sokakta fanzin

23
Felsefecilerden kafa karıştıranlardan pre devlet, e-devlet, cola şirket, illimunati vs ayrıntı metis yayınları gibi külliyatlardan nefret ediyoruz bütün şirketler devletler katildir derdin varsa kıçın yiyorsa savaş laf gevezeliği taslama imaj yapma herkes her şeyin farkında … SAYI : YEK OKUYACAKSAN AL …

Upload: internationala-aforum

Post on 11-Mar-2016

232 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

sokakta inisiyatifinin hazırladığı fanzin...

TRANSCRIPT

Page 1: Sokakta Fanzin

Felsefecilerden kafa karıştıranlardan pre devlet, e-devlet, cola şirket,

illimunati vs ayrıntı metis yayınları gibi külliyatlardan nefret ediyoruz

bütün şirketler devletler katildir derdin varsa kıçın yiyorsa savaş laf

gevezeliği taslama imaj yapma herkes her şeyin farkında …

SAYI : YEK OKUYACAKSAN AL …

Page 2: Sokakta Fanzin

SOKAKTA İNİSİYATİFİ NEDİR ?

Bizler, canlıların üzerinde olan tüm baskı ve tahakküm araçlarını, hiyerarşiyi, otoriteyi ve sistemin varlığını sürdürmesine yardımcı olan somut ve soyut tüm kurumları ve sanat anlayışlarını reddederek isyan bayraklarımızı çektiğimizi söylüyoruz.

Kapitalizm, tüketim toplumunu oluştururken sanatı kullanarak insanları daha rahat uyuşturmaktadır. Reklamlarda, sinemalarda, müziklerde, fotoğraflarda, kitaplarda ve daha birçok alanda sanatın teknikleri kullanılarak görsel ve duyusal algılarımıza yerleştirilen somut ve soyut temalarla, onların istedikleri şeylere karşı ilgimiz artıyor; satın almamız gerekiyorsa alıyor ya da tam tersi öfke duymamız gerekiyorsa öfke duygularımızı kabartıyoruz.Yaratılan tüketim toplumunda birey kendisine sunulanın dışına çıkamayacak kadar kısıtlanmış, satın aldıklarıyla kendisini özgür hissedecek kadar yapaylaşmış, sahte olan tüm duygu ve davranışların esiri olacak kadar tüketilmiştir. Bizler böyle bir gidişatın temellerini atanlara, bireylerin birbirlerine yabancılaşmasından beslenenlere, yeryüzünün şirketlerine, efendilerine ve sanatın patronlarına karşı öfke duyuyoruz. Sanat ile değer yargılarımızın her geçen gün kaybolmasını sağlayan, bizleri tüketici konumuna getiren küresel şirketlerin sanatının üreticisi yada seyircisi olmak istemiyoruz.Ekranlarda tüketim propagandası

Page 3: Sokakta Fanzin

yapan reklamlardan, dört tarafı gökdelenlerle sarılı plazalardan, egzoz kokusuna boğulmuş şehir merkezlerinden nefret ediyoruz. Doğa üzerinde tahakküm kuran, zarar veren endüstri siteminden, hidroelektrik santraller kuran, ormanları yok ederek villalar yapan, denizlere petrollerini boşaltan, reklamlarda yeşil renkle gözlerimizi çevreciliğe boyayan tüm şirketlerin yeryüzünün düşmanları olduğunu biliyoruz.

İnsanları, hayvanlardan üstün gören tüm insan merkezci düşünceleri red ediyoruz. Sirklerden, petshoplardan, barınaklardan, mezbahalardan, kasaplardan, fabrikalardan, deney merkezlerinden ve onların yaşam alanlarını gasp eden bu uygarlıktan nefret ediyoruz.

Teknolojinin insanlara fayda değil zarar verdiğini ve bizi kullandığını düşünüyoruz. Bizleri yönetmek isteyen, yönetmeyi düşleyen ya da yönetilmeyi doğru bulan kuramlardan, ideolojilerden, bireylerden, kurumlardan nefret ediyoruz. İnsanın doğasında kötülük vardır diyen, kötülüğü onaylayan, kötülük neden niçin nasıl başlamıştır diye sorgulamayan, karamsar felsefelerden nefret diyoruz; sorgulamanın önüne perde indiren hayali güçlere dayanan metafizik düşünceleri kabul etmiyoruz. Özgürlüğü; bize sunulan seçenekleri sorguladığımızda dışına çıktığımızda başlayan süreç olarak tanımlıyoruz. Özgürlüğü sadece kendimiz için değil yeryüzündeki tüm canlılar ve doğa için, yeryüzüne özgürlük için istiyoruz. Dünyanın sürekli kötüye giden bir eksen etrafında döndüğünü, dünyada yaşanılan tüm toplumsal ve siyasal reflekslerin sanatla geliştiğini ve sanatın sosyal davranışlarımızı değiştirdiğini düşünüyoruz. Sanatın her zaman bir ideolojinin esiri/işçisi olduğunu, her daim birilerinin veya kurumun boyunduruğu altına girdiğini düşünüyoruz.

Page 4: Sokakta Fanzin

İnsanları düşündürmekten yoksunlaştıran, ilkel duyguların, dayanışmanın, paylaşmanın yerine rekabeti, ayrımcılığı, parayı, militarizmi, tüketimi, siyaseti süsleyerek bizlere kabul ettirmeye çalışan sanat anlayışlarının tümünü reddediyoruz.

Yaşadığımız çağın sorunlarına kulak tıkayarak, sadece oturduğumuz yerden serzenişte bulunmayı, köşelerimize çekilmeyi reddediyoruz. Yaşamın nabzı sokakta atar diyor ve yaratılan tüm ahlak ve değer yargılarının, sanatın tüketim toplumuna hizmet ettiğini ve yok edilmesi gerektiğini, uygarlaşmanın yeryüzünü uçuruma götürdüğünü düşünüyoruz. Siyasetçiler gibi kurtuluş palavraları atmayacağımızı, reklamlardaki gibi tüketim propagandası yapmayacağımızı, insanın doğasına sonradan giren yabancı katkı maddelerini kendimizden ve eylemlerimizden dışarıda tutacağımızı ve sokakta olacağımızı söylüyoruz.

Sanatın oluşmaya başladığı andan itibaren bir tahakküme dönüştüğünü, ve sorgulanamaz hale getirilip, yenileşerek yada farklılaşarak üretilmesi, kişi veya kurumlara göre farklı değerlendirilmesi gibi hiçbir durum, bizi sanatın bir ilizyon olmadığı bilgisine yaklaştıramaz. Bu yüzden bizler her türlü tahakküm araçlarına karşı olduğumuz gibi sanatı da bir tahakküm biçimi olarak değerlendiriyor ve her türden tahakkümün düşmanı olduğumuz gibi sanatında düşmanı olduğumuzu söylüyoruz.

Bizim gibi düşünen ya da bizlerin yanlış düşündüğünü söylemek isteyenlere, eylemini sokakta üretmek için sokakdaş arayanlara, fikirlerini görüşlerini belirtmek ya da ‘’aklımda şöyle bir şey var yapsanız iyi olur’’ demek isteyenlere kısacası bize ulaşmak isteyen herkes için mail adresimiz:[email protected]

Sanat, insan duygularının kurmaca yollarla ticarileştirilmesidir. Sanat

Page 5: Sokakta Fanzin

bir afyondur… Duygularınıza, davranışlarınıza ve cebinize zarar verir.....

Sanatın acilen ameliyat edilmeye ihtiyacı yoktur, yapılması gereken sanatı yok etmektir. Sanat toplumu uyuşturmaktan başka bir işe yaramayan, estetize edilmiş yalanlar bütünüdür.. Gündelik hayatın sunduğu her seçenek, sistem içi roller arasından ‘’özgürce’’seçim yapmak üzerine kuruludur. Oysa insanoğlu verili düzenekler içinde seçim yaptıkça, köleliği artmaktadır. Bu kölelik her hangi bir dine olduğu gibi, bir şirketlere de yönelebilmektedir... Aşırı toplumsallaşmış bir insan psikolojik bir tasma ile bağlanır. Yaşamını toplumun onun için döşediği raylar üzerinde koşarak geçirir. Tüm gereken makul bir oranda İTAAT, kişi buna sahipse sistem ona beşikten mezara kadar bakar.(Unabomber) Sanat,duyu organlarımızı bir anestezi gibi uyuşturmakta, doğal dünyayı bu duyguların menzilinden çıkarmaktadır. Sanat hem hafızayı hemde algıyı tahakküm altına almıştır. Sanatın başlıca işlevi duyguları nesneleştirmek ve böylece kişinin motivasyonlarını ve kimliğini bir sembole yada metafora dönüştürmektir. (John Zerzan)

MODERN ŞİDDET

Şiddet gündelik hayatımızda uğramadığımızı düşündüğümüz,

maruz kaldığımızda polise veya herhangi bir güç kurumuna

başvurulması gereken bir şeymiş gibi öğretilen, üstü her zaman

kapatılan bir kavramdır. Şiddetin tanımını insanlara öğreten devlet,

insanlık üzerinde en çok gizli ve açık biçimde şiddeti uygulayan

kurumdur. İnsanlar şiddeti hep bir insanın başka bir insana ya da mala

fiziksel gücünü kullanarak zarar vermesi, fiziksel tahribata uğratması

somut durumların ortaya çıkışı diye bilmektedir. Oysa, yaşamlarımıza

Page 6: Sokakta Fanzin

sıkıştırılan, görünen ve görünmeyen, birbirimize bulaştırdığımız birçok

şiddet vardır.

Bir insanın yaşayan bir canlıyı kendi çıkarı için yaşatması veya

öldürmesi bir şiddettir. Hayvanların insanlar için yaratıldığını düşünüp

onları mezbahalarda parçalara ayıran insan düşüncesi bir şiddettir.

Özgürlük düşüncemizin yaşadığımız dünya tarafından yok edilmeye

çalışılması, uğradığımız toplumsal bir şiddettir. İnsanların çalıştıkları

yerlerde patronları tarafından vücutlarının ve beyinlerinin

mekanikleştirilmesi çalışırken yaşanılan ve sürekli olarak devam eden

bir şiddettir. Sevdiğini söylediği kadını gelecekte hizmetçisi yapan

erkek zihniyeti şiddettir. Eşcinselliğin hastalık olduğunu öğreten tıp

bilimi, kanunlar ve toplumda ötekileştirme yöntemi uygulayan

mantık, homofobi kültürü insanın insan üzerinde uyguladığı bir

şiddettir. Kadınların ahlak, töre ve namus diye ezberlettirilen

değerlere göre yaşatılması erk zihniyetin uyguladığı bir şiddettir.

Yeryüzünün insanlar için yaratıldığını düşünüp kendisi gibi olan da

dahil olmak üzere hayvanlara ve doğaya zarar veren insan merkezci

bakış açısı modern bir şiddettir. Doğar doğmaz bize seçim şansı bile

tanımadan dinimizin belirlenmesi ve daha sonra yaşamsal

kimliklerimizin belirlenmesi sistemli bir şiddettir. Yedi yaşında

başlayan kapitalizm için itaat edenlerin ve gelecekte üreten kölelerin

yasaklarla, hiza oluşlarla, cezalarla, kıskanmayı, rekabeti, bencilliği

yaşamına kazandırmasının ve derecelendirilmesinin adı eğitim

şiddetidir. 20 yaşına gelmiş birinin kendisini işsizken, açken sormayan

ancak faturasını ödemediğinde arayan peşine düşen bir devlet için

algısına küçüklüğünden beri enjekte edilen vatan, millet düşüncesiyle

emir komuta zincirinde mantığını yitirip itaat etmesi, gerektiğinde

canını vermesi eline belki de hayatında ilk defa silah alarak insan

öldürme eğitimi alması bireye ve tüm insanlığa uygulanan şiddettir.

Hayvanların insanların yararı için laboratuarlarda denek olarak

Page 7: Sokakta Fanzin

kullanılması ve buna yönelik veterinerlik , tıp vb. eğitimlerin verilmesi

hayvanlara uygulanan sistemli bir şiddettir. ‘’Ailelerde başlayan,

yaşamın her noktasına sığdırılmaya çalışılan efendiler tarafından

verilen her emir özgürlüğün suratında patlayan bir tokattır’’.(Bakunin)

Çalışarak efendilerini zengin eden ekonomik ve siyasal bir

sistem bireylerin üzerinde kurulan bir şiddettir. Ekran başlarında

doğup büyüyen hayatların, düşünmeye değil seyretmeye evriltmesi

hergün uğranılan bir şiddettir. ‘’Eğlence sektörü modern insana

önemli bir kaçış aracı sağlar. İnsanlar televizyona videolara vs.

gömülmüşken endişeyi, düşünmeyi, sorgulamayı, öz olan duygularını,

yitirmeye başlar.’’ (Unabomber) İlkokullarda öğretilmeye başlanan, iç

ve dış tehditler diye başlayıp tv ekranlarında kendisini güncelleyen,

öfkeyle yoğrulan düşünceler, insanlığa uygulanan şiddetlerdir.

Otoritenin mutlaka olması gerektiğini ve bu dünyanın böyle gitmesi

gerektiğini söyleyen eğitim sistemi ve zekalar özgürlüğe karşı

şiddettir. Yaşam alanlarının her noktasını hiyerarşi zinciriyle

çevrilmesi iyi olmak için başkasını ezme zorunluluğu içinde olmak bir

şiddettir. Tuvaletlerde doğurup çöp poşetleriyle kefen yapıp

konteynırları mezar olarak kullanan nesil, uygulanan şiddetin en

büyük ürünüdür. Üzerinde marka olanın kendisini iyi hissedebildiği bir

ruh hali duygulara ve ruha uygulanan şiddetin ne kadar kuvvetli

olduğunun kanıtıdır. Siyasetçilerin palavralarına körü körüne

inanabilmek yaşamını başkalarının çıkarlarında oylamak fakat

yakınındakiyle iyi ilişkiler kuramamak bireyler arası görünmez şiddetin

adıdır. Sokakta yürürken kimlik sorgulamasına maruz kalmak,

kameralarla denetlenmek bir şiddettir. İş makinalarının toprak

üzerinde çalışması insanın doğaya uyguladığı bir şiddettir. Etrafa ve

dünyaya serzenişte bulunup köşelere sıkışıp ya da kıç üzerinde

yaşamayı seçmek bireyin kendisine yaptığı bir şiddettir. Kendisini esir

konuma getiren düzene değil buna karşı mücadele edenlere özgürlük

Page 8: Sokakta Fanzin

düşkünlerine yapılan eleştiri karamsar bir şiddettir. Kendisi gibi

olmayanı, düşünmeyeni, giyinmeyeni, konuşmayanı, dışlayan zihniyet

bir şiddettir. İsyan etmenin karşı gelmenin düşünmenin bireylere veya

topluma zarar vereceğini söylemek şiddettir. Düşündüğünden dolayı

hapse atan yargılayan düşündüğünü yapan adalet sistemi şiddetin

kendisidir. İnsan kötüdür ve iyi olması için kurallara uyması gerekir

diyen somut veya somut kurumlar insanları kötüleştiren bu dünya için

değil öteki dünya için yaşatıp köleleştiren düşünceler şiddettir.

İnsanların teknolojiyle iletişimini gidermeye maruz kalması, sanat ile

duygularını boşaltması yaşanılan modern bir şiddettir. Modernizm,

ideallerimizin önünde duruyor ve bize bir şiddet gösteriyorsa bu bir

savaştır. Savaş Düzdaş

GAZ MASKESİ NASIL YAPILIR

Malzemeler:

Pet şişe (Resimdeki gibi yeşil yerine saydam renkli kullanılabilir.

Toz/Gaz maskesi (Yapı marketlerinde satılmaktadır.)

Pet şişenin suratımıza temas eden yerleri için bant.

Yapı marketlerden aldığımız hazır toz/gaz maskesi türevi maskemizi

pet şişenin kapak kısmına aşağıdaki gibi yerleştiriyoruz.

Bu arada bu mevcut sitedeki projede yapılmamış amaşu şekilde

geliştirme yapılabilir.

Pet şişenin kapak kısmı yani maskemizin hava girişi ile hazır

aldığımız aşağıdaki beyaz renkli toz/gaz maskesi arasına

akvaryumculardan alabileceğimiz aktif karbon ekleyebiliriz. Aktif

karbon çok çok iyi bir süzgeç olup havadaki mikron mertebesindekü

gaz ve tozları dahi tutabilmektedir.

Page 9: Sokakta Fanzin

Bu maske geliştirmeye çok müsait bir proje. Örneğin pet şişe yerine

eskimiş olanşnorkel takımınızı kullanabilirsiniz. Yada üstte

bahsettiğim gibi farklı renkte pet şişe kullanabilirsiniz. Ekleyeceğiniz

filtre sayısını arttırabilirsiniz.

Bu maske özellikle kendin yap projeleri ile uğraşan bizler için oldukça

faydalı olacaktır. Tozlu, kokulu, gazlı ortamlarda çalışmamızı

kolaylaştırabilir.

Page 10: Sokakta Fanzin

BİZ BU ADAMI ÇOK SEVİYORUZ : Ted Kaczynski

Theodore John Kaczynski veya kısaca Ted Kaczynski (unabomber) (d. 22 Mayıs 1942,Chicago, Illinois), ABD'li Matematikçi, anarşist teorisyen ve eylemci. Harvard Üniversitesindenmezun olduktan sonra Michigan Üniversitesinde matematik alanında doktora yapmış, Berkeley Üniversitesinin o döneme değin en genç öğretim üyesi olarak görev almıştır.

Teknoloji Karşıtı Eylemleri Kaczynski Berkeley üniversitesindeki

yardımcı profesörlük görevinden istifa ettikten sonra Montana'ya yerleşerek ormanın içinde bir kulübede yaşamaya başlamış, yaşamını tamamen kendi kendine sürdürmenin yollarını

Page 11: Sokakta Fanzin

aramıştır. Ancak endüstriyel gelişmenin yaşam alanını gittikçe daha çok daralttığına ve çevresindeki doğanın sürekli olarak tahrip edildiğine şahit olması, kendisini önce ufak tefek sabotaj eylemlerine, daha sonra ise kararlı ve planlı bombalamalar yapmaya itmiştir. Bir American Airlines uçağına yerleştirdiği patlamayan bombayla işlediği suçlar "federal suç" kapsamına girmiş ve FBI'ın hakkında dosya açmasına neden olmuştur. UNABOMBER adı, Üniversite ve Havayolları Bombacısının kısaltmasıdır.

1995 yılında yazdığı uzun bir manifestoyu tehdit ve yayınlandığı takdirde bombalama eylemlerini bırakma vaadiyle Washington Post ve NewYork Times gazetelerinde yayınlatmayı başarmıştır. Türkiye'de Kaos Yayınları tarafından Türkçeleştirilerek kitap halinde yayınlanan manifesto sanayi devriminin insanlığın başına gelen en büyük felaket olduğu iddiasıyla başlayarak Amerikan sosyal demokratlarından endüstriyel güçlere değin bir çok kesime derin eleştiriler girmekte ve bireysel, bağımsız ve kararlı bir tepkiyi öğütlemektedir. Manifesto, tek yazarının Kaczynski olmasına karşın birinci çoğul şahıs zamiriyle ve "biz Freedom Club üyeleri" şeklinde ifadelerle kaleme alınmıştır.(Kaczynski'nin manifestosu wikisource'de bulunmaktadır.)

Kayıp Olduğu Yıllar ve Yakalanması

New York Times ve Washington Post'ta yayınlanan manifestosunun ardından; Kaczynski'nin erkek kardeşi David, karısının da ısrarlarıyla manifestoyu okuyarak Ted Kaczynski'nin gençliğinde gazetelere gönderdiği bazı metinlerle büyük benzerlikler olduğunu keşfetti ve önöce kendi araştırmasını bir özel detektif aracılığıyla yürüttükten sonra FBI'ı durumdan haberdar etti.

Dağ evinde gözaltına alınan Ted Kaczynski için atanan avukat önce müvekkilinin ruh sağlığının bozuk olduğu yönünde savunma yapmak istese de Kaczynski buna karşı çıktı. Buna rağmen atanan psikolog ve psikiyatrlardan oluşan bir heyet Kaczynski'ye paranoid şizofreni gibi tanılarda bulunsa da, Kaczynski'yi dört yıl boyunca cezaevinde gözlem altında tutan

Page 12: Sokakta Fanzin

meslektaşları kendisinde ruhsal bir bozukluk olmadığında ısrarlı. Tartışmalı bir mahkeme sürecinin sonunda Kaczynski şartlı tahliye ihtimali olmayan ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

MUTFAKTAN GELEN YEMEK DEĞĠL CESET KOKUSUDUR

Et yemek sadece et yemek değil, hayvanları kimsenin savunamayacağı veya anlayamayacağı ölçülerde

öldürmektir. Çelik kıskaçların gölgesinde korkudan titrerken, kalpleri gümbür gümbür atar, ciğerleri isyan ederken, walkmanlerinden heavy metal dinleyip dans

eden ve genelde, her tür ve boydaki ve ustura keskinliğindeki bıçakları ve kasaturalarıyla tek darbede iĢi bitiremeyen kasaplar tarafından boğazları kesilen, dilimlenen, deĢilen kimi diri diri haĢlanan zararsız ve masum hayvanların öldürülmesi. Akla ziyan Ģartlar, derin ve kederli pis kan gölleri, harcanan hayatlar,

yığınlarca dayanılmaz acı ve zulüm, klimalı marketlerde ve sıhhi korumalı et vitrinlerinde yiter ve

Ģık parfüm ĢiĢeleri ve zarif kutularda yokluğa eriĢir. Ve böylece, etrafı acı çeken ruhların yokluğu,

unutuluĢuyla kuĢatılmıĢ, çevre protokolleriyle , bilimse önderliğiyle böbürlenen insanlık cehennemi tercih

edilecek bir yere dönüĢtürür.

Buyursun hayvan eti yeme savunucusu, savunduğu Ģeyin uygunluğu için kararı bizzat verdirecek deneyi

gerçekleĢtirsin... Canlı bir koyunu kendi diĢleriyle parçalasın, kafasını iç organlarına gömsün,

susuzluğunu sıcak kanla gidersin; bu korkunç iĢi yaptığında doğasının karĢı konulmaz içgüdüsü

Page 13: Sokakta Fanzin

muhakemesine karĢı ayaklandığı zaman da, „ doğa beni bu iĢ için yarattı‟ desin. ĠĢte ozaman, sadece o

zaman haklı çıkacaktır.

MĠCHAEL TOBĠAS (öfke kitabından alıntı)

tıp, ilaç, kozmetik, silah gibi pek çok alanda uygulanan hayvan deneylerinde her 30 saniyede 10 hayvan

öldürülüyor. Deneylerde hayvanlar gözlerine çeĢitli deterjanlar, kozmetik ürünleri vbüzerlerinde denenip,

ÇeĢitli amaçlarla aç susuz, uykusuz bırakılıyor, kesiliyor, biçiliyor, yakılıyor, radyasyona maruz

kalıyorlar.

Ruj, deterjan gibi maddeler zorla yediriliyor ve tüm bu

iĢkenceler yapılırken çoğu zaman bir yere sabitleniyor. Bu

zulüm insanlık yararına yapıldığı gerekçesiyle de

meĢrulaĢtırılıyor.

Kediler kaçamayacakları Ģekilde bağlanıyor ve yanlarında 60 kez top ve tüfekle atıĢ yapılıyor

Hayvanların Ģok halinde kıpırdamadan bir yere baktıkları gözlenir. Kedilerin kulakları insanlara oranla daha duyarlıdır elde edilen sonuçla top atıĢları tüfek atıĢlarına oranla daha çok sağırlığa yol açmaktadır.

“spor” amaçlı avcılıkta, kürk sanayisinde, eğlence sektöründe ise hayvanlara acı çektirmek için herhangi bir gerekçe göstermeye bile gerek duyulmuyor. Kürk endüstrisinde milyonlarca çakal, vaĢak, karakulak, keselisıçan, kunduz, misk faresi, su samuru, rakun

Page 14: Sokakta Fanzin

gibi evcil olmayan bir çok hayvan tuzaklar ve çiftliklere tıkılmak

yoluyla zalim süreçlerden geçirilip katlediliyor.

Köpek, deve, horoz dövüĢleri ve boğa güreĢleri hayvanlara uygulanan zulmün eğlenceye dayalı

geleneksel ve popüler halleridir. Doğasından koparılarak dayak ve zorlama yoluyla eğitilen sirk

hayvanları; küçücük havuzlara hapsedilen yunuslar, balinalar, fok balıkları…

her geçen gün büyüyen kentler, ormansızlaĢtırma, endüstriyel kompleksler, yollar ve avlanma sonucu; yaĢam alanları daralan ve nesilleri tükenen yaban

hayvanları, okyanus ve denizlerdeki kirlilik ve avlanmadan yok olan balık türleri ve deniz

memelileride bu kar merkezli zulmün kurbanlarıdır.

Kentte yaĢayan hayvanlar içinde durum pek farklı değildir. Evcil hayvan ticareti bugün muazzam boyutlarda pazarda yerini almıĢ bulunuyor. Pet

shoplar birer köle pazarı; barınaklar birer iĢkence hane, sokaklar bir cehennem, evlerde ise hayvanlar bir

süs eĢyası olmaktan öte bir Ģey ifade etmiyor.

UyuĢturuculu tüfek ve boyun kancalarıyla toplamalar, yüksek dozda uyuĢturucu, kapalı kamyon kasalarında

can çekiĢerek ölümler, kısırlaĢtırma adı altında soykırımlar, tıka basa dolu barınaklarda aç susuz

bırakılmalar…

Süt endüstrisi için yetiĢtirilen milyonlarca inek, çiftliklerde muazzam ıstırap koĢullarında tutuluyorlar.

Hayvanların verimliliğini yüksek seviyelerde tutmak için üreticiler sürekli yapay döllenme yoluyla ineklerin

Page 15: Sokakta Fanzin

hamile kalmaları sağlanıyor. Ġneklerin ömrü tahminen 20-25 yıl iken, süt endüstrisi yoluyla 4-5 yıla

düĢmektedir..

her yıl yaklaĢık 50 milyar hayvan et endüstrisi için öldürülüyor. Bunun 6 milyarı 9 haftalık kısa bir süre sonra katledilen tavuklardan oluĢuyor. Bu tavukların

%20 si yaĢam koĢullarından dolayı stresten ve hastalıklardan ölüyorlar, hayatlarının her saniyesi acı

içinde de bazen hiç güneĢ ıĢığı görmeden yaĢam mücadelesi veriyorlar. ġirketler çiftliklere, belediyeler

hayvanat bahçelerine bilim insanları laboratuarlara hapsettikleri hayvanlarla uygarlığa hizmet ediyor!

Mutfaktan gelen koku, yemek değil ceset kokusudur. Sürdüğün rujun kırmızılığı katliamların kanından gelir.

Ġnsanlık doğanın efendisi gibi davranıyor. Oysa insan doğanın bir parçası, binlerce primattan türden bir farkı

yok. Uygarlık varolduğu sürece ne insanın insan üzerindeki, nede insanın doğa üzerindeki tahakkümü

son bulmayacak..

uygarlık doğayı himayesi altına alan hırs ve Ģiddetle yoğrulmuĢ insanın en bencil eseridir.

Naturel layfback

ĠSYANININ DUVAR YAZILAMASI

ASLA ÇALIġMA – EYLEMĠN YEREL DÜġÜNCEN KÜRESEL

OLSUN – YANGIN OLAN YERE BENZĠN TAġIYIN –

DÜNYAYI MAHVEDECEĞĠZ – SADECE PATLAMAYI

ÖRGÜTLEYECEĞĠZ –ĠSYAN DEPRESĠFLERĠN

FESTĠVALĠDĠR – CAN SIKINTISINDAN BAġKA

Page 16: Sokakta Fanzin

KAYBEDECEK BĠRġEYĠMĠZ YOK – ĠÇELĠM GERĠSĠNĠ

ġEYTANA HAVALE EDELĠM – MÜLKĠYET HIRSIZLIKTIR –

TEMBELLĠK YASAKSA ĠYĠ BĠR ġEYDĠR –HER DEVRĠM YENĠ

BĠR OTORĠTEDĠR – ÇALIġMAK KÖLELĠKTĠR- KÖTÜ

ALIġKANLIKLAR EDĠNĠN – BÜTÜN DEVLETLER KATĠLDĠR-

ÖZGÜRLÜK SANA ÖĞRETĠLĠYORSA TUTSAKSIN -

NASIL HIRSIZLIK YAPILIR

HIRSIZIN GÜNLÜĞÜ (Genet üstüne alınma kanka)

Burada yazılanlar ortalama bir hırsızın, (küçük çaplı) çalmayla ilgili

teknik, deneyimsel bilgileridir .herkesi çalmaya, çaldırtmaya çağıran,

sisteme karşı suçun gerekliliğini esas alan, hırsızın aktarımlarıdır

bunlar. Sahipler ne kadar çoğalıyorsa hırsızlarda o kadar çoğalmalı

istiyoruz. Ve son olarak pamuk eller cüzdana değil, ne bulursak

aşırmaya gitsin diyoruz.

Başka bir dükkan dan aldığınız alışveriş poşetleriyle bir markete girin,

kuytu reyon aralarında ya da alelade ortalıkta, müşterilerin, gözünün

içine bakarak( proflukluk gerektiren kuul eylem) ufak tefek konserve,

şampuan türü şeyleri elinizdeki poşete doldurun. Kimse

şüphelenmeyecektir. Eğer gören duyan olursa da ya gözlerine

inanamayacak, çünkü hırsızlık tv lerde, haberlerde gördüğü şok edici

bir şey sonuçta, ya da görmemezlikten gelecektir(aman bana

Page 17: Sokakta Fanzin

dokunmayan yılan…) sonrasında ağır adımlarla kendinizden emin bir

şekilde marketten çıkın, kimse yakanıza yapışmayacaktır, rahat olun!

Yada yine başka marketten aldığınız ucuz bir kaç poşeti alışveriş

arabasının bi köşesine koyun, yığınlarca saçma sapan şeyler alın ,

kasaya gelin, ucuz olanları kasadan geçirin( bi kaç lira ödemekten bir

şey cıkmaz) pahalı olanları arabada bırakın ve kasadan transit geçirin,

kasiyer e bakarak aa bunları diğer marketin ürünleri deyip katakulleye

getirin… saatlerce çalışıp, morona bağladığı için mevzuyu

çakmıycaktır…anlasa bile aaa hiç farketmediim bi anlık dalgınlık işte

deyip, salağa yatın… kasiyerle saçma sapan sohbetlerle olayı iyice

soğutun.. kim bilir aranızda belki bir aşk bile doğabilir…Alışveriş

merkezleri ve Starbucks gibi yerlerin tuvaletlerinden büyük tuvalet

kağıtları kapılar kapatılarak çok rahat bir şekilde çalınabilir. Yine bu

yerlerde tuvalet araç gereçleri sabun vb gibi şeylerde kolaylıkla

aşırabilinir.(sıçmakta beleş hem) kapalı kapılar ardında ufak tefek

zararlarda verilebilir, katil şirketler nihayetinde…

Güvenlik görevlileri , alarm cihazları hepsi korku yaymak için düzmece

şeyler.. etrafta kamera olmadığında( genelde kimse izlemez onları)

kalın giri renkli alarm etiketi de yoksa bir hırsızla kimse baş edemez.

Nedendir bilinmez, namlı marketlerinde ne güvenlik nede kamera

vardır, bu işinizi kolaylastırır. Fakat sürekli namlıya abanıp, dikkat

cekmekten kaçının…aynı şey kitaplar içinde geçerli. Bir kitabı

barkotunu kontol edip, (çakallar bazen kitabın aralarına da

koyabiliyor) çantanıza atın. Kitap sektöründe güvenlikler paranoyak

manyaklar oldu için çanta kıllandırır. En temizi nazik bölgelere dikkat

ederek pantalonunuzn içine sokmaktır.( kalın kitaplar zorluk

çıkarabilir 400 sf üstü)

Bir kıyafet mağazasına girin. Dikkat çekmemek için gömlek, don,

külot, pantol ne varsa alıp kabine girin. Çantanızdan çıkardığınız

penseye benzer ince uçlu keskiyi kullanarak alacağınız kıyafetin

Page 18: Sokakta Fanzin

alarmını sökün. Giysiyi çantaya atarak kaçın! Sakin, sakin kaçmayın,

ağır adımlarla yol alın yeter

Sendikaların sivil toplum kuruluşlarının saçma sapan eylemlerinin

bitiminde yaşlı devrimci amcalar bayrak, pankart sopa, alet

edevatlarını yerlere atarlar.( para bok gibi tabi). Bu boru ve sopaları

kendi bayraklarınızı ve pankartlarınızı yapmak için yerlerden

toplayarak edinebilirsiniz. odun olanlar tam ekşınlıktır…

Şimdilik bizden bu kadar… mülkiyet hırsızlıktır her şeyi YAĞMALA. asıl

sorun neden çalmadığımızdır. Erdi Biltekin

Page 19: Sokakta Fanzin

SON BĠR HATIRLATMA - SOKAKTA ĠNĠSĠYATĠFĠ

Sokakta Ġnisiyatifi, oluĢtuğu bir yıldan fazla bir süredir

düĢündüklerini, öfkesini, düĢlerini, karĢı geldiklerini estetik veya

Page 20: Sokakta Fanzin

herhangi bir sanat kompleksine girmeden, masa baĢı çalıĢması

yapmadan, kim ne der diye düĢünmeden, ne yaptığının gayet

farkında olan,kendisini de dahil herĢeyi sürekli sorgulayan aynı

zamanda hayatı karmaĢıklaĢtıranlardan da hoĢlanmayan, anti

otoriter,anti hiyerarĢik, kuramsal olarak sanat karĢıtı topyekün

olarak da genellikle uygarlık karĢıtı vejeteryan-vegan anti-

kapitalist yaĢam biçimlerini benimseyen, sadece sokak

performansları ile kendisini sınırlamayan çeĢitli eylemlilikler

içerisinde yer alan eyleyen hareket halinde olan bir inisiyatiftir.

Bizler gibi düĢünen, temel olarak bu ilkeleri benimseyen aklında

performansa dayalı bir fikir olan, tek ihtiyacı kamera olan bunun

dıĢında kaygısı tasası olmayan herkes bize ulaĢabilir bizle birlikte

sokağa çıkar isterse görüĢmeye devam eder istemezse devam

etmez.

Bizler bu eylemlilikleri (performansları) yaparken kuramsal olarak

kendimize ne sanatçı ne dadaist ne de bilmem ne ist felan

diyoruz sanat ve türevleri olan tüm akımlara karĢı kuramsal

olarak karĢı çıkıyoruz ve eğer karĢımızda aklı baĢında birileri

varsa tüm otorite ve tahakküm biçimlerine karĢı olduğumuzu

mücadele ettiğimizi sanatı da bu bakıĢ açısıyla ele almıĢ

sorgulamıĢ ve sanatın kendisini sorgulatmayan gizli bir

tahakküm biçimi olduğunu düĢünüyoruz ve söylüyoruz (kısaca)

Sanat ve sanatçı problematiğine dikkat çekiyor sanatı oluĢmaya

baĢladığı andan itibaren uygarlaĢmanın en büyük parçalarından

biri olarak görüyoruz.

Eylemliliklerimiz (performanslarımız) bir aradayken yada

ayrıyken '' aklıma Ģöyle birĢey geldi, Ģu gün Ģöle birĢey var, Ģöyle

Page 21: Sokakta Fanzin

yapmak lazım, yada biri Ģöyle yapın diyor nasıl yaparız '' diye

düĢündükten sonra sokağa dökülüyor

Daha detaylı olarak bizleri sitenin baĢındaki biz kimiz

bölümünden okuyarak ve yaptıklarımızı da yine siteyi

kurcalayarak inceleyebilirsiniz.

Hayatımızı yalnızca sanat ve sanat karĢıtlığı üzerinden

tariflendirmiyor tekno- endüstriyel uygarlık belası ile topyekün

mücadele etmeye çalıĢıyoruz.

Yaptığımız eylemlilikleri (performansları) blogdan

seyredebilirsiniz…

BĠR SONRAKĠ FANZĠNDE GÖRÜġÜP GÖRÜġMEYECEĞĠMĠZĠ

BĠLMĠYORUZ (fanzin tribi)

Site:

http://sokakta.blogspot.com/ Mail kutumuz:

[email protected]

Facebok Sayfamız : Sokakta Ġnisiyatifi

Bu da makale site: http://sokaktarsiv.blogspot.com/

03,04,2012

Asla ÇalıĢma

Page 22: Sokakta Fanzin

KÜRK İÇİN DERİSİ YÜZÜLEN HAYVANLAR

Page 23: Sokakta Fanzin

DENEY İÇİN ÖLDÜRÜLEN HAYVANLAR