psİkanalİz ve psİkoterapİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa...

28
M. Orhan Öztürk Türkiye Psikiyatri Derneği Yayınları PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİ

Upload: others

Post on 31-May-2020

13 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

M. Orhan Öztürk

M.Orhan Öztürk

Türkiye Psikiyatri Derneği Yayınları

PSİKANALİZve

PSİKOTERAPİPSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİ

Tarsus Amerikan Koleji ve İstanbul ÜniversitesiTıp Fakültesi mezunu olup, yedi yılı aşan süre

Amerika Birleşik Devletleri’nde psikiyatri ve psikoanalitik psikoterapi eğitimi görmüş,

araştırmacı ve öğretim üyesi olarak çalışmıştır. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi,

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (1960-1964), Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde

(1960-1993) öğretim üyeliği yapmıştır.

Türkiye Bilimler Akademisi şeref üyesi (1996-2012), Amerikan Psikiyatri Birliği muhabir

üyesi (1965-1999), Türkiye Sinir ve Ruh Sağlığı Derneği’nin Başkanı (1977-1997), Türkiye

Psikiyatri Derneği’nin kurucu başkanı (1995-1996), eski Türk Dil Kurumu,

yeni Dil Derneği üyesidir.

Türk Psikiyatri Dergisi’nin kurucusu ve 13 yıl yayın yönetmeni olmuştur; 2002’den beri onursal yayın

yönetmenidir. “Ruh Sağlığı ve Bozuklukları”, “Psikanaliz ve Psikoterapi”, “Özerk Benlik Kul

Benlik” adlarını taşıyan kitapları ile yurt içinde ve dışında yayımlanmış 90’ın üzerinde yayını vardır.

ISBN: 978-605-65673-3-9

Page 2: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

M. Orhan ÖZTÜRK

Tarsus Amerikan Koleji ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olup, yedi yılı aşan süre Amerika Birleşik Devletleri’nde psikiyatri ve psikoanalitik psikoterapi eğitimi görmüş, araştırmacı ve öğretim üyesi olarak çalışmıştır. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (1960-1964), Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde (1960-1993) öğretim üyeliği yapmıştır.

Türkiye Bilimler Akademisi şeref üyesi (1996-2012), Amerikan Psikiyatri Birliği muhabir üyesi (1965-1999), Türkiye Sinir ve Ruh Sağlığı Derneği’nin Başkanı (1977-1997), Türkiye Psikiyatri Derneğinin kurucu başkanı (1995-1996), eski Türk Dil Kurumu, yeni Dil Derneği üyesidir.

Türk Psikiyatri Dergisi’nin kurucusu ve 13 yıl yayın yönetmeni olmuştur; 2002’den beri onursal yayın yönetmenidir. “Ruh Sağlığı ve Bozuklukları”, “Psikanaliz ve Psikoterapi”, “Özerk Benlik Kul Benlik” adlarını taşıyan kitapları ile yurt içinde ve dışında yayımlanmış 90’ın üzerinde yayını vardır.

Page 3: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

Psikanaliz ve Psikoterapi© 2016 Türkiye Psikiyatri Derneği

Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında Türkiye Psikiyatri Derneği’nin izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz.

ISBN: 978-605-65673-3-9

TPD Yayınları 1. baskıBaskı Adedi: 750

1. baskı | 19852. baskı | 1989 - Evrim Yayınevi 3. baskı | 1998 - Bilimsel Tıp Yayınevi4. baskı | 2008 - Nobel Tıp Kitabevleri

Yazar: M. Orhan ÖZTÜRKSon Okuma: Adem Bayrakçı, Tolga Binbay

Yayın HizmetleriBAYT Bilimsel Araştırmalar Basın Yayın ve Tanıtım Ltd. Şti. Ziya Gökalp Cad. 30/31, 06420 Kızılay, AnkaraTel: (0.312) 431 30 62www.bayt.com.tr

BaskıMiki Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.Matbaacılar Sanayi Sitesi560. Sk. No: 27, Yenimahalle / AnkaraTel: (0.312) 395 21 28

Baskı TarihiNisan 2016

Page 4: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

Psikanaliz ve Psikoterapi

M. Orhan ÖZTÜRK

TÜRKİYE PSİKİYATRİ DERNEĞİ YAYINLARI

Page 5: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

Mualla’nın anısına...İlgi ve Celal’e

Page 6: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

v

ÖNSÖZ, Simavi Vahip .................................................................................... ix

ÖNSÖZ, M. Orhan Öztürk............................................................................ xiii

GİRİŞ .................................................................................................................xvii

BÖLÜM 1 PSİKOTERAPİNİN TANIMI ................................................................................ 1

BÖLÜM 2 PSİKOTERAPİ TÜRLERİ ..................................................................................... 5

BÖLÜM 3 PSİKANALİZİN TEMEL KURAMLARI ............................................................. 9

BİLİNÇ VE BİLİNÇDIŞI, ALTBENLİK, BENLİK VE ÜSTBENLİK (Yapısal Varsayım, Structural Hypothesis) .......................................16ALTBENLİK (das es, id) ............................................................................18BENLİK (Ich, Ego) .....................................................................................18ÜSTBENLİK (Überich, Superego) .........................................................21

BÖLÜM 4 GÜDÜLEME (Motivation) ..............................................................................25

GÜDÜLEMELİ DAVRANIŞ .....................................................................28PSİKANALİTİK DÜRTÜ KURAMI (Libido Kuramı) ...........................33ENGELLENME VE ÇATIŞMA (Frustration, conflict) ........................37ÇATIŞMA (Conflict) .................................................................................40RUHSAL ÖRSELENME (Trauma) .........................................................41

BÖLÜM 5 BUNALTI .............................................................................................................43

BUNALTI’NIN BELİRTİLERİ ....................................................................45BUNALTININ KÖKENİ VE GELİŞMESİ .................................................46

BÖLÜM 6 BENLİĞİN SAVUNMA DÜZENEKLERİ .........................................................49

BASTIRMA (Repression, refoulement) ...............................................52YADSIMA (inkar, denial) ........................................................................54YANSITMA (Projection) ..........................................................................56İÇE-ATIM (Introjection) ..........................................................................58BÖLME (Splitting) ....................................................................................................................................................59

ÇÖZÜLÜM (Dissociation) .....................................................................60YER DEĞİŞTİRME (Displacement) ......................................................62KENDİNE YÖNELTME (Turning toward one’s self) ............................64AKLA UYGUNLAŞTIRMA (Rationalization) .....................................65

İÇİNDEKİLER

Page 7: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

İÇİNDEKİLERvi

KARŞIT TEPKİ KURMA (Reaction formation) ..................................66DÜŞÜNSELLEŞTİRME (Intellectualization) ......................................67YALITMA (Isolation) ................................................................................68DÖNDÜRME (Conversion) ...................................................................69SOMUTLAŞTIRMA (Concretization) .................................................70YAPIP BOZMA (Undoing) .....................................................................70SAPLANMA (Fixation) ............................................................................71GERİLEME (Regression) .........................................................................72DÜŞ KURMA (Fantasy formation, daydreaming) ..........................73ÖZDEŞİM (Identification) .....................................................................73YANSITMALI ÖZDEŞİM (Projective Identification) ........................76YÜCELEŞTİRME (Sublimation) ............................................................78

BÖLÜM 7 BENLİK RUHBİLİMİ ve BENLİK ÖZERKLİĞİ ...............................................81

HARTMANN VE ARKADAŞLARININ TEMEL GÖRÜŞLERI ...........88

BÖLÜM 8 RUHSAL-CİNSEL ve RUHSAL-TOPLUMSAL GELİŞİM ............................97

RUHSAL-CİNSEL GELİŞİMİN TEMEL KAVRAMLARI .......................98ERİKSON GELİŞME KURAMININ TEMEL KAVRAMLARI ............ 100

BÖLÜM 9 GELİŞİM DÖNEMLERİ .................................................................................. 107

ORAL DÖNEM (ruhsal-cinsel açıdan) ........................................... 107TEMEL GÜVEN DÖNEMİ (ruhsal-toplumsal açıdan) ................ 107ANAL DÖNEM (ruhsal-cinsel açıdan) ........................................... 112ÖZERKLİK DÖNEMİ (ruhsal-toplumsal açıdan) ......................... 112FALLİK DÖNEM (ruhsal-cinsel açıdan) ......................................... 116GİRİŞİM DÖNEMİ (ruhsal-toplumsal açıdan) ............................. 116İĞDİŞLİK (CASTRATION) KORKUSU ................................................ 118OEDIPUS İLİŞKİSİ.................................................................................. 122OEDİPUS ÇATIŞMASI VE ÖZDEŞİM ................................................ 126YASAKSEVİ (INCEST) KURALI ........................................................... 130GİZİLLİK DÖNEMİ (Latency Stage) .................................................. 131ERGENLİK DÖNEMİ ............................................................................. 134

BÖLÜM 10 “İNSANIN SEKİZ EVRESİ”............................................................................. 137

TEMEL GÜVEN DUYGUSU (Sense of basic trust) ........................ 139ÖZERKLİK DUYGUSU (Sense of autonomy) ................................. 142GİRİŞİM DUYGUSU (Sense of initiative) ......................................... 144ÇALIŞMA VE YAPICILIK (Industry) ................................................... 147KİMLİK DUYGUSU (Sense of identity) ............................................. 149YAKINLAŞMA DUYGUSU (Sense of intimacy) ............................. 153ÜRETKENLİK DUYGUSU (Sense of generativitiy) ........................ 154BENLİK BÜTÜNLÜĞÜ DUYGUSU (Sense of ego integrity) ........ 155

Page 8: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

İÇİNDEKİLER vii

BÖLÜM 11 PSİKANALİZ ve ANALİTİK PSİKOTERAPİ ............................................... 161

SERBEST ÇAĞRIŞIM (Free Association) .......................................... 165DÜŞLERİN ÇÖZÜMLENMESİ ............................................................ 167DİL VE DEVİNİM SÜRÇMELERİ (Parapraksiler)............................ 172

BÖLÜM 12 DİRENÇ (Resistance) .................................................................................... 175

BÖLÜM 13 AKTARIM (Transference) ............................................................................. 183

PSÎKOTERAPİDE İŞBİRLİĞİ ................................................................. 195KARŞI-AKTARIM (Counter-transference) ....................................... 197

BÖLÜM 14 YORUMLAMA (Interpretation) ................................................................ 201

ÇEKİRDEK ÇATIŞMALARI YORUMLAMA SORUNU .................... 206

BÖLÜM 15 İÇGÖRÜ, ÇÖZÜM İŞLEMİ ve DAVRANIŞIN DEĞİŞMESİ ..................... 215

BÖLÜM 16 PSİKOTERAPİDE TEMEL KOŞULLAR ...................................................... 225

DİNLEYEBİLMEK ................................................................................... 225EŞDUYUM (EMPATİ) YAPABİLMEK .................................................. 227İLGİLENEBİLMEK .................................................................................. 230YAN TUTMAMAK VE YARGILAMAMAK.......................................... 231ESNEK OLABİLMEK.............................................................................. 233

BÖLÜM 17 PSİKANALİTİK PSİKOTERAPİNİN UYGULAMA ALANLARI ............... 235

PSİKOTERAPİDE HASTA SEÇİMİ ...................................................... 238

BÖLÜM 18 PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİ EĞİTİMİ ................................................... 241

BÖLÜM 19 PSİKOTERAPİ EĞİTİMİNDE İKİ DENETİM SAATİ ÖRNEĞİ .................. 245

BÖLÜM 20 SINIRLI KOŞULLAR ALTINDA PSİKOTERAPİ.......................................... 265

BÖLÜM 21 TÜRKİYE’DE PSİKOTERAPİNİN BAZI UYGULAMA SORUNLARI ...... 291

KAYNAKLAR ................................................................................................. 299

DİZİN ............................................................................................................... 307

Page 9: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır
Page 10: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

ix

ÖNSÖZ

Türkiye Psikiyatri Derneği 1995 yılında Türkiye’nin dört bir yanından asistan, uzman ve öğretim üyelerinin katılımıyla ve bü-yük bir coşkuyla kurulmuş, göreli genç bir dernektir. Türkiye’de mesleki kimliğimizin yeniden şekillenişinin ve nöropsikiyatriden psikiyatriye geçişin de öncülerinden ve bu bağlamda Türkiye’de modern psikiyatrinin kurucularından birisi olan Prof. Dr. Orhan Öztürk bu kuruluşta birleştirici, bütünleştirici ve öncü bir rol üst-lenerek Türkiye Psikiyatri Derneği’nin kurucu başkanı olarak gö-rev almıştır. Omuz verdiği bu kuruluş süreci, özverili çalışmalarla ilerlemiş ve bugün, yirminci yılında üç bini aşan üyesi, Türkiye’nin her yanında 21 şubesi, onlarca kurul, altkurul ve çalışma birimi ile kapsayıcı ve katılımcı bir meslek örgütü kimliğine ulaşmıştır.

Değerli kurucu genel başkanımız Prof. Dr. Orhan Öztürk’ün ne denli bilimsel, eğitici ve üretken olduğuna tüm meslektaşları-mız tanıktır. Yıllar önce, kitapların yaygın bulunamadığı dönem-de, liderlik ettiği “psikiyatri ders notları teksiri” tüm Türkiye’de psikiyatri eğitimi almakta olan herkesin başucu yayını idi. Başlan-gıçta tek başına, son baskılarında yetiştirdiği değerli öğrencilerin-den Prof. Dr. Aylin Uluşahin ile birlikte kaleme aldığı Ruh Sağ-lığı ve Bozuklukları kitabı 13. baskısına ulaştı. En yeni kitabı ise bireyin psikolojisini şekillendiren toplumsal ve kültürel etmenler üzerinden yaşadığımız topluma ilişkin özgün bir değerlendirme olarak nitelenebilecek Özerk Benlik, Kul Benlik: Biat Toplumu-nun Ruhsal Kökenleri kitabıdır.

Orhan Öztürk’ün bir diğer önemli kitabı da elinizde beşinci baskısını tuttuğunuz ve birçoğumuzun çeşitli zamanlarda sıkça başvurduğu Psikanaliz ve Psikoterapi kitabıdır. Bu kitap aynı za-manda kurucu başkanımızın Türkiye Psikiyatri Derneği aracılı-ğıyla tüm meslektaşlarına ve başta gelecek nesiller olmak üzere tüm nesillere yönelik çok anlamlı ve örnek davranışının bir ifa-desidir. Değerli hocamız Psikanaliz ve Psikoterapi kitabının tüm telif haklarını hiçbir karşılık istemeden Türkiye Psikiyatri Derne-ği’ne bağışlamıştır. Türkiye Psikiyatri Derneği ve tüm meslektaş-larım adına sonsuz teşekkürler…

Psikanaliz ve Psikoterapi kitabı doğrudan Türkçe olarak ka-leme alınmış, kendi içinde bütünlüğü olan kurgusu sağlam bir

Page 11: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

ÖNSÖZx

eser.  Kavramlar ve Kuramlar başlıklı ilk bölümde,  anlaşılması zor pek çok kavramı ele alıyor ve iki önemli gelişim kuramını, Freud’un ruhsal-cinsel gelişim kuramı ve Erikson’un ruhsal-top-lumsal gelişim kuramını anlatıyor. Yöntem ve Uygulama başlıklı ikinci bölümde bazı teknik kavramlar işleniyor ve ülkemiz koşul-larında da bunların uygulamaya katılabileceği anlatılıyor. Bilgi-nin, yaratıcılıkla birlikte klinik ortamda hasta yararına her zaman kullanılabileceğini örneklerle açıklanıyor. Bu bakımdan bölüm kanımca ayrı bir önem taşıyor. Yılların bilgi ve deneyim biriki-minin özgün bir ürünü olan bu kitap birkaç kuşak ruh hekiminin yararlanmış olduğu değerli bir kaynak olarak  zamana dayanıklı-lığını kanıtlamıştır.

Psikanaliz ve Psikoterapi kitabı sadece konuya ilgi duyan genç ve yeni meslektaşlarımızın ya da diğer ruh sağlığı çalışanlarının değil meslek yaşamının ileri dönemindeki meslektaşlarımızın ve terapistlerin de zihninde yeni açılımlar yaratabilecek bir kitap. Orhan Öztürk’ün dile ve anlatıma verdiği önemi pek çoğumuz biliriz. Bu nedenle onun adı, kitabın son derece kolay okunur ve anlaşılır olmasının garantisi. Birçok kavram ve kurama ilişkin sa-dece derli toplu bilgi aktarımı ile kalmayıp çok sayıda psikoterapi seansı ve psikoterapi süreci örnekleri sunarak da anlaşılırlığı artır-mış ve öğrenmeyi kolaylaştırmıştır. Belki de en önemlisi, Türkiye koşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır.

Psikanaliz ve Psikoterapi kitabı çok önemli bir eğitim kaynağı. Sadece psiklanalitik yönelimli psikoterapi uygulayıcıları için de-ğil elbette. Aynı zamanda tüm psikiyatri uzmanları için, psikiyat-ri asistanları için, başta klinik psikologlar olmak üzere diğer ruh sağlığı çalışanları için ve tıp öğrencileri için çok özlü bir kaynak. Kısacası ilgi duyanların zihnini açan ve ilgisini artıran, mesleki uygulamasında psikanalitik psikoterapiyi kullananların da yet-kinliğini geliştiren bir kitap.

Tüm bunların ötesinde Psikanaliz ve Psikoterapi kitabı kuru-cu genel başkanımız Prof. Dr. Orhan Öztürk’ün örgütlü meslek birliğine ve örgütlülüğün gücüne inananlara, Türkiye Psikiyatri Derneği’ne ve üyelerine çok anlamlı ve çok değerli bir armağanı olan bir kitap. Bu değerli kaynak kitabın sonraki kuşakların kü-

Page 12: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

ÖNSÖZ xi

tüphanelerinde yer almasına aracılık etmek artık bizim sorumlu-luğumuzda…

Orhan hocam… Öğrenciydik, bize psikiyatriyi sevdirdiniz. Asistandık sadece bilgiden oluşmayan çok şey öğrettiniz. Uzman olduk yol gösterdiniz. Öğretim üyesi olduk takdir ettiniz, bizi geliştirecek ne varsa yaptınız. Şimdi yine ve yeni bir örnek dav-ranışla bizimlesiniz.

Mesajınız alınmıştır hocam…Seve seve ve sonraki nesillere taşımak üzere…Yürekten teşekkürlerimizle…

Simavi VahipTürkiye Psikiyatri DerneğiGenel Başkanı

*Orhan Öztürk’ün “hoca” kelimesini pek sevmediğini, daha doğrusu pek doğru bulmadığını biliyorum. Öğretmen yazdım, yetmedi. Öğretim üyesi dedim, samimi duygularımı içermedi. Eğitmen dedim çok teknik kaldı. Tüm derinliği, önemi ve duygularımla Orhan Öztürk gibi insanları anlatacak yeni bir sözcük bulana ya da dilimize yerleşene kadar kendisinin de affına sığınarak “hocam”ı kullandım.

Page 13: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır
Page 14: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

xiii

ÖNSÖZ

Ruh hekimliğinde biyolojik psikiyatrinin çok geliştiği, nörobiyolojik araştırmaların büyük ağırlık kazandığı bir çağda psikanaliz ve psikoterapi konusunda bir kitabı gereksiz bulan-lar olabilir. Hipokrat’tan beri bilindiği gibi, kuşkusuz her türlü ruhsal, zihinsel etkinlik, yani duygular, düşünceler, istekler, düş-ler, düşlemler, devinimler beynin çalışması ile olur. İnsanoğlu beynin yapısını, fizyolojisini, biyokimyasını ve genetiğini en ince ayrıntılarına dek öğrenebilse, birçok ruhsal bozukluğun organik kaynaklarını açıklayabilse bile, bireyin öznel duygu ve düşün-celerinin, istek, düşlem ve devinimlerinin içeriğini ve anlamını nörobiyolojinin her yönden açıklayabileceğini düşünemiyorum. Doğrusu, ruhsal sorunları, bozuklukları yalnızca biyokimyasal ya da mekanik yöntemlerle düzelebilen, duygudan, özgün ve özgür düşünceden yoksun, makineleşmiş insanın gelecekte de olabile-ceğine inanmak istemiyorum.

20. yüzyılın ikinci yarısında biyolojik psikiyatri ilerledikçe, yeni yeni ilaçlar çıktıkça, psikoterapi ve psikanalize ilginin aza-lışına tanık olduk. Bütün umut yeni çıkan ilaçlara bağlanmış gi-biydi. Çağdaş psikiyatri eğitimini ve uygulamalarını derinden et-kileyen DSM, ICD gibi tanı ve sınıflandırma dizgeleri de ruhsal bozuklukların anlaşılmasında ruhsal - toplumsal süreçlerle ilgili çalışmaları büyük oranda dışlamaktaydı. Ancak, zamanla ruhsal bozuklukların köklü sağaltımında ilaçların yetersiz kaldığı gö-rüldü. Üstelik, ilaçların önemli yan etkilere yol açabilmesi, ağır çılgınlık durumlarını yatıştırsa bile, bireyin canlılığını azaltabil-mesi, duygularını küntleştirebilmesi, devinimlerini katılaştırabil-mesi gibi sorunlar ortaya çıktı. Gelişmiş ülkelerde artık ilaçlarla ve başka biyolojik yöntemlerle sağaltımın insan hakları ile ilgili yönleri tartışılır oldu. İşte bu gibi ve başka nedenlerle psikoterapi yeniden önem kazanmaya başladı. Ülkemizde de son 25-30 yılda psikoterapi ve psikanaliz eğitimine ve uygulamasına ilgi giderek arttı. Her hekimin günlük uygulamada psikanaliz ya da psikote-rapi yapması gerekmez. Fakat hasta-hekim ilişkisinin incelikleri-ni tanımada, hastaların anlaşılmasında, onlara yardımcı olmada

Page 15: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

ÖNSÖZxiv

psikoterapi ve psikanalizin temel ilkelerinin bilinmesinde büyük yararlar olduğu görüşündeyim.

Psikanaliz ve psikoterapinin çok değişik türleri, kuram ve uy-gulamaları vardır. Freud’un kendisi, zaman içerisinde psikanaliz kuramında birçok değişikliklere gerek görmüş, kuramını kimi yönlerden değiştirmiş, geliştirmeye çalışmıştı. Freud kuramından ayrılan birçok tanınmış psikanalist bu alana önemli katkılarda bulunmuşlardır. Örneğin, G. Jung, A. Adler, O. Rank, K. Hor-ney, M. Klein ve izleyicileri, H. S. Sullivan, E. H. Erikson, H. Ko-hut, J. Lacan ve daha birçokları sayılabilir. Ben bu çalışmada E. H. Erikson dışındaki değişik okullara yer veremiyorum. Çünkü bunlar hem bilgi sınırlarımı aşar, hem de amacım ansiklopedik bir çalışma yapmak değildir.

Bu kitaptaki bilgiler artık klasikleşmiş olduğundan ve tarihsel değerleri nedeniyle kaynakları yenilemek gereğini duymuyorum. Kuşkusuz psikoterapi ve psikanaliz alanlarında birçok yeni geliş-meler, yeni yayınlar olmaktadır. Bu kitaptaki amacım Freud’un ve ondan kopmayarak izleyenlerin oluşturduğu psikanalizin ve psikanalitik yönelimli psikoterapinin temel ilkelerini açıklamaya çalışmakla sınırlı tutulmuştur. Bu çalışma, ilk yayınlandığından beri özgünlüğünü korumaktadır. Bu nedenle değişik baskılarda içeriğini değiştirmedim. Dil ve yazım düzeltmeleri yaptım.

Bu kitapta elimden geldiğince yabancı terimlere Türkçe kar-şılık bulmaya ve kullanmaya çalıştım. Bunlar önerilerdir, eleştiri-lebilir. Daha iyileri bulundukça değişecektir. Bilim dilinin, bilgiyi doğru yansıtan, kolay anlaşılır, kolay öğrenilebilir, kolay öğretile-bilir nitelikte olması gerekir. Bu nedenle yabancı dilde üretilmiş bilimsel terimlerin çevirilerinde aslına uygun Türkçe karşılıkların titizlikle aranmasının önemi açıktır. Terimler bilim insanları ta-rafından yakıştırılmış ve içeriği tanımlanmış sözcüklerdir. Bu nedenle, çeviride önerilen bir Türkçe terimin, özgün dildeki kav-ramsal içeriği karşılayabilme gücü olmalı ve bu güç, özgün dildeki terimin aslına sadakat düşüncesinden daha çok ağırlık taşıyabil-melidir. Bir başka deyişle, sözcüksel çeviriden çok kavramsal çevi-riye ağırlık verilmelidir. Yeter ki, çevirideki terim önerisi bilimsel terim olma koşullarını yerine getirsin.

Her zaman belirtmeye çalıştığım gibi en önemli konu dildir.

Page 16: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

ÖNSÖZ xv

Açık düşünmenin ve sindirerek öğrenmenin temeli dile dayanır. Ülkemizde düşünsel yaşamın, bilimin gelişmesi için kendi dili-mize değer verilmesi, Türkçenin geniş olanaklarına güvenilmesi gerektiğine inananlardanım. Türkçe, Atatürk çağına dek yakla-şık bin yıl ağır biçimde bir yana itilmiş, aydınları tarafından hor görülmüş, fakat canlı kalmasını başarmış güçlü bir dildir. Günü-müzde, bu güçlü dilin yeniden yabancı sözcüklerle hızlı bir bulaş-maya uğradığını, kimi sözde bilim çevrelerinde küçümsendiğini, yetersiz sayıldığını görünce üzülüyorum. Eski çağlarda olduğu gibi, yabancı sözcükler, terimler kullanma eğiliminin altında ye-tersizlik duyguları yatmakta ve bunları örtmek için büyüsel dü-şünceye, anlaşılmazlığa sığınma gereksinimi doğmaktadır. Bilim-sel düşünme bütün toplum katmanlarına açık ve yalın bir dille yayılabildiği oranda bu gereksinim azalacaktır. Ayrıca, bilimdeki hızlı değişmelere, yeni buluşlara ve yeni kavramlara “yaşayan dil” ya da “özgür Türkçe” görüşleri ile ayak uydurulamaz. Ya olduğu gibi Batı dillerinden alacağız ve kopyacı, aktarmacı kalacağız ya da Türkçenin geniş olanaklarından yararlanarak, çocuklarımıza daha çocukluklarında soru sormayı, özgür ve bilimsel düşünebil-meyi aşılayacağız.

Tüm yayım haklarını Türkiye Psikiyatri Derneğine bağışlamış olduğum bu kitabımın 5. baskısını Dernek gerçekleştirmiştir. Bu bağlamda, 1985’teki birinci baskı ile ilgili bir anımı anlata-rak ülkemizde 1980 darbesi ile üniversitelerimizin ne durumlara sokulduğuna ilişkin kısa bir açıklama yapmak istiyorum. O dö-nemde bir öğretim üyesi rektörlükten izin almadan kitap yayın-layamazdı. Bu kitabımın Hacettepe Üniversitesi’nce basımı için kendi elimle daktilo edilmiş bir kopyasını ( o zamanlar bilgisayar yoktu) dilekçe ile rektörlüğe sundum. Kısa bir süre sonra, o döne-min üniversite yayın kurulunun başındaki öğretim üyesi kitabımı basıma uygun gördüklerini, ancak fazla Türkçe bulduklarını, dili-ni değiştirmem gerektiğini bildirmişti. Ben de hemen o gün izin falan düşünmeden, ilk kitabım olan Psikanaliz ve Psikoterapi’nin ilk baskısını kendi paramla bastırmak üzere özel bir basımevine teslim etmiştim.

ABD’de kaldığım yedi yılı aşan sürede bana hocalık, arkadaş-lık yapmış, minnet ve bağlılık duyduğum çok sayıda kişi vardır.

Page 17: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

Bunların hepsini burada sıralamam olanaksızdır. 1957-1959 ve 1970-1972 yıllarında Austen Riggs Center’de yanlarında çalıştı-ğım Robert P. Knight, Erik H. Erikson, David Rapaport, Otto A. Will gibi hocalarımı, Jean Schimek, David Shapiro gibi arkadaşla-rımı anmaktan onur duyuyorum. Yurda döndüğümde, akademik yaşamımın ilk yıllarında bana özgürce çalışma ve eğitim yapma or-tamını sağlayan rahmetli Prof. Dr. Rasim Adasal hocayı şükranla anarım. Onun desteği ile 1960-1964 arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler bölümlerinde öğreterek öğrenme ortamlarını bulmuş, bu-nun değerini anlamıştım.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü’nde uzun yıllar öğretim üyesi ve hekim olarak çalıştığım sürede çalış-ma arkadaşlarımla konuları tartışırken, asistan ve öğrencilerle bir-likte eğitim yaparken, hastalarla çalışırken çok şeyler öğrendim. Bu kitabın hazırlanmasında onların etkisi büyüktür. Bu kurum-da, değişik konuları ve hastalarımızı sık sık tartıştığımız, psiko-terapi seminerlerini birlikte yürüttüğümüz, hoşgörü ve anlayışı ile büyük destek olan Prof. Dr. Leyla Zileli’ye, denetim gören iki psikoterapi hastasından banda alınmış görüşmelerin kitaba geç-mesini sağlayan Dr. Ahmet Arzık ile Dr. Füsun Çuhadaroğlu’na ve bölümdeki bütün çalışma arkadaşlarıma derin teşekkür borç-luyum.

“Ruh Sağlığı ve Bozuklukları” adlı kitabımın önsözünde yazdığım gibi, yıllardan beri, ülkemizdeki akademik yaşamın ve hekimliğin zor koşullarında, bir öğretim üyesi için kendi kaynak ve çabasından, çalışma arkadaşlarının, öğrencilerinin ilgi ve yar-dımlarından başka, kitap yazmayı özendirecek, kolaylaştıracak destekler hemen hemen yok gibidir. “Ruh Sağlığı ve Bozuklukla-rı” ile bu kitabımın yazılması, basımı ve dağıtımından edindiğim deneyime göre, bu tür ağır işçiliğin tek ödülü ülkemizde, kendi dilimizde tıp eğitimine, hekimliğe, bilim dünyamıza yapılan kat-kının sağladığı onur ve kıvanç duygusudur.

M. Orhan Öztürk Ankara, 2016

Page 18: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

xvii

GİRİŞ

Ruhsal bozuklukların sağaltımında bilimsel bir yöntem olarak psikoterapi hekimlikte oldukça yenidir. Ancak, acı çeken, uyumsuz, mutsuz bir insana ruhsal yönden destek olma ve acıyı giderme uygulamaları insanlık tarihince eski-dir. İnsanlar en ilkel çağlardan beri birbirleri için büyük acı kaynağı olabildikleri gibi, birbirlerine büyük destek de ver-mişlerdir. Doğa karşısında çoğu kez güçsüz ve çaresiz kalan ilkel insan derin korkular ve güvensizlik duyguları içinde kendini koruyabilmek, rahatlatabilmek için, evrimsel ola-rak kazanılmış gizil-güçlerini kullanarak, iki temel uğraşı yolunda ilerlemiştir:

1. Çevresini araştırma, soruşturma, düşünme, bilme, öğrenme ve devinim yetilerini kullanarak araçlarını geliş-tirmiş, giderek bilim ve teknolojiyi yaratmıştır.

2. Duygularını, hayal gücünü de kullanarak bir yandan dinsel inançlara, bir yandan da sanata yönelmiştir.

Doğa karşısında güçsüz kalan ilkel insan doğaüstü güç-lerin (cin, peri, şeytan vb.) varlığına inanarak anlayamadığı bir olguyu açıklama, aydınlatma, anlayabilme ve bunlara göre kendini savunma yolları aramıştır. Hastalıkları, doğal yıkıcı güçleri kendi gücü ve teknolojisi ile yenemeyince, bunların oluş biçimlerine ve bunlardan nasıl korunabilece-ğine ilişkin inançlar, kavramlar, uygulamalar geliştirmiştir. Bunların kalıntıları, izleri çağımızda da görülmektedir.

İlkel insanın hastalıklara, korku verici olaylara, sıkın-tıya, bunalıma karşı savaşı kendi içindeki yansıtmalarla, yarattığı gizemli, büyüsel düşünce yardımı ile olmuştur. Kaynağı ve nedeni bilinmeyen bir hastalık, bir doğal yıkı-molay (felaket) doğaüstü güçlerle açıklanıyor ve insan az ya da çok rahatlıyordu. Bir olgunun nedenini bilmiyorum, bilmek isterim diyebilmek bilimsel düşüncenin önemli bir

Page 19: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

GİRİŞxviii

öğesidir. Oysa, güçsüz ve güvensiz, ölümlü insan kolaylık-la bilmiyorum diyemez. Kendisini güçsüz, güvensiz kılan nedenleri kolayca tanıyamaz, bunun yerine doğaüstü, bir başka deyişle kendinden üstün ve kendinin ötesinde güçle-re inanarak böyle bir sorunu çözmeye çalışır.

İşte bütün öbür hekimlik dallarında olduğu gibi insa-nın kendi ruhsal sıkıntı ve bocalamalarını açıklayamaya ve onlarla savaşmaya başlamasının ilk dönemlerinde gi-zemcilik ve büyüsel düşünce egemendi. Bütün açıklamala-rı, korunma ve sağaltım yolları büyü ve doğaüstü güçlere inanmak yoluyla oluyordu. Bu düşünce biçiminin doğal bir ürünü olarak da sağaltım yapan kişiler din adamları ya da büyücü hekimlerdi. Çağımızda da kimi yörelerde kul-lanılan bu yöntemlerin etkili oluşu hasta bireyin inancı ile doğru orantılıdır. Hastanın inanmasına büyük değer veren bu yöntemlerde ayrıca gene dinsel büyüsel törenler içinde duygusal coşkulara, boşalmalara da yer veriliyordu. Çağdaş psikoterapicin etkisinde de inancın ve duygusal boşalmala-rın yer aldığı görülmektedir.

Büyüsel hekimliğin kalıntılarını çağdaş hekimliğin di-linde, reçetesinde, bir takım yöntemlerinde de görebiliriz. Örneğin, çağımızda bile reçetelerin anlaşılmaz biçimde Latince, Fransızca sözcüklerle yazılması, hekimlik dilinin halkın anlayacağı dilden uzak tutulması gibi uygulamala-rın altında eski çağlardan kalma büyüsel, gizemci düşün-cenin etkisi vardır. Ayrıca geri kalmış toplumlarda ve ül-kemizde de bugün hekimlik dışı sayılan, fakat geniş halk kitlelerinin henüz bırakmadıkları bir çok ilkel, büyüsel inançlar ve uygulamalar bilinmektedir (70). Kanıma göre, ilkel sağaltım yolları diye bilinen bütün yöntemlerin kay-nağında insanoğlunun temel bir yadsıma ve yansıtma ge-reksinimi vardır ve bunları saçma ya da boş inanç olarak görme bir şeyi açıklamamaktadır. İnsanoğlu binlerce yıldır,

Page 20: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

GİRİŞ xix

kendisine acı, sıkıntı veren, kendisini güçsüz bırakan bo-calamaların yatıştırılması için sık sık yadsıma ve yansıtma düzeneklerini (mekanizmalarını) kullanmıştır. Yansıtarak varlığını dışarıdaymış gibi algıladığı ve doğaüstü gördüğü güçleri kendi sorunlarının nedeni sanmış ve bunlara karşı gene doğaüstü güçlere inanarak savaşım yolları aramıştır.

Hipokrat (İ.Ö.V. yy.) öncesi dünyada, gizemci, büyüsel düşünce biçimi ve buna dayalı hastalık ve sağaltım anlayışı egemendi (86). Hipokrat çağma dek hemen bütün uygar-lıklarda egemen olan bu görüşler ve inançlar eski Yunan’ın altın çağında, Perikles döneminde, artık yavaş yavaş yerle-rini bilimsel düşünceye bırakmaya başladılar. Hastalıkları doğal olaylar olarak açıklama ilgisi Hipokrat ile yoğunlaştı, gelişti. Bu büyük hekimin çağdaş ruh hekimliğine neler kazandırdığını burada tartışmayacağız. Ancak büyüsel, gi-zemci düşüncenin hiç olmazsa geçici bir süre için egemen-liğine son veren bu büyük insandır. Hipokrat’tan sonra eski Yunan’ın Eflatun’u, Aristo’su, eski Roma’nın Asclepi-ades’i, Cicero’su, Celsus’u, Soranus’u, Kapadokya’nın Are-taeus’u ruhsal bozuklukların doğal açıklamalarına büyük katkılarda bulunmuşlar ve gizemci-büyüsel düşüncenin geçersizliğini belirtmişlerdi (85, 87). O çağlarda, bugünkü anladığımız biçimde psikoterapi yöntemlerine benzer uy-gulamaların da kullanılmış olduğunu biliyoruz. Örneğin eski Bergama Aesclapion Tapınağı’nda dinsel öğütler yanı-sıra, düş yorumlamaları, çamur banyoları, okuma, tiyatro uğraşıları uygulanırdı. Bunların bugüne dek kalabilmiş olan ilginç kalıntıları şimdi Anadolu’nun en zengin antik yapıtları olarak görülebilir.

Ancak, bu aydınlanış dönemi çok uzun sürmemiş ve Batı dünyasında Karanlık Çağlar diye bilinen Orta Çağ’da büyük gerileme olmuştur. İsa’dan sonraki ikinci, üçüncü yüzyıllarda gittikçe artan bir hızla yeniden büyüsel, gizem-

Page 21: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

GİRİŞxx

ci düşünce egemenlik kazanmaya başlamıştı. Bu uygarlık gerilemesinde eski Yunan ve Roma’nın dış etkenler altında çöküşünün mü, yoksa gelişen Hıristiyanlığın dogmatik bi-çimde gizemci, büyüsel değerlere önem verişinin mi etken olduğu tartışılabilir. Şurası bir gerçektir ki Musevilik ve Hıristiyanlık dinlerinin temel kitapları ruh hastalığı an-layışına büyüsel düşüncenin ötesinde ve ilerisinde bir de-ğişiklik getirmemişlerdi. Tersine bu kitaplardaki örnekler ve açıklamalar gizemci, doğaüstü yöndedir. Bu açıklamalar Orta Çağ’ın ruh hastalarına yaptığı korkunç işkencelerin ve yoketmelerin en büyük gerekçesi olarak kullanılmıştır. O kadar ki Orta Çağ Avrupa’sında, ruh hastaları şeytanın yakaladığı bir büyücü olarak avlanır ve diri diri yakılırdı. O çağın Hıristiyan dünyasında din adamları büyücü diye ad-landırdıkları ruh hastalarını izleyebilmek, yakalayabilmek ve cezalandırabilmek için kitaplar yazmışlardı. Bunlardan, iki din adamınca yazılmış olan “Malleus Maleficarum” (Şeytanın Çekici) adlı kitap Orta Çağ’da ruh hastalarını kovalama, yakalama ve cezalandırma konusunda büyük bir yetke (otorite) belgesi olarak benimsenmişti (85). Orta Çağ Avrupa’sının bu karanlık, bağnaz tutumuna karşılık, Doğuda, İslâm dünyasında ruh hastalarına anlayış ve hoş-görü ile bakılıyor; İbni Sina gibi hekimler kişilik gelişmesi, insanın ruhsal yapısı ve ruhsal sağaltım konularında bugü-nün hekimlerini şaşırtabilecek türden ileri görüşler ortaya atabiliyorlardı (7, 71, 74, 87). Selçuk ve ilk Osmanlı dö-nemlerinde Anadoluda kurulan hastaneler bugünkü an-lamda işlevsel ve ileri sağaltım ortamlarıydı (98). Ne yazık ki, Rönesans akımının farkına varamayan Türkler ve başka İslâm toplumları giderek geri kalmışlar, daha sonraki yüz-yıllarda büyüsel, gizemci düşüncenin egemenliğine boyun eğer olmuşlardır.

Page 22: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

GİRİŞ xxi

Orta Çağın karanlık dönemi, Rönesans ile Batıda ka-panmakla birlikte, hekimlikte ruh hastalarına gerçek in-sancıl yerin tanınmasında en önemli adımı 18. Yüzyılın sonlarına doğru Fransız hekimi Pinel atmıştır. Ruh hasta-larını zincirden kurtaran insan olarak bilinen Pinel “Trai-tement Moral” adlı yapıtı ile planlı psikoterapinin ilkele-rini de belirten ilk hekim olmuştu denebilir. 19. Yüzyılda Mesmer’in başlattığı ve şarlatanlıkla yürüttüğü hipnoz sağaltımı, Braid, Liebeault, Charcot, Janet, Bernheim ve Freud gibi saygın bilim adamlarınca da ele alınarak bilimsel psikoterapinin gelişmesi sağlanmıştır. Breuer ve Freud’un birlikte açtıkları yoldan sonradan yalnız ilerleyen Freud ça-ğımız ruh hekimliğinde ve ruhbiliminde devrim yapmış; yeni bir insan anlayışının gelişmesine yol açmıştır, İlerde göreceğimiz gibi Freud bir yandan psikanaliz kuramlar diz-gesini geliştirirken, çağdaşı Pavlov da, bugün giderek önem kazanan koşullandırma ve davranış sağaltımı (behavior therapy) yöntemlerinin temellerini atmıştır. Bugünün ruh hekimliği ve psikoterapi yöntemleri en çok bu bilim adam-larının ve onların izleyicilerinin açmış oldukları yollardan ilerlemiştir (87).

Page 23: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır
Page 24: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

I

KAVRAMLAR VE

KURAMLAR

Page 25: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır
Page 26: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

1

BÖLÜM 1

PSİKOTERAPİNİN TANIMI

Psikoterapi, çok geniş anlamda, ruhsal yollarla yardım ve iyileştirme demekjtir. Bu tanıma göre bütün eğindirim (telkin), inandırma (ikna), davranışı ve kişiliği değiştirme yolları psikoterapi teriminin kapsamına girebilir. Hastayı rahatlatmak için yapılan bir dua, verilen bir muska, düzen-lenen bir ilkel tören de psikoterapi sayılabilir. Ancak, he-kimlikte ve ruhbilimde kullanılan anlamıyla psikoterapi de-yince, çağdaş ruh hekimliği ve ruhbilim bilgilerine dayanan, hasta ile karşılıklı ilişki ve iletişimi kullanan bir takım uy-gulamalar anlaşılır. Çağdaş ruh hekimliğinde kullanılan yöntemlerin ve araçların tümü henüz bütün açıklığı ile ta-nımlanmış ve her bilim çevresinde benimsenmiş sayılmaz.

Psikanaliz bile kimi bilimsel çevrelerde bir psikoterapi yöntemi olarak yadsınabilmektedir. Örneğin İngiltere’de tanınmış psikolog Eysenck ve izleyicileri, eski sosyalist ülke-lerdeki ruh hekimleri ve daha birçok hekimler Freud’un psi-kanaliz kuramını benimsememişler, yadsımışlardır. Ancak, burada genel görüş ayrılıkları söz konusudur. Her bilimsel akımın tuttuğu bir yol, yeğlediği bir yöntem bulunabilir. Bilimin gelişmesi için bu gereklidir. Görüş ve uygulama ayrılıklarından yeni yeni görüşler ve yöntemler ortaya çık-makta, uygulamada daha bir gerçeklik ve esneklik kazanıl-maktadır. Bu noktanın tartışmasına ileride sırası geldikçe gene döneceğim.

Freud’un kendisi psikanalitik kuramda bir çok değişik-liklere gerek görmüş, kuramını değiştirmiş, geliştirmişti. Freud’dan ayrılan birçok tanınmış psikanalist psikanalitik kurama ve uygulamaya önemli katkıda bulunmuşlardır.

Page 27: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

PSİKOTERAPİNİN TANIMI2

Örneğin Jung, Adler, Rank, Horney, Klein ve izleyicileri, Sullivan, Erikson, Kohut ve daha bir çoklarını sayabiliriz. Ben bu çalışmamda değişik okullara yer veremiyorum; çün-kü bunlar bilgi sınırımı aşar. Üstelik ansiklopedik bir çalış-ma yapma amacım da yoktur.

Ancak, iki önemli konuya daha çok ilgi duyduğum ve uygulamada önemine inandığım için bunlara özel bölümler ayırdım. Bunlardan biri psikanalitik ego psikolojisi, öbü-rü de Erik H. Erikson’un psikanalitik gelişim kuramıdır. Bunlara özellik tanımış olmam, örneğin nesne ilişkileri (object relations) ya da psikanalizde kendilik (self ) psiko-lojisi kuramlarını önemsemediğim anlamına gelmemelidir. Son 20-25 yılda “kendilik” (self ) psikolojisi özellikle genç kuşaklar arasında giderek artan ilgi görmektedir. Hatta bu akımın terimleri ile konuşmanın nerede ise bir moda akım gibi olduğunu da görmekteyim. Bu gibi akımları iyi anlaya-bilmek için Freud’un temel kavramlarını iyi bilmek gerek-tiğine inanıyorum. Bu konular da kuşkusuz başkalarınca işlenecektir. Kitabın ikinci ana bölümünde uygulamanın temelleri örneklerle açıklanmaya çalışılacaktır. Bu bölümde de değişik okulların değişik uygulamaları üzerinde durul-mayacaktır.

Açıklamalarımı düzenli biçimde yürütebilmek için önce, yukarda tanımladığım psikoterapinin değişik türle-rinin bir sınıflandırmasını sunmak istiyorum. Psikoterapi sınıflandırmasını yaparken hangi açıdan baktığımıza önem vermemiz gerekir. Birçok kitaplardaki sınıflandırmalarda, sınıfların neye dayanılarak yapıldığı belli olmamakta ve çoğu kez aynı türden olmayan kavramlar bir başlık altına sokulabilmektedir. İkinci bölümde özetle sunduğum sınıf-landırmada öncelikle bu karışıklığa yer vermemeye çalıştım.

Böyle bir sınıflandırma bize bütün psikoterapi tür-lerine kuşbakışı bakmak olanağını vermektedir. Bu

Page 28: PSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİkoşullarında psikoterapi uygulamalarının sorunlarına ilişkin kafa yormuş, özgün düşünceler üretmiş ve bu kitapta ayrı bir bölümde tartışmıştır

M. Orhan Öztürk

M.Orhan Öztürk

Türkiye Psikiyatri Derneği Yayınları

PSİKANALİZve

PSİKOTERAPİPSİKANALİZ ve PSİKOTERAPİ

Tarsus Amerikan Koleji ve İstanbul ÜniversitesiTıp Fakültesi mezunu olup, yedi yılı aşan süre

Amerika Birleşik Devletleri’nde psikiyatri ve psikoanalitik psikoterapi eğitimi görmüş,

araştırmacı ve öğretim üyesi olarak çalışmıştır. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi,

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (1960-1964), Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde

(1960-1993) öğretim üyeliği yapmıştır.

Türkiye Bilimler Akademisi şeref üyesi (1996-2012), Amerikan Psikiyatri Birliği muhabir

üyesi (1965-1999), Türkiye Sinir ve Ruh Sağlığı Derneği’nin Başkanı (1977-1997), Türkiye

Psikiyatri Derneği’nin kurucu başkanı (1995-1996), eski Türk Dil Kurumu,

yeni Dil Derneği üyesidir.

Türk Psikiyatri Dergisi’nin kurucusu ve 13 yıl yayın yönetmeni olmuştur; 2002’den beri onursal yayın

yönetmenidir. “Ruh Sağlığı ve Bozuklukları”, “Psikanaliz ve Psikoterapi”, “Özerk Benlik Kul

Benlik” adlarını taşıyan kitapları ile yurt içinde ve dışında yayımlanmış 90’ın üzerinde yayını vardır.

ISBN: 978-605-65673-3-9