stanislaw lem soruşturma

234

Upload: toprakcanx

Post on 26-Jan-2017

319 views

Category:

Science


14 download

TRANSCRIPT

  • 1

    1

    1

    1

    1

    1

    1

    1

    1

    1

    1

    1

    1

    1

    1

    1

    1

    1

    1

    1

    1

    1

    1

    1

    1

    1

  • STANISLAW LEM Soruturma

  • STANSLAW LEM 1921 ylnda Polanya'nn Lwow kentinde dodu. Tp renimini kinci Dnya Sava'nda lkesi Alman igaline uraynca yanda brakt. Sava yllann otomobil tamircilii ve kaynaklk yaparak geirdi. 1946'da Krakw'a yerleti ve tp eitimini tamamlayarak doktor oldu. Ayn yllarda iir yazmaya ve bilimsel yn-tem zerine kuramsal aratrmalara balad. Lem, 1951 ylnda, daha sonra kendisini dnya apnda nf kavuturan bilim-kurgu trnde yaznaya balad. Yazann bawa-pt saylan Solaris, nl Rus ynetmenAndrey Tarkovski tarafndan sinemaya da aktanld. lletiim Yaynlan, Lehe yazan ve kitaplan birok yabinc dile evrilen Sta- nislaw Lem'in "Btn Eserleri"ni yaymlayacaktr.

    Sledztwo 1 The Investigation 1964, Stanislaw Lem

    Iletiim Yaynlan 461 ada Dnya Edebiyat 95

    ISBN 975-470-656-5 1998 lletiim Yaynclk A. .

    l. BASKI 1998, istanbul

    EDlTR Trker Arnaner KAPAK mit Kvan

    KAPAK RESMl Erdal Alay UYGULAMA Hsn Abbas

    DZELTl Sait Kzlrmak

    KAPAK BASKISI Sena Ofset t BASKI ve ClLT efik Matbaas

    lletiin Yaynlar

    Klodfarer Cad. lletiim Han No. 7 Caalolu 34400 istanbul Tel: 212.516 22 60-61-62 Fax: 212.516 12 58

  • STANISLAW LEM

    Soruturma Sledztwo

    The Investigation

    EVtREN Sevil Cerit

    e t m

  • 1

    H ER katta ritmik tangrtlar karan antika asansr, oyma ieklerle ssl cam kaplardan geip yuka-rya kt. Durdu. inden inen drt adam, koridor

    boyunca ilerleyerek, deri kapl ift kapya doru yrd. Kaplar art arda \ald. Odann giriinde ayakta duran birisi, "Bu taraftan, bey-

    ler," diyerek eliyle iaret etti. Gregory, dektorun hemen arkasndan, ieriye giren son

    kii oldu. Aydnlk koridorun yannda, oda karanlk gibiy-di. Pencereden dardaki sisiniinde bir aacn plak dalla-n grnyordu.

    Bamfetti, evresi alak bir parmaklkla sslenmi, yksek ve koyu renkli bir alma masasnda oturuyordu. Cilal tahta zerinde iki telefon, bir haberleme cihaz, ada-mn piposu ve gzl ile kk bir gcleri parasndan baka bir ey yoktu. Odann yan 'tarafnda kuma kapl bir koltua oturan Gregory, .masann arkasndaki duvara aslm kk bir portreden. Kralie Viktorya'nn kendilerini szdn far-

    s

  • ketti. Bamfetti, sanki onlar sayyormu veya. yzlerini ezbePlemeye alyormu gibi~ her birine tek tek bakt. Yan duvarlarn biri, Gney Ingiltere'nin ok byk bir harita-syla kaplanmt; onun karsndaki duvarda ise, zerinde kitaplarn dizili olduu koyu renkli bir raf vard.

    Bamfetti en sonunda, "Beyler," diye sz~ balad, "bu olay btn ayrntlaryla ele almak istiyorum. Resmi kaytlar tek bilgi kaynam olduuna gre, ksa bir zetle ie balasak iyi olacak sanrm. Farquart, senden balyalm is-tersen."

    "Bastne, efendim, fakat olaylarn balangc hakknda, raporlarda anlatlanlarn dnda, bir ey bilmiyorum."

    "llk balarda rapor tutulmamt," diye bir aklama yapt Gregory Sesi olduka yksek kmt. Herkes dnp ona bakt. O ise abartl bir kaytszlkla,sanki sigara aryormu gibi, ceplerini kartrmaya balad.

    Farquart iskemlesinde doruldu. "Olaylar geen kasm aynn ortalarnda balam, fakat

    daha nceden meydana gelmi ve zerinde durulmam baka olaylar da olabilir. Polise ilk bavuru Noelden gn nce yaplm, ne var ki ocak aynda yaplan bir soruturma ceset olaylarnn ok daha nce baladn gsterdi. Bavuru Engender kasabasnda yaplm ve aslna baklrsa yar resmi bir zellii var. Cenaze kaldrc olan Plays, kasaba-nn komiserine -adam ayn zamanda kaynbiraderidir- ge-ce vakti birisi cesetleri hareket ettiriyor diye bir ikayette bulunmu."

    "Bu hareket ettirme tam olarak ne demek oluyor?" Eamfetti ciddiyede gzln temizliyordu.

    "Cesetler akam vakti belli bir pozisyonda braklyor ve ertesi sabah baka bir pozisyonda bulunuyormu. Aslnda, bu durum sadece tek bir cesette grlm -galiba suda bo-ulan bir adam ki-"

    6

  • Bamfetti, ayn kaytsz ses tonuyla, "Galiba m?" diye tekrarla d.

    Farquart iskemiesinde biraz daha doruldu. "O sralar hi kimse olay nemsememi," diye aklad,

    ''ve biz sonunda ipucu toplamaya baladmz zaman b-tn ayrntlar elde etmek zor oldu. Cenaze kaldncs cese-din gerekten boulan adama ait olup olmad konusunda artk o kadar emin deil. Aslnda btn rapor olduka ye-tersiz. Gibson, Engender'in komiseri, bu ii fazla kurcala-mak istememi, nk dnm ki-"

    "Btn bunlar tekrar dinlemek zorunda myz?" diye ba-rd birisi. Adam kitapln yanndaki bir iskemieye yaylm oturuyordu. Bacak bacak zerine atarken ayan o ka-dar yksee kaldrmt ki, altn rengi oraplanmn zerin-den plak derisi bir izgi halinde grnyordu.

    Farquart, adama dnp bakmadan, "zgnm, ama ke-sinlikle gerekli," diye yantlad, donuk bir sesle. Bamfetc ti gzln takt ve o zamana kadar hibir anlam ta~ayan yz sevecen bir ifade ald.

    "Soruturmann resmi ynn imdilik bir kenara brakabiliriz,'' dedi adam, "Farquart, ltfen devam edin."

    "Nasl isterseniz, Bamfetti. tkinci haber birincisinden sekiz gn sonra Planing'den geldi. Birisi yine gece vakti mezarlk morgunda bir cesedin pozisyonunu deitirmi. len kii Thicker adnda bir dok iisi - adam neredeyse a!lesini iflas ettiren uzun bir hastalktan sonra lm."

    Farquart gznn ucuyla sabrszlkla kmldayan Gre-gory'ye bakt.

    "Cenaze treni ertesi sabah yaplacakm. Aile morga gel-dii zaman cesedin yzkoyun yattn grm -yani srt dnk duruyormu- ve elleri akm, bu da Thicker'in ... hayata dnm olduu izlenimini vermi. En azndan aile-nin inand ey bu. ok gemeden mahallede bir transa

    7

  • geme dedikodusu dolamaya balam. !nsanlar Thicker'in sadece lm gibi grndn, sonra uyandn ve ken-disini bir tabutun iinde bulunca bu srfer korkudan iyice ldn sylemeye balamlar.

    "Btn bu hikayeler tamamyla sama," diye srdrd Farquart. "Kasaba doktoru, Thicker'in lmn hibir pheye yer brakmayacak ekilde dorulam d~rumda. Fakat sylentiler ~vreye yayldka, insanlarn zaten belli bir za-mandan beri gece vakti pozisyon deitiren, yani hareket eden cesetlerden bahsetmekte olduklar anlalm."

    "'Belli bir zaman' ne anlama geliyor?" "Bunu bilemiyoruz. Sylentiler Shaltam ve Dipper'de

    meydana gelen olaylarla ilgiliydi. Ocak aynn banda yerel polis fazla derine gitmeyen bir soruturma yapt, fakat ii fazla nemsemedikleri iin ok dzgn bir i karamadlar. Blgede yaayanlarn verdikleri ifadeler ksmen tarafl, ksmen tutarsz olduu iin sonuta ortaya fazla deeri olma-yan bir rapor kt. Shaltam'da sz konusu olan kii kalp krizinden lm olan Samuel Filthey adl birisiydi. Mezar kazcsna gre -ki bu adam ayn zamanda kasabann ayya-dr- Filthey Noel gecesi 'tabutunda dnmt'. Bu hika-yeyi dorulayacak bir kimse bulunamad. Dipper'deki olay sabahleyin taburunun .yannda yerde bulunan deli bir kadnn cesediyle ilgiliydi. Komulara gre kadnpan nefret eden vey kz cenaze evine geceleyin gizlice girmi ve onu tabutundan darya atmt. Gerek u ki, bunca hikaye ve sylenti arasnda, ynmz bulmamz mmkn deil. Bi-risi size olas bir tann adn veriyor ve o tank da sizi baka birine gnderiyor ve bu bylece gidiyor ...

    "Olay kesin bir ad acta * olarak bir tarafa braklmalyd," Farquart daha hzl konumaya balamt, "fa.kat ocak ay-

    (*) Arivhk (.n.)

    8

  • nri on altsnda james Trayle adndaki birinin cesedi morg-dai kayboldu. Bizim merkezin istei zerine avu Peel olay aratrd. Ceset morgdan geceyars ile cenaze kaldrcsnn onun ortadan kaybolduunu anlam olduu sabah be arasnda bir srada alnp gtrlm. len kii bir er-kekti ... belki krk be yalarnda-"

    Bamfetti, "Belki ne demek? Emin deil misin?" diye onun szn kesti. Adam sanki kendini ok iyi cilalanm bir aynada seyrediyormu gibi ban n.ne emi otu/u-yordu. Farquart boazn temizledi.

    "Eminim, ama bana sylendii gibi aktan yorum ... Her neyse, lm nedeni aydnlatma gazndan zehirlenmeydi. Talihsiz bir kaza."

    Bamfetti, kalarn kaldrarak, "Otopsi?" dedi. Yan ta-rafa eildi ve pencereleri aan bir kolu ekti. Nemli bir esinti odann lk ve ar havasna yayld.

    "Otopsi yaplmam, fakat bunun bir kaza olduundan emindik Alt gn sonra, ocan yirmi nde baka bir olay, bu sefer Spittoon'da meydana geldi. Kayp ceset damtma tesisinde alan yirmi sekiz yanda bir iiye aitti. Adam bir gn nce, flardan birini temizlerken zehirli gazlan iine ekerek lm. Cesedi leden sonra saat civarnda morga gtrlm. B.eki onu son defa akam zeri saat dokuz civarnda grm. Sabahleyin yerinde yok-mu. avu Peel bu olayla da ilgilendi, fakat bu soruturmadan da bir .sonu alnamad. Bunun balca nedenlerin-den biri de, o srada bu iki olay daha nce meydana gelen-lerle bir~etirmeyi akl edememi olmamzdr..."

    "Ltfen imdilik bu konudaki fikirlerinizi kendinize sak-layn. u an iin sadece olgularn zerine eilrnek istiyo-rum," dedi Bamfetti, Farquart'a, ho bir glmsemeyle. Burumu elini masann zerine koydu. Gregory bakmak-tan kendisini alamad: Elin kan tamamyla ekilmi gibiy-

    9

  • di, grnrde tek bir damar yoktu. "nc olay Londra belediyesi. snrlar iindeki Love-

    ring'de meydana geldi. Orada Tp Fakltesi'nin yeni alm bir otopsi laboratuvar var." diye srdrd Farquart, don u k bir sesle, sanki bu uzun hikayeye devam etmek iin btn hevesi kaybolmutu. "Stewart Alaney adndaki birinin cese-

    di ortadan kayboldu. Adam elli yandayd ve Bangkok se-ferinde tutulmu olduu kronik bir tropikal hastalk y-znden lmt. Olay, dier ortadan kaybolmalardan do-kuz gn sonra, ubatn ikisinde meydana geldi- daha kesin sylersek ubatn ikisini ne balayan gecede. Bundan sonra duruma Scotland Yard el koydu. Soruturma Temen Gregory tarafndan yapld. Ayn kii daha sonra benzer baka bir olayn, ubatn on ikisinde Bromley mezarlk morgundan bir cesedin ka,ybolmas olaynn da soruturmasn.yrtt- bu olay bir kanser ameliyatndan sonra len bir kadnn cesediyle ilgiliydi.

    "Teekkr ederim," dedi Bamfetti. "avu Peel niin burada yok?"

    "Kendisi hasta, Bamfetti, u anda hastanede," diye ya-ntlad Gregory.

    "yle mi? Nesi var?" Temen tereddt etti. "Emin deilim, fakat sanrm bbrekleriyle ilgili bir ey." "Temen, bize kendi soruturmanz an la tn." Gregory boazn temizledi, derin bir nefe.s ald ve kl

    tablasna sigarasn silkeliyerek kendisinden umulmayacak kadar sakin bir sesle konumaya balad.

    "Fazla bir ey bulamadm. Btn cesetler gece vakti kay-bolmu, olay yerinele hibir ipucu yok, ieriye zorla girilcli-ini gsteren hibir iaret yok. Zaten zor kullanlarak giril-mesine ele gerek yok, nk morglar genel olarak kilitli tu-tulmuyorve kilitli olanlar da herhalde bir ocuk bile eri

    10

  • bir iviyle aabilir ... "

    "Otopsi laboratuvar kilitliydi." Otopsi uzman olan So-'rensen azn ilk defa amt. Sanki kafasnn irkin gen ekline dikkat ekmernek iin, ban arkaya atm bir ekilde oturuyor ve bir parmayla gzlerinin altndaki imi deriyi ovuturuyordu.

    Birden Gregory'nin aklna Sorensen'in genellikle llerle birlikte olduu bir meslek semekle iyi yapm olduu fikri geldi. Ona doru abartl bir ekilde eildi.

    "Laf azmdan aldnz, Doktor. Cesedin ortadan kaybol-duu odada kilitli olmayan bir pencere vard - aslnda san-ki birisi km gibi akt."

    "llk nce ieriye girmesi lazm," diye onun szn kesti Sorensen, sabrszlkla.

    "ok zekice bir gzlem," diye yantlad Gregory, sonra bu szleri sylediine piman oldu ve gizlice Bamfetti'e bir gz att. Adam ise sanki hibir ey duymam gibi sessiz ve kmldamadan oturuyordu.

    "Laboratuvar ilk katta," diye srdrd Temen, rahatsz edici bir sessizlikten sonra. "Kapcya gre bu pencere de btn dierleri gibi kilitliymi. Adam o gece btn pence-relerin kilitli olduuna yemin ediyor - bundan tamamyla emin olduunu, zira hepsini kendisinin kontrol ettiini sylyor. Don olma olasl varm ve adam eer camlar ak olursa kalariferler donar diye korkmu. Otopsi labora-tuvarlarnn ou gibi, oras da zaten fazla stlan bir yer deil. Laboratuvarn yneticisi olan Profesr Harvey'le ko-nutum. Adam kapcy ok tutuyor, onun grevini biraz fazla ciddiye aldn, fakat namuslu birisi olduunu ve bize syledii her eye inanabileceimizi sylyor.''

    "Laboratuvarda gizlenebilecek bir yer var m?" diye sor-du Bamfetti. evresindekilere, sanki birdenbire onlarn varln yeniden hatrlam gibi, bakt.

    11

  • "E e, bu ... mmkn deil, Bamfetti. Kimse kapcnn

    yardm olmadan saklanamaz. eride otopsi masalarndan baka eya yok. Ne karanlk bir ke, ne de bir girinti ... as-lnda rencilerin paltolar ve aralan iin birka dolap var ama bir ocuk bile onlarn iine samaz."

    "Bundan emin misin?" "Efendim?"

    t

    "Yani bir ocuk iin bile ok kk olduklarndan," dedi Bamfetti, sakin bir sesle.

    "Ee ... " Temen'in aln krt. "Bir ocuk onlarn !;>irinin iine sabilir, fakat en fazla yedi-sekiz yanda bir ocuk."

    "Dolaplar ltn m?" "ltm." Yant hi duraksama dan verilmiti. "Hepsini

    ltm, nk bir tanesinin dierlerinden daha byk ol-duunu sandm. Hepsi ayn boydaym. Dolaplarn dnda, baz tuvaletler, ykanma odalar ve snflar var. Bodrum ka-tnda bir buzdolab ve depo var. st katta profesrlerin ofis-leri ve retmenler iin baz odalar var. Harvey, kapcnn her gece her oday, bazen bir kereden fazla kontro~ ettiini sylyor - bana sorarsanz, iini fazla abartyr. Her neyse, hi kimse orada sakl"anmazd."

    "Ya bir ocuk?" diye sordu Bamfetti, sakin bir sesle. Gzln, sanki baklarnn keskinliini yumuatmak iin, kartmt. Gregory iddetle ban sallad.

    "Hayr, byle bir ey olamaz. Bir ocuk o pencereleri aa-maz. Hem altta, hem stte kilitler var ve bunlar pencere pervazlarna konmu kollarla alyor. Tpk burada olduu gibi." Gregory souk bir esinlinin ieriye girdii pencereyi gsterdi. "Kollar ok sk ve onlar oynatmak ok zor. Kapc bile bundan ikayet ediyor. Bunu!} yan sra, onlar ben de denedim."

    Sorensen, dudaklarncia Gregory'i rahatsz eden anlalmaz bir glmsemeyle, "Kollarn sk olduuna dikkatini o

    12

  • mu ekti?" diye sordu. Gregory bu soruyu karlksz braknay tercih ederdi, fakat Bamfetti ona beklenti dolu ba-klarn evirmi olduundan, isteksiz bir ekilde yantlad.

    "Kapc ancak beni onlar ap kaparken grdkten sonra bundan sz etti. Titiz bir kadndan beterdi. Tam anlamyla bir ba belas," diye ekledi Gregory, sanki bir rastlant ese-riymi gibi baklarn Sorensen'e evirerek. "stelik kendi-sini beenmiin biriydi. phesiz bu durum o yalardaki bi-risi iin doal saylabilir," diye ekledi yaltrc bir tavrla. "Neredeyse altm yalarnda ve damar ser-" Gregory bir-den mahup bir ekilde sustu. Bamfetti de bundan daha gen deildi. Son sylediklerini baka bir anlama getirebil-me~ iin umutsuzca bir yol arad, fakat qulamad. Dierleri ta gibi sessiz oturuyorlard, onlarn suskunluu Gregory'yi illet etti. Bamfetti gzln? takt.

    "Bitirdin mi?" "Evet efendim," dedi Gregory bocalyarak. "Evet. Hi ol-

    mazsa bu olayla ilgili olarak. Son olayda ise evreyi b-yk dikkatle inceledim - zellikle o gece laboratuvarn ya-knnda allmn dnda bir faaliyet olup olmadn aratrdm. O blgede nbeti olan polis memurlar phe e-kecek bir ey farketmemiler. Ayn zamanda, bu olayla g-revlendirildiim zaman, daha nceki olaylarla ilgili olarak elimden geldii kadar bilgi toplamaya altm. avu Pe-el'le konutum ve btn teki yerlere gittim, fakat hibir ey bulamadm, tek bir ipucu 1Jile. Hibir ey, kesinlikle hibir ey Kanserden len kadn ile ii, bunlarn her ikisi de ayn artlar altndaortadan kaybolmulardr. Sabahleyin aileden biri morga geldii zaman, tabut bomu."

    "Anlald," dedi Bamfetti. "imdilik bu kadar yeterli. Bay Farquart, siz devam edin."

    "Bastne efendim, son olaylar m anlataym, efendim? Tamam, nasl isterseniz, efendim."

    13

  • "Donanmada olsa daha iyi ederdi, diye dnd Gregory, kendi kendisine iini ekerek. "Her zaman sabahlar yaplan bayrak trenindeymi gibi davranyor ve asla deimeyecek."

    "Bir sonraki kaybolma yedi gn sonra Lewes'de on dokuz ubatta meydana geldi. Sz konusu, bir arabann altnda kalm gen bir dok iisiydi - paralanm bir karacier ve i kanama. Ameliyat baarl geti, doktorlarn deyimiyle, fakat hasta ld. Her neyse, ceset afaktan nce ortadan kaybolmu. Olay saatini yaklak olarak saptayabiliyoruz, nk o sabaha kar saat te Burton adnda birisi lm. Kzkardei -adam kzkardeiyle birlikte oturuyormuonunla ayn dairede tek bana; kalmaktan o kadar korkmu ki, kasabann cenaze kaldrcs uyandrm. Ceset cenaze ey,ine tam sabahn nde getirilmi. lki grevli onu dok iisinin yanna koymu lar ... "

    "Sylemek istediin bir ey mi vard?" diye sordu Bam-fetti.

    Farquart byn srd. "Hayr ... " dedi bir mddet sonra. Binann dndan uak motorlannn srekli homurtusu

    geliyordu. Balarnn zerinden grlmeyen bir uak gney ynne doru uup gitti. Pencere camlar sakin bir uyum iinde zangrdad.

    "Yani," diye ekledi, Farquart, karara varm bir tavrla, "yeni gelen cesedi yerine yerletiren grevlilerden biri dok iisinin cesedini iine engel olduu iin biraz teye ek-mi. Ee ... adam cesedin souk olmadn iddia ediyor." "Hmm," diye mrldand Bamfetti, sanki dnyann en

    olaan eyi zerinde bir yorumda bulunuyormu gibi. "So-uk deil miymi? Peki, bunu nasl aklyor? Tam olarak ne dedU"

    "Onun souk olmadn syledi." Farquart isteksizce,

    14

  • her kelimeden sonra dura dura konuuyordu. "Biliyorum

    bu sylediim aptalca ... sama, fakat adam bu konuda srar ediyor. O srada bundan yanndakine de bahsettiini iddia ediyor, fakat dier grevli bir ey hatrlamyor. Gregory on-larn ikisini de ayr ayr sorguya ekti, iki defa ... "

    Bamfetti bir ey sylemeksizin temene dnd .. "Ee ... ah ... adam gevezenin biri. Hibir ekilde gvenilir

    deil," diye aceleyle aklad Gregory. "Hi olmazsa, benim aldm izienim bu. Adam biraz dikkat ekebilmek iin her eye bavuran o soytaniardan biri. Gz ap kapayncaya kadar size dnya tarihini kendine gre yorumlayabilir. Adam bu olayn bir trans hali veya 'ondan da beter bir ey' olduunda -bu kendi deyimi- srar etti. Dorusu bu beni artt. Cesetlerle ilgili mesleklerle alanlar genellikle trans haline inanmazlar - bu onlarn deneyimlerine aykr

    der."

    "Doktorlar ne diyor?" Gregory susup sz Farquart'a brakt. Grne gre

    bylesi kk bir ayrntnn bu kadar ok ilgi ekmesinden huzursuz olan Farquart omuzlarn silkti.

    "Dok iisi bir gn nce lmt. Rigor mortis aka g-rlyordu ... Kap ivisi kadar lyd."

    "Baka bir ey var m?" "Evet. Btn teki kayp cesetler gibi cenaze iin giydiril-

    miti. Giydirilmemi olan tek ceset Trayle'nin ki - Treak-hill'den kaybolmu olan. Cenaze kaldtcs onu ertesi gn giydirecekmi, nk aile onun iin ilk nce giysi vermek istememi. Yani, ceset getirildikten sonra zerinciekini alp gtr.inler. Baka giysilerle geri geldikleri zaman, ceset ortada yokmu ... "

    "Dier olaylarda durum nasl?" "Kanser ameliyat olmu kadnn cesedi de giyinikti. "Nasl?"

    15

  • "E e ... bir en tari giymiti." "Ya ayakkablar?" diye sordu Bamfetti. Sesi o kadar

    yavat ki, Gregory onu duyabilmek iin ne doru eilrnek zorunda kald.

    "Evet, ayakkablar da vard." ' "Peki, sonuncusu?" "Sonuncusu ... ee, giyinik deildi, fakat morgdan onunla

    birlikte ayn zamanda, veya yle olduu sanlyor, siyah bir kuma kaybolmu. Kuma kk bir girintiyi rtrnek iin kullanlyormu. Kk madeni halkalarla bir perde ubu-una aslym. Halkalarn zerinde birka kk kuma paras kalm."

    "Yrtlm m?"

    "Hayr, ubuk o kadar ince ki, eer birisi kuvvetiice asl-sayd, krlabilirdi. Kuma paralar-"

    "ubuu krmaya altn m?"

    "Hayr."

    "O zaman krlacan nereden biliyorsun?" "E e, grnnden ... " Bamfetti, bu sorular sakince, bir dalabm aynal 'kap

    snda pencerenin grntsn seyrederken soruyordu. Sanki akl baka bir yerdeymi gibi davranyordu, fakat so-rular azndan o kadar hzl kyordu ki, Farquart ona g-lkle yetiiyordu.

    "Gzel," diye konuyu topariad Bamfetti. "Kuma par-alar incelendi mi?"

    "Evet. Dr. Sorensen ... " Doktor sivri enesini outurmay brakt. "Kuma u-

    buktan kopartlm. Tam olarak sylenecek olursak, kuma kopma noktasna gelinceye kadar andrlm, fakat makas-la kesilmemi. Buras kesin. Sanki... sanki biri onu dileriyle koparm. eitli testler yaptm. Mikroskopun altnda da ayn ey grnyor."

    16

  • Bu szleri izleyen geici bir sessizlik srasnda, uzak bir

    uan motoru duyuldu. Ses sisin etkisiyle bouklamt. "Perdenin dnda baka kayp bir ey var m?" diye sor-

    du Bamfetti sonunda. Doktor Farquart'a bakt, o da bayla onaylad. "Evet. bir rulo yaptrc bant. Kapnn yanndaki masa-

    nn zerinde ok byk bir rulo varm." "Yaptnc bant m?" Bamfetti bir kan havaya kal-

    drd.

    "Onu eneleri balamak iin kullanyorlar ... azn almasn nlemek iin" diye aklad Sorensen. "lm sonra-s gzelletirme," diye ekledi alay o bir glle.

    "Hepsi bu kadar m? "Evet." "Otopsi laboratuvarndaki ceset ne durumdayd? Giyinik

    miydi?" "Hayr. Fakat bu olayda ... ama Gregory siz~ btn hika-

    yeyi daha nce anlatmtr, yle deil mi?" "Daha nce bundan bahsetmeyi unuttum ... " Temen ace-

    leyle sze girdi. Unutkanl aa km olduu iin ho olmayan bir duygu iindeydi. "Ceset giyinik deildi, fakat kapc bir doktor gmleiyle iki ift beyaz panrolonun -rencilerin yazn giydikleri cinsten- ortadan kaybolduunu iddia ediyor. i bitince atlan birka ift terlik de kayp ola-bilirmi, ama kapc onlarn hesabn hibir zaman kesin olarak tutamacln sylyor - temizliki kadnn ara sra bir-iki ift ardn sylyor."

    Bamfetti derin bir nefes ald ve masaya hafife gzlk-leriyle vurdu. ' "Teekkr ederim. Doktor Sciss. imdi sizi dinleyebilir

    miyiz?" Sciss durumunu deitirmeden anlalmaz bir eyler m

    r.ldand, sivri ve kntl dizine dayam olduu not defte-

    17

  • rine yazd eyleri bitirdi.

    Sonra kellemeye balam bir kuunkine benzer kafasn eerek, not defterini serte kapad ve iskemiesinin altna kaydrd, sanki slk almak istiyormu gibi dudaklarn bzd ve parmaklaryla eri ve ikin eklem yerlerini outurarak ayaa kalkt.

    "Davetinizin yararl bir novum* olduunu dnyorum," dedi tiz ve ince bir sesle. "Genellikle konferans verir gibi ko-nuurum. Umarm bu sizi rahatsz etmez, zaten elimden baka trls gelmez. Devam edelim, bu olaylar dizisini dikkatle inceledim. Grld gibi, beylik soruturma yn-temleri -ipularnn toplanmas ve su nedenlerinin aratrlmas- tamamyla baarsz olmutur. Bu nedenle, ben ista-tistiksel aratrma yntemini kullandm. Bu yntemin aka grnen stnlkleri var. Bizler ok kere bir suu olay ye-rinde bulunan ve onunla ilikisi olan ve olmayan olgularla tanmlyoruz. rnein, cinayete kurban gitmi birinin ya-nnda bulunan kan izlerinin ekli su ile ilikili olabilir ve eer yleyse, bu cinayetin nasl ilenmi olduu konusunda epeyce bilgi verebilir. Bununla birlikte birtakm baka olgu-lar - rnein o cinayetin ilendii gn gkyznde km-ls veya kirrostatus bulutlarnn ol~as veya suun ilendii evin nndeki telefon tellerinin alminyum veya bakr ol-mas gibi eyler nemsiz olarak snflanabilir. Bizim olay di-zimizde ise, olayla birlikte grlen olgularn hangisinin su-la ilikili olduuna, hangisinin olmadna peinen karar vermek hibir ekilde mmkn deil.

    "Eer ortada tek bir olay olsayd," diye srdrd Sciss, "kendimizi tamamyla bir kmaz sokakta bulacaktk Fa-kat, ansmz var ki, elimizde ok sayida olay var. Kritik d-nem boyunca olay yetinin .civarnda saylmayacak kadar

    (*) Yenilik (.n,)

    18

  • ok nesne veya fenomenin bulunabilecei veya gzlemlene-bilecei aka ortadadr. Bu yzden ie yarar bir istatistik dizi hazrlamak iin sadece btn olaylarda, veya hi ol-mazsa, olaylarn nemli bir ounluunda ortak olan olgu-lara dayanmak zorundayz. Bylece btn fenomenin ista-tistiksel bir dkmyle ie balyoruz. Bu yntem daha n-ce bir cinai soruturmacia ok nadir olarak kullanlmtr ve sayn baylar size bu yntemi ilk bulgularmla birlikte sun-mak frsatn bulduum iin ok mutluyum ... "

    O zamana kadar sanki bir krsdeymi gibi koltuunun arkasnda duran Dr. Sciss kap ynne doru birka adm att, aniden dnd, ban edi ve odada oturan adamlara bakarak devam etti.

    "Evet, o halde balyalm. llk olarak, bu fenomenin orta-ya kmasndan nce 'erken dne!ll' diye uygun bir ad vere-bileceimiz geici bir evre meydana geldiini hatrlayacaksnz. Bu dnemde cesetler pozisyon deitirdi. Bazlar y-zkoyun dnd. Bazlar yan dnm bulundu. Bazlar da yerde tabutlarnn yannda bulundu.

    "lkin~i olarak, tek bir olayn dnda, btn cesetler gen yata lm kiilere aitti.

    "nc olarak, yine tek bir olay dnda, btn cesetler iin bir cins rtnme salanmtr. lki keresinde bu allm giysilerdi. Bir keresinde byk olaslkla bir doktor gmlei ve beyaz pantolon idi ve bir keresinde de - siyah bir kuma perde.

    "Drdnc olarak, cesetlerin hibirine otopsi yaplmamt; hibirinin vcudunda bir hasar yoktu ve hepsi iyi ko-runmutu. Bunun yan sra btn olaylar lmden sonraki otuz saatlik sre iinde meydana gelmitir. Bu noktaya dik-katinizi ekmek isterim.

    "Son olarak btn olaylar, yine biri dnda, ieriye gir-inenin ok kolay olduu kk kasaba morglarnda meyda-

    19

  • na gelmitir. Bu grntye uymayan tek ortadan kaybolma, Tp Fakltesinde meydana gelmi alandr.

    Sciss Bamfetti'e dnd. "Gl bir projektre ihtiyacm var. Benim iin bir tane

    temin edebilir misiniz?" Bamfetti haberleme cihazna yava sesle bir eyler

    syledi. Bunu izleyen sessizlik iinde Sciss, deriden yapl-m krkl byk evrak antasn at ve iinden birok kereler katlanm ve zerinde renkli iaretler bulunan ince bir kopya kadn dikkatle kard. Gregory kada honut-

    . suzluk ve merak karm bir duyguyla bakt. Bilim adamnn herkese tepeden bak onu sinirlendirmiti. Sigarasn sndrd ve Sciss'in beceriksiz ellerinde hrdayan kadn zerinde yazl olanlar anlamaya alt, ama baaramad.

    Bu arada katla urarken onun bir kenarn hafife yrtan Sciss onu at ve Bamfetti'e pek dikkat vermeksizin kad adamn masasnn zerine yayd, sonra pencereye doru yrd ve sok~a bakt. Bu arada da sanki nabzn sayyormu gibi bir elinin parmaklanyla dierinin bileini tutuyordu. Kap ald; bir polis memuru uzun bir ayak zerinde

    duran alminyum bir projektrle ieriye girdi ve onu fie ' takt. Sciss projektr at. Kap polis memurunun arkasn

    dan kapanineaya kadar bekleyerek, ngiltere'nin devasa du- var haritasnn zerine parlak bir k dairesi gnderdi ve sonra ince kopya kadn onun zerine koydu. Fakat aksi-lie bakn ki, haritay saydam kadn arkasndan grmek mmkn olmad, bunun zerine adam projektr uzaklatrd, haritay -bunu yapmak iin bir iskemlenin zerinde tehlikeli bir ekilde sallanarak- duvardan aaya indirdi ve onu bir keden odann ortasna c.ktii bir askla bece-riksizce ast. Projektr yeniden haritann arkasndan k verecek bir yere kondu, ve Sciss ince kopya kadn ak

    20

  • tutmak iin kollarn germi olarak haritann karsna ge-

    ti. Bu pozisyon -gerilmi ve havaya kaldrlm kollarla-aka ok rahatszlk verici bir pozisyondu ..

    Sciss sonunda asky ayayla dzeltmeyi baarabildi. In-ce kopya kadn yukardan tutarak ban yana evirdi.

    "Ltfen dikkatinizi olaylarmzn meydana geldii blge-. ye evirin," dedi.

    Sciss'in sesi eskisinden daha tiz kyordu, belki bunun ne-deni ne kadar zorluk ektiini gsternemeye almasyd.

    "Ilk ortadan kaybolma ocak aynn on altsnda Treak-hill'de meydana geldi. Ltfen yerleri ve tarihleri aklnzda . tutunuz. kincisi - ocak aynn yirmi nde, Spittoon'da. ncs - ubat aynn ikisinde, Lovering'de. Drdnc-s, ubat aynn on ikisinde, Bromley'de. En son olay mart aynn sekizinde Lewes'de meydana geldi. Eer ilk olayn meydana geldii yeri balang noktas olarak alrsak ve onun evresine genileyen daireler izersek, sonular kopya kadmda iaretlendii gibidir."

    Gney ngiltere'nin kanal salilindeki bir blm n kuvvetli hzmesiyle belirginlemiti. l ie gemi be da-irenin her biri krmz hala iaretlenmi be kasabay kuatyordu. llk ha merkezdeydi, dierleri en byk embere daha yakn duruyorlard.

    Gregory, Sciss'de bir yorgunluk belirtisi aryordu, adamn kad tutmak iin gerili duran kollar titremiyordu bile.

    Gregory yorulmaya balamt. "Eer yapmam isterseniz size hesaplamalarm daha son-

    ra aklayacam," dedi Sciss crlak bir sesle. "imdilik size ~adece sonular vereceim. Olaylar kendilerine zg bir sraya gre meydana gelmi durumda: Olay ne kadar yakn zamanda meydana geliyorsa, merkezden o kadar uzaklayar - yani ilk ortadan kaybolmann meydana geldii yer-den. Buna ek olarak, baka nemli bir nokta var: Birbirini

    21

  • izleyen olaylar arasndaki sre, ilk olaydan balyarak git-tike daha uzun oluyor, bunlarn anlarnda herhangi bir orant yok. Fakat eer hava scakl dikkate alnacak olur-sa, belli bir dzenin olduu grlyor. Daha ayrntl olarak syleyecek olursak, herhangi iki olay arasndaki sreyi, bu olaylarn meydana gelmi olduu yerlerin merkezden uzak-lklarnn farkyla arparsak ve sonra elde edilen bu sonucu her iki yerin olay anndaki hava scaklklar arasndaki fark-la arparsa k. .. . "Bu bize her saniye ve derece iin be ila dokuz santimet-

    re arasnda sabit bir deer veriyor," diye srdrd Sciss, bir an durduktan sonra. "Be ila dokuz diyorum, zira olaylarn hibirinde ortadan kaybolularn tam olarak ne zaman meydana geldii bilinmiyor. Bu yzden, her olayda gece bo-yunca sren, veya daha kesin konuursak, gecenin ikinci yarsnda yer alan, geni ve oksaatli bir zaman dilimiyle kar karyayz. Eer yedi santimetrelik bir ortalamay~ sa-bitenin gerek deeri olarak alrsak, sonra baz hesaplar ya-parsak, -ki bunlar yapm b.lunuyorum- olduka artc bir sonu elde ediyoruz. Merkezden d embere doru durmadan ilerleyen bu fenomenlerin nedensel faktr, Tre-akhill'de bulunmuyor, fakat batya Tunbridge Wells, Engen-der ve Dipper gibi kasabalara doru yer deitirmi ... yani, hareket eden cesetlerle ilgili sylentilerin dolamakta oldu-u o yerlere. Eer, dier taraftan, fenomenin geometrik merkezini bulmak iin tamamyla kesin bir noktaya daya-nan bir deneme yapmaya kalkrsak, bu merkezin morgla-rmn hibirinde yer almadn, fakat Shaltam'n on sekiz mil gney batsnda - Chinchess'in bataklklannda ve bo arazilerinde olduunu gryoruz.

    Btn bunlar dinledike ensesinin kzankl srekli olarak artan Farquart, sonunda kendisini daha fazla tuta-mad.

    22'

  • "Yani bize unu mu demeye alyorsunuz?" diye patla-d, "yani o Allahn belas bataklklardan ruha benzer grl-.mez bir ey kyor, havada uuyor ve cesetleri kapp kanyar mu?"

    Sciss kadn kvrmaya balad. Gizli projektrn nda, parlak yeilimsi haritann nnde ince ve karanlk g-rntsyle her zamankinden daha fazla bir kua benziyor-du (bir bataklk kuu, diye dnd Gregory, kendi kendi-ne). Sciss dikkatli bir ekilde ince kopya kadm ypranm .eski evrak antasna koydu ve doruldu. Farquada souk bir tavrla bakt, yz yer yer kzarmt. ' "Istatistiksel analizimin sonularinn dmda ekleyeceim baka bir ey yok," diye bildirdi. "Yakn bir iliki, bir rnek vermek stersek, yumurta, pastrma ve mide arasmda kolay-ca gsterilebilir. Veya uzak bir iliki, rnein bir lkenin si-yasi durumuyla ortalama evlenme ya arasmda da, daha zorlukla da olsa, ortaya konabilir. Fakat zorluk derecesi ne olursa olsun, her zaman belli bir korelasyon ve nedenlerle sonularn tartlmas iin geerli bir temel vardr.

    Sciss, byk ve zenle kvrlm bir mendil ile st duda-~mdaki ter damlalarn sildi. Mendili cebine koyarak ko-numasn srdrd.

    "Bu olaylar dizisi zateri yeterince aklanmas zor ve bu yzden her eit nyargdan kanmak gerekir. Eer pein hkmlerinizi sergileyerek ilerimi zorlatrmakta srar ederseniz, bu olay ve Scotland Yard'la olan ibirliin brakmak zorunda kalacam."

    Sciss, bir dakika kadar, sanki birisi meydan okumasna karlk verir umuduyla bekledi, sonra duvara doru yr-d ve portatif projektr sndrd. Oda karanlk iinde kald. Elektrik dmesini arayan Sciss elini yava yava du-vann zerinde dolatrd.

    Tavan lambasnn aydnlnda, odann grn dei-

    23

  • niti. Sanki boyutlar daha klmt ve Bamfetti a

    kn ve kamam gzleriyle bir an iin Gregory'e yal am- casn anmsatt.

    Sciss haritaya dnd. "almama baladm zaman," diye devam etti, "ilk iki

    olaydan bu yana o kadar uzun sre gemiti ki, veya iin dorusunu sylemek gerekirse, yerel polis kaytlarnda bu olaylara o kadar az nem verilmi ve olgularn o kadar az kayda geirilmili ki, olup bitenlerin ayrntl olarak saatiy-le, dakikasyla verildii bir dosya meydana getirmek mm-kn deildi. Bu nedenle kendimi geride kalan olayla snrladm. Bu olayda da havann sisli olduunu grdm -iki olayda youn sis, birinde ok youn sis. Bunun yan sra, her bir olayn meydana geldii yerin evresindeki. birka yz metrelik .bir alandan birok aracn gemi olduu bili-niyor. Raporlarn hibirinde 'pheli' bir aratan bahsedil-mediini kabul etsek bile, pheli alna durumunun hangi kriteriere gre tayin edildiini sylemek zor. Hi phesiz kimse suun ilendii yere zerinde 'Ceset Karanlar, Ltd.,' yazl bir kamyonla gelmeyecekti, fakat eer gerekirse, bir ara. olay yerinin yaknlarna park edilebilirdi. Son olarak rendim ki ortadan kaybolmalarn meydana geldii gece-nin akamnda ... " Sciss sustu, sonra yava fakat belirgin bir sesle devam etti, "bir eit evcil hayvan olay yeri yaknlarnda grlm -genellikle bir norgda rastlanmayan trden bir hayvan olarak veya bana bilgi verenlerin tanmad ve-ya daha nce hi grmedikleri bir hayvan olarak rapor edil-mi. lki olayda"bu bir kedi ve bir keresinde ise bir kpek

    Hemen baarsz bir ksrme taklidine dntrten ksa bir kahkaha odada nlad. Ses Sorensen'den gelmiti. Far-quart hi kmldamadan oturuyordu; Sciss'in 'pheli' ara-lar konusundaki tuhaf akasna bile yant vermemiti.

    Gregory, Bamfetti'in baklarn Sorensen'in ynne

    24

  • doru evirmi olduunu farketti ve hemen bunun nemini

    k.avrad: Bu bir azarlama, hatta bir fke belirtisi deildi, fa-lbit otoritenin kesin ve kanlmaz ifadesiydi.

    Doktor durumunu kurtarmak iin yeniden ksrd. Bu-nu tam bir sessizlik izledi. Sciss, onlarn ba zerinden, pencereden dardaki artan karanla bakyordu.

    "Son olgunun istatistiksel nemi fazla byk grnm-yor," diye sonunda devam etti. Sciss'in sesi gittike daha sk tizleiyordu. "Bununla birlikte, olaylarn meydana gelmi plduu morglarm evresinde babo kedi ve kpeklere da-ha nce hemen hi rastlanmam olduunu buldum. Bunun yan sra, rapor edilen hayvanlardan biri -yani kpek, eer daha ayrntya inersek- ortadan kaybolmalarn birinden drt gn sonra l olarak bulundu. Bunu dikkate alarak son olayla ilikili grlen kedinin lsn bulana dl ver-:meye karar verdim. Bu sabah bana on be iiine mal olan bir haber aldm. Baz okul ocuklar kediyi morgdan iki yz ,adm daha az bir uzaklkta bir al kmesinin yannda karn _iine gml olarak bulmular."

    Sciss, srt odadakilere dnk olarak, sanki danya kmak istiyormu gibi pencereye doru yrd. Dars artk sarkan bir daim sallanan glgesinde parlayan ve rzgarda titriyen sokak klarndan baka bir ey grlemiyecek ka-dar kararmt.

    Adam sessizce durup parmaklarnn ucuyla uvala benze-yen gri ceketinin yakasm okad.

    "Bitirdiniz mi, Doktor?" Sciss, Bamfetti Sheppard'n sesini duyunca dnd. Ye-

    ni yetme bir olannkine benziyen hafif bir glmseme ufak yzn hi beklenmedik bir ekilde deitirmiti. Gri gzleri, ikin yanaklar ve enesiz denebilecek kadar geri-ye kam ene kemiiyle adamn suratnn her taraf birbi-riyle orantszd.

    25.

  • Demek adam ruh en sadece bir olan ocuuymu ... hi bymeyecek bir yeniyetme, kendi apnda ho birisi, diye dnd Gregory, hayretler iinde.

    "Sylemek istediim birka kelime daha var, fakat onlar toplantnn sonuna saklyorum," dedi Sciss ve yerine oturdu. Bamfetti gzln kard. Gzleri ~rgundu .

    . "Gzel. Farquart, senin eklemek istediin baka bir ey var m?"

    Farquart isteksizce yantlad. "lin dorusu, fazla bir ey yok. Bu olay dizisini, Dr

    Sciss'in deyimiyle, beylik yntemler kulla~arak aratrdm ve hi olmazsa sylentilerin bir ksmnn doru olmas ge-rektiini dnyorum. Bana olay olduka basit grnyor - Sulu bir ceset almak istiyor, fakat Shaltam ve dier yer-lerde korkup kayor. Sonunda Treakhill'de ii baaryor, fa-kat henz bir acemi olduu iin plak bir ceset alyor. yle grnyor ki, bu durumda olan bir cesedin tanmasnn tam giyimli olan birine kyasla daha zor olacan akl ede-miyor. Bunu daha sonra anlam olmal, nk taktiklerini deitiriyor ve cesetleri giydirmek iin belli bir gayret harcyar. Ayn ekilde, ilk balarda ald cesetler orada bulunan-larn en uygun olan deil - Dr. Sciss'in deyimiyle 'iyi du-rumdaki' cesetleri arama konusundan sz ediyorum. rne-in Treakhill'de baka bir ceset -gen bir adamnki- ortadan kaybolandan daha iyi bir durumdayd. Hepsi bu kadar ...

    "phesiz bir de olaylarn niin yaplm olduu sorusu var," diye srdrd Farquart, bir an sonra. "Bence u ih-maller sz konusu: lsevicilik, bir eit delilik veya bir ... bilim adam. Bence bu konuda Dr. Sorensen'in ne diyeceini renmeliyiz."

    Doktor, genizden gelen bir sesle, "Ben bir psikolog veya psikanalizci deilim, fakat lsevicilik seeneini btny-le listeden silebilirsin," diye sze balad. "lseviciler her

    26

  • zaman yann akll, geliimlerini tamamlamam budalalar-

    dr. Onlarn bu kadar !F.ank bir eyi planlayabilmeleri mmkn deil. Bence herhangi bir delilik de listeden karlabilir. Bu olaylarda hibir ey ansa braklmam. Tam bir dakiklik var, hibir hata yok. Deliler bu kadar dzenli i gremezler."

    "Ya paranoya?" diye sordu Gregory, yava bir sesle. Dok-tor ona yle bir bakt. Bir an iin kelimeyi aznn iinde yuvarlyormu gibi grnd, sonra bir kurbaannkine benzeyen ince dudaklarn bzd4.

    "Hayr! Veya hi olmazsa," diye ekledi kar kmasnn ~erdiini yumuatarak, "ben bunun olacan pek sanmyorum. Beyler, delilik, nedenlerini anlayamadmz btn in-san davranlarn zecek bir anahtar deildir. Deliliin kendine zg bir yaps, kendine zg bir mant vardr. phesiz sulunun bir psikopat olma olasl var -evet, sa-nrm, bu mmkn olabilir- fakat birok ihtimalden ancak . bir tanesi."

    "Matematie yetenei olan bir psikopat," diye sze girdi Sciss, sanki elinde olmakszn .

    . "Ne demek istiyorsunuz?"

    So rensen Sciss'e dnd, yznde aptalca olmasna ra'men hakaret ykl ve alayc bir ifade vard.

    "Demek istiyorum ki, adam birbirini izleyen olaylar ara-sndaki mesafe ve zamann arpm sonucuyla s farknn arpmnn sabit bir deer olmasna dikkat ederek kendini elendirmeye karar vermi bir psikopat olmal."

    Sorensen sinirli bir ekilde dizini okad ve sonra par-maklaryla trampet almaya balad.

    "Evet, evet biliyorum ... hemen her eyi baka bir eyle arpp blebilirsiniz -bastonlarn boyunu apkalann geniliiyle- ve her trl sabit deer ve deiken elde edebilirsi-niz."

    27

  • "Matematik ile alay m etmeye alyorsunuz?" diye balad Sciss. Ho olmayan bir ey sylemek zere olduu bel-liydi.

    "zr dilerim, Doktor, fakat nc seenek zerinde ne dndnz renmeyi ok isterdim." Sheppard yine gzlerini Sorensen'e dikmiti.

    "Yani cesetleri alan sulunun bir bilim adam olmas zerinde mi? Hayr, kesinlikle hayr! Asla olamaz! ok sa-ma bir fikir. Deneyleri iin ceset alan bilim adamlarna an-cak nc snf filmlerde rastgelinir. Hem neden bir ceset alnsn ki, onu herhangi bir morgdan almak veya hatta le-nin bir yaknndan satn almak bu kadar kolayken. Bunun yan sra bilim adamlar artk tek balarna almyorlar ve eer ilerinden biri bir ceset alm olsa bile -bunu niin yapacan Tanr bilir- onu meslektalarndan ve birlikte alt kimselerden saklayamaz. Bu su nedenini rahatlkla listeden silebilirsiniz."

    "O zaman, size gre, elimizde ie yarar bir ey kald m?" diye sordu Sheppard. Bamfetti'in bir keii andran yz ifadesizdi. Gregory, sanki bir tabioyu seyreder gibi, gzl~rini kstaha saylacak bir ekilde, amirine dikmi olduunu farketti. Gerekten grld gibi biri mi, diye merak etti. Adam iin, btn bunlarn hepsinin gnlk skc ilerden bir fark var myd?

    Gregory Bamfetti'in sorusunu izleyen ezici ve ho ol-mayan sessizlik srasnda bu konuyu dnd. Yine pence-renin tesindeki karanlktan uzak bir motorun sesi geldi: Derin bir homurtu yukarya doru ykseldi, sonra sustu. Camlar sarsld.

    "Ya bir psikopat, ya da hi kimse," dedi Sciss, birdenbire. Adam glmsyor ve keyfinin yerinde olduu grlyordu. "Dr. Sorensen'in bu kadar zekice iaret ettii gibi, psikopatik davrann genellikle ok belirgin zellikleri vardr: Bunlar

    28

  • dncesizce hareket etme, aptallk ve ruhsal bozukluun neden olduu dikkat dalm sonucu ortaya kan hatalar-dr. Bylece elimizde hi kimse kalmad. Ergo, beyler, aka grlyor ki, bu olaylar meydana gelmi olamaz."

    "aka yapyorsunuz, herhalde," diye _homurdand Soren-sen.

    "Beyler," diye araya girdi Sheppard. "lin alacak taraf u ki, yazl basn u ana kadar bizi fazla hrpalamad, belki bunun nedeni Yakn Dou'daki savatr. u srada kamu-oyundan endie duymamza gerek yok, fakat ok gemeden Stotland Yard'n byk apta eletiriidiini duyacaz. Ve bu yzden hi olmazsa ekli olarak soruturma hzlandrlmaldr. Bu ana kadar neler yaplm olduunu ve zellikle, cesetlerin bulunmas iin hangi admlarn atldn, tam olarak bilmek istiyorum."

    "Btn bunlar temenin sorumluluu altnda," dedi Far-quart. "ki hafta nce ona bu konuda tam yetki verdik ve o zamandan beri btn kararlar kendisi ald."

    Gregory, Farquart'n szlerinde ima edilen eletiriyi duy-mamazlktan gelerek, bayla onaylad.

    "nc olayla birlikte, ok kapsaml nlemler almaya baladk," dedi. Bir cesedin kaybolmu olduu haberini alr almaz, elli mil yar apndaki bir alan kuattk. Bu i iin yerel polisi, karayolu ve hava meydan devriyelerini ve bu-na ek olarak Chichester'deki Londra taktik merkezinden al-dmz iki adet radyolu araba mangasn kullandk. Her yol ayrmnda, her tren yolu geiinde, her paral yol kapsnda, her karayolu knda ve her kmaz sokakta barikatlar kurduk ... fakat hibir sonu elde edemedik. Rasiant sonu-cu baka sulardan aranan be kiiyi ele geirdik, fakat bi-zim problemimizle ilgili hibir ey elde edemedik. phesiz bu kadar byk bir alan kuatmak kolay deil, gerekle hibir zaman yzde yz salam bir tuzak kurulamaz - hi i

    29

  • si her zaman aradan syrlp gemi olabilir. Ikinci ve n-

    c olaylardan sonra sulu daha biz yola barikatlar koyma-

    dan nce blgeyi terketmi olabilir. nk ilk seferinde alt saat, ikincisinde be saat vakti vard. phesiz arabasndan

    da kurtulmu olduunu varsayyorum. En son olayda ise,

    cesedin ortadan kaybolmas sabah 3.00 ,ile 4.50 arasnda meydana geldi. Bylece sulunun kamak iin en fazla bir

    saat eyreklik bir vakti vard. O akam alk olduumuz trden bir mart gecesiydi ... akamki kaln sisten sonra frt

    na ve kar vard ve btn yollar ertesi. gn le vaktine ka-dar geHemiyecek durumdayd. phesiz sulu kamak iin bir traktr veya bir kar temizleme makinas da kullanm

    olabilir, fakat ,bunu yapmas zordu v~ bunu kendi deneyi-mimden biliyorum, nk kendi devriye arabalarmz, h~m yerel karakollardan gelenleri ve hem de Londra kent merkezinin yedek glerinden bizim armza gelenleri,

    kardan karmak iin byk zorluk ektik."

    "Bylece ertesi gn le vaktine kadar Lewes civarndan

    hibir arabann ayrlmam olduunu mu iddia ediyorsun?" "Evet."

    "Ya klzaklar?"

    "Teknik olarak bu olabilir, ama iini grmesi gereken s-

    re iinde deil. Zira bir kza k bir saatte bir-iki milelen fazla

    yol alamaz, zellikle o geeeki gibi bir frtnada. En iyi atiar-la bile leye kadar kuatlm blgenin dna kamazcl."

    "Eer yle diyorsanz, yle olsun, Temen, fakat bir daki-ka nce bu eit bir tuzan hibir zaman tam gvenilir ola-

    mayacan sylemitiniz," dedi Sheppard, yumuaka. "As-

    lnda tamamyla gvenilir bir kordon oluturmak bi.zim

    iin sadece erimeye altmz bir ideal." "Bunun yan sra," diye fikir yrtt Farquart," adam ce-

    sedi bir torbayakoymu ve tarlalardan tam da olabilir."

    "Olamaz," dedi Gregory. Sessizliini korumay istemiti,

    30

  • fakat yanaklar alev alevdi. Ayaa frlamaktan kendisini

    glkle alkoyuyordu. "Sabah altdan sonra hibir ara kuatlm blgeden ay-

    rlmad. Bunu garanti ederim," diye bildirdi. "Belki bir

    adam yayan olarak kardan geebilirdi, fakat srtnda bir ye-

    tikinin vcudu kadar ar bir ykle deil. Onu bir yere at-

    mas gerekirdi ... " ,, "Belki de atmtr," dedi Sorensen.

    "Bu aklma geldi, fakat btn blgeyi taradk -ertesi gn karlar erimiti, bu da iimizi kolaylatrd- ve hibir ey bu-

    lamadk."

    "Mantk yrtmeniz sandnz kadar hatasz deil," dedi

    Sciss, anszn konumaya dalarak. "Her eyden nce l ke-

    diyi bulamadnz, fakat eer gerekten dikkatli bir aratr

    ma yrtm olsaydnz-" "zr dilerim, ama biz bir insan cesedi aryorduk," dedi

    Gregory, "l bir kedi deil." "Kesinlikle! Fakat o kadar byk bir alanda bir cesedi

    saklamak iin o kadar ok yer vardr ki, onun orada olma-;

    d sonucuna varsanz daha iyi olur." "Sulu cesedi gmm de olabilir," diye ekledi Farquart. "Yani onu sadece gmmek iin mi alp gtrm?" diye

    sordu Gregory, masum bir tavrla. Farquart burnundan gl-

    d. "Belki kurtulamayacan anlaynca onu gmmtr."

    "lyi ama kurtulamayacan nasl anlad? Biz yollara bari-kat kurduumuzu radyoyla ilan etmeelik ki ... " diye yantla

    d Gregory "Yani ... eer mdriyetic bir ilikisi yoksa veya

    eer bir polis memuru deilse ... " "Bak, bu fena fikir saylmaz," Sciss glmsedi. "Fakat as-

    lnda, beyler, btn ihtimalleri tketmediniz. Bir helikope

    re ne dersiniz?" "Sama!" dedi Sorensen, kmseyere k.

    31

  • "Niin? ngiltere'de helikopter mi yok?" "Doktor grne gre bir helikopterden phelenmek

    tense, bir psikopattan phelenmenin daha kolay olduunu sanyor," dedi Gregory, yaltrc bir ekilde glmseyerek.

    "Peki br lelere ne diyelim?" diye ekledi Sorensen. Konferans notlarna dalm grnen Sciss'den ses k-

    mad.

    "Cesetlerin aratrlmasna devam edilmelidir," diye sr-drd Sheppard. "Limanlar ve rhtmlar da iinde olmak zere ok daha geni kapsaml bir operasyon planlamamz gerek. Gemileri ve kargolar gz altnda tutmak gibi. inizde baka bir ey sylemek isteyen biri var m? Yeni bir fikir veya bir teori? Hibir ey yok mu? Ltfen ak szl ol-maktan, hatta arya bile kamaktan ekinmeyin."

    "Bana kalrsa, olama-" Gregory ve Farquart ayn zaman-da konumaya balamlard. Birbirlerine bakp sustular.

    "Sizi dinliyorum." Kimse konumad. Telefon ald. Bamfetti OI)-U kapatt

    ve nnde oturan kiilere bakt. Lambann evres\ni ma-vimsi bir sigara duman sarmt. Ksa bir mdd~t sessizlik hkm std.

    "yleyse ben ... " dedi Sciss. Notlarn dikkatle kvrp ev-

    rak antasna koyuyord~. " ... ben daha nce size aklam olduum sabit deeri bundan sonra meydana gelecek fena-nenierin srasn ve yerini saptamak iin kullandm:" Ayaa kalkt, haritaya doru yrd ve krmz bir kalem

    kullanarak, Sussex ve Kent blgesini iine alan bir yeri iaretledi.

    "Eer bundan sonraki olay yarn sabah ile gelecek hafta-nn sonu arasnda meydana gelecek olursa, olay bu blgede olacak. Blge kuzeyde East Wickham, Croydon ve Surbi-ton, batda Horsham, gneyde Kanal salilinden bir ksm ve douda Ashford ile snrlanmakta."

    32

  • "Olduka byk bir yer," dedi Farquart, pheci bir ta-vrla.

    "Aslnda deil, nk daha nce olaylarn meydana gel-mi olduu i ksm hari tutabiliriz. Fenomen da doru hareket etme zellii tayor, bylece ilgilenmemiz gereken asl alan yirmi bir milden daha geni olmayan dairesel bir para. inde on sekiz hastane ve yz altm kadar kk mezarlk 'var. Hepsi bu kadar."

    "Ve siz ... siz bu blgede bir olay meydana geleceinden emin misiniz?" diye sordu Sorensen.

    "Hayr," diye yantlad Sciss, uzunca bir dakika tereddt ettikten sonra, "Emin deilim. "fakat tutalm ki, olay meyda-na gelmiyor ... veya, daha ziyade, eer meydana gelmezse ... "

    Sciss'e tuhaf bir eyler oluyordu. Adam sarslmaya ve sesi bir yeniyetme olaninki gibi atallamaya balaynca herkes hayretler iinde ona bakakald. Birdenbire Sciss glmeye balad. Bu kontrol edilmez neesinin lmcl bir sessizlik-le karlandndan tamamyla habersiz olarak, sanki aklna houna giden bir dnce gelmi gibi, kahkahadan knlyordu.

    Sciss oturduu koltuun altndan evrak antasn ald, bayla hafif bir selam verdi, ara sra sarslan omuzlanyla, hzl ve ok uzun admlar atarak ofisten kp gitti.

    33

  • 2

    GL bir rzgar bulutlar datt ve batmakta olan solgun gne atlarn zerinden gzkt.

    Sokak lambalarnn azalm; rengi koyulaan kar, kaldrmlarn ve su oluklarnn iine karp kaybol-mutu. Gregory, elleri cebinde, nnden getii kaplarn hibirine bakmakszn, hzl hzl yryordu.

    Bir kavakta bir an iin duraksad. Souk ve nemli hava-da ii rpererek ayaklarnn zerinde salland. En sonunda kararszlna fkelenip sola dnd.

    Sciss'in aday dramatik bir ekilde terk' etmesinden sonra, toplant hemen dalnt - aslnda darmadank olmutu. Hibir sonu elde edilememiti. Sheppard daha ii ki:ne ve-receine bile karar vermi deildi. Gregory, o zamana kadar Bamfetti'i ancak be-alt kere grm olduu iin, onu pek fazla tanmyordu; phesiz, bir amirin dikkatini ek-mek iin gerekli btn yntemleri biliyordu, fakat bir de-dektif olarak srdrd ksa meslek yaam boyunca hi-bir zaman bu gibi taktiklere bavurm~mt. imdi ise bu durumdan pimanlk duymaya balyordu, nk dierleri-

    35

  • ne gre daha dk olan rtbesi soruturmann bana geti-rilme ansn azaltyordu.

    Sheppard, Gregory'yi tam toplant odasndan karken durdurmu ve eer ona bu grev verilecek olursa, soruturmay nasl yrteceini sormutu. Gregory ise bilmiyorum, diye yantlamt. in dorusu buydu, fakM genellikle d-rst yantlarn pek yarar olmazd. Sheppard, herhalde Gre-gory'nin verdii yanttan, ya onun ok zeki birisi olmad, ya da olaya ilgi duymad gibi bir sonu karacakt.

    Farquart'n Bamfetti'e kendisi hakknda neler sylemi oldu~unu da merak ediyordu. Herhalde ok iyi eyler olma-sa gerekti. Gregory, bu ekilde endielenmekle Farquart'a gereinden fazla deer verdiini dnerek, iini rahatlat-maya alt. Zira Farquart'n fikrinin pek bir deeri yoktu. Dnceleri Farquart'n olduka skc kiiliinden

    Sciss'e kayd. te size ilgin bir l ip! Gregory onun hakknda bir sr ey duymutu.

    Sava srasnda Sciss, Harekat Dairesinde, Genel Kurmay Bakan'nn yaknnda bulunmu ve herkesin dediine gre baz ele tutulur baarlar da olmutu. Savatan bir yl sonra ise iten atlmt. Hikayeye gre ok nemli birisine -belki Mareal Alexander'a- hakaret etmiti ve bu hikaye akla ya-kn. geliyordu. Sciss evresindeki herkesi kendisine dman etmek yeteneiyle tannm birisiydi. Ayn zamanda Sciss'in kibirli, huysuz, tam anlamyla patavatsz ve ..:.insanlara on-lar hakknda ne d~ndn syleyen bir ocuk kadar-acmaszca drst szl olduu da syleniyordu. '

    Sciss'in grnte mkemmel olan mantk yrtmesine karlk veremedii iin toplantda hissetmi olduu zn-ty hatrlayan Gregory, bilim adamnn gittii her yerde uyandrd dmanl ok iyi anlyabiliyordu. Ayn za-manda, kk kafasyla bir kua benzeyen bu garip adamn zihinsel glerine de sayg duyuyordu. "Bu konuda ie ko-

    36

  • yulmalym," dedi kendi kendine, dncelerine bir son ve-rerek, fakat "ie koyulmann" aslnda ne anlama geldiini bilmiyordu.

    Hava hzla kararmaya ve ayn hzla maazalarn vitrinieri akam iin aydnlanmaya balad. Iinde yrd sokak darald. Gregory kendisini ehrin Orta adan bu yana ye-ni inaat yaplmam bir ksmnda buldu. Her yer karanlk ve hantal grnl eski binalada tkabasa doluydu ve bunlarn birounda, ok modern grnl ve effaf cam kutular gibi yapay bir parlaklk saan maazalar almt.

    Gregory bir pasaja girdi ve giri ksmnda rzgarn ta.n olduu ince kar tabakasnn daha henz ayak altnda ezilmemi olmasna ard. Krmz apkal bir kadn biraz tede durmu, gece elbisesi giymive glmseyen baz bal-mumu mankenlere bakyordu. Kadnn arkasnda, beton yolun kare eklinde beyaz projektrlerle aydnland yer-de, pasaj hafife kvrlyordu. Yava bir yry tutturmu olan Gregory, ne evresine,

    ne de nerede olduuna pek dikkat etmeden, Sciss'in kahka-has zerinde kafa yoruyordu. Bunun gerek anlam neydi diye dnd. Bir nemi olmalyd. ylesi bir grn ol-sa bile, Sciss, bunu yapacak kadar kibirli olmasna ramen, bir eyi srf etki yaratmak iin yapacak adam deildi. Bu yzden, SCiss'in glrnek iin iyi bir nedeni -bunun ne oldu-unu sadece adamn kendisi bilse bile- olmalyd. Bo pasajn ilerisinde bir adam Gregory'ye doru yr-

    yordu - Uzun, ince biriydi ve kafas sanki kendi kendine konuuyormu gibi sallanyordu. Gregory kendi dncelerine ok dalm olduu iin adama fazla dikkat etmedi, fa-kat onu gznn ucuyla izlemeyi srdrd. Adam y~klat. O srada maaza gece dolaysyla klarn sndrd ve pasaj birdenbire daha karanlk oldu. Drdnc maazann vitrinieri bir yenilenme ii devam ettiinden beyaz bada-

    37

  • nayla bayannt ve k sadece yaklamakta olan adamn ynndeki birka parltl vitrinden geliyordu.

    Gregory baln kaldrp bakt. Adamn yry yavalad, fakat tereddt ederek de olsa ilerlemesini srdrd. Bir-den kar karya geldiler, aralarnda sadece birka admlk bir mesafe kalmt. Hala dncelerine gmlm olan Gregory, karsndaki uzun boylu erkee, yi.1zne dikkat et-meksizin bakt. lleriye doru bir adm att. Adam da ayn eyi yapt.

    "Ne istiyor bu adam?" diye sordu Gregory, kendi kendi-ne. lki adam birbirlerine kalarn atarak baktlar. Adamn geni yz glgelerin iinde kaybolmutu; apkasn alnna eik bir ekilde giymiti; paltosu. biraz ksayd ve kemeri, tokann etrafnda geveke sarlm olan ucuyla, eri duru-yordu. O tokada bir bozukluk olmal, diye dnd Gre-gory, fakat bu eyi dert ederneyecek kadar yete-rli sorunu vard. Yabancnn yanndan geip gitmek amacyla hareket etti, fakat yolunun kapanm olduunu grd.

    "Ne oluyor?" dedi Gregory, fkeyle, "Bu ne ... " Daha fazla devam edemedi.

    Yabanc. .. kendisiydi. Pasajn sonu olan ok byk ayna l bir duvarn nnde duruyordu. Yanllkla zeri camla r-tlm bir knaza girmiti. Baka birisine bakmakta olduu dncesinin verdii ra-

    hatszlktan kurtulamyan Gregory, bir an iin kendi grn-.tsne gzlerini dikti. Ona gerisin geri bakan yz, esmer ve -belki de- pek zeki olmayan bir yzd, fakat kararllk gs-teren gl ve keli bir enesi vard, veya byle olduunu dnmek adamn houna gidiyordu, halbuki daha nce ba-z kereler bunun sadece inatlk olduuna karar vermiti.

    "Bakacan kadar baktn m?" diye mrldand kendi ken-disine ve sonra topuklarnn zerinde mahcubiyet iinde dnp gelmi olduu yne doru yrd.

    38

  • 1

    Pasajn ortasna gelince, Gregory durup geri bakmak iin

    iinden gelen ani bir duyguya kar koyamad. "Yabanc" da durdu. Adam, u anda uzakta, pasajn sonunda, parlak bir ekilde aydnlatlm baz bo maazalarn arasnda bulu-nan kendine ait aynalar dnyasnda kendi ileriyle meguld. Gregory fkeyle kemerini tokasnda dzeltti, apkasn geriye itti ve sokaa kt.

    Bir sonraki pasaj onu dosdoru Europa'ya gtrd. Kapc cam kapy onun iin at ve Gregory masalarn yanndan geerek barn mor na ulat. O kadar uzun boyluydu ki, yksek taburelerin birinin zerine oturmakta hi glk ekmedi.

    "White Horse'mu?" diye sordu barmen. Gregory bayla evet dedi.

    ie sanki iinde camdan yaplm bir an varm g"ibi ngrdqd. Gregory abucak iti. White Horse'un tad bu- ruktu, mazota benziyordu ve boazn yakt... Bu ikiden nefret ediyordu. F.akat birka defa Kinsey ile, Scotland Yard'dan gen bir meslektayla, Europa'da bir mola verip her seferinden de birlikte White Horse imi olduklar iin, o zamandan sonra barmen onu dzenli mterilerin arasna alm ve tercihlerini aklnda tutmutu. Aslnda Gregory, Kinsey ile sadece bir daire dei-toku iinin son ayrntlar-n tamamlamak amacyla buluuyordu. lin dorusu, hk biray viskiye tercih ederdi, fakat bu kadar kibar bir yerde onu smarlamaktan utanyordu.

    Gregory'nin u anda Europa'da olmasnn tek nedeni evi-ne gitmek istememesiydi. Kadeh nnde dnrken, bu olaylar zincirindeki bilgileri kafasna dzenli bir ekilde yerletirmeye karar verdi, fakat tek bir ad veya tarih bile ha-trlayamadn grd.

    Ban abartl bir ekilde arkaya atarak, bardan bo-altt.

    39

  • Srayarak kendine geldi. Barmen ona bir eyler syl-yordu.

    "Ne? Ne dediniz?" "Akam yemei istiyor musunuz? Bu gn geyik eti var.

    Tam mevsimi." "Geyik eti mi?" -Barmenin sylediklerinin tek kelimesini bile anlayana

    mt.

    "Akam yemei mi?" Sonunda kavrad. "Hayr, ltfen ba-na bir tane daha doldurun."

    Barmen bayla onaylad. Barda gm renkli bir mus-lukta alkalad, sanki onlar paralamak istiyormuasna musluklar tangrdatyordu, sonra krmz, sert ve adaleli yzn Gregory'ye evirdi ve onu parlak kk gzleriyle szerek fsldad.

    "Yoksa ey mi istiyorsunuz?" Barn civarnda baka kimse yoktu. "Hayr." Gregory, sanki asl amac huymu da i zerinde

    yakalanm gibi, fkeyle ekledi. "Neden bahsediyorsun sen yle?"

    "Yok bir ey. Ben dndm ki ... hizmet amacyla," diye mrldand barmen, barn dier ucuna ekilerek Birisi Gre-gory'nin omuzuna hafife dokundu. Hzla geriye dnd ve bunun bir garson olduunu grnce urad hayal krkln saklayanad.

    "zr dilerim ... Temen Gregory mi? Sizin iin bir tele-fon var efendim."

    Gregory, kendisine arpmasnlar diye elinden geldiince abuk yryerek, dans pistincieki kalabaln iinden geti. Telefon kulbesindeki lamba bozulmutu. Bu yzden, barn zerinde dnen n kulbenin kk yuvarlak pencere-sinden ieriye arada srada arpmas dnda, karanlk iin-de kald.

    40

  • "Alo, ben Gregory." "Sheppard." Bamfetti'in uzaktan gelen sesini duyduu zaman, Gre-

    gory'nin kalbi daha hzl arprnaya balad. "Temen, seni grmek istiyorum." "Emredersiniz, Bamfetti. Ben ne zarrian ... " "Bu ii ertelernek istemiyorum. Vaktin var m?" '~phesiz, var efendim. Yarn m?" "Hayr. Bugn, eer gelebilirsen. Gelebilir misin?" "Evet, efendim, phesiz." "yi yleyse. Nerede oturduumu biliyor musun?" "Hayr, ama ren-" "Walham soka seksen be numara, Paddington. imdi

    gdebilir misin?" "Evet." "Belki bir iki saat sonra gelmeyi tercih edersin." "Hayr, imdi gelebilirim." "Tamam. Seni bekliyorum." Gregory ahizeyi grltl bir ekilde yerine koydu ve te-

    lefona aknlk iinde bakt. Sheppard onun Europa'da ol-duunu nasl renmiti, buras ancak arada srada kayda demez zppeliini tatmin etmek iin geldii bir yerdi. Bamfetti onu bulmay ok istedii iin srayla btn bariara telefon mu etmiti? Bu dnce bile Gregory'nin yznn kzarnasna yetti. Sokaa kt ve oradan geen bir otobs yakalamak iin kotu. Otobs durandan sonra yrnecek uzun bir yolu vard. Tenha arka sokaklardan geen dolayh bir rota seti. Sonunda kendisini iki yannda kk eski ev-lerin sraland bo bir sokakta buldu. Orada burada bir su birikintisi, soka aydnlatan antika gaz lambalarnn nda parlyordu. Gregory kentin bu ksmnda bylesine kh-ne kk bit mahallenin varlm hi aklna getirmemiti.

    85 numaral bina da onu artt. Alak bir tula duvarn

    41

  • arkasndaki bir bahenin iinde, dier btn evierden ol-

    duka uzak bir mesafede ok byk bi:r bina duruyordu. Sanki lm gibi tamamyla karanlkt. Etrafa dikkatli bir bak atan Gregory, sonunda st kat camlarnn birinde so-luk bir k grd.

    Sivri ulu bahe kaps onu at zaman gcrtl bir ses kard. Tula duvar sokaktan gelen kestii iin, karan-lk iinde yolunu bulmak zorunda kalan Gregory, byk ve yass talarla denmi yoldan evin heybetli siyah kapsna kadar ayann ucuyla yoklayarak yol ald. Zil yerine bir ka-p takna vard. Adam sanki ok fazla grlt yapmaktan korkar gibi onu yavaa ekti.

    Grlmeyen bir yamur oluunun arada srada damla-masn veya kavaktaki slak kaldrm vzlatarak geen ara-balarn sesini dinleyerek uzunca bir sre bekledi. Sonunda kapsessizce ald. Sheppard eikte duruyordu.

    "Geldin demek, yle mi? lyi, yleyse. Ltfen beni izle." Hol tamamyla karanlkt. Evin iine doru yrdke

    yol yol basarnaklara dm zayf bir k grd. lkinci ka-tn sahanlnda ak bir kapdan kk bir ho le giriliyor-du. Gregory kendisine bir eyin tepeden bakmakta olduunu farketti- bu bir hayvann kafatasyd, korkun grnl bo gz ukurlar sararm kemiin iinde aka belli oluyordu.

    Paltasunu kard ve odaya girdi. Sis iinde yapm oldu-u uzun yry gzlerini rahatsz etmiti ve szlamas de-vam ediyordu.

    "Ltfen otur." Oda hemen hemen karanlkt. alma masasnn zerin-

    de bir lamba vard, fakat ak duran bir kitaba doru evril-miti, lambann kitabn sayfalarndan duvara ve tavana vuruyordu. Gregory ayakta kald. Odada sadece tek bir is-kemle vard.

    42

  • "Ltfen otur," dedi Bamfetti ikinci bir defa. Emir verir

    gibi sylemiti. Temen istemeden oturdu. u anda k kaynana o kadar yaknd ki, hibir ey gremez olmutu. Aslnda resim olan birka bulank leke duvarlarda glkle

    grlyordu. Ayann altnda kaln bir halnn olduunu hissetti. Karsnda uzun bir kitap raf vard. Beyazms do-

    t.uk bir yerin ortasnda bir televizyon cihaz parlyordu. Sheppard alma masasna doru yrd, baz kitapla-

    rn altndan siyah renkli madeni bir sigara kutusu kard ve onu konuuna doru itti. Kendisi bir tane yakt ve ka-pyla kahverengi kaln bir perdeyle rtlm pencere ara-~nda aa yukar yrmeye balad. Sessizlik o kadar uzun srd ki, nnden geen ekli izlemekten baka ya-

    pacak bir ii olmayan Gregory ksa bir zaman sonra sklmaya balad.

    Sheppard, birden, yrmeyi brakmadan, "Bu olay sana

    vermeye karar verdim," dedi. Gregory ne yant vereceini bilemedi. Damarlanndaki al-

    kol hissedebiliyordu ve sanki ttn duman onu kendine

    .getirecekmi gibi sigarasndan derin bir nefes ald. "Bu ite tek bana alacaksn," dedi Sheppard, kararl

    bir ses tonuyla. Aa yukar gidip gelmesini srdrerek, . lambann verdii k halkasnn yannda oturan ekle yan

    yan bakt. "Sanma ki, bir soruturmac olarak zel bir yetenein ol-

    duu iin seni setim, nk yle bir yetenein yok. Bunun yan sra yntemlerin tamamyla dzensiz. Fakat bunun pek nemi yok. Bu olaya kiisel olarak byk bir ilgi duyp-yorsun, yle deil mi?"

    "Evet," diye yantlad Gregory. Verilebilecek en iyi karln basit bir olumlu yant olacan hissetmiti.

    "Bu konuyla ilgili kendine ait bir teori n var m? Bugn _benim ofisimde sz etmek istemediin kiisel bir ey?"

    43

  • "Hayr. Yani ... " Gregory tereddt etti.

    "Devam et."

    "Bu sadece aklma gelen bir ey. Hibir temeli yok," dedi

    Gregory Biraz isteksizce konuuyordu. "Fakat bana yle

    geliyor ki, bu olay aslnda cesetlerle ilgili deil. Demek isti-

    yorum ki, onlar bu ite belli bir rol oynuyorlar, fakat bu iin iinde deiller."

    "Hangi iin iinde?"

    "Emin deilim. "yle mi?"

    Bamfetti'in sesi sanki neeliymi gibiydi. Gregory onun yzn grebilmeyi isterdi. Karnda duran bu Shep-

    parcl ara sra Scotlancl Yarcl'da karlatt aclamclan tmyle

    farkl birisiycli. "Fikrimi sorarsanz berbat bir olay," diye anszn azn

    elan karcl Gregory, sanki bir arkadayla konuuyormu

    gibi. "Bu olayla ilgili bir ey var. .. garip bir ey. Sorun zorlu-

    unda deil fakat birbiriyle elien ayrntlar var ... maddi

    nedenlerelen dolay deil, fakat aradaki btn balantlarn

    psikolojik samalk olmas yznden. Btn bunlar bir ara,

    ya getirilince sonu sfr oluyor ve knaza cllyor ... " "Evet, devam et," diye sze girdi Sheppard dikkatli bir

    ekilde, bu arada aa yukar yrmesini srdryordu. Gregory artk onu izlemiyordu. Masanm zerindeki sayfa-

    lardan gzlerini alamyarak, heyecanl bir ekilele konuma

    ya balad.

    "Btn bu olayn bir eit tlgnla, cinnete veya psiko-

    patalojiye clayandt fikrine kar koymak ok zor. Nereden

    balarsanz balayn, onelan kanmak iin elinizden geleni

    yapn, her ey sizi bu fikre gtryor. Fakat iin dorusu, bizim k yolumuz da bu, nk bundan baka -bir tk

    grnmyor. Pekala, diyelim ki bir manyak var. Fakat her ey ok dikkatli bir ekilele planlanm ve dzenli ... bilemi-

    44

  • yorum, ne demek istediimi anlyor musunuz? Eer bir eve

    giderseniz ve btn masalarla iskemiderin tek hacakl ol-duunu grrseniz, herhalde kendi kendinize bunun bir delinin ii olduunu, bir manyan evini bu ekilde demeye karar verdiini sylersiniz. Fakat eer evden eve gi-derseniz ve kentin her yerinde ayn eyi bulursanz? Bunun ne anlama geldiini bilmiyorum, fakat iin aklamas bu olamaz ... bu bir delinin ii deil. Bence dier uca gitmek zorundayz. Henz anlamadmz bir ama iin zekasn kullanan ok zeki biri."

    "Baka?" diye sordu Sheppard. Sanki Gregory'nin kaplm olduu cokuyu etkileyecek bir ey yapmak istemiyor-du. Masann arkasnda oturan ve grmeyen baklarla katlara bakan gen adam bir an sessiz kaldktan sonra konutu.

    "Baka m? ller yolunda gitmiyor. Kesinlikle gitmiyor. Tek bir hata olmadan yaplan bir dizi hareket, bu olduka kt saylr ... in dorusu beni dehete dryor, tama-myla insanlk d bir ey. nsanlar bu ekilde i grmezler. nsanlar hatalar yaparlar, iin doas icab ara sra yanl he-saplamalar yaparlar, arkalarnda ipular brakrlar, her eyin tam ortasndayken planlarn deitirirler. Fakat en ba-ndan beri bu cesetler, yani hareket etmi olanlar ... eer bu uygun bir deyim ise ... Sulunun korkmu olduu iin ka-t konusunda Farquart'la ayn fikirde deilim. Byle bir ey olmad. O zaman tek istedii onlar kmldatmakt. llk nce biraz. Sonra biraz daha fazla. Sonra daha fazla ... so-nunda bir ceset tamamyla ortadan kayboldu. Bu ekilde ol-mu olmas gerek, adam bu ekilde olmasn istedi. Dndm ki ... Her zaman bu konuyu dnyorum. Niin o adam ... fakat bilmiyorum. Hibir ey bilmiyorum."

    "Lapeyror olayn biliyor musun?" diye sordu Sheppard. Odann gerisinde ayakta durduu iin hemen hemen g-rnmez olmutu.

    45

  • "Lapeyrot mu? O Fransz-"

    "Evet. 1909'da. Olay biliyor musun?"

    "Yabanc gelmiyor, fakat hatrlayamyorum. Neyle ilgiliy-di?"

    "ok fazla ipucu olmasyla. zc ama, o zamanlar sy-ledikleri ey buydu. Seine nehrinin' kysnda bir kumsalda, bir zamanlar, kemer tokalarnn, pantalon asklarnn ve bo-

    zuk paralarn yan sra geometrik desenler eklinde dzen-lenmi eitli trden dmeler ortaya kyordu. Bunlar her zaman poligonlar, daireler veya dier ekillerde dzenleni-yordu. Ayrca birbirine dmlenmi mendiller de vard."

    "Durun bir dakika. imdi bir ey hatrladm. Bu olay hak-knda bir yerlerde bir ey okumu olmalym. Bir at katn

    da yaayan iki yal adam ... doru mu?" "Doru. Tam zerinde konutuum olay. .. " "Kendilerini ldrmeye alan genleri buluyorlard -

    onlar eve getiriyorlar, canlandryorlar, neelendiriyorlar ve onlarn intihara kalkma nedenlerini reniyorlard. Byle oluyordu, doru mu? Ve ondan sonra ... onlar boarak l-dryorlard. Doru mu?"

    "Aa yukar doru saylr. Adamlardan biri eczacyd. Cinayetten sonra baz asillerin ve bir minenin yardmyla

    kurbanlarn cesetlerinden kurtuluyorlard; sonra dmeleri, kemer tokalarn, bozuk paralar ve geride kalm buna benzer kk eyleri kullanarak polisle kk bir oyun oy-nayp kendilerini elendiriyorlard.

    "Aradaki ilikiyi gremedim. Lapeyrot katillerinin birisi akl hastasyd. Adam, bir delinin kurban olarak kabul edi-len yardmcsnn zerinde tam bir hakimiyet kurmutu. Ikisi birden enerjilerinin byk ksmn dme bilmeceleri-ne harcamlard, nk onlar gerekten heyecanlandan ey buydu. zlmesi zor bir olay olabilir, ama temelinde

    ok sradan bir olayd: Ortada katiller, kurbanlan ve ipula-

    46

  • n vard. Bir suun birka tiyatrovari sslemeyle yaplm ol-

    masnn ne nemi var-" Gregory birden durdu, anszn nedeni anlalmaz bir g-

    lmseme dudaklarnda belirdi. Lo n altndaki Bam

    fetti'i grmeye alarak, adama bakt. "Bir dakika, sanrm anlyorum ... " dedi, sesinin tonu tam

    o srada artc bir keif yapm olduunu gsteriyordu.

    "Demek bu yzden." "Evet, kesinlikle bu yzden." diye yantlad Sheppard, ye-

    niden dolamaya balyarak. Gregory ban eip parmaklaryla masann kenarna

    vurdu.

    "Tiyatrovari," diye fsldad. "Bir taklit... fakat neyin takli-

    di?" dedi sesini ykselterek. "Bir sahtekarlk, fakat neyi rt-rnek iin? Akl hastal m? Hayr, byle bir ey olamaz. Yi-

    ne baladmz yere dnyoruz." "Yine baladn yere dnyorsun, nk yanl yne gi-

    diyorsun. Sahte bir delilikten bahsettiin zaman Lapeyrot olay ile yakn bir benzerlik aryorsun. O olayda katillerin aklnda, eer bu ekilde ifade edebilirsem, hep belli bir se-yirci vard: Polise bir bilmece hazrlamak iin bile bile ipu-lar braktlar. Bizim olayda ise olanlarn hibirinin polise ynelik olduunu gsteren bir ey yok. Byle bir ey oldu-

    unu da hi sanmyorum." "Evet, yleyse ... " dedi Gregory. Morali bozulmu ve s

    knt iindeydi. "Bylece baladmz yere geldik. Yani bu

    olaylarn nedenine." "Hayr, hi de yle deil. Ltfen buraya bak." Sheppard duvara, Gregory'nin daha nce farketmedii

    kk bir k dairesine iaret etti. Gregory onun nereden geldiini merak etti. Masaya baknca, parlatlm camdan bir kat tutucusunun lamba yanstcsnn yannda durdu-unu grd; tutucunun kristal derinliklerinde krlp yans-

    47

  • yan dar bir k hzmesi duvarda parlamak amacyla odann karanlmi kamt.

    "Burada ne gryorsun?" dedi Sheppard, kenara ekilerek. Gregory lambann kredici parlaklndan kamak iin

    eildi. Duvarda asl bir resim vard. Tek bir k hzmesiyle aydnlanan kelerinin biri dnda hemen hemen karanlk iindeydi. Yanyana konmu iki madeni paradan daha b-yk olmayan o kk yerde, soluk gri ve hafife kvnlm erevenin iinde, koyu renkli bir nokta grd.

    "u nokta m?" diye sordu. "Bir profil mi? Hayr, ne oldu-unu anlayamyorum ... bir dakika: .. "

    ekil tarafndan merak uyandrlan Gregory, gzlerini alatrarak onu dikkatle inceledi. Inceledike endiesi artt. Neye bakmakta olduuna dair en kk bir fikri olmasa bi-le endiesi artmaya devam ediyordu.

    "Sanki canhym gibi grnyor ... " dedi elinde olmakszn, alak bir sesle. "Ykk bir evin yanm bir penceresi mi?"

    Sheppard duvara yaklap vcuduyla aydnlk noktay rtt. O dzensi,z k noktas artk adamn gsnde parl

    yordu. "Onun ne demek olduunu anlayamyorsun, nk tek

    grebildin ey btnn kk bir paras," dedi, "yle deil mi?"

    "Demek mesele bu! Demek siz bu kaybolan cesetlerin daha byk bir eyin paras -veya balangc d~ denebilir-olduunu dnyorsunuz."

    "Kesinlikle yle." Sheppard yeniden odann iinde dolamaya balamt.

    Gregory baklarn duvardaki noktaya evirdi. "Hatta bu lkenin snrlarn aan cinai ve siyasi ierikli

    bir eyin balangc bile olabilir. Bundan sonra olacaklar, daha nce olmu olanlarla balantl olacak ve doal olarak deiik bir durum ortaya kabilir. Belki imdiye kadar olan

    48

  • her ey bir sapma veya baka bir operasyonun gzden sak-

    lanmas iidir ... " Karanlk ve sinir bozucu ekle kendini iyice kaptrm

    olan Gregory onu pek iyi dinlemiyordu. "zr dilerim, Bamfetti," diye adamn s~n kesti,

    "O ey nedir?" "Ne? Ha, o mu?" Sheppard tavandaki at ve oda bol a gmld.

    Bir iki saniye sonra onu yeniden kapad, fakat birka anlk aydnl~ srasnda Gregory bo yere bakp durduu eyin ne olduunu sonunda ksmen de olsa grebildi: Bu geriye doru kayklm bir kadn bayd, gznn aklar dosdoru ileriye bakyordu ve kadnn boynuncia bir ipin izleri vard. Btn ayrntlar grmeye yetecek kadar zaman olmamt, fakat yine de, lnn yzndeki korku ifadesi gecikmeli olarak onu etkisi altna ald ve aa yukar dolamasn srdren Sheppard'a dnd.

    "Belki siz haklsnz," dedi Gregory, gzlerini krptrarak, "bu konuyla ilgili en nemli eyin o olduunu sanmyorum. Bir adamn gece yars bir msrgda bir kuma perde-yi dileriyle koparacana gerekten inanyor musunuz?"

    "Sen inanmyor musun?" "Evet, phesiz, eer bunu, sinirli veya korkmu olduu

    iin veya eer yannda baka uygun alet olmad iin, yap-m olsayd... fakat siz de benim kadar bunu niin yapm ol~uunu biliyorsunuz. Btn bu olaylar zincirinde gr-m olduumuz o babelas tutarllk yznden. Zaten her eyi cesetlerin yeniden dirildii sanlsn diye yapt. Her eyi bu etkiyi yaratmak iin planlad, hatta hava raporlarn bile inceledi. Fakat polisin nucizelere inannaya hazr olduunu nasl ngrn olabilir? Btn her eyi bu kadar lgnca yapan da bu ite!"

    "Senin sz ettiin cinsten bir sulu yoktur ve olmas da

    49

  • mmkn deildir," dedi Sheppard, ilgisiz bir tavrla. Perde-leri bir kenara itip karanlk pancereden darya bakt.

    Uzun bir aradan sonra Gregory sordu, "Niin Lapeyrot olayn ortaya attnz?"

    "nk o ocuka, birtakm desenler eklinde dzenlen-mi dnelerle balamt. Fakat tek nedlini bu deil. Syle bana: Insan do:sna aykr olan ey nedir?" "Anlamadm ... " diye mrldand Gregory. Korkun bir ba

    arsna tutulmak :).zereydi. "Bir insan, kiiliini davranlanyla ortaya koyar," diye

    aklamaya balad Bamfetti, sakin bir sesle. "Doal ola-rak su ileme durumunda da bu grlr. Fakat bizim olay-lar zincirinden ortaya kan grnt kiis-ellikten yoksun. Bir doa kanunu gibi kiisel deil. Ne demek istediimi an-lyor musun?"

    "Sanrm," dedi Gregory. Sesi bouktu. Masa lanbasnm kredici aydnlndan tmyle kurtuluncaya kadar yava yava yana eildi. Bu hareketinin sayesinde' az sonra karan-lkta daha iyi grmeye balad. Kadn fotorafnn yannda, hepsi de l insanlar~ yzn gsteren daha birok resim aslnt. Bu arada Sheppard korkun yzlerden meydana gelmi bir arka plann nnde aaya yukanya yryerek oda iinde dolamaya yeniden balamt, sanki garip bir sahne dekorunun iindeydi; hayr ... daha ziyade ok sradan ve alkn olduu eylerin arasnda gibiydi: Adam ma-sann karsnda durdu.

    "Bu olaylar zincirinin matematik adan mkenmellii ortada bir sulu olmadn akla getiriyor. Bu seni artabilir, Gregory, ama gerek bu ... " Temen, elinde olmadan geri ekilerek, glkle duyula-

    bilen bir sesle, "Ne ... siz ne ... " dedi. Sheppard hi kmldamadan durdu, yz karanlklar

    iindeydi. Birden Gregory ksa ve gevrek bir ses iitti. Ba-

    so

  • mfetti glyordu. "Seni arttm m?" diye sordu Bamfetti, daha ciddi

    bir ses tonuyla. "Samaladm m dnyorsun? "Gndz ve geceyi kim meydana getiriyor?" diye szle-

    rini srdrd. Sesinde bir kararllk vard. Birdenbire Gregory iskemiesini geriye itip ayaa kalkt, "Anladm," dedi. "phesiz. Bu olaylar zinciri yeni bir ef-

    sanenin douuyla ilgili. Doa kanunlarndan birinin takli-di. Yapay, kiilii olmayan ve her bakmdan ok gl bir sulu. Mkemmel bir ey. Sonsuz! uu n bir taklidi. .. "

    Gregory gld, fakat kendini fazla neeli hissetlniyordu. Sonra derin derin nefes alp sustu.

    Bamfetti ciddi bir tavrla, belki biraz da kederli bir sesle sordu, "Niin glyorsun? Bunun nedeni" senin de da-ha nce buna benzer eyler dnmen, fakat sonra bu fikri reddetmen deil mi? Taklit mi? phesiz. Fakat mkemmel .!Jir taklit, Gregory, bu o kadar mkemmel bir taklit ki, bana elierin bo olarak geri dneceksin."

    "Belki," dedi Gregory, souk bir tavrla. "Ve bu durumda benim yerimi bakas alacak. Eer gerekirse u anda btn ayrntlar aklayabilirim. Hatta otopsi laboratuvarn bile. Pencere nceden kilidin evresine sarlm naylon bir ipin yardmyla dardan alabiliyor. Bunu denedim ve ie yaryor. Fakat bir eit yeni din yaratcsnn, mucizeleri taklit eden birinin ie bu ekilde baladn dnmek. .. "

    . Gregory omuzlarn silkti. "Hayr, bu i bu kadar basit olamaz," dedi Ba$mfetti.

    "Durmadan 'taklit' kelimesini tekrarlayp duruyorsun. Bal-mumundan yaplm bir bebek bir insan taklidi deil mi? Eer birisi yryebilen ve konuabilen bir bebek yapmsa, bu mkemmel bir taklit saylmaz m? Ve eer kanayabilen bir bebek yapmsa? Mutsuz olabilen ve lebilen bir bebek yapmsa, o zaman ne olacak?"

    51

  • "Btn bunlarn ne ilgisi. .. zaten en mkemmel taklidin

    bile -demin szn ettiiniz bebein bile- bir yaratcs ol-maldr ve bu yaratc sorumlu tutula bilir!" diye bard Gregory, fkesine yenilerek. Birden aklndan hzla, "Benim-

    . le sadece oynuyor," fikri geti ve "Bamfetti, ltfen benim iin bir sonya yant verin," dedi.

    Sheppard ona bakt. "Aslnda bu olayn zlmeyeceini dnyorsunuz,

    yle deil mi?" "phesiz, zleceini dnyorum. Bir daha byle bir

    ey duymak istemiyorum. Elbette bir olaslk var ki, -zm-" Bamfetti cmlenin orta yerinde sustu.

    "Ltfen, efendim, bana her eyi anlatn."

    "Buna hakkm olup olmadn bilmiyorum," dedi Shep-pard, hafife alayc bir ekilde, Gregory'nin sranndan ra-hatsz olmu gibi bir hali vard. "zmn bu eidi houna gitmeyebilir."

    "Niin? Ltfen bunu bana biraz daha ak bir ekilde an-latn."

    Sheppard ban iki yana sallad. "Yapamam." alma masasna doru yrd, ekmeceyi at ve iin-

    den kk bir paket kard. "Bizi ilgilendiren ksm zerinde almamz srdre-

    lim," dedi paketi Gregory'ye geirerek. Paketin iinde adamn ve bir kadnn fotoraf vard.

    Hibir zellii olmayan alelade yzler ilgisiz baklarla par-lak kk kartonlardan Gregory'yi szyorlard.

    "Bunlar onlar," dedi adam, resimlerin ikisini tanyarak. "Evet." "Hi ldkten sonra ekilmi fotoraf var m?" "lki tane bulabildim." Sheppard ekmeceye uzand. "Bu

    resimler hastanede ailelerinin istei zerine ekilmi."

    52

  • Her iki fotoraf da erkeklere aitti. Ve iin garip taraf: lm onlarn sradan yzlerine, bir eit durgun arballk hediye ederek, adamlara daha nce sahip olmadklar bir saygnlk kazandrm gibiydi. lyken, yzleri yaarken olduundan daha derin ifadeliydi, sanki sonunda saklayabi-lecek bir eyleri olmutu.

    Gregory Sheppard'a bakt. Bamfetti'i kamburu km ve birden eskisine gre daha yalanm olarak grnce ard. Adam sanki ac iindeymi gibi dudaklarn skmt.

    "Bamfetti?" dedi Gregory, yavaa, beklenmedik bir ekingenlikle.

    "Bu olay sana vermek istemezdim ... fakat baka kimsem yok," dedi Sheppard yava bir sesle. Elini Gregory'nin omu-zuna koydu. "Ltfen benimle baanty koparma. Sana yar-dm etmek isterim, ama tecrbelerimin bylesi bir olayda bir ie yarayp yaramayacan bilmiyorum."

    Gregory geri ekildi ve Bamfetti'in eli dt. Her iki adam da artk lambann verdii k dairesinin dnda du-ruyorlard ve duvardaki yzler karanln iinden onlar iz-liyordu. Temen kendini btn akam boyunca olduundan daha sarho hissetti.

    "Ltfen efendim ... " dedi, "siz bana sylemek istediinizden daha ok ey biliyorsunuz, yle deil mi?" Sanki ken-disini ok fazla zorlam gibi, biraz nefessiz kalmt.

    "Efendim ... bana sylemek mi istemiyorsunuz yoksa sy-leyemiyor musunuz?" diye sordu Gregory. Gstermi oldu-u bu cret onu artmamt bile.

    Sheppard, derin bir sabr ykl baklarn Gregory'ye e-virip bayla hayr iareti yapt. Yoksa baklarnda alay m vard?

    Gregory ellerine bir gz att ve fotoraflar tutmakta ol-duunu farketti, adamlar hayattayken ekilmi olanlar sol elinde, ldkten sonra ekilenler ise sa elindeydi. Ve yeni-

    53

  • den ayn esrarengiz iduygunun etkisi altnda kalarak Ba

    mfetti'e garip bir soru yneltti. Sanki grnmez bir el kendisine dokunmu gibiydi. .

    "Bunlarn hangisi ... daha nemli?" diye sordu gqlkle

    iitHebilecek bir sesle. Oda: tam anlamyla sessiz olduu

    iin, onu duymak mmkn oldu.

    Sheppard yznde sr vermez bir ifadeyle cesaret knc

    bir el hareketi yapt ve elektrik dmesinin yanna gitti.

    Oda aydnla brnd, her ey sradan ve doal oldu. Gre-gry yavaa fotoraflar cebine koydu.

    Grne gre ziyaret sona ermek zereydi. Konumala

    nnn geri kalan ksm morglar korumak iin polis memur-lannn yerletirilmesi ve bunlarn says, Sciss'in szn et-

    tii blgelerin evresinin kordon altna alnmas ve Temen'e verilmi yetkilerin ayrntlar gibi elle tutulur konu-

    lar zerinde younlat ve geride sylennemi bir eyin

    glgesi kald.

    Bamfetti zaman zaman susup endieyle Gregory'ye ba-kyordu, sanki adam bu pratik konulan bir yana brakp b

    rakmamak ve daha nceki konumaya devam edip etme-

    mek konusunda karars~d. Fakat ii daha fazla kurcalama-d ve bir ey sylemedi.

    Gregory merdivenin yarsna geldii srada klar snd.

    Yoklaya yoklaya kapy bulabildi. Birden adn sylendiini

    duydu.

    Bamfetti arkasndan, "lyi anslar!" diye bard.

    Temen rzgarn iine dalp kapy kapad. Darda berbat bir souk vard. Su birikintilerinin hepsi

    buz tutmutu; donmu amur ayann altnda gcrdyor

    du; sert esen rzgarda ince ince yaan yamur, Gregory'nin

    yzne hatarak actan ve paltasunun sert kumana arpp keskin ve kat hrtsna benzer bir ses karan, buz ine

    leri gibi bir tipiye dnmtu.

    54

  • Gregory akamn ayritlarn yeniden gzden geirmeye

    alt, fakat rzgarn bann evresinde savurduu grl-mez bulutlar snflamaya alsayd belki daha iyi ederdi. Aklna birbiriyle mcadele eden para para eyler geliyor-du, ama sonuta ortaya sadece iddetli bir bunalm ve kay-bolmuluk duygusuyla ykl imgeler kt. Odann duvar-Jan lmden sonra ekilmi foto~aflarla, alma masas ak duran kitaplarla rtlmt ve Gregory u anda onla-rn veya kitaplarn yanna salm katlarn hibirine iyice bir gz atmadndan dolay byk bir pimanlk iindeydi. Byle bir davrann uygunsuz olaca fikri hi aklna gel-medi. Gregory tanmlanabilir ve tanrulanamaz arasndaki bir snrda durduunu hissetmeye balamt. Dnceleri, tadklar birok anlamdan birini tam aklayacak gibi g-rnyor ve sonra onu kavramak iin harcad btn umutsuzca gayrete ramen ortadan kayboluyordu. Ve o an-lamaya alarak, en sonunda bir ey anlayamadan iinde boulup gidecei karmak bir ayrntlar denizine dalmak zereydi.

    Sheppard iin kimi yakalamas gerekiyordu? - yeni bir dinin yaratcsn m? Soruturma mekanizmas allagelmi olaylarda dzgn ve etkili bir ekilde iieyebildii hal-de, artk kendi kendisine cephe almaya balamt. Olgular .ne kadar dikkatli bir ekilde llse, fotoraflansa, kayda geiriise ve bir araya getirilse, her ey o kadar ok anlam-szlayordu.

    Kendisinden tmyle karanlkta kalm ve bilinmeyen bir katili bulmas1 istenseydi, Gregory bu kadar aresizlik duymayacakt. Yardm etmek isteyen fakat edemeyen yal Bamfetti'in gzlerinde grm olduu o mahup endienin ne olduunu, kendi kendisine sordu.

    Bunun yan sra niin bu olayn zlmeyeceini dnen Bamfetti kendisi gibi bir acemiyi bu i iin semiti?

    55

  • Ve Sheppard'n gecenin bir yarsnda onu evine arnas

    nngerek nedeni neydi? Gregory, yumruk halinde skt elleri cebinde, karanlkta

    hibir ey grmeden, yznden szlen yamur damlalarn farketmeden ve nereye gittiini bilmeden bo sokaklarda yrd. Souk ve nemli havay iine ekt\ ve yeniden karsnda Sheppard'n yzn, aznn kelerinde kk gl-gelerin seyirdii o yz grd.

    Europa'dan kal ne kad(lr olmutu? Hesaplamaya balad. u anda saat l0.30'du, demek aa yukar saatlik bir zaman gemiti. "Artksarholuum geti," dedi kendi ken-dine. Bir lamba direinin verdii k altnda nerede oldu-unu anlamak iin sokak levhasn okudu, en yakn metro-

    nun nerede olduunu buldu ve oraya doru yneldi. Sokaklar daha kalabalkn, neon klar ile yanp snen

    krmz ve yeil trafik iaretleri ortal aydnlatmt. Gre-gory, metro giriindeki dnen kaplardan ieriye girer gir-mez, stma kanallarndan: gelen lk ve kuru bir hava akmyla karlat. Yryen merdivenlerden inerek yavaa aadaki kargaann iine dald.

    Tren platformu st kattan bile daha scakt. Gregory, Is-lington trenine binmedi, son vagonun gen eklindeki krmz n uzakta kayboluncaya kadar izledi. Bir ga~etc kulbesinin evresinde dolaarak, demir bir destek ubu-una dayand ve bir sigara yakt.

    Bir mddet sonra kendi treni geldi. Kaplar sktrlm bir hava tslamasyla ald. Gregory bir keye oturdu. Tren sarsld ve harekete geti, istasyon klar gittike da-ha hzl titremeye balad ve sonra gzden kayboldu; tren ksa bir zaman sonra o kadar hzl gitmeye balamt ki, t-neldeki klar yanlarndan geilirken birbirinden ayrt edi-lemez olmutu.

    Karsna rastlant sonucu oturmu olan yzlere bo gz-. 56

  • lerle bakan Gregory yeniden Sheppard ile yapm olduu grmeyi gzden geirmeye balad. u ana kadar anlam olduundan daha baka eyler olduunu hissediyordu, fa-kat ancak kendini konuya iyice verirse, gerek durumu tam olarak kavrayabilecekti.

    Yava yava ~ilincinde kendisini rahatsz eden bir duygu-nun farkna vard ve sonunda bu duygu kelimelere dkl-d: "Bela geliyor. Bu akam vakti ok kt ve geri dnd-rlmesi mmkn olmayan bir ey meydana geldi ... yoksa bugn m?" Sanki dardan bir g tarafndan kesilmi gibi bu dnce silsilesi birden sona erdi.

    Gregory bir an iin gzlerini kapad. Birden vagonun br ucunda, kapnn yannda oturan bir adam tandnn farkna vard. Bir daha bakt. Evet, yz aina olduu bir yzd. Sanki ona bir ey anlatmak istiyor gibiydi. Gregory dikkatini toplamaya alt. Karsndaki y~, yal bir ada-mn yzyd: Prsk ve pek iyi seilemeyen sngerimsi hatlar olan bir yz.

    Adam derin bir uykuya dalmt, ba bir blmeye dayan-mt, apkas yava yava aaya doru kayyor ve yzn-

    lde derin glgeler meydana getiriyordu. Vcudu hzlanan trenin hareketleriyle ileri geri sallanyar ve bu ritim viraj-larda artyordu. zellikle sert bir sarsntdan sonra adamn iri, solgun ve i eli, sanki bir bohaym gibi kucandan dt ve yannda cansz bir ekilde sallanmaya balad.

    Gregory uyuyan adam tandndan emindi, fakat ne ka-dar urarsa urasn, onun kim olduunu bulamyordu. Tren gittike hzlandi, sarsnt artt ve sonunda adamn alt e nesi ald. D udaklar ikiye ayrld. ..

    "Bir ceset gibi derin uyuyor," dncesi hzla Gregory'-nin zihninden geti. Ayn anda souk ve korkutucu bir duyguya kapld. Bir an iin nefesi kesildi. Artk biliyordu. Uyuyan adam, paltasunun cebinde lmden sonra ekilmi

    57

  • bir resmi duran o adamlardan biriydi.

    Tren durdu. Cross Row istasyonuna gelmilerdi. Birka kii bindi. Platform klan yanp snmeye ve hareket edi-yormu gibi grnmeye balad ve sonra birden geriye doru kayd. Tren hzland.

    Parlak kl iaretler ve reklam panolar ksa bir zaman

    sonra hzla yanlarndan gemeye balad. Gregory inme za-mannn yaklamasna ramen istasyonun adna bakmak zahmetine bile girmedi. Kmldamadan sanki derin bir d-nceye dalm gibi duruyor ve gzlerini uyuyan adamn zerinden ayrmyordu. Kaplar bir tslama sesiyle kapand; pencerelerin dnda yatay bir dizi parlak floresan lambas dzgn bir ekilde geri kayd ve sanki bakla kesilmiler gibi birden ortadan kayboldu. Gittike hzlanan tren karan-lk bir tnelin iine hzla girdi.

    Gregory'nin kafas zonklamaya balamt. Tekerleklerin kard grlty artk duymaz olmutu, uyuyan adamn kafasna sanki yanp snen klarla dolu uzun ve gri bir t-nelden bakyormu gibi hissetmeye balamt. Adamn ka-ranlk ve yar ak az onu hipnotize etmiti: Adama o ka-dar srekli, o kadar kmldamadan, o kadar sabit baklada bakyordu ki, o imi gri surat sanki durmadan renk deitiren ktan bir halkaya dnm gibiydi. Gregory gzle-rini yal adamdan ayrmadan elini paltosuna gtrd, dmesini zerek fotoraf kard. Tren tslayarak durdu. Ne-redeydiler? Daha imdiden Camberwell'e mi gelmilerdi?

    . Birka kii inmek iin ayaa kalkt. Vagonun kapsna doru ilerleyen bir asker uyuyan adamn ileriye doru uzanm ayana takld. Adam birden uyaRd, tek kelime etmeden, apkasn dzeltti, oturduu yerden kalkt ve darya ~an kalabala kart.

    Gregory ayaa frlad. Bu acelesi evresindekilerin dikka-tini ekti. Baz yzler ona doru dnd. Kaplar kapanmaya

    58

  • balamt. G kullanarak kapnn kapanmasn engelleyen

    Gregory, hareket eden trenden darya atlad. Platform bo-yunca koarken, hareke.t eden vagonlarn yannda fkeli bir yz gzne iliti. Hareket grevlisi, "Hey sen!" diye arka-sndan bard.

    Serin bir esinti Gregory'nin burun deliklerini doldurdu. Kalbi heyecanla arparak anszn durdu. Dierleriyle birlikte adam da demirden yksek bir k kapsna doru yryor-du. Gregory geri ekilip bekledi. Arkasnda tek ve plak bir ampulun gl yla aydnlarran bir gazete kulbesi vard.

    Yal adamn bir aya aksyordu. Yolcu kalabalnn bi-raz gerisinde topatlyarak ilerliyordu. apkasnn ok slak ve sarkm kenaryla, ceplerinin evresi ypranm buruuk ceketiyle bu adam eski zamandan kalma bir dilenciye ben-ziyordu. Gregory avucunda sakl tuttuu fotorafa bir gz att. Arada hibir benzerlik yoktu . . Hepten pusulay ard. Bu basit bir benzetme hatas myd, yoksa akl karklnn yolat bit durum mu? le'n kii ok daha gen birisiydi; trenden beri izledii

    adam o olamazd. Gregory, akl karm, gr gc azalm, yanaklar se-

    irerek bir elindeki fotorafa, bir de trasz gri yz yaka-sndan sarkan yal adama bakt. Sonunda birisinin kendisi-ni izlediini hisseden adam dedektife doru dnd. Onun kendisiyle niin bu kadar ilgilendii konusunda hibir fikre sahip olmadndan, yznde aptalca ve cansz bir ifade olumutu: Gevek enesi hafife dmt, salyal dudak-lar aralkt. Bu nedenle birdenbire yeniden fotoraftaki

    adama benzemiti. Gregory sanki adamn omuzuna dokunacakm gibi elini

    uzatt. Yal adam korktu, bard -veya daha dorusu bo-uk ve rkm bir_ses kard- ve yryen merdivene do

    ru hzla atld.

    59

  • Tam Gregory onun peine decekken, iki ocuklu bir aile onunla yal adam arasna girip yolunu kapad. Bunu gren yal adam nndeki baka yolcularn arasndan ge-erek gittike daha yukarya doru kn srdrd.

    Gregory, fkeli bir kadnn ters bir lafna ve kendisine y-neltilen birka baka kzgn sze aldrmakszn, nn ka-payanlar iteliyerek kendine bir yol at~ Sokaa k srasnda kalabalk o kadar younlamt ki onu aamad ve sonunda kendini dierlerinin yava akna brakp vazge-mek zorunda kald. Sonunda sokaa ulat zaman yal adamdan ortada eser yoktu. Gregory drt bir yanna are-sizlik iinde baknarak, yal adamn kamak iin yararlan-d o bir anlk tereddt iin -bunun nedeni ya aknlk idi, ya da korku- kendi kendisine fke yadrd.

    Metrodan sokaa klan gvenli blgenin iki yannda youn bir trafik vard. Ne zaman kardan karya gemek istese farlarn yla gzleri kamaan Gregory aresizlik iinde kaldrrnn kenarnda durdu. ok gemeden bir taksi yanat. Src onun bir araba beklediini sanmt. Kap ald. Gregory bindi ve hi dnmeden evinin adresini verdi. Taksi harekete getii zaman hala fotoraf elinde smsk tuttuunu farketti.

    On dakika sonra taksi Odd Meydannn hemen yaknnda kk bir sokan kesinde durdu. Gregory indi. Daha imdiden bir eit hayal grm oldvu konusunda kendi ke~disini yan yarya ikna etmi durumdayd. lini ekerek elini cebine soktu ve anahtarn aratrd.

    linde yaad evin sahibi Fenshawe'lerdi. Bu eski, iki katl, giri kaps katedrale yakacak byklkte bir binay-d. Evin yksek ve gen kntlar olan bir ats, kaln ve koyu renkli duvarlar, ani dnleri ve gizli girintileri olan uzun koridorlar vard. Odalarn tavan o kadar yksekti ki sanki kanatl bir yaratk iinde usun diye yaplmt. Bu

    . 60

  • dnceyi tavanlarn ok zengin sslemeleri de kuvvetlen-

    diriyordu. Fazla elektrik harcanmasn nlemek iin her za-man yar karanlk iinde tutulan yaldzl yksek tonozlaryla, geni mermer merdivenleriyle, geni stunlu terasyla,

    Versailles sarayndakilerin bir kopyas olan avizelerin yer ald aynal salonuyla ve ok byk banyosuyla -belki bu-ras bir zamanlar bir salondu- evin garip bir ihtiam vard

    ve yeni meslekta Kinsey ile birlikte evi ilk defa grd zaman hayal gcn ateleyen de bu zellii olmutu.

    Ve Fenshawe'ler onun zerinde iyi bir etki brakt iin meslektann tavsiyesini tutmaya karar vermi ve Kinsey'in kiisel nedenler yznden brakt -adamn ifadesi buy-

    du- aday kiralamt. Ne yazk ki, evin plann izen Viktorya dnemi mimarla-

    n modern yaam hakknda bir ey bilmecliklerinden, evin baz rahatszlk verici zellikleri vard. Banyoya gitmek iin

    Gregory uzun bir koridor boyunca yrmek ve camla r-tlm bir galeriden gemek zorunda kalyordu. Merciiven-den odasna gitmek iin ele alt kapl bir