi hal davanın reddi nedenidir(...)” 136
Kira sözleĢmesinin miras bırakanca akdedilmesi halinde tüm mirasçıların
birlikte ihtar gönderip davayı da birlikte açmaları gerekmektedir. Örnek:
“(…)Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan sözlü kira sözleşmesi
davalı ile davacıların miras bırakanı babaları M. arasında yapıldığı konusunda bir
uyuşmazlık yoktur. Bu durumda tüm mirasçılar elbirliği halinde olup aralarında
zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Kiracının kira borçları nedeniyle temerrüde
düşürülebilmesi için tüm mirasçıların birlikte ihtar gönderip davayı da yine birlikte
açmaları gerekir. Bu nedenle bir kısım mirasçıların gönderdikleri 13.02.2004 keşide
ve 17.02.2004 tebliğ tarihli ihtarname hukuki sonuç doğurmaz. İhtarnamedeki bu
eksikliğin sonradan giderilmesi de mümkün değildir. Bu durumda temerrüt olgusu
gerçekleşmeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde
kabul kararı verilmesi hatalı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.”137
Kiralayanın malik olmaması kira akdini geçersiz kılmaz. Örnek:
“(…)Dava, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve ödenmeyen kira
alacağının tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili ise, dava konusu yeri davacı
dernekten malik sıfatıyla kiraladıklarını, sözleşme gereğince kiraların düzenli
ödendiğini, taşınmazın Hazineye ait olduğunu, Hazineye ait taşınmazları kiraya
verme yetkisi Hazineye ait bulunduğundan Hazinece kendilerinden ecrimisil
istendiğini, bunun üzerine kiralayana ödenen kira paralarının tahsili için Ankara
18.Asliye Hukuk Mahkemesine dava açtıklarını ve mahkemece ödenen kira
paralarının tahsiline karar verildiğini, bu nedenle davacı derneğin ödenmeyen kira
paralarını istemeye hakları olmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini
savunmuştur. Kira sözleşmesi yapan kiralayanın mutlaka malik olması gerekmez.
Taraflar arasında düzenlenen 1.6.1996 başlangıç tarihli sözleşme iptal edilmeyip hala
ayakta olduğuna göre, sözleşme hükümleri tarafları bağlar. Kiralayan tarafından
süreli ihtar gönderilip ödenmeyen kira bedeli istendiği ve davalı tarafından da
136
Yargıtay 6. H.D. 01.03.2005, E. 2004/11147; K.2005/1687,KAZANCI. 137
Yargıtay 6. H.D. 25.10.2004 E. 6752 / K.7229, KAZANCI.
41
dosyaya verilen tarihsiz dilekçede, ihtara konu aylar kirasının ödenmediği
anlaşıldığından temerrüt oluşmuştur. Kiralananın tahliyesi gerekir.”138
Kira sözleĢmesi vekille yapılmıĢ olsa dahi temerrüt ihtarı kiracıya bizzat
kiralayan tarafından keĢide edilmesi gerekir. Temerrüt ihtarı vekâleten imzalayan
vekil tarafından keĢide edildiği takdirde, bu ihtar hukuki sonuç doğurmaz ve davaya
esas teĢkil etmez. Örnek:
“(…)Davaya dayanak ve hükme esas alınan 08.05.2003 başlangıç tarihli ve 1
yıl süreli yazılı kira sözleşmesi davacıya vekâleten O. ile kiracı arasında yapılmıştır.
Temerrüt ihtarı ise sözleşmeyi vekâleten imzalayan vekil tarafından keşide
edildiğinden, bu ihtar hukuki sonuç doğurmaz ve davaya esas teşkil etmez. Bu
durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın
kabulü hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.”139
2. MEHĠL KĠRACIYA YÖNELTĠLMELĠDĠR.
Ġhtarın kiracıya gönderilmesi ve davanın da onun hakkında açılması gerekir.
Kiracı iflas etmiĢ olsa da durum böyledir. Zira ĠĠK md. 194 hükmü zorla tahliye
isteğine uygulanmaz. Bununla birlikte böyle bir olayda mehil tayini artık ĠĠK md. 269
hükmü uyarınca yani icra dairesi aracılığıyla yapılamaz.
Eğer kiracı birden fazla kiĢi ise; davalar tümüne açılacak, ihtarlar hepsine
birden gönderilecektir. Örnek:
“(…)Dava, temerrüt nedeniyle tahliye istemine ilişkindir(…)Alacaklı tarafından
yapılan icra takibinde dayanılan kira sözleşmesi 01.01.1996 başlangıç tarihi ve bir yıl
sürelidir. Sözleşmeyi borçlu ile birlikte takip ve talep dışı M. kiracı sıfatıyla
imzalamıştır. Kira sözleşmesinde birden fazla kiracı bulunması halinde kiracılar
arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunması sebebiyle tahliye istemli icra takibinin
bütün kiracılar aleyhine yapılması gerekir. Kiralananın tahliyesi bölünebilir borçlardan
olmadığından kiracılardan biri aleyhine yapılan İcra takibi ile tahliye kararı verilemez.
Bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı
gerektirmiştir.”140
138
Yargıtay H.G.K. 31.03.2004 E. 6–197 / K. 186, KAZANCI 139
Yargıtay 6. H.D. 19.09.2005 E. 6808 / K. 8248, KAZANCI. 140
Yargıtay 6. H.D. 28.06.2004 E. 4905 / K.5293, KAZANCI.
42
Ayrıca, dava, sözleĢmede kiracı olarak görünen kiĢi aleyhine açıldıktan sonra
ıslah suretiyle hasım değiĢtirilerek bu yerde fiilen oturan kiĢi aleyhine yürütülüp
sonuçlandırılamaz.141
3. MÜġTEREK MÜLKĠYETTE DAVA AÇMA:
Kiralanan müĢterek mülkiyete konu ve kira sözleĢmesi müĢterek maliklerce
yapılmıĢsa davanın açılması için pay ve paydaĢ çoğunluğunun sağlanması gerekir.
Bu çoğunluğun sağlanması için ya çoğunluğu oluĢturanlar da davaya katılmalı veya
onların muvafakatleri temin edilmelidir. Örnek:
“(…)Olayımızda: Davacı kira akdinin tarafı değildir. Malik sıfatı ile bu davayı
açmış olup kiralananın ½ payı kendisine ½ payı da Ayşe Ç.'e aittir. Bu durumda
müşterek mülkiyet esasına tabi taşınmazda davacının tek başına akdin feshini
istemeye hakkı bulunmamaktadır. Medeni Kanunun 624.maddesi gereğince diğer
paydaşında pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması bakımından muvafakati
alınması icap eder. Ne var ki davadaki bu eksiklik giderilebilse de davanın
dayanağını teşkil eden icra takibindeki eksikliğin davadan sonra tamamlanması
mümkün değildir. Bu nedenlerle temerrüt sebebine dayanan davasının reddi icap
eder. Kira parası bölünebilen alacaklardan olduğundan davacı kendi payına isabet
eden kısmı isteyebilir. Ancak davalının kiralananı diğer paydaş Ayşe Ç.'ten kiraladığı,
takip konusu aylar kirasının kiralayana ödendiği, kiralayanında davacının hissesine
isabet eden kira bedelini davacıya verdiği dosya kapsamından anlaşıldığından alacak
davasının da reddine karar vermek gerekirken bunlardan zuhul olunması, Usul ve
kanuna aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.” 142
4. ĠġTĠRAK HALĠNDE MÜLKĠYETTE DAVA AÇMA:
Kiralanan iĢtirak halinde mülkiyete konu ise, davanın tüm malikler tarafından
birlikte açılması veya en azından açılmıĢ davaya tüm maliklerin muvafakatinin
sağlanması gerekir.143
141
Yargıtay H.G.K. 20.4.1994 E. 86 / K. 222, Yargıtay 6. H.D. 16.1.1995 E. 13159 / K. 101, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3711. 142
Yargıtay 6. H.D. 09.07.2001 E. 5607 / K.5812, KAZANCI; Ayrıca benzer bir karar için bkz. ―…müĢterek mülkiyet esasına tabi… taĢınmazda davacının tek baĢına akdin feshini istemeye hakkı bulunmamaktadır. TKM.624 hükmü gereğince diğer paydaĢların pay ve paydaĢ çoğunluğunun sağlanması açısından muvafakatlerinin alınması icap eder…‖ Yargıtay 6. H.D. 05.04.1999 E. 2944 / K.2895; Tunaboylu, Müslim, a.g.e. c.1, sh.261; Ayrıca konu ile ilgili Yargıtay‘ın 06.05.1955 tarih ve 12/18 sayılı Ġçtihadı BirleĢtirme Kararı için bkz. Tunaboylu, Müslim, a.g.e. c.2, sh.1470–1471. 143
Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3712–3713.
43
5. KĠRACIYA VERĠLECEK ZORUNLU MEHĠL:
Kiracıya verilecek mehil; hâsılat kirasında kira süresine bakılmaksızın altmıĢ
gündür ( BK. md. 288 ); adi kirada kira süresi altı ay veya daha fazla ise otuz gün;
kira süresi altı aydan az ise altı gündür.
Belli olmayan süreli adi kiralarda feshi bildirmenin yapılabileceği dönemler; kira
süreliymiĢ gibi varsayılmak suretiyle verilecek mehil tespit olunmalıdır. Böylece
döĢenmiĢ olmayan taĢınmazlarda kira süresi altı ay farz olunarak mehil otuz gün,
döĢenmiĢ olanlarda ise kira süresi bir ay farz olunarak mehil altı gün, keza taĢınır
kiralarında da mehil yine altı gün olacaktır. Çünkü sözleĢme yine bu madde
anlamında uzun süreli bir sözleĢme niteliğini korumakta ve asgari bir dönem
dolmadan feshi bildirme suretiyle sona erdirilemeyecektir.
Eğer kira sözleĢmesi sabit ve belli bir süreden sonra bir süre evvel ihbar etmek
suretiyle feshedilebiliyorsa, mehilin saptanmasında kısa feshi ihbar süresi değil; sabit
süre dikkate alınmalıdır. Örneğin; sözleĢme iki yıl geçtikten sonra dört ay evvel haber
vermek Ģartıyla istenildiği zaman feshedilebilecekse mehil altı gün değil otuz gün
olmalıdır.144
Ġhtarlara konu ay kiraları yasal otuz günlük süre dolmadan kiralayanın banka
hesabına yatırıldığı takdirde temerrüt olgusu gerçekleĢmez. Örnek:
“(…)Davalı ile önceki malik arasında düzenlenen 15.03.2003 başlangıç tarihli
ve bir yıl süreli sözleşmede aylık kiranın 270.000.000.-TL olduğu ve kiranın her ayın
15 ila 20'si arasında peşin olarak ödeneceği yazılıdır. Dava konusu taşınmazın
davacı tarafından 02.12.2003 tarihinde iktisap edildiği anlaşılmaktadır. Davacı iktisap
ettikten sonra 24.12.2003 keşide ve 26.12.2003 tebliğ tarihli ihtarname ile taşınmazı
satın aldığını ve kiraların iktisap tarihinden itibaren kendi hesabına yatırılmasını
davalıya bildirmiştir. Davacı 20.01.2004 keşide tarihli ihtarname ile ödenmeyen Aralık
ayı kirasını istemiş, ihtarname davalıya 22.01.2004 tarihinde tebliğ edilmiştir. Aralık
ayı kirası ihtarnamenin keşide edildiği tarihten önce 16.01.2004 tarihinde davacının
gösterdiği banka hesap numarasına yatırılmıştır. Davacı 23.01.2004 keşide tarihli
ihtarla Ocak 2004 ayı kirasını istemiş bu ihtar davalıya 27.01.2004 tarihinde tebliğ
edilmiştir. Bu ay kirası da yasal 30 günlük süre içerisinde 16.02.2004 tarihinde
sözleşmede belirtilen miktar üzerinden davacının banka hesabına 270.000.000.-TL
olarak yatırılmıştır. Yine 24.02.2004 keşide tarihli ihtarla Şubat 2004 kirasının
144
Tandoğan, Haluk, sh.214.
44
ödenmesi istenmiş ihtarname davalıya 26.02.2004 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu
ihtara konu ay kirası da yasal otuz günlük süre dolmadan 22.03.2004 tarihinde
davacının gösterdiği banka hesap numarasına 270.000.000.-TL olarak yatırılmıştır.
İhtarlara konu ay kiraları yasal otuz günlük süre dolmadan davacının banka hesabına
yatırıldığına göre temerrüt olgusu gerçekleşmemiştir. Bu nedenle davanın reddi
gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olduğundan hükmün bozulması
gerekmiştir.”145
6. MEHĠLLERĠN KISALTILMASI ÜZERĠNE ANLAġMALAR:
BK. md. 260 hükmünde yer alan mehiller emredici nitelikte olup asla
kısaltılamaz; ancak mehillerin uzatılması mümkündür.146
Yargıtay‘a göre;―otuz iş günü süre verilmesi halinde, tatil ve Pazar günleri
sürenin hesabında nazara alınmayacaktır.‖147
Kiralayanın, kira bedelinin ödenmemesi halinde kiracıya derhal feshi ihbar
etmeyi saklı tutması da caiz değildir. Tam tersine kiracının kanuni otuz ya da altı
günlük süreler içindeki ödeme ile sözleĢme süresi içinde sözleĢmeyi ayakta tutma
olanağını elinde bırakmalıdır. O nedenle ödemede gecikme halinde, kiralayanın
derhal iki ayın sonu için daha uzun bir süre yerine feshedebileceğine iliĢkin sözleĢme
kaydı da batıldır.
Kiralayan daha kısa mehil verse bile, ancak, yasal mehil doluncaya kadar
kiracı borcunu yerine getirmediği takdirde onu çıkarabilir. Hatta Yargıtay 6. H.D. yasal
süreden kısa süre verilmesi halinde tahliye davasını hiç kabul etmemektedir.148
―Buna karşılık otuz gün yerine bir ay denilmesi ihtarnamenin geçerliliğini
etkilemez. Zira ihtarnamede verilen bir aylık süre gönderildiği ay itibariyle otuz günü
de kapsadığından geçerlidir.‖149 ―Fakat bir aylık süre şubat ayı otuz gün
olmadığından ve otuz günü kapsamadığından ötürü çekilen ihtar bu nedenle BK. md.
260 hükmüne uygun olmaz.” 150
“Kiranın ödenmemesi halinde sözleşmenin derhal feshedileceği hakkındaki
şart hükümsüzdür.‖151
145
Yargıtay 6.H.D. 24.01.2005 E. 2004/9837K.2005/ 104, KAZANCI. 146
Yargıtay H.G.K. 26.11.1952 E. 309 / K. 174; Yargıtay 6. H.D. 22.3.1995 E. 2941 / K. 3099; Yargıtay 4.H.D. 10.4.1958 E. 10322 / K. 2364; Yargıtay 6.H.D. 20.2.1995 E. 1675 / K. 1870, Yavuz, Nihat a.g.e. sh. 3714. 147
Yargıtay 6. h.D. 15.11.1971 E. 4938 / K. 4787, Yavuz, Nihat a.g.e. sh. 3714. 148
Yargıtay 6. H.D. 18.12.1959 E. 9586 / K. 7771, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3715. 149
Yargıtay 6. H.D. 7.5.1979 E. 1479 / K. 3924, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3715. 150
Yargıtay 6. H.D. 9.11.1992 E. 12068 / K. 12747, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3715. 151
Yargıtay 6. H.D. 19.6.1973 E. 3037 / K. 2576, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3715.
45
BK. md. 260 / f.II hükmünde; mehil, ihtarın kiracıya tebliğ edildiği gün baĢlar
denilmekte ise de; Yargıtay içtihadı birleĢtirme kararı uyarınca; “mehilin hesabında
ihtarın tebliğ edildiği gün nazara alınmamaktadır; bu nedenle otuz günlük süre
dolmadan açılan tahliye davalarının reddi gerekir.‖152
7. TEMERRÜT ĠHTARINDA ġEKĠL KOġULLARI:
BK. md. 260 ve 288 hükümlerinde yer alan ihtar bakımından söz konusu
kanun hükümlerinde herhangi bir Ģekil Ģartı öngörülmüĢ değildir. Ancak, Yargıtay
içtihatları uyarınca, mehil vermek suretiyle yapılan ihtarın geçerli olabilmesi için yazılı
Ģekilde yapılması gerekir; sözlü olarak yapılan ihtar esas alınamaz. Örnek:
―Temerrüdün oluşabilmesi için BK. md. 260 hükmünde öngörülen ihtar
koşulunun yerine getirilmesi; bu ihtarda istenen kiraların açıkça belirtilmesi, ödenmesi
için kanuni otuz günlük mehil verilmesi, ödenmediği takdirde akdi fesih ile tahliye
davasının açılacağının bildirilmesi zorunludur. İhtarın noter aracılığıyla yapılması şart
değildir. Mahiyeti ispat edilmek şartıyla tel veya mektup şeklinde de gönderilmesi
mümkündür. Sözlü ihtar esas alınamaz.‖153
Doktrinde bazı yazarlar tarafından, kanunda açıkça öngörülmemiĢ olmasına
rağmen, Yargıtay‘ın, temerrüt ihtarını yazılı Ģekle tabi kılan uygulaması borçlar
hukukunun temel ilkeleri ile pek bağdaĢmaması nedeniyle eleĢtirilmiĢtir.154
8. TEMERRÜT ĠHTARININ ĠÇERĠĞĠ:
a) Ġhtarnamede Hangi Aylara Ait Kira Bedellerinin Ġstendiği Belirtilmelidir:
Örnek:
―Temerrüt ihtarının hukuki sonuç doğurabilmesi için, yasal koşulları taşıması
gerekir. Şöyle ki, ihtarda istenilen kiraların açıkça belirtilmesi, ödenmesi için 30
günlük süre verilmesi, ödenmediği takdirde akdin feshi ile tahliye davasının
açılacağının belirtilmesi zorunludur. Gönderilen ihtarnamede temerrüde konu edilen
ayların kirasının 30 gün içinde ödenmesi istenmemiş; 30 gün içinde kiralananın
tahliyesi talep edilmiştir. İhtarname BK. md. 260 hükmüne uygun değildir.‖155
152
Yargıtay Ġ.B.K. 22.6.1966 E. 8 / K. 8; Yargıtay 6.H.D. 17.2.1993 E. 1590 K. 1820, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3715. 153
Yargıtay 6. H.D. 27.2.1987 E. 407 / K.2184, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3715. 154
Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3715–3716. 155
Yargıtay 6. H.D. 30.3.1987 E. 2845 / K. 3824, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3716.
46
Ancak, Yargıtay‘ın bazı kararlarında, kira bedellerinin hangi aylara iliĢkin
olduğunun açıklanmasına gerek görülmemekte, birikmiĢ kira bedellerini veya eksik
ödemeler toplamını ihtara koymakla yetinilebileceği kabul edilmektedir.156
Erdoğan‘a göre, ―evvelce ihtarnamede istenen kiranın hangi ay ve seneye ait
olduğunun da belirtilmesi koşulu içtihaden kabul edilmişti. Ancak şimdi 26.2.1964
tarihli Yargıtay H.G.K. kararıyla157 ihtarlarda kiraların ilişkin olduğu ayların
gösterilmesinin zorunlu olmadığı kabul edilmiştir, 6.H.D. de eski görüşünden dönerek
H.G.K.‟nın fikrini benimsemiştir. Buna göre artık ihtarnamede ödenmesi istenen
kiraların ait olduğu ayların ve senenin belirtilmesi zorunluluğu yoktur.‖158
b) Ġstenilen Kira Bedelleri Miktarının da Belirtilmesi Gerekir.
Örnek:
―Sözleşmenin özel şartlarının 6. maddesindeki arttırım şartı geçerli olup
tarafları bağlar. Ancak, o arttırım şartının arttırılmış kira bedelini tam olarak belirtip
belirtmediği önem arz etmektedir. Bu itibarla, yeni dönem kira parasının, tartışmasız,
belli ve muayyen olmadığı kabul edilmelidir. Bu şekilde kesin ve belli olmayan
miktarın ödenmemiş olması temerrüdü oluşturmaz.‖159
―Temerrüdün gerçekleşmesi için belli, vadesi gelmiş bir kira alacağının ihtara rağmen
yasal süre içinde ödenmemesi gerekir. Davacı ile davalı arasında temerrüde konu ay
kira parası ihtilaflıdır. Böyle olunca da temerrüt olgusu gerçekleşmiş sayılmaz.‖160
c)Kira Bedellerinin Ödenmeleri Ġçin Verilen Mehil Ġhtarnamede
Yazılmalıdır.
Mehil tayini ödeme emrinde (ĠĠK md. 269 ) ya da ayrı olarak özel (gayri resmi)
ya da resmi olarak yapılabilir. Mehil tayini ödeme emrinde yapılacaksa, alacaklının
süreyi icra dairesine bildirme zorunludur. Ġcra dairesi kendiliğinden süre belirlemek
zorunda değildir ve icra takibinde bulunan alacaklı tarafından bildirilen süreyi eğer
süre yanlıĢ olmuĢsa, değiĢtirmeye de yetkili değildir.
Verilen mehil, ĠĠK md. 269 hükmü uyarınca alacaklının icra dairesine takip
talebinde bulunması ile değil, BK md. 260 hükmündeki ihtarnamenin fonksiyonunu
icra eden ödeme emrinin borçlu durumundaki kiracıya tebliği ile baĢlar.
156
Yargıtay 6. H.D. 24.1.1991 E. 291 / K. 738, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3716–3717. 157
Bkz. ―…ihtarlarda borcun iliĢkin olduğu ayların gösterilmesi bir geçerlilik Ģartı değildir.‖ Yargıtay H.G.K. 26.2.1964 E. 480 / K. 163, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3717. 158
Erdoğan, Celal, a.g.e. sh. 407–408. 159
Yargıtay 6. h.D. 21.3.1995 E. 2913 / K. 3071, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3718. 160
Yargıtay H.G.K. 23.12.1992 E. 631 / K. 754, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3718.
47
Yargıtay; “ihtarın geçerliliğini kabul ederken temerrüdün sonuçlarının
gerçekleşmesini, 30 günün değil, kiracıya tanınan sürenin geçmesine bağlamaktadır.
Örneğin davacı 30 iş günü süre verdiğine ve resmi tatil ve Pazar günleri nazara
alındığı takdirde bu süre 25.3.1970 tarihinde sona erer. Ödeme bu sürenin içinde
yani, 18.3.1970 tarihinde yapılmıştır. BK. md. 260 hükmü uyarınca, otuz günden fazla
bir süre verilebileceğine nazaran bu durumda davalı mütemerrit değildir.”161
―Kiralayan ilk temerrüt ihtarından sonra aynı aylar kirası için ikinci defa takip
talebinde bulunduğuna göre davalıya ek süre verildiğinin kabulü gerekir. Bu durumda
ilk temerrüt ihtarına itibar edilmemesi gerekir.‖162
d) Ġhtarnamede Verilen Mehil Ġçinde Kira Bedellerinin Ödenmemesi
Halinde Akdin Feshedileceğinin Ve Kiracı Hakkında Tahliye Davası Açılacağının
Yazılması ġarttır:
Temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için istenen kira parasının
muaccel olması ve verilen otuz günlük sürede ödenmemiĢ bulunması ve ihtarnamede
verilen süre içinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça
belirtilmesi gerekir. Aksi takdirde, ihtarnameler BK'nın 260. maddesine uygun Ģekilde
düzenlenmemiĢ olup hukuki sonuç doğurmaz. Bu ihtarnamelere dayanılarak tahliye
istenemez. Örnekler:
“Borçlar Kanunu'nun 260. maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle
tahliyeye karar verilebilmesi için istenen kira parasının muaccel ( istenebilir ) olması
ve bu kira bedelinin verilen otuz ( 30 ) günlük sürede ödenmemiş bulunması ve
ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin
feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kira parası götürülüp ödenmesi gereken
borçlardan olduğundan kiralayana götürülüp elden ödenmesi veya gideri kiracıya ait
olmak koşuluyla konutta ödemeli olarak PTT kanalıyla gönderilmesi gerekir. Bundan
ayrı, sözleşmede özel bir koşul kabul edilmişse, bu husus da göz önünde tutulmalıdır.
Açıklanan şekilde yapılmayan ödemeler yasal ödeme olarak kabul edilemez. Ancak
teamül haline gelmiş bir ödeme şekli varsa bu şekilde yapılan ödeme de geçerlidir.
Olayımıza gelince; davanın hukuki dayanağı Borçlar Kanunu'nun kiracının
temerrüdünü düzenleyen 260. maddesinden kaynaklanmaktadır. Kiralayanın kiracıya
göndereceği temerrüt ihtarnamesinde talep edilen kira parasının otuz gün içinde
ödenmesinin yazılması, bu süre içinde ödenmediği takdirde akdin feshiyle tahliye
161
Yargıtay 6.H.D. 13.11.1971 E. 438 / K. 4787, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3718. 162
Yargıtay 6. H.D. 18.9.1995 E. 7910 / 8115, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3719.
48
davası açılacağı hususunun ihtar edilmesi zorunludur. Davacının davalıya gönderdiği
ihtarnamelerde kira parasının yasal otuz günlük süre içerisinde ödenmediği takdirde
akdin feshiyle tahliye davası açılacağı ihtar edilmemiştir. Bu hali ile ihtarnameler
BK'nın 260. maddesine uygun şekilde düzenlenmemiş olup hukuki sonuç doğurmaz.
Bu ihtarnamelere dayanılarak tahliye istenemeyeceğinden davanın reddine karar
verilmesi gerekirken tahliyeye karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hüküm bu
nedenle bozulmalıdır.”163
“(…)Davaya dayanak teşkil eden 08.01.2003 keşide ve 09.01.2003 tebliğ
tarihli ihtarnamede ihtarın tebliğinden itibaren bir ay ( 30 gün ) içerisinde beyanı
çıkartılan borçların ödenmesi, aksi halde tüm mahkeme masraflarının muhataba ait
olmak üzere yasal yollara başvurulacağı yazılmış, ancak, akdin fesih edileceği ve
tahliye davası açılacağı açıkça belirtilmemiştir. Bu durumda ihtarnamenin Borçlar
Kanunu'nun 260. maddesine uygun olarak düzenlendiğinden bahsedilemez. Borçlar
Kanunu'nun 260. maddesine uygun olmayan ihtar hukuki sonuç doğurmaz. Bu
nedenle tahliye davasının reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde tahliyeye de
karar verilmesi hatalı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir”164
Yargıtay‘a göre, “ödemenin yapılmaması halinde, sözleşmenin feshedileceği
ve tahliye için dava açılacağının belirtilmesi yerine, BK. md. 260 hükmünün
uygulanacağının ihtarnamede belirtilmesi yeterlidir.‖165 Burcuoğlu’na göre, bu
içtihadın kiracı için yeni belirsizlikler oluĢturacağı söylenemez. Çünkü kiracı, o ana
kadar hiç haberi olmasa dahi, BK. md. 260 hükmünün içeriğini ihtar kendisine ulaĢtığı
anda öğrenme olanağına her zaman sahiptir.166
Yargıtay; “BK. md. 260 hükmünden de, sözleşmenin feshinden de söz
edilmemiş olsa bile, yalnızca tahliye davasının açılacağına yer verilmiş olmasını da
ihtarın geçerliliği bakımından yeterli saymaktadır.‖167
Ġcra takip talebinde tahliye isteği yokken ihtarlı ödeme emrinde tahliye
istenmesi hali tahliye sonucu doğurmaz.168
163
Yargıtay 6. H.D. 21.06.2005 E. 5118 / 6422, KAZANCI. 164
Yargıtay 6. H.D. 11.10.2004 E. 7251 / 6811, KAZANCI. 165
Yargıtay 6. H.D. 1.4.1968 E. 72 / K. 1655, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3719 166
Burcuoğlu, Haluk, a.g.e. sh. 255. 167
Yargıtay 6. H.D. 22.3.1973 E. 933 / K. 733, Yargıtay 6. H.D. 6.2.1995, E. 957 / K. 1087, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3719–3720. 168
Yargıtay 6.H.D. 16.2.1995 E. 1583 / 1775, Yargıtay H.G.K. 27.2.1994 E. 213 / K.259, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3720
49
Bununla birlikte, Yargıtay 12.Hukuk Dairesi, takip talebinde 51 Örnek (Yeni 13
Örnek) ödeme emri gönderilmesinin istenmiĢ olmasını, bu ödeme emrinin
gönderilmesi ve dolayısıyla kiracının temerrüde düĢmesi için yeterli kabul etmektedir.
Örnek;
“Takip talepnamesinde kira alacağının tahsili için 51 Örnek ödeme emrinin
tebliği istenilmiştir. Bu istem, 51 Örnek ödeme emrinin içerdiği ihtar nedeniyle tahliye
istemi niteliğindedir. Bu nedenle kira borcunun kısmen süresinde ödenmediği de göz
önünde bulundurulup akdin feshi ve tahliyeye karar verilmek gerekir.‖169
Takip talebinde, bir kısım yerlerin daktilo ile bir kısmının ise elle doldurulması
geçerlidir. 170
Takip talepnamesinin gereği gibi doldurulmuĢ olmasına rağmen 13 Örnek
(Eski 51 Örnek) ödeme emri, süre ve diğer koĢullar bakımından eksiklik gösterdiği
takdirde de yine hukuksal sonucun doğmayacağı ve temerrüt nedeniyle kiralananın
tahliyesinin sağlanamayacağı belirtilmelidir.
Ödeme emri de ihtar gibi 30 (otuz) günlük (hâsılat kiralarında 60 günlük) süreyi
ayların belirtilmesine gerek olmaksızın birikmiĢ kira bedellerinin tahsilini ve
kiralananın tahliyesi istemini içermelidir. Örnek;
―İhtar süresinin ödeme emrinde 30 gün olarak gösterilmesi gerekirken 7 gün
olarak gösterildiği cihetle temerrütten söz edilemeyeceği nazara alınmadan tahliyeye
karar verilmesi isabetsizdir.”171 Kaldı ki, ihtarlı ödeme emrinde, ödeme ve itiraz
sürelerinin mevcudiyeti ve doğruluğu re‟sen dikkate alınmak gerekir.‖172
Ġhtarnamede istenen kira bedelinin miktarı ve hangi aylara iliĢkin olduğu
belirtilerek ödenmesi istenmiĢ ve yasal süre tanınmıĢ olsa bile bu süre içerisinde
ödeme yapılmaması halinde akdin feshinin ya da kiralananın tahliyesinin isteneceği
belirtilmeksizin sadece yasal yola baĢvurulacağından söz edilmekle yetinilmiĢ ise
ihtarnameyi geçerli saymaya olanak yoktur.173
―Yine kiracıya gönderilen ihtarnamede “en geç bir ay içerisinde istenen kira
paralarının davacıya ödenmesi, ödenmediği takdirde temerrüde düşerek tahliye
taahhüdünde bulunduğunuz şartlarda dükkânları boşaltmak zorunda kalacaksınız”
şeklinde ibarelere yer verildiği anlaşılmaktadır. Bu ihtar, BK md.260 hükmünde yazılı
169
Yargıtay 12.HD 14.10.1985 E.2376/K.8119, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3720. 170
Yargıtay 12.HD 26.09.1985 E.1565/K.7523, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3721. 171
Yargıtay 12.HD 27.10.1986 E.49/K.11127, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3721. 172
Yargıtay 12.HD 18.02.1985 E.2008/K.1353, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3721. 173
Yargıtay 6.HD 27.09.1995 E.8730/K.8928, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3721.
50
yasal şartları, akdin feshi ve dava açılacağı ifadelerini taşımadığından hukuksal
sonuç doğurur nitelikte değildir.”174
―Kiracı, baca ve çatı tamiri gibi ortak yerlerin bakımı, koruma ve onarım
giderleri gibi kalemlerin yönetime ödenmesinden müştereken ve müteselsilen
sorumludur. O halde Kat Mülkiyeti Kanunu md.22 hükmü uyarınca; çatı ve baca
onarım bedelinin kira borcundan düşülmesi gerekir. ―175
Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin içtihatlarına göre, ―kiracı, BK md.251 hükmüne
dayanarak, kiralananda yapılan tamir ve kepenk taktırma masrafları ile kaldırım
parası olarak Belediyeye yaptığı ödemeleri, kiralayanın muvafakatini ispat etmek
koşuluyla kira parasından mahsup edebilir. Kiralayanın mahsup edilen bu ödemeler
nedeniyle gönderdiği ihtar haklı sayılamaz. Ayrıca bulunması gereken kiralayanın
muvafakatinin varlığını ispat için kiracı tanık dinletemez ancak yemin teklifinde
bulunabilir.”176
e) Kiracının Mehil Ġçinde Borcunu Ödemesi
Ġhtarname, çekildiği tarihe kadar iĢlemiĢ kiralar için hüküm taĢır; verilen mehil
içinde iĢleyecek kiralar, ihtarın kapsamı dıĢında kalır.177
Kiracı, mehil içinde borcunu ödemiĢ olabilir. Bu durumda, kiracının temerrüde
düĢtüğünden bahsedilemez ve tahliyeye karar verilemez. Örnekler;
―Kiraların öteden beri bankaya ödenmesine, takipten ve ödeme emrinin
tebliğinden sonra evvelce belirli yere takip konusu kira alacağının ihtar süresi
içerisinde yatırılmasıyla kira borcunun ödenmiş sayılacağını, takipten sonra borcun
behemehal icra dairesine ödenmesine zaruret olmamasına, alacaklının takibe
sebebiyet veren borçlu hakkında kesinleşen takip gereğince icra giderleri yönünden
takibi yürütebileceğine, kira dışındaki alacağın temerrüde esas olamayacağına göre
yerinde bulunmayan temyiz sebeplerinin reddine… ‖178
Borçlu, takipten önce uyuĢmazlık konusu kira parasını konutta ödemeli
göndermiĢ ve alacaklı almamıĢ olmakla borçlunun değil, alacaklının temerrüdü
vardır.179
174
Yargıtay 6.HD 19.09.1995 E.8018/K.8285, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3721–3722. 175
Yargıtay 6.HD 03.06.1987 E.4834/K.6756, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3722. 176
Yargıtay 6.HD 14.02.1989 E.17708/K.2422; Yargıtay 6.HD 26.06.1969 E.202/K.2881,Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3722. 177
Yargıtay HGK 11.03.1964 E.535/K.190,Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3722. 178
Yargıtay 12.HD. 07.10.1982 E.6767/K.7021,Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3722–3723. 179
Yargıtay 12.HD. 12.11.1979 E.7917/K.8533; Yargıtay 12.HD. 22.03.1982 E.2158/K.2455; Yargıtay 12.HD. 12.01.1981 E.8137/K.18; Yargıtay 6.HD. 24.09.1979 E.4543/K.6860, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3723.
51
Kiralayanın banka hesabına geçirilmek üzere, akitte yazılı banka Ģubesine
yatırılan ihtar konusu kira bedelinin, bankanın kusuru ile baĢka bir banka Ģubesine
gönderilmesi halinde, kiracı temerrüde düĢmüĢ sayılmaz.180 Banka hesap
numarasındaki maddi hata sebebiyle, asıl hesaba geçirilmeyen ödeme, tüm
ihtarnamelerden öncedir ve usulüne uygundur. 181
Kiracının temerrüdü nedeniyle haciz ve tahliye isteğiyle yapılan takiplerde
kiracının ihtarlı ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 aylık ihtar süresi içerisinde
istenen kira parasının icra veznesine veya takip alacaklısına ödenmesi gerekir.
Normal posta havalesiyle kira parasının gönderilmesi borçluyu temerrütten
kurtaramaz.182
Kiracı, verilen mehil içinde borcunu takas yoluyla sona erdirdiğini
ispatlayabilir.183
Takas ve mahsup iddiasının ayrı bir dava olarak ileri sürülmesi Ģart değildir.
HUMK. md.204 hükmü uyarınca, davaya cevapla birlikte bildirilmesi yeterlidir. Bu gibi
durumlarda önce kiracının kira borcu olup olmadığı saptanır, daha sonra temerrüt
konusu incelenir. Örneğin; KMK md.22 hükmü uyarınca genel giderler için kiracı da
sorumludur, sözleĢme ile kiralanana isabet eden genel giderler kiracıya ait olmasa
dahi kiracı, kiralananın maliki adına genel gider payını kira bedelinden mahsup
ederek yöneticiye ödemek zorundadır. Bu nedenle kiracının temerrüde düĢüp
düĢmediği saptanırken bu durumun da göz önünde tutulması gerekir.184
Su, elektrik, aydınlatma-temizleme bedeli, kira bedeli sayılmadığından
bunların ödenmemesi kiracıyı temerrüde düĢürmez.185
Kiralayanın, temerrüt ihtarnamesinde, kiracıdan(ödemesi gerekenden) fazla
kira bedeli talep etmesi, kiracıya esas kira bedelini ödememe hakkını vermez.186
Kiracının, kira bedelini ödemek istemesine rağmen bunu almaktan kaçınan
kiralayana karĢı mahkemeden tevdi mahalli tayin ettirerek, bu tevdi mahalline ödeme
yapması halinde borcunu gereği gibi ifa etmiĢ olur.187
180
Yargıtay 6.HD 14.09.1978 E.5490/K.5928, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3723. 181
Yargıtay 6.HD 15.12.1997 E.10439/K.10602, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3723. 182
Yargıtay 12.HD 02.04.1976 E.2323/K.4166; Ayrıca konu ile ilgili olarak bkz. Yargıtay 6.HD 17.11.1997 E.9475/K.9610; Yargıtay 6.HD 25.10.1995 E.10297/K.10369; Yargıtay HGK 07.04.1993 E.27/K.148; Yargıtay 6.HD 22.4.1993 E.4697/K.4936; Yargıtay 6.HD 31.3.1993 E.3709/K.3878; Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3724–3725. 183
Yargıtay HGK 20.09.1967 E.1213/K.365, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3727–3728. 184
Yargıtay 6.HD 04.12.1985 E.12362/K.13393, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3728–3729. 185
Yargıtay ĠBK 04.03.1968 E.14/K.7, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3729. 186
Yargıtay 6.HD 27.04.1992 E.5207/K.5726, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3729. 187
Yargıtay 12.HD 07.07.1975 E.4355/K.6701, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3729–3730.
52
Kiracının değil de kiralayanın temerrüdü söz konusu olduğu durumlarda
tahliyeye karar verilemez.188
Buna karĢılık kiracı, mahkeme kararı olmaksızın bir bankada kiralayan için
açtırdığı hesaba kira paralarını yatırmakla kira bedelini ödeme borcundan kurtulmuĢ
olmaz. Fakat mahkeme kararı olmaksızın, kiralayan için hesap açtırarak kira parasını
bu hesaba yatıran kiracının, hesaptaki paranın kiralayan ya da vekili tarafından
önkoĢulsuz çekilmesi halinde de borcunu ifa etmiĢ sayılacağı kabul edilmektedir.
Kiralayanın, kira bedellerinin ödenmesi amacıyla açtırdığı banka hesabına
göre yatırılması suretiyle, kira borcunun ifa edilmiĢ olacağı tartıĢmasız kabul
edilmektedir. Hatta bankanın hesabın açtırıldığı Ģubesine değil de bir baĢka Ģubesine
paranın yatırılması dahi ifa için yeterli sayılmaktadır. ġayet kiralayan, kira parasının
bundan böyle banka hesabına yatırılarak ifa edilmesini istemiyorsa, hesabını
kapatmalı ve durumu kiracıya bildirmelidir.189
Kira miktarı ve ödeme zamanı hakkında taraflar arasında uyuĢmazlık çıktığı
takdirde kiracının isticvabı gerekir.190
Ġhtarlı ödeme emrine itiraz etmeyen kiracının Ġcra mahkemesinde ileri sürdüğü
ödeme savunmasının ve ödemeye iliĢkin olmak üzere ibraz ettiği belgelerin
incelenmesi gerekir.191
f) Kiracının 30 Günlük Mehil Dolduktan Sonra Ödeme Yapması
Kiracı; temerrüt ihtarının veya örnek 13 ödeme emrinin kendisine tebliğ edildiği
tarihten itibaren 30 günlük süre içinde kira bedelini ödemezse temerrüde düĢmüĢ
sayılacaktır. Örnek:
“(…)Davacı alacaklının Mayıs 2005 kira alacağı olan 175.-YTL‟ nin tahsili
amacıyla 01.06.2005 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle düzenlenen
ödeme emri davalı borçluya 08.06.2005 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu
tarafından bu aya ait kira parası her ne kadar 14.07.2005 tarihinde PTT kanalı ile
konutta ödemeli olarak gönderilmiş ve davacı tarafından da 25.07.2005 tarihinde
teslim alınmış ise de bu ödeme otuz günlük yasal süreden sonra gerçekleştiğinden
temerrüt olgusu gerçekleşmiştir. Bu durumda mahkemece kiralananın tahliyesine
188
Yargıtay 6.HD 18.03.1992 E.3393/K.3973, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3730. 189
Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3730; Burcuoğlu, Haluk, a.g.e. sh. 242. 190
Yargıtay 6.HD 16.09.1992 E.9141/K.9771, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3730–3731. 191
Yargıtay HGK 15.02.1984 E.753/K.103, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3731–3732.
53
karar vermek gerekirken, davalının iyi niyetinden söz edilerek istemin reddine karar
verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.”192
g. Kira Borcunun Ġhtarın Tebliğinden Önce Ödenmesi
Kiracı ihtara konu ay kirasını tebliğden önce kiralayana öderse temerrüt olgusu
gerçekleĢmez. Örnekler:
“(…)Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının 01.02.1992 başlangıç ve bir yıl
süreli sözleşme ile kiracı olduğunu, davalının Mart ayı kirasını ödemediğinden bahisle
10.03.2004 tebliğ tarihli ihtarname keşide ettiğini, kiraların elden müvekkilin
adresinde ödendiği halde davalının çekmiş olduğu cevabi ihtarında müvekkilinin
banka hesabına yatırdığını, banka hesabına yatırılmasına muvafakatlerinin
olmadığını, buraya yatırılması için de yetki vermediklerini, kira borçlarının alacaklının
ayağında ödenmesi gerektiğini belirterek davalının temerrüt nedeniyle kiralanandan
tahliyesini ve 2004 Mart ayı kira bedeli olan 4.980.000.000.-TL'nin tahsilini istemiştir.
Davalı vekili ise kiraların müvekkiline ait işyerinde davacı tarafından elden makbuz
karşılığında tahsil edildiğini, 2004 Mart ayı kirası da ödenmeye hazır olduğu halde
alınmaması sebebi ile telefon görüşmesi üzerine davacının Tekfenbank Merter
Şubesindeki hesabına yatırılmasının istendiğini, bunun üzerine bu hesaba kiranın
yatırıldığını ve ihtarla davacıya bildirildiğini, ihtara konu ay kirasının ihtar tebliğinden
önce yatırıldığından temerrüt olgusunun gerçekleşmediğini, davanın reddi gerektiğini
savunmuştur.
Taraflar arasında düzenlenen 01.02.1992 başlangıç ve bir yıl süreli
sözleşmede kiraların nereye ödeneceği konusunda bir hüküm bulunmamaktadır.
Ödemelerin elden makbuz karşılığında Merter/İstanbul adresinde ödendiği dosya da
bulunan ödeme makbuzlarından anlaşılmaktadır. Davacı 2004 Mart ayı kirası
4.980.000.000 TL'nin ödenmesi için 08.03.2004 tarihinde ihtarname keşide etmiş bu
ihtar davalıya 10.03.2004 talihinde tebliğ edilmiştir.
Davalı ihtara konu ay kirasını 08.03.2004 tarihinde tebliğden önce davacının
Tekfenbank'ta bulunan hesabına ödemiş ve ödediğini 08.03.2004 keşide ve
11.03.2004 tebliğ tarihli ihtarla davacıya bildirmiştir. İhtara konu ay kirasının
davacının banka hesabına yatırıldığı davacının da kabulündedir. Davalı ihtara konu
ay kirasını tebliğden önce davacının kendisine ait banka hesabına yatırdığına göre
192
Yargıtay 6.HD 23.03.2006 E.287/K.2896, KAZANCI.
54
temerrüt olgusu gerçekleşmediğinden davanın reddine karar vermek gerekirken,
yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.”193
“(…)Davacı tarafından dosyaya ibraz edilen kira sözleşmesine göre davalının
5.8.2000 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi uyarınca aylık 120.000.000.TL
kira bedeli ile kiracı olduğu anlaşılmıştır. Yine davacı tarafından ibraz edilen ödeme
belgeleri olduğu görülmüştür. Ödeme belgelerine göre 9.9.2003 keşide 12.9.2003
tebliğ tarihli ihtarname ile istenen kira bedellerinin ihtarın tebliğinden önce konutta
teslim PTT havalesi ile 13.8.2003 ve 3.9.2003 tarihlerinde ödendiği, Yenimahalle PTT
Müdürlüğünün 19.2.2004 tarihli yazısından anlaşılmaktadır. Bu sebeple davalının
temerrüdünden söz edilemez. Ekim 2003 kirası davadan önce ödendiğine göre kira
alacağı da bulunmamaktadır. Davanın bu nedenlerle reddine karar vermek
gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle
bozulmalıdır.”194
h) Ġcra Takibine Rağmen Kira Borcunun Tamamının Zamanında
Ödenmemesi
Kiracının aleyhine baĢlatılan icra takibine rağmen kira borcunu zamanında
ödememesi nedeniyle kiralanandan tahliyesine iliĢkin icra takibinde bakiye eksik
ödeme söz konusu olduğunda borçlunun tahliyesine karar verilmesi gerekir. Örnek:
“(…)Borçlu hakkında 11.7.2003 tarihinde başlatılan takipte 15 Mart 2003–15
Haziran 2003 arası üç aylık üç yüz doksan milyon lira kira alacağının tahsili istenmiş,
borçlu takibe itiraz etmemiş, duruşmadaki beyanında kira borcunu ödediğini, bir aylık
borcu kaldığını, onu da ödeyeceğini bildirerek banka dekontları ibraz etmiştir. Banka
dekontlarında ödemelerin hangi aylara ilişkin olduğu hakkında bir açıklama yoktur.
Borçlu tarafından karşı çıkılmayan aylık kira yüz otuz milyon lira olup 2003 yılı Ocak
ayından itibaren ibraz edilen dekontlarda Mart ayı kirasının ödenmemiş olduğu daha
sonra en son yapılan iki yüz milyon liralık ödemeden yüz otuz milyon liralık aylık
kiranın mahsubu ile bakiye yetmiş milyon lira eksik ödeme söz konusu olduğundan
borçlunun tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi
hatalı olduğundan kararın bozulması icap etmiştir.”195
193
Yargıtay 6.HD 27.12.2004 E.9353 / K.9669, KAZANCI. 194
Yargıtay 6.HD 16.03.2004 E.1593/ K.1810, KAZANCI. 195
Yargıtay 6.HD 22.03.2004 E.1915 / K.1906, KAZANCI.
55
9. TEMERRÜT ĠHTARI KĠRACIYA USULÜNE UYGUN OLARAK TEBLĠĞ
EDĠLMELĠDĠR. Örnekler:
“(…)Dava, temerrüt nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Ödeme emrinin
borçluya usulünce tebliğ edilmediği ancak tahliye istemli dava dilekçesinin borçluya
usulünce tebliğ edildiği dosya kapsamı ile belirgindir.
Davacı/alacaklı/kiralayanın tahliye istemi temelinde 818 sayılı Borçlar
Kanunu'nun 260. maddesine dayalıdır. Anılan 260. maddenin 2.fıkrası gereğince
borçlu kiracının ödeme süresi, 30 gün içinde ödeme ve tahliye ihtarının tebliğ edildiği
günden başlamaktadır.
Diğer taraftan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun "Usulüne aykırı tebliğin
hükmü" başlıklı 32. maddesinde;
"Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise
muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur." denilmektedir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 269. maddesinde ise borçlunun ödeme
emrinin tebliğine karşın itiraz etmemesi ve ihtar süresi içinde borcunu da ödememesi
halinde alacaklının talebi ile icra mahkemesince tahliyeye karar verileceği hükmü yer
almaktadır.
Şu durumda, davalı/borçluya icra dosyasında çıkarılan ödeme emrinin tebliği
usulsüz ise de dava dilekçesi usulünce tebliğ edilmekle, borçlunun bu tebliğle "icra
dosyasındaki usulsüz tebliğe" muttali olduğunun kabulü gerekir.
Kendisine gönderilen usulsüz tebligatı öğrenen muhatabın bu tebligatın
usulsüz olduğunu öğrendiğini beyan edeceği makam tebligatı çıkaran icra dairesi
olup, itirazlarını da öğrenme tarihinden itibaren yasal sürede yine icra dairesine
bildirmelidir.
Tebligatın usulsüzlüğünü her ne yolla olursa olsun öğrenen borçlunun takibe
itirazlarını bildirmemesi ve aynı zamanda icra mahkemesine de şikâyet yoluyla
tebligatın usulsüzlüğü konusunda başvurmamış olması halinde takipten doğan
hukuki sonuçların yerine getirilmesinde yasal bir engelin varlığından da söz edilemez.
Nitekim, emsal nitelikteki Hukuk Genel Kurulu'nun 30.03.2005 gün ve 2005/6-
190 esas, 2005/220 sayılı kararında da bu hususlar kabul edilmiştir.
Somut olayda; usulsüz tebliğe muttali olan borçlunun takibin yapıldığı icra
dairesine böyle bir beyanı ve itirazı olmadığı gibi, süresi içinde bir ödemesi ve icra
mahkemesine şikâyet başvurusu da bulunmamaktadır.
56
Durum bu olunca; davacı/alacaklı/kiralayanın, davalı/borçlu/kiracı hakkında
yaptığı takip kesinleşmekle icra mahkemesince tahliye istemli davanın kabulü
gerekirken açıklanan hususlara aykırı gerekçelerle redde karar verilmiş olması usul
ve yasaya aykırı(…)” 196
“(…)Dava temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve icra takibine yapılan
itirazın iptali, takibin devamına ilişkindir.
Davalının ev adresine çıkartılan dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir
davetiye bila tebliğ iade edilmiştir. Daha sonra davalının iş adresine çıkartılan tebligat
ise "birlikte çalışan polis memuru Ahmet D." şerhiyle tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Bu tebligatın, Tebligat Kanununun 18 ve tüzüğün 24.maddesine göre usulüne uygun
olarak yapıldığı söylenemez. Bu nedenle davalıya usulüne uygun tebligat yapılarak
taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken,
bundan zühul ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olduğundan hükmün
bozulması gerekmiştir.”197
Yargıtay bir kararında; ―kiracı Ģirkete çıkarılan tebligatın doğrudan sekretere
yapılmasını usulsüz kabul etmiĢtir.‖ Örnek:
“(…)Dava, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Davalı şirkete
gönderilen duruşma gününü bildirir dava dilekçesi ekli tebligat, yetkili sekreter
Tuğba'ya tebliğ olunmuştur. Bu tebligatın 7201 Sayılı Kanunun 12 ve 13. maddeleri
ile tüzüğün 17. ve 18. maddelerine uygun olarak tebliğ edildiği kabul edilemez. Bu
nedenle davalıya usulüne uygun şekilde dava dilekçesinin tebliğinin sağlanarak, taraf
teşkil olunması ve ondan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.”198
“(…)Dava temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesine ve kira alacağının
tahsiline ilişkindir. Olayımızda, davacı tarafından davalıya temerrüt ihtarı keşide ve
tebliğ edilmediği, davacının 21.10.2003 tarihli oturumdaki beyanından
anlaşılmaktadır. Bu durumda temerrüt nedeniyle tahliye davasının reddine karar
vermek gerekirken tahliye kararı verilmesi hatalı olduğu gibi, davalı davacının istediği
kira miktarına karşı çıktığına göre, davacı tarafından kira miktarının kanıtlanması
gerektiği gözetilmeden talep edilen kira alacağının tamamının tahsiline karar
verilmesi de doğru değildir.”199
196
Yargıtay H.G.K. 28.9.2005 E.6–518/K.518, KAZANCI. 197
Yargıtay 6.HD 17.02.2004 E. 676/K.806, KAZANCI. 198
Yargıtay 6.HD 26.01.2004 E. 101/K.269, KAZANCI. 199
Yargıtay 6.HD 19.02.2004 E. 771/K.893, KAZANCI.
57
“BK‟nın 260 ve 280‟inci maddelerinde söz konusu (6, 30, 60 günlük) sürelerin
hesabında ihtarın tebliğ edildiği gün sayılmaz.” 200
10. KĠRA BORCUNUN ÖDEME EMRĠ TEBLĠĞ EDĠLMEDEN ÖNCE
ÖDENMESĠ
Kiracı, kira borcunu, ödeme emrini tebellüğ etmeden önce öderse temerrüde
düĢmüĢ sayılamaz. Bir baĢka deyiĢle; bu durumda, kiracının icra takip masraflarını
ödememesi temerrüde esas alınamaz. Örnek:
“(…)Davacı vekili, dava dilekçesinde, takip konusu kira bedelinin takip üzerine
ödendiğini ancak otuz gün içinde ödenmediğini bildirerek davalının temerrüt
nedeniyle tahliyesini istemiştir. Her ne kadar takibe süresinde itiraz edilmeyerek takip
kesinleşmiş ise de, alacaklı tarafından asıl alacağın ödeme emrinin tebliğinden önce
tahsil edildiği, ferileri olan takip giderlerinin ödenmemesi nedeniyle tahliye
istediklerine dair beyanları dikkate alındığında takip giderlerinin kiraya dahil olmaması
nedeniyle temerrüde esas olamayacağı göz önünde tutularak tahliye davasının
reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi hatalı
olmuştur. Karar bu nedenle bozulmalıdır.” 201
III. FESHĠN HÜKÜMLERĠ
A. TAHLĠYE DAVASI AÇMA HAKKI
Mehil vermenin en önemli sonucu, sözleĢmenin sona ermesidir. Çünkü
bundan kiracının kiralanan Ģeyi geri vermeye iliĢkin borç doğuran yükümlülüğü ve
tahliye yoluyla icrası meydana çıkmaktadır.
O halde kiracı, mehil içinde borcunu tamamen veya kısmen ödemediği, tevdi
etmediği veya takas ileri sürmediği takdirde kira sözleĢmesi ortadan kalkacak ve
kiralayan artık tahliye davası açabilecektir.
1. KĠRACIYA ĠCRA TAKĠBĠ YOLUYLA BAġVURULMASI
a. Borçlu-Kiracının (kira sözleĢmesi dıĢındaki nedenlerle) Ödeme Emrine
Ġtirazı
Kiralayan kira bedelini zamanında ödemeyen kiracısına ihtarname göndermek
yerine icra dairesine baĢvurarak ona karĢı icra takibi yapabilir.202 Kiracının
kiralanandan tahliyesi ile sonuçlanabilecek olan bu takip için öncelikle kiralayanın
200
Yargıtay ĠBK. 22.06.1966 E.8/K.8, Tunaboylu, Müslim, a.g.e. c.2, sh.1484–1486. 201
Yargıtay 6.HD 07.03.2005 E.2004/10841/K.2005/1817, KAZANCI. 202
Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3732.
58
takip talebinde tahliye isteminin veya en azından 13 Örnek ihtarlı ödeme emrinin
gönderilmesi talebinin yer alması gerekir. Örnekler:
“Dava, kira borcunun ödenmemesi nedeniyle yapılan icra takibine itirazın
kaldırılması ve kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş
ve hüküm davalı-borçlu tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, takip konusu borcun ödendiğinin
kanıtlanmamış olmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları
yerinde değildir.
2- Alacaklı tarafından düzenlenen takip talepnamesinde ( 48 örnek ) tahliye isteğinin
bulunmadığı görülmektedir. İcra müdürlüğünce borçluya gönderilen ödeme emrinde (
51 örnek ) tahliye ihtarının bulunması alacaklıya tahliye açısından bir hak vermez.
Ödeme emrinin takip talepnamesine uygun düzenlenmesi gerekir. Bu nedenle tahliye
isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabul kararı verilmesi hatalı
olmuştur. Karar bu nedenle bozulmalıdır.”203
“(…)İstem İ.İ.K. nun 269/a maddesi uyarınca kiralananın tahliyesine ilişkindir.
İcra Mahkemesince tahliye kararı verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz
edilmiştir.
Alacaklı vekili borçlu aleyhine Gaziantep 4. İcra Müdürlüğünün 2004/1393 Esas
numaralı dosyası ile kira alacağının tahsili talepli takip yapmıştır. Takip talebinde
tahliye isteği bulunmadığından, borçluya tebliğ olunan ödeme emri itiraza uğramasa
da İ.İ.K.nun 269. maddesinin yollaması ile B.K.nun 260. maddesindeki temerrüt ihtarı
mahiyetinde kabul edilemez. Bu durumda davanın reddi gerekirken kabulüne karar
verilmesi hatalı olmuştur. Karar bu nedenle bozulmalıdır.”204
“(…)Davacı tarafından düzenlenen 14.4.2003 tarihli takip talepnamesinde
tahliye isteğinin bulunmadığı görülmektedir. Talepnamede tahliye isteği bulunmadan
davalıya ihtarlı ödeme emri tebliği tahliye açısından davacıya hak vermez. Borçlar
Kanununun 260.maddesine uygun biçimde yapılan ihtardan söz edilemez. Tahliye
isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken bundan zühul edilerek yazılı şekilde
tahliye kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması
gerekmiştir.”205
203
Yargıtay 6.HD 14.01.2005 E.2004/9837;K.2005/89;KAZANCI 204
Yargıtay 6.HD 14.10.2004 E.6349/K.6930,KAZANCI. 205
Yargıtay 6.HD 29.03.2004 E.2021/K.2126,KAZANCI.
59
“(…)Davacı yaptığı icra takibinin takip talepnamesinde haciz ve tahliye
isteminde bulunmuş olmasına rağmen, İcra Müdürlüğü'nce davalıya Örnek 49 yedi
gün ödeme süreli tahliye ihtarsız ödeme emri tebliğ olunmuştur. Belirtilen ödeme emri
Borçlar Kanunu'nun 260. maddesinde düzenlenen temerrüt ihtarnamesinin yasal
koşullarını taşımamaktadır. Sözleşme süresine göre otuz günlük ödeme süresi
verilmemiş ve borcun ödenmemesi halinde akdin feshedileceği ve kiralananın
tahliyesinin isteneceği ihtaratı yapılmamıştır. Mahkemece temerrüt ihtarnamesinin
yasal koşullarını taşımayan ödeme emrine dayanan tahliye isteminin reddine karar
verilmesi gerekir.”206
“(…)Borçluya 10.11.2003 tarihinde tebliğ olunan 51 Örnek ihtarlı ödeme
emrinde yedi gün ödeme süresi, otuz gün ise itiraz süresi olarak gösterilmiştir. İcra
İflas Kanununun 269/1. maddesinin göndermesiyle uygulanması gerekli Borçlar
Kanununun 260. maddesine uygun olmayan ödeme emrinin, borçluya tebliğ edilmiş
olması borçluyu temerrüde düşürmez. İsteğin reddine karar verilmesi gerekirken,
yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Karar bu nedenle bozulmalıdır.”207
“Takip talepnamesinde tahliye istenilmediğinden icra müdürünün kendiliğinden
13 Örnek (51 Örnek) ihtarlı ödeme emri göndermesi, alacaklıya bu dosyadan tahliye
isteme hakkı vermez.” 208
Yasada unsurları belirtilen takip talebi sonucu, kiracıya tanınacak ödeme ve
itiraz sürelerinin de doğru bir Ģekilde (30 gün ve 7 gün olarak) yazıldığı 13 Örnek
ödeme emri gönderilmesi ile kiracının kiralanandan çıkartılması sağlanabilir. Öyle ki,
kiracı, ödeme emrine itiraz etmemiĢ ve kendisine tanınan 30 günlük sürede takip
konusu borcunu kayıtsız ve Ģartsız ve de nakit olarak ödememiĢse, kiralayan, icra
mahkemesine baĢvurarak kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep edebilir.
Örnek;
“13 Örnek (51 Örnek) ödeme emri borçlulara tebliğ edilmiştir. Borçlular 7 gün
içinde icra mahkemesine şikâyet ederek tebliğ tarihinin yanlışlığını
düzelttirmediklerinden tebliğ tarihi kesinleşmiştir. Bu durumda akdin feshi ile
kiralananın tahliyesine karar verilmek gerekir.” 209
Borçlunun icra dairesine yaptığı itiraz sonucu takip durur. Alacaklının bu
aĢamada; icra mahkemesine baĢvurarak itirazın kesin olarak kaldırılmasını ve eğer
206
Yargıtay 6.HD 13.09.2004 E.6118 / K.6122, KAZANCI 207
Yargıtay 6.HD 15.03.2004 E.1537/K.1707,KAZANCI. 208
Yargıtay 12.HD 12.04.1995 E.5617/K.5540, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3733. 209
Yargıtay 12.HD 03.04.1995 E.4891/K.4817, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3733.
60
alacaklı, takip talebinde ve borçluya gönderilen ödeme emrinde tahliye istediğini
bildirmiĢse, taĢınmazın tahliyesine karar verilmesini istemesi gerekir. Ancak,
kiralayan, kiracının itirazı üzerine açacağı davada yine de 30 günlük ödeme süresini
beklemek zorundadır. Örnek:
“(…)Tahliye istekli olarak davalı-borçlu hakkında başlatılan icra takibi üzerine
düzenlenen ödeme emri 21.10.2004 tarihinde tebliğ edilmiş olup, borçlu bu ödeme
emrine 22.10.2004'de itiraz etmiştir. İtiraz üzerine davacı-alacaklının İ.İ.K. 269 ve
B.K. 260. maddesi hükümleri gereğince 30 günlük ödeme süresini bekledikten sonra
dava açması gerekirken 04.11.2004 tarihinde açtığı dava süresinde değildir.
Süresinde olmayan tahliye isteminin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde
tahliyeye karar verilmesi hatalı olduğundan kararın tahliye yönünden bozulması
gerekmiştir.”210
“(…)Takip talepnamesinde 05.12.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesine
dayanılarak 292.900.500.000.- TL kira alacağı ve tahliye istenmiş, mahkemece,
itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmiş; karar borçlular vekili tarafından
temyiz olunmuştur.
Örnek 51 ihtarlı ödeme emrinin borçlulardan A' ya 15.04.2004 tarihinde, borçlu
şirketlere ise 13.04.2004 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Alacaklı yasal otuz
günlük ödeme süresini beklemeden 13.05.2004 tarihinde icra hâkimliğine başvurarak
tahliye isteminde bulunmuştur. TTK‟ nun 269/1. maddesinin göndermesi ile Borçlar
Kanunu'nun 260. maddesinde yer alan yasal otuz günlük ödeme süresinin
beklenmemesi nedeniyle tahliye isteminin reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı
olmuştur. Karar bu nedenle bozulmalıdır.”211
“(…)Örnek 51 ödeme emrinin borçluya 18.9.2003 tarihinde tebliğ edildiği
merciiden yasal otuz günlük süre beklenmeden 8.10.2003 tarihinde tahliye isteminde
bulunulduğu görülmüştür. İcra İflas Kanununun 269/1.maddesinin göndermesi ile
Borçlar Kanununun 260.maddesinde yer alan otuz günlük yasal ödeme süresi
beklenmeden tahliye isteminde bulunulamaz. Merciice tahliye isteminin reddine karar
verilmesi gerekirken, bundan zühul olunarak tahliyeye karar verilmesi hatalı olmuştur.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.‖212
210
Yargıtay 6.HD 22.03.2005 E.889/K.2627, KAZANCI. 211
Yargıtay 6.HD 14.04.2004 E.6237/K.6909, KAZANCI 212
Yargıtay 6.HD 04.03.2004 E.1300/K.1404, KAZANCI
61
Ġtirazın kaldırılması duruĢmasında, borçlunun ileri sürdüğü itiraz nedenlerini
ĠĠK. md. 68‘de öngörülen ve ayrıca ĠĠK md.269c/1‘de belirtilen; a) Noterlikçe
düzenlenmiĢ b) Noterlikçe onanmıĢ c) Alacaklı tarafından kabul olunmuĢ bir belge ile
ya da d) resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dâhilinde ve usulüne göre
verdikleri bir makbuz veya belge ile kanıtlamak zorundadır. Örnek:
“Davalı itirazında kira parasının miktarına karşı çıkamamış, ancak kira borcunu
elden ödediğini ileri sürerek itirazda bulunmuştur. Davalı borçlu İ.İ.K. 68. maddesinde
sayılan belgelerden biri ile borcunu ödediğini kanıtlayamamıştır. Bu durumda
temerrüt gerçekleşmiştir. Ancak temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için
İ.İ.K. 268. ve Borçlar Kanunun 260. maddeleri uyarınca ödeme emrinin tebliğinden
itibaren otuz günlük ödeme süresinin geçmesi gerekir. Ödeme emri davalıya
25.12.2003 tarihinde tebliğ edildiği halde dava otuz günlük süre beklenmeden
16.01.2004 tarihinde açılmıştır. Bu durumda süresinden önce açılan davanın tahliye
yönünden reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı
olduğundan kararın tahliye yönünden bozulması gerekmiştir.” 213
Yargıtay‘ın 04.12.1957 tarih 10/25 sayılı Ġçtihadı BirleĢtirme Kararı uyarınca
Ġ.Ġ.K. md. 269‘a göre borçlunun itirazı kaldırılıp taĢınmazın tahliyesine karar
verildikten sonra borçluya ayrıca tahliye emri tebliğ edilmeksizin icra memurunca
tahliye iĢlemine baĢlanması gerekir.214
Kira borcunun ödenip ödenmediği hususunda ticari defterlerdeki kayıtlar
üzerinde bilirkiĢi incelemesi yaptırılamaz. Fakat kira borcunu bankaya yatırarak, PTT
havalesi ile göndererek gerek senet karĢılığı gerekse tevdi mahalline yatırarak
ödediğini ileri süren kiracının bu savunmasının araĢtırılması için gerekirse PTT ve
banka makbuzları üzerinde bilirkiĢi incelemesi yaptırılabilir.
Kiracı, kira parasını peĢin olarak kiralayana ödemiĢ ve daha sonra kiralanan
baĢkasına satılmıĢsa yeni malik önceki kiralayana ödenen paraları kiracıdan
isteyemez. Ancak bunun için kira borcunu peĢin olarak ödediğine dair resmi belge
olması gerekir. 215
Kira sözleĢmesine konulan “muacceliyet şartı” geçerli olup kiracının
sözleĢmedeki bu Ģart gereğince ödenmesi gereken tüm kira paralarını ödemesi
gerekir. Örnekler:
213
Yargıtay 6.HD 09.05.2005 E.4210/K.4722, KAZANCI. 214
Yargıtay ĠBK. 04.12.1957 E.10/K.25, Tunaboylu, Müslim, a.g.e. c.2, sh.1471–1472. 215
Yargıtay 12.HD 31.05.1984 E.4875/K.7004, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3735.
62
“(…)Takibin dayanağı olan yazılı kira sözleşmesi 20.5.2000 başlangıç tarihli ve
1 yıl süreli olup kira her ayın 20-22'si arası ve peşin ödenmesi kararlaştırılmıştır.
Sözleşmenin özel şartlar 7. maddesinde ise "kiralardan birinin ödenmemesi halinde
kalan tüm kira bedellerinin muaccel hale geleceği hükmüne yer verilmiştir." Davacı
tarafından 30.7.2004 tarihinde başlatılan icra takibinde, 2004/Temmuz ayı kirasının
gününde ödenmediği, böylece sonraki kiralarında sözleşmenin 7. maddesi gereği
muaccel hale geldiği belirtilerek on aylık kiranın takip ve tahsili istenmiştir.
Borçlunun borca ve faizine itirazları üzerine takip durmuştur. Sözleşme gereği
ödeme yeri olarak belirlenen bankadan gönderilen ekstrelere göre "davalı-kiracının
değişik tarihlerde yaptığı ödemeleri, kiralayanın kabul etmiş olması nedeniyle artık
muacceliyet şartından vazgeçtiği, asıl alacak olan 2004/Temmuz kirasının da ödeme
emri tebliğinden itibaren otuz gün içinde ödenmiş olduğu, başkaca ödenmemiş ay
kirası bulunmadığı" mahkemece kabul edilmiş ise de; 20.5.2000 tarihli yazılı
sözleşme tarafların serbest iradesiyle düzenlenmiş olup içeriğindeki hükümler
tarafları bağlar. Özel koşullarda yer alan ödeme şekline nazaran farklı tarihlerdeki
ödemelerin kiralayan tarafından kabul edilmesi o koşuldan vazgeçildiği anlamına
gelmez.
Bu şekilde, düzensiz tarihlerdeki ödemeler bir teamül oluşturmaz. O nedenle,
sözleşmede yazılı ödeme süresinde 2004/Temmuz kirası ödenmemiş olmakla, takip
tarihi olan 30.7.2004 tarihi itibariyle gerek bu ay, gerekse sözleşmenin 7. maddesi
gereğince takip eden aylar kiraları muaccel hale gelmiştir. Muaccel on aylık kira
ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 17.8.2004 tarihinden itibaren otuz günlük sürede
ödenmemiş olduğundan kiracının temerrüdü gerçekleşmiştir. Kiralanandan
tahliyesine ve takip konusu aylardan ödenenler banka ekstresinde gösterilmiş
olmakla, ödenen dört aylık kiranın mahsubu ile bakiyesi için takibin devamına, itirazın
kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ret kararı verilmesi hatalı
olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.”216
“(…)Takip talepnamesinde 01.01.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesine
dayanılarak 100.000.000.-TL gününde ödenmeyen Nisan ayı kirası ve muaccel olan
8 aylık kira alacağı toplam 900.000.000.-TL kira alacağı ve tahliye istenmiş,
mahkemece 09.04.2004 tarihinde Nisan ayı kirası olan 100.000.000.-TL'nin
216
Yargıtay 6.HD 21.03.2005 E.710/K.2446, KAZANCI.
63
ödendiğinden ve muacceliyet şartının gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddine
karar verilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen takibe dayanak yapılan 01.01.2004 başlangıç
tarihli, 1 yıl süreli kira sözleşmesinde kiranın her ayın 3. günü mesai bitimine kadar
ödenmesi kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin özel şartlar kısmının 10. maddesinde
herhangi bir ayın kirasının zamanında ödenmemesi halinde diğer aylar kirasının
muaccel olacağı hüküm altına alınmıştır. Nisan 2004 ayı kira parası 100.000.000.-TL,
09.04.2004 tarihinde ödenmiş, sözleşmede kararlaştırılan sürede ödenmemiştir. Bu
durumda diğer aylar kirası muaccel hale gelmiştir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.”217
Kiralayanın aylık kira bedelini yazılı bir belge ile kanıtlayamaması halinde
kiracının beyanına göre aylık kira parasının kabulü gerekir. Ancak kiracı, kendisinin
kabul ettiği kira parasını kiralayana ödediğini ispatlamak durumundadır. Aksi takdirde
tahliye edilme riski ile karĢı karĢıya kalır. 218
b. Kiracının Kira SözleĢmesi Yönünden Ödeme Emrine Ġtirazı
aa. Kiralayan, noterlikçe düzenlenmiĢ ya da noterden onaylı bir sözleĢme
sunduğu takdirde, takip talebinde ve ödeme emrinde ayrıca tahliye isteminde
bulunmuĢ olmak koĢuluyla icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını ve kiralananın
tahliyesini isteyebilir.
Ġcra mahkemesinden tahliye isteminde bulunabilmek için yasada herhangi bir
süre öngörülmemiĢ olduğundan ve itirazın kaldırılması istekleri hakkındaki 6 aylık
süre burada uygulanamayacağından her zaman icra mahkemesinden tahliyeye karar
verilmesi istenebilir. Ġcra mahkemesinin kiralayanın baĢvurusu üzerine tahliye kararı
verebilmesi için dilekçesinde açıkça tahliye isteminde bulunduğunu açıklamıĢ olması
gerekir.
Kiralayan vekilinin kiralayan ve malik adına verilmiĢ olan tahliye taahhüdüne
dayanarak kendi adına icra takibi yapması mümkün değildir.
Tahliye kararı verilmesi için baĢvurulacak icra mahkemesi; icra takibinin
yapıldığı yerdeki icra mahkemesidir.
Borçlu, bildirdiği itiraz nedenleriyle bağlıdır. Bu nedenle kira sözleĢmesini
reddettikten sonra kira borcunun takas ya da baĢka bir nedenle sona erdiğini ileri
süremez.
217
Yargıtay 6.HD 27.10.2004 E.6995/K.7405, KAZANCI. 218
Yargıtay 12.HD 16.09.1986 E.14387/K.9063, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3736.
64
Borçlu, kira sözleĢmesine iliĢkin karĢı iddia ve def‘iler ileri sürmüĢse o da
bunları aynı kuvvet ve nitelikteki belgelerle yani noterlikçe düzenlenmiĢ ya da imzası
onaylanmıĢ belgelerle kanıtlamak zorundadır.
bb. Kiralayan icra mahkemesine noterlikçe düzenlenmiĢ veya noterden onaylı
bir kira sözleĢmesi sunamazsa (yani alacaklı sözlü ya da adi yazılı Ģekilde) yapılmıĢ
kira sözleĢmesine dayanıyorsa, icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını ve
tahliyeye karar verilmesini isteyemez.
Alacaklının yazılı ve noterden onaylı bir kira sözleĢmesi veremediği hallerde
alacaklı ancak sulh hukuk mahkemesinde kira bedelinin ödenmesi ve tahliye davası
açabilir. Bu takdirde de, borçluya itiraz üzerine duran takipte gönderilmiĢ olan ihtarlı
ödeme emri açılan bu davalar bakımından BK. md.260 ve 288 hükümlerinde
öngörülen ihtar yerine geçer.
Yargıtay içtihatları uyarınca, kira sözleĢmesi noterlikçe düzenlenmemiĢ veya
noterden onaylı bulunmamıĢ dahi olsa taraflar arasında kira sözleĢmesinin varlığının-
tarafların özel durumları gereği- tartıĢılamayacak derecede belirgin olduğu
durumlarda da icra mahkemesi itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verebilir.
Örnek;
“İİK. Md.269/2 hükmü gereğince, kira akdini açık ve kesin olarak
reddetmediğinden akdi kabul etmiş sayılır, aylık kiranın miktarına da karşı
çıkmamıştır. Bu itibarla itirazın kaldırılmasına, borçlunun temerrüdü gerçekleştiğinden
akdin feshi ile kiralanandan tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile
talebin reddi isabetsizdir.”219
Fakat borçlu, açıkça imzayı inkâr etmiĢ ve borcu olmadığını bildirmiĢse,
alacaklı, noterlikçe re‘sen düzenlenen veya imzası tasdik edilmiĢ bir sözleĢmeye
dayanmadığı sürece, ĠĠK. Md.269b maddesi gereğince itirazın kaldırılması ve tahliye
isteminde bulunamaz. 220
c. Ġhtarlı Ödeme Emrindeki Kira Alacağı DıĢındaki Fer'i Alacakların
Ödenmemesi Veya Geç Ödenmesi Temerrüt OluĢturmaz. Örnek:
“(…)Takibe dayanak yapılan ve karara esas alınan 01.01.2000 başlangıç
tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık
bulunmamaktadır. Sözleşmenin özel şartlar bölümünün 3. maddesinde kira parasının
geç ödenmesi halinde aylık % 10 gecikme faizi ödenmesi kararlaştırılmıştır. Ödeme
219
Yargıtay 12.HD 10.04.1995 E.5346/K.5308, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3738–3739. 220
Yargıtay 12.HD 08.03.1995 E.2501/K.3206, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3739.
65
emrinin davalı borçluya 17.05.2004 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine borçlu
25.05.2004 tarihinde 750.000.000.- TL kira alacağı dâhil olmak üzere 860.000.000.-
TL'sını icra dosyasına yatırmıştır. Böylece asıl alacak olan kira parası yasal sürede
yatırılmış olmaktadır. Kira parası dışında kalan diğer ferilerin yatırılmaması veya geç
yatırılması temerrüde esas alınamaz ve tahliye sebebi olamaz. Bu durumda temerrüt
oluşmadığına göre kararın tahliyeye ilişkin bölümünün bozulması gerekmiştir. Karar
bu nedenlerle bozulmalıdır.”221
d. Ġcra Mahkemesi’nin Takip Hukukuna ĠliĢkin Kararları Maddi Anlamda
Kesin Hüküm TeĢkil Etmez. Örnek:
“ Temerrüt nedeniyle tahliyeye ilişkin mercii (icra mahkemesi) kararı maddi
anlamda kesin hüküm teşkil etmez. İİK‟ nın hükümlerine göre sonuç doğurabilirse de
anılan kararın diğer yasal yollarla mahkemede açılacak davalarla sonucu ortadan
kaldırılabilir. Bu nedenle diğer yasal yollara başvuru olanağı bulunan mercii
kararlarına karşı iade-i muhakeme talebinde bulunulamaz.‖222
2. KĠRACIYA MAHKEME YOLUYLA BAġVURULMASI
a. Kiracıya Ödeme Emri GönderilmemiĢse
Kural olarak; noterden çekilen ihtarnameler üzerine kiralayanın kiracı aleyhine
icra takibi hakkı yoktur; buna dayanılarak sadece doğrudan doğruya sulh hukuk
mahkemesinde tahliye davası açmak gerekir. Ġhtarlı ödeme emriyle temerrüt
ihtarnamesi arasındaki fark bundan ibarettir.
Tunçomağ’a göre ise223 ―kiralayanın tahliye davası açmaksızın icra
memurundan kiralananın tahliyesini isteyebilir.‖ Tandoğan ise bunun aksi
görüĢtedir.224 Uygulamada, kiralayan kiracının kira bedelini ödemede temerrüde
düĢmesi halinde, her ne kadar noter marifetiyle kiracıya ihtarname göndermiĢ olsa
da, sulh hukuk mahkemesinde tahliye davası açmaksızın da icra müdürlüğünden
kiralayanın tahliyesini isteyebilmektedir. Bu nedenle bu tartıĢmanın pratik bir faydası
bulunmamaktadır.
b. Kiracıya Ödeme Emri GönderilmiĢse
Kiracı kendisine gönderilen ödeme emrine kira iliĢkisinin mevcut olmadığı veya
borcu bulunmadığı ya da kiralayanın muaccel alacağının ödeme emrinde gösterildiği
kadar olmadığı Ģeklinde itiraz edebilir.
221
Yargıtay 6.HD 03.03.2005 E.2004/10966;K.2005/1709; KAZANCI. 222
Yargıtay 12.HD 13.03.1995 E.3267/K.3318, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3740. 223
Tunçomağ, Kenan, a.g.e. sh. 247. 224
Tandoğan, Haluk, a.g.e. sh. 219 dip not. 94.
66
Ödeme emrine itiraz halinde kiralayan ya Ġcra Mahkemesine baĢvurarak
itirazın kaldırılmasını veya Sulh Hukuk Mahkemesine müracaat ederek itirazın iptalini
veya iptal kararı ile birlikte tahliyeye hükmolunmasını talep edebilir.
c. Ġhtarnamedeki mehil(süre) dolduktan sonra dava açma hakkı bir süre
ile sınırlı değildir. Örnek:
“Dava, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece icra
takibinin kesinleşmesinden itibaren altı aylık sürenin geçirildiğinden bahisle davanın
süreden reddine karar verilmiştir. Temerrüt sebebiyle tahliye davası açmak için
yasada belli bir süre öngörülmemiştir. Örnek 51 ödeme emri davalıya 10.7.2004
tarihinde tebliğ edilmiş, itiraz edilmediğinden takip kesinleşmiş, yasal otuz günlük
ödeme süresi içerisinde borcun ödenmediği anlaşılmıştır. Bu durumda davacı,
İ.İ.K.nun 269/a maddesine göre ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay
içerisinde İcra Mahkemesinden tahliyeye karar verilmesini isteyebileceği gibi Sulh
Hukuk Mahkemesinde tahliye davası da açabilir. İcra takibinin ihtarname yerine
kullanılmasında yasal engel yoktur. Bu durumda davanın açılmasında bir usulsüzlük
bulunmadığından açılan davaya bakılarak sonucuna göre bir karar verilmesi
gerekirken, davanın süre sebebiyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.‖225
“Temerrüt nedeniyle BK. md. 260‟a dayanılarak açılan dava 6570 sayılı
Kanun‟un kapsamı dışında kaldığından davanın açılması için sözleşmenin sonunun
beklenmesine gerek yoktur.”
Ancak temerrüt oluĢtuktan uzun bir süre geçtiği halde dava açılmamıĢ olması,
halin icaplarına göre iyiniyet kuralları ile bağdaĢmayabilir. Örnek:
“Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.09.1998 başlangıç tarihli ve
on ay süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık
bulunmamaktadır. 6570 Sayılı Yasanın 11. maddesi gereğince sözleşme on aylık
sürenin 01.07.1999 tarihinde bitimiyle yıldan yıla yenilenmiştir. Davacının 29.07.2003
tarihinde başlattığı icra takibi üzerine düzenlenen 01.09.2001 tarihinden takip tarihi
olan 29.7.2003 tarihine kadar yirmi iki aylık kira bedelinin ödenmesini içeren ödeme
emri davalıya 31.07.2003 tarihinde tebliğ edilmiş olup, dava 31.12.2004 tarihinde
açılmıştır.
B.K.'nun 260. maddesine dayanılarak temerrüt nedeniyle açılan tahliye
davalarında yasal içerikli olarak düzenlenen ihtarnamenin veya ihtarname yerine
225
Yargıtay 6.HD 24.01.2006 E.2005/11421/K.2006/223, KAZANCI.
67
geçen ödeme emrinin tebliğinden itibaren otuz günlük ödeme süresi içerisinde
istenen aylara ilişkin kira parasının ödenmemesiyle temerrüt olgusu gerçekleşir ve
ihtarda veya ödeme emrinde ödeme için verilen otuz günlük sürenin geçmesiyle dava
hakkı doğar. Yasada bu tür davalar herhangi bir süreye tabi tutulmamış ise de bu
hakkı elde eden kiralayanın bu hakkını uzun süre kullanmaması iyi niyet kuralları ile
bağdaşmaz. Davacı ödeme emrini davalıya 31.07.2003 tarihinde tebliğ ettirmiş olup,
davayı akdi ilişki yenilendikten ve temerrüde ilişkin dönem geçirildikten uzun süre
sonra 31.12.2004 tarihinde açmıştır. Açıklanan bu durum karşısında davacı iyi niyetli
kabul edilemez.
Bu nedenle tahliye isteminin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde
tahliyeye karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.”226
B.TAZMĠNAT ĠSTEME HAKKI
Kiralayan, kiralananın tahliyesinden ve iadesinden baĢka kiracıdan
sözleĢmenin ortadan kalkması nedeniyle bir zararı varsa bunun tazminini isteyebilir.
Örneğin; temerrüt nedeniyle kiralanan, kira süresi dolmadan tahliye edilmiĢ ve bu
süre dolana kadar boĢ kalmıĢ ise böyle bir zarar ortaya çıkabilir.
Doktrinde bazı yazarlara göre burada, BK. md.108/f.2 ‗nin bir uygulama hali
söz konusu olup kiralayan ancak menfi zararının tazminini talep edebilir. Diğer
bazılarının fikrince, tazminat, müspet zararı da kapsamalıdır. Yargıtay‘ın içtihadı ise
aĢağıdaki gibidir;
“Mücerret, kiralananın tahliye edilmiş olması sözleşmenin hukuken feshedilmiş
olduğunun kabulünü gerektirmez. Bu durumda kural olarak davalı kiracı, sözleşme ile
bağlıdır ve kira parasından sorumludur.
Davalının kiralananı tek taraflı olarak tahliye etmesi, haklı fesih değil,
sözleşmeye aykırı davranış sayılır ve kiralayanın bu yüzden uğradığı zararı tazminle
sorumludur. Ne var ki, davacının davalı tarafından kiralananı boşalttığını hangi tarihte
öğrenmiş olduğu araştırılarak öğrendiği tarihten itibaren davacı zararı artmasını
önlemek için gerekli çabayı göstermek zorunda olduğundan davacının tahliyeyi
öğrendiği tarihten itibaren normal olarak ne kadar sürede taşınmazı kiraya
verebileceği hususu bilirkişi aracılığıyla saptanmalı ve sonucuna göre bir karar
verilmelidir.” 227
226
Yargıtay 6.HD 13.12.2005 E.10230/ K.11590,KAZANCI. 227
Yargıtay 13.HD 25.02.1991 E.8199/K.2042, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3742–3743.
68
C.TAZMĠNAT ÖDEME BORCU
Haksız tahliye, kiralayanın tazminat ödeme borcunu ortaya çıkarır. ġu var ki,
haksız bir tahliye ihtarı ile kira sözleĢmesi ortadan kalkmaz. Bu nedenle kiracı,
kiralayanın edimini ifa etmemesinden örneğin, kiralananı kiracının kullanmasına
amade tutmamasından dolayı müspet zararını dava edebilir. Ancak sözleĢmenin
mahkemece sona ermesine karar verilmiĢse tazminat davasının dayanağı kalmamıĢ
demektir. Örnek;
“Dava, haksız eylemden kaynaklanan tazminata ilişkindir. Davalının somut
olaydan sorumlu olabilmesi için kusur, hukuka aykırılık, zarar ve illiyet bağı
unsurlarının gerçekleşmiş olması gerekir... Davacının tahliye edildiği davalıya ait
daireye göre daha fazla kira ödemek zorunda kalarak zarara uğradığı da bir gerçektir.
O halde sorun, kira farkı nedeniyle davacının malvarlığında meydana gelen zarar ile
davalının eylemi arasında uygun illiyet bağı bulunup bulunmadığında toplanmaktadır.
Uygun illiyet bağında, olayların normal akışına ve hayat deneylerine göre, somut
olayda gerçekleşen türden bir sonucu meydana getirmeye elverişli olan veya bu
türden bir sonucun gerçekleşmesi ihtimalini objektif ve önemli ölçüde olarak arttırmış
bulunan zorunlu şart önemlidir. Olayımızda zararlı sonuç, gerçekten ihtiyacı olmadığı
halde davacıyı bu yerden tahliye ettirmekten ve sonra da bu yeri yasaya aykırı olarak
kiraya vermekten kaynaklanmıştır. Bu nedenle davalının eylemi, zararı gerçekleştiren
zorunlu şart niteliğindedir; davalı, davacıyı tahliye ettirmemiş olsaydı fazla kira
ödemek durumunda kalmayacaktı. O halde, olayda uygun illiyet bağının ulunduğu da
kabul edilmelidir. Mahkemenin sorumluluk unsurlarını yeterince değerlendirmeden
hüküm kurmuş olması, yasaya aykırı olup bozma nedenidir. ” 228
D.SÖZLEġMENĠN SONA ERMESĠNDEN VAZGEÇME YA DA FESHĠN
SONUÇLARINDAN FERAGAT
Kiralayan sözleĢmenin sona ermesinin sonuçlarından, kiracının izniyle
vazgeçebilir. Fakat mutlaka bu konuda kiralayanın kiracı ile anlaĢması
gerekmektedir. Çünkü sözleĢmenin sona ermesi, her iki taraf için etkili olur. Böyle bir
vazgeçme, kiralayanın kiralananı sözleĢmenin sona ermesine rağmen daha uzun
süre kiracıya bırakması (kiralananda kalmasına göz yumması) ya da sözleĢmenin
sona ermesinden sonraki zaman için kiracıdan kira bedelini kayıtsız Ģartsız (ihtirazi
kayıt ileri sürmeksizin) alması suretiyle zımni olarak açıklanabilir. Buna karĢılık
228
Yargıtay 4.HD 02.05.1991 E.4728/K.4131, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3744.
69
gecikmiĢ kirayı sonradan alma tek baĢına kesinlikle tahliyeden bir vazgeçme demek
değildir. Örnek;
“Alacaklının, kiralananı boşaltma kararını geç icraya koyması ve sözleşmenin
bozulmasından sonra oluşan kira paralarını alması ilamın yerine getirilmesinden
vazgeçtiğini ve sözleşmenin yenilendiğini göstermez.” 229
Kiralayanın kira alacağının icra yoluyla takibi sırasında kira tespit davası açmıĢ
olması da, bu takip sonunda kiracının temerrüdü ve kiralananı tahliye etmesi gerektiği
kesinleĢmiĢ mahkeme kararı ile belirlenmiĢ ise boĢaltmayı engelleyemez.230
IV. 6570 SAYILI GAYRĠMENKUL KĠRALARI HAKKINDA KANUNA (GKK)
GÖRE KĠRA BEDELĠNĠN ÖDENMEMESĠNDEN DOLAYI ĠKĠ HAKLI ĠHTAR
NEDENĠYLE TAHLĠYE (6570 S.K. md.7/e)
A. KURAL
6570 Sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun (GKK)‘un 7. maddesinin 1.
fıkrasının e bendi hükmü uyarınca:
“Kira bedelini vaktinde ödememelerinden dolayı haklı olarak bir yıl içinde
kendilerine iki defa yazılı ihtar yapılan kiracılar aleyhine, ayrıca ihtara hacet
kalmaksızın kira müddetinin hitamında, tahliye davası açılabilir.”
Buna göre kiracı bir yıl içinde en az iki defa kira borcunu haklı olarak
gönderilen ihtarnamelerden sonra ödemiĢ olursa kira akdinin sonunda aleyhine
tahliye davası açmak mümkün olmaktadır.
Bu tahliye sebebinin kabulüne neden olan düĢünce Ģu olmuĢtur:
―Kira akdinde kira parasının ödenme zamanları tayin edilmiĢ olmasına rağmen
kiracı, borcunu kararlaĢtırılan tarihlerde ödememeyi adeta alıĢkanlık haline getirmiĢ
olabilir. BK. md. 260 ve 288 hükümlerinde öngörülen düzenlemeler her zaman
maksadı hâsıl etmemektedir. Zira kiracı 30 gün dolmadan istenilen parayı öderse
kiralayanın akdi fesih imkânı da kalmaz. Kiracı müteakip aylarda da aynı temerrüdü
gösterse kiralayan yeniden icradan 30 günlük ihtarlı ödeme emrini yahut noterden
ihtarnameyi kiracıya gönderecektir; ama kiracı her 30 gün içinde ödeme yaptıkça
kiralayanın bu sebepten dolayı kiracıya bir Ģey yapması mümkün olmayacaktır.
ĠĢte GKK md. 7/f.1,e hükmü bu gibi durumları önlemek gayesiyle konulmuĢtur.‖231
229
Yargıtay 12.HD 11.10.1978 E.8326/K.8407, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3749. 230
Yargıtay 11.HD 21.01.1980 E.9812/K.291,Yargıtay 6.HD. 08.03.1999 E.1961/K.1929, Yargıtay 6.HD. 16.11.1995 E.11014/K.11180 Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3749–3751.
70
B. ĠKĠ HAKLI ĠHTAR NEDENĠYLE TAHLĠYENĠN ġARTLARI
1. KĠRA BEDELĠNĠ ÖDEMEMEDEN DOLAYI KĠRACIYA HAKLI ĠHTAR
YAPILMIġ OLMALIDIR.
Ġhtarnamenin haklı olarak çekilmiĢ olmasından amaç, bunların gerek sözleĢme
Ģartlarına gerek hakkaniyet esaslarına uygun olmayacak bir Ģekilde ve zamanda
gönderilmemiĢ olmasıdır. Zira bir yıl içinde gönderilen iki ihtarın haklılığı
belirlenmeden tahliyeye karar verilemez.232
a.Yargıtay‘ın müstakar içtihatlarına göre her ay peĢin ödeneceği kararlaĢtırılan
kira bedeli, en geç ayın üçüncü günü akĢamına kadar ödenmesi gerekir. Bu nedenle
üçüncü günün akĢamından önce keĢide ve tebliğ edilen ihtarnameler haklı
sayılamaz.233
b. AybaĢına isabet etmeyen bir vadede ödenmesi gereken kira bedeli de bu
vadeden itibaren üç gün içinde ödenmiĢ ise, vadenin ilk günü ödeme yapılmadığı
gerekçesiyle ihtar çekmek haklı olmaz.234
c. Aylık kiraların tediye Ģeklinde, zımni değiĢiklik yapılmıĢ olmasına rağmen
kiralayanın sonradan sözleĢmedeki Ģartlar içinde kira parasının ödenmediğinden
bahisle ihtarnameler keĢide etmesi haklı sayılamaz. Örnek:
―Davalı vekili, ödemelerin öteden beri gecikmelerle ve gayrimuayyen
zamanlarda yapıldığını ve bu hususta taraflar arasında teamül oluştuğunu savunmuş
ve bununla ilgili ödeme makbuzları sunmuştur. Ödemeler hususundaki teamülün
oluşması için bunun uzun süre muntazam ve istikrarlı bir şekilde yapılması gerekir.
Bu husus davalı tarafça kanıtlanmamıştır.”235
Fakat kiralayan tek taraflı olarak kiracıya tebliğ ettirdiği ihtarla ödeme
teamülünü bozabilir. Zira kiralayanın yazılı sözleĢmeye uygun ödeme yapılmasını
istemesi yasal hakkıdır.236
d. Kiracının kira parasını usulü dairesinde ödemek istediği (örneğin,
kiralayanın ikametgahına giderek kira parasını vermek istediği veya parayı
ikametgahta ödemeli posta havalesiyle yolladığı halde kiralayanın bunu kabulden
kaçınması gibi) hallerde bunu kabulden kaçınan kiralayanın sonradan aynı kira
alacağı için ihtarname göndermesi de ihtarların haklı sayılmasına engel olur. Fakat
231
Feyzioğlu, Necmeddin Feyzi a.g.e. sh.692; Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3749–3751. 232
Yargıtay HGK 25.05.1966 E.723/K.159, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3752. 233
Yargıtay 6.H.D. 24.11.1980 E.6222/K.10375, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3752. 234
Yargıtay H.G.K. 13.4.1968 E.47/K.252, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3752. 235
Yargıtay 6.H.D. 16.1.1989 E.15951/K.63, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3753. 236
Yargıtay 6.H.D. 19.9.1979 E.4249/K.6669, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3754.
71
ihtarnamenin tebliğinden sonra kiracının parayı ödemesi yahut ödemek istediği halde
kiralayanın artık kabul etmemesi ihtarın haklılığını ortadan kaldırmaz. 237
Mütemerrit alacaklı durumuna giren kiralayanın bu durumu karĢısında kiracının
BK. md.91 gereğince sulh hâkimliğinden tevdi mahalli tayin ettirmesi ve tayin edilen o
mahalle kirayı yatırmak suretiyle borcundan kurtulması normal ve gerekli bir yoldur.
238
Yargıtay Ġçtihadı BirleĢtirme Kurulu‘nun 11.03.1959 tarih ve 23/20 sayılı
kararına göre; ihtarnameden önce kiracı, kirayı zamanında elden veya ikametgâhta
ödemek istediğini fakat kiralayanın almadığını iddia ederse, bunu tanıkla ispat
olanağı vardır. Zira kiralayanın edayı reddetmesi bir hukuksal işlem değil ve fakat bir
maddi vakıadır.
e. Ġhtarın haklılık kazanabilmesi için kira parasının ihtarın tebliğinden sonra
davacının eline geçmiĢ olmasını değil paranın ihtarnamenin tebliğinden sonra
ikametgahta ödemeli olmak üzere PTT‘ye yatırılmıĢ olup olmadığına bakılmak
gerekir. Çünkü Yargıtay‘a göre götürülecek borçlardan da olsa kira parası,
ikametgâhta ödemeli olarak PTT idaresine yatırılması ile kiracı borcundan kurtulur.
Bu nedenle eğer para kiracı tarafından ihtarnamenin kendisine tebliğinden önce
konutta ödemeli kaydıyla PTT‘ye yatırılmıĢsa ihtar haklılığını yitirir. Paranın PTT
görevlisince kiralayana teslimi ihtarnamenin kiracıya tebliğinden sonra da
gerçekleĢmiĢ bulunsa sonuç değiĢmez. Bu nedenle eğer para, ihtarın yapıldığı gün
PTT‘ye yatırılmıĢ ise bu paranın ihtarın kiracıya tebliğinden sonra PTT‘ye yatırılmıĢ
olduğunun ispatı gerekir. Bunu ispat yükü ise ihtarın haklılığını iddia eden davacı
kiralayana düĢer. Örnek;
“İhtarın tebliğ edildiği gün kira parası yatırıldığına göre ödemenin ihtarın
tebliğinden sonra yapıldığı hususunun davacı tarafça ispatlanması gerekir. Davacı,
ödemenin ihtarın tebliğinden sonra yapıldığını kanıtlayamamıştır. Bu durumda ihtar
haksızdır.”239
f. Kira parasının tespiti için dava açılmıĢsa bu davaya ait hüküm
kesinleĢmeden önce zamlı kiranın ödenmesi için kiracıya gönderilen ihtarname
haklı sayılamaz. Fakat kiracı tespit davası açıldıktan sonra sözleĢmede yazılı
eski kirayı da ödemezse kendisine yapılan ihtar haklı olur. Örnek:
237
Yargıtay H.G.K. 06.03.1963 E.21/K.24, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3754. 238
Yargıtay 6.H.D. 24.10.1969 E.2390/K.4236, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3754. 239
Yargıtay H.G.K. 30.05.1990 E.137/K.355, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3754.
72
―Tespit kararı onama gününde kesinleşmiştir. Ancak bu tarihten sonra
dosyanın yerel mahkemeye ne zaman vardığı davalının bu onamadan ne zaman
haberdar olduğu anlaşılamamaktadır. Davalı icra takibi başlatılıncaya kadar tespit
kararının kesinleştiğinden haberdar olmamışsa fark ödememekte ve eski kira bedeli
üzerinden ödeme yapmakta haklı olur. ‖240
―Aynı Ģekilde, gerek tespit ve gerekse uyarlama davaları kiracı tarafından
açılmıĢsa, karar kesinleĢinceye kadar eski kira bedelinin ödenmesi gerekir. Ancak,
kiracının kararın kesinleĢmesine kadar ödediği fazla miktarların toplamını
kesinleĢmeden sonra ödeyeceği yeni kira bedelinden düĢmeye hakkı olmalıdır. ġu
halde böyle bir düĢme üzerine eksik ödeme haklı sayılamaz. Gerekirse, kiracının
fazla ödediği tutarlar bitinceye kadar yeni kira bedelini hiç ödememeye dahi hakkı
vardır.‖241
g. Kiracının kira borcunu tevdi yerine çok az bir noksanla, örneğin 25 kuruĢ
eksik yatırması üzerine çekilmiĢ ihtar haksız sayılmak gerekir. Zira çoğu zaman böyle
bir durum hesaplamadaki bir yanılma dolayısıyla ortaya çıkar.242 Buna karĢılık üç
aylık kira bedeli ödenmesinde 2.500‘er liralık olmak üzere toplam 7.500 lira
tutarındaki eksiklik temerrüdün oluĢması için yeterli sayılmıĢtır.243
h. Kira sözleĢmesinde kira bedeli dıĢında bazı ödemelerinde kiracı tarafından
yapılması öngörülmüĢse bu borçların yerine getirilmemesi haklı ihtara neden olamaz.
Zira kira bedeli dıĢındaki ödemelerin aksatılması haklı ihtarın nedeni olamaz.244
Yargıtay içtihatları uyarınca:
“Kira sözleşmesine göre ortak giderler arasında bulunan yakıt parası kiracıya
aittir. Yakıt gideri belli ve muayyen ise bu paranın ödenmemesi iki haklı ihtara ve
temerrüde esas teşkil eder. Elektrik bedeli ise iki haklı ihtara esas teşkil etmez. Yakıt
giderinin dışındaki kapıcı ve yönetici masrafları gibi hususlar da iki haklı ihtara esas
teşkil olamaz.” 245
240
Yargıtay 6.H.D. 11.3.1997 E.1732/K.2177, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3761. 241
Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3761. 242
Yargıtay 6.H.D. 1.4.1955 E.2101/K.1777, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3762. 243
Yargıtay 6.H.D. 7.3.1988 E.15495/K.3420, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3762. 244
Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3762. 245
Yargıtay 6.H.D. 6.10.1982 E.8264/K.8444, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3762.
73
2. ĠHTARIN YAZILI OLMASI VE HANGĠ VADEYE AĠT KĠRA BEDELĠNĠN
ĠSTENDĠĞĠNĠ BELĠRTMESĠ
a. 6570 sayılı Kanun‘un 7. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde düzenlenmiĢ
olan haklı ihtarlar bakımından ihtarların geçerliliğinin yazılı Ģekilde yapılmalarına bağlı
olduğu tartıĢmasızdır.
Ġhtar, noter aracılığıyla yahut mektupla veya telgrafla yahut icradan
gönderilecek ödeme emriyle yapılabilir.246 Ġhtarın mutlaka resmi nitelikte olması
gerekmez. Zira yasada yalnızca yazılı olması koĢulu aranmıĢtır.247
b. Ġhtarnamede BK md. Md. 260 hükmüne göre tayin edilen mehilde
olduğunun aksine ―mehil zarfında kira ödenmezse akdin feshedileceği veya tahliye
isteneceği kaydının bulunmasına‖ gerek yoktur.248
c. Ġhtarnamede istenilen kiranın hangi aylara ait olduğunun ve tutarının
belirtilmesine gerek yoktur.249
3. BĠR KĠRA YILI ĠÇĠNDE ĠKĠ HAKLI ĠHTAR YAPILMIġ OLMASI
6570 sayılı Kanun‘un 7. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendindeki ‗bir yıl içinde‘
deyimi bir kira yılı içinde anlamını taĢımaktadır.250
Ġki ayrı kira yılı içinde yapılmıĢ birer ihtar sözü geçen hükmün uygulanması
olanağını vermez. Diğer taraftan bir kira yılı içinde ayrı aylara ait iki haklı ihtar
yapılmıĢ olmalıdır. Aynı aya ait iki ihtar yeterli değildir.251
SözleĢmede, bir kira parası ödenmediği takdirde diğer ayların kira paralarının
da muaccel olacağına dair bir kayıt (muacceliyet Ģartı) varsa bu durumda iki haklı
ihtar söz konusu olamaz. Zira muacceliyet Ģartı gereğince bir kira parası
ödenmediğinde diğer ayların kiraları da muacceliyet kesbedeceğinden ancak bir haklı
ihtar söz konusu olacaktır. Bir baĢka deyiĢle muaccel kira paraları ancak bir haklı
ihtara konu teĢkil eder.
Yargıtay içtihatları uyarınca;
“(…) 6570 sayılı Yasanın 7/e maddesi uyarınca, iki haklı ihtar nedeniyle
açılacak tahliye davasının yerleşik içtihatlar uyarınca kira sözleşmesinin bitiminden
itibaren bir ay içerisinde açılması zorunludur.
246
Yargıtay 6.H.D. 19.4.1971 E.1560/K.1860, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3763. 247
Yargıtay 6.H.D. 3.2.1993 E.770/K.1043, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3763. 248
Yargıtay 6.H.D. 31.5.1995 E.525/K.5410, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3763 249
Yargıtay 6.H.D. 30.1.1970 E.5466/K.298, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3763 250
Yargıtay 6.H.D. 13.9.1995 E.7648/K.7901, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3763 251
Yargıtay H.G.K. 18.3.1977 E.1985/K.269, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3764
74
İki haklı ihtar nedeniyle açılan davada tahliyeye karar verilebilmesi için
kiracının bir kira yılı içerisinde iki haklı ihtara sebebiyet vermiş olması gerekir. İhtar
tebliğinden sonra yapılan ödemeler iki haklı ihtarın oluşmasına engel teşkil etmez.
Süresiz sözleşmelerde ve kira parasının yıllık ödenmesi gereken hallerde ve bir
yıldan kısa süreli sözleşmelerde iki haklı ihtar oluşmaz.
Kira sözleşmesinde muacceliyet koşulunun bulunması halinde
muaccel(istenebilir) hale gelen kiranın tek ihtarla istenmesi gerektiğinden bu kira
parasının bölünüp değişik ihtarlarla istenerek iki haklı ihtara konu yapılması mümkün
değildir (…)” 252
“(…)Dava evrakı ile duruşma zabıtları münderecatına, mevcut deliller
mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik
bulunmamasına esasen muacceliyet şartı ihtiva eden sözleşmelerde iki haklı ihtar
nedeniyle tahliye kararı verilemeyeceğine göre(…)”253
“(…) sözleşmedeki muacceliyet şartı gereğince tüm ayların kira parasının bir
ihtarname ile istenmesi olanaklı iken iki ayrı ihtara konu edilmesi doğru
görülmemiştir.” 254
Kiranın yıllık olarak peĢin ödeneceği Ģart edilmiĢse, bir kira yılı içinde ancak bir
ihtarname çekilebileceğinden 6570 sayılı Kanun‘un 7. maddesinin 1. fıkrasının (e)
bendinin uygulanması mümkün olmaz.255
Yargıtay‘ın bir kararına göre;
“Ayrı ayrı aylara ait ihtarların aynı gün tebliğ edilmeleri ihtarların tek bir ihtar
olma niteliğinde sayılmasını gerektirmez İhtarlar aynı gün tebliğ edilse dahi her ihtar
ayrı ayrı hukuki sonuç doğurur.”256
SözleĢmedeki kira süresi bir yıldan fazla ise, bu süre içindeki birer yıllık
sürelerde iki haklı ihtara yol açma tahliyeye sebep olur.
Fakat kira süresi bir yıldan az ise (örneğin 6 ay) iki haklı ihtar nedeniyle tahliye
söz konusu olamaz.257
Eğer kira süresi bir yıldan az ise, 6570 sayılı Kanun‘un 7. maddesinin 1.
fıkrasının (e) bendinin ilk dönem için uygulanamaması gerekir. Zire, bu hüküm iki
252
Yargıtay 6.HD. 19.09.2006 E.6625/K.8776, ĠBD, Cilt:81, Sayı:2007/1, sh.229–230 253
Yargıtay 6.HD. 22.03.2004 E.1868/K.1944, KAZANCI. 254
Yargıtay 6.H.D. 13.9.1995 E.7648/K.7901, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3764–3765. 255
Yargıtay 6.H.D. 15.1.1979 E.9195/K.66, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3765. 256
Yargıtay 6.H.D. 24.5.1978 E.3808/K.4137, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3765. 257
Yargıtay 6.H.D. 9.2.1999 E.775/K.834, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3765
75
haklı ihtarın bir kira yılı içinde yapılmıĢ olmasını açıkça aramıĢ bulunmaktadır. Ne var
ki, kira sözleĢmesi aynı kanunun 11. maddesi uyarınca uzamıĢsa, artık bu yeni
dönem içinde iki haklı ihtar yapılması mümkün olacaktır. Gerçekten, anılan 11.
madde sözleĢmenin ne kadar süreli olduğuna bakılmaksızın, yeni dönemin bir yıl
olacağını belirtmek suretiyle bu sonuca varmamızı gerekli kılmıĢtır.258
C. USULE ĠLĠġKĠN HÜKÜMLER
1. GÖREVLĠ MAHKEME
Bu dava için görevli mahkeme, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu md. 8/f.II,
b.1 hükmü uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesidir. Gerçekten de sözü edilen maddeye
göre, Borçlar Kanunu 269‘uncu ve 272‘nci maddelerine dayanılarak açılacak tahliye
davaları Ġcra Mahkemesi‘nde, bunların dıĢındaki hangi nedene dayanırsa dayansın
açılacak tüm tahliye davaları kıymete bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemelerinde
görülecektir.259
2. YETKĠLĠ MAHKEME
Yetkili mahkeme, ya sözleĢmenin ifa edildiği yer, ya davalının ikametgâhının
bulunduğu yer veya taraflarca sözleĢmede yetkili kabul edilmiĢ mahkemedir.
Tarafların, yetkili mahkeme konusunda anlaĢmıĢ olmaları, değinilen diğer
mahkemelerin yetkisini kaldırmamaktadır.
“Tahliye davaları, taşınmazın aynıyla ilgili bulunmadığından davalının
ikametgâhı veya sözleşmenin icra olunacağı yer mahkemesinde görülür. Tahliye
davalarında yetki HUMK' un 13. maddesi gereği kamu düzenine ilişkin olmadığından
mahkemece kendiliğinden nazara alınamayacağı gibi kira akdinin tarafları da yetki
sözleşmesi ile yetkili mahkemeyi tayin edebilirler. Yetki sözleşmesi genel yetkiyi
ortadan kaldırmaz. Kiralayan davasını isterse yetkili kılınan yer mahkemesinde,
isterse genel yetkili mahkemede açabilir. Kamu düzenine ilişkin bulunmadığından
yetki itirazı ancak HUMK' un 187. maddesi gereğince ilk itiraz olarak ileri sürülebilir.”
260
“Tahliye davalarında yetkili mahkemeler, davalının ikametgâhı mahkemesi veya
akdin icra olunacağı yer mahkemesidir. Kira sözleşmesinde yer alan özel yetki
sözleşmesi genel yetkiyi ortadan kaldırmaz. Davacının yasadan kaynaklanan
258
Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3766. 259
Yargıtay 6.HD. 14.02.1997; E.1801/K.1945, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh. 3964; Aynı konu hakkında bkz. Yargıtay HGK. 03.01.1993; E.6–517/K.693 ―…Kira sözleĢmesine dayanan her türlü tahliye akdin feshi veya tespit davalarıyla bu davalarla birlikte açılmıĢ kira alacağı ve tazminat davaları Sulh Hukuk Mahkemesinin görevindedir…‖(KAZANCI). 260
Yargıtay 6. HD. 28.6.2004;E.5193/K.5285 (KAZANCI).
76
seçimlik hakkını kullanarak davayı akdin icra olduğu yer mahkemesinde açmış
olması karşısında yetkisizlik kararı verilmesi usule aykırıdır” 261
Tahliye davası, taĢınmazın aynına iliĢkin bulunmadığından ötürü HUMK.13‘üncü
maddesinin uygulanması düĢünülemez. Ancak genellikle sözleĢmenin icra(ifa) yeri,
taĢınmaz malın bulunduğu yer olduğundan ve davalının ikametgâhı da orası
bulunduğundan bu tür davalara çoklukla taĢınmaz malın bulunduğu yer
mahkemesinde bakılır.
3. DAVACI
Ġki haklı ihtar nedenine dayanan davanın açılması akid olan kiĢiye aittir. Öyle
ise, eğer taĢınmazın maliki, kiralayan(yani sözleĢmeyi yapan kiĢi) değilse, 6570 sayılı
Kanun‘un 7.maddesinin 1. fıkrasının (e) bendine istinaden dava açamaz. Bu hak,
yalnız kiralayana tanınmıĢtır. Kiralayan durumunda olmayan malikin bu davayı
açabilmesi için önce kiracıya ihtar tebliğ ettirerek kira bedellerinin kendisine
ödenmesini istemesi ondan sonra ihtarları göndermesi gerekir.262 Örnekler:
“Eski malikin bütün hakları devir ve temlikle yeni malike geçtiğinden yeni
malikin açılan davayı takibe yetkisi vardır.” 263
“İki haklı ihtar davasına kaynak teşkil eden ihtarlar kiralayanlardan sadece
Ş.B. tarafından keşide edildiği gibi dava da tek başına aynı şahıs tarafından
açılmıştır. Müşterek dava ortaklığı kuralı nazara alınarak davanın reddine karar
verilmek gerekir.‖264
“Davaya dayanak yapılan kira sözleşmesinde kiralayan iki kişidir ve aralarında
zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Bu nedenle de dava her iki kiralayan
tarafından açılmıştır. Ancak haklı olduğu iddia edilen ihtarnameler her iki kiralayan
tarafından keşide edilmemiş ihtarnameler kiralayanlardan birinin iradesine dayanan
bu ihtarlardaki eksikliğin bundan sonra giderilmesi mümkün değildir. Davanın reddi
gerekir.”265
4. DAVALI
Ġhtarnamelerin kiracıların tümüne tebliğ edilmesi ve davanın da onlar aleyhine
açılması gerekir. Örnek:
261
Yargıtay 6. HD. 01.03.1999;E.1603/K.1619(KAZANCI) 262
Yargıtay 6.H.D. 5.6.1995 E.5374/K.5682, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3766. 263
Yargıtay 6.H.D. 19.10.1983 E.9771/K.9900, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3766. 264
Yargıtay 6.H.D. 29.11.1994 E.11834/K.12116, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3766 265
Yargıtay 6.H.D. 23.11.1994 E.11702/K.11933, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3766.
77
“Birden çok kiracının bulunması halinde, ihtarnamelerin her birine ayrı ayrı
gönderilmesi, mecburi dava arkadaşlığının tabii bir sonucudur. Çünkü kiralanandan
çıkma borcu bölünemez bir borçtur. Bu nedenle de kiracılardan yalnız birisine
ihtarname gönderilmiş olmakla kiracılar birlikte temerrüde düşülmüş olmaz, meğer ki
sözleşmede hilafı kabul edilmiş olsun.
Ticari işletmelerde müştereken bir borç altına girenler arasında müteselsil
sorumluluk söz konusu olduğundan kiracılardan birisine temerrüt ihtarnamesinin
gönderilmesi yeterli olduğu gibi bunlardan yalnız birisi aleyhine da dava açılabilir.”266
5. ĠKĠ HAKLI ĠHTAR SONUCU AÇILACAK TAHLĠYE DAVASI KĠRA
SÜRESĠNĠN BĠTĠMĠNDEN ĠTĠBAREN BĠR AY ĠÇĠNDE AÇILMIġ OLMALIDIR.
BK. md. 260‘a göre verilen mehil içinde kiranın ödenmemesi halinde henüz
kira süresi sona ermemiĢ olsa dahi tahliye davası açılabilmesine karĢılık GKK md.
7/1,e hükmü uyarınca dava açabilmek için kira süresinin sona ermesini beklemek
gerekir. Bk. md. 260‘ın Ģartları yerine geldiği takdirde davanın açılması kural olarak
bir süre ile sınırlandırılmamıĢtır. Oysaki GKK. md. 7/1,e hükmüne dayanan davanın
kira süresi sona erdikten sonra bir ay içinde açılması gerekir.
Yargıtay bu sonuca ĠĠK md. 272‘deki bir aylık süreyi kıyasen uygulamak
suretiyle varmaktadır.267
Yargıtay‘ın müstakar içtihatları uyarınca belirsiz süreli akitlerde iki haklı ihtar
söz konusu olamaz. Örnek:
“Ancak iki haklı ihtara dayanan tahliye davasının akdin bitimini izleyen bir ay
içinde açılması zorunludur. Süresiz akitlerde veya bir yıldan az süreli akitlerde iki
haklı ihtar oluşmaz. Olayımızda davacı sözlü akdin başının 13.5.1983 olduğunu
belirtmiş davalı buna karşı çıkmamıştır. Böylece akdin süresi konusunda bir beyanda
bulunmamışlardır. Akdin bitim tarihinin bilinmesi böylece davanın süresinde olup
olmadığının tespiti için akit süresinin saptanması zorunludur. Bu bakımdan öncelikle
taraflardan bu konuda bilgi alınması uyuşmazlık halinde buna ilişkin tanık dâhil taraf
delillerinin toplanması, bu husus halledilip süresinde olduğu anlaşılırsa esasa ilişkin
hüküm tesisi süresinde değilse davanın bu yönden reddedilmesi gerekirken bundan
zuhul ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün
bozulması icap etmiştir.”268
266
Yargıtay H.G.K. 7. 7.1971E.351/K.446, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3766–3767. 267
Yargıtay 6.H.D. 3.5.1985 E.4972/K.5988, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3767. 268
Yargıtay 6.H.D. 6.11.1986 E.10559/K.12458, Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3768.
78
D. KĠRACIYA GÖNDERĠLECEK TEMERRÜT ĠHTARI VE ĠKĠ HAKLI ĠHTARIN
ÖZELLĠKLERĠ
1. BK md.260‘a göre kiracıya gönderilecek olan ihtarın sonuçlarını
doğurabilmesi için, kiracının henüz ödemediği kira bedelini ihtarda tanınan süre
içinde de ifa etmemesini gerektirmektedir. Öyle ki kiracı bu süre içerisinde ifada
bulunursa artık kiralayanın ihtardan hareketle kiracıyı temerrüt nedeniyle tahliye yolu
kapalıdır. Buna karĢılık 6570 sayılı Kanun düzenlemesinde yer alan iki ihtardan her
biri yasal koĢullara uygun olarak gönderilmiĢse yani haklı iseler kiracıya ulaĢır
ulaĢmaz sonuçlarını doğururlar. Bir baĢka deyiĢle artık kiracının bu ihtarların
haklılığını önleyici bir aracı kalmayacaktır.
2. BK. md. 260 hükmü hem Borçlar Kanunu ve hem de 6570 sayılı Kanun‘a
göre kurulmuĢ kira sözleĢmelerinde uygulandığı halde; 6570 sayılı Kanun‘daki iki
haklı ihtara iliĢkin 7/e maddesi sadece bu kanun kapsamında kalan taĢınmazlar
hakkında uygulanır.
3. BK.‘na tabi yerler hakkında iki haklı ihtara dayalı olarak tahliye davası
açılamaz.
4. Temerrüt ihtarında kanuni süre ve tahliye isteği bulunması zorunlu iken iki
haklı ihtarda böyle bir zorunluluk yoktur.
5. BK. ‗na dayanan temerrüt nedeniyle tahliye davasının açılabilmesi için
sözleĢmenin sonunun beklenmesine gerek olmadığı halde; 6570 sayılı Kanun‘a
dayanan tahliye davasının açılabilmesi için akdin sonunun beklenmesi yasa hükmü
gereğidir.
6. BK. ‗nın temerrüt düzenlemesindeki ihtar ile 6570 sayılı Kanun‘un iki haklı
ihtarının doğurdukları sonuçlar da farklıdır. BK‘ na dayanan temerrüt ihtarında
kiracıya tanınan sürede de kiracı borcu edaya yanaĢmadığı takdirde kira sözleĢmesi
baĢka bir iĢleme gerek kalmadan sona ermiĢ olur. Kiracının ihtarda kendisine tanınan
süre geçtikten sonra ödemede bulunmasının sözleĢmenin sona ermesini engelleyici
bir iĢlevi yoktur. Buna karĢılık kiracıya 6570 sayılı Kanun uyarınca iki haklı ihtar
gönderilmesinin hukuki sonucu kira sözleĢmesinin sona ermesi değil kiralayan için
sözleĢmeyi sona erdirecek olan tahliye davsı açma yolunun açılmasıdır. Ġki haklı ihtar
bakımından da kiracının ihtarlardan sonra ödemede bulunmasının sonradan tahliye
davası açılmasını önleyici bir rolü olmayacağı belirtilmelidir.
79
7. Ayrıca ödeme ile ihtarın tebliği aynı güne rastlarsa ödemenin tebliğden önce
yapıldığı karine olarak kabul edilmektedir; bunun aksini ispatlama külfeti kiralayana
aittir.269
269
Yavuz, Nihat, a.g.e. sh.3769–70.