mtso haber sayı 313

8
CMYK G ücünü üyelerinden alan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), 130 yıllık birikimiyle kent ekonomi- sine katkılarını sürdürüyor. Bugüne kadar hazırladığı projelerle Türkiye’de ilklere imza atan, diğer Oda ve Borsalara model oluştu- ran MTSO, bu geleneğini bozmadı. Türkiye’de Kalkınma Ajanslarının kurulmasında öncü rol oynayan, günümüzde tüm Odalar arasında kullanılan MERSİS programının mimarı olan, yine RİS MERSİN Pro- jesi ile Türkiye’de ilk kez bir kentin bölgesel avantajlarını belirlemesi sürecinde yer alan MTSO, bu yılın ilk yarısında da ilklere imza atmayı sürdürdü. Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi ile Mesleki Yeterlilik Belgesi bu yöndeki çalışmalar arasında gös- terilebilir. Ticaretten ihracata, eğitimden kül- tür ve sanata kadar kenti ilgilendi- ren her alanda önemli çalışmalara imza atan MTSO, kentin geleceğine yönelik önemli katkılar sağlayacak büyük projelerin tohumlarını ekti. Yılın ikinci yarısında bu projelerin somut sonuçları net olarak ortaya çıkacak. İlk yarıyılda önemli projelere imza atan MTSO, yılın ikinci yarısında ise gerek Akdeniz çanağında kent imajı- na önemli katkılar sunacak, gerekse Mersin tanıtımına ve paralelinde tu- rizmin gelişimine destek sağlayacak MEDITOUR 2016 organizasyonuna ağırlık verecek. MTSO Haber Gazetesi olarak sezonu kapatmadan önce, MTSO’nun stan- dart hizmetleri dışında, yılın ilk ya- rısında kent ekonomisi ve üyelerine katkı sunmak için hayata geçirdiği fark yaratan çalışma ve projelerini özetlemek istedik. Bu çalışmayla hedefimiz, yıl içerisinde hayata geç- tikçe paylaştığımız çalışmalarımıza ilişkin haberleri üyelerimize ve siz değerli okurlarımıza bütüncül bir yaklaşımla sunmak. Gerek ulusal ga- zeteler aracılığıyla haſtasonları evle- rinize konuk olan, gerek dağıtımla- rımızla işyerlerinize, fabrikalarınıza giren MTSO Haber Gazetesi’nin ku- rumumuz ve sizler arasında önemli bir köprü olduğuna inanıyoruz. Bu noktadan hareketle sizler de görüş ve önerilerinizi [email protected] adresine yazarak bu diyaloğun inte- raktif bir boyut kazanmasına katkı sağlayabilirsiniz. YAYIN ADI VE SAYFA NO YAYIN ADI VE SAYFA NO > 3’te Şerafettin AŞUT MTSO Yönetim Kurulu Başkanı www.mtso.org.tr | YIL: 18 | SAYI: 313 | 3 - 17 Temmuz > 5’te Terör insanlıktan çıkıştır... Mersin Sanayi ve Lojistik Arama Konferansı Sonuç Raporları açıklandı İnşaat ve gıda ithalatını giderek artıran ülke: ANGOLA Akdeniz Çivi, piyasanın ihtiyaçlarına teknolojik çözümler sunuyor MEDITOUR’un hedefi Akdeniz kentlerini ana turizm merkezi haline getirmek Yardımlaşma ve dayanışmanın özü olan Ramazan Bayramınız kutlu olsun... M ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Projeler Müdürlüğü ta- rafından yürütülmekte olan Avrupa İşletmeler Ağı Projesi kapsamında Aralık 2016 ve 30 Nisan 2016 tarih- lerinde gerçekleşen ‘Mersin Lojistik Sektörü Arama Konferansı’ ile ‘Mer- sin Sanayi Arama Konferansı’ Sonuç Raporları açıklandı. A kdeniz Ticaret ve Sanayi Oda- ları Birliği (ASCAME) Yönetim Kurulu Başkanı Mohamed Choucair, MEDITOUR Organizasyo- nu ile temel hedefin Akdeniz’deki yeni destinasyonları tanıtmak ve dünya çapındaki ana turizm mer- kezleri haline getirmek olduğunu söyledi. Mersin gibi, ana turizm destinasyo- nu olarak görülmemesine rağmen misafirlerine oldukça ilginç ve de- ğişik turizm deneyimleri sunan böl- geler açısından bu organizasyonun büyük önem taşıdığını vurgulayan Choucair, “Akdeniz’e gelen turist oranı, küresel turist gelirlerinin yüzde 30’unu temsil ediyor. MEDI- TOUR, turizm endüstrisini var olan ekonomik ve jeopolitik zorluklara rağmen geliştirmeye yönelik anah- tar platformdur. Bu nedenle Mersin turizminin de bu organizasyonla bir- likte önemli bir çıkış yakalayacağına inanıyorum” dedi. > 4’te > 8’de A ngola’da 27 yıl devam eden iç savaşlar ülkenin gerek inşaat sektöründe gerekse tarımda dışa bağımlı yapısını güçlendiriyor. İç savaşlar nedeniyle tamamen yıkılan altyapının inşa edilmesinde ülkede- ki kurumlar ve insan kaynaklarının yetersiz kalması bu hizmetlerin alımında ülkeyi dışa bağımlı hale getiriyor D ini bayramlarımız insanlar arasında yardımlaşmayı, da- yanışmayı ve hoşgörüyü inşa eden; birlik, beraberlik, huzur ve barışın harcıdır. Birlik ve beraberliğimizin temelini güçlü bir toplumsal yapı oluşturur. Geleneksel olarak da tüm ailelerin bir arada bulunduğu bayramlar, bireylerin aynı düşünce ve değer- lerde buluşmalarına vesile olmak - ta, gönülleri yakınlaştırarak, ki- şisel çekişmelerin, dargınlıkların ve kırgınlıkların unutulmasına, kardeşlik ve iyilik duygularının yaşanmasına olanak sağlamakta- dır. Milli ve dini duygularımızın, inançlarımızın, örf ve adetlerimi- zin uygulanıp sergilendiği Rama- zan Bayramımızın, sosyal yardım- laşma ve dayanışmamızın zirveye çıktığı günler olmasını temenni ederiz. Mersin iş dünyası adına, Ramazan Bayramı’nın, başta milletimize, İslam âlemine, barışa ve dayanış- maya her günkünden daha çok ih- tiyacı olan bütün insanlığa mutlu- luk ve huzur getirmesini diliyoruz. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu A kdeniz Çivi, Mersin’de 1994 yılında inşaat çivisi teli üreti- miyle ticari hayatına başlar. İki yıl sonra bu üretim yöntemiyle ken- disini geliştiremeyeceğini gören firma, yüksek teknolojili, katma değeri yüksek ürünlere yönelir. >7’de İ stanbul Atatürk Havalimanı’nda birçok vatandaşımızın can kay- bına ve yaralanmasına neden olan terör eylemini Mersin iş dünyası olarak şiddetle kınıyor ve lanetliyo- ruz. Bu güne kadar hiç bir amacına ulaşamayan terör eylemlerinin, millet olarak bizi daha da birbirimi- ze bağladığını görüyoruz. Bu devleti ve bu büyük milleti yıkmaya, yok etmeye veya zayıf düşürmeye yet- meyen bu aciz ve korkak çabaların, bırakın bu amaçlara ulaşmayı, hedefledikleri korkuyu bile yara- tamadıklarının altını bir kez daha çiziyoruz. Bu noktada özellikle dış mihrakla- rın etkisinin açıkça belli olduğu ve taşeron terör örgütleri ile gerçek - leştirilen bu insanlık dışı eylemlere karşı, demokrasiye ve barışa inanan her ülkenin, her oluşumun, özellik - le Birleşmiş Milletler ve NATO’nun daha etkin olması gerekmekte- dir. Eğer yakın zamanlarda hem İstanbul’da, hem Brüksel’de, hem de Paris’te bombalar patlıyorsa, bu sadece Türkiye’nin veya tek bir ül- kenin sorunu değildir. Unutulmasın ki bu sorunların, bu yasa dışı terör örgütlerinin bulunduğu Suriye, Irak gibi ülkeler aslında NATO’nun sınırıdır. Saldırı NATO’ya, dünya barışına ve evrensel insan hakları- na yapılmıştır. Eğer Avrupa Birliği, NATO ve Birleşmiş Milletler ortak kararlar alamaz ve bu sorumluluğu bir tek Türkiye’ye yıkmak isterler- se, bu yılan onları da sokacaktır, sokmaktadır zaten. Terör dünyanın sorunudur ama batılı devletler bu terör örgütleri- ni, sorun yaşanan bölgelerde bir müttefik ve kullanılacak birer araç olarak gördükleri ve destek oldukla- rı sürece bir gün gelir başkaları da bu örgütleri onlara karşı kullanır. AB ve Amerika bunu görmelidir. Bundan dolayı Amerika’nın ve AB’nin, NATO’nun demokrasisiy- le, halkın egemenliğine dayanan Cumhuriyet değerleriyle, evrensel değerlere olan bağlılığıyla, AB üyeliği yolundaki çabalarıyla, güçlü ekonomisi ve siyasi istikrarıyla bu bölgede omuz omuza verebileceği, güvenebileceği, ittifak yapabileceği, kendilerini güvence altına alabi- leceği ve birlikte dünya barışına ve refahına katkı sunabileceği tek devletin Türkiye olduğunu görme- leri ve eylemleri ve söylemleri ile bunu bize göstermeleri gerekir. Bu anlamda devletimizin de kuklalar- dan çok bu kuklaların ipini tutan ülkelere daha ciddi yaptırımlar uygulaması gerekmektedir. Terörle olan mücadelede devlet ve millet tek yüreğiz. İstanbul’da meydana gelen insanlık dışı saldırıda vefat eden vatandaşları- mıza, polislerimize tekrar Allah’tan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyoruz. Milletimizin başı sağ olsun. MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI İnsanlık Dışı Saldırıyı Lanetliyoruz! Kent Ekonomisine MTSO Damgası Mersin Ticaret ve Sanayi Odası yılın ilk yarısında kent ekonomisine damgasını vurdu. Ürettiği projelerle Türkiye genelinde ilklere imza atmayı sürdürdü. >2’de >7’de > 4’te Lojistik temsilcileri İspanya’da bir dizi temasta bulundu Dünyayla rekabetin çözümü: Ticari İstihbarat Dış ticaret ve lojistik sektörü için belgelendirme çalışması başladı > 6’da

Upload: mersin-tso

Post on 05-Aug-2016

229 views

Category:

Documents


5 download

DESCRIPTION

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Haber Gazetesi Yıl: 18 Sayı: 313 / 3 - 17 Temmuz 2016

TRANSCRIPT

Page 1: MTSO Haber Sayı 313

CMYK

Gücünü üyelerinden alan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO),

130 yıllık birikimiyle kent ekonomi-sine katkılarını sürdürüyor.

Bugüne kadar hazırladığı projelerle Türkiye’de ilklere imza atan, diğer Oda ve Borsalara model oluştu-ran MTSO, bu geleneğini bozmadı. Türkiye’de Kalkınma Ajanslarının kurulmasında öncü rol oynayan, günümüzde tüm Odalar arasında kullanılan MERSİS programının mimarı olan, yine RİS MERSİN Pro-jesi ile Türkiye’de ilk kez bir kentin bölgesel avantajlarını belirlemesi

sürecinde yer alan MTSO, bu yılın ilk yarısında da ilklere imza atmayı sürdürdü. Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi ile Mesleki Yeterlilik Belgesi bu yöndeki çalışmalar arasında gös-terilebilir.

Ticaretten ihracata, eğitimden kül-tür ve sanata kadar kenti ilgilendi-ren her alanda önemli çalışmalara imza atan MTSO, kentin geleceğine yönelik önemli katkılar sağlayacak büyük projelerin tohumlarını ekti. Yılın ikinci yarısında bu projelerin somut sonuçları net olarak ortaya çıkacak.

İlk yarıyılda önemli projelere imza atan MTSO, yılın ikinci yarısında ise gerek Akdeniz çanağında kent imajı-na önemli katkılar sunacak, gerekse Mersin tanıtımına ve paralelinde tu-rizmin gelişimine destek sağlayacak MEDITOUR 2016 organizasyonuna ağırlık verecek.

MTSO Haber Gazetesi olarak sezonu kapatmadan önce, MTSO’nun stan-dart hizmetleri dışında, yılın ilk ya-rısında kent ekonomisi ve üyelerine katkı sunmak için hayata geçirdiği fark yaratan çalışma ve projelerini özetlemek istedik. Bu çalışmayla

hedefimiz, yıl içerisinde hayata geç-tikçe paylaştığımız çalışmalarımıza ilişkin haberleri üyelerimize ve siz değerli okurlarımıza bütüncül bir yaklaşımla sunmak. Gerek ulusal ga-zeteler aracılığıyla haftasonları evle-rinize konuk olan, gerek dağıtımla-rımızla işyerlerinize, fabrikalarınıza giren MTSO Haber Gazetesi’nin ku-rumumuz ve sizler arasında önemli bir köprü olduğuna inanıyoruz. Bu noktadan hareketle sizler de görüş ve önerilerinizi [email protected] adresine yazarak bu diyaloğun inte-raktif bir boyut kazanmasına katkı sağlayabilirsiniz.

YAYIN ADI VE SAYFA NOYAYIN ADI VE SAYFA NO

www.mtso.org.tr | YIL: 17 | SAYI: 298 | 6-19 ARALIK 2015> 3’te> 3’te

Şerafettin AŞUTMTSO Yönetim Kurulu Başkanı

www.mtso.org.tr | YIL: 18 | SAYI: 313 | 3 - 17 Temmuz

> 5’te

Terör insanlıktan çıkıştır...

Mersin Sanayi ve Lojistik Arama Konferansı Sonuç Raporları açıklandı

İnşaat ve gıda ithalatını giderek artıran ülke: ANGOLA

Akdeniz Çivi, piyasanın ihtiyaçlarına teknolojik çözümler sunuyor

MEDITOUR’un hedefi Akdeniz kentlerini ana turizm merkezi haline getirmek

Yardımlaşma ve dayanışmanın özü olan

Ramazan Bayramınız kutlu olsun...

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Projeler Müdürlüğü ta-

rafından yürütülmekte olan Avrupa İşletmeler Ağı Projesi kapsamında Aralık 2016 ve 30 Nisan 2016 tarih-

lerinde gerçekleşen ‘Mersin Lojistik Sektörü Arama Konferansı’ ile ‘Mer-sin Sanayi Arama Konferansı’ Sonuç Raporları açıklandı.

Akdeniz Ticaret ve Sanayi Oda-ları Birliği (ASCAME) Yönetim Kurulu Başkanı Mohamed

Choucair, MEDITOUR Organizasyo-nu ile temel hedefin Akdeniz’deki yeni destinasyonları tanıtmak ve dünya çapındaki ana turizm mer-kezleri haline getirmek olduğunu söyledi.

Mersin gibi, ana turizm destinasyo-nu olarak görülmemesine rağmen misafirlerine oldukça ilginç ve de-

ğişik turizm deneyimleri sunan böl-geler açısından bu organizasyonun büyük önem taşıdığını vurgulayan Choucair, “Akdeniz’e gelen turist oranı, küresel turist gelirlerinin yüzde 30’unu temsil ediyor. MEDI-TOUR, turizm endüstrisini var olan ekonomik ve jeopolitik zorluklara rağmen geliştirmeye yönelik anah-tar platformdur. Bu nedenle Mersin turizminin de bu organizasyonla bir-likte önemli bir çıkış yakalayacağına inanıyorum” dedi.

> 4’te

> 8’de

Angola’da 27 yıl devam eden iç savaşlar ülkenin gerek inşaat

sektöründe gerekse tarımda dışa bağımlı yapısını güçlendiriyor. İç savaşlar nedeniyle tamamen yıkılan

altyapının inşa edilmesinde ülkede-ki kurumlar ve insan kaynaklarının yetersiz kalması bu hizmetlerin alımında ülkeyi dışa bağımlı hale getiriyor

Dini bayramlarımız insanlar arasında yardımlaşmayı, da-

yanışmayı ve hoşgörüyü inşa eden; birlik, beraberlik, huzur ve barışın harcıdır.

Birlik ve beraberliğimizin temelini güçlü bir toplumsal yapı oluşturur. Geleneksel olarak da tüm ailelerin bir arada bulunduğu bayramlar, bireylerin aynı düşünce ve değer-lerde buluşmalarına vesile olmak-ta, gönülleri yakınlaştırarak, ki-şisel çekişmelerin, dargınlıkların ve kırgınlıkların unutulmasına, kardeşlik ve iyilik duygularının yaşanmasına olanak sağlamakta-

dır. Milli ve dini duygularımızın, inançlarımızın, örf ve adetlerimi-zin uygulanıp sergilendiği Rama-zan Bayramımızın, sosyal yardım-laşma ve dayanışmamızın zirveye çıktığı günler olmasını temenni ederiz.

Mersin iş dünyası adına, Ramazan Bayramı’nın, başta milletimize, İslam âlemine, barışa ve dayanış-maya her günkünden daha çok ih-tiyacı olan bütün insanlığa mutlu-luk ve huzur getirmesini diliyoruz.

Mersin Ticaret ve Sanayi OdasıYönetim Kurulu

Akdeniz Çivi, Mersin’de 1994 yılında inşaat çivisi teli üreti-

miyle ticari hayatına başlar. İki yıl sonra bu üretim yöntemiyle ken-

disini geliştiremeyeceğini gören firma, yüksek teknolojili, katma değeri yüksek ürünlere yönelir.

>7’de

İstanbul Atatürk Havalimanı’nda birçok vatandaşımızın can kay-

bına ve yaralanmasına neden olan terör eylemini Mersin iş dünyası olarak şiddetle kınıyor ve lanetliyo-ruz. Bu güne kadar hiç bir amacına ulaşamayan terör eylemlerinin, millet olarak bizi daha da birbirimi-ze bağladığını görüyoruz. Bu devleti ve bu büyük milleti yıkmaya, yok etmeye veya zayıf düşürmeye yet-meyen bu aciz ve korkak çabaların, bırakın bu amaçlara ulaşmayı, hedefledikleri korkuyu bile yara-tamadıklarının altını bir kez daha çiziyoruz.

Bu noktada özellikle dış mihrakla-rın etkisinin açıkça belli olduğu ve taşeron terör örgütleri ile gerçek-leştirilen bu insanlık dışı eylemlere karşı, demokrasiye ve barışa inanan her ülkenin, her oluşumun, özellik-le Birleşmiş Milletler ve NATO’nun daha etkin olması gerekmekte-dir. Eğer yakın zamanlarda hem İstanbul’da, hem Brüksel’de, hem de Paris’te bombalar patlıyorsa, bu sadece Türkiye’nin veya tek bir ül-kenin sorunu değildir. Unutulmasın ki bu sorunların, bu yasa dışı terör örgütlerinin bulunduğu Suriye, Irak gibi ülkeler aslında NATO’nun

sınırıdır. Saldırı NATO’ya, dünya barışına ve evrensel insan hakları-na yapılmıştır. Eğer Avrupa Birliği, NATO ve Birleşmiş Milletler ortak kararlar alamaz ve bu sorumluluğu bir tek Türkiye’ye yıkmak isterler-se, bu yılan onları da sokacaktır, sokmaktadır zaten.

Terör dünyanın sorunudur ama batılı devletler bu terör örgütleri-ni, sorun yaşanan bölgelerde bir müttefik ve kullanılacak birer araç olarak gördükleri ve destek oldukla-rı sürece bir gün gelir başkaları da bu örgütleri onlara karşı kullanır.

AB ve Amerika bunu görmelidir. Bundan dolayı Amerika’nın ve AB’nin, NATO’nun demokrasisiy-le, halkın egemenliğine dayanan Cumhuriyet değerleriyle, evrensel değerlere olan bağlılığıyla, AB üyeliği yolundaki çabalarıyla, güçlü ekonomisi ve siyasi istikrarıyla bu bölgede omuz omuza verebileceği, güvenebileceği, ittifak yapabileceği, kendilerini güvence altına alabi-leceği ve birlikte dünya barışına ve refahına katkı sunabileceği tek devletin Türkiye olduğunu görme-leri ve eylemleri ve söylemleri ile bunu bize göstermeleri gerekir. Bu

anlamda devletimizin de kuklalar-dan çok bu kuklaların ipini tutan ülkelere daha ciddi yaptırımlar uygulaması gerekmektedir.

Terörle olan mücadelede devlet ve millet tek yüreğiz. İstanbul’da meydana gelen insanlık dışı saldırıda vefat eden vatandaşları-mıza, polislerimize tekrar Allah’tan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyoruz. Milletimizin başı sağ olsun.

MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI

İnsanlık Dışı Saldırıyı Lanetliyoruz!

Kent Ekonomisine MTSODamgası

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası yılın ilk yarısında kent ekonomisine damgasını vurdu. Ürettiği projelerle Türkiye genelinde ilklere imza atmayı sürdürdü.

>2’de >7’de > 4’te

Lojistik temsilcileri İspanya’da bir dizi temasta bulundu

Dünyayla rekabetin çözümü: Ticari İstihbarat

Dış ticaret ve lojistik sektörü için belgelendirme çalışması başladı

> 6’da

Page 2: MTSO Haber Sayı 313

CMYK

2 YIL: 18 | SAYI: 313 | 3 - 17 Temmuz | www.mtso.org.tr

Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş.Ceyhan Yolu Üzeri 5.km

Yüreğir / ADANA0322 346 30 93

Atatürk Caddesi MTSO Hizmet BinasıKat: 2-3-4 / MERSİN

Derya GÜLEÇ

Şerafettin AŞUT

Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat )238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00

A. Kadir DÖLEK

YAYIN ADI VE SAYFA NO

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MSTO) lojistik sektör temsilci-

leri SIL Fuarına katıldı. Fuar kapsa-mında saha ziyaretleri gerçekleşti-ren sektör temsilcileri, Mersin için rol model olabilecek özel sektörün işlettiği ZAL Lojistik Merkezi yetkile-ri ile de görüştü. Görüşmede özelikle ZAL Lojistik Merkezi’nin altyapı, ya-tırım ve işletme modeli sektör tem-silcileri tarafından incelendi. Öte yandan Barselona Liman yetkilileri ile de bir dizi görüşme gerçekleşti-rildi.

Fuar ve saha ziyaretlerinin yanı sıra

uluslararası ikili işbirliğinin gelişti-rilmesi için Mersin sektör temsilcile-ri Madrid Ticaret Odası ve Barselona Ticaret Odası yetkilileri ile de bir ara-ya geldi. Yapılan ortak toplantılarda Mersin, Madrid ile Barselona Ticaret ve Sanayi Odaları arasında lojistik sektörüne yönelik ortak yapılması muhtemel işbirlikleri üzerinde du-ruldu. Bu kapsamda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ufuk Maya, Barselona ve Mad-rid Ticaret Odaları işbirliğinde firma-lar arası ikili iş görüşmelerinin orga-nize edilmesi, ortak Avrupa Birliği projesi hazırlanması ve eğitim ala-

nında ortak çalışmaların yapılması gerekliği konusunda görüş bildirdi. Madrid Ticaret ve Sanayi Odası Uluslararası ilişkiler Departmanı Yetkilisi Rada Ivanova Veltcheva ile Barseloana Ticaret ve Sanayi Odası Uluslararası İlişkiler Departmanı Yetkilisi Elisabet Coll-Vinent da her türlü işbirliğine açık olduklarını ifa-de ettiler.

İspanya ziyareti Madrid Türkiye Konsolosluğu temaslarıyla son bul-du. Konsolosluk ziyaret edilerek ülkenin ticari potansiyeli hakkında bilgi alındı.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) AB Bilgi Merkezi, 20 Ha-

ziran Dünya Mülteciler Günü nede-niyle Adanalıoğlu Köyü’nde kurulan yaklaşık 2 bin civarındaki mültecinin yaşadığı çadırları ziyaret ederek, ifta-riyelik dağıttı.

20 Haziran Dünya Mülteciler Gü-nü’nün bu yıl Ramazan ayına denk

gelmesi sebebiyle Avrupa Birliği, Tür-kiye genelinde mültecileri, yerel ma-kamları, sivil toplum örgütlerini ve AB temsilcilerini bir araya getiren 20 iftar yemeği düzenledi. Bu kapsamda MTSO AB Bilgi Merkezi temsilcileri de Adanalıoğlu Köyü’nde kurulan yakla-şık 2 bin mültecinin yaşadığı çadırları ziyaret ederek zor şartlar altında yaşa-yan mültecilere, iftariyelik dağıttı. Et-

kinliğe yoğun ilgi gösteren mülteciler, bir taraftan yardım yapılmasından duydukları memnuniyeti dile getirir-ken diğer taraftan çocuklarının okula gidememesinden duydukları üzüntü-yü paylaştı.

Avrupa Komisyonu, Türkiye genelin-de dezavantajlı durumdaki, özellikle kamplar dışında yaşan mültecilere destek sağlamakta. Milli Eğitim Ba-kanlığı’na (MEB) göre Türkiye gene-linde okul çağında 900 bin Suriyeli çocuk bulunmakta ve bunların yal-nızca 340 bini okula devam etmek-te. Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin yüzde 90’ı kamplar dışında yaşamak-ta ve temel hizmetlere sınırlı erişim sağlamakta. 3.1 milyon kişiyi aşan göçmen akınıyla Türkiye, dünyada en büyük göçmen nüfusuna sahip ülke konumunda.

Mersin Ticaret ve Sanayi Oda-sı’nın (MTSO) eğitime verdiği

destekler sürdürüyor.

İngilizce ve matematik branşların-da başarı gösteren öğrenciler MTSO tarafından çeşitli hediyelerle destek-leniyor. Yıl içinde matematik bran-şında kendisini gösteren öğrenciler Matölye’de 15 günlük matematik sertifika programına katıldı. İngiliz-cede başarılı öğrenciler ise yaz dö-neminde İngiltere’de katılacakları 15 günlük dil eğitimiyle ödüllendirildi.

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şera-fettin Aşut, Kadri Şaman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde İngilizce ve matematik branşlarında başarı göstererek MTSO tarafından ödül-lendirilen öğrencileri kabul etti. İn-gilizce branşında başarılı öğrenciler yurtdışı eğitimle ödüllendirilirken matematikte başarı gösteren öğ-

renciler yıl içerisinde Matölye’de 15 günlük ücretsiz matematik sertifika programına katılma hakkı kazan-mıştı. Kabulde Matölye’de eğitim alan Tolga Himalay ile Cihan Özka-rakaş’a katılım belgelerini MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Matölye Kurucusu ve Matema-tik Öğretmeni Talip Cengiz ile birlik-te verdi.

Kabulde bir de konuşma yapan MTSO Başkanı Aşut, “Sizlerden biri-nin bilim insanı olmasını istiyorum” diyerek sözlerine başladı. Özellikle bir yabancı dil bilmenin öneminden bahseden Aşut, “Kendi işinizi göre-cek kadar yabancı diliniz olmalı. Ya-bancı diliniz olursa, daha çok araş-tırma yapabilirsiniz. Başkalarından bir şey beklemek yerine daha süratli hareket edebilirsiniz” dedi. Teknolo-jinin hızlı gelişmesine karşı, iletişi-min hiçbir zaman yok olmayacağını

belirten Aşut, teknolojinin verilen komutlardan oluştuğunu, buna kar-şı insanlar arası iletişimin ise dille başladığını kaydetti.

Matematik öğrencilerinin sertifi-kalarını alması yanı sıra ziyarete gelenler arasında İngilizce sınavın-da dereceye girerek İngiltere’ye git-meye hak kazanan Nuh Harouki ile Gamze Beğendi de vardı. Harouki ile Beğendi’nin de aralarında bulundu-ğu gruba, biri Kadri Şaman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi diğeri Mer-sin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi olmak üzere toplam 4 öğ-renci yaz döneminde İngiltere’nin Brighton kentinde gerçekleşecek yaz okuluna katılacak. 2 haftada 32 saat İngilizce dersi görecek olan öğrenci-ler İngiliz ailelerin yanında konakla-yacak. Öğrenciler eğitimin yanı sıra, sosyal aktivitelere katılıp şehir turu da yapacak.

Lojistik temsilcileri İspanya’da bir dizi temasta bulundu

Yenilenebilir enerjide, yerli aksama destek

MTSO’nun eğitime destekleri devam ediyor

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Ba-kanlığı’nın ‘Hayvancılık Des-

teklemeleri Hakkında Uygulama Esasları Tebliği’ 25 Nisan tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.

Tebliğ ile Türkiye’de hayvancılığın geliştirilmesi, sağlıklı üretimin artı-rılması ve sürdürülebilirliğinin sağ-lanması, yerli hayvan genetik kay-naklarının yerinde korunması ve geliştirilmesi, kayıt sistemlerinin güncel tutulması, hayvancılık po-litikalarının etkinliğinin artırılması ve hayvan hastalıklarıyla mücadele için yetiştiricilerin desteklenmesi amaçlanıyor.

Tebliğe göre,

a) Buzağı desteklemeleri; soy kü-tüğü işletmelerinde 2017 yılında olmak üzere iki dönemde, ön soy kütüğü işletmelerinde ilki 2016 yı-lında olmak üzere üç dönemde ya-pılacak. İlk destekleme başvurusu 15 Temmuz tarihine kadar il veya ilçe müdürlüklerine yapılacak. Bir sonraki destekleme dönemleri ise 1 Kasım-31 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek.

Bu destekten yararlanmak isteyen yetiştiricilerden, Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliği’ne üye olanlar il birliğine, üye olma şartlarını taşı-mayanlar veya birlik bulunmayan illerdeki yetiştiriciler ise il veya ilçe müdürlüklerine 1 Kasım-31 Aralık tarihleri arasında yazılı olarak baş-vuruda bulunacak.

b) Malak desteklemeleri; Manda Is-lah Sistemi Soy kütüğü Bölümü’ne, 1 Ekim’den önce kaydedilmiş, 31 Aralık tarihine kadar kayıtlı kalan ve soy kütüğü çalışmaları ile ilgili talimatlara uygun işletmeler, ma-lak desteğinden yararlanabilecek. Bu destekten yararlanmak isteyen yetiştiriciler, Damızlık Manda Ye-tiştiricileri Birliği’ne üye olanlar il birliğine, üye olma şartlarını taşı-mayanlar veya birlik bulunmayan illerdekiler ise il veya ilçe müdür-lüklerine 1 Kasım ile 31 Aralık ta-rihleri arasında yazılı olarak başvu-ruda bulunacak.

c) Besilik erkek sığır desteklemesi; Kesim tarihi itibarıyla, besi süresi-nin son 90 gününü tamamlamış, TÜRKVET’e kayıtlı, yurt içinde doğ-muş ve en az 12 aylık yaşı tamamla-

mış erkek sığırlarını (manda dahil) Gıda İşletmelerinin Kayıt ve Onay İşlemlerine Dair Yönetmelik kap-samında faaliyet gösteren kesim-hanelerde kestiren ve kesim bilgi-lerini Kırmızı Et Kayıt Sistemi veri tabanına kaydettiren sözleşmeli besicilik yapan üreticilere, kestir-dikleri hayvan başına destekleme ödemesi yapılacak. Yıllık 6 baş ve üzeri sayıda destekleme şartlarını taşıyan erkek sığır kesimi yaptıran-ların, Kırmızı Et Üretici Birliklerine üye olmaları zorunlu. Yıl içinde daha az sayıda kesim yaptıran üre-ticiler ise birliğe üye olmasa da des-teklemeden yararlanabilecek. Üre-ticiler, Kırmızı Et Üretici Birliği’nin olduğu yerlerde birliğe, olmadığı yerlerde ise il ve ilçe müdürlükle-rine yazılı olarak müracaat edecek. Yıl içinde yapılan kesimlerin son başvuru tarihi 31 Ocak 2017 olarak belirlendi.

d) Çoban istihdam desteği; 250 ve üzeri anaç küçükbaş (koyun-keçi) hayvan varlığına sahip işletmelere ödenecek. Başvurular işletmenin kayıtlı olduğu il/ilçe müdürlükleri-ne, 30 Aralık’a kadar yapılacak.

e) Koyun keçi ve tiftik destekleri; Koyun ve keçi yetiştiriciliği yapan, damızlık koyun ve keçi yetiştirici-leri birliklerine üye, hayvanları Ko-yun Keçi Kayıt Sistemi (KKKS) ve Koyun-Keçi Bilgi Sistemine (KKBS) kayıtlı yetiştiriciler, anaç hayvan başına yılda bir kez olmak üzere desteklemeden yararlandırılacak. Desteklemeden yararlanmak iste-yen yetiştiriciler, KKKS’de işletme ve hayvan bilgilerinin güncellen-mesini sağlayarak, güncellenmiş hayvanlarının kulak numarala-rının listesi bulunan dilekçeyi, 1 Eylül-25 Kasım tarihlerinde üyesi olduğu damızlık koyun ve keçi ye-tiştiricileri birliğine verecek. Anaç koyun ve keçilerin aynı ırktan olma şartı aranmayacak. Anaç koyun ve keçilerin, 1 Eylül 2015 tarihinde ve öncesinde doğmuş olması gereki-yor.

f) Çiğ süt desteklemeleri; Üretmiş olduğu çiğ sütü, Gıda İşletmeleri-nin Kayıt ve Onay İşlemlerine Dair Yönetmelik kapsamında faaliyet gösteren süt işleme tesislerine, fa-tura/e-fatura veya müstahsil mak-buzları karşılığında kendisi, yetiş-

tirici, üretici örgütü veya bunların yüzde 50’nin üzerinde paya sahip oldukları ortaklıkları vasıtasıyla satan, Süt Kayıt Sistemi’ne (SKS) kayıt yaptıranlara ödenecek. Des-teklemeler, hazırlanan ödeme ic-malleri esas alınarak, soğutulmuş veya gıda mevzuatına uygun olarak pazarlanmış inek sütüne, üretici örgütleri üzerinden pazarlanan soğutulmuş inek sütüne, manda, koyun ve keçi sütüne farklı olmak üzere Bakanlığın belirleyeceği dönemler ve birim fiyatlar üzerin-den ödenecek. Süt üreticileri aynı zamanda üretmiş olduğu çiğ sütü, üretici örgütleri aracılığı ile çiğ süt olarak Et Süt Kurumu’na satar veya bu kurum ile yapılan sözleşme çer-çevesinde süt tozuna çevirse, çiğ süt desteklemesinden yararlanabi-lecek.

g) Arılı kovan desteklemesi; Arıcı-lık Kayıt Sistemine (AKS) kayıtlı, en az 30 en fazla bin adet arılı kova-na sahip yetiştirici/üretici örgütü üyesi arıcılara, arılı kovan başına destekleme ödemesi yapılacak. AKS bilgilerini güncelleyen arıcı, destekleme ödemesinden yarar-lanmak için, bulunduğu ilin il/ilçe müdürlüğüne 13 Haziran-22 Temmuz tarihleri arasında, Arı Ko-naklama Belgesi ve Yurtiçi Hayvan Sevklerine Mahsus Veteriner Sağlık Raporu ile şahsen veya üyesi oldu-ğu yetiştirici/üretici örgütü aracılığı ile başvuruda bulunabilecek.

h) Hayvan genetik kaynakları ko-runacak; Bakanlıkça Akkaraman koyunu, Kilis ve Ankara keçileri ile Türk Saanen keçisinin ve Kilis Sığırının (Hatay, Şanlıurfa, Mersin) da aralarında bulunduğu hayvan genetik kaynaklarının yerinde ko-runması için destekleme yapılacak.

Bu kapsamda yavru desteği ile damızlık erkek materyal desteği verilecek. Projeli işletmelerde 20 anaç materyale 1 damızlık erkek materyal oranını geçmemek üzere halen kullanılan damızlık erkek materyale, yıl içinde yavru desteği ile birlikte ödeme yapılacak.

Söz konusu desteklemelerden kamu kurum ve kuruluşları yarar-lanamayacak. Daha fazla bilgi al-mak için; www.tarim.gov.tr adresi ziyaret edilebilir.

Hayvancılık sektörüne destekler artıyor

MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN

ÜYELERE DUYURU

5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde öden-meyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince ay-lık %1,40 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır.

Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kre-

di kartları ile 6 taksitte ödenebilir.

Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden Garanti Bankası

kredi kartı ile 6 taksitte ödenebilmektedir.

Sayın üyelerimize duyurulur.

Page 3: MTSO Haber Sayı 313

CMYKYAYIN ADI VE SAYFA NO

3 YIL: 18 | SAYI: 313 | 3 - 17 Temmuz | www.mtso.org.tr

Türkiye’nin en büyük ve en verim-li kıyı ovasında yer alan Mersin,

Neolitik Çağ’dan günümüze kadar kesintisiz yerleşim görmüştür. Bunun en büyük kanıtı ise, Yumuktepe Höyü-ğü’dür. Mersin’in atası olan Yumukte-pe, 9 bin yıl önce höyüğün çekirdek ta-bakasını oluşturan Neolitik dönemde yaşayan çiftçiler tarafından oluşturul-muştur. Ardından gelen yerleşimler ile tepe, zaman içinde 23 metreye kadar yükselmiştir. 1936-39 ve 1947-48 yıl-larında John Garstang başkanlığındaki bir bilim kurulu tarafından yapılan kazılara sahne olan höyüğün adı ar-keolojide daha çok Yümüktepe olarak bilinmektedir. ‘Soğuk Su Hüyük’ de denen tepeye, İngiliz bilim adamları

‘Mersin Höyük’ demeyi tercih etmiş-lerdir. Höyüğün esas adı ise Yumuk-tepe’dir. John Garstang’ın yaptığı kazı çalışmalarıyla höyüğün, Ortaçağ’dan Erken Neolitik Dönem’e kadar uzanan 33 katının varlığı ortaya konmuştur. Bu kazı çalışmaları sadece Mersin’in değil; Anadolu, Suriye ve Akdeniz’in de kronolojisinin oluşturulmasına bü-yük katkı sağlamıştır. Bu denli kesin-tisiz bir tabakalaşmanın Anadolu’da, Tarsus Göklükule dışında, hiçbir yerde görülmemesi Yumuktepe’nin önemini bir kat daha arttırmaktadır. Arkeoloji dünyasında ayrı bir önemi bulunan Yumuktepe, kentin kültür turizminin en önemli parçasından biridir. Günü-müzde Yumuktepe’de, 1993 yılında

başlatılan kazı çalışmaları devam etmektedir. T.C. Kültür ve Turizm Ba-kanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izniyle, Salento Üniversitesi arkeologları tarafından kazılmaktadır. 9 bin yıllık yolculuk için, Mersin’e davetlisiniz.

Zeytin ve incirin anavatanı…

Günümüzde höyük üzerinde, teraslar açılarak yapılan ağaçlandırma çalış-malarının yanı sıra yanından geçen Müftü Deresi’nin zaman içerisindeki taşkınları nedeniyle kazı alanlarına ve tabakalara zarar veren tahribatlar oluşmuştur. 1993 yılında, Kültür Ba-kanlığı ve İstanbul Üniversitesi Ede-biyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veli Sevin başkanlığında yeniden başlatılan kazı çalışmaları, Lecce Üni-versitesi tarafından devam ettirilmek-tedir. Bu kazı çalışmaları sonucunda Garstang’ın tespit ettiği 33 tabakanın gerçekte iki katı olabileceği ileri sürül-müştür.

Arkeobotanik analizler, Akdeniz’de zeytinin ve incirin ana vatanının bu bölge olduğu, üzümün ise daha geç dönemde geldiği gibi ilginç bulgular vermiştir. Yumuktepe’nin Kalkolitik Dönem’den sonra çevresi surlarla ku-

şatılmıştır. Hitit İmparatorluğu zama-nında da güçlü duvarların yapıldığı anlaşılmıştır. Bu duvarlar M.Ö. bin 200 yıllarına kadar kenti korumuştur. Kent bu dönemde büyük bir yangınla son bulmuştur. Yumuktepe’den çıkan kazı buluntuları ise Mersin Müzesi’nde sergilenmektedir.

Yirminci yüzyıla kadar bilinen tek neolitik site

Uygun konumu, doğal kaynakları ve ticaret olanaklarıyla Yumuktepe, Or-taçağ dönemine kadar kesintisiz iskan edilmiş ve Anadolu platosu ile Akde-niz ülkeleriyle ilişkisini sürdürmüştür. Yumuktepe, 21. yüzyıla kadar Yakın Doğu’da bilinen tek Neolitik Site ola-rak yerini korumuştur. Yeni çalışmalar Garstang’ın ortaya koyduğu tabakalaş-mayı büyük ölçüde doğrulamıştır.

Erken Neolitik (M.Ö. 7000-6100)

İlk kazının en derin yerinin 80 santi-metre aşağısında insan yerleşimine dair izler bulunmuştur. Arkeolojik ka-lıntılar bunların daha önce öne sürül-düğü gibi ahır olarak değil, yaşamak için kullanıldığını göstermektedir. Çok sayıda iyi korunmuş hayvan ke-miği Mersin’in ekonomisi hakkında

fikir verir. Bunların çoğu koyun, keçi, sığır ve domuzlardan oluşur. Yumuk-tepe, ilk evcil hayvanlardan sayılan bu dört hayvanın bulunduğu en er-ken yerleşimlerden biridir. Avcılık artık yapılmamaktadır. Mercimek, bezelye, burçak gibi tahıllar ile zeytin, incir ve antepfıstığı gibi meyvelerin de aralarında bulunduğu botanik ka-lıntılar, karışık bir tarım ekonomisi-nin uygulandığına işaret etmektedir. Çanak-çömlekler ise, küçük, kalın çeperli, perdahlı çömleklerden oluş-maktadır.

Orta Neolitik (M.Ö. 6293-6060)

Derin sondajın arkasında, 9 metre de-rinliğinde geniş bir açma açılmıştır. Buradaki yapı, bir koridorla birbiri-ne bağlanmış dikdörtgen odalardan oluşur. İç kısımda belli bir yapı ayırt edilememektedir. Ancak çakıl taşla-rından yapılmış, iki plasterli niş göze çarpmaktadır. Tabanda ortaya çıkarı-lan karbonlaşmış tohumlar, besinlerin kültüre alındığını göstermektedir.

Bu safhadaki en yaygın çanak çömlek-ler, kavuniçi renkte perdahsız küçük kaplar ve kâselerdir. Bu dönemde taş aletlerde bir değişiklik gözlemlenme-mektedir.

Geç Neolitik (M.Ö. 5800)

Bu katmanda bazı mezarlar bulun-

muştur. Pek iyi korunmamış iskeletler küçük, yuvarlak mezarlar içindedir. Taş ve kabuktan yapılmış boncukları olan kolyeler dışında, yıldırım motifle-ri ile süslü, küçük çömlekler ve kâse-ler mezar buluntuları arasındadır. Bu dönemde asıl göze çarpan evlerin mi-mari özellikleridir. Evler büyüktür ve etrafları taş döşemeleriyle çevrilidir.

Kerpiç tuğlalar ilk kez kullanılmıştır. Yerleşim höyüğün eteklerine doğru ge-nişlemiş ve teraslı evler ile büyük tah-kimat duvarları inşa edilmiştir. Yeni tip çanak çömlek oldukça kaba, açık renklidir ve tipleri sınırlıdır. En yaygın olanları kova ya da düz dipli, boyunlu çömleklerdir. Çeşitli geometrik motif-

ler; şeritler, dikey ya da paralel şeritler, noktalar ve çengeller kırmızı ve kahve-rengi renklerle boyanmıştır.

Erken Kalkolitik (M.Ö. 5000)

Yapının, 15 metre derinliğinde başka mimari yenilikler ortaya çıkartılmıştır. Burada, taş temelli kerpiç bir duvar ile anıtsal bir kapısı olan küçük bir yer-leşim vardır. Birbirine bitişik, sırayla inşa edilmiş yaşam alanları, askerlerin kullandığı barakalar şeklinde açıklan-mıştır. Sözkonusu evre, Güneydoğu Anadolu’daki Mezopotamya kökenli Obeyd Kültürü etkisini temsil eder.

Geç Kalkolitik (M.Ö. 4300)

Bu tabakalar, Yumuktepe’deki son Ya-kın Doğu etkilerini taşımakta ve daha sonra yerlerini Batı Anadolu merkezle-rinin kültürel özelliklerine bırakmak-tadır. Yerleşim yamaçlara, özellikle de güney kesime doğru genişlemiştir.

Ortaçağ Tabakaları (11. - 13. yüzyıllar)

Yumuktepe’de buluntular yardımıyla 11. ve 13. yüzyıllar arasına tarihlendiri-len üç yapı katı vardır. Bunlar arasında en iyi korunmuş olan 11. yüzyıla tarih-lendirilen yapı katıdır.

Bu yapı katıyla ilişkili, Doğu kısmın-da büyük bina mevcuttur. Bu binanın

tabanının altında bulunan, yanlarına haç, cam koku şişesi, cam bardak, se-ramik maşrapa ve kase gibi ölü hedi-yeleri bırakılmış gömüler nedeniyle yapının dini bir işlevi olduğu sanıl-maktadır. Ele geçen buluntular, Yu-muktepe’nin Ortaçağ’da Batı Anadolu, Ege ve Suriye-Filistin bölgesiyle yakın ilişkiler içinde olduğunu göstermekte-dir.

Nasıl gidilir?

Kent merkezinin yaklaşık 1 kilometre kuzeybatısında, Toroslar İlçesi Demir-taş Mahallesi’nde Müftü Deresi ke-narında yer alan ören yerine dolmuş veya özel araçla ulaşılabilir.

Her terör eylemi, amacı ne olursa olsun bir insanlık suçudur. Te-

rör eylemleri dünyanın neresinde ve hangi ülkesinde gerçekleştirilir-se gerçekleştirilsin, sadece o ülkeye karşı değil, tüm insanlığa ve tüm dünyaya karşı işlenmiş suçlardır.

Bundan dolayı tüm ülkelerin sami-miyetle işbirliği yapması gereken bir konudur. Bu vesileyle İstanbul Ata-türk Havalimanı’nda meydana gelen terör saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, şehit düşen em-niyet görevlilerimize Allah’tan rah-met, yararlılara acil şifalar diliyoruz. Mersin iş dünyası olarak tüm terör eylemlerini şiddetle lanetliyoruz. Ve özellikle devletimizden sadece birer kukla olan terör örgütleri ile mücadele etmesini değil, asıl bu kuklaların iplerini ellerinde tutan ve ikiyüzlü politikaları ile bölgemizi ve dünyayı cehenneme çeviren kişi, gurup ve bazı samimiyetsiz ülkele-rin teröre izin ve bazen destek veren politikalarını bozmalarını, onlara karşı elimizdeki yaptırımları uygula-malarını bekliyoruz.

“Yurtta barış, dünyada barış” gibi bir kuruluş felsefesi olan bir ülke ve millet olarak bu olayları hak etmiyo-ruz. Bu olaylar bu felsefeden uzak-laşmamıza neden olmamalı, ülke-miz dünyada barışa hizmet etmeye devam etmelidir.

Brexit bir şeyin sonu ama çöküşü değil

Geçtiğimiz haftalarda İngiltere yap-tığı referandum sonunda Avrupa Birliği’nden ayrıldı. Elbette bu, bir günde bitecek bir olay değil. Veri-len sözler, imzalanan anlaşmalar ve yükümlülükler var. En az iki yıl sürecek bir çıkış süreci var. Ancak, sonuçta artık İngiltere AB’de değil. Bu bizim AB üyelik sürecimizi etki-lememelidir. İngiltere’nin şatları ve nedenleri başka, bizim amaçlarımız başka… AB üyelik sürecimiz her an-lamda ülkemize katkı sunmuştur. Demokrasi, insan hakları, ekonomik gelişme gibi konularda son 40-50 yılda aldığımız mesafe küçümsene-cek bir mesafe değildir.

AB gibi gelişmiş bir bölge ile ticaret yapmamızın ekonomimize getirdiği kalite anlayışı, gelişmiş pazarlara iş yapmanın neden olduğu tekno-lojik gelişmeler de bu ilişkinin bir sonucudur. Bundan dolayı bizim AB üyelik sürecindeki amaçlarımız ve kazanımlarımız bize özgüdür. Yılların kazanımları ile kurulan Av-rupa Birliği, bir günde dağılacak bir oluşum değildir. Elbette ülkemiz için önemli bir hedefse de bize yarar sağladığı sürece bir parçası oluruz. Aksi takdirde Türkiye büyük önder Atatürk’ün dediği gibi, yeni kurulan dünyada yerini alır, boşta kalmaz.

“Yurtta barış, dünyada barış” kuruluş felsefemizdir

Uzun süredir dış politikamızda sı-kıntılar vardı. Sıfır sorun, sıfır huzu-ra dönmüştü. Ancak, İsrail ve Rusya ile başlayan olumlu, akılcı dış poli-tika, sanırım duygusal yaklaşımlarla zarara uğrayan dış ilişkilerimizi dü-zeltecek gibi görünüyor. Korkmadan ve çekinmeden bu olumlu ilişkileri arttırmalıyız. Barış ülkelere sadece refah getirir, mutluluk getirir. Ve sa-vaşın galibi olmaz. Mersin iş dünyası olarak bu olumlu adımların Mısır ile de başlayacağını umuyor ve hükü-metimizin bu adımlarını destekliyo-ruz.

Bu konuda üstümüze düşen görev-lere hazırız. Biz Mersin iş dünyası olarak gerek İsrail’le, gerek Mısır iş dünyası ile iletişimizi zaten kes-memiştik. Bir aracı rol oynamayı bırakmadık. Ülkeler arasında ebedi dostlular ve ebedi düşmanlıklar ola-maz. Bundan dolayı Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak üyesi oldu-ğumuz uluslararası oluşumların toplantılarında sorun yaşadığımız ülkelerin temsilcileri ile sürekli bir araya geldik, onların da adım atması gerektiğini söyledik ve ilişkileri ko-partmadık. Hükümetimizin ve Sa-yın Cumhurbaşkanımızın attığı bu adımlar bizim de başlattığımız olum-lu ilişkileri taçlandırmış oldu. Bölge-

nin denge devleti olan Türkiye’den beklenen de budur. Sorun yaratan değil, sorunları çözen ülke olmak…

Gerçek gündem olan ekonomi unutulmamalıdır

Dünyada ve Türkiye’de bu gelişmeler yaşanırken, hayat devam ediyor ve Mersin iş dünyası olarak ekonomi-nin gerçek sorunlarını ihmal etme-den, unutulmasına izin vermeden çalışmalarımıza devam ediyoruz. Çünkü üretmek zorundayız, ihracat yapmak zorundayız, 78 milyona iş ve aş vermek zorundayız. Geçtiği-miz aylarda MTSO olarak iki temel sektörümüz olan sanayi ve lojistik sektörlerinin sorun ve çözümlerine odaklandığımız, beyin fırtınası ve ortak akıl toplantıları diyebileceği-miz Arama Konferansları düzenle-dik. İş dünyasını, ilgili kamu kurum-larını, STK’ları ve üniversiteleri bir araya getirdik. Sorunları belirledik, farklı çözümlere odaklandık, farklı seslere kulak verdik. Bugün gaze-temizde detaylı bir şekilde sonuç raporları yayınlandığı için konuya fazla değinmeyeceğim ancak şunu her iki Arama Konferansı sonunda çok çarpıcı bir şekilde gördük ki, Mersin iş dünyası devletinden para puldan çok yatırım ortamının geliş-tirilmesini istiyor. Yatırım için arazi üretilmesini bekliyor. Mersin özelin-de bölgenin kalkınması için tüm iş

dünyasının tek ses olduğu Çukurova Uluslar arası Bölgesel Havalimanı, Mersin Lojistik OSB ve yeni OSB’le-rin artık hayat geçmesini bekliyor.

Çünkü bölge ve ülke için hayati olan bu yatırımlar geciktikçe ülkenin 2023 hedeflerine darbe vuruluyor. Bazı yatırımlar vardır ki sadece yatı-rım yapılan yere katkı sunar. Ancak, Mersin öyle bir kent ki; bu kente li-man yapıldıysa, ülkenin ihracatının ve ithalatının yükünü çekiyor ve hala ülkenin en büyük ikinci limanı. Bu kente bir serbest bölge yapıldıysa hala ülkenin en verimli çalışan ser-best bölgesi olmaya devam ediyor.

Şuna gönülden inanıyoruz ki, eğer havalimanı ve lojistik merkez proje-miz hayata geçerse bu sadece Mer-sin’in değil, bölgenin ve ülkenin zen-ginliği olacaktır. Vergi sıralamasında ülkenin en büyük altıncı ekonomisi olan Mersin, ülke ekonomisine çok daha fazla katkı veren bir kent ola-caktır.

Hükümetimizin yatırım ortamını iyileştirme atağını destekliyoruz

Yatırım ortamının iyileştirilmesi ile ilgili 13 Haziran’da Başbakanlık ta-rafından Meclise sunulan bazı yasa maddelerindeki tasarı değişiklikle-rini olumlu ve yerinde buluyoruz. İş dünyasının üzerindeki ataleti at-

ması için çok önemli bir konudur. Tasarıda yatırım ortamına ilişkin işlem maliyetlerin azaltılması, faiz-siz finans ürünlerinin arttırılması, Ar-Ge desteklerinin arttırılması ve uygulama farklılıklarının kaldırıl-ması, şirket kuruluş maliyetlerinin azaltılması, yatırımcılara teşvik bel-gesi süresince emlak vergi muafiyeti getirilmesi, çek düzenlemesi öngö-rülmesi gibi konulardaki gelişmeleri olumlu buluyor ve yatırım ortamı düzeldikçe üretime dönük yatırımla-rın artacağına inanıyoruz. Başta Baş-bakanımız Binali Yıldırım, Kalkınma Bakanımız Lütfi Elvan olmak üzere emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.

Yakında kutlayacağımız Ramazan Bayramı’nın yarattığı huzur atmos-ferinin tüm milletimiz ve Müslüman-lar için yeni bir başlangıç olmasını, tüm insanlığa huzur getirmesini di-liyorum. Tüm üyelerimizin, Mersin iş dünyasının, Mersinlilerin ve mil-letimizin mübarek Ramazan Bayra-mı’nı şahsım ve Mersin Ticaret ve Sanayi Odası adına kutluyorum.

Değerli dostlarım, malını kaybeden bir şeyini kaybeder ama umudunu kaybeder her şeyini kaybeder. Her gecenin bir sabahı, her kışın bir ba-harı var düsturu ile Ramazan Bayra-mı’nın bize en çok ihtiyacımız olan şeyi, yani umut getirmesini diliyo-rum.

Şerafettin AŞUTMTSO Yönetim Kurulu Başkanı

Terör insanlıktan çıkıştır...

Page 4: MTSO Haber Sayı 313

CMYK

4 YIL: 18 | SAYI: 313 | 3 - 17 Temmuz | www.mtso.org.tr

YAYIN ADI VE SAYFA NO

Mersin Sanayi ve Lojistik Arama Konferansı Sonuç Raporları açıklandı

Mersin Sanayi Konferansı Mersin Lojistik Arama Konferansı

Dış ticaret ve lojistik sektörü için belgelendirme çalışması başladı

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Projeler Müdürlüğü tarafından yü-rütülmekte olan Avrupa İşletmeler Ağı Projesi kapsamında Aralık 2016

ve 30 Nisan 2016 tarihlerinde gerçekleşen ‘Mersin Lojistik Sektörü Arama Konferansı’ ile ‘Mersin Sanayi Arama Konferansı’ Sonuç Raporları açıklandı.

Kamu, sivil toplum kuruluşları, üniversite ve özel sektör temsilcileri olmak üzere sanayi ve lojistik sektörünün tüm paydaşlarının katıldığı geniş kap-samlı konferanslarda Mersin’in lojistik ve sanayi sektörlerinin mevcut so-runları ele alınıp çözüm önerileri tartışıldı. Temmuz 2016’da ise lojistik ve

sanayi sektörleri için ayrı ayrı hazırlanan sonuç raporlarının detaylarının ise ilgili kamu kurum temsilcileri, yerel yönetim temsilcileri ve milletvekilleri-nin de davet edileceği geniş katılımlı bir Karar Konferansı ile kamuoyu ile paylaşılması planlanıyor.

Bu konferansta ise 100 katılımcı birbirinden bağımsız yüzlerce

sorunu ifade etti. Ancak, bu sorun-ların birçoğu mükerrer olması nede-niyle öncelikle eleme yapılarak bir ortak sorun listesi oluşturuldu. Daha sonra bu sorunlar sınıflandırıldı. Arama Konferansındaki sorunları şu başlıklar altında toplayabiliriz.

• Gümrük ve dış ticaret uygula-maları ile ilgili sorunlar,

• Ulaştırma ile ilgili sorunlar,

• MIP Mersin Liman işletmesi ile ilgili sorunlar,

• Yasa ve Mevzuat ile ilgili so-runlar,

• Sektörel eğitim ve insan kayna-ğı ile ilgili sorunlar,

• Kayıt dışılık ve yetkisizlik so-runları,

• Kantar sorunları,

• Sigorta ile ilgili sorunlar,

• Depolama sorunları,

• Teknik ve teknolojik altyapı sorunları,

• Özellikli lojistik alanları,

• Makro yatırım beklentileri.

Lojistik sorunların çözümünde görev paylaşımı

Tespit edilen sorunların çözümünde yetkili kurum olarak görülen kurum-lara yapılan atıflara baktığımızda ilk sırayı Mersin Uluslararası Liman İş-letmesinin aldığını görüyoruz. Yani, sektör sorunların çözümünde Mer-sin Uluslararası Liman işletmesin-den aktif rol oynamasını ve inisiyatif kullanmasını bekliyor.

Sorunların çözümünde işin takibi anlamında en çok atıf yapılan ilgili kurumun MTSO olduğu görülüyor. En çok yinelenen 50 sorun içinde MTSO, 28 defa işin takibinde ilgili

kurum olarak gösteriliyor. 11 kez atıf yapılan Mersin Deniz Ticaret Odası ise katılımcıların çözüm sürecinde etkin olmasını beklediği ikinci ku-rum.

Mersin Lojistik Arama Konferansı Sonuç ve Acil Eylem Planı

• Ulaştırma Bakanlığı’nca pro-jelendirilen Mersin ana kon-teyner limanı sürecinin bir an önce sonuçlanması.

• Mersin bölgesinde “Lojistik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (Mersin Lojistik Merkezi) Proje-si’nin hayata geçirilmesi.

• Mersin Nakliyeciler Sitesi’nin yenilenmesi ve kentin D-400 Karayolu üzerinde var olan trafik darboğazının çözümüne katkı sağlayacak olan yeni bir lokasyona taşınması.

• Çukurova Uluslar arası Bölgesel Havalimanı Projesi’nin hayata geçirilmesi.

• Liman kapılarındaki yoğunluk, Mersin Gümrük Müdürlüğü tarafından kullanılan X-ray cihazlarının yetersizliği soru-nunun giderilmesi.

• Gümrük ve dış ticaret uygula-malarının rekabeti düşürmesi.

• Mersin karayolu ve demiryolu girişlerinin düzenli ve yeterli olmaması.

• Liman karayolu girişlerinin düzensiz olması.

• Demiryolu liman girişinin dü-zensiz olması.

• Proje yüklerinin otoyola alın-masına izin verilmesi. Proje ta-şımacılığı yapan boş araçlardan özel yük taşıma izin belgesinin istenmemesi.

• Mersin Tarsus Organize Sa-nayi Bölgesi ve Mersin Liman Bağlantıların yetersiz olması (Örneğin; Tren yolu, otoban bağlantıları)

• İlimiz imar ve ulaşım ana planları için paydaşların ortak çalışmaması.

• Diğer limanlara göre Mersin Limanı’nın ücretlerinin yüksek-liği ve tekelleşmesi.

• Mersin ili lojistiğinin ana aktö-rü Mersin Limanı olup limanın gümrüklü saha olarak belirle-nen yerlerinde sadece gümrük işlemlerinin yapılması, diğer işlemlerinin liman dışında yapılmaması.

• Mersin Limanı C kapısının şe-hir trafiğini aksatması.

• Gümrük mevzuatındaki belir-sizlik.

• Mersin Serbest Bölge koridor geçişindeki mevzuat ile ilgili yaşanan sorunların varlığı.

• Lojistik sektöründe faaliyet gösteren firmalara eğitimli ara eleman istihdamının sağlan-maması.

• Sertifikasız, belgesiz çalışan gümrük, lojistik ve taşımacılık (nakliye) şirketlerinin varlığı.

• Ulaştırma Bakanlığı tarafından ölçüm kantarının Mersin Bü-yükşehir Belediyesi sınırları dışına çıkarılması.

• Mersin Limanı’nda kantara girdikten sonra serbest bölgede tekrar kantara girme zorunlulu-ğunun varlığı.

• Trafik sigortaları maliyetleri dengesizliği.

• Sigorta primlerinin yüksek olması.

• Limanın terminal elektronik sistemi; gümrük, acente ve lojistik firmalarının elektronik ortamda bağlantı eksikliği nedeniyle operasyonlarda yaşa-nan gecikme ve aksaklıklar.

3 ana sorun belirlendi

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası tara-fından 30 Mayıs 2016’da organize edilen “Mersin Sanayi Arama Kon-feransı” özellikle sektörün makro ve mikro sorun ve çözümlerine odak-landı. Bu anlamında ilgili ve yetkili kurumları belirleyerek çözüme yö-nelik bir yol haritası ortaya koydu. 11 ayrı masada yaklaşık 110 kişinin katıldığı Arama Konferansı’nda ka-tılımcıların karma şekilde oturması sağlandı. Katılımcılar; sanayiciler, sanayi ve üretim KOBİ’leri, yerel yönetim temsilcileri, sanayi ile ilgi-li STK ve dernekler, SİAD’lar, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile üni-versitelerden oluştu.

Ardından ‘Mersin Sanayisi; Gelecek Vizyonunda Sorunlar, Çözümler ve Eylem Planı Arama Konferansı” So-nuç Raporu hazırlandı. Rapor, 3 ana alan olan altyapı, rekabet ve eğitim konularını öne çıkardı.

Arama konferanslarının geçmiş ve gelecekten daha çok, bugün var olan sorunların tespit ve çözümü anla-mında önemlidir. Ortaya çıkan rapor mutlaka kentin sanayi strateji belge-sinin oluşmasında ve gelecek vizyo-nunda yardımcı olacak ve bir alt yapı oluşturacaktır.

Özetlemek gerekirse bu raporun so-nucu sadece bir tespit ve çözümler-de kullanılacak olan ÖNGÖRÜ değil, aynı zamanda bir YÖNGÖRÜ’dür. Bu anlamda, arama konferansında tüm katılımcıların özellikle eğitim sorun-larına odaklanması, Sanayi 4.0 gibi çok taze sanayi devriminin sıkça gündeme getirilmesi, ar-ge, inovas-yon ve yüksek teknolojinin konfe-ransın temel konularından olması

Mersin sanayicisinin, ilgili özel ve kamu kurum temsilcilerinin gelecek beklentilerini ve güçlü vizyonunu göstermiştir.

Konferansta ortaklaştırılmış sorunlar ve sınıflandırılması

Mersin Sanayi Arama Konferansı sü-resince 11 ayrı masada 110 katılım-cının yaptığı beyin fırtınası sonunda toplam 300 sorun tespit edildi. Bu sorunların mükerrer olanları ele-nerek tek başlık haline getirilip bü-tünleştirilmesi sonunda toplam 123 temel ortak sorun belirlendi. 123 sorun toplam 8 ana başlık altında sınıflandırıldı. Bu sınıflandırmalar yapılırken en çok sorun olan alanlar da sıralamaya tabi tutuldu. Böylece öncelikli sorun alanları oluşturuldu.

1. Fiziksel altyapı sorunları: toplam 44 sorun

a. Yatırım altyapı sorunları: 17 sorun b. Ulaşım altyapı sorunları: 15 sorun c. Enerji altyapı sorunları: 9 sorun d. Çevre altyapı sorunları: 3 sorun e. Teknoloji altyapı sorunları: 3 sorun

2. Rekabet sorunları: 26 sorun3. Eğitim ve insan kaynakları sorun-ları: 22 sorun4. Kamu ile ilgili hukuki/yasa ve mevzuat sorunları: 20 sorun5. Finans sorunları: 16 sorun6. Hibe ve destek veren kamu ku-rumları ile ilgili proje sorunları: 9 sorun7. Üniversite-sanayi iş birliği sorun-ları: 7 sorun

8. Dış politika ve Suriyeli göçmen sorunları: 5 sorun

En çok atıf alan ilgili kurumlar

En çok yinelenen ve masaların en çok önemsediği 46 sorunun çözüm ve eylem planında, çözüm sürecin-de etkin olması, sektörün sözcüsü olması ve lobi yapması beklenen, 32 kez ile en çok atıf alan kurum MTSO oldu. Mersin Ticaret ve Sanayi Oda-sı’nı 14 atıfla Mersin-Tarsus OSB iz-ledi. Yani, Mersin sanayicisi sanayi sektörünün sorunlarının çözümün-de Mersin’de MTSO ve Mersin-Tarsus OSB’yi birlikte hareket etmesi gere-ken ve en çok görev beklenen iki il-gili kurum olarak gördüğünü ortaya koydu. Toplamda 12 ilgili kurumdan beklentiler ortaya konuldu.

En çok atıf alan yetkili kurumlar

En çok yinelenen ve masaların en çok önemsediği 46 sorunun çözüm ve eylem planında, çözüm sürecinde etkin olması, yasaların verdiği yet-ki ve bütçe güçleri ile icra makamı olarak sorunların çözümünde etkin rol oynaması istenen kurumlar sı-ralamasında aldığı 10 atıfla Mersin Büyükşehir Belediyesi ilk sırada yer aldı. Yani Mersin sanayicisi yerel yö-netimden çok şey beklediğini göster-di. Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni aldığı 9 atıfla Bilim, Sanayi ve Tek-noloji Bakanlığı ile Ekonomi Bakan-lığı izledi. Yani, Mersin sanayicisi makro düzenlemelerin gerekliliğini vurgulamış oldu. Mersin sanayicisi kentin üniversiteleri arasında ayrım yapmadan tamamının sanayi ile iş birliği anlamında etkin olmasını ifa-de etti. Toplamda 33 yetkili kurum-dan beklentiler ortaya konuldu.

Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) uyum sürecinde mevut meslek dal-

larının uluslararası meslek standart ve yeterliliklerine uyumunun sağlanması için başlayan yeni süreç tüm hızıyla devam ediyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) da bu kapsamda dış tica-ret ve lojistik sektörüne yönelik mesleki yeterlilik belgesi verme yönündeki çalış-malarına başladı.

İlk aşamada sektör temsilcilerinin de görüşleri alınarak dış ticaret ve lojistik sektörü için mesleki yeterlilikler belirle-niyor. Türkiye’de mevcut durumda dış ti-caret ve lojistik sektörlerinde akredite bir sınav ve belgelendirme merkezi bulun-muyor. 2017 Haziran ayında çalışmalar tamamlandığında MTSO, Akredite Sınav ve Belgelendirme Merkezi ile Türkiye’de dış ticaret ve lojistik alanındaki ilk sınav

ve belgelendirme merkezi olacak.

VOC Test Merkezleri-II Hibe Programı, İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Ope-rasyonel Programı kapsamında, MTSO Projeler Müdürlüğü tarafından sunulan ve AB tarafından uygun görülen “MTSO Personel Belgelendirme Merkezi Ku-rulumu ve İşletilmesi Projesi” çerçeve-sinde Dış Ticaret Sorumlusu ve Lojistik Operasyon Yöneticileri için mesleki yeterliliklerin hazırlanması çalıştayı dü-zenlendi. Çalıştay kapsamında sektör temsilcileriyle bir araya gelen uzman danışmanlar, lojistik operasyon yöne-ticilerine ve dış ticaret elamanlarına yönelik hazırlanacak olan mesleki yeter-lilik çalışmasında moderatörlük yaptı. Bir hafta sürecek çalışmalar sonunda Lojistik Operasyon Yöneticisi (seviye 6), Dış Ticaret Sorumlusu (seviye 5), Lojis-

tik Operasyon Sorumlusu (seviye 5), Dış Ticaret Elemanı (Seviye 4), Uluslararası Ticaret Uzmanı (Seviye 6) alanlarında 5 yeterlilik ve bir de ulusal meslek stan-dardı belirlenecek.

Sektör temsilcileriyle ortak hazırlanacak yeterlilik önümüzdeki süreçte danış-manlar tarafından harmonize edilerek Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun (MYK) talep ettiği formatta hazırlanarak MYK onayına sunulacak.

Çalışmalar sonrasında dış ticaret ve lo-jistik alanında MTSO, TÜRKAK 17024 Personel Belgelendirme Akreditasyonu alacak. Aynı şekilde bu başlıklarda Mes-leki Yeterlilik Kurumu’ndan da yine ak-reditasyon tamamlanacak. Bu hizmetler sonrasında MTSO, Türkiye genelinden gelecek tüm taleplere yanıt verebilecek.

Bürokrasi, ulaşım ve vasıflı insan kaynağı sorunlarını ortaya koydu…

MTSO ÇAĞRI MERKEZİ0 850 304 33 33

Mersin sanayicisi devletten para değil, yatırım ortamını düzel-

tecek adımlar bekliyor.

Arama konferansının sonucu ise; yatırım ortamının öncelikle fiziksel alt yapı, eğitim ve rekabet konula-rının iyileştirilmesine bağlı olduğu-nu ortaya koyuyor.

Sanayici KOBİ’ler eğitim ve danış-manlık bekliyor. Sanayici KOBİ’ler atılım yapmak istiyor ama var olan sorunlar ve ayakta kalma mücade-lesi, geleceğe ait bir vizyon oluştur-malarını buna yönelik bir alt yapı oluşturmalarını, buna bir finans ayırmalarını engelliyor.

Mersin sanayicisine göre; hibe-des-tek ve can suyu yardımları önemli ama, eğitim ve koçluk, danışmanlık daha önemli.

300’den fazla sorun içinde 11 ma-sanın belirlediği en önemli sorun-lar çalışmasında oluşan 55 sorun arasında en çok yinelenen sorunlar ise yerel ve makro bazda şöyle:

Sanayide yerel-mikro öncelikler

1. Mersin’de yeni sanayi yatırım arazilerinin üretilmesi

2. Yeni OSB açılması

3. Lojistik Merkezin kurulması

4. Mersin-Tarsus OSB - Otoban bağ-lantısının yapılması

5. Mersin-Adana arası D-400 Kara-yolu’nun iyileştirilmesi (yeni şerit ve battı çıktılar)

6. Meslek liselerinin eğitim müfre-datı ve eğitim kalitesinin yerel reel sektöre göre revize edilmesi

7. Yeni ihtisas küçük sanayi siteleri açılması

8. Çukurova Uluslararası Bölgesel Havalimanı’nın açılması

Sanayide makro-ulusal çözümler

1. Bürokrasinin azaltılması

2. Hibe-destek kurumlarının yalın, basit ve şeffaf hizmet vermesi/ koç-luk- danışmanlık hizmeti

3. Mavi ve beyaz yakalı vasıflı insan kaynağının yaratılması (Üniversite ve meslek liseleri)

4. Dolaylı vergilerin kaldırılması

5. Teknolojik gelişmelerde üniver-siteler öncü olmalı, sahada olmalı, sadece memur yetiştirmemeli.

6. Vergi sistemi daha çok üreteni cezalandırmamalı. Artan oranlı vergi adil hale getirilmeli.

7. Teşvikler sektörel olmalı

8. KOBİ’lere; inovasyon, marka-laşma, patent, kurumsallaşma, yüksek teknolojiye geçiş, projeler, hibe-destek danışmanlığı,ihracat gibi konularda eğitim- danışmanlık desteği verilmeli.

KOSGEB’in görev tanımı buna göre değişmeli.

Page 5: MTSO Haber Sayı 313

CMYK

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) kent ekonomisine de-

ğer katmayı sürdürüyor. 130 yıllık tecrübesiyle ekonomiye yön veren MTSO, yılın ilk yarısında da önemli projelere imza attı.

Bu dönemde yalnızca kendi ürettiği projelerle kalmayıp kentin önemli projelerinin de takipçisi oldu. Aynı zamanda gerçekleştirdiği sektörel araştırma ve analizlerle üyelerine ışık tutup yön gösterdi. Üyelerinin yurtdışındaki sektörel fuarlara ka-tılımını sağlayarak bir taraftan viz-yon oluşturan MTSO, diğer taraftan üyelerine sektörlerindeki gelişme-leri yakından takip edebilme fırsatı

sundu. Düzenlediği ülke tanıtım toplantılarıyla yeni pazarlar hak-kında üyelerini bilgilendirerek yön gösterdi. Yine yılın ilk yarısında üyelerinin ihtiyaç duyduğu konu-larda düzenlediği bilgilendirme toplantıları ve eğitim seminerleriy-le desteklerini sürdürdü.

Daralan ekonomiyi canlandırmak için üyelerini ihracata yönlendir-mek ise yine öncelikler arasında yer aldı. Bu bağlamda, ilk yarıda Avrupa İşletmeler Ağı Projesi kap-samında her birinde 12’şer adet iş-birliği teklifi bulunan 10 adet elekt-ronik bülten yayınlandı. Bu sayede 120 adet uluslararası işbirliği tek-lifi Mersinli firmalara ulaştırılarak üyelerin yurtdışı bağlantı kurmala-rı adına köprü oluşturuldu. Benzer şekilde Mersinli firmaların işbirliği teklifleri de yine Avrupa İşletmeler Ağı Projesi kapsamında uluslarara-sı alana açıldı.

TÜBİTAK işbirliğinde Horizon 2020 KOBİ Aracı Proje Çağrısı ta-nıtım toplantısı düzenlendi ve son-rasında da firmalar proje fikirleri ile yalnız bırakılmayarak, ODTÜ Teknopark işbirliğinde uygulamalı proje yazma eğitimleri gerçekleş-tirildi. Toplamda 25 firma iki gün süren bu eğitimden faydalandı.

Bu kapsamda, Mersinli iki firma bu alandaki çalışmalarına devam ederken, MTSO da birebir danış-manlık desteğini sürdürdü. Dolayı-sıyla, MTSO sadece AB’nin önemli hibelerinden üyelerini haberdar et-mekle kalmayıp aynı zamanda biz-zat faydalanabilmeleri ve AB paza-rında yer alabilmeleri konusunda da destek sunmayı sürdürdü.

İhracatın geliştirilmesi adına önemli desteklerden birisi ise ikili iş görüşmeleri oldu. Almanya’da düzenlenen FruitLogistica Fuarı’n-da Mersinli katılımcıların Alman firmalarıyla buluşması sağlandı ve

36 adet karşılıklı iş görüşmesi ger-çekleştirildi. Yine yılın ilk yarısın-da Mersin’de düzenlenen “Suudi Arabistan Ülke Tanıtım Toplantısı” kapsamında organize edilen ikili iş görüşmelerine 78 Mersinli firma katıldı.

Eğitim ve sanat da unutulmadı

Ekonominin canlanmasının teme-linde eğitim olduğu düşüncesiyle bu alandaki çalışmalarına da ağır-lık veren MTSO, ilk 6 ayda meslek liselerinden üniversitelere kadar birçok eğitim kurumuna gerek teknik destek sağlayarak gerekse öğrencilerin gelişimine yönelik

programlar üreterek daha bilinçli ve donanımlı bir neslin yetişmesi-ne katkı sağladı.

Yıl içerisinde kültür ve sanata katkı da unutulmadı. MTSO Sanat Galeri-si’nde resim, heykel ve fotoğraf ser-gisinden oluşan 17 adet sergi açılışı yapıldı. Şehir dışı ve yurtdışından gelen sanatçılar Mersinli sanatse-verlerle buluşturuldu. Çeşitli pa-neller düzenlendi, kitap tanıtımları ve eser satışları gerçekleştirilerek sanata ve sanatçıya destek sürdü-rüldü. Mersin’deki koleksiyoner-leri artırma hedefinde olan MTSO Sanat Galerisi, başarılı bir sezona daha imza attı.

Özetlemek gerekirse geçmişte oldu-ğu gibi yılın ilk yarısında da MTSO ticaretten ihracata, eğitimden kül-tür ve sanata kadar kenti ilgilen-diren her alanda üzerine düşeni yaptı. Geleceğe yönelik önemli kat-kılar sağlayacak büyük projelerin tohumlarını ekerken, yılın ikinci yarısında da yine sonuçları somut olarak gözlemlenebilecek projeleri hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Ticari Bilgi ve İstihbarat Merke-zi’nin kurulumu, Lojistik ve Sanayi Arama Konferansları, nematod ile mücadele çalışmaları, uygulamalı proje yazma eğitimleri yıl içinde hayata geçirilen diğer projelerden yalnızca birkaçı.

Şimdi yılın ilk yarısında yapılan çalışmalardan bazılarını yakından inceleyelim.

Ticari Bilgi ve İstihbarat Merke-zi (TBİM):

Komşu ülkelerle sıkıntı yaşandığı, ihracat rakamlarının istenilen se-viyelerde seyretmediği bir ortamda Türkiye’nin 2023 yılı 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşma-sına katkı sağlamak adına MTSO önemli bir projeye imza attı.

Eylül ayından itibaren TBİM aracı-lığıyla tüm üyeler hedef pazar ana-liz raporlarına, hedef müşterilere, rakip analizlerine, üretilen ürüne ilişkin uluslararası alanda uygula-nan kotalara, açık ve sonuçlanan ihale bilgilerine ulaşabileceği gibi birebir dış ticaret danışmanlığı ve eğitimini de MTSO TBİM uzmanla-rından alabilecek.

İç pazarda kar oranlarının düş-müş olması dolayısıyla firmaların ayakta kalabilmeleri için yurtdışı-na açılmaları artık bir zorunluluk haline geldi. Öte yandan tek başı-na yurtdışına açılmak da yetmiyor maalesef. Çünkü yurtdışında da firmanın karını maksimize edeceği “doğru” pazarları bulması da önem kazanıyor. Burada da ticari istihba-rat ihtiyacı doğuyor.

Bu noktadan hareketle MTSO üye-lerinin her birinin birer dünya fir-ması olmasını sağlamak ve içeride yaşanan krizlerden etkilenmemesi veya yurtdışında tek bir pazara bağlı kalmaması adına Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ni kurdu.

MTSO Proje Müdürlüğü tarafından yürütülenTBİM, Çukurova Kalkın-ma Ajansı (ÇKA) hibe programı “TR62 (Adana, Mersin) Bölgesi’nde Yer Alan Firmaların Rekabet Ede-

bilirliği”önceliği kapsamındaku-ruldu. Proje çerçevesinde hizmet verecek olan MTSO TBİM mevcut durumda pilot saha çalışmalarını sürdürüyor. Çalışma kapsamında “4 Adımda Nokta Atışı İhracat” programı düzenleniyor.

Programa katılan yaklaşık 30 firma 3 ay sürecek eğitim ve birebir da-nışmanlık programı çerçevesinde “Hedef Pazar Araştırması ile Anali-zi” ve “Potansiyel Müşteri Bilgisi ve Rakip Analizi” yapıyor. MTSO çatı-sı altında TBİM tarafından verilen eğitimler ve danışmanlık hizmeti sonunda katılımcı firmalar kendi faaliyet gösterdikleri sektörlere yö-nelik belirledikleri hedef pazarda, hedef müşteri bilgilerine ulaşarak nokta atışı ihracat gerçekleştirecek.

MTSO, Akredite Sınav ve Belgelendirme Merkezi:

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan-lığı tarafından 50’ye yakın meslek grubunda mesleki yeterlilik ve belgelendirme çalışmaları başla-tılmış olup, mesleki yeterlilik bel-gesi olmayanlar, tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde çalışamayacaklar-dır. Bu noktadan hareketle MTSO, bir lojistik ve dış ticaret kenti olan Mersin’in bu iki alandaki ağırlığını

yurt genelinde hissettirmek adına, mesleki yeterlilik belgesi verme ça-lışmalarına başladı.

İlk aşamada “Dış Ticaret Sorumlu-su ve Lojistik Operasyon Yöneticisi Mesleki Yeterlilik Çalıştayı” dü-zenleyen MTSO, sektör temsilcile-rini lojistik ve dış ticaret alanında uzman danışmanlarla bir araya getirdi. Bu buluşmada Lojistik Ope-rasyon Yöneticisi (seviye 6), Dış Ti-caret Sorumlusu (seviye 5), Lojistik Operasyon Sorumlusu (seviye 5),

Dış Ticaret Elemanı (Seviye 4), Uluslararası Ticaret Uzmanı (Sevi-ye 6) konularında 5 yeterlilik ve bir de ulusal meslek standardı belir-lendi. Sektör temsilcileriyle ortak hazırlanan yeterlilik, önümüzdeki süreçte danışmanlar tarafından derlenerek, Mesleki Yeterlilik Ku-rumu’nun (MYK) talep ettiği for-mata getirilip, onaya sunulacak.

2017 yılı Haziran ayında çalışma-ların tamamlanmasıyla birlikte MTSO çatısı altında TÜRKAK ve Mesleki Yeterlilik Kurumu Akredi-tasyonu’na sahip, ‘Personel Sınav ve Belgelendirme Merkezi’ kurula-rak üye firmaların hizmetine sunu-lacak.

Türkiye’de şu anda dış ticaret ve lo-jistik alanındaki meslek dallarına yönelik akredite bir sınav ve belge-lendirme merkezinin bulunmuyor olması dolayısıyla, MTSO, Akredite Sınav ve Belgelendirme Merkezi ile Türkiye’de bir ilke imza atmış olacak. Bu hizmetler sonrasında MTSO, Türkiye genelinden gelecek tüm taleplere yanıt verebilecek.

Mersin Lojistik Sektörü Mikro Sorunların Tespiti ve Çözüm Önerileri Arama Konferansı:

MTSO, yılın ilk yarısında sektör-lere ışık tutmayı da sürdürdü. Bu bağlamda bir lojistik kenti olan Mersin’de sektörün bir adım daha ileri taşınabilmesi adına “Mikro Sorunların Tespiti ve Çözüm Öne-rileri” başlıklı bir arama konferansı düzenlendi.

Bu konferansta kamu, sivil toplum kuruluşları, üniversite ve özel sek-

tör temsilcileri olmak üzere sektö-rün tüm paydaşları bir araya geldi. Geniş kapsamlı konferansta Mersin taşımacılık ve lojistik sektörünün mevcut sorunları ele alınıp çözüm önerileri tartışıldı. Makro sorunlar değil, kısa vadede çözüm getirecek mikro sorunların masaya yatırıl-dığı konferans sonunda sektörün gelecek vizyonunu belirleyecek ey-lem planları ortaya kondu.

Konferans sonunda hazırlanan raporda gümrük uygulamaları, ulaştırma sorunları ve liman ile il-gili sorunlar olmak üzere 3 temel sorunun öne çıktığı görüldü. Diğer sorunlar ise sırasıyla şöyle sırala-nabilir:

1. Gümrük ve dış ticaret uygulama-ları ile ilgili sorunlar 2. Ulaştırma sorunları 3. Liman ile ilgili sorunlar 4. Yasa ve mevzuat sorunları 5. Sektörel eğitim ve insan kaynağı sorunları 6. Sektörün kayıt dışılık ve yetki-sizlik sorunları 7. Kantar sorunları 8. Sektörel sigorta sorunları 9. Depolama sorunları 10. Resmi kurumlar ve özel sektö-rün farklılık sorunları 11. Teknik ve teknolojik altyapı

sorunları 12. Özellikli lojistik alanları ve sorunları

Mersin Sanayisi, Gelecek Vizyonunda Sorunlar, Çözümler ve Eylem Planı Arama Konferansı:

MTSO tarafından Mersin Sanayisi, Gelecek Vizyonunda Sorunlar, Çö-zümler ve Eylem Planı Arama Kon-feransı gerçekleştirildi. Bu konfe-rans ile sektörün makro ve mikro sorunları saptanarak çözüme yö-nelik yol haritası belirlendi.

110 kişinin katıldığı Arama Konfe-ransı’nda katılımcılar sanayiciler, sanayi ve üretim KOBİ’leri, yerel yönetim temsilcileri, sanayi ile il-gili STK ve dernekler, SİAD’lar, il-gili kamu kurum ve kuruluşları ile üniversitelerden oluştu. Konferans sonunda hazırlanan sonuç rapo-runda 3 altyapı, rekabet ve eğitim olmak üzere üç ana sorun belirlen-di.

En çok üzerinde durulan sorunlar 8 maddede toplandı. Bu maddeler şöyle:

1. Fiziksel altyapı sorunları

a. Yatırım altyapı sorunları b. Ulaşım altyapı sorunları c. Enerji altyapı sorunları d. Çevre altyapı sorunları e. Teknoloji altyapı sorunları

2. Rekabet sorunları 3. Eğitim ve insan kaynakları so-runları 4. Kamu ile ilgili hukuki/yasa ve mevzuat sorunları 5. Finans sorunları 6. Hibe ve destek veren kamu ku-rumları ile ilgili proje sorunları 7. Üniversite-sanayi iş birliği so-runları 8. Dış politika ve Suriyeli göçmen sorunları

Nematod ve Kök Hastalıkları ile Mücadele Projesi:

MTSO yılın ilk yarısında lojistiğin yanı sıra tarım sektörünün gelişi-mine yönelik çalışmalarına da de-vam etti.

Bölge ihracatında önemli ürünler arasında yer alan ve uzun zaman-dır ihraç edildiği ülkelerden kalıntı sorunu nedeniyle geri dönen biber üzerinde çalışma yürüten MTSO başarıya ulaştı.

Örtü altı biber yetiştiriciliğinde sorun olan nematod ve kök hasta-lıklarına karşı toprak dezenfeksi-yonuna yönelik demonstrasyon ve

eğitim çalışmaları bu yıl da devam etti.

Nematod ve Kök Hastalıkları ile Mücadele Projesi kapsamında gü-neşi dezenfeksiyon amaçlı kulla-narak Türkiye’de model oluşturan MTSO, Biberde Tarla Günü Etkin-liklerini sürdürdü. Elde edilen sonuçlar kamuoyu ile paylaşıldı. Proje kapsamında uygulanan yön-temler sonucunda biberde yüzde 50’ye yakın verim artışı sağlanır-ken hastalık düzeyinin yüzde 5’lere indiği saptandı. Bölge çiftçisi, sola-rizasyonla mücadele yöntemini benimsedi. Hedef, sürdürülebilir ve güvenli tarım uygulamalarında Mersin’i markalaştırmak.

Seyahat Bloggerlarının Mersin Tanıtımı:

Yıl içinde turizme yönelik çalışma-lar da gerçekleştirildi. MTSO’nun-

desteği, 25 No’lu Seyahat Acente-leri, Konaklama, Eğlence, Sanat, Spor İşletmeleri Meslek Komitesi ve www.gezgindünyası.com işbir-liğinde Türkiye’nin farklı şehirle-rinde yaşayan 12 seyahat bloggerı Mersin’de buluştu. Türkiye’de ilk kez bir destinasyon gezisinde bir araya gelen seyahat bloggerları kenti tanıttı. Tarsus’tan Anamur’a kadar kentin tarihi ve turistik bölgelerini gezen, yerel lezzetleri deneyimleyen bloggerlar, kenti anlatan yazı, fotoğraf ve videolar-la takipçileri nezdinde farkındalık yarattı. Bu sayede kent tanıtımında sınırlı bütçe ile maksimum verim elde edildi. 7 milyona yakın kişiye ulaşılarak Mersin ismi duyuruldu ve cazip bir destinasyon olarak ha-fızalarda yer alması sağlandı.

KOBİGEL KOBİ Gelişim Destek Programı:

KOBİ’lerin gelişimi adına proje yazmak, desteklerden faydalana-bilmek büyük önem taşıyor.

Bu noktadan hareketle MTSO, KOS-GEB ile işbirliği içinde KOBİGEL KOBİ Gelişim Destek Programı kap-samında 35 firmanın katılımıyla birebir uygulamalı proje hazırlama çalışması gerçekleştirdi. Bu çalış-ma sonunda Mersin, KOBİGEL pro-je başvurusunda Türkiye genelinde 4’üncü il olurken değerlendirme için kabul edilen projeler arasında 3’ncü il oldu.

7. Akdeniz Turizm Forumu – MEDITOUR 2016 Hazırlıkları:

2007 yılından bu yana Akdeniz Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği – ASCAME üyesi olan MTSO, üyele-rinin bu networkün sahip olduğu imkânlardan maksimum düzeyde faydalanması için Birliğin hayata geçirdiği çalışmalarda aktif bir şe-kilde yer alıyor.

MTSO’nun bu aktif katılımı ve 2011 yılından bu yana sürdürdüğü lobi çalışmaları neticesinde ASCAME en prestijli etkinliklerinden birisi olan MEDITOUR’u 2016 yılında Mersin’de düzenleme kararı aldı. İki yılda bir organize edilen bu organizasyon ilk kez 2003’te Tan-ca’da düzenlendi.

Sonrasında ise sırasıyla Antalya, Yasmine Hammamet, Malaga, Mar-silya, Barselona’da düzenlendi. Akdeniz turizminin önde gelen şe-hirlerinin ardından MEDITOUR’un Mersin’de düzenlenecek olması MTSO’yu da hazırlıklar konusunda daha titiz davranmaya yöneltti.

28-30 Eylül’de düzenlenecek etkin-

liğe yönelik olarak hayata geçirilen hazırlıklar yılın ilk 6 ayında daha da hız kazandı.

ASCAME çatısı altında yürütülen organizasyonda, ulusal düzeyde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye Seyahat Acentele-ri Birliği (TÜRSAB), Türk Havayol-ları ve SKAL International ile işbir-liği yapan MTSO, yerelde de Mersin Valiliği, Mersin Büyükşehir Beledi-yesi ve Çukurova Kalkınma Ajansı ile yakın işbirliği halindedir. Öte yandan, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü de MTSO’nun yü-rüttüğü çalışmalar neticesinde or-ganizasyonu yakından takip eden kurumlar arasında yer aldı.

Organizasyonda yer alacak konuş-macılara yönelik güncel bilgiler organizasyonun web sayfası ve sosyal medya hesaplarından takip edilebilir.

YAYIN ADI VE SAYFA NO

5 YIL: 18 | SAYI: 313 | 3 - 17 Temmuz | www.mtso.org.tr

MTSO Kent ekonomisine değer katıyor

MTSO, yaptığı çalışmalar, ürettiği projelerle kentte sanayiden lojistiğe, ihracattan tarıma, turizmden eğitime, kültür ve sanata kadar her alanda gelişimin öncüsü olmayı sürdürüyor.

MTSO Sanat Galerisi resim, heykel ve fotoğraf sergilerine ev sahipliği yapmaya devam ediyor

MTSO’nun desteğiyle seyahat bloggerları Mersin’de buluşarak şehrimizi tanıttılar

Tarım sektörüne destek kapsamında Nematod ve Kök Hastalıkları ile Mücadele Projesi yürütülüyor

Page 6: MTSO Haber Sayı 313

CMYKYAYIN ADI VE SAYFA NO

6 YIL: 18 | SAYI: 313 | 3 - 17 Temmuz | www.mtso.org.tr

İnşaat ve gıda ithalatını giderek artıran ülke:

Angola’da 27 yıl devam eden iç savaşlar ülkenin gerek inşaat

sektöründe gerekse tarımda dışa bağımlı yapısını güçlendiriyor. İç savaşlar nedeniyle tamamen yıkılan altyapının inşa edilmesinde ülke-deki kurumlar ve insan kaynakları-nın yetersiz kalması bu hizmetlerin alımında ülkeyi dışa bağımlı hale getiriyor. Aynı şekilde iç savaş sü-reci inşaat sektörünü olduğu kadar tarımsal altyapıyı da olumsuz etkili-yor. İş savaşa kadar tarımsal üretim-de önemli ülkeler arasında yer alan Angola’nın bugün tarımsal altyapısı-nın tamamına yakını bozulmuş du-rumda. Bu durum, tarımsal üretimin çok az miktarda ve verimsiz şekilde gerçekleştirilmesine neden oluyor. Bu nedenle Angola bugün gıda ihti-yacını büyük oranda ithalatla karşı-lamak durumunda kalıyor. Angola, gıda ve tüketim ihtiyacının büyük bölümünü ve sermaye ürünleri ihti-yacının ise nerdeyse tamamını itha-latla karşılıyor.

Hükümet özel sektör ve yabacı yatı-rımların önemini kavramış, yabancı yatırım çekmek ve yatırım ortamını iyileştirmek için gerekli adımları atı-yor. Ülkenin en önemli gelir kaynak-ları ise petrol ve elmas.

Coğrafi konum

Angola; batısında Atlantik Okya-nusu, güneyinde Namibya, güney doğusunda Zambiya, kuzeyinde ve doğusunda ise Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin yer aldığı bir Güney Batı Afrika ülkesidir. Diğer taraftan, ülkeden ayrı bir toprak parçası olan Kabinda (Cabinda) bölgesi Ango-la’ya aittir. Batıda Atlantik Okyanu-su ile kıyısı olan Kabinda, kuzeyde Kongo Cumhuriyeti, doğu ve güne-yinde ise Demokratik Kongo Cum-huriyeti ile çevrilidir. Ülkenin 4 bin 837 kilometre uzunluğunda sınırı bulunmaktadır.

Angola, Afrika kıtasında Portekizce konuşan ülkeler arasında en büyü-ğüdür. Angola’nın 2/3’ü platolarla kaplıdır. Ortalama yükseklik bin 50 – bin 350 metre arasındadır. Ango-la’nın en yüksek noktası, Huambo vilayetinde yer alan 2 bin 620 metre yüksekliğindeki Moco Dağı’dır.

Namibya’dan Luanda’ya kadar olan bölge kuru bir kıyı şeridi, iç yüksek bölgeleri nemli, güney doğu ve gü-ney iç bölgeleri kuru savan, kuzey-de ve Kabinda (Cabinda) bölgesi ise yağmur ormanlarından oluşmakta-dır.

Nüfus ve işgücü yapısı

Angola’daki en son nüfus sayımı 1970 yılında gerçekleştirilmiştir. Nüfus verileri, 1970 yılında yapı-lan nüfus sayımı üzerinden yapılan tahminlere dayanmaktadır. Nüfus, Ovinbudu, Kinbumdo ve Kikongo ol-mak üzere üç ana etnik topluluktan oluşmaktadır.

2013 EIU tahminlerine göre Ango-la’nın nüfusu 21,5 milyondur. Nüfu-sun yüzde 60’ının yoksulluk fakirlik

sınırının altında yaşadığı tahmin edilmektedir.

Ekonomik yapı

Angola ekonomisinin merkezinde petrol bulunur. Ülkenin ekonomik gelişmesi, refahı, sosyal gelişme ve kalkınma tamamen petrole bağlıdır. Petrol fiyatlarındaki olası yükselişler doğrudan ülke Gayri Safi Milli Hası-la’sını (GSMH) ve ithalatını etkiler.

Angola, Günde 1,7 milyon varil üre-timle Nijerya’dan sonra Sahraaltı Af-rika’nın en fazla ham petrol üreten ikinci ülkesidir. Petrol rezervlerinin yüzde 65’i Kabinda bölgesinde yer alır. Diğer taraftan, yeni petrol sa-halarının bulunmasıyla, Angola’nın Afrika’da en fazla petrol üreten ülke olacağı tahmin edilmektedir. Petrol büyük oranda kıyı şeridinde çıka-rılır. Hükümet, ülke ekonomisinin petrole olan bağımlılığını azaltmak için çalışmalar yürütmektedir.

Petrol, Angola GSMH’nin yüzde 85’ini, ihracatın yüzde 97’sini ve hükümet gelirlerinin yüzde 83’ünü oluşturur. Angola’nın, dünyada, ekonomisi petrole bağımlı olması açısından Libya’dan sonra ikinci ülke olduğu söylenebilir.

27 yıl süren iç savaş nedeniyle tama-men yıkılan alt yapının inşa edilme-sinde kurumlar ve insan kaynakları yetersiz kalmaktadır. Bununla bir-likte, 27 yıl süren iç savaştan sonra, Angola hükümeti, temel olarak pet-rolden elde ettiği gelirle ve yabancı yatırım çekmekle ülkeyi yeniden inşa etmeye çalışır.

Petrolden sonra ülkenin en önemli ihracat ürünü elmastır. Ülkede, yılda 6 milyon karat elmas üretilir.

Angola bağımsızlığını kazandıktan sonra, başta, muz, kahve, sisal, pa-muk, mısır ve tuz olmak üzere önem-li oranda tarımsal ürün üretimi ve ihracatı gerçekleştirmeye başlar. Ancak sonrasında ülkede yaşanan, iç savaş nedeniyle altyapı yok olur. Nüfus büyük oranda yer değiştirir ve tarımsal alanların yerine maden sahaları ortaya çıkar. Bu nedenle, ta-rımsal üretim çok az miktarda ve ve-rimsiz bir şekilde gerçekleştirilmeye başlar. Günümüzde gıda ihtiyacı bü-yük oranda ithalatla karşılanır.

Angola, OPEC’in yanı sıra Doğalgaz İhraç Eden Ülkeler Forumu’na ka-tılmak istemektedir. Önümüzdeki yıllarda ülkenin temel ekonomik politikası, makro ekonomik istikrarı tehlikeye atmadan fakirliği azaltma programına ve altyapı rehabilitas-yonunun ikinci dalgasına yoğunla-şacağı beklenmektedir. Alt yapı ve konut yatırımlarındaki artış büyük oranda petrol gelirlerine bağlıdır.

Angola’da çok önemli ve fazla iş ve yatırım fırsatı olmasına rağmen pa-zarın ve pazardaki kurumların ve aktörlerin tam olarak oturmaması nedeniyle çeşitli sıkıntılar bulun-duğu söylenebilir. Angola’da, pazar fırsatlarına rağmen, pazara girişteki

yüksek maliyetler, karmaşık bü-rokratik işlemler, yetersiz iletişim altyapısı, İngilizcenin az kullanımı ve zayıf alt yapı gibi olumsuzluklar bulunmaktadır. Bu nedenle pazara yeni girecek olanların dikkatli olma-sı gerekmektedir.

Angola, 2012 yılında yayımlanan Birleşmiş Milletler İnsani Gelişme Raporunda dünya ülkeleri arasında 148. sırada yer alır. Ülkede, çok yük-sek oranda bir gelir dağılımı bozuk-luğu bulunmaktadır.

Hayat standardı ve işsizlik

Ülkede çok yüksek oranda işsizlik bulunmaktadır. İşsizliği azaltmak için hükümet, başta petrol şirketleri olmak üzere yabancı yatırımcılara yerel eleman istihdam etmeleri için baskı yapar.

Nüfusun 3’te 2’si yoksulluk sınırı-nın altında yaşar. Birleşmiş Millet-ler İnsani Gelişme Raporu 2009’da (Human Development Report 2009) yer alan verilere göre 2007 yılında Angola’daki nüfusun yüzde 70,2’si günlük 2 ABD Doları, nüfusun yüzde 54,3’ü ise 1,25 ABD Dolarının altında bir gelirle yaşamlarını sürdürmekte-

dir. Angola adı geçen İnsani Gelişme Raporu’nda dünya ülkeleri arasın-da 143’üncü sırada yer alır. Ülkede, çok yüksek oranda bir gelir dağılımı bozukluğu bulunmaktadır. Bahse konu Endeks’e göre Angola’daki 15 yaş ve üstü nüfusun yüzde 32,6’sı okuma-yazma bilmemektedir. Diğer taraftan, nüfusun yüzde 80’nin oku-ma-yazma bilmediği söylenebilir.

Doğrudan yabancı yatırımlar

Angola’da çok önemli, karlı ve fazla iş ve yatırım fırsatı olmasına rağmen pazarda önemli oranda riskler de bulunur. Yüksek pazar fırsatlarına ve ilerlemeye rağmen, pazara giriş-teki yüksek maliyetler, karmaşık bürokratik işlemler, yetersiz iletişim altyapısı, İngilizcenin az kullanımı ve zayıf alt yapı gibi olumsuzluklar birçok yabancı yatırımın gelmesini ertelemekte ve birçok projenin uy-gulanmasını geciktirmektedir.

Ülkedeki özel yatırımları düzenle-

yen kanun 2011 yılında yürürlüğe girmiştir. Yatırımın ülkedeki teşvik-lerden yararlanabilmesi için mini-mum yatırım tutarı 100 bin dolar-dan 1 milyon dolara yükseltilmiştir.

Dünya Bankası – Uluslararası Fi-nans Kurumu tarafından yayımla-nan İş Yapabilirlik Raporu- Doing Business 2013 raporunda, iş yapma kolaylığı açısından Angola, dünya sıralamasında 172’nci sırada yer alır.

Angola, gıda ve tüketim ihtiyacı-nın büyük bölümünü ve sermaye ürünleri ihtiyacının ise nerdeyse tamamını ithalatla karşılamakta-dır. Hükümet özel sektör ve yabacı yatırımların önemini kavramış ve yabancı yatırım çekmek ve yatırım ortamını iyileştirmek için gerekli adımları atmaktadır.

Üyesi olduğu uluslararası kuruluşlar

BM, Afrika Birliği, Güney Afrika Kalkınma Topluluğu (SADC), Bü-yük Göller Bölgesi Uluslararası Konferansı (ICGLR), Portekizce Ko-nuşulan Ülkeler Topluluğu (CPLP), Portekizce Konuşan Afrika Ülkele-ri Topluluğu (PALOP), Orta Afrika

Devletleri Ekonomik Topluluğu (EC-CAS), Petrol İhraç Eden Ülkeler Ör-gütü (OPEC), Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ticaret Örgütü (WTO)

Dış ticaret

Angola’nın ihracatının yüzde 97’sini petrol oluşturur. Bu nedenle, Ango-la’nın ihracatı petrol fiyatlarındaki dalgalanmalara bağlıdır. Petrol fi-yatlarındaki azalma ve artışlar An-gola’nın ihracatını doğrudan etkiler. 2013 yılında 74,2 milyar dolarla maksimum miktarına ulaşan ihra-catı 2014 yılı itibariyle 63,7 milyar dolara geriler. EIU tahmini verilerine göre de petrol fiyatlarındaki azalma nedeniyle 2015 ve 2016 yıllarında Angolla’nın ithalatının 40 milyar dolar civarında gerçekleşmesi bek-lenmektedir.

Angola’nın ithalatı sürekli artış gös-terir. 2005 yılındaki 10,3 milyar do-larlık ithalat 2014 yılında yaklaşık 26 milyar dolara yükselmiştir. İtha-

lattaki değişimin de petrol fiyatla-rından etkilenmesi beklenmektedir.

Angolla’nın ihracatının yüzde 98,3’ünü petrol ürünleri, yüzde 1,3’ünü de elmas ihracatı oluşturur. Diğer ürünlerin ihracattaki payı ise yalnızca yüzde 0,4’tür.

Angolla’nın ithalatı ise 2014 yılında dörtlü bazda 1150 kalem üründe ger-çekleşmiştir. İthalatında su taşıtları, petrol yağları, mobilyalar otomobil-ler, çeşitli aksam ve parçaları, beyaz et ve inşaat malzemeleri önemli yer tutar.

Angola, ihracatının yaklaşık yarısını Çin’e yapmaktadır. Çin Angolla’nın petrol ihraç ettiği en önemli ülke-dir. Çin’i ABD, Hindistan, İspanya ve Tayvan takip eder.

Angolla’nın ithalat gerçekleştirdiği en önemli ülke Çin’dir (yüzde 23). Çin’i, Portekiz, ABD ve Güney Kore takip eder.

Türkiye – Angola ilişkileri

Türkiye, Angola’yı bağımsızlığını kazandığı 1975 yılında tanımıştır. Angola ile ilişkilerini 1998 yılında başlatılan Afrika Açılımı politikası çerçevesinde geliştirmeye önem ver-mektedir.

Angola ile Türkiye arasındaki siya-si, ekonomik ve kültürel ilişkilerin ivme ve içerik kazandırılması hedef-lenmektedir.

Türkiye ile Angola arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin temelini 22 Ağustos 2008 tarihinde imzalanan Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirli-ği Anlaşması oluşturmaktadır. Ango-la ile Türkiye’nin ikili ticaret hacmi 2015 yılı sonu itibarıyla yaklaşık 196 milyon ABD Dolarına ulaşmış-tır. Türkiye’nin ihracatı 195,7 milyon ABD Doları, ithalatı ise 0,2 milyon ABD Doları civarındadır.

Başlıca ihracat kalemlerini ise gıda, tekstil, hazır giyim ve inşaat ürünleri oluşturur. Bununla birlikte, Angola ile Türkiye ticaretinin, bavul ticareti ve üçüncü ülkeler üzerinden Ango-la pazarına sokulan mallar dikkate alındığında resmi kayıtların üzerin-de olduğu tahmin edilmektedir.

İşadamlarının Pazarda Dikkat Etmesi Gereken Hususlar

Ticareti etkileyen kültürel faktörler

Angola’da konaklama ve yemek pa-halı olup kısa sürede oda bulmak da oldukça zordur. Angola’ya giden uçaklarda doluluk oranı genellikle yüksektir. Konaklama ve uçak bilet-lerinin yaklaşık bir ay önceden ayar-lanması büyük önem taşır.

Uluslararası danışmanlık ve araş-tırma şirketlerinden Mercer tara-fından yayınlanan Yaşam Maliyeti Anketi’ne göre, 214 şehir arasında ve 240 kalem üzerinden yapılan de-ğerlendirmede Angola’nın başkenti Luanda dünyanın en pahalı şehri

seçilmiştir.

Pasaport ve vize işlemleri

Diplomatik (Kırmızı), Hizmet (Gri), Hususi (Yeşil) ve Umuma Mahsus Pasaportu (Lacivert) olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Ango-la’ya yapacakları seyahatler vizeye tabidir. Angola’nın Ankara Büyükel-çiliğine başvuru yapılmalıdır.

Angola’ya girişlerde geçerli bir pa-saport ve sarı humma sertifikası gerekir. Sarı Humma Sertifikası ve sarı humma aşısına ilişkin bilgilere Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü’nün www.hssgm.gov.tr/ internet adresinden ulaşılabilir.

Resmi tatiller

1 Ocak - Yılbaşı

4 Ocak - Şehitler Günü

4 Şubat - Portekiz Kolonizmine Kar-şı Silahlı Mücadele Başlangıcının Yıldönümü

8 Mart - Dünya Kadınlar Günü – Karnaval Günü

4 Nisan - Barış ve Ulusal Mutabakat Günü

22 Nisan - Güzel Cuma

1 Mayıs - İşçi Bayramı

25 Mayıs - Afrika Günü

1 Haziran - Uluslararası Çocuklar Günü

1 Ağustos - Silahlı Kuvvetler Günü

17 Eylül - Ulusal Kahraman Günü, Dr Agostinho Neto’nun Doğum Günü

2 Kasım - Tüm Ruhlar Günü

11 Kasım - Bağımsızlık Günü

25 Aralık - Noel Günü ve Aile Günü

Kullanılan Dil

Ülkenin resmi dili, Portekizce olup, ülkede çoğunlukla bu dil konuşulur. Portekizcenin yanı sıra yerel diller olan Kimbundu, Bakongo, Ovim-bundu da konuşulmaktadır. Ülkenin kuzey sınır bölgelerinde Fransızca; Zambiya ve Namibya sınır bölgele-rinde ise az miktarda İngilizce konu-şulur.

Ulaşım

Ülkemizden Angola’ya doğrudan hava yolu ulaşımı bulunmamakta-dır. Angola’nın başkenti Luanda’ya doğrudan sefer düzenleyen başlıca hava yolları, Portekiz, Frankfurt, Londra, Paris, Dubai, Pekin, Johan-nesburg ve Nairobi’dir.

Quatro de Fevereiro Uluslararası Ha-vaalanı başkent Luanda şehir mer-kezinden 4 kilometre uzaklıktadır. Havaalanının şehir merkezine uzak-lığı trafiğe bağlı olarak yaklaşık 15 dakika sürer. Havaalanında ayrıca aşı kontrolü (sarı kart) talep edilir.

Page 7: MTSO Haber Sayı 313

CMYKYAYIN ADI VE SAYFA NO

7 YIL: 18 | SAYI: 313 | 3 - 17 Temmuz | www.mtso.org.tr

Dünyayla rekabetin çözümü: Ticari İstihbarat

RIS MERSİN + PROJESİ ÖZEL HABERİ: İNOVASYONLA MERSİN'İ ÖN PLANA ÇIKARAN FİRMALARIMIZ

Proje kapsamında eğitim alan fir-malar, somut bir destek almanın

mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. “İhracatımızı artırma noktasında MTSO bizlere balık vermek yerine balık tutmayı öğretiyor” değerlen-dirmesini yapan katılımcılar, henüz çalışmanın başında olmalarına rağ-men şimdiden temsil ettikleri fir-maların ihracat potansiyelini artır-

maya odaklandı. Firma temsilcileri aldıkları eğitimlerden elde ettikleri kazanımları, hedeflerini ve bundan sonra atacakları adımları anlattı.

Akın Kuruağaç (Alpa İnşaat Tedarik Zinciri Yöneticisi): Eğitime Adana’dan katıldım. Yapı kimyasalları, özellikle de poliüretan malzemeler üretimi yapan bir

firmayız. Mevcut durumda 30’a yakın ülkeye ihracatımız var. Ancak artık daralan Ortadoğu pazarından uzaklaşmak ve yeni pazarlara açılmak istiyoruz. Takipte olduğumuz birkaç ülke var. Bu eğitim sayesinde doğru pazarlar mı takibimizde ya da bu pazarlardaki rakiplerimizin durumu nedir onu görüyoruz.

Eğitimler sırasında yaptığımız tablolara göre doğru yolda olduğumuzu görüyoruz. Ayrıca edindiğimiz bilgilerle düşündüğümüz pazarlarda farklı ne gibi aktiviteler yapabileceğimizi saptayacağız.

Ayrıca gözden kaçırdığımız ülke bulunup bulunmadığını da yine bu çalışma ile görüyoruz. Rakiplerimizin detaylı bilgilerine ulaşmamız bizim girmek istediğimiz pazarda nasıl bir pozisyon almamız gerektiği noktasında önemli bir ışık tutuyor. Rakip bilgilerine ulaşmanın bir diğer önemi de rakibin çalıştığı pazarda daha az efor sarf etmenizi beraberinde getiriyor.

Böylesi bir eğitimden çok memnun kaldım. MTSO’ya teşekkür ediyoruz. Kesinlikle ihracatın sıkıntıda olduğu bu dönemde ve elbette sonrasında

büyük katkı sağlayacağına inanıyo-rum. İyi değerlendirilmeli.

Nurcan Yiğit (Yiğit Dondurma Külah Firma Sahibi): Mersin’de faaliyet gösteriyoruz. Dondurma külahı üretimi yapıyoruz ve mevcut durumda yalnızca 5 ülkeye ihracatımız bulunmakta. Hiç girmediğimiz ancak durumlarını merak ettiğimiz ülkeler var. Özellikle komşu ülkelerimizi markaja almıştık ve bu eğitim ile bu pazarların bizim ürünlerimiz adına verimliliğini çok net şekilde görme imkanı yakalıyoruz.

Ayrıca istihbarat ile aklımızda olmayan ülkelerin durumlarını da görme fırsatı yakalayacağız. Eğitimler sırasında oluşturduğumuz tabloları gördükçe nokta atışı ihracat gerçekleştirebileceğimizi anladık. Mevcut ihracat noktalarımızda Pazar paylarımızın iyi olduğunu düşünüyorum ancak bizim hedefimiz yeni pazarlar ve TBİM’in de bu noktada doğru adres olduğunu düşünüyorum.

Kesinlikle destekleyici ve firmala-rı geliştirici bir çalışma olduğunu düşünüyorum ve böyle bir projede yer almaktan çok mutluyum. Uma-rım kentimizdeki değer firmalar ta-

rafından da iyi değerlendirilebilir. Özellikle verilecek olan danışmanlık desteğini çok önemsiyorum. Asıl et-kili sonuçların bu desteklerle birlik-te alınabileceğine inanıyorum.

Ali Yalçın (Hoby Tekstil Gıda İhracat Sorumlusu): Tarsus’ta faaliyet gösteren bir firmayız. Tıbbi aromatik bitkilerin üretimini yapıyoruz. 10’dan fazla ülkeye ihracatımız bulunmakta. Belirlediğimiz hedef ülkelerde faaliyetlerimizi artırmak, yeni pazarlara açılmak öncelikli hedefimiz.Bu nedenle tam da hedeflerimizle bire bir örtüşen bir eğitime katıldığımı düşünüyorum.

Bu eğitimlerle birlikte yalnızca rakibin değil, alıcının da detaylı bilgisine ulaşabiliyorsunuz. Zaten asıl hedefim de alıcı bulabilmek. İstediğim pazarda rekabetçi olabilir miyim onu görüyorum. Başkası satarken benim niye satamadığımı görüyorum ve ona göre pozisyon alabiliyorum. Güçlü bir istihbarat ile rakiplerimin fark etmediği yeni pazarlar bulabileceğime inanıyorum.

MTSO tam da vermesi gereken bir hizmeti veriyor. Firmalara balık vermek yerine ihracatlarını artırmak adına balık tutmayı öğretiyor.

Akdeniz Çivi, Mersin’de 1994 yı-lında inşaat çivisi teli üretimiyle

ticari hayatına başlar. İki yıl sonra bu üretim yöntemiyle kendisini ge-liştiremeyeceğini gören firma, yük-sek teknolojili, katma değeri yüksek ürünlere yönelir. Piyasanın ihtiyaç-larını iyi koklayan Akdeniz Çivi, ge-rek katıldığı yurtdışı fuarlar gerekse fabrika ziyaretleriyle yeni teknoloji-leri yakından takip eder. Bu sayede sektöründe her zaman ilklere imza atarak hizmet verdiği firmaları bir adım ileri taşır. Akdeniz Çivi’nin bir süre sonra sektörde liderlik koltu-ğuna oturması da bu açıdan tesadüf değildir.

Müşteri odaklı hareket ederek ih-tiyaçlara yönelik ar-ge çalışmaları-na ağırlık veren firmanın öncelikli hedefi ise sektörde ithalatın önünü kesmek olur. Yurtdışından aldığı know-how’ı talepler doğrultusunda şekillendirir. Bu ürünleri kendi ar-ge çalışmalarıyla geliştirir. Akdeniz Çivi, tele dizilmiş, plastiğe dizilmiş, kâğıda dizilmiş çiviler, çelik çiviler üreterek Türkiye’de sektöre yön ve-rir.

Başarısının tohumlarını Keresteciler Sitesi’ndeki 1600 metrekarelik alan-da eken Akdeniz Çivi, bugün Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nde (MTSOB) 30 bine yakını kapalı, top-lam 40 bin metrekare alanda üretim yapıyor. 32 ülkeye ihracatı bulunan firma, üretiminin yaklaşık yüzde 40’ını yurtdışına gönderiyor. Ayda 140 konteyner’a yakın ihracatı bu-lunan Akdeniz Çivi, Türkiye’deki ilk bin ihracatçı firma arasında 826’ncı sırada yer alıyor.

RİS MERSİN + çalışmaları kapsa-mında inovasyon ve ar-ge’ye odak-lanarak sektöründe zirveye yerleşen firmaların çalışmalarını incelemeye Akdeniz Çivi ile devam ediyoruz. Akdeniz Çivi Genel Müdürü Serhat Dövenci başarıya giden yolda attığı

adımları anlattı:

“İhtiyaçları doğru tespit etmek önemli”

Faaliyete 1994’te Mersin’de başla-dık. Kurulduğumuzda inşaat çivisi teli üretimini hedefliyorduk. Çünkü böyle bir fabrika yoktu ve bu ürüne ihtiyaç vardı. Keresteciler Sitesi’nde 1600 metrekarelik alanda üretime başlamıştık ve üretim kapasitemiz ise aylık 175 ton civarındaydı. Yal-nızca Mersin ve Adana’ya satış ya-pıyorduk. Oysa bizim hedefimizde önce yurt geneline yayılmak ardın-dan da ihracat vardı. Yaklaşık iki yıl bu ürünün üretimine devam ettik. Ancak sonrasında yalnızca inşaat teli çivisi gibi düşük teknoloji ile üretilen bir ürünün bizi hedefimi-ze taşımayacağını gördük. Bunun üzerine 1996’da yüksek teknolojili, katma değeri yüksek ürünlere geç-memiz gerektiğini anladık. Ardın-dan 1996’da İstanbul’daki Makine Fuarı’na gittim. Yüksek teknolojili ürünlerle ilgili arayış içindeydim. Bu fuarda palet üretiminde çivilerin artık elle çakılmak yerine tabanca kullanımının başladığını gördüm. Otomasyona geçilmişti. Az da olsa çivi çakma tabancalarının ithal edilmeye başlandığını fark ettim. Dolayısıyla bu makinelerde kulla-nılan çiviler de yavaş yavaş ithal ediliyordu. Kısmi olarak üretimi de yapılıyordu. Bu ürünlerin katma değeri de oldukça yüksekti. Bunun üzerine dünyada araştırmaya başla-dım. Amerika ve Avrupa bu ürünün kullanımına 30 yıl önce başlamış-tı. Bu da gelecekte bu ürünün tüm dünyaya yayılacağını gösteriyordu. Türkiye’nin de bu ürünü kullanma-ya başlayacağını düşünerek yatırı-ma başladım. Sektörü biraz daha derinlemesine araştırınca çok ciddi kullanım alanları olduğunu gördüm. Bu alanda çalışmaya başlayacak ilk firmanın marka olacağını biliyor-dum. Mutlaka zorlanacaktım ama

başarılı olursam kalıcı olacağımı düşünüyordum. Bu makinelere yö-nelik çivileri üretmeye karar verdim. Üretimde kullanacağım makineler için yurtdışı fuarları araştırmaya başladım. Karşıma üç seçenek çıktı. Almanya, İtalya ve Tayvan. Almanya ve İtalya’nın makineleri teknolojik açıdan gelişmiş ancak pahalıydı. Tayvan makineleri çok uygundu ama teknoloji olarak çok gerideydi. O günkü ekonomik şartlarımla yine 1996’da Tayvan’a gittim ve 10 gün kalarak çivi üreticilerini dolaştım. Makine satıcılarıyla görüştüm. Çivi çakma tabancaları üreten firmalar-la görüştüm. Çivi üretecektim ama piyasada talep oluşturmak için kul-lanıcıların tabancalarının da olması gerekiyordu. Çok verimli bir seyahat olmuştu. 22 Aralık 1996’da gittiğim Tayvan’dan 1997 yılı Ocak ayında ilk bağlantımı yaparak döndüm. Bir taraftan tele dizme çivi üretimi için makine getirdim, diğer taraftan çivi çakma tabancalarını ithal etmek için anlaşma imzalamıştım.

“Yeniliklere ilk başta direnç gösterilir”

1997’de hem çivi üretimine başla-mıştım hem de ithalata. İthal ettiğim çivi çakma tabancalarını gördükle-rinde sektörde ilk başta bir direnç oldu. Kullanmak istemediler. Ancak benim, ürettiğim çiviler için talep yaratmam gerekiyordu. İşçiler ve patronlar tabanca maliyetlerinin yüksek olduğunda ısrarcıydı. Bu-nun üzerine kampanya başlattım. Belli bir kapasitede çivi alana ta-bancayı bedava verdim ve pek çok kişi tabanca kullanmaya alıştı. Bu sayede tabancaların Türkiye gene-linde yayılmasını sağladım. Şu anda Türkiye’de ayda 4 bin adete yakın palet tabancası kullanılıyor ve en az 3 binini ben satıyorum. Makineleri Tayvan ve Çin’de kendi markamla ürettiriyorum.

Türkiye pazarı istediğimiz hızda ürünlerimizi kabullenmeyince fuar katılımlarını sürdürdüm. Yaptığımız araştırmalarda bu ürüne çevre ül-kelerde de talep olacağını gördüm. 2000 yılına geldiğimizde Yunanis-tan, Bulgaristan, Mısır gibi çevre-mizdeki yakın ülkelerdeki fuarlara da katılmaya başladım. Buralarda tanıttığımız ürünlerimizi satmaya başladık. Hatta bir ara İsrail’in çivi-lerinin tamamını ben satmaya baş-ladım. Teknolojimizi de bu arada

sürekli geliştirdik.

İhracata başlamamızla birlikte Tay-van teknolojisi yetmez oldu. Üretim için Kore’den, Almanya ve sonra-sında Danimarka’dan daha gelişmiş makineler ithal etmeye başladım. Bu sayede ilk zamanlardaki kapasi-temiz olan 170 tonlardan bugünkü kapasitemiz olan aylık 6 bin ton çivi üretim rakamlarına ulaştık. Bu ara-da her yıl teknolojiye yatırım yapma-dan ilerleyemeyeceğimizi anladık. Standart üretime geçebilmek adına sürekli, verimliliğe ve kaliteye yatı-rımlar yaptık.

“Makinelerimizi ihtiyacımıza göre biz ürettik”

Ancak rekabetçi yapımızı da güçlen-dirmemiz gerekiyordu ve kullandı-ğımız üretim makineleri çok paha-lıydı. Bunu da kendi makinelerimizi kendimiz üreterek aştık. Fuarlarda en iyi makineleri satın aldık ve onla-rı geliştirerek ihtiyaçlarımız doğrul-tusundaki makinelere dönüştürdük. Böylece maliyetlerimizi yarı yarıya düşürdük.

Keresteciler Sitesi’ndeki arsamız 10 bin 800 metrekareye ulaştı ancak bu da yeterli gelmeyince 2010 yılı sonunda MTOSB’ye taşındık. Bugün MTOSB’de 30 bine yakını kapalı toplam 40 bin metrekare alanda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ara-larında Avrupa ve Amerika’nın da bulunduğu 32 ülkeye ihracat yapı-yoruz. Üretimimizin yaklaşık yüzde 40’ı yurtdışına gidiyor ve aylık 140 konteyner’a yakın ihracatımız bu-lunmakta. Bu yılın sonundaki hede-fimiz ise aylık 180 konteyner’a ulaş-mak. Mevcut durumda Türkiye’de ilk bin ihracatçı firma arasında 826’ncı sıradayız.

Türkiye pazarının yüzde 65’ini biz satıyoruz. Makine çeşitlerimizi geliş-tirdik. Daha önce tele dizme çivileri üretirken sonrasında plastik ve kağı-da dizilen çiviler de üretmeye başla-dık. Dünyada üretilen, aklınıza gele-bilecek her türlü çiviyi üretiyoruz. 2 cm’den 35 cm’e kadar farklı boy ve cinslerde çiviler üretiyoruz.

“Çelik çivi üretimine başladık”

Araştırmalarımız ve teknolojiye ya-tırımımız halen devam ediyor. 2015 yılı sonunda yüksek karbonlu, be-tona giren 10 mm çeliği delen çelik

çiviler üretmeye başladık. Bu çivi ülkemizde büyük oranda ithal edi-len oldukça teknolojik bir çivi. Aylık yaklaşık 2 milyon dolarlık ithal edi-liyor. Ben henüz çok yeni olmama rağmen bu ithalatın yaklaşık 500 bin dolarlık bölümünü önlediğimi söyleyebilirim. Yılsonundaki he-defim ise ithalatın yaklaşık yüzde 80’ini bitirmek.

Bu ürünün üretimi için çok ciddi teknolojik yatırımlar yaptım. Bu alandaki yatırımın 10 milyon do-larlara ulaştı. Pazar araştırmaları yaptık, piyasanın ihtiyaçlarını tespit ettik. En az ayda 2,5 milyon dolarlık bir piyasa olduğunu gördük. Dünya-da bu ürünü üreten 10-15 firmadan birisi olduk. Bugün çelik çivilerin ihracatını da yapıyoruz. İlk ihraca-tımızı Hollanda’ya yaptık ardından Sırbistan, Karadağ, ABD gibi ülkeler geldi.

Ayda bin ton çelik çivi üretim kapa-sitesine sahibiz ve gelecek yıl en az 12 milyon dolarlık beton çivisi ihra-catı yapacağımıza inanıyorum.

“Fuarlar benim için milat oldu”

Yenilikleri takip etmenin en iyi yolu fuarlara katılmak. Fuarlara katılarak sektörün neye ihtiyacı olduğunu an-lıyorsunuz. 2001’den bu yana yurt-dışı fuarlara yoğun katılım göster-dim. 2001’de katıldığım fuar benim için milat oldu ve sonraki yapım çok değişti.

Son olarak dış cephe mantolaması-na yöneldim. 2017’de Türkiye’de de zorunlu hale gelecek. Mantolama dübeli üretmeye başladım. Ayrıca vida ithalatına fonların konulaca-ğını öğrenmemin ardından yine ilk yola çıkan başarıya ulaşır mantığı ile yaklaşık bir ay önce vida üretimi-ne de başladım. Şu anda ayda 300 ton vida üretiyorum Bu arada şunu da belirtmek isterim ki başlangıçta 50 olan personel sayımız da bugün 450’ye çıktı ve gelecek yıl bu rakam 600’e ulaşacak.

Üretimin yanında önemli bir itha-latçıyım da Türkiye’deki en büyük havalı tabancı ithalatçılarından bi-risiyim.

İhracat rakamlarının düşme eğiliminde olduğu son aylarda Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) hibe programı kapsamında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Projeler Müdürlüğü tarafından yürütülen Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi (TBİM), KOBİ’lere çıkış yolu oldu.

Akdeniz Çivi, piyasanın ihtiyaçlarına teknolojik çözümler sunuyor

Page 8: MTSO Haber Sayı 313

CMYKYAYIN ADI VE SAYFA NO

8 YIL: 18 | SAYI: 313 | 3 - 17 Temmuz | www.mtso.org.tr

Akdeniz Ticaret ve Sanayi Oda-ları Birliği (ASCAME) Yönetim Kurulu Başkanı Mohamed

Choucair, MEDITOUR Organizasyo-nu ile temel hedefin Akdeniz’deki yeni destinasyonları tanıtmak ve dünya çapındaki ana turizm mer-kezleri haline getirmek olduğunu söyledi.

Mersin gibi, ana turizm destinasyo-nu olarak görülmemesine rağmen misafirlerine oldukça ilginç ve de-ğişik turizm deneyimleri sunan böl-geler açısından bu organizasyonun büyük önem taşıdığını vurgulayan Choucair, “Akdeniz’e gelen turist oranı, küresel turist gelirlerinin yüzde 30’unu temsil ediyor. MEDI-TOUR, turizm endüstrisini var olan ekonomik ve jeopolitik zorluklara rağmen geliştirmeye yönelik anah-tar platformdur. Bu nedenle Mersin turizminin de bu organizasyonla bir-likte önemli bir çıkış yakalayacağına inanıyorum” dedi.

Mersin’e etkilerinin yanı sıra MEDI-TOUR’un çalışmalarına da değinen Choucair, ortak bir turizm markası oluşturma hedeflerinin bulunduğu-nu anlattı. Bu hedefe ulaşmak için Akdeniz ülkelerinin çok merkezli pazarlama arayışına girmesi tavsiye-sinde bulunan Choucair, “Başarının anahtarı ise, seyahat eden kişi için kusursuz bir deneyimi garanti edip havaalanlarında ve gümrük muaye-nelerinde harcanan zamanı en aza indirgemek olacaktır” ifadelerini kullandı.

Mohamed Choucair, ASCAME ve ME-DITOUR Organizasyonu’nu MTSO Haber Gazetesi için anlattı.

MTSO: Göreve geldiğiniz günden bu yana yaptığınız çalışmaları kı-saca özetler misiniz?

ASCAME Başkanlığına dört yıl önce seçildim. Aynı tarihlerde Beyrut Ticaret, Sanayi ve Tarım Odası’nın başkanlığını yürütüyordum. Yine o dönemde Lübnan Odalar Federas-yonu Başkanı olarak da seçildim. Bundan 30 yıl önce, ASCAME’nin kuruluş döneminde oldukça etkin rol alan Lübnan için benim ASCA-ME’deki yeni konumumun önemli bir katkı sağladığını inkar edemem. Böylelikle, Lübnan da uluslararası

platformlardaki tanınırlığını artır-maya başladı.

Geçtiğimiz dört yılda ASCAME’nin aktif olarak çalışmaya devam eden bir kurum olduğunu gözlemlemiş-sinizdir. Başkan olarak göreve gel-memden sonra birçok önemli çalış-ma hayata geçirdik. Bunlardan birisi de iki yıl önce gerçekleştirdiğimiz ve ASCAME faaliyetlerinde sosyal med-yanın aktif kullanımını hedefleyen çalışma oldu. Sosyal medyanın öne-minden hareketle bu etkili iletişim aracını iş hayatımızda da uygulamak istedik. Bu uygulamamız sonucunda ASCAME, sosyal medya üzerinden ulaşılabilir bir konuma geldi ve yap-mış olduğumuz her başarılı proje 300 üye Oda’nın da yer aldığı sosyal medya platformlarında paylaşıldı. Bu adım ayrıca AB projelerimizi ve ilgili bütün etkinliklerimizi de olum-lu yönde etkiledi.

Akdeniz’deki ortakları bir araya getiren büyük bir kurum olmamız nedeniyle, AB projelerinin Odalarla paylaşılması ve birlikte gerçekleşti-rilmesi fayda sağlıyor. Bu projelerin bölgenin kalkınmasında önem taşı-yan araçlar arasında yer almasından da memnuniyet duyduğumu paylaş-mak isterim.

ASCAME, bölgenin ve Ticaret Odala-rının kalkınmasındaki rolünün far-kında olan güvenilir bir kurumdur. Böyle bir kurumun başkanı ise başa-rılmak isteneni kolaylaştırmak ama-cıyla her daim birleştirici olmalıdır.

Bu bağlamda ASCAME’nin kalkın-masında ve ilerlemesinde büyük çaba gösteren Başkan Yardımcısı Bay Valls’e (Barselona Ticaret Oda-sı Başkanı) saygılarımı iletmek isterim. Ayrıca ASCAME’nin koor-dinasyonundaki önemli rolü için Bay Zibaoui’ye ve projeler ile halkla ilişkileri yürüten sekreterlik yöneti-cilerine de teşekkürlerimi sunarım.

MTSO: Turizm sektörünün önemli organizasyonları arasında yer alan MEDITOUR hakkında kısaca bilgi vererek bu organizasyonun hedeflerini anlatır mısınız?

Akdeniz Turizm Forumu (MEDI-TOUR), ASCAME tarafından düzen-lenen, Akdeniz Bölgesi’nde turizm

sektörünü geniş çaplı ele alan en büyük organizasyonlardan biridir. Her iki yılda bir düzenlenen bu et-kinlik, 2003’te başlamış olup bu ta-rihten itibaren, Tanca – Fas (2003), Antalya – Türkiye (2006), Yasmine Hammamet – Tunus (2008), Malaga – İspanya (2010), Marsilya – Fransa (2012) ve Beyrut – Lübnan (2014)’da başarıyla gerçekleştirilmiştir. Önceki yıllarda gerçekleştirilen MEDITOUR etkinlikleri, hem Akdeniz Bölgesinin hem de dünyanın önde gelen kamu yetkilileri ile 5 binin üstünde şirket ile sektör liderini bir araya getirmiş-tir. Bu başarılı forumun 7’ncisi 28-30 Eylül tarihleri arasında Mersin’de gerçekleşecek.

MEDITOUR, ASCAME ağında yer alan bütün Ticaret ve Sanayi Odaları tarafından paylaşılan, turizm sektö-rünün temel sorunlarına değinerek uluslararası ihtiyaçlara cevap veren bir program oluşturması ve uygulan-masını hedefleyen ortak bir azmin ürünüdür.

Bu etkinlik, sektör uzmanlarının bölgenin turizm alanındaki zorluk-ları ve fırsatları ele almalarını ve Akdeniz turizm endüstrisinin sür-dürülebilir büyümesi için ortak ve yapıcı çözümler bulmalarını amaç-lamaktadır. Bu üst düzey bölgesel buluşma Akdeniz’in her iki kıyısın-daki ülkelerin koordinasyonu ile turizmin gelişmesine olan ihtiyacı değerlendirecektir.

MEDITOUR’un en büyük hedefi, Akdeniz’in sürdürülebilir kalkınma-ya olan bağlılığını güçlendirerek, turizm gelirlerini arttırarak ulusla-rarası turist akışında küresel lider-liğini korumaktır. Akdeniz ülkeleri, yalnızca sektörün rekabet potansi-yelini güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda yeşil otellerin yapılması, katma değer ve çapraz işler oluş-turma gibi alternatif modeller ara-cılığıyla öncelikli olarak daha büyük inançla ve özel sektörün desteğiyle sektörü geliştirmek durumundadır. Tabiri caizse, sürdürülebilir turizm büyümesi üzerine bahis oynamamız gerekmektedir.

Günümüzde bu sürdürülebilir tu-rizm uygulamalarını daha fazla teşvik etmek ve ülkelerin turizm endüstrilerini daha sorumlu bir ge-

lecek için bir araya getirmek ama-cıyla bölgesel bir yeşil turizm stra-tejisi planlamak hiç olmadığı kadar önemli hale gelmiştir. Bölgedeki seyahat yönetim şirketleri, havayol-ları, tur operatörleri ve pazarlama bi-rimleri daha yeşil bölgesel turizmin oluşturulmasında yer almaktadırlar.

Bu yılın MEDITOUR organizasyonu, Akdeniz’deki turizm sektörünün sürdürülebilirliğini sağlamak ama-cıyla bölgede bu tür işbirliklerini geliştirmeyi amaçlamaktadır. Yedin-cisi düzenlenecek olan MEDITOUR, turizmde kilit rol oynayan isimleri, bakanları, uluslararası organizas-yonların temsilcilerini, belediyeleri, tarihçileri, arkeologları, kruvaziyer şirketlerini, otel zincirlerini, dini toplulukların temsilcilerini, akade-misyenleri ve Akdeniz’deki turizm sektörü hakkındaki güncel çalışma-larını sunmak üzere uzmanları bir araya getirecektir.

MTSO: MEDITOUR’un Akdeniz ülkeleri arasındaki turizmin gelişmesine katkılarını, varsa rakamsal verilerle birlikte anlatabilir misiniz?

MEDITOUR, Akdeniz turizm sektö-ründe kilit rol oynayan aktörler ara-sında işbirliğini, özellikle kamu-özel sektör işbirliğini geliştirmeyi amaç-lamaktadır. MEDITOUR organizas-yonu çerçevesinde Akdeniz Bölge-si’nden ve dünya çapından önde gelen kamu yetkililerinin yanı sıra, 5 binden fazla şirket ve sektör lideri, yeni iş bağlantısı ve tecrübe ile en iyi uygulamaların paylaşımını yapma fırsatına sahip olmuştur.

Mersin gibi aslında ana turist desti-nasyonları olarak görülmeyen, fakat misafirlerine oldukça ilginç turizm deneyimleri sunan yerler açısından bu organizasyon oldukça büyük öneme sahiptir. Temel hedef, bu tür destinasyonları tanıtmak ve dünya çapındaki ana turizm merkezleri ha-line getirmektir.

Önceki organizasyonlar ile MEDI-TOUR bölgedeki turizm endüstrisi-nin karşılaştığı zorluklar ve fırsatla-rın belirlenmesine katkı sağlamakla birlikte, bölgenin tamamını dünya çapındaki temel turist destinasyon-larından biri konumuna getirmesi açısından stratejik bir rol oynamış-tır. Akdeniz’e gelen turist oranı, kü-resel turist gelirlerinin yüzde 30’unu temsil etmektedir ve bu oranın önü-müzdeki yılda yüzde 2 ile 5 oranın-da artış göstermesi beklenmektedir. MEDITOUR, turizm endüstrisini var olan ekonomik ve jeopolitik zorluk-lara rağmen geliştirmektedir. Her yıl sektörde milyonlarca istihdam seçe-neğinin oluşması ve bölgesel büyü-me için harekete geçirici anahtar bir platformdur.

MTSO: Mersin’de düzenlenecek MEDITOUR 2016 organizasyonu için düşüncelerinizi anlatır mısınız? Beklentileriniz nelerdir?

Bu yıl Mersin’de gerçekleşecek olan MEDITOUR etkinliğinden dolayı oldukça heyecanlıyız. Şüphesiz ki, Mersin harika bir şehir ve etkin bir turizm destinasyonu. Coğrafi ko-numundan ve ılıman ikliminden ötürü Mersin tarih boyunca Afrika, Orta Doğu, Asya ve Avrupa arasın-da önemli bir geçiş noktası olmuş. Şehir, ziyaretçilerine yalnızca tari-hi yerler sunmakla kalmayıp aynı zamanda, Akdeniz iklimi ve doğal güzellikler de sunmakta ve ilgi çe-kici bir destinasyon olma özelliğine sahip.

Tabii Mersin potansiyel iş fırsatları da bulunan bir şehir. Coğrafi konu-munun getirdiği doğal avantaj saye-sinde başta denizcilik olmak üzere hem Akdeniz hem de uluslararası lojistik sektöründe önemli bir yere

sahip. Şehri çevreleyen geniş hin-terlandı ve zengin ticari kaynakları sayesinde doğal bir lojistik merkez görünümünde ki, Başkan Aşut ve Mersin’deki dostlarımızın “Lojistik Merkez” kurulması yönünde geliştir-miş oldukları projeleri de yakından takip ediyoruz.

Aynı zamanda, Mersin Limanı Tür-kiye’nin Doğu Akdeniz kapısındaki en büyük konteyner limanıdır ve Doğu Akdeniz, Anadolu, Orta Doğu, İran ve Orta Asya’ya açılan kapısıdır. Mersin Limanı Mersin Serbest Bölge-si’ne, ray hattına, güçlü tır filolarına olan yakınlığı, geçmiş lojistik kültü-rü ve gelişmiş insan kaynağı yapısı nedeniyle sayısız avantaja sahiptir.

Etkinlik katılımcılarının, dünyadaki en güzel sahillerden birine ve geniş çaplı narenciye meyveleri ile sebze bahçelerine sahip Mersin’de geçire-cekleri süre boyunca büyük memnu-niyet yaşayacaklarına eminiz.

MTSO: Akdeniz çanağındaki ülkeler arasında ticaretin artırılmasına yönelik yapılan farklı çalışmalar varsa onlar hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?

ASCAME ve sahip olduğu Ticaret Odaları ağı, yerli bölgesel ekonomi-lerle bölgeyi iş ve yatırım destinas-yonu olarak seçen yabancı işbirlikle-rini büyük ölçüde desteklemektedir. Akdeniz özel sektörünü destekle-mek ve Akdeniz ülkeleri ile dünya-daki diğer bölgeler arasında ticari alışverişleri teşvik etmek, bölgenin büyümesi, kalkınması ve kararlılığı konusunda daha önce olmadığı ka-dar çok bir ön koşul haline gelmiştir. Turizm sektörünün Akdeniz ülkele-rinin ekonomik büyümesi ve kalkın-masına önemli ölçüde katkı sağladı-ğı da su götürmez bir gerçektir.

Günümüzde sanayinin yalnızca güç kazanması değil, aynı zamanda bu-nun daha yenilikçi, sürdürülebilir ve koordineli şekilde yapılması da ge-rekmektedir. Ayrıca geçen sene Bar-selona’da ASCAME ile 26 bölgesel ve uluslararası kurumun desteğiyle başlayan 20+20 Deklarasyonu, Ak-deniz Turizm Ajansının ve turizmde ortak bir Akdeniz markasının oluş-turulması gibi hedefleri göz önünde bulundurmaktadır.

Bu durumda, Akdeniz ülkeleri çok merkezli ziyaretleri pazarlamak için potansiyel arayışına başlamak zo-runda kalacaktır. Başarının anahtarı seyahat eden kişi için kusursuz bir deneyimi garanti edip havaalanla-rında ve gümrük muayenelerinde harcanan zamanı en aza indirgemek olacaktır. Bu sürekli ve homojen tu-rist dağılımı bütün bölge için sektör-deki işletmelerin ve KOBİ’lerin reka-bet gücünü arttıracaktır.

MEDITOUR, Akdeniz’in kıyısında yer alan ülkelerin koordinasyonu ile turizmin gelişmesinin gerekliliğini değerlendirme fırsatı sunacaktır. Stratejimiz ne olmalıdır? Ekonomik aktörler tarafından hangi araçlar uy-gulanmalıdır? İklim değişikliğinin gelecekteki sonuçları neler olacak-tır? Bunlar, etkinlik boyunca ele alı-nacak sorulardan bazılarıdır.

MTSO: ASCAME tarafından yürütülen ya da ortak olduğunuz AB Projeleri hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

Geçtiğimiz yıllarda ASCAME ağı, yenilenebilir enerji, taşımacılık ve lojistik, atık arıtma, geleneksel gıda malzemeleri ile tekstil endüstrisi gibi bölgemiz için büyük önem arz eden 20’den fazla bölgesel işbirliği projesinde yer almıştır. Bu projeler, yaklaşık olarak 52 milyon Avroluk bir bütçeye tekabül eder. Her iki kıyıda yer alan Akdeniz ülkelerini

kapsamaktadır. Bunlar; İtalya, Mı-sır, Fas, Türkiye, Cezayir, Lübnan, Ürdün, Tunus, Yunanistan, Kıbrıs, Hırvatistan ve İspanya olarak sıra-lanabilir. Bu projelerin ortak amacı, Akdeniz Bölgesi’nde işlerin ilerle-mesi ve ekonomik büyümeyi sağla-mak olmuştur.

ASCAME’nin, Avrupa-Akdeniz pro-jelerine katkı sağlaması ve katılım göstermesi, Avrupa-Akdeniz enteg-rasyonunu teşvik ederken Akdeniz şirketlerine ve KOBİ’lere belirli alan-larda kapasitelerini yükseltmek için de büyük fırsatlar sunuyor. Aynı za-manda EUROMED Invest, Foster in Med ya da GMI gibi Avrupa-Akdeniz projeleriyle de ASCAME, üyelerine ekonomik potansiyellerini kullan-mak, iş bağlantıları kurmak ve Ak-deniz ülkelerinde ve dünya çapın-da işbirliği ve yatırımları arttırmak amacıyla birçok fırsat sunmaktadır.

MTSO: Komşuluk politikası çerçevesinde hayata geçirilen programlarda ASCAME ne kadar aktif bunlarda Türkiye’den “ortaklar” da yer alabiliyor mu?

İki temel araçtan bahsetmeden AB ile Akdeniz Bölgesi arasındaki iş-birliği hakkında konuşmak doğru olmaz. Bunlar, birçok ortak etkinlik ve girişimde ASCAME ile yakın işbir-liği içinde olan ve 43 ülkeden olu-şan, hükümetler arası bir kuruluş olan Akdeniz İçin Birlik (Union for the Mediterranean - UfM) ile AB’nin komşularına uyguladığı tek taraflı politikası olan Avrupa Komşuluk Politikası’dır (European Neighbou-ring Policy). 2003’te başlatılan bu politika ASCAME’nin bölgedeki özel sektörün sesi olarak büyük ölçüde yer aldığı ENPI CBC MED Programı ve Euromed Invest ile Invest in Med programlarının başlamasını sağla-mıştır.

Katılım Öncesi Mali Yardım aracın-dan faydalanan ülkeler uygun şart-lara sahip olup, EUROMED yatırım araçları kapsamındaki eylemler Tür-kiye’de uygulanabilir.

MTSO: ASCAME çalışmalarına Mersin’in katılımı ve destekleri konusunda ne düşünüyorsunuz?

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Birliğimiz içinde oldukça aktif bir konuma sahiptir. ASCA-ME’nin etkinliklerine her zaman büyük bir bağlılık göstermiş olup ASCAME’nin hedeflerine ulaşması konusunda büyük katkı sağlamıştır. Deniz ticareti ve lojistik bakımından dünya çapında sahip olduğu coğ-rafik stratejik konumu nedeniyle MTSO, Akdeniz’deki özel sektörün tamamı için stratejik gözlem meka-nizması olarak ASCAME Lojistik ve Taşımacılık Komisyonu Başkanlığını yürütmektedir.

Bu yıl gerçekleşecek olan MEDI-TOUR etkinliği şüphesiz Mersin Ti-caret ve Sanayi Odası’nın geçtiğimiz yıl Avrupa-Akdeniz Ekonomik En-tegrasyonu sırasında oynadığı yega-ne rolü sağlamlaştıracaktır.

MTSO: Kişisel olarak yapmaktan zevk aldığınız uğraşlar hakkında bilgi verir misiniz?

Üzülerek belirtmek isterim ki, za-man yetersizliğinden dolayı hobi-lerime vakit ayıramıyorum. Ancak şartlar izin verdiği sürece günde 6 km yürümeyi tercih ederim. Bu sa-yede formumu, sağlığımı koruyup zihinsel bir rahatlamaya sahip ola-biliyorum.

MTSO: Eklemek istedikleriniz…

Özellikle Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’na verimli ve azimli çalışma-larından ötürü saygılarımı sunmak isterim.

MEDİTOUR 2016 Forumu’na sayılı günler kala ASCAME Başkanı Mohamed Choucair, Akdeniz ülkeleri için büyük önem taşıyan turizm organizasyonunu ve hedefleri anlattı.

MEDITOUR’un hedefi Akdeniz kentlerini ana turizm merkezi haline getirmek

Mesai Dışı: 0324 325 86 05Tel: 0324 231 25 25