petrol plus sayı: 7
DESCRIPTION
Petrol Plus Sayı: 7TRANSCRIPT
Güncel
2 PETROL PLUS - EKİM 20102 PETROL PLUS - OCAK 2010
Akaryakıt sektörü açısından 2010 yılına damgasını vuran 18 Eylül 2010 tarihini geride bıraktık. Bu süreçte sektör 18 Eylül 2010 ve sonrasında yaşanacak gelişmelere odaklandı. Bayi sendikaları PÜİS ve TABGİS ülke genelinde düzenledikleri toplantılarla bayileri süreç hakkında bilgilendirdiler. Bundan sonraki dönemde yeni uygulamanın sektör açısından sonuçlarını yaşayarak göreceğiz.
Ancak, akaryakıt sektörünün gündeminde en az 18 Eylül süreci kadar dikkatli davranılması ve önem verilmesi gereken konular var. Sektör 18 Eylül sürecinde gösterdiği dinamizmi bu konularda da göstermek zorunda.
Sektörün gündeminde olması gereken konuların başında geçtiğimiz yıl gündeme gelen ve bu yasama yılına kalan mevzuat değişiklikleri var. Sektör yasal düzenlemelerin gerçekleşeceği bu süreçte bütün unsurlarıyla enerjisini ortaya koymalıdır. Aksi takdirde mevzuattaki aksaklıkların giderilmesini beklerken, daha önceki kazanımlarında kaybedildiği bir süreç yaşanabilecektir.
Tek tip motorin, istasyon otomasyonu ve ADR mevzuatının uygulan-masına 01.01.2011 tarihinde geçilecek. Fakat, bu konularda halen netleşmemiş durumda. Tek tip motorine geçilecek ama nasıl? EPDK halen bu soruya cevap vermiş değil. 01.01.2011 tarihine sayılı günler kala dağıtıcı firmalar, kırsal motorindeki belirsizlikten dolayı alım anlaşmaları yapmakta sıkıntı çekiyorlar. Bayiler ihalelerde fiyat vere-miyorlar. Konunun Kurul gündemine gelmesini bekliyorlar. Sektörde bir takım mağduriyetlerin yaşanmaması için EPDK’nın bu konuda daha hızlı davranması şart.
Öte yandan otomasyonlara ilişkin uygulama yürürlüğe girecek. Ancak otomasyon sistemini kurmayanların karşılaşacağı müeyyide de belirsiz. ADR mevzuatının uygulanması da 01.01.2011’e ertelenmişti. Fakat şu anda görünen o ki buna ilişkin altyapıda da hiçbir gelişme yok.
Sektör elbette bu konulara ilişkin çalışmaları sürdürmeli. Ancak burada asıl görev düzenleyici kurum olan EPDK’ya düşüyor. EPDK, sorunları öteleyerek, sektörü son dakika uygulamaları ile karşı karşıya bırakmamalıdır. İnanıyoruz ki, EPDK 18 Eylül sürecinde gösterdiği performansı bu konularda da göstererek sektörün rahat nefes almasını sağlayacaktır.
Saygılarımla…
Özay SAĞIRGenel Yayın Yönetmeni
Editörden
İmtiyaz SahibiOdaklı Yayıncılık Tanıtım ve Sanayi Ticaret Ltd. Şti.
Adına Nurhan SAĞIR
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Ahmet [email protected]
Genel Yayın Yönetmeni
Özay SAĞIR
Reklam Yö[email protected]
Hukuk MüşaviriAv. Murat Kurt
YÖNETİM MERKEZİ
ODAKLI YAYINCILIK TANITIM SANAYİ ve TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ
Halil Rıfat Paşa Mah. Perpa Ticaret Merkezi A Blok Kat: 5 No:419 Okmeydanı -ŞİŞLİ – İSTANBUL
Tel: 0 212 221 44 50 Faks: 0 212 221 44 [email protected]
TASARIM
ODAK Tanıtım Himetleri0216 420 20 74
Abone ve Okur [email protected]
BASKI
Fabrika Basım Ltd.Şti0212 294 38 00
Baskı Tarihi
19.10.2010
Bu dergi tüm Türkiye’de dağıtılmaktadır.Basın Kanunu’na göre Yerel Süreli Yayın’dır.
Fiyatı: 6 TL
Yıllık Abonelik: 72 TL(Fiyatlara KDV Dahildir. Yıllık gönderimlerde kargo
�yata dahil, tek gönderimlerde dahil değildir.)
“Petrol Plus Dergisi’nde yayınlanan yazı ve çizimlerin her hakkı mahfuzdur. İzin alınmadan, kaynak
gösterilerek dahi iktibs edilemez”“Yayımlanan tüm yazılaın sorumluluğu yazarlarına,
ilanların sorumluluğu ilan verene aittir.
4 PETROL PLUS - EKİM 2010
İçindekiler
Reklam İndeksi
Tam sayfa: 24x33 / yatay - 1/2: 24x14,5 / dikey - 1/2:12x29 / 1/4: 11,5x14,5Reklam Ebatları
AY T E M İ Z . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . A . KT U R PA K . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Ö . K . İ
T I R S A N . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1
T P - P E T R O L . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3
P O W E R W A X . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 7
P E T D E R . . . . . . . . . . . . . . . . 1 1
M O T O R O L A . . . . . . . . . . . . . . . . 1 5
K O C A T Ü R K . . . . . . . . . . . . . . . . 2 1
L Ö S E V . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2 9
E F E L E R P L A S T İ K . . . . . . . . . 3 1
ICAP........Ö.K–24–25-35-36-37-38-39-40
S İ B E R C O M . . . . . . . . . . . . . . . . . 4 3
M E K S E R . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . A . K . İ
Kafkas üniversitesi, Kars’a yaptığı yatı-rımlar ve üniversiteye sağladığı kat-kılar nedeniyle İsmail Aytemiz’e fahri doktora unvanı verdi.
Önümüzdeki dönemde en hızlı oranda Çin’de, en yavaş oranda ise Avrupa’da ol-mak üzere dünyanın her bölgesinde petrol tüketiminde artış beklenmektedir.
Petrol Plus Dergisi Hukuk Müşaviri Avu-kat Murat Kurt, akaryakıt bayilerinin intifa sözleşmelerinde dikkat etmesi gereken hususları Petrol Plus Dergisi okuyucuları için kaleme aldı.
Türkiye’de piyasa gözetimi ve denetimi (PGD) sistemindeki hukuki, idari ve mali eksikliklere işaret etmek ve dene-timlerin ürünlerdeki risklere odaklı ya-pıda kurgulanması için, “Ulusal Piyasa Gözetimi ve Denetimi Strateji Belgesi” hazırlandı.
Talep edilen süre verilmediği için bayi-ler eski şirketleri ile sözleşme yapmak durumunda kaldılar. Hede�enen piyasa yapısı 5 yıl ötelendi.
Her geçen yıl gösterdiği performansta yükseliş seyreden Gas Turkey Fuarı’nın yurtdışında ki acentalarla yürüttüğü ortak çalışmaların geri dönüşünü ziya-retçi ve katılımcı sayısında ki artışlarla gördük.
Kafkas Üniversitesi’nden İsmail Aytemiz’e Fahri Doktora
Petrol Fiyatlarında Ciddi Değişiklikler Beklenmiyor
İntifa Sözleşmeleri
Denetimde ‘Ulusal Strateji Belgesi’ hazırlandı
Geçiş Sürecinin Tanınmaması Sıkıntı Doğurdu
GAS Turkey Alanında Tek Fuar Olma Özelliğini Koruyor
12
22 32
16 18
20
Haberler
Kafkas Üniversitesi’nden İsmail Aytemiz’e
Fahri Doktora
Denetimde ‘Ulusal Strateji Belgesi’ hazırlandı
Geçiş Sürecinin Tanınmaması Sıkıntı Doğurdu
GAS Turkey Alanında Tek Fuar Olma Özelliğini Koruyor
Petrol Fiyatlarında Ciddi Değişiklikler Beklenmiyor
Kriz DAF NV’ye Türkiye Yatırımını Erteletti
Shell Madeni Yağların Global Liderliği Sürüyor
OKT Treyler ADR Sertifikalı Araçlarını Sahipleriyle
Buluşturdu
Aygaz’dan İklim Değişikliği Karşı “Yarın Hava Nasıl
Olacak” Projesi
İntifa Sözleşmeleri
Sektörden Haberler - Kampanyalar
6
12
16
18
20
22
26
27
28
30
32
41
PETROL PLUS - EKİM 2010 5
İçindekiler
Reklam İndeksi
Tam sayfa: 24x33 / yatay - 1/2: 24x14,5 / dikey - 1/2:12x29 / 1/4: 11,5x14,5Reklam Ebatları
AY T E M İ Z . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . A . KT U R PA K . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Ö . K . İ
T I R S A N . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1
T P - P E T R O L . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3
P O W E R W A X . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 7
P E T D E R . . . . . . . . . . . . . . . . 1 1
M O T O R O L A . . . . . . . . . . . . . . . . 1 5
K O C A T Ü R K . . . . . . . . . . . . . . . . 2 1
L Ö S E V . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2 9
E F E L E R P L A S T İ K . . . . . . . . . 3 1
ICAP........Ö.K–24–25-35-36-37-38-39-40
S İ B E R C O M . . . . . . . . . . . . . . . . . 4 3
M E K S E R . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . A . K . İ
Kafkas üniversitesi, Kars’a yaptığı yatı-rımlar ve üniversiteye sağladığı kat-kılar nedeniyle İsmail Aytemiz’e fahri doktora unvanı verdi.
Önümüzdeki dönemde en hızlı oranda Çin’de, en yavaş oranda ise Avrupa’da ol-mak üzere dünyanın her bölgesinde petrol tüketiminde artış beklenmektedir.
Petrol Plus Dergisi Hukuk Müşaviri Avu-kat Murat Kurt, akaryakıt bayilerinin intifa sözleşmelerinde dikkat etmesi gereken hususları Petrol Plus Dergisi okuyucuları için kaleme aldı.
Türkiye’de piyasa gözetimi ve denetimi (PGD) sistemindeki hukuki, idari ve mali eksikliklere işaret etmek ve dene-timlerin ürünlerdeki risklere odaklı ya-pıda kurgulanması için, “Ulusal Piyasa Gözetimi ve Denetimi Strateji Belgesi” hazırlandı.
Talep edilen süre verilmediği için bayi-ler eski şirketleri ile sözleşme yapmak durumunda kaldılar. Hede�enen piyasa yapısı 5 yıl ötelendi.
Her geçen yıl gösterdiği performansta yükseliş seyreden Gas Turkey Fuarı’nın yurtdışında ki acentalarla yürüttüğü ortak çalışmaların geri dönüşünü ziya-retçi ve katılımcı sayısında ki artışlarla gördük.
Kafkas Üniversitesi’nden İsmail Aytemiz’e Fahri Doktora
Petrol Fiyatlarında Ciddi Değişiklikler Beklenmiyor
İntifa Sözleşmeleri
Denetimde ‘Ulusal Strateji Belgesi’ hazırlandı
Geçiş Sürecinin Tanınmaması Sıkıntı Doğurdu
GAS Turkey Alanında Tek Fuar Olma Özelliğini Koruyor
12
22 32
16 18
20
Haberler
Kafkas Üniversitesi’nden İsmail Aytemiz’e
Fahri Doktora
Denetimde ‘Ulusal Strateji Belgesi’ hazırlandı
Geçiş Sürecinin Tanınmaması Sıkıntı Doğurdu
GAS Turkey Alanında Tek Fuar Olma Özelliğini Koruyor
Petrol Fiyatlarında Ciddi Değişiklikler Beklenmiyor
Kriz DAF NV’ye Türkiye Yatırımını Erteletti
Shell Madeni Yağların Global Liderliği Sürüyor
OKT Treyler ADR Sertifikalı Araçlarını Sahipleriyle
Buluşturdu
Aygaz’dan İklim Değişikliği Karşı “Yarın Hava Nasıl
Olacak” Projesi
İntifa Sözleşmeleri
Sektörden Haberler - Kampanyalar
6
12
16
18
20
22
26
27
28
30
32
41
6 PETROL PLUS - EKİM 2010
Haberler
PÜİS’ten Kırsal Motorin Uyarısı
TABGİS ve Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu İşbirliği Sektöre Nitelikli Personel Kazandıracak
Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PÜİS) Genel Mer-
kezi, 01.01.2011 tarihinden itibaren kırsal motorinin
satıştan kaldırılması durumunda yaşanacak olumsuz-
luklara karşı bayileri uyardı. PÜİS’in internet sitesinde
yayınlanan açıklamada, “Bilindiği üzere EPDK’nın
hazırladığı “Motorin Türlerine İlişkin Teknik Düzenleme
Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Taslağı”na
göre, 01.01.2011 tarihinden itibaren Ülkemizde pi-
yasaya akaryakıt olarak arz edilen veya dolaşımda
bulunan motorin türlerinin “TS EN 590+A1 Otomotiv
Yakıtları-Dizel (Motorin)-Gerekler ve Deney Yöntemleri”
standardına uygun ve azami kükürt miktarının 10 mg/
kg (10 ppm) olması zorunlu hale gelecektir. Bu tasla-
ğın mevcut haliyle kabul edilerek yürürlüğe girmesi
TABGİS ile Beykoz Lojistik Meslek Yüksek Okulu
arasından imzalanan protokol çerçevesinde
BLMYO’nun YÖK’e yaptığı başvuru kabul edildi.
BLMYO bünyesinde açılacak olan “Enerji Tesisleri
İşletmeciliği” bölümünde özellikle akaryakıt istas-
yonlarında çalışacak nitelikli saha elemanlarının ve
yöneticilerinin yetiştirilmesi hedefleniyor.
Protokol çerçevesinde, bölümde eğitim görecek
öğrencilerin her türlü burs, staj ve mezuniyetleri
sonrası işe yerleştirilmeleri konusunda gerekli
destek TABGİS tarafından sağlanacak.
Türkiye’de ilk olan bölüme bu yıl 50 öğrenci alına-
cak. Bölümde okuyacak öğrenciler Türkçe, mate-
matik, Atatürk İlkeleri ve İnkılap tarihi, ingilizce gibi
temel derslerin yanı sıra; Akaryakıt istasyonlarının
alt ve üst yapıları, kullanılan ekipmanlar, tehlikeli
maddelerin taşımacılığı, enerji tesisleri güvenliği,
sağlık ve çevre kuralları, genel hukuk, genel ekono-
mi, iletişim ve öğrenme becerileri, enerji ürünleri
ve hizmet pazarlaması, temel elektrik bilgisi, enerji
lojistiği, müşteri ilişkileri gibi bir çok mesleki ko-
nuda eğitim alacaklar.
TABGİS’ten yapılan açıklamada “Türkiye’de “Enerji
Tesisleri İşletmeciliği” adı altında akaryakıt istas-
yonlarının eleman ihtiyacına yönelik eğitim veren
başka bir üniversite bulunmamaktadır. Bu manada
halinde, halen piyasaya akaryakıt olarak arz edilen ve
dolaşımda bulunan azami kükürt miktarı 1000 mg/kg
(1000 ppm) olan motorin ile azami kükürt miktarı 10
mg/kg olan motorin arasında ciddi bir fiyat farkı bulun-
ması nedeniyle, bayilerimizin gerek özel, gerek kamu
kesimine 01.01.2011 tarihinden itibaren sözleşmelere
bağlı olarak yapacakları motorin satışlarında buna ilişkin
anlaşmazlıklarla karşılaşmamaları ve mağduriyet yaşa-
mamaları için bazı önlemleri almaları gereklidir.
Şöyle ki;
01.01.2011 tarihinden sonra yapılacak motorin satışları-
na ilişkin olarak açılacak ihalelerde, 1000 ppm motorinin
piyasadan kaldırılması veya ancak özellik arz eden
Sendikamızın öncülüğünde ve Beykoz Lojistik Mes-
lek Yüksek Okulu’nun da girişimleriyle atılan bu ilk
adımdan dolayı son derece mutluyuz.
Şimdilik 50 kişilik kontenjanla açılacak bu bölümün
diğer üniversitelerde de yaygınlaştırılması için
gerekli çalışmalar sendikamızca sürdürülecektir.
İmzalanan protokol gereği öğrencilerin her türlü
burs, staj ve mezuniyetleri sonrası işe yerleşti-
bir takım araçlar için verilebilmesi şartının getirilmesi
halinde, bunun mücbir sebep kabul edilerek, ihalenin
iptaline veya 1000 ppm kükürt ihtiva eden motorinin
fiyatı ile 10 ppm kükürt ihtiva eden motorin fiyatı ara-
sındaki farkın teklif fiyatına aynen intikal ettirilerek 1000
ppm kükürt ihtiva eden motorin yerine, 10 ppm kükürt
ihtiva eden motorin verileceğine dair bir şartın ilavesi
sağlanmalıdır. Buna ilişkin Sendikamız yazısı Maliye
Bakanlığı’na intikal ettirilmiştir. Durumu bayilerimizin
bilgilerine sunarız” denildi.
rilmeleri konusunda gerekli destek yine TABGİS
tarafından sağlanacaktır.
Enerji Tesisleri İşletmeciliği bölümüyle adımı atılan
bu oluşumun sektörümüz ve TABGİS camiası adına
hayırlı olmasını diliyor, bundan sonra da devam
edecek olan akademik eğitim çalışmalarımıza tüm
sektör oyuncularının ortak olmalarını temenni
ediyoruz” denildi.
TABGİS, sektöre nitelikli eleman yetiştirmek
üzere daha önce Kocaeli Üniversitesi ile proto-
kol imzalamıştı. Protokol çerçevesinde Kocaeli
Üniversitesi’nin yaptığı başvuru YÖK tarafından
reddedilmişti.
5 PETROL PLUS - OCAK 2010
Haberler
Rusya’dan Samsun-Ceyhan’a Ortaklık İsteği
Sinop 1 Kuyusundan Yakında Petrol Alınacak
Otobiodizel’de TSE Standardı Aranacak EPDK Üyeliklerine Atama Yapıldı
Rusya ve Hazar petrollerinin Samsun ve Ceyhan üzerin-
den inşa edilecek petrol boru hattı ile taşınması proje-
sine Rusya da ortak olmak istiyor. Rusya petrol devlet
şirketi Transneft, kapasitenin yeterli olması durumunda
hatta yüzde 50 ortak olabileceklerini açıkladı.
Transneft şirketi Basın Sözcüsü İgor Deminin’in Reuters’e
yaptığı açıklamada, “Eğer biz büyük kapasitede sevki-
yat ön görürsek, bu durumda Samsun-Ceyhan petrol
boru hattına yüzde 50’ye kadar ortak alabiliriz.” dedi.
Deminin yaptığı değerlendirmede ilk anlaşmada Eni
ve Çalık’ın projeye üçüncü ortak konusunda mutabık
olduklarını hatırlattı.
Petrobas firması tarafından Karadeniz`de başlatıl-
ması planlanan petrol arama çalışmalarıyla ilgili
olarak çalışmaların, Sinop bloğu olarak adlandırılan
bölgede, Şubat ayı sonlarında başlayacağı öğrenildi.
Karadeniz`deki petrol arama çalışmalarında kullanı-
lacak dünyanın en büyük sondaj platformlarından
birinin de çalışmalar için Norveç`ten yola çıktığı
belirtildi. Yaklaşık 3 hafta içerisinde dünyanın en
büyük sondajlarından birinin Türkiye karasularına
gireceği, Ocak ayı sonlarına doğru da platformun Si-
nop açıklarına demirlemesinin planlandığı da bilgiler
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), 1 Ocak
2010 piyasaya akaryakıt olarak arz edilen veya
dolaşımda bulunan otobiodizele, Türk Standartları
Enstitüsü’nün (TSE) Haziran 2009 tarihli “TS EN 14214
Otomotiv Yakıtları - Yağ Asidi Metil Esterleri - Dizel
Motorlar İçin - Özellikler ve Deney Yöntemleri” stan-
dardına uygun olması zorunluluğu getirdi.
EPDK’nın, Otobiodizel’e ilişkin teknik düzenleme
Tebliğ’i Resmi Gazete’de yayımlandı. Piyasaya akar-
yakıt olarak arz edilen veya dolaşımda bulunan oto-
biodizelin, Türk Standardları Enstitüsü tarafından ha-
zırlanan, Haziran 2009 tarihli “TS EN 14214 Otomotiv
Yakıtları - Yağ Asidi Metil Esterleri - Dizel Motorlar İçin
- Özellikler ve Deney Yöntemleri” standardına uygun
olması zorunlu olacak. Piyasaya akaryakıt olarak arz
EPDK’da Boş Bulunan Üyeliklere Atama ve İkinci
Başkanlığına Görevlendirme Yapılması Hakkında
Bakanlar Kurulu kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.
Karara göre Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nda
(EPDK) boş bulunan üyeliklere Abdullah Tancan ve
Alparslan Bayraktar, İkinci Başkanlığa ise Kurul Üyesi
Mustafa Yılmaz atandı.
Milan’da bir çalışma grubunun toplandığını kaydeden
Transneft sözcüsü, burada tara�ara yüzde 50’lik önerile-
rini ilettiklerini kaydetti. Transneft’in dışında Rus petrol
şirketi Rosneft’in de projeye dâhil olabileceği belirtiliyor.
Tara�ar Ocak ayında yeniden bir araya gelerek müza-
kerelerde bulunacak.
Transneft sözcüsü Demin, Bulgaristan’dan geçmesi
planlanan Burgaz-Dedeağaç projesiyle ilgili görüşme-
lerin durdurulduğunu belirtti. Demin, “Bulgar tarafı
kendi tutumunu netleştirmedi. Bulgaristan altı aydır
ki bizim konuyla ilgili sorularımıza yanıt vermiyor.” diye
konuştu
arasında. Bilgilendirme toplantısında Türkiye`de bu
zorlu projede TPAO ile birlikte yer almaktan mem-
nuniyet duyacağını belirten Petrobas Türkiye Genel
Müdürü Hercules Silva, `Sinop- 1 Kuyusu sondajının
2010 yılı Şubat ayı içerisinde başlayıp yaklaşık ay
içerisinde tamamlanması öngörülmektedir. Sinop – 1
kuyusunun operasyonal ve çevresel anlamda güvenli
geçmesi için çevresel anlamda gereken tüm önlemler
alınmakta ve en üstün teknoloji kullanılmaktadır,`
diye konuştu. Çıkarılacak petrolün ise yüzde 50 – 50
esasına göre paylaşılacağı belirtildi.
edilebilecek otobiodizelin resmi ismi, Türk Gümrük
Tarife Cetvelindeki Gümrük Tarife İstatistik Pozisyon
numaraları esas alınarak Kurul kararı ile belirlenecek.
Tebliğ 1 Ocak 2010 tarihinde yürürlüğe girecek.
8 PETROL PLUS - EKİM 2010
HaberlerHaberler
TPAO Karadeniz’in Potansiyelini Ortaya Çıkaracak
Uluslararası Enerji Ajansı Petrol Talep Tahminini Yükseltti
TPAO Grup Başkanı ÖmerŞahintürk, Karadeniz
Teknik Üniversitesi(KTÜ) Mühendislik Fakültesi Je-
oloji Mühendisliği Bölümü’nce Osman Turan Kültür
ve Kongre Merkezi‘nde düzenlenen 45. Yıl Jeoloji
Sempozyumu’nda, ‘Karadeniz‘in Hidrokarbon Potan-
siyeli ve Yapılan Son Çalışmalar’ konulu bir konuşma
yaptı. Karadeniz’deki hidrokarbon aramalarına 1960’lı
yıllarda başlandığına işaret eden Şahintürk, şu anda
kazılan kuyuların günlük maliyetinin 1 milyon dolar
olduğuna dikkat çekti. TPAO ve yabancı ortaklar aracılığı
ile Karadeniz’deki keşif çalışmalarının devam ettiğini
hatırlatan Şahintürk, hede�erinin Karadeniz’in potan-
siyelini ortaya çıkartmak olduğunun altını çizdi.
‘Bir tane kuyu kazalım, duralım, düşünelim, düşüne-
lim bir tane daha kazalım’ mantığında olmadıklarını
vurgulayan Şahintürk, ‘Sinop ve Yassıhöyük kuyusu
kuru da olsa üç tane delik kuyu atacağız. Yassıhöyük
bitti mi Sürmene‘ye gideceğiz. 2011’de ExxonMobil
sorumluluğunu yerine getirecek, çünkü o çalışıyor ve
yapacak. İster kuru çıksın ister çıkmasın. Çünkü bir kuru
bir keşif olursa en az dört derin kuyu açacağız. İki keşif
olursa en az beş derin kuyu artı tespit kuyuları açacağız.
Bunda şunu söylüyoruz; Karadeniz’in potansiyeli vardır.
IEA yayımladığı aylın raporunda, bu yıl küresel petrol talebinin günlük 86,9 milyon varil olacağını tahmin
ediyor. Ajansın geçen ay yayımladığı raporunda bu rakam 86,6 milyon varildi. IEA’nın petrol talebi tahminini
artırmasında ABD, Almanya ve Japonya‘da tüketimin yükselmesinin etkisi oldu.
Ajansa göre, gelecek yıl ise küresel petrol talebi günlük 88,2 milyon varil olacak. Bu rakam ise geçen ay 87,9
milyon varildi.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü‘nün enerji kolu olan IEA, zengin ülkelerin petrol talebinin bu yıl yüzde
0,7 artarak, günlük 45,8 milyon varile, OECD üyesi olmayan ülkelerin petrol talebinin ise yüzde 4,7 yükselerek,
günlük 41,2 milyon varile çıkacağını da belirtti.
Bu arada Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünün(OPEC), Perşembe günü yapacağı toplantıda üretim kotasında
değişikliğe gitmesi beklenmiyor. OPEC Dönem Başkanı ve Ekvador Petrol Bakanı Wilson Pastor, OPEC içinde
üretim kotasının değişmemesi konusunda uzlaşma olduğunu söyledi.
Libya Petrol Bakanı Şükri Ganem de üretim kotasında değişiklik yapmaya ihtiyaç olmadığını belirtti.
Petrol fiyatlarının 70-80 dolar bandında hareket etmesiyle ilgili olarak ise Suudi Arabistan Petrol Bakanı Ali
El-Naimi, bu fiyatların üreticilerin daha fazla yatırım yapmaları için ideal olduğunu ve kırılgan ekonomik to-
parlanmayı tehlikeye atacak kadar yüksek olmadığını ifade etti.
OPEC, küresel finansal ekonomik krizle birlikte petrol fiyatlarının düşüşe geçmesi üzerine üretim kotasında
bir dizi kesintiye gitmiş ve günlük petrol üretimini 4,2 milyon varil azaltmıştı. Örgüt, Aralık 2008’den bu yana
üretim kotasında değişiklik yapmıyor.
Bir kuyuyla, iki kuyuyla ‘tamam yaptım’ olmaz. Petrol
de bulsanız kimse ‘ben buraya 15 milyon dolar yatırım
yapacağım’ diyemez. Çünkü bu gaz, petrol, yarın nerede
ne olacağını kimse bilemez. Karada kuyu açıyoruz, bin
varille basıyor, altı ay sonra yüzde 80 suya dönüyor. Bu
denizde olmayacak diye bir şey yok.’ dedi.
TPAO’nun Karadeniz’deki idealinin bir büyük saha keş-
fetmek olduğunu ifade eden Şahintürk, ne yapıp yapıp
bunu gerçekleştireceklerinin altını çizdi. Karadeniz’in
batı ve doğusunda karada denize ışık tutacak diye
20’ye yakın kuyu kazdıklarını hatırlatan Şahintürk şöy-
le devam etti: ‘Hepsinde olumlu veriler elde etmişiz.
Oradan aldığımız verilerle denizin taşınacak kısımlarına
onları taşıyacağız. O nedenle uzun yıllar bekledik, bu-
gün de bu yolda yürüyeceğiz. Hep arzumuz, bunların
sonucunda tabi ki bu potansiyelin olduğunun da
müjdesini vermektir. Umuyorum yakın süreçte onları
da söyleyeceğiz.’
Şahintürk, son dönemlerde dünyada petrol sektörün-
de yaşanan sıkıntıların ardından yabancı şirketlerin
Karadeniz’e ilgisinin hatırlatılması üzerine şunları söy-
ledi: ‘Sonuçta aramacılık bir ticaret işidir. Keşfettiğimiz
zaman üreteceğiniz şeyin ekonomik bir manası olması
lazım. Denizin içerisinde bir petrolü yaklaşık 28 dolara
ürettiğiniz zaman eğer 17 dolara satmak durumunda
kalırsanız bu ekonomik olmayacaktır. Ama normalde
ürettiğiniz fiyatın üzerinde bir fiyatla karşılaşmanız
lazım ki ticaretiniz de bir kâr elde etsin. O nedenle de
petrol fiyatları bugünkü seyrinde kalsa bile Karadeniz
içerisinde hidrokarbon aramacılığının ekonomik ve
cazip olduğunu söylüyor. Bugünkü fiyatlar gaz ve petrol
yönünde keşif olması halinde ekonomik gözüküyor.’
Haberler
Körfez Ülkeleri Enerjiye 53 Milyar Dolar Yatıracak
Bakan Yıldız Enerji Arenası’nda Konuştu
Körfez’deki petrol üreticisi ülkelerin önümüzdeki
beş yıl içinde enerji üretim kapasitelerini artırma
ve artan talebe cevap verebilme amacıyla enerji
projelerine 53 milyar dolarlık yatırım yapacağı
bildirildi.
Arap Petrol Yatırım Şirketi tarafından yayınlanan
rapora göre bu yatırım miktarı, tüm Ortadoğu ve
Kuzey Afrika’daki elektrik geliştirme projeleri için
gerekli sermayenin yarısına denk geliyor.
Altı üyeden oluşan ve dünyanın ispatlanmış petrol
kaynaklarının yüzde 40’ını elinde tutan Körfez
İşbirliği Konseyi de ayrıca bölgede beklenen ek
enerji üretim kapasitesine yüzde 50 civarında ek
katkıda bulunmuş olacak.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Strate-
jik Teknik Ekonomik Araştırmalar Merkezi (STEAM)
tarafından düzenlenen ve “Enerjide Kabuk Değişimi
Yeni Politikalar, Zihinsel Devrim ve Uluslararası İşbir-
liği” başlığıyla gerçekleştirilen 12. Uluslararası Enerji
Arenası’nda konuştu.
Bakan Yıldız konuşmasında, “Bizim de ortak olduğu-
muz Nabucco Projesi ticari bir projedir deriz. Ticari
bir projedir aslında. Tedarikçisi vardır, taşıması ve
tüketicisi vardır. Ama bu ticari proje son derece siyasi
bir zeminde yürümektedir. Eğer zihinsel bir devrim
yapacaksak bunların aşılabiliyor olması lazım” dedi.
Yıldız, “Bugün AB üyesi ülkelerin tamamen siyasi
bir prestiji haline gelmiştir bu proje. Sürekli işbirliği
içerisinde yürütülen bu çalışmaların temelinde siyasi
argümanlar yatar. Şu sorununu cevabı verilememiştir,
On üye ülkeden oluşan Arap Petrol İhraç Eden
Ülkeler Organizasyonu’na bağlı Arap Petrol Yatı-
rım Şirketi’nin raporuna göre Ortadoğu ve Kuzey
Afrika’da 2011-2015 yılları arasında enerji üretimin-
deki toplam sermaye 117 milyar dolara ulaşacak ve
kapasiteye 98,9 GW’lık elektrik eklenecek.
Dammam merkezli şirketin raporunda ayrıca bölgesel
olarak incelendiğinde genişlemenin yüzde 49’unun
Körfez ülkelerinde görüleceği ve Körfez’de enerji pro-
jelerine 53 milyar Dolar harcanacağı ifade edildi. Enerji
yatırımlarının değeri doğu Arap ülkelerinde 25,1 milyar
Dolar, İran’da 24,1 milyar Dolar, batı Arap ülkelerinde
13,7 milyar Dolar ve diğer Arap ülkelerinde de 1,7 mil-
yar doları bulacak. Enerji üretim kapasitesi 2011-2015
yılları arasında yüzde 7,7 oranında büyüme kaydedecek
çünkü bu soru sorulmamıştır. Mesela niçin İran’a ya-
pılan yaptırımların petrol ürünleriyle alakalı yanıyla
bir ülke yaptırım koymuştur da petrolün kendisiyle
ilgili koymamıştır? Niçin ham madde, ham petrolün
ve belirtilen zaman diliminde 99 GW’lık ek kapasite ile
neticelenecek.
Uzmanlara göre yüzde 8,5 oran ile en büyük talep
artışı Körfez’de görülecek. Talep artışı doğuda yüzde
7,5, diğer Arap ülkelerinde yüzde 7,2, İran’da yüzde 7
ve batıda yüzde 6,5 olarak tahmin ediliyor.
ticareti serbesttir? Aynı şekilde gelir getirici bir unsur
taşımaktadır. Ama petrol ürünleriyle alakalı konuda
bu kısıt getirilmiştir. Eğer zihinsel devrim olarak
bakacaksak bunların cevabını verebilmek için bu
soruları da sormak lazımdır” şeklinde konuştu Yıldız,
enerji sektörünün kendi içindeki kalemlerinde, bü-
yüme performansları arasında Türkiye’nin dünyada
ilk 12’de yer aldığını ifade ederken “Bu değişimin
yönetilebilmesi bu değişimin kendisi kadar önemli.
Politikaların zamanında ve doğru olarak yapılması
ve bunların düzenlenmesi ve bunlarla alakalı tama-
men ithalata bağlı diyebileceğimiz kaynakların, hem
yerli Kaynaklar haline getirilmesiyle ilgili politikaların
geliştirilmesi hem de azının ve çoğunun her ikisinin
beraber zarar verdiği bir değişimi yönetmek duru-
mundasınız. Doğalgaz ve petrolün azı zararlı, çoğu
daha az zararlı” diye konuştu.
18 Eylül Sürecinde Aytemiz Akaryakıt Transfer Rekoru Kırdı Rekabet Kurulu’nun intifalara ilişkin kararının yürürlüğe
girdiği 18 Eylül 2010 tarihi sektör açısından önemli
ölçüde sorunsuz olarak atlatıldı.
18 Eylül sürecinde dağıtıcısını değiştiren bayi sayısı
beklenenin altında kalırken, EPDK’nın lisans tadillerinde
gösterdiği performans bayilerden tam not aldı. Sektör
temsilcileri bayilerin yaşanması olası aksaklıklardan
çekinerek dağıtım şirketi değiştirmekte çekimser kaldık-
larını belirterek, kararın sektöre etkilerinin önümüzdeki
beş yıllık dönemde ortaya çıkacağına dikkat çektiler.
EPDK verilerine göre kararın yürürlüğe girmesinin ardın-
dan Eylül ayı sonuna kadar yaklaşık 800 bayi dağıtıcısını
değiştirdi. Bu süreci en iyi değerlendiren dağıtım şirketi
ise Aytemiz Akaryakıt Dağıtım A.Ş oldu. İstasyonunu
değiştiren 800 bayinin yaklaşık yüzde 20’si Aytemiz
Akaryakıt Dağıtım A.Ş’yi tercih etti.
PETROL PLUS - EKİM 2010 9
HaberlerHaberler
Körfez Ülkeleri Enerjiye 53 Milyar Dolar Yatıracak
Bakan Yıldız Enerji Arenası’nda Konuştu
Körfez’deki petrol üreticisi ülkelerin önümüzdeki
beş yıl içinde enerji üretim kapasitelerini artırma
ve artan talebe cevap verebilme amacıyla enerji
projelerine 53 milyar dolarlık yatırım yapacağı
bildirildi.
Arap Petrol Yatırım Şirketi tarafından yayınlanan
rapora göre bu yatırım miktarı, tüm Ortadoğu ve
Kuzey Afrika’daki elektrik geliştirme projeleri için
gerekli sermayenin yarısına denk geliyor.
Altı üyeden oluşan ve dünyanın ispatlanmış petrol
kaynaklarının yüzde 40’ını elinde tutan Körfez
İşbirliği Konseyi de ayrıca bölgede beklenen ek
enerji üretim kapasitesine yüzde 50 civarında ek
katkıda bulunmuş olacak.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Strate-
jik Teknik Ekonomik Araştırmalar Merkezi (STEAM)
tarafından düzenlenen ve “Enerjide Kabuk Değişimi
Yeni Politikalar, Zihinsel Devrim ve Uluslararası İşbir-
liği” başlığıyla gerçekleştirilen 12. Uluslararası Enerji
Arenası’nda konuştu.
Bakan Yıldız konuşmasında, “Bizim de ortak olduğu-
muz Nabucco Projesi ticari bir projedir deriz. Ticari
bir projedir aslında. Tedarikçisi vardır, taşıması ve
tüketicisi vardır. Ama bu ticari proje son derece siyasi
bir zeminde yürümektedir. Eğer zihinsel bir devrim
yapacaksak bunların aşılabiliyor olması lazım” dedi.
Yıldız, “Bugün AB üyesi ülkelerin tamamen siyasi
bir prestiji haline gelmiştir bu proje. Sürekli işbirliği
içerisinde yürütülen bu çalışmaların temelinde siyasi
argümanlar yatar. Şu sorununu cevabı verilememiştir,
On üye ülkeden oluşan Arap Petrol İhraç Eden
Ülkeler Organizasyonu’na bağlı Arap Petrol Yatı-
rım Şirketi’nin raporuna göre Ortadoğu ve Kuzey
Afrika’da 2011-2015 yılları arasında enerji üretimin-
deki toplam sermaye 117 milyar dolara ulaşacak ve
kapasiteye 98,9 GW’lık elektrik eklenecek.
Dammam merkezli şirketin raporunda ayrıca bölgesel
olarak incelendiğinde genişlemenin yüzde 49’unun
Körfez ülkelerinde görüleceği ve Körfez’de enerji pro-
jelerine 53 milyar Dolar harcanacağı ifade edildi. Enerji
yatırımlarının değeri doğu Arap ülkelerinde 25,1 milyar
Dolar, İran’da 24,1 milyar Dolar, batı Arap ülkelerinde
13,7 milyar Dolar ve diğer Arap ülkelerinde de 1,7 mil-
yar doları bulacak. Enerji üretim kapasitesi 2011-2015
yılları arasında yüzde 7,7 oranında büyüme kaydedecek
çünkü bu soru sorulmamıştır. Mesela niçin İran’a ya-
pılan yaptırımların petrol ürünleriyle alakalı yanıyla
bir ülke yaptırım koymuştur da petrolün kendisiyle
ilgili koymamıştır? Niçin ham madde, ham petrolün
ve belirtilen zaman diliminde 99 GW’lık ek kapasite ile
neticelenecek.
Uzmanlara göre yüzde 8,5 oran ile en büyük talep
artışı Körfez’de görülecek. Talep artışı doğuda yüzde
7,5, diğer Arap ülkelerinde yüzde 7,2, İran’da yüzde 7
ve batıda yüzde 6,5 olarak tahmin ediliyor.
ticareti serbesttir? Aynı şekilde gelir getirici bir unsur
taşımaktadır. Ama petrol ürünleriyle alakalı konuda
bu kısıt getirilmiştir. Eğer zihinsel devrim olarak
bakacaksak bunların cevabını verebilmek için bu
soruları da sormak lazımdır” şeklinde konuştu Yıldız,
enerji sektörünün kendi içindeki kalemlerinde, bü-
yüme performansları arasında Türkiye’nin dünyada
ilk 12’de yer aldığını ifade ederken “Bu değişimin
yönetilebilmesi bu değişimin kendisi kadar önemli.
Politikaların zamanında ve doğru olarak yapılması
ve bunların düzenlenmesi ve bunlarla alakalı tama-
men ithalata bağlı diyebileceğimiz kaynakların, hem
yerli Kaynaklar haline getirilmesiyle ilgili politikaların
geliştirilmesi hem de azının ve çoğunun her ikisinin
beraber zarar verdiği bir değişimi yönetmek duru-
mundasınız. Doğalgaz ve petrolün azı zararlı, çoğu
daha az zararlı” diye konuştu.
18 Eylül Sürecinde Aytemiz Akaryakıt Transfer Rekoru Kırdı Rekabet Kurulu’nun intifalara ilişkin kararının yürürlüğe
girdiği 18 Eylül 2010 tarihi sektör açısından önemli
ölçüde sorunsuz olarak atlatıldı.
18 Eylül sürecinde dağıtıcısını değiştiren bayi sayısı
beklenenin altında kalırken, EPDK’nın lisans tadillerinde
gösterdiği performans bayilerden tam not aldı. Sektör
temsilcileri bayilerin yaşanması olası aksaklıklardan
çekinerek dağıtım şirketi değiştirmekte çekimser kaldık-
larını belirterek, kararın sektöre etkilerinin önümüzdeki
beş yıllık dönemde ortaya çıkacağına dikkat çektiler.
EPDK verilerine göre kararın yürürlüğe girmesinin ardın-
dan Eylül ayı sonuna kadar yaklaşık 800 bayi dağıtıcısını
değiştirdi. Bu süreci en iyi değerlendiren dağıtım şirketi
ise Aytemiz Akaryakıt Dağıtım A.Ş oldu. İstasyonunu
değiştiren 800 bayinin yaklaşık yüzde 20’si Aytemiz
Akaryakıt Dağıtım A.Ş’yi tercih etti.
10 PETROL PLUS - EKİM 2010
Haberler
Kaçak Petrolün Tespitinde Öncelikli Görev Kolluk Kuvvetlerinin
TOBB Petrol Meclisi Başkanlık Divanı Seçimleri Yapıldı
Kaçak Petrolün Tespit ve Tasfiyesine Dair Usul ve Esaslar
Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair
Yönetmelik yayınlandı.
Yeni yönetmeliğe göre, kaçak petrol tespit ve el koyma
tutanağının önce olaya el koyan kolluk kuvvetlerince
imzalanması şart.
Yönetmeliğin değişen maddeleri;
Yönetmeliğin 12 nci maddesinin altıncı fıkrası,”Söz
konusu tutanak, ürün sahibi ya da sürücü ile sadece bu
olaya el konulması eyleminde bilfiil bulunan görevliler
tarafından ilave veya değişiklik yapılamayacak şekilde
imzalanır. Kaçak Petrol Tespit ve El Koyma Tutanağı,
önce olaya el koyan kolluk görevlileri, sonra şahitler
ve en son olarak da şüpheli tarafından imzalanır. Ha-
riçten iki şahidin temini mümkün olmayan hallerde,
tutanak şahitsiz olarak düzenlenir. Kaçak petrol ile ilgili
doküman ve belgeler mevcutsa bu da tutanakta belir-
tilir. Tutanağın her sayfası ilgililerce imzalanır” şeklinde
değiştirildi.
Yönetmeliğin 17 nci maddesine “Bu Yönetmeliğin 3
üncü maddesinde yer alan kaçak petrol ürünlerinden
sahipsiz yakalamalarda veya yakalanan petrol ürünle-
rinin tahmini satış tutarının test ve analiz bedellerinin
karşılanmasına dahi yetmeyecek kadar az olması
halinde, seyyar kontrol cihazı ile ulusal marker tespiti
yapılır. Yapılan ulusal marker ölçüm sonucunda so-
nucun geçersiz çıkması durumunda yakalanan petrol
ürünlerinden numune alınmaz ve teknik düzenlemelere
aykırı olarak kabul edilir ve il özel idarelerine devredilir”
fıkrası eklendi
Yönetmeliğin 18 inci maddesinin birinci fıkrası,
“Kaçak zannı ile ele geçirilen petrol ürünleri, düzenlenen
Bugün toplanan TOBB Petrol ve Petrol Ürünleri Sanayi Meclisi, ikinci dö-
nem Başkanlık Divanı seçimini gerçekleştirdi. Meclis Başkanlığı’na PETDER
Başkanı Muammer Ekim, Başkan Yardımcılıklarına ise PÜİS Genel Merkez
Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri Güner Yenigün ve TABGİS Yönetim
Kurulu Başkan Vekili Murat Bilgin seçildi.
Kaçak Petrol Tespit ve El Koyma Tutanağı ile birlikte
uygun şartlarda muhafaza edilmek üzere, ele geçirilen
mahallin bağlı olduğu il özel idaresine kaçak petrol
ürünlerini yakalayan kolluk gücü tarafından yakalama
yerinde teslim edilir. İl özel idareleri teslim esnasında
Tutanak suretlerinin ilgili bölümünü onaylayarak teyit
ederler” şeklinde değiştirildi.
Yönetmeliğin 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (b)
bendi aşağıdaki şekilde değiştirilirken ve aynı fıkraya
aşağıdaki (c) bendi eklendi,
“(b) Bu Yönetmeliğin 3 üncü maddesinin birinci fık-
rasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendinde kaçak
petrol kapsamında sayılan ve akaryakıta dönüştürmek
maksadıyla kullanılan veya bulundurulan akaryakıt
haricinde kalan solvent, madenî ve baz yağ, asfalt,
solvent nafta ve benzeri petrol ürünleri de (a) bendinde
belirtilen usulle satılır. Ancak, bunların satış ihalesine
sadece, benzeri ürünlerin ithal yetkisine sahip olanlar
katılabilir. Söz konusu ürünlerin tahmini satış bedeli
de dönüştürülmemiş ürünlerde ihale ilan tarihindeki
benzerlerinin piyasa değerinin yüzde altmış beşinden,
dönüştürme işlemi yapılmışlarda ise dönüştürülmeden
önceki orijinal halinin piyasa değerinin yüzde kırkından
aşağı belirlenemez.”
“(c) Birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde belirtilen usul-
lere göre gerekli satış işlemi gerçekleştirilemeyen petrol
ürünleri il özel idareleri tarafından gerekli tedbirler
alınmak şartı ile piyasa faaliyetlerine konu edilmeden
tüketimde kullanılması için (a) ve (b) bentlerinde belir-
tilen asgari satış bedelleri üzerinden kamu kurum ve
kuruluşları ile mahalli idarelere satılabilir.”
Yönetmeliğin 23 üncü maddesinin üçüncü fıkrası, “An-
cak, teslim edilen ürünlerden analiz sonuç raporuna
göre rafineri proseslerine ve katalizelerine zarar verebi-
leceği tespit edilenler ilk madde olarak kullanılmak veya
diğer şekillerde değerlendirilmek üzere uyuşulacak be-
del üzerinden rafinerilere veya il özel idareleri tarafından
gerekli tedbirler alınmak şartı ile piyasa faaliyetlerine
konu edilmeden tüketimde kullanılması için kamu
kurum ve kuruluşları ile mahalli idarelere satılabilir veya
imha edilebilir. Rafineriler, kamu kurum ve kuruluşları ile
mahalli idareler teslim edilen bu ürünlerle ilgili gerekli
tedbirleri alırlar” şeklinde değiştirildi.
Ayrıca yönetmeliğe eklenen Geçici 3 üncü maddede
“Bu Yönetmeliğin 22 nci maddesinde yer alan petrol
ürünlerinden teknik düzenlemelere uygun olmayanlar
ile anılan maddede sayılmayan teknik düzenlemelere
uygun olmayan ürün olarak kabul edilenlerin 23 üncü
madde kapsamında tasfiyesinde Kurumdan lisans alan
rafinerici lisansı sahibi tüzel kişi sayısının birden fazla
olmaması halinde il özel idareleri tarafından mevcut
lisans sahibine doğrudan satılabilir” denildi.
12 PETROL PLUS - EKİM 2010
Kafkas Üniversitesi’nden İsmail Aytemiz’e Fahri DoktoraKafkas üniversitesi, Kars’a yaptığı yatırımlar ve üniversiteye sağladığı katkılar nedeniyle İsmail Aytemiz’e fahri doktora unvanı verdi.
Akaryakıt sektörünün duayen isimlerinden, Ayte-
miz Akaryakıt Dağıtım A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı
ve PÜİS Onursal Başkanı İsmail Aytemiz’e fahri
doktora unvanı verildi.
İsmail Aytemiz’e, Kars’a yaptığı yatırımlar ve
üniversiteye sağladığı katkılar nedeniyle, Kafkas
Üniversitesi tarafından verilen fahri doktora unvanı
bir tören düzenlendi.
Törene; Kars Valisi Ahmet Kara, Kars Belediye
Başkanı Nevzat Bozkuş, CHP İstanbul Milletvekili
Esfender Korkmaz, CHP Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt, Kars Eski Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu,
Hayırsever Vasfiye Eriş, KAI Vakfı Başkanı Turan
Çelik ve üyeleri, Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Ramazan Korkmaz, Emniyet Müdürü Cengiz
Zeybek, üniversitenin öğretim üyeleri, öğrenciler
ve çok sayıda davetli katıldı.
İsmail Aytemiz’in hayatını ve başarı öyküsünü
anlatan sinevizyon ile başlayan törende İsmail
Aytemiz’de bir konuşma yaptı.
İş hayatına 23 yaşında bir heykel atölyesinde
başladığını ve 3 yıl Türkiye’de 53 il, 480 ilçe ve köy
okullarını gezerek Atatürk Büstü yaptığı anlatan
Aytemiz, bu iş ile ticareti öğrendiğini söyledi.
İşlerinin yoğunluğu nedeniyle üniversite eğitimi
alamadığını anlatan Aytemiz, rahmetli annesinin
kendisinin ‘’işlerinden dolayı İsmail okuyamadı,
okusaydı Vali olurdu’’ dediğini, Vali olamadığını
ama valilerle dost olan bir işadamı olduğunu
ifade etti.
Kars kökenli bir aile olarak yetiştiği topraklara ve
hemşehrilerine her zaman borçlu hissettiğini,
Kars’ta aldığı temel değerlerle bu günlere geldiğini
belirten Aytemiz, ‘’yurduma ve insanlarımıza karşı
sosyal sorumluluğum gereği harcadığım emeklerin
karınca kararınca yaptığım katkıların, toplumun
duyarlı insanların takdirine mazhar olmasından do-
layı tarifsiz bir sevinç ve gurur duyuyorum’’ dedi.
Aytemiz, “Kafkas Üniversitesi Rektörlüğü ve Sena-
tosu, Fahri Doktorluk payesini bana bilimsel bir
çalışmam nedeniyle değil, Kars’a kazandırdığım
eserler ve Kafkas Üniversitesi’ne yaptığım katkılar
nedeniyle vermeyi kararlaştırdı.
Kafkas Üniversitesi’nin bu kararı, çok büyük bir ka-
dirşinaslık, eşsiz bir değerbilirliktir. Fahri Doktorluk
payesi, hayatımı ve uğraşlarımı anlamlandıran ve
beni onurlandıran bir paye olacaktır.
Onun için, bu payenin bana tevdi edilmesini,
Kanuni’nin “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat
gibi” vecizesiyle karşılaştırırken abartılı davranma-
dığımı düşünüyorum. Bu sözdeki “devlet” kavramı,
mutluluk, zenginlik, talih anlamlarına geliyor. Ben
de bir kadirbilirlik sonucu bana tevdi edilen Fahri
Doktorluk payesini kendim için bir talih ve mutlu-
luk sebebi olarak değerlendiriyorum.
Kars kökenli bir aile olarak, kendimizi, yetiştiğimiz
bu güzel topraklara, Kars’a ve hemşerilerimize karşı
her zaman borçlu hissettik. Bugün geldiğimiz yeri
ve sizlerle birlikte bulunma onurunu, buradan al-
dığımız temel değerlere borçluyuz. Yaptığımız her
şeyin kökeninde bu temel değerler var.
Fahri doktorluk payesini, Kars’ta edindiğimiz bu
değerlerin ve yarım yüzyıla yaklaşan o dursuz
duraksız, çetin ve yoğun çalışma yıllarımın manevi
karşılığını bulması olarak görüyorum. Yurduma
ve insanımıza karşı sosyal sorumluluğum gereği
harcadığım emeklerin, karınca kararınca yaptığım
katkıların, toplumun duyarlı insanlarının takdirle-
rine mazhar olmasından dolayı tarifsiz bir sevinç,
gurur ve onur duyuyorum” diye konuştu.
Petrol Ürünleri İşverenler Sertifikası Genel Baş-
kanlığını bıraktığında sendika genel kurulunun
Güncel Güncel
kendini üstün hizmet madalyasına ve Onursal
Genel Başkanlık unvanına layık gördüğünü hatır-
latan Aytemiz, “Ayrıca Kars’a kazandırdığım eserleri
dikkate alarak, Kars Valiliğimizin ve Kars Milletve-
killerimizin teklifi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
oluru ile, 2007 yılında, TBMM Üstün Hizmet Ödülü
ile taltif edilmiştim.
Bugün, burada, ana-baba ocağım Kars’ta Kafkas
Üniversitesi, büyük bir kadirbilirlikle, bana, Fahri
Doktorluk payesini tevdi edecek.
Bütün bunları görmemi ve yaşamamı nasip ettiği
için, Allah’a şükrediyorum.
Bana lütfettikleri Fahri Doktorluk payesi ile haya-
tımı ve hizmetlerimi taçlandıran Kafkas Üniversi-
tesi Rektörlüğü ve Senatosuna şükranlarımı arz
ediyorum.
Şimdi geriye doğru dönüp baktığımda, bir şiirden
esinlenerek sizlerle şu duygularımı paylaşmak
istiyorum:
Ben beni bir daha ele geçirsem,
Yani bu dünyaya bir daha gelsem,
Yaşardım yine böyle can hıraş bir uğraş içinde,
Yaşardım yine böyle yurduna ve insanına karşı
sorumlu,
Ben beni bir daha ele geçirsem.
İnsan çok başarılı olabilir, çok yüksek makam ve
mevkilere gelebilir. Bunlardan haz duyabilir ve
tatmin olabilir. Ama, toplumun takdirinin bir insana
yaşattığı duygu bambaşkadır. Ancak toplumun
takdiri bir insana “bu dünyaya bir daha gelsem yine
böyle yaşardım” dedirtebilir” dedi.
İsmail Aytemiz’in ardından söz alan Kafkas Üni-
versitesi Rektörü Prof. Dr. Abamüslüm Güven ise
üniversitenin eğitim-öğretim kalitesi, ulusal ve
uluslararası alanda yaptığı çalışmalar ile çağdaş
altyapısı ve teknik donanımı ile gelişmesini hızlı
bir şekilde sürdürdüğünü söyledi.
Güven, “ Üniversitemiz kurulduğu günden bu güne
kadar sadece iki devlet başkanına fahri doktora
diploması vermiştir. Bu diplomaların ilki 8 Eylül
2000 tarihinde Azerbaycan Devlet Başkanı Merhum
Sayın Haydar Aliyev’e vermiştir. İkincisi ise 9 Mayıs
2003 tarihinde KKTC Birinci Cumhurbaşkanı Sayın
Rauf Denktaş’a takdim edilmiştir. Üniversite olarak
üçüncü fahri doktora diplomamızı ise eğitimde
kalite ve fırsat eşitliği için önemli sorumluluklar
yüklenen ve eğitimin geleceğin kilidini açacak ye-
gane anahtar olarak düşündüğüne inandığımız iyi
bir işletmeci, başarılı bir iş adamı olan Sayın İsmail
Aytemiz’e vermekten büyük bir gurur duyuyoruz.
Toplumların büyümesinde ve gelişmesinde en
büyük etki ve en önemli sonuç eğitime yapılan
yatırımlardan alınmıştır. Ulu önder Atatürk’ün
dediği gibi, “En feyizli vazifemiz eğitim ve öğretim
işidir.” Eğitim ve öğretim işlerinde mutlaka muzaf-
fer olmak lazımdır. Bir milletin hakiki kurtuluşu
ancak bu sürede olur. Sayın Aytemiz eğitimin
önemine gönülden inanmış ve eğitime çok
önemli eserler kazandırmıştır. Yıllardır memleketi
olan Kars’a gelerek ihtiyaç sahibi aileleri düzenli
olarak ziyaret etmekte, Kars’ın sorunlarına kalıcı
çözümler bulmaya çalışmaktadır. Sayın Aytemiz
için eğitim öncelikli konulardandır. Başarılı genç-
lere sahip çıkması ve geleceğin gençlerin elinde
olması bizi umutlandırmıştır. Toplumda sanat ve
eğitim biliminin gerçekleştirilmesi, çocuklarımız
ve gençlerimizin spor ve sanatla ilgilenmesini
isteyen bunun için çalışmalarda bulunan sanat
sever bir kişiliktir. Doğduğu ilin sorunlarını da
çözümlerini de çok iyi bilen Sayın Aytemiz, sağlık
sorunlarıyla da ilgilenmiş ve bu anlamda da üze-
rine düşen görevleri yapmıştır. Hepimizin bildiği
gibi Sayın Aytemiz, geçmişine saygı duyarak bu
gününü değerlendiren ve geleceğe dair toplum-
sal sorumluluklar taşıyan başarılı bir işletmeci,
saygıdeğer bir iş adamıdır. Bugün Aytemiz adı
bir marka olabilmişse ve bu insana ülkemizin
bir başından bir başına kadar saygı duyuluyor,
güven duyuluyorsa burada bir emek, disiplinli bir
çalışma, sorumluluk, kocaman bir yürek ve Sayın
Aytemiz’in işletmecilik anlayışı vardır. Kendisine
yaşadığımız şehir ve ülkemize yaptığı katkılardan
dolayı şahsım ve kendim adıma şükranlarımı
sunuyorum. Sayın Aytemiz bundan böyle üniver-
sitemizin de bir üyesidir. Kendilerine fahri doktora
diploması vermekten büyük bir onur duyduğumu
belirtmek istiyorum” diye konuştu.
Törenin ardından Aytemiz’e fahri doktora ödülü
ve diploması Kafkas Üniversitesi Rektörü Güven
tarafından verildi.
PETROL PLUS - EKİM 2010 13
Güncel
Kafkas Üniversitesi’nden İsmail Aytemiz’e Fahri DoktoraKafkas üniversitesi, Kars’a yaptığı yatırımlar ve üniversiteye sağladığı katkılar nedeniyle İsmail Aytemiz’e fahri doktora unvanı verdi.
Akaryakıt sektörünün duayen isimlerinden, Ayte-
miz Akaryakıt Dağıtım A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı
ve PÜİS Onursal Başkanı İsmail Aytemiz’e fahri
doktora unvanı verildi.
İsmail Aytemiz’e, Kars’a yaptığı yatırımlar ve
üniversiteye sağladığı katkılar nedeniyle, Kafkas
Üniversitesi tarafından verilen fahri doktora unvanı
bir tören düzenlendi.
Törene; Kars Valisi Ahmet Kara, Kars Belediye
Başkanı Nevzat Bozkuş, CHP İstanbul Milletvekili
Esfender Korkmaz, CHP Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt, Kars Eski Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu,
Hayırsever Vasfiye Eriş, KAI Vakfı Başkanı Turan
Çelik ve üyeleri, Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Ramazan Korkmaz, Emniyet Müdürü Cengiz
Zeybek, üniversitenin öğretim üyeleri, öğrenciler
ve çok sayıda davetli katıldı.
İsmail Aytemiz’in hayatını ve başarı öyküsünü
anlatan sinevizyon ile başlayan törende İsmail
Aytemiz’de bir konuşma yaptı.
İş hayatına 23 yaşında bir heykel atölyesinde
başladığını ve 3 yıl Türkiye’de 53 il, 480 ilçe ve köy
okullarını gezerek Atatürk Büstü yaptığı anlatan
Aytemiz, bu iş ile ticareti öğrendiğini söyledi.
İşlerinin yoğunluğu nedeniyle üniversite eğitimi
alamadığını anlatan Aytemiz, rahmetli annesinin
kendisinin ‘’işlerinden dolayı İsmail okuyamadı,
okusaydı Vali olurdu’’ dediğini, Vali olamadığını
ama valilerle dost olan bir işadamı olduğunu
ifade etti.
Kars kökenli bir aile olarak yetiştiği topraklara ve
hemşehrilerine her zaman borçlu hissettiğini,
Kars’ta aldığı temel değerlerle bu günlere geldiğini
belirten Aytemiz, ‘’yurduma ve insanlarımıza karşı
sosyal sorumluluğum gereği harcadığım emeklerin
karınca kararınca yaptığım katkıların, toplumun
duyarlı insanların takdirine mazhar olmasından do-
layı tarifsiz bir sevinç ve gurur duyuyorum’’ dedi.
Aytemiz, “Kafkas Üniversitesi Rektörlüğü ve Sena-
tosu, Fahri Doktorluk payesini bana bilimsel bir
çalışmam nedeniyle değil, Kars’a kazandırdığım
eserler ve Kafkas Üniversitesi’ne yaptığım katkılar
nedeniyle vermeyi kararlaştırdı.
Kafkas Üniversitesi’nin bu kararı, çok büyük bir ka-
dirşinaslık, eşsiz bir değerbilirliktir. Fahri Doktorluk
payesi, hayatımı ve uğraşlarımı anlamlandıran ve
beni onurlandıran bir paye olacaktır.
Onun için, bu payenin bana tevdi edilmesini,
Kanuni’nin “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat
gibi” vecizesiyle karşılaştırırken abartılı davranma-
dığımı düşünüyorum. Bu sözdeki “devlet” kavramı,
mutluluk, zenginlik, talih anlamlarına geliyor. Ben
de bir kadirbilirlik sonucu bana tevdi edilen Fahri
Doktorluk payesini kendim için bir talih ve mutlu-
luk sebebi olarak değerlendiriyorum.
Kars kökenli bir aile olarak, kendimizi, yetiştiğimiz
bu güzel topraklara, Kars’a ve hemşerilerimize karşı
her zaman borçlu hissettik. Bugün geldiğimiz yeri
ve sizlerle birlikte bulunma onurunu, buradan al-
dığımız temel değerlere borçluyuz. Yaptığımız her
şeyin kökeninde bu temel değerler var.
Fahri doktorluk payesini, Kars’ta edindiğimiz bu
değerlerin ve yarım yüzyıla yaklaşan o dursuz
duraksız, çetin ve yoğun çalışma yıllarımın manevi
karşılığını bulması olarak görüyorum. Yurduma
ve insanımıza karşı sosyal sorumluluğum gereği
harcadığım emeklerin, karınca kararınca yaptığım
katkıların, toplumun duyarlı insanlarının takdirle-
rine mazhar olmasından dolayı tarifsiz bir sevinç,
gurur ve onur duyuyorum” diye konuştu.
Petrol Ürünleri İşverenler Sertifikası Genel Baş-
kanlığını bıraktığında sendika genel kurulunun
Güncel Güncel
kendini üstün hizmet madalyasına ve Onursal
Genel Başkanlık unvanına layık gördüğünü hatır-
latan Aytemiz, “Ayrıca Kars’a kazandırdığım eserleri
dikkate alarak, Kars Valiliğimizin ve Kars Milletve-
killerimizin teklifi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
oluru ile, 2007 yılında, TBMM Üstün Hizmet Ödülü
ile taltif edilmiştim.
Bugün, burada, ana-baba ocağım Kars’ta Kafkas
Üniversitesi, büyük bir kadirbilirlikle, bana, Fahri
Doktorluk payesini tevdi edecek.
Bütün bunları görmemi ve yaşamamı nasip ettiği
için, Allah’a şükrediyorum.
Bana lütfettikleri Fahri Doktorluk payesi ile haya-
tımı ve hizmetlerimi taçlandıran Kafkas Üniversi-
tesi Rektörlüğü ve Senatosuna şükranlarımı arz
ediyorum.
Şimdi geriye doğru dönüp baktığımda, bir şiirden
esinlenerek sizlerle şu duygularımı paylaşmak
istiyorum:
Ben beni bir daha ele geçirsem,
Yani bu dünyaya bir daha gelsem,
Yaşardım yine böyle can hıraş bir uğraş içinde,
Yaşardım yine böyle yurduna ve insanına karşı
sorumlu,
Ben beni bir daha ele geçirsem.
İnsan çok başarılı olabilir, çok yüksek makam ve
mevkilere gelebilir. Bunlardan haz duyabilir ve
tatmin olabilir. Ama, toplumun takdirinin bir insana
yaşattığı duygu bambaşkadır. Ancak toplumun
takdiri bir insana “bu dünyaya bir daha gelsem yine
böyle yaşardım” dedirtebilir” dedi.
İsmail Aytemiz’in ardından söz alan Kafkas Üni-
versitesi Rektörü Prof. Dr. Abamüslüm Güven ise
üniversitenin eğitim-öğretim kalitesi, ulusal ve
uluslararası alanda yaptığı çalışmalar ile çağdaş
altyapısı ve teknik donanımı ile gelişmesini hızlı
bir şekilde sürdürdüğünü söyledi.
Güven, “ Üniversitemiz kurulduğu günden bu güne
kadar sadece iki devlet başkanına fahri doktora
diploması vermiştir. Bu diplomaların ilki 8 Eylül
2000 tarihinde Azerbaycan Devlet Başkanı Merhum
Sayın Haydar Aliyev’e vermiştir. İkincisi ise 9 Mayıs
2003 tarihinde KKTC Birinci Cumhurbaşkanı Sayın
Rauf Denktaş’a takdim edilmiştir. Üniversite olarak
üçüncü fahri doktora diplomamızı ise eğitimde
kalite ve fırsat eşitliği için önemli sorumluluklar
yüklenen ve eğitimin geleceğin kilidini açacak ye-
gane anahtar olarak düşündüğüne inandığımız iyi
bir işletmeci, başarılı bir iş adamı olan Sayın İsmail
Aytemiz’e vermekten büyük bir gurur duyuyoruz.
Toplumların büyümesinde ve gelişmesinde en
büyük etki ve en önemli sonuç eğitime yapılan
yatırımlardan alınmıştır. Ulu önder Atatürk’ün
dediği gibi, “En feyizli vazifemiz eğitim ve öğretim
işidir.” Eğitim ve öğretim işlerinde mutlaka muzaf-
fer olmak lazımdır. Bir milletin hakiki kurtuluşu
ancak bu sürede olur. Sayın Aytemiz eğitimin
önemine gönülden inanmış ve eğitime çok
önemli eserler kazandırmıştır. Yıllardır memleketi
olan Kars’a gelerek ihtiyaç sahibi aileleri düzenli
olarak ziyaret etmekte, Kars’ın sorunlarına kalıcı
çözümler bulmaya çalışmaktadır. Sayın Aytemiz
için eğitim öncelikli konulardandır. Başarılı genç-
lere sahip çıkması ve geleceğin gençlerin elinde
olması bizi umutlandırmıştır. Toplumda sanat ve
eğitim biliminin gerçekleştirilmesi, çocuklarımız
ve gençlerimizin spor ve sanatla ilgilenmesini
isteyen bunun için çalışmalarda bulunan sanat
sever bir kişiliktir. Doğduğu ilin sorunlarını da
çözümlerini de çok iyi bilen Sayın Aytemiz, sağlık
sorunlarıyla da ilgilenmiş ve bu anlamda da üze-
rine düşen görevleri yapmıştır. Hepimizin bildiği
gibi Sayın Aytemiz, geçmişine saygı duyarak bu
gününü değerlendiren ve geleceğe dair toplum-
sal sorumluluklar taşıyan başarılı bir işletmeci,
saygıdeğer bir iş adamıdır. Bugün Aytemiz adı
bir marka olabilmişse ve bu insana ülkemizin
bir başından bir başına kadar saygı duyuluyor,
güven duyuluyorsa burada bir emek, disiplinli bir
çalışma, sorumluluk, kocaman bir yürek ve Sayın
Aytemiz’in işletmecilik anlayışı vardır. Kendisine
yaşadığımız şehir ve ülkemize yaptığı katkılardan
dolayı şahsım ve kendim adıma şükranlarımı
sunuyorum. Sayın Aytemiz bundan böyle üniver-
sitemizin de bir üyesidir. Kendilerine fahri doktora
diploması vermekten büyük bir onur duyduğumu
belirtmek istiyorum” diye konuştu.
Törenin ardından Aytemiz’e fahri doktora ödülü
ve diploması Kafkas Üniversitesi Rektörü Güven
tarafından verildi.
14 PETROL PLUS - EKİM 2010
Güncel
“Ben beni bir daha ele geçirsem, Yani bu dünyaya bir daha gelsem, Yaşardım yine böyle canhıraş bir uğraş içinde,Yaşardım yine böyle yurduna ve insanına karşı sorumlu,Ben beni bir daha ele geçirsem.”
16 PETROL PLUS - EKİM 2010
Güncel
Denetimde ‘Ulusal Strateji Belgesi’ hazırlandı
PGD sisteminin güçlendirilmesine yönelik çalış-
maların son yıllarda önemli ölçüde hız kazandı-
ğına dikkat çekilen strateji belgesinde, sistemin
etkin şekilde uygulanmasının önünde hala bazı
sorunların bulunduğuna dikkat çekildi. Sorunlar
arasında, hukuki ve mali çerçevenin yetersizliği,
uygulama altyapısının PGD kuruluşlarının uygun-
suz ve güvensiz ürünlere odaklanmasını engelle-
yen eksiklikleri, PGD faaliyetlerinin ilgili taraflarca
bilinirliğinin az seviyede olmasının yer aldığı
vurgulandı. Strateji belgesinde, Türkiye’de PGD
sisteminin iyileştirilmesi için yapılması gereken
çalışmalar dört stratejik amaç altında sıralandı.
Stratejik amaçlar arasında, hukuki ve mali çerçe-
venin iyileştirilmesi, uygulama altyapısının güç-
lendirilmesi, eğitim faaliyetlerinin geliştirilmesi ve
PGD faaliyetlerinin görünürlüğünün, bilinirliğinin
artırılması yer alıyor.
PGD için yeni bir bütçe kodu oluşturu-lacakHukuki ve mali çerçevenin iyileştirilmesi çer-
çevesinde, denetmenlerin taşıması gereken
özelliklerin tespiti ile özlük hakları ve statülerin
iyileştirilmesi, PGD süreçleri hakkında uygula-
mada birlik sağlamak üzere ortak uygulama pro-
sedürlerin geliştirilmesi, PGD için yeni bir bütçe
kodu oluşturulması, performans göstergelerinin
gerçekleştirilmesi öngörüldü.
Uygulama altyapısının güçlendirilmesi kapsamın-
da, düzenlenmemiş alan, sahipsiz ürün ve risk
gruplarıyla ilgili olarak idari kapasite geliştirme
çalışmalarına başlanması, PGD ve ithalat denetim-
lerine ilişkin verilerin kayıtlı olacağı veritabanının
işler hale getirilmesi, kaza, yaralanma veritabanı-
nın oluşturularak PGD kuruluşlarının kullanımına
sunulması, Avrupa Komisyonu bünyesindeki
teknik komitelere düzenli katılım sağlanması
hedeflendi.
Eğitim faaliyetlerinin geliştirilmesi kapsamında,
PGD kuruluşlarında hizmet içi eğitim toplantıla-
rına devam edilmesi, AB üyesi ülkelerle ortak PGD
projelerine katılımın sağlanması, PGD faaliyetle-
rinin görünürlüğü, bilinirliğinin artırılması kapsa-
mında ise üreticilere, ithalatçılara ve tüketicilere
yönelik bilgilendirme seminerleri düzenlenmesi,
tüketicilerin PGD ile ilgili çalışmalara katılımını
sağlayan mekanizmaların oluşturulması bulunu-
yor. Ayrıca, ürün güvenliği web sitesinin kurulma-
sı, basın ve internet yoluyla kamuoyunun ürün
güvenliği denetimleri hakkında bilgilendirilmesi
yer alıyor. Strateji belgesinde ayrıca hedefler bir
takvime bağlandı.
Denetlenen ürün sayısı önceki yıla göre yüzde 89 arttı Tüketicinin korunması açısından çok önemli olan
ve AB’de çok etkili bir şekilde uygulanan PGD
konusunda, Türkiye’de yetkili 10 kuruluştan 6’sı
tarafından, geçen yıl 38 bin 533 ürün denetimi ya-
pıldı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı,
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı, Denizcilik Müsteşarlığı, Bilgi
Teknolojileri İletişim Kurumu (BTİK) tarafından
geçen yıl PGD kapsamında denetlenen ürün
sayısı, önceki yıla göre yüzde 89 arttı.
Güncel
Türkiye’de piyasa gözetimi ve denetimi (PGD) sistemindeki hukuki, idari ve mali eksikliklere işaret etmek ve denetimlerin ürünlerdeki risklere odaklı yapıda kurgulanması için, “Ulusal Piyasa Gözetimi ve Denetimi Strateji Belgesi” hazırlandı. Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) tarafından ilgili kurumlarla ortaklaşa hazırlanan Strateji Belgesi 2010-2012 dönemini kapsıyor.
Güncel
PGD’ye ilişkin sağlıklı istatistikler oluş-turulamıyorSöz konusu 6 kuruluş tarafından 2008 yılında 20
bin 387 olarak görülen PGD kapsamında denet-
lenen ürün sayısı, geçen yıl 38 bin 533’e yükseldi.
Ancak artışa karşın bu rakam, PGD kapsamında
Türkiye’de denetlenen gerçek ürün sayısını gös-
termiyor. Çünkü Türkiye’de halen 10 farklı kuruluş
tarafından değişik amaç ve yöntemlerle PGD
yürütülüyor ve veri sağlamada ortak standartlar
sağlanamadığı için PGD’ye ilişkin sağlıklı istatis-
tikler oluşturulamıyor.
DTM raporuna göre, geçen yıl söz konusu 6 kurum
tarafından denetlenen 38 bin 533 üründen 2 bin
847’si (yüzde 7,4’ü) uygunsuz/güvensiz bulun-
du. Denetimler sonucunda uygunsuz/güvensiz
bulunan ürünlerle ilgili en yüksek oran Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının denetimlerinde
tespit edildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan-
lığının geçen yıl PGD kapsamında yaptığı 409
denetimin 131’inde (yüzde 32) ürün uygunsuzluk/
güvensiz bulundu.
2009’da en fazla cezayı EPDK kestiPGD yetkisi olan 5 kurum tarafından, geçen yıl toplam 33 milyon 166 bin 812 lira idari para cezası uy-
gulandı. Geçen yıl uygunsuz/güvensiz bulunan ürünler için en yüksek cezayı, 31 milyon 227 bin lira ile
EPDK verdi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, uygunsuz/güvensiz bulunan ürünler için geçen yıl 906 bin 896
lira, BTİK 694 bin 220 lira, Sağlık Bakanlığı 333 bin 396 lira, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 5 bin
lira idari para cezası uyguladı
“Ürün Güvenliği” eğitimleri düzenlenecekPGD faaliyetlerin bilinirliğinin arttırılması amacıyla, “Ürün Güvenliği” konusunda PGD yapan yetkili kuru-
luşlar kendi faaliyetleri ile ilgili fuarlarda ve seçilmiş bazı organize sanayi bölgelerinde eğitim faaliyetleri
düzenleyecek. Bu çerçevede kendisine bağlı Ticaret ve Sanayi Odalarına birer yazı gönderen TOBB, söz
konusu eğitim faaliyetleri kapsamında, sektör bazında ihtiyaç duyulan eğitim konularının kendilerine
bildirilmesini istedi.
PETROL PLUS - EKİM 2010 17
Güncel
Denetimde ‘Ulusal Strateji Belgesi’ hazırlandı
PGD sisteminin güçlendirilmesine yönelik çalış-
maların son yıllarda önemli ölçüde hız kazandı-
ğına dikkat çekilen strateji belgesinde, sistemin
etkin şekilde uygulanmasının önünde hala bazı
sorunların bulunduğuna dikkat çekildi. Sorunlar
arasında, hukuki ve mali çerçevenin yetersizliği,
uygulama altyapısının PGD kuruluşlarının uygun-
suz ve güvensiz ürünlere odaklanmasını engelle-
yen eksiklikleri, PGD faaliyetlerinin ilgili taraflarca
bilinirliğinin az seviyede olmasının yer aldığı
vurgulandı. Strateji belgesinde, Türkiye’de PGD
sisteminin iyileştirilmesi için yapılması gereken
çalışmalar dört stratejik amaç altında sıralandı.
Stratejik amaçlar arasında, hukuki ve mali çerçe-
venin iyileştirilmesi, uygulama altyapısının güç-
lendirilmesi, eğitim faaliyetlerinin geliştirilmesi ve
PGD faaliyetlerinin görünürlüğünün, bilinirliğinin
artırılması yer alıyor.
PGD için yeni bir bütçe kodu oluşturu-lacakHukuki ve mali çerçevenin iyileştirilmesi çer-
çevesinde, denetmenlerin taşıması gereken
özelliklerin tespiti ile özlük hakları ve statülerin
iyileştirilmesi, PGD süreçleri hakkında uygula-
mada birlik sağlamak üzere ortak uygulama pro-
sedürlerin geliştirilmesi, PGD için yeni bir bütçe
kodu oluşturulması, performans göstergelerinin
gerçekleştirilmesi öngörüldü.
Uygulama altyapısının güçlendirilmesi kapsamın-
da, düzenlenmemiş alan, sahipsiz ürün ve risk
gruplarıyla ilgili olarak idari kapasite geliştirme
çalışmalarına başlanması, PGD ve ithalat denetim-
lerine ilişkin verilerin kayıtlı olacağı veritabanının
işler hale getirilmesi, kaza, yaralanma veritabanı-
nın oluşturularak PGD kuruluşlarının kullanımına
sunulması, Avrupa Komisyonu bünyesindeki
teknik komitelere düzenli katılım sağlanması
hedeflendi.
Eğitim faaliyetlerinin geliştirilmesi kapsamında,
PGD kuruluşlarında hizmet içi eğitim toplantıla-
rına devam edilmesi, AB üyesi ülkelerle ortak PGD
projelerine katılımın sağlanması, PGD faaliyetle-
rinin görünürlüğü, bilinirliğinin artırılması kapsa-
mında ise üreticilere, ithalatçılara ve tüketicilere
yönelik bilgilendirme seminerleri düzenlenmesi,
tüketicilerin PGD ile ilgili çalışmalara katılımını
sağlayan mekanizmaların oluşturulması bulunu-
yor. Ayrıca, ürün güvenliği web sitesinin kurulma-
sı, basın ve internet yoluyla kamuoyunun ürün
güvenliği denetimleri hakkında bilgilendirilmesi
yer alıyor. Strateji belgesinde ayrıca hedefler bir
takvime bağlandı.
Denetlenen ürün sayısı önceki yıla göre yüzde 89 arttı Tüketicinin korunması açısından çok önemli olan
ve AB’de çok etkili bir şekilde uygulanan PGD
konusunda, Türkiye’de yetkili 10 kuruluştan 6’sı
tarafından, geçen yıl 38 bin 533 ürün denetimi ya-
pıldı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı,
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı, Denizcilik Müsteşarlığı, Bilgi
Teknolojileri İletişim Kurumu (BTİK) tarafından
geçen yıl PGD kapsamında denetlenen ürün
sayısı, önceki yıla göre yüzde 89 arttı.
Güncel
Türkiye’de piyasa gözetimi ve denetimi (PGD) sistemindeki hukuki, idari ve mali eksikliklere işaret etmek ve denetimlerin ürünlerdeki risklere odaklı yapıda kurgulanması için, “Ulusal Piyasa Gözetimi ve Denetimi Strateji Belgesi” hazırlandı. Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) tarafından ilgili kurumlarla ortaklaşa hazırlanan Strateji Belgesi 2010-2012 dönemini kapsıyor.
Güncel
PGD’ye ilişkin sağlıklı istatistikler oluş-turulamıyorSöz konusu 6 kuruluş tarafından 2008 yılında 20
bin 387 olarak görülen PGD kapsamında denet-
lenen ürün sayısı, geçen yıl 38 bin 533’e yükseldi.
Ancak artışa karşın bu rakam, PGD kapsamında
Türkiye’de denetlenen gerçek ürün sayısını gös-
termiyor. Çünkü Türkiye’de halen 10 farklı kuruluş
tarafından değişik amaç ve yöntemlerle PGD
yürütülüyor ve veri sağlamada ortak standartlar
sağlanamadığı için PGD’ye ilişkin sağlıklı istatis-
tikler oluşturulamıyor.
DTM raporuna göre, geçen yıl söz konusu 6 kurum
tarafından denetlenen 38 bin 533 üründen 2 bin
847’si (yüzde 7,4’ü) uygunsuz/güvensiz bulun-
du. Denetimler sonucunda uygunsuz/güvensiz
bulunan ürünlerle ilgili en yüksek oran Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının denetimlerinde
tespit edildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan-
lığının geçen yıl PGD kapsamında yaptığı 409
denetimin 131’inde (yüzde 32) ürün uygunsuzluk/
güvensiz bulundu.
2009’da en fazla cezayı EPDK kestiPGD yetkisi olan 5 kurum tarafından, geçen yıl toplam 33 milyon 166 bin 812 lira idari para cezası uy-
gulandı. Geçen yıl uygunsuz/güvensiz bulunan ürünler için en yüksek cezayı, 31 milyon 227 bin lira ile
EPDK verdi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, uygunsuz/güvensiz bulunan ürünler için geçen yıl 906 bin 896
lira, BTİK 694 bin 220 lira, Sağlık Bakanlığı 333 bin 396 lira, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 5 bin
lira idari para cezası uyguladı
“Ürün Güvenliği” eğitimleri düzenlenecekPGD faaliyetlerin bilinirliğinin arttırılması amacıyla, “Ürün Güvenliği” konusunda PGD yapan yetkili kuru-
luşlar kendi faaliyetleri ile ilgili fuarlarda ve seçilmiş bazı organize sanayi bölgelerinde eğitim faaliyetleri
düzenleyecek. Bu çerçevede kendisine bağlı Ticaret ve Sanayi Odalarına birer yazı gönderen TOBB, söz
konusu eğitim faaliyetleri kapsamında, sektör bazında ihtiyaç duyulan eğitim konularının kendilerine
bildirilmesini istedi.
Amsterdam Enerji Borsası’ndan Türk Enerji Piyasalarına Eğitim DesteğiAmsterdam Enerji Borsası (APX) Türkiye’de enerji piyasasının uzmanlarını eğitecek
Avrupanın en büyük enerji borsalarından biri olan APX –Endex (Amsterdam
Enerji Borsası), CEVI (Center For Energy and Value Issues) ve Hacettepe Üni-
versitesi Enerji Piyasları Araştırma Merkezi işbirliği ile Eylül ve Şubat aylarında
Ankara ve İstanbul’da açılacak birer haftalık “ CEVI Enerji Okulu” eğitim prog-
ramları ile Türk özel sektör ve kamu sektörünün uzmanlarını eğitecek.. Progra-
ma ayrıca çok sayıda Türk ve yabancı eğitmen da katılarak enerji piyasalarının
gelişimi ve serbest piyasa koşulları altında çalışma koşulları tartışılacak.
Hacettepe Üniversitesi Enerji Piyasaları Araştırma Merkezi Müdürü ve Rektör
Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kazdağlı, son yıllarda hızla serbestleşen Türk enerji
piyasalarının devletçi bir yapıdan rekabetçi bir yapıya geçerken piyasaların
sağlıklı bir biçimde çalışabilmesi için üniversitelerin üzerine önemli görev-
lerin düştüğünü belirterek, Hacettepe Üniversitesi’nin ekonomi ve finans
alanındaki birikimlerini, alacağı uluslararası destekle enerji piyasalarına yön-
lendireceğini söyledi.
Prof. Kazdağlı, Türk enerji piyasasında faaliyet gösteren şirketlerin çoğunun
bu alana yeni girdiğini ve sektörde uzman açığı olduğunun altını çizerek,
amaçlarının bu alandaki uzman eğitimine katkı vermek olduğunu belirtti.
APX-ENDEX, Hollanda, İngiltere ve Belçika’da spot ve vadeli piyasalar üzerine faaliyet gösteren Avrupanın
en önemli ve deneyimli enerji borsalarından biridir. 1999 yılından bu yana kuzey batı Avrupa’da enerjia
etkin, saydam ve emniyetli bir işlem sistemi kurarak, enerji piyasalarının serbestleşmesine ve entegre
olmasına katkı vermektedir. Avrupanın giderek daha fazla entegre olması ile borsa üyeleri, diğer enerji
borsaları ve bağımsız iletim şirketleri ile işbirliğini geliştirerek bölgesinde sınır ötesi enerji ticaretini
geliştirerek önemli ölçüde entegrasyon sağlamıştır. Bu yolla İngiltere, Belçika ve Hollanda’nı Kuzey Av-
rupa, Almanya ve Fransa ile işbirliğine girerek büyük ve likit bir Avrupa Enerji Borsası kurulmasına katkı
vermektedir. Halen 412 TWh büyüklüğünde bir enerji gücünü yönetmekte ve 15 farklı ülkede 300’ü aşan
üyesi ile çalışmaktadır (www.apxendex.com).
Petrol Plus Dergisi Hukuk Müşaviri
Av. Murat KURT
İntifalara ve diğer konulara ilişkin sorularınızı yanıtlıyor.
Sorularınız içinE-mail: [email protected]
Faks: 0 212 221 44 60
Güncel
Center For Energy and Value Issues (CEVI), Avrupa Birliği, Avustralya ve Türkiye’deki
seçkin üniversitelerde görev yapan öğretim üyelerinin kurduğu uluslararası bir dernek
olup enerji piyasaları alanında faaliyet göstermekte. CEVI’nin başkan yardımcısı Prof.
Dr. Mehmet Baha Karan CEVI’nin amacının uluslararası düzeyde enerji piyasalarının
gelişimine katkı veren kuruluşları biraraya getirerek işbirliğini güçlendirmek, araştırma,
eğitim ve yayın konusında çalışmalar yapmak olduğunu vurguladı. Karan, “CEVI Enerji
Okulu” projesini uluslararası bir yapıya çevirerek başka ülkelerde de hayata geçirmek
için çalıştıklarını söyledi.
18 PETROL PLUS - EKİM 2010
Güncel
Geçiş Sürecinin Tanınmaması Sıkıntı DoğurduTalep edilen süre verilmediği için bayiler eski şirketleri ile sözleşme yapmak durumunda kaldılar. Hede�enen piyasa yapısı 5 yıl ötelendi.
PÜİS Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve
Genel Sekreteri Güner Yenigün ile akaryakıt
sektörünün gündemindeki konuları konuştuk.
18 Eylül sürecinde EPDK’nın başarılı bir sınav
verdiğini vurgulayan Yenigün, “EPDK bu süreç-
te iyi çalıştı. Hatası veya eksik evrakı olmayan
bayinin lisans talebi hemen hemen aynı gün
karşılandı. Dolayısıyla EPDK bu konuda çok iyi
bir sınav verdi. Kendilerine teşekkür ediyoruz”
diye konuştu.
18 Eylül sürecini bayiler açısından değer-
lendirir misiniz? Bayiler bu süreci nasıl ge-
çirdiler?
Bu süreçte bayiler, EPDK açısından bir sıkıntı
yaşamadılar. Hatası veya eksik evrakı olmayan
bayinin talebi hemen hemen aynı gün karşı-
landı. Dolayısıyla EPDK bu süreçte çok iyi bir
performans göstererek başarılı bir sınav verdi.
Başta EPDK Başkanı Sayın Hasan Köktaş olmak
üzere, LPG Piyasası Dairesi Başkanı ve Petrol
Piyasası Dairesi Başkan Vekili Sayın Cemalettin
Tüney’e ve bu konuda emeği geçen tüm çalı-
şanlara teşekkür ediyoruz. Keşke ilk lisanslama
döneminde, yani 2005 yılında da bu şekilde
olabilseydi ve bayiler kendilerine haksız olarak
salınan cezalarla karşı karşıya kalmasalardı.
Sonuç olarak, bu dönemde EPDK’nın başarısını
inkar etmek mümkün değil. Ancak bayiler yine de
ciddi sıkıntılar yaşadılar.18.09.2010 tarihine kadar
birçok dağıtıcı bayilerinin ileri sürdükleri şartları
pek de nazarı dikkate almadan reddederek yeni
sözleşmeleri imza etmediler. Buna paralel olarak
mevcut intifaları da son ana kadar ellerinde bu-
lundurdular. Bu durumda bayinin yeni bir dağıtıcı
ile anlaşması imkanı da büyük ölçüde ortadan
“ Bütün motorinlerin 10 ppm olacağı ancak bazı sektörlere düşük fiyatla satılacağına ilişkin duyumlarımız var. Bu piyasayı mahveder. Hiçbir şekilde buna imkan verilmemesi lazım. “
kalktı. Biz bunları daha önceden ön görerek,
EPDK’dan ve Rekabet Kurulu’ndan bir geçiş süresi
tanınmasını istemiştik. Bu, kabul edilmedi. Bunun
sonucunda da yukarıda değindiğimiz sorun or-
taya çıktı. Düşünün ki bayii 18 Eylül 2010’a kadar
bir ana dağıtıcıya bağlı. 19 Eylül 2010’da serbest.
Dolayısıyla bayinin yeni bir dağıtıcı bulması, o
dağıtıcı ile gerekli müzakereleri yaptıktan sonra
sözleşme akdetmesi, buna bağlı olarak yeni
dağıtıcıyla intifa sözleşmesi akdetmesi, bu intifa
sözleşmesini aktedebilmesi için eski dağıtıcısının
intifasını tapudan kaldırması, eski dağıtıcı ile
sözleşmesini feshederek bunun teyidini alması
ve bütün bunları tamamladıktan sonra EPDK’ya
lisans alabilmek için başvurması. Tüm bu iş-
lemlerin bir gün içinde yapılmasının mümkün
olmayacağı gayet açık. En az bir hafta, on gün
gerekir. Bu süreçte, akaryakıt ikmali yapamayan
bayinin, akaryakıt satamamasının bir istasyona
ne kadar büyük zarar verdiği de herkesçe bilinen
bir gerçektir. İşte bütün bunların sonucunda
bayiler serbest iradelerini rahat ve tam olarak
kullanma imkanı bulamadan, eski dağıtıcıları ile
yeniden sözleşme yapmak durumunda kaldılar.
Böylece hedeflenen piyasa yapısı 5 yıl ötelendi.
Dolayısıyla Rekabet Kurulu’nun amacında da belli
bir sapma oldu.
Halbuki talep ettiğimiz süre 30 gün gibi çok kısa
olarak dahi tanınsa idi, bayiler bu mağduriyeti
yaşamayacak, hedeflenen piyasa yapısı çok daha
sağlıklı kurulacak, Rekabet Kurulu’nun amacında
da her hangi bir sapma meydana gelmeyecekti.
Bu süreçte bazı dağıtım şirketleri ise bayiden
teminat adı altında bazı talepler ileri sürerek
baskıyı daha da arttırdılar. Bu durum nedeniyle
bayi dağıtıcısını değiştirme konusunda çekingen
davrandı ve buna paralel olarak büyük kısmı
dağıtıcısını değiştirme kararından vazgeçerek
eski dağıtıcıları ile devam etmek zorunda kaldı.
Sonuç olarak sürecin sonunda çok da şık olmayan
bir tablo ortaya çıktı.
EPDK’nın motorin türlerine ilişkin tebliğ
taslağı halen kesinleşmedi. Siz yine de kırsal
motorin konusunda bayilerinizi uyardınız. Bu
durumu değerlendirir misiniz?
EPDK’nın 01.01.2011 tarihinden itibaren ül-
kemizde sadece azami 10 ppm kükürt ihtiva
eden motorinin piyasaya arz edilebileceği dair
hazırladığı tebliğ taslağı halen kesinleşmedi. Bu
konu çok önemli. Zira, 1000 ppm motorin ile 10
ppm motorin arasındaki kükürt oranı farkının
1/100 gibi çok yüksek olması nedeniyle ölü stok
seviyelerinin sıfırlanması da göz önüne alınırsa,
geçiş süresinin uzun bir sürece yayılması gerçe-
ği ortaya çıkar. Oysa, tebliğ bugün kesinleşse
dahi, uygulamaya başlanacak olan 01.01.2011
tarihine kadarki 75 gün kesinlikle yetmeyecektir.
Söyleşi Söyleşi
Dolayısıyla bahse konu tebliğin mümkün olan
en kısa süreçte kesinleşmesi ve geçiş süresinin
sadece üretim ve ithalat ile sınırlandırılması
şarttır. Böylece daha önceki yıllarda olduğu gibi,
ürünün piyasa arzının ilk ayağının denetim altı-
na alınarak disipline edilmesiyle belli bir süreç
sonunda piyasadan kalkması istenen ürün zaten
otomatikman kalkacak ve yerini arzu edilen yeni
ürüne bırakacaktır. Bu bağlamda, 1000 ppm’den
10 ppm’e geçişte bayiler için süre bakımından
herhangi bir yaptırımın uygulanması söz konusu
olmamalıdır.
Bu konuda çok önemli olan bir husus ise 10 ppm
motorinin üzerinden alınan vergilerin, bazı gö-
rüşlerle bir kısım sektörlere farklı vergi oranları ile
sunulması ihtimalidir. Böyle bir uygulama petrol
piyasasına olumsuz yönde çok ağır bir darbe olarak
yansır. Dolayısıyla Maliye Bakanlığı böyle bir uygu-
lamaya kesinlikle izin vermemeli, motorin üzerin-
den bazı sektörler desteklenecek ise bunun vergi
iadesi gibi farklı uygulamalarla sağlanmalıdır.
Ayrıca, 1000 ppm motorin ile 10 ppm motorin
arasında ciddi bir fiyat farkı bulunması nedeniyle,
bayilerimizin gerek özel, gerek kamu kesimine
01.01.2011 tarihinden itibaren sözleşmelere bağlı
olarak yapacakları motorin satışlarında anlaşmaz-
lıklarla karşılaşmaları ve mağduriyet yaşamaları
söz konusu olabilecektir. Biz bu konuda Maliye
Bakanlığı’nı ve bayilerimizi yazılı olarak bilgilen-
direrek, yaşanması muhtemel mağduriyetleri dile
getirdik. Bizce bu tür muhtemel mağduriyetlerin
önüne geçilmesi için, 01.01.2011 tarihinden
sonra yapılacak motorin satışlarına ilişkin ola-
rak açılacak ihalelerde, 1000 ppm motorinin
piyasadan kaldırılması veya ancak özellik arz
eden bir takım araçlar için verilebilmesi şartının
getirilmesi halinde, bunun mücbir sebep kabul
edilerek, ihalenin iptaline veya 1000 ppm kükürt
ihtiva eden motorinin fiyatı ile 10 ppm kükürt
ihtiva eden motorin fiyatı arasındaki farkın teklif
fiyatına aynen intikal ettirilerek 1000 ppm kükürt
ihtiva eden motorin yerine, 10 ppm kükürt ihtiva
eden motorin verileceğine dair bir şartın ilavesi
sağlanmalıdır.
ADR’ye geçiş geçtiğimiz yıl ertelenmişti. Bu
konuda geldiğimiz noktayı değerlendirir
misiniz?
Bence birkaç yıl daha ADR’ye geçilemez. Çünkü
sürücülerin gerekli eğitimi alması gerekiyor, ayrıca
tankerlerin uyumlu hale getirilmesi gerekiyor. Bü-
tün bunların yapılması çok kısa sürede mümkün
değil. Burada önemli olan bir husus ise, süreleri
kısa tutup, sonra ek süreler verilmemeli. Bu tür
uygulamalar her şeyden önce devletin itibarını
zedeliyor.
10 Numara yağ ve kayıt dışı akaryakıt konu-
sunda kısaca neler söylemek istersiniz?
Bu konu, petrol piyasasının kanayan bir yarası
halini aldı. Öyle bir yara ki, devlet hazinesini yıl-
da 1 milyar TL gibi ciddi bir kaynaktan mahrum
ederken, öte yandan petrol piyasasını da çok ciddi
bir haksız rekabetle karşı karşıya bırakmaktadır.
Oysa sektördeki tüm katmanlar, bu piyasayı di-
sipline edebilmek için çok ciddi fedakarlıklarda
bulundular. Aslında konunun çözümü çok basit.
O da Maliye Bakanlığı’nın akaryakıt ürünlerinden
alınan vergiler ile akaryakıt harici ürünlerden alı-
nan vergileri eşitlemesidir. Nitekim, 2008 yılında
Maliye Bakanlığı bu vergi eşitlemesini yapmış ve
o tarihte devam eden bugünkünün eşi ve illegal
uygulama derhal sona ermişti. Ne yazık ki, Maliye
Bakanlığı o tarihte vergilerdeki eşitlemeyi yaptık-
tan iki ay sonra akaryakıt harici ürünlerin vergisini
tekrar düşürmüş ve aynı anda bahsini ettiğimiz
illegal uygulama tekrar gündeme girerek ve her
geçen gün şiddetini arttırarak bugünkü vahim
tabloyu ortaya çıkarmıştır. Şayet o tarihte söz
konusu vergi eşitlemesinden vazgeçilmemiş
olsaydı, bugün böyle bir konu söz konusu dahi
olmayacaktı. Dolayısıyla bu konuda Maliye Ba-
kanlığı akaryakıt harici ürünlerden alınan vergi
oranını, akaryakıt ürünlerinden alınan vergi oranı
ile mümkün olan en kısa zamanda eşitleyerek, bu
konunun kökünden çözülmesini sağlamalıdır.
TOBB Petrol Meclisi’nde, Petrol Meclisi Baş-
kan Yardımcısı olarak seçildiniz. Yeni dönemi
değerlendirir misiniz?
TOBB Petrol ve Petrol Ürünleri Sanayi Meclisi,
yeni bir döneme başladı. Bu Meclis’in sektörün
tüm katmanlarına eşit uzaklıkta olması ve tüm
katmanların haklarını takipte adil davranması
gerekir. Bu ana kurala geçtiğimiz dönemde
maalesef riayet edilmedi. Sektörün belli bir kat-
manının problemleri daima ön planda tutulurken
örneğin bayi kesiminin problemlerinin çözümü
için hiçbir çaba sarf edilmedi. Oysa sektördeki
problemlerin ağırlığını bayi problemleri teşkil
ediyordu. Bunun sonucunda bir katmanın diğer
katmanlar üzerinde hakimiyet kurması gündeme
geldi. Bu dönemde böyle olmaması gerekir. Biz
bunun için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.
Çok kısa zamanda da bunun sonucunu görmek
istiyoruz. Bu meclislerin icraatları ve yönetim
tarzları bir yönetmelik ile belirlenmiştir. Dola-
yısıyla bu meclislerin çalışması ve yönetimi bu
yönetmelik hükümleri çerçevesinde olması ge-
rekir. Biz de bunun için çaba göstereceğiz. Ben
şahsen, bundan böyle yaklaşımların olumlu ola-
cağına inanıyorum. Kararların bütün katmanların
katılımıyla müştereken alınacağına inanıyorum.
Dileğim, bu konuda yanılmamış olmaktır.
Mevzuat değişikliklerine ilişkin çalışmalarınız
vardı. Mevzuat değişiklikleri yeni yasama
dönemine kaldı. Bu konudaki değerlendir-
meleriniz nelerdir?
Evet, PÜİS olarak mevzuat değişikliği konusunda
çok ciddi çalışmalarımız oldu ve bu çalışmaları-
mız halen devam ediyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanımız Sayın Taner Yıldız’ın da ifade ettiği gibi
geçen yasama dönemine yetişmeyen mevzuat
değişiklerinin, TBMM’nin bu yasama döneminde
ön sıralarda yer alacağına inanıyoruz. Bu konuda
biz PÜİS olarak, gerek TBMM’deki ilgili milletve-
killerimizle, gerekse Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı yetkilileri ile sürekli diyalog halindeyiz.
Kısacası, sektörün ve özellikle bayi kesiminin
sıkıntılarına çözüm getirecek düzenlemelerin bir
an önce gerçekleşmesi için her türlü çabayı gös-
termeye devam edeceğiz. Bu konuda kararlıyız.
PETROL PLUS - EKİM 2010 19
Güncel
Geçiş Sürecinin Tanınmaması Sıkıntı DoğurduTalep edilen süre verilmediği için bayiler eski şirketleri ile sözleşme yapmak durumunda kaldılar. Hede�enen piyasa yapısı 5 yıl ötelendi.
PÜİS Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve
Genel Sekreteri Güner Yenigün ile akaryakıt
sektörünün gündemindeki konuları konuştuk.
18 Eylül sürecinde EPDK’nın başarılı bir sınav
verdiğini vurgulayan Yenigün, “EPDK bu süreç-
te iyi çalıştı. Hatası veya eksik evrakı olmayan
bayinin lisans talebi hemen hemen aynı gün
karşılandı. Dolayısıyla EPDK bu konuda çok iyi
bir sınav verdi. Kendilerine teşekkür ediyoruz”
diye konuştu.
18 Eylül sürecini bayiler açısından değer-
lendirir misiniz? Bayiler bu süreci nasıl ge-
çirdiler?
Bu süreçte bayiler, EPDK açısından bir sıkıntı
yaşamadılar. Hatası veya eksik evrakı olmayan
bayinin talebi hemen hemen aynı gün karşı-
landı. Dolayısıyla EPDK bu süreçte çok iyi bir
performans göstererek başarılı bir sınav verdi.
Başta EPDK Başkanı Sayın Hasan Köktaş olmak
üzere, LPG Piyasası Dairesi Başkanı ve Petrol
Piyasası Dairesi Başkan Vekili Sayın Cemalettin
Tüney’e ve bu konuda emeği geçen tüm çalı-
şanlara teşekkür ediyoruz. Keşke ilk lisanslama
döneminde, yani 2005 yılında da bu şekilde
olabilseydi ve bayiler kendilerine haksız olarak
salınan cezalarla karşı karşıya kalmasalardı.
Sonuç olarak, bu dönemde EPDK’nın başarısını
inkar etmek mümkün değil. Ancak bayiler yine de
ciddi sıkıntılar yaşadılar.18.09.2010 tarihine kadar
birçok dağıtıcı bayilerinin ileri sürdükleri şartları
pek de nazarı dikkate almadan reddederek yeni
sözleşmeleri imza etmediler. Buna paralel olarak
mevcut intifaları da son ana kadar ellerinde bu-
lundurdular. Bu durumda bayinin yeni bir dağıtıcı
ile anlaşması imkanı da büyük ölçüde ortadan
“ Bütün motorinlerin 10 ppm olacağı ancak bazı sektörlere düşük fiyatla satılacağına ilişkin duyumlarımız var. Bu piyasayı mahveder. Hiçbir şekilde buna imkan verilmemesi lazım. “
kalktı. Biz bunları daha önceden ön görerek,
EPDK’dan ve Rekabet Kurulu’ndan bir geçiş süresi
tanınmasını istemiştik. Bu, kabul edilmedi. Bunun
sonucunda da yukarıda değindiğimiz sorun or-
taya çıktı. Düşünün ki bayii 18 Eylül 2010’a kadar
bir ana dağıtıcıya bağlı. 19 Eylül 2010’da serbest.
Dolayısıyla bayinin yeni bir dağıtıcı bulması, o
dağıtıcı ile gerekli müzakereleri yaptıktan sonra
sözleşme akdetmesi, buna bağlı olarak yeni
dağıtıcıyla intifa sözleşmesi akdetmesi, bu intifa
sözleşmesini aktedebilmesi için eski dağıtıcısının
intifasını tapudan kaldırması, eski dağıtıcı ile
sözleşmesini feshederek bunun teyidini alması
ve bütün bunları tamamladıktan sonra EPDK’ya
lisans alabilmek için başvurması. Tüm bu iş-
lemlerin bir gün içinde yapılmasının mümkün
olmayacağı gayet açık. En az bir hafta, on gün
gerekir. Bu süreçte, akaryakıt ikmali yapamayan
bayinin, akaryakıt satamamasının bir istasyona
ne kadar büyük zarar verdiği de herkesçe bilinen
bir gerçektir. İşte bütün bunların sonucunda
bayiler serbest iradelerini rahat ve tam olarak
kullanma imkanı bulamadan, eski dağıtıcıları ile
yeniden sözleşme yapmak durumunda kaldılar.
Böylece hedeflenen piyasa yapısı 5 yıl ötelendi.
Dolayısıyla Rekabet Kurulu’nun amacında da belli
bir sapma oldu.
Halbuki talep ettiğimiz süre 30 gün gibi çok kısa
olarak dahi tanınsa idi, bayiler bu mağduriyeti
yaşamayacak, hedeflenen piyasa yapısı çok daha
sağlıklı kurulacak, Rekabet Kurulu’nun amacında
da her hangi bir sapma meydana gelmeyecekti.
Bu süreçte bazı dağıtım şirketleri ise bayiden
teminat adı altında bazı talepler ileri sürerek
baskıyı daha da arttırdılar. Bu durum nedeniyle
bayi dağıtıcısını değiştirme konusunda çekingen
davrandı ve buna paralel olarak büyük kısmı
dağıtıcısını değiştirme kararından vazgeçerek
eski dağıtıcıları ile devam etmek zorunda kaldı.
Sonuç olarak sürecin sonunda çok da şık olmayan
bir tablo ortaya çıktı.
EPDK’nın motorin türlerine ilişkin tebliğ
taslağı halen kesinleşmedi. Siz yine de kırsal
motorin konusunda bayilerinizi uyardınız. Bu
durumu değerlendirir misiniz?
EPDK’nın 01.01.2011 tarihinden itibaren ül-
kemizde sadece azami 10 ppm kükürt ihtiva
eden motorinin piyasaya arz edilebileceği dair
hazırladığı tebliğ taslağı halen kesinleşmedi. Bu
konu çok önemli. Zira, 1000 ppm motorin ile 10
ppm motorin arasındaki kükürt oranı farkının
1/100 gibi çok yüksek olması nedeniyle ölü stok
seviyelerinin sıfırlanması da göz önüne alınırsa,
geçiş süresinin uzun bir sürece yayılması gerçe-
ği ortaya çıkar. Oysa, tebliğ bugün kesinleşse
dahi, uygulamaya başlanacak olan 01.01.2011
tarihine kadarki 75 gün kesinlikle yetmeyecektir.
Söyleşi Söyleşi
Dolayısıyla bahse konu tebliğin mümkün olan
en kısa süreçte kesinleşmesi ve geçiş süresinin
sadece üretim ve ithalat ile sınırlandırılması
şarttır. Böylece daha önceki yıllarda olduğu gibi,
ürünün piyasa arzının ilk ayağının denetim altı-
na alınarak disipline edilmesiyle belli bir süreç
sonunda piyasadan kalkması istenen ürün zaten
otomatikman kalkacak ve yerini arzu edilen yeni
ürüne bırakacaktır. Bu bağlamda, 1000 ppm’den
10 ppm’e geçişte bayiler için süre bakımından
herhangi bir yaptırımın uygulanması söz konusu
olmamalıdır.
Bu konuda çok önemli olan bir husus ise 10 ppm
motorinin üzerinden alınan vergilerin, bazı gö-
rüşlerle bir kısım sektörlere farklı vergi oranları ile
sunulması ihtimalidir. Böyle bir uygulama petrol
piyasasına olumsuz yönde çok ağır bir darbe olarak
yansır. Dolayısıyla Maliye Bakanlığı böyle bir uygu-
lamaya kesinlikle izin vermemeli, motorin üzerin-
den bazı sektörler desteklenecek ise bunun vergi
iadesi gibi farklı uygulamalarla sağlanmalıdır.
Ayrıca, 1000 ppm motorin ile 10 ppm motorin
arasında ciddi bir fiyat farkı bulunması nedeniyle,
bayilerimizin gerek özel, gerek kamu kesimine
01.01.2011 tarihinden itibaren sözleşmelere bağlı
olarak yapacakları motorin satışlarında anlaşmaz-
lıklarla karşılaşmaları ve mağduriyet yaşamaları
söz konusu olabilecektir. Biz bu konuda Maliye
Bakanlığı’nı ve bayilerimizi yazılı olarak bilgilen-
direrek, yaşanması muhtemel mağduriyetleri dile
getirdik. Bizce bu tür muhtemel mağduriyetlerin
önüne geçilmesi için, 01.01.2011 tarihinden
sonra yapılacak motorin satışlarına ilişkin ola-
rak açılacak ihalelerde, 1000 ppm motorinin
piyasadan kaldırılması veya ancak özellik arz
eden bir takım araçlar için verilebilmesi şartının
getirilmesi halinde, bunun mücbir sebep kabul
edilerek, ihalenin iptaline veya 1000 ppm kükürt
ihtiva eden motorinin fiyatı ile 10 ppm kükürt
ihtiva eden motorin fiyatı arasındaki farkın teklif
fiyatına aynen intikal ettirilerek 1000 ppm kükürt
ihtiva eden motorin yerine, 10 ppm kükürt ihtiva
eden motorin verileceğine dair bir şartın ilavesi
sağlanmalıdır.
ADR’ye geçiş geçtiğimiz yıl ertelenmişti. Bu
konuda geldiğimiz noktayı değerlendirir
misiniz?
Bence birkaç yıl daha ADR’ye geçilemez. Çünkü
sürücülerin gerekli eğitimi alması gerekiyor, ayrıca
tankerlerin uyumlu hale getirilmesi gerekiyor. Bü-
tün bunların yapılması çok kısa sürede mümkün
değil. Burada önemli olan bir husus ise, süreleri
kısa tutup, sonra ek süreler verilmemeli. Bu tür
uygulamalar her şeyden önce devletin itibarını
zedeliyor.
10 Numara yağ ve kayıt dışı akaryakıt konu-
sunda kısaca neler söylemek istersiniz?
Bu konu, petrol piyasasının kanayan bir yarası
halini aldı. Öyle bir yara ki, devlet hazinesini yıl-
da 1 milyar TL gibi ciddi bir kaynaktan mahrum
ederken, öte yandan petrol piyasasını da çok ciddi
bir haksız rekabetle karşı karşıya bırakmaktadır.
Oysa sektördeki tüm katmanlar, bu piyasayı di-
sipline edebilmek için çok ciddi fedakarlıklarda
bulundular. Aslında konunun çözümü çok basit.
O da Maliye Bakanlığı’nın akaryakıt ürünlerinden
alınan vergiler ile akaryakıt harici ürünlerden alı-
nan vergileri eşitlemesidir. Nitekim, 2008 yılında
Maliye Bakanlığı bu vergi eşitlemesini yapmış ve
o tarihte devam eden bugünkünün eşi ve illegal
uygulama derhal sona ermişti. Ne yazık ki, Maliye
Bakanlığı o tarihte vergilerdeki eşitlemeyi yaptık-
tan iki ay sonra akaryakıt harici ürünlerin vergisini
tekrar düşürmüş ve aynı anda bahsini ettiğimiz
illegal uygulama tekrar gündeme girerek ve her
geçen gün şiddetini arttırarak bugünkü vahim
tabloyu ortaya çıkarmıştır. Şayet o tarihte söz
konusu vergi eşitlemesinden vazgeçilmemiş
olsaydı, bugün böyle bir konu söz konusu dahi
olmayacaktı. Dolayısıyla bu konuda Maliye Ba-
kanlığı akaryakıt harici ürünlerden alınan vergi
oranını, akaryakıt ürünlerinden alınan vergi oranı
ile mümkün olan en kısa zamanda eşitleyerek, bu
konunun kökünden çözülmesini sağlamalıdır.
TOBB Petrol Meclisi’nde, Petrol Meclisi Baş-
kan Yardımcısı olarak seçildiniz. Yeni dönemi
değerlendirir misiniz?
TOBB Petrol ve Petrol Ürünleri Sanayi Meclisi,
yeni bir döneme başladı. Bu Meclis’in sektörün
tüm katmanlarına eşit uzaklıkta olması ve tüm
katmanların haklarını takipte adil davranması
gerekir. Bu ana kurala geçtiğimiz dönemde
maalesef riayet edilmedi. Sektörün belli bir kat-
manının problemleri daima ön planda tutulurken
örneğin bayi kesiminin problemlerinin çözümü
için hiçbir çaba sarf edilmedi. Oysa sektördeki
problemlerin ağırlığını bayi problemleri teşkil
ediyordu. Bunun sonucunda bir katmanın diğer
katmanlar üzerinde hakimiyet kurması gündeme
geldi. Bu dönemde böyle olmaması gerekir. Biz
bunun için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.
Çok kısa zamanda da bunun sonucunu görmek
istiyoruz. Bu meclislerin icraatları ve yönetim
tarzları bir yönetmelik ile belirlenmiştir. Dola-
yısıyla bu meclislerin çalışması ve yönetimi bu
yönetmelik hükümleri çerçevesinde olması ge-
rekir. Biz de bunun için çaba göstereceğiz. Ben
şahsen, bundan böyle yaklaşımların olumlu ola-
cağına inanıyorum. Kararların bütün katmanların
katılımıyla müştereken alınacağına inanıyorum.
Dileğim, bu konuda yanılmamış olmaktır.
Mevzuat değişikliklerine ilişkin çalışmalarınız
vardı. Mevzuat değişiklikleri yeni yasama
dönemine kaldı. Bu konudaki değerlendir-
meleriniz nelerdir?
Evet, PÜİS olarak mevzuat değişikliği konusunda
çok ciddi çalışmalarımız oldu ve bu çalışmaları-
mız halen devam ediyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanımız Sayın Taner Yıldız’ın da ifade ettiği gibi
geçen yasama dönemine yetişmeyen mevzuat
değişiklerinin, TBMM’nin bu yasama döneminde
ön sıralarda yer alacağına inanıyoruz. Bu konuda
biz PÜİS olarak, gerek TBMM’deki ilgili milletve-
killerimizle, gerekse Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı yetkilileri ile sürekli diyalog halindeyiz.
Kısacası, sektörün ve özellikle bayi kesiminin
sıkıntılarına çözüm getirecek düzenlemelerin bir
an önce gerçekleşmesi için her türlü çabayı gös-
termeye devam edeceğiz. Bu konuda kararlıyız.
20 PETROL PLUS - EKİM 2010
GAS Turkey Alanında Tek Fuar Olma Özelliğini KoruyorHer geçen yıl gösterdiği performansta yükseliş seyreden Gas Turkey Fuarı’nın yurtdışında ki acentalarla yürüttüğü ortak çalışmaların geri dönüşünü ziyaretçi ve katılımcı sayısında ki artışlarla gördük.
Senexpo Uluslar arası Fuarcılık Satış ve Pazarlama
Müdürü Alemdar Sönmez ile önümüzdeki 17-20
Mart 2010 tarihlerinde 4.kez düzenlenecek olan GAS
Turkey LPG, CNG, LNG Fuarı’na ilişkin konuştuk.
Sönmez , “Hedefimiz, Türkiye’nin LPG, CNG ve LNG
sektörünün merkezi haline gelmesi” diyor.
GAS Turkey hakkında bilgi verebilir misiniz?
Fuarın ana hedefi Türkiye’nin özellikle, LPG, CNG ve
LNG sektörünün merkezi haline getirmekle birlikte;
çevreye duyarlı ve ekonomik olduğunu herkese
duyurabilmek. Bu çerçevede fuarı destekleyen kuru-
luşların fuarın başladığı yıllardan beri bizim yanımızda
olması, sektörü olumlu yönde etkiliyor. Her geçen
yıl gösterdiği performansta yükseliş seyreden Gas
Turkey Fuarı’nın yurtdışında ki acentalarla yürüttüğü
ortak çalışmaların geri dönüşünü ziyaretçi ve katılımcı
sayısında ki artışlarla gördük. Fuar, alanında tek olma
özelliğini hala koruyor. Bu bağlamda fuarın sektöre
tam anlamıyla katkı sağlaması için, yurt dışı ve yurt
içinde odalarla ve derneklerle yürüttüğümüz ortak
çalışmalar bulunmakta. Bu çalışmalar katılımcı ve
ziyaretçilerin buluşacakları fuar platformunu, daha
profesyonel ve daha kapsamlı bir hale getiriyor. Gele-
cek yıl da bu çalışmaların geri dönüşlerini alacağımızı
umut ediyoruz.
2010 yılında düzenlediğiniz fuarın katılımcı ve
ziyaretçi profiline ilişkin bilgi verebilir misiniz?
Bu yıl, fuarda 151 katılımcı yer aldı, Türkiye’nin birçok
yerinden gelen katılımcıların yanı sıra, İtalya, Almanya,
Polonya, Bulgaristan, Hollanda, Kanada, Rusya Fede-
rasyonu, Ukrayna, Norveç, Litvanya, G. Kore, Çin Halk
Cumhuriyeti, Mısır ve Pakistan başta olmak üzere çok
sayıda yabancı firma yer aldı. 45 farklı ülkeden 746 ‘sı
yabancı olmak üzere fuarı 10123 kişi gezdi. Farklı farklı
şehirlerde ki odaların üyelerinin otobüslerle ulaşımı
organize edilip, fuarı ziyaret etmeleri sağlandı. Katı-
lımcılardan ve ziyaretçilerden almış olduğumuz geri
dönüşler olumlu yönde olmakla birlikte, yurtdışından
ziyarete gelen sektör yetkilileri gelecek yılda fuara
katılım konusunda olumlu düşüncede olduklarını
belirttiler. Fuarda katılımcı ve ziyaretçilere yönelik ger-
çekleştirilen konferans ile LPG sektörünün yenilikleri,
faydaları ve gelişmeleri tartışıldı.
Fuarınıza katılmak sektördeki firmalar açısından
ne tür avantajlar sağlıyor?
Fuarın yurtdışından fuara katılan firmalarla ortak
buluşma noktası olması, sektördeki firmaların ilgisini
fazlasıyla çekiyor. Sektördeki firmalar iş bağlantılarını
kurmak için buradan farklı ülkelerdeki firma yetkilileri
ile iletişime geçmek için harcamaları gereken eforu
sadece fuar için harcıyorlar. Bu harcamalar maddi an-
lamda yurtdışına gidip iş bağlantısı kurmaktan daha
az maliyetli oluyor. Bu durumda fuara olan ilgi daha
da artıyor. Ürünlerini sergileme konusunda kendilerini
daha rahat ifade ettiklerini belirten katılımcılar, fuarın
sektörün daha fazla gelişmesinde etkileyici bir rolü
olduğunu ifade ettiler. Sonuç olarak, fuar hem katı-
lımcılar açısından yeni iş bağlantıları kurmak, gelen
ziyaretçiler için de sektörün yeniliklerinden haberdar
olmak gibi faydalar sağlıyor.
Fuara ilişkin gerçekleştirdiğiniz ulusal ve uluslar
arası tanıtımlar hakkında bilgi verebilir misiniz?
En son yapılan Gas Turkey Fuarı için yurtiçinde ulusal
gazetelerde fuarın ilanı yayınlanmış olup, birçok der-
gide de haber ve ilan yayınlandı. Ulusal kanallarda ki
dizilerde alt bant olarak geçilen fuar tanıtımının yanı
sıra, anlaşmış olduğumuz haber ajansıyla birçok yerel
kanala ulaştık. Fuara bir hafta kala ziyaretçilere yönelik
radyo spotları ile fuarı duyurduk. İstanbul’un 20 farklı
noktasında megalight çalışmaları gerçekleştirdik.
Yurtdışı acentalar aracılığı ile fuarın duyurusu acen-
taların sitelerinde yapılırken yurtdışı ekibimizin
gerçekleştirdiği e-maillerle fuar tanıtımları yurtdışı
anlamında da birçok yere ulaşmış oldu. Ukrayna’da
10th International Gas Forum, İtalya’da Ngv 2010
Roma, İran’da The 3rd Internatıonal Conferance And
Exhıbıtıon on Cng, İspanya’da 23th World Lpg Gas
Forum Conferance And Exhıbıtıon fuarlarına standla
katılım gösterip, fuarın afişleri asılarak katılımcı ve
ziyaretçilere tanıtım yapıldı. Gelecek yıl ki fuar ile
alakalı fuar tanıtımlarında bunlara ek olarak yapmayı
planladığımız daha farklı çalışmalarımızda mevcut.
Belli başlı mercilerden gelecek onay ile birlikte, fuar
tanıtımlarına ekleyeceğimiz birçok tanıtım mecraları
olacak.
Söyleşi
22 PETROL PLUS - EKİM 2010
Güncel
Petrol Fiyatlarında Ciddi Değişiklikler BeklenmiyorÖnümüzdeki dönemde en hızlı oranda Çin’de, en yavaş oranda ise Avrupa’da olmak üzere dünyanın her bölgesinde petrol tüketiminde artış beklenmektedir.
Dünyanın en önemli ekonomistleri arasında
gösterilen BP Grubu Başkan Yardımcısı ve Baş
Ekonomisti Christof Ruehl, CEO Club etkinliği için
Türkiye’ye geldi
BP Grubu Başkan Yardımcısı ve Baş Ekonomisti
Christof Ruehl, Capital ve Ekonomist dergilerinin
öncülüğünde gerçekleştirilen CEO Club etkinliği
kapsamında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız ve Türk iş dünyasının önde gelen temsilci-
leriyle 29 Eylül 2010, Çarşamba günü, İstanbul’da
bir araya geldi.
Enerji sektöründeki küresel arz, talep ve fiyat
mekanizmaları hakkındaki görüşlerini ülkemize
yapmış olduğu ziyaret çerçevesinde paylaşan
Ruehl, 2008 yılında petrol fiyatlarında ciddi bir
düşüş yaşandığını, 2009 yılında ise hızla artarak
iki katına çıktığını ve 2010’un ilk altı ayında da
talebin artmasıyla birlikte fiyatların yükselmeye
devam ettiğini belirtti. Ruehl, 2010 yılı sonunda ve
2011 yılında da pozitif yönde talep artışı olacağını
öngördüklerini açıkladı.
Günümüzde uluslararası alanda enerji otoritele-
rinin politikayı değiştirdiğine değinen Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, siyaset, eko-
nomi ve enerji alanları arasındaki işbirliğinin daha
fazla gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye’nin, dünyanın ortalama büyüme hızından
daha fazla büyüme gerçekleştirdiğini belirten
Yıldız, bu kapsamda enerji yapılanmasının daha
doğru belirlenmesi gerektiğine dikkat çekti. Yıldız
sözlerini şöyle sürdürdü: “Enerji alanı dışında faa-
liyet gösteren şirketlere, enerjiye de yatırım yap-
malarını tavsiye ederim. Bu, şirketlerin giderlerini
azaltmaları ve farklı faaliyet alanlarında deneyim
kazanmaları açısından çok önemli. Türkiye’de
yenilenebilir enerji konusunu dikkate alıyoruz.
Güneş enerjisi ve rüzgar üretim merkezlerinin
yurdumuzda olması, bu çerçevede teknolojinin
yaygın olarak kullanılması gerekiyor.”
Güneş enerjisinin üretimini desteklemek amacıy-
la yeni bir düzenlemenin gündeme geleceğini dile
getiren Yıldız, karbon salınımının fiyatlandırması
konusuna Enerji Bakanlığı’nın eğildiğini ancak
bunun hayata geçirilmesi için küresel anlamda bir
çalışma olması gerektiğini sözlerine ekledi.
BP’nin yaklaşık 60 yıldır düzenli olarak yayımla-
dığı Enerji İstatistikleri Raporu’nun verilerinden
yola çıkarak bir değerlendirme yapan Ruehl,
2009’da İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez
küçülen dünya ekonomisine paralel olarak enerji
tüketiminde de 1982’den beri en ciddi düşüş
yaşandığını vurguladı.
Türkiye’de enerji tüketimiTürkiye’nin 2009 yılında
dünyadaki toplam enerji tüketiminin %0,8’ini
gerçekleştirdiğini belirten Ruehl, bu veriye göre
Türkiye’de enerji tüketiminin 2008 yılına göre
%8,4 oranında düştüğünü açıkladı ve sözlerine
şöyle devam etti:
“Türkiye’de, 2008 yılına göre %6,5 oranında düşüş
kaydedilerek 2009 yılında 28,8 milyon ton petrol
tüketildi. Türkiye bu rakamlarla, dünya petrol
tüketiminin %0,7’sini gerçekleştirmiş oldu. 2009
yılında Türkiye’de, 32,1 milyar metreküp doğalgaz
tüketildi. Buna göre, doğalgaz tüketimi 2008
yılına oranla %10,6 azalmış oldu. Türkiye, 2009
yılında, dünyadaki doğalgaz tüketiminin %1,1’ini
gerçekleştirdi. Türkiye’de enerji tüketiminde en
fazla düşüş %11,9 oranı ile kömür tüketiminde
Güncel
PETROL PLUS - OCAK 2010 3
GüncelGüncel
yaşanırken, hidroelektrik enerji kullanımında
%7,6’lık artış görüldü.”
Dünyada enerji tüketimi azaldı2010 BP Enerji Raporu’nun verilerine göre dünya
enerji tüketiminde ise 2008 yılı verilerine göre
%1,1 oranında azalma oldu. Çin’de %8,7’lik bir
artış kaydedildi. Buna karşılık enerji tüketimin-
de Avrupa ve Avrasya genelinde %6’lık düşüş
yaşandı.
Petrol tüketimi 2009 yılında bir önceki yıla göre
%1,9 oranında düşerek, yaklaşık 77 milyon ton
azaldı. 2009 yılında toplam petrol üretimi ise bir
önceki yıla göre %2,6 oranında azalarak, günde
79,9 milyon varile düştü ve 2008’e göre günde 2
milyon varil civarında eksik üretim gerçekleşti.
Dünyanın en büyük doğalgaz pazarı olan ABD’de
tüketimde yaşanan %1,5’luk düşüşe bağlı olarak,
dünya doğalgaz tüketimi 2009 yılında, %2,1 gibi
bir oranda azalma gösterdi. %22,2’lik tüketim ora-
nıyla ABD birinci sırada yer alırken, %13,2 ile Rusya
ikinci, İran ise %4,5 ile üçüncü sırada yer aldı.
Önümüzdeki dönemde en hızlı oranda Çin’de,
en yavaş oranda ise Avrupa’da olmak üzere dün-
yanın her bölgesinde petrol tüketiminde artış
beklenmektedir.
Dünya petrol üretiminde düşüş yaşandı2009 yılında dünya genelinde petrol üretiminde de düşüş yaşandı ve bir önceki yıla göre petrol üretimi
%2,6 oranında azaldı. Petrol üretiminde Rusya %12,9’luk pazar payı ile liderliğini ilan ederken, Suudi
Arabistan üretimde %10,6’lık düşüşe rağmen %12’lik payla ikinci oldu. 2009 yılında petrol üretimini %7
oranında artıran ABD ise %8,5’luk paya ulaştı ve dünya petrol üretiminde üçüncü oldu. Petrol üretiminin
Rusya, Angola, Meksika ve Hazar Bölgesi başta olmak üzere artacağı beklenmektedir.
Güncel
Petrol Fiyatlarında Ciddi Değişiklikler BeklenmiyorÖnümüzdeki dönemde en hızlı oranda Çin’de, en yavaş oranda ise Avrupa’da olmak üzere dünyanın her bölgesinde petrol tüketiminde artış beklenmektedir.
Dünyanın en önemli ekonomistleri arasında
gösterilen BP Grubu Başkan Yardımcısı ve Baş
Ekonomisti Christof Ruehl, CEO Club etkinliği için
Türkiye’ye geldi
BP Grubu Başkan Yardımcısı ve Baş Ekonomisti
Christof Ruehl, Capital ve Ekonomist dergilerinin
öncülüğünde gerçekleştirilen CEO Club etkinliği
kapsamında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız ve Türk iş dünyasının önde gelen temsilci-
leriyle 29 Eylül 2010, Çarşamba günü, İstanbul’da
bir araya geldi.
Enerji sektöründeki küresel arz, talep ve fiyat
mekanizmaları hakkındaki görüşlerini ülkemize
yapmış olduğu ziyaret çerçevesinde paylaşan
Ruehl, 2008 yılında petrol fiyatlarında ciddi bir
düşüş yaşandığını, 2009 yılında ise hızla artarak
iki katına çıktığını ve 2010’un ilk altı ayında da
talebin artmasıyla birlikte fiyatların yükselmeye
devam ettiğini belirtti. Ruehl, 2010 yılı sonunda ve
2011 yılında da pozitif yönde talep artışı olacağını
öngördüklerini açıkladı.
Günümüzde uluslararası alanda enerji otoritele-
rinin politikayı değiştirdiğine değinen Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, siyaset, eko-
nomi ve enerji alanları arasındaki işbirliğinin daha
fazla gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye’nin, dünyanın ortalama büyüme hızından
daha fazla büyüme gerçekleştirdiğini belirten
Yıldız, bu kapsamda enerji yapılanmasının daha
doğru belirlenmesi gerektiğine dikkat çekti. Yıldız
sözlerini şöyle sürdürdü: “Enerji alanı dışında faa-
liyet gösteren şirketlere, enerjiye de yatırım yap-
malarını tavsiye ederim. Bu, şirketlerin giderlerini
azaltmaları ve farklı faaliyet alanlarında deneyim
kazanmaları açısından çok önemli. Türkiye’de
yenilenebilir enerji konusunu dikkate alıyoruz.
Güneş enerjisi ve rüzgar üretim merkezlerinin
yurdumuzda olması, bu çerçevede teknolojinin
yaygın olarak kullanılması gerekiyor.”
Güneş enerjisinin üretimini desteklemek amacıy-
la yeni bir düzenlemenin gündeme geleceğini dile
getiren Yıldız, karbon salınımının fiyatlandırması
konusuna Enerji Bakanlığı’nın eğildiğini ancak
bunun hayata geçirilmesi için küresel anlamda bir
çalışma olması gerektiğini sözlerine ekledi.
BP’nin yaklaşık 60 yıldır düzenli olarak yayımla-
dığı Enerji İstatistikleri Raporu’nun verilerinden
yola çıkarak bir değerlendirme yapan Ruehl,
2009’da İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez
küçülen dünya ekonomisine paralel olarak enerji
tüketiminde de 1982’den beri en ciddi düşüş
yaşandığını vurguladı.
Türkiye’de enerji tüketimiTürkiye’nin 2009 yılında
dünyadaki toplam enerji tüketiminin %0,8’ini
gerçekleştirdiğini belirten Ruehl, bu veriye göre
Türkiye’de enerji tüketiminin 2008 yılına göre
%8,4 oranında düştüğünü açıkladı ve sözlerine
şöyle devam etti:
“Türkiye’de, 2008 yılına göre %6,5 oranında düşüş
kaydedilerek 2009 yılında 28,8 milyon ton petrol
tüketildi. Türkiye bu rakamlarla, dünya petrol
tüketiminin %0,7’sini gerçekleştirmiş oldu. 2009
yılında Türkiye’de, 32,1 milyar metreküp doğalgaz
tüketildi. Buna göre, doğalgaz tüketimi 2008
yılına oranla %10,6 azalmış oldu. Türkiye, 2009
yılında, dünyadaki doğalgaz tüketiminin %1,1’ini
gerçekleştirdi. Türkiye’de enerji tüketiminde en
fazla düşüş %11,9 oranı ile kömür tüketiminde
Güncel
PETROL PLUS - OCAK 2010 3
GüncelGüncel
yaşanırken, hidroelektrik enerji kullanımında
%7,6’lık artış görüldü.”
Dünyada enerji tüketimi azaldı2010 BP Enerji Raporu’nun verilerine göre dünya
enerji tüketiminde ise 2008 yılı verilerine göre
%1,1 oranında azalma oldu. Çin’de %8,7’lik bir
artış kaydedildi. Buna karşılık enerji tüketimin-
de Avrupa ve Avrasya genelinde %6’lık düşüş
yaşandı.
Petrol tüketimi 2009 yılında bir önceki yıla göre
%1,9 oranında düşerek, yaklaşık 77 milyon ton
azaldı. 2009 yılında toplam petrol üretimi ise bir
önceki yıla göre %2,6 oranında azalarak, günde
79,9 milyon varile düştü ve 2008’e göre günde 2
milyon varil civarında eksik üretim gerçekleşti.
Dünyanın en büyük doğalgaz pazarı olan ABD’de
tüketimde yaşanan %1,5’luk düşüşe bağlı olarak,
dünya doğalgaz tüketimi 2009 yılında, %2,1 gibi
bir oranda azalma gösterdi. %22,2’lik tüketim ora-
nıyla ABD birinci sırada yer alırken, %13,2 ile Rusya
ikinci, İran ise %4,5 ile üçüncü sırada yer aldı.
Önümüzdeki dönemde en hızlı oranda Çin’de,
en yavaş oranda ise Avrupa’da olmak üzere dün-
yanın her bölgesinde petrol tüketiminde artış
beklenmektedir.
Dünya petrol üretiminde düşüş yaşandı2009 yılında dünya genelinde petrol üretiminde de düşüş yaşandı ve bir önceki yıla göre petrol üretimi
%2,6 oranında azaldı. Petrol üretiminde Rusya %12,9’luk pazar payı ile liderliğini ilan ederken, Suudi
Arabistan üretimde %10,6’lık düşüşe rağmen %12’lik payla ikinci oldu. 2009 yılında petrol üretimini %7
oranında artıran ABD ise %8,5’luk paya ulaştı ve dünya petrol üretiminde üçüncü oldu. Petrol üretiminin
Rusya, Angola, Meksika ve Hazar Bölgesi başta olmak üzere artacağı beklenmektedir.
Güncel
paralel olarak, ülkemizde de 10 ppm ile sınırlan-
dırılmasına yönelik Taslak düzenleme metnini gö-
rüşlere açtı. Söz konusu Taslak, Kırsal Motorinde
1000 ppm olan azami kükürt seviyesini 10 ppm’e
düşürüyor. Sektör bu düzenlemenin tek tip mo-
torin uygulaması ile sonuçlanması için görüşlerini
EPDK’ya iletmiş durumdadır” denildi.
Sektörün en önemli sorunlarından birisi olan
10 numara yağ konusunda değerlendirmelere
yer verilen raporda, “10 numara yağ adı altında
yapılan faaliyetler 2009 yılının ikinci yarısında ol-
duğu gibi 2010 yılının ilk yarısında da sektörün en
önemli sorunu olmuştur. Düşük viskoziteli (yüksek
akışkanlık değeri olan) baz yağlar, inceltilmiş baz
yağlar (white sprit vb. solventler kullanılarak), atık
yağlar vb. ile karıştırılmış çeşitli maddeler, kaçak
akaryakıt ve diğer karışımlar, kamyon / otobüs ga-
rajlarında, oto sanayi sitelerinde, yol boylarındaki
dükkan ve açık alanlarda faturalı, marka ve üretici
bilgileri ile birlikte açıkça teneke ve benzeri kap-
larda satılmaktadır. 2009 yılında akaryakıtlardaki
ÖTV’nin iki kez artırılması, buna karşılık 2009 yılı
Temmuz ayında yağlama yağları müstahzarlarının
(sınai girdi olarak kullanılanlar) ÖTV’sinin azaltıl-
ması sonrasında, bazı akaryakıt harici ürünler ile
akaryakıtların ÖTV tutarları arasındaki fark daha
da büyümüştür. Vergi farkının artması ile birlikte
10 numara yağ gibi isimler altında yapılan, kayıt
dışı ve/veya vergi kaybı sonucu doğuran piyasa
faaliyetleri de önemli miktarda artmıştır. 31 Aralık
2009 tarihli ÖTV düzenlemesi sonrasında yağlama
müstahzarları ile motorin ÖTV’si arasındaki fark
1,16 TL/Kg düzeyine ulaşmıştır. Bu durumda söz
konusu işlemin fatura karşılığında yapılmış olması
halinde 1 kilogramda 1,37 TL vergi kaybı (ÖTV+
KDV) ortaya çıkmaktadır. Bu işlemin faturasız
olarak yapılması halinde ise vergi kaybı 1,73 TL/
kg düzeyine ulaşmaktadır” denildi.
Sektörden Haberler
Opet ve Sunpet’ten Çiftçilere 6 Ay Vadeli Yakıt OPET ve Sunpet, Ziraat Bankası ile ortaklaşa
düzenlediği kampanya ile çiftçilere büyük
kolaylık sağlıyor. Kampanya kapsamında
Başak Kart sahibi çiftçiler, OPET ve Sunpet is-
tasyonlarından aldıkları akaryakıtın ödeme-
sini 6 ay sonra ve vade farksız yapabiliyor.
OPET, Sunpet ve Ziraat Bankası’nın güçle-
rini birleştirdiği kampanya, tüm Başakkart
anlaşmalı OPET ve Sunpet istasyonlarında
geçerli. Çiftçilerin yüzünü güldüren Başak
Kart, akaryakıtın dışında tohum, gübre ve
ilaç gibi tarımsal ihtiyaçları banka tarafın-
dan belirlenmiş limitler dahilinde ve kredili
olarak anlaşmalı üye işyerlerinden alma imkanı sağlıyor.
Positive Card’la 100 TL’lik Alışverişe 3’lü Çatal, Bıçak, Kaşık Seti Hediye Petrol Ofisi istasyonlarından 1 Mayıs – 30 Haziran
2010 tarihleri arasında Positive Card ile tek seferde
100 TL ve üzeri akaryakıt; ya da toplamda 100 TL
otogaz veya madeni yağ alan herkes bir adet çatal,
bir adet bıçak ve bir adet kaşıktan oluşan Emsan
3’lü set kazanıyor.
Kampanya 01 Mayıs – 30 Haziran 2010 tarihleri
arasında, kampanyaya katılan Petrol Ofisi istasyon-
larında, Positive Card’la tek seferde 100TL ve üzeri
akaryakıt veya toplamda 100TL otogaz veya madeni
yağ alımlarında geçerli. Kampanyada Emsan marka
1 adet çatal, 1 adet bıçak ve 1 adet kaşıktan oluşan 3’lü set hediye edilmekte.
Güncel
26 PETROL PLUS - EKİM 2010
Güncel
Kriz DAF NV’ye Türkiye Yatırımını ErtelettiAvrupa’nın lider ağır ticari araç üreticisi DAF Trucks NV,
2008 yılı içinde yatırım kararı aldığı Türkiye’nin de en
güçlü adaylar arasında yer aldığı yatırımı ertelediğini
açıkladı.
DAF NV’nin Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim
Kurulu Üyesi Ron Bonsen, 2008 yılında tüm dünyada
ağır ticari araç üretiminin rekor kırdığını ve Türkiye’nin
de aday olduğu yeni fabrika yatırımı planlarının oldu-
ğunu belirterek, ekonomik krizin çıkmasıyla birlikte
yatırım kararını ertelediklerini söyledi.
Türkiye yatırımı kaçırdı, Brezilya kaptıBonsen, kriz öncesinde Avrupa’da ağır ticari araç
satışlarının 330 bin seviyesinde olduğunu ve kriz yılı
2009’da bu rakamın 160 bine gerilediğini söyleyerek,
“Türkiye’nin de aday olduğu yatırım seçeneklerini
düşünüyorduk. Ancak muhafazakar bir büyüme ger-
çekleştiriyoruz. Kumar oynamayan bir şirketiz. Yatırım
kararını erteledik” dedi. Avrupa’da krizle birlikte 2014
yılına kadar düşük bir büyüme beklediklerini kaydeden
Bonsen, “Güney Amerika’da ise büyük bir büyüme
potansiyeli var. Brezilya’da DAF fabrikası kurmaya
karar verdik. 2 yıl içinde fabrika hayata geçecek” diye
konuştu.
Krizde zarar etmeyen 2 üreticiden biriyizPeterbilt ve Kenworth gibi markalara sahip olan Ame-
rikan PACCAR Grubu’nun, 1996 yılında DAF’ı kendi
bünyesine eklediğini hatırlatan Bonsen, “PACCAR
Grubu’nun ABD, Kanada, Meksika, Avustralya ve DAF
ile de Avrupa’da üretim tesisleri bulunuyor. PACCAR,
kurulduğu günden bu güne 70 yıldır her hissedarına
karlılığı garanti ediyor. Kamyon ve otomotiv endüstri-
sinde bu garantiyi verebilecek çok firmanın olduğunu
düşünmüyorum. 2009 krizi bütün şirketleri etkiledi bir-
çok firma zarar etti ancak ağır ticari üreticileri arasında
DAF zarar etmeyen iki şirketten birisi oldu” dedi.
Krizde Avrupa lideri oldukKuzey Amerika bölgesinde karlı satışlar yaptıklarını
kaydeden Bonsen, 2009’da ciddi bir düşüş yaşadıklarını
dile getirdi. DAF’ın 2008’de 53 bin çekici üretirken bu
sayının 2009’da 16 bine düştüğünü belirten Bonsen,
ağır ticari araç pazarında aynı dönemde satışların 330
bin adetten 160 bine gerilediğini aktardı. Avrupa’da 7
ağır ticari araç üreticisi olduğunu kaydeden Bonsen,
DAF’ın 2000 yılında sondan ikinci sıradayken, 2010’da
liderliğe yükseldiğini söyledi. PACCAR’ın 2010’nun ilk
yarısında cirosunun 4,6 milyar dolara çıktığını kayde-
den Bonsen, 2009’un aynı döneminde bu rakamın 3,8
milyar dolar olduğunu belirtti.
İlk 6 ayda yüzde 21,3’lük rekor pazar payı sağladık
Pazar liderliğine yükselmek için çok çalıştıklarını söyle-
yen Bonsen, Avrupa Otomotiv Sanayicileri Derneği’nin
(ACEA) verilerine göre 2010’nun ilk yarısında 15 ton
üzeri ağır ticari araç pazarında yüzde 21,3’lük rekor bir
pazar payına ulaşarak lider olduklarını vurgulayarak,
şöyle dedi: “Herkes çılgın olduğumuzu düşünebilir
ama bu hedefe ulaşmak için çok çalışıyoruz. Çekici
kısmında birinci sıradayız. Aynı yerde kalmak istiyoruz.
Avrupa’da bin adet iş ortağımız var.”
Türkiye’de hedef yüzde 10 pazar payıTürkiye’nin DAF için kilit pazarlardan biri olduğunu
belirten Bonsen, Türkiye’nin bu önemli konumunun,
hem Asya ve Avrupa ülkelerine sınırı bulunan bir
ülke özelliğinde olmasından hem de taşımacılık sek-
töründeki büyük potansiyelinden kaynaklandığını
söyledi. Bonsen, “Yurt içi taşımacılıkta önemli bir
ülke olan Türkiye’de pazar payımızı TIRSAN ile orta
vadede yüzde 10’na çıkarmayı hede�iyoruz. Türkiye
pazarından çok memnunuz. DAF, Türkiye’de TIRSAN
gibi çok iyi bir partnerle yola devam ediyor. Türkiye’de
1990’lı yılların başında yıllık ortalama 200 adet çekici
satarken, TIRSAN distribütörlüğü ile beraber satışları-
mız binli adetlerin üzerine çıktı” diye konuştu. Geçen
yıl TIRSAN’la distribütörlük anlaşmalarını ömür boyu
hale getirdiklerini hatırlatan Bonsen, TIRSAN’a büyük
bir güven duyduklarını vurguladı.
Nuhoğlu: DAF daha fazla araç versin satalımTIRSAN AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu
ise TIRSAN’ın kuruluşunun 33 yılını kutladıklarını
bu sürecin 15 yılında ise DAF’ın olduğunu belirtti.
Türkiye’nin hem Avrupa’da hem de bölgesinde güçlü
hale geldiğini kaydeden Nuhoğlu, “Bölgenin getirdiği
avantajlar var. Ekonomik olarak devamlı gelişiyor.
Yabancı sermayeyi çekiyor. Ulaştırma politikaları
devlet politikaları haline gelmiş durumda. Avrupa’da
rekabet çok yoğun yaşanıyor. DAF’ın bize daha fazla
kota ayırmasını istiyoruz. Daha fazla araç versinler ki
bizde satalım. Bu yıl bin 500 araç verselerdi satardık.
Türkiye’de 2010’da talep çok fazla” dedi.
DAF’ın ikinci eli altından değerliDAF’ın Avrupa’da 29 ülkede rakiplerinden açık ara
önde olduğunu vurgulayan Nuhoğlu, DAF’ın kalite,
servis ve müşteri memnuniyetine yönelik uzun va-
deli stratejileri sayesinde ulaştığını ifade etti. DAF’ın
2 milyon kilometre motor ömrü olduğuna dikkat
çeken Nuhoğlu, DAF’ın en yüksek ikinci el değerine
sahip araç olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
“Birgün Bursa’da bir galeriye girdim. Ben bir lojistik
firmasından geliyorum. Birçok marka var sende hangi
aracı alayım sence dedim. Bana treylerde TIRSAN dedi.
Niçin dedim. Sıkışınca hemen bozduruyorum. Bu altın
mı ki hemen bozduruyorsun diye sordum. TIRSAN’da
öyle dedi. Çekici de neyi önerirsin dedim. DAF dedi.
Onu da mı bozduruyorsun dedim. Onu altından daha
pahalıya bozduruyorum dedi. Bu bizim açımızdan
güzel bir şey.”
Güncel
SHELL Madeni Yağların Global Liderliği SürüyorBağımsız danışmanlık ve araştırma şirketi Kline & Company’nin yaptığı araştırmada Shell, globalde üst üste dördüncü yılda da 1 numaralı madeni yağ tedarikçisi olarak belirlendi.
Shell madeni yağlar globalde 2008’de yüzde
12.7 olan pazar payını 2009’da yüzde 13.4’e
çıkardı. Aynı zamanda en yakın rakibiyle ara-
sındaki farkı da yüzde 1.6’dan yüzde 2.5’e
yükseltti. 2009’da dünya çapında madeni
yağ talebinin bir önceki yıla göre %8.4’lük
bir düşüşle 35 milyon tona gerilediği bir
ortamda; Shell’in elde ettiği bu başarı daha
da büyük bir önem kazanıyor.
Shell B2B ve Shell Madeni Yağlar Sorumlu
Başkan Vekili Chong-Meng Tan konuyla
ilgili şu görüşleri dile getirdi: “Kline’ın
araştırması, son derece zorlu pazar ko-
şullarına rağmen Shell’in genel madeni
yağlar pazarının da üstünde bir performans
sergilemeye devam ettiğini ve global lider
pozisyonunu koruduğunu gösteriyor.
Bunun, tümüyle müşterilerimize odaklı
stratejimizin ve onlara katma değer sağla-
yacak üstün özellikli ürün ve hizmetler sun-
mamızı sağlayan teknoloji liderliğimizin bir
sonucu olduğuna inanıyorum.”
Shell & Turcas Madeni Yağlar Genel Müdürü
Burçin Toktamış ise Türkiye madeni yağ pa-
zarı ile ilgili yaptığı açıklamada; Shell Madeni
Yağlar’ın yüzde 27.3 (PETDER 2009 yıl sonu
verilerine göre) ile Türkiye’de son 3 yılda pazar
lideri olduğunu belirtti. Toktamış , sözlerine
şöyle devam etti: “Shell’in globalde gösterdiği
başarıyı biz de Türkiye’de sürdürüyoruz. Bu
başarıya, Shell global ile aramızdaki sinerjinin
katkısı çok büyük. Madeni yağ pazarındaki
liderliğimizi özellikle, değer ve marka odaklı
müşteri gruplarına sunduğumuz dünyanın
en güvenilir ürün portföyümüze ve sektörlere
göre spesifik olarak hazırlanmış olan hizmet
ve çözüm paketlerimize borçluyuz.”
Shell Madeni Yağlar, Türkiye’nin yanı sıra
Çin ve en büyük madeni yağ tüketici pa-
Güncel
zarı olan ABD’ de de pazar liderliğini elden
bırakmıyor.
Kline verileri, satış hacmi açısından en
istikrarlı büyümeyi gösteren Asya-Pasifik
bölgesinde global durgunluğun etkisinin
daha az yıkıcı olduğunu gösteriyor.
Sektördeki genel rekabet durumuna ilişkin
olarak da madeni yağ tedarikçileri için,
teknolojik uzmanlığın bugün olduğu gibi
gelecekte de rekabet üstünlüğü açısından
giderek daha da fazla belirleyici bir rol
oynayacağına dikkat çekiyor. Teknolojik
uzmanlık ise Shell’in en güçlü olduğu alanlar
arasında yer alıyor. Shell’in teknoloji uzman-
lığı; yenilikçilik alandaki 70 yıllık geçmişine,
AR-GE’ye yaptığı yatırımlara ve şu anda pi-
yasadaki en gelişmiş madeni yağ ürünlerini
yaratan dünya çapındaki bir numaralı bilim
insanlarıyla çalışma ilkesine dayanıyor. Shell
daha geçtiğimiz günlerde Çin’de Zhuhai’de
inşa edilecek teknik hizmetler merkezinin
temelini atmış bulunuyor. 2011 yılında faa-
liyete geçtiğinde merkez; Çin’de otomobil,
taşımacılık ve enerji sektöründeki müşteri-
lerine geniş kapsamlı madeni yağ çözümleri
sunmaya başlayacak. Shell ayrıca ürünleri-
nin en zorlayıcı koşullarda denenebilmesini
sağlamak üzere önde gelen orijinal ekipman
imalatçıları, müşterileri ve kuruluşlarıyla da
ortak projeler yürütüyor.
Bu yılın başında Shell ile Hyundai Motor
Company, aralarındaki global madeni yağ
anlaşmasını yenilediklerini duyurdular. Böy-
lece Shell yeni bir beş yıllık süre için daha
Hyundai Motor Company’nin tercih ettiği
madeni yağ tedarikçisi konumunu sürdüre-
cek. Son 12 ay için de Anglo American gibi
uluslararası madencilik şirketleri de Shell ile
olan sözleşmelerinin sürelerini uzattılar.
PETROL PLUS - EKİM 2010 27
Güncel
Kriz DAF NV’ye Türkiye Yatırımını ErtelettiAvrupa’nın lider ağır ticari araç üreticisi DAF Trucks NV,
2008 yılı içinde yatırım kararı aldığı Türkiye’nin de en
güçlü adaylar arasında yer aldığı yatırımı ertelediğini
açıkladı.
DAF NV’nin Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim
Kurulu Üyesi Ron Bonsen, 2008 yılında tüm dünyada
ağır ticari araç üretiminin rekor kırdığını ve Türkiye’nin
de aday olduğu yeni fabrika yatırımı planlarının oldu-
ğunu belirterek, ekonomik krizin çıkmasıyla birlikte
yatırım kararını ertelediklerini söyledi.
Türkiye yatırımı kaçırdı, Brezilya kaptıBonsen, kriz öncesinde Avrupa’da ağır ticari araç
satışlarının 330 bin seviyesinde olduğunu ve kriz yılı
2009’da bu rakamın 160 bine gerilediğini söyleyerek,
“Türkiye’nin de aday olduğu yatırım seçeneklerini
düşünüyorduk. Ancak muhafazakar bir büyüme ger-
çekleştiriyoruz. Kumar oynamayan bir şirketiz. Yatırım
kararını erteledik” dedi. Avrupa’da krizle birlikte 2014
yılına kadar düşük bir büyüme beklediklerini kaydeden
Bonsen, “Güney Amerika’da ise büyük bir büyüme
potansiyeli var. Brezilya’da DAF fabrikası kurmaya
karar verdik. 2 yıl içinde fabrika hayata geçecek” diye
konuştu.
Krizde zarar etmeyen 2 üreticiden biriyizPeterbilt ve Kenworth gibi markalara sahip olan Ame-
rikan PACCAR Grubu’nun, 1996 yılında DAF’ı kendi
bünyesine eklediğini hatırlatan Bonsen, “PACCAR
Grubu’nun ABD, Kanada, Meksika, Avustralya ve DAF
ile de Avrupa’da üretim tesisleri bulunuyor. PACCAR,
kurulduğu günden bu güne 70 yıldır her hissedarına
karlılığı garanti ediyor. Kamyon ve otomotiv endüstri-
sinde bu garantiyi verebilecek çok firmanın olduğunu
düşünmüyorum. 2009 krizi bütün şirketleri etkiledi bir-
çok firma zarar etti ancak ağır ticari üreticileri arasında
DAF zarar etmeyen iki şirketten birisi oldu” dedi.
Krizde Avrupa lideri oldukKuzey Amerika bölgesinde karlı satışlar yaptıklarını
kaydeden Bonsen, 2009’da ciddi bir düşüş yaşadıklarını
dile getirdi. DAF’ın 2008’de 53 bin çekici üretirken bu
sayının 2009’da 16 bine düştüğünü belirten Bonsen,
ağır ticari araç pazarında aynı dönemde satışların 330
bin adetten 160 bine gerilediğini aktardı. Avrupa’da 7
ağır ticari araç üreticisi olduğunu kaydeden Bonsen,
DAF’ın 2000 yılında sondan ikinci sıradayken, 2010’da
liderliğe yükseldiğini söyledi. PACCAR’ın 2010’nun ilk
yarısında cirosunun 4,6 milyar dolara çıktığını kayde-
den Bonsen, 2009’un aynı döneminde bu rakamın 3,8
milyar dolar olduğunu belirtti.
İlk 6 ayda yüzde 21,3’lük rekor pazar payı sağladık
Pazar liderliğine yükselmek için çok çalıştıklarını söyle-
yen Bonsen, Avrupa Otomotiv Sanayicileri Derneği’nin
(ACEA) verilerine göre 2010’nun ilk yarısında 15 ton
üzeri ağır ticari araç pazarında yüzde 21,3’lük rekor bir
pazar payına ulaşarak lider olduklarını vurgulayarak,
şöyle dedi: “Herkes çılgın olduğumuzu düşünebilir
ama bu hedefe ulaşmak için çok çalışıyoruz. Çekici
kısmında birinci sıradayız. Aynı yerde kalmak istiyoruz.
Avrupa’da bin adet iş ortağımız var.”
Türkiye’de hedef yüzde 10 pazar payıTürkiye’nin DAF için kilit pazarlardan biri olduğunu
belirten Bonsen, Türkiye’nin bu önemli konumunun,
hem Asya ve Avrupa ülkelerine sınırı bulunan bir
ülke özelliğinde olmasından hem de taşımacılık sek-
töründeki büyük potansiyelinden kaynaklandığını
söyledi. Bonsen, “Yurt içi taşımacılıkta önemli bir
ülke olan Türkiye’de pazar payımızı TIRSAN ile orta
vadede yüzde 10’na çıkarmayı hede�iyoruz. Türkiye
pazarından çok memnunuz. DAF, Türkiye’de TIRSAN
gibi çok iyi bir partnerle yola devam ediyor. Türkiye’de
1990’lı yılların başında yıllık ortalama 200 adet çekici
satarken, TIRSAN distribütörlüğü ile beraber satışları-
mız binli adetlerin üzerine çıktı” diye konuştu. Geçen
yıl TIRSAN’la distribütörlük anlaşmalarını ömür boyu
hale getirdiklerini hatırlatan Bonsen, TIRSAN’a büyük
bir güven duyduklarını vurguladı.
Nuhoğlu: DAF daha fazla araç versin satalımTIRSAN AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu
ise TIRSAN’ın kuruluşunun 33 yılını kutladıklarını
bu sürecin 15 yılında ise DAF’ın olduğunu belirtti.
Türkiye’nin hem Avrupa’da hem de bölgesinde güçlü
hale geldiğini kaydeden Nuhoğlu, “Bölgenin getirdiği
avantajlar var. Ekonomik olarak devamlı gelişiyor.
Yabancı sermayeyi çekiyor. Ulaştırma politikaları
devlet politikaları haline gelmiş durumda. Avrupa’da
rekabet çok yoğun yaşanıyor. DAF’ın bize daha fazla
kota ayırmasını istiyoruz. Daha fazla araç versinler ki
bizde satalım. Bu yıl bin 500 araç verselerdi satardık.
Türkiye’de 2010’da talep çok fazla” dedi.
DAF’ın ikinci eli altından değerliDAF’ın Avrupa’da 29 ülkede rakiplerinden açık ara
önde olduğunu vurgulayan Nuhoğlu, DAF’ın kalite,
servis ve müşteri memnuniyetine yönelik uzun va-
deli stratejileri sayesinde ulaştığını ifade etti. DAF’ın
2 milyon kilometre motor ömrü olduğuna dikkat
çeken Nuhoğlu, DAF’ın en yüksek ikinci el değerine
sahip araç olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
“Birgün Bursa’da bir galeriye girdim. Ben bir lojistik
firmasından geliyorum. Birçok marka var sende hangi
aracı alayım sence dedim. Bana treylerde TIRSAN dedi.
Niçin dedim. Sıkışınca hemen bozduruyorum. Bu altın
mı ki hemen bozduruyorsun diye sordum. TIRSAN’da
öyle dedi. Çekici de neyi önerirsin dedim. DAF dedi.
Onu da mı bozduruyorsun dedim. Onu altından daha
pahalıya bozduruyorum dedi. Bu bizim açımızdan
güzel bir şey.”
Güncel
SHELL Madeni Yağların Global Liderliği SürüyorBağımsız danışmanlık ve araştırma şirketi Kline & Company’nin yaptığı araştırmada Shell, globalde üst üste dördüncü yılda da 1 numaralı madeni yağ tedarikçisi olarak belirlendi.
Shell madeni yağlar globalde 2008’de yüzde
12.7 olan pazar payını 2009’da yüzde 13.4’e
çıkardı. Aynı zamanda en yakın rakibiyle ara-
sındaki farkı da yüzde 1.6’dan yüzde 2.5’e
yükseltti. 2009’da dünya çapında madeni
yağ talebinin bir önceki yıla göre %8.4’lük
bir düşüşle 35 milyon tona gerilediği bir
ortamda; Shell’in elde ettiği bu başarı daha
da büyük bir önem kazanıyor.
Shell B2B ve Shell Madeni Yağlar Sorumlu
Başkan Vekili Chong-Meng Tan konuyla
ilgili şu görüşleri dile getirdi: “Kline’ın
araştırması, son derece zorlu pazar ko-
şullarına rağmen Shell’in genel madeni
yağlar pazarının da üstünde bir performans
sergilemeye devam ettiğini ve global lider
pozisyonunu koruduğunu gösteriyor.
Bunun, tümüyle müşterilerimize odaklı
stratejimizin ve onlara katma değer sağla-
yacak üstün özellikli ürün ve hizmetler sun-
mamızı sağlayan teknoloji liderliğimizin bir
sonucu olduğuna inanıyorum.”
Shell & Turcas Madeni Yağlar Genel Müdürü
Burçin Toktamış ise Türkiye madeni yağ pa-
zarı ile ilgili yaptığı açıklamada; Shell Madeni
Yağlar’ın yüzde 27.3 (PETDER 2009 yıl sonu
verilerine göre) ile Türkiye’de son 3 yılda pazar
lideri olduğunu belirtti. Toktamış , sözlerine
şöyle devam etti: “Shell’in globalde gösterdiği
başarıyı biz de Türkiye’de sürdürüyoruz. Bu
başarıya, Shell global ile aramızdaki sinerjinin
katkısı çok büyük. Madeni yağ pazarındaki
liderliğimizi özellikle, değer ve marka odaklı
müşteri gruplarına sunduğumuz dünyanın
en güvenilir ürün portföyümüze ve sektörlere
göre spesifik olarak hazırlanmış olan hizmet
ve çözüm paketlerimize borçluyuz.”
Shell Madeni Yağlar, Türkiye’nin yanı sıra
Çin ve en büyük madeni yağ tüketici pa-
Güncel
zarı olan ABD’ de de pazar liderliğini elden
bırakmıyor.
Kline verileri, satış hacmi açısından en
istikrarlı büyümeyi gösteren Asya-Pasifik
bölgesinde global durgunluğun etkisinin
daha az yıkıcı olduğunu gösteriyor.
Sektördeki genel rekabet durumuna ilişkin
olarak da madeni yağ tedarikçileri için,
teknolojik uzmanlığın bugün olduğu gibi
gelecekte de rekabet üstünlüğü açısından
giderek daha da fazla belirleyici bir rol
oynayacağına dikkat çekiyor. Teknolojik
uzmanlık ise Shell’in en güçlü olduğu alanlar
arasında yer alıyor. Shell’in teknoloji uzman-
lığı; yenilikçilik alandaki 70 yıllık geçmişine,
AR-GE’ye yaptığı yatırımlara ve şu anda pi-
yasadaki en gelişmiş madeni yağ ürünlerini
yaratan dünya çapındaki bir numaralı bilim
insanlarıyla çalışma ilkesine dayanıyor. Shell
daha geçtiğimiz günlerde Çin’de Zhuhai’de
inşa edilecek teknik hizmetler merkezinin
temelini atmış bulunuyor. 2011 yılında faa-
liyete geçtiğinde merkez; Çin’de otomobil,
taşımacılık ve enerji sektöründeki müşteri-
lerine geniş kapsamlı madeni yağ çözümleri
sunmaya başlayacak. Shell ayrıca ürünleri-
nin en zorlayıcı koşullarda denenebilmesini
sağlamak üzere önde gelen orijinal ekipman
imalatçıları, müşterileri ve kuruluşlarıyla da
ortak projeler yürütüyor.
Bu yılın başında Shell ile Hyundai Motor
Company, aralarındaki global madeni yağ
anlaşmasını yenilediklerini duyurdular. Böy-
lece Shell yeni bir beş yıllık süre için daha
Hyundai Motor Company’nin tercih ettiği
madeni yağ tedarikçisi konumunu sürdüre-
cek. Son 12 ay için de Anglo American gibi
uluslararası madencilik şirketleri de Shell ile
olan sözleşmelerinin sürelerini uzattılar.
28 PETROL PLUS - EKİM 2010
OKT Treyler ADR Sertifikalı Araçlarını Sahipleriyle BuluşturduBu yıl üçüncüsü düzenlenen Mersin 3. Lojistik ve Transport Fuarı 7-10 Ekim tarihleri arasında OKT Trailer’in de katılımıyla Mersin Yenişehir Fairground’da gerçekleşti.
Fuar kapsamında, müşterilerinin beklentileri doğrul-tusunda yeni taşıma çözümleri sunan OKT, Çaaş Grup kuruluşu olan Rannak firması ‘na 7 adet ADR sertifikalı 26000 lt’lik 4 gözlü alüminyum akaryakıt tankeri ile Gürbüzler Grup’a 2 adet ADR sertifikalı 38000 lt’lik 5 gözlü alüminyum akaryakıt tankeri’ni düzenlenen törenle teslim etti.
Teslimat törenine OKT Trailer Genel Müdürü Hakan Maraş, Pazarlama ve Satış müdürü Barış Çenesiz, Muhasebe ve Finans Müdürü Fatih Maraş , Çaaş Grup Yönetim Kurulu Başkanı Murat Aslan ile Gürbüzler Grup’un yetkilisi katıldı.
Hakan Maraş, törende yaptığı konuşmada, OKT’yi ‘yaşı olmayan şirket’ olarak nitelendirdi. ‘Yıllardır sektörde edindiğimiz deneyimler bizi bu sektörde uzmanlaştırdı ve rekabetçi bir konuma getirdi. OKT olarak, her yeni güne 30 yıllık tecrübenin verdiği güvenle ve ilk günkü heyecanla başlıyoruz. Konusunda uzman personeli-miz, yenilikçi kurum kültürümüz, ödün vermediğimiz kalite politikamız ve profesyonel yönetim anlayışımız ile biz, tecrübesi olan ancak yaşı olmayan bir markayız’ diye konuştu. Maraş, ‘Türkiye’de ADR regülâsyonunun tanınması ile birlikte, karayollarında bugüne kadar ya-pılan denetimsiz ve uygunsuz araçlarla tehlikeli madde taşımacılığı artık devam edemeyecek ve karayolların-daki tekerlekli bombaların sayısı giderek azalacaktır. Bu yüzden firmaların filolarına ADR ‘li araçları ekleme kararları, onları mağdur olmaktan kurtaracaktır’ şek-linde konuşarak ADR sertifikalı ürünlerine duyduğu güvenin altını çizdi.
Çaaş Grup yönetim kurulu başkanı Murat Çalışkan, törende yaptığı konuşmada ‘Yeni araç yatırımlarımızda tercihimizi OKT trailer’dan yana kullanmamızın sebebi,
OKT’nin 30 yıla yakın deneyimi ile kaliteden ödün vermeyen çizgisi, sürekli iyileştirme anlayışı ile yenilikçi tutumu; ADR sertifikalı araçları ile uluslararası normlara uygun üretim felsefesi, satış öncesi ve sonrası verdiği hizmet kalitesi ve duyarlı kurum kültüdür.’ şeklinde konuştu. Bundan sonraki tercihlerinin de OKT’den yana olacağını belirten Çalışkan, OKT’nin kendileri için optimal çözümler ürettiğini ve koşulsuz müşteri memnuniyeti sağladıklarını sözlerine ekledi.
Çalışkan “İlk tercihimiz her zaman yerli malı” Çaaş Grup kuruluşu olan Ran-Nak firması da fuarda ADR sertifikalı yedi adet alüminyum akaryakıt tankerini teslim aldı. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çalışkan yeni tankerleri Ok treyler Satış ve Pazarlama Müdür Barış Çenesiz’den aldı. Çalışkan Türkiye’deki her tan-kerin ADR’ye dönme zorunluluğuna dikkat çekerek bu zorunluluk gereği araçlarını yenilediklerini ifade etti. Aldıkları tankerler alüminyum olduğu için kıvılcım riski taşımadığını dile getiren Çalışkan; “Bu araçlarla bir kaza yaşandığı an hiçbir şekilde dışarıya tehlikeli maddeyi sızdırmaz. Öncelikle bu tarafı çok önemli.” diye konuştu.
Toplamda 80 araçlık bir filoya sahip olduklarını belirten Çalışkan; enerji sektöründeki taşımaları arttıracaklarını; bu amaçla kullandıkları tanker sayısının da 27’ye ulaş-tığını belirtti. Alpet’in taşımalarını gerçekleştiren Ran-Nak’ın araç yatırımlarına önümüzdeki dönemde de devam edeceğinin vurgulayan Murat Çalışkan tercih-lerini Ok Treyler’den yana kullanmalarının ilk nedenini yüzde 100 yerli üretim olması olarak gösterdi.
“Bu sadece başlangıç”Gaziantep’te faaliyet gösteren Gürbüzler Petrol Genel Müdürü Murat Arslan, Ok Treyler’in araçları alırken her tür kolaylığı sağladığına dikkat çekerek araç yatırımına
devam edeceklerini vurguladı. “Bu sadece başlangıç” diyen Arslan, Opet’in akaryakıt taşımasını yaptıklarını anlattı. Ok Treyler’le çalışmaya yaptıkları araştırma sonucu karar verdiklerini belirten Arslan tehlikeli madde taşımacılığında en önemli noktanın güvenlik olduğuna işaret ederek; “Ok Treyler’i seçme nedenimiz de güvenliğe verdiğimiz önem “dedi.
Ar-Ge’ye 2 Milyon Euro’luk yatırım Fuarda 9 araçlık bir teslimata imza attıklarını belirten Ok Treyler Satış ve Pazarlama Müdürü Barış Çenesiz, Türkiye’nin yol şartlarına tam uyumlu araçlar ürettik-lerini belirtirken Türkiye’de ADR sertifikasına sahip 4 firmadan biri olduklarını kaydetti. Çenesiz, Ar- Ge’ye büyük önem verdiklerini Ar-Ge’ye ayrılan bütçenin kriz zamanında bile kısılmadığını söyledi. Çenesiz; “2 milyon Euro’luk bir Ar-Ge yatırımı yaptık. Bunun sonuçlarını da almaya başladık ve özellikle 9 metre kaynak yapan dikiş makinemiz var. Dikiş kaynağının şu anda dünyada bir benzeri yok. TÜBİTAK da bu makineyle ödül aldık. Ar- Ge yatırımlarımıza devam edeceğiz” dedi.
Şu an en çok akaryakıt tankeri satıldığına işaret eden Çenesiz son zamanlarda hafriyat damperlerinde hare-ketlilik olduğunu belirtti.
GüncelGüncel
OKT Treyler ADR Sertifikalı Araçlarını Sahipleriyle BuluşturduBu yıl üçüncüsü düzenlenen Mersin 3. Lojistik ve Transport Fuarı 7-10 Ekim tarihleri arasında OKT Trailer’in de katılımıyla Mersin Yenişehir Fairground’da gerçekleşti.
Fuar kapsamında, müşterilerinin beklentileri doğrul-tusunda yeni taşıma çözümleri sunan OKT, Çaaş Grup kuruluşu olan Rannak firması ‘na 7 adet ADR sertifikalı 26000 lt’lik 4 gözlü alüminyum akaryakıt tankeri ile Gürbüzler Grup’a 2 adet ADR sertifikalı 38000 lt’lik 5 gözlü alüminyum akaryakıt tankeri’ni düzenlenen törenle teslim etti.
Teslimat törenine OKT Trailer Genel Müdürü Hakan Maraş, Pazarlama ve Satış müdürü Barış Çenesiz, Muhasebe ve Finans Müdürü Fatih Maraş , Çaaş Grup Yönetim Kurulu Başkanı Murat Aslan ile Gürbüzler Grup’un yetkilisi katıldı.
Hakan Maraş, törende yaptığı konuşmada, OKT’yi ‘yaşı olmayan şirket’ olarak nitelendirdi. ‘Yıllardır sektörde edindiğimiz deneyimler bizi bu sektörde uzmanlaştırdı ve rekabetçi bir konuma getirdi. OKT olarak, her yeni güne 30 yıllık tecrübenin verdiği güvenle ve ilk günkü heyecanla başlıyoruz. Konusunda uzman personeli-miz, yenilikçi kurum kültürümüz, ödün vermediğimiz kalite politikamız ve profesyonel yönetim anlayışımız ile biz, tecrübesi olan ancak yaşı olmayan bir markayız’ diye konuştu. Maraş, ‘Türkiye’de ADR regülâsyonunun tanınması ile birlikte, karayollarında bugüne kadar ya-pılan denetimsiz ve uygunsuz araçlarla tehlikeli madde taşımacılığı artık devam edemeyecek ve karayolların-daki tekerlekli bombaların sayısı giderek azalacaktır. Bu yüzden firmaların filolarına ADR ‘li araçları ekleme kararları, onları mağdur olmaktan kurtaracaktır’ şek-linde konuşarak ADR sertifikalı ürünlerine duyduğu güvenin altını çizdi.
Çaaş Grup yönetim kurulu başkanı Murat Çalışkan, törende yaptığı konuşmada ‘Yeni araç yatırımlarımızda tercihimizi OKT trailer’dan yana kullanmamızın sebebi,
OKT’nin 30 yıla yakın deneyimi ile kaliteden ödün vermeyen çizgisi, sürekli iyileştirme anlayışı ile yenilikçi tutumu; ADR sertifikalı araçları ile uluslararası normlara uygun üretim felsefesi, satış öncesi ve sonrası verdiği hizmet kalitesi ve duyarlı kurum kültüdür.’ şeklinde konuştu. Bundan sonraki tercihlerinin de OKT’den yana olacağını belirten Çalışkan, OKT’nin kendileri için optimal çözümler ürettiğini ve koşulsuz müşteri memnuniyeti sağladıklarını sözlerine ekledi.
Çalışkan “İlk tercihimiz her zaman yerli malı” Çaaş Grup kuruluşu olan Ran-Nak firması da fuarda ADR sertifikalı yedi adet alüminyum akaryakıt tankerini teslim aldı. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çalışkan yeni tankerleri Ok treyler Satış ve Pazarlama Müdür Barış Çenesiz’den aldı. Çalışkan Türkiye’deki her tan-kerin ADR’ye dönme zorunluluğuna dikkat çekerek bu zorunluluk gereği araçlarını yenilediklerini ifade etti. Aldıkları tankerler alüminyum olduğu için kıvılcım riski taşımadığını dile getiren Çalışkan; “Bu araçlarla bir kaza yaşandığı an hiçbir şekilde dışarıya tehlikeli maddeyi sızdırmaz. Öncelikle bu tarafı çok önemli.” diye konuştu.
Toplamda 80 araçlık bir filoya sahip olduklarını belirten Çalışkan; enerji sektöründeki taşımaları arttıracaklarını; bu amaçla kullandıkları tanker sayısının da 27’ye ulaş-tığını belirtti. Alpet’in taşımalarını gerçekleştiren Ran-Nak’ın araç yatırımlarına önümüzdeki dönemde de devam edeceğinin vurgulayan Murat Çalışkan tercih-lerini Ok Treyler’den yana kullanmalarının ilk nedenini yüzde 100 yerli üretim olması olarak gösterdi.
“Bu sadece başlangıç”Gaziantep’te faaliyet gösteren Gürbüzler Petrol Genel Müdürü Murat Arslan, Ok Treyler’in araçları alırken her tür kolaylığı sağladığına dikkat çekerek araç yatırımına
devam edeceklerini vurguladı. “Bu sadece başlangıç” diyen Arslan, Opet’in akaryakıt taşımasını yaptıklarını anlattı. Ok Treyler’le çalışmaya yaptıkları araştırma sonucu karar verdiklerini belirten Arslan tehlikeli madde taşımacılığında en önemli noktanın güvenlik olduğuna işaret ederek; “Ok Treyler’i seçme nedenimiz de güvenliğe verdiğimiz önem “dedi.
Ar-Ge’ye 2 Milyon Euro’luk yatırım Fuarda 9 araçlık bir teslimata imza attıklarını belirten Ok Treyler Satış ve Pazarlama Müdürü Barış Çenesiz, Türkiye’nin yol şartlarına tam uyumlu araçlar ürettik-lerini belirtirken Türkiye’de ADR sertifikasına sahip 4 firmadan biri olduklarını kaydetti. Çenesiz, Ar- Ge’ye büyük önem verdiklerini Ar-Ge’ye ayrılan bütçenin kriz zamanında bile kısılmadığını söyledi. Çenesiz; “2 milyon Euro’luk bir Ar-Ge yatırımı yaptık. Bunun sonuçlarını da almaya başladık ve özellikle 9 metre kaynak yapan dikiş makinemiz var. Dikiş kaynağının şu anda dünyada bir benzeri yok. TÜBİTAK da bu makineyle ödül aldık. Ar- Ge yatırımlarımıza devam edeceğiz” dedi.
Şu an en çok akaryakıt tankeri satıldığına işaret eden Çenesiz son zamanlarda hafriyat damperlerinde hare-ketlilik olduğunu belirtti.
Güncel
30 PETROL PLUS - EKİM 2010
Aygaz’dan İklim Değişikliğine Karşı “Yarın Hava Nasıl Olacak” ProjesiAygaz, kampanya ile küresel iklim değişikliklerine karşı “görerek ve dokunarak” farkındalık ve duyarlılığı artırmayı amaçlıyor.Aygaz, “Yarın Hava Nasıl Olacak?” isimli yeni çevre pro-jesini, düzenlediği basın toplantısı ile tanıttı. Avrupa Birliği’nin 2010 yılını “Hava Yılı” ilan etmesi ile daha da önem kazanan projede amaç; iklim değişikliği konu-sunda kamuoyunun farkındalık düzeyini ve duyarlılığını yükseltmek.
Aygaz, proje çerçevesinde oluşturduğu ve içinde “pla-netaryum” ile “sihirli küre”nin bulunduğu “Gökyüzü Tırı”yla Türkiye’nin 11 ilini ziyaret edecek. Sivas’tan başlayarak Şanlıurfa, Van, Kars, Trabzon, Samsun, Kas-tamonu, Eskişehir, Antalya, İzmir ve Tekirdağ’ı ziyaret ederek vatandaşlarımızın iklim değişikliğine “görerek” tanıklık etmeleri, ona “dokunarak” ikna olmaları ve harekete geçmeleri hede�eniyor. 11 ilde bir hafta sü-reyle kalacak Gökyüzü Tırı’yla, lise öğrencilerinin yanı sıra halka da iklim değişiklikleri hakkında, kısa adı REC olan, Bölgesel Çevre Merkezi tarafından hazırlanan eğitimler verilecek.
Basın toplantısında konuşan Aygaz Genel Müdürü Yağız Eyüboğlu, “Yarın hava nasıl olacak?” sorusuyla kampanyaya başladıklarını çünkü bir yerden başlamak gerektiğini, iklim değişikliğinin “yarın havanın nasıl ola-cağından” öte, derin, kapsamlı bir değişimi beraberinde getirdiğini; yer küreyi paylaştığımız tüm canlı türleri için bir tehdit oluşturduğunu söyledi. Eyüboğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Bizler, “Yarın hava nasıl olacak?” sorusuyla düşünmeye ve karşı karşıya olduğumuz sorunu daha iyi anlamaya çalışıyoruz. “Yarın hava nasıl olacak?” bir farkındalık kam-panyası… Amacımız, iklim değişikliğine karşı çözüm yollarını beraberce aramak…
Bu proje, çevre ve iklim değişikliği üzerine kamuoyu farkındalığını ölçen araştırmaların sonuçlarından doğdu. Ülkemizde ne yazık ki bu konudaki farkındalık, hem dünya, hem de Avrupa ortalamalarının altında… Yeterince farkında olmadığımız sorunun çözümü için,
topyekun seferberlik yaratmanın güç olduğuna inanı-yoruz. Bu nedenle, gelecek üç yılda “Yarın hava nasıl olacak?” sorusuyla, ülkemizin dört bir köşesine giderek ve iklim değişikliğiyle ilgili duyarlılığı arttırmak için çaba göstereceğiz. Bu mücadelenin uzun bir yolculuk olduğunu biliyoruz. “Yarın hava nasıl olacak?” diyerek at-tığımız küçük adımın, sizlerin ve halkımızın da katılımıyla daha da büyüyeceğine, büyüdükçe güçleneceğine ve çözüm yolunda önemli mesafe kat edeceğimize inanıyoruz. Çünkü sizler gibi biz de, bulduğumuzdan daha temiz, daha sağlıklı ve daha yaşanabilir bir dünya bırakmak istiyoruz. Çocuklarımıza... Çocuklarımızın çocuklarına...”
Eğitim programını tasarlayan ve uygulayacak olan “REC” - Bölgesel Çevre Merkezi, çevre politikaları ve çevrenin korunması için düzenlenen eğitimlerde öncü uluslara-rası bir kuruluş. 1990 yılında Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Komisyonu tarafından Budapeşte’de kurulan ve bağımsız bir kuruluş olan REC’e bugün Türkiye dahil 31 ülke taraf… REC, başta hükümetler olmak üzere, ilgili tüm paydaşlara sürdürülebilir kalkınma, çevre politi-kaları ve iklim değişikliği kapsamında etkin politika ve uygulama çözümleri geliştirerek destek veriyor.
Basın toplantısında konuşan REC Türkiye ve Karadeniz Bölge Direktörü Dr. Sibel Sezer Eralp, iklim dostu genç-lere yönelik hazırladıkları bu eğitimlerle; gençleri iklim değişikliği hakkında bilgilendirmeyi, iklim değişikliğinin sonuçlarını değerlendirerek, kendi hayatlarıyla bağlantı kurmaya ve hayat biçimleriyle ilgili çıkarımlar yapmaya yönlendirmeyi hede�ediklerini söyledi. Eralp, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İklim dostu gençlere yönelik hazırladığımız bu eğitim-lerle; gençleri iklim değişikliği hakkında bilgilendirmeyi, iklim değişikliğinin sonuçlarını değerlendirmeye ve kendi hayat biçimleriyle ilgili çıkarımlar yapmaya yön-lendirmeyi hede�iyoruz. Ayrıca gençleri, dünyamızdaki olumsuz değişimlere yönelik çözüm üretme çabalarına
ortak olmaya teşvik ederek, sürdürülebilir bir yaşam biçimini benimsemelerini sağlamayı ve mesleki hayat-larını şekillendirirken, bu alandaki profesyonel fırsatları göstermeyi amaçlıyoruz. İklim değişikliği ile mücadele konusunda gençlerin de sorumlulukları ve olumlu kat-kılarının olacağı çok açık. Bu konuda, gençlerin harekete geçmesini kolaylaştıracak, düşüncelerini paylaşmalarını sağlayacak bir ortam yaratmaktan, bu ortam aracılığı ile onlara bilgi ve tecrübelerimizle rehberlik etmekten mutluluk duyacağız.”
Gezici bir planetaryum ile “sihirli küre” olarak adlan-dırılan küresel simülasyon cihazını birleştiren ve her seansı 90 dakika sürmesi planlanan eğitimler, etkileşimli olarak tasarlandı. Öğrencilerin katılımcılığını esas alan eğitimlerin ilk bölümünde, dünyadan uzaya bakılarak yeryüzü ve insanlığın, daha büyük bir bütünün parçası olduğu anlatılacak. Bu bölümde, “hayat”ın gezegeni-mize özel büyük bir zenginlik olduğu vurgulanacak ve dünyadaki atmosferin, diğer gezegen atmosferlerine göre farkının “hayatı mümkün kıldığı” karşılaştırmalı örneklerle paylaşılacak.
Eğitimin ikinci bölümünde, “sihirli küre” ile katılımcıların uzaydan Dünya’ya bakarmış gibi yerküreyi gözlemleme-leri sağlanacak. 61 cm çapındaki küresel görüntüleme sistemiyle, Dünya üzerindeki yalnızca hava olaylarının değil, aynı zamanda yanardağ patlamalarının, tsu-namilerin ve daha birçok doğa olayının simülasyonu gerçekleştirilecek.
Herkesin kendisine, “Yarın hava nasıl olacak?” sorusunu sorarak, küresel iklim değişikliğine karşı daha duyarlı bir olunmasını hede�eyen ve üç yıl sürmesi planlanan projeyle, gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakıl-masına katkıda bulunulması sağlanmış olacak.
LPG Gündemi
Petrol Ofisi Hakkarili Öğrencilerle Buluştuİpragaz marinegas Bodrum Yacht Show’da deniz tutkunlarıyla buluştu.
Türkiye’nin farklı yörelerinden gençlere, Hakkari
kent kültürünü yakından tanıtmak ve böylelikle
toplumsal barışa katkı sağlamak amacıyla dü-
zenlenen ‘Barış Köprüsü Hakkari Dönemsel Yaz
Projesi’, 18 Temmuz – 2 Ağustos tarihleri arasında
gerçekleştirildi. Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın (TOG)
stratejik ortağı Petrol Ofisi, Vakfın gençlik örgütleri
tarafından düzenlenen tüm yerel projelerine olduğu
gibi Hakkari’deki çalışmalara da destek verdi ve aktif
olarak katıldı.
Hakkarili ilköğretim öğrencilerinin katılımcı olduğu
proje çerçevesinde, çocukların yaz dönemlerinin ve-
rimli geçmesinin sağlanması ve eğitimlerine katkıda
bulunmak için ortam yaratılması amaçlanıyor. Öte
yandan yereldeki gençler ve farklı şehirlerden gelen
katılımcılar arasında bilgi değişiminin sağlanması,
farklı kültürlerden gelen gençlerin birbirini tanı-
ması yoluyla hoşgörünün arttırılması, ortak temel
değerlerin daha iyi anlaşılmasına destek olunması
da hede�eniyor.
Bu hedefi gerçekleştirmek üzere Diyarbakır, Ordu,
Hakkari, İstanbul, Antalya, İzmir, Ankara, Erzurum,
Bursa, Bilecik, Gaziantep ve Eskişehir’den gelen 30
üniversiteli gönüllü genç Hakkari’ye geldi.
“Barış Köprüsü Hakkari Dönemsel Yaz Projesi”, gö-
nüllü gençlerin önderliğinde, Hakkari’nin tanıtımı,
satranç atölyesi, futbol, basketbol, voleybol, bad-
mington spor atölyeleri, çevre eğitimleri, açıkhava
sinemasında film gösterimleri gibi çeşitli sosyal
etkinlikleri içeriyor. 18 Temmuz ile 2 Ağustos tarihleri
arasında düzenlenen programla 30 gencin öncülü-
ğünde 50 Hakkarili öğrenciye ulaşıldı.
Projeyi yürüten Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın stra-
tejik ortağı Petrol Ofisi, program kapsamında Özel
Sektör Gönüllüler Derneği işbirliğiyle hazırladığı;
çocukların bilinçli geri dönüşüm alışkanlıkları ve
çevre koruma davranışları geliştirmelerine destek
olmak amacıyla oluşturulan “Çevreci Penguen-
ler” eğitimini verdi. Petrol Ofisi Kurumsal İletişim
Yöneticisi Selin Çınar ve Toplum Gönüllüleri Vakfı
Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Betil’in de katıldığı
program sonrasında, Hakkarili çocuklar ve gençlerle
sohbet edildi.
Toplumsal kalkınmaya hizmet eden projelere destek
vermeye, bir parçası olmaya özen gösterdiklerini
belirten Petrol Ofisi Kurumsal İletişim Yöneticisi
Selin Çınar, “Akaryakıt ve madeni yağlar sektörünün
lider kuruluşu olarak, bir yandan müşteri odaklı
çalışmalarımızı sürdürürken, diğer yandan da sosyal
sorumluluk projelerimizle topluma katkı sağlamak
önceliğimizi oluşturuyor. Bu yolda 2008’den bu
yana stratejik ortağımız Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın
bütün yerel projelerini destekliyoruz. Hakkari’de
gerçekleştirilen ’Barış Köprüsü Dönemsel Yaz
Projesi’nin bir parçası olduğumuz için çok mutluyuz.
Çeşitli illerden gelen genç arkadaşlarımızın koordi-
nasyonunda yürütülen programda, küresel ısınma,
enerji tasarrufu ve çevre koruma bilincini arttırmaya
yönelik mesajlar vermeyi amaçladık. Benzer sosyal
yatırımları, Anadolu’nun köklü kültürlerine sahip
diğer yörelerinde de hayata geçirmeyi planlıyoruz”
şeklinde konuştu.
Güncel
32 PETROL PLUS - EKİM 2010
Güncel
İntifa Sözleşmeleri Petrol Plus Dergisi Hukuk Müşaviri Avukat Murat Kurt, akaryakıt bayilerinin intifa sözleşmelerinde dikkat etmesi gereken hususları Petrol Plus Dergisi okuyucuları için kaleme aldı.
18 Eylül 2010 tarihinde yürürlüğe giren intifalara
ilişkin düzenleme ile birlikte bayiler açısından da-
ğıtıcı firmalar ile yaptıkları sözleşmelerin önemi bir
kez daha ortaya çıktı. Bu süreçte akaryakıt bayileri
sadece intifa bedellerini dikkate alarak, uzman
desteği almadan imzaladıkları sözleşmelerden
kaynaklanan sıkıntılar yaşadılar.
Yapılacak her sözleşmenin kendine has hükümleri
bulunmakla birlikte bu makalemizde genel olarak
yapılacak olan intifa sözleşmelerinde yaşanması
olası mağduriyetleri önlemek için dikkat edilmesi
gereken temel hususları sizlerle paylaşacağız.
1- Tarafların bütün taahhütleri sözleşme met-
ninde yer almalıdır. Unutmamak gerekir ki söz
uçar, yazı baki kalır. Yaşanacak uyuşmazlıklarda
verilen sözler değil sözleşme metni geçerli
olacaktır.
2- Sözleşmelerde genellikle tek tara�ı değişiklik
yapma hakkı verilmektedir. Bu durum hak-
kaniyet ilkesine aykırı olarak, ticari ilişkinin
bir tarafın inisiyatifinde sürdürülmesi sonu-
cunu doğurmaktadır. Bu husus ileride telafisi
imkânsız sonuçlara neden olmaktadır.
3- İmzalanacak sözleşmelerde fahiş cezai şartlara
dikkat edilmelidir. Öyle ki, uygulamada cezai
şartların çok ağır olduğu, bayilerin ticaret ha-
yatının sona erdiği durumlar söz konusudur.
Sözleşmeyi imzalayacak bayilerin her an için
sözleşmeyi fesh etmek durumunda kalabile-
ceklerini öngörmeleri gerekmektedir. Bu yüz-
den sözleşmede yer alan cezai şartlara dikkat
edilmelidir.
4- Sözleşmede tara�arın hak ve yükümlülüklerinin
fazla ayrıntıya girilmeden, açık ve net şekilde
izah edilerek dengeli bir şekilde hükümlere
bağlanması gerekmektedir. Zira, basiretli tacir
ilkesi gereği yapılan sözleşmelerin sonuçlarına
katlanma yükümlülüğü vardır. Bu sebeple
sözleşmede yer alan hak ve yükümlülüklerin
sınırları iyi belirlenmelidir. Sözleşmede yer
almayan hususlarda dağıtım şirketleri tarafın-
dan verilen talimatlar geçerli olacaktır. Bayiler
bu talimatlara uymak zorundadırlar. Bunlar
genellikle tek tara�ı hükümlerdir.
5- Sözleşmelerin hangi durumlarda fesih edile-
ceği açıkça belirtilmelidir. Bayiler genel olarak
sözleşme sona erdiğinde sözleşmeyi yenilemek
istemediklerinde önceden bildirmek kaydıyla
sona erdirebilirken, yani herhangi bir fesih hakkı
yokken, dağıtım şirketleri haklı sebep gösterme-
den dahi sözleşmeyi feshedebilmektedir.
6- Sözleşmeyi imzalayacak kişilerin temsil ve ilzam
yetkisinin olup olmadığı hususu araştırılmalı,
bu kişilerin yetki belgesi ve imza sirküleri
incelenmeli, bir örnekleri sözleşmeye eklen-
melidir.
7- Sözleşmede belirtilecek satış taahhüdünün
sonuçları göz önüne alınarak, satış taahhüdüne
ilişkin maddeler dikkatli değerlendirilmelidir.
Bayilerin intifa sözleşmelerinde dikkat etmesi
gereken temel hususları ayrıntıya girmeden izah
etmeye çalıştık. Ancak esas olan bayilerin söz-
leşme süreçlerinde mutlaka uzman hukukçuların
görüşünü almasıdır.
Bu sayıdan itibaren sektörümüzle ilgili temel hu-
kuki konuları izah etmeye çalışacağız. Bunun yanı
sıra sizlerden gelecek sorulara da yanıt vermeye
çalışacağız.
Makale
PETROL PLUS - EKİM 2010 41
Sektörden Haberler - KampanyalarSektörden Haberler - Kampanyalar
SHELL Derince Tesisleri İhracat Rekoru Kırdı
SHELL, Autoshow’da Yakıt Ekonomisinin Püf Noktalarını Anlatacak
1963’ten bu yana üretim yapan ve 2009 yılı sonu
itibariyle madeni yağlarda 94 bin ton satış hacmi
ile pazar lideri olan Shell Derince Tesisleri, ihracatta
Mayıs ayını 1069 tonla kapatarak eşi görülmemiş bir
rekorun sahibi oldu. 2008 yılının ilk altı ayında 5.000
ton; 2010 yılının ilk altı ayında ise 7,000 ton ihracat
yapan tesislerde, tüm Shell satışlarında %10’luk bir
hacme sahip olan madeni yağların %90’lık kısmı üre-
tiliyor, tesislerden yaklaşık 55 ülkeye 10 bin tondan
fazla ihracat yapılıyor.
Shell Derince Tesisleri, madeni yağ ve gres üretiminin
aynı anda yapıldığı nadir fabrikalardan biri olması
nedeniyle büyük önem taşıyor. Avrupa`ya ihraç
edilen gres yağının yüzde 50`si Derince`den gidiyor.
160 kişinin istihdam edildiği tesislerde, demir-çelik,
Shell, otomotiv sektörünün kalbinin attığı Autoshow’daki
standında, öncülüğünü yaptığı çevreci akaryakıtlar ve
yakıt ekonomisi gibi konular hakkında fuar ziyaretçi-
lerini bilgilendirecek. Yakıt tasarrufu kavramını dünya
gündemine sunan Shell; sürücülerin eğitiminden,
verimliliği yüksek, doğa dostu yakıtların geliştirilmesine
kadar geniş bir yelpazede çalışmalar yapıyor. Yakıt eko-
nomisi ve Shell’in çevre dostu ürünleri hakkında bilgi
almak isteyen herkes, 29 Ekim - 7 Kasım 2010 tarihleri
arasında Autoshow’da ana girişteki 350 m2lik bölümde
kurulacak olan Shell standını ziyaret edebilecekler.
Shell & Turcas Petrol A.Ş Pazarlama Müdürü Pınar
Mavituna’nın konuyla ilgili şunları söyledi: “Autoshow
Fuarı, sadece otomotiv sektörü için değil Türkiye eko-
nomisi için çok önemli bir platform. Türkiye ekonomisi;
hızla büyüyen genç ve dinamik bir ekonomi olarak
biliniyor. Örneğin, bugün Avrupa’da bin kişiye düşen
otomobil miktarı 495 iken, bu rakam Türkiye’de 75.
gıda, inşaat gibi madeni yağ kullanılan sektörlerin
ihtiyaçlarını karşılayabilecek ürün ve hizmetler dünya
standartlarında sunuluyor. Toplam ihracatın 10 bin
ton olduğu tesislerden öncelikle yakın pazarlara,
daha sonra satış ağı içerisinde kalan diğer Shell ül-
kelerine ihracat gerçekleştiriliyor. 2007 yılında Shell
ve Turcas birleşmesinin ardından üretimine hız veren
Derince Tesisleri’ne her yıl 5 milyon dolarlık ek yatırım
yapılıyor.
2010 yılının ilk 6 ayında Shell Derince Tesisleri’nin
ihracat cirosu 20 milyon Türk Lirası’nı aşarak yurt-
dışına yapılan ihracatta Türkiye’ye 13 milyon dolar
döviz girdisi sağladı.
Shell & Turcas Petrol A.Ş. İcra Kurulu Başkanı George
Spanoudis, Shell Derince Tesisleri’nin elde ettiği
ihracat rekoru karşısında duyduğu mutluluğu şu
sözlerle dile getirdi:
“Shell olarak üretim, planlama, kalite, bakım ve lo-
jistik bölümlerimizle gerçekleştirdiğimiz iyi bir takım
çalışmasıyla Derince madeni yağ tesislerimizin 2010
Mayıs ayı ihracatı 1609 ton olarak gerçekleşti. Böylece
şu ana kadar gerçekleştirdiğimiz en büyük ihracat
miktarını elde etmiş olduk. 2008 yılının ilk altı ayında
5.000 ton olan ihracatımız, bu yılın ilk 6 ayında ise
Türkiye’nin sahip olduğu ve giderek büyüyen 30 yaş
altı nüfusun, araç satışlarının kısa vadede katlanarak
artmasına sebep olacağını öngörüyoruz. Başta gençler
olmak üzere tüm katılımcılar, dünyadaki diğer otomo-
bil fuarlarıyla aynı titizlikle organize edilen Autoshow
Fuarı’nı gezerken otomotiv dünyasının yeniliklerini
takip etme ve geleceğin trendleri hakkında fikir sahibi
olmayı amaçlıyor. Biz de akaryakıt sektörünün öncü ve
trendlerini belirleyen markası olarak Autoshow fuarında
yerimizi almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Yakıt
ekonomisi ve çevreci yakıtlar konusuna büyük önem
veriyoruz. Akaryakıt sektörünün geleceğinin ‘çevreci
yakıtlar’da olduğunu öngörüp bununla ilgili birçok
yeni ürün geliştirdik. ‘Yakıt ekonomisi’ ise halkı bilgilen-
dirmek üzere sorumluluğunu duyduğumuz bir konu.
Autoshow Fuarı’nda tüketiciler ve sektörlerin öncü
firmalarının tüm üst düzey yöneticileri bir araya gelip
fikir alışverişinde bulunma şansı yakalayabiliyorlar. Bu
sebeple tüketicimizle sürdürülebilir iletişim açısından
7.000 tona ulaştı. Mayıs ayında toplam 1609 ton ihra-
cat gerçekleştirmemiz bu sebeple büyük bir başarıdır.
Tesisimizde üretilen madeni yağ ve gresler yaklaşık 55
ülkeye ihraç ediliyor. Tesisimizin yurtdışının yanı sıra
yurtiçinde de madeni yağ ihtiyacını karşılamak üzere
ürettiği madeni yağ ve greslerin; bayiler, toptancılar,
yıkama-yağlama servisleri tarafından, yurdun dört bir
yanındaki büyük sanayi kuruluşlarına da doğrudan
ikmali sağlanıyor. Bugüne kadar başarıyla sürdür-
düğümüz uyumlu takım çalışması ve yarattığımız
sinerji sayesinde başarılarımızın katlanarak artmasını
hede�iyoruz. Müşterilerimizin bize ihtiyaç duydukları
her yerde varlık göstermeye ve beklenti ile ihtiyaç-
larına yönelik yenilikçi ve kaliteli ürünler sunmaya
devam edeceğiz.”
çok önemli bir platform görevi olduğunu düşündüğü-
müz Autoshow’da 10 gün boyunca yakıt ekonomisi ko-
nusunda tüketicileri bilgilendireceğiz. Bununla birlikte
onlara Shell V-Power ve Fuelsave ürünlerimiz hakkında
da bilgi vereceğiz, süprizler ve hediyelerle de tüketicileri
standımızda ağırlayacağız. ”
42 PETROL PLUS - EKİM 2010
GüncelSektörden Haberler - Kampanyalar
Petrol Ofisi ve Vakıfbank’tan Kazandıran İşbirliği
Shell ve Mercedes-Benz İşbirliği Güçlenerek Sürüyor
VakıfBank ile Petrol Ofisi yeni bir işbirliğine imza attı.
Vakıfbank Genel Müdürü Süleyman Kalkan ve Petrol
Ofisi CEO’su Melih Türker’in katılımıyla duyurulan
işbirliğiyle, akaryakıt tüketimi yüksek olan ticari araç
sahibi müşterilere özel bir fırsat sunuluyor. Bu işbirli-
ğiyle, VakıfBank’tan plaka kredisi kullanan tüm ticari
araç sahipleri, VakıfBank BusinessCardları ile Eylül
ayından itibaren yıl boyunca anlaşmalı Petrol Ofisi
istasyonlarından yapacakları akaryakıt veya otogaz
alımlarında %5 Worldpuan kazanacaklar. Üstelik ka-
zandıkları Worldpuanları, yine anlaşmalı Petrol Ofisi
istasyonlarında bedava akaryakıt veya otogaz alımında
kullanabilecekler. Böylece kart sahipleri akaryakıt veya
otogaz alımında büyük tasarruf sağlayacak ve akaryakıt
giderlerini azaltabilecekler.
VakıfBank Genel Müdürü Süleyman Kalkan basın
toplantısında yaptığı konuşmada VakıfBank’ın tüm
bankacılık hizmetlerinde olduğu gibi kredi kartları
alanında da müşterilerine en iyi hizmeti verebilmek
için çalışmalarını aralıksız sürdürdüğünü belirtti.
Müşteri memnuniyeti odaklı çalışmalarının bir sonucu
olarak sektörünün en güçlü kuruluşlarından olan Petrol
Ofisi ile önemli bir işbirliğini daha hayata geçirmenin
mutluluğunu yaşadığını ifade eden Süleyman Kalkan
“Türkiye’ye değer yaratacak bu hizmet için Türkiye’nin
en uygun iki kuruluşu bir araya geldi. Akaryakıt dağıtım
ve madeni yağ sektörünün lideri Petrol Ofisi’yle tüm
sektörleri imrendirecek ve uzun vadede artırarak güç-
lendireceğimize inandığımız bir işbirliğine imza attık.
Kredi kartı sektörünün en hızlı büyüyen bankalarından
Shell ve Mercedes-Benz, globalde yıllardır sürdür-
dükleri pazarlama ve satış işbirliği kapsamında,
ortak pazarlama etkinlikleri ve özel ürün geliştirme
çalışmaları ile müşteri memnuniyetini en üst düzeye
taşımayı hede�iyor. Bu işbirliğinin en güzel örneği
olarak Mercedes- Benz kamyon ve otobüslerinde ilk
dolum yağı olarak Shell Rimula kullanılıyor. Ayrıca
Shell Rimula ağır vasıta motor yağı portföyünde,
Mercedes-Benz kamyonlarına özel geliştirilmiş spek-
lere uygun her türlü motor yağı bulunuyor. Mercedes
Benz fabrikalarından çıkan kamyon ve otobüslerin
motorlarında ilk dolum yağı olarak Shell Rimula R6
kullanılıyor.
Shell & Turcas Madeni Yağlar ve Mercedes-Benz
Bayileri, ortak pazarlama etkinlikleri kapsamında
Mercedes-Benz’in Almanya’nın Karlsruhe’de bulunan
biri olarak bu işbirliği ile hedef kitlemize VakıfBank
BusinessCard’ın tüm özel fırsatlarını sunarak müşteri
memnuniyetini ve sadakatini daha da artıracağız.
Ayrıca şubelere verdiğimiz hızlı yetki ile mevcut plaka
kredisi kullanan müşterilerimize de çok daha hızlı
ulaşacağız ve bu işbirliği fırsatlarından hemen fayda-
lanmalarını sağlayacağız” diye konuştu.
Petrol Ofisi CEO’su Melih Türker ise toplantıda yaptığı
konuşmada Petrol Ofisi’nin Türkiye’nin en yaygın pe-
rakende organizasyonlarından biri olarak ülkenin dört
bir yanında kaliteli ürün ve hizmetlerinin tüketiciyle
buluştuğunu söyledi. Yeni işbirliği ile müşterilerine
sağladıkları katkıyı artırarak devam ettirmeyi hede�e-
diklerini ifade eden Türker, konuşmasını şöyle sürdür-
kamyon fabrikasını ziyaret ettiler. Etkinliğe Shell &
Turcas Madeni Yağları Ekibi ile 19 Mercedes-Benz bayi
yöneticisi katıldı. Fabrika içinde detaylı bir gezi yapan
Shell Madeni Yağlar ekibi, Mercedes Benz Kamyonla-
rının üretim aşamalarını da yakından inceleme fırsatı
elde etti. Gezi sayesinde bayiler tam sentetik motor
yağı Shell Rimula R6 M’nin Mercedes-Benz kamyon
motoruna etkisini ve faydalarını da birinci ağızdan
öğrenme fırsatını buldular.
Mercedes Benz Kamyon Müzesi’nin de ziyaret edildiği
seyahatte ekipler, iş ortamından biraz olsun uzaklaşıp
keyi�i vakit geçirdiler. Seyahat sonrasında; Mercedes-
Benz kamyonlarında motor ilk dolum yağı olarak
Shell Rimula R6’nın kullanıldığı, Mercedes-Benz
fabrikasındaki mükemmel işleyiş ve beraber gezilen
güzel mekanlar hafızalarda yer etti.
dü: “Müşterilerimizle aramızda çok güçlü bir bağ var ve
onların hayatlarındaki pozitif etkimizi çoğaltmak istiyo-
ruz. Onlar bizim için Petrol Ofisi’nin en büyük değeridir.
Bu kapsamda, ürün ve hizmetlerimizle müşterilerimizin
yaşamları üzerinde yaptığımız olumlu etkiyi hem artır-
mayı, hem de çeşitlendirmeyi hede�iyoruz. Türkiye’nin
en yaygın ve en köklü bankalarından biri olan VakıfBank
ile yaptığımız işbirliği de bu anlayışımızın sonuçların-
dan biri. Bu uzun vadeli programla müşterilerimize
çeşitli avantajlar sunmaya devam edeceğiz. Bu çerçe-
vede VakıfBank ile yürüteceğimiz bu kampanyaya, ticari
müşteriler için değer yaratacak ve onların ihtiyaçlarını
karşılayacak bir hizmet olarak büyük önem veriyoruz.
İki kurumun özellikleri bu işbirliğinin en etkin bir şekil-
de yürütülmesini sağlayacaktır.”
2 PETROL PLUS - OCAK 2010
Enerjide Vergi Dengesi Akaryakıt Aleyhine Bozuk
PETDER tarafından hazırlanan Petrol ve Enerji
Ürünlerinin Kalorifik Değerleri ve Vergilerin Etkisi
başlıklı rapor yayınlandı.
Türkiye’de ve AB ülkelerinde enerji türlerine
ilişkin vergiler ve enerji verimliliğini konu alan
raporda Enerji türlerine uygulanan vergiler tüke-
tici fiyatlarına doğrudan yansıdığından tüketim
miktarlarını etkilemekte ve hükümetlerce enerji
türlerine yönelik tercihlerin yönlendirilmesinde
önemli bir araç olarak kullanılmakta olduğuna
dikkat çekilerek, “Bu nedenle gelişmiş ülkeler
çevre etkileri düşük ve enerji verimlilikleri yüksek
enerji türlerini vergiler yolu ile teşvik etme yolunu
seçmektedirler” denildi.
Raporda, son üç yılda akaryakıt ve LPG’de ÖTV
tutarı % 36 –48 arasında artarken, kalyak, doğal-
gaz ve kömür de ÖTV artış olmamasına dikkat
çekildi.
Rapordaki verilere göre; Türkiye, hem AB’de hem
de Dünya’da benzin ve motorine en fazla vergi uy-
gulayan ülke konumunda. Türkiye aynı zamanda
temel enerji ürünlerinde (akaryakıt, LPG, doğal-
gaz, kömür) enerji verimliliği ve kalorifik değerler
esas alındığında vergi dengesi akaryakıt aleyhine
en fazla bozulmuş ülke.
Güncel
Türkiye temel enerji ürünlerinde vergi dengesi akaryakıt aleyhine en fazla bozulmuş ülke konumunda.
Aynı kalorifik değer için;Benzinden Doğalgazın ..............90 katı,
Benzinden LPG’nin .....................2 katı,
Benzinden Kömürün ..............1000 katı dolaylı vergi alınmakta.
Akaryakıt ve LPG, Türkiye’nin toplam enerji talebinin petrol eşdeğerliliği olarak % 30’unu karşılarken; tüm
enerji ürünlerinden sağlanan toplam vergi gelirlerinin % 95’ini sağlamakta.
Haberler
Danıştay 60.000 Ton Kararının Yürütmesini Durdurdu
TPAO’nun Karadeniz’deki Petrol Arama Ruhsatı 3 Yıl Uzatıldı
Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nde Değişiklik
Danıştay, EPDK’nın bazı dağıtım şirketlerinin lisan-
sının iptal edilmesine ilişkin 18 Şubat 2010 tarihli
Kurul kararının yürütmesini durdurdu. EPDK, yıllık
60 bin ton beyaz ürün satışı gerçekleştiremedikleri
gerekçesiyle 10 şirketin lisansının 18 Mayıs 2010 tarihi
itibariyle sonlandırılmasına karar vermişti.
Bu karara karşın Türkoil’in, Av. Duygu Kılıç aracılığıyla
yaptığı iptal başvurusunu 12 Temmuz’da değerlen-
diren Danıştay 13. Daire, yürütmeyi durdurma kararı
verdi. Danıştay, Petrol Piyasası Kanunu’nda 60.000
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO)
Karadeniz’de Türk karasuları içindeki petrol arama
ruhsatı 3 yıl süreyle uzatıldı.
Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün ilanı Resmi
Gazete’de yayımlandı. Buna göre, Türkiye Petrolleri
Anonim Ortaklığı’nın Karadeniz’de Türk karasuları
içindeki petrol arama ruhsatı 11 Haziran 2013 tarihine
kadar 3 yıl süreyle uzatıldı.
Ayrıca, Aladdin Middle East Ltd. ile Güney Yıldızı Pet.
Üretim, Son., Müt. ve Tic. A.Ş.’nin XII no.lu Gaziantep’te
EPDK’nın yıllık 60 bin ton beyaz ürün satışı gerçekleştiremedikleri gerekçesiyle lisansını sona erdirdiği şirketler: Türkoil Petrol Ürünleri Sanayi Ticaret ve Dağıtım Anonim Şirketi
Denge Akaryakıt Dağıtım Pazarlama Petrol Ürünleri İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketi
Birleşik Petrol Anonim Şirketi
MMG Petrol Dağıtım ve Pazarlama İç ve Dış Ticaret Anonim Şirketi
Gören Petrol Depoculuk Nakliyat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
GS Petrol Ürünleri Ticaret Anonim Şirketi
Damla Petrol İnşaat Ticaret Anonim Şirketi
Goldser Petrol Sanayi Ticaret Anonim Şirketi DAĞ/565-39/14717
Güvengaz Petrol Ürünleri Enerji Sistemleri Doğalgaz İnşaat Taahhüt Tekstil Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
İnter-Oil Petrol Dağıtım Nakliyat ve Turizm İç ve Dış Ticaret Pazarlama Anonim Şirket
Gürpet Petrol Ürünleri Paz.Mad. A.Ş.
Standart Yağ Gaz Petrol Ürünleri Dağıtım Paz.San.ve Ticaret A.Ş
Agpaş Petrol Ürünleri Pazarlama Sanayi Ticaret ve Dağ. A.Ş
Karahan Nakliyat Hafriyat Petrol Ürünleri Otomotiv San. ve Tic. Ltd.Şti
Marpet Otomotiv Akaryakıt Madeni Yağ İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti.
Pasifik Liman İşl. Dnz. Malz. Uls. Dnz Taş.Petrol Ürünleri Ticaret Ltd.Şti.
ton beyaz ürün dağıtım projeksiyonu öngörülmüş ise
de Kanunda, bu projeksiyonları gerçekleştirmeyen
dağıtıcıların lisansının sona ereceğine dair bir hükme
yer verilmediği gerekçesiyle bu kararı aldı. Kararda
ayrıca Petrol Piyasası Yönetmeliğinin 17. Maddesinin
2. Fıkrasının da, Petrol Piyasası Kanunu’na uygun
olarak yürülülüğe konulmadığından, dava konusu
Kurul kararının gerekçesinin ve dayanağının hukuka
aykırı olduğu kararda belirtildi.Uzmanlar Danıştay’ın
bu kararının EPDK’nın benzer nitelikli kararları için
emsal teşkil edebileceğine dikkat çekiyorlar.
sahip oldukları petrol arama ruphsatı süresi 11 Aralık
2020 tarihine kadar on yıl süre ile uzatıldı.
Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin asgari mali
sorumluluk teminatı ile ilgili maddesinde değişiklik
yapıldı. Değişiklik ile tesislerin tüm risk sigortasına
esas sigorta bedelinin arazi edinim giderleri hariç
olmak üzere tesisin kayıtlı net aktif değerinden düşük
olamaması hükmü getirildi.
Değişiklikle ayrıca, tüm risk sigortalarında tanına-
bilecek muafiyet oranı, sigorta bedelinin yüzde 2’si
olarak belirlendi. Önceki uygulamada söz konusu
muafiyet oranı; tesisler için yüzde 1’i, petrol için yüzde
2’si olarak uygulanıyordu.
44 PETROL PLUS - EKİM 2010
GüncelSektörden Haberler - Kampanyalar
OPET, 2010 Yılında da Akaryakıt Tüketicisinin En Çok Memnun Kaldığı Marka
ALPET’ten Ekstra 40 TL Maxıpuan Hediye BP ve İBB’den Yol Güvenliği İçin İşbirliği
Müşteri memnuniyetinde 2006 yılından bu yana dört
yıldır sektör liderliğini sürdüren OPET, 2010 yılında da
Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi sonuçlarına
göre akaryakıt tüketicisinin en çok memnun kaldığı
marka olmayı başardı. OPET sektöründeki tüm mar-
kaları geride bırakarak 5 yıl üst üste liderliği yakalayan
tek marka oldu.
OPET Petrolcülük A.Ş; KalDer (Kalite Derneği) koor-
dinasyonunda, TMME Ortak Girişimi tarafından ger-
çekleştirilen Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi
(TMME) 2010 sonuçlarına göre, yoğun rekabetin
yaşandığı akaryakıt sektöründe, 80 puanla müşteri
memnuniyeti en yüksek şirket unvanını korudu.
Memnuniyet endeksinin yanı sıra marka ve sektör
bazında müşteri beklentilerinin, algılanan kalite ve
değerin, müşteri şikayetleriyle bağlılıklarının ölçül-
düğü TMME’de akaryakıt sektöründe 5 yıl üst üste
birinciliği elde eden tek marka olan OPET, sektörün-
deki rakiplerini geride bırakarak bu alanda da müşteri
ALPET, gerçekleştirdiği kampanyalar ile kazandırmaya devam ediyor. 15 Ekim – 14 Kasım 2010 tarihleri
arasında İş Bankası üye işyeri ALPET istasyonlarından 3 defa 100 TL ve üzeri alışveriş yapan ALPET müş-
terileri 40 TL Maxipuan kazanıyor.
ALPET, gerçekleştirdiği işbirlikleri ile iş ortağı prensibi ile çalıştığı bayilerine kazandırmaya ve müşterilerine
yeni avantajlar sunmaya devam ediyor.
Türkiye genelinde yaygın İş Bankası Maximum üye işyeri ALPET istasyonlarında geçerli olacak kampan-
yada farklı günlerde ve tek seferde gerçekleştirilecek üçüncü 100 TL ve üzeri alışverişe 40 TL Maxipuan
hediye ediliyor.
ALPET ve İş Bankası işbirliği ile gerçekleştirilen ekstra MaxiPuan kampanyası kapsamında kazanılan ilave
Maxipuan’lar kampanya bitiminden sonra 5 iş günü içerisinde alım yapan müşterilerin kartlarına yük-
lenecek. Maximum, Maximiles ve İş Bankası banka kartının kullanımı ile kazanılabilecek puanların son
kullanma tarihi 1 Aralık 2010’dur.BP, İstanbul Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile baş-
lattığı projede yol güvenliğinin bir parçası olan
çocuk koltuğunun önemi konusunda toplumu
bilinçlendirmeyi amaçlıyor.
Proje kapsamında çocuk koltuğunun öneminin
simülatörlerle anlatıldığı etkinlikler düzenlendi.
Etkinliklere vatandaşın ilgisi yoğun oldu.
memnuniyetini arttıran uygulamalarını sürdürüyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan OPET Genel Müdürü
Cüneyt Ağca, “Yeni istasyonlarımızla, yüksek kaliteli
ürünlerimizde ve taviz vermediğimiz hizmet anla-
yışımızla müşterilerimizin beklentilerini karşılamak
için hiç durmadan çalışıyoruz. OPET olarak, “hizmet
ve ürün kalitemizle tüketicinin birinci tercihi olmak”
anlayışını, KalDer tarafından düzenlenen Türkiye
Müşteri Memnuniyeti Endeksi birinciliğini beş yıl üst
üste kazanarak pekiştirmiş olduk. Bu başarıyı bayile-
rimiz, çalışanlarımız ve bize güvenen müşterilerimize
borçluyuz” dedi. Cüneyt Ağca, OPET’in TMME’deki
başarısının ardında, şirketin genç ve dinamik yapısı,
güçlü bayi ağı, yüksek sosyal sorumluluk bilinci ve
tüketiciyi memnun etmekteki istikrarlı çalışmaları
olduğunu vurguladı.
Müşterilerinden gelen takdir, eleştiri ve önerilere önem
vererek müşteri memnuniyetini maksimum düzeyde
tutan OPET, toplumsal sorumluluklarının bilinci ile
akaryakıt sektöründe fark yaratmaya devam ediyor.
Aytemiz Akaryakıt Trabzon’da İstasyon AçtıSektörde yeniden faaliyete geçtiği andan itibaren bayilerin yoğun ilgi gösterdiği Aytemiz Akaryakıt, tüm yurtta bayi yapılandırmasını sürdürüyor.
Aytemiz Akaryakıt’ın Trabzon’da bulunan ilk istas-
yonu Araklı ilçesinde açıldı. Açılış törenine Trab-
zon Valisi Dr. Recep Kızılcık ile birlikte Aytemiz’in
sahibi İsmail Aytemiz, TTSO Meclis Üyesi Ali
Osman Ulusoy bölgenin Kaymakam ve Belediye
Başkanları iştirak ettiler.
Aytemiz’in Araklı’daki tesisi Araklı eski Belediye
Başkanı Ümit Çebi, Rizeli işadamlarını Hüseyin
Kişmir ve Cemil Çolak ortaklığı ile açıldı.
Araklı Belediye Başkanı ve Tesisin İşletme Müdü-
rü olan Ümit Çebi yaptığı konuşmada güvenilir
bir akaryakıt istasyonu sözü ve yine Aytemiz’in
patronuna 1 yıl içinde Türkiye’de bir numara
olma sözü verdi. Çebi’den sonra konuşan İs-
mail Aytemiz yeniden yapılanmada Trabzon ve
Araklı’nın önemli olduğunu söyleyerek, ‘Mükem-
mel bir tesis emeği geçenleri tebrik ediyorum’
dedi. Son konuşmayı ise Trabzon Valisi Dr. Recep
Kızılcık yaptı. Kızılcık her tesis heyecanla açtığını
söyleyerek, ‘Yatırım yapanları tebrik ediyorum.
Serbes piyasa koşullarında rekabet etme gücü
olacak bir tesis’ dedi.
Güncel
46 PETROL PLUS - EKİM 2010
Sektörden Haberler - Kampanyalar
OPET Temiz Tuvalet Kampanyası Soma’da
Karalar Yine DAF Dedi
OPET, 10. yılını dolduran Türkiye’nin en uzun soluk-
lu sosyal sorumluluk projelerinden Temiz Tuvalet
Kampanyası kapsamındaki bilinçlendirme ve eği-
tim faaliyetlerine devam ediyor. Manisa’nın Soma
ilçesinde ve Darkale köyünde OPET Yönetim Kurulu
Üyesi Nurten Öztürk tarafından köy halkına, öğrenci
ve öğretmenlere eğitim verildi. Bugüne kadar OPET
tarafından Türkiye’nin her bölgesinde verilen eğitim-
lerle, 1 milyondan fazla kişiye ulaşıldı.
OPET, 2000 yılında istasyonlarında uygulamaya koy-
duğu Temiz Tuvalet Kampanyası’nı toplumun geneline
yaymak amacıyla temizlik ve hijyen eğitimlerine de-
vam ediyor. Türkiye’de önemli bir sorun olan tuvalet
temizliğ ve hijyen bilincini hedef alan Temiz Tuvalet
Kampanyası kapsamında, Manisa Soma’da 400 öğ-
renci ve 150 öğretmenden oluşan 550 kişilik gruba ve
Darkale’de köy halkına konuyla ilgili eğitimler verildi.
Temiz tuvalet kullanımı ve hijyen eğitimleri, OPET’in
sosyal sorumluluk projelerinin lideri OPET Yönetim
Kurulu Üyesi Nurten Öztürk tarafından verildi.
Konuya ilişkin bilgi veren Nurten Öztürk, “2000
yılından bu yana sürdürdüğümüz Temiz Tuvalet Kam-
panyası ile Türkiye çapında öncü bir rol üstlenerek;
konunun ülke gündeminde yer almasını sağladık.
OPET istasyonlarında başlattığımız Temiz Tuvalet
Kampanyası’nı toplumun her kesimine yaymak için
eğitimlerimize devam ediyoruz. OPET’in öncülüğün-
de bu konuda ortak bir bilinç geliştirildi ve pek çok
Avrupa’nın pazar lideri çekici üreticisi DAF, Türkiye’de de nakliye sektörünün
tercihi olmaya devam ediyor.Karalar Uluslararası Nakliyat AŞ. Filosuna 4 adet
DAF CF85.460 çekici ekledi. 1996 yılından bu yana hizmet veren Konya merkezli
Karalar Uluslararası Nakliyat’ın filosunda 35 araç bulunuyor.
Karalar’a 4 adet DAF çekici, TIRSAN’ın Samandıra Tesisleri’nde düzenlenen törenle
DAF-TIRSAN Bölge Satış Şefi Uğur Çavdarcı tarafından firma sahibi Cahit Kara’ya
teslim edildi. Cahit Kara, uzun yıllardır DAF’ı tercih ettiklerini ve DAF çekicilerden
son derece memnun olduklarını söyledi.
Kara, Tüm Avrupa ve Türki Cumhuriyetlere taşıma yaptıklarını belirterek, DAF’ın
uzun motor ömrü, düşük işletme maliyeti ve yüksek donanıma sahip olmasının ter-
cihlerini DAF’tan yana kullanmalarında büyük bir etken olduğunu dile getirdi.
Kara, “DAF ile tanışmamız iki firmanın kuruluş yıllarına dayanıyor. İlk DAF çekiciyi
1996 yılında FX 95.480 modelini satın almıştık. Yıllar geçtikçe DAF, kendini yeni-
leyerek her zaman kullanıcılarını memnun etmeyi bildi” dedi. Kara, DAF’ın yüksek
ikinci el değerinin şirketlere artı bir değer kattığını kaydetti.
kurum da bu alanda çalışmalar yapmaya başladı.
Bayilerimizin de verdiği destekle kampanyamız tüm
hızıyla sürüyor” dedi.
OPET’in Temiz Tuvalet Kampanyası ile “tuvalet temiz-
liği ve hijyeni”ne dikkat çekmeyi amaçladığını söyle-
yen Nurten Öztürk, “OPET, toplumsal fayda yaratan
ve sürekliliği olan sosyal sorumluluk projelerinden
biri olan Temiz Tuvalet Kampanyası ile ülkemizde
tuvalet temizliği ve hijyen kavramlarının gündeme
gelmesine ve bu konudaki duyarlılığın artmasına
katkıda bulundu” açıklamasını yaptı.
On yıldır devam eden Temiz Tuvalet Kampanyası
kapsamında ilköğretim öğrencileri ile bilinçlendirme
toplantıları yapılarak, doğru tuvalet kullanımı ve hij-
yen eğitimleri verildi. Eğitimlerle, 1 milyondan fazla
kişiye ulaşıldı ve 37 kişilik eğitim - denetim ekibi ile
2.5 milyon km yol kat edildi. Temiz Tuvalet projesi ile
Türkiye çapında, büyük bir değişim gerçekleşti.
48 PETROL PLUS - EKİM 2010
Sektörden Haberler - Kampanyalar
BP ve Worldcard’dan İşbirliği
OPET’le Geçiş Serbest
Shell’den 100 TL’lik Akaryakıt ve Otogaz Alanlara Sunlight Cif Bulaşık Deterjanı Hediye
BP’den Akaryakıt ve Otogaz Alanlara Meşrubat Bardağı Seti Hediye
BP ve Worldcard büyük bir işbirliği gerçekleşti-
rerek tüketiciler için çok avantajlı bir kampanya
başlattılar. 25 Eylül – 08 Kasım tarihlerinde geçerli
olacak yeni kampanyada, Yapı Kredi World üyesi
BP İstasyonlarından farklı günlerde Yapı Kredi kredi
kartları ile tek seferde dördüncü 100 TL ve üzeri
akaryakıt alanlar 50 TL, beşinci 100 TL ve üzeri
akaryakıt alanlar ise 10 TL daha kazanarak toplam
60 TL değerinde Worldpuan kazanacaklar.
Kampanya, Yapı Kredi POS terminali üzerinden
farklı günlerde tek seferde yapılacak işlemler için
geçerli olacak. Kampanyaya tüm Yapı Kredi kredi
kartlarının yanı sıra, World Banka Kartları ve Play
Banka Kartları ile Anadolu Bank, Fortis ve Vakıf-
bank Worldcard’lar dahil, World Business kartlar
dahil değildir.
OPET, Ziraat Bankası OGS cihazı kullanıcısı müşterileri için bir yenilik başlattı. OPET Kart ve diğer Parolu kart kullanıcılarının, anlaşmalı OPET
ve Sunpet istasyonlarından aldıkları her 100 TL değerindeki akaryakıt ve LPG alışverişleri için OGS cihazlarına 3 TL’lik kontör yükleniyor.
Kampanyaya kayıtlı OPET müşterilerinin kartlarında biriken puanlar, köprü ve otoyollardan geçişi sağlıyor.
Kampanyaya katılmak için OPET Kart veya Parolu kartlara tanımlı cep telefonu numarasından 0532 444 67 38’e sadece bir kez kısa mesaj
göndermek yeterli. Mesaja, OGS yazıp bir boşluk bıraktıktan sonra, OPET Kart veya Parolu kart numarasını yazıp bir boşluk daha bırakarak
araç plakasını yazmak gerekiyor.
BP’de “ayın fırsatı” kampanyaları devam ediyor. BP,
müşterilerin büyük beğenisini kazanan çay bardağı
seti kampanyasından ardından şimdi de BP Club
üyesi müşterilerine 3’lü meşrubat bardağı seti he-
diye ediyor.
4 Ekim – 5 Kasım 2010 tarihleri arasında BP Club
programı üyesi istasyonlardan tek seferde 100 TL ve
üzeri akaryakıt veya toplamda 100 TL otogaz alan
tüketiciler, özel ambalajında Gürallar Artcraft markalı
3’lü meşrubat bardağı seti kazanacaklar.
BP Club kartlarını kullanarak kampanyadan yararla-
nan BP Club üyeleri, bir yanda da BP Club puanlarını
kazanmaya devam edecekler. Kampanyadan faydala-
nan müşterinin BP Club kartından herhangi bir puan
düşümü de olmayacak.
11 Ekim-30 Kasım tarihleri arasında geçerli olacak
yeni kampanya kapsamında, tek seferde 100 TL’lik
akaryakıt veya toplamda en fazla üç kerede 100
TL’lik Shell otogaz alımı yapan Shell Club Smart
Card veya Money Club Card sahiplerine, 750 ml’lik
limon kokulu Sunlight Cif bulaşık deterjanı hediye
edilecek.
Kampanya; Shell Club Smart Card veya Money Club
programlarına ait, Shell’de kullanılan tüm kartlar ile
anlaşmalı Shell istasyonlarından yapılan akaryakıt
veya Shell otogaz alışverişlerinde geçerli olacak.