hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...teydeb kapsamında gerçekleştirilen...

60
KİREÇ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ YAYIN ORGANIDIR • EYLÜL 2016 • YIL: 2 • SAYI: 3 Ülkemizin Hizmetindeyiz Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı

Upload: others

Post on 29-Sep-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

KİREÇ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ YAYIN ORGANIDIR • EYLÜL 2016 • YIL: 2 • SAYI: 3

Ülkemizin Hizmetindeyiz

Hep beraber demokrasiyesahip çıkma zamanı

7 Ağustos’ta yapılan “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”

Page 2: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Okuyamıyor!

Gerçekleştirdiğimiz bu çalışmalar için sizin de desteğinize ihtiyacımız var.

Gelin, ayda 40 TL ile Eğitici Ailemiz olun,çocuklarımız sosyal ve sağlıklı büyüsün...

0212 282 89 16 / tocev.org.tr

Çelik

Çelik üretimiBu proses sırasında kireç çeliğin içerisin-deki istenmeyen elemetleri uzaklaştırmak için kullanılır.

Yüksek fırın cürufuÇimento üretiminde, yol yapımında ba-zende tarım topraklarında içeriklerindeki kireç nedeni ile gübre olarak kullanılır.

Demir cevherinden pik demireÇelik üretiminde ilk adım pik demirin ya da demir cevherinin yüksek fırında eritil-mesidir. Kireç bu işlemde düşük viskoziteli cüruf elde etmek ve safsızlıkların (silis, alüminyum, kükürt…) ortamdan uzaklaştı-rılması için gerekli bir malzemedir.

Çelik kullanımıOtomotiv sektörünün asli maddesi olan çelik, ev gereçlerinin yapımında ve inşaat sektöründe de çok miktarda kullanılmaktadır.

Çelik geri kazanımı

Hurda geri kazanımıElektrik ark ocakları çelik üretiminde modern bir metottur. Bize çelik üretiminde hurdanın %100 kullanılmasını sağlar. Bu sayede enerji ve hammadde tasarrufu sağlarız. Kireç bu süreçte safsızlıkları gidermek ve düşük vizsko-ziteli cüruf elde etmek için kullanılır.

Çelik ve kömür çıkarma

KiRECiN KULLANIM ALANLARI

Page 3: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

EDİTÖRDEN

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 1

Sizlerin de katkıları ile daha güzel bir sayıda buluştuk

Kireç Dünyası’nın 2’nci sayısında yaşadığımız gecikmeyi 3’üncü sayıda kapatmaya çalıştık ve tam zamanında sizlerin de katkısıyla güzel bir dergi çıkardık. Bu sürede ülkemizde terör yükseldi. Her türlü terörü lanetle kınıyoruz ve hemen son bulmasını diliyoruz. 15 Temmuz gecesinde ise çok ciddi darbe girişimi yaşadık. Sonuçta demokrasinin kazanması hepimizi memnun etti ama 240 kişinin üzerinde can kaybının yaşanması büyük üzüntüye neden oldu. Bu konuda derneğimizin görüşlerini Başkanımız Halim Tekkeşin dergide net bir şekilde ifade ediyor. Biz de şehitlere Allahtan rahmet gazilere acil şifalar diliyoruz. Kapakta belirttiğimiz gibi, “Ülkemizin Hizmetindeyiz”.

Bu sayıda KİSAD faaliyetleri başlığında, iki üniversitede düzenlenen eğitimler ile çevre mevzuatı ve iklim değişikliği süreçlerine uyum için yapılan çalışmalar öne çıkıyor. Paris Anlaşması kapsamında ulusal niyet beyanının neleri içerdiğinin konuşulduğu “Paris’ten Antalya’ya Uluslararası Yeni İklim Değişikliği Rejimi Paneli” sırasında Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı geniş açıklamalarda bulundu.

Üyelerden gelen haberleri ilk defa bu sayıda “Üyelerimizden” başlığı ile yayınlamaya başladık. Umarız gelecek sayılarda daha çok üye haberi yayınlayabiliriz. Sizler de haberlerinizin, faaliyetlerinizin dergimizde yer almasını istiyorsanız, konuyla ilgili yazılı bir metni, fotoğraflarla birlikte bizimle paylaşmanız gerekiyor. Nuh Yapı Ürünleri’ndeki meslektaşlarımızın yapmış olduğu TÜBİTAK Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma olarak görülebilir.

2015 yılında sektörün durumunu görebileceğiniz değerlendirmeleri ve sektörün başlıca sorunlarını bulacağınız bu sayımızda ayrıca “Üye Tanıtımı” bölümü kapsamında en uzaktaki üyemiz Nimsan’ı sayfalarımıza taşıdık. Üretim bakımından en büyük üyemiz olan Kimtaş’ın Genel Müdürü Arif Öncü ile yaptığımız “Sanayicinin Sesi” röportajımız da sayfalarımızda yerini aldı. Bu sayıda ayrıca, sektörümüzün duayenlerinden Mithat Öztüre’nin röportajını, hepinizin zevkle okunacağını düşünüyoruz.

“Fabrika Tanıtımı” bölümümüzde sektörümüze tedarikçilik yapan Halil Yılmaz Makina’yı tanıtmak istedik. Bu röportajımızda, ülkemizde birçok kireç fabrikasını anahtar teslim olarak yapan Osman Yılmaz’ın neler yaptığını, neler planladığını ve dışardan bir göz olarak kireç sektörü hakkındaki düşüncelerini okuyabilirsiniz.

“Damak Tadı” bölümünde yer alan patlıcan reçeli ile bu konunun sonuna gelmiş gibi görünüyoruz. Yeni bir tarif için yardım edecek bir okurumuz çıkarsa gelecek sayıda kireçle yapılan bir tatlı ya da bir yiyecek tarifi yayınlayabileceğiz. O nedenle bu bölüm için önerilerinizi bekliyoruz. Hakan Tolungüç’ün yazdığı “Sürekli Ölçüm” sistemleri ile ilgili makaleyi bütün üyelerimize okumasını tavsiye ediyoruz. Gazeteci Yazar Rüştü Bozkurt’un geleceği anlamaya yönelik zihin açıcı makalesini de mutlaka okumanızı öneriyoruz.

Emeği geçen herkese teşekkürler…

Celal Coşkun GönültaşKİSAD Genel Sekreteri

Page 4: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Sanayicileri Derneği (KİSAD) adına

İmtiyaz SahibiHalim Tekkeşin

Yazı İşleri Müdürü/Sorumlu MüdürCelal Coşkun Gönültaş

Yayın KuruluUfuk GürmanBaşak GoloğluErhan ArıözCelal Coşkun Gönültaş

Yayın Türü/Aralığıİktisadi, Yaygın Süreli / Dört Ayda Bir

Yönetim YeriAydıntepe Mah. Beydağı Cad. Evora İst B Parsel B5-52 Tuzla / İstanbul Tel: 0262 511 51 82

www.kirec.org/[email protected]

Yayına Hazırlık

Genel YönetmenGürhan Demirbaş

Genel Yönetmen YardımcısıEser Soygüder Yıldız

Görsel YönetmenHakan Kahveci

EditörSeher Karataş

Grafik & Sayfa TasarımEmre Karakoç

Fotoğraf EditörüEren Aktaş

Kurumsal Satış YöneticisiÖzlem AdaşTel: 0212 440 27 65

İletişimTel: 0212 440 27 63 - 0212 440 29 [email protected]

BaskıGezegen Basım San. Ve Tic. Ltd. Şti.100. Yıl Mh. Matbaacılar Sit. 2. Cd. No.202/A Bağcılar-İST.Tel: 0212 325 71 25

NOT: Reklamlar, reklam veren şirketin sorumluluğundadır. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflar KİSAD’ın izni alınarak, kaynak belirtilerek, tam veya özet alıntı yapılarak kullanılabilir.

Kireç Dünyası Dergisi, Kireç Sanayicileri Derneği KİSAD’ın ücretsiz, süreli yayınıdır.

01 Editörden

04 Başkandan

05 Haber •KİSAD, Yapı Malzemeleri Seminerleri’ne katıldı •Paris’ten Antalya’ya Uluslararası Yeni İklim Değişikliği Rejimi Paneli

10 Üyelerden •Kimtaş Kireç hammadde sahalarını rehabilite etti •Nuh Yapı Ürünleri’nden alüminyum pasta üretme projesi

12 Sektör Analizi •Türkiye kireç sektörünün cirosu yaklaşık 400 milyon TL

18 Makale •Geleceği güven altına almak için ne yapıyorum?

20 Söyleşi •“Alırken kazanırsın satarken değil”

26 Tarihte Kireç •UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Divriği Ulu Camii

30 Sanayinin Sesi •“Sektörün önemli sorunlarından biri haksız rekabet”

34 Yeni Kanun ve Yasalar •Yeni İş Kanunu ve Torba Yasa hangi yenilikleri getiriyor?

36 Üye Tanıtımı •Nimsan ürün çeşitliliği ile fark yaratıyor

40 Çevre •SEÖS’nin tüm verileri, online sisteme aktarılıyor

42 Fabrika Tanıtımı •Sektörde anahtar teslim fabrika yapan tek firma Halil Yılmaz Makina

46 Gezi •Yunan Adaları sonbaharda da bir başka güzel

50 Sağlık •Gizli şekerinizi düzenli egzersiz ve diyetle yenebilirsiniz

52 Damak Tadı •Kireç kaymağında patlıcan reçeli

54 Kültür-Sanat

56 Üyelerimiz

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 20162

İÇİNDEKİLER

Page 5: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

12

42

30

2040

36

26

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 3

İÇİNDEKİLER

Page 6: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 20164

BAŞKANDAN

Cumhuriyetimizin önemini bir kez daha anladık

15 Temmuz gecesi gerçekleşen başarısız darbe girişimi

sonuçları itibari ile hepimize Cumhuriyetimizin bizler için ne kadar

önemli bir kavram olduğunu göstermiştir.

O gece demokrasiye ve millet iradesine karşı, gerek

ordu gerekse devlet içinde yuvalanmış cuntacı bir grubun

gerçekleştirmeye çalıştığı darbe girişimi, başta halkımız ve

Cumhurbaşkanımız, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının

ortak sağduyusu ile bertaraf edilmiştir. TBMM’ye ve millet

iradesine karşı gerçekleştirilen darbe girişiminin bertaraf

edilmesinde emeği geçenleri kutluyoruz.

Bu olaylarda hayatını kaybeden demokrasi şehitlerimize

Allah’tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz.

Demokrasi ve halkın iradesine inanıyoruz

Bu sürecin, toplumun farklı kesimleri arasında yakalanan

uzlaşı, siyasi partilerimiz için demokrasi, insan hakları, hukukun

üstünlüğü, yeni anayasa ve iç barışın tesis edilmesi konularında

çok önemli bir fırsata dönüştüğünü sevinerek görmekteyiz. Ortaya

çıkan zemin sayesinde başarısız darbenin olumsuz etkilerinin

kolayca giderilebileceğini umut ediyoruz.

Kireç Sanayicileri Derneği olarak, demokrasiye ve halkın

iradesine inanıyoruz. Demokrasimize herhangi bir müdahaleyi

kabul etmiyor ve yapılan her türlü müdahaleyi şiddetle ve nefretle

kınıyoruz.

Bu girişimlere karşı olmayı vatandaşlık görevimiz olarak

görüyoruz.

Ülkemizin geleceğine zarar verecek her türlü demokrasi dışı

girişimlerin karşısında olmaya da devam edeceğiz.

Saygılarımla...

Halim TekkeşinKİSAD Yönetim Kurulu Başkanı

Page 7: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

HABER

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 5

Yapı Ürünleri Federasyonu’nun (YÜF) okullarla birlikte düzen-lediği eğitim faaliyetleri kap-

samında gerçekleşen iki seminere KİSAD Genel Sekreteri C. Coşkun Gönültaş konuşmacı olarak katılıp su-num yaptı. 22 Şubat’ta Namık Kemal Üniversitesi’nde, 5 Mayıs’ta Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde yapılan ve inşaat mühendisliği öğrencilerinin büyük bir ilgi ile izlediği seminerler-de, kirecin ne olduğu, nasıl üretildiği, inşaat sektöründeki yeri ve zemin stabilizasyonunda kireç kullanımı ko-nularında bilgi veren Gönültaş, “Kire-cin kullanım alanları sayılamayacak kadar çoktur. Kireç direkt veya dolaylı olarak hemen hemen her endüstri ürününde katkısı olan bir hammadde-dir. Kireç, inşaat-inşaat malzemeleri (harç, gaz beton), inşaat-zemin stabili-zasyonu, demir çelik sanayi (curuf ya-pıcı, kükürt giderici), demir dışı metal sanayi (curuf yapıcı, pH düzenleme), tarım-toprak ıslahı, çevre-su arıtma, çevre-baca gazı arıtma, çevre-atık sta-bilizasyon, kimya-kağıt sanayi (cam,

soda, plastik, deri, PCC), gıda ve ilaç (şeker, kalsiyum fosfat, ilaç ve gıda katkı) sektörlerinde kullanılıyor” diye konuştu.

“Kireç antik çağlardan beri kullanılıyor”

Kireç fırınlarıyla ilgili de bilgi veren Gönültaş, “Kireç ülkemizde pirimitif çalı ve yamaç ocaklarından başlayıp modern bilgisayar kontrollü fırınlara kadar uzanan bir teknoloji çeşitliliğin-de üretiliyor. Bu fırınlarda, yakıt olarak odun, kömür, petro-kok, doğalgaz, fuel oil ve artık yanıcı maddeler kulla-nılıyor” dedi. Yapı malzemeleri olarak kirecin; sıva ve harçlar, restorasyon işleri, briket ve gazbeton, zemin sta-bilizasyonu ve kütle stabilizasyonun-da kullanıldığını anlatan Gönültaş, şunları söyledi: “Antik çağlardan beri bilinen ve çok yönlü bir kullanımı olan kireç, insanoğlunun en eski ve en can alıcı kimyasallarından biri. Eski Mısır piramitlerinin yapımından, Yunan ve Roma imparatorluğu döneminde ya-pılan yapı ve yolların inşasına kadar

birçok alanda kireç kullanıldığı bili-niyor. Kireç ve kirecin yapı harcında kullanımı üzerine yazılmış en eski metin olarak, Marcus Pollio isminde bir Romalı mühendisin, İmparator Augustus döneminde (MÖ 27-MS 14) yazdığı ‘De Architectura’ isimli kitabı öne çıkıyor. Kireç, insanlık tari-hinde inşaat malzemesi olarak uzun zamandır bilinmesine karşın, endüst-rideki kullanımının çeşitliliği ve önemi çoğu kişi tarafından halen bilinmiyor. Oysa kirecin üretimi ve kullanım alan-ları zamanla genişledi ve modern en-düstrinin de temel yapı taşlarından biri oldu. 20’nci yüzyılın başında hızla gelişen kimya ve demir çelik endüst-risiyle birlikte çok büyük miktarlarda kireç kullanılmaya başlandı. Kirecin endüstri, tarım ve çevre sektörlerinde gittikçe artan kullanımı; kireç üretim yerlerinin yaygınlığı, kullanım yerle-rine yakınlığı, üretim teknolojisinin geliştirilmesi ve bu sayede fiyatının aynı işi yapabilecek diğer kimyasalla-ra oranla oldukça ucuz olmasının bir sonucu olarak gerçekleşti.”

Yapı Ürünleri Federasyonu’nun (YÜF) Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi ile birlikte

düzenlediği Yapı Malzemeleri Seminerleri’ne Kireç Sanayicileri Derneği de katıldı.

KİSAD, Yapı Malzemeleri Seminerleri’ne katıldı

Page 8: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 20166 7

HABER HABER

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafın-dan düzenlene Karbon Piyasaları-na Hazırlık Ortaklığı (PMR) Türkiye

Programı kapsamında, Türkiye’de sera gazı emisyonunun azaltılmasına kat-kı sağlamaya yönelik piyasa temelli me-kanizmalar hakkında kapasite geliştirme faaliyetleri ile bu mekanizmaların ülkemize uygunluğunu araştırmak amacıyla çalış-malar yapıldı. Bu çalışmalar kapsamında gerçekleştirilen üç çalıştay toplantısına ve Paris’ten Antalya’ya Yeni İklim Değişikliği Paneli’ne Kireç Sanayicileri Derneği (Kİ-SAD) Başkan Yardımcısı Süleyman Alka-ya, Genel sekreter C. Coşkun Gönültaş ve Nuh Yapı Ürünleri’nden Ali Arsal derneği temsilen katıldı.

Çalışmalar kapsamında haziran ayında yapılan son çalıştayı “Türkiye’de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçe-neklerinin Değerlendirilmesi” konusuyla gerçekleştirildi.

Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı (PMR) Türkiye Programı kapsamında, Türkiye’de sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik çalışmalar dahilinde

üç çalıştay ve bir panel yapıldı. Bu çerçevede KİSAD, Türkiye için piyasa temelli emisyon azaltımı politika seçeneklerinin değerlendirilmesi çalışmalarına ve

Paris’ten Antalya’ya Yeni İklim Değişikliği Paneli’ne katıldı.

Türkiye’de sera gazı emisyonunun azaltılmasına yönelik çalışmalar sürüyor

Bu çalıştayda ve “Yeni İklim Değişikliği Rejimi: Paris’ten Antal-ya’ya” panelinde konuşulan baş-

lıklar, önümüzdeki dönem tüm yatırımlarımızı ve hedeflerimizi etki-leyecek gibi görünüyor.

Page 9: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 20166 7

HABER HABER

Paris’te gerçekleştirilen 21.Ta-raflar Konferansı sonucunda, Birleşmiş Milletler (BM) İklim

Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Ta-rafları, iklim değişikliğiyle mücadele-ye ve sürdürülebilir düşük karbonlu bir gelecek için gereken eylem ve yatırımların hızlandırılması ve artırıl-masına yönelik tarihi bir anlaşmaya varmıştı. Paris Anlaşması’nın amacı; küresel ortalama sıcaklık artışını için-de bulunduğumuz yüzyılda sanayi-leşme öncesi seviyeye göre 2°C’nin altında tutarak iklim değişikliği teh-didine yönelik küresel mücadeleyi güçlendirmek ve mümkün olduğu ölçüde sıcaklık artışını 1.5°C ile sı-nırlandırmak için çaba göstermekti. Bunun yanı sıra, Paris Anlaşması, ülkelerin iklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle başa çıkabilme yetkinlikle-rini güçlendirmeyi de amaçlıyor.

Paris Anlaşması’nı imzalayan ül-kelerden biri olan Türkiye, iklim de-ğişikliğiyle mücadeleye ve bu konu ile ilgili bilgi ve deneyim paylaşımına büyük önem veriyor. Bu çerçevede ülkemiz, 2020 yılında yapılacak BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26.Taraflar Konferansı’na Antalya’da ev sahipliği yapmak için adaylığını BM İklim Değişikliği Sekretaryası’na bildirmiştir.

Paris’teki kararlar Ankara’da tartışıldı

Tüm bu bilgiler ışığında, Paris Anlaşması ile birlikte Paris Anlaşma-

sı’nın etkin bir şekilde uygulanması için gerekli eylemleri tartışmak üzere, 11 Mayıs 2016 tarihinde Ankara’da JW Marriott Oteli’nde “Yeni İklim De-ğişikliği Rejimi: Paris’ten Antalya’ya” başlıklı üst düzey uluslararası bir pa-nel gerçekleştirildi.

Söz konusu panel; Alman Ulus-lararası İklim Girişimi kapsamında, Almanya Federal Çevre, Doğa Koru-ma, İnşaat ve Nükleer Güvenlik Ba-kanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın işbirliğiyle yürütülen ve Alman Uluslararası İş-birliği Kurumu (GİZ) tarafından uygu-lanmakta olan Türkiye’de Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi, Raporlan-ması ve Doğrulanması Konusunda Kapasite Geliştirme Projesi çerçeve-sinde düzenlendi.

Paris Anlaşması’nın etkin bir şekilde uygulanması için gerekli eylemlerin konuşulduğu, yeni iklim değişikliği rejimi ve buna bağlı mese-lelere yönelik muhtemel işbirliği im-kânlarının ele alındığı panelde, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, panelin üst düzey katılımlı otu-rumunda konuştu. Konuşmasında, Türkiye’de Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi, Raporlanması ve Doğru-lanması Konusunda Kapasite Geliş-tirme Projesi’nin önemine değinen Sarı, iklim değişiminin her yeri etkile-yen bir sorun olduğunu, bu konuda acil önlem, farkındalığın artması ile işbirliğine ihtiyaç duyulduğunu ve küresel ittifakın şart olduğunu söyle-

di. İklim değişikliği sorununun ortaya çıkmasındaki payı çok büyük olma-yan Türkiye’nin, buna karşın sorunun çözümü için elinden geleni yapmaya kararlı olduğunu, bu konuda hırslı hedefler koyduğunu ifade eden Sarı, Türkiye’nin Paris Anlaşması kapsa-mında ulusal niyet beyanında, gü-neş, rüzgar enerjilerinin kullanımıyla ilgili hedefler belirlediğini aktardı.

“İklim değişikliğiyle mücadelede ulaştırma önemli”

İklim değişikliğiyle mücadelede, ulaştırma konusunun da önemli ol-duğunu, yük ve yolcu taşımacılığın-da karayollarının payının azaltılarak demiryolları ve deniz yollarının payla-rının arttırılacağını dile getirerek, Mar-maray, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Osmangazi Köprüsü gibi proje-lere değinen Bakan Sarı, “2020 yılı, Paris Anlaşması için çok kritik bir yıl. Bu kritik yılda, BM İklim Değişikliği Sekreteryası’nın 26. Taraflar Konfe-ransı’na Antalya’da ev sahipliği yap-mak istediğimizi ifade ettik” dedi.

Panelde ayrıca, Birleşmiş Mil-letler Mukim Koordinatörü, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı, Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu (GİZ) Ülke Direktörü, Birleşmiş Mil-letler İklim Değişikliği 21. Taraflar Konferansı Dönem Başkanlığını tem-silen Fransa Büyükelçiliği Ekonomi Hizmetleri Başkanı ve Almanya’nın Ankara Büyükelçisi konuşmacı ola-rak katıldı.

Paris’ten Antalya’ya Uluslararası

Yeni İklim Değişikliği

Rejimi Paneli

Page 10: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 20168 9

HABER HABER

Türkiye’nin sera gazı emisyonla-rı, sanayi devriminden bu yana küresel emisyonların yüzde

0.7’sine tekabül ediyor. Buna karşın, hızlı nüfus artışı (1990’dan bu yana yüzde 30’luk artış) ile sanayileşmede ve kentleşmedeki hızlı artışlar, Türki-ye’nin enerji talebini yılda yüzde 6-7 oranında artırıyor. Toplam emisyon-lardaki artış, 1990’dan bugüne yüzde 110’u aşmış bulunuyor.

Ulusal politikalar ve mevcut sektörel yaklaşımlar

Piyasa Temelli Mekanizmalar (PTM) uygulamaları, Türkiye’nin enerji, sanayi ve kalkınma gibi mev-cut ulusal politikalarıyla etkileşimi ve

uyumlulukları bakımından değerlen-dirilecek. Herhangi bir PTM ya da PTM birleşimlerinin, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kapsamına giren sek-törler için Ulusal Sanayi Stratejisi veya Ulusal İzleme, Raporlama ve Doğru-lama (İRD) Mevzuatı dahil Türkiye’nin emisyon azaltımı hususundaki sek-törel yaklaşımlarının bütünleyici nite-likte olması gerekecek. Aşağıda bu Piyasa Temelli Uygulamalara ilişkin açıklamaları bulunuyor:

Piyasa Temelli Mekanizmalar (PTM)

1-Karbon VergisiKarbon vergisi, kirleticinin ürettiği

karbondioksit emisyonu miktarına uy-gulanan, açık bir karbon fiyatlandırma biçimidir. Vergi, sıklıkla CO2 eşdeğeri-nin (tCO2e) ton başına fiyatı olarak ifa-de ediliyor. Emisyon ile yakın ilişkili bir başka değişken olan, kirleticinin tüket-tiği fosil yakıtın enerji birimi başına ver-gi (enerji vergisi) uygulanması da müm-kündür. Karbon vergisi kirleticileri, yakıt değişikliği, enerji verimliliği iyileştirme-leri, daha düşük karbon yoğunluklu ürünlere yönelme (ikame) ya da emis-yon üretici faaliyetlere yönelik talebin azaltılması gibi yollarla emisyonlarını azaltmaya teşvik ediyor. Vergi gelirleri, emisyon azaltım hedeflerini büyültme veya karbon fiyatlandırması etkilerini hafifletme yönünde değerlendirilebilir.

2015’te düzenlenen Paris Taraflar Konferansı (COP) öncesinde Türkiye, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (UNFCCC)

sunduğu ulusal katkı beyanında (NDC), referans senaryoya göre sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar yüzde 21 oranında

azaltmaya niyetli olduğunu belirtti.

Türkiye için Piyasa Temelli Emisyon Azaltımı Politika Seçeneklerinin

Değerlendirilmesi çalışmaları sürüyor

Page 11: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 20168 9

HABER HABER

2-Enerji Verimliliği Ticaret Sistemi

Enerji tasarrufu yükümlülüğü olan kuruluşlar, ya enerji verimliliği ted-birleri alarak ya da sistemdeki diğer katılımcılar tarafından doğrulanmış tasarrufları temsil eden enerji tasarru-fu sertifikalarını teslim ederek uyumlu hale gelebilirler. Yükümlülüğe tabi ku-ruluşların, aşağıda örnekleri verilmiş olan elektrik dağıtıcıları (örneğin, ko-nut sektörüne yönelik tasarruf hedef-lemesi) ya da enerji-yoğun tüketiciler (kendi tüketimlerine yönelik tasarruf hedeflemesi) olduğu noktalarda sis-temde farklılaşmalar ortaya çıkıyor. Bu ticareti kolaylaştırmak için düzen-leyici tarafından bir pazar veya ticaret faaliyeti kurulabilir.

3-Yenilenebilir Enerji Ticareti Sistemi

Bir Yenilenebilir Enerji Ticareti Sistemi kapsamında, uygun yenilene-bilir enerji üreticileri, ürettikleri her bir megavat saat (MWh) elektrik başına bir adet yenilenebilir enerji sertifikası almaya hak kazanıyor. Elektrik teda-rikçileri, her yıl, genellikle tedarik ettik-leri elektriğin belli bir oranına tekabül eden, belli sayıda yenilenebilir enerji sertifikasına sahip olma yükümlülüğü-ne tabi tutuluyor. Yenilenebilir enerji sertifikaları, elektrik üreticileri, tedarik-çileri ve diğer piyasa bileşenleri ara-

sında alınıp satılabiliyor. Yenilenebilir enerji sertifikaları için bir bedel tespit etmek suretiyle, sistem, uygun yenile-nebilir enerji üretimine yönelik finan-sal bir teşvik temin ediyor.

4-Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması

Kapsamlı Kredilendirme Mekaniz-ması, emisyonda, enerji kullanımında ya da enerji yoğunluğunda önceden belirlenmiş bir kıyas veya “referans” seviyesinin altında azaltım kaydeden sektörler veya sektör içi tesisler için kredi yaratıcı ve temin edici bir poli-tika enstrümanıdır. Temiz Kalkınma Mekanizması (CDM) veya gönüllü karbon standartları gibi proje-bazlı mekanizmalardan edinilmiş deneyim ve öngörüleri temel alan kapsamlı kredilendirme mekanizması, kre-dilendirme konseptini artan sayıda emisyon kaynağına uygulaması itiba-riyle daha geniş bir kapsama sahip. Kapsamlı Kredilendirme Mekanizma-sı, emisyon veya enerji kullanımıyla mücadelede büyümesini tamamla-mış Emisyon Ticareti Sistemi’ne es-nek bir alternatif sunarken, büyüme sürecindeki sektörlere daha uygun düşebiliyor. Bir sektör yaklaşımı söz konusu olduğunda, seçilen faaliyet veya tesislerin azaltıcı önlemlere tabi tutulmalarını düşünmek yerine, belli bir sektörün sınırları dâhilindeki fa-

aliyet veya tesislerin tamamını ya da büyük bölümünü kapsayabilmek için (alt) sektör çapında parametreler veya kıyas ölçütleri kullanılıyor. Bu se-beple de teşvikler, tesis seviyesinde değil, sektör seviyesinde belirleniyor.

5-Sonuç Odaklı FinansmanSonuç Odaklı Finansman, bir

proje veya programın önceden tanımlanmış sonuçları temelinde finansman sağlayan bir mekaniz-madır. İklim finansmanı bağlamın-da, fiilen tamamlanmış sera gazı azaltımları için ton başına ödeme yoluyla, önceden-tanımlanmış azal-tım sonuçlarını ödüllendiren bir kar-bon fiyatlama aracıdır. Ödemeler gerçekleşme sonrası yapıldığından, emisyon azaltımı yapan kuruluşlar için kararlaştırılmış sonuçları elde et-mek önemli bir itici güç sağlarken, fonlayıcılara da elde edilen azaltım sonuçlarının kesinliği cazip geliyor. RBF, yinelenen ödemeler ve doğ-rulamalar yoluyla etkili ve verimli bir iklim değişikliği azaltımını mümkün kılıyor. Buna karşın, uygulayıcı kuru-luşlar, sonuç odaklı düzenlemeler-de daha yüksek proje riskleri altına girdiklerinden, azaltım faaliyetlerinin önceden finansmanında, kimi za-man paralel finans mekanizmaların-ca temin edilen, finansal kaynaklara erişim ihtiyacı duyuyor.

Page 12: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

ÜYELERDEN » KİMTAŞ

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201610

Hammadde sahalarının işletilme-sinin ardından yasal olarak bu sahaların doğaya tekrar kazandı-

rılması için bazı işlemlerin yapılması ge-rekiyor. Bu işlemlere genel olarak verilen isim rehabilitasyondur. Bu duruma bağlı olarak orman izni başvuruları esnasında “Rehabilitasyon Projeleri” hazırlanıp ilgili

kamu kurumlarına veriliyor. Kimtaş Kireç A.Ş. de yasal so-

rumluluklarını yerine getirmek ve aynı zamanda çevreye duyarlı çalış-malar yapma geleneğini sürdürmek amacıyla geçtiğimiz iki yılda bazı re-habilitasyon projeleri gerçekleştirdi.

Bu işlemler gerçekleşirken,

genel saha güvenliği, sahanın pro-jede belirtilen taban kotuna kadar üretimin gerçekleştirilmesi, güvenli ve yasal basamak parametreleri, basamakların ağaç dikimine uygun hale getirilmesi-malzeme dolgusu, ağaçlandırma faktörleri göz önün-de tutuldu.

Kimtaş Kireç A.Ş. çevreye duyarlı çalışmalar yapmak

ve yasal sorumluluklarını yerine getirmek amacıyla

geçtiğimiz iki yılda bazı rehabilitasyon projelerini

hayata geçirdi.

Kimtaş Kireçhammadde

sahalarını rehabilite etti

Page 13: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 11

hammadde maliyetlerinin düşürül-mesi, gaz beton üretimine yönelik proses, ürün kalitesi vb. konularda gelişmelerin daha hızlı ve kolay yürütülebilmesi, ihracat potansi-yeline sahip bir ürün geliştirilmesi durumunda firmamız için yeni bir pazara (alüminyum pasta) girilmesi konuları başta olmak üzere, sağla-yacağı teknik ve ekonomik avan-tajlar dolayısıyla alüminyum pasta üretiminin firmamız bünyesinde gerçekleştirilmesi hedefleniyor.”

İç pazarın alüminyum pasta ihtiyacı karşılanacak

Proje sayesinde alüminyum pasta üretim kabiliyetinin Nuh Yapı Ürünleri aracılığı ile ülkemize ka-zandırılmasının hedeflendiğini dile getiren Koşlu, proje çalışmalarının başarı ile tamamlanmasından son-ra uzun vadede hem kendilerinin hem de yerli pazarın alüminyum pasta ihtiyacını karşılamayı ve ihra-cat kalemi oluşturmayı hedefledik-lerini söyledi.

beton sektöründe ana hammadde kalemlerinden tek ithal edilen ürü-nün alüminyum pasta, alüminyum toz malzemeleri olduğunu söyle-yen Nuh Yapı Ürünleri A.Ş. Kalite Çevre ve Yönetim Sistemleri Mü-dürü Halime Koşlu, “Bu doğrultu-da ülkemizde yıllık 10 milyon USD civarında döviz kaybı yaşanıyor ve yerli gaz beton teknolojilerinin ge-lişmesi dışa bağımlı hale getiriliyor” diye konuştu. İthalata bağımlılığın ortadan kaldı-rılması, ürün maliyetinde tasarruf sağlanması sonucu elde edilen bilgi birikimiyle yüksek kapasiteli üretim sistemi tasarımları ve alter-natif solvent tipleri ve daha nitelikli alüminyum pasta formülasyonları konularında çalışma kabiliyeti ka-zanarak, firma talepleri ile birlikte yerli pazar ve yurtdışı pazar talep-lerini de karşılayabilmek amacıyla bu projeyi başlattıklarını açıklayan Koşlu, proje ile ilgili şu bilgileri verdi: “Gaz beton sektörümüzün dışa bağımlılığının önlenmesi,

Nuh Yapı Ürünleri A.Ş. 1998 yılın-dan itibaren faaliyet gösterdiği gaz beton üretiminde sayılı ve

öncü firmalar arasında yer alıyor. Küre-sel ölçekte gelişmelere ve rekabet ko-şullarına bağlı gaz beton üretim prosesi ve ürün kalitesinin artırılması, maliyet dü-şürme konularına yönelik alternatif çalış-malar gerçekleştiren Nuh Yapı Ürünleri, bu kapsamda TÜBİTAK Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı kampında bir TEYDEP Projesi başlattı. Ülkemiz gaz

Nuh Yapı Ürünleri A.Ş. TÜ-BİTAK Sanayi Ar-Ge Proje-leri Destekleme Programı

TEYDEP kapsamında, endüstriyel ölçekli alümin-yum pasta imalatına yöne-

lik bir proje başlattı.

Nuh Yapı Ürünleri’nden

alüminyum pasta üretme

projesi

ÜYELERDEN » NUH YAPI ÜRÜNLERİ

Halime Koşlu

Page 14: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201612

Türkiye kireç sektörünün cirosu yaklaşık 400 milyon TL Sanayi kuruluşları, sanayileşmeye çalışan orta ölçekli işletmeler ve 150 yıl öncesinden kalma yöntemlerle üretim yapan kuruluşlardan

oluşan kireç sektörü, yaklaşık 400 milyon TL büyüklüğünde bir ciroya sahip. 2015 yılında yüzde 2,65 düşüşle yüzde 78 oranında kapasite kullanımı gerçekleşen sektörün satın aldığı hizmetleri

temin edenlerle birlikte 6 bin kişi civarında bir istihdam yarattığı düşünülebilir. Sektörün en büyük sorunu kalifiye çalışan.

SEKTÖR ANALİZİ

Page 15: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 13

1. GİRİŞ:Sektörün Tanımı ve Sınırlanması:Kireç taşının (CaCO3 – CaMg(CO3)2) 800 °C üzerin-

de kalsinasyonu sonucu elde edilen ve olduğu gibi kulla-nılabilen ya da su ile işleme tabi tutularak piyasaya sürü-lebilen çok çeşitli amaçla kullanılan kimyasal olarak bazik reaksiyon veren ürünlerin tamamı kireç genel adı içinde tanımlanıyor. Temel kullanım alanları, demir-çelik, demir dışı metal, kimya (şeker, soda...), inşaat, çevre (baca gazı arıtma, su arıtma, çamur arıtma), kili zeminlerin stabilizas-yonu olarak sayılabilir.

Kireç, Birleşmiş Milletler’in sektörel tasnifi olan ISIC Rev.3’e (İnternational Standard Industrial Clas-sification, Third Revision) göre yapılan tasnifte aşağı-daki gibi tarif edilmiş.

Kireç taşı 1410Kireç üretimi 2694

Kireç GTİP’e (Gümrük Tarife İstatistik ve Pozis-yon Numarası) göre aşağıdaki gibi tarif edilmiş.

Kireç taşı 2521Sönmemiş kireç 2522.10Sönmüş kireç 2522.2Su altında sertleşen kireç 2522.30

2. MEVCUT DURUM VE SORUNLAR:2.1. Mevcut DurumSanayi kuruluşları, sanayileşmeye çalışan orta ölçekli

işletmeler ve 150 yıl öncesinden kalma yöntemlerle üretim yapan kuruluşlardan oluşan bir bileşime sahip olan kireç sektörü, yaklaşık 400 milyon TL büyüklüğünde bir ciroya sahip. Kendi ihtiyacı için üreten kuruluşları çıkardığımızda 250 milyon TL’lık bir büyüklük söz konusu. Sektörü pazar için üretim yapanlar ve kendi ihtiyacı için üretim yapanlar şeklinde ikiye ayırabiliriz. Soda, demir-çelik ve şeker sanayi-sinde genellikle üretim süreçlerinde ara ürün olarak kullan-mak üzere kendi ihtiyaçlarına yakın miktarda kireç, kendileri tarafından üretiliyor. Kendileri için üretim yapanların üretim miktarı yaklaşık toplam ülke üretiminin yüzde 40’ı civarında.

Kireç Sektörünün Son 5 Yıllık CAO Üretimi (1000 Ton)

Yıllar 2010 2011 2012 2013 2014 2015

Kireç Üretimi

3.225 3.819 4.621 4.400 4.442 4.325

Sektörün niteliği nedeniyle uzak mesafelere mal yollan-ması pek mümkün olamıyor. Bu nedenle denizyoluyla ya-pılan bazı ihracat uygulamaları dışında ihracat yapılmıyor. Toplam üretimin yüzde 1-1,5’lük bölümü ihraç edilebiliyor. Genel olarak Kıbrıs, İsrail, Mısır, Romanya gibi ülkelere

SEKTÖR ANALİZİ

Page 16: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201614

SEKTÖR ANALİZİ

deniz yolu ile sevkiyat yapılıyor. Önümüzdeki yıllarda bazı Doğu Avrupa ülkeleri ve Kuzey Afrika’da bazı ülkelere ve Ukrayna’ya kayda değer satışların yapılmasına imkân do-ğabilir. Sektörün yüzde 10’luk kısmı geçerli mevzuat dik-katli bir şekilde uygulanırsa üretim yapamaz duruma dü-şecek halde. Bu durum sektörde var olan haksız rekabetin boyutunu çok açık bir şekilde ortaya koyuyor.

Ülkemizde kirecin inşaat sektöründe kullanımı gelenek-sel olarak en temel kullanım alanı olmasına rağmen sürekli düşüyor. Endüstriyel kullanımdaki artış ise yavaş yavaş in-şaat sektöründeki düşüşü karşılamaya başladı. Son yıllarda düzenli olarak yüzde 5 seviyelerinde büyüme gösteren ki-reç sanayisi, çelik sanayindeki dalgalanma nedeniyle 2014 yılında durakladı. 2015 yılında ise yüzde 2,65 oranında bir düşüş gerçekleşti.

2.2. Mevcut Kapasite ve Kullanımı:Sektörde pazar için yapılan üretimin yüzde 85’lik bölü-

münü gerçekleştiren Kireç Sanayicileri Derneği üyelerinin kapasite kullanımı 2015 yılında yaklaşık yüzde 78 oranında gerçekleşti.

2015 KİSAD üyeleri üretimi 1.832.8952015 KİSAD üyeleri kapasitesi 2.350.000 2.3. Üretim:Kireç üretim prosesi, kireçtaşı hazırlama, kalsinasyon,

söndürme ve paketlemeden oluşuyor. Hammadde ocak-larından delme, patlatma yöntemiyle çıkarılan kireçtaşı, kırıcılarda kırılıp, (gerektiğinde yıkanarak) eleniyor. Fırınla-ra beslenecek boyuttakiler (10-200 mm) kalsinasyon için; daha küçük boyuttakiler ise agrega olarak sınıflandırılıyor.

Sönmemiş kireç çeşitli sektörlerin ihtiyacı için piyasaya verildiği gibi, 0-5 mm boyutlarında öğütülüp, söndürme ünitelerinde söndürülmek suretiyle < 0.090 mm partikül büyüklüğünde sönmüş toz kireç olarak kullanımı da yay-gın. Kireç üretiminde ana ünite fırınlardır. Fırın tiplerine, proses koşullarına ve elde edilecek kirecin özelliklerine göre kireçtaşı hazırlanıyor. Kireçtaşının kimyasal yapısı, mukavemeti ve aşınma direnci, ısı karşısında ufalanma özelliği, saflığı, boyutları ve şekli kalsinasyonu doğrudan etkileyen özellikleridir.

Kireçtaşının fırınlarda kalsinasyonu sırasında bozunma kinetiğini belirleyen faktörler aşağıdaki gibidir:

1-Fırının ön ısıtma bölgesine giren kireçtaşı, yükselen yanma gazları ile 800 °C’ye kadar ısınır (bu ısı; taş nemine, yüzey kirliliklerine ve fırın kayıplarına karşı ek enerji ihti-yacını da kapsamaktadır). Bu sıcaklıkta taştan çıkan CO2 basıncı, fırın atmosferinde bulunan CO2’nin kısmi basın-cına eşittir.

2-Sıcaklık yükseldikçe taş yüzeyinin bozunması başlar ve 900 °C’a gelindiğinde yüzeydeki CaO’e dönüşmüş ki-reçtaşı tabakası örneğin 0.5 mm’ye ulaşır (25 mm ebadın-daki bir taşın ağırlıkça yaklaşık % 5’i).

3-Kalsinasyon sıcaklığı olan 900 °C geçildiğinde kısmi basınç 1 atmosferi geçer ve kireçleşen tabakanın kalınlığı artar ve kalsinasyon tamamlanır. CaO oluşumu CO2’nin, taşta çıkmak için izlediği yollarda gözenekler meydana getirerek dışarı çıkmasıyla gerçekleşiyor. Dünyada kireç-taşının yapısına, kalsinasyon ekonomisine, pazar şartla-rına vb. bağlı olarak çok çeşitli tiplerde kireç fırınları ge-

Kireç Fırınları

Yakıtlar Kireç Taşı Üretimi Ton/Gün Taş Boyutu mm Enerji Tüketimi (KKal/Kg) Tüketim KWh/T

Dikey Şaftlı

Fırın

G 40-60 40-150 1000-1200 10-15

G.S 40-120 80-350 1000-1200 10-15

G.S.K 80-600 10-250 950-1100 18-35

G.S.K 100-600 25-200 860-1000 20-40

G 100-300 10-30 860-1000 45-45

G.S 10-150 20-100 Yak 1030 Yak 30

G.S.K 40-225 20-150 950-1070 20-45

Döner FırınlarG.S.K 150-1500 0-60 1550-1800 18-25

G.S.K 150-1500 0-60 1200-1450 20-45

Karışık Fırınlar

K 10-300 30-150 950-1120 5-15

G.S 300-1500 <1 1100-1200 33-38

G.S 30-150 <2 Ca. 1200 Ca. 30G: Gaz yakıt S:Sıvı yakıt K: Katı yakıt

Page 17: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 15

SEKTÖR ANALİZİ

liştirilmiştir. Bunların en modern ve en ekonomik üretim yapanı ise çift şaftlı paralel akışlı kireç fırınlarıdır.

Modern kireç (kalsinasyon) fırınlarını dikey şaftlı, döner fırın ve karışık beslemeli olmak üzere 3 ana gruba ayırabiliriz:Kireçtaşının karakteristiği, elde edilecek kirecin kalitesi, yakıt cinsi ve maliyeti, yerleşim durumu, çevre sağlığı, iş güvenliği, üretim kapasitesi ve yatırım maliyeti, fırın tekno-lojisi seçimini etkileyen ana faktörlerdir. Fırınlarda genel olarak kullanılan yakıtlar fuel-oil, kömür (linyit, kok, petrol koku vs..) ve doğalgaz ve LPG’dir. Arkadaki tabloda gö-rüldüğü gibi, kalsinasyon için gerekli ısı ihtiyacı 860-1800 kkal/kg sönmemiş kireçtir. Bu kadar geniş aralıktaki yakıt tüketim değerleri ve yakıt birim fiyatlarındaki ciddi farklılık-ların üretim maliyetine etkisi, fırın yakma sistemi ve yakıt seçiminin önemini artırıyor.

Ülkemizde modern fırınların yanı sıra çok eski yıllara ait teknolojide, basit fırınlarda da üretim yapılıyor. Bu fırın-larda odun, kömür, bazen denetimsiz olarak lastik ve deri gibi sağlığa aykırı maddeler de yakılıyor. Doğal olarak bu şekilde çalışan fırınların yakıt tüketimleri çok fazla oluyor. Enerji tüketimi ve maliyeti dikkate alındığında sektörün çevreye zarar vermeyecek, standart bir kalitede, düzenli üretim yapabilecek modern fırınlara yönelmesi zorunlu hale geliyor. Yasal düzenlemeler ve sürekli denetimler sayesinde gerçekleştirilebilecek bu modernizasyon, geliş-miş ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de kireç tüketiminin ağırlıklı olarak inşaat sektöründen, endüstriye kayması du-rumunda büyük yarar sağlayacaktır.

Modern fırınlara en iyi örneklerden olan paralel akışlı çift şaftlı fırınlarda; katı, sıvı ve gaz yakıtlar kullanılıyor, iyi bir yanma sağlanabilmesi için yakıt ön hazırlık gerektiri-yor. Özellikle katı yakıtlar (linyit, taş kömürü, petrol koku vs.), hazırlanma ünitelerinde pulverize hale getirildikten sonra, diğer yakıt cinslerinde olduğu gibi yanma bölge-sine kireç taşının doğrudan üzerine püskürtülerek yakılı-yor. İki şaftlı olan bu fırınlarda, şaftlardan birinde yanma gerçekleşirken, diğer şaftlara yönlendirilen yanma gazla-rından ön ısıtma sağlanıyor. Fırın, yanma sırasında sürekli basınç altında oluyor. (250-300 mbar) Yakma havası ya-kıtla birlikte, yakıt besleme yönüne paralel olarak veriliyor. Homojen bir kalsinasyon işlemi için yakıt verme lansları yanma yüzeyine eşit aralıklarla dağıtılıyor. Doğrudan ya-kıtla ve sıcak yanma gazlarıyla temas eden kireçtaşında kalsinasyon, yüzeyden başlayarak iç bölgelere doğru ger-çekleşiyor. Kireçleşmiş fraksiyonlar fırını terk ederken aşa-ğıdan ters yönde verilen soğuk hava, kirecin soğumasını sağlarken kendi ısınarak, sekonder hava olarak fırın yan-ma bölgesine giriyor. Kireçtaşı şaftlara sıra ile besleniyor. Bir yanma programında gerekli yakıt, yakma ve soğutma

havası miktarı set edilerek program başlatılıyor. Otomatik olarak tekrarlanan bu programların süresi ve sayısı kapasi-teye bağlı olarak değişiyor. Katı yakıtlarda bile pulverize ve homojen yakıt besleme nedeniyle teorik yakma havası ihti-yacının yüzde 20 fazlası ile yanma sonucu, baca gazlarında yasalarda belirlenen emisyon değerleri rahatlıkla sağlana-biliyor. Yakıt bünyesindeki kükürdün yanması sonucu olu-şan kükürtdioksidin büyük bölümü, kalsinasyon ortamında kireç tarafından absorbe ediliyor. Yanma gazlarının bacayı terk ettiği noktada fırından sürüklenen toz partiküllerinin de tutulduğu, özel toz tutucu filtreler bulunuyor. Bu filtreler sayesinde, normal rejimde çalışan bir fırında bacadan toz çıkışı gözlenmiyor. Enerji tüketimi, kireç kalitesi ve çevre açısından son derece geliştirilmiş bu tip fırınlarda katı yakıt dışında, fuel-oil veya doğalgaz kullanımı ile daha yüksek verimde yanma sağladığı için çok mükemmel baca gazı emisyon değerlerine, üstün kireç kalitesine ulaşmak müm-kün oluyor. Bu tip fırınların ülkemizde sektörün gelişmesi-ne özellikle yakıt maliyetinin daha düşük gerçekleşmesine büyük katkısı olacaktır. Sönmemiş kirecin belli miktardaki suyla söndürülmesiyle sönmüş kireç elde ediliyor. Sönmüş toz kireç, açık yüklenerek veya paketleme ünitelerinde tor-balanarak satışa sunuluyor.

2.4. İstihdam:Bir kireç tesisinde fırın başına 25 kişilik bir çalışma eki-

binin optimum olduğu üzerinden hesaplamamızı yaparsak, modern tesislerde 1600-1800 arasında personelin çalış-makta olduğunu görürüz. Bu personelin önemli bir kısmı teknik bilgi ve beceriye sahip olması gereken kişilerden oluşuyor. Bu konuda okullardan konuyla ilgili eğitim ala-rak gelen personel bulmak bir çok alanda imkansız gibi-dir. Sadece laboratuarlarda çalışacak kimya teknisyenleri ve elektrik teknisyenleri için endüstri meslek liseleri eğitim

Page 18: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201616

veriyor. Meslek yüksek okulu mezunları son zamanlarda sektörümüzde istihdam edilmeye başlamıştır. Kuruluşlar kendi ihtiyaçları için gereken personeli kendileri eğitiyor. Bu nedenle eğitilmiş personel değerlidir. Zaman zaman bu tecrübeli teknik elemanların sektör içinde yer değiştirmeleri ciddi olaylara neden olur, kuruluşlar arasında gerginliğe bile neden olduğu görülmüştür. Sektörün lojistik ve diğer ihtiyaç-larını karşılamak için çevremizde oluşan hizmet sektöründe de yaklaşık aynı miktarda istihdamın geçekleştiği düşünülü-yor. Kendi için üretim yapan kurumların koşulları da KİSAD üyelerine yakın olmakla beraber bu kuruluşların kireç dışın-da esas üretim faaliyetleri sırasında kullandıkları elemanların bir bolümü aynı zamanda kireç üretiminde çalışabildiği için daha az kişi ile kireç üretebilmeleri mümkün gözüküyor.

Şeker sektöründe sadece pancar rekoltesi zamanı ki-reç üretimi yapıldığı için sadece 2-3 aylık bir zaman aralı-ğında tam kadro çalışılıyor. Ayrıca sektörde eski usul kireç üreten üreticilerin varlığı bir gerçek ise de bu kuruluşlar

hakkında bilgi toplamak mümkün olamadığından top-lu bir tahmin yürütürsek, sektörün satın aldığı hizmetleri temin edenlerle birlikte 6 bin kişi civarında bir istihdam yarattığı düşünülebilir.

2.5. Sektörün Rekabet Gücüİthalatın hiç olmaması, ihracatın ise toplam üretimin

yüzde 1.5 gibi çok düşük bir oranda olması nedeniyle rekabet gücü açısından kireç sektöründe çok anlamlı bir değerlendirme olanağı olmuyor. Sektörde toplam üretimin modern teknoloji kullanılarak yapılan kısmı yüzde 90 kadar (kendi ihtiyacı için üretim yapanlar ve modern tesisler sahip olan sanayi kuruluşları), geri kalan yüzde 10 ise şu an cari mevzuatlar yeterince uygulansa bu koşullarda bile üretim yapamayacak niteliktedir.

Sektörün bu zaafiyeti, sanayi kuruluşlarını da daha mo-dern ve üretken yatırımlar yapmaktan alıkoyacak ciddi bir haksız rekabet zemini yaratıyor.

Kirecin İki Temel Kullanım Alanında Yıllara Göre Değişim

Yıllar 2010 2011 2012 2013 2014 2015

1000T % 1000T % 1000T % 1000T % 1000T % 1000T %

İnşaat 600 18,60 500 15,51 760 16,45 680 16,00 700 16,00 630 14,56

Sanayi 2664 71,32 2,448 75,90 3.281 71,00 3.113 71,00 3.142 71,00 3054 70,61

SEKTÖR ANALİZİ

Page 19: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

2.6. Mevcut Durumun DeğerlendirilmesiSektörde 2015 yılında yüzde 2,65 oranında bir düşüş

ile yüzde 78 oranında kapasite kullanımı gerçekleşti. İnşaat sektöründe ve demir çelik sektöründe ortaya çıkan kayıp-ların önümüzdeki dönemlerde de sürebileceği gözlenince, durumu telafi etmek için Kireç Sanayicileri Derneği (KİSAD) iki ayrı proje geliştirdi.

1-Killi zeminlerin ıslahında kireç kullanımının tanıtılması ve yol yapımında zayıf zeminleri kireç ile iyileştirme konu-sunda önceden derneğimiz tarafından Karayolları Araştır-ma Dairesi ile hazırlatılmış olan teknik şartnamenin güncel-lenmesi için Kocaeli Üniversitesi İnşaat Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr Aydın Kavak’ın danışmanlığında bir çalışma başlatıldı.

2-Sıcak asfalt karışımlarına kireç ilave edilerek asfalt ka-litesini yükseltmek amacı ile Karayolları Genel Müdürlüğü Araştırma Dairesi Başkanlığı ile birlikte Ortadoğu Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Güler’in danışmanlığında bir proje yürütüldü.

2.7. Sektörün Sorunları1-Yakıt maliyelerindeki değişkenlikler, fiyat dalgalan-

maları ve temininde güçlük her zaman ciddi soruna neden oluyor.

2-Ucuz bir ürün olan kireci nakliye maliyeti nedeniyle uzak bölgelere yollayabilmek mümkün olamadığından, bütün kireç fabrikaları pazara yakın yerlerde kurulabiliyor.

3-Sektörde mevzuattan kaynaklanan maliyetleri sade-ce sanayi kuruluşlarının ödemesi, birçok çalı ve yamaç ocağının ise denetlenmemesi nedeniyle kolayca faaliyetle-rini sürdürüp çok ciddi bir haksız rekabete neden oldukları bir süreç yaşanıyor.

4-Sektörde çalışacak eğitimli personel bulmak konu-sunda çok ciddi sorunlar var. Kurumlar kendi ihtiyacı için gereken elemanı kendi eğitmek zorunda. Böyle bir ihtiya-cın başka bir yolla temini mümkün değil.

5-Sektörde büyük Ar-Ge yatırımları yapabilecek potan-siyel henüz oluşamamış durumda.

6-İnşaat sektöründeki olumsuz gelişmeler ve süreçle-rin doğası gereği yapı malzemesi sanayisinde gelişen yeni ürünlerin ortaya çıkıp kirecin pazardaki yerini almaya baş-laması da ciddi bir sorun.

7-Sektörde ciddi finansman sorunları olduğu söylene-bilir. AB çevre mevzuatı uygulamaları nedeniyle yapılmak zorunda kalınan sabit yatırımlar çok yüksek bir maliyet ya-ratıyor. Ayrıca:

•MET kapsamındaki tesislerin nerdeyse yarısı 90’lı yıllarda dönüştürülmüş tesislerden olduğu için onların da yenilenme ihtiyacı gelmiş gibi gözüküyor. Birkaç yıl içinde yenilenmeleri halinde ciddi yakıt tasarrufu oluşacak.

•Toplam kireç üretiminin yüzde 10 kadarını üreten te-

sislerin teknolojik olarak dönüştürülmesi gerekiyor. Bu, MET kapsamında en az beş yeni tesis demek. Bu dönü-şümün kısa sürede yapılması gerekiyor.

8-Dünyada yaygın olarak kullanılan kireç uygulamaları, geleneksel olarak Türkiye’de kullanılmıyor.

•Baca gazı desülfürizasyonu,•Killi zeminlerin kireç ile stabilizasyonu konusu, •Sıcak asfalt karışımlarına kireç katılması gibi.9-Hammadde temininin güvenli bir şekilde yapılması

için hazırlanan mevzuat bu konuda süreci kolaylaştırmak ve kireç yatırımlarını özendirmekten uzak. Kireç taşı ocak-larının faaliyetleri madencilik mevzuatı açısından büyük sıkıntı içinde. 2012/2015 Sayılı Başbakanlık Genelgesi gereği beklemekte olan sektör izinlerinin yarattığı ciddi so-runlar var. Genelgenin en ağır etkilediği sektörün maden sektörü olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Ruhsat ve orman izni taleplerinde ilgili idarelerce Başbakanlıktan görüş soruluyor, cevap aylarca gelmiyor. Çoğu zaman ise özellikle ruhsat taleplerinde bu sürecin bir yıldan daha fazla sürmesinden yakınılıyor. Bu durum sektöre yatırım yapacak kişileri ve sektörde büyümek niyetinde olan ku-ruluşları olumsuz etkiliyor. Bu yüzden yeni yatırımlar ya-pılamıyor. Genelgenin kaldırılması ve sürecin mevzuattaki biçimiyle uygulanıp, devam etmesi sağlanmalı.

10-Sanayide kullanılan elektrik maliyetlerindeki yük-seklik Türkiye sanayi sektörünün uluslararası platformda az olan rekabetçi gücünü de elinden alıyor.

AB’de DurumBu çalışmalar sonuçlandığında sektörde kireç kulla-

nımı konusunda gelişmiş ülkelerdekine benzer önemli gelişmelerin olacağı öngörülüyor. Avrupa’da kireç endüst-risindeki ciro, 2 milyar euro civarında. Kireç endüstrisinin enerji ihtiyacı çok yüksek. Maliyetin yüzde 50’si seviyesin-de olan enerji maliyeti enerji fiyatı artışlarından etkileniyor. Taleplerdeki kısa vadeli değişimler, gaz emisyonları ve enerji ile ilgili yeni yönetmeliklerle uyum sağlaması ciddi sorunlara neden oluyor. Üretim prosesi doygunluğa ulaş-mış durumda ve daha ileri düzeydeki teknik gelişmeler, artık nanoteknoloji cephesinden geliyor. Sektörde bazı atıkları yakıt olarak kullanma imkanı olmasına rağmen ürün kalitesi konusunda soruna neden olduğu için yaygın kullanılamıyor. Kireç endüstrinin çevre imajı sorunu var. Kireç, ağırlığına göre düşük satış fiyatına sahip olduğun-dan taşıma maliyetleri, ticaret için belirleyici unsurlardır. Uzun mesafeler arasında ticaret, çok özel ürün olmadıkça mümkün olamıyor. Avrupa Birliği, emisyon ticaret sistemi ve REACH’in devreye girmesi ile kireç endüstrisi açısın-dan yerel yatırımcılar çekiciliğini kaybediyor. Kireç Kıbrıs, Lüksemburg, Malta ve Hollanda dışındaki bütün AB ülke-lerde üretiliyor.

SEKTÖR ANALİZİ

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 17

Page 20: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201618

MAKALE » RÜŞTÜ BOZKURT

Geleceği güven altına almak için ne yapıyorum?

İşlerimizi bilinçle yönetmenin gerek şartı, dünya genelindeki eğilimleri gözlemek, anlamak, eğilimlerin yarattığı fırsat ve tehlikelerle ilgili bilgi sahibi olmaktır.

Herhangi bir işyeri sahibi ya da profesyonel yönetici haftada en az yarım gününü, kendi iş alanındaki eğilimleri anlamaya ayırmazsa çevreyi sezemez ve anlama

konusunda olması gereken yere ulaşamaz.

Ünlü Lübnan asıllı şair ve filozof Halil Cibran, “Ger-çeğin peşinde iki insan yürürmüş. Biri, onu diliyle anlatır, diğeri yüreğiyle anlarmış” diyor.

Bugün ülkemizin üç gerçeği var, dilimizle anlatılması yü-reğimizle anlaşılması için. Biri, çok küçük ölçekli oldukları için rekabet gücü yaratamayan işyerlerini hızla rekabet ede-bilir ölçeklere çıkarmak. İkincisi, daha yüksek katma değer-li ürün aşamasına geçecek ileri teknoloji çıktıları kullanan işyerlerine sahip olmak. Üçüncüsü de ağ yapılı kurumlara dayalı küresel nitelikli, günümüz ekonomisinde hızla farklı-laşan talep koşulları, faktör koşulları, karşılıklı-bağımlılık iliş-kileri ve rakip stratejilerini dikkate alan bir işyeri yönetişimi anlayışını geliştirmek ve olgunlaştırmak.

Dilimizle anlatılması gereken, kireççilerden kalıpçılara, otomobil üreticilerinden çeltik tarımı yapanlara kadar herke-sin ortak sorunları var. İşimizi bilinçle yapmak...

“İşimizi bilinçle yapmak” anlatımı çok genel, kategorik, her anlama gelen bir anlatım. Neleri yapar, neleri yapmaz-sak bilinçle davranmış oluruz?

İnsan yaşamını çevreleyen somut doğal olgular ve olay-

lar gibi, zihinde biçimlenenlerin de bilinçle yapılmasının üç bileşeni var: Bileşenlerden biri, yaşadığımız dünyayı doğru anlama ve açıklayabilmedir. İslam inancının kutsal metni, “Hakkında bilgin olmayan şeyin arkasına düşme; çünkü ku-lak, göz ve gönül bundan sorumlu tutulacaktır” diyor.

Aklı, kör bir inanca emanet etmemekBenim uzun yılların birikimiyle ulaştığım genellemeler-

den birini, aktardığım inanç metni nedeniyle paylaşmalıyım ki bir eksik ve yanlış anlamaya yol açmasın. Düşünce özgür-lüğü ile inanç özgürlüğünü birbirine karıştıran hiç bir toplum sağlıklı gelişme yaratamıyor. İşyeri yönetimi gibi dünya işini tartışırken, kutsal metinleri kullanmak, inancı ticarete karış-tırmak olur ki, bizim ilke, kural ve anlayışımızda böyle bir tutumun anlamı yoktur. Ama kültürün ağırlıklı yanını inanç sistemleri oluşturur; inancı samimi olarak yaşayanların, kül-türün değer, beklenti ve davranışlar üzerindeki etkisi ne-deniyle çok önemli olduğuna kısa bir değinme için kutsal metinden bir alıntı yapmayı denedim.

İnanç ve düşünceyi kendi sınırları içinde tutmanın öne-

Page 21: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 19

MAKALE

mine inandığım halde, bilgi sahibi olmayla ilgili kutsal met-ni neden sizinle paylaştım? Bunun yanıtı çok net. Dünyayı, dünyada olup bitenleri anlama ve açıklayabilmenin çok te-mel şartlarından biri aklı; hiçbir inanca, ideolojiye, yerleşik doğruya, kalıp düşünceye, kör ve boş inanca emanet etme-mektir. Ezberlerini bozmadan, karşımıza çıkan her olguyu bilimsel bir kuşkuyla sorgulamayan, gerçeği yüreğiyle an-lamak istemeyendir. Bugün dünyamızın gerçeğini anlamak ve açıklamak zordur; çünkü insanlık tarihi hiçbir dönemde bugün olduğu kadar hızlı ve radikal bir değişim sürecinden geçmemiştir.

İşimizi bilinçle yönetmekİşlerimizi bilinçle yönetmenin gerek şartı, dünya genelin-

deki eğilimleri gözlemek, anlamak, eğilimlerin yarattığı fırsat ve tehlikelerle ilgili bilgi sahibi olmaktır. Herhangi bir işyeri sa-hibi ya da profesyonel yöneticisi haftada en az yarım gününü, kendi iş alanındaki eğilimleri anlamaya ayırmazsa, çevreyi se-zemez ve anlama konusunda olması gereken yere ulaşamaz.

Bilinçli işyeri yönetiminin ilk bileşeni iş çevresini anlamak ise, işimizle ilgili dünyada, yakın bölgelerimizde, ülkemizde ve sektörümüzde hangi eğilimlerin güç kazandığını, hangileri-nin gelişmeleri etkileme gücünün zayıfladığını bilmeliyiz. Bu bilginin yüzde 98’inden fazlası günlük medyaya yansır, açık sistemlerde vardır. Gizli, erişilebilmesi güç olan bilgiler ise top-lam bilginin yüzde 2’si bile değildir. Açık ortamlarda işimizle ilgili bilgiye erişme konusunda sistemli bir çaba içinde değil-sek, işlerimizi atadan ve babadan görerek yapan alışkanlıkla yönetimin tuzaklarına yakalanırız.

Günümüz dünyasında “büyük veri” olgusu hem bir şans hem de bir tuzaktır. Üretilen verilerin ve bilgilerin önemli bir bölümü çöplük niteliğindedir. Bir işyeri sahibi zihnen verilere erişme, verileri uygun metotlarla bilgiye dönüştürme, bilgileri karşılaştırarak anlama düzeyine ulaşma, anlamayı da içinde bulunduğumuz koşulların dengelerini gözeterek “idrak düze-yine” yükseltmeyi içselleştirmemişse, alışkanlıkla yönetmenin tuzaklarına yakalanmıştır. İşimizi bilinçle yönettiğimizi söyleye-bilmenin ilk bileşeni, dünyada işimizle ilgili olup bitenleri sez-me, anlama ve açıklayabilmedir.

Zor olan kendini bilmedirİşyerini bilinçle yönetmenin ikinci bileşeni “kendini bilme-

dir”. Kendi yetkinliklerini, olanak ve kısıtlarını, aşırı ve noksan değerlendirme yapmadan saptayabilme çok önemli bir reka-bet aracıdır.

Bilinçli yönetimin bu ikinci bileşeni, dünyayı sezme, an-lama ve açıklayabilmekten daha zordur.

Kendimizi bilmenin ilk zorluğu “Akla nazar değmez” ata-sözünde saklıdır. Biz insanlar, kendi aklımıza aşırı güvenen bir genetik koda sahibiz. Okuyarak, araştırarak, kendimizi sorgulayarak kendimizi geliştirmezsek her zaman kendimizi abartma tehlikesiyle yüzleşiriz.

Bir de toplumsal algı sorumuz vardır. Ülkemizde envan-terler oluşturmak için yapılan anket çalışmalarına çoğumuz doğru bilgi vermez, bilgi vermeyi de önemsemez. O neden-ledir ki, bu ülkede mobilya üretiminin peşine düşersiniz, üretici ve bayilerin sayısı 30 bin ile 40 bin arasında değişir. Kalıp üretimiyle uğraşırsınız, 6 bin kalıpçı olduğunu iddia eden de vardır; 11 bin olduğunu ileri süren de. Makine üre-timi gibi çok önemli bir konuda çalışma yaparsanız, makine üretici sayısının 9 bin olduğunu söyleyen de 11 bin oldu-ğunu söyleyene de. Hangisinin yanlış olduğunu kanıtlama şansınız yoktur.

Çağımızda rekabet net bilgi, etkin kaynak koordinas-yonu ve rekabet edebilir alanlara odaklanma üzerine ku-ruludur. Kendi olanak ve kısıtlarımızın belgesi olan envan-terlerimiz yoksa yatırım alanlarının keşfi, tanımlanması ve projelere dönüştürülerek maddi ve kültürel zenginlik üretil-mesinde rasyonel adımlar nasıl atarız?

Gelecekle ilgili plan yapmaBilinçli iş yapmanın ilk adımı dünyayı sezme ve anla-

ma, ikinci adımı kendimizi bilmek, üçüncü adımı da ge-lecekle ilgili bir yol haritasına, işleri öncelik sırasına göre sıralayan bir plana, o planın gerektirdiği stratejiye sahip olmaktır.

Sadece gelecek inşa etmesi için yapılan “gelişme plan-ları” da eksiklidir. Hayat, tornistansız bir gemi değildir; iniş-leri, çıkışları vardır. Krizler, işlerin aksaması hayatın temel parçalarından biridir. Bir işyerinin gelişme planları kadar “çekilme planları” da her zaman canlı ve diri olmalıdır.

Kabul edelim ki, on yıl öncesinin iş dünyası, bugünün iş dünyası değildir. On yıl öncesinin talep koşulları ve faktör koşulları, bugünün talep yapısından ve faktör kombinasyo-nundan çok farklıdır. Karşılıklı bağımlılığın tabanı olan ağ sistemleri, bugün dünkünden çok farklı yapılara, işleve ve kültüre sahiptir. Rekabet sistemi ve rakip stratejileri çok di-namik ve hızlı gelişme göstermektedir. O halde kendimize ayna tutup sormalıyız: “Ben, değişen dünya koşullarına uy-mak ve geleceği güven altına almak için ne yapıyorum?”

Page 22: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

“Alırken kazanırsın satarken değil”

SÖYLEŞİ » MİTHAT ÖZTÜRE

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201620

Kireççilerin duayeni Mithat Öztüre’ye göre ticaretin altın kuralı:

Page 23: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 21

Kireç sektörünün duayenlerin-den Mithat Öztüre’nin olduk-ça zorlu, örnek alınası ve ilgi

çekici bir hayat hikayesi var. Yunanis-tan göçmeni bir anne babadan 1930 yılında Bergama’da dünyaya gelen, babasının mesleği olan ayakkabıcı-lıkla iş hayatına atılan Öztüre, kişisel azmi, çalışkanlığı ve yeni arayışları sayesinde yaklaşık 30 yılda vergi re-korları kıran bir holding kurarak, dört oğlunu da işlerin başına geçirmeyi başarmış nadir insanlardan biri. İz-mir’in en köklü kuruluşlarından Öz-türe Holding’in kurucusu olan Mithat Öztüre’den söz ediyoruz. “Bulundu-ğumuz noktaya hiç kolay gelmedik. Daima yeni arayışlarımız oldu, tek bir işe bağlı kalmadık. Bence ticaretin altın kuralı, ‘alırken kazanırsın, satar-ken değil’. Çünkü bir malı hesaplı aldığında satmakta zorlanmazsın. Ayrıca iş sahasını doğu tespit etmek çok önemli” diye konuşan Öztüre, Türkiye’de kireç sektörünün en bü-yük eksiğinin tarım kireci alanına il-gisiz kalınması olduğunu düşünüyor. Bu konuda herkesi göreve çağıran Öztüre, bu sayede kireç üretiminin yüzde 5-10 artacağına inanıyor. Biz, Öztüre’nin çocukluğundan bugüne kadarki hayatını, kireç sektörünün gelişimini, holdingleşme sürecindeki adımları anlattığı bu röportajı yap-maktan çok keyif aldık, sizlerin de ke-yifle okuyacağınızı düşünüyoruz.

Öncelikle kendinizi tanıtabilir misiniz? Mithat Öztüre kimdir? İş hayatına atılana kadar aldığınız eği-timlerden bahsedebilir misiniz?

26 Temmuz 1930 tarihinde Ber-gama’da doğdum. 1937 yılında 14 Eylül İlkokulu’na başladım. Bu okul

üçüncü sınıfa kadar eğitim veriyor-du. Bitirince dördüncü sınıfı Zübeyde Hanım İlkokulu’nda, beşinci sınıfı da Gazi Paşa İlkokulu’nda okudum. İlko-kulu bitirince 1942 yılında Bergama Ortaokulu’na yazıldım. Babam, “me-mur olma tüccar ol” dedi. Ben tücca-rın ne olduğunu bilmiyordum ama o zamanlar memurluk el üstünde tutu-luyordu. Okuyan yazan da çok azdı, ilkokul mezunları bayağı revaçtaydı. Hele ortaokul, lise mezunları çok daha fazla revaçtaydı. 1946 yılında ortaokuldan mezun oldum, babam beni İzmir Ticaret Lisesi’ne kaydetti. Oradan da 1948 yılında mezun ol-dum. Başarılı geçen eğitim hayatımın ardından, babam “tüccar ol” dediği için tüccar olmaya karar verdim ve ayakkabıcılık yapan ve pazarlarda ayakkabı satan babamın yanında 18 yaşında iş hayatına atıldım. O dönem Türkiye’de üretim yoktu, her şey ve-sikaylaydı. Türkiye’de değirmencilik (su değirmeni), yağcılık ve demircilik dışında sanayi yoktu.

O dönemki iş hayatınızı biraz anlatabilir misiniz, neler yaptınız?

Pazarlara gidiyordum, tüccar ola-cağım ya hırsım da var. Uğraşıyoruz ama olmuyor. Olmayacağını anladım ben ama çok çalışıyoruz. Askere git-tim. O zaman lise mezunlarını yedek subay yapıyorlardı. Yedek subay ol-dum. İstanbul’da Rami’de hafif uçak savarlarda batarya komutanıydım. Askerden geldim, çalışmaya devam ettim. Annemle babam evlenmemi istiyor, zorluyor. Elin kızını alacağız, nasıl bakacağız. Ama onlar ısrar edi-yor, “beraber yapacağız” diyorlar. Askerlik bitti, Bergama’ya döndüm. Askerlik gibi pazarlarda ayakkabı

satmayı da hiç sevmedim. Daha çok lastik ağırlıklı, mest, çizme türü ayak-kabılar satardık. 1950’li yıllarda tica-ret lisesi mezunu olmak kıymetliydi. İstanbul’da bir bankanın sandığı için eleman aranıyordu. Müracaat ettim. “Hemen gelin işe başlayın” dediler. Laf olsun diye müracaat ettiğim için gitmedim. Ancak tüccar olmak da öyle kolay iş değildi. Babadan gelen bir sermaye yok, tecrübelerinden de faydalanacağım kimse yok. Bir tek babamın durmadan tekrarladığı laflar var. “Emir kulu olma, çalış tüc-car ol.” Ben de kireç işiyle başladım, hurdacılığa döndüm. Oradan beyaz eşya işine girdim. Sonra inşaat sek-törüne, tuğla ve kiremit işine. 1954 yılında da evlendim.

Daima yeni arayışlar peşinden koşarak, 1950’lerin başında atıldığı ticaret hayatını, zamanla büyüterek holdingleştiren kireç sanayisinin duayenlerinden Mithat Öztüre’ye göre ticaretin altın kuralı: “Alırken kazanırsın, satarken değil”. Sektörün en önemli eksiğinin araştırma geliştirme olduğunu dile getiren Öztüre, “Tarımda kireç kullanımıyla ilgili herkes elini taşın altına koymalı” diyor.

SÖYLEŞİ

Page 24: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201622

SÖYLEŞİ » MİTHAT ÖZTÜRE

Kireç sektörüne ne zaman ve nasıl girdiniz? Neden kireç sanayi-sinde faaliyet göstermeyi tercih ettiniz?

Kireç işine 1952 yılının sonlarında girdik ama işle ilgili hiçbir bilgimiz yok-tu. Ayakkabı dükkanında yanımızda çalışan kalfa, bir kireççinin yanında çalışıp usta olmuş Ahmet Ağa adında birini, bize tavsiye etti. Bu işe başlama-ma, Gazozcu Cemil Beyin, doğru dü-rüst bir işim olmadığı için kızını vermek istememesi etkili oldu. Ayakkabıcılığı sevmememin de etkisi vardı kuşkusuz. Ahmet Ağa ile ortak olduk. Özel İda-re’den ruhsatımızı alarak Yayaköy’de bir yer kiralayıp kireç ocağını açtık.

Bergama’da kireç işine bizden önce bir düzine insan girmişti. İnşaat sektörünün geliştiği yıllardı. Mende-res’in başbakanlığında, Türkiye’de bir kalkınma hamlesi başlatılmıştı. Daha önce kiremit aktarmak, duvar örmek bile meseleydi. 1950’lerde kalkınma hareketi başlayınca, inşaat işinde bü-yük canlanma oldu. Kiraladığımız kam-yonlarla gidip bir ton, iki ton, ev ev kireç dağıttığımız oluyordu. İnşaatlar artınca bizim işimiz de canlanmaya başladı. Bu arada evin yanındaki hayvan damını da kireç dükkanı yaptık. Diğer taraftan da siparişleri müşterilerin ayağına kadar götürüyorduk. Ortağımız Ahmet Ağa ki-reçle ilgileniyor, ben de imalat ve satışa bakıyordum. Bir süre sonra Ahmet Ağa ile anlaşmazlığa düştük iki yıl süren ortaklıktan ayrıldık. Biz hep arayış için-deydik, çok kaliteli kireç üretiyorduk. Başka kireççiler de olmasına rağmen çoğunluk bizi tercih ediyordu. Akhisar, Kınık, Soma ve Kırkağaç’a kadar geniş-ledik. Oralara bayilikler vermeye baş-ladık. Bir süre sonra kireç yetmemeye başlayınca biz de ocakları büyüttük. Pazar bizi zorladıkça ocaklarımıza ye-nilerini ekledik. Kapasitemizi 90 tona çıkardık bir de kamyon aldık. İşlerimiz iyi gidiyordu ancak Adnan Menderes’in idam edildiği gece, bizim için de bir felaket oldu. Ocaktan çıkan kömürler tam sönmediği için gece lodosla birlik-te tekrar harlanmıştı ve oradaki 300 ton odunumuzun tamamı kül oldu. Yılların birikimini bir gecede kaybettik. Yeni kredilerle en başından işe başladık.

Kireç üretimi dışındaki işlerinize ne zaman ve nasıl başladınız peki?

Kireç işinde yaşadığımız felaket daha geniş düşünmek için bizi teşvik etti. Linyit kömürü işine girmeye ka-rar verdik. Kömür işiyle birlikte tuğla ve kiremit işine de girdik. Hurdacılık işine girmem tamamen bir inat yü-zünden oldu. Derelerdeki kırık dökük demirleri çocuklara çıkartarak, hep-sini topladım. Hurdacılık güzel işmiş. Daha sonra kırık cam da toplamaya başladım. Topladığımız camları, cam fabrikalarına verdik. Menderes döne-minde bir ara rakı şişesi üretimi ihtiya-cı karşılamaz hale geldi. Bunun üzeri-ne rakı şişesi de toplamaya başladım. Zaman içinde çevre illerde Dikili’de, Soma’da bayilerimiz oldu. Böylece kireç, tuğla, kömür, hurdacılık derken hem işlerimiz büyüdü hem de yanı-mızda bir sürü insan çalışmaya baş-ladı. Biraz para tutmaya başlayınca otomobil işine de girdik.

Öztüre Holding kurulana kadar-ki gelişiminizden de söz edebilir misiniz?

1980’lerde sanayideki gelişme-ler, bizim işlerimizi doğrudan etkiledi, kireç üretimimiz talebi karşılayamaz hale geldi. Mesela Mehmet Karameh-met’in sahibi olduğu Çukurova Çelik günde 25 ton kireç alırken, taleplerini 75 tona yükseltti. Çünkü hurda eriti-lirken, kireç hurdanın kükürdünü alır. Bu yüzden bu tür işletmeler için kireç, en önemli ihtiyaçlardan biridir. Kireç önemli bir dezenfektan maddesidir.

Bir müddet sonra şirketin satın alma müdürü 75 tonun da yetmediği-ni, 300 ton istediğini söyledi. Anladım ki üretimimizi artırmak için yeni yollar bulmalıyım. Yunanistan’dan Kanis adında işi bilen bir mühendis bize çok iyi tesisler kurdu. Kurduğu sistem hala çalışıyor. Demir fabrikaları arttı-ğı için kirece olan ihtiyaç da arttı. Bu yüzden bizim işler de iyice büyüdü. Bergama’da, Soma’da yeni kireç te-sisleri açtık. Kartalkaya mevkiinde de beş dönüm arsaya bir tesis kurduk. Bu arada başka iş alanları yaratmayı da ihmal etmedik. Çimento, un, yem, yakıt işlerine girdik. Doğal taş üretme-ye başladık. Bütün bu işler olurken,

Öztüre Holding’un kurucusu Mithat Öztüre, Yunanistan göçmeni olan ailesinin hikayesini şöyle an-latıyor: “Babamın dedesi Yunanis-tan’ın Kayalar kasabasından, Anne-min dedesi de Yunanistan’ın Batı Makedonya bölgesindeki Florina kasabasındandı. Manastıra yakın. Anneannemler 1923 mübadelesiyle Türkiye’ye gelmişler. Dedem Flori-na’da çok varlıklıymış, Şahin Ağa olarak anılırmış. Soyadı Kanunu ile Şahinler soyadını almış. Florina’da su değirmenleri varmış. O zaman bir değirmen bir fabrika gibiymiş. Buraya geldiklerinde dedeme Kaba-kum’dan 6 bin dönümlük ‘Makaron Çiftliği’ni vermek istemişler. Dedem de sıtma olur diye kabul etmemiş. Bunun üzerine Soma’nın Beyce Kö-yü’nde üç tane değirmen vermişler. Daha sonra iki tane de Salihli’den o almış. Değirmenlerde daha ziyade buğday öğütülürmüş ama Türkiye çok fakirmiş o zamanlar. Dedemin değirmenlerinden başka tarlaları ve hayvanları da vardı.

Babamın dedesi Yaşar Bey, Balkan harbinde Selanik’e kaçmış. Oradan İstanbul’a, oradan da To-kat’a gitmiş. Büyükbabam Tokat’ı beğenmemiş Bergama’ya gelmiş. Burada çiftçiliğe başlamış. Bir ara Yunanlılardan Bursa’ya kaçıp son-ra tekrar Bergama’ya dönmüşler. Dedem orada bağcılıkla uğraşırken, babam Bergama’da bir ayakkabıcı-nın yanında çıraklık yapmaya başla-mışlar. El becerisi, tamire yatkınlığı varmış. Bursa’dan Bergama’ya dö-nünce de işine devam etmiş. Yaşar dedem 1950 yılında, babaannem de 1957 yılında vefat etti. Babamı 1973 yılında 66 yaşında, bağırsak kanserinden kaybettik. Benden 10 yaş küçük erkek kardeşimi ise 2000 yılında kaybettim. Okul yıllarımda bütün yaz tatillerimde çırak olarak çalıştım. Babamın ‘memur olma tüc-car ol’ telkinlerine uydum, ayakkabı-cılıkla iş hayatına atıldım.”

Ailesi, mübadelede Türkiye’ye yerleşti

Page 25: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 23

SÖYLEŞİ

çocuklar da büyümüştü. Babamdan aldığım düsturla, oğullarımın da kendi işlerini kurmalarını istedim. Ecmel ile Nezih kireç işinin başındaydı. Cem de un, yem, yakıt, tuğla, kiremit ve çimen-to işlerine bakıyordu. Kireç işi umdu-ğumuzdan çok daha fazla gelişince, çocukların da isteğiyle İzmir’e geldik. Zeytindağı’nda bir fabrika kiralayarak pamukyağı üretmeye de başladık. Zeytinyağı işine de girdik, 2 bin 500 tane zeytin ağacım vardı. Ama bu işin ticaretini yapmadık, çıkan yağı kendi-miz kullandık. Sadece fazlasını sattık.

Bu arada Öztüre Holding ne za-man kuruldu? Holding’le birlikte hangi sektörlerde devam ettiniz?

1980’lerde birçok alanda pek çok şirketimiz olmuştu. Oğlum Ne-zih ısrarla şirketlerin holdingleşmesi gerektiğini söylüyordu. Sonuçta Öz-türe Holding’i kurduk. Holding kurul-duktan sonra hurdacılığı, tuğlacılığı, çimentoculuğu, unu, yemi bıraktık. Halen kireç, lojistik, karbon, doğal taş, demir-çelik ve dış ticaret konularında çalışıyoruz.

Bugünkü bu seviyeye nasıl gel-diniz, bu başarıyı nasıl yakaladınız?

Bulunduğumuz noktaya hiç kolay gelmedik. Daima yeni arayışlarımız oldu, tek bir işe bağlı kalmadık. Zaman geldi bazı işler iyi gitmedi, vazgeçme-sini bildik. Farklı açılımlara yöneldik. Bence ticaretin altın kuralı, “alırken kazanırsın, satarken değil”dir. Çünkü bir malı hesaplı aldığında satmakta zor-lanmazsın. Biz büyük cirolara ulaşınca, geniş bir bölgede söz sahibi olduk. Ayrıca iş sahasını doğu tespit etmek de çok önemli. Ben kireç işine girdi-ğimde, kireç sadece inşaatlarda kulla-nılıyordu. Yirmi yıl sonra sıvada, taş ve tuğla duvarda, badanada kullanılır hale geleceğini biliyordum. Yeni metalürji fabrikaları açılınca ve diğer sanayi kol-ları gelişince kirecin kullanım alanı ge-nişledi. Üretimi ayda 25 tondan, günde 25 tona, 75 tona çıkardık. Günümüzde kirecin yüzde 80-85’i sanayi ile tarıma veriliyor. Çiftçimiz biraz kireç kullanma konusunda bilinçlendirilse, tarımda ki-reç üretimi çok daha fazla artar.

Peki, bugün holding olarak gel-diğiniz noktayı nasıl değerlendiri-yorsunuz?

Bence İzmir’de hala olmamız gere-ken yerde değiliz. Babam, “ufak suda ufak balık, büyük suda büyük balık olur” derdi. Bana göre biz daha bü-yük sulara atlayamadık. Bergama’da beş yıl vergi rekortmeni olduk. Yılda 5-6 milyon lira vergi veriyorduk ki bu o yıllar için büyük paraydı. Elimizdeki sermayeyi kaybetmemek için zama-nında büyük işlere giremedik. Gemileri yakıp, Bergama’dan çıkamadık. Daha doğrusu çıktık ama geç kaldık. Me-sela İstanbul, İstanbul da yetmez Av-rupa, Amerika olmalıydı. Amerika’nın pazarı ile Bergama’nın pazarı bir olur mu? İstanbul’un da bir olmaz. Ama hiç değilse İstanbul’a gitseydik, daha da büyürdük. Büyük denizde yüzmek için cesaret lazım. Koç öyle yapmış. Her arayışın, her yeniliğin içinde olmuş. Düzgün gitmeyen işi bırakmış. Ama yine de çok şükür, bu noktaya geldik. Piyasada bir saygınlığımız var. Çocuk-larım da beni mahcup etmiyor. Ara sıra bilgime tecrübeme başvuruyorlar. Ara-da toplantı yapıyoruz, aylık hesapları inceliyorum. Yanlış gördüğüm konu-larda onları hemen ikaz ediyorum.

“En büyük oğlum Ecmel 1955 tarihinde doğdu. Cem 1958, Nezih 1961, Can ise 1968 yılında dünya-ya geldi. Çocuklarım hem okudular hem de bana yardımcı oldular. İlko-kuldan itibaren, okullarından arta kalan zamanlarda, tatillerde ya yazı-hanede ya da imalathanede çalıştı-lar. Hatta çocuklarımdan ikisi, benim gibi okula devam etmeden fakülteyi bitirdi. Hepsi çalışmalarının karşılığı olarak maaş alırdı. Sonra sırasıyla evlendiler. Ardından şirketleşmeye gittik ve birtakım prensipler getirdik. Maaş dışında hepsine kardan pay dağıtılacaktı. Ancak dağıtılacak kar payı, yüzde yirmiyi geçmeyecekti. Aksi takdirde enflasyona karşı şirke-ti ayakta tutmak mümkün olmazdı. Her birinin ayrı evi olmuştu, ihtiyaç-ları artmıştı. Şirketten ihtiyaçları için para çektiklerinde, geriye faiziyle koymalarını şart koştum. Önce biraz kızdılar, bozuldular falan, ama şirketi başka türlü yaşatamazdık.”

Dört oğlu birlikte holdingi yönetiyor.

Peki, bunu nasıl başarıyorlar?

Page 26: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201624

Öztüre Holding olarak sektördeki yeriniz nedir?Biz sektördeki ilk 10 arasındayız

daha doğrusu ilk üç arasındayız. Belki ikinci biziz. Şu an günlük 1000-1500 ton kireç üretimi yapıyoruz. Bu da yılda yaklaşık 365-400 bin ton kireç üretimi demek. Üretimimizin yüzde 10’unu ihraç ediyoruz. Bizim asıl tesi-simiz Adana’da, Bergama’da ufak bir hissemiz var. Adana’dan Suriye’ye ve Irak’a ihracat yapıyoruz. .

Sizce bugün sektörün en önem-li sorunu ya da eksiği nedir?

Bana göre sektörün en önemli ek-siği araştırma geliştirme yapmaması-dır. Biz yapmıyoruz ama Batı yapıyor. Mesela tarımda kireç kullanımı ile ilgili herkes elini taşın altına koymalı. Kireç Türkiye’de ve dünyada modası geçe-cek bir ürün değil. Eğer biz kireci güb-re olarak Türkiye geneline yayarsak, çiftçi hem çok ucuz gübreye sahip

olacak hem de toprağı hastalıklardan kurtaracak. Kireç öyle bir ürün ki hem toprağı yumuşatıyor hem rutubeti tu-tuyor hem de çok büyük kuvvet ve-riyor. Yani kireç tarım için çok büyük bir nimet. Mikrobu bile öldürüyor. Üs-telik tarım ilaçları korkunç pahalı, cep yakıyor. Bu çok önemli, kireççilerimizi uyaralım. Hepsi kendi bölgelerinde 10-20 dönümlük bir araziye, kirecin tarım-da uygulamasını yapsın. Bununla ilgili bir araştırmanın, geliştirmenin içinde olmak lazım. Yani kireç gübre olarak kullanılsa, sektörün üretimi en az beş misli artar. Ama kireççiler hiç uğraşmı-yor. Başta biz bunu yapmalıyız. Bugün Amerika’da üretilen kireç inşaatta kul-lanılmıyor, sanayide ve gübrede kul-lanıyor. Avrupa’da da öyle. Kireç, yol yapımında kullanıldığında asfalt kadar sağlam oluyor. Çelik tabla döşeyeceği-ne kireç döşeyeceksin. Türkiye’de ki-reç en çok sanayide demir üretiminde kullanılıyor. Ama tarımda bunun 10-

Mithat Öztüre: “Gençlere şöyle bir tavsiyem olacak. Çok çalışsınlar ve dürüstlükten ayrılmasınlar. Dü-rüstlük ve doğruluk bitmez tüken-mez bir hazinedir. Belki çok zengin olmazsınız ama onurlu ve huzurlu bir hayatınız olur. Çalışırken insanın önce kendisini düşünmesi doğaldır. İnsanın bir de Türkiye’ye nasıl fayda-lı olurum sorusunu sorması gerekir. Çünkü ülkemize faydalı olmak, ka-yıp değil kazançtır. Türkiye’nin de-ğerleri yükseldikçe büyür de. Bu bü-yümeden maddi ve manevi olarak hepimiz faydalanırız. Elinizdeki mad-di imkanlar el verdikçe sosyal yapı-lar ve yardımlar yapın. Hayırlı evlatlar yetiştirin, bolca ağaç dikin. Muhtaç kişilerin yanında olun. Yunus Em-re’nin dediği gibi, ‘Sevelim sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz’.”

Gençler çok çalışsınlar ve

dürüst olsunlar

SÖYLEŞİ » MİTHAT ÖZTÜRE

Page 27: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 25

20 misli kullanılabilir, böyle bir potan-siyel var. Bu yüzden kireççilere şunu söylemek istiyorum, “sevdik gitme-yince sevdik gelmezmiş” yani biraz savurmayınca randıman alınmazmış. Kireççiler hep böyle sıkmayacak, rek-lama, tanıtım ve pazarlamaya önem verecekler. Benim şimdi üstünde dur-duğum şey bu. Bunun önü çok açık. Tarım kirecinin reklamını yapsınlar, ufak tefek reklamın masrafından kaç-masınlar.

Bu konuda KİSAD’dan bir bek-lentiniz var mı?

KİSAD, bu işi büyütsün. Kireç-çiliğin önünü açsınlar. Ben tarım di-yorum, belki başka şeyler de vardır. Onlar araştırsın. İsrail’e gitsinler, Ame-rika’ya, Avrupa’ya gitsinler, bu adam-lar ne yapıyor baksınlar. Bunu dernek yapsın. Üyeleri de alsın, onları da görsün. Bu bir tek kişiye bırakılmasın, hepsine söyleyin, yazın. Dernek, her

işi bıraksın bunu yapsın. Üretimi nasıl artırır, çiftçiye, kireççiye nasıl faydalı olur, bunun üstünde dursun. Derneği o zaman alnında öperim. Yeni bir şey-ler yapsın. Dolaşsın. Ben bu tesisleri kurarken çok yerlere gittim. İtalya da-hil, Yunanistan dahil. Türkiye’nin için-de her yere gittim. Onlar da gitsinler.

Bildiğimiz kadarıyla toplumun yararına da çalışmalarınız, çok sa-yıda sosyal hizmetiniz var…

Adamın biri yaşlanmış, çağır-mış oğlunu demiş ki: “Bak, sana iki mektup bırakacağım. İlkini ben ölür ölmez aç. İkincisini mezarlıktan dö-nünce.” Bir süre sonra adam ölmüş,

oğlu ilk mektubu açmış. Mektupta, “Oğlum, beni çoraplarımla gömün” diyor. Oğlan hocaya sormuş, müftüye sormuş, “Olmaz” demişler. Adamca-ğızı mecburen çorapsız gömmüşler. Oğlan mezarlık dönüşünde, ikinci mektubu da açmış. “Gördün mü oğ-lum, öbür dünyaya bir çift çorap bile götüremedim” diye yazıyormuş. Yani bu dünyadan sadece yaptığımız iyi-likleri götüreceğiz. Edindiğimiz mal, mülk burada kalacak. Bu nedenle toplum için de bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bu tür faaliyetleri, çocuk-larım da her zaman sonuna kadar desteklemiştir. Şimdiye kadar dört okul yaptırdık, bir tane de sağlık tesisi.

SÖYLEŞİ

Page 28: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası

Divriği Ulu Camii

TARİHTE KİREÇ » HORASAN HARCI

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201626

Page 29: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

27

Horasan harcı kullanılarak inşa edildiği için geçmişten bugüne kadar ayakta kalabilen tarihi yapılardan biri de Sivas’taki Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’dır. UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesine aldığı ve insan yapısı ilk İslâm eseri olan cami, dört büyük taç kapı, iki katlı medrese ve bir türbeden oluşuyor. Cami ile medrese bitişik

olduğu için Anadolu’nun ilk bitişik yapıtı özelliğini taşıyor.

Sivas’ın Divriği ilçesindeki tarihi cami ve hastane… Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası olarak bilinen bu yapı

topluluğu, cami, darüşşifa ve türbeden meydana gelen bir külliyedir. Anadolu Sel-çuklu Devleti’ne bağlı Mengücek Beyliği döneminde inşa edilen Ulu Camii, Süley-man Şah’ın oğlu Ahmet Şah tarafından, Darüşşifa ise eşi Melike Turan Melek ta-rafından yaptırılmış. 1228 yılında yapımına başlanan, 1243 yılında tamamlanan yapı kompleksinin Baş Mimarı Muğis oğlu Ah-latlı Hürrem Şah’tır.

Camide başta kapılar ve sütunlar ol-mak üzere, külliyenin bir çok yerinde bu-lunan, Ahlatlı ve Tiflisli ustaların ellerinden çıkan taş işçiliğinin en nadide ve en ince örneklerini yansıtan harikulade motifler tüm dünyanın ilgi ve dikkatini çekiyor. Bu eseri farklı ve özgün kılan bir diğer özellik de, uzaktan bakıldığında simetrik olduğu düşünülen, fakat özünde asimetrik olan bezemelerde yer alan on binlerce motifin hiç birinin bir daha kendini tekrar etme-mesi, kâinattaki farklı varlıkların muhteşem bir ahenk ve denge içerisinde olduklarının taşa nakşedilerek gözler önüne serilmesi-dir. Mimari üslubu, süsleme ve örtü sistem-lerinin dengeli ve uyumlu tasarımıyla önem kazanan bu şaheser, dünyada görülmeye değer eserler listesinin başında yer alıyor. Bu büyüleyici eseri anlatmaya sözlerin yetersiz kalacağını Evliya Çelebi yüzyıllar önce şöyle ifade etmiş: “Methinde diller kısır, kalem kırıktır”. Görenleri kendisine hayran bırakan bu muhteşem abide eser, sanat tarihçileri tarafından “Divriği mucize-si”, “Anadolu’nun Elhamrası” gibi ifadelerle tanımlanıyor.

İnsan yapısı ilk İslami eser1985 yılında UNESCO tarafından

“Dünya Kültür Mirası” listesine alınan, İslam mimarisinin bu başyapıtı, aynı zamanda

T.C. Cumhurbaşkanlığı’nın koruması altın-da. İnsan yapısı ilk İslâmi eser olarak nite-lendirilen cami ile medrese bitişik olduğu için Anadolu’da ilk bitişik yapıt özelliğini taşıyor. Ulu Camii, kuzey-güney doğrultu-sunda dikdörtgen plânlı ve tümüyle kesme taşlarla yapılmış bir yapı. Caminin ve Da-rüşşifa’nın her biri diğerinden farklı, eşsiz güzellikteki bezemelerle dikkati çeken dört kapısı mevcut: Şifahane Taç Kapısı, Camii Kuzey Taç Kapı, Camii Batı Taç Kapı ve Şah Mahfili Kapısı. Bunlardan Şifahane Taç Kapısı, üzerinde yer alan dev yıldızların ya-rattığı etkiyle görkemli bir duruş sergiliyor. İç mekân, sekizgen payeleri birleştiren çift yönlü sivri kemerlerle farklı genişlikte yirmi beş birime ayrılmış. Büyük boyutlu mihrap önü dilimli, orta bölüm ise oval birer kub-beyle örtülü. Sekizgen aydınlatma feneri bulunan orta bölümün kubbesi sekizgen piramidal külâhla kaplı. Diğer birimlerin örtü sistemini yıldız, artı ve bileşik tonozlar oluşturuyor. Güneydoğu’daki şah mahfili de bileşik tonoz örtüsü ile dikkati çekiyor. Caminin iç mekânı, kapılara nazaran sa-delik içeriyor. İbadet eden insanların dik-katinin dağılmaması ve ibadetteki huşu ve huzurun bozulmaması için sadeliğin tercih edildiğinden söz etmek mümkün. Caminin Tekstil Kapı tarafında kalan sütunlar Ka-nuni Sultan Süleyman döneminde Mimar Sinan tarafından güçlendirilmiş sütunlardır. Şah kapısı tarafında kalan ince sütunlar orijinaldir. Caminin iç kısmında, cennet kapısının arka yüzünde tek parça taştan oyulmuş iki adet emanet sandığı bulunu-yor. İnsanlar bir yere giderken değerli eş-yalarını ve ziynetlerini bu emanet sandığına bırakırmış, döndüklerinde bıraktıkları gibi bulurlardı. Bununla beraber bir de sadaka taşı var. Hayırseverler sadakalarını bu taşın içine bırakırmış, ihtiyaç sahipleri de içinden ihtiyacı kadarını alırmış. Bu uygulama, “Bir elin verdiğini öbür elin bilmemesi” olarak

TARİHTE KİREÇ

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016

Page 30: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201628

TARİHTE KİREÇ » HORASAN HARCI

ifade edilen, yoksulun incitilmemesi ve onurunun korunma-sını esas alan bir duyarlılığın yansımasıdır. Caminin kuzeybatı köşesinde silindirik gövdeli ve tek şerefeli kesme taş minare yer alıyor. Kitabede minarenin, 1565 yılında Osmanlı padişa-hı Kanunî Sultan Süleyman tarafından yaptırıldığı yazıyor. Bu tarihte caminin iç mekânının onarıldığı da biliniyor.

Batı Kapı, şimdiki ismi “Tekstil Kapı”Bu kapının, Çarşı Kapı, Çıkış Kapısı, Gölgeli Kapı gibi isim-

lerinin yanı sıra, son zamanlarda yaygın olarak kullanılan ismi “Tekstil Kapı”dır. İnce taş işlemeciliğinin zirveye ulaştığı kapı, bir kilimi ya da seccadeyi anımsattığı ve yüksek oranda dan-tel örneklerini sergilediği için bu ismi almış. Kapıda en dikkat çeken unsur dışa çıkıntılı biçimdeki kilit taşıdır. Yüzeyi, demir-cileri simgeleyen güğüm başı motifli. Baş mimar bu eserin ta-mamında taşların birbirine geçme ve tutma şekli olan kilit taşı yöntemini kullanmış. Orta kısımda lale ve lale yaprakları bulu-nuyor. Bu eserde lale motifleri çok sayıda farklı şekillerde kul-lanılmış. Kapının iç kısmında sağ ve solda yer alan sütunlar, denge sütunlarıdır. Sağ denge sütununun üzerinde Allah lafzı orijinal Arapça metni ile yatay olarak yazılmışken, sol tarafta-ki sütunda Allah lafzı açılı tarzda yazılmış. Bu sütunlar 1939 Erzincan depremine kadar üzerindeki ok işaretleri yönünde dönüyordu. Batı kapıda mayıs ile eylül ayları arasında, ikindi namazından 45 dakika önce, insan silueti şeklinde bir gölge oluşuyor. Bu siluet, önce Kur’an okuyan, namaz saati yaklaştı-ğında ise ellerini bağlayarak kıyamda duran bir insan gölgesi şeklini alıyor. Bu kapı ile birlikte diğer kapılarda da yer alan bu siluetlerin bir tesadüf eseri olmadığı, çok kapsamlı bir fizik bilgisi ve çok ince hesaplarla yapılabileceği ve bugün hala bu ışık ve gölge oyunlarının sırrının tam olarak çözülemediği uzmanlar tarafından belirtiliyor. Kapının dışında sağ tarafta çift başlı kartal, sol tarafta ise hem çift başlı kartal hem de başı öne doğru eğik şahin motifi bulunuyor.

Cennet Kapı, en görkemlisiBu eserde her kapı ayrı bir güzelliğe sahip olmakla birlikte

en görkemli ve ihtişamlı kapı bu kapıdır. Kapı, kaleye baktığı

için Kale Kapı, kuzeye baktığı için Kuzey Kapı, cemaatin gi-riş kapısı olarak kullanıldığı için Cümle Kapısı gibi isimlerle anılmakla birlikte en yaygın bilinen ve kullanılan ismi Cennet Kapıdır. Bu kapıya cennet kapı adının verilmesi, üzerindeki tüm motiflerin cenneti tasvir etmesi sebebiyledir. Kuran-ı Ke-rim’de geçen cenneti anlatan ayetlerdeki eşsiz cennet nimet-lerinin tasvirleri burada taşa nakşedilmiş. Anlatılmak istenen cennet olunca, onu anlatan motifler de bir o kadar harika ve benzersiz olmuş. Kapının tamamı bir cennet bahçesine benzetilerek cennet ve cennetin katmanları anlatılmış. Ca-miyi yaptıran Beylik, Selçuklu Devleti’ne bağlı olduğundan, devletin başındaki sultanın ismine özellikle cennet kapıda yer vererek Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat’ı yüceltmiş.

Kapının kitabesi bu yapının en nadide kısımlarından biri. Kitabe beş ana parçadan oluşmuş, bitkisel bezemeler içeri-sine yazılarak harikulade bir çerçeve içine alınmış. Kitabenin başlangıç parçasında “gül” son parçasında ise “bülbül” mo-tifi işlenerek bu eserin yapılış gayesi dile getirilmiş. Gül pey-gamberimizi, bülbül ise onun Allah’a olan aşkını simgeliyor.

Şah Kapısı, mütevazı bir görünüme sahipCaminin doğu kısmında yer alan bu kapı klasik Selçuklu

üslubuyla yapılmış mütevazı bir görünüme sahip. Cami için-de şu an sadece iskeleti kalmış bölüme açılan, Şah’ın ibadet için camiye girişte kullandığı kapıdır. Osmanlı’daki “hünkâr kapısı” olarak tabir edilen kapılarla aynı fonksiyonu görüyor. Kapının insan boyundan küçük yapılmasının amacı, insanda tevazu ve kulluk bilincini ortaya çıkarmak ve Şah’ın yalnız Al-lah’ın huzurunda eğileceğini vurgulamak içindir. Hünkâr ka-pıları ve hünkâr mahfilleri, padişah ya da beyleri cemaatten soyutlamak amacıyla değil, olası suikast ve saldırılara karşı

Bu eseri farklı ve özgün kılan bir diğer

özellik de, uzaktan bakıldığında simetrik

olduğu düşünülen, fakat özünde asimetrik

olan bezemelerde yer alan on binlerce

motifin hiç birinin bir daha kendini tekrar

etmemesi; kâinattaki farklı varlıkların

muhteşem bir ahenk ve denge içerisinde

olduklarının taşa nakşedilerek gözler önüne serilmesidir.

Page 31: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 29

TARİHTE KİREÇ

korumak maksatlı yapılmış. Kapıdaki kitabede, Şah’a Cami-ye her girişinde gerçek mülk sahibini hatırlatmak istercesine, “Mülk, Kahhar ve tek olan Allah’a aittir” ayeti yazılı.

Darüşşifa, Anadolu’nun en eski hastanesiDivriği Darüşşifa (Şifahanesi) Anadolu’daki şifahaneler-

den (hastane) günümüze ulaşan en eski ve en önemlilerin-den biri. Şifahane, Osmanlı döneminde aynı zamanda pozitif ve dini ilimlerin verildiği bir medrese olarak da kullanılmış. Orta Asya Türk yapı geleneğine bağlı olarak inşa edilen Da-rüşşifa, doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen plâna sahip. Kesme taştan yapılan eser, kapalı avlulu, üç eyvanlı olup batı kanadı çift katlıdır. En belirgin örtü sistemi, ana eyvanın yıldız tonozudur. Yapıda beşik, sivri, aynalı, çapraz, artı ve yıldız tonozlar da kullanılmış. Avlusu, bezemeli sütunlara çift yönlü kemer atılımıyla artı biçimli dokuz bölüme ayrılmıştır. Orta bölümün üzeri, iki yanda beşik tonoz kollarının ortadaki köşe taşlı sekizgen kasnakla birleştiği camlı demir doğrama bir külâhla örtülü.

Darüşşifa’nın giriş kapısı, Taç KapıGörkemli bir yapıya sahip olan Darüşşifa’nın giriş kapısı

“Taç Kapı” olarak adlandırılmış. Kapının iç alınlık kısmında Selçukluyu simgeleyen beşgen ve sekizgen yıldız motifleri kullanılmış. Kapı üzerinde yer alan yıldız ve hilaller Türk bay-rağındaki hilal ve yıldızın bire bir aynısı. Pencereyi ortadan ikiye bölen sütun “denge sütun”dur. Baş mimar, bu kapı-dakinden başka iki adet de cami bölümündeki batı kapıya olmak üzere külliyeye toplam üç adet denge sütunu yerleş-tirmiş. Denge sütunları cami ve şifahanenin dengede olup olmadığını gösteriyor. Ancak bu sütunlar, 1939 yılındaki Er-zincan depreminden etkilenerek dönme özelliğini yitirmişler.

Taç kapıdaki denge sütununun sağ ve sol kısımlarındaki hilaller içine Süleyman mührü olarak nitelendirilen altıgen yıldızlar yerleştirilmiş. Kapının sağında ve solunda, kabartma rozet şeklindeki bitkisel bezemelerin üzerinde insan figürleri bulunuyor. Bunların yüzleri zamanla aşınmış.

Türbe, minber ve mihrapBüyük eyvanın solundaki odada Ahmet Şah, eşi Turan

Melek ve ailesinin kabirleri yer alıyor. Türbe kapısının üzerin-de tasavvufi sembollerle yüklü bir motif bulunuyor. Motifin üst tarafı bir tabut kapağı görünümünde. Bir bütün halinde bakıldığında motif, kefelerinde kalplerin tartıldığı bir terazidir. Terazinin orta denge çubuğunun birleştiği noktaya da ayrıca bir ters kalp oturtulmuş. Dünyanın en uzun ömürlü ağacı olan abanoz ağacından yapılan minber, cami ile yaşıt olup bugün hala orijinalliğini koruyor ve kullanılıyor. Anadolu Selçuklu Devleti zamanında yapılmış minberler arasında kündekâri tekniğinin şaheserlerinden olan minberi yapan usta, minbe-rin birleşim noktalarında tahta çivi, mukavemetini artırmak istediği noktalarda ise demir çivi kullanmış ve bu çivilerin baş-larını da gizlemiş. Bu minber ağaç işlemeciliğinde kullanılan dört stilin bir arada bulunduğu önemli eserlerden biri. Genel formu ve bezemeleri itibariyle çağdaş benzerleri olmakla be-raber, kabartma yazılarının çokluğu bakımından onlardan önde. Yaklaşık 12-13 yılda yapılan minberin ustası Tiflisli İb-rahim oğlu Ahmet, ismini mihrap tarafındaki onikigen yıldız içine işlemiş. Büyük boyutlu taş mihrap ise, kale kapısı ya da saray kapısını anımsatan biçimi ve dekorasyonu ile benzeri olmayan bir eser. Mihrap, sivri kemerli bir niş olup, kapılarda görülen rumi şekillerin derin ve iri silmeleriyle dikkat çekici hale getirilmiş. Genel olarak sadelik gözetilmekle beraber mihrap içinin göz hizasından yukarı kısmı üç boyutlu olarak işlenmiş. İşlemelerin alt kısmında ters ve içi boş kalpler, orta kısmında ters ama içi dolu kalpler, tepe noktasında ise Allah lafzının elifleri ortasına lale motifi yerleştirilmiş. Mihrabın önün-deki alanın üzerinde yer alan kubbede dört küçük pencere var. Bunlardan üçü tan ağarırken, günün ilk ışıklarını içeriye sabahyıldızı şeklinde ulaştıran, ustaca düşünülmüş yıldız bi-çimli küçük pencereciklerdir.

Caminin giriş kapısına ikindi güneşi düştüğü zaman gölgelerden oluşmuş, ayakta duran, yandan bir erkek silueti belirir. Bu siluetin önünde dikdörtgene benzer bir gölge daha vardır. Bu gölgelerin Kur’an okuyan ve namaz kılan bir adam olduğuna inanılır.

Page 32: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

“Sektörün önemli sorunlarından biri haksız rekabet”

SANAYİNİN SESİ » B. ARİF ÖNCÜ

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201630

Page 33: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 31

Merkezi Belçika’da bulunan Carmeuse Grubu’na bağlı Kimtaş Kireç San. Tic. A.Ş.

Genel Müdürü B. Arif Öncü, üniver-site eğitimini ABD’de, Purdue Üniver-sitesi’nde yapmış bir makine yüksek mühendisi olarak 20 yıldır kireç sek-töründe çalışıyor. Büyüme potansiyeli yüksek olduğu için kireç sektörünü tercih ettiğini söyleyen Öncü, gerek eğitim, gerekse iş hayatında bilgi, beceri ve tecrübeyi sürekli artıracak seçimler yapmaya çalıştığını, bunun özellikle gençler için, çalışma koşul-ları, ücret vs’den çok daha öncellikli olması gerektiğini dile getiriyor.Sektörde başarılı olmak için, “Özellik-le kalite ve verime odaklananlar, fab-rikalarını yenileyenler, bunu yaparken en iyi teknolojileri kullananlar, hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyetini öncelik olarak görenler bugün en re-kabetçi konumdalar” diyen Öncü, bir sanayici olarak kişisel tecrübeleri ile birlikte Kimtaş’ın gelişimini, kireç sa-nayisinin durumunu anlattı.

Kireç Dünyası okurları için kendini-zi tanıtabilir misiniz? 1964 yılı İzmir doğumluyum. Çocuk-luğum ve gençliğim, lise hayatımın sonuna kadar İzmir’de geçti. Herke-sin kalbinde, doğduğu, büyüdüğü şehrin özel bir yeri vardır. Bu duygu bende çok yoğun. İzmirli olmak bir gurur vesilesi. Üniversite eğitimimi ABD’de, Purdue Üniversitesi’nde al-dım. Makine yüksek mühendisiyim.İş hayatına Almanya’da başladım. Yedi sene kadar büyük ve çok hassas takım tezgâhları üreten bir firmada önce dizayn mühendisi, sonra pazar-lama mühendisi olarak çalıştım. Genç olmanın da enerjisiyle benim için çok öğretici ve çok keyifli yıllardı. Sonrası tilki ile kürkçü dükkanı hikayesi…

Hep bu sektörde miydiniz, neden bu sektörü tercih ettiniz?20 yıldır bu sektördeyim. Sektörün beni 20 yıl önce etkileyen yönü bü-yüme potansiyeliydi. Kirecin, gelişmiş ülkelerde yerleşmiş ve yaygın olan

bazı kullanım alanları Türkiye’de ne-redeyse bilinmiyor veya uygulanmı-yordu. Demir-çelik ve inşaat sektörleri dışındaki pazarlar çok küçüktü. Batılı ülkelerde ise çevre, kimya, tarım, de-mir dışı metaller ve zemin stabilizas-yonu neredeyse ana kullanım alanları olup, bunlardan özellikle çevre ve ze-min stabilizasyonu birçok ülkede en büyük pazar payına sahipti. Aradan geçen zaman içinde ülkemizde de bu alanlarda önemli gelişmeler oldu.Kirecin bu alanlarda kullanılmasının ekonomik faydası o kadar büyük ki, KİSAD olarak bizce bu gelişmelerin katlanarak artması ülkemiz için çok önemli.

Hem iş hem de kişisel olarak bu-günkü seviyenize gelene kadar nasıl bir süreçten geçtiniz. Sizin için önemli dönüm noktaları neler oldu?Sanırım gerek eğitim, gerekse iş ha-yatında bilgi, beceri ve tecrübeyi sü-rekli artıracak seçimler yapmak en

Sektörün bir sorununun haksız rekabet bir

sorununun da hammadde sahalarına ilişkin ruhsat

ve izinlerin onay süreçleri olduğunu dile getiren

Kimtaş Kireç San. Tic. A.Ş. Genel Müdürü

B. Arif Öncü’ye göre bugün sektörde

özellikle kalite ve verime odaklananlar, fabrikalarını

yenileyenler ve müşteri memnuniyetini öncelik

olarak görenler en rekabetçi konumdalar.

Spor yapmaktan çok hoşlandığını ve fırsat buldukça yaptığını söyleyen Kimtaş Kireç San. ve Tic. A.Ş. Genel Müdürü B. Arif Öncü, “Ama olması gereken haftada üçü tutturamıyorum. Hatta sıfır çektiğim çok oluyor. Ayrıca bir İzmirli olarak denizin hakkını vermek gerekiyor. Aile olarak hayatımızda yelken ve denizin önemli bir yeri var” diyerek, iş dışındaki uğraşları ve hobilerinden söz ediyor.

SANAYİNİN SESİ

Page 34: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201632

önemli konu. Bunun, özellikle genç-ler için, çalışma koşulları, ücret vs’den çok daha öncellikli olması gerektiğini düşünüyorum. Durmadan, düşünme-den tuğla üzerine tuğla koymanın pe-şinde koşmak lazım. Sonra bir bakı-yorsunuz ki bir duvar ortaya çıkmaya başlamış. Sonra yine devam… Hayata, emeğe, insana karşı saygı ve sevgi yine en önemli konulardan. Dikkatli analiz, planlı, özenli ve çok ça-lışma, ölçülü, dengeli yaşam… Bence önemli unsurlar bunlar.

Kireç sektörünün önde gelen şir-ketlerinden birinin başında olmak, size ve sizin gibi sanayicilere ne tür sorumluluklar yüklüyor?İlk sıraya İSG (İş Sağlığı ve Güvenliği) konusunu koymak gerekiyor. Kimtaş olarak özellikle son yıllarda en yoğun eforu sarf ettiğimiz konuların başında bu geliyor. Bizim için en öncelikli olan, çalışma arkadaşlarımızın her gün me-sai bitiminde evlerine sağlıklı ve huzur içinde gitmeleri. İSG’nin hemen ardın-

dan ise çevre duyarlılığı geliyor. Bu iki konu, sorumluluklarımızın başında yer alıyor. Çünkü bunlar faaliyetlerimi-zin sürdürülebilir olmasının ön koşul-ları. Bence bunların hemen ardından da ülke ekonomisine ve teknolojik gelişmeye katkı sağlamak geliyor. Bu da, yeni alanların, teknolojik uygula-maların, yeni sanayi kollarının ve ihra-catın gelişmesine katkıda bulunmak yolu ile olabilir. Şirket içine dönük olarak ise çalışanların sürekli gelişimi öncelikli olmalı. Özellikle mesleki eği-timler çok önemli. Tabii topluma karşı bir diğer sorumluluğumuz da sosyal sorumluluk projeleri.

Hayatın her alanında olduğu gibi iş hayatında da değişimler oluyor. Sizce sektörünüzde son 20 yılda iş yapış biçimleri, iş ilişkileri, teknolo-jiler, küreselleşme gibi konularda ne gibi değişiklikler oldu?Çok önemli değişiklikler oldu. Talep tarafından başlayalım: Özellikle sana-yi müşterilerimiz kalite çıtasını sürekli

yükselttiler. Bu durum ürün kalitesin-de olduğu gibi lojistik hizmetleri, am-balaj, hızlı ve zamanında sevkiyat gibi hizmet kalitesi unsurlarını da kapsadı.Bunlara ilaveten, özellikle sektördeki yoğun rekabet dolayısıyla, verimlilik öne çıktı. Örneğin, son yıllarda ya-pılan yatırımlar hep en iyi, en verimli teknolojileri kullanarak yapıldı. Üretim süreçleri gözden geçirilerek daha az sarflarla daha çok üretim yapmanın yolları bulundu. Bunların dışında, daha önce de belirttiğim gibi, İSG ve çevre konularına verilen önem ve ya-pılan çalışmalar çok çok arttı. OHSAS sertifikasyonları, sürekli emisyon öl-çümleri ve on-line raporlamayı bunla-rın son örnekleri olarak gösterebiliriz.

Sizce sektörünüzde ne tür fark ya-ratanlar, hangi konularda öne çı-kanlar başarıyı yakaladı?Az evvel söylediğim gibi, özellikle ka-lite ve verime odaklananlar, fabrikala-rını yenileyenler, bunu yaparken en iyi teknolojileri kullananlar, hizmet kalite-

SANAYİNİN SESİ » B. ARİF ÖNCÜ

Page 35: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 33

si ve müşteri memnuniyetini öncelik olarak görenler bugün en rekabetçi konumdalar.

Bugünkü aklınızla yirmili yaşları-nıza dönseydiniz, iş hayatınızda neleri değiştirirsiniz? Başka bir iş başka bir sektör tercih etseydiniz bu hangisi olurdu?Sadece bugünkü akılla geriye bak-mak doğru olmaz sanırım. Her dö-nemin ekonomik imkanları, piyasa koşulları, bilgi ve teknolojik seviye, iş kanunundan çevre kanununa kadar her etken önemli. Bu şekilde bakınca, geriye dönük olarak değiştirmeyi dü-şüneceğim pek bir şey bulamıyorum doğrusu. Bunda sanırım şunun etkisi var: yıllarca, büyüklerim ve çalışma arkadaşlarımla birlikte hep günün imkanlarını zorlayarak, daha kaliteli ürün, yeni pazarlar, yeni ürünler, yük-sek verim, daha fazla yatırım kovalayıp durduk. Günün şartlarında gelişme adına yapılabilecek her şeyi yaptığı-mızı düşünüyorum. Başka bir sektör

tercih etmiş olmakla ilgili kuvvetli bir duygum yok. Her sektörün zorlukları, fırsatları, hakim olunması gereken de-tayları, incelikleri var. İnsan çalışmayı sevdikten sonra sektörün çok önemli olmadığını düşünüyorum. Yine de finans, hizmet, medya gibi sektörler-den ziyade üretim odaklı sektörlerin bana hitap ettiğini söyleyebilirim.

Sektörün bugünkü durumunu na-sıl değerlendiriyorsunuz? Sektörle ilgili en önemli sorunlarınız neler? Çözüm konusunda kimlere ne tür görevler düşüyor?Sektörün önemli sorunlarından biri haksız rekabettir. Bir yanda tüm ka-nuni vecibelerini yerine getiren ve yatırımlarında İSG’den çevreye, kali-teden verime tüm konularda Avrupa standartlarının dahi üzerine çıkan üreticiler, diğer tarafta izinsiz, ruhsat-sız çalışarak, kayıtsız işçiden faturasız satışa, çevre mevzuatındaki boşluk-lardan yararlanmaya kadar toplam-da büyük maliyet avantajlarına varan

haksız rekabet var. Bu konunun çö-zümü ağırlıklı olarak mevzuatın uygu-lanabilirliği, denetimi ile yerel yöne-timlerin takibi ve popülizmden uzak, adil yaklaşımlardan geçiyor. Bir diğer önemli sorunumuz ise üretim tesisleri için önem arz eden hammadde saha-larına ilişkin ruhsat ve izinlerin onay süreçlerinin çok uzun olması.

Sizce KİSAD, sektör için ne ifade ediyor?KİSAD sektör için çok önemli. Birçok misyonu arasında bence en önemli olanı, çevre, sanayi ve inşaatta, özel-likle yol yapımında kireç kullanımına ilişkin gelişmiş ülkelerde yaygın olan ve ülke ekonomilerine çok önemli katkılar sağlayan teknoloji ve uygula-ma alanları ve makine-ekipman konu-larında yaptığı tanıtım, bilgilendirme sunumları, teknik gezileri ve deneme uygulamalarıdır. KİSAD olarak özellik-le ülke ekonomimiz için çok önemli gördüğümüz kullanım alanlarının ge-lişmesi için çalışıyoruz.

Kimtaş’ın Türkiye’de beş fabrikası var

Kimtaş’ın bugün Pınarhisar (Kırklareli), Bartın, Soma (Manisa), Muğla ve Torbalı’da (İzmir) faal üretim yapan beş, Bergama’da (İzmir) ise Ar-Ge üssü olarak kullandığı bir fabrikası var. Gerek hammadde özellikleri gerekse kul-landığı üretim teknolojileri çeşitlilik arz eden firma bu yapısı ile yılda 1 milyon tonun üzerinde çeşitli özelliklerde kireç üretim kapasitesine sahip. Bu kapa-sitenin şu an için ülkemizdeki en yüksek üretim kapasitesi olduğunu dile getiren Kimtaş Kireç San. ve Tic. A.Ş. Genel Müdürü B. Arif Öncü, “Tabii ki, her işte olduğu gibi, sektörümüzde de en az nicelik kadar nitelik de önemli. Dolayısıyla, sürekli çeşitlenen ve kalite çıtası yükselen müşteri taleplerini kar-şılayabilmek için biz de sürekli çalışıyor, yatırımlar yapıyoruz.

Mevcut pazarlar için yeni ürünler ve bunun yanı sıra, yurtiçi ve dışın-da yeni pazarlar geliştirmek, kalite ve verimi yükseltmek gibi birçok alanda birden çalışıyoruz. Ülkemizde gelişen teknoloji neticesinde özellikle sanayi müşterilerimizden ürün kalitesinin yanı sıra yeni kimyasal ve fiziksel özellik-lerde taleplerle karşılaşıyoruz. Bunları geliştirmek ihracatımızın gelişmesine de önemli katkılar sağlıyor. Süreklilik de çok önemli. Bu bağlamda çevresel yatırımlarımıza, iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarımıza, kalite süreçlerimize yoğun emek harcıyoruz” diyor.

SANAYİNİN SESİ

Page 36: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201634

Resmi Gazete’de 20 Mayıs 2016 tarihinde yayın-lanan yeni İş Kanunu ile artık çalışanların farklı işverenler nezdinde, kısa sürelerle çalışması bir

nevi kiralanması söz konusu olabilecek. Bundan sonra çalışanlar, uygulamada “bordrolama şirketi” denilen şir-ketlerden gelebilecek dönemsel iş teklifleri ile karşılaşa-bilecek. Yasa hükmü yeni olduğu için, çalışanların kıdem tazminatları, ücret ve diğer hakları ile ilgili olarak uygula-manın ne şekilde işleyeceği tam olarak belli değil. Ancak her halükarda bu tür anlaşmaları yaparken, dikkatli olup; ücret ve haklarının sınırlarını iyi çizmeleri gerekecek.

Uzaktan çalışma kanunen kabul edildi Evden çalışma, sahada çalışma gibi çalışma şekilleri-

ne ilişkin İş Kanunu’na bir ekleme yapıldı ve artık “uzak-tan çalışma” kanunen kabul edilen bir çalışma tipi oldu. Çalışanlar, bu şekilde bir çalışma için işverenleri ile anla-şıyorlarsa bundan sonra mutlaka yazılı bir iş sözleşmesi imzalayacak. Sözleşmede hangi saatlerde, hangi ekip-manlarla, hangi sistem ile çalışılacağı açıkça belirtilecek.

Mobbing ile ilgili haklar genişletildi Psikolojik taciz, yıldırma (mobbing) konusunda yasal

Yeni İş Kanunu ve Torba Yasa hangi yenilikleri getiriyor?

Yeni çıkan kanun ve torba yasalar çalışanları yakından ilgilendi-riyor. Yakında kabul edilmesi beklenen İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı da birçok yasal değişiklik getirecek. Bundan sonra çalı-şanlar, farklı işverenler tarafından kısa süreler için “kiralanabile-cek”, uzaktan çalışabilecek. İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı’nın yürürlüğe girmesi ile işe iade davası açan çalışanın, artık boşta

geçen süresinde SGK primleri ödenmeyecek.

YENİ KANUN VE YASALAR

Page 37: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 35

anlamda, çalışanı koruyucu mahiyette birtakım dolaylı hükümler vardı ancak açık bir tanımlama bulunmuyordu. Geçen Nisan ayında yürürlüğe giren Türkiye İnsan Hak-ları ve Eşitlik Kurumu Kanunu ile mobbing konusu, mev-zuata “işyerinde yıldırma” adıyla girdi. Artık çalışanlar, mobbinge uğradıkları takdirde hem işverenden bu duru-ma son verilmesini talep edebilecek, hem de eğer işve-renle çözüme ulaşamazlarsa, valilik ve kaymakamlıklarda oluşturulacak şikayet birimlerine başvurarak, mobbingin önlenmesini talep edebilecek. Bu şikayetler üç ay içinde sonuçlandırılacak ve eğer çalışan ve işveren uzlaşamazsa işverenler aleyhine idari para cezası kesilebilecek. Elbette mobbingin tespiti halinde, çalışanın ayrıca tazminat da-vası açma hakkı da mevcut. Yeni düzenlemeye göre, şir-ket, mobbing yüzünden idari para cezası ödemek zorunda kalırsa, bu parayı psikolojik yıldırmayı yapan çalışanın-dan tahsil edebilecek.

İşe iade davalarında, SGK primleri ödenmeyecekBir de Meclis’te kabul edilen İş Mahkemeleri Kanu-

nu Tasarısı’nın yürürlüğe girmesi durumunda çalışanları ilgilendiren değişiklikler ana hatlarıyla şöyle olacak: İşe iade davası açan çalışanın artık, boşta geçen süresinde SGK primleri ödenmeyecek. Mevcut düzenlemede, bir çalışan işe iade davası açtığında, lehine işe iade kara-rı verildiğinde, Mahkeme aynı zamanda dört aya kadar boşta geçen/yargıda geçen süreye ilişkin ücret ve sosyal haklarının da ödenmesine hükmediyor ve bu süre içinde çalışanın, aynen fiilen çalışmış gibi SGK primleri ödeni-yor. Yeni tasarıda ise, SGK primi ödeme zorunluluğu ortadan kaldırılacak ve sadece dört aylık ücret tutarında

tazminata hükmedilebilecek. Bu da çalışanın aleyhine bir gelişme demek; çünkü sigortalılık yönünden prim ödeme gün sayısında kayba uğradığı gibi sosyal hak (yemek, yol, ikramiye vs) ödemesi de alamayacak.

Arabulucuya başvurmak zorunluDava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorunlu

olacak. Mevcut yasalara göre, çalışan iş akdi devam eder-ken ya da sona erdiğinde, alacak veya işe iade davası açabiliyor. Yeni tasarıda ise, dava açmadan önce, “arabu-luculuk” uygulamasına başvurması şart olacak. Çalışan,

işvereninden bir alacak talep edi-yorsa ya da işe iade olmak istiyorsa önce arabulucuya gidecek. Arabu-lucu çalışanı ve işvereni bir araya getirip uzlaştırmaya çalışacak; eğer uzlaşamazlarsa, çalışan dava yolu-na gidebilecek. Bu uygulamada, çalışanın herhangi bir hak kaybına uğramaması için, dava açma süre-lerinin de duracağını belirtmek ge-rek. Yani arabulucuya başvurulan süre içinde, işe iade davası için bir

aylık dava açma süresi ya da alacaklar için zamanaşımı süreleri işlemeyecek.

Yıllık izin ücreti ve tazminat talepleri için zamanaşımı süresi de kısalacak. Mevcut düzenlemede, kıdem tazmi-natı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarını talep edebilmek için çalışanların 10 yıllık zamanaşımı süreleri mevcut.

Bu süre içinde bu alacakları isteyebiliyor. Süre geçti-ği takdirde, eğer işveren itiraz ederse, zamanaşımından ötürü alacaklarını alamıyor. Yeni tasarıda, bu süre iki yıla düşürülüyor. Yani böyle bir hak iddia eden çalışanın (üc-ret ve ücret niteliğindeki diğer haklar hariç) iki yılı geçir-meden dava yoluna gitmesi gerekecek.

YENİ KANUN VE YASALAR

Page 38: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Nimsan ürün çeşitliliği ile fark yaratıyor

Yıllık 250 bin torba kireç üretimi ile faaliyetlerine başlayan Nimsan Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Yönetim

Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Salih Ahmed Şöhretoğlu, bugün beş marka ile çok geniş bir

yelpazede üretim yaptıklarını belirtiyor. Yıllar içinde farklı sektörler için üretim yaparak büyüyen Nimsan,

uzun vadede ihracat yapmayı da hedefliyor ve bununla ilgili altyapı çalışmalarını planlıyor.

ÜYE TANITIMI » NİMSAN

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201636

Page 39: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 37

ürün çeşitliliği ile fark yaratıyor

Tokat’ın Niksar ilçesinde 40 bin metrekarelik alana 1988 yılında kurulan ve 1992 yılında faaliyete geçen kireç sektörünün önde gelen üreticilerinden Nimsan

Sanayi ve Ticaret A.Ş., sürekli artan taleple birlikte yıllar içinde ürün yelpazesini geliştirdi. Bugün Nimsan, Serge, Yapımaster, İzomaster ve Yapıtherm adında beş marka ile; inşaat, yapı elemanları, yalıtım malzemeleri, yol yapım işleri, nakliye, kimya endüstrisi, deri sanayi ve bazı diğer sanayi sektörleri (yağ, demir-çelik, termik santraller, çeşitli maden işletmeleri) ile tarım sektörüne ürün veren firmanın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Salih Ahmed Şöhretoğlu ile Nimsan’ın dününü, bugününü ve sektörü konuştuk.

Öncelikle Nimsan’ın kuruluş hikayesini bizimle paylaşabilir misiniz?Nimsan Sanayi ve Ticaret A.Ş., 1988 yılında Tokat’ın Nik-sar İlçesinde bölgede bulunan zengin kireçtaşı ve kalker ocaklarını değerlendirmek, bölgenin inşaat ve sanayi kire-ci ihtiyacını karşılamak amacıyla yerel yatırımcılar tarafın-dan, 40 bin metrekarelik alana kuruldu. Üretimine 1992 yılında, 20 çalışanı ile yıllık 250 bin sönmüş torba kireç yani 12 bin 500 ton sönmüş kireç üretimi ile başladı. Sürekli artan taleple birlikte gelişen ürün yelpazesine inşaat, yapı elemanları, yalıtım malzemeleri, yol yapım işleri, nakliye, kimya endüstrisi, deri sanayi ve bazı diğer sanayi sektörleri (yağ, demir-çelik, termik santraller, çeşitli maden işletme-leri) ile tarım sektörünü kattı. Çalışma hayatına kireç üreti-mi ile giren Nimsan bugün itibariyle; hemen her sektörde kullanılacak kireç ve inşaat sektöründe kullanılan birçok ürün üretimi ile sektörün önde gelenleri arasında yer alıyor.

Üretimine; kireç ve kireç ürünleri, ısı yalıtım malzemeleri, su yalıtım ve izolasyon malzemeleri, hazır sıva, derz, se-ramik yapıştırıcısı gibi bir çok ürünle devam eden, bugün günlük kireç üretim kapasite 150 ton/gün olan firmamız, Nimsan, Serge, Yapımaster, İzomaster ve Yapıtherm adın-da beş marka ile üretim yapıyor. Lokal bir firma olmaktan çıkıp ulusal ve uluslararası bir firma kimliği olan Nimsan, tüm yurtta nakliye ve sevk konusunda müşterilerin istekle-ri doğrultusunda paletli, streç filme sargılı, big bag’li, veya sentetik torba ambalajlı imalat ve sevkiyat yaparak, ürünle-

Nimsan Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Yönetim Kuru-lu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Salih Ahmed Şöhretoğlu: “Sektörümüzde son tüketicinin aklına ki-reç denildiğinde ilk olarak inşaat kireci geliyor. İnşaat kireci ise bu bilinilirliğe tezatla piyasada eski rağbeti göremiyor. Oysaki kireç ürünü hem sağlıklı olması hem de dayanıklılığı artırması sebebiyle alternatif ola-rak görülen ürünlerden daha iyi bir seçenek. İnşaat-çının fiyat ve kolaylık açısından başka ürünleri tercih etmesinin önüne, kireç ürünü ancak çevre normları ile çıkabilir. Biz kireç üreticileri her ne kadar inşaat kireci dışındaki türlerle üretim hayatımızın eksik ka-lan kısmını tamamlasak da inşaat kireci eski itibarına kavuşturulmalıdır” diye konuşuyor.

“İnşaat kireci eski itibarına

kavuşturulmalı”

ÜYE TANITIMI

Page 40: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201638

ÜYE TANITIMI » NİMSAN

rini bayiler aracılığı ile yurdun dört bir köşesindeki tüketici ile buluşturuyor. Her geçen gün büyüyen Nimsan, ha-len 120 personel istihdam ediyor.

Nimsan, kurulduğu günden bugü-ne nasıl bir gelişme kaydetti? Bu-güne kadar hangi projeleri hayata geçirdiniz?İnşaat sektöründe kullanılan birçok ürünü üreterek ülkesine destek ve-ren Nimsan, inşaat alanında tüketilen sağlam ve kaliteli ürünleriyle sektörün öncüsü. Nimsan AŞ Niksar´ın ve böl-genin en güçlü kuruluşu olma yolun-da emin adımlarla ilerliyor. Nimsan´ın çalışkan ekibi kurulduğu günden itibaren Ar-Ge çalışmalarına önem vererek, çalışma hayatını profesyo-nel bir şekilde devam ettiriyor. Güçlü yönetim anlayışı ve çalışanlarının ba-şarıları ile her yıl gücüne güç katarak büyüyor. Nimsan AŞ olarak şu anda kireç üretimi dışında ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu enerjiye destek amaçlı ürettiğimiz kaliteli ürünlerle hem kendi alanımızda büyüyoruz, hem de ülke ekonomisine önemli destek sağlıyoruz. Nimsan AŞ, kurul-duğunda ürün gamında sadece kireç grubunu barındırırken zaman içinde ürün çeşitliliğine giderek 2001 yılında

satıh kaplama asfalt imalatı ile serme sıkıştırma hizmetleri, 2004 yılında yapı kimyasalları ve tarım kireci tesisi, 2007 yılında su yalıtım ürünleri tesisi, 2011 yılında hazır beton tesisi, 2013 yılında da Nimsan Vadi Evleri ve Nim-san Vefa Evleri adındaki iki projede toplam 280 konut yaptı. Nimsan AŞ olarak, kendi ürettiğimiz malzemeler-le yine kendi bünyemizde gerçekleş-tirdiğimiz konut projelerimiz Nimsan Vefa Evleri ve Nimsan Vadi Evleri’ni yapmanın da mutluluğunu yaşıyoruz. Bu projelerle Niksar´da bir ilki başar-maktan gurur duyuyoruz. Kurduğu tesislerde bugün üretimine devam eden firmamız, bu ürün çeşitliliğinden sonra bölgemizin en büyük firmaların-dan biri oldu. Bu büyüme ile birlikte doğrudan 350 dolaylı olarak binlerce kişiye istihdam sağlıyoruz. Yıllık 37 bin 500 ton sönmüş kireç, 30 bin ton sönmemiş kireç, 7 bin 500 ton tarım kireci, 800 bin ton agrega, 25 bin ton yapı kimyasalları üretip satıyoruz.

Üretim yaptığınız tesisleriniz, fabri-kalarınız hakkında da bilgi verebilir misiniz?Üretim yaptığımız tesislerimiz toplam 40 dönüm arazi üzerine kurulu. Kireç tesisimiz bin 500 metrekarelik, yapı

kimyasalları tesisimiz bin 200 metre-karelik, su yalıtım ürünleri tesisimiz 800 metrekarelik alanda, sosyal tesis-lerimiz de dahil toplam 5 bin metreka-relik kapalı alanda üretim yapıyoruz.Kireç üretim tesisimizde Eberhard tipi yüksek fırınla 30 bin ton/yıl sönmem-miş kireç ve bu sönmemiş kireçten de 37 bin 500 ton/yıl sönmüş kireç üretimini 25 personel ile yapıyoruz. Burada, 10-20 cm ebadındaki kireç-taşının (CaCO3) yüksek kaliteli pet-rokok kömürü ile yakılması sonucu sönmemiş kireç oluşuyor. Bu oluşan kireç sarkaç toplu değirmende öğü-tülerek boyutça 100 mikronun altına indiriliyor. Değirmende öğütülen sön-memiş kireç su ile reaksiyona girerek sönmüş kireç halini alıyor. 40 bin ton kapasiteli kapı kimyasalla-rı tesisimizde 17 çeşit ürün ile fason üretimler 15 personel tarafından 20 ton/saat kapasiteli tesisimizde üretili-yor. Su yalıtım üretim tesisimizde 15 personel ile 19 çeşit ürün üretiyoruz. Toplam 800 bin ton/yıl kapasiteli ag-rega üretim tesislerimizde 45 perso-nel ile çalışmamıza devam ediyoruz. Bu tesislerden kendi beton santralimi-zin, çevremizde bulunan beton sant-rallerinin, HES santrali inşaatlarının agrega ve beton ihtiyaçlarını da kar-

“Kireç Sektörü, çok çeşitli ürün gamıyla, birçok sektöre hitap edişiyle, teknolojik alt yapısıyla, istihdam potansiyeliyle aslında ülkemiz için önemli bir konumda. Derneğimizin çalışmalarıyla sektör saygınlığının devlet ve piyasa nezdinde artarak yükseleceğine inancımız tam. Bu röportaj vesilesiyle birliğimize teşekkür ediyor, çalışmalarınızda kolaylıklar diliyorum.”

Salih Ahmed Şöhretoğlu:

Page 41: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 39

ÜYE TANITIMI

şılıyoruz. Erbaa-Reşadiye bölünmüş yol yapımının agre-gası da firmamız tarafından sağlanıyor. Asfalt kaplama işlerinde de 20 personel çalışıyor.

Nimsan olarak, kireç sektöründeki yerinizi, sektör-den ne kadar pay aldığınızı söyleyebilir misiniz?Nimsan’ın kurulduğu yıllarda ülkemizde bulunan kireç üreticisi sayısı bugünkü kadar değildi. Derneğimizin üyeleri ile birlikte biz de bu piyasada ekmeğimizi ara-yan bir firmaydık. O günün kireç sektörünün kundaktaki bebeği sayılan Nimsan, geçen zaman içinde sektördeki gelişmeleri takip ederek, ülkemizin çeşitli illerinde ürün-lerini pazarlayarak, pazarı tanıyarak, ürün taleplerine göre arzı şekillendirerek artık çok oyunculu bir pazar olan kireç sektörünün eskilerinden, tecrübelilerinden biri oldu. Geliştiği yıllarda pazar payını gitgide artıran firmamız; içinde inşaat kireci, sanayi kireci, deri sanayi kireci, tarım kireci, kimyasal kireç gibi birçok unsuru barındıran bu pazarda bölgesinin önde giden firmala-rından biri haline geldi. Gerek satışları, gerek tecrübesi, gerekse güvenilen markalarıyla Nimsan; tüketicinin de yapı marketlerinin de müteahhidin de sanayicinin de ter-cihi haline geldi ve bu konumunu koruyor.

Biraz da gelecek planlarınız ve hedefleriniz hakkın-da bilgi verebilir misiniz? Şirketimiz şu an elinde bulunan tesisleriyle iç piyasa taleplerini karşılamaya hakim. Ancak gelişen zaman içinde tahmin edilecek ihtiyaçlardan ötürü önümüzde-ki aylarda küçük çaplı eklemelerle üretim ve sevkiyatını kolaylaştırmayı düşünüyor. Bunlar dışında uzun vadede yine ihracat yapmak isteyen şirketimiz, olası bir talebe hazırlıklı olmak adına üretim tesislerini de önümüzdeki yıllarda geliştirmeyi hedefliyor.

• Sönmüş İnşaat Kireci: İnşaatlarda sıva harcı yapımında ve yapı kimyasallarında kullanılıyor.• Sönmüş Sanayi ve Deri Sanayi Kireci: Çevre rehabili-tasyonlarında, su arıtma tesislerinde, baca gazı arıtma tesislerinde, atık çamurlarının şartlandırılması, deri sana-yisinde kullanılıyor.• Sönmüş Kimyasal Kireç: Kimya endüstrisinde, gıda endüstrisinde, cam, pvc, lastik, kağıt, yağ sanayisinde, bazı madenlerin elde edilmesinde flatasyon tesislerinde (kurşun, çinko gibi) kullanılıyor.• Sönmüş Badana Kireci: Duvar ve tavan badanasında kullanılıyor.• Hidrolik Kireç: Eski ve tarihi binaların onarımında yapı harcında kullanılıyor.• Sönmemiş Toz Kireç: Altın üretiminde liç sahalarında, gazbeton üretiminde kullanılıyor.• Sönmemiş Kelle Kireç: Demir çelik sanayinde kullanı-lıyor.• Tarım Kireci: Toprağın PH’ının düşük olduğu bölgeler-de toprağın PH’ını arttırarak bitkilerin topraktaki besinleri almasını sağlamak, toprağın ve bitkinin bazı mineralleri-ni karşılayarak ürünün daha kaliteli olmasını sağlamak amacıyla kullanılıyor.• Yapı Kimyasalları: Bu alanda Nimsan; Nimsan, Serge, Yapımaster markalarıyla 17 çeşit ürün üretiyor. Yapı kim-yasallarında fason ürün olarak bölgesel ve ulusal firma-lardan oluşan üç firmaya da üretim yapılıyor. Yapı kim-yasallarında kullanılan dolgu malzemeleri de yine kendi tesislerinde üretiliyor.• Su Yalıtım Ürünleri: Su yalıtım ürünü olarak İzomaster markası altında 19 çeşit ürün üretilip satışı yapılıyor. Ayrı-ca çatı örtülerinin altında su yalıtımı için kullanılan Serge markası altında dört çeşit Kiremitaltı denilen üründen de üretiliyor.• Beton ve Yol Agregası, Yol Yapım İşleri: Kendi beton santralinin, çevrede bulunan diğer beton santrallerinin, HES santrali inşaatlarının agrega ve beton ihtiyaçlarını da karşılıyor. Erbaa-Reşadiye bölünmüş yol yapımının agre-gası da Nimsan tarafından sağlanıyor. Bölgedeki Özel İdare ve belediyelere ait kaplama asfalt işlerini de 2001 yılından itibaren Nimsan yapıyor.

Nimsan’ın hangi ürünü

hangi sektörde kullanılıyor?

Page 42: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201640

ÇEVRE

Bilindiği üzere Sürekli Emisyon Ölçüm Sistemleri (SEÖS) tesislerin proses bacalarında oluşan emisyonların öl-

çümünü yapmak, emisyonların kontrolünü sağlamak ve ölçülen tüm verilerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na online olarak aktarımı-nı yapmak amacıyla kurulmuş sistemlerdir.

3.7. 2009 tarihli ve 27277 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’ne (SKHKKY) göre sürekli emisyon ölçüm sistemlerinden alınan verilerin limit değerlerini, limit aşımı durumlarında şirketleri nelerin beklediğini ve ayrıca 12.10.2012 tarihli ve 28082 sayılı Res-mi Gazete’de yayımlanan Sürekli Emisyon Ölçüm Sistemleri Tebliği’ne göre cihazlarda

arıza ve bakım olması durumunda yasal ola-rak belirtilen sınır değerler ve bu değerlerin aşılması durumunda yasal olarak uygulana-cak işlemler hakkındaki açıklamalar aşağıda belirtilmiş.

Sınır değer aşımı olması durumunda yasal limitlerin değerlendirilmesi

SKHKKY’nin EK-5.c.5’inde kireç üretimi yapan tesislerin baca gazındaki toz emisyonu 100 mg/Nm3 değeri ile sınırlandırılmış. Yö-netmeliğe göre ölçümü yapılmakta olan diğer parametrelerde (CO, O2 ve debi) herhangi bir sınır değer bulunmuyor.

1-Aynı yönetmeliğin 17. maddesine göre sü-

SEÖS’nin tüm verileri, online sisteme aktarılıyor

Sürekli Emisyon Ölçüm Sistemleri’nin (SEÖS) kireç bacalarına montajından sonra, 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren tüm verilerin online olarak Bakanlık sistemine aktarılması yasal bir zorunluluk haline getirildi. Bu tarih itibarıyla

Türkiye’de kireç üretimi yapan tüm tesislerin ölçüm verileri, Bakanlık sistemine iletilmeye başlandı.

Hakan TolungüçKİMTAŞ Çevre Yönetim Birimi ve Yasal Süreçler

SorumlusuKİSAD Teknik Komite Üyesi

Page 43: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 41

ÇEVRE

rekli emisyon ölçümü yapılan tesislerde bir yıl içinde yapılan sürekli ölçüm sonuçlarının EK-3.d.1 de yer alan değerleri veya bir yıl içinde yapılan ölçümlerin yüzde 5’inde sınır de-ğerlerin aşılmaması gerekiyor. Bu değerin aşılması halinde çevre izni iptal ediliyor.

Bu durumun daha net anlaşılması için bir örnek ile açık-lamak istersek;Örnek 1

Bir yılın 300 gününde tesisin çalışacağını düşünelim, 300 günde alınan bu ölçümlerde;

Toplam veri sayısı = 300 gün/yıl x 48 yarım saat/gün x 0,05 = 720 yarım saat/yıl olsun.Açıklama: 300 gün boyunca alınacak bu ölçümlerdeki ve-rilerin bir yılda maksimum 720 adet yarım saatlik verisinde sınır değer aşılabilir. Bunu gün hesabı gibi düşünürsek bir kireç fabrikası yıllık 300 günlük çalışma döneminin 15 tam günü sınır değeri aşıyor ise Çevre İzni iptal ediliyor.

2-Toz emisyonu için yönetmelikte geçen 48 saatlik sınır değer aşımı değerlendirmesine bakıldığında ise 48 saatlik ardışık tüm ortalama değerlerin yüzde 97’si emisyon sınır değerinin yüzde 110’unu geçmiyorsa emisyon sınır değer-lerine uyulduğu kabul ediliyor. Bir başka deyişle kireç üretim tesislerinde sadece toz parametresinde 100 mg/m3 sınır değeri olduğu için bu yüzde 110’luk sınır değer 110 mg/Nm3’e tekabül ediyor. Örnek 2

Bir yılda 300 gün tesisin çalışması planlanmakta olup, geri kalan 65 günde fırın revizyonu planlanıyor.

300 günde 150 adet ardışık 48 saatlik veri bulunuyor. Ölçümlerin yüzde 3’ü = 150 x 0,03 ≈ 4

Açıklama: Yönetmelikteki yüzde 3’lük sınır değeri aşma sayısı değerlendirilirse 4 adet 48 saatlik veri ortalamasının sınır değerleri geçmesine izin veriliyor. Bu değerin 5 olması durumunda yani beş adet ardışık 48 saatlik verinin 110 mg/m3’ün üzerinde olması durumunda çevre izni iptal ediliyor.

3-SKHKKY’nde sınır değer aşımları ile ilgili olarak geçen di-ğer bir maddede ise hiçbir takvim ayındaki sürekli emisyon ölçümlerinin ortalamasının emisyon sınır değerlerini geçme-mesi durumunda emisyon sınır değerlerine uyulduğu kabul edildiği belirtiliyor. Cihaz arızası ve bakımı olması durumunda limitlerin değerlendirilmesi SKHKKY parametrelerdeki sınır değer aşımlarının dışında cihazlarda olası arızalarda ve ci-hazlara bakım yapılması esnasında veri kayıplarına da sınır değerler getirmiştir. Kayıplara ilişkin değerlendirmeler Sürekli Emisyon Ölçüm Sistemleri Tebliği’nde yer alıyor.

SEÖS Tebliği’nin 37. maddesinin 14. fıkrasında SEÖS’de-ki arıza ya da bakım nedeniyle, bir günde altı saatten daha fazla süreli ortalama değerlerin geçersiz olması durumunda o gün ölçülen tüm verilerin geçersiz sayılacağı belirtiliyor. Yine aynı fıkraya göre arıza ve bakım olması durumunda işletme-nin faal olarak çalıştığı gün sayısının yıl içindeki toplam gün sayısının yüzde 95’inden az olmaması gerekiyor.

Örnek 3Bir fabrikada yılda 320 günde tesisin çalışması planlan-

maktadır. Toplam veri sayısı = 320 x 0,05 = 16

Açıklama: Bir yıl içinde toplam 16 gün veri geçersiz olabilir. Geçersiz gün sayısının 17 olması durumunda Çevre Kanu-nu’nun 15. maddesine göre aşağı verilen cezai işlem uygu-lanabilir.

Madde 15. Bu kanun ve bu kanun uyarınca yayımlanan yönetmeliklere aykırı davrananlara söz konusu aykırı faaliyeti düzeltmek üzere Bakanlıkça ya da 12’nci maddenin birin-ci fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından bir defaya mahsus olmak üzere esasları yönetmelikle belirlenen ve bir yılı aşmamak üzere süre veri-lebilir.

Faaliyet; süre verilmemesi halinde derhal, süre verilme-si durumunda, bu süre sonunda aykırılık düzeltilmez ise Bakanlıkça ya da 12’nci maddenin birinci fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından kısmen veya tamamen, süreli veya süresiz olarak durdurulur. Çevre ve insan sağlığı yönünden tehlike yaratan faaliyetler süre verilmeksizin durdurulur.

Sürekli emisyon ölçüm sistemlerinin kireç bacalarına montajından sonra 1.1.2016 tarihinden itibaren tüm verilerin online olarak Bakanlık sistemine aktarılması yasal bir zorun-luluk haline getirildi. Bu tarih itibariyle Türkiye’de kireç üretimi yapan tüm tesislerin ölçüm verileri Bakanlık sistemine iletil-meye başlandı ve yukarıdaki maddelerde belirtilen sınırla-malar nedeniyle tesislerin uyması gereken yükümlülükleri ve kontrol altında tutması gereken proses kaynaklı verileri arttı.

Page 44: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201642

Sektörde anahtar teslim fabrika yapan tek firma

Halil Yılmaz MakinaŞu an Türkiye’de kireç üretiminin yaklaşık yüzde 20’sini yapan kireç fırınlarını kuran Halil Yılmaz Makina, ülkemizde tamamen

kendi mühendislik ve üretim gücüyle komple bir kireç fabrikasını anahtar teslimi olarak yapan tek firma. Halil Yılmaz Makina Genel

Müdürü Osman Hilmi Yılmaz, “Sektörün modernize edilmesi, enerji ve kalite konularında verimli hale getirilmesi, en önemlisi çevreci

bir sektör haline gelebilmesi için elimizden gelen her türlü çalışmayı ve işbirliğini yapmaya hazırız” diyor.

FABRİKA TANITIMI » HALİL YILMAZ MAKİNA

Page 45: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 43

Türkiye ve dünyada kireç tesislerinin yapımında pek çok başarıya imza atmış bir kuruluş olan Halil Yılmaz Makina, 40 yılını kireç sektörüne adamış Halil Yılmaz

tarafından 1991 yılında kurulmuş bir aile şirketi. Sektöre önemli katkılar sağlamış, dünyanın her yerinde, her büyük-lük ve çapta tesisler kurabilecek referans isim haline gelmiş olan Halil Yılmaz Makina, yüksek kalitede ve en son tekno-lojide kireç fırınları ile kireç fabrikalarına makine ve ekipman üreterek fark yaratıyor. “Şu an Türkiye’de sektörün en çev-reci tesisleri tarafımızdan tasarlanmış ve yapılmıştır” diye-rek Halil Yılmaz Makina’nın kireç sektörü için önemine dikkat çeken şirketin genel müdürü Osman Hilmi Yılmaz, kireç üretmeyi de düşündüklerini, bu konuda son iki yılda-ki ekonomik durgunluktan dolayı erteledikleri çalışmaları tamamlayacaklarını açıklıyor. Halil Yılmaz Makina’nın toplu-ma, çevreye ve insan sağlığına karşı duyarlı olan, yeni ulusla-rarası projelerde ve kurulacak yeni işbirliklerinde partnerleri ile bilgi birikimini ve ileri teknolojisini paylaşmaya hazır köklü bir firma olduğunu dile getiren Yılmaz, firmanın hikayesini, faaliyet alanlarını ve nasıl fark yarattıklarını anlattı.

Halil Yılmaz Makina’nın kuruluş hikayesini bizimle

paylaşabilir misiniz?Bir aile şirketi olan Halil Yılmaz Makina, babamız Halil

Yılmaz tarafından kuruldu. 1947 Kayseri doğumlu olan Halil Yılmaz, 1969 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Makina Mü-hendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Zamanının ilerisinde bir vizyona sahip, alanında öncü olan şirketimiz genç Mak. Müh. Halil Yılmaz tarafından, 1972 yılında düşünüldü ve uzun soluklu maratona ilk adım o yıllarda atıldı. Halil Yılmaz, işletme teknik müdürlüğünü 1976 yılına kadar sürdürdü-ğü Kayseri Kireç Fabrikası’nda başta kireç ve çimento teknolojisi ve ilgili proseslere odaklandı. Edindiği tecrübe ve know-how’larla kuruculuğunu ve genel müdürlüğünü üstlendiği Kırşehir Meytaş Kireç Fabrikası’nda başarısını 1982‘ye kadar sürdüren Halil Yılmaz’ın sektörün gerek tek-nolojisi gerek büyüklüğü ile emsalsiz olan Nuh Çimento A.Ş. ile yolları 1982 çakıştı. Altı yıl gibi zamanın şartlarına göre çok iddialı bir sürede kuruculuğunu ve işletme müdürlüğü-nü üstlendiği Nuh Kireç Fabrikası’nı büyük bir başarı ile dev-reye aldı. 1980’lerin ikinci yarısında dönüşen Türkiye, hazır beton santralleri ile tanıştı. Konu ile alakalı donanıma sahip olan Mak. Müh. Halil Yılmaz, beton santrallerinin kurulumu-na ve verimli işletme olmalarına büyük emek verdi. Sektörü-ne, tüm kılcal damarlarına kadar vakıf olmuş bir mühendis olarak nasıl olur da hala yabancı firmaların Türkiye’de bu kadar rahat ve daha pahalı işler yaptığını anlayamayan Halil Yılmaz, tüm kireç fırınları ve prosesiyle ilgili bilgiye hakimdi. Nasıl yapılacağını ise yıllar boyunca yabancı firmaların ak-saklıklarını giderirken yaptığı üretimler ve yeni makinalardan dolayı biliyordu. Bu hislerle yoğun fizibilite çalışmaları netice-si ismini verdiği şirketini 1991’de büyük bir öz güvenle kur-du. Bu tarihten sonra kamu ve özel sektöre makine ve tesis

yapmaya başlayan Halil Yılmaz Makina, kurucumuzun ön-cülüğünde birçok ilke imza attı. Bizler de bu bayrağı, 2008 yılında Halil Yılmaz’ın vefatından sonra da taşımaya devam etmeye çalışıyoruz. Şirketi bugün ağabeyim Mehmet Halil Yılmaz ve kardeşim Oğuz Ahmet Yılmaz ile beraber yöne-tiyoruz.

Şirket olarak bugünkü seviyenize gelene kadar nasıl bir süreçten geçtiniz? Sizin için önemli dönüm noktaları neler oldu?

Kireç sektöründe birçok ilke imza atan şirketimiz bu yıl 25’inci yılını kutluyor. Firmamız Türkiye’de tamamen kendi mühendislik ve üretim gücüyle komple bir kireç fabrikasını anahtar teslimi olarak yapmış ve yapan tek firmadır. Geçen yıl Ekim ayında yapılan İLA (Uluslararası Kireç Üreticileri Derneği) Kongresi’nde sponsorluk yaptık ve tüm dünyadan gelen kireç fırınları ve ekipmanları tasarım ve üreticileri ara-sındaki tek Türk firmasıydık. Ayrıca 2000 yılında Türkiye’de komple yerli üretilen ilk dik valslı değirmeni yaptık ve halen bu değirmenin değişik kapasitelerde üretimine devam edi-yoruz. Bu konu özellikle kireç fırınlarında yakıt olarak kulla-nılan mikronize kömür ve petro-kokun öğütülmesinde çok önemli. Şu anda Türkiye kireç üretiminin yaklaşık yüzde 20’si firmamız tarafından kurulan fırınlarda yapılıyor.

Halil Yılmaz Makina başta kireç, çimento ve ma-dencilik tesisleri olmak üzere sanayinin birçok alanında mühendislik, tasarım, imalat, kurulum, işletmeye alma ve danışmanlık hizmetleri sunuyor. Halil Yılmaz Makina, özellikle kireç sektörüne yönelik; paralel akışlı, daire ve dikdörtgen kesitli çift şaftlı kireç fırınlar ve karşı akımlı tek şaftlı kireç fırınlar üretiyor, kireç söndürme tesisleri, kireç sütü hazırlama tesisleri, öğütme tesisleri inşa ediyor. Bu öğütme tesisleri için dik valsli değirmenler ve bilyalı de-ğirmenler olmak üzere her türlü tesis, ünite ve yardımcı ekipmanlarının ileri dizayn-mühendislik, imalat, montaj ve işletmeye alınmasına yönelik hizmetleri veriyor.

FABRİKA TANITIMI

Page 46: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201644

FABRİKA TANITIMI » HALİL YILMAZ MAKİNA

Bugün firmanızın gerçekleştirdiği faaliyetler ile verdiği hizmetleri anlatabilir misiniz?

Tamamen kireç fırını ve ekipmanlarının üretimine odak-lanmış bir üretim tesisimiz var. Tüm faaliyet alanımız 15 bin metrekareyi buluyor ve yerimiz Gebze’de. Aynı kriterlere sa-hip bir diğer tesisimiz de Düzce OSB’de bulunuyor. Şu an için kireç fabrikası yatırımlarına orta ölçekli yatırımlar diyebi-liriz. Bu şartlarda kireç fabrikalarına sürekli hizmet etmenin yolu esnek iş gücünden geçiyor ve bu yönde bizim aldı-ğımız stratejik kararların biri de sürekliliğimizin esas olma-sıdır. Kalite politikamızdan ödün vermeden, ortalama 100 kişiyi bulan tecrübeli yetişmiş iş gücüne sahibiz. Ciromuz yarattığımız katma değerler ve know-how ile en kötü kriz şartlarında bile 15 milyon TL’nin altına düşmüyor. Rusya ve Azerbaycan’da kurduğumuz başarılı tesislerimiz, yüzümü-zü dışa çevirmede çok faydalı oluyor. Ana iştigal konumuz olan kireç, çimento ve öğütme tesisleri olmak üzere ağır sanayinin diğer dallarında, mühendislik, tasarım, imalat ve kurulum hizmetlerini müşteri ihtiyaçları ve memnuniyetini esas olarak devam ettiriyoruz. Kuruluşumuz 25’inci yılında, dünyanın her yerinde, her büyüklükte ve her çapta kireç fırınları ve ekipmanlarını özgün olarak tasarlar, imal eder ve başarıyla işletmeye alır. Biriken deneyimlerimiz, zaman için-de bize yeni kapılar açtı ve alanında uzman birçok yabancı şirketlerle işbirliğine taşıdı. Bu da bize uyumlu çalışmanın, sürekli etkileşim içinde olmanın önemini kavrattı. Bu saye-de geliştirilen en yeni teknolojilerin bizzat içinde yer alıyoruz ve müşterilerimize bunları sunuyoruz.

Anahtar teslimi kireç tesisleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Halil Yılmaz Makina, kireç endüstrisi için anahtar tesli-mi en efektif çözümleri üreten, kireç üretim teknolojisinde liderliğini kanıtlamış bir kuruluştur. Müşterilerinin gereksi-

nimlerine uygun anahtar teslimi proje hizmetleri ile beraber sunduğu diğer hizmetler; proje yönetimi EPC (montaj-satın alma-inşa etme), fizibilite etütleri, komple endüstriyel tesisle-rin anahtar teslimi mühendislik, tasarım, tedarikçilik, imalat, montaj ve işletmeye alma hizmetleri, endüstriyel tesisler için temel-detay mühendislik ve tasarım, süpervizörlük (montaj, işletmeye alma, kireç tesisi işletmeye alma), teknik danış-manlık, endüstriyel tesislerin işletimi, bakımı ve onarım, tek-nik süpervizörlük, elektrik-otomasyon ve enstürmantasyon işleri ile refrakter örümüdür. Ana faaliyet alanı “kireç üretim tesisleri” olan Halil Yılmaz Makina; verimi yüksek, çağdaş teknoloji ile üretim yapan, evrensel norm ve standartları gö-zeterek demir-çelik, çimento, şeker, endüstriyel amaçlı kireç ve benzeri sektörler için, çift şaftlı daire ve dikdörtgen kesitli paralel akımlı dik kireç fırınları, çift şaftlı ince malzemeden kireç üreten daire kesitli paralel akımlı dik kireç fırınları, tek şaftlı karşı akışlı dik kireç fırınları ve yüksek ısılı şaft fırınlarının üretimini gerçekleştiriyor. Refrakter örümü, kireç söndürme tesisleri, kireç sütü hazırlama tesisleri, öğütme tesisleri, dik valsli değirmenler, bilyalı değirmenler, seperatörler, jet_pul-se filtre sistemleri ve nakil sistemleri gibi kireç üretimiyle ilgili yardımcı tesis ve ekipmanları projelendirme, imalat, mon-taj ve devreye alınması hizmetlerini de veriyoruz. Firmamız, günlük üretim kapasitesi 100-800 ton arasında değişebilen ısı verimliliği açısından en yüksek (850-900 kcal/kg kireç), istikrarlı ve çekirdek oranı düşük reaktivitesi yüksek, yumu-şak pişmiş kireç üretebilen çift şaftlı paralel akımlı kireç fırın-larının üretimini ve işletmeye alınmasını yapıyor. Bu tesislerin en önemli özellikleri; yüksek üretim oranı ve verimlilik, düşük işlem maliyeti, geniş taş şekil ve ebat aralığı, düşük bakım maliyeti ve çevre dostu yakıt kullanımıdır. Ayrıca günlük üretim kapasitesi 65-250 ton arasında değişebilen özellikle şeker endüstrisinde baca gazından yüksek oranda CO2 ve kalsiyum kireci üretmek için kullanılan tek şaftlı karşı akımlı kireç fırınlarının tasarım, imalat, montaj ve işletmeye alınması-nı gerçekleştiriyoruz. Halil Yılmaz Makina’nın imalatını yaptığı kireç söndürme tesislerinde kullandığı kendisi tarafından ta-sarlanıp imal edilen günlük üretim kapasitesi 5-40 ton/saat arasında değişebilen yeni nesil çift şaftlı, üç kamaralı kireç söndürme makinesi, farklı reaktivitedeki kireçlerden en ve-rimli şekilde istenilen kalitede kireci elde etmek için geliştiril-miş en son teknoloji ürünü bir makinedir.

Kireç üretiminiz de var mı? Bu konuda çalışmalarımız devam etmekle beraber bir-

kaç defa bu yatırımı ötelemek zorunda kaldık. Halen yatırım düşüncemiz devam ediyor. Çalışmalarımız tamamlandığında bunu sektöre duyuracağız.

Sektörde başarılı olmak için nasıl farklar yarattınız? Yüksek kalitede ve en son teknolojide kireç fırınları ve

kireç fabrikaları makine ve ekipmanları üretmemiz yarattığı-mız en büyük farktır. Bu tesislerin bir Türk firması tarafından

Osman Hilmi Yılmaz (Solda) şirketi, ağabeyi Mehmet Halil Yılmaz ve kardeşi Oğuz Ahmet Yılmaz ile birlikte yönetiyor.

Page 47: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 45

FABRİKA TANITIMI

Halil Yılmaz Makina Genel Müdürü Osman Hilmi Yıl-maz: “Analitik bakış açısı bize rahmetli babamızdan çok değerli bir miras olarak kalmıştır. Daima ileri ve sürekli gelişim peşinde olmak şiarı, ilkokuldan itibaren Bilkent Üniversitesi’nden mezun olmama kadar heyecanından hiçbir şey kaybetmeden sürdü. 1995 yılında fakülteden mezun olduktan sonra, okul yıllarımda da hizmet verdi-ğim Halil Yılmaz Makina’da yoluma devam ettim. Sektörel oryantasyonum 17 yıl beraber çalıştığım Mak. Müh. Halil Yılmaz tarafından verildi. Bu 17 yıl süresince Halil Yılmaz Makina’nın iştigal konularının tümünde; tasarım, proje-lendirme, imalat, montaj ve devreye alma aşamalarında çalıştıktan sonra son sekiz yıldır Halil Yılmaz Makina’nın Genel Müdürlük görevini yapıyorum.”

“Analitik bakış açısı bize babamdan miras kaldı”

anahtar teslimi olarak yapılabildiğini ispatladık. Referansla-rımız bunun tesadüfi olmadığını gösteriyor. Halil Yılmaz Ma-kina’nın bugün ulaştığı gücü, tecrübesi, dinamik yapısı ve teknolojik birikimi; kuruluşumuzu dünyanın her yerinde, her kapasitede kireç tesisi kurabilecek, imalat ve montaj yapa-bilecek beceri, bilgi birikimine ve güce sahip hale getirdi. Bir başka farkımız ise sektörümüzde öncü çevreci dizayn kriterlerini hep odağımızda tutmaktır. Şu an Türkiye’de sektörün en çevreci tesisleri tarafımızdan tasarlanmış ve yapılmıştır.

Çevre konusunda en önemli iki unsur baca gazı emis-yonları ve enerji verimliliğidir. En son devreye aldığımız Uşak Kireç Tesisi’nde baca gazı emisyonları o derece düşük çıktı ki, resmi yetkililer baca gazı analiz cihazının birkaç defa kalibre edilmesini talep etti. Fakat sonuçta te-sisin baca gazı emisyonlarının Çevre Bakanlığı tarafından talep edilen en yüksek değerlerin çok altında olduğu görül-dü. Diğer önemli husus ise enerji verimliliğidir. Türkiye ve sektörümüz bu konuda neredeyse tamamen dışa bağımlı durumdadır. Özellikle kireç sektöründe fırınlarda kullanılan yakıtlardan doğal gaz ve petro-kok’un tamamı ithaldir. Bu noktada düşük enerji ile üretim yapmak çok büyük önem kazanıyor. Tasarımını ve üretimini yaptığımız fırınlar yeni kullandığımız yakıt sistemleri sayesinde emsallerinden yüz-de 20’ye varan oranda daha düşük yakıt harcıyorlar. Ayrıca bizi yabancı firmalardan ayıran en önemli husus yurtiçin-deki tüm müşterilerimize çok kısa sürede bakım, onarım, yedek parça ve danışmalık hizmeti verebilmemizdir.

Sektörün çözülmesi gereken sorunları nelerdir? Rakamlara baktığımızda kireç sektörü çok büyük sayıl-

maz. Büyük kapasiteli bir çimento fabrikasının mali büyük-lüğü neredeyse tüm kireç sektörünün büyüklüğüne eşit. Şu an sektörün en büyük sorunu haksız rekabet ve düşük teknolojili enerji ve ürün kalitesi açısından verimsiz, çevreyi kirleten tesislerdir.

Devletin yeni düzenlemeleri ile özellikle yamaç ocak-ları önümüzdeki dönem üretime devam edemeyecek. Bu firmaların teknolojik dönüşümlerini yapabilmeleri için en büyük engel yetersiz ekonomik güçleridir. Yani kredi temin güçleri olmadığı için bu süreci tamamlayamıyorlar. Finans konusu devlet ya da başka kaynaklar tarafından çözüleme-diği sürece sektör bu kısır döngüden kurtulamayacaktır. Bu noktada kritik aşamalar kredilerin teminatlandırılması, faiz oranları ve vadedir. Öncelikle teminat, tesisin kendisi olmalı, faiz oranları yatırım yapılabilir oranlar içinde kalmalı ve ödeme 2+5 yıl olmalı. Bu şartların bir araya getirilmesi çok kolay görünmüyor. Buradan yatırımcılara ve ilgili devlet kurumlarına özellikle, Halil Yılmaz Makina olarak sektörün modernize edilmesi, enerji ve kalite konularında verimli hale getirilmesi, en önemlisi çevreci bir sektör haline gelebilmesi için elimizden gelen her türlü çalışmayı ve işbirliğini yapma-ya hazır olduğumuzu anlatmak isterim.

Türkiye kireç sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz?Her ne kadar sektör içinde sürekli şikayet ve olumsuz-

lukları duysak da benim görüşüme göre kireç sektörünün geleceği parlaktır. Bu süreçte ayakta kalabilenler, teknolojik sürdürülebilirliği sağlayanlar, kaliteli ve düşük maliyetli üre-tenler daha da büyüyecek ve para kazanabilecek. Sektörü-müzün dünya ile rekabet edebilmesinin şartı, yüksek kaliteli ve düşük maliyetli kireç üretmek ve ürün çeşitlendirmesi yapmaktır. Eğer siz kaliteli üretim yapıp ayrıca kirece katma değer katamazsanız bunu ihraç edemezsiniz. İki yıl önce Bir-leşik Arap Emirlikleri’nde ziyaret ettiğim bir tesis günde 900 ton kireç ihraç ediyordu. Yine Uzak Doğu’da ziyaret ettiğimiz bir tesis çok yüksek kalitede ve safsızlıkta dökme sönmüş kireci tonu 200 USD’ye satıyordu.

Sizce KİSAD sektör için ne ifade ediyor?KİSAD üstlendiği misyon ile sektörün gelişmesi yolunda

büyük çabalar sarf ediyor. Özellikle son yıllarda bu çalışma-ları daha fazla görüyoruz. Derneğin resmi kurumlar nezdin-de daha fazla çaba harcaması gerektiğini düşünüyorum.

Page 48: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201646

GEZİ » YUNAN ADALARI

Yunan AdalarıSonbaharda da bir başka güzel Yurtdışı tatili için son derece cazip olan Yunan Adaları’na, Ege kıyılarından eşsiz bir manzara eşliğinde deniz yolu ile ulaşmak mümkün. Bu sayımızda sizlere, Bodrum, Ayvalık veya Turgutreis’ten ulaşabileceğiniz Kos, Kalimnos, Symi, Rodos ve Midilli adalarının eşsiz güzelliklerini ve tarihi yerlerini tanıttık.

Sadece birkaç saatlik feribot yolculuğundan sonra Ege’nin sardunya saksılı balkonlarıyla dolu tanıdık bir coğrafya var. Yunan Adaları; manzarası, tarihi,

plajları ve yaşam enerjisiyle dolu bir eğlence kültürüyle Ege tutkunlarını çağırıyor. Yaz tatili için son yıllarda Türkiyelile-rin akınına uğrayan Yunan adaları sonbaharda da doğası, denizi, havası, muhteşem lezzetleri ve özgün mimarisi ile mutlaka gezilmesi gereken yerlerin başında geliyor. Komşu-muz Yunanistan gezisine Bodrum, Ayvalık ve Turgutreis’ten tekne ile gidilebilen Kos, Kalimnos, Symi, Rodos ve Midilli adası ile başlayabilirsiniz. Tüm Yunan Adaları’na günübirlik dahi olsa pasaport ve Shengen vizesi ile girildiğini hatırlat-makta fayda var. Kapıda vize uygulaması Türkiye’ye yakın 5 ada için uygulanıyor. Kapıda vize uygulamasının prosedür-leri için Yunanistan Konsoloslukları’ndan bilgi alabilirsiniz.

Kos (İstanköy) tarihi eserleri ile dikkat çekiyorKos Adası, nam-ı diğer İstanköy. Bodrum’un yanı başın-

daki Kos Adası, uzun süre Osmanlı hakimiyetinde kalması nedeniyle İstanköy olarak da anılıyor. Bodrum’dan Kos’a her gün sabah ve akşam düzenlenen feribot seferleri ile ra-

hatlıkla ulaşabilirsiniz. Yaklaşık 45 dakika süren ve Ege’nin muhteşem maviliklerinin eşlik ettiği yolculuk sonrasında Kos Adası’nda, yani Yunanistan’dasınız.

Kış nüfusu 50 bin civarında olan Kos Adası, yazın 1 milyona yakın turisti ağırlıyor. Adada bulunan havaalanı sayesinde ada özellikle Avrupalıların akınına uğruyor. Tür-kiye’den ise, Kos’a direkt uçak seferi şu an için bulunmu-yor. Adada çok fazla tarihi eser görmek mümkün. Şehir merkezinde yer alan “Hipokrat Ağacı” görülmesi gereken yerler arasında. Antik Çağ’ın ünlü hekimi Hippocrates’in İs-tanköy’de doğduğu varsayılıyor. Adada, Osmanlı hâkimiye-tinin izlerini her yerde görmek mümkün. Şehir merkezinde iki adet Osmanlı Camisi bulunuyor. Adada dolaşırken, yine Osmanlı döneminden kalma çeşme ve kemerleri, evlerin dış duvarlarındaki Osmanlıca yazıları görebilirsiniz. Adada yaklaşık 3 bin kişilik Türk kökenli nüfus yaşıyor. Şehrin mer-kezinde dolaşırken Aya Paraskevi Kilisesi de mutlaka ziyaret edilmeli. Kilise muhteşem ve renkli mimarisi ile görülmeye değer. Kos’un merkezinde yer alan tüm bu tarihi yapılara yü-rüme mesafesinde ulaşmak mümkün. Adanın iç tarafların-daki bakir koylar ve muhteşem deniz kıyıları da keşfedilmeyi

Page 49: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 47

GEZİ

bekliyor. Ada merkezinden kiralayacağınız mo-tor veya araç ile mutlaka adayı keşfetmelisiniz. Belli başlı bazı koy ve plajlar için toplu ulaşım da (otobüs) tercih edilebilir. Ada merkezinde çok yerde bizim geleneksel lezzetimiz olan dönere benzeyen “gyros” restoranları mevcut. Menülerinde Yunan mezeleri ve deniz ürün-lerinin yer aldığı birçok taverna alternatifi de sizleri bekliyor. Deniz ürünlerinin her çeşidini buralarda tadabilirsiniz. Havanın açık olduğu gecelerde, Bodrum’un ışıklarını bir başka ülke-den seyretmek muhteşem bir keyif.

Kalimnos ve Symi kayalık bir yapıya sahipKos Adası’ndan, çevresinde yer alan diğer

adalara her gün feribot seferleri düzenleniyor. Kos Adası’na yakın adalardan bir tanesi olan Kalimnos, nam-ı diğer Kilimli Adası. Kos Ada-sı’na göre oldukça sakin ve sesiz bir ada Ka-limnos. Çok fazla konaklama imkânı olmadığı için, genelde günübirlik turistlerin ve yat sa-hiplerinin uğrak yeri. Ayrıca, çok fazla kayalık olması nedeniyle yerleşim sahil şeridine sıkış-mış durumda. Dar sokakları ve eski evlerin ara-sında muhteşem fotoğraf kareleri yakalamak mümkün. Adada balıkçılık ve geçmişi Klasik Çağ’a dayanan sünger avcılığı başlıca geçim kaynakları arasında yer alıyor. Bu nedenle ada merkezinde birçok balıkçı teknesi göre-bilirsiniz. Yine Kalimnos gibi, gezebileceğiniz bir başka Yunan adası da küçük bir ada olan Symi. Türkçe’de Sömbeki Adası olarak geçi-yor. Datça Yarımadası’na sadece 13 kilometre uzaklıkta bulunan Symi Adası, kayalık yapısı nedeniyle Kalimnos ile benzerlik taşıyor. Canlı renkleriyle Rum evleri adanın silüetini belirliyor. Symi’de de çok fazla tekne görmek mümkün. Hatta bu teknelerin birçoğu Türk gezginlere ait. Özellikle mavi tura çıkanlar için Symi Adası sakin ve huzurlu bir uğrak noktası. Symi kaya-lıklarında, geleneksel Rum mimarisi ile yapılan renkli Ortodoks kiliselerini mutlaka ziyaret et-melisiniz.

Rodos eski ve yeni şehir olarak ikiye ayrılıyor12 adanın en büyüğü olan Rodos’un, Tür-

kiye’ye uzaklığı 20 kilometre. Yaklaşık 150 bin nüfusu olan Rodos Adası eski şehir ve yeni şe-hir olmak üzere ikiye ayrılıyor. Adanın yeni şe-

Midilli

Kalimnos

Page 50: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201648

GEZİ » YUNAN ADALARI

hir tarafının, diğer adalara göre şehir formatında olduğunu söyleyebiliriz. Bu bölgede daha modern bir şehir görünümü sizleri bekliyor. Adanın merkezindeki eski şehirde ise, Os-manlı dönemine ait birçok yapıyı görmek mümkün. Bu böl-gede çok fazla cami, medrese, köprü ve bedesten bulunu-yor. Ayrıca burası şehrin eğlence ve alışveriş merkezi olması nedeniyle tüm turistlerin mutlaka ziyaret ettiği bir bölge. Bu-rada Yunan mutfağının leziz yemeklerini tatmak ve alışveriş yapmak için birçok alternatif mevcut. Rodos Adası’nda çok sayıda 5 yıldızlı otel mevcut. Adanın tüm güzelliklerini gör-mek için en az üç gün gerekli. Adanın en ilginç yapıları ise kilometrelerce uzunluğa sahip Ortaçağ’dan kalan surları ve şövalyelere ait yapıları. Ada, asırlar öncesinde şövalyelerin

ana yurdu olmuş ve günümüzde de halen Şövalye Adası olarak anılıyor. Adanın yat limanı girişindeki iki geyik hey-keli ve Yunan Adaları’nın sembollerinden yel değirmenleri fotoğraf tutkunları için oldukça güzel görüntüler veriyor.

Midilli, yemyeşil bir Yunan adasıAyvalık’tan yine Schengen vizesi ile feribotla gidilebilen

Midilli adası, Yunanistan’ın Girit ve Rodos’tan sonra en büyük üçüncü adası. Nüfusu 86 binin üzerinde. 1462’den 1912’ye kadar Osmanlı kontrolünde kalan adanın merkezi toplam nüfusun üçte birini barındıran Mitilini şehridir. Moli-vos, Eresos, Ayasos, Kalloni ve Skala Skamnia ise adanın en tanınmış köyleri. Hem adanın merkezinde hem de köy-lerde tarihi mimari çok iyi şekilde korunmuş. Binalar genel-likle rengarenk boyalı.

Gelelim Midilli’nin coğrafyasına. Midilli, üçgen şeklinde bir ada. Kalloni ve Yera isminde iki tane de iç körfezi bulu-

Kos evleri

Symi

Page 51: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 49

GEZİ

Rodos Adası Şövalyeler Caddesi

nuyor. Yapısı da oldukça dağlık. Diğer Yunan adalarının ak-sine yemyeşil bir ada. Adanın toplam yüzölçümünün yüzde 40’ı zeytin ağaçları ve meyve ağaçlarından oluşuyor, yüzde 20’si de diğer ağaçlardan.

Midilli, atmosferi, yeşil ve mavinin bütünleştiği doğası, geleneksel yapısı ve plajlarıyla insanı ilk görüşte kendine bağlayan bir ada. Liman çevresinde ve ara sokaklarında bir çok restoran, kafe, taverna bulabilirsiniz. Ancak, feribotun yanaştığı kısmın aksi istikametinde bulunan restoranları tav-siye ederiz. Yan yana sıralanmış dört adet denize sıfır resto-randa yemek yiyebilirsiniz.

Limanın hemen paralel caddesi olan Ermu Caddesi, tüm mağazaların, hediyelik eşya satanların mekanı. Ermu Caddesi’nin sonunda ise tavernalar var. Ermu Caddesi’n-de ilerlerken harap durumda bir cami görebilirsiniz, caminin karşı sokağında ise gene Osmanlı’dan kalma bir hamam var, onu görmeden geçmeyin.

Page 52: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Gizli şekerinizi düzenli egzersiz ve diyetle yenebilirsiniz

SAĞLIK

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201650

Diyabet öncesi dönemdeki

bireylerin, gizli şeker hastası

olduğu belirtiliyor. Açlık kan şekeri

100 ile 126 mg/dl arasında olanların

gizli şeker tanısı için mutlaka bir

endokrinoloji uzmanı ile görüşmesi

gerekiyor. Gizli şekerin diyabete

dönüşmemesi için kilo verilmesi,

sağlıklı beslenme ve egzersiz öneriliyor.

Page 53: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Tıbbi olarak pre-diyabet denilen “gizli şeker”, diyabet öncesi an-lamına geliyor. Diyabet öncesi

dönemdeki bireyler, gizli şeker hastası kabul ediliyor. Gizli şekeri olanlar; şeker hastası olma ihtimali yüksek olan kişi-ler ama bu durumun şeker hastalığına dönüşmemesi için önlem alınabiliyor. Gizli şekerin, şeker hastalığına dönüş-memesi için bu kişilerin kilo vermesi, sağlıklı beslenmesi, egzersiz yapması ve endokrin uzmanının önereceği bazı ilaçları kullanması gerekiyor. Gizli şeker hastası olan bireyler yaşam tarzlarını de-ğiştirerek diyabetli olmayı önleyebiliyor ve geciktirebiliyor. Bazı çalışmalara göre gizli şekeri olan birçok kişide 10 yıl son-ra tip 2 diyabet geliştiği saptanıyor. Bu bireyler diyabeti önleme programına ka-tılarak yaşam şeklini değiştirirlerse diya-bet gelişme oranı oldukça azalabiliyor.

Kalp hastalığı riski artıyorGizli şekeri olan bireylerde kalp ve

damar hastalığı riski kan şekeri normal olan bireylere kıyasla 1,5 kat daha fazla diye belirtiliyor. Bu oran diyabetli birey-lerde ise 2-4 kat daha fazla olabiliyor. Gizli şekeriniz varsa kalp ve damar has-talıkları yönünden de tedbirli olmanız gerekiyor.

Kimler risk altında?Vücut ağırlığınız normalin üzerinde

ise ve 45 yaşın üstündeyseniz pre-di-yabetli olup olmadığınızı öğrenmek için test yaptırabilirsiniz. Eğer vücut ağırlığı-nız normal ise ve 45 yaş civarında iseniz test yaptırmanın sizin için gerekli olup

olmadığını bir hekime danışabilirsiniz. 45 yaşından genç erişkinlerde ve

şişman bireylerde diyabet ve pre-di-yabet yönünden risk faktörleri önemli-dir. Bu risk faktörleri: Yüksek tansiyon, düşük HDL-kolesterol düzeyi, yüksek trigliserid düzeyi, ailede diyabet varlığı, gestasyonel diyabet, 4,5 kg üzerinde bebek doğumu öyküsüdür. Gizli şeker saptanmamış olmasına karşın risk fak-törlerine sahipseniz her üç yılda bir test yaptırmalısınız. Eğer gizli şeker varsa tip 2 diyabetin tespiti için her 1-2 yılda bir test yaptırmanız öneriliyor. Açlık kan şe-keri 100 ile 126 mg/dl arasında ise gizli şeker tanısı için mutlaka bir endokrino-loji uzmanı ile görüşün. Ancak açlık kan şekeri bazen normal yani 100 mg/dl’nin altında olduğu halde OGTT denilen şe-ker yükleme testi sırasında ikinci saat kan şekerinin 140 -200 mg/dl arasında çıkması da sizde gizli şeker olduğuna işaret ediyor.

Gizli şekeri olan nasıl beslenmeli? Uzmanlar, gizli şekeri olanların,

sağlıklı beslenmeyi öğrenmesi ve bir beslenme uzmanına başvurması gerek-tiğine dikkat çekiyor. Ayrıca hastanın, karbonhidrat kaynaklarını öğrenmesi ve karbonhidrat alımını dengeleme-si gerektiğini belirten uzmanlara göre yediğimiz tüm karbonhidratlar şekere dönüşüyor, ancak kompleks karbon-hidratların şekere parçalanma hızı yavaş olduğundan kan şekerini daha geç ve daha yavaş yükseltiyor.

Proteinli besinler karbonhidratın şekere dönüşüp bağırsaktan kana hızlı

Gizli şeker şüphesi uyandıran

durumlar•Devamlı tatlı yeme isteği, açlık

atakları, tatlı krizleri,•Gebelikte kan şekerinin bozul-

ması,•Son zamanlarda aşırı kilo alma

veya zayıflama,•Şekerin düşmesi,•Gündüzleri uyuklama,•Öfkelenme, birden sinirlenme,•Terlemenin artması, gece terle-

me, gece baş terlemesi,•Halsizlik, yorgunluk, sıkıntı

olması, psikolojik değişiklik,•Anne, baba veya kardeşlerde

şeker hastalığı olması ve hızlı kilo alma, ağız kuruması, çok su içme, çok idrara gitme.

geçerek kan şekerini yükseltmesini ya-vaşlatıyor. Bu yüzden meyve ile birlikte proteinli besin yemek daha iyi. Özellikle ara öğünlerde aç karnına meyve yen-memeli. Meyve ile süt, fındık veya peynir ekmek yenebilir.

Karbonhidrat alımı ile birlikte yağ alı-mı da kısıtlanmalı. Dengeli beslenme ve egzersizle fazla kiloları vermeli. Düzenli egzersiz yapılmalı. Alkol azaltılmalı. Light ve diyabetik ürünler kontrolsüz yenme-meli, çünkü light yoğurdun içindeki yağ miktarı azdır, ancak kalorisi vardır. Diya-betik üründe şeker olmayabiliyor, ancak içinde bulunan un, yağ veya meyve şe-keri kan yağlarının kontrol altına alınma-sı için uygun olmayabilir.

SAĞLIK

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 51

Page 54: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201652

Kireç kaymağında patlıcan reçeli

Evimize gelen misafirlerimizin, patlıcan olduğunu bilmeden bu reçeli yediklerine ve bayıldıklarına birçok kez tanık olmuşuzdur. Çoğunlukla reçelin “patlıcan” olduğunu duyduklarında ise bir türlü inanmak iste-

mezler. Özellikle Antalya’nın en eski lezzetlerinden biri olan patlıcan reçelini artık re-

çelcilerde, marketlerde hazır yapılmış olarak bulmak mümkün. Ama evlerinde annelerinden öğrendikleri şekliyle yapan Antalyalı hanımların sayısı da az değil. Bu sayede Antalya’ya tatile gidenler, evlerine dönerken çok sayıda hediyelik reçeli sevdiklerine götürürler.

Kışlık yiyeceklerin hazırlanmaya başlandığı sonbahara girdiğimiz eylül ve ekim aylarında Antalya dışındaki semt pazarlarında da küçük boy patlıcanlar görürseniz şaşırmayın. Zira bu küçük patlıcanlar reçel yapımında kullanılıyor ve meraklıları tarafından kısa sürede kapışılıyor.

Patlıcan reçeli için çok ideal olan bu küçük boy patlıcanları mutlaka semt pazarlarından satın alın. Reçelinizin daha diri ve parlak görünümlü olmasını

“Patlıcanın reçeli mi olur” demeyin. Hem

de bal gibi olur. Sakın burun kıvırmayın

pişman olursunuz. Bizden söylemesi.

Hele bir de kireç kaymağında bekleterek

yaptığınız patlıcan reçeli tadından

yenmez…

DAMAK TADI

Page 55: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 53

istiyorsanız mutlaka kireç kaymağında bekletin. Gerçekten kireçte bekleyen meyveler sert oluyor ve dağılmıyor. Bu sayede patlıcanın kokusunu asla alamayacağınız bir reçel haline geliyor. O yüzden koku versin diye tarçın ve karanfil eklenebilir. Farklı reçellerden hoşlananlar için patlıcan re-çeli tarifimiz…

Önce kireç kaymağını hazırlayınİlk olarak kireç kaymağını hazırlayalım; sönmemiş kireci

akşamdan büyük bir kavanozun içine koyarak üzerine su ekleyelim. Kavanozun üzerini yarı açık bırakalım. Normalde kireç suyu görünce patlayarak çözünür, fakat kireç bayatsa patlamaz fakat yine de çözünür.

Patlıcanları tamamen soyun. Çok küçükse doğramadan bütün halde bırakın. Biraz daha iriceyse 4’e veya 6’ya bö-

lün. Kirecin kaymağını yani üzerine koyduğunuz durulmuş suyu ayrı bir kaba bulandırmamaya dikkat ederek alalım ve patlıcanları içine koyun. Patlıcanların suyun yüzeyine çık-maması için üzerine bir ağırlık koyabilirsiniz. Kireç suyunun içinde patlıcanları en az 15-16 saat bekletelim ki patlıcanlar istediğimiz sertliğe ulaşsın. Süre dolduğunda patlıcanları kireç suyundan çıkarın ve 3-4 kez yıkayın, ardından tekrar suya koyun ve bu suda da 1 saat kadar bekletin.

Bu arada tencereye su ve şekeri koyarak kaynatmaya bırakın. 5-10 dakika kaynattıktan sonra ocaktan alın ve ılı-maya bırakın. Patlıcanları beklediği sudan çıkararak tekrar yıkayın ve ılımaya başlayın şurubun içerisine koyun. Tekrar ocağa alın ve kaynamaya başladığında altını kısın. Müm-künse patlıcanların üzerine yine ağır bir şey koyarak şuru-bun içinde kalmasını sağlayın. Bu şekilde 2-3 saat pişirin.

Tarçın ve karanfille tatlandırınPatlıcanlar piştikten sonra ocağın altını açın ve şerbetin

kıvam almasını sağlayın. Tarçın ve karanfil ekleyerek hafifçe karıştırın. Yaklaşık 10 dakika kadar tarçın ve karanfili içinde bekletin ve ardından çıkarın. Kıvamını almaya başladığında limon tuzunu atın ve 3-5 dakika daha kaynatarak ocaktan indirin. Sıcakken kavanozlara doldurun ve ağzını sıkıca ka-patarak ters çevirin. Soğuyana dek bu şekilde bekletin, ar-dından serin bir yerde bekletin.

Malzemeler•1 kg. bebek patlıcan veya küçük boy körpe patlıcan•5 su bardağı şeker•6 su bardağı su•1 çay kaşığı limon tuzu•Yarım boru tarçın•2 adet karanfil•300 gr. sönmemiş kireç•3 litre su

DAMAK TADI

Page 56: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

54 Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016

KÜLTÜR-SANAT

MÜZİK VE YEMEK Yazar: Gülfam Göknar

Yayınevi: Okuyanus

Piyanist Gülfam Göknar, Mozart’tan, Beethoven’a,

Chopin’den, Lizst’e dünyanın en ünlü 16 müzisyeninin bugüne

kadar bilinmeyen yemek tutkularını, özel tariflerini, sofra

düzenlerini ve hikayelerini kaleme alarak, 111 yemek tarifi ile birlikte ‘Müzik ve

Yemek” adlı kitapta bir araya getirdi. Okuyanus Yayınevi’nin

yayımladığı kitapta Göknar, dünyanın en ünlü müzisyenlerinin bugüne kadar saklı kalmış şaşalı ve enfes sofralarını okuyucuyla

buluşturdu.

DALGALI SOHBETLER ARMATORE

Yazar: Emre Kunt Yayınevi: Altın Kitaplar

Denizde yaşamanın değerini bilen başarılı yazar Emir Kunt, ikinci kitabı Armatore ile bir kez daha deniz tutkunlarıyla buluşuyor. 2010 yılından beri Yacht dergisindeki “Dalgalı

Sohbetler” köşesinde yazdığı yazılarıyla dikkat çeken Emir

Kunt, özgün dili ve ironik üslubuyla “denizci” olmanın “medeniyetini” Armatore’de

okurlarına anlatıyor.

101 FELSEFE PROBLEMİYazar: Martin Cohen

Yayınevi: İş Bankası Yayınları

İngiltere ve Avustralya’da çeşitli üniversitelerde ders verdikten sonra tam zamanlı yazarlığa

yönelen İngiliz felsefeci ve editör Martin Cohen’in “101 Felsefe Problemi” adlı kitabı, Türkiye

İş Bankası Kültür Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı.

Toplam 101 felsefe probleminin yer aldığı kitap, daha önce

keşfedilmemiş paradokslardan ve merak uyandırıcı

bilmecelerden oluşuyor. Martin Cohen’in kaleminden 101

Felsefe Problemi, Elçin Gen’in çevirisi ile tüm kitapçılarda.

HİDROJEN ROMANTİĞİYazar: Dr. Ayfer Veziroğlu

Yayınevi: CreateSpace Independent Publishing Platform

Bilimsel çalışmaları sebebiyle 2000 yılında Nobel’e

aday gösterilen T. Nejat Veziroğlu’nun hayatı, en yakın tanığı, eşi Dr. Ayfer Veziroğlu

tarafından “Hidrojen Romantiği” kitabı ile ölümsüzleştirildi.

“Hidrojen Enerjisi Ekonomisi” fikrini dünyada ilk kez

ortaya atan Prof. Dr. T. Nejat Veziroğlu’nun Türkiye ve dünya

tarihinden kesitleri de içeren “belge” niteliğindeki biyografi kitabı, yarım asırdan fazla bir

döneme ışık tutuyor.

Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi (ANAMED), yeni sergisinde Bizans Dönemi’nde başkent İstan-

bul ile rekabet halindeki Trabzon’a odaklanıyor. Bu yıl dördüncü kez düzenlenen Uluslararası Sevgi Gönül Bizans Araştırmaları Sempozyumu kapsamında kapılarını açan “Bizans’ın Öteki İmpa-ratorluğu: Trabzon” sergisi, şehrin ve başta Trabzon Ayasofyası olmak üzere yapıların 13. yüzyıldan günümüze kadar süren yolcu-luğunu ele alıyor. Sempozyumun bu yılki teması olan “öteki” kav-ramına uygun olarak Trabzon ve Trabzon Ayasofyası’nın Bizans dünyasındaki farklı yerine ışık tutan sergi, İstanbul Beyoğlu’ndaki ANAMED Galerisi’nde 18 Eylül 2016 tarihine kadar ziyaret edile-bilecek. Londra Üniversitesi Courtauld Enstitüsü ile işbirliği içinde gerçekleştirilen sergideki fotoğraf ve çizimler Fransa’dan Gabriel Millet ve BnF, İngiltere’den David Talbot Rice ve David-June Winfield arşivleri ile İskoçya’dan St. Andrews Üniversitesi Russell Trust ve Sankt Petersburg’da bulunan Rus Bilimler Akademisi arşivlerinden derlendi. 1893-1963 arasında farklı yıllarda yapılan araştırmalara ait fotoğraf ve belgeler, restorasyon çalışmalarına ve şehrin yaşadığı değişimlere dikkat çekiyor.

KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...

ANAMED’den Trabzon ile ilgili yeni bir sergi

MÜZİK...MÜZİK...MÜZİK... MÜZİK..

Page 57: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

haber

KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...ARMİN VAN BUUREN

30 Eylül'de İstanbul'daBeş kez dünyanın 1 numaralı DJ’i seçilen, elektronik müzik dünyasının duayen ismi Armin van Buuren, “Armin Only Embrace” dünya turnesi kapsa-mında 30 Eylül’de İstanbul’da!Armin van Buuren’ın solo seti, Mr. Probz,

Kensington, Eric Vloeimans, Cimo Frankel, Betsie Larkin ve Angel Taylor’ın canlı performansları, muhteşem sürprizleri ve çok daha fazlasıyla dolu Armin Only Embrace, elektronik müziksever-leri İstanbul’da daha önce eşi benzeri görülmemiş bir prodüksi-yon ve şovla buluşturmaya geliyor. Altı saat sürecek muhteşem bir şovla binlerce müzik severe unutulmaz anlar yaşatacak olan Armin Only Embrace, 30 Eylül’de sizleri bekliyor.

ELTON JOHN

Antalyalı sevenleriyle buluşuyorMüziğin efsane ismi Elton John, 9 Eylül Cuma ak-şamı Antalya Expo 2016 kapsamında Antalya Kır Aktivite Alanı’nda müzikse-verlerle buluşacak. Lond-ra’da mezun olduktan sonra, henüz 15 yaşında kurduğu Bluesology

grubuyla müzik kariyerine başlayan İngiliz sanatçı Elton John, 450 milyondan fazla satılan albüm ve 40 milyondan fazla satılan single ile dünya müziğinin son 40 yılına damga vurdu. Sanatçının geçen Şubat ayında çıkardığı 33’üncü albümü “Wonderful Crazy Night”, Elton John’un kendi şarkılarını barındırıyor.

KİTARO

Zorlu PSM’ye konuk olacak1980’li yıllarda TRT’de de yayınlanan İpek Yolu belgeseli için bestelediği müziklerle Türkiye’de milyonların aklında yer etmeyi başaran Altın Küre ve Grammy ödüllü müzisyen Kitaro ilk kez Zorlu Perfor-mans Sanatları Merkezi Ana Tiyatro Sahnesi’nde olacak.

16 Kasım Çarşamba günü saat 21.00’de sevenleriyle buluşacak olan Kitaro, New Age ve dünya müziğinin öncü isimlerinden biri olarak kabul ediliyor. Etnik ve elektronik öğeleri bir araya getiren yenilikçi müziğiyle dünyanın dört bir yanında dinleyenleri derin ve ruhani yolculuklara çıkaran efsanevi müzisyen Kitaro, uzun süre akıllardan çıkmayacak bir konser için bu özel akşamda Zorlu PSM sahnesine konuk olacak. Piu Entertainment tarafından organize edilen gecede, 30 yılı aşkın kariyeri boyunca müziğiyle milyonları peşinden sürükleyen Kitaro’ya özel bir orkestra eşlik edecek.

MÜZİK...MÜZİK...MÜZİK... MÜZİK.. Sadece iş insanı kimliği ve li-derlik özellikleriyle değil, yaşama renk katan hobi ve ilgi alanlarıyla da tanınan merhum Mustafa V. Koç, Rahmi M. Koç Müzesi’nde açılan iki özel sergiyle anılıyor. “Hem Yerde Hem Gökte” tema-sı ile Mustafa V. Koç’un tutkuyla bağlı olduğu ralli sporu ve model

uçak hobisine dair düzenlenen iki özel sergi 1 Haziran-30 Aralık tarihleri arasında ziyaretçilerle buluşuyor. “Retro Rally” sergisi ve model uçakların renkli dünyasını gözler önüne seren “Yer-den Göğe” sergisi, ziyaretçilerin yoğun ilgisi ile karşılaşıyor. İlk planlaması ve hazırlık çalışmaları Mustafa V. Koç’un sağlığında başlayan ve vefatının ardından tamamlanan “Retro Rally” sergi-sinde 18 efsane pilotun 25 farklı otomobili yer alıyor. “Yerden Göğe” sergisinde ise, Mustafa Koç’a ait 12 uçak ile 3 planörün yanı sıra, çeşitli model uçak yarışmalarında Mustafa V. Koç’un kazandığı kupalar ile Avrupa ve dünya şampiyonlarında F3J Türk Milli Takımı’yla kazandığı üç adet madalya da yer alıyor.

“İnsan İnsanı Çekermiş”

Mustafa V. Koç’un iki hobisi sergileniyor

İstanbul Modern’de sergi-lenen, “İnsan İnsanı Çekermiş” adlı fotoğraf sergisi, Türkiyeli 80 fotoğrafçının, 80 yıllık bir süreçte çektiği Türkiye fotoğraflarından oluşuyor. 2 Haziran’da açılan sergi, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte önce Avrupa’dan gelen seyyahların varlığıyla man-

zara ve günlük yaşamın anlatıldığı sosyal konularla, ardından da Pera’da açılan fotoğraf stüdyolarının etkisiyle portre fotoğ-raflarından oluşuyor. “İnsan İnsanı Çekermiş”, fotoğrafçıların kendilerine özgü bakış açılarıyla, izlenimcilikten anlatımcılığa, belgeselden sanata, Anadolu fonundan stüdyonun gelişmiş olanaklarıyla üretilen çağdaş portrelere kadar geniş bir yelpaze-yi kapsıyor. 18 Aralık’a kadar açık olan “İnsan İnsanı Çekermiş” fotoğraf sergisi, içinde insanın yer aldığı fotoğrafların yarattığı genel hissiyatın bir özetini izleyicilerine sunuyor.

14. İstanbul Bienali başlıyor

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 14. İstanbul Bienali, “Tuzlu Su: Düşünce Biçimleri Üzerine Bir Teori” başlığıyla 5 Eylül’de kapı-larını açıyor. Carolyn Christov-Ba-kargiev tarafından bir dizi işbirliği içerisinde şekillenen bienalde; Afrika, Asya, Avustralya, Avrupa,

Ortadoğu, Latin Amerika ve Kuzey Amerika’dan 80’in üzerin-de katılımcının 1500’e yakın eseri iki ay boyunca şehrin farklı noktalarında gezilebilecek. Boğaz’ın Avrupa ve Anadolu yaka-sını içine alan 30’un üzerinde mekânda gezilebilecek Tuzlu Su, müzelerin yanı sıra tekneler, oteller, eski bankalar, otoparklar, bahçeler, okullar, dükkânlar ve özel konutlar gibi kara ve su üzerindeki geçici yerleşim alanlarına yayılacak.

Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen ve geçen bie-nalde olduğu gibi bu sene de kapılarını ücretsiz olarak açacak olan İstanbul Bienali, 1 Kasım tarihine kadar devam edecek.

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 2016 55

Page 58: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Kireç Dünyası Sayı: 3 / Eylül 201656

ÜYELERİMİZ

ADAÇAL ENDÜSTRİYEL MİNERALLER SANAYİ VE TİCARET A.Ş.Menderes mah Bayat cad no 150/1 Emirdağ /A.KARAHİSAR Tel. 0272 4428320 • Faks: 0272 442 7829www.adacal.com.tr

BAŞTAŞ BAŞKENT ÇİMENTO SANAYİ VE TİCARET A.Ş.Samsun yolu 35 km Elmadağ /ANKARA Tel 0312 8640100 • Faks: 0312 8640105www.vicat.com.tr

ENTEGRE HARÇ SANAYİ VE TİCARET A.Ş.Hüseyinli köyü Beykoz caddesi No 222/4 Çekmeköy /İSTANBUL Tel: 0216 434 50 96 • Faks: 0216 434 50 31www.entegreharc.com.tr

KAR KİREÇ KARADENİZ MADENCİLİKMerkez: Ankara cad No193 Pendik/İstanbul Tel 0216 354 85 45 • Faks 0216 390 38 44Gedelek Köyü Açmalar Mevkii Orhangazi /BURSA Tel: 0224 586 00 74 • Faks: 0224 586 00 11 www.kar.biz.tr

KİMTAŞ KİREÇ SANAYİ VE TİCARET A.Ş.Atatürk Cad. No 174/1 Ekim ap Kat 5 Daire 10 35210 Alsancak/İZMİR Tel. 0232 463 63 73 • Faks: 0232 463 06 92BARTIN TESİSİ • BERGAMA TESİSİ • MUĞLA TESİSİPINARHİSAR TESİSİ • SOMA TESİSİ • TORBALI TESİSwww.kimtas.com

KİREÇ VE TUĞLA KİMYA SANAYİ A.Ş.Göztepe Yeşilçeşme sok No 2/10 Kadıköy /İstanbul Tel: 0216 360 91 60 • Faks: 0216 360 91 61Fabrika: Kayseri-Ankara karayolu 60. Km. Avanos/NEVŞEHİRTel: 0384 561 20 02 • Faks: 0384 561 29 05www.erciyeskirec.com.tr

NUH YAPI ÜRÜNLERİ A.Ş.Hacı Akif Mah. Nuh Çimento Cad. No: 28 41800 Hereke - Körfez / KOCAELİ Tel: 0262 511 55 20 • Faks: 0262 511 51 82www.nuhyapi.com.tr

NİMSAN NİKSAR KİREÇ SANAYİ VE TİCARET A.Ş.E80 Karayolu Fatlık köprüsü mevkii 60600 Niksar /TOKAT Tel: 0356 538 11 61 • Faks: 0356 538 11 64www.nimsan.com.tr

BEYAZIT ŞİRKETLER GRUBUMERKEZ : Büyükdere Cad. Beyazıt Han 86/2 Gayrettepe-İSTANBULTelefon: 0212 274 28 28 • Faks: 0212 266 02 37PAKSAN Fabrika: Eski Karasu Yolu Taşkısığı Mevkii PK: 99 54001 ADAPAZARITelefon: 0264 323 33 44 • Faks: 0264 323 33 69 www.paksankirec.com.trKAKSAN Fabrika : Selampınar Mh. Hacıbelen Mevkii Pk: 5-01170 Karaisalı-ADANA Telefon: 0322 551 21 76 • Faks: 0322 551 20 90 www.kaksankirec.com.tr

VİŞNE MADENCİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.Merkez: Şehit Nevres Bulvarı Kızılay iş Merkezi No3/7 35210 Alsancak/İZMİR Tel: 0232 463 00 03 • Faks: 0232 463 11 06Fabrika: Mınak Boğazı Mevkii Çelemli Beldesi Yüreğir /ADANA Tel: 0322 383 21 22 • Faks: 0322 383 21 26www.ozture.com

K T s

Page 59: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

Okuyamıyor!

Gerçekleştirdiğimiz bu çalışmalar için sizin de desteğinize ihtiyacımız var.

Gelin, ayda 40 TL ile Eğitici Ailemiz olun,çocuklarımız sosyal ve sağlıklı büyüsün...

0212 282 89 16 / tocev.org.tr

Çelik

Çelik üretimiBu proses sırasında kireç çeliğin içerisin-deki istenmeyen elemetleri uzaklaştırmak için kullanılır.

Yüksek fırın cürufuÇimento üretiminde, yol yapımında ba-zende tarım topraklarında içeriklerindeki kireç nedeni ile gübre olarak kullanılır.

Demir cevherinden pik demireÇelik üretiminde ilk adım pik demirin ya da demir cevherinin yüksek fırında eritil-mesidir. Kireç bu işlemde düşük viskoziteli cüruf elde etmek ve safsızlıkların (silis, alüminyum, kükürt…) ortamdan uzaklaştı-rılması için gerekli bir malzemedir.

Çelik kullanımıOtomotiv sektörünün asli maddesi olan çelik, ev gereçlerinin yapımında ve inşaat sektöründe de çok miktarda kullanılmaktadır.

Çelik geri kazanımı

Hurda geri kazanımıElektrik ark ocakları çelik üretiminde modern bir metottur. Bize çelik üretiminde hurdanın %100 kullanılmasını sağlar. Bu sayede enerji ve hammadde tasarrufu sağlarız. Kireç bu süreçte safsızlıkları gidermek ve düşük vizsko-ziteli cüruf elde etmek için kullanılır.

Çelik ve kömür çıkarma

KiRECiN KULLANIM ALANLARI

Page 60: Hep beraber demokrasiye sahip çıkma zamanı Ülkemizin ...TEYDEB kapsamında gerçekleştirilen alüminyum pasta üretimi projesi örnek alınabilecek nitelikte güzel bir çalışma

KİREÇ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ YAYIN ORGANIDIR • EYLÜL 2016 • YIL: 2 • SAYI: 3

Ülkemizin Hizmetindeyiz

Hep beraber demokrasiyesahip çıkma zamanı

7 Ağustos’ta yapılan “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”