İslÂm İnanÇ İlmİhalİ yedİncİ bÖlÜm

İSLÂM İNANÇ İLMİHALİYEDİNCİ BÖLÜM

Kur’ân’ın ve kâinatın dilinden

Basar (görme) ve sem’ (işitme) sıfatları

Dünyanın ilk zamanları.

Hiçbir canlı yok.

Nefes alıp veren yok.

Gören, işiten de yok.


“Anadan doğma” kör bir Dünyanın soruları:GÖRMEK NEDİR? İŞİTMEK NEDİR?


Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve nuru var eden

Allah’a aittir. EN’ÂM SÛRESİ, 6:1


Ve Allah elektromanyetik radyasyonu yaratır.

Onu kısımlara ayırır.


Bir bölümünü de ışık olarak tayin eder.


Onunla Dünyayı aydınlatır ve binlerce renge boyar.


Sonra birer birer canlı türlerini yaratır.

Her birisine elektromanyetik tayftan bir bölge tahsis eder.

Her birisine, nasibi olan şeyi görecek gözler verir.


Balarısı kırmızı görmez ama morötesini görür.


Petek gözler 360 derece görüş imkânı verir, fakat temas mesafesinde keskinleşir.

Her peteğin merceği ve ışığa duyarlı hücreleri vardır.

Petek sayısı 28 bine kadar çıkabilir.


Baykuş için, bir futbol sahasında bir mum ışığı yeter.


Dört gözlü balık, yüzeye yakın yüzerken, aynı anda iki gözbebeğiyle suyun üstünü, diğer iki gözbebeğiyle de suyun altını aynı anda görür.


İnsanın gözleri önüne ise dünyanın bütün güzellikleri serilir.


Dünyanın ilk zamanları.

Hiçbir canlı yok. Ses var, ama işiten

yok. Sesin ne olduğunu

bilen yok. İşitmenin ne olduğunu

bilen de yok.


Sesi yaratan, işitmeyi de yaratır.

Onu, kulları arasında taksim eder.

Dilediğine, dilediği kadarını işittirir.


Fillere, bizim işitme sınırımızın altındaki seslerle haberleşme yeteneği verilmiştir.

Balinaların sürekli değişen tesbihatları vardır.


Güneş niçin her sabah sessizce doğar?


Güneşin yüzeyinde 6 bin derece olan sıcaklık, atmosferinde 2

milyon dereceye çıkar.NİÇİN?


Bu sorunun bugün için düşünülebilen en makul cevabı, SES’tir.

Yüce Allah, semâ kapılarını radyasyona açmış, sese kapatmıştır.


O dehşetli patlamaların, bir aleviyle yüzlerce Dünyayı yutacak azametteki fırtınaların çıkardığı ses, atmosferde hapsolur ve SES enerjisine dönüşür.

Güneşin gürültüsü, atmosferini 2 milyon dereceye kadar ısıtır.


Güneşin gürültüsünden rahmetiyle bizi koruyan Allah, trilyonlarca hücremizin içinde cereyan eden muazzam faaliyetlerin sesini de bize işittirmez.


O, yarattıklarından her biri için sonsuz hikmetiyle ayrı bir işitme sınırı belirler.


İnsana ise “sesler âleminin” çeşit çeşit güzelliklerini işittirir.


Sadece bir insan sesine, insan fertlerinin sayısı kadar farklılıklara bürünmüş bir güzellik verir ve öylece dinletir.


Ve, nimetlerinin en büyüğünü, sözlerin en güzeli olarak insana

işittirir.


Bütün gözleri veren, elbette herşeyi görür.

Bütün sesleri işittiren, elbette herşeyi işitir.


Bilim dünyası, nötrino’yu 20. yüzyılın ortalarına doğru keşfetti.


Nötrinolar, ışıktan çok daha fazla nüfuz gücüne sahip parçacıklar.

Her an üzerimize yağan nötrinolar, saniyenin 20’de biri kadar bir zamanda Dünyamızın içinden gelip geçerler.


Güneş ile Dünya arasındaki mesafe betondan bir duvarla örülmüş olsaydı, nötrinolar yine gelir bizi bulurdu.

Bunun bin misli kalınlıkta bir duvar bile nötrinolar için bir pencere camından farksız olurdu.


Farzımuhal, biz ışık parçacıkları yerine nötrinoları algılayabilseydik, kâinatta hiçbir şey bizim görüşümüze engel teşkil etmezdi.


Ele avuca gelmez bir parçacık, Allah’ın adıyla her yere giriyor, herşeyi delip geçiyorsa, onu Yaratanın nazarına hangi şey engel olabilir? Hangi gizli şey Ondan saklanabilir?


Nötrinoya inanıp da onu yaratana inanmamak, bütün sesleri işitip de o seslerin hep bir ağızdan anlattığını duymamak da bir tür körlük ve sağırlıktır:

Onlar yeryüzünde gezmiyorlar mı ki akıl edecek kalpleri yahut işitecek kulakları olsun? Fakat kör olan gözler değil, sinelerdeki kalplerdir.

HAC SÛRESİ, 22:46


Kur’ân’da Basîr ismi 44Semî’ ismi 45defa geçer.

Birçok âyette de Allah’ın görme ve işitme sıfatlarına fiil halinde atıf yapılır.


Allah sizi annelerinizin karınlarından hiçbir şey bilmez halde çıkardı ve şükredesiniz

diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi. NAHL, 16:78


De ki: Sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler veren Odur. Fakat çok az şükrediyorsunuz.

MÜLK, 67:23


Gözler Onu göremez; fakat O gözleri görür. Onun ilmi herşeyin bütün inceliklerine nüfuz eder; O herşeyden haberdardır.

EN’ÂM,6:103


Belirlediğimiz vakitte Musa gelip de Rabbi ona hitap buyurunca, o, “Rabbim, bana kendini göster de Sana bakayım” dedi. Allah “Sen Beni göremezsin,” buyurdu. “Ama şu dağa bak; eğer o yerinde durursa o zaman görürsün.”


Rabbi dağa tecellî edince onu paramparça etti, Musa da bayılıp kaldı. Ayıldığında, “Sen her türlü kusurdan yücesin,” dedi. “Ben sana tevbe ettim. İman edenlerin de ilki benim.”

A’RÂF, 7:143


De ki: Sizi gökten ve yerden rızıklandıran kim? Yahut kulak ve gözlerinizin sahibi kim? Ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkaran, kâinatta her işi çekip çeviren kim? “Allah” diyecekler. O zaman de ki: Peki, niçin sakınmazsınız?

YUNUS, 10:31


Kitapta İbrahim’i de an. O, özü sözü doğru bir peygamberdi.

Hani o babasına demişti ki: “Babacığım, işitmeyen, görmeyen, senin bir ihtiyacını gidermeyen şeylere niçin ibadet ediyorsun?

MERYEM, 19:41-42


Sizin Allah’tan başka yalvardıklarınız da sizin gibi kullardır. Eğer doğru söylüyorsanız, haydi, onlara dua edin de size cevap versinler.

Onların ayakları mı var yürüsünler? Elleri mi var tutsunlar? Gözleri mi var görsünler? Kulakları mı var işitsinler? De ki: Şeriklerinizi çağırın, sonra bana kuracağınız tuzağı kurun, üstelik mühlet de vermeyin.

A’RÂF, 7:194-195


De ki: Söyleyin bana, Allah sizin kulaklarınızı ve gözlerinizi alıp kalplerinizi de mühürlediği takdirde, Allah’tan başka onları size getirecek olan tanrı kimdir? Bir bak, onlara âyetleri nasıl çeşitli şekillerde açıklıyoruz da onlar yine yüz çeviriyorlar.

EN’ÂM, 6:46

De ki: Söyleyin bana, Allah sizin kulaklarınızı ve gözlerinizi alıp kalplerinizi de mühürlediği takdirde, Allah’tan başka onları size getirecek olan tanrı kimdir? Bir bak, onlara âyetleri nasıl çeşitli şekillerde açıklıyoruz da onlar yine yüz çeviriyorlar. EN’ÂM, 6:46


Geceyi dinlenmeniz için yaratan, gündüzü ise aydınlatan Odur. Kulak veren bir topluluk için bunda âyetler vardır.

YUNUS, 10:67


Bilmediğin şeyin peşine takılma. Çünkü kulak olsun, göz olsun, kalp olsun, hepsi bundan sorumlu tutulmuştur.

İSRÂ, 17:36


Mü’minlere söyle: Bakışlarını sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Bu onlar için daha nezih bir davranıştır. Allah ise onların işlemekte oldukları şeylerden haberdardır.

NUR, 24:30


And olsun, size vermediğimiz imkânları Biz onlara vermiştik. Onlara kulaklar, gözler ve kalpler de vermiştik. Fakat ne kulakları, ne gözleri, ne de kalpleri bir işe yaramadı; çünkü Allah’ın âyetlerini bile bile inkâr ediyorlardı. Sonunda, alay edip durdukları şey onları çepeçevre kuşatıverdi.

AHKAF, 46:26


Cinlerden de, insanlardan da Biz pek çok Cehennemlikler yarattık. Onların kalpleri vardır, anlamazlar; gözleri vardır, görmezler; kulakları vardır, işitmezler. Onlar hayvan gibi, hattâ daha da şaşkındırlar. Onlar gafillerin tâ kendileridir.

A’RÂF, 7:179


Onlardan seni duyanlar da vardır. Fakat sağırlara, üstelik akıllarını da kullanmıyorlarsa, sen birşey işittirebilir misin?

Onlardan sana bakanlar da vardır. Fakat körlere, üstelik kalp gözleri de görmüyorsa, sen yol gösterebilir misin?

YUNUS, 10:42-43


Onlar yeryüzünde Allah’ı âciz bırakamaz, kendilerine Allah’tan başka yardımcı da bulamazlar. Azapları ise kat kat olur. Çünkü işitmeye tahammülleri yoktu; görmemekte de ısrar ediyorlardı.

HUD, 11:20


Huzurumuza getirildiklerinde neler işitecek, neler görecekler! Fakat bugün o zalimler apaçık bir sapıklık içindeler.

MERYEM, 19:38


Kim Benim zikrimden yüz çevirirse, onun geçiminde darlık olur. Kıyamet gününde de onu kör olarak diriltiriz.

O “Rabbim,” der. “Niçin beni kör olarak dirilttin? Oysa ben görüyordum.”

“Öyleydin,” buyurur Allah. “Fakat âyetlerimiz sana geldiğinde sen onları unuttun. Bugün de sen böyle unutulursun.”

TÂHÂ, 20:124-126


Diriler ile ölüler de bir olmaz. Allah dilediğine işittirir; yoksa kabirdekilere işittirmek senin elinde değildir.

FÂTIR, 35:22


Kim Allah’a kavuşmayı ümit ediyorsa, bilsin ki, Allah’ın belirlediği vakit mutlaka gelecektir. O

herşeyi işitir, herşeyi bilir. ANKEBÛT, 29:5

İnternet adresleri

[email protected]

utesav.org.tr

facebook.com/yazarumitsimsek

İslÂm İnanÇ İlmİhalİ yedİncİ bÖlÜm

Documents