İnsan ve genÇlİkbilgineksi.com.tr/data/genel/pdf İnsan ve gençlik... · 2021. 2. 5. ·...

İNSAN VE GENÇLİK

BİLGİN EKŞİ

05 ŞUBAT 2021

Bu vaazh Her hafta hazırlanan vaazlarımız KÜRSÜDEN GÖNÜLLERE (haftanın

vaazı) Facebook sayfamızda yayınlanmaktadır.

1

Değerli Kardeşlerim;

Allah c.c diğer canlılara oranla birçok üstün özellik ve en

önemlisi de akıl bahşettiği biz kulları bir sebep üzere yaratmayı

murat etmiştir.

PEKİ, BU SEBEP NEDİR?

İşte bu hususun açıklanarak insanın niçin yaratıldığı ile ilgili

cevabı Zariyât suresinin 56. Ayetinde rabbimiz bize bizzat

açıklıyor;

َوَما َخَلْقُت الِْجنَّ َواْلِانَْس اِلَّا لَِيْعُبُدونِ

Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye

yarattım buyurarak yaratılış gayemizi bizlere bildirmektedir.

Rabbimiz Kendisine kulluk etmemiz gayesi ile yarattığı biz

insanlara bu Dünya’da önemli bir görev yüklemiş ve bu görev

ile bizleri yaratılmış tüm canlılar arasında en üstün mertebeye

ulaştırmıştır.



2

Bu hususu Bakara Suresinin 30. Ayeti ile açıklamak istiyorum;

َواِْذ َقاَل َربَُّك لِْلَملِٰئَكةِ Hani Rabbimiz meleklere demişti ki;

اِن ّٖى َجاِعٌل ِفى اْلاَْرِض َخلّٖيَفة Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım;

Bunun üzerine melekler ise;

َماءَ يَها َوَيْسِفُك الدِّ يَها َمْن ُيْفِسُد فّٖ َقالُوا اََتْجَعُل فّٖ"Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın?

ُس لَكَ َونَْحُن نَُسبُِّح بَِحْمِدَك َونَُقدِّOysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz."

dediler.

Allah c.c ise meleklere;

َقاَل اِن ّٖى اَْعَلُم َما َلا َتْعَلُمونَ "Ben sizin bilmediğinizi bilirim" diye cevap verdi.



3

Burada anlatılan insanın yaratılması değil;

Allah tarafından ona verilen özellikler, sorumluluklar, yetki ve

nimetlerdir. Bunlardan biri ve belki de en önemlisi hilâfet

özelliğidir.

Sözlükte hilâfet,

“bir kimsenin diğerinin yerini alması, onu temsil etmesi, onun

salâhiyetlerini kullanması” mânasına gelir. Allah’ın yeryüzünde

yaratacağı halife ya Allah’ın halifesidir ya da daha önce

yeryüzünde yaşamış şuurlu varlıkların halifesidir; onların

yerine gelmiş, onların yerini almıştır.

Meleklerin, ileride insan soyunun neler yapacağına

dair bildiklerini ortaya koyarak buna rağmen Âdem’in halife

olarak yaratılmasının hikmetini sormaları, Allah Teâlâ’nın da

Âdem’in buna lâyık olduğunu onlara anlatmak üzere yaptığı

imtihan, Âdem’e verdiği bilgi ve kabiliyet buradaki hilâfetin

Allah ile ilgili olduğunu, Âdem’in ve insanoğlunun yeryüzünde

Allah’ın halifesi olacaklarını göstermektedir.



4

Değerli Müminler;

Sohbetimizin ilk bölümünde insanın yaratılış hikmeti üzerine

başladık dünyadaki geçireceği evreler üzerinde devam edelim.

Gelin konumuzu Hac Suresinin 5. Ayeti üzerinden

açıklamaya çalışalım:

Allah c.c;

َيا اَيَُّها النَّاسُ Ey İnsanlar!

…hitabıyla başlayarak tüm insanlara sesleniyor.

Ve onlara şu soruyu soruyor;

اِْن كُْنُتْم فّٖى َرْيٍب ِمَن الَْبْعِث Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe

içindeyseniz



5

Yüce rabbimizin ayetin devamında ise;

İnsanların yaratılış şekli ve dünyadaki yaşayacağı evreler

üzerinden bilgiler vererek Tefekküre davet ediyor:

َفِانَّا َخَلْقَناكُْم ِمْن تَُراٍب ثُمَّ ِمْن نُْطَفٍة ثُمَّ ِمْن َعَلَقٍة ِمْن ُمْضَغٍة ُمَخلََّقٍة َوَغْيِر ُمَخلََّقٍة لُِنَبيَِّن لَُكمْ ثُمَّ

(düşünün ki) hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan

(meniden), sonra bir alaka’dan, sonra da yaratılışı belli belirsiz

bir mudga’dan yarattık ki size (kudretimizi) apaçık anlatalım.

ىَونُِقرُّ ِفى اْلاَْرَحاِم َما نََشاُء اِلٰى اََجٍل ُمَسمًّ Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz.

اثُمَّ نُْخِرُجُكْم ِطْفل Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor،



6

كُمْ ثُمَّ لَِتْبلُُغوا اَُشدَّ Sonra da (akıl temyiz ve kuvvette) tam gücünüze ulaşmanız için

(sizi kemale erdiriyoruz.)

َوِمْنُكْم َمْن ُيَتَوفّٰىİçinizden ölenler olur.

َوِمْنُكْم َمْن ُيَردُّ اِلٰى اَْرَذِل الُْعُمرِ Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına

ulaştırılır ki,

ا لَِكْيَلا َيْعَلَم ِمْن َبْعِد ِعْلٍم َشْيپ Bilirken hiçbir şey bilmez hâle gelsin.

َوَتَرى اْلاَْرَض َهاِمَدة Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün.



7

Değerli Müminler;

Hac suresinin beşinci ayetinde de anlaşılacağı üzere insanın

dünya hayatında çocukluk, gençlik ve yaşlılık evresi gibi bir

takım evreler geçireceği ifade edilmiştir.

Gelin sohbetimize Çocukluk ve Gençlik evresi ile devam edelim:

Çocukluk evresi kişinin dünya hayatına adapte oluş evresinin başlangıç evresidir. Bir başka tarif şekli ile açıklayacak

olursak, Yemek nasıl ki mutfakta hazırlanır ve pişerse çocukta

aile ocağında hayata hazırlanır ve hayatın içinde pişer.

Bir yemek nasıl ki piştikçe lezzetlenirse çocukta piştikçe

olgunlaşır.

Lakin yemeğe lezzeti veren hazırlık evresinde hazırlanarak

tencereye konan yiyeceklerdir. İşte bu bağlamda bizlerde

çocuklarımıza bu hazırlık evresinde ahlaki değerler hususunda

neler verebildiysek çocuğumuzda ileriki yaşlarında iyi veya kötü

bir şekilde bize verdiklerimizi sunacaktır.

Kısacası ne ekersek onu bulacağız. Bu anlamda çocukluk evresi

çocuğun şekillendiği ve ahlaki değerlerin aşılandığı en önemli

evredir.



8

Bakınız Peygamber efendimiz ne buyuruyor:

أَنَّ أََبا ُهَرْيَرَة )َرِضَي اللَُّه َعْنُه( َقاَل:

Ebû Hüreyre’ nin (ra) naklettiğine göre,

َقاَل َرُسوُل اللَِّه )َصلَّى اللَُّه َعَلْيِه َو َسلَّْم(:

Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

َرانِِه “ َدانِِه أَْو ُيَنصِّ َّ ُيولَُد َعَلى الِْفْطَرِة، َفأََبَواُه ُيَهوِّ َما ِمْن َمْولُوٍد إِلاَسانِهِ …”أَْو ُيَمجِّ

“Her doğan fıtrat üzere doğar. Sonra anne babası onu

Yahudi yahut Hıristiyan veya Mecûsî yapar…”

(B4775 Buhârî, Tefsîr, (Rûm) 2; M6755 Müslim, Kader, 22)



9

Hadis-i Şerifin birinci kısmında:

Bu bölümde geçen FITRAT kelimesi "Yaratılış, belli yeteneklere ve yatkınlığa sahip olma" anlamına gelmektedir.

İşte bu sebeple;

“Her doğan çocuk fıtrat üzere doğar.” diyen Rasulüllah,

ırkı, soyu, cinsiyeti ne olursa olsun, her insanın bu mükemmel

yaratılışla, Allah’a inanma potansiyeliyle dünyaya geldiğini

anlatılmaktadır.

Nitekim Tin Suresinin 4. Ayetinde;

يمٍ لََقْد َخَلْقَنا اْلِانَْساَن فّٖى اَْحَسِن َتْقوّٖ

Rabbimizin ‘’ Biz gerçekten insanı en güzel biçimde

yarattık’’ ifadesinde geçen “En güzel biçim” diye

çevirdiğimiz ahsen-i takvîm tamlaması bu bağlamda insana

Allah tarafından verilen en güzel ve en mükemmel biçim ve

yapıyı, bu sayede insanın, yeryüzü varlıkları içinde gerek

fizyolojik gerekse ruhsal ve zihinsel yetenekler bakımdan en

mükemmel ve en seçkin canlı olarak yaratılmış olmasını ifade

eder.



10

Hadisin ikinci kısmında ’’Sonra anne babası onu Yahudi yahut Hıristiyan veya Mecûsî yapar sözünden kasıt’’ ise:

Tertemiz olarak dünyaya gelen bir çocuğun, her şeyden önce içinde bulunduğu ailenin inancıyla yetişeceğini

belirten Sevgili Peygamberimiz, onun bu işlenmemiş saf hâliyle

her türlü yönlendirmeye açık olduğuna da dikkatleri çekmiştir.

Allah’a inanma ve O’nun rızasına göre yaşama kabiliyetiyle yaratılan insanın bu potansiyeli açığa çıkarması ve

kendini bu yönde geliştirebilmesi için desteğe ihtiyacı vardır.

Çocuk içinde yetişeceği aile ortamında gerekli ahlaki ve dini

eğitimleri alamazsa Tin suresinin 5. Ayetindeki:

اَْسَفَل َساِفلّٖينَ ثُمَّ َرَدْدنَاُه

‘’ Sonra onu, aşağıların aşağısına indirdik.’’ ifadenin muhatabı durumuna düşebilecektir:



11

Değerli Müminler;

Allah (c.c.)’ ün Peygamber efendimize indirdiği ilk ayetler

arasında olan Müddesir Suresinin 2. Ayetinde;

َفاَنِْذرْ قُمْ

‘’Kalk da uyar’’ ifadesiyle Peygamberimize ilk tebliğ vazifesini vermiştir. Bu vazifeye kimlerden başlayacağı

hususunda ise Şuara suresinin 214. Ayetinde;

يَرَتَك اْلاَْقَربّٖينَ َواَنِْذْر َعشّٖ

‘’(Önce) en yakın akrabanı uyar.’’ İfadeleri ile açıklık

getirmiştir.

Bu ayetten de anlaşılacağı üzere rabbimiz tebliğin en yakınlarımızdan ailemizden başlayarak yapılması hususu ifade

edilmiştir.

İşte bu nedenle anne ve babalar en yakını olan çocuğunu İslam

dini üzere yetiştirmeli ve gerekli eğitimleri vermelidir.



12

Nitekim Eyyûb b. Musa’ nın, babası aracılığıyla dedesinden naklettiğine göre, Resûlullah (sav);

ا ِمْن نَْحٍل أَْفَضَل ِمْن أَدٍب َحَسنٍ َما نََحَل َوالٌِد َولَد

“Hiçbir anne baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha

kıymetli bir bağışta bulunmamıştır.” buyurarak anne ve

babanın çocuğuna karşı en büyük sorumluluğunu bildirmiştir.

Çünkü ileriki yaşlarında gençliği bekleyen Sigara ve Alkol

kullanımı, Kumar, İsraf ve Zina gibi kişiyi Allah’ın rızasından uzaklaştıracak ciddi tehlikeler vardır.

Çocuklarımızı bu tehlikelerden nasıl mı koruyacağız?

Gelin bu sorunun cevabını birlikte bulalım:



13

Değerli Müminler;

İnsanın hayatında en önemli evre GENÇLİK EVRESİDİR.

Gençlik evresinin meyvelerini yemek için, çocukluk evresinde tohumları

ekmeliyiz. Nitekim bugün çocuklarımızı dini konular hususunda

yeterince yönlendirici olamamaktayız. Belki de yönlendiriyoruz lakin

ısrarcı değiliz.

ينِ َلا اِْكَراَه ِفى الد ّٖ

Dinde zorlama yoktur ayetini eksik ve yanlış anladığımız için bugün dini değerlerini yaşama hususunda zafiyet içinde olan bir nesil

yetiştirdik…

Hâlbuki Peygamber Efendimiz:

ُمُروا أولاَدكم بالصلاِة وهم أَْبَناُء َسْبِع ِسِنينَ

‘’Çocuk yedi yaşına gelince namazı emredin.’’

[Ebu Davud]

Sözleri ile bu hususta bizlere nasıl yol izlememiz gerektiğini

bildirmişlerdir.



14

Çocuklarımıza İÇKİ ve KUMARI;

يَن اَٰمُنوا َيا اَيَُّها الَّذّٖEy İman Edenler! Diye bizlere seslenen RABBİMİZ:

Bakınız İÇKİYİ nasıl TARİF EDİYOR:

اِنََّما الَْخْمُر َوالَْمْيِسُر َواْلاَنَْصاُب َواْلاَْزَلاُم ِرْجٌس ْيَطانِ ِمْن َعَمِل الشَّ

(Aklı örten) İÇKİ (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir

…ve ayetin sonunda da;

َفاْجَتِنُبوُه لََعلَُّكْم تُْفِلُحونَ ‘’Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz’’ ifadesiyle

İÇKİ ve KUMARIN KÖTÜLÜĞÜNÜ;



15

GÜNÜMÜZDEKİ İSRAF HASTALIĞINI İSE;

Rabbimizin Bakara suresinin 195. Ayetinde zikredilen;

يُكمْ اِلَى التَّْهلَُكةِ َوَلا تُْلُقوا بِاَْيدّٖ

‘’Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın’’

ikazı üzerinden çocuklarımıza gereksiz harcamalar

hususunda öğütte bulunarak,

Araf Suresinin 31. Ayetinde buyrulduğu üzere çocuklarımıza;

وكُلُوا َواْشَرُبوا َوَلا تُْسِرفُوا اِنَُّه َلا ُيِحبُّ الُْمْسِرفّٖينَ

Ey Âdemoğulları!

‘’Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri

sevmez.’’

Ayeti üzere, çocuklarımızın israf hususunda daha dikkatli

davranmaları için anne ve babalar olarak aile içinde bize verilen

nimetleri israf etmeyen bir aile yaşantısının örneklerini

yaşayarak ve yaşatarak çocuklarımıza aşılayalım.



16

GÜNÜMÜZ GENÇLİĞİNİN İÇİNDE BULUNDUĞU

BİR DİĞER HASTALIKDA ZİNADIR:

İsra Suresinin 32. Ayetinde:

ا نٰى اِنَُّه َكاَن َفاِحَشة َوَساَء َسبّٖيل َوَلا َتْقَرُبوا الزِّ

‘’ Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve

çok kötü bir yoldur.’’ ikazında yaklaşmayın ifadesinin

kullanılmasından kasıt; zina öncesinde kişiyi zinaya kadar sürükleyecek

bir takım yollar olduğu ifade edilmektedir.

Peki, nedir bu yollar;

İslami ve ahlaki eğitimin yetersizliği, ibadetlerin terki ile

kötülüklere karşı savunmasız kalınma, içki gibi alkollü maddelerin

kullanım oranında artış, sosyal medyanın olumsuz etkileri,

mahremiyet kavramının iyi anlaşılmamış olmasıdır…

Anne-Babalar olarak çocuklarımıza güzel öğütler vermeliyiz. Tıpkı

Kuranda anlatılan Hz. Lokman’ın oğluna verdiği öğütler gibi.



17

Bakınız Lokman Suresinin 17. Ayetinde Hz. Lokman

oğluna;

ُبَنیَّ َيا Ey Oğulcuğum, لٰوةَ ,Namazlarını dosdoğru kıl اَِقِم الصَّ ,İyiliği emret َواُْمْر بِالَْمْعُروفِ

َعِن الُْمْنَكرِ َوانْهَ Kötülükten alıkoy,

َواْصِبْر َعلٰى َما اََصاَبكَ ‘’ Başına gelecek musibetlere karşı sabırlı ol, ‘’ işte böyle hikmet dolu

öğütlerde bulunmuştur.

Bu ayeti kerimede iki husus dikkat çekmektedir.

Birincisi, Rabbimiz biz anne ve babalara Hz. Lokman çocuğuna yaklaşımı ve hitap şekli üzerinden çocuk eğitimi hususunda yol

göstermekte,

İkincisi ise, bir anne babanın Çocuklarına vereceği öğütler aktarılmaktadır.



18


Buhâri ve Müslim’in Ebû Hureyre (r.a.) den rivayet ettiklerine göre

Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

"Yedi sınıf insan vardır ki, Allah Teâlâ onları hiçbir gölgenin

bulunmadığı (Kıyamet) gününde Arş’ın gölgesinde gölgelendirir.’’

(Buharı, Ezan, 36-, Zekat,16-, Ri-kak, 24;)

İşte bu yedi sınıf insanın ikincisi İbadetle büyüyen Gençlerdir.

Allah c.c de gençlere büyük önem verdiği için gölgesinde gençlere de yer

vermiştir.

Nitekim Yüce Mevlamız Kehf Suresinin 13. Ayetinde;

اِنَُّهْم ِفْتَيٌة اَٰمُنوا بَِربِِّهْم َوِزْدنَاُهْم ُهد ى

‘’Şüphesiz onlar Rablerine inanmış birkaç genç yiğitti. Biz de onların

hidayetlerini artırmıştık.’’

…bir grup gençten övgüyle bahsetmiştir.



19

Değerli Müminler;

Ayette bahsedilen gençler bugün toplumumuzda

ASHAB-I KEHF olarak bilinen, imanlarında samimi oldukları

için, Allah’ın da onları doğru yola olan iman ve bağlılıklarını

arttırdığı gençlerdir.

Bu gençler bâtıla boyun eğmekten sakınıp canları pahasına da olsa hak yolunda sabır ve sebat etme kuvveti

gösterdi.

Allah (c.c)’ de onların Kalplerini iman, sabır ve metânetle iyice pekiştirdi, kuvvetlendirdi.

İman ve itminan hali âdeta onların hücrelerine ve iliklerine işledi.

Nihâyetinde imanlarını tehlikeden koruyabilmek

için, Allah’tan rahmet ve kolaylık umarak mağaraya sığınmalarının artık zaruret hâline geldiğini anladılar.

Sâdık bir dost gibi peşlerini bırakmayan köpekleriyle birlikte mağaraya sığındılar ve orada ilâhî kudret eliyle uykuya

daldırıldılar.



20


Hz. Peygamberimizin de en büyük destekçileri gençler oldu. İslam

gençlerin omuzlarında yükseldi. Gelin bu Sahabelerden bir kaçının

hayatına göz atalım.

RESULULLAH İÇİN OKLARA ELİNİ SİPER EDEN SAHABE:

TALHA BİN UBEYDULLAH:

Hz. Ebubekir ve Hz. Osman'ın ardından Peygamberimiz (sav)'e tabi

olarak ilk Müslümanlardan olma şerefine erişen ve bundan dolayı

işkenceye uğratılan Talha bin Ubeydullah da Uhud Savaşı'nda

Resulullah'ı koruyabilmek için büyük kahramanlıklar gösteren

sahabelerdendir. Peygamberimiz (sav)'in yanında bulunan bütün

sahabelerin şehit düşmesiyle birlikte Resulullah'ın yanında O'nu

koruyabilecek tek kişi Talha bin Ubeydullah kalmıştır. Pek çok kılıç

darbesi almasına rağmen büyük bir cesaretle savaşmaya ve Resulullah'ı

korumaya devam etmiştir.

Malik bin Zübeyr adındaki çok keskin bir nişancının

Peygamberimiz (sav)'e attığı oklara karşı koyabilmek için oklara elini

tutan Talha bin Ubeydullah'ın eli parçalanmış ve parmakları bu yüzden

çolak kalmıştır. Bu savaşta seksene yakın yara aldığı, hemen her yeri kılıç,

mızrak ve ok darbeleriyle yaralandığı halde Resulullah'ın yanından

ayrılmamış, O'nu korumaya çalışmıştır. Hz. Ebû Bekir ve Sa'd bin Ebî

Vakkâs, Resûl-ü Ekrem Efendimiz (sav)'in yanına yetiştiği sırada kan

kaybından bayılan Talha bin Ubeydullah'ın ayılır ayılmaz sorduğu ilk

soru ise kendisine değil, yine Resulullah'a yönelik olmuştur.

Bu olay rivayetlerde şöyle anlatılmaktadır:



21

Sevgili Peygamberimiz (sav), Hz. Ebûbekir'e, hemen Hz. Talhâ'ya

yardıma koşmasını emrettiler. Ebû Bekr-i Sıddık, Hz. Talhâ'nın ayılması

için mübârek yüzüne su serpti.

Talhâ bin Ubeydullah Hazretleri ayılır ayılmaz;

- Yâ Ebâ Bekir! Resûlullah nasıl?

- Resulullah iyidir. Beni O gönderdi.

DEVAMLI RESULLULLAHI TAKİB EDEN SAHABE:

ABDULLAH B. ÖMER

ABDULLAH B. ÖMER iman ile şereflendiği zaman 10 yaşı

civarlarındaydı. İlk imana gelenlerdendir. Babası Hz. Ömer

İslamiyet’le şereflenince, çocuk yaşta Müslüman oldu.

Medine-i Münevvere ’ye hicret etti. İslâm terbiyesiyle yetişti. Yaşı küçük

olduğundan Bedir ve Uhud gazâlarına götürülmedi. Resûlullah ( s.a.v )

ile diğer gazâlara katıldı. Eyyüb Sultan hazretleriyle İstanbul surları

önünde Bizanslılar ile mücadele etti. Mücâhiddi. Onbeş tane evladı vardı.

On biri erkek, dördü kızdı. Abdullah bin Ömer, Peygamber efendimize

çok bağlıydı. O’nun ( aleyhisselâm ) yolunda gitmek, ahlâkı ile

ahlaklanmak isterdi. Huzûr-u se’âdetinden ayrılmak istemezdi. “O’nu

( aleyhisselâm ) dâima takib ederdi. Resûlullah ( s.a.v ) nerede namaz kılsa

izini takip ederek oraya giderdi. Beraber namaz kılardı. Sünnet-i seniyeyi

yerine getirmek için Resûlullah’ı ( s.a.v ) dâima taklid ederdi. Pek çok

hâdiseye şâhid olup, hadîs-i şerîf dinlemekle şereflendi. Eshâb-ı kiram

içinde en fazla hadîs-i şerîf rivâyet edenlerden oldu.



22

KABEDE KURAN OKUDUĞU İÇİN İŞKENCE ÇEKEN

SAHABE: ABDULLAH B. MESUD

İslam’ı kabul edenlerin altıncısıdır. Abdullah ibn Mes’ud Kur’an’ın

tamamını ezberlemiştir.

Müslümanların açıktan ibadet edemedikleri bir zamanda Abdullah İbn

Mes’ud, Kâbe’de Kur’ân okumak istemişti, Hz. Peygamber(sav) ve Ashâbı

bunun tehlikeli bir hareket olduğunu söylemişler, fakat İbn Mes’ud “Beni,

onların şerrinden Allah korur!” diyerek kalkmış ve Kâbe’ye gitmişti.

Kur’ân-ı Kerîm’den Rahman sûresini okumaya başlamıştı. Kureyşliler

kızmış, İbn Mes’ud’u kızgın kumlara yatırıp İslâm’ı terk etmeye davet

ettiler. Fakat İbn Mes’ud, bu ezalara zerre kadar önem vermedi. Müşrikler

de işkencelerinin bir fayda vermeyeceğini anlayarak onu bıraktılar. İbn

Mes’ud, İlk fırsatta aynı hareketi tekrarlamıştır. Bu hareketlerinin sonucu

olarak kendisine müşrikleri düşman etti ve Mekke’yi terk etmek zorunda

kaldı, önce Habeşistan’a daha sonra Medine’ye hicret etti.

İSLAM SANCAĞI YERE DÜŞMESİN DİYE KOLARINDAN

VAZGEÇEN SAHABA: MUSAB B. UMEYR

İlk iman edenlerden birisi olan Musab b. Umeyr bu sebeple ailesi tarafında

birçok şiddetli işkenceye maruz kalmış lakin imanından vazgeçmemiştir.

Oldukça zeki olan ve inen ayetleri ezberleyen Musab B. Umeyr Allah

resulü tarafından Medine’ye İslam’ı anlatması amacıyla gönderilmiş daha

16’lı yaşlarda iken birçok kişinin iman etmesine vesile olmuştur.

Hicretten sonra Resûl-i Ekrem onu muhacirlerden Sa‘d b. Ebû Vakkâs,

Ensar’dan Ebû Eyyûb el-Ensârî ile kardeş yaptı ve kabilesinin geleneğine

uyarak Bedir’de muhacirlerin, Uhud’da bütün müslümanların sancağını

onun taşımasına izin verdi.



23

Uhud Gazvesinde Hz. Peygamber’in yanından hiç ayrılmayıp

sancaktarlık görevini yerine getiren Mus‘ab, Resûl-i Ekrem’i

yaralayan İbn Kamîe’nin kılıç darbeleriyle her iki eli de kesilince sancağı

kollarıyla göğsüne bastırarak dik tutmaya çalışırken yine onun mızrağıyla

şehid düştü. Savaştan sonra şehidler defnedilirken Hz. Peygamber,

yoksul bir kıyafet içindeki Mus‘ab’ı yanındakilere göstererek onun bir

zamanlar en güzel elbiseleri giydiğini, en güzel yemekleri yediğini, fakat

Allah ve resulünün sevgisini her şeye tercih ettiğini söyledi.

Ardından Maide suresinin 23. Ayetini okudu;

ِمَن الُْمْؤِمنّٖيَن ِرَجاٌل َصَدقُوا َما َعاَهُدوا اللَّٰه َعَلْيِه َفِمْنُهْم َمْن ا يل لُوا َتْبدّٖ َقٰضى نَْحَبُه َوِمْنُهْم َمْن َيْنَتِظُر َوَما َبدَّ

“Müminler içinde Allah’a verdikleri sözde duran nice kişiler

vardır. Onlardan bazısı sözünü yerine getirip o yolda canını

vermiş, bazısı da şehitliği beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde

sözlerini değiştirmemişlerdir”.

Bu sohbeti hazırlarken başvurduğumuz kitap, dergi, makale vb. tüm eserleri

hazırlayan ve bizlerin istifadesine sunanlardan Yüce Mevlamız razı olsun.

Bu sohbetten önce kendimiz sonrada okuyan dinleyen herkesin istifade etmesini

Yüce Mevlamızdan niyaz ederim.

Selam ve Dua ile Hayırlı Cumalar Dileriz

Bilgin EKŞİ



24

KAPANIŞ DUASI:

Sen affedicisin, affetmeyi sevensin bizleri affeyle Allah'ım.

Sayısız tevbelerini bozmuş, ama her hataya düştüğünde pişmanlıkla sana dönen şu

elleri sen geri çevirme Allah'ım.

Bizi senin tevbe kapında temizle. Merhamet kapında merhametini ikram eyle

Allah'ım.

Seni unutmuş kulların olarak bizi seni hatırlayacak bir hayatın müdavimleri eyle

Allah'ım.

Bizlere Firdevs cennetine muhatap kılacağın amelleri işlemeyi ve hayat tarzını

yaşayabilmeyi nasip eyle Allah'ım.

Ümmetim Ümmetim diyen Habibine hakkıyla ümmet olabilmeyi, ondan kalan

Kuran ve Sünnette sımsıkı sarılıp Kuran ve Sünnet istikametinde bir hayat

yaşayabilmeyi bizlere nasip eyle Allah'ım.

Peygamber efendimiz hayır yönünde senden ne istediyse bizde onları istiyoruz

bizlere de nasip eyle. Şer yönünde nelerden sana sığındıysa bizde onlardan sana

sığındık bizleri koru ve muhafaza eyle Allah'ım.

Zalimler karşısında mücadele veren İslam ordusunun her bir ferdine güç, kuvvet,

birlik ve zaferler ihsan eyle. Ordumuzu Bedir ordusuyla şereflendir ve muzaffer eyle

Allah'ım.

Senin davan uğruna şehadet şerbetini içmiş şehitlerimize rahmetinle muamele eyle

Allah'ım.

Gazilerimize ve tüm hasta kullarına şifalar ihsan eyle Allah'ım.

Bize dünyada da ahirette de iyilikler ihsan eyle. Bizleri cehennem azabından koru ve

muhafaza eyle Allah'ım.

Allah'ım bizleri ve zürriyetlerimizi namazlarını devamlı ve dosdoğru kılan

kullarından eyle.

Bizi annemizi babamızı ve Tüm müminleri hesap gününde mahzun eyleme

Allah'ım.

Son nefesimizi Kelime-i Şehadet üzere verebilmeyi, Günahlardan arınmış bir

şekilde senin dostun olarak sana dönebilmeyi bizlere nasip eyle Allah'ım.

Vel-hamdu lillahi rabbil âlemin el-FATİHA...

İnsan ve genÇlİkbilgineksi.com.tr/data/genel/pdf İnsan ve gençlik... · 2021. 2. 5. ·...

Documents