İş kazalarının İşgörenlere göre nedenlerinin Şantiye Ölçeğinde belirlenmesi

12
1 İş Kazalarının İşgörenlere Göre Nedenlerinin Şantiye Ölçeğinde Belirlenmesi Mustafa YILMAZ, Serkan YILDIZ Kara Harp Okulu 06654 Ankara/Türkiye, Kara Harp Okulu 06654 Ankara/Türkiye Tel: (532) 648 39 47, (505) 289 33 21 E-Posta: [email protected], [email protected] Recep KANIT Gazi Üniversitesi Ankara/Türkiye Tel: (312) 202 88 64 E-Posta: [email protected] Öz Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çalışma hayatının en önemli sorunları ndan birisi kazalarıdır. İnşaat sektörü iş kazalarının yaşandığı sektörlerin başında gelmektedir. Her yıl birçok inşaat çalışanı yaptığı işe bağlı kazalar nedeniyle iş göremez duruma gelmekte, hatta yaşamını kaybetmektedir. Pek çok yasal düzenleme yapılmış ve önlem alınmış olmasına rağmen bugüne kadar iş kazalarının azaltılmasında başarı sağlanmamıştır. Bu durum, kazaların gerçek nedenleri konusunda çalışanların güvenlik algısının araştırılarak, iş kazalarının önlenmesine yönelik alınacak tedbirlerin belirlenmesinde onların görüşlerinin daha ön plana çıkarılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Yaptığı işin kendisi açısından oluşturduğu tehlikeleri bilerek tedbir öneren ve bu tedbirleri benimseyerek uygulayan işgörenlerin gösterecekleri güvenlik performansı daha yüksek olacaktır. İnşaat sektöründe, fiilen sahada çalışan işçilerin, yaptıkları işin tehlikelerine ilişkin yaşayarak edindikleri tecrübeleri inceleyen ve bunlardan hareketle güvenli davranış ve çalışma ortamı geliştirmeyi amaçlayan araştırmalar oldukça azdır. Bu nedenle işgörenlerin çalışma ortamlarında potansiyel tehlike olarak gördükleri ve kendilerini güvensiz hissettikleri durumların bizzat kendileri tarafından tespiti, iş kazalarının önlenmesi açısından hayati önem taşımaktadır. Bu araştırmada, şantiyede yaşanan iş kazaları ve ramak kala olaylarda, sektörel yapı, şantiye şartları, firma yönetimi, yasal mevzuat ve denetim eksikliği, işçinin kendi özel durumu ve kader anlayışı ana başlıkları altında toplanan faktörlerin etkileri, işgören açısından bulanık mantık yöntemi ile tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışmada; İş Sağlığı ve Güvenliği konusunun bütüncül bir yaklaşımla çözüme kavuşturulabilecek çok boyutlu bir problem olduğu, ülkemizde bu konuda halen kalıcı davranışlar kazanılamadığı ve güvenlik kültürü oluşturulamadığı dolayısıyla şantiyelerde güvenlik ikliminin tesisi ve korunmasında yasal yaptırımların ve denetimlerin çok önemli olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Anahtar sözcükler: İnşaat Sektörü, İş Güvenliği ve Sağlığı, İş Kazaları.

Upload: mustafa-yilmaz

Post on 13-Apr-2017

48 views

Category:

Engineering


1 download

TRANSCRIPT

Page 1: İş Kazalarının İşgörenlere Göre Nedenlerinin Şantiye Ölçeğinde Belirlenmesi

1

İş Kazalarının İşgörenlere Göre Nedenlerinin Şantiye Ölçeğinde

Belirlenmesi

Mustafa YILMAZ, Serkan YILDIZ Kara Harp Okulu 06654 Ankara/Türkiye, Kara Harp Okulu 06654 Ankara/Türkiye

Tel: (532) 648 39 47, (505) 289 33 21

E-Posta: [email protected], [email protected]

Recep KANIT Gazi Üniversitesi Ankara/Türkiye

Tel: (312) 202 88 64

E-Posta: [email protected]

Öz

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çalışma hayatının en önemli sorunlarından birisi iş

kazalarıdır. İnşaat sektörü iş kazalarının yaşandığı sektörlerin başında gelmektedir. Her yıl birçok

inşaat çalışanı yaptığı işe bağlı kazalar nedeniyle iş göremez duruma gelmekte, hatta yaşamını

kaybetmektedir. Pek çok yasal düzenleme yapılmış ve önlem alınmış olmasına rağmen bugüne

kadar iş kazalarının azaltılmasında başarı sağlanmamıştır. Bu durum, kazaların gerçek nedenleri

konusunda çalışanların güvenlik algısının araştırılarak, iş kazalarının önlenmesine yönelik

alınacak tedbirlerin belirlenmesinde onların görüşlerinin daha ön plana çıkarılması gerektiğini

ortaya koymaktadır.

Yaptığı işin kendisi açısından oluşturduğu tehlikeleri bilerek tedbir öneren ve bu tedbirleri

benimseyerek uygulayan işgörenlerin gösterecekleri güvenlik performansı daha yüksek olacaktır.

İnşaat sektöründe, fiilen sahada çalışan işçilerin, yaptıkları işin tehlikelerine ilişkin yaşayarak

edindikleri tecrübeleri inceleyen ve bunlardan hareketle güvenli davranış ve çalışma ortamı

geliştirmeyi amaçlayan araştırmalar oldukça azdır. Bu nedenle işgörenlerin çalışma ortamlarında

potansiyel tehlike olarak gördükleri ve kendilerini güvensiz hissettikleri durumların bizzat

kendileri tarafından tespiti, iş kazalarının önlenmesi açısından hayati önem taşımaktadır. Bu

araştırmada, şantiyede yaşanan iş kazaları ve ramak kala olaylarda, sektörel yapı, şantiye şartları,

firma yönetimi, yasal mevzuat ve denetim eksikliği, işçinin kendi özel durumu ve kader anlayışı

ana başlıkları altında toplanan faktörlerin etkileri, işgören açısından bulanık mantık yöntemi ile

tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışmada; İş Sağlığı ve Güvenliği konusunun bütüncül bir

yaklaşımla çözüme kavuşturulabilecek çok boyutlu bir problem olduğu, ülkemizde bu konuda

halen kalıcı davranışlar kazanılamadığı ve güvenlik kültürü oluşturulamadığı dolayısıyla

şantiyelerde güvenlik ikliminin tesisi ve korunmasında yasal yaptırımların ve denetimlerin çok

önemli olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.

Anahtar sözcükler: İnşaat Sektörü, İş Güvenliği ve Sağlığı, İş Kazaları.

Page 2: İş Kazalarının İşgörenlere Göre Nedenlerinin Şantiye Ölçeğinde Belirlenmesi

2

Giriş

İnsanlık tarihinin ilk dönemlerinden itibaren yaşanagelen iş kazaları, Endüstri Devrimi ile birlikte

artmış ve ciddi bir problem olarak algılanmaya başlanmıştır. Hızlı sanayileşme ve teknolojik

gelişimlerin hayatımıza girdiği o günlerden bu günlere, temelinde sosyal, ekonomik, psikolojik

ve çevresel pek çok faktörün yattığı iş kazaları ürkütücü boyutlara ulaşmıştır. Günümüzde de

modern sanayinin şekillendirdiği çalışma hayatında, emek yoğun üretimden makineleşmeye

geçilmesi ve makine teknolojisinin sürekli bir gelişim göstermesi, işgörenleri her geçen gün yeni

tehlikelerle karşı karşıya getirmektedir. Bu yoğun makineleşmeden neden olduğu çeşitli

tehlikeler, kaza riskinin yanında bu risklerin derecelerini de arttırmaktadır.

İş kazaları, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çalışma hayatının önemli problemlerinin

başında gelmektedir. İş kazalarının nedenleri genelde ortak olmakla birlikte, ülkelerin

sanayileşme biçimi, yasal mevzuat durumu, denetim etkinliği, çalışanların nitelikleri ve iş

güvenliği bilincinin seviyesi gibi ülkelere özgü özelliklere bağlı olarak farklılıklar

gösterebilmektedir. Türkiye ekonomisinin tarımsal nitelikli olması ve sanayileşme sürecini tam

olarak gerçekleştirememiş olması, iş kazalarının oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Bütün dünya

ülkelerinde olduğu gibi, ülkemizde de tarımsal nitelikteki iş gücünün sanayiye kaymasıyla

herhangi bir mesleki eğitimi olmayan ve güvenlik eğitiminden geçirilmeyen işgörenlerin bu

alanda istihdamı iş kazalarına adeta davetiye çıkarmaktadır.

Her ülke ekonomisinde olduğu gibi Türkiye’de de inşaat sektörü ekonominin lokomotifi

konumundadır. Çeşitli mal ve hizmet üretimine olan etkisi, yoğun iş gücü kullanımı ve sosyo-

ekonomik refah düzeyine olan katkısı ile bu sektör ülke ekonomisinde önemli bir yere sahiptir.

Sanayileşme ile birlikte köyden kente göçün hızla artmasından doğan konut ve altyapı ihtiyaçları

ile baraj, yol, köprü gibi ulaşım ve enerji yapılarına duyulan ihtiyaç, yapı sektörüne önemli bir

boyut kazandırmıştır. Ancak, iş sağlığı ve güvenliği konusunda, sektördeki bu büyüme ve

gelişmeyle orantılı bir ilerleme sağlanamamıştır. Tüm dünyada, yapı sektörü çalışanları diğer

sektördeki çalışanlara oranla iki kat daha fazla yaralanma ve üç kat daha fazla ölüm tehlikesiyle

karşı karşıya kalmaktadırlar (Özer, 2008).

İnşaat Sektöründe İş Kazaları

Sosyal Sigortalar Kurumu (SGK) 2012 yılı kayıtlarına geçen iş kazalarının faaliyet gruplarına

göre sıralamasında, “Bina İnşaatı” 4.511 kaza ile dördüncü sırada yer almaktadır. “Bina Dışı

Yapıların İnşaatı”, “Özel İnşaat Faaliyetleri” ve “Bina ve Çevre Düzenleme Faaliyetleri” de

hesaba katıldığında ise bir bütün halinde inşaat sektörünün 9.846 kaza ile aslında tablonun ilk

sırasında yer aldığı görülecektir. İnşaat sektöründe meydana gelen iş kazaları tüm iş kazalarının

% 13,15’ini oluşturmaktadır (SGK, 2012).

İş kazası sonucu en fazla ölüm, 127 kişi ile “Bina İnşaatı” faaliyet grubunda meydana gelmiştir.

“Bina Dışı Yapıların İnşaatı”, “Özel İnşaat Faaliyetleri” ve “Bina ve Çevre Düzenleme

Faaliyetleri” de dâhil edildiğinde ölüm sayısı 262’yi bulmaktadır. Tüm ölümlü iş kazalarının %

35,22’si inşaat sektöründe meydana gelmiştir ki bu oran ürkütücü boyutlardadır (SGK, 2012).

Page 3: İş Kazalarının İşgörenlere Göre Nedenlerinin Şantiye Ölçeğinde Belirlenmesi

3

2012 yılına ait SGK kayıtlarına göre, inşaat sektöründe her iş günü yaklaşık 27, her iş saati 3,38,

her 18 dakikada bir iş kazası meydana gelmektedir. Türkiye’deki tüm iş kazalarının % 1’i ölümle

sonuçlanırken inşaat sektörümüzdeki iş kazalarının % 2,66’sı ölümle sonuçlanmaktadır.

Resmi rakamlara göre her yıl 500’e yakın şantiye çalışanın iş kazalarında yaşamını yitirdiği kayıt

altına alınmış olsa da, gerçekte bu rakamın çok daha yüksek olduğu tahmin edilmektedir

(Gürcanlı ve Müngen, 2011). Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine bakıldığında 2013 yılı

iş kazası sayısı 706 bin olduğu halde, aynı döneme ait SGK kayıtlarında 191 bin iş kazası rapor

edilmektedir (SGK 2013, TÜİK 2013). Bu iki veri arasındaki fark, ülkemizde kayıt dışı iş

kazaları oranının ne kadar yüksek olduğunu ve aslında her dört kazadan sadece birinin kayıt

altına alınabildiğini ortaya koymaktadır.

İnşaatlarda en çok görülen kaza tipleri; insan düşmesi, malzeme düşmesi, malzeme sıçraması,

toprak kayması, yapı göçmesi, elektrik çarpması, yapı makinelerindeki kazalar, makine ve

tezgâha uzuv kaptırma, şantiye içi trafik kazası şeklinde sıralanmaktadır. (Çelik vd., 2011;

Gürcanlı, 2011; Müngen, 2011; Taşdemir, 2010; İMO, 2009).

İş kazalarının nedenlerini tespit etmek için ülkemizde de farklı tarihlerde çeşitli araştırmalar

yapılmıştır. Bir çalışmada, iş kazalarının sadece % 2’sinin insan kontrolü dışındaki nedenlerden

(Kepir, 1981) ve bir diğerinde %80' inin insan etmenine bağlı nedenlerden (Çelikkol, 1977)

kaynaklandığı tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarından da açıkça görülmektedir ki, kazaların

oluşumundaki sebeplerin oranları konusunda farklı görüşler belirtilmesine rağmen, insan faktörü

birinci sırayı almaktadır. Bu genelleme, aslında % 2 gibi küçük bir oran dışındaki tüm iş

kazalarında önleyici tedbir alınabileceğini ortaya koymaktadır (Camkurt, 2007).

İnsanlara bağlı kaza nedenleri; işgörenlerin kişisel özellikleri, fizyolojik yapıları ve psikolojik

durumlarıyla irtibatlandırılmaktadır. İş kazalarının nedenlerini belirlemeye yönelik yapılan

araştırmalar, kazaların çoğu üzerinde yaşı, cinsiyeti, eğitim ve aile durumu ile mevkii gibi kişi

özelliklerinin etkili olduğunu ortaya koymuştur (Camkurt, 2013).

Kader anlayışı işgörenlerin şantiyede alınan güvenlik tedbirlerine katılımını azaltmaktadır.

Sahada meydana gelen kaza ve olayların kaçınılmaz olduğunu ve ne yapılırsa yapılsın önlenemez

olduğunu düşünen işgörenler güvenliğe yönelik tedbirlere daha az uyma eğilimi göstermektedir.

Aynı görüşü paylaşan firma yöneticileri de sahada ciddi önlem almada ve işgörenlerin kurallara

uyumunu takipte gerekli hassasiyeti göstermekte isteksiz davranmaktadırlar (Havold, ve Nesset,

2009).

Kaza, yaralanma ve ölüm oranlarının yüksek olmasında sektör özelliklerinin payı büyüktür.

İnşaat sektöründe, vasıfsız işçi sayısının fazla olması, bu işçilerin çalışma saatlerinin düzensiz ve

değişken olması, çalışma alanlarının dış etkilere açık olması ve bu alanlarda aynı anda çok çeşitli

malzeme ve ekipman kullanılması riskleri artıran başlıca sebeplerdir. Ayrıca yapı işlerinin sürekli

olmaması, proje bazlı işlerde çalışma koşullarının iş yerine göre değişmesi ve işçi sirkülasyonun

çok fazla olması gibi etkenler şantiyede ilave risklerin oluşmasına yol açmaktadır (Çelik vd.,

2011; Gürcanlı, 2011; Müngen, 2011; Taşdemir, 2010; İMO, 2009).

İnşaat sektöründeki işletmelerin çoğunluğunu küçük ve kurumsallaşmamış firma veya şahıs

şirketlerinin oluşturması, şantiyelerde işçi sirkülâsyonunun çok fazla olması, birden fazla işveren

Page 4: İş Kazalarının İşgörenlere Göre Nedenlerinin Şantiye Ölçeğinde Belirlenmesi

4

ve/veya alt işverenin birlikte çalışması, günlük çalışma sürelerinin uzunluğu ve/veya çalışma

saatleri düzensizliği gibi hususlar Türk inşaat sektörünü iş kazalarına daha açık hale

getirmektedir (İş Teftiş Kurulu, 2007; Müngen, 2011; Taşdemir, 2010; Kurt, 2013; Ercan,

2010).

İş kazalarının meydana gelmesinde çalışanlara bağlı nedenler kadar, şantiyenin fiziki ve mekanik

çevre koşullarına bağlı faktörlerde iş kazalarına neden olmaktadır. Şantiye yerleşimi ve

organizasyonu, iş makinalarının bakım ve onarımı, şantiye içi trafik düzenlemesi ile işyerinde

iş güvenliğinin uygulanma durumu gibi faktörler iş kazalarının oluşumunda çok etkin rol

oynamaktadır. Şantiye düzeni ile iş kazalarının meydana gelmesi arasında ciddi bir ilişki

bulunmaktadır (Camkurt, 2013).

İş kazalarının önlenmesine yönelik tedbir alınması kapsamında, bu güne kadar pek çok hukuki ve

idari düzenlemeler yapılmıştır. Ancak iş kazası istatistiklerinden, alınan bu tedbirlerin yeterli

olmadığı görülmektedir. Bu durum, sorunun yalnızca teknik bir mesele olarak ele alınmasının

yeterli olmadığını, kazaların gerçek nedenleri konusunda çalışanların güvenlik algısının

araştırılarak, iş kazalarının önlenmesine yönelik alınacak tedbirlerin belirlenmesinde onların

görüşlerinin daha ön plana çıkarılması gerektiğini ortaya koymaktadır.

Bu durumu iş ortamında güvenliği arttırmaya yönelik çalışmaların tarihsel gelişimini izleyerek de

görmek mümkündür. 1800’lerden 1900’lü yılların ortalarına kadar ki dönemde, güvenlik sadece

teknik bir sorun olarak görülmüş ve bu dönemde daha güvenli makine ve ekipmanların

geliştirilmesine çalışılmıştır. Bu dönemde iş kazalarının önlenmesi için mühendislik bakış

açısıyla, teknik yönlerin ve fiziksel tehlikelerin kontrol edilmesi hedeflenmiştir. Teknik

düzeydeki önlemlerin kazaları önlemede yetersiz kaldığının anlaşılması üzerine yapılan detaylı

araştırmalar neticesinde, iş kazalarının yaklaşık %90’ının çalışanların güvensiz davranışlarından

kaynaklandığı gerçeğiyle karşı karşıya kalınmış ve “insan faktörüne” önem verilmeye

başlanmıştır. Çalışanların yeteneklerini ve motivasyonlarını arttırma üzerine odaklanılarak

stratejik işe alma politikalarıyla iş güvenliği arttırılmaya çalışılmıştır. 1980’lerden başlayarak

günümüze kadar uzanan dönemde, iş güvenliği, kaza ve olayların ana sebebini insan hata ve

başarısızlıkları olarak kabul eden bir yönetim felsefesine dönüşmüştür. Bu felsefe etkisinde

örgütsel koşullara ve örgüt içi güvenlik kültürüne odaklanılmıştır (Tomas, Melia ve Oliver, 1999,

Antonsen, 2009).

Yöntem

İnşaat sektöründe, fiilen sahada çalışan işçilerin, yaptıkları işin tehlikelerine ilişkin yaşayarak

edindikleri tecrübeleri inceleyen ve bunlardan hareketle güvenli davranış ve çalışma ortamı

sağlayan bir güvenlik kültürü geliştirmeyi amaçlayan araştırmalar oldukça azdır. Bu nedenle

işgörenlerin çalışma ortamlarında potansiyel tehlike olarak gördükleri ve kendilerini güvensiz

hissettikleri durumların bizzat kendileri tarafından tespiti, iş kazalarının önlenmesi açısından

hayati önem taşımaktadır. Bu araştırmada, bulanık mantık ile şantiyede yaşanan iş kazaları ve

ramak kala olaylarda sektörel yapının, şantiye şartlarının, firma yönetiminin, yasal mevzuat ve

denetim eksikliğinin, işçilerin kendi özel durumlarının ve kader anlayışlarının etkileri işgören

açısından tespit edilmeye çalışılmıştır.

Page 5: İş Kazalarının İşgörenlere Göre Nedenlerinin Şantiye Ölçeğinde Belirlenmesi

5

Bulanık Mantık

İnsanlar iyi tanımlanmamış ve kesin olmayan verilerle karar vermeye zorlanırlar. Bulanık (fuzzy)

kavramını 1965 yılında dünya literatürüne kazandıran Zadeh, belirsiz durumların çözümüne en

uygun yaklaşımın küme elemanlarına farklı üyelik derecelerinin verilmesi olduğunu ifade

etmektedir (Zadeh, 1965). Bu teoride bulanık sayılar kesin olarak ifade edilemeyen nicelikleri

temsil etmektedirler. (Facchinetti, 2002). Bulanık sayı, bir ölçü ya da ölçme değil, bir değişkene

bir ya da daha fazla insan tarafından verilen sübjektif bir değeri ifade etmektedir (Kaufmann ve

Gupta, 1991).

Dil, insanların iletişiminde ve bilgi akışında önemli bir araçtır ancak tüm dillerin yapısında doğal

bir belirsizlik bulunduğundan en basit kavramların bile anadilde ikili mantıkla ifade edilebilecek

bir karşılığını bulmak çok zordur (Zadeh, 1987). Örneğin “hava sıcak” denildiğinde göreceli bir

durum ortaya çıkmaktadır. Kutuplarda 150C sıcak olarak algılanırken ekvatorda soğuk olarak

algılanabilmektedir. Dolayısıyla “sıcak” kavramı bünyesinde doğal bir belirsizlik

barındırmaktadır (Şen, 2001). Bulanık küme teorisi, insan düşüncesinin anahtar elemanlarının

sayılar değil dilsel değişkenler olduğu (Chen, 2001) fikrine dayanan ve dilsel belirsizliğin

modellenebilmesi için geliştirilmiş bir yaklaşımdır (Ecer, 2007). Bulanık küme teorisi, karar

vermek için dilsel belirsizliği ve nitel bilgiyi kullanan insan mantığına benzemektedir. Bulanık

küme teorisinde, dilsel belirsizlikler matematiksel olarak ifade edilebilmekte ve böylece karar

verme işlevi kolaylaştırılmaktadır (Kahraman ve diğ. 2003).

Dilsel değişkenlerin dilsel olgusunu açıklayan teknik sayı değerine üyelik derecesi denilmekte

(Hamitoğulları, 1999) ve bu derece sübjektif olarak belirlenmektedir (Zadeh, 1987). Üyelik

derecesi, elemanın bulanık kümeyle temsil edilen kavrama ne derece uygun olduğu veya bu

kümenin temsil ettiği özellikleri ne dereceye kadar taşıdığını göstermektedir (Kahya, 2003).

Üçgen bulanık sayılar, işlem kolaylığı sağladığı ve sezgisel yollarla oluşturulabildiği içine en çok

kullanılan bulanık sayı türüdür (Sanchez ve Gomez, 2003). Üçgen üyelik fonksiyonunun grafiği

ve matematiksel ifadesi Şekil 1’de görülmektedir. A = (a1, a2, a3) olarak gösterilen bir üçgen

üyelik fonksiyonunda a2 üyeliğin normal değeri, a1 ve a3 de sırasıyla minimum ve maksimum

değerleri olarak tanımlanmaktadır.

3

32

23

3

21

12

1

1

,0

,

,

,0

)(

ax

axaaa

xa

axaaa

ax

ax

xA

Şekil 1: Üçgen Üyelik Fonksiyonu

Page 6: İş Kazalarının İşgörenlere Göre Nedenlerinin Şantiye Ölçeğinde Belirlenmesi

6

Anketlerde yer alan (1) “Hiç Katılmıyorum“, (3) “Katılmıyorum”,(5) “Kısmen Katılıyorum”, (7)

“Katılıyorum” ve (9) “Tamamen Katılıyorum” şeklindeki dilsel değişkenler Whang ve Chang

tarafından tanımlanan (Wang ve Chang, 1995) ve Chen tarafından kullanılan (Chen, 2000) Tablo

1’deki üçgen bulanık sayılarla ifade edilmektedir.

Farklı karar vericilerin dilsel ifadelerinin dönüştürülmesiyle elde edilen üçgen bulanık sayıların

(1) numaralı ifadeyle aritmetik ortalaması alınarak, “Bulanık Ağırlıklar Matrisi”

oluşturulmaktadır.

�̃�𝑗 =1

𝐾[�̃�𝑗

1 + �̃�𝑗2 +⋯+ �̃�𝑗

𝐾] (1)

Bulanık Ağırlıklar Matrisi de “Ağırlık Merkezi (The Center of Area - COA)” metodu (Zhao ve

Govind, 1991) olarak bilinen (2) numaralı ifadeyle durulaştırılarak “En Duru Performans (Best

Nonfuzzy Performance - BNP) değerleri elde edilmektedir.

BNP w1= [(Uw1-Lw1) + (Mw1-Lw1)] /3 +Lw1 (2)

Tablo 1. Dilsel İfadelerin Üçgen Bulanık Sayı Karşılıkları (Wang ve Chang, 1995; Chen, 2000)

Anket Çalışması

Anketin Hazırlanması

Şantiyede yaşanan iş kazaları ve ramak kala olaylarda işgörenlerin bakış açısıyla kaza nedenlerini

tespit etmek ve önem derecelerini belirlemek amacıyla literatürdeki anket formları incelenerek,

amaca uygun bir anket formu hazırlanmıştır. Bu anketin hazırlamasında güvenlik kültürü ve

güvenlik performansı anketlerinden faydalanılmıştır (Havold ve Nesset, 2009; Lin ve diğ., 2008;

Cox ve Cheyne, 2000; Muniz, Peon ve Ordas, 2007). Anketin birinci kısmını oluşturan kişisel

bilgi formunda, çalışanların yaşı, cinsiyeti, eğitim durumu, medeni hali, mevkii, iş tecrübesi ve

firmada çalışma süresi gibi sorulara yer verilmiş ve literatürde tespit edilmiş kaza tiplerini, iş

hayatlarında başlarına gelmesinden endişe duydukları şekilde önem sırasına göre sıralamaları

istenmiştir. Anketin ikinci kısmında, iş kazalarının nedenleri; sektörün genel yapısı (işin doğası),

şantiye ortamı (yerel şartlar), yüklenici firma özellikleri, yasal mevzuat ve denetim eksikliği,

çalışanların durumu ve kader anlayışı başlıkları altında toplanarak, katılımcılardan bu etkenlerin

şantiyede yaşanan kazaların en önemli nedeni olduğu fikrine ne ölçüde katıldıkları sorulmuştur.

Dilsel Değişken Karşılık Gelen Üçgen Bulanık Sayı

Hiç Katılmıyorum (1) (0,0.1,0.3)

Katılmıyorum (3) (0.1,0.3,0.5)

Kısmen Katılıyorum (5) (0.3,0.5,0.7)

Katılıyorum (7) (0.5,0.7,0.9)

Tamamen Katılıyorum (9) (0.7,0.9,1.0)

Page 7: İş Kazalarının İşgörenlere Göre Nedenlerinin Şantiye Ölçeğinde Belirlenmesi

7

Anketin Uygulanması

Çalışma için hazırlanan anket ön test için öncelikle 10 kişilik bir gruba uygulanmıştır. Buradan

elde edilen veriler doğrultusunda, katılımcılar tarafından anlaşılamayan sorular düzeltilmiştir. Bu

kapsamda, yüklenici firma yönetiminin çalışanların güvenliği ile bağlılığını değerlendiren

ölçekteki bir soru ile kadercilik ölçeğindeki bir soru anketten çıkarılarak ankete son şekli

verilmiştir. Nihai haliyle anket her biri altı sorudan oluşan altı bölümden oluşturulmuştur.

Anket biri Eskişehir’de ve diğeri Ankara’da bulunan iki şantiyede örnekleme yöntemi ile seçilen

56 çalışana uygulanmıştır. Anketin Ankara’daki şantiye uygulanmasında firma iş güvenliği

temsilcisiyle ortak hareket edilerek, çalışanlara uygulanan anketin önem ve amacı ve doldururken

dikkat etmeleri gerekli noktalar uygulamacı tarafından kısaca açıklanmıştır. Eskişehir’deki

şantiye uygulamasında ise bu imkân bulunamamış ve anket formu elektronik posta yoluyla yapı

denetim elamanına gönderilerek şantiye çalışanlarına uygulanmıştır.

Ankete Katılanların Analizi

Ankete katılanların meslek dağılımları Tablo 2’de, iş tecrübeleri Tablo 3’de verilmiştir.

Hâlihazırda istihdam edildikleri firmada çalışma süreleri göz önüne alındığında; sadece 3

çalışanın 5 yıldan fazla süreyle aynı firmada çalışması, 14 kişinin 1-5 yıldır aynı firmada

çalışması, ancak 39 kişinin firmada çalışmaya başlamasının üzerinden henüz bir yıl geçmemiş

olması, çalışanlar açısından işin süreksizliği ve iş yeri şartlarının devamlı değişik göstermesi

konusunda sektörün genel yapısı hakkında fikir vermektedir.

Tablo 2. Ankete Katılanların Meslekleri

Mesleği Çalışan Sayısı

Kalıpçı 8

Düz İşçi 6

Elektirikçi 6

Mermer Ustası 5

Aluminiyum Doğrama Ustası 5

Demirci 4

Operatör 3

Seramik ve Fayans Ustası 2

Alçıpan Ustası 2

Asma Tavan Ustası 2

Boyacı 2

Kaynakçı 2

Tesisatçı 2

Taş Ustası 2

Tekniker 2

Saha Sorumlusu 1

Şantiye Şefi 1

Stajyer Öğrenci 1

Toplam 56

Page 8: İş Kazalarının İşgörenlere Göre Nedenlerinin Şantiye Ölçeğinde Belirlenmesi

8

Yaşları 18 ila 58 arasında değişen çalışanların 6’sı çalışma hayatlarında daha önce iş kazası

geçirdiklerini, 7’si şu an çalışmakta oldukları şantiyede ramak kala olaya maruz kaldıklarını ve

2’si meslek hastalığına yakalandıklarını beyan etmişler, ancak hastalıklarını belirtmemişlerdir.

Bir stajer haricinde tümü erkeklerden oluşan katılımcıların 27’si evli, 28’i bekar ve 1’i

boşanmıştır. Çoğunluğu ilkokul mezunu olan (22 ilkokul, 14 orta okul, 14 Lise, 6 üniversite)

çalışanların yarıya yakını mesleği ile ilgili kurs/öğrenim belgesine sahip olduklarını beyan

etmişlerdir.

Tablo 3. Ankete Katılanların Sektörel, Mesleki ve Firma Tecrübeleri

Çalışma Süreleri (Yıl) 0-1 1-5 5-10 10-15 15-20 20-25 25≤

Sektörde 10 19 10 8 4 3 2

Meslekte 11 20 9 6 5 3 2

Firmada 39 14 - 2 - - 1

Fiilen sahada çalışan işgörenlerden çalışma ortamlarında potansiyel tehlike olarak gördükleri ve

kendilerini güvensiz hissettikleri kaza tiplerini, çalışma hayatlar boyunca başlarına gelmesinden

endişe duydukları şekilde önem sırasına göre sıralamaları istenmiştir. Çalışanlarca yapılan

sıralamanın literatürde tespit edilen sıralamayla paralellik gösterdiği tespit edilmiştir. Literatürde

ilk sıralarda yer alan “yüksekten düşme”, “malzeme düşmesi” ve “yapı makinası kazaları”

çalışanların % 70’i tarafından da ilk üç sıraya yerleştirilmiştir.

Anket Sonuçlarının Değerlendirilmesi

Anketten elde edilen verilerin öncelikle SPSS 16.0 (Statistical Package for Social Sciences)

istatistik programında güvenirlik analizi yapılmıştır. Güvenilirlik analizi sonucunda Cronbach

Alfa değeri 0,944 olarak bulunan anketin güvenilirlik değerinin çok yüksek olduğu tespit

edilmiştir. Daha sonra iş kazalarına neden olan faktörlerin önem dereceleri bulanık mantık

yöntemi ile belirlenmiştir.

Şantiyede yaşanan iş kazalarının en önemli nedenlerinin gruplandırıldığı başlıkların, bu çalışma

kapsamında işgören açısından tespit edilen ağırlıkları Tablo 4’de verilmiştir. Grup ağırlıkları

birbirine çok yakın olmakla birlikte, “Yasal Mevzuat ve Denetim Eksikliği” ön plana çıkarken,

“Sektörün Genel Yapısı (İşin Doğası)” ile “Kader Anlayışı” son sıralarda yer almıştır. “Şantiye

Ortamı”, “Yüklenici Firma” ve “Çalışanların Durumu” gibi geri kalan gruplarının ağırlıkları eşit

düzeyde çıkmıştır.

Tablo 4. Şantiyelerde Yaşanan İş Kazalarının Nedenleri

İş Kazalarının Nedenleri Ağırlığı

Sektörün Genel Yapısı (İşin Doğası) 15

Şantiye Ortamı 17

Yüklenici Firma 17

Yasal Mevzuat ve Denetim Eksikliği 18

Çalışanların Durumu 17

Kader Anlayışı 16

Toplam 100

Page 9: İş Kazalarının İşgörenlere Göre Nedenlerinin Şantiye Ölçeğinde Belirlenmesi

9

“Yasal Mevzuat ve Denetim Eksikliği” başlığı altında; “İş Sağlığı ve Güvenliği Planının

yapılmamış olması”, “Mahkemelerin haklının değil güçlünün lehine karar vermesi” ve “Yeterli

sıklıkta denetim yapılmaması” öne çıkan etkenler olarak bulunmuştur.

“Şantiye Ortamı” başlığı altında; İskele, asansör, gırgır vinç ve diğer aletlerin bakımsızlığının öne

çıkarılmış olduğu görülmektedir. Ülkemizde son yıllarda çok sayıda iskele ve asansör kazası

yaşandığı düşünüldüğünde, buradan aslında işgörenlerin bu durumun farkında olduğu

anlaşılmaktadır.“

“Yüklenici Firma” başlığı altında; “Firma yetkililerinin İş Sağlığı ve Güvenliği konularına gerekli

önlemleri almamaları” en önemli kriter olarak bulunmuştur.

“Çalışanların Durumu” başlığı altında; “Çalışanların güvenlik tedbirlerini ciddiye almamaları ve

Kişisel Koruyucu Donanım kullanmamaları” ile “Aceleci, tedbirsiz ve dikkatsiz olmaları” en

önemli iki etken olarak belirlenmiştir.

“Kader Anlayışı” başlığı altındaki faktörlerin diğer başlıkların alt faktörlerine göre genel olarak

daha az ağırlığının olduğu görülmektedir. En yüksek ağırlığa sahip “Alınan tedbirlerin kazaları

önlemeye yetmeyeceğine inanmaları.” kriterinin bile genel sıralamada ancak 21’nci sırada yer

alması, yaygın kanının aksine kadercilik anlayışının kaza nedenleri arasında ilk sıralarda

bulunmadığını göstermektedir.

Öne çıkan hususlar grup ağırlıklarıyla değerlendirildiklerinde (Tablo 5) ilk üç sırada sırasıyla “İş

Sağlığı ve Güvenliği Planının yapılmamış olması”, “Mahkemelerin haklının değil güçlünün

lehine karar vermesi” ve “Çalışanların güvenlik tedbirlerini ciddiye almamaları ve Kişisel

Koruyucu Donanım kullanmamaları” hususları yer almıştır.

Tablo 5. İşgörenlere Göre Şantiyelerde Yaşananan İş Kazlarının En Önemli Nedenleri

İş Kazalarının Nedenleri Ağırlığı

İş Sağlığı ve Güvenliği Planının yapılmamış olmasıdır. 3.24

Mahkemelerin haklının değil güçlünün lehine karar vermesidir. 3.10

Çalışanların güvenlik tedbirlerini ciddiye almamaları ve Kişisel Koruyucu Donanım

kullanmamalarıdır. 3.08

Sonuç ve Öneriler

Bu araştırmada, şantiyede yaşanan iş kazaları ve ramak kala olaylarda sektörel yapının, şantiye

şartlarının, firma yönetiminin, yasal mevzuat ve denetim eksikliğinin, işçilerin kendi özel

durumlarının ve kader anlayışlarının etkileri işgören açısından tespit edilmeye çalışılmıştır.

Çalışma sonucunda altı başlık altında toplanan etkilerin ağırlıkları eşit sayılabilecek derecede

birbirine yakın çıkmıştır. Buradan İş Sağlığı ve Güvenliği konusunun bir bütün halinde ele

alınarak çözüme kavuşturulması gereken, çok boyutlu bir problem olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Önem derecelerine göre yapılan sıralamada ilk üçe giren nedenler, ülkemizde İş Sağlığı ve

Güvenliği konusunda halen kalıcı davranışlar kazanılamadığı ve bunun bir kültür haline

Page 10: İş Kazalarının İşgörenlere Göre Nedenlerinin Şantiye Ölçeğinde Belirlenmesi

10

getirilemediği gerçeğini gün yüzüne çıkarmıştır. Çalışma şantiyelerde güvenlik ikliminin tesisi ve

korunması için yasal yaptırımların ve denetimlerin ne denli önemli olduğunu ortaya koymuştur.

Şantiyelerde iş kazalarının azaltılması için, yükleniciler tarafından “İş Sağlığı ve Güvenliği

Planı” yapılarak, bu plan kapsamında gerekli tüm emniyet tedbirlerini alması ve işgörenler

tarafından da bu tedbirlerin ciddiye alınarak, kurallara uyulması ve kişisel koruyucu donanımların

bilinçli bir şekilde kullanılması gerekmektedir. İşgörenlerin bugüne kadar pek çok yasal

düzenleme yapılması ve önlem alınmasına rağmen şantiyelerde yaşanan iş kazalarının

azaltılmasında başarı sağlanamamasının temelinde her zaman haklının yanında yer alamayan

adalet sistemi yattığı görüşü mutlaka dikkate alınmalıdır. “Adalet mülkün temelidir” anlayışından

hareketle iş kazalarının önlenmesi için adalete olan güvenin yeniden tesis edilmesi

gerekmektedir.

Kaynaklar

Antonsen, S. (2009), “Safety Culture: Theory, Method and Improvement”, Ashgate Publishing

Limited, England.

Camkurt, M.Z. (2007), “İşyeri Çalışma Sistemi ve İşyeri Fiziksel Faktörlerinin İş Kazaları

Üzerindeki Etkisi”, TÜHİS İş Hukuku ve İktisat Dergisi, C:20, S:6, C:21, S.1, Ankara,

2007/Mayıs-Ağustos, s.81.

Camkurt, M.Z. (2013), “Çalışanların Kişisel Özelliklerinin İş Kazalarının Meydana Gelmesi

Üzerindeki Etkisi”, TÜHİS İş Hukuku ve İktisat Dergisi, C:24, S:6, C:25, S.1-2, Ankara,

2013/Mayıs-Ağustos, Kasım, s.70.

Chen, C. T. (2000). “Extensions of The TOPSIS for Group Decision-Making Under Fuzzy

Environment”, Fuzzy Sets and Systems, 114, 1–9.

Chen, C. T. (2001), A Fuzzy Approach to Select the Location of the Distribution Center, Fuzzy

Sets and Systems, Vol. 118, s. 65-73.

Cox, S.J., Cheyne, A.J.T. (2000), “Assessing Safety Culture in Offshore Environments”, Safety

Science, 34:111-119.

Çelik, O. vd. (2011), “İnşaat Sektöründe Kazalar ve Güvenlik Tedbirleri”, 3. İşçi Sağlığı ve İş

Güvenliği Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 21-23 Ekim 2011, Çanakkale, 113-119.

Çelikkol, A. (1977), “İş Kazalarında Ruhsal Etmenler”, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Doçentlik

Tezi, İzmir, 1977, s.28

Facchinetti, G. (2002), Ranking Functions Induced by Weighted Average of Fuzzy Numbers,

Fuzzy Optimization and Decision Making, Vol. 1, No.3, s. 313-317.

Page 11: İş Kazalarının İşgörenlere Göre Nedenlerinin Şantiye Ölçeğinde Belirlenmesi

11

Ercan, A. (2010), “Türkiye’de Yapı Sektöründe İşçi Sağlığı ve Güvenliğinin Değerlendirilmesi”,

Politeknik Dergisi, 13/1, 49-51.

Gürcanlı, E. G. (2011), “Yeni ve Zorunlu Bir Kavram Olarak ‘İş Güvenliği İçin Tasarım’”3. İşçi

Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 21-23 Ekim 2011, Çanakkale, 133-141.

Gürcanlı, E., Müngen, U. (2011), “İnşaat Şantiyelerine Özgü Bir İş Güvenliği Risk Analizi

Yöntemi”, http://www.isveguvenlik.com/risk-analizi/insaat-santiyelerine-ozgu-biris-guvenligi-

risk-analizi-yontemi.html, Erişim Tarihi: 05 Haziran 2015

Hamitoğulları, H. C., 1999, Fuzzy Çok Amaçlı Optimizasyon Yöntemiyle Portföy Seçimi,

Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, (yayımlanmamış)

Havold, J.I., ve Nesset, E. (2009), “From safety culture to safety orientation: Validation and

simplification of a safety orientation scale using a sample of seafarers working for Norwegian

ship owners”, Safety Science, 47, s:305–326.

Hwang, C. L., ve Yoon, K., (1981), “Multiple Attribute Decision Making Methods and

Applications”, A State of The Art Survey. New York: Springer-Verlag.

İnşaat Mühendisleri Odası (2009), “İş Sağlığı ve Güvenliği Raporu”, Türkiye Mühendislik

Haberleri Dergisi, 455, 2009/3, 50-53.

İş Teftiş Kurulu Başkanlığı (2007), “Yapı İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Teftiş Projesi

Genel Değerlendirme Raporu”, Yayın No:16.

Kahraman, C., Cebeci, U. ve Ulukan, Z., (2003), Multi-Criteria Supplier Selection Using Fuzzy

AHP, Logistics Information Management, Vol. 16, No. 6, s. 382-394.

Kahya, E., (2003), İnsangücü Seçiminde Bulanık Uzman Sistemler Yardımı ile Đş Başvuru

Formlarının Değerlendirilmesi, Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri,

(yayımlanmamış).

Kaufmann, A. ve Gupta, M. M., (1991), Introduction to Fuzzy Arithmetic Theory and

Applications, Van Nostrand Reinhold, New York.

Kepir, H.(1981), “İş Kazalarında İnsan Faktörü ve Eğitimi”, Çeşitli Boyutları ve Çözüm

Önerileri ile İş Kazaları Seminer Bildirileri, MPM Yayınları No: 284, Ankara, 1983, s.96-104

Kurt, M.İ. (2013), “Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği”, http://www.csgb.gov.tr/

csgbPortal/ShowDoc/WLP+Repository/per/dosyalar/duyurular/20022014_2, Erişim Tarihi: 06

Mart 2014.

Lin, S., Tang, W.J., Miao, J.Y., Wang, Z.M. ve Wang, P.X. (2008), “Safety Climate

Measurement at Workplace in China: A Validity and Reliability Assessment”, Safety Science,

46, s:1037–1046.

Page 12: İş Kazalarının İşgörenlere Göre Nedenlerinin Şantiye Ölçeğinde Belirlenmesi

12

Muniz, B. F., Peon, J.M.M. ve Ordas, C.J.V. (2007), “Safety Culture: Analysis of The Causal

Relationships Between İts Key Dimensions”, Journal of Safety Research, 38, 627–641.

Müngen, U. (2011), “İnşaat Sektörümüzdeki Başlıca İş Kazası Tipleri, TMH”, İnşaat

Mühendisleri Odası, 469, 2011/5, 33-39.

Özer K., (2008), “İnşaat Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği Semineri”,

http://212.175.131.61/www.isggm.gov.tr/htdocs/article.php?article_id=195, Erişim Tarihi:02

Haziran 2015.

Sanchez, J. D. A. ve Gomez, A. T., 2003, Applications of Fuzzy Regression in Actuarial

Analysis, The Journal of Risk and Insurance, Vol. 70, No. 4, s. 665-699.

Şen, Z., (2001), Bulanık Mantık ve Modelleme İlkeleri, Bilge Kültür Sanat, İstanbul.

Taşdemir, Y. (2010), “Kaza Riskinin En Fazla Olduğu Sektör: İnşaat”, İşte Sağlık Dergisi,

2010/1, 23-27.

Tomas, J.M., Melia, J.L. ve Oliver, A. (1999), “A Cross-Validation of A Structural Equation

Model of Accidents: Organizational And Psychological Variables As Predictors of Work Safety”,

Work & Stress, 13 (1), s:49-58.

Wang, M. J. J., ve Chang, T. C. (1995), “Tool Steel Materials Selection Under Fuzzy

Environment”, Fuzzy Sets and Systems, 72, 263–270.

Zadeh, L. A., (1965), Fuzzy Sets, Information and Control, Vol.8, s. 338-353.

Zadeh, L. A., (1987), Test Score Semantics as a Basis for a Computational Approach to the

Representation of Meaning, Fuzzy Sets and Applications: Selected Papers by L.A. Zadeh, Ed.:

R.R. Yager, S.Ovchinnikov, R.M. Tong, H.T. Nguyen, John Wiley&Sons Publishing, Canada, s.

655-684.

Zhao, R., ve Govind, R. (1991), “Algebraic Characteristics of Extended Fuzzy Numbers”,

Information Science, 54, 103–130.