frank schatzing - sürü

773
krmz Frank Schâtzing SÜRÜ ROMAN Çeviri: Anıl Bilge Damla özlüer Kitap Editörü: Anıl Bilge

Upload: kelebekruya

Post on 20-Nov-2015

157 views

Category:

Documents


2 download

DESCRIPTION

Frank Schatzing - Sürü

TRANSCRIPT

  • krmz

    Frank Schtzing

    SR ROMAN

    eviri: Anl Bilge Damla zler

    Kitap Editr: Anl Bilge

  • krmz

  • krmz

    T

    GR

    L

  • krmz

    14 Ocak

    Huanchaco, Peru Sahili

    Juan Narciso Ucanan o aramba gn kaderine yrd ve bunu kimse fark etmedi.

    Birka hafta sonra, ani kayboluuna neden olan koullar tm dnyay sarst ama Ucanan' n adn kimse anmad. O, biroundan sadece biriydi. Pek oundan biri... O sabahn erken saatlerinde bandan geenler tm dnyada yaanmaktayd. Neler olup bittii bilinebilse benzerliklerin arpcl grlebilirdi, fakat iinde olduu durumun sadece Ucanan farkndayd. Belki de balk, olaylar basite kavrayan gryle daha karmak birok balanty da sezmiti ama kayboluunun kantszl ile gizem zlmeden devam etti. Ne o, ne de Peru'nun kuzeyindeki Huanchaco Sahili sr verdi. Yaam boyunca tuttuu balklar gibi, Juan Narciso Ucanan sessiz kald. Bir daha grndnde, artk bir istatistikten ibaretti. Kimsenin onun nerede olduunu merak edecek vakti olmamt; olaylar yeni ve vahim bir hal almt.

    Geri 14 Ocak'tan nce de onunla pek ilgilenen olmamt ya... Ya da en azndan Ucanan yle olduunu dnyordu. Kynn bir

    uluslararas tatil beldesi olarak yeniden douu ile hibir zaman uzlaamamt. Turistler iin Huanchaco zamann unuttuu, yerlilerin eski usl sandallarla balk tutmaya kt bir cennetti. Ama bunun ona ne yaran vard ki? Bir balk kayna sahip olmak bile eski modayd. Bugnlerde hemehrilerinin ou geimini fabrika trol tekneleri ile balk unu veya ya endstrilerinden salyordu. Peru'nun balk depolar gittike yok oluyordu ama ili, Rusya, ABD ve Asya'nn baz blgeleriyle baa ba giden balk endstrisi hl dnyadaki en byklerden biriydi. El Nirlo tehdidi bile sahil ehri Huanchaco'nun gz alabildiine yaylmasn engellememi ve doann son korunaklar sra sra otellerin dizilmesi iin feda edilmiti. Sonuta herkes, yle ya da byle kazanl kmt. Sadece Ucanan'n eli bo kalmt; tpk sandal caballito de lotora ya da bu zgn araca hayranlkla bakan spanyol igalcilerin takt isimle 'saz midillisi' gibi. Ama gidiata baklrsa bu kk sevimli kayklar da yaknda yok olacakt.

  • krmz

    Yeni milenyum Ucafian'la uramaya karar vermiti. Duygulan benliini ele geirmeye balamt. Bazen, tarihin balangcndan

    beri Peru'nun bana musallat olan ve engellenemez El Nino veya ok fazla balk avlandndan sz ederek politikaclar kendi kuyruklarm bulana kadar bir sulu aramaya tevik eden evreciler tarafndan cezalandrldn dnyordu. Politikaclar gzlerini balklktan Ucafian'a evirmilerdi, ki o evre felaketlerinden sorumlu tutulamazd. Yzen fabrikalar ya da sahilin 320 kilometre anda balklan ekip gtrmek iin fink atan Japon ve Kore trol teknelerini o istememiti. Bunlann hibiri Ucafian'n suu deildi ama o bile artk buna inanmyordu. Bu hissetmekten kanamad bir baka eydi: Sululuk. Sanki denizden milyonlarca ton uskumru ve orkinosu eken oymu gibi.

    28 yandayd ve trnn son rneklerinden biriydi. Be aabeyi Lima'da alyor ve srf tahtasndan daha iyi olmayan bir

    tekneye taklp kald, ssz sularda inatla uskumrulann ve palamutlann dnn bekledii iin onun bir aptal olduunu dnyorlard, "llerin arasnda yaam bulamazsn," demilerdi ona. Ama Ucanan' asl endielendiren babasyd. Yal adam yetmiine merdiven dayamt ve birka hafta ncesine kadar her gn yelken ayordu. Ama bugnlerde baba Ucanan bala kamyordu. Yznde lekeler ve kt bir ksrkle yatalak olmutu ve akimi kaybediyor gibiydi. Juan Narciso, aile geleneklerini devam ettirerek yal adam hayatta tutabilecei umuduna sanlmt.

    Ucafian'n halk, Yungalar ve Mocheler bin yl akn zamandr sazdan teknelerle balklk yapyorlard. spanyollar'n gelmesinden ok nce, gnmz Pisco'sunun kuzeyinden balayarak Peru sahilleri boyunca yerlemiler ve usuz bucaksz metropol Chan Chan'a balk salamlard. O zamanlar blge wachaques\et\e doluydu ve sahil bataklktan yeralt sulanyla beslenirdi. Bu bataklklarda, Ucanan ve geriye kalan dier balk arkadalannn eski usl caballitoimm yaparken kullandktan engin sazlklar, totorala byrd. Yapmlan hner ve skunet gerektirirdi. Bunlar baka hibir sandala benzemezdi. -drt metre uzunluktan, yukan doru kvrlan pruvalar ve ty gibi hafflikleriyle pratikte batmalan mmkn deildi. En verimsiz seferde bile Ucanan'm hayal edemeyecei kadar balkla dnlen gemi zamanlarda verilen ismiyle "Altn Balk" sahilinin dalgalann, gemite binlerce coballito yarard.

    Sonunda bataklklarla birlikte sazlklar da yok olmutu. En azndan Et Nino'ya gvenilebilirdi. Her birka ylda bir, Noel zaman

    alize rzgrlan yavalar, souk Humboldt Aknts snarak besinleri yok eder ve a uskumrulan, palamuttan ve sardalyeleri datrd. Ucafian'n atalan ona El Nino demilerdi yani sa'y simgeleyen Kk ocuk. Bazen sadece ortal

    14

  • krmz

    altst etmekle yetinirdi ama her drt be ylda bir Tanr'nm gazabn, sanki onlan yeryznden silmek istercesine insanlarn zerine salard. Her birinde yzlerce insann ld kasrgalar, normalin otuz kat yalar ve lmcl toprak kaymalar gerekleirdi. El Nifio her zaman yapt gibi gelir giderdi. Hi kimse onu ho karlamazd ama atlatmay da baarrlard. Ancak bugnlerde dualar bile onlara yardm edemezdi: Pasifik'in zenginliklerini soyan alar, bir seferde on iki jumbo jet alacak kadar geniti.

    Belki de, diye dnd Ucanan caballitosu dalgalarla birlikte ykselip alalrken, ben aptaln tekiyim. Aptal ve sulu. El Nifio, balk iftlikleri veya uluslararas hukukun verdikleri zararlar karsnda hi bir ey yapmayan bir koruyucu azize inanan dierleri gibi sulu.

    Eski gnlerde, diye dnd, Peru'da samanlarmz vard. Ucafian,' arkeologlarn Trujillo ehri yaknlarndaki Kolomb ncesi tapnaklarda, Ay Tapna'nn arkasnda neler bulduklarn biliyordu. Orada 90 tane iskelet bulunmutu. Kafaya bir darbe veya bir mzrakla ldrlm kadn, erkek ve ocuklarn iskeletleri. M.. 560 ylnda, sel sularn durdurmaya alan yksek rahipler umutsuzca bir abayla 90 kiiyi tanrlarna kurban etmiler ve El Nifio gitmiti.

    Ar avlanma sonucu balklarn kknn kurumasn engellemek iin kimi kurban edeceklerdi?

    Ucanan titredi. yi bir Hristiyan'd, sa'y ve balklarn koruyucusu Aziz Peter'i severdi. San Pedro Festivali'nde azizin tahta heykeli sandalla ky ky dolatn lirken her zaman cokuyu yreinde ve ruhunda hissederdi. Yine de... Gndzleri kiliseler dolarken, gerek ateler geceleri yanyordu. amanizm her zamanki kadar glyd ama sa-ocuk bile araya girmeyi reddederken baka hangi Tann onlara yardm edebilirdi? Grnen o ki, balklarn yeni dertlerine derman olmaya kalkmadan, doann glerini kontrol etmeye almak yeteri kadar yorucuydu. Bu, politikaclarn ve lobicilerin iiydi.

    Ucanan gzlerini ksp ge bakt. Gzel bir gn olacakt. Byle anlarda kuzeybat Peru bir resim kadar kusursuz grnrd.

    Gnlerdir tek birimlut bile yoktu. Srfcler daha henz uyanmamlard. Ucafian ve hemen hemen bir dzine balk yarm saat nce yola km, caballitolznm kprdanan dalgalarn tesindeki karanla sryorlard. Gne sisle kapl dan arkasndan doarken denizi donuk sar yla ykyordu. Bir an nce sonsuz su gm rengiyken imdi keyifli bir maviye dnmt. Uzaktan, Lima'ya giden devasa yk gemilerinin siluetleri belli belirsizde olsa seilebilirdi.

    Gnn ilk nn gzelliinden etkilenmeyen Ucafian arkasna uzanarak calcalma caballito balklar tarafndan kullanlan geleneksel ana

    v

    15

  • krmz

    dokundu. Birka metre uzunluundaki aa deiik boyda kancalar taklmt. Kk, kam kaynda dik bir ekilde melerek sk dokunmu a inceledi. Caballitoda oturacak yer yoktu, ya ata biner gibi binilmesi ya da zerinde melinmesini gerektiriyordu. Ama k tarafta alar ve dier malzemeleri koyacak fazlasyla yer vard, Ucanan kreini nnde aprazlama dengeledi. Yarlm guayaquil ekerkamndan yaplan geleneksel krekler, Peru'dan baka her yerde tedavlden kalkmt. Ucanan'mki babasndan kalmt ve Juan Narciso bu krei yannda, yal adam onu suya her daldrdnda kan enerjiyi hissedebilsin diye getirmiti. Babas hastalandndan beri her gece krei onun yanna gtrm ve sa elini stne yerletirmiti. Bylece yal adam kadim gelenein ve hayatnn znn hl orada olduunu hissedebilecekti.

    Babasnn elinde neyi tuttuunu bildiini umuyordu; nk yal adam artk olunu bile tanmyordu.

    Ucanan cakalm incelemeyi bitirdi. Daha nce karada kontrol etmiti ama alar kymetliydi ve fazladan dikkate deerdi. Alarn kayb onun sonu olurdu. Pasifik'in kalan nimetleri iin dayatlan sava kaybetmi olabilirdi ama ona kalanlar sakarlkla veya derdinden kendini ikiye vererek tehlikeye atmaya hi niyeti yoktu. Alarn ve kayklarn rmeye terk eden balklarn yzndeki yklm ifadeye dayanamyordu. Ucanan biliyordu ki o ifadeyi kendi yznde yakalamak onu ldrrd.

    Etrafna bir gz att. Sabah onunla birlikte yola kan filo imdi kydan bir kilometreden daha uzakta iki yne dalmt. Bir kez olsun minik midilliler yukan aa sallanmyordu, su araf gibiydi. Sonraki birka saatte balklar oturup bekleyeceklerdi, bazlar sabr, bazlar tevekklle. Bu arada onlara birka tekne ahaptan yaplma byk tekneler katlm ve bir trol ak denize doru yanlarndan gemiti.

    Ucanan kadnlar ve erkekler alarn suya brakp ve teknelerine halatla sabitlerlerken onlar izledi. Tereddt etti. Yuvarlak krmz amandralar suyun zerinde srkleniyor, gn altnda parlyorlard. e koyulmas gerektiini biliyordu ama bunun yerine geen birka gnn avn dnd.

    Tm yakalad birka tane sardalyeydi. Trol teknesinin uzakta kaybolmasn seyretti. El Nino onlar bu k da

    ziyaret etmi ama nispeten zararsz olmutu. El Nino byle olduunda yz bir baka olurdu daha neeli, daha arkada canls. Normalde Humboldt aknts sarkanat ton bal ve eki bal kpekbalklar iin ok souk olurdu ama daha lk su, Noel ziyafetini garanti ederek onlar cezbederdi. Tabii k kk balklar, balklarn alar yerine byk balklarn karnn boylard ama zaten her eye sahip olamazdnz. Byle gzel bir gnde biraz uraan herkes akam eve gzel, besili bir av gtrme ansna sahipti.

    Bo dnceler. Caballitoi&r o kadar uzaa gidemezdi. Grup olarak bazen

    16

  • krmz

    kydan on kilometre kadar uzaklarlard, kalabalk olmak gvenliydi. Kk kam midilliler dalgalara uyum salamakta zorluk ekmezler, dalgalarn tepesinde szlrlerdi. Asl sorun akntyd. Sert koullarda, rzgr denize estiinde, kaynz kyya dndrmek iin salam kaslara ihtiyacnz olurdu.

    Baz balklar dnemezdi. Ucanan, kaynn rlm-sazlarnda kaya gibi hareketsiz meldi. Srt

    dmdzd. Nbetlerine afak skerken balamlard ama balk srleri bugn de gelmeyecekti. Trol teknesini grmek iin ufku tarad. Bir zamanlar byk bir gemide veya balk unu fabrikasnda ie girmek onun iin kolay olabilirdi ama artk deildi. 1990'larn sonundaki felaket El Nino'lardan sonra fabrika iileri bile ilerini kaybetmiti. Byk sardalye srleri asla geri gelmemiti.

    Ve onun bir gn daha bir ey yakalayamadan geirmeye tahamml yoktu. Senyoritalara nasl srf yaplacan retebilirsin. Bu da bir seenekti. Huanchaco'nun zerinde parldayan, eski ehri

    glgeleriyie sindiren saysz otellerden birinde bir i. Turistler iin bala kabilirdi. Ksa bir ceket giyen bir soytar gibi. Kokteyl kantrabilirdi. mark Amerikal kadnlar srf tahtalarnda, su kayaklar zerinde.... daha sonra da yatakta elendirebilirdi.

    Ancak Juan Narciso'nun gemiiyle balarn kopard gn babasnn son gn olacakt. Belki yal adam akln kaybetmiti ama yine de en gen olunun inancn terk ettiini anlard.

    Ucanan yumruklarn ylesine skt ki eklemleri bembeyaz kesildi. Kreini kavrayp tm gcyle ekerek trol teknesinin dmen suyunu takip etmeye balad; hareketleri vahi ve tutarszd. Krei her daldrnda arkadalarndan biraz daha uzaklayor ve hzla ilerliyordu. Biliyordu ki bugn hibir ey hakknda endielenmesi gerekmiyordu n e birden ortaya kacak devasa dalgalar, ne hilekr akntlar, ne de dnn tehlikeye atacak gl kuzeybat rzgrlar. imdi risk almazsa hibir zaman alamazd. Derin sularda bol bol orkinos, uskumru ve palamut vard ve sadece trollere ait deillerdi.

    Bir sre sonra durdu. Sk skya yanam evleriyle Huanchaco daha kk grnyordu ve etrafnda sudan baka bir ey yoktu. Kk filosunu ok geride brakmt.

    "Bir zamanlar burada bir l vard," demiti babas ona. "ln kaplad dzlkler. imdi iki lmz var dzlkler ve yanlarnda okyanus. Bizler yamur tarafndan tehdit edilen l sakinleriyiz."

    Hl karaya ok yaknd. Suyun zerinde abaladka kendine gveni geri geldi. Neredeyse

    cokulandran bir duyguydu. Minik midillisini dosdoru denize srdn, sudan srayan gm parltlar grene ve gnn parlayan alayanlar halinde yakalayana dek krek ektiini hayal etti. Balinalarn gri kamburlar su

    17

  • krmz

    yzeyinde belirecek vekhbalklan havada zplayacakt. Krei ritmik olarak suyu prdatyor, onu ehirdeki rmenin kokusundan uzaa tayordu. Kollan neredeyse kendi balanna hareket ediyordu ve sonunda kreini brakp gerideki balk kyne baktnda grd, uzakta beyaz beneklerle modern Peru'nun laneti olan otellerle sarmalanm bir glgeden ibaretti.

    Ucanan endielenmeye balad. Bir caballito ile hi bu kadar uzaa gelmemiti. Sabahn erken saatlerindeki pusla sylemesi zordu ama Huanchaco'dan en az on iki kilometre uzaktayd.

    Tek banayd. Bir anlna durdu. Sessizce Aziz Peter'dan onu eve gven iinde ve balk

    dolu bir tekneyle geri gndermesini istedi. Sonra cierlerini tuzlu havayla doldurup calcalva ekti ve suya kaymasna izin verdi. A ve kancalar, kayn yannda bir tek krmz, kk amandra kalana dek yava yava cam gibi derinliklerde gzden kayboldu.

    Ne diye endieleniyordu ki? Gzel bir gnd ve stelik Ucanan nerede olduunu tam olarak biliyordu. Buradan az ilerde deniz yatandan ykselen entik entik fosillemi beyaz lav kalntlan neredeyse yzeye dek kyordu. Deniz akayklar, midyeler ve yengeler bu ykseltiyi ev edinmi, saysz kk balk yark ve oyuklarna yerlemiti. Baz byk balklar da buraya avlanmaya gelirdi ama bu blge gvdelerini kayann sert uzantlarnda yrtabilecek troller iin ok tehlikeliydi. Ama caballitosum binmi cesur bir balk iin gereinden fazlas vard.

    Ucanan o sabah ilk kez glmsedi. Kay dalgalanan denizde ne arkaya sallanyordu. Orada, kydan uzakta dalgalar daha bykt ama kamlardan rlm kaynda rahatt. Kollarn gerdi ve gzlerini ksarak soluk nlarn dalara yayan gnee bakt. Sonra kreini ald ve birka hzl ekile caballitoyu akntya ynlendirdi. melip nndeki birka saat boyunca suya batp kacak az tedeki amandray izlemeye hazrland.

    Bir saati biraz gee palamut yakalamt. Dolgun vcutlar k tarafta, gnein altnda parlyordu.

    Ucanan cokuluydu. Bu geen drt hafta boyunca yakaladndan fazlayd. Daha fazla kalmasna gerek yoktu ama burada olduuna gre bekleyebilirdi. Gn harika balamt ve belki daha da iyi olacakt.

    Her halkrda dnya kadar vakti vard. Caballito yzeyin hemen altndaki kayalann yannda tasaszca salnyordu.

    Halat bolad ve amandrann sekip uzaklamasn izledi. Ara sra lavn yzeye eritii kk paralan tanyordu, an zarar grmemesi gerekliydi. Esnedi.

    Halatta hafif bir ekme hissetti.

    18

  • krmz

    Bir anda amandra dnerek yok oldu. Sonra yukar frlayp yzeyde vahice dans etti ve tekrar aa ekildi.

    Ucanan halat yakalad. Avular yrtlarak elleri kesildiinde kfretti. Birka saniye iinde kayk tehlikeli biimde sallanmaya balamt. Yalpalayarak halat brakt. Suyun derinliklerinde amandra krmz krmz parlad. Halat altnda dikey olarak, tel gibi gergin duruyor ve caballitoyu peinden ekiyordu.

    An iine bir eyler girmi olmalyd. Byk ve ar bir ey. Bir klbal belki de. Ama khbahklan bundan daha hzl olurdu. Bir klbal hzla uzaklar ve caballitoyu peinden srklerdi. Aa taklan her neyse deniz yatana doru dalmak niyetindeydi.

    Ucanan yine halata el att. Kayk yine sarsld ve onu dalgalarn iine frlatt. Tkrerek su yzne ktnda caballitonun su altnda kaybolduunu ve pruvasnn ge baktn grd, palamutlar suya dklmt. fkeden kudurdu arkalarndan dalamyordu bile. Kendini ve kayn kurtarmas gerekiyordu.

    Sabah av ziyan olmutu. Krek ondan biraz uzakta yzyordu ama Ucanan'n onun peinden gidecek

    zaman yoktu, krei sonra yakalard. Pruvaya atld ama kayk kar konulmaz bir biimde derinlere ekiliyordu. Bir anlk taknlkla kendini k tarafa doru ekti ve sa eliyle arad eye tutundu. Aziz Peter'e krler olsun cakal dndaki en deerli varlktan ba ve dal maskesi hl oradayd.

    pi kestiinde caballito lgnca dnerek yzeye frlad. Ucafian gn zerinde ters yz olduunu grd ve kafas yine suya gmld. Ardndan kk saz kaykta ksrerek yatt kald. Kayk, sanki hibir ey olmamasna dalgalarda sakince salnyordu.

    Kafas kararak oturdu. amandra grnrde yoktu ama krei yakndayd. Elleriyle caballitoyu kree doru yneltti, krei kaya ekti ve nne koydu. Sonra etrafna bakt.

    te oradaydlar, kristal suyun zerinde parlak lav paralan. Su alt kayalklarnn ok yaknna srklenmiti ve calcah taklmt. Suya

    dmesine amamalyd, hayallere dalmamas gerekirdi. imdi an ve amandrann nerede olduunu biliyorduikisi birbirine bal olduuna gre, a lav kayalklanna takldnda amandra da yzeye kamazd. Evet olan buydu. Yine de Ucanan nasl da iddetle su altna ekildiine armt kurtulduu iin anslyd. Ama an kaybetmiti.

    Yavaa krek ekerek caballitosmu kaza yerine yneltti. An grebilmek iin gzlerini kst ve mavi derinliklere bakt. Ne adan ne de amandradan bir iz vard.

    Buras gerekten doru nokta myd?

    19

  • krmz

    Ucanan denizi iliklerinde hissederdi, tm yaamn okyanusta geirmiti ve teknik donanm olmasa bile bulunduu yerin doru nokta olduunu biliyordu. Buras kayn paralanmaktan kurtarmak iin halat kestii yerdi. A da aada bir yerlerdeydi.

    Peinden dalmas gerekiyordu. Dalma fikri iini endieyle doldurdu. Mkemmel bir yzcyd ama pek

    ok denizci gibi ruhunun derinliklerinde bir deniz korkusu vard. Her gn suya almalarna karn bal k lara pek az denizi ok severdi. Kimileri mr boyunca balk olmutu ve denizsiz yapamazlard a m a onunla yaamak da ayr bir zorluktu. Deniz glerini tketir, eve getirdikleri her avn karln yaam enerjilerini tketerek alr ve onlar limanda bitap dm halde brakrd solgun endamlaryla barlarda kamburlarlard, umutlar tkenmi olarak.

    Ama Ucafian'n maskesi yanndayd. Geen yl caballitsu ile gezintiye kard bir turist hediye etmiti. Geriye doru eildi ve maskeyi yerinden ald. Dald zaman buulanmamas iin tkrerek dikkatle sildi. Sonra suya batrp kararak yzne takt ve kayn bann arkasna geirdi. ok pahal olmalyd, kenarlklar yumuak lateksten yaplmt ve yznn eklini alyordu. Nefes alma cihaz yoktu ama ihtiyac da yoktu. Nefesini, dibe dalp an kayalardan skmeye yetecek kadar tutabilirdi.

    Bu sularda kpekbalklar genelde tehdit oluturmazlard. eki kafallar, dikburun canavar ve dikburun harharyaslar ara sra balk alarn yamalarlard ama hepsi bu kadard. Byk beyaz kpekbal grmesi ise pek olas deildi. stelik akta yzmeyecek, biraz da olsa korunma vadeden kayaln ve resifin yannda olacakt. Her halkrda alarn mahveden eyin bir kpekbal olmadn dnd.

    Daha dikkatli olmamak onun hatasyd. Cierlerini doldurarak suya dald ve vcudu tamamen dik, kollan yanlarna

    yapm halde dibe doru yzd. Kayktan baktnda su hain grnyordu ama imdi etrafnda alan ve onu karlayan parlak bir dnya gibiydi. Gnele beneklenen ve alabildiine uzanan volkanik resifi gayet iyi grebiliyordu. Birka tane balk vard ama onlar aramyordu. Cakaln bulabilmek iin resifi tarad. Caballito uzaa srklenebilecei iin aada uzun sre kalamazd. Kendine birka saniye daha sre tand, sonra yzeye kp yeniden deneyecekti.

    Gerekirse on kez daha dalacakt. Tm gn srecek olsa bile aldrmyordu. A olmadan geri dnmeyecekti.

    Sonra amandray grd. Yzeyden on, on be metre aada, entikli kayalarn zerinde asl

    duruyordu, hemen altnda da a vard. Grnen o ki birka yerinden birden taklp kalmt. Kk resif balklan an etrafnda sryle dolanyorlard ama

  • krmz

    Ucafian o tarafa yzdnde daldlar. Doruldu, a kurtarmaya alrken ayaklar suyu tekmeliyor, gmlei akntda dalgalanyordu.

    A lime lime olmutu ve Ucanan ona inanmazlkla bakt. Bunu yapabilmek iin sivri kayalardan fazlas gerekirdi. Bir ey lgnca a mahvetmiti. Tanr akna, burada ne olmutu?

    Ve imdi neredeydi? Ucanan ala debelenirken huzursuzdu. Bunu tamir etmek gnler alacakt.

    Artk nefes almaya ihtiyac vard. Yukan kp caballitoyu kontrol edecek ve yine dalacakt.

    Daha kprdayamadan etrafnda bir deiiklik oldu. nce gnein bir bulutun ardna girdiini sand. k kayalklarda oynamay kesmiti ve resif ile bitkilerinin glgeleri kaybolmutu...

    Ellerinin, an, etrafndaki her eyin rengi soluyor ve kasvetli bir griye dnyordu. Cakal drerek yukar bakt.

    Yzeyin hemen altnda, neredeyse kolu kadar uzun ve parlayan balklardan oluan ve gz alabildiine uzanan bir balk srs toplanmt.

    aknlktan nefesi kesilerek yutkundu ve azndan baloncuklar kt. Bu sr nereden kmt? Byle bir eyi hi grmemiti. Neredeyse hareketsiz gibiydi ama arada srada bir kuyruun kprtsn veya bir balk yerinden frladnda oluan gm parlty grebiliyordu. Ardndan srnn tamam ynn birka derece deitirdi. Bedenlerin arasndaki boluklar kapand.

    Sradan sr davranyd ama bir eyler tersti. Ucanan'n sinirini bozan ne yaptklar deil balklarn kendileriydi.

    Saylan ok fazlayd. Ucanan etrafnda dnd. Bakt her yerde balk vard. Boynunu uzattnda

    balklardan oluan ktlenin iindeki bir aralktan caballitosunun siluetini grd. Etrafndaki karanlk younlarken cierleri yanmaya balad.

    Dorado! ' diye dnd hayret iinde. Herkes bir gn geri dneceklerine dair umudu yitirmiti. Onlar grdne

    sevinmesi gerekirdi. Pazarda iyi fiyata giderlerdi ve dorado ykl bir a bir balk ailesini uzun zaman geindirebilirdi.

    Ama korku dalga dalga Ucanan'n iine yayld. Bu ebatta bir srnn gerek olmas imknszd. Tm gr alann

    dolduruyordu. An onlar m paralamt? Ama nasl? Buradan kman gerek, dedi kendine. Kayalardan destek alarak yukar frlad. Sakin olmaya alarak ve srekli

    nefes vererek yavaa ve dikkatle ykseliyordu. Onu gm ve kayndan ayran engin balk ktlesine doru yukar ynelmiti. Sr hareketsizdi. Yuvarlak gzlerden Ucanan'a bir kaytszlk duvan yansyordu. Sanki onlar kendisi yoktan var etmiti. Sanki onu bekliyorlard.

  • krmz

    Beni tuzaa drmek, kaymdan ayrmak istiyorlar. ine dehet kt. Kalbi hzla atyordu. Hzn kontrol etmeyi, mahvolmu

    am ve kk krmz amandray unutmutu. Hatta caballitosanu bile. Tm dnebildii kesif balk ktlesini yarp yzeye kmak, gnn grmek ve ait olduu yere geri dnerek gvende olmakt.

    Sr ayrld. Tam ortasndan bir ey Ucanan'a doru kvrlarak frlad.

    Bir sre sonra rzgr kt. Hl gzel bir gnd, havada tek bir bulut yoktu. Dalgalar ykselmiti ama

    kay olan bir adamn baa kamayaca bir ey deildi. Ama kilometreler boyunca grnrde kimse yoktu. Sadece, trnn son rneklerinden olan bir caballito ak denizde

    srkleniyordu.

  • krmz

    BRNC BLM

    ANOMALLER

    Ve ikinci melek, tasn yeryzne boaltt. Deniz bir lnn kanna dnt. Denizdeki canl varlklarn tm ld. Ve nc melek tasm rmaklara ve su pnarlarna boaltt. Bunlar kana dnt. Sular meleinin yle dediini duydum: Yarglarn gerek ve kakadr...

    Vahiy 16:2-5

    Getiimiz hafta tanmlanamayan devasa bir le Sili sahillerine vurdu. ili Sahil Gvenlii tarafndan yaplan aklama, bunun daha nce suda yzerken grlen daha byk bir ktlenn yalnzca kk bir paras olduu ve karada hemen zld ynnde. skelet paralarna rastlamayan ilili bilim insanlar, bunun bir byk memelinin kalntlar olamayacam dnyor. Yn, balina derisi olmak iin fazlasyla byk ve farkl bir kokusu olduu syleniyor. Jlemsi ktle, test sonularna gre, Dnya 'da pek ok yerde karaya vuran ve globster olarak adlandrlan tanmlanmam ynlarla inanlmaz benzerlikler gstermekte. Bu cesetlerin ne tr bir yarata ait olduu konusunda speklasyonlar devam ediyor.

    CNN, 17 Nisan 2003

  • krmz

  • krmz

    4 Mart

    Trondheim, Norve kylar

    Drst olmak gerekirse ehir bir niversite veya aratrma enstits iin fazlasyla samimiydi. Bakklandet veya Ntellenberg gibi blgelere bakldnda Trondheim'm bir teknoloji bakenti olmas neredeyse dnlemezdi bile. Eski ahap evleri, parklar, krsal kiliseleri, dikmeler zerinde ykselen renkli su depolan, kartpostal gibi baheleri ve avlulanyla geen zaman ve ilerleyen bilgi ile eliiyordu ama NTNU*, Norve'in-nde gelen teknik niversitesi hemen kedeydi.

    ok az ehir, gemi ve gelecei Trondheim kadar uyumla birletirebilmiti. te bu yzden Sigur Johanson burada yaad iin kendini ayrcalkl hissediyordu. Dairesi, Kirkegata Caddesi'ndeki eski moda M0lenberg'de, eimli ats, beyaz merdivenleri ve pervazlar her Hollywood ynetmeninin gnln elebilecek toprak rengi bir evin zemin katyd. Johanson bir deniz biyologuydu ve tamamyla modern bir bilim insanyd ama hi kimse onu zamannn deerlerine ikna edemezdi. Bir vizyonerdi ve her vizyoner gibi radikal yeniklikilie olan akn gemiin idealleriyle birletirmiti. Yaam, eski-moda kahramanl, imknsz grnene kar tutkusu ve teknolojiye vgsne imrendii Jules Veme ruhuyla biimlenmiti. imdiye gelince... imdiki zaman, kabuu gndelik sorunlar ve baya i hayat ile kalnlam bir salyangozdu. Sigur Johanson'un evreninde buna gerekten yer yoktu. Kendisinden ne beklendiini bilerek hizmet etmi, bilgi birikimini

    .zenginletirmi ve i hayatnn bu birikimi kullanma eklinden nefret etmiti. Jipiyle niversite kampusunun etrafndaki Nid Nehri'nin parlak sulann geerek

    souk ve karl Bakklandet yoluna girdiinde sabahn ge saatleriydi. Ormann derinliklerinde geirdii bir hafta sonu tatilinden dnyordu, zamann gemedii tecrit edilmi kasabalar dolamt. Yaz olsa, bagajnda taze ekmek, arkteriden alnm folyo iinde kaz cieri ve bulabilirse 1985 dolumu bir Gevvrztraminer dolu bir piknik sepetiyle Jaguar' alrd. Johanson, Oslo'dan Trondheim'a

    25

  • krmz

    tandndan beri, turist kafileleri ve gezginlerden uzak, sessiz yerleri aramt. ki yl nce tenha bir gle ve yannda onu memnun edecek, yenilenme ihtiyac olan bir kr evine rastlamt. Sahibini bulmak biraz vakit almt; devlet tarafndan ynetilen bir Norve petrol irketinde, Statoirde' ynetici olarak alyordu ve Stavanger'e tanmt ama Johanson sonunda onu bulduunda anlama hzla salanmt. Adam kr evinden kurtulduuna memnun olmu ve kelepir fiyatna satmt. Rus gmenlerden oluan bir ekip birka hafta iinde harap olmu evi tamir etmiti. Ekip ok fazla para almadan evi Johanson'un hayalindeki kr evine dntrmeyi baarmt: bir 19. yzyl ehlikeyif beyefendisinin inziva yerine.

    Uzun yaz akamlan boyunca gle bakan verandada oturmu, Thomas More, Jonathan Swift ve H.G. Wells gibi ngr sahibi yazarlan okumu ve Mahler veya Sibelius'la hayallere dalmt. Evin iyice istiflenmi bir ktphanesi vard. Sevdii kitaplann ve CD'lerih neredeyse tmnn ikinci kopyasna sahipti; gittii her yerde yannda olmalarn istiyordu.

    Johanson NTNU kmpsne doru srmeye devam etti. Bir kar bulutuyla kaplanm ana bina tam karsndayd. 20. yzyl banda yaplm, kale tarznda, heybetli ve gsterili bir yapyd; arkasnda ise derslikler ve laboratuvarlar bulunuyordu. 10.000 rencisiyle kampus, neredeyse kendi basma bir kasaba saylrd ve aktiviteyle kaynyordu. Johanson memnuniyetle i geirdi. Glde geirdii zamandan keyif almt. Evvelki yaz kardiyoloji departmanndan, birka konferansta karlat bir asistanla glde birka hafta sonu geirmi ve her ey yolunda gitmiti ama yine de ilikiyi bitirmiti. Bandan beri uzun vadeli dnmemiti stelik gereklerle yzlemesi gerekirdi: o elli alt yandayd, kz ise ondan otuz ya genti. Birka hafta sonu iin harikayd ama bir mr srmesi dnlemezdi. Her halkarda Johanson insaniann ona ok yaklamasna izin vermiyordu. Hi vermemiti.

    Jipini park yerine brakt ve Doa Bilimleri Fakltesi'nin yolunu tuttu. Ofisine girdiinde Tina Lund pencere kenarnda ayakta duruyordu ve ieri girerken dnerek "Ge kaldn." diye ineledi. "Dur tahmin edeyim: dn gece haddinden fazla krmz arap itin veya birileri gitmene raz olmad..."

    Johanson srtt. Lund, Statoil iin alyordu ve grnen o ki vaktinin ounu SINTEF enstitlerinden herhangi birinde geiriyordu. SINTEF Grup, Avrupa'nn en byk bamsz aratrma kurumlanndan biriydi ve zellikle Norve petrol endstrisi onun r aan bululanndan yararlanmt. NTNU ve SINTEF arasndaki yakn balar, Trondheim'n bir teknolojik mkemmellik merkezine dnmesini salam ve SINTEF merkezleri blgeye yaylmt. Lund ise Statoil hiyerarisinde tereyandan kl eker gibi ykselmiti ve u anda Aratrma ve retim Yardmc Direktryd. Bu aralar Marintek'te, SINTEF'in deniz bilimleri teknolojisi merkezinde s kurmutu.

    26

  • krmz

    Lund paltosunu karrken Johanson uzun, ince endamn inceledi. Tina Lund'dan holanrd. Birka yl nce neredeyse birlikte olacaklard ama arkada kalmaya karar vermilerdi. imdi sadece birbirlerinin birikiminden yararlanyor ve ara sra beraber yemek yiyorlard. "Benim gibi yal bir adamn uykuya ihtiyac var," dedi. "Kahve?"

    "Tabii." Bitiik odaya geip taze yaplm kahve buldu. Sekreteri grnrde yoktu. "Stl ve ekersiz," diye seslendi Lund. "Biliyorum." Johanson iki kupaya kahve doldurdu, birine biraz st ekledi ve

    ofise dnd. "Senin hakknda her eyi biliyorum, unuttun mu?" "O kadar ileri gidemedin." "Tanr esirgesin! imdi otur da buraya neden geldiini anlat." Lund kahvesini ald ama ayakta dikilmeye devam etti. "Nedeni bir solucan

    sanrm."

    Johanson kalarn kaldrp kahvesinden bir yudum ald. "Ne demek 'sanrm'?"

    Lund pencere pervazndan kk, elik bir muhafaza kab alp Johanson'un nndeki masaya koydu. "Kendin bak."

    Johanson yarma kadar suyla dolu kab at. inde uzun ve kll bir ey kvranyordu. Dikkatle inceledi,

    "Bunun ne olduuna dair bir fikrin var m?" diye sordu Lund. Omzunu silkti. "Solucanlar. ki iri solucan." "Onu biz de anladk. Hangi tr?" "Ah, demek bu yzden bir biyologa ihtiyacn var. Bunlar Polychaeta. Kll

    solucan*." "Kll solucanlar biliyorum..." Tereddt etti. "Ama daha ayrntl inceleyip

    smflandrabilir misin?" "Hmmm." Johanson kabaca bir bakt. "Dediim gibi bunlar kll solucan.

    Gzel rnekler de. Okyanus taban bunun gibi yaratklarla doludur. Ama trleri hakknda bir fikrim yok. Bunlarla derdin ne?"

    "Birbilebilsek." "Peki ne biliyorsunuz?" "Onlar kta yamacnda", yedi yz metre derinlikte bulduk." Johanson enesini svazlad. A olmallar, diye dnd. Hl canl

    olmalarna armt, birok organizma derinliklerden koparlp karlmay kaldramazd.

    Gzlerini kaldrd. "Onlara yle bir bakmann zarar olmaz. Seni yarn ararm."

    "Harika." Lund bir an durdu. "Solucanlarla ilgili garip bir ey fark ettin deil mi? Bakndan anlayabiliyorum."

    27

  • krmz

    "Belki." " N e ? " "Kesin olarak syleyemem. Taksonomi'" benim uzmanlk alanm deil. Kll

    solucanlar her tr biim ve renkte olabilirler ve tmne hakim deilim ama bu ikisi..."

    Lund glmsedi. "Neden imdi bakmyorsun? Ne bulduunu bana le yemeinde anlatrsn."

    "almam gereken bir iim var biliyorsun." "Sabah geldiin saate baklrsa imdilik ok da skk deilsin herhalde." Ne kadar da sinir bozucu; haklyd! "Tamam," diyerek iini ekti. "Saat birde kafeteryada buluuruz. Bu ikisiyle

    uzun vadeli bir arkadalk niyetin var m yoksa onlar kesebilir miyim?" "Ne gerekirse onu yap Sigur. Sonra grrz." Lund aceleyle odadan kt. Johanson onun gidiini seyrederken, belki de

    ikisi arasnda bir eyler olabileceini dnd. Ama Tina Lund hayatn byk bir hzla yayordu. Johanson gibi biri iin fazlasyla hareketli ve heyecanlyd.

    Kendisine gelen mektuplar dzenledi ve baz aramalar cevaplad. Sonra muhafaza kabn alp laboratuvara tad. Annelida'filummma ait kll solucanlar olduklar phe gtrmezdi. Tpk sradan yer solucanlar gibi halkal solucanlar. Organizma olarak karmak deillerdi ama zoologlar byuluyorlard: Kll solucanlar bilinen en eski canllar arasndayd. Fosil kaytlar, Orta Kambriyen dneminden beri, 500 milyon yldr hi deimeden bugne geldiklerini gsteriyordu. Taze su kaynaklar veya bataklk blgelerde birka tr bulunurdu ama asl deniz ve okyanuslar onlarla kaynyordu. Dip keltisini havalandrr ve balklarla yengelere bol besin salarlard. Birok insan itici bulsa da Johanson onlar kayp bir dnyadan sa kalanlar, sra d bir gzellik olarak gryordu.

    Dokuna benzeri uzantlar ve parlak beyaz kl yumaklan ile kapl pembemsi bedenleri incelemek iin birka dakika harcad. Sonrada kabn iine solucanlar uyuturmak iin magnezyum klorr damlatt. Bir solucan ldrmenin birka yolu vard ama en yaygn olan alkole; votka veya aquavit'e batrmakt. nsanlar iin bu akut alkol zehirlenmesiyle lm demekti br tarafa gitmek iin fena bir yol saylmazd. Ama solucanlar daha farkl hisseder ve eer ncesinde uyutunnazsanz lmeden nce bir top haline kvnlrlard. Magnezyum klorr kaslarn gevettiine gre artk onlara istediini yapabilirdi.

    Bir tanesini dondurmaya karar verdi; gerekirse DNA'sn incelemek veya kararl izotop analizini yapmak iin yedekte bir rnek olmas her zaman ie yarard .'Dierini alkole batrp lmek iin uzatt. Hemen hemen 17 santimetre diye not etti. Sonra uzunlamasna kesti ve bir slk koyuverdi. "Bak, bak, bak," diye mrldand.

    28

  • krmz

    mek, bir halkal solucann bilinen tm zelliklerine sahipti. Hortumu, fora edilip avn ele geirmek iin hazr halde bedeninin iine kvrlmt. Ucunda kitinden eneler ve sral minicik diler vard. Yllar iinde Johanson pek ok kll solucan enine boyuna incelemiti ama bunlar imdiye kadar grdkleri arasnda en bykleriydi. Solucana bakarken bunun yeni bir tr olup olmadn dnmekten kendini alamyordu. ok az kii, yeni bir tr kefedecek kadar anslyd. Ad sonsuza kadar yaayabilirdi...

    Dahili bilgisayar ana bavurmak iin bilgisayarna dnd ve bir sre veri labirentinde doland. Sonu artcyd. Bir anlamda solucan oradayd, bir anlamda ise yoktu.

    Kafeteryann cam kapl geidinde aceleyle ilerledii srada on be dakika gecikmiti bile. eri dalp Lund'u bir ke masada grd ve ona doru ilerledi. Bir pahniye aacnn altnda oturan Lund el sallad.

    "zr dilerim," dedi. "ok bekledin mi?" "Hem de nasl. Alktan lyorum." "Kylm tavuk yahnisi alalm," dedi Johanson. "Geen haftaki iyiydi." Lund ban sallad, nerilerine gvenebileceini bilirdi. Lund kola,

    Johanson ise bir bardak arap sipari etti. Garson iecekleri getirirken Lund iskemlesinde sabrszca kprdanyordu. "Eee?"

    Johanson arabndan bir yudum ald. "Fena deil. Taze ve aromas tam." Lund gzlerini yuvarlad. "Tamam, tamam." Elenmi halde bardan indirdi, arkasna yasland ve

    bacak bacak stne att. Ona Pazartesi sabah baskn yapan kim olursa olsun pheyle bekletilmeyi hak ediyordu. "Zaten halkal solucan, polychaete olduklarn belirlemitik. Umarm tam bir rapor istemezsin nk haftalar, belki aylar alabilir.imdilik bu iki rnee bir mutasyon veya yeni tr gibi daha kesin olmak gerekirse, hem mutasyon, hem de yeni bir tr gibi yaklaacam."

    "Bu kulaa pek kesin gibi gelmiyor." "zgnm ama byle. Onlar nerede buldun?" Lund blgeyi tarif etti. Kydan epeyce akta, Norve kta sahanlnn

    derin okyanus tabanna alald kta yamacmdayd. "StatoiPin orada ne yaptn sormaya cret etmeli miyim?" "Morina aryorduk." "Morina m? te bu iyi haber oktan lp gittiklerini sanyordum." "Hi komik deil Sigur. Sondalamay dnmeye bile balamadan nce ne

    kadar fazla engel almas gerektiini biliyorsun. Dersimize almamakla sulanmak istemeyiz."

    "Yeni bir platform mu ina edeceksiniz? Ama petrol krlar dyor." "Bu benim sorunum deil," dedi ksaca, "ncelikle oraya ina edip

    29

  • krmz

    edemeyeceimize bakyorum. Bu blge imdiye kadar denizde sondaj yaptmz noktalardan ok daha ileride, ncelikle teknolojik sorunlar zmeli ve evreye saygl olduumuzu kantlamalyz. ite bu yzden orada, aada nelerin yzdn bulmaya ve blgenin ekolojik ileyiini anlamaya alyoruz. Bylece senin gibi insanlar ikayet etmeyecektir."

    Johanson onaylarcasna ban sallad. Lund, petrol endstrisinin Norve Balklk Bakanl tarafndan her gn milyonlarca ton atk suyu denize boaltmakla suland Kuzey Denizi Konferans'nn sonularyla bouuyordu. Bu zehirli birikintiler milyonlarca yldr rahatsz edilmeden deniz tabannn derinliklerindeki petrol yataklarnda kalmt ama imdi Norve sahili boyunca uzanan yzlerce Kuzey Denizi platformu tarafndan yzeye karlyordu. Petrol mekanik srelerden sonra bu sudan ayklanyor ve kimyasallarla dolu su tekrar denize boaltlyordu. Norve hkmeti, Deniz Aratrmalar Enstits'nden bir aratrma yapmasn,isteyene kadar geen on yllar boyunca kimse bu teknii sorgulamamt. Sonular petrol endstrisi kadar evreciler arasnda da bir bomba gibi patlamt. Suyun iindeki maddeler morinalarn reme dngsne mdahale ediyor, diilik hormonlar gibi ilev grerek erkek morinalarn ksrlamasna hatta cinsiyet deitirmesine sebep oluyordu. Dier trler de etkileniyordu. Petrol irketleri, suyu denize boaltmay durdurup baka seenekler bulmaya zorlanmt.

    "Gzlerini zerinizde tutmakta hakllar," dedi Johanson. "Ne kadar sk o kadar iyi."

    "Ne kadar da yardmcsn." Lund i ekti. "Her neyse, yama kefimiz bizi okyanusun epey derinine gtrd. Alldk sismik tetkiki yaptk sonra da birka resim eksin diye yedi yz metre derine bir robot indirdik. O kadar derinde solucan bulmay beklemiyorduk."

    "Onlar her yerde. Ya yedi yz mttrenin stnde? Orada da buldunuz mu?" "Hayr. imdi bundan kartacamz sonu ne?" "Johanson enesini ellerine -dayad. "Solucannn sorunu u ki," dedi,

    "gerekte o iki ayr solucan." Lund bo gzlerle bakt. "Eee, biliyorum. Sana iki tane verdim." "Kastettiim bu deil. Taksonomisini sylyorum. Yanl yapmadysam,

    solucann henz kefedilmi yeni bir tr. Meksika Krfezi'nin deniz yatanda metan gazyla yaayan bakterilerin aralarnda bulundu."

    "Gerekten mi?" "te bu noktada ilgi ekici olmaya balyorlar. Solucanlarn ok byk.

    Elbette baz kll solucan trleri iki metreye kadar uzayabilir ve yallk dnemine kadar hayatta kalabilir. Ama seninkilere benzemezler ve buralarda bulunmazlar. Seninkiler Meksika'dakilerle aynysa kefedildiklerinden beri epey bymler. Meksika Krfezi'ndeki solucanlar en fazla be santimetre

    30

  • krmz

    boyundayd ama seninkiler bunun kat. Ve imdiye kadar Norve kta sahanlnda grndklerine dair hi kayt yok."

    "Bunu nasl izah edeceksin?" "Edemiyorum. imdilik tek dnebildiim tamamen yepyeni bir tre denk

    geldiin. Statoil'i tebrik ederim. Solucanlarnz Meksika buz solucanlar gibi grnyor ama uzunluklar ve dier zelliklerine baklrsa tamamen yeni bir tr. Aslna baklrsa, daha ok tarih ncesi bir solucan gibi, neslinin tkendiini sandmz kk bir Kambriyen canavar. Yine de hl anlayabilmi deilim..."

    Birden durdu. Norve kta sahanln altst eden petrol irketlerinin bu byklkte bir solucan daha nce grm olmas gerekirdi.

    "Neyi?" diye sktrd Lund. "Ya hepimiz krz ya da senin solucanlarn bu blgede yeni ortaya ktlar.

    ok daha derinlerden geliyor olabilirler." ' "O zaman niye oradaydlar?" diye sordu Lund. "Ve ne zaman bir raporum

    olabilir?" "Bana glk kartmayacaksn deil mi?" "Demek istediin oysa, bir ay bekleyemem." "Yok artk!" Johanson ellerini kaldrd. "Solucanlar bir dnya yolculuuna

    gndermem gerek. Bana iki hafta ver ve tartma. Daha hzl yapmamn yolu yok."

    Lund sessizce oturdu. Tavuk yahnisi gelmiti ama tabana dokunmamt. "Metanla beslendiklerini mi sylyorsun?"

    "Metanla yaayan bir bakteri ile besleniyorlar," diye dzeltti. "Kark bir simbiyotik sistem. Unutma ki, sz konusu solucanlar bizimkilerle bal olabilir de olmayabilir de. Henz hibir ey kantlanmad."

    "Eer bu solucanlar Meksika'dakilerden daha byklerse, daha da alardr herhalde," dedi Lund akayla.

    "En azndan senden daha a," dedi Johanson taba gsterirken. "Bu arada, eer elinde varsa, u canavarlardan birka tanesine daha ihtiyacm olacak."

    "Bitmelerine daha ok var." "Yedeinizde daha ok mu var?" "Bir dzine kadar," diye cevaplad. "Ama geldikleri yerde ok daha fazlas

    bulunuyor." "Ne kadar daha fazla?" "Tahminen syleyeceim ama... Birka milyon kadar."

    31

  • krmz

    12 MART

    Vancouver Adas, Kanada

    Gnler gelip geerken yamur yamaya devam etti. Leon Anawak en son ne zaman bylesine uzun zaman boyunca yadn hatrlamyordu. Yllar nce olmalyd. Okyanusun araf gibi dz yzeyine bakt. Uzakta ince, gm bir izgi, gnlerdir ilk kez yamura bir ara vadeden alak, kaln bir bulutu su yzeyinden ayryordu. Yine de buna gvenilemezdi, yerine her zaman bir sis kebilirdi. Pasifik Okyanusu, genelde hi uyarmadan can ne ekerse onu yapard.

    Anawak, gzlerini k huzmesinden ayrmadan Blue Shark'm motorunu altrp denize ald. Gl motorlaryla iri lastik bot, Zodiac tam gaz ilerledi. Drbn ve fotoraf makinalaryla donanm, batan aa su geirmez kyafetlerine brnm on iki yolcusu hzla ilgilerini kaybediyorlard. ubatta Baja Kaliforniya lagnlerini ve lk Hawaii sularn terk edip Kuzey Kutbu'ndaki yazlk beslenme alanlarna gelen kambur balinalarla gri balinalar bir anlna grebilmek iin bir buuk saatten fazla zamandr sabrla beklemilerdi. G yolu on alt bin kilometre boyunca devam edecek, onlar Pasifik Okyanusu'ndan Bering Denzi'ne; oradan da amfipod' !ve krillerle' ziyafet ekecekleri, bollukla dolu donmu ziyafet havuzlan Chukchi Denizi'ne ulatracakt. Gnler ksaldnda Meksika'ya doru, yuvaya dnmek ve en byk dmanlar orkalardan" uzakta doum yapmak iin tekrar yola kacaklard. ngiliz Kolombiya*.', ve Vancouver Adas sularndan ylda iki kez devasa memeli srleri geer ve bu aylanla Tofno, Ucluelet ve Victoria gibi sahil kasabalarnda balina izleme tnlan dolup taard.

    Ama bu yl deil. imdiye kadar ne bir yzge ne de kuyruk grntlenebilmiti. Yln bu

    zaman iki trden birini grme ihtimali o kadar yksek olurdu ki, Davie'nin Balina stasyonu turda balina gremeyenler iin ikinci ve bedava bir tur vadederdi. Birka saat boyunca hibir ey grememek duyulmam ey deildi ama bunun tm gn srmesi gerekten kt anst. Tm bir hafta endie verirdi ama bu henz hi olmamt.

    32

  • krmz

    Yine de bu yl balinalar yolunu arm gibiydi ve bugnn maceras da daha balamadan bitmiti. Herkes kamerasn kaldrd. Bottan grebildikleri tek ey belli belirsiz bir kayalk sahildi ve onu bile yamur yznden tam olarak gremiyorlard.

    Anawak her gzleme aklamalar ve yorumlaryla elik ederdi ama imdi az kurumutu. Bir buuk saat boyunca blgenin tarihine sarlm ve grubun havasn anlarla canl tutmaya almt. Artk herkese balinalar ve siyah ylardan gna gelmiti. Anavvak da anlatacaklarn nasl deitirebileceine dair fikirlerini tketmiti, stelik balinalarn nerede olduunu merak ediyordu. Belki de kaptan olarak turistlerin durumuyla daha ok ilgilenmesi gerekirdi ama bu onun tarz deildi.

    "Dnme zaman." diye ilan etti. Hayal krkl ile dolu bir sessizlik oldu. Clayoquot Koyu boyunca yolculuk

    en az krk be dakika srecekti. Akamstn bir heyecan dalgasyla bitirmeye karar verdi. Zodiac'n dtan takma ikiz motorlar onlara iyi bir adrenalin pompas sr salayabilirdi. Hz, Anavvak'n elinde kalan sunabilecei son eydi.

    Yamur aniden durduunda ayaklar zerindeki evleri ve iskeledeki balina istasyonuyla Tofno kylar anca grnmeye balamt. Uzaktan tepeler ve dalar gri kartondan kesilip yaptrlm gibi grnyordu. Zirveleri bir sis ve bulut tabakasyla kaplanmt. Anavvak yolcularn bottan inmelerine yardm etti sonra iskeleye tam yanat. skeleye kan basamaklar kaygand ve bir sonraki maceraperest grup istasyonun nndeki avlunda toplanmt. Onlar iin de herhangi bir heyecan olmayacakt.

    Anavvak bilet brosuna girerken "Eer iler yaknda dzelmezse hepimiz kovulacaz," dedi Susan Stringer. Giesinin arkasnda ayaktayd ve plastik bror kaplarn dolduruyordu. "Belki de sincap gzlemeyi nermeliyiz, ne dersin?"

    Davie'nin Balina stasyonu el yapm objeler, nc snf hediyelikler, giysi ve kitaplarla dolu scak, sevimli bir yerdi. Stringer ofis mdryd. almalarna para salamak iin ie girmiti ki bu Anavvak'm da orada ie balamasnn sebebiydi. Ancak doktorasn bitirmesinin zerinden drt yl gemesine karn hl Davie iin alyordu. Anavvak, geen birka yaz boyunca deniz memelilerinin zeks ve aralarndaki sosyal ilikileri anlatan r ac bir kitap yazmt. nc almas uzmanlarn saygsn kazanm ve ona bilimin parlayan yldzlarndan biri olarak n kazandrmt. Artk bol paral iler neren mektuplar gelmeye ve Vancouver Adas'nn yabanndaki rahat hayatn anlamsz gstermeye balamt. Anavvak buradan tanmasnn an meselesi olduunu biliyordu. Otuz bir yandayd. Yaknda byk

    33

  • krmz

    enstitlerden birinde retim grevlisi veya aratrmac olacakt. Uzmanlk dergilerinde makaleleri yaymlanacak, konferanslara gidecek ve akam trafiinde temelleri titreyen cazip bir konutta oturacakt.

    Su geirmez kyafetlerini karmaya balad. "Keke yapabileceimiz bir eyler olsayd," diye mrldand. " N e gibi?" "Gidip onlar aramak gibi." "Rod Palm'la telemetrik izleme sonulan hakknda konumak istemiyor

    muydun?" "oktan konutum." "Ve?" "Dediine gre sylenecek pek bir ey yok. Ocak'ta birka tane ie burunlu

    yunus ve deniz aslann uydu vericileri ile etiketlemiler ama izleri gn banda kayboluyor. Tm vericilerin yayn durmu ve o zamandan beri sessiz."

    Stringer titredi. "Endielenme tekrar alacaklardr. Binlerce balina bir anda kaybolamaz."

    "Grnen o ki kaybolabiliyor." Stringer sntt. "Herhalde Seattle yaknlarnda trafie taklmlardr." "ok komik." "Hadi biraz geve. lk defa gecikmiyorlar. Her neyse, neden daha sonra

    Schooners'ta bize katlmyorsun?" "Ah... zgnm. Hl beyaz balinalarla ilgili deneyi hazrlyorum." "ok alyorsun," dedi Stringer serte. "almak zorundaym Susan. Benim iin gerekten nemli. Hisse senetleri

    ve sermayelerin tersine en azndan bunu anlayabiliyorum." Kinaye Stringer'n sevgilisi Roddy Vvalker' hedeflemiti. Walker

    Vancouver'de bir borsa simsanyd ve birka gndr Tofino'da kalyordu. Tatil fikri cep telefonunda bararak konumak, istenmeden mali nerilerde bulunmak ve herkesin sinirlerini bozmaktan ibaretti. Stringer'n iki adamn dost olmayacan anlamas uzun srmemiti, hele de Walker Anavvak' kkleri hakknda sorgulamak iin uzun bir gece boyunca esir ettikten sonra.

    "Muhtemelen inanmayacaksn ama," dedi, "sadece bunlar hakknda konumuyor."

    "Gerekten mi?" "Sadece kibarca sorman yeterli," dedi Stringer anlaml bir ekilde. "Peki," dedi Anavvak. "Size sonra katlrrm." "Hayr katlmayacaksn. Gelmeye hi niyetin yok." Anavvak srtt. "Eer kibarca sorarsan..." Elbette gitmeyecekti. O da, Stringer da biliyordu ama kadn her seferinde

    davetini tekrarlyordu. "Fikrini deitirirsen sekizde buluacaz. Bir dn,

    34

  • krmz

    belki de o midye balam kn kaldrman gerekir. Tom'un kz kardei geliyor ve biliyorsun sana meyilli."

    Onu neredeyse ikna etmeye yetiyordu. Ama Tom Shoemaker Davie'nin genel mdryd ve Anawak'n kamaya alt bir yere kendini balamaya hi niyeti yoktu. "Bir dnrm."

    Stringer bir kahkaha koyuverip gitti. Anavvak, Shoemaker gelip yerini devralana kadar kalp mterilerle ilgilendi.

    Sonunda ofisten kp ana caddeye yneldi. Davie'nin Balina stasyonu, Tofno'ya giden yoldaki ilk binadan biriydi. Kasabadaki her yer gibi ahaptan yaplmt; krmz atl, korunakl bir teras olan ve nndeki imenlikte embol olan sedirden yaplm yedi metrelik balina kuyruu totemiyle sevimli bir yerdi. Kaln bir am ormannn kenarna kurulmutu. Blge tam tamna Avrupallar'n Kanada'y hayal ettikleri gibiydi ve sakinleri bu algy glendirmek iin ellerinden geleni yapyordu: Fenerlerinin nda oturur, bahelerinde bir siyah ayyla burun buruna gelmelerinin veya bir balinann srtnda yzmelerinin hikyelerini anlatrlard. stelik anlattklarnn ou doruydu. Hafife meyillenen kumsallar, engebeli arazi, bataklklar, nehirler, terk edilmi maaralar ve Tofino'dan Renfrevv Liman'na dek bat sahilinde uzanan tarihi am ve sedir aalan her yl sryle turisti blgeye ekiyordu. yi bir gnde denize bakp bir gri balina grebilir veya gnelenen deniz aslanlanyla su samurlann seyredebilirdiniz. iddetli yamur dnemlerinde bile, pek ok insan burann dnyadaki cennet olduunu dnyordu.

    Anavvak yle dnmyordu. Kasabann iine doru biraz yrd, sonra rhtmlardan birine dnd.

    Orada, 12 metrelik harap olmu bir yelkenli demirlemiti. Yelkenli Davie'ye aitti ama tamiratna verecei paraya kyamad iin sudan ucuz bir kirayla Anavvak'a vermiti. Anavvak'n asl evi Vancouver kentinde ufak bir daireydi ama ancak ehirde ii olduu zaman giderdi.

    Alt gverteye gidip bir yn kat ald ve istasyona geri yrd. Vancouver'da eski, dknt bir Ford'u vard ama adada Shoemaker'n tarih ncesinden kalma Land Cruiser' ile idare ediyordu. Araca binip motoru altrd ve kasabann birka kilometre dnda, nefes kesici okyanus manzarasna sahip kayalk burnun zerindeki lks otel Wickaninnish Han'na doru srd. Bulut, para para mavilikleri gstererek dalmaya balamt. yi bakm grm yolu takip .\terek youn ormann iinden on dakikada geti. Kk bir otopark alanna geldiinde aracn brakarak yryerek devam etti ve yerde ryen devasa aa gvdelerini geti. Yrd patika, akam gneinde yeil yeil parlayan aalarn arasndan yukar trmanyordu. Nemli topran kokusunu alyor ve su prtlaru duyuyordu. am dallan, erelti otlan ve yosunlarla kaplanmt.

    Her ey enerji dolu ve canl grnyordu.

    35

  • krmz

    Wick'e ulatnda yrd iin kendini daha iyi hissediyordu. Artk gkyz de almaya baladna gre plajda huzur iinde oturabilir ve alabilirdi. Hava daha bir sre kararmayacakt. Belki, diye dnd otelden aa zikzak yaparak inen merdivenleri geerken, kendimi akam yemei ile dllendirmeliyim. Wick'in yemekleri her zaman mkemmeldi.

    Not defteri ve dizst bilgisayar ile donanm halde ters evrilmi bir aa gvdesine yerleti ama biri merdivenlerden inerek gelip, sahilde dolanmaya baladnda Anavvak otural on dakika bile olmamt. Deniz ekilmiti ve akam gnei srklenmi dallarn sald kyy aydnlatyordu. Yeni gelen, gm mavisi sulara yakn duruyordu. Her kimse, telal grnmyordu ama dolambal rotasnn Anavvak'm oturduu aaca doru ynlendii belliydi. Kalarn atp mmkn olduu kadar megul grnmeye ali. Biraz sonra yaklaan admlarn yumuak, akl trtlarn duydu

    "Merhaba." Anavvak yukar bakt. nnde, elinde sigarasyla ellilerinin sonunda bir kadn dikiliyordu. Yz

    bronzlam, izgilerle kr kr olmutu. plak ayaklyd ve kot pantolonla koyu renk bir anorak giymiti.

    . "Merhaba." Sesi istediinden daha yumuak kmt. Blnd iin duyduu rahatszlk yukar bakar bakmaz dalmt. Kadnn koyu mavi gzleri merakla parlyordu. Genliinde ba dndrc olmalyd.

    "Burada ne yapyorsun?" diye sordu. Normal artlarda kaamak bir cevap verirdi ama bu sefer kendini "Beluga

    balinalar ile ilgili bir aratrma zerinde alyorum. Ya sen?" derken buldu. Kadn yanna oturdu. Anavvak kadnn profiline bakt; dzgn burnuna ve

    kk elmack kemiklerine, ve birden onu daha nce bir yerlerde grm olduunu hatrlad.

    "Ben de bir aratrma zerinde alyorum," dedi kadn. "Ama yaymlandnda kimsenin okuyacan sanmyorum." Durdu. "Bugn senin botundaydm."

    Gne gzlkleri takan kaponlu kadn diye hatrlad. "Balinalarn nesi var?" diye sordu kadn. "Yoklar." "Nasl yani?" "te "ben de kendime bunu sorup duruyorum." Kadn ban sallad. "Benim ksmetim de henz grnmedi ama en azndan

    neden olduunu biliyorum. Belki de beklemeyi brakp aramaya balamalsnz."

    "Aryoruz zaten." Bilgisayarn kapatt. "Uydu takip cihazlarmz var telemetri. Ve sonar. Srleri takip edebiliyoruz."

    36

  • krmz

    "Ama ortadan kayboldular." "Bazlar Mart'n balarnda Los Angeles sahilinde grndler ama o

    zamandan beri hibir ey yok." "Yani hepsi ylece yok oldular?" "Hepsi deil," Anavvak i ekti. "Biraz kark. Dinlemek istediine emin

    misin?" "Tabii." "Vancouver Adas'ndan yirmi deiik trde balina grebilirsin. Bazlar

    sadece gelip geiyordr gri balinalar, kambur balinalar, minke balinalar gibi ama dierleri burada yaar. rnein bu sularda deiik tr orka vardr."

    "Katil balina m?" "Denebilir," dedi Anavvak sinirle. "Ama orkalarn yaban hayatnda insanlara

    saldrd grlmemitir. Plinius, Doa Tarihi adl kitabnda onlar sulad geri. Onlara 'En korkutucu, keskin ve delici dilerle silahlanm devasa bir ktle ve et yn,'' demiti. Cousteau da onlar bir numaral dman olarak gstermiti. Ne aptallk!"

    "Tamam, mesaj alnd.... O zaman orka tam olarak ne demek?" "Orcinus orca tam bilimsel isimleridir ve ller diyarndan gelen anlamna

    gelir. Bu ismin nereden ktn bilmiyorum." "Burada tr orka olduunu syledin." Anavvak denizi gsterdi. "Ak deniz orkalar. Haklarnda ok fazla bir ey

    bilmiyoruz ama ounlukla byk gruplar halinde gelip giderler ve epey akta yaarlar. Gezgin orkalar gebedirler ve daha kk srler halinde yaarlar. Bunlar katil balina tasavvuruna en yakn olanlardr. Dilerini geirebildikleri her eyi yerler fok, deniz aslan, yunuslar ya da kular. Hatta mavi balinalara bile saldrrlar. Buras gibi kayalk blgelerde suda kalrlar ama Gney Amerika'da fok ya da baka hayvanlar avlamak iin kendilerini kyya atarlar. Bunu izlemek inanlmazdr."

    Bir an durdu ama kadn konumaynca devam etti. "nc tr de adann evresindeki sularda geni aileler eklinde yaar. Aday ne kadar iyi bilirsin?"

    "Pek iyi deil." "Douya doru Johnstone Boaz vardr, aday ana karadan ayran bir su

    kanal. Yerleik orkalar tm yl boyunca orada yaarlar. Sadece somon yerler. 1970'lerden beri onlarn sosyal davran modellerini takip ediyoruz" Durdu. "Ne diye bunlar sana anlatyorum ki?"

    Kadn gld. "Kusura bakma seni lafa tuttum. Ve merak ettim. Hangi balinalann kaybolduunu ve hangilerinin hl burada olduunu aklamaya alyordun."

    "yle ama..."

    37

  • krmz

    "Megulsn." Anavvak bilgisayarna ve defterine bir gz att. Raporu yarna kadar

    bitmeliydi ama... "Wickaninnish Han'nda m kalyorsun?" "Evet." "Bu gece iin bir plann var m ?" "Ah," diye srtt. "Herhangi biri bana bu soruyu sonnayal on yl oldu." Anavvak da ona srtt, "Aslnda midemi dnyordum. Konumaya akam

    yemeinde devam edebiliriz." "yi plan." Kadn aa kknden kalkp sigarasn sndrd ve izmariti

    cebine att. "Seni uyaraym, azm doluyken hep konuurum. Bu arada," elini uzatt, "Ben Samantha Crovve. Bana Sam de."

    "Leon Anavvak."

    Otelin nndeki kayalk buma ina edilen restoran etkileyici bir Clayoqot Koyu ile adalar, arkalarnda ise krfez ve sarho eden yamur orman manzaras sunuyordu. Anavvak ve Crovve pencere kenarnda bir masaya oturmulard ki eer ortalkta birka tanesi grnseydi balinalar izlemek iin harika bir nokta olurdu.

    "Sorun u ki," dedi Anavvak, "Gezgin ve ak deniz orkalar henz grnmediler. Yerleiklerden hl byk miktarda var ama adann batsn sevmiyorlar ve Johnstone Boaz 'ndaki yaam bile onlar iin rahatszlk verici olmaya balad."

    "Neden?" "Eer evini vapurlar, kargo gemileri, transatlantikler ve spor balkl

    tekneleri ile paylamak zorunda kalsaydn sen nasl hissederdin? stelik tm blge geimini kereste endstrisinden salyor ve ormanlarn tamam Asya'ya naklediliyor. Aalar gittiinde nehirler balkla doluyor, somonlar reme alanlarm kaybediyor ve yerleik orkalarn yiyecei tkeniyor."

    "Ama tek endien rkalar deil, deil mi?" "Gri ve kambur balinalar byk ba ars. Genelde Vancouver'a Mart'n

    banda, aylardr hibir ey yememi olarak gelirlerdi. K boyu Baja Kaliforniya'da depo ettikleri yalan tketerek yaarlar ama bunu sonsuza dek srdremezler. Ancak tekrar buraya geldiklerinde yeniden yiyecek bulurlar."

    "Belki de daha ak denize gitmilerdir?" "Orada da hepsine yetecek kadar yiyecek yok. rnein gri balinalar, burada

    VVickaninriish Krfezi 'nde okyanusta bulamayacaklar bir besin kayna bulurlar. Onuphis etegans."

    "Elegans? Kulaa ho geliyor." Anavvak glmsedi. "Uzun, ince bir solucandr. Krfez sakin ve kumludur ki bu da solucanlar iin

    38

  • krmz

    uygundur ve gri balinalar solucanlara baylr. Bunlar gibi kk attrmalklar Olmasa asla Arktik blgesine varamazlar." Suyundan bir yudum ald. "1980'lerin ortasnda her ey o kadar ktyd ki balinalar burada konaklamad. Ama bunun sebebi saylarnn ok azalm olmasyd; neredeyse soylar tkenene kadar avlanlmlard. O zamandan beri saylarn artrmay baardk ama dnyada aa yukar sadece yirmi bin gri balina var ve bunlarn ounu burada bulman gerekirdi."

    "Ama bu yl gelmediler..." "Yerleikler burada ama onlar sadece aznlk." "Ya kambur balinalar?" "Ayn hikye." "Beluga balinalanyla ilgili bir aratrman olduunu sylemitin?" "Sence artk kendin hakknda bir eyler anlatmann zaman gelmedi mi?"

    diye sordu Anavvak. "nemli noktalarn ounu zaten biliyorsun, ben haddinden fazla soru soran

    yal igzarn tekiyim." Garson elinde ana yemekleriyle birlikte grnd: safranl pilavla servis

    edilen gevrek jumbo karidesler. "Peki ama hangi tr sorular, kime ve neden?" Crovve sarmsakl bir karidesi soymaya balad. "Aslnda ok basit. 'Orada

    biri var m' diye soruyorum." "Ya cevap?" "imdiye kadar hi cevap gelmedi." "Belki de biraz daha yksek sesle sormalsn," dedi Anavvak. "sterdim," diye cevaplad Crovve az karidesle dolu. "ama u anki

    teknolojimiz beni iki yz k yl geniliinde bir alana snrlyor. Bu durum, 1990'lann ortalarndan beri altm milyar sinyali analiz etmemizi engellemedi. Bunlan doal fenomenlerle aklanamayan otuz yedi taneye kadar indirmeyi baardk. 'Merhaba' diyen birileri olabilecek otuz yedi sinyal."

    Anavvak ona bakt. "SETl'siin alyorsun." "Evet. Tam olarak sylemek gerekirse Dnya D Zek Aratrmas, Anka

    Kuu Projesi." "Ve uzaydan gelen sinyalleri dinliyorsunuz." "Bizim gneimize benzer yldzlar hedefliyoruz binlercesini ve her

    birinin ya milyar yln zerinde. Buna benzer baka projeler de var ama bizimki en nemlisi."

    "Vay canna!" "O kadar da artc deil. Sen balina arklarn analiz edip birbirlerine ne

    sylediklerini anlamaya alyorsun. Biz uzaydaki sesleri dinliyoruz nk uzayn uygarlklarla dolu olduuna inanyoruz. Tahminen balinalarla ansn daha yaver gidiyordur."

    39

  • krmz

    "Ben birka okyanusla ilgileniyorum sen tm evrenle urayorsun." "Farkl bir boyutta, evet; ama bana hep okyanuslar hakknda evren hakknda

    bildiimizden ok daha azn bildiimiz sylendi." "Ve Dnya dnda zek sahibi bir yaam iaret eden sinyallere rastladnz!" Crovve ban sallad. "Hayr. Nereden kaynaklandn bilemediimiz

    sinyallere rastladk. liki kurma ansmz zayf, hatta neredeyse ihtimal d. Bu durumda hsranla kendimi en yakn kprden atmam gerekir. Ama sinyaller benim takntm. Tpk sen ve balinalarn gibi."

    "Ben en azndan var olduklarn biliyorum." "Aslnda u anda bilmiyorsun," diyerek glmsedi. SET, Anavvak'n hep ilgisini ekmiti. Enstitnn aratnnas 1990'larn

    banda, Kolomb'un Yeni Dnya'ya ayak basmasnn be yznc yl dnmnde, yakn yldzlarda yaam arayn hedefleyen bir aratrmay NASA finanse ettiinde balamt. Sonuta, Puerto Rico'nun Arecibo kasabasndaki dnyann en byk teleskopu yeni bir tr gzlem program ile grevlendirilmiti. Kresel, cmert zel balara kr ki SETl o zamandan beri dnyann drt bir yannda baka projeler de retebiliyordu ama Anka Kuu bunlarn en bilineniydi.

    "Sen Jodie Foster'n Contacfte oynad kadn msn?" "Ben kendi uzay aracnda gezintiye kp uzayllarla karlamak isteyen

    kadnm. Biliyor musun Leon, genelde bunlar kimseye anlatmam. nsanlar bana ne i yaptm sorduklarnda lklar atarak kamak isterim. Kendimi aklamak zorunda olmaya dayanamyorum."

    "Bu duyguyu bilirim." "Her neyse, sen bana ne yaptn sylediine gre sra bende. Ne bilmek

    istersin?" Anavvak uzun uzun dnmedi. "Neden ie yaramad?" Soru kadn elendirmi gibiydi. "e yaramadn da nereden kardn?

    Samanyolu kabaca yz milyar yldzdan oluuyor. Herhangi birinin etrafnda dnyaya benzer bir gezegen olup olmadn tespit etmeye almak kurnazlk isteyen bir , nk yeteri kadar k yaymyorlar. Onlar hakknda sadece bilimsel hilelerle bir eyler renebiliyoruz. Teorik olarak her yerdeler ama yz milyar yldzdan gelecek sinyalleri dinlemeyi istersen sen dene!"

    "Anlyorum." Anavvak srtt. "Yirmi bin balinay takip etmek buna kyasla kolay bir i."

    "Benimki gibi bir meslein insan nasl da yal ve salar beyazlam bir hale getireceini anladn m? Okyanusu litre litre szerek minicik bir baln varln kantlamaya almak gibi. Ve unutma ki balklar yerlerinde durmuyorlar. Muhtemelen sonsuza kadar szecek ve sonunda baln aslnda hi var olmadna karar vereceksin. Yine de hep oradayd, binlercesinle birlikte

    40

  • krmz

    yzyordu, sadece hep bakmadn yerlerdeydi. Anka Kuu bir seferde birka litre szebilir ama yine de hep snrldr; diyelim ki Georgia Boaz ile. Nereye varmak istediimi anladn m? Orada bir yerlerde uygarlklar var ama kantlayamyorum. Evren ok byk, belki de snrsz ve rasathanedeki srahinin kahve yapabilme ihtimali bizim onlar bulma ansmzdan daha gl."

    Anavvak bir anlna dnd. "NASA uzaya bir mesaj yollamam myd?" "Ha, u mesaj." Gzleri byd. "Demek istiyorsun ki neden kmz

    kaldrp kendi grltmz yapmyoruz? Eh, haklsn. 1974'te NASA Arecibo'dan sadece yirmi bir bin k yl uzaklktaki kresel yldz kmesi M13'e"ikilik dzende bir mesaj gnderdi. Ancak esas sorun ayn: sinyal ister bizden, ister bakasndan gelsin tek yapt yldzlararas evrende dolanp durmak. Herhangi birinin ona rastlamas inanlmaz bir tesadf olur. Ayrca bizim iin dinlemek gndermekten daha ucuz."

    "Yine de bu ansmz artrrd." "Belki de bunu istemiyonzdur." "Neden ki?" Anavvak armt. "te, SETI'de istiyoruz ama birok insan dikkatleri zerimize ekmek

    istemiyor. Dier uygarlklar burada olduumuzu bilseler, belki de gezegenimizi elimizden alrlar. Tanr esirgesin ama bizi kahvalt niyetine yiyebilirler bile."

    "Ama bu ok sama." "yle mi? Yldzlaras yolculuu becerecek kadar zekilerse muhtemelen

    pek yle kavgaya dkn deillerdir. te yandan bu ylece inkr edebileceimiz bir ey deil. Bence asl, dikkatlerini kazara nasl ekebileceimiz zerine dnmeliyiz, br trl yanl izlenim yaratabiliriz."

    Anavvak sessizdi. Sonunda, "Hi pes etmek istediin oldu mu?" diye sordu. "Kim istemez ki?" "Ya istediini baarrsan?"

    . "yi soru." Crovve bir anda dncelere dalmt. "Yllar getikten sonra dnyorum da, acaba amacmz gerekten neydi. Sanrm "cevabn bilsem muhtemelen pes ederim. Bir cevap her zaman arayn sonudur. Belki de varoluumuzun yalnzl ile strap ekiyonzdur, doann hilkat garibesi olduumuz fikriyle, trmzn tek rnei olmakla. Ya da belki orada hi kimsenin olmadn kantlamaya alyoruzdur, bylece ayrcalkl konumumuza kurulabiliriz. Sen neden yunuslar ve balinalar aratryorsun?"

    "Sadece... ilgimi ekiyorlar.." Ama bu tamamen doru deil diye dnd. lgiden fazlasyd. Peki neyi aryorum?

    Crovve haklyd. kisi benzer eyler yapyorlard; sinyalleri dinleyip cevaplar bulmay umarak. kisi de insan dnda bir zeki yaratn eliine derin bir zlem duyuyorlard.

    41

  • krmz

    Kadn ne dndn anlam gibi grnyordu. "Kendimizi aldatmayalm,' dedi. "Zek sahibi baka yaam formlar ile gerekten ilgilenmiyoruz. Onlarn varlnn bizim iin ne anlama geldiini bilmek istiyoruz." Arkasna yaslanp glmsedi. "Sanrm sadece bir anlam aryoruz."

    Lobide bir iki iip C r o w e iin burbon ve Anavvak iin s u vedalatklarnda saat neredeyse on buuktu. Darda bulutlar dalm ve gkyz parlayan saysz yldzla bezenmiti. Bir sre yldzlara baktlar.

    "Umarm balinalarn bulursun," dedi Crovve sonunda. "Sana haber veririm Sam." "Senin gibi dosta sahip olduklar iin ansllar. yi bir yrein var." "Bunu bilemezsin!" "Benim ikolumda bilmekle inanmak ayn dalga boyunda." El skttlar. "Belki bir dahaki sefer orka olarak karlarz," diye akalat

    Anavvak. "Neden?" "Kvvakiutl yerlileri iyi bir yaam srmsen orka olarak geri geldiine

    inanrlar." "Kulaa ho geliyor." Crovve srtt. "Buna inanyor musun?" "Elbette hayr." "Ama sandm ki..." "Ne sandn?" diye sordu cevab bilmesine ramen. "Senin yerli olduunu." Anavvak katlatn hissetti. Sonra kendine kadnn gznden bakt. Orta

    boylu, tknaz bir adamd, geni elmack kemikleri, bakr rengi teni, badem gzleri ve alnna dklen gr, parlak siyah salar vard. "Ona benzer bir ey," dedi garip bir ekilde.

    Crovve ona bir bak att. Sonra bir paket sigara karp iinden bir tane yakt ve derin bir nefes ekti. "Takntlarmdan bir dieri," dedi duman flerken. "Kendine iyi bak Leon."

    42

  • krmz

    13 MART

    Norve Sahili ve Kuzey Denizi

    Sigur Johanson bir hafta boyunca Tina Lund'dan haber almad, bu srada hasta olan baka bir profesrn yerine bakt ve National Geographic iin bir makale yazd. Ayrca Riquewihr, Alsace'taki sekin arap reticisi Hugel & Fills iin alan bir tand arad ve kendine birka kaliteli arap gnderilmesini salad. Bu arada Nibelunglar Destan 'nn orkestra eflii Sir Georg Soti tarafndan yaplanl959 plak kaydn arad. Bu da, araplarla birlikte, Lund'un solucanlarn zihninin dehlizlerine itti.

    Lund sonunda aradnda bulumalarnn zerinden dokuz gn gemiti. Kadnn keyfi yerindeydi.

    "Sesin telasz geliyor," dedi Johanson. "Umarm bu bilimsel yargn etkilemiyordur."

    "Byk olaslkla," diye cevaplad Lund. "Akla." "Her eyin zaman var. imdi dinle, Thorvaldson yarn kta yamacna

    gitmek iin denize alyor. Bir dal robotu indireceiz. Gelmek ister misin?" Johanson verdii szleri aklndan geirdi. "Sabaha rencilere slfr

    bakterilerinin cinsel ekiciliklerini anlatmam gerek." "Bu uygun deil. Tekne afak skerken yola kacak." "Nereden?" "Kristiansund." Trondheim'n rzgr ve dalgalarn dvd kayalk gney-bat sahilinde

    arabayla bir saatlik mesafeydi. Yaknlarnda Norve Denizi ve Norve ukuru boyunca yaylm petrol platformlarna uu yapan helikopterler iin bir havaalan vard.

    "Size sonra katlabilir miyim?" diye sordu. "Olabilir," dedi Lund. "Aslna bakarsan bu hi fena fikir deil. Ben de daha

    sonra gidebilirim. br gn ne yapyorsun?"

    43

  • krmz

    "Erteleyemeyeceim bir ey yok." "Tamam o zaman, anlatk. Teknede bir gece geirirsek gzlem ve sonulan

    deerlendirmek iin fazlasyla vaktimiz olur. Helikopterle Gullfaks'' gider oradan tekneye geeriz."

    "Nerede bulualm?" "Fiskehuset, Sveggesundet'te. Biliyor musun?" "Deniz tarafnda, ahap kilisenin yanndaki lokanta." "Aynen." "Saat olur mu?" "Mkemmel. Helikopterin bizi almasn ayarlayacam." Lund bir an durdu.

    "Solucanlarla ilgili bir haber kt m?" "Henz deil ama belki yarn syleyecek bir eylerim olur." Johanson telefonu kapatp esnedi. Bu kadar iyi aratrlm bir ekosistemde

    yeni bir tr grmek artcyd. 'Yine de orada olmalar akla'yakn,' diye dnd. Buz solucan ile balan varsa, dorudan olmasa da metana bir bamllklar olmalyd. Ve metan yataklar, Norve kta yamac dahil her kta yamacnda bulunurdu.

    Ama ayn zamanda da garipti. Taksonomik ve biyokimyasal bulgular sorunu zecekti. O zamana kadar

    Hugel'in Gevvrztraminerler'ini inceleyebilirdi.Solucanlarn aksine bu araplar her yerde bulunmazd, zellikle de bu babozumunda.

    Ertesi gn ie gittiinde zerinde ismi yazl iki zarf buldu. Taksonomik raporlara bir gz atp antasna tktrd ve derse yolland.

    ki saat sonra Kristiansund'a doru Norve'in fiyortlarnda, tepelik arazide ilerliyordu. Hava scakl ykselmi, byk kar ktlelerini eriterek altndaki topran grnmesine sebep olmutu. Bunun gibi havalarda ne giyeceini bilmek zordu bu yzden Johanson yanna helikopterin arlk snrlarnn izin verdiince eya almt. Thorvaldson'da tmeye hi niyeti yoktu. Lund antasnn bykln grnce onunla dalga geecekti ama Johanson'un umurunda deildi. Yanna ikisinin de holanaca birka ey almt. O ve Lund tabii ki sadece arkadatlar ama bu keyifle bir iki kadeh arab paylaamayacaklar anlamna gelmezdi.

    Johanson yava gidiyordu. Kristiansund'a bir saate kalmadan varabilirdi ama acele etmeyi sevmezdi. Halsa'da fiyordu gemek iin arabal vapura bindi, sonra Kristiansund'a doru devam ederek arduaz grisi sularn zerindeki kprden geti. Birok kk adadan oluan kasabann iinden geip, ardndan son buz andan sonra ilk yerlekelerden biri olan Averoy Adas'm geride brakt. En utaki Sveggesundet kartpostal gibi bir balk kyyd. Turizm sezonunda ky turistlerle dolup taar, tekneler limandan ayrlr ve komu

    44

  • krmz

    T "1 adalara giderlerdi. Yln bu zamannda ise ancak birka ziyareti vard ve Johanson'un jipi Fiskehuset'in otoparkna girdiinde grnrde kimse yoktu. Lokantann darda denize bakan blm kapalyd ama Lund tahta masalardan birine oturmutu, yannda Johanson'un tanmad gen bir adam vard. Onlara doru yrd. "Erken mi geldim?"

    Lund ban kaldrp baktnda gzleri parl parl parlyordu, yanndaki adama bir bak att. Adam yirmilerinin sonlarndayd, ak kahverengi salar, atletik bir yaps ve kalemle izilmi gibi hatlar vard.

    "Daha sonra gelmemi ister misin?" diye sordu Johanson. "Kare Sverdrup," diye tantrd Lund. "Bu da Sigur Johanson." Gen adam elini uzatp srtt. "Tina sizden ok bahsetti." "Umarm ok kt eyler sylememitir." Sverdrup gld. "Aslnda syledi: Sizin sra d ekilde ekici bir bilim

    insan olduunuzu." "ekici... ve antika," dedi Lund. Johanson karlarna oturup parkasnn yakasn kaldrd. Evrak antas

    yannda, bankn zerinde duruyordu. "Taksonomik blm geldi. Son derece detayl ama istersen senin iin zetleyeyim." Sverdrup'a bakt. "Seni skmak istemem Kare. Tina sana bu meseleyi anlatt m?"

    "Pek saylmaz."-Johanson antay ap zarflan kard. "Solucanlanndan birini Frankfurt'taki

    Senckenberg Mzesi 'ne gnderdim, dierini ise Smithsonian Enstits'ne. Bildiim en iyi taksonomi uzmanlan onlarla alyor. Aynca birini de elektron mikroskobuyla incelenmek zere Kiel 'e gnderdim. Son sylediimin ve izotop oran ktle spektrometresinin sonularn hl bekliyorum ama uzmanlarn ne zerinde fikir birliine vardklarn syleyebilirim."

    "Dinliyorum." Johanson arkasna yaslanp bacak bacak zerine att. "zerinde fikir

    birliine varlacak bir ey olmad. znde phelerimi doruladlar. Neredeyse kesinlikle, buz solucan olarak da bilinen Hesiocaeca methanicola adl tr ile kar karyayz."

    "Metan yiyen." "Yanl ama bo ver. Neyse ilk nokta buydu. kincisi ise u ki, fazlasyla

    gelimi eneleri ve dileri yznden akna dndk, bunlar genelde solucann yrtc bir hayvan olduunu ya da yiyeceini kazarak veya ezerek elde ettiini iaret eder. Buz solucanlarnn byle dilere ihtiyac yoktur, bu yzden eneleri belirgin olarak daha kktr. Onlar simbiyotik olarak gaz hidratlar"zerinde yaayan bakterilerden otlanarak yaarlar..."

    "Hidratlar?" diye sordu Sverdrup. Johanson Lund'a bir bak att. "Sen akla," dedi kadn.

    45

  • krmz

    "Aslnda ok basit," dedi Johanson. "Muhtemelen denizin metanla dolu olduunu duymusundur."

    "Tebliler yle diyor." "Metan bir gaz. Okyanus tabannn altnda ve kta yamalarnn iinde

    byk miktarlarda bulunur. Bir miktar deniz yatann zerinde donar suyla kararak buz oluturur. Sadece yksek basn ve dk scaklk koullarnda oluur, bu yzden bulmak iin epey derine inmen gerekir. Bu buza metan hidrat denir. Anlatabildim mi?"

    Sverdrup ban sallad. "Okyanuslar bakteri srleri ile doludur ve bazdan metan ile yaar. Metan

    alr ve hidrojen slfr verirler. Mikroskobik kadar kktrler ama saylar ylesine oktur ki deniz yatan devasa bir hah, bir bakteri hals gibi kaplarlar. Genelde byk metan hidrat yataklarnn olduu yerlerde grnrler."

    "Buraya,kadar tamam," dedi Sverdrup. "Sanrm bu noktada devreye solucanlar giriyor."

    "Kesinlikle. Belirli solucan trleri bakterilerin kard kimyasallarla yaar. Baz durumlarda bakteriyi yutarak ilerinde dolatrrlar, bazlarnda ise bakteriler solucann d yzeyinde yaarlar. Her halkarda solucanlar yiyeceklerini byle salar. Bu da neden gaz hidratlanna ilgi duyduklarn aklyor. Kendilerini rahat ettirir, bakterilerden faydalanr ve keyfini srerler. Kazmak zorunda deiller nk buzu deil zerindeki bakteriyi yiyorlar. Buzun zerindeki tek etkileri hareket etmeleriyle oluur, ki bu da buzu eritir ve s bir knt oluur. Solucanlar da buradan ayrlmaz."

    "Anladm," dedi yavaa Sverdrup. "Yani dier solucanlar kazmak zorundayken onlar deil?"

    "Baz trler keltileri veya kelti iindeki maddeleri, dierleri de deniz yatana batan her tr rm dokuyu cesetler, paracklar, herhangi bir trn kalntlarn yerler. Bakteriler ile simbiyotik olarak yaamayan solucanlann avlann yakalamak veya kazmak iin gl eneleri vardr."

    "O zaman buz solucanlarnn eneye ihtiyac yok." "te kk miktarlarda hidrat tmek veya bakteri szmek iin ihtiyalar

    olabilir, dediim gibi eneleri var. Ama Tina'nn solcanlarndaki gibi deil." Sverdrup konuya snmaya balam gibiydi. "Ama eer Tina'nn

    solucanlar bakteri ile simbiyotik yayorlarsa..." "Neden bylesine lmcl ene ve dileri olduunu bulmalyz," diye

    onaylad Johanson. "Ve tam bu noktada iler ilginleiyor. Taksonomi uzmanlar bu ene yapsna sahip olan ikinci bir solucan buldular. Adna Nereis deniyor ve dnyann her yannda okyanus derinliklerinde bulunan bir yrtc. Tina'nn solucanlan Afermler'in ene ve dilerine sahip ama dier zellikleriyle onlarn tarih ncesi atalarna benziyorlarbir nevi Tyran-nereis rex"

    46

  • krmz

    "Uursuz bir tanm gibi..." "Ben bir melez derdim. Mikroskopi ve DNA analizi sonularn

    beklememiz gerekecek." "Kta yamactnda metan hidratlarn sonu yok..." dedi Lund dudan

    kemirirken. "Bu bulgulara uyar." "Bekleyip grelim." Johanson boazn temizledi. "Sen ne yapyorsun

    Kare? Sen de petrol iinde misin?" Sverdrup ban iki yana sallad. "Hayr," dedi. "Ben ef aym." "Muhteem bir adr," dedi Lund. Bu muhtemelen iyi yapt tek ey deil diye dnd Johanson esefle.

    Bazen Tina Lund'a direnmek zor geliyordu ama iten ie kadnn ilikide ok talepkr olacan biliyordu. imdi ise artk yasak blgeydi.

    ok da nemsemeden, "Siz nasl tantnz?" diye sordu. "Geen yl Fiskehuset'i devraldm," dedi Sverdrup. "Tina birka kez buraya

    geldi ama tm konumamz selamlamaktan ibaretti." Kolunu kadnn omzuna att. "Ta ki geen haftaya kadar."

    "Yldrm ak gibi..." dedi Lund. "Tabii," dedi Johanson ge bakarak. Helikopter yaklayordu. "Belli

    oluyor."

    Yanm saat sonra bir dzine petrol iisiyle birlikte helikopterde oturuyorlard. Denizin rpntl, donuk gri yzeyi aada uzanyordu, zeri gz alabildiine gaz ve petrol tankerleri ve vapurlarla benek benekti. Bir sre sonra platformlar uzakta grnd. Bir Amerikan irketi 1969'un frtnal bir gecesinde Kuzey Denizi 'nde petrol bulduundan beri blge endstriyel bir alan grnm almt. Ayaklar zerindeki fabrikalar Hollanda'dan Trondheim kylarndaki Haltenbank'a kadar uzanyordu.

    iddetli rzgrlar helikopteri dverken Johanson kulaklklarn dzeltti. Tm kaln kyafetler giyiyor ve kulak koruyucular takyorlard ve ierisi o kadar skkt ki neredeyse diz dize oturuyorlard. Grlt konumay imknsz klyordu. Lund gzlerini kapatt.

    Helikopter dnerek gneybatya yneldi. Gullfaks'a, Statoil'e ait bir grup retim platformuna gidiyorlard. Gullfaks C, Kuzey Denizi'ndeki en byk yaplardan biriydi. 280 iisiyle kendi bana bir topluluktu ve aslnda Johanson'un oraya ayak basmasna izin verilmemeliydi. Ziyaretiler iin zorunlu gvenlik kursunu alal yllar olmutu ve ynetmelikler o zamandan beri sklamt ama Lund'un balantlaryollarn amt. Ne olursa olsun, platforma sadece Gullfaks aklarnda demirlemi Thorvaldson a binmek iin kacaklard.

    Ani bir rzgr helikopterin irtifa kaybetmesine sebep oldu. Johanson

    47

  • krmz

    koltuunun kenarlarn kavrad ama onun dnda kimse kprdamamt; yolcular bundan daha sert frtnalara alkt. Lund gzlerini ap Johanson'a gz krpt.

    Kare Sverdrup ansl bir adam diye dnd Johanson, ama Tina Lund'a ayak uydurmak iin anstan fazlasna ihtiyac olacak.

    Bir sre sonra helikopter dalarak inie geti. Deniz Johanson'a doru yatt ve ardndan beyaz bir bina grnd. Pilot inie hazrlanyordu. Bir anlna helikopterin yan penceresi tm Gullfaks C'yi gzler nne serdi: toplamda 1.5 milyon ton arlnda, neredeyse drt yz metre yksekliinde, elikle glendirilmi drt stunla desteklenen devasa bir ktle. Yapnn yansndan fazlas suyun altndayd, deniz yatandan yukar uzanan stunlar depolama tanklan ile evrelenmiti. ilerin kald beyaz kule blou platformun kk bir parasn oluturuyordu. Gvertelerin katlanna balanm, her birinin ap en az bir metre olan boru demetleri yandan vinlerle kaldrlp dikiliyor ve petrol dnyasnn katedralleri saylabilecek sondaj kuleleriyle talandnlyordu. Devasa bir elik bumbann ucundan kan bir alev denizi yalad, petrolden ayrlan doal gaz yanyordu.

    Yere ini artc ekilde yumuakt. Lund esneyip olabildiince gerindi. "Eh, bu keyifliydi," dedi ve birileri gld.

    Kapak ald ve dan trmandlar. Johanson helikopter pistinin kenarna yrd ve aa bakt. Yz elli metre aada dalgalar ykselip alalyordu. Keskin bir rzgr tulumundan ieri iledi. "Herhangi bir ey bu platformu devirebilir mi?"

    "Dnyada hibir ey devrilmez deildir. Haydi gidelim, ortalkta dolanacak vaktimiz yok." Lund kolunu tutarak onu pistin kenarnda kaybolan dier yolcularn arkasndan srkledi. Ksa, tknaz, beyaz bykl bir adam elik merdivenlerin banda duruyor ve onlara el sallyordu.

    "Tina," diye bard. "Petrol zledin mi?" "Bu Lars Jrensen," dedi Lund. "Gullfaks C'deki helikopter ve deniz

    trafiini izlemekle grevli. Ayn zamanda mkemmel bir satran oyuncusudur." Jrensen bir Statoil tirt giyiyordu ve Johanson'a bir petrol pompas

    grevlisini hatrlatt. Lund'u barna basp ardndan Johanson'un elini skt. "Misafirperver saylmayacak bir gn semisiniz," dedi. "yi havalarda Norve petrol endstrisinin tm ihtiamn buradan her bir platfonna kadar grebilirdiniz."

    "u anda megul msn?" diye sordu Johanson spiral basamaklardan inerken.

    "Her zamanki kadar. Bir platforma ilk kez mi geliyorsun?" "Epey zaman oldu. Bu gnlerde ne kadar retiyorsunuz?" "Gittike daha az. Gullfaks'taki retim bir sredir sabit, yirmi bir ana

    48

  • krmz

    T 1 kuyudan gelen iki yz bin varil. Bundan memnun olmamz gerekir ama deiliz." Birka yz metre ileride ykleme iin iskele babasna balanan bir tankeri iaret etti. "Onu dolduruyoruz. Daha sonra biri daha gelecek ve bugnlk bu kadar. ok yaknda tkenmeye balayacaz."

    Ana kuyular iskelenin tam altnda deillerdi, biraz tede dalmlard. karlan petrol, gaz ve sudan arndrlyor ve deniz yatandaki tanklara depolanarak oradan ykleme amandralarna pompalanyordu. Platformun evresinde be yz metrelik bir gvenlik alan uzanyor ve bu alandan ancak bakm aralarnn gemesine izin veriliyordu.

    Johanson demir parmaklklarn zerinden bakt. "Thorvaldson daha gelmedi mi?"

    "Dier ykleme amandrasnn yannda, gr mesafesinin .hemen dnda."

    "Yani aratrma gemilerinin bile yaklamasna izin vermiyor musunuz?" "Thorvaldson Gullfaks'a ait deil ve bizim kriterlerimize gre ok byk.

    Balklar uzak tutmaya almak bile yeterince dertli i." "ok sorun oluyorlar m?" "Geen hafta bir balk srsn platformun altna kadar izleyen birka

    adam kovalamak zorunda kaldk. Bir de Gullfaks A'da bir tanker motor arzas yznden srklendi. Yardm iin birka eleman gnderdik ama tayfas tam zamannda sorunu zd."

    Jrensen stnkr konuuyordu ama tarif ettii olay herkesin olmamas iin dua ettii trden bir faciayd bodoslama platforma srklenen dolu bir tanker. arpma kk yaplar biraz sarsard ama en kts tanker patlayabilirdi. Her platformun, en kk bir yangn belirtisinde tonlarca su pskrtecek yangn sndrme sistemleri vard ama bir tanker patlamas platformu paralara ayrabilirdi. Bu tr kazalar ender olurdu ve genelde gvenlik nlemlerinin ok sk kontrol edilmedii Gney Amerika'da meydana gelirdi.

    'ncelmisin," dedi Lund, Jrensen ona kapy aarken. Birlikte konaklama modlne getikten sonra benzer kaplarn sraland ve yaam alanlarna giden bir koridor boyunca yrdler. "Seni iyi beslemiyorlar m?"

    "Fazlasyla," diye gld Jrensen. "ef harikalar yaratyor. Yemek odamz grmelisin," diye ekledi abucak Johanson'a dnerek. "Ritz, yannda kamyoncu lokantas gibi kalr. Hayr, platform patronu Kuzey Denizi gbeklerinden holanmyor. Hepimize fazla kilolarmz vermemizi yoksa bizi platformdan atacan syledi."

    "Cidden mi?". "Statoil 'den gelen talimat. O kadar ileri gidip gitmeyeceklerini bilmem.

    Yine de tehdit etkili oldu. Kimse iini kaybetmek istemez."

    49

  • krmz

    1

    Dar bir merdivene geldiler ve Jrensen'in selamlad bir grup iiyi geerek aa indiler. Ayak sesleri elik basamaklarda yanklanyordu.

    "te koridorun sonu. imdi bir seeneiniz var. Ya sola gidip bir fincan kahve alr ve yanm saat sohbet ederiz ya da saa dner teknenize gideriz."

    "Kahve kulaa ho geliyor," dedi Johanson. "Zamanmz yok," diye cevaplad Lund. "Thorvaldson sizi almadan gitmez," dedi Jrensen. "Rahatlkla" "Kotura kotura gitmek istemiyorum. Bir dahaki sefere daha uzun kalrn,

    sz. Sigur'u da getiririm. Ama bu sefer beni ikna edemezsin." Jrensen gld ve Lund' la Johanson'a darya kadar elik etti. Rzgr

    yzlerini sryordu. Konaklama modlnn alt ucunda, aralklarndan kabaran dalgalan grebildikleri kaln bir elik zgarann zerinde duruyorlard.Havada srekli bir slk ve vzlt sesi vard. Jrensen onlar baka bir ksa geide gtrd. Turuncu bir motorbot vinle aa sarktlmt. "Thorvaldson'da ne yapacaksnz?" diye sordu Jrensen ylesine. "Statoil 'in daha da uzaklarda alma yapacan duydum, doru mu?"

    "Mmkndr." dedi Lund. "Yeni bir platform mu?" "art deil. Belki de bir SWOP'!" Ak Deniz Tek Kuyu retim Sistemleri tanker benzeri devasa aralard ve

    yz elli metreden daha derinlerde kullanlan kendi petrol kanna tesisleri vard. Petrol geici depo olarak grev gren yk istif blmelerine pompalanrken, esnek akis hatt arac kuyunun zerinde sabit tutard.

    Motorbota bindiler. erisi geniti, birka sra bank vard. Dmencinin dnda gvertede bir tek onlar bulunuyordu. Vin onlar denize indirirken bot salland. atlak gri beton yan pencerelerde parlayarak kayboldu, ardndan denizin zerinde sallanyorlard. Vin bottan aynld ve platformdan uzaklatlar.

    Thorvaldson'u artk grebiliyorlard, birok aratrma gemisi gibi denizalt ve dier malzemeleri suda manevra ettirebilen serenleriyle tannabilirdi. Motorbot yanma giderek yanat ve baland. Johanson ve Lund salam bir ekilde bota sabitlenen elik bir merdivenden ktlar. Johanson valiziyle bouurken gardrobunun yansn getirmenin pek de iyi bir fikir olmadn fark etti. nnde yryen Lund arkasn dnd. "Buraya tatil iin geldiini sandn, deil mi?"

    Johanson i ekti. "Fark etmediini dnmeye balamtm."

    Dnya zerindeki her byk kara paras iki yz metreden derin olmayan ve kta sahanl denilen grece s bir su paras ile baldr. Teknik olarak bu kta levhasnn sualtndaki devamdr. Dnyann baz blgelerinde denize doru sadece ksa bir mesafe uzanrlar ancak dierlerinde okyanus tabanna alalarak

    50

  • krmz

    !

    nc kadar yzlerce kilometre boyunca devam ederler ve ya aniden biter Simli teraslar oluturarak yumuak bir eimle iner. Sahanln tesindeki cler bilinmeyen bir evrendir ve bilim iin uzaydan daha gizemlidir, ianlk blgeleri ise uzun zamandr insanlar tarafndan fethedilmitir, r kara hayvanlardr ama hayatta kalmak iin suya ihtiyalar vardr ki lnya zerindeki nfusun te ikisinin kydan altm kilometre ieriye bir alan iinde bulunmasn aklar,

    nografik haritalar Portekiz ve Kuzey spanya kta sahanlklarn dar bir /ata eridi olarak tanmlarken, Britanya Adalar ve skandinavya suda ok daha fazla uzaa eriir ve bylece iki blge, ortalama 20 en 150 metreye deien derinliiyle grece s bir su alan olan Kuzey 'ni oluturacak ekilde birleir. Bugnk haliyle en fazla 10 bin ylkk izdir ve ilk bakta, karmak akntlar ve deiken su slanyla Kuzey 'nin olaanst bir zellii yoktur. Ama dnya ekonomisinde kilit bir rol Kuzey Denizi, endstri toplumlar tarafndan evrelenmi, tarihin en liman Rotterdam'a ev sahiplii yapan dnyann en ilek blgelerinden

    Man Denizi her ne kadar en dar noktasnda sadece 30 kilometre inde olsa da dnyann en dolu su yollarndan biridir; ilepler, tankerler, r ve daha kk aralar bu dar snrlar iinde kendilerine yol bulmaya

    ualar. I i* yz milyon yl nce, gz alabildiine uzanan bataklklar Britanya'y flMMUn bir kara zinciriyle ana ktaya balyordu. Zaman zaman ykselen sular

    MHgeyi su altnda brakyor, sonra tekrar geri ekiliyorlard. Aama aama,

    Cll, nehirler havzaya akarak amur, bitki ve hayvan kalntlar tadlar ve bu intlar birok yz metreyi bulan keltiler oluturdu. Kmr yataklar s Uurken kara batmaya devam etti. Yeni keltiler birikip tortular sktrarak tMmtama evirdi ve organik kalntlar yeraltna hapsetti. Bu srada kayalarn

    f {Mit artt. Is ve basncn birleik etkisine maruz kalan organik kalntlar kark

    Iijtfmya'sal deiimlere urayarak sonunda petrol ve gaz oluturdular. Bir ksm Jftzenekli kayalardan szd ve suya kararak ykseldi. Kalan ise gml kald. I^ Milyonlarca yl boyunca kta sahanl el demeden kald. Sonra petrol kefedildi ve Norve deniz alt zenginliklerini smrme |ftfinda ngiltere, Hollanda ve Danimarka'ya katld. 30 yl iinde dnyann ! ^Wnci en byk petrol ihracats oldu. Norve kta sahanl kabaca Avrupa'nn Ipttrol rezervlerinin yars hacminde petrol barndryordu ve yataklardaki |>0ftalgaz miktar da ayn derecede etkileyiciydi. Sondajlar gittike daha derine ;. ddi ve basit iskele yaplar Empire State binas yksekliinde petrol ! platformlarna dnt. Bamsz deniz alt ileyicilerinin yapmnn

    gereklemesi ok da uzun srmedi. Parti sonsuza dek srecek gibi gzkyordu.

    51

  • krmz

    Ama balklk verimi dtke petrol arz da dt. Birok deniz alt petrol yata imdiden kurutulmutu ve Avrupa kullanlmayan platformlardan oluan devasa bir hurdaln hayaletiyle yz yze gelmiti. Petrol uluslarnn balarna atklar beadan kurtulmalarnn tek bir yolu vard. Kta sahanlnn dier yannda, el dememi petrol yataklar derin denizin altna ve kta yamalarna gmlyd. Konvansiyonel platformlar bu durumda ie yaramad iin Lund ve ekibi deiik bir teknoloji gelitiriyorlard. Kta yamac her yerinde ayn diklikte deildi, baz ksmlarda eimi azalyor ve teraslar oluturuyordu deniz alt tesisleri iin ideal blge. Derinlerde almann getirdii riskler insan ii altrmaktan kanmay gerektiriyordu. Petrol retiminin dmesiyle petrol iilerinin talihi de tersine dnmt. 1970 ve 80'lerde iyi cretler alyor ve rabet gryorlard ama imdi Gullfaks C'deki ii saysn iki dzineye kadar indirme planlan vard. Hatta Troll A gibi devasa bir yap bile pratikte kendi kendine ileyebilirdi.

    Gerek u ki Kuzey Denizi petrol endstrisi artk kr etmiyordu. Ama onu kapatmak ok daha maliyetli olacakt.

    Johanson kabininden dar kt. Thorvaldson'un gvertesindeki ortam sessiz bir rutindi. Gemi ok byk saylmazd. Bremerhaven'deki Polarstern gibi baz dev aratrma gemileri gverteye inecek helikopterler iin bile alana sahipti ama Thorvaldson 'un ekipmanlar iin her bo alana ihtiyac vard. Kpeteye doru gitti ve denize bakt. Neredeyse iki saattir, petrol platformlar ve sondaj kulelerini geerek ilerliyorlard. imdi Shetland Adalan'nn kuzeyinde, kta sahanlnn tesindeydiler ve manzara genilemiti. Geminin karinas ve deniz yata arasnda neredeyse yedi yz metrelik su vard. Kta sahanl haritalanm ve kefedilmiti ama sonsuz karanlk hl gizemini koruyordu. Gl projektrlerin bilim insanlannn kk blmleri aydnlatmasna olanak vermiti ama bu koca bir lkeyi gece sokak lambas ile kefetmeye benziyordu.

    Johanson antasndaki bir ie Bordeaux ile talyan ve Fransz peynirlerini hatrlad. Lund'u aramaya kt ve onu robotun dal ncesi kontrollerini yaparken buldu. metre yksekliindeki yanlar ak kutu hidrolik bumbadan ayrlmt. Kapann dnda ismi, "tfcfor" yazyordu. Kamera ve paral kol ne monte edilmiti.

    Lund glmsedi. "Etkilendin mi?" Johanson grev duygusuyla Vctor'un evresinde dnd. "Byk sar bir

    elektrikli sprge," dedi. "Oyunbozan." "Arl ne kadar?" "Drt ton. Hey Jean!" Kzl sal ince bir adam bir kablo makarasnn

    52

  • krmz

    7 Irdindan bakt. Lund eliyle onu ard. "Jean-Jaques Alban ikinci kaptandr. fhorvaldson'u yzer tutuyor," dedi Lund. "Jean benim ilgilenmem gereken jyler var. Benim iin Sigur'a gz kulak olur musun?" ki adam izlerken leeleyle gitti.

    "Sanrm Vctor'u bana aklamaktansa yapacak daha nemli ilerin vardr," fjtdi Johanson.

    "Hi dert deil. Sen NTNU'dansn deil mi? Anladm kadaryla tolucanlar inceliyordun."

    "Statoil neden onlarla bu kadar ilgili ki?" Alban umursamaz bir hareket yapt. "Asl ilgilendiimiz yamacn

    iellikleri. Solucanlar kazara bulduk. Sorunun tamamen Tina'nn aklnda Pduunu dnyorum."

    "Ama bu yzden burada deil miyiz? Yani solucanlar yznden," dedi aknlkla Johanson.

    ; "Sana byle mi dedi?" Alban kafasn sallad. "Hayr bu grevimizin sadece bir ksm. Yani tabii ki grevi uygulayacaz ama asl iimiz bir sualt izleme lltasyonu iin yolu temizlemek. Ana fikir onu petrol sahasnn tam stne kurmak bylece eer saha gvenli grnrse bir denizalt nitesi kurabiliriz."

    "Tina SWOP ile ilgili bir eyler sylemiti." Alban huzursuzca ona bakt. "Aaa, hayr. Bildiim kadaryla denizalt

    eyicisi iin karar oktan verildi. Plann deitiini sanmyorum." Anlalan yzer platformlar olmayacakt. Johanson adam robotla ilgili

    lorgulamaya karar verdi. "Bu bir Vctor 6000, uzaktan kumanda edilir ara yani ROV*" diye aklad

    Alban. "Alt bin metre derinlikte alabilir ve bir seferde gnlerce suda kalabilir. Hareketlerini gemiden ynlendiriyoruz, kontrol odasna uzanan bir kablo verilerini annda iletiyor. Bir sonraki yolculuu 48 saatlik bir keif. Sana avu dolusu solucan getirmesini salayacaz, Statoil biyolojik eitlilii korumasyla gurur duyar." Durdu. "Yaratklarda ne buldun?"

    "Bir ey sylemek iin ok erken," dedi Johanson. Metalik bir arpma sesi duyuldu ve Johanson bumbann Vctor'u gverteden

    kaldrmasn izledi. "Beni izle," dedi Alban ve gvertenin ortasndaki baraka byklndeki

    be konteynere doru ilerlediler. "Birok gemi Vctor'n kullanmak iin yeterli ekipmana sahip deildir ama yeterli alana sahip olduumuz iin onu Polarstern'den dn aldk."

    "Konteynerlerde ne var?" "Vin iin hidrolik birim ve baz baka makinalar. En bataki ROV Kontrol

    Odas'na ev sahiplii yapyor. Kafana dikkat et." Alak bir kapdan getiler. eride alann neredeyse yans kontrol paneli ve

    53

  • krmz

    ikiz ekranlar tarafndan kaplanmt. Bazlar kapatlmt ama kalan ROV'dan gelen operasyonel geri bildirim ve seyir bilgisini gsteriyordu. Konsollarn banda LundTa birlikte bir grup adam oturuyordu.

    "Ortadaki adam pilot," diye mrldand Alban. "Onun sanda paral kolu idare eden yardmc pilot var. Vicior ok hassas ve kesindir ama operatrn de ona ne yapacan sylemek iin ayn. ekilde yetenekli olmas gerekiyor. Kprdeki nbeti subayla iletiim halinde olmas gerekiyor ki gemiyle robotun ortaklaa hareket ettiinden emin olsun. Bilim insanlar ise orada Tina ile birlikteler. Tina kameralar kullanyor ve grnty kaydediyor."

    "Hazr myz?" diye sordu Tina'ya. "Alaltmaya hazrlan," dedi Lund. Bo ekranlar birbiri ardna aydnlanmaya balad ve Johanson geminin

    knn, bumbann, gn ve denizin baz blmlerini ayrt etti. "Bundan sonra Victor ne gryorsa onu greceiz," dedi Alban. "Sekiz

    farkl kamera var, bir tane zumlu ana kamera, iki tane ynlendirme kameras ve be tane daha. Resim kalitesi inanlmazdr; yzeyin birka bin metre altnda bile keskin grnt ve parlak renkler elde edilebiliyor."

    Robot alald ve deniz yaknlat. Su kamera lensinin zerinden akt ve Victor aa doru yoluna devam etti. Monitrler gittike kararan mavi-yeil bir dnyay yanstyordu.

    Kontrol odas bumbann zerinde alan kadn ve erkeklerle dolup tamaya balamt.

    "Projektrleri an," dedi koordinatr. Vi