Bugün size yeni ekonomi diye adlandırabileceğimiz internet ve teknolojiye dayalı bir iş modelinden bahsedeceğiz. Günümüzde ekonomide o kadar hızlı bir değişim yaşıyoruz ki dünün dev firmaları bir anda yok olabilirken çocuk yaşta insanlar çok kısa sürelerde milyonlar hatta milyarlarca dolarlık şirketlere sahip olabiliyorlar. Her değişim beraberinde yeni fırsatlar doğurur. Yeni ekonomi denen internet ve internete dayalı ticaret de herkese daha şimdiden çok büyük fırsatlar sunuyor. Tabi değişimi fark ederek yeni ve geleceği olan bir iş modelinde yerini alarak hızlı hareket etmek gerek. Bugün bahsedeceğimiz ve basit bir fikre dayanan bu iş modeli dünyada benzeri olmayan sistemi ve büyük potansiyeli ile bundan haberdar olanlara büyük bir fırsat sunuyor. Henüz işin başında olduğumuz için bugünden bu iş modelinde yerini alıp gereklerini yerine getirenlere çok büyük bir pasif gelir ve finansal özgürlük fırsatı sunuyor.

Bugün hepimiz hayatımızı devam ettirmek için çalışıyor ve verdiğimiz emek sonucunda gelir elde ediyoruz. Aslında gelirimiz çalışma şeklimize ve bu geliri kazanma yöntemimize göre ikiye ayrılır. Bunların biri Aktif Gelir diğeri Pasif Gelirdir. Bunlar aslında bildiğimiz ve yaşadığımız gerçekler. Aktif gelir denilen modelde para kazanmak için mesai harcamamız gerekir. Örneğin sabah 8 akşam 5 çalıştığınız bir işiniz varsa, her gün iş yerini açmak zorunda olan bir esnafsanız yada geliriniz mesai yapmanıza bağlı bir serbest mesleğiniz varsa gelirinizi aktif gelire göre kazanıyorsunuz demektir, bu bir doktor, avukat yada başka bir meslek grubu için de aynıdır. Sonuçta mesai yapmadığınızda geliriniz kesiliyorsa emek tabanlı olan aktif gelir modeline göre kazanç elde ediyorsunuz demektir. Aslında insanların %90’ı da aktif gelir modeline göre kazanç elde ederler, bunda itiraz edilecek bir şey yok. Ama bu beraberinde istenmeyen şeyler getirebiliyor ve bunların başında da kazancımızı arttırmanın zorluğu geliyor. Bu modelde kazancımızıartırmak genelde çok zor. Bu modelde mesaimizi, emeğimizi satıyoruz ve karşılığında alacağımız para belli. Ertesi ay yine aynı emeği veriyor ve neredeyse aynı kazancı elde ediyoruz, önceki emeğimizden dolayı bir kazancımız olmuyor. Her ay aynı durum tekrar edip duruyor. Bu sebeple ‘’ne uzarsın ne kısalırsın’’ tabiri de genelde aktif gelir modeli için kullanılır. Tabi bunun yanında daha başka olumsuz yanları da olabilir. Çalıştığımız işimizi, çalışma arkadaşlarımızı, müdürümüzü yada patronumuzu sevmiyor olabiliriz ama yine de çalışmak zorundayızdır. Pasif gelir ise aktif gelirin tam tersi. Şayet para kazanmak için mesai harcamak zorunda olmadığımız bir işimiz varsa gelirimizi Pasif Gelire göre kazanıyoruz demektir. Sistemli bir şekilde çalışan bir işletme yada şirket sahibi olabiliriz. Kazanç elde etmek için bizim mesai harcamamıza gerek yoktur ve kurduğumuz sistem ile başkalarının emek ve bilgisini kiralar, kazanç elde ederiz. Yada bir sistem, firma, işletme yerine çok paramız vardır, yatırım yaparız ve paramız bizim için çalışır. Gayrimenkul yatırımı yapmış olabiliriz, kiralarını toplarız yada başka finansal araçlar ile paramızı çalıştırarak mesai harcamadan kazanç elde edebiliriz. Bu şekilde sahip olduğumuz varlıklar vasıtasıyla kazanç elde ediyorsak varlık tabanlı bir gelir modeli olan Pasif Gelir modeline göre kazanç elde ediyoruz demektir. Bu gelir modelinin aktif gelirden en bariz farkı doğru bir altyapı ve yapılanma sürecinden sonra sürdürülebilir ve arttırılabilir bir gelire ulaşma imkanı sağlamasıdır. İnsanların hayal ve hedeflerine ulaşmalarını sağlayacak finansal özgürlüğe pasif gelir modeli ile ulaşmak mümkündür. Aktif gelirle ise genelde finansal özgürlüğe ulaşmak zordur. Bu sebeple bir çok insan kavramların farkında olmadan, ne yapayım ne edeyim de hayal ve hedeflerime ulaşmak için gelir modelimi emek tabanlı gelirden varlık tabanlı bir gelire yani aktif gelirden pasif gelire geçireyim diye düşünür.

Bugün size iki haberimiz var. Bunların biri iyi, biri kötü. İyi haber şu; Bu gerçekten mümkün ve bugüne kadar bunu çevremizden bir çok insan başardı, bundan sonra da yapanlar olacak. Gerçekten ister ve bedelini öderseniz bunu siz de başarabilirsiniz. Kötü haberse bu kendiliğinden olmuyor. Bunun için farklı, bugüne kadar yapmadığınız bir şeyler yapmanız lazım. Çünkü aynı şeyleri yaparak farklı sonuç almak mümkün değil. Bunu eski ekonomi dediğimiz klasik ticari model ile yapmak çok zor ve zahmetliydi, aynen labirentin bir tarafından girip diğer tarafından çıkmak gibi. Çok fazla sermayeye ihtiyaç vardı, çok fazla emeğe yanında da çok fazla şansa. Şansı ve kısmeti açık olup çok çalışıp yıllar içinde bunu başaranlar olduğu gibi, büyük bir çoğunluk da bunu deneyip başaramadı. Peki içinde bulunduğumuz ve büyük fırsatları beraberinde getirerek eski ekonominin yerini almaya başlayan yeni ekonomi diye adlandırdığımız internet ve teknolojiye dayalı modelde durum nasıl? Eskisi kadar zor değil. Hangi sektörde olursa olsun eğer işinizi internet ve teknoloji ile doğru bir şekilde desteklerseniz, gelir modelinizi çok daha kısa sürede, çok daha kolay bir şekilde aktif gelirden pasif gelire taşımanız mümkün.

Burada bunu dünyada en iyi yapmış bir kaç firmayı görüyorsunuz. Bunlar hepimizin bildiği, fakat 15­20 yıl önce dünyada var olmayan firmalar. Bu firmalar geçtiğimiz 5­10 yıl içerisinde dünyanın yüzlerce yıllık köklü ve dev firmalarını geride bıraktılar. Peki neydi bunların farkı. Tamamen teknoloji ve internet tabanlı projeler olmaları. Ve bunlara her geçen gün yenileri ekleniyor. Türkiye’de ve dünyada dün var olmayan firmalar bir kaç yıl içinde milyonlarca ve hatta milyarlarca dolar değere ulaşıyor. Çünkü internet hızla hayatımıza giriyor ve hayatımıza girdikçe bir çok avantajları sebebiyle alışkanlıklarımızı değiştiriyor.

Bu alışkanlıklarımızın başında da alışveriş alışkanlıklarımız geliyor. Hatırlarsanız eskiden alışverişlerimizi mahallemizdeki bakkallardan yapardık. Mahallelerde kese kağıdında bisküvi veren bakkal amcalar vardı. Onların yerini önce marketler sonra süpermarketler aldı. Şimdi bunların yerini, devasa marketlerin de içinde olduğu, yüzlerce zincir mağazanın şubesi bulunan alışveriş merkezleri aldı. Ve artık yavaş yavaş bunlar da geride kalıyor, alışverişlerimiz hızla internete kayıyor ve her geçen gün hem dünyada hem Türkiye’de daha fazla insan alışverişlerini internetten yapmayı tercih ediyor. Neden? Bunun birinci ve en büyük nedeni internetten aynı ürünü daha uygun fiyata kolaylıkla bulabiliyoruz. İkincisi sınırsız çeşit ve alternatife kolaylıkla ulaşabiliyoruz karşılaştırma yapabiliyoruz. Üçüncüsü ise bunu 7/24 kolay bir şekilde yapabiliyor zahmetsizce ve zaman kaybetmeden oturduğunuz yerden alışveriş yapabiliyoruz. İşte bu üç ana nedenden dolayı alışverişler hızla internete kayıyor.

İnternetteki online pazarla, klasik ticaretteki offline pazarı karşılaştıralım. Bu solda gördüğünüz resim Türkiye’nin en büyük, avrupanın ikinci, dünyanın ise en büyük sekizinci alışveriş merkezi olan Cevahir AVM ‘nin bir görüntüsü ve burayı bir ayda tam 1,6 milyon kişi ziyaret ediyor. Sağdaki ise Türkiye’nin en büyük eTicaret sitesi ve burayı da, bir ayda bunun neredeyse 10 katı yani 15 milyon kişi ziyaret ediyor. Online pazarda kolay ulaşım imkanı nedeniyle inanılmaz bir trafik var. Ve bu daha bir başlangıç.

İnternetteki bu büyük potansiyelin nedenlerine gelince. Aslında genel manada eTicaret olarak adlandırılan bu yeni ekonomiyi doğrudan etkileyen 5 temel faktör var. Bunun birinci temel nedeni her geçen gün daha fazla insan internet erişimine sahip oluyor ve Türkiye internet bağlantısı konusunda dünyada 11. sırada. Özellikle akıllı cihazlar hızla yayılıyor ve her 10 akıllı telefonun 9 tanesi internete bağlı.Teknolojinin yeni imkanları ile belki yakın gelecekte internet erişiminin olmadığı bir nokta ve kişi kalmayacak. Daha şimdiden bir çok insan sadece evinde işinde değil interneti cebinde taşıyor ve birçok ihtiyacını akıllı telefonu ile görmeye başladı bile. Türkiye’de bankalar çok iyi bir alt yapı kurmuşlar. Hatta bankacılık konusunda Avrupa’da birçok ülkeyi geride bırakmış durumdayız. Kargo firmaları da hızlı ve geniş bir altyapı kurmuş, bu sebeple bugün Türkiyenin bir noktasından verilen kargo 3 iş günü içinde Türkiye’nin bir ucuna ulaşabiliyor. Bununla birlikte sosyal ağları dünyada en çok kullanan ülkelerden biriyiz. Bu biraz Türk insanın karakteristik özelliği diyebiliriz. Çünkü beğendiğimiz bir şeye çok hızlı bir şekilde adapte oluyor ve çok fazla paylaşıyoruz. İşte bu nedenlerin hepsi bir araya geldiği için internetin dolayısıyla internete dayalı ticaretin geleceği Türkiye’de çok parlak. Düşünün bunlardan bir yada birkaç tanesi olmasaydı ne olurdu. Mesela kredi kartı altyapısı ve yaygınlığı olmasaydı yada kargo firmaları bir kargoyu 10 günde ulaştırsaydı eTicaretten bahsetmemiz mümkün olur muydu. İşte bunların hepsinde çok iyi durumda olduğumuz ve hızla geliştiğimiz için Türkiye’de eTicaret böyle bir grafik çiziyor. Bu grafikte 2005 yılından 2013 yılana kadar eTicaretin gelişmesini görüyoruz. Mavi sütunlar kredi kartı ile internet üzerinden yapılan toplam harcamayı gösteriyor. Bunların içinden ticaret olarak kabul edilmeyen fatura ödemeleri gibi rakamları çıkarınca 2013 yılında eTicaretin toplam hacmi 20 milyar TL ye yakın bir rakama ulaşıyor. Büyüme grafiğine baktığımız zaman eTicaretin Türkiye’de %35 lik bir büyüme ile dünya ortalaması olan %17 ye göre iki kat daha hızlı büyüdüğünü görüyoruz.

Bütün bu rakamlara ve tüm avantajlarına rağmen Türkiye eTicarette potansiyelinin henüz çok gerisinde. Türkiye’de henüz klasik eTicaretin tüm perakende ticarete oranı %1­2 seviyesinde. Peki bunun nedeni nedir? Çünkü halen daha Türkiye’de eTicaretin önünde çok büyük engeller var. Nedir bunlar? Birincisi vatandaşımız yeteri kadar internetin ve eTicaretin avantajlarının farkında değil. Yani neden interneti tercih etmesi gerektiğini bilmiyor. Birinin ona ‘’Bak senin 1.500 lira ya alacağın televizyonu internette 1.400 liraya bulabilirsin’’ demesi gerek. İkincisi güven sorunu var. İnternette alışveriş yapanlar internete güvenirken internetten hiç alışveriş yapmayanlarda sağdan soldan duydukları sebebiyle oluşan ön yargıdan dolayı bir güven sorunu var. Kredi kartlarının kopyalanacağını zannediyorlar. Birisi onlara güvenli bir eTicaret sitesinde alışveriş yapmanın, normal bir restoranda kredi kartını çıkarmaktan daha güvenli olduğunu, aldıkları ürünlerin aynı garantiye ve hatta kolayca iade hakkına sahip olduklarını söylese bunun farkına varacaklar. Üçüncü olarak internetten nasıl alışveriş yapılacağını bilmeyen büyük bir kesim var. Birisi onlara yardımcı olsa bak buraya kart bilgilerini, buraya kargo bilgilerini giriyorsun diye gösterse sorun kalmıyor. Son olarak Türkiye’nin yarısının halen interneti yok. İnternetten alışveriş yapacak imkana sahip değiller. İşte bu ve buna benzer sebeplerden ötürü çok daha fazla olması gereken eTicaret potansiyelinin altında, hatta daha başlamadı bile. Bu oran bize yakın olan Akdeniz ve Avrupa ülkelerinde %4­5, Kuzey Avrupa ülkelerinde %8­10, Amerika, Kanada ve İngiltere’de ise daha şimdiden %15­20 seviyelerinde. Henüz işin başında ve potansiyelimizin çok gerisinde olmamız aslında büyük bir fırsat barındırıyor. Zaten bu fırsatı fark edenler bu ekonomide hızla yerini almaya başladı bile. Bu sebeple eTicaret Türkiye’de hızla büyümeye devam ediyor. Bunlardan biri olan ve bu sektörü en önce fark eden gruplardan Doğan grubunun online birimi yönetim kurulu başkanı olan Hanzade Doğan Boyner uluslararası bir zirvede Türkiye’nin eTicaretteki potansiyelinden bahsederken, Türkiye yakın zamanda ekonomik olarak büyük sıçrama yaptı, kişi başı gelir hızla artıyor, özellikle avrupanın en genç nüfusuna sahibiz ve şu an internetle büyüyen genç nüfus para kazanıp harcamaya başlayınca Türkiye’de Ticaretin çehresi tamamen değişecek.Yani işte o zaman ‘’ geleceği biz, yani eTicaret şekillendirecek.“ diyor.

Aslında herkesin gözü önünde olan ve ticari hayatı, alışveriş dünyasını, iş hayatını, sosyal hayatı etkileyen bu değişimin farkındayız. Bu sebeple herkes gelecek internette diyor. Bu istatistikleri farklı yerlerde ayrı ayrı görüyoruz fakat hepsini bir araya getirdiğimiz zaman gerçekten heyecan verici bir manzara ortaya çıkıyor. Peki, bugün rakamlarla detaylarını ortaya koyduğumuz bu ekonomik devrim gerçekleşirken siz nerede olmak istersiniz. Bugün ve gelecekte sadece internetten alışveriş yapan, internetin avantajlarından yararlanan milyonlarca tüketiciden biri mi, yoksa şimdiden kendi eTicaret girişimini başlatarak o milyonlarca müşterinin bazılarının yaptığı alışverişlerden kazanç elde eden bir girişimci mi olacaksınız?

Eğer sizin de tercihiniz bu yeni ekonomide bir girişimci olarak eTicaretten kazanç elde etmekse, bakalım klasik bir eTicaret sitesi açmak için nelere ihtiyacınız var? İlk olarak şirket kurmanız gerek. Bunun için 500 lira ya şahıs şirketi yada 5.000 lira ya A.Ş. kurabilirsiniz. Şirketi kurdunuz şimdi bir yazılıma ihtiyacınız var. O da 500 lira ile özelliklerine göre 5000 lira arasında değişir. Domain, hosting, tasarım konusunu bir kaç yüz lira ya da çözebilirsiniz binlerce lira ya da. Tamam bütün bunları hallettiniz, şimdi sıra bankalara başvurup sanal pos almakta. Bankaya gittiniz dediniz ki biz şirketimizi yeni kurduk, eTicaret yapacağız ve sanal posa ihtiyacımız var. Sizce cevap ne olur? Maalesef büyük oranda olumsuz cevap verilir ve daha fazla komisyon ve aylık aidatlarla aracı ödeme kurumları ile çalışmak durumunda kalırsınız tabi bu da zaten düşük kar marjınıza ortaklar çıkarır. Tamam sanal pos ve güvenlik sertifikasını da hallettiniz. Artık ticarete başlayabilirsiniz. Bunun için iyi ve güçlü bir satın alma biriminiz olmalı. Depo tutmalısınız. Siparişleri tedarikçilerden nakletmek üzere lojistik birimi, kargoların paketlenip kargoya verilmesi için kargo birimi gerek. İadeler için ayrıca bir maliyetiniz olacak bunu da halletmeniz lazım. Müşterileriniz için bir call­center’a ihtiyacınız var. Hukuk, muhasebe ve finans birimlerini de buna eklemek gerek. Bütün bu birimlerin personel giderleri yanında, sürekli reklam yapmak üzere reklam bütçesine de ihtiyacınız var, çünkü bu offline pazardaki bir dükkan değil, kimse önünden geçmez ki girip bir şey alsın. Bütün bunları yukarıdan aşağıya toplayınca minimum 50.000 lira gibi bir sermayeye ihtiyacımız var. Küçük bir girişim için bunun altında da olabilir, çok profesyonel bir şey yaparsınız bunun üstünde de olabilir. Bugün 100 milyon dolar ile eTicarete giren firmalar da var. 50.000 lira sermaye ile mağazamızı açtık. Peki hemen satışlar gelmeye, cirolar artmaya ve kar etmeye başlar mı? Maalesef başlamaz. Önce tanıtım yapmamız müşterilerimizin sayısını arttırmamız lazım. İlk aylar karlılığa geçmek zor. Dolayısı ile kira, masraf, maaşlar ödemeler aynen devam eder. Satışları yaparsınız çoğu zaman tedarikçiler ürünleri peşin para verirler ama bankalar ödemelerinizi geç verir. Dolayısı ile ilk aylar ayakta kalabilmek için bu 50.000 liranın yanında belki bu kadar belki daha fazla bir sermaye olması lazım. Peki bunu da buldunuz birikiminiz vardı ya da bir akrabanız yardımcı oldu veya kredi çektiniz borç harç yaptınız, her ay reklam yapıyorsunuz bir taraftan güzel satışlar yapıp para kazanırken öbür taraftan kira,maaş,vergi,sigorta vb. ağır operasyonel yükler sebebiyle zorla kazandığınızı kolayca dağıtıyorsunuz. Sizce klasik ticari model ile başladığınız bir sürü ağır operasyonel yükleriniz olan bu girişiminizin 2 sene sonra ayakta olma, yani hala çalışıyor olma ihtimali ne kadar olsa iyi olur? Maalesef klasik eTicaret metoduyla başlanılan girişimcilerin %90’ı 2 sene içinde başarısız oluyor ve kapanıyor. Düşünün bu kadar yatırım yaptınız, emek verdiniz, 2 senenizi harcadınız ama %90 ihtimalle iflas edeceksiniz. Aslında eTicaretin avantajları da çok, ama malesef operasyon masrafı da. Peki girişimcilerin her biri tek tek aynı yatırımı ve masrafı yapmak yerine, güçlerini bir araya getirerek ortak bir altyapıda birleşse ortaya nasıl bir güç çıkar? İşte bütün bunların hepsini biri yapsa, bu %90 riski hem sizin hem de tüm girişimcilerin üzerinizden alsaydı sizlere sadece satış yapmak kalsaydı nasıl olurdu?

İşte biz bir eTicaret girişimcisinin hayalini gerçekleştiriyoruz. Bizimle birlikte çalışan girişimcilerimiz kendi alan adlarını belirliyorlar. Mesela www.ziyamarket.com 15­20 lira ya kendi alan adlarını satın alıyorlar. Varsa kendi logolarını yüklüyorlar yoksa bizim hazır logolarımızdan birini seçebiliyorlar. Sonrasında yazılımı, hostingi, tasarımı hazır eTicaret sitelerini onların logo ve alan adı ile hazırlıyoruz. Türkiye’nin dört bir tarafından 150’den fazla tedarikçi ile çalışıyoruz. İçerisinde 10’larca kategori 100’lerce markanın 100.000’den fazla ürününü yerleştiriyoruz. Bunların en çok satılanlarını peşin para alıp depolarımızda stokta tutuyoruz. Bankalarla tüm görüşmeler ve anlaşmaları yapılmış. Daha ilk günde havale,eft, kredi kartına taksit, kapıda ödeme gibi bütün ödeme sistemleri ile satış yapabiliyorsunuz. En güzel yanı da girişimcimizin bir şirket dahi kurmasına gerek yok. Çünkü bütün operasyon ve sorumluluk tamamen bizim üzerimizde. Sizin mağazanızdan yapılan bir satışı varsa depomuzdan yoksa tedarikçilerimizden tedarik ediyor faturasını kesiyor ve sizin adınıza kargoya veriyoruz. Satışın tahsilatını yapıyor ve sizin payınızı da yasal vergisini ödedikten sonra banka hesabınıza transfer ediyoruz. Size sadece kendi mağazanızın tanıtımını yapmak ve insanların zaten alacakları ürünleri, onlara internetin avantajları ile sunmak kalıyor.

İncir A.Ş. 2012 yılında Türkiye’nin daha önce yaptığı messenger fx girişimi ile bilinen başarılı bir internet girişimcisi olan Yusuf Yıldırım tarafından kurulmuştur. Fırsat sitelerinden sürekli alışveriş yapan Yusuf Bey, kendisinden alışveriş yapmayı öğrenen hemşire eşinin sürekli iş yerindeki arkadaşlarına yardımcı olduğunu, nereden nasıl alışveriş yapacakları konusunda yönlendirme yaptığını, akşamları arkadaşlarının sürekli telefon edip kredi kartı bilgilerini söyleyerek sipariş verdiğini görür böylece bireysel tavsiyenin eTicaretteki gücünü fark eder. Günlük hayatta da insanların sürekli tavsiyelerde bulunduğunu fakat tavsiyeleri ile yapılan alışverişlerden bir kazançları olmadığını görür. Eşine bu ürünlerin satıldığı, tamamen sana ait bir siten olsa, sende tavsiye ettiğin satışlardan kazanç elde etsen nasıl olur diye sorar. Eşi, bu benim için hayal, ben satış yapabilirim ama böyle bir siteyi nasıl kurup yönetebilirim ki der. Bunun üzerine Yusuf Bey eşi gibi binlerce insanın böyle bir mağaza sahibi olarak kazanç elde etmek isteyeceğini, onları birbirinin tavsiyesi ile bir araya getirebileceğini düşünür. Binlerce insanın bir araya gelmesiyle ortaya çıkacak bu ortak yapının inanılmaz bir satış ve alım gücüne sahip olacağını fark eder. Bu düşünce ile yola çıkar ve ilk altyapıyı kurar, kısa sürede yoğun bir talep olur. Bunu fark eden ve proje ile ilgilenen yatırımcılarla görüşmeye başlar. Yapılan görüşmeler sonunda burada gördüğünüz yatırımcı ve kurucu ortakları ile birlikte daha geniş bir operasyon altyapısı için hazırlıklar başlatılır. Kurucu ve yatırımcı ortaklarımız olarak Karamancı Holding’den Kaan Karamancı, Soyak Holding’ten Cem Tüfekçi, Çiçek Sepeti’nden Emre Aydın, Enuygun.com’dan Çağlar Erol bu projede yer alır. En son olarak da son zamanlarda internet bazlı projelere yaptığı büyük yatırımlar ile tanınan Erikli suyun eski sahibi Hasan Aslanoba bundan yaklaşık bir yıl önce Bir Milyon Dolar yatırım yaparak bu projede yer aldı. İnternet sektörünün bu önde gelen yatırımcılarının ortaklığı ile kurulan İncir A.Ş. eTicaret ve ağ pazarlama iş modellerini birleştirerek herkesin bu sektörden kazanç elde edebileceği hazır bir alt yapıyı sunmaktadır. Böylece herkese geleceğin ekonomisine risksiz ve zahmetsiz olarak girerek eTicaretten hemen kazanç elde etme imkânının yanında, tavsiyeye dayanan ağ pazarlamanın katlama gücü ile günden güne artan bir pasif gelir elde etme imkânı sunuyoruz. İncir E. TİC. A.Ş. Kadıköy’de ki akademi merkezi ve Sarıyer İstinye’de ki operasyon merkezi ile tüm Türkiye’ye hizmet vermektedir.

Bu modelde girişimcilere bir eTicaret mağazası sahibi olarak 3 şekilde kazanç elde etme imkanı sunuyoruz. Birincisi, zaten ihtiyacı olan ürünleri çarşıdan pazardan almak yerine, kendi eTicaret mağazalarından alarak hem internetin avantajlarını kullanma hem de kardan pay alarak tasarruf etme imkanı sunuyoruz. Onlarca kategori, yüzlerce marka, yüz binden fazla ürün. Fiyat politikamız şöyle... Bu çok önemli bir nokta, bizim en ucuz olmak gibi bir fiyat politikamız yok. Zaten çok ucuz yada en ucuz olursak karımız küçücük olur. Bu küçücük karı paylaşınca ne girişimcilerimiz ne biz mutlu olmayız. Peki pahalı olursak ne olur. Kimsede pahalı ürün almak istemez, dolayısıyla satış olmazsa kazanç da olmaz ve bu da kimseyi mutlu etmez. Nasıl olacak o zaman. Türkiye’nin en güvenilir, en çok satış yapan ve tüketiciler için referans olan online ve offline mağazalarının bir tık altında olmayı hedefliyoruz ve %90 üründe de onlardan daha uygun fiyata sahibiz. Kalan %10 üründe ise onların altında olamıyorsak da eşit olmaya çalışıyoruz. Böylece gerçekçi piyasa değerinden ve karlı satmış oluyor hem de insanların zaten alışveriş yaptıkları firmalardan daha düşük fiyata satmış oluyoruz.

Kendi mağazamızdan kendimiz ve ailemizin alışverişlerini yapabileceğimiz gibi çevremizdeki insanlara mağazamızın tanıtımını da yapabiliriz. Böylece çevremizdeki insanların ihtiyaçlarını bizim mağazamızdan temin ederek ek gelir elde edebiliriz. İş modelimizle internetten alışverişin önündeki tüm engelleri kaldırmış oluyoruz. Alışveriş yapacak olan tanıdıklarımız eğer internetin avantajlarını bilmiyorlarsa onlara avantajlarını anlatabiliriz. Onlar bizim eşimiz, dostumuz, arkadaşımız, tanıdıklarımız. Düşünün amcamız televizyon alacak, modeli belirlemiş, mağazada 1.500 lira , biz kendi mağazamızdan aynı televizyonu 1.400 lira ya alabileceğini söylediğimizde iş değişir. Çünkü kimse parasını sokağa atmak istemez. Güven sorunu zaten yok, çünkü o en büyük eTicaret firmalarına güvenmeyen insanlar, bir tanıdığımın mağazası olursa ondan alırım diyorlar. İnternet erişimine sahip olmayanlar için biz kendi internetimizi kullanabiliriz. Çevremizde, internetten nasıl alışveriş yapılacağını bilmeyenlere, kredi kartı bilgilerinin, kargo bilgilerinin nasıl girileceğini bilmeyenlere yardımcı olabiliriz. İşte bu şekilde internetin önündeki tüm engelleri kaldırıyoruz. Aynı zamanda insert gibi tanıtım materyalleri ile internetten hiç alışveriş yapmayan, belki gelecekte de yapamayacak olan insanların alışverişlerini internete çekiyoruz. İnsertte farklı farklı kategorilerden yüzlerce fırsat ürününü bulabiliyorsunuz. Baktığınız zaman bu insertlerin üst tarafı boş ve her hangi bir yerinde İncir de yazmıyor ve aslında bu haliyle kime ait olduğu belli değil. Biz bu insertlerden on binlerce bastırıyor ve mağaza sahiplerine gönderiyoruz. Gönderilen bu insertlerin üst bölümüne size ve mağazanıza özel hazırlanan stikerınızı yapıştırınca bu insert artık sizin mağazanıza ait insertü oluyor. Bu inserte ek olarak, arkadaşlarınızın gözünde markanızı bilinir hale getirmek için magnet, kartvizit gibi materyalleri hazır olarak mağazanıza özel gönderiyoruz. Hatta çevrenizdekilerin ilk alışverişlerini yapmaları için sizin mağazanıza özel 10­25­50 liralık alışveriş çekleri hazırlıyoruz. Bunların basılı halini de sizin mağazanıza özel kodları ile gönderiyoruz. Bu çekleri dörtte bir oranında kullanabiliyorsunuz. 10 liralık alışveriş çeki 40 lira ve üzeri, 25 liralık alışveriş çeki 100 lira ve üzeri, 50 liralık alışveriş çeki 200 lira ve üzeri alışverişlerde kullanılabiliyor. Böylece bunları kullanarak girişimcilerimizin çevrelerinde bulunan ortalama 100 kişiye marka olarak onların akıllarında kalmalarını ve onların her ay ortalama 20 tanesinin mağazamızdan alışveriş yapmalarını hedefliyoruz. Tabi sizin çevreniz çoktur daha fazla insana tanıtım yapabilir, kazancınızı arttırabilirsiniz. Hedefimiz öncelikli olarak çevremizdeki insanlara marka olmak, onlara ulaşmak, onların alışverişlerini internete çekmek. Çünkü tanımadığımız, bilmediğimiz insanlara marka olmak ve satış yapmak zor. Bunun için çok para harcamak, reklam yapmak gerek. Fakat çevrenizdeki insanlar sizi bildiği, tanıdığı ve güvendiği için onların alışverişlerini mağazanıza çekmek daha kolay. Böylece hem onların zaten yapacakları alışverişlerden kazanç elde edebilir hem de az yada çok bir pasif gelire sahip olmuş olursunuz. Düşünün, siz uyurken bir arkadaşınız sizin mağazanıza girip alışveriş yapabilir mi? Veya siz tatildeyken.. Yapabilir. İşte bu sizin için pasif bir gelir demek.

İşin en güzel yanı çevrenizdeki arkadaşlarınıza, ben yüz binden fazla ürünün satıldığı bir eTicaret sitesi kurdum. Bakın bu benim kartım, bu da avantajlı fiyatlarla sitemdeki ürünlerden bazılarının olduğu mağazamın insertü, bu magnetim, bunları al bir ihtiyacın olunca benim mağazamdan her türlü ihtiyacını karşılayabilirsin. Hatta bu da benim alışveriş çekim al ilk 40 lira alışverişinin 10 lira sı da benden olsun dediğinizde, insanlar şaşırır. Nasıl olur, sen nasıl kurdun bunu, hangi ara hangi parayla böyle bir altyapı kurdun diye hayret ederler. Hatta bazıları benim hayalimde de böyle bir siteye sahip olmak var. ‘’Bana da gösterir misin bunun yolunu?Bunu ben nasıl yapabilirim?’’ diye sorarlar. Çünkü herkes insanların zaten alacakları ürünlerden kazanç elde etmek ister. Milyonlarca ev hanımı, milyonlarca asgari ücretli, milyonlarca öğrenci…. Sizin tanıtım yaptığınız 100 kişi arasından çok değil sadece 4 kişi bunu yapmak istese, onlara da kendi eTicaret sitelerini nasıl kuracaklarını, nasıl satış yapacaklarını, nasıl tanıtım yapacaklarını gösterseniz, onlar da sizinsayenizde ayşemarket.com, ahmetmarket.com gibi kendi mağazalarını açsalar, onlar da tanıtım yaparak çevrelerindekilere satış yapsalar nasıl olur? Onlar bundan kazanç elde ederken sizde onların tanımadığınız arkadaşlarının alışverişlerinden kazanç elde edersiniz. İşte bu şekilde hiç reklam masrafı yapmadan, tanımadığınız insanların alışverişlerinden kazanç elde edebiliriz. Düşünün, arkadaşınız mağaza açtı ve onun Ankara’daki arkadaşı bebeğine bebek arabası alıyor siz bundan kazanç elde ediyorsunuz. Hayal edin mağaza açan arkadaşınızın bir arkadaşı mağaza açıyor ve onun komşusu evine televizyon alıyor ve siz bundan kazanç elde ediyorsunuz. Böylece Türkiye’nin dört bir tarafından ve yüz binden fazla üründen kazanç elde edebiliyorsunuz. Sınırsız bir pazar…

Mağazanızı açtınız ve tanıtımlara başladınız satış yapıyorsunuz, peki karınız ne kadar olacak. Ürünler farklıfarklı kategorilerde, farklı kar marjlarında olduğu için maalesef düz bir şekilde cirodan şu oranda kar alırsınız diyemiyoruz. Çünkü yapılan cirodan ne kadar kar edildiği satılan ürüne ve karına göre değişiyor. %5 kar marjı olan ürün de var %40 kar marjı olan ürün de. Eğer düz bir şekilde cirodan %10 denirse, bu hakkımızdan fazla da olabilir az da olabilir. Dolayısı ile bunun bir sisteme oturtulması gerekiyor. Bunun için her ürünün karlılığına göre bir puan değeri var. Bunu, mağaza sahipleri yönetim panelinden görüyor ve hangi üründen ne kadar kazanacağını hesap edebiliyorlar. Buna göre karlılığı yüksek olan ürün kategorilerdin örneğin 3000 lira ciro ortalama 3000 puan kazandırır. Karlılığı orta seviyede olan ürün kategorilerinde 3000 lira lık bir ciro ortalama 2000 puan, karlılığı düşük olan kategorilerde ise 3000 lira ciro ortalama 1000 puan kazandırır. Tabi bunlar bir sınır değil, bu puanlar sadece en karlı ürünleri sattığınızda 3500 puan da olabilir sadece en düşük karlı ürünleri sattığınızda 700 puan da olabilir. Bir ayda elde ettiğiniz toplam puana göre kazanç seviyeniz belli olur ve bu kazanç seviyesi ile puanın çarpılmasından kazanç elde edersiniz. Mağazanızda kaç puanınız olursa olsun en alt kazanç seviyesi olan %10 kazanç seviyesinden başlar ve mağazanızda ne kadar puan varsa onun en az %10’u kadar kazanç elde edersiniz. Bundan sonra sırasıyla 2000 puanda %12, 6000 puanda %14, 12000 puanda %16, 24000 puanda %18, 45000 puanda %20, 70000 puanda %22 kazanç seviyesinden puanınız çarpılarak kazanç elde edersiniz.

Şimdi işin matematiğine geçelim. Ne kadar ciro yapınca ne kadar kazanç elde ederiz ve nasıl hesaplanır bakalım. Örneğin 1 ayda mağazamızdan 36.000 lira ciro yaptığımızı düşünelim. Belki ilk ay için kolay değil ama sürekli yaptığımız tanıtımlar sonunda, müşteri portföyümüzü arttırdıkça zamanla ulaşabileceğimiz, eTicarette için yapılabilir bir ciro. Bu cironun orta karlılıkta olduğunu düşünelim, Bu durumda 36000 liralık ciro bize 24000 puan kazandırır. Hemen kazanç seviyesine bakalım 24000 puan %18 kazanç seviyesine tekabül ediyor. Bu demektir ki 24000 puan %18 ile çarpınca 4320 lira bir kazancımız olur. Peki 18000 lira nasıl bir ciro? Daha yapılabilir bir ciro değil mi? 18000 liralık ciro ortalama kar marjından 12000 puana o da %16 kazanç seviyesine tekabül eder. Buda 12000 puan ile %16’yı çarpınca 1920 lira kazanç elde etmek demektir. Bugün 1920 lira Türkiye’de ortalama bir kazanç anlamına gelir. Elbette bunun altında da kazanan var üstünde de. Düşünün bir ay boyunca sabahın erken saatinden akşama kadar günde 8 saat, yolu ve hazırlanmasıyla 10­12 saat, ayda 24­25 gün çalışıyoruz ve ay sonunda bunu kazanıyoruz. İşin kötüsü çoğunlukla her ay aynı parayı kazanmak için aynı emeği vermekzorundayız. Ama kendi eTicaret mağazanızda bu kazanca ulaştıysanız zaten belli bir müşteri altyapısına ulaştınız demektir. Artık sizin haberiniz olmadan onlar alışveriş yapar ve geçmişte yaptığınız tanıtımlardan verdiğiniz emeklerden dolayı kazanç elde edersiniz. Peki 9000 liralık ciro nasıl. Biraz emek verilse, biraz daha fazla tanıtım yapılsa ve hatta bir tane evlenecek çift bulsak bu ciroyu yapabiliriz. 9000 liralık ciro ortalama kar marjından 6000 puana, bu da %14 kazanç seviyesine ulaştırır, bu bize 840 lira kazandırır. Neredeyse bir asgari ücret kadar. Türkiye’de 10 milyon insan neredeyse bu rakam için 1 ay ağır koşullarda belki istemediği bir işte belki sevmediği bir patronla çalışıyor. Burada ise, kendisine ait bir mağazanın tanıtımı yapacak ve insanların zaten alacakları ürünleri onlara daha uygun şartlarda, daha avantajlı olarak temin edecek ve tabiri yerindeyse sipariş toplayacak. Yaptığı bu tanıtımlardan hem bugün hem de artık ayağı alıştıkları için gelecekte yapacakları alışverişlerden dolayı kazanç elde edecek. Şimdi herkesin yapabileceği bir rakamdan bahsedelim. Ne dersiniz, 3000 liralık ciroyu biraz emek veren, biraz isteyen herkes yapabilir mi? Bugün bir bilgisayar, bir telefon bile toplam 3000 lira edebiliyor. Hele bizim verdiğimiz insert ve alışveriş çeki gibi tanıtım materyalleri ile hiç zor değil. Biraz tanıtım yapılırsa, insanlar ya yakın zamanda daha pahalı aldıkları ürünü görüp bir pişmanlık yaşarlar ya da zaten almayı planladıkları ürünü daha uyguna görüp almak isterler. 3000 liralık ciro ortalama kar marjındaki ürünlerden yapıldığında 2000 puana, o da %12 kazanç seviyesine tekabül eder 2000 puanı da %12 ile çarpınca 240 lira bir kazanç elde ederiz. Düşünün Türkiye’de kaç kişi altyapısı hazır operasyonu hazır bir eTicaret mağazası sahibi olup çevresindeki insanların zaten yapacakları alışverişlerden ayda 240 lira ek gelir kazanmak ister. Bir ev hanımı, bir öğrenci, bir asgari ücretliyi düşünün. Milyonlarca insan değil mi? Ne yapıyoruz. Amcamız 1500 liraya televizyon alacak , benim sitemde aynı televizyon 1400 lira diyorsunuz ve onun hem zahmetsiz hem de daha uygun fiyata almasını sağlıyorsunuz. Satış bile değil aslında, sipariş toplamak. İnsanların zaten yapacakları alışverişlerden kazanç elde ediyorsunuz. Ne kadar ciro yaparsanız o kadar kazanç elde ediyorsunuz. Bu zaten ticaretin kuralı, çok ciro çok kazanç, az ciro az kazanç.

Ama bugün size bahsedeceğimiz iş modelinde sınırlı olan mesainizi sadece cirolarınızı arttırmak yerine, ben de bunu yapmak istiyorum diyenlere, nasıl yapabilecekleri konusunda rehberlik yaparak bir eTicaret ağı kurmak için de kullanırsanız, cirolarınızı arttırmadanda kazancınızı arttırmanız mümkün. Bunun ipucunuvermiştik. Fazla yüksekten değil herkesin yapabileceği 3000 liralık ciroyu örnek alalım. Ve bunu kopyalayınca, ben de bunu yapmak, ben de kazanç elde etmek istiyorum diyenlere, nasıl yapacaklarını gösterince bakalım başımıza ne geliyor.Düşünün ilk ay kendi mağazanızın tanıtımını yapmaya başladınız ve tanıtımlarınız sonucu sadece 3000 liralık ciro 2000 puan ve 2000 puan karşılığı 240 liralık kazanç elde ettiniz.

Şimdi iş modelimiz mağazanızdan sadece 3000 TL ciro yaparken tavsiyeye dayanan ağ pazarlamanın katlama gücünü kullanarak nasıl daha yüksek kazançlara ulaşabileceğimizi birlikte görelim. Düşünün tanıtımlarınızı yaparken insanlar size hayretle sen bunu nasıl yaptın, hangi ara yaptın, hangi parayla yaptın diye sormaya başladılar ve bazıları ben de bunu yapmak istiyorum dediler. Sadece 4 arkadaşımızın bunu dediğini ve onlarında her birinin 3.000 lira ciro 2.000 puan 240 lira kazandığını düşünelim. Bu durumda siz kendi mağazanız dahil 5 mağazalık bir eTicaret altyapıya ulaştınız. 2.000 puandan toplam 10.000 puan, o da sizi %14 kazanç seviyesine ulaştırır ve toplam 440 lira kazanırsınız.

Siz de arkadaşlarınıza balık vermek yerine balık tutmayı öğrettiniz. Sizin, kendi eTicaret mağazasının sahibi olan girişimci arkadaşlarınızdan her biri de sonraki ay içinde 4 er arkadaşının bu fırsattan faydalanmasına vesile olursa, dolaylı 16 yeni alt mağaza ile toplam 21 mağazalık bir eTicaret ağına ulaşırsınız. Bunlar da fazlasını değil, aynı şeyi yapıyor kendi mağazalarını tanıtıyor ve ortalama 3000 liradan 2000 puanlık ciro yapıyorlar. Onların her biri 240 lira kendi kazançlarını elde ederken sizin 4 arkadaşınız 440 lira kazanıyor. Bu durumda siz kendi mağazanız dahil 21 mağazalık eTicaret alt yapısına ulaşırsınız ve toplam 42.000 puandan %18’lik kazanç seviyesine ve 1960 liralık toplam kazanca ulaşırsınız. Bizim yaptığımız ciro ne kadar? 3000 lira 2000 puan, aynısı. Herkes de aynı şeyi yapıyor. 3000 liralık ciro 2000 puan, yani herkesin biraz emek vererek kolayca yapabileceği bir ciro. Tabi bundan az yapan da çok yapan da olabilir. Biz ortalama olarak 3000 lira ciro 2000 puanı baz alıyoruz

Bu dolaylı 16 mağaza sahibi arkadaşlarınızda bir sonraki ay, fazlası değil her biri sadece ikişer arkadaşına tavsiye etse, toplam 32 yeni girişimci eTicaret ağınıza dahil olur. Böylece siz 53 mağazalık bir eTicaret alt yapısına sahip olmuş olursunuz. Herkes aynı şeyi yapıyor ve herkes kendi işini yapıyor, kendi için çalışıyor ve kendine ait mağazasının tanıtımını yapıyor. Onların da ortalama 3000 lira ciro 2000 puan yaptığını düşünelim. Bu 53 mağazadan toplamda 106.000 puan ile %22’lik bir kazanç seviyesine ulaşırsınız. Böylece toplamda 4680 liralık bir kazanca sahip olursunuz. Siz 4680 lira kazanırken sizin doğrudan 4 mağaza sahibi arkadaşlarınız 1960’ar lira, dolaylı 16 mağaza sahibi ekip arkadaşlarınız 440’ar lira, belki de hiç tanımadığınız ama sizin öğrettiklerinizin onlara ulaşması vesilesi ile mağaza sahibi olan 32 ekip arkadaşınız da 240’ar lira kazanç elde ederler. Aslında yaptığımız ne? Kendi mağazamızı tanıtmak ve her ay 3000 lira ciro yapmak ve bunu yaparken de ilgili arkadaşlarımıza danışmanlık yapmak, yol göstermek. Bunun 4 ayda değil de bir senede hatta 2 senede gerçekleştiğini düşünün ve zaten günlük mesainizi yapıp hayatınızı devam ettirdiğiniz işinizin yanında bunu da ek iş olarak yaptığınızı, kendi eTicaret ağınızı inşa ettiğinizi hayal edin. Bu çalışmalarınız sonucunda, 2 sene sonra bile olsa, böyle bir altyapıya sahip olsanız ve her ay siz 3000 lira ciro yaparken ayda 4­5000 lira kazansanız nasıl olurdu? Tabi bu bir başlangıç aslında kazançlar burada bitmiyor. Daha büyük eTicaret ağı, daha fazla ciro bu da daha fazla kazanç anlamına gelir. Aslında buradan sonra yeni başlıyor :) Farklı bonuslar ve kazançlar var, bunları da detay eğitimlerde görebilir, öğrenebilirsiniz. Amacımız çok büyük kazançlardan ziyade herkesin yapabileceği 3000 liralık ciro ile herkesin kazanmak isteyeceği 240 liralık gelire ulaşabileceğini ve buna vesile olarak bizim de neler kazanabileceğimizi göstermek.

Bunu nasıl yapabiliriz diye sorarsanız.Bu kazançları elde etmek üzere her türlü alt yapısı hazır, yüz bin ürünün satıldığı, çevremizdeki zaten yapılan alışverişlerden kazanç elde edebileceğimiz ve hatta bunu kopyalayarak çok ciddi pasif gelirlere ulaşabileceğimiz kendi e­ticaret mağazamıza sahip olmak için 2 başlangıç seçeneğimiz var. Her iki seçenekte de başlangıç seti olarak size ve markanıza özel çalışmaların yapıldığı bir paket gönderilir. Alan adınız ve markanızı seçerek başladığınız bu yolda, size bu konuda gerekli tüm alt yapı sunulur. Bu seçeneklerden kdv dahil 590 lira değerinde eko start ile başlangıç yaptığınızda mağazanızın alan adı ile standart logo ve tasarım sunulur. Bu alan adınıza özel olarak hazırlanmış 100 kartvizit, 50 sticker ile birlikte 50 adet fırsat ürünlerinin olduğu insert gönderilir. Bunlarla birlikte cebinizde taşıyabileceğiniz iş modelimizi anlatan slaytların olduğu bir flipchart gönderilir. Ek olarak da mağazanıza tanımlı 200 lira değerinde 10 luk ve 25 lik alışveriş çekleri gönderilir. Bu çekleri vermemizdeki amacımız bunları alıp sizin kullanmanız değil, bunları çevrenizdekilere hediye edip ilk alışverişlerini kendi mağazanıza çekin ve sizin marka ve logonuzla giden kargo kutusu ve fişi ilk kez arkadaşlarınızın evine girsin demek.Eğer prostart ile başlangıç yaparsanız mağazanızın alan adına özel 15 logomuzdan birini seçebilir veya kendi logonuzu yükleyebilir, farklı tema tasarımlarından birini seçebilirsiniz. Mağazanıza özel 500 kartvizit 100 sticker 100 magnet 100 tane de insert gönderilir. Yine mağazanıza ve size özel hazırlanmış içinde güzel bir incir kalemi, incir pini ve anahtarlığı ile adınıza özel ajandanın olduğu bir incir promosyon seti gönderilir. Bunlara ek olarak toplam 700 lira değerinde 10’luk 25’lik ve 50’lik alışveriş çeki ile çevrenizdekilerin ilk alışverişlerini mağazanızdan yapmasını sağlayabilirsiniz. Bu alışveriş çekleri bildiğiniz para değerinde olup, müşteri için doğrudan bir indirim olmakta ve zaten avantajlı olan ürünleri rekabet edilemez, hatta bazen maliyetinin altında alma imkanı sunmakta, fakat siz kazancınızı indirimsiz tutar üzerinden tam olarak hesaplanmaktadır. İşte bunu herkes yapabilsin, herkes bundan faydalansın diye bu tutarlar üzerinden vade farksız olarak 9 taksitle sahip olabiliyorsunuz. Yani ayda 50­100 liraya içerisinde 100.000’den fazla ürünün satıldığı, sizin marka ve logonuzla siparişlerin gönderildiği, hiç bir riskiniz olmayan ve tüm sorumluluğun bize ait olduğu, ne kadar kazanacağınızı verdiğiniz emekle kendinizin belirleyebildiği, sizin adınıza her türlü basılı materyallerin hazır olarak geldiği bir altyapıya sahip olursunuz. Yani hayal gibi bir altyapı ve operasyon. Aslında bu rakamlar bizim verdiğimiz bu altyapının bu hizmetin karşılığı değil ve olamaz. Neden? Çünkü bu altyapı için normalde on binlerce lira hatta yüz binlerce lirayı her bir girişimcinin tek tek harcaması lazım. Dolayısı ile bu bedeller bizim girişimcilere verdiğimiz hizmetin değil, zaten alışverişte kullanılacak olan alışveriş çeklerinin ve kişisel materyallerin bedelleridir. Yani biz girişimcilere ücretsiz olarak hizmet veriyoruz. Ne aylık, ne de yıllık bir aidat veya ödeme talep etmiyoruz. Bizim amacımız herkes bunu yapabilsin, herkes kazansın ve bir araya gelerek büyük bir güç oluşturalım. Biz sadece mağaza sahiplerine destek verelim böylece kazan kazan prensibine göre birlikte kazanalım istiyoruz. Baktığınız zaman biz kendimiz satış yapmıyoruz yani bizim kazanç elde edebilmemiz için mağaza sahiplerinin ciro yapmaları ve kazanıyor olması lazım.

Bu sebeple bizde elimizden geldiğince girişimcilerimize özel eğitimler düzenliyor ve onlara neyi nasıl yapacaklarını öğretiyor, daha fazla ciro yaparak ve daha güçlü eTicaret ağı kurarak kazançlarını nasıl arttırabilecekleri konusunda yol gösteriyoruz. Bütün toplantılarımızı ve eğitimlerimizi online olarak canlı yayınlıyor ve mekan sınırını aşarak Türkiye’nin dört bir tarafındaki girişimcilerin evine kadar bu eğitimleri ücretsiz olarak sunuyoruz. Yani ben yapmak istiyorum diyen herkese bunun yolunu gösteriyor ve kazanç elde etmeleri için önündeki tüm engelleri kaldırıyoruz. Sonrası onların bunu gerçekten istemelerine ve yapmak üzere karar vermelerine ve bu konuda odaklanarak öğrendiklerini uygulamalarına bağlı. Bu eğitimlerden biri olan tanıtım toplantısı haftalık olarak yapılır. Temel eğitim semineri belli aralıklarla kazanç detaylarını anlatmak üzere yapılır. Belli konularda dışarıdan eğitimcilerin katıldığı detay eğitimler yapılıyor ve bunların hepsi canlı olarak internetten yayınlanıyor. Bu eğitimlere ait ses kayıtları, görüntülü kayıtlar, basılı dokümanlar da temin edilerek gerektiğinde bunları tekrar gözden geçirmeniz ve kendinizi geliştirmeniz için her türlü altyapı sunuluyor. Bunların yanında ayda bir büyük otellerde günübirlik ve tüm misafirlere açık olarak gerçekleştirilen İş Geliştirme Seminerleri, 3­4 ayda bir 5 yıldızlı otellerde Girişimcilerimize özel yapılan ve 2 gece 3 gün süren Girişimci Akademisi ve yine 5 yıldızlı otellerde %16 ve üstü girişimcilere özel gerçekleştirilen, çok özel eğitimcilerin ileri seviye eğitimler verdiği Liderlik Akademisi, %22 seviyesindeki girişimcilere özel, özel eğitimlerin verildiği Kariyer Akademisi gerçekleştirilir. Ve son olarak yılda bir defa gerçekleştirilen, vizyonumuzu ve bu vizyonun heyecanını sonuna kadar tüm girişimcilerle birlikte yaşayacağımız, çok özel gösteri ve programların olduğu yıllık olarak düzenlenen İncir Zirve ile bu büyük heyecan zirveye ulaşır.

Buraya kadar anlattıklarımızı özetlersek. İncir ile her türlü altyapısı hazır 100.000’den fazla ürünün satıldığı kendinize ait bir eTicaret mağazasına sahip olabilir, kendi ihtiyaçlarınızı, ailenizin ve yakınlarınızın ihtiyaçlarını dışarıdan almak yerine, bir alışveriş merkezinden daha fazla ürün çeşidi olan kendi mağazanızdan karşılayabilir ve böylece zaten yapacağınız alışverişlerden tasarruf elde edebilirsiniz. Dilerseniz mağazanızın tanıtımını yaparsınız ve insanların zaten yapacakları alışverişleri, mağazanızdan daha ekonomik fiyatlara yapmasını sağlayabilir ve bundan kazanç elde edebilirsiniz. Sizin için 300­500 lira lık bir ek gelir olur. İsterseniz ben sadece bunları yaparım yani kendi alışverişlerimi ve yakınlarımın alışverişlerini yaparım bununla birlikte tanıtım yapar ek gelir elde ederim diyebilirsiniz. Bu sizin tercihiniz ama bizim tavsiyemiz mesainizin tamamını kendi mağazanızdan ciro yapmak için harcamak yerine, zamanınızın birazını bunu arkadaşlarınıza nasıl yapabileceklerini göstererek bir eTicaret ağı kurmanızdır. Bunu yaparsanız sizin mesainize bağlı olmaksızın devam eden ve eTicaret ağınız büyüdükçe giderek artan bir pasif gelire sahip olursunuz ve böylece finansal özgürlüğe ulaşabilirsiniz.

Buraya kadar anlattıklarımız zaten var olan ve gerçekleşen durumlar. Yani buraya kadarı bile bir girişimci için hayalken incir ile gerçeğe dönüşmüş durumda. Ama büyük resme bakınca, ortaya çok daha büyük bir potansiyel çok daha büyük bir vizyon çıkıyor. Düşünün bugün yüzlerce olan mağaza sayımızın 10.000’lere ulaştığı günleri ve insertlerimizin 1.000.000’larca basıldığını ve Türkiye’nin en ücra köşesine, insanların evine kadar girdiğini hayal edin. Bir üründen bugün 1.000 mağaza 1 er tane satınca 1.000 adet alırken, 10.000’lerce mağaza ulaştığımızda, tedarikçilere aynı ürün için 10.000’lerce taleple gideceğiz, bu da daha uygun alım, daha karlı satış anlamına gelecek. Daha fazla kargo göndermek her mağaza için daha uygun kargo ücretleri anlamına gelecek, daha fazla ciro demek her girişimci için daha düşük banka komisyon oranları anlamına gelecek. Sadece bizim insertümüzde yer almak için, tedarikçiler, üreticiler, firmalar, markalar büyük avantajlar, fırsatlar sunacaklar. Değil Türkiye’de dünyada eşi benzeri olmayan ve bugüne kadar denenmemiş bir işi yapıyor, tamamen yeni bir eTicaret modeli, tamamen yeni bir ağ pazarlama modeli geliştiriyoruz. Bugüne kadar farklı modeller denendi ve her bir model dünya genelinde milyarlarca dolar değere ulaştı ki bunların hepsi sadece internetten alışveriş yapanları hedefleyen modellere dayanıyordu. Bugün biz ev hanımından öğrenciye kadar herkese eTicaret girişimcisi olma imkanı sunuyor ve onların etrafında internetten yapılma ihtimali bile olmayan alışverişleri internete çekiyoruz. İşte bu büyük alt yapı kurulurken daha işin başında burada yer alarak gelecekteki binlerce mağazaya öncülük edecek lider girişimciler arıyoruz. Unutulmamalıdır ki her zaman bir projenin bir işin başında büyük fırsatlar vardır. Her işte her projede altyapı daha yeni kurulurken ve henüz her şey mükemmel oturmamışken büyük fırsat vardır. Bu da doğru zamanda doğru yerde olmakla ve vizyon sahibi biri olarak kimsenin göremediği bir fırsatı görmekle olur. Umarım sizde buradaki büyük vizyonu görür kendiniz ve sevdikleriniz için kaçınılmaz olan internet tabanlı yeni ekonomide daha bugünden yerinizi alır ve yakın zamanda gerçekleşecek buradaki büyük potansiyelden en büyük payı alanlardan biri olursunuz.