petrol plus sayı: 7

52

Upload: odak-yayincilik

Post on 24-Mar-2016

257 views

Category:

Documents


9 download

DESCRIPTION

Petrol Plus Sayı: 7

TRANSCRIPT

Page 1: Petrol Plus Sayı: 7
Page 2: Petrol Plus Sayı: 7
Page 3: Petrol Plus Sayı: 7
Page 4: Petrol Plus Sayı: 7

Güncel

2 PETROL PLUS - EKİM 20102 PETROL PLUS - OCAK 2010

Akaryakıt sektörü açısından 2010 yılına damgasını vuran 18 Eylül 2010 tarihini geride bıraktık. Bu süreçte sektör 18 Eylül 2010 ve sonrasında yaşanacak gelişmelere odaklandı. Bayi sendikaları PÜİS ve TABGİS ülke genelinde düzenledikleri toplantılarla bayileri süreç hakkında bilgilendirdiler. Bundan sonraki dönemde yeni uygulamanın sektör açısından sonuçlarını yaşayarak göreceğiz.

Ancak, akaryakıt sektörünün gündeminde en az 18 Eylül süreci kadar dikkatli davranılması ve önem verilmesi gereken konular var. Sektör 18 Eylül sürecinde gösterdiği dinamizmi bu konularda da göstermek zorunda.

Sektörün gündeminde olması gereken konuların başında geçtiğimiz yıl gündeme gelen ve bu yasama yılına kalan mevzuat değişiklikleri var. Sektör yasal düzenlemelerin gerçekleşeceği bu süreçte bütün unsurlarıyla enerjisini ortaya koymalıdır. Aksi takdirde mevzuattaki aksaklıkların giderilmesini beklerken, daha önceki kazanımlarında kaybedildiği bir süreç yaşanabilecektir.

Tek tip motorin, istasyon otomasyonu ve ADR mevzuatının uygulan-masına 01.01.2011 tarihinde geçilecek. Fakat, bu konularda halen netleşmemiş durumda. Tek tip motorine geçilecek ama nasıl? EPDK halen bu soruya cevap vermiş değil. 01.01.2011 tarihine sayılı günler kala dağıtıcı firmalar, kırsal motorindeki belirsizlikten dolayı alım anlaşmaları yapmakta sıkıntı çekiyorlar. Bayiler ihalelerde fiyat vere-miyorlar. Konunun Kurul gündemine gelmesini bekliyorlar. Sektörde bir takım mağduriyetlerin yaşanmaması için EPDK’nın bu konuda daha hızlı davranması şart.

Öte yandan otomasyonlara ilişkin uygulama yürürlüğe girecek. Ancak otomasyon sistemini kurmayanların karşılaşacağı müeyyide de belirsiz. ADR mevzuatının uygulanması da 01.01.2011’e ertelenmişti. Fakat şu anda görünen o ki buna ilişkin altyapıda da hiçbir gelişme yok.

Sektör elbette bu konulara ilişkin çalışmaları sürdürmeli. Ancak burada asıl görev düzenleyici kurum olan EPDK’ya düşüyor. EPDK, sorunları öteleyerek, sektörü son dakika uygulamaları ile karşı karşıya bırakmamalıdır. İnanıyoruz ki, EPDK 18 Eylül sürecinde gösterdiği performansı bu konularda da göstererek sektörün rahat nefes almasını sağlayacaktır.

Saygılarımla…

Özay SAĞIRGenel Yayın Yönetmeni

Editörden

İmtiyaz SahibiOdaklı Yayıncılık Tanıtım ve Sanayi Ticaret Ltd. Şti.

Adına Nurhan SAĞIR

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

Ahmet [email protected]

Genel Yayın Yönetmeni

Özay SAĞIR

Reklam Yö[email protected]

Hukuk MüşaviriAv. Murat Kurt

YÖNETİM MERKEZİ

ODAKLI YAYINCILIK TANITIM SANAYİ ve TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

Halil Rıfat Paşa Mah. Perpa Ticaret Merkezi A Blok Kat: 5 No:419 Okmeydanı -ŞİŞLİ – İSTANBUL

Tel: 0 212 221 44 50 Faks: 0 212 221 44 [email protected]

TASARIM

ODAK Tanıtım Himetleri0216 420 20 74

[email protected]

Abone ve Okur [email protected]

BASKI

Fabrika Basım Ltd.Şti0212 294 38 00

Baskı Tarihi

19.10.2010

Bu dergi tüm Türkiye’de dağıtılmaktadır.Basın Kanunu’na göre Yerel Süreli Yayın’dır.

Fiyatı: 6 TL

Yıllık Abonelik: 72 TL(Fiyatlara KDV Dahildir. Yıllık gönderimlerde kargo

�yata dahil, tek gönderimlerde dahil değildir.)

“Petrol Plus Dergisi’nde yayınlanan yazı ve çizimlerin her hakkı mahfuzdur. İzin alınmadan, kaynak

gösterilerek dahi iktibs edilemez”“Yayımlanan tüm yazılaın sorumluluğu yazarlarına,

ilanların sorumluluğu ilan verene aittir.

Page 5: Petrol Plus Sayı: 7
Page 6: Petrol Plus Sayı: 7

4 PETROL PLUS - EKİM 2010

İçindekiler

Reklam İndeksi

Tam sayfa: 24x33 / yatay - 1/2: 24x14,5 / dikey - 1/2:12x29 / 1/4: 11,5x14,5Reklam Ebatları

AY T E M İ Z . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . A . KT U R PA K . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Ö . K . İ

T I R S A N . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1

T P - P E T R O L . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3

P O W E R W A X . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 7

P E T D E R . . . . . . . . . . . . . . . . 1 1

M O T O R O L A . . . . . . . . . . . . . . . . 1 5

K O C A T Ü R K . . . . . . . . . . . . . . . . 2 1

L Ö S E V . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2 9

E F E L E R P L A S T İ K . . . . . . . . . 3 1

ICAP........Ö.K–24–25-35-36-37-38-39-40

S İ B E R C O M . . . . . . . . . . . . . . . . . 4 3

M E K S E R . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . A . K . İ

Kafkas üniversitesi, Kars’a yaptığı yatı-rımlar ve üniversiteye sağladığı kat-kılar nedeniyle İsmail Aytemiz’e fahri doktora unvanı verdi.

Önümüzdeki dönemde en hızlı oranda Çin’de, en yavaş oranda ise Avrupa’da ol-mak üzere dünyanın her bölgesinde petrol tüketiminde artış beklenmektedir.

Petrol Plus Dergisi Hukuk Müşaviri Avu-kat Murat Kurt, akaryakıt bayilerinin intifa sözleşmelerinde dikkat etmesi gereken hususları Petrol Plus Dergisi okuyucuları için kaleme aldı.

Türkiye’de piyasa gözetimi ve denetimi (PGD) sistemindeki hukuki, idari ve mali eksikliklere işaret etmek ve dene-timlerin ürünlerdeki risklere odaklı ya-pıda kurgulanması için, “Ulusal Piyasa Gözetimi ve Denetimi Strateji Belgesi” hazırlandı.

Talep edilen süre verilmediği için bayi-ler eski şirketleri ile sözleşme yapmak durumunda kaldılar. Hede�enen piyasa yapısı 5 yıl ötelendi.

Her geçen yıl gösterdiği performansta yükseliş seyreden Gas Turkey Fuarı’nın yurtdışında ki acentalarla yürüttüğü ortak çalışmaların geri dönüşünü ziya-retçi ve katılımcı sayısında ki artışlarla gördük.

Kafkas Üniversitesi’nden İsmail Aytemiz’e Fahri Doktora

Petrol Fiyatlarında Ciddi Değişiklikler Beklenmiyor

İntifa Sözleşmeleri

Denetimde ‘Ulusal Strateji Belgesi’ hazırlandı

Geçiş Sürecinin Tanınmaması Sıkıntı Doğurdu

GAS Turkey Alanında Tek Fuar Olma Özelliğini Koruyor

12

22 32

16 18

20

Haberler

Kafkas Üniversitesi’nden İsmail Aytemiz’e

Fahri Doktora

Denetimde ‘Ulusal Strateji Belgesi’ hazırlandı

Geçiş Sürecinin Tanınmaması Sıkıntı Doğurdu

GAS Turkey Alanında Tek Fuar Olma Özelliğini Koruyor

Petrol Fiyatlarında Ciddi Değişiklikler Beklenmiyor

Kriz DAF NV’ye Türkiye Yatırımını Erteletti

Shell Madeni Yağların Global Liderliği Sürüyor

OKT Treyler ADR Sertifikalı Araçlarını Sahipleriyle

Buluşturdu

Aygaz’dan İklim Değişikliği Karşı “Yarın Hava Nasıl

Olacak” Projesi

İntifa Sözleşmeleri

Sektörden Haberler - Kampanyalar

6

12

16

18

20

22

26

27

28

30

32

41

Page 7: Petrol Plus Sayı: 7

PETROL PLUS - EKİM 2010 5

İçindekiler

Reklam İndeksi

Tam sayfa: 24x33 / yatay - 1/2: 24x14,5 / dikey - 1/2:12x29 / 1/4: 11,5x14,5Reklam Ebatları

AY T E M İ Z . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . A . KT U R PA K . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Ö . K . İ

T I R S A N . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1

T P - P E T R O L . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3

P O W E R W A X . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 7

P E T D E R . . . . . . . . . . . . . . . . 1 1

M O T O R O L A . . . . . . . . . . . . . . . . 1 5

K O C A T Ü R K . . . . . . . . . . . . . . . . 2 1

L Ö S E V . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2 9

E F E L E R P L A S T İ K . . . . . . . . . 3 1

ICAP........Ö.K–24–25-35-36-37-38-39-40

S İ B E R C O M . . . . . . . . . . . . . . . . . 4 3

M E K S E R . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . A . K . İ

Kafkas üniversitesi, Kars’a yaptığı yatı-rımlar ve üniversiteye sağladığı kat-kılar nedeniyle İsmail Aytemiz’e fahri doktora unvanı verdi.

Önümüzdeki dönemde en hızlı oranda Çin’de, en yavaş oranda ise Avrupa’da ol-mak üzere dünyanın her bölgesinde petrol tüketiminde artış beklenmektedir.

Petrol Plus Dergisi Hukuk Müşaviri Avu-kat Murat Kurt, akaryakıt bayilerinin intifa sözleşmelerinde dikkat etmesi gereken hususları Petrol Plus Dergisi okuyucuları için kaleme aldı.

Türkiye’de piyasa gözetimi ve denetimi (PGD) sistemindeki hukuki, idari ve mali eksikliklere işaret etmek ve dene-timlerin ürünlerdeki risklere odaklı ya-pıda kurgulanması için, “Ulusal Piyasa Gözetimi ve Denetimi Strateji Belgesi” hazırlandı.

Talep edilen süre verilmediği için bayi-ler eski şirketleri ile sözleşme yapmak durumunda kaldılar. Hede�enen piyasa yapısı 5 yıl ötelendi.

Her geçen yıl gösterdiği performansta yükseliş seyreden Gas Turkey Fuarı’nın yurtdışında ki acentalarla yürüttüğü ortak çalışmaların geri dönüşünü ziya-retçi ve katılımcı sayısında ki artışlarla gördük.

Kafkas Üniversitesi’nden İsmail Aytemiz’e Fahri Doktora

Petrol Fiyatlarında Ciddi Değişiklikler Beklenmiyor

İntifa Sözleşmeleri

Denetimde ‘Ulusal Strateji Belgesi’ hazırlandı

Geçiş Sürecinin Tanınmaması Sıkıntı Doğurdu

GAS Turkey Alanında Tek Fuar Olma Özelliğini Koruyor

12

22 32

16 18

20

Haberler

Kafkas Üniversitesi’nden İsmail Aytemiz’e

Fahri Doktora

Denetimde ‘Ulusal Strateji Belgesi’ hazırlandı

Geçiş Sürecinin Tanınmaması Sıkıntı Doğurdu

GAS Turkey Alanında Tek Fuar Olma Özelliğini Koruyor

Petrol Fiyatlarında Ciddi Değişiklikler Beklenmiyor

Kriz DAF NV’ye Türkiye Yatırımını Erteletti

Shell Madeni Yağların Global Liderliği Sürüyor

OKT Treyler ADR Sertifikalı Araçlarını Sahipleriyle

Buluşturdu

Aygaz’dan İklim Değişikliği Karşı “Yarın Hava Nasıl

Olacak” Projesi

İntifa Sözleşmeleri

Sektörden Haberler - Kampanyalar

6

12

16

18

20

22

26

27

28

30

32

41

Page 8: Petrol Plus Sayı: 7

6 PETROL PLUS - EKİM 2010

Haberler

PÜİS’ten Kırsal Motorin Uyarısı

TABGİS ve Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu İşbirliği Sektöre Nitelikli Personel Kazandıracak

Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PÜİS) Genel Mer-

kezi, 01.01.2011 tarihinden itibaren kırsal motorinin

satıştan kaldırılması durumunda yaşanacak olumsuz-

luklara karşı bayileri uyardı. PÜİS’in internet sitesinde

yayınlanan açıklamada, “Bilindiği üzere EPDK’nın

hazırladığı “Motorin Türlerine İlişkin Teknik Düzenleme

Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Taslağı”na

göre, 01.01.2011 tarihinden itibaren Ülkemizde pi-

yasaya akaryakıt olarak arz edilen veya dolaşımda

bulunan motorin türlerinin “TS EN 590+A1 Otomotiv

Yakıtları-Dizel (Motorin)-Gerekler ve Deney Yöntemleri”

standardına uygun ve azami kükürt miktarının 10 mg/

kg (10 ppm) olması zorunlu hale gelecektir. Bu tasla-

ğın mevcut haliyle kabul edilerek yürürlüğe girmesi

TABGİS ile Beykoz Lojistik Meslek Yüksek Okulu

arasından imzalanan protokol çerçevesinde

BLMYO’nun YÖK’e yaptığı başvuru kabul edildi.

BLMYO bünyesinde açılacak olan “Enerji Tesisleri

İşletmeciliği” bölümünde özellikle akaryakıt istas-

yonlarında çalışacak nitelikli saha elemanlarının ve

yöneticilerinin yetiştirilmesi hedefleniyor.

Protokol çerçevesinde, bölümde eğitim görecek

öğrencilerin her türlü burs, staj ve mezuniyetleri

sonrası işe yerleştirilmeleri konusunda gerekli

destek TABGİS tarafından sağlanacak.

Türkiye’de ilk olan bölüme bu yıl 50 öğrenci alına-

cak. Bölümde okuyacak öğrenciler Türkçe, mate-

matik, Atatürk İlkeleri ve İnkılap tarihi, ingilizce gibi

temel derslerin yanı sıra; Akaryakıt istasyonlarının

alt ve üst yapıları, kullanılan ekipmanlar, tehlikeli

maddelerin taşımacılığı, enerji tesisleri güvenliği,

sağlık ve çevre kuralları, genel hukuk, genel ekono-

mi, iletişim ve öğrenme becerileri, enerji ürünleri

ve hizmet pazarlaması, temel elektrik bilgisi, enerji

lojistiği, müşteri ilişkileri gibi bir çok mesleki ko-

nuda eğitim alacaklar.

TABGİS’ten yapılan açıklamada “Türkiye’de “Enerji

Tesisleri İşletmeciliği” adı altında akaryakıt istas-

yonlarının eleman ihtiyacına yönelik eğitim veren

başka bir üniversite bulunmamaktadır. Bu manada

halinde, halen piyasaya akaryakıt olarak arz edilen ve

dolaşımda bulunan azami kükürt miktarı 1000 mg/kg

(1000 ppm) olan motorin ile azami kükürt miktarı 10

mg/kg olan motorin arasında ciddi bir fiyat farkı bulun-

ması nedeniyle, bayilerimizin gerek özel, gerek kamu

kesimine 01.01.2011 tarihinden itibaren sözleşmelere

bağlı olarak yapacakları motorin satışlarında buna ilişkin

anlaşmazlıklarla karşılaşmamaları ve mağduriyet yaşa-

mamaları için bazı önlemleri almaları gereklidir.

Şöyle ki;

01.01.2011 tarihinden sonra yapılacak motorin satışları-

na ilişkin olarak açılacak ihalelerde, 1000 ppm motorinin

piyasadan kaldırılması veya ancak özellik arz eden

Sendikamızın öncülüğünde ve Beykoz Lojistik Mes-

lek Yüksek Okulu’nun da girişimleriyle atılan bu ilk

adımdan dolayı son derece mutluyuz.

Şimdilik 50 kişilik kontenjanla açılacak bu bölümün

diğer üniversitelerde de yaygınlaştırılması için

gerekli çalışmalar sendikamızca sürdürülecektir.

İmzalanan protokol gereği öğrencilerin her türlü

burs, staj ve mezuniyetleri sonrası işe yerleşti-

bir takım araçlar için verilebilmesi şartının getirilmesi

halinde, bunun mücbir sebep kabul edilerek, ihalenin

iptaline veya 1000 ppm kükürt ihtiva eden motorinin

fiyatı ile 10 ppm kükürt ihtiva eden motorin fiyatı ara-

sındaki farkın teklif fiyatına aynen intikal ettirilerek 1000

ppm kükürt ihtiva eden motorin yerine, 10 ppm kükürt

ihtiva eden motorin verileceğine dair bir şartın ilavesi

sağlanmalıdır. Buna ilişkin Sendikamız yazısı Maliye

Bakanlığı’na intikal ettirilmiştir. Durumu bayilerimizin

bilgilerine sunarız” denildi.

rilmeleri konusunda gerekli destek yine TABGİS

tarafından sağlanacaktır.

Enerji Tesisleri İşletmeciliği bölümüyle adımı atılan

bu oluşumun sektörümüz ve TABGİS camiası adına

hayırlı olmasını diliyor, bundan sonra da devam

edecek olan akademik eğitim çalışmalarımıza tüm

sektör oyuncularının ortak olmalarını temenni

ediyoruz” denildi.

TABGİS, sektöre nitelikli eleman yetiştirmek

üzere daha önce Kocaeli Üniversitesi ile proto-

kol imzalamıştı. Protokol çerçevesinde Kocaeli

Üniversitesi’nin yaptığı başvuru YÖK tarafından

reddedilmişti.

Page 9: Petrol Plus Sayı: 7

5 PETROL PLUS - OCAK 2010

Haberler

Rusya’dan Samsun-Ceyhan’a Ortaklık İsteği

Sinop 1 Kuyusundan Yakında Petrol Alınacak

Otobiodizel’de TSE Standardı Aranacak EPDK Üyeliklerine Atama Yapıldı

Rusya ve Hazar petrollerinin Samsun ve Ceyhan üzerin-

den inşa edilecek petrol boru hattı ile taşınması proje-

sine Rusya da ortak olmak istiyor. Rusya petrol devlet

şirketi Transneft, kapasitenin yeterli olması durumunda

hatta yüzde 50 ortak olabileceklerini açıkladı.

Transneft şirketi Basın Sözcüsü İgor Deminin’in Reuters’e

yaptığı açıklamada, “Eğer biz büyük kapasitede sevki-

yat ön görürsek, bu durumda Samsun-Ceyhan petrol

boru hattına yüzde 50’ye kadar ortak alabiliriz.” dedi.

Deminin yaptığı değerlendirmede ilk anlaşmada Eni

ve Çalık’ın projeye üçüncü ortak konusunda mutabık

olduklarını hatırlattı.

Petrobas firması tarafından Karadeniz`de başlatıl-

ması planlanan petrol arama çalışmalarıyla ilgili

olarak çalışmaların, Sinop bloğu olarak adlandırılan

bölgede, Şubat ayı sonlarında başlayacağı öğrenildi.

Karadeniz`deki petrol arama çalışmalarında kullanı-

lacak dünyanın en büyük sondaj platformlarından

birinin de çalışmalar için Norveç`ten yola çıktığı

belirtildi. Yaklaşık 3 hafta içerisinde dünyanın en

büyük sondajlarından birinin Türkiye karasularına

gireceği, Ocak ayı sonlarına doğru da platformun Si-

nop açıklarına demirlemesinin planlandığı da bilgiler

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), 1 Ocak

2010 piyasaya akaryakıt olarak arz edilen veya

dolaşımda bulunan otobiodizele, Türk Standartları

Enstitüsü’nün (TSE) Haziran 2009 tarihli “TS EN 14214

Otomotiv Yakıtları - Yağ Asidi Metil Esterleri - Dizel

Motorlar İçin - Özellikler ve Deney Yöntemleri” stan-

dardına uygun olması zorunluluğu getirdi.

EPDK’nın, Otobiodizel’e ilişkin teknik düzenleme

Tebliğ’i Resmi Gazete’de yayımlandı. Piyasaya akar-

yakıt olarak arz edilen veya dolaşımda bulunan oto-

biodizelin, Türk Standardları Enstitüsü tarafından ha-

zırlanan, Haziran 2009 tarihli “TS EN 14214 Otomotiv

Yakıtları - Yağ Asidi Metil Esterleri - Dizel Motorlar İçin

- Özellikler ve Deney Yöntemleri” standardına uygun

olması zorunlu olacak. Piyasaya akaryakıt olarak arz

EPDK’da Boş Bulunan Üyeliklere Atama ve İkinci

Başkanlığına Görevlendirme Yapılması Hakkında

Bakanlar Kurulu kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.

Karara göre Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nda

(EPDK) boş bulunan üyeliklere Abdullah Tancan ve

Alparslan Bayraktar, İkinci Başkanlığa ise Kurul Üyesi

Mustafa Yılmaz atandı.

Milan’da bir çalışma grubunun toplandığını kaydeden

Transneft sözcüsü, burada tara�ara yüzde 50’lik önerile-

rini ilettiklerini kaydetti. Transneft’in dışında Rus petrol

şirketi Rosneft’in de projeye dâhil olabileceği belirtiliyor.

Tara�ar Ocak ayında yeniden bir araya gelerek müza-

kerelerde bulunacak.

Transneft sözcüsü Demin, Bulgaristan’dan geçmesi

planlanan Burgaz-Dedeağaç projesiyle ilgili görüşme-

lerin durdurulduğunu belirtti. Demin, “Bulgar tarafı

kendi tutumunu netleştirmedi. Bulgaristan altı aydır

ki bizim konuyla ilgili sorularımıza yanıt vermiyor.” diye

konuştu

arasında. Bilgilendirme toplantısında Türkiye`de bu

zorlu projede TPAO ile birlikte yer almaktan mem-

nuniyet duyacağını belirten Petrobas Türkiye Genel

Müdürü Hercules Silva, `Sinop- 1 Kuyusu sondajının

2010 yılı Şubat ayı içerisinde başlayıp yaklaşık ay

içerisinde tamamlanması öngörülmektedir. Sinop – 1

kuyusunun operasyonal ve çevresel anlamda güvenli

geçmesi için çevresel anlamda gereken tüm önlemler

alınmakta ve en üstün teknoloji kullanılmaktadır,`

diye konuştu. Çıkarılacak petrolün ise yüzde 50 – 50

esasına göre paylaşılacağı belirtildi.

edilebilecek otobiodizelin resmi ismi, Türk Gümrük

Tarife Cetvelindeki Gümrük Tarife İstatistik Pozisyon

numaraları esas alınarak Kurul kararı ile belirlenecek.

Tebliğ 1 Ocak 2010 tarihinde yürürlüğe girecek.

Page 10: Petrol Plus Sayı: 7

8 PETROL PLUS - EKİM 2010

HaberlerHaberler

TPAO Karadeniz’in Potansiyelini Ortaya Çıkaracak

Uluslararası Enerji Ajansı Petrol Talep Tahminini Yükseltti

TPAO Grup Başkanı ÖmerŞahintürk, Karadeniz

Teknik Üniversitesi(KTÜ) Mühendislik Fakültesi Je-

oloji Mühendisliği Bölümü’nce Osman Turan Kültür

ve Kongre Merkezi‘nde düzenlenen 45. Yıl Jeoloji

Sempozyumu’nda, ‘Karadeniz‘in Hidrokarbon Potan-

siyeli ve Yapılan Son Çalışmalar’ konulu bir konuşma

yaptı. Karadeniz’deki hidrokarbon aramalarına 1960’lı

yıllarda başlandığına işaret eden Şahintürk, şu anda

kazılan kuyuların günlük maliyetinin 1 milyon dolar

olduğuna dikkat çekti. TPAO ve yabancı ortaklar aracılığı

ile Karadeniz’deki keşif çalışmalarının devam ettiğini

hatırlatan Şahintürk, hede�erinin Karadeniz’in potan-

siyelini ortaya çıkartmak olduğunun altını çizdi.

‘Bir tane kuyu kazalım, duralım, düşünelim, düşüne-

lim bir tane daha kazalım’ mantığında olmadıklarını

vurgulayan Şahintürk, ‘Sinop ve Yassıhöyük kuyusu

kuru da olsa üç tane delik kuyu atacağız. Yassıhöyük

bitti mi Sürmene‘ye gideceğiz. 2011’de ExxonMobil

sorumluluğunu yerine getirecek, çünkü o çalışıyor ve

yapacak. İster kuru çıksın ister çıkmasın. Çünkü bir kuru

bir keşif olursa en az dört derin kuyu açacağız. İki keşif

olursa en az beş derin kuyu artı tespit kuyuları açacağız.

Bunda şunu söylüyoruz; Karadeniz’in potansiyeli vardır.

IEA yayımladığı aylın raporunda, bu yıl küresel petrol talebinin günlük 86,9 milyon varil olacağını tahmin

ediyor. Ajansın geçen ay yayımladığı raporunda bu rakam 86,6 milyon varildi. IEA’nın petrol talebi tahminini

artırmasında ABD, Almanya ve Japonya‘da tüketimin yükselmesinin etkisi oldu.

Ajansa göre, gelecek yıl ise küresel petrol talebi günlük 88,2 milyon varil olacak. Bu rakam ise geçen ay 87,9

milyon varildi.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü‘nün enerji kolu olan IEA, zengin ülkelerin petrol talebinin bu yıl yüzde

0,7 artarak, günlük 45,8 milyon varile, OECD üyesi olmayan ülkelerin petrol talebinin ise yüzde 4,7 yükselerek,

günlük 41,2 milyon varile çıkacağını da belirtti.

Bu arada Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünün(OPEC), Perşembe günü yapacağı toplantıda üretim kotasında

değişikliğe gitmesi beklenmiyor. OPEC Dönem Başkanı ve Ekvador Petrol Bakanı Wilson Pastor, OPEC içinde

üretim kotasının değişmemesi konusunda uzlaşma olduğunu söyledi.

Libya Petrol Bakanı Şükri Ganem de üretim kotasında değişiklik yapmaya ihtiyaç olmadığını belirtti.

Petrol fiyatlarının 70-80 dolar bandında hareket etmesiyle ilgili olarak ise Suudi Arabistan Petrol Bakanı Ali

El-Naimi, bu fiyatların üreticilerin daha fazla yatırım yapmaları için ideal olduğunu ve kırılgan ekonomik to-

parlanmayı tehlikeye atacak kadar yüksek olmadığını ifade etti.

OPEC, küresel finansal ekonomik krizle birlikte petrol fiyatlarının düşüşe geçmesi üzerine üretim kotasında

bir dizi kesintiye gitmiş ve günlük petrol üretimini 4,2 milyon varil azaltmıştı. Örgüt, Aralık 2008’den bu yana

üretim kotasında değişiklik yapmıyor.

Bir kuyuyla, iki kuyuyla ‘tamam yaptım’ olmaz. Petrol

de bulsanız kimse ‘ben buraya 15 milyon dolar yatırım

yapacağım’ diyemez. Çünkü bu gaz, petrol, yarın nerede

ne olacağını kimse bilemez. Karada kuyu açıyoruz, bin

varille basıyor, altı ay sonra yüzde 80 suya dönüyor. Bu

denizde olmayacak diye bir şey yok.’ dedi.

TPAO’nun Karadeniz’deki idealinin bir büyük saha keş-

fetmek olduğunu ifade eden Şahintürk, ne yapıp yapıp

bunu gerçekleştireceklerinin altını çizdi. Karadeniz’in

batı ve doğusunda karada denize ışık tutacak diye

20’ye yakın kuyu kazdıklarını hatırlatan Şahintürk şöy-

le devam etti: ‘Hepsinde olumlu veriler elde etmişiz.

Oradan aldığımız verilerle denizin taşınacak kısımlarına

onları taşıyacağız. O nedenle uzun yıllar bekledik, bu-

gün de bu yolda yürüyeceğiz. Hep arzumuz, bunların

sonucunda tabi ki bu potansiyelin olduğunun da

müjdesini vermektir. Umuyorum yakın süreçte onları

da söyleyeceğiz.’

Şahintürk, son dönemlerde dünyada petrol sektörün-

de yaşanan sıkıntıların ardından yabancı şirketlerin

Karadeniz’e ilgisinin hatırlatılması üzerine şunları söy-

ledi: ‘Sonuçta aramacılık bir ticaret işidir. Keşfettiğimiz

zaman üreteceğiniz şeyin ekonomik bir manası olması

lazım. Denizin içerisinde bir petrolü yaklaşık 28 dolara

ürettiğiniz zaman eğer 17 dolara satmak durumunda

kalırsanız bu ekonomik olmayacaktır. Ama normalde

ürettiğiniz fiyatın üzerinde bir fiyatla karşılaşmanız

lazım ki ticaretiniz de bir kâr elde etsin. O nedenle de

petrol fiyatları bugünkü seyrinde kalsa bile Karadeniz

içerisinde hidrokarbon aramacılığının ekonomik ve

cazip olduğunu söylüyor. Bugünkü fiyatlar gaz ve petrol

yönünde keşif olması halinde ekonomik gözüküyor.’

Haberler

Körfez Ülkeleri Enerjiye 53 Milyar Dolar Yatıracak

Bakan Yıldız Enerji Arenası’nda Konuştu

Körfez’deki petrol üreticisi ülkelerin önümüzdeki

beş yıl içinde enerji üretim kapasitelerini artırma

ve artan talebe cevap verebilme amacıyla enerji

projelerine 53 milyar dolarlık yatırım yapacağı

bildirildi.

Arap Petrol Yatırım Şirketi tarafından yayınlanan

rapora göre bu yatırım miktarı, tüm Ortadoğu ve

Kuzey Afrika’daki elektrik geliştirme projeleri için

gerekli sermayenin yarısına denk geliyor.

Altı üyeden oluşan ve dünyanın ispatlanmış petrol

kaynaklarının yüzde 40’ını elinde tutan Körfez

İşbirliği Konseyi de ayrıca bölgede beklenen ek

enerji üretim kapasitesine yüzde 50 civarında ek

katkıda bulunmuş olacak.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Strate-

jik Teknik Ekonomik Araştırmalar Merkezi (STEAM)

tarafından düzenlenen ve “Enerjide Kabuk Değişimi

Yeni Politikalar, Zihinsel Devrim ve Uluslararası İşbir-

liği” başlığıyla gerçekleştirilen 12. Uluslararası Enerji

Arenası’nda konuştu.

Bakan Yıldız konuşmasında, “Bizim de ortak olduğu-

muz Nabucco Projesi ticari bir projedir deriz. Ticari

bir projedir aslında. Tedarikçisi vardır, taşıması ve

tüketicisi vardır. Ama bu ticari proje son derece siyasi

bir zeminde yürümektedir. Eğer zihinsel bir devrim

yapacaksak bunların aşılabiliyor olması lazım” dedi.

Yıldız, “Bugün AB üyesi ülkelerin tamamen siyasi

bir prestiji haline gelmiştir bu proje. Sürekli işbirliği

içerisinde yürütülen bu çalışmaların temelinde siyasi

argümanlar yatar. Şu sorununu cevabı verilememiştir,

On üye ülkeden oluşan Arap Petrol İhraç Eden

Ülkeler Organizasyonu’na bağlı Arap Petrol Yatı-

rım Şirketi’nin raporuna göre Ortadoğu ve Kuzey

Afrika’da 2011-2015 yılları arasında enerji üretimin-

deki toplam sermaye 117 milyar dolara ulaşacak ve

kapasiteye 98,9 GW’lık elektrik eklenecek.

Dammam merkezli şirketin raporunda ayrıca bölgesel

olarak incelendiğinde genişlemenin yüzde 49’unun

Körfez ülkelerinde görüleceği ve Körfez’de enerji pro-

jelerine 53 milyar Dolar harcanacağı ifade edildi. Enerji

yatırımlarının değeri doğu Arap ülkelerinde 25,1 milyar

Dolar, İran’da 24,1 milyar Dolar, batı Arap ülkelerinde

13,7 milyar Dolar ve diğer Arap ülkelerinde de 1,7 mil-

yar doları bulacak. Enerji üretim kapasitesi 2011-2015

yılları arasında yüzde 7,7 oranında büyüme kaydedecek

çünkü bu soru sorulmamıştır. Mesela niçin İran’a ya-

pılan yaptırımların petrol ürünleriyle alakalı yanıyla

bir ülke yaptırım koymuştur da petrolün kendisiyle

ilgili koymamıştır? Niçin ham madde, ham petrolün

ve belirtilen zaman diliminde 99 GW’lık ek kapasite ile

neticelenecek.

Uzmanlara göre yüzde 8,5 oran ile en büyük talep

artışı Körfez’de görülecek. Talep artışı doğuda yüzde

7,5, diğer Arap ülkelerinde yüzde 7,2, İran’da yüzde 7

ve batıda yüzde 6,5 olarak tahmin ediliyor.

ticareti serbesttir? Aynı şekilde gelir getirici bir unsur

taşımaktadır. Ama petrol ürünleriyle alakalı konuda

bu kısıt getirilmiştir. Eğer zihinsel devrim olarak

bakacaksak bunların cevabını verebilmek için bu

soruları da sormak lazımdır” şeklinde konuştu Yıldız,

enerji sektörünün kendi içindeki kalemlerinde, bü-

yüme performansları arasında Türkiye’nin dünyada

ilk 12’de yer aldığını ifade ederken “Bu değişimin

yönetilebilmesi bu değişimin kendisi kadar önemli.

Politikaların zamanında ve doğru olarak yapılması

ve bunların düzenlenmesi ve bunlarla alakalı tama-

men ithalata bağlı diyebileceğimiz kaynakların, hem

yerli Kaynaklar haline getirilmesiyle ilgili politikaların

geliştirilmesi hem de azının ve çoğunun her ikisinin

beraber zarar verdiği bir değişimi yönetmek duru-

mundasınız. Doğalgaz ve petrolün azı zararlı, çoğu

daha az zararlı” diye konuştu.

18 Eylül Sürecinde Aytemiz Akaryakıt Transfer Rekoru Kırdı Rekabet Kurulu’nun intifalara ilişkin kararının yürürlüğe

girdiği 18 Eylül 2010 tarihi sektör açısından önemli

ölçüde sorunsuz olarak atlatıldı.

18 Eylül sürecinde dağıtıcısını değiştiren bayi sayısı

beklenenin altında kalırken, EPDK’nın lisans tadillerinde

gösterdiği performans bayilerden tam not aldı. Sektör

temsilcileri bayilerin yaşanması olası aksaklıklardan

çekinerek dağıtım şirketi değiştirmekte çekimser kaldık-

larını belirterek, kararın sektöre etkilerinin önümüzdeki

beş yıllık dönemde ortaya çıkacağına dikkat çektiler.

EPDK verilerine göre kararın yürürlüğe girmesinin ardın-

dan Eylül ayı sonuna kadar yaklaşık 800 bayi dağıtıcısını

değiştirdi. Bu süreci en iyi değerlendiren dağıtım şirketi

ise Aytemiz Akaryakıt Dağıtım A.Ş oldu. İstasyonunu

değiştiren 800 bayinin yaklaşık yüzde 20’si Aytemiz

Akaryakıt Dağıtım A.Ş’yi tercih etti.

Page 11: Petrol Plus Sayı: 7

PETROL PLUS - EKİM 2010 9

HaberlerHaberler

Körfez Ülkeleri Enerjiye 53 Milyar Dolar Yatıracak

Bakan Yıldız Enerji Arenası’nda Konuştu

Körfez’deki petrol üreticisi ülkelerin önümüzdeki

beş yıl içinde enerji üretim kapasitelerini artırma

ve artan talebe cevap verebilme amacıyla enerji

projelerine 53 milyar dolarlık yatırım yapacağı

bildirildi.

Arap Petrol Yatırım Şirketi tarafından yayınlanan

rapora göre bu yatırım miktarı, tüm Ortadoğu ve

Kuzey Afrika’daki elektrik geliştirme projeleri için

gerekli sermayenin yarısına denk geliyor.

Altı üyeden oluşan ve dünyanın ispatlanmış petrol

kaynaklarının yüzde 40’ını elinde tutan Körfez

İşbirliği Konseyi de ayrıca bölgede beklenen ek

enerji üretim kapasitesine yüzde 50 civarında ek

katkıda bulunmuş olacak.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Strate-

jik Teknik Ekonomik Araştırmalar Merkezi (STEAM)

tarafından düzenlenen ve “Enerjide Kabuk Değişimi

Yeni Politikalar, Zihinsel Devrim ve Uluslararası İşbir-

liği” başlığıyla gerçekleştirilen 12. Uluslararası Enerji

Arenası’nda konuştu.

Bakan Yıldız konuşmasında, “Bizim de ortak olduğu-

muz Nabucco Projesi ticari bir projedir deriz. Ticari

bir projedir aslında. Tedarikçisi vardır, taşıması ve

tüketicisi vardır. Ama bu ticari proje son derece siyasi

bir zeminde yürümektedir. Eğer zihinsel bir devrim

yapacaksak bunların aşılabiliyor olması lazım” dedi.

Yıldız, “Bugün AB üyesi ülkelerin tamamen siyasi

bir prestiji haline gelmiştir bu proje. Sürekli işbirliği

içerisinde yürütülen bu çalışmaların temelinde siyasi

argümanlar yatar. Şu sorununu cevabı verilememiştir,

On üye ülkeden oluşan Arap Petrol İhraç Eden

Ülkeler Organizasyonu’na bağlı Arap Petrol Yatı-

rım Şirketi’nin raporuna göre Ortadoğu ve Kuzey

Afrika’da 2011-2015 yılları arasında enerji üretimin-

deki toplam sermaye 117 milyar dolara ulaşacak ve

kapasiteye 98,9 GW’lık elektrik eklenecek.

Dammam merkezli şirketin raporunda ayrıca bölgesel

olarak incelendiğinde genişlemenin yüzde 49’unun

Körfez ülkelerinde görüleceği ve Körfez’de enerji pro-

jelerine 53 milyar Dolar harcanacağı ifade edildi. Enerji

yatırımlarının değeri doğu Arap ülkelerinde 25,1 milyar

Dolar, İran’da 24,1 milyar Dolar, batı Arap ülkelerinde

13,7 milyar Dolar ve diğer Arap ülkelerinde de 1,7 mil-

yar doları bulacak. Enerji üretim kapasitesi 2011-2015

yılları arasında yüzde 7,7 oranında büyüme kaydedecek

çünkü bu soru sorulmamıştır. Mesela niçin İran’a ya-

pılan yaptırımların petrol ürünleriyle alakalı yanıyla

bir ülke yaptırım koymuştur da petrolün kendisiyle

ilgili koymamıştır? Niçin ham madde, ham petrolün

ve belirtilen zaman diliminde 99 GW’lık ek kapasite ile

neticelenecek.

Uzmanlara göre yüzde 8,5 oran ile en büyük talep

artışı Körfez’de görülecek. Talep artışı doğuda yüzde

7,5, diğer Arap ülkelerinde yüzde 7,2, İran’da yüzde 7

ve batıda yüzde 6,5 olarak tahmin ediliyor.

ticareti serbesttir? Aynı şekilde gelir getirici bir unsur

taşımaktadır. Ama petrol ürünleriyle alakalı konuda

bu kısıt getirilmiştir. Eğer zihinsel devrim olarak

bakacaksak bunların cevabını verebilmek için bu

soruları da sormak lazımdır” şeklinde konuştu Yıldız,

enerji sektörünün kendi içindeki kalemlerinde, bü-

yüme performansları arasında Türkiye’nin dünyada

ilk 12’de yer aldığını ifade ederken “Bu değişimin

yönetilebilmesi bu değişimin kendisi kadar önemli.

Politikaların zamanında ve doğru olarak yapılması

ve bunların düzenlenmesi ve bunlarla alakalı tama-

men ithalata bağlı diyebileceğimiz kaynakların, hem

yerli Kaynaklar haline getirilmesiyle ilgili politikaların

geliştirilmesi hem de azının ve çoğunun her ikisinin

beraber zarar verdiği bir değişimi yönetmek duru-

mundasınız. Doğalgaz ve petrolün azı zararlı, çoğu

daha az zararlı” diye konuştu.

18 Eylül Sürecinde Aytemiz Akaryakıt Transfer Rekoru Kırdı Rekabet Kurulu’nun intifalara ilişkin kararının yürürlüğe

girdiği 18 Eylül 2010 tarihi sektör açısından önemli

ölçüde sorunsuz olarak atlatıldı.

18 Eylül sürecinde dağıtıcısını değiştiren bayi sayısı

beklenenin altında kalırken, EPDK’nın lisans tadillerinde

gösterdiği performans bayilerden tam not aldı. Sektör

temsilcileri bayilerin yaşanması olası aksaklıklardan

çekinerek dağıtım şirketi değiştirmekte çekimser kaldık-

larını belirterek, kararın sektöre etkilerinin önümüzdeki

beş yıllık dönemde ortaya çıkacağına dikkat çektiler.

EPDK verilerine göre kararın yürürlüğe girmesinin ardın-

dan Eylül ayı sonuna kadar yaklaşık 800 bayi dağıtıcısını

değiştirdi. Bu süreci en iyi değerlendiren dağıtım şirketi

ise Aytemiz Akaryakıt Dağıtım A.Ş oldu. İstasyonunu

değiştiren 800 bayinin yaklaşık yüzde 20’si Aytemiz

Akaryakıt Dağıtım A.Ş’yi tercih etti.

Page 12: Petrol Plus Sayı: 7

10 PETROL PLUS - EKİM 2010

Haberler

Kaçak Petrolün Tespitinde Öncelikli Görev Kolluk Kuvvetlerinin

TOBB Petrol Meclisi Başkanlık Divanı Seçimleri Yapıldı

Kaçak Petrolün Tespit ve Tasfiyesine Dair Usul ve Esaslar

Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair

Yönetmelik yayınlandı.

Yeni yönetmeliğe göre, kaçak petrol tespit ve el koyma

tutanağının önce olaya el koyan kolluk kuvvetlerince

imzalanması şart.

Yönetmeliğin değişen maddeleri;

Yönetmeliğin 12 nci maddesinin altıncı fıkrası,”Söz

konusu tutanak, ürün sahibi ya da sürücü ile sadece bu

olaya el konulması eyleminde bilfiil bulunan görevliler

tarafından ilave veya değişiklik yapılamayacak şekilde

imzalanır. Kaçak Petrol Tespit ve El Koyma Tutanağı,

önce olaya el koyan kolluk görevlileri, sonra şahitler

ve en son olarak da şüpheli tarafından imzalanır. Ha-

riçten iki şahidin temini mümkün olmayan hallerde,

tutanak şahitsiz olarak düzenlenir. Kaçak petrol ile ilgili

doküman ve belgeler mevcutsa bu da tutanakta belir-

tilir. Tutanağın her sayfası ilgililerce imzalanır” şeklinde

değiştirildi.

Yönetmeliğin 17 nci maddesine “Bu Yönetmeliğin 3

üncü maddesinde yer alan kaçak petrol ürünlerinden

sahipsiz yakalamalarda veya yakalanan petrol ürünle-

rinin tahmini satış tutarının test ve analiz bedellerinin

karşılanmasına dahi yetmeyecek kadar az olması

halinde, seyyar kontrol cihazı ile ulusal marker tespiti

yapılır. Yapılan ulusal marker ölçüm sonucunda so-

nucun geçersiz çıkması durumunda yakalanan petrol

ürünlerinden numune alınmaz ve teknik düzenlemelere

aykırı olarak kabul edilir ve il özel idarelerine devredilir”

fıkrası eklendi

Yönetmeliğin 18 inci maddesinin birinci fıkrası,

“Kaçak zannı ile ele geçirilen petrol ürünleri, düzenlenen

Bugün toplanan TOBB Petrol ve Petrol Ürünleri Sanayi Meclisi, ikinci dö-

nem Başkanlık Divanı seçimini gerçekleştirdi. Meclis Başkanlığı’na PETDER

Başkanı Muammer Ekim, Başkan Yardımcılıklarına ise PÜİS Genel Merkez

Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri Güner Yenigün ve TABGİS Yönetim

Kurulu Başkan Vekili Murat Bilgin seçildi.

Kaçak Petrol Tespit ve El Koyma Tutanağı ile birlikte

uygun şartlarda muhafaza edilmek üzere, ele geçirilen

mahallin bağlı olduğu il özel idaresine kaçak petrol

ürünlerini yakalayan kolluk gücü tarafından yakalama

yerinde teslim edilir. İl özel idareleri teslim esnasında

Tutanak suretlerinin ilgili bölümünü onaylayarak teyit

ederler” şeklinde değiştirildi.

Yönetmeliğin 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (b)

bendi aşağıdaki şekilde değiştirilirken ve aynı fıkraya

aşağıdaki (c) bendi eklendi,

“(b) Bu Yönetmeliğin 3 üncü maddesinin birinci fık-

rasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendinde kaçak

petrol kapsamında sayılan ve akaryakıta dönüştürmek

maksadıyla kullanılan veya bulundurulan akaryakıt

haricinde kalan solvent, madenî ve baz yağ, asfalt,

solvent nafta ve benzeri petrol ürünleri de (a) bendinde

belirtilen usulle satılır. Ancak, bunların satış ihalesine

sadece, benzeri ürünlerin ithal yetkisine sahip olanlar

katılabilir. Söz konusu ürünlerin tahmini satış bedeli

de dönüştürülmemiş ürünlerde ihale ilan tarihindeki

benzerlerinin piyasa değerinin yüzde altmış beşinden,

dönüştürme işlemi yapılmışlarda ise dönüştürülmeden

önceki orijinal halinin piyasa değerinin yüzde kırkından

aşağı belirlenemez.”

“(c) Birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde belirtilen usul-

lere göre gerekli satış işlemi gerçekleştirilemeyen petrol

ürünleri il özel idareleri tarafından gerekli tedbirler

alınmak şartı ile piyasa faaliyetlerine konu edilmeden

tüketimde kullanılması için (a) ve (b) bentlerinde belir-

tilen asgari satış bedelleri üzerinden kamu kurum ve

kuruluşları ile mahalli idarelere satılabilir.”

Yönetmeliğin 23 üncü maddesinin üçüncü fıkrası, “An-

cak, teslim edilen ürünlerden analiz sonuç raporuna

göre rafineri proseslerine ve katalizelerine zarar verebi-

leceği tespit edilenler ilk madde olarak kullanılmak veya

diğer şekillerde değerlendirilmek üzere uyuşulacak be-

del üzerinden rafinerilere veya il özel idareleri tarafından

gerekli tedbirler alınmak şartı ile piyasa faaliyetlerine

konu edilmeden tüketimde kullanılması için kamu

kurum ve kuruluşları ile mahalli idarelere satılabilir veya

imha edilebilir. Rafineriler, kamu kurum ve kuruluşları ile

mahalli idareler teslim edilen bu ürünlerle ilgili gerekli

tedbirleri alırlar” şeklinde değiştirildi.

Ayrıca yönetmeliğe eklenen Geçici 3 üncü maddede

“Bu Yönetmeliğin 22 nci maddesinde yer alan petrol

ürünlerinden teknik düzenlemelere uygun olmayanlar

ile anılan maddede sayılmayan teknik düzenlemelere

uygun olmayan ürün olarak kabul edilenlerin 23 üncü

madde kapsamında tasfiyesinde Kurumdan lisans alan

rafinerici lisansı sahibi tüzel kişi sayısının birden fazla

olmaması halinde il özel idareleri tarafından mevcut

lisans sahibine doğrudan satılabilir” denildi.

Page 13: Petrol Plus Sayı: 7
Page 14: Petrol Plus Sayı: 7

12 PETROL PLUS - EKİM 2010

Kafkas Üniversitesi’nden İsmail Aytemiz’e Fahri DoktoraKafkas üniversitesi, Kars’a yaptığı yatırımlar ve üniversiteye sağladığı katkılar nedeniyle İsmail Aytemiz’e fahri doktora unvanı verdi.

Akaryakıt sektörünün duayen isimlerinden, Ayte-

miz Akaryakıt Dağıtım A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı

ve PÜİS Onursal Başkanı İsmail Aytemiz’e fahri

doktora unvanı verildi.

İsmail Aytemiz’e, Kars’a yaptığı yatırımlar ve

üniversiteye sağladığı katkılar nedeniyle, Kafkas

Üniversitesi tarafından verilen fahri doktora unvanı

bir tören düzenlendi.

Törene; Kars Valisi Ahmet Kara, Kars Belediye

Başkanı Nevzat Bozkuş, CHP İstanbul Milletvekili

Esfender Korkmaz, CHP Ardahan Milletvekili Ensar

Öğüt, Kars Eski Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu,

Hayırsever Vasfiye Eriş, KAI Vakfı Başkanı Turan

Çelik ve üyeleri, Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof.

Dr. Ramazan Korkmaz, Emniyet Müdürü Cengiz

Zeybek, üniversitenin öğretim üyeleri, öğrenciler

ve çok sayıda davetli katıldı.

İsmail Aytemiz’in hayatını ve başarı öyküsünü

anlatan sinevizyon ile başlayan törende İsmail

Aytemiz’de bir konuşma yaptı.

İş hayatına 23 yaşında bir heykel atölyesinde

başladığını ve 3 yıl Türkiye’de 53 il, 480 ilçe ve köy

okullarını gezerek Atatürk Büstü yaptığı anlatan

Aytemiz, bu iş ile ticareti öğrendiğini söyledi.

İşlerinin yoğunluğu nedeniyle üniversite eğitimi

alamadığını anlatan Aytemiz, rahmetli annesinin

kendisinin ‘’işlerinden dolayı İsmail okuyamadı,

okusaydı Vali olurdu’’ dediğini, Vali olamadığını

ama valilerle dost olan bir işadamı olduğunu

ifade etti.

Kars kökenli bir aile olarak yetiştiği topraklara ve

hemşehrilerine her zaman borçlu hissettiğini,

Kars’ta aldığı temel değerlerle bu günlere geldiğini

belirten Aytemiz, ‘’yurduma ve insanlarımıza karşı

sosyal sorumluluğum gereği harcadığım emeklerin

karınca kararınca yaptığım katkıların, toplumun

duyarlı insanların takdirine mazhar olmasından do-

layı tarifsiz bir sevinç ve gurur duyuyorum’’ dedi.

Aytemiz, “Kafkas Üniversitesi Rektörlüğü ve Sena-

tosu, Fahri Doktorluk payesini bana bilimsel bir

çalışmam nedeniyle değil, Kars’a kazandırdığım

eserler ve Kafkas Üniversitesi’ne yaptığım katkılar

nedeniyle vermeyi kararlaştırdı.

Kafkas Üniversitesi’nin bu kararı, çok büyük bir ka-

dirşinaslık, eşsiz bir değerbilirliktir. Fahri Doktorluk

payesi, hayatımı ve uğraşlarımı anlamlandıran ve

beni onurlandıran bir paye olacaktır.

Onun için, bu payenin bana tevdi edilmesini,

Kanuni’nin “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat

gibi” vecizesiyle karşılaştırırken abartılı davranma-

dığımı düşünüyorum. Bu sözdeki “devlet” kavramı,

mutluluk, zenginlik, talih anlamlarına geliyor. Ben

de bir kadirbilirlik sonucu bana tevdi edilen Fahri

Doktorluk payesini kendim için bir talih ve mutlu-

luk sebebi olarak değerlendiriyorum.

Kars kökenli bir aile olarak, kendimizi, yetiştiğimiz

bu güzel topraklara, Kars’a ve hemşerilerimize karşı

her zaman borçlu hissettik. Bugün geldiğimiz yeri

ve sizlerle birlikte bulunma onurunu, buradan al-

dığımız temel değerlere borçluyuz. Yaptığımız her

şeyin kökeninde bu temel değerler var.

Fahri doktorluk payesini, Kars’ta edindiğimiz bu

değerlerin ve yarım yüzyıla yaklaşan o dursuz

duraksız, çetin ve yoğun çalışma yıllarımın manevi

karşılığını bulması olarak görüyorum. Yurduma

ve insanımıza karşı sosyal sorumluluğum gereği

harcadığım emeklerin, karınca kararınca yaptığım

katkıların, toplumun duyarlı insanlarının takdirle-

rine mazhar olmasından dolayı tarifsiz bir sevinç,

gurur ve onur duyuyorum” diye konuştu.

Petrol Ürünleri İşverenler Sertifikası Genel Baş-

kanlığını bıraktığında sendika genel kurulunun

Güncel Güncel

kendini üstün hizmet madalyasına ve Onursal

Genel Başkanlık unvanına layık gördüğünü hatır-

latan Aytemiz, “Ayrıca Kars’a kazandırdığım eserleri

dikkate alarak, Kars Valiliğimizin ve Kars Milletve-

killerimizin teklifi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi

oluru ile, 2007 yılında, TBMM Üstün Hizmet Ödülü

ile taltif edilmiştim.

Bugün, burada, ana-baba ocağım Kars’ta Kafkas

Üniversitesi, büyük bir kadirbilirlikle, bana, Fahri

Doktorluk payesini tevdi edecek.

Bütün bunları görmemi ve yaşamamı nasip ettiği

için, Allah’a şükrediyorum.

Bana lütfettikleri Fahri Doktorluk payesi ile haya-

tımı ve hizmetlerimi taçlandıran Kafkas Üniversi-

tesi Rektörlüğü ve Senatosuna şükranlarımı arz

ediyorum.

Şimdi geriye doğru dönüp baktığımda, bir şiirden

esinlenerek sizlerle şu duygularımı paylaşmak

istiyorum:

Ben beni bir daha ele geçirsem,

Yani bu dünyaya bir daha gelsem,

Yaşardım yine böyle can hıraş bir uğraş içinde,

Yaşardım yine böyle yurduna ve insanına karşı

sorumlu,

Ben beni bir daha ele geçirsem.

İnsan çok başarılı olabilir, çok yüksek makam ve

mevkilere gelebilir. Bunlardan haz duyabilir ve

tatmin olabilir. Ama, toplumun takdirinin bir insana

yaşattığı duygu bambaşkadır. Ancak toplumun

takdiri bir insana “bu dünyaya bir daha gelsem yine

böyle yaşardım” dedirtebilir” dedi.

İsmail Aytemiz’in ardından söz alan Kafkas Üni-

versitesi Rektörü Prof. Dr. Abamüslüm Güven ise

üniversitenin eğitim-öğretim kalitesi, ulusal ve

uluslararası alanda yaptığı çalışmalar ile çağdaş

altyapısı ve teknik donanımı ile gelişmesini hızlı

bir şekilde sürdürdüğünü söyledi.

Güven, “ Üniversitemiz kurulduğu günden bu güne

kadar sadece iki devlet başkanına fahri doktora

diploması vermiştir. Bu diplomaların ilki 8 Eylül

2000 tarihinde Azerbaycan Devlet Başkanı Merhum

Sayın Haydar Aliyev’e vermiştir. İkincisi ise 9 Mayıs

2003 tarihinde KKTC Birinci Cumhurbaşkanı Sayın

Rauf Denktaş’a takdim edilmiştir. Üniversite olarak

üçüncü fahri doktora diplomamızı ise eğitimde

kalite ve fırsat eşitliği için önemli sorumluluklar

yüklenen ve eğitimin geleceğin kilidini açacak ye-

gane anahtar olarak düşündüğüne inandığımız iyi

bir işletmeci, başarılı bir iş adamı olan Sayın İsmail

Aytemiz’e vermekten büyük bir gurur duyuyoruz.

Toplumların büyümesinde ve gelişmesinde en

büyük etki ve en önemli sonuç eğitime yapılan

yatırımlardan alınmıştır. Ulu önder Atatürk’ün

dediği gibi, “En feyizli vazifemiz eğitim ve öğretim

işidir.” Eğitim ve öğretim işlerinde mutlaka muzaf-

fer olmak lazımdır. Bir milletin hakiki kurtuluşu

ancak bu sürede olur. Sayın Aytemiz eğitimin

önemine gönülden inanmış ve eğitime çok

önemli eserler kazandırmıştır. Yıllardır memleketi

olan Kars’a gelerek ihtiyaç sahibi aileleri düzenli

olarak ziyaret etmekte, Kars’ın sorunlarına kalıcı

çözümler bulmaya çalışmaktadır. Sayın Aytemiz

için eğitim öncelikli konulardandır. Başarılı genç-

lere sahip çıkması ve geleceğin gençlerin elinde

olması bizi umutlandırmıştır. Toplumda sanat ve

eğitim biliminin gerçekleştirilmesi, çocuklarımız

ve gençlerimizin spor ve sanatla ilgilenmesini

isteyen bunun için çalışmalarda bulunan sanat

sever bir kişiliktir. Doğduğu ilin sorunlarını da

çözümlerini de çok iyi bilen Sayın Aytemiz, sağlık

sorunlarıyla da ilgilenmiş ve bu anlamda da üze-

rine düşen görevleri yapmıştır. Hepimizin bildiği

gibi Sayın Aytemiz, geçmişine saygı duyarak bu

gününü değerlendiren ve geleceğe dair toplum-

sal sorumluluklar taşıyan başarılı bir işletmeci,

saygıdeğer bir iş adamıdır. Bugün Aytemiz adı

bir marka olabilmişse ve bu insana ülkemizin

bir başından bir başına kadar saygı duyuluyor,

güven duyuluyorsa burada bir emek, disiplinli bir

çalışma, sorumluluk, kocaman bir yürek ve Sayın

Aytemiz’in işletmecilik anlayışı vardır. Kendisine

yaşadığımız şehir ve ülkemize yaptığı katkılardan

dolayı şahsım ve kendim adıma şükranlarımı

sunuyorum. Sayın Aytemiz bundan böyle üniver-

sitemizin de bir üyesidir. Kendilerine fahri doktora

diploması vermekten büyük bir onur duyduğumu

belirtmek istiyorum” diye konuştu.

Törenin ardından Aytemiz’e fahri doktora ödülü

ve diploması Kafkas Üniversitesi Rektörü Güven

tarafından verildi.

Page 15: Petrol Plus Sayı: 7

PETROL PLUS - EKİM 2010 13

Güncel

Kafkas Üniversitesi’nden İsmail Aytemiz’e Fahri DoktoraKafkas üniversitesi, Kars’a yaptığı yatırımlar ve üniversiteye sağladığı katkılar nedeniyle İsmail Aytemiz’e fahri doktora unvanı verdi.

Akaryakıt sektörünün duayen isimlerinden, Ayte-

miz Akaryakıt Dağıtım A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı

ve PÜİS Onursal Başkanı İsmail Aytemiz’e fahri

doktora unvanı verildi.

İsmail Aytemiz’e, Kars’a yaptığı yatırımlar ve

üniversiteye sağladığı katkılar nedeniyle, Kafkas

Üniversitesi tarafından verilen fahri doktora unvanı

bir tören düzenlendi.

Törene; Kars Valisi Ahmet Kara, Kars Belediye

Başkanı Nevzat Bozkuş, CHP İstanbul Milletvekili

Esfender Korkmaz, CHP Ardahan Milletvekili Ensar

Öğüt, Kars Eski Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu,

Hayırsever Vasfiye Eriş, KAI Vakfı Başkanı Turan

Çelik ve üyeleri, Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof.

Dr. Ramazan Korkmaz, Emniyet Müdürü Cengiz

Zeybek, üniversitenin öğretim üyeleri, öğrenciler

ve çok sayıda davetli katıldı.

İsmail Aytemiz’in hayatını ve başarı öyküsünü

anlatan sinevizyon ile başlayan törende İsmail

Aytemiz’de bir konuşma yaptı.

İş hayatına 23 yaşında bir heykel atölyesinde

başladığını ve 3 yıl Türkiye’de 53 il, 480 ilçe ve köy

okullarını gezerek Atatürk Büstü yaptığı anlatan

Aytemiz, bu iş ile ticareti öğrendiğini söyledi.

İşlerinin yoğunluğu nedeniyle üniversite eğitimi

alamadığını anlatan Aytemiz, rahmetli annesinin

kendisinin ‘’işlerinden dolayı İsmail okuyamadı,

okusaydı Vali olurdu’’ dediğini, Vali olamadığını

ama valilerle dost olan bir işadamı olduğunu

ifade etti.

Kars kökenli bir aile olarak yetiştiği topraklara ve

hemşehrilerine her zaman borçlu hissettiğini,

Kars’ta aldığı temel değerlerle bu günlere geldiğini

belirten Aytemiz, ‘’yurduma ve insanlarımıza karşı

sosyal sorumluluğum gereği harcadığım emeklerin

karınca kararınca yaptığım katkıların, toplumun

duyarlı insanların takdirine mazhar olmasından do-

layı tarifsiz bir sevinç ve gurur duyuyorum’’ dedi.

Aytemiz, “Kafkas Üniversitesi Rektörlüğü ve Sena-

tosu, Fahri Doktorluk payesini bana bilimsel bir

çalışmam nedeniyle değil, Kars’a kazandırdığım

eserler ve Kafkas Üniversitesi’ne yaptığım katkılar

nedeniyle vermeyi kararlaştırdı.

Kafkas Üniversitesi’nin bu kararı, çok büyük bir ka-

dirşinaslık, eşsiz bir değerbilirliktir. Fahri Doktorluk

payesi, hayatımı ve uğraşlarımı anlamlandıran ve

beni onurlandıran bir paye olacaktır.

Onun için, bu payenin bana tevdi edilmesini,

Kanuni’nin “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat

gibi” vecizesiyle karşılaştırırken abartılı davranma-

dığımı düşünüyorum. Bu sözdeki “devlet” kavramı,

mutluluk, zenginlik, talih anlamlarına geliyor. Ben

de bir kadirbilirlik sonucu bana tevdi edilen Fahri

Doktorluk payesini kendim için bir talih ve mutlu-

luk sebebi olarak değerlendiriyorum.

Kars kökenli bir aile olarak, kendimizi, yetiştiğimiz

bu güzel topraklara, Kars’a ve hemşerilerimize karşı

her zaman borçlu hissettik. Bugün geldiğimiz yeri

ve sizlerle birlikte bulunma onurunu, buradan al-

dığımız temel değerlere borçluyuz. Yaptığımız her

şeyin kökeninde bu temel değerler var.

Fahri doktorluk payesini, Kars’ta edindiğimiz bu

değerlerin ve yarım yüzyıla yaklaşan o dursuz

duraksız, çetin ve yoğun çalışma yıllarımın manevi

karşılığını bulması olarak görüyorum. Yurduma

ve insanımıza karşı sosyal sorumluluğum gereği

harcadığım emeklerin, karınca kararınca yaptığım

katkıların, toplumun duyarlı insanlarının takdirle-

rine mazhar olmasından dolayı tarifsiz bir sevinç,

gurur ve onur duyuyorum” diye konuştu.

Petrol Ürünleri İşverenler Sertifikası Genel Baş-

kanlığını bıraktığında sendika genel kurulunun

Güncel Güncel

kendini üstün hizmet madalyasına ve Onursal

Genel Başkanlık unvanına layık gördüğünü hatır-

latan Aytemiz, “Ayrıca Kars’a kazandırdığım eserleri

dikkate alarak, Kars Valiliğimizin ve Kars Milletve-

killerimizin teklifi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi

oluru ile, 2007 yılında, TBMM Üstün Hizmet Ödülü

ile taltif edilmiştim.

Bugün, burada, ana-baba ocağım Kars’ta Kafkas

Üniversitesi, büyük bir kadirbilirlikle, bana, Fahri

Doktorluk payesini tevdi edecek.

Bütün bunları görmemi ve yaşamamı nasip ettiği

için, Allah’a şükrediyorum.

Bana lütfettikleri Fahri Doktorluk payesi ile haya-

tımı ve hizmetlerimi taçlandıran Kafkas Üniversi-

tesi Rektörlüğü ve Senatosuna şükranlarımı arz

ediyorum.

Şimdi geriye doğru dönüp baktığımda, bir şiirden

esinlenerek sizlerle şu duygularımı paylaşmak

istiyorum:

Ben beni bir daha ele geçirsem,

Yani bu dünyaya bir daha gelsem,

Yaşardım yine böyle can hıraş bir uğraş içinde,

Yaşardım yine böyle yurduna ve insanına karşı

sorumlu,

Ben beni bir daha ele geçirsem.

İnsan çok başarılı olabilir, çok yüksek makam ve

mevkilere gelebilir. Bunlardan haz duyabilir ve

tatmin olabilir. Ama, toplumun takdirinin bir insana

yaşattığı duygu bambaşkadır. Ancak toplumun

takdiri bir insana “bu dünyaya bir daha gelsem yine

böyle yaşardım” dedirtebilir” dedi.

İsmail Aytemiz’in ardından söz alan Kafkas Üni-

versitesi Rektörü Prof. Dr. Abamüslüm Güven ise

üniversitenin eğitim-öğretim kalitesi, ulusal ve

uluslararası alanda yaptığı çalışmalar ile çağdaş

altyapısı ve teknik donanımı ile gelişmesini hızlı

bir şekilde sürdürdüğünü söyledi.

Güven, “ Üniversitemiz kurulduğu günden bu güne

kadar sadece iki devlet başkanına fahri doktora

diploması vermiştir. Bu diplomaların ilki 8 Eylül

2000 tarihinde Azerbaycan Devlet Başkanı Merhum

Sayın Haydar Aliyev’e vermiştir. İkincisi ise 9 Mayıs

2003 tarihinde KKTC Birinci Cumhurbaşkanı Sayın

Rauf Denktaş’a takdim edilmiştir. Üniversite olarak

üçüncü fahri doktora diplomamızı ise eğitimde

kalite ve fırsat eşitliği için önemli sorumluluklar

yüklenen ve eğitimin geleceğin kilidini açacak ye-

gane anahtar olarak düşündüğüne inandığımız iyi

bir işletmeci, başarılı bir iş adamı olan Sayın İsmail

Aytemiz’e vermekten büyük bir gurur duyuyoruz.

Toplumların büyümesinde ve gelişmesinde en

büyük etki ve en önemli sonuç eğitime yapılan

yatırımlardan alınmıştır. Ulu önder Atatürk’ün

dediği gibi, “En feyizli vazifemiz eğitim ve öğretim

işidir.” Eğitim ve öğretim işlerinde mutlaka muzaf-

fer olmak lazımdır. Bir milletin hakiki kurtuluşu

ancak bu sürede olur. Sayın Aytemiz eğitimin

önemine gönülden inanmış ve eğitime çok

önemli eserler kazandırmıştır. Yıllardır memleketi

olan Kars’a gelerek ihtiyaç sahibi aileleri düzenli

olarak ziyaret etmekte, Kars’ın sorunlarına kalıcı

çözümler bulmaya çalışmaktadır. Sayın Aytemiz

için eğitim öncelikli konulardandır. Başarılı genç-

lere sahip çıkması ve geleceğin gençlerin elinde

olması bizi umutlandırmıştır. Toplumda sanat ve

eğitim biliminin gerçekleştirilmesi, çocuklarımız

ve gençlerimizin spor ve sanatla ilgilenmesini

isteyen bunun için çalışmalarda bulunan sanat

sever bir kişiliktir. Doğduğu ilin sorunlarını da

çözümlerini de çok iyi bilen Sayın Aytemiz, sağlık

sorunlarıyla da ilgilenmiş ve bu anlamda da üze-

rine düşen görevleri yapmıştır. Hepimizin bildiği

gibi Sayın Aytemiz, geçmişine saygı duyarak bu

gününü değerlendiren ve geleceğe dair toplum-

sal sorumluluklar taşıyan başarılı bir işletmeci,

saygıdeğer bir iş adamıdır. Bugün Aytemiz adı

bir marka olabilmişse ve bu insana ülkemizin

bir başından bir başına kadar saygı duyuluyor,

güven duyuluyorsa burada bir emek, disiplinli bir

çalışma, sorumluluk, kocaman bir yürek ve Sayın

Aytemiz’in işletmecilik anlayışı vardır. Kendisine

yaşadığımız şehir ve ülkemize yaptığı katkılardan

dolayı şahsım ve kendim adıma şükranlarımı

sunuyorum. Sayın Aytemiz bundan böyle üniver-

sitemizin de bir üyesidir. Kendilerine fahri doktora

diploması vermekten büyük bir onur duyduğumu

belirtmek istiyorum” diye konuştu.

Törenin ardından Aytemiz’e fahri doktora ödülü

ve diploması Kafkas Üniversitesi Rektörü Güven

tarafından verildi.

Page 16: Petrol Plus Sayı: 7

14 PETROL PLUS - EKİM 2010

Güncel

“Ben beni bir daha ele geçirsem, Yani bu dünyaya bir daha gelsem, Yaşardım yine böyle canhıraş bir uğraş içinde,Yaşardım yine böyle yurduna ve insanına karşı sorumlu,Ben beni bir daha ele geçirsem.”

Page 17: Petrol Plus Sayı: 7
Page 18: Petrol Plus Sayı: 7

16 PETROL PLUS - EKİM 2010

Güncel

Denetimde ‘Ulusal Strateji Belgesi’ hazırlandı

PGD sisteminin güçlendirilmesine yönelik çalış-

maların son yıllarda önemli ölçüde hız kazandı-

ğına dikkat çekilen strateji belgesinde, sistemin

etkin şekilde uygulanmasının önünde hala bazı

sorunların bulunduğuna dikkat çekildi. Sorunlar

arasında, hukuki ve mali çerçevenin yetersizliği,

uygulama altyapısının PGD kuruluşlarının uygun-

suz ve güvensiz ürünlere odaklanmasını engelle-

yen eksiklikleri, PGD faaliyetlerinin ilgili taraflarca

bilinirliğinin az seviyede olmasının yer aldığı

vurgulandı. Strateji belgesinde, Türkiye’de PGD

sisteminin iyileştirilmesi için yapılması gereken

çalışmalar dört stratejik amaç altında sıralandı.

Stratejik amaçlar arasında, hukuki ve mali çerçe-

venin iyileştirilmesi, uygulama altyapısının güç-

lendirilmesi, eğitim faaliyetlerinin geliştirilmesi ve

PGD faaliyetlerinin görünürlüğünün, bilinirliğinin

artırılması yer alıyor.

PGD için yeni bir bütçe kodu oluşturu-lacakHukuki ve mali çerçevenin iyileştirilmesi çer-

çevesinde, denetmenlerin taşıması gereken

özelliklerin tespiti ile özlük hakları ve statülerin

iyileştirilmesi, PGD süreçleri hakkında uygula-

mada birlik sağlamak üzere ortak uygulama pro-

sedürlerin geliştirilmesi, PGD için yeni bir bütçe

kodu oluşturulması, performans göstergelerinin

gerçekleştirilmesi öngörüldü.

Uygulama altyapısının güçlendirilmesi kapsamın-

da, düzenlenmemiş alan, sahipsiz ürün ve risk

gruplarıyla ilgili olarak idari kapasite geliştirme

çalışmalarına başlanması, PGD ve ithalat denetim-

lerine ilişkin verilerin kayıtlı olacağı veritabanının

işler hale getirilmesi, kaza, yaralanma veritabanı-

nın oluşturularak PGD kuruluşlarının kullanımına

sunulması, Avrupa Komisyonu bünyesindeki

teknik komitelere düzenli katılım sağlanması

hedeflendi.

Eğitim faaliyetlerinin geliştirilmesi kapsamında,

PGD kuruluşlarında hizmet içi eğitim toplantıla-

rına devam edilmesi, AB üyesi ülkelerle ortak PGD

projelerine katılımın sağlanması, PGD faaliyetle-

rinin görünürlüğü, bilinirliğinin artırılması kapsa-

mında ise üreticilere, ithalatçılara ve tüketicilere

yönelik bilgilendirme seminerleri düzenlenmesi,

tüketicilerin PGD ile ilgili çalışmalara katılımını

sağlayan mekanizmaların oluşturulması bulunu-

yor. Ayrıca, ürün güvenliği web sitesinin kurulma-

sı, basın ve internet yoluyla kamuoyunun ürün

güvenliği denetimleri hakkında bilgilendirilmesi

yer alıyor. Strateji belgesinde ayrıca hedefler bir

takvime bağlandı.

Denetlenen ürün sayısı önceki yıla göre yüzde 89 arttı Tüketicinin korunması açısından çok önemli olan

ve AB’de çok etkili bir şekilde uygulanan PGD

konusunda, Türkiye’de yetkili 10 kuruluştan 6’sı

tarafından, geçen yıl 38 bin 533 ürün denetimi ya-

pıldı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı,

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal

Güvenlik Bakanlığı, Denizcilik Müsteşarlığı, Bilgi

Teknolojileri İletişim Kurumu (BTİK) tarafından

geçen yıl PGD kapsamında denetlenen ürün

sayısı, önceki yıla göre yüzde 89 arttı.

Güncel

Türkiye’de piyasa gözetimi ve denetimi (PGD) sistemindeki hukuki, idari ve mali eksikliklere işaret etmek ve denetimlerin ürünlerdeki risklere odaklı yapıda kurgulanması için, “Ulusal Piyasa Gözetimi ve Denetimi Strateji Belgesi” hazırlandı. Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) tarafından ilgili kurumlarla ortaklaşa hazırlanan Strateji Belgesi 2010-2012 dönemini kapsıyor.

Güncel

PGD’ye ilişkin sağlıklı istatistikler oluş-turulamıyorSöz konusu 6 kuruluş tarafından 2008 yılında 20

bin 387 olarak görülen PGD kapsamında denet-

lenen ürün sayısı, geçen yıl 38 bin 533’e yükseldi.

Ancak artışa karşın bu rakam, PGD kapsamında

Türkiye’de denetlenen gerçek ürün sayısını gös-

termiyor. Çünkü Türkiye’de halen 10 farklı kuruluş

tarafından değişik amaç ve yöntemlerle PGD

yürütülüyor ve veri sağlamada ortak standartlar

sağlanamadığı için PGD’ye ilişkin sağlıklı istatis-

tikler oluşturulamıyor.

DTM raporuna göre, geçen yıl söz konusu 6 kurum

tarafından denetlenen 38 bin 533 üründen 2 bin

847’si (yüzde 7,4’ü) uygunsuz/güvensiz bulun-

du. Denetimler sonucunda uygunsuz/güvensiz

bulunan ürünlerle ilgili en yüksek oran Çalışma

ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının denetimlerinde

tespit edildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan-

lığının geçen yıl PGD kapsamında yaptığı 409

denetimin 131’inde (yüzde 32) ürün uygunsuzluk/

güvensiz bulundu.

2009’da en fazla cezayı EPDK kestiPGD yetkisi olan 5 kurum tarafından, geçen yıl toplam 33 milyon 166 bin 812 lira idari para cezası uy-

gulandı. Geçen yıl uygunsuz/güvensiz bulunan ürünler için en yüksek cezayı, 31 milyon 227 bin lira ile

EPDK verdi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, uygunsuz/güvensiz bulunan ürünler için geçen yıl 906 bin 896

lira, BTİK 694 bin 220 lira, Sağlık Bakanlığı 333 bin 396 lira, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 5 bin

lira idari para cezası uyguladı

“Ürün Güvenliği” eğitimleri düzenlenecekPGD faaliyetlerin bilinirliğinin arttırılması amacıyla, “Ürün Güvenliği” konusunda PGD yapan yetkili kuru-

luşlar kendi faaliyetleri ile ilgili fuarlarda ve seçilmiş bazı organize sanayi bölgelerinde eğitim faaliyetleri

düzenleyecek. Bu çerçevede kendisine bağlı Ticaret ve Sanayi Odalarına birer yazı gönderen TOBB, söz

konusu eğitim faaliyetleri kapsamında, sektör bazında ihtiyaç duyulan eğitim konularının kendilerine

bildirilmesini istedi.

Page 19: Petrol Plus Sayı: 7

PETROL PLUS - EKİM 2010 17

Güncel

Denetimde ‘Ulusal Strateji Belgesi’ hazırlandı

PGD sisteminin güçlendirilmesine yönelik çalış-

maların son yıllarda önemli ölçüde hız kazandı-

ğına dikkat çekilen strateji belgesinde, sistemin

etkin şekilde uygulanmasının önünde hala bazı

sorunların bulunduğuna dikkat çekildi. Sorunlar

arasında, hukuki ve mali çerçevenin yetersizliği,

uygulama altyapısının PGD kuruluşlarının uygun-

suz ve güvensiz ürünlere odaklanmasını engelle-

yen eksiklikleri, PGD faaliyetlerinin ilgili taraflarca

bilinirliğinin az seviyede olmasının yer aldığı

vurgulandı. Strateji belgesinde, Türkiye’de PGD

sisteminin iyileştirilmesi için yapılması gereken

çalışmalar dört stratejik amaç altında sıralandı.

Stratejik amaçlar arasında, hukuki ve mali çerçe-

venin iyileştirilmesi, uygulama altyapısının güç-

lendirilmesi, eğitim faaliyetlerinin geliştirilmesi ve

PGD faaliyetlerinin görünürlüğünün, bilinirliğinin

artırılması yer alıyor.

PGD için yeni bir bütçe kodu oluşturu-lacakHukuki ve mali çerçevenin iyileştirilmesi çer-

çevesinde, denetmenlerin taşıması gereken

özelliklerin tespiti ile özlük hakları ve statülerin

iyileştirilmesi, PGD süreçleri hakkında uygula-

mada birlik sağlamak üzere ortak uygulama pro-

sedürlerin geliştirilmesi, PGD için yeni bir bütçe

kodu oluşturulması, performans göstergelerinin

gerçekleştirilmesi öngörüldü.

Uygulama altyapısının güçlendirilmesi kapsamın-

da, düzenlenmemiş alan, sahipsiz ürün ve risk

gruplarıyla ilgili olarak idari kapasite geliştirme

çalışmalarına başlanması, PGD ve ithalat denetim-

lerine ilişkin verilerin kayıtlı olacağı veritabanının

işler hale getirilmesi, kaza, yaralanma veritabanı-

nın oluşturularak PGD kuruluşlarının kullanımına

sunulması, Avrupa Komisyonu bünyesindeki

teknik komitelere düzenli katılım sağlanması

hedeflendi.

Eğitim faaliyetlerinin geliştirilmesi kapsamında,

PGD kuruluşlarında hizmet içi eğitim toplantıla-

rına devam edilmesi, AB üyesi ülkelerle ortak PGD

projelerine katılımın sağlanması, PGD faaliyetle-

rinin görünürlüğü, bilinirliğinin artırılması kapsa-

mında ise üreticilere, ithalatçılara ve tüketicilere

yönelik bilgilendirme seminerleri düzenlenmesi,

tüketicilerin PGD ile ilgili çalışmalara katılımını

sağlayan mekanizmaların oluşturulması bulunu-

yor. Ayrıca, ürün güvenliği web sitesinin kurulma-

sı, basın ve internet yoluyla kamuoyunun ürün

güvenliği denetimleri hakkında bilgilendirilmesi

yer alıyor. Strateji belgesinde ayrıca hedefler bir

takvime bağlandı.

Denetlenen ürün sayısı önceki yıla göre yüzde 89 arttı Tüketicinin korunması açısından çok önemli olan

ve AB’de çok etkili bir şekilde uygulanan PGD

konusunda, Türkiye’de yetkili 10 kuruluştan 6’sı

tarafından, geçen yıl 38 bin 533 ürün denetimi ya-

pıldı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı,

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal

Güvenlik Bakanlığı, Denizcilik Müsteşarlığı, Bilgi

Teknolojileri İletişim Kurumu (BTİK) tarafından

geçen yıl PGD kapsamında denetlenen ürün

sayısı, önceki yıla göre yüzde 89 arttı.

Güncel

Türkiye’de piyasa gözetimi ve denetimi (PGD) sistemindeki hukuki, idari ve mali eksikliklere işaret etmek ve denetimlerin ürünlerdeki risklere odaklı yapıda kurgulanması için, “Ulusal Piyasa Gözetimi ve Denetimi Strateji Belgesi” hazırlandı. Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) tarafından ilgili kurumlarla ortaklaşa hazırlanan Strateji Belgesi 2010-2012 dönemini kapsıyor.

Güncel

PGD’ye ilişkin sağlıklı istatistikler oluş-turulamıyorSöz konusu 6 kuruluş tarafından 2008 yılında 20

bin 387 olarak görülen PGD kapsamında denet-

lenen ürün sayısı, geçen yıl 38 bin 533’e yükseldi.

Ancak artışa karşın bu rakam, PGD kapsamında

Türkiye’de denetlenen gerçek ürün sayısını gös-

termiyor. Çünkü Türkiye’de halen 10 farklı kuruluş

tarafından değişik amaç ve yöntemlerle PGD

yürütülüyor ve veri sağlamada ortak standartlar

sağlanamadığı için PGD’ye ilişkin sağlıklı istatis-

tikler oluşturulamıyor.

DTM raporuna göre, geçen yıl söz konusu 6 kurum

tarafından denetlenen 38 bin 533 üründen 2 bin

847’si (yüzde 7,4’ü) uygunsuz/güvensiz bulun-

du. Denetimler sonucunda uygunsuz/güvensiz

bulunan ürünlerle ilgili en yüksek oran Çalışma

ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının denetimlerinde

tespit edildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan-

lığının geçen yıl PGD kapsamında yaptığı 409

denetimin 131’inde (yüzde 32) ürün uygunsuzluk/

güvensiz bulundu.

2009’da en fazla cezayı EPDK kestiPGD yetkisi olan 5 kurum tarafından, geçen yıl toplam 33 milyon 166 bin 812 lira idari para cezası uy-

gulandı. Geçen yıl uygunsuz/güvensiz bulunan ürünler için en yüksek cezayı, 31 milyon 227 bin lira ile

EPDK verdi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, uygunsuz/güvensiz bulunan ürünler için geçen yıl 906 bin 896

lira, BTİK 694 bin 220 lira, Sağlık Bakanlığı 333 bin 396 lira, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 5 bin

lira idari para cezası uyguladı

“Ürün Güvenliği” eğitimleri düzenlenecekPGD faaliyetlerin bilinirliğinin arttırılması amacıyla, “Ürün Güvenliği” konusunda PGD yapan yetkili kuru-

luşlar kendi faaliyetleri ile ilgili fuarlarda ve seçilmiş bazı organize sanayi bölgelerinde eğitim faaliyetleri

düzenleyecek. Bu çerçevede kendisine bağlı Ticaret ve Sanayi Odalarına birer yazı gönderen TOBB, söz

konusu eğitim faaliyetleri kapsamında, sektör bazında ihtiyaç duyulan eğitim konularının kendilerine

bildirilmesini istedi.

Amsterdam Enerji Borsası’ndan Türk Enerji Piyasalarına Eğitim DesteğiAmsterdam Enerji Borsası (APX) Türkiye’de enerji piyasasının uzmanlarını eğitecek

Avrupanın en büyük enerji borsalarından biri olan APX –Endex (Amsterdam

Enerji Borsası), CEVI (Center For Energy and Value Issues) ve Hacettepe Üni-

versitesi Enerji Piyasları Araştırma Merkezi işbirliği ile Eylül ve Şubat aylarında

Ankara ve İstanbul’da açılacak birer haftalık “ CEVI Enerji Okulu” eğitim prog-

ramları ile Türk özel sektör ve kamu sektörünün uzmanlarını eğitecek.. Progra-

ma ayrıca çok sayıda Türk ve yabancı eğitmen da katılarak enerji piyasalarının

gelişimi ve serbest piyasa koşulları altında çalışma koşulları tartışılacak.

Hacettepe Üniversitesi Enerji Piyasaları Araştırma Merkezi Müdürü ve Rektör

Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kazdağlı, son yıllarda hızla serbestleşen Türk enerji

piyasalarının devletçi bir yapıdan rekabetçi bir yapıya geçerken piyasaların

sağlıklı bir biçimde çalışabilmesi için üniversitelerin üzerine önemli görev-

lerin düştüğünü belirterek, Hacettepe Üniversitesi’nin ekonomi ve finans

alanındaki birikimlerini, alacağı uluslararası destekle enerji piyasalarına yön-

lendireceğini söyledi.

Prof. Kazdağlı, Türk enerji piyasasında faaliyet gösteren şirketlerin çoğunun

bu alana yeni girdiğini ve sektörde uzman açığı olduğunun altını çizerek,

amaçlarının bu alandaki uzman eğitimine katkı vermek olduğunu belirtti.

APX-ENDEX, Hollanda, İngiltere ve Belçika’da spot ve vadeli piyasalar üzerine faaliyet gösteren Avrupanın

en önemli ve deneyimli enerji borsalarından biridir. 1999 yılından bu yana kuzey batı Avrupa’da enerjia

etkin, saydam ve emniyetli bir işlem sistemi kurarak, enerji piyasalarının serbestleşmesine ve entegre

olmasına katkı vermektedir. Avrupanın giderek daha fazla entegre olması ile borsa üyeleri, diğer enerji

borsaları ve bağımsız iletim şirketleri ile işbirliğini geliştirerek bölgesinde sınır ötesi enerji ticaretini

geliştirerek önemli ölçüde entegrasyon sağlamıştır. Bu yolla İngiltere, Belçika ve Hollanda’nı Kuzey Av-

rupa, Almanya ve Fransa ile işbirliğine girerek büyük ve likit bir Avrupa Enerji Borsası kurulmasına katkı

vermektedir. Halen 412 TWh büyüklüğünde bir enerji gücünü yönetmekte ve 15 farklı ülkede 300’ü aşan

üyesi ile çalışmaktadır (www.apxendex.com).

Petrol Plus Dergisi Hukuk Müşaviri

Av. Murat KURT

İntifalara ve diğer konulara ilişkin sorularınızı yanıtlıyor.

Sorularınız içinE-mail: [email protected]

Faks: 0 212 221 44 60

Güncel

Center For Energy and Value Issues (CEVI), Avrupa Birliği, Avustralya ve Türkiye’deki

seçkin üniversitelerde görev yapan öğretim üyelerinin kurduğu uluslararası bir dernek

olup enerji piyasaları alanında faaliyet göstermekte. CEVI’nin başkan yardımcısı Prof.

Dr. Mehmet Baha Karan CEVI’nin amacının uluslararası düzeyde enerji piyasalarının

gelişimine katkı veren kuruluşları biraraya getirerek işbirliğini güçlendirmek, araştırma,

eğitim ve yayın konusında çalışmalar yapmak olduğunu vurguladı. Karan, “CEVI Enerji

Okulu” projesini uluslararası bir yapıya çevirerek başka ülkelerde de hayata geçirmek

için çalıştıklarını söyledi.

Page 20: Petrol Plus Sayı: 7

18 PETROL PLUS - EKİM 2010

Güncel

Geçiş Sürecinin Tanınmaması Sıkıntı DoğurduTalep edilen süre verilmediği için bayiler eski şirketleri ile sözleşme yapmak durumunda kaldılar. Hede�enen piyasa yapısı 5 yıl ötelendi.

PÜİS Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve

Genel Sekreteri Güner Yenigün ile akaryakıt

sektörünün gündemindeki konuları konuştuk.

18 Eylül sürecinde EPDK’nın başarılı bir sınav

verdiğini vurgulayan Yenigün, “EPDK bu süreç-

te iyi çalıştı. Hatası veya eksik evrakı olmayan

bayinin lisans talebi hemen hemen aynı gün

karşılandı. Dolayısıyla EPDK bu konuda çok iyi

bir sınav verdi. Kendilerine teşekkür ediyoruz”

diye konuştu.

18 Eylül sürecini bayiler açısından değer-

lendirir misiniz? Bayiler bu süreci nasıl ge-

çirdiler?

Bu süreçte bayiler, EPDK açısından bir sıkıntı

yaşamadılar. Hatası veya eksik evrakı olmayan

bayinin talebi hemen hemen aynı gün karşı-

landı. Dolayısıyla EPDK bu süreçte çok iyi bir

performans göstererek başarılı bir sınav verdi.

Başta EPDK Başkanı Sayın Hasan Köktaş olmak

üzere, LPG Piyasası Dairesi Başkanı ve Petrol

Piyasası Dairesi Başkan Vekili Sayın Cemalettin

Tüney’e ve bu konuda emeği geçen tüm çalı-

şanlara teşekkür ediyoruz. Keşke ilk lisanslama

döneminde, yani 2005 yılında da bu şekilde

olabilseydi ve bayiler kendilerine haksız olarak

salınan cezalarla karşı karşıya kalmasalardı.

Sonuç olarak, bu dönemde EPDK’nın başarısını

inkar etmek mümkün değil. Ancak bayiler yine de

ciddi sıkıntılar yaşadılar.18.09.2010 tarihine kadar

birçok dağıtıcı bayilerinin ileri sürdükleri şartları

pek de nazarı dikkate almadan reddederek yeni

sözleşmeleri imza etmediler. Buna paralel olarak

mevcut intifaları da son ana kadar ellerinde bu-

lundurdular. Bu durumda bayinin yeni bir dağıtıcı

ile anlaşması imkanı da büyük ölçüde ortadan

“ Bütün motorinlerin 10 ppm olacağı ancak bazı sektörlere düşük fiyatla satılacağına ilişkin duyumlarımız var. Bu piyasayı mahveder. Hiçbir şekilde buna imkan verilmemesi lazım. “

kalktı. Biz bunları daha önceden ön görerek,

EPDK’dan ve Rekabet Kurulu’ndan bir geçiş süresi

tanınmasını istemiştik. Bu, kabul edilmedi. Bunun

sonucunda da yukarıda değindiğimiz sorun or-

taya çıktı. Düşünün ki bayii 18 Eylül 2010’a kadar

bir ana dağıtıcıya bağlı. 19 Eylül 2010’da serbest.

Dolayısıyla bayinin yeni bir dağıtıcı bulması, o

dağıtıcı ile gerekli müzakereleri yaptıktan sonra

sözleşme akdetmesi, buna bağlı olarak yeni

dağıtıcıyla intifa sözleşmesi akdetmesi, bu intifa

sözleşmesini aktedebilmesi için eski dağıtıcısının

intifasını tapudan kaldırması, eski dağıtıcı ile

sözleşmesini feshederek bunun teyidini alması

ve bütün bunları tamamladıktan sonra EPDK’ya

lisans alabilmek için başvurması. Tüm bu iş-

lemlerin bir gün içinde yapılmasının mümkün

olmayacağı gayet açık. En az bir hafta, on gün

gerekir. Bu süreçte, akaryakıt ikmali yapamayan

bayinin, akaryakıt satamamasının bir istasyona

ne kadar büyük zarar verdiği de herkesçe bilinen

bir gerçektir. İşte bütün bunların sonucunda

bayiler serbest iradelerini rahat ve tam olarak

kullanma imkanı bulamadan, eski dağıtıcıları ile

yeniden sözleşme yapmak durumunda kaldılar.

Böylece hedeflenen piyasa yapısı 5 yıl ötelendi.

Dolayısıyla Rekabet Kurulu’nun amacında da belli

bir sapma oldu.

Halbuki talep ettiğimiz süre 30 gün gibi çok kısa

olarak dahi tanınsa idi, bayiler bu mağduriyeti

yaşamayacak, hedeflenen piyasa yapısı çok daha

sağlıklı kurulacak, Rekabet Kurulu’nun amacında

da her hangi bir sapma meydana gelmeyecekti.

Bu süreçte bazı dağıtım şirketleri ise bayiden

teminat adı altında bazı talepler ileri sürerek

baskıyı daha da arttırdılar. Bu durum nedeniyle

bayi dağıtıcısını değiştirme konusunda çekingen

davrandı ve buna paralel olarak büyük kısmı

dağıtıcısını değiştirme kararından vazgeçerek

eski dağıtıcıları ile devam etmek zorunda kaldı.

Sonuç olarak sürecin sonunda çok da şık olmayan

bir tablo ortaya çıktı.

EPDK’nın motorin türlerine ilişkin tebliğ

taslağı halen kesinleşmedi. Siz yine de kırsal

motorin konusunda bayilerinizi uyardınız. Bu

durumu değerlendirir misiniz?

EPDK’nın 01.01.2011 tarihinden itibaren ül-

kemizde sadece azami 10 ppm kükürt ihtiva

eden motorinin piyasaya arz edilebileceği dair

hazırladığı tebliğ taslağı halen kesinleşmedi. Bu

konu çok önemli. Zira, 1000 ppm motorin ile 10

ppm motorin arasındaki kükürt oranı farkının

1/100 gibi çok yüksek olması nedeniyle ölü stok

seviyelerinin sıfırlanması da göz önüne alınırsa,

geçiş süresinin uzun bir sürece yayılması gerçe-

ği ortaya çıkar. Oysa, tebliğ bugün kesinleşse

dahi, uygulamaya başlanacak olan 01.01.2011

tarihine kadarki 75 gün kesinlikle yetmeyecektir.

Söyleşi Söyleşi

Dolayısıyla bahse konu tebliğin mümkün olan

en kısa süreçte kesinleşmesi ve geçiş süresinin

sadece üretim ve ithalat ile sınırlandırılması

şarttır. Böylece daha önceki yıllarda olduğu gibi,

ürünün piyasa arzının ilk ayağının denetim altı-

na alınarak disipline edilmesiyle belli bir süreç

sonunda piyasadan kalkması istenen ürün zaten

otomatikman kalkacak ve yerini arzu edilen yeni

ürüne bırakacaktır. Bu bağlamda, 1000 ppm’den

10 ppm’e geçişte bayiler için süre bakımından

herhangi bir yaptırımın uygulanması söz konusu

olmamalıdır.

Bu konuda çok önemli olan bir husus ise 10 ppm

motorinin üzerinden alınan vergilerin, bazı gö-

rüşlerle bir kısım sektörlere farklı vergi oranları ile

sunulması ihtimalidir. Böyle bir uygulama petrol

piyasasına olumsuz yönde çok ağır bir darbe olarak

yansır. Dolayısıyla Maliye Bakanlığı böyle bir uygu-

lamaya kesinlikle izin vermemeli, motorin üzerin-

den bazı sektörler desteklenecek ise bunun vergi

iadesi gibi farklı uygulamalarla sağlanmalıdır.

Ayrıca, 1000 ppm motorin ile 10 ppm motorin

arasında ciddi bir fiyat farkı bulunması nedeniyle,

bayilerimizin gerek özel, gerek kamu kesimine

01.01.2011 tarihinden itibaren sözleşmelere bağlı

olarak yapacakları motorin satışlarında anlaşmaz-

lıklarla karşılaşmaları ve mağduriyet yaşamaları

söz konusu olabilecektir. Biz bu konuda Maliye

Bakanlığı’nı ve bayilerimizi yazılı olarak bilgilen-

direrek, yaşanması muhtemel mağduriyetleri dile

getirdik. Bizce bu tür muhtemel mağduriyetlerin

önüne geçilmesi için, 01.01.2011 tarihinden

sonra yapılacak motorin satışlarına ilişkin ola-

rak açılacak ihalelerde, 1000 ppm motorinin

piyasadan kaldırılması veya ancak özellik arz

eden bir takım araçlar için verilebilmesi şartının

getirilmesi halinde, bunun mücbir sebep kabul

edilerek, ihalenin iptaline veya 1000 ppm kükürt

ihtiva eden motorinin fiyatı ile 10 ppm kükürt

ihtiva eden motorin fiyatı arasındaki farkın teklif

fiyatına aynen intikal ettirilerek 1000 ppm kükürt

ihtiva eden motorin yerine, 10 ppm kükürt ihtiva

eden motorin verileceğine dair bir şartın ilavesi

sağlanmalıdır.

ADR’ye geçiş geçtiğimiz yıl ertelenmişti. Bu

konuda geldiğimiz noktayı değerlendirir

misiniz?

Bence birkaç yıl daha ADR’ye geçilemez. Çünkü

sürücülerin gerekli eğitimi alması gerekiyor, ayrıca

tankerlerin uyumlu hale getirilmesi gerekiyor. Bü-

tün bunların yapılması çok kısa sürede mümkün

değil. Burada önemli olan bir husus ise, süreleri

kısa tutup, sonra ek süreler verilmemeli. Bu tür

uygulamalar her şeyden önce devletin itibarını

zedeliyor.

10 Numara yağ ve kayıt dışı akaryakıt konu-

sunda kısaca neler söylemek istersiniz?

Bu konu, petrol piyasasının kanayan bir yarası

halini aldı. Öyle bir yara ki, devlet hazinesini yıl-

da 1 milyar TL gibi ciddi bir kaynaktan mahrum

ederken, öte yandan petrol piyasasını da çok ciddi

bir haksız rekabetle karşı karşıya bırakmaktadır.

Oysa sektördeki tüm katmanlar, bu piyasayı di-

sipline edebilmek için çok ciddi fedakarlıklarda

bulundular. Aslında konunun çözümü çok basit.

O da Maliye Bakanlığı’nın akaryakıt ürünlerinden

alınan vergiler ile akaryakıt harici ürünlerden alı-

nan vergileri eşitlemesidir. Nitekim, 2008 yılında

Maliye Bakanlığı bu vergi eşitlemesini yapmış ve

o tarihte devam eden bugünkünün eşi ve illegal

uygulama derhal sona ermişti. Ne yazık ki, Maliye

Bakanlığı o tarihte vergilerdeki eşitlemeyi yaptık-

tan iki ay sonra akaryakıt harici ürünlerin vergisini

tekrar düşürmüş ve aynı anda bahsini ettiğimiz

illegal uygulama tekrar gündeme girerek ve her

geçen gün şiddetini arttırarak bugünkü vahim

tabloyu ortaya çıkarmıştır. Şayet o tarihte söz

konusu vergi eşitlemesinden vazgeçilmemiş

olsaydı, bugün böyle bir konu söz konusu dahi

olmayacaktı. Dolayısıyla bu konuda Maliye Ba-

kanlığı akaryakıt harici ürünlerden alınan vergi

oranını, akaryakıt ürünlerinden alınan vergi oranı

ile mümkün olan en kısa zamanda eşitleyerek, bu

konunun kökünden çözülmesini sağlamalıdır.

TOBB Petrol Meclisi’nde, Petrol Meclisi Baş-

kan Yardımcısı olarak seçildiniz. Yeni dönemi

değerlendirir misiniz?

TOBB Petrol ve Petrol Ürünleri Sanayi Meclisi,

yeni bir döneme başladı. Bu Meclis’in sektörün

tüm katmanlarına eşit uzaklıkta olması ve tüm

katmanların haklarını takipte adil davranması

gerekir. Bu ana kurala geçtiğimiz dönemde

maalesef riayet edilmedi. Sektörün belli bir kat-

manının problemleri daima ön planda tutulurken

örneğin bayi kesiminin problemlerinin çözümü

için hiçbir çaba sarf edilmedi. Oysa sektördeki

problemlerin ağırlığını bayi problemleri teşkil

ediyordu. Bunun sonucunda bir katmanın diğer

katmanlar üzerinde hakimiyet kurması gündeme

geldi. Bu dönemde böyle olmaması gerekir. Biz

bunun için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.

Çok kısa zamanda da bunun sonucunu görmek

istiyoruz. Bu meclislerin icraatları ve yönetim

tarzları bir yönetmelik ile belirlenmiştir. Dola-

yısıyla bu meclislerin çalışması ve yönetimi bu

yönetmelik hükümleri çerçevesinde olması ge-

rekir. Biz de bunun için çaba göstereceğiz. Ben

şahsen, bundan böyle yaklaşımların olumlu ola-

cağına inanıyorum. Kararların bütün katmanların

katılımıyla müştereken alınacağına inanıyorum.

Dileğim, bu konuda yanılmamış olmaktır.

Mevzuat değişikliklerine ilişkin çalışmalarınız

vardı. Mevzuat değişiklikleri yeni yasama

dönemine kaldı. Bu konudaki değerlendir-

meleriniz nelerdir?

Evet, PÜİS olarak mevzuat değişikliği konusunda

çok ciddi çalışmalarımız oldu ve bu çalışmaları-

mız halen devam ediyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar

Bakanımız Sayın Taner Yıldız’ın da ifade ettiği gibi

geçen yasama dönemine yetişmeyen mevzuat

değişiklerinin, TBMM’nin bu yasama döneminde

ön sıralarda yer alacağına inanıyoruz. Bu konuda

biz PÜİS olarak, gerek TBMM’deki ilgili milletve-

killerimizle, gerekse Enerji ve Tabii Kaynaklar

Bakanlığı yetkilileri ile sürekli diyalog halindeyiz.

Kısacası, sektörün ve özellikle bayi kesiminin

sıkıntılarına çözüm getirecek düzenlemelerin bir

an önce gerçekleşmesi için her türlü çabayı gös-

termeye devam edeceğiz. Bu konuda kararlıyız.

Page 21: Petrol Plus Sayı: 7

PETROL PLUS - EKİM 2010 19

Güncel

Geçiş Sürecinin Tanınmaması Sıkıntı DoğurduTalep edilen süre verilmediği için bayiler eski şirketleri ile sözleşme yapmak durumunda kaldılar. Hede�enen piyasa yapısı 5 yıl ötelendi.

PÜİS Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve

Genel Sekreteri Güner Yenigün ile akaryakıt

sektörünün gündemindeki konuları konuştuk.

18 Eylül sürecinde EPDK’nın başarılı bir sınav

verdiğini vurgulayan Yenigün, “EPDK bu süreç-

te iyi çalıştı. Hatası veya eksik evrakı olmayan

bayinin lisans talebi hemen hemen aynı gün

karşılandı. Dolayısıyla EPDK bu konuda çok iyi

bir sınav verdi. Kendilerine teşekkür ediyoruz”

diye konuştu.

18 Eylül sürecini bayiler açısından değer-

lendirir misiniz? Bayiler bu süreci nasıl ge-

çirdiler?

Bu süreçte bayiler, EPDK açısından bir sıkıntı

yaşamadılar. Hatası veya eksik evrakı olmayan

bayinin talebi hemen hemen aynı gün karşı-

landı. Dolayısıyla EPDK bu süreçte çok iyi bir

performans göstererek başarılı bir sınav verdi.

Başta EPDK Başkanı Sayın Hasan Köktaş olmak

üzere, LPG Piyasası Dairesi Başkanı ve Petrol

Piyasası Dairesi Başkan Vekili Sayın Cemalettin

Tüney’e ve bu konuda emeği geçen tüm çalı-

şanlara teşekkür ediyoruz. Keşke ilk lisanslama

döneminde, yani 2005 yılında da bu şekilde

olabilseydi ve bayiler kendilerine haksız olarak

salınan cezalarla karşı karşıya kalmasalardı.

Sonuç olarak, bu dönemde EPDK’nın başarısını

inkar etmek mümkün değil. Ancak bayiler yine de

ciddi sıkıntılar yaşadılar.18.09.2010 tarihine kadar

birçok dağıtıcı bayilerinin ileri sürdükleri şartları

pek de nazarı dikkate almadan reddederek yeni

sözleşmeleri imza etmediler. Buna paralel olarak

mevcut intifaları da son ana kadar ellerinde bu-

lundurdular. Bu durumda bayinin yeni bir dağıtıcı

ile anlaşması imkanı da büyük ölçüde ortadan

“ Bütün motorinlerin 10 ppm olacağı ancak bazı sektörlere düşük fiyatla satılacağına ilişkin duyumlarımız var. Bu piyasayı mahveder. Hiçbir şekilde buna imkan verilmemesi lazım. “

kalktı. Biz bunları daha önceden ön görerek,

EPDK’dan ve Rekabet Kurulu’ndan bir geçiş süresi

tanınmasını istemiştik. Bu, kabul edilmedi. Bunun

sonucunda da yukarıda değindiğimiz sorun or-

taya çıktı. Düşünün ki bayii 18 Eylül 2010’a kadar

bir ana dağıtıcıya bağlı. 19 Eylül 2010’da serbest.

Dolayısıyla bayinin yeni bir dağıtıcı bulması, o

dağıtıcı ile gerekli müzakereleri yaptıktan sonra

sözleşme akdetmesi, buna bağlı olarak yeni

dağıtıcıyla intifa sözleşmesi akdetmesi, bu intifa

sözleşmesini aktedebilmesi için eski dağıtıcısının

intifasını tapudan kaldırması, eski dağıtıcı ile

sözleşmesini feshederek bunun teyidini alması

ve bütün bunları tamamladıktan sonra EPDK’ya

lisans alabilmek için başvurması. Tüm bu iş-

lemlerin bir gün içinde yapılmasının mümkün

olmayacağı gayet açık. En az bir hafta, on gün

gerekir. Bu süreçte, akaryakıt ikmali yapamayan

bayinin, akaryakıt satamamasının bir istasyona

ne kadar büyük zarar verdiği de herkesçe bilinen

bir gerçektir. İşte bütün bunların sonucunda

bayiler serbest iradelerini rahat ve tam olarak

kullanma imkanı bulamadan, eski dağıtıcıları ile

yeniden sözleşme yapmak durumunda kaldılar.

Böylece hedeflenen piyasa yapısı 5 yıl ötelendi.

Dolayısıyla Rekabet Kurulu’nun amacında da belli

bir sapma oldu.

Halbuki talep ettiğimiz süre 30 gün gibi çok kısa

olarak dahi tanınsa idi, bayiler bu mağduriyeti

yaşamayacak, hedeflenen piyasa yapısı çok daha

sağlıklı kurulacak, Rekabet Kurulu’nun amacında

da her hangi bir sapma meydana gelmeyecekti.

Bu süreçte bazı dağıtım şirketleri ise bayiden

teminat adı altında bazı talepler ileri sürerek

baskıyı daha da arttırdılar. Bu durum nedeniyle

bayi dağıtıcısını değiştirme konusunda çekingen

davrandı ve buna paralel olarak büyük kısmı

dağıtıcısını değiştirme kararından vazgeçerek

eski dağıtıcıları ile devam etmek zorunda kaldı.

Sonuç olarak sürecin sonunda çok da şık olmayan

bir tablo ortaya çıktı.

EPDK’nın motorin türlerine ilişkin tebliğ

taslağı halen kesinleşmedi. Siz yine de kırsal

motorin konusunda bayilerinizi uyardınız. Bu

durumu değerlendirir misiniz?

EPDK’nın 01.01.2011 tarihinden itibaren ül-

kemizde sadece azami 10 ppm kükürt ihtiva

eden motorinin piyasaya arz edilebileceği dair

hazırladığı tebliğ taslağı halen kesinleşmedi. Bu

konu çok önemli. Zira, 1000 ppm motorin ile 10

ppm motorin arasındaki kükürt oranı farkının

1/100 gibi çok yüksek olması nedeniyle ölü stok

seviyelerinin sıfırlanması da göz önüne alınırsa,

geçiş süresinin uzun bir sürece yayılması gerçe-

ği ortaya çıkar. Oysa, tebliğ bugün kesinleşse

dahi, uygulamaya başlanacak olan 01.01.2011

tarihine kadarki 75 gün kesinlikle yetmeyecektir.

Söyleşi Söyleşi

Dolayısıyla bahse konu tebliğin mümkün olan

en kısa süreçte kesinleşmesi ve geçiş süresinin

sadece üretim ve ithalat ile sınırlandırılması

şarttır. Böylece daha önceki yıllarda olduğu gibi,

ürünün piyasa arzının ilk ayağının denetim altı-

na alınarak disipline edilmesiyle belli bir süreç

sonunda piyasadan kalkması istenen ürün zaten

otomatikman kalkacak ve yerini arzu edilen yeni

ürüne bırakacaktır. Bu bağlamda, 1000 ppm’den

10 ppm’e geçişte bayiler için süre bakımından

herhangi bir yaptırımın uygulanması söz konusu

olmamalıdır.

Bu konuda çok önemli olan bir husus ise 10 ppm

motorinin üzerinden alınan vergilerin, bazı gö-

rüşlerle bir kısım sektörlere farklı vergi oranları ile

sunulması ihtimalidir. Böyle bir uygulama petrol

piyasasına olumsuz yönde çok ağır bir darbe olarak

yansır. Dolayısıyla Maliye Bakanlığı böyle bir uygu-

lamaya kesinlikle izin vermemeli, motorin üzerin-

den bazı sektörler desteklenecek ise bunun vergi

iadesi gibi farklı uygulamalarla sağlanmalıdır.

Ayrıca, 1000 ppm motorin ile 10 ppm motorin

arasında ciddi bir fiyat farkı bulunması nedeniyle,

bayilerimizin gerek özel, gerek kamu kesimine

01.01.2011 tarihinden itibaren sözleşmelere bağlı

olarak yapacakları motorin satışlarında anlaşmaz-

lıklarla karşılaşmaları ve mağduriyet yaşamaları

söz konusu olabilecektir. Biz bu konuda Maliye

Bakanlığı’nı ve bayilerimizi yazılı olarak bilgilen-

direrek, yaşanması muhtemel mağduriyetleri dile

getirdik. Bizce bu tür muhtemel mağduriyetlerin

önüne geçilmesi için, 01.01.2011 tarihinden

sonra yapılacak motorin satışlarına ilişkin ola-

rak açılacak ihalelerde, 1000 ppm motorinin

piyasadan kaldırılması veya ancak özellik arz

eden bir takım araçlar için verilebilmesi şartının

getirilmesi halinde, bunun mücbir sebep kabul

edilerek, ihalenin iptaline veya 1000 ppm kükürt

ihtiva eden motorinin fiyatı ile 10 ppm kükürt

ihtiva eden motorin fiyatı arasındaki farkın teklif

fiyatına aynen intikal ettirilerek 1000 ppm kükürt

ihtiva eden motorin yerine, 10 ppm kükürt ihtiva

eden motorin verileceğine dair bir şartın ilavesi

sağlanmalıdır.

ADR’ye geçiş geçtiğimiz yıl ertelenmişti. Bu

konuda geldiğimiz noktayı değerlendirir

misiniz?

Bence birkaç yıl daha ADR’ye geçilemez. Çünkü

sürücülerin gerekli eğitimi alması gerekiyor, ayrıca

tankerlerin uyumlu hale getirilmesi gerekiyor. Bü-

tün bunların yapılması çok kısa sürede mümkün

değil. Burada önemli olan bir husus ise, süreleri

kısa tutup, sonra ek süreler verilmemeli. Bu tür

uygulamalar her şeyden önce devletin itibarını

zedeliyor.

10 Numara yağ ve kayıt dışı akaryakıt konu-

sunda kısaca neler söylemek istersiniz?

Bu konu, petrol piyasasının kanayan bir yarası

halini aldı. Öyle bir yara ki, devlet hazinesini yıl-

da 1 milyar TL gibi ciddi bir kaynaktan mahrum

ederken, öte yandan petrol piyasasını da çok ciddi

bir haksız rekabetle karşı karşıya bırakmaktadır.

Oysa sektördeki tüm katmanlar, bu piyasayı di-

sipline edebilmek için çok ciddi fedakarlıklarda

bulundular. Aslında konunun çözümü çok basit.

O da Maliye Bakanlığı’nın akaryakıt ürünlerinden

alınan vergiler ile akaryakıt harici ürünlerden alı-

nan vergileri eşitlemesidir. Nitekim, 2008 yılında

Maliye Bakanlığı bu vergi eşitlemesini yapmış ve

o tarihte devam eden bugünkünün eşi ve illegal

uygulama derhal sona ermişti. Ne yazık ki, Maliye

Bakanlığı o tarihte vergilerdeki eşitlemeyi yaptık-

tan iki ay sonra akaryakıt harici ürünlerin vergisini

tekrar düşürmüş ve aynı anda bahsini ettiğimiz

illegal uygulama tekrar gündeme girerek ve her

geçen gün şiddetini arttırarak bugünkü vahim

tabloyu ortaya çıkarmıştır. Şayet o tarihte söz

konusu vergi eşitlemesinden vazgeçilmemiş

olsaydı, bugün böyle bir konu söz konusu dahi

olmayacaktı. Dolayısıyla bu konuda Maliye Ba-

kanlığı akaryakıt harici ürünlerden alınan vergi

oranını, akaryakıt ürünlerinden alınan vergi oranı

ile mümkün olan en kısa zamanda eşitleyerek, bu

konunun kökünden çözülmesini sağlamalıdır.

TOBB Petrol Meclisi’nde, Petrol Meclisi Baş-

kan Yardımcısı olarak seçildiniz. Yeni dönemi

değerlendirir misiniz?

TOBB Petrol ve Petrol Ürünleri Sanayi Meclisi,

yeni bir döneme başladı. Bu Meclis’in sektörün

tüm katmanlarına eşit uzaklıkta olması ve tüm

katmanların haklarını takipte adil davranması

gerekir. Bu ana kurala geçtiğimiz dönemde

maalesef riayet edilmedi. Sektörün belli bir kat-

manının problemleri daima ön planda tutulurken

örneğin bayi kesiminin problemlerinin çözümü

için hiçbir çaba sarf edilmedi. Oysa sektördeki

problemlerin ağırlığını bayi problemleri teşkil

ediyordu. Bunun sonucunda bir katmanın diğer

katmanlar üzerinde hakimiyet kurması gündeme

geldi. Bu dönemde böyle olmaması gerekir. Biz

bunun için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.

Çok kısa zamanda da bunun sonucunu görmek

istiyoruz. Bu meclislerin icraatları ve yönetim

tarzları bir yönetmelik ile belirlenmiştir. Dola-

yısıyla bu meclislerin çalışması ve yönetimi bu

yönetmelik hükümleri çerçevesinde olması ge-

rekir. Biz de bunun için çaba göstereceğiz. Ben

şahsen, bundan böyle yaklaşımların olumlu ola-

cağına inanıyorum. Kararların bütün katmanların

katılımıyla müştereken alınacağına inanıyorum.

Dileğim, bu konuda yanılmamış olmaktır.

Mevzuat değişikliklerine ilişkin çalışmalarınız

vardı. Mevzuat değişiklikleri yeni yasama

dönemine kaldı. Bu konudaki değerlendir-

meleriniz nelerdir?

Evet, PÜİS olarak mevzuat değişikliği konusunda

çok ciddi çalışmalarımız oldu ve bu çalışmaları-

mız halen devam ediyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar

Bakanımız Sayın Taner Yıldız’ın da ifade ettiği gibi

geçen yasama dönemine yetişmeyen mevzuat

değişiklerinin, TBMM’nin bu yasama döneminde

ön sıralarda yer alacağına inanıyoruz. Bu konuda

biz PÜİS olarak, gerek TBMM’deki ilgili milletve-

killerimizle, gerekse Enerji ve Tabii Kaynaklar

Bakanlığı yetkilileri ile sürekli diyalog halindeyiz.

Kısacası, sektörün ve özellikle bayi kesiminin

sıkıntılarına çözüm getirecek düzenlemelerin bir

an önce gerçekleşmesi için her türlü çabayı gös-

termeye devam edeceğiz. Bu konuda kararlıyız.

Page 22: Petrol Plus Sayı: 7

20 PETROL PLUS - EKİM 2010

GAS Turkey Alanında Tek Fuar Olma Özelliğini KoruyorHer geçen yıl gösterdiği performansta yükseliş seyreden Gas Turkey Fuarı’nın yurtdışında ki acentalarla yürüttüğü ortak çalışmaların geri dönüşünü ziyaretçi ve katılımcı sayısında ki artışlarla gördük.

Senexpo Uluslar arası Fuarcılık Satış ve Pazarlama

Müdürü Alemdar Sönmez ile önümüzdeki 17-20

Mart 2010 tarihlerinde 4.kez düzenlenecek olan GAS

Turkey LPG, CNG, LNG Fuarı’na ilişkin konuştuk.

Sönmez , “Hedefimiz, Türkiye’nin LPG, CNG ve LNG

sektörünün merkezi haline gelmesi” diyor.

GAS Turkey hakkında bilgi verebilir misiniz?

Fuarın ana hedefi Türkiye’nin özellikle, LPG, CNG ve

LNG sektörünün merkezi haline getirmekle birlikte;

çevreye duyarlı ve ekonomik olduğunu herkese

duyurabilmek. Bu çerçevede fuarı destekleyen kuru-

luşların fuarın başladığı yıllardan beri bizim yanımızda

olması, sektörü olumlu yönde etkiliyor. Her geçen

yıl gösterdiği performansta yükseliş seyreden Gas

Turkey Fuarı’nın yurtdışında ki acentalarla yürüttüğü

ortak çalışmaların geri dönüşünü ziyaretçi ve katılımcı

sayısında ki artışlarla gördük. Fuar, alanında tek olma

özelliğini hala koruyor. Bu bağlamda fuarın sektöre

tam anlamıyla katkı sağlaması için, yurt dışı ve yurt

içinde odalarla ve derneklerle yürüttüğümüz ortak

çalışmalar bulunmakta. Bu çalışmalar katılımcı ve

ziyaretçilerin buluşacakları fuar platformunu, daha

profesyonel ve daha kapsamlı bir hale getiriyor. Gele-

cek yıl da bu çalışmaların geri dönüşlerini alacağımızı

umut ediyoruz.

2010 yılında düzenlediğiniz fuarın katılımcı ve

ziyaretçi profiline ilişkin bilgi verebilir misiniz?

Bu yıl, fuarda 151 katılımcı yer aldı, Türkiye’nin birçok

yerinden gelen katılımcıların yanı sıra, İtalya, Almanya,

Polonya, Bulgaristan, Hollanda, Kanada, Rusya Fede-

rasyonu, Ukrayna, Norveç, Litvanya, G. Kore, Çin Halk

Cumhuriyeti, Mısır ve Pakistan başta olmak üzere çok

sayıda yabancı firma yer aldı. 45 farklı ülkeden 746 ‘sı

yabancı olmak üzere fuarı 10123 kişi gezdi. Farklı farklı

şehirlerde ki odaların üyelerinin otobüslerle ulaşımı

organize edilip, fuarı ziyaret etmeleri sağlandı. Katı-

lımcılardan ve ziyaretçilerden almış olduğumuz geri

dönüşler olumlu yönde olmakla birlikte, yurtdışından

ziyarete gelen sektör yetkilileri gelecek yılda fuara

katılım konusunda olumlu düşüncede olduklarını

belirttiler. Fuarda katılımcı ve ziyaretçilere yönelik ger-

çekleştirilen konferans ile LPG sektörünün yenilikleri,

faydaları ve gelişmeleri tartışıldı.

Fuarınıza katılmak sektördeki firmalar açısından

ne tür avantajlar sağlıyor?

Fuarın yurtdışından fuara katılan firmalarla ortak

buluşma noktası olması, sektördeki firmaların ilgisini

fazlasıyla çekiyor. Sektördeki firmalar iş bağlantılarını

kurmak için buradan farklı ülkelerdeki firma yetkilileri

ile iletişime geçmek için harcamaları gereken eforu

sadece fuar için harcıyorlar. Bu harcamalar maddi an-

lamda yurtdışına gidip iş bağlantısı kurmaktan daha

az maliyetli oluyor. Bu durumda fuara olan ilgi daha

da artıyor. Ürünlerini sergileme konusunda kendilerini

daha rahat ifade ettiklerini belirten katılımcılar, fuarın

sektörün daha fazla gelişmesinde etkileyici bir rolü

olduğunu ifade ettiler. Sonuç olarak, fuar hem katı-

lımcılar açısından yeni iş bağlantıları kurmak, gelen

ziyaretçiler için de sektörün yeniliklerinden haberdar

olmak gibi faydalar sağlıyor.

Fuara ilişkin gerçekleştirdiğiniz ulusal ve uluslar

arası tanıtımlar hakkında bilgi verebilir misiniz?

En son yapılan Gas Turkey Fuarı için yurtiçinde ulusal

gazetelerde fuarın ilanı yayınlanmış olup, birçok der-

gide de haber ve ilan yayınlandı. Ulusal kanallarda ki

dizilerde alt bant olarak geçilen fuar tanıtımının yanı

sıra, anlaşmış olduğumuz haber ajansıyla birçok yerel

kanala ulaştık. Fuara bir hafta kala ziyaretçilere yönelik

radyo spotları ile fuarı duyurduk. İstanbul’un 20 farklı

noktasında megalight çalışmaları gerçekleştirdik.

Yurtdışı acentalar aracılığı ile fuarın duyurusu acen-

taların sitelerinde yapılırken yurtdışı ekibimizin

gerçekleştirdiği e-maillerle fuar tanıtımları yurtdışı

anlamında da birçok yere ulaşmış oldu. Ukrayna’da

10th International Gas Forum, İtalya’da Ngv 2010

Roma, İran’da The 3rd Internatıonal Conferance And

Exhıbıtıon on Cng, İspanya’da 23th World Lpg Gas

Forum Conferance And Exhıbıtıon fuarlarına standla

katılım gösterip, fuarın afişleri asılarak katılımcı ve

ziyaretçilere tanıtım yapıldı. Gelecek yıl ki fuar ile

alakalı fuar tanıtımlarında bunlara ek olarak yapmayı

planladığımız daha farklı çalışmalarımızda mevcut.

Belli başlı mercilerden gelecek onay ile birlikte, fuar

tanıtımlarına ekleyeceğimiz birçok tanıtım mecraları

olacak.

Söyleşi

Page 23: Petrol Plus Sayı: 7
Page 24: Petrol Plus Sayı: 7

22 PETROL PLUS - EKİM 2010

Güncel

Petrol Fiyatlarında Ciddi Değişiklikler BeklenmiyorÖnümüzdeki dönemde en hızlı oranda Çin’de, en yavaş oranda ise Avrupa’da olmak üzere dünyanın her bölgesinde petrol tüketiminde artış beklenmektedir.

Dünyanın en önemli ekonomistleri arasında

gösterilen BP Grubu Başkan Yardımcısı ve Baş

Ekonomisti Christof Ruehl, CEO Club etkinliği için

Türkiye’ye geldi

BP Grubu Başkan Yardımcısı ve Baş Ekonomisti

Christof Ruehl, Capital ve Ekonomist dergilerinin

öncülüğünde gerçekleştirilen CEO Club etkinliği

kapsamında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner

Yıldız ve Türk iş dünyasının önde gelen temsilci-

leriyle 29 Eylül 2010, Çarşamba günü, İstanbul’da

bir araya geldi.

Enerji sektöründeki küresel arz, talep ve fiyat

mekanizmaları hakkındaki görüşlerini ülkemize

yapmış olduğu ziyaret çerçevesinde paylaşan

Ruehl, 2008 yılında petrol fiyatlarında ciddi bir

düşüş yaşandığını, 2009 yılında ise hızla artarak

iki katına çıktığını ve 2010’un ilk altı ayında da

talebin artmasıyla birlikte fiyatların yükselmeye

devam ettiğini belirtti. Ruehl, 2010 yılı sonunda ve

2011 yılında da pozitif yönde talep artışı olacağını

öngördüklerini açıkladı.

Günümüzde uluslararası alanda enerji otoritele-

rinin politikayı değiştirdiğine değinen Enerji ve

Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, siyaset, eko-

nomi ve enerji alanları arasındaki işbirliğinin daha

fazla gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye’nin, dünyanın ortalama büyüme hızından

daha fazla büyüme gerçekleştirdiğini belirten

Yıldız, bu kapsamda enerji yapılanmasının daha

doğru belirlenmesi gerektiğine dikkat çekti. Yıldız

sözlerini şöyle sürdürdü: “Enerji alanı dışında faa-

liyet gösteren şirketlere, enerjiye de yatırım yap-

malarını tavsiye ederim. Bu, şirketlerin giderlerini

azaltmaları ve farklı faaliyet alanlarında deneyim

kazanmaları açısından çok önemli. Türkiye’de

yenilenebilir enerji konusunu dikkate alıyoruz.

Güneş enerjisi ve rüzgar üretim merkezlerinin

yurdumuzda olması, bu çerçevede teknolojinin

yaygın olarak kullanılması gerekiyor.”

Güneş enerjisinin üretimini desteklemek amacıy-

la yeni bir düzenlemenin gündeme geleceğini dile

getiren Yıldız, karbon salınımının fiyatlandırması

konusuna Enerji Bakanlığı’nın eğildiğini ancak

bunun hayata geçirilmesi için küresel anlamda bir

çalışma olması gerektiğini sözlerine ekledi.

BP’nin yaklaşık 60 yıldır düzenli olarak yayımla-

dığı Enerji İstatistikleri Raporu’nun verilerinden

yola çıkarak bir değerlendirme yapan Ruehl,

2009’da İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez

küçülen dünya ekonomisine paralel olarak enerji

tüketiminde de 1982’den beri en ciddi düşüş

yaşandığını vurguladı.

Türkiye’de enerji tüketimiTürkiye’nin 2009 yılında

dünyadaki toplam enerji tüketiminin %0,8’ini

gerçekleştirdiğini belirten Ruehl, bu veriye göre

Türkiye’de enerji tüketiminin 2008 yılına göre

%8,4 oranında düştüğünü açıkladı ve sözlerine

şöyle devam etti:

“Türkiye’de, 2008 yılına göre %6,5 oranında düşüş

kaydedilerek 2009 yılında 28,8 milyon ton petrol

tüketildi. Türkiye bu rakamlarla, dünya petrol

tüketiminin %0,7’sini gerçekleştirmiş oldu. 2009

yılında Türkiye’de, 32,1 milyar metreküp doğalgaz

tüketildi. Buna göre, doğalgaz tüketimi 2008

yılına oranla %10,6 azalmış oldu. Türkiye, 2009

yılında, dünyadaki doğalgaz tüketiminin %1,1’ini

gerçekleştirdi. Türkiye’de enerji tüketiminde en

fazla düşüş %11,9 oranı ile kömür tüketiminde

Güncel

PETROL PLUS - OCAK 2010 3

GüncelGüncel

yaşanırken, hidroelektrik enerji kullanımında

%7,6’lık artış görüldü.”

Dünyada enerji tüketimi azaldı2010 BP Enerji Raporu’nun verilerine göre dünya

enerji tüketiminde ise 2008 yılı verilerine göre

%1,1 oranında azalma oldu. Çin’de %8,7’lik bir

artış kaydedildi. Buna karşılık enerji tüketimin-

de Avrupa ve Avrasya genelinde %6’lık düşüş

yaşandı.

Petrol tüketimi 2009 yılında bir önceki yıla göre

%1,9 oranında düşerek, yaklaşık 77 milyon ton

azaldı. 2009 yılında toplam petrol üretimi ise bir

önceki yıla göre %2,6 oranında azalarak, günde

79,9 milyon varile düştü ve 2008’e göre günde 2

milyon varil civarında eksik üretim gerçekleşti.

Dünyanın en büyük doğalgaz pazarı olan ABD’de

tüketimde yaşanan %1,5’luk düşüşe bağlı olarak,

dünya doğalgaz tüketimi 2009 yılında, %2,1 gibi

bir oranda azalma gösterdi. %22,2’lik tüketim ora-

nıyla ABD birinci sırada yer alırken, %13,2 ile Rusya

ikinci, İran ise %4,5 ile üçüncü sırada yer aldı.

Önümüzdeki dönemde en hızlı oranda Çin’de,

en yavaş oranda ise Avrupa’da olmak üzere dün-

yanın her bölgesinde petrol tüketiminde artış

beklenmektedir.

Dünya petrol üretiminde düşüş yaşandı2009 yılında dünya genelinde petrol üretiminde de düşüş yaşandı ve bir önceki yıla göre petrol üretimi

%2,6 oranında azaldı. Petrol üretiminde Rusya %12,9’luk pazar payı ile liderliğini ilan ederken, Suudi

Arabistan üretimde %10,6’lık düşüşe rağmen %12’lik payla ikinci oldu. 2009 yılında petrol üretimini %7

oranında artıran ABD ise %8,5’luk paya ulaştı ve dünya petrol üretiminde üçüncü oldu. Petrol üretiminin

Rusya, Angola, Meksika ve Hazar Bölgesi başta olmak üzere artacağı beklenmektedir.

Page 25: Petrol Plus Sayı: 7

Güncel

Petrol Fiyatlarında Ciddi Değişiklikler BeklenmiyorÖnümüzdeki dönemde en hızlı oranda Çin’de, en yavaş oranda ise Avrupa’da olmak üzere dünyanın her bölgesinde petrol tüketiminde artış beklenmektedir.

Dünyanın en önemli ekonomistleri arasında

gösterilen BP Grubu Başkan Yardımcısı ve Baş

Ekonomisti Christof Ruehl, CEO Club etkinliği için

Türkiye’ye geldi

BP Grubu Başkan Yardımcısı ve Baş Ekonomisti

Christof Ruehl, Capital ve Ekonomist dergilerinin

öncülüğünde gerçekleştirilen CEO Club etkinliği

kapsamında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner

Yıldız ve Türk iş dünyasının önde gelen temsilci-

leriyle 29 Eylül 2010, Çarşamba günü, İstanbul’da

bir araya geldi.

Enerji sektöründeki küresel arz, talep ve fiyat

mekanizmaları hakkındaki görüşlerini ülkemize

yapmış olduğu ziyaret çerçevesinde paylaşan

Ruehl, 2008 yılında petrol fiyatlarında ciddi bir

düşüş yaşandığını, 2009 yılında ise hızla artarak

iki katına çıktığını ve 2010’un ilk altı ayında da

talebin artmasıyla birlikte fiyatların yükselmeye

devam ettiğini belirtti. Ruehl, 2010 yılı sonunda ve

2011 yılında da pozitif yönde talep artışı olacağını

öngördüklerini açıkladı.

Günümüzde uluslararası alanda enerji otoritele-

rinin politikayı değiştirdiğine değinen Enerji ve

Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, siyaset, eko-

nomi ve enerji alanları arasındaki işbirliğinin daha

fazla gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye’nin, dünyanın ortalama büyüme hızından

daha fazla büyüme gerçekleştirdiğini belirten

Yıldız, bu kapsamda enerji yapılanmasının daha

doğru belirlenmesi gerektiğine dikkat çekti. Yıldız

sözlerini şöyle sürdürdü: “Enerji alanı dışında faa-

liyet gösteren şirketlere, enerjiye de yatırım yap-

malarını tavsiye ederim. Bu, şirketlerin giderlerini

azaltmaları ve farklı faaliyet alanlarında deneyim

kazanmaları açısından çok önemli. Türkiye’de

yenilenebilir enerji konusunu dikkate alıyoruz.

Güneş enerjisi ve rüzgar üretim merkezlerinin

yurdumuzda olması, bu çerçevede teknolojinin

yaygın olarak kullanılması gerekiyor.”

Güneş enerjisinin üretimini desteklemek amacıy-

la yeni bir düzenlemenin gündeme geleceğini dile

getiren Yıldız, karbon salınımının fiyatlandırması

konusuna Enerji Bakanlığı’nın eğildiğini ancak

bunun hayata geçirilmesi için küresel anlamda bir

çalışma olması gerektiğini sözlerine ekledi.

BP’nin yaklaşık 60 yıldır düzenli olarak yayımla-

dığı Enerji İstatistikleri Raporu’nun verilerinden

yola çıkarak bir değerlendirme yapan Ruehl,

2009’da İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez

küçülen dünya ekonomisine paralel olarak enerji

tüketiminde de 1982’den beri en ciddi düşüş

yaşandığını vurguladı.

Türkiye’de enerji tüketimiTürkiye’nin 2009 yılında

dünyadaki toplam enerji tüketiminin %0,8’ini

gerçekleştirdiğini belirten Ruehl, bu veriye göre

Türkiye’de enerji tüketiminin 2008 yılına göre

%8,4 oranında düştüğünü açıkladı ve sözlerine

şöyle devam etti:

“Türkiye’de, 2008 yılına göre %6,5 oranında düşüş

kaydedilerek 2009 yılında 28,8 milyon ton petrol

tüketildi. Türkiye bu rakamlarla, dünya petrol

tüketiminin %0,7’sini gerçekleştirmiş oldu. 2009

yılında Türkiye’de, 32,1 milyar metreküp doğalgaz

tüketildi. Buna göre, doğalgaz tüketimi 2008

yılına oranla %10,6 azalmış oldu. Türkiye, 2009

yılında, dünyadaki doğalgaz tüketiminin %1,1’ini

gerçekleştirdi. Türkiye’de enerji tüketiminde en

fazla düşüş %11,9 oranı ile kömür tüketiminde

Güncel

PETROL PLUS - OCAK 2010 3

GüncelGüncel

yaşanırken, hidroelektrik enerji kullanımında

%7,6’lık artış görüldü.”

Dünyada enerji tüketimi azaldı2010 BP Enerji Raporu’nun verilerine göre dünya

enerji tüketiminde ise 2008 yılı verilerine göre

%1,1 oranında azalma oldu. Çin’de %8,7’lik bir

artış kaydedildi. Buna karşılık enerji tüketimin-

de Avrupa ve Avrasya genelinde %6’lık düşüş

yaşandı.

Petrol tüketimi 2009 yılında bir önceki yıla göre

%1,9 oranında düşerek, yaklaşık 77 milyon ton

azaldı. 2009 yılında toplam petrol üretimi ise bir

önceki yıla göre %2,6 oranında azalarak, günde

79,9 milyon varile düştü ve 2008’e göre günde 2

milyon varil civarında eksik üretim gerçekleşti.

Dünyanın en büyük doğalgaz pazarı olan ABD’de

tüketimde yaşanan %1,5’luk düşüşe bağlı olarak,

dünya doğalgaz tüketimi 2009 yılında, %2,1 gibi

bir oranda azalma gösterdi. %22,2’lik tüketim ora-

nıyla ABD birinci sırada yer alırken, %13,2 ile Rusya

ikinci, İran ise %4,5 ile üçüncü sırada yer aldı.

Önümüzdeki dönemde en hızlı oranda Çin’de,

en yavaş oranda ise Avrupa’da olmak üzere dün-

yanın her bölgesinde petrol tüketiminde artış

beklenmektedir.

Dünya petrol üretiminde düşüş yaşandı2009 yılında dünya genelinde petrol üretiminde de düşüş yaşandı ve bir önceki yıla göre petrol üretimi

%2,6 oranında azaldı. Petrol üretiminde Rusya %12,9’luk pazar payı ile liderliğini ilan ederken, Suudi

Arabistan üretimde %10,6’lık düşüşe rağmen %12’lik payla ikinci oldu. 2009 yılında petrol üretimini %7

oranında artıran ABD ise %8,5’luk paya ulaştı ve dünya petrol üretiminde üçüncü oldu. Petrol üretiminin

Rusya, Angola, Meksika ve Hazar Bölgesi başta olmak üzere artacağı beklenmektedir.

Güncel

paralel olarak, ülkemizde de 10 ppm ile sınırlan-

dırılmasına yönelik Taslak düzenleme metnini gö-

rüşlere açtı. Söz konusu Taslak, Kırsal Motorinde

1000 ppm olan azami kükürt seviyesini 10 ppm’e

düşürüyor. Sektör bu düzenlemenin tek tip mo-

torin uygulaması ile sonuçlanması için görüşlerini

EPDK’ya iletmiş durumdadır” denildi.

Sektörün en önemli sorunlarından birisi olan

10 numara yağ konusunda değerlendirmelere

yer verilen raporda, “10 numara yağ adı altında

yapılan faaliyetler 2009 yılının ikinci yarısında ol-

duğu gibi 2010 yılının ilk yarısında da sektörün en

önemli sorunu olmuştur. Düşük viskoziteli (yüksek

akışkanlık değeri olan) baz yağlar, inceltilmiş baz

yağlar (white sprit vb. solventler kullanılarak), atık

yağlar vb. ile karıştırılmış çeşitli maddeler, kaçak

akaryakıt ve diğer karışımlar, kamyon / otobüs ga-

rajlarında, oto sanayi sitelerinde, yol boylarındaki

dükkan ve açık alanlarda faturalı, marka ve üretici

bilgileri ile birlikte açıkça teneke ve benzeri kap-

larda satılmaktadır. 2009 yılında akaryakıtlardaki

ÖTV’nin iki kez artırılması, buna karşılık 2009 yılı

Temmuz ayında yağlama yağları müstahzarlarının

(sınai girdi olarak kullanılanlar) ÖTV’sinin azaltıl-

ması sonrasında, bazı akaryakıt harici ürünler ile

akaryakıtların ÖTV tutarları arasındaki fark daha

da büyümüştür. Vergi farkının artması ile birlikte

10 numara yağ gibi isimler altında yapılan, kayıt

dışı ve/veya vergi kaybı sonucu doğuran piyasa

faaliyetleri de önemli miktarda artmıştır. 31 Aralık

2009 tarihli ÖTV düzenlemesi sonrasında yağlama

müstahzarları ile motorin ÖTV’si arasındaki fark

1,16 TL/Kg düzeyine ulaşmıştır. Bu durumda söz

konusu işlemin fatura karşılığında yapılmış olması

halinde 1 kilogramda 1,37 TL vergi kaybı (ÖTV+

KDV) ortaya çıkmaktadır. Bu işlemin faturasız

olarak yapılması halinde ise vergi kaybı 1,73 TL/

kg düzeyine ulaşmaktadır” denildi.

Sektörden Haberler

Opet ve Sunpet’ten Çiftçilere 6 Ay Vadeli Yakıt OPET ve Sunpet, Ziraat Bankası ile ortaklaşa

düzenlediği kampanya ile çiftçilere büyük

kolaylık sağlıyor. Kampanya kapsamında

Başak Kart sahibi çiftçiler, OPET ve Sunpet is-

tasyonlarından aldıkları akaryakıtın ödeme-

sini 6 ay sonra ve vade farksız yapabiliyor.

OPET, Sunpet ve Ziraat Bankası’nın güçle-

rini birleştirdiği kampanya, tüm Başakkart

anlaşmalı OPET ve Sunpet istasyonlarında

geçerli. Çiftçilerin yüzünü güldüren Başak

Kart, akaryakıtın dışında tohum, gübre ve

ilaç gibi tarımsal ihtiyaçları banka tarafın-

dan belirlenmiş limitler dahilinde ve kredili

olarak anlaşmalı üye işyerlerinden alma imkanı sağlıyor.

Positive Card’la 100 TL’lik Alışverişe 3’lü Çatal, Bıçak, Kaşık Seti Hediye Petrol Ofisi istasyonlarından 1 Mayıs – 30 Haziran

2010 tarihleri arasında Positive Card ile tek seferde

100 TL ve üzeri akaryakıt; ya da toplamda 100 TL

otogaz veya madeni yağ alan herkes bir adet çatal,

bir adet bıçak ve bir adet kaşıktan oluşan Emsan

3’lü set kazanıyor.

Kampanya 01 Mayıs – 30 Haziran 2010 tarihleri

arasında, kampanyaya katılan Petrol Ofisi istasyon-

larında, Positive Card’la tek seferde 100TL ve üzeri

akaryakıt veya toplamda 100TL otogaz veya madeni

yağ alımlarında geçerli. Kampanyada Emsan marka

1 adet çatal, 1 adet bıçak ve 1 adet kaşıktan oluşan 3’lü set hediye edilmekte.

Güncel

Page 26: Petrol Plus Sayı: 7
Page 27: Petrol Plus Sayı: 7
Page 28: Petrol Plus Sayı: 7

26 PETROL PLUS - EKİM 2010

Güncel

Kriz DAF NV’ye Türkiye Yatırımını ErtelettiAvrupa’nın lider ağır ticari araç üreticisi DAF Trucks NV,

2008 yılı içinde yatırım kararı aldığı Türkiye’nin de en

güçlü adaylar arasında yer aldığı yatırımı ertelediğini

açıkladı.

DAF NV’nin Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim

Kurulu Üyesi Ron Bonsen, 2008 yılında tüm dünyada

ağır ticari araç üretiminin rekor kırdığını ve Türkiye’nin

de aday olduğu yeni fabrika yatırımı planlarının oldu-

ğunu belirterek, ekonomik krizin çıkmasıyla birlikte

yatırım kararını ertelediklerini söyledi.

Türkiye yatırımı kaçırdı, Brezilya kaptıBonsen, kriz öncesinde Avrupa’da ağır ticari araç

satışlarının 330 bin seviyesinde olduğunu ve kriz yılı

2009’da bu rakamın 160 bine gerilediğini söyleyerek,

“Türkiye’nin de aday olduğu yatırım seçeneklerini

düşünüyorduk. Ancak muhafazakar bir büyüme ger-

çekleştiriyoruz. Kumar oynamayan bir şirketiz. Yatırım

kararını erteledik” dedi. Avrupa’da krizle birlikte 2014

yılına kadar düşük bir büyüme beklediklerini kaydeden

Bonsen, “Güney Amerika’da ise büyük bir büyüme

potansiyeli var. Brezilya’da DAF fabrikası kurmaya

karar verdik. 2 yıl içinde fabrika hayata geçecek” diye

konuştu.

Krizde zarar etmeyen 2 üreticiden biriyizPeterbilt ve Kenworth gibi markalara sahip olan Ame-

rikan PACCAR Grubu’nun, 1996 yılında DAF’ı kendi

bünyesine eklediğini hatırlatan Bonsen, “PACCAR

Grubu’nun ABD, Kanada, Meksika, Avustralya ve DAF

ile de Avrupa’da üretim tesisleri bulunuyor. PACCAR,

kurulduğu günden bu güne 70 yıldır her hissedarına

karlılığı garanti ediyor. Kamyon ve otomotiv endüstri-

sinde bu garantiyi verebilecek çok firmanın olduğunu

düşünmüyorum. 2009 krizi bütün şirketleri etkiledi bir-

çok firma zarar etti ancak ağır ticari üreticileri arasında

DAF zarar etmeyen iki şirketten birisi oldu” dedi.

Krizde Avrupa lideri oldukKuzey Amerika bölgesinde karlı satışlar yaptıklarını

kaydeden Bonsen, 2009’da ciddi bir düşüş yaşadıklarını

dile getirdi. DAF’ın 2008’de 53 bin çekici üretirken bu

sayının 2009’da 16 bine düştüğünü belirten Bonsen,

ağır ticari araç pazarında aynı dönemde satışların 330

bin adetten 160 bine gerilediğini aktardı. Avrupa’da 7

ağır ticari araç üreticisi olduğunu kaydeden Bonsen,

DAF’ın 2000 yılında sondan ikinci sıradayken, 2010’da

liderliğe yükseldiğini söyledi. PACCAR’ın 2010’nun ilk

yarısında cirosunun 4,6 milyar dolara çıktığını kayde-

den Bonsen, 2009’un aynı döneminde bu rakamın 3,8

milyar dolar olduğunu belirtti.

İlk 6 ayda yüzde 21,3’lük rekor pazar payı sağladık

Pazar liderliğine yükselmek için çok çalıştıklarını söyle-

yen Bonsen, Avrupa Otomotiv Sanayicileri Derneği’nin

(ACEA) verilerine göre 2010’nun ilk yarısında 15 ton

üzeri ağır ticari araç pazarında yüzde 21,3’lük rekor bir

pazar payına ulaşarak lider olduklarını vurgulayarak,

şöyle dedi: “Herkes çılgın olduğumuzu düşünebilir

ama bu hedefe ulaşmak için çok çalışıyoruz. Çekici

kısmında birinci sıradayız. Aynı yerde kalmak istiyoruz.

Avrupa’da bin adet iş ortağımız var.”

Türkiye’de hedef yüzde 10 pazar payıTürkiye’nin DAF için kilit pazarlardan biri olduğunu

belirten Bonsen, Türkiye’nin bu önemli konumunun,

hem Asya ve Avrupa ülkelerine sınırı bulunan bir

ülke özelliğinde olmasından hem de taşımacılık sek-

töründeki büyük potansiyelinden kaynaklandığını

söyledi. Bonsen, “Yurt içi taşımacılıkta önemli bir

ülke olan Türkiye’de pazar payımızı TIRSAN ile orta

vadede yüzde 10’na çıkarmayı hede�iyoruz. Türkiye

pazarından çok memnunuz. DAF, Türkiye’de TIRSAN

gibi çok iyi bir partnerle yola devam ediyor. Türkiye’de

1990’lı yılların başında yıllık ortalama 200 adet çekici

satarken, TIRSAN distribütörlüğü ile beraber satışları-

mız binli adetlerin üzerine çıktı” diye konuştu. Geçen

yıl TIRSAN’la distribütörlük anlaşmalarını ömür boyu

hale getirdiklerini hatırlatan Bonsen, TIRSAN’a büyük

bir güven duyduklarını vurguladı.

Nuhoğlu: DAF daha fazla araç versin satalımTIRSAN AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu

ise TIRSAN’ın kuruluşunun 33 yılını kutladıklarını

bu sürecin 15 yılında ise DAF’ın olduğunu belirtti.

Türkiye’nin hem Avrupa’da hem de bölgesinde güçlü

hale geldiğini kaydeden Nuhoğlu, “Bölgenin getirdiği

avantajlar var. Ekonomik olarak devamlı gelişiyor.

Yabancı sermayeyi çekiyor. Ulaştırma politikaları

devlet politikaları haline gelmiş durumda. Avrupa’da

rekabet çok yoğun yaşanıyor. DAF’ın bize daha fazla

kota ayırmasını istiyoruz. Daha fazla araç versinler ki

bizde satalım. Bu yıl bin 500 araç verselerdi satardık.

Türkiye’de 2010’da talep çok fazla” dedi.

DAF’ın ikinci eli altından değerliDAF’ın Avrupa’da 29 ülkede rakiplerinden açık ara

önde olduğunu vurgulayan Nuhoğlu, DAF’ın kalite,

servis ve müşteri memnuniyetine yönelik uzun va-

deli stratejileri sayesinde ulaştığını ifade etti. DAF’ın

2 milyon kilometre motor ömrü olduğuna dikkat

çeken Nuhoğlu, DAF’ın en yüksek ikinci el değerine

sahip araç olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

“Birgün Bursa’da bir galeriye girdim. Ben bir lojistik

firmasından geliyorum. Birçok marka var sende hangi

aracı alayım sence dedim. Bana treylerde TIRSAN dedi.

Niçin dedim. Sıkışınca hemen bozduruyorum. Bu altın

mı ki hemen bozduruyorsun diye sordum. TIRSAN’da

öyle dedi. Çekici de neyi önerirsin dedim. DAF dedi.

Onu da mı bozduruyorsun dedim. Onu altından daha

pahalıya bozduruyorum dedi. Bu bizim açımızdan

güzel bir şey.”

Güncel

SHELL Madeni Yağların Global Liderliği SürüyorBağımsız danışmanlık ve araştırma şirketi Kline & Company’nin yaptığı araştırmada Shell, globalde üst üste dördüncü yılda da 1 numaralı madeni yağ tedarikçisi olarak belirlendi.

Shell madeni yağlar globalde 2008’de yüzde

12.7 olan pazar payını 2009’da yüzde 13.4’e

çıkardı. Aynı zamanda en yakın rakibiyle ara-

sındaki farkı da yüzde 1.6’dan yüzde 2.5’e

yükseltti. 2009’da dünya çapında madeni

yağ talebinin bir önceki yıla göre %8.4’lük

bir düşüşle 35 milyon tona gerilediği bir

ortamda; Shell’in elde ettiği bu başarı daha

da büyük bir önem kazanıyor.

Shell B2B ve Shell Madeni Yağlar Sorumlu

Başkan Vekili Chong-Meng Tan konuyla

ilgili şu görüşleri dile getirdi: “Kline’ın

araştırması, son derece zorlu pazar ko-

şullarına rağmen Shell’in genel madeni

yağlar pazarının da üstünde bir performans

sergilemeye devam ettiğini ve global lider

pozisyonunu koruduğunu gösteriyor.

Bunun, tümüyle müşterilerimize odaklı

stratejimizin ve onlara katma değer sağla-

yacak üstün özellikli ürün ve hizmetler sun-

mamızı sağlayan teknoloji liderliğimizin bir

sonucu olduğuna inanıyorum.”

Shell & Turcas Madeni Yağlar Genel Müdürü

Burçin Toktamış ise Türkiye madeni yağ pa-

zarı ile ilgili yaptığı açıklamada; Shell Madeni

Yağlar’ın yüzde 27.3 (PETDER 2009 yıl sonu

verilerine göre) ile Türkiye’de son 3 yılda pazar

lideri olduğunu belirtti. Toktamış , sözlerine

şöyle devam etti: “Shell’in globalde gösterdiği

başarıyı biz de Türkiye’de sürdürüyoruz. Bu

başarıya, Shell global ile aramızdaki sinerjinin

katkısı çok büyük. Madeni yağ pazarındaki

liderliğimizi özellikle, değer ve marka odaklı

müşteri gruplarına sunduğumuz dünyanın

en güvenilir ürün portföyümüze ve sektörlere

göre spesifik olarak hazırlanmış olan hizmet

ve çözüm paketlerimize borçluyuz.”

Shell Madeni Yağlar, Türkiye’nin yanı sıra

Çin ve en büyük madeni yağ tüketici pa-

Güncel

zarı olan ABD’ de de pazar liderliğini elden

bırakmıyor.

Kline verileri, satış hacmi açısından en

istikrarlı büyümeyi gösteren Asya-Pasifik

bölgesinde global durgunluğun etkisinin

daha az yıkıcı olduğunu gösteriyor.

Sektördeki genel rekabet durumuna ilişkin

olarak da madeni yağ tedarikçileri için,

teknolojik uzmanlığın bugün olduğu gibi

gelecekte de rekabet üstünlüğü açısından

giderek daha da fazla belirleyici bir rol

oynayacağına dikkat çekiyor. Teknolojik

uzmanlık ise Shell’in en güçlü olduğu alanlar

arasında yer alıyor. Shell’in teknoloji uzman-

lığı; yenilikçilik alandaki 70 yıllık geçmişine,

AR-GE’ye yaptığı yatırımlara ve şu anda pi-

yasadaki en gelişmiş madeni yağ ürünlerini

yaratan dünya çapındaki bir numaralı bilim

insanlarıyla çalışma ilkesine dayanıyor. Shell

daha geçtiğimiz günlerde Çin’de Zhuhai’de

inşa edilecek teknik hizmetler merkezinin

temelini atmış bulunuyor. 2011 yılında faa-

liyete geçtiğinde merkez; Çin’de otomobil,

taşımacılık ve enerji sektöründeki müşteri-

lerine geniş kapsamlı madeni yağ çözümleri

sunmaya başlayacak. Shell ayrıca ürünleri-

nin en zorlayıcı koşullarda denenebilmesini

sağlamak üzere önde gelen orijinal ekipman

imalatçıları, müşterileri ve kuruluşlarıyla da

ortak projeler yürütüyor.

Bu yılın başında Shell ile Hyundai Motor

Company, aralarındaki global madeni yağ

anlaşmasını yenilediklerini duyurdular. Böy-

lece Shell yeni bir beş yıllık süre için daha

Hyundai Motor Company’nin tercih ettiği

madeni yağ tedarikçisi konumunu sürdüre-

cek. Son 12 ay için de Anglo American gibi

uluslararası madencilik şirketleri de Shell ile

olan sözleşmelerinin sürelerini uzattılar.

Page 29: Petrol Plus Sayı: 7

PETROL PLUS - EKİM 2010 27

Güncel

Kriz DAF NV’ye Türkiye Yatırımını ErtelettiAvrupa’nın lider ağır ticari araç üreticisi DAF Trucks NV,

2008 yılı içinde yatırım kararı aldığı Türkiye’nin de en

güçlü adaylar arasında yer aldığı yatırımı ertelediğini

açıkladı.

DAF NV’nin Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim

Kurulu Üyesi Ron Bonsen, 2008 yılında tüm dünyada

ağır ticari araç üretiminin rekor kırdığını ve Türkiye’nin

de aday olduğu yeni fabrika yatırımı planlarının oldu-

ğunu belirterek, ekonomik krizin çıkmasıyla birlikte

yatırım kararını ertelediklerini söyledi.

Türkiye yatırımı kaçırdı, Brezilya kaptıBonsen, kriz öncesinde Avrupa’da ağır ticari araç

satışlarının 330 bin seviyesinde olduğunu ve kriz yılı

2009’da bu rakamın 160 bine gerilediğini söyleyerek,

“Türkiye’nin de aday olduğu yatırım seçeneklerini

düşünüyorduk. Ancak muhafazakar bir büyüme ger-

çekleştiriyoruz. Kumar oynamayan bir şirketiz. Yatırım

kararını erteledik” dedi. Avrupa’da krizle birlikte 2014

yılına kadar düşük bir büyüme beklediklerini kaydeden

Bonsen, “Güney Amerika’da ise büyük bir büyüme

potansiyeli var. Brezilya’da DAF fabrikası kurmaya

karar verdik. 2 yıl içinde fabrika hayata geçecek” diye

konuştu.

Krizde zarar etmeyen 2 üreticiden biriyizPeterbilt ve Kenworth gibi markalara sahip olan Ame-

rikan PACCAR Grubu’nun, 1996 yılında DAF’ı kendi

bünyesine eklediğini hatırlatan Bonsen, “PACCAR

Grubu’nun ABD, Kanada, Meksika, Avustralya ve DAF

ile de Avrupa’da üretim tesisleri bulunuyor. PACCAR,

kurulduğu günden bu güne 70 yıldır her hissedarına

karlılığı garanti ediyor. Kamyon ve otomotiv endüstri-

sinde bu garantiyi verebilecek çok firmanın olduğunu

düşünmüyorum. 2009 krizi bütün şirketleri etkiledi bir-

çok firma zarar etti ancak ağır ticari üreticileri arasında

DAF zarar etmeyen iki şirketten birisi oldu” dedi.

Krizde Avrupa lideri oldukKuzey Amerika bölgesinde karlı satışlar yaptıklarını

kaydeden Bonsen, 2009’da ciddi bir düşüş yaşadıklarını

dile getirdi. DAF’ın 2008’de 53 bin çekici üretirken bu

sayının 2009’da 16 bine düştüğünü belirten Bonsen,

ağır ticari araç pazarında aynı dönemde satışların 330

bin adetten 160 bine gerilediğini aktardı. Avrupa’da 7

ağır ticari araç üreticisi olduğunu kaydeden Bonsen,

DAF’ın 2000 yılında sondan ikinci sıradayken, 2010’da

liderliğe yükseldiğini söyledi. PACCAR’ın 2010’nun ilk

yarısında cirosunun 4,6 milyar dolara çıktığını kayde-

den Bonsen, 2009’un aynı döneminde bu rakamın 3,8

milyar dolar olduğunu belirtti.

İlk 6 ayda yüzde 21,3’lük rekor pazar payı sağladık

Pazar liderliğine yükselmek için çok çalıştıklarını söyle-

yen Bonsen, Avrupa Otomotiv Sanayicileri Derneği’nin

(ACEA) verilerine göre 2010’nun ilk yarısında 15 ton

üzeri ağır ticari araç pazarında yüzde 21,3’lük rekor bir

pazar payına ulaşarak lider olduklarını vurgulayarak,

şöyle dedi: “Herkes çılgın olduğumuzu düşünebilir

ama bu hedefe ulaşmak için çok çalışıyoruz. Çekici

kısmında birinci sıradayız. Aynı yerde kalmak istiyoruz.

Avrupa’da bin adet iş ortağımız var.”

Türkiye’de hedef yüzde 10 pazar payıTürkiye’nin DAF için kilit pazarlardan biri olduğunu

belirten Bonsen, Türkiye’nin bu önemli konumunun,

hem Asya ve Avrupa ülkelerine sınırı bulunan bir

ülke özelliğinde olmasından hem de taşımacılık sek-

töründeki büyük potansiyelinden kaynaklandığını

söyledi. Bonsen, “Yurt içi taşımacılıkta önemli bir

ülke olan Türkiye’de pazar payımızı TIRSAN ile orta

vadede yüzde 10’na çıkarmayı hede�iyoruz. Türkiye

pazarından çok memnunuz. DAF, Türkiye’de TIRSAN

gibi çok iyi bir partnerle yola devam ediyor. Türkiye’de

1990’lı yılların başında yıllık ortalama 200 adet çekici

satarken, TIRSAN distribütörlüğü ile beraber satışları-

mız binli adetlerin üzerine çıktı” diye konuştu. Geçen

yıl TIRSAN’la distribütörlük anlaşmalarını ömür boyu

hale getirdiklerini hatırlatan Bonsen, TIRSAN’a büyük

bir güven duyduklarını vurguladı.

Nuhoğlu: DAF daha fazla araç versin satalımTIRSAN AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu

ise TIRSAN’ın kuruluşunun 33 yılını kutladıklarını

bu sürecin 15 yılında ise DAF’ın olduğunu belirtti.

Türkiye’nin hem Avrupa’da hem de bölgesinde güçlü

hale geldiğini kaydeden Nuhoğlu, “Bölgenin getirdiği

avantajlar var. Ekonomik olarak devamlı gelişiyor.

Yabancı sermayeyi çekiyor. Ulaştırma politikaları

devlet politikaları haline gelmiş durumda. Avrupa’da

rekabet çok yoğun yaşanıyor. DAF’ın bize daha fazla

kota ayırmasını istiyoruz. Daha fazla araç versinler ki

bizde satalım. Bu yıl bin 500 araç verselerdi satardık.

Türkiye’de 2010’da talep çok fazla” dedi.

DAF’ın ikinci eli altından değerliDAF’ın Avrupa’da 29 ülkede rakiplerinden açık ara

önde olduğunu vurgulayan Nuhoğlu, DAF’ın kalite,

servis ve müşteri memnuniyetine yönelik uzun va-

deli stratejileri sayesinde ulaştığını ifade etti. DAF’ın

2 milyon kilometre motor ömrü olduğuna dikkat

çeken Nuhoğlu, DAF’ın en yüksek ikinci el değerine

sahip araç olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

“Birgün Bursa’da bir galeriye girdim. Ben bir lojistik

firmasından geliyorum. Birçok marka var sende hangi

aracı alayım sence dedim. Bana treylerde TIRSAN dedi.

Niçin dedim. Sıkışınca hemen bozduruyorum. Bu altın

mı ki hemen bozduruyorsun diye sordum. TIRSAN’da

öyle dedi. Çekici de neyi önerirsin dedim. DAF dedi.

Onu da mı bozduruyorsun dedim. Onu altından daha

pahalıya bozduruyorum dedi. Bu bizim açımızdan

güzel bir şey.”

Güncel

SHELL Madeni Yağların Global Liderliği SürüyorBağımsız danışmanlık ve araştırma şirketi Kline & Company’nin yaptığı araştırmada Shell, globalde üst üste dördüncü yılda da 1 numaralı madeni yağ tedarikçisi olarak belirlendi.

Shell madeni yağlar globalde 2008’de yüzde

12.7 olan pazar payını 2009’da yüzde 13.4’e

çıkardı. Aynı zamanda en yakın rakibiyle ara-

sındaki farkı da yüzde 1.6’dan yüzde 2.5’e

yükseltti. 2009’da dünya çapında madeni

yağ talebinin bir önceki yıla göre %8.4’lük

bir düşüşle 35 milyon tona gerilediği bir

ortamda; Shell’in elde ettiği bu başarı daha

da büyük bir önem kazanıyor.

Shell B2B ve Shell Madeni Yağlar Sorumlu

Başkan Vekili Chong-Meng Tan konuyla

ilgili şu görüşleri dile getirdi: “Kline’ın

araştırması, son derece zorlu pazar ko-

şullarına rağmen Shell’in genel madeni

yağlar pazarının da üstünde bir performans

sergilemeye devam ettiğini ve global lider

pozisyonunu koruduğunu gösteriyor.

Bunun, tümüyle müşterilerimize odaklı

stratejimizin ve onlara katma değer sağla-

yacak üstün özellikli ürün ve hizmetler sun-

mamızı sağlayan teknoloji liderliğimizin bir

sonucu olduğuna inanıyorum.”

Shell & Turcas Madeni Yağlar Genel Müdürü

Burçin Toktamış ise Türkiye madeni yağ pa-

zarı ile ilgili yaptığı açıklamada; Shell Madeni

Yağlar’ın yüzde 27.3 (PETDER 2009 yıl sonu

verilerine göre) ile Türkiye’de son 3 yılda pazar

lideri olduğunu belirtti. Toktamış , sözlerine

şöyle devam etti: “Shell’in globalde gösterdiği

başarıyı biz de Türkiye’de sürdürüyoruz. Bu

başarıya, Shell global ile aramızdaki sinerjinin

katkısı çok büyük. Madeni yağ pazarındaki

liderliğimizi özellikle, değer ve marka odaklı

müşteri gruplarına sunduğumuz dünyanın

en güvenilir ürün portföyümüze ve sektörlere

göre spesifik olarak hazırlanmış olan hizmet

ve çözüm paketlerimize borçluyuz.”

Shell Madeni Yağlar, Türkiye’nin yanı sıra

Çin ve en büyük madeni yağ tüketici pa-

Güncel

zarı olan ABD’ de de pazar liderliğini elden

bırakmıyor.

Kline verileri, satış hacmi açısından en

istikrarlı büyümeyi gösteren Asya-Pasifik

bölgesinde global durgunluğun etkisinin

daha az yıkıcı olduğunu gösteriyor.

Sektördeki genel rekabet durumuna ilişkin

olarak da madeni yağ tedarikçileri için,

teknolojik uzmanlığın bugün olduğu gibi

gelecekte de rekabet üstünlüğü açısından

giderek daha da fazla belirleyici bir rol

oynayacağına dikkat çekiyor. Teknolojik

uzmanlık ise Shell’in en güçlü olduğu alanlar

arasında yer alıyor. Shell’in teknoloji uzman-

lığı; yenilikçilik alandaki 70 yıllık geçmişine,

AR-GE’ye yaptığı yatırımlara ve şu anda pi-

yasadaki en gelişmiş madeni yağ ürünlerini

yaratan dünya çapındaki bir numaralı bilim

insanlarıyla çalışma ilkesine dayanıyor. Shell

daha geçtiğimiz günlerde Çin’de Zhuhai’de

inşa edilecek teknik hizmetler merkezinin

temelini atmış bulunuyor. 2011 yılında faa-

liyete geçtiğinde merkez; Çin’de otomobil,

taşımacılık ve enerji sektöründeki müşteri-

lerine geniş kapsamlı madeni yağ çözümleri

sunmaya başlayacak. Shell ayrıca ürünleri-

nin en zorlayıcı koşullarda denenebilmesini

sağlamak üzere önde gelen orijinal ekipman

imalatçıları, müşterileri ve kuruluşlarıyla da

ortak projeler yürütüyor.

Bu yılın başında Shell ile Hyundai Motor

Company, aralarındaki global madeni yağ

anlaşmasını yenilediklerini duyurdular. Böy-

lece Shell yeni bir beş yıllık süre için daha

Hyundai Motor Company’nin tercih ettiği

madeni yağ tedarikçisi konumunu sürdüre-

cek. Son 12 ay için de Anglo American gibi

uluslararası madencilik şirketleri de Shell ile

olan sözleşmelerinin sürelerini uzattılar.

Page 30: Petrol Plus Sayı: 7

28 PETROL PLUS - EKİM 2010

OKT Treyler ADR Sertifikalı Araçlarını Sahipleriyle BuluşturduBu yıl üçüncüsü düzenlenen Mersin 3. Lojistik ve Transport Fuarı 7-10 Ekim tarihleri arasında OKT Trailer’in de katılımıyla Mersin Yenişehir Fairground’da gerçekleşti.

Fuar kapsamında, müşterilerinin beklentileri doğrul-tusunda yeni taşıma çözümleri sunan OKT, Çaaş Grup kuruluşu olan Rannak firması ‘na 7 adet ADR sertifikalı 26000 lt’lik 4 gözlü alüminyum akaryakıt tankeri ile Gürbüzler Grup’a 2 adet ADR sertifikalı 38000 lt’lik 5 gözlü alüminyum akaryakıt tankeri’ni düzenlenen törenle teslim etti.

Teslimat törenine OKT Trailer Genel Müdürü Hakan Maraş, Pazarlama ve Satış müdürü Barış Çenesiz, Muhasebe ve Finans Müdürü Fatih Maraş , Çaaş Grup Yönetim Kurulu Başkanı Murat Aslan ile Gürbüzler Grup’un yetkilisi katıldı.

Hakan Maraş, törende yaptığı konuşmada, OKT’yi ‘yaşı olmayan şirket’ olarak nitelendirdi. ‘Yıllardır sektörde edindiğimiz deneyimler bizi bu sektörde uzmanlaştırdı ve rekabetçi bir konuma getirdi. OKT olarak, her yeni güne 30 yıllık tecrübenin verdiği güvenle ve ilk günkü heyecanla başlıyoruz. Konusunda uzman personeli-miz, yenilikçi kurum kültürümüz, ödün vermediğimiz kalite politikamız ve profesyonel yönetim anlayışımız ile biz, tecrübesi olan ancak yaşı olmayan bir markayız’ diye konuştu. Maraş, ‘Türkiye’de ADR regülâsyonunun tanınması ile birlikte, karayollarında bugüne kadar ya-pılan denetimsiz ve uygunsuz araçlarla tehlikeli madde taşımacılığı artık devam edemeyecek ve karayolların-daki tekerlekli bombaların sayısı giderek azalacaktır. Bu yüzden firmaların filolarına ADR ‘li araçları ekleme kararları, onları mağdur olmaktan kurtaracaktır’ şek-linde konuşarak ADR sertifikalı ürünlerine duyduğu güvenin altını çizdi.

Çaaş Grup yönetim kurulu başkanı Murat Çalışkan, törende yaptığı konuşmada ‘Yeni araç yatırımlarımızda tercihimizi OKT trailer’dan yana kullanmamızın sebebi,

OKT’nin 30 yıla yakın deneyimi ile kaliteden ödün vermeyen çizgisi, sürekli iyileştirme anlayışı ile yenilikçi tutumu; ADR sertifikalı araçları ile uluslararası normlara uygun üretim felsefesi, satış öncesi ve sonrası verdiği hizmet kalitesi ve duyarlı kurum kültüdür.’ şeklinde konuştu. Bundan sonraki tercihlerinin de OKT’den yana olacağını belirten Çalışkan, OKT’nin kendileri için optimal çözümler ürettiğini ve koşulsuz müşteri memnuniyeti sağladıklarını sözlerine ekledi.

Çalışkan “İlk tercihimiz her zaman yerli malı” Çaaş Grup kuruluşu olan Ran-Nak firması da fuarda ADR sertifikalı yedi adet alüminyum akaryakıt tankerini teslim aldı. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çalışkan yeni tankerleri Ok treyler Satış ve Pazarlama Müdür Barış Çenesiz’den aldı. Çalışkan Türkiye’deki her tan-kerin ADR’ye dönme zorunluluğuna dikkat çekerek bu zorunluluk gereği araçlarını yenilediklerini ifade etti. Aldıkları tankerler alüminyum olduğu için kıvılcım riski taşımadığını dile getiren Çalışkan; “Bu araçlarla bir kaza yaşandığı an hiçbir şekilde dışarıya tehlikeli maddeyi sızdırmaz. Öncelikle bu tarafı çok önemli.” diye konuştu.

Toplamda 80 araçlık bir filoya sahip olduklarını belirten Çalışkan; enerji sektöründeki taşımaları arttıracaklarını; bu amaçla kullandıkları tanker sayısının da 27’ye ulaş-tığını belirtti. Alpet’in taşımalarını gerçekleştiren Ran-Nak’ın araç yatırımlarına önümüzdeki dönemde de devam edeceğinin vurgulayan Murat Çalışkan tercih-lerini Ok Treyler’den yana kullanmalarının ilk nedenini yüzde 100 yerli üretim olması olarak gösterdi.

“Bu sadece başlangıç”Gaziantep’te faaliyet gösteren Gürbüzler Petrol Genel Müdürü Murat Arslan, Ok Treyler’in araçları alırken her tür kolaylığı sağladığına dikkat çekerek araç yatırımına

devam edeceklerini vurguladı. “Bu sadece başlangıç” diyen Arslan, Opet’in akaryakıt taşımasını yaptıklarını anlattı. Ok Treyler’le çalışmaya yaptıkları araştırma sonucu karar verdiklerini belirten Arslan tehlikeli madde taşımacılığında en önemli noktanın güvenlik olduğuna işaret ederek; “Ok Treyler’i seçme nedenimiz de güvenliğe verdiğimiz önem “dedi.

Ar-Ge’ye 2 Milyon Euro’luk yatırım Fuarda 9 araçlık bir teslimata imza attıklarını belirten Ok Treyler Satış ve Pazarlama Müdürü Barış Çenesiz, Türkiye’nin yol şartlarına tam uyumlu araçlar ürettik-lerini belirtirken Türkiye’de ADR sertifikasına sahip 4 firmadan biri olduklarını kaydetti. Çenesiz, Ar- Ge’ye büyük önem verdiklerini Ar-Ge’ye ayrılan bütçenin kriz zamanında bile kısılmadığını söyledi. Çenesiz; “2 milyon Euro’luk bir Ar-Ge yatırımı yaptık. Bunun sonuçlarını da almaya başladık ve özellikle 9 metre kaynak yapan dikiş makinemiz var. Dikiş kaynağının şu anda dünyada bir benzeri yok. TÜBİTAK da bu makineyle ödül aldık. Ar- Ge yatırımlarımıza devam edeceğiz” dedi.

Şu an en çok akaryakıt tankeri satıldığına işaret eden Çenesiz son zamanlarda hafriyat damperlerinde hare-ketlilik olduğunu belirtti.

GüncelGüncel

Page 31: Petrol Plus Sayı: 7

OKT Treyler ADR Sertifikalı Araçlarını Sahipleriyle BuluşturduBu yıl üçüncüsü düzenlenen Mersin 3. Lojistik ve Transport Fuarı 7-10 Ekim tarihleri arasında OKT Trailer’in de katılımıyla Mersin Yenişehir Fairground’da gerçekleşti.

Fuar kapsamında, müşterilerinin beklentileri doğrul-tusunda yeni taşıma çözümleri sunan OKT, Çaaş Grup kuruluşu olan Rannak firması ‘na 7 adet ADR sertifikalı 26000 lt’lik 4 gözlü alüminyum akaryakıt tankeri ile Gürbüzler Grup’a 2 adet ADR sertifikalı 38000 lt’lik 5 gözlü alüminyum akaryakıt tankeri’ni düzenlenen törenle teslim etti.

Teslimat törenine OKT Trailer Genel Müdürü Hakan Maraş, Pazarlama ve Satış müdürü Barış Çenesiz, Muhasebe ve Finans Müdürü Fatih Maraş , Çaaş Grup Yönetim Kurulu Başkanı Murat Aslan ile Gürbüzler Grup’un yetkilisi katıldı.

Hakan Maraş, törende yaptığı konuşmada, OKT’yi ‘yaşı olmayan şirket’ olarak nitelendirdi. ‘Yıllardır sektörde edindiğimiz deneyimler bizi bu sektörde uzmanlaştırdı ve rekabetçi bir konuma getirdi. OKT olarak, her yeni güne 30 yıllık tecrübenin verdiği güvenle ve ilk günkü heyecanla başlıyoruz. Konusunda uzman personeli-miz, yenilikçi kurum kültürümüz, ödün vermediğimiz kalite politikamız ve profesyonel yönetim anlayışımız ile biz, tecrübesi olan ancak yaşı olmayan bir markayız’ diye konuştu. Maraş, ‘Türkiye’de ADR regülâsyonunun tanınması ile birlikte, karayollarında bugüne kadar ya-pılan denetimsiz ve uygunsuz araçlarla tehlikeli madde taşımacılığı artık devam edemeyecek ve karayolların-daki tekerlekli bombaların sayısı giderek azalacaktır. Bu yüzden firmaların filolarına ADR ‘li araçları ekleme kararları, onları mağdur olmaktan kurtaracaktır’ şek-linde konuşarak ADR sertifikalı ürünlerine duyduğu güvenin altını çizdi.

Çaaş Grup yönetim kurulu başkanı Murat Çalışkan, törende yaptığı konuşmada ‘Yeni araç yatırımlarımızda tercihimizi OKT trailer’dan yana kullanmamızın sebebi,

OKT’nin 30 yıla yakın deneyimi ile kaliteden ödün vermeyen çizgisi, sürekli iyileştirme anlayışı ile yenilikçi tutumu; ADR sertifikalı araçları ile uluslararası normlara uygun üretim felsefesi, satış öncesi ve sonrası verdiği hizmet kalitesi ve duyarlı kurum kültüdür.’ şeklinde konuştu. Bundan sonraki tercihlerinin de OKT’den yana olacağını belirten Çalışkan, OKT’nin kendileri için optimal çözümler ürettiğini ve koşulsuz müşteri memnuniyeti sağladıklarını sözlerine ekledi.

Çalışkan “İlk tercihimiz her zaman yerli malı” Çaaş Grup kuruluşu olan Ran-Nak firması da fuarda ADR sertifikalı yedi adet alüminyum akaryakıt tankerini teslim aldı. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çalışkan yeni tankerleri Ok treyler Satış ve Pazarlama Müdür Barış Çenesiz’den aldı. Çalışkan Türkiye’deki her tan-kerin ADR’ye dönme zorunluluğuna dikkat çekerek bu zorunluluk gereği araçlarını yenilediklerini ifade etti. Aldıkları tankerler alüminyum olduğu için kıvılcım riski taşımadığını dile getiren Çalışkan; “Bu araçlarla bir kaza yaşandığı an hiçbir şekilde dışarıya tehlikeli maddeyi sızdırmaz. Öncelikle bu tarafı çok önemli.” diye konuştu.

Toplamda 80 araçlık bir filoya sahip olduklarını belirten Çalışkan; enerji sektöründeki taşımaları arttıracaklarını; bu amaçla kullandıkları tanker sayısının da 27’ye ulaş-tığını belirtti. Alpet’in taşımalarını gerçekleştiren Ran-Nak’ın araç yatırımlarına önümüzdeki dönemde de devam edeceğinin vurgulayan Murat Çalışkan tercih-lerini Ok Treyler’den yana kullanmalarının ilk nedenini yüzde 100 yerli üretim olması olarak gösterdi.

“Bu sadece başlangıç”Gaziantep’te faaliyet gösteren Gürbüzler Petrol Genel Müdürü Murat Arslan, Ok Treyler’in araçları alırken her tür kolaylığı sağladığına dikkat çekerek araç yatırımına

devam edeceklerini vurguladı. “Bu sadece başlangıç” diyen Arslan, Opet’in akaryakıt taşımasını yaptıklarını anlattı. Ok Treyler’le çalışmaya yaptıkları araştırma sonucu karar verdiklerini belirten Arslan tehlikeli madde taşımacılığında en önemli noktanın güvenlik olduğuna işaret ederek; “Ok Treyler’i seçme nedenimiz de güvenliğe verdiğimiz önem “dedi.

Ar-Ge’ye 2 Milyon Euro’luk yatırım Fuarda 9 araçlık bir teslimata imza attıklarını belirten Ok Treyler Satış ve Pazarlama Müdürü Barış Çenesiz, Türkiye’nin yol şartlarına tam uyumlu araçlar ürettik-lerini belirtirken Türkiye’de ADR sertifikasına sahip 4 firmadan biri olduklarını kaydetti. Çenesiz, Ar- Ge’ye büyük önem verdiklerini Ar-Ge’ye ayrılan bütçenin kriz zamanında bile kısılmadığını söyledi. Çenesiz; “2 milyon Euro’luk bir Ar-Ge yatırımı yaptık. Bunun sonuçlarını da almaya başladık ve özellikle 9 metre kaynak yapan dikiş makinemiz var. Dikiş kaynağının şu anda dünyada bir benzeri yok. TÜBİTAK da bu makineyle ödül aldık. Ar- Ge yatırımlarımıza devam edeceğiz” dedi.

Şu an en çok akaryakıt tankeri satıldığına işaret eden Çenesiz son zamanlarda hafriyat damperlerinde hare-ketlilik olduğunu belirtti.

Güncel

Page 32: Petrol Plus Sayı: 7

30 PETROL PLUS - EKİM 2010

Aygaz’dan İklim Değişikliğine Karşı “Yarın Hava Nasıl Olacak” ProjesiAygaz, kampanya ile küresel iklim değişikliklerine karşı “görerek ve dokunarak” farkındalık ve duyarlılığı artırmayı amaçlıyor.Aygaz, “Yarın Hava Nasıl Olacak?” isimli yeni çevre pro-jesini, düzenlediği basın toplantısı ile tanıttı. Avrupa Birliği’nin 2010 yılını “Hava Yılı” ilan etmesi ile daha da önem kazanan projede amaç; iklim değişikliği konu-sunda kamuoyunun farkındalık düzeyini ve duyarlılığını yükseltmek.

Aygaz, proje çerçevesinde oluşturduğu ve içinde “pla-netaryum” ile “sihirli küre”nin bulunduğu “Gökyüzü Tırı”yla Türkiye’nin 11 ilini ziyaret edecek. Sivas’tan başlayarak Şanlıurfa, Van, Kars, Trabzon, Samsun, Kas-tamonu, Eskişehir, Antalya, İzmir ve Tekirdağ’ı ziyaret ederek vatandaşlarımızın iklim değişikliğine “görerek” tanıklık etmeleri, ona “dokunarak” ikna olmaları ve harekete geçmeleri hede�eniyor. 11 ilde bir hafta sü-reyle kalacak Gökyüzü Tırı’yla, lise öğrencilerinin yanı sıra halka da iklim değişiklikleri hakkında, kısa adı REC olan, Bölgesel Çevre Merkezi tarafından hazırlanan eğitimler verilecek.

Basın toplantısında konuşan Aygaz Genel Müdürü Yağız Eyüboğlu, “Yarın hava nasıl olacak?” sorusuyla kampanyaya başladıklarını çünkü bir yerden başlamak gerektiğini, iklim değişikliğinin “yarın havanın nasıl ola-cağından” öte, derin, kapsamlı bir değişimi beraberinde getirdiğini; yer küreyi paylaştığımız tüm canlı türleri için bir tehdit oluşturduğunu söyledi. Eyüboğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Bizler, “Yarın hava nasıl olacak?” sorusuyla düşünmeye ve karşı karşıya olduğumuz sorunu daha iyi anlamaya çalışıyoruz. “Yarın hava nasıl olacak?” bir farkındalık kam-panyası… Amacımız, iklim değişikliğine karşı çözüm yollarını beraberce aramak…

Bu proje, çevre ve iklim değişikliği üzerine kamuoyu farkındalığını ölçen araştırmaların sonuçlarından doğdu. Ülkemizde ne yazık ki bu konudaki farkındalık, hem dünya, hem de Avrupa ortalamalarının altında… Yeterince farkında olmadığımız sorunun çözümü için,

topyekun seferberlik yaratmanın güç olduğuna inanı-yoruz. Bu nedenle, gelecek üç yılda “Yarın hava nasıl olacak?” sorusuyla, ülkemizin dört bir köşesine giderek ve iklim değişikliğiyle ilgili duyarlılığı arttırmak için çaba göstereceğiz. Bu mücadelenin uzun bir yolculuk olduğunu biliyoruz. “Yarın hava nasıl olacak?” diyerek at-tığımız küçük adımın, sizlerin ve halkımızın da katılımıyla daha da büyüyeceğine, büyüdükçe güçleneceğine ve çözüm yolunda önemli mesafe kat edeceğimize inanıyoruz. Çünkü sizler gibi biz de, bulduğumuzdan daha temiz, daha sağlıklı ve daha yaşanabilir bir dünya bırakmak istiyoruz. Çocuklarımıza... Çocuklarımızın çocuklarına...”

Eğitim programını tasarlayan ve uygulayacak olan “REC” - Bölgesel Çevre Merkezi, çevre politikaları ve çevrenin korunması için düzenlenen eğitimlerde öncü uluslara-rası bir kuruluş. 1990 yılında Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Komisyonu tarafından Budapeşte’de kurulan ve bağımsız bir kuruluş olan REC’e bugün Türkiye dahil 31 ülke taraf… REC, başta hükümetler olmak üzere, ilgili tüm paydaşlara sürdürülebilir kalkınma, çevre politi-kaları ve iklim değişikliği kapsamında etkin politika ve uygulama çözümleri geliştirerek destek veriyor.

Basın toplantısında konuşan REC Türkiye ve Karadeniz Bölge Direktörü Dr. Sibel Sezer Eralp, iklim dostu genç-lere yönelik hazırladıkları bu eğitimlerle; gençleri iklim değişikliği hakkında bilgilendirmeyi, iklim değişikliğinin sonuçlarını değerlendirerek, kendi hayatlarıyla bağlantı kurmaya ve hayat biçimleriyle ilgili çıkarımlar yapmaya yönlendirmeyi hede�ediklerini söyledi. Eralp, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İklim dostu gençlere yönelik hazırladığımız bu eğitim-lerle; gençleri iklim değişikliği hakkında bilgilendirmeyi, iklim değişikliğinin sonuçlarını değerlendirmeye ve kendi hayat biçimleriyle ilgili çıkarımlar yapmaya yön-lendirmeyi hede�iyoruz. Ayrıca gençleri, dünyamızdaki olumsuz değişimlere yönelik çözüm üretme çabalarına

ortak olmaya teşvik ederek, sürdürülebilir bir yaşam biçimini benimsemelerini sağlamayı ve mesleki hayat-larını şekillendirirken, bu alandaki profesyonel fırsatları göstermeyi amaçlıyoruz. İklim değişikliği ile mücadele konusunda gençlerin de sorumlulukları ve olumlu kat-kılarının olacağı çok açık. Bu konuda, gençlerin harekete geçmesini kolaylaştıracak, düşüncelerini paylaşmalarını sağlayacak bir ortam yaratmaktan, bu ortam aracılığı ile onlara bilgi ve tecrübelerimizle rehberlik etmekten mutluluk duyacağız.”

Gezici bir planetaryum ile “sihirli küre” olarak adlan-dırılan küresel simülasyon cihazını birleştiren ve her seansı 90 dakika sürmesi planlanan eğitimler, etkileşimli olarak tasarlandı. Öğrencilerin katılımcılığını esas alan eğitimlerin ilk bölümünde, dünyadan uzaya bakılarak yeryüzü ve insanlığın, daha büyük bir bütünün parçası olduğu anlatılacak. Bu bölümde, “hayat”ın gezegeni-mize özel büyük bir zenginlik olduğu vurgulanacak ve dünyadaki atmosferin, diğer gezegen atmosferlerine göre farkının “hayatı mümkün kıldığı” karşılaştırmalı örneklerle paylaşılacak.

Eğitimin ikinci bölümünde, “sihirli küre” ile katılımcıların uzaydan Dünya’ya bakarmış gibi yerküreyi gözlemleme-leri sağlanacak. 61 cm çapındaki küresel görüntüleme sistemiyle, Dünya üzerindeki yalnızca hava olaylarının değil, aynı zamanda yanardağ patlamalarının, tsu-namilerin ve daha birçok doğa olayının simülasyonu gerçekleştirilecek.

Herkesin kendisine, “Yarın hava nasıl olacak?” sorusunu sorarak, küresel iklim değişikliğine karşı daha duyarlı bir olunmasını hede�eyen ve üç yıl sürmesi planlanan projeyle, gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakıl-masına katkıda bulunulması sağlanmış olacak.

LPG Gündemi

Page 33: Petrol Plus Sayı: 7

Petrol Ofisi Hakkarili Öğrencilerle Buluştuİpragaz marinegas Bodrum Yacht Show’da deniz tutkunlarıyla buluştu.

Türkiye’nin farklı yörelerinden gençlere, Hakkari

kent kültürünü yakından tanıtmak ve böylelikle

toplumsal barışa katkı sağlamak amacıyla dü-

zenlenen ‘Barış Köprüsü Hakkari Dönemsel Yaz

Projesi’, 18 Temmuz – 2 Ağustos tarihleri arasında

gerçekleştirildi. Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın (TOG)

stratejik ortağı Petrol Ofisi, Vakfın gençlik örgütleri

tarafından düzenlenen tüm yerel projelerine olduğu

gibi Hakkari’deki çalışmalara da destek verdi ve aktif

olarak katıldı.

Hakkarili ilköğretim öğrencilerinin katılımcı olduğu

proje çerçevesinde, çocukların yaz dönemlerinin ve-

rimli geçmesinin sağlanması ve eğitimlerine katkıda

bulunmak için ortam yaratılması amaçlanıyor. Öte

yandan yereldeki gençler ve farklı şehirlerden gelen

katılımcılar arasında bilgi değişiminin sağlanması,

farklı kültürlerden gelen gençlerin birbirini tanı-

ması yoluyla hoşgörünün arttırılması, ortak temel

değerlerin daha iyi anlaşılmasına destek olunması

da hede�eniyor.

Bu hedefi gerçekleştirmek üzere Diyarbakır, Ordu,

Hakkari, İstanbul, Antalya, İzmir, Ankara, Erzurum,

Bursa, Bilecik, Gaziantep ve Eskişehir’den gelen 30

üniversiteli gönüllü genç Hakkari’ye geldi.

“Barış Köprüsü Hakkari Dönemsel Yaz Projesi”, gö-

nüllü gençlerin önderliğinde, Hakkari’nin tanıtımı,

satranç atölyesi, futbol, basketbol, voleybol, bad-

mington spor atölyeleri, çevre eğitimleri, açıkhava

sinemasında film gösterimleri gibi çeşitli sosyal

etkinlikleri içeriyor. 18 Temmuz ile 2 Ağustos tarihleri

arasında düzenlenen programla 30 gencin öncülü-

ğünde 50 Hakkarili öğrenciye ulaşıldı.

Projeyi yürüten Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın stra-

tejik ortağı Petrol Ofisi, program kapsamında Özel

Sektör Gönüllüler Derneği işbirliğiyle hazırladığı;

çocukların bilinçli geri dönüşüm alışkanlıkları ve

çevre koruma davranışları geliştirmelerine destek

olmak amacıyla oluşturulan “Çevreci Penguen-

ler” eğitimini verdi. Petrol Ofisi Kurumsal İletişim

Yöneticisi Selin Çınar ve Toplum Gönüllüleri Vakfı

Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Betil’in de katıldığı

program sonrasında, Hakkarili çocuklar ve gençlerle

sohbet edildi.

Toplumsal kalkınmaya hizmet eden projelere destek

vermeye, bir parçası olmaya özen gösterdiklerini

belirten Petrol Ofisi Kurumsal İletişim Yöneticisi

Selin Çınar, “Akaryakıt ve madeni yağlar sektörünün

lider kuruluşu olarak, bir yandan müşteri odaklı

çalışmalarımızı sürdürürken, diğer yandan da sosyal

sorumluluk projelerimizle topluma katkı sağlamak

önceliğimizi oluşturuyor. Bu yolda 2008’den bu

yana stratejik ortağımız Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın

bütün yerel projelerini destekliyoruz. Hakkari’de

gerçekleştirilen ’Barış Köprüsü Dönemsel Yaz

Projesi’nin bir parçası olduğumuz için çok mutluyuz.

Çeşitli illerden gelen genç arkadaşlarımızın koordi-

nasyonunda yürütülen programda, küresel ısınma,

enerji tasarrufu ve çevre koruma bilincini arttırmaya

yönelik mesajlar vermeyi amaçladık. Benzer sosyal

yatırımları, Anadolu’nun köklü kültürlerine sahip

diğer yörelerinde de hayata geçirmeyi planlıyoruz”

şeklinde konuştu.

Güncel

Page 34: Petrol Plus Sayı: 7

32 PETROL PLUS - EKİM 2010

Güncel

İntifa Sözleşmeleri Petrol Plus Dergisi Hukuk Müşaviri Avukat Murat Kurt, akaryakıt bayilerinin intifa sözleşmelerinde dikkat etmesi gereken hususları Petrol Plus Dergisi okuyucuları için kaleme aldı.

18 Eylül 2010 tarihinde yürürlüğe giren intifalara

ilişkin düzenleme ile birlikte bayiler açısından da-

ğıtıcı firmalar ile yaptıkları sözleşmelerin önemi bir

kez daha ortaya çıktı. Bu süreçte akaryakıt bayileri

sadece intifa bedellerini dikkate alarak, uzman

desteği almadan imzaladıkları sözleşmelerden

kaynaklanan sıkıntılar yaşadılar.

Yapılacak her sözleşmenin kendine has hükümleri

bulunmakla birlikte bu makalemizde genel olarak

yapılacak olan intifa sözleşmelerinde yaşanması

olası mağduriyetleri önlemek için dikkat edilmesi

gereken temel hususları sizlerle paylaşacağız.

1- Tarafların bütün taahhütleri sözleşme met-

ninde yer almalıdır. Unutmamak gerekir ki söz

uçar, yazı baki kalır. Yaşanacak uyuşmazlıklarda

verilen sözler değil sözleşme metni geçerli

olacaktır.

2- Sözleşmelerde genellikle tek tara�ı değişiklik

yapma hakkı verilmektedir. Bu durum hak-

kaniyet ilkesine aykırı olarak, ticari ilişkinin

bir tarafın inisiyatifinde sürdürülmesi sonu-

cunu doğurmaktadır. Bu husus ileride telafisi

imkânsız sonuçlara neden olmaktadır.

3- İmzalanacak sözleşmelerde fahiş cezai şartlara

dikkat edilmelidir. Öyle ki, uygulamada cezai

şartların çok ağır olduğu, bayilerin ticaret ha-

yatının sona erdiği durumlar söz konusudur.

Sözleşmeyi imzalayacak bayilerin her an için

sözleşmeyi fesh etmek durumunda kalabile-

ceklerini öngörmeleri gerekmektedir. Bu yüz-

den sözleşmede yer alan cezai şartlara dikkat

edilmelidir.

4- Sözleşmede tara�arın hak ve yükümlülüklerinin

fazla ayrıntıya girilmeden, açık ve net şekilde

izah edilerek dengeli bir şekilde hükümlere

bağlanması gerekmektedir. Zira, basiretli tacir

ilkesi gereği yapılan sözleşmelerin sonuçlarına

katlanma yükümlülüğü vardır. Bu sebeple

sözleşmede yer alan hak ve yükümlülüklerin

sınırları iyi belirlenmelidir. Sözleşmede yer

almayan hususlarda dağıtım şirketleri tarafın-

dan verilen talimatlar geçerli olacaktır. Bayiler

bu talimatlara uymak zorundadırlar. Bunlar

genellikle tek tara�ı hükümlerdir.

5- Sözleşmelerin hangi durumlarda fesih edile-

ceği açıkça belirtilmelidir. Bayiler genel olarak

sözleşme sona erdiğinde sözleşmeyi yenilemek

istemediklerinde önceden bildirmek kaydıyla

sona erdirebilirken, yani herhangi bir fesih hakkı

yokken, dağıtım şirketleri haklı sebep gösterme-

den dahi sözleşmeyi feshedebilmektedir.

6- Sözleşmeyi imzalayacak kişilerin temsil ve ilzam

yetkisinin olup olmadığı hususu araştırılmalı,

bu kişilerin yetki belgesi ve imza sirküleri

incelenmeli, bir örnekleri sözleşmeye eklen-

melidir.

7- Sözleşmede belirtilecek satış taahhüdünün

sonuçları göz önüne alınarak, satış taahhüdüne

ilişkin maddeler dikkatli değerlendirilmelidir.

Bayilerin intifa sözleşmelerinde dikkat etmesi

gereken temel hususları ayrıntıya girmeden izah

etmeye çalıştık. Ancak esas olan bayilerin söz-

leşme süreçlerinde mutlaka uzman hukukçuların

görüşünü almasıdır.

Bu sayıdan itibaren sektörümüzle ilgili temel hu-

kuki konuları izah etmeye çalışacağız. Bunun yanı

sıra sizlerden gelecek sorulara da yanıt vermeye

çalışacağız.

Makale

Page 35: Petrol Plus Sayı: 7
Page 36: Petrol Plus Sayı: 7
Page 37: Petrol Plus Sayı: 7
Page 38: Petrol Plus Sayı: 7
Page 39: Petrol Plus Sayı: 7
Page 40: Petrol Plus Sayı: 7
Page 41: Petrol Plus Sayı: 7
Page 42: Petrol Plus Sayı: 7
Page 43: Petrol Plus Sayı: 7

PETROL PLUS - EKİM 2010 41

Sektörden Haberler - KampanyalarSektörden Haberler - Kampanyalar

SHELL Derince Tesisleri İhracat Rekoru Kırdı

SHELL, Autoshow’da Yakıt Ekonomisinin Püf Noktalarını Anlatacak

1963’ten bu yana üretim yapan ve 2009 yılı sonu

itibariyle madeni yağlarda 94 bin ton satış hacmi

ile pazar lideri olan Shell Derince Tesisleri, ihracatta

Mayıs ayını 1069 tonla kapatarak eşi görülmemiş bir

rekorun sahibi oldu. 2008 yılının ilk altı ayında 5.000

ton; 2010 yılının ilk altı ayında ise 7,000 ton ihracat

yapan tesislerde, tüm Shell satışlarında %10’luk bir

hacme sahip olan madeni yağların %90’lık kısmı üre-

tiliyor, tesislerden yaklaşık 55 ülkeye 10 bin tondan

fazla ihracat yapılıyor.

Shell Derince Tesisleri, madeni yağ ve gres üretiminin

aynı anda yapıldığı nadir fabrikalardan biri olması

nedeniyle büyük önem taşıyor. Avrupa`ya ihraç

edilen gres yağının yüzde 50`si Derince`den gidiyor.

160 kişinin istihdam edildiği tesislerde, demir-çelik,

Shell, otomotiv sektörünün kalbinin attığı Autoshow’daki

standında, öncülüğünü yaptığı çevreci akaryakıtlar ve

yakıt ekonomisi gibi konular hakkında fuar ziyaretçi-

lerini bilgilendirecek. Yakıt tasarrufu kavramını dünya

gündemine sunan Shell; sürücülerin eğitiminden,

verimliliği yüksek, doğa dostu yakıtların geliştirilmesine

kadar geniş bir yelpazede çalışmalar yapıyor. Yakıt eko-

nomisi ve Shell’in çevre dostu ürünleri hakkında bilgi

almak isteyen herkes, 29 Ekim - 7 Kasım 2010 tarihleri

arasında Autoshow’da ana girişteki 350 m2lik bölümde

kurulacak olan Shell standını ziyaret edebilecekler.

Shell & Turcas Petrol A.Ş Pazarlama Müdürü Pınar

Mavituna’nın konuyla ilgili şunları söyledi: “Autoshow

Fuarı, sadece otomotiv sektörü için değil Türkiye eko-

nomisi için çok önemli bir platform. Türkiye ekonomisi;

hızla büyüyen genç ve dinamik bir ekonomi olarak

biliniyor. Örneğin, bugün Avrupa’da bin kişiye düşen

otomobil miktarı 495 iken, bu rakam Türkiye’de 75.

gıda, inşaat gibi madeni yağ kullanılan sektörlerin

ihtiyaçlarını karşılayabilecek ürün ve hizmetler dünya

standartlarında sunuluyor. Toplam ihracatın 10 bin

ton olduğu tesislerden öncelikle yakın pazarlara,

daha sonra satış ağı içerisinde kalan diğer Shell ül-

kelerine ihracat gerçekleştiriliyor. 2007 yılında Shell

ve Turcas birleşmesinin ardından üretimine hız veren

Derince Tesisleri’ne her yıl 5 milyon dolarlık ek yatırım

yapılıyor.

2010 yılının ilk 6 ayında Shell Derince Tesisleri’nin

ihracat cirosu 20 milyon Türk Lirası’nı aşarak yurt-

dışına yapılan ihracatta Türkiye’ye 13 milyon dolar

döviz girdisi sağladı.

Shell & Turcas Petrol A.Ş. İcra Kurulu Başkanı George

Spanoudis, Shell Derince Tesisleri’nin elde ettiği

ihracat rekoru karşısında duyduğu mutluluğu şu

sözlerle dile getirdi:

“Shell olarak üretim, planlama, kalite, bakım ve lo-

jistik bölümlerimizle gerçekleştirdiğimiz iyi bir takım

çalışmasıyla Derince madeni yağ tesislerimizin 2010

Mayıs ayı ihracatı 1609 ton olarak gerçekleşti. Böylece

şu ana kadar gerçekleştirdiğimiz en büyük ihracat

miktarını elde etmiş olduk. 2008 yılının ilk altı ayında

5.000 ton olan ihracatımız, bu yılın ilk 6 ayında ise

Türkiye’nin sahip olduğu ve giderek büyüyen 30 yaş

altı nüfusun, araç satışlarının kısa vadede katlanarak

artmasına sebep olacağını öngörüyoruz. Başta gençler

olmak üzere tüm katılımcılar, dünyadaki diğer otomo-

bil fuarlarıyla aynı titizlikle organize edilen Autoshow

Fuarı’nı gezerken otomotiv dünyasının yeniliklerini

takip etme ve geleceğin trendleri hakkında fikir sahibi

olmayı amaçlıyor. Biz de akaryakıt sektörünün öncü ve

trendlerini belirleyen markası olarak Autoshow fuarında

yerimizi almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Yakıt

ekonomisi ve çevreci yakıtlar konusuna büyük önem

veriyoruz. Akaryakıt sektörünün geleceğinin ‘çevreci

yakıtlar’da olduğunu öngörüp bununla ilgili birçok

yeni ürün geliştirdik. ‘Yakıt ekonomisi’ ise halkı bilgilen-

dirmek üzere sorumluluğunu duyduğumuz bir konu.

Autoshow Fuarı’nda tüketiciler ve sektörlerin öncü

firmalarının tüm üst düzey yöneticileri bir araya gelip

fikir alışverişinde bulunma şansı yakalayabiliyorlar. Bu

sebeple tüketicimizle sürdürülebilir iletişim açısından

7.000 tona ulaştı. Mayıs ayında toplam 1609 ton ihra-

cat gerçekleştirmemiz bu sebeple büyük bir başarıdır.

Tesisimizde üretilen madeni yağ ve gresler yaklaşık 55

ülkeye ihraç ediliyor. Tesisimizin yurtdışının yanı sıra

yurtiçinde de madeni yağ ihtiyacını karşılamak üzere

ürettiği madeni yağ ve greslerin; bayiler, toptancılar,

yıkama-yağlama servisleri tarafından, yurdun dört bir

yanındaki büyük sanayi kuruluşlarına da doğrudan

ikmali sağlanıyor. Bugüne kadar başarıyla sürdür-

düğümüz uyumlu takım çalışması ve yarattığımız

sinerji sayesinde başarılarımızın katlanarak artmasını

hede�iyoruz. Müşterilerimizin bize ihtiyaç duydukları

her yerde varlık göstermeye ve beklenti ile ihtiyaç-

larına yönelik yenilikçi ve kaliteli ürünler sunmaya

devam edeceğiz.”

çok önemli bir platform görevi olduğunu düşündüğü-

müz Autoshow’da 10 gün boyunca yakıt ekonomisi ko-

nusunda tüketicileri bilgilendireceğiz. Bununla birlikte

onlara Shell V-Power ve Fuelsave ürünlerimiz hakkında

da bilgi vereceğiz, süprizler ve hediyelerle de tüketicileri

standımızda ağırlayacağız. ”

Page 44: Petrol Plus Sayı: 7

42 PETROL PLUS - EKİM 2010

GüncelSektörden Haberler - Kampanyalar

Petrol Ofisi ve Vakıfbank’tan Kazandıran İşbirliği

Shell ve Mercedes-Benz İşbirliği Güçlenerek Sürüyor

VakıfBank ile Petrol Ofisi yeni bir işbirliğine imza attı.

Vakıfbank Genel Müdürü Süleyman Kalkan ve Petrol

Ofisi CEO’su Melih Türker’in katılımıyla duyurulan

işbirliğiyle, akaryakıt tüketimi yüksek olan ticari araç

sahibi müşterilere özel bir fırsat sunuluyor. Bu işbirli-

ğiyle, VakıfBank’tan plaka kredisi kullanan tüm ticari

araç sahipleri, VakıfBank BusinessCardları ile Eylül

ayından itibaren yıl boyunca anlaşmalı Petrol Ofisi

istasyonlarından yapacakları akaryakıt veya otogaz

alımlarında %5 Worldpuan kazanacaklar. Üstelik ka-

zandıkları Worldpuanları, yine anlaşmalı Petrol Ofisi

istasyonlarında bedava akaryakıt veya otogaz alımında

kullanabilecekler. Böylece kart sahipleri akaryakıt veya

otogaz alımında büyük tasarruf sağlayacak ve akaryakıt

giderlerini azaltabilecekler.

VakıfBank Genel Müdürü Süleyman Kalkan basın

toplantısında yaptığı konuşmada VakıfBank’ın tüm

bankacılık hizmetlerinde olduğu gibi kredi kartları

alanında da müşterilerine en iyi hizmeti verebilmek

için çalışmalarını aralıksız sürdürdüğünü belirtti.

Müşteri memnuniyeti odaklı çalışmalarının bir sonucu

olarak sektörünün en güçlü kuruluşlarından olan Petrol

Ofisi ile önemli bir işbirliğini daha hayata geçirmenin

mutluluğunu yaşadığını ifade eden Süleyman Kalkan

“Türkiye’ye değer yaratacak bu hizmet için Türkiye’nin

en uygun iki kuruluşu bir araya geldi. Akaryakıt dağıtım

ve madeni yağ sektörünün lideri Petrol Ofisi’yle tüm

sektörleri imrendirecek ve uzun vadede artırarak güç-

lendireceğimize inandığımız bir işbirliğine imza attık.

Kredi kartı sektörünün en hızlı büyüyen bankalarından

Shell ve Mercedes-Benz, globalde yıllardır sürdür-

dükleri pazarlama ve satış işbirliği kapsamında,

ortak pazarlama etkinlikleri ve özel ürün geliştirme

çalışmaları ile müşteri memnuniyetini en üst düzeye

taşımayı hede�iyor. Bu işbirliğinin en güzel örneği

olarak Mercedes- Benz kamyon ve otobüslerinde ilk

dolum yağı olarak Shell Rimula kullanılıyor. Ayrıca

Shell Rimula ağır vasıta motor yağı portföyünde,

Mercedes-Benz kamyonlarına özel geliştirilmiş spek-

lere uygun her türlü motor yağı bulunuyor. Mercedes

Benz fabrikalarından çıkan kamyon ve otobüslerin

motorlarında ilk dolum yağı olarak Shell Rimula R6

kullanılıyor.

Shell & Turcas Madeni Yağlar ve Mercedes-Benz

Bayileri, ortak pazarlama etkinlikleri kapsamında

Mercedes-Benz’in Almanya’nın Karlsruhe’de bulunan

biri olarak bu işbirliği ile hedef kitlemize VakıfBank

BusinessCard’ın tüm özel fırsatlarını sunarak müşteri

memnuniyetini ve sadakatini daha da artıracağız.

Ayrıca şubelere verdiğimiz hızlı yetki ile mevcut plaka

kredisi kullanan müşterilerimize de çok daha hızlı

ulaşacağız ve bu işbirliği fırsatlarından hemen fayda-

lanmalarını sağlayacağız” diye konuştu.

Petrol Ofisi CEO’su Melih Türker ise toplantıda yaptığı

konuşmada Petrol Ofisi’nin Türkiye’nin en yaygın pe-

rakende organizasyonlarından biri olarak ülkenin dört

bir yanında kaliteli ürün ve hizmetlerinin tüketiciyle

buluştuğunu söyledi. Yeni işbirliği ile müşterilerine

sağladıkları katkıyı artırarak devam ettirmeyi hede�e-

diklerini ifade eden Türker, konuşmasını şöyle sürdür-

kamyon fabrikasını ziyaret ettiler. Etkinliğe Shell &

Turcas Madeni Yağları Ekibi ile 19 Mercedes-Benz bayi

yöneticisi katıldı. Fabrika içinde detaylı bir gezi yapan

Shell Madeni Yağlar ekibi, Mercedes Benz Kamyonla-

rının üretim aşamalarını da yakından inceleme fırsatı

elde etti. Gezi sayesinde bayiler tam sentetik motor

yağı Shell Rimula R6 M’nin Mercedes-Benz kamyon

motoruna etkisini ve faydalarını da birinci ağızdan

öğrenme fırsatını buldular.

Mercedes Benz Kamyon Müzesi’nin de ziyaret edildiği

seyahatte ekipler, iş ortamından biraz olsun uzaklaşıp

keyi�i vakit geçirdiler. Seyahat sonrasında; Mercedes-

Benz kamyonlarında motor ilk dolum yağı olarak

Shell Rimula R6’nın kullanıldığı, Mercedes-Benz

fabrikasındaki mükemmel işleyiş ve beraber gezilen

güzel mekanlar hafızalarda yer etti.

dü: “Müşterilerimizle aramızda çok güçlü bir bağ var ve

onların hayatlarındaki pozitif etkimizi çoğaltmak istiyo-

ruz. Onlar bizim için Petrol Ofisi’nin en büyük değeridir.

Bu kapsamda, ürün ve hizmetlerimizle müşterilerimizin

yaşamları üzerinde yaptığımız olumlu etkiyi hem artır-

mayı, hem de çeşitlendirmeyi hede�iyoruz. Türkiye’nin

en yaygın ve en köklü bankalarından biri olan VakıfBank

ile yaptığımız işbirliği de bu anlayışımızın sonuçların-

dan biri. Bu uzun vadeli programla müşterilerimize

çeşitli avantajlar sunmaya devam edeceğiz. Bu çerçe-

vede VakıfBank ile yürüteceğimiz bu kampanyaya, ticari

müşteriler için değer yaratacak ve onların ihtiyaçlarını

karşılayacak bir hizmet olarak büyük önem veriyoruz.

İki kurumun özellikleri bu işbirliğinin en etkin bir şekil-

de yürütülmesini sağlayacaktır.”

Page 45: Petrol Plus Sayı: 7

2 PETROL PLUS - OCAK 2010

Enerjide Vergi Dengesi Akaryakıt Aleyhine Bozuk

PETDER tarafından hazırlanan Petrol ve Enerji

Ürünlerinin Kalorifik Değerleri ve Vergilerin Etkisi

başlıklı rapor yayınlandı.

Türkiye’de ve AB ülkelerinde enerji türlerine

ilişkin vergiler ve enerji verimliliğini konu alan

raporda Enerji türlerine uygulanan vergiler tüke-

tici fiyatlarına doğrudan yansıdığından tüketim

miktarlarını etkilemekte ve hükümetlerce enerji

türlerine yönelik tercihlerin yönlendirilmesinde

önemli bir araç olarak kullanılmakta olduğuna

dikkat çekilerek, “Bu nedenle gelişmiş ülkeler

çevre etkileri düşük ve enerji verimlilikleri yüksek

enerji türlerini vergiler yolu ile teşvik etme yolunu

seçmektedirler” denildi.

Raporda, son üç yılda akaryakıt ve LPG’de ÖTV

tutarı % 36 –48 arasında artarken, kalyak, doğal-

gaz ve kömür de ÖTV artış olmamasına dikkat

çekildi.

Rapordaki verilere göre; Türkiye, hem AB’de hem

de Dünya’da benzin ve motorine en fazla vergi uy-

gulayan ülke konumunda. Türkiye aynı zamanda

temel enerji ürünlerinde (akaryakıt, LPG, doğal-

gaz, kömür) enerji verimliliği ve kalorifik değerler

esas alındığında vergi dengesi akaryakıt aleyhine

en fazla bozulmuş ülke.

Güncel

Türkiye temel enerji ürünlerinde vergi dengesi akaryakıt aleyhine en fazla bozulmuş ülke konumunda.

Aynı kalorifik değer için;Benzinden Doğalgazın ..............90 katı,

Benzinden LPG’nin .....................2 katı,

Benzinden Kömürün ..............1000 katı dolaylı vergi alınmakta.

Akaryakıt ve LPG, Türkiye’nin toplam enerji talebinin petrol eşdeğerliliği olarak % 30’unu karşılarken; tüm

enerji ürünlerinden sağlanan toplam vergi gelirlerinin % 95’ini sağlamakta.

Haberler

Danıştay 60.000 Ton Kararının Yürütmesini Durdurdu

TPAO’nun Karadeniz’deki Petrol Arama Ruhsatı 3 Yıl Uzatıldı

Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nde Değişiklik

Danıştay, EPDK’nın bazı dağıtım şirketlerinin lisan-

sının iptal edilmesine ilişkin 18 Şubat 2010 tarihli

Kurul kararının yürütmesini durdurdu. EPDK, yıllık

60 bin ton beyaz ürün satışı gerçekleştiremedikleri

gerekçesiyle 10 şirketin lisansının 18 Mayıs 2010 tarihi

itibariyle sonlandırılmasına karar vermişti.

Bu karara karşın Türkoil’in, Av. Duygu Kılıç aracılığıyla

yaptığı iptal başvurusunu 12 Temmuz’da değerlen-

diren Danıştay 13. Daire, yürütmeyi durdurma kararı

verdi. Danıştay, Petrol Piyasası Kanunu’nda 60.000

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO)

Karadeniz’de Türk karasuları içindeki petrol arama

ruhsatı 3 yıl süreyle uzatıldı.

Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün ilanı Resmi

Gazete’de yayımlandı. Buna göre, Türkiye Petrolleri

Anonim Ortaklığı’nın Karadeniz’de Türk karasuları

içindeki petrol arama ruhsatı 11 Haziran 2013 tarihine

kadar 3 yıl süreyle uzatıldı.

Ayrıca, Aladdin Middle East Ltd. ile Güney Yıldızı Pet.

Üretim, Son., Müt. ve Tic. A.Ş.’nin XII no.lu Gaziantep’te

EPDK’nın yıllık 60 bin ton beyaz ürün satışı gerçekleştiremedikleri gerekçesiyle lisansını sona erdirdiği şirketler: Türkoil Petrol Ürünleri Sanayi Ticaret ve Dağıtım Anonim Şirketi

Denge Akaryakıt Dağıtım Pazarlama Petrol Ürünleri İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketi

Birleşik Petrol Anonim Şirketi

MMG Petrol Dağıtım ve Pazarlama İç ve Dış Ticaret Anonim Şirketi

Gören Petrol Depoculuk Nakliyat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi

GS Petrol Ürünleri Ticaret Anonim Şirketi

Damla Petrol İnşaat Ticaret Anonim Şirketi

Goldser Petrol Sanayi Ticaret Anonim Şirketi DAĞ/565-39/14717

Güvengaz Petrol Ürünleri Enerji Sistemleri Doğalgaz İnşaat Taahhüt Tekstil Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi

İnter-Oil Petrol Dağıtım Nakliyat ve Turizm İç ve Dış Ticaret Pazarlama Anonim Şirket

Gürpet Petrol Ürünleri Paz.Mad. A.Ş.

Standart Yağ Gaz Petrol Ürünleri Dağıtım Paz.San.ve Ticaret A.Ş

Agpaş Petrol Ürünleri Pazarlama Sanayi Ticaret ve Dağ. A.Ş

Karahan Nakliyat Hafriyat Petrol Ürünleri Otomotiv San. ve Tic. Ltd.Şti

Marpet Otomotiv Akaryakıt Madeni Yağ İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti.

Pasifik Liman İşl. Dnz. Malz. Uls. Dnz Taş.Petrol Ürünleri Ticaret Ltd.Şti.

ton beyaz ürün dağıtım projeksiyonu öngörülmüş ise

de Kanunda, bu projeksiyonları gerçekleştirmeyen

dağıtıcıların lisansının sona ereceğine dair bir hükme

yer verilmediği gerekçesiyle bu kararı aldı. Kararda

ayrıca Petrol Piyasası Yönetmeliğinin 17. Maddesinin

2. Fıkrasının da, Petrol Piyasası Kanunu’na uygun

olarak yürülülüğe konulmadığından, dava konusu

Kurul kararının gerekçesinin ve dayanağının hukuka

aykırı olduğu kararda belirtildi.Uzmanlar Danıştay’ın

bu kararının EPDK’nın benzer nitelikli kararları için

emsal teşkil edebileceğine dikkat çekiyorlar.

sahip oldukları petrol arama ruphsatı süresi 11 Aralık

2020 tarihine kadar on yıl süre ile uzatıldı.

Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin asgari mali

sorumluluk teminatı ile ilgili maddesinde değişiklik

yapıldı. Değişiklik ile tesislerin tüm risk sigortasına

esas sigorta bedelinin arazi edinim giderleri hariç

olmak üzere tesisin kayıtlı net aktif değerinden düşük

olamaması hükmü getirildi.

Değişiklikle ayrıca, tüm risk sigortalarında tanına-

bilecek muafiyet oranı, sigorta bedelinin yüzde 2’si

olarak belirlendi. Önceki uygulamada söz konusu

muafiyet oranı; tesisler için yüzde 1’i, petrol için yüzde

2’si olarak uygulanıyordu.

Page 46: Petrol Plus Sayı: 7

44 PETROL PLUS - EKİM 2010

GüncelSektörden Haberler - Kampanyalar

OPET, 2010 Yılında da Akaryakıt Tüketicisinin En Çok Memnun Kaldığı Marka

ALPET’ten Ekstra 40 TL Maxıpuan Hediye BP ve İBB’den Yol Güvenliği İçin İşbirliği

Müşteri memnuniyetinde 2006 yılından bu yana dört

yıldır sektör liderliğini sürdüren OPET, 2010 yılında da

Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi sonuçlarına

göre akaryakıt tüketicisinin en çok memnun kaldığı

marka olmayı başardı. OPET sektöründeki tüm mar-

kaları geride bırakarak 5 yıl üst üste liderliği yakalayan

tek marka oldu.

OPET Petrolcülük A.Ş; KalDer (Kalite Derneği) koor-

dinasyonunda, TMME Ortak Girişimi tarafından ger-

çekleştirilen Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi

(TMME) 2010 sonuçlarına göre, yoğun rekabetin

yaşandığı akaryakıt sektöründe, 80 puanla müşteri

memnuniyeti en yüksek şirket unvanını korudu.

Memnuniyet endeksinin yanı sıra marka ve sektör

bazında müşteri beklentilerinin, algılanan kalite ve

değerin, müşteri şikayetleriyle bağlılıklarının ölçül-

düğü TMME’de akaryakıt sektöründe 5 yıl üst üste

birinciliği elde eden tek marka olan OPET, sektörün-

deki rakiplerini geride bırakarak bu alanda da müşteri

ALPET, gerçekleştirdiği kampanyalar ile kazandırmaya devam ediyor. 15 Ekim – 14 Kasım 2010 tarihleri

arasında İş Bankası üye işyeri ALPET istasyonlarından 3 defa 100 TL ve üzeri alışveriş yapan ALPET müş-

terileri 40 TL Maxipuan kazanıyor.

ALPET, gerçekleştirdiği işbirlikleri ile iş ortağı prensibi ile çalıştığı bayilerine kazandırmaya ve müşterilerine

yeni avantajlar sunmaya devam ediyor.

Türkiye genelinde yaygın İş Bankası Maximum üye işyeri ALPET istasyonlarında geçerli olacak kampan-

yada farklı günlerde ve tek seferde gerçekleştirilecek üçüncü 100 TL ve üzeri alışverişe 40 TL Maxipuan

hediye ediliyor.

ALPET ve İş Bankası işbirliği ile gerçekleştirilen ekstra MaxiPuan kampanyası kapsamında kazanılan ilave

Maxipuan’lar kampanya bitiminden sonra 5 iş günü içerisinde alım yapan müşterilerin kartlarına yük-

lenecek. Maximum, Maximiles ve İş Bankası banka kartının kullanımı ile kazanılabilecek puanların son

kullanma tarihi 1 Aralık 2010’dur.BP, İstanbul Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile baş-

lattığı projede yol güvenliğinin bir parçası olan

çocuk koltuğunun önemi konusunda toplumu

bilinçlendirmeyi amaçlıyor.

Proje kapsamında çocuk koltuğunun öneminin

simülatörlerle anlatıldığı etkinlikler düzenlendi.

Etkinliklere vatandaşın ilgisi yoğun oldu.

memnuniyetini arttıran uygulamalarını sürdürüyor.

Konuyla ilgili açıklama yapan OPET Genel Müdürü

Cüneyt Ağca, “Yeni istasyonlarımızla, yüksek kaliteli

ürünlerimizde ve taviz vermediğimiz hizmet anla-

yışımızla müşterilerimizin beklentilerini karşılamak

için hiç durmadan çalışıyoruz. OPET olarak, “hizmet

ve ürün kalitemizle tüketicinin birinci tercihi olmak”

anlayışını, KalDer tarafından düzenlenen Türkiye

Müşteri Memnuniyeti Endeksi birinciliğini beş yıl üst

üste kazanarak pekiştirmiş olduk. Bu başarıyı bayile-

rimiz, çalışanlarımız ve bize güvenen müşterilerimize

borçluyuz” dedi. Cüneyt Ağca, OPET’in TMME’deki

başarısının ardında, şirketin genç ve dinamik yapısı,

güçlü bayi ağı, yüksek sosyal sorumluluk bilinci ve

tüketiciyi memnun etmekteki istikrarlı çalışmaları

olduğunu vurguladı.

Müşterilerinden gelen takdir, eleştiri ve önerilere önem

vererek müşteri memnuniyetini maksimum düzeyde

tutan OPET, toplumsal sorumluluklarının bilinci ile

akaryakıt sektöründe fark yaratmaya devam ediyor.

Page 47: Petrol Plus Sayı: 7

Aytemiz Akaryakıt Trabzon’da İstasyon AçtıSektörde yeniden faaliyete geçtiği andan itibaren bayilerin yoğun ilgi gösterdiği Aytemiz Akaryakıt, tüm yurtta bayi yapılandırmasını sürdürüyor.

Aytemiz Akaryakıt’ın Trabzon’da bulunan ilk istas-

yonu Araklı ilçesinde açıldı. Açılış törenine Trab-

zon Valisi Dr. Recep Kızılcık ile birlikte Aytemiz’in

sahibi İsmail Aytemiz, TTSO Meclis Üyesi Ali

Osman Ulusoy bölgenin Kaymakam ve Belediye

Başkanları iştirak ettiler.

Aytemiz’in Araklı’daki tesisi Araklı eski Belediye

Başkanı Ümit Çebi, Rizeli işadamlarını Hüseyin

Kişmir ve Cemil Çolak ortaklığı ile açıldı.

Araklı Belediye Başkanı ve Tesisin İşletme Müdü-

rü olan Ümit Çebi yaptığı konuşmada güvenilir

bir akaryakıt istasyonu sözü ve yine Aytemiz’in

patronuna 1 yıl içinde Türkiye’de bir numara

olma sözü verdi. Çebi’den sonra konuşan İs-

mail Aytemiz yeniden yapılanmada Trabzon ve

Araklı’nın önemli olduğunu söyleyerek, ‘Mükem-

mel bir tesis emeği geçenleri tebrik ediyorum’

dedi. Son konuşmayı ise Trabzon Valisi Dr. Recep

Kızılcık yaptı. Kızılcık her tesis heyecanla açtığını

söyleyerek, ‘Yatırım yapanları tebrik ediyorum.

Serbes piyasa koşullarında rekabet etme gücü

olacak bir tesis’ dedi.

Güncel

Page 48: Petrol Plus Sayı: 7

46 PETROL PLUS - EKİM 2010

Sektörden Haberler - Kampanyalar

OPET Temiz Tuvalet Kampanyası Soma’da

Karalar Yine DAF Dedi

OPET, 10. yılını dolduran Türkiye’nin en uzun soluk-

lu sosyal sorumluluk projelerinden Temiz Tuvalet

Kampanyası kapsamındaki bilinçlendirme ve eği-

tim faaliyetlerine devam ediyor. Manisa’nın Soma

ilçesinde ve Darkale köyünde OPET Yönetim Kurulu

Üyesi Nurten Öztürk tarafından köy halkına, öğrenci

ve öğretmenlere eğitim verildi. Bugüne kadar OPET

tarafından Türkiye’nin her bölgesinde verilen eğitim-

lerle, 1 milyondan fazla kişiye ulaşıldı.

OPET, 2000 yılında istasyonlarında uygulamaya koy-

duğu Temiz Tuvalet Kampanyası’nı toplumun geneline

yaymak amacıyla temizlik ve hijyen eğitimlerine de-

vam ediyor. Türkiye’de önemli bir sorun olan tuvalet

temizliğ ve hijyen bilincini hedef alan Temiz Tuvalet

Kampanyası kapsamında, Manisa Soma’da 400 öğ-

renci ve 150 öğretmenden oluşan 550 kişilik gruba ve

Darkale’de köy halkına konuyla ilgili eğitimler verildi.

Temiz tuvalet kullanımı ve hijyen eğitimleri, OPET’in

sosyal sorumluluk projelerinin lideri OPET Yönetim

Kurulu Üyesi Nurten Öztürk tarafından verildi.

Konuya ilişkin bilgi veren Nurten Öztürk, “2000

yılından bu yana sürdürdüğümüz Temiz Tuvalet Kam-

panyası ile Türkiye çapında öncü bir rol üstlenerek;

konunun ülke gündeminde yer almasını sağladık.

OPET istasyonlarında başlattığımız Temiz Tuvalet

Kampanyası’nı toplumun her kesimine yaymak için

eğitimlerimize devam ediyoruz. OPET’in öncülüğün-

de bu konuda ortak bir bilinç geliştirildi ve pek çok

Avrupa’nın pazar lideri çekici üreticisi DAF, Türkiye’de de nakliye sektörünün

tercihi olmaya devam ediyor.Karalar Uluslararası Nakliyat AŞ. Filosuna 4 adet

DAF CF85.460 çekici ekledi. 1996 yılından bu yana hizmet veren Konya merkezli

Karalar Uluslararası Nakliyat’ın filosunda 35 araç bulunuyor.

Karalar’a 4 adet DAF çekici, TIRSAN’ın Samandıra Tesisleri’nde düzenlenen törenle

DAF-TIRSAN Bölge Satış Şefi Uğur Çavdarcı tarafından firma sahibi Cahit Kara’ya

teslim edildi. Cahit Kara, uzun yıllardır DAF’ı tercih ettiklerini ve DAF çekicilerden

son derece memnun olduklarını söyledi.

Kara, Tüm Avrupa ve Türki Cumhuriyetlere taşıma yaptıklarını belirterek, DAF’ın

uzun motor ömrü, düşük işletme maliyeti ve yüksek donanıma sahip olmasının ter-

cihlerini DAF’tan yana kullanmalarında büyük bir etken olduğunu dile getirdi.

Kara, “DAF ile tanışmamız iki firmanın kuruluş yıllarına dayanıyor. İlk DAF çekiciyi

1996 yılında FX 95.480 modelini satın almıştık. Yıllar geçtikçe DAF, kendini yeni-

leyerek her zaman kullanıcılarını memnun etmeyi bildi” dedi. Kara, DAF’ın yüksek

ikinci el değerinin şirketlere artı bir değer kattığını kaydetti.

kurum da bu alanda çalışmalar yapmaya başladı.

Bayilerimizin de verdiği destekle kampanyamız tüm

hızıyla sürüyor” dedi.

OPET’in Temiz Tuvalet Kampanyası ile “tuvalet temiz-

liği ve hijyeni”ne dikkat çekmeyi amaçladığını söyle-

yen Nurten Öztürk, “OPET, toplumsal fayda yaratan

ve sürekliliği olan sosyal sorumluluk projelerinden

biri olan Temiz Tuvalet Kampanyası ile ülkemizde

tuvalet temizliği ve hijyen kavramlarının gündeme

gelmesine ve bu konudaki duyarlılığın artmasına

katkıda bulundu” açıklamasını yaptı.

On yıldır devam eden Temiz Tuvalet Kampanyası

kapsamında ilköğretim öğrencileri ile bilinçlendirme

toplantıları yapılarak, doğru tuvalet kullanımı ve hij-

yen eğitimleri verildi. Eğitimlerle, 1 milyondan fazla

kişiye ulaşıldı ve 37 kişilik eğitim - denetim ekibi ile

2.5 milyon km yol kat edildi. Temiz Tuvalet projesi ile

Türkiye çapında, büyük bir değişim gerçekleşti.

Page 49: Petrol Plus Sayı: 7
Page 50: Petrol Plus Sayı: 7

48 PETROL PLUS - EKİM 2010

Sektörden Haberler - Kampanyalar

BP ve Worldcard’dan İşbirliği

OPET’le Geçiş Serbest

Shell’den 100 TL’lik Akaryakıt ve Otogaz Alanlara Sunlight Cif Bulaşık Deterjanı Hediye

BP’den Akaryakıt ve Otogaz Alanlara Meşrubat Bardağı Seti Hediye

BP ve Worldcard büyük bir işbirliği gerçekleşti-

rerek tüketiciler için çok avantajlı bir kampanya

başlattılar. 25 Eylül – 08 Kasım tarihlerinde geçerli

olacak yeni kampanyada, Yapı Kredi World üyesi

BP İstasyonlarından farklı günlerde Yapı Kredi kredi

kartları ile tek seferde dördüncü 100 TL ve üzeri

akaryakıt alanlar 50 TL, beşinci 100 TL ve üzeri

akaryakıt alanlar ise 10 TL daha kazanarak toplam

60 TL değerinde Worldpuan kazanacaklar.

Kampanya, Yapı Kredi POS terminali üzerinden

farklı günlerde tek seferde yapılacak işlemler için

geçerli olacak. Kampanyaya tüm Yapı Kredi kredi

kartlarının yanı sıra, World Banka Kartları ve Play

Banka Kartları ile Anadolu Bank, Fortis ve Vakıf-

bank Worldcard’lar dahil, World Business kartlar

dahil değildir.

OPET, Ziraat Bankası OGS cihazı kullanıcısı müşterileri için bir yenilik başlattı. OPET Kart ve diğer Parolu kart kullanıcılarının, anlaşmalı OPET

ve Sunpet istasyonlarından aldıkları her 100 TL değerindeki akaryakıt ve LPG alışverişleri için OGS cihazlarına 3 TL’lik kontör yükleniyor.

Kampanyaya kayıtlı OPET müşterilerinin kartlarında biriken puanlar, köprü ve otoyollardan geçişi sağlıyor.

Kampanyaya katılmak için OPET Kart veya Parolu kartlara tanımlı cep telefonu numarasından 0532 444 67 38’e sadece bir kez kısa mesaj

göndermek yeterli. Mesaja, OGS yazıp bir boşluk bıraktıktan sonra, OPET Kart veya Parolu kart numarasını yazıp bir boşluk daha bırakarak

araç plakasını yazmak gerekiyor.

BP’de “ayın fırsatı” kampanyaları devam ediyor. BP,

müşterilerin büyük beğenisini kazanan çay bardağı

seti kampanyasından ardından şimdi de BP Club

üyesi müşterilerine 3’lü meşrubat bardağı seti he-

diye ediyor.

4 Ekim – 5 Kasım 2010 tarihleri arasında BP Club

programı üyesi istasyonlardan tek seferde 100 TL ve

üzeri akaryakıt veya toplamda 100 TL otogaz alan

tüketiciler, özel ambalajında Gürallar Artcraft markalı

3’lü meşrubat bardağı seti kazanacaklar.

BP Club kartlarını kullanarak kampanyadan yararla-

nan BP Club üyeleri, bir yanda da BP Club puanlarını

kazanmaya devam edecekler. Kampanyadan faydala-

nan müşterinin BP Club kartından herhangi bir puan

düşümü de olmayacak.

11 Ekim-30 Kasım tarihleri arasında geçerli olacak

yeni kampanya kapsamında, tek seferde 100 TL’lik

akaryakıt veya toplamda en fazla üç kerede 100

TL’lik Shell otogaz alımı yapan Shell Club Smart

Card veya Money Club Card sahiplerine, 750 ml’lik

limon kokulu Sunlight Cif bulaşık deterjanı hediye

edilecek.

Kampanya; Shell Club Smart Card veya Money Club

programlarına ait, Shell’de kullanılan tüm kartlar ile

anlaşmalı Shell istasyonlarından yapılan akaryakıt

veya Shell otogaz alışverişlerinde geçerli olacak.

Page 51: Petrol Plus Sayı: 7
Page 52: Petrol Plus Sayı: 7