sİvİl savunma ve afet kuruluŞlariauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... ·...

249
SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARI ACİL DURUM VE AFET YÖNETİMİ UZAKTAN EĞİTİM ÖNLİSANS PROGRAMI UĞUR EMRE TEMELLİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ

Upload: others

Post on 26-Sep-2020

11 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

SİVİL SAVUNMA VE AFET

KURULUŞLARI

ACİL DURUM VE AFET YÖNETİMİ

UZAKTAN EĞİTİM

ÖNLİSANS PROGRAMI

UĞUR EMRE TEMELLİ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ

Page 2: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ

ACİL DURUM VE AFET YÖNETİMİ

UZAKTAN EĞİTİM

ÖNLİSANS PROGRAMI

SİVİL SAVUNMA VE AFET

KURULUŞLARI

Uğur Emre TEMELLİ

Page 3: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER............................................................................................................. IV

ŞEKİL LİSTESİ ............................................................................................................ X

TABLO LİSTESİ ......................................................................................................... 11

KISALTMALAR .......................................................................................................... 12

1. SİVİL SAVUNMA.................................................................................................... 17

1.1. SİVİL SAVUNMA KAVRAMININ DOĞUŞU ............................................................ 17

1.2. GÜNÜMÜZDE İNSANOĞLU’NU SAVAŞTA VE BARIŞTA TEHDİT EDEN TEHLİKELER

................................................................................................................................................ 20

1.3. SİVİL SAVUNMANIN TANIMI ................................................................................... 20

1.4. SİVİL SAVUNMA TARİHÇESİ ................................................................................... 20

1.5. SİVİL SAVUNMA DAİRESİ BAŞKANLIĞININ GÖREVLERİ ................................ 21

2. SİVİL SAVUNMA MEVZUATI............................................................................. 27

2.1. SİVİL SAVUNMA İLE İLGİLİ MEVZUAT ................................................................. 27

2.1.1. 5902 Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun 27

2.1.2. 7126 Sivil Savunma Kanunu .................................................................................................. 27

2.1.3. 6/3150 Sivil Savunma İle İlgili Şahsi Mükellefiyet, Tahliye ve Seyrekleştirme, Planlama Ve Diğer

Hizmetler Tüzüğü ............................................................................................................................. 27

2.1.4. 6/3150 Sivil Savunma İle İlgili Teşkil ve Tedbirler Tüzüğü ................................................. 27

2.1.5. 4/11715 Sivil Savunma Bakımından Şehir ve Kasaba Planlarıyla Mühim Bina ve Tesislerde Tatbik

Olunacak Esaslar Hakkında Nizamname .......................................................................................... 28

2.1.6. 4/11715 Sivil Müdafaada Vekaletlerarası İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Nizamnamesi ....... 28

2.1.7. 6/624 107 Sayılı Kanuna Göre İhdas Edilen Sivil Savunma Kadrolarına Tâyin Olunan Personelin

Terfi, Nakil, Cezalandırma ve Denetlemeleri Hakkında Tüzük ....................................................... 28

2.1.8. 24/07/1985 - 85/9727 Radyasyon Güvenliği Tüzüğü ............................................................. 28

2.1.9. Sivil Savunma Uzmanlarının İdari Statüleri, Görevleri, Çalışma Usul ve Esasları İle Eğitimleri

Hakkında Yönetmelik ....................................................................................................................... 28

2.1.10. 12325 Sivil Savunma Bakımından Halk Tarafından Yapılacak Teşkilât ve Alınacak Tedbirler

Hakkında Yönetmelik ....................................................................................................................... 29

2.1.11. 12306 Sivil Savunma Hizmetlerinde Askeri İşbirliği Yönetmeliği ...................................... 29

2.1.12. 12283 Hassas Bölgelerde Kurulacak Hastaneler Servisine Ait Planlama, Teşkilât, İkmal ve Diğer

Hizmetlerin Yürütülmesi Hakkında Yönetmelik .............................................................................. 29

2.1.13. Sığınak Yönetmeliği ............................................................................................................. 30

2.1.14. 11100-12611 Sivil Savunma İdaresi Taşra Teşkilatı İle Daire, Müessese ve Teşekküller Sivil 30

Page 4: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

2.1.15. Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlikleri ve Ekiplerinin Kuruluşu, Görevleri, Çalışma Usul

.......................................................................................................................................................... 30

2.1.16. Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlikleri Kıyafet Yönetmeliği ..................................... 30

2.1.17. 2001/3275 Türk Arama ve Kurtarma Yönetmeliği ............................................................... 31

2.1.18. 23999 Radyasyon Güvenliği Yönetmeliği ............................................................................ 31

2.1.19. Nükleer ve Radyolojik Tehlike Durumu Ulusal Uygulama Yönetmeliği ............................. 31

2.1.20. Sivil Savunma Hizmetleri İçin Yapılan Bağış ve Yardımların Alınması Ve Ödeneklerin

Harcanmasına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik ................................................................. 31

2.1.21. 88/12777 Afetlere İlişkin Acil Yardım Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair Yönetmelik 32

2.1.23. Sualtı Arama Kurtarma Ekibi ve Kurbağa Adam Personel Yönergesi ................................. 32

2.1.24. Gönüllülerin Sivil Savunma Hizmetlerine Katılma Esasları Yönergesi ............................... 32

2.1.25. İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğünce Düzenlenen Hizmetiçi Eğitim, Kurs ve

Seminerler İle Benzeri Eğitim Etkinliklerinde Ücretle Okutulacak Ders Saatlerinin Sayısı, Ders Görevi

Alacakların Nitelikleri Ve Diğer Hususuların Tespitine İlişkin Karar ............................................. 32

2.2. SEFERBERLİK VE SAVAŞ HAZIRLIKLARI İLE İLGİLİ MEVZUAT .................... 33

2.2.1. 2941 Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu ................................................................................. 33

2.2.2. 3634 Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu ............................................................................ 33

2.2.3. 3780 Milli Korunma Kanunu ................................................................................................. 34

2.2.4. 697 Ulaştırma ve Haberleşme Hizmetlerinin Olağanüstü Hallerde ve Savaşta ne Suretle

Yürütüleceğine Dair Kanun .............................................................................................................. 34

2.2.5. 4654 Memleket İçi Düşmana Karşı Silahlı Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu.......................... 35

2.2.6. 2/13765b Milli Müdafaa Mükellefiyeti Tüzüğü ..................................................................... 35

2.2.7. 90/500 Seferberlik ve Savaş Hali Tüzüğü .............................................................................. 35

2.2.8. 3/3169 Memleket İçi Düşmana Karşı Silahlı Savunma Ödevi Yönetmeliği .......................... 35

2.2.9. Yedek Personel Erteleme Yönetmeliği ................................................................................... 36

2.3. KORUYUCU GÜVENLİK VE YANGINLA İLGİLİ MEVZUAT ............................... 36

2.3.1. 5188 Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ...................................................................... 36

2.3.2. 2565 Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu ................................................. 36

2.3.4. Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik ........................................................ 37

2.3.5. Karada Çıkabilecek Yangınlarla, Deniz, Liman Veya Kıyıda Çıkıp Karaya Ulaşabilecek ve

Yayılabilecek Veya Karada Çıkıp Kıyı, Liman ve Denize Ulaşabilecek Yangınlara Karşı Alınabilecek

Önleme, Söndürme ve Kurtarma Tedbirleri Hakkında Yönetmelik ................................................. 37

2.3.6. Belediye İtfaiye Yönetmeliği .................................................................................................. 38

2.3.7. Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik ................... 38

2.3.8. Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Yönetmeliği ................................................... 39

2.3.9. Nöbetçi Memurluğu Kurulması ve Olağanüstü Hal Tatbikatlarında Mesainin 24 Saat Devamını

Sağlayan Kanun ve Bu Kanuna Dayanılarak Çıkarılan Yönetmelik ................................................ 39

2.3.10. Sabotajlara Karşı Koruma Yönetmeliği ................................................................................ 40

2.3.11. Devlet Arşiv Hizmetleri Hakkında Yönetmelik ................................................................... 40

2.3.12. Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği .................................................. 41

Page 5: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

3. SİVİL SAVUNMA HİZMETLERİ ........................................................................ 47

3.1. HABER ALMA VE YAYMA, İKAZ VE ALARM HİZMETLERİ .............................. 47

3.2. SIĞINAKLAR ................................................................................................................ 47

3.3. SIĞINAK MEVZUATI .................................................................................................. 48

3.4. SIĞINAK ÇEŞİTLERİ ................................................................................................... 48

3.4.1. Kullanacaklara Göre Sığınaklar .............................................................................................. 48

3.4.1.1. Özel sığınaklar ................................................................................................................ 48

3.4.1.2. Genel sığınaklar .............................................................................................................. 48

3.4.2. Kullanım Amacına Göre Sığınaklar ....................................................................................... 48

3.4.2.1. Basınç sığınakları ........................................................................................................... 48

3.4.2.2. Serpinti sığınakları ......................................................................................................... 49

3.5. SIĞINAKTA ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER .................................................... 49

3.6. SIĞINMA YERLERİ ...................................................................................................... 50

3.7. SIĞINAKTA BULUNMASI GEREKEN MALZEMELER .......................................... 50

4. GÖNÜLLÜLÜK ....................................................................................................... 60

4.1. GÖNÜLLÜLÜK VE GÖNÜLLÜ KAVRAMI .............................................................. 60

4.2. GÖNÜLLÜLER VE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI .............................................. 62

4.3. TOPLUMDA İNSANLARI GÖNÜLLÜ OLMAYA İTEN NEDENLER ..................... 65

4.3.1. Manevi Zenginleşme .............................................................................................................. 65

4.3.2. Öz Güven Gelişimi ................................................................................................................. 65

4.3.3. Uyum ve Eş Güdüm Becerisi Kazanma ................................................................................. 66

4.3.4. Toplumsal Statü ve Konumda Artış ....................................................................................... 66

4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak ....................................................................................................... 66

5. GÖNÜLLÜ YÖNETİMİ .......................................................................................... 75

5.1. GÖNÜLLÜ YÖNETİMİNİN AŞAMALARI ................................................................. 77

5.1.1. Gönüllü Kazanma ................................................................................................................... 77

5.1.2. Gönüllü Motivasyonu ............................................................................................................. 78

5.1.3. Ödüllendirme ve Onurlandırma .............................................................................................. 78

5.1.4. İletişim ve Bilgilendirme ........................................................................................................ 80

5.1.5. Başarının Sağlanması ............................................................................................................. 80

5.1.6. Güven Ortamının Oluşturulması............................................................................................. 81

5.1.7. Performans Değerlendirme ..................................................................................................... 81

6. GÖNÜLLÜ EĞİTİMİ .............................................................................................. 91

6.1. ORYANTASYON EĞİTİMİ .......................................................................................... 92

6.2. GÖREVLENDİRME ÖNCESİ EĞİTİM ........................................................................ 93

6.3. İŞ BAŞINDA VE GÖREV BAŞINDA EĞİTİM ............................................................ 95

Page 6: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

6.4. SÜREKLİ EĞİTİM ......................................................................................................... 95

7. GÖNÜLLÜLÜĞÜ YAYGINLAŞTIRMAYA ÇALIŞAN BAZI KURUMLAR104

7.1. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÖNÜLLÜLERİ PROGRAMI (BMG) ........................... 104

7.2. AVRUPA GÖNÜLLÜ HİZMETİ (AGH/EVS) ............................................................ 106

7.3. ÖZEL SEKTÖR GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİ (ÖSGD) .............................................. 108

7.4. TOPLUM GÖNÜLLÜLERİ VAKFI (TOG) ................................................................ 109

7.5. ULUSAL GÖNÜLLÜLÜK KOMİTESİ (UGK) .......................................................... 110

8. SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI ...................................................................... 120

8.1. SİVİL TOPLUM KAVRAMI ....................................................................................... 120

8.2. SİVİL TOPLUM KURULUŞU KAVRAMI ................................................................ 121

8.3. SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ÖZELLİKLERİ ............................................ 121

8.3.1. Kâr Amacı Gütmemek .......................................................................................................... 122

8.3.2. Bağımsızlık (Özerklik) ......................................................................................................... 123

8.3.3. Gönüllülük ............................................................................................................................ 123

8.3.4. Bir Misyona ve Vizyona Sahip Olmak ................................................................................. 123

8.4.SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ İŞLEVLERİ ................................................... 124

8.4.1. Siyasal İşlevler...................................................................................................................... 124

8.4.2. Toplumsal İşlevler ................................................................................................................ 124

9. SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ÖRGÜTLENME BİÇİMLERİ ......... 134

9.2. VAKIFLAR .................................................................................................................. 135

9.3. MESLEK KURULUŞLARI ......................................................................................... 136

10. TÜRKİYE’DE SİVİL TOPLUM ........................................................................ 150

10.1. CUMHURİYET ÖNCESİ DÖNEMDE SİVİL TOPLUM ......................................... 150

10.2. CUMHURİYET DÖNEMİNDE SİVİL TOPLUM .................................................... 152

10.3. TÜRKİYE'DE ÖNDE GELEN BAZI SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI ............... 156

11. AFETLERLE İLGİLENEN ULUSLARARASI KURULUŞLAR .................. 165

11.1. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ......................................................................................... 165

11.1.1. Birleşmiş Milletler Acil Müdahale Birimleri ...................................................................... 166

11.1.1.1. BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) ........................................................ 166

11.1.1.2. BM Afet Değerlendirme ve Koordinasyon Sistemi (UNDAC) ..................................... 167

11.1.1.3. Olay Yeri Operasyon Koordinasyon Merkezi (OSOCC) ............................................. 168

11.1.1.4. Uluslararası Arama ve Kurtarma Danışma Grubu (INSARAG) ........................... 168

11.1.2. Birleşmiş Milletler İnsani Yardım ve Koruma Sağlayan Kuruluşlar .................................. 169

11.1.2.1. Birleşmiş Miletler Kalkınma Programı (UNDP) ........................................................ 169

Page 7: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

11.1.2.2. BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ..................................................................... 170

11.1.2.3. Acil Durumlarda Dünya Gıda Programı (WFP) ........................................................ 171

11.1.2.4. BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)............................................................................... 172

11.1.2.5. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) .............................................................................. 172

11.1.2.6.BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ............................................................. 173

11.2. NATO ......................................................................................................................... 174

11.3. ULUSLARARASI KIZILHAÇ VE KIZILAY FEDERASYONU ............................. 175

11.3.1. Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) .............................................................................. 175

11.3.2. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) ................................ 176

11.3.3. Ulusal Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri ................................................................................ 177

12. AFETLERLE İLGİLENEN ULUSAL KURULUŞLAR .................................. 186

12.1. SİVİL TOPLUM AFET PLATFORMU (SİTAP) ...................................................... 186

12.2. ARAMA KURTARMA DERNEĞİ (AKUT) ............................................................. 187

12.3. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ARAMA KURTARMA EKİBİ (İSÜDAK) ............... 189

12.4. ARAMA KURTARMA ARAŞTIRMA DERNEĞİ (AKA) ....................................... 190

12.5. NİLÜFER ARAMA KURTARMA DERNEĞİ (NAK) ............................................. 192

12.6. ORTADOĞU ARAMA-KURTARMA, DAĞCILIK VE DOĞA SPORLARI DERNEĞİ

(ORDOS) ............................................................................................................................. 194

12.7. YÜKSEKTEPE ARAMA KURTARMA EKOLOJİ GRUBU (GEA) ....................... 194

12.8. TÜRKİYE KIZILAY DERNEĞİ AFET OPERASYON MERKEZİ (AFOM) .......... 195

12.9. MAHALLE AFET GÖNÜLLÜLERİ VAKFI (MAG) ............................................... 197

13. AFETLERİN TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ ...................................... 208

13.1. ÖLÜM VE FİZİKİ YARALANMALAR ................................................................... 209

13.2.EKONOMİK ETKİLER .............................................................................................. 210

13.3. PSİKOSOSYAL ETKİLER ........................................................................................ 213

13.3.1. Afet Meydana Geldikten Sonra Verilebilecek Psikolojik Tepkiler ................................ 214

13.3.2. Kurtarma Ekibi Tükenmişlik Sendromu ............................................................................. 215

13.3.3. Afetlerde Psikososyal Destek ............................................................................................. 215

13.3.3.1. Psikososyal Müdahalenin Aşamaları/Araçları ........................................................... 217

13.4. AFETLERDE PSİKOSOSYAL HİZMETLER BİRLİĞİ (APHB) ............................ 222

14. SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE İLİŞKİN YASAL MEVZUAT ............... 233

14.1.BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ ...... 233

14.2. AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ’NDE STK’LARA İLİŞKİN HÜKÜMLER 233

14.3. AVRUPA SOSYAL ŞARTI’NDA STK’LARA İLİŞKİN HÜKÜMLER.................. 235

14.4. 1982 ANAYASASI'NIN SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE İLİŞKİN HÜKÜMLERİ237

14.5. DERNEKLER KANUNU ........................................................................................... 239

Page 8: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

14.6. DERNEKLERLE İLGİLİ DİĞER MEVZUAT .......................................................... 243

KAYNAKLAR ............................................................................................................ 247

Page 9: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

ŞEKİL LİSTESİ

Şekil 5.1 İstanbul Valiliği'nin gönüllüğü yaygınlaştırmak için düzenlediği afiş (URL 22). ... 78

Şekil 6.1 Toplumsal kapasitenin geliştirilmesi ve toplum eğitimleri (URL 20) ...................... 93

Şekil 6.2 Toplumsal kapasitenin geliştirilmesi ve toplum eğitimleri (URL 20). ..................... 95

Şekil 7.1 Birleşmiş Milletler Gönüllüleri (URL 22) .............................................................. 105

Şekil 7.2 Avrupa Gönüllü Hizmeti etkinlikleri kapsamında geliştirilen Afiş (URL 23) ....... 106

Şekil 7.3 Eurodesk: Gençler için eğitim ve gençlik alanlarındaki Avrupa fırsatları ve gençlerin

Avrupa faaliyetlerine katılımı hakkında bilgi sağlayan Avrupa Bilgi Ağı (URL 24). ........... 107

Şekil 7.4 Avrupa Gönüllü Hizmeti Gençlik Programı Logosu (URL 25). ............................ 108

Şekil 7.5 Özel Sektör Gönüllüler Derneği Eğitimleri(URL 26). ........................................... 109

Şekil 7.6 Ulusal Gönüllük Komitesi afiş (URL 30) ............................................................... 111

Şekil 12.1. Dağ arama kurtarma tatbikatı Mayıs 2002 Antalya Akut Arşiv (URL 48) ......... 188

Şekil 12.2. Dağ arama kurtarma tatbikatı Mart 2000 Antalya Akut Arşiv (URL 48). .......... 189

Şekil 12.3. Van depreminde kurtarma faaliyetinde bulunan İSÜDAK ekibi (URL 51). ....... 190

Şekil 12.4. İstanbul Üniversitesi kampüsünde düzenlenen yangın eğitimi (URL 51) ........... 190

Şekil 12.5. 2015 tarihinde Bursa'da, yaşanan göçük nedeni yaralı işçilerin NAK Ekiplerince

enkazdan çıkarılması (URL 54) ............................................................................................. 193

Şekil 12.6. Mahalle afet gönüllülerine Sivil Savunma Birliği tarafından verilen enkaz eğitimi,

2009, Kâğıthane, İstanbul (URL 61) ...................................................................................... 198

Şekil 13.1. Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği Almanağı 2012. ................................... 224

Page 10: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

11

TABLO LİSTESİ

Tablo 13.1. 2000’li yıllardan sonraki bazı afetlerin neden olduğu ekonomik kayıplar (Ersoy,

2013) ....................................................................................................................................... 212

Tablo 13.2. 2013 yılında meydana gelen büyük afetler ve etkilenen insan sayısı, (Ersoy, 2013)

................................................................................................................................................ 213

Page 11: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

12

KISALTMALAR

AGH: Avrupa Gönüllü Hizmeti

AFAD: Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı

AFOM: Türkiye Kızılay Derneği Afet Operasyon Merkezi

AKA: Arama Kurtarma Araştırma Derneği

AKUT: Arama Kurtarma Derneği

APHB: Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği

BM: Birleşmiş Milletler

BMG: Birleşmiş Milletler Gönüllüleri Programı

FAO: BM Gıda ve Tarım Örgütü

GAP: Güneydoğu Anadolu Projesi

GEA: Yüksektepe Arama Kurtarma Ekoloji Grubu

INSARAG: Uluslararası Arama ve Kurtarma Danışma Grubu

ICRC: Uluslararası Kızılhaç Komitesi

IFRC: Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu

MAG: Mahalle Afet Gönüllüleri Vakfı

NATO: Kuzey Atlantik Savunma Örgütü

NAK: Nilüfer Arama Kurtarma Derneği

İSÜDAK: İstanbul Üniversitesi Arama Kurtarma Ekibi

KSS: Kurumsal Sosyal Sorumluluk

ÖSGD: Özel Sektör Gönüllüleri Derneği

OCHA: BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi

OSOCC: Olay Yeri Operasyon Koordinasyon Merkezi

ORDOS: Ortadoğu Arama-Kurtarma, Dağcılık ve Doğa Sporları Derneği

SS: Sosyal Sorumluluk

SPK: Serbest Piyasa Kurulu

STK: Sivil Toplum Kuruluşu

SİTAP: Sivil Toplum Afet Platformu

TOG: Toplum Gönüllüleri Vakfı

UNHCR: BM Mülteciler Yüksek Komiserliği

UNDP: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı

UNDAC: BM Afet Değerlendirme ve Koordinasyon Sistemi

Page 12: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

13

UGK: Ulusal Gönüllülük Komitesi

UNDP: Birleşmiş Miletler Kalkınma Programı

UNICEF: BM Çocuklara Yardım Fonu

WFP: Acil Durumlarda Dünya Gıda Programı

WHO: Dünya Sağlık Örgütü

Page 13: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

14

1. SİVİL SAVUNMA

Page 14: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

15

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

1.1. Sivil Savunma Kavramının Doğuşu

1.2. Günümüzde İnsanoğlunu Savaşta ve Barışta Tehdit Eden

Tehlikeler.

1.3. Sivil Savunmanın Tanımı

1.4. Sivil Savunma Tarihçesi

1.5. Sivil Savunma Dairesi Başkanlığının Görevleri

Page 15: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

16

Anahtar Kavramlar

Sivil savunma, savaş, tarih, Sivil Savunma Daire Başkanlığı

Page 16: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

17

1. SİVİL SAVUNMA

1.1. SİVİL SAVUNMA KAVRAMININ DOĞUŞU

Tabiatın var oluşundan bu yana her canlı, çeşitli tehlikelere karşı kendisini, yakınlarını,

sevdiklerini, barındığı yuvasını, üzerinde yaşadığı toprağını, yaşam için gerekli olan her şeyini

savuna gelmiştir.

İlk gününden bu yana insanoğlu; tabiat olaylarından, vahşi hayvanların tehlikelerinden,

düşmanlarının saldırılarından korunabilmek için, barınaklarını gerektiğinde bir gölün üzerine

kurmuşlar, mağaralarda barınmışlar, zamanla yüksek tepeler üzerinde şatolar ve kaleler inşa

ederek, kendilerini korumaya çalışmışlardır.

İnsanlar ve toplumlar arasındaki çatışmaların, ilk insanların ortaya çıkışı ile başladığı ve en ilkel

koşullardan günümüzün en modern imkanlarına kadar her türlü vasıtayı kullanarak geliştiği ve

asla son bulmadığı ve bulmayacağı bilinmektedir.

Toplumların bünyeleri değiştikçe istek ve ihtiyaçları artmış, dolayısıyla kişiler ve toplumlar

arasındaki anlaşmazlıklar meydana gelmiş, bunların çözümü için de çoğu kez savaşlara

başvurulmuştur. Savaşlar, insanların kendi kendilerine yol açtıkları en büyük felaketlerden

biridir. Daima çok büyük acılara, sıkıntılara ve zararlara sebep olmasına ve tüm insanların bunu

bilmesine rağmen maalesef savaşlar devam etmektedir.

Norveç İlimler Akademisince yapılan bir araştırmaya göre; İnsanlar M.Ö. 3600 yılından bu

yana 14 bin defadan fazla savaşmışlardır. Bu savaşlarda 4 milyara yakın insan hayatını

kaybetmiştir. Yine bu savaşlardaki maddi zarar; dünyayı ekvator üzerinde çevreleyen 10 m.

yüksekliğinde, 156 m. genişliğinde altın madeninden yapılacak bir duvarın maddi değerine

eşittir. Bu dönem boyunca, dünyamız, sadece 292 yıl sulh ve sükun içinde yaşamını

sürdürmüştür.

Savaşı kazanabilmek için; önceleri üstünlüklerini kişisel güçleriyle sağlayan insanlar, daha

sonraları zeka ve becerilerini de kullanarak savaş araç ve gereçlerini devamlı geliştirmişlerdir.

Bu gelişme dünya devletlerini adeta bir silahlanma yarışına götürmüştür.

XX. yüzyılın başından bu yana milletler arasında yapılan silahlanma yarışı, dünyamızı bir barut

fıçısı haline getirmiştir. Bunun sonucunda, insanlar, I. ve II. Dünya Savaşları ile yüz yüze

gelmişlerdir.

1914-1918 (4 Yıl 3 Ay) I. DÜNYA SAVAŞINDA; 9.5 milyon insan ölmüş, bunların

%5’i sivil, %95’i askerdir.

Page 17: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

18

1939-1945 (5 Yıl 8 Ay) II. DÜNYA SAVAŞINDA; 52 milyon insan ölmüş, bunların %

48’i sivil, % 52’si askerdir.

1950-1952 (2 Yıl 6 Ay) KORE SAVAŞINDA; 9.2 milyon insan ölmüş , bunların %84’ü

sivil, % 16’sı askerdir.

Bu tablodan da anlaşılacağı üzere, günümüze gelindikçe savaşlarda ölen insanların büyük bir

çoğunluğunu sivil halk teşkil etmektedir.

Günümüzde ya da gelecekte çıkacak savaşların en belirgin özelliği bu savaşların, topyekün ya

da ulusal savaşlar oluşlarıdır. Topyekün savaşlarda amaç düşmanın savaş gücünü kırmak, yok

etmektir. Savaş gücü de genellikle insan gücü ve endüstriyel güçten oluşur.

Bu nedenle düşman, savaş gücünü kırmak için bu güçleri oluşturan kaynaklara yönelir. Yani

sivil halkı ve bu halk tarafından çalıştırılan özel veya kamuya ait kurumlar ile endüstriyel

kuruluşları hedef alır. Böylece silahlı kuvvetleri hem savaş gücü desteğinden, hem de uğrunda

çarpıştığı kavramlardan yoksun bırakmaya uğraşır. Gerçekten de, sivil halkı olmayan bir

ordunun savaşması mümkün değildir ve böyle bir durumda çarpışmak, savaşmak da

anlamsızdır.

Düşman, savaştığı ülkelerin savaş gücünü kırmak için elinde bulunan tüm silahları, bunlardan

birini ya da birkaçını, belli bir ya da birkaç sonucu elde etmek için bir arada kullanabilir.

6 Ağustos 1945 te Japonyanın Hiroşima kentine atılan 20 kilotonluk bir atom bombası:

o 300,000 nüfustan;

o 78.000 kışının ölümüne,

o 84.000 kişinin yaralanmasına,

o 60.000 evin tamamen ya da kısmen yıkılmasına,

o Böylece on binlerce insanın evsiz kalmasına neden olmuştur.

9 Ağustos 1945’te Nagazaki kentine atılan 20 kilotonluk bir atom bombası:

o 87.000 nüfustan :

o 27.000 kişinin ölümüne,

o 41.000 kişinin yaralanmasına,

o Binlerce insanın evsiz kalmasına neden olmuştur.

Halen dünyada 50.000 atom başlığı olduğu sanılmaktadır. Bu korkunç gerçekler ışığında

Ülkeler Sivil halkın korunması sivil halkın korunması için teşkilat kurma zorunluluğu duymuş

ve Sivil Savunmanın kurumlaşmasını sağlamışlardır.

Günümüz savaşlarının korkunç görünümüne, doğal afetlerin büyük yıkıntılarına, yangınların

kasıp kavurmalarına rağmen; can ve mal kaybını en az düzeye indirmek, daha barıştan itibaren,

Page 18: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

19

bu tehlikelere karşı önlemleri aldıracak ve gerektiğinde uygulatacak bir teşkilatın kurulması ile

mümkündür. Bu teşkilat sivil savunma teşkilatıdır.

Milletleri oluşturan en önemli unsur insandır. İnsan hayatını ve malını korumak çok önemli bir

görevdir. Sivil Savunma bu görevin nasıl ifa edileceğini öğreten ve planlayan bir teşkilattır.

Doğal afetlere karşı halkın korunması konusunda, öteden beri bir takım önlemler alınıp

uygulanmışsa da bu önlemler, örgütsel ve yasal dayanaklardan yoksundu.

Birinci Dünya savaşına kadar, özellikle halkın, savaşın tehlikelerine karşı korunması için hiçbir

girişimde bulunulmadığı, buna ihtiyaç da duyulmadığı görülmektedir. Bunun nedeni, savaş

silahlarının cephe gerilerine uzanacak menzile ve toptan yok etme gücüne erişememiş

olmasıdır. Birinci Dünya savaşının ardından gelen yıllarda ülkelerin bir çoğunda pasif korunma

adı altında, halkın türlü tehlikelerden korunmasını amaçlayan önlemler getirilmiş ve örgütler

kurulmuştur.

Teknolojik gelişmeler, savaş doktrinlerinde değişmelere neden olunca, buna paralel olarak pasif

korunma örgütü de, değişen koşulların doğuracağı sonuçları karşılayacak biçimde değiştirilip

geliştirilmiştir.

II. Dünya Savaşında; savaşların, cephelerden çok cephe gerilerini tehdit etmiş olması, askerden

çok sivil halkın ölmesi, bundan sonra çıkabilecek savaşların da böyle süreceği düşüncesi

devletleri, sadece pasif korunma önlem ve örgütünün halkı koruyamayacağı sonucuna

götürmüş, Sivil Savunma bu sonuçtan çıkmıştır.

Avrupa ülkelerinin çoğunda Sivil Savunma II. Dünya savaşı sırasında, savaşın içinde kurulmuş,

gerçek bir deneyimden geçmiş, yararını kanıtlamış bir örgüttür.

Avrupa ülkelerinin çoğunda sivil savunma II. Dünya savaşı sırasında, savaşın içinde kurulmuş,

gerçek bir deneyimden geçmiş, yararını kanıtlamış bir örgüttür.

Sivil savunma, savaşın ardından gelen yıllarda da,savaş teknolojisindeki ilerlemelere uygun bir

gelişme göstermiştir. İlk kez bu savaşta halka karşı kullanılan atom silahları bundan sonra daha

büyük bir gelişme göstermiş termonükleer silahlar imal edilerek savaş alanında kullanılabilecek

duruma getirilmiştir. Kısaca nükleer silahlar diye adlandırılan bu silahlar ile biyolojik ve

kimyasal silahlar da sivil savunmanın önemini daha çok arttırmıştır.

Bugün sivil savunmanın önemini benimsemiş tüm dünya ülkeleri, sivil savunma örgütlerine

bütçelerinden küçümsenemeyecek kaynaklar ayırmaktadırlar.

Page 19: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

20

1.2. GÜNÜMÜZDE İNSANOĞLU’NU SAVAŞTA VE BARIŞTA TEHDİT EDEN

TEHLİKELER

a) Düşman Taarruzları,

b) Doğal (Tabii) Afetler,

Deprem,

Su Baskını,

Toprak Kayması (Heyelan),

Kaya Düşmesi,

Çığ,

Kuraklık,

Fırtına - Kasırga - Tayfun,

Volkan Patlaması,

Hava – Su - Çevre Kirlenmesi,

Sınai Kazalar,

Ulaşım(Kara, Demir, Hava, Deniz Yolları) Kazaları.

Tsunami (Deprem Sonrası Oluşan Dev Dalgalar.)

c) Büyük Yangınlar (URL-1.)

1.3. SİVİL SAVUNMANIN TANIMI

Sivil Savunma, düşman saldırılarına karşı halkın can ve mal kaybının en az seviyeye

indirilmesi, hayati önem taşıyan her türlü resmi ve özel tesis ve kuruluşların korunması ve

faaliyetlerinin devamını sağlayacak iyileştirmenin yapılması, savunma gayretlerinin halk

tarafından en yüksek seviyede desteklenmesi ve halkın moralini yüksek tutmak için alınacak

her türlü silahsız koruyucu ve kurtarıcı tedbir ve faaliyetleri ihtiva eder.

1.4. SİVİL SAVUNMA TARİHÇESİ

Ülkemizdeki Sivil Savunma Hizmetleri, ilk olarak 1928 yılında yürürlüğe konulan “Cephe

Gerisinin Havaya Karşı Müdafaa Ve Muhafazası Talimnamesi” ile düzenlenmiştir. 1938

yılında 3502 sayılı “Pasif Korunma Kanunu” yürürlüğe konulmuş, illerde seferberlik

müdürlükleri kurularak sivil savunma hizmetleri yürütülmüştür. 1958 yılında çıkarılan ve 28

Şubat 1959 tarihinde yürürlüğe konulan 7126 sayılı “Sivil Müdafaa Kanunu”nun adı daha sonra

Page 20: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

21

586 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile “Sivil Savunma Kanunu” olarak değiştirilmiştir.

29/05/2009 tarihinde 5902 sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve

Görevleri Hakkında Kanun’un 17/06/2009 tarihinde resmi gazetede yayınlanmasıyla Sivil

Savunma Genel Müdürlüğü ile il/ilçe sivil savunma müdürlükleri kaldırılmıştır.

2/7/2018 tarihinde 703 sayılı KHK’nin 62 nci maddesiyle Bu Kanunun Adı “Afet ve Acil

Durum Yönetimi Başkanlığı ile ilgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun” şeklinde

değiştirilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti İç İşleri Bakanlığı’ na bağlı olarak Afet ve Acil Durum

Yönetimi Başkanlığı ile il afet ve acil durum müdürlükleri kurulmuştur. Sivil savunma

hizmetleri Başkanlık bünyesinde bulunan Sivil Savunma Dairesi Başkanlığı ve il afet ve acil

durum müdürlüklerince yürütülmektedir.

1.5. SİVİL SAVUNMA DAİRESİ BAŞKANLIĞININ GÖREVLERİ

5902 Sayılı Kanuna göre, Sivil Savunma Dairesi Başkanlığının görevleri şunlardır:

Kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşlarda sivil savunma hizmetlerini

planlamak, uygulamak ve denetlemek,

Her türlü silahsız koruyucu ve kurtarıcı tedbirleri, acil kurtarma ve ilk yardım

faaliyetlerini planlamak ve yürütmek,

Seferberlik ve savaş hazırlıklarında ihtiyaç duyulacak sivil kaynakları tespit etmek,

Sivil savunma gayretlerinin halk tarafından desteklenmesi ve halkın moralinin

korunmasını sağlamaya yönelik çalışmalar yapmak,

Kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer maddelerin meydana getireceği tehlikelere

karşı alınacak önlemleri ve yapılacak çalışmaları tespit etmek ve bunlarla ilgili

bakanlık, kamu ve özel kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak,

Başkan tarafından verilecek benzeri görevleri yapmak. (URL-2)

Page 21: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

22

1. Bölüm Soruları

1. Japaonya’nın hangi kentlerine atom bombası atılmıştır?

a) Hiroşima -Tokyo

b) Nagazaki -Tokyo

c) Hiroşima - Nagazaki

d) Kyoto - Tokyo

e) Osaka - Nagazaki

2. Aşağıdakilerden hangisi günümüzde insanoğlunu tehdit eden tehlikelerden biri değildir?

a) Deprem

b) Su baskını

c) Düşman taaruzları

d) Tüp patlaması

e) Büyük yangınlar

“Düşman saldırılarına karşı halkın can ve mal kaybının en az seviyeye indirilmesi, hayati önem

taşıyan her türlü resmi ve özel tesis ve kuruluşların korunması ve faaliyetlerinin devamını sağlayacak

iyileştirmenin yapılması, savunma gayretlerinin halk tarafından en yüksek seviyede desteklenmesi ve

halkın moralini yüksek tutmak için alınacak her türlü silahsız koruyucu ve kurtarıcı tedbir ve

faaliyetleridir.”

3. Yukarıdaki tanım aşağıdakilerden hangisine aittir?

a) Sivil savunma

b) Milli savunma

c) Bireysel savunma

d) Aktif müdafaa

e) Sivil savaş

4. 28 Şubat 1959 tarihinde yürürlüğe konulan kanun aşağıdakilerden hangsidir?

a) Afet Kanunu

b) Pasif Koruma Kanunu

c) Sivil Müdafaa Kanunu

d) Acil Durum Kanunu

e) Muhafaza Talimnamesi

5. Ülkemizde sivil savunma hzimetleri ilk olarak hangi tarihte başlamıştır?

a) 1923

b) 1929

c) 1920

d) 1928

e) 1959

6. 25/05/2009 tarhinde yürülüğe konulan kanun aşağıdakilerden hangisidir?

a) Çevre Kanunu

b) Sivil Savunma Kanunu

c) İmar Kanunu

d) Orman Kanunu

e) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun

7. Aşağıdaki olaylardan hangisinden sonra sivil savunma önem kazanmıştır?

a) II. Dünya Savaşı

b) I. Dünya Savaşı

c) Kore Savaşı

d) Körfez Savaşı

e) 30 yıl Savaşları

Page 22: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

23

I. Sivil Savunma Kanunu

II. Pasif Koruma Kanunu

III. Sivil Müdafaa Kanunu

8. Yukarıdaki olayların kronolojik sıralaması aşağıdakilerden hangisidir?

a) III-II-I

b) II-I-III

c) II-III-I

d) I-III-II

e) I-II-III

I. İkinci Dünya Savaşı

II. Birinci Dünya Savaşı

III. Kore Savaşı

9. Yukarıdaki olayların kronolojik sıralaması aşağıdakilerden hangisidir?

a) III-II-I

b) II-I-III

c) II-III-I

d) I-III-II

e) I-II-III

10. Aşağıdakilerden hangisi Sivil Savunma Dairesi Başkanlığı’nın görevlerinden biri

değildir?

a) Özel kuruluşlarda sivil savunma hizmetlerini planlamak

b) Her türlü kurtarıcı tedbirleri planlamak

c) Seferberlik ve savaş hazırlıklarında ihtiyaç duyulacak sivil kaynakları tespit etmek

d) Başkan tarafından verilecek benzeri görevleri yapmak

e) Her türlü silahlı koruyucu tedbileri almak

Cevap Anahtarı: 1)c 2)b 3)a 4)c 5)d 6)e 7)a 8)c 9)b 10)e

Page 23: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

24

2.SİVİL SAVUNMA MEVZUATI

Page 24: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

25

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

2.1. Sivil Savunma ile İlgili Mevzuat

2.2. Seferberlik ve Savaş Hazırlıkları ile İlgili Mevzuat

2.3. Koruyucu Güvenlik ve Yangınla İlgili Mevzuat

Page 25: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

26

Anahtar Kavramlar

Seferberlik, savaş, güvelik, sivil savunma, mevzuat

Page 26: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

27

2. SİVİL SAVUNMA MEVZUATI

2.1. SİVİL SAVUNMA İLE İLGİLİ MEVZUAT

2.1.1. 5902 Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında

Kanun

Madde 1 – Bu Kanunun amacı, afet ve acil durumlar ile sivil savunmaya iliŞkin hizmetleri

yürütmek üzere, BaŞbakanlığa bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi BaŞkanlığının kurulması,

teŞkilatı ile görev ve yetkilerini düzenlemektir. BaŞbakan, BaŞkanlıkla ilgili yetkilerini bir

bakan aracılığı ile kullanabilir. Bu Kanun; afet ve acil durumlar ile sivil savunmaya iliŞkin

hizmetlerin ülke düzeyinde etkin bir Şekilde gerçekleŞtirilmesi için gerekli önlemlerin alınması

ve olayların meydana gelmesinden önce hazırlık ve zarar azaltma, olay sırasında yapılacak

müdahale ve olay sonrasında gerçekleŞtirilecek iyileŞtirme çalıŞmalarını yürüten kurum ve

kuruluŞlar arasında koordinasyonun sağlanması ve bu konularda politikaların üretilmesi ve

uygulanması hususlarını kapsar.

2.1.2. 7126 Sivil Savunma Kanunu

Sivil Savunmanın tarifi ve şümulü:

Madde 1 – (Değişik : 20/9/1960 - 85/1 md.) Sivil Savunma; düşman taarruzlarına, tabii afetlere

ve büyük yangınlara karşı halkın can ve mal kaybının asgari hadde indirilmesi, hayati

ehemmiyeti haiz her türlü resmi ve hususi tesis ve teşekküllerin korunması ve faaliyetlerinin

idamesi için acil tamir ve ıslahı, savunma gayretlerinin sivil halk tarafından azami surette

desteklenmesi ve cephe gerisi maneviyatının muhafazası maksadiyle alınacak her türlü silahsız

koruyucu ve kurtarıcı tedbir ve faaliyetleri ihtiva eder.

2.1.3. 6/3150 Sivil Savunma İle İlgili Şahsi Mükellefiyet, Tahliye ve Seyrekleştirme,

Planlama Ve Diğer Hizmetler Tüzüğü

Madde 1 – Sivil Savunma ile ilgili şahsi mükellefiyet, tahliye ve seyrekleştirme, planlama,

eğitim, haber alma ve yayma, donatım işleri hakkında bu Tüzük hükümleri uygulanır.

2.1.4. 6/3150 Sivil Savunma İle İlgili Teşkil ve Tedbirler Tüzüğü

Madde 1 – 7126 sayılı kanuna göre kurulacak olan hassas bölge kademeleri ve idare merkezleri

ile sivil savunma mahalli kuvvetleri, koruyucu ve kurtarıcı diğer tedbirler, el koyma ve

satınalma işleri hakkında bu Tüzük hükümleri uygulanır.

Page 27: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

28

2.1.5. 4/11715 Sivil Savunma Bakımından Şehir ve Kasaba Planlarıyla Mühim Bina ve

Tesislerde Tatbik Olunacak Esaslar Hakkında Nizamname

Madde 1 – Hassas Bölgelerde muhtelif silah ve vasıtaların tesirlerine karşı, Sivil Müdafaa

bakımından, şehir planlarının tertip, tanzim ve tadilleri hususları ile mühim bina ve tesislerin

yer ve şekillerinin seçilmesinde tatbik olunacak esaslar bu Nizamname hükümlerine tabidir.

2.1.6. 4/11715 Sivil Müdafaada Vekaletlerarası İşbirliği ve Karşılıklı Yardım

Nizamnamesi

Madde 1 – 7126 sayılı Sivil Müdafaa Kanununun şümulüne giren bütün hizmet ve faaliyetlerin

Dahiliye Vekaletince planlanması ve icrası sırasında alınacak karar ve tedbirlere mütaallik

Vekaletlerarası işbirliği ve Karşılıklı Yardım hususlarında bu nizamname hükümleri tatbik

olunur.

2.1.7. 6/624 107 Sayılı Kanuna Göre İhdas Edilen Sivil Savunma Kadrolarına Tâyin

Olunan Personelin Terfi, Nakil, Cezalandırma ve Denetlemeleri Hakkında Tüzük

Madde 1 – 21 Ekim 1960 tarihli ve 107 sayılı kanuna göre ihdas edilen sivil savunma

kadrolarına tayin olunan personelin terfi, nakil, cezalandırma ve denetlenmeleri bu Tüzük

hükümleri uyarınca yapılır.

2.1.8. 24/07/1985 - 85/9727 Radyasyon Güvenliği Tüzüğü

Madde 1 – İyonlaştırıcı radyasyon kaynaklarını bulunduran, kullanan, imal, ithal ve ihraç eden, alan,

satan, taşıyan ve depolayan, resmi özel kurum ve kuruluşlar ve gerçek kişilerce uyulması gereken

kurallar bu Tüzükte gösterilmiştir.

Özgül aktivitesi gram başına 0.002 mikrocurie (kilogram başına 74 kilo Becquerel) den daha az olan

radyoaktif maddeler bu Tüzüğün kapsamı dışındadır.

2.1.9. Sivil Savunma Uzmanlarının İdari Statüleri, Görevleri, Çalışma Usul ve Esasları

İle Eğitimleri Hakkında Yönetmelik

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; kamu kurum ve kuruluşlarının sivil savunma

uzmanlarının idari statüleri, görevleri, denetimleri ve eğitimlerine ilişkin usul ve esasları

belirlemektir.

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan sivil savunma

uzmanlarını kapsar.

Page 28: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

29

MADDE 3 – Bu Yönetmelik; 29/5/2009 tarihli ve 5902 sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi

Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 25 inci maddesinin beşinci fıkrasına

dayanılarak hazırlanmıştır.

2.1.10. 12325 Sivil Savunma Bakımından Halk Tarafından Yapılacak Teşkilât ve

Alınacak Tedbirler Hakkında Yönetmelik

Sivil savunma, hem hükümet tarafından ve hem de halk tarafından yapılacak teşkilât ve alınacak

tedbirlerle gerçekleşebilir. Adı geçen yönetmelikte hem hükümet tarafından hem de halk

tarafından yapılacak işler belirtilmektedir.

2.1.11. 12306 Sivil Savunma Hizmetlerinde Askeri İşbirliği Yönetmeliği

MADDE 1― 7126 sayılı Sivil Müdafaa Kanunu ile buna dayanan 4/11635 sayılı “Sivil

Müdafaada Vekaletlerarası İşbirliği ve Karşılıklı Yardım” ve 6/3150 saylı “Sivil Savunma ile

İlgili Şahsi Mükellefiyet, tahliye ve Seyrekleştirme, Planlama ve Diğer Hizmetler” ve “Sivil

Savunma ile İlgili Teşkil ve Tedbirler” Tüzüklerinin bir çok maddelerinde, bazı hazırlık ve

faaliyetlerin Milli Savunma Bakanlığı veya askeri makamlarla anlaşarak veya işbirliği

yapılarak sağlanması emredilmektedir.

Söz konusu işbirliği ve yardımlaşmanın merkezi ve mahalli teşkilat kademelerinde kimler

tarafından ve ne şekilde yapılacağına dair esaslar bu Yönetmelikte açıklanmıştır.

MADDE 2 ― Bu Yönetmeliğin hedefi: Yurt savunmasının en önemli ikinci unsuru olan sivil

savunmanın, silahlı savunma hazırlık ve faaliyetleri ile ahenkli bir şekilde yürütülmesini ve

geliştirilmesini, bu amaçla merkezi ve mahalli kademelerde yapılacak işbirliği ve

yardımlaşmanın aynı görüş içinde ve aynı seviyede gerçekleşmesini sağlamaktır.

2.1.12. 12283 Hassas Bölgelerde Kurulacak Hastaneler Servisine Ait Planlama, Teşkilât,

İkmal ve Diğer Hizmetlerin Yürütülmesi Hakkında Yönetmelik

Madde 1— Savaş zamanında, özellikle, düşmanın hava taarruz­larına bilhassa hedef olabilecek

şehir, kasaba ve mevkilerle tesislerde meydana gelecek geniş ölçüdeki, hasta ve yaraklıların

bakım ve tedavi­lerini sağlamak amacı ile, o bölgedeki her çeşit sağlık bakım ve tedavi

kurumları, hastaneler servisi adı altında örgütlendirilir.

Hastaneler servisinin barıştan itibaren planması, örgütlendirilme­si, ikmali, personelinin

yetiştirilmesi ve diğer hizmetlerinin yürütülme şekli, 6/3150 karar sayılı Sivil Savunma İle İlgili

Teşkil ve Tedbirler Tüzüğü'nün 42 nci maddesi gereğince bu Yönetmelikte gösterilmiştir.

Page 29: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

30

2.1.13. Sığınak Yönetmeliği

Madde 1 - Bu Yönetmelik, sığınakların çeşit, özellik, yapım, kullanım ve muhafazasına ilişkin

usul ve esasları düzenler.

Madde 2 - Bu yönetmelik:

3194 sayılı İmar Kanunu'na göre düzenlenmiş bulunan İmar Yönetmeliklerin uygulandığı

alanları,

3194 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi gereğince imar mevzuatı yönünden belediyelerin görev

alanlarına giren yerleri, Ülkemizde çeşitli harp silah ve vasıtalarının tesirlerine karşı imar

mevzuatına göre yapılacak sığınak çeşitleri ve bunların nerelerde, ne suretle, kimler tarafından

yaptırılacağına, kullanılacağına, bakım ve muhafazalarına ilişkin hükümleri kapsar.

2.1.14. 11100-12611 Sivil Savunma İdaresi Taşra Teşkilatı İle Daire, Müessese ve

Teşekküller Sivil Savunma Personelinin Görev ve İşbölümü Hakkında Yönetmelik

Yönetmelik: Sivil Savunma İdaresi Taşra Teşkilâtı, Daire, Müessese ve Teşekküllerdeki Sivil

Savunma Personeli Görev, Yetki ve Sorumlulukları İl Savunma Sekreterleriyle Münasebetleri

olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır.

2.1.15. Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlikleri ve Ekiplerinin Kuruluşu, Görevleri,

Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik

Madde 1 — Bu Yönetmelik, İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğüne bağlı sivil

savunma arama ve kurtarma birlikleri ile illerde kurulan arama ve kurtarma ekiplerinin

kuruluşu, görevleri, çalışma usul ve esaslarını belirlemek amacıyla düzenlenmiştir.

Madde 2 — Bu Yönetmelik; sivil savunma arama ve kurtarma birlikleri ile sivil savunma arama

ve kurtarma ekiplerini kapsar.

2.1.16. Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlikleri Kıyafet Yönetmeliği

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, afet ve acil durum arama kurtarma birlik müdürlükleri

ile il afet ve acil durum arama kurtarma ekiplerinde görevli personelin giyecekleri kıyafetler ile

bu kıyafetlerde kullanılacak arma, sembol ve rütbe işaretlerine ilişkin usul ve esasları

belirlemektir.

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, afet ve acil durum arama kurtarma birlik müdürlükleri ile il

afet ve acil durum arama kurtarma ekiplerinde görevli personele, ifa ettikleri hizmetin

özelliğine göre verilecek kıyafetler ve kullanım süreleri ile bu kıyafetlerde bulunacak arma,

sembol ve rütbe işaretlerinin renk, cins, kullanımına ilişkin hususları kapsar.

Page 30: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

31

2.1.17. 2001/3275 Türk Arama ve Kurtarma Yönetmeliği

Madde 1- Bu Yönetmeliğin amacı: arama ve kurtarma hizmetlerinin yürütülmesinde, ilgili

bakanlık ile kurum veya kuruluşların görev ve sorumluluklarının tespiti , insan hayatını

kurtarmaya yönelik faaliyetlerin ilgili ulusal mevzuat ve uluslar arası sözleşmelere uygun

olarak yürütülmesini sağlamaktır.

Madde 2- Bu Yönetmelik hükümleri Türk arama ve kurtarma bölgesi sınırları içerisinde kalan

hava sahası, kara ülkesi, iç suları, karasuları ve açık deniz sahaları ile kendilerine arama

kurtarma hizmetlerinin yerine getirilmesinde doğrudan veya dolaylı olarak görev verilen

bakanlıklar ile kurum veya kuruluşları kapsar.

2.1.18. 23999 Radyasyon Güvenliği Yönetmeliği

Madde 1 - Bu Yönetmeliğin amacı, iyonlaştırıcı radyasyon ışınlamalarına karşı kişilerin ve çevrenin

radyasyon güvenliğini sağlamaktır.

MADDE 2 – (Değişik:RG-3/6/2010-27600)

Bu Yönetmelik, radyasyon güvenliğinin sağlanmasını gerektiren her türlü tesis ve radyasyon kaynağının

tehlikelerine karşı alınması gereken tedbirleri ve yapılması gereken faaliyetlerle ilgili hususları kapsar.

Bu Yönetmelik nükleer tesisler, nükleer yakıtlar, nükleer tesislerden çıkan radyoaktif atıklar ve nükleer

maddelere ilişkin faaliyetleri kapsamaz.

2.1.19. Nükleer ve Radyolojik Tehlike Durumu Ulusal Uygulama Yönetmeliği

Madde 1 - Bu Yönetmelik; barış zamanında, yurt içinde veya dışında meydana gelebilecek nükleer ve

radyolojik bir kaza veya tehlike durumu ve öncesinde ilgili bakanlık, kurum ve bağlı kuruluşları ile

valiliklerin kaza veya tehlike durumuna ilişkin sorumluluklarını tarif eder, halkın ve çevrenin sağlık ve

güvenliğinin korunması faaliyetlerini düzenler.

Madde 2 - Bu Yönetmelik; barış zamanında, ülke içinde, karasuları ve ekonomik bölgede, ayrıca

mücavir ülke topraklarında önemli radyolojik etkilerin olduğu veya olmasının beklendiği ve çeşitli

kuruluşların katkılarının gerekebileceği nükleer ve radyolojik bir kaza veya tehlike durumuna yönelik

olarak ilgili bakanlık, kurum ve bağlı kuruluşları ile valiliklerin mevcut yetki ve sorumluluklarını

değiştirmeden yapılması gereken işbirliğini kapsar.

2.1.20. Sivil Savunma Hizmetleri İçin Yapılan Bağış ve Yardımların Alınması Ve

Ödeneklerin Harcanmasına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik

Madde 1 — Bu Yönetmeliğin amacı; sivil savunma hizmetleri için Sivil Savunma Teşkilatına

yapılan bağış ve yardımların alınması ile bütçede yer alan ödeneğin harcanması, avans ve kredi

verilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Page 31: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

32

Madde 2 — Bu Yönetmelik, sivil savunma hizmetleri için Sivil Savunma Teşkilatına yapılan

bağış ve yardımlar ile bütçede yer alan ödeneğin harcanması ve avans ve kredi verilmesine

ilişkin hükümleri kapsar.

2.1.21. 88/12777 Afetlere İlişkin Acil Yardım Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair

Yönetmelik

Madde 1 – Bu Yönetmeliğin amacı, Devletin tüm güç ve kaynaklarını afetten önce planlayarak,

afetin meydana gelmesi halinde Devlet güçlerinin afet bölgesine en hızlı bir şekilde ulaşması

ile afetzede vatandaşlara en etkin ilk ve acil yardım yapılmasını sağlamak için acil yardım

teşkilatlarının kuruluş ve görevlerini düzenlemektir.

Madde 2 – Bu Yönetmelik, acil yardım hizmetlerini yürütmekle görevli, vali ve kaymakamlar,

bakanlık, bağlı ve ilgili kuruluşlar, diğer kamu kurum ve kuruluşlar ile askeri birlikler ve

Kızılay'ın afetten önce yapmaları gerekli acil yardım planlarının ve afet sırasında yapacakları

acil yardım hizmet ve faaliyetlerinin gerektirdiği görevleri, işbirliğini, koordinasyonu ve

karşılıklı yardımlaşma esaslarını kapsar.

2.1.23. Sualtı Arama Kurtarma Ekibi ve Kurbağa Adam Personel Yönergesi

AMADDE 1- (1) Bu Yönerge, il afet ve acil durum müdürlüğü ile sivil savunma arama ve

kurtarma birlik müdürlüğü sualtı arama kurtarma ekiplerinin oluşturulması, sualtı arama

kurtarma ekibine alınacak kurbağa adam personelinin sahip olacağı nitelikleri, kayıt sistemi,

eğitim ve denetim esaslarını belirlemek amacı ile hazırlanmıştır.

MADDE 2- (1) Bu Yönerge hükümleri, il afet ve acil durum müdürlükleri ile sivil savunma

arama ve kurtarma birlik müdürlüklerindeki Kurbağa Adam personelini kapsar.

2.1.24. Gönüllülerin Sivil Savunma Hizmetlerine Katılma Esasları Yönergesi

MADDE 1 - Bu Yönergenin amacı; düşman taarruzlarına ve radyoaktif serpinti tehlikesine karşı gereken

tedbirleri alacak olan Sivil Savunma İdaresine bağlı İkaz ve Alarm Merkezleri ile Radyolojik İhbar ve

İkaz Teşkilatının kuruluş, görev ve çalışma şekillerini göstermektedir

MADDE 2 - Bu Yönerge; Sivil Savunma İdaresi Başkanlığınca kurulan ‘İkaz ve Alarm Merkezleri’ ile

‘radyolojik Savunma Teşkilatı’nın görev, yetki ve sorumluluklarını ve bu konuda ilgili kuruluşlarla

yapılacak işbirliği esaslarını kapsar.

2.1.25. İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğünce Düzenlenen Hizmetiçi

Eğitim, Kurs ve Seminerler İle Benzeri Eğitim Etkinliklerinde Ücretle Okutulacak Ders

Page 32: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

33

Saatlerinin Sayısı, Ders Görevi Alacakların Nitelikleri Ve Diğer Hususuların Tespitine

İlişkin Karar

MADDE 1 - (1) Bu Kararın amacı, İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğünce düzenlenen

hizmetiçieğitim, kurs, seminer, tatbikat ve konferanslar ile sergi ve benzeri eğitim etkinliklerinde ders

vermekle görevlendirilenlerin ücretle okutacakları haftalık ders saatlerinin sayısını, ders görevi

alacakların niteliklerini ve diğer hususları belirlemektir.

MADDE 2 - (1) Bu Karar; Sivil Savunma Genel Müdürlüğüne bağlı Sivil Savunma Koleji, Sivil

Savunma Arama Kurtarma Birlikleri, il ve ilçe teşkilatlarınca yapılacak hizmetiçi eğitim, kurs, seminer,

tatbikat ve konferanslar ile sergi ve benzeri eğitim etkinliklerini kapsar.

2.2. SEFERBERLİK VE SAVAŞ HAZIRLIKLARI İLE İLGİLİ MEVZUAT

2.2.1. 2941 Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu

Madde 1 – Bu Kanunun amacı, Devletin tüm güç ve kaynaklarını barış halinden seferberlik ve

savaş haline süratle ve etkin bir şekilde geçirmek suretiyle barıştan itibaren seferberlik ve savaş

hükümlerinin uygulanma esaslarına ilişkin yükümlülükleri belirlemektir.

Madde 2 – Bu Kanun, seferberlik ve savaş halini, barış döneminden itibaren yapılacak hazırlık

ve teşkilatlanmayı, kamu ve özel kurum ve kuruluşlar ile gerçek kişilerin görev, yetki ve

sorumluluklarını, bunların sahip olduğu her türlü mal ve hizmet yükümlülüklerini kapsar.

2.2.2. 3634 Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu

Madde 1 – (Değişik birinci fıkra : 28/6/2001 - 4701/1 md.) Seferberlik ve savaş hali ile bu

hallerin henüz ilan edilmemiş olduğu ancak savaşı gerektirebilecek bir durumun meydana

geldiği gerginlik ve kriz dönemlerinde yapılacak seferberlik hazırlıkları ile kıtaların toplanması

esnasında, alelade vasıtalarla temin edilemeyen bütün askeri ihtiyaçları veya hizmetleri bu

Kanun hükümleri dairesinde vermeye veya yapmaya her şahıs borçludur. Bu mükellefiyetlerin

Türk topraklarının tamamı veya bir kısmı üzerinde yapılmasına başlanacağı zamanı, İcra

Vekilleri Heyeti tayin eder.

Madde 2 – Milli Müdafaa mükellefiyetinin halkın kabiliyeti ve mevcut membaları ile mütenasip

olarak tatbikı şarttır. (Değişik: 26/6/2012-6336/10 md.) 18 yaşından aşağı, 65 yaşından yukarı

ve malul ve sağlığı bozulmuş olanlarla, bakıma muhtaç çocuğu olan ve gebe bulunan kadınlar

şahsi mükellefiyete tabi tutulmazlar.

Madde 3 – Bu kanunda yazılı istisnalardan başka verilen her şey veya yapılan her hizmet için

sahibine değerince tazminat verilir. (Ek fıkra: 19/6/2010-6000/8 md.) Kiralanan her türlü araç

Page 33: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

34

ve malın, sahibi ve/veya mal sahibi adına kullanan şahsın ihmal veya kusuru dışında zayi olması

veya hasara uğraması durumunda, meydana gelen zarar ve hasarlar Devlet tarafından tazmin

veya tamir olunur. Tazmini veya tamiri mümkün olmayanlar bu Kanunun ilgili maddelerinde

belirtilen esaslara göre Devlet malı olarak satın alınır.

2.2.3. 3780 Milli Korunma Kanunu

Madde 1 – Fevkalade hallerde Devletin bünyesini İktisat ve Milli müdafaa bakımından takviye

maksadiyle İcra Vekilleri Heyetince, bu kanunda gösterilen şekil ve şartlar dairesinde vazife ve

salahiyetler verilmiştir. Fevkalade haller şunlardır: A – Umumi veya kısmi seferberlik, B –

Devletin bir harbe girmesi ihtimali, C – Türkiye Cumhuriyetini de alakalandıran yabancı

Devletler arasındaki harb hali.

Madde 2 – İcra Vekilleri Heyeti, fevkalade hallerin zuhuruna binaen, bu kanunla kendisine

tevdi edilen vazife ve salahiyetlerin ifa ve istimaline lüzum hasıl olduğunu görünce derhal

kanunun tatbikına başlıyarak keyfiyeti ilan ve Türkiye Büyük Millet Meclisine arzeder.

Madde 3 – Fevkalade hallerin hitam bulduğu ve bu kanun hükümlerinin tatbikına lüzum

kalmadığı, Hükümetçe kararlaştırılarak ilan ve Büyük Millet Meclisine arzedilir.

2.2.4. 697 Ulaştırma ve Haberleşme Hizmetlerinin Olağanüstü Hallerde ve Savaşta ne

Suretle Yürütüleceğine Dair Kanun

Madde 1 – Ulaştırma ve haberleşme işleri ile ilgili Devlet Hava Meydanları İşletmesi, T.C.

Devlet Demiryolları İşletmesi, Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi Genel Müdürlükleri ile

Denizcilik Bankası, Deniz Nakliyat, Türk Havayolları Anonim Ortaklıkları ve bunların bu

hizmetleri görmek için sermayesinin yarısından fazlasına iştirak etmek suretiyle kurdukları

müessese ve ortaklıklarla ulaştırma ve haberleşme hizmetleri yapmak için Devletin

sermayesinin yarısından fazlasına iştirak etmek suretiyle kurulmuş bulunan veya kurulacak

olanlar, aşağıdaki maddelerde yazılı esaslara göre bu hizmetleri Ulaştırma Bakanlığının direktif

ve koordinatörlüğünde olağanüstü haller ve savaşta da yapmaya devam ederler.

Madde 2 – Olağanüstü hallerde ve savaşta uygulanacak ulaştırma ve haberleşme planları Türk

Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçları önceliğe alınmak suretiyle, Türk Silahlı Kuvvetlerinin

ihtiyaçları bakımından Genelkurmay Başkanlığınca, diğer Devlet daire ve müesseseleri ile halk

ihtiyaçları bakımından Genelkurmay Başkanlığının mütalaası alınmak ve ilgili makamlarla

işbirliği yapılmak suretiyle Ulaştırma Bakanlıklarınca ve müştereken barıştan itibaren

hazırlanır.

Page 34: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

35

2.2.5. 4654 Memleket İçi Düşmana Karşı Silahlı Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu

Madde 1 - (DeğiŞik: 26/6/2012-6336/11 md.) Fevkalade hallerde ve seferde havadan kıta

indirmelerine, paraşütçülere ve denizden çıkarmalara ve hudutlardan sızmalara karşı o mahallin

15 kilometre çevresi içinde bulunan 18 yaşını bitirmiş ve 60 yaşını tamamlamamış vatandaşlar

ihtiyaca göre silahla mukavemet etmekle mükellef tutulurlar. Yaş haddi kadınlar için yirmi ile

kırkbeş arasıdır.

Madde 2 – Erkek vatandaşlar bu mükellefiyeti başarmak için lüzum görülen mahallerde yılda

en çok 72 saat ve dokuz günü geçmemek üzere ders ve talim görmek mecburiyetindedirler.

Mükellef tutulabilecek kadın vatandaşların talimi, kendi köylerinden veya mahallelerinden

yukarki fıkra mucibince talim görmüş öğreticiler tarafından kendi köy veya mahallelerinde

müsait zamanlarda yaptırılır.

2.2.6. 2/13765b Milli Müdafaa Mükellefiyeti Tüzüğü

Madde 1 - Umumi veya kısmi seferberlik halinde ve fevkalade hallerde yapılacak seferberlik

hazırlıkları ile kıtaların tecemmüleri esnasında alelade vasıtalarla temin edilemeyen bütün

askeri ihtiyaçları ve hizmetleri Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanuniyle buna müstenit işbu

Nizamname hükümleri dairesinde vermeğe ve yapmağa her şahıs borçludur. Milli Müdafaa

mükellefiyetinin tatbikina başlanacağı ve nihayet bulduğu tarihler ve bu mükellefiyetin tatbik

sahası İcra Vekilleri Heyeti kararıyla tayin ve ilan olunur.

2.2.7. 90/500 Seferberlik ve Savaş Hali Tüzüğü

Madde 1 – (Değişik: 5/11/2001-2001/3283 K.) Bu Tüzük, seferberlik ve savaş hallerinde

Devletin bütün güç ve kaynaklarının barış durumundan seferberlik ve savaş durumuna en çabuk

ve etkin biçimde geçmesini sağlayacak hazırlıkların barıştan itibaren yapılması usul ve

esaslarını, gerginlik ve buhran dönemlerinde alınacak tedbirleri, seferberliğin ilanının

duyurulması, görevli teşkilatı, kamu idare, kurum ve kuruluşlarıyla özel kurum ve kuruluşların

ve buralarda görevli personelin, yurttaşların yetki, görev, sorumluluk ve yükümlülükleriyle

bunların kullanılması, yapılması ve uygulanması hususlarını kapsar.

2.2.8. 3/3169 Memleket İçi Düşmana Karşı Silahlı Savunma Ödevi Yönetmeliği

Madde 1 – Olağanüstü hallerde ve seferde paraşütçülere ve havadan kıta indirmelerine,

denizden çıkarmalara, sınırlardan sızmalara karşı onaltı yaşını bitiren ve altmış yaşını

bitirmemiş erkeklerle yirmi yaşını bitiren ve kırkbeş yaşını bitirmemiş kadın vatandaşlar silahla

Page 35: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

36

karşı koymakla ödevlidirler. Silahlı hizmet görecek yeter sayıda erkek bulundukça kadınlar

yardımcı hizmetlerde kullanılırlar.

Madde 2 – Valiler bölgelerindeki şehir, kasaba ve köylerde Devletin silahlı bütün

kuvvetlerinden başka birinci maddede yazılı erkek ve kadın ödevlilerden silahlı savunma

teşkilleri vücuda getirirler.

2.2.9. Yedek Personel Erteleme Yönetmeliği

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; seferberlik ve savaş planlamasında görev verilen

kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşlarda çalışan sefer görev emirli yedek personelin

erteleme işlemlerine ilişkin usûl ve esasları belirlemektir.

2.3. KORUYUCU GÜVENLİK VE YANGINLA İLGİLİ MEVZUAT

2.3.1. 5188 Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun

Madde 1- Bu Yönetmeliğin amacı, 10.6.2004 tarihli ve 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine

Dair Kanunun uygulanmasına yönelik usul ve esasları düzenlemektir.

Madde 2- Bu Yönetmelik, 5188 sayılı Kanun kapsamında özel güvenlik izninin verilmesi, özel

güvenlik şirketlerine ve özel eğitim kurumlarına faaliyet izni verilmesi, özel güvenlik

görevlilerine çalışma izni verilmesi, özel güvenlik eğitiminin niteliği, müfredatı, eğiticilerde ve

eğitim merkezlerinde aranacak şartlar ve eğitim sonucu yeterliliğin belirlenmesi, özel güvenlik

hizmetlerinin denetlenmesi ve diğer hususları kapsar.

2.3.2. 2565 Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu

Madde 1 – Bu Kanunun amacı;

a) Yurt savunması bakımından hayati önemi haiz askeri tesisler ve bölgeler ile sınırların,

güvenlik ve gizliliğini sağlamak için bunların çevrelerinde, kıyılarında ve havalarında; kara,

deniz ve hava askeri yasak bölgelerinin,

b) Yurt savunması veya yurt ekonomisine önemli ölçüde katkıda bulunan veya kısmen dahi

tahripleri veya devamlı olarak ya da geçici bir zaman için faaliyetten alıkonulmaları halinde

milli güvenlik veya toplum hayatı bakımından olumsuz sonuçlar doğurabilecek; diğer askeri

tesis ve bölgeler ile kamu veya özel kuruluşlara ait her türlü yer ve tesislerin etrafında güvenlik

bölgelerinin, kurulması, kaldırılması ve gerektiğinde genişletilmesine ilişkin esas ve

yöntemlerin düzenlenmesidir.

Page 36: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

37

2.3.4. Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik

Madde 1- (1) Bu Yönetmeliğin amacı; kamu kurum ve kuruluşları, özel kuruluşlar ve gerçek

kişilerce kullanılan her türlü yapı, bina, tesis ve işletmenin, tasarımı, yapımı, işletimi, bakımı

ve kullanımı safhalarında çıkabilecek yangınların en aza indirilmesini ve herhangi bir şekilde

çıkabilecek yangının can ve mal kaybını en aza indirerek söndürülmesini sağlamak üzere,

yangın öncesinde ve sırasında alınacak tedbirlerin, organizasyonun, eğitimin ve denetimin usul

ve esaslarını belirlemektir.

Madde 2- (1) Bu Yönetmelik;

a) Ülkedeki her türlü yapı, bina, tesis ile açık ve kapalı alan işletmelerinde alınacak yangın

önleme ve söndürme tedbirlerini,

b) Yangının, ısı, duman, zehirleyici gaz, boğucu gaz ve panik sebebiyle can ve mal güvenliği

bakımından yol açabileceği tehlikeleri en aza indirebilmek için, yapı, bina, tesis ve işletmelerin

tasarım, yapım, kullanım, bakım ve işletim esaslarını, kapsar.

(2) Bu Yönetmelik hükümleri;

a) Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce yapı ruhsatı alınmış olmakla birlikte henüz

yapımına başlanmamış olan yapılar,

b) Mevcut yapılardan Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra kullanım amacı değiştirilerek,

sağlık, eğitim ve konaklama amaçlı olarak kullanılacak bina ve tesisler, tehlikeli maddelerin

bulundurulacağı binalar ve binadaki toplam kullanıcı sayısı 200’ü geçen toplanma amaçlı

binalar,

c) Yönetmelikte belirtilen diğer yapılar, binalar, tesisler ve işletmeler, hakkında uygulanır.

(3) Karada ve suda, sürekli veya geçici, resmî ve özel, yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların

ilave, değişiklik ve onarımlarını içine alan sabit ve hareketli tesisler yapı sayılarak, haklarında

bu Yönetmeliğe göre işlem yapılır.

(4) Korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen binalarda, yangına karşı güvenlik

tedbirleri için yapılacak tesisatlara ilişkin olarak, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma

Kurulunun görüşü alınır ve yapının özelliğini etkilemeyecek biçimde, tahliye, algılama, uyarı

ve söndürme sistemlerinden gerekli olanlar kurulur.

(5) Türk Silahlı Kuvvetlerince kullanılan yapı, bina ve tesisler ile eğitim ve tatbikat alanlarının

yangından korunması, bu Yönetmelik hükümleri de dikkate alınarak hazırlanacak yönetmelik

ile düzenlenir.

2.3.5. Karada Çıkabilecek Yangınlarla, Deniz, Liman Veya Kıyıda Çıkıp Karaya

Ulaşabilecek ve Yayılabilecek Veya Karada Çıkıp Kıyı, Liman ve Denize Ulaşabilecek

Page 37: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

38

Yangınlara Karşı Alınabilecek Önleme, Söndürme ve Kurtarma Tedbirleri Hakkında

Yönetmelik

Madde 1 – 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu, 7126 sayılı Sivil Savunma Kanunu, 7269 sayılı

Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair

Kanun ve 6/3150 sayılı Sivil Savunma ile İlgili Teşkil ve Tedbirler Tüzüğüne dayanarak

hazırlanan bu Yönetmeliğin amacı; sanayiin, liman tesislerinin ve deniz trafiğinin yangın

tehlikesi doğurabilecek ve yayılmasına sebebiyet verecek derecede yoğunlaştığı yerlerde: a)

Karada çıkabilecek, b) Deniz, liman veya kıyıda çıkıp karaya ulaşabilecek ve yayılabilecek, c)

Karada çıkıp kıyı, liman ve denize ulaşabilecek. Yangınlara karşı alınacak önleme, söndürme

ve kurtarma tedbirlerini ve bu tedbirlerin uygulanmasında bölgede bulunan resmi ve özel bütün

kuruluşların birbirleriyle ve askeri makamlarla yapacakları görev bölümünün, işbirliğinin ve

koordinasyonun nasıl sağlanacağını göstermektir.

Madde 2 – Bu Yönetmelikte iç ve dış liman alanları, kıyılar ve gemiler "Deniz" ve buralarda

çıkabilecek yangınlar "Deniz Yangınları"; Bunların dışında kalan yerler "Kara" ve buralarda

çıkabilecek yangınlar "Kara Yangınları"; olarak tanımlanmıştır.

Madde 3 – Karada veya denizde çıkması ya da buralara sıçraması veya yayılması mümkün

yangınlar için: a) Karada ve denizde gerekli ve yeterli önleyici tedbirleri almakla, b) Alınması

öngörülen tedbir ve tertipleri her an hizmet görebilecek durumda bulundurmakla, c) Can ve mal

güvenliğini sağlamakla, ç) Yeterli sayıda personeli yetiştirmekle, d) Yukarıda sıralanan

hususlarla ilgili koordinasyonu yürütmek veişbirliğinde bulunmakla, İlgili kuruluşların sahip,

yönetici ve yetkilileri görevli ve sorumludurlar.

2.3.6. Belediye İtfaiye Yönetmeliği

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; belediye itfaiye teşkilâtının kuruluş, görev, yetki ve

sorumluluklarını, itfaiye memurlarının niteliklerini, görevde yükselme ve mesleki eğitimlerini,

kıyafetlerini, kullanacakları araç, teçhizat ve malzeme ile denetim usul ve esaslarını

düzenlemektir.

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, belediye itfaiye teşkilatını kapsar.

2.3.7. Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik

Madde 1- Bu Yönetmeliğin amacı, 10.6.2004 tarihli ve 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine

Dair Kanunun uygulanmasına yönelik usul ve esasları düzenlemektir.

Madde 2- Bu Yönetmelik, 5188 sayılı Kanun kapsamında özel güvenlik izninin verilmesi, özel

güvenlik şirketlerine ve özel eğitim kurumlarına faaliyet izni verilmesi, özel güvenlik

Page 38: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

39

görevlilerine çalışma izni verilmesi, özel güvenlik eğitiminin niteliği, müfredatı, eğiticilerde ve

eğitim merkezlerinde aranacak şartlar ve eğitim sonucu yeterliliğin belirlenmesi, özel güvenlik

hizmetlerinin denetlenmesi ve diğer hususları kapsar.

2.3.8. Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Yönetmeliği

Madde 1 – Bu yönetmeliğin amacı 18/12/1981 tarih ve 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve

Güvenlik Bölgeleri Kanununun 6-7-9-10-13-20-21 ve 27 nci maddelerinde belirtilen

hususlardaki esasları belirlemek 33 üncü maddesi gereğince bu Kanunun uygulanmasına ilişkin

esas ve usulleri belirtmektir.

Madde 2 – Aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bu Yönetmelik; Askeri Yasak Bölgeleri ile

Güvenlik Bölgelerini, yurt içinde yapılacak büyük ve stratejik önemi haiz tesislerin coğrafi

konum ve yerlerinin tesbitini, seferberlik ve savaşta bu tesislerin tahribi için önceden yapılması

gereken hazırlıkları, yabancıların taşınmaz mal edinemeyecekleri ve izin almadan

kiralayamayacakları bölgeler ile ilgili hususlarda, Genelkurmay Başkanlığını, Bakanlıkları,

Kuvvet Komutanlıklarını (Jandarma Genel Komutanlığı dahil), kamu ve özel kurum ve

kuruluşları kapsamına alır.”

2.3.9. Nöbetçi Memurluğu Kurulması ve Olağanüstü Hal Tatbikatlarında Mesainin 24

Saat Devamını Sağlayan Kanun ve Bu Kanuna Dayanılarak Çıkarılan Yönetmelik

Madde 1 – Yetkili merciler tarafından bildirilecek alarm haberlerinin sürat ve emniyetle

ilgililere ulaştırılmasını sağlamak amacı ile bakanlıklarda ve bakanlıklarca uygun görülecek

teşkilat ve kurumlarında birer nöbetçi memurluğu kurulur.

Madde 2 – Nöbetçi memurluğu görevini yapacak subay, memur, hizmetlilerle diğer personele

bu görevden ötürü herhangi bir ücret verilmez. Nöbet tutanlar, nöbetin bitiminde bir iş günü

izinli sayılırlar. Nöbet konusu ile ilgili özel kanunlardaki haklar saklıdır.

Madde 3 – Nöbetçi memurların görevlerini gereği gibi yapabilmeleri için lüzumlu oda, yatak

ve telefon gibi ihtiyaçlar mensup oldukları teşkilatça sağlanır.

Madde 4 – Nöbet tutacakların nitelikleri, görevleri ve nöbetle ilgili diğer hususlar bir

yönetmelikle düzenlenir. Ayrıca Bakanlıklar, kendi özelliklerine uygun olarak bu yönetmeliğin

uygulanmasını sağlıyacak tedbirleri ve nöbet tutacaklara verilecek ek sorumlulukları ve nöbetçi

memurunu tesbit edecek ve onu denetliyecek sorumlu makam ve görevliyi özel bir talimatla

tesbit eder.

Page 39: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

40

Madde 5 – Olağanüstü hal tatbikatlarında 24 saat süreli çalışma sekizer saatlik üç posta halinde

yürütülür. Bu takdirde veya mesai saatleri dışında daha az süre ile yapılacak bu nevi tatbikatlar

için herhangi bir ücret ödenmez.

2.3.10. Sabotajlara Karşı Koruma Yönetmeliği

Madde 1 – Milli ekonomiye, Devletin savaş gücüne önemli ölçüde katkısı bulunan, kısmen

veya tamamen yıkılmaları, hasara uğratılmaları veya geçici bir süre için dahi olsa çalışmadan

alıkonmaları, ülke güvenliği ve ekonomisi ile toplum hayatı bakımından olumsuz etkiler

yaratacak harp silah ve vasıtalarını, sınai, ticari ve zirai kurum ve kuruluşları, bunlara ait

fabrika, atölye ve işyerleri, baraj, enerji santralı, enerji nakil hatları, rafineri, petrol ve gaz boru

hatları, terminal, pompa istasyonu, kömür, petrol ve maden işletmeleri, nakildepolama-yükleme

tesisleri sağlık hizmetlerine katkısı bulunan tesisler ile tarihi ve milli eserler, radyo, televizyon,

telsiz verici istasyonları, her nev'i ulaştırma ve haberleşme yapı ve tesisleri ile eğitim ve öğretim

yapıları, ören yerleri, sitler, müzeler, kütüphaneler ve turistik tesislerle benzeri kuruluşları ve

bu kuruluşlara ait personel, tesis, araç, gereç, malzeme ve dökümanı ve inşaatı devam eden

önemli tesisleri vb. barışta, olağanüstü hal, sıkıyönetim, seferberlik, savaş ve savaş sonrası

hallerde içeriden ve dışarıdan yapılabilecek her türlü sabotaja karşı koruma konusunda alınması

gereken tedbirler ile bu tedbirlerin uygulama şekillerini göstermektedir. Kapsam Madde 2 – Bu

Yönetmelik Bakanlıklar ve birince maddede belirlenen özellikleri taşıyan kamu ve özel sektör

kurum ve kuruluşlarını kapsar. Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Kuvvet

Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı, MİT Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü

ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bu Yönetmelik kapsamı dışındadır.

2.3.11. Devlet Arşiv Hizmetleri Hakkında Yönetmelik

Madde 1- Bu Yönetmeliğin amacı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığının Merkez ve

Taşra Teşkilatı birimlerinin elinde bulunan arşiv malzemesi ile ilerde arşiv malzemesi haline

gelecek arşivlik malzemenin tespit edilmesini, herhangi bir sebepten dolayı bunların kayba

uğramamasını, gerekli şartlar altında korunmalarının temini ve milli menfaatlere uygun olarak

Devletin gerçek ve tüzel kişilerin, ilmin hizmetinde değerlendirilmelerini, muhafazasına lüzum

görülmeyen malzemenin ayıklama ve imhasına dair usul ve esasları düzenlemektir.

Madde 2- Bu Yönetmelik Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığının Merkez ve Taşra

Teşkilatını kapsar.

Page 40: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

41

2.3.12. Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği

Madde 1 – Bu Yönetmeliğin amacı; yetkili olmayan kişilerin bilgi sahibi olmaları halinde

Devletin güvenliğinin, iç ve dış menfaatlerinin, ulusal varlığın ve bütünlüğün zarar görebileceği

veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgelerin bulunduğu bakanlıklar ile kamu kurum ve

kuruluşlarının gizlilik dereceli birim ve kısımlarını belirlemek, Türk Silahlı Kuvvetlerinde,

emniyet ve istihbarat teşkilatlarında, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde çalışacak personel

hakkında yapılacak güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasını düzenlemektir. Kapsam

Madde 2 – Bu Yönetmelik; yetkili olmayan kişilerin bilgi sahibi olmaları halinde Devletin

güvenliğinin, iç ve dış menfaatlerinin, ulusal varlığın ve bütünlüğün zarar görebileceği veya

tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgeleri, bunların toplanmasını ve işlemini yürüten bakanlıklar

ile kamu kurum ve kuruluşlarının ilgili birim ve kısımlarının belirlenmesini, Türk Silahlı

Kuvvetlerinde, emniyet ve istihbarat teşkilatlarında, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde

çalışacak personeli, ayrıca bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarının yurtdışı teşkilatlarında

sürekli görevlendirilecek bütün personel için yapılacak güvenlik soruşturması ve arşiv

araştırmasının esas ve usullerini, bunu yapacak mercileri, hakkında güvenlik soruşturması ve

arşiv araştırması yapılacak gizlilik dereceli yerlerde çalışan kamu personeli ile meslek grupları

ve üst kademe yöneticilerini kapsar.

Page 41: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

42

2. Bölüm Soruları

1. Aşağıdakilerden hangisi sivil savunma mevzuatlarından biridir?

a) 7126 Sayılı Kanun

b) 6831 Sayılı Kanun

c) 2873 Sayılı Kanun

d) 1872 Sayılı Kanun

e) 2918 Sayılı Kanun

2. Aşağıdakilerden hangisi sivil savunma mevzuatlarından biri değildir?

a) 5902 Sayılı Kanun

b) 5188 Sayılı Kanun

c) 6831 Sayılı Kanun

d) 2565 Sayılı Kanun

e) 7126 Sayılı Kanun

“…afet ve acil durumlar ile sivil savunmaya ilişkin hizmetleri yürütmek üzere, Başbakanlığa bağlı

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın kurulması, teşkilatı ile görev ve yetkilerini

düzenlemektir.”

3. Yukarıdaki açıklama aşağıdakilerden hangi kanuna aittir?

a) 5188 Sayılı Kanun

b) 5902 Sayılı Kanun

c) 7126 Sayılı Kanun

d) 6831 Sayılı Kanun

e) 2565 Sayılı Kanun

4. Aşağıdaki kanunlardan hangisinde sivil savunmanın tarifi yer almaktadır?

a) Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu

b) Milli Koruma Kanunu

c) Sivil Savunma Kanunu

d) Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu

e) Orman Kanunu

“… çıkabilecek yangınların en aza indirilmesini ve herhangi bir şekilde çıkabilecek yangının can

ve mal kaybını en aza indirerek söndürülmesini sağlamak…”

5. Yukarıdaki açıklama aşağıdaki yazılı yönetmeliklerden hangisine aittir?

a) Belediye İtfaiye Yönetmeliği

b) Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik

c) Sabotajlara Karşı Koruma Yönetmeliği

d) Yedek Personel Erteleme Yönetmeliği

e) Radyasyon Güvenliği Yönetmeliği

6. Aşağıda verilen kanunların sayıları ve isimleri hangisinde doğru verilmiştir?

a) 7126 Sayılı sivil Müdafaa Kanunu

b) 2841 Sayılı Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu

c) 3783 Sayılı Milli Korunma Kanunu

d) 4188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun

e) 3934 Sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu

7. Aşağıda verilen kanunların sayıları ve isimleri hangisinde yanlış verilmiştir?

a) 7126 Sayılı sivil Müdafaa Kanunu

b) 2941 Sayılı Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu

c) 3780 Sayılı Milli Korunma Kanunu

d) 4188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun

e) 3634 Sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu

“…belediye itfaiye teşkilâtının kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklarını, itfaiye memurlarının

niteliklerini, görevde yükselme ve mesleki eğitimlerini, kıyafetlerini, kullanacakları araç, teçhizat

ve malzeme ile denetim usul ve esaslarını düzenlemektir.” 8. Yukarıdaki açıklama aşağıdaki yazılı yönetmeliklerden hangisine aittir?

a) Belediye İtfaiye Yönetmeliği

b) Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik

Page 42: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

43

c) Sabotajlara Karşı Koruma Yönetmeliği

d) Yedek Personel Erteleme Yönetmeliği

e) Radyasyon Güvenliği Yönetmeliği

“…özel güvenlik izninin verilmesi, özel güvenlik şirketlerine ve özel eğitim kurumlarına faaliyet izni

verilmesi,…”

9. Yukarıdaki açıklama aşağıdaki yazılı kanunlardan hangisine aittir?

a) Radyasyon Güvenliği Yönetmeliği

b) Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun

c) Belediye İtfaiye Yönetmeliği

d) Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik

e) Sabotajlara Karşı Koruma Yönetmeliği

“…Fevkalade haller şunlardır: A – Umumi veya kısmi seferberlik, B – Devletin bir harbe girmesi

ihtimali, C – Türkiye Cumhuriyetini de alakalandıran yabancı Devletler arasındaki harb hali.”

10. Yukarıdaki açıklama aşağıdaki yazılı kanunlardan hangisine aittir?

a) Sivil Savunma Kanunun

b) Milli Korunma Kanunu

c) Orman Kanunu

d) Çevre Kanunu

e) Sivil Müdafaa Kanunu

Cevaplar; 1)a, 2)c, 3)b, 4)c, 5)b, 6)a, 7)d, 8)a, 9)b,10)b

Page 43: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

44

3. SİVİL SAVUNMA HİZMETLERİ

Page 44: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

45

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

3.1. Haber Alma Ve Yayma, İkaz Ve Alarm Hizmetleri

3.2. Sığınaklar

3.3. Sığınak Mevzuatı

3.4. Sığınak Çeşitleri

3.4.1. Kullanacaklara Göre Sığınaklar

3.4.1.1. Özel Sığınaklar

3.4.1.2. Genel Sığınaklar

3.4.2. Kullanım Amacına Göre Sığınaklar

3.4.2.1. Basınç Sığınakları

3.4.2.2. Serpinti Sığınakları

3.5. Sığınakta Alınması Gereken Önlemler

3.6. Sığınma Yerleri

3.7. Sığınakta Bulunması Gereken Malzemeler

Page 45: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

46

Anahtar Kavramlar

Sivil Savunma, Sığınak, Mevzuat, Haber Alma, İkaz, Alarm.

Page 46: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

47

3. SİVİL SAVUNMA HİZMETLERİ

3.1. HABER ALMA VE YAYMA, İKAZ VE ALARM HİZMETLERİ

7126 sayılı Sivil Savunma Kanunu gereğince hava saldırıları ile Kimyasal, Biyolojik,

Radyolojik ve Nükleer (KBRN) tehlikelere karşı alınacak tedbirler için hazırlıklı bulunmak,

ikaz ve alarm ile halkı zamanında her türlü sivil savunma tedbirlerini almaya sevk etmek

amacıyla bir haber alma ve yayma, ikaz ve alarm sisteminin tesis edilmiş ve yurt çapında

şehirlerimize siren sistemleri kurulmuştur.

Yurt çapında kurulmuş bulunan Haber Alma ve Yayma, İkaz ve Alarm Sistemlerinin amacı;

hava saldırılarını önceden haber almak ve tehlikeye karşı halkı, kamu ve özel kurum ve

kuruluşları uyararak sivil savunma tedbirlerinin alınmasını sağlamaktır. Bu uyarı,

şehirlerimizde kurulu bulunan siren sistemleri vasıtasıyla ikaz ve alarm verilerek yapılmaktadır.

3.2. SIĞINAKLAR

Teknolojik gelişmelere paralel olarak günümüzde silah ve silah sistemlerinin güç ve yetenekleri

de artmış bulunmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak cephe ve sınır gibi kavramlar bütünü ile

ortadan kalkmış, tüm yurt ve sivil halk saldırı alanı içine girmiştir. Bu büyük tehlikelerden

Silahlı Kuvvetlerin alacağı önlemlerin ve diğer tedbirlerin yanında sığınak yapımına da önem

verilmelidir. Aksi takdirde can ve mal kaybının fazla olacağı tabiidir. Ancak sığınaklardan

beklenilen yararın sağlanabilmesi için sığınak yapımından evvel şu üç önemli prensibin

mutlaka göz önünde bulundurulması gerekir:

(a) Sığınak yapılacak mahallin iyi tespit edilmesi.

(b) Sığınaktan yararlanacakların önceden planlanması.

(c) Yapılacak sığınağın başka amaçlarla kullanılabilir nitelikte olması.

Sığınak yapımında amaç; Can ve mal kaybını en aza indirmek, Hazırlıklı olma imajı verilerek

caydırıcılığı sağlamak, Az masrafla toplu koruma olanağı sağlamaktır.

Sığınağın tanımını yapacak olursak Nükleer, klasik ve modern silahlarla, biyolojik ve kimyasal

savaş maddelerinin tesirleri ile insanlarla, insanların yaşaması ve ülkenin harp gücünün devamı

için zorunlu canlı ve cansız değerleri korumak maksadıyla inşa edilen korunma yerlerine

sığınak denir.

Page 47: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

48

3.3. SIĞINAK MEVZUATI

Sığınaklar konusunda, Bayındırlık ve İskân Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki 180

sayılı KHK'nin 12/e maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanunu ve bu Kanunun 36 ve 44 ncü

maddeleri gereğince, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile Başbakanlık Afet ve Acil Durum

Yönetimi Başkanlığı tarafından hazırlanan "Sığınak Yönetmeliği" bulunmaktadır.

Bu Yönetmeliğin uygulanmasından yapı ruhsatını ve yapı kullanma izin belgesini düzenleyen

idareler yetkili ve sorumludur. Valiliklerin ve Büyükşehir belediyelerinin gerektiğinde denetim

yetkisi saklıdır.

Yönetmeliğin uygulanmasında plan, proje, yapı ruhsatı, yapım, yapı kullanma izni ve kat

mülkiyeti gibi imarla ilgili tereddüde düşülen hususlarda Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın,

diğer hususlarda Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının yazılı görüşü alınır.

3.4. SIĞINAK ÇEŞİTLERİ

Sığınaklar; Kullanacaklara ve Kullanım Amacına Göre Sığınaklar olmak üzere iki grupta

toplanırlar:

3.4.1. Kullanacaklara Göre Sığınaklar

3.4.1.1. Özel sığınaklar

Evlerde, kamu ve özel işyerleri ile fabrika ve müesseselerin bodrumlarında veya bahçelerinde

yapılır. Buralarda oturan ve hizmet edenlerin korunması amacıyla kullanılır.

3.4.1.2. Genel sığınaklar

Halk topluluklarının çok bulunduğu yerlerde veya o anda dışarıda bulunanların korunması için

(Çarşı, pazar, garaj, liman, istasyon gibi) trafiğin yoğun bulunduğu mahallerde, hükümet,

belediye ve özel idare tarafından müştereken yapılırlar.

3.4.2. Kullanım Amacına Göre Sığınaklar

3.4.2.1. Basınç sığınakları

Nükleer silahların ani (ışık, ısı, basınç ve ilk radyasyon) ve kalıntı (radyoaktif serpinti)

etkileriyle, klasik ve modern silahların tesirlerine, kimyasal ve biyolojik savaş maddelerine

karşı korunmak amacıyla inşa edilen sığınaklardır.

Page 48: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

49

3.4.2.2. Serpinti sığınakları

Nükleer silahların radyoaktif serpinti etkilerine karşı korunmak amacıyla inşa edilen

sığınaklardır. Bu sığınaklar; kimyasal ve biyolojik savaş maddelerine, nükleer silahların

zayıflamış basınç ve ısı tesirlerine ve klasik ve modern silahların parça tesirlerine karşı da

korunma sağlarlar.

Serpinti Sığınaklarının Özellikleri:

Büyüklük: Serpinti sığınaklarında insan başına en az 1 metrekarelik yer ayrılır. İç yüksekliği

ise 2.40 mt (2 metre 40 santim) den az olamaz.

Duvar Kalınlığı: Serpinti sığınaklarının duvar kalınlığı en az 60 cm beton, 75 cm tuğla veya taş

ya da 90 cm sıkıştırılmış topraktan veya eşdeğer diğer malzemeden olmalıdır.

Giriş Yeri: Sığınağın girişi demir kapılı ve en az bir adet dik açı dönüşlü olmalıdır.

Havalandırma: Sığınağın çeşidi ne olursa olsun hem mekanik ve hem de tabii havalandırma ile

yeterli olmalı, tabii havalandırma menfezlerle, mekanik havalandırma klima cihazı ile

sağlanmalıdır. Havalandırmada radyoaktif serpinti ile kimyasal gazların içeriye girişini önleyici

filtre sistemi kullanılmalıdır.

Hijyenik Tedbirler: Helalar mümkünse kanalizasyona bağlanmalı, klozet tipi hela

kullanılmalıdır. Yiyecek artıkları kapalı kaplarda naylon poşetlerin içinde biriktirilmelidir.

3.5. SIĞINAKTA ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

Sığınaklarda alınması gereken önlemler aşağıda maddeler halinde belirtilmiştir.

Sığınaklardan kimlerin ne şekilde yararlanacağı önceden tespit edilmelidir.

Sığınağın havasını bozmadan çalışabilen bir aydınlatma tertibatı bulunmalıdır.

Sığınaklara gereksiz eşya konulmamalıdır.

Dışarı ile haberleşme tertibatı sağlanmalıdır.

Yangınlara karşı gerekli önlemler alınmalıdır.

Yemeklerin pişirilmesinde gaz ocağı tercih edilmeli ve oksijeni azaltmamak için

zorunlu hallerde kullanılmalıdır.

Her 60 erkek için 1 adet WC + 1 adet pisuar + 1 adet lavabo, her 40 kadın için 1 adet

WC +1 adet lavabo bulunmalıdır. Atıkların dışarı atılmasında ağzı kapalı kaplar ve

plastik torbalar kullanılmalıdır.

Yatmak için ikili hatta üçlü ranzalar konulmalı, bu ranzalardan oturmak için de

yararlanılmalıdır.

Page 49: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

50

Sığınağa girerken yeteri miktarda gıda ve sağlık malzemesi ile gerekli araç ve gereç

unutulmamalıdır.

Kirlenmiş araziden gelindiğinde, sığınağa girmeden evvel gerekli temizlik

yapılmalıdır.

3.6. SIĞINMA YERLERİ

Buraya kadar anlatılanlar nizami ölçülerde yapılan sığınaklar hakkında gerekli bilgileri

içermektedir. 3194 sayılı İmar Kanuna göre düzenlenmiş imar yönetmeliklerinde sığınak

yapımı yasal zorunluluk olmasına rağmen ülkemizdeki mevcut yapı stoklarının durumu

nedeniyle herhangi bir tehlike karşısında daha pratik önlemler almak zorunluluğu ortaya

çıkmaktadır. Sığınak bulunmayan ev veya işyerlerimizin bazı bölümlerini sığınma yeri olarak

kullanabiliriz.

Sığınma Yerinde Aşağıdaki Özellikler Aranır;

Kimyasal harp malzemelerine karşı kullanılacak sığınma yerleri üst katlarda ve

penceresi az olan yerlerden seçilmeli, gaz girişini önlemek amacıyla pencere ve kapı

aralıkları macun, bant veya çamaşır suyuna batırılmış bezlerle kapatılmalıdır.

Klasik ve Nükleer silahlara karşı kullanılacak sığınma yerleri mümkünse bordum

katlarında, dışarıya penceresi az tavan ve duvarları sağlam yerlerden seçilmeli, kapı ve

pencereleri kum torbaları ile takviye edilmelidir.

Sığınma yerlerinde sığınakta bulunması gereken malzemeler bulunmalıdır.

Sığınma yeri olarak seçilecek mahallin sığınak kadar koruyucu olmayacağı tabiidir.

Ancak seçilecek bu yerin mümkün olduğu kadar sığınaktaki özellikleri taşımasına

gayret gösterilmelidir.

3.7. SIĞINAKTA BULUNMASI GEREKEN MALZEMELER

Dışarıdaki radyoaktif serpinti veya kimyasal gaz etkisinin geçmesi için belirli bir süre sığınakta

kalmak mecburiyeti hâsıl olabilir. Bu nedenle bütün ihtiyaçlar düşünülerek sığınak içerisindeki

hayat buna göre organize edilmeli ve aşağıda belirtilen malzeme ve tedbirler alınmalıdır;

Mevsime göre şahsi giyim eşyaları, temizlik ve tuvalet malzemeleri,

Yatak malzemesi, " Bir kaç gün yetecek gıda maddeleri, içmek ve kullanmak için su,

el kovası, tabak, bardak, kaşık, çatal vs.

Aydınlatma malzemesi; gemici feneri, el feneri ve yedek piller vb.

Page 50: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

51

Yemek pişirmek için gaz ocağı,

Isıtma tertibatı,

Çöpleri koymak için ağzı kapalı çöp bidonu,

Sıhhi malzeme, ilk yardım çantası ve lüzumlu ilaçlar,

Basit aletler ve tamir takımı,

Pilli radyo ve yedek pilleri, saat,

Kitap vs. bazı eğlence malzemeleri,

Mümkünse basit radyasyon ölçme aleti.

Halkın oturduğu bina veya işyerinde donatacağı sığınak veya sığınma yerlerinde birkaç günlük

yiyecek, içecek ve sağlık, yangın söndürme araç, gereçleri bulundurulmasına dikkat

edilmelidir.

İçeceklerin kapalı kaplarda, yiyeceklerin konserve şeklinde, sağlık malzemelerinin de orijinal

kap veya kutularında bulundurulmalarına dikkat edilmelidir (URL-3).

Page 51: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

52

3. Bölüm Soruları 1. Aşağıdakilerden hangisi “KBRN”nin açılımıdır?

a) Kulak, burun, boğaz

b) Kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer

c) Karayolu, bariyer, radyasyon

d) Genetik, biyolojik, radyolojik ve nükleer

e) Kimyasal, genetik, radyasyon ve nükleoid

I. Sığınak yapılacak yerin daha önceden tespit edilmesi

II. Sığınaktan yararlanacakların belirlenmesi

III. Yapılacak sığınakların başka amaçlarla kullanılabilir olması

2. Aşağıdakilerden hangisi sığınak yapımından önce göz önünde bulundurulması gereken

prensiplerden biridir?

a) I

b) II

c) III

d) I ve II

e) I-II-III

I. Can ve mal kaybını en aza indirmek

II. Caydırıcılığı sağlamak

III. Çok masrafla Toplu koruma sağlamak

3. Yukarıdakilerden hangisi sığınak yapımından önce göz önünde bulundurulması gereken

prensiplerden biridir?

a. I

b. II

c. III

d. I ve II

e. I-II-III

“Nükleer, klasik ve modern silahlarla, biyolojik ve kimyasal savaş maddelerinin tesirleri ile

insanlarla, insanların yaşaması ve ülkenin harp gücünün devamı için zorunlu canlı ve cansız

değerleri korumak maksadıyla inşa edilen korunma yerlerine denir.”

4. Yukarıdaki ifade aşağıdakilerden hangisine aittir?

a) Sığınak

b) Kulübe

c) Bariyer

d) Mevzii

e) Korunak

5. Sığınaklar kaça ayrılır?

a) 5

b) 6

c) 2

d) 3

e) 4

“Halk topluluklarının çok bulunduğu yerlerde veya o anda dışarıda bulunanların korunması için

(Çarşı, pazar, garaj, liman, istasyon gibi) trafiğin yoğun bulunduğu mahallerde, hükümet, belediye

ve özel idare tarafından müştereken yapılırlar.”

6. Yukarıdaki ifade aşağıdakilerden hangisine aittir?

a) Genel sığınak

b) Özel sığınak

c) Toplu sığınak

d) Basınç sığınak

e) Serpinti sığınak

Page 52: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

53

Nükleer silahların ani (ışık, ısı, basınç ve ilk radyasyon) ve kalıntı (radyoaktif serpinti) etkileriyle,

klasik ve modern silahların tesirlerine, kimyasal ve biyolojik savaş maddelerine karşı korunmak

amacıyla inşa edilen sığınaklardır.

7. Yukarıdaki ifade aşağıdakilerden hangisine aittir?

a) Genel sığınak

b) Özel sığınak

c) Toplu sığınak

d) Basınç sığınak

e) Serpinti sığınak

8. Aşağıdakilerden hangisi sığınaklarda alınması gereken önlemlerden biri değildir?

a) Sığınaklara gereksiz eşya konulmamalı

b) Dışarı ile haberleşme kesilmeli

c) Yangınlara karşı önlem alınmalı

d) Yeteri miktarda gıda ve sağlık malzemesi sağlanmalı

e) Aydınlatma tertibatı sağlanmalı

9. Aşağıdakilerden hangisi sığınaklarda bulunması gereken malzemeleredn biri değildir?

a) Isıtma tertibatı

b) Yemek pişirmek için gaz ocağı

c) Basit aletler ve tamir bakımı

d) Çerçeve

e) El feneri

3194 sayılı .................... göre düzenlenmiş imar yönetmeliklerinde sığınak yapımı yasal zorunluluk

olmasına rağmen ülkemizdeki mevcut yapı stoklarının durumu nedeniyle herhangi bir tehlike

karşısında daha pratik önlemler almak zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.

10. Yukarıdaki ifade de boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?

a) Sivil savunma

b) İmar kanununa

c) Orman kanunu

d) Çevre kanunu

e) Milli parklar kanunu

Cevaplar; 1)b 2)e 3)d 4)a 5)c 6)a 7)d 8)b 9)d 10)b

Page 53: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

54

4. GÖNÜLLÜLÜK

Page 54: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

55

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

4.1.Gönüllülük ve Gönüllü Kavramı

4.2.Gönüllüler ve Sivil Toplum Kuruluşları

4.3.Toplumda İnsanları Gönüllü Olmaya İten Nedenler

4.3.1.Manevi zenginleşme

4.3.2.Öz Güven Gelişimi

4.3.3.Uyum ve Eş Güdüm Becerisi Kazanma

4.3.4.Toplumsal Statü ve Konumda Artış

Page 55: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

56

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

Siz hiç gönüllü olarak toplum yararına bir faaliyette bulundunuz mu?

İnsanlar niçin gönüllü olarak başkalarına yardım ederler?

Gönüllü olarak iyi bir faaliyette bulunduğunuzda çevrenizdeki insanların size bakış açıları değişiyor

mu?

Etrafınızda hiç gönüllü kuruluş var mı?

Sizce gönüllü faaliyetlerde bulunmak için zengin olmak şart mıdır?

Page 56: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

57

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım

Kazanımın nasıl elde

edileceği veya

geliştirileceği

Gönüllülük ve Gönüllü

Kavramı

Gönüllülük ve gönüllü

kavramlarını öğrenir.

Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması

Gönüllüler ve Sivil Toplum

Kuruluşları

Sivil toplum kuruluşlarının

insan kaynağını anlayabilir.

Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması

Toplumda İnsanları Gönüllü

Olmaya İten Nedenler

Gönüllülüğün insana

kazandırdığı maddi ve

manevi değerleri kavrar

Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması

Page 57: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

58

Anahtar Kavramlar

Gönüllülük, Gönüllü kavramı, Manevi zenginleşme, Öz güven gelişimi, Uyum ve eş güdüm

becerisi kazanma

Page 58: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

59

Giriş

Bu bölümde gönüllü ve gönüllülük kavramları işlenecektir. İnsanlar gönüllü olarak başka

insanlar için bir şeyler yapmak isterler. Ama bunun için uygun araçlar ve ortamı oluşturmak

her zaman için mümkün olmaz. Bu ortamı sağlamak için gönüllülerin bir araya gelerek

oluşturdukları gruplar, platformlar ve kuruluşlar vardır. Gönüllülerin oluşturdukları en işlevsel

yapılar sivil toplum kuruluşlarıdır. Bu kuruluşlarda daha iyi organize olmak ve daha verimli

çalışmalar yapmak mümkündür. Afet uzmanlarının sosyal sorumluluk ve sosyal sermaye

kavramlarından sonra bilmeleri gereken bir diğer kavram da gönüllüktür. Mevcut olan

sorumluluk duygusu ve sosyal sermaye, gönüllülükle buluştuğu sürece sivil organizasyonlara

dönüşür ve verimli hâle gelebilir. Bu nedenle insanların nasıl ve niçin gönüllü olduklarını

anlamak gerekir.

Page 59: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

60

4. GÖNÜLLÜLÜK

4.1. GÖNÜLLÜLÜK VE GÖNÜLLÜ KAVRAMI

Tarih boyunca insanlık; çevre, sağlık, barınma, doğal afetler gibi birçok sorunla karşılaşmıştır.

Bu sorunların çözülebilmesi için her şeyden önce kamusal örgütlü yapılar oluşturmuştur. Bu

kamusal yapılar toplumun birçok ihtiyacını ve sorununu gidermekle birlikte tam olarak başarılı

olabilmeleri, hem sahip oldukları kapasite hem de işleyişindeki aksaklıklar nedeniyle mümkün

olmamıştır.

Ortaya çıkan ihtiyaçlar, duyarlılığı olan bireyleri bir şeyler yapmaya itmiştir. Toplumsal

duyarlılığa sahip kişiler tamamen kendi istek ve arzuları doğrultusunda faaliyetlerde

bulunmuşlardır. Bu nedenle kamusal faaliyetlerden farklı olarak toplumun duyarlılıklarını

önceleyen, kendi istek ve iradeleriyle hareket eden gönüllüler ortaya çıkmıştır. Hiçbir zorlama

ve baskı olmaksızın yapılan bu faaliyetler gönüllü faaliyetler olarak nitelendirilir. Gönüllülük,

bir bireyin maddi karşılık beklemeden ya da başka bir çıkar beklentisi içinde olmadan, ailesi ya

da yakın çevresi dışındaki bireyler için yalnızca içinden gelerek ve doğru olduğuna inanarak,

bir toplumsal girişime ya da bir sivil toplum kuruluşu (STK) bünyesindeki etkinliklere destek

olması biçiminde tanımlanabilir.

Gönüllülük kavramı toplumun bir bölümünü veya tamamını ilgilendiren sorunlarını hiçbir

maddi kazanç beklentisi olmadan çözme inisiyatifini gösterme iradesidir. Bunu yaparken temel

amaç toplumsal fayda, gelişmişlik ve ortaya çıkan sorunsala dikkat çekme eğilimidir.(Kaya,

2013)

Gönüllülük; kişinin herhangi bir çıkar beklentisi olmaksızın kendi yakını olsun olmasın

herkesin, yaşam şartlarını üst seviyeye çıkarmak veya her türlü toplumsal refah için tamamen

kendi özgür iradesi kapsamında toplum içinde oluşan veya bir sivil toplum kuruluşu içinde

yapılan faaliyetlere destek olma biçimi olarak tanımlanabilir. Gönüllüler, tecrübe, anlayış,

paylaşma, olumlu insani ilişkiler, eğitimli olma gibi özelliklere sahip olabilecekleri yanında bu

özellikte olmasalar da içinde yaşanılan toplumda bir şeyler yapma isteğinde olan kişilerden de

oluşabilir. Bu çerçevede samimiyet, çok önemli bir yere sahiptir. (Güder ve ÖSGD 2006:1)

Tüm dünyada toplumsal fayda amaçlı ortaya çıkan gönüllülük birçok alanda kendini

göstermektedir; “Yoksulluğu yok etmek, temel sağlık ve eğitim hizmetlerini iyileştirmek,

insanlara güvenli su kaynağı ve sağlıklı koşullar sağlamak, çevre sorunlarından ve iklim

değişimlerinden kaynaklanan sorunlarla başa çıkmak , afet riskini azaltmak, sosyal dışlanmayla

Page 60: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

61

ve şiddete meydan veren ihtilaflarla mücadele etmek bunlardan sadece bazıları” (Birleşmiş

Milletler Gönüllüleri, 2011:xx)’dır.

Gönüllülük, bir görev değil seçimdir; ücretli çalışmaya bir alternatif değil, ücretli çalışanın da

uygulayabileceği bir konsepttir; başkalarının hak ve kültürlerine saygıdır; insan haklarını ve

eşitliği savunmaktır; katılımcı demokrasinin en temel öğelerinden biridir; kişilerin şahsi

menfaat beklemeksizin topluma sunduğu hizmet sayesinde kendini geliştirebilmesidir.

(www.art4development.net:2006) Paylaşımcılık temelinde yer alan gönüllülük; kişisel

motivasyon, karşılıklı güven ve takım ruhuyla hayat bulur. (www.art4development.net:2006)

Tüm bu tanımlamalarda vurgulanan ortak nokta; gönüllülükte maddi bir çıkar gözetilmemiş

olması ve hiçbir dış baskı olmadan bütünüyle kişilerin kendi arzusuna bağlı olarak zevkle

gerçekleştirdikleri bir eylem olmasıdır. Gönüllülük, sadece kişiye özgü bir olgu değildir, tüzel

kişiliği de kapsayan bir hareket tarzıdır.” (Akatay ve Yelkikalan, 2007)

Gönüllülük, geleneksel yardımlaşma, sosyal hizmetlerin ulaştırılması ve farklı sivil katılım

yolları gibi çok çeşitli aktiviteleri işaret eder. Gönüllülük özgür irade ile toplumun genelinin

iyiliği için yapılan bir faaliyettir. En önemlisi, gönüllülük vatandaş olmanın bir ifadesi ve içinde

bulunduğumuz insani ilişkilerin ayrılmaz bir parçasıdır: dayanışma, bağlılık ve katılım gibi

fikirlerden esinlenen gönüllülük hem toplumların hem de bireylerin refahına katkı sağlar.

Gönüllülük, tüm farklı çeşitleri ile tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok uzun süredir var

olmaktadır. Türk toplumu geleneksel olarak gönüllülüğe değer vermiş, ancak gönüllülüğün bir

topluma sağladığı potansiyel katkıları tam olarak fark edip kullanmayı henüz tam anlamıyla

başaramamıştır. Türkiye’de gönüllülüğün gelişimi, genel anlamıyla sivil toplum ve vatandaş

katılımının 1980’li yıllardan beri yaşadığı dönüşümün bir parçası olarak değerlendirilmelidir.

1980 yılındaki askeri darbenin sonucu olarak, neredeyse tüm sivil toplum kuruluşları

yasaklanmış, pek çok sivil toplum kuruluşu ise tamamen kapatılmıştır. 1990’lı yıllarda sivil

toplum yeni bir ivme ve yarattığı etki bakımından yeni bir önem kazanmıştır: Toplum

Gönüllüleri Vakfı ve Eğitim Gönüllüleri Vakfı gibi Türkiye’deki en büyük gönüllü kuruluşlar

bu dönemde kurulmuştur (URL 15).

Gönüllülük, sadece kişiye özgü bir olgu değildir, tüzel kişiliği de kapsayan bir olgudur. Kişinin

asli işlerinin haricinde tamamen kendiliğinden ortaya çıkan gönüllülük bireysel olabileceği gibi

bir sivil toplum örgütü içerisinde, örgütlü de gerçekleşebilmektedir. Gönüllüler bireysel hareket

edebildiği gibi çoğu zamanda örgütlü ve organize hareket eden yapılar içinde de faaliyet

gösterirler.

Gönüllüler sahip oldukları maddi imkânları paylaşabildikleri gibi, tecrübe, bilgi, zaman, beceri

ve emeklerini de paylaşabilirler. Tüm dünyada toplumsal fayda amaçlı ortaya çıkan gönüllülük

Page 61: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

62

birçok alanda kendini göstermektedir. Yoksulluğu yok etmek, temel sağlık ve eğitim

hizmetlerini iyileştirmek, insanlara güvenli su kaynağı ve sağlıklı koşullar sağlamak, çevre

sorunlarından ve iklim değişimlerinden kaynaklanan sorunlarla başa çıkmak, afet riskini

azaltmak, sosyal dışlanmayla ve şiddetle mücadele etmek bunlardan bazılarıdır.

Gönüllülerin en belirgin özelliği herhangi bir maddi beklenti içinde olmamalarıdır. İçinde

yaşamış oldukları toplum için bir şeyler yapma duyarlılığı içinde olan kişilerdir. Tamamen

kendi özgür iradeleri ile hareket ederler. Zaten gönüllülüğün en yaygın tanımı da bu özelliğe

vurgu yapar. Gönüllük “kişisel menfaatten ziyade, toplumun ortak menfaatlerini ve

beklentilerini karşılamaya çalışan bireysel ve organize davranışlar bütünüdür” şeklindedir.

“Ben de bir şeyler yapabilirim.” düşüncesiyle; maddi olanaklarını, zaman, emek ve bilgilerini,

insani ya da toplumsal bir amaç için ortaya koyanlar gönüllü olarak adlandırılmaktadır.

Birleşmiş Milletler 2001 yılını Uluslararası Gönüllü Yılı seçmişti. Ayrıca yine Birleşmiş

Milletler tarafından her yılın 5 Aralık günü de Uluslararası Gönüllülük Günü olarak seçilmiştir

(URL 16).

4.2. GÖNÜLLÜLER VE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI

Sivil Toplum Kuruluşları’nın misyonlarını gerçekleştirmek için yürüttükleri faaliyetlere

bağışları, uzmanlıkları ve zamanlarıyla destek veren gönüllüler sivil toplum kuruluşlarının

insan kaynaklarının önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Sivil toplumu ilgilendiren mevzuatta

gönüllülük tanımı bulunmazken; birçok STK gönüllülerle ilişkilerini kurum içinde oluşturulan

politikalar üzeriden belirlemektedir (URL 17).

Geniş bir gönüllü tabanına sahip bir STK öncelikle, çalıştığı sorunsalı ve uğraş alanını doğru

saptamış, bunu topluma iyi anlatmış ve toplumdaki başka bireyler tarafından da

sahiplenilmesini sağlamış demektir. Üyeler, gönüllüler, bağışçılar, bir STK'nın gücünün en

önemli unsurlarıdır. Bu tabanın genişlemesi, STK'nın toplumsal taleplerin sözcüsü olma

meşruiyetini artırır. Geniş ve nitelikli bir gönüllü tabanı, STK'nın parasal olanaklarıyla belki de

hiç bir zaman sahip olamayacağı bir insan kaynağını maddî bir harcama yapmadan

kullanabilmesi demektir. Kaldı ki, böyle bir parasal güce sahip olan bir STK için bile,

profesyonel hizmet alımı yerine gönüllü gücünü kullanabilmek önemli bir meziyettir. Çünkü

katılımı sağlamak, bir STK'yı gerçekten sivil ve toplumsal kılan bir beceridir. Bir özel şirketle

bir STK'nın önemli farklarından biridir bu aynı zamanda. Hemen bütün STK'lar çeşitli

nedenlerle gönüllü katkıya ihtiyaç duyabilir. Gönüllüler aynî ve maddî kaynaklara

ulaşılmasından, yönetime destek olmaya; toplumda katılımcılığın özendirilmesinden,

Page 62: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

63

kuruluşun başarısının ve hizmetlerinin yayılmasına kadar çok farklı işlevler üstlenebilir. Hem

gönüllünün hem de STK'nın birbirini seçme hakkı vardır (URL 18).

Bir sivil toplum kuruluşunda gönüllü olarak faaliyette bulunmak için, o kuruluşa üye olmak şart

değildir. Gerçi literatürde bu konu tartışmalıdır. Bazı yazarlar gönüllüyü, bir kuruluşa üye

olmadan da etkinliklerde yer alan kişi olarak da tanımlamaktadır. Bunlar, üye ile gönüllünün

farkına vurgu yaparlar. Bunlara göre üyeler her zaman gönüllü anlamına gelmez. Ama bu

ayırımı yapmak zordur. Bir işçi sendikasına üye olan işçi veya engelliler derneğine üye olan bir

engelli kendi menfaatlerini korumak için üye olmuş olabilirler ve gönüllü olup olmadığı

tartışılabilir. Ama sokak hayvanlarını koruma derneğine üye olan ve faaliyette bulunan birisi

için buradan bir menfaat elde edeceğini dolayısı ile gönüllü kabul edilip edilmeyeceğini

tartışmak mümkün değildir. Biz bu tartışmalardan uzak olarak bir sivil toplum kuruluşuna üye

olsun veya olmasın, herhangi bir idari zorlama olmadan kendi iradesi ile topluma faydalı

olmaya çalışan kişileri gönüllü kabul ediyoruz. O hâlde sivil toplum kuruluşlarına üye olanlar

da olmayanlar da gönüllü kabul edilir. İstisnai durumlar her zaman ve her olgu ve olayda söz

konusu olabilir ve göz ardı edilebilir. Zaten sivil toplum kuruluşlarının bir diğer adı da gönüllü

kuruluşlardır.

Gönüllüler, sivil toplum kuruluşlarının misyonlarının gerçekleştirilmesinden başlayarak

STK’lara çok yönlü faydalar sağlamaktadırlar. Bütün gönüllülerin farklı bilgi ve becerilere

sahip olmaları ve aynı zamanda yaratıcı ve geliştirici olmaları kurum adına fayda sağlayacak

bir durumdur. Böylelikle STK’lar bir olayı birçok farklı gözden görebilmekte ve yeni yaratıcı

bakış açıları edinebilmektedirler. Her yeni ve profesyonel katkı kurumun verimliliğine somut

katkılar sağlamaktadır.

Gönüllüler, sivil toplum kuruluşlarının toplumdaki temsilcileri oldukları kadar aynı zamanda

sivil toplum kuruluşları içerisinde toplumun temsilcileridirler. Gönüllülerin bir sivil toplum

kuruluşuna üye olmalarının en büyük etkenleri arasında o kuruluşun faaliyetlerine ilgi duyması

ve o alanda katkı yapma isteği gelmektedir. Örneğin kanser hastalarına destek olmak için

kurulmuş bir STK üzerinden değerlendirildiğinde bu STK’larda gönüllü olmak isteyen

bireylerin çoğunluğunun ailesinde, akrabalarında ve yakın çevresinde bu hastalıkla karşılaşmış

ve bu hastalığa sahip olan bireyler için gerçekten gönülden bir şeyler yapma isteği olan bireyler

olduğu görülür. Bu açıdan bu gönüllülerin birçoğu hastalığı yakından tanıyan ve bu hastalığa

sahip olan kişilerin ihtiyaç ve isteklerini bizzat yaşayarak bilen bireyler olacaktır. Toplumun

gereksinimini bilen, toplumun temsilcisi olan gönüllüler STK’lara katkı sağlayarak kurumun

faaliyetlerini geliştirebilir ve farklı projelerin üretilmesinde fikir ortaya koyarak kurumun

etkinliğinin artmasında fayda sağlayabilirler. (Güngör ve Çölgeçen, 2013)

Page 63: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

64

Gönüllü sayısı çok olan bir sivil toplum kuruluşu başarılı bir kuruluş demektir. Çalıştığı alanın

faaliyetlerini, hizmetlerini insanlara benimsetmiş demektir. Geniş bir gönüllü kitlesi olan bir

STK, çok büyük maddi imkânlarla yapılabilecek faaliyetlerin yerine getirilmesini sağlar. Bu

gönüllülerin ücretsiz iş gücü gibi algılanması tehlikesine yol açmamalıdır. Böyle bir yaklaşım

gönüllünün özveride bulunmasını engeller. Yapılan işin manevi açıdan bireye bir tatmin

sağladığı unutulmamalıdır.

Aynı şekilde gönüllüler de gönüllü faaliyetlerini; boş zamanların geçirildiği, plansız

programsız, sorumluluk üstlenmeden, istendiği zaman vazgeçilecek bir iş olarak görmemelidir.

Gönüllüler her sorumluluğu üstlenmek zorunda değildir ama üstlendiği sorumluluk ne kadar

basit olursa olsun onu mutlaka yerine getirmelidir.

Sivil toplum kuruluşlarında çalışan gönüllülerin yönlendirilmesi ve verimli bir şekilde

çalışmalarının sağlanması önemlidir. Profesyonel ekipler ile gönüllüler ilişkisinde profesyonel

ekibin, gönüllüye yaklaşımı, gönüllünün devamlılığı açısından önemlidir. Personel,

gönüllülerin verdiği hizmetin “gönüllü” olduğunu unutmamalıdır. Kurum içinde gönüllülerle

ilişkiler hiyerarşiden uzak, empatiye dayalı olmalıdır. En başta gönüllülerin çalışma konusunda

bilinçlenmesi gerekmektedir. Gönüllü koordinatörü gönüllüler için iş tanımlarını yapmalı, bu

iş tanımı çerçevesinde eğitimlere katılmalarını teşvik etmelidir. Koordinatör, gönüllülerin

motivasyonunu güçlü tutmak amacıyla etkin çalışan personeli ödüllendirmek gibi yöntemler

izleyebilir.

Diğer bir konu çalışmaların gönüllülerle birlikte değerlendirilmesidir. Bu değerlendirme

gayriresmî olmalıdır. Değerlendirme toplantısını, gönüllüye form doldurtma şeklinde yapmak

yerine karşılıklı konuşarak yapmak daha etkilidir. Gönüllüyü dinlemek ve onun daha iyi hizmet

verebilmesi için beraber neler yapılabileceğini konuşmak iki taraf için de yararlı olacaktır.

İş tanımı yapılmış olan gönüllü STK ekibi ile birlikte yapılan bu değerlendirme sonucunda ne

kadar başarılı olduğunu görebilmelidir. Bu değerlendirme sırasında STK-gönüllü ilişkisindeki

durum, verimlilikler ve eksiklikler de ortaya konarak tahlil edilebilir. Değerlendirme sayesinde

gönüllü, hizmetlerinin sonucunu görecektir. Belirli aralıklarla yapılan değerlendirmeler

sayesinde gönüllü, güçlü ve zayıf yanlarını öğrenerek kendini geliştirmeye yönelecektir.

Bu geri bildirimler ve tahliller düzenlenecek eğitimlere de yön verecektir. Değerlendirmede

çoğu gönüllünün belli bir konuda sorun yaşadığı görülürse, o sorunun çözümü için ek bir eğitim

düzenlenebilir. Ayrıca gönüllüler içinde başarıları ile öne çıkan kişiler için ek sorumluluklar

düşünülebilinir. Bu şekilde gönüllülere geri bildirimlerde bulunmak onlara duyulan saygının da

gereğidir.

Page 64: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

65

4.3. TOPLUMDA İNSANLARI GÖNÜLLÜ OLMAYA İTEN NEDENLER

Kişiler bir sivil toplum kuruluşunda sürekli olarak (tam zamanlı veya yarı zamanlı) ya da belirli

projelere katılmak suretiyle gönüllü olarak faaliyet göstermektedir. Kişilerin gönüllü

faaliyetlere katılımı, onların birtakım beklentilerinin/amaçlarının karşılanmasıyla doğru

orantılıdır. Kişi, kendisine sosyal bir çevre edinmek, inandığı bir çalışmayı veya kuruluşu

desteklemek istemekte; ilgili STK’da yapılan işleri eğlenceli bulmakta ve dolayısıyla orada

bulunmaktan zevk almaktadır. Ayrıca yeni bir arkadaş ve dost çevresi edinmek istemektedir.

Sosyal gereksinimlerden olan aidiyet duygusunu yaşamak ihtiyacındadır (URL 19).

Gönüllüler kendi iradeleri ile faaliyete geçerler. Onları faaliyete geçirmek için dışarıdan gelen

bir baskı söz konusu değildir. Ama telkinler tabii ki olabilir. Nihayetin de insanın sahip olduğu

iradenin ve içsel enerjinin harekete geçmesi mutlaka yine içsel veya dışsal bir etkiye bağlıdır.

Gönüllüleri gönüllü olmaya iten nedenler psikologların konusu olmakla birlikte yapılan

mülakatlardan kişilerin niçin gönüllü oldukları anlaşılmaktadır.

Gönüllüler yaptıkları fedakârlık karşısında bir kazanç beklememektedirler ama bu faaliyetler,

bireylere çeşitli nitelikler kazandırabilmektedir. Bu kazançlar, bir anlamda bireyleri gönüllü

olarak çalışmaya sevk eden nedenlerle örtüşmektedir:

4.3.1. Manevi Zenginleşme

Karşılık beklemeden topluma faydalı bir şeyler yapmak insanın manevi olarak huzurlu olmasını

sağlamaktadır. Yine kendisinde var olan birtakım yetenekleri başkalarıyla paylaşmak kardeşlik

ve sevgi duygularını ortaya çıkarmaktadır. Bireyler bu sayede, inandığı bir çalışmayı veya

kuruluşu destekleyerek, inandıklarını uyulamaya geçirememe gerginliğini yenmekte ve

vicdanını rahatlatmaktadır.

4.3.2. Öz Güven Gelişimi

Gönüllü olarak çalışan kişiler kendilerini ihtiyaç duyulan birisi olarak görmekte ve varlıklarının

daha derin farkına varmaktadırlar. Gönüllü faaliyetleri sonucunda ortaya konan sonuçlar

bireyin başka toplumsal projelerde kendine güveninin artmasını sağlamaktadır. Başkaları ile

organizeli bir şekilde yapılan işler bireyin toplumsal iş birliği deneyimini arttırmakta, topluma

ve kendine yabancılaşmasını önlemektedir. Aynı şekilde sadece kendi iradesi ile iş yapması,

birey olma bilincini arttırmaktadır.

Page 65: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

66

4.3.3. Uyum ve Eş Güdüm Becerisi Kazanma

Gelişmiş toplumların belki de en önemli farklılıklarından biri bireylerin uyum ve eş güdüm

içerisinde çalışabilmeleridir. Bu hem ekonomik hem de sosyal zenginliğe giden yoldur. Gönüllü

kuruluşlarda insanlara yetenekleri ve birikimleri doğrultusunda, kendi istekleri de göz önünde

bulundurularak, işler yapması istenilir. Bu faaliyetlerde normal sosyal hayattan farklı olarak

çıkarlar ve benlikler pek çatışmaz. Çıkarlar ve benlikler uyumlu ve eş güdümlü çalışmayı

engelleyen faktörlerdir. Gönüllü çalışmalar sonucunda ortaya çıkan uyum ve eş güdümün zor

olduğu bireysel yarar değil, kamusal yarardır. Bireyler gönüllü faaliyetler sayesinde ekip

çalışması deneyimi kazanmaktadırlar. Gönüllüler, belli bir hedef doğrultusunda uyum, iş

bölümü ve iş birliği gerektiren bir disiplinle çalışmayı öğrenerek kendilerini geliştirmekte ve

böylece yeni beceriler kazanmaktadırlar. Gönüllüler içerisinde daha geniş sorumluluklar

üstlenen ve ekibin eş güdümünü yürüten bireyler ise, bu süreçte liderlik niteliklerini

geliştirmektedirler.

4.3.4. Toplumsal Statü ve Konumda Artış

Bütün toplumlarda toplum yararına gönüllü çalışan kişilerin toplum içindeki saygınlığı ve

itibarı artmaktadır. Çünkü karşılık beklemeden yapılan yardımlar insanlar tarafından takdir

edilmektedir. Gönüllüler yardımda bulundukları kişilerden takdir görmek veya onları minnet

altında bırakmak gibi düşüncelerden uzaktırlar. Mütevazı kişilerdir. Gönüllülerin bu faaliyetleri

örnek davranış modelleri olarak yüceltilmekte ve toplumun diğer bireylerinin gönüllü

faaliyetlerde yer almaları için teşvik unsuru olarak kullanılmaktadır.

4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak

Gönüllü insanlar kendilerine yeni arkadaşlıklar kurarak, sosyal bir çevre edinerek, yalnızlıktan

kurtulmaktadırlar. Toplumsal ilişkileri gelişmiş olmayan bireyler için gönüllü çalışma, önemli

bir sosyalleşme imkânı sağlamaktadır. Arkadaş ortamı sayesinde yapılan işler daha kolay ve

eğlenceli gelmekte, dolayısıyla orada bulunmaktan zevk alınabilmektedir. Bireyin bir topluluk

içinde aynı duygu ve düşüncelerle hareket etmesi aidiyet duygusunu yaşamasını sağlamaktadır.

Burada saydıklarımız sadece öne çıkan nedenler olarak düşünülmelidir. İnsan gibi birçok duygu

ve düşünceye sahip bir varlığın, eylemleri için yine birçok nedeni olabilir. Dolayısıyla bu

nedenleri siz de düşünüp çoğaltabilirsiniz.

Page 66: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

67

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Gönüllülük, bir bireyin maddi karşılık beklemeden ya da başka bir çıkar beklentisi içinde

olmadan, ailesi ya da yakın çevresi dışındaki bireylerin için yalnızca içinden gelerek ve doğru

olduğuna inanarak, bir toplumsal girişime ya da bir Sivil Toplum Kuruluşu (STK) bünyesindeki

etkinliklere destek olması biçiminde tanımlanabilir. “Ben de bir şeyler yapabilirim”

düşüncesiyle; maddi olanaklarını, zaman, emek ve bilgilerini, insani ya da toplumsal bir amaç

için ortaya koyanlar gönüllü olarak adlandırılmaktadır.

Gönüllü sayısı çok olan bir sivil toplum kuruluşu başarılı bir kuruluş demektir. Çalıştığı alanın

faaliyetlerini, hizmetlerini insanlara benimsetmiş demektir. Geniş bir gönüllü kitlesi olan bir

STK, çok büyük maddi imkânlarla yapılabilecek faaliyetlerin yerine getirilmesini sağlar.

Gönüllüler yaptıkları fedakârlık karşısında bir kazanç beklememektedirler ama bu faaliyetler

bireylere çeşitli nitelikler kazandırabilmektedir. Bunlar; manevî zenginleşme, öz güven

gelişimi, uyum ve eş güdüm becerisi kazanma, toplumsal statü-konumda artış ve yeni insanlarla

tanışmaktır.

Page 67: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

68

4. Bölüm Soruları

1. Bir bireyin maddi karşılık beklemeden ya da başka bir çıkar beklentisi içinde

olmadan, ailesi ya da yakın çevresi dışındaki bireylerin için yalnızca içinden

gelerek ve doğru olduğuna inanarak, bir toplumsal girişime ya da bir sivil toplum

kuruluşu bünyesindeki etkinliklere destek olmasına ne denir?

a) Özgürlük

b) Yardımlaşma

c) Fedakârlık

d) Boş zamanları değerlendirme

e) Gönüllülük

2. Aşağıdakilerden hangisi gönüllülerin özelliklerinden biri değildir?

a) Herhangi bir maddi beklenti içinde değildirler.

b) Toplum için bir şeyler yapma duyarlılığı içinde olan kişilerdir.

c) Tamamen kendi özgür iradeleri ile hareket ederler.

d) Kişisel gelişimleri için çalışırlar.

e) Ben de bir şeyler yapabilirim düşüncesi ile hareket ederler.

3. Aşağıdakilerden hangisi gönüllük için doğrudur?

a) Bir sivil toplum kuruluşunda gönüllü olarak faaliyette bulunmak için o kuruluşa üye

olmak şarttır.

b) Gönüllülük boş zamanların geçirildiği faaliyetlerdir.

c) Gönüllü olmak için maddi durumun iyi olması gerekir.

d) Gönüllü olmak için eğitimli olmak gerekir.

e) Gönüllü olmak için kendi iradesi ile hareket etmek gerekir.

4. Aşağıdakilerden hangisi toplumda insanları gönüllü olmaya iten nedenlerden

değildir?

a) Manevi zenginleşme

b) Öz güven gelişimi

c) Uyum ve eş güdüm becerisi kazanma

d) Toplumsal statü ve konumda artış

e) Maddi imkânlarda artış

5. Aşağıdakilerden hangisi sivil toplum kuruluşları ve gönüllü ilişkisi için

söylenemez?

a) Gönüllü sayısı çok olan bir sivil toplum kuruluşu itibarlı bir kuruluş demektir.

b) Gönüllü sayısı çok olan bir sivil toplum kuruluşu başarılı bir kuruluş demektir.

c) Gönüllüler STK'lar için ücretsiz iş gücüdür.

d) STK üyeleri içinde kendi menfaatini düşünenler olabilir.

e) Sivil toplum kuruluşlarına üye olanlar da olmayanlar da gönüllü kabul edilebilir.

Aşağıdaki boşlukları doldurunuz.

6. Toplumsal ilişkileri gelişmiş olmayan bireyler için gönüllü çalışma, önemli bir

............... imkânı sağlamaktadır.

7. Bütün toplumlarda toplum yararına gönüllü çalışan kişilerin toplum içindeki

....................... artmaktadır.

8. Gönüllü olarak çalışan kişiler kendilerini ihtiyaç duyulan birisi olarak

görmelerine ve valıklarının daha derin farkına varmalarına …………… denir.

9. Karşılık beklemeden topluma faydalı bir şeyler yapmak insanın ………….. olarak

huzurlu olmasını sağlamaktadır.

10. Hiçbir zorlama ve baskı olmaksızın yapılan faaliyetler …………… faaliyetler

olarak nitelendirilir.

Cevaplar; 1)e 2)d 3)e 4)e 5)c 6)sosyalleşme 7)itibari-statüsü 8)öz güven artışı 9)psikolojik

10)gönüllü

Page 68: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

69

5.GÖNÜLLÜ YÖNETİMİ

Page 69: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

70

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

5.1. Gönüllü Yönetiminin Aşamaları

5.1.1 Gönüllü Kazanma

5.1.2. Gönüllü Motivasyonu

5.1.3. Ödüllendirme ve Onurlandırma

5.1.4. İletişim ve Bilgilendirme

5.1.5. Başarının Sağlanması

5.1.6. Güven Ortamının Oluşturulmas

5.1.7. Performans Değerlendirme

Page 70: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

71

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

Gönüllü yönetimi ile diğer kurum ve kuruluşların yönetimi arasında ne fark vardır?

Gönüllü olarak iyi bir faaliyette bulunduğunuzda herhangi bir ücret alıyor musunuz?

İnsanların birbirlerine karşılıksız olarak yaptıkları yardımlarda hangi duygular etkilidir?

İnsanlara gönüllü bir iş yaptırmak zor mudur?

İnsanlar hakkında bilgi sahibi olmadıkları bir işi gönüllü olarak yaparlar mı?

Page 71: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

72

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım

Kazanımın nasıl elde

edileceği veya

geliştirileceği

Gönüllü Yönetimi

Gönüllü yönetimi ve diğer

kurumsal yönetimler

arasındaki farkları kavrar

Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması

Gönüllü Yönetiminin

Aşamaları Gönüllü Kazanma

Gönüllü Motivasyonu

Ödüllendirme ve

Onurlandırma

Gönüllü yönetiminde

motivasyonun etkisini

kavrar.

Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması

İletişim ve Bilgilendirme

Başarının Sağlanması Güven

Ortamının Oluşturulması

Performans Değerlendirme

Gönüllü yönetiminde başarı

sağlayacak yöntemleri

kavrar

Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması

Page 72: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

73

Anahtar Kavramlar

Gönüllü yönetimi, Gönüllü kazanma, Gönüllü motivasyonu, Ödüllendirme ve onurlandırma,

İletişim ve bilgilendirme, Güven ortamı, Performans değerlendirme.

Page 73: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

74

Giriş

Gönüllü hareketlerin öneminin artmasıyla birlikte gönüllülük daha profesyonel ve daha

donanımlı olmayı gerekli kılmaktadır. Bu durumun nedenlerinden biri sivil toplum

kuruluşlarının hizmet verdiği toplumların oldukça kompleks sorunları olan dezavantajlı gruplar

olmasıdır. Bu gruplara etkili bir şekilde hizmet sunabilmek ve STK’ların misyonlarını

gerçekleştirebilmeleri için sivil toplum kuruluşlarının en önemli aktörleri olan gönüllülere

büyük görevler düşmektedir. Bir diğer neden ise sivil toplum kuruluşlarının sayılarının artması

ve dolayısıyla bu kuruluşların aktif çalışanlarının sayılarının da artmasıdır. Bu çalışanlar yani

gönüllüler, faaliyet alanı bakımından ciddi bir kitleyi etkilemektedir. Dolayı- sıyla bu durumda

da kaliteli bir hizmet sunumu için donanımlı gönüllülere ihtiyaç duyulacaktır. İşte bu noktada

gönüllülerin görevlerini etkin ve eksiksiz bir şekilde gerçekleştirmesi için profesyonel gönüllü

yönetimine gereksinim duyulmaktadır. Diğer taraftan günümüzde sivil toplum kuruluşlarının

misyonlarının artması ile birlikte bu kuruluşlar daha da büyümekte ve kurumsallaşmaya

başlamaktadır. Fakat büyüyen ve yaygınlaşan STK’larda yönetim sorunları ortaya çıkmaktadır.

Bu sorunlar STK’ların amatörce yönetilmesinden veya özel sektörler gibi görülüp onlar gibi

yönetilmesinden kaynaklanmaktadır (Coşkun, 2008). Bu bağlamda gönüllülerin çalışma

isteklerinin, gü- nümüz koşullarında pozitif değere dönüşebilmesi için gönüllü yönetimi büyük

önem taşımaktadır. Bu açıdan bu çalışmanın konusunu STK’ların ve kapsamındaki insan

kaynaklarının gönüllü yönetimi bakış açısıyla değerlendirilmesini oluşturmaktadır

Bu bölümde gönüllü yönetiminin özellikleri işlenecektir. Gönüllü yönetimi, kamu yönetimi

veya özel şirketlerin yönetiminden farklıdır. Çünkü gerek kamuda gerekse özel şirketlerde

insanlar maddi bir menfaat elde ettikleri için çalışmaktadırlar. Zorlayıcı bir sebepleri vardır.

Gönüllü kuruluşlarda ise insanların elde ettikleri herhangi bir maddi kazanç söz konusu

değildir. Dolayısı ile gönüllüleri bir işe zorlamadan ikna ile yapmak gerekir. Bu ünitede bu

yöntemler anlatılmaktadır. Afetlerde gönüllülere duyulan ihtiyaç göz önüne alındığında

konunun önemi daha da iyi anlaşılacaktır.

Page 74: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

75

5. GÖNÜLLÜ YÖNETİMİ

Yönetim değişik şekillerde tanımlanmakla birlikte en genel anlamıyla; belirli birtakım amaçlara

ulaşmak için başta insan olmak üzere, parasal kaynakları, araç-gereçleri, zaman faktörünü

birbiriyle uyumlu ve etkin kullanmaktır. Önceden hedefler belirleyerek, çalışanların çabalarını

bu hedefler doğrultusunda koordine etme sürecidir. Yine stratejik yönetim yaklaşımına göre de

bir organizasyonun, hedeflerine ulaşabilmesi için doğru stratejiler geliştirmesini, bu stratejileri

etkin bir şekilde uygulamasını ifade eder.

Gönüllü yönetimi kavramı ise klasik yönetim anlayışına göre oldukça yeni bir kavramdır. Sivil

toplum kuruluşları daha önce fazla sayıda gönüllüsü olmayan kuruluşlardı. Bu kurumlara

yeterli katılımın olmaması nedeniyle gönüllü kaynağı eksik kalmıştı. Bu nedenle yıllarca

STK’ların kurumsallaşma düzeyi düşük kalmıştır ve profesyonel bir yönetim uygulanmamıştır.

Buradaki yönetim kavramı, klasik bir işveren-çalışan ilişkisindeki hiyerarşi çerçevesinde

düşünülmemelidir. Gönüllü yönetimi, hem gönüllüler hem de STK açısından ilişkinin en

verimli biçimde yürütülmesi amacıyla bir iletişim ve geri-bildirim temeline oturtulmuş,

yönetişim anlayışı ile yürütülen bir süreçtir. STK’larda etkin bir gönüllü yönetimi, STK'nın

gönüllülerle uzun vadeli ve her iki taraf için de en fazla yararı sağlayacak şekilde çalışmasını

sağlar. Gönüllü yönetimi, stratejik bir planlama yardımıyla sürdürülebilir bir gönüllülük

programına dönüşebilir. Gönüllü yönetiminin başarılı olması, etkin bir koordinasyona bağlıdır.

STK’da, gönüllülerle ilgilenecek, (görev tanımı gönüllü destek gücünün koordinasyonu esas

alınarak yapılmış profesyonel ya da gönüllü) bir “gönüllü koordinatörü”nün bulunması sağlıklı

bir gönüllü yönetiminin en önemli unsurudur. Başarılı bir gönüllü koordinatörü; insan

kaynakları yönetimi, halkla ilişkiler/ pazarlama, iletişim, kaynak geliştirme, toplumu

geliştirme, eğitim ve kalkınma, yönetsel beceri gibi konularda bilgi ve deneyime sahip olmalıdır

(URL 18).

Bugün hem dünyada hem de Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarının sayısı hızla artmaktadır.

Gönüllü sayıları ise daha hızlı bir şekilde artış göstermektedir. Sivil toplum kuruluşları,

neredeyse bir zorunluluk olarak daha profesyonel ve daha kurumsal bir yapıya dönüşmek

zorunda kalmaktadır. Özellikle gönüllü yönetimi için insan kaynağı yönetimi konusundaki

profesyonelleşme göze çarpmaktadır. Artık sivil toplum kuruluşları büyük şirketler gibi amaç

ve hedeflerini gerçekleştirmek için yönetim biliminin bütün unsurlarını kullanmaya çaba

göstermektedirler. Gönüllü yönetimi şu an Türkiye'deki STK'lar için en önemli konudur

Page 75: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

76

denebilir. Gönüllü yönetimi; gönüllülere ulaşma, gönüllülerin kazanımı, eğitimi,

değerlendirilmesi ve motivasyonunu da içeren geniş bir süreci kapsamaktadır.

Gönüllü faaliyetlerinde de maksimum faydanın sağlanması için gönüllülere özgü bir yönetime

ihtiyaç bulunmaktadır. Gönüllü yönetimi klasik anlamda ast-üst ilişkisine dayanan yönetim

ilişkisi değildir. Katı kuralların hâkim olduğu aşırı hiyerarşik bir yönetim gönüllülerin aynı

misyon etrafında görev yapmasını engelleyecektir. Gönüllü yönetimi karşılıklı iletişim ve geri

bildirim temeline oturtulmuş yönetişim anlayışı ile yürütülen bir süreçtir.

Gönüllü yönetimi profesyonel şirket yönetimlerinden çok daha zordur. Gönüllü yöneticileri,

herhangi bir karşılık beklemeksizin, zamanından ve emeğinden fedakârlık yapan kişileri

yönetmek durumundadır. Bu durumun olumlu yanı; herhangi bir zorlama durumu olmaksızın

heyecan ve istekle çalışması, herkesin kendi isteği ile hareket etmesi, resmî olmayan bir ortamın

var olmasıdır. Bu ortam katı bürokratik hantal işleyişlerden çok daha verimli sonuçlar

doğurabilir. Olumsuz açıdan baktığımızda ise; yapılan işlere gönüllülerin, gönül bağı dışında

ücret terfi gibi bir bağla bağlı olmamalarının doğuracağı risklerin olmasıdır. Sadece gönül bağı

ile bağlı bireyler, olumsuz bir durumla karşılaştıklarında gönüllülüğü bırakabilirler. Bunun için

bir sebep göstermek zorunda bile değillerdir. Böyle bireylerin yönetilmesi daha zordur. Bu

nedenle gönüllü yönetimindeki hassasiyet resmî ve özel sektör yönetimlerinden daha çok dikkat

gerektirmektedir.

Gönüllü yönetimindeki bir başka zorluk her bir gönüllünün özelliklerinin ve becerilerinin farklı

olmasıdır. Bir şirkette muhasebe bürosu için, muhasebe eğitimi almış hatta tecrübesi olan kişiler

tercih edilir. Kısa bir oryantasyon eğitiminden sonra da sorumluluklar verilmeye başlanır. Oysa

engellilere hizmet veren bir vakıf için gönüllüler benzer donanıma sahip olmayacaklardır.

Engelli psikolojisi, engellilerin hakları, hassasiyetleri vb. konularda ciddi bir eğitim yapılması

gerekecektir. Yaşı, eğitimi, statüsü farklı olan bireylere aynı türden bir eğitimin verilmesi de

ayrı bir zorluk doğuracaktır. Gönüllülerin bu özellikleri dikkate alınarak uygun olan eğitim

yönteminin ve yönlendirmenin yapılması gerekecektir. Gönüllünün potansiyelinin ortaya

çıkarılması öncelikle uygun yöntemlerin seçilmesi ile sağlanabilir. Etkili bir gönüllü yönetimi

ile gönüllüler: kurumun amaçlarını benimserler, hizmetleri daha verimli hâle gelir, kurumun

temsilcileri olduklarını bilinci ile hareket ederler, kurum için fikirler üretirler ve kuruma aidiyet

hissederler. Bu açıdan gönüllü yöneticilerinin aşağıdaki aşamaları iyi planlaması ve hayata

geçirmesi gereklidir.

Page 76: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

77

5.1. GÖNÜLLÜ YÖNETİMİNİN AŞAMALARI

5.1.1. Gönüllü Kazanma

Bir STK’nın, en önemli kaynağı insandır. Kurumun misyon (amaç), vizyon ve hedefleriyle

tutarlı ve etik şekilde hizmet verecek gönüllüleri bulabilmesi insan kaynaklarının doğru

değerlendirilmesine bağlıdır. Gönüllü desteği almanın olumlu yönlerinden biri, kısıtlı bir

bütçeyle, hizmetin kaliteli biçimde verilebilmesidir. Gönüllünün bilgi, beceri ve birikimi

sayesinde topluma daha iyi hizmet verilebilir. Gönüllülerle çalışırken, gönüllülerin etkinliklere

zamanında katılmaları sağlanmalı, gönüllü yönetimine ayrılan zaman iyi değerlendirilmeli,

STK personeli ile uyumlu bir iletişim yaratılmalı, gönüllülerin çalışmaları izlenmeli ve gereken

yerlerde destek verilmelidir (URL 18).

Stratejik planlar doğrulusunda kurum hangi alanda ve hangi niteliklerde gönüllülere ihtiyaç

duyduğunu belirlemelidir. Gönüllülerin özellikleri, görev tanımları, kurumun gönüllüden

beklentilerinin ne olduğu belirlendikten sonra gönüllülere ulaşma aşamasına geçilebilir. Burada

sivil toplum kuruluşları hangi kaynaklar aracılığıyla gönüllüye ulaşacağını ve onu kuruma

çekeceğini bilmelidir.

Gönüllülere ulaşma ve kuruma çekme aşamasında amaç hizmetlere uygun hedef kitleye

ulaşmaktır. Hedeflenen gönüllü sayısına ulaşılsa bile istenilen niteliklere uygun değilse bu

ilişkinin sürdürülebilir olması zordur. Verilen hizmetlerin gereklilikleri hedef gönüllü kitlenin

belirlenmesinde öncelikli konudur. Gönüllülere ulaşmak halkla ilişkiler biliminin

gerekliliklerine uygun yapılmalıdır.

Her şeyden önce kurumun iyi bir tanıtım sürecine ihtiyacı vardır. Kurumun tanınırlığının

artması hem saygınlığının hem de gönüllü talebinin artmasını sağlayacaktır. Bu amaçla kitle

iletişim araçları kullanılması fayda sağlayacaktır. Kalabalık caddelerde ve üniversitelerde

stantlar açmak bir başka yöntem olarak değerlendirilebilir. Bağışçı bulmak için iş adamlarını

yapılan etkinliklere davet etmek yararlı olabilir.

Gönüllülerle çalışırken, gönüllülerin etkinliklere zamanında katılmaları sağlanmalı,

gönüllülerin ayıracağı zaman iyi değerlendirilmelidir. Bir iş adamından devamlı olarak

engellileri ziyaret ederek onlarla vakit geçirmesini beklemek güzel olmakla beraber gerçekçi

olmaz. O kadar zaman harcaması pek mümkün olmayabilir. Zaman gerektiren hizmetler için

emekliler daha iyi bir gönüllü kitlesidir.

En önemli insan kaynağı şüphesiz mevcut gönüllüler vasıtası ile olacaktır. Çünkü insanların

çoğu kendilerine ihtiyaç duyulabileceğinin farkında olmayabilir. Karşılarında gördükleri somut

hizmetler ve kişiler kendi yapabileceklerini karşılaştırmalarını sağlayacaktır.

Page 77: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

78

Bu açıdan sivil toplum kuruluşları sahip olduğu gönüllü kaynağını yeni gönüllüler bulmak için

motive etmelidir.

5.1.2. Gönüllü Motivasyonu

Gönüllülerin kurum faaliyetlerinin en başından itibaren motivasyonunun sağlanması çok

önemlidir. Özel sektörde çalışan bireylerin motivasyonu en yüksek oranda maddi kaynaklarla

sağlanmaktadır. Ancak gönüllü kuruluşlara baktığımızda, burada çalışan gönüllü bireylerin

herhangi bir maddi beklentisi yoktur. Gönüllülerin ancak manevi duygularla motivasyonu

arttırılabilir. Bireysel motivasyonu etkileyen özelliklerinen başında davranışlar, inançlar,

değerler, ihtiyaçlar ve amaçlar gelmektedir (Özmutaf, 2007)

Motivasyon gönüllünün istek ve çalışma arzusunu arttırmak için yapılması gereken önemli bir

yönetim aracıdır. Gönüllülerin moral ve motivasyonlarının yukarıda tutulması, yapılacak

faaliyetlerin amacına ulaşmasında büyük önem taşımaktadır. Çalışanların motivasyonunu

sağlamak için birçok değişik uygulamalar yapılabilir. Şüphesiz ücretli çalışanlar için en büyük

motivasyon kaynağı alınan maaşlar ve primlerdir. Gönüllülerin motivasyonunda maddi

olanaklar kullanılmadığına göre ancak manevi motivasyon araçları kullanılabilir. Bunlar ise

karşılıklı iletişim, sevgi, saygı, dinleme, yardımlaşma, paylaşma, empati, değer verme,

önemseme gibi değerlerdir.

Şekil 5.1 İstanbul Valiliği'nin gönüllüğü yaygınlaştırmak için düzenlediği afiş (URL 22).

5.1.3. Ödüllendirme ve Onurlandırma

Gönüllülerin verdikleri hizmetlerin karşılığında, yaptıkları katkılardan dolayı ödüllendirilmesi

kuruma olan bağlılıklarının ve devamlılıklarının arttırılmasını sağlayacaktır. Karşılık

beklemese de her insan çabaları sonucunda emeğine saygı duyulmasını, kadrinin kıymetinin

Page 78: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

79

bilinmesini ister. Bu açıdan insanları onurlandırmak onları motive edici etki sağlar. Şüphesiz

bunun birçok usulü ve yöntemi vardır. Bazen sıcak bir dokunuş, bazen bir gülümseme, bazen

de takdir edilme gibi. Gönüllülerin hizmetleri karşılığında elde edecekleri en önemli kazançları

manevi doyuma ulaşmalarıdır. Bu doyum, onurlandırma ve takdir edilme ile daha iyi bir şekilde

hissedilecektir. Etkili bir ödüllendirme ve onurlandırmanın, zamanında, belirgin ve içten

olmasına özen gösterilmelidir. Ödüllendirme ve onurlandırmada gönüllülerin özelliklerine göre

çeşitli yöntemler izlenebilir.

Gönüllülere hediyeler vermek onların önemsendiğini gösterir. Sertifika, rozet, kişisel

mektuplar, fotoğraflar, tişörtler, kitap gibi hediyeler olabilir. Aynı şekilde yemek, parti, gezi

doğum günü gibi kutlamalara mümkün olan bütün gönüllülerin çağrılması gerekir.

İnsanlar isimlerinin başka insanlar tarafından öğrenilmiş olmasını önemser. Çok sayıda

gönüllüye sahip kurumlarda bu oldukça zor olsa da ezberlemeye çalışmak gereklidir. Gönüllü

hakkında bilgi sahibi olmak bu açıdan önemlidir. Gönüllünün kişisel özelliklerini bilmek ne

zaman iletişim kurmak gerektiği konusunda fikir verir. Önemli günlerinde yanında bulunmak

değilse en azından bir mesaj göndermek önemlidir. Gönüllülerin doğum günü, bayram

kutlamaları gibi özel günlerini hatırlamak güzel bir yöntemdir. Doğum günlerimizi sadece

bankaların hatırladığı günümüzde bu önemli bir jest olarak değerlendirilebilir.

Gönüllülerin fikirlerinin alınması onların karar alma süreçlerine dâhil edilmesi de onurlandıran

bir davranıştır. Bazı kararların alınması sürecinde gönüllülerin düşüncelerine başvurmak

gönüllünün kuruma olan bağlılığını ve motivasyonunu arttıracak bir durumdur. Gönüllülere,

kurum için değerli olduklarının hissettirilmesi gerekmektedir. Gönüllü, hizmet ettiği kurumun

toplumdaki temsilcisi niteliğindedir. Bunu kendisinin de hissetmesi açısından karar alma

süreçlerine katılması önemlidir. Kurumu sahiplenen gönüllüler, hizmetlerini verimli bir şekilde

gerçekleştirerek kurumun toplum nezdindeki imajına pozitif katkıda bulunacaklardır.

Etkili bir ödüllendirme ve onurlandırmanın, zamanında, belirgin ve içten olmasına özen

gösterilmelidir. Ödüllendirme ve onurlandırmada gönüllülerin özelliklerine göre çeşitli

yöntemler izlenmelidir. Gönüllülerin kişisel özellikleri, becerileri ve eğitimleri farklılık

gösterir. Örneğin, kimi gönüllüler başarı odaklı iken, diğerleri için sosyal ilişkiler hayatlarında

daha önemli bir yer tutar. Başarı odaklı gönüllüler için doğru onurlandırma yöntemleri; daha

fazla eğitim ve sorumluluk, ‘en iyi hizmet’ ödülü verilmesi, kurum yönetimi ile tanıştırılması

vb. olabilir. Diğer taraftan, sosyal ilişki odaklı gönüllü için, gönüllülük ile ilgili bir konferansa

katılım hakkı daha etkili bir onurlandırma yöntemi olabilir. Onurlandırma yöntemi

belirlenirken, gönüllülerin kişisel özelliklerinin yanı sıra projenin süresi de dikkate alınmalıdır.

Uzun dönemli gönüllüler için, daha fazla bilgi, sorumluluk ve kurumun karar mekanizmasına

Page 79: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

80

dâhil etme gibi yöntemler izlenebilir. Kısa dönemli gönüllüler için ise, kurum yetkilisi

tarafından verdiği hizmet için gönüllüye teşekkür edilmesi ve gönüllüğe devamı için davet

mektubu verilmesi etkili olabilir (URL 18).

5.1.4. İletişim ve Bilgilendirme

Gönüllülerin, STK'nın kendisi ve gönüllü verilecek destekler hakkında eksiksiz ve şeffaf olarak

bilgilendirilmesi, gönüllülerle düzenli iletişim sağlanması önemli bir teşvik unsurudur.

Öncelikle gönüllü yöneticilerinin en fazla dikkat etmesi gereken husus etkili bir iletişim

sağlamak olmalıdır. Gönüllü kuruluşlar içerisindeki iletişim ve gönüllülerin birbirleri ile olan

iletişimi gönüllünün motivasyonunu etkileyen en önemli faktörler arasında yer almaktadır.

Sorunsuz ve açık bir iletişim ile gönüllü kendisini kurumun bir parçası gibi hisseder (URL 24).

Hem gönüllü yöneticisinin iletişimi hem de gönüllülerin birbirleri ile olan iletişiminin

sağlanması var olan sinerjiyi ve motivasyonu canlı tutacaktır. Bu iletişim; verilen eğitim

programları esnasında sağlanabileceği gibi, sohbet ortamlarının sağlanması, birlikte yemek

yenilmesi veya içecek içilmesi, piknik, gezi, iş toplantısı gibi olanaklar kullanılarak yapılabilir.

Ortak mesaj grubunun oluşturulması, web portalının oluşturulması, yayınların hazırlanması

veya okunması gibi faaliyetler değerlendirilir.

En ufak faaliyetlerden bile gönüllülerin haberdar edilmesi, başarıların olduğu kadar

başarısızlıklarında paylaşılması gönüllünün kendini uzak hissetmemesi için önemlidir.

Gönüllünün kendini kurumun bir parçası olarak algılaması ve aidiyet duygusunu pekiştirmesi

açısından bu bilgilendirmelerin şeffaf ve sorunsuz sağlanması gerekir.

5.1.5. Başarının Sağlanması

Elde edilen başarılar motivasyonu daha da arttırır. Gönüllülerin, gönüllü çalışmalarının

sonucunda ortaya çıkan sonuçları görmeleri kendilerini başarılı hissetmelerini sağlayacaktır.

Gönüllülerin takdir edilmesi ve kutlanması başarıyı pekiştirir, aidiyet duygusunu, paylaşımı ve

ekip ruhunu destekler. Takdir edildiğini ve başarılı olduğunu gören gönüllüler STK’ya destek

vermeyi sürdürecek, STK ile uzun vadeli bir ilişki kuracaktır.

Her insanın olduğu gibi gönüllülerin başarı sağlaması için kişisel farklılıklara da dikkat etmek

gerekir. Örneğin bazı insanlar için mutlaka çalıştığı ortamın düzenli olması gerekir. Bazıları

samimiyetle teşekkür edilmesini ister, bazıları için ise gönüllü koordinatöründen geri bildirim

almak çok önemlidir. Bütün bu kişisel farklılıkları gönüllülerin nelerle motive olduğunu

gönüllü koordinatörünün bilmesi önemlidir. Benzer şekilde; gönüllülerin kişisel özellikleri,

becerileri ve eğitimleri farklılık gösterir. Başarı odaklı olanlar için daha fazla sorumluluk, başarı

Page 80: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

81

doğurabilirken sosyal odaklı gönüllüler hediye, ödül gibi daha somut beklenti içerisinde

olabilirler. Birçok gönüllü sosyalleşmek istediği için sivil toplum kuruluşlarına katılır. Bu

açıdan gönüllü yöneticilerinin herhangi bir faaliyeti gerçekleştirirken ekip üyeleri arasındaki

etkileşimi arttırması gerekmektedir. Gönüllüler arasındaki etkileşim sürecinin pozitif olması

motivasyonu artıran bir etkendir.

5.1.6. Güven Ortamının Oluşturulması

Güvenin en önemli unsuru verilen sözlerin ve vaatlerin yerine getirilmesidir. Gönüllü ile

kuruluş arasındaki ilişki; empati, samimiyet, hoşgörü, sevgi ve saygı temellerine dayanır.

Bunların temelinde de karşılıklı güven duygusu vardır. Gönüllüye verilecek görev ve tanımı

tam olmalı sık sık karar değiştirilmemelidir. Düzenli olarak geri bildirim alınmalı, çalışmalar

aslında “kimsenin umurunda değilim” gibi bir hisse kapılmasına müsaade edilmemelidir. Vaat

edilen araç gereçler, çalışma koşulları sağlanmalıdır.

5.1.7. Performans Değerlendirme

Performans değerlendirme gönüllülerin motivasyonunda önemli bir yöntemdir. Performans; bir

işi yapan bireyin, grubun veya kurumun bununla amaçladığı şeyi ne kadar gerçekleştirdiğinin

nicelik ve nitelik olarak ifadesidir. Performanstan bahsedebilmek için hedeflenen bir amaca ve

bu amaca ulaşmak için standartlara ihtiyaç vardır. Bu nedenle performans; amaca yönelik tespit

edilmiş standartlara uygun davranışların gösterilmesi ve hedefe yaklaşma seviyesi olarak

anlaşılmalıdır. Performans ölçümü ile organizasyonun genel olarak ne kadar başarılı olduğu,

toplumun isteklerini karşılayıp karşılayamadığı ve planlanan gelişmelerin gerçekleşip

gerçekleşmediği, kurumun verimliliği, üretkenliği ve etkililiği ölçülerek belirlenmektedir.

Bu değerlendirme bir işveren-çalışan ilişkisi formatında olmamalıdır. Gönüllü destekçi, çalışma

öncesinde kendi beklentilerini ve elde etmek istediği sonuçları da tanımlayabilmeli ve

çalışmasının sonunda bunlara ne derece ulaşabildiğini STK ekibi ile birlikte

değerlendirebilmelidir. Değerlendirme yalnızca yapılması hedeflenen işin ne derece başarıyla

tamamlandığını değil, gönüllü-STK ilişkisinin ne derece verimli yürütüldüğünü, ne kadar

tatmin edici olduğunu, uygulama sırasında yaşanan olumlu ve olumsuz unsurların tahlilini de

kapsamalıdır (URL 18).

STK’ların performans ölçüm ve yönetim sistemi, özel sektörde olduğu gibi finansal ağırlıklı

ölçülen performansa bağlı değildir. Finansal olmayan performans değerlemeler daha ön

plandadır. Dolayısıyla şirketler için kullanılan klasik performans değerleme ölçütlerinden

ziyade STK’ların kendine has performans ölçüm sistemine ihtiyaçları vardır. Gönüllülerin

Page 81: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

82

performansı değerlendirilirken birçok ölçüt kullanılabilir: gerçekleştirdiği faaliyetler, bu

faaliyetleri gerçekleştirirken kullandığı yöntemler, halkla ilişkiler becerisi, temsil kabiliyeti,

yeni gönüllü kazandırabilme çabası, sorumlulukları yerine getirme oranı vb. ölçütler

kullanılabilir. Elde edilen çıktılar ile hedefler karşılaştırılarak performans ortaya konur. Bu

çıktılar sadece şirketlerde olduğu gibi maddi değil manevidir.

Gönüllüler şirketlerde olduğu gibi katıldığı bir kurumun gerçekleştirdiği bir faaliyet sonunda

performansının değerlendirileceğini beklemez. Ancak gönüllü açısından değerlendirmenin en

önemli çıktısı manevi doyumu sağlayacak somut olguları görmesini sağlamaktır. Performans

değerlendirme ile yapılan bu geri bildirimler STK'nın yapılan hizmetleri takip ediyor olması

bakımından profesyonellik imajı kazanmasını da sağlar. Bunun yanında kurum açısından

değerlendirildiğinde ise gönüllüyü takip edebilme imkânı sağlar. Böylelikle gönüllünün

görevine uygunluğu, hangi gönüllünün nasıl görevlendirileceği gibi önemli kararların sağlıklı

bir şekilde verilmesi açısından fayda oluşturur. Aynı zamanda gönüllünün eksik olduğu

alanlarda eğitilmesi için de bir fırsat sağlar.

Değerlendirme, STK'nın gönüllülerle daha iyi çalışmasını da sağlar. Örneğin değerlendirmede

çoğu gönüllünün belli bir konuda sorun yaşadığı görülürse, o sorunun çözümü için ek bir eğitim

düzenlenebilir. Değerlendirme sonucunda grup içinde öne çıkan, daha başarılı gönüllülere STK

içinde ek sorumluluklar verilebilir. Değerlendirme toplantısını gönüllüye form doldurtma

üstüne kurmak yerine karşılıklı konuşmak daha etkilidir. Görüşmede temel konular üstüne

odaklanılmalı, hizmeti daha iyi verebilmek ve iş ilişkilerini geliştirmek için öneriler

geliştirilmeli ve paylaşılmalıdır. Gönüllüyü dinlemek ve onun daha iyi hizmet verebilmesi için

beraber neler yapılabileceğini konuşmak iki taraf için de yararlı olacaktır.

Özet olarak, ekiple süreli (periyodik) değerlendirme tarihi belirlenmeli, işleyiş ve kurallar

yönlendirmede (oryantasyon) birlikte oluşturulmalı, kurallar yazılı olarak bulunmalı, düzenli

toplantılarla fikir paylaşımı sağlanmalı ve kayıtlar sık sık güncellenmelidir (URL 18).

Page 82: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

83

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Gönüllü yönetimi şu an Türkiye'deki STK'lar için en önemli konudur denebilir. Gönüllü

faaliyetlerinde de maksimum faydanın sağlanması için gönüllülere özgü bir yönetime ihtiyaç

bulunmaktadır. Gönüllü yönetimi klasik anlamda ast-üst ilişkisine dayanan yönetim ilişkisi

değildir. Katı kuralların hâkim olduğu aşırı hiyerarşik bir yönetim gönüllülerin aynı misyon

etrafında görev yapmasını engelleyecektir. Gönüllü yönetimi karşılıklı iletişim ve geri bildirim

temeline oturtulmuş yönetişim anlayışı ile yürütülen bir süreçtir.

Gönüllü yönetimi profesyonel şirket yönetimlerinden çok daha zordur. Gönüllü yöneticileri,

herhangi bir karşılık beklemeksizin, zamanından ve emeğinden fedakârlık yapan kişileri

yönetmek durumundadır. Bu durumun olumlu yanı; herhangi bir zorlama durumu olmaksızın

heyecan ve istekle çalışması, herkesin kendi isteği ile hareket etmesi, resmî olmayan bir ortamın

var olmasıdır. Bu ortam katı bürokratik hantal işleyişlerden çok daha verimli sonuçlar

doğurabilir. Olumsuz açıdan baktığımızda ise; yapılan işlere gönüllülerin, gönül bağı dışında

ücret terfi gibi bir bağla bağlı olmamalarının doğuracağı risklerin olmasıdır. Gönüllü

yönetiminin aşamaları şunlardır: gönüllü kazanma, gönüllü motivasyonu, ödüllendirme ve

onurlandırma, iletişim ve bilgilendirme, başarının sağlanması, güven ortamının oluşturulması

ve performans değerlendirmedir.

Page 83: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

84

5. Bölüm Soruları

1. Gönüllü yönetimi ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

a) Gönüllü faaliyetlerinde de maksimum faydanın sağlanması için gönüllülere özgü bir yönetime

ihtiyaç bulunmaktadır.

b) Gönüllü yönetimi klasik anlamda ast-üst ilişkisine dayanan yönetim ilişkisi değildir.

c) Katı kuralların hâkim olduğu aşırı hiyerarşik bir yönetim gönüllülerin aynı misyon etrafında

görev yapmasını engelleyecektir.

d) Gönüllü yönetimi karşılıklı iletişim ve geri bildirim temeline oturtulmuş yönetişim anlayışı ile

yürütülen bir süreçtir.

e) Gönüllü yönetimi profesyonel şirket yönetimlerinden çok daha kolaydır.

2. Aşağıdakilerden hangisi gönüllü yönetiminin olumlu yanlarından biri olarak sayılamaz?

a) Herhangi bir zorlama durumu olmaksızın heyecan ve istekle çalışılması

b) Herkesin kendi isteği ile çalışması

c) Resmî olmayan bir ortamın var olması

d) Katı bürokratik hantal işleyişlerden çok daha verimli sonuçlar doğurabilmesi

e) Resmî ve özel sektör kadar hassasiyet ve dikkat gerektirmemesi

3. Gönüllülerin hizmetleri karşılığında elde medecekleri en önemli kazançları nedir?

a) Manevi doyuma ulaşmaları

b) Ödül almaları

c) Beğenilmeleri

d) Arkadaş edinmeleri

e) Para kazanmaları

4. Bir işi yapan bireyin, grubun veya kurumun bununla amaçladığı şeyi ne kadar

gerçekleştirdiğinin nicelik ve nitelik olarak ölçülmesine ne ad verilir?

a) Gönüllü kazanma

b) Gönüllü motivasyonu

c) Ödüllendirme ve onurlandırma

d) Performans

e) İletişim ve bilgilendirme

5. Gönüllülerin performans değerlendirmelerinde özel sektörden en fazla ayrılan değerleme

ölçütü aşağıdakilerden hangisidir?

a) Sorumlulukları yerine getirme performansı

b) Gerçekleştirdiği faaliyetler performansı

c) Halkla ilişkiler becerisi performansı

d) Temsil kabiliyeti performansı

e) Finansal performans

Aşağıdaki boşlukları doldurunuz.

6. …………… aynı zamanda gönüllünün eksik olduğu alanlarda eğitilmesi için de bir fırsat

sağlar.

7. Gönüllülere vaat edilen araç gereçler, çalışma koşulları sağlanmaması ……………

eksikliğine yol açar.

8. Gönüllünün istek ve çalışma arzusunu arttırmak için yapılması gerekenlere gönüllü

…………… denir.

9. Gönüllülere ulaşmak …………… biliminin gerekliliklerine uygun yapılmalıdır.

10. Belirli birtakım amaçlara ulaşmak için başta insan olmak üzere, parasal kaynakları, araç

gereçleri, zaman faktörünü birbiriyle uyumlu ve etkin kullanmaya ......................... denir.

Cevaplar; 1)e 2)e 3)a 4)d 5)e 6)Performans değerlendirme 7)güven 8)motivasyon 9)halkla ilişkiler

10)yönetim

Page 84: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

85

6.GÖNÜLLÜ EĞİTİMİ

Page 85: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

86

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

6.1. Oryantasyon Eğitimi

6.2. Görevlendirme Öncesi Eğitim

6.3. İş Başında ve Görev Başında Eğitim

6.4.Sürekli Eğitim

Page 86: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

87

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

Gönüllü eğitimi ile diğer eğitimler arasında bir fark var mıdır?

Gönüllülerin eğitim aşaması onlara sadece bilgi mi kazandırır?

Eğitimin sürekli olması sizce ne demektir?

Uygulamalı eğitim ile teorik eğitim arasında ne fark vardır?

Page 87: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

88

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım

Kazanımın nasıl elde

edileceği veya

geliştirileceği

Gönüllü Eğitimi

Gönüllü eğitimi ve diğer

eğitimler arasındaki farkları

kavrar.

Okuma, dinlenme, tartışma,

kütüphane çalışması

Oryantasyon Eğitimi

Görevlendirme öncesi

Eğitim

Gönüllü eğitiminde

başlangıç eğitiminin nasıl

olacağını kavrar.

Okuma, dinlenme, tartışma,

uygulama, kütüphane

çalışması

İş başında ve Görev Başında

Eğitim Sürekli Eğitim

Gönüllü eğitiminde

uygulama ve sürekliliğin

önemini kavrar.

Okuma, dinlenme, tartışma,

uygulama, kütüphane

çalışması

Page 88: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

89

Anahtar Kavramlar

Gönüllü eğitimi, Oryantasyon eğitimi, Görevlendirme çncesi eğitim, İş başında ve görev başında

eğitim, Sürekli eğitim

Page 89: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

90

Giriş

Bu bölümde gönüllü eğitiminin özellikleri işlenecektir. Gönüllü eğitimi yöntem açısından,

kamu ve özel şirketlerdeki eğitimlerden çok da farklı olmasa da bu eğitimin daha gayri resmî

ve sıcak bir havasının olması gerekir. Eğitilmeden gönüllü faaliyetlerde istihdam edilen bir kişi,

yapılabilecek yanlışlarla olumsuz sonuçlara sebebiyet verebilir. Eğitimi sadece öğrenme değil

aynı zamanda bir kaynaşma ortamı olarak da değerlendirmek gerekir. Afetlerle ilgili

gönüllülerin eğitimi diğer alanlardaki eğitimlerden farklı olarak daha teknik bilgiler

gerektirebilmektedir. İnsan hayatı ile ilgili olduğundan bu eğitim daha özenle yapılmalıdır. Afet

uzmanlarının kullanılacak araç ve gereçleri uygulamalı olarak detaylı bir şekilde öğretmeleri

beklenir.

Page 90: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

91

6. GÖNÜLLÜ EĞİTİMİ

Eğitim kurumun etkinlik ve verimlilik açısından mevcut başarısını geliştirmeyi amaçlayan bir

yönetim aracıdır. Eğitim yoluyla bireylerin davranış, bilgi, yetenek ve güdülenmeleri arttırılır.

Gönüllüler, bir konuda STK içinde çalışmaya devam ettikleri yanında farklı konularda da STK

içerisinde çalışmaları mümkündür. Bu süreçte yapacakları faaliyetler üzerine

bilgilendirilmeleri, yönlendirilmeleri gerekebilir. Ayrıca, STK’yı temsil misyonunu da

üstlenebilirler. Tüm bu işlevleri yerine getirebilmeleri için donanım sahibi olmaları ve

eğitilmeleri zaruret arz etmektedir. STK’ya yeni gönüllüler edinme, mevcut bilgi ve becerilerini

geliştirme adına eğitim programlarına dâhil edilmeleri aynı zamanda gönüllülerin STK’ya

aidiyet duymalarını da pekiştirecektir. (Akatay ve Yelkikalan, 2007)

Her gönüllü aynı zamanda görev aldığı kurumu temsil etmektedir. Bu temsili yerine

getirebilmesi her şeyden önce donanımına bağlıdır. Bu donanım da en iyi eğitim yolu ile

kazandırılabilir. Gönüllünün sivil toplum kuruluşu bünyesinde hangi görevle görevlendirileceği

belirlendikten sonra eğitim aşaması başlayacaktır. Eğitim sürecinin profesyonel olması, hem

gönüllünün hem de hizmetin etkinliğini arttıracaktır. Eğitimler gönüllünün iş tanımına uygun,

sahip olması gereken özellikleri kazandıracak, becerilerini arttıracak nitelikte olmalıdır.

Gönüllülerin STK’da çalışmaya başlamadan önce bir eğitimden geçmesi pek çok açıdan yararlı

olur. Eğitimler gönüllünün rol alacağı projeye uygun olarak hazırlanabilir. STK’lar gönüllünün

bilgi birikimine ve kuruluşa destek vereceği konuya bağlı olarak gönüllülerine çeşitli eğitim

olanakları sunmalıdır. Bunun yanı sıra gönüllüler, STK'ya gönül veren bireyler olarak, STK'nın

-başka hedef kileler için- düzenlediği eğitim programlarında öncelikle eğitilmesi gereken

bireylerdir. STK'ya olan bağlılıkları, böyle bir eğitimin en yüksek verimle gerçekleşmesini

sağlayacaktır. STK bünyesindeki uzmanlar, danışmanlar ile gönüllülerin ve STK çalışanlarının

bir araya geleceği ortamlar bilgilenme ve eğitim açısından yararlı olacaktır.

Gönüllü yönetiminin önemli bir parçası olan gönüllü eğitimi, aşağıdaki başlıkları kapsayacak

şekilde tek bir eğitim olarak düzenlenebilir. Eğitim, projeye bağlı olarak bir iki saatten bir kaç

güne, hatta birkaç haftaya kadar sürebilir. İhtiyaca bağlı olarak ayrı başlıklar altında da

verilebilir:

Neden gönüllülük?

Gönüllülerin özellikleri,

Gönüllülerin hak ve sorumlulukları,

Proje tanıtımı (projenin oluşum gerekçesi ve aşamaları, hedefleri, hedef kitle vb.),

Page 91: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

92

Proje eğitimi (Ne - Nerede - Ne zaman - Nasıl?),

Proje için gerekli becerileri kazandırmaya yönelik eğitimler (Örneğin; gönüllü

eğitmenlik yapacak ise sınıf yönetimi eğitimi gibi),

Gönüllülük sürecinde karşılaşılabilecek sorunlar ve çözüm önerileri (URL 18).

Eğitim süreci gönüllüler için tam olarak kurumun bir parçası olduğu düşüncesini sağlaması

açısından da önemlidir. Eğitim sürecinin güzel geçmesi gönüllünün kuruma olan bağlılığını ve

motivasyonunu arttıracaktır. Bu eğitimler gönüllülerin kuruma olan aidiyet bağlarını

güçlendirecektir. Sürekli eğitimler ve değerlendirme sayesinde gönüllü, yaptığı işin

ciddiyetinin farkına varır ve aynı ölçüde özen gösterir. Böylece gönüllüler profesyonel bir

sürecin içinde olduğunu hissedecek ve daha ciddi davranmaya başlayacaktır.

Eğitim sürecinin bir başka yararı gönüllüler arasında etkileşimi arttırarak onların bir birbirlerini

tanımalarını sağlamak olacaktır. Karşılıklı etkileşim motivasyonu arttıracaktır. Ayrıca eğiticiler

bu süreçte gönüllüleri yakından tanıma fırsatı bulacak ve onların istihdam ve görev tanımlarının

en iyi olmasını sağlayabileceklerdir.

Bu eğitimler genel olarak dört başlık altında incelenebilir.

6.1. ORYANTASYON EĞİTİMİ

Oryantasyon eğitimi gönüllülerin kuruma uyum eğitimidir. Gönüllünün kuruma ilk geldiği ve

kurum hakkında ilk bilgi elde ettiği dönemdir. Gönüllülerin ihtiyaç duyacağı kuruma ve ilgili

çalışmalara ait ön bilgilerin verildiği çalışma ortamının tanıtılması faaliyetidir. Gönüllü,

STK'ya destek vermeye başladığında, hem STK hem de gönüllünün görev alacağı program,

gönüllü koordinatörü tarafından anlatılmalıdır.

Bu süreçte kurumun gönüllülere tanıtımı yapılır ve oryantasyon sürecinin sonucunda

gönüllünün kurumu ve kurumun hedeflerini benimsemesi beklenir. Bu açıdan oryantasyon

aşaması oldukça önemlidir ve bu aşamanın iki taraflı olarak, yani hem STK açısından hem de

gönüllü açısından verimli olarak geçirilmesi çok önemlidir. Bu sürecin iyi değerlendirilmesi,

kurum içindeki sonraki aşamaların daha rahat gerçekleşmesini ve verimliliğin maksimum

seviyeye ulaşabilmesini sağlayabilir. Oryantasyon programı sivil toplum kuruluşu bünyesinde

olan herkes için gerçekleştirilmektedir.

Gönüllüler açısından değerlendirildiğinde, oryantasyon programının etkili bir şekilde

gerçekleştirilmesi kurum hakkında oluşacak ilk izlenimin olumlu olması için önem teşkil

etmektedir. Aynı zamanda bu süreç gönüllülerin kuruma alışma aşamasını da oluşturacaktır.

Bunun yanında kurum yöneticileri de bu süreçte gönüllüleri ilk kez yakından tanıyıp,

Page 92: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

93

gözlemleme imkanına sahip olacaktır. Bu durum gönüllülerin uygun görevle

görevlendirilmeleri açısından pozitif bir kazanç elde etmeyi sağlayabilir. Böylelikle bireyler

gerekli eğitimlere yönlendirilebilirler. Bu yüzden oryantasyon süreci iyi yönetilmelidir.

(Güngör ve Çölgeçen, 2013)

İlk imaj her zaman önemlidir. Oryantasyon eğitiminde daha çok olumlu örnekler ön plana

çıkarılmalıdır. Bu program karşılıklı etkileşim içerisinde gönüllünün de katılımını sağlayacak

şekilde yapılmalıdır. Gönüllüleri tanımak bu eğitim de kısmen mümkün olacaktır. Gönüllülerin

daha sonraki görevlendirmelerinde uygun bir görev verilebilmesi için bu eğitim

değerlendirilebilir.

Oryantasyon eğitiminde kurum akıllarda herhangi bir soru kalmayacak şekilde detaylı olarak

tanıtılmalıdır. Bu tanıtımda şu konular yer alabilir: kurumun geçmişi, misyonu ve vizyonu,

amaçları, organizasyon yapısı, profesyonel ekip ve çalışma arkadaşları, gönüllü programın

politikaları ve prosedürleri, gerçekleştirilen gönüllü hizmetler, gelecek planları, diğer

kuruluşlarla iş birlikleri. Ayrıca gönüllünün yararlanacağı el kitabı, cd gibi araçlar varsa bunlar

gönüllülere verilmelidir.

Şekil 6.1 Toplumsal kapasitenin geliştirilmesi ve toplum eğitimleri (URL 20)

6.2. GÖREVLENDİRME ÖNCESİ EĞİTİM

Gönüllülere ulaşma ve gönüllülerin kuruma oryantasyonu aşamalarının ardından bir diğer

önemli olan aşama, görevlendirme aşamasıdır. Bu eğitim; görevlendirileceği iş ve işle ilgili

gerekli bilgilerin verilmesi, gönüllülerin kullanacağı ofis, araç ve gereçlerin tanıtımı

konularıdır. Gönüllülere yapacakları işlerde yararlanacakları malzeme, araç ve gerecin

kullanılmasının öğretilmesidir. Bu süreç gönüllünün kurumu tanımasının yanında kurum

içerisinde hangi görevi yapacağı, hangi sorumluluklara sahip olacağı ve hangi süreçlere dâhil

Page 93: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

94

olması gerektiği ile ilgili aşamayı oluşturmaktadır. Gönüllü olanlar için iş tanımlarının neler

olduğu açıklanır. Görev alacak gönüllüler kendi iş tanımlarının neler olacağını önceden görme

imkânına kavuşurlar.

Buradaki en önemli sorun kime hangi görevin verileceğidir. Bu çift taraflı bir süreçtir. Öncelikle

gönüllüler istediği hizmette çalışma hakkına sahiptirler. Bu husus göz önünde bulundurularak

gönüllünün eğitimi, sahip olduğu deneyimi, bilgi ve becerileri değerlendirilir. Ama gönüllü

özelliklerine daha az uygun bir görev talep edebilir. Bu süreçte göreve uygun bireyin doğru

yönlendirilmesi çok önemlidir. İlk önce bu durumun neden kaynaklandığı tespit edilmelidir.

Görev hakkında yeterli bilgiye sahip olmamaktan kaynaklanıyor ise bilgilendirme ile bu

durumu düzeltmek mümkündür. Ama gönüllü bilgili ve bir görevde ısrar ediyor ise,

yapabileceği konusunda biraz da olsun kanaat oluşmuşsa o görevi vermek gerekir. Çünkü

gönüllülerin nitelikleri kadar ilgi alanları da önemlidir. Her şeyden önce yaptığı iş gönüllü için

anlamlı olmalıdır. Gönüllü kendisi için anlamlı olduğuna inandığı işi yapıyorsa, yaptığı iş

sonucunda elde etiği çıktılar, onun doyum sağlamasını sağlayacaktır. Böylelikle gönüllünün

yaptığı hizmet daha kaliteli hâle gelecektir ve hem görevin sürdürülebilirliği artacak hem de

kurum ile gönüllü arasında bağ artacaktır. Bu açıdan gönüllünün görevlendirilme ve seçim

süreci çok önemlidir ve iyi bir planlama sonrasında gerçekleştirilmesi gereken bir aşamadır.

Tam tersi olarak gönüllüler rastgele seçilir ve herhangi bir işe yönlendirilirse bu durum da olumsuz

sonuçlanabilir. Aynı zamanda bu durum gönüllüye de yansıyabilir. Böylelikle gönüllü tamamen

kaybedilebilir. Bunun için gönüllülere bütün özellikleri değerlendirilerek, ilgili oldukları ve anlamlı

olan işler verilmeli ama bu işteki denge de göz ardı edilmemelidir.

Görevlendirme öncesi eğitimde dikkat edilmesi gereken bir başka nokta, gönüllülerin hizmet

verecekleri hedef kitleyi tanımalarıdır. Bu özellikle dezavantajlı gruplara yönelik eğitimlerde

çok önem arz eder. Yani “sağlık için spor” derneğinde görev alan bir kişi ile “yetim ve öksüzlere

yardım” derneğinde yer alan bir gönüllü aynı donanımda olmamalıdır. Yetim ve öksüzlere

yardım derneğindeki gönüllü bu dezavantajlı grupta bulunan bireylerin özelliklerini ve

hassasiyetlerini daha iyi bilmek zorundadır. Gönüllülere hizmet verdiği grubun yani yetim ve

öksüzlerin psikolojisi yetim ve öksüzlere yönelik politikalar ve yetim ve öksüzlerin sahip

olduğu ve sahip olması gereken hakları ve onlara nasıl hizmet sunacağı ile ilgili detaylı bilgiler

verilmelidir.

Page 94: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

95

6.3. İŞ BAŞINDA VE GÖREV BAŞINDA EĞİTİM

“Görev başı eğitimi” ile “iş başı eğitimi” anlam olarak aynı manayı ifade etse de kapsam olarak

aynı şeyler değildirler. İş başı eğitimi; o gün iş başı yapmadan önce 10- 15 dakikalık bir

eğitimdir. Görev başında eğitim ise uygulamalı eğitimdir. Gönüllünün görevini icra ederken bir

taraftan da görevi ile ilgili bilgiler edinmesini sağlayan eğitim sistemidir. Gönüllü bir yandan

işini yaparken, diğer yandan eğitim alır. Bu sayede görevini daha iyi yapabilecek çeşitli

taktikleri öğrenir ve uygulamalı eğitim eksikliklerini giderir.

6.4. SÜREKLİ EĞİTİM

Eğitim faaliyetlerinin başarıya ulaşabilmesi için bu eğitimlerin sürekli olması gerekir. İlk

göreve başlama esnasında verildiği gibi sonrasında da devamlı olmalıdır. Bütün eğitimlerde

olduğu gibi eğitimin çift taraflı etkileşim içinde olması başarıyı arttıracaktır. Sürekli eğitim aynı

zamanda bir telafi eğitimidir. Özellikle iş başındaki eğitimde başarısızlık durumunda

gönüllünün telafi eğitimine tabi tutulması böylece sağlanmış olur. İmkân var ise verilen

eğitimlerin gerçek olaylarda denenmesinden önce, tatbikatlar ve nazari uygulamalarla test

edilmeleri, istenilen başarının elde edilmesini arttıracaktır.

Şekil 6.2 Toplumsal kapasitenin geliştirilmesi ve toplum eğitimleri (URL 20).

Kaynak İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi(İSMEP)

kapsamında yayınlanan Rehber Kitaplar. Haziran 2014, İstanbul

Page 95: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

96

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Gönüllü eğitimi diğer eğitimlerde olduğundan çok da farklı değildir. Her gönüllü aynı zamanda

görev aldığı kurumu temsil etmektedir. Bu temsili yerine getirebilmesi her şeyden önce

donanımına bağlıdır. Bu donanım da en iyi eğitim yolu ile kazandırılabilir. Eğitimler

gönüllünün iş tanımına uygun, sahip olması gereken özellikleri kazandıracak, becerilerini

arttıracak nitelikte olmalıdır.

Eğitim süreci gönüllüler için tam olarak kurumun bir parçası olduğu düşüncesini sağlaması

açısından da önemlidir. Eğitim sürecinin güzel geçmesi gönüllünün kuruma olan bağlılığını ve

motivasyonunu arttıracaktır. Eğitim sürecinin bir başka yararı gönüllüler arasında etkileşimi

arttırarak onların bir birbirlerini tanımalarını sağlamak olacaktır. Gönüllü eğitiminin aşamaları

şunlardır.

Oryantasyon eğitimi; gönüllülerin kuruma uyum eğitimidir. Görevlendirme öncesi eğitim;

görevlendirileceği iş ve işle ilgili gerekli bilgilerin verilmesi, gönüllülerin kullanacağı ofis, araç

ve gereçlerin tanıtımı konularıdır. İş başında ve görev başında eğitim: İş başı eğitimi; o gün iş

başı yapmadan önce 10-15 dakikalık bir eğitimdir. Görev başında eğitim ise uygulamalı

eğitimdir. Sürekli Eğitim; eğitimin her zaman devam etmesidir. Eğitim faaliyetlerinin başarıya

ulaşabilmesi için bu eğitimlerin sürekli olması gerekir. Sürekli eğitim aynı zamanda bir telafi

eğitimidir.

Page 96: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

97

6. Bölüm soruları

1. Aşağıdakilerden hangisi gönüllü eğitimi açısından doğru kabul edilemez?

a) Gönüllü donanımı da en iyi şekilde eğitim yolu ile kazandırılabilir.

b) Eğitim gönüllünün motivasyonunu arttırır.

c) Eğitim gönüllünün temsil kabiliyetini arttırır.

d) Eğitim gönüllünün kuruma olan bağlılığını arttırır.

e) Bütün gönüllüler aynı eğitime tabi olmalıdır.

2. Gönüllü iş eğitimi hangi aşamadan sonra başlar?

a) Gönüllü kuruma geldikten sonra

b) Gönüllü kuruma üye olduktan sonra

c) Gönüllünün iş tanımı belli olduktan sonra

d) Gönüllü ile tanışıldıktan sonra

e) Araç ve gereçler tanındıktan sonra

3. Aşağıdakilerden hangisi gönüllülerin kuruma uyum eğitimidir?

a) Görevlendirme öncesi eğitim

b) İş başında ve görev başında eğitim

c) Oryantasyon

d) Sürekli eğitim

e) Araç gereç eğitimi

4. Aşağıdakilerden hangisi aynı zamanda bir telafi eğitimidir?

a) Görevlendirme öncesi eğitim

b) Sürekli eğitim

c) İş başında ve görev başında eğitim

d) Oryantasyon

e) Araç gereç eğitimi

5. 5) Aşağıdakilerden hangisi o gün iş başı yapmadan önce 10-15 dakikalık bir

eğitimdir?

a) Görevlendirme öncesi eğitim

b) Sürekli eğitim

c) İş başında ve görev başında eğitim

d) Oryantasyon

e) Teorik eğitimi

Aşağıdaki boşlukları doldurunuz.

6. Bütün eğitimlerde olduğu gibi gönüllü eğitinde de eğitimin …………… etkileşim

içinde olması başarıyı arttıracaktır.

7. Eğer imkân var ise verilen eğitimlerin gerçek olaylarda denenmesinden önce,

…………… uygulamaları ile test edilmeleri, istenilen başarının elde edilmesini

arttıracaktır.

8. Gönüllüler istediği ………….. çalışma hakkına sahiptirler.

9. Gönüllüye kurumu tanıtma ve kurum hakkında ilk bilgi verme ………….

Eğitimidir.

10. İlk imaj …………… eğitimi ile verilir.

Cevaplar; 1)e 2)c 3)c 4)b 5)c 6)karşılıklı 7)tatbikat 8)iş-hizmet 9)oryantasyon 10)oryantasyon

Page 97: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

98

7. GÖNÜLLÜLÜĞÜ YAYGINLAŞTIRMAYA ÇALIŞAN BAZI

ÖRGÜTLER

Page 98: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

99

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

7.1. Birleşmiş Milletler Gönüllüleri Programı

7.2. Avrupa Gönüllü Hizmeti (AGH/EVS)

7.3. Özel Sektör Gönüllüleri Derneği (ÖSGD)

7.4. Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG)

7.5. Ulusal Gönüllülük Komitesi

Page 99: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

100

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

Gönüllülüğü yaygınlaştırmaya çalışan örgütlerin amacı ne olabilir?

Gönüllülüğü yaygınlaştırmaya çalışan örgütlerin sağladıkları imkânlar nelerdir?

Gönüllülüğü yaygınlaştırmaya çalışan örgütler hangi kurum ve kuruluşlara rehberlik

etmektedirler?

Page 100: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

101

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım

Kazanımın nasıl elde

edileceği veya

geliştirileceği

Gönüllüğü

yaygınlaştırmaya çalışan

bazı dernekler

Gönüllülüğü yaygınlaştırmaya

çalışan derneklerin gönüllü

eğitimi ve diğer eğitimlerini ve

sağladıkları imkanları öğrenir.

Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması,

ziyaret etmek

Birleşmiş Milletler

Gönüllüleri Programı

Avrupa Gönüllü Hizmeti

(AGH/ EVS)

Gönüllülüğü yaygınlaştırmaya

çalışan uluslararası örgütleri

tanır.

Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması,

ziyaret etmek

Özel Sektör Gönüllüleri

Derneği (ÖSGD) Toplum

Gönüllüleri Vakfı (TOG)

Ulusal Gönüllülük

Komitesi

Gönüllülüğü yaygınlaştırmaya

çalışan ulusal örgütleri tanır.

Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması,

ziyaret etmek

Page 101: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

102

Anahtar Kavramlar

Birleşmiş Milletler Gönüllüleri Programı, Avrupa Gönüllü Hizmeti (AGH/EVS), Özel Sektör

Gönüllüleri Derneği (ÖSGD), Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG), Ulusal Gönüllülük Komitesi.

Page 102: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

103

Giriş

Bu bölümde gönüllü ulusal ve uluslararası gönüllülüğü yaygınlaştırmaya çalışan kuruluşlar

işlenmektedir. Toplumların gönüllülük faaliyetlerini geliştirmeye çalışan bu örgütlerin amacı

hem toplumsal ihtiyaçların giderilmesini sağlamak hem de daha demokratik ortamın

oluşmasına katkıda bulunmaktır. İnsanların gönüllülük bilinci kazanması daha kolay ve daha

iyi organize olabilmelerini sağlayacaktır. Afet uzmanlarının gönüllülüğü yaygınlaştırmaya

çalışan örgütlerle iş birliği içinde olması ve verdikleri gönüllü eğitimlerinde bireyleri

yararlandırmaları faydalı olacaktır.

Page 103: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

104

7. GÖNÜLLÜLÜĞÜ YAYGINLAŞTIRMAYA ÇALIŞAN BAZI

KURUMLAR

7.1. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÖNÜLLÜLERİ PROGRAMI (BMG)

Birleşmiş Milletler Gönüllüleri Programı (BMG) dünya çapında barış ve kalkınmaya

gönüllülük yoluyla katkı sağlayan Birleşmiş Milletler kuruluşudur. BMG tüm insanların

gönüllü katılımı için fırsatları geliştirmeye çalışmakta, gönüllülüğün çeşitliliğini ve özgür irade,

bağlılık, sorumluluk ve dayanışma gibi değerlerini devam ettirmeyi amaçlamaktadır.

BMG’nin görev çerçevesi, 1970’de kurulmasından bu yana değişip gelişmiştir. Başlangıçta

kuruluşun görevi, BM birimlerine destek sağlayan nitelikli gönüllüleri kabul etmek,

yerleştirmek ve idare etmekti. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1976’da verdiği bir kararla

BMG’nin görev çerçevesi gençlerin kalkınmadaki rolünün geliştirilmesi yönünde

genişletilmiştir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 2001 yılında BMG’nin rolünü daha da

geliştirmiş, gönüllülük bilincinin artırılması ve Binyıl Kalkınma Hedefleri doğrultusunda

gönüllülüğün taşıdığı potansiyelden yararlanmak amacıyla gelişmekte olan ülkelere teknik iş

birliği sağlanması konularında BM’nin odak noktası hâline getirmiştir.

1971’den bu günümüze, 30.000 kadar BM gönüllüsü 140 civarında ülkede çalışmıştır. Bunların

yaklaşık %70’i gelişmekte olan ülkelerin vatandaşlarıyken, geriye kalan %30’u ise

sanayileşmiş ülke vatandaşlarıdır. BM gönüllülerinin üçte biri kendi ülkelerinde hizmet

verirken, geri kalanları uluslararası görevleri yerine getirmektedir. BMG ayrıca online internet

üzerinden kalkınma örgütlerine danışmanlık ve çeşitli hizmetler sağlayan binlerce gönüllü ile

doğrudan bağlantı kurulmasını sağlayan çevrimiçi (online) gönüllülük hizmetini işletmektedir

(URL 22).

BM gönüllüleri hükûmetler, toplum tabanlı girişimler, insani yardım ve rehabilitasyon, insan

haklarına destek, seçim ve barışın inşası alanları gibi konularda faaliyetlerde bulunmaktadırlar.

BM gönüllüleri uluslararası ve ulusal diye ayrılır. Uluslararası BM Gönüllüleri, kendi ülkeleri

dışındaki ülkelerde görev alırlar. Kalkınma programlarına özel girdiler sağlamaları amacıyla ve

barışı koruma, insani yardım ve BM-destekli seçim süreçleri alanlarında istihdam edilirler.

Ulusal Birleşmiş Milletler Gönüllüleri kendi ülkelerinde hizmet verirler dolayısıyla sadece

Türk gönüllüler Türkiye'deki ulusal görevlere başvurabilirler. İnisiyatifler geliştirerek ulusal

kapasiteyi geliştirirler. Yerel halk ve uluslararası organizasyonlar arasında aktif rol alırlar. Tüm

görevler tam zamanlı olup Birleşmiş Milletler Gönüllüsü, belirli bir görevde sınırlı bir zaman

için hizmet verir. Bir görev dört yıl sürebilir fakat genellikle başlangıçta bu süre 6-12 aydır.

Page 104: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

105

Birleşmiş Milletler Gönüllüleri ihtiyaca göre ilgili herhangi bir kuruluşta görev alabilirler. Şu

anda Birleşmiş Milletler Gönüllüleri BM Kalkınma Programı, BM Mülteciler Yüksek

Komiserliği, Gıda ve Tarım Örgütü, Düşler Akademisi (STK), Youth for Habitat (STK) ve

Uluslararası Göç Örgütü‘nde hizmet vermektedir (URL 22).

Şekil 7.1 Birleşmiş Milletler Gönüllüleri (URL 22)

http://www.tr.undp.org/content/turkey/tr/home/ourwork/partners/un-volunteers/how-to-

volunteer/online-volunteers/

Merkezi Almanya’nın Bonn şehrinde bulunan BMG, yaklaşık 130 ülkede faaliyetlerini

sürdürmektedir. 86 ülkede Saha Birimi bulunan BMG, dünyanın her yerinde Birleşmiş Milletler

Kalkınma Programı (UNDP) ofisleri aracılığıyla temsil edilmekte ve UNDP Yönetim

Kurulu’na bağlı bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler Gönüllüleri Programı’nın (BMG) odağında

kalıcı gelişme ve barış çalışmaları bulunuyor.

BM gönüllüsü olmak için en az 25 yaşında olup aşağıdaki niteliklere sahip olmak

gerekmektedir:

Üniversite veya yüksekokul mezunu olmak,

Gönüllü faaliyette bulunulacak alanda en az iki yıllık iş tecrübesine sahip olmak,

BMG’de kullanılan İngilizce, Fransızca veya İspanyolca dillerinden birini iyi derecede

bilmek

Bunlara ek olarak aşağıdaki özellikler de belirleyici olmaktadır:

Page 105: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

106

Gönüllülük değerlerine ve ilkelerine bağlılık,

Çok kültürlü bir ortamda çalışabilme,

Zor yaşam şartlarına uyum sağlayabilme,

Güçlü insan ilişkileri ve kurumsal ilişki kurabilme

Gelişmekte olan ülkelerde önceden edinilmiş gönüllülük veya iş tecrübesine sahip

olmak.

7.2. AVRUPA GÖNÜLLÜ HİZMETİ (AGH/EVS)

Bir sivil toplum kuruluşu ve yerel topluluk için sosyal içerikli projelerde çalışmayı içerir.

Avrupa Gönüllü Hizmeti (AGH), Avrupa Birliği (AB) ve aday ülkelerinin sivil toplum

kuruluşlarında, 2-12 aylık süreler içerisinde, 18-30 yaş arasındaki bütün genç bireylerin

katılabileceği bir gönüllülük programıdır. İmkanları kısıtlı (sosyo-ekonomik, kültürel ya da

coğrafi bakımdan daha düşük imkanlara sahip kesimlerden gelen ya da engelli/özel gereksinimi

olan) gençler 2-8 hafta arasında kısa süreli olarak bu programa katılma hakkına sahiptir. Engelli

genç yalnız başına gidebilecek durumda değilse refakatçisinin masrafları da tamamen

karşılanır. AGH’nin amacı, sivil toplum kuruluşlarındaki gönüllü hizmetlere genç bireylerin

katılımını desteleyerek kültürler arası diyaloğun gelişimini sağlamaktır.

Şekil 7.2 Avrupa Gönüllü Hizmeti etkinlikleri kapsamında geliştirilen Afiş (URL 23)

AGH projeleri, Avrupa Birliği Bakanlığı AB Gençlik ve Eğitim Programları Merkezi

Başkanlığının (Erasmus) Gençlik Programı içerisinde yer alan bir programdır. AGH

kapsamında gönüllülere aktiviteleri süresince yiyecek, barınma, dil eğitimi (ülkede konuşulan

Page 106: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

107

dil), yerel ulaşım, sigorta, bireysel bakım konularında destek verilmektedir. Bunların dışında

gönüllüler, her ülkenin ekonomik durumuna göre belirlenen bir cep harçlığı almaktadırlar.

Yabancı dil bilgisi, üniversite eğitimi gibi hiç bir şart aranmamaktadır. Gönüllünün gitmek

istediği ülkenin dilini ya da İngilizceyi temel düzeyde bilmesi iletişim problemi yaşanmasını

engelleyecektir. Fakat yabancı bir ülkeye gidildiğinde ortak dilin genellikle İngilizce olduğu

unutulmamalıdır. Bu nedenle temel düzeyde İngilizce bilmek gönüllünün yapılacak

eğitimlerde, toplantılarda vb. çalışmalarda rahat iletişim kurmasını sağlayacaktır.

Gönüllülerin ilgi alanına en yakın projeyi seçmeleri, projelerinde çalışmaları sürecinde kendi

motivasyonları açısından önemlidir. AGH projelerinde gönüllüler, günde en fazla 3,5 saat

çalışmaktadır ve haftada iki gün tatil yapmaktadır. Ayrıca gönüllünün haftalık izinlerinin

dışında iki gün aylık izin hakkı vardır. Dil kursu saatleri, çalışma saatleri içerisinde sayılır.

Şekil 7.3 Eurodesk: Gençler için eğitim ve gençlik alanlarındaki Avrupa fırsatları ve gençlerin Avrupa

faaliyetlerine katılımı hakkında bilgi sağlayan Avrupa Bilgi Ağı (URL 24).

AGH’de ev sahibi, gönderen ve koordinatör kuruluş olmak üzere üç farklı kuruluş tanımlaması

vardır. Kuruluşların AGH projeleri yapmak için bu tanımlamaları/akreditasyonu almaları

gerekmektedir. Bu nedenle ülkelerindeki Ulusal Ajans’a başvuru yaparlar. Yapılan başvurular

Ulusal Ajans tarafından değerlendirilir. Kabul edilen (akredite) başvurular internetteki veri

tabanına kaydedilir. Gönüllüler, http://europa.eu linkinden bu veri tabanına ulaşarak ev sahibi

kuruluşu ve gönderen kuruluşu bulabilirler. Veri tabanında ülkeye, şehre, kuruluş ismine ve

Page 107: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

108

proje temasına göre arama yapılabilir. Gönüllüler, proje başvurularını yaparken Europass

düzeyinde bir cv ve kişisel özelliklerini, gönüllülük algılarını, neden AGH yapmak istediklerini

anlatan bir motivasyon mektubu yazarak ev sahibi kuruluşlara, Gönderen Kuruluşlarını

haberdar ederek e-posta gönderebilirler. AGH başvurularında hiç bir Gönderen Kuruluş

gönüllülerden başvuru ücreti alamaz. Gönüllülerin, AGH Programına katılabilmesi için

öncelikle gönderen kuruluşuna başvurmuş olması gerekmektedir.

Şekil 7.4 Avrupa Gönüllü Hizmeti Gençlik Programı Logosu (URL 25).

7.3. ÖZEL SEKTÖR GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİ (ÖSGD)

Özel Sektör Gönüllüleri Derneği (ÖSGD), 2002 yılında kurulmuş, 2003 Temmuz ayında

düzenlenen lansman toplantısı ile faaliyetlerine başlamıştır. Özel Sektör Gönüllüleri Derneği,

Kurumsal Gönüllülük Programları’nı yapılandırmak ve proje uygulamak konusundaki

uzmanlığını özel sektör ile paylaşmaktadır. Amacı: özel sektörün insan kaynağını

değerlendirerek gönüllülük yoluyla sivil topluma katkıda bulunmaktır. ÖSGD, toplum ve özel

sektör arasında dinamik bir ilişki yaratmayı, özel sektörde gönüllülüğün yayılmasına önderlik

etmeyi ve toplumsal problemlerin saptanmasında ve çözümünde sivil toplum kuruluşları ile

doğru iş birliği yapmayı amaçlamaktadır. Kurumsal Gönüllülük Programlarını yapılandırmak

ve proje uygulamak konusundaki uzmanlığını özel sektör ile paylaşmaktadır. Derneğin ana

hedefi, şirketlerde gönüllülüğün sürdürülebilir ve sistematik bir çerçevede yürütülmesi, bütün

çalışanların hayatlarına dokunmasıdır.

ÖSGD, ilgili birimler ile görüşerek özel şirketleri uygun sosyal sorumluluk projelerine

yönlendirip, kuruma özel projeler geliştirerek şirketlerin ve çalışanların topluma katkıda

bulunmalarını sağlamaktadır. Bu amaçla Özel Sektör Gönüllüler Derneği, pek çok sivil toplum

örgütü ve şirket arasında köprü görevini de üstlenmektedir.

Page 108: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

109

Şekil 7.5 Özel Sektör Gönüllüler Derneği Eğitimleri(URL 26).

ÖSGD, ülkemizdeki STK’ların gelişmesi için yetişmiş insan kaynağının STK’lara

yönlendirilmesini hedefliyor. Temsili demokrasiden katılımcı demokrasiye geçişin en önemli

aracı gelişmiş ve uzmanlaşmış sivil toplum kuruluşlarıdır.

Özel Sektör Gönüllüler Derneği’nin (ÖSGD) misyonu, özel sektörün insan kaynaklarını ve

uzmanlığını değerlendirerek gönüllülük yoluyla sivil topluma katkıda bulunmaktır. ÖSGD, bu

misyon doğrultusunda çalışarak:

Toplum ve özel sektör arasında dinamik bir ilişki yaratmayı,

Şirketler arasında gönüllülük kavramının yayılmasına önderlik etmeyi, ve

Toplumsal ihtiyaçların saptanması ve çözümünde sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği

yapmayı hedefliyor (URL 27).

Çalışanlarının gönüllü olarak topluma katkısı olan çalışmalarda bulunması ve gönüllülüğün

kurum kültürüne yerleştirilmesi ile gönüllü faaliyeti yapmak isteyip fırsat bulamayan çalışanlar

topluma katkı sağlayabilmekte, çalışanlar toplumsal sorunların çözümlerinde sorumluluk alma

bilincini edinmekte, Türkiye'de gönüllülük kavramı gelişmekte ve iyi uygulama örnekleri

artmaktadır.

Şirket çalışanlarının topluma değer katacak projelerde gönüllü katılımlarını destekleyerek şirket

çalışanlarının sivil toplum kuruluşları ile yaratıcı projeler geliştirebilmelerini sağlamakta, özel

sektörde gönüllülük ağının büyümesine katkıda bulunmaktadır (URL 26).

7.4. TOPLUM GÖNÜLLÜLERİ VAKFI (TOG)

Toplum Gönüllüleri, gençliğin enerjisini toplumsal faydaya dönüştürmeyi amaçlayan bir

değişim ve dönüşüm projesidir. Gençlerin öncülüğünde ve yetişkinlerin rehberliğinde

toplumsal barış, dayanışma ve değişimi amaçlar. Toplum Gönüllüsü gençler, üniversitelerinde

Page 109: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

110

kulüp, topluluk veya grup olarak örgütlenerek, belirledikleri ihtiyaçlara göre “sürdürülebilir

sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirirler. Bu projeler, sadece topluma katkı sağlamakla

kalmazlar, asıl önemlisi gençlerin, aktif birer yurttaş olmalarını sağlar ve kişisel gelişimlerini

desteklerler (URL 28).

Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) 2002’de kurulmuştur. Vakıf, gençlerin gönüllü olarak sosyal

sorumluluk çalışmalarına katılmasını sağlayarak kişisel gelişimlerine katkıda bulunmaktadır.

Faaliyetleri şu şekilde sıralanabilir:

Gönüllülük, sivil toplum, proje yönetimi, ekip çalışması, iletişim, insan hakları, sosyal haklar,

cinsel sağlık üreme sağlığı, ekolojik okuryazarlık ve örgüt yönetimi gibi konularda eğitmen

eğitimleri ve diğer akran eğitimlerini gerçekleştirmektedir. Gençlerin toplumsal sorunlara

yönelik fikirlerini projelere dönüştürmelerine destek olup, finansman yaratmalarına destek

olmaktadır. Üniversite öğrencilerinin ihtiyaçlarının kamusal düzeyde bilinirliğini arttırmaya

yönelik araştırmalar ve temaslar yapmaktadır.

İlişkide olduğu üniversite kulüplerine yerel ihtiyaca yönelik yüz yüze destekler sunmaktadır.

Gençlere burs ve staj imkânları sağlamaktadır. Gençlerin ve örgütlenmelerinin birbirlerinden

öğrenmelerinin desteklemek amacıyla gençlerin hareketliliğini artırıcı öğrenme ortamları

yaratmaktadır.

2014 yılında, Türkiye’nin dört bir yanından 53.159 gencin katılımıyla 1.378 yerel, ulusal ve

uluslararası sosyal sorumluluk projesi/etkinliği/kampanyası ve 353 eğitim gerçekleştiren

Toplum Gönüllüleri, yerel kaynağı da harekete geçirerek yerel halkın katılımını sağlamaktadır.

7.5. ULUSAL GÖNÜLLÜLÜK KOMİTESİ (UGK)

Ulusal Gönüllülük Komitesi Türkiye’de gönüllülüğün tanınması, güçlendirilmesi ve

yaygınlaştırılmasını amaçlayan ve BM tarafından desteklenen bir oluşumdur. 2013 Yılı Mayıs

ayında kurulmuştur. Gönüllülüğün tanınması gibi ortak bir amaç doğrultusunda gönüllülük

alanındaki aktörleri bir araya getirerek, işbirliğini desteklemeyi ilke edinmiş bir bir organdır.

Komitenin daimi sekreteri Birleşmiş Milletler Gönüllüleri’dir.( UNV ) Her yıl komite üyeleri

arasındaki STK yöneticileri tarafından Genel Sekreterlik belirlenir ve daimi hedef ile amaçlar

doğrultusunda çalışmalar sürdürülür (URL 29).

Ulusal Gönüllülük Komitesi şu an eğitim, gençlik, çevre ve kalkınma gibi farklı alanlarda

çalışan sivil toplum kuruluşları, kamu kurumları ve BM temsilcilerinden oluşmaktadır.

Komitede 20’den fazla kurum bulunmaktadır. Komite, gönüllülüğün tanınmasını,

güçlendirilmesini ve yaygınlaştırılmasını destekleyen stratejik bir danışma organı olarak

Page 110: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

111

hareket etmektedir. Ulusal Gönüllülük Komitesi, vatandaşlar ve politika yapıcılar nezdindeki

gönüllülük ve onun bireyler ve toplumların refahı adına yaptığı katkılar konusunda farkındalığı

artırmada önemli bir rol oynamaktadır. Türkiye’de gönüllülüğü teşvik etmek adına aktif olarak

öncülük yapacak stratejik bir danışma organı olarak çalışmaktadır.

Şekil 7.6 Ulusal Gönüllük Komitesi afiş (URL 30)

Ulusal Gönüllülük Komitesinin amaçları şu şekilde özetlenebilir:

Toplumun her kesiminde gönüllü katılımın arttırılmasına ve gönüllülüğün

yaygınlaştırılmasına katkı sağlamak,

Gönüllülüğü destekleyecek politikaların oluşturulmasına ve yasal çerçevenin

iyileştirilmesine katkı sağlamak,

Gönüllülüğe ilişkin görünürlüğün, toplumsal farkındalığın ve desteğin arttırılmasına

katkı sağlamak,

Gönüllülerin çalışma koşullarının, gönüllülerin hakları doğrultusunda iyileştirilmesine

katkı sağlamak,

Gönüllülük alanında faaliyet gösteren aktörlerin gönüllülerle çalışma kapasitelerinin

arttırılmasına katkı sağlamak,

Gönüllülük alanında sektörler arası iletişim ve iş birliğinin geliştirilmesine katkıda

bulunmak,

Gönüllülük alanında veri toplanmasını, araştırma yapılmasını, yayın hazırlanmasını ve

bu amaç doğrultusunda farklı paydaşların iş birliği yapmasını teşvik etmek amacıyla

faaliyet yürütmek.

Page 111: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

112

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Ulusal ve uluslararası bazı kurumlar gönüllülüğün yaygınlaşması için faaliyetlerde

bulunmaktadırlar. Bunlar içerisinde en başta gelen Birleşmiş Milletler Gönüllüleri Programıdır

(BMG). Dünya çapında barış ve kalkınmaya gönüllülük yoluyla katkı sağlayan Birleşmiş

Milletler kuruluşudur. Yine Avrupa Gönüllü Hizmeti (AGH); Avrupa Birliği ve aday

ülkelerinin sivil toplum kuruluşlarında, 2-12 aylık süreler içerisinde, 18-30 yaş arasındaki bütün

genç bireylerin katılabileceği bir gönüllülük programıdır.

Özel Sektör Gönüllüleri Derneği (ÖSGD) ulusal bazda, 2002 yılında kurulmuş bir dernektir.

Amacı: Özel sektörün insan kaynağını değerlendirerek gönüllülük yoluyla sivil topluma katkıda

bulunmaktır.

Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) da 2002’de kurulmuştur. Vakıf, gençlerin gönüllü olarak

sosyal sorumluluk çalışmalarına katılmasını sağlayarak kişisel gelişimlerine katkıda

bulunmaktadır.

Gönüllülük alanında kurulan ilk iş birlikçi komite olan Ulusal Gönüllülük Komitesi,

vatandaşlar ve politika yapıcılar nezdindeki gönüllülük ve onun bireyler ve toplumların refahı

adına yaptığı katkılar konusunda farkındalığı artırmada önemli bir rol oynamaktadır. Ulusal

Gönüllülük Komitesi şu an eğitim, gençlik, çevre ve kalkınma gibi farklı alanlarda çalışan sivil

toplum kuruluşları, kamu kurumları ve BM temsilcilerinden oluşuyor. Komite, gönüllülüğün

tanınmasını, güçlendirilmesini ve yaygınlaştırılmasını destekleyen stratejik bir danışma organı

olarak hareket etmektedir.

Page 112: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

113

7. Bölüm soruları

1. BM gönüllüsü olmak için en az kaç yaşında olmak gerekir?

a) 18

b) 20

c) 21

d) 25

e) 30

2. Aşağıdakilerden hangisi BM gönüllüsü olmak için aranan şartlardan biri değildir?

a) Üniversite veya yüksekokul mezunu olmak

b) Gönüllü faaliyette bulunulacak alanda en az iki yıllık iş tecrübesine sahip olmak

c) BM’de kullanılan İngilizce, Fransızca veya İspanyolca dillerinden birini iyi derecede

bilmek

d) Gönüllülük değerlerine ve ilkelerine bağlı olmak

e) Evli olmamak

3. Avrupa Gönüllü Hizmetinden (AGH) bulunmak için hangi yaş aralığında

bulunmak gerekir?

a) 18-30

b) 18-25

c) 18-35

d) 20-35

e) 25-40

4. Avrupa Gönüllü Hizmetleri Projeleri hangi program içerisinde yer alır?

a) Leonardo Da vinci Programı

b) Erasmus Programı

c) Comenius programı

d) Hayatboyu Öğrenme Programı (LLP)

e) Jean Monnet Programı

5. Hangi derneğin birincil amacı özel sektörün insan kaynağını değerlendirerek

gönüllülük yoluyla sivil topluma katkıda bulunmaktır?

a) Özel Sektör Gönüllüleri Derneği

b) Avrupa Gönüllü Hizmeti

c) Birleşmiş Milletler Gönüllüleri Programı

d) Toplum Gönüllüleri Vakfı

e) Ulusal Gönüllülük Komitesi

Aşağıdaki boşlukları doldurunuz

6. Türkiye’de eğitim gençlik, çevre ve kalkınma gibi farklı alanlarda çalışsan sivil

toplum kuruluşları, kamu kurumları ve BM temsilcilerinden oluşan kurum

…………… ‘dir.

7. Türkiye’de Gönüllülük alanında kurulan ilk iş birlikçi komite olan ……………

Komitesidir.

8. Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) …………… ‘de kurulmuştur.

9. Avrupa Gönüllü Hizmeti programında üniversite mezunu olmak ve yabancı dil

bilmek şartı ……………. dır/tur.

10. Birleşmiş Milletler Gönüllüleri Programında üniversite mezunu olmak ve yabancı

dil bilmek şartı …………… dır/tur.

Cevaplar; 1)d 2)e 3)a 4)b 5)a 6)Ulusal Gönüllülük Komitesi 7)Ulusal Gönüllülük 8)2002

9)yoktur 10)vardır

Page 113: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

114

8.SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI

Page 114: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

115

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

8.1. Sivil Toplum Kavramı

8.2. Sivil Toplum Kuruluşu Kavramı

8.3. Sivil Toplum Kuruluşlarının Özellikleri

8.3.1. Kâr Amacı Gütmemek

8.3.2. Bağımsızlık (Özerklik)

8.3.3. Gönüllülük

8.3.4. Bir Misyona ve Vizyona Sahip Olmak

8.4. Sivil Toplum Kuruluşlarının İşlevleri

8.4.1. Siyasal İşlevler

8.4.2. Toplumsal İşlevler

Page 115: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

116

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

Bir sivil toplum kuruluşuna üyeliğiniz var mı? Yoksa üye olmayı düşünür müydünüz?

Hangi sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerini beğeniyorsunuz, niçin?

Otoriter veya totaliter devletler niçin sivil örgütlenmelere karşıdırlar, hiç düşündünüz mü?

Bizim geleneğimizde, tarihte, sivil toplum kuruluşları var mıdır?

Page 116: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

117

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım

Kazanımın nasıl elde

edileceği veya

geliştirileceği

Sivil toplum kavramı

Sivil toplum kuruluşu

kavramı

Sivil toplumve sivil toplum kuruluşları

kavramlarını öğrenmek

Okuma, dinleme,

tartışma, kütüphane

çalışması, ziyaret etmek

Sivil toplum

kuruluşlarının

özellikleri

Kâr amacı gütmeme

Bağımsızlık (Özerlik)

Gönüllülük

Bir misyona ve

vizyona sahip olmak

Sivil toplum kuruluşlarının yapısnı ve

işleyişini öğrenmek

Okuma, dinleme,

tartışma, kütüphane

çalışması, ziyaret etmek

Sivil toplum

kuruluşlarının işlevleri

Siyasal işlevler

Toplumsal İşlevler

Sivil kuruluşlarının bir toplum için ne

anlam ifade ettiğini öğrenmek

Okuma, dinleme,

tartışma, kütüphane

çalışması, ziyaret etmek

Page 117: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

118

Anahtar Kavramlar

Sivil toplum, Sivil toplum kuruluşu, Bağımsızlık, Gönüllülük, Bir misyona ve vizyona sahip

olmak.

Page 118: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

119

Giriş

Sivil toplum ve onun örgütlenmiş biçimi olan sivil toplum kuruluşları toplumların sağlıklı bir

şekilde işleyebilmesi için günümüzde olmazsa olmaz bir unsur olarak kabul edilmektedir.

Toplumların bütün ihtiyaçlarını devletlerin karşılayabilmesi mümkün değildir. Bu nedenle

toplumdaki her bireyin içinde yaşadığı toplumun sorunlarına duyarlı olması ve çözüm için diğer

bireylerle iş birliği arayışı ve çabası içerisinde olması bir vatandaşlık görevidir. Gelişmiş

ülkelerin en ayırt edici özelliklerinden biri de örgütlü toplumsal yapılara sahip olmalarıdır.

Profesyonel afet uzmanlarının gerek toplumda afet bilincini canlı tutmak amacıyla gerekse

afetlere müdahale aşamasında sivil toplum örgütleri irtibat hâlinde olacaklardır. Bu nedenle

sivil toplumu ve işleyişini bilmeleri önem arz etmektedir.

Page 119: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

120

8. SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI

8.1. SİVİL TOPLUM KAVRAMI

Sivil toplumu, bir toplumun kendisini ve eylemlerini bir bütün olarak, devlet iktidarının baskısı

ve denetimi altında olmayan gönüllü örgütler yoluyla örgütlemesi temelinde tanımlamak

mümkündür. Bu tanım içinde sivil toplum, bir ülkede toplumsal yaşamın devlet denetiminden

bağımsız olarak kendisini örgütleyebileceği, kendi etkinliklerini bu örgütler yoluyla koordine

edebileceği ve yine bu örgütler yoluyla kendi taleplerini siyasi alana taşıyabileceğini

simgeleyen bir kavram olmaktır. Sivil toplum devlet-toplum ayrışması içinde, toplumun

devletten ahlaki ve siyasi olarak daha güçlü ve daha belirleyici olduğunu simgelediği sürece de,

demokratikleşmenin ve demokratik toplum yönetiminin tanımlayıcı temel referans

noktalarından biri olma işlevini üstlenmektedir.(Keyman, 2008) Bir toplumda devletten

kaynaklanmayan ve devlet tarafından yönetilmeyen, devlet hiyerarşisine tabi olmayan her türlü

bireysel toplumsal faaliyet sivil toplumu oluşturur. Devletin ve devlet otoritesinin dışındaki

kendi ilke ve kurallarına göre işleyen, otorite alanı dışında özerk olan ekonomik ve toplumsal

alandır. Bir yerde sivil toplumdan bahsedebilmemiz için devlet gücünün vesayeti altında

olmayan özgür dernekler ve örgütlü toplulukların olması, toplumun bu örgütlü topluluklar

yoluyla kendini yapılandırabilmesi ve eylemlerini koordine edebilmesi, bu örgütlerin bir bütün

olarak devlet politikasının gidişatını önemli ölçüde belirleyebilmesi veya onu etkileyebilmesi

gerekir.

Sivil toplum, sivil toplum kuruluşları ve devlet arasındaki ideal bir ilişkiye rengini veren

kavram, “demokrasi” olmaktadır. Sivil toplum, devletin formel yapısı içerisinde yer almaması,

kendi içerisinde de çok sayıda, demokratik değerleri özümsemiş örgütlenmeleri barındırması,

bunların varlıklarını sürdürmelerinin sağlanmasını vurgulayan bir kavramdır. Bu ilişkide,

devlet, sivil toplum ve kuruluşları karşısında sorumlu tutulacağı gibi toplumun plüralist

yapısının korunmasının da bir güvencesi olacaktır. Bu durum ayni zamanda sivil toplum

kavramının tarihsel süreçte geçirdiği değişimlerle de yakından ilgilidir. Başlangıçta devletle iç

içe bir kavram olarak algılanan sivil toplum, zamanla bu içeriğinden sıyrılmış, günümüzde ise

küreselleşmenin de getirdiği etkilerle devlet üstü niteliği tartışılmaya başlanmıştır. Sivil toplum,

bir anlamda, çağımızın gelişmiş ve demokratik toplumlarının ortak adi olmaktadır. Bu

boyutuyla da sivil toplum, hiçbir üst kimliğe ve gerçekliğe başvurmaksızın, kendi gelişimini

yönlendirebilen ve anlamlandırabilen, bunun için gerekli dinamikleri barındıran, devletten

Page 120: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

121

özerk, sürekli bir gelişme içerisinde bulunan bireyler ile örgütlenmeler topluluğudur. (Yıldırım,

2003)

8.2. SİVİL TOPLUM KURULUŞU KAVRAMI

Sivil toplumu oluşturan bireylerin belirli bir amaç için gönüllü olarak, devletten bağımsız bir

şekilde, bir araya gelerek oluşturdukları, belirli bir organizasyonu olan yapılardır. Yani sivil

toplumun örgütlenmiş hâlidir. Günümüzde uluslararası arenada sivil toplum kuruluşu ifadesinin

yanı sıra; hükûmet dışı organizasyonlar, üçüncü sektör, gönüllü kuruluşlar, kâr amacı gütmeyen

kuruluşlar gibi kullanımlar da mevcuttur. Burada üçüncü sektör ifadesini açıklamakta yarar

vardır. Birinci sektör; yasa, yönetmelik ve mevzuatla yönetim ve faaliyet içinde bulunan devlet

sektörüdür. İkinci sektör ise kazancını maksimum kılma anlayışı içinde çalışan sermaye

sahipleri, şirketler ve çalışanlardır. Üçüncü sektör ise her iki ortamda bulunan ve bulunmayan

insanlardan oluşan, gönüllülerin bulunduğu sektördür. Bu sektör sivil kuruluşlardır. Bunlar

üçüncü sektör olarak isimlendirilmektedir.

Türkiye'de Osmanlıdan miras kalan merkeziyetçi, otoriter devlet yapılanması sivil toplumun

gelişmesinin önündeki en önemli engellerden bir olmasına rağmen 1946 yılında çok partili

hayata geçiş ile birlikte canlanmaya başlamıştır. Bu canlanma darbelerle sürekli kesintiye

uğramasından dolayı ancak 1980 sonrası tam anlamıyla bir canlanma yaşamış ve bu dönemde

sivil toplum kuruluşları nicel ve nitel anlamda ciddi artış göstermişlerdir. Sivil toplum

kuruluşlarını nicel ve nitel olarak bu derece artış göstermesi farklı örgütlenme modellerini

beraberinde getirmiştir.(Özdemir, 2009)

8.3. SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ÖZELLİKLERİ

Sivil toplum kuruluşları, resmî kurumların dışında kalan ve bunlardan bağımsız olarak çalışan,

politik, sosyal, kültürel, hukukî ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları, ikna ve

eylemlerle çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen ve

gelirlerini bağışlar veya üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır. Sivil toplum örgütleri oda,

sendika, vakıf ve dernek adı altında faaliyet gösterir. Vakıf ve dernekler topluma yararlı bir

hizmet geliştirmek için kurulmuş yasal topluluklardır ve herkese yardım etmek için

kurulmuşlardır (URL 31).

Sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerinin altında yatan temel faktör, dayanışma ruhu olmaktadır.

Ayrıca bireylerin, iş yaşamı dışında cemaat dayanışmasını ve vatandaş sorumluluğunu canlı

Page 121: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

122

tutacak kurumlara gün geçtikçe ihtiyaçları artmaktadır. Sivil toplum örgütlerinin her biri farklı

toplumsal problemlerle uğraşmaktadır. Böylece toplum daha çoğulcu ve katılımcı bir hale

gelmektedir. Bu örgütlerin amaçları ülke içerisinde yaşanan sorunlara karşı devletin kayıtsız

kalmamasına ve bürokrasiye baskı yaparak yetkililerin çözüm sunmasına yardımcı olmaktır.

Gelişmiş ülkelerde çeşitli sivil toplum örgütlerinin siyasi mekanizmayı belli

şekillerde etkileme güçleri vardır. Ayrıca bu etkiyi uluslararası boyuta taşıma gibi bir özelliğe

de sahiptirler. Birçok gelişmiş ülke vatandaşlarının oluşturduğu ”dünya sivil toplumu”

tarafından son yıllarda toplumun bilgilendirilmesi konusundaki faaliyetler yoğunluk kazandı.

Greenpeace ve Red Cross gibi uluslararası sivil toplum örgütleri sosyopolitik konularda

şirketler ve hükümetlerden bile daha inandırıcı hale gelmiştir.(Şenkal,2003) Sivil toplum

örgütlerinin bu özelliğe sahip olmaları birçok ülke vatandaşlarının nezdinde güvenirliklerini

arttıran ve faaliyetlerinde başarıya ulaşmalarına yardımcı olan bir faktör olmaktadır.

Sivil toplum kuruluşunu oluşturan bireyler belirli bir ideale ve vizyona sahiptirler. Bu açıdan

bakıldığında bir ülkede sivil toplumun gelişebilmesi için eğitim seviyesinin toplumsal

duyarlılığın ve dayanışma anlayışının gelişmiş olması gerekmektedir. Sivil toplum kuruluşları

topluma hizmet götürmek amacıyla ortak yaklaşımlar göstermiş fertler tarafından kurulan

kuruluşlardır. Gönüllülük esasına göre hareket eden ve kamunun bir parçası olmadan ve kâr

amacı gütmeden belli bir hedefe yönelik bir araya gelen kendi yönetimine sahip kuruluşlardır.

Birçok alanda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları vardır. Sivil toplum kuruluşları, faaliyet

alanları, organizasyon biçimleri, yönetim şekillerine göre farklıdırlar. Ama ortak özellikleri

nelerdir diye sorulduğunda şu dört unsur ortak özellikleri olarak kabul edilebilir. Bunlar; kâr

amacı gütmemek, bağımsızlık, gönüllülük, bir vizyona ve bir ideale sahip olmak şeklinde

açıklanabilir.

8.3.1. Kâr Amacı Gütmemek

Sivil toplum kuruluşlarının temel amacı topluma hizmettir. Bu kuruluşlar, üyelerini ve

çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar ve/veya

üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır. STK’lar, kişisel kâr veya kazanç için faaliyet

göstermezler ama gelir getirici faaliyetlerde bulunabilirler. Bu elde edilen gelirler yine

toplumun yararına olan işlerde harcanır. Üyelerine herhangi bir kâr dağıtımı olmaz. Bu

kuruluşlarda profesyonel olarak sürekli çalışan yöneticiler, uzmanlar veya işçiler yaptıkları işin

karşılığında belli bir ücret alabilmektedirler.

Page 122: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

123

8.3.2. Bağımsızlık (Özerklik)

Siyasal iktidardan bağımsız hareket edebilmelerini ifade eder. Bu bağımsızlık ideal olarak hem

yönetimsel hem de ekonomik bağımsızlığı öngörmektedir. Misyonları çerçevesinde bağımsız

hareket etseler de zaman zaman devlet organlarıyla iş birliği ve ortak hareket edebilmektedirler.

STK’ların tamamen veya kısmen devlet organları tarafından desteklendiği durumlarda bile

STK bünyesinde herhangi bir devlet yetkilisi bulunmadıkça, kurumun STK olma özelliğinin

devam ettiği kabul edilir. Günümüzde devletten ekonomik olarak destek alabilen veya ortak

projeler yürüten sivil toplum kuruluşları mevcuttur. Bu sivil toplum kuruluşu olmalarına engel

olmamakla birlikte tamamen ekonomik olarak devlete bağımlı hâle gelmiş kuruluşların sivil

toplum olma özelliklerini kaybedecekleri söylenebilir. O zaman ister istemez devletin bir aygıtı

hâline geleceklerdir.

8.3.3. Gönüllülük

Sivil toplumu kuruluşları topluma hizmet götürmek amacıyla ortak yaklaşımlar göstermiş

fertler tarafından kurulan kuruluşlardır. Gönüllü olarak ortak hassasiyet ve ortak amacı

paylaşan devlet baskısı ve yaptırımı olmadan bir araya gelen bireylerin oluşturduğu gönüllü

yapılanmalardır. Sivil toplum kuruluşlarına hizmet eden kimseler yaptıkları bu işten bir maddi

kaygı beklemezler. Herkesi bir araya getiren şey ortak bir amaçtır. Bu kuruluşlara üyelik veya

üyelikten ayrılma herhangi bir zorlanmaya veya yaptırıma tabi değildir. Tamamen üyelerin

kendi iradeleri ile karar verebilecekleri konulardır.

8.3.4. Bir Misyona ve Vizyona Sahip Olmak

Misyon: Bir kurumun varlık sebebi olup, ne yaptığını, nasıl yaptığını ve kimin için yaptığını

ifade eder. Kurum misyonu sayesinde hizmet alanlarının neler olduğunu, ne yapması

gerektiğini belirler ve üyelerini ortak hedefe odaklar, gayretlerini bu amaca kanalize eder.

Faaliyetleri daha verimli hâle getirir, rekabetçi ve sürdürülebilir kılar.

Vizyon: Bir kurumun geleceğini sembolize eder. İdarenin uzun vadede neler yapmak

istediğinin ifadesidir. Bir işletme ya da kurumun gelecekte ulaşmak istediği, varmak istediği

hedeftir, amaçtır. Bir Kurumun vizyonu, çalışanların faaliyetlerine anlam kazandırır.

Çalışanların enerjilerini temel hedeflere odaklayabilmesine yardımcı olur. Mevcutla

yetinmeden daha ileriye ve yukarıya bakılmasını sağlar.

STK’lar, vizyonları ve misyonları doğrultusunda faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Genelde

STK’ların hedefleri toplumsal zenginlik ve refaha katkıda bulunmak veya toplumdaki

dezavantajlı grupların ihtiyaçlarını gidermektir. Bu anlamlarda birçok sivil toplum kuruluşu:

Page 123: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

124

işsizlik, ayrımcılık, yoksulluk, çevre, ticaret, kalkınma, insan hakları vb. birçok konuda, sosyal

yardımlaşmayı ve dayanışma sağlayacak faaliyetleri sürdürmektedir.

8.4.SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ İŞLEVLERİ

Sivil toplum kuruluşlarının işlevlerini kabaca; siyasal işlevler, toplumsal işlevler olarak

sınıflandırmak mümkündür.

8.4.1. Siyasal İşlevler

Sivil toplum örgütlerinin en önemli işlevi siyasi iktidarla birey arasında bir tampon bölge

oluşturmasıdır. Bu sayede siyasi iktidarın bireye nüfuz ederek onu etkisizleştirmesini

engellediği gibi, siyasi iktidarı da toplumun baskısından kurtarır. Bireyler siyasal iktidarın

otoritesi karşısında korumasızdırlar. Ancak örgütlenmiş sivil toplum bireylerin haklarını

koruyabilir. Bu açıdan siyasal iktidarı denetim altında tutarak onun despotlaşmasını engeller.

Çünkü bütün güçlerde olduğu gibi siyasal iktidar gücünün de doğasında otoriterleşme veya

totaliterleşme eğilimi vardır. Diğer taraftan bireylerin ve toplumun siyasal iktidardan istekleri

karşılanamayacak kadar çoktur. Bu talepler karşısında baskı altında kalan siyasal iktidar da

kendini korumak için despotlaşabilir. Sivil toplum kuruluşları devletlerin karşılamakta

zorlanacağı bu ihtiyaçları vakıf dernek vb. kuruluşlar vasıtası ile karşılayarak siyasal iktidarı

rahatlatır ve asli görevlerini yerine getirmesini sağlar.

Siyasetin sadece siyasi partilerde yapılması dönemi geçmiştir. Demokratik bir ülkede iktidar,

tabana dayalı toplumsal örgütlenme biçiminde görünür; siyasal istence bağlı olarak kurulur ve

çoğulcu bir düzende halkın katılımıyla kurumsallaşır. Çok partili temsil sistemindeki tıkanma

ya da tekleme karşısında halkın istencini ortaya koymasında ve siyasi kararların alınmasına

katılmasında siyasi partiler yanında STK’lar da önemli rol oynamalıdır. Bu kuruluşlar siyasal

partiler gibi, demokratik siyasal yaşamın vazgeçilmez unsuru olarak kabul edilmelidirler.

Siyaset, siyasal partilere ilaveten sivil toplum örgütleri içinde de üretilen buradan siyasal üst

yapıya taşınarak programlar haline getirilen ve yeterli destek sağlanabilmesi için kamuoyuna

sunulabilen bir süreçte oluşmalıdır.(Aliefendioğlu, 1999)

8.4.2. Toplumsal İşlevler

Toplumların daha karmaşık hâle geldiği günümüzde sivil toplum kuruluşlarının önemi her

geçen gün daha da artmaktadır. Günümüzde sivil toplum kuruluşları; eğitim, sağlık, sosyal

yardımlaşma, insan hakları, doğal afetler, bilim ve teknoloji, çevre, din gibi birçok alanda

Page 124: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

125

faaliyet göstermektedirler. Bütün bu alanlarda toplumun ihtiyaç duyduğu faaliyetleri

gerçekleştirmekte aynı zamanda toplumu aydınlatma ve bilgi verme görevi yapmaktadırlar.

Meydana getirdiği organizasyonlarla bireylerin topluma yabancılaşmasını engellemekte, sosyal

ve verimli birer yurttaş olmasını sağlamaktadırlar.

Page 125: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

126

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Sivil toplum devletin ve devlet otoritesinin dışındaki kendi ilke ve kurallarına göre işleyen,

otorite alanı dışında özerk olan toplumsal alandır. Sivil toplum kuruluşu ise sivil toplumu

oluşturan bireylerin belirli bir amaç için gönüllü olarak, devletten bağımsız bir şekilde, bir araya

gelerek oluşturdukları, belirli bir organizasyonu olan yapılardır. Yani sivil toplumun

örgütlenmiş hâlidir. Sivil toplum kuruluşları, faaliyet alanları, organizasyon biçimleri, yönetim

şekillerine göre farklıdırlar. Ama ortak özellikleri nelerdir diye sorulduğunda şu dört unsur

ortak özellikleri olarak kabul edilebilir. Bunlar; kâr amacı gütmemek, bağımsızlık, gönüllülük

ve bir vizyona-ideale sahip olmaktır. Sivil toplum kuruluşlarının işlevlerini ise siyasal işlevler

ve toplumsal işlevler olarak sınıflandırabiliriz.

Page 126: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

127

8. Bölüm Soruları

I. Bir misyona ve vizyona sahip olmak

II. Gönüllülük

III. Özerklik

IV. Tarafsızlık

1. Yukarıdakilerden hangileri sivil toplum kuruluşlarının temel özelliklerinden değildir?

a) IV

b) II ve III

c) I, II ve III

d) I, II, III ve IV

e) I ve III

2. Aşağıdakilerden hangisi sivil toplum örgütlerinin özelliklerinden değildir?

a) Gönüllü bireylerden oluşur.

b) Genellikle yardım amaçlı kurulan kuruluşlardır.

c) Devlet kurumlarının yerini alırlar.

d) Özerk kurumlardır.

e) Kâr amacı gütmezler.

3. Bir ülkede sivil toplum örgütlerinin sayısının çok olması aşağıdakilerden öncelikle

hangisinin gelişmiş olduğunu gösterir?

a) Demokrasi

b) Turizmin

c) Ticaret

d) Sanayileşme

e) Okullaşma

4. Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı Dönemi’nde çeşitlilik gösteren vakıfların faaliyet

alanları arasında yer almaz?

a) Askerlik Hizmetleri

b) Yoksullara Yardım

c) Bayındırlık Hizmetleri

d) Eğitim Hizmetleri

e) Doğayı Koruma Hizmetleri

5. Aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

a) İnsanlar yalnızca içlerinden geldiği için başkalarına yardım eder.

b) Sivil toplum örgütlerini kuranlar ve bu örgütlere üye olanlar gönüllü olarak çalışırlar.

c) Resmî kurumlarda çalışanlar devlete hizmet ederler.

d) Topluma hizmet etmek yalnız sivil toplum örgütlerinin görevidir.

e) Sivil toplum kuruluşlarının amacı siyasi iktidara gelmektir.

Aşağıdaki boşlukları doldurunuz.

6. Bir toplumda devletten kaynaklanmayan ve devlet tarafından yönetilmeyen, devlet

hiyerarşisine tabi olmayan her türlü bireysel toplumsal faaliyet …………… oluşturur.

7. Sivil toplumun örgütlenmiş hali …………… ‘dur.

8. Sivil toplum örgütleri için bağımsızlık …………… bağımsız hareket edebilmelerini ifade

eder.

9. Bu kuruluşlara üyelik veya üyelikten ayrılma herhangi bir …………… tabi değildir.

10.…………… bir kurumun varlık sebebi olup, ne yaptığını, nasıl yaptığını ve kimin için

yaptığını ifade eder.

Cevaplar; 1)a 2)c 3)a 4)a 5)e 6)sivil toplumu 7)Sivil Toplum Kuruluşu 8)siyasal iktidardan

9)zorlanmaya-yaptırıma 10)Misyon

Page 127: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

128

9.SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ÖRGÜTLENME

BİÇİMLERİ

Page 128: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

129

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

9.1. Dernekler

9.2. Vakıflar

9.3. Meslek Kuruluşları

9.4. İşçi Örgütleri

9.5. Yerel Birlikler ve Kooperatifler

9.6. Yurttaş Girişimleri, Sivil İnisiyatifler

9.7. Sivil Toplum ve Güven ilişkisi

Page 129: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

130

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

Sizce dernekler ve vakıflar arasında ne fark vardır?

Hangi sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerini beğeniyorsunuz, niçin?

İşçi sendikalarının amaçları nelerdir?

Meslek örgütleri ile vakıflar arasında ne gibi farklar vardır?

Page 130: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

131

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım

Kazanımın nasıl

elde edileceği veya

geliştirileceği

Sivil toplum

kuruluşlarının

örgütlenme

biçimleri

Sivil toplum kuruluşlarını yakından tanır.

Okuma, dinleme,

tartışma, kütüphane

çalışması, ziyaret

etmek.

Dernekler

Vakıflar

Meslek Kuruluşları

İşçi Örgütleri

Yerel Birlikler ve

Kooperatifler

Yurttaş girişimleri,

Sivil insiyatifler

Sivil toplumu oluşturan kuruluşları tanır.

Okuma, dinleme,

tartışma, kütüphane

çalışması, ziyaret

etmek.

Sivil toplum ve

güven ilişkisi

Sivil toplum için güven ilişkisinin gerekliliğini

kavrar.

Okuma, dinleme,

tartışma, kütüphane

çalışması, ziyaret

etmek.

Page 131: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

132

Anahtar Kavramlar

Dernekler, Vakıflar, Meslek kuruluşları, İşçi örgütleri, Yerel birlikler ve kooperatifler,

Yurttaş girişimleri, Sivil inisiyatifler, Güven

Page 132: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

133

Giriş

Sivil toplum faaliyetlerini farklı kriterlere göre değişik sınıflandırmalara tabi tutmak

mümkündür. Bu bölümde sivil toplum faaliyetlerinin hangi kurumsal yapılanma şeklinde

örgütlendiği üzerinde durulmaktadır. Sivil toplum kuruluşları aralarında üyelerinin

menfaatlerini korumak için kurulmuş olanlar olsa da çoğunlukla topluma hizmet amacıyla

kurulmuşlardır. Üyelerinin menfaatlerini korumak için kurulmuş olanlarda da mutlaka

dışarıdaki paydaşlara karşı bir sorumluluk bilinci vardır. Örneğin sendikalar; üyeleri olan

işçilerin haklarını korumak için kurulmuş olsalar da onun dışında; eğitim, çevre, yoksullukla

mücadele, demokrasinin yaygınlaşması gibi birçok alanda faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Bu

açıdan afet uzmanları sivil toplum kuruluşlarının kuruluş amaçlarına bakmadan hepsine

ulaşmalı, toplantılarına katılmalı, afet bilincini canlı tutmalı, gerektiğinde afetlere müdahale

için gerekli olabilecek irtibatları kurmalıdır.

Page 133: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

134

9. SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ÖRGÜTLENME BİÇİMLERİ

Sivil toplum faaliyetlerini farklı kriterlere göre değişik sınıflandırmalara tabi tutmak

mümkündür. Örneğin amaçlarına göre sivil toplum kuruluşları dediğimizde; barış ve adalet için

çalışan kuruluşlar, sağlık ve eğitim faaliyetlerinde bulunanlar, kadınların hakkını savunanlar,

bilimin gelişmesi için çalışanlar, tüketicilerin haklarını savunanlar, işçilerin haklarını

savunanlar vb. birçok sınıflandırma yapmak mümkündür. Biz burada bütün bu sivil toplum

faaliyetlerinin hangi kurumsal yapılanma şeklinde örgütlendiği üzerinde duracağız. Sivil

faaliyetler çoğunlukla: dernek, vakıf, meslek kuruluşu, sendika ve kooperatifler ile sivil

inisiyatifler (yurttaş girişimi) şeklinde örgütlenmektedirler.

9.1. Dernekler

Diğer sivil toplum kuruluşlarında olduğu gibi benzer görüşleri paylaşan insanların bir araya

gelerek kendi varlıklarını sürdürmek ve ortak amacı gerçekleştirmek için oluşturdukları

örgütlenme biçimleridir. Kültür, hayır ve dayanışma örgütleridir. Bireylerin tek basına

gerçekleştiremeyecekleri amaçlarını gerçekleştirmek için örgütlenme ihtiyacı hissetmelerinin

bir sonucu olarak oluşmuştur.

Dernekler sivil toplum örgütleri içerisinde kurumsal yapılanma çeşidi olarak en yaygın olanıdır.

Dernek kurma ve derneklere üye olma birey için temel bir hak olarak kabul edilir. Demokratik

sistemlerde bu hak, bir kamu özgürlüğü sayılmakta ve kural olarak anayasada da bireyin

vazgeçilmez temel hakları arasında düzenlenmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na göre

her Türk Vatandaşı önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir. Dernekler

Kanunu'na göre; “Kazanç paylaşma dışında, kanunla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı

gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak

birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarını” ifade etmektedirler.

Anayasa ve kanunla açıkça yasaklanan amaçları veya konusu suç teşkil eden fiilleri

gerçekleştirmek amacıyla dernek kurulmaz. Derneğin amacı, kazanç paylaşma dışında, kanunla

yasaklanmamış belirli ve ortak bir gayeyi gerçekleştirmeye yönelik, anlaşılabilir ve süreklilik

arz eden etkinlikler gerçekleştirmektir. Hukuka ve ahlaka aykırı olmamalıdır. Sadece

Türkiye'de yıldan yıla değişmekle birlikte Türkiye’de şimdiye kadar kurulan dernek sayısı

163.875’dir. Sayısının çok olmasına rağmen etkinlik açısından zayıftır. Çoğu “cami yaşatma

dernekleri” gibi küçük derneklerdir.

Genel olarak ele aldığımızda derneklerin misyonları ve vizyonları şu şekildedir (URL 32):

Page 134: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

135

Misyonları, çağdaş dünya ile bütünleşmiş güçlü bir sivil toplum oluşumuna katkıda bulunmak,

sivil topluma rehberlik ederek ortak akla ulaşmak ve değişen ve gelişen koşullara uyum

sağlayarak, sürekli öğrenen ve paylaşan kuruluş haline gelmektir.

Vizyonları, toplumsal örgütlenmeyi destekleyerek katılımcı demokrasinin kökleşmesine,

toplumun yaşam kalitesinin yükseltilmesine, katkıda bulunmaktır.

9.2. VAKIFLAR

Bir hizmetin gelecekte de hizmet olarak devamını sağlamak amacıyla kendi istekleri ile resmî

yollarla bağışlanan mülk ve paralara vakıf denir. Diğer bir ifade ile vakıflar, gerçek veya tüzel

kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca tahsisiyle oluşan tüzel kişiliğe sahip

mal topluluklarıdır.

Vakıfların kuruluş amaçları toplumsal dayanışma ve yardımlaşmadır. Vakıflar bir yandan

doğrudan doğruya kamu hizmetleri yaparlarken diğer yandan da bir kısım ihtiyaç sahiplerine

direkt olarak ekonomik ve mali yardımlarda bulunmaktadırlar. Ekonomik ve mali bakımdan

güçsüz durumda olanları desteklemek, güçlendirmek ve onların sosyal ve ekonomik

durumlarını düzeltmek vakıfların en başta gelen misyonudur. Vakıflar her zaman, bulundukları

ülkelerin, eğitimine, kültürüne, ekonomisine, sosyal ve siyasal hayatlarına büyük katkı

sağlamışlardır.

Türk toplumunda vakıfların çok eski bir geçmişi vardır. Vakıflar, Selçuklu Dönemi’nde (1071-

1293) gelişmiş, Osmanlı Dönemi’nde (1299-1920) kurumsallaşarak en görkemli dönemini

yaşamıştır. Kuruluş amaçlarına bakıldığında hemen hemen her konuda vakıf bulunmaktadır.

Eskiden bağışlanan hanlar, hamamlar, yapılan köprüler, çeşmeler, okullar ve camiler buna

örnek olarak verilebilir.

Vakıflarda, dernekler gibi özel hukuk tüzel kişiliğine sahiptirler. Yalnız vakıflar, kuruluş biçimi

ve nitelikleri itibarıyla derneklerden oldukça farklıdır. Vakıflarda, bir malın belli bir amaca

tahsisi söz konusudur. Dernekler kişi toplulukları iken vakıflar mal topluluklarıdır. Dernekler

bir tüzük ile kurulabildikleri hâlde vakıflar ya resmî bir senet ya da ölüme bağlı olarak bir

vasiyetname ile kurulabilirler.

Vakfı oluşturan üç temel unsur bulunmaktadır. Bunlar;

I. Vakıf, vakfeden

II. Vakfedilen şey

III. Vakfın menfaatleri kendilerine tahsis olunanlar (Hafız Halil Şükrü 1329: 6).

Page 135: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

136

Vakıf müessesesi yukarıda belirtilen üç unsuru aynı anda taşımak zorundadır. Söz konusu üç

unsur birbirinden ayrılamayacak bir yapıdadır.

Bu üç unsurdan ikisini insanlar oluşturmaktadır. Gerek vakfeden gerek vakfın menfaati

kendilerine tahsis olunanlar birey veya toplumdan oluşmaktadır. Her iki kesim arasındaki ilişki

vakfedilen şeyle sağlanmaktadır. Bu açıdan ilişkinin boyutunu ve özelliğini daha çok

vakfedilen şey ortaya koymaktadır. Eğer vakfedilen şey daha çok kamu hizmetine yönelik,

toplumsal ihtiyaçları karşılar mahiyette ise vakıf müessesesi o derecede sosyal nitelik

kazanmakta, bu mahiyetten uzaklaşıldığı oranda da sosyal niteliğini kaybetmektedir. Bu

konuda örnek verilecek olursa (Osmanlıda) Fatih Sultan Mehmet’in sağlık vakfiyesi ile bütün

toplum (gayrimüslimler dâhil), avarız vakıfları ile belli bir mahalle veya köy, aile vakıfları ile

toplumsal kurumların en küçük grubu olan aile, vakfın menfaatlerinden yararlanan kesimi

oluşturur.

Görüldüğü üzere vakıfların hizmet alanları, hizmetin kapsamı ve hitap ettiği kitle, vakfın

amacına bağlıdır. Vakfedilen şey her ne kadar yukarıda da izah edildiği şekilde vakıf

müessesesinin toplumsal boyutunu ortaya koymakta ise de vakfeden ve vakfın menfaati

kendilerine tahsis olunanlar da ileride daha detaylı olarak ele alınacağı şekilde sosyal

tabakalaşmaya etki etmektedir. Genellikle vakfedenler daha yüksek bir gelir seviyesine, vakfın

menfaati kendilerine tahsis olunanlar ise daha düşük gelir seviyesine sahip olduklarından vakıf

müessesesi sosyal tabakalaşma piramidinde alt sınıfın küçülmesine, orta sınıfın genişlemesine

etki edecektir. Vakıf müessesesi gelir ve servet dağılımına etki etmekte üst tabakadan alt

tabakaya doğru bir gelir transferini sağlamaktadır. Vakıf müessesesi sayesinde üst tabakanın

servetinin, onların mülkiyetinden çıkarak toplumsallaşması ve elde edilen gelirlerin alt

tabakalara gelir ve hizmet şeklinde yayılması söz konusudur.

Vakfın yukarıda belirtilen üç temel unsurunun yanısıra hukuki özellikleri de vardır. Bunlardan

biri ve en önemlisi vakfın sürekliliği, ebediliğidir. İkincisi temlik ve temellük edilemeyecek

olmasıdır. Üçüncüsü ise vakıf müessesesinin tüzel kişiliğe sahip olmasıdır. Bir başka özelliği

ise vakfın bağlayıcılığıdır yani vakfetme iradesinden vazgeçilememesidir. Bu dört özellik vakfı

diğer benzer kurumlardan ayrıştırmaktadır.(Ertem, 2011)

9.3. MESLEK KURULUŞLARI

Meslek kuruluşları, belli bir mesleği icra edenleri bir araya getiren, toplum, devlet ve meslek

mensupları bakımından çeşitli işlevler üstlenen, hukuki, idari, ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel

ve mesleki yönleri bulunan çok boyutlu organizasyonlar/örgütlenmelerdir. Mesleki örgütler,

Page 136: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

137

dernekler ve odalar şeklinde örgütlenmişlerdir. Dernekler mesleki dayanışma ve menfaatleri

korumaya ağırlık verirken odalar bunlarla beraber meslek içi denetime yoğunlaşmıştır. Odalar

aynı zamanda kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır ve kamu otoritesi gibi mesleki

disiplin ve ahlak gibi konularda kanuni yaptırım gücüne sahiptir. Kamu hizmet ve görevleri ile

kamu kuruluşu olmalarının gerektirdiği ölçüde kamu hukukuna, bunun dışındaki konularda ise

özel hukuk kurallarına tabidirler. Tüm organları kendi üyeleri arasından seçilir. Mesleki

kuruluşların odalara üye olmaları kanuni olarak zorunludur.

Mesleki kamu kurumları, anayasal organlardır. Anayasa’ya göre, kamu kurumu niteliğindeki

meslek kuruluşları ve üst kuruluşların amacı; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek

ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere

uygun olarak gelişmesini sağlamaktır. Kamu tüzel kişiliğine haiz bu kuruluşların; meslek

mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak ve

meslek disiplini ve ahlakını korumak gibi maksatları da mevcuttur. (Türkiye Odalar ve Borsalar

Birliği, Türk Tabipler Birliği, Barolar Birliği vb) Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi

teşebbüslerinde asli ve sürekli görevlerde çalışanların meslek kuruluşlarına girme mecburiyeti

aranmaz. Kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar. Bu meslek kuruluşları ve üst

kuruluşları organlarının seçimlerinde siyasi partiler aday gösteremezler. Bu meslek kuruluşları

üzerinde Devletin idari ve mali denetimine ilişkin kurallar kanunla düzenlenir. Amaçları

dışında faaliyet gösteren meslek kuruluşlarının sorumlu organlarının görevine, kanunun

belirlediği merciin veya Cumhuriyet savcısının istemi üzerine mahkeme kararıyla son verilir ve

yerlerine yenileri seçtirilir (URL 33).

Meslek kuruluşlarının genel özellikleri şunlardır:

• Kanunla kurulurlar,

• Yönetim, denetim (iç denetim) ve mesleki disipline ilişkin faaliyetlerini üyeleri

tarafından seçilen organlar tarafından yürütür,

• Yargı gözetiminde ve gizli oyla seçimlerini gerçekleştirirler,

• Anayasa ve yasalarda belirlenen amaç, görev, yetki ve sorumluluklar doğrultusunda

kendilerine verilen kamusal görevleri ve mesleki faaliyetleri yürütürler,

• Kanunlarda belirtilen esaslar çerçevesinde devletin idari ve mali denetimine (dış

denetim veya Devlet denetimi) tabidirler,

• Genel olarak üyelerinin aidatları ve sundukları hizmetler karşılığı elde ettikleri

gelirlerle finanse edilirler ve devlet bütçesinden yardım almazlar,

• Üyelerine yönelik disiplin cezası verme yetkisine sahiptirler,

Page 137: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

138

• Bütçe, harcama, muhasebe, alım usulleri ve personel işlemleri gibi iş ve işlemleri

ilgili mevzuatı çerçevesinde kendi organları tarafından yürütülür (URL 34).

Meslek örgütleri sayıları derneklere göre daha az olmasına rağmen etkinlikleri daha fazladır.

Sanayi ve Ticaret Odalarının oluşturduğu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), tüm

illerde örgütlenen Esnaf Örgütleri, Türkiye Barolar Birliği, Mühendis ve Mimar Odalarının

oluşturduğu TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Tabip Odalarının oluşturduğu

Türk Tabipler Birliği, Eczacı Odaları, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye’de örgütlenmiş

sivil toplum kuruluşu niteliğindeki önde gelen meslek kuruluşlarıdır.

9.4. İşçi Örgütleri

Sendika, çalışanların ortak hak ve çıkarlarını korumak, sorunlarını çözmek için kurulmuş

ekonomik ögeler taşıyan, devlet, siyasi parti ve iktidar örgütlenmelerinden bağımsız örgütlerdir.

Sendikalar; işçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve

menfaatlerini korumak ve geliştirmek için meydana getirdikleri tüzel kişiliğe sahip

kuruluşlardır.

Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve

menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar

kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse

bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.

Sendikalar günümüzde endüstri toplumlarının vazgeçilmez örgütleridir. Sendikalar aynı

zamanda toplumları çalışma hayatı yönü ile şekillendiren ve geleceği etkileyen önemli

güçlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Birçok ülkede sendikal örgütlenme çalışan

nüfusun önemli bir kısmını içinde barındırmaktadır.

Sendikacılık, çalışanlar, işverenler ve devlet olmak üzere üç grup aktörün oluşturduğu karşılıklı

bağımlı bir sistemi ifade etmektedir. Demokratik bir oluşum olan sendikacılık, demokratik

kurum ve kuralların belli bir düzeyin üzerinde olduğu toplumlarda varlık bulabilmektedir.

Özellikle sendikacılık hareketinin başladığı endüstri toplumları sendikacılık açısından önemli

örgütlülük düzeyine sahiptirler. Sendika kurma hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç

işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlak ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin

korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.

Konfederasyon ise; değişik iş kollarında en az beş sendikanın bir araya gelmesi suretiyle

meydana getirdikleri tüzel kişiliğe sahip üst kuruluşlardır. Konfedarasyonların amacı; ortak

ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve çıkarları korumak, geliştirmek, üye sendikalar arasında

Page 138: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

139

karşılıklı dayanışma ve yardımlaşmayı sağlamak, çalışma ve toplumsal barışın sağlanması ve

devam ettirilmesi için çaba göstermek ve mücadele etmektir.

9.5. Yerel Birlikler ve Kooperatifler

Kooperatifler, tüzel kişiliğe haiz olarak ortaklarının ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma

ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve kamu tüzel kişileri ile özel idareler,

belediyeler, köyler, cemiyetler ve dernekler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir

sermayeli teşekküllerdir. Bir alanda faaliyet gösterenlerin güçlerini birleştirmek suretiyle ortak

hareket etme ve hedeflerine ulaşmada daha etkin rol üstlenmektedirler. (Kaya, 2013) 1163 sayılı

Kooperatifler Kanunu’na göre tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik

menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını, iş gücü ve parasal katkılarıyla

karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel

kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklar olarak tanımlanmıştır.

Yerel birlikler sayesinde bir alanda faaliyet gösterenler güçlerini birleştirmekte ve ortak hareket

ederek ve hedeflerine ulaşmada daha etkin olabilmektedirler.

Kooperatifler, üyelerinin ortak ihtiyaçlarını veya meslekleri ile ilgili gereksinimlerini en az

maliyetle karşılamak amacıyla kurulur. Kooperatiflerde sermayenin üst sınır yoktur.

Kooperatifin ortak sayısı arttıkça sermayesi de artar. Kooperatiflerde sermaye olarak ayni

sermaye (para dışında mal, demirbaş, taşıt, bina vb.) konulması veya başka bir işletmenin

kooperatife devredilmesi ancak ana sözleşmede belirtilmiş olmakla mümkündür. Gerçek veya

tüzel kişiler kooperatife üye olabilirler. Her ortağın ortaklık haklarının, ada yazılı ortaklık

senedi ile temsil edilmesi gerekir. Kooperatiflerde ortaklıktan çıkış, ancak hesap döneminin

sonunda ve en az 6 ay önceden haber vermek şartıyla yapılır. Ancak ana sözleşmeye ortaklıktan

çıkış ile ilgili bir hüküm konmuşsa bu hüküm bağlayıcıdır. Kooperatiflerde her ortak bir oy

hakkına sahip olup, ortak isterse oyunu başka bir kişiye de kullandırabilir. Kooperatiflerin

sorumluluğu ana sözleşmede aksi bir hüküm yoksa mal varlığıyla sınırlıdır. Ortaklar ise

sermaye payları ile sorumludur.

Kooperatifler, toplumsal kalkınmayı geliştiren ve ticari işletmeler için temel sağlayan özgün bir

modele dayanmaktadırlar. Bu işletmeler aşağıdaki özellikleri bünyesinde barındırırlar:

• Ortakların sahipliği, ortaklarına hizmet etme ve ortaklarınca yönetilme.

• Kendi kendine yetme, kendi kendine sorumluluk, demokrasi, eşitlik, adalet ve

dayanışma birlik.

Page 139: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

140

• İlkelere dayalı işletmecilik: Gönüllü ve açık üyelik, ortakların demokratik kontrolü,

ortakların ekonomik katılımı, özerklik ve bağımsızlık, eğitim-öğretim ve

bilgilendirme, kooperatifler arası işbirliği, topluma karşı sorumluluk.

Ayrıca kooperatifler;

• Sürdürülebilir bir iş modelidir.

• Yerel ekonomileri güçlendirir.

• Yaşam şartlarını iyileştirir.

• İnsanlara sorumluluk kazandırır.

• Katılımcıdır.

Kooperatifler tüm ülkelerde mevcuttur ve dünya genelinde 1 milyardan fazla insana hizmet

ettikleri tahmin edilmektedir. Birçok farklı biçimde ve tüm sektörlerde faaliyet

göstermektedirler. Kooperatifler; ihtiyaç duyuldukları her yerde kurulabilmeleri avantajına

sahip olmaları nedeniyle yoksulluğun azaltılmasında etkin bir araçtırlar. Ayrıca birçoğu, sosyal

ve ekonomik destek sistemlerine, eğitim, sağlık, sigorta, kredi ve diğer gerekli hizmetlere

erişim sağlamada önemli katkılarda bulunmaktadır. Kooperatifler; bireylerin, özellikle yoksul

insanların, tek başlarına elde etmeleri zor olan ürünler ve hizmetler için katma değer yaratırlar.

Bu durum, ortaklara ait kaynakların birlikte verimli şekilde kullanılmasıyla mümkün

olmaktadır (URL 35).

9.6. Yurttaş Girişimleri, Sivil İnisiyatifler

Özellikle 1990’ların ortalarından itibaren yaygınlaşmaya başlayan yurttaş girişimleri, sivil

platform, sivil girişim, sivil inisiyatif gibi kavramlarla anılmaktadır. Toplumsal ihtiyaçları

ortaya koymak adına kendiliğinden ortaya çıkan bu girişim, tüzel bir kişiliğe sahip olmasa da

resmî makamlara baskı yapma, ortaya çıkan toplumsal sorunu gündeme getirme ve çözüm

önerileri üretme bağlamında etkin yapılanmalardır. Yurttaş girişimleri örgütlü olmayan sivil

inisiyatiflerdir.

9.7. Sivil Toplum ve Güven İlişkisi

Türk Dili Kurumu sözlüğünde güven, “korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve

bağlanma duygusu” şeklinde tanımlanmaktadır. Güven, bir ilişkide bir tarafın, diğer tarafın

onun zayıflığını istismar etmeyeceğinden emin olmasıdır. Kendilerini güvende hissetmeyen,

geleceklerinden endişe eden insanlar, kolektif eylemin gerektirdiği riskleri göze alabilecek

kadar özgür değillerdir.

Sivil toplum ve güven birbiriyle ilişkili kavramlardır. Sivil toplum örgütlenmelerinin temelinde

gönüllülük ve güven duygusu yatmaktadır. Kâr amacı gütmeyen örgütlerin geniş bir tabana

Page 140: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

141

yayılabilmeleri ve etkin işleyişi gerçekleştirebilmeleri, büyük ölçüde sağlamış oldukları güven

ilişkilerine bağlıdır. Bireyler gönüllü faaliyetlerde bulunmak istediklerinde, aynı işlevi gören

kuruluşlar arasından mutlaka daha güven veren daha itibarlı olanını seçecektir.

Bu açıdan, STK'lar inandırıcılıklarını ve itibarlarını korumalıdırlar. Sivil Toplum

Kuruluşlarıyla hedef kitle ya da daha geniş kesimler arasındaki iletişim ne kadar sağlıklı, dürüst,

sürekli ve şeffaf olursa kurumların itibarı ve gücü de o ölçüde artacaktır. Bireylerin kuruluşlara

olan güveni, bu kurumların faaliyetleri, şeffaflıkları ile yakından ilgilidir. Şaibeler, o

kuruluşların kamuoyu nezdinde ki saygınlık ve etkilerini yitirmelerine yol açar. Bugün sivil

toplum kuruluşları ile ilgili medyada çıkan haberler incelendiğinde, “kumar oynatan dernek

basıldı” türünden haberlere sıkça rastlanmaktadır. Güven duygusunun esas olduğu gönüllü

kuruluşların yasalara aykırı faaliyetlerle anılması, bu kuruluşların istismar edilmesi sivil toplum

kuruluşlarının gelişimi önündeki en büyük engellerdendir.

Kurum güvenilirliğinin artması için söylem ve icra çelişkisi olmamalıdır. Kişisel olduğu kadar

kurumsal bir ilke olan doğruluk bireyler için olduğu kadar kuruluşlar için de bir itibar ölçeğidir.

Gönüllülüğün esas olduğu sivil toplum kuruluşlarının sosyal sorumluluk bilinci çerçevesinde

faaliyet gösterdiklerine bireyleri inandırması gerekir. Sivil toplum kuruluşları denilince sosyal

sorumluluk projeleri üreten, üretime, istihdama, yoksullukla mücadeleye katkı sağlayan, sosyal

sorunlara çözüm üreten kuruluşlar akla gelmelidir.

Page 141: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

142

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Bu bölümde bütün bu sivil toplum faaliyetlerinin hangi kurumsal yapılanma şeklinde

örgütlendiği üzerinde duruldu. Sivil faaliyetler çoğunlukla: dernek, vakıf, meslek kuruluşu,

sendika ve kooperatifler ile sivil inisiyatifler (yurttaş girişimi) şeklinde örgütlenmektedirler.

Sivil toplum ve güven birbiriyle ilişkili kavramlardır. Sivil toplum örgütlenmelerinin temelinde

gönüllülük ve güven duygusu yatmaktadır. Kâr amacı gütmeyen örgütlerin geniş bir tabana

yayılabilmeleri ve etkin işleyişi gerçekleştirebilmeleri, büyük ölçüde sağlamış oldukları güven

ilişkilerine bağlıdır. Bireyler gönüllü faaliyetlerde bulunmak istediklerinde, aynı işlevi gören

kuruluşlar arasından mutlaka daha güven veren daha itibarlı olanını seçmektedirler.

Page 142: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

143

9. Bölüm Soruları

1. Amaçlarına göre sivil toplum kuruluşları dediğimizde aşağıdakilerden hangisi bu

sınıflamaya giremez?

a) Kadınların hakkını savunan sivil toplum kuruluşları

b) Sağlık ve eğitim faaliyetlerinde sivil toplum kuruluşları

c) Barış ve adalet için çalışan sivil toplum kuruluşları

d) Bilimin gelişmesi için çalışan sivil toplum kuruluşları

e) Borsada aracı kurum olarak çalışan sivil toplum kuruluşları

2. Aşağıdakilerden hangisi gönüllü kişiler tarafından oluşturulmuş olan

kuruluşlardandır?

a) Mahkemeler

b) Dernekler

c) Şirketler

d) Fabrikalar

e) Belediyeler

3. Aşağıdakilerden hangisi devlet memurlarının da haklarını koruyabilmek için

kurulan sivil toplum kuruluşlarındandır?

a) Vakıflar

b) Dernekler

c) Sendikalar

d) Meslek Odaları

e) Kooperatifler

4. Kanunla yasaklanmamış belirli ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi

gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek

suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarına ne nedir?

a) Yerel birlik

b) Dernekler

c) Sendika

d) Meslek odası

e) Kooperatifler

5. Tüzel bir kişiliğe sahip olmayan, bir toplumsal sorunu gündeme getirme ve çözüm

önerileri üretmek amacıyla oluşan, örgütsel yapısı olmayan sivil inisiyatifler

hangisidir?

a) Meslek Odaları

b) Dernekler

c) Sendikalar

d) Yurttaş Girişimleri

e) Kooperatifler

Aşağıdaki boşlukları doldurunuz.

6. Değişik iş koşullarında en az beş sendikanın bir araya gelmesi suretiyle meydana

getirdikleri tüzel kişiliğe sahip üst kuruluşa …………… denir.

7. Sendikacılık; …………… olmak üzere üç grup aktörün oluşturduğu karşılıklı

bağımlı bir sistemi ifade etmektedir.

8. Mesleki örgütler: ………….. şeklinde örgütlenmiştir.

9. …………… sivil toplum örgütleri içerisinde kurumsal yapılanma çeşidi olarak en

yaygın olanıdır.

10. Sivil faaliyetler çoğunlukla …………… şeklinde örgütlenmektedir.

Cevaplar; 1)e 2)b 3)c 4)b 5)d 6)konfederasyon 7)çalışanlar, işverenler ve devlet 8)dernekler

ve odalar 9)Dernekler 10)dernekler

Page 143: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

144

10. TÜRKİYE’DE SİVİL TOPLUM

Page 144: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

145

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

10.1. Cumhuriyet Öncesi Dönemde Sivil Toplum

10.2. Cumhuriyet Döneminde Sivil Toplum

10.3. Türkiye'de Önde Gelen Bazı Sivil Toplum Kuruluşları

Page 145: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

146

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

Osmanlı döneminde hangi sivil toplum kuruluşları vardır?

Türkiye'de Cumhuriyet döneminde sivil toplum en çok hangi dönemde canlanmıştır?

Türk tarihinde ilk sivil toplum örgütlenmeleri hangileridir?

Günümüzde önde gelen sivil toplum kuruluşlarından hangilerini biliyorsunuz?

Page 146: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

147

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği

veya geliştirileceği

Türkiye’de Sivil

Toplum

Türkiye’de Osmanlıdan günümüze

sivil toplumun varlığını kavrar.

Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması

Cumhuriyet

öncesi dönemde

sivil toplum

Cumhuriyet

dönemde sivil

toplum

Tarihsel süreçte sivil toplumun

gelişimini kavrar.

Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması

Türkiye’de önde

gelen bazı sivil

toplum

kuruluşları

Günümüzde var olan sivil toplum

kuruluşlarını tanır.

Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması, ziyaret

Page 147: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

148

Anahtar Kavramlar

Türkiye'de sivil toplum, Cumhuriyet öncesi dönemde sivil toplum, Cumhuriyet döneminde

sivil toplum, Türkiye'de önde gelen bazı sivil toplum kuruluşları.

Page 148: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

149

Giriş

Sivil toplum geleneği Osmanlıdan günümüze kalan önemli bir mirastır. Batı’daki gelişmelerden

çok daha önce ve çok daha gelişmiş bir şekilde sivil toplum kuruluşlarını görmekteyiz.

Toplumdaki birçok ihtiyaç vakıflar, dernekler ve lonca teşkilatları tarafından devlete ihtiyaç

duyulmaksızın giderilmiştir. Cumhuriyet sonrası sivil toplum da önemli bir gerileme olmuştur.

Osmanlı da toplumsal açıdan yoksun kesimlerin ihtiyacı ve ekonomik düzenlemeler sivil

toplum tarafından yerine getirildiğinden, Türkiye Cumhuriyeti, devlet olarak böyle bir miras

alamamıştır ve bu konularda deneyimsiz kalmıştır. Özellikle 1980'den sonra sivil toplum

önemli ölçüde gelişme göstermiştir.

Page 149: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

150

10. TÜRKİYE’DE SİVİL TOPLUM

10.1. CUMHURİYET ÖNCESİ DÖNEMDE SİVİL TOPLUM

Türk kültüründe bu günkü sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerine benzer birçok olgulara

rastlanmaktadır. Türklerde, yardımlaşma ve dayanışma ile ilgili inanç ve geleneklerin var

olduğu anlaşılmaktadır. İslamiyet öncesi Türk destanlarında Tanrı adına yoksullara yardım

etme, çıplakları giydirme, açları doyurma gibi bugün sivil toplumların asıl işlevleri olan sosyal

yardımlaşma geleneğinin varlığına rastlanmaktadır. Yine eski Türklerde Bey olmanın şartları

arasında çıplakları giydirme, açları doyurma en önde gelen şartlardan biridir.

İslamiyet'ten sonra fitre, zekât ve sadaka müesseselerinin bu yardımlaşma faaliyetlerini daha

da arttırdığını görmekteyiz. Örneğin; bugün de sosyal yardım ve sosyal hizmetler kapsamında

kabul edilen kurumlardan olan ve yaşlılara koruma hizmetini veren ilk sivil kurumun

Selçuklular döneminde Sivas'ta 11. yüzyılda Reha Oğulları tarafından kurulan Dar’ül-reha

(Huzurevi) olduğu görülmektedir. Mısır'da Erbil Atabeyi Muzafferuddin Ebu Sait tarafından

yaptırılan Gökbörü tesisleri, dört darülaceze, dullar için barınma tesisleri de çok eski tarihlerden

kalan somut sivil toplum kurumlarındandır.

Osmanlı’da, Batı Avrupa'da olduğu gibi özerk şehirlerde mülkiyet hakları üzerinde gelişen ve

belli bir ayrıcalığı olan sosyal sınıfların yokluğu sivil toplumun ortaya çıkışını engellemiştir.

Osmanlı’da şehirlere Batı’da olduğu gibi ayrıcalıklar tanımanın faydaları fark edilmemiş ve

ticareti canlandıracak pazarlar aramak da teşvik edilmemiştir. Şehirler tüzel kişiliğe sahip

olmadıklarından Batı’daki örnekleri gibi, ticari menfaatleri için herhangi bir biçimde bir araya

gelerek birlikler oluşturamamışlar ve böylece ekonomik hayat devletin kontrolü altına girmiştir.

Osmanlı toplumunda batıdaki gibi tarihsel, toplumsal ve felsefi bir içeriğe sahip sivil toplum

unsurları yani özerk sosyal sınıfların olmaması, güçlü devlet geleneği ve sultanların güçlü

otoritesine bağlanabilir. Bununla birlikte Osmanlı toplumunda sivil toplum potansiyeli taşıyan

millet sistemi, loncalar, vakıflar, tarikatlar ve tekkeler gibi bazı unsurların varlığı da göz ardı

edilemez.(Aslan, 2010)

Osmanlı'da sivil toplum unsuru olabilme özelliği taşıyan en büyük yapılanma ise Ahilik

Teşkilatı’dır. Ahilik Teşkilatı Osmanlı tarihinin en büyük ve en organizeli sivil toplum kuruluşu

olarak üyelerine sağlamış olduğu imkânlarla sosyal ve ekonomik hayata büyük bir zenginlik

kazandırmıştır. Bu açıdan günümüzde bu teşkilatın uygulamalarından yararlanabileceğimiz pek

çok noktanın olduğunu görmekteyiz. Ahilik, yetkin insan yetiştirmeyi ve bu yola yetkin bir

toplum oluşturmayı, dünyayı düzeltmeyi amaç edinmiş bir kuruluştur.

Page 150: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

151

Ahilik; tarihte eğitimde ve ekonomik hayatta önemli roller üstlenmiş aynı zamanda verimli

sonuçlar üretmiş bir yapı olarak dikkat çekmektedir. Ahilik bir sivil toplum kuruluşu olarak

devlet ve birey arasında tampon görevi üstlenmiş ve mevcut yapının uzun süre sağlıklı

işleyebilmesini sağlamıştır. Toplumlar bütün gelişmişliklerine rağmen hâlâ eğitim ve ekonomik

hayat gibi konulardaki sorunlarını tam anlamıyla çözememektedirler. Eğitim ve öğretimin tam

olarak devlet görevi olarak düşünülmediği, hatta iç ve dış güvenliğin sağlanması dışında ne yol,

ne taşıma ne de haberleşme aracı sağlanmasının devlet görevi sayılmadığı bir dönemde,

toplumun devletten bağımsız olarak kendi düzenini kurmuş ve ihtiyaçlarını giderebilmiş olması

oldukça ileri bir aşamadır. Ahiliğin bu başarısındaki en önemli faktör, hem yaygın hem de örgün

olarak eğitime önem vermiş olmasıdır.

Aslında bugün içinde bulunduğumuz birçok sorunun temeli, var olan toplumsal potansiyelin

harekete geçirilememesidir. Bu açıdan Ahilik gibi sosyal kurumlara ne denli ihtiyaç duyulduğu

ortaya çıkmaktadır. Gönüllü oluşumların ve bu oluşumlara katılımların desteklenmesi şarttır.

Bakıldığında Batılı devletlerin gelişmeleri de hep ahilik benzeri sivil toplum yapılarının

kurulmuş ve etkinlik kazanmış olmasına dayanmaktadır.

Loncalar da Ahilik Teşkilatı’na dayanır. Zamanla şehirlerde merkezileşen Ahilikler, esnaf

birlikleri şekline de dönüşerek loncaları oluşturmuşlardır. Loncalar bugünkü anlamı ile esnaf

teşkilatı olan mesleki örgütlerdir. Loncalar, Osmanlı devletinde esnafla merkezi yönetim

arasında önemli bir köprü görevi üstlenen sivil toplum potansiyeli taşıyan unsurlardandır. 16.

yüzyıla kadar, üretim kalitesini yükseltme, kalifiye eleman yetiştirme, yetişen elemanlara

ustalık sertifikası verme, iş ve ticaret ahlakını geliştirme ve denetleme, işçileri koruma ve

üretimi en ucuz yoldan tüketiciye ulaştırma gibi işlevleri düşünüldüğünde loncaların, devletten

özerk önemli ve yaygın sivil toplum kuruluşları oldukları söylenebilir. Öte yandan, loncalarda

üretimin kalite, fiyat, üretim miktarı ve istihdamının devlet tarafından kontrolü ve

sınırlandırılması özerk niteliklerini zedelemiş ve hareket alanlarını daraltmıştır. (Mardin, 2008;

Acun, 2005) Osmanlı devletinde, loncalar, ticaret alanının düzenlenmesi sürecinde toplumun

taleplerini devlete iletme açısından bir sivil toplum kuruluşu olarak görülmekle birlikte lonca

liderlerinin, ürün kalitesi, miktarı ve fiyatının devlet tarafından belirlenmesi de bu örgütleri sivil

toplum tanımından uzaklaştırmaktadır. (Aslan,2010)

Yine Osmanlıda dinî örgütlenmeler de devletten görece bağımsız sivil toplum

örgütlenmeleridir. Resmî kanatta bulunan ve Şeyhülislamın temsil ettiği ulema grubu

(Şeyhülislam, kadı, müderris vb.) tam bir sivil örgütlenme olarak kabul edilmese de halk

düzeyinde örgütlenen tarikatlar için sivil dinî örgütler diyebiliriz. Ama bugünkü anlamı ile

Page 151: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

152

kendi iç yapılanmaları nedeni ile Batılı tarzda bir sivil toplum unsuru olup olmadıkları

tartışmalıdır.

Bir diğer sivil toplum örgütlenmesi ise sosyoekonomik ve sosyokültürel faaliyetlerde bulunan

örgütlü sivil dayanışma kurumları olan vakıflardır. Vakıflar diğer sivil toplum potansiyeli

taşıyan unsurlara göre daha bağımsızdırlar. Kurumsal anlamda bir sivil toplum örgütlenmesi

olarak eğitim, sosyal adalet, sosyal refah, dengeli gelir dağılımı, sosyal güvenlik, sosyal hizmet

gibi alanlarda faaliyet göstermişlerdir.

Osmanlı’da Batılı anlamda ilk sivil girişimler Tanzimat’la birlikte başlamıştır. Tanzimat

Dönemi ve Tanzimat sonrası dönemde ise ortaya çıkan Sened-i İttifak, Gülhane Hatt-ı

Hümayunu, Islahat Fermanı, I. ve II. Meşrutiyet gibi yenilikçi hareketler sivil toplumun

gelişmesi için zemin hazırlamıştır. Osmanlı Anayasası olan Kanun-i Esasi’nin ikinci kez

uygulamaya konulmasından sonra, Mecliste sivil toplumun gelişimi açısından önem taşıyan;

toplantı, basın, grev ve dernek gibi bazı yasalar kabul edilmiştir. Ama bu reformların sivil

toplumun gelişimine beklendiği kadar katkısı olamamıştır. Çaha, bunu ‘’Modernleşme

çabalarıyla beraber öncelik devlete verilerek devletin kurtarılması projelendirilmişti’’

ifadesiyle dile getirmektedir. Devlet elitleri 19. yüzyıldan itibaren devlet kurumlarının yüzünü

Batı kurumlarına çevirmeye başladılar ve modernleşme çabalarının motor görevini sivil toplum

kurumları değil bizzat devlet yüklendi. Seküler değerleri esas referans noktası alan bu yaklaşım,

sivil toplumun giderek canlılığını yitirmesine sebep oldu. (Çaha, 1994)

Sonuç olarak, sivil toplum derken devletten ayrışmış, özel mülkiyete ve serbest piyasaya dayalı

bir ekonomik alanın varlığı kastediliyorsa, Osmanlı’da böyle bir şeyin olmadığı genel olarak

doğrudur. Ama sivil toplum denince devlet dışı gönüllü kuruluşlar kastediliyorsa, bunların

Osmanlı’da vakıflar, loncalar, tarikatlar ve dini cemaatler biçiminde mevcut olduğu

söylenebilir. (Gülalp, 2002)

10.2. CUMHURİYET DÖNEMİNDE SİVİL TOPLUM

Cumhuriyet ilk yıllarında sivil toplum fazla canlanmamıştır. Tek parti dönemi, Osmanlı’dan

güdük veya sönük de olsa bir sivil toplum mirası devralmıştı. Osmanlı son döneminde medrese,

tarikatlar, vakıflar gibi geleneksel sivil toplum kurumlarının yanında, özel teşebbüs, ekonomik

gruplar, siyasal partiler, dernekler, işçi hareketleri, kadın hareketleri, medya ve siyasal

ideolojiler gibi modern sivil toplum unsurlarının da geliştiği söylenebilir. Ancak Tek Parti

döneminin (1923-1946) tek tipleştirme ve homojenleştirme politikaları karşısında bu tür sivil

toplum unsurları işlevsiz kalmıştır. (Çaha, 2005; Abay, 2009) Bunun nedeni Türk modernleşme

Page 152: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

153

sürecinde yönetici elitin, toplumu dönüştürmek için laik, jakoben (merkeziyetçi) ve pozitivist

bir ideolojiyi referans alarak (Hira-Şan, 2009) sınıfsız, imtiyazsız, kaynaşmış bir toplum

oluşturma düşüncesidir (Çaha, 2007). Böylece, Tek Parti döneminde, demokrasinin toplumsal

ayağı olan sivil toplum unsurlarını oluşturan farklı düşünce, ideoloji, grup, parti, dernek gibi

oluşumların hepsi yok edilmiş ve üniter bir yapı ortaya çıkarılmıştır. (Çaha, 2007; Tuncel, 2005)

Bu dönemde sivil toplum kuruluşlarına yönelik engelleyici tavır, Tanzimatla başlayan

modernleşme sürecinde ortaya çıkan sivil toplum unsurlarının ve birikiminin büyük yara

almasına yol açmıştır. Özellikle bu yıllarda dile getirilen halka rağmen halk için sloganı bu

durumu çok iyi özetlemektedir. Tek parti döneminin politik uygulamalarında, sivil toplum

çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma açısından engel olarak algılandığı için tasfiye edilmiştir. Bu

çerçevede politik toplum, halkı medenileştirmek adına sivil toplumun yerel, dinsel, kültürel ve

politik farklılıklarını ortadan kaldırmıştır. (Yıldırım, 2005) Bu anlamda, 1912 yılından beri

faaliyet gösteren Türk Ocakları 1931 yılında kapatılmış ve 1933-1938 döneminde yapılan yasal

düzenlemelerle sendikalaşma ve grev hakkına kesin yasaklar getirilmiştir. (Aslan, 2010)

1946’da çok partili hayata geçiş sivil toplumun gelişmesi açısından da önemli katkılar

sağlamıştır. Siyasal alandaki çoğulculuğa paralel olarak, sivil örgütlenmeler de yaygınlaşmış

ve güç kazanmıştır. Demokrat Partinin iktidara gelmesiyle birlikte Tek Parti döneminde

yasaklanmış olan çok sayıda sivil toplum unsuru ekonomik, siyasal ve kültürel alanda tekrar

ortaya çıkmıştır. Bu dönemle birlikte işçi örgütlenmeleri de güçlenmeye başlamış ve 1950’den

itibaren sendikalar kendi aralarında birlik, federasyon gibi üst düzey örgütlenmelere

gitmişlerdir. DP iktidarı, sendikaların siyasetle uğraşmasını engelleyen yasal engelleri ortadan

kaldırma konusunda çok içten davranmamasına (Doğan, 2009) rağmen bu dönemde demokrasi

kısmen de olsa gelişmeye başlamış, toplumsal temelde görece özerk oluşumlar görülmüş ve

toplumdaki farklı kesimler örgütlenmeye başlamış, bu da sivil toplumun gelişmesine katkıda

bulunmuştur. (Abay, 2009) Siyasal partiler, basın kuruluşları, dernekler ve sendikalar gibi

örgütlenmeler artmıştır. Daha sonra meydana gelen askeri müdahaleler döneminde ise sivil

toplum ile siyasal iktidar arasında, alanlarını genişletme mücadeleleri yaşanmıştır.

Gönüllü üyeliğe dayalı girişimci dernekler 1960’lı yıllarda kurulmaya başlamış ve bu tür

derneklerin sayısında önemli bir artış gözlenmiştir. (Doğan, 2009; Tuncel, 2005) Nitekim 1961

Anayasası da, sivil toplumun örgütlenmesini olanaklı kılmıştır. Anayasanın beslendiği

özgürlükçü anlayış hem siyasette hem de sivil örgütlenmede çok sesliliğin ortaya çıkmasına

katkıda bulunmuştur. Fakat 1970’lerde ortaya çıkan sağ-sol kutuplaşması siyasal partilerin

STK’ları ele geçirmesine neden olmuştur. Bu durum, Ordu’nun 1971 Muhtırası ile birlikte

ideolojik kamplaşmadan dernekleri de sorumlu tutmasına yol açmış ve bundan dolayı dernek

Page 153: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

154

kurma hakkı sınırlandırılmıştı. (Doğan, 2009) Genel anlamda bakıldığında 1960 askeri darbesi

ve 1971 ve 1973 askeri müdahalelerinin gelişmekte olan sivil toplumun, devlete hakim güçler

tarafından kontrol altına alınma girişimleri olduğu iddia edilebilir.(Aslan, 2010)

Türkiye’de 1980’li yıllardan itibaren sivil toplum alanı genişlemeye başlamıştır. Bu tarihler

sivil toplum örgütlenmesi ve sivil toplumun oluşumu açısından yeni bir başlangıç olarak kabul

edilir. 1980'lerden itibaren Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliği'nde yaşanan gelişmeler, Batı ve

Latin Avrupa'daki askeri cunta yönetimlerinden demokrasiye geçiş süreçlerinin başarısı, tüm

dünyada sivil toplum kavramının yeniden canlanmasına öncülük eden gelişmelerdir. Bu

tarihlerde Türkiye'nin liberal ekonomik sisteme yoğunlaşması, siyasal anlamda da liberalizme

kaymasını sağlamış ve bu anlayışın sonucu olarak katılımcı toplum modeli hız kazanmıştır.

Özellikle, 12 Eylül 1980 askeri darbe sonrası sağda ve solda yer alan ana politik akımlar, güçlü

devlet geleneğinin dönüştürülmesi ve demokratik olarak denetlenmesi gerektiği yönünde ortak

bir tutum takındılar ve bu dönüşüm ve denetimin motor gücü olarak da sivil toplum kavramı ön

plana çıktı. (Yıldız, 2007)

1982 Anayasası devletin üstün ve aşkın niteliğine vurgu yapmış ve devleti, sivil toplum

karşısında siyasal yönden güçlendirecek mekanizmalarla donatmıştır. Ayrıca bu Anayasa

dernek kurma özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşlerini de darbeden önceki kargaşa

ortamından sorumlu tuttuğu için sınırlandırmıştır (Tuncel, 2005; Çaha, 2007). Dolayısıyla,

Türkiye’de bazı aydınlar tarafından başlatılan ve bir ölçüde kitleselleşen sivil toplum talebinin

tam da 1980’li yıllara denk düşmesi tesadüf değildir. Söz konusu aydınların çoğu sivil toplumun

güçsüzlüğünün askeri darbelere davetiye çıkardığı noktasında uzlaşma içindeydiler. Bu

aydınlar, toplumsal inisiyatiflerin yukardan müdahalelerle merkezi otoritenin denetimine

alınması karşısında, sivil toplum kavramını gündeme getirerek toplumsal hareketliliği

canlandırmayı amaçladılar. Böylece sivil toplum kavramı, askeri darbe sonrası, devletin giderek

artan hayatın her alanını düzenleme istek ve gücüne karşı, birey ve grupların hak ve özgürlük

taleplerini dolayısıyla demokrasiyi güçlendirerek askeri darbelere zemin hazırlayan şartları

bertaraf etmek amacıyla gündeme gelmiştir. (Aslan, 2010)

Türkiye’de, 1990’larda askeri yönetimin etkisinin azalmasına paralel olarak, Batı Avrupa

toplumlarında olduğu gibi, insan hakları, feminizm, çevrecilik ve çeşitli gençlik hareketleri

kamusal alanda etkili olmaya başlamıştır. (Doğan, 2009) 1990’lardan sonra giderek sivilleşen

Türk hukuk sistemi bireysel özgürlüklerin önündeki engelleri zayıflatarak sivil toplumun

gelişmesine katkı sağlamıştır. 1995 yılında siyasal partiler ile sendikalar, dernekler, vakıflar,

meslek odaları ve kooperatifler gibi sivil toplum kuruluşları arasında organik ilişkileri ve iş

Page 154: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

155

birliğini yasaklayan Anayasa maddelerinin kaldırılması süreci daha da hızlandırmıştır. Sivil

toplum, demokratikleşme sürecinin motor gücü olarak görülmüştür.

Türkiye'de sivil toplumun gelişmesini sağlayan bir diğer süreç, 1999 yılı Marmara Bölgesi’nde

yaşanan iki depremden sonra gündeme gelmiştir. Genelde afet sonrası müdahale için; en verimli

ve en etkili afete hazırlık sistemleri ile yeterlilikleri, yerel düzeydeki gönüllerin katılımı ve yerel

otoritelerin eylemleriyle sağlanmaktadır. Türk sivil toplumları için kendilerini ispatlama fırsatı

olmuştur. STK'lar uluslararası kuruluşlarla olağanüstü bağlantılı ve koordineli çalışmış ve

ilişkilerini geliştirmişlerdir.

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi, Türkiye'de sivil toplum kuruluşlarının bilinirliğini

arttırmıştır. Bu deprem sonrasında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları başarıları ile

kamuoyunda son derece takdir toplamışlardır. Her şeyin devletten beklenmeyeceği daha

doğrusu devletin her duruma yetişemeyeceği bu kuruluşların doğan boşlukları doldurmaları ile

anlaşılmıştır. Devletten beklenilen birçok faaliyetin sivil toplum tarafından da

gerçekleştirilebileceği görülmüştür. Toplumun sivil toplum kuruluşlarına bakışında pozitif

değişim yaşanmış ve çekinilerek yaklaşılan sivil toplum kuruluşlarına güven artmıştır.

Marmara Bölgesi’ndeki bu depremlerden sonra da birçok sivil toplum kuruluşu kurulmuştur.

Mevcut olanlarda daha aktif hâle gelmiş ve çalışma kapasitelerini uluslararası gelişim ortaklık

ajansları ve yabancı sivil toplum kuruşları ile geliştirmişlerdir. Sivil derneklerin, devlet

vakıflarının, genel müdürlüklerin ve profesyonel derneklerin aktivitelerini tek çatı altında

toplamak için Deprem Sivil Koordinasyonu kurulmuştur. Bu dernek, insanların ihtiyaçlarıyla,

bu ihtiyaçlara uygun kaynakların yaratılmasında, arabulucu rolünü üstlenmiştir. Ayrıca bu

koordinasyon derneği, hükûmet kurumlarının, yerel yönetimlerin, STK’ların ve sivil

inisiyatiflerin yapısı ve operasyonlarına ilişkin tüm verileri toplayarak, gereksinim duyan

kurumlara sağlamıştır. Rehabilitasyon aşamasında ise depremin negatif etkilerini silmek,

dayanışma ve yardım sağlamak için birçok yerde depremzede dernekleri kurulmuştur.

Günümüzde sivil toplum büyük bir hızla büyümektedir. Artık bu örgütler sosyal yardımlaşma

ve dayanışma faaliyetlerinin yanında yaşanan siyasal gelişmelerde taraf olma, kanaat geliştirme

ve kamuoyu oluşturma noktasında da söz sahibi olabilmektedirler. Toplumun bir parçası olan

bu örgütler, çevre ve insan hakları, tüketici dernekleri, yardım ve eğitim, sağlık, bilim, teknoloji,

spor, din gibi birçok alanda faaliyet göstermektedirler.

Sivil toplum olmadan etkin, verimli ve güçlü bir devlet söz konusu olamaz. Sivil toplum

denetimi yolsuzlukları engellemek için şarttır. Kronik ekonomik krizleri aşmak ve müreffeh bir

toplumu yaratmak için ekonomi üzerinde devletin değil, sivil toplumun egemen olması

Page 155: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

156

gerekmektedir. Nihayet siyasal alandaki meşruiyet krizinin ancak sivil toplumun paydaş olarak

yer aldığı ortamda çözülebileceği açıkça anlaşılmıştır. (Türköne, 2003)

10.3. TÜRKİYE'DE ÖNDE GELEN BAZI SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI

TEMA: Doğal varlıkların ve çevre sağlığının korunması, erozyonla mücadele toprak örtüsü ve

toprağın korunması ve ağaçlandırmanın önemi hakkında kamuoyunu eğitmek ve

bilinçlendirmek faaliyetlerinde bulunmaktadır.

AKUT: Her türlü afette, arama kurtarma faaliyetlerinde bulunmaktadır.

Kızılay: Doğa olaylarında zarar görenlere çadır, battaniye, giysi ve yiyecek yardımında

bulunmak, bunun için önceden bu maddeleri depo etmek, yoksul, kimsesiz ve düşkünler için

aşevleri açmak, sağlık merkezleri kurmak, kurduğu kan bankası ile halkın yaptığı kan

bağışlarını kabul ederek gereksinme duyanlara bu kanları vermek faaliyetlerinde

bulunmaktadır.

Yeşilay: Sigara, içki ve uyuşturucu gibi maddeler sağlığımızı olduğu gibi aile ve toplum

hayatımızı bozarak büyük zararlar verir. Yeşilay Derneği bu zararlı alışkanlıklardan kurtulmayı

ve yakalanmamayı sağlamak amacıyla faaliyette bulunur.

LÖSEV: Lösemili ve kan hastası çocukların sağlık ve eğitim başta olmak üzere her türlü

ihtiyaçlarının sağlanmasına yardımcı olmak, kan hastalıkları konusunda ulusal düzeyde tedavi,

eğitim ve araştırma kurumları kurmak ve işletmek faaliyetlerini yürütmektedir.

Türk Eğitim Vakfı (TEV): Yetenekli fakat maddi olanaklardan yoksun çocukların ve

gençlerin eğitim ve öğrenimlerini sağlamak için yardım etmek ve desteklemek faaliyetlerinde

bulunmaktadır.

Mehmetçik Vakfı: Şehit olan veya herhangi bir nedenle hayatını kaybedenlerin bakmakla

yükümlü oldukları yakınları ile gazi ve engelli askerlere sosyal ve ekonomik destek sağlamak

amacıyla faaliyette bulunmaktadır.

Kamu iş: Üyelerinin mevzuat ve toplu iş sözleşmelerinden doğan hak ve menfaatlerini

korumak üyelerinin iş yerlerinde iş ve çalışma şartlarını geliştirmek, işverenler ile işçi

teşekkülleri arasında karşılıklı iş birliği kurulmasını temin etmek faaliyetlerinde bulunmaktadır.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB): Odalar ve borsalar arasında birlik ve

dayanışmayı sağlamak, ticaret ve sanayinin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini

sağlamak, üyelerinin mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak faaliyetlerinde bulunmaktadır.

Page 156: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

157

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Türk kültüründe bugünkü sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerine benzer birçok olgulara

rastlanmaktadır. Osmanlı'da sivil toplum unsuru olabilme özelliği taşıyan en büyük yapılanma

Ahilik Teşkilatı’dır. Yine Osmanlıda dinî örgütlenmeler de devletten görece bağımsız sivil

toplum örgütlenmeleridir. Bir diğer sivil toplum örgütlenmesi ise sosyoekonomik ve

sosyokültürel faaliyetlerde bulunan örgütlü sivil dayanışma kurumları olan vakıflardır.

Cumhuriyet ilk yıllarında sivil toplum fazla canlanmamıştır. 1946’da çok partili hayata geçiş

sivil toplumun gelişmesi açısından da önemli katkılar sağlamıştır. Siyasal alandaki çoğulculuğa

paralel olarak, sivil örgütlenmeler de yaygınlaşmış ve güç kazanmıştır. Türkiye’de 1980’li

yıllardan itibaren sivil toplum alanı daha da genişlemeye başlamıştır. Bu tarihler sivil toplum

örgütlenmesi ve sivil toplumun oluşumu açısından yeni bir başlangıç olarak kabul edilir.

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi, Türkiye'de sivil toplum kuruluşlarının bilinirliğini ve

etkinliğini arttırmıştır. Bu deprem sonrasında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları

başarıları ile kamuoyunda son derece takdir toplamışlardır. Her şeyin devletten beklenmeyeceği

daha doğrusu devletin her duruma yetişemeyeceği bu kuruluşların doğan boşlukları

doldurmaları ile daha iyi anlaşılmıştır. Türkiye'de Önde Gelen Bazı Sivil Toplum Kuruluşları

şunlardır: TEMA, AKUT, Kızılay, Yeşilay, LÖSEV, TEV, Mehmetçik Vakfı, TOBB vb.

Page 157: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

158

10. Bölüm Soruları

1. Osmanlı'da bugünkü anlamı ile esnaf teşkilatı olan mesleki örgütler hangisidir?

a) Ahilik Teşkilatı

b) Lonca Teşkilatı

c) Vakıflar

d) Hilal-i Ahmer

e) Tarikatlar

2. Aşağıdakilerden hangisi Osmanlıdaki sivil kurumlardan sayılamaz?

a) Ahilik Teşkilatı

b) Lonca Teşkilatı

c) Vakıflar

d) Şeyhül İslamlık

e) Tarikatlar

3. Cumhuriyet döneminde sivil toplumun canlanmaya başladığı tarih hangisidir?

a) 1923

b) 1933

c) 1936

d) 1942

e) 1946

4. Aşağıdakilerden hangisi 1999 Marmara Depremi sonrası sivil toplum

kuruluşlarının daha da canlanmasının nedenlerinden biri değildir?

a) Sivil toplum kuruluşlarının başarılı çalışmalar yapmaları

b) Sivil toplum kuruluşlarının bilinirliğinin artması

c) Sivil toplum kuruluşlarının itibarının artması

d) Devletin yetersiz kalması

e) Ekonominin gelişmesi

5. Aşağıdakilerden hangisi ülkemizde doğayı ve çevreyi korumak amacıyla

oluşturulmuş sivil toplum örgütlerinden biridir?

a) AKUT

b) Yeşilay

c) Kızılay

d) TEMA

e) LÖSEV

Aşağıdaki boşulkları doldurunuz.

6. Osmanlı’da sivil toplum unsuru olabilme özelliği taşıyan en büyük yapılanma

............... Teşkilatı’dır.

7. Sigara, içki ve uyuşturucu gibi zararlı alışkanlıklardan kurtulmayı ve

yakalanmamayı sağlamak amacıyla çalışsan sivil toplum kuruluşu ............... ‘dır.

8. Siyasal partiler ile sendikalar, dernekler, vakıflar, meslek odaları ve kooperatifler

gibi sivil toplum kuruluşları arasında organik ilişkileri ve iş birliğini yasaklayan

Anayasa maddeleri ............... yılında kaldırılıştır.

9. Türklerde İslamiyet’ten sonra ............... müesseseleri toplumdaki yardımlaşma

faaliyetlerini daha da arttırmıştır.

10. Osmanlı’da bulunan Lonca Teşkilatı ............... Teşkilatı içinden çıkmıştır.

Cevaplar; 1)b 2)d 3)e 4)e 5)d 6)Ahilik 7)Yeşilay 8)1995 9)Fitre 10)Ahilik

Page 158: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

159

11. AFETLERLE İLGİLENEN ULUSLARARASI KURULUŞLAR

Page 159: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

160

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

11.1. Birleşmiş Milletler

11.1.1. Birleşmiş Milletler Acil Müdahale Birimleri

11.1.1.1. BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA)

11.1.1.2. BM Afet Değerlendirme ve Koordinasyon Sistemi (UNDAC)

11.1.1.3. Olay Yeri Operasyon Koordinasyon Merkezi (OSOCC)

11.1.1.4. Uluslararası Arama ve Kurtarma Danışma Grubu (INSARAG)

11.1.2. Birleşmiş Milletler İnsani Yardım ve Koruma Sağlayan Kuruluşlar

11.1.2.1. Birleşmiş Miletler Kalkınma Programı (UNDP)

11.1.2.2. BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF)

11.1.2.3. Acil Durumlarda Dünya Gıda Programı (WFP)

11.1.2.4. BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)

11.1.2.5. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)

11.1.2.6. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR)

11.2. NATO

11.3. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Federasyonu

11.3.1. Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC)

11.3.2. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu

11.3.3. Ulusal Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri

Page 160: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

161

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

Türkiye'de şubesi olan uluslararası yardım kuruluşları hangileridir?

Ülkemizde 1999 depreminde hangi uluslararası kuruluşların yardıma geldiğini biliyor

musunuz?

Uluslararası yardım kuruluşları ile irtibatı olan hiç tanıdığınız var mı?

Page 161: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

162

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım

Kazanımın nasıl elde

edileceği veya

geliştirileceği

Birleşmiş Milletler

Birleşmiş Milletler Acil

Müdahale Birimleri

Birleşmiş Milletler

İnsani Yardımve

Koruma Sağlayan

Kuruluşları

Birleşmiş Milletler sistemini anlar. Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması

NATO NATO organlarını tanır. Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması

Uluslararası Kızılhaç ve

Kızılay Federasyonu

Resmi olmayan uluslararası yardım

organizasyonlarını öğrenir.

Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması,

ziyaret

Page 162: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

163

Anahtar Kavramlar

BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA), BM Afet Değerlendirme ve Koordinasyon

Sistemi (UNDAC), Olay Yeri Operasyon Koordinasyon Merkezi (OSOCC), Uluslararası

Arama ve Kurtarma Danışma Grubu (INSARAG), Birleşmiş Miletler Kalkınma Programı

(UNDP), BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Acil Durumlarda Dünya Gıda Programı

(WFP), BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Dünya Sağlık Örgütü (WHO), BM Mülteciler

Yüksek Komiserliği (UNHCR), NATO, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC).

Page 163: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

164

Giriş

Bir ülkenin afet yönetim kapasitesi ne denli gelişmiş ise uluslararası yardıma olan gereksinimi

o denli azalır, uluslararası yardımlardan o denli yüksek derecede yararlanır ve uluslararası

yardımlarda o denli yüksek inisiyatif kullanır (URL 36).

Uluslararası yardım organizasyonlarını resmî olanlar ve resmî olmayanlar olarak ayırmamız

mümkündür. Bu bölümde resmî olanlardan BM ve NATO, resmî olmayanlardan ise

Uluslararası Kızılay ve Kızılhaç Federasyonları işlenecektir. Şüphesiz dünyada daha birçok

organizasyon vardır. Ama bunların her birini incelemeye kalksak hem sayfalarımız yetmez hem

de konu çok karışık hâle gelir. Bu nedenle organizasyonların yapılarını ve çalışma prensiplerini

anlama amaçlı olarak en büyüklerine yer verilmiştir. Siz de diğer uluslararası yardım

organizasyonlarını araştırıp okuyunuz.

Page 164: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

165

11. AFETLERLE İLGİLENEN ULUSLARARASI KURULUŞLAR

11.1. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER

Birleşmiş Milletler (BM) küresel düzeyde etkili uluslararası kuruluşların başında gelmektedir.

Birleşmiş Milletler insani yardım çalışmalarını ilk kez, İkinci Dünya Savaşı'nın yarattığı

tahribat sonrasında Avrupa’da yerlerinden edilenlere insani yardım ileterek başlatmıştır. 26

Haziran 1945’te imzalanan BM Kurucu Antlaşması’nın yeterli sayıda devletçe onaylanmasının

ardından, 24 Ekim 1945’te kurulmuştur. Bilindiği üzere, II. Dünya Savaşı insanlığın o güne dek

gördüğü en yıkıcı savaştır. Bu savaşta 70 milyondan fazla insan hayatını kaybetmiş,

milyonlarcası sakat kalmış, birçok şehir yakılıp yıkılmıştır. Daha da ötesi, savaşın sonlarına

doğru Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Japonya’ya atom bombası atmış ve 220.000

Japon’un ölümüne sebebiyet vermiştir. Başta ABD ve İngiltere olmak üzere savaşı kazanan

güçler, bir daha aynı yıkıcı savaşlar yaşanmasın, dünyada barış olsun, insanlık daha fazla

işbirliği yapsın diye savaşın sonunda bütün ulusları kapsayacak bir örgüt kurmaya karar

vermişlerdir. 24 Ekim 1945’te kurulan ve tüm milletleri bir araya getirmesi öngörülen bu örgüte

Birleşmiş Milletler adı verilmiştir. Merkezi New York’ta olan örgüte mevcut devletlerin aşağı

yukarı tamamı üyedir.(Aral, 2013) O günden bugüne, uluslararası topluluk ne zaman doğal ya

da insan nedenli bir felaketle karşı karşıya kalsa yardım için BM’ye başvurmaktadır. Bugün

BM, acil durum ve uzun süreli destek isteyen durumlarda insani yardım sağlayarak, hükümetler

ve yardım kuruluşları arasında da katalizör rolü üstlenerek ve yardıma ihtiyacı olan insanların

savunuculuğunu yaparak önemli bir rol oynar. Afet meydana geldiğinde BM ve kurumları

acilen yardım yetiştirmeye gayret etmektedir.

BM’in ana konuları şunlardır (URL 36);

1. Barış ve güvenlik

2. Gelişme

3. İnsan hakları

4. İnsani ilişkiler (HA)

5. Uluslararası hukuk

Birleşmiş Milletler’in Antlaşmada beyan edilen amaçları ise şu şekildedir (URL 37):

1) Uluslararası barış ve güvenliği korumak,

2) Hak eşitliği ve halkların kendi geleceğini belirleme ilkelerine saygı göstererek

milletlerarasında dostça ilişkiler geliştirmek,

Page 165: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

166

3) Uluslararası ekonomik, sosyal, kültürel, insani sorunların çözümünde işbirliği yapmak

ve temel insan hak ve özgürlüklerine karşı saygıyı teşvik etmek,

4) Bu ortak çıkarların elde edilmesi hususunda milletler arasında uyum sağlayıcı bir

merkez olmak.

11.1.1. Birleşmiş Milletler Acil Müdahale Birimleri

11.1.1.1. BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA)

Geçtiğimiz 10 yıl içinde sivil savaşların sayısı ve şiddetinde patlama yaşanmıştır. Bunlar çok

büyük insani krizlere, pek çok hayat kaybına neden olmuş; muazzam bir memleketler içi göç

yaşanarak toplumlarda geniş ölçüde tahribatlar yapmış, çok sıkıntılı siyasi ve askeri ortamlar

yaratmıştır. Bu karmaşık acil işlere çare bulmak için BM hızlı ve etkili bir şekilde hareket

edebilme kapasitesini arttırmıştır.

OCHA, ulusal ve uluslararası insani yardım organizasyonlarının desteği ile etkin ve düzenli

uluslararası yardımı harekete geçirerek ve koordine ederek, afetlerde zarar gören kişilerin

acılarını dindirmeyi, ihtiyaç sahiplerinin haklarını savunmayı, hazırlık ve önleme çabalarını

desteklemeyi ve sürdürülebilir çözümlerin uygulanmasını kolaylaştırmayı amaçlar (URL 38).

Genel Kurul 1991 yılında, kurumlar arası bir komite kurarak, insani yardıma gelecek olan

uluslararası desteği organize etmiştir. BM Acil İşler Kurtarma Koordinatörü sorumluluğu

üstlenmiştir. Acil İşler Kurtarma Koordinatörü, İnsani İşler Koordinatörü Ofisinin (OCHA)

başkanlığını yapmakta ve insani krizlerle tek olarak baş edemeyecek kurumlara BM desteği

sağlamaktadır.

Hükümetler, STK’lar, ve BM kuruluşları hep birlikte sorunlu acil durumlara aynı zamanda ve

derhal müdahele etmek için çalışır. OCHA onlarla birlikte çalışarak bu işbirliğinin

koordinasyonunu sağlar (URL 39).

İnsani İşler Koordinatörü Ofisinin veya diğer ifade ile BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi

(OCHA)’nin görevi amacı ve faaliyetleri şunlardır:

Bir acil durum söz konusu olduğu zaman OCHA uluslararası yardımı koordine eder.

Acil durumun olduğu ülkedeki BM Ofisi ile temasa geçer; merkezde kurumlar arası

görüşler neticesinde de yardım için öncelikler tespit edilerek acil durumun gerektirdiği

çerçevede destek verilmesini koordine eder. Bu çalışmalarda ülkelerde bulunan BM

daimi koordinatörleri, koordinasyona yardımcı olur.

Afete uğrayan ülkenin uluslararası destek talebi üzerine harekete geçer ve afetten

etkilenen ülkenin hükûmeti ile yakın iş birliği içerisinde çalışır. Hükûmetler, STK’lar

Page 166: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

167

ve BM kuruluşları hep birlikte sorunlu acil durumlara aynı zamanda ve derhâl müdahale

etmek için çalışır.

OCHA, durum raporları ile uluslararası toplumu bilgilendirir ve gerekli yardımların

yapılmasını ve koordinasyonunu da sağlar. OCHA’nın acil durumlar için, bağışlar

gelene kadar durumları idare etmek için merkezi bir döner sermayesi vardır. Bu döner

sermayeden 1992 yılından beri 288 milyon dolar kullanılmıştır. Bu parayı borç alan

kurumların bunu 1 yıl içinde geri ödemeleri beklenir.

Afetin durumuna, seviyesine göre BM Afet Değerlendirme ve Koordinasyon Sistemi

(UNDAC) ekibini devreye sokar.

11.1.1.2. BM Afet Değerlendirme ve Koordinasyon Sistemi (UNDAC)

Doğa kaynaklı afetlerde ve acil durumlarda olaydan etkilenen yerdeki saha seviyesinde

koordinasyonu yürütmek amacıyla kurulmuş bir sistemdir. 1993 yılında kurulan UNDAC’ın

sekretarya görevini OCHA üstlenmektedir. Amacı; afet veya acil durumdan etkilenen ülkelere

ve BM sistemine destek olmaktır. Olaydan ilgili devlet kurumunu çalışmalarında desteklemesi

görevini daha kolay bir şekilde yerine getirebilmesini sağlayan kuruluştur.

UNDAC sistemi dört ana unsurdan oluşmaktadır. Bunlar: personel, yöntem, prosedürler,

ekipmandır. UNDAC ekibi, afetten etkilenen ülkenin talebi üzerine harekete geçer. UNDAC

ekibi, bilgi yönetimi ve değerlendirmesinde ve uluslararası yardım ve müdahale ekiplerinin

yerinde koordinasyonu konusunda ulusal yetkililere destek verir. UNDAC üyesi ülkeler ve

örgütler, kalifiye personeli belirlemek, hazır etmek ve bu personelin eğitimi ve harekete

geçirilmesi ile ilgili tüm maliyetleri karşılamak ile yükümlüdür. Üye ülkeler, UNDAC ile ilgili

konularla ilgilenmek üzere, kendi ülkelerinde bir UNDAC bağlantı noktası görevlendirmek

durumundadır. UNDAC’in görevini yerine getirebilmesi için sahada kurduğu koordinasyon

merkezi “Olay Yeri Operasyon Koordinasyon Merkezi” (OSOCC)’dir. Faaliyetleri şu şekilde

özetlenebilir:

Müdahale edilen ülkenin yerel makamlarına ve BM’nin ülke koordinatörüne yardım

etmek,

Uluslararası müdahalecilerin koordinasyonunu yapmak,

Olay Yeri Operasyon Koordinasyon Merkezi’nin (OSOCC) kurulumunu sağlamak,

Afetin ilk fazında olay yeri koordinasyonunu sağlamak,

Koordinasyon/değerlendirme/bilgi prosesi konularında destek olmak.

Page 167: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

168

11.1.1.3. Olay Yeri Operasyon Koordinasyon Merkezi (OSOCC)

BM Afet Değerlendirme ve Koordinasyon Sisteminin (UNDAC) görevini yerine getirebilmesi

için sahada kurduğu koordinasyon merkezidir. OSOCC’un amacı, ulusal ve uluslararası yardım

makamları arasındaki iş birliğini sağlamaktır. Bunun için; listeleri günceller, raporları hazırlar

ve toplantılar düzenler, olay yerinde uluslararası yardım operasyonlarının planlanmasına

katkıda bulunur.

Olay Yeri Operasyon Koordinasyon Merkezinin faaliyetleri şu şekilde sıralanabilir:

Ulusal makamların koordinasyonuna aracılık yapmak,

Olay yerine uluslararası yardım sağlamak,

Ulusal ve uluslararası yardım makamları arasında bilgi alışverişini kolaylaştırmak,

Olay yerinde uluslararası yardım operasyonlarının planlanmasına platform

oluşturmak

Ulusal makamlarla iş birliği içinde lojistik destek sağlamaktır.

11.1.1.4. Uluslararası Arama ve Kurtarma Danışma Grubu (INSARAG)

1988 yılında, bugünkü Ermenistan'da meydana gelen Spitak depremine müdahale eden

uluslararası arama kurtarma ekiplerinin girişimleri sonucunda, 1991 yılında kurulmuştur.

Ermenistan depreminde hissedilen arama kurtarma çalışmalarının koordinasyonundaki

eksikliğinin hissedilmesi ile uluslararası kentsel arama ve kurtarmanın koordinasyon ve

verimini arttırmak için 1991 yılında Birleşmiş Milletler çatısı altında kurulmuştur. Ülkelerin

resmî afet müdahale kurumları ile arama kurtarma çalışmalarında yer alan sivil toplum

kuruluşlarının oluşturduğu Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında yer alan gayriresmî bir global

ağ grubudur. Amaç; koordinasyon içinde verimli çalışmayı sağlamaktır. Ayrıca müdahale ve

yardımlardaki koordinasyon metodolojisi ve standartlarını geliştirir. Uluslararası Arama ve

Kurtarma Danışma Grubu INSARAG, İnsani İlişkiler Koordinasyon Ofisi (OCHA)’nin

Cenevre'deki Acil Hizmetler Bölümü'ne bağlı olarak faaliyet göstermektedir. INSARAG

tarafından belirlenmiş standartlara göre ekipler “ağır arama kurtarma ekibi” ve “orta ölçekli

arama kurtarma ekibi” olmak üzere sınıflandırılmaktadırlar. Arama kurtarma ekipleri

başvurarak hangi standartlarda olduklarına dair yeterlilik belgelerini alabilmektedirler.

INSARAG standartlarını karşılayan uluslararası kurtarma ekipleri, INSARAG rehberinde

listelenmiştir.

Page 168: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

169

11.1.2. Birleşmiş Milletler İnsani Yardım ve Koruma Sağlayan Kuruluşlar

Birleşmiş Milletler çatısı altında bulunan İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) ile

birlikte; Kalkınma Programı (UNDP), Dünya Sağlık Örgütü (WHO/PAHO), BM Çocuklara

Yardım Fonu (UNICEF), Dünya Gıda Programı (WFP), Mülteciler Yüksek Komiserliği

(UNHCR) gibi birimler diğer faaliyetleri ile birlikte afetlerde de sorumluluk alarak kriz

ortamlarında insani yardımların sağlanmasını ve gerekli önlemlerin alınmasını temin eden belli

başlı kurumlardır.

11.1.2.1. Birleşmiş Miletler Kalkınma Programı (UNDP)

Birleşmiş Milletler’ in küresel kalkınma ağı olan BM Kalkınma Programı (UNDP), insanlara

bilgi, deneyim ve daha iyi bir yaşam kurmaları için kaynak ulaştıran ve değişimi savunan bir

kuruluştur. UNDP 166 ülkede, çeşitli ortakları ile birlikte, toplumlara kendi buldukları

çözümlerde yardımcı olarak, onların ulusal ve küresel kalkınma çabalarına destek veriyor.

Özellikle gelişmekte olan ülkelere odaklanarak, insanların daha iyi yaşam standartlarına sahip

olmalarını amaçlamaktadır. Ülkeler, yerel kapasitelerini geliştirdikçe, UNDP ve çok sayıdaki

ortağını daha çok çekiyor (URL 40).

BM afetlerle ilgili çalışmalarını kalkınma programını merkeze alarak yapmaktadır. Amaç;

afetlerin azaltılması, önlenmesi ve afetlere hazırlık ile ilgili ulusal kapasitelerin

güçlendirilmesidir. BM çalışma sistemi içerisinde ulusal ve uluslararası birçok sivil toplum

örgütü ile de iş birliği yapmaktadır.

BM Kalkınma Programı (UNDP) tabii felaketlerin etkilerini azaltmaktan, korunmaktan ve bu

durumlara hazırlıklı olmaktan sorumludur. Acil durumlar meydana geldiğinde UNDP Mukim

Koordinatörü, yardımları koordine etmeye ve yeniden yapılanmaya destek verir. Hükümetler

genellikle BM Kalkınma Programı’dan, yeniden yapılanma ve bağışların kullanılması

konularında programlar yapılmasını talep ederler.

Türkiye UNDP ilişkileri 1950’li yıllara kadar uzanmaktadır. Bu tarihten itibaren Türkiye’de,

UNDP’nin teknik yardımı çerçevesinde sosyal ve ekonomik alanda birçok proje hayata

geçirilmiştir. UNDP’nin Ankara Ofisi, 1965 tarihinde kurulmuştur (URL 40).

UNDP ve insani yardım kuruluşları, yardım operasyonlarında uzun vadeli kalkınma

programları için birlikte çalışırlar. UNDP ayrıca eski askerlerin terhisi ve mayınların

temizlenmesi, mültecilerin ve ülke içinde yer değiştirmiş kişilerin geri dönüşü ve hükûmet

teşkilatının yeniden kuruluşunu da destekleyen programlar yapar. UNDP, bütün topluma destek

vermeye çalışarak, sosyal ve ekonomik kuruluşların sürekli bir barış ortamında işleyişini

sağlamaya ve kalkınma ve fakirlikten kurtulma için yardım teklifi yapmaktadır.

Page 169: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

170

11.1.2.2. BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF)

UNICEF, 1946 yılında Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Acil Yardım Fonu adıyla

kurulmuş ve daha sonra 1954 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından çocuk

haklarının korunması adına tanıtım ve savunma çalışmaları yapmak, çocukların temel

gereksinimlerinin karşılanmasına yardımcı olmak ve çocukların potansiyellerini eksiksiz

biçimde gerçekleştirmek için fırsatlar yaratmak üzere görevlendirilmiştir.

Dünya ülkeleri arasında imzalanan Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS) doğrultusunda faaliyet

gösteren UNICEF, çocuk haklarına kalıcı etik ilkeler olarak yerleşiklik kazandırmak, çocuklara

yönelik davranışları çocuk hakları doğrultusunda uluslararası standartlara kavuşturmak için

çaba göstermektedir. Çocukların yaşatılması, korunması ve gelişiminin, insanlığın

ilerlemesinde içsel kalkınma açısından evrensel ölçekte geçerli zorunluluk olduğu konusunda

ısrarlıdır.

Siyasal kararlılığı ve maddi kaynakları harekete geçirerek, başta gelişmekte olanlar olmak üzere

ülkelerin kapasitelerini geliştirmelerine, böylece çocuklara birinci önceliği tanıyıp gerek onlara

gerekse ailelerine gerekli hizmetleri sağlayabilecek duruma gelmelerine yardımcı olmaktadır.

En dezavantajlı konumda olan çocuklara, yani savaş kurbanlarına, aşırı yoksulluk içindekilere,

doğal afetlere uğrayanlara, şiddet ve sömürünün her biçiminden zarar görenlere ve engellilere

özel koruma sağlanmasına büyük önem vermektedir. Olağandışı durumlarda çocukların

haklarının korunması için harekete geçmektedir. Diğer Birleşmiş Milletler örgütleri ve insani

yardım kuruluşları ile eş güdüm içinde hareket eden UNICEF böyle durumlarda çocukların ve

onlara bakanların durumlarını rahatlatmak için elindeki imkânları işbirliği yaptığı kuruluşların

hizmetine sunmaktadır. Taraf tutan bir kuruluş değildir ve ayrımcılık gözetmeden her tür

işbirliğine açıktır. En dezavantajlı konumdaki çocuklarla gereksinimleri en acil olan ülkeler

UNICEF'in bütün çalışmalarında öncelik taşımaktadır (URL 41).

Afet ve acil durumlarda BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) diğer yardım kurumlarıyla

birlikte çalışarak su, sağlık hizmetleri, okul tertibi kurmak, çocukların aşılanması ile ilgili

önlemleri almak, ilaç ve diğer gerekli malzemeleri yerlerinden olmuş halka tedarik etmekle

görevlidir. UNICEF, afet ve acil durumlarda çocuklara ve kadınlara yönelik temel sağlık

hizmetlerini geliştirir, kaliteli eğitimi artırır, çocukları taciz ve istismardan korur ve savaş

bölgelerinde çocukların aşılanması için ateşkes zamanında programlar organize eder. Böylece

UNICEF, savaş bölgelerinde çocuklar için “barış alanları”, “ateşkes günleri” ve “barış

koridorları” anlayışının öncülüğünü yapmıştır. Çatışma ortamından dolayı psikolojik sarsıntıya

uğramış çocuklara özel programlarla yardım edilir.

Page 170: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

171

11.1.2.3. Acil Durumlarda Dünya Gıda Programı (WFP)

Dünya Gıda Programı (WFP), küresel sağlık ve refaha en önemli tehdidi oluşturan ‘’yoksulluk

ve açlık’’ olgusuna karşı tamamen gönüllülük esasına göre çalışarak mücadele eden, doğal

afetler, iç savaşlar veya sınır çatışmaları gibi nedenlerle ani açlığa maruz kalan halk kitlelerine

insani amaçlarla gıda yardımı sağlayan, bu alanda dünyadaki en büyük yardım örgütüdür. WFP,

savaş ve kuraklık gibi acil durumlarda, hızla harekete geçerek, insanların açlıkla karşı karşıya

kalmamaları için müdahalede bulunmaktadır.Ayrıca, insanlara, hayat şartlarını geliştirmeleri

için yardımda bulunarak, açlığa sebep olan esas etkenleri ortadan kaldırmaya çalışmaktadır.

Yapılan gıda yardımı ödemeleriyle, yollar ve sağlık klinikleri inşa edilmesine yardım

etmektedir ve çocuklar için, okul beslenme projeleri de yürütmektedir. Bu projelerin bazıları,

aileleri, kız çocuklarını okula göndermeye teşvik etmeye yöneliktir.

WFP’nin hedefi açlık içindeki yoksul insanları beslemek ve bu kişilerin açlık ve yoksulluk

döngüsünü kırmaya yardımcı olmaktır. WFP, bu amaçla, acil durumlar ve kalkınma projeleri

için gıda yardımı sağlamaktadır. WFP, insani ve kalkınma çalışmalarını yürütmek için

tamamıyla gönüllü katkılara bağlıdır. Katkılar nakit, gıda veya gıdayı yetiştirmek, saklamak ve

kullanmak için gerekli temel maddelerden oluşabilmektedir. WFP’ye yapılan nakdi ve ayni

katkılar, hükümetler tarafından yapılabildiği gibi, hükümetlerarası ve hükümetdışı kuruluşlar

ile özel teşkilatlar tarafından da gerçekleştirilebilmektedir. Katkılar, Genel Sekreter ve Genel

Direktör tarafından düzenlenen ve WFP Yönetim Kurulunca tarihi belirlenen konferanslarda

taahhüt edilebilmekte, düzenli danışmalar sırasında açıklanabilmekte, donör hükümetler ve ikili

kuruluşlar tarafından ihtiyaç sırasında taahhüt edilebilmekte ve yapılan yardım çağrılarına

yanıt olarak verilebilmektedir.

WFP’nin amaçları çerçevesinde Yönetim Kurulu tarafından dört program kategorisi

oluşturulmuştur. Bunlar, acil ihtiyaçları karşılamaya yönelik gıda yardımlarını içeren

“Olağanüstü Yardım Programı Kategorisi” ekonomik ve sosyal kalkınmayı destekleyen gıda

yardım programları ve projelerinden oluşan “Kalkınma Programı Kategorisi”, süregelen

yardıma muhtaçlara ulaştırılan gıda dağıtımını düzenleyen “Süregelen Yardım Programı

Kategorisi” ve ulaşım altyapısını düzeltmeye ve acil ve süregelen yardım ihtiyaçları için gıda

yardımının etkili şekilde dağıtımını sağlamayı amaçlayan “Özel Operasyonlar Programı

Kategorisi”dir.

Söz konusu kategorilere ilişkin olarak ve WFP’nin amaçları için yapılacak katkılar herhangi bir

kısıtlama hakkı kullanılmadan program kategorilerine, bu kategoriler içindeki özel ülke

programlarına ve Yönetim Kurulu tarafından karar verilecek herhangi bir etkinliğe

yapılabilmektedir. WFP’ye katkı hususunda seçenekler mevcuttur. WFP tarafından yapılan bir

Page 171: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

172

yardım çağrısına yanıt verilebileceği gibi, mevcut projelerde kullanılmak üzere katkıda

bulunulması da mümkündür. Bir başka deyişle, katkıların arzu edilen bir bölgeye kanalize

edilmesi imkanı bulunmaktadır. Bu şekilde, belirli bir program tercih edilmediği takdirde,

verilecek katkı WFP’nin kalkınma projelerinde kullanılmaktadır (URL 42).

Acil Durumlarda Dünya Gıda Programı (WFP) dünyadaki mültecilerin veya ülke içinde yer

değiştirmiş insanların çoğuna ve tabii veya insan yapımı felaketlere uğramış milyonlarca kişiye

hızlı, etkili yardım ulaştırır. Kurum, UNHCR tarafından geniş çaplı mülteci besleme

operasyonlarını yönetmek üzere yiyecek ve maddi yardımı harekete geçirmekle sorumludur.

Savaş veya felaketlerden sonra WFP, tahrip olmuş altyapıyı yenilemek için çeşitli projelerle

yardımda da bulunmaktadır.

11.1.2.4. BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Birleşmiş Milletler çatısı altında, gerek

gelişmiş ve gerekse gelişmekte olan ülkelerde açlıkla mücadelede ve yoksulluğun

önlenmesinde uluslararası düzeydeki çabaların önderliğini yürüten BM kuruluşudur. Bu

görevin yanı sıra gelişmekte olan ülkelerin doğal kaynaklarını korumak suretiyle tarımsal

kapasitelerini yükseltmek, ormancılık ve balıkçılık faaliyetlerini desteklemek, gıda güvenliğini

temin etmek ve sürdürülebilirliğini sağlamaktır. Merkezi Roma’da bulunan bilgi ve danışma

merkezidir. FAO, dünya sathına yayılmış Bölgesel Ofisleri, Alt-Bölge Ofisleri, İrtibat büroları

ve ülke temsilcilikleri ile hizmet vermektedir. FAO’ya 194 devlet üyedir. Ayrıca Avrupa Birliği

‘üye örgüt’, Faroe Adaları ve Tokelau ise ‘ortak üye’ statüsündedir. FAO, kolay ulaşılabilir

bilgi ağı oluşturma, uzman raporlarını paylaşıma açma, uluslararası konferanslar düzenleme ve

saha çalışmalarından edinilen bilgileri paylaşma prensibi esasına göre çalışmalarını

yürütmektedir (URL 43).

Felaketzedeler genellikle kırsal kesimde yaşayanlardır. BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO),

dünya çapında yiyecek krizini ve yiyecek teminini yönetmeye çalışır. Afetlere uğrayan

ülkelerdeki gıda durumu ile ilgili değerlendirmeler yapar. Acil gıda yardımı operasyonları

düzenler, gıda üretiminin iyileştirilmesi için zirai bilgilendirme faaliyetlerinde bulunur.

Felaketzede çiftçilere yardım operasyonları da tertiplerler.

11.1.2.5. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO)

Birleşmiş Milletler’in bir örgütü olarak 1948 yılında insanlığa daha iyi sağlık hizmeti verilmesi

için kurulmuştur. Amacı ve çalışma alanları; salgın hastalıklarla savaş, sağlıkçıların ve tıbbi

teknikerlerin yetiştirilmesi, anne ve çocuk sağlığı programının iyileştirilmesi, aile planlaması,

aşı programlarının düzenlenmesi, beslenme ile ilgili düzenlemelerin yapılması, temiz su

Page 172: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

173

kaynaklarının korunması, uluslar arası sağlık standardının korunması ve doğal felaketlerde

zarar görmüş insanlara yardımdır. WHO’nun merkezi İsviçre’nin Cenevre kentindedir. Diğer

üye ülkeler merkeze bağlı olarak çalışır (URL 44).

Dünya Sağlık Örgütü Birleşmiş Milletler’e bağlı olan ve toplum sağlığıyla ilgili uluslararası

çalışmalar yapan örgüttür. Afetlerle direkt ilgili olabilecek görevlerinden bazıları şunlardır:

Uygun teknik yardım yapmak ve acil durumlarda hükûmetlerin istekleri ya da kabulleri

ile gereken yardımı yapmak,

Afetzedelere sağlık hizmetleri götürmek ve acil yardımlar yapmak ya da bunların

sağlanmasına yardım etmek,

Gerektiğinde diğer İhtisas Kuruluşları ile iş birliği yaparak, beslenme, mesken, eğlence,

ekonomik ve çalışma koşullarının ve çevre sağlığı ile ilgili diğer bütün unsurların

iyileştirilmesini kolaylaştırmak,

Ülkelerdeki sağlık, tıp ve yardımcı personelin öğretim ve yetiştirilme normlarının

iyileştirilmesini kolaylaştırmak,

Sağlık alanında her türlü bilgi sağlamak, tavsiyelerde bulunmak ve yardımlar yapmak,

Sağlık bakımından aydınlatılmış bir kamuoyu oluşumuna yardım etmek,

Acil durum ve afetlerle bağlantılı ani ve uzun dönemde oluşabilecek sakatlıklar, ölüm

ve hastalıkların azaltılması çalışmalarını yapmak,

Acil durumların ve afetlerin etkilerini sektörler arası iş birliği çalışmaları ile azaltmak,

Sağlık sektörünün acil durum yönetim kapasitesini güçlendirme çalışmalarını

yürütmek.

11.1.2.6.BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR)

Memleketlerinden savaş, ırk, din, milliyet, siyasi fikir veya azınlık grubu üyeliği sonucu zulme

uğramaktan korkarak kaçan ve memleketine dönemeyen veya dönmek istemeyen kişilere

mülteci denmektedir. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), savaş afeti sonrası acil

durumlar tarihinde önde giden kurumlardan biri hâline gelmiştir.

Birleşmiş Milletler (BM) mülteci örgütü olan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek

Komiserliği (BMMYK), BM tarafından, dünya çapındaki mültecileri korumak için yapılan

uluslararası hareketleri düzenlemek, liderlik etmek ve mülteci sorunlarını çözmekle

yetkilendirilmiştir. BMMYK, 1 Ocak 1951 tarihinde, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu

tarafından 5 yılık görev süresi için kurulmuş ve çalışmalarına, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra

bir milyondan fazla Avrupalı mülteciye yardım ederek başlamıştır. Bunu izleyen yıllarda,

dünyadaki yerinden edilmiş insanların sayısının artmasıyla birlikte, örgütün görev süresi her

Page 173: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

174

beş yılda bir uzatılmıştır. Aralık 2003'te, BM Genel Kurulu, BMMYK'nın görev süresi

üzerindeki sınırlamayı kaldırmaya karar vermiştir. 2008 yılı itibariyle 117 ülkede 268 ofisi

bulunan örgütün, yaklaşık 7000 çalışanı mevcuttur. Merkezi İsviçre'nin Cenevre kentinde

bulunan BMMYK, kuruluş tüzüğünde yer aldığı üzere, mülteciler için uluslararası koruma

sağlar ve mülteci sorunlarına kalıcı çözümler bulmak için hükümetlerle birlikte çalışır.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin en önemli görevi uluslararası korumacılıktır.

Mültecilerin temel insan haklarına saygıyı temin etmeye çalışır, buna sığınma hakları ve

tutuklanma ihtimallerine karşı zorla memleketlerine iade edilmemeleri de dâhildir. Diğer tür

yardımlar şunlardır:

Mültecilerin, eğitim, sağlık ve barınma konularını düzene koymak,

Mültecilerin, misafiri oldukları ülkelere entegre olmalarına ve kendilerine yetmelerine

destek olmak,

Gönüllü mülteci dönüşüne destek olmak,

Ülkelerine dönemeyecek mültecilerin ilk sığındıkları ülkede korunma sorunları

neticesinde üçüncü bir ülkeye yerleşmelerine yardımcı olmak.

11.2. NATO

NATO, 4 Nisan 1949'da 12 ülke tarafından imzalanan Kuzey Atlantik Antlaşması'na dayanarak

kurulan ve farklı dönemlerde 16 ülkenin daha katıldığı uluslararası askerî ittifaktır. Örgüt

üyeleri herhangi bir dış güçten gelebilecek saldırıya karşı ortak savunma yapmaktadır.

NATO'nun merkezi, örgütün Kuzey Amerika ve Avrupa'daki 28 üyesinden biri olan Belçika'nın

başkenti Brüksel'de bulunmaktadır (URL 45).

NATO’ya bağlı Sivil Savunma Komitesi (CDC) 1951’de kurulmuştur. Bu komitenin ana

görevi, sivil koruma alanındaki ulusal çalışmaların uyum ve koordinasyon içerisinde

yürütülmesini sağlamaktır. Komitede üye ülkeler, sivil korumadan sorumlu ulusal bakanlık

temsilcileri ile temsil edilmektedir. Sivil Savunma Komitesi’nin başlangıçtaki çalışmaları,

sivilleri savaşın etkilerine karşı korumak şeklinde olmasına karşın daha sonraları, sivillerin

doğal ve teknolojik afetlere karşı korunması üzerinde de durulmaya başlanmıştır.

1991’de başlayan Barış İçin Ortaklık Girişimleri (BİO) doğrultusunda üye ülkeler ve barış için

ortaklığa katılan ülkeler arasındaki iş birliği sivil koruma ve afet yardımı konuları ile

başlamıştır. Barış için Ortaklık ülkeleri NATO üyesi olmayan ülkelerle ortaklıklar,

bağımsızlıklarını yeni kazanan ülkelerin sağlam bir demokratik ortam inşa etmelerine, siyasi

Page 174: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

175

istikrarı korumalarına ve silahlı kuvvetlerini modernize etmelerine yardımcı olmak amacıyla

başlatılmıştır.

NATO ülkelerinin ve ortaklık ülkelerinin krizlerin, çatışmaların ve afetlerin sonuçlarının

üstesinden gelebilmesi ve bu konuda yapılan hazırlıkların yürütülmesi için NATO kapsamında

Sivil Olağanüstü Hâl Planlaması (CEP) kurulmuştur. Sivil halkın ve kritik altyapının: kimyasal,

biyolojik ve radyolojik ajanlarla yapılacak saldırılara karşı korunması ve bu konuda üye ülke

ulusal makamlarının desteklenmesi, insani yardım, kriz mukabele harekâtlarına sivil

hazırlıkların sağlanması CEP’in faaliyet alanlarıdır.

11.3. ULUSLARARASI KIZILHAÇ VE KIZILAY FEDERASYONU

Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi; görevi din, inanç, dil, ırk, toplumsal sınıf veya politik

görüş farkı gözetmeksizin insan hayatı ve sağlığını korumak, insan varoluşunun saygı

görmesini sağlamak, insanların acı çekmesini önlemek ve acılarını dindirmek olan uluslararası

bir insani harekettir. Kızılhaç Örgütü en büyük uluslararası örgüttür. Üye sayısı 250 milyonu

aşan örgütün yıllık bütçesi 30 milyar doların üzerindedir. Hizmet verdiği yüksek hümanist

idealler hemen hemen tüm dünyada benimsenmektedir.

Ulusal Kızılay ve Kızılhaç Toplulukları Federasyonu, Ulusal Kızılay ve Kızılhaç Toplulukları

tarafından yapılan insani yardım ve destek çalışmalarını takip etmekte, kolaylaştırmakta ve

yürüttüğü koordinasyon çalışmaları ile insani yardım faaliyetlerinde çeşitliliği, verimliliği

arttırmaya çalışmaktadır. Genel olarak, her durumda insan hayatını ve sağlığını koruyucu

tedbirleri almak ve insan acısını hafifletmek amacında olan Hareket, özellikle silahlı çatışma

ve diğer acil durumlarda insana ve insan onuruna saygıyı koruma amacı içeren faaliyetler

gösterir. Hastalıkların yayılmasını önleme, sağlık ve sosyal alanlarda gelişime yardım etme,

gönüllü çalışmaları destekleme, özellikle de yardıma ve korunmaya ihtiyacı olan kişiler

etrafında bir evrensel bir dayanışma çemberi kurmak, Kızılay ve Kızılhaç Uluslararası

Hareketin ( KKUH) yürüttüğü görevler arasındadır (Katıman, 2016). Organları şunlardır.

11.3.1. Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC)

İnsani görevi yalnızca savaş ve iç şiddet mağdurlarının yaşamını ve onurunu korumak olan

tarafsız, yansız ve bağımsız bir kuruluştur. Çatışma ortamında Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay

Hareketi tarafından yürütülen uluslararası insani yardım operasyonlarını koordine eder ve

yönlendirir. Aynı zamanda insancıl hukuku ve evrensel insani ilkeleri yayma ve güçlendirme

Page 175: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

176

yoluyla acıları önlemeye çalışır. 1863’te kurulmuş olan ICRC, Kızılhaç-Kızılay Hareketinin

kurucu organıdır.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi, yansız bir kuruluş olarak, silahlı çatışma ve iç karışıklık

ortamlarında bu olaylardan etkilenen sivil ve asker kişilere yardım ve koruma sağlama görevini

üstlenmiştir. Bu amaçla da, silahlı çatışma durumunu öngörmek suretiyle, gerek personel, gerek

donanım yönünden ulusal planda çalışan insani yardım kuruluşlarına, askeri sağlık

kuruluşlarına ve bu konuda yetkili olan diğer kurumlara destek olmaktadır. Ayrıca Komite,

Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Konferansı tarafından kendisine yüklenen görevleri de yerine

getirmektedir. Böyle olmakla birlikte yansız ve tarafsız biçimde hareket etmenin gerekli olduğu

ve kendi görev alanına giren konularda her şekilde inisiyatif kullanarak inceleme başlatabilir.

Uluslararası İnsani Yardım Hareketi dışında da UKK’nin sürdürdüğü ilişkiler vardır. Bu birçok

ulusal ve uluslararası kuruluşu, hükümetleri kapsar.(Katıman,2016)

Uluslarası Kızılhaç Komitesi’nin misyonu insan yaşamı ve onurunu korumak ve tüm dünyada

savaş ile iç çatışma kurbanlarına yardım etmektir. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri

Federasyonu ise hümanizmin gücünü harekete geçirerek tüm dünyada güçsüz ve yardıma

muhtaç insanların yaşamını iyileştirmektir (URL 46).

11.3.2. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC)

Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Teşkilatları Federasyonu (International Federation of Red Cross

and Red Crescent Societies - IFRC), ulusal Kızılay-Kızılhaç derneklerini bir araya getiren ve

aralarında eş güdüm ve iş birliğini sağlayan bir federasyondur. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay

Dernekleri Federasyonu; uluslararası afet yardımlarını koordine ederek ve yeniden kalkınmayı

destekleyerek acıları önlemek ve hafifletmek için çalışmaktadır. Uluslararası Federasyon,

Ulusal Dernekler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi hep birlikte Uluslararası Kızılhaç ve

Kızılay Hareketini oluştururlar.

Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Teşkilatları Federasyonu (IFRC), Birinci Dünya Savaşı’nın

ardından 1919 yılında kurulmuştur. Savaş sırasında esirlerin karşı karşıya kaldıkları insani

güçlükler ve kendilerine gönüllüler tarafından insani yardım götürülmesi gerekliliği, IFRC’nin

kuruluş nedeni olmuştur. Amerikan Kızılhaç Savaş Komitesi Başkanı Henry Davison, ulusal

dernekler arasında bir federasyon oluşturulması fikrini ortaya atmıştır. Davison’un bu girişimi

ile düzenlenen tıp konferansı Kızılhaç Teşkilatları Liginin doğmasını sağlamış, kuruluş 1983

yılında Kızılay-Kızılhaç Teşkilatları Ligi, 1991 yılında da Uluslararası Kızılay-Kızılhaç

Teşkilatları Federasyonu adını almıştır. Kuruluşun amacı, mevcut Kızılay-Kızılhaç

teşkilatlarını güçlendirmek ve bir araya getirmek, ayrıca yeni teşkilatların oluşumuna katkıda

Page 176: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

177

bulunmaktır. IFRC’nin kurucu teşkilatları, İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya ve ABD Kızılhaç

Teşkilatlarıdır. Hâlihazırda 189 ulusal Kızılay ve Kızılhaç Derneği IFRC mensubudur. IFRC,

doğal felaket ve çatışma mağdurlarına yardım sağlanması ve kalkınmaya yönelik projelerin

desteklenmesi gibi konularda ulusal Kızılay ve Kızılhaç derneklerine destek sağlamakta,

kapasitelerinin geliştirilmesine yardımcı olmaktadır.

11.3.3. Ulusal Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri

186 ülkede bulunan ulusal dernekler, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketinin çalışma ve

ilkelerini benimsemişlerdir. Ulusal dernekler, insani yardım alanında kendi ülkelerinin kamu

otoritelerine yardımcı organlar olarak işlev görürler ve afette yardım, sağlık ve sosyal

programlar dâhil olmak üzere çeşitli hizmetler sunarlar. Savaş zamanlarında ulusal dernekler,

savaştan etkilenen sivil halka yardım ederler ve gereğinde askeri sağlık hizmetlerine destek

verirler.

Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Uluslararası Kızılay ve Kızılhaç Dernekleri Federasyonu

arasında, uluslararası federasyonun ve Türkiye Cumhuriyeti'ndeki temsilciliğinin statüsüne

ilişkin anlaşma 18 Eylül 1997 tarihinde yürürlüğe girmiş, böylelikle uluslararası Kızılhaç ve

Kızılay Dernekleri Federasyonu’nun Türkiye’de temsilcilik açması mümkün hâle gelmiştir.

Türkiye Kızılay Derneği Genel Müdürlüğü, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri

Federasyonu’nun üyesidir. 2005-2009 döneminde Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri

Federasyonu yönetim kurulu üyeliği görevini yürüten Türk Kızılayı, son olarak Kasım 2013’te

yeniden Yönetim Kurulu üyeliğine seçilmiştir. Ayrıca Türkiye, 2017 yılında gerçekleştirilecek

Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu Genel Kurulu ve Kızılhaç Kızılay

Hareketi Delegeler Konseyi'ne ev sahipliği yapacaktır.

Page 177: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

178

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Afetlerde görev alan uluslararası kuruluşlar içinde başta Birleşmiş Milletler Örgütüne bağlı

olarak çalışan kuruluşlar gelmektedir. Birleşmiş Milletler çatısı altında bulunan İnsani Yardım

Koordinasyon Ofisi (OCHA), Dünya Sağlık Örgütü (WHO/PAHO), BM Çocuklara Yardım

Fonu (UNICEF), Dünya Gıda Programı (WFP) gibi birimler diğer faaliyetleri ile birlikte

afetlerde de sorumluluk almaktadırlar. BM çalışma sistemi içerisinde ulusal ve uluslararası

birçok sivil toplum örgütü ile de iş birliği yapmaktadır. Türkiye'nin de üyesi bulunduğu NATO

aslında bir askerî savunma örgütü olmakla birlikte 1991’den itibaren sivil koruma ve afet

yardımı konularına ağırlık vermeye başlamıştır. Kızılhaç Örgütü de dünyadaki en büyük

uluslararası yardım örgütüdür. Sahip olduğu yüksek hümanist idealler hemen hemen tüm

dünyada benimsenmektedir ve faaliyet alanı bulmaktadır.

Page 178: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

179

11. Bölüm Soruları

1. Birleşmiş Milletler insani yardım çalışmalarını ilk kez hangi olaydan sonra başlamıştır?

a) Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra

b) 1929 ekonomik bunalımından sonra

c) İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra

d) Sovyetlerin dağılmasından sonra

e) Kore Savaşı’ndan sonra

2. Afete uğrayan ülkelerin, Birleşmiş Milletlerden acil durumlar için aldıkları borçları kaç

yıl içinde geri ödemeleri beklenir?

a) 1

b) 2

c) 3

d) 4

e) 5

3. BM Afet Değerlendirme ve Koordinasyon Sistemi'nin (UNDAC) olay yerinde kurduğu

koordinasyon merkezinin adı nedir?

a) Uluslararası Arama ve Kurtarma Danışma Grubu (INSARAG)

b) İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA)

c) Olay Yeri Operasyon Koordinasyon Merkezi (OSOCC)

d) Birleşmiş Miletler Kalkınma Programı (UNDP)

e) Acil Durumlarda Dünya Gıda Programı (WFP)

4. 1991 yılında kurulan, ülkelerin resmî afet müdahale kurumları ile arama kurtarma

çalışmalarında yer alan sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu Birleşmiş Milletler

şemsiyesi altında yer alan gayriresmî bir global ağ grubu hangisidir?

a) Uluslararası Arama ve Kurtarma Danışma Grubu (INSARAG)

b) İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA)

c) Olay Yeri Operasyon Koordinasyon Merkezi (OSOCC)

d) Birleşmiş Miletler Kalkınma Programı (UNDP)

e) Acil Durumlarda Dünya Gıda Programı (WFP)

5. Ülkeler afetler sonrası yeniden yapılanma ve bağışların kullanılması konularında

Birleşmiş Milletlerin hangi programına başvururlar?

a) BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF)

b) Birleşmiş Miletler Kalkınma Programı( UNDP)

c) BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)

d) BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR)

e) Uluslararası Arama ve Kurtarma Danışma Grubu (INSARAG)

Aşağıdaki boşlukları doldurunuz.

6. Ulusal Kızılay ve kızılhaç Derneklerine destek sağlayan uluslararası üst yapılanma

............... Federasyonu’dur.

7. Kızılhaç-Kızılay hareketinin kurucu organı ............... ‘dır.

8. NATO’ya bağlı sivil savunma komitesi (CDC) ............... yılında kurulmuştur.

9. Memleketlerinden savaş, ırk, din, milliyet, siyasi fikir veya azınlık grubu üyeliği sonucu

zulme uğramaktan korkarak kaçan ve memleketine dönemeyen veya dönmek istemeyen

kişilere ............... denmektedir.

10. Ülkelerdeki sağlık, tıp, ve yardımcı personelin öğretim ve yetiştirilme normlarının

iyileştirilmesini kolaylaştırmak amacı ile faaliyette bulunan BM örgütü ............... ‘dür.

Cevaplar; 1)c 2)a 3)c 4)a 5)b 6) Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu 7)

Uluslararası Kızılhaç Komitesi 8)1951 9)mülteci 10)Dünya Sağlık Örgütü

Page 179: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

180

12. AFETLERLE İLGİLENEN ULUSAL KURULUŞLAR

Page 180: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

181

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

12.1.Sivil Toplum Afet Platformu (SİTAP)

12.2. Arama Kurtarma Derneği (AKUT)

12.3. Arama Kurtarma Araştırma Derneği (AKA)

12.4. Nilüfer Arama Kurtarma Derneği (NAK)

12.5. Ortadoğu Arama-Kurtarma, Dağcılık ve Doğa Sporları

Derneği (ORDOS)

12.6. Yüksektepe Arama Kurtarma Ekoloji Grubu (GEA)

12.7.Türkiye Kızılay Derneği Afet Operasyon Merkezi (AFOM)

12.8.Mahalle Afet Gönüllüleri Vakfı (MAG)

Page 181: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

182

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

Ülkemizde 1999 depreminde hangi ulusal sivil arama kurtarma kuruluşları ön plana çıkmıştır?

Ulusal yardım kuruluşları ile irtibatı olan hiç tanıdığınız var mı?

Şehrinizde şubesi olan ulusal arama kurtarma kuruluşları hangileridir?

Page 182: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

183

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım

Kazanımın nasıl elde

edileceği veya

geliştirileceği

Afetlerle ilgilenen

ulusal kuruluşlar

Afetlerle ilgilenen ulusal kuruluşları

tanır.

Okuma, dinleme,

tartışma, kütüphane

çalışması, ziyaret etmek

Sivil Toplum Afet

Platformu

Arama Kurtarma

Derneği

Arama Kurtarma

Araştırma Derneği

Nilüfer Arama

Kurtarma Derneği

Afetlerle ilgilenen ulusal kuruluşları

tanır.

Okuma, dinleme,

tartışma, kütüphane

çalışması, ziyaret etmek

Ortadoğu Arama-

Kurtarma, Dağcılık ve

Doğa Sporları Derneği

Türkiye Kızılay

Derneği Afet

Operasyon Merkezi

Mahalle Afet

Gönüllüleri Vakfı

Afetlerle ilgilenen ulusal kuruluşları

tanır.

Okuma, dinleme,

tartışma, kütüphane

çalışması, ziyaret etmek

Page 183: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

184

Anahtar Kavramlar

Sivil Toplum Afet Platformu (SİTAP), Arama Kurtarma Derneği (AKUT), Arama Kurtarma

Araştırma Derneği (AKA), Nilüfer Arama Kurtarma Derneği (NAK), Ortadoğu Arama-Kurtarma,

Dağcılık ve Doğa Sporları Derneği (ORDOS), Türkiye Kızılay Derneği Afet Operasyon Merkezi

(AFOM), Mahalle Afet Gönüllüleri Vakfı (MAG)

Page 184: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

185

Giriş

1999 Marmara Depreminde sonra ulusal arama kurtarma derneklerinin sayı ve işlevinde önemli

artışlar meydana gelmiştir. Deprem sırasında gösterdiği başarı ile en öne çıkan dernek ise

AKUT olmuştur. Ülkemizde beklenen İstanbul depremi hem afet bilincinin hem de sivil afet

kurumlarının canlı tutulmasını gerektirmektedir. Bu kurumlar gönüllü olduğundan bazen

sürekliliğini kaybedebilmekte ve zayıflamaktadır. Afet uzmanlarının bu kuruluşları ziyaret

ederek ihtiyaç duydukları konularda yardımcı olmaları gerekir. Ülkemizde birçok afetlerle

ilgilenen dernekler kurulmuştur. Kitabımızda önde gelenlere yer ayrılabilmiştir.

Page 185: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

186

12. AFETLERLE İLGİLENEN ULUSAL KURULUŞLAR

Afetlerde acil arama ve kurtarma hizmeti veren kuruluşlar içinde şüphesiz en önde gelenler

kamu kuruluşlarıdır. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Türk Silahlı Kuvvetleri

Acil Müdahale Timleri, İtfaiye Teşkilatları, Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı ekipler, Ulusal

Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE) önde gelen kuruluşlardır. Kitabımızın konusu sivil

kuruluşlar olduğundan bu bölümde INSARAG'A üye olan önde gelen sivil acil arama ve

kurtarma kuruluşlarına yer verilmiştir.

12.1. SİVİL TOPLUM AFET PLATFORMU (SİTAP)

SİTAP, Hayata Destek Derneği(HDD), Mahalle Afet Gönüllüleri Vakfı (MAG), ve Mavi

Kalem Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin (MK) bir araya gelmesiyle 2013 yılının

Mayıs ayında kurulmuştur. Bunlar bir araya gelerek, çatı bir kuruluş olan Sivil Toplum Afet

Platformunu (SİTAP) oluşturmuşlardır. 2015 yılı sonu itibariyle, SITAP’a üye olan kuruluş

sayısı 24’e ulaşmıştır. Platformun amacı, afet risklerinin azaltılması ve afet müdahalesi

çalışmalarının etkinliğinin ve verimliliğinin arttırılmasıdır. Bu platformun hedef grubu, afet

yönetim sisteminde çalışan ve çalışma potansiyeli olan STK’lardır. SİTAP'ın amaçları şu

şekilde sıralanabilir:

STK’lar arası iletişim ve bilgi paylaşımı alışkanlıklarının gelişmesini sağlamak,

STK’lar ile başta AFAD olmak üzere kamu kurumlarıyla olan iş birliğinin güçlenmesini

sağlamak,

Afet yönetimi çalışmaları kapsamında uluslararası standartların, bilinirliğinin ve

uygulanılabilir olmasının arttırılması, eğitici yayınların, raporların derlenerek

elektronik ortamda ulaşılabilir hâle getirilmesini sağlamak,

Afet alanında gönüllü ve profesyonel insan kaynağının geliştirilmesini sağlamak,

Medyanın afetlerdeki rolünün etkin şekilde yerine getirmesinin desteklenmesini

desteklemek,

Yerel, ulusal, bölgesel ve uluslararası ölçekte afet alanındaki çalışmalara STK’ların

yaygın ve aktif katılımını sağlamak ve

STK’lar arasında teknoloji ile beslenecek bir iletişim ağının kurulması; bu sayede afet

yönetimi alanında çalışan paydaşların daha etkin ve hızlı iletişim kurmasını

hedeflemektedir.

Page 186: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

187

12.2. ARAMA KURTARMA DERNEĞİ (AKUT)

Kısa adı AKUT olan arama ve kurtarma ekibi doğal afetlerde ya da yaşanan olumsuz koşullarda

yardım sağlama amaçlı kurulan bir sivil toplum kuruluşudur. Türkiye’de, özellikle dağcılık

sporunda kaza geçiren veya kaybolanların arama ve kurtarılmaları konusunda uzmanlaşmış bir

kurumun bulunmamasından kaynaklanan boşluğun doldurulması, derneğin kuruluş amacıdır

(URL 47). 1999 yılından beri Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında bulunan Arama Kurtarma

Danışmanlık Grubu INSARAG’ın üyesi olan AKUT, tüm dünyada uluslararası standartlara

uygun, arama kurtarma ekipleri içinde deprem konusunda en deneyimli ve bilgili ekiplerden

biridir. INSARAG standartlarına göre “Ağır Arama Kurtarma Ekibi” ve “Orta Ölçekli Arama-

Kurtarma Ekibi” olmak üzere gerçekleşen sınıflandırma içerisinde AKUT, “Orta Ölçekli

Arama-Kurtarma Ekibi” grubunda Türkiye’de bu sertifikayı alan ilk ve tek sivil arama kurtarma

ekibidir. (Türkiye'de INSARAG sınıflandırması içerisinde iki ekip vardır. Diğeri kamu

kuruluşu olan Ağır Arama Kurtarma Ekibi unvanına sahip İstanbul AFAD'dır.)

1994 senesinde Bolkar Dağları'nda kaybolan iki üniversite öğrencisi 14 gün aranmış ve

bulunamamışlardır. Bu olayın da etkisi ile dağları iyi bilen fakat arama kurtarma konusunda

bilgileri sınırlı olan bir grup dağcı bir araya gelerek 1995 senesinde AKUT’u kurmuştur. Bu

grup, aynı yıl AKUT ismi altında, Uludağ’da ilk kurtarma faaliyetini gerçekleştirmiştir. Dernek

14 Mart 1996 yılında “AKUT Arama Kurtarma Derneği” adı altında resmî kuruluşunu

tamamlamıştır.

Kuruluşunun başında hedefi, dağlarda ve diğer zorlu doğa koşullarında doğru ve etkin arama

kurtarma faaliyetleri düzenlemek olan AKUT 1997 yılında deprem ve sel eğitimini alarak, talep

edildiği takdirde doğal afetlerde de ilgili resmî kurumlara yardımcı olabilir hâle gelmiştir. 1998

senesinde, Adana-Ceyhan Depreminde gösterdiği yararlılıklar nedeniyle, Bakanlar Kurulu

kararıyla 1999’da “Kamu Yararına Dernek” statüsü almıştır.

AKUT, Arama kurtarma operasyonlarına ve kendi içerisindeki yapılanmasını sürdürmeye

devam ederken, 17 Ağustos 1999 tarihinde Marmara Depremi meydana gelmiştir. Bu süreçte

AKUT 150 gönüllüsü ile çalışarak 200’ün üzerinde insanın hayatını kurtarmıştır. 17 Ağustos

1999 öncesinde ülkemizde arama kurtarma konusuna odaklanmış tek gönüllü dernek olan

AKUT, birçok sivil toplum örgütü ile kamu ve özel sektör kuruluşlarının arama kurtarmaya

bakış açılarını, yaklaşımlarını değiştirerek yeni atılımların da öncüsü olmuştur. AKUT yalnızca

Türkiye’de değil yurt dışında da bilgi ve birikimini faydaya dönüştürmek ve insan hayatı

kurtarmak için faaliyetlerde bulunmuştur. Marmara Depreminin hemen ardından gelen

Yunanistan-Atina Depreminde, arama kurtarma çalışmalarında aktif olarak görev almıştır.

Page 187: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

188

Atina depreminin ardından yine 1999 yılında Tayvan, 2001 yılında Hindistan, 2003 yılında

İran, 2005 yılında Pakistan, 2010 yılında Haiti, 2015 Nepal depremlerinde arama kurtarma

faaliyetlerinde bulunmuştur.

Şekil 12.1. Dağ arama kurtarma tatbikatı Mayıs 2002 Antalya Akut Arşiv (URL 48)

AKUT’un misyonu; Dağ ve doğa koşullarında meydana gelen kaybolma ve kaza olaylarında,

deprem, sel gibi doğal afetlerde ve büyük kazalarda, tamamen gönüllü olarak, amatör bir

çalışma ve profesyonel bir yaklaşım ile, başı dertte olan kişilere en kısa sürede ulaşmak, yardım

için gereken uygun koşulları yaratmak, doğru arama ve kurtarma çalışması yaparak,

kazazedelere temel ilkyardım desteğini sağladıktan sonra emniyetli ortam koşullarına

nakillerini sağlamak, bu tür olaylarda can kaybını en aza indirmek ve arama kurtarma

konularında toplumu bilgilendirmek derneğimizin temel amacıdır (URL 49).

AKUT Türkiye genelinde 36 ekibe sahiptir. Seminer birimi ile yılda ortalama 2.000 oturumla,

100.000 kişiye ulaşarak “Temel Afet Bilinçlendirme” ve “Deprem Bilinçlendirme” seminerleri

vermektedir. AKUT, 1951 operasyonda 2130 kişiyi, 923 hayvanı kurtarmış ve 289 vefat eden

bireyi de bulundukları yerden kurtararak sağlık ekiplerine teslim etmiştir.

Page 188: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

189

Şekil 12.2. Dağ arama kurtarma tatbikatı Mart 2000 Antalya Akut Arşiv (URL 48).

12.3. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ARAMA KURTARMA EKİBİ (İSÜDAK)

1999 yılında İstanbul Üniversitesi bünyesinde 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinde

çalışmış akademisyen ve öğrenciler tarafından kurulmuştur. İstanbul Üniversitesi Doğal Afetler

Arama Kurtarma ekibi (ISUDAK), büyük ölçekli yapısal çökme olaylarında ve her türlü doğa

kaynaklı afetlerde görev alabilecek gönüllü bir arama ve kurtarma ekibidir. İSÜDAK birçok

faaliyete, tatbikata ve operasyona katılmıştır.

Deprem gibi doğal afetlerde yardıma ihtiyacı olan kişilere en hızlı yardımı ulaştırmayı

amaçlayan İSÜDAK, ilgili resmi ve özel kurumlarla ortaklaşa düzenlediği eğitim ve

tatbikatlarla arama kurtarma ve ilkyardım eğitim ve çalışmalarını sürdürmektedir. Başta 2002

Afyon, 2003 Bingöl ve 2003 Cezayir depremleri olmak üzere çeşitli doğal afetlerde çalışan

İSÜDAK, İstanbul Üniversitesi Avcılar Yerleşkesi’ndeki merkezinde gönüllü olarak

çalışmalarını sürdürmektedir (URL 50).

Tüm afetlerde ilgili yardım talep eden ve yardıma ihtiyacı olanlara, imkânlar dâhilinde gönüllü

olarak arama, kurtarma, lojistik, tıbbi ve psikolojik desteği vermek amacındadır. Bir Arama ve

Kurtarma ekibi farklı bileşenlerden oluşan multi disipliner bir yapıdır. Büyük bir üniversitenin

kuruluşu olmasının avantajı ile ekip içinde arama, kurtarma, ilk yardım vb. operasyon

fonksiyonlarının yanında lojistik, koordinasyon, yönetim, insan kaynakları vb. destek

fonksiyonları da bulunmaktadır. Temel arama kurtarma eğitimini tamamlayan gönüllüler

Page 189: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

190

istedikleri birimlerde çalışabilmekte ya da sadece destek fonksiyonlarını yerine

getirebilmektedirler.

İSÜDAK’a üye olmak için İstanbul Üniversitesi'nde; çalışan, öğrenci, akademik personel,

mezun, olunması yeterlidir. İSÜDAK üyelerinin gönüllü olarak fakat profesyonel bir anlayışla

arama ve kurtarma faaliyetlerinde görev alması gerekmektedir.

Şekil 12.3. Van depreminde kurtarma faaliyetinde bulunan İSÜDAK ekibi (URL 51).

Şekil 12.4. İstanbul Üniversitesi kampüsünde düzenlenen yangın eğitimi (URL 51)

12.4. ARAMA KURTARMA ARAŞTIRMA DERNEĞİ (AKA)

AKA’nın açılımı "Arama Kurtarma Araştırma" olup Türkiye Cumhuriyeti'nin Dernekler

Kanunu altında bir dernek olarak kurulmuştur. Dernek statüsü bu tür kurumların nasıl

oluşturulacağını ve bu derneklerin işleyiş kurallarını saptayan herhangi bir grup yada birey

çıkarına olmayan bir statüyü içerir. AKA Marmara Depremi'nin hemen ardından örgütlenmiş

bir sivil toplum kuruluşudur. AKA kanuni ve resmi olarak kar amacı gütmeyen toplum yararına

davranmayı amaçlayan bir kurumdur. AKA resmi olarak 16 Aralık 2000’de mimar ve

mühendislerden ve farklı mesleklerden 15 gönüllü tarafından kurulmuştur. AKA İstanbul

Page 190: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

191

merkez olmak üzere Ankara, İzmir, Afyon, Manisa, Çanakkale ve Bursa illerinde temsilcilikler

ve Şırnak, Hatay, Tokat illerinde de irtabat noktaları ile örgütlenmiştir (URL 52).

AKA Marmara Depremi'nde arama kurtarma çalışmalarında ve yardım ekiplerinde görev almış,

konusunda uzman kişilerin kurduğu, ağırlıkla mimar ve inşaat mühendislerinin oluşturduğu bir

kuruluştur. Elektronik ve teknoloji ile yapı kimyası ve fiziği konusunda tecrübeli gönüllülere

sahiptir. Kurtarma sırasındaki deneyimlerinin yanı sıra; arama ve kurtarma çalışmalarında etkin

aletleri ve kullanımlarını araştırmakta ve bu bilgileri eğitim çalışmaları ile tüm gönüllü gruplara

aktarmaktadır. Eğitimler öncelikle kazalar ve deprem sonrası kurtarma çalışmalarına göre

programlanmıştır. Gerek üyelerine gerekse talep hâlinde üyeleri dışında resmî ve özel kurum

ve kuruluşlara, arama-kurtarma, alternatif sporlar, kriz yönetimi ve diğer konularda eğitim,

seminer ve danışmanlık hizmeti vermektedir.

Dernek, operasyon ekibi ile de arama ve kurtarma çalışmalarında görev almaktadır. Yurt içi

veya yurt dışında, doğal afetlerde, trafik ve doğa kazalarında ve diğer arama, kurtarma

gerektiren tüm olaylarda gönüllü olarak, arama ve kurtarma çalışması yapmaktadır.

AKA; Başbakanlık Kriz Merkezi, Sivil Savunma Teşkilatı, Valilik, acil ve afet olaylarına şahit

olan bireyler gibi farklı kanallardan alarm durumuna geçirilebilmektedir.

AKA’nın operasyonlarının temelde bağışlarla finanse edilmesi planlanmıştır. Ancak ülkemizde

karşı karşıya kalınan ekonomik krizler nedeniyle AKA dernek için gereken mali kaynakları

halen sağlayamamıştır. AKA’nın idari ve diğer harcamaları tek gelir kaynağı olan üyelerden

alınan aidatlardan karşılanmaktadır. Bu kısıtlı gelir ile bir arama kurtarma takımının

alet,araç,ekipman ihtiyaçlarının karşılanması pek mümkün olamamaktadır. Çoğu zaman afet

bölgesinde veya tatbikatlarında yetersiz alet,araç ve ekipman nedeniyle kurtarma takımı ve

afetzede riske girebilmektedir. AKA eğitimcileri de yine kısıtlı ekipmanlar sebebiyle geniş

kitlelere ulaşmak ve eğitim vermekte büyük zorluk yaşamaktadır. AKA’nın operasyonları şu

anda beş kişiden oluşan yönetim kurulunca kontrol ve idare edilmektedir. Asil üyeler tarafından

yürütülen komiteler ve birimlerin operasyonları Yönetim Kurulunca gözlenmekte ve kontrol

edilmektedir. Belli başlı birimler: Acil durum yönetimi, lojistik, eğitim, dış ilişkiler, planlama,

ve insan kaynaklarıdır.

Arama Kurtarma konusunda bilgisi olan belirli konularda deneyime sahip olan üyeler ve

değişik konularda eğitim almış üyeler yeni ve istekli üyeleri eğitirler. AKA Temel Yaşam

Desteği konusunda eğitimler veren doktor kadrosuna, bina yapısı ve çökmelerde bina statiği

konusunda eğitim veren mimarlara, navigasyon eğitimi veren bireylere, telekomünikasyon

telsiz eğitimi veren Amatör Telsiz ehliyetine sahip üyelere ve farklı konularda eğitim

verebilecek kadroya sahiptir. Özet olarak farklı geçmişe sahip gönüllüler sivil veya askeri

Page 191: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

192

kökenlerine bakmaktan AKA’nın eğitim programını geliştirmek için zamanlarını

harcamaktadırlar.

AKA eğitim programının geliştirilmesi için AKA gönüllüleri; AKA eğitmenleri ve Sivil

Savunma eğitimcilerince eğitilmektedir. Şu anda hiç bir AKA üyesi uluslararası kabul görmüş

ve onaylanmış A&K eğitim sertifikasına sahip değildir. Fakat AKA mevcut eğitim

programından ve içeriğinden kolayca görüleceği gibi eğitim bilgilerinin ve programının tüm

dünyadan geçerli ve güvenilir kaynaklardan elde edildiğini ve Türkiye şartlarına göre

uyarlandığını iddia etmektedir. AKA; en verimli ve en geçerli eğitimin önce bir AKA

eğitimcisinin eğitilmesi ile sağlanabileceğine inanmaktadır.

Bugüne kadar AKA eğitimcileri (bazen tüm takım), kendini devamlı geliştiren AKA üyelerine

ve talep eden kurum, kişi ve kuruluşlara bilgi aktarmak için eğitim toplantılarına katılmıştır.

AKA eğitimcilerini eğitecek, bir “Profesyonel Eğitim Programı” daha verimli, daha

profesyonel ve daha fazla kişinin hayatının kurtarılması anlamına gelecektir.

AKA’nın kısa dönemli planı bütün üyelerine gerekli eğitimleri vermek, halka ve arama

kurtarma ile ilgilenenlere afet bilinci, hafif arama kurtarma, ağır arama kurtarma konusunda

eğitim vermek ve kamuya yararlı dernek statüsüne geçme aşamasını başlatmak ve

tamamlamaktır. AKA’nın orta dönemli planı gereken malzeme envanterini ve K9 köpekli

arama birimini sponsorlar ve bağışlar yolu ile iyileştirip zenginleştirmektir. AKA’nın uzun

dönemli planı Türkiye çapında tanınmak büyümek ve yapılanmak, benzer organizasyonları

desteklemek ve yardım etmek, uluslararası görevleri ifa edebilecek bir A&K takımı

olabilmektir (URL 52).

12.5. NİLÜFER ARAMA KURTARMA DERNEĞİ (NAK)

2004 yılında Bursa Kent Konseyi çatısı altında kurulmuştur. NAK Arama Kurtarma; Bursa

merkezli en aktif, gönüllü arama ve kurtarma ekibidir. Gönüllülük esasını benimsemiş

bireylerle yola çıkan inisiyatif, 2011 tarihinde ise dernek statüsüne geçmiştir. İç İşleri

Bakanlığına bağlı bir dernek olmakla birlikte gönüllülerle faaliyetlerine devam ettiğinden sivil

dernekler statüsünde ele alınmaktadır. Dernek BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA)

ve Avrupa Parlamentosu Şeffaflık Girişimi üyesidir.

NAK Arama Kurtarma; 1999 yılında yaşanan acı deprem sürecinin akabinde Türkiye’de gelişen

gönüllü arama ve kurtarma derneği furyasında birçok benzer organizasyon kurulmuş olmasına

karşın, mevcut duruma bakıldığında bu gönüllü organizasyonlar arasından aktif olarak geriye

kalan küçük bir grupta yer almaktadır. NAK Arama Kurtarma’nın aktif üyeleri arasında her

Page 192: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

193

meslek grubundan gönüllü yer almaktadır. Yapılan arama kurtarma ve insani yardım

operasyonlarının tümü NAK Arama Kurtarma çatısı altında bulunan gönüllülerce

sürdürülmektedir. NAK Arama Kurtarma’nın aktif üyeleri arasında her meslek grubundan

gönüllü yer almaktadır. Günlük yaşantıda çeşitli meslek gruplarından olan bu gönüllüler NAK

Arama Kurtarma üyesi olma kararı aldıktan itibaren, dernek çatısı altında yapılan teorik ve

pratik eğitimlerle zaman içerisinde operasyonların aktif kısmında yer almaktadırlar. NAK

Arama Kurtarma’ya üye olan herhangi bir gönüllü arama kurtarma ile ilgili en basit eğitimden,

en karmaşık eğitime kadar tüm gerekli süreçlerini bu çatı altında tamamlayarak arama kurtarma

operasyonu gerektirebilecek herhangi bir acil durum ve afet anında eğitimli ve katıldığı

operasyonlar sebebi ile tecrübeli birer arama kurtarma görevlisi haline gelirler (URL 53).

Şekil 12.5. 2015 tarihinde Bursa'da, yaşanan göçük nedeni yaralı işçilerin NAK Ekiplerince enkazdan

çıkarılması (URL 54)

NAK, insan hayatının değeri, gönüllülük, yardımseverlik, fedakarlık, dürüstlük, güvenilirlik,

doğaya ve çevreye saygı değerleri üzerine kurulmuştur.

Derneğin misyonu, gönüllülük esas alınarak, gerçekleşebilecek tüm Afet ve Acil Durumlara,

her zaman hazır olabilmek ve etkin şekilde müdahale edebilmek ve ekibe üye olan tüm

gönüllülerin bilinçli ve yüksek tecrübeli birer arama kurtarma gönüllüsü olmalarını sağlarken,

Afet ve Acil Durumlara hazırlıklı bir toplum olgusunu da geliştirmektir.

Derneğin vizyonu, imkanlar dahilinde, Afet ve Acil Durumlarda yardıma ihtiyaç duyan

herkese, gönüllü ekibiyle, profesyonel bir ruh ve tecrübe ile yardım eli uzatmak ve NAK Arama

Kurtarma ismini, ulusal ve uluslar arası düzeyde bilinir hale getirmektir (URL 55).

NAK, enkaz, doğada kaybolma, doğa sporları kazaları, trafik kazaları, heyelan, sel, toprak

kayması, trafik kazaları, suda boğulma sonucu kaybolma, çığ, orman yangını, bina yangını ve

benzer doğal veya insan kaynaklı her türlü afet ve acil durum sürecine müdahale edebilme

kapasitesine sahiptir.

Page 193: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

194

12.6. ORTADOĞU ARAMA-KURTARMA, DAĞCILIK VE DOĞA SPORLARI

DERNEĞİ (ORDOS)

Ortadoğu Arama-Kurtarma, Dağcılık ve Doğa Sporları Derneği 1994 yılından beri, Türkiye

çapında arama kurtarma, dağcılık ve doğa sporlarına gönüllü olarak katkıda bulunan bir

dernektir. Asıl olarak dağcılık sporu ile ilgilenmekle birlikte, barındırdığı eğitimli köpeklerle,

dağ ve doğa koşullarında meydana gelen kaza ve kaybolma olaylarına ve doğal afetlere

müdahale etmektedir. Afetlerle ilgilenen üniversite kulüp ve dernekleri içerisinde istikrarlı

yapısı ile önde gelen derneklerden biridir.

Derneğin ilk yıllarından sadece Orta Doğu Teknik Üniversite kökenli kişiler dernek üyeliğine

kabul etmekteydi. Ancak 1999 yılından sonraki gelişmeler ile üyelik için uygulanan bu ön şart

kaldırılmıştır. İsteyen herkes derneğe üye olabilmektedir.

12.7. YÜKSEKTEPE ARAMA KURTARMA EKOLOJİ GRUBU (GEA)

GEA, 1994 senesinde Yeni Yüksektepe Kültür Derneği bünyesinde kurulmuş, tamamı gönüllü

üyelerden oluşan bir arama kurtarma, ekoloji ve sosyal kampanyalar grubudur. “Aktif felsefe”

yaklaşımı çerçevesinde kurulmuş bir dernektir. Aktif felsefe yaklaşımı; bireyin kapasitelerinin

ve insani erdemlerinin gönüllü hizmet yoluyla pratiğe ve topluma faydalı hâle dönüşmesini ve

bu esnada bireyin kendi potansiyellerinin keşfi ve sınırlarını aşmasını ifade etmektedir.

GEA ekibi ulusal ve uluslararası alanda yaşamı tehdit eden bütün felaketlerde, afet sonrasında

enkaz altında kalmış insanlara ulaşmak için arama kurtarma operasyonları gerçekleştirmekte,

ihtiyaç hâlinde afet bölgesinde tıbbi ve insani yardım faaliyetleri sürdürmektedir.

1994 senesinde, ilk kez İtalya’da L’Aquila bölgesinde İtalyan Sivil Savunmasının düzenlediği

Acil Yardım, Kurtarma ve Orman Yangınları konusunda 2 haftalık bir eğitime katılan ekip

üyeleri, Avrupa’daki gönüllü faaliyetlerde sivil toplum kuruluşlarının etkinliğini fark ederek

çalışmalarına uluslararası alanda yeni bir boyut kazandırmıştır (URL 56).

1999 senesinde Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ile protokol yapan GEA Ekibi, 1999 senesinin

sonunda standartlarını Birleşmiş Milletler’in INSARAG standartlarına göre düzenlemiştir.

GEA, 1999 senesinden beri INSARAG (Birleşmiş Milletler Uluslararası Arama Kurtarma

Ekipleri Tavsiye Grubu) üyesidir.

GEA’nın kuruluş amacı ve ilkeleri şu şekildedir (URL 56);

Din, dil, cins, ırk, sosyal statü ayrımı gözetmeksizin afetlerden etkilenmiş ihtiyacı olan

kişilere yardım etmek,

Page 194: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

195

Doğal ve çevresel felaketlere hazırlıklılığı geliştirmek,

Bireyin sahip olduğu enerjiyi toplumsal olarak yapıcı bir biçime dönüştürmek,

Gönüllülük, vatandaşlık, yardımlaşma ve gönüllü hizmet değerlerini aktif çalışmalarla

birleştirmek,

Doğayla bütünleşmeyi sağlamak için bireyin kapasitelerini geliştirmek,

İnsanın doğanın bir parçasıolduğu gerçeğini göz önüne alarak yaşayan dünyayı

korumak için faaliyetler organize etmek.

GEA Ekibi, 2000 senesinden itibaren birçok kurum ve kuruluşa gönüllü olarak Depremle

Birlikte Yaşam Eğitimi ve Acil Durum Yönetimi konusunda eğitimler vermiştir. Ayrıca GEA

Ekibi, Afet riski taşıyan 22 ülkede, felaket durumunda bölge hakkında bilgi almak ve en kısa

zamanda arama kurtarma çalışmalarında bulunmak amacıyla resmi Sivil Savunma ekipleri ve

sivil toplum kuruluşlarıyla acil durum işbirliği protokolleri ve iletişim anlaşmaları

düzenlemiştir (URL 56).

Her yıl dünyanın farklı ülkelerindeki arama kurtarma ve insani yardım ekipleri ile ortak tatbikat,

eğitim ve toplantılar gerçekleştirmekte olan GEA Ekibi, uluslararası operasyonlar sonrasında

ve hazırlık sürecinde Birleşmiş Milletler bünyesinde düzenlenen arama kurtarma ve insani

yardım koordinasyon toplantılarına katılmaktadır. GEA, 19 Şube ve 1.115 gönüllü üyeye

sahiptir. 112 Uluslararası operasyonda, 246 Ulusal operasyonda veya destek ekiplerinde yer

almıştır.

İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Antalya, Bursa, Van illerinde tam donanımlı ve eğitimli

arama kurtarma ekipleri oluşturan GEA’nın İzmit, Adana şehirlerinde kurtarma

operasyonlarına katılmak için hazır destek ekipleri bulunmaktadır (URL 56).

12.8. TÜRKİYE KIZILAY DERNEĞİ AFET OPERASYON MERKEZİ (AFOM)

Kızılay; tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tabi, kâr amacı gütmeyen, yardım ve

hizmetleri karşılıksız olan ve kamu yararına çalışan bir gönüllü sosyal hizmet kuruluşudur.

Kızılay'ın teşkilatı, genel merkez ve şubelerden oluşur. Kızılay'ın genel müdürlük teşkilatı

dışında kalan bütün kademelerindeki görevler gönüllüler tarafından yapılmaktadır.

11 Haziran 1868 tarihinde “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti” adıyla

kurulan Kızılay, 1877'de “Osmanlı Hilali Ahmer Cemiyeti”, 1923'de “Türkiye Hilaliahmer

Cemiyeti”, 1935'te “Türkiye Kızılay Cemiyeti” ve 1947'de “Türkiye Kızılay Derneği” adını

almıştır. Kızılay, Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Topluluğu'nun temel ilkelerini paylaşır. Bunlar;

Page 195: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

196

insanlık, ayrım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık, hayır kurumu niteliği, birlik ve

evrensellik ilkeleridir.

İnsanlığın gücünü harekete geçirerek savunmasız insanların yaşam standartlarını geliştirmeye

çalışmayı kendine misyon edinen Türk Kızılayı, gönüllük esasına göre çalışan bir yardım

örgütü olarak, Türkiye'nin büyük hayır kuruluşudur. Yüklenmiş olduğu bu misyon Türk

Kızılayı'na, günden güne giderek çoğalan afetlerle yeniden şekillenmeye başlayan dünyamızda

zarar görebilirliğin kalkındırılması adına çaba göstermek ve faaliyetlerini bu doğrultuda

sürdürmek sorumluluğu vermiştir.

Türk Kızılayı, diğer 185 Ulusal Dernekler gibi, sınırları içerisinde meydana gelebilecek afetlere

müdahalede ilkin ve öncelikli sorumlu olan kamu kurum ve kuruluşlarına, insani yardım alanı

çerçevesinde imkânları dâhilinde, afete müdahale, acil yardım, sağlık ve sosyal programlar

başlıkları altında destek olmakla mükelleftir. Bununla birlikte diğer Ulusal Dernekler gibi Türk

Kızılayı da, insani değerlerin yaygınlaştırılması ve öneminin artırılması amacıyla savunmasız

insanlar adına konuşur ve bu bağlamda elinden gelen tüm çabayı gösterir. Savaş zamanlarında

ise, 1949 tarihli Cenevre Konvansiyonları'nın kendine vermiş olduğu haklar ve yüklemiş

olduğu sorumluluklar kapsamında Türk Kızılayı, savaştan etkilenen sivil halka yardım ederken

aynı zamanda da, askeri sağlık hizmetlerine destek verir.

Yirminci Yüzyılın başlangıcından bu yana, başta deprem olmak, ülkemizde meydana gelen

doğal afetler neticesinde yaklaşık 96.000 kişi hayatını kaybetmiş ve 210.000 kişi yaralanmıştır.

Yüzyılın afeti olarak adlandırılan 1999 Marmara Depremi, afetzedelerin yaralarını sarmaktan

daha önemli olan afetin zararlarını azaltmayı hedefleyen politikaların üretilmesi ve faaliyetlerin

icra edilmesinin daha etkin ve verimli olacağı gerçeğini ortaya çıkarmıştır. İnsani yardım

alanında ulusal düzeyde, çok önemli bir yere sahip olan bir kuruluş olarak Türk Kızılayı da, bu

gerçeğin bilincinde, kendi rolünü ve sorumluluğunu yeniden yapılandırma ihtiyacını duymuş

ve hedeflerinden birisi olarak halkın bilinçlendirilmesi konusunda da katkı sağlamayı

amaçlayan yeni Afet Yönetim Stratejisini oluşturmuş ve kabul etmiştir.

Türk Kızılayı'nın kabul etmiş olduğu yeni Afet Yönetim Stratejisi, sadece afetlerden etkilenmiş

topluluğa insani yardım ulaştırmaktan ziyade, afetlerin zararlarını azalmak için afet öncesi

gönüllü toplum katılımının artırmayı desteklemek ve organize etmek, toplumu afetler

konusunda bilgilendirmek ve bilinçlendirmek, afetlere karşı toplumu hazır hale getirmek ve

yine kendisinin hazırlamış olduğu "Strateji 2015" de madde madde belirtildiği üzere, etkin bir

afet müdahalesi için afete hazırlılık ve planlama çalışmalarını güçlendirmek, amaçlanmıştır.

2001 yılında, Türk Kızılayı, ülke genelindeki tüm teşkilatı ve diğer ilgili tüm kurum ve

kuruluşlarla koordinasyon içerisinde afetlere etkin, hızlı ve doğru bir yöntemle müdahale

Page 196: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

197

edebilmek amacıyla bir Afet Operasyon Merkezi kurmuştur. Kızılay afet sırasında ve

sonrasında barınma, yeme içme tedavi hizmetlerinin yanı sıra Afet Yönetimi Müdürlüğüne

bağlı Afet Operasyon Merkezi (AFOM) ile acil durumlarda arama kurtarma faaliyetlerinde de

bulunmaktadır. Türkiye çapında 9 Bölge Afet Yönetim Müdürlüğü, 23 Yerel Afet Yönetim

Şefliği ile hizmet vermektedir.

Yeni kurulan bu yapının ana görev ve sorumluluğu araştırma yapmak, planlama ve hazırlılık

çalışmalarını yürütmek, afetlere müdahalede bulunmak ve afet öncesi, sırası ve sonrasında

lojistik destek sağlamaktır (URL 57).

12.9. MAHALLE AFET GÖNÜLLÜLERİ VAKFI (MAG)

Eğitim, donanım ve organizasyon temin ederek, mahalle bazında, özellikle de afet sonrasındaki

kritik saatlerde müdahale imkân ve kabiliyetini kuvvetlendirmek, profesyonel ekiplerle olan

işbirliği ve koordinasyonu güçlendirmek, afet risklerine karşı alınacak önlemler konusunda

mahallesinde bulunan halkı bilinçlendirmek, duyarlılığı artırmak, proje kapsamında her

mahallede; afetin hemen sonrasında ilk müdahaleyi yapabilecek şekilde yaklaşık 50 eğitimli

gönüllü ile profesyonel ekiplere yardımcı olan ve gerekli her türlü desteği veren yapılardır.

(Mag, 2012) Mahalle Afet Gönüllüleri Vakfı, bugüne dek bağımsız yapılar olarak mahalle

düzeyinde var olan MAG sisteminin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve çok sayıda insana

erişmek amacıyla MAG sistemini destekleyen bir yapıya duyulan ihtiyacın sonucu olarak, iş

çevrelerinde, üniversitelerde, kamu kuruluşlarında, diğer sivil toplum kuruluşlarında ve basın-

yayın kuruluşlarında görev yapan öncü vatandaşların girişim ve katkılarıyla kurulmuştur.

Afet alanında yerel çalışmalarla halkı bilgilendirmek ve duyarlılık düzeyini yükseltmek,

gönüllü dinamiğini ve kapasitesini geliştirmek, afete karşı etkin bir iletişim ve katılım

sağlamak, afet alanında hazırlık ve müdahale standartlarını oluşturmak ve bunları koruyup

geliştirmek, yerel grupların kullanabilecekleri kaynakları büyütüp destek ağlarını

sağlamlaştırmak, afetelerle mücadelede kamu ve yurttaş işbirliği için bir köprü görevi görmek

MAG Vakfının kendine görev edindiği işlevlerin başında geliyor (URL 58).

Afetlerden sonraki ilk 72 saatte profesyonel ekiplerin yetersiz kalması nedeniyle, halkın kendi

kendine müdehale etmesi gerçeğinden yola çıkan MAG, Mahalle Afet Destek Projesi (MADP)

kapsamında, gönüllülere hem eğitim hem de malzeme temin ederek, mahalle düzeyinde afete

hazırlık birimleri yaratıyor (URL 59).

Mahalle Afet Gönüllüleri Vakfı (MAG), 1999 Marmara Depremi’nin ardından, 2000 yılında

kurulmuştur. Afet sonrasındaki ilk 72 saat, hayat kurtarma açısından en kritik saatlerdir. Afet

Page 197: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

198

sonrasında hayatta kalanların büyük çoğunluğu, ilk 24 saat içinde çevreden yetişen, genellikle

eğitimi ve ekipmanı olmayan yakınları ve komşuları tarafından kurtarılan kişilerdir. MAG

afetlerden sonraki ilk 72 saatte bireylerin genellikle yalnız olduğu varsayımından hareket

ederek afetlerden sonraki ilk 72 saatte profesyonel ekiplerin yetersiz kalması nedeniyle, halkın

kendi kendine müdahale etmesi gerçeğinden yola çıkmıştır.

MAG, Mahalle Afet Destek Projesi (MADP) kapsamında, gönüllülere hem eğitim hem de

malzeme temin ederek, mahalle düzeyinde afete hazırlık birimleri oluşturmaktadır. Uzmanlar

tarafından afet bilinci ve hazırlık, temel arama-kurtarma, temel ilk yardım, afet psikolojisi ve

temel yangın söndürme konularında eğitilen gönüllüler, afet bölgesine ulaşan profesyonel

ekiplere yardım ve destek sağlamaktadırlar.

MAG olmak için aşağıda ayrıntıları verilen toplam 36 saatlik eğitim alınması zorunludur (URL

60).

Afet bilinci ve hazırlık - 5 saat

Afet psikolojisi - 2 saat

Temel yangın söndürme - 6

Temel ilkyardım - 11 saat

Temel arama ve kurtarma - 12 saat

Şekil 12.6. Mahalle afet gönüllülerine Sivil Savunma Birliği tarafından verilen enkaz eğitimi, 2009,

Kâğıthane, İstanbul (URL 61)

Proje kapsamında her mahallede, afetin hemen ardından ilk müdahaleyi yapabilecek düzeyde

yaklaşık 50 gönüllü Mahalle Afet Gönüllüleri (MAG) eğitilmekte ve ekipmanla

donatılmaktadır. Bu gönüllüler profesyonel ekiplere yardımcı olarak destek vermektedirler.

Yine her mahallede, Mahalle Afet Kurulu (MAK) oluşturulmaktadır. Muhtarın başkanlığında

Page 198: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

199

oluşturulan MAK, gönüllü koordinatörü, lojistik sorumlusu ve risk-hasar tespit sorumlusundan

oluşmaktadır.

İstanbul merkez ofisinde çalışmalarını yürüten MAG Vakfı uzun vadede başta Marmara bölgesi

olmak üzere tüm Türkiye’nin afet riski taşıyan tüm bölgelerinde programlarının oluşturulmasını

hedeflemektedir. Bugün için İstanbul, İzmir, Bursa, Kocaeli ve Yalova’da, 4500’den fazla kişi

MAG kimliği taşımaktadır.

Bu değinilen arama kurtarma faaliyetinde bulunan Sivil Kuruluşlardan başka hizmet veren

birçok kuruluş vardır. Bunların da bazıları şunlardır: SAR Arama Kurtarma ve Acil Yardım

Derneği, Arama Kurtarma ve Acil Yardım Derneği (AKAY), Ulusal Acil Durum Arama ve

Kurtarma Derneği (NESAR), Mahalle Afet Yönetimi Arama Kurtarma Derneği

(MAY/LİDAM), Tekirdağ Arama Kurtarma Derneği (TAKDER), Bursa Arama Kurtarma

Derneği (BAKUT), İstanbul 911 Arama Kurtarma Derneği, Ayvalık Doğal afetler Arama

Kurtarma ve İlkyardım Derneği (ADAK), Ulusal Arama ve Kurtarma Derneği (ULUSAR),

Erzincan Afetler Araştırma, Eğitim, Acil Yardım ve Kurtarma Derneği, Gönen Doğal Afetler

Arama Kurtarma ve İlkyardım Derneği.

Page 199: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

200

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Sivil Toplum Afet Platformu (SİTAP); Afetlerle ilgilenen sivil toplum kuruluşlarının bir araya

gelerek oluşturdukları çatı bir kuruluştur. Amacı; STK’lar arası iletişim ve bilgi paylaşımını

sağlamak, başta AFAD olmak üzere kamu kurumlarıyla olan iş birliğini geliştirmek ve eğitici

yayınlar ve raporlar düzenlemektir. Arama Kurtarma Derneği (AKUT); 1999 Marmara

depreminde adını çok duyurmuş, Türkiye'nin en kapsamlı arama kurtarma derneğidir. Arama

Kurtarma Araştırma Derneği (AKA), Marmara Depremi'nde arama kurtarma çalışmalarında ve

yardım ekiplerinde görev almış, konusunda uzman kişilerin kurduğu ağırlıkla mimar ve inşaat

mühendislerinin oluşturduğu bir kuruluştur. Nilüfer Arama Kurtarma Derneği (NAK), 2004

yılında Bursa Kent Konseyi çatısı altında kurulmuştur. NAK Arama Kurtarma; Bursa merkezli

en aktif, gönüllü arama ve kurtarma ekibidir. Bunun gibi Türkiye'de birçok arama kurtarma

derneği bulunmaktadır.

Page 200: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

201

12. Bölüm Soruları

1. Afetlerle ilgilenen sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek oluşturdukları çatı

kuruluş hangisidir?

a) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD)

b) Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE)

c) Sivil toplum afet platformunu (SİTAP)

d) Arama Kurtarma Derneği (AKUT)

e) Arama Kurtarma Araştırma Derneği (AKA)

2. Bursa merkezli aktif, gönüllü arama ve kurtarma ekibi hangisidir?

a) Arama Kurtarma Derneği (AKUT)

b) Arama Kurtarma Araştırma Derneği (AKA)

c) Ortadoğu Arama-Kurtarma, Dağcılık ve Doğa Sporları Derneği (ORDOS)

d) Nilüfer Arama Kurtarma Derneği (NAK)

e) Türkiye Kızılay Derneği Afet Operasyon Merkezi (AFOM)

3. Asli hizmet alanı; barınma, yeme içme, tedavi hizmetlerinin yanı sıra; acil

durumlarda arama kurtarma faaliyetlerinde de bulunma kapasitesine sahip örgüt

hangisidir?

a) Türkiye Kızılay Derneği Afet Operasyon Merkezi (AFOM)

b) Mahalle Afet Gönüllüleri Vakfı (MAG)

c) Sivil Toplum Afet Platformunu (SİTAP)

d) Arama Kurtarma Derneği (AKUT)

e) Arama Kurtarma Araştırma Derneği (AKA)

4. Afetzedelerin canlı olarak kurtarılmalarındaki kritik süre ne kadar kabul edilir?

a) 24 saat

b) 48 saat

c) 72 saat

d) 96 saat

e) 110 saat

5. Türkiye'de INSARAG'ın yapmış olduğu sınavları geçerek orta derece kurtarma

timi unvanını alan sivil toplum kuruluşu hangisidir?

a) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD)

b) Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri(UMKE)

c) Sivil toplum afet platformunu (SİTAP)

d) Arama Kurtarma Derneği (AKUT)

e) Arama Kurtarma Araştırma Derneği (AKA)

Aşağıdaki boşlukları doldurunuz.

6. 1868 tarihinde kurulan Kızılay'ın ilk adı ...............’dir.

7. AKUT ............... senesinde kurulmuştur.

8. Türkiye’de INSARAG sınavlarını geçen sivil toplum kuruluşu ...............’dur.

9. Afetlerle ilgilenen sivil toplum kuruluşlarının çatı kuruluşu ...............’dur.

10. Afetlerden sonraki bireylerin genellikle yalnız olduğu varsayımından hareket

ederek, halkın kendi kendine müdahale etmesi gerçeğinden yola çıkılarak kurulan

vakıf ............... ‘dır.

Cevaplar; 1)c 2)e 3)a 4)c 5)d 6)Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti 7)1995

8)AKUT 9)Sivil Toplum Afet Platformu (SİTAP) 10)Mahalle Afet Gönüllüleri Vakfı (MAG)

Page 201: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

202

13.AFETLERİN TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Page 202: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

203

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

13.1. Ölüm ve Fiziki Yaralanmalar

13.2. Ekonomik Etkiler

13.3. Psikososyal Etkiler

13.3.1. Afet Meydana Geldikten Sonra Verilebilecek Psikolojik Tepkiler

13.3.2. Kurtarma Ekibi Tükenmişlik Sendromu

13.3.3 Afetlerde Psikososyal Destek

13.3.3.1. Psikososyal Müdahalenin Aşamaları/Araçları

13.4. Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği (APHB)

Page 203: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

204

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

Afetlerde kurtarma çalışmalarına katılanların da yardıma ihtiyacı olabilir mi? Niçin?

Afetlerin yol açtığı ekonomik kayıplar nelerdir?

Toplumların gelişmişliği ile afetlerin verdiği zararlar arasında nasıl bir ilişki vardır?

Page 204: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

205

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım

Kazanımın nasıl elde

edileceği veya

geliştirileceği

Afetlerin toplum üzerindeki

etkileri

Ölüm ve fiziki Yaralanmalar

Ekonomik Etkiler

Afetlerin toplumsal karşılığını

kavrar.

Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması

Psikososyal Etkiler

Psikolojik Tepkiler

Tükenmişlik Sendromu

Afetlerde Psikososyal Destek

Afet meydana geldiğinde

insanların içinde bulunduğu

psikolojiyi kavrar.

Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması

Psikososyal Müdahalenin

Aşamaları/Araçları

Afetlerde Psikososyal

Hizmetler Birliği

Psikososyal müdahaleyi

kavrar.

Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması

Page 205: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

206

Anahtar Kavramlar

Fiziki yaralanmalar, Ekonomik etkiler, Afetlerde Psikososyal destek, Psikolojik tepkiler,

Tükenmişlik sendromu, Afetlerde Psikososyal hizmetler birliği

Page 206: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

207

Giriş

Afetler insanlık tarihi kadar eski bir olgulardır. Antik insanların tanrıların gazabına yorduğu

yanardağ patlamaları, deprem, tsunami, sel, kuraklık hatta savaşlar gibi olgular toplumların

günlük yaşamlarında oluşturduğu olumsuz değişimlerle var olagelmişlerdir. Afetlerin

sonuçlarından doğan toplumsal faaliyetler de başlı başına tarihsel bir durum ve icraat alanı

teşkil etmiştir. Afet sonrası toplumsal faaliyetleri yönlendiren temel ihtiyaç, afetten etkilenen

toplum kesiminin hayatını mümkün olduğunca afetin olumsuz etkilerinden arındırmak ve

yapılabiliyorsa eski toplumsal alışkanlıklara geri döndürmektir. Bu bağlamda afet sonrasında

yürütülen yardım çalışmalarının bir nevi normalizasyon olduğu ileri sürülebilir (URL 62).

Doğal afetlerin aniden meydana gelmesi toplumun dengesini altüst etmektedir. İnsanlar

beklenmedik bir anda yıkım ile karşı karşıya gelmekte, yaralanmakta, yakınlarını yitirmekte,

evleri, iş yerleri yıkılmakta, varlıkları zarara uğramakta, eğitimden sağlığa, sosyal refah

hizmetlerinden haberleşme ve ulaşıma kadar sahip oldukları olanakları birden yitirmekte ve bu

yeni durumla başa çıkmaya çalışmaktadırlar. Afetin bir diğer etkisi de insanlar üzerinde

oluşturduğu psikolojik yıkımlardır. En az maddi kayıplar kadar psikolojik sarsıntıların

giderilmesi gerekmektedir. Afetlerin toplum üzerinde oluşturduğu etkileri ölüm ve fiziki

yaralanmalar, ekonomik etkiler ve psikolojik veya psikososyal etkiler olmak üzere üç grupta

incelemek mümkündür.

Page 207: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

208

13. AFETLERİN TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Afet; insanlar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal yaşamı ve insan

faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak toplulukları etkileyen ve etkilenen topluluğun

kendi imkân ve kaynaklarını kullanarak üstesinden gelemeyeceği, doğal veya insan kökenli

olaylardır. Afet; olayın kendisi değil, doğurduğu sonuçlardır. (Afetlerde Psikososyal Hizmetler

Birliği Almanağı 2012,S:6.)

Afetler; doğal ve teknolojik afetler olarak ikiye ayrılmaktadır. Doğal afetler kapsamında;

deprem, dev dalgalar, volkanik patlamalar, toprak kaymaları, tropikal siklonlar, sel, kuraklık,

çevre kirlenmesi, ormanların yok edilmesi, çölleşme, veba salgını gibi afetler bulunmaktadır.

Teknolojik afetler kapsamında; nükleer santral kazaları, kimyasal ve endüstriyel kazalar, uçak

kazaları, demir yolu afetleri, gemi kazaları, terörizm ile ilgili eylemler bu sınıf içinde yer

almaktadır. Teknolojik afetler kendi başına oluşabileceği gibi doğal bir afet tarafından da

tetiklenebilmektedir (Atlı, 2006).

Doğal afetlerin insan ve toplum üzerinde fiziksel, ekonomik, psikolojik ve sosyolojik açıdan

birçok olumuz etkisi bulunmaktadır. Doğal afetlerin ardından olumsuz toplumsal koşullar

meydana gelmekte ve bu sorunların çözümü içinde eldeki kaynakların etkili ve verimli

kullanılması gerekmektedir. Bu amaçla da afetlerin sosyal hizmet mesleği ile bütünleşmesi

önem kazanmaktadır. Bunun için öncelikli olarak afetlerin toplum üzerindeki etkisine bir göz

atmak gerekmektedir. (İbiş ve Kesgin, 2014)

Genelde afet ve özelde deprem olayı, insanları ruhsal, sosyal, kültürel ve ekonomik yönlerden

derinden etkilemekte; mevcut sosyal sorunları daha karmaşık ve çözülmesi güç hale

getirmesinin yanı sıra, yeni sosyal sorunların ortaya çıkması sonucunu da doğurabilmektedir

(Tuncay, 2004, s: 23). Depremler, doğrudan doğruya veya dolaylı şekilde toplumun büyük bir

bölümünü ilgilendiren düzeylerde can kaybına ve ekonomik kayıplara neden olan tabiat

olaylarıdır. Doğal afetler hem birey üzerinde hem de toplum üzerinde birçok çeşitli etkiye neden

olmaktadır.

İnsanlar beklenmedik bir anda yıkım ile karşı karşıya gelmekte, yaralanmakta, yakınlarını

yitirmekte, evleri, iş yerleri yıkılmakta, varlıkları zarara uğramakta, eğitimden sağlığa, sosyal

refah hizmetlerinden haberleşme ve ulaşıma kadar sahip oldukları olanakları

birden yitirmekte ve bu yeni durumla başa çıkmaya çalışmaktadırlar (Tuncay, 2004, s: 8).

İnsanoğlu meydana gelen doğal afetlere karşı çaresiz kalmaktadır. Afetin meydana gelmesi

Page 208: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

209

günümüz koşullarında bile engellenememektedir. Örneğin bir depremin olmasını veya bir

yanardağın patlamasını önleyecek bir yöntem henüz bulunamamıştır.(İbiş, Kesgin, 2014 s:225)

Geçmişte meydana gelen bir afet bugün aynı şiddette meydana geldiğinde, ülkelere verdiği

zararlar geçmişe oranla çok daha fazladır. Bunun ana nedenleri; geçen yıllara göre doğal afet

riski taşıyan yerleşim birimlerinin alanının genişlemesi ve bu yerleşim birimlerindeki nüfus

yoğunluğunun artmasıdır. (İbiş, Kesgin,2014,s:225) Gelecekte de doğanın çeşitli amaçlar için

tahribi, küresel ısınma, şehirlerde nüfusun yoğunlaşması vb. nedenlerle afetlerin olumsuz

etkilerinin daha da artacağı varsayılmaktadır. Doğal afetlerin aniden meydana gelmesi

toplumun dengesini altüst etmektedir. Bu etkileri ölüm ve fiziki yaralanmalar, ekonomik etkiler

ve psikolojik veya psikososyal etkiler olmak üzere üç grupta incelemek mümkündür.

13.1. ÖLÜM VE FİZİKİ YARALANMALAR

Afetin fiziksel etkileri düşünüldüğünde insanın vücut bütünlüğüne zarar veren etkileri akla

gelmektedir. Bu durum afet süreleri ile de farklılık kazanmaktadır. Afetlerin sağlık sonuçlarının

hem kısa süreli hem de uzun süreli olduğu görülmektedir. Kısa süreli etkileri genellikle hastalık

oranında artış, ölüm ve yaşam kalitesinde azalma, uzun süreli etkileri hastalık oranında artma,

erken ölüm ve gelecekte yaşam standardının düşmesi şeklinde olmaktadır. Örneğin deprem

sonrasında birkaç gün içinde, birçok afetzede orta ve ağır durumda ki yaralanma ve diyaliz

gerektiren ezilme sendromu gibi tanılarla hastanelere sevk edilmek zorunda kalmıştır (Kunii

vd., 1995)

Afetler nedeniyle meydana gelen ölümler, sebepleri açısından beş grupta toplanabilir:

1. Doğrudan afeti hazırlayan olayın büyüklüğüne ve yıkımın derecesine göre ortaya çıkan

enkaz altında kalma, suda boğulma, zehirlenme gibi, olay anında ve hemen meydana

gelen ölümler.

2. Olay anında hemen yaşamını yitirmeyen, ancak enkaz altında kalarak afetin etkisinde

kalmaya devam eden kişilerin geç kurtarmaya bağlı olarak yaşamını yitirmesidir.

Kurtarma süresi ne kadar uzar ise, hayatta kalma süresi o kadar azalacaktır.

3. Kurtarmanın usulüne uygun yapılmamasına bağlı olarak gerçekleşen ölümlerdir ki, bu

ölümlerin önüne geçilebilmesi için afet öncesi dönemde kurtarma ekiplerinin çok iyi

eğitilmeleri gerekir.

4. Afete neden olan olaydan sonra tehlikeli ortamdan zamanında ve usulüne uygun bir

biçimde kurtarılmasına rağmen ölüme engel olunamayan durumlardır.

Page 209: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

210

5. Son olarak ise, hizmetin kesintiye uğramasına bağlı olarak meydana gelen ölümlerdir.

Bunlar yaşamı için bir cihaza bağlı olan kişilerin afet nedeniyle elektrik kesintisi veya

oksijen cihazının kapanması gibi sebeplerle meydana gelen ölümlerdir. (Akdur,

2001:31'den aktaran; Laçiner ve Yavuz, 2013 s.118 ).

Yaşanan afetlerde önemli can kaybının nedenleri arasında; nüfus yoğunluğu, yetersiz bina

standardı, afet planlamasının yapılmamış olması, yetersiz kurtarma ve enkaz kaldırma

organizasyonu, yerel tıbbi olanakların yetersizliği veya söz konusu kurum ve kuruluşların afet

sırasında ileri derecede hasar görmesi sayılabilir (Güler ve Çobanoğlu, 1994). Bunların dışında;

ekipler ile yetkililer arasındaki ve ekiplerin birbirleri arasındaki iletişiminin kopması yani

organizasyon ve koordinasyon eksikliği, afetler için eğitilen bir medikal kurtarma ekibinin

olmaması sayılabilir. (Türkiye özelinde düşünürsek; 1999 depremlerinde medikal kurtarma

ekiplerinin olmaması can kayıplarını büyük oranda arttırmıştır.)

İnsanlar üzerindeki etkileri göz önüne alındığında en yıkıcı doğal afetler deprem, yanardağ

patlamaları gibi jeolojik olanlar değil, su baskını, fırtına gibi iklimsel olanlardır. İklimsel afetler

jeolojik olanlara göre daha sık görülmektedir. İster ekonomik kayıplar açısından isterse can

kaybı ve yaralanmalar açısından değerlendirilsin Asya doğal afetlerin en sık rastlanıldığı dünya

bölgesidir. Latin Amerika ve Afrika ara bölgelerdir. Kuzey Amerika, Avrupa ve Avustralya ise

doğal afetlerin en az görüldüğü bölgelerdir. Avrupa ve Avustralya’daki her büyük afete karşılık

olarak, Latin Amerika ve Afrika'da 10, Asya’da ise 15 doğal afet görülmektedir. Afetler, ölüm,

sağlık düzeyinde gerileme ve yaşam kalitesinin düşme nedenidir. Genel anlamda afetler

toplumsal yıkımlara yol açan olağanüstü büyük olaylardır. (Güler ve Çobanoğlu, 1994)

Türkiye’de ve dünyada afetler nedeniyle meydana gelen ölüm ve yaralanmaların en çok

görüldüğü afet tipi depremlerdir. Ama bu zamana kadarki en büyük afet bir kasırga sonucu

olmuştur. Bu, 12 Kasım 1970 yılında Bangledeş’te meydana gelen ve 300.000 insanın hayatını

yitirdiği kasırga afetidir. 19. yüzyıldan beri dünyadaki en büyük afet olarak kayıtlara geçmiştir.

İkinci olarak; 27 Haziran 1976 yılında Çin’de meydana gelen depremde ise 242.000 kişi

ölmüştür. Türkiye'de ise 1939 Erzincan Depremi 32.962 kişi, 1999 Gölcük ve Düzce

Depremlerinde ise, 17.127 kişi yaşamını yitirmiştir. (Diğer istatistiklere her yıl yayınlanan

Türkiye ve Dünya Afet Raporlarından bakılabilir.)

13.2.EKONOMİK ETKİLER

Afetler sonucu can ve mal kayıplarının yanı sıra, konut, yol, okul, hastane ve sanayi tesisleri

gibi teknik ve sosyal altyapılar önemli derecede hasar görmekte, üretim ve iş gücünde büyük

Page 210: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

211

kayıplar meydana gelmektedir. Doğal afetlerin topluma maliyeti çok büyük olabilir ve

yoksulluğun üzerinde büyük bir etkisi vardır (Vakis, 2006) Özellikle büyük yerleşim yerlerine

yakın depremler ve kasırgalar çok önemli boyutta maddi kayıplara neden olmaktadır.

Afetler, bir ülkenin ekonomisini önemli ölçüde sarsacak boyutlarda ekonomik zararlara neden

olabilmektedirler. Afet sonrası arama kurtarma, yeniden inşa ve iyileştirme çalışmaları

ülkelerin ekonomilerine ağır yükler yüklemekte ve bu alanlara aktarılan kaynaklar diğer

sektörlerdeki yatırım faaliyetlerinin ertelenmesine yol açmaktadır. Ortaya çıkan yıkımın

büyüklüğü ile doğru orantılı olarak ülkenin genel ekonomik yapısı bozulmakta ve yıllar

boyunca sürdürülen ekonomik politikalar sayesinde kazanılan refah ve ekonomik kalkınma

zarar görmektedir. Bunun yanı sıra, etkisi büyük olan bir afet, ülkenin bütçesinde öngörülmeyen

miktarlarda harcamalara neden olmakta ve bu miktarların finansmanı için ülke kaynaklarının

yetersiz kalması durumunda uluslararası kaynaklara ihtiyaç duyabilmektedir. Sonuç olarak;

afetler ülkelerin makro ve mikroekonomi politikalarının uygulanmasını engellediği gibi, ülke

dışından alınan kaynaklar nedeniyle ülkelerin ilave borç yükü altına girmesine de neden

olmaktadır. Afetler, ülkelerin ekonomik ve sosyal kalkınma çabalarını büyük sekteye uğratacak

potansiyel barındırdığından, ülkeler kalkınma politikalarını hazırlarken “olması muhtemel

doğal ve insan kaynaklı afetleri” de mutlaka göz önünde bulundurmalıdırlar. (Erkan, 2010,

s:11).

Büyük doğal afetler kısa dönemde istihdam, büyüme ve enflasyon üzerinde negatif ekonomik

etkilere neden olmaktadır. Doğal afetler ayrıca, mülkiyetin, kalkınmanın ve büyümenin

azalması gibi negatif uzun dönemli etkilere de sahiptir. Ancak, bu negatif etkiler önlenebilir

niteliktedir. Örneğin, hidrolojik doğal afetlerin tekrarlanan doğası ülkelerde ekonomik ve

sosyal faaliyetlerde uyumu teşvik etmektedir. Jeolojik afetlerin ise aksine, düşük olasılıklı

olması nedeniyle riskleri tamamen azaltılamayabilir (Benson ve Clay, 2004: 22). Bu afetlerin

potansiyel maliyetleri ekonomik kalkınmanın sürecinde katlanarak artmaktadır. Doğal afet

olaylarının temel göstergelerde meydana getirdiği etkiler; çıktıda, yatırım düzeyinde önemli bir

azalma, tüketimde daha ılımlı bir düşüş ve ödemeler dengesinin cari hesabında kötüleşme

olmak üzere dört grupta incelenebilir. (Auffret, 2003: 28)

Afetler ve özellikle depremler ağırlıklı olarak karayolu, demiryolu, haberleşme, enerji dağıtım

tesislerinde hasara yol açar. Altyapıda meydana gelen tahribat ekonomik ve sosyal hayatı büyük

ölçüde etkiler. Ayrıca deprem bölgesinde, bina, makine teçhizat, mamul ve yarı mamul stok

kaybı, vasıfsız ya da vasıflı iş gücü kaybı gibi etkiler ortaya çıkarken bunlara bağlı olarak üretim

ve ihracat kaybı da söz konusu olur. (Aktürk ve Albeni, 2002)

Page 211: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

212

Doğal afetlerin maliyetleri; doğrudan maliyetler, dolaylı maliyetler ve ikincil maliyetler olmak

üzere üç gruba ayrılmaktadır. Doğrudan maliyetler; tüm sabit varlıklarda, sermaye ve stokların

mamul, yarı mamul mallarında ve ham maddelerinde eşzamanlı olarak ortaya çıkan

maliyetlerdir. Ayrıca acil yardım ve müdahale harcamaları doğrudan maliyetler içerisinde yer

almaktadır. (Pelling, Özerdem, Barakat, 2002) Doğal afetlerin dolaylı maliyetleri fiziksel

hasarların sonuçlarından kaynaklanan kayıpları ifade etmekte ancak, doğrudan maliyetler gibi

kolay ölçülememektedir. Dolaylı maliyetler; üretim faaliyetleri kayıplarını, karda, satışlarda ve

ücretlerde meydana gelen azalmaları, alt yapı ya da doğrudan fiziksel hasarlar nedeniyle

firmaların kapanmasını ve çıktı kayıplarını içermektedir (National Academy Press, 1999).

Doğal afetlerin neden olduğu hem doğrudan hem de dolaylı maliyetler afetten sonra görünen

ikincil maliyetlere neden olmaktadır. İkincil maliyetler ekonomide sadece ekonomik büyümeyi

değil, ayrıca; üretimi, milli geliri, istihdamı, tüketimi, yeniden yapılanma için ham madde

alımını ve kamu gelirlerini etkilemektedir. Böylece doğrudan ve dolaylı maliyetlerin etkileri

ödemeler dengesine ve borçlanma seviyesine yayılmaktadır. (Scott–Joseph, 2010)

Afetin verdiği zarar gelişmiş toplumlarda daha az olmaktadır. Gelişmiş ülkeler afete önlem

alabildikleri için az etkilenmektedirler. Afetten etkilenseler bile ortaya çıkacak maddi zararları

hızla ortadan kaldırabilmektedirler. Az gelişmiş bir ülkede ise doğa olayları çabucak afete

dönüştüğünden afetin görülme oranı yüksek kabul edilmektedir. (Sayısı değil etkisinden

dolayı). Ayrıca ortaya çıkan zarar giderilmemekte ve başlı başına bir risk olan toplumsal ve

ekonomik az gelişmişlikle, afetlerin olumsuz etkilerinin katlanması, ülkeyi uzun süreli bir kısır

döngüye sokmaktadır.

Afetlerin ülke ekonomisinde verdiği zararları tespit edebilmek için doğrudan zararların yanı

sıra, dolaylı zararlara da bakmak gerekir. Çünkü afetlerin yol açtığı yıkımlar nedeniyle meydana

gelen direkt zararlar afetin ekonomik boyutunu tam olarak yansıtmaz. (Laçiner ve Yavuz, 2013

s.119 ). Doğal afetlerin verdiği zararlar sadece tahrip olan eserler, yok olan topraklarla, can ve

mal kayıplarıyla sınırlı değildir. Yaşanan iş gücü ve zaman kaybı, ithalat ve ihracat kayıpları,

büyümenin zayıflaması vb. uzun süreli birçok etkisi vardır.

Tablo 13.1. 2000’li yıllardan sonraki bazı afetlerin neden olduğu ekonomik kayıplar (Ersoy, 2013)

Afet Ekonomik Kayıp

2011 Tohoku depremi ve tsunamisi 300 milyar dolar

2008 Sichuan depremi, Çin 148 milyar dolar

2011 Thailand Sel ve Su baskınları 45.7 milyar dolar

2005 Katrina Kasırgası, ABD 45 milyar dolar

Page 212: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

213

2008 Ike Kasırgası, ABD 29.6 milyar dolar

2013, Alberta Sel ve Su Taşkını, Kanada 5 milyar dolar

2011 Slave Gölü orman yangını, Kanada 1.8 milyar doları

2004 Hint okyanusu depremi ve tsunamisi 1.5 milyar dolar

2013 Haiyan Süper Tayfunu Filipinler 1.5 milyar dolar

2011 Christchurch depremi, Yeni Zelanda 1.3 milyar dolar

2011 yılında meydana gelen depremler,

Türkiye 1.744 milayar dolar

2006 ve 2009 yıllarında meydana gelen sel

ve su baskınları, Türkiye 867 milyon dolar

Tablo 13.2. 2013 yılında meydana gelen büyük afetler ve etkilenen insan sayısı, (Ersoy, 2013)

Afet Türü Etkilenen İnsan Sayısı

Sichuan Depremi, Çin (Nisan) 2.011.211

Kuraklık, Çad (Haziran) 1.600.000

Guandong Fırtınası, Çin (Mart) 1.398.324

Patuakhali Siklonu, Bangladeş (Mayıs) 1.285.508

Mindinao Su baskını, Filipinler (Ocak) 507.769

Yunan Depremi, Çin (Mart) 427.740

Buenos Aires Su baskını, Arjantin (Nisan) 350.000

Kuraklık, Namibya (Mayıs) 300.000

Guangong, Hubei Su baskını, Çin (Mayıs) 300.000

Gansu, Sichuan Su baskını, Çin (Haziran) 280.500

13.3. PSİKOSOSYAL ETKİLER

Afetzede bir yakınını kaybetmiş, sakatlanmış veya maddi zarara uğramış olabilir. Gerek afetin

şiddeti gerekse afetin afetzede üzerinde açtığı bu zararlar nedeniyle afetzedede çoğu zaman

psikolojik zararlar da oluşmaktadır. Aslında bu sonuç afetin insanın sınırlarını aşan ve yetersiz

kaldığını gösteren en belirgin özelliklerindendir. (Uyar, 2007:937'den aktaran Laçiner ve

Yavuz, 2013) Kısaca afetlerin kısa ve uzun dönemde hem kişilerin hem de toplumun psikolojik

hayatını ve ruh sağlığını da önemli ölçüde etkilediği görülmektedir (Laçiner ve Yavuz, 2013).

Page 213: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

214

13.3.1. Afet Meydana Geldikten Sonra Verilebilecek Psikolojik Tepkiler

Afet yaşayanların psikolojik tepkileri afet olayının şiddetine ve afetzedelerin bireysel

özelliklerine göre farklılık gösterir. Afete maruz kalan bireylerin afete karşı gösterdikleri

psikolojik tepkileri; akut dönem, tepki dönemi, iyileşme dönemi ve uyum dönemi olarak dört

bölüme ayırmak mümkündür. Tüm bu dönemlerin ne kadar süreceği kişinin yapısına göre

farklılıklar gösterir. Bazı kişiler afetten sonra birkaç günde bu aşamaları tamamlarken, bazı

kişilerde bu aşamaların tamamlanması yıllar alabilmektedir. (Karancı, 2006:95).

Akut dönem; afetten sonraki ilk dönemdir. Bu dönemde afetzedenin vücudunda bireyi stres için

hazırlayan, kalp atışlarının hızlanması, adrenalin salgılanması gibi fizyolojik değişiklikler

meydana gelir. Mantıksal düşünme becerisi azalır ve olayın inkârı görülebilir. Bunun dışında

aşırı öfke, sinir, kaygı, korku, tepki, suçluluk ve çaresizlik duyguları en sık karşılaşılan

duygulardır. Akut dönemin ne kadar süreceği kişinin yapısına ve psikolojik yıkımın şiddetine

bağlıdır. (Karancı, 2006:94).

Akut aşamada görülebilecek durumlar:

Mantıklı düşünememe,

Her şeyi gerçek dışı görme; yaşadıklarına inanamama, bunların bir rüya olduğunu

düşünme,

Duygusal karmaşa (heyecan, şok, gerginlik, sinirlilik, öfke, bunalma, çaresizlik),

Rüyalar ve kâbuslar görme,

Bellek ve dikkat sorunları oluşması,

Artan huzursuzluk, kendini toplumdan dışlama ve depresyon,

Hayatta kalmaya çalışma, suçluluk ve yas gibi duygulara kapılmak,

Yerinde duramama; uyku bozukluğu; iştahta değişim, içki/sigara kullanımında artış,

Güvensizliktir.

İkinci aşama tepki aşamasıdır; bu aşamada afetzede afeti hatırlatan her türlü durum ve

uyarandan kaçınır. Gerginlik, korku, huzursuzluk ve kendini toplumdan kopuk ve yalnız

hissetme gibi duygular görünür. Ayrıca afetzede ölen yakınlarına yardım edememiş olmanın

verdiği suçluluk duygusu ile rüya ve kâbuslar görebilir.

Tepki aşamasında verilmesi olağan tepkiler:

Afeti hatırlatan durumlardan kaçınma

Gerginlik, korku

Huzursuzluk, depresyon

Kendini kopuk ve yalnız hissetme

Page 214: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

215

Korkutucu rüya ve kâbuslar

Suçluluk duyguları

Üçüncü aşama iyileşme aşamasıdır ve bu aşamada afetzede günlük hayata daha fazla ilgi

göstermeye, gelecekle ilgili planlar yapmaya başlar. Tepkilerin şiddeti azalır, günlük hayata

ilgisi artar.

Son olarak uyum aşaması gelir. Uyum aşamasında kişi yaşadığı psikolojik yıkımı kabul eder

ve kendi durumu ile başa çıkmaya çalışır. Duygusal açıdan toparlanmaya başlar ve gelecekle

ilgili planlar yapabilir. Tüm bu aşamaların ne kadar süreceği kişinin yapısına göre farklılık

gösterir. Bazı kişiler afetin birkaç gün sonrasında bu aşamaları tamamlarken, bazı kişilerde bu

aşamaların tamamlanması yıllar alabilmektedir. (Karancı, 2006:95).

13.3.2. Kurtarma Ekibi Tükenmişlik Sendromu

Afetler sırasında kurtarma ekiplerinin uzun süren çalışma koşulları çalışanları yıpratabilmekte

ve tükenmişlik sendromuna neden olabilmektedir. Bir afet sonrasında, afetin etkilediği

bölgelerde hizmet verecek olan sosyal hizmet uzmanlarının ve diğer profesyonellerin afetin

ruhsal etkilerinden korunmaları ve mesleki çalışmalarını etkili bir biçimde sürdürebilmeleri son

derece önemlidir (Tuncay, 2004: 36). Etkili şekilde çalışmaları sürdürebilmek için kurtarma

personelinin iyi hazırlanmış olması gereklidir, aksi takdirde duygusal travma onları etkisiz hâle

getirmektedir. Profesyonel ekip elemanlarının afet durumlarında karşılaştıkları temel duygusal

güçlükler, afetin şiddeti ile ilgili olarak, tanık oldukları ölümlerin etkisiyle uzun süreli şok

yaşamaları ve kimseye yardımcı olamayacakları hissi duymalarından kaynaklanmaktadır.

Böyle bir durumla karşılaşan profesyoneller çalışmalarını yoğun stres altında sürdürmekte ve

başarısızlık duygusuna kapılmaktadırlar (Tuncay, 2004, s: 18).

13.3.3. Afetlerde Psikososyal Destek

Afet sonrası yapılan iyileştirme faaliyetlerinde yer alan sosyal hizmet alanlarından biri de

psikososyal destek hizmetleridir. “Psikososyal” terimi birbirini etkileyen bir ilişkiler zinciri

içinde bulunan bireysel psikoloji ve sosyal durumu ifade eder. Psikososyal destek bireysel

talebe bağlı olmayan, amacı bireyden topluma giden, ilgilendiği grupların selameti ve

mağduriyetlerinin giderilmesi için gerekli hukuk alanlarına da hâkim, risk önleyici ve yok edici

niteliktedir. Bu yönleriyle klasik psikolojik danışmanlık kavramından daha geniş bir bilgiye

gereksinim duyar ve etki alanı daha geniştir. Psikososyal destek, iyileştirme sürecinde

muhataplarını rahatlatmak, yönlendirmek, olumsuzluklarla başa çıkma yöntemlerini

öğretmekle toplumun kendi normaline dönmesine yardımcı olur. Böylelikle bireylerin değişen

Page 215: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

216

koşullar sonucu artan gerilimlerinin azaltılmasında ve sosyal huzurun sağlanmasına da katkıda

bulunur. Bu anlamda toplumu bir arada tutan etmenlerin kuvvetlendirilmesinde bir araç olarak

düşünülebilir (URL 62).

Deprem sonrası yardım ve kurtarma çalışmaları büyük ölçüde yaşam kurtarma, canlıların

rehabilitasyonu, bina ve alt yapı hizmetlerinin onarılmasına yöneliktir. Oysa deprem, fiziksel

yıkım ve ölüme yol açmanın yanı sıra yaşamda kalanlar için ciddi psikolojik sorunlar

yaratabilen bir doğal felaketidir. Deprem deneyimi ile, psikolojik gerilim ve özellikle travma

sonrası stres bozukluğu gelişimi sorunları ilişkilendirilmiştir. Deprem mağdurlarının, kaygı,

korku ve stres bozukluğu bulgularını azaltmada yararlı olduğu bilinen psikolojik tedavilerden

yararlanması sağlanmalıdır. Bu yaklaşım, mağdurların gelecekte karşılaşabilecekleri depremler

için de psikolojik olarak daha hazırlıklı ve dirençli olmalarını sağlayacaktır. (Nakajima, 2012)

Psikososyal destek afet sonrası yapılan ilk müdahaleler sırasında hazırlanmaktadır. Bu

bağlamda ihtiyaçların ve imkânların tespiti ile ilgili değerlendirmeler yapılmakta ve afetin

gerçekleşmesinden bir hafta sonra alan faaliyetine başlanmaktadır. Afet sonrası psikososyal

destek sadece ilk yardım dönemi ile sınırlı kalmamaktadır. İyileştirme ve geliştirme sürecinde

de psikososyal destek önemli bir alana tekabül etmektedir. Bu dönemde sosyal hizmet

uzmanları yerel, ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yaparak afet sonrası

toplumun yeniden inşası sürecinde psikososyal destek yöntemlerinden yararlanırlar. Bu

aşamada kurulan toplum merkezlerinde koruyucu, önleyici, tedavi edici ve geliştirici aktiviteler

yapılır. Eğitim ve sosyal aktiviteler aracılığıyla afetten etkilenen bireye yeni beceriler

kazandırılması da bu çalışmanın bir parçasıdır. Yine bu dönemde temel anlamda bireysel

psikolojik danışmanlık hizmeti de sosyal müdahale bağlamında yürütülür. Bu danış- manlık

seanslarında ileri safha psikolojik-psikiyatrik bozuklukların teşhis edildiği bireyler daha

önceden tespit edilmiş profesyonel psikoloji-psikiyatri kurum ve kliniklerine yönlendirilirler

(URL 62).

Afetlere maruz kalmak sadece doğrudan afetten etkilenenler için değil bütün toplum için ağır

yükler ve sorunları beraberinde getirir. Afetlerde psikososyal destek; afetlerden sonra ortaya

çıkabilecek psikolojik uyumsuzluk ve bozuklukların önlenmesi, bozulan aile ve toplum

ilişkilerinin yeniden kurulması ve geliştirilmesi, etkilenenlerin normal yaşantılarına geri

dönmeleri sürecinde kendi kapasitelerini fark etmeleri, güçlendirilmeleri ve ileride ortaya

çıkması olası afet ve sorunlarla başa çıkma becerilerinin arttırılması amacıyla, afet döngüsünün

her aşamasında (acil yardım, iyileştirme, geliştirme, zarar azaltma ve hazırlık) düzenlenen çok

disiplinli hizmetler bütünüdür. (Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği Almanağı, 2012)

Page 216: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

217

Tüm verilerin ışığı altında görülmektedir ki afet sonrası psikososyal destek, afetzede toplumun

stabilizasyonu için önemli bir ihtiyaçtır. Afetin oluşturduğu olumsuzluklar bireylerde geleceğe

dair kaygılara sebep olmaktadır. Psikososyal destek, bu kaygılara müdahalede bulunabilecek

ve toplumun yeniden inşasına katkı sağlayabilecek bir faaliyettir.

13.3.3.1. Psikososyal Müdahalenin Aşamaları/Araçları

Psikososyal destek, psikososyal müdahale ile sağlanır. Psikososyal müdahale; afetten etkilenen

bireylerin, normal hayata geçiş sürecinin hızlandırılması, toplumun var olan gereksinimlerini

de tespit ederek, başa çıkabilme/müdahale edebilme kapasitesi ile iyileşme/toparlama

becerilerinin artırılması, ayrıca afet sonrası yardım çalışanlarının desteklenmesine yönelik tüm

çalışmaları kapsar.

Afetlerde psikososyal destek/psikososyal müdahale araçlarını oluşturan çalışmalar şöyle

sıralanabilir: ihtiyaç ve kaynak değerlendirmesi, psikolojik ilkyardım, sevk etme ve

yönlendirme, bilgi merkezi oluşturma, toplumu harekete geçirme, sosyal projeler, eğitimler ve

çalışana destek.

İhtiyaç ve kaynak değerlendirmesi; afetten sonraki ilk saatlerde yapılan ilk psikososyal

müdahaledir. Bu değerlendirme; afetzedelerin etkilenme dereceleri ve şekilleri, karşı karşıya

kaldıkları sorunlar ve ihtiyaçları, toplumdaki kaynak kişi/kurumlar ile bunların işleyiş biçimi,

verilen hizmetler ve sunuluş şekilleri ile uygulanacak psikososyal müdahale planının ana

hatlarıyla oluşturulması olarak özetlenebilir.

Bu değerlendirme aşağıda sıralanan maddeler ışığında yürütülmelidir; (Afetlerde Psikososyal

Hizmetler Birliği Almanağı, 2012)

• İhtiyaç tespiti çalışması etkilenen topluma en uygun ve fayda sağlayıcı yardımın ne

olduğunun belirlenmesi, psikososyal hizmetlerin gerekli olup olmadığının

değerlendirilmesi amacıyla yapılmalıdır.

• Mağdurların etkilenme dereceleri ve şekilleri, içinde bulundukları sorunlar ve

ihtiyaçları, toplumda var olan kaynak kişi/ kurumlar, bunların çalışma şekilleri, var

olan hizmetler ve sunuluş şekilleri önceden görev dağılımı yapılmış, organize olmuş

ekiplerce belirlenmelidir. Elde edilen bilgiler rehberliğinde uygulanacak müdahale

etkinliklerinin ana hatlarıyla oluşturulması, pratik formların kullanılması

sağlanmalıdır.

• İhtiyaç Tespit Formu ile uzmanlar tarafından yapılan gözlemlere ve genel bilgilere

dayanan ihtiyaç ve kaynak değerlendirmesi yapılabileceği gibi özele inen bir ihtiyaç

ve kaynak değerlendirilmesi de yapılabilir. Hangi yöntemin kullanılacağı acil

Page 217: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

218

durumun niteliğine göre değişebilir. Eğer çok hızlı bir şekilde değerlendirme

yapmak gerekiyorsa öncelikle genel bir ihtiyaç kaynak değerlendirmesi yapılması,

ilerleyen zaman içinde detaylı uygulamalara gidilmesi benzer çalışmalarda uygun

olacaktır. İhtiyaç tespiti çalışması müdahale boyunca devam eden bir çalışmadır.

• Olayın hemen ardından ilk 72 saat içinde, olay yerinde erken müdahaleler önem

taşımaktadır. Bu devrede kişi kendisini ihmal edebilir, temel gereksinimlerini

sağlayamayacak durumda olabilir. Ağır stres altındaki kişilerin duruma uyum

sağlamaları ve zorluklara karşı kıt olan kaynakları kullanmalarının yollarını açmak

önemli bir noktadır.

• Saptanabilen öncelikli fiziksel hedefler açık bir şekilde belirtilmelidir.

Gereksinimlerin farkına varılması, bu gereksinimlerin giderilme yolları- nın

belirlenmesi ve gereksinimlerin vaktinde giderildiğinin ortaya çıkarılması için

merkezi bir koordinasyon sağlanmalıdır.

• Afetten daha çok etkilenen incinebilir grupların, çocuk, kadın, yaşlı gibi,

ihtiyaçlarının detaylı tespiti, psikososyal hizmetlerin planlaması aşamasında

önemlidir. • İncinebilir grupların yanı sıra afet sonrası hastanede yatanlar, yara

almayanlar, afete tanık olanlar, yakını ölenler, kaybolanlar, yardım çalışanları gibi

etkilenenlerin ihtiyaçları da göz önünde bulundurulmalıdır.

• Değerlendirme öncesi alanda çalışacak kişiler eğitilmeli, etik ilkeler konusunda

uygulayıcılar önceden bilgilendirilmelidir.

• Kültüre ve geleneklere saygılı bir yaklaşımın benimsenmesi tüm müdahalelerde esas

alınmalıdır.

Psikolojik ilkyardım; ihtiyaç ve kaynakların değerlendirilmesiyle birlikte başlayan bir

psikososyal müdahaledir. Afetzedelerin duygularını ve yaşadıklarını ifade etmelerine imkân

tanınması ve temel psikolojik bilgilerin iletilmesi yoluyla rahatlamalarına, yaşadıkları

ve hissettiklerini anlamlandırmalarına yardımcı olmayı hedefler. Psikolojik ilkyardım bireyler

ve gruplarla bire bir yapılan görüşmeler başta olmak üzere, bilgilendirme amacıyla hazırlanıp

dağıtılan broşürler, medya araçları ve paneller, sempozyum gibi toplantılar yoluyla da

uygulanabilir. Afetten çok sayıda kişinin etkilenmesi hâlinde bütün yolların kullanılması uygun

olacaktır.

• Psikolojik ilk yardım bireyler ve gruplara yapılan görüşmelerle uygulanabileceği

gibi, destek broşürlerinin hazırlanıp dağıtılması, medya araçlarının kullanılması,

forum, sempozyum gibi bilgilendirme toplantıları düzenlenmesi yollarıyla da

Page 218: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

219

uygulanabilir. Acil durumdan çok sayıda kişinin etkilendiği durumlarda bütün

yolların kullanılması uygun olacaktır.

• Psikososyal destek çalışmalarında psikolojik bozukluklara belirgin vurgu yapılmaz;

çözüm odaklı, etkilenen nüfusun tekrar güçlenmesi ve toparlanma becerilerine

destek olunması, yerelden kontrol edilen ve devam ettirilen çalışmalara vurgu

yapılması göz önünde bulundurulması gereken bir husustur.

• Psikolojik ilk yardımda amaç, bireylerin ve toplumun psikolojik ve sosyal

işleyişinin onarılarak, toplumsal dengeye bir an önce dönüş sağlanmasıdır.

• Kişilerin içinde bulundukları durumu ve reaksiyonlarını anlamalarını sağlamak,

seçeneklerini gözden geçirmelerine yardımcı olmak, duygusal destek sağlamak,

kişiye yardımcı olabilecek kişi ve organizasyonlarla temas sağlamalarına yardımcı

olmaktır.

• Yardım ve bilgilendirme, uygun zamanda, kişinin deneyim, eğitim, gelişme düzeyi

gibi özellikleri göz önüne alınarak yapılmalıdır. Sosyal desteğin önemi

unutulmamalıdır.

• Kişilerin kolay ulaşabileceği, bireylerin etiketlenmeden destek alabileceği ortamlar

oluşturulmalıdır. (Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği Almanağı, 2012)

Sevk etme ve yönlendirme; ihtiyaç ve kaynak değerlendirmesinde ciddi psikolojik ve

psikiyatrik yardıma ihtiyaç duyanların belirlenmesi ve tedavi için bölgedeki uzmanlara

(psikolog, psikiyatrist) ve ilgili kurumlara yönlendirilmesini içerir.

Ruh sağlığı çalışanlarının, sahada yaptıkları danışmanlık ve tespit görüşmelerinde beklenti

düzeyini artırmadan, kısa, duygusal olarak destekleyici, yararlı ve dinamik bir ilişki kurmaları

gerektiği unutulmamalıdır. Bu doğrultuda zaman zaman alışık olunan klinik görüşmeler ve

çalışma tarzlarından farklı olarak görünebilirliği yüksek sosyal hizmet kapsamında çalışmalar

yapılması gerekmektedir. (Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği Almanağı, 2012)

Bilgi merkezi oluşturma, bilginin ihtiyaç duyan herkesle paylaşıldığı, ihtiyaçların ve

kaynakların bir araya geldiği, kolay erişilebilir ve kullanılabilir bir bilgi merkezinin

oluşturulmasıdır. Daha geniş grupların bilgilendirilmesi ve eğitilmesi için sosyal sorumluluk

kampanyaları, posterler, broşürler, grup çalışmaları ve medya kullanılmalıdır.

Afetlerden sonra, özellikle geniş bölgelerin ve çok sayıda insanın etkilendiği durumlarda, her

türlü destek ve kaynaklar hakkındaki bilginin ihtiyaç duyan herkesle paylaşıldığı, ihtiyaçların

ve kaynakların buluştuğu, kolay ulaşılabilir ve kullanılabilir bir bilgi merkezi oluşturulması

önemlidir. (Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği Almanağı, 2012)

Page 219: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

220

Toplumu harekete geçirme; afetten etkilenen bir toplumun bazı ortak ihtiyaçlarını karşılamak

amacıyla, iç ve dış kaynaklardan yararlanmak yoluyla sorunlara çözüm üretmek için bireylerin,

ailelerin ve toplumun harekete geçmesini sağlama olarak ifade edilebilir. Bu kapsamda,

bireylerin sosyal katılımları artırılarak normal hayata dönüş çalışmaları yapılabilir. Yaşanan

travmatik bir olay sonrası bireyler, konuyla ilgili çalışmalara ne kadar kısa sürede dâhil olur ve

ne kadar aktif katılım gösterirlerse, olayın etkisi o denli az hissedilir. Toplumu harekete geçirme

aşamasında temel hedef, bireyin kendi kendine yardım etme becerisini artırmak ve kontrol

duygusunun verilmesidir.

Sosyal projeler; afet sonrası yaygın olarak uygulanan psikososyal müdahalelerden biridir. Bu

projeler sayesinde, afetten etkilenen bireylerin ihtiyaç ve sorunları doğrultusunda harekete

geçmeleri, sorunlarla başa çıkma yeteneklerinin gelişmesi, afet sonrasında yaşam kontrolünü

yitiren bireylerin kontrolü yeniden ele alma duygusunu hissetmeleri ve sorumluluk almaları

sağlanır.

Eğitimler; en yaygın kullanılan psikososyal müdahalelerden biridir. Afetten etkilenen

bireylerin yanı sıra psikososyal destek çalışmalarında görev alan ve/veya görev alma olasılığı

bulunan kişilere (psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, kamp yöneticileri, öğretmenler, sivil

toplum örgütü çalışanları, toplum liderleri gibi) eğitimler yoluyla ulaşmak büyük önem taşır.

Travma ile ilgili eğitimlerde daha çok eyleme yönelik, etkilenenlerin kaçınma davranışlarını

azaltması konusunda cesaret verici, travmatik anılarıyla uzlaşmasını sağlayıcı, duruma uygun

olarak olması beklenen psikolojik tepkilerin neler olduğunun aktarılması ve toplumun afetlere

yönelik genel olarak güçlendirilmesi amaçları ön plana çıkarılmaktadır.

Afet sonrası yapılacak eğitimlerin;

• Etkilenenlerin kaçınma davranışlarını azaltması konusunda cesaret verici,

• Travmatik anılarıyla uzlaşmasını sağlayıcı,

• Duruma uygun olarak olması beklenen psikolojik tepkilerin neler olduğunun

aktarılması,

• Somut ve pratik önerileri, olumlu baş etme yolları hakkında bilgiyi içeren,

• Toplumun afetlere yönelik genel olarak güçlendirilmesi amaçlı eğitimler olması

önemlidir.

• (Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği Almanağı, 2012)

Çalışana destek; yardım çalışanlarına yönelik olarak uygulanan psikososyal müdahalenin en

genel ifadesidir. Çalışana destek uygulamaları, afet yardım hizmetleri sırasında kullanılacak

bilgilerin, broşürler, toplantılar ve benzeri etkinlikler aracılığıyla yardım çalışanlarıyla

paylaşılması, paylaşım ve destek toplantılarının düzenlenmesi, çalışanları olumsuz yönde

Page 220: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

221

etkileyen unsurların belirlenerek etkilerinin azaltılması yönündeki tüm etkinlikleri kapsar (URL

64).

Afetlerde hizmet veren personelin (yardım çalışanları, arama-kurtarma ekipleri, acil servis

çalışanları, itfaiye, asker gibi) tehlikeli olaylar ve üst üste gelebilecek stres durumlarıyla

karşılaşma riskleri yüksek olduğu için daha önceden olaya hazırlanmaları gereklidir. Bu alanda

çalışacak personelin kişilik yapıları ve görev için gerekli becerileri göz önünde tutularak

seçilmiş olmasına dikkat edilmelidir. Yardım çalışanları için paylaşım ve destek toplantıları

düzenlenmeli, çalışanları etkileyen olumsuz faktörlerin belirlenmesi ve bu faktörlerin

etkilerinin azaltılması yönünde girişimlerde bulunulmalıdır. Yardım çalışanları, çalışmalarını

yürütürken acil durumdan etkilenen kişilerle kurdukları iletişimden, kime, hangi yardımı, ne

şekilde yapacağı noktasına kadar gelen süreçte uygun şekilde bilgilendirilmeli ve

desteklenmelidir.

Çalışana destek faaliyetleri;

• Yardım çalışanlarına yapılan psikososyal destek çalışmalarını,

• Yardım çalışmaları sırasında kullanılacak bilgilerin iletilmesini,

• Yardım çalışanları için paylaşım ve destek toplantıları düzenlenmesini,

• Çalışanları etkileyen olumsuz faktörlerin belirlenmesi ve bu faktörlerin etkilerinin

azaltılmasını içerir.

• Yardım çalışanlarının çalışmalarını yürütürken acil durumdan etkilenen kişilerle

kurdukları iletişimden, kime, hangi yardımı, ne şekilde yapacağına uygun şekilde

bilgilendirilmesi ve desteklenmesi, afet sonrasında psikososyal çalışmaların sağlıklı

yürütülmesinde önem kazanmaktadır. (Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği

Almanağı, 2012)

Psikososyal müdahalelerde temel ilkeler:

• Müdahalelerde; afetten etkilenenler pasif mağdurlar değil, hayatta kalmayı başarmış

güçlü kişiler olarak kabul edilmelidir.

• Müdahalelerin tümünde esas amaç, afetzedelerin kapasitelerinin gelişimini ve

hizmetlerin sürdürülebilirliğini sağlamaktır.

• Müdahalelerin tümünde kültürel, politik, dinî ve etnik yapılar göz önünde

bulundurularak, toplumsal bağların yeniden kurulması ve korunması sağlanmalıdır.

• Müdahaleler, hem sosyal yapıyı güçlendirmeyi hem de sorunlarla başa çıkma

kapasite ve becerilerini geliştirmeyi hedeflemelidir.

• Müdahalelerde tanım, amaç ve yöntemlerin, afetten etkilenen kişiler ya da kitlenin

temsilcileriyle beraber belirlenmesi ve tam katılımın sağlanması esastır.

Page 221: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

222

• Müdahalelerde basit, açık ve güvenilir bilgi akışını, bunun sürekliliğini ve hedef

kitlenin bilgiye erişimini sağlamak büyük önem taşır.

• Müdahalelerde afetzedelerde ortaya çıkan psikolojik, fizyolojik, zihinsel ve

davranışsal tepkilerin, normal dışı bir duruma verilen normal tepkiler olduğu

vurgulanır.

• Afetzedelerin ihtiyaçlarına yönelik psikososyal müdahalelerin planlanması

sırasında, bölgenin psikososyal iyilik hâlinin afet öncesi durumu, afet sırasında nasıl

bozulduğu, mevcut stres etkenlerinin ve bunlarla başa çıkma mekanizmalarının

neler olduğu değerlendirilir.

• Afetzedelerin beslenme, barınma gibi birincil ihtiyaçları, psikososyal

ihtiyaç/kaynak değerlendirmesi aşamasında öncelikli olarak gözetilir. Birincil

ihtiyaçların karşılanmaması hâlinde, psikososyal ihtiyaçlara yönelik müdahalelerde

bulunmak sonuç vermeyecektir.

• Yardımlardan yararlanan birey, aile ve grupların, yaşadıkları toplumda

etiketlenmemelerine özen gösterilir.

• Yardıma ihtiyaç duyanlara daha kolay ve hızlı ulaşabilmek amacıyla; psikososyal

eğitimlerde ekip personeli, yerel personel ve gönüllülere öncelik tanınır. Zira başa

çıkma yöntemlerini öncelikli olarak öğrenen bu kişiler, hem kendilerine hem de

afetten etkilenenlere yardımcı olabilirler.

• Müdahalelerde yerel çalışanlar, yerel organizasyonlar ve gönüllüler yerel halkın

öncelikleri, endişeleri ve ihtiyaçları gibi konularda güvenilir bilgi sağlamak için

değerlendirilir.

• Afetten sonraki ilk saatlerde (akut dönem), afetten etkilenen bölgede yürütülen

psikososyal müdahaleler bilimsel araştırmalara kaynak olması amacıyla

kullanılamaz.

• Stresle başa çıkma, afetten etkilenenlerle iletişim kurma ve kişisel bakım gibi

konulara ilişkin bilgilerin; yardım çalışanlarına, hazırlık aşamasındaki psikososyal

çalışmalarla aktarılmış olması önemlidir (URL 64).

13.4. AFETLERDE PSİKOSOSYAL HİZMETLER BİRLİĞİ (APHB)

Psikososyal hizmetler; afetlerden sonra ortaya çıkabilecek psikolojik uyumsuzluk ve

bozuklukların önlenmesi, bozulan aile ve toplum ilişkilerinin yeniden kurulması ve

geliştirilmesi, etkilenenlerin normal yaşantılarına geri dönmeleri sürecinde kendi kapasitelerini

Page 222: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

223

fark etmeleri, güçlendirilmeleri ve ileride ortaya çıkması olası afet ve sorunlarla başa çıkma

becerilerinin arttırılması amacıyla, afet döngüsünün her aşamasında (acil yardım, düzenlenen

çok disiplinli hizmetler bütünüdür. (Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği Almanağı, 2012)

Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği (APHB); Türkiye Kızılay Derneği, Türk Psikologlar

Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Türkiye Psikiyatri Derneği, Çocuk ve Gençlik Ruh

Sağlığı Derneği, Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği’nin katılımlarıyla Ağustos

2006'da kurulmuştur. APHB, toplum ruh sağlığını olumsuz etkileyen afetler ve kriz

durumlarında psikososyal müdahalelerin yürütülmesinde tarafların sorumluluklarını ve iş

birliği ile ilgili esaslarını düzenlemeyi amaç edinmiştir.

Afetlere maruz kalmak kişide birçok olumsuz duygu yaratmakta, bunların etkileri ise kısa ve

uzun vadeli olabilmektedir. Üstelik afetlere maruz kalınmaması durumunda dahi afetler

topluma ağır yükler, sorunlar ve sorumluluklar yüklemektedir. İşte bu gibi durumlarda bu

yükler ve sorunların ortadan kaldırılması, toplumun yeniden inşa edilmesi, toplum

kaynaklarının tekrar işler hale getirilmesi, etkilenen bireylerin ve onlara yardım eden

çalışanların bir an önce normal yaşantılarına dönmeleri için desteklenmesi ve psikolojik

bozuklukların ortaya çıkmasının önlenmesi amacıyla dernekler işbirliğiyle çalışmalar

yürütülür.

APHB olağan dönemde psikososyal hizmetlerin gelişimine katkı sağlamak amacı ile ortak

araştırma, yayın çalışmaları, kongre, seminer, sempozyum; ortak psikososyal projeler, stajyer

yönlendirme çalışmaları yapmaktadır. Kriz döneminde ise afet bölgesinde çalışmalara katılım,

afet sırasında durum değerlendirmesi ve psikososyal müdahale planın oluşturulması, müdahale

ve izleme çalışmalarını yürütmektedir (URL 65).

APHB protokolü, afetlerin psikososyal etkilerinin azaltılması konusunda afet öncesi, sırası ve

sonrasında yürütülecek psikososyal faaliyetler ile ilgili iş birliği konularını, birlikte çalışma esas

ve usullerini içerir. Afetlerde ve olağan dönemlerde; psikososyal hizmetlere gereksinim duyan

kişi ve grupların ihtiyaçlarının, en etkili biçimde ve iş birliği hâlinde karşılanması, ulusal ve

uluslararası alanda meydana gelen afetlere Birlik üyesi tüm sivil toplum kuruluşlarıyla daha

etkili müdahale edebilmek amacıyla gerekli altyapının kurulmasını amaçlamaktadır.

Page 223: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

224

Şekil 13.1. Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği Almanağı 2012.

Mevcut duruma müdahalenin yanı sıra, APHB’nin en önemli işlevlerinden biri de toplumda

gelecekte ortaya çıkması olası afet ve acil durumlarla başa çıkma, iyileşme ve toparlanma

becerilerinin ve kaynaklarının artırılmasıdır. Söz konusu hizmetler ayrıca yardım çalışanlarının

desteklenmesini içeren ve afet döngüsünün her aşamasında yürütülen çok disiplinli hizmetler

bütününü de kapsamaktadır. Bu hizmetlerin amaçlarından biri de yerel kaynakların

güçlendirilmesi ile çalışmaların yürütüldüğü bölgelerde kalıcı yeterlilik (kapasite) artırımına

gidilmesidir.

Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği;

• Afetler ve felaketler sonrasında Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ve eşlik

eden diğer psikolojik problemlerin oranını azaltmak ve genç nüfusun psikososyal

sağlığını koruyarak toplumsal iyilik hâli ve verimliliği sağlamayı,

• Farklı kurumlarla koordinasyon hâlinde çalışarak hizmet üretmek ve yerel

kaynakların travmaya müdahale alanında güçlendirilmesini,

• Uzun vadede psikolojik travma konusunda hizmet vererek halkın ruh sağlığını, iş,

aile, eğitim ve sosyal alanlardaki verimliliğini korumayı hedeflemektedir (URL 66).

Page 224: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

225

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Afetlerin toplum üzerindeki birinci etkisi ölüm ve yaralanmalardır. Yaşanan afetlerde önemli

can kaybının nedenleri arasında; nüfus yoğunluğu, yetersiz bina standardı, afet planlamasının

yapılmamış olması, yetersiz kurtarma ve enkaz kaldırma organizasyonu, yerel tıbbi olanakların

yetersizliği veya söz konusu kurum ve kuruluşların afet sırasında ileri derecede hasar görmesi

sayılabilir Bunların dışında; ekipler ile yetkililer arasındaki ve ekiplerin birbirleri arasındaki

iletişiminin kopması yani organizasyon ve koordinasyon eksikliği, afetler için eğitilen bir

medikal kurtarma ekibinin olmaması sayılabilir.

Afetlerin ikinci önemli etkisi ekonomik kayıplardır. Afetler, bir ülkenin ekonomisini önemli

ölçüde sarsacak boyutlarda ekonomik zararlara neden olabilmektedirler. Afet sonrası arama

kurtarma, yeniden inşa ve iyileştirme çalışmaları ülkelerin ekonomilerine ağır yükler

yüklemekte ve bu alanlara aktarılan kaynaklar diğer sektörlerdeki yatırım faaliyetlerinin

ertelenmesine yol açmaktadır.

Afetlerin üçüncü etkisi psikolojik etkilerdir. Afete maruz kalan bireylerin afete karşı

gösterdikleri psikolojik tepkileri; akut dönem, tepki dönemi, iyileşme dönemi ve uyum dönemi

olarak dört bölüme ayırmak mümkündür. Tüm bu dönemlerin ne kadar süreceği kişinin yapısına

göre farklılıklar gösterir.

Psikososyal müdahale; afetten etkilenen bireylerin, normal hayata geçiş sürecinin

hızlandırılması, toplumun var olan gereksinimlerini de tespit ederek, başa çıkabilme/müdahale

edebilme kapasitesi ile iyileşme/toparlama becerilerinin artırılması, ayrıca afet sonrası yardım

çalışanlarının desteklenmesine yönelik tüm çalışmaları kapsar.

Afetlerde psikososyal destek/psikososyal müdahale araçlarını oluşturan çalışmalar şöyle

sıralanabilir: İhtiyaç ve kaynak değerlendirmesi, psikolojik ilkyardım, sevk etme ve

yönlendirme, bilgi merkezi oluşturma, toplumu harekete geçirme, sosyal projeler, eğitimler ve

çalışana destektir.

Page 225: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

226

13. Bölüm Soruları

1. Afetlerin psikolojik sorunlara yol açmasının en önemli nedeni nedir?

a) Ekonomik zararlara neden olması

b) Ulaşımı aksatması

c) İletişimi aksatması

d) Eğitimi aksatması

e) Beklenmedik bir anda aniden ortaya

çıkması

2. Türkiye’de ve dünyada afetler nedeniyle meydana gelen ölüm ve yaralanmaların

en çok görüldüğü afet tipi aşağıdakilerden hangisidir?

a) Sel

b) Kasırga

c) Yangın

d) Deprem

e) Heyelan

3. Afetin verdiği zarar gelişmiş toplumlarda daha az olmaktadır. Bunun nedeni

aşağıdakilerden hangisi olamaz?

a) Gelişmiş ülkelerde daha az doğal afet olmaktadır.

b) Gelişmiş ülkelerde afet bilinci daha yüksektir

c) Gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan zarar giderilebilmektedir.

d) Gelişmiş ülkelerde ekonomi daha az etkilenmektedir.

e) Gelişmiş ülkelerde afete hazırlık daha fazladır.

4. Aşağıdaki depremin psikolojik etkilerinden hangisi akut dönemde verilecek bir

tepki olamaz?

a) Mantıklı düşünememe

b) Yaşadıklarına inanamama

c) Kâbuslar görme

d) Suçluluk ve yas gibi duygulara kapılmak

e) Psikolojik yıkımını kabul etme

5. Aşağıdaki örgütlerden hangisinin birincil amacı afetlerde psikolojik yardımda

bulunmaktır?

a) Arama Kurtarma Derneği (AKUT)

b) Arama Kurtarma Araştırma Derneği (AKA)

c) Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği (APHB)

d) Türkiye Kızılay Derneği Afet Operasyon Merkezi (AFOM)

e) İstanbul Üniversitesi Arama Kurtarma Ekibi (İSÜDAK)

Aşağıdaki boşlukları doldurunuz.

6. İhtiyaç ve kaynak değerlendirmesinde ciddi psikolojik ve psikiyatrik yardıma

ihtiyaç duyanların belirlenmesi ve tedavi için bölgedeki uzmanlara (psikolog,

psikiyatrist) ve ilgili kurumlara yönlendirilmesine ............... denir.

7. Bilginin ihtiyaç duyan herkesle paylaşıldığı, ihtiyaçlarınve kaynakların bir araya

geldiği kolay erişilebilir ve kullanılabilir bir merkezin oluşturulmasına ...............

denir.

8. Afetlere müdahalelerde afetten etkilenenler pasif mağdurlar değil, hayatta

kalmayı başarmış ............... olarak kabul edilmelidir.

9. ...............; Türkiye Kızılay Derneği, Türk Psikologlar Derneği, Sosyal Hizmet

Uzmanları Derneği, Türkiye Psikiyatri derneği, Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı

Derneği, Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği’nin katılımlarıyla

Ağustos 2006’da kurulmuştur.

10. Afetlerde ............... aşamasında kişi yaşadığı psikolojik yıkımı kabul eder ve kendi

durumu ile başa çıkmaya çalışır.

Cevaplar; 1)e 2)d 3)a 4)e 5)c 6)sevk etme ve yönlendirme 7)bilgi merkezi oluşturma 8)güçlü

kişiler 9)Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği (APHB) 10)uyum

Page 226: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

227

14. SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE İLİŞKİN YASAL MEVZUAT

Page 227: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

228

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

14.1.Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi

14.2.Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde STK’lara İlişkin Hükümler

14.3. Avrupa Sosyal Şartı’nda STK’lara İlişkin Hükümler

14.4. 1982 Anayasası'nın Sivil Toplum Örgütlerine İlişkin Hükümleri

14.5. Dernekler Kanunu

14.6. Derneklerle İlgili Diğer Mevzuat

Page 228: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

229

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

Birleşmiş Milletler Evrensel Beyannamesi'nde niçin derneklerle ilgili bir maddeye yer verilmiş

olabilir?

Örgütlenme özgürlüğü neden önemlidir?

1982 Anayasası’nda dernekler ve vakıflarla ilgili hükümler nelerdir?

Page 229: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

230

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım

Kazanımın nasıl elde

edileceği veya

geliştirileceği

Birleşmiş Milletler İnsan

Hakları Evrensel

Beyannamesinde Avrupa İnsan

Hakları Sözleşmesi

Avrupa Sosyal Şartı’nda

STK’lara İlişkin Hükümler

Uluslararası örgütlerin

örgütlenme özgürlüğüne

verdikleri önemi kavrar.

Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması

1982 Anayasası'nın Sivil

Toplum Örgütlerine İlişkin

Hükümleri

Türkiye Cumhuriyeti

Anayasası'nın insanların

bir araya gelerek

oluşturdukları faaliyetler

konusundaki yaklaşımını

kavrar.

Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması

Dernekler Kanunu

Derneklerle İlgili Diğer

Mevzuat

Kanun okuması ve

yorumlamasını öğrenir.

Okuma, dinleme, tartışma,

kütüphane çalışması

Page 230: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

231

Anahtar Kavramlar

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi,

Avrupa Sosyal Şartı, 1982 Anayasası, Dernekler Kanunu, Derneklerle İlgili Mevzuat.

Page 231: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

232

Giriş

Sivil Toplum Örgütlenmelerinin kurulması ve işletilmesi ile ilgili olarak devletlerin bazı kanuni

düzenlemeleri vardır. Bu düzenlemeler diğer kanuni düzenlemelerde olduğu gibi uluslararası

sözleşmelerde taahhüt edilen sınırlardan bağımsız değildir. STK'ların işlemleri birçok değişik

kanunu ilgilendirebilir. Bu nedenle düzenlemeler değişik kanunlar içerisinde yer almıştır.

Ülkemizde STK'larla ilgili en genel kanun dernekler kanunu ve ona bağlı olarak çıkarılan

dernekler yönetmeliğidir. Bütün kanuni düzenlemeleri işleyemeyeceğimizden dernekler

kanununun bazı maddeleri örnek olarak işlenmiştir. Derneklerle ilgili diğer yasal mevzuata ise

sadece ilgili mevzuatın adı verilerek değinilmiştir. Sivil toplum kuruluşlarında yer alacak veya

onlarla çalışacak olanların bu yasal mevzuatları bulundurmaları ve okuyup anlamayı bilmeleri

gerekir.

Page 232: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

233

14. SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE İLİŞKİN YASAL MEVZUAT

Sivil toplum örgütleri dediğimizde dernekler, vakıflar, sendikalar, kooperatifler, meslek odaları

ve diğer sivil inisiyatifler anlaşılmaktadır. Bu yapıların benzer olmalarına rağmen hepsinin

birbirinden farklı yasal mevzuatları vardır. Hepsine değinmek mümkün olmayacaktır. Bu

bölümde bunların ortak olan yasal mevzuatları ve özelde de afetlerle ilgi kurumların genelde

dernek statüsü ile kurulmasından dolayı dernekler işlenecektir. Bu konu anlaşıldığında diğer

sivil toplum kuruluşları mevzuatları da mevzuat kitapçıklarına bakılarak kolayca

kavranabilinecektir.

14.1.BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ

İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, 10 Aralık 1948'de, BM Genel Kurulu'nun Paris'te yapılan

oturumunda kabul edilen 30 maddelik bildiridir. Bildirinin imzalanmasında, II. Dünya

Savaşı'ndan sonra devletlerin, bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması

konusunda birleşmesi de etkili olmuştur. Eleanor Roosevelt bu bildiriyi "Bütün insanlık için bir

Magna Carta (Magna Karta) olarak tanımlamıştır. Bildirinin imzalandığı 10 Aralık, Dünya

İnsan Hakları Günü olarak kutlanır.

Herkes ırk, renk, cins, dil, din, siyasal ya da herhangi bir başka inanç ayrımı gözetilmeksizin

bu bildiride açıklanan bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir. En başta yaşam

ve özgürlük olmak üzere sağlık, eğitim, yiyecek, barınma, evlenme, mal ve mülk edinme,

çalışma, işini seçme, din, vicdan, düşünce barışçıl amaçlar için toplanma ve dernek kurma gibi

özgürlükler İnsan Hakları Evrensel Bildirisinde bulunan özgürlüklerdir.

İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin 20. maddesi dernek kurma özgürlüğü ile ilgilidir.

Dernek Kurma Özgürlüğü

Madde 20

Her şahıs toplanma, dernek kurma ve derneğe katılma hakkına sahiptir. Hiç kimse bir derneğe

üye olmaya zorlanamaz.

14.2. AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ’NDE STK’LARA İLİŞKİN

HÜKÜMLER

“İnsan Hakları ve Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi” veya kısaca;

“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi” (AİHS), 1950'de imzaya açılmış ve 1953'te beş ek

Page 233: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

234

protokolle yürürlüğe girmiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 1948 Birleşmiş Milletler

Genel Kurulu tarafından kabul edilen İnsan Hakları Bildirisi örnek alınarak imzaya açılmıştır.

Avrupa Konseyi üyeleri bu antlaşmayı imzalamışlardır. 1974 yılından itibaren, ülkeler Avrupa

Konseyi’ne giriş yaptıkları gün, AİHS’yi imzalamak ve bir yıl sonra da onaylayarak yürürlüğe

sokmak zorundadırlar.

Türkiye bu sözleşmeyi 1954 yılında çıkardığı bir kanunla onaylamıştır. Avrupa İnsan Hakları

Sözleşmesi kişinin belli başlı medeni ve siyasi haklarını geniş bir şekilde güvence altına

almıştır. AİHS’nin 11. maddesi “sendika kurma ve sendikaya üye olma hakkını” güvence altına

almıştır.

Bu sözleşmede direk sivil toplum kuruluşları ile ilişkilendirilebilecek maddeler şunlardır:

İfade özgürlüğü

Madde 10

Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile

kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir almak

ve vermek özgürlüğünü de içerir. Bu Madde, devletlerin radyo, televizyon ve sinema

işletmelerini bir izin rejimine bağlı tutmalarına engel değildir.

Kullanılması görev ve sorumluluk yükleyen bu özgürlükler, demokratik bir toplumda, zorunlu

tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu emniyetinin

korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın,

başkalarının şöhret ve haklarının korunması veya yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının

sağlanması için yasayla öngörülen bazı biçim koşullarına, sınırlamalara ve yaptırımlara

bağlanabilir.

Dernek kurma ve toplantı özgürlüğü

Madde 11

Herkes asayişi bozmayan toplantılar yapmak, dernek kurmak, ayrıca çıkarlarını korumak için

başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahiptir.

Bu hakların kullanılması, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal

güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin

önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması

amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlanabilir. Bu Madde, bu hakların kullanılmasında silahlı

kuvvetler, kolluk mensupları veya devletin idare mekanizmasında görevli olanlar hakkında

meşru sınırlamalar konmasına engel değildir.

Page 234: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

235

14.3. AVRUPA SOSYAL ŞARTI’NDA STK’LARA İLİŞKİN HÜKÜMLER

Avrupa Konseyi üyesi devletlerin ve şartın İmzacı taraflarının uymayı kabul ve taahhüt ettikleri

Avrupa Sosyal Şartı (Avrupa Sosyal Haklar Sözleşmesi), 1961 yılında Turin’de imzaya açılmış

ve 1965 yılında yürürlüğe girmiştir. Avrupa Sosyal Şartı, temel sosyal ve ekonomik hakları

koruyan, medeni ve politik hakları garanti eden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni takviye

eden bir Avrupa Sözleşmesi’dir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) birinci kuşak haklar

olarak bilinen temel hakları (yaşam hakkı, işkence yasağı, hürriyet ve güvenlik hakkı, adil

yargılanma hakkı vb.) güvence altına alırken, ikinci kuşak haklar olarak kabul edilen sosyal ve

ekonomik hakları (sosyal güvenlik hakkı, çalışma hakkı, örgütlenme hakkı, adil ücret hakkı

gibi) ise daha ziyade Avrupa Sosyal Şartı koruma altına almıştır. Bununla birlikte her iki

sözleşmenin gözetiminden sorumlu olan mekanizmalar, yani Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi

(AİHM) ve Avrupa Sosyal Haklar Komitesi, söz konusu sözleşmelerin yaşayan birer metin

olduğunu dile getirmektedirler. Hepsinden önemlisi, her iki mekanizma da ayrı kulvarlarda

seyir ediyormuş gibi görünse de yeri geldiğinde birbirlerinin alanlarına girmekte ve vermiş

oldukları kararlarda birbirlerini ilgilendiren sonuçlara imza atmaktadırlar.(Ataman, 2010)

Avrupa Sosyal Şartı’nın imzalanması ne yeni ne de eski Avrupa Konseyi üyeleri için zorunlu

değildir. Ancak böyle bir mecburiyet 1974 yılından beri AİHS için bulunmaktadır. Ülkeler

Avrupa Konseyi’ne giriş yaptıkları gün, AİHS’yi imzalamak ve bir yıl sonra da onaylayarak

yürürlüğe sokmak zorundadırlar. Türkiye Avrupa Sosyal Şartı’nı 1989’da imzalamış olup, bu

tarihten itibaren Şart’ın denetim mekanizmaları işlemeye başlamıştır. Şart, dönem dönem

protokollerle takviye edilmiş, yeni haklar Şart’ın kapsamına alınmıştır.

Avrupa Sosyal Şartı, işçi ve işveren sendikalarına, uluslararası sivil toplum kuruluşlarına

denetim sürecine bağımsız biçimde müdahale etme imkânı tanımaktadır. Bununla birlikte,

şimdiye kadar, sivil toplum kuruluşlarına tanınan yetkilere özel sınırlamalar getirilmiştir.

Belirlenmiş uluslararası sendikalar ve uluslararası işveren kuruluşları Hükümetlerarası

Komite’de gözlemci statüsüne sahiptir; aynı uluslararası sendika ve işveren kuruluşlarının

ulusal birimleri Avrupa Sosyal Haklar Komitesi’ne sunulan devlet raporlarına ilişkin olarak

resmi gözlemler yapabilirler; buna karşılık uluslararası sivil toplum kuruluşları otomatik bir

danışma rolü sahibi değildir. Ancak Avrupa Konseyi nezdinde danışma statüsü almışlarsa ve

Şart tarafından düzenlenmiş konularda uzmanlaşmışlarsa müdahale edebilirler. Ulusal sivil

toplum kuruluşlarına gelince, şimdilik Şart’ın denetim sistemi tarafından resmen tanınmış

hiçbir işlev sahibi değildir.

Page 235: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

236

Sivil toplum kuruluşlarının müdahalesi konusunda ilerleme vardır. Bu konudaki sınırlamalar

Şart’ın başlangıçta çalışanların haklarının korunması üzerinde odaklanmasından, dolayısıyla

sendikalara ve işveren kuruluşlarına uygulamanın denetiminde önemli rol verilemesinden

kaynaklanmaktadır. Şart’a değişiklik getiren 1991 tarihli Protokol (Torino Protokolü), devlet

raporlarının ve Bağımsız Uzmanlar Komitesi sonuçlarının gönderileceği yerleri arttırdı. Bu

belgelerin birer örneklerinin danışma statüsüyle donatılmış uluslararası sivil toplum

kuruluşlarına doğrudan gönderilmesi öngörülmekte ve kuramsal olarak danışılabilecek olan

uluslararası sivil toplum kuruluşlarının sayısına getirilen sınırlama son bulmakta ve böylece bu

usule getirilen fiili engeller kaldırılmaktadır. (Ataman, 2010)

Sivil toplum kuruluşlarının, Şart’ın denetimine katılımını genişletecek imkânlar üç bakımdan

artmış bulunmaktadır. İlk olarak açılan yeni bir yol söz konusudur, buna göre danışma

statüsündeki sivil toplum kuruluşları doğrudan doğruya maddelerle bağlantılı olmayan Sosyal

Şartla ilgili bilgileri de sunabilirler. (93)38 sayılı karar ekinde Bakanlar Komitesi, danışma

statülü sivil toplum kuruluşlarının hükümetlerarası uzmanlık komitelerine ve Bakanlar

Komitesi’nin (Hükümetlerarası Komite dâhil) öteki yan kuruluşlarına kendi adlarına yazılı

görüş bildirebileceklerini belirtmektedir. Bu görüşlerin devlet raporları hakkında gözlemler

vermesini engelleyen bir husus bulunmamaktadır. Ayrıca (93)38 sayılı karar, Avrupa

Konseyi’nin başlangıcından beri uluslararası ve ulusal sivil toplum kuruluşları ile çalışma

ilişkileri kurduğunu ve “çeşitli sosyal görevler üstlenen ve bütün vatandaşların katılımını teşvik

eden sivil toplum kuruluşlarının daha fazla dikkate alınması gereğini” hatırlatmaktadır.

(Ataman, 2010)

Öte yandan toplu şikâyet usulü hakkındaki 1995 tarihli yeni Protokol - Avrupa Sosyal Şartı’na

Kolektif (Toplu) Şikâyet Sistemi Getiren Ek Protokol - bazı sivil toplum kuruluşları Şart’ın

denetim mekanizması çerçevesinde yansız bilgileri doğrudan doğruya bildirmek imkânına

sahip olacaklardır. Son olarak, sivil toplum kuruluşlarının devlet raporları konusunda yapılan

danışmalarda ve Hükümetlerarası Komite görüşmelerinde daha fazla rol oynama isteği bugün

her zamandan fazla doğrulanmaktadır, bu en az sendika ve işveren kuruluşları ölçüsünde

olmalıdır. (Ataman, 2010)

Avrupa Sosyal Şartı’nda sivil toplum kuruluşları ile ilişkilendirilebilecek maddeler şunlardır:

Örgütlenme hakkı

Madde 5

Akit taraflar, çalışanların ve çalıştıranların ekonomik ve sosyal çıkarlarını korumak, için yerel,

ulusal ve uluslararası örgütler kurma ve bu örgütlere üye olma özgürlüğünü sağlamak veya

geliştirmek amacıyla ulusal mevzuatın bu özgürlüğü zedelemesini veya zedeleyici biçimde

Page 236: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

237

uygulanmasını önlemeyi taahhüt ederler. Bu maddede öngörülen güvencelerin, güvenlik güçleri

için hangi ölçüde uygulanacağı ulusal yasalarla veya düzenlemelerle belirtilir. Bu güvencelerin

silahlı kuvvetler mensuplarına uygulanmasına ilişkin ilke ile bu kesime hangi düzeyde

uygulanacağı, yine ulusal yasalar veya düzenlemelerle saptanır.

Toplu pazarlık hakkı

Madde 6

Akit taraflar, toplu pazarlık hakkının etkin biçimde kullanılmasını sağlamak üzere;

Çalışanlar ve çalıştıranlar arasında ortak görüşmeleri geliştirmeyi,

Gerekli ve uygun olduğu durumlarda; toplu sözleşme yoluyla iş koşullarının düzenlenmesi

amacıyla çalıştıranların veya çalıştıran örgütlerinin çalıştıran örgütleriyle özgürce görüşmeleri

yöntemini geliştirmeyi,

İş uyuşmazlıklarının çözümü için uygun uzlaştırma ve isteğe bağlı hakem sisteminin

kurulmasını ve işletilmesini geliştirmeyi taahhüt ederler.

Menfaat uyuşmazlığı durumunda çalışanların ve çalıştıranların bir önceki toplu sözleşmelerden

doğabilecek yükümlülükler saklı kalmak üzere grev hakkı dâhil ortak hareket hakkını tanır.

14.4. 1982 ANAYASASI'NIN SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE İLİŞKİN

HÜKÜMLERİ

1982 Anayasası’nın ikinci kısmı “Temel Haklar ve Ödevler” başlığını taşımaktadır. Buradaki

temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması ile ilgili olarak 13. madde şu şekildedir:

Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması

Madde 13. Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili

maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar,

Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine

ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

Temel Hak Ve Hürriyetlerin Kötüye Kullanılamaması İle İlgilidir.

Madde 14. Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle

bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti

ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz. Anayasa hükümlerinden

hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini

veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette

bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz. Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar

hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir.

Page 237: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

238

Anayasanın ikinci bölümü kişinin hakları ve ödevleri ile ilgilidir. Bu bölümdeki 33. madde ve

ilgili fıkralarında toplantı hak ve hürriyetleri bölümünde dernek kurma hürriyetine

değinilmektedir.

Toplantı Hak ve Hürriyetleri

Madde 33. Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten

çıkma hürriyetine sahiptir. Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya

zorlanamaz. Dernek kurma hürriyeti ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin

önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlak ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle

ve kanunla sınırlanabilir. Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve

usuller kanunda gösterilir.

Dernekler; kanunun öngördüğü hâllerde hâkim kararıyla kapatılabilir veya faaliyetten

alıkonulabilir. Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını

önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hâllerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir

merci, derneği faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı, yirmi dört saat içinde

görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi hâlde, bu

idari karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.

Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve görevlerinin

gerektirdiği ölçüde Devlet memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir. Bu

madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır.

İnsanlar düşüncelerini bireysel olarak açıklayabildikleri gibi düşünce kulüpleri, felsefi gruplar,

dinî gruplar vb. olarak aynı zamanda dernek, vakıf gibi kurumlar vasıtası ile de topluca

savunabilmekte ve açıklayabilmektedirler. Anayasanın 26. madde ve ilgili fıkraları düşünceyi

açıklama ve yayma hürriyeti ile ilgilidir ve bunu garanti altına almaktadır.

Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti

Madde 26. Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya

toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi

olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo,

televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel

değildir.

Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin

temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların

önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin

açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun

Page 238: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

239

öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine

getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.

Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların

yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması

sayılmaz. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart

ve usuller kanunla düzenlenir.

14.5. DERNEKLER KANUNU

5253 numaralı Dernekler Kanunu’nun Kabul Tarihi 4/11/2004’tür. Resmî Gazete’de

yayımlandığı Tarih; 23/11/2004’tür. Bu Kanunun Resmî Gazete’de yayınlanmasından sonra

günümüze değin bazı değişikliklere uğramıştır. Öğretici olması açısından bazı önemli kanunlar

ve daha sonrasında yapılan değişiklikler olduğu şekli ile kitaba alınmıştır. Anlaşılması kolay

bir kanundur. Bu nedenle kanunların detaylı açıklamasına gerek görülmemiştir. Bu kanuna

bağlı olarak ayrıca bir Dernekler Yönetmeliği yayınlanmıştır. Kanunun ve yönetmeliğin tam

metnine Resmî Gazete’den veya http://www.mevzuat.gov.tr/ adresinden ulaşılabilir.

Amaç ve kapsam

Madde 1- Bu Kanunun amacı; dernekler, dernek şube veya temsilcilikleri, federasyonlar,

konfederasyonlar ve yabancı dernekler ile merkezleri yurt dışında bulunan dernek ve vakıf

dışındaki kâr amacı gütmeyen kuruluşların Türkiye'deki şube veya temsilciliklerinin yasak ve

izne tâbi faaliyetlerini, yükümlülüklerini, denetimlerini ve uygulanacak cezalar ile derneklere

ilişkin diğer hususları düzenlemektir.

Dernek Tanımı

Madde 2 Bu Kanunun uygulanmasında;

a) Dernek: Kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı

gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak

birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarını ifade eder.

Dernek kurma hakkı

Madde 3 Fiil ehliyetine sahip gerçek veya tüzel kişiler, önceden izin almaksızın dernek kurma

hakkına sahiptir.

Ancak, Türk Silahlı Kuvvetleri ve kolluk kuvvetleri mensupları ile kamu kurum ve

kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri hakkında özel kanunlarında getirilen kısıtlamalar

saklıdır.

Page 239: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

240

On beş yaşını bitiren ayırt etme gücüne sahip küçükler; toplumsal, ruhsal, ahlaki, bedensel ve

zihinsel yetenekleri ile spor, eğitim ve öğretim haklarını, sosyal ve kültürel varlıklarını, aile

yapısını ve özel yaşantılarını korumak ve geliştirmek amacıyla yasal temsilcilerinin yazılı izni

ile çocuk dernekleri kurabilir veya kurulmuş çocuk derneklerine üye olabilirler.

On iki yaşını bitiren küçükler yasal temsilcilerinin izni ile çocuk derneklerine üye olabilirler

ancak yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar.

Çocuk derneklerine on sekiz yaşından büyükler kurucu veya üye olamazlar.

Uluslararası faaliyet

Madde 5- Dernekler, tüzüklerinde gösterilen amaçları gerçekleştirmek üzere uluslararası

faaliyette veya iş birliğinde bulunabilir, yurt dışında temsilcilik veya şube açabilir, yurt dışında

dernek veya üst kuruluş kurabilir veya yurt dışında kurulmuş dernek veya kuruluşlara

katılabilirler.

Yabancı dernekler, Dışişleri Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle İçişleri Bakanlığının izniyle

Türkiye'de faaliyette veya iş birliğinde bulunabilir, temsilcilik veya şube açabilir, dernek veya

üst kuruluş kurabilir veya kurulmuş dernek veya üst kuruluşlara katılabilirler.

Tüzel kişilerin oy kullanması

Madde 6- Tüzel kişinin üye olması hâlinde, tüzel kişinin yönetim kurulu başkanı veya temsille

görevlendireceği kişi oy kullanır. Bu kişinin başkanlık veya temsil görevi sona erdiğinde, tüzel

kişi adına oy kullanacak kimse yeniden belirlenir.

İç denetim

Madde 9- Derneklerde iç denetim esastır. Genel kurul, yönetim kurulu veya denetim kurulu

tarafından iç denetim yapılabileceği gibi, bağımsız denetim kuruluşlarına da denetim

yaptırılabilir. Genel kurul, yönetim kurulu veya bağımsız denetim kuruluşlarınca denetim

yapılmış olması, denetim kurulunun yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.

Denetim kurulu; derneğin, tüzüğünde gösterilen amaç ve amacın gerçekleştirilmesi için

sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları doğrultusunda faaliyet gösterip göstermediğini, defter,

hesap ve kayıtların mevzuata ve dernek tüzüğüne uygun olarak tutulup tutulmadığını, dernek

tüzüğünde tespit edilen esas ve usullere göre ve bir yılı geçmeyen aralıklarla denetler ve

denetim sonuçlarını bir rapor halinde yönetim kuruluna ve toplandığında genel kurula sunar.

Denetim kurulu üyelerinin istemi üzerine, her türlü bilgi, belge ve kayıtların, dernek yetkilileri

tarafından gösterilmesi veya verilmesi, yönetim yerleri, müesseseler ve eklentilerine girme

isteğinin yerine getirilmesi zorunludur.

Gelir ve giderlerde usul ile dernek defterleri

Page 240: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

241

Madde 11- Dernek gelirleri alındı belgesi ile toplanır ve giderler harcama belgesi ile yapılır.

Dernek gelirlerinin bankalar aracılığı ile toplanması hâlinde banka tarafından düzenlenen

dekont veya hesap özeti gibi belgeler alındı belgesi yerine geçer. Alındı belgeleri ve harcama

belgelerinin saklama süresi beş yıldır.

Dernek gelirlerinin toplanmasında kullanılacak alındı belgeleri yönetim kurulu kararı ile

bastırılır. Alındı belgelerinin şekli, bastırılması, onaylanması ve kullanılması ile dernek

gelirlerinin toplanmasında kullanılacak yetki belgesine ilişkin hususlar yönetmelikte

düzenlenir.

Dernek gelirlerini toplayacak kişiler yönetim kurulu kararıyla belirlenir ve bunlar adına yetki

belgesi düzenlenir.

Dernekler tarafından tutulacak defter ve kayıtlar ile ilgili usul ve esaslar yönetmelikte

düzenlenir. Bu defterlerin dernekler biriminden ya da noterden onaylı olması zorunludur.

Dernek görevlileri ve ücretleri

Madde 13-(…) (1) dernek hizmetleri gönüllüler veya yönetim kurulu kararı ile göreve

başlatılan ücretliler aracılığıyla yürütülür.

Dernek yönetim ve denetim kurullarının kamu görevlisi olmayan başkan ve üyelerine ücret

verilebilir. Verilecek ücret ile her türlü ödenek, yolluk ve tazminatlar genel kurul tarafından

tespit olunur. Yönetim ve denetim kurulu üyeleri dışındaki üyelere ücret, huzur hakkı veya

başka bir ad altında herhangi bir karşılık ödenemez.

Dernek hizmetleri için görevlendirilecek üyelere verilecek gündelik ve yolluk miktarları genel

kurul tarafından tespit olunur.

Gençlik ve spor kulüpleri

Madde 14- Derneklerden başvurmaları hâlinde; spor faaliyetine yönelik olanlar spor kulübü,

boş zamanları değerlendirme faaliyetine yönelik olanlar gençlik kulübü ve her iki faaliyeti

birlikte amaçlayanlar gençlik ve spor kulübü adını alır. Bu kulüpler, Gençlik ve Spor Genel

Müdürlüğünce tutulacak kütüğe kayıt ve tescil edilir.

Basımevlerinin sorumluluğu

Madde 16- Basımevleri, dernek gelirlerinin toplanmasında kullanılacak alındı belgelerini

bastıktan sonra, bu belgelerin seri ve sıra numaralarını on beş gün içinde mülkî idare amirliğine

bildirmek zorundadır.

Beyanname verme yükümlülüğü ve denetim

Madde 19- Dernekler, yılsonu itibarıyla faaliyetlerini, gelir ve gider işlemlerinin sonuçlarını

düzenleyecekleri beyanname ile her yıl Nisan ayı sonuna kadar mülki idare amirliğine vermekle

yükümlüdürler.

Page 241: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

242

Kolluk kuvvetlerinin yetkisi

Madde 20- Kamu düzeninin korunması veya suç işlenmesinin önlenmesi nedenlerinden birine

bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça, yine bu nedenlere bağlı olarak

gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda mülkî idare amirinin yazılı emri bulunmadıkça,

kolluk kuvvetleri, dernek ve eklentilerine giremez, arama yapamaz ve buradaki eşyaya el

koyamaz. Mülkî idare amirinin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur.

Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma

kendiliğinden kalkar. Hâkim kararı, mülkî idare amiri tarafından dernek yöneticilerine yazıyla

duyurulur.

Yurt dışından yardım alınması

Madde 21- Dernekler mülki idare amirliğine önceden bildirimde bulunmak şartıyla yurt

dışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan ayni ve nakdi yardım alabilirler. Bildirimin şekli ve

içeriği yönetmelikte düzenlenir. Nakdi yardımların bankalar aracılığıyla alınması zorunludur.

Taşınmaz mal edinme

Madde 22- Dernekler genel kurullarının yetki vermesi üzerine yönetim kurulu kararıyla

taşınmaz mal satın alabilir veya taşınmaz mallarını satabilirler. Dernekler edindikleri

taşınmazları, tapuya tescilinden itibaren bir ay içinde mülki idare amirliğine bildirmekle

yükümlüdürler.

Genel kurul toplantısı ve organlara seçilenlerin idareye bildirilmesi

Madde 23- Dernekler, genel kurulu izleyen otuz gün içinde, yönetim kurulu ve denetim kurulu

ile derneğin diğer organlarına seçilen asıl ve yedek üyeleri mülki idare amirliğine bildirmekle

yükümlüdür. Dernek organlarında ve yerleşim yerinde meydana gelen değişiklikler de aynı

usule tabidir. Genel kurul sonuç bildiriminin şekli, içeriği ve gerekli belgeler yönetmelikte

düzenlenir.

Madde 24- Dernekler, gerekli gördükleri yerlerde dernek faaliyetlerini yürütmek amacıyla

temsilcilik açabilirler. Temsilcilikler, şube veya dernek genel kurullarında temsil edilmezler.

Şubeler temsilcilik açamazlar. Temsilciliğin adresi, yönetim kurulu kararıyla temsilci olarak

görevlendirilen kişi veya kişiler tarafından o yerin mülki idare amirliğine yazılı olarak bildirilir.

Derneklerin izinle kurabileceği tesisler

Madde 26- Derneklerin, tüzüklerinde gösterilen amaçları gerçekleştirmek üzere, eğitim ve

öğretim faaliyetleri için yurt, pansiyon; üyeleri için lokal açmaları ve lokallerinde alkollü içki

kullanılması ile bu tesislerin işletilmesi mülki idare amirinden izin almalarına bağlıdır. Bu

tesislerin açılması, işletilmesi ve kapatılmasına ilişkin esas ve usuller yönetmelikte düzenlenir.

Kamu yararına çalışan dernekler

Page 242: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

243

Madde 27- Kamu yararına çalışan dernekler, ilgili bakanlıkların ve Maliye Bakanlığının görüşü

üzerine, İçişleri Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla tespit edilir. Bir derneğin

kamu yararına çalışan derneklerden sayılabilmesi için, en az bir yıldan beri faaliyette bulunması

ve derneğin amacı ve bu amacı gerçekleştirmek üzere giriştiği faaliyetlerin topluma yararlı

sonuçlar verecek nitelikte ve ölçüde olması şarttır. Kamu yararına çalışan derneklerin mallarına

karşı suç işleyenler Devlet malına karşı suç işlemiş gibi cezalandırılır.

Türkiye Kızılay Derneği ve Türk Hava Kurumunun tüzüklerini onaylamaya Bakanlar Kurulu

yetkilidir.

Yasaklar

Madde 29- Derneklerin, mevcut veya mahkeme kararıyla kapatılmış veya feshedilmiş bir

siyasî partinin, bir sendikanın veya üst kuruluşun, bir derneğin veya üst kuruluşun adını,

amblemini, rumuzunu, rozetini ve benzeri işaretleri ya da başka bir ülkeye ve daha önce

kurulmuş Türk devletlerine ait bayrak, amblem ve flamaları kullanmaları yasaktır.

Kurulması yasak olan dernekler ve yasak faaliyetler

Madde 30- Dernekler;

Tüzüklerinde gösterilen amaç ve bu amacı gerçekleştirmek üzere sürdürüleceği belirtilen

çalışma konuları dışında faaliyette bulunamazlar.

Anayasa ve kanunlarla açıkça yasaklanan amaçları veya konusu suç teşkil eden fiilleri

gerçekleştirmek amacıyla kurulamaz.

Askerliğe, millî savunma ve genel kolluk hizmetlerine hazırlayıcı öğretim ve eğitim

faaliyetlerinde bulunamaz, bu amaçları gerçekleştirmek üzere kamp veya eğitim yerleri

açamazlar. Üyeleri için özel kıyafet veya üniforma kullanamazlar.

14.6. DERNEKLERLE İLGİLİ DİĞER MEVZUAT

Ayrıca derneklerle ilgili olarak aşağıdaki kanunlarda ve yönetmeliklerde ilgili maddeler

bulunmaktadır. Dernekler kanununda bulunamayan konular için bu mevzuata müracaat etmek

gerekir. Bu kanunlar şunlardır:

• 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (İlgili Hükümler)

• 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu

• 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine

• Dair Kanun

• 1606 sayılı Bazı Dernek ve Kurumların Bazı Vergilerden, Bütün Harç ve

Resimlerden Muaf Tutulmasına İlişkin Kanun

Page 243: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

244

• 3152 sayılı İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun (Dernekler

Dairesi Başkanlığı ile İlgili Hükümler)

• 3335 sayılı Uluslararası Nitelikteki Teşekküllerin Kurulması Hakkında Kanun

• 2847 sayılı Türkiye Emekli Subaylar, Emekli Astsubaylar, Harp Malülü Gaziler,

Şehit Dul ve Yetimleri ile Muharip Gaziler Dernekleri Hakkında Kanun

• 5018 sayılı Kamu Yönetimi ve Kontrol Kanunu (İlgili Hükümler)

• Bu kanunlara bağlı olarak yayınlanan yönetmelikler ve yönergeler de şunlardır:

• Dernekler Yönetmeliği

• İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı Kuruluş,

Görev, Çalışma ve Denetim Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik

• İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçileri Yönetmeliği

• Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Gençlik ve Spor Kulüpleri Yönetmeliği Yardım

Toplama Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelik

• Dernek, Vakıf, Birlik, Kurum, Kuruluş, Sandık ve Benzeri Teşekküllere Genel

Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerinin Bütçelerinden Yardım Yapılması

Hakkında Yönetmelik

• İçişleri Bakanlığı Bütçesinden Derneklere Yardım Yapılması Hakkında Yönerge

Page 244: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

245

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

İnsanların örgütlenerek bir arada hareket etme özgürlüğü bazı uluslararası ve ulusal kanunlarla

garanti altına alınmıştır. En başta Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi

olmak üzere Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde Avrupa Sosyal Şartı’nda ve 1982

Anayasası'nda Sivil Toplum Örgütlerine ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik maddeler vardır.

Örneğin; 1982 Anayasası’nın 33. maddesinde; “Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma

ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir.” ve “Hiç kimse bir derneğe üye

olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz.” ifadelerine yer verilmiştir.

5253 numaralı Dernekler Kanunu’nun Kabul Tarihi 4/11/2004’tür. Bu Kanun Resmî Gazete’de

yayınlanmasından sonra günümüze değin bazı değişikliklere uğramıştır. Öğretici olması

açısından bazı önemli kanunlar ve daha sonrasında yapılan değişiklikler olduğu şekli ile kitaba

alınmıştır. Anlaşılması kolay bir kanundur. Bu nedenle kanunların detaylı açıklamasına gerek

görülmemiştir. Bu kanuna bağlı olarak ayrıca bir Dernekler Yönetmeliği yayınlanmıştır.

Dernekler kanununun Dernek 3. maddesi Dernek kurma hakkı ile ilgilidir. Bu maddede; “Fiil

ehliyetine sahip gerçek veya tüzel kişiler, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına

sahiptir.” ifadesi yer alır. Ayrıca derneklerle ilgili olarak değişik kanunlarda ve yönetmeliklerde

ilgili maddeler bulunmaktadır. Dernekler kanununda bulunamayan konular için bu mevzuata

müracaat etmek gerekir.

Page 245: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

246

14. Bölüm Soruları

1. Derneğin kuruluşu için en az kaç gerçek veya tüzel kişinin varlığına ihtiyaç vardır?

a) 2

b) 5

c) 7

d) 10

e) 15

2. Kaç yaşından büyükler çocuk derneklerine kurucu veya üye olamazlar?

a) 12

b) 15

c) 17

d) 18

e) 20

3. 3) Dernekler, genel kurulu izleyen kaç gün içinde, yönetim kurulu ve denetim

kurulu ile derneğin diğer organlarına seçilen asıl ve yedek üyeleri mülki idare

amirliğine bildirmekle yükümlüdür?

a) 7

b) 15

c) 30

d) 45

e) 60

4. Basımevleri, dernek gelirlerinin toplanmasında kullanılacak alındı belgelerini

bastıktan sonra, bu belgelerin seri ve sıra numaralarını on beş gün içinde kime

bildirmek zorundadır?

a) Mülki idare amirliğine

b) Savcılığa

c) Adalet Bakanlığına

d) İçişleri Bakanlığına

e) İcra dairesine

5. 5) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre aşağıdakilerden hangisi özgürlüklerin

sınırlanmasına gerekçe olamaz?

a) İktidarın devam ettirilmesi

b) Kamu emniyetinin korunması

c) Kamu düzeninin sağlanması

d) Suç işlenmesinin önlenmesi

e) Sağlığın korunması

Aşağıdaki boşlukları doldurunuz.

6. Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini ............... yılında çıkardığı bir

kanunla onaylamıştır.

7. 1982 Anayasası’na göre: Dernekler ancak ............... kararı ile sürekli olarak

kapatılabilir.

8. Kamu idaresinin derneği meslekten men etmesi durumunda bu durum gerekçeleri

ile birlikte ............... saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur.

9. Hâkim, kararını ............... saat içinde açıklar; aksi hâlde, bu idarî karar

kendiliğinden yürürlükten kalkar.

10. ............... yaşını bitiren çocuklar yasal temsilcilerinin yazılı izni ile çocuk

dernekleri kurabilir.

Cevaplar; 1)c, 2)d, 3)c, 4)a, 5)a, 6)1954, 7)hâkim, 8)24, 9) 48, 10)15

Page 246: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

247

KAYNAKLAR

Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği Almanağı, 2006’dan 2012’ye Afetlerde Psikososyal

Hizmetler Birliği Tarafından Gerçekleştirilen Psikososyal Müdahaleler, Haziran 2012,

AKDUR, Recep. (2001), “Afetlere Hazırlık ve Afet Yönetimi,” Afetlerde Sağlık Hizmetleri

Yönetimi, (Editörler). Serdar Esin vd. Ankara, Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı, s.1-39.

AKTÜRK, İ., & ALBENİ, M. (2002). Doğal Afetlerin Ekonomik Performans Üzerine Etkisi:

1999 Yılında Türkiye'de Meydana Gelen Depremler ve Etkileri. Süleyman Demirel

Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 7(1).

ALİEFENDİOĞLU, Y. (1999). Siyasal Partiler ve Sivil Toplum Örgütleri. Anayasa Yargısı,

16, 95-115.

ALTAY, A. (2007). Bir Kamu Mali Olarak Sosyal Sermaye ve Yoksulluk Iliskisi. Ege

Academic Review, 7(1), 337-362.

ARAL, B., & Vakfı, T. A. (2013, September). Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Eşitsizlik.

SETA.

ARGÜDEN, Y. 2008. Kurumsal sosyal sorumluluk. İşletmeler ve Sosyal Sorumluluk, 37.

ASLAN, S. (2010). Türkiye'de Sivil Toplum. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 31(31).

ATAMAN, H. (2010). Avrupa sosyal şartı ve uygulaması. İnsan Hakları Gündemi Derneği.

ATLI, Ayhan, (2006); Afet Yönetimi Kapsamında Deprem Açısından Japonya Ve Türkiye

Örneklerinde Kurumsal Yapılanma, Asil Yayın Dağıtım, Ankara.

AYDIN, D. AFET SONRASI PSİKOSOSYAL DESTEK UYGULAMALARI.

BİLİR, Nazmi; Hilal Özcebe. (2006), “Kaza ve Yaralanma Epidemiyolojisi”, Travma,

(Editörler) Rıza Doğan, A. İrfan Taştepe, Tuba Liman, MN Medikal &Nobel, Ankara.

ERKAN, E. Ayşe. (2010), “Afet Yönetiminde Risk Azaltma ve Türkiye’de Yaşanan Sorunlar,”

DPT Uzmanlık Tezi, Ankara.

ERSOY, Şükrü (2013). Afet Raporu “Dünya ve Türkiye” Yıldız Teknik Üniversitesi, Doğa

Bilimleri Araştırma Merkezi

http://www.yildiz.edu.tr/images/images/2013%20AFET%20RAPORU_v2.pdf

ERTEM, A. (2011). Osmanlıdan Günümüze Vakıflar.

GÜLER, Ç., & ÇOBANOĞLU, Z. (1994). Afetler. TC Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık

Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 1.

GÜLER, Çağatay ve Zakir Çobanoğlu (1994); Afetler, T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık

Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Çevre Sağlığı Temel Kaynak Dizisi, No: 33, Ankara.

GÜNGÖR, F., & ÇÖLGEÇEN, Y. (2013). STK’larda Gönüllü Yönetimi ve Motivasyonun

Performansa Etkisi. Akademik İncelemeler Dergisi, 8(3).

http://www.psikolog.org.tr/?Detail=1058

Page 247: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

248

İBİŞ E., KESGİN B. "Türkiye’de Sosyal Hizmet Ve Medikal Kurtarma Açısından Yalova, Van

Ve Simav Depremlerinin İncelenmesi". Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Sayı;

41. Temmuz 2014 / s:225-234

İBİŞ, E., & KESGİN, B. (2014). TÜRKİYE’DE SOSYAL HİZMET VE MEDİKAL

KURTARMA AÇISINDAN YALOVA, VAN VE SİMAV DEPREMLERİNİN

İNCELENMESİ. Dumlupinar University Journal of Social Science/Dumlupinar Üniversitesi

Sosyal Bilimler Dergisi, (41).

KARAGÜL, M. ve MASCA, M., (2005), “Sosyal Sermaye Üzerine Bir İnceleme”, Ekonomik

ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, Sayı: 1, ss. 37-52.

KARANCI, A. Nuray. (2006), “Afetzede Psikolojisi ve Afetlere Hazırlıklı Olma/Zarar Azaltma

Davranışlarının Geliştirilmesi”, Afet Yönetiminin Temel İlkeleri, (Editörler) Mikdat Kadıoğlu

ve Emin Özdamar, JICA Yayın No: 2, Ankara.

KEYMAN, E. F. (2008). Avrupa’da ve Türkiye’de sivil toplum. article sous format

électronique.

LAÇİNER, Vedat ve Ömer Yavuz; (2013), “Van Depremi Örneğinde Afetler Sonrası Yapılan

Yardımlar ve Hukuki Çerçevesi”, Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

(DÜSBED) ISSN: 1308-6219, YIL-5, Sayı: 9, s: 114-135

Mustafa, K. A. Y. A. (2013). AFET YÖNEİMİNDE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI VE

GÖNÜLLÜLÜK İŞLEVİ

NAKAJIMA, Ş. Deprem ve Sonrası Psikolojisi.

ÖZDEMİR, E. (2009). Bir sivil toplum kuruluşu (STK) örgütlenme modeli: Amargi Kadın

Kooperatifi.

SARIKAYA, A. G. M., & KARA, A. G. F. Z. (2007). Sürdürülebilir Kalkınmada şletmenin

Rolü: Kurumsal Vatandaşlık.

SEVDA, A. K. A. R. (2013). DOĞAL AFETLERİN KAMU MALİYESİNE VE MAKRO

EKONOMİYE ETKİLERİ: TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ. Yönetim ve Ekonomi

Araştırmaları Dergisi, 11(21), 185-206.

TIRAŞ, H. H. 2012. Sürdürülebilir kalkınma ve çevre: teorik bir inceleme. Kahramanmaraş

Sütçü İmam Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2(2), 57-73.

TUNCAY, Tarık (2004), Afetlerde Sosyal Hizmet 1999 yılı Marmara ve Bolu–Düzce

Depremleri Sonrasında Gerçekleştirilen Sosyal Hizmet Uygulamaları, Ankara.

URL-1. http://sivilsavunma.gazi.edu.tr/posts/view/title/sivil-savunmanin-tanimi-ve-tarihcesi-

43102?siteUri=sivilsavunma

URL-2. https://afadem.afad.gov.tr/tr/3869/Sivil-Savunma

URL-3 http://www.skdturkiye.org/

URL-4 http://www.eea.europa.eu/sürdürülebilirliğe-giden-yol

URL-5 http://www.undp.org/content/turkey/tr/home/library/human_development/hdr-2014.html

URL-6 http://www.skdturkiye.org/uyelik-19

Page 248: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

249

URL-7 http://www.skdturkiye.org/

URL-8 http://kssd.org/hakkimizda/

URL-9 www.csreurope.org

URL-10 http://kssd.org/

URL-11 http://www.messegitim.com.tr/ti/679/0/Sosyal-Sermaye-Nedir?-

URL-12 http://www.toplumdusmani.net/modules/wordbook/entry.php?entryID=3620/sosyal-normlar-nedir+sosyal-normlar-ne-demek

URL-13 http://vebleninyolundan.blogspot.com.tr/2015/08/guven-ii.html

URL 14 (http://dergipark.gov.tr/download/article-file/81599)

URL 15 http://www.tr.undp.org/content/dam/turkey/docs/Publications/mdgs/Turkiyedegonulluluk.pdf

URL 16 (https://tr.wikipedia.org/wiki/Gönüllü)

URL-17 http://www.tr.undp.org/content/dam/turkey/docs/Publications/mdgs/Turkiyedegonulluluk.pdf

URL 18 http://panel.stgm.org.tr/vera/app/var/files/g/o/gonulluluk.pdf

URL 19 https://tiramyouth.wordpress.com/2011/09/08/gonulluluk-kavrami-uzerine

URL.20 http://guvenliyasam.org

URL 21 http://insamer.com/wp-content/uploads/2014/03/GÖNÜLLÜ-YÖNETİMİ.pdf

URL 22 http://www.tr.undp.org/content/turkey/tr/home/ourwork/partners/un-volunteers/how-to-volunteer/)

URL 23 http://www.mmg.org.tr/9

URL 24 http://eurodesk.ua.gov.tr/galeri/resim-galerisi/2014/Resimler?mid=2529:

URL 25 http://www.avrupagonulluhizmeti.info/neymis-bu-agh/anlayalim/

URL 26 http://www.osgd.org/Sayfalar/OSGD.aspx

URL 27 http://www.arge.com/tr/makaleler/ozel-sektor-gonulluleri/

URL 28 http://www.adimadim.org/stklar/TOG/TOPLUM-GONULLULERI-VAKFI.aspx

URL 29 http://ulusalgonullulukkomitesi.org/

URL 30 http://ww w.sosyalinovasyonmerkezi.com.tr/2014/11/ulusal-gonulluluk-komitesi-ugk

URL 31 https://tr.wikipedia.org/wiki/Sivil_toplum_kuruluşu

URL 32 https://www.dernekler.gov.tr/tr/Teskilat/vizyon-misyon.aspx

URL 33 http://nenedir.com.tr/kamu-kurumu-niteligindeki-meslek-kuruluslari/

URL 34 https://www.tccb.gov.tr/assets/dosya/ddk41.pdf

URL 35 http://koop.gtb.gov.tr/kooperatifler-hakkinda/kooperatif-nedir

URL 36 www.recepakdur.com/getfile.asp?file=un+afetler.ppt

URL 37 (http://www.unicankara.org.tr/today/1.html)

URL 38 http://www.acilafet.org/upload/dosyalar/447_afetle_ilgili_ulusal_ve_uluslar_arasi_kurum_ve_kuruluslar.pdf

URL 39 http://www.unicankara.org.tr/today/5.html

URL 40 http://www.mfa.gov.tr/birlesmis-milletler-kalkinma-programi-_undp_-.tr.mfa

Page 249: SİVİL SAVUNMA VE AFET KURULUŞLARIauzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/acildurumveafety... · Toplumsal Statü ve Konumda Artış .....66 4.3.5. Yeni İnsanlarla Tanışmak.....66 5

250

URL 41 https://tr.wikipedia.org/wiki/UNICEF

URL 42 http://www.mfa.gov.tr/dunya-gida-programi-_world-food-programme-_-wfp_.tr.mfa

URL 43 http://www.tarim.gov.tr/ABDGM/Belgeler/Uluslararas%C4%B1%20Kurulu%C5%9Flar/fao%20genel%20bilgi%20web%20sitesi.pdf

URL 44 http://www.angelfire.com/jazz/drataman/who.htm

URL 45 https://tr.wikipedia.org/wiki/NATO

URL 46 http://www.redcross.org.cy/tr/about-us/international-red-cross)

URL 47 (https://zeynomblog.wordpress.com/hakkinda/)

URL 48 http://www.akut.org.tr/fotograf-galerisi

URL 49 https://www.akut.org.tr/misyon-degerlerimiz

URL 50 http://iutest.istanbul.edu.tr/?p=3022

URL 51 http://isudak.istanbul.edu.tr/

URL 52 http://www.aka.org.tr/habergoster.asp?ID=6

URL 53 http://www.nak.org.tr/hakkimizda.html

URL 54 http://www.nak.org.tr/operasyonlar/page/4/

URL 55 http://www.nak.org.tr/degerlerimiz.html

URL 56 http://www.gea.org.tr/?page_id=1355

URL 57 http://www.tasam.org/tr-TR/Icerik/3662/turkiye_kizilay_dernegi

URL 58 http://www.magvakfi.org.tr/tanitim.asp

URL 59 http://www.mag.org.tr/tur/proje.asp

URL 60 https://tr.wikipedia.org/wiki/Mahalle_Afet_Gönüllüleri

URL 61 http://www.magvakfi.org.tr/fotograflar.asp

URL 62 http://insamer.com/wp-content/uploads/2014/01/AFET-SONRASI-DESTEK.pdf

URL 63 http://insamer.com/wp-content/uploads/2014/01/AFET-SONRASI DESTEK.pdf

URL 64 http://www.kastamonuafetacil.gov.tr/afetlerde-psikososyal-destek-ve-mudahale/

URL 65 https://www.facebook.com/upoyresmi/posts/1174859849209228:0

URL 66 http://www.psikolog.org.tr/?Detail=1058

UYAR, Sezai. (2007), “Afet ve Psikiyatrik Bozukluklar,” Afet Tıbbı, (Editörler) Mehmet

Eryılmaz ve Ufuk Dizer, Ankara, Ünsal Yayınları, s. 937-947.

YILDIRIM, M. (2003). Sivil Toplum ve Devlet. SİVİL TOPLUM, 27(2), 226-242.