slam dunk dergi - sayi 30

112
SLAMDUNK JASON “Hİç VAZGEçMEYEN ADAM” 100 AVRUPANIN EN İYİ OYUNCUSU BÖLÜM 8: 29 - 20 OVERTIME HABERLER NBA / NCAA EUROLEAGUE KIDD HAFTALIK BASKETBOL DERGİSİ 07 - 13 OCAK 2013 / SAYI: 30 WILT CHAMBERLAIN

Upload: bilgehan-aras

Post on 19-Mar-2016

305 views

Category:

Documents


5 download

DESCRIPTION

Haftalik Basketbol Dergisi

TRANSCRIPT

SLAMDUNK

JASON“Hİç vazgeçmeyen adam”

100 AVRUPANIN

EN İYİ

OYUNCUSUBÖLÜM 8: 29 - 20

OVERTIME HABERLER

NBA / NCAAEUROLEAGUE

KIDD

HAFTALIK BASKETBOL DERGİSİ 07 - 13 OCAK 2013 / SAYI: 30

WILTCHAMBERLAIN

S L A M D U N K D E R G İ a p p s t o r e ’ d a . K e n d i a p l i K a s y o n u y l a d a y a y ı n d a . ı p a d v e ı p h o n e ’ u n u z l a t ü r K i y e ’ n i n t e K o n l ı n e h a f t a l ı K B a s K e t B o l d e r g i s i n i i s t e d i ğ i n i z z a m a n , i s t e d i ğ i n i z h e r

y e r d e o K u y a B i l i r s i n i z . t e K y a p m a n ı z g e r e K e n a p p s t o r e ’ d a n “ s l a m d u n K ’ ı ü c r e t s i z i n d i r i p, K e y i f l e o K u m a y a B a ş l a m a K . . .

o n l ı n e h a f t a l ı K B a s K e t B o l d e r g i s i S L A M D U N K D E R G I . C O M

a p p l e s t o r e ’ d a

E D İ T Ö R

SLAMDUNKSLAMDUNK DERGİSİBARAS PRO YAYINCILIK

TALATPAŞA CAD.

CAM PRAMİD. NO: 27

80641 / GüLTEPE / İSTANBUL

E: [email protected]

W: slamdunkdergi.com

T: 0 533 552 07 49

Yayın YönetmeniBilgehan [email protected]@gmail.com

Yazı İşleri MüdürüBurçin S. Yalçı[email protected]

Art DirektörÇetin [email protected]

EditörlerUtku Ulutaş[email protected]

Bulut Çiftç[email protected]

Katkıda Bulunanlar

Köksal ÇiftçiNuray ÇiftçiBaykan UlutaşEnder SarıhanlıMehmet GüleryüzAhmet Boyacılar

Reklam RezarvasyonBilgehan [email protected]

T: 0 533 552 07 49

0 212 325 91 25

AVRUPA’NIN EN İYİ 100 OYUNCUSU BÖLÜM 8: (29 - 20)

Euroleague tarihinin gelmiş geçmiş en iyi 50 oyuncusu 3 Şubat 2008 tarihinde FİBA tarafından İs-panyanın başkenti Madrid’de açıklan-

dığında, bir çok ismin aslında bu listede yer alması gerektiği ve bu sayının tanımlama için yetersiz olduğunu düşündüğümü hatırlıyorum. Yirmibeş yıldır basketbol izleyen ve araştıran biri olarak, çok alışılmış bir klişe olacak belki ama kimler geldi kimler geçti hayatımızdan demek geliyor içimden. Biz Slam Dunk Dergi’si olarak küçük bir araştırmayla bu sayıyı 100’e çıkardık. Avrupa liglerinde oynamış en iyi 100 oyuncuyu sizleri için derledik. Ayrıca bu oyun-

culara “coach”luk yapmış en iyi 10 antrenör de önümüzdeki sayılarda sizlerle buluşacak. Bu haftadan başlayarak listeyi biraz daha geliştireceğiz ve haftalar ilerledikçe siz bas-ketbolseverlerde görecek ki, gerçekten olağa-nüstü isimleri izlemenin keyfini yaşadığımızı düşüneceğiz ve nostaljik bir keyif alacağız. Bunların bir kısmı ülkemizede uğradı. Bugünün Euroleague selefi olan FIBA Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası, kuruluşundan bu yana ellinci yıldönümü vesilesiyle böyle bir seçki yapmış-tı. Umarız siz de basketbol anılarınızı yeniden canlandıracak bu isimlerle lezzetli bir yolculu-ğa çıkarsınız.

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 03

OV E RT I M E H A B E R L E R / N B A

SixerS Kobe’yİ DelİrttİLOs ANgELEs LAkERs’IN süpER yILDIzI kOBE BRyANT, TAkIMININ pHILADEpHIA 76’ERs’A kAyBETTİğİ MAç sONRAsI ADETA DELİyE DÖNDü.

04 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

LAKErS’tA 103-99’lUK skorla mağlubiyet sonrasında, kaydettiği 36 sayıyla takımının en etkili ismi olan Kobe, buna

karşın savunmada Jrue Holiday ile Evan turner’ın savunmasında zorlanmıştı.

takımın ortaya koyduğu oyundan memnun olmadığını açık bir şekilde dile getiren yıldız oyuncu, “Bizim savunma ile ilgili bazı şeyleri değiştirmemiz gerekiyor. Açıkçası biz ne hücumda ne de savunma-da yeteri kadar agresif değiliz. Bu maçta ne yapmak istediğimizi de anlayabilmiş değilim” dedi.

Kobe’nin ayrıca takım arkadaşlarından

Pau Gasol ile Dwight Howard’ın per-formansından memnun olmadığı ifade edildi. SD

Ayin OyunculAri lebron Ve Paul

NBA’DE ArAlIK AYInIn En DEğErlİ oyuncuları Miami Heat’ten leBron James ve lA Clippers’tan Chris Paul olarak açıklandı.

Doğu Konferansı’nda ayın en değerli oyuncusu seçilen son şampiyon Miami Heat’in süper yıldızı leB-ron James, 27.5 sayı- 8.1 ribaund- 7.5 asist ve 2.0 top çalma ortalamaları yakalamıştı. leBron ayrıca, bu karşılaşmalarda % 55 iç saha isabeti ve %40 üç sayı yüzdeleri elde etmişti. lA Clippers’ın All-Star oyun kurucusu Chris Paul ise takımının 16-0’lık derece-sinde 16.0 sayı- 9.3 asist- 3.0 ribaund rakamlarıyla yardımcı olmuştu. SD

Hill, ocaK’ta DönebİleceK Mİ?

LoS AnGElES ClİPPErS’In YAz DÖnEMİnDE kadrosuna kattığı 40 yaşındaki tecrübeli forvet Grant Hill’in, ocak ayında takıma dönmeyi plan-

ladığı belirtildi. Sağ dizindeki sakatlık problemi nede-niyle bu yıl henüz hiçbir karşılaşmada yer alamayan Hill, daha önce aralık ayı içerisinde takıma dönmeyi planlamış ancak bunda başarılı olamamıştı. tecrübeli oyuncu durumuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Umarım kısa süre içerisinde takıma katılabilirim. Vücudumun tedaviye nasıl yanıt verdiği önemli. Ancak ben 30’ar dakikalık aralıklarla koşu bandında çalışıyorum” dedi.

Duke Üniversitesinin yıldızlarından biri olan Hill, son olarak Phoenix Suns takımının kadrosunda yer almıştı. SD

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 05

OV E RT I M E H A B E R L E R / N B A

SpurS’te StePhen JacKSon SaKatlanDı

MInnESotA tIMBErwolVES’DA KISA Bİr San Antonio Spurs’un tecrübeli forve-ti Stephen Jackson, takımının new York

Knicks ile oynadığı karşılaşmada sakatlandı. Mücadelenin ilk periyotunda şut kullanırken ayak

bileğini burkan Jackson, oyuna da devam edemedi. tecrübeli oyuncu, sadece üç dakika süre alabildiği mücadelede herhangi bir istatistik kaydedemedi. Jackson’ın, yapılacak kontrollerin ardından durumu-nun netlik kazanması bekleniyor. SD

t-WolVeS’Dan Çİfte AtAk

MInnESotA tIMBErwolVES GEnEl Menajeri David Kahn’ın kadrosuna Anderson Varejao ile birlikte JJ redick’i dahil etmek

istediği iddia edildi. Bir dış skorer bir de pota altı oyuncusunu takas

yoluyla kadrosuna katmayı planlayan Kahn’ın, JJ re-dick için orlando Magic’e Derrick williams ile birlikte draft hakkı önereceği belirtildi.

Ayrıca Kevin love’ın yanına bir uzun oyuncu almayı düşünen Kahn’ın gündeminde yer alan Anderson Va-rejao için nikola Pekovic ile başlayan bir teklif suna-cağı da kaydedildi. SD

06 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

MAvS’te bİrlİK ZaManıDALLAs MAVERIcks’TE sON MAçLARDA ALINAN yENİLgİLER sONRAsINDA OyuNcuLARIN BİR ARAyA gELEREk fİkİR ALIşVERİşİNDE BuLuNDuğu BELİRTİLDİ.

TAKIMIn tECrÜBElİ ForVEtİ Shawn Marion, iyi mücadele et-melerine karşın alınan olumsuz

sonuçlar üzerine, “Biz sürekli birbirimiz-le fikir alışverişinde bulunuyoruz. Eğer ortada bir sorun varsa da bunu çözmek istiyoruz. Sonuçta hepimiz bu takımın başarısı için bir aradayız” dedi.

Dirk nowitzki’nin henüz form tutma-ması ve son 10 maçta alınan 9 yenilgiyi değerlendiren antrenör rick Carlisle’da, “Burada çok iyi oyuncular var. Her biri de birey olarak iyi insanlar. Bu durumu sorgulamaları da olumlu bir durum” açıklamasında bulundu. SD

OV E RT I M E H A B E R L E R / N B A

JOHnSOn’in oğlu boMbalaDıBROOkLyN NETs’İN gEçTİğİMİz HAfTA İçERİsİNDE AVERy JOHNsON’IN İşİNE sON VERMEsİ, HEM TAkIMDAkİ HEM DE LİgDEkİ OyuNcuLARIN Büyük TEpkİsİNİ ALMIşTI.

KASIM AYInIn AntrEnÖrÜ seçildikten sonra kovulan Johnson için oğlu Avery John-son Jr da twitter’dan adeta

babasını savundu. oyuncuların boş pozisyonda şutları değerlendiremediğini ve bunun faturasının da babasına kesildi-ğini belirten Johnson Jr, “Evet bu benim babamın hatası. Bu nedenle de üzgünüm. Eğer bu takım babama bir sezon şans verseydi o zaman her şeyin farklı olaca-ğını görürlerdi. Ancak bu tam bir rezillik. Babam harika bir antrenör. o geçen ayın en değerli antrenörü seçildi. Ve bu orga-nizasyon onu kovuyor” dedi.

Açıkçası küçük Johnson babasına ya-pılan bu davranış sonrasında duygusal bir açıklama yapmış. Yine de haksız olmadığı noktalar da yok değil. SD

08 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

knickS, aMare’ye KaVuştu

NEw YorK KnICKS’İn YIlDIz ForVEtİ Amare Stoudemire, takımının Portland trail Blazers ile oynadığı karşılaşmada bu sezon

ilk kez forma giyebildi. Uzun bir sakatlık sürecinin ardından Blazers karşı-

sında mücadelenin ilk periyotunun bitimine 3 dakika kala oyuna dahil olan Stoudemire, Madison Square Garden’daki taraftarları selamlamayı da ihmal etmedi.

İlk maçında 17 dakika oyunda kalan tecrübeli oyuncu, 6 sayı- 1 ribaund- 1 blokla da mücadeleyi noktaladı. SD

DurAnt İÇİn bİr İlK

OKlAHoMA CItY tHUnDEr’In SÜPEr yıldızı Kevin Durant, Brooklyn nets mücade-lesinde kariyerinde ilk kez oyundan atıldı.

Mücadelenin final periyotunda thunder’ın 104-90’lık skorla geride olduğu ve maçında bitimine 1:57 kaldığı dakikalarda sinirleri tamamen gerilen Durant, perdeleme sonrasında hakemin kararına itiraz edince oyundan ihraç edildi. SD

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 09

OV E RT I M E H A B E R L E R / E u RO L E Ag u E / E u RO c u p / E u RO c H A L L E N g E c u p

HAftAnin Mvp’Si bobby broWn

ToP 16’nIn İKİnCİ haftasında temsilcimiz Fener-bahçe Ülker’i 98-92’lik skorla mağlup eden Montepaschi

Siena’da ABD’li oyun kurucu Bobby Brown, 41 sayı- 7 asistlik bir oyun ortaya koyarak 50 puan topladı.

Bu sezon üçüncü kez turkish Airlines Euroleague’de MVP seçilen Brown’ı, yine aynı karşılaşmada rakip potaya 31 sayı bırakan ve 34 puan toplayan Bojan Bog-danovic takip etti. SD

TuRkIsH AIRLINEs EuROLEAguE TOp 16’DA İkİNcİ HAfTANIN EN DEğERLİ OyuNcusu MONTEpAscHI sIENA’DAN BOBBy BROwN OLDu.

10 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

OV E RT I M E H A B E R L E R / E u RO L E Ag u E / E u RO c u p / E u RO c H A L L E N g E c u p

MilAn MAcvAn aMelİyat olDu

GAlAtASArAY MEDİCAl PArK ErKEK Basketbol takımı’nda önceki gün antrenman-da burnu kırılan Sırp oyuncu Milan Macvan

ameliyat oldu. Sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, Medical

Park Bahçelievler Hastanesi’nde çekilen tomogra-fi sonucunda burnunda kırık olduğu saptanan Sırp oyuncunun ameliyat olduğu bildirildi.

Milan Macvan’ın, Galatasaray Medical Park’ın UlEB Avrupa Kupası’nda 9 ocak Çarşamba günü rusya’nın Unics Kazan takımıyla yapacağı maçta oynayabileceği kaydedildi. SD

SHerMADini, ayrılDı

MACCABI tEl AVIV’İn YAz DÖnEMİnDE büyük umutlarla kadrosunda dahil ettiği Gürcü asıllı pivotu Giorgi Shermadini’nin,

takımla olan ilişkisinin kesildiği belirtildi. 1+1 yıllık kontratla kadroya dahil edilen ancak

David Blatt’ın beklentilerini karşılayamaması nede-niyle gözden çıkartılan 23 yaşındaki yetenekli uzunun, turkish Airlines Euroleague’de yer alan bir takımla anlaşması bekleniyor.

Bu yıl Maccabi tel Aviv forması altında 9 karşı-laşmada oynayan Shermadini, 4.8 sayı- 2.3 ribaund ortalamaları yakalamıştı. SD

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 11

10 17 - 23 EKİM 2011 / SLAMDUNK

JaSon “Hİç vazgeçmeyen adam”

kiDDOnsekiz yıl önce bu lige bir adam geldi. Elinde bir top, kolunda bir bant vardı, o kadar! Tek başınaydı. Herkes ona yapamazsın diyordu. Ona burada yıldız olamazsın dediler, oldu. Yüzük takamazsın dediler, taktı. Ona sen sadece bir guardsın, sen tek başına bu halinle, bu koca ligin tepesine mi çıkacaksın, yapamazsın dediler.yaptı. Ve öyle görünüyor ki yapmaya da devam edecek...

07SLAMDUNK / 10 - 16 EKİM 2011

Bu hafta sizlere tanıtmak istediğimiz oyuncu, o başarısız Nets’i bataktan kurtarıp ard arda iki yıl NBA finaline taşıyan süper yetenek ve NBA’in gülen yüzü. O Jason Kidd

“NEtS, BAşARISININ BİR SÜRPRİz OLMAdIğINI YİNE JASON KIdd’İN ÜStÜN OYUNU İLE hERKESE KABUL EttİRdİ”

NBA’DE trIPlE-DoUBlE dendiğinde, bir zamanlar akla gelen ilk isim Jason Kidd’den başkası değil. İşte karşınızda Hız ve Zekanın Ku-sursuz birleşimi ve üstün Amerikan Teknolojisi; JASON KIDD...

1967’de start alan ve 1976’ya kadar 9 sezon faa-liyet gösteren ABA liginin son şampiyonu (1975-76) New York Nets, 1976 senesinin Haziran ayında India-na Pacers, San Antonio Spurs ve Denver Nuggets ile birlikte NBA ligine katılmıştı. NBA ligine katıldığında New York’tan, 1967’de ilk kurulduğu şehir olan New Jersey’e taşınan ekip 1976-77 NBA sezonu ile birlikte New Jersey Nets adı ile NBA liginde mücadele et-meye başladı. İlk NBA sezonunda 22 galibiyet alarak ligin 22. ve son takımı olan Nets, bir sonraki sezonda ne yazık ki bu kötü ünvanını devam ettirdi. 1978-79 sezonunda ise Bernard King’in takıma katılması ile bir önceki sezona göre 13 galibiyet fazla alarak ilk defa NBA Playofflarında yer aldı ve o dönemde 3 maç üzerinden oynanan ilk turda Philadelphia’ya her iki maçta da mağlup olarak sezonu kapadı. 1983-84 sezonunda tekrar playoff başarısı yakalayan ve ilk defa ilk turu geçme başarısını gösteren Nets (Phi-ladelphia 3-2), bir üst turda Milwaukee’ye 4-2 elen-mekten kurtulamadı. 1985-86 sezonundan itibaren genelde ilk 10 sıranın dışında yer alan, playofflara kalabildiği senelerde (1992-1993-1994-1998) ise ilk turdan öteye gidemeyen Nets’de her şey 2001-02 sezonunda değişti. Bir önceki sezona kadar son 16 yılda sadece 3 kez .500 galibiyet oranını geçebilen ve playoff’a kalabildiği 4 sezonda ilk turdan öteye gide-

N B A JA s O N k I D D

14 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

meyen (16 playoff maçında sadece 4 galibiyet) Nets, NBA tarihinin en başarısız ve oyuncular tarafından en az tercih edilen takımlarından biriydi. Aslında kadro-ları 1998’den itibaren çok çok gelişmişti ama başarı bir türlü gelmiyordu. 1997’de draftta 2.sıradan seçilen Keith Van Horn draft-takas yolu ile kadroya katıldı. Backcourt’ta Sam Cassell, Kerry Kittles, frontcourt’ta tecrübeli Kendall Gill ve NBA ribaund krallığında 2.sı-rayı alan Jayson Williams ile Nets geleceğin takımı olarak gösteriliyordu. Ama bir türlü gelmeyen başarı önce Cassell’ın başını yaktı ve 1999’da takas yolu ile kadroya Stephon Marbury katıldı. 2000 Draftında ilk sıradan seçme hakkı elde edildi ve Cincinnati’nin forvet oyuncusu Kenyon Martin, takıma dahil oldu. Ama yine de Nets son sıralardan kurtulma başarısını gösteremedi ve Marbury takas ile takımdan gönde-rildi. İşte o takasta Marbury’e karşılık kadroya katı-lan O oyuncu Nets’in çehresini değiştirdi ve Nets’e sanki sihirli bir değnek deymişçesine takım tarihinin en başarılı regular sezonunu geçirerek bir evvelki sezona göre 26 fazla galibiyet ile (52 galibiyet ile .634’lük galibiyet oranı) Doğu Konferansında ilk sırayı aldı. Playoff’larda ilk turda Indiana’yı, ikinci turda Charlotte’ı eleyerek NBA tarihlerinde ilk defa Doğu Konferansı Finaline yükseldi. Burada rakip Boston’du ama yine O oyuncu serinin kaderini değiştirdi ve Nets tarihinde ilk defa NBA finaline çıktı. Ama NBA Fina-linde O oyuncun gücü Lakers efsanesine karşı koya-madı. Nets, bir önceki sezon başarısının bir sürpriz olmadığını yine bu oyuncunun üstün oyunu ile her-kese kabul ettirdi ve 49 galibiyet ile Doğu Konferan-sında 2.sırayı aldı. Playofflarda ilk turda Milwaukee’yi 4-2 geçtikten sonra ikinci turda Boston’u ve Doğu Finalinde Detroit’i 4-0’lık sonuçlarla süpürerek ard arda 2.defa NBA Finaline yükseldi. Böylece Chicago Bulls efsanesinden sonra ilk defa bir Doğu takımı ard arda 2 yıl NBA Finalinde oynama başarısını yakaladı. Ama bir önceki sezon Shaq, daha sonra ise Duncan, Nets’in final serisini kazanmasını engelledi ve Nets sezonu NBA Finalisti olarak kapadı.

İşte bu hafta sizlere tanıtmak istediğimiz oyuncu, o başarısız Nets’i bataktan kurtarıp ard arda iki yıl NBA

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 15

16 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

finaline taşıyan, skorer kimliği veya gösterişli basketbolu ile değil takımını oynatan ve etrafındaki oyuncuların kabili-yetlerini açığa çıkartan oyunu ile sivrilen O takas ile takıma katılan oyuncu. İşte karşınızda, basketbolunu zekası ile bir üst seviyeye taşıyan ve kendisine göre bir çok yetenekli oyuncuyu oyun bilgisi ile gölgede JASON KIDD…

Tam adıyla Jason Frederick Kidd, hava yolu müfettişi bir baba ve banka memuru bir annenin çocuğu olarak 23 Mart 1973’te California Alameda’da dünyaya geldi. Çocuk-luğunda, Jason’ın favori sporu futboldu. Basketbolla resmi tanışması 3.sınıftayken yanına gelen 4.sınıfların basketbol takımlarında onu görmek istemeleriyle olmuştu. Böylece Kidd, Saint Joseph of Notre Dame lisesi basketbol takımı-na giriyordu. 1990-91 sezonunda takımı California Division 1 eyalet şampiyonluğunu kazanırken genç Jason’ın payı inkar edilemeyecek derecede büyüktü. İkinci senede aynı başarı tekrarlanmıştı. Okulun iki senede yaptığı 69 maçtan 63’ünden galip ayrılması Kidd’in ne kadar yetenekli oldu-ğunu gösteriyordu. Aslında maç başına yakaladığı 25 sayı, 10 asist, 7 ribaund ve 7 top çalmalık performansı da bunu gözler önüne seriyordu. Onun bu başarısının temelleri as-

lında Oakland’in asfalt sokak sahalarında atılmıştı. Jason, Alameda’dan idi. Yani şehrin “düzgün ve temiz” tarafından. Bu da onu diğer zenci sokak oyuncularından farklı yap-maya yetiyordu zaten. Fakat o, sadece geldiği yerle değil oynadığı oyunla da farkını gözler önüne sermişti. O, sanki takım arkadaşlarının -hatta onlardan bile önce- nereye gideceğini kestirebiliyordu. Bu özelliğiyle kendini sokakta kabul ettirdi ve o sıralar NCAA’de Oregon Ducks’ın yıldızı

“JASON KIdd, hAVA YOLU MÜfEttİşİ BİR BABA VE BANKA MEMURU BİR ANNENİN çOCUğU OLARAK 23 MARt 1973’tE CALIfORNIA ALAMEdA’dA dÜNYAYA gELdİ”

N B A JA s O N k I D D

18 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

İKİ KAPAK SEÇENEĞİ İLE TÜM KİTAPÇILARDA!

MÜREKKEP YAYINLARI

ARKA PENCERE İFTİHARLA SUNAR!

2011 SİNEMA YILLIĞI

20 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

“JASON İLK Cİddİ ÜNİVER-SİtE BURSU tEKLİfİNİ 14 YAşINdA BİR MEKtUPLA ALdI. “şİMdİdEN Mİ?” dİYE dÜşÜNÜP YANLIş OLABİ-LECEğİNE KARAR VERdİ”

Gary Payton ile tanışma ve tabi maç yapma fırsatı buldu. (NBA yıldızlarından size Payton’ı anlatmala-rını isteseniz size ilk önce ne savunmasından ne de hücumundan bahsederler. İlk söyleyecekleri özelliği onun maç boyunca durmayan çenesi olacaktır. Evet Payton NBA’in en kıdemli savunmacılarından biri bu konuda herkes hemfikir, ama bunda rakibiyle konuşa-rak onu demoralize etmesinin payı yadsınamayacak derecede büyük.) Payton’a göre Jason çok yetenekli bir gençti ve özellikle hücumda takımını sırtlayabi-lecek, sorumluluk alabilecek kapasitedeydi, fakat savunması yeterli seviyede miydi? Bu noktada Gary nam-ı diğer ‘The Glove’ (rakibini eldiven gibi sardığı söylenir) devreye girmiş ve Kidd’e bir eğitmen eda-sıyla yaklaşmıştı. Tabi bir sokak basketbolcusundan nasıl bir eğitmen olabilirse ancak öyle... Payton karşı-sında savunma olarak Jason’ı gördüğünde ona daha fazla yüklendiğini, daha sert oynadığını, çamurluk yaptığını ve tabi en çok ona konuştuğunu inkar etmi-yor. Fakat bunların hepsinin onun sertliğe alışması ve sert oynaması için gerekli olduğunu da söylüyor. Pay-ton onla yaptığı her maçtan sonra kendisini evdekile-re şikayet ettiğini ama ertesi gün daha bir azimle onu durdurmak için gene asfalt sahada onu beklediğini de ekliyor. Jason ise o zamanlardaki eğitmeni hakkında övgüyle söz ediyor: ”Kuralları en iyisinden öğrendim”. Bunlar olurken Jason henüz 14 yaşındaydı ve oku-lu Saint Joseph of Notre Dame başarıdan başarıya koşuyordu. Bu başarılar yetenek avcılarının iştahını kabartmıştı. Jason ilk ciddi üniversite bursu teklifini o sene -yani 14 yaşında- bir mektupla aldı. “Şimdi-den mi?” diye düşünüp yanlış olabileceğine karar verip teklifi geri çevirdi. İyi olduğunu biliyordu fakat o kadar da değildi. Kim bilir kaç kalburüstü oyuncuya bu tip teklifler yapılmış ve kim bilir kaçı buna “Evet” diyip harcanmıştı. Fakat o sıralar Kidd’in çevresine baktığınızda bu teklifin adeta “geliyorum” dediğini görebilirsiniz. Okulunda Jason Kidd tişörtü adeta bir üniformaydı. Giymeyene adeta uzaylı gözüyle bakı-lıyordu, röportajlar gazete haberleri de cabası... Ve

N B A JA s O N k I D D

22 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

Jason’ın okulundaki son senesi gelmiş çatmıştı. Bu da ertesi sene için bir üniversite seçimini beraberinde getiriyordu. Daha sonra seçeceği California, o sene başında kafasında oluşturduğu 5 kolejden biri değildi. Hatta California’yı hiç “resmi” olarak ziyaret etme-mişti. Düşünülenin aksine California koçu Lou Cam-panelli ile de hiç bir bağlantısı yoktu. Tüm bunları bir terazinin “olumsuzluklar” kefesine koyarsanız diğer kefeye çok değerli bir şey koymalısınız ki seçiminizi o üniversiteden yana yapmanız için ağır bassın. Jason için California’nın tek olumlu yanı “evine, yuvasına yakın” olmasıydı. Hatta o kadar yakındı ki öğretmen-lerle sokakta, sporcularla spor salonunda veya asfalt sahada kim bilir kaç kez karşılaşmıştı. Sonuçta Kidd, elinde USA Today’in High School Player of the Year ödülü, kolej ligleri asist krallığı ve biri önceki seneden toplam iki California Player of the Year ödülüyle Cali-fornia Üniversitesi’nin yolunu tuttu.

Fakat işler umulduğu gibi gitmedi. Kidd koç Lou’nun devamlı takım arkadaşlarına küfretmesin-den onları aşağılamasından hoşlanmıyordu. Koçluk küfrederek motive etmek değildi. Zaten Campanelli, Kidd’e karşı da özel bir ilgi duymuyor diğer oyuncula-ra nasıl davranıyorsa ona da öyle davranıyordu. Ta-kım Campanelli’den şikayetçiydi. Sonuçta Jason’ın ilk senesinin sonlarına doğru Campanelli’ye kapının yeri gösterildi ve yerine asistanı Todd Bozeman getirildi. İlk NCAA sezonunda 13.0 sayı, 7.7 asist, 4.9 ribaund, 3.79 top çalma ortalamalarını tutturan Kidd, Pac 10 Konferansında hem asist hem de top çalma kralı oldu ayrıca Gary Payton’a ait olan Pac 10 Konferansı top çalma rekorunu da kırdı. Koç değişikliği de hemen et-kisini gösterdi ve Kidd 1993-94 sezonunda 16.7 sayı, 9.1 asist, 6.9 ribaund ortalamalarıyla konferansta adeta her istatistikte zirveye oynuyordu. Birkaç hafta sonra Jason, birkaç inanılmaz son saniye atışıyla ta-kımı California Golden Bears’ı 93 NCAA Turnuvasına taşıdı. Maç kazandıran şutlarından ilki LSU, ikincisi ise, önceki iki senenin NCAA şampiyonu Duke Blue Devils karşısındaydı. Kidd bu maçta 14 asist, 11 sayı, 8 ribaund, 4 top çalmayla “normal” oyununu sergile-mişti. Blue Devils, o sene de şampiyon

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 23

24 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

“JASON’IN İLK SENESİNdE BİR SENE EVVEL LİgİN 13 gALİBİYEt İLE SON SIRA-SINdA BULUNAN dALLAS, BİR ÖNCEKİ SENEYE gÖRE 23 MAç fAzLA KAzANdI”

luğun en büyük favorilerindendi zaten Duke’un favori olmadığı sene yok gibi fakat Kidd’in game-winner’ı onları three-peat hayallerinden uyandırdı. Bu maçta Bobby Hurley’nin savunmasında attığı son saniye şutu Sports Illustrated kapağına taşınan Kidd, sop-homore senesinin ardından (yani kolejdeki 2. senesi sonunda) profesyonel olmaya karar verdi. Kidd, iki senelik kısa üniversite kariyeri süresinde daha sonra Phoenix’de beraber oynayacağı Kevin Johnson’ın asist ve top çalma rekorlarını kırmıştı. 92-93 yılında aldığı PAC-10 Freshman of the Year ödülünün yanına bu sefer PAC-10 Player of the Year ödülünü ekliyor-du. Ayrıca Kidd, bu ödülü alan ilk 2.sınıf öğrencisiydi.

Jason Kidd, NBA’ye adımını 1994 Draft’ında Glenn ‘Big Dog’ Robinson’ın arkasından, Grant Hill’in önün-den 2. sırada Dallas Mavericks tarafından seçilerek attı. Jason, böylelikle Dallas’ın genç ilk beşindeki Jamal Mashburn ve Jim Jackson’dan sonraki üçün-cü “J” oldu. Mavs sezona çok iyi başladı. Oyuncular koştukları zaman topun kendilerine geleceklerinden emin oldukları için çok rahat oynuyorlardı, kendile-rine olan güvenleri tamdı. Jackson ve Mash’in 50 sayılık maçları bunun göstergesiydi. Bu sırada Kidd box score’larda pek dikkat edilmeyen, fakat maçı kazanmak için gereken bir çok sorumluluğu alıyordu. Uzun adamlara ribandlarda yardım ediyor, takımın skorerleri sıkıştığında top kullanmaktan çekinmiyor, top çalıyor savunma yapıyor, rakibin yıldızını kilitli-yordu. Yani, takım kimyasının en önemli parçasını oluşturuyordu. Jason’ın ilk senesinde bir sene evvel ligin 13 galibiyet ile son sırasında bulunan Dallas, bir önceki seneye göre 23 maç daha fazla kazandı (36 G-46 Y) ama Batı’da 10.sırayı alarak playoffla-rın dışında kaldı. NBA tarihinde o ana kadar hiç bir rookie guard takımına bu kadar katkı sağlamamıştı. Gözden kaçan bir nokta ise bu patlamanın takımın skorerlerinden Jim Jackson’ın bilek sakatlığında 31 maç kaçırmasına rağmen gerçekleşmesiydi. Ve sezon sonunda Kidd üstün performansının karşılığını Grant Hill ile birlikte 11.7 sayı, 7.7 asist, 5.4 ribaund

N B A JA s O N k I D D

26 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

ve 1.91 top çalma ortalamaları ile Rookie of the Year (yılın çaylağı) seçilerek alıyordu. Sezonu top çalma krallığında 7., asist krallığında 10.sırada tamamla-yan çaylak Kidd, 4 triple-double ile bu kategoride ise ligin zirvesindeydi. Fakat sonraki sene Dallas ve Kidd için işler istenildiği gibi yürümedi. 3J’nin arası-na kara kedi girdi. Bir takım için en büyük problem oyuncular arasındaki çekişmedir. Fakat çekişme takıma ve oyunculara zarar vermekten başka hiç bir işe yaramaz. Mavericks’te ortaya çıkan ilk problem Jim ve Jamal arasındaki ağız dalaşıydı. Sebebi de pek tabi hücumda alınacak insiyatifti. Hangisinin ilk hangisinin ikinci opsiyon olacağı kafaları karıştıran en önemli soruydu. İkinci fakat en az birincisi kadar önemli olan, Jackson’ın topun kontrolünü istemesiydi. Bu Kidd’in rolünü kısıtlıyordu. Takımda veteran bir lider, tecrübesiyle olaya ağırlığını koyacak biri olma-ması bu tartışmayı uzattıkça uzattı. Sonunda Kidd ortamı yumuşatmaya yönelik bir kaç demeç verdi fakat söylediği şeyler yanlış anlaşıldı ve bağlar tama-miyle koptu. Mavs 26-56’lık dereceyle ligin en altla-rına demir atmıştı. Kidd bütün bu olanlara rağmen 82 maçta forma giymiş ve istatistiklerini 16.6 sayı, 9.7 asist (lig 2.si), 6.8 ribaund ve 2.16 top çalma (lig 4.sü) ile dişe dokunur derecede geliştirmişti. Ayrıca 783 asist ve 553 ribaund rakamlarına ulaşarak 1990-91 sezonunda (Magic Johnson) sonra 700 asist, 500 ribaund rakamlarını geçen ilk oyuncu olmuştu. Regu-lar sezonda 9 triple-double ile, Grant Hill’in ardından (10 triple-double) 2.sırada yer bulurken, 30 Ocak’ta Clippers karşısında 21 sayı, 16 asist ve 16 ribaund rakamlarına ulaşarak, 1989 sezonundan bu yana (Magic Johnson) bir maçta 20 sayı, 15 asist ve 15 ribaund rakamlarını yakalayan ve geçen ilk oyuncu oldu. San Antonio’da düzenlenen All-Star maçına 1 milyonun üzerinde oy alarak seçilirken, Dallas tari-hinde All-Star maçına ilk beşte başlayan ilk oyuncu olmayı da başardı. (7 sayı, 10 asist, 6 ribaund) Tüm bu kişisel başarılara rağmen, çok yetenekli 3 gençle Dallas’ın ligin dibinde olması eleştirilerin çoğalmasına yol açıyordu. Jason’ın bunu o zaman anlaması biraz zordu fakat henüz ikinci senesinde çok önemli bir

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 27

ders almıştı: Kazanmanın önemini. Dallas gibi yetenekli bir takımın bile bir kaç sıradan tartışma sonucu ligin dibine ba-tabildiğini göz önünde bulundurursak bunu ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz. 1996-97 sezonunda ilk 22 maçta 9.9 sayı, 9.1 asist ortalamalarını tutturan Kidd, Dallas’taki düşüşü ve bölünmeyi engelleyemeyince, 1996 Christmas’ın ertesi günü 26 Aralık 1996’da, Tony Dumas, Loren Meyer ile birlikte, Sam Cassell, A.C. Green, Michael Finley karşı-lığında Dallas’tan Phoenix’e takas edildi. Green gidişi ile Suns’ın cap space’inde oldukça büyük bir yer açılmıştı. Bu boşluğun gelecek için yapılacak yatırımlar için yeterli mali kaynağı sağlayacağı kesindi. Fakat Jason’ın kendine göre problemleri vardı ve bunların başında Mavericks geliyordu. Arkasında kendi başına kurtarmak istediği bir takım bırak-mıştı, düzelmesi için çabaladığı bir takım. Fakat Dallas’taki bazı kimseler, Kidd gittikten sonra onun arkasından konuş-muş, çamur atmıştı. Ve Kidd’in elinden hiç bir şey gelmi-yordu. Bu noktada NBA’de henüz üçüncü senesini yaşa-yan Jason yeni bir ders daha öğreniyordu: “Eğer kendini savunmak için elinden bir şey gelmiyorsa bırak oynadığın

oyun senin cevabın olsun”. Phoenix forması altında çıktığı ilk maçta köprücük kemiğinden sakatlanana kadar oynadığı 20 dakikalık bölümde 6 sayı, 9 asist, 7 ribaund ve 3 top çal-ma gerçekleştirmişti. Ama sakatlığı Phoenix forması giyme-sini 21 maç erteledi. 21 maç sonunda formasına kavuşan Kidd, sezonda şut yüzdesini %38’den %42‘ye, 3lük yüzde-sini de %32.3 ten %40.0’a çıkartırken, kalan 32

“26 ARALIK 1996’dA, tONY dUMAS, LOREN MEYER İLE BİRLİKtE, SAM CASSELL, A.C. gREEN, MIChAEL fINLEY KAR-şILIğINdA dALLAS’tAN PhOENIx’E tAKAS EdİLdİ”

N B A JA s O N k I D D

28 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

30 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

“1997-98 SEzONU SUNS İçİN SON dERECE BAşARILIYdI. 82 MAçtA ALINAN 56 gALİBİYEt tAKASIN NE KAdAR YARARLI OLdUğU-NUgÖStERİYORdU”

maçta Phoenix’e 23 galibiyet getirerek playoff yarı-şında büyük bir ivme kazandırmıştı. Sezon sonunda asist krallığında 4., top çalma krallığında 5.olan Kidd, Phoenix forması ile 2 triple-double yapmayı başardı. Ama o sezonki en büyük yenilik Kidd’in kariyerindeki ilk playoff maçına çıkmasıydı. Kidd’in gelişi ile regular sezonu sezonunda (Phoenix Suns, Kidd gelmeden önce, 17 galibiyet, 32 mağlubiyet ile 11.sıradaydı) 40 galibiyet, 42 mağlubiyet ile Batı’da 7.sırayı alan Phoenix 1997 NBA Playofflarında ilk turda Seattle ile eşleşti. 3.maçın sonunda seride 2-1 öne geçen Phoe-nix, evinde oynadığı 4.maçta Kidd’in 23 sayı, 14 asist ve 6 ribaunt’una rağmen salondan 122-115 mağlup ayrıldı. Seriyi 2-2’ye getiren Seattle son maçta 24 sa-yılık farkla salondan galip ayrılarak bir üst tura çıkan takım oldu. Kidd’in ilk playoff tecrübesi 12.0 sayı, 9.8 asist, 6.0 ribaund ve 2.20 top çalma ortalamaları ile noktalanmıştı.

1997-98 sezonu Suns için son derece başarı-lı geçiyordu. 82 maçta alınan 56 galibiyet takasın ne kadar yararlı olduğunun bir göstergesiydi ade-ta. Takım içinde skor yükü öyle güzel bölünmüştü ki rotasyondaki 9 oyuncunun 9 veya daha üstü bir ortalaması vardı. Bu sırada Kidd, Suns takımının bir üyesi olarak kendini kabul ettirmişti. 21 Şubat 1997’de yerel bir televizyonda muhabir olan Jouma-na Samaha’yla dünya evine giriyordu. Çift, 12 Ekim 1998’de çocuk sahibi olacaktı. Kidd “Phoenix’de başıma gelen en iyi iki şey” diye özetliyordu. Fakat playoff’a kaldığı da işin rengi değişti. Cliff Robinson, Penny Hardaway, Antonio McDyess, Tom Gugliotta gibi starlar bulunmasına rağmen PHX playoff ikinci turdan öteye geçemedi. Her sene bir başka sorun çıkıyordu. 97’de sorun, dönemin güçlü ekibi Payton, Kemp, Schremph, Hawkins, Mcilvaine‘i kadrosunda bulunduran Seattle’dı. 98’de ise senenin flaş çaylağı Duncan ve San Antonio’ya boyun eğiyorlardı. 1998-99’da lockout nedeniyle 50 maç üzerinden oynanan sezon sonunda Kidd ilk NBA asist krallığına ulaşır-ken, hem ALL-NBA First Team’inde hem de ALL-NBA

N B A JA s O N k I D D

32 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

Defensive Team’inde yer buldu. Fakat playoffta ilk turda Portland tarafından süpürüldüler. 1999-2000 de Kidd, 2.defa ard arda asist krallığına ulaşırken, ALL-NBA First Team’inde ard arda 2.defa üyesi seçiliyor-du. Playofflarda önceki sezonun şampiyonu Spurs’u yenip tur atladılar fakat rakip Lakers’tı ve sonuç kaçınılmazdı. Başarılı regular sezonların ardından playofflarda bir türlü gelmeyen başarı herkesi rahat-sız ediyordu. Bir günah keçisi bulunmalıydı.

Bir yandan Phoenix takımında bir çok sorun ya-şayan ve zor günler geçiren Kidd diğer yandan 2000 senesinde Sydney olimpiyatlarında Amerika Birleşik Devletleri’ni temsil edecek kadroda ismi açıklandı-ğında yaşadığı sevinç verdiği demeçlerden anlaşı-yordu. “Uluslararası alanda ülkenizi temsil etmekten daha onurlu bir şey düşünemiyorum. Bu benim için büyük bir gurur formayı elimden geldiğince iyi taşıya-cağım.” Eleme turlarında Amerika, İtalya, Litvanya, Fransa, Çin ve Yeni Zelanda’nın olduğu A grubun-dan namağlup bir şekilde çeyrek finallere çıkıyor ve Rusya ile eşleşiyordu. Maç 85-70 USA lehine bitiyor Kidd, Garnett (16) ve Carter’dan (15) sonra 10 sayıy-la takımının galip gelmesinde önemli rol oynuyordu. Yarı finallerde ise 14.700 kişinin izlediği Litvanya karşısında 6 sayıda kalıyordu. Fakat ABD maçtan 85-83 galip ayrılıyordu. Diğer yanda ise Fransa ev sahibi Avustralya’yı 76-52 ile geçerek finalde ABD’nin rakibi oluyordu. Final maçında Fransa’yı 85-75 ge-çen Amerika şampiyonluğa ulaşırken Kidd, Carter’ın Frederick Weis’in (2.16 m) üstünden bastığı smacın asistini yapıyordu. Kidd, Olimpiyat sonunda altın ma-dalyayla ödüllendirilen takımın gardı olmanın yanında bir de aldığı kısıtlı süreye rağmen gümüş karmaya seçilmişti. Tüm turnuva boyunca 6.0 sayı 4.4 asist ile oynamış 5.2 ribaund ile takımda Garnett ve Mourning ten sonra en çok ribaund alan oyuncu olmuştu ama NBA’de yeni sezon onun için çok zorlu geçecekti.

2000-01 sezonu Phoenix medyası için oldukça hareketli geçiyordu. Suns takımının yıldızları birer birer olaylara bulaşıyordu. Önce Penny Hardaway bir kadının kafasına silah dayayıp onu tehdit ettiği gerek-çesiyle suçlanmış ve mahkemelik olmuştu. Daha

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 33

“SUNS BAşKANI JERRY CO-LANgELO JASON’IN OYU-NUN YEtERİNCE “gÖStE-RİşLİ” OLMAdIğINI ÖNE SÜRdÜ. BU AçIKLAMALAR KIdd’İ KIzdIRMIştI”

sonra takımın skoreri Clifford Robinson uyuşturucu ile yakalanmış ve o da Penny ile aynı akıbeti paylaşmış-tı: mahkeme. Ve 18 Ocak günü bu sefer Jason Kidd evde çıkan bir tartışma sonucu karısı Joumana attığı tokat gerekçesiyle göz altına alındı. Çift daha sonra aralarındaki sorunları çözdüklerini ve ayrılmayacak-larını dile getirmiş olsa da Suns yönetiminin gözünde hasar böyle kolaylıkla giderilemezdi. Playofflarda bu sefer Sacramento’ya kaybeden Phoenix’de aranan günah keçisi bulunmuştu.

Suns başkanı Jerry Colangelo Jason’ın oyunun yeterince “gösterişli” olmadığını ve taraftarları tribüne çekmediğini öne sürdü. Bu açıklamalar Kidd’i kızdır-mıştı. Çünkü onun oyun stili söylenilenin aksine rakip onu durdurabileceğini kanıtlayana kadar saldırmak, saldırmak ve saldırmaktı. Aslında asıl problem Suns takımında “bitirici” oyuncuların eksikliğiydi. Siz ne kadar fast break şansı yakalarsanız yakalayın eğer takım arkadaşlarınız işin en kolay kısmını, yani topu çemberden geçirmeyi başaramıyorsa fast breakler hiç bir kazanç sağlamaz. Üstüne üstlük takımı yorar. Phoenix yönetimi de muhtemelen bunu biliyordu fakat Kidd’i kurban etmek tüm takımı baştan yenilemekten takdir edersiniz ki daha kolaydı. “Çoğu kişi deli ol-duğumu düşünüyor, fakat bazen başarmak için deli olmalısınız. Gerçekten bunun [takasın] benim için çok iyi olduğunu düşünüyorum. Aynı derecede Nets için de. Bence fırsat, mücadeledir, kendini kanıtlamaktır. Ve şu durumda ancak maçları kazanarak kendimizi kanıtlayabiliriz. Ben buna hazırım. Biz buna hazırız.”

Bu seferki takas haziran da NBA Draft’inden he-men sonra yapıldı. Başrollerde ise Jason Kidd ve onun hiç benzemek istemediği türde bir guard olan ve “kağıt üstünde” Suns’ın aradığı, taraftarı tribüne çekebilecek atan, tutan, koşan, coşan, coştukça coşturan, ateşli Nets gardı Stephon Marbury vardı.NBA’de iki gerçeklik tartışılmaz: “Turnikeye girerken atılan fazla adım steps değildir ve New Jersey’de oynamayı kimse istemez!” aslında Kidd, NJ ye takas edilmekten çok, bu takası takımdan gelen bir telefon

N B A JA s O N k I D D

34 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

yerine tıpkı halkın geri kalanı gibi medyadan öğren-meye sinirlenmişti. Fakat ertesi gün yapılan basın toplantısında daha önceki senelerdeki olayların ge-tirdiği deneyimle soğukkanlılığını korumuş ve olgun davranarak sorulara cevap vermişti. Tabi ki herkesin kafasındaki en önemli soru Ocak ayındaki tutuklan-manın bu takasta etkili olup olmadığıydı. Jason’ın cevabı “Tabi olabilir. Ama çoğunluk bunun basketbol-la alakalı bir karar olduğu konusunda birleşecektir.” şeklindeydi. Ülkenin diğer tarafında ise başka bir basın toplantısında NJ Nets başkanı Rod Thorn yeni guardlarının takıma kazandıracakları hakkında ko-nuşuyordu: ”En büyük 3 problemimiz ribaund almak, savunma ve takım kimyasıydı. Sadece bir takasla bu üç alanda da eksiklerimizi giderecek konuma gel-dik” Kidd, NJ’e geldiği zaman öncelikle kafasında bazı olayları çözmesi gerekti. Mesela Nets’in aslın-da çoğu insanın düşüncesinin aksine kötü bir takım olmadığını fakat bir türlü gereken patlamayı yapa-madığını anladı. Bunun da tabi ki en önemli sebebi sakatlıklardı. Önce büyük umutlar bağlanan Kerry Kittles’ın sakatlığı daha sonra 2000 draft’ında 1.sı-radan seçilen Kenyon Martin’in kırılan ayağı Nets’in istenilen sonuçları almasına engel oluyordu. 2001-02 sezon başında New Jersey Nets’in kadrosu Kidd için biçilmiş kaftandı. Martin ve Kittles gibi iki süper bitirici özellikleri yüksek oyuncu, set hücumunda şut kulla-nabilecek Van Horn gibi düzgün bilekli bir forvet, Todd MacCoulloch gibi vasat ama uzun bir pivot. Benchte ise Aaron Williams ve Lucious Harris gibi deneyimli iki görev adamı, seyirci coşturan smaçlarıyla çaylak Richard Jefferson. Ve hepsinin ortak özelliği: Kazana-maya dolayısıyla başarıya olan açlık... Başkan Thorn ve koç Byron Scott’a göre Nets’in başarısı için ge-reken iki etmen, az sakatlık ve başarılı bir önderlikti. Sakatlıkların kaçınılmaz olduğu düşünülürse önderlik konusunda Jason devreye girdi ve kendinden önce-ki Marbury’nin aksine takım arkadaşlarına duyduğu saygı ve güven ile onlardan en yüksek derecede yararlandı. Özellikle sezon ortasında verdiği “playoff-lardayız” demeçleri de bunun bir göstergesiydi. Bütün bu sözler koç Scott’a adeta bir şarkı gibi geliyordu.

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 35

36 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

“çAYLAKLAR dA tAKIMA ROLLERİNİ ÖğRENMİş, UYUM SAğLAMIştI. İşLER BÖYLE gİttİğİ SÜRECE NEtS’İN PLAYOff’A gİRME-MESİ İçİN BİR ENgEL YOKtU”

İnanmak başarmanın yarısı derler. NJ sezon başında ligi kafasında çözmüş başarıya giden yolu önceden kestirmişti. Geçen seneki 26-56’lık kötü dereceye sahip takımdan farklı olan sadece 4 çaylak oyuncu (RJ, Scalabrine, Collins, Brendan Armstrong) ve point guard Jason Kidd’di. Bu kadar az değişiklik başarı-yı beraberinde getirebilir miydi?! Koç Scott sezon öncesi kampından bir gün önce Jason’ın takıma söylediği lafları hatırlatıyor. “Kaybetmeye mahkum değiliz. Hepimiz sıkı çalışırsak başarıya takım halinde ulaşabiliriz.” Ve devam ediyor odadaki herkes sandal-yesinin üstündeydi! Tabi ki her zaman görünmeyen kahramanlar vardır. Koç Scott da onlardan biriydi. Yavaş ama emin adımlarla Nets’i Jason’ın en verimli olacağı takım kalıbına soktu. Savunmada mücade-le, her iki pota altında ribaundlar ve rakibin oflama puflamaları arasında devamlı hareket eden bir top. İşte bu Jason’ın stiliydi ve Suns’ta ortaya koyamadığı hızlı oyun NJ de dişlilerin çalışması gibi tıkır tıkır işli-yordu. Komuta Kidd’deydi ve oynayanlar oynadıkları oyundan izleyenlerde sahadaki şovdan büyük keyif alıyorlardı. Kampın ilerleyen günlerinde Nets’in star-ları kendilerini bulmaya başladılar. Van Horn 1.80lik bir şutor gaurd değil de 2.10’luk bir forvet olduğunu, Kittles ise eli sıcakken durdurulamadığını hatırladı. Martin ise Kidd’in sayesinde bir kaç yeni numara öğrenmişti. Fakat en önemlisi üçünün de kendilerine güvenleri yerine gelmişti. Aynı şekilde çaylaklar da takıma rollerini öğrenmiş, uyum sağlamıştı. Herkes gereken katkıyı yapıyordu. İşler böyle gittiği sürece Nets’in playoff’a girmemesi için hiç bir engel yoktu. Kamp bitip de sezon başladığında kimse -taraftarlar bile Nets’in sezon içinde 50 galibiyet alacağını dü-şünmüyordu. Bunun için takım kalitesini önce kendi taraftarlarına ispatlamalıydı. Sezonun ilk maçında Indiana Pacers’a karşı 9000 taraftar Continental Airlines Arena’da yerlerini almıştı. Bir NBA maçı için düşük bir rakamdı. Fakat bu bile Kidd için sıcak bir “merhaba” sayılabilirdi. Dakikalar geçtikçe Nets geri düşmeye başladı. Herkesin kafasında aynı düşünce

N B A JA s O N k I D D

38 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

hakimdi “yeniden başlıyoruz, değişen bir şey yok, lig sonunculuğu, bekle Nets geliyor!” fakat son periyotta inanılması güç bir değişim yaşandı. Geçmiş seneler olsa son periyotlar New Jersey taraftarları için bir işkence gibi geçerdi. Çünkü maç zaten ilk 3 periyot-ta bitmiş olur, 4 periyot rakip takım çaylaklarını ve normal sezonda süre almayan oyuncularını sahaya sürer adeta taraftarlarla dalga geçerdi. Taraftarlar ise salonu terk ederdi. Fakat bu sefer farklıydı. Kidd ve takım arkadaşları maçı bırakmamıştı ve Pacers lehi-ne olan 11 sayılık farkı kapatmışlardı. Bu muhteşem geri dönüş sonucu Nets evinde 103-97 kazanmıştı. Oyuncuların ve teknik heyetin yüzündeki gülüş taraf-tarların inançsızlığını silip atmıştı. Kidd’in yeni forma-sı ile ilk maçında rakamları ise 14 sayı, 10 ribaund, 9 asist ve 4 top çalmaydı. Nets’in bundan sonraki sekiz rakibinden altısı da Pacers ile aynı kaderi pay-laştı. Fakat bunlardan bir tanesinin New Jersey adına anlamı diğerlerinden çok çok farklıydı. Nets taraftar-larının ligde en “kıl” oldukları takım olan New York Knicks’e karşı alınan 26 sayılık galibiyet. Maç adeta bir karnaval havasında geçmiş rotasyondaki herkes görevini eksiksiz yerine getirmiş ve taraftarlara ina-nılmaz bir şov sunulmuştu. Kidd bu maçta sadece 9 top kullanıyor ama 12 sayı ve özellikle15 asisti ile bütün takım arkadaşlarını eğlenceye katıyordu. New Jersey daha sonra Seattle’ı 106-94 ile geçti. Kidd yakın arkadaşı Payton’ın karşısında 16 sayı, 13 asist ve 9 ribaund ile baskın geldi. Maçtan sonra iki guardı karşılaştırması istenildiğinde Koç Scott gülerek “Tek fark Payton’ın çenesi çok daha fazla düşük” diyordu. Jason konuşmasını saha dışında yapıyordu. “Nets şu ana kadar oynadığım en iyi takım, sanırım. Atletik ve yetenekli. Evet uzak ara en iyi takım. Eğer kimse sakatlanmazsa hepimiz eminim daha çok keyif alaca-ğız”. Aslında bütün bunlar Jason’ın dahiliğiydi. Kidd tarafından medyaya övülen Kittles ve Van Horn’un gururu okşanmıştı. Artık maçlarda kendilerine daha çok güveniyorlardı. Bu duruşlarına bile yansımıştı. Fakat tabi ki maçlar kazanılmaya başladıkça takımda bir rehavet oluştu. Bunu da düzeltmek Kidd’e kalmış-tı. Yaptığı açıklamalarda henüz batıya deplasman

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 39

40 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

turuna çıkmadıklarını yani henüz tam anlamıyla kendilerini sınayamadıklarını söylemişti. Korkulan oldu ve Nets batı turunun ilk maçında Denver’a boyun eğdi. Eleştiri oklarının hedefinde 1/10 üçlük isabetiyle oynayan Jason Kidd vardı. Sonraki maç Jazz ileydi. K-Mart’ın John Crotty ile dalaş-tığı Malone’un da daha sonra olaya dahil olduğu maçta New Jersey gülen taraf oluyordu. Batı turunun ilk galibiyeti böylelikle ikinci maçta gelmişti. Sonraki iki maç Clippers ve Kings’e karşıydı. Jason her iki maçta da triple-double istatistikleri elde ederek yeni takımına ne kadar alıştığını bir kez daha gözler önüne serdi. Eve döndüklerinde Nets hala Atlantic Dvision’da liderdi.

Bir sonraki maç diğerlerine göre çok daha kişisel bir karşılaşmaydı. Nets evinde Suns’ı ağırlıyordu. Kidd, Phoenix’in kendisine attığı kazığa sahada cevap vermek is-tiyordu. Kafasında maçı sıfır sayıyla tamamlayarak Nets’in yenmesini sağlamak vardı. Bunun Suns’a en iyi gönderme olacağını düşünüyordu. Fakat bu olanaksızdı. Ama gene de Jason ilk şutunu attığında asist hanesinde görülen 11 rakamı her şeyi açıklıyordu. Tribünde onu izleyen 3 yaşın-daki oğlu T.J. ve karısı Joumana’nın da desteğiyle Kidd

oyunun kontrolünü tamamen eline almış ve Nets maçı 106-87 kazanmıştı. Maç sonunda Kidd’in rakamları 6 sayı, 13 asist, 9 ribaund ve 4 top çalmaydı. Nets, Atlantic Division zirvesinde yerini sağlamlaştırdıkça taraftarlar Continental Airlines’ın yerini hatırlamaya başladılar. İlk maçtaki bir avuç taraftarın yerini şimdi binlercesi almıştı. Nets şovu kapalı gişe oynuyordu adeta. Tribünlerin doluluğu ile Nets’in fast break sayıları orantılıydı. Ne kadar çok seyirci o kadar

“KIttLES’A gÖRE KIdd tOPU tUttUğUNdA KA-fASINdA SAhANIN BİR RESMİNİ çEKİYORdU. PASLARININ YERİNİ BULACAğINdAN KİMSENİN şÜPhESİ YOKtU”

N B A JA s O N k I D D

42 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

güzel paslar, smaçlar, alley ooplar... Scott takımın ba-taklıktan çıkıp zirveye yükselmesini sakince izliyordu. Van Horn’un boşa çıkıp ceza üçlüklerini kesmesini, Kittles’ın güveninin yerine gelmesini tepki vermeden takip ediyordu. Fakat kimsenin tepkisiz kalamayacağı birisi daha vardı takımda: Kenyon Martin. Belki de Kidd’in gelişi en çok K-Mart’a yaramıştı. Orta mesafe şutu o kadar iyi olmayan Martin bu açığını Kidd’den aldığı pasları smaçlayarak kapıyordu. Savunmada ise, biliyorsunuz işte, sert çocuk rolü üstleniyordu. İtişmelerde, bloklarda, ribaundlarda boy ve fizik açığı-nı mücadele hırsıyla kapıyordu. O sıralarda Kidd artık kendini iyice kabullendirmiş olmanın da verdiği rahat-lıkla medyaya yeni kulübünden övgüyle söz ediyordu: “Bu kulüpte çok yürekli insanlar var. Oyunu seven insanlar. Geçmişte alınan kötü sonuçlara rağmen soyunma odasında herkesin umutla maçı beklemesi çok güzel bir şey. Daha da iyisi, kimse geçmişten söz etmiyor. Herkes geleceğe umutla bakıyor.” Mesaj yerine gitmişti. Bir sonraki maç Minnesota Timberwol-ves ileydi. İki kulüp de yetenekli oyunculara sahipti ve kazanmaya odaklanmışlardı. Nets maça çok hızlı başlamıştı. Kidd de öyle. Erken gelen 19 sayılık bir üstünlük T’wolves’un bütün planlarını bozdu. Fakat daha sonra Kevin Garnett’ın çabalarıyla fark kapandı ve maç uzatmaya gitti. İşte geçmişte olsa NJ’nin kay-bedeceğine kesin gözüyle bakılan bir maç daha. Ama Jason’ın kulakları bu tip söylemlere tıkalıydı ve Martin ile beraber 64 sayı atıp maçı 117-112 Nets’e getirme-yi bildiler. Kidd bu maçta 33 sayı üretirken, 8 asist, 6 ribaund ve 4 top çalma ile sahanın en iyisiydi. Maçtan sonra medya karşısında Koç Byron Scott “Eğer o, şu an ligdeki en iyi point guard değilse, hepiniz çıldırmış olmalısız” diyordu. “Maç istim üstündeyken topu isti-yor çemberden geçiriyor ve maçı getiriyor.” Nets’in transition oyun sistemi rakiplerini korkutmaya baş-lıyordu. Eğer onlara karşı bir şut kaçırmışsanız ve hücum ribaunduna girmek gibi bir hata yapmışsanız Nets ribaundu aldığı takdirde 2 saniye sonra kendi potanızda bir smaç yemeniz kaçınılmazdı. Bunda Kidd’in paslarının ve tabi aldığı savunma ribaundları-nın önemi inkar edilemezdi. Kerry Kittles’a göre Kidd

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 43

44 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

“14.3 SAYI, 10.0 ASİSt, VE 7.1 RİBAUNd ORtALAMA-LARINA RAğMEN KIdd ALL-StAR MAçINdA dOğU KARMASI İLK BEşİNE AdAY gÖStERİLMEMİştİ.

seken topu tuttuğunda kafasında sahanın bir resmini çekiyor öyle yere iniyordu. Paslarının yerini bulaca-ğından kimsenin şüphesi yoktu. Çünkü Jason takım arkadaşının nereye gideceğini önceden sezebiliyor-du. All-Star arası yaklaşırken East Rutherford bölge-sinde inanılmaz bir trafik yaşanıyordu. Continental Airlines Arena o sezonki en kalabalık gününü yaşı-yordu. Majesteleri şehre gelmişti. Ve onu selamlamak üzere 20.049 izleyici tribünde yerini almıştı. Bundan bir kaç sene önce Jordan, Kidd’i golf oynamaya davet etmiş ve golfte bile ne kadar iyi olduğunu kanıtlamış-tı. Ama Jason’ı daha çok etkileyen MJ’nin her alanda-ki kazanma arzusu idi. Kidd o gün golf sahasında da yeni bir ders almıştı. Şimdi çimdeki kapışma parkeye taşınmıştı fakat tabi ki Jordan eski Jordan değildi. Ama onu küçümsemek ondan 40 yemeniz için geçerli bir sebepti. Fakat Kidd ve Nets buna izin vermedi ve Wizards’ı eve eli boş gönderdiler. Hem de “sadece” 44 sayılık bir farkla!.

14.3 sayı, 10.0 asist, 7.1 ribaund ve 2.15 top çal-ma ortalamalarına rağmen Jason Kidd All-Star ma-çında Doğu Karması ilk beşine aday gösterilmemişti. Fakat Carter sakatlanınca onun yerine başlayacağı duyuruldu. Bu sırada herkesin Kidd’e yönelttiği soru: “Nets’in böyle daha ne kadar devam edeceğini dü-şünüyorsunuz?” idi. Kidd’in cevabı ise gene takım arkadaşlarına duyduğu güveni gösterecek cinstendi: “Biz sadece sahaya çıkıp eğlenmeye çalışıyoruz ve tabi elimizden gelen en iyi şekilde oynamaya”. Bir zamanların popüler ABA takımı Nets NBA ye katılalı 25 yıldan fazla olmuştu ama en iyi galibiyet sayıları 49’dan (1982-83) öteye geçememişti. 2002 yılında herkes anlamıştı ki o sezon her şey farklıydı ve Nets emin adımlarla hedefe ilerliyordu. Belki de takımın All-Star arasından sonra yaşadığı düşüşün sebebi buydu. Nets’i küçümseyen takımlar artık akıllanmış-lardı. Evet artık Nets’i küçümseyen takımlar maç sonunda yedikleri farkla kendilerine geliyordu. İşi sıkı tutmayan bir savunma ise Jefferson ya da Martin tarafından cezalandırılıyordu. Hal böyleyken rakipler

N B A JA s O N k I D D

46 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

ekstra konsantre olarak NJ’ye hazırlanmaya başladı-lar. Takım art arda yenilgiler almaya başladı. Kidd’de herkes kadar suçluydu tabi. Özellikle istikrarsız şutu hiç olmadığı kadar çok eleştiriliyordu. Hawks ve Pistons maçlarında toplam 7-34 saha içi isabetiyle oynamıştı. Fakat evlerinde aldıkları arka arkaya 6 ga-libiyet takımı kendine getirdi. Sonuncusu Miami Heat karşısındaydı ve 97-78 Nets lehine biten bu karşılaş-mada Jason Kidd o sezonki 7.triple-double’ının altına imzasını atmıştı. Ayrıca bu, takımın 41. galibiyetiydi dolayısıyla %50’lik sezon içi galibiyet yüzdesini ga-rantilemişlerdi. Geriye kalan 17 maç içinde hala 50 galibiyete ulaşma şansları vardı. Nets ve Kidd vites arttırdı. Sonraki 11 maçın 8 inden galip ayrılıyordu. Wizards karşısında alınacak bir galibiyet “yarım dal-ya” demekti. Nets, Wizards’ı 13 sayıyla geçti, Kidd 21 sayı, 12 asist ile yıldızlaşmış seyircilerin “MVP” bağı-rışları arasında soyunma odasının yolunu tutmuştu. Başkan Rod Thorn “O ekstra bir şey yapmıyor. Nor-mal hali bu.. zaten O’nu bu kadar inanılmaz kılan bu detay” diyordu. NBA Jason ilk senesinde takımına bir önceki sezona göre 23 galibiyetlik fazladan bir katkı yaparken izlemişti. Ama şimdi dipteki bir takımı zirve-ye taşımasını izlemek de biraz fazlaydı.

Sezon bitip de playofflar başladığında Nets taraf-tarları normal sezon MVP’sinin açıklanmasını dört gözle bekliyorlardı. Lakers’ın küçük çocuğu Shaq sezon başı favoriydi ama Duncan ve Kidd sezon içi performanslarıyla onu gölgede bırakmışlardı. Yarış-manın ikisi arasında geçeceğine kesin gözüyle ba-kılıyordu. Fakat her ne kadar kabullenmek istemese de Jason’ın kafasında MVP den daha başka sorunlar vardı: Playoff ilk turu.. Suns’taki başarısızlıkların tek-rarı olmamalıydı fakat rakip de genç ve dinamik adeta patlamaya hazır bomba Pacers’tı. X faktör Reggie’yi de unutmamak lazımdı tabii... Bir çok otoriteye göre Playofflar Nets için kabus gibi geçecekti çünkü oyun felsefesi devamlı koşmak olan bir takımın playofflar-da başarıyı yakalaması için ya bir mucize ya da çok kolay bir rakip gerekliydi. İlk maç Pacers’ın üstünlü-ğüyle sonuçlandı: 89-83. Saha avantajı kaybedilmişti. Herkes Jason’ı suçluyordu. Sebep, son dakikalarda

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 47

48 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

“CONtINENtAL AIRLINES ARENA’dAKİ İLK İKİ MAç-tA fARKLI İSİMLER ÖN PLANA çIKtI. fAKAt KIdd BU SERİdE OLdUKçA dUR-gUN gÖRÜNÜYORdU”

pas vermeyi düşünmek yerine çok şut kullanmasıydı. Aslında Kidd’in yaptığı akıllıcaydı. El yakan topları o kullanıyordu, takım arkadaşları daha basit konulara odaklanabiliyorlardı. Sonuçta ikinci maç 16 sayılık bir Nets üstünlüğüyle sona eriyordu. Pacers koçu Isiah Thomas, eski bir guarddı ve oyunun kimyasını kavrayabiliyordu. Taktik olarak Jason’ın şut atması-nı pas vermesine yeğliyordu. Ama Kidd 85-84 Nets lehine biten maçta ürettiği 25 sayıyla onları bir kez daha düşünmeye davet ediyordu. 4. maç ise Reggie Miller’ın kaybetmeyi kabullenmiyorum şovu şeklin-deydi. Nets maçın henüz başında öne geçmiş, devre arasına doğru Pacers farkı kapamıştı. İkinci yarıda aynı senaryo: Nets açtıkça Pacers geri gelmeyi ba-şarıyordu ve son sözü Miller söyleyecekti. 9 metre-den attığı üçlükle maçı uzatmaya götürmeyi başardı. Fakat uzatmalarda her Pacers basketine Kidd vere-cek bir cevap buldu. Maç ikinci uzatmaya gitti. Ama Nets maçı 120-109 koparmasını bildi. Sonra rakip Charlotte idi. Güçlü pota altıyla New Jersey’e sorun çıkarabilecek takımların başında geliyorlardı. Fakat Jamal Mashburn’un rahatsızlanması sonucu üstüne fazladan yük binen Baron Davis’in oyuna yeterli kat-kıyı yapmaması sonucu Nets seriden galip ayrılmayı bildi. Continental Airrlines Arena’daki ilk iki maçta farklı isimler ön plana çıktı. Kidd bu seride durgundu fakat ilk maçta Haris, benchten gelerek çok iyi katkı yaptı ve onun açığını kapadı. İkinci maçta ise adeta Van Horn şov vardı. Nets’te keyifleri bozan tek haber Tim Duncan’ın MVP seçilmiş olmasıydı. Koç Scott bu karara sitem ediyor “Bence çok saçma. Jason’ın takıma katkısı, geldiğimiz nokta... Anlayamıyorum” di-yordu. 3. maçta Kidd, David Wesley ile çarpışıyor ve oyunu ilk devre terk etmek zorunda kalıyordu. Kidd’in kaşına 15 dikiş atılıyordu. Nets maçı 115-97 vermişti. 4 maçın önemi iyice artmıştı. Bu maçta Kidd sadece sahaya geri dönmekle kalmıyor ayrıca son periyotta attığı 13 sayıyla Nets’i de 89-79’luk galibiyete taşı-yordu. Konferans finallerinde rakip Boston Celtics’di. Otoritelere göre New Jersey derin kadrosuyla bu seri-

N B A JA s O N k I D D

50 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

den galibiyetle ayrılacaktı fakat Pierce&Walker Co.’yu durdurmaları şarttı. Scott oyuncularına insanların Nets hakkında görüşlerini değiştirmenin tek yolunu kazanmaya devam etmek olduğunu ve bu seride ka-zanmak için K-Mart’in ribaundlarda daha etkili olması gerektiğini anlatıyordu. Nets evindeki ilk maçı 104-97 alırken Kidd kariyerinin ikinci playoff triple-double’ını 18 sayı, 13 ribaund, 11 asist ile yapıyordu. Fakat ikinci maç Martin’in Pierce durdurmaktaki insan üstü çabası ve Kidd’in bir başka triple’double’ına karşılık 93-86 Celtics üstünlüğüyle bitiyordu. 3. maçta Nets, Boston’a saha avantajını tekrar kazanmak için gidi-yordu. Maça fırtına gibi girdiler ve playoff tarihinde yakalanmış en büyük farkı yakaladılar: 26 sayı. Ama sonra ne olduysa Nets durdu Pierce coştu ve Celtics geriden gelip 94-90 kazandı. Son periyot sayı bula-mayan Kidd arkadaşlarını yarı yolda bırakmıştı ve eleştirileri üstüne almaktan çekinmiyordu. Ama aslın-da Celtics taraftarının Kidd’in karısı Joumana ve oğlu TJ lafla sataşmaları Kidd’in kafasındaki en büyük sorundu. Kendisine yapılan tezahüratlara kulakları tıkalıydı ama ailesi için endişe ediyordu. 4.maç adeta 3.maçın bir kopyası gibi başladı. Nets erkenden öne geçti. Celtics devre arasına doğru farkı 6’ya indirdi. 3.periyot Kidd ve arkadaşları biraz duruldu. Ama 4.periyodun geçen maça benzememesi için Jason dizginleri eline aldı. Takım arkadaşları da savun-madaki gayretleri ile ona destek oldu ve son düdük çaldığında skorbord 94-92 Nets üstünlüğünü göste-riyordu. Celtics beşinci maçta da ancak son çeyreğe kadar dayandı fakat son çeyrekte gardları düştü ve 96-88’lik skorla yaz tatili hazırlıklarına başladılar. Nets tarihinde ilk kez NBA finallerine çıkıyordu ve Kidd son maçtaki 15 sayı, 13 ribaund, 13 asistiyle 35 yıldan beri bir playoff serisinde 3 triple-double yapan ilk oyuncu ünvanıyla NBA tarihine geçiyordu. Ayrıca bütün seri boyunca asist, ribaund ve sayı ortalama-larının da çift haneli sayılara ulaştığını hatırlatalım (17.5 sayı, 11.2 ribaund, 10.2 asist).

Ve finaller... Nets doğuda şampiyonluğunu ilan etti-ğinde Kings-Lakers serisi oynanmaktaydı. Taraftarlar hangisini istedikleri konusunda kararsızdı. Jason ise

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 51

“KIdd 9 NİSAN’dAKİ AtLANtA MAçINdA 23 SAYI, 11 RİBAUNd VE 12 ASİSt İLE BU SEzONKİ 4. KARİYERİNdEKİ 50.tRIPLE-dOUBLE’INI YAPtI”

Lakers’ın gelmesini yeğlemekteydi. Çünkü geçen senenin şampiyonunu tahttan indirerek hanedanlığı sonlandırmak gibi bir isteği vardı. Ama Lakers kadro olarak Nets’ten bir kaç gömlek üstündü. Shaq, bilmi-yorum anlatmaya gerek var mı? Yanında da her ge-çen gün “Jordan seviyesine” yaklaşan Kobe Bryant. Sahada bu ikisini durdurduğunuzda ise kenarda Phil Jackson’ı alt etmeniz gerekmeydi. Byron Scott’ın ka-fasındaki plan Kobe ve Shaq‘i kitlemek değildi. Onun tek istediği Fisher, Fox ve Horry gibi adamların daha çok insiyatif almalarıydı. Ama bunun için Kobe ve Shaq’in kaçırması gerekliydi! Bir başka yolda Nets’e göre nispeten daha ağır oyunculardan kurulu Lakers’ı sezon içindeki taktikle; koşarak yenmekti. Bunun için gene Kidd’e çok iş düşüyordu. Sonunda seri başladı fakat Nets cephesinde işler istenildiği gibi gitmiyordu. Henüz ilk maçta erken sayılabilecek bir zamanda fark 23 sayı olmuş ve Nets oyuncuları panik olmuştu bile. Yavaş yavaş fark 12 ye indi fakat Lakers tecrü-besiyle maçtan galip ayrılmasını bildi. Aynı senaryo diğer maçlar içinde geçerliydi ve New Jersey finalde Lakers’a 4-0 ile süpürülerek herkesin kafasında yeni soru işaretleri türetti. “Yoksa o kadar iyi değiller miy-di?”

2002-03 sezonuna New Jersey başrollerinde Van Horn-Dikembo Mutombo’nun olduğu bir takas ya-parak girdi. Çoğunluğun düşüncesi takastan zararlı çıkanın New Jersey olacağıydı. Zaten 23.maçta Mutombo sakatlandıktan sonra çoğunluğun görüşü herkesin görüşü oldu. İlk beşte pivot mevkiine önceki sene finallerde Shaq’e karşı yaptığı azimli savunmay-la adından söz ettiren Jason Collins monte edildi. Hatta ilk başlarda Deke’yi aratmadı. 23 maçta Deke 7.6 sayı 7.1 ribaund istatistikleriyle oynuyordu, Collins ise ilk beş çıktığı ilk beş maçta 8.0 sayı, 7.0 ribaund gibi istatistikler hatta zaman zaman double-double’lar üretiyordu. Giden Van Horn’un yerine beş çıkan Jefferson gerek seyirciyi ateşleyen smaçları gerekse savunmadaki gayretiyle takımın Van Horn’u arama-yacağını kanıtlar gibiydi. Martin ise finallerdeki gay-

N B A JA s O N k I D D

52 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

retli oyunuyla birlikte adeta bir seviye atlamış süper starlara yakışan bir olgunlukla sadece işine konsant-re olmuştu. Kidd’de takımdaki değişimden nasibini almıştı. Eskiden sadece 4. periyotta ihtiyaç duyulan skorer özelliği şimdi maçın gidişatına göre 2.3. peri-yotlarda da kendini gösteriyordu. Bu istatistiklerine de yansımıştı. İlk 22 maç sonunda 21.0 sayı 8.6 asist, 6.4 ribaund ortalamaları tutturdu ve 14 maçta takımın en skoreriydi. Evet Van Horn’un gidişi takımdaki iç çekişmeleri ortadan kaldırmış olsa bile (finallerdeki Martin-Van Horn tartışması) hücumda da önemli bir silahı yok etmişti. Bazen kahramanlar olayları yaratır bazen de olaylar kendi kahramanlarını. İşte bu sezon Nets’in daha çok sayı bulması gerekti ve bunu yapa-cak oyuncu olarak Kidd öne çıktı. İlk başta bocalasa-lar da daha sonra işler rayına oturdu. Bunu Mutombo sakatken alınan art arda 12 galibiyetten anlayabiliriz. Bu seri esnasında Kittles’ın da sakatlandığını ve Harris’in onun yerine 5 çıktığını da hatırlatalım. Önce-ki sene benchte oturan RJ, Collins ve Harris bir anda kendilerini ilk beşte bulmalarına rağmen yerlerini ya-dırgamadılar ve ellerinden gelen en iyi oyunu oynadı-lar. RJ çocukluk kahramanı MJ’ye karşı kariyerinin en yüksek sayısına ulaştı. Haris, Kittles’ın yokluğunda beş çıktığı 15 maçta 16.5’lik bir ortalama yakaladı. Ve Collins pota altında rakip pivotlara karşı en iyi müca-delesini verdi. NJ All-Star haftasına girilirken Atlantic Division da birinciydi ve en yakın rakibiyle arasında 6 galibiyet fark vardı. Fakat aynı bir önceki sezon oldu-ğu gibi All-Stardan sonra takım duruldu, Kidd’in yüz-desi dibe vurdu ve ardı ardına gelen yenilgilere çare bulunamadı. Yenilgilerin çoğu deplasman maçlarında olduğundan East Rutherford’a dönüldüğünde işlerin yoluna gireceği umuluyordu. Zira öyle de oldu. Evde-ki galibiyetle moral bulan takım Atlantic’in zirvesinden ayrılmadı ve playoff ilk turunda Milwakuee Bucks’la eşleşti. Kidd 9 Nisan’daki Atlanta maçında 23 sayı, 11 ribaund ve 12 asist ile bu sezonki 4. kariyerindeki 50.triple-double’ını yaptı. Bucks All-Star haftasından sonra yaptığı takasla back court’u Cassell-Payton iki-lisine teslim etmişti. Bu belki de ligin en güçlü guard duosuydu ve Jason’ın işi gerçekten çok zordu. Bu

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 53

54 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

“fİNALLERdE dOğU YAKASINI tEMSİL EtMEYE hAK KAzANAN NEtS, BAtI-dAN gELECEK RAKİBİYLE İLK MAçINI YAPMAdAN 10 gÜN BEKLEYECEKtİ”

ikiliye bir de benchten Kukoc ve Redd eklenince işler sarpa sardı fakat bu noktada NJ cephesinde Martin devreye girdi ve Bucks’ın yumuşak karnı olan pota altını cehenneme çevirerek seriyi 4-2 ile NJ’ye ge-tirdi. Kidd bu seride 18.8 sayı, 9.2 asist, 6.8 ribaund ile oynadı. Sonraki rakip ligin genç ve ateşli takımı Pacers’ı eleyen Paul Pierce’lı Celtics’ti. Geçen sene konferans finallerinde Kidd ve ailesine yönelik sa-taşmalar devam ediyordu fakat Kidd hiç etkilenmiyor cevabı sahada veriyordu. Celtics 4-0 ile süpürülürken Kidd 19 sayı, 9 asist, 9 ribaund ortalamalarıyla kalite-sini bir kez daha kanıtlıyordu. Bu seride son maç kop-tuktan sonra herkes maçın bitiş düdüğünü beklerken 2 saniye kala attığı üçlük ise bazı çevreler tarafından eleştirildi. Konferans finallerinde bu defa rakip savun-ması ile sonuca giden Pistons’tu. Mehmet Okur’un hediye ilk maçtan sonra diğer maçlarda rakibin olma-yan hücum silahlarını iyi kitleyen Nets, Detroit‘in bir türlü çözüm bulamadığı fast break sayılarıyla sonuca gitti. Bu seride de gene bir K-Mart fırtınası esiyordu. Playofflarda 21.0 sayı, 9.8 ribaund ortalamalarıyla oynayan Martin bu serinin de Nets’e gelmesinde yar-dımcı oldu. Kidd, Boston serisinde yerlerde sürünen şut yüzdesini bu seride %43e çıkarmış ve 23.8 sayı, 10.0 ribaund, 6.3 asist ortalamalarıyla alışıla gelmişin dışında bir guard portresi çizmişti

Böylece finallerde doğu yakasını temsil etmeye hak kazanan New Jersey, batıdan gelecek rakibiyle ilk maçını yapmadan 10 günlük bir dinlenme fırsa-tı buldu. Detroit maçında Ben Wallace’ın ayağına basıp bileğini inciten Kidd, antrenman sırasında ters bir hareket yapınca sakatlığı tekrar nüksetti. Fakat doktorlar finalin ilk maçına kadar bunu atlatacağını söylüyordu. Ve büyük gün geldi. 4 Haziran günü SBC Center’ı 18.797 kişi doldurmuştu. Bir tarafta sezonun en iyi galibiyet derecesine, en iyi koçuna ve MVP’sine sahip San Antonio Spurs diğer tarafta ise Milwakuee serisinin 3. maçından beri yenilmeyerek 10-0 ile NBA playofflarının en uzun galibiyet serisini yakalamış Nets. Fakat bu maçta Spurs rakibini çok iyi etüd et-

N B A JA s O N k I D D

56 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

miş onların en iyi silahlarını, yani fast breaklerini nasıl durduracağını çözmüştü. Bu sebepten NJ hücumda zorlanıyor oyun sete dönüştüğünde çaresiz kalıyordu. Kidd 10 sayı, 10 asist, 8 ribaundluk bir performans çizse de Bowen ve Parker’ın savunmasında 4/17 gibi bir yüzdeyle oynuyor ve kendi potasını onlara karşı savunamıyordu. Savunulamayan bir başka kişi Dun-can idi. MVP, 32 sayı, 20 ribaund, 7 blok ve 6 asist ile adeta NJ’yi tek başına çökertiyordu. Maçtan sonra Byron Scott, Mutombo opsiyonunu kullanmadığı için eleştirilere hedef oluyordu. Çoğu kişi ilk maçtan sonra Spurs’un süpüreceğini, Nets’in gene doğu yakasının güçsüz takımı olarak anılacağını düşünüyordu. Kidd ise yenilginin kendisinin olan sorumluluğunu üstüne alıyor, şutlarının girmediğini ama onu bu ligdeki en iyi guard yapanın şutları olmadığını söylüyordu. Nets bu olumsuz düşünceler ve eleştirilerle ikinci maç için ye-niden SBC Center’daydı. İlk maçta %37 ile oynayan Nets bu maçta %42 ile şut atıyordu ve birçok kişiye göre maçın kazanılmasındaki en büyük etken buydu. Fakat gözden kaçan bir rakam vardı. O da Spurs’un maç boyu yaptığı 21 top kaybı. Kidd ve arkadaşları SA’yı kendi evlerinde 21 top kaybına zorlamış bunun getirisi olarak da maç içersinde onlardan 15 fazla top kullanmışlardı. Sonuçta Kidd “beğenilmeyen” şutlarını bu maçta sokarak 30 sayı buluyor bunun yanına 7 ribaund ve 3 asist ekliyordu. Spurs cephesinde ise ilk maçın yıldızı TD 19 sayı 12 ribaund ile oynuyor fakat kaçırdığı 7 faul atışı takımının yenilgisine maloluyor-du. Stephen Jackson ise 16 sayıyla oynamasına kar-şın yaptığı 7 top kaybı ve son saniyede kaçırdığı 3lük ile adeta NJ için çalışıyordu. Maçtan sonra Byron Scott deplasmandaki 2 maçtan birini kazanmanın onların ilk hedefleri olduğunu ve bunu başardıklarını söylüyordu. İlk maçta da aynı şekilde mücadele ettik-lerini fakat kolay şutların kaçmasının yenilgi de etkili olduğunu da ekliyordu. 3. maç East Rutherford’da, Continental Airlines Arena’daydı. İkinci maçta skor yönünden etkisiz kalan K-Mart (16 sayı) bu maçta hücumda insiyatif alıyor ve 23 sayısının yanına 11 de ribaund yazdırıyordu. NJ için sevindirici bir gelişme olarak serinin suskun ismi Kittles 21 sayı

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 57

“1999, 2000, 2001, 2003, 2004’dE ASİSt KRALI. 1996, 1998, 2000, 2001, 2002, 2003, VE 2004’dE ALL-StAR SEçİLEN ÖzEL BİR İSİMdİR JASON KIdd”

ile görevini yerine getiriyordu. Kidd gene çok kötü atıyor, 19 şutundan sadece 6’sında isabet buluyordu ama 11 asisti ile arkadaşlarına pozisyonlar yaratı-yordu. Spurs cephesinde ise iki basamaklı sayılara sadece Parker ve Duncan ulaşıyordu. Tony 26, Tim 21 sayı, 16 ribaund, 7 asist ve 3 blok ile oynuyordu. Maçta NJ, San Antonio nun %42’lik şut yüzdesine %35 ile karşılık veremeyince yenilgi kaçınılmaz olu-yordu. Sonuçta maç 84-79 Spurs lehine bitiyordu ve seri de 2-1’lik Spurs üstünlüğü oluyordu. 4. maç gene NJ’deydi. Artık Spurs’un bu maça asılıp seriyi diğer maçta bitireceğine kuşkuyla yaklaşan çok az insan vardı. Fakat NJ maçı daha çok istiyordu ve girmeyen şutları için bir çözüm bulmuşlardı: atamıyorsan attır-ma! Spurs maç boyunca yüzde 29 ile atıyor, Parker 1/12 ile yıldızlaşıyordu(!). NJ’de Martin 20 sayı, 13 ribaund, Kidd 5/18 şut yüzdesine rağmen son saniye-lerdeki kritik faulleri sokması ve 8 ribaund, 9 asistlik performansıyla maçı NJ’ye getirenler oluyordu. Ama serinin bir başka vasat ismi Jefferson’ın da 18 sayı, 10 ribaundluk katkısını unutamayız tabii. Spurs da ise direnen gene Duncan‘dı fakat çabaları yetmiyordu: 23 sayı, 17 ribaund, 7 blok ile oynaması maçı 77-76 NJ üstünlüğüyle bitmesini engelleyemiyordu. 5. maç NJ’deki son maçtı. Tutuk başlayan bir ilk periyodun ardından neredeyse bütün maç skor çok açılmadı fakat devamlı bir Spurs üstünlüğü vardı. Ne zaman NJ yaklaşacak olsa Spurs koçu Popovich mola alıyor sonrasında TD ve arkadaşları ard arda sayılar bulu-yor ve farkı tekrar açıyorlardı. NJ’de 29 sayı ile oyna-yan Kidd’e, RJ 19 sayıyla eşlik ediyor fakat ilk beşten başka 10+ lık performans gelmeyince iş bench kat-kısına kalıyordu. Ama gelin görün ki bütün seri aldığı kısa sürede elinden gelenin en iyisin yapan Aaron Williams’ın 10 sayısı dışında bechte de katkı yoktu. Martin’in maçtan önce rahatsızlanması performansı-nı etkiliyordu 4 sayı da kalan Kenyon, yaptığı 8 top kaybıyla adeta takımın içerden çökertiyordu. Ayrıca Duncan’ı yavaşlatamaması da cabasıydı. Tim ise 29 sayı, 17 ribaund ile artık alıştığımız dominant oyun-

N B A JA s O N k I D D

58 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

larına bir yenisini daha ekliyordu. Bir önceki maç 0/9 atarak takımının yenilgisinde önemli pay sahibi olan Malik Rose bu maçta 14 sayı buluyor Manu Ginobili de 12 sayıyla ona eşlik ediyordu. Bench savaşından da 37-16 galip ayrılan Spurs maçı da 93-83 kazanı-yordu. 6. maçta seri Teksas’a taşınmıştı. SBC Center tarihi günlerinden birini yaşıyordu. Seyirciler Amiral David Robinson’ın son maçı olacağına inandıkları bu maçı kaçırmamak için yerlerini almışlardı. Fakat ma-çın başlama düdüğüyle beraber NJ herkesi şaşırttı. Maçın üç periyodunu önde götüren NJ, son periyoda 63-57 önde giriyordu. Fakat 4. periyotta başlayan Spurs fırtınasına engel olamıyorlardı. 4. periyoda kadar %43 ile oynayan NJ, son periyot sadece 14 sayıda kalıyor ve 31 sayıyı potasında görüyordu. Maç sonunda NJ’nin saha içi isabet oranı % 35 ti. Takımın finale çıkmasında büyük emeği olan Bucks ve Pis-tons serilerinin kahramanı Kenyon Martin bu maçta 23 şutundan sadece 3 de isabet buluyor ve yenilginin baş sorumlusu oluyordu. Ribaundlarda 55-35 ezilen, bench skorlarında 31-17 geride kalan NJ için yenilgi ne kadar moral bozucuysa son senesini yaşayan Ro-binson ve 19 senelik kariyeri boyunca tek şampiyon-luğunu bu sene gören Kevin Willis için o kadar mutlu-luk vericiydi. Finalin kahramanı 2 blokla NBA tarihine adını altın harflerle yazdırmayı kaçıran ama gene de 21 sayı, 20 ribaund, 10 asist ve 8 blokluk performan-sıyla Finallerin MVP’si ödülünü sonunda kadar hak eden Duncan’dı. Nets de ise Kidd gemisini kurtaran kaptan olmayı bu sene de başaramıyor umutlarını gözyaşları içersinde gelecek seneye bırakıyordu. 1999, 2000, 2001, 2003, 2004 sezonlarında asist kralı. 1996, 1998, 2000, 2001, 2002, 2003, ve 2004 sezonlarında All-Star seçilen özel bir isimdir Jason Kidd. 19 Şubat 2008 tarihinde Malik Allen ve Antoine Wright ile birlikte Devin Harris, DeSagana Diop, Ma-urice Ager, Trenton Hassell, Keith Van Horn, 3 milyon dolar nakit para ve 2008-2010 NBA Draft ikinci tur seçim hakları karşılığında Dallas’a takas oldu. 2008-2009 sezonunda Dallas forması ile Magic Johnson’ı geride bırakarak NBA tarihinin en çok asist yapan 3. oyuncusu oldu.

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 59

16 17 - 23 EKİM 2011 / SLAMDUNK

Wılt “bıg DıPPer”

07SLAMDUNK / 10 - 16 EKİM 2011

O L D s c H O O L

cHAMBerlAin

Wılt “bıg DıPPer”

Basketbolun durdurulamaz gücüydü, inanılamayacak bir ofansif güce sahipti. Insanlara sorun “Basketbol oynamış en mükemmel oyuncular kimlerdi?”. herkes Wilt Chamberlain’i ya zirveye ya da ilk üç’e koyar.

“REKOR KİtAPLARI ChAMBERLAİN’İN YAPtIKLARINdAN çOKçA BAhSEdER. O, NBA tARİhİNİN BİR SEzONdA 4,000 SAYI AtAN İLK OYUNCUSU”

DÜnYADAKİ ÇoK Az sporcunun sahip olduğu oyuna hakim olma ye-teneği, skor yapma ve ribaund alma yeteneği

karşısında rakip takım; onu durdurmak için ikili ve üçlü sıkıştırmaları, kasti faulleri kullanıyordu.

rekor kitapları Chamberlain’in yap-tıklarından çokça bahseder. o, nBA tarihinin bir sezonda 4,000 sayı atan ilk oyuncusu. o, nBA tarihindeki bir maçta en fazla sayı yapma rekorunu 100 sayıyla elinde tutan, ard arda en fazla basket yapan (18) ve en fazla ri-baund alan oyuncu (55). Belki de onun en inanılmaz rekoru; 1961-62 sezo-nundaki maç başına ortalama 50,4

sayı atmasıdır. Bu değilse bile belki de; maç başına ortalama 48,5 dakika oyunda kalmasıdır. o, basketboldan kariyerindeki 31,419 sayıyla ayrıldı. Kareem Abdul-Jabbar, Karl Malone ve Michael Jordan’dan sonra en fazla sayı atan oyuncu oldu. 23,924 riba

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 61

undla en fazla ribaund alan oyuncu. o, bir sezonda en fazla sayı atma rekorunu yedi yıl kaybetmeden elinde tuttu. o, kariyerinin, 14 sezonunun 11’inde ligin en fazla ribaund alan oyuncusuydu. onun bencil bir oyuncu olmadığını kanıtlayan nBA’deki en fazla asist yapma rekorunu 1967-68 sezonunda elde etmiş olması.

Ama en etkileyici rekorları sayı yapma istatisliklerin-de.En fazla maçta (118 maç) elliden fazla sayı yapma rekoru, ard arda (14 maç) kırkın üzerinde sayı yapılan maç rekoru, ard arda (65 maç) otuzun üzerinde sayı yapılan maç rekoru, ard arda (126 maç) yirminin üze-rinde sayı yapılan maç rekoru, en fazla sayı atan çaylak rekoru (maç başına 37,6 sayı ile), en fazla bir sezonda basket yapma oranını (.727.) elinde tutuyor ve bu rekor-ların hepsinde ikinci sırada olan oyunculara fark atmış durumda. onun adına skor rekorları kitaplarında sık-lıkla rastlanıyor. onun adı nBA’de skorla ilgili her türlü soruya cevap olabilir.

Kariyeri boyunca, onun başarıları birçok kuralın değişimini hızlandırdı. Değişen kurallar arasında; çizgi-lerin genişletilmesi, ofansif goaltending’in kaldırılması, faul atışlarındaki kuralların değiştirilmesi bulunuyor. (Chamberlain faul atışlarını, faul çizgisinin gerisinden zıplayarak atıyordu.)

O L D s c H O O L w I LT c H A M B E R L A I N

62 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 63

64 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

O L D s c H O O L w I LT c H A M B E R L A I N

Hiçbir oyuncu onun gibi efsaneler yazmamıştır. Şu anda hayal etmek o kadar güç ki, şu anki oyuncuların Chamberlain gibi bir devasa oyuncuya karşı oynaması…Chamberlain eşleştiği herkesten uzun olmasını bir yana bırakın, hepsinden daha yetenekliydi. Chamberlain 2.18 metre ve 125 kiloydu, kariyeri boyunca vücuduna 11 kilo kas ekleyerek 136 kiloya çıktı.

tom Meschery, Philadelphia Daily news gazetesi-ne “Chamberlain’e karşı oynamak istiyorum” diye yazı vermişti. Maç gününde; Meschery topu içeride aldı ve şut çekmeden once dört kez fake attı. Chamberlain topu bloklayarak yere düşürttü. Meschery topu tekrar çaldı ve tam şuta kalkarken Chamberlain ona bir blok daha koydu. Kızgın ve sinirli olan Seattle oyuncusu, Chamberlain’e doğru çılgınca koşmaya başladı. onu gören Chamberlain, 2.01’lik Meschery’nin kafasını onu incitmeden tuttu ve kendinden uzaklaştırdı. Üçüncü yumruk sallamasından sonra, Chamberlain; ”Bu kadar yeter!” dedi ve Meschery durdu.

Chamberlain’in efsanevi bir gücü vardı. rod thorn, -oyunculuk, koçluk, genel menajerlik ve nBA yorumcu-luğu görevlerinde bulunan- Chamberlain’in 2.08’lik 100 kilo ağırlığındaki bir oyuncuyu yerden kavrayıp bir tüy gibi yukarıya kaldırdığını anımsıyor.

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 65

Chamberlain; kendi zamanında, smaçları bloklayabilen sayılı oyunculardan biriydi. 1968’de new York oyuncusu walt Bellamy, Chamberlain’in üzerinden smaç basma-ya kalktı ki kendisi 2.13 m boyunda ve 111 kilo ağırlı-ğındaydı. Bu olayı bir seyirci şöyle anlatıyor: ”Bellamy geri sekti! Smaçlarken Chamberlain topun üstüne elini koydu ve top kortun dışına çıktı. Aynı zamanda Bellamy de kortun dışına fırlamıştı.”

Chamberlain; gücünü, kolej ve profosyonel oyun-culuk zamanında geliştirmişti. Kolejdeki bir resminde, Chamberlain; zayıf, sıska, atik bir oyuncu gibi gö-züküyordu ki o zamanlar 2.13 boyundaydı. Kolejde; Philadelphia’nın overbook High sezonunda, takımını rekorlara geçirdi. (19-2,19-0,18-1). o zamanki takım koçu; Chamberlain’in bütün nimetlerinden yararlanı-yodu. Antremanlarda; takım oyuncuları; ”Serbest atış kaçırma” antremanı yapıyolardı! Çünkü onların kaçırdığı serbest atışları Chamberlain tamamlayıp, iki sayıya çeviriyordu. Goaltending’in yasak olmadığı zamanlarda; Chamberlain, bazen takım arkadaşlarının; potaya gire-cek olan şutlarını; onları sinirlendirmek için çeliyordu. Hazırlık yıllarında, kendi yetenekleriyle kazandığı maç-larda; 90, 74, 71 sayı atıyordu. Bu yıllarda toplam 2,206 sayısı vardı. on yıllarında ortalama 44,5 sayıyla oynu-yordu. 90 sayı attığı maçta; attığı onca sayının altmışını; ikinci yarıda 12 dakikada atmıştı. Bundan sonra Cham-berlain; 1991’de Philadelphia Inquirer’a: ”Benim yaptı-ğım hiçbirşey değil. Hele karşı takımın topu dondurma-ya çalıştığını düşünürseniz; önemli birşey yapmadığımı anlarsınız” şeklinde bir açıklama yaptı.

onun lakaplarından birisi olan “the Stilt”; bir gazete-ci tarafından koyulmuştu. Chamberlain bu isimden nef-ret ediyordu.”Goliah” gibi diğer lakaplar onun boyu ile ilgiliydi.”Dippy” ve “Dipper” ise onun akıl erdiremediği lakaplardı. Bu lakaplerın soraki versiyonu “Big Dipper” ise şu şekilde oluştu; Chamberlain kapılardan geçerken süerkli kafasını eğiyordu. Bu yüzden yakın arkadaşları ona bu ismi verdi ve bu isim böyle kaldı.

1965’te Chamberlain; Kansas Universtesi’nde oy-nayacağını söyledi. Ama nCAA kuralları; üniversite-de oynayan birinci sınıf öğrencilerini yasaklıyordu ve Chamberlain Kansas’da “birinci sınıf öğrencisi” takımı-na koyulmuştu. Chameberlain’in ilk savaşı üniversiteye

O L D s c H O O L w I LT c H A M B E R L A I N

66 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

O L D s c H O O L w I LT c H A M B E R L A I N

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 67

68 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

O L D s c H O O L w I LT c H A M B E R L A I N

karşı olmuştu ki üniversite o yıllarda şampiyonluk için favori gösteriliyordu. Chamberlain; eski günleri anlatır-ken şöyle söylüyordu: ”onları 81’e 71 ezdik. Ben kırk ya da kırk iki sayı attım, otuz ribaund aldım, on beş de blok yaptım. Çünkü onlara başarıp, başaramıyacağımı gös-termek zorundaydım.”

3 Aralık 1965’de Chamberlain; Jayhawks ile northwestern’e karşı ilk sınavına çıktı. 87-59 kazandıkla-rı maçta 52 sayı attı ve okul rekorunu kırdı. Chamberlain Kansas’dayken; north Carolina’ya karşı oynadığı şam-piyonluk maçında takımını sırtlamıştı. Bu maçta north Carolina; Kansas’ı 1 sayı farkla; 3. uzatmada yemiş olmasına rağmen Chamberlain; turnuvada en fazla göze çarpan oyuncuydu.

Bundan sonraki yılda Chamberlain; All-Conference ve All-America takımlarına seçildi. Big Eight track and field Championship ‘i kazanarak; atletik yetene-ğini ispatladı. Kansas’da oynarken profesyonel olmak istedi ama nBA’in bir kuralı yüzünden (sınıfını bitire-meyen oyuncular hakkında), profesyonel olması bir sene gecikti. Chamberlain’de bir yılı (1958-59), Harlem Globetrotters’da oynayarak geçirdi. Bu yılda; 50,000$ gibi o zamana göre astronomik bir para aldı.

1955’de nBA; özel bir draft kuralı başlattı. Bu kura

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 69

la göre; nBA takımları kendi yöresinde olan kolejden bir oyuncuyu draft etme hakkına sahipti. Bu kuralla Chamberlain; Kansas’da bir takıma draft edilicekti. Ama Eddie Gottlieb; (nBA’in temellerini atan birisi. Aynı zamanda Philadelphia warriors’un da sahibiy-di.) Chamberlain’in Philadelphia’da büyüdüğünü ve lise yıllarında üne kavuştuğunu, onun lise yıllarında Kansas’da takım olmadığını, yani Philadelphia’ya ait olduğunu söyledi. Bu konuda nBA de onu haklı buldu. Chamberlain bu sayede, nBA tarihindeki ilk liseyi geçir-diği yerdeki bir takıma draft edilen oyuncu oldu.

1959-60 sezonunda Chamberlain, en sonunda Phi-ladelphia formasıyla sahaya çıktı. Basketbol dünyası bu hareketli “küçük dev” i izlemek için sabırsızlanıyo-du. ondan çok şey bekliyorlardı ve hayal kırıklığına da uğramadılar. İlk maçta, Knicks’e karşı 43 sayı attı ve 28 ribaund aldı. İnanılmaz çaylak yılında Chamberlain; 37,6 sayı ve 27,0 ribaund ortalamasıyla o yılın “En iyi Çaylak” , “All-Star maçının en değerli oyucusu” , “Se-zonun en değerli oyuncusu” oldu. Ayrıca “All-nBA first team” e de seçilmişti. Bu ödüllerin aynısını wes Unseld de 1968-69 sezonunda alabildi. ona en çok yaklaşan kişi wes olmuş oldu.

Chamberlainli warriors, finale kadar adım adım yük

O L D s c H O O L w I LT c H A M B E R L A I N

70 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 71

72 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

O L D s c H O O L w I LT c H A M B E R L A I N

seldi ve sonunda 1960 finalinde Boston Celtics ile karşı-laştı. nBA’deki ve muhtemelen diğer bütün sporlardaki en büyük kişisel yetenek savaşı bu maçta Chamberlin ve Bill russell arasında yaşanacaktı. Chamberlain bu seride Bill russell’den 81 sayı fazla atmasına rağmen Celtics seriyi 4-2 kazandı. Chamberlain’in en yetersiz sezonu ona pahalıya patlamıştı. Boston maçları sonrası fanlarını üzen bir açıklama yaptı ve basketbolu bıraka-cağını belirtti. Çünkü rakipleri tarafından çok fazla yıp-ratılıyordu, çok fazla darbe alıyordu. Eğer bir sezon daha böyle olursa o da kendisine yapılan hareketlere karşılık vereceğini düşünüyordu ve bu istediği bir şey değildi.

Chamberlain’in oynadığı ilk sezonda ve sonraki se-zonlarda rakip takım koçları; Chamberlain’i nasıl dur-duracaklarını, onunla nasıl başa çıkacaklarını bilmiyor-lardı. tom Heinson (Celtics’in forveti ve nBA spikeri) Chamberlain’i durdurmak için neler yaptıklarını 1991’de Philadelphia Daily news’e şöyle açıklıyor: ”onun zayıf noktasını yakaladık ve üzerine gittik. onu faul atmaya zorlayacaktık ki zorladık. Bunu başarabilmek için ona o kadar vurduk ki herhalde nBA’de en fazla dayak yiyen oyuncu o’dur. Bu günlerde insanlar kasti faullerden, sert hareketlerden konuşuyor. Bizim Chamberlain’e yaptıkla-rımızın yarısı kasti hareketler ve sert faullerdi.”

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 73

Devasa bir vücudu olmasına rağmen Chamberlain; vücudunu kullanmasını iyi biliyordu. o intikam almak isteyen, zarar vermek isteyen bir oyuncu değildi. Bir istatistikçi onun 14 yıllık kariyeri boyunca hiçbir oyunda (hazırlık maçları vs. de dahil, yaklaşık 1200 maç) faul prblemi yüzünden oyundan atılmadığını söylüyor. Bazı arkadaşları onun yeterince agresif bir oyuncu olmadı-ğını söylüyorlardı. ona: ”Hey wilt, sadece topu değil, (Bill) russell’ı da potadan geçirmelisin” diyorlardı. Ayrıca onun rakiplerine karşı çok nazik olduğunu söylü-yorlardı.

Bu olaylardan sonra Chamberlain tabi ki basketbolu bırakmadı. Kendisine yapılan hareketlerle başa çıkmayı, acıya daha fazla dayanmayı öğrendi. Kaslarını darbele-re, dirseklere, yüklenmelere karşı daha da güçlendirdi.

1960-61 sezonunu 38,4 sayı ve 27,2 ribaund orta-lamasıyla tamamladı. Bundan sonraki sezonda ise istatistiklerinde büyük bir artış oldu. Sezon ortalaması 50,4 sayıydı ve bir sezonda 4000 sayı atan tek oyuncu unvanına sahip oldu.

2 Mayıs 1962’de Chamberlain; sonsuza kadar kala-cak bir rekora imza attı. new York Knicks’e karşı 100 sayı attı. warriors maçı 169-147 kazandı. Söylenenlere göre Chamberlain; maçtan önceki gece her şeyden uzak durmuştu. Bu sayede Knicks e karşı hazır duruma gelmişti. Chamberlain o kadar hazırdı ki sezon istatisti-ği 0,506 iken 32 serbest atışın 28’ini saya çevirdi.

Chamberlain bu maçta, 63 şutta 36 isabet buldu. Hoop dergisine yaptığı açıklamada: ”Aman Allah’ım! Bu kadar çok isabetsiz şutu ben mi attım. ne berbat bir durum!” dedi. Maçın sonlarına doğru warriors oyuncu-ları Chamberlain’a pas atmaktan vazeçmişlerdi.

1962’de Chamberlain San Francisco’ya gitti. 1962-63, 1963-64 sezonlarında da sayı liderliğini elinde tuttu. warriors, finallerde Celtics’e karşı 5 maçta kay-betti. Chamberlain sezonun ortasında yuvaya yani Philadelphia’ya geri döndü. All-Star maçından 2 gün sonra (Bu maçta Chamberlain 20 sayı kaydetti ve 16 ribaund aldı.); 76ers’a takas edildi.(takas; Connie Dier-kin, lee Shaffer, Paul neumann ve 150,000$ karşılığın-da gerçekleşti) takastan sonra; Chamberlain’lı 76ers’ın kadrosunda Hal Greer, larry Costello, Chet walker ve luke Jackson bulunuyordu.

O L D s c H O O L w I LT c H A M B E R L A I N

74 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

O L D s c H O O L w I LT c H A M B E R L A I N

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 75

76 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

O L D s c H O O L w I LT c H A M B E R L A I N

1965-66 sezonunda Philadelphia 55-25 ile ligdeki en yüksek başarıyı elde etti ama doğu finallerinde Boston ile karşı karşıya geldi ve kaybetti.Yeni sezon başlangıcın-da kadrosuna Billy Cunningham’ı da katan 76ers, ilk 49 maçın 45’ini kazandı ve 68-13 ile lig tarihinin en iyi başa-rısını elde etti.

lig finalleri öncesinde 76ers Cincinnati’yi serbest bıraktı. lig finalleri 76ers ile Boston Celtics’i tekrar karşı karşıya getirdi. Chamberlain ile russell’ı da. Hayal kırık-lığı olan yıllardan sonra Chamberlain ve 76ers; Celtics’in 8 yıldır elde ettiği şampiyonluğa son verdi. 76ers 6 maç-ta onları yenerek şampiyon oldu. 1961-62’deki yaptığı yüksek skorlardan sonra, Chamberlain’in ortalaması; 1967-68 sezonuna kadar yavaşça düştü. Bu sezonda 24,3 sayı ortalaması ile oynuyordu. Önceki sezonda ise 24,1 ile oynamıştı. Kariyerinin ilk yedi yılında Chamber-lain; 39,4 sayı ortalaması ile oynuyordu ki ligde sayı krallığı da ona aitti. Bundan sonraki 7 yılında ise ortala-ma 20,7 sayı ile oynadı.

Acaba bu düşüşün sebebi Chamberlain’in ilerleyen yaşı mıydı? Chamberlain öyle düşünmüyordu. Konu hak-kında Philadelphia news’e açıklaması şuydu: ”Geçmişe baktığımda görüyorum ki; geçirdiğim ilk 7 yıl ile son 7 yıl arasında, sayı atmam anlamında şaka gibi bir fark var. Şut atmayı kestim. Çünkü koçlar bana şut atmamamı söyledi. Ben de atmadım. Bazen kendime ‘acaba yanlış mı yaptım?’ diye soruyorum.”

Koçların ona “daha az şut at” demesinin sebe-bi, daha çok maç kazanmaya çalışmalarıydı. Çünkü Chamberlain’in 14 yıllık kariyeri boyunca ancak 2 kere nBA’in üst sıralarına çıkmışlardı. 1966-67 sezonunda; 76ers Koçu Alex Hannum; Chamberlain’den daha çok pas vermesini ve daha agresif bir savunma oyunu ortaya koymasını istedi. Bu taktik işe yaramıştı ama kariyerinde ilk defa sayı krallığını kaçırmıştı (24,1 sayı ortalaması ile) ama sezonun en yüksek yüzdeli atan oyuncusu olmuştu (0,683). En fazla ribaund alan oyuncu da oydu (24,2) ve en fazla asist yapan 3. oyuncuydu (7,8).

Chamberlain yeni rolüne çok ciddi hazırlanmıştı, bu yüzden gelecek sezonda asist kralı oldu. 1967-68’de “All nBA first team” e 7. defa seçildi. Aynı zamanda 4. ve son defa ligin MVP’si de olmuştu. Doğu ligini kazandıktan sonra 76ers; 4 yılda 3. kez, kıta finallerinde Boston’a elendi. Bundan sonra da Chamberlain; Jerry Chambers,

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 77

Archie Clark ve Darrall Imhoff karşılığında lakers’e takas edildi.

Son 5 yılını lakers’ta geçirdi. lakers’ın 5 sezonda 4 kez nBA finallerine katılmasına yardım etti. onun en enteresan sezonu 1971-72 sezonuydu. Bu sezonda sadece 14,8 sayı ortalamasıyla oynadı fakat bu; onun diğer istatistiklerinin gelişmesine katkı sağladı. 35 yaşında 19,2 ribaund ortalamasıyla oynadı ve “All nBA Defansive team” e seçildi.

Chamberlain mükemmel bir takım oyuncusu ol-muştu. Gardları Jerry west, Gail Goodrich ve forvet-leri Happy Hairston, Jim McMillian’ın tamamlayıcısı olmuştu. 1971-72 sezonunda 33 maç üst üste kaza-narak nBA tarihine geçtiler. Bu sezonu 69-13 ile bi-tirerek nBA tarihine adlarını yazdırdılar. Bu istatistik 76ers’dakinden daha iyiydi ama Jordan ve Chicago Bulls; 1995-96’da 72-10’la onların bu rekorunu geride bırakmıştı.

1972-73 sezonunda emekliye ayrıldı. Diğer oyuncu-lar gibi; 1 yılını koçluk yaparak geçirdi. Amerikan Bas-ketbol Derneği’nin San Diego Conquistadors takımına koçluk yaptı. San Diego onun oyuncu-Koç olmasını istedi fakat yasalar buna engel oldu. Chamberlain koç-luktan sıkılmaya başladı. 1984’de Conan the Barbarian filminde oynadı. Bir aralar voleybol ilgisini çekmeye başlamıştı ayrıca tenis de oynadı, maraton koşuculuğu yaptı, polo bile oynadı. Hatta Muhammed Ali ile ağırsık-let maçı bile yapmak istedi.

50 yaşlarındayken, onun tekrar basketbol’a dönüp; 15-20 dakika oynayabileceği söylentileri dolaşmaya başladı. Chamberlain; bu habere olan ilgiden memnun-du ve tadını çıkartıyordu. Fakat hiçbir takımın teklifiyle ilgilenmiyordu. Bu sıralarda kitap kurdu olmaya başla-mıştı ki birkaç kitap da bastırmıştı.

1978’de Chamberlain; naismith Memorial Basket-ball Hall of Fame’e laik görüldü ve 1996-97’de nBA 50th “Anniversary All-time team” e seçildi.

12 Ekim 1999’da 63 yaşını geçtikten sonra; evinde Ursa Major denilen bir kalp rahatsızlığına yakalanarak öldü. Basketbol dünyasından bir yıldız daha kaymıştı. nBA “Big Dipper”ını kaybetmişti. Fakat onun adı ölü-münden sonra bile yıllarca anılacak.

O L D s c H O O L w I LT c H A M B E R L A I N

78 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

O L D s c H O O L w I LT c H A M B E R L A I N

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 79

80 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

E u RO L E Ag u E

gİdİŞaT KÖTÜ‘top 16’ turunda ikinci haftanın ardından fenerbah-

çe Ülkerli Bogdanovic, en fazla sayı atan 2’nci oyuncu oldu. Beşiktaşlı Markota, 2 maçta aldığı 18 ribaundla bu alanda ilk sırada yer aldı. thY Avrupa Ligi ‘’top 16’’ turu ikinci hafta maçlarının ardından fenerbahçe Ülker’in hırvat oyuncusu Bojan Bogdanovic, en fazla sayı atan 2’nci oyuncu oldu.

Sarı-lacivertli takımın deplasmanda Barcelona Regal ile oynadığı maçta 19, İstanbul’da yaptığı Mon-tepaschi Siena karşılaşmasında ise 31 sayı kaydeden Bogdanovic, 2 karşılaşma sonunda 50 sayıya ulaşıp, maç başına 25 sayı ortalaması tutturdu. Bu alanda ilk sıra fenerbahçe Ülker karşılaşmasında 41 sayı atan ve toplamda 57 sayıya ulaşan Bobby Brown’a ait.

tüm sezon göz önüne alınarak yapılan değerlen-dirmede ise Brown, toplam 252 sayıyla yine ilk sırada yer aldı.

RİBAUNttA MARKOtA fARKI Beşiktaş’ın hırvat oyuncusu damir Markota, ‘’top

16’’da ikinci maçların ardından en çok ribaund alan oyuncu oldu. Markota, Khimki maçında 8, Olympia-kos karşısında ise 10 ribaund alıp, 2 maçta 18 ribaund-la bu alanda ilk sıraya yerleşti.

Ribaundlarda, grup maçları da göz önüne alındı-ğında ‘’top 16’’ya çıkmayı başaramayan Slovenya’nın Union Olimpija takımında forma giyen Aron Baynes, 9,8 ribaund ortalamasıyla ilk sıradaki yerini koruyor.

top çalmada Anadolu Efesli Jamon Lucas, zalgiris Kaunas takımında forma giyen Oliver Lafayette, Be-şiktaşlı damir Markota ve Khimki’de oynayan Vitaly fridzon, 2 maçta 6’şar top çalma ile ilk 4 sırada yer aldı.

TOP 16’da

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 81

82 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

TOP 16’DA İKİNCİ HAFTAANADOLU EFEs FARKItHY Euroleague E Grubu ikinci maçında Anadolu

Efes, Yunanistan’ın Panathinaikos takımını konuk etti. lacivert-beyazlılar, baştan sona önde götürdüğü karşı-laşmada rakibini 78-64 mağlup ederek toP 16 turun-da ilk galibiyetine ulaştı. temsilcimizde Jordan Farmar 13 sayıyla takımının en skoreri olurken Jamon lucas 12 sayı, 3 ribaund, 5 asist, 4 top çalma ve Dusko Sava-novic de 11 sayıyla mücadele etti. Panathinaikos’ta ise Michael Bramos 16 sayı ve Sofoklis Schortsanitis 15 sayıyla oynadı.

Anadolu Efes ‘top 16’da ilk hafta mücadelesin-de CSKA Moskova’ya deplasmanda 90-71 yenilerek grupta son sırada yer almış, Panathinaikos ise zalgiris Kaunas’ı 67-66 yenerek dördüncü sıraya yerleşmişti.

Mücadele karşılıklı basketlerle başladı. Shipp’in 3 sayılık atışına Gist karşılık verdi. Anadolu Efes, Shipp ve Farmarla 2 tane daha 3 sayılık atışı baskete çe-virince Yunan ekibi mola aldı ve lacivert-Beyazlılar ilk molaya 9-2 önde girdi. İlk çeyrekte 3 sayılık bas-ketlerle rakibi ile arasındaki farkı açan Anadolu Efes, Farmar ile ilk 6 dakikada farkı çift hanelere taşıdı: 18-7. İlk çeyrekten ev sahibi ekipte Joshua Shipp 8 sayı ile takımının en skoreri olurken, Panathinaikos’ta Mic-hael Bramos 12 sayı ile farkın açılmasını engelleyen isim oldu. İlk çeyrek 24-17 temsilcimizin üstünlüğü

E u RO L E Ag u E

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 83

84 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

ile sonuçlandı. İkinci çeyrekte fark çift hanelere kadar çıksa da Panathiaikos’ta Diamantidis’in yokluğunda Michael Bramos’un skorer oyunu Yunan ekibini oyunda tuttu. temsilcimiz Anadolu Efes ilk çeyrekte bulduğu dış atışların aksine Barac ve Kerem Gönlüm ile boyalı alandan sayılar üretti. Eski Fenerbahçe Ülkerli James Gist ve lasme’nin atletik özelliğini iyi kullanan Pana, pota altından sayılar bulsa da Anadolu Efes hücum ritmini bozmayarak farkı çift hanelerde tutmayı başar-dı ve devreyi 45-32 önde kapattı.

Üçüncü çeyreğe de iyi başlayan Anadolu Efes peri-yod başında 8-0’lık bir seri yakalayarak farkı 21’e kadar çıkardı. Semih Erden’in pota altındaki etkili savunma-sıyla rakibine sayı şansı tanımayan lacivert-beyazlılar, hücumda Vujacic ve lucas’la sayılar üretti. Periyod or-tasında Kapono ve lasme buldukları sayılarla Pana’ya nefes aldırdı. oyuna giren her oyuncudan verim alan Anadolu Efes çeyreğin sonunu da iyi geçirdi ve son bö-lüme 21 sayılık avantajla girdi. 64-43. Dördüncü çey-rekte Panathianikos dış atışlarla farkı eritmek istese de zorlama atışlar sonuçsuz kaldı. Periyod ortalarında temposu düşen Anadolu Efes’in açığını değerlendiren Yunan ekibi 6-0’lık sergi bularak oktay Mahmuti’ye molayı aldırdı. Anadolu Efes’in hücum performansı düştüğü bölümlerde Semih Erden sayılar üretirken Pana’da skor yükünü Sofoklis çekti. Panathinaikos’un farkı eritme girişimleri sonuç verse de Anadolu Efes sahadan 78-64 galip ayrılarak toP 16 turunda ilk gali-biyetini elde etti.

AnADolU EFES: 78 - PAnAtHİnAİKoS: 64 Salon: Abdi İpekçi Hakemler: Ilija Belosevic (Sırbistan), Emilio Perez Pi-zarro (İspanya), radomir Vojinovic (Karadağ) AnADolU EFES: lucas 12, Farmar 13, Shipp 8, Sa-vanovic 11, Semih Erden 9, Barac 6, Vujacic 6, Kerem Gönlüm 8, Sinan Güler 5 PAnAtHİnAİKoS: Banks, Ukic 4, Maciulis 7, Gist 6, lasme 6, Bramos 16, Schortsanitis 15, tsartaris, Ka-pono 10 1. Periyot: 24-17 Devre: 45-32 3. Periyot: 64-43 5 Faulle Çıkan: 38.16 Semih Erden (Anadolu Efes)

E u RO L E Ag u E

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 85

TOP 16’DA İKİNCİ HAFTAFENERBAHÇE ÜLKERFenerbahçe Ülker, tHY Euroleague toP 16 F

Grubu’ndaki ikinci maçında İtalya’nın Montepaschi Siena takımını konuk etti. Mücadelenin genelini önde götüren sarı-lacivertliler, Bobby Brown’ın son bölüm-lerdeki skorer oyununa engel olamayınca sahadan 98-92 mağlup ayrıldı.

Montepaschi Siena’da Bobby Brown, 41 sayı 7 asistle karşılaşmanın yıldızı olurken Viktor Sanikid-ze 19 sayı kaydetti. Fenerbahçe Ülker’de ise Bo-jan Bogdanovic’in 31, Bo McCalebb’in 17 ve Emir Preldzic’in 15 sayısı mağlubiyeti engellemek için yeterli olmadı.

Fenerbahçe Ülker turkish Airlines Euroleague toP 16 turu ilk maçında deplasmanda Barcelona’ya mağ-lup olmuştu.

ntV Spor ve ntVSpor.net’ten canlı yayınlanan karşılaşmaya takımlar savunma hatalarıyla karşılık-lı sayılarla başladı. Siena’da Viktor Sanikidze boyalı alandan sayılar üretirken Bobby Brown 2 üç sayılık isabet buldu. Fenerbahçe Ülker ise rakibine Sato ve Bogdanovic’in dış atışlarıyla cevap verdi. İlk molaya 18-15 geride giren Fenerbahçe Ülker, dönüşte McCa-lebb ile sayılar bulsa da Siena’nın hücum ribauntları temsilcimize skoru eşitleme şansını vermedi. İlk çey-rekte dış atışlarda yüksek yüzdeyle oynayan Fenerbah-çe Ülker, Sato’nun üç sayılık basketiyle rakibini yakala-dı ve periyod 26-26 kapandı.

İkinci çeyreğin ortalarına kadar tarafların savun-malarını sertleştirmesi ve buldukları karşılıklı sayılar birbirlerine skor üstünlüğü kurmasını engelledi. Fe-nerbahçe Ülker’de Bojan Bogdanovic takımının skor yükünü üstlenirken konuk ekip Siena, Daniel Hackett ile karşılık verdi. Periyodun son bölümlerinde Bog-danovic skorer oyununa devam ederek temsilcimizin devreyi 51-45 önde kapamasını sağladı. Hırvat oyuncu bulduğu 18 sayı ile soyunma odasına girdi.

Üçüncü çeyrekte Fenerbahçe Ülker’de gecenin etkili ismi Bogdanovic ve McCalebb’in sayıları sarı-

E u RO L E Ag u E

86 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

lacivertlilerin farkı 11’e kadar çıkarmasını sağladı. Konuk ekip Siena’da Bobby Brown sürüklediği hücum-lar takımını ayakta tuttu. temsilcimiz bu periyodda 3 kez maçı koparma noktasına getirse de İtalyan ekibi bir şekilde buna izin vermedi. Çeyreğin sonunu iyi geçir-meyen Fenerbahçe Ülker, sayı farkını koruyamadı ve periyod 73-69 temsilcimiz lehine sonuçlandı.

Dördüncü periyodun başında 7 sayı üreten Fener-bahçe Ülker, Bobby Brown’ın oyunlarına çözüm bu-lamadı. Periyodun ortalarında top kayıpları yapan ve hücumlardan boş dönen temsilcimiz oyun kontrolünü Siena’ya kaptırdı. 8-0’lık bir seri yakalayan İtalyan ekibi öne geçmeyi başardı. Son bölümü büyük bir heyeca-na sahne olan periyodda taraflar serbest atışlardan sayılar buldu. Son bölümde Fenerbahçe Ülker’in son çabaları sonuç vermeyince temsilcimiz Siena’ya Ülker Sports Arena’da 98-92 mağlup oldu.

Fenerbahçe Ülker bu mağlubiyetle tHY Euroleague toP 16 turu F Grubu’nda ikinci yenilgisini aldı. Geçti-ğimiz hafta Maccabi’yi deviren Montepaschi Siena ise ikide iki yaparak büyük avantaj elde etti.

FEnErBAHÇE ÜlKEr: 92 - Mon. SİEnA: 98 Salon: Ülker Sports Arena Hakemler: Jose ramon Garcia ortiz (İspanya),

Sinisa Herceg (Hırvatistan), Petar obradovic (Bosna Hersek)

FEnErBAHÇE ÜlKEr: McCalebb 17, Bogdanovic 31, Preldzic 15, Sato 11, Batiste 6, Andersen 8, İlkan Karaman, Barış Ermiş 2, Ömer onan 2

MontEPASCHİ SİEnA: Brown 41, Janning 2, Moss 7, Sanikidze 19, Eze 4, Hackett 9, ortner 2, Kangur 6, ress 6, Carraretto 2

1. Periyot: 26-26 Devre: 51-45 3. Periyot: 73-69 5 Faulle Çıkanlar: 36.05 Andersen, 39.09 McCalebb

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 87

TOP 16’DA İKİNCİ HAFTABEŞİKTAŞturkish Airlines Euroleague “top 16”nın ikinci hafta

mücadelesinde F Grubu’nda yer alan temsilcilerimiz-den Beşiktaş, olympiakos konuk etti. Maçtan temsilci-miz, 77-64 mağlup ayrıldı.

Damir Markota’nın 14 sayı, 10 ribaund, 2 asistlik performansı ise yenilgiye engel olamadı. rakip takımın en etkili isimleri ise 18 sayı üreten Vassilis Spanaoulis ile 14 sayı bulan Georgios Printezis oldu.

İki takımın karşılıklı basketleriyle başlayan maç, düşük tempoda devam ederken, ilk periyot ev sahibi takım olympiakos’un 20-13’lük üstünlüğüyle geçildi.

İkinci periyota Serhat Çetin’in üç sayılık basketi ile başlayan Beşiktaş, olympiakos’tan Antiç ve Sloukas’ın üç sayılık basketlerine engel olamayınca, devreye 6 dakika kala skor 31-20 oldu. olympiakos aradaki 11 sayılık farkı koruyup ilk yarıyı 10 sayı farkla 37-27 önde kapadı.

Üçüncü periyota hızlı başlayan ev sahibi olympia-kos, Spanoulis ile bulduğu üst üste basketler ile peri-yotun bitimine 7 dakika 40 saniye kala farkı 16 sayıya çıkararak skoru 45-29’a taşıdı.

Bu dakikadan sonra katı savunma uygulayarak raki-bini durdurmayı başaran Beşiktaş, 9-0’lık seri ile peri-yotun bitimine 5 dakika kala skoru 45-38’e getirdi. An-cak, maçın kontrolünü yeniden ele alan olympiakos, 7-0’lık bir seri ile skoru 55-41 yaptı. Üçüncü periyot Cristopher’in üç serbest atışı ile 57-46 olympiakos’un galibiyeti ile tamamlandı.

Son periyotta Beşiktaş’ın farkı düşürme çabasına rağmen, Spanoulis önderliğinde maçın kontrolünü elinde tutan olympiakos farkı koruyarak, karşılaşmayı 77-64 kazandı. Yunanistan temsilcisinde Spanoulis kaydettiği 18 sayı ile maçın en skorer ismi oldu. Beşik-taş, bu sonuçla ‘’top 16’’ turunda ikinci maçından da mağlup ayrıldı. olympiakos ise ilk galibiyetini elde etti.

SAlon: Barış Ve Dostluk SS HAKEMlEr: Guerrino Cerebuch-Antanio Conde-Marko Juras

E u RO L E Ag u E

88 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

olYMPIACKoS (77): Kyle Hines 8 (4 ribaund-2 asist), Acie law 8 (1 asist), Pero Antic 7 (7 ribaund-1 asist), Vassilis Spanaoulis 18 (2 ribaund-4 asist), Stratos Perperoglou 2 (3 ribaund), Kostas Sloukas 9 (5 ribaund-3 asist), Josh Powell 7 (4 ribaund-1 asist), Georgios Printezis 14 (3 ribaund-1 asist), Kostas Papa-nikalaou 4 (5 ribaund-2 asist), Evangelos Mantzaris (4 ribaund),

BEŞİKtAŞ (64): Daniel Ewing 15 (1 ribaund), Mu-ratcan Güler 5 (2 ribaund- 2 asist), Can Akın 2, randal Falker 4 (4 ribuand), Serhat Çetin 5 (2 ribaund-1 asist), Damir Markota 14 (10 ribaund-2 asist), Patrick Chris-topher 4 (4 ribaund-1 asist), Cemal nalga 2 (5 riba-und-1 asist), Cevher Özer (3 ribaund- 1 asist), Curtis Jerrells 13 (2 ribaund-1 asist)

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 89

100OYUNCUSU

AVRUPA’NIN GELMİŞ GEçMİŞ EN İYİ

BÖLÜM 8 : 29 - 20

92 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

B Ö L ü M 8 : 2 9 - 2 0

larry Glenn WriGHt

29ABD: (1970 - 1987) 23 kasım 1954’de Monroe, Louisiana’da doğudu. grambling geçen kariyerini burada antrenör olarak sürdürmektedir. NBA’de kısa bir süre washington forması giydikten sonra İtalya’ya gitti. Ora-da büyük bir yıldız oldu. cantù’da “Avrupa kupaları”nda başarıdan başarıya koştu. 1987 yılında bir yıl-lığına anlaştığı Banco di Roma’da basketbolu bıraktı.

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 93

B Ö L ü M 8 : 2 9 - 2 0

PreDrag “Saša” DAnilOviÇ

28sIRBİsTAN: (1980 - 1996)sasha Daniloviç 26 şubat 1970’de saraybosna, Bosna Hersek’te doğudu. 90’lı yılların efsanevi for-vetlerinden biriydi. Altyapısında başladığı kk partizan kulübünün halen başkanlığını yürütmekte-dir. 1992 NBA Draftlarında golden state warriors tarafından 43. sıra-da seçildi. Miami Heat ve Dallas Mavericks’te zaman geçirsede istediği gibi oynama şansı bula-madı. Avrupa kariyeri boyunca kk partizan ve Virtus Bologna formalarını giydi. Avrupada bir çok kez MVp seçildi.94 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 95

96 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

B Ö L ü M 8 : 2 9 - 2 0

PetarnAuMOSki

27MAkEDONyA: (1989 - 2004)27 Ağustos 1968’de Makedonya’da doğdu. uzun yıllar Efes pilsen forması giydi. Aynı zamanda Türk vatandaşlığına da geçmiş olup ismini Namık polat olarak almıştır.1989 ile 1991 yılları 1992’de sadece 50 bin dolar yıllık ücret karşılğın-da Efes pilsen’e transfer oldu. İlk sezonunda Efes pilsen normal sezonda ve playoff’ta oynadığı 37 maçı kazanarak şampiyon olurken Naumoski başroldey-di. Aynı sezon Avrupa kulüpler kupası’nda takımının finale kadar çıkmasında da büyük pay sahibi oldu. 1993-94’te Efes pilsen ile lig ve kupa şampiyonluğuna ulaştı. 1994’te İtalya’nın Benetton Trevi-so takımına transfer oldu. 1995’te İstanbul’daki Avrupa kulüpler ku-pası final maçında attığı 25 sayıyla Benetton’u şampiyonluğa taşıdı.Ertesi sezon Efes pilsen’e dön-dü. 1996’nın mart ayında Efes pilsen’in Avrupa’nın en iddialı takımlarını sırayla eleyerek koraç kupası’nı kazanmasında büyük pay sahibi oldu. 2004 yılında bas-ketbola veda etti.

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 97

B Ö L ü M 8 : 2 9 - 2 0

alexanDervOlkOv

26ukRAyNA: (1978 - 1995)28 Mart 1964 ‘de Rusya’da dünya-ya geldi. İlk kez 1988 Olimpiyat oyunlarında gösteriği perfor-mansla dikkatleri üzerine çekti. Altın Madalya kazanan sscB takı-mının önemli bir oyuncusuydu. cskA Moskova (1986-1988), Atlan-ta Hawks (1989-1992), panasonic Reggio calabria (1992-1993), panat-hinaikos (1993-1994), Olympiakos; O Budivelnyk kiev (1988-1989 1981-1986) takımlarında oynadı. 1995’de emekli oldu. 1999-2000 yılları arasında spor Bakanlığı yaptı. 2007’de, ukrayna Basketbol federasyonu Başkanı seçildi.98 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 99

100 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

B Ö L ü M 8 : 2 9 - 2 0

DıMıtrıSDiAMAntiDiS

25yuNANİsTAN: (1992)6 Mayıs 1980’de yunanistan’da doğdu. Halen panathinaikos ta-kımının oyun kurucusu olarak kariyerine devam ediyor. . Iraklis genç takımında yetişti. 2004 yılın-da panathinaikos’a transfer oldu. 2006’da Euroleafe şampiyonluğu yaşayana takımının MVp seçilen üyesiydi.

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 101

B Ö L ü M 8 : 2 9 - 2 0

hennıngHArniScH

24ALMANyA: (1979 - 1996)Bir donem yukselir gibi olan al-man basketbolunun en onemli idollerinden biri. 1993 yılında Almanya’yi Avrupa şampiyonu yapan oyuncularin başında gelir. uzattığı saçlarına taktığı bant ile bir dönem sembol olmuştur.102 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 103

104 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

B Ö L ü M 8 : 2 9 - 2 0

Juan antonıo OrBAlán

23İspANyA: (1976 - 1988)Juan Antonio, 3 Ağustos 1954’de Madrid’de doğdu. üç kez İspanya Milli Takımı ile Olimpiyat’larda yer aldı. Bir efsane olarak adı bir çok spor salonuna verildi.

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 105

B Ö L ü M 8 : 2 9 - 2 0

KrešıMır ĆOSiĆ 22HIRVATİsTAN: (1968 - 1995)yugoslav basketbol ekolunun en büyük oyuncularından biri idi. 1948 zagrep dogumludur. 1968-1973 yılları arasında Brigham young üniversitesi’nde oynadı. Daha sonra zadar, Brest Ljubljana, synuide Bologna ve zibona zag-rep formaları giydi. 1995 yılında Hall of fame’e secildi.106 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 107

108 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

B Ö L ü M 8 : 2 9 - 2 0

Sergey BelOv21RusyA: (1960 - 1978)Belov, 23 Ocak 1944’da Rusya’da doğdu. 1972 Münih Olimpiyatları’nda altın, 1968 Mexico, 1976 Montreal ve 1980 Moskova Olimpiyatları’nda bronz madalya kazanan sovyet Milli Takımı’nda yer aldı.sovyet basketbolunun yetiştir-diği en büyük yıldızlardan bir olarak kabul edildi. sovyet Milli Takımı’yla dört kez Avrupa (1967, 1969, 1971 ve 1979) ve iki kez dünya (1967, 1974) şampiyonluğu yaşadı. 1991’de fIBA tarafından gelmiş geçmiş en iyi Avrupalı basketbol-cu ilan edildi.

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 109

B Ö L ü M 8 : 2 9 - 2 0

Juan antonıo SAn epifAniO

20İspANyA: (1969 - 1989)İspanyolların efsane kısa forvet-lerinden biri. Adı Barcelona ile anılan hatta Andres Jimenez ile birlikte forması emekliye ayrılmış iki Barcelonalı’dan birisi. İspanyol Milli Takımının 1984 Los Angeles da gümüş almasına takım arka-daşı Jimenez ile birlikte önemli roller alan bir oyuncudur. 1989 da basketbolu bıraksa da Barcelona yönetiminde halen görev yap-maktadır. 3 kere Euroleague final, bir saporta, Bir koraç kupası, bir çok şampiyonluk gördü. Tam 239 kere İspanya Milli Takım forması-nı giydi.110 / SLAMDUNK / 07 - 13 OCAK 2013

07 - 13 OCAK 2013 / SLAMDUNK / 111