recep tayyİp erdoĞan...

161

Upload: others

Post on 30-Mar-2021

23 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan
Page 2: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ

ÇAY İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR

RİZE 2018

Page 3: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25

HazırlayanRecep Tayyip Erdoğan ÜniversitesiTeknoloji Transfer Ofisi

Kapak-Dizgi-TasarımÖznur YILDIRIM

Baskı - Cilt

ISBN: 978-605-9072-16-8

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yönetim Kurulu’nun 15.02.2018 Tarih ve 419 Nolu kararı ile basılmıştır.

Bu kitabın basım, yayın ve satış hakları Recep Tayyip ErdoğanÜniversitesi’ne aittir. Bütün hakları saklıdır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.

RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİÇAY İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR

RİZE 2018

Page 4: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

RİZE 2018

RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ

ÇAY İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR

Page 5: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan
Page 6: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

İÇİNDEKİLER

Sunuş ............................................................................................................................................... I

Rize ve Çevresinde Çay Üretimi ve Organik Tarım Çalışmaları ........................................... 1

BİRİNCİ BÖLÜM

KİTAP VE MAKALELER

A. KİTAPLARNemli Karadeniz Bölgesindeki Doğal Ormanların Çay Plantasyonlarına Dönüştürülmesinin Toprak Özelliklerindeki Değişimlere Uzun Süreli Etkisi ..................20

B. KİTAP BÖLÜMÜTürk Çayının Dünü ve Bugünü ................................................................................................21

C. ULUSLARARASI İNDEKSLERDE TARANAN MAKALELERTürk Paket Çaylarından Toplam Alfa Toplam Beta Konsantrasyon ve Yıllık Etkin Doz Değerleri .......................................................................................................................................24

Çay, Lahana, Portakal ve Kivideki Radyonüklit Konsantrasyonları ve Gama Radyoaktivitesinden Dolayı Rize ve Türkiye’deki Kanser Riski .........................................25

Türk Paket Çaylarındaki Radyonüklid ve Ağır Metal Konsantrasyonları .........................26

Dış Mekan Florasının Açık ve Paketli Satılan Çaylarda Fungus Kontaminasyonuna Etkileri ...........................................................................................................................................27

İyidere-İkizdere Vadisi Çay Tarımı Alanlarında Toprak Funguslarının İzolasyonu, İdentifikasyonu ve Mevsimsel Dağılımı ..................................................................................28

Toprak Kökenli Mucor hiemalis F. corticola Lipazının Saflaştırılması veKarakterizasyonu ........................................................................................................................29

Topraktan İzole Edilen Trichoderma harzianum’da Ekstraselüler Lipazın İzolasyonu, Üretimi ve Karakterizasyonu ....................................................................................................30

Açıkta Satılan Çay .......................................................................................................................31

İşlenme Aşamalarındaki Çay Yapraklarından İzole Edilen Koliform Grubu Bakterilerde Antibiyotik Direnç Profilinin Araştırılması.............................................................................32

Siyah Çayda (Camellia sinensis) Mikroflora, Kalite ve Mineral Madde İçeriğinin Belirlenmesi ..................................................................................................................................33

Page 7: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

Doğu Karadeniz Sahilindeki Kültüre Edilmiş Çay (Camellia sinensis (L.) O. Kuntze) Klonlarının ISSR Yöntemiyle Genetik Farklılığının Araştırılması .......................................34

RAPD Belirteçleriyle Çay (Camellia sinensis) Klonlarının Filogenetik Analizi ...................35

Farklı Zamanlarda Hasat Edilen Yeşil Çay (Camellia sinensis L.) Yapraklarının Antifungal Aktivitesi ..................................................................................................................36

Nemli Karadeniz Bölgesinde Arazi Yönetiminin Üst Toprak Özellikleri, Erozyon Eğilimleri ve Yeşil Çay Verimine Etkisi ...................................................................37

Arazi Dönüştürülmesinin Toprak Özelliklerine Etkisi: Nemli Karadeniz Bölgesi’ndeki Kızılağaç Baltalıklarının Çay Plantasyonlarına Dönüştürülmesi ........................................38

Çay Tohumu ve Yapraklarındaki Sabit ve Uçucu Yağ Oranlarının Yükselti ve Toprak Özelliklerine Göre Değişimi ......................................................................................................39

Camellia sinensis’den Elde Edilen Sitokrom p450 Monooksigenaz Geninin Moleküler ve İnsiliko Klonlanması, Tanımlanması ve Hasat Öncesi Ekspresyon Analizi .......................40

Çay Bitkisi (Camellia sinensis) Tohumunun Gökkuşağı Alabalığında (Oncorhynchus mykiss) Aeromonas hydrophila Enfeksiyonuna Karşı Kullanımının Araştırılması ...............41

Gökkuşağı Alabalıklarında (Oncorhynchus mykiss, Walbaum) Bazı Balık Patojenlerine Karşı Yeşil Çay (Camellia sinensis L.) Tohumunun Antibakretiyel Aktivitesinin Değerlendirilmesi ........................................................................................................................42

Özel Tarım Ürünleri Alt Bileşeni Olarak Çay Tarım Arazilerinin Yönetimine Altlık Kavramsal Veri Modeli Geliştirilmesi ......................................................................................43

Parsel Tanımlama Sistemi Temel Modeline Dayalı Olarak Çay Tarım Arazileri Yönetimine Dair Konumsal Veri Modelinin Oluşturulması .................................................44

Çaykur Fabrikalarının Etkinliklerinin Veri Zarflama Analizi ile Değerlendirilmesi ........45

Çay Sektöründeki Kamu Çalışanlarının Örgütsel Kültür ve Örgütsel Vatandaşlık Davranışı Algıları ........................................................................................................................46

Çay Bitkisinin (Camellia sinensis L.) Tarihsel Gelişimi ve Tıbbi Açıdan Değerlendirilmesi ........................................................................................................................47

Çay Tarımında Kullanılan Suni ve Doğal Gübrelerin Fırtına Vadisi (Çamlıhemşin-Rize) Behice Deresinin Fiziko-Kimyasal Su Kalitesine Etkisi .........................................................48

Yükseklik Gradiyenti Boyunca Camellia sinensis var. sinensis’de Makro Element Değişimi ve Rezorbsiyon ............................................................................................................................49

Kaolin (M-99-099) Uygulamalarının Çay (Camellia sinensis L.O. Kuntze) Yapraklarının Antioksidan ve Fenolik Madde İçeriği Üzerine Etkisi...........................................................50

Biyokömür-Modifiye Karbon Pasta Elektrotu ........................................................................51

Page 8: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

İKİNCİ BÖLÜM

PROJELER

A. TÜBİTAK PROJELERİ .........................................................................................................53

Rize’deki Toprak (Çay Toprağı) Kökenli Mikrofungusların Lipaz Üretimi Yeteneklerinin İncelenmesi ve Enzimin Karakterizasyonu .............................................................................54

Camellia sinensis (L.) Kuntze (Çay) Bitkisine Ait Sitokrom P450 Monooksijenaz Geninin Klonlanması, Moleküler Karakterizasyonu ve Genetik Polimorfizminin Belirlenmesi ...55

Avrupa Konumsal Veri Altyapısı (INSPIRE) ve Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi (TUCBS) ile Bütünleşik Geliştirilen Özel Tarım Ürünü Arazileri Konumsal Veri Modeli Bileşenleri Doğrultusunda Çay Bilgi Sistemi (ÇAYBİS) Kavramsal Veri Modelinin (KVM) Oluşturulması..........................................................................................................................56

Biyodizel Üretiminde Biyokömürlerin (Çay Fabrika Atıklarından Türetilen) Katalizör Olarak Kullanımının Araştırılması ...........................................................................................57

Yakıt Hücrelerinde Biyokömür (Çay Fabrika Atıklarından Türetilen) Destekli İnce Film Verimliliğinin Araştırılması .......................................................................................................58

B. BAP PROJELERİ ....................................................................................................................61Doğu Karadeniz Sahil Yolu Boyunca Camellia sinensis var. sinensis (L.) Kuntze (Çay)’de Ağır Metal Kirliliğinin Araştırılması ........................................................................................62

Camellia sinensis var. sinensis (L.) Kuntze (Theaceae)’de Yükseklik Gradiyenti Boyunca Makroelement Değişimi ve Rezorbsiyonu ..............................................................................63

Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykiss) Yetiştiriciliğinde İmmünostimulant Olarak Yeşil Çayın (Camellia sinensis) Kullanım Olanakları ..............................................................64

Organik Çay Tarımı Yapılacak Toprakların Kimyasal Analizi .............................................65

Rize’de Çay İşleme Aşamalarından İzole Edilen Maya Mantarlarının Tanımlanması .....66

Toprak (Çay Toprağı) Kökenli Trichoderma sp. İzolatlarının Moleküler Karakterizasyonu ve Biyokontrol Potansiyellerinin Araştırılması ....................................67

Çay Atıklarından Üretilen Biyokömürlerin Organik-İnorganik Kirleticileri Adsorpsiyon Kapasitesinin Belirlenmesi ........................................................................................................68

Çay ve Onların Atık Ekstraktlarının Hücresel Ortamda Biyofonksiyonlarının Karşılaştırılması ...........................................................................................................................69

Pazar Deresi Havzasındaki Çay Tohumlarının Sabit ve Uçucu Yağ Oranlarının Yükselti ve Bazı Toprak Özelliklerine Göre Değişimi ..........................................................................70

Page 9: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

Çayın Camellia sinensis (L.) O.Kuntze) Doku Kültürü Yöntemleri İle Üretimi Bazı Biyokimyasal Özelliklerinin Belirlenmesi ve Peyzaj Mimarlığında Değerlendirilebilme Potansiyeli ....................................................................................................................................71

Türkiye’de Çay Tüketim Trendi Analizi ..................................................................................72

Rize İli Çay Dikim Alanlarında Görülen Yabancı Ot Türlerinin ve Yoğunluklarının Belirlenmesi ..................................................................................................................................73

C. ÖZEL SEKTÖR TARAFINDAN DESTEKLENEN PROJELER ...................................75

Çay Tarımında Verim ve Kalitenin Arttırılması İçin Alternatif Mineral Gübre ve KaolinKil Minerali Uygulamalarının Araştırma ve Geliştirme Projesi...........................................76

Sürdürülebilir Çay Tarımı Akademisi Sertifikasyon Programı ............................................77

Çay Tarımına Uygulanan Gübrelerin Toprak ve Su Kaynaklarına Etkileri .......................78

Çay Bitkisinde Kalitenin Araştırılması ve Geliştirilmesi Projesi ..........................................79

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

YÜKSEK LİSANS TEZLERİ

Çay Bitkisi (Camellia sinensis) Tohumunun Balık Sağlığı Alanında Kullanımının Araştırılması ................................................................................................................................82

Çay Varyetelerinin ISSR Markırları ile Tanımlanması ...........................................................83

Fırtına Vadisinde (Çamlıhemşin-Rize) Çay Tarımında Kullanılan Suni ve Doğal Gübrelerin Oluşturduğu Su Kirliliğinin Akuatik Ekosisteme Etkisi ...................................84

Doğu Karadeniz Sahil Yolu Boyunca Camellia sinensis var. sinensis (L.) Kuntze (Çay)’de Ağır Metal Kirliliğinin Araştırılması ........................................................................................85

Camellia sinensis var. sinensis (L.) Kuntze (Theaceae)’de Yükseklik Gradiyenti Boyunca Makroelement Değişimi ve Rezorbsiyonu ..............................................................................86

Çay Topraklarındaki Makro ve Mikro Elementlerin Mevsimsel Değişimi ........................87

Rize’de Çay İşleme Aşamalarında İzole Edilen Maya Mantarlarının Tanımlanması........88

Siyah Çay, Yeşil Çay ve Atıklarının Oksidatif DNA Hasarına Yönelik Etkilerinin İncelenmesi ..................................................................................................................................89

Siyah ve Yeşil Çay ile Atıklarının Antioksidan Özelliklerinin Karşılaştırılması ................90

Çay Atıklarının Bazı Antioksidan Enzimler Üzerine Olan Etkisinin Eritrositlerde İncelenmesi ..................................................................................................................................91

Page 10: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

KONGRE/SEMPOZYUMLARDA SUNULAN BİLDİRİLER

Camellia sinensis var. sinensis (L.) Kuntze (Theaceae)’de Yükseklik Gradiyenti Boyunca Makroelement Değişimi ve Rezorbsiyonu ..............................................................................94

Camellia sinensis (Theaceae)’in Antioksidan Madde İçeriği ..................................................95

Çaydan İzole Edilen Aspergillus Suşlarının Aflatoksin Özelliğinin Araştırılması ...........96

Çay Topraklarından İzole Edilen Mikrofunguslarda Proteolitik Aktivitenin İncelenmesi ..................................................................................................................................97

Siyah Çaydan İzole Edilen Mantarların Antimikrobiyal Aktivitelerinin Araştırılması ....98

Çay Topraklarından İzole Edilen Mikrofunguslarda Lipolitik Aktivitenin İncelenmesi .99

Siyah Çayın (Camellia sinensis) İşleme Aşamalarındaki Mikroflorası ve Kalite Değerleri 100

Siyah Çayda Küf Mantarlarının Araştırılması ........................................................................102

Yaş Çaydan İzole Edilen Koliform Grubu Bakterilerde Antibiyotik Direnç Profilinin Araştırılması ...............................................................................................................103

Rize’de Çay İşleme Aşamalarından İzole Edilen Maya Mantarlarının Tanımlanması .....104

Türkiye’de Çay (Camellia sinensis L.O. Kuntze) Islah Faaliyetleri ........................................106

Çay Üretimi ve Sorunları ...........................................................................................................107

Çay Tarımı Arazilerinde Konumsal Veri Altyapısı Gereksinimi .........................................108

Siyah ve Yeşil Çay İle Atıklarının Antioksidan Özelliklerinin Karşılaştırılması ................109

Siyah ve Yeşil Çay İle Atıklarının Oksidatif DNA Hasarı Üzerine Etkilerin İncelenmesi 110

Türkiye’de Yetiştirilen Bazı Çay Klonlarının Genetik Benzerliklerinin Belirlenmesi .......111

Çay Kültivarlarının (Camellia sinensis L. (O. Kuntzel)) Genetik Benzerliklerinin RAPD ile Belirlenmesi ................................................................................................................112

SCAR Belirteci Geliştirmek İçin Camellia sinensis RAPD Profillerinin Belirlenmesi .........113

Türkiye’nin Karadeniz Kıyılarındaki Çay Kültivarlarının Genetik Çeşitliliğinin ISSR Markerları Kullanılarak Karakterizasyonu .............................................................................114

Çay Sektöründe Yapı Değişiminin Plânlanması .....................................................................115

Çay Sektöründe Üst Kuruluş İhtiyacı ve Sektöre Katkıları ..................................................116

Türk Çayı Nasıl Dünya Markası Olur? ....................................................................................117

Çaykur’un Üreticiye Devri İçin Bir Model Önerisi ................................................................118

Page 11: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

Çay Sektöründe Yasal Düzenleme İhtiyacı .............................................................................119

Organik Çay Üretiminde Ürün Doğrulama ve Takip Sisteminin (Üdts) Uygulanması ...120

Türk Çayının İmaj Algısına Yönelik Bir Araştırma ................................................................121

Çay Çiçeği Özütlerinin Normal ve Kanser Hücreleri Üzerindeki Antiproliferatif Etkilerinin Araştırılması .............................................................................................................122

Balık Yetiştiriciliğinde Yeşil Çayın Kullanımı ve Kurutma Sıcaklığının Yeşil Çayın (Camellia sinensis) Toplam Polifenol İçeriğine Etkisi ..............................................................124

Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykiss) yeminde Yeşil Çayın (Camellia sinensis) Kullanımının Yem Değerlendirme ve Vücut Kompozisyonu Üzerine Etkisi ....................125

Çay Üretiminde Hasat ve Hasat Sonrasında Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri 126

Çay’da (Camellia sinensis (L.) O. Kuntze) Poliploidi Islahı .....................................................127

Çay’ın (Camellia sinensis (L.) O. Kuntze) Değerlendirilmesinde Yeni Yaklaşımlar ............128

Doğu Karadeniz Bölgesi Çay (Camellia sinensis L.) Plantasyonlarından Elde Edilebilecek Ek Ürünler ....................................................................................................................................129

Çay (Camellia sinensis (L.) O. Kuntze) Bitkisinde Mikroçoğaltım Teknikleri ......................130

Çay Tarımında Gübreleme Sorunları Sürdürülebilir Çay Tarımı İçin Yeni Stratejiler ......131

Kızılağaç Baltalık Büklerinin Çay Tarımına Dönüştürülmesi Sonucu Toprakların Bazı Özelliklerinde Meydana Gelen Değişimlerin Karşılaştırılması ...........................................132

Türk Paket Çaylarındaki Radyonüklid ve Ağır Metal Konsantrasyonları .........................133

Türk Paket Çaylarından Toplam Alfa Toplam Beta Konsantrasyon ve Yıllık Etkin Doz Değerleri ...............................................................................................................................134

Rize’de Satılan Farklı Çay Markalarına Ait Bazı Eser Element Düzeyleri ..........................135

Çay Bitkisinde (Camellia sinensis L.O. Kuntze) Kaolin UygulamasınınErkencilik Üzerine Etkileri .........................................................................................................136

Rize’de Organik Çay Yetiştiriciliğinin Mevcut Durumu ve Gelişme Olanakları ...............137

Çay Üretiminde Değişimler ve Modern Yaklaşımlar ............................................................138

Doğu Karadeniz Bölgesindeki Çay (Camellia sinensis L. O. Kuntze) Genetik Kaynakları 139

Çay Çöplerinden Elde Edilen Biyokömürün Üretimi, Karakterizasyonu ve Sulu Çözeltilerden Nikel Giderim Kapasitesi ...........................................................................................................140

Çay Atıklarından Üretilen Biyokömürlerin Organik ve İnorganik KirleticileriUzaklaştırma Kapasitesi.............................................................................................................141

Page 12: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

Biyokömürün Katalizör Olarak Kullanımı ile Atık Yağdan Biyodizel Üretimi .................142

Biyokömür (Çay Fabrika Atıklarından Türetilen)-Metalik Nanokompozit Tabanlı Camımsı Karbon Pasta Elektrot Glikoz Biyosensörleri ..........................................................................143

Biyokömür Modifiye Karbon Pasta Elektrotu ........................................................................144

Page 13: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan
Page 14: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-I-

SUNUŞ

Bilindiği üzere üniversitelerin eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme ve topluma hizmet uygulamaları diye üç önemli fonksiyonu vardır. Yükseköğretim Kurulu’nun son yıllarda gündeme getirdiği ihtisaslaşma ve üniversitelerin bulundukları bölgelere göre kendi aralarında farklılaşmaları noktasındaki yönlendirmesi de dikkate alındığında topluma hizmet uygulamaları konusunun ayrı bir önem kazandığını görmekteyiz. Üniversitemiz de bulunduğu bölgenin ana ürünleri olan çay, kivi, bal ve deniz ürünleri ile Rize’nin tarihini, kültürünü, coğrafyası ile florasını öncelikli araştırma konusu olarak belirlemiş ve stratejik planına koymuştur.

Türkiye’de çay deyince akla Rize gelirken, Rize deyince de akla çay gelmektedir. Rize ve çay; biri söylendiğinde doğrudan ikincisini akıllara getiren iki sözcüktür. Çay; Ali Rıza Erten’lerin, Hulusi Karadeniz’lerin, Zihni Derin’lerin, Esat Özoğuz’ların, Raşit Hatipoğlu’ların ve Rizeli’lerin rüyası olan bir bitkidir. Bölgede Rize başta olmak üzere, Trabzon, Artvin ve Giresun’da 758 bin dekarlık alanda çay tarımı yapılmaktadır. Türkiye Dünya’da en çok çay üreten ülkeler arasında beşinci sırada yer alırken nüfusa oranla çay tüketiminde ise birinci sırada yer almaktadır. Türk Milleti olarak bizler, güne çay ile başlarız ve yine günü çay ile bitiririz. Dolayısıyla da çayın başkenti olarak ifade edilen Rize ilinde ve ilk çay fabrikasının yapılmış olduğu arazide (Zihni Derin Çay Fabrikası) kurulmuş olan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nin, hayatımıza bu kadar girmiş olan çay konusuna duyarsız kalması beklenemezdi. Bütün bunlardan dolayı Üniversite olarak çay bitkisine ayrı bir önem vermekteyiz. Bu anlamda Üniversite bünyesinde çay konusuyla ilgili öğretim elemanlarından oluşan araştırma grupları ile Çay ve Çay Ürünleri Uygulama ve Araştırma Merkezini kurduk. Hedefimiz Türkiye’deki üniversiteler arasında çay konusunda öne çıkan ve bu konuda uzmanlaşan bir üniversite olmaktır. Bölgemize önemli bir katma değer sağlayan çayın marka değerini artıracak çalışmalar yaparak tarladan bardağa kadar ki

Page 15: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-II-

süreçlerin hepsini yeniden ele alarak değerlendirmek ve modernizasyonu sağlamak suretiyle çay bitkisinin daha uzun süre insanımıza hizmet etmesini sağlamak temel amaçlarımızdan biridir.

Elinizdeki kitap, 2006 yılından bu güne kadar Üniversitemiz öğretim elemanları tarafından çay ile ilgili olarak yapılmış olan çalışmaları içermektedir. Öğretim elemanlarımız tarafından çay ile ilgili olarak; 1 kitap, 1 kitap bölümü, 21 proje, 28 makale, 11 tez ve 48 bildiri olmak üzere toplam 110 çalışma yapılmıştır. Kitapta bu çalışmaları bir araya getirerek siz değerli okuyuculara tanıtmayı hedefledik. Bu anlamda araştırmacıların ilgili çalışmalara kolay ulaşmalarını sağlamak için her bir çalışmanın hem hangi yayınevi tarafından basıldığı, hangi dergide yayınlandığı, hangi sempozyumda sunulduğunu belirterek bibliyografik bilgilerini, hem de ilgili çalışmalarda nelerden bahsedildiği ve hangi sonuçlara ulaşıldığı konusunda okuyuculara kısa bir bilgi vermesi için özetini verdik. Böylece bir taraftan Üniversitemizin bölgemizin en önemli ticari ürünü olan çay ile ilgili olarak bu güne kadar neler yapmış olduğunu ortaya koyarken, bir taraftan da konu ile ilgili araştırmacılara ilgili kaynaklara ulaşma imkanı sunmuş olmaktayız.

Kitapta yer alan çalışmaları yapan öğretim elemanlarımıza ve bu yayının ortaya çıkmasına katkı sunan kişi ve kurumlara ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Çalışmanın çay konusunda araştırma yapanlar ile konuya meraklı olan kişilere faydalı olacağını ümit ediyorum.

Prof. Dr. Hüseyin KaramanRecep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü

Page 16: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-1-

Rize ve Çevresinde Çay Üretimi ve Organik Tarım Çalışmaları

Prof. Dr. Fatih SEYİS

Çay, Camellia sinensis (L.) O. Kuntze bitkisinin taze sürgünlerinin değişik yöntemlerle işlenmesi ile elde edilen ve Dünya’da sudan sonra en fazla tüketilen bir gıda ve içecek maddesidir.

Çay, doğada yabani olarak yetişen çay bitkisinin yapraklarının ilk kez işlenmesiyle hazırlanmıştır. Çayın anavatanı çeşitli kaynaklarda, Çin ve Hindistan olarak kabul edilmekte, bu ülkelerde kültür bitkisi ve içecek olarak yaygınlaşmasında Çin imparatoru Shen Nung ve ünlü filozof Konfüçyüs’ün büyük etkisinin olduğu bilinmektedir. Çin ve Hindistan’dan sonra çayı tanıyan üçüncü ülke Japonya ve diğer Asya ülkeleridir. Çay tüketim alışkanlığının 16. yüzyıldan itibaren Avrupa ülkelerine ve oradan da tüm dünyaya yayılmaya başladığı, konu hakkında yazılan çeşitli kaynaklardan anlaşılmaktadır.

Türkiye’de Çayın TarihiTürkiye’de çay üretimine; çay ekolojisinin oluştuğu 42. Kuzey

enlem derecesinde bir başka ifadeyle; Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yetiştirilmesiyle başlanmıştır. Çay üretimi Gürcistan Sarp sınır kapısından- Trabzon-Araklı Karadere’ye kadar olan 180 km. uzunluktaki kıyı şeridi ile kıyıdan 10-35 km kadar mesafede bulunan iç bölgelere kadar ve mikro klima özellik gösteren dar kesimde yapılmaktadır. Sanayi bitkisi özelliğini taşıyan çay; Rize, Trabzon, Artvin illerinde üretilmektedir. Ordu ve Giresun çay yetiştiriciliğinde tali bölge olarak adlandırılmaktadır.

Türkiye’de çay yetiştirilmesine ilişkin ilk deneme 1885-1889 yıllarında Japonya’dan getirilen çay tohumlarıyla Bursa ilinde yapılmış, fakat çayın yetişebileceği ekolojik koşulların uygun olmaması nedeniyle başarılı sonuç alınamamıştır.

Çay yetiştirilmesine yönelik ilk ciddi bilgiler 1917 yılında Ali Rıza Erten tarafından gerçekleştirilmiştir. Doğu Karadeniz ve Kafkasya’da

Page 17: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-2-

yaptığı inceleme gezisi esnasında Batum ve çevresinde çay yetiştiğini dikkate alan Ali Rıza Erten, Rize ve Artvin illerinde çay tarımı yapılabileceğini bir rapor ile bildirmiştir.

Dünya’nın en genç çay üreticisi olan ülkemizde yıllar itibarıyla çay tarımında ve çay sanayinde önemli gelişmeler kaydedilmiştir.Dünya’da üretilen en kaliteli çaylar arasında yerini alan Türk çayı ülke ekonomisi için stratejik ürün konumuna gelmiştir.

2016 yılı itibariyle Türkiye’de çay bitkisinden geçinen çiftçi sayısı 212.692 ve çay üretimi yapılan toplam 829.505 alandadır. Bir ailenin 4 kişiden oluştuğu düşünülecek olursa yalaşık 1 milyon kişinin çaydan geçimini sağladığını söylemek mümkündür.

Tablo 1. Ülkemizde çay üretimi yapılan iller; çay üretim alanı ve miktarı (ÇAYKUR, 2016)

İl Çay Alanı (da) % Çiftçi Sayısı %Rize 547.135 65.96 131.443 61.80

Trabzon 165.982 20.01 51.222 24.08Artvin 98.433 11.51 20.169 9.48

Giresun 20.844 2.51 9.814 4.61Ordu 111 0.01 44 0.02

Toplam 829.505 100 212.692 100

Rize Çay Tarımı Alanlarında Organik Tarıma Geçiş ÇalışmalarıRize ili çay tarım alanlarında organik tarıma geçiş çalışmaları

kapsamında 2017 yılında RTEÜ ve ÇAYKUR işbirliği ile çayda organik gübreleme çalışmaları başlatılmıştır. Bu çalışmada 20 farklı organik gübre denemeye alınmıştır.

4 katı, 16 sıvı ve 1 katı + sıvı karışımı gübre çeşidine denemede yer verilmiştir. Seçilen lokasyonlardaki denemelerde her bir parsel arazi yapısına göre 25-30 m2 büyüklükte olacak şekilde, 3 tekerrürlü olarak planlanmıştır. Bahsedilen çalışmada deneme Tesadüf Blokları Deneme Deseni kullanılarak aşağıda adı verilen 8 lokasyonda yürütülmüştür. Bu lokasyonlar

Çamlı ve Pınarlı/Hopa, Fındıklı, Ardeşen, Pazar, Çayeli, Ortapazar ve Of/Trabzon’dur.

Page 18: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-3-

Resim 1 a ve b: Kurulan denemelerden görünümler

Denemelerin yürütüldüğü alanların toprak tahlilleri Tablo 2 de verilmiştir. Yapılan toprak tahlilleri bütün lokasyonlarda pH değerinin çok düşük olduğunu ortaya koymuştur. Fakat buna karşılık toprakta N ve P’nin orta ve fazla düzeyde bulunduğu ve K bakımından az ve orta düzey özellikte olduğu ortaya çıkmıştır. Organik madde miktarına bakıldığında ise topraklardaki organik madde miktarının fazla ve çok fazla olduğu ortaya konmuştur.

Tablo 2: Deneme Yerlerinin Toprak Tahlilleri

Lokasyon pHN(Azot)

(%)P(Fosfor)

ppmK(Potasyum)

ppmOrganikMadde

1-Çamlı mevki-HOPA

4,48 Fevk.Kuv. Asit

0,32 ÇokFazla

15 Orta 170 Orta 6 Fazla

2-Pınarlı köyü-HOPA

3,62Sınırdışı

0,56 Çokfazla

12 Orta 290 Orta 11 ÇokFazla

3-Tatlı su mevki-FINDIKLI

3,92Sınırdışı

0,33 ÇokFazla

43 Fazla 122 Orta 10 ÇokFazla

4-Fırtına Mevki -ARDEŞEN

3,85Sınırdışı

0,19 Fazla 44 Fazla 125 Orta 4 Fazla

5-Selimiye-ORTAPAZAR

3,71Sınırdışı

0,57 ÇokFazla

7 Az 82 Az 11 ÇokFazla

6-Gemiciler-M.DAĞI

3,82Sınırdışı

0,14 Orta 17 Orta 274 Orta 2 Orta

7- Kocatepe-PAZAR

3,62Sınırdışı

0,55 Çokfazla

44 Fazla 105 Orta 9 Çok Fazla

8- Soğuksu-BÖLÜMLÜ

3,78Sınırdışı

0,10 Orta 21 Orta 163 Orta 5 Fazla

9- Tunca-ARDEŞEN

3,74Sınırdışı

0,20 Orta 15 Orta 65 Az 6 Fazla

Page 19: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-4-

Şekil 1’de Fındıklı lokasyonundan elde edilen birinci sürgün ve şekil 2’de ikinci sürgün yaş yapraklardaki antioksidan değerleri verilmiştir. Bilindiği üzere antioksidan içeriğinin yüksek olması, polifenol içeriğinin de yüksek olmasını beraberinde getirmektedir. Birinci sürgün yaş yapraklarda kimyasal gübre uygulamasına göre farklı gübrelerin yaş yapraklarda antioksidan içeriğini artırdığını gözlemlemek mümkündür.

Şekil 1: Fındıklı Lokasyonunda Yeşil Yaprakta Antioksidant Aktivitesi (birinci sürgün)

İkinci sürgün yapraklarda ise bütün uygulamalarda antioksidan değerlerinin yükseldiği tespit edilmiştir.

Şekil 2: Fındıklı Lokasyonunda Yeşil Yaprakta Antioksidant Aktivitesi (ikinci sürgün)

Page 20: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-5-

Bütün lokasyonlarda verim gözlemleri ise 4 katı, 15 sıvı ve 1 adet katı+sıvı karışımı toplamda 20 uygulamanın yer aldığı parseller üzerinden yapılmıştır.

Şekil 3: Ardeşen, Hopa/Çamlı, Pazar ve Fındıklı (birinci sürgün) verimleri

Şekil 3 te görüldüğü gibi birinci sürgün verimleri bakımından Ardeşen, Hopa, Pazar ve Fındıklı lokasyonlarında bazı organik gübre uygulamaları kontrol ve kimyasal gübre uygulamasını geçmiştir. Bilindiği gibi birinci sürgünde çay bitkisi doğal şartlarda tatminkar verim vermektedir.

Page 21: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-6-

Şekil 4: Ardeşen, Hopa/Çamlı, Pazar ve Fındıklı (ikinci sürgün) verimleri

Aynı lokasyonlarda ikinci sürgün verimlerine bakıldığında yine farklı gübre uygulamalarının kimyasal gübre uygulanan parsellerdeki verime yaklaştığı ve hatta bazı lokasyonlarda geçtiği görülmüştür.

Musadağı, Of Bölümlü, Hopa Pınarlı ve Ortapazar lokasyonlarında birinci sürgün verimlerinde aynı durum gözlemlenmiştir. Farklı organik gübre uygulamaları bu dört lokasyonda kimyasal gübre uygulamalarını birinci sürgün verimi bakımından geçmişlerdir.

Page 22: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-7-

Şekil 5: Musadağı, Bölümlü, Hopa/Pınarlı ve Ortapazar (birinci sürgün) verimleri

Aynı lokasyonlarda ikinci sürgün verimi bakımından daha farklı bir durum ortaya çıkmıştır. Özellikle 1,5, 8 ve 11 nolu katı organik gübre uygulamaları Selimiye lokasyonunda kimyasal gübre uygulanan parsellerdeki verimleri geçmişlerdir.

Şekil 6: Musadağı, Bölümlü, Hopa/Pınarlı ve Ortapazar (ikinci sürgün) verimleri

Bu çalışmada denemenin ilk yıl sonuçları verilmiştir. Gübre tavsiyesinde bulunabilmek için lokasyon farklılıkları dikkate alınarak denemenin en az 2 yıllık sonuçları üzerinden değerlendirme yapmakta fayda vardır.

Page 23: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-8-

RTEÜ Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Fatih Seyis ve arkadaşları tarafından bu çalışmalardan bağımsız olarak farklı ilçelerde çiftçi şartlarında organik gübrenin farklı dozları denenmiştir.

1. deneme İyidere ilçemizde Kalecik köyünde yürütülmüştür. Aşağıda resimde görülen eğimli arazide Tesadüf Blokları Deneme Deseninde 3 tekerrürlü olarak kurulmuştur.

Resim 2: İyidere İlçesi Kalecik köyü 1 nolu deneme alanı

Bu çalışmada çiftçi şartlarında uygulanan kimysal gübre yanında organik gübre 100 kg/da, 150 kg/da ve 200 kg/da olarak tez dozda, yine aynı miktarlar ikiye bölünerek parsellere verilmiştir. 1 nolu denemede 100 kg/da olarak uygulanan organik gübre parsellerinden kimysal gübre uygulmasına yakın verim elde edilmiştir.

Şekil 7: İyidere Kalecik Köyü 1 nolu denemeye ilişkin 2017 yılı toplam verim (kg/da)

Page 24: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-9-

Resim 3 a Resim 3 b

Resim 3 c

Resim 3a, b, c: İyidere İlçesi Kalecik Köyü 2 nolu deneme alanı

2 nolu denemede; toplam verimlerin düştüğünü, 200 kg/da organik gübre uygulamasından elde edilen verimin kimyasal gübre uygulanan parsellerden elde edilen verime yakın olduğu belirlenmiştir.

Page 25: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-10-

Şekil 8: İyidere Kalecik Köyü 2 nolu denemeye ilişkin 2017 yılı toplam verim (kg/da)

3. deneme aynı arazide bulunan ve budama yapılan arazi kullanılarak 08.04.2017 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Bu denemede kesilmiş çaylığa organik gübre uygulanmış ve Temmuz ayında hasat edilebilecek duruma gelmiştir.

Resim 4: İyidere İlçesi Kalecik köyü 3 nolu deneme

Page 26: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-11-

Şekil 9: İyidere İlçesi Kalecik Köyü kesilmiş çaylık arazisine ilişkin 2017 yılı toplam verim (kg/da)

Kesilmiş çaylığa ugulanan organik gübre kimyasal gübre uygulamasına yakın verim verdiği tespit edilmiştir.

4. deneme ise İyidere ilçesinde sahil kısmında bulunan çiftçi arazisinde (Resim 5) kurulmuştur.

Resim 5: İyidere ilçesi sahilde kurulan 4 nolu denemeden görünüm

Page 27: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-12-

Şekil 10: İyidere ilçesi sahilde kurulan denemeye ilişkin 2017 yılı toplam verim (kg/da)

İyidere sahil kısmında kurulan denemede; kimyasal gübre uygulamasının organik gübre uygulamalarından verim bakımından geride kaldığı tespit edilmiştir.

5. deneme ise Pazar ilçesinde kurulmuştur (Resim 6).

Resim 6: Pazar İlçesi çiftçi şartlarında kurulan 5 nolu denemeden görünüm

Page 28: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-13-

Şekil 11: Pazar ilçesi çiftçi şartlarında kurulan 5 nolu denemeye ilişkin 2017 yılı toplam verim (kg/da)

Bu denemeden elde edilen verim değerleri bütün diğer deneme-lerden yüksek olmuştur. Özellikle 150 kg/da ve 200 kg/da olarak uygula-nan organik gübrelerden elde edilen verim değerleri 3 ton/da geçmiştir ve kimyasal gübre uygulamasının verim değerlerine yaklaşmıştır.

Yukarıda da bahsedildiği gibi bu verim değerleri ilk yıl verim değerleridir ve en az 2-3 yıllık verim değerleri üzerinde yorum ve tavsiyede bulunmak gerekmektedir.

6. deneme ise organik çay tarımının uygulandığı Hemşin Havzasında Apso köyünde yürütülmüştür. Bu Havzada bilindiği gibi organik çay tarımı organik gübre uygulanmadan yapılmaktadır ve o nedenle verim düşüktür. Bunu da kontrol parselinden elde edilen 1.114 kg/da yaş çay veriminden anlamak mümkündür. 150 kg/da organik gübre uygulamasından elde edilen 1.878 kg/da verim çaydan elde edilen verim ortalamasının üzerinde gerçekleşmiştir.

Page 29: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-14-

Şekil 12: Apso/Hemşin de yürütülen 6 nolu denemeye ilişkin 2017 yılı toplam verim (kg/da)

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde organik çay tarımına geçiş çalışmaları yapılmaktadır. Türkiye’de organik çay üretimi konusunda avantaj ve dezavantajlar şunlardır:

Avantajlar1. Hemşin örneği2. Çiftçilerin yoğun ilgisi3. ÇAYKUR4. Sivil Toplum Kuruluşlarının İlgisi5. Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığının yoğun ilgisi6. Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi (Recep Tayyip Erdoğan

Üniversitesi) varlığı7. Çiftçilerin çay tarımı konusundaki tecrübesi8. Organik çay tarımı ile ilgili eğitim programlarındaki artış9. Özel Sektör

Dezavantajlar1. Uygun organik gübrelerin tavsiye edilememesi2. Organik tarıma geçiş ile verim kaybı olacağı yönündeki yaygın

kanaat

Page 30: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-15-

3. Yoğun azotlu gübreleme ve bununla bağlantılı problemlerYukarıda verilen bilgiler ışığında aşağıdaki sonuçları vermek

mümkündür: 1. Türkiye’ nin organik çay üretebilme imkânının olması önemli bir

avantajdır.2. Günümüzde sağlıklı beslenmenin gittikçe artması Avrupa, Dünya

ve Türk çiftçisi için bir fırsattır. Bu nedenle Türkiye çay tarım alanlarında organik üretime geçilmesi için doğru ve uygun yöntemlerin planlanıp uygulanması gerekmektedir.

3. Kalite konusu organik çaydan faydalanmak için en önemli konudur. Hasat edilen taze yaprakların ve işlenen siyah çayda kalitenin yüksek olması çay satışında daha yüksek fiyat getirecektir ve bu da sistem içerisinde önemli bir rol oynayacaktır.

4. Çay çiftçileri en kısa zamanda organik çay tarımının yapısı, organik gübre kullanımı hakkında bilgilendirilmeli; ÇAYKUR ve Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığının çay ile ilgili yakın gelecekteki planları ile ilgili aydınlatılmalıdır.

5. Çay Kanunu hakkında bilgilendirme yapılmalıdır.

Genel değerlendirme olarak şunlar söylenebilir;1. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde çay tarımı ile ilgili tarımsal üretim

bilgisi ve üretim teknolojisi altyapısı mevcuttur.2. Çay alanlarının tesisi, bakımı, çay hasadı ve hasat sonrası

taşınması konusunda mevcut problemler ilgili paydaşların ortak çalışmaları neticesinde çözülebilecek düzeydedir.

3. Çay ile ilgili yapılması düşünülen yetiştirme, ıslah ve ürün geliştirme çalışmaları konusunda üniversite, kamu ve özel sektör işbirliği geliştirilmelidir

4. Elde edilen bilimsel veriler en kısa zamanda ilgili paydaşlar, çiftçiler ve kamuoyu ile paylaşılır olmalıdır

5. Organik yetiştiricilik konusunda sadece çay değil, bölgedeki tüm yetiştiricilik bir bütün olarak ele alınmalıdır.

Çayda kaliteli üretim ve ihracat potansiyelinin arttırılması için modern yaklaşımlar geliştirmemiz gerekmektedir. Bunlar:

1. Çay tarım alanlarının teknik olarak haritası çıkarılmalıdır. Bu uygulama neticesinde, çay bahçelerinin tüm morfolojik ve teknik özelliklerini belirlemek mümkün olacak, farklı projelerin hayata

Page 31: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-16-

geçirilmesi ve üretim planı hazırlama aşamalarında bu haritalardan yaralanmak mümkün olabilecektir.

2. Birim alandan alınan verim ve kalitenin arttırılmasına yönelik budama, gübreleme, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi kültürel faaliyetlerin usulüne uygun ve zamanında yapılabilmesi için çay üreticileri yetiştirme teknikleri konusunda bilgilendirilmelidir.

3. Çay alanlarında özellikle bilinçsizce yapılan gübrelemeler ürün kalitesinin azalmasına ve toprak yapısının bozulmasına neden olmaktadır. Çay plantasyonlarında, gerek toprak gerekse yaprak analizleri yapılarak, bu sonuçlar doğrultusunda gübreleme programları oluşturulmalıdır. Çay topraklarında mikro besin elementi analizleri de yapılarak, gübreleme programına bu besin elementleri de dahil edilmelidir.

4. Organik çay üretimi teşvik edilmeli, bu konudaki araştırmalar arttırılmalı, daha geniş alanlarda, bilinçli bir şekilde yapılması sağlanmalıdır. Mevcut üretimin bir bölümünün organik çaya dönüştürülebilme olanakları oldukça fazladır. Bu durum değerlendirilmeli ve proje bazında çalışmalara başlanmalıdır.

5. Siyah çay üretimi sırasında çöp, lif ve toz şeklinde fazla miktarda çay atığı elde edilmektedir. Gerek bu atıklar gerekse budama atıkları kompostlaştırılarak, çay alanlarında organik madde olarak kullanılması teşvik edilmelidir.

6. Ülkemizde çay tarımında önemli sorunlardan biri de yaş çay yaprağı kalitesi ile ilgili olup, özellikle hasat aşamasında toplama tekniğine uygun makas kullanılması sağlanmalıdır.

7. Yetiştiriciliğinde kimyasal ilaç, fabrikasyon aşamasında katkı maddesi kullanılmadan üretilen Türk çayı dünya pazarlarına tanıtılmalı ve dünya pazarlarında ihraç olanakları araştırılmalıdır. Ürünün pazara sunum olanakları geliştirilerek ürün çeşitlemesi, reklam-tanıtım ve tüketimi artırmaya yönelik çalışmalara ağırlık verilmelidir. Uluslar arası çay pazarları hakkında doğru bilgiye sahip olunmalı ve teknolojik gelişmeleri yakından izlenmelidir.

8. Türkiye’nin çay ihracatının arttırılmasında, öncelikle kaliteyi arttırıcı ve maliyeti düşürmeye yönelik önlemlerin alınması ve uygulamaya konulması gerekmektedir.

9. Çay alanlarının miras hukuku yoluyla daha fazla bölünmesinin önlenmesi ve arazi toplulaştırılmasının yapılması

Page 32: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-17-

Böylece, çaylık alanların yenilenmesi, organik çay tarımının yaygınlaştırılması, çay atıklarının organik gübre olarak değerlendirilmesi, çay klonlarının çelikle çoğaltılması, yaprak ve toprak analizlerinin yaygınlaştırılması, siyah çayın işleme kalitesinin yükseltilmesi, yeşil çayda çeşitliğin arttırılması ve çayın aynı zamanda sıhhi bir ürün olarak piyasaya sürülmesi gibi önemli çalışmalar yapılabilecektir.

Page 33: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-18-

Page 34: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-19-

KİTAPLAR

Page 35: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

20

Turan YÜKSEK, Ceyhun GÖL, Filiz YÜKSEK, Esin ERDOĞAN YÜKSELApple Academic Press, 2017

ÖZET

Geçen yüzyılın içinde, doğal ekosistemlerin tarımsal üretim amaçlı dönüştürülmesi çevresel bozulmanın birincil faktörlerden biridir. Dünyanın pek çok bölgesinde olduğu gibi, Türkiye’nin kuzeydoğusundaki orman toprakları yeni tarım arazileri kazanmak gayesiyle tahrip edilmektedir. Bu çalışmada Rize yöresinde arazi kullanım şekillerinde meydana gelen değişikliklerin bazı toprak özelliklerine olan etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla birbirlerine yakın ve biri yaklaşık 60 yıl önce ormandan çay plantasyonuna dönüştürülmüş arazi (TC) ile kızılağaç baltalığı (AC) çalışma alanı olarak seçilmiştir. Bu amaçla araştırma sahasında tesadüfî deneme blokları desenine göre her biri dört tekrarlı deneme alanları oluşturulmuştur. Deneme alanlarından 0–10 cm, 10–30 cm ve 30–50 cm derinlik kademelerinden ve her bir deneme alanından dört adet yapısı bozulmuş ve dört adet yapısı bozulmamış toprak örneği alınmıştır. Kızılağaç baltalıkları çay plantasyonuna dönüştürüldükten sonra toprakların hacim ağırlığı 0.84 gcm–3 ten 1.02 gcm–3, toprak penetrasyon direnci 0.94 MPa den 1.27 MPa’ ya yükseltmiş; 0–10 cm derinlikteki üst toprak kademesindeki toprak organik maddesi % 5.14’ten % 4.06’ya, su ile doygun haldeki hidrolik iletkenlik 40.64 mm/h’den 16.33 mm/h’ ye gerilemiştir. Deneme alanlarının her ikisinde toprak derinlik kademesine gore faydalı su, gözenek hacmi, doygun haldeki geçirgenlik, organik madde ve toplam azot miktarı doğrusal olarak azalmıştır. Bu sonuçlar göstermiştir ki, arazi kullanım şeklinin değiştirilmesi ve kültivasyon işlemleri toprak özelliklerinin değişmesinde önemli etkiye sahiptir. Anahtar Kelimeler: Arazi Bitki Örtüsünün Değişimi; Kızılağaç Baltalığı; Çay Plantasyonu; Toprak Özellikleri; Alan Kapasitesi; Doymuş Hidrolik İletkenlik, Bitki Kullanılabilir Su, Kalıcı Solma Noktası, Toprak Yığın Yoğunluğu, Toprak Organik Karbon, Toprak Organik Madde, Toprak Penetrasyon Direnci, Toplam Gözeneklilik, Toplam Azot, Su Sabit Agrega

Nemli Karadeniz Bölgesi’ndeki Doğal Ormanların Çay Plantasyonlarına Dönüştürülmesinin Toprak Özelliklerindeki Değişimlere Uzun Süreli Etkisi

Page 36: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

21

Ali Rıza SAKLIKaknüs Yayınevi, İSTANBUL, 2008

ÖZET

Doğu Karadeniz, harika yeşilliklere sahip doğal güzellikleri ile çok cazip bir ortam sunmaktadır. Ne var ki, bu coğrafyanın insanlara sunduğu geçinme imkânları o kadar da geniş değildir. Özellikle, çayın bir geçim kaynağı olarak devreye girmesinden önce, yörede büyük sıkıntılar yaşanmıştır. Bu sebeple, Türk çaycılığını ele alırken, çaydan önceki dönemde yaşananların da ortaya konulması önemli görülmüştür. Bunun yanında, çayın Doğu Karadeniz’de üretilmesi ve toplumsal hayatta gerekli dönüşümü sağlaması için girişilen çabalar, Türk çayına hayat veren önderlerin katkıları ve Türk çaycılığının tarihî gelişimi de bu çalışmada ele alınmıştır. Çayın ülkemizde üretilmesi için verilen mücadeleler semeresini vermiş ve yörede toplumsal hayat, olumlu yönde büyük bir dönüşüm geçirmiştir. Ne var ki, 1980’ler, Türk çaycılığı için altın çağın sona erdiği ve sorunlu bir dönemin başladığı yıllar olmuştur. Bundan sonra çay üreticisinin durumu giderek kötüleşmiş, sektör özel girişime açılmakla birlikte olumlu bir gelişme sağlanamamış ve sektörde sorunlar giderek artmıştır. Türk çaycılığının sorunlarına çözüm sağlamak için çeşitli arayışlar devreye girmiş; ancak şimdiye kadar, sektörde yeni bir dönüşüm sağlayacak uygulamalara girişilememiştîr. Bu çalışma, Türk çaycılığının tarihî gelişimini ortaya koyarken çay sektöründe gerekli dönüşümün sağlanması için yeni bir model önerisi de öne sürmekte ve bu modeli tartışmaya açmaktadır.

Türk Çayının Dünü ve Bugünü

Page 37: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-22-

Page 38: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-23-

SCI,SSCI, SSCI-EXPANDED, AHCI ve DİĞER İNDEKSLERE

GİREN DERGİLERDE YAYINLANAN MAKALELER

Page 39: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

24

ÖZET

Çay, çalı Camellia sinensis’in yapraklarından hazırlanan dünya genelindeki en popüler içeceklerden biridir. Türkiye’deki tüm çay üretiminin yaklaşık %100’ünü oluşturan Türkiye’nin Doğu Karadeniz Bölgesi, Çernobil kazasından kontamine olan alanlar arasındaydı. LSC kullanan farklı Türk piyasa çaylarındaki brüt α ve β radyoaktivitesini ve yıllık etkin doz eşdeğer düzeyini belirlemek için kapsamlı bir çalışma planlandı ve gerçekleştirildi. Sindirim ve infüzyon için ortalama ölçümler, çay örneklerinde brüt α için 5.0 mBql-1 ve 1.8 mBql-1, brüt β için 80.7 mBql-1 ve 9.0 mBql-1’dir. 238U, 234U, 230Th, 226Ra, 210Po, 232Th, 238Th, 210Pb ve 228Ra infüzyon çay numunelerinin, toplam yıllık etkin doz eşdeğerine katkıları, yetişkinler için 0.103, 0.112, 0.480, 0.640, 2.742, 0.525, 0.164, 7.740 ve 7.740 μSvy-1’dir. Elde edilen sonuçlar, α ve β yayan radyonüklidlerin doğal aktivite konsantrasyonlarının ve çay örneklerinde yıllık etkin doz eşdeğerinin DSÖ’nün önerdiği seviyeleri aşmadığını ortaya koymuştur. Anahtar Kelimeler: Brüt α, Brüt β, Etkinlik, Çay, Efektif Doz Eşdeğeri.

Türk Paket Çaylarından Toplam Alfa Toplam Beta Konsantrasyon ve Yıllık Etkin Doz Değerleri

Filiz KORKMAZ GÖRÜR, Recep KESER, Nilay AKÇAY, Nilüfer AS, Serdar DİZMANIranian Journal of Radiation Research, 2012, vol.10, 67-72

Page 40: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

25

Recep KESER, Filiz KORKMAZ GÖRÜR, Nilay AKÇAY, Nazmi Turan OKUMUŞOĞLUJournal of the Scıences of Food and Agriculture, 2011, vol.91, pp.987-991

ÖZET

Bu çalışmada, farklı istasyonlardan toplanan çay, lahana, portakal, kivi ve toprak numunelerinde, yüksek saflıkta bir germanyum dedektörü ile gama spektrometresi kullanılarak 232Th, 238U, 40K ve 137Cs aktivite konsantrasyonları ölçülmüştür. Ortalama 232Th, 238U, 40K ve 137Cs aktivite konsantrasyonları gıda örneklerinde 8.2 ± 1.8, 17.3 ± 3.3, 465.8 ± 11.8 ve 20.9 ± 3.8 Bq kg−1, çiftlik topraklarında sırasıyla 72.4 ± 9.8, 51.1 ± 8.3, 229.3 ± 14.7 ve 312.9 ± 11.5 Bq kg−1 olmuştur. Bireyler için dahili etkin doz ve gıda tipi radyoaktivitenin tüketiminden ömür boyu süregelen aşırı kanser riski sırasıyla 11.7 ve 53.6 μSv y−1 ve 0.05x10−3 ve 0.24x10−3 arasındaydı. Çiftlikteki toprak radyoaktivitesine bağlı, yıllık dış gama etkin doz ve ömür boyu aşırı kanser riski, sırasıyla 94.1 ve 139.8 μSv y−1 arasında ve 0.43 × 10−3 ve 0.64 × 10−3 arasında değişiyordu. 232Th, 238U, 40K and 137Cs’nin topraktan sebze ve meyvelere ortalama aktarım faktörleri sırasıyla 0,57, 0,32, 2,12 ve 0,04’tür. Yıllık etkin gamma dozlarının toprak örneklerinde dünya ortalamasından yüksek olduğu tespit edilmiştir. Aşırı ömür boyu kanser riskleri sadece toprak örneklerinde dünya ortalamasının üzerinde bulundu. Anahtar Kelimeler: Radyoaktivite, Gıda, Toprak, Gama Doz, Yaşam Boyu Kanser Riski

Çay, Lahana, Portakal ve Kivideki Radyonüklit Konsantrasyonları ve Gama Radyoaktivitesinden Dolayı Rize ve Türkiye’deki Kanser Riski

Page 41: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

26

Filiz KORKMAZ GÖRÜR, Recep KESER, Nilay AKÇAY, Serdar DİZMAN,Nazmi Turan OKUMUŞOĞLU

Food Control, 2011, vol.22, pp.2065-2070

ÖZET

Çay, dünyanın en popüler içeceklerinden biridir. Türkiye’nin Doğu Karadeniz Bölgesi, Türkiye’nin başlıca çay üreticilerinden biri ve dünyanın beşinci çay üreticisidir. Bu nedenle, çaydaki kimyasal bileşenler, sağlıkla alakalı olduğu için büyük ilgi gördü. Bu bölge Çernobil kazası ile 1986’da kontamine olduğundan, çay yetiştirme bölgesindeki radyoaktivite düzeyini belirlemek için kapsamlı bir çalışma planlanmış ve yürütülmüştür. 232Th, 238U, 40K ve 137Cs aktivite konsantrasyonları, bir HpGe dedektörü ile gama spektrometresi kullanılarak yerel Türk pazarlarından 29 siyah çay ve bir yeşil çay numunesinde ölçülmüştür. 232Th, 226Ra, 40K ve 137Cs ortalama aktivite konsantrasyonları çay örneklerinde sırasıyla 3.2 ± 0.6 Bq/kg, 6.4 ± 0.7 Bq/kg, 445.6 ± 17.8 Bq/kg ve 42.0 ± 1.4 Bq/kg bulundu. Buna ek olarak, Fe, Mn, Zn, Cu ve Pb içeren beş ağır metal konsantrasyonu, çay numuneleri üzerinde indüktif çift plazma spektroskopisi (ICP / OES) ile belirlendi. Araştırılan metaller arasında Mn en yüksek seviyeydi. Manganez seviyeleri 1850.75-292.65 μg/g (ortalama: 1286.35 ± 0.58 μg/g) aralığındaydı. Analiz edilen çay örneklerinde Pb seviyeleri tespit sınırlarının altındaydı. Günlük alım miktarı için tüm elementlerin konsantrasyonları, insan tüketimi için güvenlik düzeyinin altındadır. Anahtar Kelimeler: Çay, Radyoaktivite, Ağır Metaller, ICP/OES

Türk Paket Çaylarındaki Radyonüklid ve Ağır Metal Konsantrasyonları

Page 42: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

27

Şengül ALPAY KARAOĞLU, Osman Birol ÖZGÜMÜŞ, Ali SEVİM, Resul DEMİRCİ, Osman DEMİRInternational Advanced Research Workshop ‘Agricultural Activities and Food Safety Issues’, 2003, p.212

ÖZET

Mayıs 2002’de gerçekleştirilen bu çalışmanın amacı, piyasalarda satılan paketlenmiş ve paketlenmemiş çayın hava yoluyla bulaşan mantarlarının kontaminasyonunu nicel olarak belirlemektir. Rize’nin değişik bölgelerinden hava florasına maruz bırakılmış 12 paketlenmemiş, 21 paketlenmiş çay numunesi ve 12 Patates Dekstroz agar (PDA) plakası mantar içerme açısından araştırılmıştır. Bir gramlık çayda ortalama mantar yükü paketlenmemiş çay numunelerinde 86 cfu ve paketlenmişlerde 458 cfu idi. Dış bitki örtüsünden yaklaşık olarak 485 mantar koloni izole edilmiştir. Paketlenmemiş çay örneklerinde mantar içerme miktarı, açık bitki örtüsüne kantitatif olarak yakındı, ancak paketlenmiş çay örneklerinde oldukça azdı. Mantar kontaminasyonu ile ilgili olarak paketlenmiş ve paketlenmemiş çay örnekleri arasında anlamlı bir fark vardı (Mann Whitney U testi, p <0.01). 45 inceleme sonunda, çay örnekleri ve hava florasından 128 mantar türü izole edildi. On bir mantar cinsi tespit edildi. Penicillum spp. ve Aspergillus spp. en baskın olanlardı. Paketlenmemiş ve paketlenmiş çay örneklerinin ve dış mekan florasının mantar içerme oranları sırasıyla %38-50, %28.9-31.6 ve %14.1-26.5 arasında değişiyordu. Anahtar Kelimeler: Fungus, Küf Mantarları, Çay (Camellia sinensis)

Dış Mekan Florasının Açık ve Paketli Satılan Çaylarda Fungus Kontaminasyonuna Etkileri

Page 43: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

28

Şengül ALPAY KARAOĞLU, Serdar ÜLKERJournal of Basic Microbiology, 2006, vol.46, pp.208-218

ÖZET

Bu çalışma, Rize’de İyidere-İkizdere civarında değişik yüksekliklerde toprak kaynaklı mantarların izolasyonu ve tanımlanmasını içermektedir. İyidere-İkizdere çevresindeki toprak kalitatif ve kantitatif mantar bileşimi mevsimsel olarak bir yıl boyunca (2003 yazı ile 2004 baharı arasında) araştırılmıştır. Toprak örnekleri 10 farklı lokasyondan toplanmıştır. Toprak numunelerinin bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri incelenmiştir. Toprak numunelerinin mikrofungusların büyümesi için uygun pH düzeylerine (pH 4.00-6.75) sahip olduğu gözlenmiştir. Bir toprak seyreltme tekniği kullanılarak, 40 toprak örneğinin mikroskobik analizi, 25 cm derinlikte incelendi. Mikrofungus sayısı 2.000-160.000 CFU g-1 arasında değişiyordu. 15 cinse ait 249 farklı mikrofungus izole edildi. İzolatların 45’i Mycelia Sterilia›ydı. Penicillium, Aspergillus, Trichoderma ve Fusarium en çok cinslerdi (sırasıyla %26.8, %14.8, %9.6 ve %8.4 oranla). Türkiye›de ilk kez Penicillium phialosporum, Penicillium trzebinskianum ve Gliocladium virens raporlandı. Anahtar Kelimeler: Çay (Camellia sinensis) Toprağı, Mikrofunguslar, İzolasyon

İyidere-İkizdere Vadisi Çay Tarımı Alanlarında Toprak Funguslarınınİzolasyonu, İdentifikasyonu ve Mevsimsel Dağılımı

Page 44: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

29

Serdar ÜLKER, Şengül ALPAY KARAOĞLUJournal of Bioscience and Bioengineering, 2012, vol.114, no.4, pp.385-390

ÖZET

Topraktaki 39 mikrofungus izolatını lipolitik aktivite bakımından taradık. Tüm tarananlardan yeni bir suş olan Mucor hiemalis f. Kortikola’nın en yüksek lipaz etkinliğine sahip olduğu tespit edildi. Ekstraselüler lipaz, %2 glikoz ve% 2.1 peptona yanıt olarak üretildi. Lipaz, aşağıdaki sıralı saflaştırma aşamaları boyunca % 27.7’lik bir nihai ürün ile 12.63 kat artmıştır; amonyum sülfat çökeltmesi, diyaliz, jel filtrasyon kolonu kromatografisi ve iyon değişim kromatografisi. MALDI-TOF MS analizi, Rhizomucor miehei türlerinden bilinen bir lipaza %31 amino asit özdeşliği ortaya çıkardı. Lipazın moleküler ağırlığı, SDS-PAGE ve analitik jel filtrasyonu kullanılarak 46 kDa olarak belirlenmiştir. Optimum lipaz pH ve sıcaklığı sırasıyla 7.0 ve 40°C olarak belirlenmiştir. Enzim aktivitesinin pH 7.0-9.0 aralığında dengeli olduğu gözlenmiştir. Termostabilite deneyleri lipazın 60 dakikalık süreyle 50°C’ye kadar stabil olduğunu gösterdi. Lipaz etanol ve metanolde test edilen diğer organik çözücülere göre daha kararlıydı. Dahası, lipazın aktivitesi SDS ve PMSF tarafından hafifçe arttırılmıştır. Substrat olarak p-NPP’nin varlığında, lipazın Km ve Vmax değerleri sırasıyla 1.327 mM ve 91.11 umol/dk olarak Hanes-Woolf çizimi ile hesaplandı. Anahtar Kelimeler: Toprak İzolatı, Tarama, Mucor hiemalis, F. Corticola, Ekstraselüler Lipaz, Arıtma, Karakterizasyon

Toprak Kökenli Mucor hiemalis F. corticola Lipazının Saflaştırılması ve Karakterizasyonu

Page 45: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

30

Serdar ÜLKER, Arzu ÖZEL, Ahmet ÇOLAK, Şengül ALPAY KARAOĞLUTurkish Journal of Biology, 2011, vol.35, no.5, pp.543-550

ÖZET

Bu çalışma, Trichoderma harzianum lipazının karakterizasyonu hakkında ilk rapordur. Yeni bir suş olan Trichoderma harzianum IDM14D topraktan izole edildi. İzole edilen bu suş, lipaz üretimi için çalkalamalı kültürde 30 °C’de 7 gün inkübe edilmiştir. Lipaz üretimi için en iyi karbon kaynağı glukoz, en iyi azot kaynağının pepton olduğu belirlendi. Maksimum biyokütle üretimi 7 gün sonunda 1,25 g/L olarak belirlendi. Enzimin en iyi aktivite gösterdiği pH 8,5, sıcaklık 40 °C olarak belirlendi. T. harzianum lipazı pH 8,0-10,0 aralığında 40 °C’de 60 dakika kararlılığını koruduğu belirlendi. Ca2+ ve Mn2+ iyonlarının lipaz aktivitesini artırdığı, fakat diğer metal iyonlarının enzim aktivitesini etkilemediği gözlendi. p-nitrofenil butirat hidrolizi ile ölçülen ham enzimin Km ve Vmaks değerleri sırasıyla 7,15 mM ve 7,067 mM/dk olarak belirlendi. Anahtar Kelimeler: Trichoderma harzianum, Hücre Dışı Lipaz, Enzim Karakterizasyonu

Topraktan İzole Edilen Trichoderma harzianum’da Ekstraselüler Lipazın İzolasyonu, Üretimi ve Karakterizasyonu

Page 46: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

31

Şengül ALPAY KARAOĞLUÇay Borsası (Rize Ticaret Borsası Aylık Yayını) Dergisi, 2003, vol.3, pp.58-60

ÖZET

Bir çok mantar türü bitki, hayvan ve insanlarda hastalık etkenidirler. Mantarlar hava yoluyla gıdalara bulaşırlar. Mantarların çeşitli gıdalar üzerinde üremesi ile oluşan toksik atıklar sonucu hayvan ve insanlarda çeşitli zararlara neden olurlar. Çalışmada izole edilen mantar ve bakterilerin cins tayinleri yapıldı. Bu incelemeler sonucu rastlanan mantarlar mikotoksin açısından araştırılamadı. Kuru çay örneklerinde rastladığımız mantarların çoğunluğunu Aspergillus ve Penicillium cinsleri oluştururken, bakteriyal kontaminasyon olarak Bacillus türleri ile karşılaşıldı. Bu mikroorganizmalar normalde hava ortamında bulunmaktadırlar. Ancak yüksek düzeylerde gıda ile alındığı zaman özellikle immun direnci düşük kişilerde çeşitli hastalıklara neden olabilmektedirler. Açıkta satılan ve pakette satılan kuru çaylar arasında kontaminasyon bakımından büyük farklılıklara rastlandı. Açık çaylarda rastlanan mikotik ve bakteriyal kontaminasyonun çok yüksek düzeylerde olması nedeniyle pakette satılan çaylar tercih edilmeli, bu konuda halkın bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Çay (Camellia sinensis), Çevresel Kontaminasyon

Açıkta Satılan Çay

Page 47: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

32

Elif SEVİM, Ali SEVİM, Ahu KANBUROĞLU, Zuhal KALYONCU, Şengül ALPAY KARAOĞLUMarmara Fen Bilimleri Dergisi, 2016, vol.28, no.4, pp.150-157

ÖZET

Yaş çay (Camellia sinensis) dünyada sudan sonra en çok kullanılan içecektir. Bu çalışmada, yaş çayın yapraklarının tarladan işleme aşamalarının sonu kadar olan süreçte üzerinde doğal olarak bulunan, gram negatif koliform bakterilerin antibiyotik direnç profillerinin belirlenmesi hedeflenmiştir. İzole edilen koliform bakterilerin identifikasyonu koloni morfolojisi, gram boyanma özelliği ve geleneksel yöntemleri kullanılarak yapılmıştır. Agar disk difüzyon metodu ile antibiyotik direnç profilleri belirlenmiş ve TEM tipi beta-laktamaz ve tetrasiklindirenç genlerinin varlığı PCR ile araştırılmıştır. Yeşil çayın işleme aşamalarında toplam 312 enterik bakteri izole edilirken işlenmiş çayda herhangi bir mikroorganizma gözlenmedi. İzolatların %35,8’i Klebsiella, %17,6’sı Citrobacter, %15,1’i Enterobacter, %8,3’ü Edwarsiella, %7,1’i Escherichia cinslerine ait oldukları belirlenirken %16,1’i tanımlanamadı. İzole edilen suşlarda en yüksek direnç %81,73 ile ampisiline karşı gözlenirken, nalidiksik asit, netilmisin ve imipeneme dirençli suş bulunamadı. Ampisilin dirençli suşların ikisinde TEM tipi β-laktamaz geni (blaTEM) tespit edildi. İzole edilen suşlarda tet(A), (B) ve (C) genlerinin varlığı araştırıldı ve tetrasiklin dirençli suşlarda tet(B) geninin yaygın olarak bulunduğu tespit edildi. Yapılan transformasyon çalışmaları sonucunda tetrasiklin, ampisilin, streptomisin, seftazidim ve trimethoprim/sülfametaksazol dirençlerinin transfer edilebilir olduğu tespit edildi. Anahtar Kelimeler: Çay Yaprakları, Koliform Bakteriler, Antibiyotik Direnci, Blatem Geni, Tet(A)-(B)-(C) Geni

İşlenme Aşamalarındaki Çay Yapraklarından İzole Edilen Koliform Grubu Bakterilerde Antibiyotik Direnç Profilinin Araştırılması

Page 48: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

33

Elif SEVİM, Ali SEVİM, Zuhal KALCIOĞLU, Turgay TURNA, Şengül ALPAY KARAOĞLUCelal Bayar Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, 2016, vol.12, no.3, pp.367-374

ÖZET

Siyah çay, yeşil çay yapraklarının, tomurcuklarının ve bağlı taze kök parçalarının soldurulması, yuvarlanması, fermantasyonu, kurutulması, sınıflandırılması ve paketlenmesinden sonra farklı türlerde Camellia sinensis (Linneaus) O. Kutze’den üretilir. Bu çalışmada, iki fabrikadan (Zihniderin ve Cumhuriyet çay fabrikaları) alınan çay örneklerinin işleme aşamasındaki mikrobiyolojik popülasyon, kalite ve mineral madde değerlerinin belirlenmesi planlanmıştır. Çalışmada, gram negatif bakteri, laktik asit bakteri ve maya için toplam mikroorganizma ortalaması 2004-2005’te zaman aralığı sırasıyla 1., 2. ve 3. koparma dönemleri için 35.000 cfu/gr - 300.000 cfu/gr, 37.000 cfu/gr - 237.500 cfu/gr, 27.000 cfu/gr - 475.000 cfu/Gr, 28.000-40.000 cfu/gr bulunmuştur. Kalite değerlerinin ortalaması 2004-2005 yılları arasında 1., 2., 3. koparma dönemlerinde %5.21-6.12 toplam kül, %1.53-1.89 kafein, %0.21-0.39 teaflavin ve %5.81-14.02 polifenol olarak ölçülmüştür. Ortalama mineral madde değerleri 2004-2005 yıllarında 1., 2., 3. koparma periyotlarında, bakır için 8-22 ppm, demir için 120-343 ppm, çinko için 19-25 ppm ve manganez için 952-1391 ppm olarak ölçülmüştür. Anahtar Kelimeler: Camellia sinensis, Çay İşleme Aşamaları, Mikroflora, Kalite Değeri, Mineral Madde

Siyah Çayda (Camellia sinensis) Mikroflora, Kalite ve Mineral Madde İçeriğinin Belirlenmesi

Page 49: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

34

ÖZET

Çay, kaynak suyundan sonra dünyada en çok tüketilen içecektir ve Türkiye’de yüksek ekonomik değere sahip önemli bir tarım ürünüdür. Yarım yüzyıldır, çay bitkilerinin kalitesini ve verimini artırmak için Türkiye’de çeşitli çay çeşitleri yetiştirilmektedir. Çay eşeyli üremeyle çoğaldığından, çay tarlalarının kalitesi değişmektedir. Bu nedenle, bitkilerdeki genetik çeşitliliğin ve ilişkinin belirlenmesi bitkilerin ıslahını ve yetiştirilmesini desteklemek için önemlidir. Bu çalışmada, Doğu Karadeniz kıyılarında yetiştirilen çay çeşitlerinin genetik çeşitliliğini ve aralarındaki genetik ilişkiyi belirlemek, klonların nitel morfolojik tanımlarının genetik olarak ISSR belirteçleri tarafından doğruluğunu araştırmak amaçlanmıştır. Burada, 18 Türk çayı çeşidinin genetik çeşitliliği ve ilişkileri, 250 ila 3000 baz çifti arasında değişen 15 ISSR belirteci kullanılarak belirlenmiştir. Bu çeşitler arasında benzerlik indeksleri 0.456 ile 0.743 arasındaydı. UPGMA kullanılarak yapılan küme analizine dayanarak, aynı coğrafi konumdan kaynaklanan bazı çay çeşitlerinin yakından kümelenmiş olduğu bulunmuştur. Verilerimiz, çay çeşitlerinin seçim ve klonlama deneylerine yardımcı olmak ve çiftçilere Türkiye’nin Doğu Karadeniz kıyılarındaki çay yetiştiriciliğinde seçkin ebeveyn klonları bulmalarında yardımcı olmak için değerli bilgi ve faydalı bir temel sağlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Genetik Polimorfizm, PCR Tabanlı Belirteçler, Çay Yetiştiriciliği, Türk Çay Çeşitleri, UPGMA Kümeleme

Doğu Karadeniz Sahilindeki Kültüre Edilmiş Çay Camellia sinensis (L.) O. Kuntze) Klonlarının ISSR Yöntemiyle Genetik Farklılığının Araştırılması

Fatih Şaban BERİŞ, Necla PEHLİVAN, Melike KAÇ, Ayhan HAZNEDAR, Fatih COŞKUN, Cemal SANDALLI

Genetika-Belgrade, 2016, vol.48, pp.87-96

Page 50: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

35

Fatih Şaban BERİŞ, Cemal SANDALLI, Sabriye ÇANAKÇI, Zihni DEMİRBAĞ, Ali Osman BELDÜZ Biologia, 2005, vol.60, pp.457-461

ÖZET

Rasgele amplifiye polimorfik DNA (RAPD) tekniği, DNA polimorfizmlerini saptamak için yararlı bir araç sunuyor. Farklı klonları ve çeşitleri ayırt etmek için kullanılabilir. Bu belirteçler aynı zamanda moleküler verilerin üretilmesinde etkili ve ucuz bir yoldur ve bu nedenle çeşitli taksonomik ve filogenetik çalışmalarda başarıyla kullanılmıştır. Bu tekniği, Türkiye’de yetiştirilen (ancak bir klon Gürcistan’a ait olan) 6 çay klonunun (Camellia sinensis (L.) O. KUNTZE) genetik benzerliğini 10 desamer primer kullanarak belirlemek için kullandık. Klonlar arasındaki genetik ilişki benzerlik indeksi ve küme analizi temel alınarak tahmin edilmiştir. Elde edilen en düşük benzerlik (0.530) “Çiftekavak” ve “Ardeşen” arasında, en yüksek benzerlik (0.730) ise “Ardeşen” ve “Kollhida” arasındaydı. Kümeleme analizini kullanarak, elde edilen dendogramın ilk kolunda 2 klon, ikinci kolunda ise diğer klonlar sınıflandırılmıştır. İki şube arasındaki ortalama benzerlik 0.616 idi. Test edilen primerler arasında OPAB-03, 04, 05, 07, 09, 11, 14, 16, 18 ve 19 polimorfik bantlar gösterdi. Amplifiye fragmanlar 200 ila 1700 baz çifti arasında değişiyordu ve her bir primer için band sayısı 1 ila 10 arasında değişiyordu. Elde edilen sonuçlar, morfolojik özelliklerle yapılan Rize Çay Enstitüsünün sonuçları ile iyi bir uyum içindedir. Anahtar Kelimeler: Camellia sinensis, RAPD, Genetik Benzerlik, UPGMA

RAPD Belirteçleriyle Çay (Camellia sinensis) Klonlarının Filogenetik Analizi

Page 51: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

36

Halil ALADAĞ, Sezai ERCİŞLİ, Zeynep YEŞİL DUYMUŞ, Arzu GÖRMEZ, Meryem YEŞİLPharmacognosy Magazine, 2009, vol.5, no.20,, pp.437-440

ÖZET

Türkiye’de birçok mantar (Candida albicans, Candida glabrata, Candida kruseii, Candida parapsilosis ve Candida dubliensis) karşısında 3 ayrı hasat zamanı (Mayıs, Temmuz ve Eylül) Rize bölgesinden alınan yeşil çay yapraklarının (Camellia sinensis L.) antifungal etkinliği araştırılmıştır. Buna ek olarak, epigallokateşin-3-gallat (EGCG), epikateşin-3-gallat (EKG), epigallokateşin (EGC) ve epikateşin (EC) gibi yeşil çay yapraklarındaki kateşin bazlı flavonoidler belirlenmiştir. Yeşil çay örneklerinin tüm metanol ekstraktı, et suyu mikrodilüsyon biyolojik tahlillerinde tüm Candida türlerine karşı geniş spektrumlu bir antifungal aktivite gösterdi. Bununla birlikte, 3. hasat zamanında Candida albicans’a karşı azami metanol ekstraktı (> 17 mm inhibisyon bölgesi) gözlenmiştir. Genel olarak antifungal etkinlik 1. hasat zamanından 3. hasat zamanına kadar yükselmiştir. Kateşin bazlı flavonoidler, 1. hasattan 3. hasata kadar antifungal aktivite ile korelasyon göstererek artmıştır. Anahtar Kelimeler: Antifungal Aktivite, Camellia sinensis, Flavonoidler, Mevsimsel Değişim

Farklı Zamanlarda Hasat Edilen Yeşil Çay (Camellia sinensis L.) Yapraklarının Antifungal Aktivitesi

Page 52: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

37

Turan YÜKSEKFresenius Environmental Bulletin, 2009, vol.18, pp.848-857

ÖZET

Kuzeydoğu Karadeniz bölgesindeki pek çok havzada bulunan orman ekosistemleri tarım havzalarına dönüştürülmüş ve elde edilen ürünün miktarını artırmak için bol miktarda gübre uygulanmıştır. Bu çalışmanın amaçları arazi kullanım şekillerinin birbirlerine yakın arazilerde ve farklı yönetim şekillerine sahip arazilerde: Kızılağaç baltalığı (Kontrol), ve üç farklı uygulamanın yapıldığı çay plantasyonu (Yapay ve doğal gübrenini birlikte kullanıldığı ve malçlamanın yapıldığı çaylık alan; yapay ve organik gübrenin uygulandığı çaylık alan; sadece yapay gübrenin uygulandığı çaylık alan) farklı tıp uygulama ve mulçlamanın üst toprak özelliklerine ve yeşil çay verimine olan etkisini ortaya koymaktır. Bu amaçla 0-10 cm derinlik kademesinden toplam 80 adet toprak örneği ( 4 tekrar X 4 Arazi yönetim şekli ve her bir deneme alanından 5 örnek) alınarak laboratuarda analiz edilmiştir. Arazi dönüştürmesi ve arazi kullanım şekline gore faydalı su, doygun haldeki geçirgenlik, ıslak agregat, toprak organik maddesi, organik karbon ve yeşil çay verimi istatistiksel olarak önemli seviyede azalırken; kil oranı, solma noktasındaki nem, hacim ağırlığı ve toprak penetrasyon direnci istatistiksel olarak önemli seviyede artmıştır. En yüksek toprak bozulması sadece yapay gübrenin uygulandığı çay plantasyonunda (TC-III) meydana gelmiştir. Araştırma sonucçları göstermiştir ki bu araziler için doğru bir planlama ve arazi yönetim modelinin gerekliliği kaçınılmazdır. Böyle bir planlama ve yönetim modelinin uygulanması sonucunda çay plantasyonlarında toprak koruma sağlanarak çay kültivasyonunu sürdürülebilirliği sağlanmış olacaktır. Anahtar Kelimeler: Arazi Dönüştürmesi, Kızılağaç Baltalığı, Toprak Özellikleri, Yeşil Çay Verimi

Nemli Karadeniz Bölgesinde Arazi Yönetiminin Üst Toprak Özellikleri, Erozyon Eğilimleri ve Yeşil Çay Verimine Etkisi

Page 53: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

38

Turan YÜKSEK, Ceyhun GÖL, Filiz YÜKSEK, Esin ERDOĞAN YÜKSELAfrican Journal of Agricultural Research, 2009, vol.4, pp.665-674

ÖZET

Geçen yüzyılın içinde, doğal ekosistemlerin tarımsal üretim amaçlı dönüştürülmesi çevresel bozulmanın birincil faktörlerden biridir. Dünyanın pek çok bölgesinde olduğu gibi, Türkiye’nin kuzeydoğusundaki orman toprakları yeni tarım arazileri kazanmak gayesiyle tahrip edilmektedir. Bu çalışmada Rize yöresinde arazi kullanım şekillerinde meydana gelen değişikliklerin bazı toprak özelliklerine olan etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla birbirlerine yakın ve biri yaklaşık 60 yıl önce ormandan çay plantasyonuna dönüştürülmüş arazi (TC) ile kızılağaç baltalığı (AC) çalışma alanı olarak seçilmiştir. Bu amaçla araştırma sahasında tesadüfî deneme blokları desenine göre her biri dört tekrarlı deneme alanları oluşturulmuştur. Deneme alanlarından 0–10 cm, 10–30 cm ve 30–50 cm derinlik kademelerinden ve her bir deneme alanından dört adet yapısı bozulmuş ve dört adet yapısı bozulmamış toprak örneği alınmıştır. Kızılağaç baltalıkları çay plantasyonuna dönüştürüldükten sonra toprakların hacim ağırlığı 0.84 gcm–3 ten 1.02 gcm–3, toprak penetrasyon direnci 0.94 MPa den 1.27 MPa’ ya yükseltmiş; 0–10 cm derinlikteki üst toprak kademesindeki toprak organik maddesi %5.14’ten % 4.06’ya, su ile doygun haldeki hidrolik iletkenlik 40.64 mm/h’den 16.33 mm/h’ ye gerilemiştir. Deneme alanlarının herikisinde toprak derinlik kademesine göre faydalı su, gözenek hacmi, doygun haldeki geçirgenlik, organik madde ve toplam azot miktarı doğrusal olarak azalmıştır. Bu sonuçlar göstermiştir ki, arazi kullanım şeklinin değiştirilmesi ve kültivasyon işlemleri toprak özelliklerinin değişmesinde önemli etkiye sahiptir. Anahtar Kelimeler: Arazi Bitki Örtüsünün Değişimi, Kızılağaç Baltalığı, Çay Plantasyonu, Toprak Özellikleri

Arazi Dönüştürülmesinin Toprak Özelliklerine Etkisi: Nemli Karadeniz Bölgesi’ndeki Kızılağaç Baltalıklarının Çay Plantasyonlarına Dönüştürülmesi

Page 54: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

39

Turan YÜKSEKAnadolu Çevre ve Hayvancılık Bilimleri Dergisi, 2016, vol.1, no.1,, pp.28-33

ÖZET

Tarımı yapılan ürünlerin çok yönlü değerlendirilmesi hususu her geçen gün önemi artan bir konudur. Çay plantasyonlarında yaş çay dışında diğer yan ürünlerin (örneğin: çay tohumları, çay atıkları vb) değerlendirilerek birim bir yandan birim alandan elde edilen gelir artırılabilecek, diğer yandan atıkların neden olabileceği çevre sorunları en aza indirilebilecek veya ortadan kaldırılabilecektir. Bu kapsamda çay plantasyonlarından elde edilen tohumların ve yeşil çay yaprakların sahip olduğu sabit ve uçucu yağ oranlarının ortaya konulması, yükselti ve bazı toprak özellikleri ile ilişkilendirilmesi amaçlanmıştır. Pazar Deresi Havzasındaki çay tohumu ve yapraklarındaki uçucu yağ oranlarının yükseltiye göre değişimi konulu proje kapsamında yapılan çalışma sonucunda “çay tohumlarında eser miktarda dahi olsa uçucu yağ oranına rastlanmamıştır”. Çay tohumlarındaki sabit yağ oranları yükselti kademelerine göre istatistiksel olarak önemli seviyede farklı çıkmıştır. En yüksek sabit yağ oranına % 24.30 ile 2. Yükselti (800 m) kademesinde, en düşük sabit yağ oranına (%19.85) 3. Yükselti (1100m) kademesinde rastlanmıştır. Çay tohumlarındaki sabit yağ değerleri ile yükselti kademeleri, kil, toz içeriği, pH ve azot oranı ile negatif yönlü bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Oda koşullarında kurutulmuş çay yapraklarındaki uçucu yağ oranları değeri yükseltiye göre önce artmış, sonra tekrar azalmıştır. Çay yapraklarındaki en yüksek uçucu yağ oranına 2. Yükselti kademesinde, en düşük uçucu yağ oranına ise 3. Yükselti kademesinde rastlanmıştır. Oda koşullarında kurutulmuş çay yapraklarındaki uçucu yağ oranları ile pH arasında negatif yönlü çok güçlü, kil ve organik madde miktarı ile negatif yönlü bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Çay Tohumu ve Yaprağı, Uçucu Yağ, Sabit Yağ, Yükselti, Toprak Özellikleri

Çay Tohumu ve Yapraklarındaki Sabit ve Uçucu Yağ Oranlarının Yükselti ve Toprak Özelliklerine Göre Değişimi

Page 55: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

40

Ayşenur EMİNOĞLU, Yeşim AKTÜRK DİZMAN, Şule GÜZEL, Ali Osman BELDÜZTurkish Journal of Biology, 2017, vol.41, pp.1-11

ÖZET

Sitokrom P450 monooksigenazlar, en büyük heme içeren protein gruplarından biridir ve çoğunluğu NADPH- ve O2’ye bağlı hidroksilasyon reaksiyonlarını katalize eder. Sitokrom P450 (CYP) enzimleri, bitkilerdeki primer ve sekonder metabolizma için gerekli olan mono oksijenasyon reaksiyonlarında geniş bir aralıkta işlev görür. Camellia sinensis (L.) Kuntze, tıbbi olarak önemli ikincil metabolitleri nedeniyle ve sevilen bir içecek olarak ticari ve ekonomik açıdan değerli bir bitkidir. Sitokrom P450 monooksigenazlar çaydaki çeşitli ikincil metabolitlerin biyosentezinde önemli bir rol oynamaktadır. İkincil metabolitlerin biyosentezi kapsamlı olarak araştırılmış olsa da, Camellia sinensis (Çay) bitkisinde CYP ile katalize edilen ikincil metabolik yolaklarının genetik mekanizmalarının belirlenmesine yönelik sınırlı sayıda çalışma yapılmıştır. Çalışmamızda, 49 bp 5’ ve 183 bp 3’ ile çevrilmemiş bölgeler ile 1759 bp tam uzunluklu cDNA’ya sahip olan varsayılan bir C. sinensis (L.) Kuntze Sitokrom P450 Monooksigenaz geni (Csp450) üzerinde durduk. Genin CDS’si 1527 bp ve 508 amino asit uzunluğundadır. Saptanan amino asit dizisinin BLAST sonucu, CYP704C1 benzeri süper aile ile yüksek bir benzerlik gösterdi. Hasat öncesi dönemde Mayıs, Temmuz ve Eylül periyotları gen ekspresyonu analizlerinde herhangi bir fark görülmemiştir. Anahtar Kelimeler: Camellia sinensis (L.) Kuntze (çay), Sitokrom P450 Monooksigenaz, Moleküler ve Silikon Klonlama, Mevsimsel Gen İfadesi

Camellia sinensis’den Elde Edilen Sitokrom p450 Monooksigenaz Geninin Moleküler ve İnsiliko Klonlanması, Tanımlanması ve Hasat Öncesi Ekspresyon Analizi

Page 56: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

41

Akif ER, Şevki KAYIŞEl-Cezerî Journal of Science and Engineering, 2015, vol.2, pp.67-74

ÖZET

Bu çalışmada, kültürü yapılan gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss) balıkçıkları üzerinde Aeromonas hydrophila’nın patojenik etkilerinin ortadan kaldırılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda alabalık yemine çay bitkisi (Camellia sinensis) tohumu ilave edilmiş ve hastalık etkeni olan Aeromonas hydrophila bakterisi gökkuşağı alabalığı balıkçıklarına enfekte edilerek sonuçları gözlenmiştir. Çalışmada öncelikle çay tohumu toz haline getirilmiş ve yemlere ilave edilmiştir. Araştırma merkezinden temin edilen gökkuşağı alabalığı balıkçıkları (10 ±0,12g) 10’lu gruplar halinde 6 deneme tankına yerleştirmiştir. Negatif kontrol olarak normal yemle yemlenmiş ve bakteri verilmemiş bir grup oluşturulmuştur. Pozitif kontrol için normal yem ile beslenen ve bakteri enfekte edilen balıkçıklar kullanılmış, deneme için ise katkılı yemlerle beslenen balıklar ve bakteri enfekte edilen balıklar seçilmiştir. 10 günlük yemlemeden sonra yapılan gözlemlerde çay tohumu verilen gruplarda Aeromonas hydrophila bakterisinin neden olduğu hastalık belirtileri görülmemiştir. Negatif kontrol grubunda ölüm gözlemlenmezken, pozitif kontrol grubunda %40 oranında mortalite gözlemlenmiştir. Sonuç olarak; çay tohumu tozunun balıkçık gökkuşağı alabalığı yemine %10 ilave edilmesi, Aeromonas hydrophila bakterisinin meydana getirdiği patojenik etkilerin engellenmesinde etkili olduğu gözlemlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Çay Tohumu, Aeromonas hydrophila, İmmunostimulant

Çay Bitkisi (Camellia sinensis) Tohumunun Gökkuşağı Alabalığında (Oncorhynchus mykiss) Aeromonas hydrophila Enfeksiyonuna Karşı Kullanımının Araştırılması

Page 57: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

42

Halis BORAN, Cengiz ÇİFTCİ, Akif ER, Özay KÖSE, İlker Zeki KURTOĞLU, Şevki KAYIŞTurkish Journal of Fisheries and Aquatic Sciences,, 2015, vol.15, pp.49-57

ÖZET

Akuakültürde bakteriyel balık hastalıkları günümüzde hâlâ en önemli problemlerden bir tanesini oluşturmakta ve bakteriyel kaynaklı balık ölümleri dünya çapında önemli ekonomik kayıplara sebep olabilmektedir. Mikroorganizmalarda antibiyotiklere karşı direnç gelişimi, yeni antibakteriyel bileşiklere olan ihtiyacın artmasına neden olmuştur. Bu çalışmada, yeşil çay (Camellia sinensis L.) tohumu ve onun ikincil bir metaboliti olan saponinin gökkuşağı alabalıklarında (Oncorhynchus mykiss, Walbaum) hastalığa sebep olan beş farklı bakteriyel balık patojeni üzerindeki antibakteriyel aktiviteleri araştırılmıştır. Ayrıca, balıkların hayati organlarına ait dokularda oluşabilecek histopatolojik etkiler incelenmiştir. Çay tohumu ve saponinin antibakteriyel aktivitesi agar difüzyon yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Bu çalışmada yem katkı maddesi olarak kullanılan sulandırılmış çay tohumu (SÇT) tozu ve saponin beş balık patojenine karşı antibakteriyel aktivite göstermiştir, fakat sadece Listonella anguillarum bakterisine karşı istatistiksel olarak önemli derecede bir etki tespit edilmiştir. Benzer şekilde, L. anguillarum ile enfekte edilen balıklarda, SÇT ve saponin diyet gruplarında istatistiksel olarak önemli derecede bir hayatta kalma oranı gözlenmiştir. Bunun yanında, SÇT ve saponin katkılı yemler ile beslenen balıkların solungaç dokularında, hayati önemi olmayan hiperplazi ve epitelyum doku ayrılması, karaciğer dokularında ise hafif düzeyde yağ damlacıkları, hücreler arası ödem ve çekirdek dejenerasyonu gibi semptomlar tespit edilmiştir. Bu çalışmanın sonuçları, sulandırılmış çay tohumunun özellikle alabalık yetiştiriciliğinde karşılaşılan L. anguillarum enfeksiyonuna karşı potansiyel bir antibakteriyel bileşik kaynağı olabileceği veya sağlığı koruyucu bir yem katkı maddesi olarak kullanılabileceğini ortaya koymuştur. Anahtar Kelimeler: Çay Tohumu, Saponin, Antibakteriyel Aktivite, Histopatoloji, Gökkuşağı Alabalığı

Gökkuşağı Alabalıklarında (Oncorhynchus mykiss, Walbaum) Bazı Balık Patojenlerine Karşı Yeşil Çay (Camellia sinensis L.) Tohumunun Antibakteriyel Aktivitesinin Değerlendirilmesi

Page 58: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

43

Ali Erdem ÖZÇELİK, Recep NİŞANCISigma Journal of Engineering and Natural Sciences, 2015, vol.33, pp.521-537

ÖZET

Dünya genelinde tarımsal gelişim kapsamında özellikle, gıda güvenliği, istihdam oluşturma ve kırsal kalkınma üzerinde önemli ölçüde etkili olan ürünler “Özel Tarım Ürünü” statüsünde değerlendirilmektedir. Özellikle, Dünya Ticaret Örgütünün (DTÖ) 2006 yılında yayınladığı Tarım Çerçeve Metni bünyesinde Özel Tarım Ürünlerinin belirlenmesine yönelik birtakım tanımlamalar yer almaktadır. Bu bağlamda gerek uluslararası tanımlamalar gerekse yukarıda belirtilen esaslar dikkate alındığında, ülkemizde ulusal ve bölgesel anlamda tarımsal gelişimde etkin rol oynayan başta çay ve fındık olmak üzere, tütün, pamuk, zeytin, buğday vb. ürünlerin özel tarım ürünü olarak değerlendirilebileceği öngörülmektedir. Bu öngörü kapsamında, ülkemizde Avrupa Birliği (AB) Ortak Tarım Politikası (OTP) reformlarına ek olarak, özel tarım ürünü arazilerinin yönetimine dair Konumsal Veri Modelinin (KVM) geliştirilmesine de gereksinim duyulmaktadır. Bu tez çalışması kapsamında, ülkemizde stratejik öneme sahip olan ve devlet güvencesinde gerçekleştirilen çay tarımı özel tarım ürünü olarak tanımlanmakta ve çay tarımına yönelik KVM geliştirilmesi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca çay tarım arazi yönetim modelinin (ÇAYM) oluşturulması ve aynı zamanda çay tarım arazilerine yönelik konumsal veri yönetimi amacıyla Konumsal Veri Altyapısı (KVA) tasarımına yönelik gereksinimler vurgulanmıştır. Bununla birlikte, bu çalışma sonucunda, sürdürülebilir çay tarımı ve üretimine yönelik Arazi İdaresi Temel Modeli (AİTM)-Çay Tarım Modeli geliştirilerek, bu modelin Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi (TUCBS) ile bütünleştirilmesi amaçlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Arazi Yönetimi, Özel Tarım Ürünleri, Çay Tarım Parseli, Konumsal Veri Modeli, Çay Tarım Arazi Modeli, TUCBS

Özel Tarım Ürünleri Alt Bileşeni Olarak Çay Tarım Arazilerinin Yönetimine Altlık Kavramsal Veri Modeli Geliştirilmesi

Page 59: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

44

Ali Erdem ÖZÇELİK, Recep NİŞANCIComputers and Electronics in Agriculture, 2015, vol.117, pp.8-21

ÖZET

Tarımsal kalkınma politikaları bağlamında dünya çapında bazı tarımsal ürünler, (i) gıda güvenliği, (ii) geçim kaynağı güvenliği ve (iii) tarımsal ve kırsal kalkınma konularında önemli öncü etkilere sahip özel tarımsal ürünler olarak nitelendirilmektedir. Bu makalede, bu kriterlere dayanarak, ulusal ve bölgesel tarımsal kalkınma ve ilgili ülkelerde devlet garantisi altında büyüme için stratejik konuma sahip olması nedeniyle, çay tarımı ürününün bugün tarım dünyasında özel tarımsal ürün olarak belirtilmesi beklenmektedir. Ancak, iyi tasarlanmış sürdürülebilir kırpma sistemlerinin geliştirilmesi, ayrıca çay tarımsal mahsulleri ve kırpma işlemleri ve jeo-mekânsal veri yönetimi altyapısı için artık girişim yoktur. Bu nedenle, öncelikle, tüm imkânları ve eylemleri ile çay tarımı için temel alınmış sürücüler konusunda fikirler vererek artan bir ihtiyaç ve ilgi vardır. Bu sürücülerden biri, çay tarım alanlarının yönetim çerçevesini ve kırpma değerlendirmesini sağlamaktır. İkincisi, bu araziler üzerinde yasal çerçeve içinde arazi kullanım haklarının, kısıtlamaların ve sorumlulukların (RRR) belirlenmesi ve kayıt altına alınması ve hem arazi yönetimi alanlarıyla hem de sürdürülebilir arazi yönetimini ve çay tarımı bitki toprakları için mekansal arazi kullanım planlamasını mümkün kılmak için mekansal veri altyapısı gereklidir. En sonunda, çay tarımı için tüm uygulamalara ve uygulamalara göre üretimden üretim yönetimine kadar bir gelişme gelmektedir. Bu makalede, bu tebliğde, çay tarımı bitkileri ve ekin arazileri için hem Özel Zirai Modelin bir uzmanlığı olarak hem de Arazi Temelli Arsa Ayrım Sistemi (LPIS) Temel Modelinin (LCM) bir parçası olarak Yönetim Alanı Modeli (LADM) ile ilgili jeo-mekansal veri modeli oluşturulmuştur. Sürdürülebilir küresel çay tarım alanlarının yönetimi için, bu modelin Avrupa Topluluğunda Mekansal Bilgi Altyapısı (INSPIRE) ve Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi (TUCBS) standartlarına entegre edilmesi beklenmektedir. Anahtar Kelimeler: Arazi Yönetim Alan Modeli, LPIS Çekirdek Modeli, Özel Tarla Bitkileri, Çay Tarımı, Mekansal Veri Modeli, Çay Tarım Modeli

Parsel Tanımlama Sistemi Temel Modeline Dayalı Olarak Çay Tarım Arazileri Yönetimine Dair Konumsal Veri Modelinin Oluşturulması

Page 60: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

45

Seymur AĞAYEV, Ali Rıza SAKLIDokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2012, vol.14, pp.11-37

ÖZET

Bu çalışmada, veri zarflama analizi (VZA) ve 2005-2010 yıllarına ait veri seti kullanılarak bir KİT olan Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (Çaykur)bağlı yaş çay işleme fabrikalarının etkinlik analizi gerçekleştirilmiştir. Çalışmada önce her bir yıl için ayrı ayrılıkta etkinlik analizleri gerçekleştirilmiş. İkinci aşamada fabrikaların 2005 ve 2010 verileri kullanılarak yıllara göre etkinlik düzeylerindeki değişiklik tespit edilmeye çalışılmıştır. Elde edilen bulgular, 2008 yılı ve sonrasında etkinlik sorunu yaşayan fabrika sayılarında artış olduğunu, ayrıca sorunlu fabrikalara ait etkinlik düzeyini yansıtan etkinlik skorları da tam etkinlik düzeyinden daha fazla uzaklaşıldığını gösterir. Bu bulgular, 2008 ve sonrası yıllarda Çaykur’a bağlı fabrikaların etkinlik yönünden homojenlikten daha fazla uzaklaştıkları anlamına gelmektedir. Fabrikaların 2005-2010 yılı reel karşılaştırılmasına ilişkin VZA bulguları ise, 2010 yılında daha fazla fabrikada nispi etkinlik sorunu olduğunu ve bu yıla ait etkinlik skorlarının daha düşük olduğunu göstermektedir. Bu bulgular, 2010 yılında 2005 yılı değerleriyle karşılaştırıldığında Çaykur’a bağlı fabrikalarda etkinlik düzeyinde gerilemenin olduğu anlamına gelmektedir. Anahtar Kelimeler: Çaykur Fabrikaları, Etkinlik, Veri Zarflama Analizi

Çaykur Fabrikalarının Etkinliklerinin Veri Zarflama Analizi ile Değerlendirilmesi

Page 61: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

46

Cemalettin İPEK, Ali Rıza SAKLIEge Akademik Bakış Dergisi, 2012, vol.12, pp.251-266

ÖZET

Bu çalışmada, çay sektöründeki kamu işletmesi (KİT) çalışanlarının örgütsel kültür ve örgütsel vatandaşlık davranışı algıları incelenmektedir. Araştırmada ayrıca, söz konusu algıların çalışanların cinsiyet ve görevlerine bağlı olarak farklılaşıp farklılaşmadığı test edilmekte, ayrıca örgütsel vatandaşlık davranışı algıları örgütsel kültür algılarından kestirilmeye çalışılmaktadır. Örgütsel Kültür Ölçeği (İpek, 1999) ve Örgütsel Vatandaşlık Davranışı Ölçeği (VigodaGadot vd., 2007) ile 109 çalışandan veriler toplanmıştır. Araştırma sonucunda, örgütsel kültür ve örgütsel vatandaşlık davranışı algılarının orta düzeyde olduğu; örgütsel vatandaşlık davranışının kurumsal sorumluluk boyutunda erkek çalışanların algılarının kadın çalışanların algılarından; bireysel sorumluluk boyutunda ise mühendislerin algılarının memurların algılarından daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, çalışanların örgütsel vatandaşlık davranışı algılarının örgütsel kültür algılarından istatistiksel olarak kestirilebildiği anlaşılmıştır. Anahtar kelimeler: Örgüt Kültürü, Örgütsel Vatandaşlık Davranışı, Çay Sektörü Çalışanları

Çay Sektöründeki Kamu Çalışanlarının Örgütsel Kültür ve Örgütsel Vatandaşlık Davranışı Algıları

Page 62: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

47

Çağatay ÜSTÜN, Nuray DEMİRCİMersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi, 2013, vol.3, no.3, pp.5-12

ÖZET

Çay Camellia sinensis, çaygiller familyasından (Theaceae) nemli iklimlerde yetişen bitkinin yapraklarından elde edilmektedir. Dünyada ilk defa Çin ve Hindistan’da yetiştirilmeye başlanmış olup anavatanı Assam (Hindistan’ın Çin’e bakan iç tarafları) dır. Çay bitkisinin M.Ö 2700 yıllarında Assam’dan Çin’e taşındığı ve orada da kültürü yapılmaya başlandığı bilinmektedir. Camellia assamica ve Camellia sinensis olmak üzere iki türü bulunmaktadır. Üç farklı şekilde elde edilen çay; yeşil çay, siyah çay ve oolong çay olarak bilinmektedir. Bunların yanı sıra, Camellia sinensis bitkisinin bazı varyetelerinin tomurcuk ve genç yapraklarından yapılan özel bir çay grubu olan beyaz çay da vardır. Yapılan çalışmalarla çayın, antioksidatif, antiinflamatuar, antimutajenik, antikarsinojenik, antianjiyojenik, apoptotik, antiobezite, hipokolesterolemik, antiaterosklerotik, antidiabetik, antibakteriyel, antiviral, yaşlanmayı geciktirici gibi değişik farmakolojik etkileri olduğu gösterilmiştir. Makalemizde Rize yöresinde yetiştirilen ve tıbbi açıdan önemli bir bitki olan çayın tarihsel gelişimini, türlerini ve içerdiği etkin maddeleri de değerlendirerek sağlık üzerindeki etkilerini ele alacağız. Anahtar Kelimeler: Camellia sinensis L., Tıp, Tarih

Çay Bitkisinin (Camellia sinensis L.) Tarihsel Gelişimi ve Tıbbi Açıdan Değerlendirilmesi

Page 63: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

48

Bülent VEREP, Neşe Akçanal ÖDÜNJournal of Anatolian Environmental&Animal Sciences, 2016, vol.1, no.1, pp.1-13

ÖZET

Bu çalışmada, Rize İline bağlı Çamlıhemşin ilçesinin güneyinde Kaçkar dağlarından doğarak Karadeniz’e dökülen Fırtına deresinin kollarından biri olan Behice köyü deresinde, Şubat 2011-Haziran 2011 tarihleri arasında (gübreleme öncesi ve gübreleme dönemi) fiziko-kimyasal su kalitesi değişimleri bölgedeki kimyasal gübre kullanımının yüzey sularına etkisini belirlemek amacıyla araştırılmıştır. Seçilmiş 8 istasyondan alınan su numunelerinde gübreleme yapılmayan ormanlık alan, gübreleme yapılan sadece çaylık alan ve karışık (çaylık ve ormanlık bir arada) alanların etkisindeki akarsu kesitleri üzerinde temel su kalite parametreleri yanında nitrit, nitrat, amonyum ve fosfat iyonları gibi fiziko-kimyasal bulguların araştırılmasıyla tarımsal üretim alanlarında gübre kullanımının yüzey sularına etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen bulgulara göre araştırma bölgesinde tarımsal faaliyetlerin yürütüldüğü çaylık alanların ve karışık (çaylık ve ormanlık) alanların etkisindeki akarsu kesitlerinin fiziko-kimyasal su kalitesi, ormanlık alanlara nazaran sırasıyla % 82 ve % 377 oranlarında amonyum azotu ve % 12.5 ve % 13 oranlarında nitrit azotu açısından farklılıklar söz konusudur. Nitrat azotu açısından sadece çaylık alanlara göre % 5 oranla farklılık görülürken, fosfat fosforu açısından farklılık karışık alana göre % 12 düzeyindedir. Bu sonuçlar bölgede gübre kullanımının yüzey su kaynaklarının su kalitesini etkilemesi açısından önemli olduğunu göstermektedir. Ancak bu farklılıkların zamana ve alan kullanımına göre amonyum azotu hariç diğer faktörlere göre istatistiki açıdan önemli olmadığı belirlenmiştir. Dolayısıyla kimyasal gübre kullanımının uygulandığı istasyonların uygulanmayan alanlara göre azot ve fosfor açısından belirli bir oranda zenginleştirme gösterdiği söylenebilir. Ancak çalışma alanında ölçülen konsantrasyonların Su Kirliliği ve Kontrol Yönetmeliğine bağlı Kıtaiçi Su Kalite Standartlarına göre 1.sınıf (çok temiz) su kalite düzeyinde olduğu sadece nitrit açısından 2.sınıf (az kirli) bir su kalitesi oluşturabilecek düzeyde olduğunu belirtmek gerekir. Anahtar Kelimeler: Fırtına, Su Kalitesi, Kimyasal Gübre, Tarımsal Kirlilik

Çay Tarımında Kullanılan Suni ve Doğal Gübrelerin Fırtına Vadisi (Çamlıhemşin-Rize) Behice Deresinin Fiziko-Kimyasal Su Kalitesine Etkisi

Page 64: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

49

Elif UZUN, Ali BİLGİN, Şule GÜZELMitteilungen Klosterneuburg, 2015, vol.65, no.1, pp.201-223

ÖZET

Bu çalışmada; fosfor (P), azot (N), karbon (C) ve kükürt (S) besin içeriği ve konsantrasyonları; ülke için ekonomik önemi olan ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nin büyük bir bölümünde yetiştirilen Camellia sinensis var. sinensis (çay)’da, özgül yaprak alanının (SLA) değişiklikleri, alan başına yaprak kütlesi (LMA), N ve P resorbsiyonu araştırılmıştır. Çalışma, Rize ili sınırları içinde yürütülmüştür ve Camellia sinensis var. sinensis bir araştırma materyali olarak seçilmiştir. Elde edilen verilere göre, genç yaprakların N ve C konsantrasyonlarında önemli farklılıklar tespit edilmiştir. Yükseklik, eski yapraklarda N ve C elementleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Bu elementlerin konsantrasyonları artan yükseklikte de artmıştır. N (g/dm2) ve P (g/dm2) içerikleri, lokaliteler arasında anlamlı farklılıklar göstermiştir (N için, p <0,01 ve P için, p <0,05). Ayrıca, N (g/dm2) ve P (g/dm2) içerik miktarlarında, aylara göre p<0,01 düzeyinde anlamlı farklar belirlenmiştir. N ve P rezorbsiyon verimi sırasıyla 806 m ve 933 m’de belirtilen aralığın (%26,5 -%75,1) altındaydı. N rezorbsiyon yeterliliği artarken, P rezorbsiyon yeterliliği yüksekliğe bağlı olarak azaldı. N rezorbsiyon yeterliliğinde lokalizasyonlar arasında önemli farklılıklar tespit edildi. En yüksek SLA ve LMA değerleri sırasıyla Mayıs ve Nisan ayında gözlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Camellia sinensis var. sinensis, Besin Maddesi Muhtevası, Rezorpsiyon

Yükseklik Gradiyenti Boyunca Camellia sinensis var. sinensis’de Makro Element Değişimi ve Rezorbsiyon

Page 65: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

50

Keziban YAZICI, Burcu GÖKSU Biochem Genetics (2017) 55: 367®377

ÖZET

Bu çalışmada, Kaolin (M-99-099) uygulamalarının üç farklı hasat döneminde toplanan çay (Camellia sinensis (L.) O. Kuntze) yapraklarının toplam fenolik ve antioksidan madde içeriği üzerine etkileri araştırılmıştır. Bu amaçla standart gübre uygulaması (T), % 3 kaolin + standart gübre uygulaması (Ka1), % 6 kaolin + standart gübre uygulaması (Ka2) ve kontrol (C) olmak üzere dört farklı uygulama yapılmış ve bu uygulamaların çay yapraklarındaki toplam fenolik madde içeriği, FRAP değerleri ve DPPH kapasiteleri üzerine olan etkileri karşılaştırılmıştır. Kaolin uygulamaları (Ka1 ve Ka2)’nın çay yapraklarında fenolik madde ve antioksidan içeriğini arttırdığı saptanmıştır. Kaolin uygulamaları, ilk hasatta T ve C’lerden daha yüksek değerlere sahip olurken, 3. hasatta düşük değerlerde bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Çay Bitkisi, Kaolin, Fenolik Madde, DPPH, FRAP

Kaolin (M-99-099) Uygulamalarının Çay (Camellia sinensis L. O. Kuntze) Yapraklarının Antioksidan ve Fenolik Madde İçeriği Üzerine Etkisi

Page 66: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

51

Derya Bal ALTUNTAŞ, Gökçen AKGÜL, Jale YANIK, Ülkü ANIKTurkish Journal of Chemistry, 2017, , vol.41, no.3, pp.455-465

ÖZET

Mevcut çalışma, çay atığından elde edilen biyokömürün yeni bir elektrot malzemesi olarak kullanımını incelemiştir. Biyokömür modifiye elektrotun imalatı için, uygun miktarda biyokömür ve grafit, mineral yağ ile ilk defa karıştırıldı. Biyokömür-modifiye karbon pasta elektrotunun (BCPE) elektrokimyasal performansı çeşitli redoks sistemleri için çeşitli dönüşümlü voltametrik reaksiyonlarla ölçülmüştür. BCPE yüzeylerinin elektrot kinetiğini etkileyen faktörler incelenmiş ve optimize edilmiştir. BCPE, bir glikoz biyosensöründe transdüser olarak uygulanmıştır. Kompozit elektrotların efektif özelliklerini ve biyokömürün elektrokimyasal özelliklerini yansıtan sonuçlar, BCPE’nin çeşitli elektrokimyasal uygulamalar için kullanılabileceğini göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Biyokömür-Modifiye Karbon Pasta Elektrotu, Kompozit Elektrot, Glikoz Biyosensör, Elektrokimyasal Performans

Biyokömür-Modifiye Karbon Pasta Elektrotu

Page 67: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-52-

Page 68: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-53-

TÜBİTAK PROJELERİ

Page 69: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

54

Yürütücü : Şengül ALPAY KARAOĞLUProje Türü : Tübitak 1002Başlangıç-Bitiş Tarihi: 2005-2006

ÖZET

Gelişen teknolojilere bağlı olarak endüstriyel öneme sahip olduğu bilinen lipolitik mikroorganizmalara ilave olarak potansiyel lipaz üreticisi yeni mikrobiyal kaynaklara olan ihtiyaç giderek artmaktadır. Belirtilen nedenlerle bu kaynakların taranması da oldukça önem kazanmıştır.Çalışmada Rize ili İyidere ve İkizdere ilçelerinden alınan toprak örneklerinden izole edilerek tanımlanan mikrofunguslarda, lipaz üretim yetenekleri ve bu enzimin karakterizasyonu planlanmıştır. Materyal olarak K.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü’ne bağlı olarak bölümümüzde yapılan “İyidere- İkizdere Bölgesinde Toprak Mikrofungus Florası ve Mevsimsel Değişkenliği Üzerine Bir Araştırma” konulu yüksek lisans tezinde oluşturulan koleksiyon kullanılmıştır. Tez çalışması sırasında izole edilen ve tiplendirilen 200 suşun lipaz üretim aktiviteleri tüp metodu ile (Lima ve ark. 1991) ön tarama yapılmış ve suşların %95’inde lipaz aktivitesi belirlenmiştir. Bu çalışmada, izole ve tanımlanan mikrofunguslar arasında, yüksek düzeyde lipolitik aktivite gösteren suşlar tarafından üretilen lipazın biyokimyasal özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Elde edilecek sonuçların endüstriyel uygulamalar ve diğer bilimsel araştırmalar için kaynak oluşturması hedeflenmiştir. Anahtar Kelimeler: Mikrofungus, Lipaz, Karakterizasyon, Mucor hiemalis

Rize’deki Toprak (Çay Toprağı) Kökenli Mikrofungusların Lipaz Üretimi Yeteneklerinin İncelenmesi ve Enzimin Karakterizasyonu

Page 70: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

55

Yürütücü : Ayşegül EMİNOĞLUProje Türü : Tübitak 1002Başlangıç-Bitiş Tarihi: 2014-2015

ÖZET

Sitokrom P450 bağımlı monooksijenazlar hem grubu içeren protein gruplarının en genişlerinden biridir ve çoğunlukla NADPH- ve O2-bağımlı hidroksilasyon reaksiyonlarını katalize etmektedirler. Sitokrom P450 (CYP) enzimleri bitkilerde elzem olan birincil ve ikincil metabolizmayı kapsayan çok çeşitli monooksijenasyon reaksiyonlarında fonksiyon gösterirler. İkincil metabolitler tıbbi bitkilede ekonomik değeri olan maddelerdir. Camellia sinensis (L.) Kuntze (Çay) ülkemizde ve tüm dünyada tibbi değeri olan ikincil metabolitleri ve sevilerek tüketilen bir içecek olması nedeni ile ticari ve ekonomik değerde olan bir bitkidir. Sitokrom P450 monooksijenaz; flavonoid 3’hidroksilaz ve flavonoid 3’5’-hidroksilaz ile beraber çayın kimyasal içeriğinde önemli bir yer teşkil eden çay kateşinlerinin biyosentezinde rol alan anahtar enzimlerden birisidir. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda Camellia sinensis (L.) Kuntze’de flavonoid 3’hidroksilaz ve flavonoid 3’5’-hidroksilaz enzimleri ve bu enzimleri kodlayan genler karakterize edilmişlerdir ancak sitokrom p450 monooksijenazlar ile ilgili çok az sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu kapsamda gerçekleştirilen bu çalışmada Camellia sinensis (L.) Kuntze tahmini sitokrom p450 monooksijenaz geninin tüm cDNA ’sının 1759 nç uzunluğunda olduğu tespit edilmiştir. Bunun 49 nç’lik kısmının 5’ komşu bölge, 183 nç’lik kısmının ise 3’komşu bölge olduğu belirlenmiştir. Genin kodlyan dizisi 1527 nç büyüklüğündedir ve 508 a.a ’i kodlamaktadır. Genin ekspresyon seviyesinin mevsimsel farklılık göstermediği görülmüştür. Yüksek derecede polimorfizm gösterdiği bilinen genin, seçilen çay varyeteleri arasında polimorfik olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Camellia sinensis (L.) Kuntze (çay), Stokrom P450 Monooksijenaz, Moleküler ve İnsilico Klonlama, Mevsimsel Gen Ekspresyonu

Camellia sinensis (L.) Kuntze (Çay) Bitkisine Ait Sitokrom P450 Monooksijenaz Geninin Klonlanması, Moleküler Karakterizasyonu ve Genetik Polimorfizminin Belirlenmesi

Page 71: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

56

Yürütücü : Ali Erdem ÖZÇELİKProje Türü : Tübitak 3501Başlangıç-Bitiş Tarihi: 2015

ÖZET

Son yüzyılda, dünya genelinde, tarımsal gelişim kapsamında özellikle (i)gıda güvenliği, (ii)istihdam oluşturma ve (iii)kırsal kalkınma üzerinde önemli ölçüde etkili olan tarımsal ürünler “Özel Tarım Ürünü” statüsünde değerlendirilmektedir. Özellikle, Dünya Ticaret Örgütünün (DTÖ) 2006 yılında yayınladığı Tarım Çerçeve Metni bünyesinde Özel Tarım Ürünlerinin belirlenmesine yönelik birtakım tanımlamalar yer almaktadır. Bu bağlamda gerek uluslararası tanımlamalar gerekse yukarıda belirtilen esaslar dikkate alındığında, ülkemizde ulusal ve bölgesel anlamda tarımsal gelişimde etkin rol oynayan başta çay ve fındık olmak üzere, tütün, pamuk, zeytin, buğday vb. ürünlerin özel tarım ürünü olarak değerlendirilebileceği öngörülmektedir. Bu öngörü kapsamında, ülkemizde Avrupa Birliği (AB) Ortak Tarım Politikası (OTP) reformlarına ek olarak, özel tarım ürünü arazilerinin yönetimine dair konumsal veri modelinin geliştirilmesine de gereksinim duyulmaktadır. Bu gereksinim kapsamında, ülkemizde stratejik öneme sahip olan ve devlet güvencesinde gerçekleştirilen çay tarım ürününün özel tarım ürünü olarak tanımlanabileceği üzerinde durulmaktadır. Bu bağlamda Avrupa Konumsal Veri Altyapısı (INSPIRE) ve Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi (TUCBS) ile bütünleşik olan özel tarım ürünleri kapsamında sürdürülebilir çay tarım ve üretimine yönelik geliştirilen Arazi İdaresi Temel Modeli (AİTM)-Çay Tarım Modeli bileşenleri doğrultusunda Çay Tarımı Bilgi Sistemi (ÇAYBİS) kavramsal veri modelinin (KVM) oluşturulması amaçlanmaktadır. Ayrıca özel tarım arazi yönetim modelinin bir alt bileşeni olarak çay tarım arazi yönetim modelinin (ÇAYM) geliştirilmesinin önemi ve aynı zamanda çay tarım arazilerinin konumsal veri yönetimi amacıyla KVM tasarımına yönelik gereksinimler vurgulanmıştır. Anahtar Kelimeler: Arazi Yönetimi, Konumsal Veri Modeli, Coğrafi Veri Standartları, Özel Tarım Ürünleri, Özel Tarım Ürün Parseli, Çay Tarımı Konumsal Veri Modeli, Çay Tarımı Bilgi Sistemi (ÇAYBİS), Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi (TUCBS), Avrupa Konumsal Veri Altyapısı (INSPIRE)

Avrupa Konumsal Veri Altyapısı (INSPIRE) ve Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi (TUCBS) ile Bütünleşik Geliştirilen Özel Tarım Ürünü Arazileri Konumsal Veri Modeli Bileşenleri Doğrultusunda Çay Bilgi Sistemi (ÇAYBİS) Kavramsal Veri Modelinin (KVM) Oluşturulması

Page 72: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

57

Yürütücü : Sözer SÖZERAraştırmacı : Mustafa CULFADanışman : Gökçen AKGÜLProje Türü : Tübitak 2209-ABaşlangıç-Bitiş Tarihi: 2016-2017

ÖZET

Günümüzde fosil yakıtların tükenmeye başlamasıyla birlikte insanlar alternatif enerji kaynakları aramaya başlamışlardır. Bunlardan birisi de biyodizeldir. Biyodizel üretiminde farklı ve yerli katalizörler geliştirilmesi bu çalışmanın amacıdır. Bu projede ucuz ve yenilenebilir karbon esaslı olan biyokömürlerin (çay atıklarından) biyodizel üretiminde katalizör olarak kullanılabilirliği araştırılmıştır. GC-MS, SEM, FTIR gibi analiz yöntemleri ile çalışma detaylandırılmıştır. Elde edilen sonuçlar, biyokömürlerin katalizör olarak kullanılabileceğini, özellikle asit aktivasyonu ile türetilen katalizörlerin çok defa kullanılma avantajı olduğunu göstermektedir. Bu çalışma ile yenilenebilir enerji kaynaklarından hem biyodizel hem de biyokömür kullanımı konusunda değerli veriler elde edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Biyodizel, Biyokömür, Katalizör, Çay Atığı

Biyodizel Üretiminde Biyokömürlerin (Çay Fabrika Atıklarından Türetilen) Katalizör Olarak Kullanımının Araştırılması

Page 73: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

58

Yürütücü : Zehra TURANDanışman : Gökçen AKGÜLProje Türü : Tübitak 2209-ABaşlangıç-Bitiş Tarihi: 2017

ÖZET Dünyanın bugünkü enerji gereksiniminin büyük kısmını karşılayan fosil yakıtlar hızla tükenmektedir. Bunun yanı sıra, fosil yakıtların yanması sonucu oluşan karbondioksit, azot ve kükürt oksit gibi gazlar, sera etkisi, ozon tabakasının incelmesi, asit yağmurları ve kirlilik gibi küresel problemlere neden olmaktadır ve gezegenimiz üzerindeki tüm canlılar için büyük tehlike haline gelmektedir. Mühendisler ve bilim adamları bu problemlerin giderilmesinde hidrojen enerjisi ve teknolojisinin önemli bir katkıda bulunacağı konusunda hemfikirdirler. Hidrojen çok etkin ve temiz bir yakıttır. Yakıldığında çok büyük enerji verir ve sadece su oluşturur. Hidrojen enerjisi sistemleri içinde en dikkat çekici olanı yakıt pilleridir. Hidrojeni yakıt olarak kullanan bu sistemler hidrojenin redoks reaksiyonu ile ortaya çıkan enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürmektedir. Üretilen elektrik, doğru veya alternatif akımla çalışan elektrik motorlarında hareketi sağlamak amacıyla kullanılabilir. Okside olması sonucunda sera etkisine neden olan gazlar oluşmaz; ozon tabakasının incelmesine neden olan kimyasallar üretilmez; asit yağmuru ve çevre kirliliğine neden olan bileşenler de üretilmez. Yakıt pillerinin belki de en önemli kısmı, hidrojenin yakıt olarak kullanılmasından ortaya çıkan ve elektronlar tarafından taşınan enerjinin elektrotlar arasında geçişini sağlayan membranlardır. Bu projede yakıt pillerinde elektron iletkenliğini sağlayan yeni bir membran geliştirilecek ve yakıt pillindeki verimi araştırılacaktır. Geliştirilecek membranda bir polimer malzeme içine elektriksel iletkenliği artırması amacı ile homojen bir şekilde biyokömür (çay atıklarından) parçacıklarının yerleştirilmesi hedeflenmektedir. Ticari yakıt pili deney kitlerinde kullanılan nafyon membran yerine bu film yerleştirilerek yakıt pili verimi belirlenecektir. Ayrıca hidrojen kaynağı olarak fosil olmayan ve ülkemizin bor cevherlerinden türetilen sodyum bor hidrür kullanılacaktır. Çevrimli bir sistem dizaynı tasarlanmıştır. Reaksiyon sonrası ortaya çıkan sodyum bor tuzu kolaylıkla yeniden sodyum bor hidrür üretiminde kullanılabilmektedir. Bu sayede düşük maliyet ile yüksek verim eldesi amaçlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Yakıt Hücresi, Biyokömür, Membran, Çay Atığı

Yakıt Hücrelerinde Biyokömür (Çay Fabrika Atıklarından Türetilen) Destekli İnce Film Verimliliğinin Araştırılması

Page 74: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-59-

Page 75: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-60-

Page 76: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-61-

BAP PROJELERİ

(Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenen Projeler)

Page 77: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

62

Yürütücü : Ali BİLGİNAraştırmacı : Pınar UZUNERBaşlangıç-Bitiş Tarihi: 2013-2015

ÖZET

Bu çalışmada Doğu Karadeniz Bölgesi’nde tarımı yapılan, Türkiye için büyük bir ekonomik değeri olan ve dünyada sudan sonra en fazla tüketilen içecek olan çay, araştırma materyali olarak seçilmiş ve çay yapraklarında trafik faktörüne bağlı olarak ağır metal birikiminin olup olmadığı araştırılmıştır. Bu amaçla Artvin-Kemalpaşa’dan başlayarak Giresun’un Tirebolu ilçesine kadar Karadeniz sahil yolu boyunca sekiz farklı lokaliteden ve trafiğin olmadığı Karadeniz sahil yoluna uzak sekiz farklı lokaliteden çay ve toprak numuneleri alınmıştır. Bütün lokalitelerden sürgün dönemlerinde (Mayıs, Haziran, Ağustos) numuneler toplanmış, 60oC de kurutulmuş ve mikrodalga fırında yakıldıktan sonra ICP-OES cihazında Co, Pb, Ni, Cr, Cu, Fe, Zn ve Mn değerleri okunmuş ve sonuçları SPSS paket programıyla değerlendirilmiştir. Sonuçta Karadeniz sahil yolu kenarından ve trafikten uzak bölgelerden alınan numuneler arasında Ni, Cu ve Zn bakımından istatiksel olarak önemli farklılıklar (p<0.01) tespit edilmiştir. Üç element için de trafiğin olduğu lokalitelerdeki ağır metal konsantrasyonları trafiğin olmadığı lokalitelerden daha fazladır. Diğer elementlerde çoğunlukla trafiğin olduğu alanlardaki ağır metal konsantrasyonları trafiğin olmadığı alanlardan daha fazla bulunmuştur. Ancak istatiksel olarak önemli bir farklılık tespit edilememiştir. Aynı şekilde Karadeniz sahil yolu kenarından seçilen bütün lokalitelerin topraklarındaki ağır metal konsantrasyonları trafiğin olmadığı lokalitelerden alınan topraklardan daha fazladır. Çay yapraklarını yıkamanın ağır metal içeriğini değiştirip değiştirmeyeceği araştırılmış ve özellikle Fe yönünden önemli sonuçlar elde edilmiştir. Yaprakları yıkanan numunelerde Fe içeriğinin daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Ağır metal, Trafik, Egzoz Gazı, Camellia sinensis

Doğu Karadeniz Sahil Yolu Boyunca Camellia sinensis var. sinensis (L.) Kuntze (Çay)’de Ağır Metal Kirliliğinin Araştırılması

Page 78: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

63

Yürütücü : Ali BİLGİNAraştırmacı : Elif UZUNBaşlangıç-Bitiş Tarihi: 2012-2013

ÖZET

Bu çalışmada; Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yoğun bir şekilde tarımı yapılan ve ülke için ekonomik öneme sahip Camellia sinensis var. sinensis’in fosfor (P), azot (N), karbon (C) ve kükürt (S) element düzeyleri ve besin içerikleri, spesifik yaprak alanı (SLA) ve yaprak ağırlığının yaprak alanına (LMA) oranının değişimi ve N ve P rezorbsiyonu araştırılmıştır. Araştırma Rize sınırları içerisinde yer alan ve Camellia sinensis var. sinensis’in yayılış gösterdiği 0 m’den başlayarak 933 m’ye kadar farklı yüksekliğe sahip altı farklı lokalitede yürütülmüştür. Seçilen lokalitelerden; Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında düzenli olarak genç ve yaşlı olmak üzere iki farklı yaprak örneği alınmıştır. Ayrıca lokalitelerden 20 cm derinlikten toprak örnekleri de alınmıştır. Toprak örneklerinde pH, N, P, K ve organik madde analizleri yapılmıştır. Çalışmamızda ele alınan türün genç yapraklarında N ve C elementlerinin konsantrasyonlarında önemli farklılıklar tespit edilmiştir. Ayrıca yaşlı yapraklarda yüksekliğin P ve N elementleri açısından önemli olduğu belirlenmiştir. Yükseklik arttıkça bu elementlerin konsantrasyonlarında da artış gözlenmiştir. Lokaliteler arasında N (g/dm2) ve P (g/dm2) içerik değerleri önemli farklılıklar göstermiştir (N için p<0.01 ve P için p<0.05). Yine aylar arasında da N (g/dm2) ve P (g/dm2) içerik değerleri bakımından p<0.01 seviyesinde önemli farklılıklar tespit edilmiştir. N rezorbsiyon kullanım verimliliği sadece 806 m’deki lokalitede belirtilen sınırların (%25,7-%75,1 arasında) altındadır. P rezorbsiyon kullanım verimliliği ise sadece 933 m’deki lokalitede belirlenen sınırların (%43-%51 arasında) altında değerler elde edilmiştir. N kullanım yeterliliği yüksekliğe bağlı olarak arttığı halde P kullanım yeterliliği ise yüksekliğe bağlı olarak azalma gösterdiği belirlenmiştir. N kullanım yeterliliğinin ise lokaliteler arasında farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. En yüksek SLA değerine Mayıs ayında ve en yüksek LMA değerine ise Nisan ayında ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Camellia sinensis var. sinensis, Besin içeriği, Rezorbsiyon, Rize.

Camellia sinensis var. sinensis (L.) Kuntze (Theaceae)’de Yükseklik Gradiyenti Boyunca Makroelement Değişimi ve Rezorbsiyonu

Page 79: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

64

Yürütücü : Huriye ARIMAN KARABULUTAraştırmacı : Özlem BİLGİNBaşlangıç-Bitiş Tarihi: 2014-2016

ÖZET

Bu çalışma, yeşil çay yaprağının (Camellia sinensis) gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss) yemlerine eklenmesinin büyüme performansı, yem değerlendirmesi, vücut kompozisyonu ile kan serumu biyokimyasal ve immün parametreler üzerine etkisini belirlemek için yürütülmüştür. Ortalama ağırlıkları 40,4±0,01 g olan 468 adet balık 6 gruba 3 tekerrürlü olarak yerleştirilmiştir. Balıklar, ortalama %5,3±0,04 epigallokateşin galat-3-gallat (EGCG) içeren kurutulmuş yeşil çay yaprağı (YÇY) %0 (kontrol/yem 1), %0,25 (yem 2), %0,5 (yem 3), %1 (yem 4), %2 (yem 5), %3 (yem 6) oranında eklenerek hazırlanan yemlerle 60 gün beslenmişlerdir. Deneme sonunda, canlı ağırlıkları artışı (CAA), spesifik büyüme oranı (SGR), protein tüketimi (PT), protein değerlendirme oranı (PDR) ve görünür net protein tutma oranı (ANPR) tüm gruplarda kontrol grubu ile benzer (P > 0,05) bulunmuştur. Yem 6 ile beslenen grupta CAA, SGR ve PDR kontrol grubuna göre daha düşük (P < 0,05), yem değerlendirme sayısı (FCR) ise daha yüksek bulunmuştur (P < 0,05). Balıketi ve karaciğerde ham yağ içeriği tüm gruplarda kontrol grubuna göre daha düşük bulunmuştur (P < 0,05). Deneme yemleriyle beslenen gruplarda kan serumu parametreleri: toplam protein (TP), albumin (ALB), globulin (GLB), glikoz (GLU), kolesterol (CHO) ve trigliserid (TRIG) (P > 0,05). Bu sonuçlar, istatistiksel olarak farklı olamamakla beraber (%3 grubu hariç) gökkuşağı alabalığı yemlerine farklı oranlarda YÇY eklenmesinin (özellikle %5 seviyesinde) büyüme performansı ve yem değerlendirmeyi iyileştirdiğini, yüksek oranda YÇY eklenmesinin (örneğin %3) ise hipo-lipidemik etkiye (yağ düşürücü etki) neden olduğunu göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Gökkuşağı Alabalığı, Oncorhynchus Mykiss, Yeşil Çay, Camellia sinensis, İmmünostimulant, Büyüme, Hematotoji, Kan Biyokimyası

Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykiss) Yetiştiriciliğinde İmmünostimulant Olarak Yeşil Çayın (Camellia sinensis) Kullanım Olanakları

Page 80: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

65

Yürütücü: Oktay TORULAraştırmacılar: Fatih İSLAMOĞLU, Özlem BUÇAN Başlangıç-Bitiş Tarihi: 2012-2015

ÖZET

Bu projede Rize bölgesinde çay tarımı yapılan Fındıklı, Pazar ve Sabuncular yöresinden ilkbaharda 30 ve sonbaharda 30 olmak üzere toplam 60 toprak örneği alınmıştır. Alınan bu toprak örneklerinde pH, organik madde, makro ve mikro element tayinleri yapılmış ve mevsimsel olarak değişimleri incelenmiştir. İlkbaharda alınan örneklerin % 86,6’sının ve sonbaharda alınan örneklerin % 23,4’nün istenen pH değerlerine sahip olduğu saptanmıştır. Organik madde içeriklerinin, ilkbaharda alınan örneklerin % 13,3’nün fazla, % 86,7’sinin çok fazla ve sonbaharda alınan örneklerin % 16,7’sinin orta, % 73,3’nün fazla, % 10,0’nun çok fazla olduğu saptanmıştır. Azot içeriklerinin ilkbaharda alınan örneklerin % 10,0’unun fazla, % 90,0’ının çok fazla ve sonbaharda alınan örneklerin % 16,7’sinin orta, % 56,7’sinin fazla, % 26,6’sının çok fazla olduğu saptanmıştır. Fosfor içeriklerinin, ilkbaharda alınan örneklerin % 30,0’nun ve sonbaharda alınan örneklerin % 33,3’nün normal değerlerde olduğu, potasyum içeriklerinin, ilkbaharda alınan örneklerin % 26,7’sinin ve sonbaharda alınan örneklerin % 26,6’sının normal değerlerde olduğu saptanmıştır. Kalsiyum içeriklerinin, ilkbaharda alınan örneklerin % 36,7’sinin ve sonbaharda alınan örneklerin % 40,0’nın normal değerlerde olduğu, magnezyum içeriklerinin, ilkbaharda alınan örneklerin % 16,7’sinin ve sonbaharda alınan örneklerin % 10,0’nun normal değerlerde olduğu bulunmuştur. Demir içeriklerinin, ilkbaharda alınan örneklerin % 6,7’sinin ve sonbaharda alınan örneklerin % 3,3’nün normal değerlerde olduğu, mangan içeriklerinin, ilkbaharda alınan örneklerin % 76,7’sinin ve sonbaharda alınan örneklerin % 36,7’sinin normal değerlerde olduğu, çinko içeriklerinin, ilkbaharda alınan örneklerin % 20,0’sinin ve sonbaharda alınan örneklerin % 40,0’nın normal değerlerde olduğu, bakır içeriklerinin, ilkbaharda alınan örneklerin % 16,7’sinin ve sonbaharda alınan örneklerin % 46,7’sinin normal değerlerde olduğu belirlenmiştir. Alüminyum içeriklerinin ilkbaharda alınan örneklerin % 36,7’sinin ve sonbaharda alınan örneklerin % 46,7’sinin normal değerlerde olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Toprak Numunesi, Makro ve Mikro Elementler, pH

Organik Çay Tarımı Yapılacak Toprakların Kimyasal Analizi

Page 81: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

66

Yürütücü : Şengül ALPAY KARAOĞLUAraştırmacı : Hacer TAŞKIRANBaşlangıç-Bitiş Tarihi: 2010-2012

ÖZET

Bu çalışmada, siyah çay işleme aşamalarında izole edilen maya mantarlarının tanımlanması ve bir dizi özelliklerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada toplam 72 maya izolati karakterize edildi ve konveksiyonel yöntemler ile Vitek YBC testi kullanılarak tür tanıları yapıldı. Bu izolatların %18‟inde slime aktivitesi pozitifliği, %51,4‟ünde hifa ya da pseudohifa varlığı ve %40,0‟ında siklohekzimit direnci belirlendi. Suşların 70‟inde %50 glikoz, 67‟si %60 glikoz varlığında üreyebildiği, %44,4‟ünün ise her iki ortamda da iyi üreyebildiği (ozmotolerant) gözlendi. Üreme sıcaklıklarına bakıldığında 45 °C‟de üreyemedikleri ancak, 42 °C‟de %36,1‟in üreyebildiği ve 25-37 °C ve altında ise tümünün ürediği belirlendi. Suşların sıcaklığa toleransı araştırıldığında, 60°C‟de 10 dakikada %100‟nün, 80 °C‟de %40,3‟ünün ve 100 °C‟de ise %6,9‟unun canlılığını koruduğu tespit edildi. Suşların %51,4‟ü test edilen 10 farklı karbonhidrattan en az birini, RÇM 17C ise 7 farklı karbon kaynağını fermente edebildiği belirlendi. Enzim aktivitelerine bakıldığında suşların %34,7‟si üreaz, %97‟si selülaz aktivitesi sahip oldukları ve %20,8‟si ise glikozdan nişasta üretebildiği tespit edildi. Çalışmada hızlı tanı testi (Vitek YBC) kullanıldı ve izolatların 71‟i, %50-99 doğrulukta tanımlanırken bir izolat tanımlanamadı. Beş farklı cins (Candida, Geotrichum, Cryptococcus, Saccharomyces ve Trichosporan) ve 13 farklı tür tespit edildi. En sıklıkta rastlana türler sırasıyla Candida tropicalis (%27,7), C. famata (%13,8), C. krusei ile Cryptococcus laurentii (%11,1), Candida parapsilosis (%9,7) olarak gözlendi. Ayrıca %2,8 oranında Saccharomyces cerevisiae ve Trichosporan pulluans belirlendi. Yapılan çalışma sonucunda çay işleme aşamalarında maya mantarlarının varlığı ve bu maya mantarlarının ekonomik önemi olan birçok özelliğe sahip oldukları gözlendi. Anahtar Kelimeler: Siyah Çay, Maya Mantarı, Biyokimyasal İdentifikasyon, Vitek -YBC

Rize’de Çay İşleme Aşamalarından İzole Edilen Maya Mantarlarının Tanımlanması

Page 82: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

67

Yürütücü : Şengül ALPAY KARAOĞLUAraştırmacı : Arif BOZDEVECİBaşlangıç-Bitiş Tarihi: 2012-2014

ÖZET

Bu çalışmada Rize İkizdere çay topraklarından izole edilen ve geleneksel yöntemlerle tanımlaması yapılan Trichoderma spp. türlerinin farklı sıcaklıklarda üreme, spor oluşturma, sporlarının sıcaklık toleransı, antifungal ve antimikrobiyal aktiviteleri, fungisit dirençliliği, selülaz ve kitinaz üretimleri, farklı katı substratlarda spor üretimi, spor raf ömrünün ve tohum çimlenmesi üzerine etkinliklerin belirlenmesini amaçladık. Bu izolatların çoğu Trichoderma harzianum’la benzerlik gösterirken birinin T. atroviride, birinin de T. hamatum olduğu ITS sekansına dayalı olarak belirlendi. Suşların tümünde en iyi üreme ve spor oluşturma sıcaklığının 28 °C olduğu ve spor canlılığının 65°C’ye kadar korunduğu tespit edildi. Trichoderma suşlarının etil asetat ekstratlarının antimikrobiyal aktiviteye sahip olduğunu, özellikle ID4A, ID4B ve ID6A suşlarının M. smegmatis’e etkili olduğunu bulduk. Suşların uçucu metabolit ürettiği, S. sclerotiorum’un büyümesini ve sklerot oluşumunu engelledikleri belirlendi. Bitki patojeni olan B. cinerea S. sclerotiorum ve R. solani’ye karşı en etkili ve enzim (kitinaz ve selülaz) aktivitesi en yüksek olan suşlar sırasıyla T. harzianum ID11C, ID11D, T. atroviride ID20G ve T. hamatum ID17E olarak belirlendi. Trichoderma’ların Captan, Dikozin ve Cuprenax fungisitlerine karşı 10000 μg/mL düzeylerine kadar dirençli oldukları belirlendi. T. harzianum ID11C ve T. atroviride ID20G suşlarının, bitki tohumlarının çimlenmesi üzerine ilk 7 gündeki etkinliği, kontrole göre %10-17 oranında daha yüksek olduğu belirlendi. Yapılan bu çalışmada, T. harzianum ID11D ile ID11C suşlarının biyokontrol ve bitki destekleyicisi olarak en uygun suşlar olduğu, T. atroviride ID20G ve diğerlerinin de bu amaçla kullanılabileceği sonucuna varıldı. Anahtar kelimeler: Trichoderma, Biyokontrol, Antimikrobiyal, Fungusit

Toprak (Çay Toprağı) Kökenli Trichoderma sp. İzolatlarının Moleküler Karakterizasyonu ve Biyokontrol Potansiyellerinin Araştırılması

Page 83: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

68

Yürütücü : Gökçen AKGÜLAraştırmacı : Derya BAL ALTUNTAŞBaşlangıç-Bitiş Tarihi: 2014-2016

ÖZET

Bu çalışmada çay atıklarının biyokömüre dönüştürülmesi, karakterizasyonu ve biyokömürlerin uygulama alanlarından biri olan su kirliliklerinin uzaklaştırılmasındaki potansiyeli belirlenmiştir. Üretilen biyokömürler detaylı bir şekilde karakterize edilmiş ve adsorpsiyon kabiliyetleri ticari bir aktif karbon ile karşılaştırılmıştır. Biyokömürler, özellikle inorganik kirleticileri uzaklaştırma konusunda aktif karbondan çok daha fazla kapasiteye sahiptir. Organik kirleticileri uzaklaştırmada ise belirli limitlerde en az aktif karbon kadar etkili olabilmektedirler. Ayrıca bu proje ile biyokömürlerin adsorpsiyon özelliklerinin impregnasyon denilen yöntemle çok daha iyileştirilebileceği görülmüştür. Çay atıklarının verimsiz şekilde yakılarak veya doğada çürümeye terk edilerek bertaraf edilmeye çalışılması yerine biyokömür adsorbenti olarak katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülmesi, çay atıkları sorununa çözüm ve her yönden çevreci uygulamalar sunacaktır. Anahtar kelimeler: Çay Atıkları, Piroliz, Biyokömür, Adsorpsiyon

Çay Atıklarından Üretilen Biyokömürlerin Organik-İnorganik Kirleticileri Adsorpsiyon Kapasitesinin Belirlenmesi

Page 84: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

69

Yürütücü : Hüseyin Avni UYDUAraştırmacılar : Adem DEMİR, Mehtap ATAK, Arife Pınar EKİNCİ, Büşra KELEŞOĞLU Başlangıç-Bitiş Tarihi: 2011-2013

ÖZET

Son zamanların önemli çalışma alanlarından biri de kanser, ateroskleroz, katarakt, Parkinson hastalığı gibi birçok hastalığın oluşmasına ve yaşlanmaya neden olan serbest radikallerin temizlenmesinde rol oynayan antioksidanlar üzerine olmuştur. Siyah ve yeşil çayın antioksidan özelliğe sahip olduğunu gösteren birçok çalışma olmasına rağmen, bunların atıklarıyla ilgili yeterli çalışma yapılmamıştır. Bu çalışmanın amacı, siyah ve yeşil çay ile bunların farklı atıklarından elde edilen özütlerin fenolik içeriğini belirlemek ve onların antioksidan kapasitelerini eritrosit, eritrosit hücre zarı ve fraksiyonlaştırılmamış plazma üzerinde karşılaştırmaktır. Çalışmada kullanılan numuneler Rize’de bulunan çay fabrikalarından sağlanmıştır. Çay ve atık ekstraktlarının toplam fenolik madde içerikleri Folin-Ciocalteau reaktifi ile kateşin standartına eşdeğer olarak belirlendi. DPPH radikal temizleme aktivitesi Cuendet metodu ile eşdeğer kateşin standartıyla karşılaştırılmalı olarak tayin edildi. Ekstraktların anti-lipit oksidasyon aktivitesi Stocks metodu ile anti-protein oksidasyon kapasitesi modifiye Levine metoduna göre eşdeğer kateşin standartıyla karşılaştırılmalı olarak tayin edildi. Özütlerin hücre içi glutatyon seviyesine etkisi Sedlak metoduna göre tespit edildi. Fraksiyonlaştırılmamış plazmada ise konjugedien oluşumunu gösteren parametreler Spranger protokolüne göre saptandı. Özütlerin fenolik bileşimi en yüksek yeşil çayda gözlendi. Buna bağlı olarak en yüksek radikal temizleme etkisi, anti-lipit oksidasyon kapasitesi, anti-protein oksidasyon aktivitesi, hücre içi glutatyon düzeyi ve en uzun t-lag süresi yeşil çayda izlendi. Sonuç olarak yeşil ve siyah çay ile onların atıklarının antioksidan kapasiteye sahip olduğu ve yeşil çay ile onun yaprak atığının siyah çaydan daha yüksek antioksidan gösterdiği belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Yeşil Çay, Siyah Çay, Çay Atıkları, TBARS, DPPH, Protein Karbonil, İndirgenmiş Glutatyon, Plazma Konjuge Dien

Çay ve Onların Atık Ekstraktlarının Hücresel Ortamda Biyofonksiyonlarının Karşılaştırılması

Page 85: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

70

Yürütücü : Turan YÜKSEKAraştırmacılar : Gülsüm YALDIZ, Mine ÇİLLİ, Erkan KILINÇ, Filiz YÜKSEKBaşlangıç-Bitiş Tarihi: 2010-2012

ÖZET

Pazar Deresi Havzasındaki çay tohumlarının uçucu yağ oranlarının yükseltiye göre değişimi konulu proje kapsamında yapılan çalışma sonucunda, “Çay tohumlarında eser miktarda dahi olsa uçucu yağ oranına rastlanmamıştır”. Çay tohumlarındaki sabit yağ oranları yükselti kademelerine göre istatistiksel olarak önemli seviyede farklı çıkmıştır. En yüksek sabit yağ oranına % 24.30 ile 2. yükselti (800 m) kademesinde, en düşük sabit yağ oranına (%19.85) 3. yükselti (1100m) kademesinde rastlanmıştır. Çay tohumlarındaki sabit yağ değerleri ile yükselti kademeleri, kil, toz içeriği, pH ve azot oranı ile negatif yönlü bir ilişki olduğu belirlenmiştir Anahtar kelimeler: Çay Tohumu, Uçucu Yağ, Sabit Yağ, Yükselti, Toprak Özellikleri

Pazar Deresi Havzasındaki Çay Tohumlarının Sabit ve Uçucu Yağ Oranlarının Yükselti ve Bazı Toprak Özelliklerine Göre Değişimi

Page 86: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

71

Yürütücü : Deryanur DİNÇERAraştırmacılar: Barbaros DİNÇER, Neslihan SARUHAN GÜLER, Necla PEHLİVAN GEDİK Başlangıç-Bitiş Tarihi: 2012-2014

ÖZET

Uzun ömürlü bir bitki olan çay bitkisinin doğada birkaç asır yaşadığı belirlenmiştir. 4 yaşından itibaren ürün vermeye başlayan çay bitkisinin, şartlara da bağlı olarak 10-15 yaşından sonra ürün veriminin en yüksek düzeye ulaştığı bilinmektedir. Ayrıca çay bitkisinde ekonomik verim yaşı genellikle 50 yıl olarak kabul edilmiştir. Çin varyetesi hakim olmak üzere, morfoloji, kalite vejetatif, generatif ve ekolojik şartlara uyum gibi özellikler bakımından aralarında önemli farklar bulunan çok sayıda tiplerden oluşan Rize ili çaylıkları tohumla üretime devam edildiği sürece, tabii melezleme sonucu kalite ve verim bakımından düşük değerlere sahip olacaktır. Bununla birlikte 1938’de tesis edilmeye başlanan Rize ili çay bahçelerinin ekonomik ömürlerinin de artık dolmuş olduğu aşikardır. Bu sorunlar, göz önüne alınarak hazırlanmış bu projenin amacı, çay tarımında istenilen hedefi gerçekleştirmek için bölgemiz ekolojik şartlarına uyum sağlamış, verim ve kalite bakımından üstün özellikler gösteren ve bu özellikleri değişmeyen tiplerin selekte edilerek doku kültürü teknikleri ile üretim yöntemlerini belirlemek, kısa sürede, zamana bağlı kalmadan, aynı özelliklere sahip hızlı büyüyen çay fidanlarının kitlesel üretiminin gerçekleşmesine katkı sağlamaktır. Böylece çaylık alanlarda ekonomik verim yaşını doldurmuş, verim ve kaliteden düşmüş çaylık alanların yenilenmesi gerçekleştirilebilecek, kaliteli, verim bakımından üstün ve standart bir ürün formu yakalanabilecektir. Ayrıca süs bitkisi olarak değerlendirilebilme potansiyelinin belirlenmesi ile kentsel peyzaja kazandırılabilecektir. Anahtar kelimeler: Camellia sinensis, Doku Kültürü, Mikro Çoğaltım, Çay

Çayın Camellia sinensis (L.) O.Kuntze) Doku Kültürü Yöntemleri İle Üretimi Bazı Biyokimyasal Özelliklerinin Belirlenmesi ve Peyzaj Mimarlığında Değerlendirilebilme Potansiyeli

Page 87: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

72

Yürütücü : Osman KARAMUSTAFAYürütücü Yrd. : Ali Rıza SAKLIAraştırmacılar: Vildan YAVUZ, Elif KARATEPE, Nazlı BERBEROĞLU, Ali ALTINER, Abdülgani BOZKURT, Mustafa GENÇ, Gökhan Rahmi BAKİ, Musa GÜNBaşlangıç-Bitiş Tarihi: 2012-2013

ÖZET

Dünya üzerindeki üretimi ve tüketim alışkanlıkları bakımından önemli akademik çalışmalara konu olan siyah çay’ın ülkemiz için tüketim alışkanlıkları bakımından incelenmesi sektördeki üreticilerin ve konuyla ilgilenen akademisyenlerin faydalanabileceği bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizin üretim açısından dünya üzerinde nicel verilerle değerlendirilmesi bir yana ülke içi tüketim alışkanlıkları içerisinde nasıl bir yer tuttuğunun bilinmesi üreticilerden tüketicilere sunulmasına kadar bu sektörde bulunan bütün işletmelerin mevcut konumlarının yahut hedeflerinin belirlenmesinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu amaçla gerçekleştirilen çalışmada, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO) verileri çerçevesinde elde edilmiş genel veriler ve çay sektörünün üretim bağlamındaki konumu ifade edilmiştir. Özelde ise Türkiye’deki çay tüketim trendi 25 üniversitede öğrenim görmekte olan yaklaşık 4640 öğrenciye uygulanan anketlerle toplanan veriler doğrultusunda ortaya konulmaya çalışılmıştır. Buna göre katılımcıların demografik özelliklerine göre çay tüketim alışkanlıkları ve çay tüketiminin sağladığı faydaların bilinirlik düzeyi irdelenmiştir. Ayrıca bu tüketim alışkanlığının günün hangi döneminde yahut kişilerin sosyal ilişkileri bağlamında ikram olarak ne sıklıkla kullandıkları öğrenilmeye çalışılmıştır. Bu yolla elde edilmeye çalışılan tüketim alışkanlıklarının genel çerçevesi ve sektöre ilişkin öneriler ortaya konulmaya çalışılmıştır. Anahtar kelimeler: Çay Üretimi, Çay Tüketimi, Siyah Çay

Türkiye’de Çay Tüketim Trendi Analizi

Page 88: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

73

Yürütücü: Onur KOLÖRENAraştırmacı: Yeşim ÖZTÜRK YILMAZBaşlangıç-Bitiş Tarihi: 2012-2015

ÖZET

Çalışma, Rize ili çay dikim alanlarında görülen yabancı ot türlerini, rastlama sıklıklarını (%) ve yoğunluklarını (%) belirlemek amacıyla 2012 yılında hasat öncesinde 1. sürgün (Mayıs ayı), 2.sürgün (Temmuz ayı) ve 3. sürgün (Eylül ayı) olmak üzere yürütülmüştür. Çay dikim alanları 12 bölgeye ayrılarak, belirlenen bölgelere hasat öncesi gidilerek her 5 km’de bir durulmuştur. Araştırılan çay bahçelerinde 1da’lık alan içerisinde bulunan yabancı ot türleri, yoğunlukları (%) ve rastlama sıklıkları (%) belirlenmiştir. Ayrıca 4 kez 1m2’lik çerçeve rastgele atılarak çerçeve içerisinde bulunan yabancı ot türlerinin sayıları saptanmıştır. 28 bahçede yapılan sürveylerde 24 familyaya ait 58 yabancı ot türü tespit edilmiştir. Bu familyalar içerisinde en geniş familya 16 tür ile Poaceae familyası olmuştur. 1. Sürgün (Mayıs) döneminde 17 familyaya ait 37 yabancı ot türü tespit edilmiş ve en fazla rastlanılan yabancı ot türü Commelina communis L. (Asya günçiçeği) (%85.71) olmuştur. 2. sürgün (Temmuz) döneminde 19 familyaya ait 44 tür tespit edilmiş ve en fazla rastlanılan yabancı ot türü Dryopteris carthusiana (Vill.) H. P. Fuchs. (Pilunç) (%85.71) olurken, 3. sürgün (Eylül) döneminde ise 16 familyaya ait 34 tür tespit edilmiş ve en fazla rastlanılan yabancı ot türü yine Dryopteris carthusiana (Vill.) H. P. Fuchs. (Pilunç) (% 92.85) olmuştur. “Genel Kaplama Alanı (%) ” olarak 1. sürgün (Mayıs) döneminde %7.66, 2. sürgün (Temmuz) döneminde %7.67, 3. sürgün (Eylül) döneminde ise %11.51 değerleriyle Commelina communis L. (Asya günçiçeği)’nin her üç sürgün döneminde de diğer türlerden yüksek genel kaplama alanına sahip olduğu saptanmıştır. Sürgünler arasında“Genel Yabancı Otlanma (%)” ise 1. sürgün (Mayıs) döneminde %38.85, 2. sürgün döneminde % 49.10 ve 3. sürgün (Eylül) döneminde ise % 43.50 olarak tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Çay, Rize, Dryopteris carthusiana, Yabancı Ot

Rize İli Çay Dikim Alanlarında Görülen Yabancı Ot Türlerinin ve Yoğunluklarının Belirlenmesi

Page 89: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-74-

Page 90: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-75-

DİĞER PROJELER

Page 91: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

76

Koordinatör : Keziban YAZICIProje Çalışanları (RTEÜ) : Fatih SEYİS, Mustafa AKBULUT, Yusuf ŞAVŞATLI, Burcu GÖKSU Proje Türü : Özel Sektör DestekliBaşlangıç-Bitiş Tarihi : 2015-2016

ÖZET

Çalışma 2015 ve 2016 yıllarında Ardeşen ilçesi Prinçlik Mahallesinde bulunan bir üreticiye ait çay bahçesinde yürütülmüştür. Yüksek verim düzeyine sahip kaliteli ürün elde etmek amacıyla yapılan bu çalışmada, yaprak ve toprak analizlerine dayalı bir gübreleme programı oluşturulmuştur. Üreticilerin yaygın olarak uyguladığı 100 kg/da 25-5-10 kompoze gübrelemesi yanında, 70 kg/da 25-5-10 kompoze gübre, 70 kg/da 25-5-10 kompoze gübre + (Fe, Zn, Cu, Mn), 70 kg/da 25-5-10 kompoze gübre + (Kalsiyum Karbonat), 70 kg/da 25-5-10 kompoze gübre + (Magnezyum Karbonat + Kalsiyum Karbonat) ve 70 kg/da 25-5-10 kompoze gübre + (Fe, Zn, Cu, Mn, Kalsiyum Karbonat) uygulamaları yapılarak, çay bitkisi için önemli olan mikro besin elementleri de gübreleme programına dahil edilmiştir. Doğal kil minerali olan kaolinin % 3 ve % 6’lık dozlarının da denendiği projede, yapılan tüm uygulamaların yaş ve kuru çay verimi ile yaprak ve toprak özellikleri üzerine etkileri incelenmiştir. Çalışma sonucunda, üreticinin çayda kullanmış olduğu gübre miktarı % 30 oranında azaltıldığı halde yaprak ve toprak analizleri doğrultusunda ek olarak uygulanan mikro besin elementlerinin ilavesi ile verim ve kalite kayıplarının yaşanmadığı görülmüş, sürdürülebilir çay tarımı bakımından önemli bulgular elde edilmiştir. Anahtar kelimeler: Çay, Mineral Gübre, Verim, Kalite

Çay Tarımında Verim ve Kalitenin Arttırılması İçin Alternatif Mineral Gübre ve Kaolin Kil Minerali Uygulamalarının Araştırma ve Geliştirme Projesi

Page 92: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

77

Koordinatör : Keziban YAZICIProje Türü : Özel Sektör DestekliBaşlangıç-Bitiş Tarihi: 2015-2016

ÖZET

Bölgemizde çay tarımı konvansiyonel yöntemlerle uygulanmaktadır. Çay tarımının sürdürülebilirliği için bilimsel zirai yöntemlerin çiftçilere aktarılması ve bu yöntemlerin uygulanması ihtiyaç arz etmektedir. Bu nedenle projenin amaçları: Çay müstahsillerine modern tarım tekniklerini öğretmek, çay tarımının sosyal, çevresel ve ekonomik sürdürülebilirliğine katkı sağlamak, bilim insanları, özel sektör ve küçük çiftçi arasındaki bilgi akışını geliştirip sürdürülebilir yaşamı desteklemek olmuştur. En az 30 müstahsilin eğitilmesi, müstahsillerin modern çay tarımı yöntemleri hakkındaki bilgisinin artırılması, müstahsillerin modern çay tarımı yöntemleri uygulamalarının artırılması, en az 10 katılımcının çay bahçesinde örnek uygulama alanı tesis edilmesi, en az 10 adet toprak ve yaprak analizi yapılması ve sonuçlarının değerlendirilmesi, temel konularda en az 3 broşür hazırlanması, sertifikasyon programının sürdürülebilirliği için programın birinci ve ikinci yılını değerlendiren ve gelişimini sağlayacak bir raporun hazırlanması hedeflenmiştir. Aralık 2014- Ocak 2015 döneminde Fındıklı’da ilki, Aralık 2015-Ocak 2016 dönemlerinde de Arhavi’de ikincisi düzenlenen Sertifikasyon Programı neticesinde eğitimlere katılan üreticilere sertifika, başarı ile tamamlayanlara da başarı belgeleri verilmiştir. Eğitimler neticesinde çay üreticileri başta gübreleme ve budama olmak üzere önemli kültürel uygulamaları ve verimliliğin temel unsurlarından biri olan toprak örneği alınmasının önemi ve nasıl alınması gerektiğini uygulamalı olarak öğrenmişlerdir. Bunlara ilaveten dünyada kendileri gibi çay üreticilerinin yaptıkları uygulamalar hakkında bilgi sahibi olmuşlardır. Eğitim öncesi ve sonrası yapılan testler neticesinde katılımcıların Çay Tarımı konusundaki bilgi seviyeleri %47’den %70 seviyelerine yükselmiştir. Anahtar kelimeler: Çay, Budama, Gübreleme, Verim, Kalite

Sürdürülebilir Çay Tarımı Akademisi Sertifikasyon Programı

Page 93: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

78

Koordinatör : Turan YÜKSEKProje Türü : Özel Sektör DestekliBaşlangıç-Bitiş Tarihi: 2009-2011

ÖZET

Doğu Karadeniz dağları, biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın en önemli 200 bölgesi arasında yer alan Kafkasya Ekolojik Bölgesi’nin öncelikli alanlarından ve küresel ölçekteki 34 Türkiye ölçeğinde 9 Sıcak noktadan biridir. Doğu Karadeniz Dağları içerisinde yer alan Fırtına Havzası, ormancılık, tarım, olta ve kültür balıkçılığı gibi benzer konularda ekonomik faaliyetler içerisinde yer almaktadır. Doğal Hayatı Koruma Vakfı - WWF Türkiye tarafından 2006 yılında başlatılan Doğu Karadeniz’de Entegre Havza Yönetimi Projesi ile Fırtına Vadisi’nin korunmasına yönelik olarak, Rize Valiliğinin 18 Nisan 2007 tarihli B. 18.İÇO.53.04 oluruyla Fırtına Vadisi Yönetim Planı Oluşturma, Yönetme ve Denetleme Kurulu oluşturulmuştur. Fırtına Vadisi Yönetim Planı Kurulu 2008 yılı sonuna kadar havza içerisinde yönetim yetkinliğine sahip temsilciler ile sorunları tespit etmiş ve Fırtına Havzası Yönetim Planı kurul üyelerinin onayı ile oluşturulmuştur. 2009 yılı ortalarında Fırtına Havzası yönetim planında yer alan sorunların çözümüne yönelik olarak bir faaliyete öncülük etmek adına kurul üyeleri ile birlikte yaptığımız bir toplantıda sorunlar arasında önceliklendirme yapılmıştır. Fırtına Vadisi Yönetim Planı’nda problemlerin önceliklendirilmesi sonucunda, “Fırtına Vadisi’nde kirlilik derecesine göre, kirliliğin azaltılması için yapısal önlemlerin alınması” faaliyeti ilk sırayı almıştır. Bu kapsamda WWF-Türkiye ve Rize Üniversitesi işbirliğinde, “ Çay tarımda uygulanan suni gübrelemenin toprak ve su kaynaklarına etkilerini” ölçmeye yönelik bir araştırma yapılmasına karar verilmiştir. Anahtar kelimeler: Çay, Gübreleme, Yıkanma, Rize, Su Kirliliği

Çay Tarımına Uygulanan Gübrelerin Toprak ve Su Kaynaklarına Etkileri

Page 94: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

79

Koordinatör : Fatih SEYİSProje Türü : DOKAPBaşlangıç-Bitiş Tarihi: 2016-

ÖZET

Kaliteli hammadde iyi bir çay üretmede en önemli faktördür. Çünkü hiçbir ülkede, hiçbir ekip, en iyi fabrikada dahi kötü kalitedeki bir hammaddeden üstün nitelikli çay üretemez. Ülkemiz koşullarında uygun bakım, budama, gübreleme, özel geliştirilmiş çay klonları ve en önemlisi uygun hasat normları gözetilerek kaliteli bir hammadde üretmek mümkündür. Bakım, budama, gübreleme ve standart ürün toplama gibi konular kontrol altına alınabilecek, istenildiğinde en iyi şekilde yapılabilecek uygulamalardır. Bunların hepsi çay kalitesini direkt etkileyen faktörlerdir. Yürütülen bu proje çerçevesinde çay kalitesi konusunda mevcut problemler ortaya konulmaya çalışılacaktır. Ayrıca, siyah çay dışında beyaz, yeşil ve mor çay genotiplerini belirlemek, yağ oranı ve yağ asidi kompozisyonu bitkisel yağ tipine uygun olan tipler geliştirmek ve nihai olarak Rize bölgesinde bulunan çayların moleküler tanımlamasını yapmak proje amaçları arasındadır. Buna ek olarak çayda organik gübreleme çalışmalarını yürütmek suretiyle, organik gübrelemenin verim ve kaliteye etkileri araştırılacaktır. Klasik ve doku kültürü çoğaltım yöntemleri kullanmak suretiyle de ümitvar klonlar çoğaltmaya çalışılacaktır. Anahtar kelimeler: Çay, Kalite, Verim

Çay Bitkisinde Kalitenin Araştırılması ve Geliştirilmesi Projesi

Page 95: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-80-

Page 96: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-81-

TEZLER

Page 97: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

82

Yazar: Cengiz ÇiftçiDanışman: Şevki KayışRecep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, 2014

ÖZET

Çay bitkisi (Camellia sinensis) tohumunun balık sağlığı alanında kullanımının araştırılması bakteriyel balık hastalıkları su ürünleri yetiştiriciliğinde ölümlere sebep olan en önemli problemlerden birisidir. Bu nedenle dünya genelinde balık ölümleri nedeniyle önemli ekonomik kayıplar bakteriyel kaynaklıdır. Bakteriyel patojenlerin antibiyotiklere direnç kazanması yeni antimikrobiyal ajanların geliştirilmesini ihtiyaç haline getirmiştir. Bu çalışmada, yeşil çay (Camellia sinensis) bitkisi tohumu ve tohumdan elde edilen saponin maddesinin gökkuşağı alabalıklarında (Oncorhynchus mykiss) patojen olan Yersinia ruckeri, Pseudomonas putida, P. luteola, Aeromonas hydrophila ve Listonella anguillarum (Vibrio anguillarum) bakterileri üzerindeki antimikrobiyal etkileri agar difüzyon metodu kullanılarak incelenmiştir. Buna ek olarak balıkların hayati organlarındaki olası histolojik etkiler gözlemlenmiştir. Sıvılaştırılmış ve toz halindeki çay tohumu saponinin yeme katılması şeklinde yapılan denemelerde, antimikrobiyal etki araştırması sonucunda sadece Vibrio anguillarum bakterisi için inhibisyon zonu belirlenmiştir. Sıvı hale getirilen çay tohum tozu ile beslenen balıklardaki denemelerde hayatta kalma oranı daha yüksek bulunmuştur. Bununla birlikte hayati organlardan solungaçlarda hiperplazi, epitel dokunun lamellerden ayrılması, karaciğerde lipit damlacıklarının oluşumu, ödem ve nükleer dejenerasyonlar olmak üzere hafif düzeyde patolojik etkilerin varlığına rastlanmıştır. Bu tez çalışması ile özellikle denizlerdeki kafes sistemlerinde yetiştiriciliği yapılan alabalıkların çay tohumu ilaveli yemlerle beslenmesinin muhtemel olabilecek Vibrio anguillarum enfeksiyonlarına karşı balıklarda hayatta kalmaya olumlu yönde katkısı olacağı sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Alabalıkgiller, Salmons, Siyah Çay, Black Tea, Tatlı Su Balıkları, Freshwater Fishes, Yeşil Çay, Green Tea

Çay Bitkisi (Camellia sinensis) Tohumunun Balık Sağlığı Alanında Kullanımının Araştırılması

Page 98: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

83

Yazar: Melike KaçDanışman: Fatih Şaban BerişRecep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, 2013

ÖZET

Bu çalışma, Türk orijinli 19 çay varyetesi arasında ki genetik benzerliği belirlemek için ISSR DNA moleküler markır teknikleri kullanılarak yapılmıştır. Çay varyetelerindeki genetik farklılığı tespit etmek için 21 adet ISSR primeri denenmiş ve 15 tanesinin çalışmaya uygun olduğu görülmüştür. Bu primerler kullanılarak yapılan ISSR çalışması sonucunda elde edilen PCR bantları Rohlf (1988)’ e göre benzerlik indeksi oluşturulmuş ve NTSYS-PC Ver. 2.0 programı ile dendogramı oluşturulmuştur. Bu dendograma göre en yüksek benzerlikleri %74 ile Çayeli - İyidere varyeteleri, %72,5 ile Pazar - Derepazarı varyeteleri ve %72 ile Enstitü 1 - Enstitü 2 ve %68,5 ile Gündoğdu - Tuğlalı varyeteleri göstermektedir. Birbirine en yakın grup içerisinde Ardeşen - Fındıklı - Pazar varyeteleri yer almaktadır. Dendogramda görülen diğer ikili dallamalarda %65 ile Pazar 20 – Muradiye ile Üniversite - Üniversite 2 çiftleri ve %59 ile Derepazarı 7 – Hayrat varyeteleri göstermektedir. Birbirine %59 benzeyen Derepazarı 7 – Hayrat çifti %54 benzerlik ile diğer tüm çay varyetelerinden ayrılmaktadır. Camellia olifera ise Camellia sinensis – Camellia assamica hibritleri olan çalışmamızda kullandığımız çay varyetelerinden %26,5 benzerlikle dış grup olarak ayrıldığı görülmektedir. Dendograma göre aynı coğrafi bölgeyi paylaşan Çayeli – Ardeşen – Fındıklı – Pazar varyetelerinin %66, Gündoğdu – Tuğlalı varyetelerinin %68,5 ve Derepazarı – Hayrat varyetelerinin %59 benzediği görülmektedir. Farklı coğrafi bölgelerde yetiştirilmekte olduğu halde çift oluşturmuş olan Pazar 20 – Muradiye, Çayeli – İyidere, Pazar – Derepazarı çiftlerinin ise çelikle üretilmediklerinden dolayı doğal olarak gözlemlenen seksüel açılım dolayısıyla benzer bantlar vermesi sebebiyle birbirine yakın benzerlikte olduğu düşünülmektedir. Çalışma sonucunda çay varyetelerinin belirlenmesinde ISSR markırlarının kullanılabileceği bir kez daha görülmüştür. Çalışma RTEÜ-BAP-2013.102.03.4 nolu proje ile desteklenmiştir. Anahtar Kelimeler: Çay, Camellia sinensis, ISSR, DNA Markırı, Genetik Analiz, Benzerlik

Çay Varyetelerinin ISSR Markırları ile Tanımlanması

Page 99: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

84

Yazar: Neşe Akçanal ÖdünDanışman: Bülent VerepRecep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, 2013

ÖZET

Bu çalışmada, Rize iline bağlı Çamlıhemşin ilçesinin güneyinde bulunan Fırtına Deresi’nin kollarından biri olan Behice köyü deresinde, Şubat 2011-Haziran 2011 tarihleri arasında (gübreleme öncesi ve gübreleme dönemi) fizikokimyasal su kalitesi değişimleri bölgedeki kimyasal gübre kullanımının yüzey sularına etkisini belirlemek amacıyla araştırılmıştır. Seçilmiş 8 istasyondan alınan su numunelerinde gübreleme yapılmayan ormanlık alan, gübreleme yapılan sadece çaylık alan ve karışık (çaylık ve ormanlık bir arada) alanların etkisindeki akarsu kesitleri üzerinde temel su kalite parametreleri yanında nitrit, nitrat, amonyum ve fosfat iyonları gibi fiziko-kimyasal bulguların araştırılmasıyla, Fırtına havzasında Çamlıhemşin’e bağlı Behice, Çayırdüzü ve Dikkaya köylerinin ortak ormanlık, ormanlık-tarımsal ve tamamen tarımsal alanında yürütülen bu çalışmada tarımsal üretim alanlarında gübre kullanımının yüzey sularına etkisi belirlenmiştir. Çalışma sonucunda elde edilen bulgulara göre bölgede gübre kullanımının yüzey su kaynaklarının su kalitesini etkilemesi açısından önemli olduğunu göstermektedir. Ancak bu farklılıkların zaman ve alan kullanımına göre amonyum azotu hariç diğer faktörlere göre istatistiki açıdan önemli olmadığı belirlenmiştir. Ancak çalışma alanında ölçülen konsantrasyonların Su Kirliliği ve Kontrol Yönetmeliğine bağlı Kıtaiçi Su Kalite Standartlarına göre 1.sınıf (çok temiz) su kalite düzeyinde olduğu sadece nitrit açısından 2.sınıf (az kirli) bir su kalitesi oluşturabilecek düzeydedir. Anahtar Kelimeler: Su kalitesi, Fırtına, Kimyasal Gübre, Tarımsal Kirlilik

Fırtına Vadisi’nde (Çamlıhemşin-Rize) Çay Tarımında Kullanılan Suni ve Doğal Gübrelerin Oluşturduğu Su Kirliliğinin Akuatik Ekosisteme Etkisi

Page 100: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

85

Yazar: Pınar UzunerDanışman: Ali BilginRecep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, 2015

ÖZET

Bu çalışmada Doğu Karadeniz Bölgesi’nde tarımı yapılan, Türkiye için büyük bir ekonomik değeri olan ve dünyada sudan sonra en fazla tüketilen içecek olan çay, araştırma materyali olarak seçilmiş ve çay yapraklarında trafik faktörüne bağlı olarak ağır metal birikiminin olup olmadığı araştırılmıştır. Bu amaçla Artvin- Kemalpaşa’dan başlayarak Giresun’un Tirebolu ilçesine kadar Karadeniz sahil yolu boyunca sekiz farklı lokaliteden ve trafiğin olmadığı Karadeniz sahil yoluna uzak sekiz farklı lokaliteden çay ve toprak numuneleri alınmıştır. Bütün lokalitelerden sürgün dönemlerinde (Mayıs, Haziran, Ağustos) numuneler toplanmış, 60oC de kurutulmuş ve mikrodalga fırında yakıldıktan sonra ICP-OES cihazında Co, Pb, Ni, Cr, Cu, Fe, Zn ve Mn değerleri okunmuş ve sonuçları SPSS paket programıyla değerlendirilmiştir. Sonuçta Karadeniz sahil yolu kenarından ve trafikten uzak bölgelerden alınan numuneler arasında Ni, Cu ve Zn bakımından istatiksel olarak önemli farklılıklar (p<0.01) tespit edilmiştir. Üç element için de trafiğin olduğu lokalitelerdeki ağır metal konsantrasyonları trafiğin olmadığı lokalitelerden daha fazladır. Diğer elementlerde çoğunlukla trafiğin olduğu alanlardaki ağır metal konsantrasyonları trafiğin olmadığı alanlardan daha fazla bulunmuştur. Ancak istatiksel olarak önemli bir farklılık tespit edilememiştir. Aynı şekilde Karadeniz sahil yolu kenarından seçilen bütün lokalitelerin topraklarındaki ağır metal konsantrasyonları trafiğin olmadığı lokalitelerden alınan topraklardan daha fazladır. Çay yapraklarını yıkamanın ağır metal içeriğini değiştirip değiştirmeyeceği araştırılmış ve özellikle Fe yönünden önemli sonuçlar elde edilmiştir. Yaprakları yıkanan numunelerde Fe içeriğinin daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Ağır Metal, Trafik, Egzoz Gazı, Camellia sinensis

Doğu Karadeniz Sahil Yolu Boyunca Camellia sinensis var. sinensis (L.) Kuntze (Çay)’de Ağır Metal Kirliliğinin Araştırılması

Page 101: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

86

Yazar : Elif UzunDanışman : Ali BilginRecep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, 2013

ÖZET

Bu çalışmada; Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yoğun bir şekilde tarımı yapılan ve ülke için ekonomik öneme sahip Camellia sinensis var. sinensis’in fosfor (P), azot (N), karbon (C) ve kükürt (S) element düzeyleri ve besin içerikleri, spesifik yaprak alanı (SLA) ve yaprak ağırlığının yaprak alanına (LMA) oranının değişimi ve N ve P rezorbsiyonu araştırılmıştır. Araştırma Rize sınırları içerisinde yer alan ve Camellia sinensis var. sinensis’in yayılış gösterdiği 0 m’den başlayarak 933 m’ye kadar farklı yüksekliğe sahip altı farklı lokalitede yürütülmüştür. Seçilen lokalitelerden; Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında düzenli olarak genç ve yaşlı olmak üzere iki farklı yaprak örneği alınmıştır. Ayrıca lokalitelerden 20 cm derinlikten toprak örnekleri de alınmıştır. Toprak örneklerinde pH, N, P, K ve organik madde analizleri yapılmıştır. Çalışmamızda ele alınan türün genç yapraklarında N ve C elementlerinin konsantrasyonlarında önemli farklılıklar tespit edilmiştir. Ayrıca yaşlı yapraklarda yüksekliğin P ve N elementleri açısından önemli olduğu belirlenmiştir. Yükseklik arttıkça bu elementlerin konsantrasyonlarında da artış gözlenmiştir. Lokaliteler arasında N (g/dm2) ve P (g/dm2) içerik değerleri önemli farklılıklar göstermiştir (N için p<0.01 ve P için p<0.05). Yine aylar arasında da N (g/dm2) ve P (g/dm2) içerik değerleri bakımından p<0.01 seviyesinde önemli farklılıklar tespit edilmiştir. N rezorbsiyon kullanım verimliliği sadece 806 m’deki lokalitede belirtilen sınırların (%25,7-%75,1 arasında) altındadır. P rezorbsiyon kullanım verimliliği ise sadece 933 m’deki lokalitede belirlenen sınırların (%43-%51 arasında) altında değerler elde edilmiştir. N kullanım yeterliliği yüksekliğe bağlı olarak arttığı halde P kullanım yeterliliği ise yüksekliğe bağlı olarak azalma gösterdiği belirlenmiştir. N kullanım yeterliliğinin ise lokaliteler arasında farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. En yüksek SLA değerine Mayıs ayında ve en yüksek LMA değerine ise Nisan ayında ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Camellia sinensis var. sinensis, Bbsin İçeriği, Rezorbsiyon, Rize

Camellia sinensis var. sinensis (L.) Kuntze (Theaceae)’de Yükseklik Gradiyenti Boyunca Makroelement Değişimi ve Rezorbsiyonu

Page 102: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

87

Yazar : Özlem BuçanDanışman : Oktay TorulRecep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, 2014

ÖZET

Bu çalışmada Rize bölgesinde çay tarımı yapılan Fındıklı, Pazar ve Sabuncular yöresinden ilkbaharda 30 ve sonbaharda 30 olmak üzere toplam 60 toprak örneği alındı. Alınan bu toprak örneklerinde pH, organik madde, makro ve mikro element tayinleri yapıldı ve mevsimsel olarak değişimleri incelendi. Yapılan tayinler; pH Tayini, Smith - Weldon Metodu ile Organik Madde Tayini, Mikrokjeldahl Yöntemi ile Azot Tayini, Asit Florürde Çözünebilen Fosfor Tayini, Flamefotometre Yöntemi ile Potasyum Tayini, EDTA Titrasyonu ile Kalsiyum Tayini, EDTA Titrasyonu ile Kalsiyum + Magnezyum Tayini, DTPA ile Ekstrakte Edilebilir Demir, Mangan, Çinko ve Bakır Tayini. Bu tayinler her iki mevsimde de alınan bütün toprak örneklerine yapıldı ve toplamda 360 analiz yapılarak sonuçlar incelendi. Sonuçlarda; her üç bölgede de ilkbahar mevsiminde pH ve makro elementlerin değerlerinin yüksek, buna karşın mikro elementlerin değerlerinin ise düşük olduğu saptandı. Sonbahar mevsiminde ise; pH ve makro element değerlerinin düşük, mikro element değerlerinin ise genel itibariyle yüksek olduğu saptandı. Organik madde değerleri her iki mevsimde de normal değerlerin üzerinde bulundu. Anahtar Kelimeler: Çay Toprakları, Makroelement, Mikroelement, pH, organik madde

Çay Topraklarındaki Makro ve Mikro Elementlerin Mevsimsel Değişimi

Page 103: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

88

Yazar: Hacer TaşkıranDanışman: Şengül Alpay KaraoğluRecep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, 2011

ÖZET

Bu çalışmada, siyah çay işleme aşamalarında izole edilen maya mantarlarının tanımlanması ve bir dizi özelliklerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada toplam 72 maya izolati karakterize edildi ve konveksiyonel yöntemler ile Vitek YBC testi kullanılarak tür tanıları yapıldı. Bu izolatların %18’inde slime aktivitesi pozitifliği, %51,4’ünde hifa ya da pseudohifa varlığı ve %40,0’ında siklohekzimit direnci belirlendi. Suşların 70’inde %50 glikoz, 67’si %60 glikoz varlığında üreyebildiği, %44,4’ünün ise her iki ortamda da iyi üreyebildiği (ozmotolerant) gözlendi. Üreme sıcaklıklarına bakıldığında 45 °C’de üreyemedikleri ancak, 42 °C’de %36,1’in üreyebildiği ve 25-37 °C ve altında ise tümünün ürediği belirlendi. Suşların sıcaklığa toleransı araştırıldığında, 60°C’de 10 dakikada %100’nün, 80 °C’de %40,3’ünün ve 100 °C’de ise %6,9’unun canlılığını koruduğu tespit edildi. Şuşların %51,4’ü test edilen 10 farklı karbonhidrattan en az birini, RÇM 17C ise 7 farklı karbon kaynağını fermente edebildiği belirlendi. Enzim aktivitelerine bakıldığında suşların %34,7’si üreaz, %97’si selülaz aktivitesi sahip oldukları ve %20,8’si ise glikozdan nişasta üretebildiği tespit edildi. Çalışmada hızlı tanı testi (Vitek YBC) kullanıldı ve izolatların 71’i, %50-99 doğrulukta tanımlanırken bir izolat tanımlanamadı. Beş farklı cins (Candida, Geotrichum, Cryptococcus, Saccharomyces ve Trichosporan) ve 13 farklı tür tespit edildi. En sıklıkta rastlanan türler sırasıyla Candida tropicalis (%27,7), C. famata (%13,8), C. krusei ile Cryptococcus laurentii (%11,1), Candida parapsilosis (%9,7) olarak gözlendi. Ayrıca %2,8 oranında Saccharomyces cerevisiae ve Trichosporan pulluans belirlendi. Yapılan çalışma sonucunda çay işleme aşamalarında maya mantarlarının varlığı ve bu maya mantarlarının ekonomik önemi olan birçok özelliğe sahip oldukları gözlendi. Anahtar Kelimeler: Siyah Çay, Maya Mantarı, Biyokimyasal İdentifikasyon, Vitek -YBC

Rize’de Çay İşleme Aşamalarında İzole Edilen Maya Mantarlarının Tanımlanması

Page 104: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

89

Yazar: Büşra KeleşoğluDanışman: Özlem FaizRecep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, 2012

ÖZET

Serbest radikal hasarının ateroskleroz, kanser, yaşlanma gibi pek çok dejeneratif hastalığın gelişmesinde katkısı olduğu bilinmektedir. Son yıllarda antioksidan amaçla fenolik fitokimyasalların ve bitkisel ürünlerin kullanımı artmaktadır. Ancak bitkisel ürünler prooksidan ve antioksidan olarak ikili etkide bulunabilirler. Yeşil ve siyah çayın reaktif oksijen bileşiklerinin zararlı etkilerine karşı organizmayı koruduğuna dair pek çok çalışma olmasına rağmen bu çaylara ait atıkların etkisine yönelik yeterli çalışma yapılmamıştır. Bu çalışmanın amacı, siyah ve yeşil çay ile bunların farklı atıklarından elde edilen özütlerin fenolik içeriğini belirlemek ve onların insan lenfositlerinde hidrojen peroksit tarafından indüklenen oksidatif DNA hasarına karşı koruyucu etkilerini tek hücre jel elektroforez (comet) yöntemiyle karşılaştırmaktır. Çalışmada kullanılan numuneler Rize’de bulunan çay fabrikalarından sağlanmıştır. Çay ve atık ekstraktlarının toplam fenolik madde içerikleri Folin-Ciocalteau reaktifi ile kateşin standartına eşdeğer olarak belirlenmiştir ve fenolik içerikleri (K, EK, EGK, EGKG, EGK and gallik asit) HPLC-PAD sistemi ile tespit edilmiştir. DPPH radikal temizleme aktivitesi Cuendet metodu ile eşdeğer kateşin standartıyla karşılaştırılmalı olarak tayin edilmiştir. DNA hasarı Comet assay yöntemi ile tespit edilmiştir. Özütlerde en yüksek fenolik bileşim, radikal temizleme etkisi ve anti-DNA hasar aktivitesi yeşil çayda gözlemlenmiştir (1 μM konsantrasyona sahip ekstraktlarda sırasıyla, 68 ?????? mg/g, 10 ????? μM ?? 0,49±0,06 ?? ). Tüm özüt ekstraktlarında fenolik içerik sıralamasının: YÇ > YÇYA > SÇ = YÇGA > SÇLA, DPPH aktivite sıralamasının: YÇ > YÇYA > SÇ = YÇGA > SÇLA ve anti-DNA hasar aktivite sıralamasının: YÇ ?SÇ ?YÇYA ? YÇGA ? SÇLA olduğu tespit edilmiştir. Deney ortamında fenolik içeriğin artırılması sonucunda ise çay ve atıklarının prooksidan etki göstermeye başladığı belirlenmiştir. Sonuç olarak, DNA hasarına yönelik koruyuculuğu bakımından çay atıklarının da çayın kendisi kadar etkili olduğu ve değerlendirilerek ekonomik bir katkı sağlayabileceği belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Çay, Çay Atıkları, DPPH, Comet

Siyah Çay, Yeşil Çay ve Atıklarının Oksidatif DNA Hasarına Yönelik Etkilerinin İncelenmesi

Page 105: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

90

Yazar: Adem DemirDanışman: Hüseyin Avni UyduRize Üniversitesi, 2011

ÖZET

Son zamanların önemli çalışma alanlarından biri de kanser, ateroskleroz, katarakt, Parkinson hastalığı gibi birçok hastalığın oluşmasına ve yaşlanmaya neden olan serbest radikallerin temizlenmesinde rol oynayan antioksidanlar üzerine olmuştur. Siyah ve yeşil çayın antioksidan özelliğe sahip olduğunu gösteren birçok çalışma olmasına rağmen, bunların atıklarıyla ilgili yeterli çalışma yapılmamıştır. Bu çalışmanın amacı, siyah ve yeşil çay ile bunların farklı atıklarından elde edilen özütlerin fenolik içeriğini belirlemek ve onların antioksidan kapasitelerini eritrosit, eritrosit hücre zarı ve fraksiyonlaştırılmamış plazma üzerinde karşılaştırmaktır. Çalışmada kullanılan numuneler Rize’de bulunan çay fabrikalarından sağlanmıştır. Çay ve atık ekstraktlarının toplam fenolik madde içerikleri Folin-Ciocalteau reaktifi ile kateşin standartına eşdeğer olarak belirlendi. DPPH radikal temizleme aktivitesi Cuendet metodu ile eşdeğer kateşin standartıyla karşılaştırılmalı olarak tayin edildi. Ekstraktların anti-lipit oksidasyon aktivitesi Stocks metodu ile anti-protein oksidasyon kapasitesi modifiye Levine metoduna göre eşdeğer kateşin standartıyla karşılaştırılmalı olarak tayin edildi. Özütlerin hücre içi glutatyon seviyesine etkisi Sedlak metoduna göre tespit edildi. Fraksiyonlaştırılmamış plazmada ise konjugedien oluşumunu gösteren parametreler Spranger protokolüne göre saptandı. Özütlerin fenolik bileşimi en yüksek yeşil çayda gözlendi. Buna bağlı olarak en yüksek radikal temizleme etkisi, anti-lipit oksidasyon kapasitesi, anti-protein oksidasyon aktivitesi, hücre içi glutatyon düzeyi ve en uzun t-lag süresi yeşil çayda izlendi. Sonuç olarak yeşil ve siyah çay ile onların atıklarının antioksidan kapasiteye sahip olduğu ve yeşil çay ile onun yaprak atığının siyah çaydan daha yüksek antioksidan gösterdiği belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Antioksidan aktivite; Camellia sinensis; Siyah çay; Yeşil çay

Siyah ve Yeşil Çay ile Atıklarının Antioksidan Özelliklerinin Karşılaştırılması

Page 106: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

91

Yazar: Merve HünerDanışman: Hüseyin Avni Uydu

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, 2015

ÖZET

Bu çalışmada, Rize’ de üretilen yeşil ve siyah çay ile çayların işlenmesi sırasında açığa çıkan çay atıkları kullanıldı. Mevcut çalışmada, çay ve atıklarının fenolik bileşenlerine bakmak ve eritrosit hücre modelinde antioksidan enzim aktivitesi ölçülerek çay örneklerinin enzimatik aktivite üzerine etkilerini araştırmak amaçlandı. Çay ve atıkların toplam polifenol içeriği Folin-Ciocalteau reaktifi ile gr kuru ağırlık başına düşen mg kateşin eşdeğer olarak, DPPH radikal temizleme aktivitesi ise Cuendet metodu ile eşdeğer kateşin standardıyla karşılaştırmalı olarak belirlendi. Eritrositlerdeki oksidatif stres (lipit peroksidasyonu) üzerine olan etkisi MDA Stock metoduna göre, toplam tiyol düzeyleri ise Sedlack metoduna göre belirlendi. Eritrositlerde antioksidan enzimler, SOD, CAT, GR, GSH-Px aktiviteleri sırasıyla Fitzgerald, Aebi, Bergmeyer ve Beutler’in çalışmalarından yararlanılarak belirlendi. En yüksek fenolik içeren özüt, yeşil çayda en düşüğü ise siyah çay lif atığında bulundu. Buna bağlı olarak en yüksek radikal temizleme etkisi en düşük MDA değeri en yüksek hücre içi toplam tiyol düzeyi yeşil çayda tespit edildi. SOD, CAT, GR ve GSH-Px aktiviteleri yeşil çay özütünün bulunduğu ortamda saptandı. Sonuç olarak çay ve atıklarının antioksidan kapasiteye sahip olduğu ve yeşil çay ile onun yaprak atığının siyah çaydan daha yüksek antioksidan etkiye sahip olduğu belirlendi. Böyle bir biyolojik değere sahip çay atıklarının başta kozmetik alanda olmak üzere birçok koruyucu sağlık ürünlerinde değerlendirilebileceği ve böylelikle kullanım alanı bulunmayan yan ürünlerin ekonomik bir değer haline gelebileceği öngörülmektedir. Anahtar Kelimeler: Çay Atıkları, Antioksidan Enzimler, Dpph, Mda, Toplam Tiyol Seviyeleri

Çay Atıklarının Bazı Antioksidan Enzimler Üzerine Olan Etkisinin Eritrositlerde İncelenmesi

Page 107: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-92-

Page 108: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-93-

KONGRE/SEMPOZYUMLARDA SUNULAN BİLDİRİLER

Page 109: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

94

Canan KALYONCU, Ali BİLGİN, Gül Nilhan TUĞ, Şule GÜZEL2nd International Conference on Environmental Science and Technology, ANTALYA, 14-17 Mayıs,2014

ÖZET

Bu çalışmada, Rize, Çayeli, Çayeli Bakır Sanayi alanında yetiştirilen bazı bitkilerin kirlilikten etkilenip etkilenmediği araştırılmıştır. Bu amaçla üç farklı lokaliteden (171, 345 ve 580 m.) alınan yedi türe ait bitki yaprakları bir araştırma materyali olarak kullanılmıştır. Kurumadan sonra yaprak örnekleri ıslak yanma yöntemleri ile sıvı ortam içerisine aktarıldı ve ICP-OES cihazında ağır metal (Co, Cu, Fe, Mn, Cd, Cr, Ni, Pb, Zn) değerleri okundu. Sonuçlar, SPSS paket programı 17.00 kullanılarak değerlendirildi. Bakır işletmeleri ve diğer alanlar istatistiksel olarak karşılaştırıldığında; Fe, Mn, Ni ağır metal elementleri en ufak farklılık gösterirken, Cd, Co, Cr, Cu, Pb, Zn elementleri ağır metal yoğunluğu bakımından anlamlı farklılık göstermiştir. Bu türler arasında ağır metal birikimine göre Co, Cu, Fe, Mn elementleri P<0.01 düzeyinde anlamlı farklar göstermekle birlikte Cd için P<0.05 seviyesinde anlamlı bir fark vardı. Cr, Ni, Pb, Zn elementleri için fark gözlenmedi. Sonuç olarak, bakır işletmelerinin alanlarından alınan tüm türlerin diğer bölgelerden alınan türlere göre daha yüksek Cu ve Zn konsantrasyonları gösterdiği saptanmıştır. Coryllus avellana, Dryopteris filix kütlesi, Fagus orientalis’teki Cd konsantrasyonu; Coryllus avellana, Dryopteris filix kütlesi, Fagus orientalis ve Alnus glutinosae’deki Co konsantrasyonu; Coryllus avellana, Castanea sativa, Rhodendron ponticum, Camellia sinensis ve Dryopteris filix kütlesi içindeki Pb konsantrasyonu; Coryllus avellana, Castanea sativa, Rhodendron ponticum, Dryopteris filix kütlesi ve Fagus orientalis’teki Fe konsantrasyonu; Coryllus avellana, Castanea sativa, Alnus glutinosae ve Fagus orientalis’teki Mn konsantrasyonu bakır işletmelerinin alanlarından alınan örnekte çoğunlukla bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Bakır işletmeleri, Çayeli Bakır, Çevre, Ağır Metal Kirliliği

Camellia sinensis var. sinensis (L.) Kuntze (Theaceae)’de Yükseklik Gradiyenti Boyunca Makroelement Değişimi ve Rezorbsiyonu

Page 110: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

95

Ali BİLGİNXIX. Ulusal Biyoloji Kongresi, TRABZON, 23-27 Haziran, 2013

ÖZET

Halk arasında çay olarak bilinen Camellia sinensis (L) O. Kutze’nin yapraklarından elde edilen ve dünyada sudan sonra ikinci olarak en fazla tüketilen bir içecektir. Dünyada Hindistan, Çin, Srilanka, Kenya ve Endonezya’dan sonra en fazla yetiştiği 6.ülke Türkiye’dir. C. sinensis yapraklarında bulunan antioksidan maddelerden dolayı insan sağlığı üzerinde birçok olumlu etkisi olduğu bilinmektedir. Bu çalışmada 3 farklı lokalitede genç sürgünler ve eski sürgünler üzerinde bulunan yapraklar araştırma materyali olarak toplanmıştır. Genç ile eski yapraklar arasında ve lokaliteler arasında antioksidan içerik bakımından bir farklılığın olup olmadığı araştırılmıştır. Yapılan analizler sonucunda ve istatiksel değerlendirmeler sonucunda eski sürgünler üzerindeki çay yaprakları ile yeni sürgünler üzerinde bulunan çay yaprakları arasında Epigallokateşin (EGC), Kateşin (C), Epigallokateşin gallat (EGCG), Teaflavin 3 monogallat (TF-3-MG) ve Toplam Kateşin arasında önemli farklılıkların olduğu tespit edilmiştir. Lokaliteler arasında da Toplam Kateşin ve Toplam Teaflavin bakımından önemli farklılıklar vardır. Anahtar Kelimeler: Camellia sinensis, Antioksidan İçerik.

Camellia sinensis (Theaceae)’in Antioksidan Madde İçeriği

Page 111: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

96

Ali SEVİM, Şengül ALPAY KARAOĞLU, Elif ÇELİK SEVİM, Osman Birol ÖZGÜMÜŞII. Ulusal Mikotoksin Sempozyumu, İSTANBUL, 23-24 Mayıs, 2005

ÖZET

Çalışmada Rize ilinde 21 paketlenmiş ve 12 paketlenmemiş olarak satılan çay örnekleri ve 2 paketleme ortamındaki hava florasından alınan petri örnekleri incelenmiştir. Örneklerde toplam 45 mikrofungus izole edilmiş ve konvansiyonel yöntemlerle identifikasyonları yapılmlştır. İzolatların 18›sı (%40) Aspergillus (A. niger, A. fumigatus) olarak tespit ediliş bunlann 10 tanesi paketlenmiş 8 tanesi açıkta satılan çay örneklerinden izole edilen suşlardır. Çalışmada A. flavus izole edilemedi. İzole edilen Aspergillus suşlarının aflatoxin üretme yeteneklerinin belirlenmesi açısından metil-β-cyclodekstrin igeren APA (Aflatoxin-producing ability medium) besi yerinde büyütülüp UV (365 nm) ışığı altında incelendi. İzole edilen tüm Aspergillus suşlarının aflatoksin üretme yeteneğine sahip olmadıkları gözlendi. Anahtar Kelimeler: Kuru çay (Camellia sinensis), Aspergilus spp., İzolasyon, Aflatoksin

Çaydan İzole Edilen Aspergillus Suşlarının Aflatoksin Özelliğinin Araştırılması

Page 112: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

97

Serdar ÜLKER, Şengül ALPAY KARAOĞLU, Bekir Cihan DALOĞLU21. Ulusal Biyoloji Kongresi, İZMİR, 3-7 Eylül, 2012

ÖZET

Çalışmada, Rize ili, İyidere - İkizdere bölgesinde çay tarımı yapılan topraklardan izole edilen ve tanımlanan toplam 212 mikrofungus örneği proteolitik aktivite yönünden incelendi. İzole edilen suşların proteaz enzimi üretme yetenekleri kalitatif olarak tarandı. Proteolitik aktivitelerin değerlendirilmesinde inkübasyonun 3. ve 7. günlerinde tüplerde oluşan berraklık derinliği 9 mm ve üzerinde olanlar, proteaz aktivitesi bakımından pozitif kabul edildi. Acremonium, Alternaria, Fusarium, Penicillium, Aspergillus, Trichoderma, Gongronella, Gliocladium, Mucor, Mortierella, Paecilomyces, Rhizopus, Scopulariopsis, Zygorhinchus cinslerine ve Mycelia sterilia grubuna ait toplam 212 suşun 113’ünde (% 53) proteaz aktivitesi pozitif olarak tespit edildi. Aspergillus versicolor IDM1C, Aspergillus fumigatus IDM8D ve Gliocladium roseum IDM40F suşlarında proteaz aktivitesi en yüksek olarak belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Rize, İyidere, İkizdere, Mikrofungus, Proteaz

Çay Topraklarından İzole Edilen Mikrofunguslarda Proteolitik Aktivitenin İncelenmesi

Page 113: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

98

Ali SEVİM, Şengül ALPAY KARAOĞLU, Elif ÇELİK SEVİM, Osman Birol ÖZGÜMÜŞ, Serdar ÜLKERXVIII. Ulusal Biyoloji Kongresi, AYDIN, 26-30 Haziran, 2006

ÖZET

Çalışmada 13 açıkta ve 21 paketli satılan çay örneklerinden toplam 42 adet küf mantarı, izole edildi. İzolatların 22’si Penicillum spp. ve 17›si Aspergillus spp. olarak tiplendirildi. İzolatlar malt ekstrakt sıvı besiyerinde büyütüldükten sonra etil asetat ekstraksiyonları yapıldı. Elde edilen ekstraktlar, agar kuyucuk yöntemiyle Bacillus cereus 709 ROMA, Bacillus ATCC 6633, Bacillus megaterium DSM 32, Staphylococcus aureus ATCC 25923, Pseudomonas aeruginosa ATCC 10145, Yersinia pseudotuberculosis ATCC 911, Escherichia coli ATCC 25922, Enterobacter cloacae ATCC 13047, Klebsiella pneumoniae ATCC 13883 suşlarına karşı antibakteriyal, Candida albicans ATCC 60193, Candida tropicalis ATCC 13803 ve Candida glabrata ATCC 66032 suşlarına karşı antifungal aktiviteleri araştırıldı. Ekstraktlara karşı en duyarlı tür B. subtilis (%78), en dirençli C. glabrata (%4) olarak gözlendi. Ekstraktların 35›inin (%78) hem antibakteriyal hem de antifungal aktiviteye sahip olduğu belirlendi. -Aspergillus spp. MP8’in ekstraktı, test edilen tüm suşlara karşı geniş bir antimikrobiyal aktiviteye sahip olduğu tespit edildi. Anahtar Kelimeler: Çay, Mantar, Antimikrobiyal Aktivite

Siyah Çaydan İzole Edilen Mantarların Antimikrobiyal Aktivitelerinin Araştırılması

Page 114: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

99

Serdar ÜLKER, Şengül ALPAY KARAOĞLU XVIII. Ulusal Biyoloji Kongresi, AYDIN, 26-30 Haziran, 2006

ÖZET

Çalışmada, Rize ili, İyidere - İkizdere bölgesinde çay tarımı yapılan topraklardan izole edilen ve tanımlanan toplam 213 mikrofungus örneğini lipolitik aktivite yönünden incelendi. İzole edilen suşların lipaz enzimi üretme yetenekleri kalitatif olarak tarandı. Lipolitik aktivitelerin değerlendirilmesinde inkübasyonun 3. ve 7. günlerinde tüplerde oluşan berraklık derinliği 16 mm ve üzerinde olanlar, lipaz aktivitesi bakımından pozitif kabul edildi. Lipaz aktivitesi için 15 cins ve 36 tür tarandı. İncelenen suşların 119’unun (% 56) lipaz üretimi bakımından pozitif olduğu tespit edildi. Mevcut suşlar içinde en iyi aktivite gösteren türler Trichoderma harzianum IDM31D, Mucor hiemalis f. corticolus IDM31A, Fusarium sp. IDM14D, Gongronella butleri IDM35E ve Aspergillus fumigatus IDM8B olarak belirlendi. Anahtar Kelimeler: Rize, İyidere, İkizdere, Mikrofungus, Lipaz

Çay Topraklarından İzole Edilen Mikrofunguslarda Lipolitik Aktivitenin İncelenmesi

Page 115: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

100

Şengül ALPAY KARAOĞLU, Zuhal KALCIOĞLU, Turgay TURNA, Elif SEVİM, Ali SEVİM, Hacer TAŞKIRAN

I. Rize Sempozyumu, RİZE, 16-18 Kasım, 2006

ÖZET

Çay bitkisi botanikte Angiospermea bölümünden Dicotyledonea sınıfından ve Theaceae veya Camellia familyasından olup Camellia sinensis (Linneaus) O. Kutze olarak isimlendirilmiştir. Dünyada da sudan sonra en fazla içilen içeceklerden birisi olan çay, yağışlı iklim ve asidik toprağa sahip Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Sarp’tan Fatsa’ya kadar uzanan sahil şeridinde yetiştirilmektedir. Siyah çay, Camellia sinensis bitkisinin, yaş yaprakları, tomurcukları ve bunlarla bitişik taze sap kısımlarının; soldurma, kıvırma, fermantasyon, kurutma, tasnif ve ambalajlama aşamalarından geçirilerek elde edilmektedir. Fermantasyon, kıvrılan yaş çay yaprağının hücre öz suyunda bulunan kimyasal bileşiklerin oksidaz enziminin tesiri ile biyolojik değişikliğe uğrayarak siyah çayda istenen renk, burukluk, parlaklık, koku ve aromanın oluşması olayı olarak bilinmektedir. Siyah çayın kalitesi, yeşil yaprağının kalitesi ve işlemede uygulanan teknoloji ile yakından ilgilidir. Yaş yapraklar işleme sırasında fiziksel, kimyasal ve biyokimyasal değişimlere uğramaktadırlar. Çayın işlenmesi aşamasında oluşan kalite değerlerinin, belirlenen maximum ve minimum seviyelerinin oluştuğu noktaların tespit edilmesi, siyah çay kalitesini daha ileriye taşınmasında ve pazarlanmasmda önem arz etmektedir. Bu amaçla çayın toplanıp fabrikaya geldiği noktadan başlayıp kuru çay üretimine kadar olan aşamalarda mikrofloranın kalite değerleri üzerine olan etkisinin araştırılması planlanmıştır. Mikrobiyolojik incelemede; toplam bakteri (aerobik-fakultatif anaerobik mezofılik bakteri) sayımı için; Plate Count agar, toplam koliform bakterilerilerin sayımı için; Eozin Metilen Mavisi besiyeri, asidik ortamda üreyebilen bakterilerin sayımı için; MRS (pH 5.5) agar, maya ve küf mantarların sayımı için; Poteto Dextrose agar besiyerleri kullanıldı. Steril şartlarda alınan 10 g çay örneği “Makrodilüsyon yöntemiyle” dilüsyon yapılarak çoklu plak ekimi yapıldı ve plaklarda uygun şartlarda bekletildikten sonra mikroorganizmalar sayılarak 1 g çay örneğine tekabül eden sayı (koloni oluşturan birim/gram = cfu/lg) hesaplandı.

Siyah Çayın (Camellia sinensis) İşleme Aşamalarındaki Mikroflorası ve Kalite Değerleri

Page 116: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

101

Kalite kriterleri açısından 1 Kg çay örneği, polietilen torbalara alındı. 103 °C de 45-60 dk kurutulup, 30 mm çaplı elekten geçirildi. Kuru madde miktarı tayini için “TS 1562 yöntemi, toplam kül miktarı “TS 1564 yöntemi”, polifenol analizi için “Lowenthal metodu”, teaflavin ve kafein miktarları tayini için “Spektrofotometrik yöntemi” kullanıldı. Sonuç olarak kalite kriterleri açısından alınan çay örneklerinin standartlara uygun olduğu belirlendi. Çay örneklerinde mikrobiyal populasyonun var olduğu ancak mamul çay olan fınn çıkışından sonra örneklerin hiçbirinde bakteri veya mantar gibi mikroorganizmaların bulunmadığı belirlendi. Fermantasyon aşamasında asidik bakterilerin ve mayaların sayıları anlamlı bir şekilde (p<0.01-0.05) arttığı tespit edildi. Siyah çayın işleme safhalarından biri olan fermantasyon aşamasında sadece enzimatik oksidasyon değil, fermantatif mikroorganizmaların da faaliyetlerinin olduğu düşünülmektedir. Çayda mikrobiyal floranın kalite değerleri üzerine etkileri istatistik açıdan anlamlı (p<0.01-0.05) bulundu. Anahtar Kelimeler: Çay (Camellia sinensis), İşleme Aşamaları, Mikroflora

Page 117: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

102

Hacer TAŞKIRAN, Yaşar KASAP, Özlem HIZAL, Şengül ALPAY KARAOĞLU 20. Ulusal Biyoloji Kongresi, DENİZLİ, 21-25 Haziran, 2010

ÖZET

Çalışmada Rize’de piyasaya sunulan bazı siyah çaylarda küf mantarlarının izolasyonu ve bunların içinde aflotoksin üreten türlerin olup olmadığının araştınlması planlanmıştır. Çalışma materyalini, tüketime sunulan 50 farklı siyah çay örneği oluşturmaktadır. Örnekler laboratuvar ortamında steril şartlarda paketlerden alındı ve sıvı dilüsyon metodu kullanılarak Dichloran Rose Bengal agar besiyerine ekimleri yapıldı. Ekimler 7-10 gün 25 °C’de inkübasyondan sonra üreyen küfler, PDA ve Czapok Dox agar besiyerlerinde makroskobik ve mikroskobik özellikler göz önüne alınarak tanımlamaları yapıldı. İzole edilen Aspergillus sp. suşlarının aflatoksin üretme yetenekleri Fente ve ark. tarafından geliştirilen Methylated β-cydlodextrin (Sigma) (%0.3) floresan tekniği kullanılarak incelendi. İncelenen örneklerin tümü Türk Gıda Kodeksi Siyah Çay Mikrobiyolojik Kriterler Tebliği’ne göre gramdaki küf sayısı kabul edilebilir sınırlar içerisinde olduğu belirlendi. Toplam 50 örnekten 115 küf izole edildi ve morfolojik özelliklere göre tanımlandı. Örneklerin çoğunda baskın olarak Aspergillus cinsine ait türler belirlenirken, daha az sıklıkta Penisillium, Rhizopus ve Mucor cinsleri gözlendi. İzole edilen türler arasında Aflotoksin üreten suş belirlenemedi. Anahtar Kelimeler: Çay (Camellia sinensis), Küf Mantarları, İzolasyon

Siyah Çayda Küf Mantarlarının Araştırılması

Page 118: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

103

Şengül ALPAY KARAOĞLU, Hacer TAŞKIRAN, Sema ÖZTÜRK, Ahu KAMBUROĞLU, Zuhal KALYONCU

20. Ulusal Biyoloji Kongresi, DENİZLİ, 21-25 Haziran, 2010

ÖZET

Yaş çay (Camellia sinensis) yapraklarının tarladan işleme aşamalarına kadar olan süreçte üzerinde doğal olarak bulunan, koliform grubu mikroorganizmaların izolasyonu ve karakterizasyonu yapılarak antibiyotik direnç profillerinin belirlenmesi hedeflenmiştir. Çalışma materyalini Rize’de çay fabrikalardan steril şartlarda alınan toplam 120 işlenmemiş çay örneği oluşturmakta olup sıvı dilusyon yöntemi kullanılarak seçici besiyerlerinde koliform grubu bakteriler izole edildi. Koloni morfolojisi, gram boyanma özelliği ve geleneksel yöntemleri kullanılarak tür tanıları yapıldı. NCCLS’nin standart disk difüzyon yöntemi kullanılarak antibiyotik direnç profilleri belirlendi. Ampisiline dirençli izolatlarda TEM tipi beta-laktamaz geni araştırıldı. Yaş çayın işleme aşamalarında toplam 312 koliform bakteri izole edilirken işlenmiş çayda herhangi bir mikroorganizma gözlenmedi. İzolatların %36 Klebsielle, %18 Citrobacter, %15 Enterobacter, %7 Escherichia cinslerine ait oldukları belirlenirken %16’sı tanımlanamadı. Elde edilen suşlardan %72’sinde ampisiline, %55’inde amoksilin + klavulonik asite direnç gözlenirken, nalidiksik asit, netilmisin ve imipeneme dirençli suş bulunamadı. Suşların 52’sinde test edilen antibiyotikler karşı direnç belirlenemezken, %53’ünde çoklu antibiyotik direnci gözlendi. En fazla çoklu direnç ampisilin ile amoksilin-klavulonik asit birlikteliğinde belirlendi. Ampisilin dirençli suşların ikisinde TEM-1 tipi (β-laktamaz geni (blaTEM-1) pozitifliği belirlendi. Çevre orijinli mikroorganizmalarda antibiyotik direncinin azımsanamaz durumda olması halk sağlığı açısından irdelenmesi gereken bir konu olduğu düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Koliform Bakteri, Antibiyotik Direnci, Beta Laktamaz

Yaş Çaydan İzole Edilen Koliform Grubu Bakterilerde Antibiyotik Direnç Profilinin Araştırılması

* Teşekkür: Bu çalışma Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından desteklenmiştir.

Page 119: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

104

Şengül ALPAY KARAOĞLU, Hacer TAŞKIRAN, Zuhal KALYONCU, Kadriye İNAN21. Ulusal Biyoloji Kongresi, İZMİR, 3-7 Eylül, 2012

ÖZET

Çalışmada çay işleme aşamalarında izole edilen maya mantarlarının geleneksel ve hızlı tanı testleriyle tanımlanması ve bazı özelliklerinin tespit edilmesi hedeflenmiştir. Rize’de bulunan iki çay fabrikasında, farklı işlem aşamalarından ve poşetlenmiş çay örneklerinden izole edilen toplam 72 maya izolatı materyalimizi oluşturmaktadır. Maya mantarlarının izolasyonunda dilüsyon metodu kullanıldı. Patates dekstroz agar besiyerinde kültürleri yapılan mayaların tür tanıları, Bamett tarafından önerilen geleneksel yöntemlerle yapıldı. Vitek YBC kiti kullanılarak tür tanıları doğrulandı. Endüstriyel açıdan önemli sayılabilecek bir kısım özellikleri (nişasta üretimi, hidrolizi, selülaz ve üreaz aktiviteleri) araştırıldı. Çalışma, Çay-Kur’a bağlı iki fabrikanın işleme aşamalarından ve poşet çaylarından alınan örneklerde gerçekleştirildi. Çay yapraklarında maya mantarlarının var olduğu, işleme aşamalarında fermentasyon sürecinde sayılarının arttığı, fırın girişi evresinde en yüksek seviyelerine ulaştığı belirlendi. İzole edilen 72 maya izolatının, bir dizi kültürel, morfolojik, fiziksel ve kimyasal özelikleri araştırıldı. İzolatların %51,4’ünün monofazik maya olduğu, %44,4’ünün yüksek şeker içerikli (%50 ve %60) ortamlara toleranslı oldukları ve %36,1’inin 42°C’de üreyebildikleri belirlendi. Isı toleransları incelendiğinde, mayaların tümünün 60°C’de, 29’unun 80°C’de ve 5’inin ise 100 °C de 10 dakika canlı kalabildikleri gözlendi. Mikroskopik incelemede izolatların 17’sinde ballitospor, 3’ünde askospor ve birinde de artrospor oluşumu belirlendi. Slime pozitifliği %13 olarak bulunurken, %39’unda siklohekzimit direnci saptandı. Mayaların çeşitli karbon kaynaklarını kullanma özellikleri incelendiğinde. RÇM17C’nin test edilen 10 karbon kaynağından 7*sini fermente edebildiği tespit edildi. Suşların 9’unda güçlü olmak üzere toplam 14’ünde üreaz aktivitesi, iki suşta (HTM2 ve RÇM4A1) güçlü nişasta hidrolizi, 5’inde güçlü olmak üzere 15’inde glikozdan nişasta üretebilme ve %97’sinde selülozu kullanabilme özellikleri belirlendi.

Rize’de Çay İşleme Aşamalarından İzole Edilen Maya Mantarlarının Tanımlanması

Page 120: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

105

Geleneksel yöntemler ve Vitek YBC kiti kullanılarak yapılan tür tanısında. 5 cins ve 13 tür belirlenirken, izolatlardan biri tanımlanamadı. Candida tropicalis (%27.7), C.famata (%13,8), C. krusei ve Cryptococcus laurentii (%11,1) en fazla gözlenen türler olarak belirlendi. Çalışmada çay işleme aşamalarında maya mantarlarının varlığı ve fermantasyon süresince sayısının arttığı, istasyonlar arasında önemli düzeyde fark (p<0.001) olduğu belirlendi. Geleneksel ve hızlı tanı testlerine göre izolatlann, %50-99 doğruluk payı ile tanımlaması yapıldı. Anahtar Kelimeler: Rize, Siyah Çay, Maya, Candida, Cryptococcus

Page 121: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

106

Fatih SEYİS, Keziban YAZICI, Mustafa AKBULUTII. International Plant Breeding Congress and EUCARPIA-Oil and Protein Crops Section Conference,

ANTALYA, 1-5 Kasım, 2015

ÖZET

Çay, Camellia sinensis (L.) O. Kuntze, taze yaprakları değişik yöntemlerle işlendikten sonra elde edilen ve dünyanın dört bir yanında sudan sonra en çok tüketilen bir içecek ve gıda maddesidir. Ekonomik seviyede çay üretimi, bu ülkeler ve Türkiye’yi kapsayan yaklaşık 30 ülkede gerçekleştirilmektedir. Türkiye, çay yetişen ülkeler arasında; çay tarım alanlarının büyüklüğüne göre 7., kuru çay üretimine göre 5. ve yıllık bireysel tüketime göre 4. sırada yer almaktadır. Ülkemizin geleneksel ihraç ürünü olan çay, Doğu Karadeniz Bölgesi’nin bitki üretiminde önemli bir yere sahiptir ve 203.000 çiftçi 758.000 hektarlık arazide çayla uğraşmaktadır. Karadeniz sahil şeridi bu arada çok önemli çay genetik kaynakları içermektedir. Şu anda, Türkiye›deki tüm çay plantasyonları fideler ile kurulmakta ve büyük bir heterojenlik göstermektedir. 1979 civarında, promisin klonları elde etmek için bu fidanlar üzerinde bazı seçme çalışmaları yapıldı ve bazı klonlar oluşturuldu ve piyasaya sunuldu, ancak yaygın olarak ticarileşmedi. Türkiye’de çay sanayi sadece siyah çay üretiminden ibarettir ancak daha güncel ürün çeşitlendirmesi (yeşil çay, beyaz çay vb.) başlatılmıştır. Ayrıca, Karadeniz Bölgesi’nde çay genetik kaynaklarının fide popülasyonlarının azaltılması, toplanması, korunması, moleküler ve biyokimyasal olarak karakterize edilmesi için klonal seçime odaklanan çay geliştirme faaliyetleri de başlatılmıştır. Anahtar Kelimeler: Çay Yetiştiriciliği, Camellia sinensis, Islah Faaliyetleri

Türkiye’de Çay (Camellia sinensis L.O. Kuntze) Islah Faaliyetleri

Page 122: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

107

Rıdvan YILDIZ, Mehmet Ogatay UĞURLU, Nalan BAKOĞLU, Fatih SEYİS, Mustafa AKBULUT, Yusuf ŞAVŞATLI, Keziban YAZICI

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası IX. Öğrenci Kurultayı, ANKARA, 15-16 Kasım, 2014

ÖZET Çay bitkisi (Camellia sinensis (L.) O. Kuntze) dünyada 40’a yakın ülkede yetiştirilmektedir. Çin dünyada 1714900 ton ile ilk sırada yer alırken, bunu 1000000 ton ile Hindistan, 369400 ton ile Kenya, 330000 ton ile Sri Lanka ve 225339 ton ile de Türkiye izlemektedir. Ülkemizde çay üretimi Doğu Karadeniz Bölgesi’nde, Rize İli başta olmak üzere toplam 5 ilde yapılmaktadır. Rize 160151 ton ile ilk sırada yer almakta olup, Trabzon 40100 ton üretimle 2. sırada yer almaktadır. İklim ve toprak özellikleri bakımından seçici olan çay bitkisi sadece bu illeri kapsayan ve toplam 180 km’lik kıyı şeridini içine alan bölgede sağlıklı olarak yetiştirilebilmekte ve kaliteli ürün elde edilebilmektedir. Bu kapsamda çay tarımının sorunlarının ele alınması ve çözüm önerilerinde bulunulmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bu çalışmada, çay tarımı ile ilgili olarak ülkemiz ekonomisine zarar vereceği düşünülen sorunların bir araya getirilmesi ve bu sorunların çözümüne yönelik alınması gereken birtakım tedbirlerin ortaya konulması amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Çay, Üretim, Türkiye, Sorunlar, Önerileri

Çay Üretimi ve Sorunları

Page 123: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

108

Ali Erdem ÖZÇELİK, Recep NİŞANCI, Osman DEMİR, Volkan YILDIRIM, Rıdvan Ertuğrul YILDIRIMTürkiye Ulusal Fotogrametri ve Uzaktan Algılama Birliği VII. Teknik Sempozyumu,

TRABZON, 23-25 Mayıs, 2013

ÖZET

Konumsal veri yönetimi sürdürülebilir Arazi İdaresi (Aİ) kapsamında önemli bir role sahiptir. Aİ kapsamında konumsal veri eksikliği özellikle çevresel planlama ve yönetiminde birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Özellikle arazi örtüsündeki insan kaynaklı gerçekleşen kontrolsüz değişimler bu sorunlar arasında yer almaktadır. Doğu Karadeniz Bölgesinde çay tarım alanlarının kontrolsüz şekilde genişlemesi insan kaynaklı değişimlere verilebilecek örnekler arasında yer almaktadır. Özellikle bu bölgede ormanlık alanların çaylık alanlara dönüştürülmesi uygulamasına sıkça rastlanmaktadır. Dönüştürülen bu alanların tescil dışı kalması, özellikle tapu-kadastro kayıtlarının güncellenmemesi ve kontrol edilememesi sonucunda arazi örtüsünde ve arazi kullanımında meydana gelen değişimler toprak erozyonu, su erozyonu ve heyelan gibi birçok doğal afetin oluşmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla bu durum çevre yönetimi kapsamında çevre düzenlemesini, yerleşim alanlarının planlanmasını, kentsel ve kırsal kalkınmayı olumsuz yönde etkilemektedir. Bu çalışmada çaylık alanlara dönüştürülen arazilerin tespit edilmesi, görüntülenmesi, bu alanlara yönelik konumsal veri yönetimi bağlamında sorgu ve analiz uygulamaları Uzaktan Algılama (UA) ve Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) teknolojisiyle gerçekleştirilecektir. Bu bağlamda bölge genelinde çay tarım arazilerine yönelik geliştirilmesi düşünülen Konumsal Veri Altyapısı (KVA) modelinin gerek çevresel gerekse yerleşim alanları planlaması kapsamında kentsel ve kırsal gelişim üzerindeki etkilerinin belirlenmesi üzerinde durulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Arazi Yönetimi, Çevresel Planlama, Çay Tarımı, Konumsal Veri Yönetimi, Konumsal Veri Altyapısı

Çay Tarımı Arazilerinde Konumsal Veri Altyapısı Gereksinimi

Page 124: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

109

Hüseyin Avni UYDU, Adem DEMİR, Mehtap ATAK, Arife Pınar EKİNCİXXIII. Ulusal Biyokimya Kongresi, ADANA, 29 Kasım-2 Aralık, 2011

ÖZET

Son zamanların önemli çalışma alanlarından biri de kanser, ateroskleroz, katarakt, Parkinson hastalığı gibi birçok hastalığın oluşmasına ve yaşlanmaya neden olan serbest radikallerin temizlenmesinde rol oynayan antioksidanlar üzerine olmuştur. Siyah ve yeşil çayın antioksidan özelliğe sahip olduğunu gösteren birçok çalışma olmasına rağmen, bunların atıklarıyla ilgili yeterli çalışma yapılmamıştır. Bu çalışmanın amacı, siyah ve yeşil çay ile bunların farklı atıklarından elde edilen özütlerin fenolik içeriğini belirlemek ve onların antioksidan kapasitelerini eritrosit ve fraksiyonlaştırılmamış plazma üzerinde karşılaştırmaktır. Çalışmada kullanılan numuneler Rize’de bulunan çay fabrikalarından sağlanmıştır. Çay ve atık ekstraktlarının toplam fenolik madde içerikleri Folin-Ciocalteau reaktifi ile kateşin standartına eşdeğer olarak belirlendi. DPPH radikal temizleme aktivitesi Cuendet metodu ile eşdeğer kateşin standartıyla karşılaştırılmalı olarak tayin edildi. Ekstraktların anti-lipit oksidasyon aktivitesi Stocks metodu ile anti-protein oksidasyon kapasitesi modifiye Levine metoduna göre eşdeğer kateşin standartıyla karşılaştırılmalı olarak tayin edildi. Fraksiyonlaştırılmamış plazmada ise konjugedien oluşumunu gösteren hesaplamalar Spranger protokolüne göre saptandı. Özütlerin fenolik bileşimi en yüksek yeşil çayda gözlendi. Buna bağlı olarak en yüksek radikal temizleme etkisi, anti-lipit oksidasyon kapasitesi, anti-protein oksidasyon aktivitesi ve en uzun t-lag süresi yeşil çayda izlendi. Sonuç olarak yeşil ve siyah çay ile onların atıklarının antioksidan kapasiteye sahip olduğu ve yeşil çay ile onun yaprak atığının siyah çaydan daha yüksek antioksidan özellik gösterdiği belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Siyah Çay, Yeşil Çay, Çay Atıkları TBARS, DPPH, Protein Karbonili, İndirgenmiş Glutatson, Plazma Konjuge Dien

Siyah ve Yeşil Çay İle Atıklarının Antioksidan Özelliklerinin Karşılaştırılması

Page 125: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

110

Hüseyin Avni UYDU, Büşra KELEŞOĞLU, Adem DEMİR, Özlem FAİZ, Nesrin SAĞLAM,Mehtap ATAK, Hasan EFE, Adnan YILMAZ

XXV. Ulusal Biyokimya Kongresi, İZMİR, 3-6 Eylül, 2013

ÖZET

Serbest radikal hasarının ateroskleroz, kanser, yaşlanma gibi dejeneratif hastalıklara katkı sağladığı bilinmektedir. Son yıllarda fitokimyasalların ve bitkisel ürünlerin kullanımı artmaktadır. Ancak bitkisel ürünler pro- ve anti-oksidan olarak ikili etkiye sahiptirler. Bu çalışmada; siyah (SÇ) ve yeşil (YÇ) çay ile bunların farklı atıklarından [siyah (SÇLA) ve yeşil (YÇLA) çay lif atığı ve yeşil çay yaprak atığı (YÇYA)] elde edilen özütlerin fenolik içeriğini belirlenmiş ve onların insan lenfosit DNA hasarına karşı koruyucu etkileri karşılaştırmalı olarak araştırılmıştır. Çay ve atık ekstraktlarının toplam fenolik madde içerikleri Slinkard metoduyla, fenolik içerikleri ISO 14502- 2 protokolü ile, DPPH radikal temizleme aktivitesi Cuendet metoduyla ve DNA hasarı ise Comet assay yöntemi ile tespit edilmiştir. Özütlerde en yüksek fenolik muhteva, radikal temizleme ve anti-DNA hasar aktiviteleri yeşil çayda gözlemlenmiştir (1 μM konsantrasyona sahip çay ekstraktları için bu parametreler sırasıyla; 68±3.9 mg/g, 10±1.3 μM, 0.49±0.06 μM şeklindedir). Tüm özütler için fenolik içerik sıralaması; YÇ > YÇYA > SÇ = YÇGA > SÇLA, DPPH temizleme aktivitesi; YÇ > YÇYA > SÇ=YÇGA > SÇLA ve anti-DNA hasar aktivitesinin sıralaması ise YÇ ≥ SÇ ≥ YÇYA ≥ YÇGA ≥ SÇLA şeklinde olduğu belirlenmiştir. Buna karşılık, deney ortamına yüksek konsantrasyonlarda (50 μM) fenolik içeriği bulunduran özüt ilavesi sonucunda ise çay ve atıklarının prooksidan etki göstermeye başladığı gözlenmiştir. Ayrıca, YÇYA nın SÇ kadar DNA hasarını engelleyebilmesi diğer bir ilgi çekici bulgudur. Sonuç olarak, DNA hasarına yönelik koruyuculuğu bakımından çay atıklarının da çayın kendisi kadar etkili olduğu ve uygun sektörlerde işlenmesi sonucunda atıkların ekonomik bir değer haline gelebileceği öngörülmektedir. Anahtar Kelimeler: Çay, Çay Atıkları, DPPH, Comet Yönetimi

Siyah ve Yeşil Çay İle Atıklarının Oksidatif DNA Hasarı Üzerine Etkilerin İncelenmesi

Page 126: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

111

Fatih Şaban BERİŞ, Sabriye ÇANAKÇI, Zihni DEMİRBAĞ, Ali Osman BELDÜZXII. Ulusal Biyoloji Kongresi, MALATYA, 4-7 Eylül 2002

ÖZET

Bu çalışmada, ülkemizde seleksiyonla bulunan, dekar başına verim, polifenol, protein, kafein, selüloz, teaflavin, yaş ve kuru çay içeriği gibi biyokimyasal özellikleri belirlenmiş olan 4, yukarıdaki özelliklere ilave olarak erken çiçeklenme özelliği gösteren 2, toplam 6 çay klonunun (Derepazarı-7, Gündoğdu, Kömürcüler-10, Muradiye, Pazar-20 ve Tuğlalı-10) oligonükleotit primerler kullanılarak RAPD tekniği ile genetik benzerlikleri çalışılmıştır. Klonlar arasındaki genetik ilişkiler, benzerlik indeksi ve dendrogram düzeyinde değerlendirilmiştir. Bu verilere göre oluşturulan dendrogramda, özellikle erken çiçeklenme gösteren klonlar bir grup altında birbirlerine en çok benzer klonlar oldukları görülmüştür. Çalışmanın ikinci aşamasında ise, daha önce yapılan RAPD çalışmasında kullanılan 6 çay klonunun, bu çalışmada ele alınan klonlarla olan benzerliklerinin araştırılması amaçlanmaktadır. Böylece, Rize Çay Enstitüsü’nün yapmış olduğu seleksiyon çalışmalarıyla sınıflandırılmış ve adlandırılmış olan çay klonlarının moleküler yöntemler kullanılarak ayrımları tamamlanmış olacaktır. Anahtar Kelimeler: Camellia sinensis, RAPD, Benzerik İndeksi, Türk Çay Klonları

Türkiye’de Yetiştirilen Bazı Çay Klonlarının Genetik Benzerliklerinin Belirlenmesi

Page 127: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

112

Fatih Şaban BERİŞ, Cemal SANDALLI, Sabriye ÇANAKÇI, Ali Osman BELDÜZXII. Biyoteknoloji Kongresi, BALIKESİR, 17-21 Eylül 2001

ÖZET

Ülkemizdeki çay plantasyon bahçeleri, Rusya’dan getirilen tohumlar ile yapılmıştır. Fakat tohumla üretim yapıldığı için açılımlar meydana gelmiş ve halen gelmektedir. Dolayısıyla, verim ve kalite bakımından düşük tiplerin yanında, çok az da olsa verim ve kalite bakımından yüksek tipler de bulunmaktadır. Bu konuyla ilgili olarak, sadece hektar başına verim baz alınarak klon bahçeleri oluşturulmuştur. Ancak, bu klonların genetik benzerliği çalışılmamıştır. Bu amaçla, Rize Çay Enstitüsü’ne bağlı Ziraat Araştırma Bahçesi’nden alınan 8 çay klonunun (Ardeşen-1 ve 2, Çiftekavak, Fener-3, Hamzabey, Hayrat-1 ye 2, Kolhida) RAPD-PCR yöntemiyle birbirlerine olan benzerlikleri araştırılmıştır. Çalışmada toplam 30 primer kullanılmış ve bunların 10 tanesi bu çalışma için seçilmiştir. Amplifikasyonlar sonucunda 282 bant elde edilmiştir. UPGMA cluster analizi kullanılarak, benzerlik matriksine dayanan bir dendrogram çizilmiştir. Bu sonuçlara göre, UPGMA analizi 8 klonu, 2 ana guruba ayırmış ve klonlar arasındaki polimorfizm, daha önce yapılan ayırım sonuçlarını desteklemiştir. Anahtar Kelimeler: Camellia sinensis, RAPD, Genetik Benzerlik, Dendrogram

Çay Kültivarlarının (Camellia sinensis L. (O. Kuntzel)) Genetik Benzerliklerinin RAPD ile Belirlenmesi

Page 128: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

113

Aytül SANDALLI, Melike KAÇ, Fatih Şaban BERİŞ, Necla PEHLİVAN GEDİK, Ayhan HAZNEDAR, Serdar ÜLKER, Cemal SANDALLI

3rd International Molecular Biology and Biotechnology Congress, Saraybosna, BOSNA HERSEK, 2-4 Haziran 2014

ÖZET

Çay, Türkiye’nin en önemli tarım bitkilerinden biridir. Türkiye’de yarım asırdan bu yana, birçok klonal çay kültivarı çay üretiminin geliştirilmesi ve kalitesinin arttırılması için geliştirilmiştir. Bu kültivarlar, çay üretimi ve seçiminde kullanılmaktadır. Çayın tohumla üretilmesinden dolayı, çay üretim alanları farklı kalitelerde olmaktadır. Şimdiye kadar Rize Çay Araştırma Enstitüsü 10 farklı kültivar belirlemiştir. Çay üretim alanlarında bu kültivarların kesin ayırımı henüz tamamlanmamıştır. Bu çalışmada, Rize Çay Araştırma Enstitüsü tarafından belirlenen 10 kültivarın çaya özgü SCAR markörlerini geliştirebilmek için RAPD tekniğinin uygulanması amaçlanmıştır. 10 kültivar ve Rize’nin farklı çay alanlarından alınan 8 farklı örnek olmak üzere toplam 18 örnek kullanılarak çalışma yapılmıştır. Dış grup olarak Camellia olifer kullanılmıştır. RAPD çalışmaları için 88 RAPD primeri kullanılmıştır ve bunlardan tanesi SCAR markör için belirlenmiştir. Özellikle, BIO-02, BIO-16, BIO-28, OPC-11, OPC-15, S-202, S-207, S-208, S-211, S-216, S2-224, S-234, S-251, S-279, OPA-9, OPA-12, OPB-10, OPV-12, OPQ-13, OPQ-5, SC10-12, SC10-19, SC10-97, OPH-09, OPI-04, OPJ-05, OPQ-10, OP-03, OP-05, OPB-03, OPV-14, OPV-20, OPW-02 ve BIO-03 primerleri SCAR markör adayı olarak seçilmiştir. Kültivarları birbirinden ayırabilecek olan primer sonuçları SCAR markör belirlemede seçilmiştir. Anahtar Kelimeler: Camellia sinensis, RAPD, SCAR Markör

SCAR Belirteci Geliştirmek İçin Camellia sinensis RAPD Profillerinin Belirlenmesi

Page 129: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

114

Necla PEHLİVAN GEDİK, Fatih Şaban BERİŞ, Melike AKKAYA, Vagif ATAMOV, Ayhan HAZNEDAR, Fatih COŞKUN, Cemal SANDALLI

Symposium on Eurasian Biodiversity, Bakü, AZERBAYCAN, 1-5 Haziran 2015

ÖZET

Çay, çay bitkisinin, Camellia sinensis (L.) Kuntze, Theaceae, yapraklarından elde edilen alkolsüz fakat kafeinli bir içecek olup dünyaca popüler bir içecektir. Türkiye’de ilk çay tarım alanları Batum’dan (Gürcistan) 1937 yılında 20 ton tohum getirilmesi suretiyle kurulmuştur. Daha sonra Türkiye’nin Doğu Karadeniz Kıyılarında yayılmış ve ülke ekonomisinde yerini almıştır. Türkiye çay tarımında Hindistan, Çin, Kenya ve Sri Lanka’nın ardından dünyada 5. sırada yer almaktadır. Geleneksel klonal tanımlama yöntemleri, genomik bölgelerdeki evrimsel değişiklikler ve çevresel koşullarının morfolojik ve biyokimyasal özellikleri etkileyebildiğinden dolayı çay bitkilerinin genetik çeşitliliğini belirlemek için yetersizdir. Bununla birlikte, özellikle DNA markörlerine dayanan moleküler teknikler, bitki ıslahında genetik çeşitliliği belirlemek için filogenetik çözücü güç sağlar. ISSR tekniği, genetik çeşitliliği belirlemek için daha basit ve çok hızlı bir yöntemdir. Bu çalışmada 18 Türk çay çeşidinin genetik çeşitliliği ve ilişkileri, 15 ISSR markeri kullanılarak belirlenmiştir. Bu çeşitler arasında benzerlik indeksleri, UPGMA kullanılarak yapılan kümeleme analizine dayanarak 0.456 ile 0.743 arasında bulunmuştur. Verilerimiz, Doğu Karadeniz kıyılarında çay yetiştiriciliği için seçkin ebeveyn klonları bulmak ve bu konuda çiftçilere yardım etmek için değerli bilgiler sağlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Çay Yetiştiriciliği, Türk Çay Çeşitleri, PCR Tabanlı Belirteçler, Upgma Kümeleme, Genetik Polimorfizm

Türkiye’nin Karadeniz Kıyılarındaki Çay Kültivarlarının Genetik Çeşitliliğinin ISSR Markerları Kullanılarak Karakterizasyonu

Page 130: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

115

Ali Rıza SAKLIIV. Karadeniz Kalkınma Kurultayı: DOKAP ve Bölgesel Kalkınma Planları, RİZE, 31 Ekim-1 Kasım 2012

ÖZET

Çay sektörü gibi, Doğu Karadeniz yöresinin önemli bir coğrafi alanında tek tarımsal ürün durumunda olan ve gerek tarım gerekse tarıma dayalı sanayi kuruluşları ile yöre ekonomisini ayakta tutan bir faaliyet dalında yeniden yapılanmaya girişmek, son derecede kapsamlı ve önemli bir faaliyettir. Bu çabanın ekonomik etkilerinin yanında, sosyal etkilerinin de dikkate alınması ve plânlamanın sosyo-ekonomik bir perspektifte ele alınması gerekir. Bu çerçevede girişilen bir plânlamada, araçsal rasyonaliteye (uzman aklına) dayalı kısa erimli bir yaklaşım mı, yoksa iletişimsel rasyonaliteye (ilgili tarafların etkileşimine) dayalı uzun erimli bir yaklaşım mı daha iyi sonuçlar doğurabilir sorusuna cevap aranmıştır.Araçsal rasyonalite yaklaşımının toplumu yok sayan bir anlayışla katılımcı süreçleri dışlaması, toplumsal talepler karşısında çağın dışına düşmesine neden olmaktadır. İletişimsel rasyonaliteye dayalı plânlama ise, toplumsal taleplere dayalı bir anlayışa sahip olduğu gibi, plânlama sürecinin etkileşime ve değişime açık olmasıyla da zamanın gerisine düşme riskini azaltmaktadır. Hangi plânlama yaklaşımı uygulanırsa uygulansın; önemli sorunlarla boğuşan çay sektörünün yapı değişimi çalışmalarına ihtiyacı olduğu açıktır. Mevzuat eksikliği yanında, kurumsal yapıdaki eksikliklerin giderilmesi için Çay Kurulu’nun kurulması ve Çay Borsası çalışmalarının başlatılması son derecede önemlidir. Anahtar Kelimeler: Çay Sektörü, Sektörel Planlama, Çayda Yeniden Yapılanma

Çay Sektöründe Yapı Değişiminin Plânlanması

Page 131: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

116

Ali Rıza SAKLIII. Rize Kalkınma Sempozyumu, RİZE, 3-4 Mayıs 2013

ÖZET

Türk çaycılığında 1973 yılında faaliyete başlayan Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü‘nden (Çaykur) önce sektörde ikili bir yapı mevcuttur. Bu dönemde, çayın tarımından Tarım Bakanlığı, sanayisinden ise Tekel Genel Müdürlüğü sorumlu olmuştur. Bu yapının yararlı olmadığı, sektörün tamamının tek merkezden yönetilmesi gerektiği düşünülerek, çayın tarımı ve sanayisi ile ilgili tüm görevler Çaykur’a verilmiştir. Türk çay sektörü bundan sonra önemli gelişmeler kaydetmiştir. Yabancı çay üreticisi ülkelerden; Sri Lanka, Hindistan ve Kenya gibi ülkelerde, devlete ait çay işletmeleri bulunmamakla birlikte, devletler çay sektörünün yönetimini elden bırakmamışlar; düzenleme ve denetleme ihtiyacını karşılamak üzere Çay Kurulları kurarak sektörü yönlendirmişlerdir. 1984’ten itibaren Türk çaycılığında özel sektöre faaliyet izni verilmiş ve sektördeki bütünlükçü yapı yeniden bozulmuştur. Çay tarımı Çaykur’un yönetiminde kalmış olmakla birlikte, yeni kurulan özel sektör işletmelerinin yaptığı çay işleme, dağıtım ve pazarlama faaliyetleri tamamen denetimsiz kalmıştır. Bunun sonucunda sektör çok büyük zararlar görmüş, sektördeki sorunları tespit ederek çözüme kavuşturacak bir birim olmadığından, çok sayıda fabrika kapanmış ve bunun sonucunda çay müstahsili de mağdur olmuştur. Gelinen noktada çay sektörünün tamamına hâkim olacak; düzenleme ve denetleme ihtiyacını karşılayacak bir Çay Kurulu kurulması gerekli görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Çay, Çay Sektörü, Çay Kurulu

Çay Sektöründe Üst Kuruluş İhtiyacı ve Sektöre Katkıları

Page 132: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

117

Ali Rıza SAKLITürk Çayının Markalaştırılması; 2023 Vizyonu Çalıştayı, RİZE, 16-20 Kasım 2011

ÖZET

Türk çayının bir dünya markası haline gelmesi konusunu ele alan bu çalışmada, öncelikle Türk çayının mevcut durumu ve dünya çaycılığı içindeki yeri ortaya konulmuştur. Sonra marka oluşturma konusu genel anlamda ele alınarak, yeni bir marka oluşturmanın gerektirdiği koşullara yer verilmiştir. Sektörün genel sorunlarına yer verilen incelemede, Türk çayının dünya markası olmasının önündeki engeller sıralanmış ve bu engeller aşılarak nasıl dünya markası olunabileceği konusu irdelenmiştir. Mevcut durumda fizyolojik ve sosyal ihtiyaçlara hitap eden Türk çayının, saygınlık ve kişisel doyum ihtiyaçlarına hitap etmeye yönelmesi gerektiği vurgulanmıştır. Sri Lanka, Hindistan ve Kenya gibi ülkelerde 4-5 dolar civarında olan günlük yaş çay hasat işçiliğinin, Türkiye’de yaklaşık 30-35 dolar olduğu belirtilerek, maliyetler arasındaki uçuruma dikkat çekilmiştir. Diğer yandan, Türkiye’de çay bitkisinin sadece alt ay büyüdüğü, diğer çay üreticisi ülkelerde ise bu sürenin 10-12 ay arasında olduğu ifade edilerek, bunun toprak ve üretimdeki birim sabit maliyetleri önemli oranda artırdığına değinilmiştir. Türk çay sektörünün dünya markası haline gelebilmesi için, sektörün çok üstün kaliteli, az miktarda üretilen ve yüksek fiyatlarla satılan imaj çaylarına yönelmesi gerektiği savunulmuştur. Bu bağlamda, üretilen siyah çay ürününün hammaddesini oluşturan yeşil çay yapraklarının kaliteli kısımlarının, ilk sürgünün ilk on beş gününde hasat edilenlerinin ve yüksek kesim çaylarının ayrı işlenerek yüksek kaliteli ürün elde edilmesi önerilmiştir. Bu amaçla, 1000 metreden yüksek kesimlere yeni çaylık tesisi izni verilmesi ve elde edilecek yaş çay ürününe yüksek fiyat verilerek imaj çayları için kullanılması da öneriler arasında yer almıştır. Üst düzey ihtiyaçlara cevap vermesi öngörülen imaj çaylarının, Osmanlı döneminde kullanılan zarif kahve fincanları adapte edilerek üretilecek narin çay fincanlarında sunulması da gündeme getirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Türk Çayı, Marka Oluşturma, Çayda Marka Olma

Türk Çayı Nasıl Dünya Markası Olur?

Page 133: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

118

Ali Rıza SAKLI1. Rize Sempozyumu, RİZE, 16-18 Kasım 2006

ÖZET

Düzenleme ve denetim işlevini önde tutan bir anlayışla, devletin bizzat işletmecilik yapmaması görüşü yaygınlık kazanmaktadır. Bu görüşün sonucu olarak, 9. Kalkınma Planın’da devletin, plan dönemi sonunda, çay sektöründen çekilmesi öngörülmüştür. Özel sektör ile birlikte aynı piyasada faaliyet sürdürmekte olan Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (Çaykur), Plan dönemi sonunda devletin elinden çıkması ile birlikte, nasıl bir yapının ortaya çıkacağı merak ve endişe konusudur. Çay sektöründeki mevcut özel girişim uygulamalarının, üreticiye yaş çay bedeli ödemede yeterli bir başarı gösterememesi, Çaykur’un özel sektöre devrinden başka arayışların öne çıkmasına yol açmaktadır. Bu çalışmada, Çaykur markası altında mevcut 110.000 ton kuru çay pazarlama potansiyeline dayanılarak, üreticiyi esas alan ve onun kuru çay üretimi, paketlemesi ve pazarlamasından gelir elde etmesini öngören bir modelle, Çaykurun üreticiye devredilmesi öngörülmektedir. Önerilen modelde, Çaykur’un üreticiye devri için «beş temel ilke» belirlenerek, üreticinin sahipliği ve mutlak denetimi sağlanmaya çalışılırken, öte yandan mevcut üretici işletmeleri ve birliklerin olumlu ve olumsuz tecrübelerinden yararlanılmaktadır. En önemli örnek model olarak, üreticinin sahibi olduğu Kenya’nin KTDA Ltd. şirketi ele alınmakta ve bu üretici şirketinin bazı uygulamaları, Türkiye şartlarına göre yeni modele uyumlaştırılmaya çalışılmaktadır. Yeni modelde, Çaykur’un 46 yaş çay işleme fabrikası birer bağlı ortaklık haline getirilerek hisse devirleri yoluyla üreticiye devredilmektedir. Paketleme ve Pazarlama kısmı ise Çaykur A.Ş. adıyla üretilen çayları paketleyip pazarlamaya devam etmektedir. Çaykur A.Ş., hisseleri, daha sonra üretici şirketlerine devredilmek suretiyle elden çıkarılacaktır. Yaş çay İşleme A.Ş.’leri haline gelecek olan eski Çaykur fabrikaları, bir araya gelerek Üretici İşletmeleri Birliği’ni kuracak ve yönetim yetkilerini bu birliğe devredeceklerdir. Bu şekilde yönetimde profesyonelleşme sağlanmış olacaktır. Sonuç olarak, Çaykur’un 46 yaş çay işleme fabrikası ile paketleme ve pazarlama birimlerinin üreticiye devredilmesini, bütün bu işletmelerden sağlanan karlılığın, yıl sonlannda ödenecek ikinci yaş çay bedeli lie üreticiye aktarılmasını öngören ve çay sektörünün varlığını başarı lie sürdürmesini sağlayan bir model ortaya konulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Çay, Çaykur, Üretici, Çaykur’un Üreticiye Devri

Çaykur’un Üreticiye Devri İçin Bir Model Önerisi

Page 134: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

119

Osman KARAMUSTAFAII. Rize Kalkınma Sempozyumu, RİZE, 3-4 Mayıs 2013

ÖZET

Çayla ilgili ilk çay kanunu İngiliz Parlamentosu tarafından 1773 yılında çıkarılmış ve bu ülkeye ait olan Doğu Hindistan Şirketi’ne doğrudan ihracat yapma yetkisi vermiştir. Ülkemizde ilk çay kanunu 1924 yılında çıkarılan, 407 sayılı Rize Vilayeti ile Borçka Kazasında Fındık-Portakal-Limon-Mandalina ve Çay Yetiştirilmesine Dair Kanun çıkarılmıştır. Bu kanun ile çaylık tesisi için uzman yardımı, ucuz fidan temini ve tarıma açılan araziden 10 yıl süreyle vergi alınmaması gibi teşvikler getirilmiştir. 1984’ten günümüze Türk çay sektörü 5 maddelik bir kanunla faaliyet sürdürmektedir. 1924 yılında çıkarılan Kanun bile bu kanundan daha kapsamlıdır. Bu haliyle çay sektörü, gerekli yasal düzenlemelerden yoksundur ve mevzuat eksikliği içinde bulunmaktadır. Türkiye’de çay tarımını daha ileriye taşımak ve çay sektöründe pazar payını artırarak müstahsil, özel sektör işletmeleri, kamu işletmeleri ve piyasanın sorunlarını çözmek için yeni bir yasa gerekmektedir. 2023 yılı vizyonu olarak Türk çayını iyi bir yere getirmek amacının gerçekleştirilmesi, iyi bir çay kanunu çıkarılmasına bağlıdır. Yabancı çay üreticisi ülkelerin çayla ilgili mevzuatlarına bakıldığında, Hindistan’ın 1953 tarihinde çıkardığı 54 maddelik bir Çay Kanunu olduğu görülmektedir. Sri Lanka ise 1975 yılında 31 maddelik bir Çay Kurulu Kanunu çıkarmıştır. Ancak, Hindistan ve Sri Lanka’nın çay mevzuatı sadece bu kanunlarla sınırlı kalmamakta, Çay Kurulları tarafından yapılan ilave düzenlemeler de bulunmaktadır. Anahtar Kelimeler: Çay, Çay Kanunu, Çay Kanunu İhtiyacı

Çay Sektöründe Yasal Düzenleme İhtiyacı

Page 135: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

120

Burhan BAŞARANDoğu Karadeniz 2. Organik Tarım Kongresi, RİZE, 6-9 Ekim 2015

ÖZET

Çay bitkisinin yetişmesi için en uygun iklim koşullarına sahip olan Rize; Türkiye’de çayın başkenti olarak bilinmektedir. Rize’de halkın temel geçim kaynağı olan çay, bölgedeki tüm sosyo-ekonomik, politik ve kültürel gelişmeleri etkilemektedir. Çay bitkisini işleyen pek çok özel sektör ve kamu fabrikası yine bu bölgede konumlanmıştır. Rize; Çaykur öncülüğünde farklı çay ürünlerini geliştirmeye başlamıştır. Bu ürünlerin başında da organik çay üretimi gelmektedir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı içinde siyah çayın olduğu birçok ürünü gıda zinciri boyunca denetleyecek ve dünyada ilk kez uygulanacak olan Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi’ni geliştirmiştir. Bu çalışmanın amacı; Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi’nin organik çay ürününde uygulanabilirliği üzerinedir. Literatürden faydalanılarak öneriler getirilmiştir. Tüketiciler geliştirilen bu sistemle coğrafi bilgileri, ekim, işlenme ve dağıtım dahil tüm aşamaları takip edebilecektir. Bu sistemle tüketicilerin organik çaya ilişkin gıda güvenliği algısı güçleneceğinden organik çayın gerek iç gerekse dış pazardaki rekabet gücü de pozitif etkilenecektir. Artan satışlar bölgedeki organik tarım kültürünü de olumlu etkileyecektir. Kamu ve özel çay fabrikaları ve diğer paydaşlar bir araya gelerek ortak projeler üretmeli, bölge ekonomisine ve gıda güvenliğine destek olmalıdırlar. Anahtar Kelimeler: Organik Çay, Rize, ÜDTS, Coğrafi izlenebilirlik

Organik Çay Üretiminde Ürün Doğrulama ve Takip Sisteminin (Üdts) Uygulanması

Page 136: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

121

Mevlüde Canan CAN, Zeynep KAZANCI BAŞARANUluslararası Yönetim Araştırmaları Kongresi, Inmar Congress

(International Management Research Congress), ANKARA, 19-20 Mart 2016

ÖZET

Çay dünyada sudan sonra en fazla içilen ve ilk yudumlanışı çok eskilere M.Ö.2737 yılına kadar dayanan bir bitkidir. Türklerin çayla yaygın olarak tanışması ise 1947 yılında ilk çay fabrikasının Rize’de kurulmasıyla başlar. Yıllık kişi başına tüketim bakımından dünya ülkeleri arasında 4. sırada yer aldığı Türkiye’de çayın müşterileri tarafından algılanan imajının tespiti bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır.Araştırma yöntemi olarak anket tekniği kullanılmıştır. Araştırma evreni Tüm Türkiye genelidir. Örneklem ise Tüik’in Nuts kriterine 26 il bazında sınıflandırılmıştır. Anketler araştırmaya katılan kişilerle yüz yüze ve kolayda örnekleme yöntemi ile yapılmıştır. Araştırmanın geçerliliği ve güvenilirliğinin sağlanabilmesi ve kurgulanan hipotezlerin test edilebilmesi için SPSS 18.0 paket programı kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçları frekans tabloları ve betimleyici istatistik yapılarak yorumlanmıştır. Araştırmanın sonucunda Türk çayının harmanı aroması ve tadının müşteriler tarafından çok beğenildiği yabancı çaylara göre Türk çayının özellikle tercih edildiği tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Türk Çayı, İmaj, Müşteri Algısı

Türk Çayının İmaj Algısına Yönelik Bir Araştırma

Page 137: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

122

Saliha EKŞİ, Nebahat EJDER, Osman Birol ÖZGÜMÜŞ, Barış UZUNOKRecep Tayyip Erdoğan Üniversitesi 2. Ulusal Tıp Öğrenci Kongresi, RİZE, 6-8 Mayıs 2016

ÖZET

Kanser, geçmişte olduğu gibi günümüzde de henüz çözümlenememiş bir sağlık problemi olarak devam etmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) 2008’de yayınladığı kanser raporundaki verilere göre, 2030 yılına gelindiğinde kanser vakalarında %75’lik bir artış olacağı öngörülmektedir. Ülkemizde, Sağlık Bakanlığı’nın verileri son 6 yılda 11 milyon 679 bin 107 kişinin kanser tedavisi gördüğünü göstermektedir. Son yıllarda çok sayıda araştırmalar yapılmasına, sentetik veya bitkisel kaynaklı birçok ilacın tedaviye girmesine rağmen henüz kanser tedavisinde istenilen başarı sağlanamamıştır. Türkiye tıbbi ve hoş kokulu bitkiler yönünden dünyanın en önemli ülkelerinden birisi olmasına rağmen, tıbbi ve aromatik bitkilerden gerekli düzeyde faydalanılamadığı düşünülmektedir. Bu doğal kaynağın değerlendirilip tıbbi ve hoş kokulu bitkiler belirlenip bir an önce anti-kanserojenik çalışmalar konusundaki bilimsel araştırmaların hızlandırması kanısındayız. Çayın tarihsel kullanımı M.Ö 2700 yıllarına kadar dayanmaktadır. Günümüzde, çay sudan sonra en fazla kullanılan içecek olup, siyah, yeşil ve beyaz formlarda tüketilmektedir. Ülkemiz çay üretimi bakımından dünyada 5. sırada yer almakta olup, bu hali ile büyük bir ekonomik değere sahip bulunmaktadır. Yakın geçmişte, çay bitkisi (Camellia sinensis ) ile yapılan çalışmalar, çayın sağlık alanında önemli bir ajan olabileceğini göstermektedir. Deney hayvanlarında yapılan çalışmalar ise çayın ve bileşenlerinin anti-kanserojenik etkisinin olabileceğini göstermiştir (Muto,S 2001 ). Çayla yapılan in vitro çalışmalarda, genelde çay yaprağı kullanılmış olup çay çiçeği pek incelenmemiştir. Bu çalışmada, çayın daha az önem verilen kısmı olan çay çiçeğinin sağlık açısından öneminin araştırılması amaçlanmıştır. Bu doğrultuda, in vitro olarak HeLa, A-549, CRL-2923, kanser hücre hatları ve diploit hücre hatları ( ARPE, HEL-299) çay çiçeğinden elde edilmiş olan etil asetat veya sulu çay özütleri ile muamele edilerek, hücreler üzerinde oluşturabilecekleri etkiler araştırılmıştır.

Çay Çiçeği Özütlerinin Normal ve Kanser Hücreleri Üzerindeki Antiproliferatif Etkilerinin Araştırılması

Page 138: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

123

Hücreler üzerindeki sitotoksik aktivite ölçümü, MTT (3-[4,5-Dimethylthiazole-2-yl]-2,5-diphenyltetrazolium bromide) metodu ile belirlenmiş, hücreler üzerindeki morfolojik değişiklikler ışık mikroskobu kullanılarak tespit edilmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda çay çiçeğinin sulu özütünün hiçbir hücre hattı üzerinde etkili olmadığı tespit edilmiştir. Fakat 200 μg /ml etil asetat özütü bütün kanser hücrelerinde etkili bulunurken (HeLa, A-549, CRL-2923,) normal hücreler (ARPE, HEL-299) üzerinde herhangi bir etkisi saptanmamıştır. 200μg/ml kullanılan etil asetat özütünün kanser hücrelerinde oluşturduğu etki istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (P<0.05). Etil asetat özütünün 200 μg/ml dozları normal hücrelerde herhangi bir morfolojik değişikliğe yol açmazken kanser hücrelerinin yüzeylerden koparak yuvarlak bir hal almalarına neden olmuştur. Bütün bu sonuçlar, çay çiçeğinin içerdiği bazı maddelerin anti kanserojenik bir potansiyele sahip olabileceğini göstermektedir. Bunun ortaya çıkarılması için, öncelikle özüt içindeki etkili maddelerin tespit edilebileceği, tedavi edici ajanlar olarak geliştirilebileceği kapsamlı araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Kanser, ARPE,A549, CRL-2923

Page 139: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

124

Özlem BİLGİN, Recep BİRCAN, Huriye ARIMAN KARABULUT, İlker Zeki KURTOĞLU, Şevki KAYIŞEkoloji Sempozyumu, SİNOP, 6-9 Mayıs 2015

ÖZET

Bu çalışma, yeşil çay yaprağının (Camellia sinensis) uygun şekilde kurutularak balık yemlerinde kullanıma hazır hale getirilmesi ve farklı kurutma sıcaklığının yeşil çay yaprağının toplam polifenol içeriğine etkisinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Yaş çay yaprağının kurutulması ve balık yemlerine kullanımına uygun hale getirilmesi amacıyla etüv sıcaklığı, etüv niteliği (fanlı ya da fansız etüv) ve kurutma süresinin belirlenmesi üç farklı metodun uygulanması sonucunda tespit edilmiştir. Sıcaklığın polifenol miktarına etkisi olabilir mi? sorusuna yanıt bulmak için farklı sıcaklıklarda (40ºC, 70ºC, 80ºC ve 90ºC) fanlı etüvde kurutulan yaş çay yaprağının toplam polifenol içeriği analizleri üç tekerrürlü olarak yapılmıştır. Fanlı etüv içerisine ince bir şekilde serilerek yerleştirilen yaş çay yaprakları 90ºC sıcaklıkta ve 30 dakika sonunda yemlerde kullanıma uygun bir şekilde kurutulabilmiştir. Bu süre sonunda çay yapraklarının yeşilimsi kuru yaprak halini aldığı, avuç içerisinde sıkıldığında yaprakların kırılma çıtırtısının duyulduğu ve ayrıca kurutulan çay yaprağı neminin %5 olduğu belirlenmiştir. Toplam polifenol miktarı 40ºC, 70ºC, 80ºC ve 90ºC sıcaklıkta kurutulan yeşil çay yaprağı için sırasıyla %11,6±0,422, %11,02±0,554, %9,95±0,423 ve %12,25±0,822 olarak hesaplanmıştır. Dört farklı sıcaklıkta kurutulan çay yaprağının toplam polifenol miktarları arasındaki farkın istatistiki olarak önemsiz olduğu (Tek yönlü ANOVA, P=0,1049) belirlenmiştir. Bu sonuçlar farklı sıcaklıklarda kurutulan yeşil çay yaprağının toplam polifenolik miktarının kurutma sıcaklığına bağlı olarak değişmediğini ve yeşil çay yaprağının fanlı etüvde 90ºC sıcaklıkta 30 dakika kurutma ile balık yemlerine kullanıma hazır hale getirilebileceğini göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Yeşil Çay, Camellia sinensis, Polifenol, Bitkisel Yem Hammadesi, Su Ürünleri Yetiştiriciliği

Balık Yetiştiriciliğinde Yeşil Çayın Kullanımı ve Kurutma Sıcaklığının Yeşil Çayın (Camellia sinensis) Toplam Polifenol İçeriğine Etkisi

Page 140: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

125

Recep BİRCAN, Özlem BİLGİN, Huriye ARIMAN KARABULUTFELS-2016 International Conference on Food, Ecological and Life Sciences,

Kuala Lumpur, MALEZYA, 9-10 Mayıs 2016

ÖZET

Bu araştırma, yeşil çay yaprakları Camellia sinensis’in diyet eklenmesinin gökkuşağı alabalığı Oncorhynchus mykiss üzerindeki büyüme performansı, yem kullanımı, vücut kompozisyonu, hematolojik parametreler ve serum biyokimyasal bağışıklık parametreleri üzerine etkisini değerlendirmek amacıyla yürütülmüştür. Ortalama vücut ağırlığı 40.4±0.01 g olan 546 gökkuşağı alabalığı, yedi deneysel muameleye bölündü (her biri üç replikasyon). Balıklar, 5.3±0.04 epigallokateşin gallat-3-gallat (EGCG) içeren kurutulmuş yeşil çay yaprakları (GTL) ve 6.5±0.07 EGCG içeren %1 yeşil çay yaprağı tozundan (GTLD) (diyet 7), 60 gün boyunca, %0 (kontrol/diyet 1),%0.25 (diyet 2), %0.5 (diyet 3), %1 (diyet 4), %2 (diyet 5), %3 (diyet 6) beslenerek diyetteydi. Beslenme denemesinin 60. gününden sonra diyet 2 ile beslenen balık, kontrol grubuna göre anlamlı olarak değişmeyen (P> 0.05), diğer gruplardan daha yüksek ağırlık artışı (WG), spesifik büyüme hızı (SGR), görünür net protein retansiyonu (ANPR) ve protein verimlilik oranına (PER), diğer gruplara göre daha düşük yemden yararlanma oranına (FCR) sahipti.Deney sonunda WG, SGR, protein tüketimi (PT), PER ve ANPR istatistiksel olarak tüm gruplarda ve kontrol grubunda (P> 0.05) benzer şekilde hesaplandı. Diyet 6 ile beslenen balık, kontrolden daha düşük WG, SGR ve PER; kontrolden daha büyük FCR’ye sahipti (P <0.05). Karaciğer ve filetolun ham lipid içeriği, tüm gruplarda kontrol grubuna göre anlamlı derecede düşüktü (P <0.05). Deney sonunda kan serumu parametreleri: toplam protein (TP), albumin (ALB), globulin (GLB), glikoz (GLU), toplam kolesterol (CHO), trigliserid (TRIG) ve bağışık serum parametreleri: lizozim aktivitesi (LYZ), miyeloperoksidaz (MPO) ve toplam immunglobulin (IG) parametreleri tüm gruplarda kontrol grubuna kıyasla anlamlı bir değişiklik göstermedi (P> 0.05). Diyet 4, 5 ve 6 ile beslenen balıkların beyaz kan hücresi (WBC) değerleri ve diyet 5 ve 6 ile beslenen balıkların kırmızı kan hücresi (RBC) değerleri istatistiki olarak kontrol grubuna göre düşüktü (P <0.05). Bu sonuçlar, gökkuşağı alabalık diyetinde; özellikle %0.5 düzeyinde GTL’nin uygulanmasının, %3’lük GTL grubu dışında deneysel diyetlerden önemli bir şekilde etkilenmese de büyüme performansını ve beslenme kullanımını arttırdığını göstermiştir. Deneysel diyetlerde %1 dozda GTLD ve GTL’nin özellikle daha yüksek dozlarda (ör. %3) verilmesi gökkuşağı alabalığı için hipolipidemik etkiler göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Gökkuşağı Alabalığı, Oncorhynchus mykiss, Yeşil Çay, Camellia sinensis, İmmünostimülan, Büyüme, Hematoloji, Kan Biyokimyası

Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykiss) yeminde Yeşil Çayın (Camellia sinensis) Kullanımının Yem Değerlendirme ve Vücut Kompozisyonu Üzerine Etkisi

Page 141: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

126

Mustafa AKBULUT, Nalan BAKOĞLUVII. Bahçe Ürünlerinde Muhafaza ve Pazarlama Sempozyumu, ISPARTA, 4-7 Ekim 2016

ÖZET

Dünyada çay üretiminde Çin, Hindistan, Kenya ve Sri Lanka’dan sonra Türkiye 5. sıra yer almaktadır. Ülkemizde çay üretiminin tamamı ise Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yapılmaktadır. Çay üretiminde ilk sırada yer alan Rize ilinde yapılan bu araştırmada çay hasadı ve sonrasındaki sorunların ortaya konulması hedeflenmiştir. Araştırmada üreticiler, çay alım yeri yetkilileri ve nakliye yapan kişiler ile yapılan anket, gözlem ve değerlendirmelere yer verilmiştir. Çayın hasat aşamasından itibaren karşılaşılan sorunlar yanında, bunlara yönelik çözüm önerilerine de yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Çay, Hasat, Hasat Sonrası, Doğu Karadeniz

Çay Üretiminde Hasat ve Hasat Sonrasında Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri

Page 142: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

127

Yusuf ŞAVŞATLI, Fatih SEYİS, Mustafa AKBULUTVII. International Scientific Agriculture Symposium “Agrosym 2016”,

Saraybosna, BOSNA HERSEK, 6-9 Ekim 2016

ÖZET

İstenen tarım arazilerinin geliştirilmesi ve bazı bitki özelliklerinin yeniden kazanılması açısından bitki ıslahı önemli bir rol oynamaktadır. Yeni bitki çeşitlerinin geliştirilmesinde farklı yetiştirme teknikleri kullanılmaktadır. Bitki ıslahında kullanılan yöntemlerden biri de poliploidi yetiştirme yöntemidir. Doğadaki çoğu bitkiler, evrim sürecinde kendiliğinden poliploidi olmuşlardır. Üreticiler, poliploidi yetiştirmeye; poliploidi bitkilerin diploidlere kıyasla bazı üstün özellikler gösterdiği gerçeğinden dolayı büyük önem vermiştir. Poliploidi bitkilerde, gen sayısının artışından dolayı, genetik çeşitlilik artmış ve yeni kombinasyonlar ortaya çıkmıştır. Bu kombinasyonlar; triploid, tetraploid, pentaploid vb. olarak adlandırılmaktadır. Tıbbi ve aromatik bitkilerden elde edilen çay (Camellia sinensis (L.) O. Kuntze), genellikle bir içecek olarak değerlendirilmek üzere üretilen, dünyanın en önemli bitkilerinden birisidir. O, farmakolojik olarak değerli bileşenler olan kateşinler ve kafein içerir. Bu bileşenler, genetik ve çevresel koşullara bağlı olarak çeşitlilik göstermektedir. Bu bileşenler açısından zengin olan Camellia’nın yeni çeşitlerini poliploidi yetiştirmeyle geliştirmek mümkündür. Bu gözden geçirme, çayın poliploidi yetiştirilmesi ve geliştirilmiş poliploidi çeşitleri üzerinedir. Anahtar Kelimeler: Poliploidi, Çay, Camellia sinensis, Çeşit

Çay’da (Camellia sinensis (L.) O. Kuntze) Poliploidi Islahı

Page 143: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

128

Yusuf ŞAVŞATLI, Muhammed İkbal ÇATAL, Fatih SEYİSInternational Mesopotamia Agriculture Congress / IMAC 2014, DİYARBAKIR, 22-25 Eylül 2014

ÖZET

Çay, dünya çapında son derece popüler bir içecektir ve sıcak veya soğuk servis edilebilir. Camellia sinensis (L.) O. Kuntze’nin taze yapraklarından elde edilen çaylar uygun yöntemlerle işlenerek her yaşta zevkle tüketilmekte ve ülkemize ekonomik olarak katkıda bulunmaktadır. Çay; canlandırıcı bir içecek olmanın yanı sıra sağlık bakımından da fayda sağlamaktadır, bu özellikleri yaygın kullanımının başlıca nedenleridir. Çayın olumlu etkileri düzenli tüketimiyle ilişkili olarak elde edilebilir. Çayın polifenolleri, yüksek antioksidan etkiye sahiptirler, flavanoller, flavandioller, flavonoidler ve fenolik asitler; bu bileşikler çay yapraklarının kuru ağırlığının yaklaşık üçte birinden oluşabilir. Bu nedenle çayın birçok ortak insani rahatsızlığı önlemeye yardımcı olduğu ve pankreasta, prostatta, kolonda, özofagusta ve ağızda kanser hastalığı ile mücadele ettiği bilinmektedir. Çayın insan sağlığına etkileri çay tipine göre değişir. Çay, manganez ve potasyum gibi minerallerce de zengindir. Buna ek olarak, çayın insan sağlığına etkisi çay tiplerine bağlı olarak farklılık göstermektedir. Çayın taze yaprakları, dünyada siyah çay, kokulu çay, yeşil çay ve beyaz çay yapmak için kullanılır. Bu çay tipleri arasındaki fark, yaprakların yaşına ve hasat sonrası işleme bağlıdır. Siyah çay, diğer türlerle karşılaştırıldığında, bitkinin uzun ve eski yapraklarından yapılır. Kokulu çay orta boy yapraklardan yapılır. Beyaz çay sadece tomurcuk veya bitkinin en taze yaprakları kullanılarak üretilirken, yeşil çay daha fazla genç ve taze yaprak gerektirir. Çay türleri arasında yakın zamanda Türkiye’de de üretilen beyaz çayın, insan sağlığı için diğer türlerden daha yararlı olduğu bilinmektedir. Anahtar Kelimeler: Camellia sinensis, çay türleri, polifenoller, antioksidan

Çay’ın (Camellia sinensis (L.) O. Kuntze) Değerlendirilmesinde Yeni Yaklaşımlar

Page 144: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

129

Yusuf ŞAVŞATLI, Fatih SEYİSInternational Plant Breeding Congress, ANTALYA, 10-14 Kasım 2013

ÖZET

Çay (Camellia sinensis L.), çoğunlukla yaprakları için dünyanın her yerinde yetiştirilen önemli bir bitki türüdür. Lider çay üreticisi ülkelerinden birincisi Çin›dir; onu Hindistan, Kenya ve Sri Lanka izlemektedir. Türkiye, 75.890 hektarlık bir plantasyon alanı ile 8. sırada, 221.600 tonluk üretimle 5. sırada yer almaktadır (Anon., 2013a). Çay, tamamıyla Doğu Karadeniz’de olmak üzere; %65,6 ile Rize, %20,46 ile Trabzon, %11,3 ile Artvin ve %2,62 ile Giresun ve Ordu’da üretilmektedir (Anon., 2012a). Türkiye›de çay tarlaları tohum dikimi ile kurulmuştur. Bu, büyük bir genetik varyasyona işaret etmektedir. Bu varyasyon, bir taraftan kalite konusunda negatif bir şekilde çay üretimindeki homojenliği ortadan kaldırmaktayken öte yandan yeni çeşitlerin gelişimi ile ilgili önemli bir kaynak oluşturmaktadır. Türkiye›de çay üretimi Çin çayından (Camellia sinensis) oluşmaktadır. Aynı durum, diğer ülkeler için açıklanabilir ve C. oleifera, C. chekiangoleosa, C. reticulata, C. grijsii, C. vietnamensis, C. crapnelliana ve C. gauchowensis gibi türler tohumlarında yenilebilir yağ kalitesinden dolayı yetiştirilirler (Anon., 2013b). Çay tohumlarındaki yağ içeriği C. chekiangoleosa türünde % 63,3 oranına çıkar (Jia vd., 2010; Shu, 2007). Çaydaki en yüksek yağ içeriği yaklaşık %34›tür. Günümüzde taze yaprakları için yetiştirilen çay bitkisinden yüksek kaliteli yenilebilir yağ ve biyodizel elde edilebilir ve bu, yüksek yağ verimliliği gösteren üstün genotipleri seçme imkânı verir (Demirbaş, 2010).

Doğu Karadeniz Bölgesi Çay (Camellia sinensis L.) Plantasyonlarından Elde Edilebilecek Ek Ürünler

Page 145: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

130

Muhammed İkbal ÇATAL, Yusuf ŞAVŞATLI, Fatih SEYİS5. Ulusal Moleküler Biyoloji ve Biyoteknoloji Kongresi, KONYA, 18-21 Temmuz 2016

ÖZET

Çay (Camellia sinensis (L.) O. Kuntze), tropikal ve subtropikal iklim bölgelerine adapte olan, fazla yağış alan ve nispeten pH’sı düşük toprak koşullarında yetişen herdem yeşil değerli bir keyf bitkisidir. Çay bitkisi generatif veya vejetatif yolla kolayca çoğaltılabilmektedir. Buna karşılık, gerek yabancı tozlaşmadan dolayı genetik açılmaların görülmesi gerekse tohum veriminin düşük olması nedeniyle ıslah çalışmaları dışında generatif yolla üretimi arzu edilmemekte, daha çok çelikle üretimi tercih edilmektedir. Çelikle üretim ise kısa sürede bol miktarda sağlıklı bitki üretiminde yetersiz kalmaktadır. Yapay besin ortamlarında değişik bitki kısımlarından aseptik koşullarda yeni bitkilerin elde edilmesi şeklinde tanımlanan mikroçoğaltım ise bu ihtiyaca cevap verecek niteliktedir. Çay ıslahında özellikle kısa sürede ve yeterli sayıda yeni bitkilerin üretilmesinde önemli bir imkân sağlayan biyoteknolojik yöntemlerden mikroçoğaltım tekniklerinin ele alındığı bu derlemede, kimyasal besin ortamının ve fiziksel şartların çay bitkisinin mikroçoğaltımı ve bitki büyümesi üzerine etkileri tartışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Çay, Camellia sinensis, mikroçoğaltım

Çay (Camellia sinensis (L.) O. Kuntze) Bitkisinde Mikroçoğaltım Teknikleri

Page 146: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

131

Turan YÜKSEK, Filiz YÜKSEK, Ercan SÜTLÜII. Rize Kalkınma Sempozyumu, RİZE, 3-4 Mayıs 2013

ÖZET

Rize yöresinde çay tarımıyla geçen yetmiş beş yıllık sürede çaylık alanlarda, üretici sayısında, üretim şeklinde ve çayın gübrelenmesinde pek çok değişimler yaşanmıştır. Yaşanan değişimlerin bir bölümü pozitif yönde etki ederken; diğer bir bölümü ise negatif yönde etki etmiştir. Negatif yönde etki eden unsurların başında çayın doğru şekilde nasıl gübreleneceği hususudur. Bu çalışmanın amacı çay tarımında gübreleme sorunlarının belirlenmesi ve sürdürülebilir çay tarımı için yeni starterjilerin ortaya konulmasıdır. Bu amaçla çay tarımında gübreleme şekli ve kullanılan gübre çeşitleri ile ilgili bilgiler araştırılmış, çay üreticilerine çayın gübrelenmesi ile ilgili soruların bulunduğu anketler uygulanmış ve elde edilen veriler analiz edilerek değerlendirilmiştir. Çalışma sonucu elde edilen bazı sonuçlar özetle şöyledir. Çay tarım alanlarında geniş anlamda suni gübre uygulamasına 1974 yılında rastlanmıştır. Aynı yıl, çay bahçelerinde 60 974 ton suni gübre kullanılmıştır. Bu dönemde satılan gübrelerin % 94’ü amonyum sülfat, geri kalan kısmı ise amonyum nitrat gübresi niteliğindedir. Anket çalışmalarında çay üreticilerinin %90’nı dönüme 100 kg yapay gübre verdiklerini ifade etmişlerdir. Aynı dönemin piyasa rakamlarına çay üreticilerinin gübreye harcadıkları para 8-15 milyon Türk lirasıdır. 2010-2011 yılları arasında Fırtına vadisinde yapılan çay alanlarına uygulanan gübrenin yıkanması konulu araştırmada çay tarımına uygulanan gübrelerin % 28-40 arasında yıkandığı belirlenmiştir. Yıkanan gübrenin 2010 koşullarındaki piyasa değeri 3.2- 4.6 milyon Türk lirasıdır. Sürdürülebilir çay tarımının devamı, çayın kalitesinin korunması ve veriminin artırılması ve üretilen çayın daha kolay ihraç edilebilmesi için çay tarımında gelişigüzel yapılan gübrelemeye son verilmelidir. Anahtar Kelimeler: Çay Tarımı, Yapay Gübre, Gübreleme Sorunları, Rize

Çay Tarımında Gübreleme Sorunları Sürdürülebilir Çay Tarımı İçin Yeni Stratejiler

Page 147: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

132

Turan YÜKSEK, Hasan Zeki KALAYII. Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi, RİZE, 15-18 Mayıs 2002

ÖZET

Araştırma sahası, Türkiye coğrafi bölgelerinden Karadeniz Bölgesi’nin doğu bölümünde yer almakta olup, Pazar’a 3 kilometre uzaklıktaki kesikköprü köyündedir. Bu çalışmada, kızılağaç baltalık büklerinin çay tarımına dönüştürülmesi sonucu, toprakların bazı fiziksel, hidro-fiziksel ve kimyasal özelliklerinde meydana gelen değişimler araştırılmıştır. Bu amaçla, gölgeli (doğu) bakılar üzerinde bulunan kızılağaç bükleri ile çay alanlarında 3 dönüm büyüklüğünde deneme alanları oluşturulmuştur. Deneme alanlarında 9 adet ormanda ve 9 adet çay alanında olmak üzer toplam 18 adet toprak profili açılmıştır. Profillerin farklı derinlik kademelerinden bozulmuş ve bozulmamış olmak üzere toplam 54 adet örnek alınarak laboratuarda analiz edilmiştir. Kızılağaç büklerinden çay topraklarına doğru gidildikçe kum, toz, solma noktasındaki nem, geçirgenlik ve organik madde miktarı azalırken; kil, hacim ağırlığı, tane yoğunluğu değerlerinin arttığı belirlenmiştir. Değerler arasındaki değişim istatistiksel olarak önemli seviyededir. Anahtar Kelimeler: Kızılağaç Bükü-Çay Plantasyonu, Orman Tahribi, Fiziksel-Hidrofiziksel Toprak Özellikleri, Toprak Erodibilitesi

Kızılağaç Baltalık Büklerinin Çay Tarımına Dönüştürülmesi Sonucu Toprakların Bazı Özelliklerinde Meydana Gelen Değişimlerin Karşılaştırılması

Page 148: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

133

Nilay AKÇAY, Filiz KORKMAZ GÖRÜR, Recep KESER, Nilüfer AS, Serdar DİZMAN, Burcu KARAYUNUS, Nazmi Turan OKUMUŞOĞLU

28th International Physics Congress, MUĞLA, 6-9 Eylül 2011

ÖZET

Çay, dünyanın en popüler içeceklerinden biridir. Türkiye’nin Doğu Karadeniz Bölgesi, Türkiye›nin başlıca çay üreticilerinden biri ve dünyanın beşinci çay üreticisidir. Bu nedenle, çaydaki kimyasal bileşenler, sağlıkla alakalı olduğu için büyük ilgi gördü. Bu bölge Çernobil kazasından 1986’da kontamine olduğundan, çay yetiştirme bölgesindeki radyoaktivite düzeyini belirlemek için kapsamlı bir çalışma planlanmış ve gerçekleştirilmiştir. 233Th, 238U, 40K ve 137Cs aktivite konsantrasyonları, bir HpGe dedektörü ile gama spektrometresi kullanılarak yerel pazarlardan 29 siyah çay ve bir yeşil çay numunesinde ölçülmüştür. 232Th, 226Ra, 40K ve l37Cs ortalama aktivite konsantrasyonları çay örneklerinde sırasıyla 3.2 ± 0.6 Bq/kg, 6.4±0.7 Bq/kg, 445.6±17.8 Bq/kg ve 42.0±1.4 Bq/kg bulunmuştur. Buna ek olarak, Fe, Mn, Zu, Cu ve Pb içeren beş ağır metalin konsantrasyonu, çay numuneleri üzerinde indüktif çift plazma spektroskopisi (ICP/OES) ile belirlendi. Araştırılan metaller arasında Mn en yüksek seviyededir. Manganez seviyeleri 1850.75-292.65 μg/g (ortalama: 1286.35±0.58 μg/g) aralığındaydı. Analiz edilen çay örneklerinde Pb seviyeleri tespit sınırlarının altındaydı. Günlük alım miktarı için tüm elementlerin konsantrasyonları, insan tüketimi için güvenlik düzeyinin altındadır. Anahtar Kelimeler: Çay, Radyoaktivite, Ağır Metaller, ICP/OES

Türk Paket Çaylarındaki Radyonüklid ve Ağır Metal Konsantrasyonları

Page 149: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

134

Filiz KORKMAZ GÖRÜR, Nilay AKÇAY, Recep KESER, Serdar DİZMAN, Burcu KARAYUNUS,Nilüfer AS, Nazmi Turan OKUMUŞOĞLU

28th International Physics Congress, MUĞLA, 6-9 Eylül 2011

ÖZET

1986 yılında Çernobil kazası nedeniyle Türkiye Rize ili kontamine olmuştur. LSC’yi kullanarak farklı Türk pazarı çaylarında brüt α ve α radyoaktivite düzeyini ve yıllık etkin doz eşdeğerini belirlemek için kapsamlı bir çalışma planlanmış ve gerçekleştirilmiştir. Çay örneklerinde sindirim ve infüzyon için ortalama ölçümler brüt α için 0,050 Bq2g-1 ve 0.018 Bq2g-1, brüt β için 0.807 Bq2g-1 ve 0,090 Bq2g-1’dir. İnfüzyon çay numunelerinin toplam yıllık etkin doz eşdeğerine katkıları 238U, 234U, 230Th, 226Ra, 210Po, 232Th, 238Th 210Pb and 228Ra’dan yetişkinler için 1.03, 1.12, 4.80, 6.40, 27.42, 5.25, 1.64, 77.40 ve 77.40 μSvy-1’dir. Elde edilen sonuçlar, α ve β yayan radyonüklidlerin doğal etkinlik konsantrasyonlarının ve çay numunelerinde yıllık etkin doz eşdeğerinin, WHO tarafından önerilen seviyeleri aşmadığını ortaya koymuştur. Anahtar Kelimeler: Brüt α, Brüt β, Aktivite, Çay, Etkin Doz Eşdeğeri

Türk Paket Çaylarından Toplam Alfa Toplam Beta Konsantrasyon ve Yıllık Etkin Doz Değerleri

Page 150: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

135

Nilay AKÇAY, Hasan BALTAŞ, Ali İhsan KOBYA30th International Physics Congress, İSTANBUL, 2-5 Eylül 2013

ÖZET

Çay, dünyadaki farklı ülkeler tarafından üretilen ve tüketilen en popüler içeceklerden biridir. Rize, Türkiye’de çay üreten en önemli şehirlerden biri olarak biliniyor. Çay, çay bitkisinin kürlenmiş yaprakları üzerine sıcak veya kaynar su dökerek hazırlanır. Çayda bulunan birçok eser element insan sisteminde önemli roller oynamaktadır ve eksiklikleri veya aşırılıkları hastalıklara neden olabilir. Enerji dağılımlı X-ışını floresans spektrometresi (EDXRF), çevresel numunelerin kantitatif element analizi için yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, Rize’de satılan 15 farklı çay markasında EDXRF spektrometresi ile Mg, Mn, Fe, Al, Cr, Ni, Cu, Zn ve Pb konsantrasyonları ölçülmüştür. Mg, Mn, Fe, Al, Cr, Ni, Cu, Zn ve Pb›nin ortalama konsantrasyonları çay örneklerinde sırasıyla %754.2, %0.52, %1058.9, 0.40ppm, 9.7ppm, 32.8ppm, 110.7ppm, 146.7ppm ve 10.2ppm bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Çay, EDXRF, Rize, Eser Elementler, Spektrometri

Rize’de Satılan Farklı Çay Markalarına Ait Bazı Eser Element Düzeyleri

Page 151: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

136

Keziban YAZICIInternational Conference on Engineering and Natural Sciences, Saraybosna,

BOSNA HERSEK, 24-28 Mayıs 2016

ÖZET

Çay bitkileri Türkiye’de sadece Karadeniz Bölgesi’nde yetiştirilmektedir. Çay bitkisinin yoğun olarak yetiştirildiği ekvatoral bölgelerde dört hasat zamanı vardır. Dünya çay ekimi alanının aksine, Türkiye’de 6 ay dinlenme süresi ve üç hasat vakti var. Bu alanda iklim koşullarının uygun olduğu bazı yıllarda dört hasat yapılabilir. Bu araştırmanın amacı, kaolinin (M-99-099), çay bitkisi (Camellia sinensis L.O. Kuntze) dikiminde erkencilik üzerindeki etkilerini belirlemektir. Bu araştırma, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü’ndeki deneysel meyve bahçelerinde yürütülmüştür. Kaolin uygulamasının erken olma üzerine etkileri, % 6 kaolin uygulanarak, haftalık aralıklarla iki uygulama ve hasat zamanının üç hafta öncesindeki son uygulama ile belirlenmiştir. Sonuçlar, Kaolin uygulamasının sürgün uzunluğunu arttırdığını ve çay bitkilendirilmesinde bir hafta erkenliği sağladığını göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Kaolin, Çay Bitkisi, Erkencilik, Karadeniz Bölgesi

Çay Bitkisinde (Camellia sinensis L.O. Kuntze) Kaolin Uygulamasının Erkencilik Üzerine Etkileri

Page 152: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

137

Keziban YAZICI, Mustafa AKBULUT, Burcu GÖKSU, Nalan BAKOĞLUDoğu Karadeniz II. Organik Tarım Kongresi, RİZE, 6-9 Ekim, 2015

ÖZET

Çay sektöründe son yıllarda yaşanan gelişmeler, pazara birçok yeni çay ürününün çıkmasına neden olmuştur. Bunlar arasında organik çay önemli bir yere sahiptir. Organik çay; yetiştiriciliğinde kimyasal ilaç ve kimyasal gübre kullanılmayan, üretimi esnasında organik yapısını bozacak herhangi bir işleme tabi tutulmayan, hiçbir sentetik katkı maddesi içermeyen çay olarak tanımlanmaktadır. İnsan sağlığı, ekolojik denge ve çay sektörünün geleceği açısından organik çay üretiminin yaygınlaştırılması ve desteklenmesi gerekmektedir. Türkiye’de çay sektörü diğer üretici ülkelerle karşılaştırıldığında nispeten yeni bir faaliyet görünümünde olmasına rağmen, ülkemiz önemli üretici ülkeler arasında yer almakta ve üretim miktarı açısından Çin, Hindistan, Kenya ve Sri Lanka’dan sonra beşinci sırada yer almaktadır. Çay üreticisi ülkelerde, mevsimsel sıcaklık değişimleri yaşanmadığından yıl boyu çay üretimi yapılmaktadır. Dört mevsimin yaşandığı ülkemizde ise düşük sıcaklıklar nedeniyle çay alanlarında yaklaşık 6 ay hasat yapılmamakta, kış aylarında ise çay bahçelerinin üzerine kar yağması Türk çayına önemli bir özellik kazandırmaktadır. Bu özelliğinden dolayı ülkemizde çay bahçelerinde kimyasal ilaçla mücadele yapmaya gerek duyulmamaktadır. Bu da bölgenin ve özellikle Rize İlinin yüksek organik çay yetiştirilme potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. Bu makalede, Rize ilinde son yıllarda yapılmaya başlanan organik çay yetiştiriciliğinin mevcut durumu, gelişme imkânları ve geleceği ile ilgili yaklaşımlar ortaya konulmuştur. Anahtar Kelimeler: Çay, Organik Tarım

Rize’de Organik Çay Yetiştiriciliğinin Mevcut Durumu ve Gelişme Olanakları

Page 153: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

138

Keziban YAZICI, Mustafa AKBULUT, Burcu GÖKSU, Nalan BAKOĞLUVII. Ulusal Bahçe Bitkileri Kongresi, ÇANAKKALE, 25-29 Ağustos, 2015

ÖZET

Çay, Camellia sinensis (L.) O. Kuntze bitkisinin taze sürgünlerinin değişik yöntemlerle işlenmesi ile elde edilen ve Dünya’da sudan sonra en fazla tüketilen bir gıda ve içecek maddesidir. Dünya üzerinde çay bitkisi, kuzey yarım kürede yaklaşık 42 enlem derecesinden, güney yarım kürede 27 enlem derecesine kadar olan kuşak üzerinde yetiştirilmektedir. Çin ve Hindistan çay bitkisinin yaygın olarak yetiştirildiği ve çay üretiminin yoğun olarak yapıldığı ülkelerdir. Dünya üretiminde 6. sırada yer alan ülkemizin geleneksel ihraç ürünlerinden biri olan çay, Doğu Karadeniz Bölgesi bitkisel üretiminde önemli bir yere sahiptir. Türkiye’de çay sektörü diğer üretici ülkelerle karşılaştırıldığında nispeten yeni bir faaliyet görünümünde olmasına rağmen kısa süre içerisinde büyük gelişme göstermiştir. Ülkemizde çay üretimi 1924 yılında başlamış, ilk yaş çay yaprağı işleme fabrikası 1947 yılında Rize’de kurulmuştur. 1950’li yıllarda kuru çay üretimi 25.000 tonun altında gerçekleşirken, yıllar içerisinde artarak 2013 yılında 225 bin tona, 2014 yılında ise 245 bin tona yükselmiştir. Çay, öz kaynakların değerlendirilmesinde, istihdam yaratmada, diğer sanayi dallarına hammadde temin etmede ve yüksek katma değeriyle Doğu Karadeniz Bölge halkının ve çiftçilerin hayatlarını sosyal, ekonomik ve çevresel boyutta önemli derecede etkileyen önemli bir üründür. Bu makalede dünya ve ülkemizdeki çay üretimindeki değişimler ele alınmış, kaliteli üretim ve ihracat potansiyelinin arttırılması için modern yaklaşımlar ortaya konulmuştur. Anahtar Kelimeler: Çay, Üretim, İhracat, Kalite, Verim

Çay Üretiminde Değişimler ve Modern Yaklaşımlar

Page 154: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

139

Keziban YAZICI, Mustafa AKBULUT, Fatih SEYİSInternational Plant Breeding Congress, ANTALYA, 10-14 Kasım, 2013

ÖZET

Çay, Camellia sinensis (L.) O. Kuntze, taze yaprakları değişik yöntemlerle işlendikten sonra elde edilen ve dünyanın dört bir yanında sudan sonra en çok tüketilen bir içecek ve gıda maddesidir. Çay bitkisi, dünyanın 42 º K ve 27 º G enleminde yetiştirilmektedir. Bununla birlikte, çay; üretiminin ekonomik olarak nadiren yapıldığı yüksek yağışlı ve ılık iklimli bölgelere dikilmektedir. Hindistan, Çin, Sri Lanka ve Endonezya, çay bitkilerinin yaygın olarak yetiştirildiği ve çay üretiminin yoğun olduğu ülkelerdir. Ekonomik seviyedeki çay üretimi, bu ülkeler ve Türkiye’yi kapsayan yaklaşık 30 ülkede gerçekleştirilmektedir. Türkiye, çay yetiştirme ülkeleri arasında; çay tarımı alanlarının büyüklüğüne göre 7., kuru çay üretimine göre 5. ve yıllık bireysel tüketimine göre 4. sıradadır. Ülkemizin geleneksel ihraç ürünü olan çay, Doğu Karadeniz Bölgesi’nin bitki üretiminde önemli bir yere sahiptir ve 203.000 çiftçi 758.000 ha arazide çayla uğraşmaktadır. Gürcistan sınırından başlayıp Araklı, Karadere/Trabzon sınırına kadar olan ve yaklaşık 1000 m’ye kadar çıkabilen ve kısmen 30 km’ye kadar içeriye ulaşan karadeniz kıyı şeridi, birinci sınıf çay bölgeleri olarak tanımlanmaktadır, çünkü çay üretimi için en uygun bölgedir. Bu arada bu bölge çok önemli bir çay genetik kaynağı içermektedir. Bu derlemede Doğu Karadeniz bölgesinin çay genetik kaynakları, korunması ve keşfedilme olasılıkları anlatılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Çay, Gen Kaynağı, Genotip, Klon

Doğu Karadeniz Bölgesindeki Çay (Camellia sinensis L. O. Kuntze) Genetik Kaynakları

Page 155: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

140

Gökçen AKGÜL, Ayten ATEŞ, Gökhan YAŞAR, Hakan HATİPOĞLU4th International Conference on Renewable Energy:

Generation and Applications (ICREGA16), Belfort/FRANSA, 8-10 Şubat, 2016

ÖZET

Biyokömür, biyokütlenin yavaş pirolizi ile elde edilen karbon açısından zengin katı ürün, çok çeşitli amaçlarla kullanımı dolayısıyla giderek önem kazanmaktadır. Atık sulardan kirleticilerin uzaklaştırılmasında biyokömürün adsorpsiyon özelliklerinin incelenmesi, güncel araştırma konuları arasındadır. Bu çalışmanın amacı, endüstriyel çay atıklarından biyokömür üretmek, detaylıca karakterize etmek ve bu biyokömürün ağır metal Ni(II) iyonlarını uzaklaştırma potansiyelini belirlemektir. Biyokömürler 300 ve 400 °C’de hazırlanmış, elemental analiz, TGA, XRD, XRF, SEM ve FTIR gibi çeşitli meodlarla detaylıca karakterize edilmiştir. Yüzey alanı, pH gibi fiziksel ve kimyasal özellikleri de belirlenmiştir. Sonuç olarak biyokömürün mezoporlara sahip olduğu ve daha çok selüloz karakterli olduğu bulunmuştur. Artan sıcaklık ile karbonizasyon ve aromatikleşme artmaktadır. Termal davranışı, çay atığı biyokütlesine göre çok farklıdır. Çay atığının adsorpsiyon potansiyeli 500 ile 4000 J/mol arasındadır ve Ni konsantrasyonu 85’den 205 ppm’e değişirken artar ancak bir histerisis gösterir. Diğer yandan çay atıklarından elde edilen biyokömürün Ni iyonlarını adsorpsiyon kapasitesi çok çok daha düşüktür ancak histerisis gözlenmez. Anahtar Kelimeler: Biyokömür, Nikel, Adsorpsiyon, Çay Atığı

Çay Çöplerinden Elde Edilen Biyokömürün Üretimi, Karakterizasyonu ve Sulu Çözeltilerden Nikel Giderim Kapasitesi

Page 156: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

141

Gökçen AKGÜL, Derya BAL ALTUNTAŞ, Tuğba BOLAT MADEN, Jale YANIK2. Ulusal Biyoyakıtlar Sempozyumu, SAMSUN, 27-30 Eylül, 2016

ÖZET

Biyokömür, organik ve inorganik kirliliklerin atık sulardan uzaklaştırılması araştırmalarında yeni bir madde olarak önem kazanmaktadır. Bu çalışmada yavaş piroliz ve hidrotermal karbonlaştırma yöntemleri ile endüstriyel çay atıklarından üretilen biyokömürlerin materyal özellikleri araştırılmış ve sulu çözeltilerinden Zn, fenol ve metilen mavisi kirleticilerini uzaklaştırma potansiyelinin belirlenmesi çalışmaları yapılmıştır. Biyokömürler 300 ve 400 °C’de piroliz yöntemi ile ve 225 °C’de hidrotermal karbonizasyon ile üretilmiştir. Çeşitli analitik yöntemlerle karakterize edilmiştir; örneğin elemental analiz, SEM ve FTIR. Yüzey alanları ve pH gibi fizikokimyasal özellikleri de belirlenmiştir. Analizler sonucunda biyokömürlerin mezopor yapıda ve selüloz karakterli olduğu bulunmuştur. Adsorpsiyon potansiyellerinin ise Zn ve fenol için yetersiz ancak metilen mavisi için %93 etkili olduğu bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Çay Atıkları, Biyokömür, Adsorpsiyon

Çay Atıklarından Üretilen Biyokömürlerin Organik ve İnorganik Kirleticileri Uzaklaştırma Kapasitesi

Page 157: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

142

Gökçen AKGÜL, Sözer SÖZER, Mustafa CULFA, Jale YANIK, Elena DIAZ, Eduardo Moreno JIMÉNEZInternational Conference on Civil and Environmental Engineering, ICOCEE, NEVŞEHİR, 8-10 Mayıs, 2017

ÖZET

Alternatif ve temiz enerji kaynaklarının geliştirilmesi, azalan fosil enerji kaynakları ve iklim değişikliği nedeniyle caziptir. Fosil yakıtların sürdürülebilir biyodizel yakıtla değiştirilmesi alternatif yakıt üretiminde göz önünde bulundurulması gereken bir seçenektir. Biyodizel, trigliseritlerin uygun bir katalizör varlığında transesterifikasyon reaksiyonu ile yağ asidi esterlerinin (biyodizel) bir karışımına dönüştürülerek elde edilir. Biyokütlenin pirolizinden türetilen karbon oranı yüksek bir madde olan biyokömür, biyodizel üretimi için heterojen karbonlu katalizör olarak mükemmel bir adaydır. Bu çalışmanın amacı atık yağdan, metanol ve etanol ile endüstriyel çay atıklardan ve üzüm çekirdeklerinden türetilmiş biyokömür katalizörü varlığında biyodizel üretmektir. Biyokömür örneklerinin katalitik aktivitesi, H2SO4 klasik homojen asit katalizörü ile karşılaştırılmıştır. Asitle muamele edilen biyokömür örnekleri, biyodizel üretiminde H2SO4 kadar etkin katalizörlerdir ve ortamdan kolaylıkla çıkarılabilme ve biyodizel üretiminde kararlılık avantajına sahiptir. Anahtar Kelimeler: Biyodizel, Biyokömür, Katalizör

Biyokömürün Katalizör Olarak Kullanımı ile Atık Yağdan Biyodizel Üretimi

Page 158: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

143

Derya BAL ALTUNTAŞ, Gökçen AKGÜL, Eduardo Moreno JIMÉNEZ, Elena DIAZ3rd International Congress on Biosensors, Biosensors2016, ANKARA, 5-7 Ekim, 2016

ÖZET

Biyosensörler; ilaçlar, zararlı patojenler, ağır metaller gibi bileşenlerin tespiti veya kimyasal ve biyolojik bulguları kolaylıkla saptanabilir sinyaller haline getirerek kullanılan tıbbi teşhisler için sıklıkla kullanılmaktadır. Yeni bir yaklaşım olarak, iletken destek veya transdüser gibi gözenekli bir katı malzeme geliştirilmiş ve elektrot yüzeyine uygulanmıştır. Destek malzemeleri üzerinde yapılan yeni araştırmalar biyokömür ile entegredir. Biyokömür, biyokütle pirolizinden türetilen karbonca zengin bir materyaldir. Biyosensör uygulamaları için, biyokömürün bazı özellikleri, bazı aktivasyonlar ile geliştirilebilir. Biyokömürün yüzey alanı ve ortalama gözenek çapı, metal emdirme yoluyla mükemmel derecede mikro-gözenekli yapılara geliştirilebilir. Bu çalışmada, metal emdirilmiş biyokömürün elektro-analitik özellikleri, biyokömür karbon pasta elektrotlu (BCPE) olarak araştırılmıştır. Biyokömür, endüstriyel çay atıklarından elde edilmiştir. Çay atığından elde edilen biyokömür, MgCl2 tuzuyla impregne edilip aktive edilmiştir. Elde edilen ürün nano parçacıkların yanında mikro-boyutlu parçacıklara sahiptir. Geliştirilen bu karbon malzemenin, glikoz biyosensör çalışmasında transdüser olarak potansiyeli incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Glukoz Biyosensör, Biyokömür, Karbon Pasta, Elektrot, Çay Atığı

Biyokömür (Çay Fabrika Atıklarından Türetilen)-Metalik Nanokompozit Tabanlı Camımsı Karbon Pasta Elektrot Glikoz Biyosensörleri

Page 159: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

144

Derya BAL ALTUNTAŞ, Gökçen AKGÜL, Jale YANIK, Ülkü ANİK12th Nanoscience and Nanotechnology Conference, Gebze/KOCAELİ, 03-05 Haziran, 2016

ÖZET

Mevcut çalışma, çay çöpünden elde edilen nano boyutlu biyokömürün yeni bir elektrot malzemesi olarak kullanımını rapor etmektedir. Çay-atıkları biyokömür elektrotunun imalatı için biyokömür ve grafit, uygun miktarda mineral yağ varlığında karıştırılmıştır. Geliştirilen malzeme, karbon pasta elektrodu haline getirilerek elektrodun elektrokimyasal performansı, döngüsel voltametri ile belirlenmiştir. Geliştirilen malzeme glikoz biyosensörde transdüser görevi yapmaktadır. Biyolojik kömür modifiye karbon pasta elektrotunun (BCPE) elektrokimyasal performansı çeşitli redoks sistemleri için çeşitli devirli voltametrik reaksiyonlarla ölçülmüştür. BCPE, glikoz biyosensöründe transdüser olarak uygulanmıştır. Sonuçlar, BCPE’nin çeşitli elektrokimyasal uygulamalar için kullanılabileceği, kompozit elektrotların efektif ve biyolojik kömürün elektrokimyasal özelliklerini yansıtıyordu. Çay atıklarından türetilen biyokömür, biyosensörlerde olumlu sonuç vermiş ve kompozit materyal olarak kullanılabildiği görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Biyosensör, Biyokömür, Karbon Pasta Elektrot, Çay Atığı

Biyokömür Modifiye Karbon Pasta Elektrotu

Page 160: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan

-145-

Bu kitap, Rize Ticaret Borsası tarafından bastırılmıştır.

Page 161: RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİcay.idari.erdogan.edu.tr/Files/ckFiles/cay-idari-erdogan...Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları: 25 Hazırlayan Recep Tayyip Erdoğan