pazarola ekim
DESCRIPTION
Pazarola Gazetesi Ekim SayısıTRANSCRIPT
PazarolaEKSPRES MÜJDE!
YOGAYI KEŞFEDİNYOGA ne bir din ne de bir spor. Bedeninize enerji depo-layan bir felsefe... Yoga eğit-meni Hikmet Gürbüz Sezgin, kendi dünyanıza nasıl yolculuk yapabileceğinizi Pazarola’ya anlattı. SAYFA 14’TE
BAHÇEŞEHİR’DE ÇİFTE CİNAYET
BAHÇEŞEHİR KC G Çarşı’da işlenen cinayet şok etti. 18 yaşındaki Emre, fındık kabuğunu doldurmayacak sebep yüzünden tartıştığı F.B.’nin bıçak darbeleriyle hayatını kaybetti. Biri mezara gitti diğeri de hapse... SAYFA 13’TE
Hiç uğruna ölüm
Ceset kokusu tüm apartmanı kapladıBOĞAZKÖY 6. Cadde’de bir travesti evinde ölü bulundu. Olay, apartman sakinlerinin kötü koku nedeniyle emniyete başvurmasıy-la ortaya çıktı. Katil ya da katiller aranıyor.SAYFA 12’DE
ARAÇ sahipleri, bu haberi okuduktan sonra otomobil servislerine
bakışınız değişecek... Bomba Haber çok yakında Pazarola’da...
AKILLI TAHTALAR GELİYOR
ÇINAR Koleji’nin Büyük-çekmece’de yaptığı kampüs açılışına katılan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, devlet okullarının tamamının akıllı tahtalarla donatılacağının müj-desini verdi. SAYFA 5’TE
BAZ İSTASYONUNA TEPKİLER
Emre Ünlü
EKİM 2011 www.pazarola.com.tr
GEÇTİĞİMİZ aylarda özelleştirilen ekspres
otobüslerinde indirimli akbillerin kaldırılması
aileleri çileden çıkarmıştı.Bu ay, önceki
uygulamaya tekrar geçildi. E-58 Mecidiyeköy-
Esenkent ve E-57 Bakırköy-Esenkent güzergahında
yolcu taşıyan ekspres otobüslerinde indirimli akbil
tarifesi yeniden başladı.
AKILALMAZ DOLANDIRICILIK!
1
2
SAYFA 11’DE
2 YAŞAM EKİM 2011
Hobi insanı
BÜYÜKÇEKMECE Kamiloba Küme Evler mevkiinde ki çocuk parkında oyun ünitele-ri kimliği belirsiz kişi-lerce kırılarak yakıldı. Vatandaşıda çileden çıkaran park için Bü-yükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün açıklamada bulundu.Şiddet arzularını tatmin etmek için
parkı bu hale getir-diklerinin söyleyen Akgün, “Parkta, oyun ünitelerini kırdıkları yetmezmiş gibi, kır-dıklarını da yakmışlar. Parkı bu hale getiren-ler öyle ya da böyle bulunacak ve gereken
cezaları neyse verilecek bu yaptıkları yanlarına kar kal-mayacaktır” diye konuştu.
TAKSİCİLERİN ÇİLESİ BİTMİYOR
BAHÇEŞEHIR’DE taksici esnafının sorunları bitmiyor. Bilfen Koleji’nin yan tarafında karda kışta, yıkık dökük barakalarında hizmet veren taksiciler, Bahçeşehir’in merkezi bölgelerin-de konumlanabilecek cep duraklar istiyor. Caddelerde bekleme yapınca müşterileriyle kavga eden polislerden ceza yiyen 55 taksici bir yandan da korsan taksicilerle baş etmeye
çalışıyor. Bu arada taksicilerle pazarlık yapmaya çalışan müşteriler de cabası. Taksici Mesut Yılmaz, Bahçeşehirli taksi-cilerin sıkıntılarını şu sözleriyle anlattı: “Bekleme yaptığımız yer tam bir baraka.
Rüzgârdan uçuyor. Bizi hep geçiştiriyorlar. İzin verseler kendi bütçemizle modern bir durak binası yapacağız ama ona da sıcak bak-mıyorlar. Bizi kaderimize terk ettiler.’’
Mesut Yılmaz
ÇOCUKLARIN PARKINI YIKTILAR
Hasan Akgün
Boğazköy’e Merkez Camii
BOĞAZKÖY parkının hemen yanıbaşın-da bulunan Maliye Bakanlığı’na ait 7596 m2 alana cami yapılacak. Harfiyat çalışmalarına başlanan Boğazköy Merkez Camii, 1600-2000 kişilik kapasiteye sahip olacak. İnşaatının 3 yıl sürmesi beklenen camide, gasilhane, morg ve lojman gibi birim-lerde yer alacak. Mer-kez Camii’nin kurucu dernek başkanı Volkan Kahraman, camiinin yapımı için çeşitli spon-sorların maddi destek verdiğini belirtti. Ca-minin yapımına destek olmak isteyenler için hesap numaraları ise, Albaraka Türk Ikitelli Şubesi: TL Hesap 128 55 30-1, Dolar Hesap: 128 55 30-2, Euro Hesap: 128 55 30-3
HANI insan bazen kendi yapamadığı şeyi yapana sinir olur ya. Ve bencilce “ben yapamıyorum madem o da yapmasın” diye düşünür… Bu hafta sonu krizimin sebebi buydu. Evet, her hafta sonu başka bir kriz yaşıyorum ve ne-den böyle bilmiyorum. Ancak her hafta sonu takacak bir şey buluyorum ve bu sefer kalede kocam vardı… Uzun zamandır işten güçten kendime zaman ayıramıyorum. Önceleri farkında değildim, yani koşturma arasında durup “kendim için ne yapıyorum?” diye sormuyor insan, ya da ben onlardan de-ğilim… Ancak uzun ve yorucu bir temponun içindeyken, bazen ufacık bir şey sizi tetikliyor ve duruyorsunuz. İşte o an bir fıttırma oluyor ki çok fena… wHafta içi hayat işten eve-evden işe. Hafta sonu ise önce oğlumun hobileri için servis çekiyorum resmen (basketiydi bilmem-nesiydi) sonra eve dönüyoruz, oğlum ödevini yaparken kocamın hobi saati geliyor (bir süredir benim zamansızlıktan devam edemediğim Enshin karate dersleri). O dışarıdayken ben ya çalışıyorum ya makineye çamaşır atıyorum ve bulaşık makinesini boşaltıyorum falan… Sonra kocam hobisinden dönüyor ve birlikte bütün hafta doğru düzgün vakit geçiremediğimiz için oğlumuz her ne istiyorsa onu yapıyoruz. Ve ben tekrar çalışıyorum. Bunu fark ettiğimde Sarhan Enshin Karate dersindeydi ve ben ojesiz tırnak-larıma bakıyordum. “Oje sürmem lazım” dedim. Sonra fıttırdım…
Ben: Biliyo musun, sen dersteyken ben düşündüm de, ne MBA’in bitiyor, ne karaten, ne yüzmen! Bu sıpa da öyle, ne yüzmesi bitiyor ne basketi. Ben zaman bulamıyorum hiçbir şeye ama ben hariç herkes “çağdaş uğraşı insanı”. O zaman düşünüyorum. Sen beni evde bırakıp karate yapacak zaman yaratabiliyorsun madem, ben de yapabilirim bunu. Yani, kim tutar beni.
Sarhan: …Ben: Sen eve geldikten sonra ben seni
Atahan’la bırakıp çıkıcam ve bilmiyorum artık, en üçgen vücutlu ve yakışıklı hocayı bulup pila-tes yapıcam! Yoga ya da… ne haltsa artık…
Sarhan: Birincisi, YOK YA! İkincisi pilates yapan erkek hoca bulursan ben rahat olurum. Üster üçgen, ister eşkenar dörtgen olsun, kesin “gay”dir.
Ben: Allah Allah, niyeymiş? Üçgen vücutlu yakışıklı adamlar pilates yapamazlar mı?
Sarhan: Yaparlar, topla yapılmıyor muydu zaten pilates, ehehehi, hatta cuk oturur, o adam-lar pilates yapsın zaten.
Ben: O halde ben kendime yakışıklı ve üç-gen vücutlu bir yüzme hocası bulurum yüzerim ulan. Yüzerim ben.
Sarhan: 40 yaşında bir kadının yüzebilmek için hocaya ihtiyaç duymasından daha seksi bir şey olamaz zaten dimi Mehtap? “Bunca zamandır simitle yüzüyodum, parayı ancak bulduk, yüzme öğreneyim dedim” mi diyecek-sin adama?
Ben: Belki normal yüzmiycem, monopalet şeyedicem, Allah Allah! Yok mu gözlükle yüz-me, şnorkelle dalma falan? Bulurum bişi.
Sarhan: Aşağıdaki klüpte terlikle havuz kenarında yürüme kursu var, ona katıl, eheheh, hocaların hepsi prizmaymış ehehe.
Ben: Sadece senin anladığın, matematiksel, piksel bir dünyada geometrik bir espri komik olmalı Sarhan. Ben buradan bakıyorum ne komik ne de ironik. Bir mizah yazarının ko-cası bu kadar “silindirik” espriler yapmamalı sanki. Ama asıl mesele şu! Ben kendime zaman ayıracam, beni kimse tutamaz. Gidecem, Kıvanç Tatlıtuğ nerde çalışıyorsa bulucam, orda yürüyüş bandında yürüycem. Yapacam bunu sana inat.
Sarhan: Sen bu ara fazla Kıvanç Tatlıtuğ esprisi yapmaya başladın, kalbini kırıcam en sonunda.
Ben: Ne o kıskandın mı? Kıvanç oyuncu-luk dersi veriyomuş, ona katılırım belki.
Sarhan: Ha bak ona katıl. Çünkü bir kadın oyunculuk konusunda bu kadar yeteneksiz olsun ve habire web TV’de bişiler yapsın, olacak şey değil.
Ben: Ben oyunculuk mu yapıyorum orda Sarhan? Ben Cemre miyim Hürrem miyim? Haber sunuyoruz orda dimi?
Sarhan: Haklısın. Ha bu arada hafta içi vücut çalışmaya gidicem ben de. Madem sen öyle hoşlanıyosun ben senin için ekstra çalışma yapayım diyorum. Yalnız Bade İşçil de orda çalışıyo ama napıcaksın…
Ben: Ahahaha Bade İşçil napıyo orda? Kıllı terli adamlar kas yapıcaz diye halter kaldırıyo tosura tosura Bade İşçil de haltere spot mu yapıyo? Napıyo kız orda? Protein içeceği mi
hazırlıyo? Adamlar “abi, yaz sonuna kadar şişiririm dimi abi? Ben zaten çok balki olmak istemiyorum. Süt iç, soğan ye santim al diyolar abi doğru mu?” geyiği yapıyo ve o esnada Bade İşçil napıyo orda?
Sarhan: Sen ne biliyosun body’de ne konu-Sen ne biliyosun body’de ne konu-şuluyo? “Süt iç soğan ye santim al” mı? Nasıl ya?
Ben: Aslında “züt iç, zoğan ye, zantim al” ehehe, ya işte oğlum, zamanında gözlem yapmak için gidip 1 saat durmuşluğum var. Yazı yazabilmek için hayatın içinde olmak lazım. Böyle bir cümleyi kafadan atamazsın, gidip beslenmen lazım. Ama ben tırnağıma oje süremiyorum bu ara!
Sarhan: “Züt”? Nereye gittin sen ya? Evli miydik biz o zaman? Sen nasıl hasta bir insan-sın ya? Ha? Zorla beni sinirlendirene kadar uğraşıyosun! Hasta mısın sen kızım!
Ben: Ehehe kıskandın mı? Ehehi.Sarhan: Ya Mehtap! Yürü git içeri televiz-
yon falan seyret, aç Comedy Max falan aç ordan beslen. Bir müddet görünme bana!
Ben: Oyş, kıskandın mı erkeem, yiğidim ehehehi… Sarhan şaka yapıyorum ya, yapma böyle aşkım yaa.
Sarhan: Yok yok! Baban demişti! Biz nişanlıydık, baban beni çekti kenara dedi ki; “Oğlum biz buna küçükken laf geçiremedik. Et yediremedik, süt içiremedik, o yüzden tam geli-şemedi. Bu böyle ara ara saçma sapan konuşup gülebilir. Sen de ağzının üstüne bir tane vur-mak isteyebilirsin. Ben peşin peşin uyarayım, sakın öyle bir şey yapıp beni kendine bulaş-tırma, eşyalarını koy bir torbaya, getir bizim kapının önüne bırak” dedi. Dedi adam bunu.
Ben: Yok yanlış anlamışsın sen! O demiştir ki, “Götür uzak bir yere bırak. Bunlar evin yolunu bulamaz o zaman. Başka bir yere bırak dön” demiştir bence.
Sarhan: Cins ya…Ben: Ayrıca da ben Bade İşçil’den daha
güzel olduğumu düşünüyorum.Sarhan: O nasıl bir düşünce sistemi? Et-
raftan başka ses geliyor mu? İyi dinle biri “Koş Forıst koş!” diye bağırıyor olabilir mi?
Ben: …..Sonuç olarak sevgili okur, Sarhan hobisine
devam ediyor. Oğlum da devam ediyor. 14 sene sonra öğrendim ki babam bana ev hayvanı mu-amelesi yapmış. Kendime zaman ayırmak tek derdimdi ama şu ara değil pilates konuşmam yasak. Ama kocamın değil Bade İşçil, Tom Hanks kadar iyi bir oyuncu olduğumu düşün-mesi mutluluk verici…
Ortaya Not: Benim mizah dediğime bazısı “distörbing bihevyır” diyor, olabilir. Emi-nim Larry David de benzer eleştiriler almıştır. Ama ben Curb Your Enthusiasm’i, Everbody Loves Raymond’a tercih ederim. Yine de; geçen haftaki yazımı yayından kaldırma-mın sebebi, birden fazla insanın incindiğini öğrenmem oldu. Ancak bilinsin isterim ki hiç kimse (patronlarım) bana “yazını kaldır” demedi. Üzerimde baskı kurmadı, tehdit (atarız, kovarız vb.) etmedi. Her iki patronum da böyle baskıcı, sansürcü, teknokrat insanlar değiller. Ayrıca benim yazılarımı çok ciddiye aldıklarını da sanmıyorum ama bu iyi bir şey mi üzerinde düşünmem lazım. Öte yandan bu hafta “Velev ki sarkmıyorlar” başlıklı yazımdan dolayı kınama aldım. Yazımın içinde geçen “yaşlı ve bezli Almanlar” tabiri “incitici ve rencide edici” bulunduğundan birkaç kişi ve kurum beni kınadı. Oysa “çok titizim herhalde yaşlılığımda b*kumla oy-nıycam” da yazmıştım ama ya kendimle (ve sadece kendimle) dalga geçtiğim müddetçe komik bulunuyorum ya da bu ara kendimi doğru ifade edemiyorum. Çünkü bir yerlerde birileri yaşlılık yüzünden idrarını tutamayan ve bez kullanan insanları parmağımla göste-rip “sidikli sidikli” diye tempo tutarak gülen bir psikopat olduğumu düşünüyor. Bir de saçlarımı döküp zayıfladım mı Türk mizahı-nın “Bald Asshole”u benim gibi… Ancak şu aşamada bir endişem var, bu yazımdan dolayı Body yapan abiler “yenge sen kimle kafa yapıyon” diye bizim iş yerine dayanıp “al sana tosuruk” eylemi yaparlarsa…
Bununla yaşayabilir miyim emin değilim…
4 EKONOMİ EKİM 2011
İNŞAAT sektörünün en önemli firmalarından biri olan Dumanka-ya, Modern Vadi projesiyle konut alacaklara farklı bir bakış açısı ge-tiriyor. Dumankaya, Bahçeşehir’de toplam bin 494 daireden oluşacak akıllıı evleri ile iddialı. Daire bü-yüklüklerine göre paketler halinde sunulan Dumankaya IQ sistemi aydınlatma ve iklimlendirme de-netimine imkân tanıyor. Bunun yanında internet, IPTV, iPhone kullanma ve sosyal aktiviteleri çev-rimiçi izlemeyi mümkün kılıyor. Tek bir butonla ışık, klima ve TV kapatılabiliyor, alarm devreye so-kulabiliyor.
İSTANBUL Bahçeşehir’in yeni cazibe merkezi Akbatı AVM’nin yanı başında inşasına başlanan Crown Deluxe, görücüye çıktı. Babacan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Babacan, «Şu an uyguladığımız fiyatlar bölgede-ki fiyat ortalamasının çok altında. Metrekaresini 1.750 TL ile 2.500 TL aralığında tutuyoruz” dedi.
Dumankaya’dan akıllı evler
Proje, stüdyo, 1+1, 2+1 3+1 ve 4+1 dubleks daire seçenek-leriyle her kesime hitap edecek özellikte. Dumankaya Mo-dern Vadi, TEM Ispartakule gişelerine 6 kilometre, bölgede yapımı süren 3. TEM gişelerine 2 kilometre mesafede. BALIĞIN YENİ ADRESİ
PAPALİNA Lezzeti ve kalitesiyle İstanbul’un en iyi balık restaurantları arasında ilk 10’daki yerini kaybetmeyen Papalina Balık, konukla-rıyla Bahçeşehir’deki yeni mekanında buluştu. Aynı zamanda Bahçeşehir Gölet Sayfiye Restoran ve Marakesh cafeninde sahibi olan Mehmet Ali Ece, Pa-palina Restoran’ın ikicisini Bahçeşehirlilerin hizmetine görkemli bir açılışla sundu.
Açılışa, Başakşehir Kayma-kamı Cevdet Can, Başakşe-hir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, başkan yardımcısı Nurettin Ertemel ile çok sayıda davetli katıldı.Bahçeşehir Papalina Balık Restaurant, “Herkes balık yiyecek!’’ sloganıyla sizleri 4 denizin eşsiz deniz ürünle-rini, Ege ve Cunda’nın enfes mezelerini ve tadına doya-mayacağınız rafine lezzetle-rini tatmaya davet ediyor.
Bahçeşehir’in kalbinde yarı fiyatına daire
EĞİTİMİN ÇINARINA BAKANLI AÇILIŞ
Türkiyenin en teknolojik okulları arasında yer alan Çınar Koleji, Büyükçekmece’de Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ömer Dinçer’in de katıldığı törenle açıldı
1995 yılında faaliyete başlayan eğitimde adı gibi köklü bir çınar olan Çınar Koleji 32bin m2 kapalı alana sahip yeni şubesini Büyükçekmecede açtı. Açılışta konuşan Milli Eğitim Bakanı Prof.Dr. Ömer Dinçer önemli açık�lamalarda bulundu, eğitim için hükümetin yaptığı yatı�rımları anlattı.
‘İYİ EĞİTİM YOKSULLUĞU AZALTIR’’Eğitimin sadece bina ile sağlayamacağının söyleyen
Milli Eğitim Bakanı Dinçer, özellikle öğretmenlerin donanımlı olması gerektiğini belirterek ,�Çocuklara �e� belirterek ,�Çocuklara �e�rilecek iyi eğitim yoksulluğu azaltır, suç oranını düşürür. Özellikle �elilere sesleniyorum: Hayat sadece sına�lardan ibaret değildir. Çocuklarınıza sına� endeksli bakmayın onların sosyal hayatlarına da yön �erecek seçeneklere
yoğunlaşın.� dedi.Öte yandan Bakan Dinçer, eğitim düzeyini
yükseltmek için De�let okullarına yapılacak olan dünya standartlarının üstünde akıllı tahtalarla okulları donatı� akıllı tahtalarla okulları donatı�ı donatı� donatı�lacağını söyledi. 4 yıllık bir süreçte tamamlanacak olan akıllı tahta projesi 6�6.5 milyar TL’ye mal olacak.
Yoğun ilgi gören açılış töreninde konuşan Çınar Koleji Kurucu Müdürü Veysel Kafalı ise, “. Çınar Koleji eğitimlerinde en son teknolojiyi kullanıyoruz. Sınıflarda akıllı tahta ile eğitim yapılırken öğrencilere de IPAD ile derslerini takip ediyor.� diye konuştu.
Konuşmaların ardından Anadolu �e Fen liselerinin aynı anda açılışını gerçekleştiren Bakan Dinçer, öğrenci�lerin folklor gösterisini ilgiyle izledi �e Müdür Kafalı ile birlikte sınıfları gezerek bilgi aldı.
Özel Çınar eğitim Kurumlarının Büyük�çekmece Kampüsü açılış törenine Milli Eği�tim Bakanı Ömer Dinçer, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, İstanbul Millet�ekilleri Şirin Ünal, Tülay Kaynarca, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Beylikdüzü Belediye Başkanı Yusuf Uzun, Büyükçekmece Milli Eğitim Müdürü Hüseyin A�ni �e Özel Çınar Eğitim Kurum�ları Kurucu Müdürü Veysel Kafalı, çok sayı�da öğretmen, �eli ile �atandaşlar katıldı.
KİMLER KATILDI
5EĞİTİMEKİM 2011
UNICEF’İN EĞİTİM YILDIZLARI
BAHÇEŞEHİR’DEN
6 EĞİTİM
EĞİTİM HAKKINDA Türkiye’nin en seçkin eğitim kurumlarından Akademi life
“ Bahçeşehir’de 25 Şanslı Öğrenci’’ sloganıyla eğitim hayatına başladı. Pazarola: Eğitim Sisteminiz Nasıl Olacak? Gökay CAN: Sadece 25 öğrenci. Sosyal aktiviteler Psikolojik destek. Ödev kontrolleri. 6,7 ve 8. sınıflara özel. Her öğrenciye özel program. 4 ve 5. sınıflara 5 kişilik kontenjan. Yazılı ve Sınav takipleri. Veli aramaları ve ziyaretleri. Haftada en az 3 saat özel ders. Yılda 3 kez yükselme programı. 30 denemelik sınav programı. Her öğrenciye 5 farklı yayın ve test takibi. Pazarola: Bahçeşehir’de eğitim kurumlarında gördüğünüz eksik yönler nelerdir ve sizler bu konuda neler yapacaksınız
Gökay CAN:
Ciddiyet Disiplin Takip
Pazarola: Yükselme kamplarından bahsettiniz buralarda neler yapacaksınız?
Gökay CAN: Yükselme kampları Eylül, Şubat ve Mayıs olmak üzere yılda 3 defa yapılacak ve bu kamplarda top-lam 120 saat özel ders imkanı sağlanacak. Burada amacı-mız dershanelerde olduğu gibi tüm dönemin derslerini de-ğil, eğitim koçlarımız tarafından tespit edilen eksiklikleri birebir derslerle telafi etmektir. Tespit edilen eksiklikler 500 soru çözümü ve ardından değerlendirme sınavı ile gi-derilecektir.
Pazarola: Öğrenci seçiminizde diğer özel ders hocaları veya eğitim koçları gibi 450 puan sınır-laması arıyor musunuz.
Gökay CAN: Bizler öğrencimizin puanları için bir şart aramıyoruz. Bizim için geçmişi değil bizden ders almaya ve onu takip etmeye başladığımız zaman ilgilendirir. Bu tür reklamlar öğretmenin iyi takip ettiğini göstermez o tür öğrenciler zaten başarır. Önemli olan daha alt kademeler-de ki öğrencilere bir yerleri kazandırmaktır.
Bir mum diğer bir mumu
tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.
İnternet Nesline Tablet Bilgisayar Eğitimde yeniliklerin öncüsü Akademi life, Milli Eğitim Bakanlı-ğından önce öğrenci-lerine tablet bilgisa-yar hediye ediyor.
Pazarola: Son olarak Akademi life ekibi olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Gökay CAN: Bahçeşehir halkının gösterdiği yoğun il-giden dolayı teşekkür ederiz .
www.akademilife.com
1 EYLÜL-30 Kasım tarihleri arasında bir-çok önemli markanın “Stars of İstanbul’’ projesi kapsamında ünlü sanatçılara tasar-lattığı dev yıldızlar, caddelerde, meydan-larda, AVM’lerde ve daha birçok alanda sergilenmeye başlandı. Eğitim yıldızları ise Bahçeşehir’den çıktı. Eğitim yıldızlarının biri “Göz Göre Göre” temasıyla Okyanus Koleji’ne bir diğeri de “Geleceğin Yıldızı” temasıyla Bahçeşehir Koleji’ne ait.
ÇOCUKLARA PARLAK GELECEK İÇİN
Açılışı İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Stars of İstanbul, çocuk-lara parlak bir gelecek sağlamanın yanı sıra, eğitim adına birçok farklı amaca da hizmet edecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin destekleri ile düzenlenen Stars of İstanbul projesinin amacı, sanat aracılığıyla, ülkemizde 9–14 yaş arası okul dışı kalmış tüm çocukların hızlandırılmış
eğitimle yaşıtlarının seviyesine getirilmesi için gerekli fonların yaratılmasına katkıda bulunmak. Bu sayede, İstanbul yüzlerce yıldız ile donanacak, yıldızlar parlayacak ve her parlayan yıldız 100 çocuğu okuta-cak. Unicef ’in Türkiye adına gerçekleştir-diği bu sosyal sorumluluk projesine siyaset ve sanat dünyasından birçok ünlü simada destek veriyor.
EKİM 2011
“Geleceğin Yıldızı”
ÇOK SATANLAR...ÇOK SATANLAR...Aşk bazen sandığınızdan
daha yakındadır…Kalbinizi meleklerin
mucizelerine açınYILLARDAN 1988, günlerden 15 Temmuz’dur ve DEXTER ile EMMA henüz tanışmıştır. Ama birlikte geçirdikleri tek bir gün, sürekli bir-birlerini düşünmelerine yetmiştir.
“Her okuyucu bu kitaba âşık olacak. .”
Tony Parsons
* Meleklerinizi duymak…* Meleklerinizden yardım istemek…* Meleklerinizin irili ufaklı mucizelerini hayatınıza çekmek…İşte bu kitap size bunların anahtarını sunuyor!
ROMAN okurken zihnimizin onlarca farklı işlem yaptığını, bir yandan romanın dünyasındaki harikalara kendini kaptırırken diğer yandan anlatılanların arkasındaki anlamı, yani romanın gizli merkezini araştırdığını; yazarken romancının da bu merke-zin peşinden gittiğini, roman sanatını çekici kılanın bu yaşamda bulamadığımız anlamı edebiyatın içinde bulma ümidi olduğunu söylüyor Pamuk.
“Roman öldü mü?” tartışmalarının tamamen geçersiz olduğu-nu, her geçen yıl daha fazla roman basıldığını ve okunduğunu
söyleyen Pamuk, bunu son derece olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyor ve ekliyor: “Hayatının tamamını yazmaya vermiş yazarın, roman yazmasının en büyük nedeni insanlığa duydu-ğu inançtır.” Romanları 60 dilde yayımlanan, Nobel dâhil pek çok önemli edebiyat ödülü kazanmış Orhan Pamuk, Harvard Üniversitesi’nde 2009 yılında vermiş olduğu bir dizi konferansın kitaplaşmış hâli olan ve “Burada pek çok meslek sırrı veriyorum, belki beni loncadan atarlar!” diye bahsettiği Saf ve Düşünceli Romancı’yı sizler de merakla okuyacaksınız.
Pamuk’un meslek sırları
27 MAYIS’A nasıl gelindi? Darbenin işaret fişeği sayılan Kayseri Yeşilhisar olaylarının iç yüzü neydi? Gazeteci
Orhan Birgit’in kan donduran itirafları; Öğrencileri ben organize ettim. Kıyma makinası haberleri tam bir dezenformasyondu. 28 Şubat’ta neler yaşandı? Necmettin Erbakan, MGK ünlü bildirinin çıktığı MGK toplantısında askerlere ne diy-emedi? 27 Nisan e muhtırasının perde arkasında ne var? Muhtıraya kim kaleme aldı? 2002’den sonra hayata geçirilmek istenen darbeler nasıl önlendi? 1993’te şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın en yakınındaki bakan Vehbi Din-çerler; Kavgayı silah alımlarına müdahale başlattı...
Abdülhamid Son Hükümdar DARBELER TARİHİNİN
KARA KUTUSU AÇILDI
TARİHİ romanlarıyla bestseller liste-lerine taht kuran ödüllü yazar Okay Tiryakioğlu’dan çok konuşulacak, sürükleyici bir roman daha! “Abdülha-mid” ile Osmanlı tarihinin en çok merak edilen yıllarına kapı aralamaya hazır olun! Sultan II. Abdülhamid’in sırlarla dolu dünyasına açılan bu kapıdan girdiğinizde kendi-nizi Ulu Sultan’ın tartışmalar yaratan politikaları arasında koştururken bulacaksınız.
SİSTEM kontrolden çıktı. Yeryüzünün insan ve doğal kaynaklarını milletlerin seçtiği hükümetler yönetmiyor.
CEO’lar yönetiyor.O hükümetleri, medyayı,
akademileri, sivil toplum örgütlerini yönettikleri gibi. Açlığın, cehaletin, savaşların, adaletsizliğin tam ortasında hepimiz düzenin birer parçası-yız. Kabul etmediğimiz gerçek ise şu: Sürekli eleştirdiğimiz sistemin ‘tüketici’ olarak vaz-geçilmeziyiz.
Büyük komplo teorilerini bir kenara bırakıp sisteme ağır-lığımızı koymamızın zamanı geldi.
Forbes 500 listesini insa-na, doğaya, hayata karşı adil şirketlerle, organizasyonlarla, örgütlerle dolduralım. Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları ile tüm dünyayı büyük uykudan uyandıran John Perkins, önceki kitaplarında ve Zeitgeist’te an-lattıklarını son yılların gerçekle-riyle birleştiriyor. Büyük Resim’i önümüze koyuyor. Gerçekçi, hayata geçirilmiş ve geçirilebilir çözümler öneriyor.
ÜZERİNE DÜŞENİ
YAPMALISIN!
EKİM 2011
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
cinebonus_akbati_ilan_25.5x35.pdf 1 10/7/11 10:25 AM
9KÜLTÜR-SANATEKİM 2011
11 YENİ OYUN İLK KEZ SAHNELERDE!...
DEVLET TİYATROLARI PERDELERİNİ AÇTI
19 ildeki 54 yerleşik sahnesi ile Devlet tiyatroları 2011-2012 sezonunun ilk perdelerini açtı. Devlet Tiyatroları, yeni mevsimde 11 yeni yerli oyunuda ilk kez sahne ışıklarına çıkaracak
DEVLET Tiyatroları bu yıl ki ilk turunda da dünyanın ve ülkemizin seçkin tiyatro eserlerini sanatseverlerle buluşturmaya devam edecek.11 yeni yerli oyunuyla ulusal üslup oluşturacak ve oyun yazarlarını destekleyecek.
Yerli, yabancı pek çok önemli oyu�nu 62 yıldır sahnelerine taşıyan Devlet Tiyatroları, bu yıl da repertuarını ya�parken klasik, çağdaş ve seçkin oyun�larına yer verdi. 5 yeni oyun Türkiye’de ilk kez sahne ışıklarına çıkarken, 3 yeni oyun ilk kez Devlet Tiyatroları’nda
sahnelenecek. Yabancı oyunlarda; Aristophanes,
Sophokles, Shakespeare, Molier gibi dünya tiyatrosunun en önde gelen kla�sik yazarlarının hem eğlendirici özelliği olan hem de bugüne söyleyecek sözü olan, evrensel değerleri içeren, dramatik yapısı sağlam eserleri seçilmiş. Tennessee Williams, Arthur Miller, Brecht gibi çağdaş – klasik yazarların her dönemde sanatsal, düşünsel etki�si güçlü oyunlarının ramp ışıklarına çıkartılmasına özen gösterilmesi yanı
sıra John Logan, Wajdi Mouawad, Janusz Glowacki, Nagle Jackson gibi dünyada parlak kariyerleri olan yazarları da seyirci bu yılda seyirci kar�şısında…
ilk kez sahne ışıklarına çıkacak yapıtlara yer verilen programda; Yaşar Kemal, Nazım Hikmet, Haldun Ta�
ner, Recep Bilginer, Turgut Özakman ve Orhan Asena’nın yanı sıra İnanç Yılan, Yunus Emre Gümüş, Sema Göktaş, Hüse�yin Alp Tahmaz gibi yeni yazarlarla geniş bir yerli oyun yelpa�zesi sunuyor. Geçen
sezon kapalı gişe oynayan ve ödüller alan, seyirci talebi devam eden oyunla�rın temsillerini devam ettirecek...
HOLLYWOOD YILDIZI’NA ‘SUÇ VE CEZA’ FESTİVALİNDEN ONUR ÖDÜLÜ BAŞAKŞEHİR Belediyesi ve İstanbul �n�vers�tes� Hukuk �a�İstanbul �n�vers�tes� Hukuk �a��a�kültesi tarafından düzenlenen ana teması darbeler olan Ulusla�rarası Suç ve Ceza �ilm �estivali kapsamında, onur ödülü Yo�goslavya asıllı Hollywoodlu ünlü film yıldızı Rade Serbedzij’e verildi. Ödülünü tiyatro sanatçısı Ayda Aksel’den alan Serbed�zij, “Bu festivalin anlamı benim için çok önemli. Burada aldı�ğım bu ödülü evimin en güzel yerinde saklayacağım. Savaşa, darbelere, insanı ve özgürlükler� yok sayan tüm insanlık suçla�ı ve özgürlükler� yok sayan tüm insanlık suçla� insanlık suçla�rına yaşamım boyunca sessiz kalmayacağım, kalmamalıyız. Ve bundan h�ç vazgeçmeyeceğim. Suç ve cezanın toplumlar �ç�n önem� büyük. Aynı zamanda sanatçıların ve sinema yapanların da hukukçular gibi kitlelere katkısı çok büyük” diye konuştu.
FESTİVAL kapsamında, düzenlenen ve Türkiye’deki üniversite öğ-rencilerinin katıldığı Ulusal Kısa Film Yarışmasının birincisi Seren Gel’in namus cinayetlerini konu aldığı ‘Dicle’ adlı filme verildi. Film 6 Ekim 2009’da “çok acı var, dayanamıyorum” yazılı bir not bıraka-rak intihar eden sosyolog Dicle Koğacığlu anısına çekilmiş. Mansi-yon ödülü ise Fırat Yavuz›un ‘Toros Canavarı’ adli filmine verildi.
KISA FİLM YARIŞMASININ BİRİNCİSİ: DİCLE
84’ÜNCÜSÜ düzenlenecek Oscar ödül tören�nde Türk�ye’y� tems�l etmek üzere yed� uzun metrajlı yerl� film, s�nema meslek örgütler� ve dernekler�nden oluşan kurula başvurdu. 26 Şubat’ta gerçekleşt�r�lecek ödül tören�ne katılacak film ek�m ayında bel�rlenecek ve Amer��kan ��lm Akadem�s�´ne b�ld�r�lecek. Türk film� meslek örgütler� ve dernekler�n atadığı tems�lc�lerden b�r� �se Türk�ye adına En İy� Yabancı ��lm Oscarına aday adayını seçecek. İşte o filmler;
n GÖLGELER VE SURETLERn BİR ZAMANLAR ANADOLU’DAn BİZİM B�Y�K ÇARESİZLİĞİMİZ n ÇOĞUNLUK n KAVŞAKn HAYDE BRE n ÇINAR AĞACI
OSCAR’A 7 TÜRK FİLMİ
TÜM bu araç özelliklerini yer ile birleştiren gene lastikler olmaktadır. Bu özelliklerin aktarılmasında görev alan lastik-lerin yeterince performanslı olmaması, bakımsız olması gibi sebeplerin de işe karışması durumunda işimizin ne kadar zor olduğunu ortadadır. Sürüş güvenliği için en önemli unsurun lastikler olduğunu unutmamalıyız.
Yanlış hava basınçları lastiğin ısınmasına ve patlamasına yol açacaktır. Mikro dalga fırınların çalışma prensipleri molekülleri titreştirerek fırının içersine koyduğumuz yiyeceğin ısınmasını sağlamaktır. Lastik havaları düşük olan bir lastiğinde sürat-le dönmesi sırasında yanakları sürekli dalgalanma hareketi yaparak moleküllerin ısınmasına ve bir müddet sonrada lastiğin patlamasına yol açacaktır.
Lastiklerden ne görevler beklenir?n Lastikler yumuşak yapıları ile yoldan gelen darbeleri
emerek araç içinde konfor yaratırlar.n Aracın tüm yükünü lastikler taşır yumuşak ve esnek
yapısı ile belirli toleranslara karşı koyarlar.n Motorun döndürme kuvvetini yere aktararak çekiş sağlar.n Frenlemede etki yapar
n Viraj dönüşlerinde güvenli ve etkili.n Tüm yol şartlarında yağmur, kar, buz yolun duru-mu ne olursa olsun performans.
Evet, bunlar beklenmekte, başka neler beklenmekte? Gürültüsüz olması, Az direnç
göstererek yakıt ekonomisi sağlaması. Dayanıklı olması.
Evet, bunların hepsi ve daha faz-lası lastiklerden beklenmekte, ama
lastiklerimizden bu kadar bek-lentimiz varken onları kontrol ediyor muyuz? Araca binerken en azından belirli zamanlarda lastiklerimizi kontrol ediyor muyuz? En son stepnenizin havalarını ne zaman kontrol ettiniz? Cam silecek suyumu-zu değiştirirken lastik hava-larına bakmak kaçımızın ak-lına gelmekte?Kullandığımız aracın lastiklerinin üzerinde
bir takım harfler ve numara-lar vardır, bunların ne anlama
geldiğini biliyor muyuz? Daha da önemlisi lastik ebatlarının kullan-
dığımız araçta ne olduğunu hiç merak ettik mi?Evet, her şeyi lastikten beklememek
gerekir, çünkü lastikler kullanım özellikle-rine göre farklıdırlar ve biz öncelikle lastikten
ne bekliyor isek ona uygun lastik kullanmalıyız. Bir özelliği ön plana çıkarıyor isek diğerlerinden taviz veril-
mesi gerekebilir. Cezmi BİLSEL
LASTİKLER HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER
Otomobilin en önemli parçası lastiklerdir. Hiç düşündünüz mü? Dünyada satılan onlarca araç model ve tipleri, farklı teknik özelliklere
sahip bir sürü otomobil var ama ortak noktaları hepsinin yere lastikleri ile basması kiminin dar kiminin kalın, tabanları var ama sonuçta yere
basan sadece lastikler
Konvansiyonel Lastikler:
Konvansiyonel lastiklerdeki kord bezleri 30-40 derecelik acılarda
üst üste çapraz yerleştirilir. Bu nedenle bu tür lastiklerin diğer bir adlandırılması
çapraz katlı ve diyagonal lastikler olarak adlandırılır.
Radyal Lastikler:Otomobil teknolojisindeki gelişmeler ile birlik-
te Konvansiyonel lastikler yerini Radyal lastiklere bırakmıştır. Radyal lastiklerde kordlar 90 derecelik bir acı ile yerleştirilmektedir.
Radyal lastiklerin avantajları nelerdir?En önemli özellikleri konvasiyonel lastiklere göre
daha esnek olmaları daha az ısınmaları ve çabuk soğumalarıdır. Taban yer tutuşları daha iyi olmak-ta dolayısıyla daha iyi bir yol tutuş sağlamakta-dırlar. Yanakları yumuşak tabanı serttir yapısı
nedeni ile sürekli lastiğin yer ile teması aynı kalmaktadır. Ayrıca radyal lastiklerde çelik
kuşaklar kullanılmaktadır, Çelik kuşakla-rın faydası lastiğin daha dayanıklı olma-
sını yüksek hızlarda daha iyi wuyum sağlamasına sebep vermektedir.
Sırt Desenleri:Lastiklerin kullanım
amaçlarına göre farklı
sırt desenleri vardır. Standart lastikler, hız lastik-leri, dört mevsim lastikler ve kar lastikleri gibi çeşitleri bulunmakta-dır. Genelde araçlarımızda tüm şartlara belirli oranlarda uyum sağlayabilen aynı zamanda konfor sağlayan dört mevsim las-tikleri kullanılmaktadır.
Kış Lastikleri:Kış lastikleri desenleri ve soğuk havaya daya-
nıklı kauçuk yapısı ile öne çıkmaktadırlar. Kar, buz gibi kaygan yüzeylerde başarılı performans-ları vardır. En önemli özellikleri soğuk havalarda lastiğin yapısının değişmemesidir. Kar lastiklerinde dikkat edilmesi gereken en önemli özellik hızdır. Yapısı itibariyle performans lastiklerinin başarısı-na ulaşamadığı için tavsiye edilen hız limitlerini kullanırken aşmamamız gerekecektir.
Yüksek Performans Lastikleri:Aracımız da istenilen performans ise; O
zaman bu talebimize uygun olan, performans lastikleri kullanmalıyız. En önemli özel-likleri kauçuk yapıları nedeni ile yola daha iyi tutunma sağlarlar ve yüksek süratlerde daha dayanıklıdır. Ancak diğer lastiklere göre de ömürleri yaklaşık %20 daha kısadır.
Lastik SeçimiOTOMOBİLİNİZE yeni lastik satın alırken, dikkat
etmeniz gereken en önemli kıstas, otomobil üreticisinin önerdiği lastik ebadını seçmek olmalıdır. Lastik seçerken hız sembollerine dikkat etmemiz gerekir, aracımıza uygun olmayan hız limitlerindeki bir lastik, yüksek süratlerde tehlike yaratabilmektedir. Veya aracımızın yük endeksine uygun olmalıdır, lastiğin taşıma kapasitesi aracımızın azami yüklü ağırlığı ile orantılı olmalıdır. Aksi halde lastiğin direnci zayıf olacağından en küçük bir çukurda lastiğin yarılma riski vardır. Lastiklerimizin jant ve ölçülerini değiştirirken dikkatli olmalıyız fabrika verilerinin dışına çıkılmaması gereklidir.
Aksi halde km saatimiz yanlış gösterebilir, ıslak zeminde kayma riski artar, hızlanma ve yakıt tüketimleri olumsuz değişmeler gösterebilir.
Lastik Ömürleri:Hava basınçlarına, balansına aracın
mekanik düzenine, kullanım şartları, yol şartlarına iklim şartları etki eder. Lastik üreticilerinin tavsiyelerine göre kullanmak en uy-gun olanıdır. Lastiklere kesinlikle tavsiye edilen hava basmalıyız az hava, lastik omuzlarının yere basmasına ve ısınmaya neden olur ve neticede pat-lamaya kadar giden teh-likeli sonuçlar doğurabilir. Fazla hava basılması durumunda da lastiğin yere tam basmaması nedeni ile aracın yol tutuşunda olum-suz etki eder, ayrıca aracın yol şartlarından daha fazla etkilen-mesine sebebiyet verir. Aracımızın rot ve balans ayarlarının bozuk olması, sert kullanımlar, lastiklerimi-zin ömrünü kısaltacaktır. Ayrıca zemin şartları, lastik limitlerinin üzerinde sürat yapmak gibi etmenlerde lastiğin ömrüne olum-suz etki yapan faktörlerdir. Lütfen lastiklerimize gereken özeni gösterelim.
LASTİĞİN YAPISI
EKİM 2011
11GÜNCELEKİM 2011
Sevgili OkurlarımYENI dönemde, yeni yayım tarzıyla yine
karşınızdayım.... Pazarola dergi formatındayken bir kaç kez sizlerle
beraber olmuştuk, bu dönemde bu birlikteliği pekiştirme-ye çalışacağım.
Bu dönemde sizlerle birlikte ürolojik problemlerinizi; politikalar, örf ve adetlerimiz, geleneklerimiz, modern tıp, ameliyatlar, günlük ürolojik yaşam, evlilik ve cinsellik, çocukluk çağına ait ürolojik problemler, kadınların cinsel ve ürolojik sağlıkları, sağlık politikaları, hurafeler, espriler ve fıkralar vs... gibi konuları birlikte irdeleyeceğiz. Sizlerden gelen sorulara cevaplar vereceğim. Konuları köşe sayfamdan tüm okurlarla isim vermeden paylaşacağım.
Özellikle ürolojik ve cinsel problemlerde insanlar en son olarak işin uzmanına gitme eğilimi gösterirler. Ön-celikle sorunlar arkadaşlara, aileye, eşe dosta aktarılır. Önce onların tavsiyesi alınır, uygulanması kolaysa uy-gulanır, eğer soruna çözüm bulunamamışsa veya sorun ilerlemişse bir uzmana başvurulur. Dileğimiz insanların tüm problemleri ile ilgili, sadece sağlık değil, konunun uzmanlarıyla rahatlıkla buluşup tartşabilimesidir.
Bu köşemde hastalıklardan kısaca, sizin anlayacağınız dilden bahsedeceğim. Yöresel, coğrafi ve geleneklere uy-gun tanımlamalar yapmaya çalışacağım.
Aşağıda vereceğim e-mail adresime özellikle üroloji veya bevliye, cinsel sağlık, kısırlık, prostat hastalıkları, ürolojik tümörler veya kanserler, sertleşme problemleri, idrar kesesi rahatsızlıkları, idrar yolları taş hastalıkları, iltihabi durumlar, idrar kaçırmalar, gece işemeleri, kronik hastalıklar, böbrek rahatsızlıkları gibi konularda sorular ve yorumlar yollayabilirsiniz. Tüm bu konular çocuk, yetişkin erkek veya kadında olabilir. Onlara elimden geldiğince cevap vereceğim. Bu köşe sizlere danışmanlık hizmeti vermek için yazılmayacaktır, ancak ciddi konular olduğunda sizlere e-mail üzerinden mutlaka cevap vere-cek ve gerekirse de yönlendirmeler de yapabileceğim. An-cak bana yazacağınız sorular benim bir sonraki dönemde yazılarım için de bir kaynak oluşturabilecektir.
Sizlere zaman zaman anketler aracılığıyla da ulaşaca-ğım. Farkındalıklar, yenilikler, hastalıklar, tedavi duyum-ları vs. gibi konularla ilgili anketler de olacak. Umarım sizde bu ve benzeri konularla bana yardımcı olursunuz. Amacım sadece tek taraflı yani yazar veya uzman görüşü-nün okunması veya yorumlanması şeklinde olmayacak, karşılıklı bir birimizi yakinen tanımasak bile köşe yazısı, gazete veya internet, e-mail ile birazcık da olsa interaktif iletişim kuracağız.
Amacım sizlere, kesin ve doğru, gerçek bilgiler ver-mektir. Dedikodu, gerçeğe aykırı, hurafeleri de burada tartışacağız. Onların üzerine basa basa duracağız. Zaman zaman geleneksel tedavi yöntemlerini, fitoterapileri, al-ternatif tıbbı da burada yazacağım. Onların günümüzle temasını sağlayacak veya günümüzde yadsınacak halleri-ni birlikte tartışacağız, fotograflarını çekeceğiz.
Zaman zaman tarihsel yolculuklar da yapacağız. Bir konunun veya yöntemin vs zaman içinde değişimlerin-den, yolculuğundan, gerçekliğinden, bırakılmasından vs. detaylarıyla bahis edeceğiz. Bu yolculuk esnasında oluş-muş iyi ve kötü anılardan, politikalardan, sonuçlarından, tarihsel ve günümüz yorumlarından bahsedeceğiz.
Başlangıç için fazla uzattık galiba....Hepinize sağlıklı ve mutlu günler dilerim...
BAHÇEŞEHIR geçtiğimiz günler-de trajikomik bir hakiyeye daha sahne oldu. GSM firmalarının binbir şekle soktuğu baz istas-yonuna Bahçeşehir’de MOBESE (Güvenlik) kamerası görünümü verildi. Yetmedi Bahçeşehir Kara-kol Şubesi’nin tam karşısına dikil-di Gazetemizin 3. sayısında man-şete taşıdığı MOBESE görünümlü baz istasyonu haberi Kirazlıbahçe ve Zambaklıbahçe sakinlerinden büyük ses getirdi. Mesa-Nurol ta-rafından Başakşehir Belediyesi’ne yeşil alan olarak bırakılan ve ka-rakolun tam karşısında bulunan baz istasyonuna kimler tarafından izin verildiği ve yapıldığı hala sır.
KABUS DOLU GÜNLERKirazlıbahçe ve Zambaklıbah-
çe sitelerinde oturan birçok aile korku dolu günler yaşıyor. Hergün kullandıkları yol güzergahında hem de yaşam alanlarına bu ka-dar yakın elektromanyetik dalga yayan bir cihazın bulunması özel-
likle çocuklu ailelerin tepkisini çekti. Birçok doktorunda yaşadığı sitelerde oturan vatandaşlar ko-nuyla ilgili olarak şikayetlerini dile getirdi.
‘’TEDİRGİNİM”Minik Patiler Petshop’un
sahibi Özge Sarı, Kirazlıbahçe Sitesi sakinlerinden. Bahçeşehir Karakolu’nun tam karşısına diki-len baz istasyonunun kaldırılması gerektiğini söyledi. Sarı, yüksek lisansını baz istasyonlarını konu aldığı tez ile tamamladığını belir-terek; “benim 10 aylık bir kızım var. Bu baz istasyonu oturduğum bloğun tam karşısında. Anne olarak çok tedirginim yetkililerin bu soruna çözüm getirmesini ve derhal bu alandan kaldırmasını istiyorum’’ dedi.
“FİKRİMİZ SORULMADI“Kirazlıbahçe’de yaşayan bir
anne... Yaşadıkları stresi şu söz-lerle anlatıyor: “Daha önce yaşa-
dığım yerde de bunun savaşını verdim. Umarım burada sonuç alabiliriz. Baz istasyonu için, “te-lefon kadar zararlı’’ diyorlar. Ama telefonu bilerek kullanıyorum ve kendimce önlemler alıyorum. Üs-telik çocuklarım bu olaya maruz kalıyor. Ben onlara telefon dahi kullandırmazken.Çocuklarımın biri 8 diğeriyse 18 yaşında... Baz istasyonu yapılırken bizim fikri-miz bile sorulmadı.
BİLGİLENDİRME YOKBirçok doktorun oturduğu
Zambaklıbahçe sitesi sakinleri ise baz istasyonunun zararlarının ne olduğu konusunda herhangi bir bilgilendirme yapılmadığını belir-terek, “Eğer gerçekten insan sağlı-ğına bu kadar zararlıysa elbetteki kaldırılmasını istiyoruz’’ dediler. Site yönetimi de konuyu yönetim kurulu toplantısında gündeme alacaklarını ve alınan karar doğ-rultusunda nasıl bir tavır alacakla-rını belirleyeceklerini söyledi.
BAZ İSYASYONU
ÇİLEDEN ÇIKARDI
Uyanık GSM’cilerin karakolun tam karşısına diktikleri MOBESE görünümlü baz istasyonuna çevre sakinlerinden büyük tepki var
CHP Başakşehir Ilçe örgütü ekim ayında düzenlediği törenle gücüne güç kattı. Bahçeşehir Muhsin Ertuğ-rul Tiyatro Salonunda yapılan törenle DSP Başakşehir Ilçe Başkanı Hayret-tin Özbakır ve yönetim kurulu üye-leri ile DSP Merkez Disiplin Kurulu Üyeleri ve MHP Mahalle birimlerinin yanı sıra yaklaşık 100 kişilik yurttaş CHP ‘ye katıldı.
Istanbul Il Başkanı Oğuz Kaan SALICI’nında katıldığı törende açılış konuş-masını yapan CHP Başakşehir Ilçe Başkanı Özgür KARABAT ; ”Bizler milli kurtuluş hareketiyiz,bir direniş hareketinin temsilcileriyiz,karşımızdakilerse uluslararası pazarla-
ma kültürünü temsil edenler.Türkiye’de hem sınıfsal eşitsizlik ,hem kadın- erkek eşitsizliği hem etnik ve kültürel eşitsizlik ve gelir dağılı-mında adaletsizlik artarak devam ediyor.Üs-tünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçmemiz gerekmektedir’’ diye konuştu.
CHP’YE ÖNEMLI KATILIM !
13GÜNDEMEKİM 2011
18 YAŞINDA hayatının baharını yaşayan Emre Ünlü çalıştığı işyerinin arka bahçesinde bıçaklanarak öldürüldü. Üstelik olayın faili 19’unda ailesinden ayrılıp gurbete çalışmaya gelen F.B. idi. Emre gibi KC G Çarşı’da diğer bir dükkanda çalışıyordu. 2 aydır kavgalı oldukları iddia edilen Emre Ünlü ve F.B. ‘nin bu küçük sürtüşmeleri cinayetle noktalandı. Kavga nedeni ise halen sır.
OLAY GÜNÜ YAŞANANLARGüvenlik kameralarına göre savcılıktan
aileye verilen bilgide olay günü şöyle anlatı�lıyor: Emre mahalleden iki arkadaşıyla KC G Çarşı’nın arka kısmında F.B. ile buluştu.
Önce yumruklaşan genç�lerden F.B. bir anda
bıçağını çıkardı ve
önce Emre’yi karnından bir kez bıçakladı. Aldığı darbeyle öne doğru eğilen Emre’ye bir bıçak darbeside sırtından geldi.
Doğrulduğu zamanda ödürücü son 2 bıçak darbesini kalbine aldı. Genç bedeni yere serilirken arkadaşları olayın şokundan müdehalede bile bulunamadı. Ailesinin Emre’nin arkadaşlarına “neden kavgaya mü�dehale etmediniz?’’ sorusuna verilen cevap ise “korktuk’’ oldu.
POLİSE MÜDÜRÜ TESLİM ETTİİddialara göre, Emre’yi bıçakladıktan
sonra F.B. kolu kanlar içinde iş yerine döndü. Müdürü yarasını fark edince olaydan habersiz hastaneye götürdü.Ola�yın en yakın tanıklarından olan F.B. ‘nin müdürü yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “ F.B. kolu kanlar içinde geldiğinde ne olduğunu sordum.Bana ‘sadece kolumu kestim’ dedi. Bende hemen en yakın has�taneye götürdüm. Yolda emniyetten bir polis memuru arayarak geri dönmemi istedi. Bende Bahçeşehir bankalar cad�desi üzerinde polis memurunu arabama aldım ve karakola F.B.’yi teslim ettim.’’
HİÇ UĞRUNA CANINDAN OLDU
KC G Çarşı’da işlenen cinayet duyanları şok etti. Fındık kabuğunu doldurmayacak bir sebep yüzünden
yaşanan husumet, gencecik iki fidanın hayatını söndürdü.
OLAYIN arkasındaki sır perdesi bir türlü aydınlatılamıyor. 2 gencin hayatına mal olan bu husumetin ne olduğuyla ilgili 2 iddia ortaya atıldı. Biri basit bir “omuz atma” diğeriyle “kız meselesi’’... Ancak Emre’nin ailesi bu iddialara şiddetle karşı çıkıyor... Emre’nin asla bir kız için böyle bir husume�.. Emre’nin asla bir kız için böyle bir husume�
te girmeyeceğini söyleyen aile diğer söylentiyi de çok basit buluyor. Olayla ilgili geniş çaplı araştırma başlatan polis ve savcılıktan ise açıklama yapılmadı. Olayın faili 5 ay sonra mahkemeye çıkacak. Emre’nin ailesi ise mahkemede oğulla�rının neden öldüğünü öğrenmeyi umut ediyor.? BU GENÇLER
NEDEN NEDEN KAVGALI
Ayın Başkanı Mevlüt UysalBAŞAKŞEHİR Belediye Başkanı
Mevlüt Uysal pek çok başarılı çalışmaları ve diğer Belediyelere örnek teşkil eden “Destek Kart” projesi nden dolayı “Mar�mara Belediyeler Birliği” tarafından ayın başkanı seçildi.
Başakşehir Belediyesi “sosyal bel�ediyecilik” alanında örnek olan “Destek
Kart” projesini 10 Ağustos 2010’da hayata geçirdi. Projede öncelikle “ihtiyaç sahipleri, muhtaçlık derecesi ve yardım periyotlar”ı belirleniyor ve kartlara nakit para yükleniyor. İhtiyaç sahibi kendi�sine verilen “Destek Kart” ile anlaşmalı alışveriş merkezlerinden giyim, gıda alışverişini yapabiliyor. Başakşehir
Belediyesi, projeyi bir adım ileriye taşıyarak “Destek Kart”ı “Akıllı Kart” haline dönüştürdü. Böylelikle kart sahibi anlaşmalı marketlerdeki sisteme kartı okuttuğunda, yardım alabileceği zamanı, bakiyelerini, ne kadar giyim, ne kadar gıda alışverişi yapabileceklerini görme imkanı buluyor.
14 SAĞLIK EKİM 2011
YAŞLANMA SAATİNİZİ YOGAYLA GERİ ÇEVİRİN
ASTRONOMI ve uzay bilimleri okuyan ve matema�tik öğretmeni olmak isteyen Hikmet Gürbüz Sezgin, anne babası gibi yoga eğitmeni
oldu. Babası Kazım Gürbüz, 60’lı yıllarda Türkiye’ye
bu felsefeyi ilk getirenlerden. Hikâyesi ise çok ilginç. Ka�zım Bey, geçirdiği bir trafik kazasından sonra felç kalı�yor. Doktorların “yürümesi imkânsız’’ dediği bu insan yoga ve direnci sayesinde yü�rümeye başlıyor. Dünya ça�pında önemli isimlere bu ko�nuda destek olan Gürbüz, Türkiye’de de okullarda
yogayı yaymaya başlıyor. Almanya’da tanıştığı eşi Ülkü Gürbüz’de yoga eğitmeni…
Hikmet Gür�büz Sezgin, kızı Maya’nın adını verdiği yoga stüdyosunda öğrencilerine yoga felsefesini öğretiyor. �� öğ� �� öğ�renci kapasiteli Maya yoga’nın diğer şubesi ise
Bakır�köy’de. Stüdyosun�da yoga duruşları, adale germe, gevşetme
gibi vücut egzersizleri
de yapılıyor. “Birlik’’ anlamına
gelen ve zihin� beden birlikteliği sağlayan eski bir bilim dalı olan yogayı Sezgin şöyle
anlatıyor: ‘’Zihin ve beden birbirlerine bağlı unsurlardır ve sağlıklı bir zihin için sağ�lıklı bir beden gereklidir. Bu egzersizlerin amacı kuvvetli ve sağlıklı bir beden sağlamak değil, aynı zamanda zihinsel egzersizlerin uygulanması için gereken ortamı sağla�maktır.’’
Günümüzde özellikle batıda pek çok tıbbi merkez�de yogadan istifade edildiği görülüyor. Bu felsefenin en önemli özelliklerinden biri ise olaylara odaklanmamızı sağlaması… Aslında buna en güzel örneği de Ülkü Gürbüz verdi: “Örneğin bir kafe de
oturmuş muazzam bir man�zaraya karşı kahve içiyorsu�nuz. Ancak kafanız işinizde olduğu için ne kahvenin lezzetinin ne de manzaranın güzelliğinin farkında değilsi�niz. İşte yogaya başladığınız zaman neredeyseniz orada olursunuz. Hem kahvenin lezzetinin hem de manza�ranın güzelliğinin farkında olursunuz.’’
Bedene enerji veren yoga vücut direncimizde artıyor. Fiziki olarak yoga hareketleri iskelet yapısından başlayıp, zihne kadar uzanan son de�rece karmaşık bir o kadar da faydalı çalışmalardan oluşur.
O öğretmen olmayı kafasına koyduğunda, böyle bir maceranın içinde yer alacağını bile düşünmemişti... Taki babasını felçli
olmaktan kurtaran o sihirli felsefeyi keşfedene kadar...
DUYGUSAL AÇLIĞA YENİK DÜŞMEYİN Bugünden itibaren siz�lere � tip yeme bozukluğu ile ilgili bilgiler aktarmaya çalışacağım. Hepimiz za�man zaman “DUYGUSAL AÇLIĞA” yenik düşebiliriz. Ama duygusal açlık sık sık kapınızı çalmaya başladıysa bunun altında kesinlikle psişik bir takım olumsuzluklar vardır.
AŞIRIYA KAÇARAK YEMEK YIYENLERI 2 GRUBA AYIRABILIRIZ1� Damak zevki iyi olanlar.�� Damak zevki iyi olmayanlar.DAMAK ZEVKI IYI OLANLARBunlarda yemek yemede zevk ve haz doruk noktadadır.Hiç üşenmeden sevdikleri yiye�cekler için kilometrelerce yol kat edebilirler.Sevdikleri restoranların telefon�ları, kendi ev telefonları gibi hafı�zalarına kayıtlıdır.Arkadaşlarına orada sunulan ye�meklerin kalitesinden bahseder�ler ve onları oraya yönlendirmek için baskı kurarlar.Gidip gitmediklerini de kontrol ederler.Sevdikleri bir yiyeceğin tarifini almadan o mekanı terk etmezler. Akılları güçleri hep yemek yeme�dedir.Sabah kahvaltıda iken öğle yeme�ğini düşünürler.Öğlen olur, akşam kendim için ne pişirmeliyim düşüncesi içinde hep yaşantıları geçer.
DAMAK ZEVKI IYI OLMAYANLAR Yemek yemede, hissedilen zevk ve hazdan çok uzaktırlar.Bunlara o nedenle “pisboğazlar” adını verirsek inşallah alınmazlar.Burada yemek yemek bir el ve ağız alışkanlığından ibarettir.Tatlı tüketir, gidip üzerine turşu yer.Tencereden eliyle yemek atıştırır.Hatta sizin tabağınızdan bile ye�mek almaktan hiç sakınmazlar.Çorbayı, kaşık yerine kaseyi ağızlarına dikerek içerler.Yemekler leziz ve kaliteli olmuş onlar için hiç önemli değildir.Ne bulurlarsa anında midelerine indirirler.
NEDENLERIBu tip yemek yemenin altında büyük bir “ÖZVERİ” duygusu yatar. Bu tip kişiler hayatta kendileri için yaşamayı pek beceremezler.Hep başkalarını mutlu etmek için didinip dururlar.Mutluluğu, aşırıya kaçarak ye�mek yiyerek yakalamak isterler.Ne yazık ki yemek yiyerek de mutluluğu da yakalayamazlar.
“ANNELIK IÇGÜDÜSÜ” : Kendi annesinden gördüğü her şeyi, yarın anne olduğunda o da evlat�larına yansıtır.Anne doğurur, besler, büyütür. Bu sorumlulukların yükü karşı�sında yeme bozukluğu içerisine girebilir.“BASKI ALTINDA BÜYÜYEN ÇOCUK”; Ergenlik çağına gel�diğinde aşırı yemek yiyerek bu baskıdan kendini uzak tutmaya çalışır.Ne zaman yemek yeme ile öz�gürlük arasında bir bağlantının olmadığının farkına vardığı anda iş işten geçmiş olur.“ANNEANNE ve BABAANNE” yanında büyüyen çocuklar.Bir yandan torun sevgisi, di�ğer taraftan akşam torunları�nın anne ve babaları geldiği zaman, “anneannem beni aç bıraktı” cümlesini duymak istemezler.O nedenle tabak ve kaşık ellerinde, sabahtan ak�şama kadar torununun peşinde dolaşırlar.“ÖDÜLLER” : Tabağın�daki yemekleri sıyır sana çikolata vereceğim, son lokmanı ağzına at yok�sa arkandan ağlar, sana beddua eder. Tabağında pirinç tanesi kalırsa o ka�dar çocuğun olur gibi yak�laşımlar çok yanlıştır.Bu tip yaklaşımlar çocuğu�nuza ergenlik çağında aşırı yeme çemberine sokabilir.“BESLENME ALIŞKANLIĞIN-DAKI YANLIŞLIKLAR” sizleri zamanla yeme bozukluğuna itebilir.KURTULMA ÇARELERIAşırı yiyecek türünü beyni�nizde bulun.Şöyle sakince düşünürseniz bunları çok kolay bulabilirsiniz.Kimi kebapçı, kimi tatlıcı, kimi ise börekçidir.Şayet aşırı yiyecek türlerini bul�madığınız sürece onlarla müca�dele etmenizde güç olur.“Özveriyi” azaltın, kendiniz için yaşamayı da öğrenin.Önce “Ben” diyebilin.Kendiniz için azda olsa bencil olun. Bu bencillik herkesin olduğu gibi sizin�de hakkınız oldu�ğunu asla unutma�yın.
15LEZZET DURAĞI
İÇİMİZİ ısıtacak lezzet hikâyeleriyle bu sonbahara sağlam ve sıcak bir merhaba diyerek, sofralarımızı zenginleştiren hepimizin az çok bildiği ve uyguladığı kışlık hazırlıklarından biraz bahsedelim diyorum.
Geçmiş dönemde derin dondurucu gibi mutfak ekipmanları olmadığından dolayı, Anadolu insanı zorlu kış şartlarında beslenme gereksinimini sağlamak, ev ekonomisine katkıda bulunmak gibi bir çok nedenden ötürü yiyeceklerin saklanmasına ve korunmasına yönelik pek çok çözüm üretmiş.
Marketlerde hazır halde satılmasına rağmen yoğurt, un, yarma, çeşitli sebze ve tat vericilerle hazırlanan tarhana; malzeme ve hazırlama tekniği olarak yöresel farklılıklar göstermekle beraber, bu gün dahi şehirlerde bile yaygın olarak yapılıyor.
Biber, patlıcan,bamya, fasulye, domates, elma, erik, dut vb. gibi sebze ve meyveler hepimizin bildiği ve halen uygulanan güneşte kurutma yöntemi ile uzun süre muhafaza edilip, kışın yemek ve hoşafların yapımında kullanılıyor
Kaynatma veya güneşte koyulaştırma yoluyla kırmızıbiber ve domates ile yapılan salçalar, patlıcan, fasulye, yeşil domates, salatalık gibi çeşitli sebzelerin, su, sirke, tuz, limon vb ile birleştirilmesi ile yemeklerimizin tamamlayıcıları olan iştah açıcı turşular yapılıyor.
Kahvaltılarıda sofralarımı zenginleştiren Reçelden hepimiz muhakkak en az bir kere yapmışızdır mesela. Ellerimiz ile yaptığımız emek verdiğimiz lezzeti sofralarda paylaşmışızdır. Vişne, çilek, kayısı, elma, ayva, armut, üzüm gibi bildiğimiz reçellerin yanı sıra Konya Ereğli’nin Beyaz Kiraz reçelinden ve Hatay’ın Ceviz reçeli gibi farklı yörelerin reçel çeşitlerinden bahsetmeden geçemeyeceğim.
Türk insanının misafirperver özelliğinden dolayı akşamları eğlencelik olarak ikram edilen ceviz, fıstık, nişasta vb. malzemelerle işlenerek hazırlanan pestil, sucuk, muskalar halen Anadolu’da eski usuller ile yapılmakta.
Tüm bu hazırlıklarda önemli
yer tutan özellikle İç Anadolu ve Doğu Anadolu mutfağının vazgeçilmezlerinden ekmeklik yufka hazırlığının insanları birleştirici yönü ile bahsetmek istiyorum. Annemin eski mahallesinde eş dost konu komşu bir araya gelip de gülüşüp eğlenerek zevkle yaptığı böreklik yufkalar.
Tek başına yapılmaz mesela. En az üç hanenin 50-70 günlük ihtiyacı kadar hazırlanacağından bu iş için 4-5 kişi bir araya gelir. Genelde akraba veya konu komşu olan bu yetenekli ve yaratıcı Anadolu kadınları tandırın başına geçer, bir kişi akşamdan mayalanmış büyükçe hamuru küçük parçalara böler, bir kişi açıp diğer pişiriciye verir, pişirme işlemini yapan kişi pişirdikten sonra düzenli istif yapan kişiye teslim eder ve bu iş teknedeki hamur bitene kadar devam eder.
Van iline bağlı Ahlat ilçesinde ise ekmek yapımından sonra Ailenin büyükleri dahil tüm bireyleri ve yakınları tandırın başına toplanırlar, tandırın başına toplanan çocuklar da ayaklarını tandıra sallar, üstlerine kalın bir kilim örter, bunun da üzerine bir tepsi veya sini koyarlar. Sininin üstünü de kuruyemiş ve meyvelerle doldurur, masalcı teyzenin masallarını dinleyerek gecenin ilerleyen saatlerine kadar güzel anlar yaşarlar.
Zahmetli ve yorucu olan bu üre-tim daha başka nasıl yapılabilir ki. Türk insanının birlik ve beraberli-ğini en iyi betimleyen yardımlaş-ma, emeği paylaşma adına belirgin eylemdir ekmek yapımı.
Kış hazırlıklarından bahsederken hepimizin bildiği turşulukların dışında bir tarif verelim istedik, hem turşu hem de meze gibi olan Hatay yöresine has olan Cevizli Patlıcan Turşusu evimizde de yapabiliriz.
EKİM 2011
Uzun yaz gecelerindeki sıcak muhabbetleri, memleket ziyaretlerini, piknikleri geride bıraktığımız şu günlerde, havaların soğuması, yaprakların dökülmesiyle geride bırakıyoruz. Aslında geride bırakılan her güzel şey yeni kavuşmaların da habercisidir. Okulların açılması ile çocuklarımızın okul sıralarına, arkadaşlarına sıcak kavuşmaları, uzun tatiller sonrasında komşuların yeniden
kahve bahane edilerek yapılan sohbetlere kavuşulması…
MiDEYE KIS BAKIMI
Ama en lezzetlisi çalışırken maniler, türküler, fıkralar
söyleyerek çalışmayı eğlenceli hale getiriyor olmaları.YAPILIŞI
SOYULAN sarımsak, küzbara(kişniş), ve kırmızı biber macun oluncaya kadar havanda (blendir) dövülür ve kaya tuzu ilave edilir. Diğer taraftan sapları kesilen patlıcanlar hafifçe haşlanır, süzülür. içleri yarılarak hazırlanan iç malzemeye irice doğranmış cevizler eklenerek patlıcanlar doldurulur. Kavanoza dizilerek üzerini örtecek kadar zeytinyağı ile kaplayıp üstü sıkıca kapatılır.
Cevizli Patlıcan TurşusuMalzemeler 2 kg. 8-12 cm. boyunda patlıcan 100 gr. dövülmüş kırmızı biber 100 gr. sarımsak 250 gr. ceviz içi 200 gr. Küzübra (Bildiğimiz Kişniş J baharatçılarda bulabilirsiniz.) 1 çorba kaşığı kaya tuzu 1,5 litre zeytinyağı
16 EVCİL HAYVANLAR EKİM 2011
HAFTA sonu eve getirmek en ideal çö-zümdür. Bu sayede 2 tam gün boyunca onu yeni evi ve ailesiyle tanıştırmak ve veteriner hekim kontrolünden geçirmek için yeterli vaktiniz olur.
Hoş geldin yavru köpek Artık yeni bir yavru köpeğiniz var hayatınızı bu yeni arkadaşınızla paylaşmayı seçerek oldukça önemli bir karar vermiş bulunuyorsunuz. Minik yavrunuzun sağlıklı neşeli ve vefalı bir dost olmasını istiyorsanız, ona sadece sevgi ve ilginizi göstermeniz, eğitim ver-meniz, doğru bir şekilde beslenmesini sağlamanız ve gerekli veteriner hekimi bakımı yaptırmanız yeterli.Yavru köpeğiniz eve gelmeden önce ve geldikten sonra, aşılarının ve ilk kont-rollerinin yapılması için mümkün olan
en kısa sürede bir veteriner hekimi seç-meniz büyük önem taşımaktadır.
Nelere ihtiyacınız olacakKULÜBE: Yavru köpeğiniz için
almanız gereken en önemli şeylerden biri , kendi evi olarak benimseyeceği bir kulübedir. Onu kulübede uyumaya ve kalmaya alıştırarak kendini rahat ve güvende hissetmesini sağlayabilirsiniz. Kulübe eğitim içinde önemli bir araçtır ve köpeğinizin kendine ait hissedeceği küçük bir sığınak sağlar
TASMA VE KAYIŞ: Köpeğinize vakit kaybet-tirmeden tasma takma fikrine alıştırmalısınız. Ayrıca kayış ile dolaşması
onun güvenliği için çok önemlidir. Tas-ma seçerken özellikle hafif ve alerjen olmayan malzemeden imal edilmiş ol-masına dikkat edin.
MAMA VE SU KABI: Temizlemesi kolay ve devrilemeyecek nitelikte olan mama ve su kaplarını tercih edin.
TARAK VE OYUNCAKLAR: Köpe-ğinizin kısa veya uzun tüylü oluşlarına göre yapmalısınız tarak seçimini-
zi, oyuncak seçerken ise güvenli ( Par-çalandığında yenilebilir yada içilebilir türden bir muhteviyatı olmayan )malze-melerden yapılmış olmasına dikkat edin ve veteriner hekiminize başvurun.
Köpeğinizi tanıştırmakYENI EVINE: Onu eve getirir getir-
mez yeni yerini, oyuncaklarını, mama ve su kabını gösterin. Bu
şekilde köpeğiniz evin hangi köşe-sinin kendine ait olacağını öğrene-cektir.
Yavru köpeği-niz bir iki gece eski yerini özleyebilir.
O yüzden uyku ya da yemek vakitle-
rinde ağlayıp sızlarsa şaşırmayın ve üzülmeyin. Unutmayın ki annesinden
ve kardeşlerinden yeni ayrıldı.
YENI AILESIYLE: Tüm aile fert-lerine yavru köpeği nasıl kavramaları
ve tutmaları gerektiğini gösteri-niz. Her zaman bir eliniz popo-sundan diğer eliniz göğsünden tutmalıdır. Hiçbir zaman ön
patilerinden yada ense kökünden kaldırmayın.
Yavru köpeği eve getirmeYavru köpeğinizi sütten kesilir kesilmez, yaşadığı ortama çok fazla alışmadan almanız en doğrusudur. Yavru köpek 7 haftalıkken onu “evinize” getirmeniz en ideal çözümdür. 7 haftalık bir köpek hem kuru
mama yiyebilecek kadar büyük hemde sizinle dostluk bağı kurabilecek kadar küçüktür
Yavru köpekler çok meraklıdırlar. Üstelik diş de çıka-rırlar. Bu nedenle onlar için hazırlık yaparken bir bebeğe hazırlık yapar gibi hazırlanmanız ge-rekir. Köpeğinizi güvenli bir alana koyun, Etrafı gezip yaramazlık yapmak isteye-cektir. Mümkün olduğunca yalnız bırakmamaya çalışın, Bal-kondan, kapı sundur-malarında ve yüksek tezgahlardan uzak tutun, Deterjan, çama-şır suyu, böcek ilacı vs. zehirli maddeleri onun ulaşamayacağı yerlerde tutun, Zehirli ev bitki-lerini (Açelya, Şebboy, Melek kanadı, Orman asması, Nergis, Defne, Yüksük otu vs.) onun ulaşamayacağı yerlerde tutun, elektrikli batta-niye kullanmayın.
BESLENME: Ilk bir yıl çok önemlidir. Bu süre boyunca yavru kö-peğinizin, dişlerinin ve kemiklerinizin geliş-mesi, vücut işlevlerinin düzgün gelişmesi ve parlak gözleri ile sağ-lıklı ve ışıltılı tüylere sahip olması için üstün bir beslenmeye gerek vardır. Bu konuda yine en büyük yardımcınız veteriner olacaktır. Yavrunuzun ırk karak-terine uygun olarak en ideal beslenme planını ve besinleri size tavsiye edecektir.
Meraklı gözlerevinizi keşfediyor
17EVCİL HAYVANLAREKİM 2011
İYİLEŞTİRME mer-kezinin tel örgülü kapısı-nı araladım. İçeride her kafesten ayrı hikâyeler çıkardım. Mesela yurt dışından sadece etki-leyici mavi gözleri için getirilen 3 sibirya kurdu. Fiziksel koşullarına tamamen zıt bir ortamda yani sıcağın al-nında, onları hevesleri uğruna perişan eden sahipleri tarafın-dan kaderlerine terk edilmiş. Ya da benim ‘çılgın kardeşler’ adını verdiğim 5 köpek yavru-su. Daha kafese yaklaşmadan kendilerini fark ettiriyorlar. Nasıl mı? Alana girdiğiniz anda koro halinde çıkardıkları ağlama seslerinden. Onlara yaklaşan her adımınızda yüreğinize işleyecek bakışla-rıyla oyun oynamak isteyen patileriyle üzerinize atlıyorlar. Birbirileriyle yarışıyorlar adeta… Kafesten burunlarını uzatıyorlar. Seviyorsunuz, sanki sonsuza dek öyle kalabi-lecekmiş gibi...
Birde bu rehabilitasyon merkezinin dışına çıkıp düşünürsek yaşadığımız dünyayı tabiatımızın yetersiz-liği yüzünden duru ve yalın bırakmayan biz insanlar koz-mik deneyleri ilk hayvanların üstünde yapıyoruz. Sonrada diyoruz ki ‘’onlar bize çok benziyor.’’ İş hayvanın de-
risini yüzmeye gelincede de farklarımızı savunuyoruz. Kafam bu çelişkiyle uğraşır-ken içimden bu nasıl insanlık diyorum.Mesela bir düşünür şöyle yapmış insanın tanımını ‘’insan dediğiniz şey ağaçları kesip ondan çıkardıkları kâğıtlara ağaçları kesmeyiniz diyendir’’ Ne de doğru söyle-miş. Tabi kendini insandan sayanlar lütfen siz üzerinize alınmayınız.
Aslında bu çelişkinin sonucu: kendi yaptıklarının bedelini başkasına ödetmek gibi bir şey. İnsan ya da hayvan ne fark ediyor ki. Tek fark düşünme yeteneği ama bu hayvanların daha üstün bir özellikleri var oda, düşündür-me yeteneği…
Not: Bunları görebilmek garantili değildir. Ya da şöyle diyeyim gözle değil de yürekle alakalı bir durum..
Ve son sözYürekleri katılaşmış olsa
da insanların diyor ki bu hay-vanlar: belki bir gün severler. sevmeselerde belki bir gün sevgiyle bakarlar...
BU NE SEVGİSİZLİK AHH...NE BİR KAP SU NE DE BİR TAS MAMA, TEK EKSİKLERİ SEVGİ
BELKİ DE YAŞAMLARINA SAYGI
SEVGİ BEKLİYORSOKAĞIN MAHKUMLARI
REHABİLİTASYON mer-kezinde 150 sokak hayvanı var. Bunların çoğu köpek. Sokaklardan vatandaşların şikayetleri üzerine topla-nan bu sokak hayvanları Başakşehir Belediyesi’ne ait rehabilitasyon merkezinde tedavi ediliyor. Kısırlaştır-ma, tedavi ve işaretlenme işleminden geçen köpek-ler bulundukları yerlere görevliler tarafından geri bırakılıyor.
SAHİPLENMEK ÇOK KOLAY
Burada sadece sokağa terk edilmiş köpekler var. Tabi birde sahipleri tarafın-dan bakılamayanlar. Bele-diyenin, 1 veteriner hekim ve dört personel ile hizmet verdiği bu merkezde enfek-siyon ve sistem hastalıkları tedavi ediliyor, ameliyatları yapılıyor.
Rehabilitasyon mer-kezinde erkek köpeklerin tedavisi 5, dişilerinki ise 10 gün sürüyor. Personelin titiz çalışmalarıyla bakı-mı yapılan bu hayvanları sahiplenmek ise çok kolay. Petshoplarda yüksek de-ğerlerde satılan köpeklere burada herhangi bir bedel ödemeden sahip olabili-yorsunuz. Sadece prosedür gereği birkaç evrak getiri-yorsunuz. Tabi birde sahibi olacağınız hayvana yetecek kadar kocaman bir kalbiniz olmalı.
4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü öncesi
Başakşehir sokak hayvanları rehabilitasyon
(iyileştirme) merkezini gezdik. Oradaki
hayvanları sahiplenmedik belki ama onlara
sevgimizi bıraktık…
20 SPOR EKİM 2011
PazarolaMimoza Yapım Prod. Paz. San. ve
Tic. Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı
İşleri Müdürü
Mir Bakur Doğan
Genel Yayın YönetmeniSemra Alpay
Genel KoordinatörNahide Akdağ
Genel Yayın KoordinatörüSunay Korkmaz
Haber KoordinatörüFunda Şeker
Yayın KuruluAli Ayyıldız
Bedri BükülmezMurat ApaydınNazan PamirHakan Zat
Semra SarpkayaTahir YavrucukArzu ŞamiloğluMustafa Pekgöz
Reklam ve Halkla ilişkilerZerrin Eroğlu
Hukuk DanışmanıAv. Salih Karataş
Mali MüşavirDoğan Müşavirlik
Hasan DoğanAdres
Akbatı Koza Evleri Defne Sitesi C Blok D: 3 Esenyurt
Telefon0 212 397 70 05 - 397 70 06 -
397 70 [email protected]
Genel MerkezNish İstanbul Residence Blokları
D blok no :22 Yenibosna / İstanbul
Baskıİhlas Gazetecilik AŞ. 29 Ekim
Cad. No: 23 Yenibosna – İstanbul
Bu gazete basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. Gazete yaygın süreli yerel yayındır.
Ekim 2011Sayı: 108
ÇENGEL BULMACANIN CEVABI
Neticeye değil Hatice’ye bak
BEDRI Baykam Fenerbahçe kongre-sinde 20 ekimi Fenerbahçeli kadınlar günü olarak kutlamayı önermiş. Destek-liyorum. 42 bin civarında kadın ve çocuk tüm dünyaya unutulmaz bir görüntü sundu. Tüm spor âlemi mutluydu bir tek Sadri Şener hariç! Kadınlar neden sadece Trabzonspor’a kötü tezahüratta bulundu acaba? Bu arada stadı doldurtan kadınların ofsayt kuralını en azından o maçın hakeminden daha iyi bildiği ortaya çıktı. Rumuzumuz bilge adam ya gereğini yapalım
Duyumlarıma göre, Galatasaray ve Be-şiktaşlı kadınlarda kendilerini göstermek adına hazırlık içerisindelermiş. Böyle bir günü yazmanın yolu, saha kapattırmak-tan geçtiğine göre, maça giden kocalarını, sevgililerini değişik metotlarla, saha kapatmaya yönelik hakaretlere moti-ve ettikleri söyleniyor. Bu arada o gün Fenerbahçeli kadınlarında çok hoşuna gitmiş, ‘’bir daha’’ diyorlarmış. Benden söylemesi…
Kadınlardan devam edelim . Bu satır-ları yazdığımda kadın voleybolcularımız, Avrupa Şampiyonası’nda, Dünya Şam-piyonu Rusları 3-0 yenerek yine finale çıkmışlardı.
Kızlarımız Avrupa 3’cüsü oldular.Tebrikler ve teşekkürler…
Rusya galibiyetinden sonraki görüntü-leri harika idi.Bir de Hidayet’leri, olsaydı da hoplaya zıplaya maddi destek isteseler-di, erkek basketçilerden bir farkları kal-mayacaktı. Gerçi yakın zamanda referan-dum filan olmadığından, böyle bir talep cevapsız kalırdı ya neyse. Ben kızlarımıza sonsuz sevgilerimi sunuyorum, her şeyin en güzeline layıklar.
Son sözüm NTV Spor kanalına, ma-lum maçlar 18:30’da oynandı biz o saat-lerde iş güç derken, seyredemiyoruz. Gece tekrarları var. İspanya maçını kızlarımız 3-0 kazanmış NTV Spor programında 01:30’da tekrarı var. Tv başında bekliyo-ruz. Saat 01:30 Futbol yorumları yapılı-yor. Gerçi çok bilimsel konuşuyorlar (bir futbolcunun yaptığı pittbul taktiğini
bile enine boyuna tartıştılar) saat 02:20’ye kadar devam ediyor. Şükran-larımızı ve saygılarımızı ifade ederek bekliyoruz. 02:30 civarı maç başlıyor ve 04:00 sularında bitiyor.Biz kızlarımızın emeğine saygımızdan o saate kadar maçı seyrediyoruz.,
Bu sefer Rusya maçı tekrarı tv prog-ramı 01:45 diyor. Şans eseri 01:15’de kanala bakıyoruz maç başlamış. Birinci set yarılanmış. NTV Spor kanalının voleybolcu kızlarımıza ve biz seyircilere karşı bu saygı yüklü bakışlarından dolayı kendilerine nacizane saygılarımı sunuyor ve kabul etmelerini rica ediyorum.
MARMARA Bölgesi’nden 270 tenisçi-nin 12 kategoride kıran kırana yarıştılar. Baştan sona çekişmeli geçen turnuvanın nefesleri kesen maçları ise, yarı final ve final maçları idi.
Turnuvanın sonunda ödül töreni ve kapanış kokteyline 400’e yakın tenissever katıldı. Kapanış kokteylinde konuşma yapan Bahçeşehir Tenis Kulübü Başka-nı Dr. Mehmet Gümüş, turnuvanın bir festival havasında geçtiğini ve kulüpte yapılacak iyileştirmelerle ilgili tüm
hazırlıkların tamamlandığını çok yakın zamanda Uluslararası tenis turnuvası organizasyonlarına ev sahipliği yapabile-ceklerinin söyledi.
Ayrıca kulüpleşme sürecini tamam-ladıklarını teniste altyapı çalışmalarına büyük önem verdiklerini de söyleyen Gümüş şu anda altyapıda bulunan 60’a yakın küçük tenisçiyi geleceğin tenisçi-lerini yetiştirmek üzere ciddi atılımlar yapmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.
BAHÇEŞEHİR TENİSE DOYDU
Bahçeşehir Tenis Spor Kulübü kortlarında 23 Eylül – 2 Ekim tari-hleri arasında Özyurtlar Gayrimenkul A.Ş. ana sponsorluğunda 10. Bahçeşehir Seniors Open Tenis Turnuvası yapıldı
Dereceye giren sporcular ödüllerini aldıktan sonra canlı müzik eşliğinde keyifli dakikalar geçirdi.
TÜRKIYE Kano Federasyonu ve Triton Organizasyon işbir-liğiyle Küçükçekme-ce Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzen-lenen Türkiye’nin ilk kurumlar arası ‘Dragon Boat Türkiye Şampiyo-nası,’ Küçükçekmece göl kenarı Amfi Tiyatro’da gerçekleştirildi. 24 takımın mücadele ettiği turnuvada yarışmacı-lar gündelik streslerini kürek çekerek attı. Turnuvaya Küçükçekmece Bele-diye Başkanı Aziz Yeniay da başkan yardımcılarıyla birlikte katıldı. Müsabakalar bayanlar, erkekler ve karma olmak üzere 3 farklı kategoride gerçekleşti. Her yaştan sporseveri bir araya getiren turnuva da 12 kişiden oluşan ekipler, takım çalışması içinde rakiplerini geride bırakmaya çalıştı.
ŞAMPİYON ‘KAREL’ OLDUGünün sonunda üç takım öne çıktı.
“Karel”, “Güneş Sigorta” ve “Abbott” takımları üç kategoride de dereceye girmeyi başardı. Erkekler, bayanlar ve karma kategorilerinde “Karel” takımı Türkiye Şampiyonu ünvanını alırken, “Güneş Sigorta” takımı ikinciliği, “Ab-bott” takımı üçüncülüğü elde etti.
KÜREK ÇEKEREK STRES ATTILAR
Bilge adam diyor ki
Fotoğraf Editörü
22 ADVERTORIAL EKİM 2011
ZİRVEDE YAŞAMAK İSTEYENLERE
İyi bir yatırım yapmak isteyenlere Bahçeşehir’in en güzel yerinde doyumsuz gölet manzarasıyla A plus bir yaşama davet...
İşte size Bahçeşehir Park Evleri
BAHÇEŞEHIR Park Evleri satış ve pazarlama müdürü Yavuz Altaş, 18 yıldır Bahçeşehirli ve Bahçeşehir’i en iyi bilenler-den... 3 kişilik mütevazi ama bir o kadar da deneyimli ekibiyle Bahçeşehir’in merkezin-de kendine ait açık çarşısı olan üst düzey konutları pazarlıyor. Altaş, yeni adıyla Bahçeşehir Park’ın, aile saadetine önem ve-renler ve huzurlu bir yaşam düşünenler için kaçırılmayacak bir fırsat olduğunu söylüyor.
3 CEPHEDEN IŞIK ALIYOR2006 yılı sonunda inşaatına ve satışı-
na başlanan projede 2009 Nisan ayından itibaren de oturum başladı. 2 Etaptan oluşan Bahçeşehir Park Evleri’nin 1. etabında 298 konut 6 tane mağaza bulunuyor. 2. Etapta da 156 konut 59 tanede mağaza var. Konut-ların en önemli özelliklerinden biri de 3 cepheden ışık alabilmesi. Üstelik 4 bloktan oluşmasına rağmen site özelliğine sahip.
KESİNTİSİZ GÖLET MANZARASIİyi bir yatırım, lüks bir yaşam için 2+1
3+1 ve 4+1 seçenekleriyle bu projenin aile saadetine katkıda bulunacağını söyleyen pazarlama müdürü Altaş ‘’Bahçeşehir Park
Evleri, manzara odaklı bir projedir. Bahçe-şehir Gölet’i eşsiz manzarasını önünüzde perde niteliğini taşıyan hiç bir engel olma-dan görebiliyorsunuz” diye konuştu.
A PLUS YAŞAMYaklaşık bir yıldır yaşam olan 1. etaptan
sonra Bahçeşehir Park Evleri’nin 2. etap teslimatları ekim ayı içerisinde başlıyor.
1.Etapta boş daire sayısı az kaldığı için %25 peşinatla 36 aya 0 faizle kampanya başlatıldı. Ancak 2. Etapta daha konforlu ve kaliteli olduğu için kampanya yapılmıyor. ALTERNATİFLİ DÜKKANLAR
‘BAHÇEŞEHIR Park Evleri’nde yer alan dükkanlar yaklaşık 2 yıldır faaliyette . Çarşı kapalı bir Alışveriş Merkezi’nin tam aksine. Dışarı açık dükkânlar olarak herkesin kolay-ca gelip aracını park etmesi ve otopark soru-nu olmadan Bahçeşehirlilerin alışverişlerini kolayca yapabilmesi için projelendirilmiş. Çarşıya katma değer katacak farklı markalar bulunurken, dükkanlarda hem satılık hem de kiralık alternatifler mevcut. Şu an %30’unun dolu olduğu çarşıda sadece belirli yerlerde bulabileceğiniz üst düzey dükkanlar 130-135 m2 aralıklarında. Ayrıca küçük esnaflar için 20 m2 kadar dükkanlarda var.
HEMEN SATIN AL, TAPUSUNU AL, YARIN DA TAŞINProjenin satışı maket üzerinden yapılmıyor. Konutların anahtarları
üzerinde. Dairelerde fiyatlar 320-600 bin lira arasında değişiyor.
BAHÇEŞEHİR PARK ÇARŞI