İslam klasik - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d127305/2008/2008_ozela.pdfviler hakkındaki...
TRANSCRIPT
İSLAM VE
KLASiK
KLASiK
44. Kitap
Klasiği Yeniden Düşünmek Seri Editörü Sami Erdem
İslam ve Klasik
Hazırlayanlar
Sami Erdem M. Cüneyt Kaya
ISBN 978-975-8740-65-9
Birinci Basım Haziran 2008
·Tasanrn!Kapak Salih Pulcu
Baskı/Cilt Elma Basım Kcresıeciler Sitesi H. Blok No:! lkiıelli-lsı;ınbul
Vefa Cad. No: 56 34134 Vefa Istanbul
Tel 0212. 520 66 41 Faks 0212. 520 74 oo [email protected]
www.klasikyayinlari.com
islam Dünyasında Ansiklopediler
Ahmet Özel Doç. Dr., Türkiye Diyanet Vakfı islam Araştırmaları Merkezi/istanbul
Arısiklopediler ilim, sanat ve e.debiyat gibi alanJann bütününü veya bir kısmını kapsayan genel ve özel tipiere ayrılan ve başta şahıs ve yer olmak üze
re özel adlar, kavram, olay ve konulan belli bir sistem içinde ele alan çalışma
lardır. Ararulan bilgilere kolayca ve ana hatlarıyla ulaşmayı amaçlayan bu
eserler genellikle alfabetik olmakla birlikte özel ad ve kavramlardan çok belli
konuları inceleyenler farklı bir sistematikle de düzenlenebilirler. Arısiklopediler yazıldıkları devir ve ·muhitte vücut bulan kültür ve uygarlığın bir envante
ri mahiyetinde olup bu devrin bilgi birikimini ortaya koymaları, fikir ve dü
şünce akımları, hayat tarzı ve telakkileri hakkında ilk elden bilgi vermeleri ba
kımından önem taşırlar. Her telif türünün klasikleri olmakla birlikte, anılan
özellikleriyle toplumun gelişme ve dönüşmesirıdeki etkileri, ilmi ve kültürel mirasın soruaki kuşaklara taşınmasındaki katkıları bakımından "klasik" kav
ramını en çok çağnştıran telif türünün ansiklopediler olduğunu söylemek
herhalde mübalağa sayılmaz.
LatJı:ıce encyclopaedia kelimesi Yunanca "en-kyklios-paideia" terkibirıden gelmekte olup "bilgi dairesi, bilgi çemberi, genel eğitim ve öğretim" an
larm taşımaktadır: Bu kelime eski Yunan ve Roma' da herkesirı hayata atılma
dan önce öğrenmesi gereken genel bilgileri ifade ediyor ve bu bilgi dairesi
içine yedi serbest sanat denilen gramer, retorik, diyalektik, aritmetik, ge
ometri, astronomi ve m us iki giriyordu.1 1531' de Thomas Eli ot tarafından İn
gilizce'de, ardından François Rabelais tarafından da encyclopedie şeklirıde
Fransızca'da kullamlan (1532) ve daha sonra diğer Avrupa dillerine geçen ke
lime, ilk defa yine aynı yüzyılda Paul Scalich'in bir eserine isim olarak veril
miş,~ (Encyclopaedia seu orbis disciplinarum tam sacraum quam prophana
rum "epistemon, Basel 1559). Bununla birlikte kelimenin bir yayın türünün
ortak adı olarak kullanılması ve eseriere isim olarak verilmesi Diderot ve ar
kadaşlarının Encyclopedie'i (XVIII. yüzyıl) yayımlamalanndan soruaya rast
lar. Ansiklopedi kelimesirıirı günümüzdeki manasma kavuşması da bu yüz-
380 islam ve Klasik
yılı bulmakla birlikte ansiklopedik mahiyetteki eserlerin ortaya çıkışı daha eski deviriere uzanmaktadır.
likçağda insan ve evreni anlamlandırmaya çalışan filozofların kendi zamanlarındaki ilimleri biraraya getirmek amacıyla ansiklopedi sayılabilecek eserler meydana getirdikleri görülmektedir. Bunun bilirıen ilk örneği Eflatun'un yeğeni Speusippos'un milartan önce 370'te telif ettiği ve tabiat tarihi, matematik ve felsefe konularını ihtiva eden Similitudes'tir. Kayda değer bir <:\iğer çalışma, Romalı devlet a~arnı ve hatip Cato'nun (ö. 149) oğluna yazdığı mektuplardan oluşan Praecepta adfilium'dur. Bunları birçok konuyu kapsayan ve daha hacimli eserler olan Romalı Marcus Terentius Varro'nun Discıplinarum libri IX (m.ö. 50'li yıllar) ile Pilirıus'un (ö. 79) Historia naturalis'i iz
ledi. Batı Roma İmparatorluğu'nun 476'da yıkılışındanXIll. yüzyıla gelinceye kadar Casiodorus'un Institutiones divinarum et seacularium litterum'u, Aziz
Isidaro'nun Etymologiae'si Mikhall Psellos'un De Omnifaria doctrina'sı, St. Omerli Lamber'irı Liber jloridus'u, Honorius Inclusus'up Imago mundi'si ve diğer birkaç çalışma dışında bu türde kayda değer kitap vücuda getirilemedi. Ancak İslam dünyasının eski Yunan bilimini yeniden yorumlayıp geliştirerek Batı'ya aktarmasından sorıra bu tür eserler de görülmeye başladı. Bu dönernin ilk önemli eseri Beauvaisli Viricent'irı Speculum majus'u (1244) olup bundan sorıra bazı çalışmalar yapılmakla birlikte kayda değer en önemli ansiklo.pedi papaz Gregqrius Reisch (ö . .1553) tarafından yazılan ve zamanının bütün ilimlerini ve en önemli temsilcilerinin isim ve resimlerini ihtiva eden Margarita Plıylosophica'dır.
Batı'da ıncidem ansiklopedilerin ilk örnekleri ancak XVII. yüzyıldan itibaren görülmeye başlamış, Francis Bacon'~ (ö. 1626) ilimleri yeni bir şeldlde sını.flandırması bu alandaki gelişmelerde etkili bir rol oynamıştır. Joharın Heirırich Aİsted'irı Encyclopaedia (I-II, 1630), J<l!los Apaczai Cseri'iıin Magyar Encyclopaedia (1653-1655), Louis Moreri'nirı Le Grand dictionnaire historique
(1674), Antoirıe Furetiere'nirı Dictionnaire universel desartset sciences (I-III, 1690), Pierre Bayle'nirı Dictionnaire historique et critique (I-II, 1697) ve John Harris'irı Lexicon technicum (1704) adlı eserleri bu ansiklopedilerden bazıları
dır. İngiliz bilgini Ephraim Charnbers'irı Cyclopaedia or an Universal Dicti
onary of Arts and Science,s (1728) adlı meşhur ansiklopedisiyte birlikte XVIII. yüzyıl bir dizi önemli çalışmaya şahit oldu. B\1 ansiklopedi Fransızca'ya çevrilmesiyle birlikte (17 43-17 45) D enis Diderot ve arkadaşlarının hazırladığı meşhur Encyclopedie o u dictionnaire raisonne des sciences, desartset des metiers'~ {I-XXXV, 1751-1780) önemli ölçüde kaynaklık etti. Bu arada Joharın Heirırich Zedler altmış dört ciltlik Universal Lexicon'u çıkardı (1732-1750), İs koçlar meşhur Encyclopaedia Britannica'mn üç ciltlik ilk baskısını gerçekleştirdiler (1768-1771). Bu yüzyılın bir diğer önemli ansiklopedisi de Panckoucke ve Agasse'nin hazırladığı 201 ciltlik Encyclopedie Methodique'dir (1782-1832). XIX. yüzyılda
çıkan ansiklopediler arasırıda Abraharn Rees'irı The New Cyclopaedia (I-XLIV,
islam Dünyasında Ansiklopediler A. Özel 381
1802-1820), Friedrich Arnold Brockhaus'un Konversations-Lexikon (I-VIII, 1809-1811), Samuel Taylor Coleridge'in öncülüğünde ·çıkanlan Encyclopaedia
MetropolUana (I-XXVIII, 1817-1845), Johann Samuel Ersch ve Johann Gottfried Gruber'in 167. ciltte kalan Algemeine Enzyklopadie (1818-1889), Amerika'da on üç cilt olarak çıkanlan The EncyclopediaAmericana (1829-1833), Josef Meyer'in Der Grosse Conversations-Lexikon (1-UI, 1840-1855), Pierre Athanase Larousse'un Grand dictionnaire universal du XIX siecle (I-XV, 1865-1876), Mercelin Serthelot başkanlığında neşredilen La Grand encyclopedie (I-XXX, 1886-1902) arulabilir. XX. yüzyılda ise Rusya'da Boisaya Sovetskaya Entsiklo
pedya (I-LXI, 1926-1947), İtalya'da Enciclopedia Italiana (I-XXXVIII, 1929-1939), Yunanistan'da Megale Hellenike EnJ..:yklopaideia (I-XXIV, 1926-1934), Fransa'da Encyclopedie Française (I-XX, 1935-1966) ve diğer bazı ülkelerde yine genellikle kendi ilikelerinin adiamu taşıyan ansiklopediler çıkarıldı.
Avrupa'da İslam ve Doğu dünyası hakkında ansiklopedi hazırlama çabalannın tarihi XVII. yüzyıla kadar gider. Barthelemi d'Herbelot'un Bibliotheque
orientale (Paris 1697) adlı eseri bunun ilk örneği kabul edilir. Bunu W. Beale'in An Oriental Biograplıical Dictionary (Calcutta 1881) ve T.P. Hughes'in Dictionary of Islam' ı (London 1885) izledi. Ancak bu çalışmalar faydalı olmalarına rağmen ne Batılı ilim adamlan ve ne bu konuda bilgilenrnek isteyen başka kimselerin ihtiyacını karşılayacak düzeyde değil,di. 1892'de Londra'da yapılan Milletlerarası Şarkiyatçılar Kongresi'nde William Robertson Smith'in İslam'la ilgili bir ansiklopedi hazırİatma teklifi kabul gördü ve hazırlıİc çalışmalannın ardından üç Batı dilinde çıkması kararlaştınıan Encyclopaedia of
Islam'ın ilk fasikülü Leiden'deki E.J. Brill yayınevi tarafından 1908'de yayım
landı. 6176 maddeden oluşan eser 1936' da dört büyük cilthalinde tamamlandı (5312 sayfa). Buna 1939'da bir ek cilt ilave edildi. Ansi.klopedinin Almanca bir özeti 1941'de, İngilizce özeti 1953'te neşredildi. Bu ansiklopedinin İngilizce ve Fransızca olarak gerçekleştirilen ve 10.000 civarında maddeden oluşan ikinci baskısı yaklaşık yarım asır sürdü (I-XI, 1954-2002). Batı'daki sömürgecilik hareketine paralel olarak gelişen Şarkiyat çalışmalannın bir ürünü olan bu ansiklopedi, esasen sömürge haline geleı_ı İslam ülkeleri hakkında Batılı ilim adamlannın ve bu ülkelerde görev veya iş yapan Batılıların bilgi ihtiyacım karşılamak amacıyla hazırlanmıştır. Bu sebeple maddelerin seçim ve muhtevasında bu ihtiyaç göz önünde bulundurulduğu gibi temel İslami kavram-
. ların genelde Hz. Peygamber'in risaletini inkar eden ve Kur' an' ı onun kendi eseri sayan geleneksel Batılı bakış açısıyla açıklandığı görülmektedir. Uluslararası ilişkilerin büyük ölçüde değişmesi yarıında Batı'da İslam üzerine yapı
Ian araşo/ffiaların önemli bir artış göstermesi, Müslüman ilim adamlarıyla ilişkilerin "gelişmesi, ansiklopedinin ilmi muhteva ve hacim bakımından daha gelişen ikinci baskısında İslam'a karşı nispeten daha ılımlı bir yaklaşım sergilenmesine yol açrnışsa da, geleneksel oryantalist bakış açısı büyük ölçüde devam etmiş, eser diğer bazı yönlerden eleştirilrniştir.2 Her halükarda İslam ve
382 islam ve Klasik
İslam dünyasıyla ilgili araşt:ırri:ıa:la,rda önemli bir kaynak oları bu arısiklopedinin Arapça, Farsça, Türkçe ve Urduca'ya tercüme çabalarının yalnızca son ikisi başarıya ulaşmıştır. Kahire'de 1933'te yayımına başlarıarı Diüretü'l-Maô.rifi'l-lslamiyye adlı Arapça tercüme on beş ciltte "Arif Paşa" maddesine ka
dar gelebilmiştir. l969'da İrarı'da başiatıları tercüme teşebbüsü kesintilerle devam etmektedir (aş. bk.). Pakistarı'ın Lahor kentirıdeki Pencap Üniversitesi tarafındarı 1960-1989 yılları arasında yirmi üç ciltte gerçekleştirilen Urduca terc4tnede (Urdu Daire-i Maarif-i lslamiyye), Türkçe tercüme kadar olmasa
da önemli ölçüde ikinal ve ilavelere yer verilmiştir. Türkiye' de Milli Eğitim Bakarılığı ile İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin işbirliğiyle 1940~1987 yılları arasında on üç (V. ve XII. cilt ikişer ciltten oluştuğundan, toplam on
beş) cilt halirıde tamamlarıarı İslam Ansiklopedisi adlı Türkçe tercümedeki toplam madde sayısının üçte ikisi tercüme, üçte biri te'liftir. Bumınla birlikte toplam hacmin üçte ikisi telif, üçte biri tercüme kısma tekabül etrrıektedir.3
İslam Dünyası
Bütün ilim ve sarıatlara değinen eser anlamında arısiklopedi terimini klasik Arapça'da karşılayarı herhangi bir kelime bulunmadığı gibi, XIX. yüzyıla
gelinceye kadar islam dünyasında etimolojik olarak bu kelimeyi tam karşılayan bir kelime ve taqir de kullarııl.marnıştır. Bununla birlikte İslami ilirrılerin tedvin edilmeye başlamasındarı kısa bir süre sorıra belirli bir konu veya çeşit
li alanlardaki bilgi birikimini derleyen kapsamlı eserler yücuda getirilmeye
başlamıştır.
Ürn.rnl Arap toplumu Kur'arı vah~ sayesinde, birkaç yüzyıl içinde diğer kültür ve uygarlıkların bilgi birikimiyle de taroşarak olağanüstü bir gelişme· gösterdi. İlk hicri yüzyıldan itibaren Kur' arı ve sürınetirı anlaşıl.ıiıası gayretleriyle d.in.l ilimierin teşekkülü ve bilhassa ikinci yüzyıldarı itibaren başta hadis
ve fıkıh olmak üzere bu ilirnlerin tedvini süreci başladı. Bununla birlikte sözlü Arap halk kültürü de yazıya geçme aşamasına girdi. İslam dünyasında arısildopedi konusunu inceleyenler kavramın daha çok Batı dünyasındaki arılam ve çağnşırruyla ilgilendikleri için pek dikkat çekiDeseler de, genel fıkıh ki
tapları ve fıkıh konularına göre düzenlenen hadis külliyatı, il:?adetlerve hukukun bütün bölürrılerini kapsayarı muhtevalarıyla bir tür sistematik arısiklopedi olarak mütalaa edilebilir. Ashab ile hadis ravilerinirı biyografileri ve bu ra
viler hakkındaki değerlendirmeleri içeren ilk tabakat kitapları yanıncİa dcilia sorıra burıları izleyen muhaddisler, müfessiler ve kurra, fu.kaha, kadılar, kelam alirnleri, mutasavvıflar, edip ve şairler, dilciler ve lugat alirnleri, hekimler, bilge ve filozoflar, devlet adamları, hattatlar, ka tipler, belli bir şehir ve bölge
nin uleması veya tarihi yahut bütün burıları kapsayarı genel biyagrafik eserler bir tür şahıslar arısiklopedisidir. Kur' arı ve sürınetin anlaşılması gayretlerine paralel olarak gelişen lugat li teratürü de bir başka tür teşkil etrrıektedir.4 Erne-
islam Dünyasında Ansildopediler A. özel 383
viler devrinden itibaren başlayan tercüme faaliyetiyle birlikte din (ulüm-ı
İslamiyye) ve dil (ulfım-ı Arabiyye) ilimlerine yabancı ilimler (ulfun- ı Acemiyye) denilen felsefi ilimler de. eklendi. Bütün bu gelişmeler sırasında İslamArap kültürünü derleyen "edeb" (adab) literatürü de toplumun bilgi birikim ve ihtiyacını yansıtan eserler olarak ortaya çıktı. Böylece dini ilirnlerle (nakli) yabancı (a.ldi) ilimler arasındaki ayırım gibi, dini ilirnlerle doğrudan bu ilimlere dayanmayan genel kültür (maarif) arasında da bir ayırım meydana geldi. Müslümanların fikri, ahlaki ve mesleki gelişmesini sağlayan ve bu üç alandan unsurlar ihtiva eden "edeb" literatürü, müelli.flerirıin amaçları, devrin ihtiyaçları, kullandıklan araçlar ve zevklerine baglı olarak bir gelişme gösterdi. Devlet bürokrasisinin üst seviyesinde görev alan kişilerin yetişmesirıe ve belli bir seviyede kültür sahibi irisanların ruhi ve fikri zevklerini karşılamaya yarayacak bilgileri derleyen bu eserler yalnız yazıldıklan devrin değil kullanıl
dıklan bütün zamanların genel kültürünü ve hitap ettikleri toplumun zevklerini yansıtıyordu.s Kendi dönemlerinde veya daha önce farklı alanlardaki çalışmalarla oluşan bilgi birikiminin bütün halirıde derlerrmesi için en uygun vasıta olarak ortaya çıkan bu tür eserler, en geniş arUarnıyla ansildopedi olarak nitelendirilecek ilk çalışmalar kabul edilmektedir. Edeb kelimesinin "bilgi, iyi hareket tarzı, eğitim" şeldirıde ansildopedi kelimesiyle benzer anlarnlar taşıması da dikkat çekrnektedir. Bu ansildopedilerin genel özelliği, pek azı istisna edilirse, konularm takdim ve düzeni, farklı hususlara atfedilen önem, ~anılan kaynaklar, iktihas tarzı, bilgilerin tenkidi ve değerlendirilmesi, birisirıden diğerine az çok farklİlık gösterse de, kültürlü ve saygın kirnsele~ bil
gi ihtiyacını karşılamayı amaçlamalandır.
İslam dünyasında kaleme alınan ansildopedi hüviyetirıdeki eserlerin genellikle her birinin ayrı adı olmasına rağmen, bazı ayıncı sıfatlarla birlikte ortak adlar taşıyanlan da çoktur. Tabakat, tezkire, tıthfe, ahba.r, vefeyat, menakzb, fehrese, fihris, meşyaha, bemamec, en.siib, e/kab, küna, ma'rife, meşahir,
tarih, rica/, teriicim, a'Iam, ayan gibi başlıklar daha çok biyoğrafik eseriere ad olurken, kamils, lugat, mu'cem,ferheng, keşşafgibi başlıkların sözlük ve kavram ansildopedilerine ad olarak verildiği görülür. Bazen mu'cem gibi her iki tür için de geçerli ortak başlıklar kullanıldıgı gibi, bazı ilim dallarında yazılan eserlerin "el-Hav'i", "el-Muğrıi", "el-Muhit", el-Cami", "el-MecmQ", "el-Meb-
. sCıt" ve "el-Külliyat" şeldirıdeki başlıkları da kapsayıcı ve dolayısıyla ansiklopedik özelliklerine işaret eder.
Bu tür eserlerin tam bir sayım, tasnif ve değerlendirmesini yapmak uzun zaman ve kapsamlı bir seri çalışmayı gerektirdiğinden, blJ!ada bir tebliğ çerçevesin~ ve daha çok örnekleme sCıretiyle bir tanıtım yoluna gidilecektir.
a) Tabakat Bir tür meşhur adarnlar ansildopedisi sayılabilecek ilk tabakat kitaplan arasındaVasıl b. Ata'nın (ö. 131/748) konusu tam olarak bilirımemekle birlikte Kaderiye mensuplan ile muhaliflerine dair olduğu tahmirı edilen Tabakatıt elıli'l-ilm ve'l-cehl, 6 Heysem b. Adi'nirı (ö. 207/822) bugüne
384 Islam ve Klasik
ulaşmayan Tabakiitü'l-fukahô..ue'l-muhaddisin, Kudtitu'l-Küfe ue'l-Basra, Ki
tabıı Tabaktiti men reuii ani'n-Nebi min ashtibih gibi eserleri, V§.k:ıdi'nin yine bugüne ulaşmayan ve ashab ile tablin ve halüelerin biyografilerini kapsayan Kitiibü't-Tabakat, siyer yanında ashab, tablin ve tebeu't-tabi.inin biyografilerine de yer veren ve günümÜ2e ulaşnğı bilinen en eski tabakat kitabı kabul edilen İbn Sa' d' ın (ö. 230/845) et-Tabakatii'l-kübrii, İbn Selam el-Cumahl'nin (ö. 231/846?) Cahiliye devrinden Emeviler'in son dönemine kadar yetişmiş şairleri içeren Tabakiitüfııhıi.li'ş-şuarii, İbn Habib es-Sillerni'nin (ö. 238/853) Kitiibtt Tabakiiti'l-fukahd ue't-tiibiin, Halife b. Hayya.t'ın (ö. 240/854) ashab, tablin ve tebeu't-tabiinin biyografisine dair Kitiibü't-Tabakat (Tabakatü'r-ruuiit) ve günümÜ2e ulaşmayan Tabakiitü'l-kurra, İbn Kuteybe'nin (ö. 276/889) şiir ve başlangıçtan kendi zamanına kadar gelen şairler ve şiirlerinden örnekleri içine alan eş-Şi'r ve'ş-şuarii, Tirmizi'nin (ö. 279/892) Tesmiyetü ashiibi Resıi.lilliilı, İbn Ebfı Asım'ın (ö. 287/900) ashab biyografisine dair el-Ahiid ve'l
mesanl'si anılabilir. Bu ilk örneklerin önemli bir kısmı ashab biyografisine dair olmakla birlikte, diğer ilirlerin de erken dönemde başladığını göstermektedir. Bunları daha sonraki yüzyıllarda yukarıda anılan alanlarda hacimleri bir ciltten 60-70 cildevaran yüzlerce eser izlemiştir. En tanınmışianna örnek olarak şu eserler zikredilebilir:
Ashab: Ebu Nuaym el-Isfaharu Ma'rifetü's-salıabe, tb n Abdilber el-lstfab fi ma'rifeti'l-aslıiib, İzzeddin İbnü'l-Esir Osdü'l-gabe fi ma'rifeti's-sahiibe, İbn
Hacer el-Askalaru el-İsiibe fi temyizi's-sahiibe.
Ravi ve Muhaddisler: Ebu'I-Hasan el-İcii Tiirilzu's-siktit, Yahya b. Main etTiirflı, Fesevi el-Ma'rife ue't-tiirilı, Ebu Zur'a ed-Dırnaşki et-Tarih, İbn Ebu Hatim el-Cerh ve't-ta'dll, İbn Hibban es-Sikii.t ve Meşiihinı ıılemiii'l-emsiir,
İbn Kudame el-Makdisi Tabakatıı ulemai'l-had'is, Ukayll ed-Duafiiu'l-kebfr, İbn Hibban Kittibü'l-Mecrülıin, İbnü'l-Cevzi ed-Duafa ve'l-metrı1kin,· Mizzi, Telızibü'l-Kemiil, Zehebt Tezkiretü'l-lıuffiiz, el-Muğnf fi'd-duafii, Mfztinü'l
i'tiddl, Telızibü't-Te/ızfb, İbn Hacer el-Askalaru Lisi'mü'l-Mfztin.
Filozof ve Tıp Bilginleri: İshak b. Huneyn Tari/ıu'l-etıbbti ue'l-feliisife, İbn Cillcill Tabakatü'l-etıbbti ue'l-lwkemii, tbnü'l-Kı.ftl İhbdrü'l-ulema bi-ahbti
ri'l-lıukemii,İbn Ebu Usaybia Uyit.nü'l-enbd fi tabakiiti'l-etzbbti.
Kadılar: V eki Ahbarıı'l-kııdiit, Kin di el-Vüliit ve'l-kıulijt, Huşeru Kudiitıı Kıırtuba, Nübaht Tiirilııı kudiiti'l-Endelüs, İbnü'l-Mulakkin Niizlıetii'n-rıuz
ziir .fi kudiiti'l-emsiir. \
Dilciler, Edip ve Şairler (Arap): İbn Selam el-Cumahl Fu/ıalü'ş-şuard, Ebü't-Tayyib el-Luğavi Meriitibü'n-nalıviyyin, Zübeydi Tabakatü'rı-nalıuiyyfn ue'l-lııgauiyyfrı, Mezübani Mu'cemü'ş-şuara, Seatibi Yetimetü'd-delır, Baharzi Dümyetii.'l-kasr, İbn Bessam ez-Zalıfre, İmadüddin el-İsfaharu Haridetü'l-kasr, İbnü'l-Enbart Nüzhetii.'l-elibbfi fi tabakii.ti'l-üdebii, YakUt Mu'ce
mü'l-iidebii, lbnü'l-Kı.ftl İnbiilııı'r-rııuiit ala enbtihi'n-nııhiit, İbn Kadi Şühbe Tabakiitu'n-nulıiit ue'l-lıığauiyyfn, Su yü tl Buğyetii'l-uuat fi tabakati'l-lugauiy-
is lam Dünyasında Ansiklopediler A. Özel 385
yfn ve'n-nuhat, Hafil.ci Reyhanetü'l-elibbd, Muhibbi Nefhatii'r-Reyhane, İbn Ma'süm Süliifetii'l-asr.
Mutasavvıflar: S iliemi Tabakiitu's-sufiyye, Herevi Tabakiitıı's-süfiyye, Eb O. Nuaym el-Isfahil.nl, Hilyetü'l-evliyii, İbnü'l-Cevzi Sıfatu's-safve, Attil..r Tezkiretü'l-evliyii, İbnü'l-Mulak.kın Tabakiitii.'l-evliyii, Cil..mi Nefehiitü'l-üns, Şa'rani et-Tabakiitü'l-kübrii, Münil.vi el-Keviikibii'd-dürriyye fi teriicimi's-siideti'ssfl.fiyye, Nebhil.ni Ciimiu keramati'l-evliyii, Hüseyin Vassaf Sefine-i Evliya-ı Ebrtlr.
Fıkıh Aliınıeri: Hanbeli Mezhebi: İbn Ebt1 Ya'la Tabakiitü't-Haniibile, İbn Receb ez-Zeyl ala Tabakiiti'l-Haniibile, İbn Müflih el-Maksadü'l-erşed fi zikri ashc1bi'l-İmiim Ahmed, Uleymi el-Menlıecü'l-alımed fi terticimi aslıiibi'L
İmam Ahmed, İbn Şerif el-Gazzi en-Na'til'l-ekmelli-ashô.bi'l-İmiim Ahmed, İbnü'l-Mibred (İbn Abdülhadi) el-Cevherü'l-münaddad fi tabakiiti mütealıhiri ashiibi Ahmed, Humeydi es-Suhubü'l-viibile ala darailıi'l-Haniibile. Ma.Jiki
Mezhebi: Kil.di Iyaz Tertfbil'l-medarik, İbn Ferho.n ed-Dfbiicü'l-milzheb, Karafi Tevşihu'd-Dfbdc, Ahmed Baba et-Tinbükti Neylii.'l-ibtihiic bi-tamzi'd-Dfbiic, Muhammed Mahlfıf Şeceretü'n-nflri'z-zekiyye. Şafii Mezhebi: İbnü's-Salah Tabakiitü'l-fukahiii'ş-Şafiiyye, İbn Kestr Tabakatü'l-fukalıiii'ş-Şiifiiyyfn,
Sübki Tabakiitü'ş-Şiifiiyyeti'l-kübrii, isnevi.Tabakiitü'ş-Şiifiiyye, İbn Kil.di Şühbe Tabakiitü'ş-Şiifiiyye. Hanefi MeZhebi: Kureşi el-Ceviilıirü'l-mudiyye fi tabakiiti'l-Hanefiyye, İbn Kutluboğa Tiicü't-teriicim, Takiyüddin et-Temimi etTabakatii's-seniyye fl teriicimi'l-Hanefiyye, Kefevi, Ketiiibu a'liimi'l-alıyiir, Alıdülhay el-Leknevi el-Feviiidii'l-belıiyye fi terficimi'l-Hanefiyye.
Kıraat ve Tefsir Alimleri: İbnü'l-Cezeri Gtiyetii'n-niluiye fl tabaktiti'l-kumi, Zehebi Ma'rifetü'l-kurriii'l-kibiir, SuyQti Tabakiitü'l-milfess~rfn, Davudi Tabakatü 'l-müfessirin.
Şia Alimi eri: H ur el-Amill Emelü'l-Amil, Mirza Abdullah Isfahil.nl Riyiizü'lulemii, Hansari Ravzatü'l-cenniit, Muhammed Hirzüddin Maiirifü'r-riciil, Muhammed Taki Tüsteri Kamüsü'r-riciil, Muhammed Ali Müderris Tebriz! Reyhiinetü'l-edeb, Mekiirimü'l-tisar, Muhsin el-Emin Ayiinü'ş-Şia, Aga Bü
zürg-i Tahranı Tabakiitu a'liimi'ş-Şia.
Şehir ve Bölge Tarihleri, Meşahir Biyografileri: Hatib el-Bağdadi Tiirilıu Bağdad, Ebu Bekir el-Mil.liki Riyiizii'n-nüfas fi tabakati fukahiii medineti Kayre van, Hakim en-NisabUri Ttirihu Nisabür, İbn Beşküvil.l es-Sılafi tarihi eimmeti'l-Endelüs, Dabbi Buğyetü'l-mültemis fi tarihi riciili ehli'l-Endelüs, Ab
durrahman ed-Debbil.ğ Meiilimii'l- fmiin fi ma'rifeti elıli'l-Kayrevan, Humeydi Cezvetü'l-muktebis fi tartlıi ulemiifi'l-Eııdelüs, İbnü'l-Faracfi Tiirflıu ulemai'lEndel~. Feth b. Hakan el-Kayst Matmalıü'l-enfiis ve mesralıu't-teennüs fl miileMelıli'l-Endeliis, İbn Asakir Tiirilıu M edineti Dımaşk, İbnü'l-Adim Bugyetii't-taleb fi tarihi Haleb, İbnü'l-Hatib el-/hata fl alıbari Gınıiita, Takiyüddin el-Fast el-lkdü's-semfn fi tiirfhi'l-beledi'l-emin, Necmeddin İbn Fehd !thiifii'l-verii bi-alıbiiri Ümmi'l-kıırii, İzzeddin İbn Fehd Giiyetii'l-meriim bi-
386 islam ve Klasik
alıbari saltanati'l-Beledi'l-Hardm, İbnü'l-Kadi Cezuetü'l-iktibiis fi zikri men
halle mine'l-a'lam mediııete Fiis.
Genel: İbn Hallikan Vefeyatü'l-a'yan, Zehebi Siyenı a'liimi'n-nübela, Safedl, el-Vafi bi' i- Vefeyii.t, Makrizi Kitabii.'l-Mukaffa'l-kebfr, İbn Hacer ed-Dürerii'l
kô.mine fi a'yani'l-mieti's-samine, İnbii.u'l-gumr bi-ebniii'l-umr, Gazzi el-Keuô.kibü's-saire ft a'yii.ni'l-mieti'l-aşire, Makkarl Neflııı't- tib, İbnü'l-İmad Şezeriitü'z-zeheb, Muhibbi Hııliisatü'l-eser fi a'yiini'l-kami'l-Mdf aşer, Muradi Silkü'd-dürer fi a'yani'l-kami's-sani aşer, Abdillhay el-Haseni Nüzhetü'l-lıauanr.
b) Ed eb Literatürü: Kişinin gerek ferdl gerek toplumsal hayatta iyi ve başarılı biri olabilmesini sağlayan, duygu, düşünce ve hayat tarzına zarafet iliandıran pratik bilgilerin derlendiği edeb literatürü, en geniş anlamıyla III. (IX.)
yüzyılın başlannda Cahı.z (ö. 255/869) tarafından temsil edildi. üç yüzü aşkın eser telif ettiği kaydedilen Cahız'ın (ö. 255/868) yedi ciltlik Kitabü'l-Hayeuan'ı esas olarak çeşitli kültürlerde hayvanlara dair bilgileri derlernesi sebebiyle bir hayvanlar ansiklopedisi hüviyetinde olmakla birlikte, müellifin amacı hayvanIara dair bilimsel bir eser ortaya koymaktan çok insanın varlık şartlarını ve toplu!Dsal hayatı anlatmak, kendi dönemindeki bilgi birikimini sistematize ederek üzerinde düşünme imkanı sağlamaktır. Bu sebeple canlı türlerini ilmi bir dilden çok edebi bir üslupla ele almış, birçok vesileyle kelanu ve felsefi konulara da temas etmiştir.7 İslarn'ın, kendisini çevreleyen tehlikenin üstesinden gelebilmesi ve evrensel bir din olarak fonksiyonunu ifa edebilmesi için çok sayıda insan tarafından benimsenebilecek ve üstün zihinleri tatmin edebilecek bir İslam-Arap kültürü sunma zaruretinin bilincinde olarak devrinin bilgi birikimini derlemekle kalmayıp düşünüp tartışan, dinamik, telkin edici ve yetiştin ci özelliğe sahip bir ansiklopedi meydana getiren Cfıhız, binlerce k!Jnuyu ele alırken evrenin bir yaratıcının varlıgına tanıklık ettiğini ispatlama amacmdari şaşmaz ve Müslümanlan evrenin sırlan üzerinde düşünmeye davet eder.8 O ayrıca beyan, belagat, dil, şiir, hitabet ve hatipler, ahlak, zühd, edebi nazariyeler ve edipler gibi konulan kapsayan ve Arap edebiyatının nesir, şiir ve hitabet alanındaki değerli mahsullerini toplayan el-Beyan ue't-tebyin'i yazdı. Cahı.z'ın felsefe, kozmoloji, astroloji, büyü ve müzik gibi konulan kapsayan Kitabü't
Terbl' ue't-tedutr'i de ansiklopedik karakterde bir eserdir.
m. (IX.) yüzyılın ortalarına doğru halkın baskısı halif~leri Mutezile'den vazgeçmeye zorlayınca, yabancı kültürlerden devşirilen bUgilerle beslenen bu akım yerine dini ilimiere daha hakim bir yer veren Ehl-i Sünnet'in ağırlığı
\ görülmeye başladı. Cahı.z talebeye öğretilecek konulan özet halde ve herhan-gi bir sistem düşüncesi olmaksızın verirken ve belirli bir seviyeden hareketle bütün bilgi dallanrun fikri oluşuma katkıda bulurırnası gerektiğinin farkında olarak özellikle ilimleri kesin bir şekilde tasniften kaçınırken, edip ve tarihçi kişiliği yanında fakili kişiliğiyle de temayüz eden ve zamanında Ehl-i Siirırıet anlayışının savunucusu olan talebesi İbn Kuteybe (ö. 276/889) Edebü'l-kii
tib'de bir sistemleştirme gayreti içindedir ve henüz ilimierin hiyerarşisi ve
islam Dünyasında Ansiklopediler A. Özel 387
tasnifi konusunda net bir filcre sahip olmasa da ortaya koyduğu programla di
m temel bilgilerin edinilmesinin gerekliliğini ima ve bunu Müslümanın formasyonu için esas kabul eder.9 O bu plaru diğer iki eserinde de büyük ölçüde gerçekleştirmeye çalışır. Belli bir kültür seviyesine ulaşan kimselerin bilgi ihtiyacını karşılamak üzere yazdığı el-Maarif. başlangıçtan kendi zamanına kadar peygamberler tarihi, siyer, ashab, halifeler, ctiğer.devlet adarnlan, Hibiin
den ve onlardan sorıra gelen meşhur şahsiyetler, alimler, sanatkarlar, bazı önemli mescidler, büyük fetihler ve fatihleri, bazı sanat ve meslekler, itikadi
mezhepler ve etiğer çeşitli konularda bilgi veren kırkanbar türü bir eser özelliği taşımakla birlikte tarih ve biyografi ağırlıklıdır. Dört ciltlik Uyünü'l-ah
bdr'ı iç.erctiği devlet adamlarında bulunması gereken özellikler, savaş, şahsiyet ve karakterler, ilim ve edebiyat, zühd '(e ahlak, öğüt, ihtiyaçlar, yeİnekler, hanımlar gibi farklı konularla gerek devlet görevlileri gerek ulema ve kültürlü kişilerin ihtiyacını karşılayacak bilgileri derleyen daha ileri ve kapsamlı bir
merhaleyi temsil eder. Müellifin tercümelerle gelen yabancı kültürlerin etkisini kırmaya yönelik çabalarını yansıtan bu ansiklopedi soruaki yüzyıllar için
de Müslümanların genel kültürünün temelirıi swıar.
Meşhur dil aJ.irni Müberred'in (ö. 285/898) edebiyatın nesir ve nazım bütün konularını içeren el-Kiimilfi'l-edeb'i de klasik "edeb" literatürünün en gü
zel örneklerinden biri kabul edilmektedir. Hadisler, mev'izalar, hutbeler:atasözleri, şiirler ve tarihi rivayetleri derleyen eserde müellif bu malzemeyi lugat,
gramer ve tarihi bilgi bakımından yaptığı son derece önemli açıklamalarla de
ğerlendirerek dönemindeki dil ve edebiyat çalışmalarının sentezini yapmıştır.
İbn Abdürabbih'in (ö. 328/940) 'yirmi beş bölümden oluşan dokuz ciltlik el-İk· dü'l-ferfd adlı eseri ana kaynağı olan İbn Kuteybe'nin Uyilnü'l-alıbdr'ı gibi çağın "edeb" telakkisirıi yansıtan dil ve edebiyat, tarih, ilim, siyaset, ahlak, zühd,
hitabet, mizal1, nükte, musiki ve eğlence, kadın ve erkeklerin özellikleri, hayvaİılar, yeme ve içme gibi birçok konuda bilgi ihtiva eden bir genel kültür an
sik.lopectisi ve içerdiği iki yüzden fazla şaire ait 10.000 beyitle bir şiir antolojisi mahiyetirıdedir. İbn Abdürabbih kendisinden önce birçoklarının derlediği bil
gileri seçmelerle özetlemeye, stil ve metot bakımından geliştirmeye çalıştı. Ragıb el-Isfal1aru'nin (ö. 502/1108) Muhiidaratü'l-üdebii ue muhiiueriitü'ş-şuarii
ue'l-büleğa'sı geniş bir edeb ansik.lopectisidir; "had" adı verilen yirmi beş bölüme ayrılmış olup ilim, akıl, cehalet, ahlak, övgü, yergi, yöneticilik, zanaatlar, zenginlik, fakir lik, kardeşlik, ihsan, cesaret, aşk ve ölüm gibi konulan kapsar ve
İslam tarihinin her döneminden hemen hemen aynı nispette şiirler ve kıssalar
ilitiva eder. III-N. yüzyıllarda yaygın usıile uygıın şekilde üdeba meclislerinde ele alınan muhtelif konuları deriemiş ve her başlık altında da Kur' an, hadis,
~ . hikmet;· şiir, alıbar ve nadir emsalden örneklere yer vermiştir.
Devlet bürokrasisirıde en iyi yetişmiş kesim olarak öncelikle katiplerirı (sekreter) bilgi ilitiyacını karşılamak üzere İbn Kuteybe'den itibaren birçok el
kitabı yazılırken zamanla bu eserleri bizzat ka tipler yazmaya başladı ve dev-
388 islam ve Klasik
letin çöküş sürecinin hızlanmasıyla birlikte de ansildopedist vasıflanyla ken
di formasyonlannı sağlayan bilgileri deriemek bunlara düş~. Memlükler devrinde muhteva ve tertip bakımından birbirinden farklı üç örnek dikkat çeker. Yüksek bürokrat ailelerden geldilderi gibi kendileri de iyi yetişerek bu gö
revleri başarıyla yürütmüş olan bu üç müelliften Nüveyri (ö.733/l333) iyi bir katip için gerekli bilgileri sunmak alııacıyla yazdığı yirmi yedi ciltlik Nihiiyetü'l-ereb fi fünuni'l-edeb'i beş ana bölüm (fen) halinde evren, insanlar, hay
vanlar, bitkiler ve eserin yarısından çağuna tekabül eden ve müellifin bir tarihçi olarak tanınmasını sağlayan tarihe tahsis etmiştir. Kalkaşendi'nin (ö.
82111418) Subhu'l-a'şa'sı esasen irışa ilminin usul, kural ve çeşitlerini aç!Jda-. mayı hedef edinmiş ve bt!- özelliğiyle türünün en öriemli örneği ise de yüksek
seviyeli bir kiıtibin bilmesi gerekli bilgilerin tamamını vermesi bakımından genel kültür ansildopedilerinin özelliğini taşır. Gerek bu iki eser gerek İbn Fazlullalı el-Ömeri'nirı (ö. 74911349) Mesalikü'l-ebsar'ı (aş. bk.) Arap-İslam
kültür merkezinin Bağdat'tan Kahire'ye kaydığı bir dönemirı bilgi ve kültür
muhassalasını temsil eder.10
Muhammed b. Ahmed el-İbşilll (ö. 854/1450?) daha önceki müelliflerin ada.b, vaaz, hikmet, tarih, ahbar-, hikaye, nükte ve. şiir türlerinden birine ağırlık
verdiklerini, kendisirlin ise bu türlerin en güzel örneklerini biraraya getirerek seksen dört bölüm halinde el-Müstatraf fi külli fennin müstazrafı yazdiğını belirtir. Bu eser hacim bakımından Uyilnü'l-ahbdrve el-İkdü'l-ferid'den daha
küçük olsa da onlan.İı planını daha da geliştirmiş ve daha popüler olmuştıır. ·
Bu tür eserlerin tertibi pratik amaçlan yanında müelliflerinin dünya ve irı
sana bakışını da bir ölçüde yansıtır. Sözgelimi İbn Kuteybe'nirı Uyflnü'l-ahbdr'ı daha çok bir edibirı bilgi ilıtiyacınıhedeflemişken, el-Maarifi bir aJ.im tipirıi esas alır; filozof kişiliğiyle Ragıb el-lsfaham eserine akıl ve ilim ile başlar-. ken alim kişiliğiyle İbşilll buna İslam'ın temel kavramlarmdan sonra yer,verir.
Ayrıca kültürlü irısanlar için gerekli bilginin muhteva ve çeşitliliği İbn Abdürabbilı ve İbşilıi' de görüldüğü üzere sonraki eserlerde giderek zenginleşmiş
tir. Bilhassa Memlükler devrirıden itibaren müelli.flerinin amacı her ne kadar ilk bakışta iyi bir bürokratm bilgi ilıtiyacınırı karşılanması olarak görülürse de öncekilere nispetle daha da kapsamlı ve hacirnli olan eserlerinde, İslam dün
yasında bilim ve kültür gelişirnirıin ileri bir noktaya gelmiş olmasınırı güve-' rıiyle bu bilgi muhassalasını ebedileştirmek arzusu da göz aidı edilmemelidir.
Hemen her devirde mevcut bilgi birikimirıi derleyip özlü bir şekilde sun
ma gayretleri yanında, daha özel sentezler ortaya koyan yahut edebi ve bed.ii zevki şekillendiren, çağın temayili ve ilıtiyaçlarına uygun çalışmalar da yapıl
dı. Bu eğilimi temsil edep. çalışmalar arasında Ebu'l-Ferec el-Isfahiini'nin (ö. 356/967) yirmi dört ciltlik el-Egani'si Ernevii er ve Abbasiler'in ilk zamanlarında yaşayan şa.ı::kıcı ve bestekadarla bunların şarkı ve bestelerini toplayan bir musiki ansildopedisi ohıp şiir, edebi tenkit, Arap musikisirıin tarilli gelişimi ve derlediği diğer edebi malzeme bakımından büyük önem taşımaktadır. Ebii
islam Dünyasında Ansiklopediler A. Özel 389
Hayyan et-Tevhidi'ni.n (ö. 414/1023} el-İmtii' ue'l-muiinese'si esas olarak Bü
veyhi veziri İbn Sa' dan'ın sarayında yapılan sohbet toplantılarında konuşu
lanlan konu edinmişse de, müellifin kırk başlık altında topladığı felsefe, siya
set, savaş, dil ve edebiyat, milletler, canWar, ahlak, hikmet, musiki ve diğer
birçok hususla ilgili bilgiler o günkü İslam toplumundaki bilim ve düşünce,
sanat, edebiyat, siyasi, sosyal ve abla.kl hayata ışık tutan önemli bir kaynaktır.
Seal.ibl'ni.n (ö. 429/1038} kendi devri ve bir önceki nesle mensup 470 kadar şa
ir ve edibin çalışmalarını ihtiva eden ve şahısların memleketlerine göre dü
zenlenen Yetimetü'd-dehr fi mehiisini elıli'l-asr adlı eseri, çoğu zaman biyog
rafilere dair kısa bilgiler ihtiva eden bir şiir ve sanatlı nesir antolojisi mahiye
tindedir.
c} Tabii ve Riyazt İlirnler: Tabii (botanik, zooloji, tıp vs.} ve riyazt (aritme
tik, geometri, astronorni vs.} ilimierin gelişmesiyle birlikte bu alanlarda da an
siklopedik çalışmalar ortaya çıkmaya başladı. Ebı1 Hanife ed-Dtneveri'ni.n (ö.
282/895) dünya çapında şöhrete kavuşmasını sağlayan botanik ansiklopedisi
Kitiibü'n-Nebiifın altı cildinden yalnız III. ve IV. ciltleri günümüze ulaşmışsa
da, Arap dilinin en önemli sözlükleri olan Ezheri'nin Tehzfbü'l-luga, İbn Si
de'ni.n el-Mulıkem ve el-Muhassas, İbn Manzı1r'un Lisiinü'l-Arab, Sağant'nin el-Ubiibü'z-ziihirve Zebidi'nin Tiicü'l-arils'u gibi eserlerde Dilleveri'den ya
pılan iktihasların mükerrerler dışında 1500 sayfa tutması eserin önemli bir
kısmının bu yolla bize ulaşmasını sağlamıştır. Dilleveri bu eserin malzemesi
~ toplamak için Orta Asya'dan Arap Yanmadası'na kadar birçok ülke dolaş
mış, bitkiler hakkında bilgi verirken çimlenmeden olgunluğa kadar her aşa
madalci durumlan, fizyolojileri, morfolojik yapılan, Op ve besin degeri bakımından taşıdıklan önem, bitkilerin yetişmesiride temel etkenler olan toprak,
su ve ekolojik şartlar gibi birçok konu üzerinde durması, esere tıp ve eczacılık
açısından da büyük değer kazandırmıştır.
XVII. yüzyıla kadar Batı'da da otorite olan Ebı1 Bekir er-Razi (ö. 313/925)
kadim tıp literatüründen kendi zamanına kadar oluŞ';!P gelişen tıp birikimini
derlediği el-Hiivf fi't-tıb adlı tıp ansiklopedisini yazdı. Tamarnı günümüze
ulaşmayan Arapça metrıin xm .. yüzyılda yapılan ve defalarca basılan Latince
tercümesi yirmi beş cilttir. İbn Sina (ö. 42811037) felsefe ve ilimler ansiklope
disi mahiyetindeki eş-Şifii'smdan baş.ka gerek muhteva gerek tasnif bakımından el-Hiivl'yi aşan, kendi zamanına kadar gelen dağınık durumdaki Helenis
tik, Bizans ve Süryfuıl tıp literatürünü derleyen, sistemleştiren ve kendi gôz
lemleriyle güncelleştiren el-Kanun fi't-tıbb'ı meydana getirdi. Sistematik ve
ansiklopedik özelliğiyle diğer tıp kitaplannı gölgede bırakan el-Kiinün, İbn Si
na'nın,<;ilümünden yüz yıl sonra Latince'ye çevrilmiş ve XIII. yüzyıldan XVII.
yüzyılın. sonlarına kadar Avrupa üniversitelerinde ders kitabı olarak okutul
muştur. İbn Sina'nın çağdaşı Birı1ni'ni.n (45311061?) el-Kiinünu'l-Mes'adl'si astronorni, trigonometri, astroloji, jeodezi, meteoroloji, coğrafya, peygam
berler ve hükümdarlar tarihini kapsayan bir aılsiklopedidir.
390 islam ve Klasik
Şahmerdan b. Ebu'I-Hayr er-Rfızl'nin, KfıkCıyiler'in Yezd erniriAHiüddevle Ba Ka.Iicar Gerşasp b. Ali b. Feramen'e takdim ettiği Nüzlıetniime-iAlat (yaz.
506-51311 113-1120) Farsça popiller ansiklopedilerin ilki sayılır. Sade bir dille yazıldığından müellif, İbn sına'nın Diinişniime'de kullandığı terıninoloji ·dilini eleştirir. Bununla birlikte eseri ilmt yönden onunla mukayese edilemez. Zi
ra Razi, İbn Slrıfı'nın ilmi birikimine sahip bulunmayan amatör bir bilgin olup kendi dönemindeki ilmi malumatı aşina olduğu ölçüde ve kitabın adının da
çağnşurdığı gibi bir bakıma eğlenme/oyalanma amacıyla derlerniştir. Hazine katibi (debfr) olan müellif bütÜn İran'ı dolaşırken popüler rivayerlere dair ge
niş bilgi sahibi olmuştur. Rfızl'niİı Ravzatü'l-müneccimin adlı bir aströiiomi ansiklopedisiyle Kitiibü'l-Bedi adlı bir eseri de vardır. Kendisi Nüzlıetnii
me'nin bu sonuncusunun Farsça adaptasyonundan ibaret olduğunu söylese
de diğer ansiklopedilerden de faydalandığı şüphesizdir. İki ana ve on iki alt bölüm ile her birinin alunda çok sayıda başlıktan oluşan eserde tabilve riyfı
zi ilirnler, el sanatlan ve muhtelif imalatların özellik ve faydalan, astrolojik cetveller, ferfıset ilmi, rüya tabiri, coğrafya, sosyal ve meslekl sınıflar, çeşitli
alet ve edevat, muhtelif teknikler, hastalıklar gibi birçok konu ele alınmıştır. 11
Harizmşahlar döneminin ünlü hekim ve cerrahı Ebu'I-Fazi İsmail b. Hasan
ei-Cürcfırü'nin (ö. 53111137) Zahfre-i Harizmşiihf adlı eseri muhtemelen
Farsça ilk tıp ansiklopedisi olup tıp ve eczacılık bilgileri yanında felsefe ve tabil ilimiere ?air konuları da kapsıyordu. Ebu Bekir Mutahhar Cemal1-i Yez
dl'nin Perruhname-i CemtUZ'si (yaz. 580/1185) bir diğer Farsça popüler arısiklopedidir. Müellif Nüzhetniime'yi tashih ve ikmal için yazdığım söylemekle
birlikte Nüzhetniime'nin planı tam olarak uygulanmamıştır. Ondaki bazı bö
lümler ikmal edilirken bazılan ihmal edilmiştir. Muhammed b. Mahmud Tust-i Selmfırü'nin İrarı Selçuklu sultanı Tuğrul b. Arslan Şah'a sunduğU gökyü- ·
zü, yıldızlar, gürıeş, ay, yeryüzü, bölgeler, ülkeler, carniler, kiliseler, bitJ<iler, resimler ve şekiller, peygamber ve kral mezarları, hazineler, insan ve üstün
lükleri, sosyal sınıflar, kavimler, inançlar, peygamberlik, kimya, tıp, psikoloji,
rüya tabiri, kıyamet ve diriliş, cin, şeytan vb. tabiatüstü varlıklar, hayvanlar gibi birçok konuyu kapsayan Aciiibü'l-mahlukiit ve gariiibil'l-mevcudiit'ı (yaz.
562-573/1167-1178) da ilmi olmaktan çok popüler bir mahiyet arzetmektedir.12 Nüzlıetniime'yi kaynaklart arasında sayan Şemseddin Düneysiri'nin Ne-
' viidirü't-Tebiidür li-tulıfeti'l-Belıiidürü (yaz. 699/1270-71) plan bakımından
ona benzerlik gösterse de planı daha mütekfımildir. Müellifi genel kültür sa-hibi olmakla birlikte ilmi formasyonasahip görünmemektedir. \
Endillüslü botanik bilgini İbnü'l-Awam'ın (VI/XII. yüzyıl) tarım ve hayvancılık üzerine kendi zamanına kadar yazılmış en kapsamlı eser olan Kitii
bü'l-Filiifıa'sı yalnız İslam dünyasında değil bütün ortaçağ ilim muhitinde
alanındaki en önemli çalışma olarak kabul edilmektedir. Otuz beş bölüm halinde düzenlenen eserin otuz bölümü bitkiler, beş bölümü evcil hayvaniara
ayrılmıştır. Eser önce Türkçe'ye, daha sonra ispanyolca, Fransızca ve Urdu-
islam Dünyasında Ansiklopediler A. Özel 391
ca'ya tercüme edilmiştir. Yine Endülüslü Ebu'l-Hayr el-İşbill (V/Xl. yüzyıl) ·
ağaçlann dikim ve bakımı, sebze yetiştirme, meyve ve sebze konservesi yapımı, kokulu bitkiler, çiçekler, çiftlik hayvanları, anlar, vahşi hayvanlar, meteorolojik ve astrolojik tahminler gibi bir çok konuyu içine alan Kitô.bü'l-Filtiha'yı yazdı. Tamamen teknik tarım biliminin deneyiere dayalı ürünü olan eserde konunun folklorikyanı, batı! inançlar, tılsım ve muska tarifleri hakkın
da da bilgiler yer alır. Botanik ve ziraata dair eserler, tarım yapılabilir topraklann çeşitleri ve özellikleri, kuyular, pınarlar, sulama kanalları ve toprakla ilgili verdikleri diğer bilgilerle coğrafya açısından da önem taşır. iş b ili'nin Umde
tii't-tabfb fima'rifeti'n-nebtit adlı eseri de bitkiler ve özellikleri hakkında bilgi veren alfabetik (2739 ana madde) bir bitkiler ansiklopedisidir. Bir başka Endülüslü botanikçi tbnü'l-Baytar'ın (ö. 646/ 1248) el-Miifredtit'ı basit ilaçlar konusunda Arapça yazılan kitaplann en önemlisi olup 2353 madde ihtiva etmektedir; Türkçe, Latince, ispanyolca, Almanca ve Fransızca'ya tercüme edilmiştir.
Demiri'nin (ö. 808/1405) Haytitii'l-Hayevô.ni'l-kübrti adlı zooloji _ansiklopedisi Cllıız'ın Kittibü'l-Hayevtin'ı ile kaırşılaştırıldiğında hayvanıann tasnifi konusunda onun. kadar başarılı olmasa da bilgileri dcilia kolay bellenecek şekilde ve alfabetik düzende vermesiyle temayüz etmektedir. Cabız'ın dönemine nisbetle bilgi birikiminin daha büyük boyutlara ulaştığı bir zamanda yaşayan Dem.lıi'nin eserinde her maddede filolojik mülahazalara, söz konusu hayvanın kısa bir tanıtımına, Kur'an ve hadislerde zikredilen bilgilere, hayvanın helal-hararn bakımından dilli hükmüne, ilgili atasözlerine, tıbbi özelliklerine ve içinde görürıdükleri rüyalann tal?irine dair malumat verilmiştir.
Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın Marifetnô.me'si başta tasavvuf olmak üzere ahlak, kelarn, fıkıh gibi dini ilirnlerle aritmetik, geometri, astronorni, fizyoloji ve psikoloji gibi disipliniere dair dönemindeki bilgi ve kültürü kapsayan ansiklopedik nitelikte bir eserdir. Gazzali'nin lhytiu ulUmi'd~dfn'i, İbn sına'nın
el-Ktiniln'u, Katib Çelebi'nin Cihannünıti'sı başlıca kaynaklan arasındadır.
Eserdeki kozmografya ile ilgili malumatın genellikle İsrailiyyat türü rivayetlere dayandığı, İslam bilim tarihinin temel kaynakl~yla ilgisi olmayan bilim dışı literatüre ve geleneksel halk inançlarına dayandığı belirtilrnektedir.1s
d) ilimierin Tasnifi-Felsefi ve Dilli İlirnler: Başlangıçtan beri felsefe diğer ilimierin de prensiplerini koyan ve sınırlarını belirleyen temel ve kuşatıcı bir ilim olarak kabul edildiğinden ilk ve ortaçağlarda filozofların kendi sisterrtl erini belirlerken ilimierin tasnifine dair yaklaşırnlarını da ortaya koymalan genel bir uygularnaydı. İllinlerin alan. ve sınırlarını birbirinden ayırmak ve bu alanlar arasındaki ilişkileri belirlemek, farklı disiplirılerin birikimini sistematik bir-ş.ekilde değerlendirrnek ve eğitim müfredanru oluşturmak için de gerekliydi. Böylece edeb literatüründen tamamen farklı bir alanda, iliİnlerin envanterini çıkarma ihtiyacından yeni bir ansiklopedi türü ortaya çıkmış oldu. Cabir b. Hayyan ve Kineli'nin bu konuda eser yazdıklan kaydedilmekle birlikte bu tasnif geleneğinin günümüze gelen ilk sistematik örneğini Farabi ver-
391 Islam ve Klasik
miştir. Farabi (ö. 339/950) bazı eserlerinde ilimlerin tasnifine dair göıüşlerini belirtmişse de bu konuda müstakil bir eşer olarak İslam dünyası yanında Batı'da da etkili olan İhsii.u'l-ulüm'u yazmıştır. Hacmi küçük de olsa kendi zamanında bilinen ilimlerin mahiyeti, muhteva ve faydalan konusunda bilgi veren eser, daha sonra bu alanda yapılan çalışmalann da başlıca ilham kaynağı kabul edilmektedir. Beş bölümden meydana gelen eserde İslami ilimlerle Yunan geleneğinden gelen felsefi ilimler ele alınmıştır (dil, mantık, matematik ilimleri, fizik ve metafizik, medeni ilimler (ahlak ve siyaset ile fıkıh. ve kelarn). Erken dönemde Latirıce ve İbranice'ye çevrilen İhsô.u'l-ulum daha sonra İspanyolca, Almanca, Fransızca ve İngilizce'ye tercüme edilmiştir.T41Jı_ sô.u'l-u/Um her ne kadar genel anlamda bir ilimler irıdeksirıden ibaretse de planı balamından daha sonraki felsefi arısiklopedilere örnek teşkil etmiştir. Sam3.rıiler hükümdarı II. Nuh'un sarayında ka tip olan Muhammed b. Ahmed el-Hfuizıni (ö. 387/997) her iki ilim grubunu ayn başlıklar altında sıralayarak Farabi'nin planını daha sağlam bir temele kavuşturduğu Mefatihu'l-ulum'da ilimleri ulüm-i şer'iyye (ulfun-i Arabiyye) ve ulüm-ı Acem olarak iki ana gruba ayırır. Bu sıralama, öğrenilmesi dirıen zorunlu olan ve olmayan ilimleri belirleme düşüncesini de yansıttr. İslami ilimler bölümüne Arap dili ve edebiyatı ile tarih de dahil edilmiştir. Bu bölümün müstakil bir risale mahiyetirıdeki "ilm-i kitiibet" babsirlde vergi, hazirıe, posta ve ordu gibi çeşitli elivanlarda kullarulan termirıolojiyi sunar. İkinci bölümde ise felsefi ilimiere yer verilir (metafizik, mantık, matematik ve fizilô iliınler). Müellif esas olarak devlet bürokrasisirıde önemli yerleri bulunan katipiere ihtiyaç duydukları temel bilgileri vermek amacıyla eserini kaleme almakla birlikte, o dönemde başarılı bir katibirı dini ve edebi ilimler yanında kamu yönetimi, maliye, bayındırlık, mühendislik, tarih, astronorni, astroloji, tıp, coğrafya, aritmetik, geometri, fizik, kimya gibi akli ilimlerde de bilgi sahibi olması gerekli olduğund~. eser qevrin ilim anlayışını ve müellifin geniş kültürünü yansıtır. Aynı dönemde bu eserden önce yazılmakla birlikte onun kadar şöhrete ulaşmayan bir arısiklopecli de Çagaruyan emiri Ebu Ali Muhtac (327-344/938-955) zamanında filozof, tabip ve coğrafyacı Ebu Zeyd el-Belhi'nin talebesi İbn Ferigı1n tarafıİldan telif edilen Ceuamiu'l-ulüm'dur. İki bölüme ayrılan eserde bu bölümlere ad verilmediği gibi alt bölümlemelerde de başlıklar büyük clisiplirıler halirıde belirlenmemiştir. Müellifin sistematik bir ilimler tasnifinden .çbk "akıl defteri" türünde bir eser sunmak istediği anlaşılmaktadır. Eser katipler içirı bir el kitabı mahiyetirıde olduğu içirı Harizmi'nirı İslami ilimler içİİlde sınırlı bir yer
\
ayırdığı ilm-i kitabet ilk bölümde önemli biryer kapsar. Hesap ve geometri de geleneksel tasnifte felsefi ilimler içirıdeyken, burada katipler içirı zorunlu sayılan ilimiere dahil edilmiştir. Arneli felsefe konularının yer aldığı ikirıci bölümde siyasi ilimler agıtlıktadır. Bunların ardırıdan dini ilimlere (kelam, fıkıh, cedel, irıanç ve fı.rkalar) yer verilmiştir. Müellifin sekreterya (kitabet), siyasi ve idari ilimler alanında mahir olmakla birlikte eserin planına dayansıdığı üzere diğer clisiplirılere daha az aşirıa olduğu anlaşılmaktadır. 15
islam Dünyasında AnsUdopediler A. Özel 393
Bu ~anda aynı yüzyılın anılması gereken bir önemli eseri de İlıvan-ı Safa adlı topluluğun ortaya koyduğu, belli bir tasılife dayanan ve dönemindeki di
ni, edebi ve felsefi bütün ilimleri içeren Resailu lhvani's-Safa adlı ortak çalışmadır. İlıvan-ı Safa'nın dini ve felsefikonularda dönemlerindeki her türlü bilgiyi derleyip değerlendirdikleri elli iki risale, İslam düşüncesinin bu yüzyılda
ki il.ml ve felsefi düzeyini ansiklopedik bir yaklaşımla aksettirdiği için müellifleri modern araştımıacılar tarafından "İslam ansiklopedistleri" olarak nitelen
dirilmişlerdir. Bu eser gerek muhtevasının genişliği gerek ortak bir çalışma olması b_akımından da modem ansiklopedi tanımına daha uygun düşmektedir.
İbnü'n-Nedim'in (ö. 385/995?) İslam dünyasında bibliyografik eserlerin
ilki kabul edilen ünlü el-Fihristi bibliyografik ağırlığına rağmen ilimlerin tasnifi, tanııru ve her alanda önemli müellifl.er ve eserleri hakkında bilgi veren dikkat çekici bir çalışmadır. Kendi zamanma kadar dini, fikri ve il.ml alanlar
da telif edilen eserler ve müellifleri haklanda verdiği bilgilerle ilim, kültür ve medeniyet taribi bakımından büyük önem taşımakta, bugüne ulaşarnarnış
birçok eser hakkında ancak bu kitap sayesinde bilgi edinilebil.ınektedir. İlıvan-ı Safa'nın risalelerindeki sübjektif yaklaşımın aksine İbnü'n-Nedim'in
ansiklopedik kılavuz mahiyetindeki eseri objektifbir şekilde ilimlerin envanterini sunma arnacı taşır.
İbn Sina'nın (ö. 428/1037) Danişname-iAlai'si felsefi ilimlere dairilkFarsça ansiklopedidir. Isfahan Kiikfıyileri şehzadelerinden Alaüddevle Muhammed b. Düşmenziyiir'ın isteği üzerine saray görevlileri için yazılan eser hik:metin bölümlerini oluşturan beş ilmin usfıl ve cüz'iyyatını kapsar. Esas olarak
İbn Sina'nın Arapça eserlerinin muhtevasının Farsça'ya tercümesinden ibarettir. En önemli özelliklerinden biriilkkez felsefi kavrarnların Farsça karşılık
larını vermesi olup bu terminoloji sonraları İranlı felsefeeller tarafından kullanılmıştır.16 İbn Sina Risale fi'l-ulumi'l-akliyye' de etraflıca açıkladığı felsefi
ilimlerin özet bir tasnifini bu eserin bir bölümünde ele almıştır. Esasen İslam dünyasında felsefi ansiklopedilerin yapısal çerçevesi de İbn Sina tarafından çizilmiş olup onun ilimler tasnifi daha soruald ansiklopedistler üzerinde etki
li olmuştur.
Bu felsefi akıına bir reaksiyon mahiyetinde Gazziili (ö. 505/1111), İslam
toplumu için bir ıslah projesi niteliğindeki lhyau ulUmi'd-dfn'i yazdı. Dini ilirrılerle dini olmayan ilimler arasında net bir ayınma dayanan eğitici bir ilimler tasnifinin sunulduğu eserde ilim, akiiid, ibadetler, aile hayatı, ekono
mik, sosyal ve siyasal hayat, ahlak konuları geniş şekilde incelenmiştir. Ebu'IVefa İbn Akü'in (ö. 513/1119) Kitabü'l-Fünun'unun iki yüz cilt olduğu ve tef
sir, hadis,,~· Arap dili ve edebiyatı, tarih, münazara, vaaz ve irşad, tasavvuf gibi konulan kapsadığı belirtilmektedir. İki cilt oluşturan bazı parçalan günü
müze ulaşmış olup İbnü'l-Cevzi tarafından on cilthalinde yapılan ihtisanmn da bugün varlığı bilinmemektedir. Dini ilimleri merkeze alıp felsefi ilimleri din açısından taşıdığı arilam ve fayda çerçevesinde değerlendiren Gazziili' den
194 islam ve K.lasik
sonra dini ilimierin geniş olarak yer aldı~ bir ansiklopedik eser Yeviikitıı'l
ulüm ve derari'n-nücüm'dur. Yanlış oiarak Gazzali ve Fahreddin er-Razi'ye
nisbet edilen bu eserin müellifi, Kazvin hakimi Tugrul Tegin Kazi.Big Alp Ar
gü b. Yernakş'a (ö. 537/1177) sunulmuş olması sebebiyle muhtemelen Kaz
vinli bir alim dir. Çeşitli konularda her biri on iki soruyu içeren otuz fasıl altın
da 360 soru ve cevabı içeren eser, iki ana bölümden oluşur. Birirıci bölümde
İslami ilimler (dirıi ilinuer yanında dil, edebiyat, yazı gibi yardımcı ilirrıler ve
ayrıca ensab ve tarih), ikinci bölümde ise nazari felsefenirı dalları ele alınmış
tır. Ancak yeterince vakıf olmadı~ anlaşılan bu ilimlerden sadece yakından
tanıdığı ve bir ansiklopedide olmasını düşündüğü dallara yer venruştir. Gaz..
zali'nin mezmtlm ilimler içirıde gösterdi~ gizli ilimleri (efsun ve fal gibi) bu
bölüme dahil etmesi ve müsbet bir bakış sergilernesi de dikkat çeken bir bu
sustur. Eserde birçok ayet ve hadisin açıklamasının verilmiş olması, müellifin
konuyla ilgili Arapça eserlerin bir özetirıi Farsça vermeniri yarıında Kazvin'e
pek uzak olmayan Alarout'taki İsmaili varlı~a karşı veya bunun etkisini kır
m aya yönelik bir tebliğ amacı da taşımış oldu~unu düşündürmektedir. 17 Aynı
dönemde İran muhitinde yazılan dini mul1tevalı bir ansildopedi de yine mü
ellifi bilinmeyen Bahru'l-fevaid'dir. 552-557 (1157-1162) yıllan arasında telif
edilen eser, babası M elikşah zamarıında vali olup HaçWar'a ve Alamut İsma
ilileri'ne karşı savaşan Halep hakimi Alp Kutluğ Cabuga Uluğ'a takdim edil
miştir. Geleneksel tertibe uymayan ve belli bir planı da bulurımayan eser 36
bölümde 300 başlıktan meydana gelir. Konuların bir kısmı dirıi mahiyette
olup fıkıhtan tarihe kadar birçok bahsi kapsar. Bir diğer kısmı nasihatü'l-mü
IUk (adabü'l-mülfik, siyasetname) türündendir. Meşhur şahsiyetlerle ilgili Je
taif de örnek alınması amacıyla esere serpiştirilmiştir. Ayrıca acaibil'l-mahlu
kat, kıymetli taşlar, rüya tabiri gibi farklı konulara da temas edilmiştir.' Dini
kon ular a~lıkta olmakla birlikte geleneksel ilimlerin bir tasnifini sunmakt~
uzak olan eser bu özelliğiyle daha çok İran edeb literatürüne daha yakındır. ı s
Fahreddin er-Razi'nirı (ö. 606/1210) Harizmşahlar hükümdan Alaeddin
Te kiş' e sunduğu Farsça ansildopedisi Cami u 'l-ulilm altmış ilim dalına yer ve
rir. Bu sebeple Kitab-ı Sittfnive ayrıca Haddiku'l-envar fi Jıakaiki'l-·esriir diye
de arulan eserde iki ana bölüm halinde İslami ilimlerle felsefi ilimler ele alın
mıştır. Elli yedi ve kırk ilm e yer veren versiyonları da mevcut ol~ ve mümkün
olduğu ölçüde kendi zamanındaki ilimlerin tam bir irıdeksirü veren eser
muhteva ve planı bakımından Hüseyin Akili Rüstemdan'nirı Riyiizü'l-ebrdr (yaz. 979/ 1571), Muhammed Kadi Semerkandi'nin Ceviihirü'l-ulünı-i Hümd- \
yüni (yaz. 96211555'den sonra), Muhammed Esterabadi-i Ahbari'nirı (ö. 1033
veya 1036 h.) Diinişndme-i Şiiizi gibi ansiklopedilerine de model olmuştur.
Fahreddin er-Razi'nirı talebesi Ebu'I-Abbas ŞemsüddinAhmed b. Halli el-Le
büdi (ö. 637/1240) tefsir, hadis, fıkıh, edeb, np, hendese ve hesap ilimlerini
kapsayan Yena.biu'l-ulüm'u yazdı. Zekeriyya el-Kazvini'nirı (ö. 682/1283) Mii.
fidii.'l-uUi.m ve m.ilbfdii,ll-hümtını'u kelam, fıkıh, tasavvuf, tarih, siyaset, psi-
islam Dünyasında Ansiklopediler A. Özel 395
koloji, coğrafya, maden, tıp ve nevadire dair malumatı toplamıştır.
Bir filozof, matematik ve astronomi bilgini olan Kutbüddin eş-Şir§.zl'nin (ö. 710/1311) Gllan emiri Dibac b. Filşah'a sunduğuDürretü't-tac li-gurreti'dDfbac'ı kısmen Farabi'nin İlısau'l-ulUnı'u ile İbn Sina'nın eş-Şifa' sının planını yansıtır. Nazari felsefenin dört disiplini bakımından eş-Şifa'yı izlemekle
birlikte genel olarak metafizik (ilahiyat) içinde ele alınan felsefe-i ılla'yı ayrı
bir ~aşlıkta verir. Sondaki uzun hatirne bölümü İlısau'l-ulUnı'daki gibi pratik felsefe (hikmet-i am eli) ve kelarnı ihtiva eder. Müellifbu bölüme tasavvufl.a ilgili bir başlık da eklemiştir. Matematik ilimlerine dair geniş malumat sebebiy
le olmalı bazıları tarafından matematik ansiklopedisi ve bazılarınca bir astronomi ansiklopedisi olarak gösterilirse de nazari ve arneli felsefenirı bütün dal
larını kapsamasından dolayı bir felsefe ansikl.opedisi olarak millahazası daha uygundur.19 Aslında felsefi ansiklopediler genel olarak nazari felsefenirı dört
disiplinini ihtiva ederken Farabi ve Şirazt arneli felsefeyi de tasniflerine dahil etmişlerdir. Gerek Danişname-i Alaı gerek Dürretii't-tlic, Arapça eserlerin
Farsça'ya tercüme ve özetinden ibarettir. Şemseddin Muhammed b. Mahmud ei-Amuli'nin (ö. 753/1352-53) Nefaisü'l-fünunfi araisi'i-uyun adlı eseri
dördü İslami (eualıir), beşi felsefi (euai[) olmak üzere dokuz bölüm altında yüz kadar ilmi toplamaktadır. Fahreddin er-Razi gibi kendi zamanında bili
nen bütün ilimleri toplamaya çalışan Aniulisıralamada bazı farklılıklarla birlikte büyük ölçüde onun Canıiu 'l-ulunı'unun planını izler. Razi'nin eserine
almadığı tasavvuf Nefaisü'l-fünun'da önemli bir yer kaplar. Yine Razt'nirı aksine her ilmin usıll ve fuıilunu tekbabdavermek yerine furüu ayrı ele . alır.
Fer't ilimleri asıllanndan ayrı ele almak, realiteye daha uygun yeni bir tasnif şekline de kapı açmıştır.
İbnü'l-Ekfant'nin (ö. 749/1348) ilimler tasnifi. ve bu çerçevede altmış ilim
dalının tanımı ye ana konulan yanında kısa bir bibliyografya veren İrşadü'l
Jcasıd ila esne'l-makasıd'ı muhtevası bakırnından İbnü'n-Nedlrn'in eseriniri bir takipçisi olup daha sonra Kalkaşendi, Taşköprtzade, Katib Çelebi gibi mü
elliflere de kaynaklık etmiştir. Taşköprtzade Ahmed Efendi'nirı (ö. 96811561) Miftalıu's-saade ue misbahu's-siyaçte fi meuzuati'l-ulum'u ilimler tasnifine
dair bir şema özelliği taşunası yanında aynı zamanda bir ilimler tarihi ve biyo-bibliyogra.fik bir ansiklopedidir. Müellif felsefi ilimler bakımından İbn Si
na' nın yukanda arulan eserini temel almakla birlikte İbnü'l-Ekf§.nl'nin İrşadü'l-kasıd ila esne'l-makasıd'ından da büyük ölçüde faydalanrnıştır. Osman
lı ilim zihniyetinin dayandığı kaynakları ve ulaştığı seviyeyi son derece kapsamlı bir ilimler taksimi ve literatür tespitiyle ortaya koyan eserde ele alinan
ilimlerin sayısı üç yüzü aşmaktadır. Temas edilen ilirrılerin tanunı, konusu, amacı, ilkeleri ve yararları hakkında· bilgi verildikten sonra o disiplinin tarihi,
tanınmış şahsiyetleri ve eserlerine dair malurnat zikredilir. Müellifin oğlu Kemaleddin Mehrned Efendi tarafından Türkçe'ye tercüme edilen eser daha
sonra Katip Çelebi ve Sıddık Hasan Han ei-Kannevd'ye de kaynaklık etmiştir.
396 islam ve Klasik
Katib Çelebi'nin Keşfü'z-zuniın ·an esômi'l-/cütüb ve'l-füniın adlı meşhur bibliyografik eserinde 15.000 kadar eser tamtılrruş, üç yüzü aşkın ilim hakkında bilgi verilmiştir. MuhammedA'Hi b. Ali et-Tehanevi (ö. 1158/1745) Keşşiifu ıstıliihiiti'l-füniın'da üç gruba ayırdığı ilimiere (Arap dili ilimleri, şer'i ilimier, halcild/akli ilimler) dair uzun mukadd.imede elli beş kadar ilmi konusu, dallan, amacı ve faydalan, diğer ilimlerle ilgisi gibi açılardan tamtmış, kitabın asıl
kısmında da bu ilimleri e ilgili üç bin civarında terimi alfabetik olarak tarif ve izah etmiştir. Bundan hemen sonraAbdünnebi b.Abdürresül el-Ahmednegari'nin (ö. 1180/1766'dan sonra) yazdığı Ciimiu'l-ulum veya Düstarü'l-ulemii --fi ıstıliihiiti'l-ulam ve'l-füniın dini ve akli ilimierin usul ve furfıunu kapsayan alfabetik bir kavrarnlar sözlüğü ve ansiklopedisi olup Tehiinevi'nin eserini tamamlayıcı mahiyettedir. Aynı dönemde Osmanlı aJinıi ve sadraiaını Ragıb Paşa'nın (ö. ll 7611763) yazdığı Sefinetü'r-riigıb ve definetü'l-metdlib dini
ilimler yanında edebiyat, tarih, akli ve tabü ilimiere dair konu ve kavramlan kapsamakta ve tematik özelliğiyle dikkat çekmektedir. Urduca, Arapça ve Farsça iki yüzü aşkın eseryazan Hindistanlı alimSıdık Hasan Han'ın (ö.l890) Ebcedü'l-uliım adlı üç ciltlik eseri İbn Haldün'un Mukaddime'sinin ilimierin tasniftyle ilgili bölümü, Taşköprizade'nin Miftdhu's-saiide'si, Katib Çelebi'nin Keşfü'z-zuniın'u ve Tehanevi'nin Keşşiifu ıstıliihiiti'l-funiın'unun sistematik bir özeti olmakla bir~e müellifin geniş bilgi birikimini de yansıtmakta, dört yüzü aşkın ilimden ve bu konularda yazılmış eserlerden bahsetmektedir.
Bu alanda aynca Ebıl Hayyan et-TevhlcU'nin (ö. 41411023) Risiile fi'luliım, İbn Hazm'ın (ö. 456/1064) Meriitibü'l-uliım, Ebıl Amir Muhammed elBelevi'nin (ö. 559/1164) Ünmtlzecü'l-uliım, Muhammed el-Vadi§.şi'nin (ö. 596/1199) Ciimiu'l-füniın ve kamiu'z-zuniın, Beyzavi'nin (ö. 685/1286) Risô.le fi mevztıati'l-ulum ve tdrfhihii, Seyyid Şerif el-Cürciini'nin (ö. 816iı413) . yirmi bir ilmin tarifini ihtiva eden Makalfdü'l-uliım fi'l-hudild ve'r-riisum,
Molla Fenari'nin oğlu Mehmed Şah Fenari'nin (ö. 839/1435?) Razi'nin Hadii~ iku'l-enviir'ından derleme ve ekleme sılretiyle yazdığı ve yüz kadar ilim ve fenden bahseden Ünmtlzecü'l-ulam, Abdurrahman b. Muhammed el-Bistarni'nin (ö. 858/1454) II. Murad'a ithaf ettiği ve yüz kadar ilmi tamttığı el-Fevô.
ihu'l-miskiyye fi'l-feviitihi'l-Mekkiyye, İbnü'l-Mahalli diye tanınan Muhammed b. Ahmed el-Mevsıli'nin (ö. 890/1485) yetmiş üç ilim a,rasındaki üstünlük konusuiıu ele alan Taviiliu'n-nüciım fi müfiihareti'l-uluni, Molla Lütfi'nin (ö. 900/1494) Risiilefi mevziıô.ti'l-uliım ve şerhi el-Metiilibü'l-İlô.hiyye, Cela-
\ lüddin ed-Devviini'nin (ö. 90811502) usUl-i hadis, fıkıh, hilaf, kelam, felsefe, tıp, tefsir, hendese, mantık ve aritmetik gibi çeşitli ilimlere dair bazı görüşle~ rini içeren Ünmtlzecü'l-uliım, Suyılô'nin (ö. 911/1506) dini ilimler, Arap dili ve edebiyatı ilimleri yanında teşrih ve tıbbı da içirıe alan on dört ilim dalından bahseden en-Nukaye veya el-Usiılü'l-mühimme li-uliımi'l-ceinme, şair Nev'i Yahya Efendi'nin (ö. 1007/1599) Netiiicü'l-füniın ve mehiisinü'l-mütiın, Muhammed Emin b. Sadreddin Şirviini'nin (ö. 1036/1626) Sultan I. Ahme~·e
islam Dünyasında AnsUdopediler A. Özel 397
sunduğu ve onun adının ebced hesabıyla sayısı olan elli üç ilim dalında bilgi ihtiva eden el-Feviiidü'l-hiikimiyye el-Ahmedhiiniyye ve Saçaklızade'nin (ö. 114511732) Tertibü'l-ulum adlı eserleri de arulmalıdır.
e) Coğrafya: IV. ve V. (X-Xl.) yüzyıllarda İbn Hurdil.zbih, İstahrl, Ebu Ubeyd el-Bekı:rnin el-Meslilik ve'l-memlilik'Ieri ve diğerlerinin coğrafyaya dair kitaplarında İslam ülkeleri hakkında bilgi verilirken bu ülkelerin idari ve iktisadi durumlarına, tarihlerine, abalinin örf ve adetlerine de temas edilmiştir. Şerif el-İdrisi'nin (ö. 560/1165) Nüzhetü'l-müştiih fi'htirliki'l-liflik adlı büyük eseri,· ortaçağ İslam dünyasında yerkürenin genel ve sistematik coğrafyası üzerine yazılmış en kapsamlı çalışmalardan biridir. Ortaçağ İslam dünyasında telif edilen coğrafya sözlükleri arasında en büyüğü olan YakUt el-Hamev1'nin (ö. 626/1228) Mu'cemü'l-buldlin adlı ansiklopedisi bugün de temel kaynak olma özelliğini konurıaktadır. Bu alfabetik eserde yerlerin coğrafi durumları, sınırları, koordinatları, telaffuzları, tarihi bilgiler ve bu yerlerde yetişmiş önemli şahsiyetler hakkında bilgi verilmiştir. Ortaçağda yeryüzü ve göklerdeki harikalar (acliib) . başta olmak üzere coğrafya ve kozmografyaya dair ansiklopedik bilgileri içeren "acil.ibü'l-mahlı1kat" literatürünün iki önemli örneği Ebı1 Hamid el-Gırnatl'nin {ö. 565/1169) el-Muğrib an ba'zi acliibi'l-Mağrib'i (Nüz_he
tü'l-ezhlin bi-acliibi'l-büldlin) ile Zel:<eriyya el-Kazv1ni'nin {ö. 682/1283) Acliibü'l-mahluklit ve garliibü'l-mevcüdiit'ıdJ.r. Mağribli coğrafyacı İbn Abdülmwi'im el-Himyeıi'nin (ö. 727/1327?) er-Ravzu'l-mi'tdr fi haberi'l-aktlirı da yer adlarını alfabetik olarak alan bir coğrafya ve tarih ansiklopedisidir. YakUt el-Hamev1'ninkinden daha küçük olan esere özellikle tarihi olaylar açısından
önemli olan yerler alınmıştır. İbn Fazlullab el-Ömeıi'nin (ö. 749/1349) yirmi
yedi ciltlik Meslilikü'l-ebslir fi memliliki'l-emslirım Hamdullah el-Müstevfi'nin (ö. 75011349) Nüzhetü'l-kulüb adlı genel coğrafya ansiklopedisi izledi. Cemaleddin el-Vatvat (ö. 1318) Meblihicü'l-fiker ve menlihicü'l-iber, Nüveyıi Nihiiyetü'l-ereb ve Kalkaşendl Subhu 'l-a 'şii gibi büyük ansiklopedik çalışmalarında bu hususlara değinmekle birlikte tarih ve coğrafyaya ağırlık veren ansiklopedik eserlerin en önemlisi İbn Fazlullah'ın Meslilikü'l-ebslirıdır. önsözünde dile getirildiği üzere yeryüzündeki her şey hakkında. kısa bilgi vererek her ülkeyi tanıtmayı ve halkının sosyal durumunu aniatmayı amaçlayan bu eser daha sonra Kalkaşendl'nin Subhu'l-a'şli'sı ve Makrizi'nin el-Hıtat'ı gibi önemli eserlerin de başlıca kaynağı olmuştur. İbn Zünbül el-Mısıi (ö. 960/l553'ten sonra) el-Kanun fi'd-dünyli' da yeryüzünün yedi iklime bölünmesi, her birinin özellikleri, Kıpti, Yunan ve Müslüman hekimler, astronomi, vahşi hayvanlar ve kuşlar, ademoğulları, ilaçlar, gayba dair haberler, deniz ve kara hayvanları, değerli-t_aşlar, denizler ve adalar, astroloji ve diğer bazı konularda bilgi verir. Ayrıca 322 şekil ve resimin bulunduğu eser (TSMK, Revil.n, nr. 1638) III. Murad'ın emriyle Milas kadısıAbdurahrnan Efendi tarafından Türkçe'ye tercüme edilmiştir.2° Katib Çelebi'nin ((ö. 106711657) Cihlinnümli'sı sayısı yüz eliiyi aşan Doğu ve Batı kaynaklarına dayanarak yazılan genel coğrafya ansiklope-
398 islam ve Klasik
disiclir. Katib Çelebi ülkelerin coğrafi durumu, idari bölümleri, yönetim şekilleri, halkın ahlak ve adetleri, ülkenin suları, dağları, bitkileri, yetiştirilen ürün
leri hakkında ayrıntılı bilgiler vermektedir.
Birfınl'nirı (ö. 442/1051) Hirıdistan coğrafyası, dirı ve mezhepleri, dilleri,
yazarlar ve eserleri, örf ve adetleri, tarihi gibi birçok konuyu kapsayan Tahkıku ma li'l-Hind'i ile eski kavimlerin sosyal yapılan, dirıleri, astronomi ve takvirnlere dair el-Asaru 'I-bakıye' si de ansiklopedik karaktere sahiptir.
f) Yeni Ansiklopediler: XIX. yüzyıla gelindiğinde İslam dünyasında Batı
ansiklopedi tesirirıirı giderek kendini göstermeye başladığı görülmekte.Qg_. Bu
tesir önce isirnde kendini göstermeye başlar. Ansiklopedi kelimesinin sözlük anlamına bağlı olarak dairetü'l-maarif adı ön plana çıkarsa da daha sonra bu
tür eserlerin kapsadığı geniş bilgiye işaret eden mevsfta ve bilgi kaynağı olma özelliğirıi vurgulayan ma'leme kelimeleri de yerleşir. Bu terimleriri ilki daha çok Ortadoğu'da, ikincisi Kuzey Afrika ülkelerinderağbet görmüştür. Fars-Şu
dünyasında ise diiiretü'l-maiirifrağbet görmekle birlikte diinişniime de yaygm olarak kullanılır. Sözlük anlamlan bakımından diiiretü 'l-maiirif, bilgileri
içirıe alan kitaba, mevsfta ise geniş şekilde ele alınan bilginin kendisirıe tekabül ediyor ve kitap karşılığında kullanılması mecaz! bir mahlyet taşıyorsa da ansiklopedikarşılığında kullanılmalarında bir fark gözetilmemekteclir.21 XIX.
yüzyılda en önemli an~iklopedi çalışması Butrus el-Bustaru'rıin (ö. 1883) Diiiretü'l-maiirifidir. Müellifin ancak altı cildini çıkarabildiği bu ansiklopedi da
ha sonra aynı aileden bazılannın katkılarıyla on bir cildekadar getirilmişse de (Beyrut-Kahire 1876-1900) yine tamamlanamamıştır. Bunun ardından Mu
hammed Ferid Vecdi Diiiretü'l-maiirifi'l-kanıi'l-işrfn adlı .on ciltlik genel kültür ansiklopedisirıi yayıroladı (Kahire ~9 10-1918). Mevsua kelimesirıi de muh
temelen ilk kullanan Mısırlı aJiın ve edip Ahmed Zeki Paşa olmuştur. O Arap~ ça yayırolanmış ansiklopedilere dair bibliyografik bir irıceleme ·mahiyetindeki Mevsuiitii'l-ulftmi'l-Arabiyye ve bahs ala resiiili İlıviini's-Safii (Kahire 1308)
adlı eserinde ilmi mecmua ve eserleriri isirrıleri, konulan ve müellifleri hikkında bilgi vermiş ve ayrıca İlıviin-ı Safa risaleleri üzerinde durmuştur.
XIX. ve XX. yüzyılda İslam dünyasında ansiklopedi teşebbüslerinin birçoğu tercüme ve taklit seviyesirlde olup, bir kısmı akim kalmıştır. Türkçe'de Ali Suavi'nin Paris'te l869'da çıkardığı Ultım gazetes!Jıin eki,olarak verilmeye başlanan Kamtısu'l-ulftm ve'l-maiirifadlı resirnli·ansikİopedi ilk harfte ve beşirıci fasikillde kalmıştır. Yağlıkçızade Ahmed Rifat Efendi'nirı yedi ciltlik ve
\ tarih ve coğrafya yanında müsbet ilirnlere, icat ve makirıalara da yer veren Lu-gat-ı Tarihiye ve Coğrafiyye'si (1882-1883) Türkçe tamamlanmış ilk ansiklopedi özelliği taşır. Bundan sonra Şemseddirı Sarni'rıinKiinıüsu'l-A 'lam adlı al
tı ciltlik önemli eseri çıktı (1888-1899). Mehmed Süreyya'nın yirmi birı civarında biyografi içeren Sicil-i Osmiiııl'si (I-IV, 1991-1994), Kolağası Ali Cevad'ın Memiilik-i Osmaniye'nin Tarih ve Coğrafya Lugatı (I-IV, 1893-1899)
bunu izledi. Matematikçi Salih Zeki'nin Kiimfıs-ı Riyaziyat'ı (1897) bir cilt,
islam Dünyasında Ansiklopediler A. Özel 399
Asar-ı Bakıye'si iki cilt (191 1) çıkabildi Bu yüzyılın ikinci yarısında Yüzbaşı Ahmed Nazım ve Yüzbaşı Mehmed Rüşdü'nün Katre (1888), Seyyid Abdiliza
de Mehmed Tahir ve Serkis Orpilyan'ın Malızenil'l-ulum (1890) adlı eserleri
gibi yarım kalan diğer bazı ansiklopedi teşebbüsleri de olmuştur. XX. yüzyılın
başında Emrullah Efendi'nin çıkarmaya teşebbüs ettiği Muhftü.'l-maarif (1900) ve Yeni Mulıftii.'l-maarif (1911) ilk ciltte, Mehmed İzzet'in Rehber-i
Umiir-i Beytiyye (1908) üç ciltte, Rıza Tevfik Bölükbaşı'nın Mufassal Kamiıs-ı Pelsafe'si (1911) üçüncü ciltte, Ali Reşad, Ali Seydi, Mehmed izzet ve L. Feuil
let'in Musavver Dairetü.'l-maarifi (1913, 191 7) iki ciltte kaldı. Bursalı Meh
med Tahir'in Osmanlı Milellifleri (I-IIİ,) adlı biyografi.k çalışmasından sonra
yeni harflerle yazılmasına teşebbüs edilen ansiklopedilerin de önemli bir kıs
mı yarım kaldı. Bunlar arasında Sadedd.in Nüzhet Ergun'un Türk Şairleri (IIV, 1935-1946, F harfinde) önemlidir. Tamamlananlar arasında Hayat Ansik
lopedisi (I-X, 1932-1936), İbrahim Alaeddin Göksava'nın Meşhur Adamlar (IIV, 1933-1938) ve Türk Meşhurları Ansiklopedisi (1945). İbnillemin Mahmud
Kemal İnal'ın Son Asır Türk Şairleri (1030-1942) ve Osmanlı Devrinde Son Sadrazamlar (1940-1953) anılabilir. Batı'da neşredilen İslam Ansiklopedi
si'nin Türkçe'ye tercümesi üzerine Isınail Hakkı İzmirli, Kamil Miras, ömer
Rıza Doğru! ve Eşref Edib gibi devrin tanınmış alimleri tarafından çıkanlma
ya başlanan İslam-Türk Ansiklopedisi adlı ilm1 ansiklopedirıin "Abdillgani"
maddesine kadaryalnızca bir cildi tamamlanabildi (1941-1948). Milli Eğitim
Baı<anlığı'nın önce İnönü Ansiklopedisi (ilk dört cilt), daha sonra TürkAnsik
lopedisi (1943-1986) adını verdiği genı;:l kültür ansiklopedisi kayda değer bir
çalışmadır. Celal Esat Arseven'in hazırladığı Sanat Ansiklopedisi CI-V, 1943-
19549 ve Mehmed Zeki Pakalın'ın Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Söz
lüğü de (I-III; 1946-196) aynı bakanlığın neşriyatıdır. Reşad Ekrem Koçu'nurı
hazırladığı, ancak G harfinde kalan İstanbul Ansiklopedisi (I-XI, 1946-1975)
teşebbüsü, daha sonra, onun kadar ayrıntılı olmasa da Kültür Bakanlığı ve Ta
rih Vakfı'nın işbirliğiyle Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi (I-VIII, İstanbul 1993-1995) adlı daha ilm1 bir yayırıla tamamlandı. Tamamlanan ansiklo
pediler arasırıda Dergah Yayınlan'nın neşrettiği Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi de (I-VIII, 1976-1998) anılm·aya değer.zz
iran'da Muhammed Hasan Han'ın İran coğrafyasına dair Mir'at-ı Büldanı Nilsırf (I-IV, Tahran 12!;!4-1297) ve yarım kalan biyografi.k ansiklopedi Name
yi Danişveran' dan Cl-VII, Tahran 1296-1324, Şin harfine kadar) sonra Ali Ek
ber Dihhuda'nın hazırladığı Lugatname 0-XXXX, Tahran 1946-1980) Fars kül
türü ağırlıklı olmakla birlikte telif bir sözlük ve ge~el kültür ansiklopedisi ola
rak ön~m taşır. Abdiliaziz Cevahirkelam yaklaşık kırk yıl çalışarak hazırladığı
Dairetü..'l-Maarif-i İslamiyye-i İran u hemegf-i maarif i Şfa-yı İsnaaşeriyye'nin ancak altı fasikillü yayımlanabildi (1336-1339 hş./1957-1960). İran'ı tarihi ve
çeşitli yönleriyle ele alan bir ansiklopedi de İranşehr'dir (I-II, Tahran 1342-
. 1343 hş./1963-1964). Dairetü.'l-Maarif-i Teşeyyü', Oniki imam Şia'sırıın görüş-
400 islam ve Klasik
lerini yansıtan bir d.iğer ansikloped.id.ir G-IX, Tahran 1366-1381 hş./1988-2002, Şiffm's-sudG.r mad.). Şia ki.Utürüyle .ilgili iki ansikloped.i de Beyrut'ta yayımlandı: Hüseyin el-Emlrı'in Diiiretü'l-Maiirifi'l-İsliimiyye eş-Şfiyye, I-V, Beyrut 1410/1990) ve Muhammed Hüseyin el-A'leınl el-Ham'nin Diiiretü'l
Maiirifi'i-Şfiyyetü'l-Amme (I-XVIII, Beyrut 1413/1993,2. baskı). Şi:a dünyasında farklı bir örnek olarak Muhammed Bakır el-Meclisi'nin (ö. 111011698) Şia kelamı, fıklu, tefsiri, Hz. Peygamber ve imamların hayatıyla ilgili bütün Şu rivayetlerini toplamaya çalıştığı 110 ciltlik Bihiirü'l-enviir adlı eseri de bir tür
ansikloped.i sayılabilir. Ağa BÜZürg-i Tahram'nin 26 ciltlik ez-Zeria ilii tesiinf---.__ fi'ş-Şfa adlı eseri Şii müelliflere ait çeşitli dillerde 50.000'in ÜZerindeki eserin muhtevası, yazma nüshaları ve baskıları hakkında bilgi verir. Hasan Enilşe'nin hazuladığı Diinişniime-i Edeb-i Fiirsi G-VI, Tahran 1375-1382?) İran, Orta Asya ve Hind.istan alt-kıtasında Fars d.ili ve edebiyatina dair alfabetik bir ansikloped.id.ir.
XX. yÜZyılda İslam dünyasındaki en önemli teşebbüs Türkiye Diyanet Vakfı tarafından çıkarılmakta olan İslam Ansiklopedisi'd.ir. 1983yılında hazulık çalışmalanna başlanan ve beş yıllık hazulıktan sorua yayun hayatına geçen bu ansikloped.i 17.000 maddeden oluşmakta. ve 2004 yılı itibariyle üçte ikisini teşkil eden 28 cild.i basılmış bulurunaktadır. Madde sayısı bakunından benzerlerinin en kapsamiısı olan ve tamamen telife dayanan bu ansikloped.inin Türkiye'de dini iliİnleryarunda tarih, edebiyat ve sanat alanlannda yapılan araştırmalann seviye kazarunasına daha şimd.iden katkı sağlamış olduğU görülmekted.ir. Benzeri bir teşebbüs Diiiretü'l-maiirif-i Bozorg-i İsliimi adıyla
İran'da başlatılrnışsa da çalışmaların yavaş gittiği görülmekted.ir (I-XI, Taliran 1367-1380 hş./ 1988-2002, BirmaVi ma d.) İran' da benzeri bir çalışma da kalite ve muhteva bakunından bunun kadar olmasa da Diinişniime-i Cihdn-:ı İsliim adıyla sürdürülmekted.ir. 1969 yılında İran'daBüngah-ı Tercüme ve Neşr-i Kitab adlı kurum Encyclopaedia of Islam'ın ikinci neşrini İran'ın kültür ve tariIiiyle ilgili maddelerin ilavesiyle Diinişniime-i İran ve İslam adıyla Farsça'ya tercümeye başlamış, 1975-1978 yılları arasında dokuz fasikili yayınlanabilmiştir. İran devrimiyle birlikte bu kurumun yayın programı yeniden belirlenmiş ve onuncu fasiki.Uün 1982'de yayurundan sonra çalışmalar kesintiye uğ
ramış ve on birinci fasikili ancak 1991'de çıkabilıniştir. Bu atadakurumun adı Bünyad-i Dil.iretü'l-Mail.rif-i İslami ve ansikloped.irıin adı d~·Danişniime-i Ci
hiin-ı İsliim'a dönüştürülmüş ve B harfinden yayuna devam edilmiştir (VI.
Cilt, Tahran 1380 hş./2002, Türbet-i Cem mad.). Bu ansiklopedyi neşr~. ilk başlayan .Büngah-ı Tercüme ve Neşr-i Kitab adlı kurumun d.irektörü İhsan Yarşatu, devrimden sorua ansiklopedinin yayımı durdurulunca Amerika'da gerek madde adlarında gerek muhtevada İran ve Fars kilitürünü esas alan Encyclopaedia lranica projesini devreye sokmuştur. İlk fasikülü 1982'de, ve ilk cild.i 1985'te neşredilen bu önemli ilmi ansikloped.irıinXI. cild.i 2003'te yayımlannuş bulurunaktadır (Harem mad.).
islam Dünyasında Ansiklopediler A. Özel 401
Milletlerarası Mukayeseli Hukuk Akademisi Doğu Hukuku Şubesi'nin teklifiyle 1950'li yıllarda Mısır'da başlatılan fi1ah ansiklopedisi hazırlama çabaları 1961'de Mısır Va\<ıflar Bakanlığı İslami işler Yüksek Meclisi'nin işe yüklenmesiyle sonuçlarıdı. 1966'da ilk cildi neşredilen Meusilatü'l-ftkhi'l-İsLamf'nin 2001'de çıkarı XXVII. cildi "intihar" maddesine gelmiş olup daha ilk harf tamamlanmamış bulunmaktadır. Fıkıh kitaplarındaki bilgilerin çok da düzenli olmayarı bir tarzda derlendiği bu çalışmanın aksayarak yürürnesi üzerine 1967 yılında Küveyt Vakıflar ve Din İşleri Bakanlığı benzeri bir arısiklopedi yayınlama kararı aldı. Yapıları hazırlık çalışmala.nrı.ıiı arclırıdarı ilk cildi 1980'de çıkarı ve diğerine rıisbetle daha sistemli ve kullaruşlı oları el-Meu
silatü'l-ftkhiyye'nin 2002 yılında yayımlarıarı 41. cildi "nehiy'' maddesiyle son bulmuştur.
Arap dünyasında yayımlarıarı telif bir arısildop edi olarak Filistirı tarih ve kültürüne dair el-Meusilatü'l-Filistiniyye geniş bir çalışma olup alfabetik dört asıl cilt (Dımaşk 1984) ile belli konuları ihtiva eden yedi büyük ek ciltten (Beyrut 1990) oluşmaktadır. Fas'ta (Mağrib) Ma'lemetü'l-Mağrib adlı genel kültür
arısiklopedisi de "Ha" harfine kadar gelmiştir (1-XI, Sela 1410-142111989-2000). Suriye'de de devlet desteğiyle el-Meusilatü'l-Arabiyye adlı bir genelkilltür arısiklopedisi yayımlanmaktadır (1-VI, Dımaşk 1998-2002, "et-Tanzllii'ttıbbi" maddesine kadar gelmiştir).
Bibliyografya Süheyl Ün ver, ŞarktaAnsiklopedik Eserler O zerine Cfürk Fiziki ve Tabii İlimler Cemiye
tl'nde ).935'te suİ:ıulmuş tebliğ), İstanbull935;
. L. N. Malcles, Les sources du travail bibliographique, Geneve 1950, s. 213-223;
Ömer Rıza Kehhale, Mukadderruit ve mebiihis fi hadareti'l-Arab ve'l-İslam, Dımaşk 1394/1974, s. 259-269;
Ziva Vesel, Les Encyclopedies_persanes: essai de typo/ogie et de classification des sciences,
Paris 1986;
a mlf., "Mawstla" (in Persian), Encyclopaedia ofis/am, Leiden 1991, VI, 907-908;
ömer Musa Biişa, Tilrihu'l-edebi'l-Arabi: el-Asru'l-Memluki, Beyrut 1409/1989, s. 59-95;
Abdülhay el-Kettani, Hz. Peygamber'in Yönetimi: et-Teriltibü'I-İdariyye (çev. ~et
Özel), İstanbul20,03, II, 255-266;
Mevsuiyyun ue mevsililt fi's-sekiifeti'l-Arabiyye ve'l-İslamiyye (nşr. Mektebetü Lübnan),
Beyrut 2000; ·
HüseJlı!. Ali ed-DakO.ld, "el-Hareketü'l-mevsfiiyye fi'l-İslam", Mecelletü'l-Ezher, XXX/9,
1959;-s. 718-723;
Charles Pellat, "Les Encyclopedies dans le monde arabe", Cahiers d'histoire mondiale,
lXli, Neuchatell9!?5, s. 631-658;
a. mlf., "Mawsüa" (inArabic), Encyclopaedia ofis/am, Leiden 1991, VI, 903-906;
402 islam ve Klasik
Regis Blachere, "Quelques reflexiohs sur_les formes de l'encyclopedisme en Egypte et
en Syrie du VIll/XIV si eel e a la fin ·du OOXV. Siecle", Bulletin d'Etudes Orielltales,
XXlll, 1970, s. 7-19 (aynı makale, Regis Blachere, Analee ta, Damas 1975, s. 521-540};
Ahmet Subhl Furat, "Arap Edebiyatında İlkAnsiklopedik Eserler" ,Islam Telkikieri Ens
titiisü Dergisi, VII/1-2, 1978. s. 299-308;
Mahmut Gündüz, "İslamda İlk Ansiklopediler", Türk Kiitiiphaneciler Derneği Biiiten i,
XJCV/1, 1976, s.5-36;
Ihrahim Hafsi, "Recherces sur I e genre Tabaqiit dans la litterature ara be", Arabica, XXI~
II/3, 1976, s.227-265,.XXIV)1, 1977, s.1-41, XXIV/2, 1977; s.l50-186;
Ekrneleddin İhsanoğlu, "Ban Bilimi ve Osmanlı Dünyası: Bir İnceleme Örneği ôlarak Modern Astronominin Osmanlıya Girişi", TTK Be/leten, LVI/217 (1992), s. 753-754.
Vediid el-Kiicli, "Meiicirnü't-teriicim: tanzimuha'd-diihill ve ehemmiyetüha's-sekiifiy
ye", el-Kitab fi'l-alemi'l-İslami (nşr. George N. Atiyeh, İngilizce'den tre. Abdüsset
tiir el-Halved), Küveyt 1424/2003, s. 81-106;
H. Kilpatrick, "Encyclopedias, medieval", Encyclopedia of Arabic Literature, ed. Julie
Scott Meisarni and Paul Starkey, London 1998, I,208-209;
Niisırüddin el-Esed, "ei-Mevsüiit", Kitflbü'l-Mü'temeri's-Seneui es-Sad is: Amma n 20-25
Şeuual1407116-21 Haziran 1987 (Müessetü Ali'l-Beyt), Arnman 1988, s. 37-51;
Sergei Shuiskii, "Encyclopedias ari d Dictionaries, Ara b i c and Persian", Dictionary oftlıe
MiddleAges, NewYork 1989, IV, 442-446;
Traugott Lawler, "Encyclopedias and Dictionaries, Western European", Dictionary of
tlıe Middle Ages, New York 1989, IV, 447-450;
R. L. C., "Encyclopaedia", The New Encyclopaedia Britannica, London 1979, VI, 779~
799;
Ayhan Aykut, "Ansiklopedi", DlA, III, 218-227;
Muhammed Harnidullah, "Dineveri, Ebü Harıife", DlA, IX, 356-358;
Mustafa Çağrıcı, "Edep", DİA. X, 412-414;
Kemal Kahraman, "Encyclopaedia of Islam", DİA, XI, 181-184;
Mahmut Kaya, "İhsiiu'l-ulüm", DlA, XXI, 549-550;
İlhan Kutluer, "İlirn", DİA, XXII, 109-114;
Orhan F. Köprülü, "İsliim Ansiklopedisi", DlA, XXIII, 43-44;
Tahsin Görgün, "Kitiibü'l-Hayeviin", DİA, XXVI, 106-107;
E. van Dozel, "Mawsüa" (The Encyclopaedia oflslam}, Encyclopaedia of Islam, Leiden
1991,VI,908-910; \.
Cl. Gilliot, "Tabakiit", Encyclopaedia ofislam, Leiden 2000, X, 7-10;·
Ehsan Yarshater, "Diineş-Niima-ye İran wa Esliim", Encyclopaedia Iranica, 1993, VI, 652-653; \ .
El ton L. D ani el, "Encyclopaedia lranica", Encyclopaedia Iranica, 1998, VIII, 430-432;
a.mlf., "Encyclopaedia of Islam", Encyclopaedia Iranica, 1998, VIII, 432-435;
Ziva Vesel and Hüşang A'lam, "Encyclopaedias, Persian", Encyclopaedia Iranica, 1998,
vrn. 435-439;
El ton L. D ani el, "Encyclopaedia of Islam", Encyclopaedia lranica, VIII, 432-43.5;
is lam Dünyasında Ansiklopediler A. Özel 403
Notlar ı A. Suphi Furat, s. 299; Aylıari Aykut, m, 2ı 7.
2 Geniş bilgi için bk. Kemal Kahraman, Xl, 181-184; E. L. Daniel, Vill, 432-435.
3 Geniş bilgi için bk. Orhan F. Köprillü, XXlD, 43-44.
4 Bk. Sergei Shuiskii, IV, 442-444.
5 Pellat, s. 634-635.
6 CL Gilliot, X, 8.
7 Görgün,XXVI, 106-107.
8 Pellat, s. 635-636.
9 Pellat, s. 638.
ı o Bu üç ansiklopedinin amaç, muhteva ve tertip açısından tahlili için Blachere'in
makalesine bk.
ı ı Ziva Vesel, s. 27-28.
12 A.g.e., s. 33-34.
13 Ekmeleddin İhsanoğlu, s. 753-754.
14 Malınıut Kaya, xxı, 549-550.
15 Ziva Vesel, s. 24.
16Ag.e., s. 13.
ı7 Ag.e., s. 19.
18A.g.e., s. 19-20.
19 Ag.e., s. 14.
20 Eserin muhtevası hakkında geniş bilgi veren Sübeyl Ünver ve daha sonra bu konu
ya temas eden Mahmut Gündüz müellifhakkında bilgi bulamadıklarını belirtirler.
İbn Zünbül Mısır'lı meşhur saray müneccimi ve tarihçidir {b k. DlA, XX, 474-476).
2ı Nasırüddin el-Esed, s. 38.
22 Diğer bazıları için bk. Ayhan Aykut, m, 224-226.
Abstrad
Encyclopedias in the lslamic World
Encyclopedias are studies consisting of s omepartsor all of the fields like science, art, literature, divided into general and distinctive types and dealing with proper nam es primarily of people's and places'; with
concepts, events and subjects in a particular system. Encyclopedias as ' ·. in the form of the inventories of the culture and civilization of the age
and place they are written at, expose the knowledge accurnulation of
the age, deliver first-hand information about iı;tellectual movements and life s tyle. The word encyclopedia as it is used today was first used in Westem languages in the XV]lh century and a century passed before
404 islam ve Klasik
it was used as a comman name for a specific kind of publication. However, the appearance of works in an encydopedycal concept in the Westem world go es back to the times before Christ. Not only there is no word matching in the dassic Arabic for the terrn encydopedia referring to a work mentioning all of the sciences and arts, but also not until the XIX'" century, in the Islarnic world a word fully corresponding etymologically to the word was used. Nevertheless, in a short period after the beginning of the recording (tedvin) of the Islamic sciences, extensive works started to emerge, which compile accumulated knowledge on a specific subject or various fields. --.._ The illiterate Ara b society, as a result of Quranic inspiration, showed an outstanding development, geting farniliar with other cultures and civilizations' accumulation of knowledge. With the first century after the Hegira, as a result of the efforts for a better perception of the Quran and the Sunnah, began the formatian of the Islarnic sciences and especially by the second century of the Hegira, the process of recording these sciences with Jurisprudence and Hadith leading the way. Along with the first tabakat books which consist of the biographies of companions of the Prophet, the hadith narrators and the appraisal of these narrators, the works that followed the tabakat books, consisting of biographies of the people of different sciences and occupations are considered a l<ind of biographical encydopedias. With the translation activities beginning during the Umayyad period, philosophical sciences defined as foreign sciences (ulum Ajamiyya) joined the Islamic (ulıun Islamiyya) or Arabic sciences (ulum Arabiyya) and extensive studies were achieved in those fields, to o. During all the developments mentioned, the ada b (ada b) literature appeared in the form of works reflecting society's knowledge and culture inheritance. These works, . which provide knowledge for the cultivation of people participai:ing in the highest degrees of the state bureaucracy as well as covering the spiritual and philosophical demands of people of certain cultural level, are the first studies which could broadly be defined as encydopedias. The comman characteristic of these encydopedias, excepting a few, is their aim to compensate the knowledge craves of cultured and esteemed people, though these encydopedias may differ from each other slightly in the presentation and systematization of tt.ıe subjects, highlighting the im portance of different subject$, the quotation styles, and the review and evaluation of the knowledge. In or der to separate the fields and borders of sciences and to define the relationship between those fields, to evaluate systematically the accumulation of different disciplines, to create educational curricula, in a field entirely different from the adab literature, out of the need for inventory accounting of the sciences, anather kind of encydopedia also appeared. Since counting, dassifying and evaJuating encydopedical works completely would require a long time and an extensive study, here, it is dıasen to introduce them by sampling betwe.en the borders of a paper.