1

Sevgili Öğrencilerimiz,

Sevgili Arkadaşlar,

Sizlere dergimizin dör-"Rota Arkadaş"

düncü sayısıyla bir kez daha merhaba diyoruz.

Sanatsal becerilerle oluşan birbirinden gü-zel eserler sayesinde, Rota Koleji Kültür Yayın-ları serisine bir yenisini daha eklemekten mut-luluk duymaktayız. Her yeni sayımızda birbi-rinden güzel şiir, öykü, resim ve fotoğraflar ileyeni yetenek ve yaratıcı düşüncelerle tanış-mak gurur verici.

Öğrencilerimizin akademik başarısını art-tırma amacı yanında düşünen, sorgulayan,araştıran, kendini tanımaya ve en iyi biçimdeifade etme becerisi kazandırmaya çalışan bizeğitimciler; üretmeye, kendi düşüncelerini,

emeklerini ortaya koyma ve sunma isteğindeolan öğrencileri gördükçe mutlu oluyoruz.Her birimizin ruhumuzun derinliklerinde kişi-liğimizi geliştirecek ve bize iyi gelecek bir ilgi,yetenek ve uğraş vardır. Yeter ki kendimizi ta-nıyalım, dinleyelim ve o ışığı bulmaya çalışa-lım. İçinizdeki bu ışığı bulduğunuzda hiç sön-memesini ve çevrenize de ışık olmasını dile-rim.

Dergimizin bu sayısında da dergimizieserleriyle destekleyen tüm öğrencilerimizeve emeği geçen herkese teşekkür ediyor, yenisayımızı ilgiyle okumanızı diliyorum.

H. İlker DURURota Eğitim Kurumları

İlkokul ve Ortaokul Müdürü

2

Sağlık her şeyin temeli olan en büyük değer-dir. Sağlıklı bir yaşam tarzı ile birlikte gelen "sağlamvücut" oluşturmak "sağlam kafa" oluşturmaktır.Çünkü vücut sağlığını koruyabilmek için hayal gü-cüne sahip olunması, planlama yapılması, emeksarf edilmesi, disiplinli olunması, sabır gösterilme-si, irade sahibi olunması, fedakârlık edilmesi, azim-le çalışılması, tutkuyla bağlanılması, pozitif düşü-nülmesi, öz güvenli hareket edilmesi, gerekmek-tedir ki tüm bunlar "sağlam kafa"nın işidir. Sağlamkafa ile okul yaşamında, profesyonel kariyerde, ai-levi ilişkilerde çok daha başarılı olunmaktadır. Sa-dece dış görünüş ve görsel ile ilgili çoğu hedef ge-çicidir. Geçici hedefleri başarmak için, geçici bir sü-re kafanızı ve bakış açınızı değiştirebilirsiniz belkifakat gerçekten vücut görselini kalıcı olarak geliş-tirip güzelleştirmek ve her zaman yaşatmak için ön-celikle "sağlam kafa" oluşturmamız gerekmekte-dir.

Sağlık bütün canlılar için önemlidir. Yapılacakher işin temelidir. Sağlık olmadan hiçbir işten iste-nen sonuç alınamaz. Geleceğin dünyasını kuracakve devam ettirecek olan gençlerdir. Geleceğin gü-zel olmasını istiyorsak sağlıklı bir yaşam sürmeli-yiz. Hem akıl sağlığımızı hem de vücut sağlığımızıkorumalıyız. İnsanı insan yapan diğer canlılardan

ayıran en önemli unsur olan aklın, sağlıklı ve ve-rimli bir şekilde insanlığın yararında kullanılması,ancak sağlam ve sağlıklı bir vücutta mümkündür.Üretken, çalışkan kafalar, disiplin içinde çalışan vü-cutlarla daha enerjik ve verimli olurlar.

Geleceğimizi sağlam temeller üzerine kur-mak, neslimizin devamının sağlıklı olması, sağlıklıyaşlanmak, bedenen zihnen her zaman dinç kala-bilmek ve ömrümüzün son anına kadar akıl sağlı-ğımızı korumak sağlam bir kafayla ve sağlam birvücutla mümkündür. Sağlıksız bir bireyin kendisi-ne ve toplumuna bir faydası olamaz. Çocukların vegençlerin vücut sağlığını korumaları, beslenmele-rine dikkat etmeleri, zararlı maddelerden uzak dur-maları, spora yönlendirilmeleri zihnen ve bede-nen güçlü bir ülke olabilmemiz için gereklidir. İştebu noktada Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Ata-türk'ün "Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur." sö-zünün anlamını iyi kavramalı ve bu sözün ışığındahareket etmeliyiz.

Sağlıklı, mutlu yarınlara…

D. Serhan YÖNSELRota Eğitim Kurumları

Ortaokul Müdür Yardımcısı

SAĞLAM KAFALAR, SAĞLAM VÜCUTLAR

3

Sevgili Rota Arkadaş Okurları,

2017-2018 Eğitim-ÖğretimYılı'nda 4. sayı-mızla sizlerle birlikte olmanın gururunu yaşı-yoruz.

Edebiyata, sanata,Türk diline göstermiş ol-duğunuz değeri sayfalarımızda paylaşmak, di-linizden kaleminize dökülen duygu ve düşün-celerinizi okumak, çizimlerinizle sizlerin hayaldünyasının kapısını aralamak, dünyayı objek-tifinizin gözünden görmek en büyük mutlulu-ğumuz.

Edebiyatın tanımını yapan Atatürk der ki:

"Edebiyat dendiği zaman şu anlaşılır: Sözve manayı, yani insan dimağında yer eden hertürlü bilgileri ve insan karakterinin en büyükduygularını, bunları dinleyenleri veya oku-yanları çok alakalı kılacak surette söylemek veyazmak sanatı. Bugün içindir ki edebiyat, isternesir halinde olsun, ister nazım şeklinde olsun,tıpkı resim gibi, heykeltıraşlık gibi, bilhassamusiki gibi, güzel sanatlardan sayıla gelmek-tedir." Düşünce ve duyguları söze dökmek vebu sözlerle çevredekileri etkilemek hiç de ko-lay bir iş değildir. Hiçbir ayrım gözetmeksizinherkese ulaşabilmektir önemli olan. BakınTürk edebiyatımıza, dünya edebiyatına…Ömer Seyfettin'den Anton Çehov'a, Reşat Nu-

ri'den Dostoyevski'ye, OrhanVeli'den Edgar Al-len Poe'ya… Bugün hala okunuyorsa bu ka-lemler, tüm insanların duygularına dokunduk-larından, düşüncelerinden birer parça taşıdık-ları içindir.Evrensel olabilmek, özgün kalabil-mek yüzyıllar geçse de hâlâ okunmaya devametmek demektir.

Gündelik hayatın işleriyle meşgul olma,her zaman herkesin hayatındadır. Vakitsizlik,yorgunluk, telaş, stres hayatın hiçbir döne-minde yakamızı bırakmaz. Sanatı bırakmama-nın tek bir yolu var: Sanat eylemlerini de o meş-guliyetin içine almak. Başarabilirseniz bugün-kü sanatkârlığınız yarın da devam eder. Ço-cukken herkes bir sanatkârdır, zor olan yetiş-kinken sanatkâr kalabilmektir, diyen Pablo Pi-casso'ya katılmamak mümkün değil. Sizler deşu an birer sanatkârsınız ancak önemli olan buyetiyi sürdürebilmektir, sevgili gençler! Yaz-maktan hiç vazgeçmeyin, kaleminizi hiç bırak-mayın çünkü dünya sizlerle daha iyiye gide-cek.

Sevgi ve saygılarımla…

Gülşah SOLAKOĞLU YAYARota Eğitim Kurumları

Türkçe - Edebiyat Bölüm Başkanı

4

Öğrencilerimizin Çizimlerinden...

Bad��� ÇA��ŞK� 6/D

5

Öğrencilerimizin Çizimlerinden...

Gay�ÇEÇN5/D

Lar� ŞAHİ6/A

6

Size biraz çocuk ve ilk gençlik edebi-yatı üzerine ileri geri konuşarak ukalalıketmek isterim. Amacımı böyle baştan söy-lememe umarım takılmazsınız. Yani uka-lalık kısmına… Gerçi birçoğunuz bu söz-cüğün gerçek anlamının "akıllılık" demekolduğunu biliyorsunuz ama olsun; benbaştan söyleyeyim de sonradan kırgınlık,dargınlık filan olmasın.

Bilen bilir: Çocuk ve ilk gençlik edebi-yatı türünde bugüne değin 100 ya da onayakın kitabım yayımlandı. Kitaplarımın ya-ratı süreci ile ilgili olarak yüzlerce okulda binlerce,yüzbinlerce öğrenciyle konuştum, imza ve söyleşigünlerine katıldım.

Aslında ben birçok yiğit Türk genci gibi işe şiirlebaşladım. Yayımlanmış üç şiir kitabım var. Sonra, ya-ni bundan on beş yıl kadar önce şiir yazmayı bırak-tım. Aramızda kalsın: Sayıca bu kadar çok şairin ara-sında kaybolup gitmek istemediğim için bıraktım.Başkaları sorduğunda, "Valla şiir çok zor, o yüz-den…" diyorum. Size doğrusunu söyledim.

Tasımı tarağımı toplayıp şiirden kaçtığım, yaniuzunca bir süredir sığındığım yer, çocuk ve gençlikedebiyatı! Bu yüzden içimdeki sesin bana binlercekez "İyi halt ettin, sanki geldiğin yer ötekinden dahamı kolay!" dedi; itiraf ediyorum. Gerçi bazılarınınedebiyatın bu türünü epey hafife aldığı bir gerçekama n'aparsınız, her yerde oluyor böyle şeyler: ede-biyatta, sanatta, politikada, ekonomide…

Ustalarım bana -sözgelimi- roman türünün di-ğer edebi türlere göre daha hoşgörülü olduğunu,yapılabilecek bazı küçük hataları kaldırabileceğiniama hikâyenin, şiirin hataları kesinlikle bağışlama-dığını söylerlerdi. Şimdi buna çocuk ve ilk gençlikedebiyatını da eklemek gerektiğini söylemem ge-rekiyor. Çünkü çocuk ve ilk gençlik edebiyatı türün-de eser veriyorsanız sözcüklerinizi tıpkı bir şair gibiolağanüstü bir titizlikle seçmeniz gerektiğini söyle-meliyim. Hatta sık sık verdiğim şu örneği burada birkez daha tekrarlamak istiyorum: Roman yazmak,

dört şeritli otoyolda araba kullanmak gibidir. Aradabir şerit ihlâli yaptığınızda sizi idare edebilir. Ama -özellikle çocuklar için- hikâyeler ya da kısa anlatılaryazıyorsanız, bu, eski Marmaris-Datça yolundaki okeskin dönemeçlerde ilerliyorsunuz demektir. Enküçük bir dikkatsizlik halinde uçurumu boylamanızişten bile değildir.

Hah işte, çocuklar için yazarken o dikkati (dilde,kurguda, üslupta filan) dağıtırsanız sonunuz o uçu-rumların en korkuncu olabilir. Yunus Emre'yi bir ga-rip Molla Kasım bulup bize armağan etmiştir amaeğer o hataları yaparsanız, binlercesi sizi bulup gö-zünüzün yaşına bakmadan silkeler, atar.

Neyse, belki de bu kadar ukalalık yeter. Aslındakonu çok doğurgan ve benim bu konularda söyle-yecek çok sözüm var. Dünyada ve ülkemizde çocukve ilk gençlik edebiyatının gelmişi-geçmişi nedir,hangi yöne doğru evrilmektedir, eleştiriler nelerdir,başka neler yapılmalıdır filan… Belki başka ortam-larda konuşuruz bunları ama şimdi beni rahat bıra-kın da yazmakta olduğum şu yeni romanı (tembellikyapmak istiyorum ya, o yüzden romana kaçıyorum)baştan sona bir daha okuyayım, nerelerde hangi ha-taları yapmışım, görüp düzelteyim.

Bizimki de çocukluk ya, neyse artık!

ÇOCUKLAR, GENÇLER VE BİZ

Aydoğan YAVAŞLIYazar

7

Vatan demek bilindiği üzere yalnızca bir top-rak parçası değildir. İçinde koskocaman bir tarihibarındırır vatan, dillere destan öyküleri vardır.Sevdikçe seversin vatanını, her karışını seversin.Vatan için kanını dökersin, emek verirsin, gerekir-se canını verirsin hiç şüphesiz.

"Vatan İçin" kitabında Aydoğan Yavaşlı, okuruhikâyenin içinde yaşatmakta, bizi Cumhuriyet'inilk yıllarına götürmektedir. Kitap, Atatürk'ün dilin-den yazılmak ile birlikte kurtuluş öykümüzü de-taylıca anlatmaktadır.

Vatan İçin kitabından bir alıntı: "Sevgili Arka-daşlar, tarihimizi bilmek, bizi bilge kılar. Ulusununve dünyanın tarihi hakkında bilgi sahibi olmayaninsanlar, her şeyin kendileriyle başladığını sanıp ya-nılırlar. Oysa insanlık binlerce yıldır var. Binlerceyıldır insanlar kentler kurmuşlar, daha sonra kent-leri birleştirip büyük birlikler ve nihayet devletlerkurmuşlardır..."

Atatürk'ün dilinden yazılmış bu kitap Ata-türk'ün anılarını, bilinmeyen yönlerini, Kurtuluş

Mücadelesi ile ilgili bi-linmeyenleri ve karşıla-şılan güçlükleri anlat-maktadır. Kitap, okurla-rına Atatürk'ü anlamayıve nasıl onun gibi dü-şünüleceğini öğretiyor.Kitabı ilk okuduğumda Türkiye Cumhuriyeti va-tandaşı olduğum için bir kez daha kendimle gururduydum. Bu kitap ile vatan için çalışmanın önemi-ni, vatanımı sevmenin ailemi sevdiğim kadar do-ğal olduğunu, vatan uğruna çok şeyden vazgeçile-bileceğini anladım.

Bu kitabı özellikle yaşıtlarıma tarihimiz hak-kında daha fazla bilgi sahibi olmaları gerektiği içintavsiye ediyorum. Bu kitabı okuduktan sonra bir ki-tabın insana ne kadar çok şey öğretebileceğini birkez daha fark ettim. Milletime olan bağlılığım güç-lendi, Atalarıma olan saygım arttı, Türk doğmak,bu ulusun bir çocuğu olmakla bir kez daha gururduydum, en önemlisi artık Atatürk' ü daha iyi anlı-yorum ve daha çok seviyorum.

HER ŞEY “VATAN İÇİN”

Sez � ��� AR�7/E

8

Eli�ÜNA�6/D

“Hayatlarını büyük bir sanata vakfedenbu çocukları sevelim.”

9

Gazeteci: Türkiye için cumhuriyet niçin en iyiyönetim şeklidir?

Atatürk: Cumhuriyet, demokratik idarenintam ve mükemmel bir ifadesidir. Bu rejim, halkıngelişimini ve yükselişini sağlayan; onlardan esirlik,soysuzluk, dalkavukluk hislerini uzaklaştıran biryoldur.

Ülkemizin geleceği olan gençleri-Gazeteci:mize ve çocuklarımıza ne söylemek istersiniz?

Atatürk: Türkiye Cumhuriyeti'nin, özellikle bu-günkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarınahitap ediyorum. Batı senden, Türk'ten çok geriydi.Anlamda, fikirde, tarihte bu böyleydi. Eğer bugünBatı teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, Ey Türk Ço-cuğu, o kabahat da senin değil, senden öncekile-rin affedilmez ihmalinin bir sonucudur. Şunu dasöyleyeyim ki: Çok zekisin! Bu belli. Fakat zekânıunut! Daima çalışkan ol.

Türk gençliği ile ilgili düşüncelerinizGazeteci:nelerdir?

Gençlerimiz ve aydınlarımız ne içinAtatürk:yürüdüklerini ve ne yapacaklarını öncelikle kendidüşüncelerinde iyice kararlaştırılmalı, onları halktarafından iyice benimsenip kabul edilebilir bir hâ-le getirmeli, onları ancak ondan sonra ortaya at-malıdır. Ben çok ümitliyim ki, gençlerimiz bunu ya-pacak derecede yetişkindir. Biliyorum ki, ihtiyarla-rımız gibi gençlerimizin de tecrübeleri vardır. Ziramilletimizin yakın senelere ait gördüğü acı dersler,yakın yılların en yoğun olaylar ile dolu oluşu, devri-mizin gençlerini eski devirlerin ihtiyarları kadar vebelki onlardan fazla olayın şahidi, dolayısıylagençliğimizi ihtiyarlar kadar tecrübe sahibi yaptı.Herhangi bir gencimiz yaşadığı devrin belki üç katıoranında olaya şahit olduğu için her gencimiz üçmisli yaş sahibi sayılabilir, onları da ihtiyarlar gibi

tecrübeli kabul edebili-riz. Gençliğimizin sahipoldukları bu tecrübe-lerden istifade ederekçalışkan, memleketefaydalı ve büyük imân-la donatılmış olarak vazifelerini hakkıyla yerine ge-tireceklerine eminim.

Türk dilinin önemi nedir?Gazeteci:

Atatürk: "Türk milletinin diliTürkçedir.Türk di-li dünyada en güzel, en zengin ve kolay olabilecekbir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sevip onuyükseltmek için çalışır. Bir de Türk dili, Türk milletiiçin kutsal bir hazinedir. ÇünküTürk milleti geçirdi-ği sonsuz felaketler içinde ahlakını, göreneklerini,anılarını, çıkarlarını kısacası; bugün kendisini mil-let yapan her niteliğinin, dili sayesinde korundu-ğunu görüyor. Türk dili, Türk ulusunun yüreğidir,beynidir."

Dilimizdeki yabancı kelimelerle ilgi-Gazeteci:li ne düşünüyorsunuz?

Ülkesini, yüksek istiklalini koruması-Atatürk:nı bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyun-duruğundan kurtarmalıdır.

Peki bilimin önemi nedir?Gazeteci:

Atatürk: Dünyada her şey için, yaşam için, ba-şarı için en gerçek yol gösterici bilimdir, fendir. Bi-lim ve fennin dışında yol gösterici aramak aymaz-lık, bilgisizlik, doğru yoldan çıkmışlıktır. Yalnız bili-min ve fennin yaşadığımız her dakikadaki evreleri-nin gelişimini anlamak ve ilerlemelerini izlemekkoşuldur. Bin, iki bin, binlerce yıl önceki bilim vefen dilinin çizdiği genel kuralları, şu kadar bin yılönce bugün aynı biçimde uygulamaya kalkışmak,elbette bilim ve fennin içinde bulunmak değil-dir.

ATATÜRK'LE RÖPORTAJ

Ber��� KEİ7/A

10

Peki bilim öğrenmek için TürkiyeGazeteci:yurt dışına öğrenci göndermeli mi?

Bu millet ve memleket ilme, irfanaAtatürk:çok muhtaç; tahsil yapmış, diploma almış gelmiş,olanları korumak kadar doğal ve lüzumlu bir şey ol-maktan başka, parti parti eğitim ve öğretim gör-mek için ilim ve fen almak için Avrupa'ya, Ameri-ka'ya ve her tarafa çocuklarımızı göndermeye mec-buruz ve göndereceğiz. İlim ve fen ve ihtisas nere-de varsa, sanat nerede varsa gidip öğrenmeyemecburuz. Bu nedenle artık himaye çok zayıf kalır.

Bunun yerine mecburiyet geçerli olur.

Son olarak gençlere ne söylemek is-Gazeteci:tersiniz?

Gençler, cesaretimizi takviye ve idâ-Atatürk:me eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbi-ye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgi-sinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksı-nız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuri-yet'i biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak siz-siniz…

Ege Y� �� �IR� � �5/C

Düşmanların el�ndenB�z�kurtaran Ata'm.Bu vatanı yen�den,Özenle kuran Ata'm.

Ünümüzü dünyayaMertçe duyuran Ata'm.Gökte güneşe, ayaBenzer kahraman Ata'm.

Adını küçük büyük,Anıyoruz her zaman.Adı büyük AtatürkAnlı şanlı kahraman.

B�r bölünmez vatansın,Ey ölümsüz Ata'mız.Gönlümüzde yatarsın,Sen�unutamayız.

KAHRAMAN ATAM

11

"Türk milletinin tabiat ve âdetlerine en uygunolan idare, cumhuriyet idaresidir."

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü sadece as-ker ve politikacı kimliğiyle tanıyanlar yanlış biliyor-lardır. Dünya tarihinin en önemli ve büyük liderle-rinden biri olan Atatürk,Türk halkının kalbinde silin-mez bir sevgiyle yer etmiş bir lider. Dile kolay, elli ye-di yıllık hayatında birçok başarıya imza atmış ola-caksın hem de bu başarıları kalıcı kılacaksın. Büyükbaşarı! Ömrünü bir ideal için harcamış olan MustafaKemal Atatürk'ün başarıları, düşünceleri ile büyü-menin ayrıcalığını yaşamak her Türk gencine nasipolacaktır. Hayatı çok yönlü görmemizi sağlayan, ça-lışmanın, onurla yaşamanın ne büyük bir erdem ol-duğunu bizlere öğreten Mustafa Kemal Atatürk ilekeyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Ata'm öncellikle sizin gibi canını vatanına vemilletine adamış birisiyle röportaj yapmak onurve şereftir.

Ne demek…Senin gibi geleceğin büyüğü olanbiriyle röportaj yapmak, size ülkemizi bu hale geti-rebilmek için yaptıklarımızı anlatmak çok mutlulukverici.

Ata'm eğer izin verirseniz sorularımı size sor-mak isterim.

Tabii ki.

Ata'm, milli mücadeleyi başlatma cesaretininasıl buldunuz kendinizde?

Başlatma cesaretini kendimde buldum çünküdamarlarımda akan kanın bir damlasının bile dün-yayı yerinden oynatacağını biliyordum ve güven-dim kendime çünkü işin ucunda vatanım ve mille-tim vardı. Sizlerin,Türk gençliğinin geleceği vardı vebana düşen görev ise milli mücadeleyi başlatmaktı.

Sizce ileride milletimizin ulusal bağımsızlıkve egemenliği tehlikeye girer ise o zaman kim buvatana kendini adayacak, kim bu vatana sahip çı-kacak?

İleride milletimizinulusal egemenliği ve ba-ğımsızlığı tehlikeye gi-rerse şayet, her zamandediğim gibi milleti yi-ne vatanın azmi ve kara-rı kurtaracaktır. Unut-mayın ki ülkeyi kurtarmaya yetecek kudret, damar-larınızda akan asil kanda mevcuttur.

Ata'm Cumhuriyet'i ilelebet yaşatacak bizle-re bugünün küçükleri yarının büyükleri olan Türkgençliğine söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Sizin bu vatan için canını hiçe sayıp bir an biledüşünmeden feda eden atalarınız var. Onların izle-diği yol size her zaman için ışık tutacaktır.

Sevgili Ata'm hiç ümitsizliğe düştüğünüz biran oldu mu?

Biz Türk milletiyiz. Başı dik, gözü pekiz. Ümitsiz-lik ancak bizimle savaşanların kapılacağı bir histir.

Ata'm son bir sorum daha olacak, sizce vatannedir?

Bir parçasının bile vazgeçilmez olduğu, yüreği-ni ortaya koyup bir karış toprağını bile vermeyi biran olsun düşünmeyenlerin yaşadığı, er meydanın-da kadınından erkeğine, yaşlısından gencine varınıyoğunu ortaya koyanların nefes aldığı, yeri geldi-ğinde günlerce aç yatıp aç kalktığı ve benim bir sö-zümle savaşmayı değil ölmeyi kabul eden vatanse-verlerin kanıyla sulanmış topraktır vatan. Sözümüşöyle bitirmek istiyorum. Ben, siz gençlerin içinde-yim hep sizinleyim.

Unutmayın ki bayrağı bayrak yapan üstündekikandır, toprak uğruna ölen varsa vatandır.

Sevgili Ata'm sen rahat uyu. Bu ülkeyi sen kur-dun, bizler ve bizden sonra gelecek nesiller kanı-nın son damlasına kadar bu vatanı Ataları gibi ko-ruyacaklardır.

Ne mutluTürk'üm diyene!

ATA'MIZLA BİZE DAİR

İpe� TA� �8/B

12

Meh� ��ÖZ�E� ÇİN6/G

Atatürk'le konuşuyorum,Mutlu mutlu,Atatürk gülüyor,Ben sev�n�yorum.

Atatürk'le konuşuyorum,Gözler�m dolu,Sorular soruyorum,O da cevaplıyor.

Atatürk'le konuşuyorum,Gurur duyuyorum,Sorularımı cevaplayınca,Ben�mle konuşunca.

Atatürk'le konuşuyorum,Söylüyorum Ata'ma“Sen�çok sev�yoruz.”Sen rahat uyu,Emanet�n em�n ellerde.

ATATÜRK'LE KONUŞUYORUM

13

İre� !" BO#$� Ş8/D

Sınıfımızdasın tam yanı başımızda,Sen�nle buluşuruz b�z her 10 Kasım'da,Sen�görmeden yapamayız,Ata'm sen olmadan b�z olamayız.

B�ze hep doğru yolu gösteren,O eng�n fik�rler�n eşl�ğ�nde,Sen�nle buluşuruz buruk b�r şek�lde,B�zler her 10 Kasım'da.

Y�ne hüzün saracak her yanımızı,Özlem�n b�tmek tükenm�yor, �nan.B�zler çok yıprandık artık,Sens�z geçen her 10 Kasım'da.

Ağlamak s�ze yakışmaz,S�zler ben�m geleceğ�ms�n�z,Ben s�z�nle olamasam da,S�zler de ben�m hep �ç�mdes�n�z ders�n.

Doğru söylers�n sen hep,Ama b�z�anlayan sens�n tek,Sens�z artık dayanmıyor bu yürek,Ne olur konuş b�z�mle bu 10 Kasım'da.

KONUŞ BİZİMLE BU ON KASIM'DA

Eli�ÜNA�6/D

Öğrencilerimizin Objektifinden

14

Ere� S%İ&6/A

Eli�N��' U�(6/B

15

Annem g�b�, babam g�b�,Küçücük eller�m�tuttun,M�n�k gözler�me baktın,Ben�ms�n, ben�ms�n, ben�ms�n…Öğretmen�m.

Sevmey�, saymayı öğrett�n,İy�y�, kötüyü anlattın,Ben�çok sevd�n, ben de sen�,Sevd�m, sevd�m, sevd�m…Öğretmen�m.

Dünyayı anlattın bana,Yurdumu, m�llet�m�tanıttın,Atamı anlattın en der�nden,D�nled�m, d�nled�m, d�nled�m…Öğretmen�m.

Sen�asla unutamam,Başkasının yer�ne koyamam,Sen�üzseler h�ç kıyamam,B�r tanems�n, b�r tanems�n, b�r tanems�n…Öğretmen�m.

Annem g�b�güzels�n,Babam g�b�özels�n,Kalb�m�n en köşes�ndes�n,Canımsın, canımsın, canımsın…Öğretmen�m.

CANIMSINÖĞRETMENİM

Ben�m canım öğretmen�m sen büyüttün, sen eğ�tt�nSardın sarmaladın, b�lg�lerle donattınGüçlü nes�ller yarattın.Sen olmasan ne yapardım?

Geceden aydınlık b�r sabaha uyanır g�b�,Ben�m saf z�hn�m�büyük b�lg�lerle donattın.Doğruyu, yanlışı ayırdın.Sen olmasan ne yapardım?

Ben sens�z ölü b�r ağaç g�b�y�m.Sen gel�nce yeşer�r b�lg�ler�m.Her şey�bana sen öğrett�n.Sen olmasan ne yapardım?

Sen�nle beraber üzüldük sen�nle beraber güldük.Her zaman yanımdaydın sıcak b�r yorgan g�b�.Yapamadığım şeyler�yaptırdın.Sen olmasan ne yapardım?

Ben sen�asla unutamam,Emeğ�n üstümde büyük.Ben b�lg�s�z b�r fidanken,Sen büyüttün, suladın ben�.Sen olmasan ne yapardım?

Bar)" �E� T*� Ş5/F

ÖĞRETMENİMİN İZLERİ

Ber�� ÇİME5/F

16

Değerli Arkadaşlarım,

Öncelikle okulumuzda yapılan Okul Mec-lisi Başkanlığı seçimleri için beni uygun gör-düğünüz ve seçtiğiniz için size çok teşekkürederim.

Okulumuzun değerine değer katmak, öğ-renciler olarak daha mutlu ve verimli bir çalış-ma ortamına sahip olabilmemiz için elimdengelenin en iyisini yapmaya çalışacağım. Plan-larımdan bazılarını sizlerle de paylaşmak isti-yorum:

• Arkadaşlarımın yoğun ders temposun-dan arada bir uzaklaşıp keyifli saatler geçirme-leri için çeşitli etkinlikler düzenlemek.

• Öğle yemeği saatlerinde yemekhanedekeyifli müzikler dinlenmesini sağlamak.

• Yapılan kermeslerde armut koltuklar ge-tirtmek ve bu sayede etkinliğin daha konforluolmasını sağlamak.

• Öğle aralarındave teneffüslerde bah-çede vakit geçiren ar-kadaşlarımız için bah-çeye banklar getiril-mesini sağlamak.

•Yine ders dışı saatleri keyifli ve verimli de-ğerlendirebilmemiz için koridorlara zekaoyunları getirilmesini sağlamak (satranç, aba-lone…)

• Sanat ve spor dallarında yapılan turnuva-ların artırılmasını sağlamak.

Planlarımda bana tam destek olan SayınOrtaokul Müdürümüze, rehberlik eden öğret-menlerime ve Ortaokul Müdür Yardımcıları-mıza teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca sizlere de-ğerli oylarınızı bana verdiğiniz için tekrar te-şekkür ederek sözlerimin arkasında durmakiçin elimden geleni yapacağımı belirtmek isti-yorum.

OKUL BAŞKANIMIZDAN

Ab+ü,ka+ -DÖ. EZ7/C

17

Öğrencilerimizin Çizimlerinden...

Ir� a0 BA� �6/D

Fat� �1ül AK�(7/D

Lar� ŞAHİ6/A

18

Bir canlı, yaşadığı süre boyunca hak ve sorum-luluklara sahiptir. Fakat hak ve özgürlükler toplumiçin sorumluluklardan daha alt düzeyde görülü-yor. İnsanlara göre, bir kişinin bir sorumluluğu var-sa o kişinin haklarını kullanmaya hakkı olmuyor.

İlk çağlardan, ilk yazılı kanunlardan, ilk devlet-lerden günümüze kadar gelmiş onlarca anayasavar. İnsanların haklarını kullanma özgürlükleri gü-nümüz insanlarına buradan gelmiştir belki de.Ama hürriyetlere sahip olmak sorumlulukları çiğ-nemek değildir. Sorumlulukları uygularken hakla-rı, haklarımızı uygularken sorumlulukları çiğne-memek gerekir.

Milletin haklarının yanı sıra, devletin de hakla-rı vardır. Ama devlet, haklarını milletten üstün gö-remez çünkü o hakları tanıyan yine millettir. İşçile-rin, çiftçilerin, fabrikada çalışan insanların da bizimgibi hakları vardır. Bir işçi için mesai saatlerin ve al-dığı ücret için hak talep etmek en doğal şeylerdenbiridir. Fabrikada çalışan kadınların eşit ücret iste-mesi, bir çiftçinin mallar üzerine verilen vergilerinazalmasını istemesi de bir çocuğun okumak iste-mesi kadar doğaldır.

Bu haklar arasından, uluslararası bir bildirgey-le korunmuş, çoğu ülkenin korunması için imza at-tığı haklar çocuk haklarıdır. Bir insana haklarını sa-vunmayı öğretip onu bilinçli bir birey haline getir-menin ilk adımı çocukluk bilincidir. Bundan da öte,bir çocuğun yaşıtları gibi eğitim görmek istemesi,çalıştırılmak istememesi, oyun oynayıp şarkı söy-lemek istemesi, gülüp eğlenmek istemesi en do-ğal arzulardır. Hayati olarak da iyi sağlık hizmetlerialabilmesi, beslenmesinin sağlıklı olması, iyi bir ai-lede ve iyi yaşam şartları altında yetişmek istemesive geleceğini kendisinin yönlendirmesi, bir çocu-ğun yaşaması ve geleceğinin parlak olması enönemli şartlardır.

Bir insanın, yaşamaya, eğitim görmeye, yetiş-kinliğinde iş sahibi olmaya, cinsiyetinden dolayı

sömürülmemeye, iste-diği kişiyle evlenip bo-şanmaya, basın ile bağ-lantı kurup olan biten-lerle ilgili bilgi sahibi ol-maya, istediği kitap vedergileri okumaya, üze-rinde baskı kurulmaksızın sevdiği bir yerde sevdiğibir işte çalışmaya, teknolojiyle iç içe olmaya ve herdaim haklarını aramaya hakkı vardır. Bu haklar in-sanlara "hak" denince akla ilk gelenlerdir. Peki, yadiğer canlılar? İnsanların ve çocukların istediği şey-leri oynama haklarına sahip olmasıyla, hayvanlarazarar verme hakkına da sahip olunur mu?

Vahşi bir hayvanın doğduğu vahşi doğada bü-yümeye hakkı vardır.Vahşi bir hayvanın bağımlı dö-neminde annesinden ayrılmamaya, ihtiyaçlarını al-maya, ihtiyaçlarını yemeye ve doğası gereği besinzincirindeki besinleri tüketmeye hakkı vardır, so-kakta ya da evde olduğu takdirde beslenme hakkıvardır. Hiçbir zaman insanların şiddetine maruz kal-mamaya, doğal özelliklerinden dolayı (havlama,ses çıkarma gibi) zehirlenip öldürülmemeye, diğerhayvanlardan daha aşağılık ya da alt düzeyde gö-rülmemeye, bir hayvan türü olan insanlar tarafın-dan nesillerinin tüketilmemesine, vücudunun da-yanabileceğinden daha fazla çalıştırılmamaya hak-kı vardır.

Her canlının yaşadığı ve bir parçası olduğutoplumda hakları vardır. Bu haklar, insanların gele-ceklerine dair bir imzadır. Tüm insanların haklarınıve anayasalarını korumaya hakkı vardır, başka in-sanlardan hakları çerçevesinde korunmaya, sa-vunma ile ilgili bilgi edinmeye hakkı vardır. Sevdik-leriyle bir olmaya, zorla bir yerde tutulmamaya hak-kı vardır. Bu binlerce insanın emeğiyle yazılmış hak-ların birkaç insan tarafından darmadağın edilmesisonucu bütün insanlık sorumlu tutulacaktır. Her in-sanın, hayvan, çocuk, insan ve kadın haklarına say-gı duyma hakkı ve sorumluluğu vardır.

HER DAİM HAKLARIMLA VARIM

Eki� B� �2.7/E

19

Bir hayvan da olsam böcek de, aslan da olsamarı da, işçi de olsam müdür de, kadın da olsam er-kek de, kız da olsam oğlan da, yazar da olsam gaze-teci de, tüm varlığımla bilinçli bir çocuk olup hak-larımı ve hak bildirgelerini gelecek nesillere taşı-mayı ve maddi güçlerin insan haklarını satın ala-mayacağını göstermeyi, zamanın bilinci azaltma-yacağını insanlara göstermeyi görev bilirim.

Ben; geleceğin muhabiri, yazarı, yönetmeni, ti-

yatrocusu, matematikçisi, doktoru ve belki de öğ-retmeniyim.

Beni yaşadığım toplumda hem bir çocuk,hem bir evlat, hem bir kadın, hem bir abla, hem biröğrenci, hem bir vatandaş, hem de bir insanım.Her şeyden öte, bir vatandaşım. Vatandaşı oldu-ğum ülkenin ve herkesin vatandaşı olduğu dünya-nın haklarını kullanma hakkım var ve ben her daimhaklarımla varım, onlarla var olacağım.

Yıl 2015

Yen�yetme b�r öğrenc�yd�m. Boyum küçük ol-sa gerek, oturduğum sıradan ayaklarım sallanıyor-du. Gözler�m fal taşı g�b�açılmış bütün gördükler�-m�aklımda tutmaya çalışıyordum. Eve g�d�nce an-neme anlatacağım çok şey olmuştu. Çevremdek�herkes büyüdüğümü söylüyordu. Ben �se �ç�mdek�h�ç b�tmez enerj�n�n dışıma çıkamaması ve sınıftakonuşamamamdan hoşnut olmayıp �ç�mdek�ço-cukla kavga ed�yordum. Aşırı mütevazı davranma-mı sağlamıştı bu sess�zl�k...

B�r tarafım bana end�şel�olmamı söylerken d�-ğer tarafım da �lk defa gördüğüm k�ş�lere b�r sevg�besl�yordu. Kend�mden habers�z �ç�mde h�ssett�-ğ�m çocuksu b�r hayranlıkla bakıyordum beyaz ön-lüklü, benden hayl�büyük, ben�tanımaya çalışan�nsanlara. B�r sürü ders vardı. Bana hang�ders�da-ha çok sev�yorsun d�ye sorsalar ben hang�s�ne ce-vap verecekt�m? O zamanlar bu soru ben�m �ç�nçok öneml�yd�.Türkçe, matemat�k, fen, sosyal... Say-makla b�tmezd�. Aradan geçen uzun zaman sonra�lg�m götürdü ben�; k�l�d�kalem, yolu kâğıt, kapısıolan bana gülümseyen kıvırcık, kısa saçlı b�r�ne. En-

geller�aşmamı sağladıeks�yle artı, geçm�ş�m�b�l�p geleceğe yürüme-m�sağladı tar�h, başkadünyalara açılıp yen�d�l-ler öğrenmem�sağladı.

Yanımda b�r �nsan vardı kalb�m onu göster�-yordu bana. Ben�alıp b�r toz parçasından b�r yıldızyapmayı b�len b�r �nsan. Gözler�mde b�r güven var-dı. Yazmaya başlamıştım. Yazıyla tanışmıştım.Anahtar bendeyd�artık. Kalem�m ç�z�yordu yolu-mu. Gülümseyen kıvırcık, kısa saçlı o k�ş��se açıyor-du bana tüm kapıları. Örnek aldığım k�ş�yd�o be-n�m...

Uzun zaman sonra anlamıştım bu �nsanlarınben�ben yapmaya başladıklarını. M�m�kler�mde,konuşmalarımda, davranışlarımda görmeye baş-ladım onları. Aynaya bakınca b�r bütün olmuştum.İç�mde b�lg�, dışımda �se onlar vardı. Bende �se öğ-retmen�m�n �zler�vardı artık...

BEN ONLARDIM ARTIK

Gam3�4U� � N8/D

20

KİTAPLARDAN BEYAZ PERDEYE

Augg�e Pullman (JacobTremblay) 5. sınıfa geçmek üzere olan b�r çocuktur. Ancakdoğuştan gelen yüzündek�kalıcı deformasyon, geç�rd�ğ�onlarca amel�yata rağmendüzelmem�şt�r. O yaşına dek h�ç okula g�tmem�ş, evde a�les�tarafından eğ�t�m almış vedışarıyla �l�şk�s�hep b�r kask aracılığıyla olmuştur. Sıradan b�r okul olan Beecher'a başladığıgünden �t�baren bazılarının alay konusu olsa da aslında çoğu k�ş�den b�r farkı olmadığınıgösterecek, dış görünüşün ne kadar önems�z olab�leceğ�n�kanıtlayacaktır.

MUCİZE

İy�ya da kötü öğren�l�r m�ya da hep�m�z�n doğasında mı vardır? Çocuklar da b�l�nçl�olarakkötülük yapab�l�rler m�? B�r adada mahsur kalan çocuklar l�der olab�lmek ve l�derkalab�lmek �ç�n en fazla ne yapab�l�rler? B�r c�nayet�n de yaşandığı bu l�derl�k yolundasonunda adadan kurtulan çocuklar gerçekte çocuk mudur artık?

B�r kurgu romanı olan S�nekler�n Tanrısı, II.Dünya Savaşı sonrasında b�r zamanda geçer. Buk�tap, �nsan doğasında bulunan hem �y�hem kötüyü konu alır. İnsan doğuştan kötümüdür? Yoksa sonra mı terc�h ed�l�r �y�ya da kötü olmak? Bu sorunun cevabını çocuklarüzer�nden sorarak okuyucuyu düşünmeye �ter.

SİNEKLERİN TANRISI

Chr�sty Brown, doğuştan bey�n felc�olan, tekerlekl�sandalyeye mahkûm b�r çocuktur. B�rgün sol ayağının felçten etk�lenmed�ğ�n�fark eder ve hayatı değ�ş�r.Doğuştan bey�n felc�olan Chr�sty Brown'ın, kısıtlı hareket edeb�lmes�ne ve tekerlekl�sandalyeye mahkûm olmasına rağmen hayata tutunuşunun h�kâyes�anlatılmaktadır.

SOL AYAĞIM

Khaled Hosse�n�'n�n dostluk üzer�ne kurguladığı duygusal romanı Uçurtma Avcısı,Afgan�stan'da yaşanan savaş ve göç zamanlarında geçmekted�r. K�tapta annes�n�kaybeden ve babası tarafından h�çb�r şek�lde sev�lmeyen Em�r'�n h�kâyes�anlatılmaktadır.

Em�r ve Hasan, Kab�l'de monarş�n�n son yıllarında b�rl�kte büyüyen �k�çocuktur. Aynı evdebüyüyüp, aynı sütanney�paylaşmalarına rağmen Em�r'le Hasan'ın dünyaları arasındauçurumlar vardır: Em�r, ünlü ve zeng�n b�r �şadamının, Hasan �se onun h�zmetkârınınoğludur.Çocukların b�rb�rler�yle kes�şen yaşamları ve kaderler�, çevreler�ndek�dünyanıntrajed�s�n�yansıtır.

Uçurtma Avcısı, arkadaşlık, �hanet ve sadakat�n bedel�ne �l�şk�n b�r roman. Babalar veoğullar, babaların oğullarına etk�ler�, sevg�ler�, fedakârlıkları ve yalanları...

UÇURTMA AVCISI

21

ONLARIN GÖZÜNDEN KİTAPLAR

Merhaba Sevgili Arkadaşlar,

Merhaba kitapların dilinden anlayanlar, hayatıntadını kitaplarda yakalayabilenler, yaşama geleceğeışık yakabilenler, okuduklarından yeniden doğabilen-ler…

Bugün size okuduğumda inanılmaz keyif aldığım,bitirdiğimde yeniden doğmuşçasına ferahladığım, sü-rükleyici, öğretici bir o kadar da eğlenceli bir kitaptanbahsedeceğim.

Yazarımız Nur İçözü'nün aklına, yüreğine, elinesağlık dedirten kitabımızın adı "Bilgin Dede'nin Za-man Makinesi". Bilgin Dede; Bulut ile Yıldız'ın sevimli,mucit dedesi. Herkesin dedesi çok şey bilir ya bir sürüşey öğretir ya eğlendirir, mutlu eder ya işte o da öyle bi-risi. Birçoğumuzun örnek dede karakteri yani. Dahabaştan heveslendiriyor, içini bir hoş ediyor çünkü he-pimizin içindeki güven kokan dede karakteri keyifli yol-culuğun başrolünde.

Kitapta geçen Bulut ve Yıldız öğrenmeyi seven,meraklı, öğrenmenin keyfini çıkarabilen akıllı, cin gibiikiz kardeşler.Yeni bilgiler öğrenmeyi seven, bilgisayarile ilgili kitaplar okuyan, internette bilgi avında gezen,geleceğin bilgin ihtiyarları olma yolunda ilerleyen ha-rika iki çocuk.

Öykü tatil aylarında geçiyor. Bilgin Dede, herkesingönlünü kazanmış, bilgisiyle herkese bir şeyler katan,yıllarca uzay mühendisliği yapmış, ödülleri olan kafasızehir gibi çalışan tatlı mı tatlı bir ihtiyar. Emekli olduğuiçin çoğu dedenin yaptığı gibi torunlarıyla ilgilenenhâlâ yapmaya devam ettiği ufak tefek buluşlarıyla ev iş-lerine katkıda bulunan, tonton bir adam. Birkaç yıldırkimseye göstermediği bir buluşun çalışmalarını yürüt-tüğü, kimsenin gözünden kaçmadığı gibi tüm dünyaiçin hazırladığı bir sürprizi olduğunu sık sık da dile ge-tirdiğinden herkes merak içinde öyküde.

Yıldız ve Bulut merakla dedelerini takip ediyorlarve dedelerini odasında hep bir ışıklı panonun başındabuluyorlar, dedeleri onları fark ettiği an kaçıyorlar. Ne

zaman söyleyecek diyebeklerlerken, bu merakyıl boyunca sürüp gidi-yor. Kış bitiyor, yaz geli-yor. Okullar tatil oluyor.Ve bir sabah Bilgin Dedeiki kardeşin odasına gelir, perdeleri açar. Neşe içindebir sürprizi olduğunu söyler. Çocuklar kahvaltıdan son-ra heyecanla kendilerini dedelerinin odalarında bu-lurlar. Duvardaki panoda rengârenk ışıklar yanıp sönü-yorken. Bilgin Dede, "Hazır mısınız zamanda dolaşma-ya?" der. Çocuklar şaşkınlıkla nasıl olacak bu, diye so-rar. Bilgin Dede muzip ışıltılı bir bakışla bu gördüğü-nüz makine zaman makinesi. İstediğiniz zaman dilimi-ni ayarlayacağız ve kendimizi orda bulacağız der. Böy-lelikle müthiş serüvenimiz başlıyor. Nerelere gitmedi-ler ki… Merak ettikleri o kadar çok yer, o kadar çok öy-kü, o kadar çok dillere destan şeyler vardı ki hepsi onla-rı bekliyordu. İnanılır gibi değildi. Dinlerken siz de he-yecanlanmıyor musunuz? Düşünsenize insan koca birömürde bile sayılı farklı yerler görüyor. Bunu sürekliyapmaya kalksa da ömür yeter mi? Hele ki bir de geç-mişe tarihe dönüp mümkün olmayan zamanlarda baş-ka dünyalarda, yabancı hayatlarda yol alacağınızı. Ma-cera, heyecan, merak dorukta… Gerçek hayatta bumümkün olabilir mi bilmiyorum ama bu kitap insanınhayallerini, ruhunu zorluyor okuduktan sonra ben za-ten bir zaman makinesine binmiş kadar oldum, o ka-dar keyif aldım, o anları gerçekten yaşadım. Bu kitap-tan sonra zaman makinesine ihtiyaç duymayacaksınız.

Nerelere gitmeyeceksiniz ki… Tarihi mekânlar,yanlış bildiğiniz efsanelerin gerçek hikâyeleri daha birsürü şey…

Mesela, zamandan iki yüz yirmi yıl önce BergamaKralı 2. Attalos'un kurduğu Antalya'dan, milattan son-ra ikinci yüzyılda yapılan, kimlerin gelip geçtiğini ha-yal bile edemeyeceğiniz, hâlâ kullanılan tiyatro As-pendos'a, devrin liman kenti olduğunu öğrendiğim ta-til yeri sandığım Side'ye, Noel Baba'nın kenti olan Dem-re'ye… Noel Baba’nın asıl adı Aya Nikola olan bir papaz

BİLGİN DEDE'NİN ZAMAN MAKİNESİİLE YENİDEN DOĞACAKSINIZ

Ec9e� c�K� %A: � N6/B

22

olduğu, çocukları seven, babalarınıyitiren çocukları mutlu etmek içinonlara hediyeler götüren bir adamolduğuna kadar her şey karşınıza çı-kacak.Tüm gerçekliğiyle…

Ve bilin bakalım neredesiniz?An ka ra… Hem de 10 Ka sım1953'te… Yani sevgili Ata'mızın Et-nografya Müzesi’nde korunan be-deninin onun için yapılan Anıtka-bir'e getirildiği güne… İşte bir ham-lede bir sürü bilgi… İnsanın tüyleridiken diken oluyor. Yurdun dört biryanından gelen bir sürü insanın mu-azzam bir kalabalığın içindesin… İş-te o an kitaplardaki o anlatılanlarınne kadar doğru olduğunu o insan-ların gözünde doğruluyorsun. Aklı-ma geldikçe okuduklarım, gözlerimşu an bunları yazarken bile dolu do-lu oluyor. Bir gün Anıtkabir'e gidecektim ama, bu ka-dar "İzindeyiz Atam" cümlesinin değerini hissedermiydim bilmiyorum? Hangisini anlatayım bilmiyorum,insan okudukça merak ediyor, içinde mutlu kelebekleruçuşuyor, yeni yerler yeni bilgiler keşfetmenin heye-canıyla…

Siz Anıtkabir'de kaldınız ama ben ilk defa tanıştı-ğım Adıyaman'a geçtim bile. Size bu kelimeleri Nem-rut'un tepesinden yazıyorum şu an. Hani o dev heykel-lerin bulunduğu dağ... Öğrenecek çok şey var bu ki-tapta. Adıyaman'a geçmişken Ağrı Dağı'na geçmedenolur mu?

Ya sonra? Geçilmez Çanakkale'de buldum kendi-mi. Şehitlerimizin kanlarıyla yeşermiş Çanakkale Des-tanı'mızda. Hâlâ kalıntılarını göreceğimiz Truva kenti-ne ne dersiniz? Bu kadar da olmaz demeyin, İlyada Des-tanı'nda yer alanTruva Savaşı'nın en önemli dakikaları-na tanık olacaksınız. İlyada Destanı'nı bilmiyor musu-nuz? Okumaya devam, daha neler var bilmediğiniz…Okudukça araştırma duygusuna kapılacağınız, hem ki-taptan hem de araştırdıklarınızdan öğreneceğiniz birsürü bilgi…

Bir horoz sesi duydunuz mu? Garipsemeyin. Çün-kü horozuyla meşhur Denizli'deyiz şu an. Hadi hızlıokuyun, biraz daha çok yer var gideceğimiz. Adananınyolları taştan, sen çıkardın beni baştan… İşte size ger-çek bir pamuk tarlası. Ülkemizin pamuk ambarı Ada-na'dayız. Biraz tarih, biraz kültür, biraz coğrafya… Ge-liştir kendini geliştirebildiğin kadar bu kitapla, keyifiçinde ders çalışıyorsunuz şu an farkında mısınız? Çu-

kurova'nın şifalı otlarından, LokmanHekim'e kadar. Birbirine sevdalı Cey-han'la Seyhan nehirlerinin esintisiyle..Şehirden şehire uçacaksınız. Çinisiyleünlü Kütahya'dan, şifalı sularıyla ünlüAfyon'a, Gezgin Evliya Çelebi'ye kadartanıyacaksınız toprağınızı. Ayrıca araş-tırın ve okuyun derim Evliya Çelebi'yi.Sırada ne mi var? Peri bacalarıyla meş-hur, renkli balonlarıyla çağıran, otantikKapadokya. Oradan gidiyoruz Amas-ya'nın meşhur kokulu elmasını tatma-ya… Oradan tam içinde yaşadığınızcennet İzmir'e. Okudukça kıymetini,güzelliklerini anlayacağınız İzmir'ime… İnciri, narenciyesi meşhur Ay-dın'a, üzümüyle koruğuyla meşhur Ma-nisa'ya… Mesir Şenlikleri’ne…

Daha neler neler… Okuyun, oku-yun da görün. Bir kitap bu kadar sürük-

leyici, heyecan verici, keyifli, bilgilendirici olabilir. Oku-yunca neler bulacaksınız içinde, ne yaşanmışlıklar, neanılar, ne gerçekler, hayatınızda eşi az rastlanan duy-guların hepsini bir arada yaşatıyor bu kitap kısacası. Ko-ca bir ömrün yetmediği, gezintiyi size bir günde, bir-kaç saatte yaptırıyor. Yaşlandıkça öğreneceğin birçokbilgiyle, daha çocuk yaşta donatıyor insanı. Değerleri-ni, tarihini, destanlarının altında yatan emekleri, kıy-met bilmeyi öğretiyor. Ne diyebilirim ki? Eline, ruhuna,aklına, yüreğine sağlık Nur İÇÖZÜ…

Satırlarıma kitaptan aldığım, bu kitabın insana nekazandırdığını açıkça anlatan, Evliya Çelebi'nin sözle-riyle son vermek istiyorum.

"Kişi var uyur uyur da düş nedir bilmez. Kişi vargözleri açıkken bile düşler ülkesinde kanat çırpar. Bendurmaksızın düşler diyarında olanlardanım. En büyükarzum dünyayı gezmekti. Bir gece düşümde nur yüzlü,bir ihtiyar girdi. Ulu bir kişiydi. Dile benden ne dilersendedi. Aklımda, fikrimde hep gezmek var ya. Ağzımdantek sözcük çıktı. SEYAHAT… İşte o gün bugündür de-mir asa, demir çarık yollara koyuldum. Gezmediğim,görmediğim yer kalmadı. Her yeni yerde yeniden doğ-dum. Her yeni gördüğümde yepyeni bilgilerle dol-dum.''

Ben de bu kitapla tanıştığımda, okumanın, gezipgörmenin kıymetini bildim. Bu kitapla gördüklerininötesine bakabilen yeni bir insan olarak yaşayacağım.Teşekkürler Sevgili Nur İÇÖZÜ…

23

Eminim hepimiz Sherlock Holmes hakkında bi-raz fikir sahibiyiz ve bu serinin birçok kitabı olsa daben size Sherlok Holmes "Şüphe Asla Uyumaz"ı tav-siye ediyor olacağım. Aslında bu kitap başta ön yar-gılarınızı kırmak konusunda size bazı ipuçları sun-sa da sizin beklentilerinizin çok üstüne bazı felsefikdüşünceler eklediği gibi size onlarca farklı bakışaçısı sağlıyor. Örneğin modern toplumun aslındane kadar geride ve tembel olduğunu size oldukçaşaşırtıcı bir şekilde anlatıyor. Kitabı okudukça as-lında ön yargısızlığın getirdiği muazzam gücü an-lıyoruz çünkü Sherlock her zaman suçluların zihni-ne girebilme kabiliyetinin arkasındaki sırrın aslın-da ön yargısız bir zihin olduğunu bize çok şevkli biryoldan anlatıyor. Ayrıca bu ön yargısızlığın hayatı-mızda çıkan problemleri normal insanların ön yar-

gılı yaklaşımlarındansanasıl Sherlok gibi yara-tıcı ve mantıklı bir şekil-de çözebileceğinizi an-latıyor ve inanın bunun sizin hayatınız üzerinde et-kisini tıpkı kitaptaki gibi farklı ve hoş bir yoldan yan-sıtıyor. Kitabı okurken mantıklı gözüken her hare-ketin sırayla çürütüldüğüne şahitlik edeceksiniz kibu da bizim dedektifimizin sahip olduğu düşünce-lere saygılı olma becerisini size fazlasıyla aşıladığıbir şey. Daha fazla şey aktarmak isterdim fakat bu si-zin okuma şevkinize zarar vereceğinden ben susa-yım da okuyucularımız dedektifimizin sihirli dün-yasına bir yolculukta bulunsunlar.

SHERLOCK HOLMES /ŞÜPHE ASLA UYUMAZ

Ere� S%İ&6/A

Öğrencilerimizin Objektifinden

24

Dor� *A; L�6/A

Zey��< SA�%6/A

25

Kadim topraklarda yaşamaktayız. Anadolu,geçmişten günümüze farklı kültürlerin yeşerdiğive bir sonraki kuşaklara aktarıldığı muhteşem bircoğrafya... Bu coğrafyayı ayakta tutan büyük veköklü uygarlıkların bizlere bıraktıkları kültürel mi-raslar... Sözlü ve yazılı edebiyat bizi eğlendirip dü-şündürürken aynı zamanda bize estetik değer kat-makta ve ancak bir edebiyata sahipseniz bir tarihede sahipsiniz demektir.

Yaratıcı okuma; belirli yöntemlerle beş duyu-yu kullanma, gözlem ye-tisinin geliştirildiği, gü-ven ve uyum özellikleri-nin dinleyende ve uygu-layıcıda farkındalığın ya-ratıldığı temel öğrenmetekniklerinden biridir as-lında.

Anlatılan hikâyeninniteliği ne olursa olsun ka-tılımcılarda bağımsız dü-şünebilme, hayal gücünügeliştirebilme, dört te-mel dil becerisini (konuş-ma, dinleme, okuma veyazma) geliştirme aynı za-manda dil kullanım alan-

larını ve kalitesini zenginleştirmektedir. Yaratıcıokuma veya dramatizasyon, bilgiye ulaşma ve onukullanma arzusunu tetikler; öğrenilen bilginin ka-lıcı ve anlaşılır olmasını sağlar. Bu anlamda RotaKoleji ile gerçekleştirdiğimiz drama atölyesi gele-ceğin yaşam mimarlarına umarım katkı sağlamış-tır.

Saygılarımla…

YARATICI OKUMA VE ÖĞRENME

Ö. Devrim AKKAYAİzm�r Devlet T�yatrosu Sanatçısı

26

Haiku (eğlenceli mısra) bugün tüm dünyadameşhur olan geleneksel bir Japon şiir türüdür. Dün-yanın en kısa şiir türü sayılır. Haikular, çoğunlukla5-7-5 ölçülü üçlü kelime öbeklerinden oluşur ve ke-limeler yan yana sıralanır.

En temel özelliği; okuyanın mısraları kendi tec-rübesiyle tamamlayabileceği şekilde şiirin sonucabağlanmamış olması, yoruma açık devam etmesigösterilebilir. Metinde her şey söylenmez, duygu-lar genellikle isimlendirilmez.

HAİKU

Masa lambasıAydınlattı önümüGördüm yolumu

Eda BİLEK 7/D

Günün şafağıPenceremden gelenB�r küçücük ses

Elif UZGAN 7/E

Suya dalDer�n uğultuyu duydun mu?Demek k�özgürsün

Ataberk ŞENDUR 7/E

Dalgalı b�r den�zK�n besler g�b�Kend�nden büyük göleNesimi Ege AKTAŞ 7/E

Erken kalkarMaskes�n�takarK�mse b�lmez gerçek adını.

Aysima GÖKTAŞ 7/A

Şapır şıpır yağmurYağardı akşam akşamKalamazdı sabaha.

Ada KESTEK 7/C

Güzel rüyamdanÇ�mler�n üzer�ndeUyanmışım ben

Eylül AK 7/C

27

B�lg�, şefkat, sevg�Heps�anlatıyor sen�,Kanatsız b�r melek sank�,Ben�m canım öğretmen�m.

Sen, b�ze her şey�öğrett�n.Hep sen yanımızdaydın,Sens�z hayatı öğrenemezd�m,Ben�m canım öğretmen�m.

Atatürk'ü tanıttın b�ze,Işık oldun hep�m�ze,Sen öğrett�n herkese,Ben�m canım öğretmen�m.

CANIMÖĞRETMENİM

Küçük b�r çocuktum b�r zamanlar,Etrafta yalnız karanlık.B�lg�n�n aydınlığının sebeb�,Öğretmen�m�n �zler�.

B�l�m�n sabahına uyandım.Dünde kalmış cehalet.O gece yarısında b�r köprü,Ben şafağa böyle ulaştım.

Ağzından çıkan her harf,Geleceğe attığım b�r adım.Kararlı adımlarımın ses�yle,B�l�nçs�z uykumdan uyandım.

Başarının önünde b�r kapı,Heybetl�oldukça.Öğretmen�m fısıldadı kulağıma,K�l�d�n�kolayca açtım.

O b�l�rd�her şey�.Yalnızca onun sözü geçerd�.Sımsıcak gülümsemes�yle,Kötülüğü er�t�rd�.

Ey>ü,ŞİRİOĞ�(5/C

ŞAFAKTAN SABAHAAdeta b�r gece bekç�s�g�b�,Kalb�m�n yarısını beklerd�.H�ssett�rmeden uzaktan,Sank�ben�kontrol ederd�.

H�ç yorulmazdı bazen,Düşündürürdü neden�n�.Ancak b�r kaç kel�meyle,Merakımızı söndürürdü.

S�h�rl�b�r kalem�vardı onun,B�z�m yolumuzu ç�zerd�.Arkasında �se s�lg�s�,Zorlukları s�lerd�.

Bana �k�nc�yuvanın,Okul olduğunu öğrett�.Verd�ğ�güvenle,B�z�kend�ne çekt�.

Şafaktan sabaha zaman,Su g�b�akıp geçt�.Yıllar boyunca bana,Yaşamayı öğrett�.

Yağm"9AV@ �6/A

28

O gün Can'a Türkçe öğretmeni bir ödev ver-mişti. Bir kompozisyon yazacaktı. Kompozisyonunkonusu ise şuydu: ''Bir renk olsanız hangi renk olur-dunuz? Neden?" Can aslında kompozisyon yaz-mayı pek sevmezdi. Sadece öğretmenleri bu işi eğ-lenceye çevirdiği için o kompozisyonları güzel veözenli bir biçimde yazıyordu. Ancak bir sorun var-dı. Can'ın bu konuyla ilgili hiçbir fikri yoktu. O ak-şam yatarken hep bunları düşündü. Herhalde o ak-şam gördüğü rüya işini kolaylaştıracaktı.

Rüyasında garip ama çok renkli bir yerdeydi.Kapısı gökkuşağından olan bu yerde "RENKLER Dİ-YARI" yazan bir tabela vardı. Can biraz dolaştı. Da-ha sonra kalabalığın olduğu yere doğru yürümeyebaşladı. Oraya geldiğinde burada bir yarışma ol-duğunu fark etti.

Herkes konuşma yapan renkleri dinliyor dahasonra ülkenin hükümdarını seçmek için oy kullanı-yordu. Can da "Bu, benim kompozisyon konumiçin bana yardımcı olabilir." diye içinden geçirdi.Daha sonra bütün renklerin arasından birini seçipona oy verecekti.

Can şöyle bir düşündü ve öğrendikleri ile kafa-sındakileri birleştirerek bir sonuca varmaya çalışı-yordu. Can daha sonra şunları söyledi kendi kendi-

ne "Benim rengim sarıolamaz çünkü sarı Gü-neş’in rengidir ve gü-neş belli bir süre sonrainsana sıcaktan sıkıntıverir. Benim rengim kır-mızı da olamaz çünküben kanın rengi olmak istemem. Zaten insanlar burengi her gördüğünde üzülür, hüzünlenir. Benimrengim yeşil de olamaz çünkü yeşil doğanın rengi-dir. Ama ben doğanın yerinde olmak istemem. Her-kes doğaya, yeşile zarar verir bu da yeşilin rengini,-güzelliğini, özelliğini bozar. Benim rengim beyazda olamaz. Çünkü beyaz çok çabuk kirlenir,yıpra-nır. Benim rengim siyah da olamaz. Siyah karam-sarlığın rengidir. Benim rengim pembe de olamazmor da olamaz. Çünkü onlar şımarık renklerdir, kız-ların gözlerini boyarlar. Aslında benim rengim bun-lardan hiçbiri olamaz. Benim rengim olsa olsa ma-vi olur. Çünkü mavi suyun rengidir çünkü mavi gök-yüzünün rengidir. Mavi saftır, temizdir.Mavi aynıgünahsız bir insana benzer. Bu yüzden bir renk ol-sam mavi olurdum." der ve annesinin sesini duya-rak uyanır.

Can bunların hepsini kompozisyonuna yazar.Daha sonra öğretmenine verir. Öğretmeni en çok

Can'ın kompozisyonunu beğenirve bütün okulun önünde bu kom-pozisyonu okutur. Can okurkenokul müdürü gelir ve öğretmeninkulağına bir şey fısıldar. Can ko-nuşmasını bitirince müdür bu kom-pozisyon ile uluslararası bir yarış-maya katılmaya hak kazandığınısöyler. Artık Can hep böyle güzelkompozisyonlar yazarak yarışma-ya katılmaya çalışacağına dair ken-dine söz verir.

CAN'IN RÜYASI

AhJe� N�hP9AV@ �6/E

29

Öğrencilerimizin Çizimlerinden...

Ala3� K7/B

AyJiQ � GÖ' ; AŞ7/A

30

Mandalı koydum sepeteŞ��r�m�d�zd�m �pe

Artık b�tt�derkenAldı götürdü meltem

Sabah herkes uyanıncaŞaşakaldı dağlara bakınca

Ş��r�m aydınlatmış her yanıÇ�çek basmış kırları

ŞİİRİM

Ber >AK� 6/B

Bey3� @ O�( N6/A

31

B�r çocuk nasıl yaşar bu dünyada?B�r lokma ekmekle m�, b�r yudum suyla mı yoksa?H�çb�r�b�r çare etmez,Yaşamaya hakkı yoksa.

B�r kadın nasıl yaşar, nasıl?Düşünces�ne, v�cdanına,Çalışmasına, kahkahasına,Yasak varsa, engel varsa.

Vatandaş nasıl yaşar vatanında?Çağdaş yaşayamıyorsa.Köleyse, mahkûmsaKula kulluk ed�yorsa.

B�r �nsan nasıl var olur?Haklarından yoksunsa…İnsan ancak,Var olur haklarıyla.

NASIL VAR OLUR?

B�rleşs�n tüm eller,Güzell�k dolsun yürekler.Kardeş olsun �nsanlık,Sona ers�n düşmanlık.

Özgürlük, eş�tl�k, adalet,Tüm dünyanın hakkıdır.D�l, d�n, renk, c�ns�yet,Ayrım yapılmayan farklardır.

İnsanız bak hep�m�z,Konuşarak anlaşab�l�r�z.Saygı duyarsak haklarımıza,Dünyayı cennete çev�reb�l�r�z.

Doğ� ' �ri� AY� 7/E

HAKLARIMIZ

Mer)Ö%E&6/C

32

Alpaslanlar at üstünde dört b�r yanda,Açıldı Anadolu Türk boylarınaMustafalar, Mehmetler, Fatmalar öz yurdunda.Cumhur�yet ben�m memleket.

N�ce destanlar yazdı bu az�z m�llet.Ha�nlerekarşı d�renç kazandı elbet.Kadını, erkeğ�haykırdı: hukuk, adalet, hürr�yet!Cumhur�yet ben�m memleket.

Yolumda ışıktır yönet�m şekl�m.Özgün olur eserler�m, düşünceler�m.Yaşama sev�nc�m, hayaller�m,Cumhur�yet ben�m memleket.

CUMHURİYET BENİM MEMLEKET

B�l�r�m, her meslek kıymetl�d�r.Ama heps�sen�n eser�nd�r.Varlığın b�ze güneş g�b�d�r.İmzası olmayan tek sanatkâr öğretmend�r.

Sen vardın cehalete karşı her savaşta,Öğren�p öğrett�n b�ze hakkı her yaşta,Bugün durab�l�yorsak d�md�k ayakta,Kend�n�yakıp aydınlatınca, yürüyeb�ld�ğ�m�z �ç�nd�r o yolda.

Send�n b�ze hayatı öğreten,Çok şey unutulur ama unutulmaz �lk öğretmen,A�ley�, arkadaşları, ç�çeğ�, böceğ�b�le sevd�ren,Send�n b�ze b�r ç�çeğe bakar g�b�usanmadan su veren.

Ece GÜE�8/A

ÖĞRETMENİN ESERİBüyüdük, bugün güvenle bakıyoruz geleceğe.Çünkü b�l�r�z b�r el�n hep üstümüzde.Kötüyü kovdun, �y�y�saldın yürekler�m�ze.Sen h�ç ölmezs�n, yaşarsın bıraktığın eserler�nde.

Çok uzun yıllar geçse de aradan,Ne mümkün �zler�n�s�lmek hayatımızdan.Borcunu ödeyemez sana bu m�llet, bu vatan.Atatürk'ün m�rasını sens�n b�zlere taşıyan.

Ber >' A� � ÇW R7/A

33

Deyim veAtasözlerini Öğrendik

Ber� � KO@ � ; ÜR'5/E

Ege S� Ç25/D

34

Neh 9XI�D�%2.5/F

Mer)[A� � � N5/F

35

Bey�3-\n�,i k�>�� ku)"]�k>a-d�� ^Pr _üQ le >̀�şQ ak)�jır. Bu _üQ l�sPvazınız.

Eli�N��' U�(6/B

BULMACASORULAR1- “Dost olan kimse dostundan gerçeği saklamaz, dostunun

kusurunu, yanlışını acı da olsa söyler, dostunu uyarır, dostun acı sözüiyilik içindir.” anlamında olan atasözünü bulalım.

2- “Olimpiyatlarda tüm atletler altın madalya için yarışıyorlar.”cümlesindeki eş sesli kelimeyi bulalım.

3- “Ağustos sıcağında tüm çocuklar çayda yüzüyordu.” cümlesindekieş sesli kelimeyi bulalım.

4-“Bir sınavda başarısız olmak”anlamındaki deyimi bulalım.5-“Korkmak”anlamındaki deyimi bulalım.6-“Tuzağa düşmek, aldatılmak”anlamındaki deyimi bulalım.7- “Sokaktaki mutluluk kokusunu alabiliyorum.” cümlesindeki soyut

anlamlı sözcüğü bulalım.8- “Ver” kelimesinin zıt anlamını bulalım.9- “ Bugün müzik dersinde notaları öğrendik.” cümlesindeki terim

anlamlı sözcüğü bulalım.10- “Gölün kıyılarını yapraksız, bodur ağaçlar kuşatmıştı.”

cümlesindeki gerçek anlamlı sözcüğü bulalım.11-“Öğretmen”kelimesinin eş anlamlısını bulalım.12- “Yağmur yağınca maç iptal oldu.” cümlesine neden anlamı katan

kelimeyi bulalım.13- “Yabancı dil öğrenmek için kursa gidiyor.” amaç-sonuç

cümlesinde kişi yabancı dil öğrenmek için nereye gidiyordur?14-“Oyun oynamam için yemeğimi yemem gerekiyor.” cümlesi

anlam ilişkisi bakımından ne cümlesidir?15- “Sevinç”kelimesinin zıt anlamlısı nedir?16- “Tahsisat, ödenek, yanıt, cevap, bedel” kelimelerinin eş anlamını

bulalım.17-“Bu saatte eve gelir mi bilmiyorum”cümlesinin sonuna hangi noktalama işareti gelir?18- “Bu çiçekler hangi iklimde yetişir”cümlesinin sonuna hangi noktalama işareti gelir?19-“Yusuf ( ) Niye dönüp durursun bir o yana bir bu yana?”cümlesinde yay ayraç yerine hangi noktalama işareti gelir?20-“Siyah ( ) uzun ( ) bakımlı ve parlak bir saça sahipti.”cümlesinde yay ayraç yerine hangi noktalama işareti gelir?21-“Sığ”kelimesinin zıt anlamlısını bulalım.22-“Bugün akşam yemeğinde palamut yedik.”cümlesinde kullanılan eş sesli kelimeyi bulalım.23-“Çok” kelimesinin zıt anlamını bulalım.24-“Kars ili, Konya'dan çok ıraktadır.”cümlesindeki eş sesli kelimeyi bulalım.25-“Karışık renkli, çok renkli, alaca”anlamındaki kelimeyi bulalım.26-“Dolu”kelimesinin zıt anlamlısını bulalım.

36

Destination Imagination'ın ana programı "sü-rece odaklı yaratıcı problem çözme" teorisine da-yalıdır. Gençlere yaratıcılık, eleştirel düşünme, ta-kım içinde çalışabilme, zamanı en iyi şekilde kul-lanma ve problem çözme becerileri kazandırmayıamaçlar. Her takım 4-7 kişiden oluşur ve ortalama10 hafta boyunca tiyatro, mimari, doğaçlama, bi-lim veya teknik odaklı bir görev (takım yarışması)üzerinde çalışır ve bir çözüm hazırlar. Anlık görev-ler de takımlara hızlı düşünmeyi, karar vermeyi vekararını uygulamayı öğretir. DI, gençlere hayatlarıboyunca kullanacakları becerileri, güvenli bir or-tamda ve eğlenceli bir şekilde kazandırır. Destina-tion Imagination ABD'nin 48 eyaletinde ve Kana-da, Türkiye, Kore, Guatemala, Polonya, Çin, Hindis-tan, Büyük Britanya, Brezilya ve Singapur gibi 30değişik ülkede uygulanmaktadır. Geçen yıl okulu-muz takımlarından "EMpothy" TÜRKİYE BİRİNCİLİ-Ğİ elde ederek Amerika'da düzenlenen GlobalTur-nuva'ya katılmaya hak kazanmıştır. Bu yıl Rota Ko-leji olarak öğretmen ve öğrencilerimizin özverili ça-lışmaları sonucu oluşturmuş olduğumuz 15 takımile 15-16-17-18 Şubat tarihlerinde gerçekleştirile-cek olan DAT-Türkiye Turnuvası'na katılım sağlaya-cağız.

Instant Challenge Challenge (Anlık Görev Şen-liği) ise "Rising Stars" (Yükselen Yıldızlar) takımları-nın ve diğer DI takımlarının Türkiye Turnuvası'ndan bağımsız olarak katılım gösterdikleri turnu-vadır. ICC (Anlık Görev) şenliğinde takımlar anlıkgörev alanında pratik yapma ve takım olabilmeimkânını yakalarlar. Tüm takımlar gün boyunca 4farklı anlık görev yaparlar. Okulumuz son iki yıldırICC (Anlık Görev) şenliğine ev sahipliği yapmakta-

dır. Bu yıl turnuvaya İzmir ili yanı sıra Denizli ve Mar-maris gibi civar şehirlerden de toplam 73 takım ka-tılmıştır. Tüm gün şenlik havasında geçen etkinlik-ten gün sonunda takımlarımız mutlu ve eşsiz tec-rübelerle ayrılmışlardır.

Polonya'nın Wroclaw şehrinde düzenlenenuluslararası Destination Imagination Turnuvası'na2015 yılından itibaren okulumuz öğrencileriyle ka-tılmaktayız. Polonya'daki turnuvaya farklı ülkeler-den öğrenciler katılmaktadır. Öğrencilerimiz, tur-nuvada 24 saat hazırlık süresi olan bir proje sunar-lar; ayrıca "Anlık Görev" ve "Buddy Team''(KardeşTakım) görevlerine katılırlar. Bu etkinlik öğrencile-rin farklı kültürlerden öğrencilerle iletişim kurarakbirlikte proje geliştirmelerini sağlar. Bir hafta sürenetkinlikte öğrencilerimiz turnuvadaki görev su-numlarına ek olarak kültürel etkinlikler ve çevre ge-zilerine katılma imkânı bulurlar. Her geçen yıl ilgi-nin arttığı turnuvaya bu yıl 29 öğrenci ve 8 öğret-menimiz ile katılım sağlayacağız.

DESTINATION IMAGINATION

BÖLÜMLERİMİZDEN BİR KÖŞE

İNGİLİZCE BÖLÜMÜ