kur’an mucizeleri
TRANSCRIPT
Kur’an Mucizeleri
Bu derslerde Kuran'ın bir insan sözü olamayacağı ve Allah'ın kelamı olduğu
ispat edilecektir
Okuma yazma bilmeyen ümmi bir peygamberin geçtiğimiz asırda bulunan bu kadar bilimsel meseleleri
taa 1400 sene önce bilmesi mümkünmüdür?
Mucize 1 Evrenin Varoluşu
Felsefenin en büyük sorunu olarak Marx, tanrının veya evrenin ikisinden birisinin ezeli olması gerektiğini düşünmüştür: 1. Ya evren ezelidir, tanrı yoktur. 2. Veya Tanrı vardır ve evren ezeli değildir, yaratılmıştır. Bu iki ihtimali ortaya koyarak, evrenin ezeli olduğunu düşünerek tanrısal varlığı yok saymıştır. Marx'ın ölümünden sonra 70 senede dünyanın 3'te biri Marksist olmuştur. Ateizmin en etkili ismi Marks'tır denebilir.
Evren yaratılmış bir şey değildir. Eğer yaratılmış olsaydı, o takdirde, evrenin Tanrı tarafından belli bir anda yaratılmış olması ve evrenin
yoktan varedilmiş olması gerekirdi. Yaratılışı kabul edebilmek için, her şeyden önce, evrenin
var olmadığı bir anın varlığını, sonra da, hiçlikten (yokluktan) bir şeyin çıkmış olduğunu
kabul etmek gerekir. Bu ise bilimin kabul edemeyeceği bir şeydir.
George Politzer, Felsefenin Başlangıç İlkeleri, İstanbul: Sosyal
Yayınlar
Fakat daha sonraki Fizik keşifleri ile Friedman ile Lemaitre adlarındaki bilim adamları önce evrenin genişlemesi gerektiğini matematiksel olarak ortaya koydular. Daha sonra Edwin Hubble, bunu teleskop gözlemleriyle ispatladı. Daha sonraki birçok keşif bunu destekledi ve birçok bilim adamı Nobel ödülünü sırf bu konu üzerinde çalışarak aldı. Big Bang Teorisi'nin en reddedilmez kanıtı da Kozmik Fon Radyasyonunun keşfi ile bulundu.
Evrenin Varoluşu 20. yüzyılın ortalarına dek hakim olan görüş, evrenin sonsuz boyutlara sahip olduğu, sonsuzdan beri var olduğu ve sonsuza kadar da var olacağı şeklindeydi. "Statik (durağan) evren modeli" adı verilen bu anlayışa göre, evren için herhangi bir başlangıç veya son söz konusu değildi.
21. yüzyılın başlarında olduğumuz şu dönemde, evrenin bir başlangıcı olduğu, yok iken bir anda büyük bir patlamayla var olduğu modern fizik tarafından pek çok deney, gözlem ve hesapla ispatlanmış durumdadır.
بديع السماوات واألرض
Mucize 2 Göklerle yerin birbirinden ayrılması
O inkar edenler görmüyorlar mı ki (başlangıçta) göklerle yer birbiriyle bitişikken, Biz onları ayırdık ve
her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı?
(Enbiya Suresi, 30)
Ratk birbiriyle içiçe, ayrılmaz durumda,
kaynaşmış
Fatk tohumun filizlenerek topraktan
dışarı çıkması
Gerçekten de Big Bang'in ilk anını hatırladığımızda, kozmik yumurta denilen noktanın evrenin tüm maddesini içerdiğini görürüz. Yani her şey, bir başka deyişle tüm "gökler ve yer" bu noktanın içinde, ratk halindedirler. Ardından bu kozmik yumurta şiddetle patlamış, bu yolla maddeler fatk olmuş, yani dışarı çıkarak tüm evreni oluşturmuşlardır.
Mucize 3 Genisleyen Evren
Evrenin patlama hızı inanılmayacak kadar hassas bir kesinlikle belirlenmiştir. Bu nedenle Big Bang herhangi bir patlama değil, her yönüyle çok iyi hesaplanmış ve düzenlenmiş bir oluşumdur. Paul Davies, fizik profesörü Big Bang teorisi evrenin tek ve büyük bir patlama ile başladığını kabul eder. Ama bildiğimiz gibi patlamalar maddeyi dağıtır ve düzensizleştirirler.Oysa Big Bang çok gizemli bir biçimde bunun tam aksi bir etki meydana getirmiştir: Maddeyi birbiriyle birleşecek ve galaksileri oluşturacak hale getirmiştir. Fred Hoyle, The Intelligent Universe Evrenin genişleme hızı o kadar kritik bir noktadadır ki, Big Bang'ten sonraki birinci saniyede bu oran eğer yüz bin milyon kere milyonda bir daha küçük olsaydı evren şimdiki durumuna gelmeden içine çökerdi. Stephen Hawking, A Brief History Of Time, Bantam Press
Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz,
(onu) genişleticiyiz.
(Zariyat Suresi, 47)
Mucize 4 Evrenin Sonu ve Big Crunch
Büyük Çöküş, evren biliminde Evren'in nasıl sonlanacağıyla ilgili üç olası senaryodan biridir. Bu üç senaryo, Rus bilim adamı Aleksandr Fridman (1888-1925) tarafından 1922 yılında ortaya atılmıştır. Büyük Çöküş Senaryosu'na göre Evren'in genişlemesi, kütle çekimi etkisiyle giderek yavaşlayarak, Evren'in genişleme hızı ve Evren'deki toplam kütle miktarına göre belirli bir gelecekte duracak ve daha sonra da içine çökmeye başlayarak bas;angic anindakine benzer bir tekilliğe dönecektir.
Bizim, göğü kitabın sahifelerini katlar gibi katlayacağımız gün, ilk yaratmaya başladığımız gibi, yine onu (eski durumuna) iade edeceğiz. Bu, Bizim
üzerimizde bir vaiddir. Elbette, Biz yapıcılarız.
Enbiya Suresi 104
Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyamet günü yer, bütünüyle O'nun avucu
(kabzası)ndadır; gökler de sağ eliyle dürülüp-bükülmüştür. O, şirk koştuklarından münezzeh ve
Yücedir.
Zümer Suresi 67
Mucize 5 Evrendeki Yörüngeler
Insanlar önceleri dünyanin sabit oldugunu günesin dünyanin etrafinda döndügünü saniyorlardi. Daha sonra Kopernik, Kepler ve
Galile Günesin sabit oldugunu dünyanin günesin etrafinda döndugunu savundular. Daha sonra gelisen teknolojiyle Günesinde
belirli bir yörüngede hareket ettigi anlasildi.
Hırıstiyan kilisesi Ortaçağ’da Aristo’nun ve Batlamyus’un Evren ve Dünya ile ilgili
fikirlerini resmi görüş olarak kabul etmişti. Bu Evren modelinde Dünya sabit bir şekilde duruyorken, Güneş, Dünya’nın etrafında
dönüyordu. Kilise, Dünya merkezli bu görüşü resmi görüş olarak kabul etmişti. Kilise kendi
görüşlerini Tanrı’nın iradesinin yansıması olarak sunduğu için, o dönemde bu görüşlere
karşı çıkmak Tanrı’ya karşı çıkmak olarak değerlendirilirdi.
Güneş de bir karar yerine doğru akıp gitmektedir. Bu Üstün Olan ve
Bilen'in takdiridir.
(36: 38)
والشمس تجري لمستقر لها ذلك تقدير العزيز العليم
Geceyi ve gündüzü, güneşi ve ayı yaratan O'dur. Her biri bir
yörüngede yüzer.
Enbiya Suresi 33
وهو الذي خلق الليل والنهار والشمس والقمر كل في فلك يسبحون
“Felek” kelimesinin anlamlarinin ortak noktasi dairesel bir seyden bahsetmesidir.
Böylece ayette her bir gök cisminin dairesel
birer yörüngede hareket etmekte oldugu bildirilmektedir..
Ayetteki mucizeler
• Günes, ay ve diger gezegenlerin hareket ettiginden bahsedilmektedir
• Hepsinin belirlenmis bir yörüngesi oldugu belirtilmektedir, yani planli bir hareket
• Dairesel sekillerde döndüklerinden bahsedilmektedir
Mucize 6 Dağların Hareket Etmesi
Yer kabuğu ve üst mantodan oluşan 100 km kalınlığındaki Dünya yüzeyi "tabaka" adı verilen parçalardan oluşmuştur. Dünya yüzeyini oluşturan altı büyük tabaka ve
sayısız küçük tabaka vardır. "Tabaka tektoniği" adı verilen teoriye göre bu tabakalar kıtaları ve okyanus tabanını da beraberinde taşıyarak Dünya üzerinde hareket
ederler... Kıtasal hareketin yılda 1 ile 5 cm civarında olduğu hesaplanmıştır. Tabakalar bu şekilde hareket ettikçe Dünya coğrafyasında değişiklikler meydana gelir. Örneğin,
Atlantik Okyanusu her sene biraz daha genişlemektedir.
Continental drift Kitasal sürüklenme
İlk olarak Alman bilim adamı Alfred Wegener’in 1915 yılında yayınlanan makalesiyle ortaya koyduğu bu oluşum, başta itirazlara uğradıysa da zamanla fizikçilerin yaptığı
araştırmalar Wegener’in haklılığını ortaya koydu.
Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar
bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler…
Neml Suresi 88
وترى الجبال تحسبها جامدة وهي تمر مر السحاب
Mucize 7 Dağlarin Görevi
Dağların yeryüzünde görünen kısmından çok daha büyük olan kökleri, yerin altında görünmez bir durumdadır. Dağların yerin altındaki kökleri, dağın görünen kısmının 10-15 katına kadar çıkabilmektedir. Örneğin Dünya’nın en yüksek noktası
olan Everest Tepesi, yerin 9 km kadar üstündedir, oysa bu noktanın yerin altındaki kökü 125 km civarındadır. Bir kazığın
fonksiyonlarını yerine getirmesi için kazığın yerin altına saplanan kökü nasıl çok önemliyse, aynı şekilde dağ için de
yerin altındaki kökü çok önemlidir.
Frank Press dağları, kökünün çoğu toprağın derinliklerinde olan çiviye (wedge like shape) benzetir. Dr. Press dağların fonksiyonlarını
uzun uzadıya anlatır ve onların yerkabuğunu stabilize etmekteki önemli rollerine dikkat çeker.
(The Earth isimli kitabindan)
Yeryüzünde, onları sarsmasın diye, sabit dağlar yarattık.
Enbiya Suresi 31
()
ألم نجعل األرض مهادا والجبال أوتادا
Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık
mı? Dağları da birer kazık?
Nebe Suresi 6-7
Mucize 8 Korunmuş Tavan
Gökyüzünü korunmuş bir tavan kıldık; onlar ise bunun
ayetlerinden yüz çeviriyorlar.
Enbiya Suresi 32
Dünya'nın manyetik alanının oluşturduğu manyetosfer tabakası, yeryüzünü gök taşlarından, zararlı kozmik ışın ve parçacıklardan koruyan bir kalkan gibidir. Yukarıdaki
resimde Van Allen Kuşakları adı da verilen bu manyetosfer tabakası görülmektedir. Dünya'nın on binlerce kilometre uzağındaki bu kuşaklar, yeryüzündeki canlıları uzaydan gelebilecek öldürücü enerjiden korumaktadır. Tüm bu bilimsel bulgular, Dünya'nın özel
bir şekilde korunduğunu kanıtlamaktadır. Önemli olan, bu korunmanın "gökyüzünü korunmuş bir tavan kıldık" ayetiyle 1400 sene önce Kuran'da haber verilmiş olmasıdır.
Resimde Ay'ın yüzeyi görülüyor. Eğer atmosferimiz koruyucu bir şemsiye gibi bizi korumasaydı, Dünya'nın yüzeyi de böyle olurdu.
• Atmosferimiz gözle görmediğimiz gazlardan oluşmuş, 10 bin km’ye varan kalınlıkta şeffaf bir kabuktur.
• Dünya'ya yaklaşan irili ufaklı pek çok göktaşını parçalayarak yok eder ve bunların yeryüzüne düşerek canlılara büyük zararlar vermesini engeller.
• Uzaydan gelen ve canlılar için zararlı olan ışınları da filtre eder.
• Dünya, uzayın ortalama eksi 270 derecelik dondurucu soğuğundan yine atmosfer sayesinde korunur.
• “Van Allen Kuşakları” denilen ve Dünya'nın manyetik alanından kaynaklanan bir tabaka da, gezegenimize gelen zararlı ışınlara karşı bir kalkan görevi görür.
Mucize 9 Geri Döndüren Gök
جع والسماء ذات الر
Ve O geri çeviren gök
Tarik Suresi 11
Gökyüzünü, yeryüzünü ve ikisinin arasındakileri boş yere yaratmadık. Bu inkarcıların sanısıdır… (38: 27)
Mucize 10 DİREKSİZ YÜKSELMİŞ GÖKYÜZÜ
الذي رفع السماوات بغير عمد للا
Allah, şu gördüğünüz gökleri direksiz yükseltendir…
Rad Suresi 2
Mucize 11 AY’A GİDİŞ
لتركبن طبقا عن طبق
Ve dolunay haline geldiği zaman Aya
Siz gerçekten tabakadan tabakaya binip geçeceksiniz
Şu halde onlara ne oluyor ki iman etmiyorlar.
Insikak 18-20
Meal farkliliklari
http://www.kuranmeali.org/84/insikak_suresi/19.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
Tarih boyunca Ay, insanlar için ulaşılmazlığı da ifade etmiştir. Daha önceden Kuran’ı anlamaya çalışanlar 18.
ayetle 19. ayeti ayrı düşünmüşler ve “tabakadan tabakaya geçişi” başka türlü değerlendirmeye
çalışmışlardır. Çünkü onların zihninde Ay ulaşılmazdı, Ay’a gitmek hayal bile edilemezdi, hayal edilse bile bu
ancak romantik bir düş olarak mümkündü.
Bu düşüncelerin etkisiyle tabakadan tabakaya geçişin manevi yükselişi ifade ettiği, Dünya’dan ahirete geçişi
anlattığı, insanın spermden gençliğe, gençlikten yaşlılığa kadar geçirdiği halleri mecazi bir ifadeyle dile getirdiği
düşünüldü. Oysa ayette insanların gelecekte tabakadan tabakaya geçeceği söylenmektedir.
Mucize 12 DENİZLERİN ARASINDAKİ ENGEL
“Bazı araştırmacıların farklı deniz kütlelerini birbirinden ayıran engellerin bulunduğuna dair ileri sürdükleri görüşleri inceliyorduk. Çalışmalar sonucunda gördük ki, Akdeniz’in kendine has tuzluluğu
ve yoğunluğu var. Aynı zamanda kendine has canlıları barındırıyor. Sonra Atlas Okyanusu’ndaki su kütlesini inceledik ve Akdeniz’den tamamen farklı olduğunu gördük. Halbuki Cebeli Tarık Boğazı’nda birleşen bu iki denizin tuzluluk, yoğunluk ve sahip olduğu hayatiyet açısından eşit veya eşite yakın
olması gerekiyordu. Oysa ki bu iki deniz, birbirine yakın kısımlarda bile ayrı yapılara sahiptiler. Bunun üzerine yapmış olduğumuz araştırmalarda bizi şaşkına çeviren bir durumla karşılaştık. Çünkü bu iki denizin karışmasına birleşme noktasında bulunan harika bir su perdesi engel oluyordu. Aynı
türden bir su engeli 1962 yılında Alman bilim adamları tarafından Aden Körfezi ile Kızıldeniz’in birleştiği Mendep Boğazı’nda da bulunmuştu. Daha sonraki incelemelerimizde farklı yapıdaki bütün
denizlerin birleşme noktalarında aynı engelin bulunduğuna tanıklık ettik.”
Fransız bilim adamı Kaptan Jacques Cousteau
مرج البحرين يلتقيان بينهما برزخ ل يبغيان
iki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir. Ama
aralarında birbirlerine karışmalarını önleyen bir engel vardır
Rahman Suresi 19-20
İki denizi birbiri üstüne salan O’dur. Bu tatlı ve ferahlatıcı, bu tuzlu ve acıdır. Ve ikisinin arasına karışmalarını önleyen bir
sınır olarak engel koymuştur.
Furkan Suresi 53
Mucize 13 YAĞMURDAKİ ÖLÇÜ
Yağmurdaki bu ölçü çağımızdaki araştırmalarla tespit edilmiştir. Ölçümlere göre, yeryüzünden bir saniyede 16 milyon ton su buharlaşmaktadır. Bir yılda bu miktar 505 trilyon tona (505.000 km3) ulaşır. Bu, aynı zamanda bir
yılda Dünya’ya yağan yağmur miktarıdır.
Ki O, belli bir miktar ile gökten su indirdi de, onunla ölü bir memleketi ‘diriltti (ve her
yanına hayat) yaydı'; siz de böyle (kabirlerinizden diriltilip) çıkarılacaksınız.
(Zuhruf Suresi, 11)
Mucize 14 DENİZLERİN ALTINDAKİ KARANLIKLAR VE DALGALAR
İlk Denizaltı (1620)
Karanlik Bugün biliyoruz ki, derin denizlerdeki ve okyanuslardaki karanlık, yaklaşık olarak 200 m ve daha derin yerlerde olur. Bu derinlikte, hemen hemen hiç ışık yoktur. 1.000 m'nin altındaki derinliklerde ise artık hiçbir şekilde ışığa rastlamak mümkün değildir. (Danny Elder, John Pernetta, Oceans)
iç dalgalar Bilim adamları yakın zamanda "farklı yoğunluktaki katmanlar arasında yoğunluk ara yüzlerinde meydana gelen iç dalgalar"ın olduğunu bulmuşlardır. İç dalgalar deniz ve okyanusların derinliklerini kaplar; çünkü derin denizlerin, üzerlerindeki sudan daha fazla yoğunlukları vardır. İç dalgalar yüzey dalgaları gibi davranır. Yüzey dalgaları gibi onlar da kırılabilir. İç dalgalar, insan gözüyle görülemez; ancak belirli bir bölgedeki sıcaklık ve tuzluluk değişiklikleri incelendiğinde bu dalgalar fark edilebilir. M. Grant Gross, Oceanography, A View of Earth
Ya da (inkar edenlerin amelleri) engin bir denizdeki karanlıklara benzer; onun üstünü
bir dalga kaplar, onun üstünde bir dalga, onun da üstünde bir bulut vardır. Bir kısmı bir kısmı
üzerinde olan karanlıklar; elini çıkardığında onu bile neredeyse göremeyecek. Allah kime nur vermemişse, artık onun için nur yoktur.
(Nur Suresi, 40)
Mucize 15 Gökyüzüne yükselmenin sıkıntısı
Gökyüzüne doğru yükseldikçe atmosfer basıncı azalır ve kan basıncıyla damar ve kalp zorlanır. Ayrıca yükseklere doğru
çıkıldıkça azalan oksijen nefes alma güçlüğü doğurur ve göğsümüzün içindeki akciğerlerde sıkıntı ve daralma hissi oluşur. Bu darlık ve sıkıntı gökyüzüne yükseldikçe artar ve
sonunda yaşamın mümkün olmadığı noktaya gelinir.
Saptırmayı dilediğinin de göğsünü öylesine dar ve sıkıntılı kılar ki, o göğe yükseliyormuş
gibi olur.
(6-Enam Suresi 125)
Mucize 16 MENİ BİR KARIŞIMDIR
Meni; sperm kanallarından, seminal keseciklerden, prostat bezinden, idrar yollarına bağlı cooper ve mery bezleri gibi
salgı bezlerinden salgılanan maddelerin bir birleşimidir. Meni diye adlandırdığımız sıvının detaylı analizi yapılırsa bu sıvının;
sitrik asit, prostoglondinler, flavinler, askorbik asit, ergotionein, fruktoz, fosforilkolin, kolesterol, fosfolipidler,
fibrinolizin, çinko, asit fosfataz, fosfaz, hiyolurinadaz ve spermler gibi birçok ayrı bileşenden oluştuğu görülür.
يمنى ني ن م ألم يك نطفة م
İnsan, 'kendi başına ve sorumsuz' bırakılacağını mı sanıyor? Kendisi, akıtılan
meniden bir damla su değil miydi?
(Kıyamet Suresi, 36-37)
Şüphesiz Biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz.
Bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık.
(İnsan Suresi, 2)
Mucize 17
RAHİM DUVARINDA ASILI DURAN
Anne karnındaki bebek, gelişiminin ilk aşamasında annesinin kanından beslenebilmek için rahim duvarına yapışıp tutunan bir zigot halindedir.
Yukarıdaki resimde zigotun gelişimine başladığı ilk zamanlar görülmektedir.. Modern embriyolojinin tespit ettiği bu oluşum, Kuran'da "asılıp tutunan" anlamına gelen, deriye yapışıp kan emen sülükler için de kullanılan "alak"
kelimesiyle 14 yüzyıl önceden mucizevi bir biçimde bildirilmiştir.
ثم خلقنا النطفة علقة فخلقنا العلقة مضغة فخلقنا المضغة عظاما فكسونا
أحسن الخالقين العظام لحما ثم أنشأناه خلقا آخر فتبارك للا
Sonra o su damlasını bir alak olarak yarattık;
ardından o alak'ı bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak
yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli
olan Allah, ne yücedir.
(Mu’minun Suresi 14)
Mucize 18
KEMİKLERİN OLUŞUMU VE ETLE KAPLANMALARI
Embriyo başlangıçta kemiksiz bir çiğnemlik et formundadır. Embriyodaki kıkırdak doku, ayette söylendiği gibi sonradan
kemikleşmeye başlar. Yine aynen ayetin söylediği gibi kemikleşme başladıktan daha sonra kas etleri oluşarak kemikleri
sarar. Ayette geçen “lahm” kelimesi kas etleri için kullanılmaktadır.
… Kemiklere de bir bak. Nasıl yerli yerince düzenliyoruz onları ve sonra da
onlara et giydiriyoruz…
(2:259)
Mucize 19
İnsandaki Organların Gelişim Sırası
O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri inşa edendir; ne az şükrediyorsunuz. (Mü'minun Suresi, 78) Allah, sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme (duyularını) ve gönüller verdi. (Nahl Suresi, 78) De ki: "Düşündünüz mü hiç; eğer Allah sizin işitmenizi ve görmenizi alır ve kalplerinizi mühürlerse, onları size Allah'tan başka getirebilecek ilah kimdir?"... (En'am Suresi, 46) Şüphesiz Biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık. (İnsan Suresi, 2)
Embriyolog Dr. Keith Moore, Journal of Islamic Medical Association'da yayınlanan bir makalesinde, embriyonun gelişim
sürecinde iç kulakların ilk halinin belirmesinden sonra gözün oluşmaya başladığını ifade etmektedir. Hissetme ve anlama merkezi olan beynin ise, kulak ve gözün ardından gelişimine
başladığını söylemektedir
Kuran ve bilim arasındaki uyumu keşfedip Müslüman olan
Prof. Dr. Maurice Bucaille
“Hâlâ hayalci doktrinlerin itibar gördüğü bu 18. yüzyıldan bin küsur yıl önce insanlar Kuran ile tanışmışlardı. Onun insanın üreyişi konusundaki haberleri, sade tabirler içerisinde temel
gerçekleri ifade etmekteydi ki, bunları keşfetmek için insanlar asırlarını vereceklerdir.”
Kuran’ın insanın gelişimi üzerine söylediklerinin 7. yüzyılda söylenmesine imkan yoktur. Hatta bundan bir asır önce bile bu bilgiler tam bilinmiyordu. Bu ayetleri
ancak şu anda hakkıyla anlıyoruz, çünkü modern embriyolojinin gelişimi bu ayetleri anlamamıza olanak
tanımıştır.
Dr. Keith Moore Toronto Üniversitesi anatomi profesörü
https://www.youtube.com/watch?v=upa4BSH7ua4
Mucize 20
Hareketlerimizi Yönlendiren Bölge
Hareketlerin motivasyonu, planlama öngörüşü ve başlatılması alın loblarının ön kısmı olan ön alın bölgesinde (cerebrum) gerçekleşir. Burası çağırışım (birlik) korteksinin
bir bölgesidir…
Hareketle olan ilgisiyle beraber, ön alın bölgesinin aynı zamanda saldırganlığın da fonksiyonel merkezi olduğu
düşünülmektedir…
Essentials of Anatomy and Physiology (Anatomi ve Fizyolojinin Esasları)
Hayır; eğer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu
perçeminden tutup sürükleyeceğiz; o yalancı, günahkar olan alnından.
(Alak Suresi, 15-16)
Mucize 21
Aşılayıcı Rüzgarlar
Ve aşılayıcılar olarak rüzgarları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri
suladık...
(Hicr Suresi, 22)
Mucize 22
Fotosentezin Sabah Vakti Başlaması
Atmosferdeki oksijenin yaklaşık %30'u karadaki bitkiler tarafından üretilirken, geri kalan %70'lik bölüm denizlerde ve okyanuslarda bulunan ve fotosentez yapabilen bitkiler ve tek hücreli canlılar tarafından üretilir. Fotosentezin en verimli olduğu zaman, oksijenin en fazla üretildiği zamandır. Bu da güneş ışığının en yoğun olduğu sabah saatlerinde gerçekleşir. Güneş'in doğmasıyla birlikte, yaprakta terleme ve buna bağlı olarak fotosentez artmaya başlar. Öğleden sonra ise bu olay tersine döner; yani fotosentez yavaşlar, solunum artar, çünkü sıcaklığın artmasıyla birlikte terleme de hızlanmaktadır. Geceleyin ise sıcaklığın azalmasıyla birlikte terleme yavaşlar ve bitki rahatlar.
Kararmaya ilk başladığı zaman, geceye andolsun, ve
nefes almaya başladığı zaman, sabaha;
(Tekvir Suresi, 17-18)
Mucize 23
Parmak izindeki kimlik
Tek yumurta ikizleri de dahil
olmak üzere, her insanın
parmak izi kendine özeldir.
Başka bir değişle, insanların
parmak uçlarında kimlikleri
şifrelenmiştir. Bu şifreleme
sistemini, günümüzde
kullanılmakta olan barkod
sistemine benzetmek de
mümkündür.
نسان ألن نجمع عظامه أيحسب الي بنانه بلى قادرين على أن نسو
Evet; onun parmak uçlarını dahi derleyip-
(yeniden) düzene koymaya güç yetirenleriz.
(Kıyamet Suresi, 4)
Mucize 24
Uykuda Hareket Etmenin Önemi
Uzun süre aynı pozisyonda yatıldığında meydana
gelen yatak yaralarına “basınç yaraları” da denir. Çünkü çok uzun süre aynı pozisyonda yatıldığında,
vücudun belli bir bölgesine uygulanan sürekli basınç, kan
damarlarının sıkışıp kapanmasına neden olabilir. Bunun sonucu
olarak kan yoluyla taşınan oksijen ve diğer besinler deriye ulaşamaz ve deri ölmeye başlar. Bu durum
vücutta yaraların oluşmasına sebep olur. Eğer bu yaralar tedavi
edilmezse derinin katmanları, yağ ve kas dokuları da ölebilir.
Sen onları uyanık sanırsın, oysa onlar (derin bir uykuda) uyuşmuşlardır. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk.Köpekleri de iki kolunu uzatmış yatıyordu. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp
onlardan kaçardın, onlardan içini korku kaplardı.
(Kehf Suresi, 18)
Mucize 25
Bizans'ın Galibiyeti
Elif, Lam, Mim. Rum (orduları) yenilgiye uğradı. "Dünyanın en alçak yerinde". Ama
onlar, yenilgilerinden sonra yeneceklerdir. Üç ile dokuz yıl içinde. Bundan önce de, sonra da emir Allah'ındır. Ve o gün
müminler sevineceklerdir.
(Rum Suresi, 1-4)
Bu ayetler, Hıristiyan olan Bizanslıların, 613-614 yıllarında Persler karşısında çok ağır bir yenilgiye uğramasından yaklaşık 7 sene sonra, MS 620 civarında indirilmişti. Ayetlerde Bizans'ın çok yakında galip geleceği haber
veriliyordu. Oysa o sırada Bizans o kadar büyük kayıplara uğramıştı ki, değil tekrar galip gelmesi, ayakta kalması bile
imkansız görülüyordu.
627 yılının Aralık ayında, Bizans ve Pers İmparatorlukları arasında, Bağdat yakınında Dicle Nehri'nin 50 km
doğusunda bulunan Ninova harabeleri yakınında büyük bir savaş daha oldu. Bizans ordusu, Persleri burada da yenilgiye
uğrattı. Birkaç ay sonra da Persler işgal ettikleri yerleri Bizans'a geri veren bir anlaşma imzalamak zorunda kaldılar.
Hz. Ebubekir (ra) iddiaya girmesi
Mucize 26
Firavun’un cesedi
Kahire Muzesi, Mumyalanmis Firavunlar
Londra Britsh Muzesi, Mumyalanmamis 2. Ramses
Şimdi, öyle mi? Oysa sen önceleri isyan etmiştin ve bozgunculuk çıkaranlardandın. Bugün ise, senden sonrakilere bir ayet (tarihi bir belge,
ibret) olman için seni yalnızca bedeninle kurtaracağız (herkese cesedini
göstereceğiz).Gerçekten insanlardan çoğu, Bizim ayetlerimizden habersizdirler.
(Yunus Suresi, 91-92)
Mucize 27
Mekke'nin Fethi
Andolsun Allah, elçisinin gördüğü rüyanın hak olduğunu doğruladı. Eğer Allah dilerse, mutlaka
siz Mescid-i Haram'a güven içinde, saçlarınızı tıraş etmiş, (kiminiz de) kısaltmış olarak (ve)
korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın
bir fetih (nasib) kıldı.
(Fetih Suresi, 27)