Kardelenfikrin deðerini bilenlere...

ÜÇ AYDA BÝR ÇIKAR

Ocak/Mart 2010

YIL: 19 SAYI: 63Fiyatý: 3,00 TL

kardelendergisi.com

Kaynak gösterilerek alýntý yapýlabilir.

Ý Ç Ý N D E K Ý L E R

Makine Necip Fazýl KISAKÜREK................................................... 2Hey gidi günler Dergi Editörü ........................................................ 4ÇÝZÝNCE (karikatür) Emre KAYMAZ............................................ 4Ýnternet Site Editörü .......................................................................... 5ÇÝZÝNCE (karikatür) Emre KAYMAZ............................................ 5Burnu sürte sürte Ali ERDAL ........................................................ 6Sen ve kýyamet (þiir) Fatih ÖNCE..... ............................................... 8Milleti millet, devleti devlet, medeniyeti medeniyet yapan ruh

Mücahit KOCA 9Hayatýmýza yön verenler (derleme) Hýzýr Ýrfan ÖNDER............. 9Ýnternet hastalýklarý Kadir BAYRAK.............................................. 10

Yýllýk abone bedeli: ÇÝZÝNCE (karikatür) Emre KAYMAZ............................................ 10(Posta bedeli dahil) 14,00-TL ÇÝZÝNCE (karikatür) Emre KAYMAZ............................................ 11

Yurt dýþý 15 EURO Ýnterneti kim disiplin altýna alabilir? Fatih ÖNCÜ...................... 12Posta çeki: Ali ERDAL 1215004; Muhkem kaleler Nureddin ES’ADÎ................................................. 13

Daðlara (þiir) Nihat KAÇOÐLU........................................................ 13Banka hesap numarasý:

Ýnternet, özgürlük,ölçülerimiz Turgay ERTEM ......................... 13ZB. Bilecik Þb: 0118 38793261 5001 Gizlilik ve kirlilik Hidayet DÝLER.................................................... 14*

Anlayana Gönüldaþ ............................................................................ 14Sahibi ve Yazý Ýþleri Md.Kalemli Ltd Þti. Adýna: Ali ERDAL ÇÝZÝNCE (karikatür) Emre KAYMAZ............................................ 15

Editör: Av. Kadir BAYRAK Batýnýn medenî vahþeti Yusuf KARAGÖZOÐLU...................... 16Site Editörü: Yavuz SERT

Deli (þiir) Bilal ATIÞ.............................................................................. 18*Kendi kuyusunu kazanlar Hüseyin KETE.................................... 19Temsilcilik sorumlularý:Adam ve Azrail (þiir) Yakup KÝRAZ.................................................. 19Bursa: Feyza BAKANAzerbaycan - Türkiye... Dr. Elbrus ÝSAYEV.................................. 20Köprübaþý ve Sürmene (Trabzon):Azerbaycan - Türkiye (þiir) Bahtiyar VAHAPZADE..................... 22Mehmet BALCIBir Ýstanbul macerasý Mustafa KINIKOÐLU............................... 23Gemlik: Turgay ERTEMGelecek sayý konusu.......................................................................... 24Kütahya: Ekrem YILMAZYazarýmýzdan 4 eser Dergi Editörü.................................................. 25En güzel resim (þiir) Oyhan Hasan BILDIRKÝ............................... 25KAPAKLARFarkýnda olmak veya yoksunluklar tiradý Sinan AYHAN......... 26

Fikir: Kardelen (istiþare)Türklük hasleti Mehmet HASRET.................................................. 27

Grafik: Emre KAYMAZ Medya sepeti........................................................................................ 27Kürsü Ýman ve Ýslâm Atlasý’ndan........................................................ 28

DÝZGÝ: Kalemli Ltd. Þti. BÝLECÝK Maymun hikâyesinin gerçek yönü Ýbrahim BUÐALI............... 30BASKI:Sakarya Gazetecilik Matbaacýlýk Yüce Rabbim Ayþe Sena ÜNSAL...................................................... 34

BÝLECÝK Nefis çelen (þiir) Ayhan ASLAN......................................................... 34*Gence selâm (þiir) Ahmet Mahir PEKÞEN...................................... 35ÝRTÝBAT:Ey yolcu (þiir) Ziya Paþa AKYÜREK................................................. 35Gazipaþa Mh Gülistan SkKardelen ileti yazýyor (hikâye) Fatma PEKÞEN.............................. 35

Çakýcý Ap No:2/2 - BÝLECÝKÇizince (karikatür) Emre KAYMAZ................................................. 37

Büro: 02282125588O kalýr (þiir) Hýzýr Ýrfan ÖNDER........................................................ 39

Faks: 02282128710Baba (þiir) Ziya Paþa AKYÜREK....................................................... 39

0 505 212 75 88Üsküdar (hikâye) Ziya Paþa AKYÜREK............................................ 40

0 505 212 75 83Deniz (þiir) Ýsimsiz................................................................................ 41*

Baþta gelecek sayý konusu ve Yanýk (beyit) Ayhan ASLAN................................................................. 41yazý gönderme tarihi olmak üzere Renklerin aristokrat baskýsý (hikâye) Bedran YOLDAÞ................ 42

dergimizle ilgili bilgiler,Beyhude (þiir) Ayþe Sena ÜNSAL...................................................... 42sitemizden de takip edilebilir:Ümmü’nün çeþmesi (hikâye) Nail UYAR......................................... 43*

Neþri istenen eserler, Unutulmayanlar (þiir) Ahmet ÇELEBÝ............................................ 45Word dosyasý olarak gönderilmeli: Bana deniz ol ey dost (þiir) Ahmet ÇELEBÝ.................................... 45

kardelen@kardelendergisi.comKoca Reis (þiir) Hýzýr Ýrfan ÖNDER.................................................. 45Eserlerin iadesi beklenmemeli.Güzele mâniler (þiir) Nihat KAÇOÐLU........................................... 45Yazýlarýn sorumluluðu, yazarlarýna aittir.

Vasiyet (þiir) Mehmet BALCI............................................................. 46Kardeþ deðil miydik (þiir) Mehmet BALCI...................................... 46

DERGÝ EDÝTÖRÜ

kardelen@kardelendergisi.com

zaman ve mekâna sýðmayan interneti, hangi fikir ve iman manzumesinin disiplin altýna alabileceðine dair kafa yoranlarýn görüþleri sayfalarýmýzda.

Nerede olursa olsun ilmi almak emrine baþ kesenlerin, kendi icat etmedikleri yeniliklere karþý takýnmalarý gereken þahsiyetli tavrý söylemeye, emrin içinde bu inceliðin de olduðunu belirtmeye ne Askerden dönüp büromuzu açtýðýmýzda takvimler hacet.2000 yýlýný gösteriyordu. Aldýðýmýz eðitim adýmýzýn

Ýnternet karþýsýnda bu tavrý geliþtirip önüne “avukat” ibaresini eklemeye yetmiþti de, mesleði geliþtiremediðimizi takdirlerinize býrakýyor ve icra edeceðimiz mekâný bulmakta ve mekânýn sohbetimize küçük bir alýntýyla son veriyorum.tefriþatýnda iþ yine baþa düþmüþtü. Dýþý sizi, içi beni

“Önündeki taþa, elindeki tek malzemesi daha yakar misali þimdi güzel bir hatýra olarak kaleme alýnan sert bir taþla, ancak akþama kadar bir yüz kazýyabilen o günlerde maddî bakýmdan neler çekildiðini bir Allah insanýn; bir gün bütün yaptýklarýnýn resim gibi, film bilir bir de en yakýnýmýzdaki dostlar…gibi, ayna gibi, aynen yaþadýðýmýz gibi karþýsýna Ancak bir kucak dolusu paraya sahip olabildiðimiz çýkarýlacaðýný anlayamamasýna, haydi hakký var bilgisayar denen “harika kutu”yla (!) tanýþmamýz tam diyelim (aslýnda yok ya…)… Ama bugün koskoca da o günlere denk gelir. Maddesini dýþarýdan görüp kütüphaneyi bir küçük maddeye görüntülü, seyrettiðimiz ama önüne geçip tuþuna dahi hareketli ve sesli kaydedebilen ve onlarý istediði basmadýðýmýz bu âlet, artýk büromuzun mütemmim zaman tekrar tekrar görebilen, uzaklara adýný sanýný cüz'leri arasýna girmiþti.bilmediði insanlara bile anýnda ve istediði vakit Sohbetin giriþinin, o anki geliþmeleri görüp 50 yýllýk gönderebilen, hattâ üzerinde oynayabilen insanýn bir maziyi hatýrlayan eskilerin konuþmalarýna “Hesap gününde” her þeyin, karþýsýna benzediðinin farkýndayým. Ama olsun. Onlarýn çýkarýlacaðýný anlamamaya hakký yok…” (Ali Erdal, teknoloji alanýnda bir ömür boyu görüp geçirdiðinin Yeni Bir Diyalektik, 2000)daha fazlasý bizim gözlerimizin önünde cereyan etti ve

Ýyi okumalar dileðiyle, Kardelen'den selâmlar…ediyor.Bir baþýna bilgisayarýn anlamsýzlaþtýðý, eksik

kaldýðý ve internet denen bir kaynaða baðýmlý hale geldiði dönemler de yukarýda bahsettiðimiz zaman dilimiyle örtüþür. Üç haneli telefon numaralarý ile girilen, hâlâ kulaklarýmýzda çýnlayan baðlantý sesi ve “sörf ”ünüz devam ettiði müddetçe telefonunuzu meþgule düþüren internetle tanýþmamýz böyle olmuþtur.

Yeni yetmelere komik gelse de çok deðil 10 yýl öncesinden bahsediyoruz. Ama öyle bir 10 yýl ki bilmem büyük hadiselerle açýlýp kapanan tarihî devirlere internet vesilesiyle bir yenisini de ben eklesem yanlýþ yapmýþ olur muyum… O kadar da deðil diyenler için söylüyorum; daha telefona, faksa hayretler içinde bakýp nasýl oluyor da benim sesim, yazýlý evraðým kilometrelerce uzaktaki birine ulaþýyor diyen birinin, künhüne vakýf olamadýðý internet karþýsýndaki tavrýný varýn siz düþünün…

Günahýyla sevabýyla, çoluk çocuk hepimizin hayatýna giren ve bu saatten sonra hayatýmýzdan çýkmasý da pek muhtemel görünmeyen insanlýðýn bu yeni oyuncaðý interneti, 63. sayýmýza konu seçtik. Sýnýr tanýmayan, zaten de

-4-__________________________________________________________________________________

ÇÝZÝNCE

K rdelen etrafýnda

SÝTE EDÝTÖRÜ

kardelen@kardelendergisi.com

-5-__________________________________________________________________________________

Geçtiðimiz günlerde, küçük yaþtaki bir çocuðun, bir bilgisayar oyunundaki karakterleri “kýrmasýyla” alâkalý olarak öldürüldüðü haberleri yer aldý basýnda. Oyun, internet üzerinden binlerce kiþinin oynadýðý, oyun karakterlerinin para ile satýn alýnabilen çeþitli özelliklere sahip olduðu bir savaþ oyunuydu.

vazgeçilmez bir yardýmcýdýr ancak kötü ellerde çok Yakýn zamanda okuduðum bir baþka haber -her tehlikeli olabilir. Ýnternet konusuna temelden

ne kadar basýna güven sorunum olsa da-, bir annenin baktýðýmda da benzer bir durum görüyorum.bebeði zor durumda iken bilgisayar baþýnda

Peki, burada bize düþen nedir?twitter.com'da “tweet”lediðini yazýyordu.Elimizde, interneti þer yolda kullananlara karþý Bunlar sadece aklýma gelen iki örnekti. Kim bilir

etkili olabilecek sihirli bir deðnek olmadýðýna göre, duymadýðýmýz daha neler oluyordur.yapabileceklerimize bakmamýz gerekir.

Artýk internet öyle bir noktaya geldi ki, disiplin Örneðin, internette Kardelen dergisinin sitesini altýna alýnma sýnýrlarý çoktan aþýldý. Zaten anlamýndan

açarak hayýrlý bir iþ yaptýðýmýzý düþünüyoruz. Ýnternet dolayý böyle olmasý doðal deðil mi? Ýsminde geçen olmasaydý, dergi birçok kiþiye ulaþamayacaktý. “net” yani “að” kavramý, dünyayý hem maddî hem de Derginin basýlý þeklini görmemelerine raðmen siteyi sanal mânâda sardýðýna iþaret etmiyor mu sizce de?ziyaret eden, yorum býrakan birçok okurumuz var.

Ýnternetin disiplin altýna alýnmasýndan herkes Sözün özü, bizler üzerimize düþeni yaparsak, farklý bir þey anlayabilir. Örneðin ülkemiz yöneticileri

görevimizi bir nebze olsun yerine getirmiþ oluruz. bazý sitelere eriþimi kapatarak bu disiplini saðlamaya Herkesin kendi evinin önünü süpürmesi gibi, ilk çalýþýyorlar.olarak bireysel internet kullanýmýmýzý disiplin altýna

Çoðunuzun bildiði gibi, video paylaþým sitesi almamýzla iþe baþlamak gerekir diye düþünüyorum.YouTube'a ülkemizden eriþim engellenmiþ durumda, ama bu yasaðýn nasýl aþýlacaðýný küçük yaþtaki internet Kardelen Ýstiþare Forumukullanýcýlarý bile biliyor. Bilmese dahi, internette o Kardelen'in çýkacak olan her yeni sayýsýnýn sitenin benzeri yüzlerce video sitesi mevcut. Birine hazýrlýðý aþamasýnda, o sayýnýn konusu, kapak girilemiyorsa, diðerine giriliyor. tasarýmý gibi konular dergi kadrosu tarafýndan istiþare

Ayný durumda olan blog siteleri de var. ediliyor.Ýnternetten yaptýðým küçük bir araþtýrmada ülkemiz Önceleri e-posta grubu kullanýlarak yapýlan bu mahkemelerince yasaklanan yaklaþýk 4400 site istiþareler artýk site altýndan yayýn yapan bir foruma olduðunu okumuþtum. taþ ýnd ý .

Bu tür çözümlerin bir iþe yaramadýðý çok açýk. adresinden ulaþýlabilen foruma þu anda sadece üyeler Yasaklý bir siteye girdiðiniz zaman, þu þu mahkemenin giriþ yapabiliyor. Daha güzel sayýlar çýkmasýna vesile þu sayýlý kararý ile eriþime kapalýdýr ibaresi görmek de olmasýný dilediðimiz bu “hayýr” adýmý inþallah oldukça trajikomik doðrusu. Kardelen'i daha iyi noktalara taþýr.

Hal böyle, ancak asýl düþüncem þu ki, disiplin Ýyi okumalar.altýna alýnmasý gereken internet veya onun gibi konular deðil, onlarý kullanan insandýr.

Ýnsanoðlu disiplin altýna alýnmadýktan sonra tüm çözümler hem geçici hem de beklenen faydayý vermekten uzak olacaklardýr. Sonuçta, i n t e r n e t i h a y ý r i ç i n kullananlar da insanlar, þer için kullananlar da.

Benzer durumlarda sýkça verilen bir örnek vardýr, bir b ý ç a k i n s a n o ð l u i ç i n

www.karde lenderg is i . com/for um

ÇÝZÝNCE

S hbet...

“Korku Çaðý”!.. 20. yüzyýl için böyle diyor (Albert Kamu): “Bizim yüzyýlýmýz, yani 20. yüzyýl korku çaðýdýr!”... Bu çað insanýnýn geleceði yoktur. Önceden meseleler konuþularak çözülürken, bu devir insanlarýnýn önüne duvar örülmüþ gibidir. Böyle bir çaðda insan için korkudan tabiî bir þey yoktur… (Franz Kafka)ya göre de, “çaðýmýzda insan, bir

suratý her gün haber bültenlerinde gösterildiði için hayvana dönüþüyor”. Herkes, iþine ve eðlenceye varlýðý muhakkak olan, soyadý bile cezayý gerektiren sürüye katýlmýþ gibi gitmektedir. Sýnýrlarý çizilmiþ bir “maþaya”, özel ada tahsis edildi. Sanki hapsedilmedi hayat… Ýnsanlar, kendi yaptýklarý parmaklýklarýn de, kendisi gitti adaya yerleþti katil… Ýdam edilmeme arkasýndadýrlar…garantisi ile…Birincisi yüzyýlýn yarýsýnda, ikincisi çeyreðinde

Ýsrail, hiç kimseye aldýrmadan katliam yapýyor, hayata gözlerini yuman bu düþünen adamlar, yüzyýlýn çocuklarý bile öldürüyor. Ýslâm dünyasýnýn göbeðinde baþýnda çaðýn buhranýný görmüþler. Yüzyýlýn Müslümanlarýn vataný iþgal ediliyor… Kutsal sonunda bugünkü manzara haklýlýklarýný gözler mekânlarý açýk ve sinsi yýkýyor. Kimseye hesap önüne seriyor:vermiyor, dünyanýn efendisi vehmiyle, hiçbir kuruluþun böyle bir hakký olmadýðýna, bunu herkesin Dünyanýn göbeðinde bir ülke, dünyanýn öbür böyle bilmesi gerektiðine inanýyor. Dünyada cýlýz ucundaki bir devlet tarafýndan; dünyanýn gözü birkaç sýzlanma dýþýnda, ses seda yok…önünde, 'kimyasal silâhlarla insanlýðý yok etmeye

hazýrlanan diktatörden kurtarýp demokrasi getirmek' Herkes gerçekleri biliyor aslýnda… Herkes masalý ile iþgal ediliyor. Bütün dünya bu haksýz fiili, haksýzlýklarýn, zulmün, yalanlarýn farkýnda... bir film gibi kaygýsýz ve kayýtsýz televizyonlardan Haksýzlýk karþýsýnda dilsiz þeytan olmak neden bu seyrediyor. En fazla heyecanlý bir maç… Bu kalleþliðe kadar revaçta? Zor olan, gerçekleri bilmek deðil, bakýp, önceden ilân edilerek yiðitçe yapýlan meydan kabul etmek ve gerektirdiði sorumluluðu göze savaþlarýna hayran olmaz mýsýnýz? Bugün kimyasal almak… Gerçekler o kadar dehþetli, yüklediði silâh iddiasýnýn, insanlýðý enayi yerine koyan bir sorumluluk öyle aðýr ki, görmemek ve kolay bahane olduðu açýða çýktý. Utanmýþ bile görünmedi oldubittileri kabullenmiþ sürüye katýlmak iþine iþgalciler... Çocuklar öldürüldü, camiler bombalandý, geliyor herkesin. Olmasý gereken bu… Sen mi evlere baskýnlar yapýldý. Tecavüzler, özel iþkence kur taracaksýn… Sürüde kalabilmek bunu hapishaneleri... Bütün bunlara raðmen (itibarlarý gerektiriyor. Yoksa kurt kapar…diyemeyeceðim) saygýnlýklarý sarsýlmadý; devran yine

Tribünleri dolduran taraftarlarý, meydanlara ol devran… Güçlü, hep haklýdýr…yýðýlan kalabalýklarý, internette öbekleþenleri, her Bir Holivut senaryosu gibi ikiz kuleler yýkýldý. türden arkadaþýný (hattâ katilini) internet denen Suçlu ilân edilen terör çetesinin azýlý liderini “ölü veya meçhul ve sanal dünyadan bulanlarý, iradeleri mi bir diri” ele geçirmek ve terörizmi “ininde” yok etmek araya getiriyor? Topluluðu 3 (F) ile (futbol, film, masalý ile “Dünyayý Kurtaran Adam”, Afganistan'ý iþgal fieasta/dans) güttüðünü söyleyen diktatör, sürü etti. Uzaydan sineðin gözünü görenler ve výzýltýsýný psikolojisini ne güzel ifade ediyor. Bugün ona bir (F) duyanlar, iþe bakýn ki, azýlý lideri ele geçiremediler, O daha eklendi: (Feysbuk)…günlerde doðan çocuklar, þimdi ilkokula gidiyor...

“Marka” giyme merakýnda; arabasýný, takýmýný Hafýza-yý beþer, nisyan ile maluldür… Demek her þey övmekte sürüye dâhil olduðunu ve sürü içinde bir 'sanalmýþ' ve insanlýðý kandýrmýþlar… Devran yine ol deðer olduðunu ispat zavallýlýðý yok mu?devran… Güçlüdür, ne yapsa yeridir. Bizde ise; abus

Toplumu; reklâmlar, diziler, þok haberler, devamlý tekrarlanan sloganlar mý güdüyor, fikir adamlarý mý?

Bu çað kadar cinayetin, fuhþun, uyuþturucunun, içkinin, hýrsýzlýðýn, rezaletin, hezeyanýn ve fantezinin, güvensizliðin, soygunun, h i l e n i n , h a k s ý z l ý ð ý n , kötülüðün yaygýn olduðu bir z a m a n d i l i m i b i l i y o r musunuz? Seri kati l ler, tecavüzcüler, çeteler ve benzerleri hayatýn tabiî gerçekleri… Drakulalar, Mavi Sakallar, Frankeþtaynlar h e r a k þ am t e l ev i z yon

-6-__________________________________________________________________________________

Burnu,Burnu,

Albert Camus(1913-1960)

Http

://m

ail.l

ive.

com

/def

ault.

aspx

?&ip

=10.

4.26

.8&

d=d1

570&

mf=

0&rr

u=in

box

arkadaþýmýz… Sevimli devler bile bu hale tahammül ötesi) vicdanýný besleyemediðidir.”edememiþ olmalýlar ki, masallarla beraber dünyamýzý “Ýnsan öldüðüne, saray yýkýldýðýna, âbide terk ettiler. çatladýðýna ve fikir pörsüdüðüne göre, eðer bu

Ýnsanlar, baþkalarý ile alâkalarýný en aza indirmiþ; âkýbetlerden hiçbiri olmasaydý Batý dünyasýnýn “sanal” tesellilerle avunuluyor. Toplum çökmüþ; da eksiði olmazdý. Fâniliðin üstündeki vecd ve çarþýda, dolmuþta, sokakta birbirine selâm teselliyi ve bu vecd ile eþya ve hadiselere vermekten, göz ucuyla bakmaktan korkuluyor. tahakküm kudretini getiremeyen bir dünya, Gerçek kah-ramanlarýn yerini, komiser bilmem dýþýnýn mamurluðu nispetinde haraptýr.”kimden süpermene ve örümcek adama kadar hayalî “Müsbet bilgiler manzumesi terakki ede ede, ve sanal kahramanlar aldý. Çocuklar gardiyanlarý bir taraftan Batý'nýn dünya fatihliðini saðlarken, bilgisayarlar nezaretinde evlerde hapis; sokakta öbür taraftan da kendi kendisine hâkimiyetini, oynamýyorlar. Nasrettin Hoca'nýn taþlarý baðlamýþlar, ruhî hegemonyasýný altüst etti; ve onu, çýrpýnan köpekleri salývermiþler dediði gibi, iyiliðin bütün ve ruhuna dayanak arayan, dýþý ziynetli ve içi yollarý týkalý, kötülüðün bütün yollarý açýk… Sanki harap, bir dev haline getirdi.teknik imkânlar, kötülüklerin kolayca yapýlmasý için Batýyý anlamak, onun, madde plânýna hâkim icat edilmiþ. Baþkalarýný dinlemek, kameraya almak, ve ruh plânýna mahkûm tezadýný en haysiyetli casusluk, hainlik; kýsacasý her türlü ahlâksýzlýk çok çapta görmekle olur.”kolay…

Elektriðin kablo içine alýnarak faydaya çevrilmesi (Kamu); 20. yüzyýla “korku çaðý” derken; 17. gibi maddî kazanýmlar disiplin altýna alýnmadýðý, yüzyýla matematik, 18. yüzyýla fizik, 19. yüzyýla da kontrol edilmediði için Batý (dolayýsýyla insanlýk); icat biyoloji çaðý demiþti. Üçünün ortak ifadesi ile müsbet ettiði eþyanýn altýnda ezildi. Batý, maddî geliþmeyi bilgiler… Müsbet bilgilerde üç yüzyýllýk geliþmeden disiplin altýna alacak ruhtan mahrum olduðunu sonra korku çaðý geliyor… Kardan sonra buz der anlayamadý. Evet bu sebeple, kum saati gibi, gibi…maddede kazandýkça, ruhta kaybetti. En ufak ruhî Nasýl olur?ürperti kalmadý. Her þey maddî hazlardan ibaret… Bu geliþmelerin saðladýðý imkânlarla dünya gül Bu dünyada ne yaparsan, yanýna kâr… Din, her çeþidi bahçesine dönmeli deðil miydi? “Korku çaðý”, ile toplumdan, her sahadan uzaklaþtýrýlýp vicdanlara müsbet bilgilerde ve bu sayede hýzla geliþen ve bütün hapsedildi. Bütün ruhçu görüþler, tavan arasýna dünyayý saran teknolojideki geliþmeler yüzünden mi týkýldý… Ürperti sadece cinayet ve korku insanlýðýn üzerine kâbus gibi çöktü?filmlerinde... Mavera tefekkürü, uzaylý yaratýklar Hayýr!..mavalýnda… Can sýkýntýsýnýn tedavisi alýþveriþte... Ýdrak beþ duyu içinde hapis… Tek ideal (!), her nefsin Müsbet bilgilerden dolayý deðil, müsbet bilgileri kendisini düþünmesi ve bu yolda her þeyi mubah ve bu sayede kazanýlan eþyayý (her þey) hakikatlerine görmesi… Erkek para kazanma makinesi, kadýn zevk uygun kullanamamaktan… Eþyaya, hakikatine uygun âleti… Mukaddes aile, külfet… Dünya, insan sayýsý bir ruhla hâkim olmayý bilememekten… Ýnsanlýðýn, kadar tanrý bulunan bir Olemp daðý…hakikatlerine göre kullanacak irfana ve izana

Bu yüzden internet, gönüllü olarak hevesle ulaþamamasýndan… Kum saatindeki gibi, maddeyi yuttuðumuz afyonumuz… Ýradelerin istekle teslim kazanýrken veya kazanmýþ görünürken ruhu, mânâyý, edildiði, günaha sokmaktan öte saptýrýcý, maneviyatý, kaybetmekten…

sapýklaþtýrýcý… Cep telefonumuz, yavaþ “Batý, bir kuru akýldýr ve Allah yavaþ öldüren kat i l imiz… Tek kuru akla ne kadar hak ve imtiyaz yapabildiðimiz, zararlarý aza indirmek… vermiþse Batý hepsine malik; ve kuru Manevî duygular karþýsýnda canavar aklý nelerden mahrum etmiþse kesilen devlet ve her þeye (maydanoz h e p s i n d e n yo k s u n d u r. Te k olan) “düþünce kuruluþlarý” bile kelimeyle madde fenni Batýdadýr.”çaresiz… Herkes baþýnýn çaresine “Batýnýn, madde idrakine baðlý baksýn… Gemisini kurtaran kaptan… bir þuurla, bu þuurun çerçevelediði S o n z a m a n l a r d a k a r þ ý d a k i n e bir his mihrakýnýn etrafýnda, sadece kýyamýyormuþ edasý ile 'benden sana su fâni dünya imparatorluðuna fayda yok, sen kendi çarene kendin bak' mahsus bir nizam ve marifet temsil der gibi söylenen “kendine iyi bak”, bu ettiði ve ferdin (metafizik-madde halin bir sonucu mu doðdu acaba?

-7-__________________________________________________________________________________

Franz Kafka (1883-1924)

sürte sürte!..sürte sürte!.. ali.erdal@kardelendergisi.com

-8-__________________________________________________________________________________

Zavallý insanlýk, kendi icat ettikleri karþýsýnda, yani ve bitkiler… Laboratuarda hazýrlanýp, insanlýðýn “emrine verilmiþ madde” karþýsýnda aciz duruma baþýna belâ edilen hastalýklar… Yine para için bozulan düþtü. Kendi yaptýðý parmaklýklarýn ardýnda hapis… tohumlar… Bozulan saðlýk, çürüyen insanlýk…

Evet, binmiþiz bir alâmete, gidiyoruz kýyamete… Dünyayý bu hale getirmiþken ve bu halin farkýna varmazken, uzaya insan göndermeyi, çaðýn baþarýsý Ýmam-ý Rabbanî, “Bir þey haddini aþarsa olarak görmeye kahkahalarla mý gülersiniz, acý acý mý?zýddýna döner” buyuruyor. Madde hâkimiyeti

Ýnsanlýðýn Ufku (sav) “Emanetin hakký kontrol edilemeyince haddini aþtý… Frankeþtayn, verilmeyince kýyameti bekle!” buyuruyor. Kýyamet yarattýðý (hâþâ) mahlûk karþýsýnda acz ve “korku” tartýþmalarýna þahit olunca gülmek mi, aðlamak mý içinde. Cep telefonu fizik rahatsýzlýðýn, internet gerektiðini kestiremiyorum. Hale bakýn, kýyameti manevî çöküþün uç örnekleri. Batý kültürünün yarýsý kopmuþ dünya, kýyamet ne zaman kopacak tartýþmasý hayvan, yarýsý insan tanrýlarý gibi, faydasýndan yapýyor… Yaþanmaz hale getirmek, dünyanýn vazgeçilemez, zararý giderilemez bu icatlar gösterdi ki; kýyameti deðil mi?bu icatlar bir ruhun emrinde olmalýdýr. Hattâ, daha

iþin baþýnda onlarý icat eden insan bir ruhun emrinde Ne olacak peki þimdi?olmalýdýr. Bir ruhun emrinde icat edilmeliydi. Þimdi Her þey ayan ve beyan; olacaðý þu:kafesinden fýrlamýþ canavar gibi olamazlar o zaman. Ýnsanlýk; insaný ve emrine verdiði maddeyi, kâinatý

Yüceltilen madde haddini aþtý zýddýna döndü… ve kâinattaki her þeyi, sebebi ve sonucu, tedbiri ve Yani faydadan zarara: Delinen gökyüzü, deðiþen çareyi yaratan yüce Allah'ýn (cc) gönderdiði ve “razý mevsimler, ýsýnan yerküre, eriyen buzullar ve yükselen oldum” buyurduðu dinine uygun olarak hayatý ve denizler, azalan sular ve kuruyan topraklar… dünyayý yeniden nizamlamak gerektiðini, burnu sürte Fýtratlarýndan koparýlýp, zararlý hale getirilen hayvan sürte anlayacak ve kurtulacak… Aksi halde eyvah!...

Aþkýna yaratýldý, mahlûka budur kýymet Denizlerin üstüne at sürerdi mücâhitGönderildin hak katýndan âlemlere rahmet. Hadîsindir; kýlýçlarýn gölgesinde cennet. Ýnsanlar yüz yýllarca hep seni beklediler Dînin temelidir dedin, Kur'ân ve sünnetim Canlý cansýz, yaratýlanda vardý bu hasret. Sarsýlýnca gönüller, yýkýldý medeniyet.Günahýndan bilmem ne kadar aðladý Âdem Gaflet sardý asrý, karanlýk geceden beterKabul olunmadý tevbesi, uzun bir müddet. Önce unutuldun. Sonra terk edildi sünnet. Bir vesîle aradý, sonra aklýna geldi Fýrkalara ayrýldý ümmetin, parça parça Dilinde, cennetin kapýsýnda yazan âyet… Sünnetin terk edilince, baþladý hezîmet.Eller duâda, açýldý semânýn kapýsý Getirdiðin hükümler, bir bir kaldýrýlýncaKabul mü olurdu, adýn anýlmasa þâyet. Mâbedin kýblesi þaþtý, kime bu ibâdet… Her gelen nebî, seni müjdeledi dünyâya Sana tâbi olmayan helâkte buyurdu Hak Nice peygamberler, olmak istedi sana ümmet. Diyalog arayýþýnda, Kur’ân'a ihânet.Kadýnlar yakýlýr, kýzlar canlý gömülürdü Ehli kitap hakkýnda, vahyetti sana AllahEy güzel, gelmeseydin biter miydi bu zulmet! Ýyilik istemezler, var kalplerinde nefret. Ýlk emridir oku, yaradan yüce Rabbi'nin: Uyardýðýn cezâ, geldi ümmetin baþýna… ‘Ey Habibim, çaðýr insanlarý budur dâvet.’ Bitmez, Kudüs ve Bâðdat'ta uygulanan vahþet.Ýnsanlýk yolunu kaybetmiþti, yüce Hakk'ýn Kesilen bebeklerin sesi arþa çýkýyor,Dâvetine kulak verenler, buldu saâdet. Ümmetin saðýr, yâ Resulallah, senden medet. Âhu gözlerin nuru, ruhlarý aydýnlattý Dost edinmeyin denileni, dost edindiler Âþýklarýna seyr-i cemâlin, büyük devlet. Sen olmasan, kim bilir çoktan çarpardý lânet.Ýsminle, þiirler gerçek mânâsýný buldu Ne huyu, ne suyu hâþâ, benziyor Ýslâm'aGeçmese adýn, olur mýsrâlara eziyet. Senin nûrun kalkýnca, maymuna döndü sûret. Dünyada ki ilk ve son sözün idi 'ümmeti' Maymundan âdi, düþtü esfel-i sâfiline Onlar için, Yaratan'dan diledin merhamet. Heyhât, çýrýl çýplak sergilenir oldu avret.Gözlerinin tek yaþýna, olsun canlar fedâ Bilmem, hangi yüzle gelecekler huzûrunaMahþerde, ah ümmetim diye aðlar Muhammet (sav). Gel ümmetinin imdâdýna, bitsin bu rezalet. Girse cehenneme, hepsini almak istersin… Ey Nebi göster cemâlini! Kapýnda 'bende'n Söyle var mýdýr ki bize, senden büyük nîmet. Es'adi'ye kölen olmaktýr, en büyük izzet.Bazen taþlandýn, bazen hakârete uðradýn Anýldýðýn zaman ayaða kalksýn bedenlerKatlandýn iþkencelere, etmedin þikâyet. Adýný salâvatla yâd etsin, bütün millet. Hayvandan farký olmazdý, belki daha âdi… Gönüllerde baþka sevdâ, senin makâmýnda… Ümmetin olmakla, insanlar buldu þahsiyet. Artýk unutuldunsa, býrak kopsun kýyâmet.Her sabah Ravza'na, bâdý sabâlar uðrardý…Sustu selâmlar, sonra sardý zamâný zillet. Fatih ÖNCÜ

S E N v e K I Y Â M E T

-9-__________________________________________________________________________________

kahramanlýk hikâyeleri Battal Gazi deðil Ýnsan, yaratýlýþýnýn bilincinde mi? Bu miydi? Ýstanbul kapýlarýna kadar gelmiþ bu

soruyu herkes kendine sormalý. Sormakla veli kahramanýn izinde gidenler ve ruhuyla

kalmamalý, bu gerekliliði ne ölçüde yaþayabildiðinin tanýþlardýr Selçuklu ve Osmanlý'yý kuranlar. Tabiî

de araþtýrmasýný yapmalý. Hazreti Ömer'in; “Bugün Osman Gazileri, Orhan Gazileri, Yýldýrýmlarý,

Allah için ne yaptýn?” sorusu gibi insaný bu soru Fatihleri, Yavuzlarý ve Kanunileri yetiþtirenler.

devamlý izlemeli. Ders çalýþýrken izlemeli, yemek Mevlâna, deyip geçiyoruz! Bugün Mevlâna'yý yerken, uyurken ve konuþurken izlemeli. Dahasý;

oraya getirip oturtan çilenin acaba bilincinde miyiz? severken, nefret ederken, siyasetçiyse; siyaset Þair Molla Câmi gibi ulu birine; “Peygamber deðil yaparken, sporcuysa; spor yaparken, âlimse; ilim ama kitabý var,” dedirten Mesnevî'nin yedi yüzyýl yaparken, þairse; þiir yazarken, ressamsa; resim sonrasýnda bile bize ýþýk tuttuðunu acaba ne kadar yaparken, bestekârsa; beste yaparken hep izlemeli.biliyoruz?

Bugün Batýnýn yoldan çýkarmýþlýðýyla uðraþan Mimarýmýz Sinan, mabedimiz Süleymaniye ve aydýnýmýz, her þeyin aslýna dönmek ve insana

Selimiye diyorsak; Ýslâm medeniyetinin âbide eserini aslýndaki yüceliði öðretmek yükümlülüðündedir. At dünyaya hayranlýkla seyrettiriyorsak Mevlâna'nýn izinin it izine karýþtýðý günümüzde, bilmeden iyi bir Mesnevî'sini dünyaya okuttuðumuz gibi Dede þey yaptýðýný sanmak kadar aptalca bir þey yoktur. Efendi'nin ve Ýtrî'nin ruhumuzun konuþmasý olan Ama gelin görün, etraf milleti bilmeyen milletvekili, eþsiz bestelerini dinletiyorsak; þu yer küresinde devleti bilmeyen bakan, fýkýh bilmeyen imam, týp imanýmýza ve dehamýza parmak ýsýrtýyorsak; bunun bilmeyen doktor, yemek bilmeyen aþçý, motordan sebebi millet, devlet ve medeniyet yolunda bitimsiz anlamayan þoför, velhasýl; þiir bilmeyen þair, Türkçe çileleri göze almamýzdandýr.bilmeyen edebiyatçý kaynýyor.

Ýlk günden bugüne Allah Resulü'nün ayak izlerinde her alanda ne büyükler yetiþtirdik!Bu böyle sürüp gitmez.

O büyüklerle Batýnýn her yüz hainine karþý bir Adam gibi adam olmak sorumluluðundayýz.kahramanla karþý dikildik!Yeteneklerimize uygun iþ ve sanatta karar

Bu yetiþtirmeler ve dikilmeler olmasaydý dünya kýldýktan sonra; onun gerektirdiði bedeli ödemeyi bugün ne halde olurdu bir an durup düþüneniniz var göze almalýyýz. Hiçbir iþ ve meslek bize altýn tepside mý?sunulmaz. Onu biz bazen iðneyle kuyu kazmak

misali; uzun didinmelerden sonra elde ederiz. Bu millet, Batýnýn bütün ayartmalarýna raðmen Dünyanýn gelmiþ geçmiþ en çilekeþ insaný hâlâ o ilk günkü ruha bildiktir. Eðer böyle olmasaydý Peygamber Efendimiz (sav) deðil midir? O, Allah'tan günümüzde de deðer olarak bildiðimiz birçok eser ve bir görev almýþ, onu her engelleyici ve zor þarta kahraman olarak bildiðimiz birçok canýmýz olmazdý.raðmen tamamlamýþ deðil midir?

Bundan sonra da eðer bir adým atýlacaksa; o ilk Onun direnmesi, kararlýðýdýr.adým, yine o ruhlardan hareketle atýlacaktýr. Bir gün

O'dur bize cennetler hediye eden.baþarý diye bir þeyden söz edilecekse; onlar mutlaka

Bizde her okur-yazarýn ilk okuduðu ve dinlediði anýlarak baþlanacaktýr söze…

MÝLLETÝ MÝLLET, DEVLETÝ DEVLET,MEDENÝYETÝ MEDENÝYET YAPAN RUH

GERÇEK SEBEP ARÝF OLMAK Mevlâna, tebessüm ederek:–Önlerine bir kemik at da gör

Hak dostuna sormuþlar:Hz. Ali'nin halifeliði sýrasýnda, Hz. kardeþliklerini.–Âlim kimdir?Osman'ýn þehid edilmesiyle sonuçlanan –Bildiðini bilen... TENKÝTfitne, fesad daha da arttý. Bu durumdan –Ya arif kimdir?üzülen, þikâyetçi olan bir mümin Hz. Þeyh Sadi Þirazî çocukken gece –Bilmediðini bilen...Ali'ye gelip sordu: ibadetine heveslenir, namaz kýlar,

–Ya Ali neden Hz. Ebû Bekir ve KEMÝK AT Allah'a dua edermiþ. Bir gün herkesin Ömer zamanýnda meydana gelmeyen bu uyuduðu saatlerde Kur'ân okurken,

Mevlâna Celaleddin Hazretleri, olaylar senin zamanýnda meydana geliyor, uyanýk olan babasýna:çelebileri ile birlikte Meram Baðlarý'nda müminler birbirine düþüyor? –Neden geceyi uykuyla geçiriyorlar, gezintiye çýkmýþtý. Güneþli, güzel bir Hz. Ali cevap verdi: kalkýp iki rekât namaz kýlmýyorlar?gündü. Birkaç köpeðin oynaþtýðýný –Hz. Ebû Bekir ve Ömer –Uyanýk kalýp baþkalarýný gördüler. Bir talebesi:zamanýnda biz vardýk, ama bizim çekiþtireceðine keþke sen de uyusaydýn.

–Ne güzel bir kardeþlik örneði, zamanýmýzda onlar yok. (Derleyen: Hýzýr Ýrfan ÖNDER)keþke insanlar ibret alsa, dedi.

Hay

atým

ýza

yön

vere

cek

kýss

alar

Mücahit KOCA

-10-__________________________________________________________________________________

Ý T R EN E N TÇoðu zaman içinde çözüm barýndýrmayan ve sadece yakýnmadan ibaret kalan tespitlere itibar etmeye deðmez. Az sonra yapmaya çalýþacaklarýmýzýn alfabesinde bulunmayan harflerin sýk kullanýldýðý, da bu nev'iden olmamasý için tespitten ziyade teþhis iletiþimi hýzlandýrmak adýna neredeyse tüm sesli koymaya gayret edeceðim. Zira hastalýðýn adýnýn harflerin yok sayýldýðý, kelimeler hatta cümlelerle konmasý, tedavinin ilk, belki de en önemli ifade edilebilecek meramýn tek bir sembolle basamaðýdýr. geçiþtirildiði, sadelikten çok kolaycýlýðý, hazýrcýlýðý

Günün harika icadý internetin hayatýn hemen her teþvik eden bu dil her geçen gün yayýlmaktadýr. Ýþin alanýna doðrudan veya dolaylý olarak büyük kötü tarafý genel kabul görmeye baþlayan bu dil için kolaylýklar getirdiði muhakkak. Ancak diðer yandan normalinin, olmasý gerekenin bu olduðu kanaati internet sebebiyle duçar olduðumuz hastalýklarýn hâkim olmaktadýr. Daha fazla örnek vermek sayýsý ve niteliði de endiþe verici. Kiþinin mesleði, ilgi mümkünse de bu kadarý bile hastalýðýn þifa kabul alaný, zaaflarý yüzünden farklýlýklar gösterse de etmez bir aþamaya doðru ilerlediðinin yeterli kanýtýdýr.hastalýklarýn bütün bir cemiyeti etkilediðinde þüphe yok. Ahlâkî çözülme

Saydýklarýmýzdan ibaret olmasa da en çok bilinen ve dikkat çekenleri yazmaya çalýþtýk. Yazýnýn sonuna

Televizyonun ilk yýllarýnda ekranda beliren da düþünebildiðimiz tedbirleri sýraladýk.erkeðin kendisini gördüðü zannýyla örtüsüne daha sýký bürünen ninenin torunlarý için göze yasak

Dil Yarasý kalmadý artýk. Herkes görmek istediði her þeye ulaþma hürriyetine (!) sahip internette. En ciddi sitelerin bile bir köþesinde cinselliði hatýrlatan resme, Küçük kardeþi cep telefonu ile el ele veren habere, reklâm kutucuðuna rastlamak mümkün. Dil internetin en bariz etkisi “dil”de görülebilir. Uzaða mevzuunda da belirttiðimiz gibi fizikî, ruhî geliþime gitmeye gerek yok, bu etkiyi kendimizde ve ters düþen, inanç ve kültür dünyamýza aykýrý bu çocuklarýmýzda görebiliriz. Sanal (!) ortama, hangisi durum normal bir þey gibi karþýmýza çýkýyor.olduðu meçhul ama Türkçe olmadýðý kesin bir dil

hâkimdir. Alternatifi mevcut olduðu halde Türk

Kadir BAYRAK----------------------------------------------------

ÇÝZ

ÝNC

E

-11-__________________________________________________________________________________

Tembellik Seviyesizlik

Kitap, ansiklopedi, kütüphane, kitap kokusu, Sayýca daha fazla insana hitap etme isteði en ciddî dergi, mürekkep… Ýnternetle bu kavramlar da tarihe sitelerde bile seviyeyi düþürüyor. Ziyaretçi ile reklâm karýþtý. Ýnternet kafeler, arama motorlarý, kopyalayýp sayýsý doðru orantýlý. Alýnan reklâmlar ile ayakta kalan yapýþtýrma yükselen deðerlerimiz. Bir zamanlar internet siteleri, reklâmlarýn sayýsýný ve süresini dönem ödevi için yýlda iki kez olsun kütüphaneye arttýrabilmek için ziyaretçi sayýsýný çoðaltmak gider, aradýðýmýz konuyu bulmak için az da olsa kitap zorunda. Bu da onlarý daha az zahmetle hazýrlanýp karýþtýrýr ve bulduðumuz ödevi çizgisiz kaðýda daha çok talep gören magazin, spor, alýþveriþ gibi mürekkepli kalemle yazardýk. Þimdi çocuklarýnýn hazmý kolay konulara yöneltiyor. Sürekli bu tip performans ödevlerini anne babalar arama bilgilendirmeden meydana gelen bir bombardýmana motorlarýna yazýyor, bulduðu sayfayý kopyalayýp yeni muhatap internet kullanýcýlarý özellikle de çocuklar açtýðý bir sayfaya yapýþtýrýyor ve yazýcýdan çýkarýyor. giderek okuyarak deðil görerek bilgi sahibi olmaya

baþlýyor.Her yaþa her kesime hitap eden oyunlar da cabasý. Müptelasý olunan oyunlar sebebiyle ekran Ýnternet içinde iyiyi ve kötüyü barýndýran, karþýsýndan günlerce kalkmayan, kalkamayan þartlarýný saðlayan herkesin dâhil olabileceði devasa çocuklar, gençler, yetiþkin insanlar var. Kullanýcýsý bir ortam... Ýyi yanlarý için ayný þeyi söyleyemesek de tarafýndan üretilen hayal kahramanlarýnýn bile kötülüðün tedbir alýnmadýðý takdirde hemen ekonomik bir deðeri var ve komik gelse de bunlar yaygýnlaþacaðý bugüne kadar yaþanan tecrübeyle alýnýyor satýlýyorlar. Yine kýsa yoldan para sabit.kazanmanýn aracý kumar, internetle sektör haline Dünyada, ülke genelinde ve yerelde internet getirildi. Spor karþýlaþmalarýnýn ötesinde akla hayale hastalýklarýný gören, bilen ve tedavisi için kafa gelmeyecek pek çok konuda bahis oynamak yoranlarýn sayýsý az deðil. Ne var ki bu insanlar, tek bir mümkün. çatý altýnda toplanamadýklarýndan sesleri zayýf ve

havada kalmakta. Örgütlenemeyen ve arkasýna kanun dolayýsýyla devlet gücünü almayan her sesin ayný akýbeti paylaþacaðýný söylemeye gerek yok. Bu sebeple internet hastalýklarýyla mücadelede daha önce özel televizyon kanallarýyla yaþanan süreçte olduðu gibi kanunî bir alt yapý þart. Mevcut yapýyý iþler hale getirmek, eksik yanlarý düzenlemek devlete düþüyor. Bu anlamda aile þifresi, sýnýrlarý iyi tespit edilen kapatma cezalarý doðru ve güzel ama yeterliliði tartýþýlýr. Araþtýrmacýlýðý teþvik ettiði zannedilen, aslýnda internetin saðladýðý kolaycýlýkla örtüþen eðitim sistemine çeki düzen vermek de devletin görevi.

Ancak esas çözüm þahýs p lan ýnda yapýlacaklardan geçiyor. Çocuklarýmýzý olabilecek en makul yaþta internetle tanýþtýrýp onlarýn internet karþýsýnda geçirdikleri süreyi sýnýrlamak, onlarý sürekli kontrol altýnda tutmak býkmadan usanmadan yapmamýz gerekenler arasýnda. Ýlerde vahim hatalara düþmelerini engellemek için f e d a k â r l ý k y a p m a y ý g ö z e a l m a l ý y ý z . Beðenmediðimiz dili kullanmamak, içeriðini onaylamadýðýmýz sitelere girmemek bizim elimizde. Bir baþýma ben neyi deðiþtirebilirim düþünces i , s i s teml i þek i lde yür ütü len propagandaya ve parçasý olmamýz istenen sürü psikolojisine uygun bir davranýþ olur.

H S A I L RA T L K A I

ÇÝZÝNCE

-12-__________________________________________________________________________________

Ýslâm dini tüm insanlara indirilmiþtir. Allah (cc) diðer (özde Ýslâm olan) semavî dinleri belli topluluklara indirmiþken, Ýslâm dinini kýyamete katlanmakta zebunluk, anlayarak kucak kadar son din olarak seçmiþtir. Ýslâm dini bu açmakta sultanlýk vardýr ve Ýslâm sultan dindir. özelliðinden dolayý insanýn olduðu her yerde vardýr. Hakikat sultaný Allah'ýn “Allah indinde din, Müslüman da olmalýdýr. En kuytu köþelerden en Ýslâm'dýr”, dediði din… Onun içindir ki, bir kalabalýk yere kadar nerede insan varsa Müslüman yerde bir keþi f gör üp muhasebe ve orada olmalýdýr. murakabesini yerine getirdikten sonra, sýhhat

Dünya kurulduðundan bu yana Âdemoðlu hep bir muayenesinden geçirilmiþ neferler gibi hizmete terakki içindedir. Ýhtiyaçlarýný karþýlamak için yeni çaðýrýlmasýnda mani bulunmadýðý þöyle dursun, þeyler keþfettikçe yeni ihtiyaçlar doðmuþtur. Bu emir vardýr.”ihtiyaç ve icat döngüsünde, deriyle örtünmekten Hayatýnýza giren her yenilik, getirdiði kolaylýklarýn uzaya çýkmaya varan bir serüvende olmuþtur. Bu yanýnda birçok sýkýntý da getirmektedir. Bu sýkýntýlarý serüven dünya döndükçe devam edecektir. iyi tespit edip, doðru çözümlemeler yapmalýyýz.

Bu hýzlý döngü içinde Ýnternet in en büyük edinilen bilgileri depolama ve sýkýntýsý, denetim altýna gereðinde hýzlý bir þekilde alýnamamasýdýr. Doðru ve kullanma, veri akýþýný hýzlý bir yanlýþýn rahatlýkla yayýlmasý, þ e k i l d e a k t a r m a g i b i b i l g i k i r l i l i ð i n e s e b e p ihtiyaçlarýmýzý en iyi þekilde olmaktadýr. Ayný zamanda, b i l g i s a y a r ve i n t e r n e t özellikle de gençlerin, yanlýþ ve karþýlamaktadýr. Bu iki icat sapkýn yollara düþürülmesi ve günümüzün vazgeçilmez iki b e y i n l e r i n e g i r i l i p unsuru haline gelmiþtir. Bilgi kandýrýlmalarý sonucu, aklî ve alýþveriþinden haberleþmeye, bedenî tac iz lere mar uz ticaretten siyasete her þey kalmalarýna sebep olmaktadýr. internet aracýlýðý ile çok daha Bazý insanlarýn yanlýþ yollara h ýz l ý b i r þeki lde, ar t ýk düþmeleri yüzünden aileleri yapýlabilmektedir. b i l e y ý k ý lmak t ad ý r . Bu

Daha önce söylediðimiz örnekleri daha da artýrabiliriz.gibi, en ücra köþede bir tek B u s a y d ý ð ý m ý z insan dahi olsa ora Müslüman tehlikelerinden dolayý, bilgi olmasý gerekirken, insanlarýn akýþýnýn çok hýzlý olduðu, bu kadar etkin bir þekilde kullandýðý bu teknolojiden bilinçli kullanýldýðýnda pek çok faydasý olan interneti habersiz kalmasý, kaba softa ham yobaz bir anlayýþla yasaklamak veya çocuklarý ondan uzak tutmaya þeytan icadý deyip sakýnmasý çok yanlýþtýr. Ayrýca çalýþmak, çok büyük yanlýþtýr. “Çocuklarýnýzý kendi “ilim Müslüman'ýn yitik malýdýr, nerde çaðýnýza göre yetiþtirmeyin, çünkü onlar sizin bulursanýz onu alýnýz”, “ilim Çin'de dahi olsa, çaðýnýzýn insaný deðildir” diyen Hz. Ali (kv)'nin onu alýnýz” diyen Hz. Peygamber'in (sav) ve ilk emri sözünden yola çýkarak onlarý en iyi þekilde oku olan bu dînin inananlarýna Çin'i ve tüm dünyayý, yetiþtirmeliyiz.ayaðýna getiren bu teknolojiden uzak olmasý nasýl Çocuklarýmýzý yetiþtirirken, bunu yapma þunu açýklanýr. yapma þeklinde doðrudan emirlerle deðil, neyi niçin

Bu yazýyý hazýrlarken bir yandan da dergimizin 62. yapmasý veya yapmamasý gerektiðini, doðrularýn ve sayýsýný okuyordum. Kürsü kýsmýndaki yazýyý yanlýþlarýn, neden doðru veya yanlýþ olduðunu okuyunca, söylemek istediðimi, Üstat'ýn mükemmel öðretmeliyiz. Onlara, doðrularý ve yanlýþlarý ayýrt bir þekilde bildirdiðini, fark ettim. “Et tekrarý vel edecek hayat nizamýný vermeliyiz. Ýslâm, bir þey kötü Ahsen velev kâne yüz seksen” kabilinden, bir kýsmýný derken, önce onun yapýlma þeklini anlatýr, ondan alýyorum: sonrada kötülüklerini anlatýr ve son olarak ondan

“Bazý keþifler ve aletler karþýsýnda direne insanlarý sakýndýrýr. Bir örnek vermek gerekirse; direne onlarýn hükmü altýna girmektense onlarý Ýslâm, önce içkinin nasýl yapýldýðýný anlatýr, Ýslâm'ýn hükmüne tâbi kýlýp seve seve tatbik tehlikelerini anlatýr ve içilmemesi gerektiðini bildirir. e tmekten daha mükemmel b i r usu l Sözün kýsasý, unutmamak gerekir ki, her þeyde olduðu düþünülebilir mi? Bu aletlere nefretle gibi, interneti de ancak Ýslâm disiplin altýna alýr.

Ýnterneti KÝM disiplin altýna alabilir?

Fatih ÖNCÜ-----------------------------------------------------------------

-13-__________________________________________________________________________________

insanlar, zaman zaman hidayetten uzaklaþsalar da, Ebu Hanefî, Ýmam Rabbanî, Ahmed-i Yesevî, Mevlâna Celaleddin-i Rumî, Hacý Bektaþi Velî gibi pek çok âlimler sayesinde bâtýl baþarýlý olamamýþtýr.

Bu þahsiyetler, Ýslâmiyet'in muhkem kaleleridir. Hattâ, eðer Ýmam Hanefî, Hz. Musa'nýn veya Hz. Ýsa'nýn ümmeti olsaydý o dinler bozulmazdý denmiþtir. Nasýl ki daðlar dünyanýn çivileridir, muhkem kale olan âlimler de dinin çivileridir.

Allah'ýn nurunu söndürmek isteyen batýl, önceki dinlerde olduðu gibi, bu dinin âlimlerini

Bir ülke zaptedilmek istendiðinde, onu koruyan ele geçirememiþtir. Bunun üzerine, özellikle son kaleleri ele geçirmek gerekmektedir. Eðer kaleler yýllarda bâtýl, insanlarýn derin bir sevgi duyduðu düþerse ülke savunmasýz kalacaktýr. Þöyle bir âlimler hakkýnda bir sürü iftiralar atmaktadýr. Nereye benzetmeyle “Ýslâm hakikatler ülkesi, kutsal kitaplar hizmet ettiði bilinmeyen (!) bazý basýn ve yayýn onun güneþi, peygamberler sultanlarý ve âlimler de organlarý aracýlýðý ile ortaya çýkan âlim kisvesindeki onun kaleleri” diyebiliriz. insanlar, yaptýklarý açýklamalarla toplumu derinden

sarsmaktalar. Sahabelere varýncaya kadar birçok Geçmiþ dinler, muhkem kaleleri olan din Ýslâm âlimi hakkýndaki iftiralarla, insanlarý

âlimlerinin bâtýl tarafýndan ele geçirilmesi sureti ile tereddütlere düþürmek ve dine olan baðlýlýðý aslýndan uzaklaþtýrýlmýþlardýr. Hahamlar eli ile Tevrat zayýflatmak istemektedirler.ve Zebur, rahipler eli ile Ýncil Rahmanî kitap olmaktan çýkarýlmýþtýr. Bu hususu Kur'ân-ý Kerîm’de Bu amaç uðruna kurduklarý vakýf ve derneklerde, birçok ayetlee beyan edilmektedir. sözde profesör, bazý kiþilerin seminerlerinde,

özellikle bu topraklarda çok sevilen Mevlâna Dini aslýndan uzaklaþtýran ve kendinde Allah'tan Hazretleri ve bazý âlimler hakkýnda, ipe sapa gelmez

korkmadan onun ayetlerini deðiþtirme yetkisi gören sözler sarf etmektedirler. Bu çirkin sözlere bazý bu âlimler, nefislerini ilâhlaþtýrmýþlardýr. Dini safdilli arkadaþlarýmýzýn kandýðýný acýyla müþahede nefislerinin arzu ve isteklerine göre deðiþtirmeye etmekteyiz.baþlayýnca ahlâken de çöküntü baþlamýþtýr. Toplumlarýn sevip saydýðý, güvendiði ve kendilerine Müslümanlarýn dinine sahip çýkmasý gerekiyor rehber ettiði bu âlimlerin çirkin iþlerini görünce; demiyorum. Çünkü, Din Allah'ýndýr ve “Onu Ben bunalýma girmesi ve bildiði doðrular hakkýnda koruyacaðým” diyor. Müslümanlarýn ise, imanlarýna tereddütler yaþamasý sonucu dinden uzaklaþmalar sahip çýkmalarý gerekiyor. Ýmanýnýzýn elinizden pek de zor olmamýþtýr. alýnmasýna sebep olacak oyunlara karþý, uyanýk

olmalýyýz. Bu dinin bize kadar ulaþmasýna vesile olan Bu þekilde Ýncil de tahrip edilince, insanlýk büyük Ýslâm âlimlerini iyi tanýyalým ve onlar gibi olmaya

bir karanlýðýn içine girmiþti. Allah u Tealâ tüm çalýþalým. Bâtýlý susturacak en büyük cevabýmýz bu peygamber ve kitaplar aracýlýðý ile müjdelediði, olacaktýr.Kur'ân'da “âlemlere rahmet olarak gönderdiðini” beyan ettiði son peygamber Muhammet (sav)i Biliniz ki, bâtýl karanlýktýr. Karanlýk ise aydýnlýðýn göndermiþtir. Bunun üzerine, Allah'ýn ifadesi ile, hak yokluðudur. Güneþ ortadan çekilince, karanlýk hayat gelmiþ batýl zail olmuþtur. bulur. Karanlýðýn þiddeti arttýkça, en cýlýz ýþýklar bile

onun baðrýna hançer gibi saplanýr. Aydýnlýkta fark Allah'ýn korumasý altýna aldýðý Kur'ân-ý Kerîm, hiç edilmeyen bu cýlýz ýþýklar, karanlýðý yýrtmaya baþlar ve

bozulmadan günümüze kadar gelmiþtir ve ýþýðýndan yol gösteren kandiller mahiyetine bürünür. Ýslâm hiçbir þey kaybetmeden insanlýðý aydýnlatmaya devam âlimleri de birer kandil gibidirler. Saygý ve selâmlarla...etmektedir. Her ne kadar bâtýlýn mücadelesi ile

Nureddin ES'ADÎ

MUHKEMMUHKEMKALELERKALELER

-14-__________________________________________________________________________________

Ýnternet, GÝZLÝLÝKÖzgürlük, ve KÝRLÝLÝKÖlçülerimiz Ýnsanoðlu gizliliði niçin ister? Gizlenmesini

arzuladýðý bazý þeyler vardýr. O gizlediði þeyler açýklandýðýnda kiþi ya suçlanacak, ya rezil olacaktýr. Bir de takva sahibi Müslümanlarýn, yaptýðý bir iyiliði

Ýnternet buluþu ve bilgisayar, bu çaðýn büyük veya verdiði sadakayý gizleme gayreti söz konusu devrimlerindendir. Yazýlý haberleþme, alýþveriþ, edilebilir ki ancak bu durumda gizliliði isteyenin anlaþma yapabiliriz. Dünya artýk elimizin haklýlýðý ve masumiyeti düþünülebilir.altýnda ve istediðimiz her bilgiye ulaþma Verilemeyecek hesabý, gayrimeþru yoldan elde imkânýmýz var. Bu güzellikler yanýnda, ettiði zenginlikler veya baþka þeyler varsa o kiþiler internetin meydana getirdiði esaret ve gizlilik isteyeceklerdir. Bir zamanlar 'nereden baðýmlýlýk, özellikle çocuklarýmýza ve zayýf buldun?' diye soruluyordu. Nedense bu yasa iradeli insanlarýmýza, zararlý olmaktadýr. kaldýrýldý. 1998'de çýkarýlan yasa AKP tarafýndan Ýnternet eriþimini engellemek ise hem çok zor niçin kaldýrýldý anlayamýyorum. Bu yasa kirli kazancý hem de çaðdýþý bir gayret olarak ilân edilmelidir. sorgulama imkâný saðlýyordu.

Türkiye'de internetin yaygýnlaþmasý o kadar Bankadaki hesaplarýn, servetin, mal varlýðýnýn eski deðildir. Son on yýlda müthiþ bir geliþme gizliliði hýrsýzlara karþý ise belki anlaþýlabilir. Ama görüldü. Hafýza kapasitesi, her geçen gün, birilerinin, en azýndan yetki verilmiþ kurumlarýn bu korkunç bir geliþme gösteriyor. Çok küçük gizliliði aþabilmesi gerekir. Eðer bu kurumlar dürüst hacimdeki hafýza disklerine, çok büyük çapta çalýþýr ve gayrimeþru kazanç sahibine hesap sorar ve bilgiler kaydedilebiliyor. Kalemle yazmayý uzman hâkimlerin kararý ile haksýz kazancýný öðreten Allah, bilgisayarla bilginin yayýlmasýný hazineye gelir kaydederlerse hak yerini bulmuþ olmaz ve ayetlerinin daha geniþ çevrede anlaþýlmasýný, mý?artýk bu yolla da saðlýyor. Telefonu dinlenen kiþi niçin rahatsýz olur? Ya

Ýslâm'ýn tebliðinde, öðrenilmesinde konuþtuðu kiþinin kim olduðunun bilinmesini bilgisayar ve internet çok önemli bir yere sahip. istemiyordur veya konuþtuklarýnýn duyulmasý onu Dünyada ne kadar internet kullanýcýsý varsa, o sýkýntýya sokacaktýr. Gizli iþler çeviriyorlar, devletin kadar muhatabýnýz var demektir. Ancak bu kurumlarýný istedikleri gibi kullanýyor ve muhataplara ulaþmak ve onlara kendinizi yönlendiriyorlar. Amaçlarýna ulaþmak için her þeyi dinletmek, okutmak o kadar kolay deðildir. yapabiliyorlar. Sonra da bizim telefonlarýmýz yasalara Kimseyi zorlayamazsýnýz. Kimseye, zorla aykýrý dinleniyor diye þikâyet ediyorlar.fikrinizi kabul ettiremezsiniz. Ýnternette de, Eðer birileri kýsa sürede çok zenginleþmiþse ve kimsenin sizi zorla dinlemesini, okumasýný devletin önemli mevkilerinde, büyük yetkilerle görev bekleyemezsiniz. Hele maksadýnýz Hakk’a yapýyorsa, herkes bu zenginliðini nasýl elde ettiðini davet ise, daha dikkatli olmalý ve en güzel biçimi sorma hakkýna sahiptir. Büyük bir ihaleyi elde etmek seçmelisiniz. uðruna firmalarýn yetkililere neler neler teklif ettikleri

Bütün dünya ve tabiî ki Türkiye, internetten herkes tarafýndan biliniyor. Bu yüzden devlet olabildiðince yararlanmak durumundadýr ve yetkilileri her zaman zan altýndadýr. Çözüm açýklýk, zorundadýr. Türkiye'de, internetten olumlu þeffaflýk ve sade bir hayat yaþamaktan geçer. Allah'a yönde yararlananlarýn sayýsý her geçen gün muhakkak hesap vereceðini bilen bir Müslüman, artmaktadýr. Devletimiz de, vatandaþý ile hesap vermekten çekinmemelidir.elektronik baðlantýsýný her geçen gün Günümüzde insan hakký, kiþisel özgürlük gibi geliþtirmektedir. Artýk devlet kurumlarýna, gerekçelerle telefon dinleme hukuka uygun internet yoluyla daha kolay ulaþabilmekteyiz. Bu yapýlmamýþsa dinleyenlere daha aðýr cezalar verilmesi durum demokrasinin geliþmesine halkýn sesini düþünülüyor. Kimse “o kiþi, bu lâflarý etmiþ mi?” diye yönetici lerine duyurabilmesine imkân sormayý akýl etmiyor. Oysa ki asýl üzerinde durulmasý verecektir. Tabiî yöneticilerimiz de bu seslere ve dikkate alýnmasý gereken, iddia edilen hususlarýn (yazýlanlara) kulak vermelidir. doðru olup olmadýðýnýn araþtýrýlmasý ve doðru ise

Ýnterneti, hak ve hakikati arama ve öðrenme “kim nasýl dinledi”, yerine o suç veya edepsizliði “kim aracý olarak kullanmalýyýz. Ayný zamanda niye yaptý” diye sorulmasý gerekir. Ben þahsen istiþare ve teblið aracý olarak da interneti sabahtan akþama kadar dinlensem bundan rahatsýz kullanabilen bir nesil yetiþtirmek, eðitimimizin olmam. Ne ülkeme ne baþkalarýna karþý kötü emeller ilk hedefi olmalýdýr. beslemiyorum çünkü…

Turgay ERTEM

Hidayet DÝLER

-15-__________________________________________________________________________________

ve daha neler nelerle “sanal bir âlem” kuran ve onun içinde kendini, iradesini, hattâ insanlýðýný, hattâ ve hattâ varlýðýný unutan insanýn; dünyanýn, bizim dar ufkumuz içinde kaskatý gerçek, ama ebedî âleme göre geçici olduðunu, bir “gölge” olduðunu ve bütün bunlara bakarak Allah'ýn idrakimizi aþan sýfatlarý olabileceðini anlamamaya hiç hakký yok…

“Elimiz yaptýðýný, aðzýmýz söylediðini, kulaðýmýz duyduðunu, ayaðýmýz gittiðini hesap gününde bülbül gibi söyleyecek” gerçeðine; haberleþmek için ateþ yakan insan gülse bile; (aslýnda onun da hakký yok ya) bugün her gün geliþen binbir çeþit kayýt cihazýný tanýyan ve bu yolda her gün yeni bir madde keþfeden ve yeni bir tarz icat eden,

haberleþme için her an yeni bir yol bulan insanýn Önündeki taþa, elindeki tek malzemesi daha sert gülmeye ve inanmamaya hakký, hiç mi hiç yok.bir taþla, ancak akþama kadar bir yüz kazýyabilen

Ýnsan!.. “En þerefli mahlûk” olarak yaratýlan! insanýn; bir gün bütün yaptýklarýnýn ve söylediklerinin Kâinat emrine verilen!.. Ve hiçbir varlýðýn kabule resim gibi, film gibi, ayna gibi, aynen yaþadýðýmýz gibi yanaþmadýðý, yüklenmeye cesaret edemediði karþýsýna çýkarýlacaðýný anlayamamasýna, haydi hakký “TEKLÝFÝ” kabul eden varlýk… Ona Allah; üstün var diyelim (aslýnda yok ya)… Ama bugün koskoca idrak, akýl ve ahlâk sahibi, günah iþlemeyen kütüphaneyi bir küçük maddeye görüntülü, hareketli “SEÇÝLMÝÞLERLE” doðruyu göstermiþtir. Kendi ve sesli kaydedebilen ve onlarý istediði zaman tekrar içinden “ÖRNEK ÝNSANLARLA”… Öyleyse tekrar görebilen, uzaklara adýný sanýný bilmediði diðer varlýklarýn mazeretleri olsa bile bu varlýðýn; her insanlara bile anýnda ve istediði vakit gönderebilen, þeyi yoktan var eden, kimseye muhtaç olmayan, hattâ üzerinde oynayabilen insanýn “HESAP herkesin ve her þeyin muhtaç olduðu Allah'a karþý ne GÜNÜNDE” her þeyin, karþýsýna çýkarýlacaðýný mazereti olabilir?.. Her þey O'nu söylüyor, O'nu anlamamaya hakký yok…gösteriyor, O'na yönlendiriyor… Anlayana…Bilgisayarda bir kare çiziyoruz… Ona, en ve boy

Anlayana…takdir edip isim veriyoruz… Daha sonra onu ismiyle çaðýrýyoruz, karþýmýza son kaydettiðimiz hali ile geliyor. Nedir o?.. Bir hiç… Sadece görüntü… Onun enini ve boyunu (sýfýr) yapsaydýk… Yine de (var) HEVESolacak. Eni boyu (sýfýr) olduðu halde bir þahsiyet… Hattâ eni boyu (eksi) bir deðer olsa, kendisi bir madde

Alamadýn, veremedin…deðilken bilmediðimiz bir yerde, bir yer iþgal ediyor. Eni boyu (artý) olanýn mekâný mý var ki, (sýfýr) olanýn Hakîkat, ölüm bir nefes!ve (eksi) olanýn mekâný olsun… Buna raðmen Ha uçtu can, ha uçacak;“var”… Fransýzlarýn (yok görüyorsak da, var; her ne

Beden olsa altýn kafes…kadar var diyorsak da, aslýnda yok) mânâsýna gelen “vizyon” kelimelerini, güzel bir buluþ olarak takdir

Yaklaþýrsýn adým adým,etmez misiniz? Hani büyüðe sormuþlar… Allah Ömür hâzan, ölüm hýsým…deveyi iðne deliðinden geçirebilir mi? Evet cevabýný

alýnca tekrar sormuþlar… Deveyi mi küçültür, deliði Ya dostun olur ya hasým,mi büyültür?.. Ýsterse deveyi küçültür, isterse deliði

Ötelerden çaðýran ses…büyültür; isterse ne birini küçültür, ne diðerini büyültür; ama yine de geçirir demiþ. Aynen onun gibi,

Gözden açýlýr perde.iðne deliði gibi bilgisayardan kâinatý geçiren; Görünür hak, bitti vâde.zamandan ve mekândan arýnmýþ kavramlarla kitap,

gazete, dergi neþreden ve okuyan; bütün dünya ile Emre râm olur irade.anýnda haberleþen insanýn; kendi çizdiði bir þeklin bile Azrâil'e bu ne heves…idrakini zorlayan sýfatlarý olabildiðini gören insanýn; olmayan bir âlemde, önündeki küçük kutuda siteler, Fatih ÖNCÜlinkler, galeriler, odalar, alanlar, mekânlar, zamanlar

Gönüldaþ

-16-__________________________________________________________________________________

örtbas etmek için medeniyet, kültür ve uygarlýk yalanlarýna sýðýnýr. Amerika Irak'a Saddam Hüseyin'in kitle imha silâhlarý barýndýrdýðý yalanýyla saldýrmýþtý. Ama bu iddianýn altýnda zannettiði gibi bir sonuç

çýkmamýþtý. Bu sadece ABD'nin uydurduðu önceden hazýrlanmýþ bir senaryoydu. Ýkinci olarak Batý düþman

olmadan ayakta duramaz, düþman olmazsa bile kendi kendine bir düþman uydurmasýdýr,

diyebiliriz. ABD'nin 11 Eylül saldýrýlarýný bahane ederek tüm Müslümanlarý potansiyel suçlu yani terörist ilan etmesi buna bir örnektir. Böylelikle Medeniyet kavramýndan söz etiðimiz zaman yaþanan global dünyada Müslümanlar için psikolojik genelde aklýmýza batýlýlaþma, çaðdaþlaþma, tacizler, haksýz yere tutuklamalar, fiþlemeler muasýrlaþma gelebilir. Medeniyetten kastýmýz Batýysa baþlayacaktý. Daha sonra da bunu takiben Ýslâm'ý Batý, bilimde en ileri teknolojide en yeniyi yakalamýþ terörizmle yan yana getirme çabalarý ardýndan da çaðýn zirvelerine týrmanmýþ denilebilir. Ama Batýnýn Ýslâm'a duyduðu kin ve öfke neticesinde bazýlarýna göre sosyal alandan tutun da siyasal, bunlar bahane edilerek dünya bir medeniyetler ekonomik, kültürel ve ahlâkî alana kadar hemen çatýþmasýna doðru itilecekti. Tüm bunlarla birlikte hemen her alanda taklit edilecek tek medeniyettir. diyebiliriz ki Batýnýn medeniyet tarihî katliamlarla Sanki her þeyiyle örnek alýnacak bir medeniyetmiþ sömürülerle, yalanlarla talanlarla, iþkencelerle, gibi; ama gelin görün ki Batý, sosyal bir çöküþ içinde tecavüzlerle, iþgal ve istilâlarla yazýlmýþ bir tarihtir. ahlâkî dinamikleri çürümeye yüz tutmuþ, toplumun Tarihi böyle yazýlmýþ bir medeniyet doðal olarak çekirdeði olan aileler bir parçalanma eþiðine gelmiþ, barbar ve vahþî bir medeniyet haline dönüþür. Yýllarca kiþisel iliþkiler bir çýkar hesabý içinde yürümekte, sömürgeleþtirilip aç býrakýlan Afrikalýlarýn bu duruma insanlarýn emeði kapitalist bir döngü içinde heba gelmesi, Batý medeniyetinin içyüzünü bize gösterir. olmakta, azýnlýðýn çoðunluða tahakkümü söz konusu Misyonerliði Afrika'ya götürdüðü sýralarda olmaktadýr.sömürgeleþtirilen Afrikalý gençlerin þöyle itiraflarý Yani Batý medeniyeti bir isyanýn, bir tuðyanýn, bir vardýr:manevî boþluðun içerisinde kývranmakta, âdeta bir

“Önceleri biz topraða sahiptik, onlar kaos yaþamaktadýr. Her saniye bir hýrsýzlýk, ýrza (misyonerler) ellerinde Ýncil taþýyorlardý. Ama þimdi tecavüz, cinayet, soygun vb. suçlar iþleniyor; her onlar topraða sahip oldular, bizleri de ellerimizdeki geçen gün bu suçlar kabararak artmakta, bunlarýn Ýncil ile baþ baþa býraktýlar. Hâlbuki Ýncil'de, kiliseye önü alýnamamaktadýr. Oysa bu kadar suç; kanunlar, baðlý cemaatlerden para ve mal toplamaya dair hiçbir cezaî yaptýrýmlar yürürlükteyken iþlenmektedir. Bir ayet yoktur. Ama misyonerler, büyük küçük demeyip de kanunlarýnýn askýya alýndýðýný düþünün iþte o herkesten para topluyorlar. Kendileriyle birlikte zaman batýnýn çöktüðü an olur. Batý toplumu küçük ibadet ettiðimizde, bizlere gözümüzü havaya yaþlarda alkol kullananlarýn, sokakta güpegündüz dikmemizi tembihliyorlar; ama kendileri yere tecavüze uðrayan kadýnlarýn, evli olduðu halde bakýyorlar. Çünkü topraða tamahlarý vardýr. Hep birbirini aldatan çiftlerin, aile sevgisinden yoksun düþündükleri de, zaten toprak sahibi olmaktan büyüyen çocuklar ýn , yaþ l ý ebeveynler in i

ibarettir. Gökleri sana veriyorlar ki, bak ýmev le r ine te rk eden le r in , topraðý kendileri alsýnlar.”(1)kurtuluþunu intihar etmekte bulanlarýn

çoðunlukta olduðu toplum tipidir. Ýþte Halbuki zenci ýrký Batý tarafýndan bize yýllardan beri örnek gösterdikleri hep hor görüldü, ikinci hattâ üçüncü batý medeniyetinin içler acýsý hali, her sýnýf insan muamelesi gördü. Sosyal geçen gün kan kaybeden bir hasta gibi. haklarý ellerinden alýndý. Bir kimlikleri Hayat damarlarý kesilen hasta nasýl olur bile yoktu zencilerin. Buna raðmen bir da baþka toplumlara hayat verebilir ki? kýsmý Batýnýn vaatlerine kandý, bir kýsmý

da misyonerliðe kapýlarýný açtý. Sonunda Aslýnda batý medeniyeti zorla da olsa her ne kadar piþman olsalar da balýk bir ayakta kalmayý baþarmýþ. Ayakta defa oltaya takýlmýþtý. Ama artýk Batý k a l m a s ý n ý n s e b e p l e r i n i þ öy l e medeniyeti denilince akýllarýna hemen sýralayabiliriz: Ýlk olarak insanlýk adýna eski adýyla sömürgecilik yeni tabirle utanýlacak katliamlarý ve vahþetleri emperyalizm ve misyonerlik geliyordu. yapmasýdýr, diyebiliriz. Bu amacýný da

BATININ

VAHÞETÝMEDENÎBATININMEDENÎVAHÞETÝ

Yusuf KARAGÖZOÐLU--------------------------------

-17-__________________________________________________________________________________

Çünkü sömürgenin canlý tanýklarýydýlar ve ayný hastalýktan, kandan, ölümden ve tutsaklýktan baþka zamanda üzerlerini kuþatan sömürge mikrobu en çok bir þey getirmedi. Ýnþallah mazlumlarýn bu feryatlarý onlarýn kanýný içmiþti. zalimlerin sonunun geldiðinin iþaretleri olacaktýr.

Yaþanan zulümatlar nura gark olacak. Karanlýk gece “Batýnýn zulmünü ve vahþetini anlamak için uzaða yerini aydýnlýk sabaha býrakacak. “Allah iman gitmeye gerek yok. Yakýn tarihe bakmak yeterlidir. edenlerin velisidir, Onlarý zülumatlardan Ýngilizler, Hindistan'ý sömürgeleþtirdikleri sýrada (karanlýklardan) nura çýkarýr. Küfredenlerin velisi ise kendi tekstil mallarýný korumak için yerli olan Hint taðuttur, Onlarý nurdan zülumatlara çýkarýr. Ýþte onlar kumaþýnýn üretimini ve satýþýný tamamen yasaklamak c e h e n n e m h a l k ý d ý r . O r a d a e b e d i amacýyla sömürge valisinin emriyle tam kýrk bin kalacaklardýr''(Bakara/257).Hintli tekstil ustasýnýn kollarýný kesti. Fransýzlar da,

sömürmek için gittikleri Cezayir'de direniþle Hemen her konuda aslan kesilen dünya halklarý karþýlaþýnca halkýn kanýna girmiþler; çoluk çocuk nedense bu iþgali, bu zulmü görmemek için kör; Cezayirlilerden oluþan on binlerce insanýn kulaðýný duymamak için saðýr kesilmiþti. Emperyalist kesip içki fýçýlarýna doldurmuþlardýr. Yapýlan Amerika, Irak'ý iþgal etmekle kalmadý, Müslümanlarýn katliamlar sonucunda tam 1,5 milyon Müslüman tarihî ve kültürel deðerlerini, sanat eserlerini, ibadet katledilmiþtir. Sovyetler Birliði de, sömürmek üzere yerlerini yerle bir ettiler. Daðýlmýþ yüreklerimizi gittiði Afganistan'da 1,5 milyon Müslüman'ý þehit tarumar ettiler. Bilincimizi köreltip ümmeti etmiþtir. Ama burayý sömürmeyi baþaramamýþtýr. dünyadan, gündemden habersiz, ölü bir bedene Sýrplar da esir aldýklarý Boþnak sivil ve askerleri çevirdiler. Öyleyse inancýmýzý bileyip yüreðimizde kurþuna dizip öldürdükten sonra üzerlerine asit özgürlük tutkusuyla kuþanarak taðutlarý alaþaðý dökmek suretiyle tanýnmamalarýný saðlamak için de etmeliyiz. Ümmet bilinciyle hareket edip diriliþ üzerlerine beton dökerek muþtusuyla yola çýkmalýyýz. k a z d ý k l a r ý k u y u l a r a Y ý l m a d a n , ko r k u s u z c a , atmýþlar.”(2) Þimdilerdeyse, i ç im izde büyü t tüðümüz Irak'ý kontrol altýna almak umutlar yarýnlarýmýz olmalý, isteyen büyük þeytan Amerika dilimizde hep bitmeyen kavga “Oraya insan haklar ýn ý , türküler i söylenmel i k i , demokrasiyi getireceðiz.” k a r d e þ l e r i m i z e y a p ý l a n vaatleriyle iþgal etti. Tabii ki, zulümlerin hesabýný soralým. Irak'ý iþgal etmekle kalmadýlar. Ýþte o zaman yarýnlarýmýza alný Üzülerek söylemeliyim ki, ak, yüzü pak bir þekilde bac ý l a r ýmýz ýn namusunu çýkacaðýz. Yüreðimiz kardeþlik kirlettiler, dünya seyrederken meþalesiyle yanacak, ruhumuz kardeþlerimize bin bir türlü ayný acýyý paylaþacak, dilimiz iþkenceyi yaptýlar. Ebu Gureyb ayný duaya eþlik edecek.hapishanesinde gizli iþkence I r a k ' t a t a r i h î h a ç l ý odalarýnda yüzlerce, binlerce suçsuz tutuklu Iraklý zihniyetinin açtýðý yaralar, yaptýðý talanlar, yýkýmlar insanlýk dýþý iþkencelere maruz kaldý. Bütün bunlara ancak bir Ýslâm kardeþliði, bir ümmet þuuruyla raðmen Amerika Irak'ta, Vietnam'daki gibi bataða aþýlabilir. Ne zaman bu þuur kaybolduysa, parçalanma battý. Ýstediði sonucu alamadý. Biz yakýn tarihten baþ gösterdi. Sonuçta Müslümanlarýn kutsal biliyoruz ki, Vietnam'a iþgale giden emperyalist deðerleriyle savaþýldý. Ýslâm'a duyulan kin ve öfke A m e r i k a , V i e t n a m o r d u s u nu y e n i l g i y e neticesinde Ýslâm medeniyetinden kalan eserler uðratamayacaðýný anlayýnca orayý bombalamaya yaðma edildi. Böylelikle emperyalizm, bir kez daha baþlamýþtý. Kimyasal silâhlarýn da kullanýldýðý bu kanlý ve çirkin yüzünü göstermiþ oldu. Bütün bunlarý savaþta 2 milyona yakýn Vietnamlý ve 50 binden fazla göz önüne aldýðýmýz zaman, þu ayetin ne kadar da Amerika askeri ölecekti. Þu an ABD Irak'ta da manidar olduðunu anlarýz. Yüce Allah(c.c) ayette Vietnam türü bir bombalama harekâtý baþlatmýþ. þöyle buyuruyor: “Onlara yeryüzünde bozgunculuk Hedef saptamadan, çoluk çocuk demeden rastgele yapmayýn denildiði zaman: “Biz ýslah edicileriz evleri bombalýyor. Ýþte Iraklý küçük Zeynep'in çýðlýðý! (düzelticileriz) derler. Haberiniz olsun ki, onlar Azýcýk vicdaný olan, bu küçük kýzýn feryadýna kulak bozguncularýn ta kendileridir. Fakat farkýnda versin. Ýþte o minicik kýzýn dudaklarýndan çýkan deðillerdir'' (Bakara/112).büyük sözler: ‘'Demokrasi bizim eve de isabet etti. Bir Emperyalizmin olduðu yerde, Siyonizm'den gün sonra anladým koptuðunu ayaklarýmýn. Tam on bahsetmemek olmaz herhalde. Çünkü Siyonizm sekiz adet insan haklarý saymýþlar vücudunda emperyalizmle iþbirliði halindedir. Geçmiþte güçsüz babamýn. Annem yoktu, zaten ben doðarken ilâç olan Yahudilerin ýrkçý emelleriyle Filistin'i iþgal yokluðundan ölmüþ. Ambargo dediler ya…'' Ýþte ettikten sonra Ýsrail devletini resmî olarak ilk tanýyan demokrasi, insan haklarý böyle girdi oyun yaþtaki devlet Amerika'dýr. Geçmiþten gelen bu dostluk Iraklý çocuklarýn hayatýna. Onlara açlýktan, siyasî, askerî ve ekonomik olarak ilerde pekiþecekti.

-18-__________________________________________________________________________________

Örgütsel anlamda kurulan mason localarý, lions ve gýda yokluðundan ölmüþ bebeler, zulüm ve kulüpleri ve rotary kulüpleriyle de hýz kazanacaktý. iþkenceye uðramýþ insan bedenleri, talan edilmiþ Arz-ý mev'ud (vaat edilen topraklar) hayaliyle yaþayan yuvalar, çaresiz boynu bükük insanlar ve yaðma Siyonist Yahudiler, daha sonra, Filistinlileri edilmiþ þehirler… Ýþte batý medeniyetinin yaptýklarý yurtlarýndan edecektiler. Böylece ümmetin tarihî ve ardýndan kalan acý bilançolar…

“Zulmedenler yakýnda nasýl bir inkýlâpla kutsallarý olan Kudüs ve Mescid-i Aksa devrileceklerini bileceklerdir''(Þuara/227).Müslümanlarýn elinden düþecekti. Siyonistler

Artýk emperyalizmin, siyonizmin ve uþaklarýnýn Filistin'i dýþarýdan kuþatýp iþgal ederken içte de kukla ümmete dayattýðý bu küresel zulme, bu küresel zillete Arap yöneticileri Filistin davasýna ihanet ettiler. ve aþaðýlanmýþlýða karþý kýyama durmalýyýz. Ýslâmî Filistin davasý, intifadayla hýz kazanacak, tüm direniþi kalbimizde ve ruhumuzda hissedip harekete ümmete mal olacaktý.geçmeliyiz ki, diri olduðumuzun bilincine varalým. ABD'nin Irak'ta yaptýðýndan daha zalimcesini Uzun soluklu bu tevhidi yürüyüþte Ýslâmî kimliðimizi Ýsrail yýllardýr Filistinliler'e yapmaktadýr. Ýsrail gelin yeniden inþa edelim, yüreðimizin pasýný vahiyle askerleri Müslüman erkeklere iþkence yapýyorlar, eriterek bir samimiyet sýnavý verelim. Daralan onlarý hapislere atýyorlar; çocuk kadýn demeden, ruhumuz Rahmanî iklimde yeniden hayat bulsun. O sokakta rastgele silâhlarla ateþ açýyorlar. Ayrýca zaman göreceðiz ki toplumda zulmün yerini adalet, istimlâk bahanesiyle evleri dozerlerle yerle bir ederek, esaretin yerini özgürlük, haksýzlýðýn yerini eþitlik aileleri evsiz, yurtsuz býrakýyorlar. Neticede mülteci almýþ. Böyle bir toplum inþa etmek istiyorsak kendi kamplarý her geçen gün bu çaresizlerle doluyor. medeniyetimizi kurtuluþ reçetesi olarak görmeliyiz. Velhasýl Ýsrail Filistin'de bir insanlýk ayýbý iþliyor. Aksi halde köklerinden beslenmeyen aðaç gibi yavaþ Filistin'de yapýlan vahþetler bir çýðlýða dönüþüyor. Bu yavaþ canlýlýðýmýzý kaybeder, ardýndan hayat çýðlýk da yüreðimizde düðümlenip acýya dönüþüyor.

Filistinli mücahitlerin sapan taþlarýyla zalim Ýsrail damarlarýmýz kurur.Gelin kulluk bilinciyle hareket edip diriliþin askerlerine karþý verdiði mücadele Filistin direniþinin

tohumlarýný serelim yüreðimize. Varoluþun kavgasýný canlý örnekleridir; ama ne yazýk ki, Ýsrail askerlerinin verelim olaðanca hýzýyla. Benliklerimizde yeniden ellerindeki güçlü ve modern silâhlara karþý durmalarý hayat bulsun vahyin sýcaklýðý. Yeniden yeþersin çok zor. Askerler tarafýndan acýmasýz bir þekilde aramýzda kardeþlik tohumlarý. Anlasýn o zaman vurulurken Birleþmiþ Milletler, insan haklarý örgütleri müstekbirler; soylu direniþimizi, yýlmayan sadece seyretmekle yetiniyorlar. Kudüs'ü, Mescid-i onurumuzu, tükenmeyen sabrýmýzý ve bitmeyen Aksa'yý Siyonist Yahudilerin ellerinden kurtarmak kavgamýzý. Ýþte o zaman Allah'ýn nusreti imdadýmýza tüm ümmetin boynunun borcudur. Küfür tek yetiþecek, hak batýla üstün gelecek, yeryüzüne milletse Müslümanlar da bir vahdet etrafýnda Allah'ýn salih kullarý varis olacak. Bu durumu þu ayet birleþmeliler. Bir beden olan ümmetin bir yerinde bir ne güzel açýklýyor: “Biz de istiyoruz ki, yeryüzünde aðrý, bir sýzý varsa tüm Müslümanlar bu elemi kendi güçten düþürülenlere(ezilenlere) lütufta bulunalým, içlerinde hissetmeliler. “Size ne oluyor da Allah onlarý önderler yapalým ve mirasçýlar kýlalým. Ve yolunda 'Rabbimiz! Bizi halký zalim olan bu þehirden istiyoruz ki onlarý yeryüzünde iktidar sahipleri olarak çýkar. Katýndan bize bir yardýmcý lütfet.' diyen zavallý yerleþik kýlalým.''(Kassas/5-6)çocuk l a r , e rkek l e r ve kad ýn l a r uð r una

Kaynak: 1: Afrika Dramý, Ýmadüdin Halil, Ýnsan savaþmýyorsunuz?''(Nisa/75)YayýnlarýNeticede iþgalci taðutî güçler, sözde demokrasi,

2: Batýda Ýslâm Ýmajý, Vedat Saðlam, Birleþik özgürlük, insan haklarý götüreceðiz, dedikleri yere þu Yayýncýlýkacý tabloyu býrakarak terk ediyorlar: Harabeye

dönmüþ evler, açlýk ve susuzlukla kývranan aileler, ilaç

Deliyim, Deliyim,Bahar deyince hep o bahar sanýyorum. Saçlarýna dalýyorum, hep rüzgâr deyinceNe zaman çiçekler açsa Ve yönümü büsbütün yitiriyorumTutup içimden bir Bakýrköy akþamý koparýyorum. Yüzüm gecelere deðince.

Deliyim, Deliyim,Nisan deyince gözlerini hatýrlýyorum hep Sevmek deyince senden yakýna uzanamýyorum.Sonra yaðmurlar birbirine karýþýyor hep Ellerim mavi sabahlara takýlmýþ,Neden acep? Kurtaramýyorum.

Bilal ATIÞ

DELÝ

-19-__________________________________________________________________________________

Savunucularýna kucak açmamýþtýr. Resmî tarih ile çeliþen bilgilerin Lâiklik dinin alternatifi yapýlmak b e l g e l e r i s o n z a m a n l a r d a istenmiþ, bu da tutmamýþtýr. demokrasi ve özgürlüðün sýnýrlarýný

Ecdadýný hainlikle suçlayýp, sövdürme geniþletmek adýna yapýlan açýlýmlarla bir bir politikalarý da pirim yapmamýþtýr.ortaya çýktýkça, insanýn insanlýðýndan utanasý

geliyor. Bugün ezber bozucu, zihin ve demokrasi açýlýmlarýndan söz edilirken, cumhuriyetin ilk Rejimin kendilerine sunduðu bir takým özel dönemlerindeki aðýr ve bunaltýcý þartlarý geri imkân ve fýrsatlardan faydalananlarýn yürekleri getirmenin hayalini yaþayan fosil beyinliler ayný ve zihinleri sistemden beslenenlerin; lâikliði, mevzuatla bugün geliþen ve deðiþen toplumu çaðdaþlýk ve devrimleri kalkan yaparak idare edebilecekler mi?nemalananlarýn, tek tip insan yetiþtirme

anlayýþýna sahip olanlarýn tükendiði gün Meclis kürsülerinden demokratik açýlýmlara bugündür. Son çýrpýnýþ beyhude ve bütün karþý çýkanlar Dersim'e atýf yaparak ayný gayretler boþunadýr: Sistem týkanmýþtýr! uygulamalarýn tekrarý için model olarak özlem

duyanlar, bugün ayný zulmü, haksýzlýðý, hata ve Toplumun dayandýðý din, ahlâk ve kültür yanlýþlarý yapabilirler mi? Buna güçleri yeter mi?deðerleri ile çatýþan bir sistem, adý ne olursa

olsun ilelebet payidar olamaz. Son derece 18 sene baský, dayatma ve þiddetle ezaný karmaþýk gözüken problemlerin içerisinde Türkçe okutan zihniyet, bugün ezaný tekrar çözüm için önemli noktalarý yakalamamýz ve cebirle baský ile yeniden deðiþtirip Türkçe bunlardan elde edilen bilgiler ýþýðýnda sonuca okutabilir mi? Bunu yapmaya güçleri yeter mi?ulaþmamýz mümkündür. Ancak, kendi fikir ve Bugün Dersim’de ve Anadolu'nun çeþitli düþüncesinin dýþýndakilere hayat hakký illerinde yapýlan yanlýþ ve hatalý uygulamalarý tan ýmayan, ideo lo j ik ön yarg ý la rdan tekrarlayabilme gücünde kudretinde kimse kurtulamayan hasta beyinlere, psikolojik yoktur. Olamaz da… Kimsenin buna cesareti tedaviye muhtaç olduklarý nasýl ve kim yetmez.tarafýndan anlatýlabilecektir. Kendisi gibi düþünmeyen inanmayanlarý

Din karþýtý bir hayatý överek inançlý kesimi düþman ve öteki gören zihniyet çökmüþtür. O rencide edenler, çeþitli oyun ve kurgularla günler geride kalmýþtýr. Tarih bu zulümleri toplumun kendi iradesi ile tercih yapmasýna yapanlardan bir gün hesap soracaktýr.fýrsat vermeyenler, dinî hayatý mutlak surette Binlerce yýllýk ekonomik, siyasî, sosyal, vesayet altýna alýp, kendilerine göre sýnýr çizmeyi kültür ve inancýndan damýtýlarak ortaya konan arzu edenler ve kuruþluk dünya menfeati uðruna kendi öz deðerleriyle çatýþan sistem ve binlerce takla atanlar, karþý çýktýklarý dinden ideolojilere iyi gözle bakýlmamýþ insanlar baþka hiçbir iksirde psikolojilerini düzeltecek tarafýndan sindirilmemiþ sonunda ise hak ile tedaviyi bulamayacaklardýr. Resmi ideolojiyi din yeksan olup gitmiþlerdir.yerine sunanlara bu toplum yüz vermemiþtir.

KENDÝ KUYUSUNU KAZANLARKENDÝ KUYUSUNU KAZANLAR

Hüseyin KETE

Adam dedi ki: Adam dedi ki:Ben manyak mýyým? Ben ne halt ettim?Madem ölüm var Yarým kalacak hep iþlerimArtýk çalýþmayacaðým Bak Azrail kardeþimBundan sonra El âleme ne derim?Yan gelip yatacaðým. Beni býrak, daha sonra gelirim.

Azrail dedi ki: Azrail býrakýr adamýMadem ki yatacaksýn Bir müddet Boþ boþ duracaksýn Dört elle sarýlýr dünyayaBurada ne yapacaksýn? Ha gayret!Gel öbür dünyaya Unutur verdiði sözüOrda bol bol yatarsýn Azrail gelir ansýzýn

Dünyada kalýr gözü.Yakup KÝRAZ

ADAM ve AZRAÝL

-20-__________________________________________________________________________________

Türkiye ve Azerbaycan'ý birbirine daha sýk Ermeniler'den de yararlanmaya çalýþýyordu. baðlayan sadece ortak medeniyet ve millî baðlýlýk Nahçývan ve Þerur'suz yaþayamayacaklarýný ifade olmamýþ, tarihin deðiþik devirlerinde ortaya çýkarýlan eden Ermeniler amaçlarýna ulaþmak için ifrat plânlý münakaþalar da bu mücadeleyi birlikte derecesinde faaliyet göstererek kendilerine silâhlý sürdürmeyi zarurî kýlmýþtýr. güçler oluþturmaya giriþmiþlerdi. Ermeniler bu silâhlý

Sadece geçen yüzyýlda her iki ülkenin gerek halk kuvvetleri oluþturmakla kendilerinin arazi bazýnda, gerek devlet bazýnda birbirine karþýlýksýz iddialarýnýn gerçekleþmesi için yeterli savaþ yardým etmesi konusunda onlarca delil mevcuttur. potansiyeline ulaþmaya çalýþmýþlardýr. Rus silâhlý 1914 yýlýnda Ýtilâf devletlerine karþý savaþa giren kuvvetlerinin emri altýnda Türkiye'ye karþý Osmanlý Ýmparatorluðu'nun Çanakkale Boðazý savaþmakla gelecekte siyasî diplomatik oyunlarýna uðrundaki savaþý bütün dehþeti ile devam ediyordu. zemin hazýrlýyorlardý. Azerbaycan topraklarý Eðer düþman o önemli topraklarý ele geçirseydi. üzerinde kendilerine devlet kurma plâný hazýrlayan Osmanlý'nýn baþkenti tarihî Ýstanbul þehri ve Ýstanbul Ermeniler, I. Dünya savaþýndan önce ve Þubat Boðazý düþmaný sýradaki hedefine yönlendirecekti ki, inkýlâbýndan sonra Azerbaycan'da meydana gelen o da yenilgiyle eþdeðer olurdu. Böyle bir durumda köylü isyanlarý ile ilgilenmiþ hattâ onlarýn Azerbaycan'dan yüzlerce insan Osmanlý'ya düþman oluþmasýnda iþtirak etmiþlerdir. Bu sayede onlar olan Çar Rusya'sýnýn 'ceza destelerinin' takibine bile Azerbaycan'ýn ekonomik potansiyeline darbe fýrsat vermeden, gönüllü olarak Çanakkale'ye ateþin vurarak gelecekte onun siyasî ve harbî yönden içine Türklüðün þerefi uðrunda verilen savaþa zayýflamasý maksadýný gütmüþlerdir.katýldýlar. Onlar burada kan kardeþleri ile beraber 1918 yýlýnda Kafkas cephesinde meydana gelen omuz omuza cesaretle savaþtýlar. Osmanlýlar'a hem deðiþikliklere göre Türk ordusu ileriye doðru hücuma manevî hem de maddî yönden destek oldular. baþlamýþ, 4 Haziran 1918 tarihinde imzalanan Batum

Son iki yüzyýldan fazla bir dönemde bölgede Antlaþmasýna esasen, ahalisinin ekseriyeti Türk olan meydana gelen siyasî olaylar, þunu tam olarak Nahçývan, Ahýska, Ahalkelek, Gümrü bölgeleri gösteriyor ki Türkiye ve Azerbaycan için tarihten Osmanlý devletinin eline geçmiþtir (1, s. 230). Bu ibret dersi çýkarmanýn tam zamanýdýr. Çünkü antlaþma ve ona ilâveten 'bir milletin iki devleti' zamanla Ermeniler'e ve onlarý destekleyenlere arasýndaki münasebetler tarihinde önemli bir hadise beslediðimiz iyi niyet ve verdiðimiz þanslar halkýmýza ve merhaledir. Bu antlaþmanýn 4. maddesi büyük felâketler ve ýzdýraplar getirdi. Türkiye'nin Azerbaycan'a siyasî askerî yardýmý

Azerbaycan Türkiye iliþkilerinde Nahçývan bakýmýndan çok büyük önem taþýmaktadýr. Maddede konusuna bakýldýðýnda 'tarih tekerrür eder' sözü yazýlýyordu ki 'eðer ülkede asayiþi ve emniyeti temin yerinde bir tabir olur. Çünkü bugün Nahçývan etmeye ihtiyaç olursa Osmanlý devletinin Azerbaycan üzerinden oynanan oyunlara dikkatli bakarsak 1918- hükümetine silâhlý kuvvet ile yardým etmeyi kendi 1920 yýllarýnda ve daha sonraki yýllarda Nahçývan'a üzerine almýþtýr.' 3. madde de Azerbaycan'ýn Nahçý-olan Amerikan, Ýngiliz, Rus ve nihayet Ermeni van ve Zengezur bölgelerinin arazi aidiyetinin tarafsýz iddialarý için hazýrlanmýþ plânlý maksatlarýn bugün olarak halledilmesini temin bakýmýndan önemlidir.sanki farklý biçimde, ayný mazmunda cereyan ettiðini Tiflis'te, Erivan'da Ermeni silâhlý kuvvetlerinin görürüz. Yine de Nahçývan tarihine karþý sahte oluþturulmasýna ve Azerbaycan'a karþý askerî yayýnlar, abluka durumunun devamý, en önemlisi ise faaliyetlerin hazýrlanmasýna öncülük eden, Rusya'ya Nahçývan arazisinin hukukî garantörü ve önemli bel baðlayan Andranik bu devirde Batum koridoru olan Türkiye ile alâkalarýn gerginleþtirilmesi Antlaþmasýný tanýmayarak Nahçývan topraklarýna görülmektedir. Bunun için günün mevzusuna zorla girerek katliamlar yapmaya baþladý. Türkiye dönüþen Türkiye'nin kapý meselesi Ermeniler'in arþivlerindeki belgelerden birinde 3. Ordu iddialarý için halen bu günün en önemli çýkýþ yolu gibi karargâhýndan gönderilen 19 sayýlý mektupta 'Batum deðerlendirilebilir. Türkiye ile Ermenistan arasýnda Antlaþmasýna esasen Ermenilerin Nahçývan, Culfa olan sýnýr kapýlarýnýn açýlmasý için Ermenistan'ýn vb. yerlerden çýkmalarý gerektiði halde, hâlâ ýsrarlý hedeflerinden biri de Nahçývan'ýn olmasý hiç de buralardan çýkmadýklarý belirtilirdi'. (2, s. 195).sýr deðildir. Bunun ispatý için tarihî olaylara bakma Bu konuda Ermeni kolordu komutaný General zorunluluðu oluþur. Nazarbeyov'un Gümrü'de olan Ermeni komisyon

I. Dünya Savaþý sýrasýnda Rusya kendi heyetine gönderdiði 27 Haziran 1918 tarihli müstemlekelerini korumak ve imparatorluðun mektupta 'Rehberlik ettiðim kolorduda emirlerime sýnýrlarýný geniþletmek amacýný taþýyordu. Bu konuda itaat etmek istemeyen Andranik bütün askerleri ile

AZERBAYCAN-TÜRKÝYE TARÝHÎ -Dr. Elbrus ÝSAYEV (Nahçývan Devlet Üniversitesi, Uluslararasý iliþkiler bölümü)

-21-__________________________________________________________________________________

Nahçývan etrafýnda birçok facia ve mezalim faydalanmak meselesi idi. Þöyle ki, Türkiye'de, türetmektedir.' (3, s. 92) diye yazar. TBMM hükümetinin hâkimiyeti ele almasý,

Hem Batum Antlaþmasýnýn þartlarý ve onlara Nahçývan'a olan ilgiyi daha da arttýrýrdý. Baðýmsýzlýk esasen ADR hükümetinin Türkiye'ye müracaatý, hem mücadelesini devam ettirmeyi göz önünde de Ermeniler'in Nahçývan bölgesindeki taþkýnlýklarý bulunduran TBMM'nin yardým almasý lâzýmdý. Bu Osmanlý devletini sert tedbirler almaya mecbur etti. dönemde onun yardým alabileceði tek ülke Sovyet 1918 ilkbaharýnýn sonu yazýn baþlangýcý için Rusya'sý idi. Ermeni engelleri yüzünden Kars yolu Azerbaycan'a, ilk olarak ise NahçývanZengezur kapanmýþ, neticede geriye tekbir yol olan Nahçývan bölgelerine yeteri kadar asker göndermek Zengezur yolu kalmýþtý. (1, s. 231)mecburiyeti hâsýl olmuþtu. ADR hükümeti ise o Sovyet Rusya'sý ile antlaþma yapmak için devirde Amerikan ve Ýngiliz kuvvetlerinin tarafsýz Moskova'ya gitmeden önce Mustafa Kemal Paþa ile bölge oluþturmak gayretlerine karþý Nahçývan'ýn vedalaþan Yusuf Kemal Bey: “Paþam, Ruslar Azerbaycan'ýn bölünmez bir parçasý olduðunu ve Nahçývan üzerinde ciddi dururlarsa ne yapayým?” orada Azerbaycan'ýn yerel idareler kuracaðýný bildirdi diye sormuþ ve þu cevabý almýþtý: “Nahçývan Türk (4, s. 52). kapýsýdýr. Bu yönünü dikkate alarak elinizden geleni

Kafkas Ýslâm ordusunun baþkomutaný olarak yapýn.” (7, s. 56)tayin edilen Nuri Paþa 20 büyük ve yeteri kadar küçük Böylelikle Nahçývan, Kâzým Karabekir'in ifadesi rütbeli subaydan oluþan birkaç bölükle Musul'dan ile söyleyecek olursak Doðunun kapýsý, Mustafa yola çýkarak 9 Mayýs 1918'de Tebriz'e vardý. 16 Kemal Paþanýn dili ile dersek Türk kapýsý idi. Mayýs'ta da Nahçývan'a geldi. O, Ermeniler'in Nahçývan kapýsý Türkiye ile Azerbaycan'ý ve bu yolla saldýrýlarýný def etmek maksadý ile birkaç subayý Orta Asya Türk Dünyasý'ný birleþtirirdi. Bütün Nahçývan'da býrakarak Gence'ye gitti (5, s. 7980). bunlara göre de Nahçývan Türkiye ve Orta Asya

Er meni ler ise kendi hayal î plânlar ýný Türkleri için büyük önem taþýyordu.gerçekleþtirmek için sýradaki çirkin plânlarýný hayata Nahçývan, bir Türk topraðýdýr ve burada yaþayan geçirmeye baþladýlar. Ermeniler Nahçývan bölgesini halk ile Türkiye arasýnda saðlam baðlar vardýr. ele geçirerek hem geniþ tahýl sahasýna sahip olmak, Türkiye'deki geliþmeler Nahçývan'a, Nahçývan'daki hem de Türkiye'nin Azerbaycan ve bu yolla Orta geliþmeler de Türkiye'ye kýsa sürede yansýmaktadýr. Asya ile alâkasýný temin eden tek koridoru kapatmak Tarihî Moskova ve Kars antlaþmalarý Nahçývan ile istiyorlardý. Ancak Kurtuluþ Savaþý'nýn liderleri Türkiye 'y i b irbir inden ayr ý lmaz baðlar la Mustafa Kemal ve Kâzým Karabekir Paþalar birleþtirmiþtir. Nahçývan'ýn Azerbaycan'ýn egemenliði Nahçývan'ýn siyasî önemini anlýyor ve onun elden altýnda olan özerklik durumu RSFSR ile Türkiye çýkmasýný istemiyorlardý. Andranik'in çapulcularýnýn arasýnda imzalanmýþ Moskova antlaþmasýnda bölgede yaptýðý vahþilikleri gören ve Azerbaycan belirtilmiþtir. Tarihî mecburiyetten doðan özerklik halkýný kurtarmaya çalýþan Türkiye, 1918 yýlýnýn meselesi Zengezur bölgesinin Ermenistan'a yazýnda Nahçývan bölgesine yeteri kadar asker Kâzým verilmesi hadisesi olmasaydý belki de hiç lâzým Karabekir Paþa'nýn kumandasý altýndaki silâhlý olmayacaktý. Azerbaycan toprak bütünlüðüne sahip kuvvetlerin öncü kuvvetlerini getirdi. Burada onun olan bir ülke idi. Nahçývan'ýn durumunun ilk karargâhý kuruldu. (6, s. 1819) uluslararasý antlaþmada belirtilmesi hem o dönemde,

Bölgeyi çok yakýndan tanýyan, Ermenilerin hem de Azerbaycan'ýn þimdiki döneminde büyük Müslüman ahaliye göstereceði tesiri ve Türkiye siyasî önem taþýyan bir gerçek olarak ortaya çýkmýþtýr. tarafýna vereceði zararý anlayan Kâzým Karabekir Sadece hukukî olan bu bað, çok önemli bir baðdýr. Bu Paþa'ya göre Nahçývan, doðunun kapýsý olduðu için hukukî bað Türkiye tarafýna Nahçývan meselesinde onu muhafaza etmek zaruri idi. K. Karabekir Paþa hak ve sorumluluk verir. 13 Ekim 1921 tarihinde Azerbaycan'a ve bu yolla Orta Asya Türk Dünyasý'na imzalanan Kars Antlaþmasý Türkçe, Fransýzca, açýlan tek koridor sayýlan ve ahalisinin ekserisi Türk Rusça, Ermenice, Gürcüce dillerinde hazýrlanmýþtýr. olan Nahçývan bölgesinin ehemmiyetini önceden Antlaþmaya sonradan konulan üç temel mesele ki anlamýþ ve bu bölgede yerli ahaliden gönüllüler alayý bunlar sýnýrlar, Türk Sovyet iliþkileri ve Nahçývan oluþturmuþtu. topraðýnýn en son hali özel önem taþýmaktaydý (8, s.

Paþa, hem Müslüman ahalinin özgürlüðü hem de 350).Ermenistan'a karþý savunma maksatlý Nahçývan'ý elde Tarihi sahteleþtiren Ermeni siyaset cambazlarý, tutmak istiyordu. Bu dönemde Nahçývan'ýn Türkiye süresiz imzalanan ve tek taraflý olarak lâðvedilmesi için taþýdýðý ciddî stratejik öneminden biri de mümkün olmayan Moskova, Kars antlaþmalarýnýn baðýmsýzlýðýn kuvvetlendirilmesinde bu araziden lâðvedilmesi için mesnetsiz iddialarla gündeme

SÝYASÎ ÝLÝÞKÝLERÝNDE NAHÇIVAN

-22-__________________________________________________________________________________

gelmektedirler. Ancak Ermeni siyasetçileri iþgal ettikleri gibi Nahçývan'ý da ele geçirmekti. Bu zor bilmelidirler ki bu antlaþma bozulursa Aleksandrapol þartlarda tarihî Nahçývan'a gelen Haydar Aliyev'in ( Gümrü ) antlaþmasý devreye girerek þimdiki etrafýnda kenetlenen Nahçývanlýlar bütün zorluklara Ermenistan topraklarýnýn yaklaþýk yirmi bin km2'lik göðüs gererek düþmanýn iðrenç emellerini altüst bölümünü Azerbaycan'a, Türkiye'ye ve Gürcistan'a ettiler. Ümummillî liderimiz Haydar Aliyev halkýn geri vermek zorunda kalacaktýr. Ayný zamanda yoðun isteði neticesinde Nahçývan Özerk Gümrü Antlaþmasý Türkiye'yi Sovyetler Birliðine Cumhuriyeti meclis baþkanlýðýna seçildikten sonra baðlayan Erzurum Bakü demiryolunun yeniden Türkiye ile iliþkilerin kurulmasý yönünde çok önemli faaliyete geçmesini ve iki devlet arasýnda köklü adýmlar attý. Karþýlýklý gayret neticesine tarihî iliþkilerin kurulmasýna olanak saðlamýþtýr (9, s. 19). Nahçývan'ý kardeþ ülke ile birleþtiren 'Ümit' köprüsü

H e r i k i a n t l a þ m a n ý n K a f k a s l a r ' d a açýldý. Köprünün açýlýþýna Türkiye'nin o dönemdeki milletlerarasýndaki savaþlara son verdiðini, barýþ ve baþbakaný Süleyman Demirel ve diðer üst düzey dostluðun hâkim olacaðý bir dönemin açýldýðýný devlet adamlarý ile birlikte yüzlerce kan kardeþimiz de Kars'ta bulunan katýlýmcýlar tarafýndan tek tek kabul gelmiþti. 3 Eylül 1991 tarihinde Ümummillî lider edilmiþti. (10, s. 261) Haydar Aliyev Ali Meclisin baþkaný seçildikten sonra

Geçen asrýn sonlarýnda ülkemiz kendi Nahçývan-Türkiye iliþkileri süratle geliþmeye baþladý. baðýmsýzlýðýný kazandýðý zaman halkýmýzýn bu tarihî “Naçývan TürkÝslâm dünyasýna açýlan bir kapýdýr” baþarýsýna en çok sevinen kardeþ Türkiye diyen Haydar Aliyev bu yönde birbiri ardýna çeþitli Cumhuriyeti oldu. Azerbaycan'da diplomatik faaliyetler göstermeye baþlamýþtýr (12). Bu siyasî temsilciliðini açan ilk ülke Türkiye'dir. 25 Mayýs 1991 kursun bugüne dek devam etmesi neticesinde tarihinde baþkonsolosluk seviyesinde Azerbaycan bölgede her yönden iliþkilerle çevrelenmiþ örnek bir Cumhur i ye t i ' nde t ems i l ed i l en Türk i ye komþuluk politikasý devam etmektedir.

KAYNAKÇACumhuriyeti'nin 14 Ocak 1992 tarihinde büyükelçilik Atnur Ý. E. Özerklik öncesinde Nahçývan. NDU Gayret Neþr., Nahçývan

faaliyete baþlamýþtýr. Azerbaycan Cumhuriyeti'nin 1999.«Askerî Tarih belgeleri», sayý: 85 Ank., Ekim 1985Türkiye Cumhuriyeti'ndeki büyükelçiliði ise Aðustos Karabekir. K. 1917-20 arasýnda Erzincan'dan Erivan'a Ermeni mezalimi. 1992 tarihinde açýlmýþtýr. Hattâ ayný yýl Azerbaycan'ýn Ýst., 2000

Ýstanbul ilinde baþkonsolosluðu faaliyete baþlamýþtýr. Nesibzade N. Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti. Bakü, Ýlim, 1990Musayev Ý. Azerbaycan'ýn Nahçývan ve Zengezur bölgelerinde siyasî 5 Þubat 1993 tarihinde Nahçývan ilinde Türkiye'nin, vaziyet ve dýþ devletlerin siyaseti. Bakü, 19982004 y ý l ýndan i t iba ren i s e Azerbaycan Kýrzýoðlu. F. Kazým Karabekir (Kendi Eserleri, Tercümeleri ve Arþiv

Cumhuriyeti'nin Türkiye'nin Kars ilindeki belgelerine göre). Ankara, 1991Mustafa Kemal Paþa. Nahçivan Türk kapýsýdýr. Türk dünyasý tarih dergisi. konsolosluðu faaliyete baþlamýþtýr. (11)¹ 64, Nisan 19921990'lý yýllarda Türkiye'nin dünyadan tecrit Millî mücadele tarihi // Makaleler. Ankara, 2002

olunmuþ Nahçývan Özerk Cumhuriyeti'ne göstermiþ Gönlübel. M., Sar. C. Atatürk ve Türkiye'nin dýþ politikasý. Ank, 1997Öke. M. K. Uluslararasý boyutlarýyla Anadolu-Kafkasya ekseninde olduðu karþýlýksýz yardýmlar zihinlerimizde silinmez Ermeni sorunu. Ýst., 1999izler býrakmýþtýr. Ermeni silâhlý çeteleri kapalý bölge http://library.aliyev-heritage.org/az/4610295.html

durumunda yaþayan Nahçývan'a birbiri ardýna http://www.azerbaijannews.az/index.php?Lng=aze&year=2008&Pid=243hücumlar ediyorlardý. Amaçlarý Daðlýk Karabað'ý

Bir ananýn iki oðlu, Bir amalýn iki kolu.O da ulu, bu da uluAzerbaycan-Türkiye.

Birdir bizim her halýmýzSevincimiz-melalýmýz.Dinimiz bir, dilimiz bir,Bayraklarda hilâlýmýzAyýmýz bir, ilimiz bir,Azerbaycan-Türkiye.Eþkimiz bir, yolumuz bir

Azerbaycan-Türkiye.Ana yurdda-yuva kurdum,Ata yurda könül verdim.Bir milletik, iki dövletAna yurdum, ata yurdumEyni arzu, eyni niyyet.Azerbaycan-Türkiye.Her ikisi cümhuriyyet

Bahtiyar Vahapzade (1996)Azerbaycan-Türkiye

AZERBAYCAN-TÜRKÝYE(Cavanþir Quliyev

musiqi bestelemiþdir)

-23-__________________________________________________________________________________

Ýnsan her zaman yaþadýklarýnýn notunu tutma Tekkesi” olduðu yazýyor. Ancak kimsenin olmadýðý gereksinimini duymuyor. Belki sayýlarý çok az olan belli… Oradaki seyyar köfteciden sadece perþembeleri günlük tutanlar hariç. açýk olduðunu öðreniyoruz. Daha sonra netten

Ben günlük tutanlardan deðilim, ama bazý günlerin yaptýðýmýz araþtýrmadan, burasýnýn Rufaîlere ait bir notunun tutulmasý, o anlarýn unutulmamasý kanaatini tekke olduðunu gördük. Uþþakî dergâhýndaki görevli taþýyorum. buralarda bulunan Çürükçüler Tekkesinden

2007'nin 3 Kasým'ý da öyle bir gündü benim için. bahsetmiþti. Demek bahsettiði yer burasý...Kafa dengi arkadaþým Emre ile ne zamandýr Yola devam ediyoruz. Þiþhane'nin ünlü

Ýstanbul'daki tekkeleri ziyaret etmeyi plânlýyorduk. avizecilerinin arasýnda küçük bir cami... Emre bir Nasip bugüneymiþ. keresinde bu camide namaz kýlarken bir zikir törenine

Gezimizden önce Emre birçok tekkenin adresini rastladýðýný söylemiþti. Ancak biz gittiðimizde çýkartmýþtý. Ýstanbul haritasý üzerinden nerelere kimsecikler yoktu. Zikir yapan tarikate ait dernek de gideceðimiz aþaðý yukarý belliydi. oradan taþýnmýþ...

Ýlk duraðýmýz Kasýmpaþa'daki Uþþakî tekkesi Bu camide abdest tazeledikten sonra, Kadirî olacaktý. tekkesine doðru yürümeye baþlýyoruz. Plânýmýz akþam

Saat iki buçuk sularýnda Eminönü'nde buluþtuk ve namazýný orada eda etmek. Karaköy'ün üst ÝETT'nin EM2 hattý ile Kasýmpaþa'ya gittik. Ýlk taraflarýndan, yokuþ sokaklardan heyecanlý þekilde duraðýmýz olan Uþþakî tekkesi Kasýmpaþa'da idi. yürüyoruz. Neyse ki Galata Kulesi'nden sonra yol biraz

Uþþakî tarikatý, Pir Hüsameddin Uþþakî tarafýndan düzleþiyor. Genelde sokaklar boþ... Galata Kulesi'nde kurulmuþ bir tarikat. Þu anki þeyhleri Naci Eren isminde yerli yabancý turistler var...bir hocaefendi. Elbette baþka kollarýndan gelen baþka Emre daha önce yollarý çýkardýðý için plânlý bir þeyhler de mevcut. Tekke Kasýmpaþa'nýn çok da iþlek þekilde ilerliyoruz. Akþam saati yaklaþtýðýndan acele de olmayan bir sokaðýnda. Yanýnda bir okul var. ediyoruz. Bir yandan aceleci olmamýz, bir yandan

Tekkeye g i r i þ te hemen ayakkabý lar ýn ýz ý Ýstanbul yokuþlarý derken, haliyle ikimiz de sýrýlsýklam çýkartýyorsunuz. Yani bir avlusu yok. Giriþte ilk ter... Ama bir türlü tekkeyi çýkartamýyoruz.karþýnýza gelen, görevlinin bulunduðu kabin. Saðda ve Yalnýz farkettiðim bir þey var. Cihangir civarýnýn o solda kapýlar var. kadar muazzam bir deniz manzarasý varmýþ ki... Ama

Giriþte saðda, Uþþakî tarikatýnýn kurucusu Pir þimdi deniz bizi çok ilgilendirmiyor.Hüsameddin Uþþakî Hz.'nin kabri var. Uþþakî Hz. Emre'nin de benim gibi yollarý kimseye sormama lerinin kabri yüksekçe. Orada tanýþtýðýmýz görevli, gibi bir huyu var ama akþam ezanýnýn okunmasýna bulunduðumuz yerin altýnda baþka kabirlerin de dakikalar kaldýðý için acele etmemiz de gerek... olduðunu söylüyor ve bize orayý da gösteriyor. Uþþakî Yolumuzun ilersinde bir kuryeyi görüyoruz. Hemen Hz.lerinin kabri de alt odada aslýnda. Alt kýsým oldukça ona soralým diyorum... Yollarý kuryelerden daha iyi kim alçak. Eðilmeden giremiyorsunuz. Buradaki kabirlerin bilecek?kendisi ile birlikte hanýmýna, bazý çocuklarýna ait Evet, sonunda güzel bir tarif alabiliyoruz. Yine olduðunu öðreniyoruz. koþar adým ilerlemeye devam...

Giriþin sol tarafýnda küçük bir mescit alaný ve Koþturmalar sonunda adresi bir kiþiye daha kabirler var. Ýkindiyi orada kýlýyoruz. Oradaki görevliye soruyoruz ve nihayet Kadirî Tekkesine ulaþýyoruz. ýsrar etsek de bize imam olmuyor. Biz Emre ile cemaat Akþam okundu okunacak... Ama o da ne? Ne ýþýk var yapýyoruz. içerde, ne de kimse... Üstelik kapýda kocaman bir kilit...

Dergâhýn asýl giriþleri bu mescitte bulunan kapýlar Çevredekilere soruyoruz... Meðerse tekke sadece salý sanýrým. Ancak kendi baþýnýza gidilecek gibi deðil. günleri zikir yapýlýrken açýlýyormuþ. Büyük bir hayal Birisinin kýlavuzluðu ile gitmek gerekir. kýrýklýðý ile akþam için yakýndaki bir camiye yetiþmek için

Oradaki görevliden bilgi alýyoruz. Cumartesi günleri tekrar baþlýyoruz koþmaya...Eyüp'de bir evde meþk, perþembe günleri Akþam namazýný kýldýktan sonra eþim arýyor. Yedide Kasýmpaþa'daki dergâhta zikir töreni olduðunu özel ders için öðrencisi gelecek, haliyle çocuklarla ben söylüyor. Ben, herkesin bu törenlere katýlýp ilgileneceðim, kaçta evde olacaðýmýzý soruyor. katýlamayacaðýný soruyorum, “tabi katýlabilir, ama yine Yetiþebileceðimi, birazdan eve doðru yola çýkacaðýmý de kimin nesidir bakarýz” þeklinde cevap veriyor. söylüyorum…

Dikkatimi çeken nokta, dergâhýn, giriþinden dolayý Biz duraða doðru yürümeye baþlarken eþim tekrar herkesin rahatça içeri girebileceði bir yer olmadýðý. Yani arýyor ve dersinin iptal olduðunu söylüyor. Biz de oradan geçerken, diyelim ki vakit namazý kýlmak için pat fýrsattan istifade geziye devam kararý alýyoruz.diye içeri girmek pek mümkün deðil. Zaten burasý türbe Emre yatsýyý Arap Camisinde kýlmayý teklif ediyor. hükmünde ve akþam sekizde kapanýyor. Kapýdaki Ben ise “madem tekkeleri dolaþýyoruz neden tabelâdan anladýðým bu... Karagümrük'teki Cerrahî tekkesinde kýlmýyoruz”

Uþþakî tekkesinden ayrýldýktan sonra yürüyerek diyorum? Böylece bir sonraki duraðýmýz belli oluyor.Þiþhane'ye çýkýyoruz. Yürürken yolda eski bir bina Yatsýya yaklaþýk bir saat var. Karaköy'den Beþiktaþ-dikkatimizi çekiyor. Çok da hayat belirtisi olmayan, Edirnekapý otobüsüne biniyoruz. Otobüs oldukça ahþap iki katlý bir bina... Kapýsýndaki tabelâda “Aynî Ali kalabalýk... Karagümrük'e geldiðimizde yatsýya yarým

Mustafa KINIKOÐLU

-24-__________________________________________________________________________________

l Konu dýþýnda da eser gönderilebilir. lGönderilen dosyalarýn kolay açýlmasý ve faaliyetimizin aksamadan yürümesi için yazýlar (doc) uzantýlý, resimler (JPG) uzantýlý olarak lEserler, 5-12 Mart 2010 tarihleri arasýnda gönderilmelidir.gönderilmelidir.

lBazý yazarlar pek çok eser göndererek, LEser gönderecek olanlardan, tarihe arasýndan uygun gördüðünüzü seçin mutlaka riayet ederek bize yardýmcý olmalarýný demektedirler. Bunun bize nasýl bir meþguliyet bekliyoruz. Bu tarihlerin dýþýnda gönderilecek getireceðini tahmin edersiniz. Mesele sadece e se r l e r i d ikka te a lmamýz mümkün pek çok eserin okunup, deðerlendirmek için olamayacaktýr.zaman ayýrmaktan ibaret deðil. Bir de dergimizde, gönderilen eserin önceden

lKardelen, daðýtýmýmýz bulunan yerler neþ red i l ip ed i lmed ið in i a r a þ t ý r mak dýþýnda sadece abonelerine gönderilmektedir. gerekmektedir. Yazarlarýmýzýn kendi eserlerini Abone olup olmamak konusunda fikir sahibi takip etmeleri daha kolaydýr. Bu hususta nasýl olmak isteyenlere, bir sefere mahsus olmak hareket etmek gerektiðini “Kalem erbabýna üzere, talepleri halinde, hediye dergi gönderilir. mesaj”ýmýzda ifade ettik. Arzu edenler, Bunun dýþýnda þu veya bu sebeple bir iki dergi sitemizden okuyabilirler.istemenin; davayý, fikri ve zamaný ufalamak

Selâm ve saygýlarýmýzla...olacaðýný “kalem erbabý” herkesten iyi takdir edecektir.

DERGÝ EDÝTÖRÜlÝnceltme iþaretlerini ihmal etmemelidir.

saat var. Karnýmýz da hayli aç... Oradaki bir lokantaya içeri giriyoruz ve farza duruyoruz.giriyoruz. Lokantada son lokmalarýmýzý yerken ezanýn Mescit ve dergâhýn çok güzel bir havasý var. Yola sesi gelmeye baþlýyor. “Haydi bismillâh, en azýndan özel giysiler, levhalar, sarýklar... Tütsü kokusu bir farza yetiþiriz”. yandan... Cerrahîlerin kendilerine özgü bir takkesi var.

Yatsýnýn farzýna yetiþebileceðimizi umuyoruz, tabiî Beyaz ve yüksek... Mescitteki çoðu kimsede bu tekkeyi hemen bulabileceðimizi zannederek... Emre'nin takkelerden var, bizim yabancý olduðumuz hemen fark haritadan aldýðý yerin yanlýþ olduðunu anlayýnca canýmýz ediliyor.sýkýlýyor. Üstelik çevre esnafýnýn dergâhý bilmemesi de Yatsýyý þu anki Mürþidlerinden sonra gelen bir o kadar üzücü. Yine de yýlmýyoruz, sora sora hocalardan biri kýldýrýyor. Kýraati çok güzel… yürümeye devam ediyoruz. Ama artýk namaza yetiþme Dikkatimizi çeken, Fatiha'dan sonra hep bir aðýzdan umudumuz yok. En azýndan yerini öðreniriz diyerek “amin” demeleri ve kalabalýk cemaatlerde olduðu gibi yola devam ediyoruz. Mahalleli gençler sað olsunlar bize imamdan sonra müezzinin de tekbirleri tekrar etmesi... sonunda yeri tarif ediyorlar. Ayrýca namaz bittikten sonra tek bir secde daha

Cerrahî tekkesi Karagümrük Canfeda camisinin yapýyorlar.hemen yanýnda. Tekkenin giriþinde, baþta yolun Namaz sonrasý çay faslýna geçiliyor. Biz de bir kurucusu Pir Nureddin Cerrahî hazretleri olmak üzere grubun arasýna giriyoruz ve muhabbet baþlýyor. Yol eski þeyhlere ait kabirler var. hakkýnda bilgiler alýyoruz. Orada içtiðimiz çayýn tadý da

Emre ile çekine çekine giriyoruz kapýdan. Ýki kadýn bir farklý.var kabirlerin orada. Birisi dileniyor, diðeri de “tevekkül Birkaç bardak çay ve muhabbetten sonra “Bir et” diyor dilenciye... Ýstanbul Macerasýnýn” -þimdilik- sonuna gelmiþ

Avluda duruyoruz. Üst katta bayanlar fark ediliyor. oluyoruz. Eve dönüþ yolundayken, günün ne kadar Ama avluda kimse yok. Etrafýmýza bakýnýyoruz... güzel geçtiðini ve yaþadýklarýmý kesinlikle kâðýda Birden içerden bir bayan çýkýyor. “Erkekler bu tarafta” dökmem gerektiðini düþünüyorum.diyor. Hemen gösterdiði kapýya doðru ilerliyoruz. Ýþte bu notlar, o notlar...Bakýyoruz ki yatsýnýn farzý için kamet getiriliyor. Hemen

GELECEK SAYI (64) KONUSU:

“Türkiye siyaseti ve açýlým”

-25-__________________________________________________________________________________

BaþtaSondaYazarýmýzdan 4 eserAllahÞükrüyle “Kitap”aZikriyle hitaba

Yazarýmýz Mücahit KOCA’nýn, 62. sayýmýz baskýya Baþlaverilmek üzereyken elimize ulaþan 4 adet þiir kitabýnýn

Sözleriyle baþladýðý tanýtýmýný bu sayýmýzda yapacaðýmýzýn haberini vermiþtik.

münacat karþ ý l ýyor okurlarý. Eserini naatla taçlandýran þair, Eyüp Peygamber, Ebcedhan: Her ne kadar kendisinden yazarýmýz Mevlâna, Süleyman Çelebi, Necip Fazýl ve Sezai Karakoç’u

diye bahsetsek de þiir kitaplarýnýn çokluðu dikkat çeken da þiirleriyle yad ediyor.

Mücahit Bey’in “Ebcedhan” birinci baskýsý 1987 yýlýnýn Þubat ayýnda yapýlan ilk þiir kitabý. Bize ulaþan, þairin 2009

Kýlýç ve Kelebek: “Alaturka Divan” gibi þairin bu yýlýnýn Ekim ayýnda yapýlan ikinci baskýsý. Sur yayýnlarý eseri de okuyucusuyla ilk kez buluþuyor. Diðer kitaplarý arasýnda çýkan kitabýn daðýtýmýný Caðaloðlu/Ýstanbul gibi Sur yayýnlarý arasýnda yer alan eserin daðýtýmý yine merkezli “Kitabevi” yapýyor.Kitabevi’ne ait.

DÜNYAELLERDumandan kubbeHayret/bir ölüye iliþti gözlerimÝnciden yerAcýklý ölümüyle doldu gözlerimAy güneþin veziriÞiirin imgesinde þarkýnýn sesinde

Hayat kýsaÞehidin silâhýna deðdi ellerimÖlüm uzun

Ermiþ Sevinci:“Ermiþ Sevinci” de ilk baskýsý 1990 Ruhtur en hafif yükü bedeninyýlýnýn Mart ayýnda yapýlan eserin ikinci baskýsý. Þair, Ayrýlmaya gün sayarkitabýný iki ana bölüme ayýrmýþ; ilk bölüm kitaba da ismini Dost elbisende düþmanvermiþ, ikinci bölümün adý “Yýldýzdan Feleðe”. Eser, Sur Kanýnda ölüyayýnlarýndan çýkmýþ, daðýtýmýný “Kitabevi” yapýyor. Köpürdükçe köpürür

Öfke kaynar sularýndaBir salavatýn ardýndanNerede denizkýzý eylül kederiHer soluktaAvutsun masal biziGözlere ýþýk

Gönüllere nurDað özlemiyle ermiþ sevinci hep birlik

( B e d r a n Mermerlerin yumuþak ýþýðýyla açýlanYOLDAÞ’ýn , g e ç en Bir sancak kadar heyecanlýsayýmýzda tanýtýmýný

Yolu tutasým geliryaptýðýmýz “Renklerin Aristokrat Baskýsý”

Alaturka Divan: Þairin, kasideler, gazeller, isimli eserinden aldýðýmýz, rubailer ve beyitlerden meydana gelen ve 2009 yýlý Ekim ayný isimdeki hikâyesini ayýnda ilk baskýsý yapýlan eseri, isimleri ders kitaplarýnda AYIÞIÐI bölümünde hapsolmuþ edebî türler bakýmýndan da fikir verici ve okuyabilirsiniz.)ufuk açýcý.

Kardelen’egelenler

Kardelen’egelenler

DERGÝ EDÝTÖRÜ

Sevdan yüreðimde, Gündüz, ruhuma hayat veren aydýnlýkEllerin ellerimde. Doðudan batýya akar daima.Gece, gündüzün izini nasýl sürüyorsa, Yüreklerimizi ýsýtan güneþ;Ben de öyleyim iþte! Sanki yol haritamý çiziyor bana.Aydýnlýk sabahlara ulaþmak için, Sevgi aðacýmýz büyüdükçe büyüyorDeli gibiyim peþinde… Bizi kimse tutamaz þimdi.

Yok yok, bana korku vermiyor Gece boyunca dolunay, bütün gün güneþGeceyi de seviyorum. Ýkimize de arka çýkýyor!Dolunayýn her iki yüzünde, El ele, göz göze olmak en güzel resim;Gözlerini görüyorum. Tek dileðim, biricik hevesim!

Varsýn bülbül dilediðince þakýsýn, Silinmez kaderim, alýnyazým;Varsýn kýnalý kekliðim bildiðince ötsün, Sana doyamadan gidersem inan,Korkusuz dem tutsun, bayram etsin! Geceleri dolunayda, gündüzün güneþteUmudunu katýk etmiþ avcý olsam da ben Gözlerim asýlý kalýr,Vefalý bir yürek taþýyorum; Bin kere ölürüm!Sana kýyamam! Oyhan Hasan BILDIRKÝ

EN

GÜZEL

RESÝM

-26-__________________________________________________________________________________

üç nok ta Sinan AYHAN nayhan@yahoo.com

Bir anlýk-----------------

bin yýllýk nafile ibadetten üstündür! (Hadis)------------------------------------------------------------------

tefekkürtefekkür

“Farkýnda Olmak” veya “Yoksun”luklar Tiradý:Romeo, Romeo olmayanla Konuþuyor

-“Hadi koy þu palaný kýnýna da, varsa zekâný sýyýr…” Shakespeare, Romeo ve Juliet, IV. Perde-V. Sahne

I. Sahne telleri olmayan bir çýðlýk; bu da, bu harf kývrýmlarýyla Ey bütün baygýn hýrslarý hýþýrtý tozlarýnýn ve ey siz gelen dans figürleri de; -kendi nesnesinden öte- yazý

gökleri karalayan yaðmur aðýzlý bulutlar… þeklinde bir kazýydý, üzerimizde…Aðzýný arsenikle çalkalayan fýrtýna gýrtlaklý

rüzgârlar mýdýr, nedir; içte yýlan ýsýrýðý gibi duruyor VI. Sahnezaman… Yalnýz kendi ten gömleðine göçen eþik -olmak… farkýnda olmak…yükseltmelerden býktýk; bize, has bir yüz, kýlýðýmýza -nedir “farkýnda olmak”… soy bir kýpýrtý verecek sýnýr nerede..? -bilmektir, zamanýn üzerimizdeki dekorunu…

“O” deniyor olmak, abanoz bir keyiftir… -nasýl bilinir bu…-zamanýn bizi ýsýrdýðý yerlerde olanla bilinir ve

II. Sahne zamanýn üzerimizdeki ýsýrýklarý kadardýr bilinirliði…Ýlk, maðara çeperlerini yalayan ýþýk kýrýlmalarýydý -o vakit, diþ izlerinden öte, nasýldýr geçiþi

çehremizi yalayan, bize bir kil kývamý katan… bizi zamanýn…söyleyen “onlar”dýr… -uykuda bir keder gibi…

-gagasý olmasa demek onca uðultunun, onca III. Sahne kýpýrdanýþýn, çýrpýnýþýn; baþka bir alem, baþka bir ilim Bir sandalet ürpertisinden koptum da geldim þeklinde hiç uyandýrýlamayacak þey þu zaman…

buralara; bu düzlüklere, bu “puv” engebelere… -aslýnda kýsým kýsým uyanýk, kýsým kýsým da uykuda Esasta ne engebe, ne düzlük, ne de bir üstünlük diyebiliriz onun için…tanýrým; çýkmayan bir izim ben zamanýn kayasýndan; -ya uyanýrsa hepten… ne varsa zýtlýk, çekiþme, hafakan, hepsini elbise -o vakit, kederdir tahta geçecek kandan, etten, yaptým kendime; eklerimde yutkunsun diye ölü- kemikten dirhem…hallerimden topraklar… Bir görünürlük lütfûyla -ama “ölümdür bir hayatý kader yapan”; böyle kutsansýn diye kýpýrtýlarým, ne varsa çatýk kaþ miydi..?midesinde ekþiyen kazýnýp atýldý üzerimden; bana -besbelli ki zaman, hepten uyanýk; uyandýrýyor iþte yürümenin, yürürken büyümenin pazýlarý nimet diye insaný, ona göre “hatýrlatmak” olan kýrbaçla; bu dört verildi… köþe sýðlýkta ne kötü hatýrlamak ne cins bir varlýk

olduðunu; evet, ölüm gelince, insana ait olur, olmayan IV. Sahne zaman da…Ama yürümeden ilerlenen yollar gördüm, ilk ateþi -demek burada, uyanýk kalamamakmýþ yer yer

olmayan kor haller… Yalnýz yön tayin teknikleriyle insanlýðýn hasadý; hasat, insanda kopmuþ iplerin iþaretlenen karýnca zamanlar, harislik bileyen temsili zaman ve mekân arasý kendi zamanlarýnýn kuytuluklar; “kara-yosunu” pusula diller bildim; hasadý…“trake” ve “solungaç” yapýlý kentlerden geçtim; pas -Kopsa bile, örülür yine zaman; tamamlanacak tutmuþ, nazarlarý asit kusan mezarlýklardan; her þeye olmasa bile, kendi nesnesiyle, kendi nesnesinde raðmen ve her þey sayesinde mekânlarý bir ev planý örülür… Kopukluklar, “kopukluk-ipleri”yle birlikte, haline getiren adýmlar gördüm; temiz parýltýlarla gelecek diye bir geçmiþi bekler, geçmiþ diye bir gözlerde dans etmeyi özleyen adýmlar… geleceði örer; kýnýnda, ama her an kýnýndan çýkacak

bir kýlýç gibi, kýnýndan çýkmýþ ama her an kýnýna V. Sahne dönecek bir kýlýç gibi…Baðcýk ve ayakkabý tipilerinden çýktým da geldim; -o vakit, “þimdi”ye ne demeli…

adým atmak bir lügat, bir zýrhtý üzerimize… -þimdi mi… þimdi, mezarýmýzdaki “topraðýn-Farkýndaydým; kaslarý yeni açýlan bir nefestim ben, ses teri”…

-27-__________________________________________________________________________________

“Prolepsis”, bir ters oluþumun veya ters oluþumlarýn göze çarpan bir serpilme içinde; bunu da kâh Yunus'un, kurulan yapýyý bozacaðýnýn sezilip, ona veya onlara dair bir kâh Mevlana'nýn dilinde içten içe yanarak eþya planýnda tedbirin oluþturulmasý; olasý yanlýþ gidiþ ve þekilleniþlerin iþler kýldýðýndan, seciyesi, duruþu farklý bir yerde… Yoksa önünün alýnmasý kurgusu içindedir ve bir mantýk örgüsüne Allah, hiçbir kavime ayrýcalýk vermedi; insanlarý ve dahi baðlý bu kavram, bir karþýtlýðý önceden görüp çürütmek ve kavimleri, yalnýz “takva” ölçüsünde daha hayýrlý ve daha iyi o kof varlýk iddialarýnýn sebeplerini, daha varlýk alanýna kýldý…

…çýkmadan, ortadan kaldýrmak anlamýndadýr…… Ýslam, hiçbir kiþiyle ve kavimle þereflenmez; Ýslam'a

“Türk”ün olduðu yerde, diðer bütün milletlere ait giren hiza bulur ve þereflenir… Ölçü budur……tezler çürür ve düþer…

“Türk”e bu haslet, tarihten miras; O, bu mirasý-mirasa “Anka kuþu” misali olay örgülerinden bir cümle ihanet etmediði müddetçe-tarih boyu yüklene yüklene halinde okunabilen, dünya tarih atlasý üzerindeki biricik billurlaþmýþ bir keyfiyetten mayalandýrdý… O'nun Ýslam'da “prolepsis”lerden biri de budur…

… kendini bulmasý olmasa, fersahlarý eriten ve at yelelerine “Türk”, bu hasletini; bir milyon kývrým pazýsýndan, baðlý bilmem kaç millik topuk hýzýnýn veya pazýsýndaki

kafatasýndaki kalsiyum veya týrnaðýndaki keratin oranýndan bilmem kaç grostonluk gücün, dünyada hiçbir esamesi almaz… Türk, güneþin yýkadýðý bir günün eþyalarýna okunmazdý… Her þeyi ve herkesi deðerli kýlan Ýslam daldýðýnda, ona-yalnýz ve pek tabi- ne kadar ten gömleði olduðu gibi, Türk'ü de bir kýymete bindiren kuþam, varsa, hepsiyle beraber yaþama aþký geldiði için ve bu ilhamý Türk'ün Ýslam'a duyduðu hürmette…

…Allah'a kulluk ölçüsünde bir sýklete döktüðünden “Türk” Allah'ýn Sevgilisi'nin buyruklarý;olma hasletine kavuþturulmuþ; aksi takdirde de-her insanýn “Helali aramak, farz üstüne farzdýr…”bir sýnanýþtan sonra düþebileceði bir makam olarak-, cismi “Helal”, sadece “doðru” deðil; o ayný zamanda Allah'ýn varlýðý iþgal eden alelâde bir ceset; üzerine akbabalarýn,

razý olduðu “doðru”…kargalarýn çullandýðý ve yýlanlarýn, çiyanlarýn üþüþtüðü, “Helâl” bütün kavram kurgularýnýn ve dahi “prolepsis” daðbaþýndaki bir leþ olma kimliðine mahkûm muhatap…

örgülerinin ötesindedir; o vakit her þart ve halükârda, Belki iki zýt hüviyet bir arada; ama daima ve çok þükür, yalnýz ölçüsü “helal” olanýn sözü dinlenir; bunun aksi bir aðýr basan fikir onun Allah'a yakýnlýk dileði, arzusu… O, durum, deðil Türk'ü, bütün bir insanlýðý eklemleri, maddi ölçülerin diþleri arasýnda çiðnenmek yerine kendine, uyluklarý ve bütün uzvi izleriyle tarih haritasýndan siler…has bir Allah rýzasý postu seçtiðinden akranlarý arasýnda

“Prolepsis”: Büyük Resmi Görmek veyaMajör Bir Figür olarak Türklük Hasleti Mehmet HASRET

engelliyor. Açýlýmýn her adýmýnda bin Yatak odasýna kadar bir zorluk çýkýyor.(…) AKP Gn. Baþ. Yar. Hüseyin giren terör piyasasý Çelik, 25 yýlda devletin 300 milyar

dolar harcadýðýný söyledi. Bu (…) 1993 ' te g azetec i Avni g ö z ü k e n b e d e l . . .

Özgürel'in, "Güneydoðu meselesi, Kürt Bir de görünmeyen maliyetler var ki, meselesi bir rant, bir para iþine dönüþtü mü" mesela Uluslararasý Stratejik Araþtýrmalar sorusu karþýsýnda Apo þu cevabý vermiþti: Kurumu Baþkaný Sedat Laçiner, "Toplamda 1

"Evet... Bu kolay kolay bitmez... Bu iþi ben trilyon dolar gitti" diyor.bitireyim desem, beni bitirirler. Türkiye tarafýnda en (…) PKK cephesi de çok farklý deðil. Örgüte yüksekte buna karar verecek emir noktasýndaki para saðlamak için uyuþturucu kaçýranlar, zamanla insan bu iþi bitireyim dese, bitirtmezler, onu koca bir trafiði yönetir oldu. Dikkatinizi çekerim: bitirirler..." Her bakýmdan kayýt dýþý paralardan söz ediyoruz.

Bugün tam da bunu yaþamaktayýz: Yani örgüt yöneticileri de bilmiyor dönen miktarý.Hükümet Kürt sorununu çözme, PKK Bu iþlerde piyasa asla sadece para deðildir. Bir de

militanlarýný daðdan indirme kararlýlýðýnda... iþin siyasi rantý var. Statüsü, itibarý, havasý var. Oya Genelkurmay Baþkaný ayný amacý paylaþýyor... dönüþtürülecek imkânlar var terör piyasasýnda. (…) ABD desen, zaten Ortadoðu politikasýný deðiþ- "Teþvikiye Camisi'nden üç þehit cenazesi kalksa,

tirdi, Kürt/PKK sorununun bitmesini istiyor... sorun çözülür" diyenler çok da haksýz deðil.Müthiþ bir güç deðil mi? (Emre AKÖZ; Sabah, 10.12.2009)Ancak terör piyasasý bu iþin kolayca yapýlmasýný

MEDYA

SEPETÝ

MEDYA

SEPETÝ

-28-__________________________________________________________________________________

Aralarýnda ve her hususta adaleti yerine getirmek þartýyla erkek, evinde veya ayrý ayrý evlerinde dört kadýna kadar alabilir. Emir deðil müsaade… Bugünkü dünya þartlarýnýn “bir”den fazla zevceli bir izdivaçta adalet icrasýna müsait bir tarafý kalmamýþtýr.

ÖLÇÜLERÝzdivaçta irade ve kuvvet, kadýndan ziyade erkeðe verilmiþtir. Kadýnýn hakký da mahfuz…

Zevcesinden ayrýlma hak ve kararý erkeðin… m Erkek, kitap ehlinden (Hýristiyan veya Yahudi) Onun da dayanaklarý var ve gerçek müminde “keyfim bir kadýný alabilir; kadýnsa böyle bir erkeði, Ýslâm'a böyle istiyor!” diye karýsýný boþama meyline izin çekmedikçe alamaz. Müslüman erkeði seven kitap yok… ehlinden bir kadýnýn, o sevgi içinde Ýslâm'ý sevmenin

de yolunu bulacaðý umulur.Erkek, izdivaçta kendisine verilen haklarý, ilahi m Topyekûn dinsiz yahut putperestlerden

emirler dairesinde vicdanýna kadýn nikâh edilemez.d a n ý þ a r a k k u l l a n m a k m Kiþinin yakýnlýk derecesi içinde, mevkiinde ve bu mevzuda evlenilmesi haram iki çeþit vardýr: Biri küllî dýþýndan deðil, içinden ve ebedî, öbürü nisbî ve muvakkat haram kelepçeli vaziyette… Hadis ifade edici iki sýnýf…“Allahýn en ziyade buðzettiði m Kiþiye anasý, anasý ve babasýnýn h e l â l i n ( m ü s a a d e n i n ) analarý, kýzý, kýzýnýn ve oðlunun kýzý, kýz z e vc e s i n i h a k s ý z y e r e kardeþi (isterse ayrý anne veya babadan boþamak” olduðunu bildiriyor. olsun), kýz kardeþinin kýzý, sütkardeþi, Kur'ân emri ve peygamber sütkardeþinin annesi ve kýzý, halasý, tembihi de bu merkezde… teyzesi, mutlak, aslî ve ebedî kaydýyla Kadýný boþamakta bir sürü engel haramdýr. Bu münasebetler arasýnda koyan ve erkeði dýþýndan sýkýntýya ayný anne ve baba vaziyeti rol oynamaz alan asrî tedbirlere karþý, onu ve birinden birine iltisak(baðlantý) dýþýndan serbest býrakýp içinden haram þebekesini tesis etmeye yeter.baðlayan Ýslâm'ýn müeyyide m Bu küllî, mutlak ve ebedî haramlardan sonra, kuvvetine dikkat edin ki, tatbikat, boþanm nisbî, mevziî ve muvakkat haramlar geliyor. ada eskiden yüzde beþ vaka olursa bugün yüzde Muvakkat tabirinden kast, vadesi doldurulacak bir yetmiþi aþtýðýna þahittir. Týpký, köstekli atlardan müddeti deðil, kaldýrýlmasý mümkün bir kaydý çoðunun ipini koparýp kaçtýðý bir çiftlikte, hiç göstermektedir ve ona mukayyet demek daha baðlanmamýþ, fakat terbiye görmüþ atlarýn hududa doðrudur. Sonradan olma sýhriyet yakýnlýklarý… riayet etmeleri ve kaçmamalarý gibi… Bunlardan da, ebedî haramlar var. Baþta kaynana ve

Ýmanla beraber nikâhý da silip süpürücü gelin…sebeplerse ilâhî haklar zümresinden… m Nikâhý haram þahýslar mevzuunda nice

incelikler ve esrar iþaretleri vardýr. Meselâ insan, zina ettiði kadýnýn bir baþkasýndan olma kýzýný ve annesini Kadýnýn dinî müeyyide makamý nezdinde, de zevcesi yapamaz. Haram bir münasebetin yakýn kocasýndan ayrýlmakta hak iddia edebileceði ve akrabasýný bile helâl dairesine çekemez; zina ettiði erkeðinden tefrikini isteyeceði þekiller irtidat kadýný nikâhlayabilir de, o kadýnla zina takdirinde (Ýslâm'dan çýkma) bir sürü biçimiyle küfür, zulüm, artýk onun bir yakýnýný zevcesi yapamaz. Zina edilen erkeklik vazife ve mesuliyetinden uzaklaþmak, kadýnýn yakýnlarý, o kadýn nikâhlanacak olsa nasýl iktidarsýzlýk, karýsýný ahlâk dýþý fazihalara sürmek gibi haram ifade ederse aynen o mevkie geçerler… Baldýz, haller… Selim akýl üzerine dayalý beþeri kanunlarda zevcenin ölümünden sonra alýnabilir.da müeyyidelendirilmiþ þeyler…m Devrimizde cariye ve köle diye bir sýnýf

kalmadýðý için, bunlar bahsimizin içine girmiyor. Ne “Size iki zaifin hakkýný emanet ediyorum; biri var ki “ben kendimi sana cariye olarak temlik ettim!” öksüz, öbürü kadýn” buyuran Kâinatýn Efendisi, gibi sahte tesellilere de kapýlar kapalý bulunuyor.kâinat efendiliðinin tahtý üzerinden konuþuyor.

(Bu bölümdeki imzasýz yazýlar, Ýman ve Ýslâm Atlasý’ndan alýnmaktadýr)

(Dünya bahsi devam ediyor)

HAKLAR

-29-__________________________________________________________________________________

sisteminde, harcamalar baþýboþ deðildir. Ayrýlýktan HULLEsonra da kadýn, baþka bir gelir yolu bulmak üzere kocasýndan, belli bir yardýmý, hâkimin takdir ve Beþerî mevzulara göre, insan, yüz kere boþanýp kararýna baðlayarak isteyebilir. Mehri ayrýca hakkýdýr.ayný fertle yüz kere evliliðini tekrarlayabilir. Ýslâm'da

had üçtür. Erkek iki kere boþadýðý kadýný üçüncü defa boþayacak olursa, o kadýn baþkasýnýn malikiyetine ÝDDETgirip ayrýlmadýkça tekrar onun olamaz.

Bu yasak, “zevcenizi istediðiniz gibi boþayýn, Kocasýndan ayrý düþen kadýnýn tekrar sonra baþkasýna verip peþinden ayýrýn ve yine alýn!” evlenebilmesi için, hamile olup olmadýðýný mânâsýnda galiz bir müsaadeye deðil, “Allah'ýn size göstermek üzere beklemeye mecbur olduðu verdiði hak ve iradeyi yerinde kullanýn, hürriyet ve müddet…tasarruf hakkýnýzý kötüye sarf etmeyin ve eðer böyle Kadýn baþkasýyla nikâhýnýn makbul olmasý için bir hale düþecek olursanýz sonuna katlanýn!” þeklinde eski kocasýndan ayrýldýðý zamaný takip edici tam üç anlaþýlmak ve aslýnda müsaade yerine engel kabul hayýz görmekle mükellef… Üç ay içinde durum belli edilmek icap eder. olabilir; bazen bu müddeti de aþabilir, fakat üç hayýz

Bu vaziyette “Hulle” tabir edilen tatbikatýn, kadýný görmeden kocaya varmak hakkýný kazanamaz.iradesi önceden satýn alýnmýþ bir adama nikâhlatýp Ýddet nafakasý almak da haktýr…sonradan boþandýrma þeklinin Ýslâm ahlâkýna uyduðu Hayýzdan kesilmiþ kadýn da hayýz gösterip söylenemez. Eski zamanlarýn (çok eski deðil) göstermeyeceðini, gerekirse uzun müddet birtakým kör ve muhtaç kuklalarý kiralayýp bekletilmekle ispata davet edilir ve ancak yaptýrdýklarý bu fiile göre Ýslâm hakkýnda týbbî ve ilmî kanaat hâsýl olunca izdivaçta hüküm savrulmaz. “Mut'a Nikâhý”na eþ, serbest kalýr. Ölümle ayrýlýkta iddet daha Hulle nikâhý ne dereceye kadar makbul uzundur.olabilir ki, bu yol memduh olabilsin?.. Gebelik halinde kocasýndan ayrýlan Bu inceliði görmeyenler ve Ýslâm'ýn kadýn, doðurmadýkça kocaya varamaz. erkeðe biçtiði irade ve nefse hâkimiyet Çocuk düþürmek de doðurmak gibidir.müeyyidesini, “Hile-i Þer'iyye”nin bir

Ayný kayýtlar erkeðe de þamil… çeþidi olan “Hulle” mevzuunda Onlar da nikâhlarýnýn selâmeti arayanlar þeriat ruhundan mahcupturlar. bakýmýndan iddetini doldurmamýþ Hulle, irade terbiyesini hedef tutucu bir kadýn alamazlar.ceza ihtarýdýr.

Ve bütün bu kayýt ve þartlar, ancak baþvurulduðu takdirde müdahaleye mezun dinî kaza mercilerine verilmiþ bir ÝYLAteftiþ ve tasdik hakkýný deðil, týpký

ibadetlerde olduðu üzere fertlerin karþýlýklý vazife ve Bizzat peygamber tatbikatý olan “iyla”, ferdin, borçlarýný belirtir. Müslüman'ca evlenmek, aile zevce veya zevcelerine darýlýp onlarla bir müddet kurmak, ömür sürmek ve boþanmak isteyen böyle temas etmemeye yemin etmesi… Cahiliyet devrinde yapar.ananeleþmiþ ve mübalâðalý müddetlere baðlanmýþ

olan bu vakýa, Ýslâm'da dört ay olarak hudutlandýrýlmýþ, türlü þekil ve þartlara inhisar NESEPettirilmiþ ve kefareti on fakiri bir gün doyurmak veya üst üste üç gün oruç tutmak tarzýnda tespit edilmiþtir. Aile kolu manasýna gelen nesep, annede sabit, Bu þeklin günümüz Müslümanlarýnca tatbikine mahal babada ise deðil…ve lüzum yoktur. Zevcesine darýlan darýlýr, sonra Bütün zaman ve mekânýn Resulü, çocuk kimin barýþýr, müddet tayin ve “Ýyla”ya niyet etmez, yataðýnda doðmuþsa ona ait olduðunu söyledi ve dargýnlýk sebebinin devam edeceðini ve arada ahenk cümlesini þöyle baðladý: “Hesaplarý Allah kalmayacaðýný görünce de boþanýr. “Ýyla” bir emir görecektir…”deðil, müsaadeli bir tembih yoludur.

Zina ile nesep sabit olmaz. Ýzdivaçtan 6 ay geçmediði halde doðurulan bir çocuk da nesebe giremez. Ýzdivaçtan 6 ay sonrasýna, 9 aya ve daha ileri NAFAKAmüddetlere varan doðumlar hep nesep içi…

Zevcenin bakýmý ve bütün meþru ihtiyaçlarý Ýddetinden itibaren 6 ay içinde doðuran kadýnýn erkeðin üzerinde… Karþýlýklý anlaþmayla ve gönül çocuðu ayrýldýðý kocaya ait ve nesebe dâhil…isteðiyle, zengin kadýn kocasýna, erkek de zevcesine Evlâtlýk almakla nesep gerçekleþmez ve kýzýn dilediði yardým ve hediyede bulunabilir. Ama ne erkek efendisince nikâhý caiz olur.ne kadýn, hususiyle kadýn, eþinden izinsiz onun malýný

-tasarruf edemez. Erkeðe itaate dayanan Ýslâmî aile

-30-__________________________________________________________________________________

Ýnsan en güzel bir þekilde yaratýlmýþtýr. (Yani Ýslâm kasdedip canýný alýr, fakat imanýna zarar veremez. fýtratý üzerine). Ýmaný yoksa maymundan, domuzdan Ýnancý bozuk kimseler ise insanýn imanýný götürür.”

Dinsizlerin devamlý olarak, kendilerine, Âdem ve hattâ bunlardan da daha kötü, daha aþaðýdýr.Sûre-i Nisâ ayet (1): “Ey insanlar! Sizi bir tek Aleyhisselâmý býrakýp, maymundan bir ced (dede)

nefisten yaratan, ondan eþini var eden ve ikisinden pek aramalarý çok hazin bir manzaradýr. Bazý iman'ý zayýf çok erkek ve kadýn meydana getiren Rabbinize veya inanmayan kiþiler bilimsel araþtýrma yaptýklarýný hürmetsizlikten sakýnýn. Kendisi adýna birbirinizden söyleyerek bunlarýn arasýnda barýnmaya çalýþýyorlar. dilekte bulunduðunuz Allah'ýn ve akrabalarýn Hâlbuki ilimle din hiçbir vakit çatýþmaz. Çünkü ilim, haklarýna riayetsizlikten de sakýnýn. Allah þüphesiz Allahü Teâlâ'nýn Ýlim sýfatýnýn bir tecellisidir. Allah'ýn hepinizi görüp gözetmektedir.” ilmi haricinde bir þey'in vücuda gelmesi ve o'na zýt

Sûre-i Hucurât ayet (13): “Ey insanlar! Doðrusu olmasý muhaldir. Bu sebepten, Âdem biz sizleri bir erkekle bir diþiden (yani Âdem ile Aleyhisselâm'dan bu güne kadar böyle garip iddialarýn Havva'dan) yarattýk. Sizi milletler ve kabileler haline ortaya atýldýðý görülmemiþtir.koyduk ki birbirinizi kolayca tanýyasýnýz. Þüphesiz, Ýslâm dini, aklý olanlara, yani yanýlmayan akla (akl-ý Allah katýnda en deðerliniz O'na karþý gelmekten en selime) hitap eder. Bu akýl da ancak peygamberlerin, çok korkanýnýzdýr. Allahü Teâlâ her þeyi bilendir, Onlarýn akýllarýna yakýn Ashâb-ý Kiram'ýn, Ashâb-ý haberdardýr.” Kirâm'a tâbi' olanlarýn ve din büyükleri mezhep

Kur'ân-ý Kerîm'in kutsiyetini, benzeri ve misli imamlarýnýn aklýdýr, vahye baðlý olduðundan yanýlma olmadýðýný kabul etmeyen dünyada hemen hemen asla düþünülemez. Bu sebepten tarih boyunca hiçbir kimse yok gibidir. Kâinat'ýn sahibi ve mâliki olan Müslümanlar daima muvaffak olmuþlardýr. Eðer bir Allahü Teâlâ Hazretleri, bu mübarek kitabýnda: “Ey aksama veya muvaffakiyetsizlik oldu ise, Ýslâmî insan la r ! Ben s i z i , t ek nef i s ten (Âdem hükümlere uymakta eksiklik olduðundan meydana Aleyhisselam'dan ve O'nun sol eyeði kemiðinden geldiði muhakkaktýr. Bir de akl-ý sakým, vardýr ki, bu hanýmý Havva'yý yaratmak suretiyle, sizi halifem olarak daima insanlarý yanýltýr. Yani hasta akýl, sahipleri bazý dünyaya gönderdim buyuruyor. Ýkinci ayet-i celilede, þeylere iyi der, sonra piþman olur, iyi dediði kötü çýkar, sizi bir erkek ve bir diþiden yarattým buyuruyor. Ayný doðru dediði yanlýþ olur, insanlara fayda yerine zarar zamanda, sizi milletlere ve kabilelere ayýrdým diye verdiði gibi, kendilerini de yanlýþ yollara götürür.ikinci bir nimetini insanlara haber veriyor. Bu ne Dünya üzerinde birbirine çok yakýn canlýlar vardýr. büyük nimet! Ya insanlar, bir millet, bir kabile Bunlarýn deðiþime uðradýðýný iddia etmezler de, olsalardý, acaba insanlar arasýnda ki münasebetleri insanýn hiçbir benzer yönü olmadýðý halde, bu halletmek mümkün olabilir miydi? kimseler, kendilerini maymuna benzetmeye çalýþýrlar.

Allah'a ve onun kitabýna inanmayýp da, dinsiz, Meselâ güvercin ile kumru arasýnda hemen hemen bir imansýz ve ne olduðu belli olmayan insanlarýn saçma fark yok gibidir, sýðýrla manda, koyunla keçi, kurtla ve düzme olan yalanlarýna inananlarýn aklýna ve köpek, kedi ile aslan, misal sayýlamayacak kadar mantýðýna þaþmamak elde bile deðildir. Ýnsan bir kere çoktur. Bunlarý niçin bilimsel laboratuara sokmazlar? sapýtýrsa ona doðruyu anlatmak elbette mümkün Sebebi açýktýr; Yahudi-Mason tayfasýnýn Ýslâm deðildir. Bu gerçeði Cenâb-ý Hakk, þöyle bildiriyor. dininden ve Müslümanlardan intikam almalarýdýr.

Cedlerinden (dedelerinden) bir kýsým insanlarýn Sure-i Bakara ayet (145) de: “Cenâb-ý Hakk, maymun ve bir kýsmýnýn da domuz olduðunu Kur'ân-ý Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem'e, Ya Kerîm açýk olarak bildirmiþtir. Maksat bunun Habibim! Bir kere yanlýþ yollara saptýrýlmýþ Ehl-i hazýmsýzlýðýdýr. Ne garip hadisedir ki bunlar Ýslâm Kitabý (Yahudi ve Hýristiyanlarý), bütün ayetleri, ülkesinde Müslüman halkýn kazancýndan geçinir, delilleri ve belgeleri getirsen sana inanmazlar. Çünkü devletin kasasýndan en yüksek maaþlarý alýrlar. Ýlim onlar, bir kere yanlýþ olarak inanmýþlardýr.” Bu Ayet-i araþtýrmasý namý altýnda Müslümanlarýn, Allahlarýný, Celile'nin tefsirinde, Ýslam Âlimleri þöyle bir açýklama Peygamberlerini, Dinlerini, Kitaplarýný ve inançlarýný yapmýþlardýr:yok etmeye çalýþýrlar. (Zamanýn fesadý ve kimsenin “ Ýzâ da l l e t i l ukû lü a l a i lm in - f amaza olmamasý en büyük destekleridir.)tekulühünnüsehâü”

Masonlar, 1900 senesi toplantýlarýnda, alýnan Beyit'in açýklanmasý: “Ýnsanlar bir þeye yanlýþ kararlarý, tutulan zabýtlarýnýn yüz ikinci sahifesinde, inanýnca, nasihat yapanlarýn öðütleri hiç fayda dindarlara, mabetlere galebe çalmak kâfi deðildir, asýl vermez.”maksadýmýz dinleri yok etmektir, diye yazmýþlardýr. Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem Efendimiz, (Tam Ýlmihâl)bir Hadis-i Þeriflerinde, bu tehlikenin vehametini þöyle

Tarihen sabittir ki, Ýnsan, insan olarak yaratýlmýþtýr beyan buyurmuþlardýr: ve dünyanýn sonuna kadar devam edecektir (hiçbir “Ýnancý bozuk bir kimsenin eline düþmektense, deðiþime uðramadan). Fakat isyan ettikleri için aslanýn ve kaplanýn pençesine düþmek daha iyidir. insanlardan maymuna dönenler olmuþtur. Ama bunlar Çünkü aslan ve kaplan, insanýn fani vücuduna

MAYMUN HÝKÂYESÝNÝN GERÇEK YÖNÜ

-31-__________________________________________________________________________________

Kanser hastanesi, Baþ Tabibi, Merhum Dr. Hâluk Nûr Bâki 'nin Kasým/1987, 278 Sayýl ý Diyanet Mecmuasýnda yayýnlanan bir yazýsýný alýyoruz:üç gün yaþayýp sonra helak olmuþlardýr. Kur'ân-ý

Kerîm'de bu hadise açýk olarak beyan edilmiþtir:MAYMUN HÝKÂYESÝNÝNSûre-i Bakara ayet 65: “Elbette kesin olarak

ARDINDANbilirsiniz ki, Dâvûd (Aleyhisselam) zamanýnda 1912 yýlýnda British Museum'da bir kafa teþhir kavminiz balýk avlamaktan men edilmiþti. Bunu

edildi. Altýna ýsmarlama yazýlan nüfus 500000 yýl önce dinlemeyip, balýk avlayanlara “hakir ve zelil” olarak yaþayan bir insan maymun arasý bir canlý yazýlý idi. Bu maymun olun dedik, onlarda maymun olup, üç gün kafa iskeletine bilim tarihinde pithdown-men adý sonra helâk oldular.”verilir. Bu iskelet üzerinde nice ilmî konferanslar Sûre-i Nisa ayet 47: “Ey kendilerine kitap verilenler verildi, kitaplar yazýldý ve düþünceler zehirlendi. 1952 (Yahudi ve Hýristiyanlar) biz yüzünüzü, tahrip edip yýlýnda bilim geliþti kemiklerin cinsleri ve eskilikleri ensenize çevirmeden veya cumartesi gününe saygý radioaktif karbon ve Fluor analizleriyle gerçeðe yakýn göstermeyen Yahudilere yaptýðýmýz gibi size de lânet bilinmeye baþlandý. Bu iskelette böyle bir tahlile tabi etmeden yani (maymuna çevirmeden) Tevrat'ý tasdik tutuldu. Sonuç tam ma'nasiyle bir skandaldý. etmek üzere indirdiðimiz Kur'ân'a inanýn. Allah'ýn Kafatasýnýn üst kýsmý 50 yýl önce yaþamýþ bir insana, alt emri mutlaka yerine gelir.”çene ise o civarda 60 yýl önce ölen bir maymuna aittir. Sure-i Bakara ayet 105: “ Ne kitap sahibi olan Olay ilim açýsýndan tam bir rezalet bizlere ise tam bir kâfirler, (yani Yahudi ve Hýristiyanlar) ve ne de Allah'a ibrettir.ortak koþanlar (müþrikler), Rabbinizin size verdiði,

Geçen yüzyýlýn çýlgýn maddeciliði, inkâr yolunda indirdiði (Kur'ân-ý Kerîm'i) çekemezler. Ondan kendini bir takým bilimsel kalýplara sokmak istedi. Bir hoþlanmazlar, oysa Allahü Teâlâ, rahmetini yandan koca evren sanatýný tesadüflerle yorumlamak (Nübüvvet ve vahyini) dilediðine tahsis eder, Allah gafleti içinde çýrpýnýrken, insanlara da maymun cedler büyük ihsan sahibidir.”aradý. Bugün gerçek bilimin ýþýðý altýnda tüm bu Müslümanlarý, devamlý olarak zaferden zafere safsatalar eridi, silindi. Fakat hâlâ kendisine memeli ulaþtýran, yüce kitabýmýz Kur'ân-ý Kerîm'dir. Ýslâm hayvanlardan bir ced arama yanýlgýsý devam edip düþmanlarý bunu çok iyi bildikleri için, bu mübarek gidiyor.Kitab'ý Müslümanlarýn elinden almak için, topluca

Ýnsanlarýn hayvanlar sistemi içinde bir yeri olduðu hareket etmektedirler. Fakat Müslümanlar bunun, iddiasýyla yola çýkanlar o gün için birçok biyolojik farkýna hâlâ varmýþ deðildirler. bilgilerden yoksundu. Bu yüzden yanlýþ kurgular Hayber kalesi muhasara edildiðinde, zaman içindeki teorilerini bilimsel kanýt gibi satmanýn cakasý uzayýnca Yahudiler, kalenin surlarý üzerinden, içinde idiler.Müslümanlarýn üzerine taþ toprak ve oklar atarak,

Hâlâ çocuk beyinlerini yýkayýp yaradýlýþýn gerçeðini maymunvârî roller oynamaya baþladýlar ve saklamak isteyenlerin varlýðýný düþünerek bu konuyu sevinçlerinden iyice þýmardýlar. Müslümanlarýn kapý iyice açmak istiyorum.hariç bir yerden giremeyeceklerine inanýyorlardý. Bu

Atheist (inkârcý)lar insanýn hayvanlardan geliþtiðini hadisenin üzerine Resûl-i Ekrem Sallallahü Aleyhi ve ileri sürerken iki kanýt göstermek istiyorlardý.Selem, “Ey maymunlarýn torunu! Aþaðýya enin” diye

hitap edince, bunlar iyice þaþýrdýlar. Herhalde bizim Ýnsan vücudunda hayvanlardan kalan gereksiz aramýzdan Müslüman olanlar, bu hadiseyi haber verdi organlar vardýr!.. Buna örnek olarak apandikis diye akrabalarýný suçlamaya baþladýlar. Hâlbuki Cenâb- baðýrsaðýný gösteriyorlardý. Nitekim bu görüþten yola ý Hakk, vahiy ile bildirmiþti. Netice Hazret-i Ali çýkarak yýllarca hasta olsun olmasýn önüne gelenin Kerremallahü Vecheh görevlendirildi, Hayber'in apandikis baðýrsaðý çýkarýldý. Hâlbuki bugün anlaþýldý kapýsý önüne geldiðinde elindeki kalkan yere düþünce, ki bu baðýrsak alt karnýn organlarýnýn bademciði gibi kapýnýn kuþaðýndan tutup, “Bismillahi, Allahü Ekber” önemli bir korunma merkezidir. Ayrýca geniþ ölçüde diyerek kapýyý zorlayýp yerinden çýkardý ve Ýslâm salgý salarak dýþkýnýn kývamýný saðlar. Görevsiz ordusu içeriye girinceye kadar elinde kalkan olarak dedikleri bu baðýrsak ayný zamanda baðýrsaktaki kullandý ve kale fetih edilince yere býraktý. On iki kiþi faydalý mikrolarýn dengesini ayarlar. Zaten insan kapýnýn kenarýndan tutup yerinden oynatamadýlar. vücudunda faydasýz bir organ kesinlikle yoktur. Hattâ (Allahü Ekber) tek görevli organ bile, sayýlmayacak kadar azdýr. Çoðu

organlar birkaç görev yüklenmiþlerdir.Ýþte yukarýda zikr edilen hadiselerin intikamýný almak için, ilim ismi altýnda, bütün insanlara deðil, Þüphesiz apandikis baðýrsaðý da hastalanýr, görev kendilerine bir eb (baba ve ced) bulmuþ oluyorlar. Pek görmek þöyle dursun vücut için zararlý hale gelir. Muhterem Prof. Sayýn Cevat Babuna, bunlara cevap Elbette o zaman ameliyatla gerekli tedavi yapýlýr.vereceðim diye, çok ikna edici misallerin ve deneylerin Kendilerinin maymundan geldiðini savunanlarýn sonucunu, gösteriyor. (her hususta olduðu gibi) ikinci dayanaklarý da insanla maymun arasýnda bazý ara Bunlarý tatmin etmek elbette mümkün deðildir, mesele kuþaklarýn gelip geçtiði hayalidir. Bu savlarý için çok açýk olarak yukarýda izah edildi. senelerce kemik aramýþlar, bunlarý yine kafalarýndaki

Biz buraya, konuyu çok güzel açýklayan, Ankara taslaktan geliþtirerek milyonlarca sene evveline ait

Ýbrahim BUÐALI

-32-__________________________________________________________________________________

nüfus kâðýtlarý düzenlemiþlerdi. Bu konuda birkaç dileðiyle istediði biçimde olmuþtur. Bitki türlerinde ilginç açýklama yapacaðýz. olsun (100 000 türdür) hayvan türlerinde olsun (100

1912 yýlýnda British Museum'da bir kafa teþhir 000 tür) hâkim olan tablo güzellik ve sanat dizgisidir. edildi. Altýna ýsmarlama yazýlan nüfus 500000 yýl önce Ne güçlüler geliþmiþ, zayýflar kaybolmuþtur ne tanrý yaþayan bir insan maymun arasý bir canlý yazýlý idi. Bu yaþama becerisi olmayan bir canlý yaratýp sonra ondan kafa iskeletine bilim tarihinde pithdown-men adý vazgeçmiþtir. Bu canlýlar gurubuna yüz binlerce verilir. Bu iskelet üzerinde nice ilmî konferanslar mikrop türünü de katarsanýz yüz binlerce canlý tam bir verildi, kitaplar yazýldý ve düþünceler zehirlendi. 1952 ahenk ve denge içinde yaþamaktadýr. Her canlý dolaylý yýlýnda bilim geliþti kemiklerin cinsleri ve eskilikleri da olsa birbirini dengeler. Nesiller birbirine dönmez radioaktif karbon ve Fluor analizleriyle gerçeðe yakýn tüm biyolojik çalýþmalar bir türden diðerine geçiþe bilinmeye baþlandý. Bu iskelette böyle bir tahlile tabi imkân vermemiþtir. Birbirine týpatýp benzeyen tutuldu. Sonuç tam ma'nasiyle bir skandaldý. mikroplarýn hiçbiri diðer türe geçmez. Evrendeki tüm Kafatasýnýn üst kýsmý 50 yýl önce yaþamýþ bir insana, alt canlýlar bir hikmet üzere yaratýlmýþtýr. Hikmetsiz bir çene ise o civarda 60 yýl önce ölen bir maymuna aittir. hilkat düþünülemez. Bu gerçek her ilim adamýnýn Olay ilim açýsýndan tam bir rezalet bizlere ise tam bir saygýyla ikrar edeceði bilimsel bir sonuçtur. Ýnsanýn ibrettir. Ýskelet çöpe atýlýp tahkikat açýldý. Ne çare ki, 40 yaratýlýþý ise tamamen ayrý hikmetlerle süslü bir sanat yýl bu masal nasýl yutuldu diye asýl bu iskelet için nutuk þaheseridir. Kendine maymundan ced arama yerine çeken sözde bilim adamlarýnýn yüzü bile kýzarmadý. insanýn sonsuz sýrlarýna eðilmek, onlarý aramak ve

bulmak bizzat insanýn kendine saygýsýdýr.Ýnsanýn maymundan geliþtiði yolundaki iddialar sökmeyince bu kez daha garip bir iddia ile ortaya

ÝLÝMçýkýldý. “Ýnsan maymundan geliþmemiþtir. Daha eski MÜNAFIKLARIbir hayvandan maymunla birlikte geliþmiþtir.”

Yüce kitabýmýz, Bakara Sûresi 9-15. ayetlerinde Yani þu demekti: Biz eskiden insaný maymunun bize münafýklarý meâlen þöyle tanýtýyor.oðlu sanýyorduk, yanýlmýþýz kardeþi imiþ. Ýþte gülünç

Kalpleri hastadýr. Ýnananlarý fesada verme gayreti saçmalýklar inadý böyle devam ediyor. Günümüzde içindedirler. Ve kendilerini ýslah edici, yol gösterici insaný maymunla baðdaþtýramamanýn sebebi beyin sanýrlar. Ýçleri dýþlarý yalan doludur.aðýrlýðý sonucudur. Maymunun beyni 100-130 gr. iken,

Çaðýmýzýn insaný ne çekiyorsa, bu münafýklardan insan beyni bunun on katýdýr. Halbuki birbirine yakýn çekmektedir. Bunlar toplumun her kesiminde vardýr. hayvanlarda beyin aðýrlýklarý 510 gr. fark eder. Ýnsanýn Bu yazýmýzda sizlere ilim münafýklarýný tanýtmaya ara nesillerinin kaybolmasý söz konusu deðildir. Çünkü çalýþacaðýz. insan böyle bir hayvandan geliþseydi, 50'ye yakýn ara

Ýlim münafýklarý, insanlara gerçeði göstereceðiz nesil olmasý gerekirdi. Bunlarýn bir ikisi tesadüfen iddiasý ile ortaya çýkan sahte ilim adamlarýdýr. kaybolsa kýrký kalýrdý. Nitekim benzer hayvanlar Bunlardan bir kýsmý, bilerek ilim adýna yalan söyleyen arasýnda kaybolmuþ nesiller yoktur, hiç deðilse yok þerirlerdir.denecek kadar azdýr.

Nitekim bunlardan bir bölümü 2 yýl önce tesbit Demek ki insaný hayvanlarla baðlayan bir örnek edilerek, bilim çevrelerinde acýmasýzca teþhir edildi. kesinlikle yoktur. Bu çürük hayal sökmediði içindir ki Laboratuar deneylerinin sahteliði, ciddi araþtýrmalarla insanlara ata, yýldýzlardan aranmaya baþlandý. Allah'ýn ortaya kondu. Bir kýsým ilim münafýklarý ise, hiçbir yüce kudretini kabul edemeyenler sanki yaratma Allah þeyden haberi olmadan, yalancý bilim adamlarýnýn için güçmüþ gibi saçma saçma tesadüf zorlamalarý arar davulunu çalmaktadýr. Þimdi bunlardan örnekler durur. Günümüzün genetik hesaplarý zaten Darwin vereceðiz:teorisini periþan etmiþtir. Genetik þifreler konusunda

1-ANNE SÜTÜ KONUSU:yapýlan araþtýrmalar göstermiþtir ki, bir hücreden bir Bundan otuz yýl önce Amerika'da bazý bilim solucanýn geliþebilmesi için 7x10 üzeri 30 yani milyar

adamlarý namýna, mama þirketlerinin para desteðiyle, kere milyon yýl geçmesi lazým. Bu matematik ve kesin anne sütü aleyhine yayýn yaptýlar. Bunlara göre anne bir gerçektir. O halde ya Allah'ýn hücreden kurt sütünün demiri eksikti. Bu yüzden bebeklere dýþardan geliþtirdiðini kabul etme zorunluluðu vardýr. Ya da demir verilmeli, ya da demiri tamam olan mamalarla Allah hücreyi, de solucaný da ayrý yaratmýþtýr diye beslenmeli idi.inanmak gerekir. Bu geliþme hesaplarýna göre insan bir

Gerçekten anne sütündeki demir bebeðin günlük maymundan geliþse tam bir trilyon yýl geçmesi lazým. ihtiyacýndan azdý.Sýrf genetik þifrelerdeki sýralamanýn deðiþme yorumu

Ýlk bakýþta bu yayýný yapanlar mazur sayýlýr. açýsýndan.Hâlbuki bunu tesbit eden bilim adamlarý binlerce yýl Bilim adýna inkârdan vazgeçmeyenler gittikçe anne sütü ile beslenen insanlarýn arýzasýz büyüdüðünü saçmalamaya mahkûmdur. Yeni bilimsel gerçekler düþünmeli idi. Ayrýca o yýllarda bebeklerin kaný karþýsýnda canlýlarýn yaratýlýþý hakkýnda bu dürüst karaciðerde demir yaptýðý da bilinmekteydi. Ayrýca taným þöyle yapýlabilir.bebek baðýrsaklarý demire çok hassastý.Evrenin büyük yaratýcýsý dünyamýzda bitki ve

Yüce Yaratýcý tüm bu nedenlerle bebek hayvan türleri yaratmýþtýr. Bunlar maddecilerin iddia karaciðerine daha anne karnýnda demiri depo ediyor; ettikleri gibi bir rastlantý ve evrim yazgýsýyla deðil onun

-33-__________________________________________________________________________________

bu yüzden anne sütüne az demir koyuyordu. birikimleri ve yetkileri olmadýklarý halde, bu yalan Fakat bilim münafýklarýnýn asýl amacý, yaratýþý bilgilerin bedava tellâllýðýný yapmaktadýr. Bunlarýn da

tesadüf, bilinçsiz bir denge gösterme çabasý idi. þaþkýnlýklarý her zaman yüzlerine vurulmalýdýr. (Dr. Nitekim bu konu ateistlerin yýllarca çiðneyip Haluk Nûr Bâki.)tükürdüðü bir sakýz olmuþtur. Ve bilinçsiz bir sürü ilim

KISAS-I ENBÝYA'DANadamý bu þeytan davulunu çalmýþ durmuþlardýr. Bu GARÝP BÝR VAK'Ayüzden milyonlarca insan yanlýþ beslenmiþ, bebek

Resûl-i Ekrem Sallallahü Aleyhi ve Sellem, yaþta demir aldýklarýndan ömür boyu baðýrsak Medine-i Münevvereden hareket etmeden evvel, Ebû rahatsýzlýðý çekmiþlerdir. Gerçek anlaþýlýp Dünya Katâde (radýyallaü anh) yi bir miktar asker ile Yemen'e Saðlýk Teþkilatý tarafýndan resmen yayýnlandýktan ve göndermiþti. Ýzam denilen yere geldikleri zaman, mama firmalarýna anne sütünün mükemmelliði Ezbat'ýn oðlu Amir onlara selâm vermiþ ve kendisinin tanýtma zorunlu bulunduktan sonra kimsenin yüzü Müslüman olduðunu bildirmiþ iken, Ebû Katade'nin kýzarmadý.maiyetindeki askerlerden Cüsâme'nin oðlu Muhallim, 2-POSÝTÝVÝZM SAHTELÝÐÝ:eski bir geçmiþten dolayý Âmir'i öldürmüþ ve devesi ile Önceler “Laboratuara girmeyen þey gerçek eþyasýný ganimet diye almýþtý. Sonra Ebû Katâde, olamaz!” sloganý ile baþlayan materyalist bilim askeri ile dönüp, Medine'ye gelirken, Rasûl-i Ekrem sahteciliði iki çýlgýn yalaný gözden kaçýrmayý ordusu ile Mekke'ye hareket etmiþ olduðu için, o da becerdiler.arkadaþlarý ile Mekke yolunu tuttu. Yolda Râsûl-i a-Einstein ve Heisenber düþünceleri hiç Ekrem'e kavuþtular. Mekke fethinde bulunduktan laboratuara girmemiþti. Fakat nükleer fiziðin temelini sonra, Huneyn Muharebesi'ne de gitmiþlerdi.kurdular.

Râsûl-i Ekrem Huneyn vadisinde öðle namazýný b-Evrim teorisinin de laboratuarla hiç ilgisi yoktu. kýldýktan sonra, bir aðaç gölgesinde oturdu. Eshâb-ý Sanki laboratuardan gelmiþ gibi gösterdiler.Kirâmý da etrafýnda saf olup durdu. O vakit Aslýnda münafýðýn, Yüce Kitabýmýzýn emrettiði Gatfan'dan Fezâre kabilesinin reisi olan Hýsn'ýn oðlu gibi, yalandan hiç yüzü kýzarmaz. Onlar her türlü Üyeyne kalkýp Âmir'in kanýný dava etti. Beni Temim yalaný bilime, ahlâk kavramýna, ekonomiye katmaktan kabilesi þeyhi olan Hâbis'in oðlu Akra'da, Muhallim'i zevk alýrlar.koruyarak, müdafaaya kalktý.Onlara göre evrim konusunda yalan uydurmak

Peygamber'in huzurunda uzun uzadýya muha-ilme hizmet etmektir. Evrimin saçmalýðýný bilimsel kemeden sonra, iki tarafýn veresesinin muvafakatiyle olarak ortaya koymak ise, ilme ihanettir. Ýþte asrýn diyete karar verdiler ve “Muhallim gelsin de, Rasûl-i çirkin ilim münafýklýðý budur.Ekrem” onun için istiðfar etsin” dediler.Ýlim münafýklýðýnýn ifsat kampanyasý hiç

Muhallim geldi, Peygamber'in önünde oturdu.bitmeyecektir.Resûl-i Ekrem: “Adýn nedir?” diye sordu.Bir yandan ilme musallat ettikleri yalanlar bittikçe “Cüsâme'nin oðlu Muhallim” diye cevap verdi.yenilerini icat edeceklerdir. Burada üzerinde titizlikle Resûl-i Ekrem: “Âmir Ýslâmiyet'ini meydana durulacak konu þöyle özetlenebilir:

koymuþken, sen onu katlettin mi?” dedi.a-Bu çevreler, daima ayný çevrelerdir. Bilimsel Muhallim: “Onun Ýslâm'ý ikrar etmesi ancak sonuç diye ileri sürdükleri yalanlar ilmen tekzip

ölümden kurtulmak için idi” dedi.olunmasýna raðmen yüzleri kýzarmaz. Bir baþka ateist Resûl-i Ekrem: “Ya sen onun kalbini yardýn mý ki, görüþü bilimsel buluþ gibi savunmaya baþlarlar. Dün

doðru mu, yalan mý bilesin” dedi.anne sütünü faydasýz , hattâ zarar l ý diye Muhallim: “Onun kalbi bir et parçasýdýr, yarýlsa ne küçümseyenler, bu kez yakýn akraba evliliklerini

anlaþýlýr?” dedi.dillerine dolamýþ, acayip iddialarla ortaya çýkmýþlardýr.Resûl-i Ekrem: “Kalbini bilmezsin, lisanýna da Yakýn akraba evliliklerinde yalnýz genetik olarak

inanmazsýn, ne yapmalý?” dedi.önceden var olan hastalýklar ortaya çýktýðý halde, hiçbir Muhallim: “Baþka diyecek bir þey bulamayýp, “Yâ bilimsel cevabý olmayan birçok garip hastalýklar

Resûlallah benim için istiðfar et” dedi.akraba evliliklerine baðlanmýþtýr. Dünyanýn ünlü Resûl-i Ekrem: “Allah seni affetmesin” deyince, genetikçileri kesinlikle alkole baðlý birçok hastalýklarý

Muhallim, gözlerinden yaþ akarak kalkýp gitti ve yakýn akraba evliliðine baðlayan böylelerini gördükçe kederinden bir hafta zarfýnda vefat etti.saçýný baþýný yolmaktadýr.

Gömüldüðü zaman yer onu kabul etmeyip, dýþarý b-Çaðlar sürüp gittikçe ilim münafýklarý fesatlarýna attý, tekrar defnolununca, yer onu yine attý. Kavmi devam edecek, gerçek bilim adamlarý da hakikati bulup gelip Resûl-i Ekrem' e haber verdi, Resûl-i Ekrem: “Bu onlarýn yüzüne vuracaktýr. Kýyamete yaklaþtýkça bu toprak ondan daha fenalarýný kabul eder, fakat Cenâb-ý fasit devre artacak, son devirde artýk hakiki âlim Hakk size ibret dersi vermek istiyor” dedi.konuþamaz olacaktýr.

Ondan sonra yakýnlarý, Muhallim'i tekrar üçüncü c-Ýlim fesadýndan uzak kalmanýn en saðlýklý çaresi sefer gömdüler ve üzerine de büyük taþlar koyup inananlarýn çaðýn ilmine sarýlmasý, delili olmayan böyle gittiler. (Kýsas-ý Enbiya, MEBakanlýðý Yy.) Ahmet nifak iddialarýna karþý toplumu her an ikaz etmesidir.Cevdet PaþaBugün toplum içinde pek çoklarý, hiçbir bilim

-34-__________________________________________________________________________________

Senin isminle baþlamak, seni senin her surenin her ayetinde, her ayetin her harfinde, isimlerinin sýrlarý ile keþfetmek istedim. Seni her harfin her zerresinde sayýsýz sýrlarýn gizli. seninle tanýmak, bilmek istedim. Öðrendikçe Yüreðime sokmak istedim olmadý. Asla birini büyüklüðünü, yüceliðinin azametini bir kez diðerinden ayýrmak mümkün deðil. Bir ayete daha anladým. bakarken diðerinde daha farklý bir þey buldum.

Rabbim (cc); ilimler seni tanýtmakta aciz, Anladým ki deðil ben; hangi âlim gelse tek bir kullarýn seni bilmekte çaresiz. Araþtýrdýkça bir harfinin noktasýnýn sýrlarýný dahi anlatmakta kez daha bilgisizliðimi ve cahilliðimi anladým. vakýf olamaz. Yüceliðinin azameti karþýsýnda Maddî boyuttan, ruhani boyuta daldýkça aciz kalýr.engeller çoðaldý. Karanlýk perdeler kolay Anladým ki; hiçbir þey sebepsiz deðil ve yine kalkmýyor Rabbim (cc). Onlar kalkmadýkça anladým ki hiçbir þey boþ deðil.

Ýlminin milyonda biri dahi etmeyen nuranî perdelere ulaþýlamýyor.Ne kadar ilginçtir ki ben; þanýnýn yüceliði bilgilerimi paylaþmama izin ver Rabbim (cc).

Seni senin istediðin gibi öðreterek ilmimin karþýsýnda olanca aciz kulun; ellerimi zekâtýný vermemi nasip et Rabbim. (cc)kaldýrdýðýmda bir o kadar sana yakýn.

Seni senin isimlerinle tanýmamý, kendimi Anlamak zor…Tanýmak istedikçe uzaklaþýyor gibiyim, ama senin isimlerinle anlamamý lütfet Ya Rabbim….

---------------------------------------------------------------uzaklaþtýðýmý hissettiðim noktada da bir o kadar yakýným. Ruhum seninle huzur buluyor. Kalbim senin adýný söylerken mutmain. Anlayamasam

NEFÝSÇELENda, yaklaþamasam da biliyorum ki perdeler benden tarafta. Sen her daim kullarýna en yakýnsýn. Herkesi duyan, gören, bilensin. Beni

Hakiki yalanlardanbenden iyi bilensin Rabbim (cc).Seni tanýmak istedikçe bir kez daha anladým Öze ecnebi olana

ki ben daha kendimi bile tanýmýyorum Rabbim Mekik dokutmak tek amacý.(cc)… Her nefesimi senin yüce ismini Kýlýktan kýlýða,söyleyerek alýp veriyorum ama bundan bile çoðu

Binbir çeþit zarafetini kuþanýpkez gafilim. Affet beni Rabbim (cc)…

Havanda su dövmeyeSurelerinin sýrrýný ararken; ayetlerinin sýrrýyla Israrla imece arýyor.karþýlaþtým, ayetlerinin sýrrýný ararken; isimlerini

bilmek istedim; isimlerini de gördükçe anladým Ve ruha, her bed suflesiyleki; bir harfinin iþaretinin yanýnda, deryalar Ben buradayým diyor, ayyukta;noktadan küçük kalýrmýþ Rabbim… Mukavelesine sadýk kalmaya çalýþan

Senin yüceliðinin zerresinin zerresini dahi Ýblise tarafgirliði.bilmek imkânsýz. Onca okudum ama bir tek

bunu bildim, bunu öðrendim. Bir de anladým ki; Ayhan ASLAN

ayýþýðýAnladým iþi,Marifet bu, g

sanat Allah’ý aramakmýþ;erisi yalnýz çelik - çomakmýþ...

ay

Yüce Rabbim!Ayþe Sena ÜNSAL

-35-__________________________________________________________________________________

RABBÝM

Yazdýðýma inandým, inandýðýmý yazdým,

Ne verirse versinler kalemi kývýrmazdým, Siyah beyaza hasret,Gece gündüze,Tevekkül tefekkürden burçlar yaptým kaleme,Ay güneþine hasretRiyakârlýk tozundan kondurmadým kaleme.Bense sevgine…

Tercüman oldu sonra ruhumdaki akýþa,Toprak yaðmura hasretNe para putum oldu, ne yüz verdim alkýþa.Aðaç suya,Okuyucum çok deðil, anlayaným çok kýttý,Arý çiçeðine hasret

Ter çektim kalemime, kalem harf harf akýttý.Bense cemaline…

Fikir þimþeklerinde yozlaþmanýn çaresi,Yaðmur buluta hasret,

Þiirimin babasý çilemin usaresi.Irmak denize,

Sonsuzluða saçtýðým harfler toparlanacak, Mecnun Leylâsýna hasretTerime konan sinek olsun beni anacak. Bense Cennetine..

Piþmek aþka kazanýnda, ip olmak þevk iðinde, Çiçek bahara hasretBir damla misk aðlamak tefekkür imbiðinde. Kar kýþa,Kýrýk her çark kederim, üzgün her yüz gamýmdýr. Deniz kumuna hasret

Bense sana…Bu þiirim yarýnýn gencine selâmýmdýr.

Ahmet Mahir PEKÞEN Ayþe Sena ÜNSAL

GENCE SELÂM

Sen ondan sadece hep onu dileEzilme dünyanýn yükü altýndaDünyevi hediye dileme zinharAczini bil de kalkmaya alýþMecnunluk nasipse dünyada güleGönlünü bir nazar bozuyor iseÞefaat sýrrýnca kýlýnýr nazarÝçini dýþýný hep bire çalýþ

Þimþekler âlemine çakýp durdukçaKaldýrýp sineni koyma yad eleGönlüne gözüne ayan olunurBilesin Allahýn nazarý vardýrHayret makamýnda mýzrap vurdukçaHakikat iksirse sýrrýný dileEn güzel naðme elbet bulunur.O kalbin sahibi sana da yardýr

Gönlüne o nurdan düþse bir damla Al da mýzrabýný dost diyerek vurKalbin aklýna mihmandar olurNaðmelerin hepsinde aczini gösterAlayý illi yine çýkýp zamanlaÖyle bir inle ki göklere duyurYerler de gökler de sana yar olurRahmetin sahibi bilinmek ister

Mademki ezelden belli program Ellerini deðil de gönlünü býrakGel o zaman sahibine itaat eyleSýrrýný kavradýysan þu gölgeliðinKalmasýn gönlünde zerre kadar bir gamSultanýn hükmünden eyleme merakGittiðin her yerde hep onu söyle.Gereði hep budur can köleliðin

Ziya Paþa AKYÜREK

EY YOLCU

-36-__________________________________________________________________________________

Oh be, ne iyi olmuþtu annesinin cumartesi yýllardýr birbirlerini tanýyormuþ gibilerdi. Birbirlerine gezmeleri. Ýnþallah devamý da gelirdi. çalaklavye attýklarý mesajlardan büyük lezzet alýyorlardý

Anne, samimi komþu Nigâr Teyzeyle alýþveriþ, çarþý- her ikisi de. Bayram baklavasý gibi, kandil simidi gibi, pazar iþleri, gün toplantýlarý gibi gezmelerde bir araya Emirgân yoðurdu gibi.gelmiyor muydu, kýyak oluyordu vallahi. Önce güzelce saçlarýný taramalý, bir güzel

Matrak kadýndý Nigâr Haným. Hayatla dalga geçen, giyinmeliydi. Sonra da Kardelen'le konuþmayý, daha alýnyazýsýna inanýp, tevekkül eden, hoþgörülü... En iyi doðrusu yazýþmayý denemeliydi bugün de. Görünmüyor tarafý da bu özelliðini etrafýndakilere geçirebilme haliydi. olsalar bile, karþýsýndakine saygý için düzenli olmak Annesinin evde tek baþýna olduðu anlar ile Nigâr zorundaydý. Odasýný gözden geçirdi, kýlýk kýyafetini son Hanýmla olduðu anlardaki ruh durumu birbirinden bir kez kontrol etti; müzik setinden romantik bir parça oldukça farklýydý. Daha anlayýþlý, daha hoþgörülü ayarlayýp bilgisayarýn düðmesine besmeleyle dokunarak oluyordu. sandalyesine oturdu.

Ýþte bugün de galerilerin birindeki tezhip-minyatür –Windows, simgeler, internet explorer, baðlan, sergisinin açýlýþýna gidecekler, oradan da Yetiþtirme messenger ve Kardelen.Yurdundaki aylýk toplantýlarýna katýlacaklar, akþam üstü Harika bir þeydi bu. Çevirim içiymiþ cadý.

Cadý mý?rahatlamýþ bir halde geri döneceklerdi.Ama hiç konuþmadýlar ki cinsiyetlerini, hatta Anneyle birlikte çýkan Meftun da, emlâk bürosuna,

yaþlarýný... Sadece ayný þeyleri düþünen iki dost oldular babasýnýn yanýna gittiðine göre sorun yoktu. Kocaman bugüne kadar. Seslerini filân da duymadýlar. Ne hangi bir günü vardý. Tek baþýna yaþayabileceði, iki saatini þehirde olduklarýný bileceklerdi, ne de diðer bilgileri. internette geçirebileceði kocaman bir öðleden sonrasý Sadece hangi kitaplarý okuduklarýný, varsa alýnan dersi vardý.

Oh olsundu iþte. Meftun'u kafelere gönderip, paylaþacaklardý. Böylece dostluklarý baþlamýþ oldu. kendisini eve hapseden aileye böyle yüklü fatura Savaþa, beraberce “hayýr” dediler, bayramda, kandilde getirilirdi. Hem birçok arkadaþýnýn bilgisayarý olup, birbirlerinin ve tüm dünyanýn bu kutlu gününü tebrik internet baðlantýlarý mevcuttu. Ne zararý vardý ki? Bir ettiler.

Erkek olabilir miydi? Yok caným, hangi erkek böyle kere babasý, iki sene evvel bilgisayarý alýrken, günde en duygulu düþünebilirdi ki? Bu muhakkak bir bayandýr. fazla dört saat baþýnda olmalarý þartýný koymuþtu... Bu Hattâ kendi yaþlarýnda, bir lise öðrencisidir. Þöyle alýmlý da iki saati Meftun, iki saati de Mefkûre demekti. Zor, çalýmlý, sýnýfýn, hayýr hayýr okulun dâhisi, fettan mý fettan soðuk adamdý babasý. Daha anlayýþlý olmasý gerekmez bir kýz. Oldukça da güzeldir.miydi?

Ýçi kýskançlýkla dolar gibi oldu. Bir araya Ama gene de onca yalvarmalarý boþa gitmemiþ, taze geldiklerinde kendi güzelliði arka plânda kalabilirdi. gelin gibi süslü, gýcýr gýcýr bir cihazý masanýn Yahut da manken gibi bir vücuda sahiptir de, þu kapris ba þköþe s ine konmuþ tu sonuç t a . D i l ek ' i n yaptýðý boyuyla kendisini bir güzel sollar...bilgisayarýndan, okuldan zaten bir þeyler biliyordu. Çok

Ama bir araya gelebilecekler miydi ki?fazla zorlanmamýþtý kendininkine.Ay, az daha kaçýrýyordu. Ýþte yazmaya baþlamýþtý.Ýyi ki alýnmýþtý þu alet. Yoksa Ýngilizce dersinden Kardelen:aldýðý yýllýk ödevi için hangi kaynaða baþvuracaktý? Yok, –Selâm dost.kütüphanelere git, yok fýsýr fýsýr konuþarak kitap Dost:karýþtýrýp aradýðýn konuyu bul. O da bulunabilirse...–Sana da selâm.Ýlk sene sadece müzik, oyun ve film için izin Kardelen:

alabilmiþlerdi babasýndan. Ýkinci sene, yani Eylül –Nasýlsýn görüþmeyeli?baþýndan beri yalvara yakara internet aboneliði iznini Dost:koparabilmiþlerdi. Epey bir mücadelenin ardýndan, –Bildiðin gibi iþte.900'lü hatlarýn kesin iptali þartýyla abonelik saðlanmýþtý. Kardelen:Ama faturalar normal ölçülerde olacaktý. Yoksa –Bende de bildiðin gibi.

Dost, yani Mefkûre, içinden, “neyi bildiðim gibi” külâhlarý deðiþeceði ihtarýnda bulunmuþtu babasý. diye düþündü. O kadar yazýþtýklarý halde içyüzünden Önceleri merak ettiði birkaç siteye, folklor dergisine habersizdi, gerçek kimliði hakkýnda bilgisi yoktu. Bugün girip, ev dekorasyonu dergisine göz atmýþ, derken birkaç denese miydi?internet arkadaþý edinmiþti sonunda.

Dost:Fena da olmuyordu yani.–Seni tanýmak istiyorum. Hangi þehirdesin?Daisy ayrý, Karamurat ayrý, Krizantem ayrý Kardelen:güzellikte, ayrý karakterde arkadaþtý ama içlerinden birisi –Sýr.vardý ki onun yeri bambaþkaydý: Kardelen! Sanki

KARDELEN ÝLETÝ YAZIYORHÝKÂYE

Kökünü beðenmeyen dal ve dalýný benimsemeyen meyve,olmadan çürüyecektir. Necip Fazýl KISAKÜREKFatma PEKÞEN

-37-__________________________________________________________________________________

Dost: Dost:–Nasýl yani? –Daha sevecen, arkadaþ gibi.Kardelen: Kardelen:–Þehrimi söyleyemem. –Çok mu sert davranýyor sana? Ýstediðin þeyleri

almanda problem mi çýkarýyor?Gýcýk þey. Kaprisin bu kadarý da fazlaydý yani. Söylesen n'olurdu ki sanki? Ben de söylemem olur biter. Öfff, iyice sýkýcý olmaya baþlamýþtý bu en yakýn

bulduðu internet arkadaþý da. Belki de benzeri Dost:problemleri kendisi yaþýyor, yandaþ arýyordu yalnýz –Neden?olmamak için. Yoksa yalnýz olmadýðýný sanmamasý için Kardelen:katý kurallardan, þiddetten, bunaldýðýndan filân mý söz –Daha maceralý oluyor. Birbirimizi hayâllemek daha etseydi?eðlenceli.

Ama bu düpedüz hýyanet sayýlýrdý. Belki arada Eh haklý sayýlýrdý bu konuda. Yaþýný öðrenebilir mi kýrýlmayan buzlar, samimi olamama durumlarý varsa da, acaba? Bir hamle yapsa mýydý? Ay yeni bir ileti yazýyordu kahrý çekilemeyecek gibi birisi de deðildi babasý. karþýdaki.Diðerleri de... Ailesini özler gibi oldu. Daha birkaç saat Kardelen:önce oturduklarý kahvaltý sofrasýný, çok yýllar öncesinin –Hem, ailevi durumlarým var. Uygun deðilim.tatlý hatýralarý arasýnda kalmýþ gibi aðzý sulanarak Senin de Meftun gibi baþbelâsý bir kardeþin mi var hatýrladý. Kardelen Haným. Ya da duygularýný gizleyen, soðuk

Dost:tavýrlý bir baban. Yahut da komþu kadýn sayesinde –Hayýr sert deðil. Ýstediðim þeyleri de annemle alýrýz.kimliðine kavuþan bir annen... Hý? Ya da kýskanç bir Hay Allah, dilim kopsaydý da söylemeseydim. Þimdi kocan...

de aðzýmdan annem kaçtý. Hani macera istiyorduk?Ama bayan olduðu ne malûmdu?Kardelen:Dost:–O halde niye beðenmiyorsun babaný?–Evli misin? Kocan var mý?Sana ne be! Sana ne! Hem öyle mi demek istedim Kardelen:

ben?–O soruya cevap veremem. Ama kocam yok…Dost:Oh be. Demek ki kýskanç koca sendromu –Beðenmiyor deðilim. Sadece daha arkadaþ gibi yaþamýyordu en azýndan. Baþka durumlar olabilirdi.

olmayý isterdim. Her sýkýntýmý paylaþmayý, her sýrrýmý Kardeþ kavgalarý, sürüyle yasak, kurallar, kurallar, açabilmeyi…kurallar...

Kardelen:Þöyle bir yoklasa mýydý?–Yani birbirinizden kopuk musunuz?Dost:Dost:–Ne zamandýr bilgisayarýn var?–Çoðu zaman.Kardelen:Kardelen:–Ýki yýldýr.–Ayný çatý altýnda olduðu halde?Dost:Ay iyice bayýlttý bu. Sana ne be anam.–Benim de iki yýldýr var. Güç belâ aldýrdým.

Acaba, anne-babasý ayrý Eyvah, hani ateþe ateþle mý sanmýþtý? Belki de kendi karþýlýk verip, ailesiyle ilgili anne-babasý ayrý yaþýyordur.ipucu vermeyecekti.

Dost:Kardelen:– E v e t , a y n ý ç a t ý –Kim aldý?

altýndayýz. Dost:Kardelen:–Babam.–O halde ne istiyorsun Kardelen:

babandan? Biraz daha –Baban zor insan mýdýr? sabýrlý anlayýþlý olamaz Katý, tutucu.mýsýn? Belki iþ sýkýntýlarý Dost:vardýr. Belki o senden ilgi –Bazen.bekliyor, “caným babacýðým, Kardelen:seninle gurur duyuyorum. –Nasýl bir baba olmasýný Þimdiye kadar yaptýklarýn isterdin?için çok saðol” demeni

Sana ne be! Nasýl bir istiyordur.

babam olursa olsun. Seni ne Evet evet, muhakkak bu ilgilendirirdi ki bu? Ama bir

Kardelen kýz ýn -veya kere boþ bulunup kaçýrmýþtý oðlanýn- anne-babasý ayrý iþte.

ÇÝZÝNCE

yaþýyordur. Yoksa böyle duyarak yazamazdý. Belki de gurur duyuyorum caným babacýðým” diye baðýrýrým.Kardelen:haklýydý bu konuda. Ne zamandýr ona, babasýna –O zaman çevrene, yani anne-babana, erkek sýmsýcak sarýlmamýþtý. Hattâ annesine, Meftun'a da.

kardeþine karþý daha mý iyimser olur, o burnu havada Hep bu burnu havada pozlarla dolanýyordu evde. pozlarýný terk mi edersin?Küçük daðlarý Mefkûre yarattý havalarýnda.

“Evet, ederim” diye söylendi Mefkûre.Dost, “senin babanla aran nasýl?” diye yazacaktý, Ýyi de burnu havada olduðunu nerden biliyordu? vazgeçti. Ayrý yaþýyorlarsa üzülebilirdi. Ya da küçükken

Hani ilk baþtan yaptýklarý anlaþmaya göre aileleri kaybetmiþ olabilirdi. En iyisi konuyu deðiþtirmekti.hakkýnda konuþmayacaklardý. Yaþýný ve erkek kardeþi Dost:olduðunu söylediðini hatýrlamýyordu. Bu nasýl iþti ki? –Ýnsanlara teþekkür etmeyi sever misin?

Kardelen: Acaba bu Kardelen tanýdýk birisi miydi? Okuldan, –Hem de çok. En fazla da baba konumunda zaman zaman evden sinirli gittiði günlerde dert yandýðý

olanlara… arkadaþlarýndan birisi... Olabilir miydi?Hoppala. Konuyu deðiþtirdiði halde geri dönüyordu Dost:

bu. Hani ailevi yazýþmayacaklardý? –Daha mutlu ve güvenli hissederim kendimi. Okul Dost: baþarým da yüzde yüz artar.–Beni sevdiðini söyleyenlere ben de teþekkür Kardelen:

ederim. –Ýlk adýmý sen atmaya ne dersin?Kardelen: Dost:–Sadece bu konuda mý teþekkür edersin? –Nasýl yani?Üff, ne yazsaydý ki þimdi? Kardelen:Dost: –Belki babana yapacaðýn sýcak bir kahve, içten bir –Hayýr, güzel bir hediye alana da teþekkür ederim. “hoþ geldin caným babacýðým” deyiþ bir þeyleri körükler.Kardelen: Acaba, aileyi yakýndan tanýyan, evde hiçbir iþ –Sýk sýk hediye getirir mi baban? yapmadýðýný, kimi günler, “beni dünyaya getirdiniz Niye annen deðil de baban diyor bu çatlak be! bakmaya mecbursunuz. Biz istemedik dünyaya Dost: gelmeyi” diye çýkýþlar yaptýðýný bilen birisi miydi bu –Getirmez. Yaþgünümü bile hatýrlamaz o. satýrlarý yazan?Kardelen: Eðer öyleyse, adýmlarýný daha dikkatli atmalý, –Ýlginç bir durum… Baþka neleri hatýrlamaz

çevresine ve özellikle ailesine karþý daha hoþgörülü meselâ?

yaklaþmalýydý. Kardelen'in dediði gibi bugün bir ilke Elinin körünü. “Zil çalýyor” deyip kapatsa mýydý imza atsa ne olurdu ki sanki? Sýcak bir kahveyle yoksa? Ama bazý þeyleri paylaþmak da güzel oluyordu. babasýna, üzümlü, kakaolu bir kekle annesine, kocaman Evlilik yýldönümlerini, yaþgünlerini hatýrlamadýðýný, bir kartona yazdýðý, “Meftun Seni Seviyorum” diye hastalýk durumunda bile gereken ilgiyi göstermediðini kardeþine sürpriz yapsa neyi eksilirdi ki? Aile dýþýndaki anlatsa, bir parça içindeki fýrtýnayý dindirebilir miydi? herkese gösterdiði nezaketi, bir de aile içine gösterseydi? Ama lüzumsuz bir davranýþ olurdu.Bazý þeyler eksilir miydi, artar mýydý?Dost:

Ýçindeki ses, ikinci þýkkýn doðru olduðunu –Güzel bir karne getirdiðimde, tebrik beklediðimi söylüyordu.unutur. Yaz aylarýnda gittiðim kurslarýn çoðunda

Ay, Kardelen cevap bekliyordu. Nasýl da unutmuþtu birinciliðim oldu. Bunu söylediðim zaman beni bunu...kucaklamasýný, sevinmesini bekliyorum. “Ya öyle mi?”

Dost:deyip geçiþtiriyor. Dolayýsýyla da ben sinirli oluyorum. –Bugün her ikimiz de ailemiz için iyi birer geliþmede Sevilmediðim hissine kapýlýp, evdeki hiç kimseyle bulunsak nasýl olur? Öbür yazýþmamýz da sonuçlarý yeterince muhabbetli olamýyorum anlatýrýz birbirimize.

Kardelen: Kardelen:–Aranýzý nasýl sýcak tutmayý düþünüyorsun peki? Harika olur derim.Evet evet, mutlaka bu Kardelen'in de benzeri Dost:

sorunlarý vardý. Paylaþacak, akýl danýþacak birilerine –Bugünlük yeter. Hadi hoþça kal. Annem gelmek ihtiyacý bulunuyordu. üzeredir.

Dost: Kardelen:–Bilemiyorum. –Sana da hoþça kal. Ýlk adýmý sen atmayý unutma.Kardelen: Eveet Kardelen Hanýým, bugünlük arkadaþlýðýmýz –Baban bu akþam eve gelirken, sevdiðiniz bir burada bitti. Nedense sana Haným demek geliyor

hediyeyle sürpriz yapsa, “benim evimden rahatý yok. içimden. Ama yaptýðýn tavsiyeleri de gözardý Hepinizi çok seviyorum” dese ve size sarýlsa ne etmeyeceðim. Þimdiden baþlamak üzere burnu havada yaparsýn? pozlarýmý yumuþatmaya, aradaki bir takým buzlarý

Dost:eritmeye gayret edeceðim.–Ne yapmam ki? Boynuna atýlýr, bu sihirli anlarýn

Mefkûre, oturduðu sandalyede gerindi, ayaða bitmemesi için dua ederim. “Ben de seni çok seviyor ve

kalkmadan dýþarýyý izledi bir müddet. Son cemre de

-38-__________________________________________________________________________________

-39-__________________________________________________________________________________

birkaç gün önce düþmüþtü. Tabiat canlanmaya, ýsýnmaya, kenarda kalmýþ kar birikintilerini eritmeye

O KALIR!baþlamýþtý, “ol” diyenin emriyle. Kendi yüreklerine de niye bugün cemre düþmesindi ki?

*

O gün, babasý daha bir sýcak girdi eve. Kýzý da daha Ömür geçer ecel yakalar bizibir candan davrandý ona. Kýzýn, Kardelen'e verdiði sözü

tutup, yaptýðý sürprizler meyvesini vermeye baþlamýþtý Göçer her þey göçer, bir tek O kalýr!..iþte.

Güle þakalaþa yenen yemekler, içilen çaylar, yapýlan Bir borana bakar insanýn yazýsohbetler þeker tadýndaydý... Televizyonun düðmesine bile dokunmamýþlardý hayret. Saatlerin nasýl bir hýzla Göçer her þey göçer, bir tek O kalýr!..geçtiðini farketmemiþlerdi bile.

Ýyi de babasýnýn, bayramda, o çok isteyip de alamadýðý mavi kazaðý hediye getirmesini nasýl bir

Daðlar sarsýlýp da yürüdüðünde,tesadüfe baðlayacaktý? Yoksa onunda mý yüreðine cemre düþmüþtü? Bu varlýk âlemi çürüdüðünde,

Acaba, Kardelen durumu öðrenip, babasýný mý haberdar ediyordu? Hayat pýnarlarý kuruduðunda

Yok caným. O kadar da deðil. Tamamen bir Göçer her þey göçer, bir tek O kalýr!..tesadüften ibarettir.

Ama ne olursa olsun, güzel bir tesadüftü bu. Ýþe yaramýþtý. Bir adým, diðer bir adýmý getirmiþti. Adýmlarý çoðaltmalýydý bundan sonra. Ey sükûtî Ýrfan, bu dünya yalan

Gece yataðýna yattýðýnda, Kardelen'e nasýl mutlu olduðunu, hangi duygular içinde olduðunu yazacaðýný Takdiri ilâhi, bütün bu olandüþünüyor, seviniyordu. Ýnþallah onun tarafýndan da

Var mý Rab'den gayri ebedi kalanmutlu haberler gelirdi. Belki kendi kimliðini açýklar, ailesi hakkýnda ipucu verirdi

Göçer her þey göçer, bir tek O kalýr!..Yastýðýna gömülen baþý yýldýzlar gibi ýþýltýlý hayaller kurarken, yaz ýþ t ýð ý k iþ in in , emlak bürosu bilgisayarýndan, babasý olduðunu asla öðrenemeyecekti. Hýzýr Ýrfan ÖNDER

-

Kulaðýma ezaný okuyan adam Gözlerinde gördüm tükenmez ümitAlnýnýn teriyle büyüyen benim Bir ömür dualar yollayan benimUsulca geçerken lâhutî zaman Gölgende serinler can içre canlarArdýn sýra daim yürüyen benim Her evlât babasýn zamanla anlar

Duruþun tükenmez nurdur ömrümde Bakýþýnla yine aðarýr tanlarOðul dediðin can daim emrinde Ýsmini dermaným belleyen benimBir yâd-ý cemilsin bitmez temrinde Rýzanda saklýdýr Hakk'ýn rýzasýHayatta hep seni arayan benim Hedefe giden ok dilin duasý

Siyahýn sözcüsü koyu lâcivert Þu garip gönlümün sonsuz þuasýSeninle yetiþir en cömert en mert Canýndýr diyerek dileyen benimÝnþallah nasiptir uðrunda hizmet Doðruyu eðmeden bükmeden diyenDua dua bunu söyleyen benim Elimden tutarak zirveye koyan

Helâlin tacýyla donanmýþ yiðit Varlýðýn bereket hep ayan beyanTopraðýnda çýnar oldu bak çiðit Yanýnda cenneti avlayan benim

BABA

Ziya Paþa AKYÜREK

-42-__________________________________________________________________________________

ÜSKÜDARHÝKÂYE

Ziya Paþa AKYÜREK

Hava oldukça soðuktu ama onun umurunda deðildi. Onda soðuklarýn hükmünün geçmediði, sýcaklarýn tesir etmediði anlar olurdu. Üsküdar'a doðru yanaþýrken vapur içi yine kýpýr k ýpýrdý . Neydi onu böyles ine dertlerden soyutlayan ve hayatýný ikiye katlayan heyecan?

Vapur bütün görkemiyle sulara çalým satarken vapurun demirine arkadaþtýr, belki aramýþtýr ulaþamamýþtýr diye tutundu týpký yýllar önce burada hayata tutunduðu düþündü. Ve haklý da çýktý. Vefa onun için hayati gibi. Hayatýndaki sýkýntýlarýn baþladýðý anla þu anki deðere sahip bir duyguydu. Vefa olsun diye buradan hali arasýnda fark varsa o bunu burada kazanmýþtý. giderdi gideceði yere.Hayal kurmayý bile burada öðrenmiþti. Hayallerine Ezanla birlikte cami yoluna düþeyim mi yoksa ket vuran ne var ise hepsi buraya gelince yemek mi yiyeyim derken mide sessini yükseltti otomatikman devre dýþý kalýyordu. birden. Her zaman yemek yediði yere gençlerle

Akþam ezaný okunmak üzereydi o göklere uzanan buluþtuðu mekâna Genç Kebap'a gitti. Yukarý çýkmak minarelerden. Üsküdar'ý anlatýrken minarelerinden istemiyordu, yalnýzken kapý aðzýnda yemek yerdi ve bahsetmeden edemezdi. Sahilden Üsküdar'a bakar, yalnýz yemekten her zaman utanýrdý. Paylaþmanýn minarelere doðru bir iç çekerdi. Ne güzel deðil mi, olamadýðý bir yemek bile ona aðýr gelirdi. Alýþmamýþtý diye yanýnda kim var ise onlarýn da o minareleri yalnýz yemeye alýþtýrýlmamýþtý sýrf kendine Müslüman izlemelerini isterdi. Her ne güzellik yaþasa o sýzýlý olmaya. Yemek her zamanki gibi yarým ekmek arasý kalbinde hep baþkalarýyla paylaþmak isterdi. Onun dönerdi. Ayraný açýk istedi. Köyde de böyle açýktandý. hayatý paylaþmak üzerineydi. Öyle öðrenmiþti Köyünü çok severdi ama nedense aklýndan bile kendisiyle sofrasýndaki üç zeytini paylaþan ve ona geçirmedi hiç. Üsküdar ona yetiyordu anlaþýlan. Bir karþýlýksýz ders veren üniversiteli abisinden. insan bir yerde tatmin oluyorsa artýk ondan öteye

Vapurdan inmek için herkes hareketlendi birden. kapýlar sürmelidir diyor.O da bu hareketliliðe uydu ister istemez. Her yerde ayrý bir hatýra onu alýp götürürken

Elleri vapurun demirinde gözleri Mihrimah eskiye ruhu o coþku da hep yeni kalýyordu. Hani Sultan Camii'nin minarelerindeydi. Adým atýnca umudu yýkan hatýrlar deðil de ümide yelken açan ve Üsküdar'a ne güzel ne de güzel ferah bir yer diyecekti ruhu kanatlandýran, dostlarý ayrý bir yâd-ý cemille ama yanýnda bunu diyecek kimsesi yoktu. Yalnýz andýran hatýralardý bunlar. Zira yaþanan her ne var ise inmiþti bu sefer ilk geldiði gibi. Yýllar önce bir sýnav onlar semeresi ötelere açýk olan zemheri görmemiþ onu buralara sürüklemiþ ve adeta sen buradasýn ve mektuplardý. Onlarý yeniden okumak haz veriyordu yiðit otaðýnda gerek iþte burada senin otaðýn demiþti. ona. “Ah”lardan eser kalmýyordu ve “keþke”ler yer Üsküdar'da kalýrken öðrenmiþti Fatih'in otaðýný bulamýyordu, bu geliþlerinde hep “iyiki”ler semalara buraya kurduðunu ve benim otaðýmda burasý olsun doðru yükseliyordu.ben de Fatih Ýstanbul'unda gönülleri fethederim ve Karþýlýklý okunan ezanlar sanki ilk kez en azýndan büyüðüne o kadar küçüðüne de bu kadar okunuyordu. Sanki Üsküdar yeni fethedilmiþ gibiydi. derim demiþti. Hem gönül Allah'ýn evi deðil miydi? Müezzinlerine de hayrandý Üsküdar'ýn çok þeyine

Sabahtan beri bir þey yememiþti. Kahvaltýyý yolda hayran olduðu gibi.yaparým derken otobüse anca yetiþmiþti. Bilet alýrken Yemeði bitirince ikindiden kalma abdestiyle Yeni cüzdanýný unutmuþtu. Ýyilik meyvesini vermiþ bulan Cami'ye gitti. Giderken etrafý anlayan ve anlatan getirmiþti. Ýþte dedi kendi kendine iyiler mutlaka ama bakýþlarla süzerken aklýndan geçenleri gözlerinden mutlaka kendini belli eder. Eski öðrencileriyle ele veriyordu. Titrek dudaklardan düþtü düþecek buluþup bir vefa damlasý olarak hayatýna düþenden denilen sözler beklenirken adýmlarýný biraz daha nasiplenip bir arkadaþýn düðününe gidecekti. Gerçi hýzlandýrdý. Müezzin tesbihatý yapýyordu. arkadaþý onu davet etmemiþti ama olsun arkadaþ Elhamdulillah tesbihi çekilirken girdi içeri. Namazý

-40-

-41-__________________________________________________________________________________

Dokunayým demeyin, hemencecik aðlarým.

Boþ hayallerde koþmuþ adýmlarýma yanarým.

Ayhan ASLAN

kýlmamýþtý ama o da bu camiye girmekten Üsküdar da olmaktan olsa gerek tüm hayatý adýna elhamdülillah DENÝZdedi.

Üsküdarlý gençleri gördü camide. Onlar muhtemelen çocukken o orda üniversiteli bir

Seher vakti kuþlarla sohbet...aðabeydi. Onlar için ettiði dualarý hatýrladý. Ya bunlara Kuþdilini bilirdi deniz!faydam dokunmaz da hesabýný veremezsem diye Kabardý göðsü bir dað gibi…sahilde deli gibi dolaþtýðý geldi aklýna ve dudaðýnda Tektir aþýðýn derdi deniz.yarým bir tebessümle anlattý hislerini. Bunlar bilmez

geceleri hep bunlarý düþlediðimi bunlar bilemez Baktý göðe, ufka, topraða;kendilerini düþünmekten ailemi aramayý iki ay Ateþ olup yanan yapraða…unuttuðumu dedi.Ah martýlar!.. Çýðlýk çýðlýða…Bilmeleri de önemli deðildi bilmeleri gerekeni Dalga dalga ürperdi deniz.biliyorlardý ya., camideydiler ya. Nurdan çehresinde

Kur'ân'ýn eriyorlardý ya. Yeterdi bu bak dualar kabul Þefkatle kýyýlarý okþar…olmuþtu. Hangi yanýk arkadaþýnýn duasýydý veya hangi Binlerce öpücüðe boðar…içi sýzlayan Allah'ý özleyen Müslümanýn iç Her köpükten bin rahmet doðar…yakarýþlarýydý bu bahar mevsimine iþaret eden tatlý Tek tek yakamoz derdi deniz.meyveler. Mesele meyve yetiþtirme yolunda

olmadaydý ama insan bunlarý görmeyi de arzulamýyor Yer yataðý, gökler örtüsü;deðildi hani.Yekpare oldular hepisi..Dün sokaðýnda ders verdiði Üsküdar þimdi ona Bir güneþ, bir ay!.. Nur tepsisi…ders veriyordu. Ders veriyordu; her dem O'nun O günler, ne günlerdi deniz.yolunda olmanýn ne kadar kazançlý olduðundan…

Ders veriyordu; insanýn hayallerinin bile vefanýn O gün deniz, engin seccade…gölgesinde serinlediðinden…Güneþ, gündüzleri secdede;Üsküdar yanýyor diye söylenen þarkýlarý alýp baþ Ayla yýldýzlar da gecede…tacý etmeli dedi. Yanýyordu zira burada çok yanýklar Sanmayýn ki uyurdu deniz.görmüþtü. Talebeler kahvaltý etsin diye gece on ikide

öðrencilere para getiren Þerif aðabeylerden, altýndaki Bir dem gelir ki, þadi olur…arabasýyla ev ev gezip yardým toplayan ve bunu Bütün damlalar þakýr þakýrmuhtaçlara ulaþtýran Ahmet aðabeylerden, Elde tespih ve dilde zikir!..ayakkabýsýnýn yýrtýðýna bakmadan bir yýl çalýþtýðý iþi Herhalde bugün erdi deniz.bile býrakýp ihtiyaç var bana diye öðrenci peþinde

koþturan Hüseyinlerden, ayrý ayrý yerlerde derse Bir dem de gelir giryan olur,yetiþmek için kan ter içinde kalan Þenollara kadar Sanki hep dertler onu bulur.herkesi burada tanýmýþtý. Nasýl yanmazdý Üsküdar Adeta zindanlardan gelir;nasýl…Biteviye inlerdi deniz…Müezzin dua için ellerini açýnca o gönlünü açmýþtý

ve dilinden yine ayný sözler dökülüyordu:Bir gün bir öfke, bir öfke!..Istýrap zonklattýn bu þakaklarý da ne olur soðuk Vuruverdi þöyle bir fiske:vurmasýn baþaklarý…Yýkýldý gitti nice ülke…Yine minareleri izleyerek ayrýldý oradan... Dedik, bugün delirdi deniz.Minareleri izlerken paylaþmak için sarf ettiði sözler

hayatýný özetliyordu onun. Paylaþmalýyým…Öfkesi de Hakk'tan, hilmi de…Cüzdanýný getiren adam da bir meyveydi. Dermek Evet, bunu bilirdi deniz.kendisine sýzýsý baþkasýna nasipti. Kendi sýzýlarýnýn Bugün olduðu gibi dün demeyveleri de kim bilir hangi darda kalmýþýn hangi Gönlümde hep bedirdi deniz.yolunu þaþýrmýþýn aðzýný tatlandýracaktý. Ne de güzel

söylemiþ bahara özlem çeken yiðit insan delikanlý ruh: ÝSÝMSÝZ“Sen tohum ek býrak kim hasat ederse etsin.”

Y A N I K

-42-__________________________________________________________________________________

RENKLERÝNARÝSTOKRATBASKISI

HÝKÂYE

Bedran YOLDAÞ

Hayatýn sarkýk bacaðýna tekrar sarýldýðýmda; geride birikmiþ yýllarýný býrakmýþtý. Yýllanmýþ þarap gibi geçmiþin izleri belleðimde tortularýný býrakmýþtý. Ýzlerini silmek mümkündü. Neme lazýmcýlýk bir isyan bayraðý gibi kutsal bir hazine immiþçesine durmadan elden ele dolaþýp duruyordu. Zaman solgun bir yaprak gibi rüzgârýn terekesine binmiþ bir o yana bir bu yana sal lanýrken zihnimde bir ikmiþ aný larýný da depreþtiriyordu.

Yorgun adýmlarýný açmak, zaman arasýndaki yolculuðuna ara vermek istiyordu lakin buna kadir olamýyordu.

Zaman zaman kendisindeki rengini yeryüzüne daðýtmýþ olan yýldýzlarýn asi ruhunda aradýðý geçmiþin izlerini devraldýðý mýzraðýn ucunda sallandýrýrken sevda

bir çýrpýda okumuþtu. Durdu dinginleþmeye çalýþtý. Baþý yüklü geminin bilinmeyen rotasýnda dümendeki kaptan zonkluyordu. Etrafýnda pervane olmuþ karartýlarý olarak afaklarý gözleyen bir rasathane müdürünün seçmeye çalýþýyordu. Siluetler durmadan dönüyordu kaftanlarý arasýnda görüyordu sabah sabah bu ne celal renk renk albenili pervaneler durmadan dönüyordu bu ne hikmet derken en ummadýðý bir anda zalim zaman içinde yolculuðun tatlý rüyasýna adým attýðýnda fýrtýnanýn beleðindeki o taze ve nazenin ýrmaklardan bir kalabalýðýn homurtularý can yakýcý bir azap gibi kapýsýna peþtamalýn cevahir tadýndaki saklama kabýna dayanmýþtý durmadan etrafýndaki nesneleri içine doðru sýkýþtýrýlmýþ ruhunun derinliklerindeki bulmacanýn çeken girdabýn fütursuz kanatlarý arasýnda yol aldýðýnda bulunmayan parçasýný bulmuþtu.artýk iþ iþten geçmiþ diye düþündü ruhlar âleminin Derkenarýnda yapay salkým saçaklarýn boy attýðý efendisi kendisine geçtiði zaman dilimini durdurmuþtu aynaya yansýyan resminde bir tutam tütsünün ruhuna nihayete ermiþti zamancanlýlýk verdiðini anladýðýnda çok geç olduðunu anladý.

“Ha!” diyebildi. Bunca zaman ben burada baygýn mý Ayaklarýný sedirin kenarýnda aþaðýya doðru yattým. Aslýnda ne kadar zaman geçtiðini kendiside sarkýtýrken bilmecenin parçalarý hafýzasýnda yer bilmiyordu. Bilmeden soruvermiþti. Beklide boþ edinmiþti bile. “Evet” dedi kendi kendisine. Ben bu hale bulunmuþtu.nasýl geldim. Sevda denen merak usunu kemirdiðinde en

Hala tam olarak kendisine gelememiþti. Zonklayan onarýlmaz acýlarý beyninin kýlcal damarlarýný zorluyordu. kafasý karma karýþýktý. Zihni bulanmýþtý. Kapýlar bir “Evet, ben bu gidiþle kafayý yiyeceðim” Yeni yeni kapanýyor bir açýlýyordu. Donuklaþan bakýþlarý kör bir kendine geliyordu. Kýsa bir baþ dönmesiyle birlikte noktada birleþtiriyordu. Dalgýnlýk etrafýndaki tansiyon düþüklüðü bedenini esir almýþ ve güçsüz kalabalýðýn en korktuðu bir durumdu. Kendisini meþgul býrakmýþtý. Dolap gibi dönmeye baþladý kendisimi etmek için çaba üstüne çaba sarf ediyordu. Nafile.dönüyordu yeryüzümü kestiremedi daðlýk arazide kayýp

Buzdolabýný andýran bakýþlarý kara bir tablonun yýllarýn barýnaðýnda bir çoban kulübesinde baþýnda sarýk arkasýna saklanan ruh gibi durmadan dolaþýp duruyordu elinde tespih bir oyana bir bu yana dolanýp durdu Yer her adým atýþý perdeye yansýyan korku filmlerindeki yarýlmýþ sevdasý karanlýk kuyuda kara atlaslara sarýmlý bir vahþi karakterler gibi durmadan etrafýndakileri etkisi kutsal hazine gibi saklanmýþtý eðilip almak istedi ama o altýna alarak þizofren bir vakýanýn baþ aktörleri gibi dans elini uzattýkça sevda sarýlý nadide hazine hep ediyordu rakkasýn maharetli kývrak figürleri aynaya uzaklaþýyordu o elini uzattýkça uzaklýk mesafesi kendini yansýyan kendi görüntüsü gibi zihnine kazýyordukoruyordu ne yapmalýyým diye debelenirken karanlýk

Karaya dönüþen perdeye renklerin efendisini kuyu üstüne kapanýyorduçaðýralým.Kýsa bir baygýnlýk geçirmiþti. Aman Allah’ým. Bana

“Bir çare dilenelim… Bir çare…”neler oluyor böyle. Sen aklýmý koru. Bildiði tüm dualarý

BEYHUDE

Güneþ ýþýnlarýný

Penceremden içeri verdiðinde

Der içimden bir ses:

Yine mi bitti gece?

Düþünceler sarmalý

Beynimi kemirircesine

Harf harf, hece hece

Ýbadetsiz bom boþ geçti dün gece

Gecenin sonsuz feyzini düþününce

Hüzünler gömülür içime

Düþünceler gezinir beynimde

Üzüntüm beyhude

Allah'ýn rahmeti

Ýnþallah baþka geceye…

Ayþe Sena ÜNSAL

renklerin

aristokrat

baskýsý

-43-__________________________________________________________________________________

doðru sürünce, buna bir anlam veremedim:Berrak bir aðustos gecesiydi. Gökyüzündeki yýldýzlar, lâcivert bir kumaþýn üzerine saçýlmýþ gümüþ parçalarý gibi –Koyunlarý niye daða doðru sürüyoruz?parlýyorlardý. Gecenin sessizliðini, çan sesleri, uzaklardan –Oralarý daha otluk, hem orada, sabaha karþý uluyan köpek havlamalarý ve bozkýrda yayýlan koyunlardan hayvanlarý sulamamýz lâzým.arada bir gelen týksýrýklar bozuyordu. Ara sýra esen hafif –Daðýn neresinde sulayacaðýz?rüzgâr, hem gecenin sýkýntýsýný alýyor, hem de yüzümüze –Tam tepesinde. tatlý bir serinlik veriyordu. Þaþkýnlýðým daha bir artmýþtý. Ýçimden “Amcam acaba

Aðustos ayýnýn bu berrak gecesinde, köy mezarlýðýnýn benimle dalga mý geçiyor.” dedim.yamacýnda, amcamla yere oturmuþ, altýmýzda otlayan – Tam tepesinde mi?koyunlarý güdüyorduk.

–Evet.Amcam:

–Neden orada?–Ben biraz kestireyim. Korktuðunda yahut yabancý ses

Buralarda baþka çeþme yok da ondan.duyduðunda kaldýr beni.–Allah Allah! Çeþmeyi neden daðýn tam tepesine Dedi. Yan tarafýndaki kepeneðin üzerine sessizce

yapmýþlar? Hayret bir þey!uzandý. Yukarýda, dolunayýn ve yýldýzlarýn aydýnlattýðý bu –Madem merak ettin, anlatayým. Önce sürüyü kazasýz serin gecede, amcam ne de güzel uyuyordu. Oysa

belâsýz þu dereden geçirelim.yaþadýðýmýz kentte sýcaktan rahat uyuyamýyorduk. Burasý Koyunlar dereden geçerken saða sola daðýldýlar. Ýç Ege'de olduðu için kara ikliminin özellikleri hüküm

Düzene sokmak için bir süre sürüyordu. Gündüzleri sýcak ve uðraþtýk. Güç belâ yönünü daðýn kurak, geceleri serin. Bu yüzden, eteðine çevirdik. Bir müddet yazýn, geceleri dam üstlerinde yürüdük. Sabýrsýzlandým. Hemen yatýlýrken yorgan örtünülüyordu.anlatmasýný istiyordum. Ýçimden Ben de yaný baþýnda, sol “Galiba unuttu. Hatýrlatayým mý?” kolumun üstüne yan gelip diye geçirdiðim anda, amcam uzandým. Önüme de meþe anlatmaya baþladý:a ð a c ý n d a n y a p ý l m ý þ

–Evvel zamanýn birinde, çok çobandeðneðini çektim, silâh zengin bir ailenin güzel mi güzel olarak. Boþta kalan sað elimle de b i r k ý z ý va r m ý þ . A d ý d a çevremdeki kurumuþ otlardan Ü m m ü ' y m ü þ . E v i n t e k koparýyor, bazen yere atýyor, çocuðuymuþ. Ailesinin baþka bazen de diþlerimin arasýnda çocuklarý olmamýþ. Bunu el bebek eziyordum.gül bebek büyütmüþler. Evlenme Bir süre sonra, koyunlar çaðýna geldiðinde kýzýn birçok bulunduðumuz yerden bir hayli taliplileri olmuþ. Hiç birini uzaklaþtýlar. Gözümün önünden istememiþ. Meðer kýz Murat k a y b o l d u l a r . G e c e n i n adýnda bir yiðidi seviyormuþ. s e s s i z l i ð i n d e , u z a k l a r d a n Sevdiði erkek, anasýyla birlikte ayný çanlarýnýn seslerini iþitiyordum köyde yaþýyorlarmýþ. Bunun da artýk. Amcamýn tembihine uyup, baþka kardeþleri yokmuþ. Anasý, kendisini uyandýrdým. Sürüyü biricik oðluna yüklüyken kocasýný bulmak için çan seslerini takip kaybetmiþ. Ana-oðul baþ baþa e t t i k . N a d a s a b ý r a k ý l m ý þ kalmýþlar. Oðlan da büyümüþ, tarlalardan birinde yayýlýrlarken yýllar sonra Ümmü'ye âþýk olmuþ. b u l d u k o n l a r ý . K o y u n

Anasýna, istetmesini söylemiþ.çobanlýðýnda çan sesinin çok önemli olduðunu o anda Sözünün tam burasýnda sürünün köpeði havlamaya öðrendim. Her çobanýn, kendi sürüsünün çan seslerini

baþladý. Amcam hemen kulak kesildi. Uzaklardan köpek nasýl tanýdýðýný merak ettiðim için sordum amcama. O da:havlamalarýyla çan sesleri duyuluyordu. Gürültüler –Bak yeðenim! Çoban, sürüsünün çan sesini tanýmasý önemsiz olmalý ki sözünü kaldýðý yerden devam etti:lâzým... Tamam mý? Tanýmazsa sürüsüne zor sahip olur.

Anasý da “Aman oðul” demiþ. “O kýzý bize hiç verirler Bunun için, her sürüdeki çanlarýn boylarý, þekilleri, içinde mi? Biz kim, onlar kim? Vazgeç bu sevdadan.” Ancak sallanan dilleri farklý farklýdýr. Çan alýrken veya yaptýrýrken oðlan abayý fena yakmýþ. Bu kez, oðlanýn ýsrarý üzerine kýza bunlara dikkat edilir. Sürüdeki çanlarýn hepsinin ayný týnýyý dünürcü gitmiþler. Babasý gelenlere öfkeyle gürlemiþ: “Bre vermesi gerekir ki, geceleyin uyuyup kaldýðýnda, kaybettiði zýndýklar, bre haddini bilmezler, bu ne cüret ki benim gibi sürüsünü çan sesinden tanýsýn. Þehirli kýsmý belki çobanlýðý bir adamýn kýzýna talip olursunuz? Delirdiniz mi siz? küçümser ama onun da kendine has incelikleri vardýr. Yýkýlýn karþýmdan!” deyip, dünürcüleri kovmuþ. Kýz bu Çobanlýk da bir nevi yöneticiliktir. Onu beceremeyen olaya çok içerlemiþ. Yemeden içmeden kesilmiþ. Çünkü o adam, yöneticiliði hiç beceremez. Yönetici nasýl ki da Murat'ý çok mu çok seviyormuþ Anasý, kocasýnýn emrindeki adamlardan sorumluysa, çoban da güttüðü korkusundan babasýna bir þey diyememiþ. Acýsýný içine hayvanlardan sorumludur. Zamanýnda birçok peygamber gömmüþ. Bu olaydan sonra, Ümmü evden kaçýp gitmiþ. çobanlýk yapmýþtýr. Buna Peygamber Efendimiz de dâhil. Babasý biricik kýzýnýn kaçtýðýný duyunca çýlgýna dönmüþ. Anladýn mý þimdi?“Eyvah! Ben ne yaptým?” demiþ. Kýzýnýn yanýnda –Evet. Çok iyi anladým.görücülere hakaret edip, kovaladýðýna piþman olmuþ. Bu arada, amcam sürüyü köyün kuzeyindeki daða

ÜMMÜ'NÜN

ÇEÞMESÝ

Nail UYAR

HÝKÂYE

-44-__________________________________________________________________________________

Günlerce dere tepe, dað bayýr kýzýný aramýþ, bir türlü palamut aðacýnda asýlý bulmuþlar, allý yeþilli bir çemberle. bulamamýþ. Üzüntüsünden yataklara düþmüþ. Kýz ile oðlan Çember Ümmü'nünmüþ… Onu da Ümmü'nün yanýna buluþup, gitmekte olduðumuz daða sýðýnmýþlar. Günlerce gömmüþler. Ýki mezar yan yana. Gidecek olduðumuz aç susuz saklanmýþlar. Koca daðda bir yudum su çeþmenin hikâyesi bu, deyip, sustu amcam.bulamamýþlar. Yaz günü kaçtýklarý için açlýktan çok Bir de baktým ki daðýn eteðindeyiz. Ova arkamýzda, susuzluða dayanamamýþ Ümmü. Dili damaðý kurumuþ, gerilerde kalmýþ. Sürü daðýn eteðinden yukarý doðru dudaklarý çatlamýþ. Oðlan da ayný duruma düþünce, bu kez týrmanýyor.kýz yalvarmýþ: “Yiðidim, aslaným!” demiþ. “Çek git bu Suskunluðunu bozan amcam bu kez:diyardan. Ben zaten iflâh olmam artýk. Susuzluk öldürecek –Açýktýn mý?beni. Bari sen kurtul! Bu dünyada muradýmýza eremedik, –Evet. inþallah ahrette ereriz.” –Ben de… Torbada yiyecek bir þeyler var; ama yengen

Bu arada, önümden kedi gibi bir þey hýzla sýyrýlýp geçti. ne koydu bilmiyorum. Gel, þu önümüzdeki kayanýn üstüne Korkuyla “Amca!” diye baðýrdým. Elim ayaðým kesildi. oturup, karnýmýzý doyuralým.Tüylerim diken diken oldu. Yüzümün derisi gerildi. –Tamam amca.Amcam þaþkýnlýk içinde: Amcam torbasýndakileri çýkardý. Bir tülbendin içinde

–N'oldu yeðenim? somun ekmeði, peynir, kuru soðan vardý. Bir de orta boy Önümden kedi gibi bir þey geçti. cam þiþe içinde su. –Yaban tavþanýdýr. Buralarda bulunur. Karnýmýzý doyurduk. Suyumuzu içtik. Sonra bana dönüp: Kalktýk, koyunlarýn arkasýndan yürüdük. Önümüzdeki –Anlatayým mý, kalsýn mý? sürüyle daðý yarýladýk.–Anlat anlat! Daðýn yüzü kayalarla, kurumuþ otsu bitkilerle ve –Bu söz üzerine Murat, “Dayan Sultaným. Ben sana su devedikenleriyle kaplýydý. Aralarýnda, seyrek de olsa

bulup geleceðim.” demiþ. Daðdan ovaya inmiþ. Uzun ve sýðýrkuyruðu, üzerlik ve çakýrdikenleri vardý. Elimdeki çetin bir uðraþtan sonra, suyu bulup getirmiþ. deðnekle, önüme gelen dikenlere vura vura yürüyordum.Döndüðünde bir de bakmýþ ki, Ümmü baþýnýn altýna taþtan Koyunlarý sabaha karþý daðýn tepesine çýkardýk. Burasý yastýk yapýp, uyuyakalmýþ. Murat elindeki su kabýyla yanýna köyün kuzey doðusuna düþüyordu.koþmuþ. “Uyandýrayým da su içireyim.” demiþ. “Ümmü Daðýn zirvesi, dolunay ve yýldýzlarýn ýþýðýndan adeta Ümmü!” diye sarsmýþ. Uyanmamýþ… “Eyvah! Geç gündüz gibiydi. Karþý daðýn yamacýndaki mezradan ise kaldým.” demiþ. Çýðlýk atýp, üstüne kapaklanmýþ. Ardýndan horoz sesleri geliyordu.aðýtlar yakmýþ. Sonra, oturup düþünmüþ. Karar vermiþ. Koyunlar çeþmeye akýn ettiler.“Gideyim, ailesine haber vereyim. Ne de olsa evlâdýdýr. Ümmü'nün çeþmesi, amcamýn dediði gibi daðýn tam Benim ciðerim bir yanarsa, onunki bin yanar.” demiþ. Her tepesinde, yönü kuzeye bakýyordu. Duvarý tamamen kuru þeyi göze alarak, soluðu kýzýn evinde almýþ. Kýzýn ailesi, onu taþ yapýyla örülü ve üstü kemerliydi. Boyu bir metreydi, eni karþýlarýnda görünce yüreklerine bir ateþ düþmüþ. Çünkü bir buçuk. Yapýnýn derinliði ise elli-altmýþ santimetreydi. anasý, o gece rüyasýnda kýzýný beyaz, dikiþsiz elbisenin Gövdesinin tam ortasýnda, bilek kalýnlýðýnda bir oluðu içinde, çok susamýþ bir halde görmüþ. Kendisinden su vardý. Ýçinden baþparmak kalýnlýðýnda su geliyordu. istemiþ; fakat -elinde su tasý olduðu halde- bir türlü içirecek Kemere yakýn yerde, gövde yapýlýrken büyükçe bir taþ su bulamamýþ. Sabah kalkýnca, rüyasýný kocasýna anlatmýþ. oturtulmuþ; taþýn üstüne de oyma yazýyla ÜMMÜNÜN O da “Kýzýn baþýna bir hal gelmesin.” demiþ. Ayný gün, ÇEÞMESÝ yazýlmýþ. Baþka ibare yoktu. Su yazýn ortasýnda Murat'tan acý haberi de alýnca, karþýsýnda yýðýlýp bile soðuk ve tatlýydý. Susayanlar kana kana içiyorlarmýþ. kalmýþlar… Babasý kendini toparlayýnca: “Kalk hatun, Önündeki yalak -yaklaþýk bir metre boyunda- kayrak kalk!” demiþ. “Dövünüp durmayla olmaz. Atlara hemen taþlardan yapýlmýþ. Derinliði diz boyu, geniþliði ise kýrk-elli binip, yola koyulalým.” Kýzýn babasýnýn iki tane atý santim. Ýçi su ile dolu. Yalaktan taþan su, kendine ince bir varmýþ… Birine kendisiyle karýsý binmiþ, diðerine de yol çizmiþ, hemen altýndaki çukura akýyordu. Orada küçük Murat. Tozu dumana katarak soluðu daðýn tepesinde bir gölet oluþmuþ. Yalaðýn önünden akan suyun geçtiði almýþlar… yerler ve göledin etrafý yemyeþildi. Geceleyin, rüzgâr

Ümmü'nün cesedini yerden kaldýrdýklarýnda bir de estikçe ortalýðý taze nane, kekik, reyhan, kokularý bakmýþlar ki, bedeninin topraða deðdiði yer ýpýslakmýþ. kaplýyordu.Yastýk olarak baþýnýn altýna koyduðu taþýn altýndan su Koyunlar sulanýrken, ben de boþ durmayýp, elimdeki sýzýyormuþ. Þaþkýna dönmüþler. Bunu, Ümmü'nün çoban deðneðiyle göledin derinliðini ölçmeye çalýþtým…susuzluktan yanarak öldüðüne baðlamýþlar. Babasý, öldüðü Amcam: yere, çeþmeyi onun adýný ölümsüzleþtirmek için yaptýrmýþ. –Derin deðil. Geceleyin öyle görünüyor. Ay ýþýðý Mezarý da hemen çeþmenin yaný baþýndadýr. Ailesi, onun aldatýyor. En derin yeri bir metreyi geçmiyor.köy mezarlýðýna gömülmesini istemiþ; fakat köylü buna Sürüyü suladýktan sonra, yönünü köyümüze doðru karþý çýkmýþ. Demiþler ki: “Bunda da bir hayýr vardýr! Bu çevirdik.kurak daðýn tepesinde, baþýnýn altýndaki taþ yastýktan su Artýk, þafak sökmek üzereydi. Karþý daðýn eteðindeki çýkmasý, Allah'ýn bir hikmetidir.” Köylünün bu sözleri köyümüz, gecenin içinden sýyrýlmaya çalýþýyordu. üzerine, ailesi ikna olmuþ; daðýn tepesine gömmüþler. Ýçime hüzün kapladý…

Murat'a gelince: Kýzýn ölümünden sonra mecnuna Bu hikâye aynen doðru mudur? Orasýný bilemem; ama dönmüþ, aþkýndan deli divane olmuþ. Aklýna estikçe, gece ben hikâyelere inanmasýný severim. O günden bu yana ne gündüz demeden “Ümmü çaðýrýyor beni!” deyip, soluðu zaman çeþmeden söz açýlsa, hemen aklýma Ümmü'nün çeþmenin baþýnda alýyormuþ. Ne yapýp, ne ettilerse önüne Çeþmesi gelir.geçememiþler. Bir gün, Ümmü'nün mezarýnýn baþýndaki

-45-__________________________________________________________________________________

Kavgalar içinde aklým bir taraf

Gönlüm bir yanda kýlýç kalkan tutuyor.

Yenilgime ses yok, itiraz yok, hani nerede afGidiyoruz bir rüzgâr gibi, bir ýrmak gibiHer zerremde isyan yangýnlarý tütüyor.Hayallerimiz dünyada daha gerçek kalýyorBýrakýnda rahatça kavga etsin, aklýmla gönlüm.

Biri dur diyor, birisi yürü, Kalýyoruz bir dostun hayaline mahkûm gibi

Biri otur diyor, biri kalk, Yalnýz çürüyen cesetlerimiz unutuluyorBiri býrak diyor, biri götür bu yükü.

Ýsyan ateþinde biraz kül kaldým da söndüm. Ve unutuluyor göz renklerimiz saç tellerimiz

Zamanla bir çukurun içinde çürürkenÖlümden bu ilk kez korkuþum Hatýrlanýr, bir yetimin baþýný okþayan ellerimizAklým diyor, dar yerlerde kalmak da var. Zaman insaný hayal ülkesine göçürürkenGönlüm diyor, boþ ver ben aþk sarhoþuyum.

Aklým diyor ki; kalbine ör koca bir duvarKervan elbisesini giyer zamaný gelenler

Duvarlar arasýnda kaldým da öldüm.Her doðana yazýlan bir yazýdýr, unutulmak

Unutulmaz zamanda yürürken, zamaný silenlerBarýþ ne yanda af ne yanda onu arayayým.

Her dünyalýnýn unuttuðu bir þey; unutulmak.Bulamasam da yolunda öleyim.

Bir bedende iki düþman yaþýyorumGidiyoruz bir güneþ, bir ay, bir yýldýz gibiBeni býrakýn bana, bir dost göreyim.Hayat dünyadan ibaret diye yaþayanlar,Dönüyor baþým, pusulam þaþýk,Her insan gülüþ cümbüþ yaþar, yalnýz gibiGönlümde ateþ, aklým karmakarýþýk.Unutulmaz bir gönüle gönüller sýðdýranlarBana deniz ol ey dost, sende söneyim

UNUTULMAYANLAR

Ahmet ÇELEBÝ

BANA DENÝZ OL

EY DOST

KOCA REÝSBenim yârim ay gibi, Dertlerim bin düzine.Yeni doðmuþ tay gibi. Vuruldum mâh yüzüne.Kara haber adýn gibi karasýnÞeker dudaklarýndan Ben seni seviyorum,Göçtü Koca Reis baki âleme!..

Artýk gönlümüzde hep bir yarasýn Ýçse idim çay gibi. Uyma eller sözüne.Göçtü Koca Reis baki âleme!..

Kapandým dizlerine, Yar kaþlarýn kara mý?Zalim daðlar geçit vermez Muhsin'e Ýnandým sözlerine. Al cebimden paramý.Kavuþturmuþ oldu dosta, yârene Görür görmez vuruldum Lokman hekim gelse deBilmez mi ki ölüm bayram mü'mine Kestane gözlerine. Saramaz bu yaramý.Göçtü Koca Reis baki âleme!..

Yar gözlerin balaban, Ben giderim Harput'aHak bildiði yolda dimdik yürüdüAl ekmeði bala ban. Elinden tuta tuta.Büyük ülküsünü her dem koruduAlýr idim ben seni Kýz senin o gözlerinO gül çehresini hüzün bürüdüEðer verseydi baban. Benziyor karaduta.Göçtü Koca Reis baki âleme!..

Ýçi yanýyorken teni üþüyor Ahu gözlü meleðim, Ovacýk'ýn balýna,Bembeyaz gönlüne hasret düþüyor Sende kaldý dileðim. Bülbül konmuþ dalýna.Huzur için kalkýp Hakk'a yürüyor Ýster isen sat beni, Þu zavallý Nihat'ýn Göçtü Koca Reis baki âleme Ýster isen öleyim. Merhamet et halýna.

Hýzýr Ýrfan ÖNDER

GÜZELE MÂNÝLER

Nihat KAÇOÐLU

-46-__________________________________________________________________________________.

VASÝYET KARDEÞGüsbat Ýsmail bir gün çaðýrýr evlâdýný, DEÐÝL MÝYDÝKGelince evlâtlarý yapar nasihatini:

Bu memleket, bu topraklar,Yetmiþ yýl yaþadým der, üzmedim bir insaný;Aðaçlardaki yapraklar,Ýnsanlarý sevenin temiz olur lisaný.Sofralarýmýz, tabaklar

Diliniz temiz olsun, demeyin pis kelime. Biz hep kardeþ deðil miydik?Ömrümde haram bir mal dokunmadý elime.

Bu ayrýlýk gayrilik ne;Elin, belin ve dilin size en büyük düþman;Gider insanýn gücüne.Sahip olun onlara, sonra olmayýn piþman.Bir bakýn eskiye düne

Evlâtlar babasýný dinlediler bir zaman, Biz hep kardeþ deðil miydik?Ýsmail göçtü gitti Azrail vermez aman.

Omuz omuza savaþtýk,Güsbat Abas Samsun'da yaþadý yýllar boyu.Çað kapattýk ve çað açtýk,O da babasý gibi onun da temiz soyu.Birbirimize muhtaçtýk

O da ölüm saati topladý evlâtlarý,Biz hep kardeþ deðil miydik?

Evlâtlarý tuttular güzel nasihatlarý.

Trabzon, Mardin ve BoluGüsbat Ahmet, köyünde yakalandý kansere;Gayemiz insanlýk yolu.Evlâtlarý toplandý baþucunda son kere.Baþtanbaþa Anadolu

Dedi bakýn evlâdým son sözüm olsun sizeBiz hep kardeþ deðil miydik?Babamýn sözlerini anlattým hepinize…

Daima doðru olun, doðruluktan þaþmayýn; Þehmuz, Abuzer ve HasanHer iþe karýþmayýn, haddinizi aþmayýn. Dilerim olmaz bir tasan.

Niye olduk biz kin kusanDedem babama verdi aldýðý vasiyetiBiz hep kardeþ deðil miydik?Babam bana devretti ondaki emaneti.

Babam dediði gibi yaþadým yýllar yýlý, Hür yaþardý, Anadolu;Ben de evlâtlarýma devrettim o aklý. Güney, kuzey, saðý, solu.

Nifak soktu, þeytan kuluEy benim evlâtlarým, ey canýmýn canlarý;Biz hep kardeþ deðil miydik?Kuruþ menfaat için üzmeyin insanlarý!

Yýllar yýlý yaþadým ben kimseyi üzmedim, Bozdular hep aramýzý,Bir karýncayý bile bilerek ezmedim. Azdýrdýlar yaramýzý,

Çul ettiler paramýzý;Hiç deðer vermedim ben gümüþe ve altýna.Biz hep kardeþ deðil miydik?Sizin için elimi soktum taþýn altýna.

Komþum aç kaldý ise, tok yatmadým bir kere; Yörük, Çerkez, Kürdü, LazýYardým ettim mazluma, bakmadým basa kire. Koyunu, ördeði, kazý…

Aldýlar elimden sazý;Oðlum ne halde diye uyumadým kaç kere;Biz hep kardeþ deðil miydik?Siz mutlu olun diye hiç sevmedim eðlence.

Evlâtlarým, benim de sizlere vasiyetim; Kadýn erkek, genç ihtiyarKüçükleri çok sevin, yaþlýya hürmet edin. Deðil mi idik bahtiyar?

Acýmýzý kimler duyar;Ömür bitene kadar helâl yolda çalýþýn,Biz hep kardeþ deðil miydik?Temiz ahlâklý olun doðruluða alýþýn.

Siz de evlâdýnýza bunlarý anlatýnýz; Mehmet bu kavga bitmeli:Sonra mezarýnýzda huzur ile yatýnýz. Artýk bülbüller ötmeli,

Kardeþler barýþ etmeli,Kardeþim hakkýnýzý helâl edin Mehmet'e;Biz hep kardeþ deðil miydik?Kul hakkýyla bu kulu göndermeyin ahrete

Mehmet BALCI