NEVRA SEREZLI“TIYATROLAR ESKISI GIBI PARLAK DÖNEMDE DEĞIL”

CÜNEYT YANIKÇIOĞLU“BAHÇE MOBILYASINDA RADIKAL

BIR VIZYON DEĞIŞIKLIĞI YAPILMALI”

KUTSAL TOPRAKLARMEKKE VE MEDINE

OCAK - ŞUBAT - MART 2017 SAYI:50

İSTOÇ TİCARET MERKEZİ’NİN ÜCRETSİZ YAYIN ORGANIDIR.

1 _

BAŞY

AZI

DENGELER KURULACAKÜlkemizde 2016 yılının ilk çeyreğinde başta terör olmak üzere istemediğimiz olaylarla karşılaşmıştık. Ancak bunları, siyasi ve ekonomik hedeflerimizden ödün vermeden aşarak bugünlere başarıyla geldik. Sözlerime geçen yılın ilk üç ayını hatırlatarak başlamamdaki neden, bu yılın da aynı döneminde benzer şekilde birtakım istemediğimiz olaylara tanık olmamız… Bilindiği üzere maalesef ülkemizi içeriden ve dışarıdan tahrip etmek isteyen güçler, durmadan, birlik halinde saldırılarla, kalkınmamızı ve büyümemizi engellemek istiyor. Ancak Türkiye ekonomisi, iş dünyası ve halkı öyle güçlü ve dirençli ki, özellikle yurt dışından gelen tüm olumsuz hamlelere karşı ayakta durmasını biliyor. Türk’ün Türk’ten başka dostu olmayan bu dünyada, iç ve dış kaynaklı müdahalelerin üstesinden bu asil milletin evlatları olarak birlik ve beraberliğimizi koruyarak geleceğimize inancım tamdır. Dolayısıyla moralimizi bozmadan daha çok çalışmalı ve daha çok üretmeliyiz. Sonunda aklıselim ve ülkemiz kazanacaktır. Diğer yandan ekonomik anlamda üretim ve istihdam için son zamanlarda verilen teşvikleri iyi analiz edip, incelenmesinden sonra hızlı bir şekilde işletmelerimizde uygulamaya geçilmesi, ülkemizde refahın artmasına neden olacaktır. Bu çerçevede ekonomik gelişmelerle ilgili yaptığımız seminer çalışmaları için bilgilendirme toplantıları yapıyoruz. Bu toplantılara üyelerimizin katılımlarının yüksek seviyede olmasını bekliyoruz. Biz bilgilendirme seminerlerimize bundan sonra da sabırla devam edeceğiz. Ekonomik, mali, teknik gümrükleme, ihracat ve ithalat gibi birçok konuda bilgiler vereceğiz. Ayrıca üyelerimizin talepleri doğrultusunda gereken her türlü bilgiyi yine sizlerle paylaşacağız. Sizlerden bu konu hususunda ilgi ve alakanızın yüksek olmasını diliyoruz. Çalışmalarımızı, istikrarlı bir şekilde yorulmadan ve usanmadan devam ettirmeliyiz. Gelecekte, genç, dinamik ve her alanda güçlü bir ülke olarak yer alacağımıza tüm kalbimle inanıyorum. Yaşanan olumsuzluklara rağmen 16 Nisan 2017’den sonra Türkiye’nin emin adımlarla yürümesini sürdüreceğini ve her alanda dengeleri kurarak daha güzel günlere ulaşacağını düşünüyorum. Bütün üyelerimizin baharın bereketlerinden yararlanması dileğiyle saygılarımı sunuyorum.

NAHİT KEMALBAYİSTOÇ Yönetim Kurulu Başkanı

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

2 _ İÇİNDEKİLER

4

22

30

34

14

26

32

44

İmtiyaz SahibiİSTOÇ Ticaret Merkezi AdınaNahit Kemalbay

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Cumhur Savaşkan

Yayın KuruluMehmet DuyulmuşM. Mustafa GönülFettah SarıTuncay AslanHikmet Bilen

AdresMahmutbey Mah.İSTOÇ Ticaret MerkeziİSTOÇ Yönetim Binası54. Yol Sok. No:3 34218Bağcılar / İstanbulTel: (0212) 659 45 00www.istoc.com.tryonetim@istoc.com.tr

Reklam içinİlknur Bahar0212 659 45 00 İSTOÇ Hayat Dergisi 3 ayda bir yayımlanan bedelsiz süreli yayın organıdır.

Yayına Hazırlık

Genel YönetmenGürhan Demirbaş

Genel Yönetmen YardımcısıEser Soygüder Yıldız

Görsel YönetmenHakan Kahveci

EditörBetül Topaklı

Grafik&TasarımÖmer Taylan Tuğut

Fotoğraf EditörüEren Aktaş

Kurumsal Satış Yöneticisi Özlem AdaşTel: 0212 440 27 65

İletişimTel: 0212 440 27 63 - 0212 440 29 68ajansd@dunya.comwww.ajansdyayincilik.com

BaskıGezegen Basım Ltd. Şti. www.gezegenbasim.com.trTel: 0212 325 71 25

4 Haberler12 İş Yaşamı14 Sektör İnceleme18 Firma Tanıtımı22 Gezi Kutsal Topraklar: Mekke ve Medine

26 Ünlü SöyleşisiNevra Serezli: “Tiyatrolar eskisi gibi parlak dönemde değil”

30 Centilmen32 Teknoloji34 SporTunç Fındık: “2017’de dağcılık maratonu beni bekliyor”

36 Kültür Sanat40 Bunları Biliyor musunuz?Hayatınızı kolaylaştıracak bilgiler bu sayfalarda...

42 NostaljiBu sayfalarda, unutulan el sanatlarını tekrar hatırlayın istedik.

44 SağlıkMedikal Park Bahçelievler Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Dilek Arman: “Hepatit her yıl 1 milyon kişiyi öldürüyor”

47 Fuar Takvimi

3 _

İÇİN

DEK

İLER

50 ocakşubatmart

SAYI

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

4 _ HABERLER

İSTOÇ YÖNETİMİ İLE İSTANBUL SANAYİ ODASI’NIN İŞ BİRLİĞİYLE “MAL MUKABİLİ İŞLEMLERİN TEMİNAT ALTINA ALINMASI” SEMİNERİ İSTOÇ TİCARET MERKEZİ KONFERANS SALONU’NDA GERÇEKLEŞTİ.

Mal Mukabili İşlemlerin Teminat Altına Alınması semineri, İSTOÇ Ticaret Merkezi Konferans Salonu’nda İSTOÇ Yönetimi

ile İstanbul Sanayi Odası’nın iş birliğinde 31 Ocak 2017 tarihinde yapıldı. İSTOÇ Yönetim Kurulu Başkanı Nahit Kemalbay’ın konuşmasıyla başlayan seminerde, Eğitmen Tahsin Ogün Bilim de söz alarak Türkiye ihracatının yüzde 75’lik kısmını oluşturan “Açık Hesap-Mal Mukabili” işlemlerini anlattı. Bilim, söz konusu işlemlerin teminat altına alınması ile ödenmeme riskinin bertaraf edilmesi, finansman imkanlarının sağlanması, dış ticaret nakit akışının düzenlenmesi ve teminat altına alınan açık hesapların şirket bilançolarına pozitif etkileri ile pazar paylarının artırılması hakkında kapsamlı bilgi verdi. Bilim ayrıca, firmaların uygulama becerisi kazanmaları yönünde gelişmeleri de paylaştı.

Çok sayıda kişinin katılım gösterdiği seminerde; Türkiye ihracatının dış ticaret ödeme şekillerine göre istatistiklerinin incelenmesi, açık hesap işlemlerin uluslararası piyasalardaki

dağılımı ve önemi, açık hesap işlemlerin teminatlandırma yöntemleri ile ilgili de bilgiler verildi. Açık hesap işlemlerin finansman imkanlarının sağlanması, açık hesap işlemlerin artırılması suretiyle pazar paylarının büyütülmesi, açık hesap işlemlerin şirket nakit akış tablolarına etkisi, teminat altına alınan açık hesap işlemlerin şirket bilançolarına etkisi konularının da ele alındığı seminerde detaylar katılımcılara iletildi.

MAL MUKABİLİ İŞLEMLERİN TEMİNAT ALTINA ALINMASI SEMİNERİ DÜZENLENDİ

5 _

HA

BERL

ER

NAHİT KEMALBAY, İSTANBUL VALİSİVASİP ŞAHİN’İ MAKAMINDA ZİYARET ETTİ

İSTOÇ Yönetim Kurulu Başkanı Nahit Kemalbay, İstanbul Valisi Vasip Şahin’i makamında ziyaret etti. Nahit Kemalbay’ın yanı sıra, İSTOÇ Yönetim Kurulu Üyeleri’nden Ahmet Koç, Hasan Karakuş, Mithat Kargun, Hikmet Bilen; Denetim Kurulu Üyeleri’nden ise

Yaşar Gönenç ve Fuat Çiftçi de ziyarette yer aldı. Toplantı, Vali Vasip Şahin’e İSTOÇ Ticaret Merkezi’nde yürütülen projeler ve çalışmalar hakkında bilgilendirmeler yapıldıktan sonra, karşılıklı iyi temennileriyle ziyaret son buldu.

İstanbul Sanayi Odası ve İSTOÇ Yönetimi,

‘İSTOÇ Esnafına Tasarım Desteği Ve Tebliği İle Öne Çıkan Önemli Revizyonlar Toplantısı’ düzenledi. 21 Şubat 2017 tarihinde, İSTOÇ Ticaret Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya katılan çok sayıdaki İSTOÇ esnafı, konu ile ilgili İstanbul Sanayi Odası yetkilileri tarafından bilgilendirildi.

İSTOÇ ESNAFI, TASARIM DESTEKLERİYLE İLGİLİ BİLGİLENDİRİLDİ

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

6 _ HABERLER

YÜKSELLER KIRTASİYEVE-GE POINT ADIYLA YENİ ADRESİNDE

İSO, İSTİHDAM SEFERBERLİĞİNE DEVAM EDİYOR

Yükseller Kırtasiye Kollektif Şirketi, Ve-ge Point ismi altında 3. Ada 69-71 numarada yeni iş yerinin açılışını yaptı. Açılışa,

İSTOÇ Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Nahit Kemalbay ve İSTOÇ Yönetim Kurulu Üyeleri, Ve-ge Hassas Kağıt ve Yapıştırıcı Bant Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Nail Gençtürk, İSTOÇ Ticaret Merkezi’nden birçok firma sahibi ve bankaların yetkilileri katıldı.

İstanbul Sanayi Odası (İSO), Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İSTOÇ Yönetimi iş birliğiyle 23 Şubat 2017 tarihinde

gerçekleştirilen İstihdam Teşvikleri İşveren Bilgilendirme Toplantısı’nda ilk sözü İSTOÇ Yönetim Kurulu Başkanı Nahit Kemalbay aldı. Toplantının açılış konuşmasını ise İŞKUR Başakşehir Hizmet Merkezi Müdürü Köksal Tanış yaptı. İŞKUR Başakşehir Hizmet Merkezi’nden Ahmet Onur Erbaş da İŞKUR faaliyetleri

Firma Sahibi Öner Yüksel, Yükseller Kırtasiye Kollektif Şirketi olarak 1980 yılında Eminönü-Tahtakale’deki adreslerinde okul defteri imalatı ve çeşitli kırtasiye ürünleri satışıyla faaliyetlerine başladıklarını söyledi. 1982 yılında Ve-ge ürünlerinin bayiliğini aldıklarını ve 2004 yılından sonra tamamen Ve-ge Hassas Kağıt ve Yapıştırıcı bant ürünlerini sattıklarını belirten Yüksel, “İSTOÇ Ticaret Merkezi’nde ilk olarak 21. Ada 69-71 numaralı iş yerinde faaliyet gösterdik. 2017 yılında ise 3. Ada 73-75 numaralı iş yerini dekore ettik. Ve-ge Point olarak faaliyetlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

ve istihdam ile ilgili sağlanan destekler hakkında bilgi verdi. Küçükçekmece SGM Müdür Yardımcısı Sedat Çelik’in ise, SGK faaliyetleri ve istihdam ile ilgili sağlanan destekler hakkında açıklama yaptığı toplantı, soru ve cevap şeklinde devam etti. Bu bölümde, İŞKUR Başakşehir Hizmet Merkezi’nden Ahmet Onur Erbaş, Müslüm Kurutkan ve Murat Küpeli, İSTOÇ esnafının sorduğu soruları cevaplandırdı.

İSTANBUL SANAYİ ODASI (İSO), ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI VE İSTOÇ YÖNETİMİ İŞ BİRLİĞİYLE İSTİHDAM TEŞVİKLERİ İŞVEREN BİLGİLENDİRME TOPLANTISI, 23 ŞUBAT 2017 TARİHİNDE DÜZENLENDİ.

7 _

HA

BERL

ER

İSTOÇ Ticaret Merkezi’nde Mahmutbey Sultan Çiftliği güzergahında, Mahmutbey Köprüsü ucunda, 1 No’lu giriş kapısı

yanında bulunan YT Blok’un kaba inşaat ihalesi yapıldı. İhaleyi kazanan firmaya; 9 Şubat 2017 tarihinde yer teslimi yapılarak üretime başlandı. Öncelikle iksa ve hafriyat çalışmalarına hız verilmiş olup, bu işlemlerin tamamlanmasına müteakip betonarme karkas bina inşaatına da başlanacak. Firmaya kaba inşaatı tamamlamak için iki yıl süre verildi. Toplam 31 bin 350 metrekare inşaat alanlı YT Blok’ta beş bodrum, bir zemin, 13

normal kat bulunuyor. Her büro katında 92 ile 296 metrekare arasında değişen boyutlarda yedi büro bulunuyor. Blok zemininde üç dükkan, katlarda ise toplam 77 büro ile 80 bağımsız bölüm var. YT Blok, konumuyla Edirne Ankara Otobanı geliş ve gidiş yollarına görsel açıdan hakimiyeti ve Mahmutbey Köprüsü ulaşımı ile önü kapanmaz görsel zenginliği bulunan bürolara sahip bir ticaret merkezi olarak planlanıyor.

YERDEN 120 METRE YÜKSEKTE OLAN İSTOÇ SARAY OTEL’İN RESTORAN KATI VE SEYİR TERASI İMALATLARI, İSTOÇ YÖNETİMİ TARAFINDAN DENETLENDİ.

YT BLOK İNŞAATINA BAŞLANDI

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

8 _ HABERLER

17 NO’LU KAPIYI KULLANANLAR YOLA DAHA HIZLI BAĞLANACAK

İSTOÇ Oto Ticaret Merkezi 17 No’lu giriş kapısında araçların siteye girişlerde

güvenliğini ve yola daha hızlı bağlanmalarını sağlayabilmek amacıyla New Jersey tipi beton bariyerlerle trafik düzenleme çalışması yapıldı.

İSTOÇ OTO TİCARET MERKEZİ’NİLED’LER AYDINLATACAK

Ekonomik ömürlerinin uzun olması ve elektrik sarfiyatını azaltması nedeniyle İSTOÇ Oto Ticaret

Merkezi artık LED armatürlerle aydınlanacak. Bu doğrultuda; İSTOÇ Oto Ticaret Merkezi Çarşı Blokları içindeki koridorlarda bulunan asma tip balanslı armatürler, etanj tipi 843 LED’li armatürlerle değiştirildi. İSTOÇ Oto Ticaret Merkezi yollarındaki aydınlatma direklerinde yer alan sokak lambalarına ise 117 LED’li armatürler takıldı.

İSTOÇ Oto Ticaret Merkezi Çarşı Blokları içinde yer alan sekiz merdiven çekirdeğinde pencere kapı ve döşemelerde

temizlik, duvar ve tavanda boya, merdiven korkuluklarında yağlı boya işleri yaptırılarak hizmete açıldı.

İSTOÇ OTO TİCARET MERKEZİ’NDE SEKİZ MERDİVEN ÇEKİRDEĞİ KULLANIMA AÇILDI

9 _

HA

BERL

ER

16 NO’LU KAPIYA GİRİŞ-ÇIKIŞ DÜZENLEMESİ YAPILDI

İSTOÇ OTO TİCARET MERKEZİ’NDEKİTEL ÇİTLER GÜÇLENDİRİLDİ

İSTOÇ Ticaret Merkezi 16 No’lu giriş-çıkış kapısından, araçla site içi çevre yoluna,

çift yönlü katılım olması için tretuvar çalışmaları yapıldı. Böylece 16 No’lu kapıdaki trafik aksaklıkları giderildi.

İSTOÇ Oto Ticaret Merkezi’nde güvenliğin artırılması amacıyla “A Blok” arkasındaki sınıra ve “X Otoparkı”

sınırına tel çitlere ilave olarak, helezon jiletli tipi tel uygulaması yaptırıldı. Bu sayede söz konusu alanlarda emniyet üst düzeye çıkartılarak kötü niyetli girişlerin engellenmesi sağlandı.

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

10 _ HABERLER

İSTOÇ

Züccaciye, plastik, hırdavat, kırtasiye, oyuncak ve bu iş kollarını tamamlayıcı sektör temsilcilerinin bir araya gelerek bazı

sahil kentlerindeki otellerde düzenledikleri fuarların olumsuz yansımalarıyla karşılaştıklarını bildiren İSTOÇ Yönetim Kurulu, bu durumu üyeleri adına pozitife çevirebilmek için girişimlerde bulundu. İSTOÇ Yönetim Kurulu tarafından alınan karar doğrultusunda önümüzdeki günlerde İSTOÇFEST adı altında fuar düzenlenerek firmalara yeni iş imkanları için fırsatlar yaratılacak.

İSTOÇ’ta faaliyet gösteren ve birçok sektör ile firmayı yakından ilgilendiren söz konusu fuarlarla ilgili 8 Mart 2017 tarihinde İSTOÇ Yönetim Kurulu tarafından bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Söz konusu fuarlara yaklaşık 200 firmanın katıldığının dile getirildiği toplantıda, bu organizasyonların İSTOÇ’ta faaliyet gösteren firmalara zarar verdiği degündeme geldi. İSTOÇ Yönetim Kurulu Başkanı Nahit Kemalbay, Başkan Yardımcısı Mehmet Duyulmuş

ve Yönetim Kurulu Üyesi Hikmet Bilen, toplantıya katılan 120 firma temsilcisine konu ile ilgili bilgiler verdi. 4 bin üyesi bulunan İSTOÇ’un yaşanan olumsuzlukların önüne geçebilmesi için de kurumsal olarak yeni bir organizasyona gidilmesi üzerinde duruldu.

Buna göre İSTOÇ’ta, İSTOÇFEST adı altında hızlı bir şekilde organize edilmesi planlanan fuar ile üye firmalara ticarette farklı bir yol açılması öngörülüyor. Fuarla ilgili tüm üyelerinin desteğini bekleyen İSTOÇ yönetimi, “Ticaret merkezimizde düzenleyeceğimiz organizasyonumuza gelin” diyerek İSTOÇFEST’e katılacaklara gerekli tüm destekleri vereceklerini açıkladı. İSTOÇFEST ile ilgili gelişmelerin önümüzdeki günlerde paylaşılacağı da duyuruldu.

İSTOÇFEST FUARI İLE ÜYELERİNEYENİ FIRSATLAR SUNACAK

11 _

HA

BERL

ER

İSTOÇ’ta faaliyet gösteren ve birçok sektör ile firmayı yakından ilgilendiren söz konusu fuarlarla ilgili 8 Mart 2017 tarihinde İSTOÇ Yönetim Kurulu tarafından bilgilendirme toplantısı düzenlendi.

İSTOÇ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Duyulmuş, toplantıya katılan 120 firma temsilcisine konu ile ilgili bilgiler verdi.

İSTOÇFEST toplantısına katılan 120 firma temsilcisi İSTOÇ Yönetim Kurulu Üyesi Hikmet Bilen tarafından bilgilendirildi.

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

12 _ İŞ YAŞAMI

ETİD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HAKAN ORHUN, “E-TİCARET, TÜRKİYE’DEKİ TOPLAM PERAKENDENİN YÜZDE 2’SİNİN ÜZERİNDE BİR HACME SAHİP. GELİŞMİŞ ÜLKELERDE BU ORANIN, TÜRKİYE’DEKİNİN

DÖRT-BEŞ KATI OLDUĞU GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULDUĞUNDA, SEKTÖRÜN BİRÇOK YENİ OYUNCUYA VE BÜYÜMEYE AÇIK OLDUĞU GÖRÜLÜYOR” DİYOR.

D ünya ticareti bilişim sektörüyle hızla küreselleşmeye başlayınca yepyeni pazarlama ve iş imkanlarını da beraberinde getirdi. Özellikle son çeyrek yüzyılda hızlı ticaretin önünü açan elektronik ticaret (e–ticaret), dünyada

adeta bir çığır açtı. Alışverişte sınırları ortadan kaldıran e–ticaret ile dünyanın bir ucundan diğer ucuna zahmetsiz bir şekilde istenilen ürün kolayca satın alınabiliyor. e–ticaret, kendi alanında hizmet veren birçok marka yaratırken, en büyük firmalardan en küçük KOBİ’lere kadar da iş yapma anlamında büyük fırsatlar sunuyor. Tüketici ile üreticileri aynı platformda buluşturan e–ticarete ülkemizde de ilgi hızla artarken, bu alanda gidilecek daha çok yolun olduğu biliniyor. Ülkemizde bugün 30 milyar TL hacme yaklaşan e-ticaret sektörü, her geçen yıl birçok yeni oyuncuya ev sahipliği yapsa da, bu girişimlerin çok küçük bir kısmının başarılı olduğu görülüyor. Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Orhun, günlük satışı bir-iki siparişten fazla olan e-ticaret sitelerinin henüz bin rakamına ulaşamadığına dikkat çekerek, “Türkiye’deki toplam perakendenin yüzde 2’sinin üzerinde bir hacme sahip olan e-ticaret, gelişmiş ülkelerde bizden 4-5 kat büyüklüğe ulaşıyor. Dünyadaki gelişmelere bakınca ülkemizde sektörün birçok yeni oyuncuya ve büyümeye açık olduğu görülüyor. Ancak günümüzde birçok kişi e-ticaret girişiminde bulunsa da, küçük bir kısmı başarılı oluyor” diyor. Hakan Orhun, e-ticaret sektöründe olan girişimcilerin, şirketlerini büyütmeleri için gerekli olan ipuçlarını şöyle sıralıyor:

1- EKİP - Ne iş yaparsanız yapın, o işi yapanın aslında bir ekip olduğunu unutmayın. Mükemmel bir ekip hedefi ile olanakların size sağladığı en iyi çalışanlara sahip olun. Bunlara ek olarak, ekibin liderini seçerken iki kat fazla düşünün. e-ticaret çok dinamik bir

alan ve bu alanda başarıya ulaşmak için analitik, kendini sürekli geliştiren ve diğer tüm yöneticilik vasıflarına sahip bir e-ticaret yöneticisine sahip değilseniz, başarılı olma şansınız çok düşecektir.

2- İŞ PLANI VE OPERASYONEL SÜREÇLERİ ATLAMAYIN - e-ticaret çok hızlı gelişen bir alan ve aynı zamanda da, çok hızlı aksiyon gerektiren bir yönetim gerektiriyor. Bu nedenle, ilk siparişinizi almadan çok iyi bir iş planı yapmak şart. Bu iş planı en az üç yıllık hedeflerinize giden yolları tanımlamıyorsa, başarınız bir tesadüf olacaktır. Bu süreç, bütün iş yapış şekliniz, markanız, müşteriye kattığınız değerler, pazarlama süreciniz, operasyonel etkinlikleriniz gibi bütün detayları tanımlamalıdır. İşe başladıktan sonra başınızın ağrımasını istemiyorsanız bu süreçler ve prosedürlerin tamamı hazır olmalı. Eğer bunu yapabilecek yetkinlikte değilseniz, işe koyulmadan danışmanlıklar alın.

3- OMNICHANNEL İLE HER ALANDA KALİTEYİ YAKALAYIN - Eğer hali hazırda mağazalarınız varsa, mağazalarınızla web sitenizi bütünleştirirken doğru adımları atmanız, size çok önemli avantajlar sağlayacaktır. e-ticaret mağazanızı açarak yeni bir mağaza değil, yepyeni bir kanal yaratıyorsunuz. Bu nedenle, konuyu geniş düşünmek gerekiyor. Omnichannel ile sadece mağazadan iade veya teslimat düşünmekle kendinizi sınırlandırmayın. Omnichannel ile her iki kanala daha fazla

e-ticaretBİRÇOK YENİ OYUNCUYA VE BÜYÜMEYE AÇIK BİR SEKTÖR

ETİD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HAKAN ORHUN:

13 _

İŞ Y

AŞA

MI

ELEKTRONİK TİCARET YA DA KISACA E-TİCARET, 1995 YILINDAN SONRA İNTERNET KULLANIMININ ARTMASIYLA

ORTAYA ÇIKAN, TİCARETİN ELEKTRONİK ORTAMDA YAPILMASI KAVRAMIDIR. E-TİCARET İLE MAL VE HİZMETLERİN ÜRETİM, TANITIM, SATIŞ, SİGORTA, DAĞITIM VE ÖDEME İŞLEMLERİ BİLGİSAYAR AĞLARI ÜZERİNDEN GERÇEKLEŞTİRİLİYOR.

GEÇMİŞTE BİR ÖLÇÜYE KADAR KAPALI BİLGİSAYAR AĞLARI ÜZERİNDEN YAPILAN ELEKTRONİK TİCARET UYGULAMALARI, GÜVENLİ OLMAKLA BİRLİKTE MALİYETİ YÜKSEK SİSTEMLER

OLARAK KARŞIMIZA ÇIKIYOR. GÜNÜMÜZDE, AÇIK BİLGİSAYAR AĞI OLAN İNTERNET, ELEKTRONİK TİCARET İÇİN ÇOK DAHA

UYGUN BİR ALTYAPI OLUŞTURUYOR. İNTERNET ARACILIĞIYLA, ARTIK KAPALI YAPIDAN AÇIK YAPIYA GEÇEREK KÜRESELLEŞEN AĞLARIN GETİRECEĞİ AVANTAJLARDAN YARARLANILIYOR. BU DA ÖZELLİKLE KOBİ’LERİN DÜNYA TİCARETİNDE DAHA FAZLA YER ALMALARINA OLANAK SAĞLIYOR. ÖZELLİKLE KOBİ’LER

İÇİN ÇOK UYGUN BİR TİCARET ŞEKLİ OLUŞTURAN E-TİCARET; ÜRÜN SEÇENEKLERİNİN ARTMASINA, ÜRÜNLERİN KALİTESİNİN

YÜKSELMESİNE VE DAHA HIZLI BİR ŞEKİLDE ÖDENEREK TESLİM ALINMASINA İMKAN VERİYOR. AYRICA POTANSİYEL

TÜKETİCİLERİN DÜNYANIN HER YANINDA PAZARA ARZ EDİLEN ÜRÜNLER HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ OLMALARINI VE YENİ

ÜRETİCİLERİN DÜNYA PAZARLARINA GİRMELERİNİ MÜMKÜN KILIYOR.

TÜM İŞLEMLER SANAL ORTAMDA

trafik yaratmayı ve daha fazla değer katmayı hedeflemelisiniz.

4- EMEK HARCAYIN - e-ticaretin en güzel yanlarından bir tanesi, ne kadar emek verilirse, o kadar başarıya ulaşmanın mümkün olmasıdır. Bunu kendiniz için bir avantaj haline getirin. Çünkü, halihazırda rakipleriniz bunu yapıyor veya kısa zamanda bunu yapan bir rakiple karşılaşacaksınız. Ne satıyorsanız onu çok iyi anlatın, avantajlı olduğunuz ürünleri çok iyi pazarlayın ve giderlerinizi hep çok sıkı kontrol edin. Maliyet avantajlarınızı fiyatlarınıza yansıtarak çok önemli hacimler yakalayabilirsiniz.

5- KENDİNİZİ GELİŞTİRİN - Bu işe soyunduysanız, kendinizi büyük bir denizdeki küçük bir sandalda bulacaksınız. Eğer kendinizi sürekli geliştirip deneyimlerinizden iyi dersler çıkartır ve doğru analizler yaparsanız, altınızdaki sandal koca bir transatlantiğe dönüşecek ve siz, dalgalarla boğuşmak yerine onlarla dans edeceksiniz.

ETİD Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Orhun

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

14 _ SEKTÖR / BAHÇE MOBİLYALARI

BahçeMOBİLYASINDA RADİKAL

BİR VİZYON DEĞİŞİKLİĞİ YAPILMALIBAHÇE MOBİLYALARINDA PAZARIN BÜYÜDÜĞÜNÜ, ANCAK İTHALAT KAYNAKLI HAKSIZ REKABET BASKISI İLE KARŞI KARŞIYA

KALINDIĞINI VURGULAYAN MOBSAD YÖNETİM KURULU BAŞKAN VEKİLİ CÜNEYT YANIKÇIOĞLU, “DIŞ TİCARETİMİZE BIRAKINIZ İHRACAT KATKISI YAPMAYI, YAPILAN İTHALAT FAZLALIĞI İLE CARİ AÇIK NEDENLERİNDEN BİRİ OLMAMAK İÇİN

BAHÇE MOBİLYASINDA RADİKAL BİR VİZYON DEĞİŞİKLİĞİ GEREK” DİYOR.

yönde Uzakdoğu’dan ithalatın ağırlık kazanmasının olumsuz etkilerine dikkat çekiyor. “Ar-Ge ve tasarıma önem verip markalaşma ile katma değeri artırmamız şart” diyen ve bahçe mobilyaları sektöründe radikal bir vizyon değişikliğine gidilmesi gerektiğine değinen Cüneyt Yanıkçıoğlu ile sektörü adına keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

İnsanların dış mekânlarda daha çok zaman geçirme ihtiyacıyla birlikte bahçe mobilyalarına olan talebin yükseldiğini belirten Mobilya Sanayi İş Adamları Derneği (MOBSAD) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Cüneyt Yanıkçıoğlu, sektörün önünün açık

olduğuna inanıyor. Ancak bahçe mobilyaları alanında bambu, kamış, sepetçi söğüdü gibi Türkiye’de yetişmeyen ağaçlardan dolayı ham madde sıkıntısı yaşandığına vurgu yapan Yanıkçıoğlu, bu

15 _

SEK

TÖR

/ BA

HÇE

MO

BİLY

ALA

RI

Kısaca Türkiye bahçe mobilyaları sektörünün genel bir değerlendirmesini yapar mısınız? Pazar büyüklüğü, üretim hacmi gibi rakamsal verilerle sektörü analiz eder misiniz?Türkiye’de mobilya tüketimi özellikle 2000’li yılların başından itibaren hızlı bir büyüme göstermeye başladı. Bu hızlı büyümenin arkasında birçok önemli unsur bulunuyor. Dış mekan bahçe mobilyaları sektörü özelinde değerlendirme yapacak olursak; konut dışı bina yatırımlarında hızlı genişleme görünüyor. Ofis binaları, oteller, kültür-sanat-eğlence binaları, alışveriş merkezleri, ticari binalar ve organize perakende ile mağazalar alanında yaşanılan hızlı büyümeler bu alandaki mobilya talebini tetikledi. Bir diğer unsur ise ikincil konutlardaki artış ile birincil konutların yaşam alanlarının (bahçe, asma kat, balkon, teras gibi) genişlemesi ile bahçe mobilyalarına yönelik ortaya çıkan ve hızla artan taleptir. Türkiye’de orta sınıf büyüyerek konut talepleri gündeme geliyor. Konutlarda ise balkon aranan bir konfor unsuru olarak ön plana çıkıyor. Yine tüketimin büyümesi ve insanların dış mekanlarda daha çok zaman geçirmesiyle birlikte bahçe mobilyalarına talep yükseliyor. Bahçe mobilyaları konusunda ülkemizde bambu, kamış, sepetçi söğüdü gibi Türkiye’de yetişmeyen ağaçlardan dolayı hammadde sıkıntısı yaşanıyor. Bu yüzden bahçe mobilyasında yerli üretimden ziyade özellikle ham

maddenin Uzakdoğu pazarından ithalatı ağırlık kazanıyor.

Mobilya ve bahçe mobilyaları sektörü 2016 yılını üretim, ihracat, ithalat, kapasite kullanım rakamları açısından nasıl geçirdi?2016, genel mobilya sektörü açısından baktığımızda maalesef ihracat pazarlarımızın daralması, iç pazarda nakit sıkışıklığı hem üretim hem ihracat manasında sektörün küçüldüğü bir yıl oldu. 2016 yılını 2 milyar 500 milyon dolarlık ihracatla kapattık. Üretimde bir azalma söz konusu olmadı ancak satış düştüğü için firmaların elinde ciddi stoklar oluştu. Bahçe mobilyaları açısından ise Türkiye, potansiyelinin çok altında bir üretim ve ihracat yapıyor. Sektörün yıllık üretimi 100 milyon dolar, ihracatı ise 50 milyon doların altında bulunuyor.

Mobilya sektörü 2017 yılına nasıl bir giriş yaptı? Hedeflerinizi açıklar mısınız?2020’de yaklaşık 28 milyar dolarlık bir hacim hedeflenen dünya dış mekan mobilyası pazarının büyüme ivmesi, ev ve ofis mobilyasına göre çok daha yüksek. Örneğin, en büyük tüketici ABD’deki 1 milyar doları aşkın üretimle bu alanda 5 binden fazla çalışan sayısı göz önüne alınınca önümüzdeki fırsatları ve tehditleri daha dikkatli analiz etme gereği ortaya çıkıyor. Vietnam, Çin ve Endonezya üretimin yanı sıra, önemli bir ihracatçı olarak ilk sıralarda yer alıyor. Avrupa’da ise önde gelen üreticilerden Almanya ve İtalya ihracata ağırlık verirken, Fransa ve Birleşik Krallık daha çok iç pazara yönelik üretim yapıyor. Ülke olarak 2023 yılı için 500 milyar dolar ihracat hedefine kilitlenmiş olmamız nedeniyle her sektör kendi hedeflerini de beyan etti. Mobilya sektörü de devletin kendisine biçtiği 6 milyar dolar ihracat rakamını az görüp 10 milyar dolar olarak revize etti. 2017 yılını ise yüzde 20’lik bir ihracat artışıyla kapatmak istiyoruz ki, yılın ilk ayındaki ihracat rakamları bunu doğrular nitelikte. Sektörümüz 13 yıldır dış ticaret fazlası veriyor. 2015 yılında 1 milyon doları aşkın ihracat yapan firma sayısı 400 iken, 2016 yılında bu sayı 571 oldu. Yine 202 gümrük noktasına ihracat yaptık. İhracatımızda ocak ayında 2016 yılının aynı dönemine göre dolar bazında yüzde 15’lik, TL bazında da yüzde 43’lük bir artış yaşandı. Rakamsal olarak baktığınızda 2016 yılının Ocak ayında 272.169

MOBSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Cüneyt Yanıkçıoğlu

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

16 _ SEKTÖR / BAHÇE MOBİLYALARI

dolarlık, 2017 yılında ise 312.959 dolarlık bir ihracat da gerçekleştirdik. Türkiye genelinde yüzde 18’lik bir artışa karşılık mobilya sektöründe yüzde 15’lik bir artışın yaşanması, sektörümüzün büyüme hızını da gözler önüne seriyor. Sektör olarak 2023 ihracat hedeflerimizi tutturabilmek için odak noktamızı; Hindistan, Çin, Nijerya ve İran gibi alternatif pazarlara vermiş durumdayız.

Çin, Türk bahçe mobilyası üretimi yapan firmaları nasıl etkiliyor?Dünyada ve Türkiye’de dış mekan (outdoor) mobilyaları kategorisinde önde gelen alt katmanlardan biri olan bahçe mobilyaları, ülkemizde maalesef haksız rekabetin baskısı altında eziliyor. Beş-altı yıl öncesine kadar masif ahşap da dahil olmak üzere metalden, plastikten mamul bahçe mobilyalarında ciddi bir üretimi olan Türk mobilya sektörü, özellikle Çin ile kategorize edilen Uzakdoğu menşeli ithalata karşı koymakta güçlük çekiyor. Çin öncesi dönemde de bahçe mobilyası üretimimiz iç piyasamıza yetmiyordu. Eksiği genelde yüksek katma değere sahip Alman, İtalyan ve İspanyol kökenli ithalatla kapatan sektör, rekabet koşullarını da buna göre belirlemiş ve başarılı bir fiyat-kalite dengesi oluşturmuştu. Hızlanan otel ve tatil köyü yatırımlarının da ivmesi ile kısa sürede büyüyen yerli üretim kalite olarak Avrupalı rakipleri ile başa baş mücadele eder hale gelmişti. Hususiyetle yerli ağaçlardan mamul masif ahşap dışında ülkemizden başarılı kimya ve demir-çelik sektörlerinin de etkisiyle metal ve plastik ağırlıklı bahçe mobilyasında da önemli üretim hacimlerine ulaşıp katma değer oluşturulmaya başlanmıştı. Fakat pek çok sektörü etkilediğinden çok daha güçlü bir şekilde bahçe mobilyacılarını vuran Çin faktörü, tüm fiyat-kalite-maliyet-pazar dengelerini altüst etti. Bir anda Türkiye’de üretilen bahçe mobilyasının önemli bir kısmı göreli olarak “çok pahalı” hale geldi. Oysa yerli firmaların üretim maliyetleri artmasına rağmen fiyatları aynı kalmış ciroları ise hızla düşmeye başlamıştı. Bu süreçte belli başlı bazı bahçe mobilyası üreticileri sektörden çekilmek zorunda kalırken devam edenlerde kârlılıklarını önemli oranda kaybetmeye razı oldular. Fakat özellikle Uzakdoğu ve Güney

1- Dış ortam şartlarına dayanıklı, uzun ömürlü ürünler seçinÖncelikle bahçe mobilyası seçerken dayanıklı ve uzun ömürlü bir ürün seçildiğinden emin olunması gerekiyor. Bahçe mobilyalarının kısa sürede deformasyona uğramaması, uzun yıllar boyunca formunu ve fonksiyonelliğini kaybetmeden kullanılabilmesi için seçilen ürünlerin dayanıklı ve kaliteli ham maddelerden üretilmiş olması şart. Mobilyayı oluşturan tüm materyallerin dış mekan için üretilmiş olması gerekiyor. Aksi takdirde kısa sürede paslanan, rengini ve formunu kaybeden bahçe mobilyaları hem harcanan paranın hem de bahçeyi dekore etmek için geçen zamanın çöpe gitmesi anlamına geliyor.

2- Kaliteli malzeme ve iyi işçilik önceliğiniz olsunZorlu hava koşullarına karşı yüksek direnç gösterebilen ve bakımı oldukça kolay olan sentetik rattan malzemeden üretilen bir bahçe mobilyası tercih edilirken, malzemenin iyi kalitede olduğundan ve doğru işlendiğinden emin olunmalı. Örgü detayları oluşturulurken uç bitimlerinin iyi gizlenmiş olması ve örgülerin gergin ve düzgün bir yapıda tamamlandırılmış olması önem taşıyor. Dört mevsim kullanılabilen, yüksek esnekliğe sahip ve gerilmeye karşı dayanıklı sentetik rattan mobilyalar, su ve yumuşak bir fırçayla silinmek suretiyle rahatlıkla temizlenebilme özelliğiyle de tercih sebebi...

3- A kalite tik ağacı kullanıldığından emin olunDoğadaki en sert ağaçlardan biri olan ve içeriğinde doğal olarak bulunan yağıyla birlikte en zorlu hava şartlarında bile yıpranmayan tik ağacı, öncelikli tercih edilen ürünler arasında yer alıyor. Çoğunlukla Endonezya’da üretilen tik ağacından imal edilmiş bahçe mobilyaları seçiminde bu ürünlerin devlet lisanslı ormanlardan kesildiğinden ve sadece A kalite ağaçların kullanıldığından emin olunması gerekli. Doğada nadir bulunan ve değerli bir ağaç olan tik ağacından yapılan bir bahçe mobilyası ürünü seçerken, aynı zamanda üründe kullanılan ağacın yaşı ve mobilyanın yapım şekli de dikkat edilmesi gereken diğer hususlardan biri. Uygun fırınlama yöntemleriyle kurutulan ve doğru makinalarla işlenen tik ağacı, en kaliteli bahçe mobilyalarına hayat verirken çok uzun yıllar yıpranma olmadan kullanılabiliyor.

4- Çok hafif olsun isterseniz alüminyum ürünlere bakınHer türlü hava koşuluna karşı dayanıklı olan ve okside olmadığı için uzun yıllar rahatlıkla kullanılabilen alüminyum bahçe mobilyası, hafif olması ve bakımının kolay olması sebebiyle sıklıkla tercih ediliyor. Dış mekanlara uyum gösteren ve leke tutmayan yapısıyla da tercih sebebi olan alüminyum malzeme, sabunlu bir bezle silinip durulanmasının yeterli oluşu ile kolay bir bakım imkanı da sunuyor.

5- Konforlu tasarım, orta sert minder ve terletmeyenkumaş tercih edinBahçe mobilyasının konforlu olması sağlık açısından da çok önemli. Seçilen mobilyanın bel, sırt ve kas ağrılarına neden olmayacak nitelikte olması gerekiyor. Ayrıca bahçe mobilyalarında kullanılan minderlerin çok sert olmaması, mobilya ile uyum sağlamış olması ve terletmeyen özel kumaşlarla tasarlanmış olması da dikkat edilmesi gereken önemli bir konu. Bahçenizin dekorasyonuna ve tarzınıza uygun konseptte mobilyalar için kumaşın rengini ve minderin sertliğini kendinizin belirleyebileceği markaları tercih edebilirsiniz.

Bahçe mobilyası seçimininbeş temel püf noktası:

17 _

SEK

TÖR

/ BA

HÇE

MO

BİLY

ALA

RIÜreticilere neler tavsiye edersiniz?Yerli bahçe mobilyası üreticilerinin çıkış yolunu bulması birkaç özel koşula bağlı. Buna göre ilk olarak mukayeseli üstünlük kurulan alanlardaki üretime yoğunlaşılması; takiben asla maliyet avantajı yakalanamayacak bir kısım ithal hammaddeye dayalı alanların terk edilmesi; üçüncü olarak inşaat ve proje firmaları ile eşgüdümlü çalışma; ilaveten toplu konut ve otel/tatil köyü projelerinde temerküz edilmesi gibi başlıklar önemlidir. Ancak bunların da öncesinde genel anlamda mobilya sektörümüzün de dikkate alması gereken tasarım, Ar-Ge ve katma değerli ürün imalatına ağırlık verilip markalaşmaya yatırım yapılması şart. Aksi takdirde bahçe mobilyaları sektöründe adeta bayraktarlık yapan az sayıdaki başarılı yerli üreticinin Çin faktörüne dayanması mümkün değil. Dış ticaret açığı verdirmeyen hatta ihracatı ithalatının iki mislinden fazla olan mobilya sektörünün en az yabancı girdi kullanan sektör olması da dikkate alınınca maalesef bahçe mobilyası karşı karşıya kaldığı ithalat kaynaklı haksız rekabet baskısı ile sektörün yumuşak karnı haline gelmiştir. Dış ticaretimize bırakınız ihracat katkısı yapmayı, yapılan ithalatın fazlalığı ile cari açığın müsebbiplerinden biri olmaması için bahçe mobilyasında radikal bir vizyon değişikliği gerekiyor.

Asya’ya has bazı egzotik ağaç, çalı ve otlarının bahçe mobilyalarında kullanımının dünyada ve ülkemizde kabul görmesi yerli üreticinin bu alandaki rekabet şansının zayıflamasına neden oldu.

Bahçe mobilyalarında yeni trendler neler?Her yaz olduğu gibi bu yaz da bahçe dekorasyonunda bizi çok renkli bir moda bekliyor. Rahatlığı ve şıklığı bir arada arayanlar için bahçeler, turuncudan maviye, kırmızıdan sarıya gökkuşağının tüm renklerinin kullanıldığı mobilyalarla renklenecek. Renk çeşitliliğinin yanı sıra, tasarımlardaki farklılıkların da ön plana çıkacağı bahçe mobilyalarında, geometrik desenler ile natürel cilalı ahşaplar bir arada kullanıldı. Doğal görünümlü ahşap oturma grupları da yine bu sene trendler arasında yerini alacak. Özellikle son yıllarda tüketicilerin mobilya satın alırken fonksiyonellikten daha çok tasarıma önem vermeleri, bazı yanlış tercihler yapmalarına neden olabiliyor. Geniş ürün yelpazesi arasında doğru seçimi yapmak için ise bazı püf noktalarının bilinmesi gerekiyor: Tüketicilerin almayı düşündükleri ürünlerin, bahçedeki doğal şartlardan etkilenmeyecek malzemelerle üretilmiş olmaları gerekiyor. Dış mekânlarda en yaygın kullanıma sahip olan mobilyalar, hasırdan ve tik ağacından üretilen mobilyalardır. Suya, neme ve her türlü iklim koşuluna karşı dayanıklı olması sebebiyle bahçe mobilyalarında sıkça kullanılan tik ağacı mobilyalar, modern görüntüsüyle de bahçeleri farklı kılıyor. Tercih edilecek mobilyadaki döşemelik malzemenin ve minderlerin iskeletle uyum içinde olması, kolay yanmayan, terletmeyen ve kolay temizlenen özellikte olması, mobilyanızın kullanım süresini uzatacaktır. Bununla birlikte çok açık ve geniş bir bahçeye sahip olanlar güneşlik kısmı olan hasır bahçe mobilyaları tercih ederlerse tüm yazı rahat bir şekilde geçirebilirler.

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

18 _ FİRMA TANITIM

İSTOÇ’U KENDİ BAŞINA MARKA OLMUŞ BİR TİCARET MERKEZİ OLARAK TANIMLAYAN KARAKUŞ HIRDAVAT SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. GENEL MÜDÜRÜ YUSUF HASAN KARAKUŞ, BURADAN ALDIKLARI GÜÇ İLE 2017’DE ÜRETİM BANTLARINI ARTIRMAYI

PLANLADIKLARINI SÖYLÜYOR.

E minönü Tahtakale’de 1972 yılında babasının kurduğu hırdavat ticarethanesinde iş hayatına başladığını anlatan Karakuş Hırdavat San. ve Tic. Ltd. Şti. Genel Müdürü Yusuf Hasan Karakuş, çıraklıktan başlayarak bugünlere ulaştığının altını

çiziyor. Tahtakale piyasasının içinden İSTOÇ’taki merkezlerine uzanan başarı hikayesini anlatan Karakuş, sorularımızı samimiyetle yanıtlıyor.

İş hayatınıza nasıl ve nerede başladınız?1958 yılında Malatya Pötürge’de doğdum. Evli ve beş çocuk babasıyım. İş hayatıma, okulumun tatil olduğu dönemlerde babamın Eminönü Tahtakale’de kurduğu hırdavat ticarethanesinde çıraklık yaparak başladım. Halen de devam ediyorum.

İSTOÇ Ticaret Merkezi’ndeki faaliyetlerinizene zaman başladınız? Karakuş Hırdavat, 1972 yılında Hacı olan babam tarafından Eminönü Tahtakale’de kuruldu. Firmamız kısa sürede kendi alanında saygın bir konuma ulaşmayı başardı. Tahtakale piyasasının içinde yer almaya devam ederken, 1982 yılında ana merkezimizi, İSTOÇ Ticaret Merkezi’ne taşıdık. Karakuş Hırdavat San. ve Tic. Ltd. Şti. olarak faaliyetlerimizi İSTOÇ’ta devam ettiriyoruz.

Ürün yelpazenizde hangi ürünler bulunuyor?Ürün çeşitlerimiz arasında hırdavat teknik el aletleri; bakım, onarım ve servis takımları ile bahçe ziraat aletleri; mobilya ve elektrikçi takımları bulunuyor.

Firmanız 2016 yılını üretim, ithalat, ihracat, kapasite kullanımı rakamları açısından nasıl geçirdi?2016 yılında ülkemiz üzerinde haince oyunlar oynandı. Bunun yanı sıra, dövizde kısa sürede yükseliş gerçekleşti. Dövize endeksli ham madde fiyatlarındaki artış da piyasadaki alım gücünü azalttı. Dolayısıyla ticaretimizde zarar riskini de göz önünde bulundurmalıyız. Temkinli adımlar atarak, üretim, ithalat, ihracat ve tedariklerimizde, yüksek beklentiler içinde olmayarak ve şükrederek az olan kâr paylarıyla 2016 yılını geride bıraktığımızı söyleyebilirim.

2017 yılına ait hedef ve planlarınızı öğrenebilir miyiz?Müşterilerimizin taleplerini 2017 yılında yapacağımız Ar-Ge

çalışmalarıyla karşılayacağız. Ayrıca bu yıl imalatımızdaki ürün bantlarımızı çoğaltacağız.

Başarı kriterleriniz nelerdir? Başarı kriterlerimizi, ticaretin vazgeçilmez prensipleri olan dürüstlük, güven ve müşteri memnuniyeti ilkelerini yerine getirebilmek oluşturuyor.

İSTOÇ Ticaret Merkezi’nin çalışmalarınıve yatırımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?İSTOÇ, Türkiye ekonomisinde büyük pay sahibi iş ortaklarımızın bulunduğu ve kendi başına marka olmuş bir ticaret merkezi. İSTOÇ Saray Binası ve AVM, yurt içi ve dışındaki pazar payı ile üretim, ithalat ve tedarikte Balkanların en büyük alışveriş merkezi olarak kısa süre içinde faaliyete geçirilecek. Bu konudaki çalışmalar devam ediyor. Bina hizmete girince İSTOÇ Ticaret Merkezi’ne büyük değer katacak. Büyük özveri ile çalışan başta Başkanımız Nahit Kemalbay’a, Yönetim Kurulu’na ve İSTOÇ Ticaret Merkezimize emek veren değerli ortaklarımıza tçok teşekkür ederim.

Türkiye ekonomisi hakkındaki görüşleriniz nelerdir?Ekonomide gelişen, büyüyen ve istikrar sağlayan Türkiye, üretim ve ihracat alanında her geçen gün pazar payını artırarak bize güven veriyor.

“İSTOÇ, KENDİ BAŞINA MARKA OLMUŞ BİR TİCARET MERKEZİ”

KARAKUŞ HIRDAVAT SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. GENEL MÜDÜRÜ YUSUF HASAN KARAKUŞ:

Yusuf Hasan Karakuş

19 _

FİR

MA

TAN

ITIM

PLASTİK EV VE BAHÇE ÜRÜNLERİ ALANINDA UZMANLAŞAN ÖZGEN PLASTİK, 2008’DEN BU YANA GERÇEKLEŞTİRDİĞİ YATIRIMLARIYLA HER YIL YÜZDE 20 ORANINDA BÜYÜME BAŞARISI GÖSTERİYOR. ÖZGEN PLASTİK İHRACAT MÜDÜRÜ ALKAN ÖZGEN, BAŞARILARINDA DIŞ PAZARLARIN ÖNEMLİ YERİ OLDUĞUNU DİLE GETİREREK, “ÜRETİMİMİZİN YÜZDE 50’SİNİ ORTA

DOĞU VE AFRİKA ÜLKELERİNE İHRAÇ EDİYORUZ” DİYE KONUŞUYOR.

P lastik sektöründe 330 ürün çeşidiyle öne çıkan Özgen Plastik, 1961 yılından bu yana üretimde, ihracatta ve kurumsallaşmada emin adımlarla büyüyor. Firmanın yarım yüzyılı aşan üretim serüvenini Özgen Plastik İhracat Müdürü

Alkan Özgen, ile konuştuk. Özgen, 2007 yılında Maltepe Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra iş hayatına aile şirketlerinde adım attığını ve 2008 yılından bu yana Özgen Plastik’in nasıl bir büyüme gösterdiğini anlatıyor.

Firmanız kaç yılında ve nasıl kuruldu?Özgen Plastik, bidon ve plastik mutfak eşyası imalatı yapmak üzere 1961 yılında kuruldu. 330 çeşit plastik ev ve bahçe ürününün imalatını gerçekleştiriyoruz. Üretimimizin yüzde 50’sini Orta Doğu ve Afrika ülkelerine ihraç ediyoruz.

Ürün çeşitlerinizden bahseder misiniz?Firma olarak uzmanlık alanımızı plastik ev ve bahçe ürünleri oluşturuyor. Ürün gamımız arasında tabure, ayakkabılık ve saksı çeşitleri de yer alıyor.

2016 yılının beklentileriniz doğrultusunda geçtiğinisöyleyebilir miyiz?2008 yılından bu yana yaptığımız çalışmalar doğrultusunda her yıl üretim, ithalat, ihracat ve kapasite kullanımımızda yüzde 20 artış oldu. 2016 yılıyla birlikte firmamız yüzde 43 oranında büyüdü.

İş yaşamınızda size başarıyı getiren en önemli faktörler neler oldu?Öncelikle tüm şirketi bir merkezde topladık. Kurumsallaşarak düzenli ve disiplinli bir sistemde yer aldık. Doğru stratejiler belirleyerek, sistemli ve planlı çalışmalar gerçekleştirdik.

Sektöre yönelik gördüğünüz sorunlar var mı? Sizce bu konuda hangi adımlar atılmalı?Ham madde konusunda bağımlılığın asgariye indirilmesi gerekiyor. Türkiye plastik konusunda İtalya’yı geçti. Çinli kalıpçılar, fuarlarda, Türkiye’den numune topluyor. Plastikte moda olan

ürünler iki-üç ayda bir değişiyor. Kalıp maliyeti yüksek olduğundan, kopyalama sorunu ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu konuda devlet arabulucu olmalı ve inovatif çalışmalar desteklenmeli. Altyapı çalışmaları yapılmalı, kârlılık, satış ve ihracat üzerine çok kapsamlı eğitim ve seminerler verilmeli. Organize ekip için eğitimler desteklenmeli ve bu alandaki okulların sanayi ve iş birliği içinde olması gerekmektedir.

İSTOÇ Ticaret Merkezi ile ilgili görüşleriniziöğrenebilir miyiz?İSTOÇ’ta yaşanan trafik sorunu düzenlenen kanunlarla çözüme ulaştı. Tabii bu durum bizleri çok rahatlattı. TIR parkı alanı ilgili olarak, yüklemede ve sevkiyatta sıkıntılar yaşamamak için asfaltlama çalışmaları yapılmalı; böylece kışın çamur, yazın toz sorunlarının ortadan kalkacağını düşünüyoruz. Sevkiyatlarda daha sağlıklı hareket edebilmek için, yönetime düşen görevler olduğunu düşünüyorum. Renkli dijital göstergeler ve yerlere çekilecek şeritlerle TIR’ların rahat yanaşması sağlanmalı. Böylece TIR parkı düzene girmiş olacak ve iş hacmi artacak.

“ÜRETİMİMİZİN YÜZDE 50’SİNİ İHRAÇ EDİYORUZ”

ÖZGEN PLASTİK İHRACAT MÜDÜRÜ ALKAN ÖZGEN:

Alkan Özgen

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

20 _ FİRMA TANITIM

NOVUSSİ MARKALI ÜRÜNLERİNİN SATIŞ VE PAZARLAMASI İLE İHRACATINI GERÇEKLEŞTİREN SOLEA PLASTİK, ÜRÜNLERİYLE GURUR DUYUYOR… SOLEA PLASTİK SAN. VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. SAHİBİ YILMAZ ÖZDEMİR, “2017 YILINDA

NOVUSSİ ÜRÜNLERİNİ, MEVCUT BAYİLERİMİZ VE YENİ OLUŞTURACAĞIMIZ AĞIMIZ İLE DAHA ÇOK SON KULLANICIYA ULAŞTIRMAYI HEDEFLİYORUZ” DİYOR.

B ahçe mobilyaları sektöründe 2012 yılında satış ve pazarlama faaliyetleri gerçekleştirmek üzere YIlmaz Özdemir tarafından kurulan Solea Plastik, gerek bayileşme atağı gerekse de satış açısından 2016’yı oldukça başarılı geçirdi. 2017 yılında

da 2016’daki başarılarını artırarak yollarına devam edeceklerini söyleyen Solea Plastik San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. sahibi Yılmaz Özdemir ile İSTOÇ’un yanı sıra, Türkiye ekonomisi hakkında konuştuk. Firmanız ne zaman ve nasıl kuruldu?Solea Plastik’i edindiğim tecrübe, deneyim ve dinamik satış ekibimle birlikte 2012 yılında, bahçe mobilyaları sektöründe satış ve pazarlama faaliyetleri gerçekleştirmek üzere kurdum. Firmamız Türkiye genelinde Novussi markalı ürünlerin satış ve pazarlama faaliyetlerinin yanı sıra, gerçekleştirdiği ihracat ile Novussi markasını yurt dışında gururla temsil ediyor. Ekip çalışmamız ve müşteri odaklı satış hizmetlerimiz ile kısa sürede sektörde başarıya ulaştık.

Ürünleriniz ile ilgili neler söylemek istersiniz? Ürünlerimiz “rattan” ve “conract” olmak üzere iki gruba ayrılıyor. Novussi markalı ürünlerimiz; TSE, CATAS, ISO 9001:2008, TS EN 581-1 ve TS EN 581-3 gibi onaylı sertifikalarla üretiliyor. Yüksek kalite ilkelerine sahip Novussi ürünleri bahçelere, kafelere ve evlere eşsiz zarafet katıyor.

2016 yılını firma olarak nasıl geçirdiniz?2016 yılı firmamız için çok başarılı geçti. Gerek bayileşme atağımız gerekse de satış grafiğimiz açısından hızlı ivme yakaladığımız bir yıl oldu.

2017 yılı sizin için ne ifade ediyor? Bu yıl neler yapacaksınız? Firmamız 2017 yılında 2016 yılında yaşadığı başarıları artırarak yoluna devam edecek. 2017 yılında, yüksek kaliteli, yenilikçi Novussi ürünlerimizi, mevcut bayilerimiz ve yeni oluşturacağımız ağımız ile daha çok son kullanıcıya ulaştırmayı hedefliyoruz.

İSTOÇ Ticaret Merkezi’nin sunduğu hizmetleri başarılıbuluyor musunuz?İSTOÇ, yerli ve yabancı tedarikçileri ve müşterileri buluşturan Türkiye’nin kilit noktalarından biri. Merkez, bizi müşterilerimizle

buluşturuyor. Bu açıdan bizim için büyük önem arz ediyor. Ürün teşhirlerinde yaşanılan birkaç ufak sorun haricinde tüm hizmetlerinden çok memnuniyet duyuyoruz.

Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri nasıl yorumluyorsunuz?Türkiye ekonomisi son yıllarda edindiği güçle dünyada yaşanan büyük ekonomik problemlerden etkilenmiyor ve aldığı kararlarla da gücüne güç katıyor. Bu sayede geleceğe daha sağlam ve pozitif bakarken, bizler de yapacağımız yatırımlarla ekonomimizin gelişmesine bir nebze olsun katkı sağlamaya çalışıyoruz.

SOLEA’NIN 2017 HEDEFİNDE DAHA ÇOK KULLANICIYA ULAŞMAK VAR

Yılmaz Özdemir

21 _

FİR

MA

TAN

ITIM

ZAFER HIRDAVAT’IN KAPASİTE KULLANIMINI 2016’DA YÜZDE 20 ORANINDA YÜKSELTTİĞİNİ BELİRTEN GENEL MÜDÜR ERCAN ÇAPTUĞ YENİ HEDEFLERİNİ, “2017 YILINDA YAPISAL OLARAK BÜYÜMEKTEN ZİYADE, MÜŞTERİ POTANSİYELİMİZİ

ARTIRMAYI DÜŞÜNÜYORUZ” ŞEKLİNDE AÇIKLIYOR.

T ürkiye genelinde gıda dışı tüketim ürünlerinde toptancılık ve ucuzluk pazarlarına tedarik sağlamak üzere 1999 yılında Zafer Hırdavat’ı kuran Ercan Çaptuğ, daha önce 10 yıl pazarcılık ve dağıtımcılık tecrübesiyle faaliyetlerini sürdürüyor. Bugün

pazarladıkları ürünlerin bir kısmının kendi, bir kısmının da bayilik ürünlerinden oluştuğu bilgisi veren Çaptuğ, “Ürün çeşitlerimiz arasında; hırdavat, el aletleri, bahçe ve su malzemeleri, elektrik, elektronik züccaciye, kırtasiye ve hediyelik eşya ürünleri yer alıyor” diyor. Zafer Hırdavat Genel Müdürü Ercan Çaptuğ ile firmalarının yanı sıra Türkiye ekonomisi hakkında konuştuk.

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Malatya Darende’de 1977 yılında doğdum. Üç çocuk babasıyım.

Firmanız kaç yılında ve nasıl kuruldu?Zafer Hırdavat, 1999 yılında İstanbul Tahtakale’de kuruldu. Türkiye genelindeki gıda dışı tüketim ürünlerinde toptancılık ve ucuzluk pazarlarının tedariklerini üstleniyoruz. Pazarladığımız ürünlerin bir kısmı kendi, bir kısmı da bayilik ürünlerinden oluşuyor.

Eğitiminizi nerede ve nasıl tamamladınız?Eğitim hayatım Malatya Darende’de başladı ve İstanbul’da devam etti. Zafer Hırdavatı kurmadan önce 10 yıl pazarcılık ve dağıtımcılık yaptım.

Ürün çeşitleriniz nelerdir?Ürün çeşitlerimiz arasında; hırdavat, el aletleri, bahçe ve su malzemeleri, elektrik, elektronik züccaciye, kırtasiye ve hediyelik eşya ürünleri yer alıyor.

Firmanız 2016 yılını üretim, ithalat, ihracat kapasite kullanım rakamları açısından nasıl geçirdi?Firmamız 2016 yılında kapasite kullanımı açısından yüzde 20 büyüme gösterdi.

2017 yılına ait planlarınızı öğrenebilir miyiz?2017 yılında büyüme göstermekten ziyade, müşteri potansiyelimizi artırmak hedeflerimiz arasında yer alıyor.

Başarı kriterlerinizi bizimle paylaşır mısınız?Başarı kriterlerimizin ilk sırasında; müşteri ve tedarikçi memnuniyetini iyi yönetmek yer alıyor. Bizler için başarıyı getiren en önemli faktör, işimize olan saygımız ve sebat edebilmemizdir.

Sektöre yönelik gördüğünüz sorunlar var mı?Sizce bu konuda hangi adımlar atılmalı?Sektörde yer alan en büyük problem, iyi yetişmiş personellerin bulunmamasıdır.

İSTOÇ Ticaret Merkezi ile ilgili görüşleriniziöğrenebilir miyiz?Yönetimin hizmet ve çalışmalarından çok memnunuz. Başarılarının devamını diliyoruz.

Türkiye ekonomisini nasıl görüyorsunuz?Ekonomimiz sağlam temellere oturdu. Geçmiş ekonomik krizlerden ders alan bir hükümetimiz var. Bankacılık sektörünün ve devletimizin mali yapısının disiplin üzerine kurulduğunu düşünüyorum. Dış ekonomik istikrarsızlığa karşı içeride ekonominin canlanması gerekiyor.

ZAFER HIRDAVAT 2016’DA KAPASİTE KULLANIMINI

YÜZDE 20 ARTIRDI

Ercan Çaptuğ

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

22 _ GEZİ

İSLAM’IN BEŞ ŞARTINDAN BİRİ OLAN HAC GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEK İÇİN MÜSLÜMANLARIN SIKÇA ZİYARET ETTİĞİ MEKKE, İNANÇ GEZİLERİ SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA AKLA GELEN İLK

ŞEHİRLER ARASINDA YER ALIYOR. ŞEHRİN İSLAM DÜNYASININ EN KUTSAL MEKANI OLMASI, HZ. MUHAMMED’İN BU ŞEHİRDE DOĞMASI VE KABE’NİN MEKKE’DE BULUNMASINDAN İLERİ GELİYOR. MEDİNE İSE İSLAM ALEMİNİN EN ÖNEMLİ KUTSAL ŞEHİRLERİ ARASINDA MEKKE’DEN SONRA İKİNCİ SIRADA BULUNUYOR. HZ. MUHAMMED’İN 622 YILINDA MEKKE’DEN MEDİNE’YE HİCRET EDEREK YAŞAMININ BİR KISMINI BURADA GEÇİRMESİNİN YANI SIRA; ŞEHİR İLK HÜKÜMET YAPISININ VE İSLAMİ EKONOMİ MODELİNİN DE KURULDUĞU YER OLARAK TARİH SAYFALARINDAKİ YERİNİ ALIYOR. BU YÜZDEN İSLAM’IN YERYÜZÜNE YAYILDIĞI YER OLARAK KABUL EDİLEN MEDİNE

“PEYGAMBER ŞEHRİ” OLARAK DA ANILIYOR.

Kutsal TopraklarMEKKE VE MEDİNE

23 _

GEZ

İ

A rap Yarımadası’nın batısında bulunan eski Hicaz bölgesinde ve Kızıldeniz’in doğusunda yer alan Mekke, İslâm dini için de önemli kutsal bir şehir.

İslâm dininin peygamberi Hz. Muhammed’in Mekke’de doğmuş olması ve İslâm’ın kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’in burada indirilmeye başlandığına inanılması, kentin önemini artırıyor. Beytullah denilen Kâbe de yine bu şehirde yer alıyor. Kur’an’da “şehirlerin anası (ummu’l kur’a)” sıfatıyla anılıyor. Günümüzde ise her yıl milyonlarca Müslüman tarafından ziyaret edilen ve Müslüman olmayanların girmesinin yasak olduğu kent, Riyad ve Cidde’den sonra ülkenin üçüncü büyük kenti olma özelliğini taşıyor.

İlk zamanlardaki adı Beka olarak bilinen Mekke, Hz. İsmail’in soyundan gelenler tarafından kurulup geliştirildi. Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail, Beka Vadisi’nde Kabe’yi kurar ve İsmailoğulları Kabe’nin koruyuculuğunu üstlenir. İsmailoğlu soyundan gelen Hz. Muhammed, Kabe’de doğar ve Kureyş kabilesi Haşimoğulları ailesine üyedir. Güçlü bir aile olan Haşimoğulları ailesinden olması ve herkes tarafından takdir edilmesi sebebiyle Hz. Muhammed peygamberliğinden önce de şehirde etkili bir figürdür. Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed’e Mekke’nin hemen yanında bulunan Nurdağı’nın Hira Mağarası’nda gelmeye başlar.

Hz. Muhammed ve ilk Müslümanlar Medine’ye hicret eder ve bir devlet kurar. 630 yılında ise Mekke Müslümanlar tarafından fethedilir. Bu tarihten itibaren Müslümanların dini merkezi olan Mekke, tarih boyunca oldukça değer gören bir kent olmuştur. Şehrin hakimiyetini elinde bulunduran tüm hükümdarlar şehre hizmet etmekte birbirleriyle yarışmıştır. Emeviler ve Abbasiler dönemi ve sonrasında Memlükler devrinde Hac hizmetinin yerine getirebilmesinde kolaylık sağlamak için altyapı hizmetleri yapılmış ve Osmanlı Devleti’nin hakimiyeti döneminde birçok sultan şehre hayrat denilen camiler, çeşmeler, yol ve çeşitli düzenlemeler ve bunların yanı sıra, El-Hamra Camisi’ne değerli eserler yaptırmışlardır.

Fakat Birinci Dünya Savaşı sonrasında Suudilerin hakim olduğu Mekke şehri, Vahhabilerin inanç esasları doğrultusunda tüm süslemeler ve mimari yapılar yanlış ve din dışı görülmüş, yavaş yavaş şehrin çevresinden silinmeye başlanmıştır. En son 2002 yılında yıkılan Osmanlı Dönemi eseri Ecyad Kalesi’nin yerine Ebrac El Beyt ismindeki otelin yapılması büyük tepki toplamıştır.

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

24 _ HABERLER

Kâbe ve El Haram CamiiMekke’ye genel olarak insanlar Hac görevini yerine getirmek için gidiyor ve dini mekânları geziyorlar. El Haram ve Kâbe bu yapıların en önemlileri arasında yer alıyor. Kâbe’yi inşa eden kişiler, Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail olarak biliniyor. Kâbe, İslam dininin merkezi ve Müslümanların namazlarını kılarken yöneldikleri kutsal mescittir. Siyah bir bez ile kapanmıştır ve Müslümanlar tarafından etrafında yedi kere dönerek tavaf ediliyor. İslam dünyası tarafından en kutsal mekân olarak bilinen El Haram Camisi, Kâbe’yi çevreleyen büyük yapıyı oluşturuyor.

Sevr MağarasıHz. Muhammed ve Hz. Ebu Bekir, Mekke’den Medine’ye giderken Kureyşlilere yakalanmamak için Sevr Mağarası’na saklanmışlardır.

Cennet-ül MuallaHz. Peygamber’in dedesi Abdulmuttalip, amcası Ebu Talip, eşi Hz. Hatice ve çocuklarının bulunduğu mezarlığın adı Cennetül Mualla’dır. Hacerül Esvet Taşı Kabe’nin üzerinde bulunan 20 santimetreküp civarında Hz. İsmail tarafından Ebu Kubeys Dağı’ndan getirilen bir taştır. Tavafa başlangıç noktası olarak biliniyor.

Uçuşlar Cidde’ye direkt yapılıyorMekke’ye İstanbul ve diğer büyük şehirlerden havayolu şirketlerinin direkt uçuşları bulunuyor. Mekke içine inmeyen uçaklar Cidde Havalimanı’na iniyor ve oradan Mekke’ye otobüsler ile ulaşılıyor. Hac döneminde her ülke için ziyaretçi kotası uygulanıyor. Bu yüzden Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen listeler eşliğinde Hac ziyaretinde bulunulabilir. Bunun dışında Ramazan dönemi boyunca şehir oldukça kalabalık oluyor.

Her bütçeye göre otel bulunuyorŞehirde her tür gelir grubuna uygun oteller bulunuyor. Bazı Müslümanlar zamanının tamamını El-Haram’da

geçiriyor. Şehrin dışında kalan ucuz fakat kirli otellerin yanı sıra, merkezde Hilton, Mövenpick, İnter-Continental ve Ebrac El Beyt gibi daha lüks otellerde de kalabilirsiniz. Diğer seçeneklere göre bu oteller size masraflı görünse bile hem El-Haram’a yakınlıklarıyla hem de yemek ve diğer hizmetleriyle büyük kolaylık sağlayacaklarından şüpheniz olmasın.

Yemekler, İslami kurallaragöre yapılıyorMekke’de yemekler İslami kurallara uygun olarak üretiliyor. Tüm dünya mutfaklarını kentte görmeniz mümkün. Hindu yemeklerinden Kuzey Afrika mutfağına ve sık karşılaşacağınız fastfood mağaza zincirlerine kadar her tür yemeği Mekke’de bulabilirsiniz.

HacHac, şehrin tüm gündemini belirleyen bir dönemi oluşturuyor. Dünyanın dört bir yanından Mekke’ye gelen Müslümanlar Hacı olmak için gerekenleri yapıyorlar. Yaklaşık 40 gün süren Hac boyunca

Müslümanlar kendilerini dünyevi dünyadan uzak tutarak manevi anlamda doyurmaya odaklanıyor.

Haccın yapılışı:• Mikat denilen yerde ihrama niyet ederek ihramlıklar giyiliyor.• Mekke’ye varınca Kâbe tavaf ediliyor.• Safa ile Merve arasında sa’y yapılıyor. • Arefe günü Arafat’a giderek vakfe yapılıyor.• Akşam Müzdelife’de kalarak Müzdelife vakfesi yapılıyor. Burada şeytan taşlamada kullanmak üzere vizere taşı toplanıyor. • Kurban Bayramı sabahı (Zilhicce’nin 10. günü) Mina’ya geçerek şeytan taşlanıyor. • Ardından kurban keserek tıraş olunuyor ve ihramdan çıkılıyor.• Kâbe’ye giderek farz olan ziyaret tavafı yapılıyor. • Böylece Hac ibadeti tamamlanıyor.• Mekke’den ayrılırken Kâbe’ye giderek veda tavafı yapılıyor.

(Kaynak: Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı)

Müslümanlar zemzem suyu almadan dönmüyor Mekke’ye giden Hacılar ve Umre ziyaretinde bulunan Müslümanlar, genelde anı niyetine resim ve saat almayı tercih ediyor. Her ziyaretçi evine sınırlı miktarda zemzem suyu götürebiliyor. Hurma için

Bugünlerde Mekke, altyapı hizmetlerinin artmasıyla

yılda 15 milyonu aşan Müslüman’ı ağırlıyor.

25 _

HA

BERL

ER

Medine popüler olsa bile Mekke’de hurma satışı yapılıyor. Bunun yanında farklı seçeneklerde ve kalitede parfüm yağları hediyelik olarak alınabiliyor. Takke, seccade ve tespih Mekke’den alınabilecek diğer ürünler arasında yer alıyor. Genel olarak elektronik eşyaların Türkiye’den biraz daha ucuz olduğu varsayılıyor.

Medine, “Peygamber Şehri”olarak anılıyorİslam dininin ikinci en büyük kenti olarak kabul edilen Medine Suudi Arabistan’ın Hicaz bölgesinde yer alıyor. Mekke kentinin kuzeyinde yer alan Medine’nin eski adı Yesrib. Medine İslam’ın yayılma sürecindeki öneminden dolayı “Peygamber Şehri” olarak anılıyor. Pek çok kutsal mekanıyla Hac ve Umre ziyaretleri için bilhassa uğranan Medine, İslam mimarisinin ilk örneklerini de görme imkanı sunuyor.

Medine’de Mekke’dekinden farklı olarak ihram giyilmesi zorunluluğu bulunmuyor. Fakat yine de kılık kıyafet konusunda belli sınırlar var. Bunun yanı sıra, ikliminden dolayı hava gün içinde ne kadar sıcak olursa olsun akşamları serinliyor. Dolayısıyla akşamüzeri dışarı çıkacaksanız yanınızda mutlaka fazladan bir hırka bulundurmanızı öneririz. Ayrıca aklınızda bulunması gereken bir diğer şey ise Medine kenti ile Mekke arasında kur farkının olduğu... Şehrin her yerinde döviz bozdurma imkanınız var, dolayısıyla bu konuda herhangi bir endişeniz olmasın.

Peygamber Camii (Mescidi Nebevi)Hz. Muhammed’in hicretten sonra ashabı ile inşa ettirdiği ve namaz kıldırdığı yer olan Peygamber Camisi, Medine seyahatinde mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerlerin başında geliyor. Hz. Muhammed’in kabrinin de bulunduğu Mescidi Nebevi’de Hz. Ömer ve Hz. Ebu Bekir’in mezarı da bulunuyor. Günün her saati açık olan Mescidi Nebevi’yi erkekler günün her saati ziyaret edebilirler. Fakat kadınlar için ziyaret saatleri sabah namazı ve öğlen namazından sonradır. Hz. Muhammed’in “mescidimde kılınan bir

vakit namaz, Mescidi Haram hariç başka bir mecliste kılınan namazdan hayırlıdır” hadisi mekanı dini açıdan da özel kılıyor.

Cennet Bahçesi (Ravza-i Mutahhara)Mescid-i Nebevi’nin içinde bulunan Cennet Bahçesi, peygamberin Cuma hutbesini verdiği kürsünün bulunduğu alan. Peygamber Camisi içinde yeşil halıların bulunduğu tek kısım burada yer alıyor.

Kuba MescidiKuba Mescidi İslam tarihinde cemaatle namaz kılmak için inşa edilmiş ilk mescit. Hz. Muhammed’in inşaatında çalıştığı ve 14 gün konakladığı bu mekanda namaz kılmak dinen sevap sayılıyor.

Ramazan ayı en kalabalık dönemiIlıman bir iklime sahip olan Medine’de, çöl rüzgarlarının etkisinden dolayı sıcaklıklar oldukça yüksek. Bu yüzden Medine’ye gideceklere verilebilecek en iyi tavsiye: ocak ve mayıs ayı arasındaki dönem ya da sonbahar aylarında gitmeleri olacaktır.

“Tameez” Medine mutfağına özgü bir ekmekArap geleneksel mutfağının pek çok lezzetini tatma imkanını sunan Medine’ye gittiğinizde yöresel lezzetlerin yanı sıra Hint, Pakistan ve Bangladeş mutfaklarının kendine has lezzetlerini deneme imkanı

da bulabilirsiniz. Medine’ye gittiğinizde karşınıza en çok çıkacak yemekler kuzu çevirme, “taamiya” adını verdikleri sebzeli sandviçler, kendi yöntemleriyle pişirdikleri bezelye ve Medine mutfağına özgü “tameez” ekmeğidir.

Medine’den en çok seccade alınıyorKent daha çok dini amaçlı turizm merkezi olduğundan Medine’den satın alabileceğiniz hediyeler de yine buna yönelik olacak. Medine’yi ziyaret edenlerin en çok tercih ettiği hediyelerin başında seccade geliyor. Hindistan yapımı kaşmir seccade, el yapımı ve özel bir hatıra almak isteyenlerin en çok tercih ettikleri ürünlerin başında geliyor. Aynı zamanda tespih ve Kur’an-ı Kerim’de Medine’den dönerken yanınızda getirebileceğiniz hediyeler arasında. Kesme taş ve deve kemiğinden yapılan ev yapımı tespihlerin yanı sıra, farklı taşlardan yapılan modellere de rastlayabilirsiniz. Son yıllarda kentin hediyelik eşya sektöründe hızlıca yayılan bir diğer şey ise ezan okuyan saattir. Pek çok parfüm çeşidi de Medine’de karşınıza en çok çıkacak alternatifler arasında. Medine’de alışveriş yapacakların aklında tutması gereken en önemli şey ise kentte kredi kartı kullanımının çok az yerde mümkün olduğudur, o yüzden yanınızda nakit bulundurmanız gerekiyor.

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

26 _ ÜNLÜ SÖYLEŞİ / NEVRA SEREZLİ

50 YILLIK SANAT HAYATINA AYAKTA ALKIŞLANDIĞI SAYISIZ OYUNU SIĞDIRAN NEVRA SEREZLİ, “TİYATROLAR, ESKİSİ GİBİ PARLAK DÖNEMDE DEĞİL. ESERLER AZ, ÇOK OYUN YAZILMIYOR. BİZİM DEVRİMİZDE ÇOK BÜYÜK ŞAŞAASI VARDI

TİYATRONUN. GÜNÜMÜZDE DE TİYATRO YAPMA ARZUSU GİDEREK ARTIYOR. HİÇ BİLMEDİĞİM İSİMLER TİYATRO YAPIYOR. GAYET DE BAŞARILILAR AMA 50 KİŞİ GELİYOR, AMA 100 KİŞİ GELİYOR. BU DA YÜZYILLARDIR TİYATRONUN HİÇ ÖLMEDİĞİNİN

VE ÖMÜR BOYU DA DEVAM EDECEĞİNİN GÖSTERGESİ” DİYOR.

ESKİSİ GİBİ PARLAK DÖNEMDE DEĞİL

A nkara’da 9 Ağustos 1944 yılında doğan Nevra Serezli, Robert Koleji mezunu. ABD’ye giderek tiyatro ve dans eğitimi alan Serezli, Türkiye’ye döndüğünde Haldun Dormen, Yıldız Kenter, Müşfik Kenter ve Haldun Taner’in

tiyatro dersi verdiği LCC’ye kayıt yaptırıyor. Okul döneminde amatörce ilgilendiği tiyatro aşkının 1966’da Dormen Tiyatrosu’nda profesyonelleştiğini anlatan Nevra Serezli ile çocukluğundan bugüne geçen yıllarını ve sanatla harmanladığı hayatını konuştuk.

Çocukluğunuzu çok güzel geçirmişsiniz. Bize biraz o yıllardan bahseder misiniz? 1944’te Ankara’da doğdum. Ankara’yı hiç hatırlamıyorum. İstanbul Bebek’te büyüdüm. Babam Mehmet Abdülkadir Süreyya Şirvan ve annem Ulya Şirvan; dünyanın en iyi, en güzel, en okumuş anne babası. Babam Boğaziçi ve Sarbonne üniversitelerini bitirmiş, sonra ticarete atılmış, orda başarılı olamamış. Çünkü o devirde bile o devrin adamı olmayan, çok okuyan, namuslu, dürüst, çalışkan biriydi. Aşırı ileri görüşlüydü. Bana ve İngilizce öğretmeni olan kardeşime çok düşkündü. Bizi kolejlerde okuttu. “Giyim kuşam önemli değil, size kitap alayım” diyen biriydi. Evimizde sadece kütüphane çok şık ve güzeldi. Harika geçen bir çocukluğum oldu. Amerika’ya gittiğimde 18 yaşındaydım. Dört çocuklu, Mormon, katı din kuralları olan bir ailenin yanında kaldım. Müthiş bir aileydi. Orada tiyatro ve modern dans eğitimi aldım. Sene sonunda tiyatro oyununda bana rol vermişlerdi. Hatta hiç unutmuyorum, drama dersinde hoca bir gün, “Utanmıyor musunuz Türkiye’den gelen bir Türk kızı, bu sahneyi bu kadar başarılı oynuyor. Siz, niye çalışmıyorsunuz?” diyerek beni ayağa kaldırmış ve alkışlatmıştı sınıfta. Sene, 1962…

Tiyatroya ne zaman, nasıl başladınız? Mesleki yolculuğunuza kimlerin nasıl katkısı oldu?Koleji bitirene kadar her sene bir-iki piyes oynardım; yani neredeyse bir tiyatrocu gibi yetiştim. Çok değerli İngiliz bir tiyatro hocam vardı. Adını anmakta şeref duyuyorum, Dorota Ease… Tiyatroyu o öğretti diyebilirim; çünkü bizi ofisine çağırır, çay kahve söyler ve tiyatro anlatırdı. Aynı şeyi daha sonra Haldun Dormen’in kulisinde gördüm. Haldun da böyle kahve içerken müzikallerden, Amerikan tiyatrosundan bahsederdi. Konuşurken, muhabbet ederken öğretirdi; böyle ders verir gibi değil. O birikimler her zaman daha fazla yer ediyor. Ben de aynı şeyi çocuklarıma yaptım. Şimdi torunlarıma yapıyorum.

Amerika dönüşü üç sene daha kolej okudum. Amerika için burs alamayınca LCC’nin tiyatro kurslarına yazıldım. Hocam, Haldun Dormen idi. Sonrasında bana profesyonel oyunculuk teklif etti.Metin Serezli’nin de çok katkısı oldu. Kocam olarak ayrı, hocam olarak ayrı. Metin Akpınar ve Zeki Alasya’nın Devekuşu Kabaresi’nin de çok katkısı var. Oynadığım her oyunda gerek aktör gerek aktris hepsinden bir şey aldım.

Sizin dönemizdeki tiyatro ile günümüzdeki tiyatroyu kıyaslamanızı istesek neler söylersiniz?Tiyatrolar, eskisi gibi parlak dönemde değil.

27 _

ÜN

LÜ S

ÖYL

EŞİ /

NEV

RA

SER

EZLİ

Tiyatrolar

Eserler az, çok oyun yazılmıyor. Bizim devrimizde çok büyük şaşaası vardı tiyatronun. Bir tiyatro galasına gidebilmek, ona bilet bulabilmek; hatta yılbaşı gecesi oyunlara bilet bulmak bir hadiseydi.

Beyoğlu’nda yürürken kılığına kıyafetine dikkat ederdin, Dormen ve Kenter’e gidilecek diye. Tiyatro yapma arzusu giderek artıyor. Hiç bilmediğim isimler tiyatro yapıyor. Gayet de başarılılar. Ama 50 kişi geliyor, ama 100 kişi geliyor. Bu da yüzyıllardır tiyatronun hiç ölmediğinin ve ömür boyu da devam edeceğinin göstergesi.

Sahnede donup kaldığınız bir an var mı?Trak geldi deriz. Hiç sebepsiz de olabilir, yorgunluktan da. Birisi seni bir cümle ile kurtarır. Beynin boşalır o sırada. Adını sorsalar söyleyemezsin. Tiyatrocu için en büyük korku budur. Bana iki kere oldu 50 yılda. Blank denilen boş bir sayfa…

Seyirci ile yaşadığınız unutamadığınız bir anınız?Büyük piyeslerdeki alkışlar, insanların oyun çıkışında boynuna sarılması gibi pek çok şey var. Zeki Alasya ve Metin Akpınar ile Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda oynarken, ayağımın lifi kopmuştu. Sahneden kucakta taşıyıp götürdüler. Sonraki skeçte tekrar getirdiler ve oyunu böyle bitirdim. Hastaneye gittiğimde doktor inanamadı, “Nasıl dayandınız” bu acıya diye. Bir keresinde Cihan ile oynarken gıcık tuttu beni. Oynamam mümkün değil. Nasıl bir öksürme… Sahneden biri gelip bana pastil uzattı.

Eminim eğitim vermeniz konusundaçok teklif alıyorsunuzdur.Evet, hep teklif gelir. Ben kendimi o konuda yeterli bulmuyorum. Öğretmenlik, başka bir şey. Kardeşim de 25 yıllık İngilizce öğretmeni. Çok basit bir örnek vereyim: Oğlum, yazın İngilizce’den ikmale kalmıştı. Ben kolej mezunuyum. Oğluma yazın iki satır İngilizce öğretemedim. Kardeşim bir hafta yazlığa geldi. Çocuğa sınıf geçirtti. Çünkü yöntemini biliyordu. Ben ancak bir oyunu seyredip, “Şu olmuş şu olmamış” diyebilirim; ama onu nasıl yapması gerektiğini öğretecek yöntemi veremem. Ben diyaframımı kullanıyorum. Nasıl diyafram kullanılır, bunu öğretemiyorum. Ama Cihan Ünal bunun hocası ve iki saniyede hangi kası kullanıp nerede ne yapman gerektiğini öğretiyor. Bazı şeyleri kendin yakalamış bulmuş olsan da bunun yöntemini bilmiyorsun öğretmek için.

“Bir yastıkta ölünceye kadar” sözünü tutmuş ender insanlardan birisiniz. Boşanma oranlarında ciddi artış var. Evlilikler nasıl bu hale geldi?Biz Metin ile böyle bir çaba göstermedik. Büyük bir aşk vardı. Şimdi mantık evliliği yaygın. Zamanı geldi çocuk olsun, diye evlenenler var. Çok sıkı bağlar olmadan evleniyor insanlar. Eskiden kara yaslar

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

28 _ ÜNLÜ SÖYLEŞİ / NEVRA SEREZLİ

Amerika’da tiyatro okuyamamış olmam içimdeki tek eseftir. Onun dışında Allah

bana hep çok sevdiğim rolleri

verdi.

29 _

ÜN

LÜ S

ÖYL

EŞİ /

NEV

RA

SER

EZLİ

gelirdi, birilerinin boşanma haberini duyduğumuzda. Şimdi ise, “5 sene olmuş nasıl boşanmadılar” diye şaşıyor insanlar. Gençler egoist. Kadınlar ise ekonomik bağımsızlarını öne sürerek daha özensiz davranıyor. Anneler, kızlarını büyütürken ya da oğullarına öğüt verirken bir yerde belli ki yanlış yapıyor.

Metin Bey’i kaybedeli 3,5 yıl oldu. Ölümünden sonra çok şey değişmiştir elbet. Neler değişti Nevra Serezli’de?Şu koltuk, onun koltuğuydu. “Ya Metin koltuğu eskittin, kafanın boyası yağı oraya çıkıyor, yapma başka yerde otur” derdim. Gelip ona bir şey anlatmayı seviyordum. Ona hep dedikodu yapardım. Karşılıklı kahve içerdik. Şimdi anlatacak kimse de yok, anlatacak bir şey de yok. Bir şeye çok üzülmüşsem, “Hallederiz ya, üzülme. Bu da dert mi ya” derdi.

Bazen gelir, “Sana bir haberim var” derdi. Ben panikleyip, “Ne oldu kötü bir şey mi var” dediğimde, “Bende hiç kötü haber olur mu?” derdi. Kötüyü bile o kadar yumuşak güzel anlatırdı ki... Hastalığında sadece, “Bunu ne para ne pul ne de başka bir şey çözer” dedi. Ben kendimden beklenilmeyecek şekilde moral vermeye çalıştım. Bir gün bana dedi ki: “Çok iyi bir oyuncusun ama bunu iyi oynayamıyorsun.” En ağır lafı o oldu bana.

“TORUNLAR GENÇLİK KATIYOR”

Beste, Bade, Serra… “Torun baldan tatlı” diyorlar. Nedir torunu bu kadar tatlı yapan? Ne katıyorlar hayatınıza?Bal az kalır, içine bir de pekmez kat. Tatlı, çünkü herkesin dediği gibi, “Hem senin hem de mesuliyet senin değil.” Neşe katıyor, gençlik katıyor bana. Bebekçilik oynuyoruz, elbise dikiyoruz. Kurbağalı şarkılar ezberliyoruz. Sıfırdan bir hayat başlıyor, yani. Beste ve Bade ikiz, 5 yaşındalar. Serra ise 2 yaşında. Üçü de dünya tatlısı.

Yapmak isteyip de ertelediğiniz herhangi bir şey var mı?Amerika’da tiyatro okuyamamış olmam içimdeki tek eseftir. Onun dışında Allah bana hep çok sevdiğim rolleri verdi. Bir

şeyi ben reddetmişsem onda iş yoktur. Hiç kabul etmediğim için hayıflandığım bir şey olmadı. Haldun Dormen, bu tarafımı kitabına yazdı. ‘Çılgın Sonbahar’ piyesini okuduğumda, “Bunu ben oynamalıyım” dedim. Haldun, “Hiç beğenmedim” dedi. “Nasıl beğenmezsin? Bu tutar, tam Sindirella hikayesi” dedim. Piyes, beş sene oynadı. Haldun’un tiyatrosunda gişe rekorları kırdı. Haldun kitabına da “Benim beğenmediğim piyes, beş sene tiyatroyu geçindirdi” diye yazdı. Dizilerde de bu öyle. Geliyor senaryo, okuyorum. Birinci bölümü seyrediyorum, bu “Tutar” diyorum tutuyor.

Sinema, tiyatro, dizi ve seslendirme... Her biri için iki cümle kursanız, bunların sizdeki yerini nasıl tarif ederseniz?Oyunculuk benim aşkım. Oyunculuğu nerede yaparsam aşkla bağlanırım. Ama tiyatroyu severim. Çünkü başından başlarım, konsantre olur sonuna kadar götürürüm. Alkışımı alırım, perdeyi kapatır, çıkar, makyajımı siler giderim. Sinema ve dizi de bölük pörçük. Bir gün bir sahne başka gün diğer sahne. Kopuk kopuk. Baştan sona götürememe nedeniyle beni biraz rahatsız ediyor. O yüzden sitcom’u daha çok severim. Sahneyi ezberlersin, grupla prova yaparsın. Kamera denir, üç kamera ile tıkır tıkır oynar, sonra bir iki yakın plana girersin, bütünüyle oynamışsın havasını verir. Sinemada o büyük ekranda kendini görmek çok keyifli. Dizilerde oynamayı da seviyorum. “Dizi oyunculuğu, tiyatrocuya ayıptır” lafına kızıyorum. “Tiyatrocular büyük oynar” lafına da çok kızıyorum. Tiyatrocular bağırıyor diye söyleyenler var. Bunlar hangi devirde kaldılar. İyi tiyatrocu fısıldamayı 500 koltuğun arkasına gönderen oyuncudur. Eğitimi odur.

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

30 _ CENTİLMEN

Proraso

1 908’de Ludovice Martelli tarafından kurulan Proraso’nun tıraş ürünleri Floransa’da üçüncü kuşak Martelli ailesi tarafında aynı titizlikle ve geleneksel çalışma ile üretilmeye devam ediyor. Üç nesildir tıraş sanatını günlük keyifli bir rutine çeviren Proraso,

ürünleri o günlerden bugüne şekil olarak çok değiştiyse de özgün içerikleriyle dikkat çekiyor. Ürünler hâlâ doğal içerikler kullanılarak geleneksel metotlara bağlı kalarak özenle üretiliyor. Proraso ürünleri; tıraş kremleri, öncesi ve sonrası tıraş kremi, tıraş sabunu, tıraş köpüğü, tıraş fırçası, tıraş losyonu, sakal bakım yağları, sakal şampuan çeşitleri ve sakal balsamı alternatiflerinden oluşuyor.

G ençlik Aktivatörü mottosuyla yola çıkan Fenjilyan, modern erkeğin hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor. Fenjilyan’ın son teknolojiyi kullanarak geliştirdiği Botoks Etkili Göz Çevresi Bakım Kremi ile erkekler ikinci aydan

itibaren pürüzsüz, sıkı ve kırışıksız bir göz çevresine botoks etkili kavuşuyor. Doğal hammadde, kök hücre ve aktif maddelerin bileşenlerini kullanarak ürettiği ürünleriyle her yaştan kadın ve erkeğin kullanımına uygun ürünler geliştiren Fenjilyan, cildi

güçlendiren, onaran, bakım yapan ve gençleştiren doğal maddeler ve aktifleri ürünlerinde topluyor. İçerdiği botoks etkili aktif sayesinde sürüldüğü ilk üç dakika içinde etkisini göstererek göz çevresindeki mimik çizgilerinin ve kırışıklıkların giderilmesine eşlik eden krem; kullanıcısına pürüzsüz, sıkı ve kırışıksız bir göz çevresi armağan ediyor. Düzenli kullanıldığı takdirde ikinci aydan itibaren kalıcı etki gösteren krem, bileşenindeki Alpha Lipoic Acid sayesinde ürünün cilde daha etkin nüfuz etmesine yardımcı oluyor.

TIRAŞ KEYFİNE STİL KATIYOR

kırışıklıklara veda ediyorFENJİLYAN İLE ERKEKLER ÜÇ DAKİKADA

31 _

CEN

TİLM

EN

Güneşe dokunan zaman makinesi

Çöl esintisi

YENİ TISSOT T-TOUCH EXPERT SOLAR

VICTORINOX DESERTSERİSİ’NDE

T issot T-Touch Expert Solar, alanında çığır açan ilk dokunmatik saatin güneş enerjisi ile çalışan güncellenmiş versiyonu... Dokunmatik teknolojisiyle

güneşin sınırsız enerjisini bir araya getiren bu öncü model, sayılar yerine rüzgârgülü içeren yeni bir bezele ve dakika göstergesinin üzerindeki Super-LumiNova® ok sayesinde çok daha kolay bir okunabilirliğe sahip. Bu sayede hem zaman hem de rota göstergelerini karanlıkta bile çok daha hızlı bir şekilde ayırt etmek mümkün. Teknik başarılarının yanı sıra, yeni Tissot T-Touch Expert Solar’ın tasarımı da tarz sahibi ve farklı. Macera severler, modelin tırmanış ekipmanının üzerine giyerken kolaylık sağlayan ve ellerin serbest kalması gerektiği durumlarda sırt çantasına bağlanabilen deri Velcro kayışını; stil severler ise son derece şık tamamen siyah kauçuk kayışı çok beğenecekler. Günlük kullanım için oluşturulmuş 20 dokunmatik işlevsel fonksiyon ise herkesin hayatını kolaylaştıracak.

İ sviçreli çakı ve bıçak markası Victorinox, çakı koleksiyonuna “Desert” serisini de ekledi. Yüzyıllardır insanlar tarafından çeşitli amaçlarla kullanılan çakıda yeni ufuklar

açan Victorinox, yeni serisiyle işlevselliğinin yanı sıra, tarihine de atıfta bulunuyor. Zira, 1884 yılında kurulan Victorinox’un ilk yıllarında İsviçre ordusu için üretimde bulunuyordu. Türk kültüründe de önemli bir yeri olan çakı için her daim yenilikçi bir anlayışla ürünlerini geliştiren Victorinox’un “Desert” modeli, avcı ve izci motiflerine sahip.

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

32 _ TEKNOLOJİ

BTicino D45

PLANTRONICS

P lantronics, mobil kulaklık kategorisinde geliştirdiği son ürünüyle ses kalitesinde çığır açıyor. Kaliteli ses deneyimi sunan Plantronics Voyager 5240, üzerindeki sistem sayesinde bilinen

en büyük gürültü engelleme özelliğine sahip. Kutu içindeki şarj ünitesiyle konuşma süresini 21 saate çıkaran Voyager 5240, tasarımı ve işlevselliğiyle benzerlerinden sıyrılıyor. Plantronics’in yoğun Ar-Ge çalışmalarının başarılı bir sonucu olarak ortaya çıkan yeni Voyager 5240, gürültü engelleyici ve WindSmart sistemleriyle dikkatleri üzerine çekiyor. Dış çevrenin oluşturduğu gürültüyü ve yankılanmayı ortadan kaldıran kulaklık, telefon çağrılarında üstün ses performansı sunuyor. Mobil kulaklık kategorisindeki Voyager 5240, bluetooth teknolojisini destekleyen tüm cihazlara kolayca bağlanabiliyor. Telefon rehberinden sesli komutlarla çağrı yönetme, müzik dinleme veya yol tarifi gibi özellikler Voyager 5240’ın sahip olduğu işlevselliği gözler önüne seriyor.

TEKNOLOJİYİGÜVENLİKLE BULUŞTURDU

tasarımı ve işlevselliğiylefark yaratıyor

B Ticino D45 İnterkom Sistemi; şık, ince ve kompakt monitörleriyle modern evler için geliştirildi. Giriş panelleri, sesli ve görüntülü monitörler, güvenlik konsolları, aksesuarlar ve güç kaynağı olmak üzere beş

ana ürün grubundan oluşan D45, Legrand Grubu’nun teknolojik uzmanlığını arkasına almasının ötesinde İtalyan tasarımını yaşam alanlarına taşıyor. Yüksek performans özelliği ile büyük beğeni toplayan BTicino D45 İnterkom Sistemi, yaşam alanlarını sadeleştirmeye geliyor. Dijital Bus teknolojisi sayesinde otomatik olarak video sinyalini eşitleyip güçlendirebilen ve 1 kilometre renkli, 2 kilometre siyah beyaz görüntü aktarımı yapabilen D45, akıllı güç kaynağı sayesinde otomatik olarak enerji tasarrufu moduna geçebiliyor.

33 _

TEK

NO

LOJİ

K ingston Technology Company Inc.’in flash bellek iştiraki ve dünyanın bellek ürünleri alanındaki bağımsız lideri Kingston Digital, küresel anlamda sektöründe en yüksek kapasiteli flash

belleğini Türkiye’de satışa sundu. CES 2017 fuarında en çok merak uyandıran mobil depolama cihazı olan DataTraveler® Ultimate Generation Terabyte (DTUGT), 2TB’a kadar depolama alanı ve USB 3.1 Gen 1 (USB 3.0) performansı sunuyor. DTUGT, dünyanın en saygın teknolojik donanım haberleri sitesi olan Tom’s Hardware tarafından “CES 2017 Best In Show” (Gösterinin En İyisi) ödülüyle onurlandırıldı. DataTraveler Ultimate GT, üst seviye bir tasarımın içinde üstün kalite sunmasının yanında, darbelere karşı dayanıklı olması amacıyla da çinko alaşımlı metal bir gövde içinde korunuyor. Teknoloji meraklıları ve yüksek kapasite ihtiyacı duyan profesyonel kullanıcılar, artık 2TB’lık bir sürücü içinde 70 saatlik 4K kalitesindeki bir videoya kadar büyük veriyi, küçük bir bellekte saklayabilecek.

Sony Xperia L1’deÜÇ ÖZELLİK BİR ARADA

Daha yüksek kapasitelisi yok!

S ony Xperia L1; şık tasarımı, etkileyici ekranı ve akıcı performansı bir arada sunuyor. Premium bir görüntüye sahip – büyük 5.5” HD ekranı sürükleyici ve etkileyici bir izleme

deneyimi yaşatan Xperia L1, bütün bu özellikleri hem görüntü hem de kullanımı muhteşem olan kusursuz ve kesintisiz bir çerçeve ile alışılagelmiş Sony tasarımıyla birleştiriyor. Xperia L1 akıcı performansı, Quad-Core işlemci platformu ve hızlı 4G LTE internet özellikleriyle desteklenirken, hızlı ve sorunsuz bir kullanım tecrübesi sunuyor. Resim ve videolarınızı güvenli bir şekilde kaydedebileceğiniz ve 256GB’a kadar artırılabilen mikro SD kart yardımıyla, içerikleri indirmek ve depolamak artık daha kolay. “Smart Cleaner”, Xperia L1’inizin şarjının çok daha uzun süre dayanması için önbelleği ve kullanılmayan uygulamaları otomatik olarak silerken, arka planda rahatsızlık vermeden çalışabiliyor.

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

34 _ SPOR

2017’deDAĞCILIK MARATONU BENİ

BEKLİYORDÜNYANIN EN YÜKSEK DAĞI EVEREST’E ÜÇÜNCÜ KEZ TIRMANMAYI HEDEFLEYEN VE BUNUN İÇİN HAZIRLIKLARINI YÜRÜTEN TUNÇ FINDIK, “ARDINDAN PAKİSTAN’DA 8000 METRE ÜZERİ DAĞLARDA İKİ AYRI ÇIKIŞ PLANLIYORUM. 14X8000 PROJEMİ DE

2018 YILI İTİBARIYLA BİTİRMEYİ HEDEFLİYORUM. KISACASI, 2017 YILINDA BENİ DAĞCILIK MARATONU BEKLİYOR” DİYOR.

T unç Fındık, profesyonel dağcı ve tırmanıcı, yazar, motivasyon konuşmacısı ve dağ rehberi... 20 yıldan çok zamandır dağcılıkla iç içe... Adeta dağcılık ve tırmanış yaşamının ayrılmaz bir parçası. Kaya, buz, donmuş şelale ve büyük

duvar tırmanışları gibi teknik dağcılık yapmayı seviyor. 14x8000 adıyla bilinen ve yeryüzündeki 8000 metreyi aşan 14 doruğa tırmanış projesiyle ilgileniyor. 11 adet 8000 metrelik dağa tırmanmayı başaran ilk ve tek Türk dağcı Tunç Fındık ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Dağcılık maceranız nasıl başladı?Küçük yaştan bu yana doğa ile iç içeyim ve arazide olmayı seviyorum. Ancak dağcılık maceram, burslu olarak okuduğum Bilkent Üniversitesi’nin Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü’ne 1991 yılında katılmamla başladı. Başlangıçta mağaracılık, yürüyüşçülük gibi outdoor sporları denedim. Hatta ip ve teknik donanımla ilk tanışmam mağaracılık sayesinde oldu. Ancak, dağcılığın yani açık havada zor bir aktivitenin içinde olmak çok hoşuma gidiyordu. Bu belki de küçük yaştan kalma açık havada olma isteğinin devamıydı. 1995 yılından sonra Türkiye Dağcılık Federasyonu Yüksek İrtifa Takımı bünyesinde ülkemizi yurt dışındaki yüksek dağlarda temsil ettim. Dünyanın en yüksek doruğu olan Everest Dağı’na çıkmak şansını yakaladığım 2001 yılından sonra, dağcılık yaşamıma profesyonel boyutta devam ettim. Bugün itibarıyla

hayatıma profesyonel tırmanıcı, yazar ve motivasyon konuşmacısı olarak devam ediyorum.

Kariyerinizde çok önemli tırmanışlar var. Biraz da bunlardan bahseder misiniz?Benim için 8000 metrelik dağlar ve dünyanın farklı yerlerindeki teknik kaya ve buz çıkışları iki ayrı mecradır. Bugüne dek 11 adet 8000 metreyi aşan dağa çıkan tek Türk insanı ve Everest’e iki sefer çıkan ilk Türk ben oldum. Ayrıca 1000 kadar dağın zirvesine çıkıp 400’den çok ilk çıkış (kayada ve buzda, uzun duvarlarda ilk kış, ilk rota, yeni çıkış, ilk zirve çıkışları gibi) yapmayı başarabildim. Ama en önemlisi, bu kadar tehlikeli işin arasında hayatta ve sağlıklı kalabildim. Sanırım en büyük başarı da budur.

Söz konusu tırmanışlar arasında sizi en çok heyecanlandıranı hangisiydi?2009 yılında Himalaya’nın 8167 metrelik Dhaulagiri doruğuna sadece iki kişi çıkmak, fizik ve zihin olarak çok zorluydu. Çünkü binlerce metre dik mavi buz, derin batak kar alanları, kafanıza her an çığ olarak düşebilecek ev boyutunda buz duvarları ve berbat, yıldırımlı tipisiyle bu dağ, muazzam bir engeldi.

35 _

SPO

R

Ancak zirvesine oksijen kullanmadan tırmanabildim. Pakistan’da, yeryüzünün ikinci en yüksek dağı olan -hakkıyla dünyadaki en zor dağ tırmanışı sayılan- 8611 metrelik K2 zirvesi de fiziki ve zihni olarak zordu. K2’nin zirvesine varan her üç kişiden birinin can verdiği istatistiki bir gerçektir ve K2 gibi bir dağa giderken yüzde 50 ihtimalle eve dönmeyeceğinizi bilirsiniz. 2009 yılındaki, ilk denememden sonra, 2012’de tırmanmayı başardığım K2’de, 8000 metredeki son kamptan başlayan zirve çıkışı kesintisiz 16 saat sürdü ve en son çıkışın yapıldığı 2008 yılında 11 kişinin çığda öldüğü “Bottleneck buz kulvarı ve traversi”ni tırmanmak müthiş heyecanlandırıcı, uç noktada bir deneyimdi. “Dünyadaki en güzel dağ” olarak tanımlanan 6856 metrelik “Ama Dablam Dağı”na 2004 yılındaki tırmanışımızda çıktığımız binlerce metrelik kaya ve buz tırmanışı, zorlu ve muazzamdı. Sanırım “kolay oldu” diye tanımlayabileceğim hiçbir tırmanışım yok. Yüksek dağcılık en ufak bir hatayı hayatınızla ödeyeceğiniz, son derece zorlu bir arenadır. Daima herşeye karşı hazırlıklı ve zihni olarak da çok dayanıklı olmanız gerekiyor.

Türkiye’de bu spora ilgi nasıl? Ülkemizde dağcılığın bilinirliği giderek artıyor. Popülerleşme yolunda olmasına rağmen ilgilenen ve anlayan sayısının çok olduğunu söyleyemeyiz. Eskiden dağa gidenlere terörist veya define arayıcısı gözüyle bakılıyordu. “Deli misin de karda kışta dağa gidiyorsun” denirdi ve dağcılık basında sadece trajedi haberleriyle gündeme gelirdi. Şimdi bu çok değişti. Artık bir kısım Türk insanı, sporun sadece futbol veya basketbol seyretmek veya fitness kulübüne gitmekten ibaret olmadığını biliyor. Sportif tırmanış ve alpinizm (dağcılık) gibi doğa sporları, üniversite dağcılık kulüplerinin de etkisiyle giderek yayılma eğiliminde. Ancak ülkemiz dağcılık sporu konusunda çok ileri olan Batı ülkelerinin gerisinden geliyor. Özellikle teknik dağcılık, buz tırmanışı, kaya tırmanışı ve yüksek dağcılık konularında çağdaş seviyede aktivite gösterebilen iki düzineyi geçmeyecek kadar sayıda elit tırmanıcımız var. Ancak

gelecekte dağcılığın geniş bir taban ve ilgi bulması, refah seviyesinin de artışı ile bu da olumlu yönde gelişecek. Çünkü Türkiye, dağ ve kaya tırmanış memleketi ve kış sporları için de çok elverişli bir yer. Ülkemizin dağlık arazileri henüz çok bakir ve bilinmiyor. Avrupa’da bir dağa gittiğinizde (ne yazık ki) binlerce insan ile karşılaşırsınız. Her yerde yollar, kulübeler, teleferikler vardır. Alplerde, tırmanılmamış, el değmemiş hiçbir yer yoktur. Ülkemiz dağları henüz bu durumdan uzak ve bunun değerini bilmek gerekiyor. Ancak dağcılığın gelişimi ve yayılmasıyla bu durum kesinlikle Avrupa’daki hale dönecek. Dağcılığın gelişimi ile de ülkemizde malzeme pazarı, rehberlik gibi birçok yan ekonomiler de gelişecektir. Dağcılık ve doğa sporları ülkemizde önümüzdeki 10 yılda kesinlikle patlama yapacak. Yani geleceği parlak diyebilirim.

Peki, bu sporla ilgilenmek isteyenlere neler tavsiye edersiniz?Dağcılık ve doğa sporlarını; istisnasız her yaşta insan, hangi fiziki durumda olursa olsun kendi imkanı ve sınırları, istekleri dahilinde yapabilir. Yapanların da ruhi ve fiziki kazanımları, hayatlarına artı değer, yaşam tadı ve yaşama sevinci olarak dönecektir. Mutlaka çok zor bir şey başarmak gibi bir zorunluluk yok. Doğa oyun alanınız olunca onun üzerinde kendinize göre aksiyonlardan zevk almak önemlidir. Dağlar ve doğada herkese uygun bir tat var. Dağlarda yapılacak günübirlik bir yürüyüş bile harikadır. Tabii ki bu sporu uygun eğitimle, tecrübeli insanlarla beraber ve uygun şartlarda, sağlıklı şekilde yapmak şarttır.

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

36 _KÜLTÜR SANAT

Geçtiğimiz Nisan ayında Zorlu PSM sahnesinde gerçekleşen ve büyük ilgi gören görkemli The Lord of the Rings

in Concert: The Fellowship of the Ring etkinliği, 20-21 Mayıs 2017’de The

Lord of the Rings in Concert: The Two Towers’la kaldığı yerden devam ediyor. Peter Jackson’ın gişe rekorlarını altüst eden klasik J.R.R. Tolkien üçlemesinin

beyaz perde uyarlamalarının ikinci perdesi, dev ekranın önündeki

görkemli bir koro ve orkestra eşliğinde unutulmayacak türden bir deneyime dönüşüyor. Film serisinin başarısında

büyük pay sahibi olan Howard Shore’un Akademi ödüllü müzikleri, orkestra ve

koro tarafından icra ediliyor.

Movies in Concert:The Lord of the Rings

The Two TowersMekân: Zorlu Performans Sanatları Merkezi

Tarih: 20-21 Mayıs

Pink Martini, 15 Nisan’da İstanbul’a geliyor. Avrupa turnesi kapsamında, Pasion Turca organizasyonu ile “Je Dis Qui” albümlerinin tanıtımı için Türk hayranlarıyla buluşacak olan Pink Martini’nin konserde bir de sürpriz yapması bekleniyor. Yeni

albümleri “Je Dis Oui”de birbirinden unutulmaz eserleri ve yepyeni

şarkıları yorumlayan grubun “Aşkım Bahardı” şarkısına da yer verdiği ve sahnede Türk hayranlarıyla

birlikte seslendirmek istediği gelen bilgiler arasında… Kendilerini, “dünyanın değişik köşelerinden melodileri ve ritimleri bir araya

getirip, modern bir formda sunan müzik arkeologları” şeklinde tarif

eden topluluğun şarkıları, The West Wing’den Desperate Houseviwes’a kadar birçok dizi ve filmde de yer

buldu. Samurayların aşk şarkılarından 1930’ların Küba müziğine, Fransız

şansonlarından Brezilya sokak şarkılarına kadar dinlemesi en

keyifli şarkıları seslendiren topluluk, Storm Large’ın sıcak vokali, zengin

repertuvarları ve sürprizleri ile hayranlarıyla buluşacak.

Pink MartiniMekân: Volkswagen Arena, İstanbul

Tarih: 15 Nisan

Sunay Akın, “Sunay Akın ile Görçek” ile 22 Nisan’da Trump Kültür ve Gösteri Merkezi’nde sizlerle...

Bu gösterisinde kağıt gemilerden emekli kaptanımız izleyicilerini seyir defterinin yeni sayfalarını okumaya davet ediyor. Görçek’i izleyenler,

birarada yaşama duygusunu bilginin üretilen ve yönetilen en büyük güç

olduğu gerçeğinde kavrayacaklar. İki saate iki bin kitabın ışığının sığdığı bu gösteri izleyenlerin hafızalarında yer

edinecek.

Sunay Akın ile GörçekMekân: Trump Kültür ve Gösteri Merkezi

Tarih: 22 Nisan 2017

37 _

KÜ

LTÜ

R SA

NAT

Dr. Gürkan Kubilay,

Ötekiadam Yayınları’ndan

çıkan “Yemişim Diyetini”

isimli kitapta, diyetisyen

ve obezite cerrahlarının

aksine boğazdan kısmadan

yiyerek zayıflamayı tavsiye

ediyor. Dr. Kubilay, “Bu

kitap bir diyet kitabı

değil. Ben sadece kilolu

insanların, kiloları ile baş

ederken yaşadığı sağlık

sorunlarını halledebildiğim

farklı kaynaklardan elde

ettiğim tüm beslenme

formüllerini paylaşmak

istedim. Kendim ürettiğim,

doktor arkadaşlarımdan

duyduğum, yabancı

kaynaklardan edindiğim,

seyahatlerimde

öğrendiğim, kullanıp

yararını gördüğüm ne varsa

yazdım” diyor.

Yemişim Diyetini

Yazar:Dr. Gürkan Kubilay

Yayınevi:Ötekiadam Yayınları

Cem Mumcu, Karmakarışık

Sarmaşık’la beraber altı

kitap ve 170 öyküye ulaşan

“Bin Bir İnsan Masalları”

serisi ile insan doğasının en

saklı odalarına cesaretle

giriyor. Yazar, yayıncı

ve psikiyatrist Mumcu;

yaşamın saklı, karmaşık

ve sihirli yanını okurlarına

sunmaya devam ediyor.

“Karmakarışık Sarmaşık”

Okuyan Us Yayınevi

etiketiyle okuyucusuyla

buluşuyor. Kendi deyimiyle

“Karmakarışık Sarmaşık”

bir ülke olan Türkiye’de

başlattığı bu benzersiz

projede Cem Mumcu,

serinin her kitabını,

yazıldığı dönemde dert

ettiği, çözdüğü, kavradığı

ve dile getirebildiği

konular ile isimlendiriyor,

her bir kitabın ismi de özel

temaları temsil ediyor.

Karmakarışık Sarmaşık

Yazar: Cem Mumcu Yayınevi:

Okuyan Us Yayınları

Tencere.tv’nin kurucusu

Asuman Kerkez, Adıyaman

ve Hatay mutfağı başta

olmak üzere 160’a

yakın tarifin yer aldığı

“Anneannemin Tenceresi”

adlı ilk yemek kitabıyla

unutulmaya yüz tutmuş

mutfağımızı yeniden

hatırlatıyor. Kerkez,

“Tarihten her sayfa

çevrildiğinde dünya

yüzünde, en değişmeyen

şey mutfakta kaynayan

bu tencereydi. O benim

anneannemin tenceresi. Bu

tencerede çocukluğumdan

kalan anneanneli lezzetler,

sürekli farklı şehirler

gezmenin getirdiği mutfak

mozaiği, biraz da eş,

dost ve akraba tarifleri

var. Kitabın ilham perisi

Nafla Kutlu, benim canım

anneannem” diyor.

Anneannemin Tenceresi

Yazar: Asuman KerkezYayınevi: Libros Kitap

Kadınlar vardır ve

kadınların hakları vardır.

Kadınlara evde, işyerinde,

sokakta; severken,

sevilirken, aldatılırken,

şiddet görürken, tacize

ve tecavüze uğrarken

çaresiz ve yalnız

olmadıklarını hatırlatmak

amacını taşıyan bu kitap,

Türkiye’nin en ünlü

boşanma avukatlarından,

kadın hakları savunucusu

Altın Mimir tarafından

kaleme alındı. Yasalardaki

maddeleri ve hak arama

yollarını bir uzman gözüyle

eksiksiz ve anlaşılır bir dille

okura sunan Kadının Hak

Arama Rehberi hukuki bir

kılavuz niteliği taşıyor.

Kadının Hak Arama Rehberi

Yazar: Altın MimirYayınevi: Doğan Kitap

Adalet 29 yaşında genç bir

kadındır. Hayata ve insanlara

dokunmadan, ne mutlu ne

mutsuz, öylesine yaşayıp

gitmektedir. Ta ki doktoru,

ölümcül bir hastalığa

yakalandığını söyleyene

kadar… Ama yeni tedavi

yöntemleri denenecektir

elbet ve her zaman bir umut

vardır. Kendini her şey için

suçlamaya hazır bir yapısı

olan Adalet hastalığı için

de kendini suçlar, hayatını

didik didik eder, ilk günahını,

masumiyetini kaybettiği

ilk gerçek suçunu, o ilk

kötülüğünü bulmaya çalışır.

Bulur da. Beş yaşındayken,

farklı olduğu için hep dışlanan

mahalle arkadaşı Mahsun’un

oyuncak ayısına cebren el

koymuştur. Ve ne yazık ki

yaptığı bu kötülüğü telafi

edecek zamanı yoktur. Ama

belki de var mıdır? Adalet,

Mahsun’u, babaannesinin

deyimiyle “masum”u,

bulmak için çıktığı maceralı

yolculukta kendisini de,

içinde yaşadığı ülkeyi de yeni

baştan tanıyacaktır.

Dokunmadan

Yazar: Nermin YıldırımYayınevi: Hep Kitap

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

Türk Halk Müziği’nin en

başarılı ve güçlü isimlerinden

Sabahat Akkiraz, 25’i aşan

albüm sayısıyla, iki yıl aradan

sonra Sony Music Türkiye

imzalı “Sabahat Akkiraz

& Dostları 47” albümüyle

sevenlerinin karşısına

çıkıyor. Müzik sektöründe

47. yılını dolduran Sabahat

Akkiraz şarkılarını, “ustam”

dediği isimlerle birlikte

seslendiriyor. Müzik dünyasının

birbirinden başarılı isimlerinin

kendine has yorumlarını

harmanlaştırdığı ve

modernleştirdiği bu albümde,

Sabahat Akkiraz sevenlerine

müzik ziyafeti yaşatacak.

SABAHAT AKKİRAZSABAHAT AKKİRAZ &

DOSTLARI 47

Alternatif müziğin

Türkiye’deki en önemli

temsilcilerinden Can Bonomo,

iki yıl aradan sonra yayınladığı

“Kainat Sustu” isimli dördüncü

albümünü dinleyicilerinin

beğenisine sundu. Can

Bonomo, yeni albümündeki

10 şarkıdan sekizinin söz ve

müziğinin sahibi. Sanatçı

albümünde müziği Fikret

Kızılok ve sözleri Ahmet Arif’e

ait olan “Vurulmuşum” isimli

şarkıyı yeniden yorumladı.

CAN BONOMOKAİNAT SUSTU

20 yılı aşan kariyerini “Saygı

değil sevgi albümü” dediği

özel projesiyle kutlayan

Mirkelam, albümün ilk video

klibini müzikseverlerle

buluşturuyor. Mirkelam

ve Gülşen, “Mirkelam

Şarkıları” albümünün çıkış

şarkısı olarak belirlenen ve

Mirkelam kariyerinin de ilk

şarkısı olan “Her Gece” için

birlikte kamera karşısına

geçti. Yönetmenliğini

Bedran Güzel’in, görüntü

yönetmenliğini Veli Kuzlu’nun

yaptığı klip çekiminde

Mirkelam ve Gülşen’e beş

kişilik cast grubu eşlik etti.

Tarihi Haydarpaşa Garı’nda

gerçekleştirilen çekimlerde 40

kişilik bir ekip yer aldı.

MİRKELAMMİRKELAM ŞARKILARI

Başarılı yorumcu Funda Arar

“Aşk Hikayesi” ismini verdiği

yeni albümünü DMC etiketiyle

müzikseverlerle buluşturdu.

13 şarkının yer aldığı

albümde; Soner Sarıkabadayı,

Gülşen, Febyo Taşel, Gökhan

Tepe, Şebnem Sungur,

Süleyman Billor, Günay Çoban,

Tuğçe Ören, MC Murad,

Namık Naghdaliyev, Onur

Baştürk, Gözde Ançel, Buray

Hoşsöz, Ferdi Quliyev, Terlan

Memmedhüseynov, Serdar

Aslan gibi önemli isimlerin

eserleri bulunuyor. Projenin

ilk klibi; sözü Günay Çoban,

müziği Febyo Taşel’e ait

olan “Düşman Gibi”ye Nihat

Odabaşı yönetmenliğinde

çekildi.

FUNDA ARARAŞK HİKAYESİ

38 _KÜLTÜR SANAT

m ü z i k

s i n e m a39

_ K

ÜLT

ÜR

SAN

AT

Kendisine yapılan büyü

sonucunda korkunç bir

yaratığa dönüşen bir prens,

şatosunda aynı büyü sonucu

konuşan eşyalara dönüşmüş

uşakları dışında kimse

olmadan yaşamaktadır. 10

yıl içinde kendisine aşık

olacak hiçbir kadın çıkmazsa

sonsuza dek canavar

olarak kalacaktır. Bir gün

“Maurice” adında bir adam

şatosuna izinsiz girince yaşlı

adamı tutsak alır. Olayı

duyan kızı “Belle” şatoya

gelerek babasının özgürlüğü

karşılığında şatoda tutsak

olmayı kabul eder. Şatodaki

eşyalarla ve sonrasında

canavarla arkadaş olmaya

başladıkça korkutucu

görüntüsünün altında

çok iyi bir kalp taşıdığını

öğrenir. Bu sırada Belle’e

aşık olan avcı Gaston,

canavarı öldürüp Belle ile

evlenebilmek için her şeyi

yapacaktır. Jeanne-Marie

Leprince de Beaumont’un

klasik masalının 2017

uyarlamasında Emma Watson

ve Dan Stevens başrolde

oynuyor.

Güzel ve ÇirkinYönetmen: Bill Condon

Oyuncular:Emma Watson, Dan Stevens, Luke Evans

Uluslararası Uzay

İstasyonu’nun altı üyesi,

Pilgrim Uzay Aracı

aracılığıyla Mars’tan

getirilen bir örneği

incelerken büyük bir

keşfe imza atar: Bu

örnek biyolojik özellikler

göstermektedir… Yani

Mars’ta hayat olduğunun

kuşku götürmez bir

kanıtıdır. Ancak bir

süre sonra mürettebatı

ölüm kalım mücadelesi

verecekleri bir süreç

beklemektedir, nitekim

Mars’tan gelen örnek

zannettiklerinden çok daha

zeki ve kuvvetlidir.

HayatYönetmen

Daniel Espinosa Oyuncular:

Jake Gyllenhaal, Ryan Reynolds,

Rebecca FergusonBabası Mehmet Efendi’yi

beklenmedik bir zamanda

kaybeden Ömer, genç ve

güzel annesi Melahat ile

birlikte dünyada yalnız

kalmıştır. Sarıhacılar

Köyü’nde yaşayan aile,

annenin dikiş işleriyle

kazandığı paralarla

geçinmeye çalışmaktadır.

Yaşından daha olgun ve

cesur tavırlar sergileyen

Ömer, öğretmenlerinin

istediği bir olay üzerine

Kuyulu Köyü’nün delisi

olarak da bilinen Kambur

Ali’nin gizemli hayatını

araştırmaya başlar. Ancak

bu ödev, Ömer’in boyunu ve

cesaretini aşacaktır.

Kuyu

Zeynep (Fahriye Evcen)

kardeşiyle birlikte kendi

halinde bir hayat yaşayan

genç bir kadındır. Can

(Murat Yıldırım) ise genç

yaşta profesör olmayı

başarmış, mesleğinin

zirvesinde son derece

başarılı ve zengin bir

cerrahtır. Normal şartlarda

hiçbir ortak noktaları ve

aynı ortamda bulunmaları

için sebepleri bulunmayan

ikili arasında büyük bir

aşk başlar. Ancak bu farklı

hayatlar, aralarındaki aşkın

önüne çok fazla engel

çıkmasına neden olacaktır.

Sonsuz Aşk

Yönetmen: Ahmet Katıksız

Oyuncular:Fahriye Evcen,Murat Yıldırım,

Filiz Ahmet

Filmde, bir partide tanışan

dört çiftin tanışmalarından

itibaren geçirdikleri

aşamalar mizahi bir dille

anlatılıyor. Komedinin

yeni nesil sevilen kadınları

Gupse Özay, Büşra

Pekin, Aylin Kontente ve

Şebnem Bozoklu’nun boy

göstereceği filmin erkek

oyuncu cephesinde de Fatih

Artman, Çağlar Çorumlu,

Serkan Keskin ve Bülent

Emrah Parlak yer alıyor.

Üç yıl boyunca kapalı gişe

oynayan tiyatro oyunu

Haybeden Gerçeküstü Aşk’ın

sinema uyarlaması, sinema

severlerle buluşuyor.

Tatlım Tatlım: Haybeden

Gerçeküstü Aşk

Yönetmen:Yılmaz Erdoğan

Oyuncular:Büşra Pekin,

Serkan Keskin,Şebnem Bozoklu

Yönetmen:Serdar Bardakçı

Oyuncular:Murat Ercanlı,

Mehmet Yaşiru, Dilara Duman

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

40 _ BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ SON YILLARDA GİDEREK ARTIŞ GÖSTERİYOR. HASTALAR YAŞAMLARINI YA DİYALİZE BAĞLI OLARAK SÜRDÜRÜYOR YA DA ORGAN NAKLİ OLARAK YENİDEN SAĞLIKLI BİR YAŞAMA KAVUŞABİLİYOR. UZMANLAR, İLERLEYEN YAŞLARDA YETMEZLİK TEHLİKESİNDEN KORUNABİLMEK İÇİN KİŞİLERİN BÖBREK SAĞLIĞINA ÇOCUKLUK ÇAĞINDAN İTİBAREN DİKKAT EDİLMESİNE VE GEREKLİ ÖNLEMLERİN ALINMASINA DİKKAT ÇEKİYOR. MEMORIAL ATAŞEHİR HASTANESİ BÖBREK NAKLİ MEDİKAL BAŞKANI PROF. DR. MURAT TUNCER BÖBREK SAĞLIĞININ KORUNMASI İÇİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER HAKKINDA ÖNERİLERİNİ SEKİZ BAŞLIKTA PAYLAŞTI:

1) KAN ŞEKERİ BELİRLİ ARALIKLARLA KONTROL EDİLMELİ: Diyabet hastalığı olan kişilerin neredeyse yarısından çoğunda zamanla böbrek yetmezliği gelişebilmektedir. Bunun için kan şekerinin belirli aralıklarla kontrol edilmesi gerekir.

2) KAN BASINCINIZI TAKİP EDİN: Normal kan basıncı 120-80 ve altındadır. 139/89 arası kan basıncı değeri ise yüksek tansiyon öncüsü değerler olarak kabul edilip; düzenli yürüyüş, tuzsuz diyet gibi yaşam tarzındaki değişiklikler ile kontrol altında tutulmalıdır. Eğer kan basıncı 140/90’ın üzerinde ise düzenli ilaç kullanımı ve kan basıncı kontrolü gereklidir.

3) SAĞLIKLI BESLENİN VE TUZ ALIMINI SINIRLAYIN: Tuz tüketimi günde en fazla bir çay kaşığı olacak şekilde kısıtlanmalıdır. İşlenmiş gıdalar ve fast food tarzı beslenme yerine taze sebze meyve ve ev yemekleri tüketilmelidir.

4) YETERLİ SU TÜKETEREK BÖBREKLERİNİZİ KORUYUN: Günde bir buçuk-iki litre su içmek böbrek sağlığı için önemlidir. Bu sıvı miktarı egzersiz, ateşli hastalıklar, hamilelik veya emzirme dönemlerinde artırılmalıdır.

5) SİGARAYI BIRAKIN VE İÇİLEN ORTAMLARDAN UZAK DURUN: Vücutta neredeyse tüm organları etkileyen sigara, böbreklere gelen kan akımını yavaşlatmaktadır.

6) GEREKSİZ YERE AĞRI KESİCİ VE ANTİBİYOTİK KULLANMAYIN: Bilinçsizce alınan ağrı kesici ve antibiyotikler böbrek yetmezliğine yol açtığından doktor kontrolü dışında kullanılmamalıdır.

7) TAŞ VE İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARININ NEDENİNİ ÖĞRENİN: Düşürülen taşların analizi mutlaka sağlanmalıdır. Yine idrar yolu enfeksiyonlarının da nedeni belirlenmelidir.

8) DÜZENLİ EGZERSİZ YAPIN: Haftada üç-dört kez yapılan 30 dakikalık tempolu yürüyüş ve düzenli egzersizler kan basıncını düşürerek böbrek sağlığının bozulmasını engellemektedir.

SEKİZ ÖNERİBÖBREK SAĞLIĞINI KORUMAK İÇİN

İşte, güvenli alışveriş yapabilmek için dikkat etmemizgereken durumlar;

Öncelikle internetten kredi kartınızla alışveriş yapacaksanız kesinlikle alışveriş yaptığınız sitenin güvenilir bir site olduğundan emin olmasınız.

Ödeme sayfasında SSL sertifikası olmayan sitelerden alışveriş yapmayın. Eğer SSL sertifikası yok ise o siteden uzak durmanızı tavsiye ediyoruz.

Ödemenizi mümkün olduğunca 3D Secure güvenlik desteği ile yapın. Ayrıca ödeme kısmından başka bir yerde kart bilgilerinizi vermemeye dikkat edin.

Eğer kredi kartıyla ödeme yapacaksanız kesinlikle bankanızın internet şubesinden sanal kart oluşturun. Belirlediğiniz limit doğrultusunda yapacağınız alışverişlerinizde sanal kart kullanın. Sanal kartınızın limitini alışveriş sonrasında sıfırlamayı unutmayın.

Alacağınız ürünü beğenmediğiniz taktirde geri iadesinin mümkün olup olmadığını kontrol edin. Çünkü alacağınız şey her ne olursa

olsun fotoğrafta göründüğü gibi olmayabilir. Ürünün iadesinin yapılabilir olması e-ticaretin önemli özelliğidir. Ayrıca iade yapılırken para kesintisinin olup olmadığını da alışveriş öncesinde kontrol edin.

Alternatif ödeme yöntemlerini deneyin. Alışverişlerinizde mümkün olduğunda EFT/havale veya kapıda ödeme ile yapmayı tercih etmelisiniz. Böylelikle alışveriş sitesi ile sistem bağlantısız ödeme yaparak riski büyük ölçüde gidermiş olursunuz.

Aynı gün teslimat hizmeti veren siteleri tercih edin. Bu sayede ürünleriniz beklenilen zaman diliminde elinize geçer ve taleplerinize de hızlıca çözüm bulabilirsiniz. Paketinizin hafta sonu dahil istediğiniz herhangi bir saatte teslim edilmesini talep edebilirsiniz.

Alışveriş yapmak istediğiniz sitenin telefon ve adres bilgilerinin olmasına, müşteri hizmetleri sisteminin olmasına, telefon ya da e-posta ile rahatça iletişim kurulabileceğiniz bir yapısının olmasına dikkat etmelisiniz.

41 _

BU

NLA

RI B

İLİY

OR

MU

SUN

UZ?

GÜNÜMÜZDE ARTIK HEMEN HEMEN HERKES İNTERNET ÜZERİNDEN ALIŞVERİŞ YAPIYOR VE TEMEL İHTİYAÇLARININ ÖNEMLİ BİR BÖLÜMÜNÜ ONLINE OLARAK SATIN ALIYOR. TÜKETİCİ İHTİYAÇLARINA GÖRE DEĞİŞEN VE ÇEŞİTLENEN E-TİCARET SİTELERİNDEN GİYİM, KOZMETİK HATTA GIDA İHTİYAÇLARIMIZI BİLE TEMİN EDİYORUZ. GÜN GEÇTİKÇE HAYATIMIZIN İÇİNDE DAHA GENİŞ ALANLARA YAYILAN ONLINE ALIŞVERİŞ, “NASIL GÜVENLİ ALIŞVERİŞ YAPABİLİRİM” SORUSUNU DA İRDELEMEMİZE SEBEP OLUYOR.

NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?ONLINE GÜVENLİ ALIŞVERİŞ YAPABİLMEK İÇİN

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

42 _ NOSTALJİ

Emeğin sanatıSAVATLI GÜMÜŞ İŞLEMECİLİĞİ

SAVAT, ESAS MADDESİ GÜMÜŞ SÜLFÜR OLAN SİYAH BİR MİNENİN, GÜMÜŞ BİR LEVHANIN ÖNCEDEN HAZIRLANMIŞ BÖLÜMLERİNE KAKILMASIYLA GERÇEKLEŞTİRİLEN VE ÇİZGİLERİN ZARİFLİĞİNİ GÖSTEREN BİR SÜSLEME TEKNİĞİ. SAVATLI

GÜMÜŞ İŞLEMECİLİĞİ, VAN’DA EL SANATLARININ ÖNEMLİ BİR PARÇASINI OLUŞTURUYOR. VAN’DA ÜRETİLEN GÜMÜŞ TAKILAR BUGÜN, ÇEŞİTLİ İLLERE VE ÜLKELERE GÖNDERİLİYOR.

43 _

NO

STA

LJİ

B eyaz renkte ve parlak olan gümüş, kolayca biçimlendirilebilen bir metal. Ayarı binlik sistemde ifade ediliyor. Oksitlenmeye karşı dirençli olan gümüş, bu özellikleri nedeniyle eski çağlardan bu yana sikke,

süs ve mücevher gibi değerli eşyaların yapımında kullanılmış. Gümüş işlemeciliğinde bir süsleme sanatı olan savatın da kökeni Urartulara kadar gidiyor.

Yerel dildeki adı “sevad” olan ve Orta Asya ve Anadolu Türk sanatıyla, İslam maden sanatında yaygın olan savat, bir ölçü gümüş (ideal olan 950 ayardır), dört ölçü bakır, dört ölçü kurşun ve bir miktar da kükürtün, 750 derecelik ısıda karıştırılmasıyla elde ediliyor. Ancak her savat ustasının kendine has bir ölçüsü olduğu söyleniyor. Soğumaya bırakılan savat, kütle toz haline gelinceye kadar önce örs üzerinde, daha sonra havanda dövülüyor. Elde edilen savat, gümüş eşya üzerinde daha önce açılmış olan kılcal kanallara iki yolla sürülüyor. Ya yemeğe tuz eker gibi serpiliyor ya da boraks ile sulandırılarak, çamur haline getiriliyor ve boşluklara sıvanarak dolduruluyor. Sonraki aşamada, yapılan iş mangal ateşine tutuluyor. Isının etkisiyle tekrar eriyen savat, boşluklara iyice

nüfus ediyor. Bu aşamadan sonra soğuması için bekletiliyor ve cilalanarak kullanıma hazır hale geliyor. Muskalıklar, gerdanlıklar, saç tokaları, saç bağları, tepelikler, bilezikler, yüzükler ve kemerler, savatla yapılan kimi süs eşyalarından bazıları. Uzun emekler isteyen bu gümüş işlemesi gün geçtikçe daha çok yaygınlaşıyor

Van’da gümüş işlemeciliği el sanatlarının önemli bir parçasını oluşturuyor. Bu nedenle takılar genellikle gümüş. Kadınların kadife entarilerinin üstüne taktıkları boyunlarındaki altın Heb’lerin yanı sıra, savatlı gümüş işlemeli kemerler evladiyelik diye tabir edebileceğimiz kıymetli takılar arasında yer alıyor. Kemerler, maddi durumu iyi olan ailelerde hemen hemen her geline takılan takıların başında geliyor. Van’da kadınların kullandığı gerdanlıkların, kalınlı inceli bileziklerin, yüzük, küpe ve saç bağlarının hepsi gümüşten.

Erkeklerin yeleklerinin üzerine taktıkları köstekleri, tütün tabakaları ve ağızlıkları ile taktıkları yüzükleri de gümüşten yapılıyor. Günlük kullanılan tabakalar büyükçe ve kalın; özel günlerde kullanılan tabakalar ise, ince biraz daha küçük üzeri daha fazla işlemeden oluşuyor.

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

44 _ SAĞLIK / HEPATİT

TÜRKİYE’DE YAKLAŞIK 3,5 MİLYON HEPATİT B, 750 BİN CİVARINDA DA HEPATİT C TAŞIYICISI BULUNDUĞUNU AÇIKLAYAN MEDICAL PARK BAHÇELİEVLER HASTANESİ ENFEKSİYON HASTALIKLARI VE KLİNİK MİKROBİYOLOJİ

UZMANI PROF. DR. DİLEK ARMAN, “YILDA 1 MİLYON KİŞİNİN HAYATINI KAYBETMESİNE SEBEP OLAN BİR KARACİĞER ENFEKSİYONU OLAN HEPATİT VİRÜSÜ; KAN İLE TEMAS, CİNSEL İLİŞKİ VEYA GEBE ANNEDEN BEBEĞE DOĞUM

SIRASINDA BULAŞABİLİYOR” DİYOR.

HepatitHER YIL 1 MİLYON KİŞİYİ ÖLDÜRÜYOR

H epatit denilince akla ilk olarak “karaciğerin iltihaplanması” kavramı geliyor. Fakat, hepatit aslında bir virüs grubunun oluşturduğu, karaciğerde yerleşen çok kompleks ve yıpratıcı olabilen bir hastalık

sürecini oluşturuyor. Hepatit olarak bilinen bu virüsün oluşturduğu hastalıklar da düşünüldüğünde, bu süreç beş ayrı virüs (A,B,C,D,E) ve beş hastalık olarak tanımlanıyor. Bu virüsler içinde yaygın bilinen, üzerinde daha çok çalışılan ve dünyada önemli sağlık sorunu olarak görülenler A, B ve C tipleri... En yaygın görülme potansiyeli olan tip ise hepatit A hastalığı. Kötü hijyen koşulları, virüsle bulaşık su ve yiyecekler hastalığın yayılması için yeterli oluyor. Hastalık düşük oranda kötü sonuçlara doğru gidebilse de büyük oranda vücut, bağışıklık sistemi sayesinde birkaç haftada virüsten temizleniyor ve bir kronikleşme olmuyor. Hepatit B ve C ise kronikleşme riski taşıyor ve bu kronikleşme sürecinde hastada, dışarıdan herhangi bir bulgu göstermediği ve kötü komplikasyonlara adım adım yaklaşılabildiği için, “sinsi” lakabını hak eden bir durum ortaya koyuyor. Medical Park Bahçelievler Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Dilek Arman, hepatit B ve C virüsünün, kişinin kullandığı jilet, tıraş bıçağı gibi aletlerin paylaşılmasıyla kolayca bulaşabildiğini; bu nedenle berber, kuaför, dövmeci gibi yerlerde kullanılan malzemelerin sterilizasyonuna çok dikkat edilmesi gerektiğini dile getiriyor.

HEPATİT NEDİR?Hepatit, karaciğerin herhangi bir nedenle iltihaplanmasına verilen isimdir. Sebebi başta virüsler olmak üzere alkol, vücudun kendi kendine yaptığı bazı hastalıklar ve birtakım ilaçlar olabilir. Özellikle karaciğeri seven, vücuda girince karaciğer hücresine yerleşen hepatit virüsleri, en sık karşılaşılan virüsler arasında yer alır. Hangi nedenle olursa olsun hepatit gelişimi ile karaciğer hücresinin çalışması bozulur. Buna bağlı olarak da kanda bazı maddelerin miktarı artar veya azalır.

HEPATİT B VE C, NASIL BULAŞIR?Hepatit B ve C kan teması, cinsel temas

ile ve anneden bebeğe bulaşır. Hepatit B virüsü, cinsel yolla bulaşabilen bir hastalık olduğu için cinsel partneri virüsü taşıyan kişiler ile hasta kişilerin kanı ile temas etme olasılığı yüksek olan aile bireyi gibi kişiler risk grubundadır. Öte yandan hemodiyaliz hastaları veya sık kan nakli yapılması gerekenler de risk gruplarındandır. Yeterli hijyenin sağlanmadığı ortamlarda diş çekimi, dövme ve manikür-pedikür yapılması

da bulaşma açısından risk yaratır. Bunların yanı sıra, bazı hastaların

öykülerinde bu risk faktörlerinden hiç biri bulunmayıp bu durumda “horizontal bulaşmadan” (genetik olmayan-anneden kaynaklanmayan bulaşma) söz edilir. Bunun hangi yolla olduğu tam belli olmaz. Ama genellikle virüs içeren kan ve tükürük gibi

Medical Park Bahçelievler Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Uzmanı Prof. Dr. Dilek Arman

45 _

SA

ĞLI

K /

HEP

ATİT

sıvıların açık yarası olan cilde teması sonucu olduğu düşünülür.

PEKİ, HANGİ VİRÜS DAHA BULAŞICIDIR?Hepatit C virüsü de esas olarak kan ve vücut sıvılarının; açık yaraya ya da göz içine teması gibi durumlarda bulaşır. Cinsel yolla bulaşma oranı ise çok düşüktür. Hepatit B, hepatit C’ye göre 10 kat, HIV virüsüne göre 100 kat daha fazla bulaşır. Tüm dünyada 350 milyondan fazla hepatit B virüsü taşıyıcısı olduğu tahmin ediliyor ve bu nedenle yılda 1 milyon civarında ölüm gerçekleşiyor. Bu oran, Kuzey Amerika, Asya Pasifik Bölgesi’nde düşükken, Orta Doğu, Doğu Asya ve Kuzey Afrika’da yüksektir. Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği’nin yaptığı TURKHEP 2010

çalışmasında Türkiye’de hepatit B taşıyıcılığı oranı; yüzde 4, hepatit C oranı 0.95 olarak bulunmuştur.

ALINAN VİRÜSÜN HASTALIĞA DÖNÜŞME SÜRESİ NEDİR?Hepatit B’nin kuluçka dönemi bir-altı ay arasında olmakla beraber, genelde virüs alındıktan ortalama iki ay sonra hastalık yapıyor. Erişkin bir kişi virüsü aldıktan sonra akut hepatit B gelişir. Çoğunlukla hiçbir şikayet vermeden geçer. Bazen hafif grip benzeri belirtiler, eklem ağrıları, kırgınlık olabilir. Ancak binde bir oranında çok ağır geçirilip,

OCA

K -

ŞUBA

T -

MA

RT 2

017

46 _ SAĞLIK / HEPATİT

n HEPATİT B VİRÜSÜ TAŞIYAN KİŞİLERİN AİLE ÜYELERİ MUTLAK SURETLE AŞILANMALI.

n KAN TEMASI OLMA İHTİMALİ OLAN HER YERDE, UYGUN KORUNMANIN SAĞLANMASI ÇOK ÖNEMLİ. KAN MERKEZLERİNDE BÜTÜN KAN VERİCİLERİ, HEPATİT VİRÜSÜ YÖNÜNDEN TEST EDİLMEKTE VE VİRÜS SAPTANANLARDAN KAN ALINMAMAKTADIR.

n HASTANELERDE OLDUĞU GİBİ DİŞ TEDAVİ MERKEZLERİNDE, KAN İLE TEMAS ETMİŞ ALET KULLANAN BERBER, KUAFÖR, DÖVMECİ GİBİ YERLERDE KULLANILAN MALZEMELERİN STERİLİZASYONUNA ÇOK DİKKAT EDİLMELİ.

n EVDE HEPATİT B VE C VİRÜSÜ OLAN KİŞİNİN KULLANDIĞI JİLET, TIRAŞ BIÇAĞI GİBİ ALETLER VE KAN BULAŞABİLECEK HAVLU GİBİ MALZEMELER SADECE KENDİNE AİT OLMALI, BAŞKALARI İLE PAYLAŞILMAMALIDIR. VİRÜSÜ TAŞIYAN KİŞİLERİN KANI İLE TEMASTAN KAÇINMALI, KANLA BULAŞAN YÜZEYLER ONDA BİR SULANDIRILMIŞ ÇAMAŞIR SUYU İLE SİLİNMELİDİR.

n TÜM GEBELER HEPATİT B YÖNÜNDEN TEST EDİLMELİ. DOKTORUN ÖNERECEĞİ SERUM UYGULANMALI; TÜM BEBEKLERİN KAPSANDIĞI AŞI PROGRAMINA UYUM GÖSTERİLMELİ.

n CİNSEL YOLLA BULAŞMAYI ÖNLEMEK İÇİN PREZERVATİF KULLANILMALI.

HEPATİT B’DEN KORUNMAK İÇİN NELER YAPILMALI?

karaciğer nakli gerektiren klinik duruma da sebep olabilir. Akut hepatit B erişkinlerde yüzde 3-5 kronikleşir. Ancak hepatit B yenidoğan döneminde alınırsa yüzde 90’ı kronikleşir.

BELİRTİLERİ NELERDİR?Kişide hepatit B varsa ve inaktif taşıyıcılık denen durum oluşmuşsa, kişi çoğunlukla tesadüfen yapılan bir kan testinde ortaya çıkana kadar durumdan haberdar olmaz. Bazen de kronik hepatit veya siroz ilerlemişse, halsizlik, vücutta sararma, idrar renginde koyulaşma, vücutta morluklar, karın şişliği, yemek borusu varislerinden kanama

gibi ağır tablolarla kendini gösterir.

HASTALIĞIN EVRESİ NASIL SAPTANIR?Hastalığın hangi evrede olduğunu anlamak için kan testi ve karaciğer ultrasonografisi gibi görüntüleme yöntemlerine ihtiyaç vardır. Taşıyıcılık saptanmışsa hastanın durumuna göre belirlenen periyodlarda hastanın takibi gereklidir. Böylece hastalığın aktif hale dönüp dönmediği, karaciğer kanseri olasılığı erken evrede tanınabilir. Eğer hastalık aktif hale geçmişse karaciğer biyopsisi ile karaciğerin durumu değerlendirilir ve tedavi gerekli görülürse ilaç tedavisine geçilir. İlaç tedavisi esnasında da yakın doktor takibi önemlidir. İlaçlar ile vücuttan hepatit B’yi tamamen atmak yüzde 6 gibi çok düşük oranlarda gerçekleşiyor. Ancak ilaç tedavisi virüsün baskılanmasını sağlayarak, karaciğer hasarının ilerlemesini önlediği için çok önemlidir. Tedavi kararı ve şekli hastadan hastaya farklılık gösterebileceğinden dolayı iyi bir hekim hasta birlikteliği hepatit takibinde önemlidir.

HEPATİT B AŞI İLE ÖNLENEBİLİR Mİ? Evet, önlenebilir. Sağlık çalışanları gibi risk altındakiler, tüm yenidoğanlar ve ailesinde hepatit B olan kişiler aşılanmalıdır. Tüm yenidoğan çocukların aşılandığı günümüzde, erişkinlerin de diğer riskli koşulları göz önüne alarak aşılanması pek çok enfeksiyonu önleyecektir.

47 _

FU

AR

TAKV

İMİ

Fuar Takvimi2017 YILI YURT İÇİ FUARLARI

Organizatör Fuar Adı Konu Tarih YerA ve A Fuarcılık MODEV Mobilya, dekorasyon 1-9 Nisan AnkaraPozitif Fuarcılık AYMOD Ayakkabılar, çantalar 5-8 Nisan İstanbulHannover Fairs ve Frankurt İstanbul Automechanika İstamnul Otomotiv üretim dağıtım 6-9 Nisan İstanbulTG Ekspo Güzellik ve Bakım 2017 Güzellik, bakım, saç 6-9 Nisan İstanbulTüyap Fuar Plast Pak Plastik makineleri, kimyasallar 11-15 Nisan İzmirEdufairs Fuarcılık Smart Future Expo Endüstri 4.0 12-13 Nisan İstanbulAge Global Toys Turkey Oyuncak fuarı 12-15 Nisan AntalyaTüyap Fuar Autoshow 2017 Otomobil, ticari araç 21-30 Nisan İstanbulJunior Fuarcılık 11. Gayrimenkul Fuarı Gayrimenkul projeleri 22-23 Nisan İstanbulTurab Fuarcılık 4. Türk Arap Gıda KOBİ’lerin güçlendirilmesi 2-5 Mayıs AydınPozitif Fuarcılık Avrasya Boat Show Deniz araçları, ekipmanları 2-7 Mayıs İstanbulPozitif Fuarcılık AYSAF Ayakkabı yan sanayi ürünleri 3-6 Mayıs İstanbulBonn Uluslararası 37. Boatshow Motor ve yelkenli tekneler 4-7 Mayıs İstanbulİstanbul Fuarcılık CNR Emlak Konut ve işyeri projeleri 4-7 Mayıs AnkaraMedya Trend Gıda Tarım Teknolojileri Bakliyat, gıda işleme 4-7 Mayıs Adıyamanİstanbul Fuarcılık EVTEKS 2017 Ev tekstili 16-20 Mayıs İstanbulForum ve Pozitif Fuarcılık CNR MOTO ve BİS Motosiklet, bisiklet 18-21 Mayıs MersinEKS Fuarcılık 3. Eksposhoes İstanbul Ayakkabı, çanta, kemer 22-25 Mayıs İstanbulTürkel Fuarcılık Kadına Dair Her şey Moda, aksesuar, sağlık 24-27 Mayıs İstanbulSinerji Fuarcılık 3. Çin Ürünleri Fuarı Genel ticaret 1-3 Haziran İstanbulVakıf Fuarcılık 36. Kitap ve Kültür Basılı, sesli yayınlar 2-21 Haziran AnkaraArtı Fuarcılık Deri ve Kürk Deri ve kürk giyim 6-8 Haziran Antalyaİstanbul Dünya İSKİF 2017 Kurumlar, işverenler 8-10 Haziran İstanbulDosso Dossi Fuarcılık 11. Moda Gösteri Fuarı Tekstil ve konfeksiyon ürünleri 8-13 Haziran AntalyaEge Fuarcılık 17. Karadeniz Sanayi Sanayi ve ticaret ürünleri 30 Hzr-4 Tem. OrduEge Fuarcılık 9. Yapı Dekorasyon Yapı dekorasyon ürünleri 30 Hzr-4 Tem. OrduEge Fuarcılık 3. Gıda, Tarım, Hayvancılık Gıda, tarım, hayvancılık 30 Hzr-4 Tem. Ordu

2017 YILI YURT DIŞI FUARLARIOrganizatör Fuar Adı Konu Tarih YerSenexpo Profood Tech Gıda ve içecek teknolojileri 4-6 Nisan ABDSenexpo 9. Central Asia Electricty Elektrik, enerji, aydınlatma 5-7 Nisan KazakistanİMMİB HKTDC Hong Kong Housew are fair Ev ve mutfak eşyaları 20-23 Nisan ÇinİTO 121. Canton Çin İthal ve İhraç Genel ticaret 1-5 Mayıs ÇinİTO Automechanika Dubai Otomotiv 7-9 Mayıs BAEİMMİB Beautyworld Middle East Kozmetik 14-16 Mayıs BAEUİB INA Paace Automechanika Otomotiv Yan Sanayii 14-16 Haziran MeksikaSelten Saitex 2017 Genel ticaret 25-27 Haziran G.AfrikaEİB Summer Facy Food Gıda ve içecek 25-27 Haziran ABD

1 - 3 Haziran 2017

Çin Ürünleri Fuarı

Sergilenecek

Yüzlerce

Seçkin Firma

Binlerce Ürünİstanbul Fuar Merkezi,Yeşilköy

Züccaciye ve Ev Eşyaları Elektrikli Ev Aletleri Hediyelik Eşya ve Dekoratif Ürünler Plastik Mutfak ve Banyo Gereçleri

Sergilenen Ürünler

0212 210 94 85www.chinahomelifeturkey.comOnline Kayıt

BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BOR SALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR