güvencesiz Öğretmenler bülteni

8
DERSHANEDE ÖĞRETMENĠM OTOBÜSTE DEĞĠL! Ülkemizde eğitim-atama politikalarında ki çarpıklık devam etmektedir. Hepimiz devlet okul- larında güvenceli-kadrolu çalıĢabilmek için KPSS sarmalına girdik ve umutlarımızı Mil- li Eğitim Bakanının, Maliye Bakanının iki sözüne kilitledik. Ancak atamaları beklerken bir taraftan da güvencesiz çalışmak zorunda bırakıldık. Bazen kamuda ücretli, bazen de özel öğretim kurumlarında sosyal haklardan yoksun bir şekilde çalışıyoruz. Okula,dershaneye,iĢe giderken en temel hakkımız olan ulaĢım hakkından eĢit yararlanamıyoruz. Ulaşımdan hak ettiğimiz biçimde yararlanmak için PASOMUZU ALMAYA tüm öğretmenle- ri çağırıyoruz. Ġnsanca yaĢayacak ücret, sigorta gibi yaĢamsal taleplerimizle birlikte onursal olarakta “öğretmenlik” kimliğinden yoksun bırakıldık. Bir ayrıcalık olarak öğretmen kimliğinden bahsetmiyoruz. Bir hak olarak, toplumun yolunu aydınlatan eğitim emekçilerinin bugüne ka- dar mücadeleleriyle kazandığı onurlu bir meslek olan öğretmenliğimizin parçalanmasına karşı çıkıyoruz. Hem mesleğimizde hem de onurumuzda ki bu parçalanmayı durdurmak için örgütleniyor, sendikalaĢıyoruz. Güvenceli/kadrolu çalışma hakkını elde edene kadar müca- deleye devam edeceğiz. [email protected] Sayı 2 Mart 2011 GÜVENCESĠZ ÖĞRETMENLER Bu sayıda : Merhaba 2 Ġ.Ü’de ĠĢ 2 Bir Öğretmen 3 KPSS 4 Torba Yasa Ne Götürdü? 5 Eğitim-sen üyesi, ve Sosyal-iş üye- si öğretmenlerle röpotaj 6 7 Mektubunuz Var! 8 OKULDA, DERSHANEDE, ÖZEL EĞĠTĠMDE ÖĞRETMENLER HER YERDE GÜVENCESĠZLĠĞE KARġI MÜCADELEDE! TALEPLERĠMĠZ KPSS KALDIRILSIN! KADROLU- GÜVENCELĠ ATAMA! İŞ GÜVENCESİ ĠNSANCA YAġAYA- CAK ÜCRET SİGORTA ÖĞRETMEN PASOSU FAZLA MESAİLER ÜC- RETLENDİRİLSİN KADIN ÖĞRETMEN- LERE DOĞUM VE EM-

Upload: diren-oezdilek

Post on 23-Mar-2016

245 views

Category:

Documents


7 download

DESCRIPTION

KPSS engeli yüzünden atanmayan, yoksulluktan dershane ve okullarda güvencesiz koşullarda çalıştırılan; eşitlik isteyen, güvence isteyen öğretmenlerin bülteni...

TRANSCRIPT

Page 1: Güvencesiz Öğretmenler Bülteni

DERSHANEDE ÖĞRETMENĠM

OTOBÜSTE DEĞĠL! Ülkemizde eğitim-atama politikalarında ki çarpıklık devam etmektedir. Hepimiz devlet okul-

larında güvenceli-kadrolu çalıĢabilmek için KPSS sarmalına girdik ve umutlarımızı Mil-

li Eğitim Bakanının, Maliye Bakanının iki sözüne kilitledik. Ancak atamaları beklerken

bir taraftan da güvencesiz çalışmak zorunda bırakıldık. Bazen kamuda ücretli, bazen de özel

öğretim kurumlarında sosyal haklardan yoksun bir şekilde çalışıyoruz. Okula,dershaneye,iĢe

giderken en temel hakkımız olan ulaĢım hakkından eĢit yararlanamıyoruz.

Ulaşımdan hak ettiğimiz biçimde yararlanmak için PASOMUZU ALMAYA tüm öğretmenle-

ri çağırıyoruz.

Ġnsanca yaĢayacak ücret, sigorta gibi yaĢamsal taleplerimizle birlikte onursal olarakta

“öğretmenlik” kimliğinden yoksun bırakıldık. Bir ayrıcalık olarak öğretmen kimliğinden

bahsetmiyoruz. Bir hak olarak, toplumun yolunu aydınlatan eğitim emekçilerinin bugüne ka-

dar mücadeleleriyle kazandığı onurlu bir meslek olan öğretmenliğimizin parçalanmasına karşı

çıkıyoruz. Hem mesleğimizde hem de onurumuzda ki bu parçalanmayı durdurmak için

örgütleniyor, sendikalaĢıyoruz. Güvenceli/kadrolu çalışma hakkını elde edene kadar müca-

deleye devam edeceğiz.

[email protected] Sayı 2 Mart 2011

GÜVENCESĠZ

ÖĞRETMENLER

Bu sayıda :

Merhaba 2

Ġ.Ü’de ĠĢ 2

Bir Öğretmen 3

KPSS 4

Torba Yasa Ne

Götürdü?

5

Eğitim-sen üyesi,

ve Sosyal-iş üye-

si öğretmenlerle

röpotaj

6

7

Mektubunuz

Var!

8

OKULDA, DERSHANEDE, ÖZEL EĞĠTĠMDE

ÖĞRETMENLER HER YERDE GÜVENCESĠZLĠĞE KARġI MÜCADELEDE!

TALEPLERĠMĠZ

KPSS KALDIRILSIN!

KADROLU-

GÜVENCELĠ ATAMA!

İŞ GÜVENCESİ

ĠNSANCA YAġAYA-

CAK ÜCRET

SİGORTA

ÖĞRETMEN

PASOSU

FAZLA MESAİLER ÜC-

RETLENDİRİLSİN

KADIN ÖĞRETMEN-

LERE DOĞUM VE EM-

Page 2: Güvencesiz Öğretmenler Bülteni

Çıkarılan torba yasalar,

sınav skandalları, eği-

tim fakültelerinde veri-

len eğitimin niteliği,

ataması yapılmayan

yüz binlerce öğretmen,

dershanelerde düşük

ücretlerle çalışmak zo-

runda bırakılanlarımız.

Bin bir umutla girdiği-

miz üniversiteyi, belki

de zorluklarla bitirdik-

ten sonra elimizde dip-

lomalarımızla piyasa-

nın azgın dalgalarına

terk edilmiş bir şekilde

duruyoruz. Elimizde

diplomamız ay sonun-

da elimize ne geçece-

ğini bileceğimiz, sene

dolmadan işsizlik kor-

kusunu duymadan çalı-

şabileceğimiz bir iş

istiyoruz. “birey olun”,

“özgürlüğünüzü yaşa-

yın” diye akıl verenler,

güvenceli bir iş isteği-

mizi duymazlıktan ge-

liyorlar.

İnanın tembel değiliz,

bir de bizi sınıfta tahta

başında görün, bece-

rikli ellerimiz tahtayı

nasıl bir düzenle dol-

duruyor, sesimiz sınıfı

bir coşkuyla nasıl dola-

şıyor. Ama bu coşku,

sınıftan çıkıp, hayatın

acımasız gerçekleriyle

karşılaşınca nasıl da

tuzla buz oluyor!

Çalıştığımız dershane-

de gelecek yılki duru-

mumuzun dershane

patronunun iki dudağı-

nın arasında olduğunu

bilmek veya ücretli

öğretmenlik yaparken

saati altı liraya çalış-

manın nasıl bir emek

sömürüsü olduğunu

düşünmek…

Çok şey mi istiyorum

acaba demek bazen,

yok ya istediğim sade-

ce, güvenceli bir iş,

gelecek kaygısı olma-

dan, bildiklerimi öğ-

rencilerime bir güven

havası içinde aktarabil-

mek. Bir eğitim siste-

minde bulunması gere-

ken asli bir şartı iste-

mek, fazla mıdır ki?

Yıkana yıkana yakası

sökülmüş bir gömlekle

okula gitmemek, oto-

büse binerken göstere-

bileceğim bir pasoya

sahip olabilmek. Yok

arkadaş yok, fazla de-

ğil bu istekler. Dersha-

nelerde, özel okullarda

çalışanlar, ücretli öğ-

retmenlik yapanlar,

yani kaderi bir olanlar,

yani beyaz önlüklerin-

de güvencesiz bir ha-

yatın izlerini taşıyan-

lar…

20 Şubat 2011‟de İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Botanik Ana

Bilim Dalı görevlisi asistanlar Dr. Sırrı Yüzbaşıoğlu ve Dr. Mehmet

Bona‟nın görevlerine son vermesi üzerine yaklaşık 100 kişilik asistan gru-

bu, „BU ÜNİVERSİTEDE İŞ GÜVENCESİ YOK‟ yazılı pankart ile Üni-

versitenin Beyazıt Kampüsü‟nde giriş kapısına kadar sloganlar eşliğinde

yürüdü.

Basın açıklamasında, Anayasa'nın 130. Maddesi ile iş güvencesi

hakkı tanınan araştırma görevlilerinin bu üniversitede keyfi olarak cezalan-

dırılarak görevlerine son verildiği ifade edildi.

Asistan arkadaşları okul ile ilişiği kesilen arkadaşlarına destek ver-

mek amacıyla üniversitenin önüne çadır kurdu. Arkadaşları geri alınıncaya

kadar çadırda nöbet tutulacağı belirtildi.

MERHABA

ĠSTANBUL ÜNĠVERSĠTESĠNDE ASĠSTANLARIN “Ġġ GÜVENCESĠ YOK”

“Yıkana yıkana

yakası sökülmüş

bir gömlekle

okula gitmemek,

otobüse binerken

gösterebileceğim

bir pasoya sahip

olabilmek. Yok

arkadaş yok,

fazla değil bu

istekler.”

Sayfa 2 GÜVENCESİZ ÖĞRETMENLER

Page 3: Güvencesiz Öğretmenler Bülteni

Boynunda asılı silgisi gözüme

takıldı. Esmer boynundan do-

lanan kirli bir ipin ucuna asıl-

mış yarısı tükenmiş bir silgi.

Yarısı tükenmiş bir silgi…

Ucu kararmış eski bir silgi.

Aynı benim gibi, yarısı tüken-

miş bir hayat, ucu törpülenmiş

bir hayat.

Teneffüs zili çalıyor. Ellerim

cebimde sınıftan çıkıyorum.

Öğretmenler odasına doğru

yol alıyorum. Odaya giriyo-

rum, içerisi çoktan dolmuş.

Dışarısının soğuğu etkisini

göstermiş. Bahçeye

çıkmamış kimse. Bir

öğretmen iddia ku-

ponu dolduruyor, bir

diğeri gazeteye dal-

mış, üç kadın öğret-

men birini çekiştiri-

yorlar, iki yaşlı öğ-

retmen maaşların

yetersizliğinden dert

yanıyorlar yine.

Bense bir köşeye

sinmiş oturuyorum.

Yorgun olduğumu

hissediyorum. Di-

ğerlerinin durumu

bana göre biraz daha

iyi. Ben ücretli sınıf

öğretmenliği yapı-

yorum. Yani yıl bitince işsi-

zim. Bir sonraki yıl ne olaca-

ğım belli değil. Canım belli

belirsiz sıkkın, bu aralar böyle

zaten, ne zaman sınav zamanı

yaklaşsa canım sıkılır. Bir

coğrafya öğretmeni nasıl ata-

nır ki… Atanmıyor zaten. Her

sınav zamanı ben de bir umut-

suzlukla giriyorum işte sınava.

Zil çalıyor yine sınıfa doğru

ilerliyorum.

Ağzına kadar dolu sınıfa giri-

yorum. Gülüşmeler, bağrışma-

lar. Gülüyorum

ben de, gülün

çocuklar diyo-

rum gülün. Ço-

cuksu bir gülüş

de benim yüzü-

me yapışıyor

kalıyor.

Gözlerim sınıfın

camından dışarıya kayıyor.

Dışarda buz gibi bir hava, kar

taneleri uçuşuyor. Yerler kar

tutmuş. Ayakkabılarımı değiş-

tirme zamanı

geldi. Kenarları

açılmaya başla-

dı, süngerler

yavaş yavaş

parçalanıyor.

Geçen gün ma-

ğazada gördü-

ğüm ayakkabıyı

almalıyım. Alt-

mış lira fiyat

çekti adam.

Saati altı lira-

dan on saat ça-

lışırsam, eli yü-

zü düzgün bir

ayakkabı alabi-

lirim. Sesler

doluyor kulağı-

ma, sınıfa dönüyorum tekrar.

Bu ders matematik diyorum,

işlemler yapacağız. Gülüşme-

ler durmuyor. Şimdi herkes

yaşıyla, ayakkabı numarasını

toplasın diyorum. Sırayla ge-

ziyorum, işlemlerine göz atı-

yorum. Ona geliyor sıra, kale-

mi kıpırdamıyor. Boynunda o

kirli silgi, defterine bakıyor.

Yanına gidiyorum, eğilip so-

ruyorum, “Serhat sen neden

çözmüyorsun?”

Utangaç gözlerini

eğiyor, suskun. Bir

daha soruyorum.

Kelimeler ağzın-

dan tane tane çıkı-

yor, “ben ayakkabı

numaramı bilmi-

yorum ki” diyor.

“Kaldır bakalım

ayağını Serhat” diyorum,

iyice kızarıyor. Ayağını

tutuyorum, kaldırıyorum.

Dehşetle irkiliyorum, ayak-

kabının altı parça parça ol-

muş. O ise sanki bütün bun-

lar kendi suçuymuş gibi

kızarmış yanaklarıyla boy-

nunu eğiyor.

Dışarda hala kar yağıyor.

Serhat‟ın ayakkabısının altı

delik, ben bir garip ücretli

öğretmen ve benim on saat-

lik yorgunluğum ancak bir

ayakkabı ediyor. Her kar

yağdığında, ayaklarının

üşümesini boynunda bir

silgi taşır gibi…

…..

Mağazaya giriyorum. Tez-

gahtar, bana doğru gelip,

“buyrun” diyor. Rafa doğru

gidiyorum, 32 numara bir

ayakkabı alıyorum. “Bir

arkadaş için paket yapar

mısınız?” diyorum. Dışarda

kar yağıyor, boynunda kirli

bir silgiyle, on iki yaşında

ayaklarını okula doğru sü-

rüyor bir çocuk. Yarım kal-

mış bir silgi, atanamamış

bir öğretmen ve üşüyen

ayaklar.

BĠR ÖĞRETMENĠN GÜNCESĠ...

Diğerlerinin

durumu bana göre

biraz daha iyi. Ben

ücretli sınıf

öğretmenliği

yapıyorum. Yani yıl

bitince işsizim. Bir

sonraki yıl ne

olacağım belli

değil.

Sayfa 3 GÜVENCESİZ ÖĞRETMENLER

Page 4: Güvencesiz Öğretmenler Bülteni

Türkiye‟deki öğretmen

atama(ma)ları herkes

tarafından bilinen ve

gittikçe kökleşen bir

sorundur. Bu sorunu,

iki boyutlu ele almak

mümkündür. Birincisi

atamalardaki nitelik-

sizlik, ikincisi de ata-

ması yapılmayan öğ-

retmenlerdir.

İlk olarak yapılan ata-

maları düşünelim. Üç

yüz bin işsiz öğretme-

nin bulunduğu ülke-

mizde her sene 30-40

bin civarı veya daha

yüksek rakamlarda ya-

pıldığı söylenen ata-

malar… Bu atamalar

sözü edilen rakamların

çok altında kalmakta-

dır; çünkü kadrolu alı-

nan öğretmenlerin bir-

çoğu zaten önceden

sözleşmeli olarak çalı-

şan öğretmenlerdir.

Ataması ilk defa yapı-

lan öğretmenlerin yarı-

ya yakını da son yıllar-

da okul öncesi öğret-

menlerine yani bir tek

branşa ayrılıyor. Bu

rakama yakın bir mik-

tar da sınıf öğretmenli-

ği, rehberlik ve İngiliz-

ce öğretmenliğine ayrı-

lıyor. Tüm bu saydığı-

mız problemlere bu

sene kopya olayları da

karıştı. Daha önceki

yıllarda karışıp karış-

madığı ise belli değil.

Hakkı olanın bile ata-

namadığı KPSS hâlâ

bize sunulan tek seçe-

nek. Bu kadar az sayı-

daki atamalara rağmen

hakkımız olan güven-

celi iş için, her sene

öğrenci gibi ders çalış-

mak zorunda kalıyoruz

ve dahası az olan para-

mızın bir kısmını ders-

hanelere veriyoruz.

İşsizliğin ve güvence-

sizliğin gittikçe arttığı

ülkemizde atamaların

bu kadar sınırlı tutulu-

yor olması, her sene

eğitim fakültelerinden

yeni mezun olanlarla

birlikte sorunun gide-

rek derinleşmesine yol

açmaktadır.

Her şeye rağmen öm-

rümüzü yiyen bir sına-

va emeğimizi verip en

verimli yıllarımızı gü-

vencesiz işlerde veya

tamamen işsiz geçiyo-

ruz. Bu durum, bizi

kendine güvensiz hale

getiriyor. Bu sorun yü-

zünden hayatından

vazgeçenlerimiz bile

var.

Güvencesizlik en çok

da çalışarak ekmek

parasını kazanmak zo-

runda olanların dramı-

dır. Maaşından başka

geliri olmayanların

derdidir. Daha da ge-

nellersek 90‟ların ba-

şından beri özel sektör-

de çalışan birçok insa-

nın sorunudur. 657 sa-

yılı yasada yapılmak

istenen değişikliklerle

devlet kurumlarında

çalışan öğretmenlerin

de sorunu olmaya

adaydır. Devlet sektö-

ründe güvenceli

(kadrolu) iş, sözleşmeli

işlere dönüştürülmeye

çalışılıyor. Yeni kanun

teklifleriyle esnek ça-

lışma şartları kamu

işçilerine de dayatıl-

mak isteniyor. Bu bağ-

lamda güvencesizlik,

atanamamaktan daha

önemli ve daha geniş

bir kitleyi ilgilendiren

bir sorundur. İleriki

yıllarda devlete atan-

makla da güvencesiz-

likten kurtulamayaca-

ğız gibi görünüyor.

Özetlemek gerekirse,

çok sayıda öğretmen

açığı olduğu halde az

atama yapılıyor. Ata-

namadıkça da sorun

hayatımızın merkezin-

de yer alıyor ve en çok

da bu sorundan dert

yanıyoruz. Atansak

birçok dertten kurtula-

cağımızı zannediyoruz.

Hâlbuki 90‟ların başın-

dan beri başımıza daha

da büyük dertler açıl-

maya başlandı. Bura-

dan da sorunumuzun

sadece atanmak değil,

içinde bulunduğumuz

sistem olduğu ortaya

çıkıyor. Bu sistem kal-

dıkça başımıza bir sürü

yeni dert açılacak gi-

bi…

KPSS TEK SEÇENEK MĠ?

Her şeye rağmen

ömrümüzü yiyen bir

sınava emeğimizi verip

en verimli yıllarımızı

güvencesiz işlerde veya

tamamen işsiz

geçiyoruz. Bu durum,

bizi kendine güvensiz

hale getiriyor. Bu

sorun yüzünden

hayatından

vazgeçenlerimiz bile

var.

Sayfa 4 GÜVENCESİZ ÖĞRETMENLER

Page 5: Güvencesiz Öğretmenler Bülteni

TORBA YASA NE GETĠRDĠ ( YA DA NE GÖTÜRDÜ? )

1 ) ĠĢ öğrenimi adı altında daha kuralsız

düşük ücretle çalışmanın

aracı olan stajyerlik uygu-

lamasında ücretler düş-mekte, sömürü artmakta-

dır. Stajyer uygulaması

genişletilmekte, uygula-manın yapılabileceği yer-

lerde işçi sınırı 20‟den,

5‟e çekilmektedir, böyle-likle denetimin en az ol-

duğu alanlar stajyer kulla-

nımına açılmıştır. Meslek

Yüksek Okulu öğrencile-ri, meslek lisesi ve çırak-

lık okulu öğrencileri ile

aynı kategori içine sokul-makta, uygulanan stajyer-

lik ücretleri ise düşürül-

mektedir.

Sayfa 5 GÜVENCESİZ ÖĞRETMENLER

Torba Yasa çok geniş ve kapsamlı bir yasadır. Hükümet toplumun

beklentisi olan ve emek örgütlerinin de karşı çıkmadığı, kamu alacak-

larının yeniden yapılandırılması, öğrenci affı gibi maddelerle biz

emekçilerin haklarını gasp eden maddeleri aynı yasanın içine sokula-

rak bir kafa karışıklığı yaratılmıştır. Bu yasanın götürdükleri, getir-

diklerinden çok daha fazladır.

Yasa, emek örgütlerinin taleplerine kulak tıkanarak, bir oldubitti ha-

vası içinde meclisten geçirilmiştir. Yasanın görüşüldüğü gün, meclise

yürümek isteyen emek örgütlerinin önleri kesilmiştir.

2 ) Kamuda esnek istihdam yasal

hale gelmiştir. Kamu işçisi birkaç kuruma

çalışmaya gönderile-

bilmektedir ve 8 saat-lik çalışma süresi aşıla-

bilmektedir.

3) Kamu iĢçileri artık istemedikleri halde kurum içi ve kurumlar

arasında 1 yıldan 6 aya

kadar görevlendirilmek-tedirler. Kısacası sürgün

yasalaştırılmıştır.

4) Belediye iĢçileri norm kadroya değil de ihtiyaç fazlası ilan edil-

dikleri takdirde, milli

eğitim veya emniyet teşkilatının taşra teşki-

latlarına gönderilecektir.

Bu işçiler atandıkları

işyerine 5 gün içerisinde baş layamadıklar ında

işlerini kaybedecekler-

dir. İşçisini kaybeden belediye 5 yıl boyunca

yeni işçi alamayacak ve

görevi taşeron firma iş-

çileri ile kapatacaktır.

5 ) Bu torba yasa ile deneme süresi ilk defa

işe girenler için,2 aydan 4

aya çıkarılmıştır.

6) 3 Milyona iĢsizin Resmi rakamlara göre bulunduğu ülkemizde

sadece 170 kişi işsizlik

fonundan faydalanabil-mekteyken bu yeni yasa

ile fonun pirim gelirleri-

nin yarısını taşeron firma-

lara ve özel istihdam bü-rolarına aktarılmasının

yolu açılmaktadır.

7) Kriz döneminde, şirketler krizdeyiz diyerek işçi ücretlerini işsizlik fo-

nundan almışlardı. Artık bu

uygulama kriz dönemlerine özel olmaktan çıktı; şirket-

ler her dara düştüğünde bu

durum yaşanacaktır. İşten

çıkarmalar, ücretsiz izinler şirketler için daha kolay

hale gelmiştir.

8) ĠĢ yerleri sadece ihtiyacı olduğunda işçiyi işe çağırabilmekte ve part-

time çalıştırma sonunda sağlık primlerini eksik ödeyebilmektedirler. Yeni yasa ile eksik yatan

primleri işçiler kendileri ödemelidirler ki sağlık

hakkından yararlanabilsinler.

9 ) Özel sektörde 10 yılın üzerinde yöneticilik yapmış kişiler, ka-

mu kuruluşlarının başına getirilebilecekler. Bu

madde ile özel sektör zihniyeti kamuya sokul-maktadır. Amaçları kamu yararı yerine, piyasa

koşullarına uyum sağlamaya çalışmaktır.

10 ) ĠĢyeri denetimleri artık iş müfettişleri tara-

fından değil de Çalışma Bakanlığı‟nın memurları tara-fından yapılmaktadır. Bu durum işyerlerinin yararına

olmuştur çünkü işyerleri daha kolayca denetimden kaça-

bilecektir. Ancak işçi yine bu madde ile de mağdur edil-

miştir.

ĠletiĢim : [email protected] /

[email protected]

Page 6: Güvencesiz Öğretmenler Bülteni

RÖPORTAJ

GÜVENCESĠZ ÖĞRETMENLER 24 KASIM’DA

TAKSĠM’DE, EYLEMDE...

EĞĠTĠM-SEN 7 NO’LU ġUBE GÜVENCESĠZLER KOMĠSYONUNDAN

PINAR KURT

Sayfa 6 GÜVENCESİZ ÖĞRETMENLER

Güvencesiz Öğretmenler Bülteninde yayınlamak üzere Eğitim-sen güvencesizler komisyonundan,

AYÖP‟lü ve Sosyal-iş üyesi öğretmenlerden;

657 DMK kadrolu ve 4b sözleşmeli öğretmenlerle özel okulda çalışan öğretmenler dışında kalan ücretli

öğretmenler ve dershane öğretmenlerinin kamuoyunda “öğretmen pasosu” ya da “indirimli seyahat kartı”

olarak bilinen ucuza ulaşım hakkından neden yararlanamadıklarını ve bu konuda ki görüşlerini bültenimiz-

le paylaşmalarını istedik.

Kısaca kendinizden bahseder misiniz? Pınar KURT, Rıfat Ilgaz İ.Ö.O.‟da 3 yıldır sözleşmeli öğretmenlik yapı-

yorum. Eğitim-Sen‟de güvencesiz çalıştırılmaya karşı; kadrolu, sözleş-

meli, ücretli ve işsiz öğretmenlerle birlikte mücadele ediyoruz.

Kadrolu öğretmenlerin yararlandığı haklardan neden yararlanamıyoruz?

Ucuz iş gücünün sürekliliğini sağlamak için yürütülen bir politika olduğundan kadrolu öğretmenlerin

yararlandığı haklardan yararlanamıyoruz.

“Öğretmen Pasosu” /“Ġndirimli Seyahat Kartı” hakkından bahsedebilir miyiz?

Seyahat etme bir hak olduğuna göre, zaten düşük maaşla çalıştırılan ücretli öğretmenlerimiz için „İndirimli

Seyahat Kartı‟ da önemli bir haktır.

Peki sizce neden bir kısım öğretmen paso alabilirken bir kısım öğretmen paso alamıyor, sizce haklı

bir gerekçesi var mı?

Bu uygulamanın hiçbir haklı ve mantıklı bir gerekçesi olduğuna inanmıyorum. Bu her alanda öğretmenleri

güvencesizleştirme eyleminden başka bir şey değildir.

Çağrısını güvencesiz öğretmenlerin yaptığı paso talebiyle Ġstanbul’da yürütülecek kampanya hak-

kında ne düĢünüyorsunuz?

Bu tür hak arama mücadelelerinin sonuçsuz kalmayacağı inancındayım. Bu eylemler paso talebiyle baş-

layıp, diğer özlük ve sosyal hakların geri kazanılması için bir basamak oluşturacaktır.

24 Kasım 2010 Çarşamba günü saat 19.00‟da Galatasaray Meydanı‟nda güvencesiz öğretmenler olarak toplandık.

Çıkardığımız „Güvencesiz Öğretmenler‟ bültenini dağıta-

rak, megafonla yaptığımız konuşmalarda taleplerimizi dile getirdik. Güvencesiz öğretmenler olarak, “Güvenceli gele-

cek insanca yaşam istiyoruz” pankartıyla 100'e yakın kişi-

nin katıldığı bir basın açıklaması düzenleyerek;

“Güvenceli iş güvenceli gelecek”, “Ne 4-B ne 4-C, herke-se güvence”, “Sendika, sigorta, 8 saat işgünü”, “Atama

yoksa isyan var” dövizleri ile taleplerimizi sokağa taşırdık.

24 Kasım‟da yaptığımız eylemde, özel eğitim kurumlarında güvencesiz çalışan tüm öğretmenleri bu talep-leri elde etmek için bir araya gelmek üzere

DĠSK’e bağlı Sosyal ĠĢ Sendikası’nda örgütlenmeye çağırdık!

Page 7: Güvencesiz Öğretmenler Bülteni

RÖPORTAJ

SOSYAL-Ġġ ÜYESĠ DERSHANE ÖĞRETMENĠ DENĠZ ġAHĠN

Sayfa 7 GÜVENCESİZ ÖĞRETMENLER

- Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Deniz Şahin, felsefe öğretmeniyim. 3 yıldır dershanede çalışmaktayım. Dersha-

ne koşullarını arkadaşlarımdan biliyordum, farklı bir alanda çalışmayı da düşün-

düm. Fakat kendi mesleğimi yapma duygusu ağır bastı ve dershanede çalışmaya

başladım. Çalıştığım süre içinde gerek benim gerek arkadaşlarımın yaşadıkların-

dan biliyorum ki haklarımız verilmiyor. Bununla birlikte öğretmenden çok ticari

şirket görevlisi halkla ilişkiler, kayıt görevlisi gibi çalıştırılıyorum. Bu koşullar-

dan kaynaklı Sosyal-iş sendikasına üye oldum. Özel sektörde çalışan öğretmen-

lerin sendikalaşabileceğini ve haklarını sendika yoluyla arayabileceğini

güvencesiz öğretmenlerden duydum.

- Kadrolu öğretmenlerin yararlandığı haklardan neden yararlanamıyoruz?

Çünkü yaşadığımız dünyada eğitim hizmetinden büyük kar etmek için güvenceli çalışma biçiminin kalkması gerekiyor. Sadece kadrolu öğretmenlik varken, KPSS diye bir şey uydurdular. Atanırsan kadrolu, değilsen

ücretli yada dershaneye… Kamuda öğretmenler örgütlü. Birden hepsinin güvencesini kaldırsalardı tüm öğ-

retmenler ayağa kalkardı. Şimdi ise yeni mezunlar yavaş yavaş güvencesiz çalışmaya alıştırılıyor. Doğal olarak kadrolu çalışanların örgütlü gücüyle kazandıkları hakları bize tanımayarak, hem örgütlenmemizi par-

çalamak istiyorlar hem de bizi köleleştiriyorlar.

- “Öğretmen Pasosu” veya “İndirimli Seyahat Kartı”ndan bir hak olarak bahsedebilir miyiz?

Kesinlikle. Belediye meclisi eğer İstanbul‟da öğretmenlere indirimli seyahat kartı uygulaması başlattıysa ve

yıllardır uygulanıyorsa. Öğretmenin statüsüne çalıştığı yere bakılmaksızın paso alma hakkı vardır.

- Peki sizce neden bir kısım öğretmen paso alabilirken bir kısım öğretmen paso alamıyor, sizce haklı

bir gerekçesi var mı?

Hiçbir haklı gerekçesi olamaz! Aynı işi yaptığımız kadrolu öğretmenlerle aynı haklardan yararlanmalıyız.

Bu durum anayasada bile “eşitlik” ilkesi ile var. Ancak kafalarına göre, belediye meclisinin amacı kar et-mekmiş gibi kadrolu öğretmenlere, 4b sözleşmeli öğretmenlere verdiği “indirimli seyahat kartı” nı bize ver-

miyor. Bu konuda kabul edilmeyeceğini bilerek ne cevap vereceklerini görmek için belediyeye başvurdum.

Aldığım cevap sadece örgün eğitimde çalışmadığım için paso alamadığım yönünde… Yani sadece mevzuat

böyle… Dava açmaya hazırlanıyorum..

- Çağrısını güvencesiz öğretmenlerin yaptığı paso talebiyle İstanbul’da yürütülecek kampanya hak-

kında ne düĢünüyorsunuz?

Kesinlikle bu çağrının gereği neyse onu yapacağım. Bir taraftan hakkımı dava yoluyla; bir taraftan da sokak-

ta arayacağım. Özel sektörde öğretmenler örgütlü değil!. Paso talebi öğretmenleri hem kamuda hem özelde

birleştirecek bir talep.

Bende Sosyal-iş üyesi dershane öğretmeni olarak tüm öğretmenleri paso talebini kazanana kadar birlikte

mücadeleye davet ediyorum.

DERSHANEDE POSAMIZ ÇIKIYOR

AMA PASOMUZ YOK!!!

Page 8: Güvencesiz Öğretmenler Bülteni

Mektuplarınızı köşemizden yayınlamaktan mutluluk

duyarız!

Bize yazın : [email protected]

Sevgili Öğretmen Arkadaş,

Sen ki üniversite sınavlarını geçtin; diplomana öğretmen yazıldı. Sen ki mezuniye-

tinin hemen ardından işsiz kaldın.

Önüne tercih diye sorulan her şeyi denedin.KPSS‟ye girdin atanamadın; ücretli

öğretmenlik yaptın/yapıyorsun. Dershanede kurtlar sofrasına düştün çıkmaza gir-

din. Bir yanda sen öğretmen değilsin diyenler var diğer yanda sana yürekten

“öğretmenim” diye seslenen çocukların sesleri var kulaklarında.

Bir şeytan üçgeni içinde hayatın; atanamama, işsizlik, güvencesizlik…

Dershanede öğrenci oldun tonlarca para döktün; dershanede öğretmen oldun üç

kuruşa tonlarca ter döktün.

Ayrım tokat gibi iniyor suratına her gün. Öğretmen odalarında, meslektaşlar ara-

sında bazen ise sınıfta…

Atanmak için gittiğin KPSS kursunda eğitim bilimleri derslerinin hocaları „siz de

öğretmen olunca…‟ cümleleri kurunca

Sen isyan ediyorsun ‘BEN ÖĞRETMENĠM’.

Sonra bu isyanı her yerde yürekten hissediyorsun sokakta, otobüste, müzede…

Komşu teyze/bir akraba ne zaman öğretmen olacaksın diye sorunca…

Otobüste şoför öğretmen pasosu sorunca… Müzede görevli öğretmen kimliği sorunca…

Taşıyor sabrın: BEN ÖĞRETMENĠM!

Evet biz öğretmeniz arkadaşım,

Meslektaşım, BĠZ ÖĞRETMENĠZ!

Bizi insanca yaşama hakkından mahrum edenlere inat sesimizi daha yüksek çıkarı-

yoruz bugün.

BĠZ ÖĞRETMENĠZ!

Haklı olduğumuzu onlar da biliyor. Herkes suçu birbirine atıyor, Milli Eğitim Mali-

ye Bakanına, Maliye Bakanı başkasına… en son Nimet Çubukçu YÖK‟ün şişirme Üni-

versite kontenjanlarına bağladı sorunu.

Biz sorunu, kaynağını, bize ne yaşattığını biliyoruz,

Tek tek her yerde karşısına çıkıyoruz sayın bakanın ve soruyoruz

NE ZAMAN?

Tek tek sormamızdan bile rahatsız oluyorlar. Bir de hep beraber sorsak

DÜNYA YERĠNDEN OYNAR!

Oysa şimdi ezik büzük sesimizden korkanlar, DUYUN BĠZĠ!

Size soru sormayacağız artık

TALEP EDĠYORUZ!

Güvencemizi, yaşama hakkımızı, insanlık onurumuzu ÖĞRETMEN KĠMLĠĞĠMĠZĠ

ÖĞRETMEN PASOMUZU Ġstiyoruz.

Facebook’ta güvencesiz

öğretmenler

grubuna sende katıl!

Güvencesiz Öğretmenden Mektup Var!

ĠletiĢim için: 05385161376 / [email protected]

[email protected]