lev nikolayevic tolstoy - diriliş

411
Lev Nikolayeviç Tolstoy _ Diriliş DĐRĐLĐŞ 3. Baskı Tam metin, Rusça aslından çeviren Ergin ALTAY LEV NĐKOLAYEVĐÇ TOLSTOY ve «DĐRĐLĐŞ» ÜZERĐNE DĐRĐLĐŞ, Altın Klasikler Dizisinin 28. kitabı olarak Altın Kitaplar Yayınevi tarafından üçüncü kez, Mart 1975'de, yayınlandı. Kapak resmini Ayhan Erer'in hazırladığı bu kitap, Sıralar Matbaası'nda dizilip basıldı. Yalnız Rus değil, dünya romanının büyük ustalarından, L. N. Tolstoy, 28 Ağustos 1828'de Tula iline bağlı Yasnaya Polyana'da doğdu. Soylu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Tolstoy bir buçuk yaşında annesini kaybetti. Tolstoy çok sonraları yakınlarının anlattıklarına göre annesinin bir portresini «Savaş ve Barış» romanında çizecektir. 1837 yılında Tolstoy ailesi Moskova'ya taşındı. O yıl yazarın babası da öldü. Tolstoy 1844 yılında giriş sınavını kazandıktan sonra Kazan Üniversitesi Doğu Dilleri Fakültesi'ne girdi. Bir yıl sonra da Hukuk Fakültesi'ne geçti, Tolstoy'un üniversite yılları bir öğrenciye yaraşır biçimde geçmiyordu. Zamanının çoğunu üniversite dışındaki yaşantısına adamıştı. Bu arada bol bol Fransız düşünürlerini, özellikle Rousseau'yu ve Montesguieu'yü okuyordu. 1847 yılında Hukuk Fakültesi'nin ikinci sınıfından ayrıldı, Yasnaya Polyana'ya gitti. 1847 yılı baharında ana - baba mirası kardeşler arasında bölüşüldü, Tolstoy'un hissesine Yasnaya Polyana malikânesi düştü. Đşte o andan itibaren de Tolstoy 330 erkek nüfusa ve 1470 dönüm toprağa sahip bir derebeyi olup çıktı. Romancı ilk iş olarak köylülerin yaşama şartlarını düzeltmeyi, onları daha mutlu bir hayata yükseltmeyi amaç edindi, ne var ki köylüler bu davranışlarını kuşkuyla karşıladıklarından başarısızlığa uğradı. Burada devamlı kalmadı, çiftlik işleriyle uğraşması yanısıra Moskova'ya da sık sık gidip geldi. 1851 yılında topçu tugayına astsubay olarak girdi. 1851 onun edebiyat hayatı için de önemli bir tarihtir. Đlk çalışmalarına burada görevli bulunduğuKazak köyünde başlamıştır. 1854 ocağınca asteğmenliğe yükseltildi. 1856'da teğmen rütbesiyle ordudan ayrıldı. Tolstoy kitaplardan tanıdığı Avrupa'yı görmek üzere 1857 yılında Avrupa'ya gitti. Fransa'yı, Đsviçre'yi, Đtalya'yı, Almanya'yı gezdi. Romancı aynı yıl Yasnaya Polyana'ya döndü. 1862 yılında Sofya Andreyevna Bers ile evlendi. 1881-1901 arasındaki zamanı daha çok Moskova'da geçirdi. 1901'de ağır bir hastalığa tutuldu. 7 Kasım 1910'da evinden uzakta Astapovo (şimdiki adı Lev Tolstoy) tren istasyonunda öldü. DĐRĐLĐŞ «Diriliş» Tolstoy'un üçüncü büyük eseridir. Roman, 1899 yılında yazılmıştır. Romanda 19. yüzyıl sonu Rusyasının toplumsal yaşantısı gözler önüne serilir. Özellikle bu yaşantının çelişkili yanlarına dikkati çekmiştir. Diğer iki büyük romanında (Savaş ve Barış, Anna Karenina) kahramanların çoğu soylular arasından seçildiği halde buradaki kahramanlardan başlıcası Katyuşa Maslova, halk katından biridir. Diriliş'de de psikolojik tahliller, usta tasvirler, sade bir dil, Tolstoy'un sanat gücünün tanıklarıdır. Yalnız bu eserde romancı Tolstoy'un yanısıra ahlâkçı - filozof Tolstoy da vardır. Bir çok satırlar yazarın ruh bunalımını yansıtırlar. Tanınmış Rus eleştirmenlerinden Leonoid Leonov, «Rousseau»dan sonra yüreğini okuyucuya açan en büyük yazar Tolstoy'dur, der. Gerçekte de Diriliş'in bir çok bölümünde bu özellik okuyucuya kendini kabul ettirir. Diriliş romanı size Tolstoy'un olgun eserlerinden birini tanıtmakla kalmayacak, insan psikolojisinin gizli köşelerini de gün ışığına çıkaracaktır ROMANDAKĐ BAŞLICA KĐŞĐLER ĐVANOVĐÇ NEHLÜDOF KATYUŞA MASLOVA MĐSSĐ KORÇAGĐNA SOFĐYA KORÇAGĐNA PRENS KORÇAGĐN HELENA ĐVANOVNA MARĐYA ĐVANOVNA SMELKOV MASLENNĐKOF FANAR i N KATERĐNA ĐVANOVNA ÇARSKAYA MĐHAĐLOVĐÇ SELENĐN SÇEGLOF : Bir Rus prensi; romanın erkek kahramanı. : Prens'in baştan çıkardığı kız: romanın kadın kahramanı. : Nehlüdof'un evlenmek istediği kız. : Missi'nin annesi. : Missi'nin babası. : Nehlüdof'un annesi. : Nehlüdof'un teyzesi.

Upload: burak-soyhan

Post on 06-Mar-2016

286 views

Category:

Documents


9 download

DESCRIPTION

 

TRANSCRIPT

  • Lev Nikolayevi Tolstoy _ Dirili DRL 3. Bask Tam metin, Rusa aslndan eviren Ergin ALTAY LEV NKOLAYEV TOLSTOY ve DRL ZERNE DRL, Altn Klasikler Dizisinin 28. kitab olarak Altn Kitaplar Yaynevi tarafndan nc kez, Mart 1975'de, yaynland. Kapak resmini Ayhan Erer'in hazrlad bu kitap, Sralar Matbaas'nda dizilip basld. Yalnz Rus deil, dnya romannn byk ustalarndan, L. N. Tolstoy, 28 Austos 1828'de Tula iline bal Yasnaya Polyana'da dodu. Soylu bir ailenin ocuu olarak dnyaya gelen Tolstoy bir buuk yanda annesini kaybetti. Tolstoy ok sonralar yaknlarnn anlattklarna gre annesinin bir portresini Sava ve Bar romannda izecektir. 1837 ylnda Tolstoy ailesi Moskova'ya tand. O yl yazarn babas da ld. Tolstoy 1844 ylnda giri snavn kazandktan sonra Kazan niversitesi Dou Dilleri Fakltesi'ne girdi. Bir yl sonra da Hukuk Fakltesi'ne geti, Tolstoy'un niversite yllar bir renciye yarar biimde gemiyordu. Zamannn ounu niversite dndaki yaantsna adamt. Bu arada bol bol Fransz dnrlerini, zellikle Rousseau'yu ve Montesguieu'y okuyordu. 1847 ylnda Hukuk Fakltesi'nin ikinci snfndan ayrld, Yasnaya Polyana'ya gitti. 1847 yl baharnda ana - baba miras kardeler arasnda blld, Tolstoy'un hissesine Yasnaya Polyana maliknesi dt. te o andan itibaren de Tolstoy 330 erkek nfusa ve 1470 dnm topraa sahip bir derebeyi olup kt. Romanc ilk i olarak kyllerin yaama artlarn dzeltmeyi, onlar daha mutlu bir hayata ykseltmeyi ama edindi, ne var ki kyller bu davranlarn kukuyla karladklarndan baarszla urad. Burada devaml kalmad, iftlik ileriyle uramas yansra Moskova'ya da sk sk gidip geldi. 1851 ylnda topu tugayna astsubay olarak girdi. 1851 onun edebiyat hayat iin de nemli bir tarihtir. lk almalarna burada grevli bulunduuKazak kynde balamtr. 1854 ocanca astemenlie ykseltildi. 1856'da temen rtbesiyle ordudan ayrld. Tolstoy kitaplardan tand Avrupa'y grmek zere 1857 ylnda Avrupa'ya gitti. Fransa'y, svire'yi, talya'y, Almanya'y gezdi. Romanc ayn yl Yasnaya Polyana'ya dnd. 1862 ylnda Sofya Andreyevna Bers ile evlendi. 1881-1901 arasndaki zaman daha ok Moskova'da geirdi. 1901'de ar bir hastala tutuldu. 7 Kasm 1910'da evinden uzakta Astapovo (imdiki ad Lev Tolstoy) tren istasyonunda ld. DRL Dirili Tolstoy'un nc byk eseridir. Roman, 1899 ylnda yazlmtr. Romanda 19. yzyl sonu Rusyasnn toplumsal yaants gzler nne serilir. zellikle bu yaantnn elikili yanlarna dikkati ekmitir. Dier iki byk romannda (Sava ve Bar, Anna Karenina) kahramanlarn ou soylular arasndan seildii halde buradaki kahramanlardan balcas Katyua Maslova, halk katndan biridir. Dirili'de de psikolojik tahliller, usta tasvirler, sade bir dil, Tolstoy'un sanat gcnn tanklardr. Yalnz bu eserde romanc Tolstoy'un yansra ahlk - filozof Tolstoy da vardr. Bir ok satrlar yazarn ruh bunalmn yanstrlar. Tannm Rus eletirmenlerinden Leonoid Leonov, Rousseaudan sonra yreini okuyucuya aan en byk yazar Tolstoy'dur, der. Gerekte de Dirili'in bir ok blmnde bu zellik okuyucuya kendini kabul ettirir. Dirili roman size Tolstoy'un olgun eserlerinden birini tantmakla kalmayacak, insan psikolojisinin gizli kelerini de gn na karacaktr ROMANDAK BALICA KLER VANOV NEHLDOF KATYUA MASLOVA MSS KORAGNA SOFYA KORAGNA PRENS KORAGN HELENA VANOVNA MARYA VANOVNA SMELKOV MASLENNKOF FANAR i N KATERNA VANOVNA ARSKAYA MHALOV SELENN SEGLOF : Bir Rus prensi; romann erkek kahraman. : Prens'in batan kard kz: romann kadn kahraman. : Nehldof'un evlenmek istedii kz. : Missi'nin annesi. : Missi'nin babas. : Nehldof'un annesi. : Nehldof'un teyzesi.

  • : Maslova'nn ldrd iddia edilen bir tccar. : Moskova vali muavini, Nehldof'un arkada. : Maslova davasyla ilgilenen avukat. : Nehldof'un Petersburg'daki : teyzesi. : Katerina'nn kocas, Nehldof'un enitesi, general, eski bakanlardan. : Senato savcs, Nehldof'un arkada. : Krek mahkumu.LDYA USTOVA NATALYA (NATAA) GNATY RAGOJNSKY SMONSON THON KTAYEVA MATRYONA HARNA Haksz yere hapsedilmi bir gen kz, Nehldof'un ablas. Natalya'nn kocas. Sibirya'ya srlen mahkmlardan biri, Katyua'ya ktr. Prens'in teyzesinin oda hizmetisi. Genelev patronu. Katyua Maslova'nn teyzesi. BRNC BLM Matta, XVIII. 21 - 22 O zaman Pyotr yanna sokuldu, yle dedi: Rabbim! bana ktlk eden kardeimi ka kere balayacam? Yedi kere mi? sa cevap verdi: Yedi kere deil, yedi tane yetmi kere balayacaksn. Matta, VII. 1. S. 3. Ne o, kardeinin gzndeki p gryorsun da kendi gzndeki mertei grmyor musun? Yuhanna, VIII. 7...... iinizde gnah islememi kimse, ilk ta atsn o kadna. Luka, VI. 40. renci retmeninden stn olamaz hi; ama tam olgunlaan bir insan retmeni gibi olur. Yz binlerce insan avu ii kadar bir yere toplanp, st ste yaadklar toprak parasn irkinletirmek iin var gleriyle alm olsalar; zerinde hi bir ey yetimesin diye her yanma ta dikmi, filizlenen her otu kknden koparm, havay ta kmr, petrol yakarak ellerinden geldiince kirletmi, evredeki tm aalar kesmi, tm hayvanlar, kular uzaklatrm olsalar bile gene de ilkbahar ilkbahard; kentte bile Gne prl prld gkyznde. imenler yalnz bulvar yeilliklerinde deil, koparlp atlmadklar her yerde, kaldrm talarnn arasnda bile boy atyor, yeeriyordu. Kayn, kavak, akdiken aalar ho kokulu, taptaze yapraklar ayor, hlamur aalarnn tomurcuklar patlyordu. Kargalar, sereler, gvercinler ilkbaharn verdii neeyle yuvalarn yapmaya balamlard bile. Bcekler gnein stt duvar diplerinde vzldayorlard. Bitkiler de, kular da, bcekler de, ocuklar da neeliydi. GelgeLelim insanlar --bu-- 12 - yk, yetikin insanlar - birbirini kandrmaya, birbirini ezmeye devam ediyorlard. nsanlar bu ilkbahar sabahnn, tm canllarn mutluluu iin yaratlm doann bu gzelliinin deil de, birbirlerine hkmetmek iin uydurduklar eylerin nemli, kutsal olduu inancndaydlar. l ceza evi mdrnn odasndaysa ilkbaharn getirdii mutluluk ve sevincin tm canllar, tm insanlar iin olduu nemli deildi; orada nemli hatta kutsal olan, bir gn nce gelen yazl emirdi. Basma balkl, numaral ktta o gn, yirmi sekiz nisan sabah saat dokuzda ikisi kadn, biri erkek tutuklunun durumada hazr bulundurulmalar yazlyd. Kadnlardan biri, en nemli sulu olduu iin, ayr gtrlecekti. Bu emir gerei, yirmi sekiz nisan sabah saat sekizde kadnlar kouunun karanlk, pis kokan koridorunda ba gardiyan grlmt. Peinden, ak salar karmakark, yz renksiz, zerinde kol azlar srmal bir bluz, belinde kenarna ak mavi erit geirilmi bir kuak olan yasl bir kadn geldi. Kadn gardiyand bu. Kadn, yannda nbeti gardiyanla, koridora alan kaplardan birine yaklaarak, - Maslova'y m istiyorsunuz? diye sordu. Nbeti gardiyan grltyle evirdi kilidi, kapy at, kori-dordakinden daha da pis kokan bir hava akn etti darya. Nbeti gardiyan, - Maslova, diye bard, mahkemeye! Rzgrn kente tad tarlalarn o taze, misk kokulu havas ceza evinin avlusunda bile vard. Ama koridordaki hava irenti, pislik, katran, kf kokuyordu. eri girer girmez bir arlk kyordu insann stne, karamsar oluyordu. Avludan gelen kadn gardiyan - bu pis havaya alk olduu halde - hemen farketmiti bunu. Koridora girince bir bitkinlik hissetmiti zerinde, uyumak istemiti. Hcrede bir teltr balamt: Kadn sesleri, plak ayakla koumalar duyuluyordu. Ba gardiyan ban kapdan uzatarak, - Hadi kmldan biraz, Maslova! diye bard, kulaklarn sar m? - 13 - ki dakika sonra orta boylu, gsleri dolgun, gen bir kadn kt koridora, canl admlarla yrd, tam gardiyann nne gelince hzla dnp yannda durdu. Beyaz etek bluzunun zerine gri bir gmlek giymiti. Ayaklarnda keten orap, orabm zerinde de ceza evlerinde giyilen terliklerden vard. Bana beyaz bir

  • bart balamt; bartnn kenarndan - besbelli mahsus darda braklm - bir tutam siyah, kvrck sa gzkyordu. Kadnn yznde, uzun sre kapal bir yerde kalm insanlarn yznde grlen, rutubetli bir bodrumda patatesin srd filizleri andran o tuhaf beyazlk vard. Kk, geni ellerinde, gmlein enli yakas arasndan gzken dolgun boynunda da vard ayn beyazlk. Bu mat beyaz yzde son derece siyah, biraz i, ama ok canl, fildir fildir, parlak, biri hafif a bir ift gz dikkati ekiyordu. Kadn, dolgun gs nde, dimdik duruyordu. Koridora knca ban hafif yana yatrarak gardiyann gzlerinin iine bakm, kendisinden istenecek her eyi yapmaya hazr bir tavrla geip yannda durmutu. O srada dz, ak sal, yal br kadnn soluk, sert izgili, kr kr yz uzand kapdan. Maslova'ya bir eyler sylyordu. Ama gardiyan kapy zerine kapaynca, yal kadnn ba kayboldu. erden bir kadn kahkahas duyuldu. Maslova da glmsedi, kapdaki parmaklkl delie bakt. Yal kadn yzn parmakla dayam, ksk sesiyle, - Unutma, diyordu az konu, bir dediinden dnme, geri yan kolay. Maslova ban sallad: - Olur, unutmam, bir ey syleyeceim. Ba gardiyan amirlere zg bir kendine gvenle, pek akllca bir sz ediyormu gibi, - Elbette bir ey syleyeceksin, dedi, on ey syleyecek deilsin ya... Hadi yr bakalm, mar! Yal kadnn delikte gzken gz kayboldu, Maslova da koridorun ortasna kt; abuk, kk admlarla ba gardiyann pei sra yrd. Ta bir merdivenden alt kata indiler; kadnlar kouundan daha da pis kokan, grltl hcrelerin nnden getiler, -- erkekler kouuydu buras, kaplardaki parmaklkl,14 kk pencereciklerden erkekler bakyorlard onlara - ceza evi mdrnn odasna girdiler. Silhl iki er vard orada. Masa banda oturan yazc sigara dumannn sarartt bir kd erlerden birine uzatt, tutukluyu gstererek, - Al gtr, dedi. Er, - iek bozuu yzl, al yanakl bir Nijegorod kyl-syd bu - kd paltosunun devrik kol aznn arasna soktu, glmseyerek, elmack kemikleri kk avu arkadana gz krpt, tutukluyu gsterdi. Erler tutukluyla beraber merdiveni indiler, ana kapya yneldiler. Ana kapy atlar onlara, erlerle tutuklu avluyu geip ceza evi duvarlarn geride braktlar, kentin parke sokaklarna dai- dlar. Arabaclar, dkknclar, amarc kadnlar, iiler, memurlar durup merakla yukardan aa szyorlard tutukluyu, bazlar ban sallayarak yle dnyordu: Kt yola denin hali budur ite, ocuklar, canavar kadna ileri korkudan rpere-rek bakyor, ama arkasnda iki askerin olduunu, onlara bir ey yapacak durumu bulunmadn grerek rahatlyorlard. Kyden getirdii kmr sattktan sonra bir meyhaneye girip doyasya ay imi bir kyl yaklat Maslova'nn yanna, ha kard, bir kpek uzatt ona. Beriki kzard, ban nne eip bir ey mrldand. Tutuklu, kendine ynelen baklar hissediyor, ban evirmeden belli etmemeye alarak yan gzle ona bakanlar szyordu. Houna gidiyordu ona gsterilen bu ilgi. Tertemiz, ilkbahar havas da houna gidiyordu; ama uzun zamandr yrmedii iin hamlam, ceza evinin biimsiz terliklerini geirdii ayaklarnn alt szlyordu talara bastka. Eilip ayaklarnn altna bakyordu arada bir, elinden geldiinde hafif basmaya alyordu yere. nnde kimsenin ilimedii gvercinlerin dolat bir un dkknnn nnden geerlerken tutuklu az kald gm rengi bir gvercinin stne basyordu; gvercin birden rkt, kanatlarn rparak geti tutuklunun kulann dibinden, rzgr yzne vurdu. Tutuklunun dudaklarnda bir glmseme dolat, sonra durumunu hatrlaynca derin bir gs geirdi. Son derece olaan bir ykyd tutuklu Maslova'nnki. Kyde iftlikleri olan iki kzkardein yannda hayvan bakcs, hi evlenmemi kle bir kadnn kzyd. Annesiyle beraber kalyordu. mrnde hi evlenmemi bu kadn hemen her yl bir ocuk douruyordu. Kylerde ounlukla olduu gibi, hemen vaftiz ediyorlard ocuklar; sonra anne almasna engel olan bu gereksiz, istenmeyen ocuun karnn bile doyurmuyordu, ocuk da ksa bir zaman sonra lyordu. Kadnn be ocuu lmt byle. Hepsini de vaftiz etmilerdi; alktan lmlerdi sonra. Kyden geen bir ingeneden olan altnc ocuk kzd, onu da ayn son bekliyordu elbette, ama karlan kaymak, inek kokuyor diye yal kzkardelerden biri bakclara kmaya ahra gelince kaderi deiti bebein, lmden kurtuldu. Ahrn bir kesinde yannda grbz bir ocuk, yeni doum yapm kadn yatyordu. Yal hanm hem kaymak iin, hem .de, yeni doum yapm bir kadn ahrda yatrdklar iin syleyeceini syledikten sonra tam kp gidiyordu ki, yerde yatan bebei grnce duyguland, ocuun vaftiz anas olacan syledi. Vaftiz treninde ha kararak kutsad kk kz, sonra da bebee acd iin annesine st, para verdi, bylece kz lmedi, hayatta kald. O gnden sonra da kefeni yrt-, m diye ad taktlar kza hanmlar.

  • Annesi hastalanp ldnde kz ocuu yandayd. Kzn gene hayvan bakcs olan anneannesi torununa bakmak istemeyince yal hanmlar ocuu yanlarna aldlar. Siyah gzl kz ylesine hayat dolu, ylesine tatl bir ocuk olmutu ki, hanmlar baylyorlard ona. Hanmlarn k Sofiya vanovna -kz vaftiz eden buydu- daha bir yumuak yrekliydi. By Mariya vanovna'ysa biraz sertti. Sofiya vanovna kk kz sslyor pslyor, ona okuma yazma retmeye alyordu; okutmaya niyetliydi onu. Mariya vanovna kz iyi bir oda hizmetisi olarak yetitirmelerinin gerektiini sylyordu. Bu yzden titiz davranyordu ona kar, cezalandryordu sk sk, can skkn olduu zamanlar d-- 16 - vyordu bile. Bylece, iki zt etkinin altnda byynce yar oda hizmetisi, yar okumu bir kz oldu ocuk. Ad da ne Katya'yd ne de Katenka. Katyua diyorlard ona. Diki dikiyor, odalar topluyor, resimlerin tozunu alyor, yemek piiriyor, odun yaryor, kahve servisi yapyor, ufak tefek eyleri ykyor, bazan da hanmlarla beraber oturuyor, onlara kitap okuyordu. Bir ok kimse evlenmek istemiti onunla, ama o evlenmemiti. Evlenirse yaaynn gleeceini, hanmlarn yanndaki rahat brakp bir uaa varrsa sonra bu hayat arayacan biliyordu. On alt yana kadar yle yaad. On altsn doldurup on yedisine yeni basmt ki, hanmlarnn niversite rencisi zengin bir prens olan yeeni geldi kye. Katyua tutuldu ona, ama sevgisini ne delikanlya aabilmiti, ne de kendi kendine itiraf edebilmiti. ki yl sonra ayn yeen savaa giderken yolu zerindeki halalarnn kyne urad gene, drt gn kald orada, gitmeden bir gn nce de Katyua'y ifal etti, devrisi gn eline bir yz rublelik sktrp gitti. Delikanl gittikten be ay sonra rendi kz gebe olduunu. Artk her eyden ireniyor, onu bekleyen yz karasndan nasl kurtulabileceini dnyordu yalnz. Hanmlarnn hizmetini aksatmaya balamt, istemeye istemeye yapyordu her ii. Kendi de farknda olmadan deiivermiti birden. Sonunda piman olup zr diledii kaba kaba szler sylyordu hanmlarna; sonunda hesabnn grlmesini istedi bir gn. Bu yaptklarndan zaten bkm olan hanmlar hemen yo! verdiler ona. Oradan ayrlnca blge polis komiserinin yanma oda hizmetisi olarak girdi, ama ancak ay kalabildi bu ite; nk ellilik komiser aslmaya balamt ona, ihtiyar iyice aztt bir gn kzn da tepesi att birden, aptal, bunam eytan suratl, diye bard yzne kar, yle bir itti onu ki, ihtiyar srtst yere yuvarland. Bu yapt, iinden kovulmasna yetti de artt bile tabi. Bir ie giremezdi artk, yaknda doum yapacakt, arap ticareti yapan dul ky ebesinin yanna yerleti. Kolay oldu doumu. Ne var ki, ebe kadn kydeki bir hastadan _ 17 _ kapt bir hastal yeni doum yapan Katyua'ya bulatrnca bebei -erkekti- bakm evine yollamak zorunda kaldlar. ocuu oraya gtren yal kadn, yavrunun bakm evine gittikten az sonra ld haberini getirdi. Ky ebesinin evine yerletiinde Katyua'nn btn paras yz yirmi yedi rubleydi; yirmi yedi rublesi alp kazand parayd; yz rubleyi de onu aldatan delikanl vermiti. Ebenin yanndan ayrlrken alt ruble vard cebinde. Parasn tutmay bilmiyordu, kendine harcyor, her isteyene karp veriyordu. Ebe iki aylk bakmna, yemesine imesine karlk krk ruble almt ondan, yirmi be ruble ocuun bakm evine yatrlmasna gitmiti, ebe inek almak iin krk ruble istemiti, yirmi ruble una buna - giysiye, aya, kahveye - harcanmt... yle ki, Katyua iyiletiinde meteliksiz kalmt ortada, te yandan bir i bulmas da gerekiyordu kendine. Orman bakcsnn yannda bir i buldu. Evliydi orman bakcs, ama tpk komser gibi o da daha ilk gnden aslmaya balad Katyua'ya. Katyua ireniyordu bu adamdan, elinden geldiince kamaya alyordu ondan. Gelge-lelim adam Katyua'dan daha tecrbeli, kurnazd; stelik amiriydi de, istedii yere yollayabilirdi onu; uygun bir ann bulup elde etti Katyua'y sonunda. Ormancnn kars rendi durumu nasl rendiyse, bir keresinde kocasn Katyua'yla odada yalnz yakalaynca kzn zerine saldrd, vurmaya balad ona. Katyua boyun emedi, sa saa, ba baa dvt iki kadn, bu kavgann sonunda Katyua'y ierde biriken parasn da vermeden kovdular evden. Katyua kente geldi sonra, halasnn yanna yerleti. Halasnn kocas ciltiydi, kitap ciltlerdi, eskiden iyi gidermi ileri, ama Katyua kente indiinde tm mterilerini kaybetmiti, gece gndz durmadan iiyor, eline geen her eyi ikiye veriyordu. Katyua'nn halas kk bir amarhane altryor, onun geliriyle ocuklarna, bu arada ayya kocasna da bakyordu. Halas amarc olarak yannda almasn! nerdi Maslova'ya. Ama Maslova halasnn amarhanesindeki amarc kadmla- Dirili - F: 2- 18 - rn ar alma koullarn grd iin bu neriye cevabn elinden geldiince geciktirmeye alyor, bir yandan da hizmeti bulma yazhanelerini dolap bir hizmetilik aryordu. Buldu da sonunda, lise rencisi iki oluyla oturan bir kadnn yanma girdi. Ama bir hafta sonra ocuklarn by, bykl, altnc snf rencisi olan dersleri bir yana itip Maslova'ya rahat vermemeye balad. ocuklarn annesi Masloya'da buldu btn kabahati, parasn deyip yol verdi ona. Baka yer de yoktu, ama hizmeti bulma yazhanelerinden birinde parmaklar kocaman kocaman tal yzkler, tombul plak kollar bilezik dolu bir hanmefendiyle karlat.

  • Bu hanmefendi i arayan Maslova'nn bandan geenleri dinledikten sonra adresini verdi ona, evine gelmesini syledi. Maslova gitti. Hanmefendi gler yzle karlad onu, rekle, tatl arapla arlad; sonra oda hizmetisini, eline bir pusula tututurarak bir yere yollad. Akam ak salar uzun, sakallarna ak dm, uzun boylu bir adam girdi odaya; yal adam hemen Maslova'nn yanna kt, gzlerinde tuhaf bir parlt, glmseyerek szmeye balad onu; arada aka da ediyordu. Hanmefendi yan odaya ard sonra yal adam, taptaze bir kyl kz diye fsldadn duydu Maslova. Daha sonra Mas-lova'y ard hanmefendi, yal adamn ok paral bir yazar olduunu, houna giderse ondan hi bir ey esirgemeyeceini syledi. Houna gitmiti yazarn Maslova, sk sk greceklerini syleyerek yirmi be ruble verdi ona. Halasna olan borcunu verip kendine yeni bir elbise, bir apka, birka da kordela alnca bu yirmi be ruble suyunu ekiverdl hemen. drt gn sonra yazar, adam yollayp artt onu. Gitti Maslova. Yirmi be ruble daha verdi ona, sonra da ayr bir daireye tanmasn nerdi. Maslova yazarn tuttuu dairede otururken, ayn evde kirac en yaradll bir satcya tutuldu. Maslova kendi at durumu yazara, ondan ayrlp satcnn kk dairesine yerleti. Onunla evleneceine sz veren satc, Maslova'ya bir ey sylemeden Nijniy'e kanca gene yalnz kald Maslova. Dairede tek bana oturmak istedi, ama izin vermediler. Mahalle polisi, yalnz bana ancak sar kart alrsa, her hafta da muayeneye gelirse otu- - 19 - rabileceini syledi. O zaman gene halasna gitti Maslova. zerindeki son moda elbiseyi, pelerini, apkasn grnce saygyla karlad onu halas; onun yksek tabakaya girdiini dnerek, amarhanesinde almasn nermeye cesaret edemedi. Mas lova iin amarc olmak ya da olmamak nemli deildi artk. amarhanenin ilk odalarnda bazlar oktan vereme yakalanm, soluk yzl, sska amarc kadnlarn yaz k ak duran pencereleri arasnda, otuz derece scakta sabunlu buharn iinde amar ykayarak, t yaparak srdkleri krek mahkmla-rmkinden farksz bu hayata bakarken ii szlyordu Maslova'nn; kendisinin de burada alabilecei aklna gelince dehete kaplyordu. Onun iin bu pek g gnlerde - ne bir koruyan vard ne de elinden tutan - genel eve kz bulan bir muhabbet telll kadnn ama dt Maslova. Sigaraya oktan balamt, son zamanlardaysa, satcyla iliki kurduktan, satc onu brakp katktan sonra da ikiye almt. arap yalnz tad houna gittii iin ekmiyordu onu; daha ok, ikiyi, bandan geen kt olaylar unutmasna yardm ettii, davranlarna daha bir serbestlik verdii iin iiyordu. tii zaman kendine gveni artyordu. kili olmad zamanlarsa bir arlk kyordu zerine, sklgan oluyordu. Muhabbet telll kadn halaya armaanlar yadrd, Maslo va'yi sarho ettikten sonra kentteki eve tanmasn nerdi ona; oradaki hayatn gzalcln, gzelliini ballandra ballandra anlatt. Maslova ikisinden birini semek zorundayd; ya herkesin hor grecei bir hizmeti paras olarak kalacakt - bu arada erkekler gene kovalayacakt onu tabi, ara sra gizliden geici aklar da yaayacakt - ya da ona gelecek endiesi olmayan, huzur dolu bir hayat salayacak o eve gidecekti. Orada da olacakt aklar, ama bu aklar aktan aa yaanacakt, yasalar izin verecekti ona; stelik iyi de para kazanacakt... Sonra, Mas-lova, onu bu duruma dren insandan, ona ktlk eden herkesten cn almay dnyordu bylece. Kesin kararn vermesinin bir nedeni daha vard; Muhabbet telll, istedii giysiyi diktirip giyebileceini sylemiti ona; kadife, atlas, ipek giy-- 20 - sileri, omuzlan ak ya da kollu tuvaletleri olacakt. Maslova kendini zerinde siyah kadifeden gller olan parlak krmz, dekolte bir tuvaletle hayal edince dayanamad, verdi kimlik czdann. Muhabbet telll, hemen o akam kiralk bir faytonla galip ald Maslova'y , Kitayeva'nn nl evine gtrd. O gnden sonra Maslova iin, kutsal kitaplarn, bilge insan-larm ylesine ktledii, bilinen gnahla dopdolu bir hayat balad. Yurttalarnn mutluluundan baka bir ey dnmeyen devletimizin yalnz izniyle deil, stelik himayesi altnda yz binlerce kadn srdrr bu hayat; sonunda bu kadnlarn onda dokuzu korkun hastalklara yakalanrlar, zamanndan nce kerler, lrler... lgnca gece elencelerinden sonra gndz ge saatlere kadar l gibi uyumak. leden sonra te ya da drtte pis yataktan bitkin kalk, zehir gibi bir az, kahve, sabahlkla, bir bluzla koridorlarda tembel dolamak, perdeyi amadan pencereden bakmak, birbirleriyle bezgin tartmalar; sonra ykanmak, yz kremlemek, elleri; salara, omuzlara koku srmek, giysileri tam geliyor mu diye zerine lmek, elbisesi istedii gibi olmam diye ev sahibine kmak, aynann karsna geip kendine bakmak, yzn, kalarn boyamak, yal tatl yemekler yemek; sonra bedeni akta brakan parlak, ipek giysiler giyinmek dayal deli, alabildiine aydnlatlm salona inmek; ko-nuklarn gelii, mzik, dans, eker, arap, sigara; peinden de genciyle ihtiyaryla yatmak; artk ii bitmi ihtiyarlarn, bekrd evliydi, gen adamlarn, tccarlarn, iftlik khyalarnn, Ermenilerin, Yahudilerin, Tatarlarn, zengin, yoksul, salkl, hasta, ayk, sarho, kibar, kaba, asker, sivil, niversite ya da lise rencisi demeden herkesin koynuna girmek... Barmalar sonra kahkahalar, kavgalar, mzik, sigara ve arap, gene arap, sigara, akamdan gn aarncaya dek kesilmeyen mzik. Ancak ortalk aydnlandktan sonra kendi basma kalmak ve derin uyku. Btn hafta her gn ayn ey.

  • Hafta sonunda da paytonlara binip devlet dairesine, doktorlarn grevli olduklar kuruma gitmek... Erkek doktorlar doann gnahtan uzak durmalar iin yalnz insanlara deil, hayvanlara bile verdii utanma duygusunu ortadan kaldra- - 21 - rak, yok ederek, bazan cidd ve sert bir tavrla, bazan da oynak bir neeyle muayene ediyorlard bu kadnlar; sonra onlara, hep beraber iledikleri gnaha devam etmeleri iin biter belge veriyorlard. Gene bir nceki gibi bir hafta balyordu. Yazn da kn da, bayramda da, seyranda da hep byle geiyordu gnleri. Maslovann yedi yl byle geti. Bu yedi yl iinde iki ev deitirdi, bir kere de hastaneye yatt. Genel eve giriinin yedinci, ilk dnnse sekizinci ylnda, yirmi alt yandayken, ceza evine atlmasna, imdi de, hcrede katillerle hrszlarla alt ay bir arada kaldktan sonra durumaya gtrlmesine neden olan olay geldi bana. III Maslova yrrken ayaklarnn alt szlaya szlaya, silhl iki erin arasnda blge mahkemesine geldiinde, eski hanmlarnn onu ifal eden yeeni prens Dmitri vanovi Nehldof ku ty dekli, yksek, yayl karyolasnda yatyordu hl; gzelce tl Hollanda mal, tertemiz pijamasnn nn am, sigarasn tttryordu. Gzleri nndeki br noktaya taklm, bu gn neler yapmas gerektiini, dn neler yaptn dnyordu. Dn akam varlkl, nl bir aile olan Koragn'lerde geirdiini hatrlaynca - herkes onun Koraginlerin kzyla yzde yz evlenecei inancndayd - derin bir soluk ald, bitmek zere olan sigarasn atp, gm sigaralktan bir tane daha almak iin uzatt elini, ama vazgeti; przsz, beyaz bacaklarn uzatt karyoladan, sallayarak terliklerini buldu onlarla, dolgun omuzlarna ipek sabahln ald; abuk, geni admlarla yatak odasi-nm hemen bitiiindeki lavanta, briyantin, kolonya, krem kokan tuvalet odasna geti. Hemen hepsi dolgulu dilerini zel bir macunla fralad, ho kokulu bir suyla alkalad azn, sonra ykanmaya balad. Kokulu sabunla ellerini ykayp, uzam trnaklarn frayla dikkatlice temizledikten, yzn, kaln ensesini geni mermer lavaboda ykadktan sonra, duun hazr bekledii yan odaya geti. Burada adaleli, yalanm, beyaz bedenini so-- 22 - uk suyla ykayp, kaln bir havluyla iyice kurulandktan sonra kar gibi bembeyaz i amarlar giydi, ayna gibi parlatlm potinlerini geirdi ayana; aynann karsna oturdu, ksa, siyah sakaln, nden hafif seyrelmi kvrck salarn iki tarakla taramaya balad. amarndan, elbisesinden, ayakkabsndan tutun da kravatna, kravat inesine, kol dmesine kadar tuvalet iin kulland her eyi en iyisinden, en deerlisinden; gze batmayan, sade, salam, pahal eyler. Nehldof yirmi otuz kravatn, kravat inesinin arasndan eline ilk geenleri ald - bir zamanlar ho bir urat bunlardan brini semek, oysa imdi umursamyordu - temizlenmi olarak sandalyenin zerinde hazr bekleyen elbisesini giydi tam anlamyla din olmasa bile, ykanp paklanm, misk gibi kokular srnm olarak, parkelerini dn akam uan ova ova iyice temizledii uzun yemek salonuna girdi. Salonda mee aacndan kocaman bir bfe; gene mee aacndan, aslan penelerini andran oyma bacaklaryla soylu bir grnm olan alp kapanr byk bir masa vard. Aile adnn ba harfleri byk byk ilenerek sslenmi kolal, ince bir rt rtl masann zerinde kokulu kahve dolu gm bir kahvelik, gene gm bir ekerlik, kaymak dolu bir kaymaklk, taze francala, peksimet, bisk-vit dolu bir sepet duruyordu. Bunlardan baka mektuplar, gnlk gazeteler, yeni gelen Revue des deux Mondes de vard. Nehldof tam mektuplara uzatyordu elini ki, koridora alan kapdan matem elbisesi giymi, banda salarnn dkldn gizleyen dantelli bir balkla iman, yal bir kadn szld ieri. Bu, Nehldof'un bundan ksa bir sre nce imdi oturduu evde len annesinin oda hizmetisi Agrafena Petrovna'yd. Hanm lnce evden ayrlmam, bu kez olunun ev ilerine bakmaya balamt. Agrafena Petrovna, Nehldof'un annesiyle birka kere gitmiti Avrupa'ya, hepsi toplanrsa on yl kadar kalmt orada; bir hanmefendi havas vard davranlarnda bunun iin. ocukluundan beri Nehldof'larn evindeydi, Dmitri yanovi'in de Mityack diye arld zaman bilirdi. - Gnaydn Dmitri vanovi. - Gnaydn Agrafena Petrovna. Glmseyerek devam etti Nehldof: - Ne var, ne yok? - Bir mektup. Prensesten mi, kk Prensesten mi geliyor, bilmiyorum. Agrafena Petrovna mektubu verirken manl manl glmsedi. - Oda hizmetileri getirdi onu, diye devam etti, ok oluyor, yanmda saklyordum. Nehldof mektubu alrken, - Pekl, imdi okurum, dedi. Agrafena Petrovna'nn glmsediini farkednce kalarn att. Bu glmseme, yal kadnn, mektubun Nehldof'un evleneceinden kuku etmedii kk prenses Koragina'dan geldiini bildii anlamna geliyordu. Agrafena Petrovna'nn glmsemesinin verdii bu haber hi houna gitmemiti Nehldof'un.

  • - Kza syleyeyim beklesin, dedi Agrafena Petrovna. Masann zerindeki krntlar temizlemek iin kullanlan kk sprgenin durmas gereken yerde olmadn grnce alp yerine koydu onu, sonra geldii gibi gene sessizce kt yemek salonundan. Nehldof, Agrafena Petrovna'nn verdii lavanta kokan mektubu ap okumaya balad. Sar, kaln bir kda iri harflerle, karmakark bir e! yazsyla yle yazyordu: Belleiniz olmak sorumluluunu zerime aldm iin hatrlataym size, bugn, yirmi sekiz nisan gn mahkemede jri heyetinde grevlisiniz; bu yzden, dn akam kendinize zg o rahatlnzla sz verdiiniz gibi, tablolara bakmaya gelemeyeceksiniz Kolosov ve bizimle bugn; grevinize gitmediniz iin moins que vous ne soyez dipose payer la cour d'asses les 300 roubles d'amende, que vous fefusez votre cheval ('). Dn (') Blge mahkemesine, ata vermeye acdnz 300 rubleyi ceza olarak demeyi gze almazsanz tabi. (Franszca)- 24 - akam siz gittikten hemen sonra hatrladm bunu. Unutmayn sakn. Pr. M. Koragina Kdn arkasna yle eklenmiti: Maman vous fait dire que votre couvert vous . attendre jusqu' la nuit. Venes absolument que!e heure que cela soit (') M.K. Nehldof yzn ekitti. Bu mektup kk prenses Kora-gina'nm iki aydan beri ustalkla yrtt uran bir devamyd; bu ura Nehldof'u grnmez balarla her gn biraz daha balyordu gen kza. Ayrca, ilk genlik yllarn geride brak-m, bir de deli gibi vurulmam insanlarda grlen evlenmek iin ilk adm atarkenki o allm kararszlk bir yana, Nehldof kararn vermi olsa bile kk Prensesi hemen isteyemezdi annesinden babasndan. On yl nce Katyua'y ifal edip yzst brakmas deildi bunun.nedeni; oktan unutmutu o olay, evlenmesine bir engel saymyordu bunu. Onu dndren, o sralar evli bir kadnla arasndaki ilikiydi; geri kesmiti kadnla ilikisini son gnlerde, ama kadn kabul etmi deildi henz aralarndaki ilikinin kesildiini. Nehldof kadnlardan ok korkard, evli kadnda onunla iliki kurma isteini de onun bu korkakl uyandrmt zaten. Kadn, Nehldof un seimlere girdii blgenin soylular bakannn karsyd. Kadn sonunda baard Nehldof'u elde etmeyi. Ne var ki bu iliki gn getike hem saryordu Nehldof'u, hem de irendiriyordu. Balangta kendini iyice kaptrmt kadna, imdi de kadna kar kendini sulu hissettii iin onun rzas olmadan aralarndaki ilikiyi kesemiyordu. Nehldof'un, istese bile (') Annem yemeinizin geceye kadar szi bekleyeceini size bildirmemi syledi. Gelin de ne zaman gelirseniz gelin. (Franszcs) - 25 - Koragina'ya evlenme teklifinde bulunmaya hakk olmadn dnmesinin nedeni buydu ite. Kadnn kocasndan gelen bir mektup da masann zerinde duruyordu. Zarfn zerindeki el yazsyla damgay grnce kzard Nehldof, tehlikenin yaklatn sezinledii zamanlar olduu gibi hemen bir dinlik geldi zerine gene. Ama bouna heyecanlanmt byle birdenbire: Nehldof'un en byk iftliklernin bulunduu blgenin soylular bakan olan kadnn kocas, maysn sonunda olaanst bir toplant yaplacandan haberdar ediyordu Nehldof'u; muhakkak toplantya gelmesini, okullar ve yollar konusunda kacak nemli tartmalarda - gerici evrenin bu konularda btn gcyle diretecei beklenyormu nk - donner un coup depoule C) diliyordu. Bakan aydn bir insand, kendisi gibi dnen birka arkadayla beraber, II! Aleksandr zamannda alp yryen gericilie kar savayordu, bu ura ylesine doldurmutu ki gnlerini, ailesinin mutsuz gidiinden haberi yoktu. Bu adamla ilgili btn ac anlar canland Nehldof'un belleinde: Bir keresinde onun, karsyla olan ilikisini rendiini sanp nasl delloya hazrlandn, havaya ate etmeye kararl olduunu hatrlad. Kadnla arasnda geen fkeli br tartma sonunda kadnn umutsuzluk iinde kendini havuza atmak iin baheye kotuu, onun da kadn aramaya kt geldi aklna. Nehldof Olmaz, gidemem, diye geirdi iinden, ondan bir cevap almadan hi bir ey de yapamam. Bir hafta nce kadna bir mektup yazm, ona kar sulu olduunu kabul ettiini, bu suunu balatmak iin her eye hazr olduunu, kadnn iyiliini dnerek aralarndaki ilikiyi kendi ynnden kestiini kesin bir dille bildirmiti ona. te bu mektuba cevap bekliyordu imdi; hl gelmemiti cevap. Aslnda cevabn gelmemesi iyi bir iaretti de. Kadn ayrlmay kabul etmemi olsayd imdiye kadar oktan cevap yazm ya da, nceleri olduu gibi kp gelmi olmas gerekirdi. Nehldof imdi orada kadnn peinde koan br subayn olduunu duymutu; bu hem kskanlktan k- (') Onu savunmasn). (Franszca) - 26 -

  • prtyordu onu, hem de artk can skmaya balayan bu yalandan kurtulma umudunu verdii iin sevindiriyordu. teki mektup iftliklerinin ba khyasndan geliyordu. Khya Nehldof'u, miras hakkn tamamen zerine almak, bir de ilerin bundan byie na! yrtleceini karara balamak iin aryordu; iftliklerinizi rahmetli annenizin zamannda olduu gibi mi yneteyim gene, yoksa eskiden annenize, imdi de size nerdiim gibi elimizdeki imknlar oaltp kyllere dattmz topra da biz mi ileyelim? diye yazyordu. Khya byie bir yolun onlar iin ok daha krl olaca inanandayd. Adam ayrca, ayn birinde yollamas gereken bin rubleyi geciktirdii iin zr diliyordu. Paray gelecek postayla yollayacakm. Bu duruma sebep, kyllerden para toplamakta glk ekmesiy-mi, gerekli yerlere bavurmadan br trl alamyormu onlardan paray. Bu mektup hem houna gitmiti Nehldof'un hem cann skmt. Houna gitmiti, nk iftliklerin nasl ynetileceinin onun buyruu altnda olduunu bilmek ho bir eydi; cann skmt, nk ilk genlik yllarnda Herbert Spencer'i ok severdi, kendi de byk bir toprak sahibi olduu halde, onun Social statics de (') savunduu, topran insanlarn ortak mal olduu grn benimsemiti. Genliin verdii kararllkla, itenlikle topran kiinin zel mal olamayacan sylemiyordu yalnzca; niversitedeyken bu gr savunan yazlar yazmakla da kalmamt; babasndan ona kalan kk bir toprak parasn, inanlarnn tersine toprak sahibi olmak istemedii iin tutup kyllere datmt. imdiyse, annesinden kalan mirasla byk bir toprak sahibi olduktan sonra ikisinden birini semek zorundayd; ya on yl nce babasndan kalan iki yz hektar yeri yapt gibi kendisinin olan bir mal bakalarna verecekti; ya da eskiden baland tm dncelerin yanl, yalan olduunu kabullenecekti sessizce. Birinci yolu tutamazd, nk geimini salamak iin topraktan baka hi bir eyi yoktu. Devlet hizmetine girip ala- (') Sosyal denge (ngilizce) - 27 - mazd, can istemiyordu; te yandan bu zengin hayata da almt bir kere, baka trl yaayamayaca inancndayd. Hem ne gerei vardi bunun? Genliinde olan o inan gc, o kararllk, o n kazanma, evresindekileri artma istei yoktu artk iinde. Ne var ki, Spercer'in Sosyal denge sinden benimsedii toprak sahibi oimann olumsuzluunu, hakszln gsteren delilleri - sonra, ok sonra bunun kesin ispatn Henry George' da buldu - inkr etmek de elinden gelmiyordu bir trl. Khya'nn mektubu bu yzden cann skmt ite. IV Nehldof kahvesini itikten sonra kalkt, saat kata mahkemede bulunmas gerektiine bakmak, kk Prensese de bir cevap yazmak iin alma odasna yrd. alma odasna gitmek iin atelyeden gemek gerekiyordu. Atelyenn ortasnda, zerinde yarm braklm bir tablo ters duran bir sehpa vard; duvarlarda etdler aslyd. ki yl zerinde alt bu tablonun, duvarlarda asl etdlerin, atelyenin grnm resim sanatnda zellikle son zamanlarda ak seik hissettii gszln hatrlatt ona. Bunu an ince sanat zevkine veriyordu ama, gene de ho olmayan bir duyguydu bu. Bundan on yl nce ayrlmt devlet hizmetinden. Kendisinin resim sanat! iin yaratlm bir insan olduuna karar vermi, resim sanatndan baka her-uraa biraz kmseyerek bakmaya balamt. imdi de buna hi hakk olmad anlalmt. Bu yzden, resmi hatrladka tatsz bir duygu kerdi iine. Atel-yeye can skntsyla yle bir gz gezdirdikten sonra keyifsiz, alma odasna geti. Buras olduka geni, yksek tavanl, dayal deli br odayd. Nehldof byk masasnn gzn ekip nemli iler blmnde mahkemeden gelen kd buldu. Saat on birde olmas gerekiyordu orda. Kk Prensese ars iin teekkr etmek, akam yemeine yetimeye alacan bildirmek iin kt kalem alp masaya oturdu. Ama puslann sonuna gelince yrtp at-- 28 - ti onu: ok senli benli olmutu. Bir tane daha yazd: bu kez de souk, neredeyse kmser bir havas olmutu pusulann. Gene yrtt, duvardaki dmeye bast. Odaya donuk yzl, orta yal bir uak girdi. zerinde keten bezinden gri bir nlk vard; sakaln kesmi, favorilerini uzatmt. Nehldof, - Syleyin arabam hazrlasnlar, ltfen. - Bastne efendim. - Ha, Koragin'lerin oda hizmetisi bekliyor darda, ona da syleyin, teekkr ediyor, kendi gelebilirse gelecekmi desin. - Bastne. Nehldof Ayp oldu ama ne yapaym, yazamyorum ite. Nasl olsa greceiz bu akam, diye dnd. Giyinmeye gitti. Giyinip dar ktnda lstik tekerlekli arabas kapnn nnde bekliyordu onu. Arabac salam, gneten yanm boynunu gmleinin beyaz yakas iinde yarm dndrerek, - Dn akam siz kmsnz, ben gelmiim Prenses Kor-agni'in evine, dedi kapc imdi ktlar, dedi.

  • Arabaclar bile biliyor Korcagin'Ierle olan ilikimi diye dnd Nehldof. Son zamanlarda aklndan bir trl karamad Koragina'yla evlenmeli miyim evlenmemeli miyim? sorusu gene kt karsna. O sralar karar vermesi gereken konularda ounlukla olduu gibi, bu soruya da yle ya da byle bir cevap veremiyordu kendi kendine. Evlenmeye karar vermesi iin birtakm nedenler vard. Bir kere, evlilik aile ocana bir huzur getirmesinden baka, kadn erkek ilikilerinde dzensizlii ortadan kaldrd iin kiinin ahlk ynnden ykselmesini salard; sonra - asl nemli olan da buydu - Nehldof ailenin, ocuklarn bu anlamsz yaayna bir anlam katacan umuyordu. Btn bundan evlilikten yana olan dncelerdi. Evlilie kar olanlar da vard tabi; ya ge-' mis btn bekrlar gibi o da zgrln yitirmekten korkuyordu; sonra kadn yaradlnn bilinmezlii karsnda bilin d bir rkeklik vard iinde. Evlenmesi sz konusu olursa Missi'yi (kk Prenses Kor-agina'mn ad Mariya'yd, ama byle ailelerde her zaman grld gibi, bir de baka ad yaktrmlard ona) evet, evlenmesi sz konusu olursa Missi'yi semesinden yana birtakm nedenleri vard Nehldof'un: Soylu bir ailedendi Missi, giyiniinden tutun da konumasna, yryne, glne kadar her eyiyle ayrlyordu evresindeki insanlardan; ama tuhaf bir ayrlk da deildi bu, gze ho gelen bir ayrlkt - bu ayrl anlatmak iin baka bir szck bulamyordu. Gen kzn bu zelliine byk deer veriyordu. Sonra, herkesden daha bir yksekti Missi' nin gznde Nehldof, anlyordu onun dncelerini. Kzn gsterdii bu anlay, yani Nehldof'un yksek yeteneklerini sezinlemesi kzn zeki, grlerinin de doru olduunu ispat ediyordu Nehldof'a. Missi'yle evlenmeyi dnrken onu kararszla dren nedenler de vard: Missi'den ok daha deerli, dolaysyla ona daha lyk bir kz aranrsa pekl bulunabilirdi; sonra, yirmi yedi yandayd Missi, yzde yz birka ak serveni gemiti bandan... hele bu dnce byk strap veriyordu Nehldof'a. Kzn gemite bile olsa, ondan baka birisini sevmi olabilmesini kabul etmiyordu gururu. Nehldof'la karlaacan bilemezdi tabi kz, ama onun baka birisini sevebildii dncesi bile gururuna dokunuyordu Nehldof'un. Szn ksas, bir karar verecek gibi olunca o kararn doru gsteren dnce kadar da yanl olduunu ispatlayan dnce kyordu ortaya hemen; iki yan da ayn derecede ar basyordu; Nehidof kendi haline glerek, srtna iki ba odun vurulmu bir eee benzetiyordu kendini. Hangi yann daha ar bastn bilemeden akn, bekliyordu. Ne olursa olsun, diye verdi kararn, Manya Vasilyevna' dan (bakann karsndan) bir cevap gelmedike, onunla ilikimi tamamen kesmeden hi bir ey yapamam. Karar vermekte acele etmemesinin gerektii dncesi houna gitmiti. Faytonu adliyenin asfalt avlusuna hi ses karmadan girdiinde kendi kendine Neyse canm, sonra dnrz bunlar, dedi.imdi, her zaman yaptm, kendimi yapmak zorunda gr--dm gibi, toplumsal grevimi drste yerine getirmeliyim,, diye geirdi iinden. Hem ounlukla ilgi ekici oluyor bu durumalar. Kapcnn yanndan geerek ieri girdi. Nehldof geldiinde adliyenin koridorlarnda koumalar balamt bile. Odaclar ellerindeki ktlar ayaklarn yere srte sre, soluk solua bir odadan tekine dolatrp duruyorlard. Yargilar^ avukatlar, mahkeme grevlileri bir o yana, bir bu yana gidip ge liyorlar, davaclar, tutuklu olmayan sanklar duvar diplerinde ta?-sal tasal dolayor, ya da bir kenarda oturmu bekliyorlard. Nehldof odaclardan birini evirip, - Blge mahkemesi nerede? diye sordu. - Hangi blge mahkemesini soruyorsunuz? Su!h mahkemesini mi? Sulh ceza mahkemesini mi? - Jrideyim. - yle sylesenize. Ar ceza mahkemesine gideceksiniz:. Surdan saa dnn, sonra sola, ikinci kap. Nehldof odacnn syledii yoldan gitti. Kapda iki adam bekliyordu: Biri uzun boylu, temiz yrekle olduu yznden belli, iman bir tccard; sabah sabah birka; kadeh yuvarlam olacak, pek neeli gzkyordu; teki Yahu-diye benzeyen bir satcyd. Nehldof yanlarna yaklap Jri heyetinin odas buras m? diye sorduunda iki adam yn fiyatlar zerine konuuyorlard. Gle yzl tccar, -< Buras efendim, buras, dedi. Neeyle gz krparak, - Siz de mi jridesiniz kardeim? diye sordu. Nehldof'dan evet cevabn alnca devam etti: - 31 - - yleyse beraber alacaz. Tombul, geni elini Nehldofa uzatt. -> kinci dereceden tccar Bakiasof... Kiminle tanmak mutluluuna eriyorum efendim? Nehldof adn syleyip odaya girdi.

  • Jri heyetinin kk odasnda toplumun eitli tabakalarndan on kii vard. Hepsi yeni gelmiti daha; bazlar oturuyor, 'bazlar birbirini yukardan aa szerek, birbirleriyle tanarak ^dolayorlard odann iinde. Resmi giysili emekli bir memur 'vard; tekilerin bazlar redingotlu, bazlar ceketliydi, bir tane 'de frakl vard. Hepsinin yznde - ou ilerinden geri kald, byle eylerden hi hazzetmediklerini syledikleri halde - nemli bir toplumsal grevi yerine getirmenin verdii hazz aa vuran bir sevin ifadesi dikkati ekiyordu. Jri yeleri, birbirleriyle tananlar da tanmadan kim olduklarn az ok tahmin edenleri de kendi aralarnda havalardan, ilkbaharn erken geldiinden, onlar bekleyen iten sz ediyorlard. Nehldof'la tanmayanlar, besbelli bunu bir onur sayarak, onunla tanmak iin yar ediyorlard. Nehldof da, yabancla-rn arasnda her zaman yapt gibi, bu tanmay zorunlu bir t-ren olarak kabul ediyor, uyuyordu ona. Kendini insanlarn oundan niin stn grd sorulsayd ona, cevap veremezdi, nk olaanst hi bir yan yoktu. Almancay, ngilizceyi, Fran-szcay ok iyi konumasnn, i amarndan elbisesine, kravatndan kol dmesine kadar her eyinin en iyisinden, en pahalsndan olmasnn kendini bakalarndan stn grmesine neden olamayacan biliyordu. Oysa evresindeki insanlardan stn olduuna kesin bir inan vard iinde, kendisine herkesin gsterdii saygy zorunlu bir ey olarak grr, evresindekilerin ona kar davranlarnda bu sayg eksik olursa bunu kendine bir hakaret sayard. Jri odasnda da ayn durum olmu, ona iste-dii saygy gstermemilerdi. Bu cann skmt. Nehldof'un. Jri yeleri inde bir tand vard. Pyotr Gerasimovi'di bu Nehldof, soyadn hi bir zaman aklnda tutamamt onun, bu-raunla nd bile olurdu bazan); ablasnn ocuklarnn ilk-- 32 - okulda retmenyidi. Pyotr Gerasimovi sonra bir kursu bitirmi, lise retmeni olmutu; imdi lisede retmendi. Bu ylk tavrl, glnde kendine ar bir gven olan, Nehldof'un ablasnn dedii gibi kommn adamdan hi hazzetmezdi Neh-ldof. Pyotr Gerasimovi n n ten bir kahkahayla karlad Nehldofu. - Siz de geldiniz demek ha, yan izmediniz yani? Nehldof can skkn sert bir tavrla. - Aklmn ucundan geirmem byle bir eyi, dedi. Pyotr Gerasimovi daha da yksek sesle glmeye balamt. - Yurttalk grevidir bu. Ama biraz sabredin hele, karnnz acksn, uykusuzluktan kvrann, bakalm byle syleyecek misiniz o zaman? Bu Allahn bels herif biraz sonra sen demeye balayacak bana... diye geirdi iinden Nehldof. Yzne, ancak o anda btn akrabalarnn ld haberini alsa gerek olabilecek bir keder ifadesi verip uzaklat Pyotr Gerasimovi'in yanndan, heyecanl heyecanl bir eyler anlatan, sakalsz, temiz grnl bir adamn evresinde toplanan gruba yaklat. Adam o gnlerde sulh mahkemesinde devam eden bir dvadan sz ediyordu; bu konuda ok ey bildii belliydi, yarglarn, nl avukatlarn adlarn, baba adlarn sylyordu: nl bir avukatn bu dvann gidiini nasl deitirdiini, yzde yz hakl olduu halde, yal bir hanmefendinin imdi kar tarafa byk bir para demek zorunda kalacan anlatyordu. - Dhi bir avukattr! diyordu. Herkes saygyla dinliyordu onu; aradaki kiisel grlerini belirtmek isteyen kyordu ama konumac, gerei yalnz o bi-lebilirmi gibi szn kimsenin kesmesine izin vermiyordu. Nehldof ge geldii halde gene de uzun sre beklemeleri gerekti. Mahkeme yelerinden biri gelmemiti, onu bekliyorlard. VI Bakan erken gelmiti. Uzun favorilerine ak dm, imanca, uzun boylu bir adamd bu. Evliydi, ama kars gibi onun da pek dzensiz bir yaay vard. Kar koca hi karmazlard birbirlerine. O sabah, yazn onlarn evinde alan svire'li m-rebbiye kzdan pir pusla almt; kz gneyde bir yerden Peters-burg'a geerken kente urayacan, saat le alt arasnda onu talya otelinde bekliyeceini yazyordu. Bu nedenle, geen yaz sayfiyede ona gzel anlar yaatan u kzl sal Klara Vasilyev-na'ya saat altya kadar yetiebilmek iin durumann bir an nce balayp bitmesini istiyordu. Odasna girip kapnn engelini takt, evraklarn bulunduu masann en alt gznden iki kk halter ald, yirmi kere ne yukar, yana aa indirip kaldrd, sonra halterleri bann zerinde tutarak kere yava yava melip kalkt. Alyans parmanda altn bir yzk olan sol eliyle imi sol pazusunu yoklarken Souk du, bir de jimnastik ok iyi geliyor bana diye dnd. imdi ip atlayacakt biraz da (uzun sre oturaca zamanlar nce bu iki hareketi yapard), o srada kap zorland dardan. Biri amak istiyordu onu. Bakan aceleyle yerine koydu halterleri, gidip kapy at. - Affedersiniz, dedi. Odaya gzlnn erevesi altn, kalkk omuzlu, ksa boylu, ask yzl bir adam girdi. Mahkeme yelerinden biriydi bu. - Gene Matvey Nikiti yok, dedi. Bakan resm giysisini giyerken,

  • - Hi gelmedi demek, diye cevap verdi, her zaman ge kalr zaten. ye, - Hi utanmaz m bu adam yaptndan, anlamam, dedi. fkeyle oturup bir sigara kard. Her eyinde son derece titiz bir insan olan bu ye o sabah karsyla, evin aylk parasn zamanndan nce bitirdi diye at- Dirii - F: 3- 34 - mt. Kars gelecek ayn parasndan biraz vermesini istemiti ondan, ama beriki vermemiti. Birbirlerine barp armlard. Kadn yleyse akama yemek de olmayacak evde, bouna bekleme demiti. ye bir ey sylemeden kmt evden; karsnn dediini yapacandan da korkmuyor deildi hani, zira her ey beklenirdi ondan. Kollarn iki yana genie aarak gzel, beyaz elleriyle, iki yandan ilemeli yakalnn zerine dklen uzun, hafif kr dm favorilerini dzelten temiz yrekli, salkl, neeli bakanna bakarken nsann dzenli, drst bir yaay olursa byle gler yz ite her zaman, oysa cehennemden farksz benim hayatm, diye geirdi iinden. Sekreter girdi ieri, bir dva dosyas getirdi. Bakan sigarasn yakarken, - ok teekkr ederim, dedi. nce hangi dvaya bakaca-z? Sekreter nemsemez bir tavrla, -- Galiba zehirleme dvasna, diye karlk verdi. Bakan bu dvay saat drde kadar bitirip sonra gidebileceini dnerek, - Eh, dedi yle olsun bakalm. Matvey Nikiti hl gelmedi mi? - Gelmedi. - Breve burada m peki? - Burada. - Grrseniz syleyin ona, zehirleme dvasndan balayacaz. Breve, bu davada grevli savc yardmcsyd. Koridora knca Breve'yle karlat sekreter. Resm giysisinin n ak, antas koltuunun altnda, omuzlarn kaldrm,, topuklarn hzla yere vura vurar bo olan kolunu yana doru sallayarak abuk abuk yryordu. Sekreter seslendi ona: - Mihail Petrovi hazr olup olmadmz soruyor. Savc yardmcs, __Elbette hazrm, dedi, her zaman hazrmdr. nce hangi davaya baklacak? - 35 - - Zehirleme davasna. - Gzel, dedi savc yardmcs. Aslnda hi de gzel bulmamt bunu: Btn gece uyuma-uriit. Bir arkada uurlamlar, saat ikiye kadar imi, oyun oynamlard; sonra da, bundan alt ay nce Maslova'nn bulunduu eve, kadnlara gitmilerdi; bu yzden zehirleme dvasnn dosyasn inceleme frsatn bulamamt, simdi yle bir gz gezdirmek istiyordu ona. Sekreter, savc yardmcsnn zehirleme dvasnn dosyasn incelemediini bildii iin, bu dvaya nce baklmasn mahsus salk vermiti bakana. Sekreter memurluk yapan btn Almanlar gibi - koyu bir ortodokstu; sekreter hi sevmezdi onu, gz onun yerindeydi. - dilerin dvas ne oldu? diye sordu sekreter. Savc yardmcs, - stediim tank bulunamad iin dvaya baka bir mahkemede baklmasn isteyeceim, dedi. - Bir eyi deitirmez ki bu... - Ben zerime alamam byle bir dvay. Savc yardmcs kolunu gene yle sallayarak odasna kotu. diler dvasn son derece nemsiz, gereksiz bir tann olmamas yznden reddetmesinin asl nedeni, bu dvaya bakan Jrinin ounluunun aydn kimseler olmasyd, sanklar susuz bulabilirdi. Bakanla anlamlar, bu dvay - orada jri yeliine daha ok kyl bulunabileceinden sanklarn cezalandrlmalar ans artaca iin - kasaba mahkemesine yollamaya karar vermilerdi. Koridorlardaki hareket giderek oalyordu. En ok kalabalk, dvalarla yakndan ilgili gsterili adamn jri yelerine szn ettii dvann bakld sulh mahkemesinin nnde vard. Duru-Tnaya ara verilmi, dahi avukatn, elinden byk bir paray alp buna en kk bir hakk olmayan davac mvekkiline kazandrd yal kadn salondan kmt. Yarglar da biliyordu davacnn bu parada hi hakk olmadn, davac kendi de, avukat da; ama yle bir yn vermilerdi ki dvaya, paray yal kadndan almamak da imknszd, alp davacya vermemek de. Yal kadnimancayd, gzel giyinmiti, apkasnda kocaman kocaman gller vard. Kapdan knca durmu; tombul, ksa kollarn iki yana aarak avukatna Ne olacak bunun sonu? Bir eyler yapn. Allahaknza! Nedir bu byle? diye soruyordu. Avukat yal kadnn apkasmdaki gllere bakyor, onu dinlemiyordu, bir eyler dnyordu.

  • Yal kadnn hemen arkasndan, n ak, prl prl parlayan cppesiyle apkasnda gller olan yal kadnn varn younu elinden alan nl avukat kt. Yz binden ok kazanc olan-dvl on bin ruble vermiti ona. Herkesin gz avukatn zerindeydi, o da farkndayd bunun, halleriyle yle diyordu sanki ona bakanlara: Ballk gsterisinde bulunmayn, istemez. Kalabaln arasndan abuk admlarla geip uzaklat. VII En sonunda Matvey Nikiti de geldi. Uzun boylu, sska mah keme yneticisi yan yan yryyle jri yelerinin odasna girdi. Alt duda da yana ekilmiti. Mahkeme yneticisi niversiteyi bitirmi, drst bir insand; ne var ki ok itii iin hi bir yerde diki tutturamamt.. Karsnn akrabas bir kontes ay nce bu ii bulmutu ona, imdiye kadar kovulmad iin seviniyordu. Pince-nez'ini (') takarak odadakileri gzden geirdikten; sonra, - Hepiniz tamam msnz baylar? dye sordu. Tccar, - Galiba, dedi. Mahkeme yneticisi cebinden listeyi kard; - nce yoklama yapalm bir. Adn okuduklar orada olduklarn bildirince Pince-nez'inin arkasndan ya da stnden sesin geldii yana bakarak adlar srayla okumaya balad. f) Kelebek gzlk. - Yedinci dereceden memur . M. Nikirofo. Mahkemeler konusunda bilmedii olmayan gsterili adam cevap verdi": - Benim. - Emekli albay van Semyonovi vanof. zerinde emekli subay resm giysisi olan zayf bir adam, -- Burada, dedi. - kinci dereceden tccar Pyotr Balakof, yi yrekli tccar itenlikle glmseyerek, - Buradaym, dedi. - Muhafz temeni prens Dmitri Nehldof. - Benim, dedi Nehldof. Mahkeme ynetcisi Pince-nez'inin stnden Nehldof'a saygyla glmseyerek bakt, ne eilerek selm verdi; onu teki yelerden ayr tuttuunu belirtmek iin yapmt bunu sanki. - Yzba Yun Dmitryevi Danenko, tccar Grigori Ye-fimovi Kuleof... Listedeki btn isimleri okudu. ki kii yoktu, tekiler hazrd. Ynetici kapy saygyla gstererek, - imdi salona geelim ltfen baylar, dedi. Hepsi kalkt, kapda birbirine yol vererek koridora, oradan da durumann olaca salona getiler.- Duruma salonu geni, uzun bir odayd. Bir ucunda basamakla klan yarglar yeri vard. Yarglar yerinin ortasnda, psklleri daha bir koyu yeil uha rtl bir masa duruyordu. Masann hemen arkasnda, oyma mee aralklar ok yksek koltuk vard. Koltuklarn arkasnda duvara bir generalin resmi giysisiyle, tm nianlaryla, bir ayan ne atm, bir eliyle de klcn tutarken yaplm altn ereveli resmi aslyd. Sa kede sa'y kutsal strap ekerken gsteren bir tavsr vard, hemen nnde de bir krs. Savcnn blmesi bu krsnn sandayd. Savc yerinin tam karsnda, sol kledeki kk masa sekreterindi. Dinleyicilere ayrlan blmle yarglar yeri arasnda oyma, kaln bir parmaklk, parmakln arkasnda da sanklara ayrlan bank vard. Yarglar yerinin sa yannda aralklar gene- 38 - yksek iki sra sandalye vard. Jri yeleri oturacakt bunlara. Hemen altta da avukat masalar duruyordu. Parmakln ikiye bld salonun n blmndeydi btn bunlar. Arka blmse, sra sra sandalye doluydu. Sralar ykselerek ta dip duvara kadar gidiyordu. n srada fabrika iisine ya da oda hizmetisine benzeyen drt kadnla, gene ii klkl - besbelli salonun grkemi karsnda ezildikleri, kendilerini kk hissettikleri iin aralarnda fiskos konuan - iki erkek oturuyordu. Jri yelerinin yerlerini almasndan sonra mahkeme yneticisi gene o yan yan yryyle ortaya kt, hazr bulunanlar sesiyle korkutmak istiyormu gibi: - Duruma balamtr! diye bard. Herkes ayaa kalkt, yarglar girdiler salona: nde adaleli bedeni, gzel favorileriyie bakan vard; peinde, gzlnn erevesi altn, ask yzl mahkeme yesi - imdi daha da sklyordu can; biraz nce, mahkemede staj yapan kaynbiraderini grmt, delikanl gelirken ablasna uradn, ablasnn akama yemek yapmayacan sylemiti. Kaynbiraderi glerek: - Meyhaneye gidip karnmz doyuracaz galiba, demiti. Ask yzl mahkeme yesi: - Glecek ne var bunda? diye homurdanmt.

  • En arkadan da mahkemenin nc yesi, greve daima ge gelen Matvey Nikiti girdi. ri, ekik gzlerinde bir itenlik okunan, sakall bir adamd bu. Midesinden hastayd, doktorun dne uyarak o sabah yeni bir rejime balam, bu yzden de ge kalmt. imdi, sandalyesine yrrken pek dnceli grnyordu; bir alkanl vard nk: Kafasn" kurcalayan her soruya bir cevap bulmak iin nne kan en kk frsatta fa! bakard. Salona girdiinde de yle demiti kendi kendine: Kapdan koltuuma kadar admlarm sayacam, kan say e tam blnrse bu sabah baladm rejim iyi edecek midemi, bln-mezse etmeyecek. Yirmi alt admd koltuuna kadar, ama bir yarm adm atarak tam yirmi yedi admda vard koltuuna. Yakalan altn ilemeli resmi giysileriyle bakann da mah- - 39 - keme yelerinin de grn son derece etkileyiciydi. Onlar da hissediyorlard bunu; kendi byklklerinden utanyorrnu gibi, alak gnlllkle nlerine bakarak, aceleyle geip, yeil uha kapl masann arkasndaki oyma koltuklarna oturdular. Masann zerinde, tepesinde kartal ba olan keli bir ara, bfelerde eker konulan cam kavanozlar, bir mrekkep hokkas, u kalemler, en iyi eidinden tertemiz ktlar, azlan yeniden gzelce alm irili ufakl kurun kalemler vard. Yarglarla beraber savc yardmcs da girmiti salona. antas gene koltuunun altnda, kolunu gene yle sallayarak abuk admlarla, pencerenin dibindeki yerine geti; dvaya hazrlanabilmek iin her dakikadan yararlanarak hemen antasn ap ktlar incelemeye koyuldu. Bu drdnc dvasyd. Gz ykseklerde bir genti savc yardmcs; ykselebilmek iin her girdii dvada sann cezaya arptrlmas gerektii inancndayd. Zehirleme dvasn genel izgileriyle biliyordu, konumasnn plnn da hazrlamt, ama daha br takm ayrntlar gerekliydi ona, imdi dosyadan aceleyle karmaya, not etmeye alyordu bu ayrntlar. Sekreter kar kede oturuyordu. Okunmas gerekebilecek btn evraklar hazrlam; dn ele geirip okuduu, yasak bir yazy inceliyordu. Onunla ayn grleri paylaan uzun sakall mahkeme yesiyle bu yaz zerine konumak istiyor, konumadan nce yazy iyice anlamaya alyordu. VIII Bakan nndeki evraklar inceledikten, mahkeme yneticisiyle sekretere birka soru sorduktan, olumlu cevaplar aldiktan sonra sanklarn getirilmesini buyurdu. Parmakln tesindeki kap hemen ald, kllar ellerinde, apkalar balarnda iki jandarma girdi ieri, onlarn arkasndan sar sal, yz illi bir adam, en arkadan da iki kadn. Sanklard bunlar. Erkein zerinde, ona ok bol ve uzun gelen bir ceza evi giysisi vard. Salona girdiinde, ceketinin uzun kollar aa sarkmasn diye ko-- 40 - - 41 - caman parmaklarn dimdik yapm, elini pantolonunun yan dikilerine yaptrmt. Yarglara da, dinleyicilere de bakmyor, arkasndan getii banktan ayrmyordu gzn. Bankn te bana varnca nne geti, tekilere de yer brakarak ucuna iliti; sonra gzlerini bakana dikip, kendi kendine konuuyormu gibi dudaklarn kprdatmaya balad; yz kaslar ekiliyordu. Arkasndan, gene cezaevi giysili, orta yasl bir kadn girmiti salona. Kadnn banda cezaevi barts vard; yz kirli beyazd, ka, kirpii yoktu, ama gzleri kpkrmzyd. Son derece sakin gzkyordu bu kadn. Yerine geerken etei bir eye takld, hi tellanmadan, yavaa kurtard eteini, sonra oturdu. nc sank Maslova'yd. Kapdan girdii anda, salonda bulunan erkeklerin hepsinin baklar ona ynelmi; siyah parlak gzl beyaz yznden, nlnn altnda dimdik duran gslerinden uzun sre ayrlmamt. nnden getii jandarma bile, yerine oturuncaya kadar ayrmad ondan gzlerini; oturduktan sonra da, kendini sulu bularak birden evirmiti bakn, tam karsndaki pencereye bakmaya balamt. Bakan, sanklarn yerlerini almasn bekledi, Maslova da oturduktan sonra sekretere dnd. Her durumaya baland gibi baland buna da: Jri yelerinin yoklamas yapld, gelmeyenler karlp, her birine verilecek cezalar grld, grevden affn dileyen yelerin durumu karara baland, bo yelikler yedeklerle dolduruldu. Sonra bakan kartlar katlad, hepsini cam kavanoza koydu; resmi giy-, sisinin ilemeli kolunu hafife yukar ekip - kll kolu gzkmt - bir sihirbaz tavryla kartlar bir bir karp aarak okumaya balad. Sonra kolunu dzeltti, papaza jri yelerine yemin ettirmesini syledi. Uuk benizli, i yzl ihtiyar papaz kahverengi cppesiyle i bacaklarn cppesinin arl altnda glkle ne atarak yava yava, tasvirin altndaki krsye geldi. Boynunda altn bir ha aslyd; gsnde, cppesine inelenmi kk bir de nian vard. Jri yeleri kalktlar, toplanarak krsye doru yrdler. Papaz i eliyle boynundaki haa dokunarak, jri yelerinin hepsinin krsye yaklamasn beklerken: - Buyrunuz, diye mrldand. Bu papaz krk alt yldr din grevlisiydi, katedral ba papaznn geenlerde yapt gibi, o da yl sonra ellinci yln kutlamaya hazrlanyordu. Blge mahkemesinde, mahkemeler ala-dan beri alyordu. On binlerce insana yemin ettirdiiyle de; ya hayli ilerledii halde kilise iin, yurdu iin, ailesi iin -bir evden

  • baka en azndan otuz bin rublelik de tahvil brakacakt ailesine- hl altyla da ovunurdu. nsanlar ncil zerine yemin ettirmek olan mahkemedeki grevinin, ncil zerine yemin etmek dinde kesinlikle yasak olduu iin hi de iyi bir grev saylamyacan tasa etmezdi bile hi, yalnzca tasa etmemekle kalmaz, yksek tabakadan kimselerle tanmasna sk sk frsat verdii iin severdi de bu grevini. Biraz nce, bir dvadan - apkasnda byk gller olan yal kadnn dvasndan - on bin ruble kazand iin byk hayranlk, sayg duyduu nl avukatla tanmaktan da haz duymutu. Jri yelerinin hepsi krsnn dibine gelince papaz ak sal, tepesi ak ban yana eerek kolunu gmleinin nndeki kenarlar kirli delikten ieri soktu, yal salarn dzelterek jri yelerine dnd. Ar ar konuarak: - Sa ellerinizi kaldrnz, dedi. Parmaklar ukur ukur i havaya kaldrp ba parmayla iaret ve orta parmaklarnn ularn birletirerek: - Parmaklarnz yle tutun, diye devam etti. imdi syleyeceklerimi tekrar edin. (Ses tonunu deitirdi.) Yce Tanrnn, O'nun kutsal kitabnn, Hann huzurunda yemin ederim ki (Tane tane konuuyordu.) greve arldm bu dvada... (Ko-!unu indiren gen jri yesine dnd) Kolunuzu indirmeyin, yle tutun... greve arldm bu dvada... Gsterili, favorili bayla albay, tccar, birka kii daha par-maklann tam papazn istedii gibi yapm, kollarn iyice kaldrmlard; bunu seve seve yaptklar belliydi. Bazianysa pek isteksiz kaldrmlard kollarn. Bazlar yksek sesle, heyecanla tekrarlyorlard papazn sylediklerini; bazlarysa yalnzca fsl- - 42 - diyor, geri kalyor, sonra-korkmu gibi- abuk abuk tekrar-lyarak yetiiyorlard tekilere. Bazlar aman zlmesin, diye sk sk birletirmilerdi parmak ularn, bazlarysa arada dalyor, parmaklarnn aldn farkedince hemen birletiriyorlar-d. Aslnda hi biri holanmamt bu trenden; yalnz yal papaz ok yararl, nemli bir i yapt kansndayd. Yemin treninden sonra bakan jri yelerine aralarnda bir szc semelerini syledi. Jri yeleri kalkp itie kaka grme odasna -getiler, orada ilk ileri sigara imek oldu. lerinden biri, gsterili bay semelerini nerdi, hepsi hemen katldlar bu neriye, kabul ettiler; sigaralarn atp, bazlar da sndrp, salona dndler. Seilen szc kimin seildiini bildirdi bakana. Jri yeleri gene birbirinin ayana basmamak iin oturanlarn ayaklan arasndaki boluklara basarak, aralklar yksek iki sra sandalyedeki yerlerini aldlar. ler hi aksamadan, arballkla yryordu. Bu dzenin, arballn grevlilere - onlarda nemli, cidd bir toplumsal grevi yerine getirdikleri bilincini uyandrd iin - byk,haz verdii belliydi. Mehldof da tatt ayn duyguyu. Jri yeleri yerlerini alnca bakan, jrinin haklarn, grevlerini, sorumluluklarn ksaca anlatt onlara. Konuurken durmadan poz deitiriyordu; bir sa kolunu, bir sol kolunu dayyordu masaya, kh arkasn, kh koltuunun kenarna yaslanyor, kh nndeki ktlarn ularn dzeltiyor, kh kt bann stnde dolatryordu parman, kh kalemlerle oynuyordu. Bakann szlerinden anlaldna gre jri yelerinin u haklar vard: Bakan araclyla sanklara soru sorabilirlerdi, kt kalem kullanabilirlerdi, salonda bulundurulan madd delilleri inceleyebilirlerdi. Grevleri, vicdanlarnn sesini dinlemek, haka karar vermekti. Sorumluluklar da, grmelerinin gizliliini salamak. Bu grmeleri bir yabancya amalar halinde cezaya arptrlacaklard. Hepsi saygl bir dikkatle dinliyorlard onu. arap kokan tccar, yksek sesle geirmemek iin kendini g tutarak, bakann her cmlesinin sonunda, evet anlamnda ban sallyordu. IX Konumasn bitirdikten sonra sanklara dnd bakan: - Simon Kartinkin, ayaa kalkn. Simon heyecanla ayaa frlad. Yz kaslar imdi daha da ok ekiliyordu. - Adnz? - Simon Petrov Kartinkin. atlak bir sesle abuk abuk konuuyordu. Cevaplarn nceden hazrlad belliydi. - Toplumsal durumunuz? - Kylym. - Hangi ilden ve kasabadansnz? - Tulsk ili, Krapivens kasabas, Kupyansk blgesi, Borkof ky. - Yanz? - Otuz drt, doumum bin sekiz yz... - Dinniz? - Rus dini, ortodoksum. - Evli misiniz? - Hayr, efendim.

  • - Mesleiniz? - Mavritaniya otelinin koridorunda alyordum. - Sabkanz var m? Bundan nce mahkemeye dtnz m hi? - Hayr efendim, nk eskiden ben... - Sabkanz yok demek? - Vallahi de, billahi de yok. - Savcnn iddianamesinin bir kopyasn aidiniz mi? - Aldm. - Oturunuz. Bakan teki sana dnd: - Yevfimiya vanovna Bokova... Ama Simon hl ayakta duruyor, Bokova'nn nn kapyordu.44 - 45 - Kartinkin, oturun siz. Kartinkin dikiliyordu hl. - Kartinkin, size sylyorum, oturun! Gelgelelim Kartinkin tnmyordu; ancak mahkeme yneticisi olarak yanma gelip, ban yana eerek, gzleri yuvalarndan uram, fkeli bir sesie, Otur, otur! diye fsldaynca oturdu. Kartinkin ayaa kalkt gibi gene yle abucak oturmutu. Bol ceketinin bir yann teki yannn zerine ekerek iyice sarnd ona. Yz kaslar ekilmeye balamt gene. Bakan, nndeki ktlarda bir ey ararken, gs geirerek, ban kaldrp yzne bakmadan kadn sana sordu: - Adnz? Bakan iin dva ylesine allm bir eydi ki, zaman kazanmak iin iki ii birden grebilirdi. Krk yandayd Bokova; Kolomesk kentindendi. O da Mavritaniya otelinde koridor hizmetisiydi. Sabkas yoktu, herhangi bir nedenle soruturma da almamt onun iin, iddianamenin bir kopyasn almt. Bokova kendine byk bir gvenle cevap veriyordu sorulara; ses tonunda Evet, Yevimiya, Yevfimiya Bokova'ym, iddianamenin bir kopyasn aldm, bununla gurur duyarm, kimsenin benimle alay etmesine de izin vermem demek istiyormu gibi bir ifade vard. Sorular bitince, bakann otur demesini beklemeden hemen oturdu. apkn bakan bu kez, son derece kibar bir tavrla nc sana dnd: - sminiz? Maslova'nn hl yerinde oturduunu grnce yumuak, tatl bir sesle devam etti: - Ayaa kalkmanz gerek. Maslova abucak kalkt, dik gslerini ne kararak bir ey sylemeden, ileri glen, hafif ehl, siyah gzlerini bakann gzlerinin iine dikip yle durdu. - sminiz neydi? Maslova hemen cevap verdi: - Lbof. Bu arada Mehldof pince-nez'ini takm, ayaa kalkp ba- kann sorularna cevap veren sanklar srayla inceliyordu. Gzlerini imdi ayakta duran sann yznden ayrmadan, Olamaz, diye geirdi iinden. Kadnn verdii cevab iitince, Lbof nasl olur? dedi kendi kendine. Bakan sormaya devam edecekti, ama gzlkl mahkeme yesi eilip kulana fkeyle bir ey fsldayarak durdurdu onu. Bakan evet anlamna sallad ban, sana dnd: - Lbof mu? dedi, burada yle yazmyor ama... Sank susuyordu. - Size soruyorum, gerek adnz nedir? fkeli ye: - Vaftiz adnz? diye sordu. - Eskiden Katerina'yd. mkn yok, olmaz, diye devam etti Nehldof kendi kendine. te yandan, bunun bir zamanlar k olduu, evet basbaya k olduu, sonra ne yaptn bilmedii bir lgnlk annda ifal edip yzst brakp kat o oda hizmetisi kz olduundan da kukusu yoktu. Bu an ona byk strap verdii; grnte drstlyle gurur duyduu halde aslnda ne denli aalk bir insan olduunu, o zavallya ne denli adice davrandn ona hatrlatt iin bandan geen bu olay unutmaya, aklna hi getirmemeye almt. Evet, oydu bu. Her yzn kendine zg, baka hi bir insann yznde grlemeyecek o esrarl zellii imdi ak seik gryordu. Yznn ar renksizliine, imanlna ramen bu sevimli, bakalarnnkinden ok deiik zellik yznden, dudaklarnda, hafif ehl gzlerinde, hele hele iten, glmseyen baknda, yalnz yzndeki deil, her eyindeki o uysallkta arpyordu gze. Bakan gene son derece yumuak: - Oldu imdi, adnz Katerina, dedi. Baba adnz?

  • - Piim ben, diye cevap verdi Maslova. - Vaftiz babanzn adn syleyin. - Mihaylof. Nehldof glkle soluk alarak dnyordu bu arada: Ne yapt acaba, suu ne? - 46 - Bakan sormaya devam etti: - Soyadnz ne? - Anneminkini vermiler bana, Maslova. - Toplumsal durumunuz? - Kentli. - Ortodoks musunuz? -- Evet, - iniz? Ne i yaparsnz? Maslova cevap vermedi. Bakan bir kere daha sordu ayn soruyu: - Ne i yaparsnz? - Evdeydim, dedi Maslova. Gzlkl mahkeme yesi sert: - Hangi evde? diye sordu. Maslova, - Biliyorsunuz, dedi, hangi evde olduumu. Glmsedi, sonra aceleyle evresine baknd bir, gene bakann gzlerinin iine dikti gzlerini. Yznn ifadesinde ylesine tuhaf bir ey vard; szlerinin anlamnda, o glmseyiinde, btn salonda gezdirdii o abuk baknda ylesine dehet verici, ylesine ackl bir ey vard ki, bakan ban nne edi, salonda bir an t kmad. Sessizlii dinleyicilerden birinin glmesi bozdu. Kkr kkr glyordu birisi. Bakan ban kaldrp sormaya devam etti: - Sabkanz var m, soruturma ald m sizinle ilgili hi? Maslova derin bir soluk alarak: - Hayr, dedi. - ddianamenin bir kopyasn aldnz rn? - Aldm. - Oturun. Sank, giyimli kuaml kadnlarn otururlarken eteklerini toplamak iin yaptklar hareketlerle arkadan eteklerini kaldrarak oturdu; beyaz kk ellerini nlnn bol kollarnn iine sokup, gzlerini bakandan ayrmadan beklemeye koyuldu. Sonra tanklarn yoklamas yaplp dar karldlar, bilir- - 47 - kii olarak doktor zerine bir karara varld, duruma salonuna arld. Daha sonra sekreter kalkt ayaa, iddianameyi okumaya balad. Yksek sesle, tane tane okuyordu; ama yle abuk gidiyordu ki, r lerle l leri zaten tam gerektii gibi okuyamad iin, aralksz devam eden bir uultu gibi kyordu sesi. Yarglar kh bir yanna dayanyorlard koltuklarnn, kh br; masann zerine eiliyorlar, sonra arkalarna yaslanyorlar, arada bir gzlerini kapyorlar, gene ayorlar, aralarnda fsltyla konuuyorlard. Jandarmalardan biri birka kere gelen esnemesini glkle tutmutu. Sanklardan Kartinkin'in yznden kaslar ekiliyordu durmadan. Bokova son,derece sakin, dimdik oturuyordu yerinde; arada bir parman sokup bartsnn altndan ban kayordu. Maslova hi kprdamadan oturuyor, gzlerini sekreterden ayrmadan dinliyordu; arada bir itiraz etmek istiyor gibi kprdyor, kzaryor, gs geiriyor, ellerinin durumunu deitiriyor, evresine bakmyor, sonra gene sekreteri dinlemeye koyuluyordu. Nehldof n srada, batan ikinci sandalyede oturuyor, pin-ce-nez'ini karm, Maslova'ya bakyordu. Ruhunda karmakark, ona ztrap veren eyler olmaktayd. ddianame yleydi: =- 17 Ocak 188x gn Mavritaniya otelinde, kentimize i iin gelmi Kurgansk ili ikinci derece tccarlarndan Ferapont Yemelyanovi Smelkof birdenbire lmtr. Drdnc blge polis doktoru dzenledii raporda Ferapont Yemelyanovi Smelkof'un, ok fazla alkoll iki ald iin kalp yetersizliinden ldn belirtiyordu. l topraa verildi. Birka gn sonra Petersburg'dan dnen tccar Thimohin- Smelkof'un hem hemerisi, hem de arkadayd - Smelkof'un- 48 nasl ldn renince arkadann, zerindeki paralan almak gayesiyle zehirlenmi olabilecei iddiasn att ortaya. Bu iddiay, n soruturmada ortaya kan baz durumlarda doruluyordu: 1) Smelkof lmeden ksa bir zaman nce bankadan 3800 gm ruble ekmiti. Oysa lnn zerinden 312 ruble 16 kpek kmt. 2) lmnden bir nceki gnle son gecesini Smelkof genelevde ve Mavritaniya otelinde genel kadn Lbka'yla (Yekaterina Maslova'yla) geirmiti. Hatta genelevde elenirlerken Smelkof, Yakaterina Maslova'y,

  • ona para getirmesi iin otele yollam, Smelkof'un verdii anahtarla, Mavritaniya otelinin koridor hizmetileri Yevfimiya Bokova'yla Simon Kartinkin'in yannda Smelkof'un valizini ap iinden para almtr. Maslova valizin kapan kaldrnca Bokova'yla Kartinkin yzlk banknot destelerini grmlerdir. 3) Smelkof genelevden Mavritaniya oteline genel kadn Lbka'yla dner; genel kadn Lbka koridor hizmetisi Kartinkin'in salk vermesiyle Smelkof un konyak kadehine gene Kartinkin'den ald beyaz tozu dker. 4) Devrisi sabah Lbka (Yekaterine Maslova) kald genel evin sahibesi tank Kitayeva'ya, szde Smelkof'un ona armaan ettii prlanta yzn satar. 5) Mavritaniya otelinin koridor hizmetisi Yevfimiya Bokova. Smelkof'un lmnden bir gn sonra blge ticaret bankasndaki hesabna 1800 ruble yatrr. Smelkof'un cesedi zerinde adl tpca yaplan inceleme, lnn i organlarnda zehir bulunduunu kesinlikle ortaya koymutur ki, bu da lmn zehirlenme sonucu olduu kukusunu dorulamaktadr. Sank olarak karnza getirdiimiz Maslova, Bokova ve Kartinkin suu kabul etmemi; bunlardan Maslova, ifadesinde, alt genelevden Mavritaniya oteline tccara para getirmek iin onu Smelkof'un yolladn iddia etmitir. Kendisine verilen anahtarla valizi am, tccarn syledii gibi 40 gm ruble alm iinden, baka para almam, buna, valizi yanlarnda ap kapad Bokova'yla Kartinkin de tanklk edebilirlermi. Smelkof'un otel odasna ikinci geliinde, Kartinkin'in salk vermesiyle tccarn konyana bir toz koyduunu kabul etmitir; uyku ilc sanm bu tozu, Smelkof hemen uyusun da onu ser- - 49 - best braksn diye iirmi ona bu ilc. Yze gelince, Smelkof bir tokat atm Maslova'ya, sank da alamaya balam, kalkp gitmek istemi, tccar gitmesin diye armaan etmi ona bu yz. Yevfimiya Bokova'ysa kaybolan paradan haberi olmadn, tccarn odasna admn bile atmadn, oraya yalnz Lbka'nn girip ktn, odadan bir ey kaybolmusa bu hrszl Lbka' nn, para almak iin elinde tccarn anahtanyla geldiinde yapm olabileceini sylemitir. - ddianamenin burasnda Maslova irkildi, azn ap Bokova'ya bakt. - Yevfimiya Bokova' ya bir gn sonra bankaya 1800 gm ruble yatrd hatrlatlp, bu paray nereden bulduu sorulunca; Simon Kartinkin'le on iki yldr alarak biriktirdiini, yaknda da evleneceklerini sylemitir. Simon Kartinkin ilk sorgusunda, genelevden elinde anahtarla gelen Maslova'nn akl vermesi zerine Bokova'yla beraber paray aldn, sonra da Maslova, o ve Bokova arasnda paray paylatklarn itiraf etmitir. - O anda Maslova gene rperdi, yz mosmor, ayaa bile frlad, bir ey sylemek iin azn ayordu k, mahkeme yneticisi susturdu onu. - Nihayet (sekreter okumaya devam ediyordu], Maslova'ya tccarn konyana dkmesi iin bir toz verdiini de itiraf etmitir Kartinkin. kinci sorgusundaysa parann alnmas olayyla ilgisi bulunmadm, Maslova'ya toz falan da vermediini sylemi, btn suu Maslova'ya yklemitir. Bokova'nn bankaya yatrd para konusunda da Bokova'yla ayn eyi, bu paray otelde on iki yl alarak biriktirdiini sylemitir. ddianame sanklarn yzletirilerek ifadelerinin alnmasnn, tanklarn ifadelerinin, bilirkii raporunun v.b. anlatlmasy-Ia devam ediyordu. En sonunda yle bitiyordu: - bu yukarda sralanan durumlar gznne alnarak Borkof kyllerinden Simon Petrof Kartinkin'in (33), kentli Yevfimiya vanovna Bokova'nn (43) ve gene kentli Yekaterina Mi- Dinlis - F: 4- 50 - - 51 haylovna Maslova'nn (27) kendi aralarnda nceden anlaarak 17 ocak 188x gn tccar Smelkof'un 2500 gm rublesiyle yzn aldklar, sonra da Smelkof'u ldrmek amacyla ikisine zehir koyduklar, bylece onu ldrdkleri sabit grlmtr. Bu su, Ceza Yasamzn 1453. maddesinin drdnc ve beinci bendlerinde belirtilen eylemlere aynen uymaktadr. Bu nedenle, kyl Simon Kartinkin'in, Yevfimiya Bokova'nn ve Ye-katerina Maslova'nn 201 nc mahkemeler yasasna gre kurulan jrili blge mahkememizce yarglanmasn istiyoruz. Sekreter uzun iddianameyi okuyup bitirince ktlar toplad, uzun salarn iki eliyle dzelterek oturdu. imdi sorguya balanacak, her ey birdenbire aydnlanacak, adalet yerini bulacak diye tatl bir duygu iinde herkes derin bir soluk ald. Yalnz Mehldof'un iinde yoktu bu tatl duygu: On yl nce ylesine masum, temiz bir kz olarak tand Maslova'nn ne yapt dncesinin verdii dehet btn benliini sarmt. XI ddianamenin okunmas bitince bakan mahkeme yeleriy-ie konutuktan sonra, yznde gerei imdi anlarz demek istiyormu gibi bir ifade, Kartinkin'e dnd. Koltuunun sol yanna yaslanarak: - Kyl Simon Kartinkin, diye balad. Simon Kartinkin ayaa kalkt, parmaklar gerilmi ellerini pantalonunun yan dikilerine yaptrarak, bedeni ne decek-mi gibi eik, durdu; yznde kaslar hl ekiliyordu. Bakan devam etti:

  • - 17 Ock 188x gn Yevfimiya Bokova v Yekaterina Mas-lova'yla tccar Smelkof'un valizinden parasn almakla, sonra da, Smelkof'un lmne sebep olan getirdiiniz zehiri Maslova' ya, tccarn ikisine koydurtmakla sulanyorsunuz. Suunuzu kabul ediyor musunuz? Bakan koltuunun sa yanma yasland. Simon Kartinkin: - Olamaz byle bir ey, diye cevap verdi, bizim grevimiz mterilere hizmet etmektir, nk... - Bunu sonra anlatrsnz. Suunuzu kabul ediyor musunuz, etmiyor musunuz? - Olamaz efendim. Ben yalnz... Bakan sakin, ama sert bir sesle kesti szn: - Sonra anlatrsnz. Suunuzu kabul ediyor musunuz, etmiyor musunuz onu syleyin! - Byle bir ey yapm olamam ben, efendim, nk... Mahkeme yneticisi gene koup geldi Kartinkin'in yanna, fkeyle fsldayarak susturdu onu. Bakan, Bu i artk bitti anlamna gelen bir tavrla, masaya dayad dirseinin - bir kt vard o elinde - yerini deitirerek Yevfimiya Bokova'ya dnd: - Yevfimiya Bokova, 17 ocak 188x gn Mavritaniya otelinde Simon Kartinkin ve Yekaterina Maslova'yla beraber tccar Smelkof'un valizinden parasyla yzn almaktan, aldnz eyleri aranzda paylatktan sonra, suunuzu rtmek iin tccar Smelkof'u zehirleyerek ldrmekten sanksnz. Suunuzu kabul ediyor musunuz? Sank kararl bir sesle, hi beklemeden cevap verdi: - Hayr, susuzum ben. Odaya bile girmedim... u sokak sprnts girdi, onun marifetidir. Bakan gene yumuak, kesin bir tavrla: - Sonra anlatrsnz bunlar, dedi. Sulu olduunuzu kabul etmiyorsunuz demek? - Para falan almadm ben, adamn ikisine bir ey de koymadm, odaya ayam bile atmadm. Odaya girseydim kolundan tuttuum gibi dar atardm zaten bu kadn. - Sulu olduunuzu kabul etmiyorsunuz demek? - Hi bir zaman. - ok gzel. Bakan nc sana dnd: - Yekaterina Maslova, genelevden elinizde tccar Smelkof'un valizinin anahtar, Mavritaniya oteline gelip, valizdenco _ Smelkof'un parasyla yzn almakla (Ban solundaki, su delilleri arasnda zehir iesinin eksik olduunu syleyen yeye doru emi, ezberlenmi bir ders gibi devam ediyordu konumasna), valizinden Smelkof'un parasyla yzn almakla, diye tekrar etti, aldnz eyleri su ortaklarnzla paylap, Mavritaniya oteline tccar Smelkofla gelince de ikisine, Smelkof'un lmne sebep olan zehiri koymakla sulanyorsunuz. Sulu olduunuzu kabul ediyor musunuz? Maslova abuk abuk konuarak: - Hi bir suum yoktur benim, dedi, nce sylediimi imdi de tekrar ediyorum: Paray ben almadm, almadm, hi bir ey almadm ben, yz de kendi-verdi bana... ;- ki bin be yz rublenin alnmasyla ilginiz olmadn iddia ediyorsunuz demek? - Sylyorum size, krk rubleden baka para almadm ben. - Peki tccar Smelkof'un ikisine bir toz dktnz kabul ediyor musunuz? - Bunu kabul ediyorum. Yalnz u var, bunun uyku ilci olduunu sylemilerdi bana, ben de yle sanmtm. Tccara bir zarar dokunacan bilmiyordum. Byle bir ey dnmedim, istemedim de. Yemin ederim ki istemedim. Bakan: - Demek oluyor ki tccar Smelkof'un parasyla yznn alnmasnda bir suunuzun olmadn sylyorsunuz, dedi. Ama ikisine tozu koyduunuzu kabul ediyorsunuz? - yle, kabul ediyorum, ama bunun uyku ilc olduunu sanyordum. Bir an nce uyusun diye koydum onu ikisine, kt bir amacm yoktu, aklmn ucundan bile gemedi byle bir ey. Bakan, durumann gidiinden memnun bir tavrla:, -> ok gzel, dedi. Arkasna yaslanp ellerini masann zerine koyarak devam etti: -' imdi her eyi olduu gibi anlatn bakalm bize. Gerei gizlemezseniz bu sizin yararnza olur. Maslova, gzlerini bakann gzlerinin iine dikmi, susuyordu. - 53 - - Anlatn nasl olduunu. Maslova birden: - Nasl olduunu mu? diye balad. Otele geldik, odasna ktk, ok sarhotu. Gitmek istiyordum o brakmyordu.

  • Maslova o derken dehetle almt gzleri. Olaylar zincirini kaybetmi ya da baka bir eyi hatrlam gibi sustu birden. - Sonra? - Sonra m? Biraz daha kalp eve dndm. O anda savc yardmcs bir dirseine tuhaf bir biimde yaslanarak yarm doruldu yerinden. Bakan: - Bir soru mu sormak istiyorsunuz? diye sordu. Savc yardmcs, evet deyince, ban sallayarak sorusunu sormasna izin verdiini belirtti. Savc yardmcs, Maslova'ya bakmadan: - unu sormak istiyordum, dedi, sank Maslova, Simon Kartinkin'le daha nceden tanyor muydu acaba? Szn bitirdikten sonra dudaklarn bzd, kalarn att. Bakan, savc yardmcsnn sorusunu tekrar etti. Maslova rkek baklarn savc yardmcsna dorulttu. - Simon'la m? dedi, evet, tanyordum. - imdi de, bu tankln nasl bir tanklk olduunu sormak istiyorum. Sk sk gryorlar myd? Maslova huzursuz baklarn savc yardmcsndan ayrp bakana dorultarak: - Nasl bir tanklk mi? dedi. Otel mterilerine arrd beni, hepsi o kadar, ayrca bir dostluk yoktu aramzda. Savc yardmcs gzlerini kisarak, dudaklarnda kurnaz, eytanca bir glmseme: - Kartinkin'in arada bir baka kzlar da armayp, her zaman niin ille de Maslova'yi ardn bilmek isterdik, dedi. Maslova rkek baklarn salonda gezdirirken, bir an Meh-ldof'la gz gz geldikten sonra: - Bilmiyorum, dedi. Nereden bileyim? yle istiyordu can, beni aryordu.- 54 - Nehldof, yz bir anda kpkrmz olarak, Tand m yoksa? diye geirdi iinden. Ama Maslova onu tekilerden ayrmadan ban hemen evirmi, gene korkuyla savc yardmcsna bakmaya balamt. - Sank, Kartinkin'le aralarnda bir takm yakn ilikilerin olduunu kabul etmiyor demek? ok gzel. Soracam bu kadard. Savc yardmcs, dirseini nndeki blmeden ekip bir eyler yazmaya balad. Aslnda bir ey yazd yoktu, nndeki notlarn harflerinin zerinden giderek yazyormu gibi yapyordu: Savclarla avukatlarn, kurnazca sorulmu bir sorudan sonra, konumalarna, karlarndakileri yere alacak bir takm notlar eklediklerini ok grmt. Bakan hemen dnmedi sana, nk o ara gzlkl mahkeme yesine, nceden hazrlanp not edilmi sorularn sorulmasna ne diyeceini soruyordu. Sonra sana dnd: - Devam edin, sonra ne oldu? Maslova, yalnz bakana bakarak, kendini biraz toparlam: - Eve geldim, diye devam etti. Paray patrona verip yattm. Daha yeni uyumutum ki bizim Berta uyandrd beni. Uyan, uyan senin tccar gene geldi. Yanna kmak istemedim, ama madam emretti. Bizim kzlarn hepsine iki smarlad, sonra arap bitince arap aldrtmak istedi, ama btn paras bitmiti. Patron gvenemedi ona. -Maslova gene apak bir dehet duymutu ona derken.- O zaman o da anahtarn verip otele yollad beni. Parann nerede olduunu, ne kadar alacam syledi. Ben de gittim. Bu arada bakan salondaki yeyle alak sesle bir eyler konuuyor, Maslova'nn ne dediini dinlemiyordu, ama dinlediini sansnlar diye Maslova'nn son cmlesini tekrar etti: -' Siz de gittiniz demek. Sonra ne oldu? - Bana syleneni yaptm: Odaya girdim. Yalnz girmedim ama; ,Simon Mihaylovi'le onu -Bokova'y gsterdi bayla- ardm. Bokova: - 55 - - Yalan sylyor, odaya admm atmadm... diye balamt ki, susturdular onu. Maslova yzn buruturarak, Bokova'ya bakmadan devam etti: - Onlarn yannda drt on rublelik aldm valizden. Gene savc yardmcs kart sze: - Krk rubleyi alrken valizde ne kadar para olduunu far-ketmem mi acaba sank? Savc yardmcsnn sesini duyunca birden irkildi Maslova. Neden ve nasl olduunu bilmiyordu ama bu adamn onun ktln istediini hissediyordu. - Saymadm paray, diye cevap verdi, yalnz bir sr yz rublelik grdm. - Sank bir sr yz rublelik grm... bunu renmek istemitim. Bakan saatine baktktan sonra sormaya devam etti: - Peki paray getirdiniz mi sahibine? - Getirdim. - Sonra? - Sonra gene yanna ald beni. - kisine o tozu nasl koydunuz?

  • - Nasl m koydum? Basbaya dktm ikisinin iine, sonra da ona verdim. - Niin verdiniz? Maslova cevap vermeden derin bir gs geirdi. Bir an sustuktan sonra: - Bir trl brakmyordu yakam, dedi. Can skmaya balamt artk. Koridora kp Simon Mihaylovi'e Braksa beni de gitsem, ok yoruldum dedim. Simon Mihaylovi, Biz de bktk ondan artk, dedi. Uyku ilc vermeyi dnyoruz ona. Hemen uyur, sen de gidersin. Sevindim buna, ok gzel, dedim. Bunun zararl bir il olduunu aklmn ucundan geirme-mitim. Kk paketi elime verdi. Odaya girdim, paravanann arkasnda yatyordu, geldiimi duyunca konyak istedi benden. Masann zerindeki ieden iki kadehi doldurdum, biri benim, biri onundu, onun kadehine ilc boalttm, gtrp verdim. ki-- 56 - sine koyduum eyin zehir olduunu bilsem verir miydim ona onu? Bakan: - Peki yzk nasl elinize geti? diye sordu. - Kendi verdi. - Ne zaman? - Beraber onun odasna gelmitik, ben eve dnmek istiyordum, bama vurdu, tokam krd. O zaman iyice kzdm, gideceim diye tutturdum. Gitmeyeyim diye parmandan yzn karp verdi bana. Savc yardmcs hafife doruldu gene yerinden, hep o yapmack iten tavryla birka soru sormak iin izin istedi, iznini aldktan sonra da ilemeli yakalnn iinde ban ne eerek: - Sann, Smelkof'un otel odasnda ne kadar kaldn bilmek istedim, dedi. Maslova'nn iine gene bir korku dt; rkek baklarn savc yardmcsndan ekip bakana dorultarak: - Ne kadar kaldm hatrlamyorum, diye cevap verdi. - Sank, tccar Smelkof'un odasndan knca nereye uradn hatrlyor mu acaba? Maslova bir an dndkten sonra: - Yandaki bo odaya uradm, dedi. Savc yardmcs bu cevapla ilgilenerek Maslova'ya dnd: - Niin uradnz oraya? - stme bama eki dzen vermek, sonra araba beklemek iin. - Peki, sank bu odadayken Kartinkin de uram m oraya? - Evet. - Niin? - Tccarn iesinin dibinde biraz konyak kalmt, onu itik. - Beraber imiler demek. ok gzel. Sank, Simon'Ia ne konumu bu odada? Maslova'nn kalar atld birden, yz mosmor oldu, abuk abuk konuarak: - Ne mi konutum? dedi. Hi bir ey konumadm. Olan- - 57 - larn hepsini anlattm size, baka bir ey bilmiyorum. Ne isterseniz yapn beni. Susuzum, hepsi bu kadar. Savc yardmcs bakana dnerek: - Baka bir ey sormayacam, dedi. Omuzlarn tuhaf bir biimde kaldrarak, konumasnn taslana sann Simon'la bo bir odaya girdiini itiraf ettiini abuk abuk yazmaya balad. Bir anlk bir sessizlik oldu. - Syleyeceklerinizin hepsi bu kadar m? Maslova derin bir gs geirerek: - Her eyi syledim, dedi. Oturdu. Bakan bunun zerine nndeki kda bir ey not etti, sol yanndaki yenin alak sesle sylediine kulak verdikten sonra durumaya on dakika ara verdi, aceleyle kalkp salondan kt. Sol yandaki uzun boylu, sakall, iri gzleri itenlikle parlayan ye, bakana, midesine hafif bir sancnn saplandn, biraz masaj yapp ilcn imek istediini sylemiti. Durumaya ara verilmesinin sebebi buydu. Yarglarn arkasndan jri yeleri, avukatlar, tanklar da kalktlar, nemli bir iin hi olmazsa bir blmn bitirmenin verdii hazla saa sola gittiler. Nehldof jri odasna gitti, orada pencerenin dibine oturdu. XII Evet, Katyua'yd bu. Nehldof'la Katyua arasndaki iliki yleydi: Nehldof Katyua'y ilk kez, niversitenin nc snfndayken, toprak mlkiyeti zerine yaptn hazrlamak amacyla yaz tatilini halalarnn yannda geirmeye kye geldiinde grmt. Genellikle yaz tatillerini annesinin Moskova yaknlarndaki byk iftliklerinde annesiyle ablasnn yannda geirirdi. Ama o yl ablas kocaya varm, annesi de yurt dna, kaplcala-l - 58 -

  • ra gitmiti. Nehldof'unsa yaptn bitirmesi gerekiyordu, yaz halalarnn yannda geirmeye karar vermiti. Halalarnn kynde elence falan yoktu; hem halalar ok severlerdi onu, o da halalarn, onlarn geleneklere bal, sade yaaylarn severdi. O yaz Nehldof, halalarnn yannda, bir gencin, bakalarnn uyarmasyla deil de kendi kendine hayatn tm gzelliinin, neminin, hayatta kiioluna den grevin anlamnn bilincine ilk kez vard; kendisinin de dnyann da kusursuz olma olanann bulunduunu grd; kendini, yalnz umutla deil, hayalinde yaatt kusursuzlua erieceine btn varlyla inanarak bu kusursuzlua adad zaman duyduu o cokunluu duymutu iinde. O yl niversite Spencer'in Sosyal dengesini okumu, Spencer'in toprak mlkiyeti zerine syledikleri ona -daha ok, o da byk bir toprak sahibi kadnn olu olduu iin- hayli etki etmiti. Babas zengin deildi; ama annesine evlenirken ailesi drahoma olarak, aa yukar on bin hektar arazi vermiti. Bir insann toprak sahibi olmasnn ktln, hakszln ilk kez o zaman anlam, kendini yce duygulara adamaktan byk haz duyan insanlardan olduu iin de toprak mlkiyeti hakkndan yararlanmamaya karar vermi, babasndan ona kalan arazisini kyllere datmt. Yazmakta olduu yapt da bu konudayd. O yl kyde, halalarnn yannda gnlerini yle geiriyordu: Sabahlar ok erken, bazan saat te kalkyor, kimi zaman sabah sisi daha kalkmadan da dibindeki dereye gidip ykanyor; gne doduktan ama sabah ii otlarn, ieklerin zerinden henz kalkmadan dnyordu. Sabah kahvaltsn yaptktan sonra oturup yapt zerinde almaya ya da yapt iin bulduu kaynaklar incelemeye balyordu; ama ounlukla okumay ya da yazmay bo verip gene kyordu evden, krlarda, koruluklarda dolamaya gidiyordu. len zeri bahede br keye uzanp kestiriyor, yemekte halalarn neesiyle gldrp elendiriyor, yemekten sonra ya atla dolamaya kyor ya da glde kaykla geziyordu; akamlar da ya okuyor ya da halalaryla oturup onlara kt fal ayordu. Geceleri ounlukla -zellikle ay aydnlk gecelerde- yaamak sevincini iinde btn cokunlu- - 59 - uyla duyduu iin uyku tutmuyordu gzn; hayalleriyle, dnceleriyle babaa, bazan ortalk aydnlanana kadar bahede dolayordu. Halalarnn yannda ilk ayn bylesine mutlu, huzur iinde geirdi; siyah gzl, her zaman abuk abuk yryen yan oda hizmetisi; yar besleme Katyua'yla hi ilgilenmemiti bile bu bir ay iinde. Nehldof o zamanlar, kklkten beri annesi her eyiyle ilgilendii, onu istedii gibi yetitirdii iin on dokuz yanda tertemiz bir delikanlyd. Kadn ancak kars olarak dnrd. Kars olamayacak btn kadnlarsa onun iin kadn deil, birer insand. Ama yle oldu ki o yaz Voznesenye'ye, halalarna bir komular kadn geldi. Kadnn yannda -ikisi gen kz, biri lisede okuyan olan- ocuuyla, konuu, kyllkten ykselmi gen bir ressam vard. aydan sonra evin nndeki ekini biilmi tarlada ebecilik oynamaya balad ocuklar. Katyua'y da almlard oyuna: Birka oyundan sonra Nehldof un Katyua'yla kamas gerekmiti. Geldiinden beri holanrd Katyua'dan Nehldof, ama aralarnda deiik birtakm ilikilerin olabileceini aklnn ucundan ge-irmemiti. Neeli bir gen olan ebe ressam - ksa, arpk, ama gl kyl bacaklaryla ok hzl kouyordu -- glerek: - te bunlar dnyada yakalayamam, dedi, ayaklar taklr da derlerse ancak... - Yakalayamayacaksnz elbette! - Bir, iki, ! Avu ilerine kere vuruldu. Katyua, glmemek iin kendini g tutarak, Nehldof'un kaln elini kk, yumuak eliyle skp, - kolal eteklii hrdaya hrdaya - sola doru komaya balad. Nehldof hzl koard, ressamn onu yakalamasn istemedii iin olanca hzyla komaya balad. Ban evirip geri baktnda ressam Katyua'nn arkasndan koarken grd, ama Katyua dolgun, gen bacaklarn abuk abuk atarak sola do-- 60 - ru kouyor, ressamla aray ayordu. nnde, o zamana kadar hi kimsenin kamad bir allk vard. Katyua Nehldof'a bakp onunla gz gze gelince bayla alln arkasna komasn iaret etti. Nehldof anlad onun bu iaretini, alla doru komaya balad. Ama alln arkasnda Nehldof'un bilmedii, zeri srgan otlaryla kapanm kk bir ukur vard; aya taklp yzkoyun yere yuvarland, kollarn szlatt srgan otlar, den akam iinden pslak otlar stn ban slatt; ama kendi haline glerek hemen kalkt, gene komaya balad. Katyua sevinle glerek, simsiyah gzleriyle uarcasna ona doru kouyordu. Birbirine kavutular, el ele tuttular. Katyua soluk solua, itenlikle glmseyerek bota kalan eliyle, koarken bozulan san dzeltirken, - Kazandk, dedi. Aadan yukarya Nehldof'un gzlerinin iine baktt. Delikanl da glmsedi, Katyua'nn elini brakmadan,

  • - Orada ukur olduunu bilmiyordum, dedi. Gen kz Nehldof'a doru sokuldu, delikanl da, nasl olduunun farkna varmadan ban ne edi; Katyua geri ekilmedi, Nehldof avucunun iindeki yumuack eli olanca gcyle skt, gen kz dudaklarndan pt. Katyua, - Hopala! diye mrldand. Elini hzla ekip koarak uzaklat Nehldof'un yanndan. Hemen oradaki leylk aacnn yanma gitti, artk dklmeye yz tutmu beyaz leylktan iki kk dal kopard, iekleri ate gibi yanan yzne srterek Nehldof'a bakt, sonra dnp, elini kolunu sallayarak teki ocuklarn yanna yrd. O gnden sonra Nehldof'la Katyua arasndaki ilikiler deimiti; birbirine tutkun tertemiz bir delikanlyla, gene yle bir kzn arasndaki ilikiydi artk bu. Katyua odaya girdiinde ya da Nehldof onun beyaz nln ta uzaktan grdnde delikanl iin her ey birdenbire ay-dnlamveriyordu sanki, ilgi ekici, insana nee verici oluyordu; daha bir mutlu hissediyordu kendini. Katyua da ayn durumdayd. Katyua'nn odaya girmesi ya da onun yaknnda bir yerde - 61 - bulunmas deildi. Nehidof'u byle heyecanlandran yalnz; Katyua'y dndke de ayn duygu dolduruyordu iini. Katyu-.sa da Nehldof'u dndke yle oluyordu. Delikanl annesinden kt bir mektup ald, yapt zerinde almas iyi gitmedii ya da genlere zg o sebepsiz can sknts iine kt ..zamanlar Katyua'y, biraz sonra onu greceini bir dnmesi her eye yetiyor, can sknts bir anda dalyordu. Katyua'nn ok ii vard evde, ama hepsini yetitiriyor, bo zamanlarnda da okuyordu. Nehldof, kendisinin de o sralar Dokuduu kitaplar, Dostoyevski'yi, Turgenyef'i veriyordu ona. En ok Turgenyef in Sessizliki houna gitmiti. Koridorda, balkonda, avluda karlatklar zamanlar ayak st konuabiliyorlard .ancak; bazan da Nehldof halalarnn yal oda hizmetileri Matryona Pavlovna'nn odasna -Katyua da o odada kalyordu- ktlama ay imee uradnda gryorlard. Matryona Pav-iovna'nm yannda.konumalar en tatl olanyd. Yalnz balarna, yanlarnda kimse yokken konuurken sklyorlard. Gzleri, azlarnn sylediinden bambaka, ok daha nemli eyler syle-neye balyordu hemen, dudaklar bzlyordu, bir tuhaf oluyor-iar, birbirlerinin yanndan uzaklamak iin acele ediyorlard. Nehldof'un Katyua'yla arasndaki bu tr ilikileri onun, halalarnn yanndaki birinci konukluu boyunca srd. Bu ilikiler halalarn gznden kamam, onlar hayli tellandrmt da; yal kadnlar bu durumu yurt dndaki Helena vanovna'ya. Nehldof'un annesine bile yazdlar. Mariya vanovna hala Dmit-ri'nin Katyua'yla ii ilerleteceinden korkuyordu. Ama yersizdi bu korkusu: Nehldof'un iindeki, ancak tertemiz bir yrein duyabilecei eitten bir sevgiydi; onu da Katyua'y da basitle-rmekten koruyabilecek bir sevgi... Gen kz elde etmeyi aklnn kesinden geirmedii gibi, Katyua'yla aralarnda byle bir eyin geebilecei dncesi bile dehet veriyordu ona. nce duygulu Sofiya vanovna'nn endieleriyse ok daha yerindeydi: Kendi basma buyruk, ne istediini bilen bir gen olan Dmitri'nin bu kza tutulup, soyunun sopunun nereden geldiine bakmadan aklna onunla evlenmeyi koymasndan korkuyordu.- 62 - O zaman Nehldof Katyua'y sevdiini ak seik bilseydi ya da birisi kp onun byle bir kzla kaderini birletirmemesi gerektiini, birletiremeyeceini syleseydi ona, her eyde kendi bildiini okuyan bir insan olarak kolaylkla, sevdii bir kzla -kz neyin nesi olursa olsun- evlenmemesi iin ortada hi bir nedenin olmadna karar verirdi. Ama halalar bu endielerinden hi sz etmediler ona, o da sevdiini bilmeden ayrld kyden. Nehldof Katyua'ya olan bu duygusunun, o zamanlar iin,, btn varln dolduran yaama sevincinin -o neeli, sevimli; kz da paylayordu bu yaama sevincini- evet, o yaama sevincinin bir sonucu olduunu sanyordu. Ama Katyua, halalaryla beraber talkta durmu, dolu dolu olmu simsiyah, biraz ehl gzleriyle onu yolcu ederken Nehldof, bir daha hi sahip olamayaca, ok ho, deerli bir eyi brakp gitmekte olduunu hissetmi, derin bir kedere kaplmt. ki tekerlekli arabaya binerken Sofiya vanovna'nn apkasnn stnden, - Hoa kal Katyua, demiti, her ey iin ok ok teekkrler. Katyua kulaa ho gelen o okayc sesiyle, - Gle gle Dmitri vanovi, demiti. Sonra da, gzlerinde biriken yalar tutarak, doyasya alamak iin ieri komutu. x Bu ayrltan sonra, yl grmedi Katyua'y Nehldof. An-cak aradan yl getikten sonra, subayla atanm, orduya katlmaya giderken, yl ncekinden bambaka bir insan olarak yolu zerindeki halalarnn kyne uradnda grd onu bir de. O zamanlar drst, her eyi iyi i uruna kiisel karlarn-vermeye hazr, soylu bir genti; oysa imdi yalnz kendi zevkini dnen, ahlksz, bencil bir insan olmutu. O zamanlar hayat

  • - 63 - onun iin, her eyini heyecanla, sevinle anlamaya alt bir srd; imdiyse hayat ak seikti karsnda, iinde yaad koullardan baka b