isbn xxxx-xx-xxx-x düzce ticaret ve sanayi odası · biri olan swot analizi raporlarının son...

112
ISBN xxxx-xx-xxx-x 1. Baskı, 100 Adet Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Kültür Mahallesi, Süleyman Kuyumcu Cd. No:13, 81010 Düzce Merkez/Düzce Tel: (380) 524 25 50 (Pbx) Faks: (380) 514 28 55 [email protected] www.duzcetso.org.tr Editörler Prof. Dr. Ayhan ŞAMANDAR Yrd. Doç. Dr. Ali Etem GÜREL Düzce Üniversitesi, Meslek Yüksekokulu Uzunmustafa Mh. 81010 Düzce Merkez/Düzce Kapak tasarımı Öğr. Gör. Hüseyin BARAN Baskı Aydoğdu Ofset Matbaacılık Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti. İvedik Organize Sanayi Ağaç İşleri Sanayi Sitesi 21. Cad. 1366. Sok. No:20 Yenimahalle/Ankara Tel: (312) 395 81 44 Faks: (312) 395 81 45 www.aydogduofset.com © Tüm haklan Düzce Ticaret ve Sanayi Odası'na aittir. Bu yayındaki bilgiler ancak kaynak gösterilmek suretiyle kullanılabilir.

Upload: trinhngoc

Post on 17-May-2018

227 views

Category:

Documents


2 download

TRANSCRIPT

Page 1: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

ISBN xxxx-xx-xxx-x

1. Baskı, 100 Adet

Düzce Ticaret ve Sanayi Odası

Kültür Mahallesi, Süleyman Kuyumcu Cd. No:13,

81010 Düzce Merkez/Düzce

Tel: (380) 524 25 50 (Pbx)

Faks: (380) 514 28 55

[email protected]

www.duzcetso.org.tr

Editörler

Prof. Dr. Ayhan ŞAMANDAR

Yrd. Doç. Dr. Ali Etem GÜREL

Düzce Üniversitesi, Meslek Yüksekokulu

Uzunmustafa Mh. 81010 Düzce Merkez/Düzce

Kapak tasarımı

Öğr. Gör. Hüseyin BARAN

Baskı

Aydoğdu Ofset Matbaacılık Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti.

İvedik Organize Sanayi Ağaç İşleri Sanayi Sitesi 21. Cad. 1366. Sok. No:20

Yenimahalle/Ankara

Tel: (312) 395 81 44

Faks: (312) 395 81 45

www.aydogduofset.com

© Tüm haklan Düzce Ticaret ve Sanayi Odası'na aittir.

Bu yayındaki bilgiler ancak kaynak gösterilmek suretiyle kullanılabilir.

Page 2: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

ii

Prof. Dr. Nigar DEMİRCAN ÇAKAR

Düzce Üniversitesi Rektörü

Düzce, tarihi ve doğal güzelliklerinin yanında

İstanbul ve Ankara gibi iki önemli metropolün tam

ortasında yer alması ile de Türkiye’de önemli bir

konuma sahiptir. 1999 yılındaki depremin etkilerini

derinden hisseden Düzce, il olması ile birlikte hızlı

bir değişim sürecine girmiştir. Bu sürecin önemli

kilometre taşlarından birisi de Düzce

Üniversitesidir.

Kurulduğu 2006 yılından bu yana İlimize, Bölgemize ve Ülkemize “Değer Katma” temel felsefesi ile

hareket eden Düzce Üniversitesi, üniversite-sanayi iş birliklerine de büyük önem vermektedir.

Gerçekleştirilen çalışma bu iş birliklerine en güzel örneklerden birisidir. Düzce’de faaliyet gösteren

sektörlerin beklentilerinin, problemlerinin, gelecek hedeflerinin, bu sektörleri tehdit eden iç ve dış

unsurların derinlemesine incelendiği bu SWOT analizi çalışması, Düzce’nin sektörel planlamasında ve

gelecek hedeflerinin oluşturulmasında oldukça önemli bir kaynak olacaktır.

Çalışmada, Düzce’de faaliyet gösteren 6 ana sektör (Ağaç işleri ve orman ürünleri sektörü, Gıda

ürünleri sektörü, İnşaat ve yapı malzemeleri sektörü, Metal/makine ve otomotiv sektörü, Tekstil

sektörü ve Diğer sektörler) detaylı olarak incelenmiştir. Çalışma, her bir sektörde uzman 2 Öğretim

Elemanı tarafından toplam 14 kişilik bir çalışma grubu ile gerçekleştirilmiştir. Sektörleri temsil eden

100 işletme üzerinde 190 soru bulunan anket çalışmaları uygulanmıştır. Bu anketler, her bir

işletmenin yönetim kademesindeki 1 kişi ve çalışan kademesindeki 2 kişi olmak üzere 3 kişi üzerine

uygulanmıştır. Böylece her işletmenin farklı açılardan durumu tespit edilmiştir. Çalışmanın sonucunda

anket sonuçları analiz edilmiş ve sektörlerin mevcut durumu, ihtiyaçları, güçlü yönleri ve zayıf yönleri

belirlenmiştir.

Çalışmanın sonunda Düzce ili için sektörel olarak görülen başlıca zayıf yönler ve tehditler; nitelikli

eleman ihtiyacı, altyapı eksiklikleri, kaliteli enerji problemi, birçok firmada çalışanların iş yeri

değiştirme oranlarının yüksek oluşu, Ar-Ge faaliyetlerinin istenilen düzeyde gerçekleştirilememesi,

Düzce’nin İSKİ su havzası içerisinde yer almasının yeni yatırımlar için kısıtlayıcı bir etken oluşu, sektör

firmalarının markalaşma problemleri, kümelenme olgusunun gelişmemiş olması ve hasat

dönemlerinde yaşanan çalışan temini problemleri olarak sıralanabilir.

Sahada gerçekleştirilen bu çalışmaya akademik bir perspektif kazandıran Düzce Üniversitesi’nin

değerli Akademisyenlerine emeklerinden dolayı teşekkür eder, hazırlanan bu çalışmanın İlimize,

Bölgemize ve Ülkemize hayırlı olmasını temenni ederim.

Page 3: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

iii

Fahri ÇAKIR

Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı

Düzce Sanayisinin çatı kuruluşu olan Düzce Ticaret

ve Sanayi Odası olarak büyük bir çalışmaya

Üniversitemizle birlikte imza atmış bulunuyoruz.

Altı sektörde yapılan SWOT Analizi çalışmasıyla

sektörlerimizin güçlü ve zayıf yönlerini belirlemiş,

bu konularda üst kuruluşlar olarak neler

yapabileceğimiz konusunda fikirler edinmiş

bulunuyoruz. İlimizin lokomotif sektörleri olan

Tekstil, Metal-Makine-Otomotiv, Orman Ürünleri,

İnşaat ve İnşaat Malzemeleri, Gıda-Fındık Ürünleri ve diğer sektörler başlıkları altında yapılan bu

değerli çalışmada emeği geçen meclis üyelerimiz ve üniversite personellerine teşekkür ediyoruz.

Bu çalışmayla birlikte hem odamız hem de sanayicimiz adına atılması gereken adımların hızlıca

atılması gerektiğine inanarak, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası olarak üzerimize düşen görevleri yerine

getireceğimizi ifade ediyoruz.

Page 4: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

iv

Ertan TAŞLI

Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı

2013 yılında seçilen meclisimizin bu çalışma

döneminde yapmış olduğu en değerli çalışmalardan

biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına

gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler

ışığında gerek kamu kurumları, gerek odamız gibi

çatı kuruluşlar ve gerekse firmalarımız gerekli

adımları atarak eksiklerimizi tamamlayacak,

Türkiye'nin 2023 vizyonuna uygun şekilde

gelişimimizi sürdüreceğiz. İlgili sektörlerdeki

avantaj ve dezavantajların ortaya çıkarılması, eksiklerin analiz edilerek raporlanması, fırsatların

detaylı şekilde belirlenerek amaca uygun olarak hareket kabiliyeti sağlanması amacıyla Düzce'de

bugüne kadar yapılmamış olan ve eksikliği ciddi anlamda hissedilen SWOT Analizi çalışmaları

odamızdan belirlenen meclis üyelerimiz ve üniversitemizin değerli akademisyenleri tarafından

titizlikle yapılmış, gerekli raporlama çalışmaları yapılarak son halini almıştır. 4 organize sanayi

bölgesine sahip olan Düzce'de en önemli katma değere sahip sektörlerde yapılan bu SWOT Analizi

raporları Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Faruk ÖZLÜ'ye de ulaştırılarak sanayimizin son

durumu hakkında rapor vermiş olacağız. Hazırlamış olduğumuz bu çalışmayı ayrıca tüm

milletvekillerimize, ilgili bakanlıklara, organize sanayi bölgelerimize ve diğer kamu kurum-

kuruluşlarına ulaştırarak faydalanmalarını sağlayacağız.

SWOT analizi çalışmalarında mesai mefhumu gözetmeksizin çalışan başta Düzce Üniversitesi

Akademisyenlerine, projenin başlatılmasında büyük katkısı olan eski Düzce Valisi ve yeni Milli

Savunma Bakanlığı Müsteşarı Ali FİDAN'a, odamız meclis üyeleri Bilal TÜRKAN ve Hayati EĞİLMEZ'e,

Projenin başından sonuna kadar her anında titizlikle çalışmaları yönlendiren Düzce Üniversitesi Düzce

Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Ayhan ŞAMANDAR’a ve bu projede görev alan oda

personelimize teşekkür ediyoruz.

Page 5: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

v

DÜZCE İLİ SEKTÖREL SWOT ANALİZİ ÇALIŞMA GRUBU

Genel Koordinasyon:

Prof. Dr. Ayhan ŞAMANDAR Düzce Üniversitesi Teknoloji Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

Yrd. Doç. Dr. Yunus Emre TAŞGİT Düzce Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümü

Ağaç İşleri ve Orman Ürünleri Sektörü:

Yrd. Doç. Dr. H. Hüseyin CİRİTCİOĞLU Düzce Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği Bölümü

Arş. Gör. Osman KARTAL Düzce Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümü

Page 6: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

vi

Gıda Ürünleri Sektörü:

Yrd. Doç. Dr. Yusuf ÖCEL Düzce Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümü

Öğr. Gör. Murat TEKBAŞ Düzce Üniversitesi Akçakoca Meslek Yüksekokulu Gıda Teknolojisi Bölümü

İnşaat ve Yapı Malzemeleri Sektörü:

Öğr. Gör. Burak YEŞİL Düzce Üniversitesi Düzce Meslek Yüksekokulu İnşaat Bölümü

Yrd. Doç. Dr. Faruk Kerem ŞENTÜRK Düzce Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümü

Page 7: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

vii

Metal/Makine ve Otomotiv Sektörü:

Yrd. Doç. Dr. Serkan APAY Düzce Üniversitesi Teknoloji Fakültesi İmalat Mühendisliği Bölümü

Yrd. Doç. Dr. Serkan POLAT Düzce Üniversitesi İşletme Fakültesi Sağlık Yönetimi Bölümü

Tekstil Sektörü:

Öğr. Gör. Dr. Filiz DURSUN Düzce Üniversitesi Düzce Meslek Yüksekokulu Tekstil, Deri, Ayakkabı ve Giyim Bölümü

Yrd. Doç. Dr. Semra AKTAŞ POLAT Düzce Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümü

Page 8: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

viii

Diğer Sektörler (Plastik Mamuller ve İlaç):

Yrd. Doç. Dr. Ali Etem GÜREL Düzce Üniversitesi Düzce Meslek Yüksekokulu Elektrik ve Enerji Bölümü

Arş. Gör. Ali GÜVEN Düzce Üniversitesi İşletme Fakültesi Sağlık Yönetimi Bölümü

Page 9: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

ix

İÇİNDEKİLER

ÖZET .................................................................................................................................................................................................... 1

1. AĞAÇ İŞLERİ VE ORMAN ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ ........................................................................................................... 2

1.1. GİRİŞ ............................................................................................................................................................................................ 2

1.2. DÜNYADA ve TÜRKİYE’DE SEKTÖRÜN DURUMU ................................................................................................... 4

1.2.1. Dünyada ve Türkiye’de Kereste Endüstrisi ........................................................................................................ 5

1.2.2. Dünyada ve Türkiye’de Kaplama ve Kontrplak Endüstrisi .......................................................................... 5

1.2.3. Dünyada ve Türkiye’de Levha Endüstrisi ........................................................................................................... 6

1.2.4. Dünyada ve Türkiye’de Mobilya Endüstrisi ....................................................................................................... 6

1.3. DÜZCE’DE SEKTÖRÜN DURUMU ..................................................................................................................................... 7

1.4. YÖNTEM..................................................................................................................................................................................... 8

1.5. AĞAÇİŞLERİ-ORMAN ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ SWOT ANALİZİ .............................................................................. 9

1.5.1. Çalışmaya Katılan İşletmelerin Genel Analizi .................................................................................................... 9

1.5.1.1. Araştırmaya Katılan İşletme Yöneticileri Demografik Özellikleri ................................................. 10

1.5.1.2. Çoklu Yanıt Analizlerine Yönelik Sonuçlar .............................................................................................. 10

1.5.1.3. İş Ortamı Özelliklerine Yönelik Algı ........................................................................................................... 11

1.5.2. Ağaçişleri Orman Ürünleri ve Alt Sektörleri SWOT Analizi ...................................................................... 17

Güçlü Yönler ......................................................................................................................................................................... 17

Zayıf Yönler .......................................................................................................................................................................... 18

1.6. SEKTÖRDEKİ YAPISAL SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ............................................................................. 21

KAYNAKLAR .................................................................................................................................................................................. 25

2. GIDA SEKTÖRÜ ........................................................................................................................................................................ 27

2.1. GİRİŞ ......................................................................................................................................................................................... 27

2.2. GIDA SEKTÖRÜNÜN TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİNDEKİ YERİ ............................................................................ 27

2.3. DÜZCE İLİNDE FAALİYET GÖSTEREN GIDA SEKTÖRÜNE YÖNELİK SEKTÖREL ANALİZ ................... 30

2.3.1. Yönetici/Sektör/Firmalara İlişkin Demografik Bilgiler ............................................................................. 30

2.3.2. İş Ortamı Özellikleri .................................................................................................................................................. 32

2.3.3. Güçlü ve Zayıf Yönler ................................................................................................................................................ 35

2.3.4. Fırsat ve Tehditler ...................................................................................................................................................... 36

2.4. DÜZCE’DE GIDA SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI .......................................................................................................... 37

2.5. DÜZCE’DE GIDA SEKTÖRÜNÜN SORUNLARININ ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ........................................................ 37

KAYNAKLAR .................................................................................................................................................................................. 38

3. İNŞAAT VE YAPI MALZEMELERİ SEKTÖRÜ ................................................................................................................ 39

3.1. GİRİŞ ......................................................................................................................................................................................... 39

3.2. YÖNTEM.................................................................................................................................................................................. 39

Page 10: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

x

3.3. İNŞAAT ve YAPI MALZEMELERİ SEKTÖRÜNÜN TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİNDEKİ YERİ...................... 40

3.4. DÜZCE İLİNDE FAALİYET GÖSTEREN İNŞAAT VE YAPI MALZEMELERİNE YÖNELİK SEKTÖREL

ANALİZ ............................................................................................................................................................................................. 41

3.4.1. Araştırmaya Katılan İşletmelere Yönelik Kurumsal Özellikler ............................................................... 41

3.4.2. Araştırmaya Katılan İşletme Yöneticilerine Yönelik Demografik Özellikler ..................................... 43

3.4.3. Çoklu Yanıt Analizlerine Yönelik Sonuçlar ...................................................................................................... 44

3.4.4. İş Ortamı Özelliklerine Yönelik Algı .................................................................................................................... 44

3.5. SWOT ANALİZİNE YÖNELİK SEKTÖRÜN GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLERİ .......................................................... 51

3.6. SWOT ANALİZİNE GÖRE SEKTÖRE YÖNELİK TEHDİT VE FIRSATLAR ....................................................... 52

3.7. DÜZCE’DE İNŞAAT VE YAPI MALZEMELERİ SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI .................................................. 54

3.8. DÜZCE’DE İNŞAAT VE YAPI MALZEMELERİ SEKTÖRÜNÜN SORUNLARININ ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 55

3.9. SONUÇ ve ÖNERİLER ......................................................................................................................................................... 57

KAYNAKLAR .................................................................................................................................................................................. 58

4. METAL/MAKİNE VE OTOMOTİV SEKTÖRÜ ................................................................................................................ 59

4.1. GİRİŞ ......................................................................................................................................................................................... 59

4.2. YÖNTEM.................................................................................................................................................................................. 59

4.3. METAL/MAKİNE ve OTOMOTİV SEKTÖRÜNÜN TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YERİ ................................. 60

4.4. METAL, MAKİNE VE OTOMOTİV SEKTÖRÜ SWOT ANALİZİ DEĞERLENDİRMELERİ ........................... 62

4.4.1. Güçlü Yönler ................................................................................................................................................................. 62

4.4.2. Zayıf Yönler ................................................................................................................................................................... 63

4.4.3. Fırsatlar .......................................................................................................................................................................... 63

4.4.4. Tehditler ......................................................................................................................................................................... 63

4.5. DÜZCE’DE METAL/MAKİNE VE OTOMOTİV SEKTÖRÜNÜN SORUN ALANLARI ..................................... 64

4.6. SONUÇ ve ÖNERİLER ......................................................................................................................................................... 67

KAYNAKLAR .................................................................................................................................................................................. 69

5. TEKSTİL SEKTÖRÜ ................................................................................................................................................................ 70

5.1. GİRİŞ ......................................................................................................................................................................................... 70

5.2. DÜNYA’DA, TÜRKİYE’DE VE DÜZCE İLİNDE TEKSTİL SEKTÖRÜ ................................................................... 70

5.3. YÖNTEM.................................................................................................................................................................................. 73

5.3.1. Katılımcıların Demografik Özellikleri ................................................................................................................ 73

5.3.2. Firmalara İlişkin Veriler .......................................................................................................................................... 73

5.4. BULGULAR ve YORUMLAR.............................................................................................................................................. 74

5.4.1. Sektöre İlişkin Frekans Analizi ............................................................................................................................. 74

5.4.2. İş Ortamı Özelliklerine İlişkin Frekans Analizi .............................................................................................. 76

5.4.3. Güçlü ve Zayıf Yönler ................................................................................................................................................ 79

Page 11: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

xi

5.4.4. Fırsatlar ve Tehditler ................................................................................................................................................ 81

5.5. SONUÇ VE ÖNERİLER ........................................................................................................................................................ 82

KAYNAKLAR .................................................................................................................................................................................. 84

6. DİĞER SEKTÖRLER (PLASTİK MAMULLER VE İLAÇ) ............................................................................................. 86

6.1. GİRİŞ ......................................................................................................................................................................................... 86

6.2. YÖNTEM.................................................................................................................................................................................. 86

6.3. SEKTÖRLERİN DÜNYADAKİ MEVCUT DURUMU ................................................................................................... 87

6.3.1. Plastik Mamulleri Sektörü ...................................................................................................................................... 87

6.3.2. İlaç Sektörü ................................................................................................................................................................... 88

6.4. SEKTÖRLERİN TÜRKİYE’DEKİ MEVCUT DURUMU .............................................................................................. 89

6.4.1. Plastik Mamulleri Sektörü ...................................................................................................................................... 89

6.4.2. İlaç Sektörü ................................................................................................................................................................... 89

6.5. DÜZCE’DE MEVCUT DURUM VE ANALİZ .................................................................................................................. 90

6.5.1. Çalışmaya Katılan İşletmelerin Kurumsal Özellikleri .................................................................................. 90

6.5.2. Çalışmaya Katılan İşletme Yöneticilerine Ait Demografik Özellikler .................................................... 92

6.6. DÜZCE İLİ SEKTÖREL SWOT ANALİZİ ....................................................................................................................... 92

6.6.1. Güçlü ve Zayıf Yönler ................................................................................................................................................ 93

6.6.2. Fırsatlar ve Tehditler ................................................................................................................................................ 93

6.7. DÜZCE ÖZELİNDE SEKTÖREL TESPİTLER ............................................................................................................... 94

6.8. SONUÇ ...................................................................................................................................................................................... 98

KAYNAKLAR .................................................................................................................................................................................. 98

7. GENEL SONUÇLAR VE DEĞERLENDİRMELER ........................................................................................................... 99

Page 12: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

1

ÖZET

Düzce, 1999 yılında yaşanan depremlerin yıkıcı etkisini dramatik bir şekilde yaşamıştır. Aynı yılın

sonunda il statüsüne geçmiş olması nedeniyle yeni bir sürece girmiş, kent yaşamı da kökten bir

değişikliğe uğramıştır. İlin mevcut sanayisi özellikle Düzce-Kaynaşlı merkezli ikinci deprem sonrası

ciddi hasara uğramış, üretim kayıpları ve dolayısı ile işsizlik önemli seviyelere ulaşmıştır.

Düzce, yaralarını tam anlamı ile sarabilmek için Şubat 2004’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5084

sayılı Yatırım Teşvik Kanununu beklemek zorunda kalmıştır. İlgili Kanun’un yayımlanması ile birlikte,

kapsama giren illerin arasında coğrafi olarak en avantajlı il olma niteliğinin de etkisi ile derhal ön

plana çıkmış, yatırımcıların yoğun ilgisi ile karşılaşmıştır.

19 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren yeni teşvik sisteminde de Düzce

4. Bölge avantajlarına sahiptir ve her ne kadar çok geniş sanayi parselleri bulunmasa da Düzce önemli

yatırımlara ev sahipliği yapmaya devam etmektedir.

Düzce keşfedilmemiş doğa güzellikleri ile önemli bir cazibe merkezi olmaya aday bir ildir. Büyük

metropollere olan yakınlığı bu özelliğini daha da ileri taşımaktadır. Özellikle eşsiz güzellikteki yaylalar

için gerekli alt yapı sağlanırsa önemli turizm yatırımları gerçekleştirilebilir. Çok verimli toprağa sahip

olması alternatif organik ürünler yetiştirmek için bir potansiyel oluşturmaktadır.

Bu çalışma, 20 Eylül 2016 tarihinde Düzce Üniversitesi ile Düze Ticaret ve Sanayi Odası arasında

imzalanan protokol çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Bu protokol kapsamında, Düzce’de 6 sektörü

içeren “Mevcut durum ve ihtiyaç belirleme analizi” çalışması yürütülmüştür. Çalışmada anket yöntemi

kullanılmıştır. Sektörde yapılacak anket çalışmasının uygulanacağı işletmeler, ilin sanayisindeki

payları dikkate alınarak oranlama yoluyla seçilmiştir. İşletmelerin seçiminde Düze Ticaret ve Sanayi

Odası’nın veri tabanları kullanılmıştır. Tüm sektörler için toplam 100 işletme belirlenmiştir.

Anketler hazırlanmadan önce, örneklemde belirlenen işletmelerden birer temsilci ile (En fazla 6

işletme) ayrıntılı görüşmeler yapılmış ve sektörün ihtiyaçları açık uçlu sorularla belirlenmiştir. Bu

görüşmelerden elde edilen verilerle anket soruları hazırlanmıştır. Hazırlanan anketler, her bir

işletmenin yönetim (sahip, ortak) kademesindeki 1 kişi ve çalışan (mavi ve beyaz yaka) 2 kişi olmak

üzere 3 kişi üzerine uygulanmıştır. Böylece, bir işletmenin farklı açılardan durumu tespit edilmiştir.

Analiz edilen sektörlere yönelik, anket ve ayrıntılı görüşmelerden elde edilen veriler ışığında, her bir

sektör için, SWOT analizleri gerçekleştirilmiştir.

Araştırma sonunda, odak grup görüşmeleri, ayrıntılı görüşmeler ve anket verileri analiz edilerek bu

rapor hazırlanmıştır. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda, bu sektörlerin mevcut durumu, ihtiyaçları,

güçlü yönleri belirlenerek geleceğe dönük olarak strateji önerileri verilmiştir.

Page 13: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

2

1. AĞAÇ İŞLERİ VE ORMAN ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ

1.1. GİRİŞ

Ülkelerin kalkınmasında doğal kaynakların varlığı önemli bir etkendir. Günümüz gelişmiş ülkeleri bu

doğal kaynaklarını ekonomik sermayeye dönüştürebilmiş ülkelerdir. Bu bağlamda, sürdürülebilir bir

kaynak olan ormanlarımız ve bu kaynakların kullanımından elde edilen ağaçişleri ve orman ürünleri

gerek ülke ekonomisi gerekse bölge ekonomileri için doğal kaynakların ekonomik sermayeye

dönüştürülmesinde kullanılan en önemli kaynaklar arasında yer almaktadır.

Dünyanın toplam ormanlık alanı yaklaşık dört milyar hektar (ha) olup, toplam karasal alanın %31’ini

oluşturmaktadır. Yüzölçümünün %26’sı orman varlığı gibi görünen ülkemizde sadece %15 oranında

verimli orman varlığı bulunmaktadır, bu miktar Avrupa da %46 seviyelerine ulaşmaktadır. Geriye

kalan verimsiz orman yapısının ıslah edilmesi ve ağaçlandırma çalışmalarının hızlandırılması, erozyon

ve çölleşme ile yapılan mücadeleyi başarılı kılacağı gibi, ağaçişleri-orman ürünleri sektörünün ihtiyacı

olan hammadde kaynaklarını da zenginleştirecek ve sektörel rekabet gücünü artırmada katkı

sağlayacaktır. Düzce ili, bulunduğu coğrafi konum nedeniyle ülkemizin orman kaynaklarına yakın

ve lojistik potansiyeli yüksek olan avantajlı bir konuma sahiptir.

Ormancılık faaliyetleri sonucu elde edilen asli ürünler, orman ürünleri sanayinin hammaddesini

oluşturmakta ve bu sektörce işlenerek katma değeri daha yüksek ara ve son ürünlere

dönüştürülmektedir. Hammaddesinin yenilenebilir bir kaynak olması ve coğrafi olarak ülke geneline

yayılmış olması, orman ürünleri sanayi işletmelerini hem sürdürülebilir kalkınma hem de yerel

ekonomi açısından önemli kılmaktadır.

Orman kaynaklarından sağlanan ürünler “oduna dayalı” ve “odun dışı” biçiminde temel bir ayrıma tâbi

tutulmaktadır. Oduna dayalı ürünler, dikili haldeki ağaçların kesilmesi ya da budanması suretiyle elde

edilen odunun çeşitli işlemlerden geçirilmesiyle elde edilen kereste, levha, kaplama, parke ve kağıt gibi

son kullanım ya da yarı mamul malzeme ürünleri ile enerji elde etme gayesine yönelik yakacak

odunlardır. Elde edilen bu yarı mamul malzemeler işlenerek mobilya, kapı doğrama, konut vb. yapı

malzemesi olarak da kullanılabilmekte ve katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülmek suretiyle

ekonomiye katkı sağlamaktadır.

Odun dışı ifadesi ise, hem çok çeşitli odun dışı bitkisel orman ürünlerine (reçine, mantar, çeşitli ağaç

tohumları, ot-yaprak vb.) hem de ormana dayalı yine çok çeşitli hizmetlere (rekreasyon, karbon tutma,

toprak koruma, biyolojik çeşitlilik vb.) işaret etmektedir.

Ağaçişleri-orman ürünleri endüstrisi kendi içerisinde faaliyet alanlarına göre farklılıklar

göstermektedir. Bu endüstri kolunda gerçekleştirilen faaliyetler, kereste, kaplama, parke, mobilya ve

levha üretimi olmak üzere 5 ana başlıkta ele alınabilir.

Faaliyet kollarına göre keresteciler, ormandan kesimi yapılmış tomrukları alarak onları farklı kalınlık,

genişlik ve boylarda biçme, dilimleme, kurutma vb. süreçlerden geçirmek suretiyle yarı mamul

malzeme üretimi yapmaktadır. Kurulan tesislerin özelliklerine bağlı olarak lamine yapı malzemesi

(GLULAM- Glued Laminated Timber – Yapıştırılmış Ahşap Kirişler) ve masif ahşap panel imalatı da

yaygın olarak kereste imalatı yanında gerçekleştirilen diğer faaliyetlerdir.

Page 14: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

3

Sektörün bir diğer alt kolu olan kaplamalar temelde iki gruba ayrılabilir, bunlar doğal ahşap

kaplamalar ve suni kaplamalar. Doğal ahşap kaplama üreticileri ticari değeri yüksek olan ağaçları

soyma, dilme-kesme ve biçme yöntemleri ile 0,6-1,2 mm incelikte yaprak levhalar haline

dönüştürmektedir. Mobilya sektörünün önemli ve ayrılmaz girdilerinden biri olarak nitelendirilen

ahşap kaplama malzemelerinin üretiminde genel olarak kesme-dilme kaplama teknolojisi

kullanılmaktadır. Ülkemizde de sektörde üretim gerçekleştirilen fabrikalarda yatay yönde kesme-

dilme yapan makineler yaygın olarak kullanılmaktadır. Sektörde yaygın kullanım alanı bulan bir diğer

doğal ahşap kaplama türü ise mühendislik kaplama olarak da adlandırılan ve ismini patent sahibi

firmadan alan Alpi kaplamalardır. Bu yöntemde doğal ahşap kaplamalar firmanın patentli üretim

tekniği ile istenilen renk, desen ve dokuda üretilebilmektedir. Sektörde suni kaplama olarak da

nitelendirilen Laminat kaplamalar ise reçine emdirilmiş kağıtların yüksek basınçlı preslerle çok

katmanlı olarak preslenmesi ile elde edilen ahşap esaslı bir kompozit malzemedir. Ülkemizde sektörde

üretim yapan firmaların büyük bir bölümü Marmara Bölgesi’nde (% 80 civarında) bulunmakta olup,

bu bölgeyi İç Anadolu Bölgesi (% 15) izlemektedir.

Parke mekanlarda yer kaplaması olarak kullanılan malzemeler olarak tanımlanabilir. Parke üretim

süreci, işletmelerin teknolojik altyapılarına bağlı olarak farklılıklar göstermektedir. Üretim sürecine

tomruktan başlanabileceği gibi kesme-biçme işlemleri yapılmış taslak halindeki ağaç malzemeler de

kullanılmaktadır. Ağaç malzemeden üretilen parkeler ise, lamine parke (Katmanlı masif ahşap parke)

ya da masif ahşap parke olmak üzere temelde ikiye ayrılmaktadır. Bu parkelere alternatif olarak son

yıllarda maliyet avantajları nedeniyle giderek yaygınlaşan Laminat parkeler de gene ahşap esaslı

kompozit bir malzemedir. Laminat parkeler yüksek yoğunluklu lif levhalara reçine emdirilmiş desen

kağıtlarının yüksek basınçlı preslerde basılması ile elde edilmektedir.

Mobilya; insanların yaşamsal faaliyetlerini sürdürmesi, çalışması ve sosyal-kültürel ihtiyaçlarını

karşılaması amacıyla yapılmış, mekânlar içerisinde kullanılan fonksiyonel ve estetik mekân donatı

elemanı olarak tanımlanmaktadır. Mobilya endüstrisi diğer ağaçişleri-orman endüstrisi kollarında

üretilen yarı mamul malzemeleri yapılan tasarımlara göre işlemek suretiyle nihai tüketicinin ihtiyaç

duyduğu ürünlere dönüştüren katma değeri yüksek bir endüstri koludur.

Levha üretimi ise yonga levha, lif levha, kontrplak, OSB ve kompakt laminat paneller olmak üzere

çeşitlilik göstermektedir. Yonga levha, “odun parçalarından (odun yongaları, testere talaşı, rende talaşı

vb.) ve/veya diğer lignoselülozik malzemelerden (keten, kenevir ipliği, kendir ipliği, suyu çıkarılmış

şeker kamışı posası vb. odunlaşmış bitkilerden) elde edilen yongaların tutkallandıktan sonra, sıcak ve

yüksek basınç altında preslenmesiyle elde edilen levhalar” olarak; lif levha ise, “odun liflerinin doğal

yapışma ve keçeleşme özelliklerinden yararlanılarak biçimlendirilmesi sonucu oluşan levhalar” olarak

tanımlanmaktadır. Kontrplak, soyma kaplama yöntemiyle elde edilen kaplamaların her katmanda lif

yönleri birbirine dik olacak şekilde, elde edilecek levha kalınlığına bağlı olarak tek sayıda katmanın (en

az 3) dizilip yapıştırılması ile elde edilen levha malzemedir.

İmalat sanayi yapılanması içerisinde birincil ve ikincil imalat sanayi grupları olarak tanımlanabilen

orman ürünleri sanayi sektörü; birincil imalat sanayi ana grubu içerisinde odunu doğrudan hammadde

olarak kullanan sanayi çeşitleri olan; kereste ve parke, kaplama ve kontrplak, yonga ve lif levha

endüstrisi ana başlıkları altında alt sektörlere ayrıldığı görülmektedir. İkincil imalat ana sanayi grubu

içerisinde ise birincil imalat ana sanayi grubunun ürünlerini hammadde olarak kullanan; mobilya,

doğrama, ahşap parke, prefabrik ev, palet, ambalaj v.b. gibi sanayiler bulunmaktadır.

Page 15: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

4

Ülkemizde imalat sanayi içerisinde ticaret ve hizmet alanları hariç ağaçişleri-orman ürünleri

sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık 56 000 firma olup bu firmalarda yaklaşık 132 000 işçi

çalışmaktadır. Bu firmaların yaklaşık 29 300’ü mobilya sektöründe faaliyet göstermekte ve 92 500 kişi

istihdam edilmektedir. Genel imalat sanayi içerisinde yer alan her dört firmadan biri ağaçişleri

sektöründe, her yedi firmadan biri de mobilya sektöründe faaliyet göstermektedir. Ağaçişleri sektörü

genel endüstri içerisinde iş yeri sayısı ve istihdam kapasitesi en yüksek sektörlerden biridir. Bu

göstergeler sektörün ülke ve bölge ekonomisi açısından önemini vurgulamaktadır.

Günümüzde gerek Avrupa gerekse dünya genelinde endüstriyel gelişim ve bu gelişimin sağlanması

amacıyla farklı planlama ve yönetim uygulamaları önem kazanmaktadır. Üretim sektöründeki önemli

endüstriyel devrimler sonrası ülkeler ve şirketler küresel boyutta yaşanan bu değişimlere ayak

uydurmak zorunda kalmış ve artan rekabet koşulları arasında rekabet üstünlüklerini devam

ettirebilmek amacıyla bazı stratejiler geliştirmişlerdir. Endüstri 4.0, 4. Endüstri Devrimi ya da 4.

Sanayi Devrimi olarak adlandırılan ve ilk defa 2011-2013 yılları arasında Almanya'da şekillenen

yaklaşım bu stratejilerden biridir. Günümüz işletmelerinin sektör gözetmeksizin bu gibi güncel

değişimlere ayak uydurması zorunludur. Bu değişimlere ayak uydurabilmek için de sektörlerin kendi

iç dinamiklerini ve potansiyellerini doğru belirlemeleri ayrıca doğru gelişim stratejileri belirlemelerine

bağlıdır.

Her bölgenin gerçeklerini ortaya koyan ve kaynaklarının rasyonel kullanımına imkân veren yerel

planlara duyulan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır. Bir bölgenin, ilin, sektörün ya da kuruluşun kısa,

orta ve uzun vadeli planlarını yapma ve sürdürülebilirliğini sağlamada o bölgede yaşayan, o sektörde

ya da kuruluşta çalışan kişilerin yer alması; gerek sorunların doğru olarak tespitinde, gerekse gerçekçi

çözüm önerilerinin üretilmesi aşamasında önem arz etmektedir.

SWOT (GZFT) Analizi, söz konusu ihtiyaçların tespiti ve mevcut durumun analizi konusunda yardımcı

olacak bir teknik olarak kullanılmaktadır. Amaç; iç ve dış etkenleri dikkate alarak, var olan güçlü

yönler ve fırsatlardan en üst düzeyde yararlanacak, tehditlerin ve zayıf yönlerin etkisini en aza

indirecek plan ve stratejiler geliştirilmesine yönelik altyapı çalışmalarının gerçekleştirilmesidir.

Ağaçişleri-orman ürünleri sektörünün mevcut potansiyelini ortaya çıkarabilmek, buna bağlı olarak

mevcut ve gelecekteki amaçlarına ulaşabilmesini sağlamak için stratejik yönelimleri tanımlayarak

planlama altyapısına destek oluşturmak amacıyla, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası’nın talebi üzerine

Ağaçişleri-Orman Ürünleri Sektörü SWOT(GZFT) Analizi çalışması gerçekleştirilmiştir. Çalışma, Düzce

Üniversitesi akademisyenlerinin bizzat ilgili firmalar ile yüz yüze görüşerek anket uygulaması ve fikir

alış verişi yapılması suretiyle yürütülmüştür.

Çalışmanın, Ağaçişleri-Orman Ürünleri sektörünün bugünkü durumunun değerlendirilmesi ve

geleceğe yönelik kararların verilebilmesine ışık tutması ve değişik düzeylerde görevli karar alıcıların

birbirlerinin düşüncelerini net olarak bilmeleri ve mevcut iletişimin güçlenmesine katkı sağlayacağı

beklenilmektedir.

1.2. DÜNYADA ve TÜRKİYE’DE SEKTÖRÜN DURUMU

Trademap dünya genelinde uluslararası ticarete ilişkin istatistikleri ve gelişmeleri kayıt altına alan

uluslararası kabul görmüş bir organizasyondur. Trademap verilerine göre, 2014 yılı itibariyle, dünya

ahşap eşya sektörü ihracatındaki söz sahibi ilk beş ülke Çin, Kanada, ABD, Almanya ve Rusya

Page 16: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

5

Federasyonu’dur. Türkiye, dünya ihracatından 218 ülke arasında en fazla pay alan 37. Ülkedir.

2014 yılında dünya ahşap eşya ithalatındaki ilk beş ülke ise Çin, ABD, Japonya, Almanya ve

İngiltere’dir. Türkiye, dünya ahşap eşya sektörü ithalatında ise 23. sıradadır.

Trademap verilerine göre mobilya ihracatında 2014 yılı itibariyle dünyada söz sahibi ilk beş ülke Çin,

Almanya, İtalya, Polonya ve ABD olmuştur. Türkiye, 2,4 milyar $ ile dünya ihracatından 223 ülke

arasında 14. sırada yer almıştır. Aynı yıl dünyanın toplam mobilya ithalatı bir önceki yıla göre %4,1

artarak 167,9 milyar $ olmuştur. Mobilya sektöründe en önemli ithalatçı ülkeler ABD, Almanya,

İngiltere, Fransa ve Japonya’dır. Türkiye, 2014 yılında 226 ülke arasında dünyanın en çok mobilya

ithalatı yapan 26. ülkesi olarak yerini almıştır.

Yukarıdaki istatistikî verilerden görüldüğü üzere dünya genelinde Çin hemen hemen tüm ihracat

kalemlerinde sektörü domine etmektedir. Bu durum yalnızca ülkemiz açısından değil diğer tüm dünya

ülkeleri açısından da büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Sektörün alt kollarına göre dünyadaki ve

ülkemizdeki temel istatistik veriler aşağıda özetlenmiştir.

1.2.1. Dünyada ve Türkiye’de Kereste Endüstrisi

2009 yılında 61,9 milyon m³ kereste üreten ABD’yi sırasıyla Kanada, Çin, Brezilya ve Almanya takip

etmektedir. Türkiye de 5,8 milyon m³ ile dünya kereste üretiminde 166 ülke arasından 13. üretici

olarak yerini almış ve dünya üretiminden %1,6 oranında pay almıştır.

Dünya kereste ihracatının %16,9’u Kanada, %11,4’ü İsveç ve %10,4’ü de Rusya Federasyonu

tarafından yapılmaktadır. Bu ülkelerden sonra en yüksek payı sırasıyla ABD (%7,7) ve Almanya (%6,4)

almaktadır. Türkiye ise 178 ülke arasından 69. kereste ihracatçısıdır.

2010 yılı Trademap verilerine göre; dünya kereste ithalatının %13,1’ini 3,8 milyar $’lık değeriyle Çin

Halk Cumhuriyeti yapmaktadır. Onu sırasıyla ABD (%12,2), Japonya (%7,8), İngiltere (%6,2) ve İtalya

(%5,8) takip etmektedir. Türkiye ise 223 kereste ithalatçısı arasından dünyanın 37. kereste

ithalatçısı olarak yerini almıştır.

Türkiye’de kereste üretimi özel sektör işletmelerince yapılmaktadır. Bu işletmelerin bir kısmı modern

teknoloji ve yönetim anlayışı ile çalışmaktadır. Önemli bir kısmı ise eski teknoloji ürünü ve düşük

kapasiteli makinelerle çalışmakta ve genellikle mevsimlik olarak faaliyet göstermektedir. Bu tür

işletmeler genellikle 10 kişiden az çalışanı olan mikro ölçekli işletmelerdir.

2002 Genel Sanayi ve İşyerleri Sayımı sonuçlarına göre, Türkiye’deki kereste ve parke üretimi ile ilgili

toplam işyeri sayısı 3.469, çalışanların sayısı ise 15.405’tir.

1.2.2. Dünyada ve Türkiye’de Kaplama ve Kontrplak Endüstrisi

FAOSTAT (2011) verilerine göre dünyanın en büyük ahşap kaplama üretici ülkeleri Çin, Malezya,

Ekvator, Endonezya ve Brezilya’dır. Ülkemiz ise sektör üretiminde 25. sırada yer almaktadır.

Dünya ahşap kaplama malzemeleri ihracatında dünya sıralamasında 28. olan ülkemiz 2006 da

23 milyon $ olan ihracatını 2010 yılında 25 milyon $ seviyelerine çıkarmıştır. Ülkemiz ahşap kaplama

malzemelerinde 2010 yılında ihracatının üzerinde bir değerde ithalat yapmış ve yaklaşık 28 milyon $

ile 28. sıradaki ithalatçı ülke konumunda yer almıştır.

Page 17: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

6

Ülkemizde 110 bin m3 /yıl kapasiteli 18 adet ahşap kaplama fabrikası mevcuttur. Türkiye çapında

yaklaşık yıllık 90 bin m³’lük ahşap kaplama üretimi gerçekleştirilmektedir. Ahşap kaplama üreten

işletmelerin yoğunlaştığı iller ise Düzce, Kocaeli, Bursa ve Bolu'dur.

1.2.3. Dünyada ve Türkiye’de Levha Endüstrisi

Dünyanın en büyük levha (yonga ve lif levha) üreticisi Çin’dir. Çin dünya levha üretiminin %45’ini

gerçekleştirmektedir. 2009 yılında 34,5 milyon m3 levha üreten Çin’i ABD, Almanya ve Türkiye takip

etmektedir. Türkiye 139 ihracatçı ülke arasında 318.682 milyon $’la 13. levha ihracatçısı olarak

dünya levha pazarındaki yerini almıştır.

2010 yılında MDF ve lif levha ithalatı sektörün toplam ithalatının yaklaşık %73’ünü oluşturmuştur.

Türkiye 213 levha ithalatçısı arasından dünyanın en büyük 14. levha ithalatçısı olarak yerini

almıştır. Sektörde ihracatın ithalatı karşılama oranı 2000 yılında %15 iken 2009 yılında %133

seviyesine ulaşmış, 2010 yılında ise %98 olarak kaydedilmiştir. Kontrplak üretiminde ise Türkiye

126 ülke arasından 100 bin m³ ile 35. sırada yer almaktadır.

1.2.4. Dünyada ve Türkiye’de Mobilya Endüstrisi

Mobilya sanayi, yarattığı “katma değer” ile ülkemizde stratejik bir önem taşımaktadır. Türk mobilya

sanayinin sahip olduğu stratejik önem ve yüksek istihdam potansiyelinin bu açıdan dikkatle ele

alınması gerekmektedir.

Mobilya sektörü ülkemizde endüstriyel üretime 1970’li yıllarda başlamıştır. 19,2 milyar TL üretim

değeri olan sektörün, kapasite kullanımı, ölçeksel imalat miktarları, bilgi birikimi yetersizlikleri,

branşlaşamama nedeniyle maliyet ve kalite sorunları vardır.

Dünyada mobilya üretiminde son beş yılda en büyük üretici olarak Çin ön plana çıkmıştır. Çin mobilya

üretiminde %25‟lik pay ile açık ara önde olup, ABD %15, İtalya %8, Almanya % 7’lik oranlar ile Çin‟i

takip etmektedir. Bu dört ülke dünya mobilya üretiminin %55‟ini gerçekleştirmektedir. Türkiye

dünya üretiminde yaklaşık %1,6’lık pay ile Brezilya ve Vietnam’dan sonra gelmektedir ve

potansiyel olarak bu oranın üzerine çıkma eğilimdedir.

Dünya mobilya ithalat ve ihracat verileri de üretim verilerine paralellik göstermektedir. Türkiye, 2,4

milyar $ ile dünya ihracatında 223 ülke arasında 14. sırada yer almıştır.

Mobilya sektöründe en önemli ithalatçı ülkeler ABD, Almanya, İngiltere, Fransa ve Japonya’dır.

Türkiye, 2014 yılında 226 ülke arasında dünyanın en çok mobilya ithalatı yapan 26. ülkesi olarak

yerini almıştır.

Ülkemizde son 15-20 yıllık süreçte küçük ölçekli işletmelerin yanı sıra orta ve büyük ölçekli

işletmelerin sayısı artmaya başlamıştır. TÜİK Genel Sanayi ve İşyerleri Sayımı verilerine göre sektör

150.427 kişiyi istihdam etmektedir. Bu alanda faaliyet gösteren işletme sayısı ise 34.438’dir.

Türkiye’de mobilya sektörü, pazarın yoğunlaştığı ve/veya orman ürünlerinin yoğun olduğu belirli

bölgelerde toplanmıştır. Önemli mobilya üretim bölgeleri toplam üretimdeki paylarına göre; İstanbul,

Ankara, Bursa (İnegöl), Kayseri, İzmir ve Adana olarak sıralanmaktadır. Özellikle Bursa-İnegöl

Page 18: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

7

bölgesinin bu başarısının temel nedeni kümelenme konusunda başarılı uygulamalar gerçekleştirmeleri

gösterilebilir.

1.3. DÜZCE’DE SEKTÖRÜN DURUMU

Dinamik bir ekonomiye sahip olan Düzce, D100 karayolu ve TEM otoyolu üzerinde önemli bir kavşak

noktası olması, İstanbul - Kocaeli - Ankara akısı üzerinde metropol merkezlerine ve Karadeniz

Ereğlisi limanına yakınlığı gibi coğrafi konumundan doğan avantajları sebebiyle ve ayrıca geleneksel

sanayi merkezlerinin art bölgesinde, “sanayi kuşağı” üzerinde yer alması nedeniyle yatırımcılar için

çekim merkezi olma potansiyeli taşımaktadır. 2012 yılında yayımlanan “İllerin ve Bölgelerin Sosyo-

ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması” incelendiğinde Düzce İli 34. sırada yer almaktadır.

Düzce, sanayi yapısı, özellikle 2004 yılında yayımlanan 5084 sayılı YATIRIMLARIN VE İSTİHDAMIN

TEŞVİKİ İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN ve 19 Haziran 2012

tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe giren 2012 / 3305 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile

yeni teşvik sisteminde 4.Bölge avantajlarına kavuşması ile birlikte şekillenmiş, ısıtma-soğutma-

iklimlendirme ve cam sanayi sektörleri teşvik yasalarından sonra Düzce’nin yeni sanayi sektörleri

haline gelmiştir. Hali hazırda faaliyette bulunan tekstil, otomotiv ve orman ürünleri sanayileri güçlü

firmaların yapmış olduğu yatırımlarla daha etkin ve istihdam sağlayıcı konuma gelmişlerdir. Düzce

ilinde sanayi siciline kayıtlı sanayi işletmesi sayısı 628’dir. Toplam sanayi işletmesi içerisinde %0.6’lık

bir oran ile sanayisi gelişmekte olan iller arasında yer almaktadır.

Düzce ilinde bulunan sanayi işletmeleri genel olarak değerlendirildiğinde işletmelerin %41'i MİKRO

ölçekli, %37'i KÜÇÜK ölçekli, %17'si ORTA ölçekli, %5'i BÜYÜK ölçekli işletmelerdir. Sanayi

istihdamının %74'ü işçi ve yalnızca %2'si mühendistir.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (BSTB) 81 il durum raporuna göre, Düzce ilinde tekstil ve tekstil

ürünleri, ağaçişleri-orman ürünleri ve makine ile teçhizat imalatı ön plana çıkmaktadır. Bölge

(Karadeniz Bölgesi) tekstil sanayi bilançosunun %37’sinin üretildiği Düzce, bölgede tekstil sanayinde

ilk sırada yer almaktadır. Bölgedeki ağaç ürünleri imalatı sektörü bilançosunun %18’i Düzce ilinde

üretilmekte, bölgede bu sektörde faaliyet gösteren işletmelerin ise %17’si Düzce ilinde

bulunmaktadır. Ağaç ürünleri imalatı sektörü, Düzce ili sanayi sektörü toplam bilançosu içerisinde

%13’lük bir paya sahip olmakla beraber, bu sektörde faaliyet gösteren işletmelerin ildeki toplam

işletmeler içerisindeki payı %10’dur.

BSTB’nın 2015 yılında yayınladığı 81 il sanayi durum raporuna göre mobilya endüstrisi ve diğer

ağaç ve ağaç ürünlerinin payları toplandığında toplamda %16’lık pay ile Düzce ilinde sektörel

dağılımda ilk sırada yer aldığı görülmektedir. Bu sonuçlar ağaçişleri ve orman ürünleri sektörünün

ilin en güçlü sanayisi olduğuna işaret etmektedir.

Düzce ili Ticaret ve sanayi Odası kayıtlarına göre odaya kayıtlı 241 adet ağaçişleri-orman ürünleri

sektöründe faaliyet gösteren işletme bulunmaktadır. Bu firmalar ürettikleri ürünlerin NACE kodları

dikkate alınarak ticari faaliyet kollarına göre ayrıldıklarında; 37 firma (%15) ormancılık faaliyetleri,

97 firma (%39) toptan ve perakende ürün satışı yapmakta, 32 firma (%13) kereste imalatı, 54 firma

(%23) mobilya imalatı, 8 firma (%3) parke imalatı, 11 firma (%5) kaplama imalatı, 2 firma (%1) levha

imalatı ve 2 firma (%1) ahşap esaslı aksesuar üretimi yapmaktadır.

Page 19: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

8

Düzce’nin bu endüstri kolunda Türkiye genelinde en güçlü olduğu faaliyet alanı kaplama endüstrisidir.

Türkiye genelinde toplam 18 adet kaplama fabrikası bulunurken bu tesislerin 11 tanesi (%61)

Düzce de yer almaktadır. Bu alanda yetişmiş iş gücünün varlığı ve uzun yıllardır bu alanda faaliyet

gösterilmesi sonucu elde edilmiş bilgi birikimi sektörü daha da güçlü kılmaktadır. Kaplama

endüstrisinin en büyük engeli ithalata olan bağımlılığıdır. Ülkemiz ormanları kaplama endüstrisinin

ihtiyaç duyduğu nitelikli ağaçlar açısından yeterli değildir. Bu endüstri kolunda özellikle ticari değeri

yüksek ithal ağaç türleri işlenmektedir. Bu durum kaplama sektörünün, döviz kurlarında meydana

gelen yükseliş, gümrük bedelleri ve diğer lojistik maliyetlerine olan duyarlılığını artırmaktadır.

Benzer şekilde kereste endüstrisi de ilin güçlü olduğu diğer bir faaliyet alanıdır. Her iki endüstri

kolunun da nitelikli iş gücüne olan ihtiyacının düşük olması iş gücünün bulunabilirliğini de

kolaylaştırmaktadır. Düzce bulunduğu coğrafi konum nedeniyle doğal orman kaynaklarına yakın

olması, İstanbul – İzmit – Ankara sanayi güzergâhı üzerinde yer alması ve diğer lojistik olanaklarıyla

ağaçişleri-orman ürünleri sanayi açısından oldukça elverişli bir konumda yer almaktadır. Türkiye

genelinde yaklaşık 10.000 adet kereste imalathanesi bulunmaktadır ve bunların yaklaşık %90’ı mikro

ya da küçük ölçekli işletmelerden oluşmaktadır. Düzce ilinde faaliyet gösteren ve TSO’ya kayıtlı 32

adet kereste firması bulunmaktadır. Bu işletmelerin büyük çoğunluğu ise KOBİ statüsündedir.

Düzce ilinin bu avantajlı coğrafi konumu bir diğer orman ürünleri sanayi kolu olan Levha imalatı kolu

için de oldukça elverişlidir. Levha endüstrisi hammadde bağımlı bir sektör olup Düzce ilinde ihtiyaç

duyduğu hammaddeye diğer illere nazaran görece daha rahat ulaşabilmektedir. Türkiye genelinde

takribi 400.000 kişiye doğrudan olmak üzere toplam 1 milyon kişiye (Nakliyat, satış, hizmet vs.)

istihdam sağlayan levha sektörünün Türkiye’deki büyüklüğü 12 milyar USD civarındadır. 2023 yılı

hedefi ise 25 milyar USD rakamını yakalamaktır. Sektörün 2013 yılı ihracatı 2,4 milyar USD olup, 2023

hedefi ise 8 milyar USD’dır. Türkiye 2014 yılı verileriyle;

Lif levha (MDF) üretiminde; Avrupa´da 1., dünyada 2.sırada,

Yonga levha üretiminde; Avrupa´da 3., dünyada 5.sırada,

Laminat parke üretiminde Avrupa´da 2., dünyada 3. sırada yer almaktadır.

Türkiye genelinde 19 adet yonga levha-OSB, 18 adet lif levha (LDF-MDF-HDF) üretimi yapmak üzere

kurulmuş toplam 37 adet fabrika bulunmaktadır. Bu fabrikalardan büyük çoğunluğu Marmara ve batı

Karadeniz bölgelerinde yer almaktadır. Sektörün ihtiyaç duyduğu hammaddenin % 65-70’ini ülkemiz

ormanlarından (Orman Genel Müdürlüğünden (OGM)), % 30-35’ini de ithalat (odun ve yonga-cips) ile

karşılamaktadır. 2012 yılında 2.989.169 ton yonga ve odun ithalatı gerçekleştirilmiştir.

Düzce ili, İnegöl ile benzer avantajlara ve hatta lojistik anlamında çok daha büyük avantajlara

sahiptir. Bu durum ağaçişleri-mobilya sektöründe Düzce ilinin doğru stratejiler belirlemesi

durumunda yakalayabileceği büyük potansiyel varlığına işaret etmektedir.

1.4. YÖNTEM

Ağaçişleri-Orman Ürünleri Sektörü SWOT Analizi çalışması kapsamında Düzce ilinde faaliyet gösteren

işletmelerden Düzce Ticaret ve Sanayi Odası tarafından 15 tanesi belirlenmiştir. Bu 15 firma arasından

bir tanesi çalışmaya katılmak istemediği için çalışma 14 firma ile gerçekleştirilmiştir. Belirlenen

firmaların ağaçişleri-orman ürünleri sektörü alt kollarına göre dağılımı ise; mobilya endüstrisinden 4

firma, kapı doğrama 1 firma, kereste-parke 4 firma, kaplama imalatı yapan 3, lif levha ve laminat

Page 20: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

9

kaplama ve panel imal eden birer firma yer almıştır. Bu sayede ilde faaliyet gösteren hemen hemen

tüm sektör alt kollarına yönelik firmaların temsil edilmesi sağlanmıştır.

Çalışma ile ilgili hazırlanan rapor, 4 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde çalışmanın yöntemi

açıklanmış, ikinci bölümde Ağaçişleri-Orman Ürünleri Sektörü SWOT Analizi değerlendirmeleri,

üçüncü bölümde Düzce’de Ağaçişleri-Orman Ürünleri Sektörü sorun alanları, raporun son bölümde ise

gerçekleştirilen SWOT analizi çalışmasının sonuç ve önerileri yer almıştır.

1.5. AĞAÇİŞLERİ-ORMAN ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ SWOT ANALİZİ

Orman ürünleri sektörünün bölümleri olan “kereste ve parke, kaplama ve kontrplak ve levha üretimi

işletme alanlarında küçük farklılıklara rağmen SWOT analizi bakımından tüm sektörün alt sektörleri

ile benzerliği söz konusudur. Bu durum, Beş Yıllık Kalkınma Planlarındaki Sektör Analiz Raporları ve

mesleki kuruluşların hazırladıkları raporlar ayrı ayrı incelendiğinde açıkça görülmektedir. Sektör alt

kollarından olan mobilya endüstrisi, yapısı ve çıktılarının özellikleri açısından diğer alt sektörlerden

küçük farklılıklar göstermektedir. Bu nedenle SWOT analizi değerlendirmelerinde mobilya

endüstrisine yönelik ayrı olarak ilave değerlendirmelere yer verilmiştir.

1.5.1. Çalışmaya Katılan İşletmelerin Genel Analizi

Araştırmaya katılan işletmelerin sektördeki faaliyet sürelerine bakıldığında ağırlıklı olarak 16 yıl ve

üzerinde (%82,9) faaliyetlerine devam ettikleri görülmektedir. Bu durum düzce ilinde sektörün

oldukça tecrübeli ve güçlü bir üretim kültürüne sahip olduğunu göstermektedir.

Sektörün geçmişi ve tecrübesi, mesleki eğitimden bağımsız olarak alaylı yetişmiş nitelikli eleman

bulunmasında diğer sektörlere nazaran avantaj sağlamaktadır. Mobilya hariç, kereste, kaplama ve

parke endüstrilerindeki üretim faaliyetlerinin çok fazla zanaatkârlık gerektirmemesi ihtiyaç duyulan

personelin bulunabilirliğini kolaylaştırmakta ve sektörün uzun geçmişi eleman bulunabilirliği

açısından büyük avantaj sağlamaktadır.

Araştırmaya katılan işletmelerin fiziksel alanının bulunduğu yer durumuna bakıldığında işletmelerden

4 tanesi Küçük Sanayi Sitesi (%9,8), 11 tanesi (%26,8) Organize Sanayi Bölgesi ve kalan önemli bir

kısmı diğer (%63,4) başlığı altında genellikle kendilerine ait fiziksel alanlarda bulunmaktadır.

Araştırmaya katılan işletmelerin büyük çoğunluğu kendi arazilerinde ve maalesef artık şehrin

içerisinde yerleşim alanlarının arasında sıkışmış durumdadır. Bu durumdan işletmelerde rahatsız

olmalarına rağmen, yeni açılan ya da açılacak sanayi bölgelerine taşınmak için ihtiyaç duyulan

finansman için yeterli bütçelerinin bulunmadığını belirtmişlerdir.

Araştırmaya katılan işletmelerin sektörde ağırlıklı olarak (%75,6) hem ihracat hem de imalat yapan

işletmelerin bulunduğu görülmektedir. Katılımcı diğer işletmelerin sadece imalatçı (%19,5) olarak

faaliyette bulundukları görülmektedir. Sektörde faaliyet gösteren işletmelerin büyük çoğunluğunun

(yaklaşık %80) ihracat yapma potansiyeline sahip oldukları görülmektedir. Bu durum sektörün Düzce

ilindeki güçlü potansiyelinin en önemli göstergelerinden birisidir.

Katılımcı firmaların personel durumu incelendiğinde, sektörü temsilen 2 küçük işletmenin (%14,6), 8

orta ölçekli işletmenin (%56,1) ve 4 büyük ölçekli işletmenin (% 29,3) yer aldığı görülmektedir. Bu

işletmeler; uluslararası pazarlara açılmalarını sağlayacak ve pazarda güçlü bir konuma getirecek en

Page 21: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

10

önemli özelliğin ürettikleri kaliteli ürünler (%53,7) olduğunu düşünmektedir. Bunu devlet destek ve

teşvikleri (%24,4), ülkedeki uygun koşullar (%7,3) ve fiyat (%9,8) olarak takip etmektedir.

Yukarıdaki verilerden görüldüğü üzere ağaçişleri-orman ürünleri sektöründe faaliyet gösteren bu

işletmeler sahip oldukları bilgi birikimi ve tecrübe ile faaliyet gösterdikleri alanlarda ürettikleri

ürünlerin yeterli kalite düzeyinde olduğunu düşünmektedir. Bu güçlü yanlarını daha da

güçlendirmek için markalaşma ve yurt dışı dağıtım kanallarının güçlendirilmesi gerekmektedir.

Ayrıca ülkedeki koşulların üretici açısından iyileştirilmesi gerektiği sonucuna da varılabilir. Bu

doğrultuda yatırımcıların üzerindeki bürokrasi yükü ve maliyet üzerinde büyük pay sahibi olan

hammadde ve enerji maliyetleri üzerindeki kamusal yüklerin azaltılması faydalı olacaktır.

1.5.1.1. Araştırmaya Katılan İşletme Yöneticileri Demografik Özellikleri

Araştırmaya katılan işletme yöneticilerinin cinsiyetlerine göre dağılımına bakıldığında sektör

çalışanlarının genelinde olduğu gibi, önemli bir çoğunluğun (%87,8) erkek katılımcılardan oluştuğu

görülmektedir. Araştırmaya katılan bireylerin yaş durumları itibariyle 4 kategoriye ayrıldıkları (19-25,

26-35, 36-45 ve 46 üzeri), bu kategoriler içerisinde özellikle 26-35 (%41,5) ve 36-45 (%26,8) yaş

kategorisindeki katılımcıların yoğunluk teşkil ettiği görülmektedir.

Sektördeki işletmeleri temsil pozisyonunda bulunan bireylerin orta yaş ve hatta genç yaşta oldukları

söylenebilir. Bu bireylerin eğitim durumları ele alındığında, katılımcıların % 65,9’u Lisans, %9,8’i

Lisansüstü ve geriye kalan yaklaşık % 24,3’ü ön lisans ya da daha düşük eğitim düzeyine sahiptir.

İşletmelerde çalışan pozisyonundaki bireylerde ise bu görünüm tamamen farklı olup eğitim seviyesi

oldukça düşüktür. Ayrıca araştırmaya katılan bireylerin sektördeki deneyim süreleri incelendiğinde

önemli bir kısmının uzun yıllar sektörde çalıştığı görülmektedir. Sektördeki çalışma sürelerine göre

sırasıyla %26,8’i 16 yıl ve üzeri, %17,1’i 11-15 yıl, %22’si 6-10 yıl geriye kalan yaklaşık %34,2’sinin

sektördeki çalışma süresinin 5 yıldan daha kısa olduğu görülmüştür.

1.5.1.2. Çoklu Yanıt Analizlerine Yönelik Sonuçlar

Katılımcı işletmelere sektörün mevcut durumunu ve geleceğe yönelik yaklaşımlarını belirlemek

amacıyla çoklu yanıt seçeneği bulunan soruların bulunduğu anketler uygulanmıştır. Elde edilen

bulgulara göre; katılımcılar dış çevredeki değişiklikleri takip ve analiz etmek için gerçekleştirilen

faaliyetlerinde Yeni Ürün Geliştirme Çabası (%61), Sistemli Pazar Araştırması (%56,1) ve teknoloji

araştırma ve geliştirme (%36,6) çabaları olarak ön plana çıkmaktadır.

Sektörde geleceğe dönük yatırımların hangi alanlarda yapılacağına yönelik teknoloji yenileme

(%61,0), kapasite artırımı (%58,5) ve pazarlama (%39) alanlarına öncelik verileceği düşünülmektedir.

Sektörün geleceğe dönük hedeflerinde ise öncelikli olarak dış pazarlarda büyüme (%65,9) hedefinin

olduğu, bunu kalitenin iyileştirilmesi (%61), maliyetleri düşürme (%58,5), iç pazarlarda büyüme

(%46,3) takip etmektedir. Bu sonuçlar sektörün dışa açılım arzusunun genel bir yargı olarak

işletmelerin gündeminde olan bir konu olduğunu göstermektedir.

Araştırmaya katılan firmalar, dışa açılım yapmalarını, uluslararası pazarlarda büyümelerini ve ihracat

yapmalarını zorlaştıran en önemli faktörleri; %26,9 ile siyası istikrarsızlıklar, %21,6 diğer ülkelerin

(özellikle Çin) sektörde rekabeti artırması, %16,4’ü TL’nin değer kaybetmesi ve artan maliyetler

(özellikle ürettikleri ürünlerde ithalata bağımlı olanlar “kaplama sektörü gibi”) ve %23,1’i de

Page 22: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

11

yeniliklere ayak uyduramama-vizyonsuzluk-uluslararası standartlara ayak uyduramama gibi teknik

eksikliklerin olduğunu belirtmektedir. Sektörde teknik eksiklik olarak görülen bu sorunlar, eğitimli

nitelikli işgücünün sektördeki payının artırılması ile çözülebilir. Bu bağlamda sektörün ve sektör

birliklerinin mesleki eğitimi destekleyici sosyal sorumluluk projelerine daha fazla önem vermeleri

gerekmektedir. Bu endüstri koluna nitelikli eleman yetiştiren eğitim kurumları maalesef

öğrenciler tarafından tercih edilmemektedir. Bu nedenle öğrencilerin bu alanları tercih etmeleri

için cazip hale getirici çeşitli önlemleri (iş garantisi, burs verilmesi vb.) sektörün paydaşları

tarafından gündeme alınmalıdır.

1.5.1.3. İş Ortamı Özelliklerine Yönelik Algı

Araştırmaya katılan işletmelere, faaliyet kollarında sektörün genel durumunu değerlendirmek

amacıyla farklı sorular sorulmuştur. Bu bölümün amacı sektör içerisinde katılımcı işletmelerin

kendilerini nasıl konumlandırdıklarını belirlemektir.

Katılımcı işletmelerin önemli bir çoğunluğu (%95,1) piyasadaki rakiplerinin sayısal olarak önemli

düzeyde olduğu düşüncesini desteklemektedir. Endüstrinin alt kollarına göre ayrımlandığında, Düzce

ili Türkiye’de kaplama üretiminde %60 pay ile ilk sırada yer almaktadır ve bu alanda rekabet daha çok

il içerisindeki firmalar arasında iç rekabetten kaynaklanmaktadır. Düzce ilinde faaliyet gösteren

firmaların kuracakları bir üst birlik (birlik, kooperatif, dernek, vakıf vb.) ile Türkiye’deki temsil

görevini üstlenebilecekleri ve oluşturulan birliğin tüzel kişiliğini (temsil ettiği güç) kullanarak

uluslararası bağlantıların oluşturulması, bürokrasiye yönelik uygulama ve düzenlemelere ilişkin

taleplerin iletilmesi gibi birçok faaliyetin yürütülmesi ve koordinasyonu için büyük önem

taşımaktadır.

Katılımcılar sektörde mobilya hariç diğer alt kollarında alternatif ürün ve hizmet sayısının çok

olmadığını belirtmiştir. Fakat firmaların yaklaşık %86’sı müşteriler ile ilgili kritik doğru bilgilere

zamanında ulaşmanın oldukça zor olduğunu düşünmektedir. Bu durum da kurulacak üst birlik

marifetiyle çözüme kavuşturulabilecek bir sorun olarak değerlendirilebilir.

Katılımcı firmaların yaklaşık %88’i rakipler ile ilgili kritik doğru bilgilere zamanında ulaşmanın

oldukça zor olduğu düşüncesini desteklemektedir. Aynı zamanda işletmelerin sektörde tahmin

edilemeyecek düzeyde değişimlerin olduğu düşüncesini de genel olarak desteklediği görülmektedir

(%78,1). Bu noktada endüstrideki eğitimli nitelikli personele olan ihtiyacın önemi ön plana

çıkmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre sektördeki nitelikli işgücü sorununun oldukça fazla

olduğunu düşünenlerin oranı yaklaşık %95,1’dir. Sektörde faaliyet gösteren işletmelerin neredeyse

tamamı aile şirketleri olup çok azı profesyonel yönetim için adımlar atmakta ve sektörel analizler

yapmaktadır. İşletmelerin profesyonel yönetime geçmeleri ve yönetim sistemlerini daha etkin olarak

kullanabilmeleri için daha fazla teknoloji kullanmaları (yönetim bilişim sistemleri – ERP İşletme

Kaynakları Yönetimi vb.) yönünde desteklenmelerinin önemini ortaya koymaktadır. Sektördeki

işletmelerin profesyonel yönetime geçmeleri ve yönetim bilişim sistemi kurma, işletme

kaynaklarının etkin bir şekilde yönetimi için yapılacak yazılım ve uygulama yatırımlarına da

desteklerin verilmesi ve teşvik edilmesi faydalı olacaktır.

Katılımcılardan sürdürülebilir büyüme için kritik kaynaklara ulaşmanın oldukça zor olduğunu

düşünenlerin oranı yaklaşık %85,4 gibi yüksek bir orana sahiptir. Bu durum sektörün geleceği

Page 23: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

12

konusunda katılımcıların derin endişelerinin olduğunu göstermektedir. Ayrıca katılımcıların %87,8’i

devlet tarafından yürütülen politika ve uygulamaların oldukça zorlayıcı olduğu düşünmektedir.

Düzce’nin İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak için içme suyu koruma havzası içine alınması, mevcut

ya da yapılacak yatırımlarda İSKİ’nın çevre ve su ile ilişkili koyduğu kriterler (İSKİ içme suyu havza

yönetmeliği) işletmeleri oldukça zorlayıcı olmakta ve yapılacak yatırımları olumsuz yönde

etkilemektedir. Su havzasına olumsuz etki doğurabilecek yatırım ve uygulamaların neler olduğunu

belirleyen yönerge ve yönetmelikler yeniden gözden geçirilmelidir. Bu bağlamda belirlenen

uygunsuzluk sınırlarının olabildiğince dar ve muğlâklık içermeyecek şekilde yeniden

belirlenmesinde büyük fayda olduğu düşünülmektedir.

Araştırmaya katılan işletmelerin büyük çoğunluğu (%95), yerel yönetimlerle ilişkilerinin oldukça iyi

olduğunu belirtmiştir. İlişkiler iyi olmasına rağmen katılımcılar, alt yapı problemlerinin fazla

olmasının kendilerinin rekabet edebilme kabiliyetlerini olumsuz yönde etkilediğini düşünmektedir.

Sektördeki alt yapı problemlerinin oldukça fazla olduğunu düşünenlerin oranının yaklaşık %97,6

olduğu görülmektedir. Ayrıca katılımcılar yerel yönetimlerin sektördeki faaliyetleri kolaylaştırıcı

çalışmaları yeterli düzeydedir düşüncesi katılımcıların yarısı tarafından destek görmemektedir. Diğer

yarısı ise bu düşünceyi zayıf nitelikte desteklemektedir. Özellikle atıkların toplanması ve bertaraf

edilmesi, elektrik kesintileri vb. alt yapısal problemler sektördeki işletmelerin faaliyetlerini

önemli düzeyde etkileyebilmektedir. Ayrıca işletmelerin bulunduğu alanlara yüksek tonajlı

araçların ulaşımı için karayolu alt yapısının yetersiz olduğu ve hatta katılımcılar, uygun olmayan

yollar nedeniyle işletmelerine ulaşım ve adreslerinin bulunmasında dahi güçlükler yaşadıklarını

belirtmektedir. Bu sorunun çözümü için yerel yönetimlere oldukça fazla görev düşmektedir.

Sektör işletmelerinden bulundukları çevrede değişim hızının oldukça yüksek olduğunu düşünenlerin

oranı yaklaşık %83 civarındadır. Sektörde iş ortamında kararsızlık ve belirsizlik düzeyinin oldukça

yüksek olduğunu düşünenlerin oranı ise yaklaşık %87 gibi yüksek bir orana sahiptir.

Katılımcılar yüz yüze görüşmelerde sektörün geçmişte altın yıllarını yaşadığını ve şu anda o günlere

tekrar dönmenin oldukça zor olduğunu ifade etmiştir. Katılımcılar sektördeki gelişim hızının yüksek

olduğu düşüncesini orta düzeyde desteklemektedir. Sektör büyümekle beraber kar payları düşmekte

rekabet alanı genişlemektedir. Sektör ve sektör alt kollarında yeni firmaların giriş-çıkışının kolay

olduğu ifadesine ise orta düzeyde katılım olduğu görülmektedir. Sektörde kaplama ve levha üretimi

yüksek yatırım maliyetleri nedeniyle giriş-çıkışın en güç olduğu alanlardır. Kereste ve mobilya imalatı

için yapılacak yatırım miktarı kullanacağınız makine teknolojisine bağlı olarak değişmektedir. Bu

nedenle bu alt kollarda merdiven altı üretim yapılma oranı çok daha yüksektir. Bu nedenle rekabet çok

daha yüksek ve belirsizlikler içermektedir. Sektördeki firmalar arası rekabet unsuru olarak ön plana

çıkan faktörlerin fiyat ve kalite olduğu katılımcılar tarafından sırasıyla %87,7 ve %82 oranında

desteklenmektedir. Sektörde hemen hemen tüm faaliyet kollarında üretilen ürün kalitesi ile kullanılan

teknolojinin yeni olması arasında güçlü bir ilişki vardır. Bu durum kalite konusundaki rekabetin

firmanın finansman gücü ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Sektörde özellikle kaplama

endüstrisinde üretilen ürünün kalitesi ile kullanılan hammadde ve kullandığınız teknolojinin yeni

olması büyük önem taşımaktadır ve her iki durum da firmanın finansman gücü ile doğrudan

ilişkilidir. Kullanılan makinelerin yatırım maliyetlerinin çok yüksek olması firmaların mevcut

tesislerini yenilemelerini neredeyse imkânsız kılmakta ve dolayısıyla kalitelerini mevcut düzeyin

üzerine çıkarmalarını zorlaştırmaktadır. Bu durum Düzce’deki kaplama üreticilerinin ülke içinde öncü

olmasına rağmen uluslararası pazarda rekabet edebilme becerisinin önündeki en büyük engel olduğu

Page 24: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

13

düşünülmektedir. Teknoloji yenileme ve iyileştirme konusunda verilecek destek ve teşviklerin

sektörün dünya ile rekabet edebilir olmasında büyük katkılar sağlayacağı düşünülmektedir.

Sektördeki rekabeti etkileyen faktörlerden imaj konusundaki rekabetin oldukça zorlayıcı olduğu

düşüncesi katılımcı firmalar tarafından yüksek düzeyde desteklenmektedir (%90,1). Sektörün Düzce

ilindeki uzun geçmişi ve firmaların oldukça tecrübeli olması bu konuda büyük avantaj sağlamaktadır.

Özellikle kaplama, kereste ve parke endüstri alt kollarında ilimizdeki firmaların ülke içindeki

imajlarının oldukça güçlü olduğu düşünülmektedir.

Katılımcılar, tüketicilerin bilinç düzeyinin artması ve sosyokültürel değişimin doğal malzeme

kullanımını destekler yönde değişmesinin sektörü oldukça pozitif yönde etkilediğini düşünmektedir.

Düzce’nin coğrafi konumu sektöre önemli bir avantaj kazandırmaktadır düşüncesi katılımcılar

tarafından yaklaşık %97’lik bir oranla önemli düzeyde desteklenmektedir. Gerek İstanbul ve

Ankara gibi büyükşehirlere yakınlık gerekse Kocaeli ve Ereğli limanlarına yakınlık noktasından ele

alındığında özellikle ulaşım açısından işletmelere birçok fayda sağladığı belirtilebilir. Bu bölgede

görece orman alanlarının yoğun olduğu da göz önünde bulundurulursa Düzce’nin sektör açısından

ideal bir coğrafi konumda olduğu söylenebilir. Her nekadar orman alanlarına yakın olsa da ülkemiz

ticari değeri yüksek orman alanlarına sahip değildir. Bu nedenle katılımcı firmaların çoğunluğu,

hammadde açısından sorun yaşandığı fikrini orta düzeyde desteklemektedir. Benzer şekilde

katılımcıların büyük çoğunluğu sektörün ulaşım ve lojistik hizmetleri konusunda yeterli alt yapıya

sahip olduğu yargısını da orta düzeyde desteklemektedir. Coğrafi konumu nedeniyle sağlanan bu

avantajların lojistik alt yapısının desteklenmesi ile daha da güçlendirilebileceği söylenebilir.

Yapılan analizler sonucunda sektördeki teknolojik alt yapının günümüz koşulları için yeterli olduğu

düşüncesi katılımcıların önemli bir kısmı tarafından desteklenmektedir (%68,3). Aynı zamanda

sektörün teknolojiye olan ihtiyacının fazla olduğu düşüncesi katılımcıların tamamı tarafından

desteklenmektedir. Bu durum sektörün ve sektöre yönelik müşteri taleplerinin değişkenliği (özellikle

mobilya endüstrisi için) göz önünde bulundurulduğunda ve uluslararası pazarda rekabet gücünü

artırma hedefi için yeni teknoloji yatırımlarının elzem bir gereklilik olduğunu ortaya koymaktadır.

Aynı zamanda sürekli iyileştirme ve AR-GE faaliyetlerine önem verilmesi sektörde öncü olmak isteyen

işletmeler açısından önem arz etmektedir. Sektörde AR-GE çalışmalarının önemli olduğu düşüncesi

kuvvetli bir şekilde (%80) katılımcılar tarafından desteklenmektedir. Sektörde inovasyon ve Ar-Ge

faaliyeti yürütme konusunda çalışma yapan firma neredeyse yok denecek kadar az sayıdadır. Düzce

ilinde üniversite sanayi işbirliği durumunu belirlemek amacıyla spesifik olarak ağaçişleri-mobilya

endüstrisine yönelik yapılan bir çalışmada il genelinde üretim faaliyeti yürüten işletmelerin yalnızca %

18,2’sinin Ar-Ge birimi kurduğu ve bunların da yalnızca %40’ının Ar-Ge için bir bütçe ayırdıkları

belirlenmiştir (Ciritcioğlu vd., 2016). Sektörde faaliyet gösteren işletmelerden kısmen profesyonel

yönetime geçmiş olan işletmelerin bu konuda daha aktif çaba gösterdikleri görülmektedir. Sektörde

özellikle mobilya alt sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin Ar-Ge/Tasarım merkezi kurmak

suretiyle verilen devlet desteklerini kullanabilir hale gelmelerinin geleceğe yönelik büyük katkılar

sağlayabileceği düşünülmektedir. Bu düşüncenin yanında işletmelerin AR-GE bütçelerini geliştirmeleri

ve bu tür faaliyetlere yönelik yatırımları genişletmeleri sektörel rekabet açısından önemli avantajlar

kazandırabilmektedir. Yapılan araştırma sonuçlarına göre katılımcılar Ar-Ge ile ilgili eksikliklerinin

farkındadır. Katılımcıların yaklaşık %85’i sektörde yapılan Ar-Ge faaliyetlerinin yetersiz olduğunu

belirtmiştir.

Page 25: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

14

Araştırmada ön plana çıkan diğer bir nokta ise sektördeki enerji maliyetleridir. Katılımcıların

neredeyse tamamı (%95) enerji maliyetlerinin yüksek olduğunu ve bu durumu sektörün gelişmesinin

önünde önemli bir engel olarak gördüklerini belirtmiştir. Sektördeki bir diğer önemli maliyet unsuru

olan işçilik maliyetlerinin yüksek düzeyde olduğu düşüncesi katılımcılar tarafından yüksek düzeyde

(%85) desteklenmektedir. Sektörün emek yoğun ve kendine has yapısı itibarıyla bazı alanlarda

zanaatkârlık gereksinimlerinin de olması iş gücü bulunabilirliğini zorlaştırmakta ve iş gücü

maliyetlerinin artmasına neden olmaktadır. Katılımcıların neredeyse tamamı, sektör genelinde üretim

ve tedarik zinciri maliyetlerinin yüksek olduğunu ve bu durumun karlılığı azaltmakla birlikte rekabet

gücünü de olumsuz yönde etkilediğini belirtmiştir. Katılımcıların %43’ü finansal durumlarını yeni

yatırımlar için yeterli bulurken %49’u yetersiz olduğunu düşünmektedir. Bu sonuçlar sektörün

gelişimi için tespit edilen eksikliklerin giderilmesi ya da Ar-Ge faaliyetlerinin artırılması için

azımsanmayacak düzeyde elverişli olduğu söylenebilir. Katılımcılar finansal olarak, olası ekonomik

kriz, doğal afetler vb. olumsuzluklara karşı yeterli düzeyde olmadıklarını (%63,4) ve kırılgan bir

ekonomik görünme sahip olduklarını belirtmiştir.

Sektörün olası krizler ve problemler karşısındaki bu kırılgan finansman yapısını güçlendirmesinin

ihracat potansiyelini artırmak suretiyle iç piyasaya olan bağımlılıkların azaltılması ile giderilebileceği

düşünülmektedir. Bu bağlamada araştırmaya katılan işletmelerin %58’i sektörün var olan ihracat

performansını yetersiz olarak görürken %42’si iyi düzeyde olduğu düşüncesini desteklemektedir.

Ayrıca katılımcıların %53,7’si mevcut ihracat potansiyelinin gelecek için umut vaat ettiğini ve

geliştirilebileceğini düşünmektedir. Sektörün ihracat potansiyeli uluslararası satış ağının

güçlendirilmesi ile mümkün gözükmektedir. Bu doğrultuda faaliyet kollarına göre üst birlikler

kurmak suretiyle kendi başına ihracat yapma yeterliği olmayan firmaların da ihracat yapabilir

olmaları mümkün olacaktır.

Katılımcıların %36,6’sı sektörün ithalat performansının yeterli olmadığını belirtirken %62’si ithalat

performansının oldukça yüksek olduğu ifadesini desteklemektedir. Sektörde özellikle kaplama

endüstrisi hammadde temini için yoğun bir şekilde ithalata bağımlıdır. Levha endüstrisi kullanılan

kimyasallar yüzey desen kağıtları ve görece düşükte olsa yonga-cips temini konusunda ithalata

bağımlıdır. Kısacası sektörün tüm alt kollarında az ya da çok ithalat yapılmaktadır. Son yıllarda döviz

kurlarındaki dalgalanmalar ve belirsizliklerin ortaya çıkması ithalat yapan işletmeleri olumsuz yönde

etkilemektedir. Bu nedenle araştırmaya katılan işletmelerin %78’i sektörün ithalat performansının

gelecek için endişe verici olduğunu belirtmiştir.

Sektördeki işletmeler kalite standartlarını yakalama konusunda önemli çalışmalar yapılmaktadır

düşüncesini %63,4 ve kalite standartlarını yükseltme konusunda önemli çalışmalar yapılmaktadır

düşüncesini %70,7 oranında orta düzeyde desteklemektedir. Bu bağlamda sektördeki katılımcılar

sektörün yapısının ihracatın arttırılması için oldukça uygun olduğu ifadesini %68,3’lük oran ile

desteklemektedir. Sektörde böyle bir algının olması umut vaat edicidir ve stratejik ittifaklar ile dış

pazarlara açılmanın önünün açılabileceği söylenebilir. Düzce ilinde ağaçişleri ve orman ürünleri

sektöründe merdiven altı üretim ve kayıt dışı faaliyetlerin rekabeti engelleyici önemli bir unsur olduğu

düşüncesini katılımcıların % 63,4’ü desteklerken %36,6’sı rekabeti engelleyici bir unsur olduğunu

düşünmemektedir. Bu durumun sektörün alt kollarında farklılık göstermesinden kaynaklandığı

söylenebilir. Sektör alt kollarından kaplama ve levha endüstrilerinde yüksek ilk yatırım maliyetleri

olması nedeniyle merdiven altı üretim yapma olanağı yok denecek kadar az iken mobilya ve kereste

endüstrilerinde düşük teknoloji kullanılarak küçük sayılabilecek yatırımlar yapmak suretiyle üretim

Page 26: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

15

yapılması mümkündür. Bu nedenle kayıt dışı merdiven altı üretime, kereste ve mobilya endüstri

kollarında yaygın olarak rastlanılmaktadır.

Sektörümüzle ilişkili kooperatifler, dernekler, odalar (STK-Sivil Toplum Kuruluşları) sektörün

geliştirilmesine önemli katkı sağlıyor düşüncesi katılımcıların yarısı (%56) tarafından destek

görmezken diğer yarısı tarafından orta düzeyde desteklenmektedir. Genel ortalamaya bakıldığında

negatif bakış açısının daha baskın olduğu ve işletmelerin STK’lara yönelik negatif bir algı geliştirdikleri

söylenebilir. Benzer şekilde katılımcıların %53,7’si yerel yönetimlerin faaliyetlerini kolaylaştırıcı

çalışmalarda yeterli düzeyde olmadığını belirtmektedir. İşletmeler ihracat performansının

artırılmasında diğer paydaşlardan (yerel yönetimler, kamu kurumları, STK’lar vb.) destek alınmadan

başarıya ulaşmanın oldukça zor olduğunu belirtmektedir. Bu konuda kamu kurumlarının yeterli

düzeyde destek gösterdiği düşüncesi katılımcıların %44’u tarafından destek görmez iken katılımcıların

yaklaşık %66’sı ise bu düşünceyi zayıf nitelikte desteklemektedir.

Sektörde faaliyet gösteren işletmelerden sürdürülebilirlik için sosyal sorumluluk projelerine yeterli

hassasiyet gösterildiğini düşünenlerin oranı %53,7’dir. Katılımcılar sektörde gerçekleştirilen sosyal

sorumluluk projelerinin sayısının oldukça fazla olduğu ifadesine ise %39 gibi düşük bir oranda destek

vermektedir. Bu sonuçlar sektörün sosyal sorumluluk konusundaki hassasiyetin yeterli olmadığı

konusunda farkındalıklarının olduğunu göstermektedir. Bu farkındalık, uygun koşullar sağlanması

durumunda sektördeki işletmelerin gelecekte bu konuda daha aktif olabileceğini göstermektedir.

Sektör doğrudan ülkemizin en önemli sürdürülebilir kaynaklarından olan ormanlarımız ile ilişkili

olması nedeniyle, sosyal sorumluluk projesi olarak orman alanlarımızın zenginleştirilmesi için

ağaç dikimi ve benzeri organizasyonlar düzenleyebilir. Ayrıca bu alanda mesleki eğitimin

desteklenmesi için burs verilmesi, eğitim kurumlarının eksiklerinin giderilmesi ve hatta tüm eğitim

kurumları ile iş birliği yapılması sektör ve bölge açısından faydalı sonuçlar doğuracaktır. Bu gibi sosyal

sorumluluk projeleri sektörün gelişmesi içinde olumlu sonuçlar doğuracaktır. Ağaç dikimi sektörün

hammadde kaynaklarının zenginleştirilmesine, mesleki eğitime verilen destek ile de sektörde ihtiyaç

duyulan nitelikli ara eleman eksikliğine çözümler üretilmiş olacaktır. Kısacası sektör bu gibi sosyal

sorumluluk projelerini hayata geçirmek suretiyle aslında kendine ve geleceğine yatırım yapmış

olacaktır.

Sektörün geleceğe yönelik sürdürülebilirliğinde markalaşmanın önemi büyüktür. Özellikle mobilya

gibi nihai tüketiciye yönelik ürün üreten sistemlerde markalaşmanın önemi çok daha ön plana

çıkmaktadır. Katılımcıların %51’i sektörde markalaşmaya yönelik yeterli çalışma yapıldığını orta

düzeyde desteklerken, yetersiz olduğunu düşünenlerin oranı %49’dur. Marka veya markalarınızın

pazardaki bilinirlik düzeyi oldukça iyi ifadesi ise katılımcıların %72’si tarafından desteklenmektedir.

Bu sonuç araştırmaya katılan bazı firmaların oldukça köklü firmalar olması ve markalaşma konusunda

sektörde tanınır firmalar arasında yer almasından kaynaklanmaktadır. Maalesef sektör geneli için

markalaşma konusunda yeterli çalışma yapıldığının söylenmesi mümkün değildir. Katılımcıların

%75’i ürettikleri ürünlerin genel anlamda oldukça yenilikçi olduğunu düşünmektedir. Sektördeki

işletmelerin %78’i ürettikleri ürünlerin rakip ürünlerinden daha farklı yapıda olduğu düşüncesini

desteklemektedir.

Sektördeki işletmeler arasındaki işbirliği ve koordinasyon yapısının iyi olduğu düşüncesi katılımcıların

%51,2’si tarafından desteklenmezken %48,8’i tarafından desteklenmektedir. Kurulacak üst birlikler ve

farklı alanlarda işbirliği sağlayacak STK’ların hayata geçirilmesi ile bu algının yükseltilmesi, dış

pazarlara açılıp ihracat rakamlarının artırılması konusunda işletmelere büyük katkılar

Page 27: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

16

sağlayabilecektir. Sektördeki katılımcıların %70’i hali hazırda ürettikleri ürünlerden müşteri

şikâyetlerinin oldukça düşük olduğunu ifade etmektedir. Günümüzde müşteri odaklı üretimin vaz

geçilmez bir unsur olduğu bilinmektedir. Her ne kadar müşteri şikâyetlerinin düşük sayılabilecek bir

oranda olduğu görülse de üretilen ürünlerden yaşanılan şikâyetlerin daha da azaltılması sektörün

rekabet gücünün artırılması için büyük önem taşımaktadır. Sektörde üretilen ürünlerin kalitesini

artırmada teknoloji yatırımları ve yeni teknolojilerin kullanılması büyük önem taşımaktadır. Sektörde

kullanılan üretim sistemlerinin güncel olduğu düşüncesi katılımcıların önemli bir çoğunluğu (%70,7)

tarafından orta düzeyde desteklenmektedir. Bu durum sektör alt kollarında değişkenlik göstermekle

beraber işletmelerin ellerindeki teknolojinin üretim yapmaya yeterliliği olarak algılanması ile ilişkili

olarak yüksek çıktığı söylenebilir.

Sektörde belirli bir dönemde bir şirkette çalışanların işe giriş-çıkış devir oranı olarak adlandırılan

personel devir oranının düşük olduğu ifadesi katılımcıların %36,6’sı tarafından desteklenmez iken

%64’ü tarafından orta düzeyde desteklenmektedir. Sektördeki personel devir oranının artışında ilin

genel problemi olan çalışanların büyük çoğunluğunun fındıklık sahibi olmasının ve fındık hasat

dönemlerinde iş bırakmalarının etkisi olduğu düşünülmektedir. İlin coğrafi konumunun getirdiği bu

dezavantaj yanı sıra özellikle dağıtım kanalları açısından büyük avantajlar getirmektedir. Sektörde

üretilen ürün ve hizmetlerin ihtiyaç duyulan yerlere ulaştırılmasında kullanılan dağıtım kanallarının

oldukça etkin olduğu düşüncesi katılımcıların %78’i tarafından desteklenmektedir. Fakat katılımcılar

hızlı ve kolay bir şekilde mali kaynak tedarik edebilme imkânının yeterli düzeyde olmadığını (%59)

düşünmektedir. Ayrıca daha önce farklı çalışmaların sonuçlarında da belirtildiği üzere sektördeki

çalışanların eğitim düzeylerin yeterli olmadığı düşüncesi katılımcıların büyük çoğunluğu tarafından

desteklenmektedir. Çalışanların eğitim düzeylerinin yeterli olduğunu düşünenlerin oranı yalnızca

%12,2’dir. Eğitim düzeyin düşük olması sektörün proje üreten, Ar-Ge ve inovasyon için çalışmalar

yürüten bir yapıya dönüşmesinin önündeki en büyük engellerden biri olduğu söylenebilir. Sektörde

eğitimli personelin istihdamı desteklenmeli, iş başı ve iş dışı eğitimler ile çalışanların güçlendirilmesi

için çalışmalar yapılmalıdır. Sektörde çalışan bireylerin teknik bilgi ve beceri düzeyinin yeterli olduğu

düşüncesi ise katılımcıların yaklaşık %56’ tarafından desteklenmektedir. Bu durum aslında sektör

yöneticilerinin personelin niteliğinin arttırılması gerektiğinin farkında olduklarını da göstermektedir.

Sektördeki işletmelerin %80’i sektördeki rakipleri ile ilişkilerinin oldukça iyi olduğunu ifade

etmektedir. Bu durum aslında sektörün alt kollarında özellikle kaplama, levha üretimi ve laminat

kaplama-levha endüstrilerinde ülke genelinde Düzce ilinde faaliyet gösteren işletmelerin öncü

olmaları ve ciddi bir rekabet yaşanmamasından kaynaklandığı söylenebilir. Aynı zamanda katılımcılar

sektör olarak yeni gelişmekte olan pazarları kullanma konusunda iyi oldukları düşüncesini yaklaşık

%65’lik bir oranla desteklemektedir. Bu oranın artırılması uzun dönemde sektörün varlığını devam

ettirmesi içim büyük önem taşımaktadır. Mevcut pazarlarda hali hazırda yoğun bir rekabet

yaşanmaktadır. Bu nedenle yeni pazarların bulunması ve bu pazarlarda daha yoğun ticari ilişkiler

kurulması sektörün krizler ve diğer belirsizlik unsurları karşısındaki dayanımını artıracaktır. Kısacası

yeni pazarlar konusunda yürütülen faaliyetlere öncelik verilmesi stratejik önem taşımaktadır. Yeni

pazarların yanı sıra, sektördeki işletmeler demografik (nüfus, yaş, gelir düzeyi vb.) değişiklikleri ve

bunun sektöre olan yansımalarını iyi analiz etmeleri olası risklerin azaltılmasında faydalı olacaktır.

Katılımcıların %58,5’lik oran ile demografik yeni eğilimleri iyi analiz edebildikleri düşüncesini orta

düzeyde desteklemektedir. Bir diğer sektör açısından olumlu sayılabilecek algı olarak katılımcıların

%70’inin ekonomik alanda meydana gelen yenilikleri iyi analiz ettikleri algısıdır. Benzer şekilde

katılımcılar yasal alandaki yenilik ve değişimleri de iyi analiz ettikleri ifadesini yaklaşık %70 gibi

oldukça yüksek bir düzeyde desteklemektedir. Bu durum, sektörün uzun dönem başarısı için ihtiyaç

Page 28: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

17

duyduğu Ar-Ge, inovasyon ve müşteri odaklılık kavramlarından ziyade yasal zorunluluklara uyum

açısından farkındalıklarının ve dikkatlerinin daha yoğun olduğunu göstermektedir. Uzun dönem

sürdürülebilirlik için sektörün yasal anlamdaki yeniliklerin yanı sıra Ar-Ge, inovasyon, markalaşma vb.

alanlarda da daha fazla çaba göstermeleri gerekmektedir. Böylesi bir çabanın ya da faaliyetin aynı

zamanda sektörde hala var olduğu %56’lık bir oranla desteklenen rakiplerin kontrolü altına girmeyen

ürün alanlarının mevcudiyeti konusunda da büyük katkılar sağlayacağı söylenebilir. Bu sayede var

olan rekabeti hafifletici niş pazarlara yönelik hamleler yapmak isteyen işletmelerin başarıya ulaşması

kolaylaşacaktır.

Katılımcılar sektördeki işletmelerin birbirleri ile stratejik anlaşma ve ortaklık kurma imkanlarının

yüksek düzeyde olduğu düşüncesini %58’lik bir oran ile orta düzeyde desteklemektedir. Bu durum

aslında işletmelerin birbirlerini sadece rakip olarak değil potansiyel ortak olarak görmesi açısından

önemlidir. Sektörel iş birliklerinin kurulması ortak hedefler belirlenmesi ve iş-güç birliği konusunda

uygun bir ortama sahip olunduğu söylenebilir. Bu doğrultuda Düzce Ticaret ve Sanayi Odası

kümelenme, mesleki birlik, kooperatif ya da dernek gibi yapılanmalar konusunda birleştirici ve öncü

rol oynayabilir. Sektörde tamamlayıcı ürün üreticileri arasında pazarlama alanında işbirliği yapma

konusunda imkânların oldukça yüksek düzeyde olduğu düşüncesi katılımcıların önemli bir kısmı

(%73) tarafından desteklenmektedir. Dolayısıyla iş-güç birliği oluşturulmasına yönelik yapılanmalar

aynı zamanda sektördeki tamamlayıcı ürün üreten işletmelerin koordinasyonu ve ortak pazarlama-

dağıtım kanallarını kullanmaları ile gerek ürün zenginleştirme gerekse görece küçük işletmelerin de

daha büyük pazarlara ulaşmasının sağlanması gibi olumlu sonuçların elde edilmesini sağlayabilir.

Sektörün en önemli avantajlarından bir diğeri de üretilen ürünlerde doğal hammadde kaynaklarının

kullanması nedeniyle çevresel etkilerinin görece düşük olmasıdır. Sektör ürünlerinin olumsuz

çevresel etkisinin düşük olduğu ifadesi katılımcıların %92’si tarafından yüksek düzeyde

desteklenmektedir. Ağaçişleri orman ürünleri sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin önemli bir

kısmı (%60) kendilerine has, kolayca taklit edilemeyen, ikamesi bulunamayan temel yeteneklere sahip

olduğu düşüncesini orta düzeyde desteklemektedir. Katılımcı firmalarda bu görüş özellikle sektörün

alt kollarından kaplama, parke, levha ve laminat kaplama üreticileri açısından oldukça geçerlidir.

Sektörün bu alt kollarında ilk yatırım maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle bu faaliyet kollarına yeni

girişlerin zor olması ve Düzce ilinin bu faaliyet kollarında oldukça köklü bir geçmişe sahip olması bu

düşüncenin desteklenmesinin temel nedeni olarak gösterilebilir.

Sonuç olarak ağaçişleri-orman ürünleri sektörünün Düzce iliyle özdeşleşmiş bir sektör olduğu

görülmektedir. Sektörün uzun yıllara dayanan büyük bilgi birikimi ve alanında öncü köklü geçmişe

sahip işletmelerin bulunması Düzce ilinde geleceğe yönelik desteklenmesi gereken bir sektör olduğu

düşüncesini güçlendirmektedir. Yapılan analiz sonuçları ve istatistikî verilere göre sektörün büyük bir

bölümünün Türkiye genelinden daha iyi durumda olduğu ve daha da güçlendirilebileceği söylenebilir.

Sektörün genel görünümünü anlamak üzere yapılan SWOT analizi sonuç ve değerlendirmeleri aşağıda

sunulmuştur.

1.5.2. Ağaçişleri Orman Ürünleri ve Alt Sektörleri SWOT Analizi

Güçlü Yönler

Ağaçişleri-Orman ürünleri alt sektörleri (kereste ve parke, kaplama ve kontrplak ve levha üretimi) için

gerçekleştirilen SWOT analizinin birinci bölümünü oluşturan içsel analiz kısmında; sektörün

hedeflerine ulaşabilmesi ve gelişmesi sürecinde etkili olabilecek güçlü ve zayıf yönleri belirlenmiştir.

Page 29: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

18

Katılımcı firmalar ile gerçekleştirilen görüşme ve anketler sonucu sektörün güçlü yönleri ile ilgili

yapılan tespitler aşağıda görülmektedir (Tablo 1.1.).

Tablo 1.1. Düzce İli Ağaçişleri Orman Ürünleri Sektörünün Güçlü Yönleri

Güçlü Yönler Oran

Lojistik açıdan güçlü coğrafi konum ve büyük iç pazarlara yakın olunması %95,1

Ürünlerin kalite ve güvenirliğinin yüksek olması %90,2

Üretim altyapısı %87,8

Üretim süreçleri için teknik ve teknolojik yeterliliğe sahip olunması %78

Yönetim Becerilerinin iyi olması %78

Büyük ya da küçük her türlü siparişe cevap verilebilmesi %77

Esnek Üretim yetkinliği %75,6

Yeterli ürün çeşitliliği sunulabilmesi %75,6

Çevre ve insan sağlığına duyarlı üretim ve sürdürülebilir olunması %74

Sektörel mevzuata uyum %73,2

Üretimin Talebi Karşılama Gücü %73,2

Katma değeri yüksek ürün üretilmesi %68,3

Uluslararası standartlara uygun üretim yapılabilmesi %61

Çok uluslu ve ulusal firmalarla köklü bir geçmiş ve tecrübeye sahip olma %58,5

Hızlı ve esnek hareket edebilme kabiliyeti %53,7

Verimli sayılabilecek orman alanlarına yakın olunması (Aynı anda zayıf yön nitelikli ve kaliteli ormanlara sahip değiliz)

Gözlem

Sektörel tecrübenin ve bilgi birikiminin güçlü olması Gözlem

Sektörde ihracat yapma bilincinin artması ve uluslararası pazarlara açılmış bulunması Gözlem

Sektörün son 10 yıldaki performansı Gözlem

Çalışanların 10 yıl ve üzeri sektör deneyimine sahi olması Gözlem

Hammaddeye ulaşımın kolay olması (Kaplama endüstrisi için farklı) Gözlem

Sektör için güçlü görülen yanların daha da güçlendirilerek sektörel rekabet avantajının

geliştirilmesi gerekmektedir. Bunun yanı sıra belirlenen zayıf yönler için, sorunların aciliyeti ve

çözümlenebilme özelliklerine bağlı olarak (yasal mevzuat, teknik ve ekonomik uygulanabilirlik)

öncelik sıralamasına tabi tutulmalı ve zayıf görülen noktaların güçlendirilmesi için eylem planları

hazırlanmalıdır. Hazırlanacak eylem planlarında öncelik zayıflıkların ortaya çıkmasına neden

olan sorun ya da sorunların kaynağının belirlenmesinde olmalıdır. Akabinde, sorunun çözümünde

rol alabilecek paydaşlar belirlenmeli ve bu paydaşların eylem planının uygulanmasındaki rolleri, görev

ve sorumlulukları tanımlanmalıdır. Hazırlanacak eylem planlarının hayata geçirilmesi, koordinasyonu

ve sürecin takibi için bir çekirdek kadro (belirlenen paydaş temsilcilerinden oluşan) oluşturulmasının

eylem planlarının başarıya ulaştırılmasında faydalı olacağı düşünülmektedir.

Zayıf Yönler

Katılımcılar; sektörde yaşanılan/gözlemlenen sorunları ve sektörün zayıf yönlerini değerlendirerek

aşağıdaki görülen sonuçları zayıf yönler olarak belirtmişlerdir.

Page 30: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

19

Tablo 1.2. Düzce İli Ağaçişleri Orman Ürünleri Sektörünün Zayıf Yönleri

Zayıf Yönler Oran

Yurtdışı perakende mağaza sayısının yetersiz olması % 91,2

Eğitimli kalifiye eleman eksikliği–Proje üretme potansiyelinin zayıf olması % 80,5

Alt yapı yetersizliği % 70,7

Üniversite-sanayi işbirliğinin yetersiz olması % 78

Hammaddeden aksesuara tüm segmentlerde üretim yapılamaması % 70,7

Yeni teknolojilerinin geliştirilmemesi (Teknolojide dışa bağımlılık) % 70,7

Ar-Ge Alt Yapısı olmaması % 66

Üretim maliyetlerinin yüksek olması % 63,4

Yerel yönetimlerle uyumlu çalışılmaması ve zayıf ilişkiler % 61

Kurumsal örgütlenme yetersizliği % 61

Teknolojik altyapı yetersizliği ve temin maliyetinin yüksek olması % 56

İhracat gücünün yetersizliği % 53,7

Örgütsel bağlılığın zayıf olması ve fındık sezonu iş bırakmalar % 53,7

Tasarım ve markalaşma çalışmaların yetersiz olması % 51,2

Birlik ve kümelenme faaliyetlerinin olmaması ya da yetersiz olması Gözlem

İthal hammadde temininde mevcut olan zorluklar, gümrükleme işlem ve maliyetlerinin külfetli olması ve Düzce’de Gümrük olmaması

Gözlem

Hammadde de ithalata bağımlılık (Özellikle kaplama endüstrisi) Gözlem

Enerji maliyetlerinin yüksek ve kalitesinin düşük olması Gözlem

Yerli hammadde temininde mevcut olan zorluklar (OGM’den) Gözlem

İstikrarsız pazar koşulları ve döviz kurlarının oynak olması Gözlem

Tesislerin şehir içinde kalması ve İSKİ içme suyu havzası Gözlem

Sermaye darlığı, kredi temini vb. finansal sorunlar Gözlem

Fırsatlar

Katılımcılar; sektörün geleceğe dönük stratejik planlarının hazırlanmasına ışık tutacak bir takım

çevresel faktörlerin içerisinde bulunan fırsatları ise aşağıdaki şekilde sıralamışlardır.

Tablo 1.3. Düzce İli Ağaçişleri Orman Ürünleri Sektörü için Fırsatlar

Fırsatlar Oran

Artan Kamu Destek ve Teşvikleri %97,6

İşgücü piyasasında arz talep dengesizliği %97,6

Orta Doğu’da derinleşen istikrasızlık (Hem fırsat Hem de tehdit) %97,6

Dış pazarlarda durgunluk %95,1

İç ve Dış pazarlardaki talep artışı % 95,1

Sektörün mal ve hizmetlerine talebin ve beklentilerin artıyor olması %95,1

Coğrafi konum %95,1

Artan dinamik nüfus, yaşam süresinin uzaması %95,1

Bölgesel kalkınma politikalarının işlerlik kazanması %95,1

İstikrarlı ve büyüyen ekonomi %92,7

Yeni tedarikçi alanları %92,7

Artan tüketici bilinci ve doğal ürünlere olan talebin artması %92,7

Page 31: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

20

Yeni dış pazarlar % 87,8

Tüketicilerin doğal ürünleri tüketme isteklerinin artması %85,4

Yenilenebilir enerji kaynaklarına önem verilmesi %78

Sektörde tasarım unsurlarının kullanımının artması ve katma değer artışı Gözlem

Markalı/kimlikli ürünler sunulmaya başlanması Gözlem

AB-Rusya ve çevremizdeki birçok az gelişmiş ülke pazarlarına yakınlık Gözlem

Avrupa ülkelerine olan coğrafi yakınlık ve hammadde dışı maliyet avantajı Gözlem

Yenilenebilir kaynaklara verilen önemin artması Gözlem

İşbirliği ve yatırıma açık bir yapının bulunması Gözlem

GSYH’nin artması ve tüketicilerin ağaçişleri-orman ürünleri kullanım alışkanlıklarının değişmesi

Gözlem

Tehditler

Katılımcılar; sektörün geleceğine yönelik hedeflerine ulaşmasının önündeki tehditleri

aşağıdaki şekilde sıralamışlardır.

Tablo 1.4. Düzce İli Ağaçişleri Orman Ürünleri Sektörü için Tehditler

Tehditler Oran

Kayıt dışı ekonomik faaliyetler merdiven altı üretimin yaygınlığı (Özellikle Kereste ve Mobilya alt kollarında)

%100

Alternatif dış pazarlar için Serbest Ticaret Anlaşmalarının yetersizliği %100

Hizmet sektörünün gelişmesinin işgücü olanaklarını sınırlaması %100

Üretim ve Girdi maliyetlerinin yüksekliği %100

İç piyasanın vergi politikaları ile sınırlı olması %97,6

Mesleki eğitime olan ilgi ve talebin azalması nitelikli kalifiye eleman eksikliği %97,6

Dış pazarlarda dağıtım zinciri eksikliği %95,1

Kamu ve özel sektör karar mekanizmalarında yönetim zafiyeti %95,1

İthal girdi fiyatlarında istikrarsızlık %92,7

Azalan/Kesilen Kamu Destek ve Teşvikleri(Deprem sonrası verilen) %90,2

Denetim ve kontrol yetersizliği %90,2

Gelişen yeni pazarlara (Çin, Hindistan, Brezilya vb.) coğrafi uzaklık %87,8

Kamu-özel sektör ortaklığı modelinin çalışmaması %85,4

Sendikalaşma ve sendika bilincinin zayıf olması %85,4

AB üye ülkelerinde yaygınlaşan ekonomik durgunluk %73,2

Çin’in sektörün tüm kollarına son 10 yıl içerisinde aktif olarak girmesi Gözlem

Düzce’nin İSKİ içme suyu koruma havzası içinde olması Gözlem

Sektörün inşaat sektörüne olan bağlılığı ve inşaat sektöründe yaşanan durgunluktan hemen etkilenmesi

Gözlem

İstikrarsız çevre koşulları ve döviz kurları, ithal girdi fiyatlarının belirsiz ve yüksek olması

Gözlem

Sektörün krizlere duyarlı olması Gözlem

Page 32: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

21

1.6. SEKTÖRDEKİ YAPISAL SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Düzce Ticaret ve Sanayi Odası’nın talebi üzerine Düzce Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen

sektörel SWOT analizi çalışması kapsamında Düzce ili Ağaçişleri ve Orman Ürünleri sektörünün temel

sorunları aşağıda özetlenmiş ve olası çözüm önerileri verilmiştir.

Nitelikli Personel Eksikliği:

Her ne kadar Düzce ilinde sektör köklü bir geçmişe sahip olsa da ülkemizin genel problemlerinden

birisi olan nitelikli ara eleman eksikliği ağaçişleri ve orman ürünleri sektörü için de başlıca sorunlar

arasında yer almaktadır. Tüm sektörlerde yetişmiş ara eleman eksikliği yaşanırken bu sorun,

ağaçişleri orman ürünleri sektöründe biraz daha fazla etkili olmaktadır. Bunun temel nedenleri

arasında sektörün ve sektör alt kollarının faaliyet alanlarının genç nesil tarafından çok iyi bilinmemesi

de yer almaktadır. Buna bağlı olarak sektöre yönelik mesleki teknik eğitim kurumları ve lisans

programları, imaj kaygısı ile tercih edilmemektedir. Ayrıca mesleki teknik orta öğretim kurumlarından

mezun olan öğrencilerin üniversitelere yerleşme konusundaki kaygıları da tercih edilmeme nedenleri

arasında yer almaktadır. Bu sonuca gelinmesinde geçmişte mesleki teknik orta öğretim mezunlarına

uygulanan katsayı uygulaması ve akabinde eğitim sisteminde yaşanılan değişimler sonucu lisans

yerleştirme sınavlarında başarısız olmaları bu eğitim kurumlarına olan talebi neredeyse tamamen

ortadan kaldırmıştır. Mesleki eğitim kurumlarının tercih edilmemesi, tüm sektörlerdeki yetişmiş

nitelikli ara eleman açığının ilerleyen yıllarda çok daha büyük bir sorun olarak karşımıza çıkacağını

göstermektedir. Düzce ilindeki mesleki teknik eğitim kurumlarına kayıt yaptıran öğrenci sayısı okul

kapasitelerinin %30-40 gibi düşük bir oranda kalmaktadır. Bu sorunun çözümü olarak il genelinde

mesleki teknik eğitim kurumlarına olan talebin teşvik edilmesine yönelik çalışmalar yapılması tüm

sektörlerin geleceği için büyük önem taşımaktadır. Mesleki eğitimin özendirilmesi için sektördeki

işverenlerin istihdam kapasitelerinin belirli bir oranında iş garantisi vermesi, mesleki eğitimi

tercih eden öğrencilere burs verilmesi ve mesleki teknik eğitim liselerinde üniversite sınavlarına

hazırlık için ek çalışmalar yapılması gibi birçok özendirici çalışma ile bu kurumlara olan talebin

geliştirilebileceği düşünülmektedir. Bu öneriler acil eylem planı olarak uygulanabilecek önerilerdir.

Bu önerilerin yanı sıra eğitim sisteminde bazı değişikliklerin yapılması da önerilebilir. Örneğin, meslek

liselerinde matematik, fizik, kimya vb. temel bilimlere yönelik meslek dışı derslerin payı artırılabilir.

Ayrıca lisans yerleştirmelerinde geçmişte kısmen uygulanan ek puan uygulamasının (meslek lisesinde

eğitim görülen branş ile uyumlu lisans programlarının tercih edilmesi halinde ek puan verilmesi)

tekrar ve daha geniş kapsamlı olarak uygulanması da mesleki eğitimin tercih edilmesinde ciddi bir

katkı sağlayacaktır. Bu durum aynı zamanda mesleki yükseköğrenimin kalitesinin artırılmasına da

katkı sağlayacaktır. Mesleki bilgi alt yapısına sahip bireylerin lisans eğitimlerinde de aynı alanda

eğitim görmeye devam etmeleri sayesinde çok daha etkin ve üst düzeyde mesleki donanıma kavuşması

kolaylaşacaktır. Mevcut sistemde herhangi bir mesleki alt yapıya sahip olmayan lise mezunlarına

lisans eğitimleri boyunca temel mesleki bilgilerin kazandırılması için harcanan çaba, zaman ve ayrıca

bu amaçla yapılan harcamalardan sağlanan tasarrufun ülke ekonomisine de katkı sağlayabileceği

söylenebilir. Ayrıca ildeki mevcut mesleki eğitim kurumlarının sektörün gereksinimlerine uygun

modern makine ve teçhizat ile donatılması sağlanmalıdır. Verilen eğitim ile sektör gerekleri arasında

paralellik yakalanmalı, eğitim içerikleri modernize edilmelidir.

Page 33: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

22

Sektörde Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleri için yeterli alt yapı olmaması:

Bu sorunun çözümü için üniversite sanayi işbirliğinin artırılması birincil önceliktedir. Sektörde

üniversite sanayi işbirliğinin önemi, sağlayacağı faydalar ve hatta hali hazırda verilen kamusal

destekler için proje ortağı olunması ile birçok hibe desteklerinden yararlanılabileceği konusunda

sistematik bir bilgilendirme yapılması faydalı olacaktır. Bu konuda hali hazırda, Düzce Üniversitesi

Teknoloji Transfer Ofisi, KOSGEB (Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme Başkanlığı), MARKA (Doğu

Marmara Kalkınma Ajansı) ve Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Düzce İl Müdürlüğünün de

paydaşları arasında olduğu KÜSİ (Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği) grubu bilgilendirme faaliyetleri

için firma ziyaretlerinde bulunmaktadır. Bu çalışmanın etkinliğinin artırılması için Düzce Ticaret ve

Sanayi Odası’nın üyelerini ek bilgilendirmeler yapması ve üyelerini iş birliği konusunda desteklemesi

faydalı olacaktır. Ayrıca sektördeki işletmeler daha fazla stajyer almalı ve üniversite ile olan her türlü

olası iş birliğine kapılarını açmaları konusunda bilinçlendirilmelidir. Ar-Ge faaliyetlerinin maliyetleri

kısa dönemde küçük işletmelerin bireysel olarak üstesinden gelmelerini zorlaştıran bir durumdur. Bu

nedenle küçük işletmelerin bir araya gelerek fabrika ölçekli üretime geçmeleri, ürün çeşitliliği ve

sertifikalı ürün satışının artması faydalı olacaktır. Meclisten geçmiş ve yürürlüğe girmiş olan

bölgesel kalkınma ve teşvik yasasından maksimum düzeyde yararlanılması, yasa gereği sektör

kuruluşlarının alan projeleri kapsamında desteklenmesi ve ilk adımda teknolojik olarak

yenilenebilmeleri ile Ar-Ge ve teknolojik yetersizlik sorunu çözebilir. Sektörün özellikle Mobilya alt

kolu, Tasarım Ar-Ge Merkezi kurmaları yönünde teşvik edilmelidir. Bu doğrultuda il genelindeki

sektör işletmelerinin ortak tasarım merkezi kurma konusunda iş birliği yapmak üzere bir araya

gelmeleri faydalı olacaktır. Tasarım Ar-Ge Merkezi kurulması durumunda yapılan tasarım

harcamalarının tamamı vergi indirimine tabi olmaktadır. Sigorta primi desteği kapsamında

2023 yılına kadar işveren hissesinin yarısı Maliye Bakanlığı tarafından karşılanmaktadır. Gelir

vergisi stopajı desteği, damga vergisi istisnası ve en önemli destek kalemlerinden bir diğeri de

gümrük vergisi İstisnası gibi birçok avantaja kavuşulması sektörün rekabet potansiyelini

artıracaktır. Bu sayede sektördeki bir diğer sorun alanı olan markalaşma konusunda da çözümlerin

üretilmesi mümkün olacaktır.

Yerli Hammadde Temininde Yaşanılan Sorunlar:

Katılımcılar tarafından sıkça dile getirilen ve normalde sektör için bir avantaj olarak görülen orman

alanlarına yakınlık ve yerli hammadde temini maalesef tedarik sürecinde ortaya çıkan bürokratik

sorunlar ve zorluklar nedeniyle bir tehdit olarak karşımıza çıkmaktadır. Orman işletmeleri

tarafından ihale yolu ile yapılan satışlardan; Ağaçlandırma Fonu için %3 ve Bakanlık Fonu için

%3 gibi paylar alınmakta, diğer küçük oranlı fonlar ve KDV ile birlikte bu oran %27,5’ i

bulmaktadır. Tüm bu vergi ve fonlar üreticiye olan hammadde maliyetini artırmaktadır. Bu

sorunun çözümü için öncelikle bu oranın olabildiğince düşürülmesi gerekmektedir. Böylece yatırımcı

üzerindeki maliyet yükü önemli ölçüde azaltılabilir. Bu oranların azaltılması için evvela Ağaçlandırma

fonu ve Bakanlık Fonu’nun kaldırılması ile yerli hammadde kullanım ve temininde bir rahatlama

meydana gelecek ve ithalat için harcanan döviz içeride kalacaktır. Ayrıca Orman Genel Müdürlüğü

2015 yılı itibarıyla 6877-A sayılı dikili ağaç satışı tamimi ile ormandan kesim öncesi satış ihalelerine

başlamıştır. Bu durum beraberinde farklı şikâyetleri de getirmektedir. Örneğin işletmeler alınan

tomrukların sınıf tespitlerinin doğru yapılmadığını düşünmektedir. Ayrıca satış ihalelerinde aktif

olarak faaliyette bulunan işletmelere öncelik verilmesi ve pozitif bir ayrım yapılmasının faydalı

olacağı düşünülmektedir. Sınıf tespitlerinin daha iyi yapılması için sektör temsilcilerinin de sınıf

tespitinde söz sahibi olmasını sağlayacak düzenlemeler yapılabilir. Dikili satış işlemleri ilgili

Page 34: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

23

tamim vasıtasıyla Devlet İhale Kanunu kapsamında uygulanmaktadır. Aktif üreticilerin pozitif ayrıma

tabi tutulması konusunda her hangi engel bir durum görülmemektedir. Dolayısı ile satış ihalelerinde

katılımcılardan geçerli kapasite raporu istenmesi, kapasite raporu olan işletmelere öncelik verilmesi

gibi ek düzenlemeler yapılabilir. Dikili satışlar hali hazırda yıllık 25000 m3 kapasiteli üreticilere

yapılmaktadır. Bu oran daha makul bir seviyeye örneğin 10000 m3/yıl kapasiteye düşürülmesi

durumunda daha fazla işletme tahsisli dikili satış talebinde bulunabilir. Bunun yanı sıra tahsisli

satışlar işletmelerin tamamına açılarak oran belirleme yetkisi Orman Genel Müdürlüğünde

kalmak şartıyla işletmelerin yıllık kapasitelerinin %30-40’ı gibi bir bölümü için tahsisli satış

yapılmasına olanak tanınması küçük ölçekli işletmelerinde rekabet gücünü artıracaktır. Bu

durum aynı zamanda orman işletmelerinin planlı tahsisli satış yapma kapasitesini de artıracaktır.

Artan tahsisli satış talebi sayesinde mevcut dönemde gelecek dönemler için tahsis miktarları önceden

belirlenmek suretiyle daha planlı olarak satış işlemleri gerçekleştirilebilir. Örneğin işletmelerin geçmiş

yıldaki kapasitesinin belirli bir oranı (%30-40) baz alınarak gelecek yıl için tahsisli satış talebinde

bulunması ve teminatlarını yatırmaları sayesinde orman işletmelerinin elinde gelecek yıl için ortalama

bir talep miktarı belirlenmiş olacaktır. Bu durum hem işletmelerin hammadde bulma konusundaki

endişelerini azaltarak daha planlı üretim yapmalarına hem de orman genel müdürlüğünün yönetim

faaliyetlerini daha planlı yapmasına olanak sağlayacaktır. Çalışma yapılırken ziyaret edilen işletmeler

bu satışların ödeme usullerinde sorun yaşadıklarını bildirmiştir. Katılımcılar mevcut durumda orman

emvallerine karşılık olarak (tahsisli satışlar hariç) ödemelerin yaklaşık %40’ı peşin (kredi kartı ile)

kalan kısmı için verilen süresiz teminat mektuplarını 7 ay vade ile vade sonunda nakit olarak ya da

kredi kartı ile ödenirse bir ay öncesinden ödeme yapmak zorunda olduklarını belirtmiştir. Açık ihale

usulü satışlardaki bu ödeme usullerinin de tahsisli satışlardaki gibi olması, vadenin 9 aya

çıkarılması ve peşin ödeme oranının düşürülmesinin sektörün rekabet gücünü artırmada faydalı

olacağı düşünülmektedir. Daha ileri çözümlerin üretilebilmesi için özel ormancılığın teşviki ve

yaygınlaştırılması, hızlı büyüyen endüstriyel ağaç türlerine öncelik verilmesi çözüm için önemli katkı

olarak değerlendirilmektedir. Devlet ormanların sertifikalanması, sertifikalı üretimin arttırılması,

kaliteli üretim açısından zorunluluk arz etmektedir.

Hammadde de İthalata Bağımlılık ve Fiyatların Yüksek olması:

Kereste, parke, palet, kontrplak ve levha Sektöründe faaliyet gösteren işletmeler, odun hammaddesi

fiyatlarının yüksekliği nedeniyle dış rakipleriyle rekabet edememektedir. Odun hammaddesi Rusya’ ya

göre üç, Avrupa’ya göre iki misli daha pahalıdır. Odun hammaddesinin pahalı olması, ürün fiyatlarını

olumsuz etkilemekte, ülkemize dışarıdan daha ucuz kereste ve levha girişine sebep olmakta, ihracatta

rekabet gücünü olumsuz etkilemektedir. Bu sorunun çözümünde; devletin odun satış fiyatlarının

Avrupa ve diğer ülkelerdeki orman emvali fiyatları ile rekabet edebilecek seviyeye gelebilmesi için,

maliyeti en fazla etkileyen ana unsuru olan tevzii masraflarında (satış fiyatının %46 ile %65’ine

tekabül etmektedir) yasal düzenleme yapılarak orman yollarının döner sermaye bütçesinden özel

bütçeye alınması sağlanmalıdır. Bu düzenleme orman emvali fiyatlarında %50 civarında

ucuzlama sağlayabilir. Kaplama endüstrisi neredeyse tamamen ithalata bağımlıdır sektör diğer alt

kollarında bu bağımlılık görece daha azdır. İthalat yapılmasında ürün bedelleri üzerine ek maliyetler

getiren gümrükleme maliyetleri ve vergilerin düşürülmesi gerekmektedir. Bu maliyetleri düşürmek

için bir diğer yol ise aynı alanda faaliyet gösteren işletmelerin kuracakları birlikler aracılığı ile ithalat

işlemlerini ortak yapmaları ve fiyat belirleme konusundaki güçlerini artırmaları gerekmektedir.

Böylece ithalat için her bir firmanın ayrı ayrı katlandığı gümrükleme, navlun bedelleri vb. birçok

maliyetlerinde büyük oranda azaltılabileceği düşünülmektedir. Düzce iline gümrük kurulması hem

ithalat yapan işletmelerin hem de ihracat yapan işletmelerin faaliyetlerini büyük oranda

Page 35: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

24

kolaylaştırılacaktır. Ayrıca Düzce’ye yatırımların artmasında da ciddi bir katkı sağlayacağı

söylenebilir. Bu nedenle acil eylem planı olarak gümrük kurulması için çalışmaların yapılması faydalı

olacaktır. Yapılan firma görüşmelerinde Akçakoca ilçesine liman kurulması talebi de sıkça dile

getirilen bir çözüm önerisi olarak karşımıza çıkmıştır. Fakat bulunulan coğrafi konumda yaklaşık 100

km içerisinde Ereğli ve İzmit körfezi olmak üzere iki ayrı ağır yük limanının yakın sayılabilecek

konumda olması bu talebin gerçekçi bir çözüm olmadığını göstermektedir.

Teknolojide dışa bağımlılık ve maliyetlerin yüksek olması:

Sektörde kullanılan ileri teknoloji makineler konusunda maalesef büyük oranda dışa bağımlılık söz

konusudur. Bu bağımlılığın ortadan kaldırılması için sektöre yönelik makine üreticilerin teşvik

edilmesi ve bu alanda yapılacak Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesi faydalı olacaktır. Ayrıca sektör

üreticilerinin yerli makine teknolojilerini kullanma yönünde teşvik edilmeleri de bu alanda ilerleyen

yıllarda gelişmelerin sağlanması için faydalı olacaktır. Örneğin yerli makine tercih edilmesi

durumunda uygun kredi verilmesi bu alandaki makineler üzerindeki vergilerin düşürülmesi

önerilebilir. Teknoloji bakımından CNC kontrollü tezgâhlar ile kurutma, buharlama ve emprenye

tesislerine daha çok yatırım yapılmalı ve bu alanlarda dışa bağımlılık azaltılmalıdır.

Test ve Ar-Ge Analiz Laboratuvarı Eksikliği:

Ağaç mamuller ve orman ürünlerinde yönelik kalite analizi ve testlerinin yapılabileceği yeterli sayıda

ve akredite olmuş uzmanlık laboratuvarı bulunmamaktadır. Bu analizlerin yurt dışında yapılması

durumunda ise, hem zaman hem de döviz kaybı oluşmaktadır. Üniversitelerin ağaçişleri ve orman

ürünlerine yönelik bölümleri ile özel sektör ortaklığında bu alana has hizmet verebilecek ileri

test ve Ar-Ge analiz laboratuvarları kurulmalıdır. Ar-Ge laboratuvarlarında geliştirilen bilgi ve

verilere dayalı olarak bir bilgi bankası kurulmalı ve tüm işletme ve araştırmacılar bu sisteme

bağlanabilmelidir. Sektörde gerçekleştirilen test ve analizler için ihtiyaç duyulan laboratuvar

olanaklarının maliyetleri araştırmalıdır. Özellikle düşük maliyetli olan ve işlem hacmi yüksek olan

laboratuvar ya da test merkezleri ivedilikle bölgede hayata geçirilmelidir. Örneğin ürünlerin yanma

dayanımlarını test etmeye yönelik laboratuvarların hem düşük maliyetli olması hem de

işletmeler tarafından sıkça ihtiyaç duyulması nedeniyle bu yöndeki test merkezleri kurulmasının

acil eylem planlarında yer alması faydalı olacaktır. Bu yönde çalışmalar yapmak için sektör

işletmeleri ve üniversite daha etkin bir şekilde işbirliği yapmalıdır. Kurulacak iş birlikleri ile verilen

kamusal desteklerden yararlanma miktarları artırılmalı ve daha fazla ortak proje geliştirilmelidir.

Alt yapı yetersizliği ve yerel yönetimlerle uyumlu çalışılamaması-zayıf ilişkiler:

İşletmelerin birçok faaliyetinin yürütülmesinde alt yapıların yetersiz olması olumsuz etki etmekte

işletmelerin rekabet gücünü zayıflatmaktadır. Yerel yönetimler ile daha iyi ilişkiler kurulması ve

sektörün öncelikli altyapı gereksinimleri belirlenerek yerel yönetimlere bildirilmesi faydalı

olacaktır. Sektörün büyük bir bölümünde enerji kullanımı oldukça yüksek düzeydedir. İşletmeler

enerji kesintileri ve istikrarsızlıkları nedeniyle sorunlar yaşamaktadır. Bu nedenle enerji dağıtım

altyapısının da güçlendirilmesi kritik öneme sahiptir. Ayrıca ülkemizdeki enerji fiyatlarının gelişmiş

ülkelere oranla yüksek olması nedeniyle sektörün rekabet gücünün korunması için enerji

fiyatlandırması revize edilmelidir.

Page 36: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

25

Sonuç olarak;

Düzce ilinde faaliyet gösteren firmaların acil eylem olarak üst birlikler (birlik, kooperatif, dernek,

vakıf vb.)kurulmasını gündemlerine almalıdır. Kuracakları üst birlik ile Türkiye’deki temsil

görevini üstlenebilecekleri ve oluşturulan birliğin tüzel kişiliğini (temsil ettiği güç) kullanarak

uluslararası bağlantıların oluşturulması, bürokrasiye yönelik uygulama ve düzenlemelere ilişkin

taleplerin iletilmesi gibi birçok faaliyetin yürütülmesi ve koordinasyonu daha etkin bir şekilde

yapılabileceği düşünülmektedir.

İSKİ’nın çevre ve su ile ilişkili koyduğu kriterler (İSKİ içme suyu havza yönetmeliği) işletmeleri

oldukça zorlayıcı olmakta ve yapılacak yatırımları olumsuz yönde etkilemektedir. Bu bağlamda

belirlenen uygunsuzluk sınırlarının olabildiğince dar ve muğlâklık içermeyecek şekilde yeniden

belirlenmesinde büyük fayda olduğu düşünülmektedir.

Sektör miktar olarak büyümekte ancak bunu kara dönüştürememektedir. Hammadde üzerine

tasarımdan katma değer eklenmesinde sorunlar vardır. Sektör için miktardan ziyade “kalite” çok

önemlidir. Ülkemizde mobilya satış fiyatı ortalama 3 $/kg iken İtalya’da 10$/kg dır. Üretilen

ürünlerin katma değerinin artırılmasında tasarım faktörü ve marka değeri büyük pay sahibidir.

Bu nedenle özellikle mobilya endüstrisinde faaliyet gösteren işletmelerin Tasarım Ar-Ge merkezi

kurma yönünde teşvik edilmeleri sektörün geleceği ve rekabet gücünü artırması için faydalı

olacaktır. Daha önce Ar-Ge merkezi kurmuş işletmeler ile işbirlikleri kurularak tecrübelerini bu

sektöre de aktarmalarının sağlanması süreci hızlandıracaktır. Düzce TSO bu konuda aracı rolü

üstlenebilir.

Sektörün Düzce ilinde köklü bir geçmişe sahip olması ve coğrafi konumu nedeniyle elde ettiği

güçlü yanlarını daha da güçlendirmek için markalaşma ve yurt dışı dağıtım kanallarının

güçlendirilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda yatırımcıların üzerindeki bürokrasi yükü ve

maliyet üzerinde büyük pay sahibi olan hammadde ve enerji maliyetleri üzerindeki kamusal

yüklerin azaltılması faydalı olacaktır.

KAYNAKLAR

BAKKA (Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı), TR81 Düzey2 Bölgesi Mobilya ve Orman Ürünleri Sektör

Analizi Raporu, 2012

Ciritcioğlu H.H., Aydın M. ve Şenol, S., A Case Study of University-Industry Cooperation”, IFC 2016–

International Furniture Congress, 13-15 October 2016, Muğla.

CSIL, 2011, World Furniture Outlook 2010/2011, World Furniture Production Share (Dünya Mobilya

Üretimi).

FAOSTAT (Food and Agriculture Organization of the United Nations), Forestry Production and Trade,

2011

MARKA (Doğu Marmara Kalkınma Ajansı), Endüstriyel Orman ürünleri Sektörel Raporlar Serisi IV,

2013

T.C. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 81 il Sanayi Durum Raporu, 2014-2015

T.C. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Mobilya Sektör Raporu, 2016

T.C. Ekonomi Bakanlığı, Mobilya Sektör Raporu, 2016

T.C. Kalkınma Bakanlığı, Onuncu Kalkınma Planı 2014-2018, Sürdürülebilir Orman Yönetimi, Özel

İhtisas Komisyon Raporu, Ankara, 2014.

Page 37: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

26

T.C. Kalkınma Bakanlığı, Onuncu Kalkınma Planı 2014-2018, Mobilya Çalışma Grubu Raporu, Ankara,

2015.

TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi), Türkiye 2023 İhracat Stratejisi Sektörel Kırılım Projesi, Ağaç ve

Orman Ürünleri Sektörü Proje Raporu, 2010

TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği), Türkiye Orman Ürünleri Meclisi Sektör Raporu, 2011.

Trademap (International Trade Center), International Trade in Goods Statistics by Product Group. List

of importers-exporters for the selected products(9401-04)

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu), NACE Rev.2-Altılı Ekonomik Faaliyet Sınıflaması, 2015

TÜİK, ISIC Rev 3- Uluslararası Standart Sanayi Sınıflamasına göre İthalat ve İhracat Verileri, 2015.

OAIB (Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri), Levha Sanayi Sektör Raporu, 2015

OAIB, Mobilya Sektör Raporu, 2014

OAIB, Ahşap Kaplama Malzemeleri ve Kereste Sektör Raporları, 2011

OAIB, Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri Sektör Raporu, 2016

Page 38: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

27

2. GIDA SEKTÖRÜ

2.1. GİRİŞ

Bu çalışmanın amacı Düzce ilinde gıda sektörünün güçlü ve zayıf yönlerini, geleceğe yönelik fırsat ve

tehditlerini belirlemektir. Bu doğrultuda Düzce’de faaliyet gösteren gıda işletmeleri ile görüşmeler

yapılmıştır. Yapılan görüşmeler sonucunda gıda sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin güçlü ve

zayıf yönlerini, geleceğe yönelik fırsat ve tehditlerini belirlemek için sorular hazırlanmıştır.

Araştırma, tarama modelinde betimsel bir araştırmadır. Genel tarama modelleri; çok sayıda

elemandan oluşan bir evrende, evren hakkındaki genel yargıya varmak amacı ile evrenin tümü ya da

ondan alınacak bir grup örnek ya da örneklem üzerinde yapılan tarama düzenlemeleridir (Karasar,

2006).

İlk olarak konu alanı uzmanlarının görüşleri doğrultusunda ön görüşme soruları hazırlanmıştır.

Görüşme soruları sektörün durumu hakkında ön bilgiye sahip olmak ve anket sorularına hazırlamak

üzere random olarak seçilen 4 işletmeye uygulanmıştır. Daha sonra Düzce Ticaret ve Sanayi odasından

elde edilen verilere göre 15 imalatçı işletme seçilmiştir. Pilot olarak seçilen gıda işletmeleri ile

mülakatlar gerçekleştirilerek soru içerikleri hazırlanmıştır. Daha sonra Düzce’de faaliyet gösteren tüm

gıda işletmelerine yönelik sorular hazırlanmıştır. Hazırlanan sorular 3 bölümden oluşmaktadır.

Birinci bölümde 95, ikinci bölümde 80 ve son bölümde katılımcı işletmelerin-yöneticilerin demografik

özelliklerini öğrenmeye yönelik 14 soru oluşturulmuştur. Veriler SPSS 21.00 analiz programında

değerlendirilmiştir. Frekans analizi ile değerlendirilen veriler sonucunda gıda sektörünün mevcut

durumu ortaya çıkarılmıştır.

Çalışma grubu olarak belirlenen 15 firmanın tamamına DTSO bağlantısı ile ulaşılarak gerekli

randevular alınmış yüz yüze görüşmeler yapılarak anket sorularının cevaplandırılması sağlanmıştır.

Anket soruları firma sahiplerine, üst düzey ve orta düzey yöneticilerine yöneltilerek doldurulmuştur.

Veriler Eylül-Ekim-Kasım ve Aralık 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir.

Araştırma sonucuna göre Düzce’de gıda sektörünün iş ortamı özellikleri ile ilgili belirsizlik

durumlarının ağırlıkta olduğu ortaya çıkmıştır. Bu belirsizlik temelde gıda sektöründe farklı faaliyet

alanları olan işletmelerden ve bu işletmelerin farklı altyapı ve gereksinimlerinden kaynaklandığı

tahmin edilmektedir.

Araştırmanın bir diğer sonucuna göre gıda sektöründe güçlü yönlerin zayıf yönlere göre daha ağırlıklı

olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca tehditlerinde fırsatlara göre daha ağırlıklı olduğu ortaya çıkan diğer bir

sonuçtur. Dolayısıyla gıda sektöründeki işletmelerin deneyimli ve sektörün büyüme potansiyeli var

olduğu söylenebilir. Bunun yanı sıra sektörü bekleyen önemli tehditler de bulunmaktadır. Konuya

ilişkin detaylı açıklamalar birinci, ikinci ve üçüncü bölümde analizlerle birlikte değerlendirilmiştir.

2.2. GIDA SEKTÖRÜNÜN TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİNDEKİ YERİ

Gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinde tarımın ve hayvancılığın özel bir yeri bulunmaktadır. Bunun

başlıca sebebi tarımın ve hayvancılığın temel ihtiyaçları karşılamasından ileri gelmektedir. Dünya

nüfusunun artması ile dünya gıda üretiminin de buna paralel arttırılması gerektiği açıktır. Tarım

Page 39: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

28

ürünleri; insanlar için geçim aracı olurken ülke için ekonomiye büyük ölçüde katkı sağlayan tarıma

dayalı sanayi, hammadde ihtiyacı ve beslenmede büyük rol oynamaktadır.

Azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin tarım ve hayvancılık politikalarını belirlerken dünya

ekonomisini ve küresel düzeni dikkate alarak belirlemeleri ülke refahı için çok önemlidir. Stratejik

öneminden dolayı tarım ve hayvancılık, her ülkede kendi ekonomik yapısına özgü politikası ile

desteklenen bir sektördür.

Türkiye’de devletin tarım sektörüne yönelik destekleme politikaları uzun yıllar taban fiyat

belirlenerek destekleme alımlarında bulunulması şeklinde yoğunlaşmış daha sonra girdi destekleri,

düşük faizli kredi, teşvik primi ödemeleri, hayvancılığı geliştirme teşvikleri ile ürün bazında uygulanan

belirli ürünlerde ekim alanlarını sınırlandırarak alternatif ürünlere geçişin teşvik edilmesine yönelik

tazminat ödemeleri ve destekleme primleri gibi uygulamalarla tarım sektörünün desteklenmesi

yoluna gidilmiştir.

Özellikle Türkiye’nin ve bölgemizin en önemli ihracat kalemi ve bölgemizde büyük oranda geçim

kaynağı fındıktır.1960’lı yıllarda 100 bin ton civarında bulunan Türkiye’nin kabuklu fındık üretimi,

giderek artarak, 1980’li yıllarda 300-400 bin ton, 2000’li yıllarda ise 600 bin ton seviyelerine

yükselmiştir (Şekil 2.1.). 2015 yılı rakamlarına göre yaklaşık 700 bin hektar alanda fındık yetiştiriciliği

yapılmaktadır. Türkiye’nin küresel fındık üretimi ve ihracatında lider ülke olması sebebiyle fındık ile

ilgili olarak üretiminden, ticaretine ve fiyatlarına kadar yaşanan veya yaşanması muhtemel her türlü

gelişme dünya piyasalarını da doğrudan etkilemektedir. Türkiye’de dekar başına üretim ABD, İtalya ve

Gürcistan gibi üretici ülkelerden daha düşüktür. Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nün 2013 yılı verilerine

göre, dekara fındık verimi Türkiye’de 130 kg/da iken ABD’de 364 kg/da, Gürcistan’da 249 kg/da,

İtalya’da 157 kg/da ve İspanya’da ise 111 kg/da’dır.

Şekil 2.1. İllere göre fındık üretimi

TÜİK 2015 verilerine göre Ülkemiz genelinde Karadeniz kıyı kesimlerinde yetiştirilen fındığın yaklaşık

olarak 100 bin tonuna yakını Düzce ilinde yaklaşık 70 bin hektarlık alanda yapılmaktadır.

Türkiye’de fındık işleme sanayinde dış pazar taleplerini her yönüyle karşılayabilecek işletmeler

bulunmaktadır. Bu işletmelerde ileri teknolojiler kullanılmakta, üretim her aşamada fiziksel, kimyasal

Page 40: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

29

ve mikrobiyolojik testler ile kontrol edilmektedir. Ayrıca, bu ürünler el değmeden ambalajlanmaktadır.

Özellikle son yıllarda daha da artan araştırma ve geliştirme çalışmalarıyla mevcut ürün çeşitleri gün

geçtikçe çoğalmakta ve gelişen ambalaj sanayi ürünleri ile paketlenmek suretiyle de raf ömürleri

uzatılmaktadır.

Türkiye’nin fındık ihracatında, başlıca çikolata imalatçısı firmaların mukim bulunduğu Avrupa Birliği

ülkeleri (Almanya, İtalya, Fransa vb.) yaklaşık %75’lik bir payla en önemli ithalatçı konumundadır.

Fındık ihracatı ülkeler itibarıyla incelendiğinde, 100’ün üzerinde ülkeye fındık ihracatı

gerçekleştirildiği ve özellikle Uzakdoğu ülkeleri ile İskandinav ülkelerinin ülkemiz fındığı için

potansiyel arz eden pazarlar olarak dikkat çektiği görülmektedir.

Düzce ili ve çevresinin gıda sektörlerinden birisi de kanatlı hayvan sektörüdür. Dünyada piliç

üretiminde %1,8 payla Ülkemiz 10. sıradadır. Kanatlı eti ve ürünleri dış ticaret dengesi açık vermekte

olan Orta Doğu, Uzak Doğu ülkeleri, yakın ve çevre ülkeler ile Afrika ülkeleri ülkemiz açısından önemli

bir potansiyel taşımaktadır. Kanatlı sektöründe mevcut pazarlarımız; başta Irak olmak üzere Orta

Doğu, Uzak Doğu ve Kafkasları içine alan geniş bir coğrafyaya yayılmış bulunmaktadır. Kümes

hayvanları eti ve sakatatı ihracatı gerçekleştirdiğimiz başlıca ülkeler, Irak (% 62), Hong Kong (% 7),

Libya (% 6), Suriye (% 4) ve Birleşik Arap Emirlikleri’dir (% 3). Irak’taki malum siyasi sıkıntılar

kanatlı üretimimiz ve ihracatımızda gerilemeye neden olmuştur.

Ülkemizin ve ilimizin doğal su kaynaklarına sahip olduğu düşünüldüğünde önemli bir sektör olarak

ambalajlı su sektörü karşımıza çıkmaktadır. Komşu ülkeler ve Avrupa birliğine su ihracatında

Ülkemizin daha çok yol alabileceği kanaatindeyiz. Nitekim 2014 yılında Sektördeki toplam ciro

yaklaşık 4,2 milyar TL’ye ulaşmıştır. 2014 yılında TÜİK verilerine göre toplam ihraç edilen ambalajlı su

250.866 ton ve toplam ciro ise 42.186.948 $ ‘dır. Türkiye'de su sektörünün potansiyeline baktığımızda

şöyle çok kaba bir hesap yapabiliriz. 75 milyonluk nüfusumuzun her gün en az içmek için 1 litre su

ihtiyacı olduğunu varsaysak bu yılda 27 milyar litre su satısı demektir. Tabii, bu rakam pratikte hiç de

gerçekçi değil, sadece potansiyeli anlatabilmek için bu hesaplama yapılmıştır. Ancak, yine de gelişmiş

batılı ülkelerde kişi başına tüketimlerin 150-160 litrelere kadar vardığını biliyoruz, eğer bu gelişmiş

batılı ülkelerin rakamları baz alınırsa Türkiye'nin kişi başına su tüketiminin de var olan 83 litreye

oranla iki misli bir potansiyele sahip olduğunu varsayabiliriz.

Gerçekte, bu oldukça uzun vadede gerçekleşebilecek bir hedef olarak düşünülmelidir. Eğer nüfus artış

hızımız her sene %2.5 olarak devam eder ve su sektörü de her sene örneğin ortalama %5 büyürse

ancak kaba hesapla 40 sene sonra gelişmiş batılı ülkelerin bugünkü kişi başı su satışına ulaşabiliriz.

Üretimde, Kayseri, Niğde ve Adıyaman’dan sonra Düzce 470 ton ile Ülkemizde dördüncü bal

üreticisidir. Özellikle Türkiye’nin bol çiçekli geniş mera alanları ve akasya, kestane, ıhlamur gibi

nektarlı çiçek açan ormanlarının arıcılığa çok uygun olduğunu söyleyebiliriz. Arıcılık çok fazla

sermayeye, tarım arazisine gerek duymadan yapılabilecek, genç çiftçilerle kadın çiftçilerimizin uğraşı

alanı olabilecek, istihdam oluşturacak, kırsal kalkınmaya destek olacak bir sektördür. Ülkemizde

kıyılardan iç bölgelere doğru farklı yükseltilerin olması, bitkilerin farklı tarihlerde çiçeklenmesine

neden olmakta, bu durum bitkilerin farklı bölgelerde yılın değişik dönemlerinde arılar için her an

nektar kaynağının bulunabilirliğini sağlamaktadır.

Page 41: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

30

Başlıca temas edilen bu gıda kollarının dışında şeker ve çikolata endüstrisi, süt endüstrisi ülkemizde

önemli sektörlerdir. Özellikle süt endüstrisi tarım ve hayvancılıkla yakından ilgili olduğu için birçok

parametre sektörü etkileyebilmektedir.

Türkiye’de hane halkının en fazla gider kalemi konuttur. Ondan sonra ise %20 ile gıda ve alkolsüz

içecekler gelmektedir. Dolayısı ile gıda sektöründe gelişim fevkalade önemlidir.

2.3. DÜZCE İLİNDE FAALİYET GÖSTEREN GIDA SEKTÖRÜNE YÖNELİK SEKTÖREL ANALİZ

Düzce ilimizde faaliyet gösteren gıda firmalarından Ticaret ve Sanayi odasının biz çalışmacılara tavsiye

ettiği bal, çay, fındık, şekerleme, süt, su, maya ve kanatlı hayvan işleme sanayisine ait firmalarda SWOT

analizi yapılmıştır. Sözü edilen firmalar ile gıda sektörüne bakmak tam doğru olmasa da bizlere

hakikati görmede bir pencere olacağı düşüncesindeyiz.

2.3.1. Yönetici/Sektör/Firmalara İlişkin Demografik Bilgiler

Araştırmanın bu bölümünde katılımcıların ve işletmenin demografik özellikleri ile ilgili bulgular yer

almaktadır.

Tablo 2.1. Katılımcıların Ve İşletmenin Demografik Özellikleri

Demografik özellikler Çıktılar

Göstergeler Sıklık Yüzde Firmanız kaç yıldır bu sektörde faaliyet göstermektedir?

1-5 5 13,2 6-10 4 10,5 11-15 3 7,9 16 ve üzeri 24 63,2

Firmanızın fiziksel alanının bulunduğu yer

OSB 11 28,9 Küçük sanayi bölgesi - - Diğer 24 63,2

Firmanızdaki çalışan sayısı 1-50 arası 18 47,4 51-100 arası 7 18,4 101-150 arası 4 10,5 151-200 arası 4 10,5 201 ve üzeri 2 5,3

Cinsiyetiniz Kadın 12 31,6 Erkek 22 57,9 Boş bırakılan soru sayısı 4 10,5

Yaşınız 19-25 3 7,9 26-35 13 34,2 36-45 16 42,1 46 ve üzeri 2 5,3 Boş bırakılan soru sayısı 4 10,5

Eğitim durumunuz İlköğretim 1 2,6 Orta öğretim 1 2,6 Lise 6 15,8 Ön lisans 6 15,8 Lisans 15 39,5 Lisans Üstü 5 13,2 Boş bırakılan soru sayısı 4 10,5

İşletmedeki Pozisyonunuz Üst Kademe Yönetici 16 42,1 Alt Kademe Yönetici 16 42,1

Page 42: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

31

Boş bırakılan soru sayısı 6 15,8 Sektördeki deneyim süreniz 1 yıldan az 2 5,3

1-5 yıl 10 26,3 6-10 yıl 9 23,7 11-15 yıl 5 13,2 16 yıl ve üzeri 7 18,4 Boş bırakılan soru sayısı 5 13,2

Tablo 2.1. incelendiğinde gıda sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin çoğunun 16 yıl ve daha fazla

bir geçmişinin olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durumda Düzce ilinde faaliyet gösteren işletmelerin

sektörel deneyimlerinin olduğu söylenebilir. Gıda sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin büyük bir

bölümünün organize sanayi dışında faaliyet gösterdiği görülmektedir. Çalışan sayısı bakımından

sektördeki işletmelerin çoğu 1 ile 100 çalışan arasında bulunmaktadır. Araştırmaya katılan

yöneticilerin çoğunluğunun erkek olduğu görülmektedir. Araştırmaya katılan kişilerin yaşlarına

bakıldığında çoğunluğun 26-45 yaş aralığında bulunduğu görülmektedir. Eğitim durumunda ise

katılımcıların çoğunun ön lisans, lisans ve lisansüstü mezuniyete sahip olduğu ortaya çıkmıştır.

Katılımcıların üst düzey ve alt düzey yönetici olarak araştırma ifadelerine eşit bir şekilde katılım

sağladığı görülmektedir. Yöneticilerin deneyim sürelerinin ise çoğunlukla 1-10 yıl arası olduğu

görülmektedir.

Araştırmanın bu bölümünde (Tablo 2.2.) gıda sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin özellikleri ile

ilgili bulgular yer almaktadır. Bu kısımda ifadeler çoktan seçmeli olduğu için birden fazla sonuç ortaya

çıkmaktadır.

Tablo 2.2’ye bakıldığında işletmelerin kendilerini daha çok İhracatçı ve İmalatçı olarak tanımladıkları

görülmektedir. İşletmeleri uluslararası pazara açan ve pazarda güçlü kılan en önemli özelliğin kaliteli

ürün, marka ve fiyat olduğu görülmektedir. İşletmelerde yapılan çalışmalar kısmında ise genel olarak

eşit bir dağılım görülmektedir. İşletmelerin yatırımlarının gelecekte hangi alanlarda gerçekleşeceği ile

ilgili ifadelerde ise kapasite artırımı ve yeni ürün geliştirme olduğu ortaya çıkmıştır. Sektörün geleceğe

dönük hedefleri arasında ve sektörün uluslararası pazarlarda büyümesinin önündeki en büyük engel

ifadelerinde genel olarak eşit bir dağılımın olduğu görülmektedir.

Tablo 2.2. İşletmenin Demografik Özellikleri

Firma ile ilgili diğer bilgiler Çıktılar

Göstergeler Sıklık Yüzde

Firmanızın sektördeki konumu

nedir?

İhracatçı 2 5,3

İhracatçı-İmalatçı 15 39,5

Dolaylı İhracatçı 1 2,6

İmalatçı 10 26,3

İhracatçı-İmalatçı, Dolaylı İhracatçı 3 7,9

İhracatçı, İhracatçı-İmalatçı 2 5,3

İhracatçı, Dolaylı İhracatçı 1 2,6

İhracatçı-İmalatçı, İmalatçı 1 2,6

Boş Bırakılan Soru Sayısı 3 7,9

Sektörünüzdeki firmaları uluslararası

pazara açan ve pazarda güçlü kılan en

önemli özellik nedir?

Ülkedeki Uygun Koşullar 2 5,3

Devlet Teşvikleri 1 2,6

Kaliteli Ürünlerimiz 13 34,2

Fiyat 5 13,2

Diğer 2 5,3

Page 43: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

32

Kaliteli Ürünlerimiz, Markamız 4 10,5

Kaliteli Ürünlerimiz, Fiyat 4 10,5

Boş Bırakılan Soru Sayısı 7 18,4

İşletmenizde aşağıdaki çalışmalardan

hangisi/hangileri yapılıyor?

Sistemli Pazar Araştırması 17 18

Yeni Ürün Geliştirme Çabası 22 23

Marka Geliştirme 11 12

Fırsat ve Tehdit Araştırması 9 10

Eğitim ve geliştirme uygulamaları 13 14

Teknoloji Araştırma ve Geliştirme 17 18

Boş Bırakılan Soru Sayısı 5 5

Sektörel yatırımların gelecekte

aşağıdaki alanlardan hangisi ya da

hangilerinde olacağını

düşünüyorsunuz?

Kapasite Artırımı 20 27

Teknoloji Yenileme 10 13

Yeni Ürün Üretimi 17 23

Yeni Sektör 4 5

Pazarlama 9 12

Ar-Ge 10 13

Diğer 1 1

Boş Bırakılan Soru Sayısı 4 5

Sektörün geleceğe dönük hedefleri

arasında aşağıdakilerden

hangisi/hangileri vardır?

Kalitenin İyileştirilmesi 16 15

Dış Pazarlarda Büyüme 18 17

İç Pazarlarda Büyüme 20 19

Markalaşma 13 12

Yeni Yatırımlar 10 9

Yeni ürün geliştirme 11 10

Maliyetleri Düşürme 10 9

Üretimi başka ülkelere kaydırma 1 1

Yurt dışı ortaklık 4 4

Boş Bırakılan Soru Sayısı 3 3

Sektörün uluslararası pazarlarda

büyümesinin önündeki en büyük

engel olarak aşağıdakilerden

hangisi/hangilerini görüyorsunuz?

Önem sırasına göre belirtiniz.

Siyasi İstikrarsızlık 9 12

Yeniliklere Ayak Uyduramama 10 14

TL'nin değer kazanması ve Artan maliyetler 14 19

Vizyonsuzluk 9 12

Diğer ülkelerden gelen rekabet 13 18

Uluslararası standartlara ayak uyduramamak 10 14

Diğer 4 5

Boş Bırakılan Soru Sayısı 5 7

2.3.2. İş Ortamı Özellikleri

Araştırmanın bu bölümünde Düzce’de faaliyet gösteren gıda işletmelerinin iş ortamının özelliklerini ve

mevcut durumunu ortaya çıkarmaya yönelik bulgular yer almaktadır. Yapılan frekans analizlerinde

katılım kategorileri, sayı, yüzde, ortalama, standart sapma ve grafiksel gösterim ile tablolar

oluşturulmuştur. 5’li likert ölçeği ile oluşturulan sorular 1 ile 5 arasında değerler almaktadır.

Ortalaması 2,5 ile 3,5 arasında olan iş ortamı özellikleri ile ilgili “belirsiz” bir durumun söz konusu

olduğundan bahsedilmektedir. Ortalaması 2,5’in altında ve 3,5’in üzerinde olanlar için iş ortamı

özelliğinin durumuna göre katılımdan bahsedilmektedir. Yapılan araştırmada ortalaması 2,5’in altında

olan iş ortamı özelliği bulunmamaktadır. İş ortamı özelliklerinin tamamı tablo şeklinde tek tek

açıklanmaktadır. Konunun bir bütün olarak anlaşılması için ayrıca aşağıda verilen Tablo 2.3’te

belirsizlik durumları ve iş ortamı özelliğinin durumuna göre katılım durumları sınıflandırılmaya

çalışılmıştır.

Page 44: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

33

Tablo 2.3. İş Ortamı Özellikleri Durumu

İş Ortamı Özellikleri Durumu

Katılımı yüksek olan durumlar Sektördeki rakip sayımız oldukça fazla Çok farklı özelliklere sahip müşteri gruplarımız var Sektörde alternatif ürün/hizmet sayısı oldukça fazla Sektördeki aktörler arasındaki rekabetin şiddeti oldukça fazla Devlet tarafından yürütülen politika ve uygulamalar oldukça zorlayıcı Sektördeki alt yapısal problemler oldukça fazla Çevresel faktörlerin değişim hızı oldukça yüksek Müşteri ihtiyaçlarının değişim hızı oldukça yüksek Rekabet stratejileri ve rakip hamlelerinin değişim hızı oldukça yüksek Sektörümüzün gelişim hızı oldukça yüksek Sektörümüzdeki rekabet çoğunlukla fiyat konusunda yaşanıyor Sektörümüzde imaj konusundaki rekabet oldukça zorlayıcı Sektörümüzde farklılaşma konusunda şiddetli bir rekabet yaşanıyor Müşteri gruplarının firmalar üzerindeki pazarlık gücü oldukça yüksek Değişen sosyokültürel çevre unsurları (yaşam biçimleri, kültürel alışkanlıklar vb.) sektörümüzü oldukça pozitif etkilemektedir. Düzce’nin coğrafik konumu sektörümüz için oldukça önemli bir avantaj Sektörümüz “hammadde” açısından sorun yaşamıyor Sektörümüz “ulaşım ve lojistik hizmetler” konusunda yeterli altyapıya sahip Sektörümüzdeki “teknolojik alt yapı” günümüz şartları için yeterli Sektörümüzün teknolojiye olan ihtiyacı oldukça fazla Teknolojiyi kullanma ve geliştirme durumumuz oldukça iyi Sektörümüzde “enerji maliyetleri” oldukça fazla Faaliyet alanımızdaki “işçilik maliyetleri” oldukça fazla Sektörümüzde “üretim maliyetleri” oldukça yüksek Tedarik zincirinde yer alan maliyetlerimiz” oldukça yüksek Sektörümüz için Ar-Ge çalışmaları oldukça önemli Yerel yönetimlerle ilişkilerimiz oldukça iyi Sektörümüzdeki işletmeler yönetsel yetenekler açısından oldukça iyi durumda Sektörümüzde kalite standartlarını yakalama konusunda önemli çalışmalar yürütülmekte Sektörümüzde kalite standartlarını yükseltme konusunda önemli çalışmalar yürütülmekte Sektörümüzün yapısı ihracatın arttırılması için oldukça uygun Sektörümüze yönelik küçümsenmeyecek düzeyde olumsuz imaj çalışmaları var Marka veya markalarınızın pazardaki bilinirlik düzeyi oldukça iyi Sektör olarak genel anlamda ürünlerimiz oldukça yenilikçidir Müşteri şikâyet ve problemlerinin oranı oldukça düşük Sektörümüzdeki üretim sistemleri oldukça güncel Yasal alandaki yenilikleri çok iyi analiz edebiliyoruz Ürünlerimizin olumsuz çevresel etkisi oldukça düşük Belirsizlik durumları

Sektörde müşteri ile ilgili kritik doğru bilgilere zamanında ulaşmak oldukça zor Sektörün geleceği hakkında doğru bir tahminde bulunmak çok zor Sektörde rakipler ile ilgili kritik doğru bilgilere zamanında ulaşmak oldukça zor Elde edilen kritik bilgileri doğru yorumlanmasında sorun yaşanıyor Sürdürülebilir büyüme için kritik kaynaklara ulaşmak oldukça zor Sektördeki nitelikli iş gücü sorunları oldukça fazla Paydaşlarımızın beklenti ve talepleri bizi zorluyor Firmaların karşılaştığı tahmin edilemeyen değişimlerin oranı oldukça yüksek İş ortamının kararsızlık ve belirsizlik derecesi oldukça yüksek Bilgi kirliliği oranı oldukça yüksek Sektörümüzün karlılık derecesi oldukça iyi Yeni firmaların sektöre giriş ve çıkışı oldukça kolay Kalite konusunda sektörümüzde ciddi bir rekabet var Sektörümüze alternatif olan ikame ürünlerin tehdidi oldukça yüksek Sektörümüzde tedarikçilerin pazarlık gücü oldukça yüksek

Page 45: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

34

Sektörümüze yönelik çıkarılan yasal hükümler (ruhsatlandırma, kontroller, vergiler vb.) oldukça yol açıcı özellikte Sektörümüzdeki “insan kaynağının” yeterlilik durumu oldukça iyi Sektörümüzdeki “fiziksel kaynakların” (bina, alan, depo, malzeme, vb.) yeterlilik durumu oldukça iyi Sektörümüzde “Maddi olmayan varlıklar” (marka, patent, kurum kimliği, ürün saygınlığı vb.) üzerine yapılan çalışmalar yeterli düzeyde” Sektörümüzde yeni ürün için yürütülen AR-GE faaliyetleri yeterli düzeyde Sektörümüzde mevcut ürüne yönelik AR-GE faaliyetleri yeterli düzeyde Sektörümüzdeki işletmelerin “finansal durumu” yeni yatırımlar için yeterli düzeyde Sektörümüzdeki işletmelerin “finansal yapısı” olası krizler için yeterli düzeyde Sektörümüzün ihracat performansı bugün için oldukça iyi durumda Sektörümüzün ihracat performansı gelecek için oldukça umut vaat eden bir durumda Sektörümüzde yer alan işletmelerin “kapasite kullanım” durumları çok iyi Sektörümüzün mevcut ithalat performansı oldukça yüksek düzeyde Sektörümüzün ithalat performansı gelecek için endişe verici düzeyde Sektörümüzdeki işletmeler stratejik yetenekler konusunda oldukça iyi durumda Sektörümüzün “Tanıtım ve Pazarlama” konusundaki çalışmaları yeterli düzeyde Sektörümüzde “sosyal sorumluluk” konusunda yeterli hassasiyet gösteriliyor Düzce’nin hava şartları faaliyet alanınızı olumsuz etkilemekte Faaliyet alanımızda merdiven altı veya fason üretim rekabeti engelleyici önemli bir unsur Sektörümüzdeki kooperatif/dernek/odalar faaliyet alanımızın gelişmesine ciddi katkı sağlıyor Sektörümüzdeki kooperatif/dernek/odalar yaşanan problemlerin çözümünde etkili bir rol oynuyor Yerel yönetimlerin faaliyetlerinizi kolaylaştırıcı çalışmaları yeterli düzeyde Yerel yönetimlerin faaliyetlerinizi geliştirici çalışmaları yeterli düzeyde Yabancı pazarlarda faaliyet gösterme konusunda yerel yönetimlerden yeterli düzeyde destek veriyor Özel Know-How; patent, marka ve lisanslar aracılığıyla yeterince korunmakta Yabancı pazarlarda faaliyet gösterme konusunda kamu kurumlarından yeterli düzeyde destek veriyor Sektörümüzde “sosyal sorumluluk projeleri” sayısı oldukça fazla Sektörünüzde yeterli sayıda “markalaşma” çalışmaları yapılmakta Sektördeki firmalar arasında işbirliği ve koordinasyon oldukça iyi durumda Sektördeki dağıtım kanalları oldukça etkin Ürünlerimiz, rakiplerimizin ürünlerinden oldukça farklıdır Sektörümüzde personel devir oranı oldukça düşük Hızlı ve kolay bir şekilde mali kaynak tedarik edebilme imkânı yeterli düzeyde Sektörümüzde çalışan bireylerin eğitim düzeyi yeterli Sektörümüzde çalışan bireylerin teknik bilgi ve beceri düzeyi oldukça yeterli Sektörümüzde faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası işletmeler ile olan ilişkilerimiz oldukça iyi Sektör olarak gelişmekte olan pazarları kullanma işini iyi yapıyoruz Demografik yeni eğilimleri çok iyi analiz edebiliyoruz Ekonomik alandaki yenilikleri çok iyi analiz edebiliyoruz Rakiplerin kontrolü altında girmeyen ürün alanları hala mevcut Sektör olarak birçok stratejik anlaşma ve ortaklık imkânları var Tamamlayıcı ürünlerin üreticileri ile işbirlikçi pazarlamaya yönelik çok fazla imkân mevcut Rakiplerimiz için, bizim yetkinliklerimizi taklit etmek çok zor

Tablo 2.3’e bakıldığında gıda sektöründe iş ortamının özellikleri ile ilgili bir belirsizlik durumunun

ağırlığının olduğu görülmektedir. Sektörde farklı faaliyet alanlarının olması ifadelere verilen

yanıtlarında farklı olmasına neden olabilmektedir. Yani gıda sektöründe farklı işletmelerin faaliyet

alanları ile ilgili farklı düşünebilmeleri bu belirsizliğe neden olabilir. Değişik gıda sektörleri ile yapılan

bu araştırmada belirsizliklerin bu kadar fazla olması bir derece kabul edilebilir. Nitekim bir süt ütünü

işletmecisinin -iç Pazar odaklı- yanında tavuk ayağı işleyen bir işletme –tamamen ihracata yönelik- bu

çalışmada birlikte ele alınmıştır. Fakat sektörün bu kadar fazla belirsizlik durumu bir kısım etmenlerin

fırsat mı? tehdit mi? güçlü yön mü? zayıf yön mü? bilinmemesine neden olmakta bu da gelecek

kaygısını artırmaktadır. Bu nedenle işletmelerin kendilerini tanımlamada zorlandıkları bu belirsizlik

durumlarını daha ziyade dikkate almaları ve belirsizlik durumlarını netleştirmeleri beklenmelidir.

Page 46: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

35

2.3.3. Güçlü ve Zayıf Yönler

Araştırmanın bu bölümünde Düzce’de faaliyet gösteren gıda işletmelerinin güçlü ve zayıf yönleri

(Tablo 2.4.) yer almaktadır. Güçlü ve zayıf yönlerin belirlenmesinde ortalama olarak birbirine yakın

olan değerler bu tablolarda yer almamaktadır. Birbirine yakın olan ifadeler işletmelerin bu hususta

“belirsizlik” içerisinde olduğu veya işletmelerin “farklı düşündükleri” varsayımıyla tablodan ayrı

değerlendirilmektedir.

Tablo 2.4. Güçlü ve zayıf yönler

GÜÇLÜ YÖNLER ZAYIF YÖNLER

Üretim sürecinde teknik yeterlilik (%84,2)

Ürün güvenilirliği(%84,2)

Akreditasyon sisteminin olması(%60,5)

Çok uluslu ve ulusal firmalarla köklü bir geçmiş ve tecrübeye

sahip olma(%65,8)

Ürün çeşitliliği(%71,1)

Kurumsal örgütlenme(%60,5)

Çevre dostu üretim(%86,8)

Engelli dostu üretim(%68,4)

Üretim tesisinin dünya standartlarında olması(%60,5)

Uluslararası standartlara uygun ürün üretme(%81,6)

Küçük siparişlere cevap verebilme(%84,2)

Büyük siparişlere cevap verebilme(%76,3)

Katma değeri yüksek ürün üretme(%68,4)

Pazarlara coğrafi yakınlık(%73,7)

Üretim altyapısı(%84,2)

İstikrarlı bir fiyatlandırma politikası(%76,3)

İlgili sanayilerle yatay entegrasyon(%68,4)

Tam kapasite kullanımı(%71,1)

Yönetim Becerileri(%78,9)

Modern teknolojik altyapının varlığı(%65,8)

Tasarım ve markalaşma çalışmalarında önemli mesafe kat

edilmesi(%65,8)

Kaliteli hammadde temini(%78,9)

Çevre ve insan sağlığına uygun üretim(%84,2)

Üretim maliyetleri(%60,5)

Hızlı ve esnek hareket edebilme kabiliyeti(%65,8)

Üretimin talebi karşılama gücü(%78,9)

Yerel yönetimlerle ilişkiler(%68,5)

Esnek üretim yetkinliği(%68,4)

Sektörel mevzuata uyum(%78,9)

Yeni teknolojilerinin geliştirilmesi(%55,3)

Altyapı yetersizliği(%57,9)

İhracat gücü(%57,9)

Yurtdışı perakende mağaza sayısı(57,9)

Üniversite-sanayi işbirliği(%60,5)

Tablo 2.4. genel olarak değerlendirildiğinde Düzce ilinde gıda sektörünün güçlü yönlerinin daha fazla

olduğu görülmektedir. Tabloda yer almayan ifadeler değerlendirildiğinde; Altyapı yetersizliği, İhracat

gücü, Yurtdışı perakende mağaza sayısı ve Üniversite-sanayi işbirliğinde gıda sektörü kendisini zayıf

olarak tanımlamaktadır. Ayrıca tabloda yer almayan diğer ifadeler değerlendirildiğinde; Ar-ge

altyapısı, nitelikli insan kaynağı, nitelikli ara eleman, çalışanların örgütsel bağlılığı, hammaddeden

aksesuara tüm segmentlerde üretim yapabilme ve değişen talep yapısıyla uyumlu bir üretim için

gerekli ar-ge çalışmaları gibi konularda işletmeler farklı düşüncelere sahip olmaları nedeniyle bir

Page 47: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

36

belirsizliğin olduğu söylenebilir. Ayrıca gıda sektöründe farklı faaliyet alanları olan işletmelerin farklı

düşünmeleri de dikkate alınmalıdır.

2.3.4. Fırsat ve Tehditler

Tablo 2.5. Fırsat ve Tehditler

FIRSAT TEHDİTLER

AB müktesebatına uyum süreci(%63,2)

Yeni dış pazarlar(%84,2)

Artan tüketici bilinci(%86,8)

Artan iç talep(%89,5)

Artan dinamik nüfus, yaşam süresinin uzaması(%92,1)

Artan Kamu Destek ve Teşvikleri(%86,8)

İstikrarlı ve büyüyen ekonomi(%92,1)

Yeni tedarikçi alanları(%89,5)

Coğrafi konum(%86,8)

Tüketicilerin doğal ürünleri tüketme isteklerinin

artması(%89,5)

Sektörün mal ve hizmetlerine talebin ve beklentilerin

artıyor olması(%92,1)

Bölgesel kalkınma politikalarının işlerlik

kazanması(%92,1)

Yenilenebilir enerji kaynaklarına önem

verilmesi(%89,5)

Rekabetçi yerel tedarikçilerin varlığı(%55,3)

Artan dış talep(%73,7)

Kayıt dışı ekonomik faaliyetler(%81,6)

AB ekonomilerindeki kriz(%65,8)

Bazı hammaddelerde yüksek orandaki “dışa

bağımlılık” (%71,1)

Ülke ve ürünlerin markalaştırılamaması 2(%65,8)

Denetim ve kontrol yetersizliği(%81,6)

Kamu ve özel sektör karar mekanizmalarda

yönetim zafiyeti(%78,9)

Kamu-özel sektör ortaklığı modelinin

çalışmaması(%78,9)

Dış pazarlarda dağıtım zinciri eksikliği(%78,9)

Alternatif dış pazarlar için Serbest Ticaret

Anlaşmalarının yetersizliği(%68,4)

İç piyasanın vergi politikaları ile sınırlı

olması(%65,8)

Mesleki liselere ilginin azalması(%81,6)

İşgücü piyasasında arz talep dengesizliği(%84,2)

Dış pazarlarda durgunluk(%78,9)

Orta Doğu’da derinleşen istikrasızlık(%78,9)

Gelişen yeni pazarlara (Çin, Brezilya) coğrafi

uzaklık(%68,4)

Hizmet sektörünün gelişmesinin işgücü

olanaklarını sınırlaması(%78,9)

İklim değişikliği(%81,6)

İthal girdi fiyatlarında istikrarsızlık(%81,6)

Girdi maliyetlerinin yüksekliği(%84,2)

Üretim maliyetlerinin yüksekliği(%78,9)

Kalifiye eleman yetiştirme mekanizmasının eksik

olması(%78,9)

Sektör ile diğer sektörlerin işbirliği veya etkileşimi

alanlarında politika oluşturma ve analiz etmeye

uygun çalışmaların yapılamamış olması(%76,3)

Tablo 2.5. bir bütün olarak değerlendirildiğinde gıda sektöründe tehdit sayılabilecek unsurların daha

fazla olduğu ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla fırsatların daha düşük seviyede kaldığı anlaşılmaktadır.

Tabloda yer almayan ifadeler değerlendirildiğinde; azalan/kesilen kamu destek ve teşvikleri, karar

mekanizmalarında özerklik sınırları bulunması ve Sendikalaşma konularında gıda sektöründe yer alan

işletmelerin düşüncelerinde bir belirsizliğin olduğu anlaşılmaktadır. Bu hususta belirsizlikle ilgili farklı

faaliyet alanları olan işletmelerin farklı düşünmeleri dikkate alınmalıdır.

Özellikle meslek liselerine ilginin azalması mevcut eğitim sisteminin sektöre eleman yetiştirmede

yetersizliğini gözler önüne sermektedir. Hükümetlerin bu duruma acilen el atmaları gerektiği

söylenebilir. Keza kayıt dışılığın ve denetleme yetersizliğinin de sektörü tehdit eden, kamu

kurumlarınca çözümü beklenen diğer konulardır.

Page 48: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

37

Ekonomideki güven algısı ve artan nüfus ve yaşam süresi gıda sektörü için fırsat niteliğindedir. Mal ve

hizmet kalite talebinin eğitimin gelişimine paralel olarak artması merdiven altı üretimlere ilginin

azalmasına neden olmaktadır. Neticede gıda sektöründe işini iyi yapan kaliteden ve hijyenden ödün

vermeyen işletmeler için fırsat olarak değerlendirilecektir.

2.4. DÜZCE’DE GIDA SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI

Yaptığımız çalışmanın verileri penceresinden Düzce ilimizde gıda sektörünün sorunları şöyle

özetlenebilir:

Belirsizlik: Sektör hali hazırda tam olarak sorunlarını belirlemede yetersiz kalmakta veya farkındalık

oluşturamamakta.

Üniversite ile işbirliği: Maalesef gıda sektörünün durumu hakkında üniversite ile beyin fırtınası

yapılamamış, sektör yöneticileri ile üniversite koordineli şekilde çalışamamaktadır.

İş gücü: Meslek Liselerinin eğitimde nicel ve nitel olarak gerilemesi. Sektörün ihtiyaç duyduğu kalifiye

iş gücünün azalması.

Kayıt dışılık: Gıda sektöründe halkın sağlığı pahasına maalesef merdiven altı işletmelerin faaliyetleri,

denetimlerde yetersizlik.

Alt yapı yetersizliği: Düzce’nin şehirleşme faaliyetlerinin bitmemesi, alt yapının gecikmesi. Gıda

sektöründeki firmalar için özel olabilecek organize sanayinin olmaması.

İhracat Gücü-Güçsüzlüğü: Üretimini yapabildiğimiz fındık, bal vb. ürünlerimizi hammadde halinde

ihraç etmek, son tüketicinin kullanımına uygun hale getir(e)meden pazarlamak.

Markalaşma: Gıda sektörü itibari ile Düzce’mizin hali hazırda tüm Türkiye tarafından bilinir bir

markasının olmaması, geliştirilememesi.

Fırsatları yeterince değerlendirememek: İstanbul ve Ankara gibi metropollere makul bir uzaklıkta

olan şehrimizin gıda üretim ve nakliyesi hususunda yeterince değerlendirilememesi. Sulak düz ova

şeklindeki şehrimizde büyükbaş ve küçükbaş hayvancığın geliştirilememesi. Devlet teşviklerinden

yeteri kadar istifade edilememesi

2.5. DÜZCE’DE GIDA SEKTÖRÜNÜN SORUNLARININ ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Düzce ilimizin gıda sektöründe sorunların çözümü için önerilerimiz şunlardır:

Büyük oranda tarım arazilerinde ekili olan fındıktan sadece kırma fabrikaları ile ihracat

yapmak yerine son tüketicinin zevkine uygun birçok mamul ürün geliştirilip ihraç edilmeli.

Araştırma ve geliştirme çalışmaları sayesinde fındıktan daha fazla fayda sağlanabilir.

Fındık işletmecilerinin fiyat politikalarını belirlerken kartelleşmeye izin verilmemelidir.

Page 49: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

38

En verimli topraklara sahip Düzce ovasında katma değeri yüksek gelişime açık farklı ürünler

yetiştirilip bunun ticaretinin yapılması

Ormanlarımızdan hem kestane üretiminde hem de bal üretiminde daha fazla istifade

edebilmek için ar-ge çalışmaları yapılmalı ve bu ürünler şehrin gıda sektöründe iyi bir iş kolu

haline getirilebilmeli.

Hem mevcut meslek liselerinin kalitelerinin artırılması hem de yeni meslek liselerinin açılması

girişiminde bulunulmalı. Başarılı öğrenciler meslek liselerine yönlendirilmeli.

Özellikle süt endüstrisi için daha büyük hayvan çiftlikleri kurulmalı üretilen sütün Düzce

ilindeki işletmelerde mamule dönüşüp pazarlanması sağlanmalı.

Düzce ilinin çevresinin dağlarla çevrili olmasından hava sirkülasyonu oldukça yavaş. Bu

nedenle hava kirliliğine önlemler alınmalı egzoz ve fabrika bacalarından çıkan gazlar ile

mücadele edilmelidir. Aksi takdirde ilerleyen yıllarda tarım ve hayvancılık zarar görecektir.

Bu çalışma neticesinde ortaya çıkan gıda firmalarının kendileri için belirsizlik durumları sektör

tarafından iyi analiz edilmeli. Fırsatlar değerlendirilmeli. Tehditler dikkate alınıp tedbirler

alınmalı. Güçlü yönler geliştirilmeli. Zayıf yönler güçlendirilmeli.

KAYNAKLAR

Koç, S., Zengin, N., Yıldız, Z., (2016). Bist’te İşlem Gören Tarım Ve Hayvancılık Şirketlerinin Performans

Analizleri (2010-2015), Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi - Cilt:14 Sayı:3 (Temmuz 2016)

(18-19)

Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı (Fındık ve Mamulleri Sektörü) Sektör Raporları2017

http://www.ekonomi.gov.tr/portal/content/conn/UCM/uuid/dDocName:EK-235443

Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı (kanatlı hayvan) Sektör Raporları 2017

http://www.ekonomi.gov.tr/portal/content/conn/UCM/uuid/dDocName:EK-235406

Ambalajlı Su Üreticileri Derneği http://www.suder.org.tr/sektor.html

http://www.tzob.org.tr/Bas%C4%B1nOdas%C4%B1/Haberler/ArtMID/470/ArticleID/1370/T252rk

iye-bal-252retiminde-s%C4%B1n%C4%B1r-tan%C4%B1m%C4%B1yor%E2%80%A6

Page 50: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

39

3. İNŞAAT VE YAPI MALZEMELERİ SEKTÖRÜ

3.1. GİRİŞ

Son yıllarda yerel yönetim ve yerel planlamanın öneminin tüm dünyada arttığı görülmektedir.

Her bölgenin mevcut durumunu ortaya koyan ve kaynaklarının rasyonel kullanımına imkân veren

yerel planlara duyulan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır. Bir bölge, il ya da sektörün kısa, orta ve uzun

vadeli planlarını oluşturma ve sürdürülebilirliğini sağlamada o bölgede yaşayan, o sektörde çalışan

kişilerin yer alması; sorunların doğru olarak tespit edilmesinde, aynı zamanda gerçekçi çözüm

önerilerinin belirlenmesi aşamasında önem arz etmektedir.

SWOT (GZFT) Analizi, söz konusu ihtiyaçların tespiti ve mevcut durumun analizi konusunda

yardımcı olacak bir teknik olarak kullanılmaktadır. Amaç; iç ve dış etkenleri dikkate alarak, var

olan güçlü yönler ve fırsatlardan en üst düzeyde yararlanacak, tehditlerin ve zayıf yönlerin etkisini

en aza indirecek plan ve stratejiler geliştirilmesine yönelik altyapı çalışmalarının

gerçekleştirilmesidir.

İnşaat ve Yapı Malzemeleri sektörünün Düzce ilindeki mevcut potansiyelini ortaya çıkarabilmek, buna

bağlı olarak mevcut ve gelecekteki amaçlarına ulaşabilmesini sağlamak için stratejik yönelimleri

tanımlayarak planlama altyapısına destek oluşturmak amacıyla, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası ve

Düzce Üniversitesi arasında imzalanan Protokol ile İnşaat ve Yapı Malzemeleri Sektörü SWOT (GZFT)

Analizi çalışması gerçekleştirilmiştir. Çalışma, Düzce üniversitesi akademisyenlerinin bizzat ilgili

firmalar ile yüz yüze görüşerek anket uygulaması ve sektörün bizzat içerisinde bulunarak fikir alış

verişi şeklinde yürütülmüştür.

Çalışmanın, İnşaat ve Yapı Malzemeleri sektörünün bugünkü durumunun değerlendirilmesi ve

geleceğe yönelik kararların verilebilmesine ışık tutması ve değişik düzeylerde görevli karar

alıcıların birbirlerinin düşüncelerini net olarak bilmeleri, mevcut iletişimin güçlenmesine katkı

sağlayacağı, çalışmadaki diğer 5 sektörle birlikte Düzce ilinde hangi sektörün gelecekte ön plana

çıkarak Düzce iline ve dolayısıyla Türkiye’ye fayda sağlayacağının belirlenmesi amaçlanmıştır.

3.2. YÖNTEM

Açılımı; “S (Strengths): Güçlü Yönler, W (Weaknesses): Zayıf Yönler, O (Opportunities):

Fırsatlar ve T (Threats): Tehditler” olan SWOT (GZFT) Analizi; bir organizasyonun çevresi ile

etkileşim içinde sistematik olarak incelendiği bir yöntemdir. Bu yöntem, planlama yapılırken

organizasyonun-sektörün-bölgenin güçlü ve zayıf yönleri ile karşı karşıya olduğu fırsat ve tehditleri

analiz etmeyi ve geleceğe dönük stratejiler geliştirmeyi ifade eder. Amaç; iç ve dış etkenleri dikkate

alarak, var olan güçlü yönler ve fırsatlardan en üst düzeyde yararlanacak, tehditlerin ve zayıf

yönlerin etkisini ise en aza indirecek plan ve stratejiler geliştirilmesine yönelik altyapı

çalışmalarının gerçekleştirilmesidir.

SWOT Analizi çalışmasının yürütülmesinde beyin fırtınası yönteminden faydalanılmaktadır.

Beyin fırtınası, sorunların tespit edilmesi ve çözümlerinin ortaya konulmasında kısa bir zaman

aralığı içerisinde bir çalışma grubunun düşünce güçlerini birleştirerek mümkün olduğunca çok

sayıda kolektif fikir üretimi amacıyla kullanılan demokratik ve katılımcı bir çalışma tekniğidir.

Page 51: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

40

İnşaat ve Yapı Malzemeleri Sektörü SWOT Analizi çalışması, Düzce ilindeki 13 sektörünü temsil eden

firmaların katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubu olarak belirlenen bu 13 firmanın tamamına

Düzce TSO bağlantısı ile ulaşılarak Anketler hazırlanmadan önce İnşaat ve Yapı Malzemeleri

sektöründe bulunan 4 firma ile yaklaşık 2’şer saat toplamda 8 saat süren ön görüşme yapılarak

kayıtlar oluşturulmuş detaylara yer verilmiştir. Sonrasında yine 13 firmanın tamamına Düzce TSO

bağlantısı ile ulaşılarak gerekli randevular alınmış yüz yüze görüşmeler yapılarak ön görüşme

sonrasında hazırlanan anket sorularının cevaplandırılması sağlanmıştır. Anket soruları firma

sahiplerine, üst düzey ve orta düzey yöneticilerine yöneltilerek doldurulmuştur. Anket formlarının

doldurulma işlemi Kasım 2016 döneminde gerçekleştirilmiştir. Verilerin analizinde SPSS paket

programı ile yüzde ve frekans dağılımları alınmıştır. Literatür araştırması ve elde edilen veriler

ışığında Düzce İli İnşaat ve Yapı Malzemeleri Sektörü SWOT Analizi Raporu hazırlanmıştır.

3.3. İNŞAAT ve YAPI MALZEMELERİ SEKTÖRÜNÜN TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİNDEKİ YERİ

Ülkemiz gelişen, buna bağlı olarak ihtiyaçları artan bir ülke konumundadır. Diğer ülkelerde olduğu

gibi, gelişimin ana eksenini ise kaçınılmaz olarak “inşaat” oluşturmaktadır. Barajlar, enerji üretim

tesisleri, yollar, havaalanları, kentsel mekânlar, fabrikalar, hastaneler ve diğer tüm yaşamsal

mekânlar ile o mekânları yaşanılır kılabilecek tüm altyapının ilk adımı “inşaat”la atılmaktadır.

Sektöre girdi sağlayan ve faaliyetlerini bu sektördeki gelişmelere bağlı olarak devam ettiren diğer

sektörlerin katkısı da dikkate alındığında inşaat sektörünün Gayrisafi Milli Hasıla (GSMH) içindeki

payının yaklaşık % 30 seviyesinde olduğu görülmektedir. İnşaat sektörü, kendisine bağlı yaklaşık

200’den fazla alt sektörün ürettiği mal ve hizmete talep yaratan konumunda olup, bu yaygın etki,

sektörün “ekonominin lokomotifi” olma vasfının en temel göstergesidir. İnşaat sektörünün

gelişmesinde hükümet politikalarının, uluslararası kredi kuruluşlarının, politika ve ekonomiyi

etkileyen kararlarının doğrudan etkisi bulunmaktadır. Yatırım kararını veren ya da onu finanse eden

otoritenin tercihi bu alanda faaliyette bulunan firmaları doğrudan etkilemektedir. Yüksek oranlı ‐

istikrarlı büyüme ve beraberinde istihdam yaratma ihtiyacı her zamankinden daha fazla olan Türkiye

ekonomisi için, inşaat sektörünün önemi her zamankinden daha önemli hale gelmiştir.

2016 yılı inşaat sektöründe ağırlıklı olarak yap‐işlet-devret modeli ile yürütülen projeler devam

etmektedir. Başta ulaştırma olmak üzere, enerji ev tarımsal alt yapı alanında sürmekte olan büyük

projeler sektörün performansını yükseltmektedir. İnşaat sektörü genel ekonomideki 4,8 oranında

büyümeye karşılık 2016 yılının ilk çeyreğinde 1,6 oranında büyüme performansı sergilemiştir.

Gayrisafi sabit sermaye oluşumu, 2016 yılının birinci çeyreğinde sabit fiyatlarla %0,1 oranında

azalmıştır. Gayri Safi Sabit Sermaye oluşumu 2015 yılının aynı döneminde %23,3 oranında artmıştır.

Gayri Safi Sabit Sermaye oluşumu içerisinde kamu sektörü harcamaları %1,2 oranında artmıştır. Bu

rakam içerisinde; makine teçhizat yatırımları %1,9 oranında azalırken, kamu inşaat harcamaları

%1,6 oranında büyümüştür. Özel sektör yatırımları 2016 yılının birinci çeyreğinde %0,3 oranında

azalmıştır. Bu rakam içerisinde; makine teçhizat yatırımları %4,7 oranında azalmıştır. Özel sektör

inşaat harcamaları ise pozitif büyüme sergilemiş %8,2 oranında artmıştır. Türkiye genelinde 15 ve

daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2016 yılı Nisan döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 3 bin

kişi artarak 2 milyon 824 bin kişi olmuştur. İşsizlik oranı ise 0,3 puanlık azalış ile %9,3 seviyesinde

gerçekleşmiştir. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 0,6 puanlık azalış ile %11 olarak tahmin

edilmiştir. Nisan 2016 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan

çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,2 puan artarak %33,5 olarak gerçekleşmiştir.

Tarım dışı kayıt dışılık oranı ise %20,9 oranında gerçekleşmiştir. Mevsim etkilerinden arındırılmış

istihdam bir önceki döneme göre 120 bin kişi artarak 27 milyon 469 bin kişi olarak gerçekleşti.

Page 52: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

41

İstihdam oranı 0,1 puanlık artış ile %46,9 olmuştur. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsiz sayısı bir

önceki döneme göre 14 bin kişi artarak 2 milyon 938 bin kişi olarak gerçekleşti. İşsizlik oranı değişim

göstermeyerek %9,7 olmuştur. Bu dönemde mevsim etkisinden arındırılmış inşaat sektöründe

istihdam edilen kişi sayısı bir önceki döneme göre 7 bin kişi artarak 2 milyon 21 kişi istihdam

edilmiştir.

3.4. DÜZCE İLİNDE FAALİYET GÖSTEREN İNŞAAT VE YAPI MALZEMELERİNE YÖNELİK SEKTÖREL

ANALİZ

Elde edilen veriler öncelikle katılan işletmelere yönelik kurumsal özellikler ve katılan yöneticilere

yönelik demografik özellikler açısından değerlendirilmiştir. Daha sonrasında çoklu yanıt analizlerine

(multiple response analysis) göre sektörde hâlihazırda yapılan çalışmalar, geleceğe yönelik sektörel

yatırımların hangi alanlarda yapılabileceğine dair görüşler, sektörün geleceğe dönük hedefleri ve

sektörün uluslararası pazarlarda büyümesinin önündeki engellere yönelik elde edilen veriler

yorumlanmıştır. Sonraki aşamada iş ortamı özelliklerini betimlemeye yönelik oluşturulan

değişkenlerin yöneticiler tarafından nasıl algılandığı ve yorumlandığı ortaya konulmuştur. Son

bölümde ise sektöre yönelik güçlü ve zayıf yanlar ile tehdit ve fırsatları tanımlayıcı unsurların sektör

tarafından nasıl algılandığı belirtilmiştir.

3.4.1. Araştırmaya Katılan İşletmelere Yönelik Kurumsal Özellikler

Tablo 3.1. Araştırmaya katılan işletmelerin sektördeki faaliyet süreleri Sayı Yüzde

Faaliyet Süresi

1-5 Yıl - - 6-10 Yıl 2 15,4

11-15 Yıl 2 15,4 16 Yıl ve üzeri 9 69,2

Toplam 13 100

Araştırmaya katılan işletmelerin sektördeki faaliyet sürelerine bakıldığında ağırlıklı olarak 16 yıl ve

üzerinde (%69,2) faaliyetlerine devam ettikleri yukarıdaki tabloda görülmektedir. Bu noktadan

hareketle araştırmaya katılan işletmelerin sektörün yapısını temsil etme noktasında iyi bir konumda

oldukları söylenebilir.

Page 53: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

42

Tablo 3.2. Araştırmaya katılan işletmelerin fiziksel alanının bulunduğu yer

Sayı Yüzde

Bulunulan Yer

OSB 3 23,1 Küçük Sanayi Sitesi 1 7,7

Diğer 9 69,2

Toplam 13 100

Araştırmaya katılan işletmelerin fiziksel alanının bulunduğu yer durumuna bakıldığında

işletmelerden bir tanesi Küçük Sanayi Sitesi (%7,7), üç tanesi (%23,1) Organize Sanayi Bölgesi ve

kalan önemli bir kısmı diğer (%69,2) başlığı altında genellikle kendilerine ait fiziksel alanlarda

bulunmaktadır.

Tablo 3.3. Araştırmaya katılan işletmelerin sektördeki konumu

Sayı Yüzde

Sektördeki Konum

İhracatçı - - İhracat-İmalat 10 76,9

Dolaylı İhracat - - İmalat 3 23,1

Toplam 13 100

Araştırmaya katılan işletmelerin sektördeki konumlarına bakıldığında İhracatçı ve Dolaylı İhracat

yapan işletmelerin bulunmadığı ve sektörde ağırlıklı olarak hem İhracat hem de İmalat yapan

(%76,9) işletmelerin bulunduğu görülmektedir. Bununla birlikte araştırmaya katılan diğer

işletmelerin sadece imalatçı (%23,1) olarak kendilerini sektörde konumlandırdıkları görülmektedir.

Tablo 3.4. Araştırmaya katılan işletmelerdeki çalışan sayıları

Sayı Yüzde

Çalışan Sayısı

10-49 Arası – Küçük 2 15,4 50-249 Arası – Orta 8 61,5

250 ve üzeri – Büyük 3 23,1

Toplam 13 100

Araştırmaya katılan işletmelerin çalışan sayılarına bakıldığında sektörü temsilen iki küçük işletmenin

(%15,4), sekiz orta ölçekli işletmenin (%61,5) ve üç büyük ölçekli işletmenin yer aldığı

görülmektedir. Bu noktadan hareketle sektördeki KOBİ’lerin yanı sıra büyük ölçekli işletmelerin de

araştırmaya dâhil olması araştırmanın sonuçlarını genelleyebilmek açısından faydalı olacaktır.

Page 54: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

43

Tablo 3.5. Araştırmaya katılan işletmeleri uluslararası pazara açan ve pazarda güçlü kılan en önemli

özellikler

Sayı Yüzde

En Güçlü Özellik

Kaliteli Ürünlerimiz 8 21,6 Devlet Yardımı ve Teşvikler 7 18,9 Ülkedeki uygun koşullar (ucuz işgücü, ucuz girdi vs.)

7 18,9

Markamız 7 18,9

Fiyat (Ucuza Mal Etme ve Satma) 6 16,2

Diğer 2 5,4

Toplam 37 100

Araştırmaya katılan işletmeler; uluslararası pazarlara açılmalarını sağlayacak ve pazarda güçlü bir

konuma getirecek en önemli özelliğin ürettikleri kaliteli ürünler (%21,6) olduğunu düşünmektedir.

Bunu devlet destek ve teşvikleri (%18,9), ülkedeki uygun koşullar (%18,9) ve sahip olunan marka

değeri (%18,9) takip etmektedir. Bununla birlikte toplam 67 katılımcıdan sadece 37’sinin soruya

cevap vermesi ve diğer katılımların soruya cevap vermekten kaçınması katılımcıların soruya net

cevap verecek bir yaklaşımlarının olmaması şeklinde de değerlendirilebilir.

3.4.2. Araştırmaya Katılan İşletme Yöneticilerine Yönelik Demografik Özellikler

Araştırmaya katılan işletme yöneticilerinin cinsiyetlerine göre dağılımına bakıldığında önemli bir

çoğunluğun (%81,5) erkek katılımcılardan oluştuğu görülmektedir. Bu noktadan hareketle yürütülen

araştırma ile ilgili sonuçların daha fazla erkek katılımcıların bakış açılarını yansıttığı ve elde edilen

sonuçların bu cinsiyetin görüşlerine yönelik genellemeler içereceği savunulabilir. Tablo 2

incelendiğinde araştırmaya katılan deneklerin yaş durumları itibariyle 4 kategoriye ayrıldıkları, bu

kategoriler içerisinde özellikle 26-35 (%47,8) yaş ve 36-45 (%25,4) yaş kategorisindeki

katılımcıların yoğunluk teşkil ettiği görülmektedir. Bu bulgudan hareketle yürütülen araştırma ile

ilgili sonuçların daha fazla orta yaş grubunun bakış açılarını yansıttığı ve elde edilen sonuçların bu

yaş kategorisine yönelik genellemeler içereceği savunulabilir. Katılımcıların eğitim düzeylerine göre

dağılımları incelendiğinde önemli bir kısmının (%69,6) üniversite eğitimi gördüğü (Önlisans, lisans,

lisansüstü) görülmektedir. Buna bağlı olarak sektörde yöneticilik yapan katılımcıların eğitim

düzeylerinin yüksek düzeyde olduğu belirtilebilir. Katılımcıların bulundukları işletmede sahip

oldukları konumları itibari ile %38,7 üst kademe ve %61,3 alt kademe yöneticisinin anketleri

cevaplandırdığı görülmektedir. Buna bağlı olarak sektöre yönelik bulguların sadece üst kademe değil

alt kademe yöneticilerinin görüşleri ile birlikte ortaya konulabileceği söylenebilir. Sektördeki

deneyim süreleri incelendiğinde önemli bir kısmının uzun yıllar sektörde çalıştığı görülmektedir.

Sektöre yönelik gerek güncel gerek gelecek yönelimli bakış açılarının toplanmaya çalışıldığı

araştırmada sektörel tecrübesi yüksek düzeyde olan katılımcılardan elde edilen bilgilerin ortaya

çıkan sonuçların kalitesi noktasında önemli olduğu düşünülmektedir.

Page 55: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

44

3.4.3. Çoklu Yanıt Analizlerine Yönelik Sonuçlar

Katılımcıların dış çevredeki değişiklikleri takip ve analiz etmesi açısından ne gibi çalışmalar yaptığına

dair soruya katılımcılar toplam 196 işaretleme yapmıştır. Buna göre katılımcıların en çok

gerçekleştirdiği çalışmalar sistemli pazar araştırması (%56.9), yeni ürün geliştirme çabası (%56.9) ve

teknoloji araştırma ve geliştirme (%49.2) çabaları olarak ön plana çıkmaktadır.

Sektörde geleceğe dönük yatırımların hangi alanlarda yapılacağına dair soruya katılımcılar toplam

162 işaretleme yapmıştır. Sektörün ilerleyen yıllarda teknoloji yenileme (%54.5), kapasite artırımı

(%47) ve yeni ürün üretimi (%47) alanlarına öncelik verileceği düşünülmektedir. Bunları pazarlama

(%40.9), ARGE (%36.4) ve yeni sektörlere kayma (%18.2) çabalarının takip edeceği

düşünülmektedir. Toplam 237 işaretlemenin yapıldığı sektörün geleceğe dönük hedefleri sorusuna

verilen cevaplara bakıldığında öncelikli olarak dış pazarlarda büyüme (%71.2) hedefinin olduğu,

bunu iç pazarlarda büyüme (%54.5), maliyetleri düşürme (%50), yeni yatırım hedefleri (%47) takip

etmektedir. Sektöre yönelik yeni ürünler geliştirme, var olan kalitenin artırılması, markalaşmaya

dönük pazarlama çabalarının artması ve üretimi yurtdışında gerçekleştirme gibi ortaklık faaliyetleri

şeklinde sıralama devam etmektedir. Sektörün uluslararası pazarlarda büyümesinin önündeki en

büyük engelleri belirlemeye yönelik yapılan 134 işaretlemeden en önemlisi siyasi istikrarsızlık

(%58.1) olarak belirtilmiştir. Diğer ülkelerin sektöre yönelik rekabeti artırması (%46.8), Türk

Lirasının değer kaybetmesi sonucu iç piyasadaki artan maliyetler (%35.5) önemli engeller olarak

vurgulanırken; yeniliklere (%25.8) ve uluslararası standartlara uyum sağlayamama (%21) gibi

yetenek eksikliği ile birlikte sektördeki işletmelerin geleceğe dönük net ve belirgin hayalleri

olmaması (vizyonsuzluk - %22.6) da sektörün dış pazarlarda büyümesinin önündeki engeller olarak

belirtilmektedir.

3.4.4. İş Ortamı Özelliklerine Yönelik Algı

Yapılan analiz sonucunda elde edilen bulguya göre sektördeki işletmelerin önemli bir çoğunluğu

(%77) piyasadaki rakiplerinin sayısal olarak önemli düzeyde olduğu düşüncesini desteklemektedir.

Piyasada bulunan rakiplerin sayısı sektör içindeki rekabeti tek başına açıklamada yeterli bir değişken

olmamakla birlikte önemli bir yordayıcı olarak ele alınabilir. Dolayısıyla sektördeki işletmelerin bu

yöndeki algısı rekabeti düzeyini nasıl hissettiklerini de etkileyebilmektedir. Sektördeki işletmelerin

çok önemli bir çoğunluğu (%91) müşteri pazarlarının çeşitlilik arz ettiği, standart tipte müşterilerinin

olmadığı düşüncesini desteklemektedir. Farklı müşteri gruplarının belirtildiği üzere farklı ihtiyaç ve

isteklere sahip olması nedeniyle sektörde standardize edilmiş pazarlama çabalarının yetersiz

kalacağı öngörülebilmektedir. Sektördeki işletmelerin önemli bir çoğunluğu (%80) sektörde

alternatif ürün ve hizmet sayısının çok olduğu düşüncesini desteklemektedir. Böyle bir algı pazardaki

talebin esneyebileceğini ortaya koymakla birlikle tüm işletmelerin herhangi bir problem anında

müşterilerini elinde kaçırma olasılıklarının da yüksek olduğunu göstermektedir. Çünkü ikame

malların piyasadaki varlığı ve sayısal olarak çokluğu o piyasadaki rekabeti artırıcı bir unsur olarak

nitelendirilmektedir. Sektördeki işletmelerin önemli bir çoğunluğu (%72) müşteri ile ilgili kritik

doğru bilgilere zamanında ulaşmanın oldukça zor olduğu düşüncesini desteklemektedir. Dolayısıyla

gerek hedef kitlenin net olarak belirlenmesi, gerek müşteri bölümlendirmenin doğru yapılması ve

talep tahminlerinin isabetliliği konusunda sektörde problemlerin olduğu belirtilebilir.

Sektördeki işletmelerin önemli bir çoğunluğu (%73) sektörün geleceği konusunda tahminde

bulunmanın zor olduğu düşüncesini desteklemektedir. Gerek piyasadaki rakiplerin sayısının fazlalığı,

Page 56: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

45

ikame ürünlerin varlığı, rekabet şiddetinin düzeyinin yüksek olması gibi nedenlere bağlı olarak

gelecek tahminlerinde net kestirimlerde bulunmak zorlaşmaktadır. Sektördeki işletmelerin önemli

bir çoğunluğu (%71) rakipler ile ilgili kritik doğru bilgilere zamanında ulaşmak oldukça zor olduğu

düşüncesini desteklemektedir. Bununla birlikte tersini düşünen %29’luk bir kesimde bulunmaktadır.

Bu bağlamda düzenli pazar araştırması yapan, enformasyon sistemlerini aktif kullanan, iç ve dış

pazar analizlerini yaparak rakiplerini düzenli değerlendiren işletmelerin bu konuda önemli bir

problem yaşamayacağı söylenebilir.

Sektördeki işletmelerin önemli bir çoğunluğu (%63) elde edilen kritik bilgilerin doğru

yorumlanmasında sorun yaşandığı düşüncesini desteklemektedir. Ancak genel ortalamaya

bakıldığında orta düzeyde bir katılım olduğu söylenebilir. Buna bağlı olarak işletmelerin elde ettiği

bilgileri doğru yorumlama konusunda sektörde problem yaşayan şirketler olduğu gibi objektif

yorumlamalarla stratejik hamlelerinde kullanan işletmelerin de olduğunu söyleyebiliriz.

Sektördeki ürün ve rakip sayısının fazlalığı dışında bu unsurlar arasındaki rekabetin şiddetinin de

yüksek düzeyde olduğunu düşünen birçok işletme bulunmaktadır. Dağılımlara bakıldığında

neredeyse %88’lik bir kısım rakipler arasındaki rekabetin şiddetinin yüksek olduğu düşüncesine

katılıyor. İşletme büyümenin devamlı bir şekilde sağlanabilmesi için gerekli olan kritik kaynaklara

ulaşmakta zorlanıldığı düşüncesini desteklemektedir. Ortalamalara bakıldığında katılım oranının orta

düzeyde yoğunlaştığı görülmekte, buna bağlı olarak işletmelerin bu konuda çekimsere yakın katılım

sağladığı söylenebilir. Katılımcıların önemli bir çoğunluğu sektöre yönelik Devlet tarafından

yürütülen politika ve uygulamaların sektördeki oyuncuları oldukça zorladığı düşüncesini

desteklemektedir. Yeni OSB’lerin hayata geçirilmesi gibi sektörü destekleyici projelerin yanı sıra

enerji maliyetleri, vergilendirme politikaları gibi uygulamalar sektör için önemli düzeyde zorlayıcı

olduğu düşünülmektedir.

Sektörün alt yapı problemlerinin olduğunu düşünen katılımcı sayısı oldukça fazla düzeydedir.

Özellikle atıkların toplanması ve bertaraf edilmesi, elektrik kesintileri vb. alt yapısal problemler

sektördeki işletmelerin faaliyetlerini önemli düzeyde etkileyebilmektedir. Sektörün nitelikli iş gücü

sorunu en önemli sorunlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Eğitimli personelin dahi süreç içine

girdikten sonra işletme kültürünü anlaması ve işletmeye uyum sağlama süresi göz önünde

bulundurulduğunda sektörün nitelikli elemanı yetiştirme ve elinde tutma problemi yaşadığı

görülmektedir. İşletme paydaşlarının (ortaklar, sermayedarlar, müşteriler vb.) işletmeye yönelik

beklenti ve taleplerinin yüksek düzeyde olması işletmenin bu ihtiyaçları karşılamasını

zorlaştırmaktadır. Bu düşünceye yönelik katılım oranı orta düzeyde olmakla birlikte katılmama oranı

da %30 civarındadır. İşletmeler sektörde tahmin edilemeyecek düzeyde değişimcilerin olduğu

düşüncesini genel olarak desteklediği görülmektedir. Bununla birlikte düzenli Pazar araştırması

yapan, iç ve dış çevre analizlerini gerçekleştiren, rakip analizlerinin sistematik olarak gerçekleştiren

işletmelerin bu gibi değişimlerden etkilenme düzeyinin oldukça azalacağı düşünülmektedir. Gerek iç

gerekse dış çevredeki faktörlerin değişkenlik oranı oldukça yüksektir düşüncesi katılımcılar

tarafından desteklenmektedir. Aksini düşünen %15’lik katılımcı grubu olmakla birlikte değişken

çevresel koşulların sektördeki varlığı işletmelerin tüm kararlarını etkileyeceği düşünüldüğünde

düzenli iç ve dış çevre analizlerinin gerekliliği ortaya çıkmaktadır.

Piyasadaki kararsızlık ve belirsizlik algısı katılımcılar tarafından orta düzeyde desteklenmekle

birlikte %33’lük bir kesim bu düşünceyi desteklememektedir. Piyasaya yönelik algının sadece iç

unsurlardan değil Devletin gerek sektöre gerek uluslararası ilişkilere yönelik politikalarından da

Page 57: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

46

etkilendiği düşünüldüğünde bütüncül bir bakış açısıyla ele alınması gerektiği belirtilebilir. Son

yıllarda teknolojinin pazarlama alanındaki etkileri ve etkileşimi aracılığıyla müşterilerin ihtiyaç ve

isteklerinin değişkenlik gösterdiği düşüncesi katılımcılar tarafından orta düzeyde desteklenmekle

birlikte %28’lik bir kesim bu düşünceyi desteklememektedir. Sektörde bu algının yüksek olması

müşterilerin istek ve ihtiyaçlarına uyum sağlanması için gerek üretilen ürünün, gerek üretim

aşamasında kullanılan makine ve teçhizatın değiştirilmesini ve geliştirilmesini zorunlu kıldığından

dikkat edilmesi gereken bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sektördeki bilgi kirliliği oranının oldukça yüksek olduğu düşüncesi katılımcılar tarafından orta

düzeyde desteklenmektedir. Bilgi kirliliği sadece rakiplere yönelik hamlelerde değil, müşterilere

yönelik yapılan bilgilendirmede de yanıltıcı şekilde kullanılabilir. Dolayısıyla, doğru kararların

alınması noktasında sektörde bilgi kirliliğinin varlığı işletmelerin işini zorlaştırmaktadır. Rakiplerin

uyguladıkları rekabet stratejilerinin ve hamlelerin değişkenlik oranı oldukça yüksektir düşüncesine

katılım oranı orta düzeydedir. Değişken yapıdaki rekabet stratejileri karşısında hamlede bulunmak

zor olduğundan işletmeler daha rasyonel ve keskin hamlelerle karşılık vermek durumunda

kaldığından, sektördeki rekabetin şiddeti daha da artış gösterebilmektedir. Genel olarak sektörün

gelişim hızı oldukça yüksek düşüncesi katılımcılar tarafından orta düzeyde desteklenmektedir.

Sektörün gelişimi hızının yüksek olduğunu kabul etmek işletmelerin gerek iç gerek dış çevredeki

değişimlerin de kendilerini her geçen gün daha da zorlayacağının farkına vararak bu gelişime ve

değişime ayak uydurmak durumunda kalmaktadır.

Sektörün karlılık düzeyinin iyi olduğuna yönelik düşünce orta düzeyde destek görmektedir. Yaklaşık

%32’lik bir kesim bu düşünceye katılmadıklarını belirtmektedir. Rekabeti körükleyici bir unsur

olarak sektöre yeni firmaların giriş ve çıkış imkânlarının kolay olduğu düşüncesi katılımcılar

tarafından orta düzeyde desteklenmektedir. Sektördeki rakip sayısının yüksek olduğu düşüncesi ile

birlikte dışarıdan giriş çıkışların kolay olması hali hazırda yüksek olarak algılanan sektör içindeki

rekabeti daha da artırabilmektedir. Sektörde rekabet unsuru olarak en ön plana çıkan faktörün fiyat

konusu olduğu katılımcıların önemli bir kısmı tarafından destek görmektedir. Diğer unsurlar

konusunda da rekabetin olduğu düşüncesi olsa bile özellikle inşaat ve yapı malzemeleri sektöründe

fiyat konusu önem arz etmektedir. Kalite konusunda sektördeki önemli bir rekabet olduğu

düşüncesini katılımcılar orta düzeyde desteklemektedir.

Bazı işletmeler uluslararası standartları karşılayarak üretimlerini gerçekleştirdikleri için kalite

konusunda rekabetin olduğu konusunu desteklemeyebilmektedir. Katılımcılar sektörde imaj

konusunda rekabet zorlayıcıdır düşüncesini orta düzeyde desteklemektedir. Sektörel anlamda

tutundurma çabaları reklamın ötesinde satış geliştirme ve referans üzerinden yürüdüğü

düşünüldüğünde önemli olan yapılan işin kendisi olmaktadır. Sektörde farklılaşma konusunda

rekabet yaşanıyor düşüncesi katılımcılar tarafından düşük düzeyde desteklenmektedir. Sektörel

bağlamda müşteri istek ve taleplerinin değişkenliği, dış çevre unsurlarının değişkenliği konusunda

farkındalık sahibi olan işletmelerin farklılaşma konusunda rekabet yaşamaması tartışmaya açık bir

konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Sektörde tehlike oluşturabilecek nitelikte ikame ürünlerin varlığı

konusunu katılımcılar orta düzeyde desteklemektedir. Sektörde kullanılan hammaddenin değişimi

zor olmakla birlikte her gün gelişen teknoloji ile birlikte ikame ürün konusu ele alındığında

potansiyel bir risk içermektedir. Sektörde tedarikçilerin gücünün yüksek olduğuna dair düşünce

katılımcılar tarafından önemli düzeyde desteklenmektedir. Dolayısıyla alternatif tedarikçilerin

sektörde az olması var olan tedarikçilerin elini güçlendirmekte, bu da pazardaki rekabet düzeyini

artırmaktadır.

Page 58: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

47

Müşterilerin işletmeler üzerindeki pazarlık gücü yüksektir düşüncesi katılımcılar tarafından önemli

düzeyde desteklenmektedir. Buna göre sektördeki işletmeler gerek faaliyetlerinin planlanmasında

gerek stratejik kararlarında müşteri istek ve arzularını ciddi anlamda hesaba katmak durumundadır

ki bu da sektördeki rekabeti artırıcı bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Değişen yaşam biçimleri,

kültürel alışkanlıklar, değer yargısı gibi unsurların sektöre olumlu etkileri olmaktadır düşüncesi

katılımcılar tarafından orta düzeyde desteklenmektedir.

Düzce’nin coğrafi konumu sektöre önemli bir avantaj kazandırmaktadır düşüncesi katılımcılar

tarafından önemli düzeyde desteklenmektedir. Gerek İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlere yakınlık

gerek Kocaeli limanına yakınlık noktasından ele alındığında özellikle ulaşım açısından işletmelere

birçok fayda sağladığı belirtilebilir. Sektörün hammadde konusunda sıkıntıları yoktur düşüncesi

katılımcıların %69’u tarafından desteklenmekte iken geriye kalan %31’i tarafından hammadde

sektörel bir problem olarak görülmektedir. Sektörün ulaşım ve altyapı hizmetleri konusunda altyapı

yeterliliği konusu katılımcıların önemli bir çoğunluğu tarafından desteklenmektedir. Düzce’nin

stratejik konumu, karayollarının kullanışlılığı, yakın çevrede lojistik şirketlerinin varlığı sektördeki

işletmelerin işlerini kolaylaştırmaktadır. Sektördeki teknolojik alt yapı günümüz koşulları için

yeterlidir düşüncesi katılımcıların önemli bir kısmı tarafından desteklenmektedir. Günümüz

ihtiyaçlarını karşılama noktasında yeterli olmakla birlikte sektörün ve sektöre yönelik müşteri

taleplerinin değişkenliği göz önünde bulundurulduğunda sürekli AR-GE faaliyetlerinin takipçisi

olmak sektörde öncü olmak isteyen işletmeler açısından önem arz etmektedir. Sektörün teknolojiye

olan ihtiyacının fazla olduğu düşüncesi katılımcıların önemli bir çoğunluğu tarafından

desteklenmektedir. Bir önceki analiz ile birlikte ele alındığında gerek var olan faaliyetlerin etkin ve

verimli yürütülmesi, gerek gelecekte sektörün önde gelen şirketlerinden biri olmak iddiasında

bulunmak amacıyla teknolojik gelişmeleri takip etmek kaçınılmazdır.

Sektördeki işletmeler teknolojiyi kullanma ve geliştirme konusunda kendilerini oldukça iyi durumda

görmektedirler. Sektöre yönelik çıkarılan yasal hükümler katılımcıların %39’u tarafından çok fayda

sağlayıcı olarak nitelendirilmezken %61’i tarafından sektöre yeni yollar açıcı olarak

nitelendirilmektedir. Ön plana çıkan diğer bir nokta ise sektördeki enerji maliyetleridir. Katılımcıların

neredeyse tamamı (%95) enerji maliyetlerini sektörün gelişmesinde ve kalkınmasında önemli bir

engel olarak görmektedir. Sektöre yönelik işçilik maliyetleri yüksek düzeydedir düşüncesi

katılımcılar tarafından orta düzeyde desteklenmektedir.

Sektörün kendine has yapısı itibariyle üniversite eğitim sonrası sektörel tecrübenin de şart olduğu

düşünüldüğünde nitelikli personel giderleri artış göstermektedir. Sektörde diğer önemli bir unsur

üretim maliyetlerinin yüksek düzeyde olmasıdır. Üretim maliyetlerinin yüksek olması karlılığı

azaltmakla birlikte sektöre yeni giriş çıkışları engelleyici bir unsur olarak ele alınabilir. İşletmelerin

tedarik zincirinde yer alan maliyet kalemleri sektör için oldukça yüksektir düşüncesi katılımcıların

önemli bir çoğunluğu tarafından destek görmektedir. Sektördeki insan kaynaklarının yeterliliği

konusunda katılımcıların neredeyse yarısı (%43) olumsuz düşünürken geriye kalanlar (%57) ise

olumlu düşünmektedir. Sektör genel olarak insan kaynağı bulmakta zorlanmazken özellikli işbaşı

eğitim almadan sektöre uyum sağlayacak nitelikli eleman bulmada zorlanmaktadır. Sektörde bulunan

fiziksel kaynakların yeterlilik durumu katılımcıların önemli bir çoğunluğu tarafından yeterli olarak

görülmektedir. Sektörde marka, patent, kurumsal kimlik gibi maddi olmayan varlıkların yeterliği

konusunda araştırmacılar orta düzeyde yeterli olduğunu düşünmektedir. Sektörde AR-GE

çalışmalarının önemli olduğu düşüncesi kuvvetli bir şekilde katılımcılar tarafından

desteklenmektedir. Bu düşüncenin yanında işletmelerin AR-GE bütçelerini geliştirmeleri ve bu tür

Page 59: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

48

faaliyetlere yönelik yatırımları genişletmeleri sektörel rekabet açısından önemli avantajlar

kazandırabilmektedir.

Sektörde üretilen mevcut ürünlerin geliştirilmesine yönelik gerçekleştirilen AR-GE faaliyetleri yeterli

düzeydedir düşüncesi katılımcıların %35’lik kısmı tarafından desteklenmezken, geriye kalan %65’lik

kesim tarafından orta düzeyde desteklenmektedir. Sektörde yeni ürünlerin geliştirilmesine yönelik

gerçekleştirilen AR-GE faaliyetleri yeterli düzeydedir düşüncesi katılımcıların %42’lik kısmı

tarafından desteklenmezken, geriye kalan %58’lik kesim tarafından orta düzeyde desteklenmektedir.

Buna bağlı olarak sektörde gerçekleştirilen AR-GE faaliyetlerinin gerek mevcut gerek yeni ürünler

yetersiz düzeyde gerçekleştirildiğine yönelik bir algının var olduğu söylenebilir. İşletmelerin mevcut

finansal yapıları yeni yatırımlar gerçekleştirmek için yeterli düzeydedir düşüncesi katılımcıların

%21’i tarafından desteklenmezken diğer katılımcılar finansal yapının yeni yatırımlar için yeterli

olduğunu düşünmektedir. Bu bağlamda yapılan analizler sonucunda ortaya çıkan eksikliklerin

giderilmesi ya da AR-GE faaliyetlerinin artırılması için sektörün yatırım yapma açısından uygun

olduğu belirtilebilir.

Sektördeki işletmeler potansiyel olarak gerçekleşebilecek finansal, ekonomik, doğal afetler vb. gibi

krizler açısından finansal yapı olarak yeterli düzeye sahip olmadığını düşünen katılımcıların oranı

%45 civarındadır. Diğer katılımcılar ise sektördeki işletmelerin olası krizlere karşı finansal yapı

olarak hazır olduklarını belirtmektedir. Sektörün var olan ihracat performansı katılımcıların %34’ü

tarafından yetersiz olarak görülürken geriye kalan %66’sı tarafından yeterli düzeyde

algılanmaktadır. Dolayısıyla sektörün mevcut ihracat hareketliliğini yeterli görmesi yeni yatırımların

ve pazarların hedef edinilmesinin önünde önemli bir engel olarak tanımlanabilir. Sektörün mevcut

ihracat performansı orta düzeyde yeterli görülürken geleceğe yönelik bu performansın artacağı

düşüncesi de katılımcıların %76’sı tarafından desteklenmektedir. Sektörün mevcut ithalat

performansı yüksek düzeydedir düşüncesi katılımcıların %26’sı tarafından desteklenmezken geriye

kalan katılımcılar tarafından orta düzeyde desteklenmektedir.

Sektörün geleceğe dönük ithalat performansına yönelik katılımcıların %68’i endişe verici düzeyde

olduğunu belirtirken diğer katılımcılar bu düşünceyi desteklememektedir. Sektördeki işletmeler

yerel yönetimlerle ilişkilerini oldukça iyi düzeyde tanımlamaktadır. Katılımcıların yaklaşık %13’lük

kesimi bu düşünceyi desteklememektedir. Sektörün tanıtım ve pazarlama konusundaki

faaliyetlerinin yeterli düzeyde olduğu düşüncesi katılımcıların %12 tarafından desteklenmezken

geriye kalan %88 tarafından gerçekleştirilen pazarlama ve tanıtım faaliyetleri yeterli düzeyde

görülmektedir. Sektördeki işletmelerin kapasite kullanım oranları çok iyi düzeydedir düşüncesi

katılımcıların %79’u tarafından orta düzeyde desteklenirken geriye kalan %21’lik kesim tarafından

kapasite kullanımının iyi düzeyde olmadığı düşünülmektedir. Sektördeki işletmelerin %74’ü

kendilerini rakiplerine karşı bir adım öne çıkartacak nitelikteki stratejik yeteneklere sahiptir

düşüncesini orta düzeyde desteklerken, %26’sı bu düşünceyi desteklememektedir. Sektördeki

işletmelerin %82’si kendilerini yönetsel yetenekler açısından oldukça iyi durumda olarak

tanımlarken %18’i bu düşünceyi desteklememektedir.

Sektördeki işletmeler kalite standartlarını yakalama konusunda önemli çalışmalar yapılmaktadır

düşüncesini %72 oranında orta düzeyde desteklemektedir. Sektördeki işletmeler kalite standartlarını

yükseltme konusunda önemli çalışmalar yapılmaktadır düşüncesini %74 oranında orta düzeyde

desteklemektedir. Sektörün yapısı ihracat yatırımlarının arttırılması açısından uygun koşullara

sahiptir düşüncesi katılımcıların %80’i tarafından desteklenmektedir. Böyle bir düşüncenin sektörde

Page 60: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

49

var olması stratejik ittifaklar ile dış pazarlara açılmanın önünü açacak nitelikte bir bulgudur.

Düzce’deki hava koşulları sektörel faaliyetleri olumsuz etkileyecek düzeydedir düşüncesi

katılımcıların %35’i tarafından desteklenmezken %65i tarafından orta düzeyde desteklenmektedir.

Sektörde merdiven altı tabir edilen üretim faaliyetleri ile fason üretimler rekabeti engelleyici

niteliktedir düşüncesi katılımcıların %35’i tarafından desteklenmezken %65’i tarafından

desteklenmektedir. Sektörümüzle ilişkili kooperatifler, dernekler, odalar sektörün geliştirilmesine

önemli katkı sağlıyor düşüncesi katılımcıların neredeyse yarısı (%49.3) tarafından destek görmezken

diğer yarısı tarafından orta düzeyde desteklenmektedir. Genel ortalamaya baktığımızda negatif bakış

açısının yoğun olduğu, buna bağlı olarak sektördeki işletmelerin STK’lara yönelik negatif bir algı

geliştirdikleri söylenebilir. Sektörümüzle ilişkili kooperatifler, dernekler, odalar sektörde yaşanan

problemlerin çözümünde önemli katkılar sağlıyor düşüncesi katılımcıların yarısı tarafından

desteklenmezken diğer yarısı tarafından orta düzeyde desteklenmektedir. Dolayısıyla bir üst analiz

ile birlikte ele alındığında sektör ile ilişkili STK’lar sektörün geliştirilmesi ve var olan problemlerin

çözümü aşamasında yetersiz düzeyde sektördeki işletmeler tarafından algılanıyor denilebilir.

Yerel yönetimlerin sektördeki faaliyetleri kolaylaştırıcı çalışmaları yeterli düzeydedir düşüncesi

çalışanların yarısı tarafından destek görmemektedir. Diğer yarısı ise bu düşünceyi zayıf nitelikte

desteklemektedir. Yerel yönetimlerin sektördeki faaliyetleri geliştirici çalışmaları yeterli düzeydedir

düşüncesi katılımcıların yarısından fazlası (%52) tarafından destek görmemektedir. Geriye kalanlar

ise bu düşünceyi zayıf nitelikte desteklemektedir. Dolayısıyla sektördeki işletmeler yerel yönetimleri

gerek sektörün gelişimini sağlayacak faaliyetleri kolaylaştırma gerek geliştirme noktasında yerel

yönetimlerin faaliyetlerini yetersiz olarak tanımlamaktadır. Yerel yönetimlerin sektördeki

işletmelere yabancı pazarlarda faaliyet gösterme konusunda yeterli düzeyde destek gösterdiği

düşüncesi katılımcıların %54’ü tarafından destek görmemektedir. Diğer katılımcılar (%46) ise bu

düşünceyi zayıf nitelikte desteklemektedir. Kamu kurumlarının sektördeki işletmelere yabancı

pazarlarda faaliyet gösterme konusunda yeterli düzeyde destek gösterdiği düşüncesi katılımcıların

%39’u tarafından destek görmemektedir. Diğer katılımcılar (%61) ise bu düşünceyi zayıf nitelikte

desteklemektedir. Dolayısıyla yerel yönetimlerin desteklerine yönelik negatif algı güçlü olmakla

birlikte kamu kurumlarına yönelik de bu konuda negatif bir algı olduğunu belirtebiliriz. Sektördeki

işletmeler sosyal sorumluluk konusundaki faaliyetleri desteklemektedir düşüncesi katılımcıların

önemli bir kısmı tarafından desteklenmekle birlikte %33’ü tarafından desteklenmemektedir.

Sektörün sosyal sorumluluk projelerine gerekli hassasiyeti gösterdiği düşüncesi orta düzeyde

desteklenirken sayısal anlamda yapılan çalışmaların yeterliliği konusunda katılımcıların %45’i

yetersiz olduğunu vurgulamaktadır. Sektörde markalaşmaya yönelik yapılan çalışmaların yeterliliği

konusunda katılımcıların %36’sı yetersiz olduğunu düşünürken %64’ü yeterli olduğu düşüncesini

orta düzeyde desteklemektedir. Katılımcılar sektöre yönelik dışarıdan olumsuz imaj çalışmaları

yapıldığı düşüncesini %60 oranında desteklemekte iken %40’lık kesim bu tür çalışmaların olduğu

düşüncesini desteklememektedir. İşletmelerin çok önemli bir kısmı markalarının pazardaki bilinirlik

düzeyinin oldukça iyi düzeyde olduğu düşüncesini desteklemektedir. Sektörde geliştirilen ürünlerin

oldukça yenilikçi olduğu düşüncesi katılımcıların önemli bir kısmı (%85) tarafından orta düzeyde

desteklenmektedir. Sektördeki işletmelerin %80’i ürettikleri ürünlerin rakip ürünlerinden daha farklı

yapıda olduğu düşüncesini desteklemektedir. Dolayısıyla piyasada ürün çeşitliliği ve ikame ürün

bulma olasılığı da artış gösterebilmektedir. İşletmelerin kendisine ait spesifik bilgi ve teknolojiler

patent, markalama ve lisanslama aracılığı ile korunmaya alınmaktadır düşüncesi katılımcıların %91’i

tarafından orta düzeyde desteklenmektedir.

Page 61: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

50

Sektördeki işletmeler arasındaki işbirliği ve koordinasyon yapısının iyi olduğu düşüncesi

katılımcıların %34’ü tarafından desteklenmezken %66’sı tarafından desteklenmektedir. Dolayısıyla

bu algının yükseltilmesi, dış pazarlara açılıp ihracat rakamlarının artırılması konusunda işletmelere

büyük katkılar sağlayabilecektir. Sektördeki müşteri şikâyet ve problem oranının oldukça düşük

olduğu düşüncesi katılımcıların %80’i tarafından desteklenirken %20’si bu düşünceye

katılmamaktadır. Sektörde belirli bir dönemde bir şirkette çalışanların işe giriş-çıkış devir oranı

olarak adlandırılan personel devir oranının düşük olduğu düşüncesi katılımcıların %36’sı tarafından

destek görmezken %64’ü tarafından orta düzeyde desteklenmektedir. Sektörde kullanılan üretim

sistemlerinin güncel olduğu düşüncesi katılımcıların önemli bir çoğunluğu (%82) tarafından orta

düzeyde desteklenmektedir. Sektörde üretilen ürün ve hizmetlerin ihtiyaç duyulan yerlere

ulaştırılmasında kullanılan dağıtım kanalları oldukça etkindir düşüncesi katılımcıların %83’ü

tarafından desteklenmektedir.

Sektörde ihtiyaç duyulan mali kaynakları hızlı ve kolay bir şekilde tedarik edebilme imkânı yeterli

düzeydedir düşüncesi katılımcıların %63’ü tarafından orta düzeyde desteklenirken %37’si tarafından

desteklenmemektedir. Sektörde çalışan bireylerin eğitim düzeyleri yeterlidir düşüncesi katılımcıların

çoğunluğu (%70) tarafından orta düzeyde desteklenmektedir. Bununla birlikte sektörün kendine has

yapısı nedeniyle işbaşı eğitimler, kalite kontrol eğitimleri, oryantasyon eğitimleri vb. ihtiyaçlardan

dolayı çalışanların istenilen niteliklere kavuşması uzun sürebilmektedir. Katılımcıların %72’lik kısmı

sektörde çalışan bireylerin teknik bilgi ve beceri düzeyinin oldukça yeterli düzeyde olduğu

düşüncesini desteklemektedir. Sektörde faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası işletmelerle

dolayısıyla rakiplerle olan ilişkilerin durumu katılımcıların %20’si tarafından olumsuz tanımlanırken

%80’i tarafından olumlu olduğu yönünde bir algı ile desteklenmektedir. Sektör olarak yeni

gelişmekte olan pazarları kullanma konusunda iyiyiz düşüncesi katılımcıların %85’i tarafından

desteklenmektedir. Ancak gerek değişken müşteri talep ve beklentileri gerek dış çevredeki

değişimler göz önünde bulundurulduğunda yeni pazarların istek ve arzularını tespit etmenin

zorluğunu ortaya koymaktadır.

Sektördeki işletmeler demografik (nüfus, yaş, gelir düzeyi vb.) değişiklikleri ve bunun sektöre olan

yansımalarını iyi analiz edebiliyoruz düşüncesini orta düzeyde desteklemektedir. Sektördeki

işletmeler ekonomik alanda meydana gelen yenilikleri iyi analiz ettikleri düşüncesini %83 oranında

orta düzeyde desteklemektedir. Sektördeki işletmeler yasal alanda meydana gelen yenilikleri iyi

analiz ettikleri düşüncesini %89 oranında yüksek düzeyde desteklemektedir. İşletmelerin yasal

düzenlemelerdeki değişiklikleri ekonomik, müşteri, müşteri üzerindeki değişikliklerden daha dikkatli

bir şekilde incelemeye alması üzerinde tartışılması gereken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sektördeki işletmeler rakiplerin hala temas edemedikleri ürün alanlarının niş pazarların varlığı

düşüncesini %86 oranında orta düzeyde desteklemektedir. Buna göre elde edilen veri var olan

rekabeti hafifletici niş pazarlara yönelik hamleler yapmak isteyen işletmeler için önemli bir bulgudur.

Sektördeki işletmelerin birbirleri ile stratejik anlaşma ve ortaklık kurma imkânları yüksek

düzeydedir düşüncesi katılımcıların %74’ü tarafından orta düzeyde desteklenmektedir ki bu da

işletmelerin birbirlerini sadece rakip olarak değil potansiyel ortak olarak görmesi açısından

önemlidir. Sektördeki ürün üreticileri ile tamamlayıcı ürün üreticileri arasında pazarlama alanında

işbirliği yapma konusunda imkânlar oldukça yüksek düzeydedir düşüncesi katılımcıların önemli bir

kısmı (%80) tarafından desteklenmektedir. Sektördeki işletmeler ürettikleri ürünlerin çevreye

olumsuz etkilerinin çok az olduğu düşüncesini yüksek düzeyde desteklemektedir. Sektördeki

işletmelerin önemli bir kısmı (%77) kendilerine has, kolayca taklit edilemeyen, ikamesi bulunamayan

Page 62: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

51

temel yeteneklere sahip olduğu düşüncesini orta düzeyde desteklemektedir.

Sonuç olarak Düzce İli için yapılan SWOT analizinde İnşaat ve Yapı Malzemelerinin değerlendirilmesi

aşağıda sunulmuştur.

3.5. SWOT ANALİZİNE YÖNELİK SEKTÖRÜN GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLERİ

Güçlü Yönler

Aşağıda çalışma sonucunda sektörün güçlü yanları ortaya çıkmıştır. Bunlar incelendiğinde üretim

sürecinde teknik yenilikler, üretilen ürününü güvenilir olması, sistemlerin akreditasyonunun olması,

çok uluslu ve ulusal firmalarla köklü geçmiş ve tecrübeye sahip olması, üretilen ürünlerin çeşitliliğinin

varlığı, kurumsal olarak örgütlenmiş olmaları, üretimin çevre dostu olması, üretim tesislerinin Dünya

standartlarında olması, üretilen ürünlerin ise uluslararası standartlara olması, az-çok miktardaki

siparişlere cevap verilebilir olması, katma değeri yüksek ürünler üretilir olması, Düzce ilinin coğrafi

pazarlara yakınlığının olması, üretim altyapılarının varlığı, firmaların tam kapasitelerini kullanmaları,

modern teknolojik altyapılarının var olması, firmaların tasarım ve markalaşmada önemli mesafeler kat

etmiş olmaları, kaliteli hammaddelerin temini, çevre ve insan sağlığına zararsız üretimin olması,

ihracat gücünün var olması, farklı taleplere karşı esnek üretim kabiliyetinin varlığı, ürünleri ihraç etme

kabiliyetinin olması, diğer ilgili sanayilerle yatay entegreasyonun yüksek olması ve sektörel mevzuata

uyumlu üretimlerin yapılabilmesi gibi sıralanabilir.

-Üretim sürecinde teknik yeterlilik

- Ürün güvenilirliği

-Akreditasyon sisteminin olması

- Çok uluslu ve ulusal firmalarla köklü bir geçmiş ve tecrübeye sahip olma

- Ürün çeşitliliği

- Kurumsal örgütlenme

- Çevre dostu üretim

- Üretim tesisinin dünya standartlarında olması

- Uluslararası standartlara uygun ürün üretme

- Küçük siparişlere cevap verebilme

- Büyük siparişlere cevap verebilme

- Katma değeri yüksek ürün üretme

- Hammaddeden aksesuara tüm segmentlerde üretim yapabilme

- Pazarlara coğrafi yakınlık

- Üretim altyapısı

- İlgili sanayilerle yatay entegrasyon

- Tam kapasite kullanımı

- Yönetim Becerileri

- Modern teknolojik altyapının varlığı

- Tasarım ve markalaşma çalışmalarında önemli mesafe kat edilmesi

- Değişen talep yapısıyla uyumlu bir üretim için gerekli ar-ge çalışmaları

- Kaliteli hammadde temini

- Çevre ve insan sağlığına uygun üretim

- İhracat gücü

- Hızlı ve esnek hareket edebilme kabiliyeti

Page 63: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

52

- Üretimin talebi karşılama gücü

- Esnek üretim yetkinliği

- Sektörel mevzuata uyum

Hem Güçlü hem Zayıf Yönler

Aşağıda çalışma sonucunda sektörün hem güçlü hem zayıf yanları ortaya çıkmıştır. Bunlar

incelendiğinde bazı firmalarda Ar-Ge altyapısının, Üniversite-Sanayi işbirliğinin Türkiye’deki ve

Dünyadaki çoğu firma ile yarışabilecek durumda olduğu, Elektrik, su, yol, ulaşım gibi bazı altyapı

hizmetlerinin yüksek standartlarda olması, Yerel yönetimlerle ilişkilerin iyi olması, Yeni teknoloji

geliştirme kapasitesinin varlığı ve çalışanların örgütsel bağlılığının çok iyi seviyelerde olduğu dikkat

çekerken; bazı firmalarda Ar-Ge altyapısının, Üniversite-Sanayi işbirliğinin hiç olmadığı, özellikle yol,

su, ulaşım, elektrik ve doğalgaz altyapılarının 3. Dünya ülkelerinin bile çok gerisinde olduğu Düzce

ilinde Dünya çapındaki bazı firmaların asfaltlı yolunun olmadığı, elektrik, su, doğalgaz kalitelerinin

sürekli düşük olduğu ve çalışanların firmaya bağlılıklarının olmadığı özellikle fındık işçiliğinin getirdiği

yüksek kazancın fındık döneminde işçi bulunamaması durumlarının varlığı hem Düzce iline gelecek

yatırımlara hem de sektöre büyük darbe vurmaktadır.

- Ar-Ge altyapısı

- Altyapı yetersizliği (Elektrik, yol, ulaşım, su gibi)

- Üniversite-sanayi işbirliği

- Yerel yönetimlerle ilişkiler

- Yeni teknolojilerinin geliştirilmesi

- Çalışanların örgütsel bağlılığı

Zayıf Yönler

Aşağıda çalışma sonucunda sektörün zayıf yanları ortaya çıkmıştır. Bunlar incelendiğinde sektörde

eğitimli, nitelikli çalışan ve ara eleman varlığının olmaması, yurt dışı var olan perakende mağaza

sayısına ulaşılamaması, işçi servis ulaşım ve Düzce genelindeki il içi ulaşım problemlerinin varlığı,

fındık işçiliğinin getirdiği yüksek kazancın fındık döneminde işçi bulunamaması durumları olarak

ortaya çıkmıştır.

- Nitelikli insan kaynağı

- Yurtdışı perakende mağaza sayısı

- Nitelikli ara eleman

- Personel ulaşım ve servis problemi

- Fındık işçiliğinden dolayı fındık toplama zamanında işçi sıkıntısı

3.6. SWOT ANALİZİNE GÖRE SEKTÖRE YÖNELİK TEHDİT VE FIRSATLAR

Sektördeki Fırsatlar

Aşağıda çalışma sonucunda sektörün zayıf yanları ortaya çıkmıştır. Bunlar incelendiğinde AB

müktesebatına uyum süreci, yeni dış pazarlar, yenilenebilir enerji kaynaklarına önem verilmesi,

bölgesel kalkınma politikalarının işlerlik kazanması, artan tüketici bilinci, iç talep, dış talep, dinamik

nüfus, yaşam süresinin uzaması ve kamu destek ve teşvikleri, sektörün mal ve hizmetlerine talebin ve

Page 64: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

53

beklentilerin artıyor olması, istikrarlı ve büyüyen ekonomi, yeni tedarikçi alanları, coğrafi konum ve

tüketicilerin doğal ürünleri tüketme isteklerinin artması olarak ortaya çıkmıştır.

- AB müktesebatına uyum süreci

- Yeni dış pazarlar

- Yenilenebilir enerji kaynaklarına önem verilmesi

- Bölgesel kalkınma politikalarının işlerlik kazanması

- Artan tüketici bilinci

- Artan iç talep

- Artan dinamik nüfus, yaşam süresinin uzaması

- Artan Kamu Destek ve Teşvikleri

- Sektörün mal ve hizmetlerine talebin ve beklentilerin artıyor olması

- İstikrarlı ve büyüyen ekonomi

- Yeni tedarikçi alanları

- Coğrafi konum

- Tüketicilerin doğal ürünleri tüketme isteklerinin artması

- Artan dış talep

Sektördeki hem Fırsat Hem de Tehditler

- Rekabetçi yerel tedarikçilerin varlığı

Sektördeki Tehditler

- Kayıt dışı ekonomik faaliyetler

- AB ekonomilerindeki kriz

- Azalan/Kesilen Kamu Destek ve Teşvikleri

- Bazı hammaddelerde yüksek orandaki “dışa bağımlılık”

- Ülke ve ürünlerin markalaştırılamaması

- Denetim ve kontrol yetersizliği

- Karar mekanizmalarında özerklik sınırları bulunması

- Kamu ve özel sektör karar mekanizmalarda yönetim zafiyeti

- Kamu-özel sektör ortaklığı modelinin çalışmaması

- Dış pazarlarda dağıtım zinciri eksikliği

- Alternatif dış pazarlar için Serbest Ticaret Anlaşmalarının yetersizliği

- İç piyasanın vergi politikaları ile sınırlı olması

- Mesleki liselere ilginin azalması

- İşgücü piyasasında arz talep dengesizliği

- Dış pazarlarda durgunluk

- Orta Doğu’da derinleşen istikrasızlık

- Gelişen yeni pazarlara (Çin, Brezilya) coğrafi uzaklık

- Hizmet sektörünün gelişmesinin işgücü olanaklarını sınırlaması

- İklim değişikliği

- Sendikalaşma

- İthal girdi fiyatlarında istikrarsızlık

- Girdi maliyetlerinin yüksekliği

- Üretim maliyetlerinin yüksekliği

Page 65: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

54

- Kalifiye eleman yetiştirme mekanizmasının eksik olması

- Sektör ile diğer sektörlerin işbirliği veya etkileşimi alanlarında politika oluşturma ve analiz etmeye

uygun çalışmaların yapılamamış olması

3.7. DÜZCE’DE İNŞAAT VE YAPI MALZEMELERİ SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI

Düzce Üniversitesi, Düzce Teknoloji Transfer Ofisi ve Düzce Ticaret Odası olarak İnşaat ve Yapı

Malzemeleri sektöründe faaliyet gösteren firmaların temsilcileri ve çalışanları ile yapılan SWOT

Analizi Anket Çalışmaları sırasında, sektörünün sorun alanları şöyle sıralanabilir;

Her sektörde olduğu gibi İnşaat ve Yapı Malzemeleri sektöründe de yetişmiş ara eleman açığı had

safhadadır. Özellikle teknik ve mesleki eğitim konusundaki tutarsız politikalar ve sık sık değişen eğitim

sistemi ara eleman açığının her geçen gün artmasına, bu da işgücü kaybına ve maliyetlerin artmasına

sebep olmaktadır. Cazibesini kaybeden çıraklık okulları, yetişmiş tecrübeli eleman açığını had safhaya

getirmiştir. Lise mezunu olup da üniversite kapısında bekleyen genç nüfus da sektörün ihtiyacına

cevap verememektedir. Yurt dışındaki üniversitelerin mühendislik bölümleri, en son teknolojinin

görüldüğü ve kullanıldığı birer özel firma donanımındadır. Ülkemizdeki pek çok üniversitede ise

öğrencilerin kullanımına yeterli alet ve donanım sunulamadığı için öğrenciler yeterli düzeyde bir

eğitim alamamaktadırlar.

Sanayi odalarının/derneklerin her şirkete aynı ilgi ile yaklaşmamaktadır. Şirketler arası pozitif

ayrımcılığın olmaması da sektörün sorunlarındandır.

İç pazardaki merdiven altı tabir edilen üretimlerden ve üretim standartlarının denetlenmemesinden

kaynaklı kaliteli ve yüksek standartlı üretim yapan kaliteli firmalar yurt dışına açılmakta, yurt içinde

ise kalitesiz ve standartlardan yoksun malzemeler kullanılmaktadır.

Finans imkânının sınırlı olmasından dolayı veya bu konuya yeterli önem verilmemesi nedeni ile AR-GE

eksikliği sektörde önemli bir sorun olmaktadır.

Teşvik ve destek projelerinin şirketlere yeterince duyurulmaması, bilinse bile bunu değerlendirecek

personelin azlığı, destekten yoksun kalmayı da beraberinde getirmektedir.

Muhtelif yollardan ülkemize sokulan kalitesiz malzeme, imalat ve kullanım aşamasında tehlikeli ve

geri dönüşü olmayan problemlere sebep olmaktadır. Firmalar üretimden sonra ortaya çıkan atıkları

(örneğin taş yünü atığı gibi) geri dönüşümde kullanmak için girişimlerde bulunulmasına rağmen

gerekli yardımı ve muhatabı bulunmaması olarak öne çıkmaktadır.

Sektörde çalışanların fındık işçiliğinin getirdiği yüksek kazancın, fındık döneminde işçi bulunamaması

durumlarının oluşması da sektörde çalışan elemanların olumsuzluğu olarak ortaya çıkmaktadır.

Sektördeki bazı firmalar için özellikle yol, su, ulaşım, elektrik ve doğalgaz altyapılarının 3. Dünya

ülkelerinin bile çok gerisinde olduğu Düzce ilinde Dünya çapındaki bazı firmaların yolunun olmadığı,

elektrik, su, doğalgaz kalitelerinin sürekli düşük olduğu da ön plana sorun olarak çıkmaktadır.

Page 66: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

55

3.8. DÜZCE’DE İNŞAAT VE YAPI MALZEMELERİ SEKTÖRÜNÜN SORUNLARININ ÇÖZÜM

ÖNERİLERİ

İhracatın artırılması ve işsizliğin azaltılması için üreten reel sektörün önündeki engeller ortandan

kaldırılmalıdır. Bu noktada Devletin yapması gerekenler şöyle sıralanabilir:

Kayıt dışılığın ve haksız rekabetin önüne geçilmelidir. Sektörün içinde bulunduğu sıkıntılardan biri de

kayıt dışı merdiven altı üretimlerin varlığıdır. Haksız rekabet ve kalitesiz malzeme ithalatı konusunda

yaptırım uygulama gücüne sahip yegâne güç devlettir. Yurt dışından kalitesiz malzeme ithalatına ve

ülke içindeki kalitesiz ve standartlardan yoksun üretime kesinlikle izin verilmemelidir.

Sanayimiz için yetişmiş ara eleman ihtiyacının karşılanmasında en büyük görev eğitim politikalarını

belirleyen siyasilere düşmektedir. Yetişmiş ara eleman ihtiyacı çok büyük olan sanayimize fayda

sağlayacak şekilde ve en kısa sürede meslek okulları yapılandırılmalı, mezunlarının hemen iş hayatına

atılabilecekleri teknik bilgi ve beceri sahibi olarak yetiştirilmeleri için devlet tarafından çalışmalar

acilen başlatılmalıdır. Meslek liseleri diğer derslerde başarılı olmayan öğrencilerden oluşturulmak

yerine teknik ve matematik alanında eğitimli öğrencilerden oluşturulmalıdır. Bu çalışmaların yanı sıra

çeşitli kuruluşlar da özel eğitim kursları ve seminerleri vasıtasıyla bu eğitime katkıda bulunmalıdır.

Üniversite mezunu gençler için Sanayi, YÖK, Milli Eğitim Bakanlıkları ile DPT, Odalar ve Sivil Toplum

Örgütleri ile ortaklaşa bir eğitim programı hazırlamalıdırlar.

Endüstri meslek liselerinde uygulamalı derslerin niteliği geliştirilerek atölyelerde mevcut makine ve

tezgâhların güncel teknolojili modeller ile yenilenmesi sağlanmalıdır. Üniversitelerde güncel

teknolojiler laboratuvarlarda yetersizdir. Meslek Yüksekokullarına teknolojik altyapılı laboratuvarlar

kazandırılmalıdır.

Devlet, üniversitelerinde sanayimizin ihtiyaçlarına göre, önlisans programlarında meslek yelpazesi

genişletilebilir. Lisans programlarında teknoloji fakülteleri ile mühendislik fakülteleri birleştirilmeli

hem fakültelerin hem de önlisans ve lisans öğrenci sayılarının azaltılarak nitelikli ve kaliteli eğitim

verilmesinin sağlanması gerekmektedir. Dahası hem fakültelerde hem de meslek yüksekokullarının

laboratuvarında eksik olan cihazlar tamamlanmalı, var olan 30-40 yıllık bazı cihazlar modern hale

getirilmeli ve sektörün ihtiyaçlarına karşılık vermelidir.

Üniversitelerde öğretim elemanlarından öğretim üyesi ayrımı yapmadan Üniversite ve sanayinin

işbirliği içinde olmasını sağlayıcı çeşitli teşvikler yine devlet tarafından uygulanmalı ve bu yolla

eğitimin teori ayağıyla sanayinin uygulamadaki tecrübesi birleştirilmelidir. Bunun için Üniversitelere

bütçe ayrılmalıdır.

İş sağlığı ve güvenliği, çevre kurallarına uyum konularında firmaların gerçekleştireceği uyum

çalışmalarının maliyetler üzerinde bir miktar olumsuz etki yaratması beklenmektedir. Bu nedenle bu

konuda uzun bir uyum süreci talep edilmesinde yarar bulunmaktadır. Özellikle çevre şartlarına

uyum konusunda AB'nin mali destekleri bulunmaktadır. Bu konuda sanayicilerin bilgilendirilmesi ve bu

imkânların değerlendirilmesi gerekmektedir.

İhracatın artırılması ve işsizliğin azaltılması için üreten reel sektörün önündeki engeller ortandan

kaldırılmalıdır. Bu noktada Özel Sektörün yapması gerekenler şöyle sıralanabilir:

Page 67: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

56

Sektörde faaliyet gösteren firmalarımız ar-ge’ye daha fazla kaynak ayırmalı, bu konuya gereken önemi

göstermelidir. Bu kapsamda kendine özgü geliştirdiği ürünleri kullanmaya başlayarak çeşitli Yapı

fuarlarında bu ürünleri sergileyerek ihracata başlamalıdır.

Son dönemde San-Tez projeleri ile ilimizde bu anlamda önemli bir ilerleme kaydedilmiştir. Yine

ilimizde Düzce Üniversitesi “Teknopark” aracılığıyla da üniversite-sanayi işbirliği hızla artmaktadır.

Ancak bu yeterli değildir. Tüm firmalarımızın bilgiye ulaşmaları sağlanmalı, firmalarımız bu konuda

istekli olmalı, araştırmacı olmalıdır. İnovatif çalışmalar konusunda Teknoparktan ve üniversitelerin

ilgili bölümlerinden ziyadesiyle faydalanmaktan çekinilmemeli, hem sanayici Üniversite öğretim

elemanlarına, hem de Üniversite öğretim elemanları sanayiciye güvenmeli kapılar sonuna kadar

açılmalıdır.

Sektörde yerli firmalar birbirini taklit etmemelidir. Firmalarımız kendi özgün tasarımlarını

hazırlamaya gayret göstermelidir. Gerek yurt dışından gerek kataloglardan bakarak aynı-benzer

(replika) ürünleri üretmek başlangıçta avantajlı görünse de markalaşma, kalite ve ayakta kalma

yolunda büyük bir hüsrana neden olacaktır.

İlk aşamada orta teknoloji düzeyinde tasarımlarla, gelişen ülkeler imalatçılarının önüne geçmek, daha

sonra ise, güncel teknolojilere uygun imalat yapmak gerekmektedir. Bunu sağlamak ise ciddi bir

mühendislik çalışmasını gerektirmektedir. Sektördeki firmalar bazı diğer giderlerinden kısarak,

tasarım yeteneğine sahip, imalat tecrübesi olan mühendis ve kalifiye eleman istihdamına büyük önem

vermeleri gerekmektedir. Bu tür eleman sağlamak kolay olmadığından, kabiliyetli elemanların

kadroya alınması ve bunların birikimlerinin geliştirilmesi dışında da başka bir imkân

görülmemektedir. Hali hazırda çok tecrübeli ve yetenekli çalışan teknik personel bulma yerine geleceği

olan parlak bireyleri de yetiştirmeye özen göstermelidirler.

Sektördeki firmalar ileri teknolojiyi takip etmeli, ancak ileri teknolojik donanımdaki bir ekipmanı

almış olmak için almak yerine öncelikle ekipmanın kullanımı konusunda yeterli donanıma sahip

olduklarını kontrol etmeli, bu teknolojiyi en doğru şekilde kullanacak elemanı bünyesinde tahsis

ettikten sonra ekipmanın alımına gitmelidir.

Kalite markası oluşturmak hedefiyle tanıtıcı fuar organizasyona katılım, yurtiçi ve yurtdışında

şubelerini arttırma gibi projeler uygulanmalıdır. Bütün bunlar devletten finansal destek almadan

firmaların kendi çabalarıyla sağladıkları önemli girişimler olmalıdır. Bu tür girişimlerin artırılması ve

il bazında da önemli projelerin hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Sektördeki firmalar Devlet Üniversitelerindeki Meslek Yüksekokullarına teknik donanım desteği

sağlayarak ve/veya sektördeki firmalar birleşerek bir organize sanayi Meslek Yüksekokulu açma

girişimlerinde bulunabilirler. Bu sayede teknik altyapısı geliştirilen ve/veya kurdukları yüksekokuldan

kaliteli ara eleman ihtiyacını karşılamış olacaklardır.

İhracatın artırılması ve işsizliğin azaltılması için üreten reel sektörün önündeki engeller ortandan

kaldırılmalıdır. Bu noktada Düzce Ticaret Odasının yapması gerekenler şöyle sıralanabilir:

Düzce Ticaret Odası, firmaların faaliyet gösterdikleri sektör hakkındaki bilgilere kolay erişimini

sağlamayı sürdürebilir. Sektörü ilgilendiren tüm gelişmeleri takip ederek, üyelerini bu konuda ilk

elden bilgilendirerek, gerekirse sektörel bültenler yayınlayabilir.

Page 68: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

57

Düzce Ticaret Odası, hali hazırda yürüttüğü sektörel istişare toplantıları, düzenlemiş olduğu çeşitli

seminer ve konferanslar vasıtasıyla daha fazla firma yetkisine ulaşarak, onları sürekli dinleyerek

sorunlarını çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarına iletebilir.

Düzce Ticaret Odası, sektör temsilcileri ile üyelerinin buluşmasını sağlayıcı adımlar atabilir. Gerekirse

sektörün Düzce’de hareketlenmesini ve tanıtımını temin etmek amacıyla İnşaat ve Yapı Malzemeleri

sektörü ihracat rakamlarının bir seferlik Düzce’de açıklanması ve bu yolla Düzce’nin sektördeki

tanıtımının da yapılmasını sağlayıcı bir organizasyona öncülük edebilir.

Düzenlenen fuarlara daha fazla katılımın ve etkinliğin sağlanması için farklı uygulamalara gidilebilir.

Geçen yıla ait ihracat rakamlarını ihracatını artırmış firmalara ödül olarak yurt dışındaki fuarlara

katılım konusunda uygun bir ücret indirimi sağlanabilir.

Firmaların haksız rekabetinin önüne geçmek için toplantılar düzenleyerek firma yetkilileriyle

görüşmeler yapılabilir. Firmaların kaliteli üretimini teşvik için ne tür yaptırımlar yâda teşvikler

uygulanabileceği konusunda görüşülebilir.

Sektördeki firmalar ile Oda arasındaki iletişim ve güven arttırılmalı, oda sadece para alan değil sektöre

destek sağlayan işleri kolaylaştıran ve takip eden hale bürünmelidir.

3.9. SONUÇ ve ÖNERİLER

Düzce İlinde gerçekleştirilen İnşaat ve Yapı Malzemeleri Sektörü SWOT Analizi çalışması, sektör

temsilcilerinin yakın ilgisi sonucunda, yüksek düzeyde katılımlı bir şekilde gerçekleştirilmiştir.

Katılımcılar, sektörün güçlü ve zayıf yönleri ile fırsat ve tehditlerini samimi bir şekilde tartışarak

analiz etmiştir. Sürecin bundan sonraki aşamalarının gereği gibi yerine getirilmesi sektörün

geleceğe yönelik amaç ve hedeflerine ulaşmasını kolaylaştıracaktır.

Türkiye'de İnşaat ve Yapı Malzemeleri sektörü çok hızlı bir değişim ve gelişme yaşamıştır. İnşaat ve

Yapı Malzemeleri sektörü Türkiye’de ihracatı en hızlı artan sektörlerden biri haline gelmiştir.

İnşaat ve Yapı Malzemeleri sektörünün güçlü olduğu yönler kadar zayıf olduğu bazı konular da

bulunmaktadır. Bu nedenle bu sektörlerin dünya ticaretinden aldığı payı artırmak için;

İşgücü maliyetindeki mali yükü azaltılmalı,

Firmaların kaliteye ve güncel teknolojilerin uygulanmasına özen göstermeleri ve bu çerçevede

uluslararası standartlara uygun imalat yapmaları sağlanmalı,

Yabancı sermayenin yerli üreticilerle işbirliği geliştirilmesi temin edilmeli,

AR-GE yatırımları artırılarak, yeni ve farklı tasarımlar oluşturulmalı,

Sektörün teknik ara eleman ihtiyacını karşılayabilecek şekilde eğitim sisteminde gerekli

yapılandırmaya gidilmeli,

Sektörün ihtiyaç duyduğu büyük yatırımlar için büyük projeler gerçekleştirilmelidir.

Page 69: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

58

Düzce İnşaat ve Yapı Malzemeleri sektörü olarak güçlü yanları iyi kullanıp zayıf yanları

güçlendirmeye çalışılırsa, bu bağlamda fırsatları daha iyi değerlendirir, iç ve dış tehditlere karşı daha

dirençli durulabilir.

Gerçekleştirilen SWOT Analizi çalışmasının ardından aşağıdakilerin yapılması önerilmektedir:

1. Uygulanacak eylem planlarının izlenmesi amacıyla çalışma yapılacak her sektör için sektörün

önde gelen kuruluşları ile Üniversiteden ilgili sektör öğretim elemanı katılımıyla “Koordinasyon

Kurulu” oluşturulması.

2. SWOT Analizinde ortaya çıkan konuların “Koordinasyon Kurulu” tarafından toplu olarak

önceliklendirilmesi ve değerlendirilmesi.

3. SWOT Analizi çalışmasına katılan grubun Koordinasyon Kurulu tarafından önceliklendirilen

konularda “Eylem Planları”’ hazırlaması ve eylem planlarının uygulamaya alınması.

4. Belirli periyotlarda olmak üzere, Düzce Ticaret ve sanayi odasının da katılımıyla “Durum

Değerlendirme Toplantıları” yapılarak gelişmelerin analiz edilmesi.

5. Yılda bir kez ‘Genel Değerlendirme Toplantısı’ yapılarak ulaşılan durumun daha önceden

belirlenmiş olan amaç ve hedeflerle karşılaştırılması ve gerekli önlemlerin alınması.

6. Ulaşılan amaç ve hedeflerin uygulamadaki etkililiğinin izlenmesi önerilmektedir.

KAYNAKLAR

İlhan, A. (2014), “İnşaat Sektörünün Ekonomik Büyümeye Etkisi (2002-2014) ve Sürdürülebilir

Büyüme”, İşletme ABD, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Ankara.

TİM. (2016). Sektörel Bazda İhracat Rakamları, http://www.tim.org.tr

TUİK. (2016). Sektörel Bazda İstatistik Veriler, http://www.tuik.gov.tr/Start.do

Page 70: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

59

4. METAL/MAKİNE VE OTOMOTİV SEKTÖRÜ

4.1. GİRİŞ

Son yıllarda yerel yönetim ve yerel planlamanın öneminin tüm dünyada arttığı görülmektedir.

Her bölgenin gerçeklerini ortaya koyan ve kaynaklarının rasyonel kullanımına imkân veren yerel

planlara duyulan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır. Bir bölgenin, ilin, sektörün ya da kuruluşun kısa,

orta ve uzun vadeli planlarını yapma ve sürdürülebilirliğini sağlamada o bölgede yaşayan, o

sektörde ya da kuruluşta çalışan kişilerin yer alması; gerek sorunların doğru olarak tespitinde,

gerekse gerçekçi çözüm önerilerinin üretilmesi aşamasında önem arz etmektedir.

SWOT (GZFT) Analizi, söz konusu ihtiyaçların tespiti ve mevcut durumun analizi konusunda

yardımcı olacak bir teknik olarak kullanılmaktadır. Amaç; iç ve dış etkenleri dikkate alarak, var

olan güçlü yönler ve fırsatlardan en üst düzeyde yararlanacak, tehditlerin ve zayıf yönlerin etkisini

en aza indirecek plan ve stratejiler geliştirilmesine yönelik altyapı çalışmalarının

gerçekleştirilmesidir.

Metal/Makine ve Otomotiv sektörünün mevcut potansiyelini ortaya çıkarabilmek, buna bağlı olarak

mevcut ve gelecekteki amaçlarına ulaşabilmesini sağlamak için stratejik yönelimleri tanımlayarak

planlama altyapısına destek oluşturmak amacıyla, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası’nın talebi üzerine

Metal/Makine ve Otomotiv Sektörü SWOT(GZFT) Analizi çalışması gerçekleştirilmiştir. Çalışma,

Düzce üniversitesi akademisyenlerinin bizzat ilgili firmalar ile yüz yüze görüşerek anket uygulaması

ve fikir alış verişi şeklinde yürütülmüştür.

Çalışmanın, Metal/Makine ve Otomotiv sektörünün bugünkü durumunun değerlendirilmesi ve

geleceğe yönelik kararların verilebilmesine ışık tutması ve değişik düzeylerde görevli karar

alıcıların birbirlerinin düşüncelerini net olarak bilmeleri ve mevcut iletişimin güçlenmesine katkı

sağlayacağı tahmin edilmektedir.

4.2. YÖNTEM

Açılımı; ‘S (Strengths): Güçlü Yönler, W (Weaknesses): Zayıf Yönler, O (Opportunities): Fırsatlar

ve T (Threats): Tehditler’ olan SWOT (GZFT) Analizi; bir organizasyonun çevresi ile etkileşim

içinde sistematik olarak incelendiği bir yöntemdir. Bu yöntem, planlama yapılırken

organizasyonun/ sektörün/bölgenin güçlü ve zayıf yönleri ile karşı karşıya olduğu fırsat ve

tehditleri analiz etmeyi ve geleceğe dönük stratejiler geliştirmeyi ifade eder. Amaç; iç ve dış

etkenleri dikkate alarak, var olan güçlü yönler ve fırsatlardan en üst düzeyde yararlanacak,

tehditlerin ve zayıf yönlerin etkisini ise en aza indirecek plan ve stratejiler geliştirilmesine yönelik

altyapı çalışmalarının gerçekleştirilmesidir.

SWOT Analizi çalışmasının yürütülmesinde beyin fırtınası yönteminden faydalanılmaktadır.

Beyin fırtınası, sorunların tespit edilmesi ve çözümlerinin ortaya konulmasında kısa bir zaman

aralığı içerisinde bir çalışma grubunun düşünce güçlerini birleştirerek mümkün olduğunca çok

sayıda kolektif fikir üretimi amacıyla kullanılan demokratik ve katılımcı bir çalışma tekniğidir.

Metal/Makine ve Otomotiv Sektörü SWOT Analizi çalışması, 11 kişi metal/makine ve 15 kişi

otomotiv sektörünü temsil eden kişileri katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma ile ilgili hazırlanan

Page 71: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

60

rapor, 4 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde çalışmanın yöntemi açıklanmış, ikinci bölümde

Metal/Makine ve Otomotiv sektörü SWOT Analizi değerlendirmeleri, üçüncü bölümde Düzce’de

metal/makine ve otomotiv sektörünün sorun alanları, raporun son bölümde ise gerçekleştirilen SWOT

Analizi çalışmasının sonuç ve önerileri yer almıştır.

Anket soruları firma sahiplerine, üst düzey ve orta düzey yöneticilerine yöneltilerek doldurulmuştur.

Anket formlarının doldurulma işlemi Kasım 2016 döneminde gerçekleştirilmiştir. Verilerin

analizinde SPSS paket programı ile yüzde ve frekans dağılımları alınmıştır. Literatür araştırması ve

elde edilen veriler ışığında Düzce İli Metal/Makine ve Otomotiv Sektörü SWOT Analizi Raporu

hazırlanmıştır.

4.3. METAL/MAKİNE ve OTOMOTİV SEKTÖRÜNÜN TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YERİ

Türkiye’de makine sanayi, 1950’li yıllarda şeker ve çimento fabrikaları gibi büyük ölçekli kamu

yatırımlarının etkisi ile gelişmeye başlamıştır. Fabrikalardaki makinelerin bakım, onarım ve

yenileştirme ihtiyaçları, özel sermayeli firmaların sektöre girişini tetiklemiştir. Yurt dışından makine

temininin döviz sıkıntısı nedeniyle sekteye uğraması, girişimcilerin makine taleplerin bakım ve onarım

yapan firmalara yönlendirmesine neden olmuştur. Bu sayede özel sektörün makine imalatına ilgisi

artmış ve ilk imalat girişimleri başlamıştır. 1960’lı yıllarda liman vinçleri dâhil olmak üzere çok çeşitli

makine imal eden firmalar ortaya çıksa da bu firmalardan pek azı günümüze kadar varlıklarını

koruyabilmiştir.

1970’li yıllar makine sanayinde önemli atılımlara sahne olmuştur. Bu dönemde kurulan MKEK

(Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu), TAKSAN (Takım Tezgâhları Sanayi), TÜMOSAN (Türk Motor

San. Tic. A.Ş.), TEMSAN (Türkiye Elektromekanik Sanayi), TESTAŞ (Türkiye Elektronik Sanayi) gibi

KİT’ler, sanayileşmenin lokomotifi olarak ülkemizde makine sektörünün gelişiminde de öncü rol

oynamıştır. 1980 sonrası iç ve dış rekabete dayanan liberal bir ekonominin benimsenmesi ile birlikte

KİT’lerin ekonomi içindeki yeri değişmeye başlamış ve makine sanayinin gelişiminde önemli rol

oynayan KİT’lerin büyük bölümü 2000’li yıllarda özelleştirilmiştir. Türkiye’de uygulanan ekonomi ve

sanayi politikaları makine sektörünün gelişimini doğrudan etkilemiştir. İthal ikamesi, liberal

ekonomiye geçiş, gümrük birliği üyeliği, ihracata dayalı büyüme gibi bir dizi politika ve ekonomik

krizlerin etkisi, sektörde önemli sorunları da beraberinde getirmiştir.

Örneğin, 1960’lı yıllardan itibaren uygulanan teşvik sistemi sayesinde yatırımcılar, ihtiyaç duydukları

makine teşvik belgesi kapsamında gümrüksüz olarak ithal edebilme imkânına sahip olmuştur.

Dolayısıyla, diğer sektörlerin Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne üyeliği sonrası karşı karşıya kaldığı

gümrüksüz ithalat ile rekabet etme durumu, makine sanayinde 1960 yılından bu yana yaşanmaktadır.

2001 ekonomik krizi ile birlikte ise sektörde pek çok yatırım askıya alınmış, 2003 – 2007 döneminde

ara mallarda dışa bağımlı bir makine imalat sektörü gelişmiştir. 2008 yılındaki küresel finans krizinin

etkisi ile %25 oranında daralan sektör 2010 yılından itibaren yeniden büyümeye başlamıştır.

TÜİK verilerine göre ülkemizde 12.000’den fazla işletme makine ve ekipman sektöründe faaliyet

göstermektedir. AB’de makine imalatı yapan 24.500 iş yerinin bulunduğu göz önüne alındığında TÜİK

tarafından yapılan sayımların makine imalatçıları yanında, makine sanayinde bakım, onarım ve

yenileştirme çalışmaları yapan küçük atölyeleri de içerdiği anlaşılmaktadır. Bu bakımdan ülkemizde

gerçek anlamda makine imal eden işletme sayısının 3.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. 2012

Page 72: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

61

yılı itibariyle Türkiye’nin en fazla makine ihraç ettiği ülke Almanya olup onu ABD, Rusya, Irak ve İran

takip etmektedir. En çok makine ihraç edilen ilk on ülkeye toplam makine ihracatının yaklaşık %55’i

gerçekleştirilmektedir. 2012 yılında Türkiye’nin en fazla makine ithal ettiği ülkelere bakıldığında ise

Almanya ilk sırada yer almaktadır Almanya’yı Çin, İtalya, Fransa, İngiltere ve Japonya takip etmektedir.

En fazla ithalat gerçekleştirilen ilk 10 ülkenin makine ithalatındaki payı yaklaşık %78’dir.

Sektörün ülke genelindeki yerleşimine bakıldığında, makine imalatının önemli bir bölümünün imalat

sanayinde gelişmiş bölgelerde yoğunlaştığı görülmektedir. TR52 (Konya-Karaman), TR41 (Bursa-

Eskişehir-Bilecik), TR42 (Kocaeli-Sakarya-Düzce-Bolu-Yalova), TR31 (İzmir) ve TR51 (Ankara)

bölgeleri makine imalatının en yoğun olduğu bölgeler olarak ön plana çıkmaktadır. Bu bölgelerdeki

hammaddeye ve kalifiye işgücüne erişim kolaylığı ile ulaşım ve alt yapı olanaklarının gelişmişliği

makine sanayinin gelişiminde önemli bir rol oynamıştır.

Otomotiv Sektörü

Türkiye’de motorlu kara taşıtları imalatı II. Dünya Savaşı ertesinde askeri amaçlı araçların ve

sonrasında ticari kamyonların üretimi ile başlamıştır. Söz konusu üretimler günümüze kıyasla düşük

miktarlarda ve büyük ölçüde montaj süreci ile sınırlı kalmıştır. Sektör esas atılımı 1960’larda başlayan

ithal ikamesi prensibi çerçevesinde yapmıştır. Yabancı otomotiv üreticileriyle yerli yatırımcıların

gittiği ortaklıklarla otomotiv sektörü yurt içinde ilk ciddi yatırımlarına kavuşmuştur.

1980’den itibaren liberal politika uygulamaları, ucuz iş gücü ve konumu Türkiye’ye dönük yabancı

yatırımları arttırmıştır. Yeni yatırımların yanı sıra mevcut işletmelerdeki modernizasyon ve kapasite

artırımları ile küreselleşme otomotiv sektörünün ihracat yapabilmesine olanak sağlamıştır. 1990’ların

ikinci yarısından itibaren otomotiv üretim tesisleri entegre yapıya kavuşmuş, Türkiye küresel ölçekte

önemli üreticilerden biri haline gelmiştir.

2000’lerin ortasından itibaren küresel rekabette gelinen seviyelerin yanı sıra tüketici talebinde

yaşanan çeşitlenme ile otomotiv firmaları özellikle otomobilde konforu artırıp yakıt tüketimini azaltıcı

teknolojilere dönük AR-GE çalışmalarını hızlandırmışlardır. Günümüzde sektörde tasarım ve motor

teknolojileri odaklı bir gelişim yaşanmaktadır. Yurt içinde faaliyet gösteren 137 AR-GE merkezinden

50’si otomotiv firmaları tarafından kurulmuştur.

Türkiye otomotiv sektöründe faaliyet gösteren firmalar Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) çatısı altında

örgütlenmişlerdir. Halen OSD üyesi 14 firma bulunmakta olup bunlardan 12’si motorlu kara taşıtları

üretimi ile iştigal etmekte; diğer iki firma olan Hattat Tarım ve Türk Traktör ise “Tarım ve Ormancılık

Makinelerinin İmalatı” sektöründe faaliyet göstermektedir.

TÜİK tarafından yayınlanan verilere göre sektörde yoğunlaşma oranı “çok yüksek” düzeyde

hesaplanmıştır. Buna göre toplam cironun %75’ten fazlası ilk dört firmaya; %90’dan fazlası ise ilk

sekiz firmaya aittir. Yoğunlaşma oranının yanı sıra ilk yatırım tutarlarının ve AR-GE gereksinimlerinin

de yüksek olması, özellikle otomobil üretiminde sektöre yeni girişleri zorlaştırmaktadır. Ancak, büyük

otomotiv firmalarının küresel üretim zincirlerindeki gelişmeler paralelinde ülkemizde üretime yönelik

yatırım yapması mümkün gözükmektedir. Ayrıca, yatırımlar kamu tarafından da belli şartlar dahilinde

teşvik edilmektedir.

Türkiye’de motorlu kara taşıtları üretimi, birkaç istisna üretim tesisi haricinde ağırlıklı olarak Doğu

Marmara bölgesinde kümelenmiş durumdadır. Bu bölge yurt içindeki en büyük pazar olan İstanbul’a

Page 73: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

62

yakın olmanın yanında en önemli ihracat pazarı konumundaki Avrupa’ya lojistik olarak en uygun

bölge olarak ilk yatırımlardan itibaren sektör tarafından tercih edilegelmiştir. Sektörde faaliyet

gösteren firmaların toplam üretim kapasitesi yılda yaklaşık 1,5 milyon araçtır.

Türkiye’de motorlu kara taşıtları üretiminden sağlanan toplam istihdam yaklaşık 40 bin kişidir. Yan

sanayinin yanı sıra pazarlama, satış ve dağıtım kanallarında istihdam edilenlerle birlikte sektördeki

faaliyetin dolaylı olarak yaklaşık 400 bin kişilik istihdam sağladığı tahmin edilmektedir.

Gelişmekte olan ülkelerin genelinde otomotiv üretimi ivmeli biçimde artarken, Türkiye’de üretim

dalgalı seyretmektedir. İç ve dış talep koşullarının istikrarlı bir seyir izlememesi sektörün üretim

rakamları üzerinde belirgin bir baskı oluşturmaktadır. Türkiye’de otomotiv üretiminde otomobil

ağırlıklı bir yapı bulunmakla birlikte ticari araç üretiminin toplam üretimden aldığı pay dünya

ortalamasının üzerindedir. Dünyada ticari araç üretiminin payı %25 civarında seyrederken,

Türkiye’de bu oran son 10 yılda %45 civarında seyretmiştir. 2014 yılında ise otomotiv sektörü

üretiminin %37,3’ü ticari araçlardan oluşmuştur.

2015 yılıyla birlikte yurt içi otomotiv pazarında kaydedilen canlılık otomotiv sektörünün üretim

rakamlarını da görünür biçimde yukarı çekmektedir. Mayıs ayında büyük otomotiv üreticisi firmalarda

yaşanan grevlerin üretim rakamlarını baskı altına almasına rağmen yılın ilk 5 ayında otomotiv sektörü

üretimi %19 artarken, en hızlı yükseliş %41 ile hafif ticari araç segmentinde kaydedilmiştir. Bu

dönemde otomobil üretimi %8 artarak 318 bine ulaşmıştır.

4.4. METAL, MAKİNE VE OTOMOTİV SEKTÖRÜ SWOT ANALİZİ DEĞERLENDİRMELERİ

4.4.1. Güçlü Yönler

Çalışmanın birinci bölümünü oluşturan içsel analiz kısmında; sektörün hedeflerine ulaşabilmesi ve

gelişmesi sürecinde etkili olabilecek güçlü ve zayıf yönleri belirlenmiştir. Metal/Makine ve

otomotiv sektörünün güçlü yönleri ile ilgili katılımcılar tarafından yapılan tespitler Tablo

4.1’de görülmektedir:

Tablo 4.1. Metal, Makine ve Otomotiv Sektörü Güçlü Yönler Analizi

Düzce ili metal/makine ve otomotiv üzerine imalat yapan firmalarda genç çalışanların

olması.

Çalışanların Lisans mezuniyeti düzeyinde eğitim seviyelerinin olması.

Çalışanların, 10 yıl ve üzerinde sektör deneyimlerine sahip olması.

Firmaların büyük çoğunluğu ihracat ve imalat yapması.

Modern Teknolojik altyapının yeterli olması.

Fiziksel alanların ve kaynakların yeterli olması.

Tanıtım ve Pazarlama çalışmaları.

Marka veya markalarının pazardaki bilinirlik düzeyi.

Yenilikçi, çok çeşitli ve çevre dostu ürünlere sahip olunması.

Kurumsal örgütlenme olması.

Kaliteli Hammadde Temini.

Page 74: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

63

4.4.2. Zayıf Yönler

Katılımcılar; sektörde yaşanılan sorunları ve sektörün zayıf yönlerini değerlendirerek aşağıdaki

şekilde belirlemişlerdir (Tablo 4.2).

Tablo 4.2. Metal, Makine ve Otomotiv Sektörü Zayıf Yönler Analizi

Firmaların %48’inin herhangi bir OSB veya Sanayi Sitesi içinde yer almaması.

Firmaların % 20’sinin eğitim ve AR-GE çalışmalarında bulması.

%24’ünün marka geliştirme çalışmaları yapmakta, %20’sinin fırsat ve tehditlere yönelik

araştırmalar yapması.

Nitelikli işgücü eksikliği. Yetişmiş eleman ve ara eleman eksikliği.

AR-GE çalışmalarının yeterli yapılamaması,

Kooperatif/Dernek/Odaların destekleyici katkı düzeylerinin az olması.

Tam kapasite kullanımı olmaması.

Yurtdışı perakende mağaza sayısı.

Üniversite-Sanayi İşbirliği.

Çalışanların örgütsel bağlılığı.

4.4.3. Fırsatlar

Katılımcılar; sektörün geleceğe dönük stratejik planlarının hazırlanmasına ışık tutacak bir takım

çevresel faktörlerin içerisinde bulunan fırsatları ise aşağıdaki şekilde sıralamışlardır (Tablo 4.3).

Tablo 4.3. Metal, Makine ve Otomotiv Sektörünün Gelişmesine Yönelik Fırsatlar

Düzce’nin coğrafi konumu.

AR-GE çalışmalarına önem verilmesi.

Yerel yönetimlerle ilişkilerinin iyi olması.

Ulusal ve Uluslararası işletmeler ile işbirliği ve koordinasyon.

Etkin lojistik ve taşımacılık sistemleri.

Yeni dış pazarların oluşması.

Artan Tüketici Bilinci, İç Talep, Dinamik Nüfus ve Kamu Destek ve Teşvikleri.

İstikrarlı ve Büyüyen Ekonomi ve yeni tedarikçi alanları.

Tüketicilerin doğal ürünleri tüketme isteklerinin artması.

Bölgesel kalkınma politikalarının işlerlik kazanması.

Yenilenebilir enerji kaynaklarına önem verilmesi.

Artan dış talep.

4.4.4. Tehditler

Katılımcılar; sektörün geleceğine yönelik hedeflerine ulaşmasının önündeki tehditleri aşağıdaki

şekilde sıralamışlardır (Tablo 4.4):

Page 75: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

64

Tablo 4.4. Metal, Makine ve Otomotiv Sektörünün Gelişmesinin Önündeki Tehditler

Siyasi istikrarsızlık.

Enerji maliyetleri yüksekliği.

İşçilik maliyetleri yüksekliği.

Üretim maliyetleri yüksekliği.

Girdi maliyetlerinin yüksekliği.

Yöneticilerin, AR-GE faaliyetlerini yeterli düzeyde görmesi.

Düzce’nin olumsuz hava şartları.

Merdiven altı veya fason üretim olması.

Kayıt Dışı Ekonomik Faaliyetler.

AB Ekonomilerindeki Kriz.

Azalan/Kesilen Kamu Destek ve Teşvikleri.

Bazı hammaddelerde yüksek orandaki dışa bağımlılık.

Kamu ve özel sektör karar mekanizmalarda yönetim zafiyeti.

Alternatif dış pazarlar için serbest ticaret anlaşmalarının yetersizliği.

İç piyasanın vergi politikaları ile sınırlı olması.

Mesleki liselere ilginin azalması.

İşgücü piyasasında arz talep dengesizliği.

Dış pazarlarda durgunluk ve Orta Doğu’da derinleşen istikrasızlık.

Gelişen yeni pazarlara (Çin, Brezilya) coğrafi uzaklık.

Sendikalaşma.

Denetim ve kontrol yetersizliği.

Sektör ile diğer sektörlerin işbirliği veya etkileşimi alanlarında politika oluşturma ve analiz

etmeye uygun çalışmaların yapılamamış olması.

4.5. DÜZCE’DE METAL/MAKİNE VE OTOMOTİV SEKTÖRÜNÜN SORUN ALANLARI

Düzce Üniversitesi ve Düzce Ticaret Odası olarak Metal/Makine ve Otomotiv sektöründe faaliyet

gösteren firmaların temsilcileri ve çalışanları ile yaptığımız SWOT Analizi Anket Çalışmaları sırasında,

sözlü olarak verilen sektörünün sorun alanları şöyle sıralanabilir;

Nitelikli eleman eksikliği: Her sektörde olduğu gibi Metal/Makine ve Otomotiv sektöründe de yetişmiş

eleman açığı had safhadadır. Özellikle teknik ve mesleki eğitim konusundaki tutarsız politikalar ve sık

sık değişen eğitim sistemi ara eleman açığının her geçen gün artmasına, bu da işgücü kaybına ve

maliyetlerin artmasına sebep olmaktadır. Cazibesini kaybeden çıraklık okulları, yetişmiş tecrübeli

eleman açığını had safhaya getirmiştir. Lise mezunu olup da üniversite kapısında bekleyen genç nüfus

da sektörün ihtiyacına cevap verememektedir. Yurt dışındaki üniversitelerin mühendislik bölümleri,

en son teknolojinin görüldüğü ve kullanıldığı birer özel firma donanımındadır. Ülkemizdeki pek çok

üniversitede ise öğrencilerin kullanımına yeterli alet ve donanım sunulamadığı için öğrenciler yeterli

düzeyde bir eğitim alamamaktadırlar.

Sanayi odalarının/derneklerin her şirkete aynı ilgi ile yaklaşmaması. Şirketler arası pozitif ayrımcılığın

olmaması.

İç pazardaki alım gruplarının ithal makineleri/ekipmanları tercih etmesi; Büyük şirketler, Türkiye’de

KOBİ’lerden alım yapmayı tercih etmiyor.

Page 76: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

65

Araştırma geliştirme eksikliği: Finans imkânının sınırlı olmasından dolayı veya bu konuya yeterli önem

verilmemesi nedeni ile AR-GE eksikliği sektörde önemli bir sorun olmaktadır.

Teşvik ve destek projelerinin şirketlere yeterince duyurulmaması. Ürünlerin yurt içi ve yurt dışı

fuarlarda sergilenmesi ve yurt içi, yurt dışı pazarlamasında zorluklar yaşanmaktadır.

Muhtelif yollardan ülkemize sokulan kalitesiz sac malzeme, imalat ve kullanım aşamasında tehlikeli ve

geri dönüşü olmayan problemlere sebep olması.

Merkezi Yönetimin Yapması Gerekenler

İhracatın artırılması ve işsizliğin azaltılması için üreten reel sektörün önündeki engeller ortandan

kaldırılmalıdır. Bu noktada Devletin yapması gerekenler şöyle sıralanabilir:

Şirket Birleşmeleri Teşvik Edilmeli: Türkiye'de olduğu gibi Düzce’de de Metal/Makine ve Otomotiv

sektöründeki firmaların önemli bölümünü KOBİ niteliğindeki firmalar oluşturuyor. KOBİ’ler ise

mevcut kapasiteleriyle belli miktarlarda üretim yapabilmekte, dolayısıyla büyüyememekte, marka

olamamakta, ar-ge’ye yeterli pay ayıramamaktadırlar. Bu nedenle şirket birleşmeleri teşvik edilmeli,

bu kapsamda yasal düzenlemeler yapılmalıdır. İlimizde sektörün tanıtımı en iyi şekilde yapılmalı, önce

Türkiye’de, ardından dünya çağında marka olmanın yolları aranmalıdır. Bunun yolu da

profesyonelleşmekten ve kurumsallaşmaktan geçmektedir. Alt yapısı sağlam firmalar ancak şirket

birleşmeleri ile daha profesyonel ve donanımlı hale gelebilirler. Bu konuda ilimizin en büyük engeli

güvendir. Birleştikleri zaman güçlerinin kaybolacağını düşünen firmalar bu nedenle birleşmeden

kaçmakta, tabiri caizse kendi yağıyla kavrulmaktadır. Etkin olmayan şirketler ise kıt kaynakları da

heba etmektedirler.

Kayıt dışılığın ve Haksız Rekabetin Önüne Geçilmelidir: Sektörün içinde bulunduğu sıkıntıların en

büyüğü kayıt dışıdır. Haksız rekabet ve kalitesiz malzeme ithalatı konusunda yaptırım uygulama

gücüne sahip yegane güç devlettir. Yurt dışından kalitesiz malzeme ithalatına kesinlikle izin

verilmemelidir.

Savunma Sanayi ve kamu alımlarında yerli makine alımı artırılmalıdır: Bu yolla iç pazarın ithal ürünü

tercih etmesinin önüne geçilebilir.

CE işareti belgelendirme hizmetlerinde yerli onaylanmış kuruluşların yetkilendirilmesi sağlanmalıdır.

Meslek Okulları Yeniden Yapılandırılmalıdır: Sanayimiz için yetişmiş ara eleman ihtiyacının

karşılanmasında en büyük görev milli eğitim politikalarını belirleyen siyasilere düşmektedir. Yetişmiş

ara eleman ihtiyacı çok büyük olan sanayimize fayda sağlayacak şekilde ve en kısa sürede meslek

okulları yapılandırılmalı, mezunlarının hemen iş hayatına atılabilecekleri teknik bilgi ve beceri sahibi

olarak yetiştirilmeleri için devlet tarafından çalışmalar acilen başlatılmalıdır. Meslek liseleri diğer

derslerde başarılı olmayan öğrencilerden oluşturulmak yerine teknik ve matematik alanında eğitimli

öğrencilerden oluşturulmalıdır. Bu çalışmaların yanı sıra çeşitli kuruluşlar da özel eğitim kursları ve

seminerleri vasıtasıyla bu eğitime katkıda bulunmalıdır.

Page 77: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

66

Üniversite mezunu gençler için Sanayi, Milli Eğitim Bakanlıkları ile DPT, Odalar ve Sivil Toplum

Örgütleri ile ortaklaşa bir eğitim programı hazırlamalıdırlar.

Endüstri meslek liselerinde uygulamalı derslerin niteliği geliştirilerek atölyelerde mevcut makine ve

tezgâhların güncel teknolojili modeller ile yenilenmesi sağlanmalıdır. Teknik üniversitelerde güncel

teknolojiler öğretilmelidir.

Sanayimizin ihtiyaçlarına göre, 2 yıllık meslek yüksekokullarının meslek yelpazesi genişletilebilir.

Devlet üniversiteleri arasında teknoloji fakültelerinin sayısının artırılması bu noktada yapılabilecekler

arasında sıralanabilir. Bu üniversitelerle sanayinin işbirliği içinde olmasını sağlayıcı çeşitli teşvikler

yine devlet tarafından uygulanmalı ve bu yolla eğitimin teori ayağıyla sanayinin uygulamadaki

tecrübesi birleştirilmelidir.

Yurt dışı sektörel web sitelerine firmalarımızın reklam vermeleri teşvik edilmeli. Bu ülkeler Türk

markalarıyla bu web sitelerinde tanışmalıdır.

Önümüzdeki yaklaşık 5 yıl içinde bu teknik ve teknolojik gereklere uyum sağlayamayan firmaların, artan

iç ve dış rekabetin de etkisi ile bu pazardan elenmeleri kaçınılmaz bir gelişme olacaktır. Daha etkin

piyasa denetimi, CE işareti kullanımı gereklerine uygun olmayan makinelerin imalatını, ithalatını ve

piyasaya sunulmasını azaltacaktır. İş sağlığı ve güvenliği, çevre kurallarına uyum konularında firmaların

gerçekleştireceği uyum çalışmalarının maliyetler üzerinde bir miktar olumsuz etki yaratması

beklenmektedir. Bu nedenle bu konuda uzun bir uyum süreci talep edilmesinde yarar

bulunmaktadır. Özellikle çevre şartlarına uyum konusunda AB'nin mali destekleri bulunmaktadır. Bu

konuda sanayicilerin bilgilendirilmesi ve bu imkânların değerlendirilmesi gerekmektedir.

Özel Sektörün Yapması Gerekenler

AR-GE Çalışmalarına Daha Fazla Kaynak Ayrılmalı: Sektörde faaliyet gösteren firmalarımız ar-ge’ye

daha fazla kaynak ayırmalı, bu konuya gereken önemi göstermelidir. Makine ihracatı, tekstil ya da gıda

ihracatına benzemiyor. Çünkü en iyi makineyi yapsanız bile, dünyanın bir ucundaki alıcı, servis, yedek

parça, bakım gibi hizmetlerinizin olup olmadığını sorguluyor. Dolayısıyla, makinecilerin yurtdışında da

ciddi bir organizasyon yapısına sahip olması gerekiyor. Sektörün çoğunluğunun KOBİ ölçeğinde

olduğu düşünüldüğünde, ‘markalaşma’ olarak tanımlayabileceğimiz bu sürecin gelişebilmesi için,

finansman ve kurumsallaşma ihtiyacı doğuyor.

Üniversite-sanayi işbirliği artırılmalıdır: Bilindiği gibi son dönemde San-Tez projeleri ile ilimizde bu

anlamda önemli bir ilerleme kaydedilmiştir. Yine ilimizde Teknopark aracılığıyla da üniversite-sanayi

işbirliği hızla artmaktadır. Ancak bu yeterli değildir. Tüm firmalarımızın bilgiye ulaşmaları sağlanmalı,

firmalarımız bu konuda istekli olmalı, araştırmacı olmalıdır. İnovatif çalışmalar konusunda

Teknoparktan ve üniversitelerin ilgili bölümlerinden ziyadesiyle faydalanmaktan çekinmemelidirler.

Özgün Tasarımlar Hazırlamalılar: Sektörde yerli firmalar birbirini taklit etmemelidir. Firmalarımız

kendi özgün tasarımlarını hazırlamaya gayret göstermelidir.

Tasarım Yeteneğine Sahip Eleman İstihdamı: Türk makine imalatçıları ve otomotiv sektörü ilk

aşamada orta teknoloji düzeyinde tasarımlarla, gelişen ülkeler imalatçılarının önüne geçmek, ancak

burada da durmayarak, güncel teknolojilere uygun imalat yapmak zorundadırlar. Bunu sağlamak ise

ciddi bir mühendislik çalışmasını gerektirmektedir. KOBİ’lerimizin bazı diğer giderlerinden kısarak,

Page 78: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

67

tasarım yeteneğine sahip, imalat tecrübesi olan mühendis ve kalifiye eleman istihdamına büyük önem

vermeleri gerekmektedir. Bu tür eleman sağlamak kolay olmadığından, kabiliyetli elemanların

kadroya alınması ve bunların birikimlerinin geliştirilmesi dışında da başka bir imkân

görülmemektedir.

Teknolojiyi Takip Etmek: Firmalarımız ileri teknolojiyi takip etmeli, ancak ileri teknolojik

donanımdaki bir ekipmanı almış olmak için almak yerine öncelikle ekipmanın kullanımı konusunda

yeterli donanıma sahip olduklarını kontrol etmeli, bu teknolojiyi en doğru şekilde kullanacak elemanı

bünyesinde tahsis ettikten sonra ekipmanın alımına gitmelidir.

İl Bazında Projeler Yürütülmeli: Kalite markası oluşturmak hedefiyle tanıtıcı fuar organizasyonu,

makine üretim havzalarının kurulması ve yurtiçi ve yurtdışında makine ticaret merkezlerinin ikamesi

gibi son derece orijinal projeler makine birlikleri tarafından yürütülmeye başlamıştır. Bütün bunlar

devletten finansal destek almadan makine firmalarının kendi çabalarıyla sağladıkları önemli

girişimler. Bu tür girişimlerin artırılması ve il bazında da önemli projelerin hayata geçirilmesi

gerekmektedir.

Düzce Ticaret Odası’nın Yapması Gerekenler

Düzce Ticaret Odası, firmaların faaliyet gösterdikleri sektör hakkındaki bilgilere kolay erişimini

sağlamayı sürdürebilir. Sektörü ilgilendiren tüm gelişmeleri takip ederek, üyelerini bu konuda ilk

elden bilgilendirerek, gerekirse sektörel bültenler yayınlayabilir.

Düzce Ticaret Odası, hali hazırda yürüttüğü sektörel istişare toplantıları, düzenlemiş olduğu çeşitli

seminer ve konferanslar vasıtasıyla daha fazla firma yetkisine ulaşarak, onları sürekli dinleyerek

sorunlarını çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarına iletebilir.

Düzce Ticaret Odası, sektör temsilcileri ile üyelerinin buluşmasını sağlayıcı adımlar atabilir. Gerekirse

sektörün Düzce’de hareketlenmesini ve tanıtımını temin etmek amacıyla Metal/Makine ve Otomotiv

sektörü ihracat rakamlarının bir seferlik Düzce’de açıklanması ve bu yolla Düzce’nin sektördeki

tanıtımının da yapılmasını sağlayıcı bir organizasyona öncülük edebilir.

Düzenlenen fuarlara daha fazla katılımın ve etkinliğin sağlanması için farklı uygulamalara gidilebilir.

Geçen yıla ait ihracat rakamlarını ihracatını artırmış firmalara ödül olarak yurt dışındaki fuarlara

katılım konusunda uygun bir ücret indirimi sağlanabilir.

Firmaların haksız rekabetinin önüne geçmek için toplantılar düzenleyerek firma yetkilileriyle

görüşmeler yapılabilir. Firmaların kaliteli üretimini teşvik için ne tür yaptırımlar ya da teşvikler

uygulanabileceği konusunda görüşülebilir.

4.6. SONUÇ ve ÖNERİLER

Düzce İlinde gerçekleştirilen Metal, Makine ve Otomotiv Sektörü SWOT Analizi çalışması, sektör

temsilcilerinin yakın ilgisi sonucunda, yüksek düzeyde katılımlı bir şekilde gerçekleştirilmiştir.

Katılımcılar, sektörün güçlü ve zayıf yönleri ile fırsat ve tehditlerini samimi bir şekilde tartışarak

analiz etmiştir. Sürecin bundan sonraki aşamalarının gereği gibi yerine getirilmesi sektörün

geleceğe yönelik amaç ve hedeflerine ulaşmasını kolaylaştıracaktır.

Page 79: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

68

Türkiye'de Metal/Makine ve Otomotiv sektörü çok hızlı bir değişim ve gelişme yaşamıştır. Makine

sektörü otomotiv ile birlikte Türkiye’de ihracatı en hızlı artan sektörlerden biri haline gelmiştir.

Son dönemlerde ivme kazanan Ar-Ge ve yenilikçilik yatırımlarının imalat sanayi üretimine etkin bir

şekilde yansıtılmasına yönelik çalışmalara devam edilmektedir. Bu bağlamda altı yıllık dönem için

ülkemizin bilim, teknoloji ve yenilik vizyonunu, önceliklerini ve hedeflerini içeren temel strateji

belgesi olan Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi (UBTYS) (2011-2016) kapsamında; otomotiv,

makine-imalat, bilgi ve iletişim teknolojileri (BİT) ülkemizin Ar-Ge ve yenilik kapasitesi açısından

güçlü olduğu öncelikli alanlar; enerji, su, gıda, savunma, uzay ve sağlık alanları da Ar-Ge ve yenilik

faaliyetlerinde ivme kazanılmasına ihtiyaç duyulan öncelikli alanlar olarak belirlenmiştir.

Türk Metal/Makine ve Otomotiv sektörünün güçlü olduğu yönler kadar zayıf olduğu bazı konular da

bulunmaktadır. Bu nedenle bu sektörlerin dünya makine ticaretinden aldığı payı artırmak için;

İşgücü maliyetindeki mali yükü azaltılmalı,

Firmaların kaliteye ve güncel teknolojilerin uygulanmasına özen göstermeleri ve bu çerçevede

uluslararası standartlara uygun imalat yapmaları sağlanmalı,

Yabancı sermayenin yerli üreticilerle işbirliği geliştirilmesi temin edilmeli,

AR-GE yatırımları artırılarak, yeni ve farklı tasarımlar oluşturulmalı,

Sektörün teknik ara eleman ihtiyacını karşılayabilecek şekilde eğitim sisteminde gerekli

yapılandırmaya gidilmeli,

Sektörün ihtiyaç duyduğu büyük yatırımlar için büyük projeler gerçekleştirilmelidir.

Düzce Metal/Makine ve Otomotiv sanayicileri olarak güçlü yanları iyi kullanıp zayıf yanları

güçlendirmeye çalışılırsa, bu bağlamda fırsatları daha iyi değerlendirir, iç ve dış tehditlere karşı daha

dirençli durulabilir.

Gerçekleştirilen SWOT Analizi çalışmasının ardından aşağıdakilerin yapılması önerilmektedir:

Uygulanacak eylem planlarının izlenmesi amacıyla bir ‘Koordinasyon Kurulu’

oluşturulması.

SWOT Analizinde ortaya çıkan konuların ‘Koordinasyon Kurulu’ tarafından toplu olarak

önceliklendirilmesi ve değerlendirilmesi.

SWOT Analizi çalışmasına katılan grubun Koordinasyon Kurulu tarafından

önceliklendirilen konularda ‘Eylem Planları’ hazırlaması.

Eylem planlarının uygulamaya alınması.

Belirli periyotlarda olmak üzere ‘Durum Değerlendirme Toplantıları’ yapılarak gelişmelerin

analiz edilmesi.

Yılda bir kez ‘Genel Değerlendirme Toplantısı’ yapılarak ulaşılan durumun daha önceden

belirlenmiş olan amaç ve hedeflerle karşılaştırılması ve gerekli önlemlerin alınması.

Ulaşılan amaç ve hedeflerin uygulamadaki etkililiğinin izlenmesi, önerilmektedir.

Page 80: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

69

KAYNAKLAR

T.C. Bilim, Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığı, “Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi 2015-2018”, 2015, s.31.

KSO, Makine İmalat Sanayi Sektörel Analiz Raporu. Konya: Konya Sanayi Odası Yayınları,2008. s.21.

DPT, Makine ve Metal Eşya Sanayi ÖİK Raporu. Ankara: Dokuzuncu Kalkınma Planı, 2007, s.3

Şinasi, Aksoy, “Türkiye’de Kamu İktisadi Teşebbüsleri: Genel Bir Bakış”. Amme İdaresi Dergisi,

27(2),(1994): s.7

STB, I. Sanayi Şurası Yatırım Malları Sanayi Yönlendirme Planı Özet Raporu. Ankara: TC Sanayi ve

Ticaret Bakanlığı Yayınları,1987. s.367 DPT, age, s.3-4

Yavuz, Bayülken, Makine İmalat Sanayii Sektör Araştırması, Ankara: MMO Yayınları,2012. s.23

Çukurova Bölgesinde Makine ve Ekipman Sektörü, Ahmet BATAT, Çukurova Kalkınma Ajansı,

Adana/Şubat 2015

Türkiye İş Bankası İktisadi Araştırmalar Bölümü, Otomotiv Sektörü, İlker ŞAHİN, Haziran 2015.

Page 81: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

70

5. TEKSTİL SEKTÖRÜ

5.1. GİRİŞ

Bilişim çağında, tüm Dünya’da istatistiki verilere dayalı bölgesel planlamanın öneminin arttığı bilinen

bir gerçektir. Her bölgenin mevcut durumunu ortaya koyan ve kaynaklarının rasyonel kullanımına

imkân veren yerel planlara duyulan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır. Bir bölge, il ya da sektörün kısa,

orta ve uzun vadeli planlarını oluşturma ve sürdürülebilirliğini sağlamada o bölgede yaşayan, o

sektörde çalışan kişilerin yer alması; sorunların doğru olarak tespit edilmesinde, aynı zamanda

gerçekçi çözüm önerilerinin belirlenmesi aşamasında önem arz etmektedir.

Bu çalışmanın amacı, Düzce ili tekstil sektörünün mevcut durumunu ve geleceğini SWOT analizi

tekniği ile belirleyerek, geleceğe yönelik tavsiye niteliğinde çıkarımlarda bulunmaktır. Söz konusu

temel amaç doğrultusunda ilin tekstil sektörü açısından üstün ve zayıf yönleri belirlenerek, geleceğe

yönelik fırsatları ve tehditleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda anket yöntemi ile Tekstil

İşletmesi yöneticilerinin görüşlerinin elde edilmesi planlanmıştır. Diğer yandan araştırma kapsamında

Düzce İlinin Tekstil alanındaki mevcut durumu ve gelecekteki muhtemel pozisyonuna ilişkin veri

sağlanacağı düşünülmektedir. Araştırmada elde edilen veriler Düzce İlinde Tekstil sektörünün

devamlılığı ve gelişiminin sağlanması açısından son derece önemlidir. Bununla birlikte araştırma

sonuçları konuyla ilgili literatüre ve sektör temsilcilerine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Çalışmanın, tekstil sektörünün bugünkü durumunun değerlendirilmesi ve geleceğe yönelik kararların

verilebilmesine ışık tutması ve değişik düzeylerde görevli karar alıcıların güçlü iletişim ve işbirliği ile

bölgesel gelişime katkı sağlayacağı tahmin edilmektedir.

5.2. DÜNYA’DA, TÜRKİYE’DE VE DÜZCE İLİNDE TEKSTİL SEKTÖRÜ

Tekstil sektörü elyaftan başlayarak, iplik, yüzey oluşumu (Dokuma, örme, dokusuz yüzey), terbiye

işlemleri ve hazır giyimi de içine alan, tekstil ürünlerinin müşteri isteklerine cevap verecek şekle

dönüştürülmesi süreçlerinden oluşan geniş kapsamlı bir sektördür. Herkes tarafından bilinen giyim

tekstillerinin yanında, mekân tekstilleri (Dekorasyonluk kumaşlar, perdeler, tüller, mobilya

döşemelikler, taşıt araç koltuklarında kullanılan kumaşlar, halılar ve yer döşemelikleri ve vb.) ile

teknik tekstilleri (Zirai, inşaat, geoloji, tıbbi, ambalaj tekstilleri ve vb.) de içeren geniş bir alandır.

En kapsamlı sektörlerden biri olarak Tekstil sektörünün gelişimi incelendiğinde; Avrupa ve Kuzey

Amerika’da ve sanayileşmiş olarak nitelendirilen ülkelerde yapılan suni ve sentetik elyaf üretimi ile

başlamış, özellikle II. Dünya Savaşı’nı izleyen süreçte başta Tayvan, Güney Kore, Çin ve Türkiye olmak

üzere birçok gelişmekte olan ülkede de yaygınlaşmıştır (Kök ve Çoban, 2005: 70). Sektörün üretim ve

ihracatı 1970’lerden bu yana, üretim ve işgücü maliyetlerinin yüksek olması sebebiyle, gelişmiş

ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru kaymıştır.

Dünya Ticaret Örgütü tarafından 1995 yılında imzalanan ve 2005 sonrası tekstil ve hazır giyim

ticaretinin tamamen serbest hale geçmesini öngören Tekstil ve Hazır Giyim Anlaşması, 2001 yılında

Çin’in DTÖ’ne üye olarak aynı zamanda bu anlaşmaya taraf olması sonrası dünya tekstil, hazır giyim,

deri ve deri ürünleri sektörlerinde yeni bir dönem başlatmıştır. Uzun yıllar boyunca bu sektörde

ticaretin şeklini ve yönünü belirleyen kotaların artık olmaması ve korumanın sadece gümrük vergileri

ile sağlanması tüm ülkeler için önemli sonuçlar doğuran yapısal bir değişikliğe işaret etmektedir.

Page 82: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

71

Değişen dünya düzeninde Türk tekstil ve hazır giyim sektörünün uluslararası pazarlarda rekabet

gücünü koruyabilmesi için, olabildiğince katma değeri yüksek, nitelikli ürünlerin üretimine yönelmesi,

dünyanın önde gelen büyük pazarlarına coğrafi yakınlık, yetişmiş ve nitelikli işgücü gibi avantajlarını

da kullanarak, bu tarz ürünleri makul fiyatlara dünya pazarlarına servis edebilmesi zaruri hale

gelmiştir (Güner,2015).

Tekstil ve hazır giyim sektörü, diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de gerek üretim

ve istihdama katkısı ve gerekse ihracat yoluyla ekonomiye döviz kazandırması nedeniyle ekonominin

lokomotif sektörü olma özelliğini taşımaktadır. Tekstil ve hazır giyim sektörünün ekonomiye katkısı

dikkate alındığında, rekabetçiliğinin arttırılması ve sürdürülmesi Türkiye açısından hayati önem

taşımaktadır. Türkiye tekstil ve hazır giyim sektörünün üstünlükleri; yüksek üretim kapasitesi,

hammaddenin bolluğu, endüstrideki deneyim ve bilgi birikimi, teslimat süresinin kısalığı, kaliteli

üretim, uygun maliyet, esnek üretim ve ürün çeşitliliği gibi faktörlerden kaynaklanmaktadır (Kök ve

Çoban, 2005; 78).

Tablo 5.1. En Fazla İhracat Yapan İlk 10 Sektör

SEKTÖR (Bin$) 2015 1 - 30 Kasım

2016 1 – 30 Kasım

Değ.%

Otomotiv Endüstrisi 1.916.058 2.239.202 16,9 Hazır Giyim ve Konfeksiyon 1.404.314 1.318.764 -6,1 Kimyevi Maddeler ve Mamulleri 1.295.932 1.158.138 -10,6 Elektrik Elektronik ve Hizmet 927.259 902.451 -2,7 Çelik 661.529 741.641 12,1 Tekstil ve Hammaddeleri 658.550 695.399 5,6 Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri

607.628 603.202 -0,7

Demir ve Demir Dışı Metaller 504.229 518.569 2,8 Makine ve Aksamları 486.625 455.894 -6,3 Madencilik Ürünleri 291.654 383.249 31,4

Kaynak: TUİK ve TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi)

Tablo 5.1. incelendiğinde 2015 ve 2016 rakamlarına göre en fazla ihracat yapan ilk on sektör içinde

2016 yılında düşüş yaşamasına rağmen Hazır Giyim ve Konfeksiyon sektörü, otomotiv sektöründen

sonra ilk sırada yer almaktadır. Tekstil ve hammaddeleri sektörü ise 2015 ve 2016 yılında 6. en fazla

ihracat yapan sektör olarak görülmektedir. Türkiye bazında Moda- Markalaşma ve Ar-Ge

çalışmalarında gelişmiş ülkelere göre geride olmamamıza rağmen sektörün ne kadar büyük önem arz

ettiği tablo 1’de açık bir şekilde görülmektedir.

Tablo 5.2. Türkiye Sektörel Bazda İhracat Rakamları

2016 1-20 Aralık 1 Ocak-20 Aralık

Sektör Aylık 1000 $ Kümülatif 1000 $ Değişim Hazır Giyim 829.215 16.457.755 0.0% Tekstil 409.564 7.634.595 -1.0% Deri 70.429 1.351.179 -5.3% Halı 106.669 1.858.044 -4.6%

Kaynak: İTKİB (TUİK kayıt rakamları)

Page 83: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

72

Tablo 5.2.‘de tekstil sektörünün Türkiye ekonomisi açısından imalat sanayi içerisinde yer alan önemli

sektörlerden biri olduğu görülmektedir. Türkiye ekonomisi ve istihdamı için bu denli büyük bir önem

sahip Tekstil-Hazır Giyim-Deri ve Halı sektörleri Düzce İli içinde aynı derece öneme sahiptir. Düzce ili

tekstil ihracatı yapan imalatçıların sayısı yadsınamayacak kadar çoktur. Düzce Ticaret ve Sanayi

Odası’nın “Tekstil Ürünleri İmalatı ve Toptan-Perakende Tekstil Ürünleri Ticareti” adlı 7.Meslek

Grubu’na kayıtlı faal durumdaki üye sayısı 213 dür. Tekstil Ürünleri Ticareti: 94; Brode, Fisto, Gipür,

Kopanaki İmalatı: 37; Dış Giyim İmalatı: 55; Kumaş İmalatı: 9; İç Giyim İmalatı: 2, Çeşitli İplik İmalatı:

3 ve Diğer İmalatlar: 13 firma bulunmaktadır.

Düzce ilinde toplam sanayi sicil belgesi sayısı Eylül 2016 itibari ile 621 adettir. En çok belge,131 adet

ile tekstil sektöründe faaliyet gösteren firmalara verilmiş olup bu firmalarda çalışan sayısı 10.352’dir.

Tablo 5.3. Düzce İli 30.11.2016 İhracatçı Firmaların Kanuni Merkezleri Bazında Sektör İhracat

Performansı (1000 $)

Sanayi Sicil Belgesi sayısı bazında değerlendirildiğinde neredeyse her beş sanayi sicil belgesinden biri

bir tekstil şirketine verilmiştir. 2015 yılında kanuni merkezleri Düzce’de bulunan firmalar bazında bir

ihracat değerlendirmesi yapıldığında, “Tekstil ve Hammaddeleri” adı ile tanımlanmış ihracat kalemleri

en fazla ihracat yapılan 2.sektör durumundadır 2015 yılında Düzce’den yapılan ihracatın yüzde 18.51’i

tekstil sektörü tarafından gerçekleştirilmiştir.

2011-2015 yılları ile ilgili bir değerlendirme yapıldığında, tekstil sektörünün son beş yıllık ihracat

rakamlarının yüzde 18.93 nü oluşturduğunu, zorlu dünya pazarları dikkate alındığında, Düzce’deki

tekstil firmalarının ciddi bir istikrara sahip olduğunun göstergesidir (DTSO, 2016).

Düzce’de faaliyet gösteren tekstil firmalarının güçlü ve zayıf yönleri ile fırsat ve tehditlerini

belirlemeye yönelik olarak yapılan bu çalışmada, 2-9 Kasım 2016 tarihlerinde toplamda 17 tekstil

firmasının yöneticileri ile görüşülmüştür. Yapılan görüşmeler neticesinde, bu firmalarda yönetici (üst

kademe ve orta kademe yönetici) pozisyonunda çalışan 47 kişiden elde edilen anket formları,

katılımcıların demografik özelliklerinden başlayarak, firma bilgileri, katılımcıların sektöre ilişkin

görüşleri ve güçlü-zayıf yönler ile fırsat ve tehditler hakkındaki görüşleri çerçevesinde analiz

edilmiştir.

1 - 30 Kasım 1 Ocak - 30 Kasım

SEKTÖR 2015 2016 DEĞ. 2015 2016 DEĞ.

Deri ve Deri Mamulleri 0,00 0,00 9,90 9,17 -7,36%

Halı 472,37 419,31 -11,23% 919,20 4.507,70 390,39%

Hazır Giyim ve Konfeksiyon

562,66 338,47 -39,85% 4.307,02 6.652,71 54,46%

Tekstil ve Hammaddeleri 1.152,82 1.047,31 -9,15% 16.868,48 11.941,90 -29,21%

TOPLAM 7.828,74 11.777,03 50,43% 94.831,69 101.538,52 7,07%

Page 84: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

73

5.3. YÖNTEM

Araştırma, tarama modelinde betimsel bir araştırmadır. Genel tarama modelleri; çok sayıda

elemandan oluşan bir evrende, evren hakkındaki genel yargıya varmak amacı ile evrenin tümü ya da

ondan alınacak bir grup örnek ya da örneklem üzerinde yapılan tarama düzenlemeleridir (Karasar,

2006).

İlk olarak konu alanı uzmanlarının görüşleri doğrultusunda ön görüşme soruları hazırlanmıştır.

Görüşme soruları sektörün durumu hakkında ön bilgiye sahip olmak ve anket sorularına hazırlamak

üzere random olarak seçilen 4 işletmeye uygulanmıştır.

Düzce Ticaret ve Sanayi odasından elde edilen verilere göre, 7. Meslek grubuna bağlı 119 üretim yapan

işletmeden random örnekleme yoluyla 17 imalatçı işletme seçilmiştir.

Çalışma grubu olarak belirlenen bu 17 firmanın tamamına DTSO bağlantısı ile ulaşılarak gerekli

randevular alınmış yüz yüze görüşmeler yapılarak anket sorularının cevaplandırılması sağlanmıştır.

Anket soruları firma sahiplerine, üst düzey ve orta düzey yöneticilerine yöneltilerek doldurulmuştur.

Anket formlarının doldurulma işlemi Kasım 2016 döneminde gerçekleştirilmiştir. Verilerin analizinde

SPSS paket programı ile yüzde ve frekans dağılımları alınmıştır. Literatür araştırması ve elde edilen

veriler ışığında Düzce İli Tekstil Sektörü SWOT Analizi Raporu hazırlanmıştır.

5.3.1. Katılımcıların Demografik Özellikleri

Katılımcıların demografik özelliklerine ilişkin yapılan analiz, katılımcıların yaş, eğitim durumu,

işletmedeki pozisyonu ve sektördeki deneyim süresi ile ilgili dağılımlarını içermektedir.

Katılımcıların %36,2’si 26-35 yaş, %44,7’si 36-45 yaş ve %19,1’i ise 46 yaş ve üzerindedir. Bu

bulgudan hareketle yürütülen araştırma ile ilgili sonuçların orta yaş grubunun bakış açılarını yansıttığı

ve elde edilen sonuçların bu yaş kategorisine yönelik genellemeler içereceği savunulabilir.

Katılımcıların eğitim durumlarına göre dağılımı incelendiğinde, katılımcıların %46,8’inin lisans

mezunu olduğu, lisans mezunlarını ise %23,4 ile lise mezunlarının izlediği belirlenmiştir. %78,7’sinin

üst kademe yönetici, %21,3’ünün ise alt kademe yönetici olduğu belirlenmiştir.

Katılımcıların sektördeki deneyim sürelerine göre dağılımının heterojen bir yapıda olduğu

görülmektedir. Katılımcıların %29,8’i sektörde 1-5 yıl aralığında bir deneyime sahipken, katılımcıların

%25,5’i 6-10 yıl, %23,4’ü 11-15 yıl ve %21,3’ü ise 16 yıl ve üzeri bir deneyim süresine sahip olduğu

ifade edilebilir.

5.3.2. Firmalara İlişkin Veriler

Katılımcı firmanın kaç yıldır bu sektörde faaliyet gösterdiği, firmanın fiziksel alanının bulunduğu yer,

firmanın çalışan sayısı, firmanın sektördeki konumu, firmada yapılan çalışmaların dağılımlarını

içermektedir.

Katılımcı firmaların 13’ü ihracatçı-imalatçı olarak faaliyet gösterirken, 2’si dolaylı ihracatçı ve 2’si

imalatçı olarak faaliyet göstermektedir bununla birlikte firmaların %23,6’sı bu sektörde 1-5 yıl

Page 85: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

74

aralığında faaliyet gösterirken, %29,4’ü 6-10 yıl, %17,6’sı 11-15 yıl ve geriye kalan %29,4’ü ise 16 yıl

ve daha fazla süredir tekstil sektöründe faaliyet göstermektedir. Bu sonuçlara göre araştırmaya katılan

firmaların %47’si bu sektörde 11 yıl ve daha fazla süredir varlıklarını sürdürdükleri ve çoğunluğunun

ihracat yapan firmalar olduğu söylenebilir.

Katılımcı firmaların, 5’i Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösterirken, 12’si Organize Sanayi Bölgesi

ve Küçük Sanayi Sitesi dışında faaliyet göstermektedir. Çalışan sayılarına göre 7’si küçük ölçekli, 5 orta

ölçekli ve 5’i büyük ölçeklidir.

Tablo 5.4. Katılımcı Firmalarda Gerçekleştirilen Çalışmaların Dağılımı

KATEGORİLER Sayı Yüzde

Sistemli Pazar araştırması 10 58,8

Yeni ürün geliştirme çabası 11 64,7

Rakip analizi 6 35,3

Marka geliştirme 10 58,8

Fırsat ve tehdit araştırması 8 47,1

Eğitim ve geliştirme uygulamaları 9 52,9

Teknoloji araştırma ve geliştirme 7 41,2

Tablo 5.4’e göre; araştırmaya katılan firmaların %58,8’i sistemli pazar araştırması yapmakta, %64,7’si

yeni ürün geliştirme faaliyetlerinde bulunmakta, %35,3’ü rakipleri analiz etmekte, %58,8’i marka

geliştirme çalışmaları yapmakta, %47,1’i fırsat ve tehditlere yönelik araştırmalar yapmakta, %52,9’u

eğitim ve geliştirme uygulamaları yapmakta ve %41,2’si teknoloji araştırma geliştirme çalışmalarına

yönelmektedir.

5.4. BULGULAR ve YORUMLAR

5.4.1. Sektöre İlişkin Frekans Analizi

Sektöre ilişkin yapılan analiz, katılımcıların, sektördeki firmaları uluslararası pazarlara açan ve

pazarda güçlü kılan en önemli özelliklerine göre düşünceleri, sektörel yatırımların gelecekte hangi

alanlara yayılacağına ilişkin düşünceleri, sektörün geleceğe yönelik hedeflerine ilişkin görüşleri ve

sektörün uluslararası pazarlarda büyümesinin önündeki en büyük engellere yönelik görüşlerini

içermektedir.

Tablo 5.5. Katılımcıların Sektördeki Firmaları Uluslararası Pazarlara Açan Ve Bu Sektörü Pazarda

Güçlü Kılan En Önemli Özelliklere İlişkin Düşünceleri

Kategoriler Sayı Yüzde

Ülkedeki uygun koşullar 5 10,6 Devlet yardımı ve teşvikleri 9 19,1 Kaliteli ürünlerimiz 27 57,4 Markamız 14 29,8 Fiyat 8 17,0 Diğer 4 8,4

Tablo 5.5’e bakıldığında, tekstil sektörünü uluslararası pazarlara açan önemli unsur olarak

katılımcıların %10,6’sı ucuz işgücü ve ucuz girdi gibi unsurlarla değerlendirilebilecek ülkedeki uygun

koşulları görürken, %19,1’i devlet yardımı ve teşviklerini, %57,4’ü kaliteli ürünleri, %29,8’i marka,

Page 86: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

75

%17’si ise fiyat unsuruna önem atfetmiştir. Bunun dışında katılımcıların %8,4’ü ise coğrafi konum,

kalite ve pazar payı gibi unsurların da sektördeki firmaları güçlü kıldığını belirtmiştir.

Tablo 5.6. Katılımcıların Sektörel Yatırımların Gelecekte Hangi Alanlara Yayılacağına İlişkin Görüşleri

Kategoriler Sayı Yüzde

Kapasite artırımı 19 40,4

Teknoloji yenileme 21 44,7 Yeni ürün üretimi 17 36,2 Yeni sektör 1 2,1 Pazarlama 21 44,7 Ar-Ge 14 29,8 Diğer 2 4,2

Tablo 5.6’ya göre, katılımcıların sektörel yatırımların gelecekte hangi alanlara yayılacağına ilişkin

düşünceleri incelendiğinde %40,4’ü yatırımların kapasite artırımı, %44,7’si teknolojiyi yenileme,

%36,2’si yeni ürün üretimi, %2,1’i yeni sektör, %44,7’si pazarlama ve %29,8’i araştırma ve geliştirme

alanına yayılacağını düşünmektedir.

Tablo 5.7. Katılımcıların Sektörün Geleceğine Yönelik Hedeflerine İlişkin Görüşleri

Kategoriler Sayı Yüzde

Kalitenin iyileştirilmesi 23 48,9

Dış pazarlarda büyüme 25 53,2

İç pazarlarda büyüme 14 29,8

Markalaşma 16 34,0

Yeni yatırımlar 15 31,9

Yeni ürün geliştirme 14 29,8

Maliyetleri düşürme 22 46,8

Üretimi başka ülkelere kaydırma 8 17,0

Yurt dışı ortaklık 7 14,9

Tablo 5.7’de, katılımcıların sektörün geleceğine yönelik hedeflerine ilişkin görüşlerine bakıldığında

%48,9’u tekstil sektöründe gelecekte kalitenin iyileştirilmesi konusunda çalışmaların olacağını,

%53,2’si dış pazarlarda büyüme konusuna odaklanılacağını, %29,8’i iç pazarlarda büyüme konusuna

odaklanılacağını, %34’ü markalaşma, %31,9’u yeni yatırımlar, %29,8’i yeni ürün geliştirme, %46,8’i

maliyetleri düşürme, %17’si üretimi başka ülkelere kaydırma ve %14,9’u yurt dışı ortaklık konusuna

odaklanılacağını düşünülmektedir.

Page 87: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

76

Tablo 5.8. Katılımcıların Sektörün Uluslararası Pazarlarda Büyümesinin Önündeki En Büyük Engellere

Yönelik Görüşleri

Kategoriler Sayı Yüzde

Siyasi istikrarsızlık 24 51,1

Yeniliklere ayak uyduramama 8 17,0

TL’nin değer kazanması ve artan maliyetler 16 34,0

Vizyonsuzluk 11 23,4

Diğer ülkelerden gelen rekabet 28 59,6

Uluslararası standartlara ayak uyduramamak 8 17,0

Diğer 4 4,3

Tablo 5.8’de, katılımcıların sektörün uluslararası pazarlarda büyümesinin önündeki en büyük

engellere yönelik düşüncelerinin dağılımı incelendiğinde araştırmaya katılanların %51,1’i tekstil

sektörünün uluslararası pazarlarda büyümesinin önündeki engelin siyasi istikrarsızlık olduğunu,

%17’si yeniliklere ayak uyduramama, %34’ü TL’nin değer kazanması ve artan maliyetler, %23,4’ü

vizyonsuzluk, %59,6’sı diğer ülkelerden gelen rekabet, %17’si uluslararası standartlara ayak

uyduramamak ve %4,3’ü diğer unsurları tekstil sektörünün büyümesinin önündeki engeller olarak

görmektedir. Bu konuda bazı katılımcıların önem sırasına göre bu unsurları sıraladığı görülmüş olup,

katılımcıların %12,6’sının “diğer ülkelerden gelen rekabet” konusunu sektörün uluslararası pazarlarda

büyümesinin önündeki en önemli engel olarak işaretlemesi dikkat çekicidir. Bununla birlikte

katılımcıların %10,5’i “TL’nin değer kazanması ve artan maliyetler” konusunu ise sektörün

uluslararası pazarlarda büyümesinin önündeki ikinci önemli engel olarak düşündüğü ifade edilebilir.

5.4.2. İş Ortamı Özelliklerine İlişkin Frekans Analizi

İş ortamı özelliklerine ilişkin yapılan analiz, katılımcıların sektör ve işletmeye yönelik

değerlendirmelerini içermektedir.

Düzce ili Tekstil sektöründe rekabet konusu incelendiğinde Düzce ilinde faaliyet gösteren firmalar il içi

ve dışındaki firmaları birbirlerine rakip olarak görmektedirler. Bu açıdan rakip sayılarının fazla

olduğunu ayrıca katılımcıların %78,7’ü sektörde alternatif mal ve hizmet sayısının oldukça fazla

olduğunu düşünmektedir. Katılımcıların %48,9’si sektörde rakipler ile ilgili kritik doğru bilgilere

zamanında ulaşmanın oldukça zor olduğunu düşünürken katılımcıların %68,1’i sektördeki aktörler

arasındaki rekabetin şiddetli olduğunu düşünmektedir.

Bu firmaların büyük kısmı sektörde rekabetin büyük oranda fiyat konusunda yaşandığını, devamında

sırasıyla, kalite, imaj ve sektörde farklılaşma konularında şiddetli rekabet olarak devam ettiğini

belirtmişlerdir.

Firmaların %40,4’ü sektöre alternatif olan ikame ürünlerin tehdidinin oldukça yüksek olduğunu,

%65,9’u faaliyet alanında merdiven altı veya fason üretimin rekabeti engelleyici önemli bir unsur

olduğunu, %65,9’u sektörde tedarikçilerin pazarlık gücünün oldukça yüksek olduğunu, %80,9’u

müşteri gruplarının firmalar üzerindeki pazarlık gücünün oldukça yüksek olduğunu düşünmektedir.

Page 88: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

77

Katılımcıların yarısından fazlası çevresel faktörlerin değişim hızının, müşteri ihtiyaçlarının değişim

hızının, rekabet stratejilerinin ve rakip hamlelerinin değişim hızının, sektörün gelişim hızının ve ayrıca

bilgi kirliliği oranının oldukça yüksek olduğunu belirtmişlerdir.

Katılımcıların %57,4’ü sektörün hammadde açısından sorun yaşamadığını, %61,7’si sektörün ulaşım

ve lojistik hizmetler konusunda yeterli altyapıya sahip olduğunu, %40,4’ü sektördeki teknolojik alt

yapının günümüz koşulları için yeterli olduğunu, %23,4’ü ise böyle olmadığını düşünmektedir.

Katılımcıların %61,7’si sektörün teknolojiye olan ihtiyacının oldukça fazla olduğunu, %42,6’si

teknolojiyi kullanma ve geliştirme durumunun oldukça iyi olduğunu düşünmektedir.

Katılımcıların %29,2’si sektöre yönelik çıkarılan yasal hükümlerin(ruhsatlandırma, kontroller, vergiler

vb.) oldukça yol açıcı olduğunu düşünürken, %46,8’i bu konuda daha olumsuz düşünmektedir.

Tekstil işletmesi yetkililerinin neredeyse tamamı, sektörde enerji maliyetlerinin, faaliyet alanındaki

işçilik maliyetlerinin, üretim maliyetlerinin, tedarik zincirinde yer alan maliyetlerinin oldukça yüksek

olduğunu düşünmektedir. Bu veriler ışığında, sektördeki maliyetlerin yüksek olduğu ve sektörün

devamlılığı için tehdit oluşturduğu sonucu çıkarılabilir.

Katılımcıların büyük kısmı sektördeki insan kaynağının yeterli olmadığını aynı zamanda sektörde

çalışan bireylerin eğitim düzeyinin ve teknik bilgi-beceri düzeyinin yeterli olmadığını

düşünmektedirler. Bununla birlikte katılımcıların %44,7’si sektörde personel devir oranının oldukça

yüksek olduğunu belirtmişlerdir.

Katılımcıların büyük kısmı sektörde marka, patent, kurum kimliği, ürün saygınlığı gibi maddi olmayan

varlıklar üzerine yapılan çalışmaları yeterli düzeyde görmemektedir. Sektörde yeterli sayıda

markalaşma çalışmalarının yapıldığını belirtmelerine rağmen bir kısmı marka veya markalarının

pazardaki bilinirlik düzeyinin oldukça iyi olduğunu düşünmektedirler.

Katılımcıların %53,1’i sektör için AR-GE çalışmalarının oldukça önemli olduğunu düşünmelerine

rağmen sektörde mevcut ürünlere yönelik ve yeni ürünlere yönelik AR-GE faaliyetlerinin yeterli

düzeyde olmadığını belirtmişlerdir.

Katılımcıların %25,5’i sektördeki işletmelerin yeni yatırımlar için finansal durumunun iyi olduğunu

düşünürken, %36,1’i böyle olmadığını düşünmektedir.

Katılımcıların %17,1’i sektördeki işletmelerin finansal yapısının olası krizler için yeterli düzeyde

olduğunu düşünürken, %44,7’si sektördeki işletmelerin finansal yapısının olası krizler için yeterli

düzeyde olmadığını düşünmektedir.

Katılımcıların %36,2’si özel Know-How’un patent, marka ve lisanslar aracılığıyla yeterince

korunduğunu düşünürken %34’ü bu koruma konusunda daha olumsuz bir düşünceye sahiptir

denilebilir.

Katılımcıların %38,3’ü sektörün ihracat performansının bugün için oldukça iyi durumda olduğunu

düşünürken, %36,1’i sektörün ihracat performansının bugün için oldukça iyi durumda olmadığını

düşünmektedir.

Page 89: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

78

Katılımcıların %78,8’i sektörün yapısının ihracatın arttırılması için oldukça uygun olduğunu

düşünmesine rağmen, %36,2’si ise sektörün ihracat performansının gelecek için umut vaat eden bir

durumda olmadığını düşünmektedir. Bununla birlikte yine katılımcıların %36,2’si sektörün ithalat

performansının gelecek için endişe verici düzeyde olduğunu belirtmişlerdir.

Katılımcıların %25,6’sı sektörde yer alan işletmelerin kapasite kullanım durumlarının çok iyi olduğunu

düşünürken, katılımcıların %53,2’si ise bu konuya orta düzeyde katılım sergilemiştir.

Firma yetkililerinin büyük kısmı üretim kalitesi açısından iyi durumda olduklarını, bu sebepten

rakipleri tarafından taklit edilemeyeceklerini belirmişlerdir.

Katılımcıların %40,5’i sektördeki üretim sistemlerinin oldukça güncel olduğunu düşünmektedir.

Katılımcıların %42,6’i sektörde kalite standartlarını yakalama ve yükseltme konusunda önemli

çalışmalar yürütüldüğünü savunurken, %40,4’ü bu konuya orta düzeyde katıldıklarını belirtmişlerdir.

Katılımcıların %59,6’sı sektör olarak genel anlamda ürünlerinin oldukça yenilikçi olduğunu ve

ürünlerinin rakiplerin ürünlerinden oldukça farklı olduğunu düşünmektedir. Bu sebeple müşteri

şikâyet ve problemlerinin oranının oldukça düşük olduğunu belirtmişlerdir.

Katılımcıların %68,1’ü Düzce’nin coğrafi konumunun sektör için oldukça önemli bir avantaj olduğunu

buna karşın, %25,6’sı Düzce’nin hava şartlarının faaliyet alanını olumsuz etkilediğini düşünürken,

%61,7’si Düzce’nin hava şartlarının faaliyet alanını olumsuz etkilediğini düşünmemektedir. % 38,3’lük

kısmı ise özellikle kış aylarında çöken kömür ve sis bulutlarının ürünlerini olumsuz etkilediğini

belirtmişlerdir.

Düzce ilinde tekstil sektörünün çevreye olumsuz etkisinin olmadığı, çevre ve doğayı koruyan bir

üretim prensibinin benimsendiği belirlenmiştir.

Katılımcıların %14,9’u sektördeki kooperatif, dernek ve odaların faaliyet alanının gelişmesine ciddi

katkı sağladığı %48,9’u ise böyle bir katkının olmadığı, yarısından fazlası ise sektördeki kooperatif,

dernek ve odaların yaşanan problemlerin çözümünde etkili bir rol oynadığı görüşündedir.

Katılımcıların %59,6’sı devlet tarafından yürütülen politika ve uygulamaların oldukça zorlayıcı

olduğunu ve sektördeki alt yapısal problemlerin oldukça zorlayıcı olduğunu düşünmektedir.

Katılımcıların %74,5’i sektördeki nitelikli iş gücü sorunlarının oldukça fazla olduğunu düşünmektedir.

Katılımcıların %55,3’ü yerel yönetimlerle ilişkilerinin oldukça iyi olduğunu belirtmelerine rağmen

%38,3’ü yerel yönetimlerin faaliyetleri kolaylaştırıcı ve geliştirici çalışmalarını yeterli düzeyde

görmemektedir.

Katılımcıların %50’den fazlası yabancı pazarlarda faaliyet gösterme konusunda yerel yönetimler ve

kamu kurumlarından yeterli düzeyde destek göremediklerini belirtmişlerdir.

Katılımcıların çoğunluğu sektörde sosyal sorumluluk konusunda yeterli hassasiyet gösterilmediğini

buna bağlı olarak sektörde sosyal sorumluluk projelerinin sayısının oldukça az olduğunu

belirtmişlerdir.

Page 90: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

79

Katılımcıların %38,3’ü sektörde faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası işletmeler ile olan ilişkilerinin

oldukça iyi olduğunu düşünürken, %40,4’ünün ise bu konuya orta düzeyde katıldığı belirlenmiştir.

Katılımcıların %23,4’ü sektördeki firmalar arasındaki işbirliği ve koordinasyonun oldukça iyi durumda

olduğunu, %40,5’i bu konuda daha olumsuz bir düşünceye sahiptir denilebilir. Bu verilerden

sektördeki ulusal ve uluslararası firmalar arasında gerçek anlamda bir işbirliği ve koordinasyon

olmadığı, bununda sektörün geleceği için tehlike oluşturduğu söylenebilir.

Katılımcıların %19,2’si hızlı ve kolay bir şekilde mali kaynak tedarik edebilme imkânının yeterli

düzeyde olduğunu, %29,8’i ise böyle bir yeterliliğe ilişkin daha olumsuz düşünmektedir. Ancak

katılımcıların %46,8’i bu konuya orta düzeyde katıldığını ifade etmiştir.

Katılımcıların büyük kısmı sektördeki işletmelerin stratejik yetenekler konusunda iyi olmadığını

düşünmektedir. Ayrıca demografik anlamda yeni eğilimleri orta düzeyde analiz ettikleri, ekonomik

alandaki yenilikleri çok iyi analiz edemediklerini, Yasal alandaki yenilikleri ise analiz etmede yetersiz

kaldıkları belirlenmiştir.

Yeni firmaların sektöre giriş ve çıkışının oldukça kolay olduğunu Tekstil sektöründe yöneticiler karlılık

derecesinin ne çok iyi nede çok kötü olduğu konusunda hemfikirdirler. Bu aşamada katılımcıların

çoğunluğu ortamın kararsızlık ve belirsizlik derecesinin oldukça yüksek olduğunu bu sebeple sektörün

geleceği hakkında doğru bir tahminde bulunmanın çok zor olduğunu düşünmektedirler.

Bu veriler sektördeki rekabet koşullarının durumunu açıkça ortaya koymaktadır. Küresel rekabet

ortamında, ülkelerin rekabet gücünü etkileyecek birçok önemli unsur bulunmaktadır. Bunlardan en

önemlileri; AR-GE, ÜR-GE, teknoloji, nitelikli iş gücü, kaliteli ve ucuz hammadde temini, verimlilik,

pazara yakın olma ve pazarlama ve dağıtım kanallarına sahip olma ile birlikte son yıllarda önemi artan

moda ve tasarım olgularıdır. Üreticinin kullandığı enerji fiyatlarının dünya fiyatlarının üstünde olması

önemli bir maliyet unsuru olarak sektörün rekabet gücünün azalmasına yol açmaktadır. Bu nedenle

sektörde önemli bir girdi olan enerji maliyetlerinin düşürülmesi bununla birlikte bölgesel olarak

teşvik ve desteklerin devamlılığının artarak sağlanması gerekmektedir.

5.4.3. Güçlü ve Zayıf Yönler

Güçlü ve zayıf yönlere ilişkin yapılan analiz, katılımcıların kendi işletmelerine yönelik

değerlendirmelerini içermektedir.

Tablo 5.9. Düzce İli Tekstil Sektörünün Güçlü Yönleri

Güçlü Yönler

Üretim sürecinde teknik yeterlilik 59,60%

Ürün güvenilirliği 85,10%

Akreditasyon sisteminin olması 48,90%

Çok uluslu ve ulusal firmalarla köklü bir geçmiş ve tecrübeye sahip olma 72,30%

Ürün çeşitliliği 78,70%

Sektörel mevzuata uyum 80,90%

Çevre dostu üretim 78,70%

Engelli dostu üretim 68,10%

Üretim tesisinin dünya standartlarında olması 66%

Page 91: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

80

Uluslararası standartlara uygun ürün üretme 76,60%

Küçük siparişlere cevap verebilme 83%

Büyük siparişlere cevap verebilme 89,40%

Pazarlara coğrafi yakınlık 72,30%

Üretim altyapısı 80,90%

İstikrarlı bir fiyatlandırma politikası 66%

Hızlı ve esnek hareket edebilme kabiliyeti 68,10%

Üretimin talebi karşılama gücü 72,30%

Yönetim becerileri 61,70%

Esnek üretim yetkinliği 53,20%

Kaliteli hammadde temini 57,40%

Çevre ve insan sağlığına uygun üretim 74,50%

İhracat gücü 59,60%

Tablo 5.9’a bakıldığında; özellikle ürün güvenirliği, ürün çeşitliliği, uygun üretim altyapısı, sektörel

mevzuata ve uluslararası standartlara uygun çevre dostu üretim, hem büyük hem de küçük siparişlere

cevap verebilmede sektörel anlamda son derece güçlü olunduğu görülmektedir.

Tablo 5.10. Düzce İli Tekstil Sektörünün Zayıf Yönleri

Zayıf Yönler

Üniversite-sanayi işbirliği 68,10%

AR-GE altyapısı 55,30%

Katma değeri yüksek ürün üretme 48,90%

Hammaddeden aksesuara tüm segmentlerde üretim yapabilme 53,20%

Nitelikli ara eleman 66%

Üretim maliyetleri 53,20%

Modern teknolojik altyapının varlığı 53,20%

Tasarım ve markalaşma çalışmalarında önemli mesafe kat edilmesi 53,20%

Yurtdışı perakende mağaza sayısı 72,30%

Nitelikli insan kaynağı 74,50%

Altyapı yetersizliği 59,60%

Tablo 5.10 incelendiğinde, sürekli tartışılan ama hala çözüm bulunamayan konuların olduğu

görülmektedir. Nitelikli, iyi eğitilmiş insan kaynağı arttırılamadığı, Ar-Ge altyapısı kurulmadığı, katma

değeri yüksek ürünler üretilmediği, üretim maliyetleri düşürülmediği, tasarım ve markalaşma

çalışmalarına hız verilmediği sürece uzun vadede Düzce ili Tekstil Sanayii’nin rekabet gücünü

sürdürebilmesi çok güç görünmektedir.

Üniversite-sanayi işbirliği geliştirilerek sektörün ihtiyaç duyduğu ileri teknolojiyi kullanabilen nitelikli

işgücü ve ara kademe çalışan personel ayrıca yeterli sayıda ve kalitede Ar-Ge personeli yetiştirilmesi,

Düzce Üniversitesinden destek alınarak sağlanmalıdır.

Page 92: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

81

Tablo 5.11. Düzce İli Tekstil Sektörünün Güçlü-Zayıf Yönleri

Güçlü ve Zayıf Yön Güçlü Zayıf

Kurumsal örgütlenme 55,30% 40,40%

İlgili sanayilerle yatay entegrasyon 51,10% 40,40%

Tam kapasite kullanımı 51,10% 46,80%

Değişen talep yapısıyla uyumlu bir üretim için gerekli AR-GE çalışmaları

44,70% 48,90%

Yerel yönetimlerle ilişkiler 48,90% 42,60%

Yeni teknolojilerinin geliştirilmesi 44,70% 51,10%

Çalışanların örgütsel bağlılığı 44,70% 46,80%

Tablo 5.11’de Düzce Tekstil Sektörünün hem zayıf hem de güçlü olarak görünen yönleri belirlenmiştir.

Bu aşamada bu işlemleri çift yönlü düşünüp hem geliştirilmesi hem de zayıftan güçlüye çevrilmesi için

çalışmalar yapılmalıdır. Özellikle yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve AR-GE çalışmaları için uygun alt

yapının oluşturulması noktasında Yerel yönetimlerinin desteğinin sağlanması ve çalışanların

kurumlarına bağlılığının arttırılması için yeni düzenlemelerin getirilmesinin uygun olacağı

düşünülmektedir.

5.4.4. Fırsatlar ve Tehditler

Fırsat ve tehdit oluşturabilecek konulara ilişkin yapılan analiz, katılımcıların kendi işletmelerine

yönelik değerlendirmelerini içermektedir.

Tablo 5.12. Düzce İli Tekstil Sektörünün Fırsatları

Fırsatlar

AB müktesebatına uyum süreci 59,60%

Yeni dış pazarlar 78,70%

Artan tüketici bilinci 80,90%

Artan iç talep 93,60%

Artan dinamik nüfus, yaşam süresinin uzaması 89,40%

Artan kamu destek ve teşvikleri 80,90%

İstikrarlı ve büyüyen ekonomi 85,10%

Yeni tedarikçi alanları 85,10%

Coğrafi konum 80,90%

Tüketicilerin doğal ürünleri tüketme isteklerinin artması 76,60%

Sektörün mal ve hizmetlerine talebin ve beklentilerin artıyor olması 91,50%

Bölgesel kalkınma politikalarının işlerlik kazanması 83%

Yenilenebilir enerji kaynaklarına önem verilmesi 91,50%

Rekabetçi yerel tedarikçilerin varlığı 55,30%

Artan dış talep 83%

Tablo 5.12 incelendiğinde Düzce ili coğrafi konumunun da sayesinde artan iç talep ve dış talep ile yeni

dış pazarlar, yerel tedarikçilerin varlığı, artan dinamik nüfus ve sektörün mal-hizmetlerine talebin

artıyor olması fırsatlarının sektörün geleceği ve rekabet gücünün devamlılığı için iyi bir şekilde

değerlendirilmesi bir zorunluluktur.

Page 93: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

82

Tablo 5.13. Düzce İli Tekstil Sektörünün Tehditleri

Tehditler

Kayıt dışı ekonomik faaliyetler 91,50%

AB ekonomilerindeki kriz 80,90%

Azalan/kesilen kamu destek ve teşvikleri 74,50%

Bazı hammaddelerde yüksek orandaki dışa bağımlılık” 87,20%

Ülke ve ürünlerin markalaştırılamaması 68,10%

Denetim ve kontrol yetersizliği 83%

Karar mekanizmalarında özerklik sınırları bulunması 53,20%

Kamu ve özel sektör karar mekanizmalarda yönetim zafiyeti 74,50%

Kamu-özel sektör ortaklığı modelinin çalışmaması 78,70%

Dış pazarlarda dağıtım zinciri eksikliği 85,10%

Alternatif dış pazarlar için Serbest Ticaret Anlaşmalarının yetersizliği 83%

İç piyasanın vergi politikaları ile sınırlı olması 80,90%

Mesleki liselere ilginin azalması 91,50%

İşgücü piyasasında arz talep dengesizliği” 91,50%

Dış pazarlarda durgunluk 91,50%

Orta Doğu’da derinleşen istikrasızlık 89,40%

Gelişen yeni pazarlara (Çin, Brezilya) coğrafi uzaklık 63,80%

Hizmet sektörünün gelişmesinin işgücü olanaklarını sınırlaması 80,90%

İklim değişikliği” 66%

Sendikalaşma 66%

İthal girdi fiyatlarında istikrarsızlık 89,40%

Girdi maliyetlerinin yüksekliği 91,50%

Üretim maliyetlerinin yüksekliği 91,50%

Kalifiye eleman yetiştirme mekanizmasının eksik olması 89,40%

Sektör ile diğer sektörlerin işbirliği veya etkileşimi alanlarında politika oluşturma ve analiz etmeye uygun çalışmaların yapılamamış olması”

80,90%

Tablo 5.13’e göre Kayıt dışı ekonomik faaliyetler, girdi maliyetlerinin, üretim maliyetlerinin yüksek

olması, iş gücü piyasasındaki az talep dengesizliği, dış pazarlardaki durgunluk mesleki eğime ilginin

azalması en önemli tehditler olarak karşımıza çıkmaktadır. Sektörde yüksek orandaki kayıt dışılık

nedeniyle oluşan haksız rekabete önlenecek, girdi ve üretim maliyetleri düşürülerek ve çalışan

verimliliği geliştirilerek sektörde rekabet gücünün korunması sağlanabilecektir. Bunun yanında

Sektörel koordinasyon, işbirlikleri, ortaklıklar ve bilgi paylaşımı ile de rekabette üst sıralara

çıkılabileceği öngörülmektedir.

5.5. SONUÇ VE ÖNERİLER

Tekstil ve hazır giyim sektörü Türkiye için olduğu kadar dünya ekonomileri için de, yarattığı istihdam

olanakları, kazandırdığı döviz geliri ve ürettiği katma değer ile ekonomik kalkınma açısından

vazgeçilmez bir sektördür. Dünya genelinde niteliksiz iş gücünün yoğun şekilde istihdam edildiği,

emek yoğun faaliyetlere dayalı olan tekstil özellikle konfeksiyon sektöründe kadın çalışan sayısı da

oldukça fazladır. Düzce ilindeki firmalar incelendiğinde durumun aynı olduğu belirlenmiştir.

Page 94: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

83

Son yıllarda ihracat rakamlarının artışına rağmen, özellikle hazır giyim sektöründeki karlılığın

düşmesi ve fiyat ile kalitede rekabetin giderek artması; moda, marka ve fonksiyonel ürünlere yönelik

daha fazla girişime ihtiyaç olduğunu göstermektedir.

Düzce ili tekstil işletmelerinin fason olarak giyim ve mekan tekstiline odaklanmış olmaları, kendi

markalarını oluşturmamış olmaları sebebiyle özellikle yenilikçi bir yaklaşım benimsenerek

teknolojinin getirdiği ve gerektirdiği katma değerli ürün ve hizmetlere yönelmeleri bir zorunluluktur.

Bu noktada teknik tekstil ürünleri katma değeri yüksek ürünler olarak Türk tekstil ve hazır giyim

sektörü için önemli bir alternatif haline gelmektedir. Estetik ve dekoratif özelliklerinden ziyade,

öncelikle teknik performansları ve fonksiyonel özellikleri için üretilen tekstil malzemeleri ve ürünleri,

teknik tekstil mamulleri olarak nitelenmektedir. Bu ürünler, özel olarak tasarlanan, herhangi bir

üründe veya proses dahilinde veya yalnız başına belirli bir özelliği yerine getirmek amacıyla kullanılan

malzemelerdir (Güner, 2015). Türk Tekstil Sanayii teknik tekstiller konusunda son yıllarda ilerleme

kaydetmesine rağmen, teknik tekstiller alanında araştırmalar yetersizdir. Ar-Ge altyapısı kurularak

uzun vadede önemi artacak olan bu ürünlerin geliştirilmesi için disiplinler arası araştırma çalışmaları

desteklenmelidir. Rekabet gücümüzü kaybetmemek için en kısa zamanda bu konuda çalışmalar

başlatılmalıdır.

Tüm bu bilgi yoğun ürünlerin üretiminde söz sahibi olabilmek için, yapılacak ilk iş ise, Türkiye’de bu

ürünlerin araştırılıp geliştirilmesini sağlayabilecek altyapının oluşturulması ve Ar-Ge uzmanlarının

yetiştirilmesidir (Ekti, 2013). Bu noktada Üniversitelere büyük bir görev düşmektedir.

Türk tekstil ve hazır giyim sanayinin uluslararası platformda özellikle Uzakdoğu ve vb. diğer ülkelerde

gerçekleştirilen düşük fiyatlı büyük üretimle rekabet etmesi imkânsızdır. Sanayinin rekabet gücü

kaliteli ve farklı ürün üretebilme kabiliyeti ile bağlantılıdır. Sahip olunan deneyimler, bilgi birikimi ve

işgücü bu alanda rekabet gücünün yükseltilmesini mümkün kılabilecektir (Ekti, 2013).

Özelikle sektörle ilgili eğitim çalışmalarına gereken destek verilerek sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli

işgücü açığının kapatılması da sektör açısından çok önemlidir. Tekstil sektörünün rekabetçi yeteneğini

sürdürebilmesi için, sektörle ilişkili tüm firmalar arasında işbirliği sağlanmalıdır. Gelişen teknolojiye

bağlı olarak özellikle firmaların e-ticaret ağında yerlerini almaları da bir gerekliliktir. Maliyetlerin

Uzakdoğu ülkelerine göre yüksekliği (SSK primleri, enerji fiyatları vs.) sektörde rekabet gücünü

olumsuz etkilemektedir. Bu maliyetlerin uluslararası düzeye indirilmesi gerekmektedir.

Düzce ili tekstil sektörü ile ilgili düzenlenen toplantılar ve ön görüşme sorularından elde dilen veriler

ışığında;

Düzce ilinde, çok iyi markalara fason üretim yapan ve dünyaca tanınan ciddi tekstil firmaları

bulunmaktadır. Ve maalesef ki bu firmaların bazıları kapanma aşamasındadırlar. Bölgemize

sağladıkları faydalar düşünüldüğünde bu firmaların devlet teşvikleri ile desteklenmesi gerektiği

düşünülmektedir.

Pazar ve pazarlama konusunda sorun yaşayan, KOBİ’lere yeni pazarlar bulma ve pazarlama süreçleri

konusunda eğitimler verilebilir.

Page 95: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

84

Özellikle brode sektöründe çalışan küçük, orta ve büyük işletmelerin “Kümelenme çalışması” ile bir

araya getirilmesi sağlanabilir. Bu sayede ortak hammadde alımı ve ortak Pazar bulmada avantaj

sağlanabilir.

Sektörde çalışanların motivasyonlarının arttırılması, kurumsal aidiyet(bağlılık) ve iş hukuku

konularında ayrıca çalışmalar yapılıp eğitimler verilebilir. Bununla birlikte firmaların kurumsal

aidiyeti arttırmak üzere yapmaları gerekenler noktasında bilgilendirilmeleri sağlanmalıdır.

Çalışanların en büyük sorunlarından birisi gereken değeri görememeleridir. Düzce ilinde bulunan tüm

tekstil işletmelerinde çalışan orta ve alt kademe yöneticilere eğitimler verilerek bu problemin

çözülebileceği düşünülmektedir.

Eğitimde, teorik bilgilerin uygulamaya dökülmesi öğrenmenin gerçekleşmesi açısından son derece

önemlidir. Üniversite son sınıf öğrencilerinin İŞKUR vasıtasıyla sektörde iş başında eğitim projeleri ile

yerinde eğitim almaları sağlanabilir.

Sendikalaşma Düzce ili Tekstil Sektörü temsilcileri tarafından bir tehdit olarak görülmektedir. Bu

durumun ortadan kaldırılması için sendikalar ve sendikalı olma konusunda çalışanlara eğitim

verilerek daha bilinçli olmaları sağlanabilir.

Sonuç olarak, rekabetin günden güne yoğunlaştığı bu süreçte gerekli önlemlerin alınmaması

durumunda hem bölgesel hem de Türkiye olarak ele alındığında, tekstil ve hazır giyim sektörün sahip

olduğu rekabet gücünü kaybedecektir. Özellikle sektördeki maliyetleri azaltacak önlemler alınması

aynı zamanda AR&GE’ye önem verilerek yüksek kalitede fonksiyonel ürün üretimine üzerinde

durulması bir zorunluluktur. Hazır giyim sektöründe katma değeri yüksek moda ve markalaşmaya

yönelik ürünler üretilerek rekabet yarışında diğer bölgelerin ve ülkelerin önüne geçilmesi

hedeflenmelidir.

Ağustos ayı, fındığın hasat dönemi olup aynı dönemde tekstil sektöründe kışlık üretim sezonu

başlamaktadır. Tekstil sektörü yeni siparişler alıp, pazar bağlantıları kurduğu bu dönemde yoğun iş

gücü gerektiren fındık sektörü tekstil sektöründen işçi karşılamaktadır. Birçok firma uluslararası

bağlantıları da olmak üzere ya siparişlerini zamanında yetiştirememekte ya da karşılayamamaktadır.

Bu da sadece Düzce bölgesi gibi çalışanı olan 77 firmada iş gücüne ciddi şekilde olumsuz yansımakta

ve özellikle alış bağlantılı fason üretiminde olumsuz yansımakta ve birçok firmayı kapanmakla karşı

karşıya getirmektedir. Dolayısıyla bölgede en az fındık kadar önemli olan tekstil sektörünü ihmal

etmek son derece hatalı durum olacaktır. Fındık sektörüne bağlı bu problemleri en aza indirebilmek

adına Düzce TSO tarafından getirilen öneriler aşağıdaki gibi sıralanabilir:

1- Makinalı sisteme geçilmelidir. Çünkü fındık endüstriyel bir bitki olup işçilik maliyetinin düşürülmesi

Dünya pazarında gücümüzü artıracaktır. Fındıkta makinalı tarım aynı zamanda hasat süresini

kısaltacak aflatoksin başta olmak üzere birçok hastalık, zararlıdan oluşan zararı engelleyecektir.

2- Makinalı tarıma geçiş süresince ocak dikim sisteminden vazgeçilerek modern fındık üreticilerindeki

gibi yeni fındık sistemi dikimleriyle fındık alanlarının yeniden rezerve edilmesi gerekmektedir.

3- Revizyon işlemlerinde standart fındık çeşitlerinin en üstün klonları tespit edilerek bunların doku

kültürüyle çoğaltılması ihtiyacı karşılayacak şekilde ve hızlı ve sağlıklı fidan üretimi yoluna gidilmesi

Page 96: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

85

gerekir. Yeni dikim sistemi Corylus colurna üzerine aşılı kültür çeşitleriyle dikimin sağlanması yeni

tesislerin yapılması üretimde ciddi artışlara sebep olurken maliyetleri oldukça düşürecektir.

Ülkemiz fındık alanlarının 700.000 bin hektar alanın %30’unun, % 60’nın altında kaldığı göz önüne

alındığında bu sahalarda teraslamaya gerek yokken geri kalan alanlarda teraslama yapılmak suretiyle

gençleştirme ve yeni dikim sistemi yeniden bu sahaların modern usullerde fındık yetiştiriciliğinin

devam edilmesi doğru bir yaklaşım olacaktır.

Özellikle 1. Standart bölge de 2500 yılı bulan fındık kültürü yine Akçakoca bölgesi 200 yılı bulan fındık

kültürü yabana atılmayacak bir tercih sebebi olacaktır.

Bütün bu sözü edilen fidan üretiminin (doku kültürü ile gençleştirme çalışmalarının teraslama

uygulamalarının ve buna benzer kültürel uygulamalarının projelendirilmesi ve yürütülmesi buna bağlı

olarak makinalı tarıma geçişin sürdürülebilmesi devlet desteğiyle sağlanması mümkün olmaktadır.

Özellikle fidan üretiminde standart çeşitlerin doku kültürü ile çoğaltılması şayet aşılama ile fidan

üretilecekse aşıların doku kültürüyle çoğaltılıp kültür çeşitleriyle aşılanıp fidan eldesi için doku

kültürüne yönelik bir tesisin kurulması önem arz etmektedir.

Sonuç olarak, ülkemiz fındık yetiştiriciliğin de, fındığın makinalı tarım kolları arasına alınması ve

endüstriyel üretime geçilmesi işçilik maliyetlerinde % 10’lara kadar bir düşüşü sağlayacak. Dikim

sistemlerinin değiştirilmesi, gençleştirme çalışmalarının yapılması ve verimli çeşitlerin yetiştirilmesi

ile birim alana elde edilecek verimin bugünkü üretimimizin en az 3-4 katına çıkartacağı sağlayacaktır.

Bütün bu sözü edilen problemlerin çözümüne yönelik önerimiz; yörede ana ürün olan fındıkta

makinalı tarıma geçişin son derece önemli olması aynı şekilde birim alana daha fazla ürünün elde

edilmesi ve maliyetin düşürülmesi. Yine tekstil sektörüne tehdit oluşması ortadan kaldıracaktır.

KAYNAKLAR

Ekti, E. (2013) Tekstil Sektörü Raporu Sektörel Raporlar Serisi V, T.C. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı

Düzce Yatırım Destek Ofisi

Güner, H. (2015) Mart 2015 Teknik Tekstil Sektörüne İlişkin Güncel Bilgiler İTKİB Tekstil, Deri ve Halı

Şubesi, İstanbul

Karasar, N. (2006). Bilimsel Araştırma Yöntemi. Ankara: Nobel yayın Dağıtım.

Kök, R. ve Çoban, O. (2005) “Türkiye Tekstil Endüstrisi ve Rekabet Gücü: AB Ülkeleriyle Karşılaştırmalı

Bir Analiz Örneği, 1989-2001”, İktisat, İşletme ve Finans Dergisi, Sayı: 228, İstanbul.

TİM. (2016). Sektörel Bazda İhracat Rakamları, http://www.tim.org.tr

TSO. (2016) Tekstil Sektöründe Kayıtlı İstihdamın Teşvik Edilmesi Projesi PPT Sunumu, Düzce Ticaret

ve Sanayi Odası, Düzce

İTKİB. (2016). İstanbul Tekstil İhracatçıları Birliği, İhracat Rakamları TUİK Kayıt rakamları,

http://www.itkib.org.tr/tr/default.html

Page 97: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

86

6. DİĞER SEKTÖRLER (PLASTİK MAMULLER VE İLAÇ)

6.1. GİRİŞ

Son yıllarda yerel yönetim ve yerel planlamanın öneminin tüm dünyada arttığı görülmektedir. Her

bölgenin mevcut durumunu ortaya koyan ve kaynaklarının rasyonel kullanımına imkân veren yerel

planlara duyulan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır. Bir bölge, il ya da sektörün kısa, orta ve uzun vadeli

planlarını oluşturma ve sürdürülebilirliğini sağlamada o bölgede yaşayan, o sektörde çalışan kişilerin

yer alması; sorunların doğru olarak tespit edilmesinde, aynı zamanda gerçekçi çözüm önerilerinin

belirlenmesi aşamasında önem arz etmektedir.

SWOT (GZFT) Analizi, söz konusu ihtiyaçların tespiti ve mevcut durumun analizi konusunda yardımcı

olacak bir teknik olarak kullanılmaktadır. Amaç; iç ve dış etkenleri dikkate alarak, var olan güçlü

yönler ve fırsatlardan en üst düzeyde yararlanacak, tehditlerin ve zayıf yönlerin etkisini en aza

indirecek plan ve stratejiler geliştirilmesine yönelik altyapı çalışmalarının gerçekleştirilmesidir.

Diğer sektörlerin (Plastik mamulleri ve ilaç) Düzce ilindeki mevcut potansiyelini ortaya çıkarabilmek,

buna bağlı olarak mevcut ve gelecekteki amaçlarına ulaşabilmesini sağlamak için stratejik yönelimleri

tanımlayarak planlama altyapısına destek oluşturmak amacıyla, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası ve

Düzce Üniversitesi arasında imzalanan protokol ile SWOT (GZFT) analizi çalışması gerçekleştirilmiştir.

Çalışma, Düzce Üniversitesi akademisyenlerinin bizzat ilgili firmalar ile yüz yüze görüşerek anket

uygulaması ve sektörün bizzat içerisinde bulunarak fikir alış verişi şeklinde yürütülmüştür.

Çalışmanın, analiz edilen sektörlerin bugünkü durumunun değerlendirilmesi ve geleceğe yönelik

kararların verilebilmesine ışık tutması ve değişik düzeylerde görevli karar alıcıların birbirlerinin

düşüncelerini net olarak bilmeleri, mevcut iletişimin güçlenmesine katkı sağlayacağı, çalışmadaki

diğer 5 sektörle birlikte Düzce ilinde hangi sektörün gelecekte ön plana çıkarak Düzce iline ve

dolayısıyla Türkiye’ye fayda sağlayacağının belirlenmesi amaçlanmıştır.

6.2. YÖNTEM

Açılımı; “S (Strengths): Güçlü Yönler, W (Weaknesses): Zayıf Yönler, O (Opportunities): Fırsatlar ve T

(Threats): Tehditler” olan SWOT (GZFT) Analizi; bir organizasyonun çevresi ile etkileşim içinde

sistematik olarak incelendiği bir yöntemdir. Bu yöntem, planlama yapılırken organizasyonun-

sektörün-bölgenin güçlü ve zayıf yönleri ile karşı karşıya olduğu fırsat ve tehditleri analiz etmeyi ve

geleceğe dönük stratejiler geliştirmeyi ifade eder. Amaç; iç ve dış etkenleri dikkate alarak, var olan

güçlü yönler ve fırsatlardan en üst düzeyde yararlanacak, tehditlerin ve zayıf yönlerin etkisini ise en

aza indirecek plan ve stratejiler geliştirilmesine yönelik altyapı çalışmalarının gerçekleştirilmesidir.

SWOT Analizi çalışmasının yürütülmesinde beyin fırtınası yönteminden faydalanılmaktadır. Beyin

fırtınası, sorunların tespit edilmesi ve çözümlerinin ortaya konulmasında kısa bir zaman aralığı

içerisinde bir çalışma grubunun düşünce güçlerini birleştirerek mümkün olduğunca çok sayıda

kolektif fikir üretimi amacıyla kullanılan demokratik ve katılımcı bir çalışma tekniğidir.

Diğer sektörler için SWOT analizi çalışması, Düzce ilinde sektörü temsilen TSO tarafından belirlenen

11 firmanın katılımı ile yürütülmüştür. Çalışma kapsamında anket sorularının oluşturulması amacıyla

11 firma arasından seçilen 4 firma ile yaklaşık 2’şer saat toplamda 8 saat süren ön görüşmeler

Page 98: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

87

gerçekleştirilmiştir. Sonrasında yine 11 firmanın tamamına Düzce TSO bağlantısı ile ulaşılarak gerekli

randevular alınmış yüz yüze görüşmeler yapılarak ön görüşme sonrasında hazırlanan anket

sorularının cevaplandırılması sağlanmıştır. Anket soruları firma sahiplerine, üst düzey ve orta düzey

yöneticilerine yöneltilerek doldurulmuştur. Anket formlarının doldurulma işlemi Kasım 2016

döneminde gerçekleştirilmiştir. Verilerin analizinde SPSS paket programı ile yüzde ve frekans

dağılımları alınmıştır. Literatür araştırması ve elde edilen veriler ışığında Düzce İli diğer sektörler

(Plastik mamulleri ve ilaç) SWOT analizi raporu hazırlanmıştır.

6.3. SEKTÖRLERİN DÜNYADAKİ MEVCUT DURUMU

6.3.1. Plastik Mamulleri Sektörü

Türk plastik sektörü, AB ülkeleri içinde, Almanya’dan sonra 2. sırada, dünyada ise % 2,7 payla 6. sırada

yer almaktadır. Diğer taraftan, Türkiye küresel plastik mamul ihracatında % 3 payla ilk 10 sırada,

plastik hammadde ithalatında ise % 4 payla ilk 5 ülke içinde yer almaktadır.

2015 yılında 324 milyon tona çıktığı tahmin edilen dünya toplam plastik üretiminin % 25’i Çin, % 21’i

tüm Avrupa, % 20’si NAFTA ülkeleri, % 16’sı da Çin dışındaki Asya ülkeleri tarafından

gerçekleştirilmiştir. Toplam üretimde Orta Doğu ve Afrika ülkelerinin payı % 8, Latin Amerika’nın payı

ise % 7 düzeylerindedir. Dünya toplam plastik üretiminin yaklaşık % 25’i Çin ve % 53’ü Çin, ABD,

Almanya, S. Arabistan ve Hindistan olmak üzere 5 ülke tarafından gerçekleştirilmektedir. Türkiye

2015 yılında eriştiği 8,6 milyon tonluk üretimi ile küresel üretimden % 2,7 pay alarak dünyada 6.,

AB’de ise Almanya’dan sonra ikinci büyük plastik üretimine sahiptir.

Şekil 6.1. Dünya plastik mamul üretiminin bölgesel dağılımı

Dünya plastik mamul ithalatını yönlendiren 10 ülkenin 2014 yılında toplam ithalattan miktar bazında

% 55 değer bazında da % 50 pay aldıkları görülmektedir. Miktar bazında ABD toplam mamul

ithalatının % 11’ini, Meksika % 9’unu, Almanya % 8’ini, Fransa % 6’sını, İngiltere ve Hollanda ise %

5’ini gerçekleşmiştir. Değer bazında ise bazında ABD toplam mamul ithalatının % 11’ini, Almanya %

7’sini Çin % 6’sını Fransa ve Meksika % 5’ini gerçekleşmiştir. Türkiye dünya toplam mamul

ithalatından miktar ve değer bazında % 1 pay almaktadır.

Page 99: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

88

2014 yılında dünya plastik mamul ihracatını yönlendiren 10 ülkenin toplam ihracattan aldığı pay,

miktar bazında % 61, değer bazında da % 63 olarak gerçekleşmiştir. Çin dünya plastik mamul

ihracatında hem miktar hem de değer bazında ilk sırayı almaktadır. Çin’in 2014 yılında dünya plastik

mamul ihracatından değer bazında % 18, miktar bazında da % 22 pay aldığı görülmektedir.

6.3.2. İlaç Sektörü

Demografik değişim, ortalama yaşam süresinin artışı, hastalık paternlerindeki değişimler, sosyal

küreselleşme, sağlık hizmetlerine erişimdeki anlamlı artış ve sosyal devlet olgusunun doğuşu dünya

ilaç sektörünün büyümesinde önemli rol oynamıştır. STATISTA verilerine göre sektör, 2013 yılında bir

önceki yıla göre %2,4 oranında büyüyerek yaklaşık 980,1 milyar ABD dolarlık toplam pazar hacmine

ulaşmıştır.

Dünya ilaç pazarının %95’ine uluslararası alanda faaliyet gösteren şirketler sahiptir. Gelişmiş

ülkelerdeki yoğun tüketim yine gelişmiş ülkelerdeki üretimle karşılanmaktadır. EFPIA (Avrupa İlaç

Endüstrileri ve Birlikleri Federasyonu) verilerine göre, 2013 yılında dünya ilaç satışlarının %41’ini

Kuzey Amerika (ABD ve Kanada), %27,4’ünü Avrupa oluşturmaktadır.

2013 yılında dünya ilaç sektöründe onkoloji, ağrı, diyabet, hipertansiyon gibi tedavi gruplarının

satışlarının diğer tedavi gruplarına göre daha yüksek olduğu görülmektedir.

İlaç sektörü, yüksek maliyetli ve uzun süren Ar-Ge çalışmaları içermesi sebebiyle dünyada yapılan

toplam Ar-Ge harcamalarında %14,4 payla ilk sırada yer almaktadır.

Şekil 6.2. Dünya toplam Ar-Ge harcamalarının sektörel dağılımı

Bunun yanı sıra özellikle son yıllarda, dünya ilaç pazarında biyoteknolojik ilaçların payının giderek

arttığı görülmektedir. Günümüzde dünya ilaç pazarının yaklaşık %20’sini biyoteknolojik ilaçlar

oluşturmaktadır ve bu payın ilerleyen süreçte artması öngörülmektedir. 2011 yılında biyolojik ilaç

sektörünün yaklaşık %1,1’ini oluşturan biyobenzer ilaçların payının önümüzdeki on yıl içerisinde on

kat artması beklenmektedir. Avrupa’da başlayan biyobenzer ilaç üretimi günümüzde gelişmekte olan

ülkelerde (Çin, Hindistan, G.Kore) yoğunlaşmakta olup, Brezilya ve Meksika gibi ülkelerde de

biyoteknolojik ürünlere yönelik kaynak ayrılmaktadır.

Page 100: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

89

6.4. SEKTÖRLERİN TÜRKİYE’DEKİ MEVCUT DURUMU

6.4.1. Plastik Mamulleri Sektörü

Türkiye plastik sektöründe % 99’u KOBİ düzeyinde 6.500 firmanın üretim yaptığı bilinmektedir.

Firmaların başlıca alt sektörler bazında dağılımında inşaat malzemeleri % 23,1 ile önde gelmektedir.

Ambalaj malzemeleri üretici sayısı % 22 ile onu takip ederken, ev gereçleri, makine, tekstil, elektrik –

elektronik, otomotiv ve hammadde firmalarının toplam üreticiler içinden % 5 - % 10 arasında pay

almışlardır.

Tablo 6.1. Firmaların başlıca alt sektörler bazında dağılımı

Sektör Firma sayısı % Dağılım Sektör Firma sayısı % Dağılım

İnşaat 1500 23,1 Medikal 112 1,7 Ambalaj 1433 22 Oyuncak 72 1,1 Ev gereçleri 613 9,4 Kırtasiye 57 0,9 Makine 598 9,2 Beyaz eşya 56 0,9 Tekstil 427 6,6 Tarım 43 0,7 Elkt.-Elektron. 399 6,1 Mobilya 16 0,2 Otomotiv 348 5,4 Savunma 3 0 Hammadde 334 5,1 Diğerleri 164 2,5 Kauçuk 203 3,1 Toplam 6449 100 Spor ayakkabı 121 1,9

Türkiye plastik sektöründe faaliyet gösteren firmaların % 91,3’ü 12 ilde bulunmaktadır. Diğer 57 il

sayısal olarak sektördeki toplam firma sayısından % 8,7 pay almaktadır. Türkiye plastik sektöründe

faaliyet gösteren üretici firmaların başlıca şehirler bazında dağılımında İstanbul % 62,1 payla ön

sırada gelmektedir. Bursa ve İzmir, toplam firma sayısında payı % 5’in üzerinde olan şehirleri

oluşturmaktadır. Ankara, Gaziantep, Konya ve Kocaeli toplam firma sayısından % 3 - % 4 arasında pay

alan şehirler olarak gözlemlenmekte iken, Adana, Kayseri, Samsun, Mersin ve Denizli’nin payları % 1 –

ile % 1,5 arasında değişmektedir.

Plastik sektörünün yoğun olarak üretildiği ilk 12 ilin toplam plastik mamul üretimi içindeki payı % 91

olup 2014 yılında bu 12 ilde toplam 7,5 milyon ton plastik mamul üretimi gerçekleşmiştir.

Türkiye plastik sektöründe faaliyet gösteren firmaların ortalama kapasite kullanım oranları 2015

yılında % 73 olarak gerçekleşmiştir. Bu durum, sektörde yaklaşık % 27’lik bir atıl kapasitenin mevcut

olduğunu göstermektedir.

6.4.2. İlaç Sektörü

Türkiye toplam ilaç pazarı 2010-2014 yılları arasında yıllık ortalama %2,8 oranında büyümüştür.

2014 yılında bir önceki yıla göre %9,8 oranında büyüme göstermiş ve 15,9 milyar TL olarak

gerçekleşmiştir. Hacim bazında ise pazar, bir önceki yıla göre %2,9’luk büyüme göstermiştir. Aynı yıl

itibariyle Türkiye ilaç pazarının değer bazında %67’sini yenilikçi/referans ilaç, %33’ünü

jenerik/eşdeğer ilaçlar oluşturmaktadır. Ayrıca, ilaç pazarı içinde yenilikçi/referans ve

jenerik/eşdeğer ürünlerin pazar payları hacim bazında %48 ve %52’dir.

Page 101: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

90

Türkiye ilaç pazarı 2013 yılında Avrupa pazarında 7., dünya ilaç pazarında ise 19. sırada yer almıştır.

2018 yılında Türkiye ilaç pazarının dünyada 16. sırada yer alacağı öngörülmektedir.

Son yıllarda pazara verilen ilaçların %20’si biyoteknoloji ürünleridir. 2010 yılında dünya çapında 830

milyar ABD doları olan tüm ilaç satışları içinde dünya ilaç piyasasının %14’ünü oluşturan biyolojik

ilaçların satışları 116 milyar ABD dolarıdır.

6.5. DÜZCE’DE MEVCUT DURUM VE ANALİZ

6.5.1. Çalışmaya Katılan İşletmelerin Kurumsal Özellikleri

Gerçekleştirilen analiz çalışması “Diğer” sektörler başlığı altında yürütülmüştür. Bu sektörlerin önemli

bir kısmını, plastik mamuller ve plastik ambalaj sektörlerine yönelik firmalar oluşturmaktadır. Bu

firmalara ek olarak ilaç sektörünü temsilen de bir firma çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışmanın

sonuçları ortak bir paydada toplanmış ve genel değerlendirme buna göre yapılmıştır.

TOBB 2015 yılı verilerine göre Düzce’de plastik sektöründe 28 kayıtlı firma faaliyet göstermektedir.

Bu firmalardan 15’i plastik tabaka, levha, tüp ve profil imalatında, 4’ü plastik ambalaj malzemesi

imalatında, 2’si plastik inşaat malzemesi imalatında ve 7’si de diğer plastik malzemeleri imalatında

faaliyet göstermektedir.

Tablo 6.2. Araştırmaya katılan firmaların çalışan sayılarına göre incelenmesi

Sayı Yüzde

Çalışan

Sayısı

10-49 Arası – Küçük 5 45,4

50-249 Arası – Orta 5 45,4

250 ve üzeri – Büyük 1 9,2

Toplam 11 100,0

Araştırmaya katılan işletmelerin çalışan sayılarına bakıldığında sektörü temsilen 5 küçük işletmenin

(10-49) çalışan (%45,4), beş orta ölçekli işletmenin (50-249 çalışan) (%45,4) ve bir büyük ölçekli

işletmenin (249 ve üzeri çalışan) yer aldığı görülmektedir. Bu noktadan hareketle sektördeki

KOBİ’lerin yanı sıra büyük ölçekli işletmelerin de araştırmaya dahil olması araştırmanın sonuçlarını

genelleyebilmek açısından faydalı olduğu söylenebilir. Analiz edilen firmaların büyük bir kısmı (%

63,5) 11 yıl ve üzeri süredir faaliyet göstermektedir. Bu noktadan hareketle araştırmaya katılan

işletmelerin sektörün yapısını temsil etme noktasında iyi bir konumda oldukları anlaşılmaktadır.

Küçük

Orta

Büyük

Page 102: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

91

Tablo 6.3. Çalışmaya katılan firmaların sektördeki faaliyet sürelerine göre incelenmesi

Sayı Yüzde

Faaliyet

Süresi

1-5 Yıl 1 9,1

6-10 Yıl 3 27,2

11-15 Yıl 2 18,2

16 Yıl ve üzeri 5 45,5

Toplam 11 100,0

Araştırmaya katılan işletmelerin sektördeki faaliyet sürelerine bakıldığında ağırlıklı olarak 16 yıl ve

üzerinde (%45,5) faaliyetlerine devam ettikleri yukarıdaki tabloda görülmektedir. Bu noktadan

hareketle araştırmaya katılan işletmelerin sektörün yapısını temsil etme noktasında iyi bir konumda

oldukları söylenebilir.

Tablo 6.4. Araştırmaya katılan işletmelerin fiziksel alanının bulunduğu yer

Sayı Yüzde

Bulunulan

Yer

OSB 3 27,2

Küçük Sanayi Sitesi - -

Diğer 8 72,8

Toplam 11 100,0

Araştırmaya katılan işletmelerin fiziksel alanının bulunduğu yer durumuna bakıldığında işletmelerden

üç tanesi (%27,2) Organize Sanayi Bölgesi ve kalan önemli bir kısmı diğer (%72,8) başlığı altında

genellikle kendilerine ait fiziksel alanlarda bulunmaktadır.

Araştırmaya katılan firmalar incelendiğinde, birçoğunun Düzce özelinde rakipsiz olduğu görülmüştür.

Bu durum anket sonuçlarına da yansımıştır. Ankete katılan işletmelerin %57,6’sı sektördeki

rakiplerinin sayısal olarak önemli düzeyde olduğu düşüncesini desteklememektedir. Firmaların büyük

bir kesimi ihracat yapmakla birlikte kendi alanlarında ülke içindeki pazarın da büyük bir kısmını

ellerinde tutmaktadırlar.

Düzce’de faaliyet gösteren işletmeler çoğunlukla (%87,9) müşteri pazarlarının çeşitlilik arz ettiği,

standart tipte müşterilerinin olmadığı düşüncesini desteklemektedir. Farklı müşteri gruplarının

belirtildiği üzere farklı ihtiyaç ve isteklere sahip olması nedeniyle sektörde standardize edilmiş

pazarlama çabalarının yetersiz kalacağı öngörülebilmektedir. Buradan hareketle sektörün statik bir

yapıda olmayıp, sürekli değişken ve kendini yenilemesi gereken bir yapıya sahip olduğu

görülmektedir.

1-5 Yıl

6-10 Yıl

11-15 Yıl

16 Yıl ve Üzeri

OSB

Diğer

Page 103: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

92

6.5.2. Çalışmaya Katılan İşletme Yöneticilerine Ait Demografik Özellikler

Araştırmaya katılan işletme yöneticilerinin cinsiyetlerine göre dağılımına bakıldığında önemli bir

çoğunluğun (%69,3) erkek katılımcılardan oluştuğu görülmektedir. Bu noktadan hareketle yürütülen

araştırma ile ilgili sonuçların daha fazla erkek katılımcıların bakış açılarını yansıttığı ve elde edilen

sonuçların bu cinsiyetin görüşlerine yönelik genellemeler içereceği savunulabilir.

Çalışmaya katılanların yaş durumları itibariyle 4 kategoriye ayrıldıkları, bu kategoriler içerisinde

özellikle 26-35 (%47,8) yaş ve 36-45 (%25,4) yaş kategorisindeki katılımcıların yoğunluk teşkil ettiği

görülmektedir. Bu bulgudan hareketle yürütülen araştırma ile ilgili sonuçların daha fazla orta yaş

grubunun bakış açılarını yansıttığı ve elde edilen sonuçların bu yaş kategorisine yönelik genellemeler

içereceği savunulabilir.

Katılımcıların eğitim düzeylerine göre dağılımları incelendiğinde önemli bir kısmının (%69,6)

üniversite eğitimi gördüğü (Önlisans, lisans, lisansüstü) görülmektedir. Buna bağlı olarak sektörde

yöneticilik yapan katılımcıların eğitim düzeylerinin yüksek düzeyde olduğu belirtilebilir.

Katılımcıların bulundukları işletmede sahip oldukları konumları itibari ile %38,7 üst kademe ve %61,3

alt kademe yöneticisinin anketleri cevaplandırdığı görülmektedir. Buna bağlı olarak sektöre yönelik

bulguların sadece üst kademe değil alt kademe yöneticilerinin görüşleri ile birlikte ortaya

konulabileceği söylenebilir.

Çalışmaya katılanların %70’inin sektörde 5 yıldan daha fazla çalıştığı görülmektedir. Sektöre yönelik

gerek güncel gerek gelecek yönelimli bakış açılarının toplanmaya çalışıldığı araştırmada sektörel

tecrübesi yüksek düzeyde olan katılımcılardan elde edilen bilgilerin, ortaya çıkan sonuçların kalitesi

açısından önemli olduğu düşünülmektedir.

Firmalar incelendiğinde büyük bir kısmının üst düzey yöneticilerinin ve/veya kurucularının Düzce ili

dışından olduğu görülmüştür. Bu durum ilgili sektörlerin Düzce’yi yatırım potansiyeli yüksek bir yer

olarak seçtiğini göstermektedir. Firmaları Düzce’ye yatırım yapmaya teşvik eden başlıca unsurlar,

gerek İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlere yakınlık gerekse de Kocaeli limanına yakınlık olarak

görülmektedir. Yapılan analizler sonucunda elde edilen bulgulara göre sektörün ulaşım ve altyapı

hizmetleri kapsamında, altyapı yeterliliği konusu katılımcıların önemli bir bölümü tarafından

desteklenmektedir. Düzce’nin stratejik konumu, karayollarının kullanışlılığı, yakın çevrede lojistik

şirketlerinin varlığı sektördeki işletmelerin işlerini kolaylaştırmaktadır.

6.6. DÜZCE İLİ SEKTÖREL SWOT ANALİZİ

Gerçekleştirilen anket sonuçlarından elde edilen SWOT analizinin sonuçları derlenerek bu bölümde

verilmiştir.

Page 104: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

93

6.6.1. Güçlü ve Zayıf Yönler

Güçlü Yönler

Büyük siparişlere cevap verebilme % 100,0 Pazarlara coğrafi yakınlık % 100,0 Küçük siparişlere cevap verebilme % 97,0 Üretim altyapısı % 97,0 Yönetim becerileri % 97,0 Kaliteli hammadde temini % 97,0 Üretimin talebi karşılama gücü % 97,0 Ürün güvenilirliği % 93,9 Tasarım ve markalaşma çalışmalarında önemli mesafe kat edilmesi % 93,9 Çevre ve insan sağlığına uygun üretim % 93,9 Esnek üretim yetkinliği % 93,7 İstikrarlı bir fiyatlandırma politikası % 84.8 Uluslararası standartlara uygun ürün üretme % 90,9 Sektörel mevzuata uyum % 90,9 Ürün çeşitliliği % 87,9 Çevre dostu üretim % 87,9 Hızlı ve esnek hareket edebilme kabiliyeti % 87,9 Kurumsal örgütlenme % 84,8 İhracat gücü % 84,8 Engelli dostu üretim % 81,9 Üretim sürecinde teknik yeterlilik % 78,8 Akreditasyon sisteminin olması % 78,8 Çok uluslu ve ulusal firmalarla köklü bir geçmiş ve tecrübeye sahip olma

% 72,7

Ar-Ge altyapısı % 72,7 Katma değeri yüksek ürün üretme % 69,7 Yerel yönetimlerle ilişkiler % 69,7 Tam kapasite kullanımı % 66,7 Üretim tesisinin dünya standartlarında olması % 63,6

Zayıf Yönler

Yurtdışı perakende mağaza sayısı % 66,7 Nitelikli insan kaynağı % 61,7 Altyapı yetersizliği % 57,6 Nitelikli ara eleman % 57,3 Üniversite-sanayi işbirliği % 54,5

6.6.2. Fırsatlar ve Tehditler

Fırsatlar

Artan iç talep % 100,0

Artan dinamik nüfus, yaşam süresinin uzaması % 100,0

Artan kamu destek ve teşvikleri % 100,0

Artan tüketici bilinci % 97,0

Yeni dış pazarlar % 93,9

İstikrarlı ve büyüyen ekonomi % 93,9

Yeni tedarikçi alanları % 93,9

Page 105: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

94

Sektörün mal ve hizmetlerine talebin ve beklentilerin artıyor olması % 93,9

Bölgesel kalkınma politikalarının işlerlik kazanması % 93,9

Coğrafi konum % 90,9

Yenilenebilir enerji kaynaklarına önem verilmesi % 90,9

AB müktesebatına uyum süreci % 90,9

Tüketicilerin doğal ürünleri tüketme isteklerinin artması % 78,8

Artan dış talep % 78,8

Rekabetçi yerel tedarikçilerin varlığı % 51,5

Tehditler

Kalifiye eleman yetiştirme mekanizmasının eksik olması % 100,0

Denetim ve kontrol yetersizliği % 97,0

Kamu ve özel sektör karar mekanizmalarında yönetim zafiyeti % 97,0

Dış pazarlarda dağıtım zinciri eksikliği % 97,0

İşgücü piyasasında arz talep dengesizliği % 97,0

Girdi maliyetlerinin yüksekliği % 97,0

Dış pazarlarda durgunluk % 93,9

Orta Doğu’da derinleşen istikrasızlık % 93,9

İklim değişikliği % 93,9

Gelişen yeni pazarlara (Çin, Brezilya) coğrafi uzaklık % 93,6

Azalan/kesilen kamu destek ve teşvikleri % 90,9

Mesleki liselere ilginin azalması % 90,9

Hizmet sektörünün gelişmesinin işgücü olanaklarını sınırlaması % 90,9

Üretim maliyetlerinin yüksekliği % 90,9

Sektör ile diğer sektörlerin işbirliği veya etkileşimi alanlarında politika

oluşturma ve analiz etmeye uygun çalışmaların yapılamamış olması

% 90,9

AB ekonomilerindeki kriz % 78.8

Kayıt dışı ekonomik faaliyetler % 84,8

Bazı hammaddelerde yüksek orandaki “dışa bağımlılık” % 84,8

Kamu-özel sektör ortaklığı modelinin çalışmaması % 81,8

İthal girdi fiyatlarında istikrarsızlık % 81,8

Karar mekanizmalarında özerklik sınırları bulunması % 75,8

Ülke ve ürünlerin markalaştırılamaması % 72,7

İç piyasanın vergi politikaları ile sınırlı olması % 69,7

Sendikalaşma % 66,7

Alternatif dış pazarlar için Serbest Ticaret Anlaşmalarının yetersizliği % 63,9

6.7. DÜZCE ÖZELİNDE SEKTÖREL TESPİTLER

Bu bölümde, gerçekleştirilen mülakatlar ve anket çalışmalarından elde edilen veriler ışığında ortaya

çıkan problemler irdelenmiştir. Çalışma sonucunda gerçekleştirilen tespitler ve problemlere yönelik

bazı çözüm önerilerini şu şekilde özetlemek mümkündür:

Page 106: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

95

Düzce’de analiz edilen sektörlerde faaliyet gösteren firmaları tehdit eden yerel unsurların

başında nitelikli iş gücü gelmektedir. Sektörlerin nitelikli iş gücü talebi en önemli sorunlardan

biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Araştırmaya katılan firmaların yaklaşık %70’i sektörle ilgili

nitelikli iş gücü sorunlarının oldukça fazla olduğunu belirtmiştir. Eğitimli personelin dahi süreç

içine girdikten sonra işletme kültürünü anlaması ve işletmeye uyum sağlama süresi göz

önünde bulundurulduğunda sektörün nitelikli elemanı yetiştirme ve elinde tutma problemi

yaşadığı görülmektedir. Özellikle ilaç sektöründe eğitim seviyesi yüksek, uzmanlaşmış çalışan

ihtiyacının Düzce ilinde giderilememesi neticesinde bu sektör, farklı illerde ikamet eden

kişileri Düzce’de çalışmaya ikna etme uğraşına girmektedir. Başka bir ilde yaşayan kişileri

Düzce’de çalışma konusunda motive etmek için yapılan teşvikler de maliyetleri yükselten bir

unsur olarak öne çıkmaktadır. Çalışmaya katılan bazı firma yöneticileri nitelikli iş gücünün

yanı sıra vasıfsız işçi bulma konusunda da zorlandıklarını belirtmişlerdir.

Gerek vasıflı gerekse vasıfsız iş gücünde yaşanan bu sıkıntıların bir sonucu olarak çalışanların

iş yeri değiştirme eğilimleri artmış, çalışan devir hızı yükselmiş, çalışanların firmaya

bağlılıkları azalmıştır. Bu durum firmaların işe alım, oryantasyon, hizmet içi eğitim gibi

maliyetlerini artırmaktadır. Nitelikli çalışan eksikliği ve mevcut çalışanları kaybetme riskiyle

birlikte işgücü ücretleri artış eğilimi göstermektedir. Tüm bunlar firmaların üretimine artı bir

maliyet olarak yansımakta, artan maliyetler de firmaların rekabet gücünü olumsuz yönde

etkilemektedir. Bu problemin çözümü için Üniversite ve Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı

kurumlarla işbirlikleri yapılması kritik önemli görülmektedir. Özellikle plastik-ambalaj

sektöründe faaliyet gösteren firmaların, Düzce’de bulunan Meslek Liseleri bünyesinde kendi

ihtiyaçlarını karşılayabilecek bölümlerin açılmasına yönelik ciddi bir isteği bulunmaktadır. Bu

firmaların ilgili müfredatı da uzmanlarla beraber hazırlayarak gereken desteği verecekleri,

yapılan mülakatlarda konuşulmuştur.

Yapılan mülakatlarda elde edilen bilgiler ışığında ilaç sektöründe çalışan devir hızının düşük

olduğu, özellikle eğitim seviyesi yüksek nitelikli elemanların firmaya bağlılıklarının yüksek

olduğu görülmüştür. Bu özelliğiyle ilaç sektörü diğer sektörlerden farklılık göstermektedir.

Yapılan görüşmelerde işgücü ile ilgili dikkat çeken bir başka nokta ise; mesleki liselerden ve

üniversitelerin uygulamaya yönelik eğitim yapan Fakülte, Yüksekokul ve Meslek Yüksekokulu

gibi birimlerinden mezun olan öğrencilerin sektör ihtiyaçlarını karşılamada bir takım

eksiklikleri bulunduğu olgusu olmuştur. Bu durumun giderilmesi için bölgenin ihtiyaçlarına

yönelik müfredat hazırlanması ve müfredat hazırlama sürecine sektör firmalarının da dahil

edilmesi görüşü ağırlık kazanmıştır. Mesleki eğitimde kullanılan teknolojilerin yenilenmemiş

olması da teori ve pratik arasında uyumsuzluğa sebep olmakta, eski teknolojiye göre eğitim

alan öğrenciler sahaya indiklerinde kullanılan yeni teknolojilere ayak uydurmakta

zorlanmaktadırlar.

Sektör firmalarının üniversite ile işbirliği konusunda çok istekli oldukları ancak bu işbirliğinin

bir türlü kurulamadığına yönelik görüşleri dikkat çekicidir. Üniversite-sanayi işbirliğine

yönelik Düzce Üniversitesi bünyesinde kurulan Teknoloji Transfer Ofisi (TTO), Düzce’de

faaliyet gösteren firmalara ziyaretler yapmakta ve işbirliği çalışmaları yapmaktadırlar. Çalışma

kapsamında TTO yetkilileri, sektör firmaları ile bir araya gelmiş ve işbirliği çalışmalarının

adımları atılmıştır. Gerçekleştirilen çalışmanın bu açıdan da faydalı olduğu söylenebilir. Bu

çalışmaların geliştirilerek devam etmesi oldukça önemlidir.

Page 107: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

96

Geniş anlamda sağlık sektörü -daha özelde ilaç sektörü- pek çok açıdan diğer sektörlerden

ayrılmaktadır. Bu bağlamda ele alındığında ilaç sektöründe fiyatların devlet tarafından

belirlenmesi büyük bir zayıflık olarak göze çarpmaktadır. Sistem içerisinde hem satın alıcı hem

de fiyat belirleyen rolünde olan devlet sürekli en ucuza doğru gitmekte, bu durum sektörde

büyük bir fiyat baskısı yaratmaktadır. Öte yandan ilaç sektörü perspektifinden bakıldığında

yaşlanan nüfusun sektör için büyük bir fırsat olduğu görülmektedir. Yaşlı nüfusun artmasıyla

birlikte kronik hastalıkların görülme hızı ve ilaç kullanımı da artmaktadır. Benimsenen sosyal

devlet anlayışı göz önünde bulundurulduğunda ilaç kullanımındaki artışın yükselerek devam

edeceği öngörülmektedir. Sektörel bazda bakıldığında bir diğer büyük fırsat unsuru da

biyoteknolojik ilaçlardır. Biyoteknolojik ilaç üretimini destekleyen teknolojik altyapının varlığı

da sektörün güçlü yanı olarak öne çıkmaktadır.

İlaç sektörü Ar-Ge faaliyetlerinde oldukça iyi bir konumdadır. Zaten analiz edilen ilaç firmasına

ait bir Ar-Ge merkezi de bulunmaktadır. Ancak diğer sektörler için aynı şeyi söylemek zor

olacaktır. Aslında çalışmaya katılan firmalarının %72,7’si gelecekte sektörel yatırımların Ar-Ge

alanında yapılacağına dair görüş bildirmişlerdir. Bu oran sektör firmalarının araştırma ve

geliştirme faaliyetlerini oldukça önemli gördüğünü göstermektedir. Ancak uygulamada Ar-Ge

faaliyetlerine yönelik eksiklikler bulunmaktadır. Bunun nedenlerinden biri bu faaliyetleri

yürütebilecek nitelikte eğitimli işgücünün eksikliğidir. Bu durumun giderilmesi için firmaların

lisans seviyesinde eğitim görmüş çalışan istihdamını artırması ve bu çalışanları yüksek lisans

ve doktora eğitimleri için teşvik etmeleri gerekmektedir.

Gerçekleştirilen görüşmelerde tespit edilen bir diğer problem de sektör firmaların birçoğunun

teşviklerden ve projelerden yeteri kadar bilgisi olmamasıdır. Bu durumun çözümü için Düzce

Üniversitesi bünyesinde kurulan TTO ile entegre bir çalışma gerçekleştirilmesi son derece

önemli olarak görülmektedir. Bu işbirliği ile birlikte özellikle bölge ve il ihtiyaçlarına yönelik

projelerin geliştirilmesi büyük farklılıklar sağlayacaktır.

Düzce özelinde tespit edilen bir başka önemli sorun da enerji sorunudur. Sektör firmalarının

bir bölümü Düzce özelinde enerjinin kalitesinden dolayı ciddi problemler yaşadıklarını

belirtmişlerdir. Özellikle yoğun enerji tüketen ve plastik enjeksiyon yöntemiyle üretim yapan

firmalar elektrik kesintilerinde ciddi problemler yaşadıklarını ve üretim sürecinde önemli

ölçüde kesintiler oluştuğunu beyan etmişlerdir. En az enerji kesintileri kadar voltajda yaşanan

dalgalanmalar da üretimde yoğun enerji kullanan firmaları zora sokmaktadır. Enerji

fiyatlarının yüksek oluşu zaten başlı başına ciddi maliyetler getirirken buna enerji kalitesinde

yaşanan sıkıntılar da eklendiğinde bu durum firmalar için oldukça zorlayıcı olmaktadır. Firma

yöneticileriyle yapılan görüşmelerde enerji nakil hatlarının hızla yenilenmesi gerektiği görüşü

ön plana çıkmaktadır. İlgili enerji sağlayıcılarla sanayi üreticileri arasında kurulacak güçlü bir

iletişimle enerji kesintilerinden kaynaklanan sorunlar önemli ölçüde azaltılacaktır.

Düzce’de faaliyet gösteren ve çalışmaya katılan firmaların zayıf yön olarak belirttiği bir diğer

unsur da altyapı yetersizliğidir. Bu durum kendisini özellikle yol, doğalgaz ve kanalizasyon gibi

hizmetlerde göstermektedir. Firmaların önemli bir kısmı özellikle bozuk yollardan ciddi

şekilde rahatsızlık duymaktadırlar ve bu durumun firma itibarına olumsuz etki yaptığını beyan

etmişlerdir.

Page 108: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

97

Düzce’nin su havzası konumunda olması da sektör firmalarını farklı yatırımlar yapmak veya

üretim hacmini artırmaya yönelik çalışmalar konusunda oldukça sınırlandırmaktadır.

Plastik sektöründe geri dönüşüm yoluyla üretim yapan firmalar için gündeme gelen en önemli

problemlerden biri de teşvik sorunudur. Özellikle Avrupa ülkelerinde geri dönüşümden üretim

yapan firmaların devlet tarafından teşvikler alırken, ülkemizde firmaların bu şekilde bir destek

alamaması ciddi bir sorun olarak ifade edilmektedir.

Yapılan çalışma sonucunda firmaları zorlayan en önemli unsurlardan birisi olarak piyasada

yaşanan belirsizlik ön plana çıkmaktadır. Katılımcıların %75’i sektörlerinin geleceği hakkında

doğru bir tahminde bulunmanın oldukça güç olduğunu belirtmişlerdir. Katılımcıların %94’ü ise

firmaların karşı karşıya kaldıkları tahmin edilemeyen değişimlerin oranının oldukça yüksek

olduğunu belirtmişlerdir. Söz konusu piyasa belirsizliğini etkileyen pek çok sebep söz

konusudur. Devletin gerek sektörel gerekse uluslararası politikaları, döviz politikaları, hızlı

değişen teknoloji ve tüketici davranışlarında yaşanan değişimler bütüncül bir bakış açısıyla ele

alınmalıdır. Piyasada algılanan belirsizlikler iş ortamını da olumsuz etkilemekte, yatırımcıları

ihtiyatlı davranmaya sevk etmektedir. Çalışmaya katılanların %80’i iş ortamında yüksek

derecede kararsızlık ve belirsizlik olduğunu belirtmişlerdir.

Firmaların algıladıkları en önemli sorunlardan birisi de tedarik sürecinde katlanılan

maliyetlerdir. Katılımcıların %88’i tedarik zincirinde yer alan maliyetlerin oldukça yüksek

olduğunu belirtmiştir. %90’ı ise sektördeki tedarikçilerin pazarlık gücünün oldukça yüksek

olduğunu belirtmişlerdir. Sektörde yer alan tedarikçi sayısının az olması mevcut tedarikçilerin

elini güçlendirmektedir. Tedarik zinciri maliyetlerinin yüksek olmasındaki önemli sebeplerden

birisi de özellikle plastik hammaddesinde dışa bağımlılığın yüksek olmasıdır. Yurt içinde elde

edilen hammaddelerin düşük kalitede olması ve bununla birlikte istenilen fiyat düzeyinde

olmaması, yüksek kalitede üretim yapmak isteyen firmaları yurt dışından hammadde ithal

etmeye zorlamaktadır. Bu durum da tedarik maliyetlerini arttırmaktadır.

Firmaların hammadde temininde ithalat yolunu seçmeleri döviz kuruna karşı daha duyarlı hale

gelmelerine sebep olmaktadır. Dövizde yaşanan dalgalanmalar ve Türk Lirasının uluslararası

para birimlerine karşı değer kaybetmesi, firmaların hammadde maliyetlerini arttırmaktadır.

Bu durumda firmalar maliyetlerindeki artışı fiyatlarına yansıtmak durumunda kalmakta ve

rakiplerine karşı dezavantajlı duruma düşmektedirler veya döviz kurundaki dalgalanmaları

fiyatlarına yansıtmayarak karlılıklarını düşürmektedirler. Bu duruma paralel olarak

katılımcıların %90’ı üretim maliyetlerinin yüksek olmasını sektörü tehdit edici bir unsur

olarak beyan etmişlerdir.

Çalışmaya katılanlar arasında sivil toplum kuruluşlarına (sektörel ve yerel dernekler, odalar,

kooperatifler vb.) karşı olumsuz bir algı olduğu gözlemlenmiştir. Sivil toplum kuruluşlarının

sektörel faaliyet alanlarının geliştirilmesi yönünde çalışmalarını artırmaları ve karşılaşılan

sorunların çözümü noktasında daha aktif rol almaları gerektikleri görüşü ağır basmaktadır.

Sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra yerel yönetimlerin de sektörel faaliyetleri kolaylaştırıcı

çalışmalar yapmaları gerektiği belirtilmiştir.

Page 109: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

98

6.8. SONUÇ

Yapılan bu çalışmanın diğer sektörler başlığı altında plastik mamulleri ve ilaç sektörlerinde Düzce’nin

önde gelen firmalarının yöneticileriyle görüşülmüştür. Bu görüşmeler sonucunda sektörlerin yaşadığı

başlıca sorunların altı çizilmiş ve bu sorunlara çözüm önerileri getirilmeye çalışılmıştır. Çalışmada öne

çıkan sektörel sorunları aşağıdaki gibi özetlemek mümkün görünmektedir.

İstihdam sorunu,

Altyapı yetersizliği,

Nitelikli çalışan problemi,

Üniversite ve sanayi arasındaki işbirliği eksiklikleri,

Enerji kalitesinde düşüklük,

Yüksek tedarik maliyetleri,

Yetersiz Ar-Ge yatırımları,

Teşvik miktarlarının yetersizliği,

Düzce’nin İSKİ su havzası sınırları içinde yer alması.

Çalışma kapsamında gerek yöneticilerle yapılan mülakatlarla, gerekse anket çalışması sonucu elde

edilen verilerin analiz edilerek yorumlanması yoluyla yukarıda sıralanan belli başlı sorunlara çözüm

yolları aranmıştır.

Çalışma sonucunda görüldüğü üzere, Düzce’de faaliyet gösteren sektörlerin üretim kalitesinin

artırılması ve Düzce’ye yeni sektörleri çekebilmek için çok boyutlu bir bakış açısı ve katılımcı bir

yönteme ihtiyaç duyulmaktadır. Sektörün yaşadığı problemlerin çözümü için tüm paydaşların

desteğine önemli ölçüde ihtiyaç duyulduğu çok açık bir şekilde görülmektedir.

KAYNAKLAR

PAGEV Dünya ve Türkiye Plastik Ambalaj Malzemeleri Sektör İzleme Raporu, 2016.

PAGEV Dünya ve Türkiye Plastik Sektör İzleme Raporu, 2016.

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, İlaç Sektör Raporu, 2015.

PLASDEF Sektör İzleme Raporu, 2015.

Page 110: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

99

7. GENEL SONUÇLAR VE DEĞERLENDİRMELER

Gerçekleştirilen çalışmanın sonucunda, 6 sektörü de kapsayan genel sonuçlar ve değerlendirmeler

aşağıdaki gibi sıralanabilir:

Tüm sektörlerde altyapı önemli bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Elektrik, su,

doğalgaz ve kanalizasyon eksiklikleri hemen hemen tüm sektörlerde kendisini göstermektedir.

Bu durum sadece üretim hacmini sınırlamakla kalmayıp, firma saygınlığına da gölge

düşürebilmektedir. Bu problemin çözümü için yerel yönetimlere önemli görev düşmektedir.

Düzce özelinde enerji de ciddi bir problem olarak görünmektedir. Özellikle yoğun enerji

tüketen firmalar elektrik kesintilerinde ciddi problemler yaşadıklarını ve üretim sürecinde

önemli ölçüde kesintiler oluştuğunu beyan etmişlerdir. En az enerji kesintileri kadar voltajda

yaşanan dalgalanmalar da üretimde yoğun enerji kullanan firmaları zora sokmaktadır. Enerji

fiyatlarının yüksek oluşu zaten başlı başına ciddi maliyetler getirirken buna enerji kalitesinde

yaşanan sıkıntılar da eklendiğinde bu durum firmalar için oldukça zorlayıcı olmaktadır. Firma

yöneticileriyle yapılan görüşmelerde enerji nakil hatlarının hızla yenilenmesi gerektiği görüşü

ön plana çıkmaktadır.

Nitelikli personel istihdamı konusunda da sektör firmaları oldukça zorlanmaktadırlar.

Sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli eleman ihtiyacını karşılayamadığı açıktır. Bunun nedenleri;

mesleki okullara ilginin azalması, sürekli değişen eğitim politikaları, teknolojik donanımların

yetersiz oluşu olarak sıralanabilir. Nitelikli eleman temininde yaşanan bu sorunlar, eleman

açığının her geçen gün artmasına, işgücü kaybına ve maliyetlerin artmasına sebep olmaktadır.

Düzce’de birçok firma vasıfsız çalışan istihdamında bile zorlandıklarını beyan etmiştir. Düzce

özelinde, çalışanların firma değiştirme süreçlerinin çok hızlı olduğu görülmüştür. Başka bir

ifade ile çalışanların örgütsel bağlılığının düşük olduğu gözlemlenmiştir. Bu durum firmaların

işe alım, oryantasyon, hizmet içi eğitim gibi maliyetlerini artırmaktadır. Ancak köklü

firmalarda bu sirkülasyonun çok daha düşük düzeyde olduğu da önemli sayılabilecek bir

noktadır.

Çalışma sonucunda, mesleki liselerden ve üniversitelerin uygulamaya yönelik eğitim yapan

Fakülte, Yüksekokul ve Meslek Yüksekokulu gibi birimlerinden mezun olan öğrencilerin sektör

ihtiyaçlarını karşılamada bir takım eksiklikleri bulunduğu olgusu ön plana çıkmıştır. Bu

durumun giderilmesi için bölgenin ihtiyaçlarına yönelik müfredat hazırlanması ve müfredat

hazırlama sürecine sektör firmalarının da dahil edilmesi görüşü ağırlık kazanmıştır. Mesleki

eğitimde kullanılan teknolojilerin yenilenmemiş olması da teori ve pratik arasında

uyumsuzluğa sebep olmakta, eski teknolojiye göre eğitim alan öğrenciler sahaya indiklerinde

kullanılan yeni teknolojilere ayak uydurmakta zorlanmaktadırlar.

Page 111: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

100

Sektör firmalarının büyük bölümünde teknolojik anlamda dışa bağlılık üst seviyededir. Birçok

makine ve teçhizat yurtdışı menşeilidir. Bu bağımlılığın ortadan kaldırılması için sektörlere

yönelik makine üreticilerin teşvik edilmesi ve bu alanda yapılacak Ar-Ge faaliyetlerinin

desteklenmesi faydalı olacaktır. Ayrıca sektör üreticilerinin yerli makine teknolojilerini

kullanma yönünde teşvik edilmeleri de bu alanda ilerleyen yıllarda gelişmelerin sağlanması

için faydalı olacaktır. Örneğin; yerli makine tercih edilmesi durumunda uygun kredi verilmesi

bu alandaki makineler üzerindeki vergilerin düşürülmesi önerilebilir.

İncelenen sektörlerde faaliyet gösteren firmaların Ar-Ge faaliyetlerinin öneminin farkında

oldukları görülmektedir. Ancak uygulamada Ar-Ge faaliyetlerine yönelik eksiklikler

bulunmaktadır. Bunun nedenlerinden biri bu faaliyetleri yürütebilecek nitelikte eğitimli

işgücünün eksikliğidir. Bu durumun giderilmesi için firmaların lisans seviyesinde eğitim

görmüş çalışan istihdamını artırması ve bu çalışanları yüksek lisans ve doktora eğitimleri için

teşvik etmeleri gerekmektedir.

Ar-Ge faaliyetlerinin teşvikine yönelik üniversite-sanayi işbirliğinin artırılması birincil

önceliktedir. Sektörde üniversite sanayi işbirliğinin önemi, sağlayacağı faydalar ve hatta hali

hazırda verilen kamusal destekler için proje ortağı olunması ile birçok hibe desteklerinden

yararlanılabileceği konusunda sistematik bir bilgilendirme yapılması faydalı olacaktır. Bu

konuda hali hazırda, Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi, KOSGEB (Küçük ve Orta

Ölçekli Sanayi Geliştirme Başkanlığı), MARKA (Doğu Marmara Kalkınma Ajansı) ve Bilim

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Düzce İl Müdürlüğünün de paydaşları arasında olduğu KÜSİ

(Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği) grubu bilgilendirme faaliyetleri için firma ziyaretlerinde

bulunmaktadır. Bu çalışmanın etkinliğinin artırılması için Düzce Ticaret ve Sanayi Odası’nın

üyelerini ek bilgilendirmeler yapması ve üyelerini iş birliği konusunda desteklemesi faydalı

olacaktır.

Hammadde temininde dışa bağımlılık sektörlerde faaliyet gösteren firmaları zorlayan bir

başka parametredir. Özellikle petrol fiyatlarındaki ve dövizdeki dalgalanmalar, hammadde

ihtiyacını ithalat yoluyla karşılayan firmaların üretim maliyetlerini büyük oranda

artırmaktadır.

Markalaşma problemi başta tekstil ve gıda olmak üzere birçok sektörde kendisini

göstermektedir. Tekstil sektöründe tekstil işletmelerinin fason olarak giyim ve mekan

tekstiline odaklanmış olmaları, kendi markalarını oluşturmamış olmaları sebebiyle özellikle

yenilikçi bir yaklaşım benimsenerek teknolojinin getirdiği ve gerektirdiği katma değerli ürün

ve hizmetlere yönelmeleri bir zorunluluk olarak görülmektedir.

Sektörlerde faaliyet gösteren firmaların üniversite-sanayi işbirliği başlığında yapılacak tüm

çalışmalara oldukça sıcak baktıkları hem mülakatlarda hem de anketler sonucunda tespit

edilmiştir. Bu işbirliğinin bir türlü kurulamaması ise dikkat çekici bir unsurdur.

Gerçekleştirilen bu çalışma kapsamında, Düzce Üniversitesi bünyesinde kurulan Teknoloji

Page 112: ISBN xxxx-xx-xxx-x Düzce Ticaret ve Sanayi Odası · biri olan SWOT Analizi Raporlarının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler ışığında gerek

101

Transfer Ofisi (TTO), Düzce’de faaliyet gösteren firmalara ziyaretler yapmakta ve işbirliği

çalışmaları yapmaktadırlar. Çalışma kapsamında TTO yetkilileri, sektör firmaları ile bir araya

gelmiş ve işbirliği çalışmalarının adımları atılmıştır. Gerçekleştirilen çalışmanın bu açıdan da

faydalı olduğu söylenebilir. Bu çalışmaların geliştirilerek devam etmesi oldukça önemlidir.

Düzce’nin İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak için içme suyu koruma havzası içine

alınması, mevcut ya da yapılacak yatırımlarda İSKİ’nin çevre ve su ile ilişkili koyduğu kriterler

(İSKİ içme suyu havza yönetmeliği) işletmeleri oldukça zorlayıcı olmakta ve yapılacak

yatırımları olumsuz yönde etkilemektedir. Su havzasına olumsuz etki doğurabilecek yatırım ve

uygulamaların neler olduğunu belirleyen yönerge ve yönetmelikler yeniden gözden

geçirilmelidir. Bu bağlamda; belirlenen uygunsuzluk sınırlarının olabildiğince dar ve muğlaklık

içermeyecek şekilde yeniden belirlenmesinde büyük fayda olduğu düşünülmektedir.

Yapılan çalışmalarda tespit edilen bir diğer nokta; “kümelenme” çalışmalarının gerekliliğidir.

Özellikle benzer alanlarda faaliyet gösteren küçük, orta ve büyük işletmelerin bir araya

getirilmesi önemli görülmektedir.

Kayıt dışı üretim tüm sektörler için ciddi bir tehdit olarak görülmektedir. Birçok sektörde

“merdiven altı” olarak tanımlanan atölyelere rastlamak mümkündür. Haksız rekabet ve

kalitesiz malzeme ithalatı konusunda yaptırım uygulama gücüne sahip yegane güç devlettir.

Yurt dışından kalitesiz malzeme ithalatına kesinlikle izin verilmemelidir.

Düzce ili için önemli bir tarım ürünü olan fındık, özellikle hasat döneminde sektör firmaları

için ciddi bir işgücü kaybı oluşturmaktadır. Bu durumun en aza indirilebilmesi adına fındık

hasat işlemlerinin modernize edilmesi başta olmak üzere önlemler alınması bir zorunluluk

olarak görülmektedir.