1

1

[Giriş] [AYIN ASI] Remy van Lierde.................................................................................... 2 Yazar: Mark Barber, War Tarih Danişmani

[ARAÇ PROFILI] ZiS-30............................................................................................. 7 Yazar: Jan "RayPall" Kozák

[ULUSAL KUVVETLER] Japon Imparatorluk Kara Kuvvetleri Hava Servisi................ 11 Yazar: Mark Barber, War Thunder Tarih Danişmani

[ARAÇ PROFILI] Sovyet Hurricane Mk. IIB.............................................................. 16 Yazar: Henry Rothwell

[ARAÇ PROFILI] Bf 109 E-1..................................................................................... 18 Yazar: Scott “Smin1080p” Maynard

[ULUSAL KUVVETLER] Alman Sturmgeschütz Birlikleri........................................... 21 Yazar: Sean "Gingahninja" Connell

[PROFIL ABD] Orta Sinif Tanklari........................................................................... 24 Yazar: War Thunder Ekibi

[ARAÇ PROFILI] Pz.Kpfw. 35(t)............................................................................... 27 Yazar: Jan “RayPall” Kozák

[KUTLAMA] Türkiye Cumhuriyeti'nin 92. Yili - Cumhuriyet Bayrami....................... 31 Yazar: War Thunder Ekibi

© 2009—2015 by Gaijin Entertainment. Gaijin and War Thunder are trademarks and/or registered trademarks of Gaijin Entertainment or its licensors, all other logos are trademarks of their respective owners.

2

"Typhoon Mark IB (Premium), No. 609 Filo RAF, RAF Manston, 1943" kamuflajı ya-pan coolhand83 | buradan indirin

[AYIN ASI] Remy van Lierde 2 Ekim - Yazar: Mark Barber, War Thunder Tarih Danişmani Remy Van Lierdenin hayatinin ilk aşamalari hakkinda çok az bilinmek-tedir. Belçika'nin tepelik Dogu Flan-derlerindeki Overloelare'de dünyaya geldiginde takvimler Agustos 1915'i gösteriyordu ve gençken uçmaktan etkilenmişti, bu zamanlarda hala or-dunun bir parçasi olan Belçika askeri havacilik kolu Aviation Militaire Belge'ye gönüllü olmaya karar verdi, 20. yaş gününden hemen sonra Eylül 1935'de gönüllülük başvurusu kabul olmuş ve alinmişti.

Yetenek testlerinden sonra atanma-miş bir gözlemci oldu, daha sonradan aldigi başlangiç ve branş egitimle birlikte pilot egitime girmeden önce sadece çok kisa bir süre servise katildi, Mayis 1937'de doktorasini tamamladi. Belçika'da askeri havacilik egitimi savaş arasi dönemde hizla gelişiyordu ve bu uluslararasi olarak pek çok ülke büyük saygi duyuyordu, Van Lierde'nin egitim zamanlarinda Belçi-ka ayni zamanda Iran için de askeri pilotlar egitiyordu.

3

Van Lierde 1938'de kalifiye oldu ve 1. Havacilik Alayina katildi, burada Van Lierde gözlem ve top tetkik görevin-den sorumluydu. Alay'in 3. Filosuna katildiktan sonra Çavuş Van Lierde Fairey Fox uçaklarini uçurmaya başla-di, uçak Ingiliz yapimi iki koltuklu 1920 ortalarinda üretilen antika bir uçakti ve Belçikaya ana vatanda lisansli üre-timi için ihraç edilmişti.

Remy van Lierde, RAF üniformasıyla

Alman kuvvetleri Eylül 1939'da Polonya'yi işgal ettikten sonra diger ülkeler de düşmanlik yüzünden kar-makarişik bir durumun içinde kalmişti. Belçika başlarda tarafsiz kalmayi ba-şardi. Birinci Dünya Savaşi ülkeyi büs-bütün enkaz haline getirmişti, Belçika'nin sokaklari ve arazileri sava-şilmişti ve büyük zarar ugraşmişti bu yüzden ülkenin savaşa girmek için istegi yoktu ayrica yeni bir savaşi fi-nanse edemezlerdi. Ancak Belçika

Hükümeti ülkenin çevresinde dönen olaylardan ve askeri motorizenin far-kindaydi. 10 Mayis'ta kaçinilmaz bi-çimde Almanya Belçika'yi işgal etti, Van Lierde'nin Filosu da savaştaydi. 3. Filo Goetsenhoven'da yer aliyordu ve Belçika'nin ortalarindaki bir çimen havaalanindalardi, burada Fairey Fox çift kanatlilarini kullanan iki filo ile birlikteydiler. Van Lierde ilerleyen düşmana karşi savaşta birkaç gözlem uçuşu yapti anca Mayis 16'de yerden açilan ateş yüzünden düştü ve yara-landi. Hastanelik olan Van Lierde ve savaşta daha fazla görev yapmadi, Belçika 28 Mayis'ta teslim oldugunda dahi o hala iyileşiyordu. Ancak Van Lierde için savaş yeni başlamişti, ken-dini yeniden bir savaş uçaginin başina geçirecek bir yillik ve koca kitayi do-laştigi bir maceraya başlamişti. Van Lierde güneybatiya seyahat etti ve buradan işgal altindaki Fransa sini-rini geçti daha sonra tarafsiz Ispanya'ya ulaşmak için Vichy Fransasi'ndan geçti. Ancak burada tutuklandi ve yasa dişi mültecilikten Ispanya'da çeşitli hapishanelerde birkaç ay geçirdi, burada kaçtiktan sonra kendini Britanya'ya giden bir botta buldu. Temmuz 1941'de Ingiltere'ye geldikten sonra standart tutuklu kalma ve sorgulanma sürecin-den geçti, bu savaş zamani Ingiltere'ye gelen yabanci uyruklu insanlara yapi-liyordu. Izinleri bekledikten sonra bir alti hafta sonunda Van Lierde sonun-da Kraliyet Hava Kuvvetleri Yedek Gönüllü servisine katilmayi başardi.

4

Deneyimli bir pilot oldugundan Van Lierde RAF Hawarden, Galler'de sade-ce üç ay Spitfire kursu ve egitimi gör-dükten sonra 609 No'lu filoya atandi. 609. Filo savaştan önce kurulmuş ve Britanya Savaşinda büyük rol oyna-mişti ancak savaş yüzünden kendi ülkelerinden kaçip RAF'ye katilan pilotlar büyük bir kismini oluşturmaya başlamişti, Pilot Subay Van Lierde Belçika'dan katilan birkaç pilottan biriydi.

Luftwaffe Ingiltere göklerinde daha nadir görülmeye başlanmişti, 609. Filonun Belçikali pilotlari RAF'ye iki yil önce katilanlar kadar fazla düşmanla karşilaşma firsatina sahip degildiler. 1942 Haziranindan kisa bir süre sonra filo yeni Spitfire Mk V uçaklarina geçti, Van Lierde bir Dornier 217'yi yarala-mayi başardi. Savaşta daha sonra Van Lierde Hawker Typhoon uçagina geçti, 609. Filo kisa süreligine de olsa top kullanan Mk.1b'ye geçmeden önce Mk.1a kullandi, ayrica Havaci Subay rütbesine terfi etmişti. Filo artik Typ-hoonlari savaş boyunca tavsiye eden çok başarili ve yetenekli pilot olan Roland Beamont'un komutasina veril-di. Filo Eylül'de Biggin Hill sonra da

Aralikta Manston'a taşindi, bunun amaci sayisi Güney Ingiltere'de artan düşük irtifa Alman avci-bombardiman uçagi saldirilarini önlemekti. Van Lier-de zamanla filoyla birlikte gece saldiri operasyonlarina katilmaya başladi, geceleri işgal altindaki Avrupa'da potansiyel hedeflere saldiriyorlardi. 20 Ocak 1943'de 609 No'lu filo Londra'ya JG26 ve JG2 tarafindan yapilan bir avci-bombardiman saldiri-sini önleyerek 4 Bf109G'ye karşi sifir kayip iddia etti, bu iddialar arasinda Typhoon Asi Johhny Baldwin ve Remy Van Lierde'de vardi. Mart'da filo Bati Belçika'nin Chievres'de bölgesinde bulunan havaalanini vurmaya gider-ken Van Lierde bir Junkers Ju 52 ula-şim uçagini vurmuştu, kaderin cilvesi-dir ki bu olaya karisi yerden şahit olmuş, savaştan sonra ona vurdugu uçagin parçalarini göstermiştir. Mayis-ta bir Heinkel 111, Haziranda bir Bf109 ve Ekimde bir Bf110 ve Junker Ju 88 ile Van Lierde'nin onaylanmiş zaferleri tamamlanir, bu onu Belçika'nin en çok skor yapmiş yedinci pilotu haline getirir ancak daha büyük şeyler ancak gelecekti.

5

Yilin sonunda Havaci Tegmen olan Van Lierde RAF Sutton Bridge'de si-lahçi egitmenligine başladi. 1944 Şu-batinda RAF Manston'da ikinci bir tur için Filo Lideri olmayi kabul etse de ön cephe'de vakit geçirmedigi için yorul-maya başlar ve Hawker Tempest kul-lanan 3 No'lu filoya geçmesi için rüt-besi Havaci Tegmene geri düşürülür. Agustos'da yeniden rütbesi Filo Lideri olur ve 164 No'lu filonun başina geçer. Tempestler ile işgal edilmiş Avrupa üzerinde Normandiya Çikarmasi önce-si yer saldirilarina katildi ancak daha önemlisi oldukça tehlikeli V1 Insansiz Hava Bombalarini vurma konusunda filosunu yönlendirdi. Kendisi şok edici biçimde 44 V1 imha etti ve 9 adet de paylaşimli vurmuştu, bu onu savaş boyunca en fazla V1 vurmuş ikinci isim yapti.

Van Lierde savaşi 2. Taktik Hava Kuv-veti karargahinda Belçikali bir Irtibat Subayi olarak bitirdi. RAF'de 1946'ya kadar kaldi ve Belçika hava kuvvetle-rine Binbaşi olarak atandi, Belçika 1. Avci kanadi komutasina verildi. Van Lierde 1968'e kadar Belçika Hava Kuvvetlerinde kaldi ve Albay olarak emekli oldu. Haziran 1990'da 74 ya-şinda vefat etti. Pek çogu için kariyeri yeterince etkile-yici olsa da Van Lierde onu bir süre daha ünlü tutucak bir iddia ortaya atti. Belçika Kongosu üzerinde helikopter ile uçarken 15 metre uzunlugunda bir yilan gördügünü iddia etti. Ilgilenenler için internette resimleri bulunmakta-dir ve bazi uzmanlar tarafindan da varligi onaylanmiştir...

Gelecek güncellemelerin birinde War Thunder'a ekleyeceğimiz çıkartma >>>

6

RAF No 350 (Belçika) Filosu Amblemi

Çıkartmayı yapan: Jej 'CharlieFoxtrot' Ortiz

7

'18. ayrık tank tanburu, araç no:3' Batı Cephesi, Ekim 1941, SSCB, Kamuflajı yapan: wtando | buradan indirin

[ARAÇ PROFILI] ZiS-30 7 Ekim - Yazar: Jan "RayPall" Kozák War Thunder’da, ZiS-30 2.3 Muharebe Puanli bir Sovyet 2. Seviye tank muh-ribidir. Azami sürati düz bir yüzeyde 20 saniyede çikabildigi 39 km/sa’dir (24.2 mil/sa). 360° tam bir gövde traversi için gereken süre 10 saniyedir ve bu araca saniyede 36°’lik bir tra-vers orani saglar. Zirh korumasina istinaden ön zirhin kalinligi, alt egimin açisi 49°’nin altin-da, üst egimin açisi ise 26° ve üst ile alt egim açisi 68°’nin altinda olarak 10mm’dir (0,39”). Ön makineli tüfek

yuvasi 10mm’lik (0.39”) zirh levhasi ile korunur. Yan zirh maksimum 18°lik egimle 7mm (0.28”) kalinligindadir bu arada arka zirh egimli degildir ve o da 7mm kalinliga sahiptir. Top kalkani 5mm (0.2”) kalinliktadir. Ateş gücü bakimindan, ZiS-30 57mm (2.24”) ZiS-2 anti-tank topu ile silah-landirilmiştir. Geri yükleme süresi araca dakikada 9.2 atiş orani saglayan tam egitimli bir yükleyici ile birlikte 6.5 saniyedir.

8

Ilave olarak, araçta önden monteli 7.62mm (0.3”) DT makineli tüfegi bulunmaktadir. Ana top üç tip cepha-ne kullanabilir; BR-271 APHEBC, BR-271K APHE ve OF-271 HE. Zis-30 Sovyet teknoloji agacindaki ilk tank muhribidir ve alişik olunmayan görüntüsü bir yana üç büyük ana avantaja sahiptir – küçük boyutlar, yüksek hiz ve manevra ve seviyesi için harika bir top. Yüksek hizi ve ivme-lenmesi ile harita boyunca hizla ilerle-yebilir. Ayrica karşilaştirmali olarak oldukça küçük bir araçtir dolayisi ile özellikle uzak mesafede vurulmasi zor bir hedeftir. Topu verilen Muharebe Puani araliginda (2.3-3.3) herhangi bir şeyi delmekte hemen hemen hiçbir sorun yaşamaz ve araci uzun mesafe

sniper için uygun hale getiren hizli ateş oranina ve düz bir mermi izine sahiptir. Top çatiya yerleştirildigi için araç makul bir oranda yüksek bir pro-file sahiptir. Bu hem bir avantaj hem-de dezavantajdir. Daha kolay tespit edilmenize sebep olarak siperinizi açiga çikartir ama ayni zamanda da sadece top kalkaninizi teşhir ederek üstten alçak engellere ateş edebilirsi-niz. Açikçasi dezavantajlari da var. Ufak şasi için toplarin geri tepmesi oldukça kuvvetli ve sallanti hedefi kaybetme-nize yetecek kadar büyüktür, dolayisi ile her atiştan sonra her defasindan yeniden nişan almak gerekir. Ayrica araç çok az cephane tedariki taşir.

9

Buna ragmen en önemlisi, aracin zirhi neredeyse yoktur ve tüfek kalibreli makineli tüfeklerin zirh delici mermi-leri bile yakin mesafede ön zirhinizi delebilir. Topun mürettebati sadece top kalkani ile korunmaktadir. Aksi takdirde, açiktadir ve bu son derece korumasizdir. Her şey ragmen bir çok zirh delici mermi top kalkanindan patlamadan öylece geçecekt ve büyük ölçüde hasari azaltacaktir. Bu bilgilerin işiginda, ZiS-30 ile karşilaşildiginda HE (High Explosive/Yüksek Patlayci) mermiler kullanilmasi tavsiye edilir.

Avantajlar ve dezavantajlar verilmiş-ken, ZiS-30’un performansi en iyi, çok hareketli uzun mesafe keskin nişanci olarak kullanildigindadir. Hizinizi kul-lanarak belirli bir pozisyona dogru yarişin, kirilgan gövdenizi gizleyin ve daha sonra düşmanin hedefinize gir-mesini bekleyin. Yüksek atiş oraninizi iyi nişan alinmiş birkaç atiş yapmak için kullanin daha sonra çabucak yeni-den mevzilenin. ZiS-30’un ileriki araş-tirmalari sizi ünlü SU-76M kendinden motorlu topa götürecektir.

1941’de Barborassa Harekatinin ilk haftalarinda, Sovyet zirhli birlikleri iyi organize olmuş Alman ordusunun ellerinde ezici kayiplardan dolayi ma-dur oldu. Sovyet zirhli araçlariin sayisi hizla azaldigi için, Sovyet temsilcileri kayiplarin üstesinden gelmek için yollar aradilar. Sonuç olarak, Temmuz 1941’de Kizil Ordunun ucuz ve üretil-mesi kolay anti-tank silahlari üretime-si amaci ile kendinden motorlu impro-vize anti-tank toplarinin çabucak geliş-tirilmesi emri çikartildi. Program tak-vimi, geliştime için sadece iki haftaya izin verdigi için son derece dardi.

Buna cevap olarak 92 Numarali fabri-kadaki tasarim bürosu, P. F. Muravyev tarafindan yönetilen, Komsomolets paletli obüs traktörünün şasesini kul-lanarak, 50 beygirgücü üreten ve azami sürati 47.5 km/sa’e (29.5 mil/sa) kadar çikan 4 silindirli GAZ-M otomobil motoru ile tahrik edilen hafif bir anti-tank muhribi geliştirdi. Aracin yeniden uyarlamasi basitti: şase ve gövde degişmeden kalirken silahlar, 57 mm ZiS-2 anti-tank topu basitçe aracin tepesine yerleştirildi. Mürette-bat dört kişinde oluşuyordu- komu-

10

tan/silahçi, yükleyici, sürüce ve göv-deye tutturulmuş makineli tüfegi çaliştiran makineli tüfekçi. Durum çok vahimdi, öyleki seri üretim 21 Eylül 1941’de başladi ve 15 Ekim’de 100 araç, ZiS-30 olarak markalanmiş ola-rak üretildi- aracin geliştirilme emri verildikten sonra mutlak bir üç ay. Araç çatişma menzilinde o döneme ait herhangi bir Alman tankini yok etme-ye muktedir bir topa sahipti. Bu çok kabul gören bir nitelikti. Ancak derme çatma tasariminin bariz dezavantajlari vardi. Topun agirligi aracin hareketlili-gini azaltiyordu ve aracin boyutlari sadece az miktarda cephanenin ta-

şinmasina izin veriyordu. Müretteba-tin korumasi mevcut degildi, aracin sadece ince bir miktar zirhi vardi ve mürettebat sadece topun kalkani tarafaninda önden korunuyordu. Yüksek profili nedeni ile araç denge-sizdi, düşük bir harekat menzili vardi ve sürücü ile top mürettebati arasin-daki iletişim problemliydi. Şasenin ve topun saglanabilirligine bagli prob-lemler nedeni ile sadece 101 ZiS-30 üretildi. Her ikisinede acilen başka bir yerde ihtiyaç duyuluyordu. ZiS-30 daha uzmanlaşmiş araçlar ile degiştiri-linceye kadar 1942’i yazina kadar hizmet verdi.

Gelecek güncellemelerin birinde War Thunder'a eklenecek çıkartmalar Crush the Tigers' yazısı. Çıkartmayı yapan: Branislav "InkaL" Mirkov

11

244. Sentai İşaretli Kamuflaj, HQ Chutai, Tokyo, Japonya 1944. Kamuflajı yapan: S.F. Radzi-kowski "Gudkarma". Kamuflaj War Thunder Gelir Paylaşımı Programı sayesinde oyunda

bulunmaktadır ve 200 GE karşılığı satın alınabilir

[ULUSAL KUVVETLER] Japon Imparatorluk Kara Kuvvetleri Hava Servisi 8 Ekim - Yazar: Mark Barber, War Thunder Tarih Danişmani Japon askeri havaciliginin geçmişi, diger bir çok ülkenin ki gibi balonlarin savaş alanlarinin keşfinde kullanilma-sina dayanir. Keşif balonlari 1904-05 Rus - Japon savaşinda başarili bir şe-kilde kullanildi ve Japon ordusunun gurur dolu askeri havacilik mirasinin temellerini atti. Ancak bu miras za-man zaman içeride bir rekabet yüzün-den tehlikeye atildi hatta lime lime

edildi: Japon Kara Kuvvetleri ve Donanma'sinin felaket-vari iş ilişkisiydi bu rekabet. 1909 yilinda Japon donanma mühen-disleri ülkenin ilk yerli mali uçagini uçurmayi başardilar. Bir yil sonra Kara Kuvvetleri Fransiz Farman çift-kanatlarini ithal ederek buna karşilik verdi.

12

Ancak Birinci Dünya Savaşi ile birlikte Donanma'nin Kara Kuvvetlerine karşi liderligi perçinlendi - 1914 yilinda Japon Donanmasindan pilotlar, düny-anin ilk uçak gemisi üslü taarruz gö-revlerini gerçekleştirdiler. Deniz uçagi gemisi HIJMS Wakamiya Maru bu görevlerde kullanildi. Bu başarinin Japonya'nin müttefiklerinin destegiyle Alman kontrolündeki alanlara karşi gerçekleştigini belirtmekte de fayda var. Evet! Japonlar ABD ve Birleşik Krallik ile müttefikti. Ancak Birinci Dünya Savaşi sirasinda yaşanan büyük gelişmeler Japon Kara Kuvvetleri Komutanliginin ilgisini ar-tirdi ve savaş zamani müttefikleri Britanya ve Fransa'dan çatişma biter

bitmez ithalatlar yapildi, askeri yardim ve danişmanlik hizmeti alindi.1918-22 yillari arasinda Rus Iç Savaşinda Beyaz Ordu lehine yapilan Sibirya Müdaha-lesi ile Japonlar muharebe tecrübesi kazanirken bu arada yerli havacilik sanayi de gelişmeye devam etti, önce lisansli üretimler yapilirken daha son-ra özgün tasarimlar geliştirildi. Donanma ile süren rekabet 1930'lu yillarda, özellikle her iki tarafin da Çin - Japon Savaşina muvazzaf kuvvetleri-ni getirmesi ile devam etti. Avrupa, Ispanya göklerinde hava gücünün potansiyeline şahit olurken Çin üze-rinde de hava muharebeleri gerçek-leşmekteydi.

13

1937 yilinda Japon Imparatorluk Or-dusu Hava Servisi bombacilari Tayvan ve Japonya'da ki üslerden kalkarak Çin'de ki hedefleri vurdugunda tarihin ilk okyanus-aşiri hava saldirilari ger-çekleşmiş oldu. 1938 yilinda Ordu ilk tek-kanat avci uçagi olan Nakajima Ki-27'yi Çin'de hizmete soktu. "Ki" kisal-tmasi (?; kitai'nin kisaltmasi = uçak gövdesi) harfi Kara uçaklarinin do-nanmadan ayrilmasi konusunda önemli bir kimlikti. Iki kardeş arasindaki küslük Japonlarin Ikinci Dünya Savaşina girme zamanlari yaklaştiginda daha da artti. Bu siralar-da Japon Donanmasi yeni bayrak-gemisi uçagi A6M Zero ile birlikte liderligi elinde tutuyordu. 1941 yili Aralik ayinda Pearl Harbor saldirisin-dan Donanmanin Japonya'nin ana hava kuvveti saglayicisi oldugu olgusu daha da güçlendi. Bu başari, ülkenin düşmanlarinin arasinda bile yanki yapti. Müttefik pilotlari en çok kullani-lan kara kuvvetleri uçagi olan Ki-43'e "Ordu Zero'su" diyorlardi. A6M'in fakir versiyonu olarak görülmesine ragmen Ki-43 çevikligi sayesinde sava-şin başinda Batili Müttefiklere karşi çok büyük başarilar elde etmiştir. Çin

ve Pasifik savaşlari sirasinda Japon ordusu avcilarin yani sira tek motorlu pike bombardiman uçaklari ve çift motorlu daha agir bombacilar geliş-tirmeye devam etti ancak bu uçaklar avcilari kadar ünlenemedi. Japon Imparatorluk Ordusu Hava Servisi Çin, Yeni Gine, Solomon Adala-ri, Malaya, Sumatra ve Japonya'nin savunulmasi gibi bütün cephelerde yogun bir şekilde görev yapti. Ordu'nun hava ve kara mürettebatla-ri, Donanma'nin bölgesi olarak bilinen bütün bölgelerde hizmet verdiler. Sürekli güçlenen bir düşmana karşi kaybedilen bir savaş yapmalarina ragmen Donanma ve Ordu arasindaki rekabet asla azalmadi: Yeni Gine'de ki Ordu uçaklari ciddi bir teknik çalişma gerektiginde, 40 mil uzaktaki Rabaul'da bulunan Donanma tesisleri yerine 1500 mil uzakta Manila'da bulunan Ordu Tesislerine uçuyorlardi. Japon Ordusu zayifladikça ona bagli Hava Kuvvetleri de zayiflamaya başla-di. insan gücü sürekli azaldi ve ekipler savaş alanina gittikçe daha az egitim alarak gelmeye başladi.

14

1945 yilinda Japon Imparatorluk Or-dusu Hava Servisinden geriye kalanlar büyük ölçüde Japon anakarasina yapi-lan bombardimanlari önleme görevine çikan yada Müttefik gemilerine kami-kaze saldirilari düzenleyen avci uçak-lariydi Agustos 1945 yilinda Japonya'nin teslim olmasi ile birlikte Ordu Hava Servisi kapatildi.

Bugün, Japonya'nin askeri havacilik bayragi Japon Hava Savunma Kuvvet-leri tarafindan taşiniyor. 1954 yilinda kurulan bu ultra modern gücün Loc-kheed Martin F-35 Lightning II tara-findan sürülmesi planlaniyor. Kuvvetin becerisi ve profesyonelligine dair ünü, dünya çapinda ünlü akrobasi takimi "Blue Impulse" sayesinde sürekli yayi-liyor.

Gelecek güncellemelerin birinde oyuna ekleyeceğimiz çıkartmalar:

IJAAF 39. Sentai 2.Chutai Kuyruk İşareti

15

IJAAF 62. Sentai 3. Chutai Kuyruk İşareti

"Red Eagle" amblemi, 64. Sentai, IJAAF

IJAAF 47. Sentai 1. Chutai Kuyruk İşareti

Çıkartmalar: Jej 'CharlieFoxtrot' Ortiz & Colin 'Fenris' Muir

16

Hurricane Mk.IIB'nin Sovyet versiyonu, 1000 GE karşılığında satın alınabilir!

[ARAÇ PROFILI] Sovyet Hurricane Mk. IIB 10 Ekim - Yazar: Henry Rothwell Oyunda iki Hawker Hurricane MkIIB mevcuttur – 2.0 Muharebe Puani ile gelen II. Seviye Ingiliz avcisi ve 3.0 Muharebe Puani ile gelen Sovyet muadili. Her iki uçaga da göz atacagiz ve de Sovyet Hurricane IIB filolarinin tarihini keşfedecegiz. Ingiliz Teknoloji Agacinin oyunculari-nin çogu için, Hurricane Mk I/L erişe-bilecekleri ilk dogru düzgün avcidir – ilk mono kanatlidir, çok sayida silah taşiyabilen ilk uçaktir ve oradan Mk.IIB’ye kisa bir siçrama gerekir.

Oyunda, ve gerçek hayatta, IIB, 12 makineli tüfegine ilave olarak mü-himmat taşiyabilen evrensel kanatla donatilmiştir – bunlar iki 250lb veya 113 kilo bomba ve 6HRC Mk.8 roke-tinden ibarettir ve bunlar onu yete-nekli bir avci taarruz uçagina dönüştü-rür. Ancak bir kez mühimmattan kur-tuldugunuzda yada baştan taşimama-ya karar verdiginizde IIB halen muhte-şem uçar ve daha agir silahli ve zirhli uçaklarla kapişmaya başlasa da bu seviyedeki bir çok uçagin hakkini verir.

17

Oyunda sahip oldugumuz Sovyet Hur-ricane’i, Mk.IIB’dir. Bu bir II. Seviye 3.0 Muharebe Puani olan Premium bir uçaktir. %70+%70 ödül bonusu ve +%148 araştirma puani bonusu vardir. Azami sürati 329 mil/sa veya 529 km/sa’dir ve dönüş süresi 17.5 saniy-edir. Yükleme süresi 40 saniye olan 250 mermi kapasiteli bir çift 20mm ShVAK topu ve yükleme süresi 20 saniye olan 250 mermi kapasiteli iki 12.7mm Berezin UB makineli tüfegi ile silahlandirilmiştir.

Modifiye edilmiş silah konfigürasyonu, pek az silahta bulunan üstün vurma kuvveti ile agirlik azaltilmasindan dolayi Mk. I/L’nin artan manevra kabi-liyeti gibi çifte avantaja sahiptir. Ancak bunun bir bedeli vardir – kesin ko-nuşmak gerekirse 1000 Altin Kartal – yada gerçek degeri ile €5.99 Euro yada $6.65 Amerikan dolari. Parayi harcayip harcamamaya yalnizca siz karar verebilirsiniz ama tutkulu bir Hurricane hayrani olarak, güvenle diyebilirim ki alirsaniz pişman olmaz-siniz.

Gelecek güncellemelerin birinde oyuna Sovyet "Beyaz Kurt" Hurricane amblemi ve

& RAF Filo No.43'ün "Fighting Cock" amblemini ekleyeceğiz:

Çıkartmalar: Jej 'CharlieFoxtrot' Ortiz and Colin 'Fenris' Muir

18

Bf 109E-1 'Red 1', Hptm. Hannes Trautloft tarafından uçuruldu 2./Jg 77., Juliusburg, Eylül 1939. Kamuflajı yapan: HotWaffle | buradan indirin

[ARAÇ PROFILI] Bf 109 E-1 15 Ekim - Yazar: Scott “Smin1080p” Maynard

War Thunder’da, Bf 109 E-1, pilotlarin araştirabilecegi ve Alman havacilik dalinda uçurabilecekleri ilk Daimler-Benz motorlu modeldir. Oyundaki mantiksal evrimle birçok açidan ben-zer şekilde, Bf 109 E-3 temel olarak cephane açisindan farklilik göstermek-tedir.

Bu uçagin temel özellikleri, oyundaki birçok rakiplerine oranla iyi hizlanmasi ve tirmanma oranidir. E-1 harika bir güç/agirlik oranina sahiptir ve manev-ra kabiliyeti çok yüksek olan bir avci uçagidir. Muharebe sirasinda rakiple-

rinin çogu “Emil”’den daha iyi döne-bilse de her şeye ragmen dikkate deger bir manevra kapasitesi vardir. Cephane açisindan, Bf 109 E-1 top-lamda 3000 mermi kapasiteli 4x7,92mm MG 17 makineli tüfegine sahiptir. 2’si kanatlarin içinde gömülü ve ikisi daha önde motor kaputunun içine yerleştirilmiştir. Alternatif olarak, E-1 Avci-Bombardiman rolü içinde donatilabilir ve ETC 50/VIIId modifika-syonu ile 4x50kg bomba ya da ETC 500/IXb modifikasyonu ile tek bir 250kg bomba taşiyabilir.

19

Kendi seviyesinde en sert vuran uçak olmasa da cephane tedariki Bf 109 E-2’i çaylak pilotlar açisinda son derece bagişlayici yapar. Harika performansi onu etkili bir enerji savaşi “Boom and Zoom” uçagi yapar ve her şeye rag-men muharebede etkili hava manev-ralari yapmaya muktedirdir. Bf 109 E-1, Bf 109 ailesinin nasil per-formans gösterdiginin net bir kanitidir ve uçuş performansi deyimiyle Bf 109’larin övgüyü hak eden anahtar özelliklerin birçogunu gösterir. Cep-hanesi biraz yetersiz olsa da Bf 109 E-1 bileginin gücünde harika bir avci olmuştur ve daha güçlü olan ve 20mm MG FF toplari ihtiva eden Bf 109 E-3’ün geliştirilmesine de öncülük eder.

Tarihte BF 109 E-1: E-1 yeni bir nesil olan Bf 109 avci uçaklarinin ilkidir. 1938’in sonlarinda üretime geçmesi ile “Emil” kisa sürede Luftwaffe’deki kendinden önceki kardeşlerinin yerini almiştir. Jumo motorunun ayirt edici çeneli radyatörüne sahip modelleri iki kanat altina gizlenmiş versiyonlari flap ve motor kapaklari ile entegre edilmiş olarak Daimler-Benz 601 serisi moto-rlari taşimak üzere yeniden tasarlan-miştir. Sonuçta yeni Emil’ler üretim hatlarindan çikmaya bagladiginda, RAF’ta hizmete giren dengi yeni Su-permarine Spitfire’dan aerodinamik açidan üstün ve son derece etkili bir uçak olmuştur. Ayrica Bf 109 E-1 Ispa-nyol iç savaşinin alacakaranlik evre-sinde Condor Lejyonunda göreve gönderilmiştir.

20

1939 da hizmete girmesiyle E-1 Avru-pa göklerinde çabucak hava üstünlü-günü kazanarak 2. Dünya Savaşinin erken safhalarinda muharebe görmüş-tür. Bf 109 E o günün standart avcila-rinin birçogundan üstün gelmeyi ba-şarmiştir ve 2. Dünya Savaşinin ilk yillarinda egemen olan Alman Yildirim Ordulari taktiklerinin kilit bir bileşeni-dir. Ayrica, merkezi bir paylona 250kg bomba yerleştirilebilen az sayida E-1B Jagdbomber modeli de üretilmiştir. Bf 109 “Emil” sonunda Britanya Muha-rebesinde Alman düzenlerine saldiran RAF’in Hawker Hurricane ve Superma-

rine Spitfire avcilari ile dengi (sinirli yakit kapasitesinin muharebe etkinli-gine etki ettigi için) ile karşilaşmiş oldu. Muharebe’nin başlangicinda Bf 109 E-1 zaten E-3’ün MG FF topla silahlandirilmiş modeli ve E-4 ile de-giştirilmekte ya da yükseltilmekteydi ancak bazi E-1’ler yilin sonuna kadar halen savaşta kalmiştir. Britanya Mu-harebesinin sonuçlanmasinin ardin-dan “Emil” serisi daha büyük bir mo-delin önünü açmiştir, F veya “Fried-rich” daha sonraki tüm Bf 109’larin temellerini oluşturmuştur.

21

[ULUSAL KUVVETLER] Alman Sturmgeschütz Birlikleri 19 Ekim - Yazar: Sean "Gingahninja" Connell 1936'da Alman General Erich von Manstein Sturmartillerie yani Çatişma silahi ya da çatişma topu olarak bili-nen bir fikri ortaya çikardi. Bu fikir 1935'de Manstein'in piyadeye direk olarak destek saglayacak bir birim olmasi gerektigini belirtmesine daya-niyordu. Ilk çatişma silahi StuG III Ausf.A Pan-zer III B şaşesine konulmuş kazamat stili bir tankti. Ikinci Dünya Savaşinda Alman ordusu tarafindan kullanilmiş en çok üretilen ve en önemli savaş

araçlarindan biri haline gelecekti. StuG III Ausf A 7.5 cm KwK 37 topuna sahipti. Bu 7.5 cm'lik silah kisa namlu-lu ve düşük namlu çikiş hizina sahip mermiler kullaniyordu. Yeni StuG Ausf F ve G ile yüksek na-mluya kavuşana kadar A ve E arasinda bu top kullanildi. Bu geliştirmeler ile birlikte Almanlar T-34 ve KV-1 gibi tanklara karşi da savaşmaya başladi çünkü Kwk37'nin düşük çikiş hizi yü-zünden Alman araçlarinin bu tanklari delmeye gücü yetmiyordu.

22

Sturmgeschütz Birimleri kaynak konu-sunda darbogazda oldugu için Alman Ordusu ya da Panzerler yerine daha çok Alman Topçulari tarafindan görev-lendiriliyor ve kullaniliyorlardi. Başlar-da piyade-destek doktrinine uyarak taburlara verilseler de zamanla bu Anti-Tank rolünde kullanilmaya baş-landilar. StuG Ikinci Dünya Savaşi sirasinda Alman Ordusuyla beraber tüm cephe-lerde kullanildi ve rolünde çok başari-liydi. Bütün olarak bakildiginda StuG popüler Tiger ve Panther tanklarindan daha çok tank vurmuştu. StuG'larin üretilmesindeki en büyük nedenler-den biri fiyati için çok etkili olmasiydi. Diger sebeplerden biri de StuG'larin tasariminin başarili olmasiydi.

StuG çok alçak profile sahipti ve bu onu Müttefikler için zor bir hedef haline getiriyordu ayrica bu tanki kamufle etmek çok kolaydi. Bir King Tiger yerine en fazla 4 adet StuG üre-tilebilirdi, savaşin devaminda durum Almanlar için kötüye gitmeye başladi-ginda Almanya topraginin savunulma-si için daha fazla StuG üretildi. En fazla 10,000 adet StuG III üretildi ve eskiy-enlerinin bir çogu StuG III G ve StuG IV varyantlarina çevrildi. Genel olarak Almanlar StuG'u sadece kendi üstlendigi rol için degil tankin üstlenmedigi bir rol için de kullanabi-liyordu.

23

StuG Ikinci Dünya Savaşindan sonra 1960'lara kadar ana savaş araci olarak Finlandiya Ordusunda görev yapti. Suriye ordusu Panzer IV ve StuGlari içeren tank birliklerini 1960 ortalarina kadar kullandilar. Bu ülkelerin arasinda Romanya, Yu-goslavya, Ispanya, Macaristan ve Italya'da vardi. 1930 orta ve sonlarin-da ortaya çikan Çatişma Silahlarinin tasarimi ve etkisi ile ilgili olarak bu

tank bir vasiyet niteligindeydi. Günü-müzde ABD M1128, Fransiz AMX 10 RC ve Italyan Centauro gibi Çatişma Silahlari artik Mobil Silah Sistemleri (MGS) olarak adlandiriliyor. Bütün bu araçlar çok amaçli olarak kullaniliyor-lar, bu modern silahlarin tasarimcila-rinin tamami General Erich von Manstein'a ve onun orijinal Sturmges-chütz doktrinine saygilarini sunuyor-lar...

24

[PROFIL] ABD Orta Sinif Tanklari 23 Ekim - Yazar: War Thunder Ekibi ABD orta sinif tanklari, dünyanin en sembolik tanklarindan bazilarini içerir. Ikinci Dünya Savaşindan Kore ve Viet-nam çatişmalarina kadar araçlari var-dir. Oyunda ABD Orta Tank agaci M2 Medium Tank ile başlamaktadir ve sirasiyla M3 Lee, Sherman varyantlar, Pershing, kötü üne sahip Patton seri-leri ve en sonunda efsanevi M60 ile bitmektedir. Ikinci Dünya Savaşi sirasinda Birleşik Devletler yeni bir orta tanka ihtiyaç duyuyordu, kullanmak için aşiri eski olan M2 tanklarini degiştireceklerdi.

M2 Tanki Amerikan tank mühendisli-ginde kilit bir rol üstlenmişti, bu onla-ra gelecekteki ABD Orta Tanklarinin yolunu açan bir araçti. Önceki jenerasyon tanklardan kazani-lan başarilan yeni tasarim olan M3 Orta Tankinin tasarimina yol açti. M3 Lee adiyla bilinen tank General Lee'nin adi ile, M3 Grant ise General Grant'in adi ile isimlendirilmişti. Grant'in tareti M3 Lee'ye göre modi-fiyeliydi. Iki M3 de ayni silahlari kulla-niyorlardi.

25

Önceki jenerasyon tanklarin kazanimi dünyadaki en ikonik tanklardan birinin ortaya çikmasina yol açti. M4 Sher-man, General Sherman'in adi ile onur-landirilmişti. Bu seri çok düşük maliy-etli, basit ve etkiliydi. Başlangiçta Sherman kendi zamaninin orta tankla-rina göre daha az gelişmiş olsa da zamanla M4 Sherman yeniden gelişti-rildi ve donanimi degiştirildi, bu saye-de üretilen en iyi tanklardan biri hali-ne geldi. Pershing serisi M26'lar aslinda M4 orta tanklarini degiştirmesi adina yapilan bir agir bir tank olacakti. An-

cak programdaki gecikmeler yüzün-den tahmin edildigi kadar erken üreti-lemedi. M26 hem eşitlik bakimindan hemde görüntü bakimindan Alman Panther tankini andiriyordu. Kazandigi teknik avantajlardan dolayi bu tank bir orta tank sayilmişti. Ömrünü doldur-madan önce sadece birkaç yüz tane M26 üretildi. Sadece birkaçi savaşin sonlarinda dogru savaş gördü, bunlara King Tiger'in muadili sayilabilecek Super Pershingler de dahildi. Pershing adini General Pershing'den almişti. Bu zamanda üretilen pek çok M26 üze-rinde degişiklikler yapilarak M46 adi ile bilinen tanka dönüştürüldü.

26

Patton tank serileri dünyadaki en iyi bilenen tank serilerinden biridir. Adini kötü şöhrete sahip ABD Ordu Generali George Smith Patton'dan almişti. Oyunda şuan Patton serisi tanklar M46 ile başlayip M47 ile bitmektedir. M46'lar Kore Savaşinda Kuzey Koreye ait modasi geçmiş tanklara karşi savaş gördüler. Ancak M46'nin yerine geçen M47 çok sinirli servis gördü ve yakin zamanda M60 ile degiştirildi.

Ikinci Jenerasyon ana muharebe tanki M60 resmi olarak ABD Ordusu Tara-findan bir Patton olarak adlandiril-mamişti, resmi adi "105mm Top Tam Paletli Savaş Tanki M60" ya da kisaca M60 olarak biliniyordu. M60 zama-ninda en ölümcül, isabetli toplardan birini taşiyordu ve hizi, korumasi ve manevra kabiliyeti harikaydi. Oyunda M60 Son seviyenin final tanki olarak ABD Orta Tank agaçinda bu-lunmaktadir.

27

[ARAÇ PROFILI] Pz.Kpfw. 35(t) 26 Ekim - Yazar: Jan “RayPall” Kozák War Thunder'de PzKpfw 35(t) Alman-lara ait rezerve bir hafif tanktir ve 1.0 MP'de bulunmaktadir, Alman teknolo-ji agacinda "Çekoslovakya" tanklarinin bulundugu dalin ilk tankidir. PzKpfw 35(t) T-26, M3A4 ve BT-5 gibi reserve araçlara göre daha çok amaç-lidir. BT-5 ya da M3A4 kadar hizli olmasa da T-26'dan daha hizlidir, silahinin delmesi ABD ve Sovyet rakip-lerine göre zayif kalmaktadir ancak kendi MP araliginda verilen pek çok araci imha etmeye yeterlidir. Silahinin bir avantaji yari-kalibre APCR mermisi taşiyabilmesidir, ancak genel olarak ilk

mermiler düşmani alt etmede yeterli olacaginda onu çok nadir kullanmaniz gerekiyor. Oynaniş stili olarak rezerve tank sa-vaşlarindan bahsediyor oldugumuz için sadece basit tank savaşi kurallari geçerli . Rezerve tanklar birbirlerini önden dahi kolayca delip imha ede-bildikleri için ilk ateş etmeye ve terci-hen silahçiyi saf dişi birakmak ya da silah kundagini bozmak için tarete ateş etmeyi deneyin, bu size ikinci bir atiş hakkini vurulmanizi önleyerek verir.

28

Egimsiz zirhiniz çok ince oldugunda gelen mermileri sektirme şansiniz pek yok, kolayca 20 mm otomatik toplar tarafindan dahi imha edilebilirsiniz, en azindan biraz sektirme şansi için göv-deye egim vermeye çalişin. PzKpfw II ve PzKpfw 35(t) arasinda seçim yap-maniz gerekirse PzKpfw II biraz daha hizli ve daha yüksek manevra kabiliye-tine sahiptir, daha iyi ön zirhi ve mü-kemmel atiş hizi ona avantaj saglar. PzKpfw 35(t) ise orta mesafelerde delme avantajina sahiptir, bunun sebebi hafif 20 mm otomatik top mermilerinin mesafe arttikça delme konusunda büyük kayba ugramasidir. Farklari kisaca özetlemek gerekirse PzKpfw II ön cephelerin savaşa hazir araci olurken PzKpfw 35(t) ikinci bir arka cepheden savaşmaya ve destek amaciyla kullanilmaya daha uygundur. PzKpfw 35(t) oynamasi keyifli bir tank ve Alman zirhlilari ile pek çok War Thunder oyuncusunun ilk temasi. Eger yeni başladiysaniz bu tanki War Thun-der tank savaşinin basit mekaniklerini ögrenmek için kullanin, eger yüksek seviyelerin karmaşasindan kurtulmak isteyen deneyimli bir oyuncuysaniz ilk

başladiginiz yere dönüp keyfinize bakabilirsiniz. PzKpfw 35(t)'den sonra araştirma devam edildiginde daha iyi silah ve mobiliteye sahip ünlü PzKpfw 38(t) tankina ulaşirsiniz. 1934 sonlarinda Çekoslovak ordu yetkilileri Skoda ve CKD firmasina yeni tank prototipleri yapmasi için istekte bulundu, bununla birlikle Çekoslovak ordusunu modern tanklarla donatmak istiyorlardi. Skoda fabrikasi SU adinda bir hafif tank prototipi ile cevap verdi. bu araç 4,7 cm'lik vz.36 topu ve iki makineli tüfek ile donatilmişti. Bu tank bir süre sonra reddedildi, ancak Skoda fabrikasi bu araci Š-II-a adindaki yeni bir tank için temel olarak kullandi, ordu denemelerinden sonra Çekoslo-vak ordusu yetkilileri Ekim 1935'de Skoda ile 160 aracin teslimi için an-laşma imzaladi, bunlar LT vz.35 olarak adlandirilmişti (LT, Lehky Tank yani Hafif Tank'in kisaltmasiydi). Tankin motoru Skoda T-11/0 su so-gutmali V-4 motoruydu ve tanka ar-kadan monte edilmişti, 1800 devirde 120 beygir üretiyordu, tanka düz yol-da 34 km/s maksimum hiz veriyordu.

29

Tork daha sonra arkaya monteli alti-vitesli manuel vites kutusu ile yine arkadan monteli zincir dişlisisine gücü iletiyordu. Vites kutusu, frenler ve dönüş sikiştirilmiş hava tarafindan harekete geçirilen mekanik sistemler ile desteklenmişti, bu zamani için aşiri gelişmiş bir özellikti ve sürücünün işini azaltimişti. Ekip üç kişiden oluşuyor-du, komutan (ayni zamanda yükleyici ve silahçi olarak da çalişiyordu), sürü-cü ve ayni zamanda gövdedeki maki-neli tüfegi kullanan radyo telsizcisi. LT vz.35 37 mm çapa sahip UV vz.34 (Skoda A3) topu ile donatişmişti, bu yari otomatik kundaga sahipti, bu araca pratikte dakikada 12 atişa ka-dar, teoride ise dakikada 23 atişa olanak sagliyordu. Bu silah standart APC zirh delici mermi kullaniyordu ve 500 metrede 45 mm delme kuvvetine sahipti, merminin namludan çikiştaki ilk hizi 675 m/s idi. Ikincil silah olan iki adet ZB vz.35 7.92 mm makineli tüfek-lerden biri gövdede, digeri ise koak-siyel olarak tarete takilmişti. Ana silahin mermi sayisi 78, makineli tü-feklerin mermi sayisi ise 2700 kadardi.

Zirh korumasi gövde ve tarette 25 mm kalinlikta, yan gövde ve tarette zirh kalinligi 16 mm ve arkada 8 mm'di. Eylül 1938 Münih Anlaşmasina kadar 298 LT vz. 35 tanki üretildi, ek olarak 112 tanesi de Romanya'ya satildi, bunlara Skoda R-2 adi verilmişti. Mü-nih Anlaşmasi ve sonrasi gelen Mart 1939'da Almanya'nin Çekoslovakya'yi işgali ile birlikte LT vz. 35'lere Alman-lar tarafindan el konuldu ve PzKpfw 35 (t) olarak yeniden adlandirişdi. Bu tanklar yeni işiklar, radyo ve dolduru-cu olarak görev yapan dördüncü bir ekip için yer ile yeniden modifiye edildi. PzKpfw 35(t) Eylül 1939'da Polonya'nin işgalinde ilk defa ortaya çikti. Tank 1940'da Fransa'nin işgali sirasin-da başariyla kullanildi, bazilari Dogu Cephesine de gönderildi. ancak tank Rus Kişinin zor şartlariyla yeterince iyi başa çikamiyordu, pnömatik sistemle-rin çogu aşiri soguk yüzünden bozulu-yordu ve pek çok Alman Tanki gibi yakit ve yag borulari donmaya meyil-liydi.

30

Tankin perçinlenmiş zirhi parçalanma ve dagilma etkisi yüzünden vuruldu-gunda ekibi için aşiri tehlikeliydi, daha önemlisi zaten 1941'de bu tankin miladi dolmuştu ve T-34, KV-1 gibi Sovyet Agir ve Orta tanklarina karşi yetersizdi. Böylece bu tank 1941'den itibaren arka-cephe görevleri için kullanilmaya başlandi, 1942'de ise servisten çikaril-di.

PzKpfw 35(t) tanklarinin küçük bir kismi komuta tanklari olarak modifiye edildiler (PzBfWg 35(t) adi altinda), digerleri ise Top Traktörlerine ve zirhli mermi sevkiyati için kullanildi. Bu tanki kullanan diger ülkeler, Slovakya ve Bulgaristan ayirca iki tane olmak üzere Macaristan'di, bu tanki 40M Turán I için temel olarak kullanmişlar-di. Romanya ise R-2 tanklarinin TA-CAM R-2 Tank Muhribi için temel olarak kullandilar.

31

Türkiye Cumhuriyeti'nin Ay Yıldızlı Bayrağı, Oyunda 500 GE Karşılığı Edinilebilir.

[KUTLAMA] Türkiye Cumhuriyeti'nin 92. Yili - Cumhuriyet Bayrami 29 Ekim - Yazar: War Thunder Ekibi

“Efendiler! Yarin cumhuriyeti ilan edecegiz” - 28.10.2015 - M. Kemal ATATÜRK

Son iki yüzyilini Avrupa’nin Hasta Adami olarak geçiren Osmanli Impara-torlugu, Birinci Dünya Savaşi ve sonra-sinda imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşmasi ise fiilen sona erdi. Galip güçler Osmanli Devletinin gelir kay-naklarina el koydu, ülkenin başkentini ve diger önemli noktalarini işgal etti, ordusunu dagitti.

Savaştan sonra Osmanli Imparatorlu-gunun işgali başlayinca, Türk vatanse-

verler tarafindan Istanbul’da ve Ana-dolu’da sivil ve askeri direniş hareket-leri örgütlenmeye başlandi. Dernekler kuruldu, mitingler yapildi, bildiriler dagitildi. Gösterilen Sivil tepki, 15 Mayis 1919 tarihinde Izmir’in Yunanis-tan ve Müttefikleri tarafindan işgali ile doruk noktasina ulaşti çünkü bu tarihe kadar Anadolu’da ki işgallerin geçici oldugu düşünülüyordu, ancak bu olay böyle olmadigini gösterdi.

32

Işgalin ilk günlerinde başkentte bulu-nan Çanakkale Kahramani Mustafa Kemal, 9. Ordu Müfettişi unvani ile Anadolu’ya gönderildi ve 19 Mayis 1919 tarihinde Samsun’a ayak basti. Mustafa Kemal Samsun’a çiktiktan hemen sonra Havza Genelgesi ile başlayarak direniş gruplarini organize eden ve direnişin başladigini ilan eden çalişmalar yapti. 22 Haziran 1919 tarihinde yayinlanan Amasya Genel-gesi ile Milli Mücadelenin başladigi resmen duyuruldu. Ayni yilin Temmuz - Agustos aylarinda düzenlenen Erzu-rum Kongresi ile Dogu vilayetlerinin durumu hakkinda çalişmalar yapildi.

Mücadeleyi tetikleyen olay: Yunan Birlik-

leri İzmir'de

Daha sonra düzenlenecek olan Sivas Kongresi ile mücadeleye ulusal bir kimlik kazandirildi. Sivas Kongresinden sonra Istanbul Hükumeti ile Amasya Protokolü imzalandi ve Osmanli Me-busan Meclisinde, mücadeleye temel oluşturacak olan, yeni devletin milli sinirlarini belirleyen Misak-i Milli ka-rarlari kabul edildi. Ancak bu karar Osmanli Meclisinin son karari olacakti, bu olaydan sonra Meclis kapatildi ve bir çok vekil tutuklandi. Istanbul’dan

kaçan vekillerin bir kismi ve yeni seçi-len vekiller ile 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da, Kurtuluş Mücadelesini yönetecek olan Büyük Millet Meclisi kuruldu. Milli Mücadele başladiginda Anado-lu’nun güneyi Fransiz ve Ingiliz güçler tarafindan, Batisi Yunan ve Italyan Güçler tarafindan, Dogusu ise Erme-nistan güçleri tarafindan işgal edilmiş haldeydi. Bunun dişinda Çanakkale ve Istanbul bogazlari gibi stratejik nokta-lar da müttefik işgali altindaydi. Güne-yde düzensiz Kuva-yi Milliye birlikleri tarafindan yürütülen halk direnişleri sonucu Fransiz Güçleri bölgeden çika-rildi. Dogu cephesinde Kazim Karabe-kir’in ordusundan geriye kalan güçler Ermenistan güçlerini geri püskürtü. Bati cephesinde ise Türk Güçleri, 26 Agustos 1922 tarihinde başlayacak olan Büyük Taarruz’a kadar geri çekil-di. 30 Agustos 1922 tarihinde Dumlu-pinar Meydan Muharebesinde alinan zafer ile, Türklerin 1683 yilindaki Viy-ana yenilgisinden beri batida sürdür-dükleri geri çekilme hareketi sona erecekti. 30 Agustos’ta alinan zaferle birlikte Türk Birlikleri 9 Eylül günü, işgal edildiginde mücadelenin fitilini ateşleyen Izmir’i geri aldilar. Büyük Millet Meclisi birlikleri yalnizca düşman güçleriyle degil, Istanbul’da ki güçler, Anadolu’da ki farkli görüşlere sahip gruplar ve buna benzer bir çok iç düşmanla da savaşti. Bu mücadele sirasinda yeni kurulan Sovyet devlet-lerinden alinan kisitli cephane deste-

33

ginin dişinda hiç bir destek almadilar. Kesin askeri zaferden sonra imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşmasi ile savaş fiilen, Lozan antlaşmasi ile resmen sona erdi ve bariş saglandiktan sonra 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye devle-tinin yönetim bitimi Cumhuriyet ola-rak ilan edildi. Mustafa Kemal, bu tarihten ölümüne kadar ülkeyi demo-kratikleştirme, modernleştirme, kal-kindirma ve batililaştirma için çalişma-lar yapti. 29 Ekim Tarihi, Türkiye’de Cumhuriyet Bayrami olarak kutlanmaktadir. Cum-huriyet Bayrami Atatürk tarafindan 10. Yil Nutku sirasinda “En Büyük

Bayram” olarak ilan edilmiştir. Tarihi-mizin en önemli günlerinden birinde, Birinci Dünya Savaşi ve Kurtuluş Mü-cadelesi sirasinda hayatini kaybeden-leri saygiyla aniyoruz. Hatiralari, unu-tulmamalidir.

Savaşta Cepheler

Türk Birlikleri Tekrar İzmir'de