lise postası, sayı 1

16
Hangimiz kendimizin seçtiği bir hayatı yaşıyoruz veya hangimize soruluyor nasıl bir hayat sürmek istediğimiz? Yüreğimizde bir sürü ‘keşke’lerle’ başkalarının bizim için seçtiği hayatı yaşarken, yazmak kendi hayatımızın kapılarını aralamaktır bir bakıma. Yazmak, başlı başına bir dünyadır. Yazmakla hayatın sırtımıza yüklediği kamburu yeryüzüne bırakıp dimdik bakabiliriz göğe. Çıktık yola. İçine konulduğumuz gölleri aşıp kendi denizimize akabilmek için, inadına edebiyat için, inadına yaşamak için! Çıktık yola… Lise Postası, liseli gençliğin edebiyat buluşmasıdır. Dünyaya dair dert taşıyanların seslerini yükselttikleri yerdir. Barış ve kardeşlik çığlıklarıyla sanatın söz sahibi olduğu yeni bir dünya özlemidir. Güzel yarınlar özlemiyle edebiyatı ünlemek, iyi okur-yazar olmak düşüdür. Lise Postası, liselinin gücüdür, gözleridir, elleridir. Bu ilk buluşmamızda, günümüz şiirinin en önemli adlarından Haydar Ergülen ile bir söyleşi yaptık. Çok sıcak, çok samimi cevaplar aldık sorularımıza. İçimizde tutsak ettiğimiz yabancının özgür bırakılmasının en iyi yolu olan şiirlere yer verdik. Çocukluğumuzun en güzel anısı olan masallar anlattık. Yüreğimizi en iyi yansıtan denemeler yazdık içimizden geldiği gibi. Konuşmanın yetersiz kaldığı zamanlarda bir mektup yazdık yüreğimizi döktüğümüz. Bir dut ağacından günlük yazdık. Biz liselilerin dünyasını anlatan karikatürlere yer verdik en ilginç çizimlerle. ‘Bir İnsan Yirmi İki Soru’ adlı köşemizde okul müdürümüzü tanıma çabasıyla ona yirmi iki soru yönelttik ve çok ilginç cevaplar aldık. Olmazsa olmaz dediğimiz kitaplara yer verdik. “Liselinin Listesi” köşemizde liseli arkadaşlar için “kitap, dergi, sinema, internet, müzik ve yer” öneri listeleri hazırladık. Bu listelerin, yol gösterici olacağına inanıyoruz. Edebiyat haberlerine yer verdik. “Postamıza Bırakılanlar” köşemizde okuduklarımızdan defterimize geçenleri paylaştık sizinle. Bir de ödüllü edebiyat sorusu olsun istedik gazetemizde. İyi okumalar diliyoruz hepinize. Düşümüz, Mersin’in Liselilerini edebiyat durağında buluşturmak. Başka başka okullardan, bambaşka yüreklere kulak kesildik şimdiden. Ürünlerinizi ve katkılarınızı bekliyoruz. Bir çağrımız da büyüklere: Gazetemizin yayın hayatını sürdürebilmesi için destekleyicilere ihtiyaç var. Onların da bu yönde katkılarını bekliyoruz. Umarız bu yolda yalnız kalmayız. Bir sonraki buluşmamızda yine burada, Lise Postasında kucaklaşmak umuduyla, haydi postalayın kendinizi edebiyata! editör genç edebiyat gülizar türkmen 1 Mayıs-Haziran ‘08 ÜNİVERSİTE haydar ergülen söyleşi Şiir Merve Gezer , Volkan Arslan, Gamze Özkara, Gülcan Kaya Neriman Bozkurt, Bahar Gökhan, Gülşen Yıldız, Hülya Tekin Seda Meral, Hanzade Çetin, Menekşe Vural, Semra Yağmurkaya Öykü Perihan Aksu Deneme Elif Suretli, Mihriban Dinçer, Nilüfer Günay, Evin Ülük Özge Nur Şahin, Gülşen Yıldız Mektup Nalin Suretli, Rüya Bağ, Gülizar Türkmen Günlük Sibel Çağlar Masal Onur Gökmen Karikatür Nurseren Öztürk 1 İnsan 22 Soru Ahmet Ruşen Ödüllü Edebiyat Sorusu >> Edebiyat Haberleri mersin cemile hamdi ongun lisesi edebiyat gazetesi LP liSEPOSTASI Liselinin Listesi >> GEÇ OLABİLİR

Upload: deniz-goenuellue

Post on 28-Mar-2016

275 views

Category:

Documents


3 download

DESCRIPTION

Mevsimlik Liseli Edebiyat Dergisi

TRANSCRIPT

Page 1: Lise Postası, sayı 1

Hangimizkendimizinseçtiğibirhayatıyaşıyoruzveyahangimizesoruluyornasılbirhayat sürmek istediğimiz?Yüreğimizdebir sürü‘keşke’lerle’başkalarınınbizimiçinseçtiğihayatıyaşarken,yazmakkendihayatımızınkapılarınıaralamaktırbirbakıma. Yazmak, başlı başına bir dünyadır. Yazmakla hayatın sırtımızayüklediğikamburuyeryüzünebırakıpdimdikbakabilirizgöğe. Çıktık yola. İçine konulduğumuz gölleri aşıp kendi denizimizeakabilmek için, inadınaedebiyat için, inadınayaşamak için!Çıktıkyola… LisePostası,liseligençliğinedebiyatbuluşmasıdır.Dünyayadairdert taşıyanların seslerini yükselttikleri yerdir. Barış ve kardeşlikçığlıklarıylasanatınsözsahibiolduğuyenibirdünyaözlemidir.Güzelyarınlarözlemiyleedebiyatıünlemek,iyiokur-yazarolmakdüşüdür.LisePostası,liseliningücüdür,gözleridir,elleridir. Bu ilk buluşmamızda, günümüz şiirinin en önemli adlarındanHaydarErgülenilebirsöyleşiyaptık.Çoksıcak,çoksamimicevaplaraldık sorularımıza. İçimizde tutsak ettiğimiz yabancının özgürbırakılmasınıneniyiyoluolanşiirlereyerverdik.Çocukluğumuzunen güzel anısı olan masallar anlattık. Yüreğimizi en iyi yansıtandenemeler yazdık içimizden geldiği gibi. Konuşmanın yetersizkaldığı zamanlarda bir mektup yazdık yüreğimizi döktüğümüz.Bir dut ağacından günlük yazdık. Biz liselilerin dünyasını anlatankarikatürlereyerverdikenilginççizimlerle.‘BirİnsanYirmiİkiSoru’adlı köşemizde okulmüdürümüzü tanıma çabasıyla ona yirmi ikisoruyönelttikveçokilginçcevaplaraldık.Olmazsaolmazdediğimizkitaplarayerverdik.“LiselininListesi”köşemizdeliseliarkadaşlariçin“kitap,dergi,sinema,internet,müzikveyer”önerilistelerihazırladık.Bulistelerin,yolgöstericiolacağınainanıyoruz.Edebiyathaberlerineyer verdik. “Postamıza Bırakılanlar” köşemizde okuduklarımızdandefterimizegeçenleripaylaştıksizinle.Birdeödüllüedebiyatsorusuolsunistedikgazetemizde.İyiokumalardiliyoruzhepinize. Düşümüz,Mersin’inLiselileriniedebiyatdurağındabuluşturmak.Başkabaşkaokullardan,bambaşkayüreklerekulakkesildikşimdiden.Ürünlerinizivekatkılarınızıbekliyoruz. Bir çağrımız da büyüklere: Gazetemizin yayın hayatınısürdürebilmesiiçindestekleyicilereihtiyaçvar.Onlarındabuyöndekatkılarınıbekliyoruz.Umarızbuyoldayalnızkalmayız. Bir sonraki buluşmamızda yine burada, Lise Postasındakucaklaşmakumuduyla,haydipostalayınkendiniziedebiyata!

editör

genç edebiyat

gülizar türkmen

1Mayıs-Haziran ‘08

ÜNİVERSİTE

haydar ergülen söyl

eşi

ŞiirMerve Gezer , Volkan Arslan, Gamze Özkara, Gülcan Kaya

Neriman Bozkurt, Bahar Gökhan, Gülşen Yıldız, Hülya Tekin Seda Meral, Hanzade Çetin, Menekşe Vural, Semra Yağmurkaya

ÖyküPerihan Aksu

DenemeElif Suretli, Mihriban Dinçer, Nilüfer Günay, Evin Ülük

Özge Nur Şahin, Gülşen YıldızMektup

Nalin Suretli, Rüya Bağ, Gülizar TürkmenGünlük

Sibel ÇağlarMasal

Onur GökmenKarikatür

Nurseren Öztürk1 İnsan 22 Soru

Ahmet Ruşen

Ödüllü Edebiyat Sorusu >> Edebiyat Haberleri

mersin cemile hamdi ongun lisesi edebiyat gazetesiLPliSEPOSTASI

Liselinin Listesi>>

GEÇ OLABİLİR

Page 2: Lise Postası, sayı 1

LPliSEPOSTASI 2

dÜNyA:Söz KUyUSU

Gidenlerden ne kalır geriye? Saçları, ateş topu gözleri,gülümsemesi,elleri? Konuşmayı öğrenen bir çocuğum ben. İlk sözüm:“Ellerin” Gittin sonunda. Hayalet gözyaşlarım damlalarda,serçenindudaklarıyapraklarda,ellerdallarda;amaseninelinyollarda! Ellerin ilk yer etti, gözlerin sonra, sonra ellerin yine.Cevabımhepaynı:Duruşuyla,inceliğiyle,dokunuşuylaellerinveellerininbanaanlattıkları.Elinelimedeğdiğindeokocamankalbinelimdeymişgibiolurdu.Tutarkenonları,onlarınbanasevgivereceklerinivebendengüvenisteyeceklerinibilirdim. Yağmurlu bir kaldırımda beklerken beni, gözlerindenönce gördüm onları. Yaşlıydı gözlerin, ellerinde inciler gözülkesindenaldığın.Ellerdemiağlardıyoksa?Çokmuyalnızdın,yoksayağmurdanmıydı?İştekalbiminkoştuğuandı.Anlatmakistediklerivardı,anlatmakistediklerim.Hanitekbirişaretindeyüreğimdekibütündamlalarıdöküverdiğim,okşayışlaşefkatinülkesiolanellerin… Gönlünün ritmi ellerinevurmuştu.Onları izlemekkutsalbiriştibenimiçin.Yürürkengözlerindekisertliği,parmaklarıntehdit ederdi. El ele yürürken caddelerde, ağaçlar ağlardı,martılarkıskanırdıbizi.Bulutlarbizialkışlar,yağmuraemanetederdi.Soğuktantitreyipağaçtandüşmekorkusuyaşayanbiryaprakgibikaçardınbenden.Rüzgârınolupsanakavuşmayıisterdim;amaağacınsenibanavermezdi. Senin kocaman ellerin vardı. İlk bakışta beni korkutanamayalnızkaldığımdayanıbaşımdabanakalabalıkaşılayankocamanellerin…Ellerimiavucunaaldığındaunufakolurduellerim.İşteböylezamanlaristerdimkihepyanımdaolasın. Destanlaryazıldığızamanlaröteyegidipellerinedestanlarkuruyorum. Şimdi düşler besliyorum. İstemediğim bir çölsıcaklığındabenibekliyorhikâyen.Sanaelsallıyorvesonumuzumerakediyorum. Kaf Dağının zirvesinde özlemin yerçekimine doğruilerliyorum. Sen, elmasını ısıran bir çocuğun ellerinde kalaneksikliksinşimdi.Ellerinülkemdirartık.

Dudaklarımdandökülenefsunlugerçeğime, Seni sürekli kullanıyor ve anıyorum. Bazen içimden hiçeksilmiyor,bağırabağıraortayaçıkıyorsun.Kendimianlatmamdaenbüyükyardımcımsın. Seni kısıtlıyorlar bazen benden, anlatacaklarını söylemediye! Biz küçükken, seni öyle olur olmaz kullanmak ayıp diyeöğretmişlerdibize.Oysahayatınbirgerçeğiydinvesonunakadarözgürolmalıydıksende…Sınırlarçizdileraramızabizesormadan.Senisakladığımolduiçimdeçoğuzaman.Kayıpbirkentgibigizemlikaldınbazen.Bazendeheyecanlı,mutluvetelaşlı… Şimdilerdeiçimdehissettiğimduygularbelirsizvekaranlıklarda;darkapılardansıyrılmayaçalışıyorumadeta.Yaşamınkederindenkorkanküçükbirçocukgibi,sığınmakistiyorumiçimdekienkuytuköşelere… Senin kuytuna kaçmak istiyorum. Hani yardımınaihtiyacım olduğu anda çıkardın ya ortaya, şimdi de gel; döküldudaklarımdanyağmuryüklübirbulutgibi. Hersabahgüneşyenidenbağışlıyorsaparıltılarını,yaşıyorsundemektirbudünyada.Evet,yaşıyorum;amaomuhteşemparıltılargibi yanımda olman gerek belki de. Birilerine ya da dünyayaanlatmakistediğim,söyleyemedimşeylervar. Yine kaybolma, bir defa da olsa gel ve karanlıklardan doğbana.İnsaniçinendeğerliolanşey,biryerdendüşüyormuşgibiaklınagelenfikridirya;sendeöyleolmalısınaslında. Dağıntepesindebirbaşına,yalnızlıktanbıkmayantekbirçiçekgibideğerlisin.

nilüfer günay 10. sınıf

ELLERİNÜLKEMdİR BENİM

Yağmurlu bir kaldırımda beklerken beni, gözlerinden önce gördüm onları. Yaşlıydı gözlerin, ellerinde inciler göz ülkesinden aldığın. Eller de mi ağlardı yoksa? Çok mu yalnızdın, yoksa yağmurdan mıydı? İşte kalbimin koştuğu andı. Anlatmak istedikleri vardı, anlatmak istediklerim.

Biz küçükken, seni öyle olur olmaz kullanmak ayıp diye öğretmişlerdi bize. Oysa hayatın bir gerçeğiydin

ve sonuna kadar özgür olmalıydık sende…

rüya bağ11. sınıf

Page 3: Lise Postası, sayı 1

LPliSEPOSTASI3

Haydar Ergülen, kendisi için ne der?-Edip Cansever’in dizeleriyle ‘gelmiş bulundum’ der ve şunu ekler bir de: “Yazmış bulundum”. Şiirlerinizde Haydar Ergülen, Lina Salamandre ve Hafız olmak üzere üç ayrı kimliğe rastlanıyor. Bunun nedeni nedir? Kendinizi bu kimliklerin arkasına sakladığınızı söyleyebilir miyiz? Kaçış mı, başka bir şey mi?-Onlar benim kardeşlerim. Bazen ben onların yerine yazıyorum, bazen de onlar benim yerime seviyorlar.“Kardeşlik” de şiirlerinizde sık rastlanan bir konu. Üstelik bütün insanları, insan olmalarından ötürü kardeş kabul ediyorsunuz. Buradan hareketle toplumcu bir tavırla şiir yazdığınızı söyleyebilir miyiz? -“Yaradılanı hoş gördük/Yaradandan ötürü” dediği gibi Koca Yunus’un, ben de ‘kardeşlik’ yanlısı bir insanım, ama bazı insanları ‘kardeş’ olarak kabul etmiyorum, başta ırkçıları elbette, sonra da onlardan geri kalmayanları. Hayvanları, bitkileri de öz kardeşim olarak görüyorum. “Ölüm Bir Skandal” adlı kitabınızı “tuttum, hayatımın en kötü kitabını yazdım.” Dizesiyle bitiriyorsunuz. Bir şair niçin böyle bitirir kitabını?-Bir ülkede ölümün yerini cinayet alırsa yıllarca, bir ‘şiir yazarı’ da o ‘kötülük’ten payını alır elbet ve bir daha asla yazmak istemeyeceği ‘kötülük’lerle dolu bir kitap yazar. “Şiire dönmek, eve dönmektir benim

için.” dediğinizi okuduk. Şiiri, ev olarak tanımladığınızı düşünebiliriz. Peki ev nedir, şiir nedir, ikisi birden nedir?-Gaston Bachelard’ın, eski çevirisiyle “Mekanın Poetikası”, yeni çevirisiyle “Uzamın Poetikası” (İthaki Yayınları) adıyla yayımlanan kitabını lütfen okuyun, okutun. O gerçekten de benim de, eve dönen herkesin de yerine inanılmaz sahicilikte ve güzellikte cevaplar veriyor. Benim bu sorunuza cevabım da o kitap olsun izninizle.Haydar Ergülen’ in Hikaye kitabını okuyabilecek miyiz?-Kesinlikle, hayır. Sadece “Fazlalıklar” adını verdiğim çok çok kısa ‘öykü’ bile denemeyecek ‘öykünmeler’in yer aldığı bir kitap olabilir belki günün birinde.“Lise ve edebiyat” dersek neler söylersiniz?-Şiire ve edebiyata başlamak için en iyi yaş, çağ ve yer diyebilirim lise için, çünkü üniversite geç olabilir. Müfredat şöyleymiş, böyleymiş, olabilir, ama şiire ve edebiyata sahiden gönül vermiş gençler, hevesli arkadaşlar buna hiç aldırış etmezler! “Nar” ve “Kırk” ve “heves” sizin sözcükleriniz, bize bu sözcüklerin hikâyelerinden söz eder misiniz?-Sevgili şair Güven Turan’ın “101 Bir Dize” adlı kitabına ‘nazire’ olarak yazdığım “101 Bir Dize:Daha” başlıklı şiirimde şöyle bir dize var: “Bir nar kırılmaya görsün eylülde bin bir heves açıyor”. Bir de şu dize var aynı şiirde: “Yazılsa da ömrümün kırk yaprağı: Biri kalmış,/bekliyor sonbaharı”.

Şiire ve edebiyata başlamak için en iyi yaş, çağ ve yer diyebilirim lise için, çünkü üniversite geç olabilir. Müfredat şöyleymiş, böyleymiş, olabilir, ama şiire ve edebiyata sahiden gönül vermiş gençler, hevesli arkadaşlar buna hiç aldırış etmezler!

ÜNİVERSİTE

SÖYLEŞİ

14 Ekim 1956’da Eskişehir’de doğdu. İlk ile ortaokulu Eskişehir’de, liseyi Ankara’da okudu. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyoloji Bölümünü bitirdi. Anadolu Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak çalıştı. İstanbul’da reklam yazarlığı yaptı. Anadolu Üniversitesi’nde yayımcılık, reklamcılık ve Türk Şiiri dersleri verdi.İlk şiiri 1972’de Eskişehir’de Deneme dergisinde “Umur Erkan”, ilk yazısı da aynı yıl Yeni Ortam gazetesinde “Mehmet Can” adıyla yayımlandı. İstanbul’da Üç Çiçek (1983) ile Şiir Atı (1986) dergilerini yayıma hazırlayanlar arasında yer aldı. 1979’dan başlayarak Somut, Felsefe Dergisi, Türk Dili, Yusufçuk, Yarın, Gösteri, ile Varlık dergilerinde şiirler yayımladı. Bir süredir, Radikal gazetesinde Açık Mektup köşesinde denemeler yazıyor.Karşılığını Bulamamış Sorular adlı ilk şiir kitabı 1981 yılında yayımlandı.YAPITLARIŞiir: Karşılığını Bulamamış Sorular (1981), Sokak Prensezzsi (1990), Sırat Şiirleri (1991), Eskiden Terzi (1995), Kabareden Emekli Bir Kızkardeş (“Lina Salamandre” adıyla, 1996), Kırk Şiir ve Bir (1997), Karton Valiz (1999), Hafıza (“Hafız” adı altında, 1999), Ölüm Bir Skandal (2000), Toplu Şiirleri: Nar (1.cilt, 2000), Toplu Şiirleri: Hafız ve Semender (2. cilt, 2002), Keder Gibi Ödünç (2005), Üzgün Kediler Gazeli (2007)Deneme: Haziran, Tekrar (2000),Üvey Sokak (2005)Ödülleri: Gösteri Dergisi İkincilik Ödülü (Unutulmuş Bir Yaz İçin adlı şiiriyle, 1981) Halil Kocagöz Şiir Ödülü (Eskiden Terzi adlı kitabıyla, 1996) Behçet Necatigil Şiir Ödülü (Kırk Şiir ve Bir adlı kitabıyla, 1997) Cahit Külebi Özel Ödülü (Orhan Murat Arıburnu Şiir Ödülü kapsamında, Kırk Şiir ve Bir adlı kitabıyla, 1997). Akdeniz Altın Portakal Şiir Ödülü (Kırk Şiir ve Bir adlı kitabıyla, 1998) Dionisos Şiir Ödülü (2005) Cemal Süreya Şiir Ödülü (Keder Gibi Ödünç adlı kitabıyla, 2005) Metin Altıok Ödülü (Üzgün Kediler Gazeli adlı kitabıyla, 2008)

hAydAR ERGÜLEN

hayd

ar e

rgül

en

gülizar türkmen rüya bağ

GEÇ OLABİLİR

Page 4: Lise Postası, sayı 1

LPliSEPOSTASI 4

Ozzi defileyi izlerken iki manken Zebra’nın podyumda birbirlerine omuz attığına şahit olmuş. Sağ tarafta ise bir Tavus kuşu göstericilere: ‘’Bu camiada hepimiz yalnızız arkadaşlar, mankenler camiasında dostluk olmaz.’’ diye röportaj veriyormuş. O sırada Tavus Kuşu’nu, ‘’Tostumu yedim arkadaşlar, Kameralara poz vermeyi bekliyorum!’’ diye bas bas bağırırken görmüş Ozzi.

onur gökmen 11. sınıf

Çokuzakgezegenlerinbirinde,FarelerGezegeni’ndeOzziadında meraklı, şirin, minik bir fare yaşarmış. Bu minik farezekâsı ileokuldaki tümöğretmenlerini şaşırtır, davranışları ilehiçbirfarearkadaşınabenzemezmiş.ArkadaşlarıFareBurger’de,PeynirMeydanı’nda takılırkenOzzi evinekoşar, evindekitapokurmuş. Günlerden bir gün Ozzi çok ilginç bir kitap bulmuşokul kütüphanesinde. Kitap, ‘’Fare Tarihi’’ ile alakalıymış.Bir solukta okuyuvermiş bu kitabıOzzi. Kitapta anlatılanlaragöre milyonlarca yıl önce insanlar ve tüm hayvanlar hepbirlikte Dünya’da yaşıyorlarmış. Ancak insanlar ve hayvanlarFareleri istememişler, Onları başka bir gezegene yani FarelerGezgeni’negöndermişler.Ogündenberibirdahahiçbir fareDünya’ ya adımını atmamış. Bunları okuyanOzzi Dünya’nınnasıl bir yer olduğunu merak etmeye başlamış. Çevresindekiherkesisoruyağmurunatutmuş.Neyazıkkiherkesbaşkabirşey söylüyor, birinin dediği ötekinin dediğini tutmuyormuş.Ozzi’ninDünyahakkındakibumüthişmerakıFarelerKralı’nınkulağınakadargitmiş.Kralapartoparhuzurunaçağırmışküçükfareyi: “Nedir bu kulağıma gelenler?” Ozzi korkarak cevapvermiş:“Benn...Şeyyy...BenDünya’yıgörmekistiyorum.” Kralhiddetlenmiş.Ozzi’yefarelerinDünya’daistenmediğininekadaranlattıysadabaşarılıolamamışküçükfareyiiknaetmekonusunda. Kraliçe sonunda araya girmiş: ‘’Yüce kralım! Nekadar çabalarsanız çabalayınbir sonucavaramayacaksınız. Eniyisi bu şirin,meraklı Ozzi’yi dünyaya gönderelim. Geçekleriyaşayaraköğrensin.”Kral uzun süredüşünmüş,öneriyi kabulederek Ozzi’yi Dünya’ya göndermeye karar vermiş: “Evetküçükfarem.Gözlerinikapaveşusihirlipeynirdenbir lokmaye.KendiniDünya’dabulacaksın.” Ozzi tam da peyniri ısırmak üzereyken Kraliçe: ‘’Geridönmekistediğinzamantekrarbirlokmadahayemengerekiyor,unutma sakın’’. Ozzi’ninyanağınabiröpücükkondurduktansonraonuDünya’yauğurlamış.Ozzipeyniri ısırınca tuhafbiracı hissetmişmidesinde ve hemen ardından kendini dünyadabulmuş. Şaşırarak etrafına bakınırken takım elbiseli, puroluiki tane penguen görmüş. Penguenlerden biri: “Rakip şirketialt etmemiz gerekiyor diyormuş. “ Öteki ise, “Piyasalar çokdurgun, ne olacak şu borsanın hali.”, diye yakınmaktaymış.Ozzi etrafını dikkatlice seyrederken bu sefer iki tane insan

görmüş. Konuşulanlara kulakmisafiri olmuş: “Bu sefer sınavıkazanamazsam bittim ben”, diyormuş esmer olan. Öteki:‘’Deneme sınavlarım berbat. Bu sene yine açıkta kalacağım.’’diyecevaplamış.Ozzibukonuşulanlaraanlamverememiş. Dünya denilen bu yer ona çok karışık görünmüş bir an.Üstelik soluk almakta zorlanıyormuş,Havaoldukçakirliymiş.TemizhavaalmakumuduyladenizkenarınadoğruyürümüşOzzi.Karşıdankahkahalarataraküçtanekedigeliyormuş.Kedilerdenbir tanesi aniden: “Aman tanrım!Bir fare üstelikDünya’da!”,diyeçığlıkatmış.Ozzi:“Evet,benFarelerÜlkesi’nden,Dünya’yıziyaretetmeyegeldim.”,diyesevinçlecevaplamış.AncakkedilerOzzi’ninbusözlerinekatılakatılagülmüşler.Beyazolankedi:”Hadi çekil yolumuzdan sersemyaratık, seninle uğraşamayız.Sezonsonuindirimindenfaydalanıpalışverişyapmamızlazım.”demiş.Geldiklerigibigülerekgitmişler. Ozzi bu duruma çok üzülmüş. Kendi gezegeninde kimseona böyle davranmadığından bir hayli içerlenmiş bu olaya.Deniz kenarında gezinirken oldukça şık kıyafetler ile defileyapanhayvanlarıgörmüş.Kendigezegenindedeböyledefileleryapıldığı için keyifle izlemeye başlamış. Podyuma çıkan herhayvan kıyafetini en iyi şekilde taşımaya çalışıyor, rakiplerinehava atıyormuş. Ozzi defileyi izlerken iki manken Zebra’nınpodyumdabirbirlerineomuzattığına şahitolmuş. Sağ taraftaisebirTavuskuşugöstericilere:‘’Bucamiadahepimizyalnızızarkadaşlar, mankenler camiasında dostluk olmaz.’’ diyeröportajveriyormuş.OsıradaTavusKuşu’nu,‘’Tostumuyedimarkadaşlar, Kameralara poz vermeyi bekliyorum!’’ diye basbasbağırırkengörmüşOzzi.Buortamdandahemen sıkılmış.GözlerindenboncukboncukyaşlarakmayabaşlamışOzzi’nin.Kitapta okuduklarının aksineDünya’nın çok kalabalık, karışıkve‘’kirli’’olduğunuanlamış.Üstelikpirinçdeçokpahalıymış.Dünya’nınçokgenişormanlarlakaplıolduğunundabiryalanolduğunuveheryerinkocamansevimsizbetonlarlaçevrilmişolduğunu görmüş. Dünya onun hayallerindeki Dünya ile hiçamahiçuyuşmuyormuş. Hayal kırıklığı ile elini cebine atmış Ozzi. Peynirden birısırıkalmış.Yineoaynıacıyıhissetmişveyenidenevindebulmuşkendini. Koşarak annesinin yanına gitmiş, Sıkı sıkı sarılmış,kardeşiniöpmüş. Ogündensonra,birdahaDünya’yıdüşünmemiş.

FARELERGEzEGENİ

Page 5: Lise Postası, sayı 1

LPliSEPOSTASI5

‘Korkma yarına geçer’ derdin baba, her canım acıdığında ve geçerdi yarına. Acılarımı dindiren şeyin yarınlar olduğunu zannederdim. Oysaki o sendin baba. Şimdi yine canım acıyor. İçimde bir şeyler var: “Özlem, umutsuzluk belki de çaresizlik.” Bir sancı var içimde, adını koyamadığım ama canımı acıtan. Canım acıyor baba, hem de en çok olanından…

‘Güçsüz insanlar ağlar’ derdin. Benim güç kaynağım sendin. Sen gittin güçsüzüm, ağlıyorum şimdi. Biliyordum herkes gidecekti bir gün; ama sen gidemezdin. Sen herkes değildin benim için, çiçeğindim ben senin. Güneşimdin, suyumdun sen benim. Karanlık bir çöldeyim artık; ne doğacak güneşim, ne içecek suyum var.

İşin gereği, giderdin arada uzaklara. Dayanamaz sana yazardım her seferinde. Sen de üşenmeden cevap yazardın. Bu sana yazdığım son mektup ve bu mektubun cevabı gelmeyecek biliyorum. Gittiğin yerin dönüşü yok. Sensizliği düşünemezken, varlığın hayal oldu benim için.

Canım acıyor baba! Hem de en derinden. Korkuyorum bu yüzden. Çünkü biliyorum, yarına geçmeyecek.

“Bende senin devamın var…”

Leyla Erbil

“beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın”

Münir Nurettin Selçuk şarkısı

“Nur içinde yat anacığım/ Mecbur muydun

beni doğurmaya/Bir daha yapma”

Vüs’at O. Bener

Herkes birikmiş bizi seyrediyor. Dağılın! Kukla oynatmıyoruz burada. Acı çekiyoruz.

Oğuz Atay

“Eller yar oldu da sevdiğim yola gitti

Gövdem burada kaldı ruhum onunla gitti”

Mihrî Hatun

Dünle beraber gitti cancağızım ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi, yeni şeyler söy-lemek lazım.

Mevlana

“Yangın kavmindeniz ne giysek alev”

Hulki Aktunç

“Anahtar deliğinden harf harf çıkıp etrafa baktım.”

Yavuz Ekinci

“Sen yoksun. Benim neyim var?..”

Necati Tosuner

PO

STAM

IzA

BIR

AK

ILAN

LAR

Bir sancı var içimde, adını koyamadığım ama canımı acıtan. Canım acıyor baba, hem de en çok olanından…

nalin suretli10. sınıf

BİLİyORUM, yARINA GEÇMEyECEK

yar beni benden etti, aşka hiç acımaz mı

bedenimi kül etti, elleri hiç yanmaz mı

nasıl geçirdi boynuma ateşten çemberi

çığlığım dağları yaktı, o vefasız duymaz mı

beklerken selvi boylumu yollarda

gözlerim kör oldu, hiç bu tarafa bakmaz mı

aşkın kederi şarap gibi içti kanımı

savurdu sözlerini mızrak gibi, ona da batmaz mı

gelsin görsün şu şaşkın aşk bedevisini

aklımı yüzü talan etti, hiç içi sızlamaz mı

der gülcan, yanıktır aşka düşmüş bu habibe

yamalı gönlüme bir gülücük bulunmaz mı

KIR

GIN

LIK

LAR

GAZ

ELİ

gülcan kaya10. sınıf

Page 6: Lise Postası, sayı 1

LPliSEPOSTASI 6

Bugün yine çok konuğum oldu.Kimileri sırrını anlattı, kimileri derdinipaylaştı, kimileri ise gövdeme sırtınıdayayarakyorgunluğunuattı.

Okullar yeni açıldı. Yazın ogüzel günlerinden yeni kurtulan candostlarım okula doğru koştular. Ela,annesinin eteğinden tutmuş ağlıyordu.Okula gitmek istemiyormuş meğer.‘Ağlama’ dedim Ela’ ya. “İnsan okulagitmemek için ağlar mı hiç”, dedimamaobeniduymadı.Ağlamayadevametti.

Öğleye doğruydu. Mahalleninbiricik ablası, Ayşe Abla, elinde birsüpürgeyle yanıma geldi. Dallarımınaltında gölgelik bir yer seçti, orayısüpürdü.Küçükbirkilimserdioturduğuyere.Sonraevegitti.GeridöndüğündeenyakındostuBeyhandayanındaydı.Oturdular.Yüreğinidolduran,gözlerinekarabirhüzünparçasıdüşürendertlerinive kocası Kadir’le olan küs halleriniuzunuzunanlattı.BazendeBeyhan’ıngöğsünegömülüphıçkırahıçkıraağladı.Mahallemizinmelekler kadar iyi kalpli, beyaz bir gül kadar saf venarinAyşeablasınabendeağladım;amaobeniduymadı.

Öğle olmuştu. Benim küçük dostlarım birer ikişer okuldandöndüler. Samet bir koşu yanıma geldi. Bir taşın üstüne oturdu.HerhaldeyinekardeşiEmre’yibekliyordu.BirkaçdakikasonraEmreyolunbaşındagöründü.SametbirelişaretiyleEmre’yiyanınaçağırdı.Emre gelir gelmez Samet başladı anlatmaya. Sınıfa yeni biri gelmişmeğer.Mavigözlü,kumral,siyahsaçlıbirkız.ÂşıkolmuşbizimSametmavişgözlügüzele.DeligibionuanlattıEmre’ye.Emrearkadaşınınbuhalineçoksevinmişti...BendeçoksevindimSamet’iböylegörünce,birtebessümfırlattımikisinede;amaonlarbenigörmedi...

Güneş batmak üzereydi, havada bir loşluk vardı. Birden bugününEzgiileUmut’unbuluşmagünüolduğugeldiaklıma.Gövdemidoğrulttum.Dallarımıdüzelttimveonlarıngelmesinibekledim.Birsüresonrageldiler.İkisidebirtuhaftıbugün,ikisideüzgündü.MeğerUmut’ungitmevaktigelmiş.Yanibizimâşıkgençleriçinayrılıkçanlarıçalmayabaşlamış.“Benibeklermisin?”dediUmutEzgi’ye.“Peki”dedi,Ezgi.Bekleyeyimamanezamanayadanereyekadar?”“Bilmiyorum”dedi,Umut.“Nereyevenezamanakadarbeklemeliyizbilmiyorum.”

Sonrasıkısıkıyasarıldılar.Umut,cebindenmaviinci taşlı bir kolye çıkarıp Ezgi’nin boynunataktı. Ben geri dönünceye kadar bunu aslaboynundançıkarmadedi.“Tamam”dediEzgi.Sonra sessizliğe büründüler; ben yapraklarımıhışırdattım bu sessizlik bitsin diye; ama onlarbeniduymadı.

SonraNisan ileMetingeldiler.Mahalleninnişanlıgençleri.Nisanayındaevlenmeyekararvermişler.Düğününerdeyapacaklarınabirtürlükarar verememişler. Burada benim dallarımınaltındayapındedimyapraklarımıdökerek.Sankiilk kez duymuşlardı beni. Ve düğünü benimdallarımınaltındayapmayakararverdiler.İkiside verdikleri bu karara çok sevindiler. Bendesevinçtenyapraklarımıdöktüm;amaonlarbenifarketmediler.

Aradanaylargeçti,bahargeldiveardındankış…Yinebirçokdostuğradıyanıma.Birçoksırsakladım,birçokdertpaylaştım.

Yine bahar geldi. ArtıkNisan veMetin’indüğününeazzamankalmıştı.Bütünailedüğünehazırlanıyordu. Hemen tomurcuklanmayabaşladım.Ensevdiğimyeşilörtümebüründüm.Bugün düğün günüydü ne de olsa. Metin

dallarımarengârenkkurdelelerveışıklartaktı.AnnesiLamiaHanımdallarımın altına peri masallarındaki gibi masalar dizdi. Hazırlıklarbitti.Artıkmisafirlergelebilirdi.

BirdenkapıdaElaileAnnesinigördüm.Elakoşarakgirdiiçeri,artıkokulakendiisteğiilegidiyormuşvemutluymuş.BirazsonraAyşeAblaveEşiKadirBeydegöründüler.Gülerekgirdiler içeri.Barışmışlardıve çok mutluydular. Ardından gözüm Samet’e ilişti, yanında birivardı,buEmredeğildi.Buonunilkgörüşteâşıkolduğumavişgözlüsevgilisiydi. Gözlerinin içi gülüyordu ve çokmutluydu. Sonra Ezgiile Umut geliverdiler birden. Gözlerime inanamadım. Umut geridönmüştü.EliEzgi’ninellerininiçindeydiveikisideçokmutluydular.EnsonbeyazgelinliğiiçindekuğulargibisüzülenNisanvemahalleninenyakışıklısıMetingöründülerkapıdan.Gülümsüyorlardıveikisideçokmutluydu.

Ben de mutluluktan dallarımı hışırdattım; ama kimse beniduymadı.

DUYMADINIZ

Yüreğini dolduran, gözlerine kara bir hüzün parçası düşüren dertlerini ve kocası Kadir’le olan küs hallerini uzun uzun anlattı. Bazen de Beyhan’ın göğsüne gömülüp hıçkıra hıçkıra ağladı.

sibel çağlar11. sınıf

…birdutağacınıngünlüğünden

Page 7: Lise Postası, sayı 1

LPliSEPOSTASI7

1- GÖLGESİZLER(roman), Hasan Ali Toptaş2- HUZUR(roman), Ahmet Hamdi Tanpınar3- BİR ACIYA KİRACI(şiir), Metin Altıok4- NAR(şiir), Haydar Ergülen5- KAMBUR (öykü), Necati Tosuner

1- ALTYAZI (aylık sinema dergisi)2- DOXA (dört aylık mekân, tasarım ve eleştiri dergisi)3- MİLLİYET SANAT (aylık kültür sanat dergisi)4- NOTOSÖYKÜ (iki aylık öykü dergisi)5- TİYATRO... TİYATRO (aylık tiyatro dergisi)

1- AŞK ZAMANI, Wong Kar-Wai2- GÜLÜN ADI, Jean-Jacques Annaud3- İLKBAHAR, YAZ, SONBAHAR, KIŞ… ve İLKBAHAR, Kim Ki-duk4- KADER, Zeki Demirkubuz5- MUHSİN BEY, Yavuz Turgul

SİNEMA

KİTAP

dERGİ

Hayat, uçurumun kenarında yürümek,ara sıra bilmediğimiz bir nedendendolayı bilmediğimiz boşluklardan aşağıyadüşmek, bazen yüksek dağların zirvesindedolaşmaktır.Hayat dediğimiz şu beş harften oluşan

küçükkelimenedebüyükişlerbeceriyoröyledeğilmi?Yaşattığıherşeylebiziişliyor.Kalınkalın dokuyor, ince ince düşündürüyor, tektekbirleştiriyor.Kimizamanbirdeftergibisayfa sayfa yazıyor, çeviriyor, kimi zamangözünükırpmadanyırtıyor.Enummadığımızandabiranne şefkati ile sarıyor, sarmalıyorsonrasokaklaraatıyor,kaldırımlardayatırıyor.Yağmurlaryağdırıyor,şimşeklerçaktırıyorbirbakmışsın güneşi doğuruyor.Hayat bu işte,hiçbelliolmuyor.Hayat bir oyun. Bu oyunda her şey

sevmekle başlıyor, sevilmekle değil. İşesevilmekle başlayanlar oyunu baştankaybediyor. Sevmeyi tatmayan, sesiniduyamayan, ellerini uzatmayan onun ne

demekolduğunubilemez.Oysasevgiöylebiranahtardırkibütünkapılarıaçar,bambaşkadiyarlardainsanlarımisafireder.Karşılıkbeklemedensevmek,sonsuzokyanustaküreksizbir sandalla inci tanesiaramakkadarzorolsada,bütünkalpleresahipolmakkadargüzeldir.Hayatlaoynadığımızoyundaönemlibirtaktiktirbu.Eğeroyunukazanmakistiyorsaksevmeliyiz.Sonrasıbirkazağısökmekkadarkolay.

Sevdiktensonrasevilir,sevildiktensonramutluoluruz.Bütünbunlarıbaşardıktansonrapenceremizegeçiphayatınbaşkainsanlaraoynadığı

oyunuizleyerekaslındayaptığımızişinnekadarçetinolduğunugörerekgururlanabiliriz.Varlığınveyokluğunbirleşmesiileoluşançerçevelerimizisevgiiledoldurarakhayatakarşızaferkazanabiliriz.Eğerkarşılıksızsevmektenaslakorkmazsak!Açşimdipencerenihayatavegülümsekendine.

AÇPENCERENİ

SOKAĞAKarşılık beklemeden sevmek, sonsuz okyanusta küreksiz bir sandalla inci tanesi aramak kadar zor olsa da, bütün kalplere sahip olmak kadar güzeldir. Hayatla oynadığımız oyunda önemli bir taktiktir bu.

gülşen yıldız11. sınıf

*Listelerde sıralama, alfabetik sıraya göre yapılmıştır.

liseliye öneriler

Page 8: Lise Postası, sayı 1

LPliSEPOSTASI 8

Hayat bir maraton gibidir. Hepimizin yarıştığı bir maraton. Acaba kim kazanacak bu yarışı, ya da kim kaybedecek? Kazanmak, güzel bir duygu. Hani bir şeyleri elde edersin, için içine sığmaz ya , ‘Vay be, ben kazandım!‘ dersin, işte öyle bir duygu. Hayatın, kazananlara gösterdiği güzel yüzü ve tabi kaybedenler içinde o çirkin yüzü…

Aslında hepimiz gördük bu iki yüzü. Bazen güldük, neşelendik, sevildik, sevdik! Belki de üzüldük ağladık; ama hepimiz gördük o yüzleri. Bazen korkmadan cesaretle ayakta durabildik, bazen ise çok korktuğumuz için düştük. Düştük ve kaybettik.

Hayat aslında bizdik. Biz nasılsak hayat da öyleydi. Hani vardır ya bir şeyleri elde ettik mi, başardık mı seviniriz, kendimizi ödüllendiririz ve deriz ya ‘Hayat çok güzelmiş.’ Güzel olan bizdik. Ya da güzel yapan... Çirkin yüzü de bizdik. Çünkü kaçtık, hep kaçtık. Keşke kaçmak yerine biraz da kovalasaydık. Üstüne gitseydik; korkutsaydık onu. Yapamadık değil mi? Çünkü kaçmak kolaydı ve biz kolayı seçtik, hayatın o çirkin yüzünü görmemeyi istedik.

Hayat aslında belli değildir. Hava gibidir; bazen güneş açar, huzur, mutluluk verir, şimşekler çaktırır, hüzün bulutlarını gönderir ve acıları yağdırır üstümüze. Hayat işte; kimi zaman yaralar, üzer, kimi zaman da sevindirir, güldürür. Sonunda mutluluktan ya da acıdan yapar yapacağını, ağlatır.

Aslında biliyor musunuz o çirkin yüzüyle konuştum bir kere. Hiç sevmedim onu. “Git!” dedim ona “Git, bir daha gelme, kimseye gösterme o çirkin yüzünü!” Korkuttum onu. Ara sıra gelse de, o çirkin yüzünü korkuttum hayatın.

Hadi siz de yapın, gerçekten işe yarıyor. Hadi ne olur yapın! Onu korkutun, kaçırın, üzerine gidin. Göründüğü kadar güçlü değil, korkak aslında. Hadi korkutun gitsin buradan, bizi rahat bıraksın. O mutlu, tatlı, sevecen, güzel yüzünü göstersin bize. Hep onu görelim. Hadi ne olur korkutun onu.

hAyATIN KÜÇÜK OyUNLARI,

KORKMUyORUM ONLARdAN

evin ülük11. sınıf

Hayat işte; kimi zaman yaralar, üzer, kimi zaman da sevindirir,

güldürür. Sonunda mutluluktan ya da acıdan yapar yapacağını,

ağlatır.

neredeyim, hayatın hangi köşesindeyimşu an ben neyimküçücük bir tüy olmak isterdim oysarüzgâr estikçe savrulan küçücük bir şeysavursa beni dünyanın en kuytu köşesineyaksa kavursa beni her esişindene bir insan yüzü göreyimne de başka bir şeysalıversin üzerimegökkuşağının rengârenk çiçeklerini güneşsarsın sarmalasın kollarında beni denizardıma dönüp de baktığımda ne hayat küstürmüş olsun benine de ben küstürmüş olayım kimseyidüşlediğim bir hayat var beni bekleyendüşlerim var benim her köşe başındaöyle bir an olur ki yanı başımdatüm benliğiyle gözkapaklarımdakesmedim, kesemem ümidimiaçarım gözlerimiher seferinde yeni bir sabaha

KÖŞELİDÜ

Ş

neri

man b

ozk

urt

11.

sınıf

Page 9: Lise Postası, sayı 1

LPliSEPOSTASI9

Nov

ir D

asir

İNTERNET

Sessizsakinbirhayatımızvardır.Takiyüreğimizikarşıkoymayıbaşaramadığımızbirineteslimedenekadar…

Usta bir oyuncu gibi gelir yerleşir yüreğimize. Kendimizi çıkışı olmayan bir labirenttebuluveririz.Çırpınmak,haykırmakboş,yakalandıkbirkere…Doğrusunusöylemekgerekirse,neçıkabiliriznedeçıkmakisteriz…Nedeninibilmediğimizbirçırpınışişte,birkorku.Belkide,bizesunduğutarifsizmutluluğunkarşılığında,araaraverdiğiacılardırçırpınmamızınnedeni.Alacaklıgibi,mutluluğumuzunkarşılığınıyüreğimiziacıtmaklaalıyor.

Nasılbirşeydirki,bazenbirgülüşe,bazenbirduruşa,bazendederinderiniçimizieritenbirbakışabütündünyamızıteslimederiz.Sankisadeceogülüş,duruşyadabakışiçinyaşarız.Bütündertlerimiziunuturuz.Amasonraenbüyükderdimizolur.Enbüyükderdimizveenbüyükmutluluğumuz…Acabaoeşsizmutluluğu,herdaimyaşamakiçinheponuaramakmıgerekir?

Artık uyumak yoktur. Bize söylenenler bir kulağımızdan girer öbüründen çıkar. Onundışındaherşeyiunuturuz.Gün,zifirikaranlığabüründüğünde,geceolupışıklarsöndüğündevebaşımızıyastığakoyduğumuzda,ensevdiğimizdostlarımızlayalnızkalırız.Hayallerimizle…Ardıarkasıkesilmeyen,hepmutlusonlabitirdiğimizhayallerimiz.

Hayal kurmaktan asla bıkmayız.Çünkü hayallerimizdir bizi kavuşturan. Fakat öyle birangelirki;bütünhayatımızı,dünyamızı,yüreğimizibölüpparsellereayırdığımızdaterkedergiderbizi!Tekbirsözsöylemeden,elinikolunusallayasallayaçıkargiderhayatımızdan.Bizesadeceardındanbakmakkalır.Çaresiz,ruhuolmayanbirbedenle…Anlambarındırmaktanyoksunboşgözlerle…Kimseyehiçbirşeyinhesabınısoramayız.Tekisyanımızşudur;“Mademgidecektin, beni böyle yaşayan ölü gibi bırakacaktın, neden girdin hayatıma?” O çoktankaybolmuştur.Bizesadeceisyanımızveacıdançürüyenbiryürekkalmıştır.

Güneş,nekadarparlatsadadünyayı,nekadarısıtsadayeryüzünü,bizehepgecedirvebizhepüşürüz.Ençokdasolyanımız…Eniyidostumuzolanhayallerimiz,bitmekbilmeyenkâbusa dönüşür. Açmak istemediğimiz bir defter, her gece ısrarla düşüncelerimize açılır.Ardındanhâkimolamadığımızardıarkasıkesilmeyengözyaşları…

Gözlerindaldığıherboşlukta,uyumadanöncedüşlerde,uyuduğundaisegözkapaklarınınardında,oçekipgidenkalır.Suçuhepondaararız.Peki,hiçkendimizesorduğumuzoldumu?“Neyaptım,nedençekipgitti,hakettimmibuacıyı?”

Nedenacının,yüreğimizinköşküneyerleşmesineizinveririz?Maalesefacıylabaşedecek,savaşacak gücümüz kalmadığından… Bize kalan gözyaşlarımızdır. Artık o gözyaşları bileçocukluğumuzdakigibiheristediğimizivermiyorelimize.

Acıyı,oköşktenatmanınbirtekyoluvardırartık;içinde,onadairnekadarkırıntıvarsatoparlamalı bir uçurumdan aşağıya bırakmalı. Eğer bırakırsak kendimizi acının ellerine, ozaman geçmişin kırıntılarıyla beraber, biz de kaybederiz kendimizi. Ve gözyaşlarına tutsakoluruz.

Bu kadar şey yaşarız; fakat değişmeyen tek gerçek vardır: Ne onunla ne de onsuzoluruz!

1- Emre Aydın-Afili Yalnızlık2- Erkan Oğur-Gülün Kokusu Vardı3- Feridun Düzağaç-Uykusuza Masallar4- Novir Dasir- Des Visages Des Figures5- Timur Selçuk-Babamın Sevdiği Şarkılar

1- edebistan.com2- eksisozluk.com3- imece.org4- virguldergisi.com5- yazimhane.com

1-Artvin2-Diyarbakır3-Kars4-Mardin5-Nevşehir

dÜNyA LABİRENTTİR

Açmak istemediğimiz bir defter, her gece ısrarla düşüncelerimize açılır. Ardından hâkim olamadığımız ardı arkası kesilmeyen gözyaşları… Gözlerin daldığı her boşlukta, uyumadan önce düşlerde, uyuduğunda ise göz kapaklarının ardında, o çekip giden kalır.

mihriban dinçer11. sınıf

Kars

yER

MÜzİK

*Listelerde sıralama, alfabetik sıraya göre yapılmıştır.

LİSELİNİN LİSTESİ

liseliye öneriler

Page 10: Lise Postası, sayı 1

LPliSEPOSTASI 10

Sabahtı, güneş yeni yeni doğuyordu. Etrafa ışınlarını saçan güneşinsanlaravedoğayasıcakbirgülücükulaştırdı,karşılığındaömürdenbirgüneksilterek…Herşeyerağmengüzeldiyenibirgünebarışıkbaşlamak.Adaletligüneşlepazarlıkedemiyoruz,sesçıkaramıyoruzkarşısında,“birgün daha” demek için. Haksızlığa göz yumamıyor bizim gibi. Delipgeçiyor karanlığı acımadan. Bununla da kalmıyor, karanlığı sorguyaalıyor: “Ben diğer taraftaki insanlara ‘beklentilerini’ götürdüğümdenedenbu insanlarahâkimoluyor,onlarıesir tutuyorsun” diye. Amagüneşkaranlığıhapsedemiyor işte.Herdefasındakaçmayı,kurtulmayıbaşarıyorkaranlık!

Güneşingittiğinifarkettiğinde,yineaynımanzarayıçiziyor,ressammışgibi.Neyse ki karanlığınmanzaraları, bir sergi oluşturmaya yetmiyor.Çünkügüneşhergeldiğindeyırtıyor,parçalıyorkaranlığınmarifetini.

Karanlıkkaçıyor,güneşkovalıyoradeta.“Neolacakacabasonunda?”sorusununcevabıgecikmiyortabi.Karanlık,güneşimahkemeyeveriyor,yaptığım manzaraları yırtıyor diye. Mahkeme güneşe altı ay cezaveriyor,kutupbölgelerineyakınyerlerdehükümsürmesindiye.Güneşihapsediyorlar ardından. Güneş taraftarları gece gündüz ağlıyorlar.Karanlıkbunufırsatbilipaltıayesirtutuyorinsanları,yaşamdansoğutuyor.Güneşle‘birgündaha’diyepazarlıkedeninsanlar,karanlığa:‘Yeterpesediyoruzartık’diyorlar.Derkengüneşinaltıaylıkcezasıbitiyor.Güneşyenidendoğuyorinsanlığa,karanlığa.Güneşinyenidendoğduğunufarkeden karanlık hemen saklanıyor sinsice. Aradan uzun zaman geçiyor.Karanlıkmahkemeyegidip: ‘Güneşinolduğuyerdeazdaolsahükümsürmekistiyorum’,diyor.Zatengüneşdekaranlığınolduğuyerdeazdaolsa hüküm sürmek istiyor.Mahkeme bu isteği kabul ediyor.Güneşinhükümsürdüğüzamanlardakaranlığıntemsilcisigölge;karanlığınhükümsürdüğüzamanlardagüneşintemsilcisi“aydınlatıcılar”oluyor.Amayinede güneş ve karanlık her an kavga halindeler. Karanlık, güneşe: ‘Senitemsiledenışıklarbenimyandaşlarımırahatsızediyor‘diyor.Güneşbusözlerehiçaldırmıyor.Karanlık,güneşinbutavrınıbeğenmiyorvegüneşimahkemeyeşikâyetediyor.MahkemeyöneticilerindenolanJohnGay,karanlığacevabıyapıştırıyor:“Gölge,doğuşunuışığaborçludur!”

Bazenbeklenmedik sonuçlarlaçekilirdavacıdavasından,özgüvenağacındanbiryaprağıdahasonbaharateslimederek…

Akşamdı. Batan güneş etrafa saçtığı ışınları topluyordu ardınakaranlığıserpiştirerek.Ömürdeneksilenbirgündaha,güneşinardındangidiyordu.

AydINLIĞIN dAVASI

Mahkeme yöneticilerinden olan John Gay, karanlığa cevabı yapıştırıyor: “Gölge, doğuşunu ışığa borçludur!” Bazen beklenmedik sonuçlarla çekilir davacı davasından, özgüven ağacından bir yaprağı daha sonbahara teslim ederek…

perihan aksu10. sınıf

Bulutların gözyaşları ıslatıyor uzaklarıHıçkıra hıçkıra ağlayan bir çocuk gibi.Yalnızlık sert esiyor uzaklardaÇarpışan nefeslerin uğultusu var sanki.

Tenhalar sessizliği tetikliyor ordaKırılmamış bir canın parçaları acıyorRaylar arasından akıp gidiyor anılarım...

Umudun ellerini arıyorum bu akıntıdaTutamadığım elleri sıkıyorum bir bir.Vuslat köprüleri kuruyorum Yıkılanların ardındanUmutlarımı üst üste yan yana dizerek.

Eğer bir umut da sen vermek istersen Yüreğimi al, yüreğinin üstüne koy...ve benim yerime de yaşa..

YER

İNE

YAŞA

MA

K

YalnızlığınyaprakaçtığımevsimKırıkaynamızabakarakSonbaharayrılıklarınıdüşünüyorumKalbimibirkuyuyadolduruyorum… AnsızıngidişingeliraklımaGözlerimdenansızınyaşlarakarHerbirdamlaselolurHerbirdamlasenolur…

SonrayıkıkduvarlarındibineçöküpYağmurlaberaberağlarımGözyaşlarımhüznedönerkenBanayalnızlıkkalırsevginden…

mervegezer10. sınıf

ÖK

Z A

YR

ILIK

volk

an a

rsla

n 11

. sın

ıf

Page 11: Lise Postası, sayı 1

LPliSEPOSTASI11

İnsanların dürüst olmadığına inandım hep. Ben de dürüst değilim.Hep kendi çatışmalarımızlayaşıyoruzhayatta;rakibimizkendimiz.Farkındaolmadanikiyeayırıyoruzkendimizi;bizveiçimizdekises…

İçimizdeki ses, evet tam anlamıyla bu, çoğu zaman duymak istemediğimiz, duymamak içinoyunlaroynadığımızgerçekbiz.Çünkü sadeceoynuyoruzdışarıyla. İçimizdeki sesi susturup,bir rolseçipoynuyoruz.Oysaherkesingördüğügörüntümüzustabiroyuncumuzaslında. Sırfbirileribize:“Ogüçlü,oyıkılmadı”desindiyeiçimizdengelenosesekızıp,sinirleniyor;onunlaoynuyoruz.Oysabiziz,içimizdekiosesinsahibi.Oyunculuğumuzise,başkalarıiçinyazdığımızveoynadığımız,içimizdekiduygularatamkarşıtbiryalancınınyadakorkağıneseri.Evet,korkuyoruz,yalanlarsöylüyoruz.İnsanlarınbizeacımalarından,güçsüzsıfatınıyakıştırmalarından…Aslındatanımalarından,evet,tanımalarındançokkorkuyoruz.

Birçok olayda yapmak istediğimizi değil, yapmamızı istedikleri şeyleri yapıyoruz. Hünerimizikonuşturup;sesimizisusturuyoruzveoynuyoruz.İnsanençokyalnızkalıpdüşününceduyuyorbusesivebirtekbuzamanlardasusturamıyor.Buses,doğrularısöyleyenyanımız.Ağlatıyorçoğuzamanbiziveardındankızıyoruz,“sus”diyoruzkendimize.Bizdüşmanoluyoruzasılbenliğimizeamaosusmuyor.Oysabırakalımdışarıdakileri,kendimizekarşıbiledürüstdeğiliz,korkuyoruzgerçeğibildiğimizikabuletmekten.Oysao,içimizdekiherşeyibilir,sinsidir.Kimseninolmadığıduygusalanlardayakalarbizivekonuşur;amaonususturamayız.Hatırlatırunutmayaçalıştığımızgerçekleri;‘Sus’derizamaobizeinatbağırır.‘Sus’dedikçedahaçokduyarızbusesi,ağlarızamaobizeacımaz,bizidahaçokağlatır.

Kendimize karşı bile dürüst değiliz, hele aşkta hiç… Bazı anlar yaşar insan ve bu zamanlardakendineaykırıdavranışlaragenelbirisimbuluverir:“Gurur”.Evet,adıbu.Angelirbirolayolur,içimizacır.Buradabizeaitoikibenlikde,yanihemoynadığımızhemdesakladığımızoikibenlik,acıçeker.Tekortaknoktalarıdırbuonların,amaortaklıkuzunsürmez,hernekadaracıdevametsede.Sonragururgirerarayavebozarortaklığı.Amaoartıkcanımızıyakmıştırveondanuzaklaşmamızgerekir.Toplarızbütünaşkımızıveozamantekbirşeysöylersevdiğimiz:“Gitme,çokpişmanım,gitmebenibensizbırakma!”Giderizgururumuzla.Evet,gururluyuzdur;amacesurdeğilizdir,mutludeğilizdir.Osesibastırıp,kendimizibastırıpgideriz.Uzunzamanmutlukabulederizkendimizi,“mutluyum”deriz.“Mutluyuz”amacesurdeğilizdir,kendimizekarşıdahicesurdeğilizdir.Acıçektiğimizikabuletmeyiz,söyleyemeyiz.Birokadardasinsiyizdirama.Herşeyerağmenzayıfanımızdagerçekkişiliğimizyakalarbiziveyineağlatır.

İnsanlarındürüstolduğunainandığımtekanbudur;kendileriyleyüzleştikleribuacıan…Çünküoynadığımroleinatdiyebilirimki:“Sevdiğim,içimdeulaşamadığımvesakladığımgerçekparçamdır,onsuzlukbensizliktir,ondangidersemkendimdengitmişolurum.Çünküiçimdesakladığımogerçek,doğruları söyleyen tek gerçek tarafımdır ve o parçam ona aittir. Zaten bu yüzden sustururum yakendimi…

İçimdekisesidinlerkenitirafediyorumişte:“Korkuyorum!”Amasussesim.Sus,benibanadüşmanetme!Susvebenimiçinuyu…

BENİM İÇİN UYU

Gideriz gururumuzla. Evet, gururluyuzdur; ama cesur değilizdir, mutlu değilizdir. O sesi bastırıp, kendimizi bastırıp gideriz. Uzun zaman mutlu kabul ederiz kendimizi, “mutluyum” deriz. “Mutluyuz” ama cesur değilizdir, kendimize karşı dahi cesur değilizdir.

elif suretli11. sınıf

Erdal Öz EdEbiyat Ödülü,GültEn akın’ın Yazar ve Can Yayınları kurucusu Erdal Öz’ün anısını yaşatmak üzere ailesi tarafından bu yıl ilki düzenlenen “Erdal Öz Edebiyat Ödülü”ne, Gülten Akın layık görüldü. Erdal Öz Edebiyat Ödülü, roman, öykü, şiir ya da deneme alanlarındaki tüm yapıtları değerlendirilerek her yıl tek bir yazar ya da şaire verilecek. Ödüle değer görülecek yazar ya da şairin yaşıyor olması ve son üç yıl içinde en az 1 yeni yapıtının yayınlanmış olması gerekiyor. Ödül aynı kişiye ikinci bir kez verilemeyecek.

MEtin altıok şiir Ödülü,Haydar ErGülEn’inŞair Metin Altıok (1941-1993) adına, ailesinin ve Kırmızı Yayınları’nın ortak girişimleriyle bu yıl ilk kez verilen Metin Altıok Şiir Ödülü’nü ‘Üzgün Kediler Gazeli’ adlı şiir kitabıyla Haydar Ergülen kazandı.

yaHya kEMal yılıokUMalarla başladı 2008, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Yahya Kemal Yılı olarak ilan edildi. Yıl boyunca büyük şair Yahya Kemal hakkında hem devlet hem de çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından birçok etkinlik planlanıyor.

2008 yUnUs nadi ÖdüllErini kazananlar bElli oldUBu yıl 62’ncisi gerçekleştirilen ve 5 dalda ödülün verildiği yarışmaya 292 kişi katıldı. “Roman” dalında ödül Mehmet Anıl’ın “Pembe Otobüs” adlı yapıtına verilirken, “Öykü” dalında Yavuz Ekinci’nin “Sessizlik Kulesi” adlı yapıtı ile Alper Akçam’ın “Kiev’de Aşk” adlı yapıtı ödüle layık görüldü. ‘Şiir” dalında da ödül Abdülkadir Budak’ın “Mesafe” ve Veysel Çolak’ın “Birkaç Kuş Birkaç Anı” adlı yapıtına verildi. “Karikatür” dalında ödül Muammer Olcay ve Ahmet Aykanat’ın eserlerine verilirken, bu dalda Mehmet Zeber’in eseri de “Jüri Özel Ödülü” aldı. Ödüller, Cumhuriyet Gazetesi’nin 84. kuruluş yıl dönümü olan 7 Mayıs’ta Akatlar’daki Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde düzenlenecek törenle sahiplerine verilecek.

hABERLERİedebiyat

Page 12: Lise Postası, sayı 1

LPliSEPOSTASI 12

Herhangi biri, özel bir duygu beslemediğim, farklı olmayan biri olmanı istiyorum. İsmini duyduğumda gözlerimin dolduğu, konusu açıldığında içimin acıdığı, parçalandığı biri olmanı değil de, herhangi biri olmanı istiyorum.

Son ayrılığımızın, gerçekten son olmasını istiyorum. Tekrar seni, senliği ve sensizliği yaşamak istemiyorum. Bu sefer gerçekten son olsun istiyorum. Gördüğümde arkamı dönüp tekrar bakmak için can atmayı, ağlamamak için yumruk yumruk yutkunmayı değil de, herhangi biri olmanı istiyorum. Yardım et!

Aslında senin yanındayken ne yağan yağmurun ne de başka şeylerin bir önemi vardı. Tek önemli olan sendin. Oysa şimdi sen yoksun! Gittin çok uzaklara. Gezdiğimiz yerlere tekrar gidiyorum. Neden mi? Sen yoksun yanımda, bastığın toprak var, baktığın gökyüzü, deniz, içine çektiğin hava var. Masum günlerimiz var orada… Senin yanındayken gözlerimi kırpmak istemiyorum. Gözlerinden ayırmak istemiyorum gözlerimi, ama kapanıyor işte gözlerim. Kayıyor gözlerim gözlerinden, bakamıyorum yaş dolu gözlerine. Bakamıyorum imkânsızlığımıza, çaresizliğimize. Şimdi neredesin, kiminlesin? Söylesene sevdiğim; susma, ağlama! Ben ağlıyorum, boğuluyorum derin sularda. Sen de ağlarsan yaşayamam. Her şey daha acı gelir bana.

Benliğimi aldın, bari beni bana bırak, çıkma karşıma. Yardım et bana. Geceleri derin sularda boğulmak yerine, rüyalar kentinde yolculuk yapayım. Yardım et, benliğimi kazanayım, geçeyim senden. Herhangi biri ol benim için.

Aynadaki görüntüme dalıp boş boş baktığımı fark ettim. Düşüncelerime göz attığımda ise seni buluyorum. Bana baktığında gördüğün beni izliyorum. Sırf bana baktın diye, masumca yanağıma dokundun diye, gözlerime dalıp gittin diye bakıyorum…

Sen bana aldırma. ‘Bu da geçer, unuturum, elbet severim başkalarını.’ dediğimi bil, bil ki senden kopmama yardım edesin. Seni gördüğümde mutluluktan ölürken, nasıl koparım ben senden? Yardım et bana, çıkma karşıma, bakma gözlerime. Herhangi biri ol benim için, kendin için ve en önemlisi yanındaki için, sevdiğim, yanındaki için!...

Geceleri derin sularda boğulmak yerine, rüyalar

kentinde yolculuk yapayım. Yardım et, benliğimi

kazanayım, geçeyim senden.

hERhANGİ BİRİ OL

özge nur şahin11. sınıf

Yıldızlar geceye sevgi fısıldarlar Ayrılamaz ondan tıpkı etle kemik gibiMutluluğun kaynağıdır o hüzün dolu sonsuzlukKopamaz ondan toprakla çiçek misali

Gündüz olunca ağlar yıldızlarAdeta bitsin der şu cehennemÖzler sevdiğini, gelsin der geceSaatler durur, geçmez zaman Gece maviliğini yitirince kayar gökyüzündenDayanamaz onu bulanık görmeye, alışamazSinirlenir yağacak olan yağmuraÖfkelenir, yaş akıtır, yağmura katar Güneşe hak verir aslında sevmese de.Çünkü o da aşıktır doğacak güneBunu bilir ama anlamaz ömrünceÇünkü o da aşıktır karanlık geceye.

BIR ASK

bahar gökhan 11. sınıf

HIKÂYESI

Page 13: Lise Postası, sayı 1

LPliSEPOSTASI13

Arkasındaki akrebi yalnızlıklarla bırakan yelkovana,Geçmişi özlüyorum bazen. Anılarımı, hüzünlerimi, gözyaşlarımı… Kimi zaman yalnızlıklarımı,

kimi zaman yalnızca bir anı… Bazen sadece bir an yetebiliyor bir ömre. Sadece bir an için feda edebiliyorsun koca bir hayatı. Küçük ama küçücük bir anı bekleyebiliyorsun uzun zaman.

Sen de benim küçük bir an için uzun zamanlar bekleyişlerimsin. Bitip tükenmek bilmeyen gecelerde amansız nöbetlerimsin. Kırık cam parçalarında umarsızca yürümelerimsin yalın ayak. İçimdeki okyanus maviliğinin siyaha çalındığı vakitlerimsin. Artçı depremlerimsin yüreğimde. Yıkan, savuran, yerle bir eden… Ve en sonunda enkaz yığınlarının altında bırakan… Dev dalgalarımsın ömrümün kıyılarında. Kızgınlıklarımsın, beni arkanda bırakarak gittiğinde. Sevinçlerimsin, aniden geri döndüğünde. Hüzün yağmurlarında içimi ıslatan da sensin, gün ışığıyla hüznümü sevince boğan da…

Bense senin sadece yorgunluğunun ardından gelen dinginliğinim. Uzun yolculuklarının üzerinde ufacık bir durak. Uçarılığını, hoyratlığını haykırırken tüm dünyaya, gölgende kalan yalnızlık. Bekleyişlerim sırasında arkandaki yarım kalmışlık…

Bütün bunlara rağmen, inadına bekliyorum seni yelkovan. Geldiğinde hiç çekinmeden, hiç üzülmeden tekrar gideceğini bilerek. Ve sonra tekrar döneceğini! İşte bu gelgitlerle bedenim yoruluyor artık. Gücüm kalmıyor, tükeniyorum zamanla. Ama yine de özlüyorum seni. Kızsam da, öfkelensem de azalmıyor içimdeki sevgin.

Bir gün mutlaka döneceğini bilerek bekliyorum seni yelkovan.

AKREPYALNIZLIĞI

Bitip tükenmek bilmeyen gecelerde amansız nöbetlerimsin. Kırık cam parçalarında umarsızca yürümelerimsin yalın ayak. İçimdeki okyanus maviliğinin siyaha çalındığı vakitlerimsin.

gülizar türkmen11. sınıf

Seni düşünen aşık gör ne hayal eder

Senin sevgin aşığı bir hal eder.

Menekşe Vural 10. sınıf

dUyGU asEna roMan Ödülü, nUr yazGan’ın Yazar Duygu Asena’nın anısına bu yıl ilk kez düzenlenen ‘Doğan Kitap Duygu Asena Roman Ödülü’ sonuçlandı.İnci Asena, Filiz Aygündüz, Abdullah Kılıç, Elçin Yahşi, Okay Gönensin, Turhan Günay, İhsan Yılmaz, Cem Erciyes ve Halil Beytaş’tan oluşan jüri, oybirliği ile Nur Yazgan’ın ‘Lal Kitap’ adlı romanını birinci seçti.

şiirin altın PortakalıCEVat ÇaPan’a VErilECEkAntalya Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle Antalya Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen sempozyumun ardından toplanan seçici kurul; özel ile geneli buluşturmuş olması, kişisel olanın evrensel olana gömülü özünü lirizmle dile getirişindeki ustalık, doğallık ve sahiciliği gerekçesiyle Cevat Çapa’nın “Bana Düşlerini Anlat” adlı yapıtına verdi.

ortaylı, bEHraMoĞlU VE aksay’a PUşkin ÖdülüRusya tarafından verilen ve bugüne kadar sadece 11 kişinin layık görüldüğü “Puşkin Ödülü”, Türkiye’den tarihçi profesör İlber Ortaylı, edebiyatçı Ataol Behramoğlu ve NTV Moskova muhabiri Hakan Aksay’a verildi.

yüzyılın 40 roManCısıGeçen yıl ‘Ölmeden Önce Okunması Zorunlu 40 Kitap’ soruşturması yayımlayan iki aylık edebiyat dergisi NotosÖykü, 2008’in ilk sayısında yine bir soruşturmaya yer verdi.Dergide, bugüne kadar edebiyatımızda yapılmış en kapsamlı soruşturma olan ‘Yüzyılın 40 Romancısı’nın sonuçları yer alıyor. 135 yazar, şair, eleştirmen ve sanatçının önerdiği 97 romancı arasından seçilen 40 kişilik listenin ilk üç sırasında Yaşar Kemal, Oğuz Atay ve Ahmet Hamdi Tanpınar yer aldı.

İkimizi de bir durakta indirdim beklemedenKatilim, vurdum aşkı en tutkulu yerinden.

Gözlerimin içinde saklı sıcak gülüşünDudaklarımda adın su içer gibi son heceden

Gülşen Yıldız 11. sınıf

Unutulur dersin zamanla tüm yaşananlarBilemezsin ki, içimde bir kor var hiç küllenmeyen.Neriman Bozkurt 11. sınıfGittin uzaklara bırakıp da beni

Kimseler olmasın da bulasın beniSemra Yağmurkaya 10. sınıf

Ey sevgili ilk aşklar gelip geçici derler

Mecnun Leyla’yı unutabildi mi ki unutayım seni?

Hülya Tekin 10. sınıf

Gece karanlığında bir sesleniş, ölüm olsa.Gökyüzünde mavi hüzünlü bir matemin olsa.

Seda Meral 11. sınıf

Her şey yalan bir sensin gerçek

Her gerçeğin de bir sonu yok mu?

Hanzade Çetin 10. sınıf

hABERLERİedebiyat

Page 14: Lise Postası, sayı 1

LPliSEPOSTASI 14

Yapıtları Roman: Kimse (1976), O/Hakkari'de Bir Mevsim (1977) , Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı (1988) Öykü: Kaçkınlar (1959) , Bozgun (1962), Av (1968), Bir Gemide (1978), Çığlık (1982), Binbir Hece (1991), Doğu Öyküleri (1995), İşte Deniz, Maria (1999), Do Sesi (2002), Avara Kasnak (2005), Nijinski Öyküleri (2007) Senaryo: Hakkâri'de Bir Mevsim Deneme: Tüm Ders Notları (1978) , Yazmak Eylemi (1980), Şimdi Saat Kaç? (1986), Yeni Ders Notları (1991), Seyir Sözcükleri (1996), Devam (2001), Sözlü/ Yazılı (2003), İnsanlık Halleri (2003), Şiir: Ah Min-el Aşk (1978), Dağ Şiirleri (1999) AnıGörsel Yolculuklar (2003) Biyografi: Abidin (2003), Avni Arbaş (2001), Osman Hamdi-Bilinmeyen Resimleri (1986), Çocuk Kitabı: Doğa Dostları (2004)

İTİRAF- Anlattığınız bu olayı kendi gözlerinizle mi gördünüz?- Sayın Yargıç, Savcının bu sorusunu anlayamadığımı itiraf edeyim.- Demek itiraf ediyorsunuz.- Neyi?- Her şeyi.- Ama ben...- Sanık itiraf etmiş ve dava bitmiştir.

YILANHatırlarım, güzel, güneşli bir gündü.Kır gezintimiz sırasında, o koca yılan babamı sokup öldürdü. Böylece kabilenin başına ben geçtim.

YANLIŞLIKBu adamı hiç gözüm tutmamıştı.Ama bunu kendisine söylemedim. Ona sorumlu bir görev verdim. Görevinin üstesinden geldi.Çok şaşırmıştım. Araştırdığımda gördüm ki, ona yanlış bir görev vermişim.Bunun üzerine istifamı verdim.Şimdilerde, yalnızca yazarak vakit geçiriyorum.

*İşte Deniz, Maria-Öyküler&Çok kısa Öyküler / Ferit Edgü, Yapı Kredi Yayınları, 2001

FERİT EDGÜ

Türk edebiyatının en önemli adlarından Bilge Karasu’nun aynı adlı öyküsünden sinemaya uyarlanmıştır. Bir ip cambazıyla, çırağının öyküsü. Savaşın eşiğine gelen bir ülkede usta, çırağının geleceğini kurtarıp ona sahiplenme tutkusu içindedir. Düşsel bir dünyası olan çırak, sirkte tanıştığı deniz kızına aşık olur. Ne var ki bu ilişki, ustasının tüm planlarını altüst eder. Usta bu aşkı engellemeye çalışır. Sonuç çırağın aleyhine gelişir. Almanya, Macaristan ve Türkiye ortak yapımıdır. 1996 yapımı olan filmde, Karoly Eperjes, Hugh O' Conor, Julia Brendler, Haluk Bilginer, Meltem Cumbul, Cem Özer, Hale Soygazi ve Tuncel Kurtiz gibi önemli oyuncular rol aldı. Film, 10. Ankara Film Festivalinde En İyi Kurgu, En İyi Görüntü Yönetmeni, Onat Kutlar En İyi Senaryo Yazarı, En İyi Yönetmen, En İyi Film Ödülünü; 34. Antalya Film Şenliğinde ise En İyi Senaryo ve Behlül Dal Jüri Özel Ödülü aldı. Yanıtlar, [email protected]’a, ad-soyad ve iletişim bilgilerinizle, 01 Eylül 2008 tarihine kadar gönderilebilir. Doğru yanıtı bilenler arasında yapılacak çekilişle 2 kişiye sinema bileti armağan edilecektir.

BİR ZAMANLAR LİSELİYDİ

kayıpların boşluğundayımçaresiz gecenin içindeyimkendini bulmaya çalışan kalbi kırık küçük bir yüreğim.

yalnızlığın çokluğundayımmüthiş acımasız bir yarasessiz gemilerin denizdeki haykırışıo sert rüzgarlarla savaştığım yerdeyim söz dinlemez küçük yüreğimyalnızlığıma yenilir olduaklımın ötesinde o hırçın dalgalarlasahildeki kayalara çarpar oldum... anlam veremez oldumgüneş yüzüme gülmez oldusarmaşıklar sararken bu kalbiizin vermediler, küçük oldum...

G a m z eÖ Z K A R A

11. sınıf

Ferit Edgü, 1936’da İstanbul’da doğdu. Öykü, şiir, roman, deneme türlerinde yapıtlar verdi. Bir Gemide/1979 Sait Faik Hikâye Armağanı. Ders Notları/1979 Türk Dil Kurumu Deneme Ödülü. Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı/1988 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü.

SORUBu filmin adını ve yönetmenini bildiniz mi?

Page 15: Lise Postası, sayı 1

LPliSEPOSTASI15

1. En sevdiğiniz sözcük? Sevgi2. Sevdiğiniz eşyanız? Arabam3. Unutmak istediğiniz? Hiçbir şey4. Görünce sevindiğiniz? Çocuklarım5. En büyük korkunuz? Yalnız kalmak6. Keşke olmasaydı dediğiniz? Ailemi üzdüğüm anlar7. Sizi en çok öfkelendiren? Yalan8. En önemli kusurunuz? Çabuk sinirlenmem9. En beğendiniz yanınız? Ses tonum10. Hayatta en çok değer verdiğiniz? Ailem11. Hangi doğal yeteneğe sahip olmak isterdiniz? Şair olmak12. Nerede yaşamak isterdiniz? Yaşıyorum zaten. Mersin

13. “Liseli” deyince aklınıza ilk gelen? Gençlik14. Hangi mesleği yapmak istemezsiniz? Polislik15. Lise edebiyat öğretmeninizin adını hatırlıyor musunuz? Evet. Hamit Bey16. Lise yıllarında edebiyatla ilişkinizi özetleyen sözcük/cümle? Şiir17. Kahramanınız kim? Kendim18. Hayat felsefenizi hangi slogan özetler? Sevgi, hoşgörü ve anlayış19. En çok neyi veya kimi kaybederseniz üzülürsünüz? Tabii ki sevdiklerimi 20. Ömrünüzün son günü olsaydı ne yapmak isterdiniz? Aile fertlerimin hepsiyle birlikte olmak21. Nasıl ölmek isterdiniz? Galiba ağrısız, acısız22. Öldüğünüzde cennete giderseniz Tanrının kapıda size ne söylemesini isterdiniz? Hoş geldin!

birİNSAN<>yirmiikiSORUbirİNSAN<>yirmiikiSORU birİNSAN<>yirmiikiSORUbirİNSAN<

nurseren öztürk 10. sınıf

Ahmet RUŞENOkul Müdürü

Page 16: Lise Postası, sayı 1

İki Aylık Süreli Edebiyat DergisiMersin Cemile Hamdi Ongun Lisesi Yayınıdır

Yıl:1 Sayı:1 Mayıs ‘08

LPliSEPOSTASIliselinin edebiyat bulusmasi

Okul Adına Sahibi: Ahmet RuŞEN (Okul Müdürü)Genel Yayın Yönetmeni: Deniz GÖNüLLü (Öğretmen)

[email protected]

>>Gönderilen yazılar yayımlansın yayımlanmasın iade edilmez. >>Yayımlanan yazıların sorumluluğu eser sahiplerine aittir.>>Gazetemiz, Şubat 2005 tarih ve 2569 sayılı Tebliğler Dergisinde yayımlanan “İlköğretim ve Ortaöğretim Sosyal Etkinlikler Yönetmeliğine (Madde 24)” uygun hazırlanmıştır. (13.01.2005 tarih ve 25699 sayılı R.G.)

Editör: Gülizar Türkmen (11. Sınıf) - [email protected]ın Kurulu: Rüya Bağ(11.Sınıf), Sibel Çaglar(11.Sınıf), Perihan Aksu(10.Sınıf)Elif Suretli(11.Sınıf), Gülşen Yıldız(11. Sınıf) İnceleme Kurulu: Fatma Kurt (Md. Başyrd.) Deniz Gönüllü (Öğrt.), Figen Erciyas (Öğrt.), Eyüp Görgün(Öğrt.)Yönetim ve Yazışma: Mersin Cemile Hamdi Ongun Lisesi Güneykent Mh. MersinTelefon ve Belgegeçer: 0324 223 03 03e-posta: [email protected] web: http://lisepostasi.blogspot.com

Okulumuzun bir koridoru “Güzel Sanatlar Yolu” oldu. Edebiyat, resim, müzik, tiyatro, sinema, karikatür, fotoğraf köşeleri oluşturulup bu sanatların öncülerine yer verildi.

Koridor baştan sona renklendirilip resimlendi. Bu koridorda yer alan Mavi Ülke Kütüphanesi çok özel bir mekân olarak dikkat çekiyor.

SANAT YOLU RENGÂRENKOkulumuzun bir koridoru “Güzel Sanatlar Yolu” oldu. Edebiyat, resim, müzik, tiyatro, sinema, karikatür, fotoğraf köşeleri oluşturulup bu sanatların öncülerine yer verildi. Koridor baştan sona renklendirilip resimlendi. Sanata vurgu yapılan koridorda, her sanat dalı için ayrı bir bölüm oluşturuldu. Bu bölümlerlerde özel tasarımlarla sanat dallarını tanıtan çalışmalar, bu sanat dallarının güzel örnekleri ve sanatın önde gelen adları sergileniyor. Koridor rengârenk ve resimli. Yolu düşenlerin gözlerini alamadığı Sanat Yolu, öğrencilerin uğrak yeri haline geldi.“SANAT, DÜNYANIN SÖZ SAHİBİ”Amaçlarının, sanatın dünyanın asıl söz sahibi olduğunu anlatmak olduğunu belirten Öğretmen Deniz Gönüllü, bu tür çalışmaların okulunun diğer mekânlarına da taşınacağını, böylelikle hem okulu daha sevimli kılacaklarını, hem de okulu tam bir öğrenme ve eğlenme merkezine dönüştüreceklerini söyledi. Ayrıca 2007 Mevlana Yılı çerçevesinde Mevlana’nın 800. Doğum yılına armağan olarak “Mevlana Durağı” da oluşturuldu.MAVİ ÜLKE KÜTÜPHANESİ ve BİR ÖZEL MEKÂNSanat Yoluna uğradığınızda bir şaşkınlık daha yaşarsınız. Bu koridorda bulunan kütüphanenin adı, “Mavi Ülke Kütüphanesi.” Bu yıl hizmete açılan kütüphaneye adım attığınız anda sizi kitapların, renklerin ve sanatın büyüsü sarar. Özel olarak tasarlanmış kütüphane renkli ve resimli bir kütüphane. 165 kayıtlı üyesinin ve 500 aşkın kullanıcısının olduğu kütüphane dolup taşıyor. Kütüphaneyi zenginleştirmek için “Senden bir kitap, kütüphane olacak” sloganıyla ekim ayında başlatılan kitap kampanyasında şuana kadar 582 kitap toplandı. Kampanya duyarlı kişi ve kuruluşların desteğini bekliyor.AÇIK DAVETGüzel sanatları tanıtmak için ayrılan bu koridorda sanata yakın olabilir ve doyumsuz bir huzura erebilirsiniz. Sizin de yolunuz sanata düşer mi? Sanat Yolu’nda bir çay içmeye bekleniyorsunuz.

SANATA DUSER.Y O L U N U Z .

.KIzLAR BAŞARdIBayan futbol takımı Mersin İl Birinciliğini elde etti. Niğde’de yapılan bölge maçlarında ise bölge dördüncülüğünü elde ettiler. Liseler arası Bayanlar Futbol Turnuvasında rakiplerini yenmeyi başaran takım okulun göğsünü kabarttı.

MASA TENİSİNdE öNEMLİ BAŞARIErkek Masa Tenisi Takımı Mersin Üçüncülüğünü kazandı. Gelecek ders yılı amaçlarının birincilik olduğunu belirten Beden Eğitimi Öğretmeni Alper Köşker, masa tenisi sporuna okulda yoğun bir ilgi olduğunu, bu ilgiyi mutlaka daha güzel başarılarla süsleyeceklerini söyledi.

TEKVANdOdA öNEMLİ BAŞARITekvandoda 55 kiloda Şeyda Baldırcı, Mersin birinciliğini elde etti. Baldırcı, Çorum’da yapılan Türkiye Şampiyonasında da Türkiye beşinciliğini kazandı. Yoluna emin adımlarla yürüyen Şeyda Baldırcı, daha büyük başarılara imza atmak için çok çalıştığını ve önümüzdeki ders yılında bunu herkese göstereceğini belirtti.

ŞİddET yOK, SPOR VARAlper Köşker, şiddete karşı çözümlerden birinin de öğrencileri spora yönlendirmek olduğunu, okulun da bu anlayışla spor etkinliklerine ağırlık verdiğini belirtti. Bu çerçevede, okulda hemen hemen her sporun yapılabilmesi için koşulların oluşturulduğunu ve öğrencilerin sürekli spor yaptıklarını söyleyen Köşker, sınıflar arası turnuvalar düzenlediklerini, okullar arası turnuvalara katıldıklarını da sözlerine ekledi.

SPORDA BAsARILAR YÜZ GÜLDÜRDÜ