gezipostasi 11

4
#direngeziparkı #occupygezi 6 TEMMUZ 2013 CUMARTESİ | SAYI 11 gezi postası DİRENİŞİN GAZETESİ @gezipostasi | gazetegezipostasi.blogspot.com H er şey Başbakanın seçimlerden önce Taksim Meydanı ve Taksim Gezi Parkı’nı içeren bir dönüşüm projesi olan “Taksim Yayalaştırma Projesi”ni ilan etmesiyle başladı. Söz konusu proje şehircilik ilkelerinden ve kent hakkı bilincinden tamamen uzak, insanların yer altına sokulduğu, kentin soluklanma mekanı olan parkların, ağaçların betonlaştırıldığı ve üstelik ilgili koruma kurul kararları tanınmadan hazırlanmış bir proje idi. Tüm tepkilere ve mahkeme kararına rağmen proje başlatılmıştı. Bir sabah uyandığımızda bu projenin yürürlüğe geçtiğini ve Emek Sineması’na da bulaşmış Kalyon İnşaat’ın da projenin uygulayıcısı olduğunu öğrendik. Devamı 2. sayfada... KAMUYA AİT PARKTAN ÇIK! Halka ait bir alanı halka yasaklayan hukuksuzluğa karşı, elimizdeki mahkeme kararıyla, 6 Temmuz Cumartesi günü Gezi Parkı’na giriyoruz. 28 Mayıs’ta başlayan uyanışın sona ermediğini bir kez daha göstereceğiz. Parkımıza Gidiyoruz! G ezi Parkı’nı halka kapatanlara, Taksim Meydanı ve Gezi Parkını kimliksizleştirme, insansızlaştırma ve betonlaştırma planlarının iptaline yönelik mahkeme kararını elden tebliğ etmeye, parkı yeniden gerçek sahiplerine, yani herkese açmaya gidiyoruz. Bizi biz yapan bütün değer ve renklerimizle, sarsılmaz bir sağduyu, direnme gücü, kararlılık ve inanılmaz bir yaratıcılıkla, yaşamın olduğu her alanda hala bir aradayız. Taleplerimzden ve kazanımlarımızdan vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz. Kayıplarımızı anmak, taleplerimizi tekrar hatırlatmak ve hala tüm Türkiye’de yaşanan şiddeti kınamak üzere 6 Temmuz Cumartesi günü saat 19.00’da mahkemenin gerekçeli kararıyla Taksim’de buluşuyoruz. Yaşasın dayanışmamız! Her yer Taksim, her yer direniş! TAKSİM DAYANIŞMASI Cadı Avı Sürüyor G ezi Parkı Direnişi kapsamında bir çok ilde yapılan gözaltıların sayısı binleri bulmuş durumdayken, gün itibariyle 106 kişi ise tutuklanıp cezaevine konmuş durumda. Hükümetin Gezi Parkı eylemlerini bahane ederek çıktığı cadı avını, keyfi, kaydı yapılmayan, şiddet içeren gözaltıları, yarattığı tutuklama terörünü protesto etmek ve tüm bunlara karşı bir bariyer oluşturmak için Taksim Dayanışması tarafından bir toplantı düzenlendi. Taksim Dayanışması’nın talepleri arasında da yer alan gözaltındakilerin ve tutukluların serbest bırakılması çağrısı yinelenerek, aileleriyle de dayanışmanın daha güçlü kılınarak bir özgürlük kampanyası başlatılması planlanıyor. Ayrıca tutuklananlarla ilgili bağımsız bir kampanya da başlatılmış durumda. Gezi Parkı Tutsakları adıyla, dayanışmayı büyütmek adına bir web sitesi ve sosyal ağlarda açılmış sayfalar mevcut. Gezi Tutsaklarıyla Dayanışma Ağı’na da yine internet üzerinden ulaşmak mümkün. Gezi Parkı Direnişi gerekçesiyle tutuklananlar ile ilgili fotoğraf, bilgi, mektup ve haberlerin yer aldığı web sitesi ve sosyal medya adresleri ise ellerinde tutuklular ile ilgili bilgi ve görsel olanların [email protected] adresiyle iletişime geçmelerini istiyor. TALEP #1: Gezi Parkı park olarak kalsın, halkın kullanıma kapalı bütün kamusal alanlar bir an önce açılsın. TALEP #4: Gezi Direnişi nedeniyle yapılan gözaltılar son bulsun, tüm tutuklular serbest bırakılsın.

Upload: gezi-postasi

Post on 28-Mar-2016

213 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

Kamuya ait parktan çık! Parkımıza gidiyoruz!

TRANSCRIPT

#direngeziparkı #occupygezi6 TEMMUZ 2013 CUMARTESİ | SAYI 11

gezi postası DİRENİŞİN GAZETESİ

@gezipostasi | gazetegezipostasi.blogspot.com

Her şey Başbakanın seçimlerden önce Taksim Meydanı ve Taksim Gezi Parkı’nı içeren bir

dönüşüm projesi olan “Taksim Yayalaştırma Projesi”ni ilan etmesiyle başladı. Söz konusu proje şehircilik ilkelerinden ve kent hakkı bilincinden tamamen uzak, insanların yer altına sokulduğu, kentin soluklanma mekanı olan parkların, ağaçların betonlaştırıldığı ve üstelik ilgili koruma kurul kararları tanınmadan hazırlanmış bir proje idi. Tüm tepkilere ve mahkeme kararına rağmen proje başlatılmıştı. Bir sabah uyandığımızda bu projenin yürürlüğe geçtiğini ve Emek Sineması’na da bulaşmış Kalyon İnşaat’ın da projenin uygulayıcısı olduğunu öğrendik.

Devamı 2. sayfada...

KAMUYA AİT PARKTAN ÇIK!Halka ait bir alanı halka yasaklayan hukuksuzluğa karşı, elimizdeki mahkeme kararıyla, 6 Temmuz Cumartesi günü Gezi Parkı’na giriyoruz. 28 Mayıs’ta başlayan uyanışın sona ermediğini bir kez daha göstereceğiz.

Parkımıza Gidiyoruz!Gezi Parkı’nı halka kapatanlara,

Taksim Meydanı ve Gezi Parkını kimliksizleştirme, insansızlaştırma ve betonlaştırma planlarının iptaline yönelik mahkeme kararını elden tebliğ etmeye, parkı yeniden gerçek sahiplerine, yani herkese açmaya gidiyoruz. Bizi biz yapan bütün değer ve renklerimizle, sarsılmaz bir sağduyu, direnme gücü, kararlılık ve inanılmaz bir yaratıcılıkla, yaşamın olduğu her alanda hala bir aradayız. Taleplerimzden ve kazanımlarımızdan vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz. Kayıplarımızı anmak, taleplerimizi tekrar hatırlatmak ve hala tüm Türkiye’de yaşanan şiddeti kınamak üzere 6 Temmuz Cumartesi günü saat 19.00’da mahkemenin gerekçeli kararıyla Taksim’de buluşuyoruz. Yaşasın dayanışmamız! Her yer Taksim, her yer direniş!

TAKSİM DAYANIŞMASI

Cadı Avı SürüyorGezi Parkı Direnişi kapsamında bir çok ilde yapılan gözaltıların

sayısı binleri bulmuş durumdayken, gün itibariyle 106 kişi ise tutuklanıp cezaevine konmuş durumda. Hükümetin Gezi Parkı eylemlerini bahane ederek çıktığı cadı avını, keyfi, kaydı yapılmayan, şiddet içeren gözaltıları, yarattığı tutuklama terörünü protesto etmek ve tüm bunlara karşı bir bariyer oluşturmak için Taksim Dayanışması tarafından bir toplantı düzenlendi. Taksim Dayanışması’nın talepleri arasında da yer alan gözaltındakilerin ve tutukluların serbest bırakılması çağrısı yinelenerek, aileleriyle de dayanışmanın daha güçlü kılınarak bir özgürlük kampanyası başlatılması planlanıyor.

Ayrıca tutuklananlarla ilgili bağımsız bir kampanya da başlatılmış durumda. Gezi Parkı Tutsakları adıyla, dayanışmayı büyütmek adına bir web sitesi ve sosyal ağlarda açılmış sayfalar mevcut. Gezi Tutsaklarıyla Dayanışma Ağı’na da yine internet üzerinden ulaşmak mümkün. Gezi Parkı Direnişi gerekçesiyle tutuklananlar ile ilgili fotoğraf, bilgi, mektup ve haberlerin yer aldığı web sitesi ve sosyal medya adresleri ise ellerinde tutuklular ile ilgili bilgi ve görsel olanların [email protected] adresiyle iletişime geçmeleriniistiyor.

TALEP #1: Gezi Parkı park olarak kalsın, halkın kullanıma kapalı bütün kamusal alanlar bir an önce açılsın.

TALEP #4: Gezi Direnişi nedeniyle yapılan gözaltılar son bulsun, tüm tutuklular serbest bırakılsın.

gezi postası2

Kamuya Ait Parktan Çık!1. sayfadan devam...

27 mayıs 2013 gecesi ise, kaldırım çizilmesinin unutulduğu Yayalaştırma Projesi’ndeki bu soruna çözüm olarak Gezi

Parkı’nın kenarından içeriye doğru 4’er metreyi traşlayarak, oradaki ağaçları da kesip kaldırım yapmak üzere harekete geçildiğini ve bunun için çalışan dozerler olduğunu fark ettik. Bir buçuk sene önce kurulan Taksim Dayanışması’nın da alt bileşenlerinden olan TMMOB İstanbul Büyükşehir Şubesi, Şehir Plancıları Odası ve Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi tarafından 11 Mayıs 2012 tarihinde projenin acil olarak durdurulmasına yönelik bir dava açılmıştı.

Yargı süreci henüz sonlanmamışken, projenin ihalesi verilmiş ve söz konusu alan bir şantiyeye çevrilmişti. 31 Mayıs 2013 günü Gezi Parkı’na Topçu Kışlası yapılması girişimine ilişkin olarak “yürütmeyi durdurma” kararı verilmişti.2 Temmuz günü ise Kültür Bakanlığı’nın yürütmeyi durdurma kararına yönelik itirazının reddedildiği açıklanmıştı. 3 Temmuz günü ise bu reddin gerekçesinin, AKP’nin Taksim projesine ilişkin olarak 6 Haziran’da verilen esastan iptal kararı olduğu açığa çıktı. Yargı süreci 6 Haziran 2013 tarihinde İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin aldığı karar ile sonlanmış ve İmar Planı değişiklikleri iptal edilmiş ancak Taksim Dayanışması ve bileşenlerine 3 Temmuz günü bu karar iletilmişti. Mahkeme kararında, projenin korumailkelerine ve çağdaş şehircilik ilkelerine uygun olmadığı belirtilmiştir. Karar, Taksim’de çalışmaları devam eden yayalaştırma, battı-çıktı, Gezi Parkı ve Topçu Kışlası gibi bütün projeleri kapsamaktadır.

Görüyoruz ki, şu ana kadar bu proje kapsamında yapılan her tür yıkım, müdahale kanunsuzdur. 40 gün önceGezi Parkı’nda kaldırım yapmak için ağaç kesilmesini engellemek üzere çadır kuran direnişçilerin, akıl almaz polis şiddetine maruz kalarak yaptıkları da bu hukuksuzluğa karşı durmaktır. Gezi Parkı’na girdiğimiz andan itibaren türlü hukuksuzlukları da öğrene öğrene ilerledik; örneğin Atatürk Kültür Merkezi’nin

tadilatı neredeyse başlamadan bırakılmış, Başbakan yıkılacak yapılar arasına bu 1. Derece Anıtsal Yapı’yı da almıştı.

Başbakan’ın tüm dayanak ve kararlara rağmen henüz fonksiyonunda bile bir karar kılamadığı (bir gün AVM, bir gün müze, başka bir gün ise otel yapacağını söyledi), siyasi bir araç olarak gördüğü eski kışla binasını (mimarlık tarihinden, kent hakkından bihaber şekilde) ne olursa olsun yapacağını söylediği açıklamalarını bilimi, hukuku, ve yargı kararlarını yok sayan bir tutum olarak değerlendirmekteyiz. Topçu Kışlası gibi “mumya” bir yapının diriltilmesini, bizi fare gibi yeraltına sokan bir “yayalaştırma projesi”ni değil, parkları, ağaçları istiyoruz. Kent yaşamı içinde kentlilerin hakları tartışma konusu olamaz. Nasıl barınma, seyahat, yaşam hakları tartışılamazsa, İstanbul kentinin merkezinde çok uzun süredir var olan ve yaşayan Gezi Parkı’nın kentlilere sunduğu nefes alma ve yaşam hakkı da tartışma konusu yapılamaz.

Bu tepki tüm dayatmacı kentsel politikalara karşıdır. Üçüncü köprüye de karşıyız, üçüncü havalimanına da! Galataport ihalesini NTV’nin sahibi Doğuş Holding’in aldığının, Takvim gazetesi sahibi Çalık Holding’in de inşaat şirketiyle Tarlabaşı projesinin uygulayıcısı olduğunun farkındayız. İktidar da farkında olsun ki, Gezi Parkı Direnişi sadece oradaki ağaçlarla ilgili değildir; tüm bu arsız kentsel müdahalelere, bu projeler gerekçe gösterilerek insanların mahallelerinden, evlerinden edilmesine, kamu yapılarının özelleştirilip satılmasına, köprü ihalelerine ve daha nicelerine karşı bir halk hareketidir.

Halka ait bir alanı halka yasaklayan hukuksuzluğa karşı, hukukun kendisine dayanarak, elimizdeki mahkeme kararıyla 6 Temmuz Cumartesi günü Gezi Parkı’na giriyoruz. Parka bizi almamak, içini polisle doldurmak hukuksuzluktur! 28 Mayıs’ta başlayan uyanışın sona ermediğini bir kez daha göstereceğiz.

#cevapver Kanunsuz yayalaştırma projesi kapsamında açılan yeraltı tünellerini ne zaman düzelteceksin?

“Buralar Eskiden Hep Dutluktu” Dememek İçin

29 Mayıs 2013’te temeli atılan 3. Köprü projesinin gerçekleşmesi halinde, ulaşım sorununa çare olmak bir yana, köprünün vesile olacağı

yeni yapılaşmalarla bu sorunu daha da kemikleştireceğini, kuzey ormanlarının

tahribatına ve barındırdığı su kaynaklarının kirlenmesine yol açarak şehrin temel yaşamsal ihtiyaçlarını geri dönüşsüz bir biçimde tahrip edeceğini

biliyoruz. 3. Köprü’nün yol açtığı doğa tahribatının tanığı olmak ve hergün onbin ağacın katline seyirci kalmamak için 7 Temmuz Pazar Günü 9.30’da Beşiktaş Barbaros Meydanı’ndan Garipçe Köyü’ne bisikletlerle yola çıkıyoruz.

Ji Bo Jiyaneke Nû, Pê Li Pedalê Bike: Dersim’den Erbil’e Yeni Bir Hayat İçin Pedalla!

Eko Jin, savaşlarla, yangınlarla, barajlarla, yollarla, madenlerle, termik santrallerle nefesi kesilen köylerin, vadilerin, derelerin, toprakların ve tüm canlıların sesi olmak için 9 Ağustos’ta Dersim’den Erbil’e bisikletle yapılacak uzun bir yolculuğa davet ediyor. Munzur’dan Dicle’ye, Bismil’den Silopi’ye, Roboski’den Erbil’e ekolojik yıkımın belgeleneceği yolculuğun pek çok durağı var. Her durakta ekolojik tahribatın sonuçları bölge halkı üzerindeki sosyo-ekonomik etkileriyle birlikte tartışılacak, film gösterimleri, basın açıklamaları ve protestolarla görünür kılınacak. Yerel tohumlara ve tarım yöntemlerine dair bilgi paylaşımında bulunulacak.

gezi postası 3

Susma Haykır, Haydarpaşa Gardır!19 Haziran gününün ilk saatlerinde kalkan son banliyö treninin ardından Haydarpaşa Garı sessizliğe gömüldü ama halk Haydarpaşa Dayanışması’nın çağrısıyla 74 haftadır yaptığı gibi Pazar Günleri 13.00 - 14.00, son bir senedir de Perşembe günleri 20:00 - 21:00 saatleri arasında garda toplanıp kentsel dönüşüm talanına karşı seslerini yükseltmeye devam ediyor.

Haydarpaşa Dayanışması’nın talepleri ise şöyle:

1. Haydarpaşa Gar ve liman endüstriyel işlevini sürdürmelidir.

2. Marmaray projesi kapsamında Gebze Halkalı arasında çalışacak olan trenlerin bir bölümünün Haydarpaşa Gar’a girecek şekilde seyir cetvelleri ayarlanmalıdır.

3. YHT’nin dışında konvansiyonel trenler (Doğu ekspresi, Pamukkale Ekspresi, Toros Ekspresi, Yataklı Ekspresi, Güney Ekspresi) ve bölgesel trenler çalıştırılmalı ve (Adapazarı ekspresleri) başlangıç ve sonlanma garı Haydarpaşa gar olmalıdır.

4. Boğaz tüp geçişinde olabilecek aksamalar göz önüne alınarak Feri işletmesi hazır durumda bekletilmelidir.

5. Haydarpaşa garın tren vapur bağlantısı koparılmamalıdır.

6. Haydarpaşa Gar ve Limanı içine alan 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı iptal edilmelidir.

Ethem Sarısülük ParkıGezi Parkı Direnişi’nin ilk günlerinde, Ankara’da polis kurşunuyla katledilen Ethem Sarısülük’in ismi Çankaya’da bir parka verildi. Çankaya Belediye Meclisi’nin aldığı kararla Çaldıran Parkı’nın adınının Ethem Sarısülük Parkı olarak değiştirildiği ifade edildi.

Bilindiği üzere Ethem Sarısülük Ahmet Şahbaz isimli polisin kurşunu ile hayata veda etmiş, polis memuru ise tüm kanıtlar ve olay anına dair görüntüler şüpheye yer bırakmayacak şekilde açık olduğu halde nefsi müdafaa komedisi sebep gösterilerek tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

Gözaltındaki Kadınlara Yönelik Cinsel Taciz Ve SaldırılarDirenişe katıldıkları için gözaltına alınan, evleri basılan kadınlar ve kadın gazeteciler forumlarda, sosyal medyada ve yaptıkları suç duyurularında göz altında maruz kaldıkları sözlü ve fiziksel cinsel tacizi ve tecavüz tehditlerini anlattılar. “Orospu, terörist, kahpe, vatan haini…”: polisin seçip yan yana dizdiği bu kelimeler hem kadın hem de direniyor olmanın karşısında egemenlerin aklının ve nefretinin göstergesi oldu yeniden. İstanbul’da forumlarda buluşan kadınlar gözaltında tacize karşı eylemlilik kararı aldılar ve bir imza metni hazırladılar. Kadınlar “AKP’den de, tacizci polisinden de korkmuyoruz!” demek için 6 Temmuz 17.00’da Galatasaray’da buluşup Taksim’e yürüyor. Ayrıca her çarşamba saat 19.00’da Maçka, Abbasağa ve Yoğurtçu Parkı’nda kadın forumları düzenleniyor. Yoğurtçu Parkı’nda hergün 18.30 -22.00 arası mor masa kuruluyor. Gözaltında polis tacizini ve şiddeti teşhir etmek, gerekli bilgileri ve deneyimi paylaşmak için direnistepolistacizinehayir.tumblr.com blogu hazırlanıyor.

Büyükdere NTV ProtestosuBüyükdere Çelik Gülersoy Forumu, NTV Tarih dergisinin “Yaşarken Tarih Yazanlar” başlıklı Gezi Parkı Direnişi özel sayısının basımının yayına bir gün kala engellenmesi ve ardından derginin yayın hayatına bütünüyle son verilmesini NTV binası önünde protesto etti. Yapılan açıklamada, NTV Tarih’in medyada süregelen cadı avının son kurbanı olduğu, haber alma özgürlüğüne getirilen kısıtlamaların Gezi Direnişi ile gittikçe belirgin hale geldiği vurgulandı. Direnişin ilk günlerindeki Habertürk ve NTV protestolarında ilk örneklerini gördüğümüz, ana akım medyaya halkın tepkisini hissettiren eylemlere bir yenisini ekleyen Büyükdere Forumunun protestosu, forumların faal bir şekilde kentin geri kalanında eylem inisiyatiflerini kullanmaya başladıklarını gösteriyor.

Beşiktaş İskelesi Halka Kapatılacak Mı?Beşiktaş’taki Kadıköy Şehir Hatları İskelesi’nin D o l m a b a h ç e ’ d e k i Başbakanlık Konutu yanına yapılan Shangri- La Oteli’ne satıldığı iddia edildi. İskelenin otelin açılış görüntülerinde de otel sınırları içinde gösteriliyor olması dikkat çekici. Mimarlar ve şehir plancıları iskelenin otel tarafından özel iskele olarak kullanılacağını öne sürüyor.Daha önce Akaretler yolcu durakları Başbakanlık konutuna mesafesi nedeniyle güvenlik öne sürülerek kaldırılmıştı, şu an ise Başbakanlık konutu ve otel arasındaki yolda yine aynı gerekçeyle trafiğe izin verilmiyor. Bu da akıllara, yine güvenlik gerekçesi öne sürülerek yasal olmadığı halde Beşiktaş İskelesinin de halkın kullanımına kapatılma tehlikesi bulunduğunu getiriyor. Bu durumda zaten birtakım torba yasalarla içi oyulan kıyı kanunu da tamamen yok sayılıp, işlevsizleştirilmiş oluyor. Konu hakkında bugüne kadar herhangi bir yetkili makamdan yalanlama gelmemiş durumda. Otel tanıtımında binanın 1930’lu yıllarda inşa edilen tütün depolarının yenilenmesiyle yapıldığını söyleyedursun tamamen yıkılıp baştan inşa edilen bina hakkında Mimarlar Odası tarafından açılan dava bölge idari mahkemesinde sürüyor.

2 Temmuz 1993Madımak Oteli, Sivas

2 Temmuz 2013 Kadıköy, İstanbul

“Artık benim onurumEğri pervazında,Ahşap bir kapı gibiGıcırdayıp duracak” Metin Altıok

Bundan 20 sene evvel, 2 Temmuz 1993 günü Madımak Oteli’nde yakılan canlarımızın acısı hala içimizde. Bu katliamı yapanların Abdullah’ı, Ethem’i, Mehmet’i öldürenlerle aynı şiddetten beslendiklerini, aynı aklı taşıdıklarını biliyoruz. Bu aklın adaleti Sivas katliamı davasını zaman aşımı sebebiyle düşürdü. Katilleri savunan avukatlar şu an Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde. 2 Temmuz günü binlerce insan yine sokaklardaydık; “Sivas’ı unutmadık ve unutturmayacağız” demek için...

Metin Altıok, Behçet Aysan, Hasret Gültekin

Biz Kimiz? Gezi Postası, sosyal medya üzerinden tanışan bir grubun Gezi Parkı’nda kurduğu kampın 4. gününde günlük gazete olarak yayına başladı. Geleneksel bir yayınla sosyal medya dışında direnişin sesini duyurmaya, her gün çoğalan direniş alanlarını ve gündemlerini bir araya getirerek güçlendirmeye çalıştık. 15 Haziran’da parka yapılan polis saldırısının ardından Gezi Postası’nın her sayısını kendi imkanlarımızla basıp dağıtarak haftalık olarak yayına devam ediyoruz. Sizler de gazetegezipostasi.blogspot.com adresinden gazeteye ulaşabilir, basabilir ve dağıtabilirsiniz. Gezi Postası, direnişte aktif olarak yer alan diğer topluluklarla dayanışma içinde olmakla birlikte, bağımsız bir yayın girişimidir. Bize [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz. | facebook.com/geziposta -- twitter.com/gezipostası

O Sırada İşyerlerinde...İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin aylık raporuna göre Gezi Parkı Direnişçilerine karşı uygulanan yoğun şiddetin gündemde olduğu Haziran ayında 5’i çocuk, en az 104 işçi “iş kazası” denilen iş cinayetlerine kurban gitti. Mayıs ayında da 114 işçi hayatını kaybetmişti. Son 10 yılda iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçilerin sayısı 11 bini buldu.

Hükümetin şirketlerin kâr bilançolarını göstererek sürekli büyüdüğünden dem vurduğu ekonominin arkasında böylesi bir kanlı savaş bilançosu var. Kamuya açık bir parka AVM dikerken “Siz ne yaparsanız yapın, biz kararımızı verdik” diyerek meydan okumaya kalkan Başbakan, “iş” bu katliam tablosunu durdurmaya geldiğinde ise patronların sözünü dinlemekte beis görmüyor. Haziran ayının ortasında Başbakan ile görüşen TESK Başkanı Bendevi Palandöken, işçi cinayetlerinin gözle görünür oranda artması üzerine çıkarılan İş Sağlığı ve Güvenliği

Kanunu’nun uygulanmasının ertelenmesini talep etmiş ve görüşme sonrası bu

talebin kabul edildiğini açıklamıştı.

Bir yanda yaşamsal hakları için sokağa çıkan Gezi Parkı direnişçilerine yönelik çok sayıda yaralanma ve ölümle sonuçlanan yoğun bir

devlet şiddeti uygulanırken, bir torba yasa ile İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun uygulanmasının

işyerlerine göre 2 ila 4 yıl arasında ertelenmesi gecikmedi! Geçtiğimiz yılların rakamlarını hesaba katarak, bu karar ile binlerce işçinin

ölümünün altına imza atıldığını söyleyebiliriz.

İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi yaptığı açıklamada, 31 Mayıs günü

Taksim’de patlayan öfkenin yalnızca Gezi Parkı ile sınırlı olmadığını, emekçilere karşı uygulanan neoliberal politikaların bir sonucu olduğu ve iş cinayetleri bilançosunun da bunun bir parçası olduğunu hatırlattı.