egzersİzler, koruyucu, tedavİ edİcİ ve muayene …¼niteler-birleşmiş.pdf · psikolojiye...

75
İÇİNDEKİLER • Giriş •Psikolojinin Tanımı • Psikolojinin Konusu ve Amaçları •Psikolojinin Diğer Bilimler İçindeki Yeri • Psikolojinin Alt Dalları •Psikolojinin Tarihsel Gelişimi HEDEFLER • Bu üniteyi çalıştıktan sonra; • Psikoloji biliminin tanımını yapabilecek, • Psikoloji biliminin konusunun ne olduğunu, neyi incelediğini bilecek, • Psikolojinin kısa tarihsel gelişim sürecini bilecek, • Psikoloji bilimini oluşturan temel öğeleri ve amaçlarını kavrayacak, • Psikolojinin diğer bilimlerden farkını ayırt edebilecek, • Psikoloji biliminin diğer bilimler arasındaki yerini ve önemini kavrayacak, • Psikolojinin alt dalları arasındaki ilişkileri ve farklılıkları tartışabileceksiniz. PSİKOLOJİYE GİRİŞ PSİKOLOJİ ÜNİTE 1

Upload: others

Post on 01-Sep-2019

24 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

İÇİN

DEK

İLER

• Giriş

• Psikolojinin Tanımı

• Psikolojinin Konusu ve Amaçları

• Psikolojinin Diğer Bilimler İçindeki Yeri

• Psikolojinin Alt Dalları

• Psikolojinin Tarihsel Gelişimi

HED

EFLE

R

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Psikoloji biliminin tanımını yapabilecek,

• Psikoloji biliminin konusunun ne olduğunu, neyi incelediğini bilecek,

• Psikolojinin kısa tarihsel gelişim sürecini bilecek,

• Psikoloji bilimini oluşturan temel öğeleri ve amaçlarını kavrayacak,

• Psikolojinin diğer bilimlerden farkını ayırt edebilecek,

• Psikoloji biliminin diğer bilimler arasındaki yerini ve önemini kavrayacak,

• Psikolojinin alt dalları arasındaki ilişkileri ve farklılıkları tartışabileceksiniz.

ÜNİTE

3

PSİKOLOJİYE GİRİŞ

PSİKOLOJİ

ÜNİTE

1

Page 2: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojiye Giriş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

Psikoloji yunanca ruh

anlamına gelen “psyche” ve bilgi

anlamına gelen “logos” kelimelerinden oluşan

bir kelimedir.

Modern psikoloji günümüzde, davranışı ve davranışın altında

yatan süreçleri bilimsel olarak inceleyen pozitif

bir bilim olarak tanımlanır.

GİRİŞ

Tarih boyunca insanoğlu çevresindeki birçok uyarıcıyı inceleyip anlamlandırmıştır. Ancak bunca hızlı ve baş döndürücü bilimsel gelişmelere rağmen insanoğlunun anlamakta en çok zorlandığı varlık yine kendisi olmuştur. Neden insanlar bazı olaylar karşısında üzülürken bazı olaylar karşısında seviniyorlar. Aynı olay yâda durum karşısında insanların farklı duygular yaşaması ve tepkiler vermesinin nedenleri nelerdir. Bu sorulara cevap arayan bilim adamları psikoloji biliminin doğmasına neden olmuşlardır.

PSİKOLOJİNİN TANIMI

Psikoloji Yunanca ruh anlamına gelen “psyche” ve bilgi anlamına gelen “logos”

kelimelerinden oluşmuştur. Buna göre psikoloji ruh bilgisi anlamına gelir. İlk çağda Filozof

Aristoteles tarafından bu anlamda kullanılmış ve uzun süre felsefe biliminin içinde yer

almıştır. Daha sonra süreçte değişik tanımlar oluşturulmasına rağmen psikolojinin en çok

kabul gören tanımı "organizmanın davranışlarını inceleyen bir bilim" olduğunu söyleyen

tanımıdır. Burada davranışın, salt gözlenebilir davranış olmadığını, davranışla ilgili veya

davranışın altında yatan her türlü olguyu, süreci de içine aldığını belirterek tanımı

genişletmek gerekir. Cüceloğlu’da (2000) bu geniş bakış açısını kullanarak psikoloji tanımını

şöyle yapmıştır; “Psikoloji insan davranışlarının altında yatan temel nedenleri bulmaya

çalışan bir bilimdir”. Bu tanımlardan da anlaşılacağı gibi psikoloji davranışın sadece görünen

kısmıyla değil davranışın altında yatan nedenlerle de ilgilenir. Yani bir insanın veya insanlar

gurubunun zihinsel durumlarının, özelliklerinin ve süreçlerinin ya da belli bir etkinlik alanında

söz konusu olan zihinsel-ruhsal durumların, süreçlerin toplamı psikolojinin ilgi alanı içinde

bulunmaktadır.

Psikolojinin tanımlarını daha iyi anlayabilmek için tanımlar içerisinde geçen

organizma, davranış ve bilim kavramlarını da açıklamak gerekmektedir.

Bilim Belirli bir alanda bilimsel yöntemlerle yapılan çalışmalar sonucu elde edilen organize,

sistemli, genel geçer ve tekrarlanabilen bilgiler bütününe bilim denir. Tanımda belirtildiği gibi

bilim sadece olmuş bitmiş bilgiler yığını değil, aynı zamanda devam eden çalışmaları da

içermektedir.

Organizma

Geniş anlamıyla her türlü canlıdır. Psikolojinin organizma teriminden anladığı hayvan ve insandır. Psikolojinin asıl amacı insanı incelemektir. Ancak bazı

Modern psikoloji insan ve hayvan davranışlarını bilimsel yöntemleri kullanarak inceleyen pozitif bir bilimdir.

Page 3: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojiye Giriş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

Psikoloji biliminin merkezinde insan

vardır, insan davranışlarını

incelediğine göre insan ile ilgili tüm bilimler ile

az ya da çok ilişkisi olması doğaldır.

nedenlerle; (deney aracı olarak, İnsan davranışlarıyla karşılaştırmak amacıyla) hayvanlar da psikolojinin konusu olmuştur.

Davranış

Organizmanın doğrudan veya dolaylı olarak gözlenebilen tüm etkinlikleridir. Yürümek, koşmak, ağlamak, gülmek, yemek, içmek, bisiklete binmek, saz çalmak, konuşmak gibi eylemler birer davranıştır. Bu davranışlar doğrudan doğruya gözlenebilir. Rüya görmek, hayal kurmak. düşünmek, duygulanmak gibi bazı davranışlar da dolaylı olarak gözlenebilir. Rüyanın anlatılması, düşüncenin konuşmayla açıklanması gibi. işte "bu davranıştır" dediğimiz; insanların yapıp-etmeleri, davranışın gözlenebilir yanıdır. Davranışın ortaya çıkması için insanın zihninden bir şeylerin (düşünme, problem çözme, duygulanma, anlama, algılama vb) geçmesi gerekir. İşte bu işlemlere zihinsel süreçler adı verilir.

PSİKOLOJİNİN KONUSU VE AMAÇLARI

Psikolojinin konusunu anlayabilmek için bu bilimin amaçlarına bakmak gerekmektedir. Çünkü bir bilimin amaçları konu alanı ile doğrudan ilişkilidir. Her bilim dalının bir amacı vardır, örneğin; fiziğin amacı farklı olayları en genel yollarla, matematik ifadelerle açıklayan doğa yasalarını ya da temel ilkeleri ortaya çıkarmaktır. Psikolojinin de amacı organizmanın, (özellikle insanın) davranışlarını inceleyerek söz konusu davranışları açıklayan genel yasalara varmaktır.

Her bilim dalının belirli çalışma alanı vardır. Psikolojinin çalışma alanı insan davranışlarıdır. İnsan davranışlarının ne olduğunu, nasıl olduğunu, niçin olduğunu araştırmak, araştırma sonuçlarından hipotez, yasa, teorilere varmak psikolojinin görevidir. Psikoloji de elde ettiği yasaları yine insana uygulayarak onun davranışlarını açıklayabilir, önceden kestirebilir, kontrol edebilir. Böylece, insana çevresine uyum sağlamasında ve bu yolla kaliteli bir şekilde yaşamasına yardımcı olabilir.

Her bilim temel olarak betimleme, açıklama ve yordama süreçlerini amaç olarak izler betimleme (ne oluyor sorusuna yanıt arar), açıklama (neden oluyor nasıl oluyor) ve yordama (tahmin etme) imkânı sağlar. Bu çerçevede psikoloji biliminin genel amaçlarını aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür.

İnsan ve davranışlarını anlamak

Kişinin kendisini tanımasına yardımcı olmak

Uyarıcı ile davranışı arasındaki ilişkiyi açıklamak

Davranış bozukluklarının nedenlerini bulmak Kişiliğin oluşumunu etkileyen faktörleri açıklamak.

PSİKOLOJİNİN DİĞER BİLİMLER İÇİNDEKİ YERİ

Psikolojinin inceleme konusunun insan ve hayvan davranışları olduğunu belirtmiştik. Canlılar biyolojik bir yapıya sahiptir ancak çoğunluğu topluluk şeklinde Psik

oloji biliminin merkezinde insan vardır, insan davranışl

Page 4: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojiye Giriş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

yaşadığı için aralarındaki sosyal ihtiyaç ve ilişkiler de bilim adamlarının yıllardır ilgisini çekmeye devam etmektedir. Diğer bir deyişle psikolojinin konusu olan canlıların biyolojik ve sosyal yönleri vardır. Buna göre psikoloji, hem canlıları biyolojik bir yapı olarak ele alan ve bu yapıyı inceleyen biyolojik bilimlerle, hem de canlıları bir sosyal ortam içinde ele alan sosyal bilimlerle ilişkilidir. Aslında psikoloji bilimini merkezinde insan vardır, insan davranışlarını incelediğine göre insan ile ilgili tüm bilimler ile az ya da çok ilişkisi olması doğaldır.

Şekil 1.1. Psikoloji ve Diğer Bilim Dalları Arasındaki İlişkisi Psikoloji, gerek kurulurken gerek gelişirken pek çok bilim dalından etkilenmiş,

yararlanmış ve pek çok bilim dalını da etkilemiştir. Psikoloji, bağımsız bir bilim haline geldikten sonra insanı konu alan fen ve sosyal bilimlerden yararlanarak gün geçtikçe daha da gelişmektedir. Şimdi bu bilim dallarına teker teker bakalım.

Fizyoloji Organizmadaki organların işleyişleri ve işlevlerini inceleyen fizyoloji,

psikolojinin yararlandığı başlıca bilimlerdendir. Beynin, sinir sisteminin, duyu organlarının, iç salgı bezlerinin etkinlikleri fizyolojinin konusudur.

Antropoloji Antropoloji insan soyunun geçmişini inceler. Atalarımızın geçmişte yaşadığı

olaylar bugünkü davranışlarımızın biçimlenmesinde etkili olmuştur.

Sosyoloji Psikoloji, toplumu inceleyen sosyolojiden, bireyin içinde yaşadığı grubun birey

davranışları üzerindeki etkisini incelerken yararlanır.

Psikoloji

Fen Bilimleri

Sosyal ve Siyasi

Bilimler Matematik

ve Teknoloji

Page 5: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojiye Giriş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

Siyaset Bilimi Psikoloji, yönetim biçimlerinin davranışlar üzerindeki etkilerini incelerken

siyaset biliminden yararlanır.

İstatistik Tüm bilimler, vardıkları sonuçları sayılarla, grafiklerle ifade ederler. Bu sayede

bilimlerin sonuçları açıklık, kesinlik ve somutluk kazanır, yani bilimler pozitifleşir. Psikoloji de test sonuçlarını değerlendirirken, genellemelere ulaşırken sayısal verileri ve grafikleri kullanarak istatistikten yararlanır.

Coğrafya Doğa koşularının, yüzey şekillerinin, iklimin insan davranışları üzerindeki

etkilerini incelerken psikoloji coğrafyadan yararlanır. Bu nedenle coğrafya ve psikoloji ilişkilidir.

Hukuk Yasaların ve yasal düzenlemelerin davranışlara etkilerini incelerken psikoloji

hukuktan yararlanır.

Psikiyatri Psikoloji genelde normal insanların davranışlarını incelerken, psikiyatri

anormal insan davranışlarını konu edinir. Psikoloji normal insanlarda görülen anormal davranışları incelerken psikiyatriden yararlanır.

Felsefe Felsefe, insanı ve evreni tanımaya, bilginin nasıl oluştuğunu anlamaya yönelik

zihinsel etkinlikleri kapsayan bir bilgi alanıdır. Felsefe araştırarak ve eleştirerek doğru sanılan birçok şeyin yanlışlığını ortaya çıkarır. Felsefeyle ilişkisini kesen bilim, bilim olarak varlığını devam etme olanağından yoksun kalır. Bundan dolayı felsefe de psikoloji ile sıkı bir etkileşim içerisindedir.

Ekonomi Ekonomi, insanların ihtiyaçlarını karşılayacak olan mal ve hizmetlerin üretimi,

tüketimi, bölüşümü gibi faaliyetleri düzenler. Ekonomik koşullar doğal olarak insan davranışlarını etkiler. Bu kapsamda psikoloji ekonomi biliminden faydalanır.

PSİKOLOJİNİN ALT DALLARI

İnsan ile ilişkili her bilimle az ayada çok ilişkili olan psikoloji bilimin çok çeşitli alanlarının alt dallarının olması beklenen bir durumdur. Psikologların uzmanlaşabilecekleri alan sayısı oldukça fazladır ve bu nedenle kendilerini farklı etiketlerle tanımlarlar. Aşağıda size genel bir fikir verebilmek için bazı alanlar tanıtılmıştır. Psikoloji insan ve hayvan davranışını anlamamızı sağlayan hem bir

Page 6: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojiye Giriş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

araştırma, hem de insana ait sorunların çözüldüğü bir uygulama alanı olmasından dolayı farklı alanlar ortaya çıkmaya devam etmektedir. Aşağıda genel olarak psikoloji bilimin gerek araştırma gerekse uygulama alanları sıra ile kısa kısa açıklanmaya çalışılmıştır. Kitabın ilerleyen bölümlerinde bu alt dallardan en temel olanları daha geniş bir şekilde incelenecektir.

Deneysel Psikoloji Temel davranışsal süreçlerdeki değişikliklerin laboratuar ortamında

incelenmesinden doğan bir alandır. Deneysel psikoloji içindeki önemli alt dallardan biri, bilginin işlenmesi, belleğimizde depolanması, depodan geri çağrılması ve problem çözme durumlarına uygulanması gibi bilgi işleme sürecini çalışan bilişsel psikolojidir. Öğrenme, duyum, algı, performans, motivasyon, bellek, dil, düşünme, iletişim ve problem çözme, yeme, okuma gibi davranışların altında yatan fizyolojik süreçlerin araştırılmasıyla ilgilenen alt alan ise fizyolojik psikolojidir. Deneysel psikologlar, hayvan davranışlarını da inceler ve elde ettikleri bulguları insan davranışlarıyla ilişkilendirirler.

Öğrenme Psikolojisi Öğrenme psikoloji insanların nasıl öğrendiğini ve etkili öğrenmenin

gerçekleştirilmesi üzerine yoğunlaşırlar. Her yaştaki insanın eğitimi için gerekli araç, gereç ve yöntemlerin geliştirilmesine yardımcı olur.

Endüstri/Örgüt Psikolojisi İş yaşamını iyileştirme ve üretimi arttırma amacıyla psikolojik ilkeleri iş

yaşamına uygulayan alt daldır. Endüstri veya örgüt psikologların çoğu insan kaynakları uzmanı olarak görev yaparlar. Plan yapma, kaliteli yönetim, örgütsel değişim gibi alanlarda eleman örgütlenmesi ve eğitimi konularında çeşitli örgütlere yardımcı olurlar. İlgileri arasında, örgütsel yapı, iş verimi, iş doyumu, tüketici davranışı, personel seçimi ve personelin geliştirilmesi gibi konular da yer almaktadır. Endüstri psikologlarının sorumlulukları arasında araştırma yapmak, araştırma sonuçlarını kullanılır kılmak ve problem çözücü olarak işlev görmek de vardır. Endüstri/örgüt psikologları, ticarette, endüstride, kamu kurumlarında ve üniversitelerde çalışabilirler ve firmalara danışmanlık yapabilirler.

Gelişim Psikolojisi Gelişim psikolojisi doğum öncesinden başlayarak ölüme kadar uzanan yaşam

süresinde insan gelişiminin evrelerini inceler. Gelişim psikologları yaşa bağlı davranış değişikliklerinin tanımlanması, açıklanması ve ölçülmesiyle ilgilenirler. Gelişimdeki evrensel nitelikler, kültürel ve bireysel farklılıklar üzerinde çalışırlar. Gelişim psikologları bazen de huzurevleri ve diğer merkezlerdeki yaşlıların belirlenen hedeflere yönlendirilmeleri, yetiştirme yurdu ve bakımevlerinde ergen ve gençlere uygulanan programların değerlendirilmesi türünde faaliyetleri de yürütürler.

Page 7: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojiye Giriş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

Klinik Psikoloji Klinik psikoloji zihinsel, davranışsal ve duygusal bozukluğu olan bireyleri

değerlendirip, tedavi etmek üzere kurulan bir alt alandır. Klinik psikologların ilgilendikleri sorunlar, gelişim dönemleriyle ilgili kısa süreli gelişimsel krizlerden (ergenlikteki başkaldırı ve orta yaşta kendilik değerindeki düşme gibi) fobi, depresyon ya da şizofreni gibi daha ağır sorunların tedavisine kadar değişebilmektedir. Pek çok klinik psikolog aynı zamanda araştırma da yapmaktadır. Araştırma konuları arasında başarılı bir klinik psikoloğun özelliklerini ve bir tedavinin etkililiğinde rolü olan faktörleri belirleme, başarılı yaşlanmayla veya çeşitli davranış bozukluklarıyla ilişkili olan etmenler, fobilerin nasıl geliştiği ya da şizofreninin nedenlerini belirleme gibi konular sayılabilir. Ayrıca bireyi değerlendirmek amacıyla test ya da ölçek uygulama ve yorumlama ile tedavi amaçlı bireysel ya da grup terapisi yapmak da klinik psikologun önemli görevleri arasındadır. Lisans ya da yüksek lisans eğitimi olan klinik psikologlar kendi muayenehanelerini açamasalar bile, doktora eğitimli bir başka klinik psikoloğun gözetiminde çalışabilirler.

Danışmanlık Psikolojisi Okul psikologları özel ya da devlet okullarında çalışır, öğrencilere danışmanlık

ve değerlendirme yaparlar. Ruh sağlığı ve öğrenme için gerekli çevresel koşulları düzenleme ile de ilgilenirler. Sınıf ortamını bozan ya da özel eğitime gereksinimi olan çocuklar ile ilgilenir, programlar geliştirir ve değerlendirir; sınıf yönetimi konusunda öğretmenlere eğitim verirler. Ailelere ve okul çalışanlarına da psikolojik ve eğitsel konularda danışmanlık yaparlar. Okul psikologları, anaokullarında, hastanelerde ve ruh sağlığı kliniklerinde çalışabilirler.

Psikometrik Psikoloji Psikolojik bilginin elde edilmesi ve uygulanması sırasında kullanılacak teknik

ve yöntemler üzerinde çalışan alt psikoloji alanıdır. Psikometrik psikoloji alanında çalışan psikologlar zekâ, kişilik, yetenek ve diğer alanlardaki testleri geliştirirler. Bu testler, klinik, danışmanlık, iş yaşamı, endüstri ve okul gibi alanlarda

Page 8: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojiye Giriş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

İnsanoğlu çok eski zamanlardan beri kendi

doğasından ve davranışlarından

etkilenmiş, bunların üzerine birçok felsefi

tez üretmiştir.

Psikolojinin tarihsel

gelişimi ile ilgili örnek videoyu sistemde ünite başlığı altında yer alan

video bölümünden izleyiniz.

kullanılmaktadır. Psikometristler, araştırma desenleri, veri analizi ve verinin yorumlanması konularında da faaliyet gösterirler. Bu alanda çalışan psikologlar, matematik, istatistik, teknoloji ve bilgisayar programları bilgileriyle donanmışlardır.

Sağlık Psikolojisi Sağlık psikologları, hastalıkların önlenmesi ve sağlığın sürdürülebilmesi için

araştırmacı ve uygulamacı olarak çalışırlar. Sağlığı ve hastalığı etkileyen biyolojik, psikolojik ve sosyal etmenlerle ilgilenirler. İnsanların hastalıkla nasıl baş edebildikleri, neden bazı insanların tıbbi önerileri izlemedikleri, acının en etkili bir biçimde nasıl denetlenebileceği ve kötü alışkanlıkların nasıl değiştirileceği ile ilgilenirler. Örneğin, sigara bırakma, kilo verme, stresi kontrol altına alma gibi konularda programlar ve sağlık kampanyaları düzenlerler. Duygusal ve fiziksel sağlığı iyileştirici sağlık stratejileri de geliştirirler. Ayrıca hasta-hekim ilişkisi ve sağlık personelinin sorunları da ilgi alanları içindedir. Sağlık örgütleri, kamu sektörü, hastane ve tıp merkezlerinde ya da polis güvenlik servislerinde çalışırlar.

Sosyal Psikoloji Sosyal psikologlar insanların birbirleri ile nasıl etkileşime girdikleri ve sosyal

çevrelerinden nasıl etkilendikleriyle ilgilenirler. Bireyleri, grupları ve grup davranışını, tutumları, önyargıları ve bunların oluşumu ile değişimini incelerler. Arkadaşlık, ikili ilişkiler, çekicilik ve saldırganlık gibi konular üzerinde araştırma yaparlar.

PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

Psikoloji, günümüzde var olan bütün bilimsel disiplinlerin en köklü ve en eskilerinden birisidir. İnsanoğlu çok eski zamanlardan beri kendi doğasını ve davranışlarının nedenlerini merak etmiş, bunlar üzerine birçok felsefi tez türetmiştir Eski Yunan'dan başlayarak günümüze kadar uzanan ve bellek, öğrenme, motivasyon, algı ve rüyalar gibi insan doğasına ait konulara dair sorgular psikolojide geçmiş ile şimdiki zaman arasındaki etkileşimin önemli bir göstergesidir.

Psikolojinin zihinsel temelleri çok eskilere dayanmasına rağmen, modern bir bilim olarak var olması henüz bir asırlık dönemi yeni geride bırakmıştır Bu durumu, 19 yüzyılın psikologlarından Hermann Ebbinghaus şu sözleriyle izah etmiştir: "Psikoloji uzun bir geçmişe; fakat kısa bir tarihe sahiptir " Psikoloji, eski felsefi geleneğinden kopup kendini modern bir bilim olarak ortaya koyabilmesini, insan doğasına ait soruları cevaplandırırken kullandığı metotlara borçludur Psikolojiyi felsefeden kopartıp farklı bir disiplin olarak bilim dünyasına dahil eden şey, onun kabul edilen farklı yaklaşımları ve kullandığı objektif teknikleri olmuştur.

Psikologlar psikolojiyi, geride bıraktığımız yaklaşık 100 yıllık bir süreç içerisinde temellendirmiş, psikolojinin ana konularını belirlemiş ve onu felsefeden bağımsız bir disiplin haline getirmişlerdir Psikolojinin bağımsız bir disiplin olarak geliştiğinin ilk kanıtları, 19 yüzyılın son 25 yılında ortaya çıkmıştır Bu dönemde

Page 9: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojiye Giriş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

Almanya'nın Leipzig kentinde Wilhelm Wundt yeryüzündeki ilk psikoloji laboratuvarını kurmuştur Wundt ayrıca 1881 yılında içeriğinde deneysel bazı raporları barındıran ve "Philosophische Studien" (Felsefe Çalışmaları) ismindeki dünyanın ilk psikoloji dergisini kurmuştur 1888 yılına kadar, psikoloji üzerine çalışmalar yürüten insanlar, üniversitelerin felsefe bölümlerinde çalışabilmekteydiler Pennsylvania Üniversitesi 1888 yılında James McKeen Cattell'ı dünyanın ilk psikoloji profesörü olarak göreve atadı ve böylelikle psikoloji kendini akademik alanda da ispat etmiş oldu Cattell, "psikoloji profesörü" ünvanına sahip olan dünyadaki ilk isim olmuştur. 1887 yılında Stanley Hall, Amerika'nın ilk psikoloji dergisi olan "American Journal of Psychology" (Amerikan Psikoloji Dergisi) isimli dergiyi kurdu 1908 yılında William McDougall isimli İngiliz bir psikolog, psikolojiyi ilk kez "davranış bilimi" olarak tanımladı Böylelikle psikoloji ilk kez tam zeminle tanımlanmış ve literatüre "davranış bilimi" olarak geçmiştir

Türkiye'de ise psikolojinin tarihini 15.yy da Sultan ikinci Mehmed döneminde kurulan akıl hastanesine dayandırabiliriz. Bu hastanede, akıl hastalığının diğer hastalıklar gibi olduğundan yola çıkarak hastaları müzikle ve sporla tedavi yoluna gidilmiştir. Bugünkü anlamda psikoloji çalışmalarına ise 1915 yılında, İstanbul Üniversitesi'ni yenileştirme planı çerçevesinde Almanya'dan davet edilen profesörlerin eğitim vermek üzere İstanbul'a gelmeleriyle başlanmıştır. Profesör Anschütz İstanbul Üniversitesinde kurulan Psikoloji Kürsüsünün başına getirilmiş ve burada Almanya'da olduğu üzere psikoloji deneysel bir bilim olarak ele alınmıştır. Aynı yıl, alanında ilk olan, çocuk psikolojisi üzerine bir kitap yayımlanmış ve Binet-Simon Zeka Testi Türkçe’ye çevrilmiştir.

Birinci Dünya Savaşı sonunda İstanbul işgal edilince, İstanbul Üniversitesinde bulunan yabancı profesörler de ülkelerine geri dönmüşlerdir. Psikoloji Kürsüsünün başına, Jean Jacques Rousseau Enstitüsünde eğitimini tamamlamış olan Sekip Tunç getirilmiştir. Sekip Tunç psikolojinin deneysel alanından çok eğitim yönüyle uğraşmış, kitaplar ve makaleler yazmış, Freud ve James gibi önemli isimlerden çeviriler yapmış, günlük gazetelere psikoloji üzerine yazılar yazarak psikolojinin daha çok bilinir olmasına hizmet etmistir.1933'de İstanbul Üniversitesi yeniden yapılanmaya gitmiş, bunda Nazi Almanyası’ndan kaçarak Türkiye'ye gelmiş bilim adamlarının rolü büyük olmuştur. Bu dönemde 103 yabancı profesör Türkiye'de çeşitli görevlere getirilmişlerdir. Hemen hepsi alanlarında öncü olan bu isimler İstanbul Üniversitesi'ne en parlak 15 yılını yaşatmışlardır.1936 yılında Prof. Wilhelm Peters, Deneysel Psikoloji Kürsüsünün başına geçirilmek üzere davet edilmiş ve 1937'de bu kürsünün başına geçmiştir. Prof. Peters Deneysel Psikoloji Kürsüsünü, Pedagoji Enstitüsünden ayırmak için çalışmalar yapmıştır. Bu dönemde psikoloji kütüphanesi ve laboratuvarı kuruldu. Ayni yıl Ankara Üniversitesinde bir psikoloji kürsüsü kurulmuştur. Bu üniversitedeki Felsefe Enstitüsü'nün altında, psikoloji ve felsefe kürsülerinin başında Prof. Pratt ve Muzaffer Sherif bulunuyorlardı. 1953 yılında İstanbul Üniversitesi'nden emekli olan Prof. Peters'in yerini asistanlığını da yapmış olan Prof. Mümtaz Turhan aldı. Prof. Turhan yurt dışından misafir öğretim görevlileri çağırmış ve asistanlarının da yurt dışında eğitim görmelerini sağlayarak, verilen eğitimin kalitesini arttırmaya çalışmıştır. Ayni yıl

Page 10: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojiye Giriş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

Öze

t

•Psikoloji yunanca ruh anlamına gelen “psyche” ve bilgi anlamına gelen “logos” kelimelerinden oluşmuştur. Buna göre psikoloji, ruh bilgisi anlamına gelir. İlk çağda filozof Aristoteles tarafından bu anlamda kullanılmış ve uzun süre felsefenin içinde yer almıştır. Ancak değişik tanımlar verilmesine rağmen, en genel anlamda psikoloji "organizmanın davranışlarını inceleyen pozitif bir bilimdir". Her bilim dalının belirli çalışma alanı vardır. Psikolojinin çalışma alanı insan davranışlarıdır. İnsan davranışlarının ne olduğunu, nasıl olduğunu, niçin olduğunu araştırmak, araştırma sonuçlarından hipotez, yasa, teorilere varmak psikolojinin görevidir. İnsan ve davranışlarını anlamak, kişinin kendisini tanımasına yardımcı olmak, uyarıcı ile davranışı arasındaki ilişkiyi açıklamak, davranış bozukluklarının nedenlerini bulmak, Kişiliğin oluşumunu etkileyen faktörleri açıklamak psikoloji bilimin genel amaçlarındandır. Psikoloji biliminin merkezinde insan vardır. Psikoloji insan davranışlarını incelediğine göre insan ile ilgili tüm bilimler ile az ya da çok ilişkisi olması doğaldır. Psikolojinin diğer bilimler ile ilişkilerine bağlı olarak farklı çalışma alanları (alt dalları ) oluşmuştur.

Öd

ev

• Son zamanlarda çevrenizde gözlemlediğiniz size ilginç gelen insan veya hayvan davranışlarını 300 kelimeyi geçmeyecek şekilde yazınız.

• Hazırladığınız ödevi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “ödev” bölümüne yükleyebilirsiniz.

Deneysel Psikoloji Kürsüsü'nden ayrılan Genel Psikoloji Kürsüsünün başında Prof. S. Esat Siyavuşoğlu bulunuyordu. Siyavusoğlu'nun Rorshach testinin Türkçeleştirilmesi, Şisli Psikoteknik Laboratuvarının ve Kriminoloji Enstitüsünün kurulmasında katkıları olmuştur. Yukarıda sözü geçen iki kürsü 1983 yılında YÖK kararı ile tekrar birleştirilmişlerdir. 1953 yılında Eğitim Bakanlığı Test ve Araştırma Bürosu kurulmuş burada yabancı dillerdeki testlerin çeviri ve adaptasyonlarının yapılması planlanmıştır. Altmışlı yıllar ve devamında Türkiye Üniversitelerinin sayısındaki artış ile 1987 yılına gelindiğinde psikoloji lisans eğitimi veren üniversitelerin senede aldıkları öğrenci sayısı 800'e ulaşmıştır. 70'li yıllar itibari ile ülkemizde, diğer alanlarda olduğu gibi, psikoloji alanına ilişkin kitapların, araştırmaların sayısında bir artış olmuştur. Bugün ise çok sayıda üniversite ve çok sayıda fakültede psikoloji ile ilgili eğim verilmekte ve çok sayıda araştırma yapılmaktadır.

Page 11: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojiye Giriş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

Değerlendirme sorularını

sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan

“bölüm sonu testi” bölümünde etkileşimli

olarak cevaplayabilirsiniz.

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Günlük hayatta insan ilişkilerimizi çokça etkileyen kişisel çekicilik, tutumlar, uyma, boyun eğme, ikna etme, sosyal normlar gibi konuları inceleyen psikolojinin alt dalı aşağıdakilerden hangisidir?

a) Gelişim psikolojisi

b) Sosyal psikolojisi

c) Eğitim psikolojisi

d) Klinik psikolojisi

e) Danışmanlık psikolojisi

2. Aşağıdakilerden ifadelerden hangisi gelişim psikolojisini daha iyi anlatır?

a) Duygusal ve kişisel sorunların incelenmesidir.

b) Çeşitli alanlara uygulanabilme özelliği vardır.

c) Yaşa bağlı davranış değişikliklerini inceler.

d) Duygusal bozukluklara tanı koyar ve psikoterapi ile tedavi eder.

e) Bireylerin meslek seçimi ve mesleğe yöneltilmesine yararlanılır.

3. Kelime anlamı olarak psikoloji aşağıdaki anlamlardan hangisine karşılık gelmektedir?

a) Davranış

b) Duygu

c) Ruh

d) Yaşantı

e) Performans

4. Psikolojinin amacı, insan davranışlarını açıklamaktır. Ancak hayvan davranışlarını da araştırır. Hayvan davranışlarının araştırılmasının pek çok gerekçesi vardır. Aşağıdakilerden hangisi bu gerekçeler arasında olamaz?

a) İnsan ve hayvan davranışları birbirine benzer.

b) İnsan üzerinde uygulanmayan bazı deneyler hayvanlar üzerinde uygulanabilir.

c) Hayvanların daha kısa olan çeşitli gelişim aşamaları araştırmayı kolaylaştırır.

d) Hayvan davranışlarının daha karmaşık olması

e) Bilimsel veriler elde ederek karşılaştırmak

Page 12: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojiye Giriş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

5. Aşağıdakilerden hangisi psikoloji biliminin sağladığı yararlar veya amaçlar arasında gösterilemez?

a) Davranışları önceden kestirebilme olanağı sağlar.

b) Davranışların altında yatan nedenlerin anlaşılmasına yardımcı olur.

c) Bireyin psikolojik sorunlara bilinçli yaklaşabilmesini kolaylaştırır.

d) Ruh sağlığının korunmasında yardımcı olur.

e) Bireylerin sınıflandırılmasında etkilidir.

Cevaplar: 1.B, 2.C , 3.C, 4.D, 5.E

Page 13: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojiye Giriş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK DİĞER

KAYNAKLAR

Giddens, A. (2008). Sosyoloji. (Çev. Cemal Güzel). İstanbul: Kırmızı. Özkalp, E. (2003). Sosyolojiye Giriş. Eskişehir: Anadolu Üni. Ozankaya, Ö. (1984). Toplumbilime Giriş. Ankara: S. Dönmezer, S. (1984). Sosyoloji. Ankara: Savaş. Bottomore, T.B. (1984). Toplumbilim. (Çev. Ünsal Ozkay). İstanbul: Beta Basım

Yayım Dağıtım A.Ş. Tolan, B. (2005). Sosyoloji. Ankara: Gazi. Erkal, M. E. (2000). Sosyoloji. İstanbul: Der. Doğan, İ. (2000). Sosyoloji. İstanbul: Sistem. Çağatay, T. (1968). Günün Sosyolojisine Giriş. Ankara: Ankara Üni. Dil ve Tarih

Coğrafya Fakültesi. Bilgiseven, A. K. (1986). Genel Sosyoloji. İstanbul: Filiz. Sezal, İ. (2010). Sosyolojiye Giriş. İstanbul: Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş. Fichter, J. (2006). Sosyoloji Nedir. (Çev. Nilgün Çeleb). Ankara: Anı. Bottomore, T. & Nisbet, R. (1990). Sosyolojik Çözümlemenin Tarihi .(Çev. M.

Tunçay, A.Uğur). Ankara: V. Aron, R. (1986). Sosyolojik Düşüncenin Evreleri . (Çev. Korkmaz Alemdar). Ankara:

Türkiye İş Bankası Kültür. Game, A. & Metcalfe, A. (1999). Tutkulu Sosyoloji . (Çev. Osman Akınhay). İstanbul:

Ayrıntı. Bauman, Z. (1998). Sosyolojik Düşünmek. (Çev. Abdullah Yılmaz). İstanbul: Ayrıntı. Zijderveld, A. C. (1985). Soyut Toplum. (Çev. Cevdet Cerit). İstanbul: Pınar. Poloma, M. M. (1993). Çağdaş Sosyoloji Kuramları. (Çev. Hayriye Erbaş). Ankara.

Gündoğan. Swingewood, A. (1998). Sosyolojik Düşüncenin Kısa Tarihi .(Çev. Osman Akınhay).

Ankara: Bilim ve Sanat. Kessler, G. (1985). Sosyolojiye Başlangıç. (Çev. Fahri Fındıkoğlu). İstanbul: İstanbul

Üni. İşletme Fakültesi. Marshall, G. (1999). Sosyoloji Sözlüğü. (Çev. Osman Akınhay, Derya Kömürcü).

Ankara: Bilim ve Sanat. Freyer, H. (1977). İçtimai Nazariyeler Tarihi. (Çev. Tahir Çağatay). Ankara: Ankara

Üni. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi. Oskay, Ü. (1990). Sosyolojik Düşünce Tarihi. İzmir: Ege Üni. Sezal, İ. ( 2002). Sosyolojiye Giriş. (Ed. İhsan Sezal). Ankara: Martı. Ashford, N. (2009). Özgür Toplumun İlkeleri. (Çev. Atilla Yayla). Ankara: Liberte.

Page 14: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

İÇİN

DEK

İLER

• Modern Psikolojinin Gelişimi

• Psikoloji Tarihinde Düşünce Ekolleri

• Yapısalcılık

• İşlevselcilik

• Psikanalizm

• Davranışçılık

• Gestalt Psikolojisi

• Hümanizm (İnsancıl Yaklaşım)

• Bilişsel Psikoloji

HED

EFLE

R

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Psikoloji biliminin tarihsel temellerini öğrenecek

• Modern psikolojinin gelişim sürecini öğrenecek

• Psikoloji tarihindeki ekolleri açıklayabilecek

• Psikoloji tarihindeki önemli düşünürlerin temel görüşlerini öğrenebileceksiniz.

ÜNİTE

3

PSİKOLOJİDE TEMEL

YAKLAŞIMLAR

PSİKOLOJİ

ÜNİTE

2

Page 15: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojide Temel Yaklaşımlar

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

Milattan önceki

yıllardan itibaren düşünürlerin günümüz

psikologlarının ele aldığı konularla ilgilenmiş olması psikolojide geçmiş ile şimdi

arasında kopmaz bağlar olduğunun

göstergesidir.

GİRİŞ

Psikoloji günümüzde var olan tüm bilimsel disiplinlerin en eskilerinden biridir. Psikoloji kapsamında ele alınan konulara olan ilgi, zihinsel sorgulamaların en erken dönemlerine dek uzanmaktadır. İnsanlar eskiden beri kendi davranışlarından ve insan doğasına ait kurgulardan etkilenmiş, bunlarla ilgili pek çok felsefi ve teolojik görüşler ortaya koymuşlardır. Milattan önceki yıllarda Platon, Aristo ve diğer Yunan düşünürleri, bellek, öğrenme,motivasyon, algı, rüyalar ve irrasyonel davranışlar gibi günümüz psikologlarının ilgilendiği pek çok sorunla uğraşmışlardır.

Ancak psikolojinin en eski disiplinlerden biri olduğu kadar, en yeni disiplinlerden de olduğu unutulmamalıdır. Her ne kadar temeli çok eskilere dayansa da modern anlamda psikoloji yaklaşık 150 yıllık bir geçmişe sahiptir. Bu durum 19. yüzyıl psikologlarından Hermann Ebbinghaus tarafından “Psikoloji uzun bir geçmişe fakat kısa bir tarihe sahiptir.” şeklinde ifade edilmiştir (Schultz ve Schultz: 2001).

MODERN PSİKOLOJİNİN GELİŞİMİ

19. yüzyılın son çeyreğine kadar filozoflar insan doğasını birtakım kurgulara, sezgilere ve kendi tecrübelerine dayalı genellemeler yoluyla incelemiştir. Daha sonra doğa bilimleri alanında başarıları önceden ispatlanmış bilimsel yöntemlerin insan doğasına ilişkin sorunlara uygulanmasıyla yani insan zihni ve davranışları araştırılırken kontrollü gözlem ve deneyin kullanılmaya başlanmasıyla psikoloji felsefeden ayrılarak bağımsız bir bilim kimliğine bürünmeye başlamıştır.

Birçok araştırmacı, Wilhelm Wundt’un 1879 yılında Almanya’nın Leipzig şehrinde dünyanın ilk psikoloji laboratuvarını kurmasıyla birlikte psikolojinin tam anlamıyla bir bilimsel kimlik kazandığını ileri sürmektedir. Bu gelişmeyi takiben yine Wundt tarafından 1881 yılında ilk psikoloji dergisi olan “Felsefe Çalışmaları”nın kurulması, 1888 yılında Pennsylvania Üniversitesi’nin James McKeen Cattell’ı, dünyada ilk kez ilan edilen şekliyle, psikoloji profesörü olarak ataması, 1887’de G. Stanley Hall’ın Amerika’da basılmış ilk psikoloji dergisi olan “Amerikan Psikoloji Dergisi”ni kurması ve 1892’de “Amerikan Psikoloji Derneği (APA)”nın kurulması psikolojinin hızla gelişmesine katkı sunmuştur.

PSİKOLOJİ TARİHİNDE DÜŞÜNCE EKOLLERİ

Bağımsız bir bilim dalı olarak ortaya çıktığı yıllarda psikoloji alanındaki çalışmalar, Wilhelm Wundt’un görüşlerinden oldukça etkilenmiştir. Wundt, psikolojinin ana temasını, amaçlarını, bu alanda araştırılabilecek konu başlıklarını ve araştırma metodlarını belirlemişti. Ancak çok geçmeden bu durum değişmiş, psikolojinin Wundt’un söyledikleriyle sınırlı olmadığını belirtenlerin sayısı gün geçtikçe artmış ve bu alanda çalışan araştırmacılar veya psikologlar arasında görüş

Page 16: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojide Temel Yaklaşımlar

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

“Düşünce ekolü” terimi bir düşünce yapısını ve düşünce hareketlerinin lideri ile birlik oluşturan bir grup psikoloğu ifade

etmektedir.

farklılıkları ortaya çıkmaya başlamıştır. Buna bağlı olarak 20. yüzyılın başlarından itibaren psikoloji alanında birkaç sistemli görüş ve düşünce ekolü birlikte varlık gösterir olmuştur. Bu ekollerin her biri psikolojinin niteliği hakkında farklı görüşler ortaya koymaktadır.

Psikolojide, tarihindeki düşünce ekollerinin her biri aslında dönemin mevcut sistemli düşüncesine karşı bir tepki hareketi olarak ortaya çıkmış ve her bir ekol eski sistemde yetersiz ve eksik gördüğü noktalara dikkati çekerek bu yetersizliği ve eksikliği gidermek amacıyla yeni açıklamalar, kavramlar ve araştırma yöntemleri önermiştir.

YAPISALCILIK

Modern psikoloji tarihindeki ilk ekol olarak bilinen yapısalcılığa göre psikoloji, zihnin yapısını inceleyen bir bilim olmalıdır.

Bu ekole göre psikolojinin üç temel amacı vardır:

Bilinç süreçlerinin en temel elamanlarını analiz etmek,

Bu elemanların nasıl organize olduklarını ve sentezlendiklerini keşfetmek,

Bu elemanların organizasyonlarını yöneten yasaları saptamak.

W. Wundt

Wundt doğa bilimlerinin yöntemlerini psikolojiye uygulamayı ve psikolojinin ana temasını oluştururken doğa bilimlerinin kendi temalarını oluştururken izledikleri yolu izlemeyi uygun görmüştür. Bu doğrultuda da psikolojinin, zihnin yapısını (zihni oluşturan unsurları veya bilinç deneyimlerini) incelemesi gerektiğini, psikoloji alanındaki araştırmalarda da ilk adımın psikolojinin temel nesnesi olan zihnin unsurlarını tanımlamak olduğunu ileri sürmüştür.

Wundt’a göre psikoloji bilinç deneyimlerinin bilimi olduğuna göre, psikolojinin temel araştırma yöntemi de bu deneyimlerin gözlenmesini içermek zorundadır. Bir deneyimi onu yaşayan kişiden başkasının gözlemesi mümkün olamayacağından psikolojinin kullanacağı yöntem içe bakış olmalıdır.

İçe bakış yöntemi bireyin kendi yaşantılarını kendi ifadeleri ile aktarmasını öngören bir yöntemdir. Yapısalcılığı savunanlara göre psikolojinin temel yöntemi, bireyin kendi deneyimlerinin ortaya konmasını sağlayan içe bakış (iç gözlem) olmalıdır.

E. B.Titchener

Titchener’e göre de psikolojinin konusu, bilinç deneyimleri olmalıdır. Titchener bütün bilimlerin insan yaşantısının belli yönlerini ele aldıklarını fakat her birinin bu yaşantının ayrı bir yönüyle ilgilendiklerini, psikolojinin konusunun da deneyimi geçiren insanların yaşantıları olduğunu öne sürmüştür.

Buna bağlı olarak Titchener da psikolojinin ancak içe bakış yöntemiyle sonuç elde edebileceğini savunmuştur.

Page 17: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojide Temel Yaklaşımlar

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

İşlevselcilere göre psikoloji, insanın çevresine uyum sağlama sürecini

incelemelidir.

İŞLEVSELCİLİK

Yapısalcıların, psikolojinin zihnin yapısını incelemesi gerektiği yönündeki görüşüne karşı çıkan bu ekole göre psikoloji zihnin işlevlerini veya organizmanın bulunduğu çevreye uyum sağlaması sürecini araştıran bir bilim olmalıdır. Bu ekolü savunanların üzerinde durdukları temel soru, zihinsel süreçlerin neyi başarabileceğidir.

İşlevselcilere göre bir bilim dalı olarak psikolojiyle fizyoloji arasında sıkı bir bağ vardır. Bu alanların ikisi de organizmanın işlevsel faaliyetlerinin araştırılmasıyla ilgilenir. Ancak fizyoloji sindirim, boşaltım, dolaşım sistemleri gibi yaşamsal faaliyetleri araştırırken psikoloji organizmanın çevreye uyum sağlamasına yönelik faaliyetleri araştırır.

W. James

James’e göre psikolojinin amacı zihnin elemanlarını değil, zihnin işlevlerini ortaya koymak olmalıdır. Ona göre zihnin en temel işlevi, bireyin çevreye uyum sağlaması sürecini dolayısıyla hayatta kalmasını kolaylaştırmaktır ve psikoloji alanındaki araştırmalar da buna yönelik olmalıdır.

J. Dewey

İşlevselcilik her ne kadar James tarafından kurulmuş bir ekol olsa da bu ekolün gelişmesini sağlayan en önemli kişi kuşkusuz Dewey’dir.

Dewey, Darwin’in öne sürdüğü evrim teorisinden şiddetle etkilenmiş ve görüşlerini ‘sosyal değişim tezi’ üzerine inşa etmiştir. Dewey’e göre insan aklı gerçeklerle mücadele yoluyla gelişir. Zihin organizmanın hayatta kalmasını sağlayacak uygun davranışların meydana getirilmesini sağlamaktadır. Bu nedenle psikoloji, yaşamakta olan organizmanın araştırılmasına yönelmelidir.

Dewey’e göre zihinsel etkinlikler, doğrudan gözlenebileceği gibi oluşturdukları sonuçlar veya organizmanın yapısıyla olan ilişkisi açısından da incelenebilir.

PSİKANALİZM

Bu ekole göre insan davranışları ancak bilinç dışı süreçlerin çözümlenmesiyle anlaşılabilir. Bilinç dışının çözümlenmesi de hipnoz, rüya analizi ve serbest çağrışım gibi yöntemlerle gerçekleştirilebilir. Bu yöntemler özel koşullarda, uzmanlar tarafından uygulanabilecek yöntemlerdir.

S. Freud

Birçok araştırmacı ve yazara göre psikoloji tarihinin en popüler karakteri olan Freud, her davranışın bir nedeni olduğunu ancak bu nedenlerin genellikle farkında olunmayan bilinç dışı süreçlere dayandığını, dolayısıyla bilinç dışı analiz edilmeden davranışların açıklanamayacağını ileri sürer.

Page 18: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojide Temel Yaklaşımlar

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

Davranışçılara göre gözlenemeyen ve

ölçülemeyen hiçbir şey psikolojinin ilgi alanına

girmez.

Skinner ile ilgili örnek

videoyu sistemde ünite başlığı altında yer alan

video bölümünden izleyiniz.

Freud’a göre çocukluk yıllarındaki yaşantılar bireyin tüm davranışlarında, yaşam boyu etkisini gösterir. İnsanın kişiliği yaşamın ilk yıllarında genel hatlarıyla şekillenir ve daha sonrasında ciddi bir farklılık olmaz. Bu nedenle bireyin çocukluk yıllarındaki yaşantısını bilmek, onun davranışlarını anlayıp açıklayabilmeyi sağlayacak en önemli unsurdur.

Freud, kendinden sonra gelen psikologların büyük kısmını etkisi altında bırakmış olduğundan psikoloji tarihinin en önemli karakterlerinden biri olarak kabul edilir.

DAVRANIŞÇILIK

Hem yapısalcılığa hem de işlevselciliğe tepki olarak ortaya çıkan bu ekol, pozitif bir bilim olarak psikolojinin, gözlenebilir ve ölçülebilir davranışlara yönelmesi gerektiğini öne sürmektedir. Davranışçı ekole göre psikoloji, doğa bilimlerinin tamamen nesnel kollarından biridir ve hedefi davranışı tahmin ve kontrol etmektir.

J. Watson

Watson’a göre psikoloji, yalnızca etki ve tepki açısından nesnel olarak betimlenebilecek gözlemlenebilir davranışsal etkinliklerle ilgilenmelidir. Ona göre asla görülemez, dokunulamaz, koklanamaz, tadılamaz veya hareket ettirilemez olan bilincin araştırılması ve varlığının ileri sürmek en az ruh kavramının ispatlanamazlığı kadar ispatlanamaz bir varsayımdır. O hâlde bilinç sürecinin varlığını gerçek sayan içe bakış tekniği de psikolojiyle tamamen ilgisizdir.

E. L. Thorndike

Davranışçılığın önemli temsilcilerinden biri olan Thorndike’a göre organizmanın davranışlarıyla, davranışı kolaylaştıran koşullar ve organizmanın hazırbulunuşluk düzeyi arasında önemli bir ilişki söz konusudur. Bu nedenle davranışlar, çevresel koşullar ve organizmanın hazırbulunuşluk düzeyi incelenerek açıklanabilir. Psikoloji bu konuya yönelik çalışmalara odaklanması gerektiğini gösterir.

I. Pavlov

Yaptığı deneysel çalışmalar sonucu tepkisel (klasik) koşullanma sürecini ortaya koyan Pavlov’a göre insan ve hayvan organizmalarının davranışları aynı basit yasalarla açıklanıp incelenebilir. Psikoloji alanında yapılan araştırmalarda bu benzerlik temele alınarak karmaşık insan davranışları bile basit hayvan davranışlarından hareketle açıklanabilir.

B. Skinner

Skinner’a göre davranışlar kendi yarattıkları sonuçlara göre şekillenmektedir. Bir davranışın olumlu sonuçlanması o davranışın sürdürülmesini sağlarken olumsuz

Page 19: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojide Temel Yaklaşımlar

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

Almanca bir sözcük olan “gestalt”, biçim örüntü veya bütün anlamına

gelmektedir.

Hümanizme göre insanı anlamanın en iyi yolu,

objektifliğini kaybetmeden kendini

onun yerine koyabilmek, onun bakış

açısıyla olayları ele alabilmektir.

sonuçlanması o davranışın sürdürülme olasılığını azaltır. Bu nedenle davranışlar yarattıkları sonuçlar açısından incelenmelidir. Skinner’ın yaptığı deneysel çalışmalar sonucu ortaya koyduğu bu görüşler edimsel koşullanma olarak nitelendirilen öğrenme sürecini ifade etmektedir.

GESTALT PSİKOLOJİSİ

Bu ekole göre davranışı anlamada en önemli şey algıdır. Algı, etrafımızdaki uyarıcıları anlamlandırma sürecinin bir sonucudur. İnsan yaşantısının ve davranışların örgütlülüğüne önem veren bu ekole göre ne davranışlar ne de zihinsel süreçler alt birimlere indirgenerek açıklanamaz. Çünkü bütün, kendisini oluşturan parçaların toplamından daha farklı ve anlamlıdır. Davranış kendisini oluşturan tek tek elementlerle belirlenmemiştir, bütünler söz konusudur ve parçalar ancak bütünün gerçek yapısı sayesinde belirlenir.

M. Wertheimmer

Psikolojinin nesnel bir bilim dalı olması gerektiğini ileri süren ve gestalt ekolünün öncülerinden olan Wertheimmer’a göre insanlar uyarıcıları belli yasalar çerçevesinde algılarlar ve davranışlar ancak uyarıcı örüntüleri ve algısal örgütleme yasalarıyla açıklanabilir.

K. Koffka

Yapısalcı ve davranışçı ekolleri yaşantıları parçalara bölerek anlamsızlaştırdığı gerekçesiyle eleştiren Koffka’ya göre uyarıcıları anlamlı kılan organizmanın algısal alanı ve bu alanı yönlendiren bilişsel süreçlerdir. Bu nedenle içe bakış yöntemi ancak organizmanın dış dünyayı nasıl algıladığını anlamak amacıyla kullanılmalıdır.

HÜMANİZM (İNSANCIL YAKLAŞIM)

Daha önce bahsedilen tüm ekollerin insanı anlamada yetersiz olduğunu ileri süren ve psikoloji tarihinde üçüncü güç olarak bilinen hümanizme göre her insan, insan olmaktan dolayı değerlidir ve saygıyı hakkeder. İnsanı davranışlarından hareketle anlamak ve açıklamak mümkün değildir. İnsanın anlaşılması için onun öznel yaşantı alanına nüfuz etmek gerekir ki bu da ancak empati yöntemiyle gerçekleşebilir. Bu yöntem karşımızdaki bireyin bakış açısıyla olaylara yaklaşabilmeyi, başka bir ifadeyle kendini onun yerine koyabilmeyi gerektirir.

A. Maslow

Maslow’a göre her insanda doğuştan sahip olunan bir kendini gerçekleştirme eğilimi vardır. En yüksek dereceli insan ihtiyacı olan kendini gerçekleştirme bireyin tüm yetenek ve niteliklerini geliştirip var olan potansiyelini en üst düzeyde kullanmasını ifade eder. Ancak insanların bu noktaya gelebilmeleri için önce daha alt düzeyde yer alan bazı ihtiyaçlarını gidermiş olmaları gerekir. Maslow bu

Page 20: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojide Temel Yaklaşımlar

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

ihtiyaçların hiyerarşik bir yapısı olduğunu öne sürmüş ve her bir ihtiyaç tatmin edildiğinde, hiyerarşide kendisinden bir üst basamakta bulunan diğer ihtiyacın harekete geçtiğini belirtmiştir.

Bu ihtiyaçlar ve hiyerarşideki sıraları şöyledir:

• Yeme, içme, uyku ve cinsellik gibi fizyolojik ihtiyaçlar

• Güvenlik ihtiyacı

• Sevgi ve ait olma ihtiyacı

• Başkalarından saygı görme ve kendine saygı ihtiyacı

• Kendini gerçekleştirme ihtiyacı

C. Rogers

Rogers’a göre psikolojik araştırmalar bireyin benlik saygısına yönelik olmalıdır. Benlik saygısı bireyin bulunduğu konuma ilişkin algısı ile ulaşmak istediği konuma ilişkin algısı arasındaki farkı ifade etmektedir. Benlik saygısı yüksek olan insanlar tam verimli hale gelebilir ve potansiyellerini üst düzeyde kullanabilirler.

Rogers’a göre psikolojik olarak sağlıklı veya kendini tam olarak ortaya koyan (benlik saygısı yüksek olan) insanın özelliklerinden bazıları şunlardır:

Tüm yaşantılara açıklık,

Her anı dolu dolu yaşama eğilimi,

Düşünce ve davranışta özgürlük,

Yüksek düzeyde yaratıcılık.

BİLİŞSEL PSİKOLOJİ

Bilişsel psikoloji ekolüne göre insan, uyarıcılara basit bir şekilde tepki vermekten ziyade uyarıcıları zihninde işleyerek bilgiyi oluşturan bir yapı olarak ele alınır. Psikoloji de uyarıcı ve tepki bağını değil, bilme işleminin gerçekleştiği zihinsel süreçleri incelemeli, bunları açıklamaya yönelik çalışmalara yoğunlaşmalıdır. Davranışsal tepkiler, ancak kendilerine eşlik eden zihinsel süreçler hakkında sonuç çıkarma kaynağı olarak kullanılabilir.

J. Piaget

Bilişsel ekolün önde gelen savunucularından Piaget’ye göre insanlar sahip oldukları bilişsel yapılar (şemalar) aracılığıyla çevrelerinde olup bitenleri anlamlandırmaya çalışırlar. Doğuştan sınırlı sayıda da olsa var olan şemalar yaşantılar yoluyla çoğalır, zenginleşir ve gelişir. Böylelikle birey deneyim geçirdikçe (veya yaşı ilerledikçe) daha çok şemaya sahip olur ve böylelikle çevresine daha kolay uyum sağlar hale gelir.

Page 21: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojide Temel Yaklaşımlar

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

Öze

t •Psikoloji alanında ele alınan konular eski çağlardan beri düşünürlerin ilgi odağında

yer almasına karşın psikolojinin bağımsız bir bilim olarak ortaya çıkışı 19. yüzyılın sonlarında gerçekleşmiştir. Bu süreçte belirleyici olan da doğa bilimlerindeki nesnel yöntemlerin psikoloji alanında da kullanılmaya başlanmasıdır.

•Psikolojinin bağımsız bir bilim olarak görülmesi süreciyle birlikte bu bilimin alanına ilişkin birçok farklı görüş ileri sürülmüştür ki bu düşünce sistemleri “ekol” olarak nitelendirilmektedir. Psikoloji tarihindeki ilk ekol olan yapısalcılığa göre psikolojinin alanı zihnin yapısını incelemek olmalıyken işlevselcilik zihnin fonksiyonlarını araştırmak gerektiğine vurgu yapmıştır. Davranışçılığa göre psikoloji gözlenebilir davranışları ele almalıyken psikanalizme göre psikolojinin işi bilinç dışının incelenmesi olmalıdır. Gestalt ekolü insan yaşantısının bütünlüğünü ön planda tutmuş; hümanizm insanın öznel yaşantı alanına nüfuz edilmesi gerektiğini belirtmiş; bilişsel ekolü savunanlar ise davranışların kendilerine eşlik eden zihinsel süreçler aracılığıyla açıklanabileceğini vurgulamıştır.

Öd

ev

• Davranışçı ekolün yapısalcı ve işlevselci ekolleri hangi yönlerden eleştirdiğini 200 kelimeyi aşmayacak şekilde yazınız ve hazırladığınız belgeyi göndermek için yandaki ödev gönderme linkini tıklayınız.

• Hazırladığınız ödevi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “ödev” bölümüne yükleyebilirsiniz.

Page 22: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojide Temel Yaklaşımlar

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

Değerlendirme sorularını

sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan

“bölüm sonu testi” bölümünde etkileşimli

olarak cevaplayabilirsiniz.

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Aşağıdaki düşünürlerden hangisi işlevselcilik ekolünün savunucularındandır?

a) Dewey d) Wundt

b) Thorndike e) Titchener

c) Watson

2. Aşağıdakilerden hangisinde Maslow’un hiyerarşisindeki ihtiyaçlar doğru olarak sıralanmıştır?

a) Güvenlik – sevgi – yeme,içme – kendini gerçekleştirme – saygı

b) Güvenlik – yeme,içme – kendini gerçekleştirme – saygı – sevgi

c) Yeme,içme – kendini gerçekleştirme – saygı – güvenlik – sevgi

d) Yeme,içme – güvenlik – sevgi – saygı – kendini gerçekleştirme

e) Kendini gerçekleştirme – saygı – güvenlik – sevgi – yeme,içme

3. Aşağıdakilerden hangisi gestalt ekolünün görüşlerini yansıtmaktadır?

a) Psikoloji zihnin fonksiyonlarını araştırmalıdır.

b) Bütün, parçaların toplamından daha fazla ve daha anlamlıdır.

c) Gözlenemeyen davranışlar, psikolojinin ilgi alanına girmez.

d) Psikoloji, bilinç dışı süreçleri incelemelidir.

e) Davranışlar kendi yarattığı sonuçlara göre şekillenir.

4. Aşağıdakilerden hangisi psikanalizde kullanılan yöntemlerdendir?

a) Empati d) Serbest çağrışım

b) Deney e) Boylamsal araştırma

c) İçe bakış

5. Aşağıdaki ifadelerden hangisi Wundt’un görüşlerine uygundur?

a) Bilincin elemanlarını incelemek, psikolojinin asıl amacı olmalıdır.

b) Bilinç dışı süreçler analiz edilmeden davranışlar açıklanamaz.

c) Zihnin yapısı değil işlevi önemlidir.

d) Her insan, insan olmaktan dolayı saygıyı hak eder.

e) Gözlenemeyen süreçlerin psikolojide yeri yoktur.

Cevaplar:1.A, 2. D, 3.B, 4.D,5.A

Page 23: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojide Temel Yaklaşımlar

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK DİĞER

KAYNAKLAR

Bruno, J. F. (1996). Psikoloji Tarihine Giriş. İstanbul: Kibele. Fancher, R. E. (1997). Ruhbilimin Öncüleri. İstanbul: İdea. Geçtan, E. (1988). Psikanaliz ve Sonrası. İstanbul: Remzi. Reuchlın, M. (1991). Psikoloji Tarihi . İstanbul: İletişim. Schultz, D. P. & Schultz, S. E. (2001). Modern Psikoloji Tarihi. İstanbul: Kaknüs.

Page 24: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

İÇİN

DEK

İLER

• Giriş

• Temel Kavramlar

• Bilimsel Araştırmalarda Bulunması Gereken Özellikler

• Bilimsel Araştırma Süreci (Aşamaları)

• Psikolojide Kullanılan Bilimsel Araştırma Yöntemleri

• Betimsel Yöntemler

• İstatiksel - Korelasyonel Yöntem

• Deneysel Yöntem

• Gelişimsel Yöntem

• Nitel Araştırma Yöntemi

HED

EFLE

R

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Sosyal bilimlerde bilimsel araştırmalarda kullanılan temel kavramları bilecek,

• Bilimsel araştırma özelliklerini bilecek,

• Bilimsel araştırma sürecini, aşamalarını kavrayacak,

• Bilimsel araştırmaların amaçlarını bilecek,

• Psikolojide yaygınlıkla kullanılan bilimsel araştırma yöntemlerini bilecek ve farklarını ayırt edebilecek,

• Psikolojide kullanılan bilimsel araştırma yöntemlerin insan gelişimini ve öğrenmesini açıklamada nasıl kullanıldığını fark edecek,

• Psikolojide kullanılan bilimsel araştırma yöntemlerin her birine ilişkin örnekler oluşturarak, bu yöntemlerin güçlü ve sınırlı yönlerini tartışabileceksiniz.

ÜNİTE

3

PSİKOLOJİDE BİLİMSEL

ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

PSİKOLOJİ

ÜNİTE

3

Page 25: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojide Bilimsel Araştırma Yöntemleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

Örn

ek

•Birinci dünya savaşı olaydır, savaş olgudur.

•Hatice ile Murtaza'nın evlenmesi olay iken evlilik olgudur.

Bir bilimin bilim

olmasını gerektiren en önemli esaslardan birisi kendine özgü konusu ve yönteminin olmasıdır.

Nitekim maddeyi inceleyen fizikle, canlıyı inceleyen biyoloji aynı

yöntemleri kullanmazlar.

GİRİŞ

Bilim en genel anlamı ile insan ve evren hakkında genel-geçere, tutarlı, tekrarlanabilen, objektif, evrensel bilgiler birikimidir. Bilimsel araştırma yöntemi de bu genel-geçere, tutarlı, objektif, evrensel bilgileri elde etmek için izlenen düzenli sistem yollar olarak ifade edilmektedir. Bir bilimin bilim olmasını gerektiren en önemli esaslardan birisi kendine özgü konusu ve yönteminin olmasıdır. Nitekim, maddeyi inceleyen fizikle, canlıyı inceleyen biyoloji aynı yöntemleri kullanmazlar. Psikoloji biliminin de kendine özgün kullandığı araştırma yöntemleri vardır. Ancak burada öncelikle konu ilgili temel kavramlar ve bilimsel araştırma sürecinden bahsetmek daha uygun olacaktır.

TEMEL KAVRAMLAR

Araştırma Araştırma kavramı çok değişik biçimlerde algılanmaktadır. Günlük

konuşmalarda, çantasını koyduğu yeri unutarak onu bulmaya çalışanla, laboratuvarda deney yapan birinin yaptığı işe kadar, çeşitli tür ve düzeydeki çabalar “ araştırma” olarak nitelendirilmektedir. Oysa bilimsel anlamda araştırma, “karşılaşılan bir güçlüğün giderilmesi için bilimsel yöntemin uygulanması” yada “ planlı ve sistemli olarak verilerin toplanması, çözümlenişi (analizi), yorumlanarak sonucun raporlaştırılması ile problemlere güvenilir çözümler arama süreci” şeklinde tanımlanmaktadır.

Problem Bilim adamının cevabını merak ettiği ve sonucunu bilmediği araştırmaya

değer gözlemlediği bir sorundur.

Olay Yeri ve zamanı belli ve gerçekleşmiş durumdur.

Olgu Daha geneldir. Süreci ifade eder. Psikoloji olguları inceler.

Page 26: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojide Bilimsel Araştırma Yöntemleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

Değişken Farklı ölçümlerde farklı değerler alan olgulara değişken denir ve iki tür

değişken vardır. Bunlar sürekli ve süreksiz değişkenlerdir.

Süreksiz Değişken Sınıflama yapılan bölündüğünde sonsuz değer buçuklu, küsuratlı değer

alamaz ve kategoriktir (cinsiyet, bölgeler, ırklar, renkler, kardeş sayısı).

Sürekli Değişken İki puan aralığı bölündüğünde sonsuz, küsuratlı, virgüllü değer alabilir (ağırlık,

uzunluk, KPSS puanı, yaş, zeka puanı)

Varsayım Araştırma problemine yönelik doğruluğu kabul edilen ama test edilmemiş

önermelerdir.

Hipotez (Denence) Araştırma problemine yönelik doğruluğu test edilmek üzere hazırlanmış

önermedir. Üzerinde deney, gözlem yapılır.

Deney Laboratuvar koşulları altında yapay ortamda yapılan kontrollü gözlemdir.

BİLİMSEL ARAŞTIRMALARDA BULUNMASI GEREKEN

ÖZELLİKLER

Bilimsel araştırmanın doğru, geçerli ve güvenilir bilgilere ulaşması için bazı özelliklere sahip olması gerekir. Bu özellikleri dört temel başlık altında toplamak mümkündür. Bilimsel araştırmanın sahip olması gereken özellikler:

Nesnellik (objektiflik),

Doğruluk ve tekrar,

Basitlik ve açıklık,

Sınırlılık.

Nesnellik (Objektiflik) Araştırmacının, yaptığı bilimsel çalışmaya kişisel inançları, çıkarları,

alışkanlıkları, beklentileri ve değerlerini karıştırmadan çalışmasını sürdürmesidir. Araştırma bulguları, yanlılık karışmadan olduğu gibi sunulmalıdır. Buna aynı zamanda bilim ahlakı da denilir. Araştırmacılar bilgilerini geçici olarak unutmuş ya

Page 27: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojide Bilimsel Araştırma Yöntemleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

da bilmiyormuş gibi hareket ederek araştırmaya başlamalıdırlar. Yani bilim adamı araştırmaya başlarken sanki ceketini çıkarıyor gibi inanç, değer, amaç ve beklentilerini de çıkarıp araştırmasına devam etmelidir. Böylece araştırma sonuçları herkes tarafından, olduğu gibi izlenebilir, anlaşılabilir.

Doğruluk ve Tekrar Her araştırma en doğruyu bulmak amacıyla gerçekleştirilir. Bilimde doğruluk,

bilim adamının mutlak gerçeği göstermesi değil, ona mümkün olduğu kadar yaklaşması ve söylediğini, en anlaşılır ve en doğru şekilde söylemeye çalışmasıdır. Her olay incelendiği yer ve zamanın somut koşulları içinde, doğru bir biçimde tanımlanmalıdır. Böylece bir araştırmanın bulguları, diğer araştırmacılar tarafından da aynen ve kısmen tekrarlanabilir olmalıdır. Aynı konuda, aynı örneklem üzerinde, aynı tekniklerle, belli bir zaman süresi içinde, aynı araştırma tekrarlandığında benzer bulgular elde edilmelidir. Bu, araştırmanın tekrarlanabilirliğini ve güvenilirliğini gösterir.

Basitlik ve Açıklık Her bilimsel araştırma bulguları çok değerlidir ve diğer araştırmacıların

istifadesine sunulur. Bu nedenle araştırma sonuçları son derece sade açık ve anlaşılır bir dille raporlaştırılmalıdır. Bilimsel bir araştırma diğer araştırmalarda rapor edilmiş bulguların kontrol edilmesine, genellemelerin kabul ya da reddedilmesine dayanır ve bunlardan geniş ölçüde yararlanılır. Bu nedenle araştırmada basitlik ve açıklık ilkesi esas olmalıdır. Basitlik ve açıklık temelinde, kavramların açıklanmış olması, kullanılan kavramların diğer kavramlardan farklı olan yönlerinin ortaya konulması gerekir. Okuduğunda herkesin aynı şeyi anlıyor olmasıdır.

Sınırlılık Bilimsel araştırma konuları bazen çok geniş olabilir. Bu da konuyu

karmaşıklaştırır, süreci zorlaştırır. Bu nedenle bir araştırma, incelediği konuyu diğerlerinden ayıran özellikleri belirterek sınır çizmelidir. Böylece konuların karışıklığı önlenmiş olur. Araştırıcı belirli bir ilgi odağı üzerinde yoğunlaşarak araştırmasını sürdürür. Gereksiz konular araştırma sürecinin hem uzamasına hem de ilgi odağının dağılmasına neden olabilir. Bu nedenle her araştırma sınırlı bir alanda yapılmalıdır.

BİLİMSEL ARAŞTIRMA SÜRECİ-AŞAMALARI

Bilimsel araştırmalar bir problemin tespitiyle başlayıp çözüme doğru giden mantıksal bir süreç izler. Bu durum en temelde bir insanın günlük yaşamda bir sorun ile karşılaştığında ne yapıyorsa aynı mantıksal sürecin bilimsel araştırmalar için de geçerli olduğunu gösterir.

Page 28: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojide Bilimsel Araştırma Yöntemleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

Psikoloji deneyleri ile

ilgili örnek videoyu sistemde ünite başlığı altında yer alan video bölümünden izleyiniz.

1. Aşama: Problemi Fark etmek, Hissetmek Bilimsel araştırmalar bir problem ile başlar. Yapay ya da kurgusal bir problem

değil, araştırmacının bizzat yaşadığı, gözlemlediği bir problemdir.

2. Aşama: Problemi Tanımlama, Sınırlandırma Bilimsel araştırma sürecinde problemin fark edilmesinden sonra problem

tanımlanarak sınırları kesinleştirilir. Sorunun tam olarak ne olduğu ifade edilir.

3. Aşama: Problem İle İlgili Bilgi (Verileri) Toplama; Kaynak, Literatür Taraması

Problem ile ilgili kütüphane, internet araştırması yaparak ilgili yayınlar taranır.

4. Aşama: Hipotezin Kurulması Daha sonra araştırma varsayımlarından seçilerek, doğruluğu test edilmek

üzere hipotez hazırlanır.

5. Aşama: Hipotez İle İlgili Bilgilerin Verilerin Toplanması Saha çalışması yapılır. Anket test, görüşme gibi teknikler uygulanarak hipotez

ile ilgili veriler (bilgiler) toplanır.

6. Aşama: Hipotezin Test Edilmesi (Deney Gözlem) Bu aşamada deney ve gözlem yapılabilir. Hipotez ile ilgili veriler analiz

edilerek hipotezin test edilmesi sağlanır.

7. Aşama: Sonuca Ulaşma Genelme Yapma Hipotezin doğrulanması veya yalanlanması durumuna göre ise bir sonuca,

genellemeye ulaşılır. Araştırmacının amacı, hipotezi doğrulamak olamaz. Bilimsel araştırmada bir hipotezin doğrulanması da yalanlanması da bilimsel bir sonuçtur.

PSİKOLOJİNİN KULLANDIĞI BAŞLICA YÖNTEMLER

Bir bilimin bilim olmasını gerektiren en önemli esaslardan birisi kendine özgü konusu ve yönteminin olmasıdır. Nitekim maddeyi inceleyen fizikle, canlıyı inceleyen biyoloji aynı yöntemleri kullanmazlar. Organizmaların davranışlarını içinde inceleyen psikolojinin de pozitif bilim olarak kendine özgün bilimsel araştırma yöntemleri vardır. Psikoloji bilimi de gerek kendine özgü yöntem ve teknikler kullanılarak, gerekse diğer bilimlerin yöntem ve tekniklerinden yararlanarak, insan ve hayvan davranışlarını bilimsel bir şekilde inceler.

Page 29: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojide Bilimsel Araştırma Yöntemleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

Betimsel (Tanılayıcı) Araştırma

Yöntemleri

•Gözlem Yöntemi: Doğal gözlem , sistematik gözlem ve yapay gözlem olmak üzere başlıca 3 türü vardır.

• Tarama Yöntemi (Survey)

•Test, Anket, Mülakat (Görüşme) : Var olan durumu, sorunu, olayı test anket veya mülakat tekniği kullanarak ortaya koyma, tespit etmek için yapılan araştırmalardır.

•Olay-Vaka İncelemesi: Herhangi bir alanda, konuda sınırları iyice daraltılarak derinlemesine detaylı olarak yapılan araştırmadır.

İstatiksel Korelatif Yöntem

•İki değişken arasında ilişki olup olmadığını, eğer var ise ilişkinin yönünü ve derecesini gösteren bağıntıya denir, sayısal değerdir.

Deneysel Yöntem (Kontrollü Yapay

Gözlem)

•Koşulları araştırmacı tarafından oluşturulan ve değiştirilebilen kontrollü yapay gözlemdir.

Gelişimsel Yöntem

•Yaşa bağlı olarak bireyin davranışlarında meydana gelen farklılıkların incelendiği araştırmalardır.

•Boylamsal: Bireyin yaşına bağlı olarak oluşan gelişimsel ve davranışsal farklar incelenir. Aynı bireylerin 2 yaş, 4 yaş ve 6 yaşlarında su kavramını algılayışlarını incelemek. Bu araştırma yöntemi zaman alıcı, yorucu ve zahmetlidir.

•Kesitsel: Bir davranışın farklı yaş guruplarındaki bireylerde nasıl ortaya çıktığı incelenir.

•Sıralı araştırma: Hem kesitsel hem de boylamsal yöntemlerin birlikte kullanıldığı yöntemdir.

Nitel Araştırmalar

•Belli bir nokta üzerinde odaklanmada çok metodlu araştırma probleminde yorumlamacı yaklaşımı benimseyen bir yöntemdir. İnsan ve grup davranışlarının “niçin”ini anlamaya yönelik araştırmalara niteliksel (qualitative) araştırma denir.

Psikolojinin kullandığı başlıca yöntem betimsel, istatiksel, deneysel, gelişimsel ve nitel olmak üzere beş başlıkta incelenebilir. Aşağıdaki tabloda psikolojinin kullandığı bu yöntemler çok kısa şekilde açıklanmıştır.

Page 30: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojide Bilimsel Araştırma Yöntemleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

Öze

t •Bir bilimin bilim olmasını gerektiren en önemli esaslardan birisi kendine özgü

konusu ve yönteminin olmasıdır. Nitekim maddeyi inceleyen fizikle, canlıyı inceleyen biyoloji aynı yöntemleri kullanmazlar. Buna bağlı olarak psikoloji bilimin de kendine özgün kullandığı araştırma yöntemleri vardır. Psikoloji bilimi de gerek kendine özgü yöntem ve teknikler kullanarak, gerekse diğer bilimlerin yöntem ve tekniklerinden yararlanarak insan ve hayvan davranışlarını bilimsel bir şekilde inceler. Psikolojinin kullandığı başlıca yöntem Betimsel, İstatiksel, Deneysel, Gelişimsel ve Nitel olmak üzere beş başlıkta incelenebilir. Betimsel yöntemler var olan psikolojik bir problemin mevcut durumunu ortaya koymaya yarayan bilimsel yöntemlerdir. İki değişken arasıdaki ilişkinin yönünü ve derecesini gösteren bağıntıya korelasyon denir. Psikolojide insan gelişimine ve öğrenmesine ilişkin belli bir özelliğin veya değişkenin diğer bir özellik veya değişkenle ilişkili olup olmadığı, bu ilişkinin nasıl bir ilişki olduğu ve düzeyini anlayabilmek için korelasyonel yöntem kullanılır. Laboratuvar koşulları altında gerçekleştirilen, koşulları araştırmacı tarafından hazırlanan, değiştirilebilen kontrollü gözleme deney denir. Deneysel yöntem, bilimsel bilgiyi en objektif bir biçimde elde etmeye yarayan etkili bir yöntemidir. Yaşa bağlı olarak meydana gelen davranış değişikliklerinin incelenmesine gelişimsel yöntem araştırmaları denir.

Öd

ev

• Betimsel araştırma yöntemlerinin her birinin insanı anlamada ne gibi katkıları olabileceğini tartışınız.

• Gelişimsel araştırmalar yapmanın insanın gelişimini ve öğrenmesini açıklamada neden önemli olduğunu tartışınız.

• Hazırladığınız ödevi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “ödev” bölümüne yükleyebilirsiniz.

Page 31: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojide Bilimsel Araştırma Yöntemleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

Değerlendirme sorularını

sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan

“bölüm sonu testi” bölümünde etkileşimli

olarak cevaplayabilirsiniz.

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Aşağıdakilerden hangisi bilimsel araştırmalarda bulunması gereken özelliklerden değildir?

a) Nesnellik (objektiflik)

b) Doğruluk ve tekrar

c) Basitlik ve açıklık

d) Sınırlılık

e) Kesitsellik

2. Araştırmacının yaptığı bilimsel çalışmaya kişisel inançları, çıkarları, alışkanlıkları, beklentileri ve değerlerini karıştırmadan çalışmasını sürdürmesi araştırmalarda bulunması gereken özelliklerden hangisi ile ilgilidir?

a) Nesnellik (objektiflik)

b) Doğruluk ve tekrar

c) Basitlik ve açıklık

d) Sınırlılık

e) Kesitsellik

3. “Her bilimsel araştırma bulgusu çok değerlidir ve diğer araştırmacıların istifadesine sunulur bu nedenle araştırma raporları dikkatle yazılmalıdır” diyen bir bilim insanı araştırmalarda bulunması gereken özelliklerden hangisine vurgu yapmış olmaktadır?

a) Nesnellik (objektiflik)

b) Doğruluk ve tekrar

c) Basitlik ve açıklık

d) Sınırlılık

e) Kesitsellik

4. “Bilimsel araştırma konuları bazen çok geniş olabilir. Bu da konuyu karmaşıklaştırır, süreci zorlaştırır. Bu nedenle bir araştırma, incelediği konuyu diğerlerinden ayıran özellikleri belirterek ………………… gerekir” Yukarıda verilen cümlede boş bırakılan yer aşağıda verilen kavramlardan hangisi ile doldurulursa doğru olur?

a) Basitleştirmek

b) Açıklamak

c) Tekrarlamak

Page 32: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojide Bilimsel Araştırma Yöntemleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

d) Sınırlandırmak

e) Objektifleştirmek

5. Aşağıdakilerden hangisi bilimsel araştırmaların aşamalarından biri değildir?

a) Problemi fark etmek, hissetmek

b) Problemin diğer kişiler tarafından fark edilip edilmediğini kontrol etmek

c) Problemi tanımlama, sınırlandırma

d) Problem ile ilgili bilgi (verileri) toplama kaynak, literatür taraması

e) Hipotezin kurulması

Cevaplar: 1.E, 2.A , 3.C, 4.D, 5.B

Page 33: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojide Bilimsel Araştırma Yöntemleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK DİĞER

KAYNAKLAR

Budak, S. (2003). Psikoloji Sözlüğü. Ankara: Bilim ve Sanat. Cüceloğlu, D. (2000). İnsan ve Davranışı (Psikolojinin Temel Kavramları). İstanbul:

Remzi. Web Hattı. (ty). http://webhatti.com adresinden 22 Mayıs 2011 tarihinde

erişilmiştir Morris, G.C. (2002). Psikolojiyi Anlamak. (Çev. H.B Ayvaşık ve M. Sayıl). Ankara:

Türk Psikologlar Derneği. Not Oku. (ty). Açıköğretim Fakültesi (AÖF) e-Öğrenme eğitim portalı dersleri.

http://notoku.com adresinden 22 Mayıs 2011 tarihinde erişilmiştir. ODTÜ Bilgisayar Topluluğu.(ty). http://www.cclub.metu.edu.tr adresinden 22

Mayıs 2011 tarihinde erişilmiştir. Atkinson, R.C., Rita Atkinson., Smith, E.E., Daryl J. Bem., Hoeksema, S.N. (2006).

Psiklojiye Giriş (3. baskı). ( Çev. Yavuz Alagan). Ankara: Arkadaş.

Page 34: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

İÇİN

DEK

İLER

• Giriş

• İnsan Davranışının Kalıtsal Temeli: Genler

• İnsan Davranışının Nörolojik Temeli: Sinir Sistemi

• Sinir Hücreleri

• Sinirsel İletişim

• Merkezi Sinir Sistemi

• Tümbeyin

• Omurilik

• Çevresel Sinir Sistemi

• Beyin Omurilik Sinirleri

• Otonom Sinir Sistemi

HED

EFLE

R

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Davranışın kalıtsal temellerini anlayabilecek,

• Sinir sistemini ve bu sistemin parçalarını tanımlayabilecek ve anlatabilecek,

• Sinir sisteminin ve parçalarının işlevlerini tanımlayabilecek ve anlatabilecek,

• Nörotransmitterleri ve beyin hücrelerinde iletişimin nasıl gerçekleştiğini tanımlayabilecek ve anlatabilecek,

• İlaçların nörofizyolojik ve davranışlar üzerindeki etkilerini anlayabileceksiniz.

ÜNİTE

3

DAVRANIŞLARIN

NÖROBİYOLOJİK TEMELİ

PSİKOLOJİ

ÜNİTE

4

Page 35: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojinin Nörobiyolojik Temeli

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

GİRİŞ

İnsan davranışlarını inceleyen psikologlar davranışın insanın biyolojik yapısından bağımsız oluşmadığını fark etmiş ve büyük oranda son elli yıldır insan fizyolojisi ile davranışları arasındaki ilişkiyi daha yoğun olarak incelemeye başlamıştır. İnsan fizyolojisini araştırmayı kolaylaştıran teknolojik gelişmeler sayesinde de bu konuda birçok veriye ulaşılmıştır. Bu bölümde bu bulgular üzerine odaklanan nöro-biyolojik psikolojinin temel kavramları üzerinde durulacaktır.

DAVRANIŞIN NÖROBİYOLOJİK TEMELLERİ

Davranışın nörobiyoloijk temellerini anlamak adına, psikobiyoloji, nörosikolog ve nörolog gibi terimlerin incelenmesi gerekir. Psikobiyoloji, davranışın düzenlenmesinde ve gerçekleşmesinde fizyolojinin ve anatominin rolünü inceler. Psikobiyoloji, cinsel üremede hormonların rolü; açlık üzerinde şekerin etkisi; hormon salınımı ile stres arasındaki ilişkinin incelenmesi gibi konularla ilgilenir. Psikobiyoloji, nöroloji (sinir bilim) alanından beslenir. Nöroloji alanından elde edilen bilgiler ve bulgular, psikobiyolojiye yön verir. Nöroloji, alanında bilimsel çalışmalar yapan ve bu alandaki çeşitli hastalıkların tanısına ve tedavisine yön veren meslek elemanlarına nörolog denilmektedir. Davranış üzerinde, beynin işlevlerinin davranışa etkilerini inceleyen psikologlar ise nöropsikolog (sinir psikoloğu) olarak isimlendirilirler. Nörologlar, sinir siteminin çalışması, hastalıkları ve tedavisi gibi konularda organik düzeyde çalışmalar yaparken, nöropsikologlar ise beynin ve işlevlerinin davranışlar üzerindeki etkileriyle ilgilenirler.

İNSAN DAVRANIŞININ KALITSAL TEMELİ: GENLER

İnsan davranışın biyolojik temeli, genlere dayanmaktadır. Gen konusundaki çalışmalar, uzun yıllar boyunca sürse de 2001 yılında iki bilim adamının “İnsanın Gen Haritası Projesi” bağlamında, iki makale yayınlamalarıyla birlikte biyoloji alanında yeni bir çağ başlamış oldu. Böylece pek çok bilim adamı bu alanda çalışmalar yapmaya başladı. Çağın projesinde yer alan gen konusuna, değinmek önemlidir.

İnsan vücudunun en küçük yapı taşı, hücredir. İnsan bedeni, milyarlarca hücrenin bir araya gelmesiyle oluşmaktadır. Hücrenin iki önemli bölümü vardır. Bu bölümler, sitoplazma ve çekirdektir. Çekirdekte, çekirdekçik ve kromatin bulunur. Kromatin, DNA (deoksiribo-nükleik asit) ve buna bağlı proteinlerden oluşmuştur. Kromatin, hücre bölünmesi sırasında kısa, kalın büküntülü iplikler haline gelir. Bu büküntülü ipliklere kromozom denir. Kromozomlar, kalıtsal özellikleri bir hücreden bir başka hücreye geçirirler. Bir kromozomun içerisinde milyonlarca gen bulunmaktadır. Kalıtsal özellikler, gen ismi verilen bu yapılar tarafından belirlenir. Gen, deoksiribo-nükleik asitten oluşur (DNA). Genler, hücrelerin işlevlerini kontrol ederler. Genler, ribonükleik asit (RNA) yapımını sağlarlar. RNA’da oluşturulan

Page 36: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojinin Nörobiyolojik Temeli

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

Kromozomlar, kalıtsal

özellikleri bir hücreden bir başka hücreye

geçirirler. Bir kromozomun içerisinde

milyonlarca gen bulunmaktadır.

İnsanların kalıtsal özellikleri, gen ismi verilen bu yapılar

tarafından belirlenir.

Genler, insanların vücut

yapılarının nasıl şekilleneceğine ilişkin

seçenekler sunmaktadır. Çevre ise,

genlerin sunduğu seçenekleri yaşama

geçirmekten sorumludur.

proteinler, hücre yapısına ve enzimlerin yapısına katılırlar. Böylece hücrelerin işlevleri kontrol edilmiş olur.

İnsanlar arasında bireysel farklılıklar vardır. Örneğin aynı anne ve babanın çocukları olmalarına rağmen, kardeşler göz rengi, boy ve kişilik özellikleri gibi pek çok özellik açısından birbirlerinden farklıdırlar. Çünkü bu çocukların her biri belirli genlerin bir araya gelmesiyle oluşmuşlardır. İnsanlar, kadın üreme hücresi (yumurtanın) ve erkek üreme hücresinin (spermin) bir araya gelip döllenmesiyle oluşur. Döllenmiş hücreye zigot adı verilir. Her bir zigot, 23 çift kromozom içerir. Kadınlar iki X kromozomuna, erkekler ise bir X bir de Y kromozomuna sahiptir. 23 kromozom, bir araya gelerek 8 milyon olasılıklı sonuçların oluşmasına aracılık etmektedirler. Kromozomlar çift olduğu için toplamda 64 trilyon (8 milyon x 8 milyon) olasılık bulunmaktadır. Altmış dört trilyonluk olasılık, insanlar arasındaki farklılıkları açıklamaktadır.

İnsanların davranışlarını gen temelinde açıklarken karşımıza genotip ve fenotip olmak üzere iki önemli kavram çıkar. Bu iki kavramın temeli gen ve çevre kavramlarına dayanmaktadır. Genler, insanların vücut yapılarının nasıl şekilleneceğine ilişkin seçenekler sunmaktadır. Çevre ise, genlerin sunduğu seçenekleri yaşama geçirmekten sorumludur. Döllenme sonucunda organizmanın genetik yapısının nasıl şekilleneceğini ifade eden kavram ise, genotiptir. Fenotip ise, hem genlerin hem de çevrenin etkileşimi sonucu gerçekleşen gözlemlenebilir fiziksel özellikleri ifade eder.

Yukarıdaki bilgilerin ışığında, 21. yüzyılın en önemli projesine tekrar dönebiliriz. Genom projesi, insanın 23 çift kromozomunda yer alan binlerce genin oluşmasına aracı olan moleküllerin dizilim şeklinin ortaya konmasını amaçlamıştır. İnsan genomu projesi sonuçlarına göre insanda, hayvanlardan (örneğin bir kurtçukta 18.000 gen bulunmaktadır) ve bitkilerden (bir bitkide 26.000 gen vardır)

Page 37: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojinin Nörobiyolojik Temeli

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

farklı olarak 30.000 ila 40.000 arasında gen bulunmaktadır. Bu otuz-kırk bin gen, farklı şekilde kendisini ifade etmektedir ve düzenlenmektedir. Bilim adamları, insan genlerinin haritalarını çıkarttıktan sonra, genlerin insan zihnini ve davranışlarını nasıl etkiledikleri konusunda çalışmalar yapmaya başlamışlardır. Projenin nihai amacı, genlerin birbirleriyle nasıl etkileşime girerek hastalık oluşturduklarını ortaya koymaktır. Genlerin nasıl çalıştığını öğrenmek bilim adamlarının, “Genlerin işlevlerini nasıl değiştirerek ya da düzelterek iyileşme sağlanır?”sorusuna yanıt vermelerine olanak tanıyacaktır. Böylece genetik araştırmalar, davranışların, düşüncelerin ve duyguların biyolojik mekanizmalarının anlaşılmasına da olanak tanıyacaktır.

İnsan davranışının kalıtsal yönünü genler oluştururken, peki insanların ellerini ya da kollarını hareket ettirmelerinde; işitsel uyaranları duymalarında; görsel uyaranları görmelerinde ve farklı tatlara sahip yiyeceklerin tatlarını ayırt etmelerinde etkili olan biyolojik yapı ya da yapılar nelerdir? Bu sorunun yanıtı: Sinirler ve sinir sistemidir.

İNSAN DAVRANIŞININ NÖROLOJİK TEMELİ: SİNİR

SİSTEMİ

Genlerin gelişimi ve işlevde bulunması sinir sistemi aracılığıyla gerçekleşmektedir. Sinir sistemi pek çok psikolojik aktivite için önemli bir iletişim ağı anlamına gelmektedir. Sinir sistemi aracılığıyla dış dünyadan çeşitli bilgiler alınır, değerlendirilir ve sonuçta çevreye uyum sağlayıcı düşünceler ve davranışlar ortaya çıkar. Nefes alma, bir çiçeği koklama, düşünme ve el başparmağını hareket ettirme gibi pek çok yaşamsal öneme sahip davranış, sinir hücrelerinin aracılığıyla gerçekleşir.

Sinir Hücreleri

Sinir hücreleri (nöronlar), sinir sisteminin temel birimleridir. Sinir hücreleri, belirli alanlarda iletişim kurmak için özelleşmişlerdir. Sinirler, elektriksel uyarımlarla çalışırlar. Birbirleriyle kimyasal sinyaller aracılığıyla iletişimde bulunurlar.

Page 38: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojinin Nörobiyolojik Temeli

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

Bir sinir hücresi, gövde ve gövdeye bağlı uzantılardan oluşur. Uzantılardan

ilki, dentrit ismini alır. Dentritler, sinir hücresinin uyarı toplayan uzantısıdır. Bir sinir hücresinde birden fazla dentrit bulunabilir. Dentritler, bir ağacın dallarına benzerler. Dentritler, aldıkları uyartıları sinir hücresinin gövdesine getirirler. Böylece uyartılar sinir hücresi gövdesinde değerlendirilir. İkinci uzantı ise akson isimini alır. Herbir sinir hücresinde bir tane akson bulunur. Aksonlar, dentritlerin olduğu bölgeden daha uzağa mesajların götürülmesine aracılık ederler. Aksonların uç kısımlarında, terminal düğmecikler yer alır. Aksonlar diğer bir sinir hücresinde ya da diğer vücut hücrelerinde sonlanırlar. Aksonlar, sinir hücresinin gövdesinden aldıkları iletileri, sonlandıkları sinir hücresinin dentritlerine ya da vücut hücresine gönderirler. Sinir teli ucu ile diğer sinir hücresi dentritlerinin karşılaştıkları ve iletilerin bir sinir hücresinden diğerine aktarıldığı noktaya, sinaptik nokta ismi verilir. Aksonlar, sinir tellerinin beslenmesi ve iletilerin sağlıklı bir şekilde iletilmesi için şıvan ve miyelin gibi özel kılıflarla sarılmışlardır. Miyelinler, protein yapısındadırlar ve akson etrafında kümelenmiş özel hücreler tarafından üretilirler. Miyelinin görevi, aksonları birbirinden ayırarak mesajların birbirine karışmasını önlemek ve hareket potansiyelinin hızını arttırmaktır. Nörolojik hastalıklara ilişkin belirtiler, miyelin kılıfının önemini ortaya koymuştur. Bazı hastalık vakalarında, bireylerin bağışıklık sistemleri, kendi beden yapılarına hücum eder. Bu hastalığa bir örnek, Multipl Skleroz hastalığıdır. Multipl Skleroz hastalığı, bağışıklık sistemindeki savunma amaçlı gözelerin, miyelin kılıfını vücuda yabancı bir etken olarak algılamasıyla yok etmeye çalışması olarak tanımlanır. Bu hastalığa sahip bireylerde duyu-motor açıdan fonksiyon yitimleri söz konusudur.

Sinirler işlev bakımından üçe ayrılırlar:

1. Duyu sinirleri: Duyu sinirlerine, getirici (afferent) sinirler de denilmektedir. Fiziksel dünyadaki bilgileri alırlar. Alınan bilgileri, duyu organlarından beyine ve omuriliğe iletirler.

2. Motor sinirler: Motor sinirler, götürücü (efferent) sinirlerdir. Beyinden ve omurilikten aldıkları sinyalleri, kaslara ya da diğer tepki organlarına bir başka deyişle bedenin diğer bölgelerine götürürler. Bu sinrler, organizmanın hareketi için hayati öneme sahip işlevde bulunurlar.

Page 39: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojinin Nörobiyolojik Temeli

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

3. Ara sinirler (İnternöron): Beyin ve omurilikte yer alırlar. İki sinir hücresi arasında bağ kurma görevini yerine getirirler. Ara sinirler, bilgileri beynin diğer bölgelerine aktarmaktan ziyade sinirsel aktiviteleri tek bir alanda bütünleştirirler. Bir başka deyişle, iletilerin bir sinir hücresinden diğerine aktarılmasına yardımcı olurlar.

Sinirsel İletişim

Sinir hücrelerinin, komşu sinir hücrelerinden bilgi almak, alınan bilgileri bütünleştirmek ve diğer sinir hücrelerine bütünleştirilen bilgileri aktarmak gibi görevleri bulunmaktadır. Bu görevleri yerine getirme, üç önemli parçanın işin içine girmesiyle gerçekleşir. Dentritler, komşu sinirlerden (dışarıdan) uyaranların ya da bilgilerin alındığı kısımdır. İkinci önemli bölüm, hücre gövdesidir. Bu bölümde binlerce sinirden elde edilen bilgiler toplanır ve bütünleştirilir. Gövde kısmı, aynı zamanda metabolizmik ve genetik faaliyetlerin gerçekleştiği yerdir. Komşu sinirler tarafından alınan bilgiler, hücre gövdesinde bütünleştiği zaman, elektriksel uyaranlar akson olarak isimlendirilen dar yapılara aktarılır. Aksonlar 1 milimetre boyutunda olduğu gibi bir metre boyutunda da olabilir. Aksonların uçlarındaki yuvarlak kabarcıklara, terminal düğmeleri ismi verilir. Terminal düğmeleri, elektriksel uyaranları alırlar ve sinaps ismi verilen bölgeye kimyasal sinyaller gönderirler. Sinaps, sinirler arasında gerçekleşen kimyasal iletişimin ismidir. Kimyasallar bir siniri terkeder ek sinapslara geçerler ve sinyalleri diğer sinirlerin dentriblerine gönderirler.

Sinir hücreleri arasındaki iletişime aracılık eden kimyasal maddelere, nörotransmitterler denilmektedir. 1970’ten önce, beyinde 5– 6 nörotransmitter aracılığı ile iletişim sağlandığına inanılmaktaydı. Bugün 60’tan fazla kimyasal maddenin beyin ve bedende bilgi dolaşımını sağladığı bilinmektedir. Bütün nörontransmitterler, depolarizasyon, repolarizasyon ve hiperpolarizasyon aracılığıyla davranışın ortaya çıkmasına ya da çıkmamasına aracı olmaktadırlar. Pek çok ilaç ve toksinler nörotransmitterlerin eylemlerini/faaliyetlerini etkilemektedirler. İlaçlar ve toksinler, terminal düğmelerden az ya da fazla nörotransmitter salınmasına neden olurlar. İlaçlar ve toksinler, aynı zamanda enzimlerin sinaptik bağlarda aktive olmasını engelleyerek ya da fazla aktive olmasını sağlayarak sinirlerin çalışmasını etkilerler. İlaçların, nörontransmitterlerin faaliyetlerine destek olmasına ya da artırmasına agonistik etki, eylemleri engellemesine antogonistik etki denilmektedir.

SİNİR SİSTEMLERİ

Yukarıda değinildiği gibi insan davranışı, sinir hücreleri arasındaki iletişimler aracılığıyla gerçekleşmektedir. İnsan bedeninde yer alan sinir hücreleri, iki önemli sinir sisteminin öğeleri olarak görev yaparlar. Bu sistemlerden ilki, merkezi sinir sistemidir. İkincisi ise, çevresel sinir sistemidir. Anatomik olarak bu iki sistem

Page 40: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojinin Nörobiyolojik Temeli

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

Sin

ir S

iste

mi

Merkezi Sinir Sistemi

Beyin

Omurilik

Çevresel Sinir Sistemi

Otonom Sinir Sistemi

Sempatik Sinir Sistemi

Parasempatik Sinir Sistemi

Somatik Sinir Sistemi

birbirinden ayrı olmalarına karşın işlevleri açısından birbirleriyle oldukça çok ilişkileri bulunmaktadır. Çevresel sinir sistemi, çeşitli bilgileri merkezi sinir sistemine getirir. Merkezi sinir sistemi, gelen bilgileri bütünleştirir, yorumlar ve belli davranışların ortaya çıkması için çevresel sinir sistemine yönlendirir.

Şekil 4.1. Sinir Sistemi

MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ

Merkezi sinir sistemi, içsel ve dışsal çevrede meydana gelen değişikliklere organizmanın tepki vermesini ve gerçekleştirilecek faaliyetlerin planlamasını yapar. Merkezi sinir sistemi, getirici sinirler aracılığıyla çevresel sistemden bilgileri alır ve götürücü sinirler aracılığıyla ise, çevresel sisteme bilgi gönderir. Böylece, birbirinden uzak olan bölgeler arasındaki örgütlemeyi gerçekleştirerek organizmanın hayati fonksiyonlarının devamını sağlar. Merkezi sinir sistemi tümbeyin ve omurilikten oluşur.

Page 41: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojinin Nörobiyolojik Temeli

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

Tümbeyin Tümbeyin kafatasında bulunur. Yetişkin bir insanın beyninin ağırlığı yaklaşık

1400 gramdır. Beyin; kimyasal yapısı, şekli ve hacmi birbirinden farklı hücrelere sahiptir. Tümbeyin, organizmanın bütün işlerinin yönetildiği komuta merkezi görevini yürütür. Vücuda ve çevreye yönelik bütün bilgiler beyne iletilir ve beyinde değerlendirilir. Beyin, uyku sırasında dinlense de yaşadığımız sürece faaliyetlerini bir an bile durdurmaz. Tümbeyin, beyin, beyincik ve tümbeyin sapı olmak üzere üç bölüme ayrılır.

1. Tümbeyin sapı, soğan ilik, köprü ve orta beyin olmak üzere üç bölüme sahiptir. Orta beyinle beyin arasında bulunan küçük parçaya ara beyin denir. Ara beyinde talamus ve hipotalamus olmak üzere iki yapı vardır. Talamus tarafından, duyuların sınıflandırılması yapılır. Daha sonra bu sınıflandırmalar, beyin kabuğuna gönderiler. Hipotalamus ise, vücudun hemostatik dengesinin sağlanmasından sorumludur. Ayrıca, iç salgı bezlerinin kontrolünü, açlık, susuzluk, iştah, ısı, uyku ve heyecan kontrolünü gerçekleştirir. Tümbeyin sapında, tat merkezleri, tükürük ve mide özsuyu salgılama merkezi, solunum, yutma, kusma ve mide hareketlerinin kontrol edilmesini sağlayan merkezler de bulunmaktadır. Tümbeyin sapı, insan vücudunda pek çok işlevin yönetilmesinden sorumludur. Bu işlevler:

• Baş ve boyun bölgesi kaslarını çalıştırmak,

• Göz kaslarıyla gözün hareket etmesini sağlamak,

• Kan damarlarının çap değişmelerini sağlamak,

• Çiğneme kaslarıyla çiğnemeyi sağlamak,

• Kalbin hareketlerini kontrol etmek,

• Yüz, ağız ve burun boşluğu duyularını almak,

• İşitme ve denge duyularını algılamak,

• Yüzün mimik hareketlerini gerçekleştirmek olarak sıralanabilir.

Page 42: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojinin Nörobiyolojik Temeli

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

2. Beyincik, Beyincik, beynin arka tarafında ve altındadır. Beyincik, herhangi bir hareketin gerçekleştirilmesinde, iskelet kaslarının birbiriyle örgütlü bir şekilde çalışmasını ve organizmanın dengesinin gerçekleştirmesini sağlar. Beyincik aynı zamanda, iskelet kaslarının dinlenme durumundaki gerilimlerini de düzenler.

3. Beyin, tümbeyinin, en büyük bölümüdür. Beyin, sağ ve sol olmak üzere iki yarım küreye ayrılır. Her bir yarım küre, alın, şakak, yan kafa ve art kafa olmak üzere dört loba ayrılır. Beynin alın lobunda, motor ve duyu sinirleri bulunur. Beynin yan kafa lobunda, genel duyu merkezleri ile birlikte, öğrenme, hafıza ve muhakeme gibi merkezler yer alır. Beynin şakak lobunda, işitme, işittiğini değerlendirme ve hatırlama merkezleri bulunur. Beynin arka kafa lobunda ise, görme ve görüntüleri değerlendirme merkezi yer almaktadır. Beynin dış kısmında gri (boz) madde, iç kısmında ise ak madde yer almaktadır. Dış kısmındaki boz yapıya beyin kabuğu (serbral korteks) denilmektedir. Beyin kabuğu tarafından, düşünme, zekâ, bellek , irade ve his gibi işlevler yerine getirilmektedir.

Omurilik Omurilik, sinir dokudan yapılmıştır. Omurilik, tümbeyin sapının uzantısı olarak

kabul edilmektedir. Omurga kanalı içinde uzanır. Omuriliğin ortasından boydan boya ince bir kanal uzanır ki bu kanala merkez kanal denir. Bu kanal içerisinde beyin omurilik sıvısı (BOS) yer alır. Bu sıvı, beyin ve omuriliği, darbelere ve aşırı ısılara karşı korumakla, beyin ve omuriliğe besin maddeleri götürmekle, artık ürünleri uzaklaştırmakla ve hastalıkların teşhisinde görevlidir. Omurilik, vücuda dağılan sinirler ile beyin arasındaki bağlantıyı sağlar. Reflekslerin gerçekleştirilmesinde rol alır. Ayrıca otonom sinirlere merkezilik yapar.

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ

Çevresel sinir sistemini, omurilik ve beyni vücudun diğer bölümleriyle bağlayan sinirler oluşturur. Çevresel sinirler; duyusal, çalıştırıcı (motor, oynatıcı) ve karma sinirler olmak üzere üçe ayrılır. Çevresel sinirler, gelen ve giden bilgileri taşırlar. Organlardaki duyular çevredeki değişiklikleri belirlerler ve çevresel sinirler aracılığıyla merkezi sinir sistemine sinyal gönderirler. Beyin de kaslara ve iç salgı bezlerine mesajlarını göndererek organizmanın yeni duruma uyumunu sağlar.

Çevresel sinir sistemi, beyin omurilik sinirleri ve otonom sinirleri olmak üzere ikiye ayrılır. Beyin omurilik sinirleri de ilgili olunan organa bağlı olarak kafaçiftleri ve omurilik sinirleri olarak ikiye ayrılır.

Page 43: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojinin Nörobiyolojik Temeli

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

Beyin-Omurilik Sinirleri Kafa çiftleri: Kafadan çıkıp başta kafa olmak üzere, vücudun ilgili yerlerine

giden sinirlere, kafa çiftleri sinirleri denir. On iki çift kafa siniri bulunmaktadır. Bu sinirlerin her birinin ismi ve işlevi farklıdır. Bu sinirlere koku siniri, görme siniri, gözü oynatan sinir, çiğneme hareketlerinden sorumlu sinir, yüz siniri, işitme siniri, dil siniri, yutak siniri, serseri sinir ve dilaltı sinir örnek verilebilir. On iki çift kafa çiftinden dört tanesi aynı zamanda otonom sisteme ait parasempatik sinir tellerini içerir.

Omurilik sinirleri: Omurilikten 31 adet çift sinir çıkar. Bu sinirlerin 8’i boyun, 12’si gögüs, 5’i bel, 5’i sağrı ve 1’i kuyruk bölgesinden çıkar. Bu sinirler, hem duyu hem de motor sinir tellerini içermektedir.

OTONOM SİNİR SİSTEMİ İç organların, iç salgı bezlerinin ve kan damarlarının sinirlerine otonom sinirler

denir. Otonom sinirler, isteğimiz dışında, emirlerimize bağlı olmadan çalışan kalp, bağırsak gibi organları çalıştırırlar. Otonom sinir hücreleri, otonom çekirdekler olarak isimlendirilirler ve bu çekirdekler beyin ile omurilikte yer alırlar. Anlaşılacağı üzere bu sisteme ait sinir telleri, beyin ve omurilikten doğar. Bunların dışında iç organlara ve omurgaya yakın sinir kümeleri de otonom sistemin sinirlerini oluştururlar. Otonom sinir sistemi, sempatik ve parasempatik olmak üzere ikiye ayrılır. Bu sinir sisteminin sinirleri, hem beyin omurilikte hem de organlarda yer alır. Bu sinir sistemleri, birbirine karşıt tepkiler vererek organizmanın faaliyetlerini etkilerler. Sempatik sistem, sinir sisteminin duygularla hareket eden bölümüdür. Korku, sevinç, heyecan gibi durumlarda sempatik sinir sistemi harekete geçer, kan basıncı artar, kalp hızlanır ve sindirim yavaşlar. Parasempatik sinir sistemi, sempatik sinir sistemini dengeleme görevini yürütür. Uyarıları duyu sinirleri ile merkezi sinir sistemine getirir ve oluşan tepkileri motor sinirlerle ilgili olan organlara götürür. Sempatik sistem etkili olduğunda bedende göz bebeklerinin büyümesi, deri de terlemelerin olması, kan basıncının artması, sindirimin yavaşlaması ve kandaki şeker oranın artması gibi tepkiler gözükür. Parasempatik

Page 44: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojinin Nörobiyolojik Temeli

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

Öze

t

•İnsan davranışın biyolojik temeli, genlere dayanmaktadır. Genler kromozomlar denilen biyolojik yapıların içnde bulunmaktadır. Bir kromozomun içerisinde milyonlarca gen bulunmaktadır. Genlerin gelişimi ve işlevde bulunması sinir sistemi aracılığıyla gerçekleşmektedir. İnsan bedeninde yer alan sinir hücreleri, iki önemli sinir sisteminin öğeleri olarak görev yaparlar. Bu sistemlerden ilki, merkezi sinir sistemidir. İkincisi ise, çevresel sinir sistemidir. Anatomik olarak bu iki sistem birbirinden ayrı olmalarına karşın işlevleri açısından birbirleriyle oldukça çok ilişkileri bulunmaktadır. Çevresel sinir sistemi, çeşitli bilgileri merkezi sinir sistemine getirir. Merkezi sinir sistemi, gelen bilgileri bütünleştirir, yorumlar ve belli davranışların ortaya çıkması için çevresel sinir sistemine yönlendirir. Herhangi bir insan davranışı bu iki sinir sisteminin etkileşimi ile oluşur.

Öd

ev

• Sinir sistemi ve davranışlarımız arasındaki ilişki ile ilgili bir metin yazınız.

• Hazırladığınız ödevi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “ödev” bölümüne yükleyebilirsiniz.

sistem etkili olduğunda ise, kalbin ve solunumun yavaşlaması, sindirimin aktifleşmesi gibi bedenin kendine gelmesine yönelik tepkiler ortaya çıkar.

Page 45: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojinin Nörobiyolojik Temeli

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

Değerlendirme sorularını

sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan

“bölüm sonu testi” bölümünde etkileşimli

olarak cevaplayabilirsiniz.

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Psikobiyoloji, davranışın düzenlemesinde hangi konularla ilgilenmez?

a) Cinsel hastalıklara yakalanmada davranışların rolünün incelenmesi

b) Kalbin anatomik yapısının incelenmesi

c) Diyabetin (Şeker hastalığın) davranışsal sonuçları

d) Hormon salanımı, stres ve başa çıkma davranışları arasındaki ilişkilerin incelenmesi

e) Beslenme alışkanlıkları ile hastalık arasındaki ilişkinin incelenmesi

2. Davranış üzerinde, beynin işlevlerinin davranışa etkilerini inceleyen psikologlara ne ad verilir?

a) Nöro psikolog

b) Klinik psikolog

c) Sağlık psikolog

d) Gen psikolog

e) Gelişim psikolog

3. Kromatin, hücre bölünmesi sırasında kısa, kalın büküntülü iplikler haline gelirler. Bu büküntülü ipliklere ne ad verilir?

a) Gen

b) Hücre

c) DNA

d) Sitoplâzma

e) Kromozom

4. İnsanların davranışları gen temelinde açıklanırken, karşımıza genotip ve fenotip olmak üzere iki önemli kavram çıkar. Aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

a) Fenotip özelliklerde çevre ve kalıtım etkilidir

b) Genotip özelliklerde kalıtım etkilidir

c) Genotip özellikler insan vücudunu nasıl şekilleneceğine ilişkin seçenekler sunar

d) Fenotip özellikler fiziksel özelliklerin şekillenmesinde etkilidir

e) Genotip özellikler sonradan edinilen özelliklerdir

Page 46: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojinin Nörobiyolojik Temeli

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

5. Yetişkin bir insanın beyninin ağırlığı yaklaşık kaç gramdır?

a) 1350

b) 1375

c) 1400

d) 1450

e) 1475

Cevaplar: 1.B, 2.A, 3.E, 4.E, 5.C

Page 47: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojinin Nörobiyolojik Temeli

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14

YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK DİĞER

KAYNAKLAR

Baron, R.A., Kalsher, M.J., & Henry, R.A. (2008). Psychology from science to practice. Boston: Pearson Education.

Feldman, R.S. (2008). Understanding psychology. New York: McGraw Hill. Hatipoğlu, T. (1998). Anatomi ve fizyoloji. Ankara: Hatipoğlu Yayınevi.

McGraw Hill. McKusick, V.A. (2001). The anatomy of the human genome. Journal of American Medical Association, 286 (18), 2289-2295.

Morris, C.G., & Maisto, A.A. (2005). Psychology an introduction. New Jersey: Prentice Hall. Onur, B. (1995). Gelişim psikolojisi. Ankara: İmge. Özden, M. (1999). Fizyoloji. Ankara: Somgür Yayıncılık. Papalia, D.E., Olds, S.W., & Feldman, R.D. (2004). Human development. New York: McGraw Hill. Passer, M.W., & Smith, R.E. (2007). Psychology: The science of mind and behavior. Boston: McGraw Hill. Solomon, E.P.(2003). İnsan anatomisi ve fizyolojisine giriş (Çev. L.B. Süzen).

İstanbul: Birol Basın Yayın Dağıtım. Toprak, M., & Akın, S.M. (1998). Anatomi ders kitabı. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi. Gökmen, F.G. (2003). Sistematik anatomi. İzmir: Güven Kitabevi. Arıncı., K, Elhan, A. (2003). Anatomi (3.baskı, Cilt 2). Ankara: Güneş Kitabevi. Taner, D. (1999). Fonksiyonel nöro anatomi (2.Baskı). Ankara: Metu Press. Wood, S.E., Wood, E.G., & Boyd, D. (2005). The world of psychology. Boston: Pearson.

Page 48: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

İÇİN

DEK

İLER

• Giriş

• Deneysel Çalışmalarda Temel Unsurlar

• Deney Grubu

• Kontrol Grubu

• Bağımsız Değişken

• Bağımlı Değişken

• Karıştırıcı (Kontrol) Değişkeni

• Deneysel Çalışmalarda Yapılan Ölçümler

• Öntest Ölçümü

• Son Test Ölçümü

• İzleme Test Ölçümü

• Deneysel Yöntemin Sınırlılıkları

HED

EFLE

R

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Deney kavramını öğrenecek,

• Deneysel çalışmaların temel unsurlarının neler olduğunu açıklayacak,

• Deneysel çalışmalarda yapılan ölçümlerin neler olduğunu ve

• Deneysel çalışmaların sınırlılıklarının neler olduğunu bileceksiniz.

ÜNİTE

3

DENEYSEL PSİKOLOJİ

PSİKOLOJİ

ÜNİTE

5

Page 49: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Deneysel Psikoloji

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

Oyuncak bebek testi ile

ilgili örnek videoyu sistemde ünite başlığı altında yer alan video bölümünden izleyiniz.

GİRİŞ

Deneysel psikoloji, davranışları anlamak için laboratuvar deneylerinin yapıldığı psikoloji dalıdır. Duyum, algı, öğrenme, bellek, güdü ve duygu ile davranışın fizyolojik temelleri gibi konularla ilgilenir. Deneysel psikoloji bir davranışı etkileyen çevre koşullarını ve uyarıcıları tanımlayıp ölçerek hangi davranışı, nasıl ve ne derecede etkilediğini bulmayı amaçlar.

Deneysel psikoloji, psikolojiye doğa bilimleri gözlüğüyle bakar ve onu deneysel yöntem yardımıyla anlamaya çalışır. Deneysel psikoloji bir konudan çok yöntemler dizgesini ifade eder ve psikolojinin diğer alanlarında kullanılan pek çok yöntemi içerir.

Deneysel psikolojinin geçmişi 11. yüzyıla kadar dayanmaktadır. İbn al-Haytham 1021'de yazdığı Optiğin Kitabı adlı yapıtta görsel algı ve yanılsamaları deneysel bir yaklaşımla incelemiş ve Abū Rayhān Birūni literatürde ilk defa tepki zamanı kavramını bulgulamıştır. Ne var ki, deneysel psikolojinin çağdaş bir akademik dal durumuna gelmesi Wilhelm Wundt'un matematiksel ve deneysel yaklaşımıyla ve dünya üzerindeki ilk psikoloji laboratuvarını kurmasıyla gerçekleşmiştir. Yasal ve ahlaksal sorunlar nedeniyle deneysel psikologlar uzun süre hayvanlar üzerinde araştırma yapmışlardır.

Deneysel psikolojinin yöntemle ilgili etkinlik alanında; deneysel yöntembilim, deney düzenleme ve dikkat edilmesi gereken noktalar, sonuçların yorumlanma biçimi ele alınır. Deneysel psikoloji, deneysel mantık ve deneysel düşünme ile yakından ilgilidir.

Deneysel psikolojide geçen 'deney' terimi ne anlama gelmektedir? Deney terimi bir şeyin denenmesi anlamına gelmez. Aynı şekilde, 'laboratuvar' ortamlarında yapılan her çalışma da deney değildir. Teknik olarak bir deney, karıştırıcı etkilerin kontrol altına alındığı bir ortamda bağımsız değişkenin (yani nedenin) deneyci tarafından değişimlenmesini ve bağımlı değişkenin (yani davranışın) bundan nasıl etkilendiğinin belirlenmesini içeren bir araştırma yöntemidir.

Pozitif bilimlerin ve bir pozitif bilim dalı olarak psikolojinin amacı, davranışların nedenlerini keşfetmektir. Zira pozitif bilim anlayışına göre doğada nedenler vardır ve nedenler meydana geldiğinde sonuçları doğurur. Diğer bir deyişle, doğa olayları ve bir doğa olayı olarak davranışlar gelişigüzel bir şekilde meydana gelmez. Neden, sonuca yol açan önkoşul veya önkoşullardır. Örneğin amaca yönelik davranışların engellenmesi bir önkoşul, yani nedendir. Engellenme ise saldırganlık sonucuna yol açar. Pozitif bilimlerde bir olayın diğer bir olayın nedeni olduğunu söyleyebilmek için bu ilişkinin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde, yani güvenilir olarak ortaya konması gerekir. Deneysel psikoloji çalışmalarında uygulanan yaklaşım ve teknikler işte bu olanağı yaratır. Bir olayın neden ve diğerinin de sonuç olduğunu, yani bu iki olayın arasında nedensellik ilişkisi olduğunu söyleyebilmek için teknik olarak iki olayın zamanda birlikte değişiyor olması gerekir. Deneysel psikoloji çalışmalarında deneyci, örneğin kaygı

Page 50: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Deneysel Psikoloji

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

Ta

rtış

ma

• Korelasyon çalışmalarında neden-sonuç ilişkisi aranmaz. Sadece iki değişken arasında ilişki hakkında bilgi verilir. Değişkenlerden hangisinin neden, hangisinin sonuç olduğu deneysel araştırmalarda bilinebilir. Yani deneysel yöntemde diğerlerinden farklı olarak değişkenler arasında neden-sonuç ilişkisi kurulabilir. Bu açıklama ışığında aşağıdaki soruyu arkadaşlarınızla tartışınız. Ve siz de benzer bir soru yazınız.

• Düşüncelerinizi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “tartışma forumu” bölümünde paylaşabilirsiniz. Örnek soru Aşağıdaki araştırma konularından hangisi deneysel bir çalışma gerektirir? a) Türkiye’deki sınıf öğretmenlerinin fen eğitiminde karşılaştığı güçlükler b) Çoklu zeka kuramına göre tasarlanmış fen öğretiminin ilköğretim öğrencilerinin fen başarısına etkisi c) Türkiye’deki AIDS hastalarının yaşa ve cinsiyete göre dağılımı d) Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki kadınlarda okuryazarlık oranı e) ÖSS puanları ile KPSS puanları arasındaki ilişki

düzeyindeki artış ile sınavda alınan notlar arasındaki ilişkileri, ölçmek suretiyle ortaya koyabilir. İkinci ölçüt, nedenin zamanda sonuçtan önce gelmesidir. Deneysel psikoloji çalışmalarında deneyci nedensel değişkeni kendisi ve istediği zaman anında oluşturarak onun değişik değerler almasını sağlar. Örneğin çeşitli yönerge veya düzenlemelerle deneklerin kaygısını belli düzeylere getirir. Bu uygulamalarla nedensel olayın zamanda önce meydana gelmesi sağlanır. Üçüncü ölçüt uyarınca da ilişki sadece belirtilen iki olay arasında olmalı, sonuçtaki değişikliklerden başka olaylar sorumlu olmamalıdır. Karıştırıcı olarak adlandırılan bu tür değişkenler sadece deneysel çalışmalarda, çeşitli tekniklerle kontrol altına alınabilir ve sonuca olan yanlı etkileri böylece ortadan kaldırılır. Örneğin zekâ, sınav başarısını etkileme potansiyelini taşır. Bu faktör, eşit zekâ düzeyinden deneklerin alınması veya deneklerin geniş bir topluluktan tesadüfi örnekleme yöntemiyle seçilmesi gibi tekniklerle kontrol edilir.

Özetle deneysel psikoloji bir yöntem alanıdır, psikolojik olaylar ve davranışların nedenlerini ortaya koyma gücüne sahip olan deneysel yaklaşım ve tekniklerin uygulanmasını içerir.Deney ise karıştırıcı etkilerin kontrol altına alındığı bir ortamda bağımsız değişkenin (yani nedenin) deneyci tarafından değişimlenmesini ve bağımlı değişkenin (yani davranışın) bundan nasıl etkilendiğinin belirlenmesini içeren bir araştırma yöntemidir.

Page 51: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Deneysel Psikoloji

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

DENEYSEL ÇALIŞMALARDA TEMEL UNSURLAR: Deneysel çalışmalarda aşağıda verilen temel unsurlar son derece önemli

görülmektedir:

Deney Grubu: Üzerinde araştırma yapılan, değişiklik yapılan gruptur. Deney grubunun sayısı birden fazla olabilir.

Kontrol Grubu: Üzerinde hiçbir değişiklik yapılmayan, sadece deney grubundaki değişikliği kontrol etmeye yarayan gruptur.

Bağımsız Değişken: Etkisi araştırılan değişkendir. Araştırmacının değiştirdiği değişkendir.

Bağımlı Değişken: Bağımsız değişkene bağlı olarak değişen değişkendir.

Karıştırıcı (Kontrol) Değişkeni: Deneysel çalışmalarda bağımlı değişkeni bağımsız değişken dışında etkileyebilecek diğer değişkenlerdir.

Araştırmacılar bağımsız değişkenin bağımlı değişken üzerindeki etkilerini gözleyebilmeye yönelik çeşitli deneysel araştırma düzeneklerinden yararlanabilirler. Bu tür düzeneklerde, genel olarak araştırmacı bağımsız değişkeni çeşitli düzenlemeler ve ayarlamalarla değişikliklere uğratarak, bu değişikliklere göre bağımlı değişkenin de değişip değişmediğini belirlemeye çalışırlar. Bu amaçla, araştırmacının deneye başlamadan önce, çeşitli denek grupları oluşturarak, bu grupları başlangıçta sadece bağımsız değişken açısından farklılaştırarak, bağımlı değişkeni etkileyebilecek olan diğer olası değişkenleri kontrol etmesi gerekir. Deneysel araştırmalarda kontrol olarak adlandırılan bu işlem sayesinde, değişkeni etkileyebilecek olan diğer beklenmedik değişkenlerin etkileri kontrol altında tutularak sonucun (bağımlı değişkendeki değişmelerin) sadece bağımsız değişkendeki değişmelerden kaynaklandığına karar verebilir. Bunun için ise deneyin başlangıcında deney ve kontrol gruplarını bağımsız değişken dışında her yönden birbirine denk olarak oluşturmak gerekir. Ancak bu sayede karıştırıcı değişkenler kontrol altına alınabilir.

Page 52: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Deneysel Psikoloji

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

Örn

ek •Empatik beceri eğitiminin bireylerin uyum düzeyine etkisini

araştırmak istiyoruz. Bunun için 15 er kişiden oluşan iki grup oluşturduk. Ancak deney öncesi bu iki grubun sosyal ve psikolojik özellikler bakımından denk olmalarına özen göstermek gerekir. Daha sonra gruplardan birisine 2-3 ay sürecinde “ Empatik Beceri Eğitimi” verdik. Sonuçta yaptığımız ölçümlerde deney ve kontrol gruplarının uyum düzeyleri arasında fark oluşmuş ise bu farkın kaynağının verdiğimiz eğitim olduğu sonucuna ulaşırız. Yani "Empatik Beceri Eğitimi"nin bireylerin uyum düzeylerini etkilediği sonucuna ulaşırız. Örnekte; Deney Grubu: Empatik beceri eğitimi verilen grup Kontrol Grubu: Eğitim verilmeyen diğer grup Bağımsız Değişken: Empatik beceri eğitimi Bağımlı Değişken: Uyum düzeyi Karıştırıcı (Kontrol) Değişkeni: Bireylerin, yaş, cinsiyet, sosyal çevre, aile yapısı, kişilik özellikleri, vs.

Deneysel çalışmalarda deney ve kontrol grupları arasındaki farkları tespit etmeye yönelik olarak üç ölçüm yapılabilmektedir.

Ön Test Ölçümü: Deney başlamadan önce deney ve kontrol grupları arasında bağımlı değişken ve karıştırıcı değişkenler açısından fark olup olmadığını anlamaya yönelik bir ölçümdür. Bu ölçümde gruplar arasında anlamlı farlılık olması beklenir.

Son Test Ölçüm: Deney bitiminde deney kontrol grupları arasında bağımlı değişken açısından anlamlı farklılık oluşup oluşmadığının test edilmesi amaçlanmaktadır. Eğer fark varsa deneysel işlemin etkili olduğu sonucuna ulaşılır. Fark yoksa da deneysel i şlemin etkili olmadığı sonucuna ulaşılır.

İzleme Test Ölçümü: Bu ölçüm deneysel işlem sonucu deney grubunda oluşan farklılığın zaman açısından kararlı olup olmadığının test edildiği bir ölçümdür. Deneysel işlem tamamlandıktan 2, 4 ve 6 ay sonra deney ve kontrol grubuna yeniden ölçüm yapılır. Eğer deney ve kontrol grupları arasındaki fark devam ediyorsa farkın geçici olmadığı aradan geçen zamandan etkilenmediği sonucuna ulaşılır.

Deneysel yöntemin bir özelliği de aynı deneyin diğer araştırmacılar tarafından da tekrarlanabilir olmasına olanak vermesidir. Deneyi gerçekleştiren araştırmacı, deneysel çalışmasını bilimsel bir ifadeyle rapor ederse diğer araştırmacılar da aynı

Page 53: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Deneysel Psikoloji

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

Örn

ek

•Klasik müziğin ineklerin süt verme üzerine etkisinin incelendiği bir araştırmada 50 inek yirmişerli iki gruba ayrılır. Birinci gruptaki ineklere sürekli klasik müzik dinletilirken diğerlerine dinletilmez, serbest bırakılır. Deneyin sonucunda klasik müzik dinleyen ineklerin süt veriminin %15 civarında arttığı gözlenmiştir.

•Buna göre klasik müziğin ineklerin süt verimini artırdığı (etkilediği) sonucuna ulaşılmış olur.

•Örnekteki deneyde:

•Deney Grubu: Klasik müzik dinleyen inekler

•Kontrol Grubu: Müzik dinletilmeyen inekler

•Bağımsız Değişken: Klasik müzik

•Bağımlı Değişken: Süt miktarı-verimi

Deneysel yöntemde araştırmacının

değiştirdiği bağımsız değişken dışında deney ve kontrol grupları her yönden birbirine denk

olmalıdır.

Klasik müziğin

hayvanlar üzerindeki etkisi ile ilgili örnek videoyu izleyiniz.

sonucu elde etmek için bu deneysel işlemi gerçekleştirebilir. Böylece, deneyin sonuçlarının da güvenirliği test edilmiş olur.

Her zaman her problem deneysel yöntem kullanılarak incelenemeyebilir. Bunun nedeni, bazen ilgilenilen probleme ilişkin gerçekleştirilecek deneysel işlemin kontrol edilebilirliğinin olası olmaması veya etik anlayışa aykırı olmasıdır. İnsanların davranışlarını deneysel yöntemle incelemek için onları çeşitli tehlikeli durumlarla karşı karşıya getirmek bilimsel bir tutum ve etik bir davranış değildir. Mesela yeni bir ilacı insanlar üzerinde denemek kesinlikle etik değildir.İnsanlar üzerinde etik açıdan yapılması uygun olmayan deneyler hayvanlar üzerinde gerçekleştirilmektedir. Özellikle, psikolojide gerçekleştirilen insan öğrenmesini anlamaya ve insan fizyolojisini açıklamaya yönelik deneysel araştırmalarda kedi, köpek ve fare gibi hayvanlar kullanılmış ve kullanılmaya da devam edilmektedir. Hayvanlar üzerinde gerçekleştirilen deneysel çalışma sonuçları ise mümkün olduğunca insanlara genellenmeye çalışılmaktadır. Günümüzde, insan davranışını anlamaya yönelik çalışmaları organize eden pek çok bilim, hayvanları deneysel araştırmalarında kullanmaktadırlar.

Bütün bu üstünlüklerinin yanı sıra deneysel yöntemin bazı sınırlılıkları vardır.

Temel sınırlılığı, deneysel koşulların kontrolünün sağlanmasının yapay bir durum oluşturmasıdır. Bu yapay durumun sonucunda, kullanımı ve uygulaması sınırlı bulgular ortaya çıkabilir.

Bir diğer sınırlılık ise, her deneysel işlemde her zaman kontrolün çok iyi bir şekilde sağlanabilmesi çok zor olmaktadır. Hatta bu durum sosyal bilimlerde çok daha zordur. Bu durum ise sonuçların güvenirliğini ve geçerliğini düşürecektir. Çünkü araştırmacılar, deneylerinin koşullarını dikkatli bir şekilde kontrol etmekle yüksek bir güvenirlik düzeyi sağlayabilirler. Bir deney planlandığı zaman

Page 54: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Deneysel Psikoloji

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

Öze

t

•Deneysel psikoloji, laboratuvar deneylerinin yapıldığı, hipotezlerin gerçekleşmesi ile ilgili deneysel araştırmaların sürdürüldüğü ve davranışların açıklandığı psikolojinin bir dalıdır. Deneysel yöntem, laboratuvar koşulları altında bir deney düzeneğinde olaylar arasındaki sebep sonuç ilişkilerini belirlemeyi amaçlayan ve araştırmacının önceden öngördüğü hipotezleri test etmeye yarayan bir araştırma yöntemidir. Deneysel yöntemde diğerlerinden farklı olarak değişkenler arasında neden-sonuç ilişkisi kurulabilir. Deneysel yöntemde her zaman her problem deneysel yöntem kullanılarak incelenemeyebilir. Bunun nedeni, bazen ilgilenilen probleme ilişkin gerçekleştirilecek deneysel işlemin kontrol edilebilirliğinin çok zor olması veya etik anlayışa aykırı olmasıdır. Deneysel araştırmaların en temel sınırlılığı, deneysel koşulların kontrolünün sağlanmasının yapay bir durum oluşturmasıdır. Bu yapay durumun sonucunda, kullanımı ve uygulaması sınırlı bulgular ortaya çıkabilir.

Öd

ev

• Bir araştırmacı, çocukların televizyonda şiddet görüntülerini sıklıkla görmelerinin onların saldırganlığını arttırdığını düşünmektedir. Bu hipotezi test etmek isteseniz, nasıl bir deneysel işlem gerçekleştirebileceğinizi ve deneysel kontrolü nasıl sağlayabileceğinizi tartışınız.

• Hazırladığınız ödevi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “ödev” bölümüne yükleyebilirsiniz.

araştırmacılar deney sonuçlarına etki edebilecek dışsal değişkenleri kontrol altına almalıdırlar.

Page 55: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Deneysel Psikoloji

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

Değerlendirme sorularını

sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan

“bölüm sonu testi” bölümünde etkileşimli

olarak cevaplayabilirsiniz.

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Başarı ve beceri açısından birebir eşlenmiş iki gruptan birincisine her gün düzenli olarak çizim çalışmaları yaptırılmış, ikinci gruptakilere ise yaptırılmamıştır. Bir aylık bir sürenin sonunda her iki grupta bulunan bireylerden bir nesneyi, resmetmeleri istenmiştir. Birinci grupta bulunan öğrencilerin resimlerinin gerçekliği daha yakından yansıttığı saptanmıştır.

Bu deneyde etkisi araştırılan değişken aşağıdakilerden hangisidir?

a) Çizim çalışmaları yapmamak b) Resmedilen nesnelerin niteliği c) Resimlerin gerçekliği yansıtış biçimi d) Grupların birebir eşlenmiş olması e) Düzenli olarak desen çalışmaları yapmak

2. Amasya’nın Elma Fareleri normalde yeraltındaki yuvasından 100 metreden fazla uzağa gitmezler. Araştırmacı Salih Bey denemek amacı ile bu fareleri alıp yuvasından 2 km uzağa bıraktığında hemen yolunu bularak yuvasına döndüğüne, ancak yuvasından 3 km. uzağa bırakılanların ise yuvasına dönemediğine şahit olmuştur. Bu deney yuvalarından çıkmayan 2 aylık yavrularla yapıldığında da aynı sonuçlar elde edilmiştir. Buna göre bu deneydeki bağımsız değişken, aşağıdakilerden hangisidir?

a) Farelerin yaşı b) Yuvaya dönüş süresi c) Bırakılan yerin yuvadan uzaklığı d) Yuvaya dönme e) Yuvadan çıkabilme durumu

3. Bir öğretmen, öğrencilerine verdiği ödev sıklığının ve öğrencilerin ödevleri yapmak için harcadıkları sürenin öğrencilerin matematik sınavı puanları üzerine olan etkisini incelemek istemektedir. Bu öğretmenin araştırmasındaki bağımlı ve bağımsız değişkenler nelerdir?

A Bağımsız değişken Bağımlı değişken A a) Ödev sıklığı ve ödev yapma süresi Matematik puanı B b) Matematik puanı Ödev yapma süresi ve ödev sıklığı C c) Matematik puanı Ödev yapma süresi D d) Ödev sıklığı Matematik puanı E e) Matematik puanı Ödev sıklığı Ödev yapma süresi

Page 56: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Deneysel Psikoloji

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

4. Kaygının öğrenme üzerinde etkisini araştıran bir araştırmacı, aynı özelliklere sahip iki grup öğrenciden, birinci gruptaki öğrencileri çeşitli şekilde kaygılandırarak, öğrenmeleri için bir konu verirken, ikinci gruba ise kaygısız bir ortam sağlıyor. Sonuçta, kaygılı öğrencilerin konuyu daha iyi öğrendiklerini saptıyor. Bu deneyde kaygılandırılmış öğrenciler aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilir?

a) Bağımsız değişken b) Bağımlı değişken c) Değişken d) Deney grubu e) Denetim grubu

5. Sosyo-ekonomik açıdan birbirine denk iki grup üniversite öğrencisinin dünya görüşlerinin, aldıkları psikoloji ve felsefe derslerinden hangi ölçüde etkilendiği araştırılıyor. Bu araştırmada kontrol (karıştırıcı) değişken aşağıdakilerden hangisi olabilir?

a) Felsefe ve psikoloji derslerinin içerikleri b) Öğrencilerin psikoloji derslerini okumuş olması. c) Öğrencilerin felsefe dersini almaları d) Öğrencilerin dünya görüşleri. e) Öğrencilerin gelir düzeyleri

Cevaplar:1.A , 2. C, 3.A, 4.D ,5.E

Page 57: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Deneysel Psikoloji

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK DİĞER

KAYNAKLAR

Budak, S. (2003). Psikoloji Sözlüğü. Ankara: Bilim ve Sanat. Cüceloğlu, D. (2000). İnsan ve Davranışı (Psikolojinin Temel Kavramları). İstanbul:

Remzi. Morris, G.C. (2002). Psikolojiyi Anlamak. (Çev. H.B Ayvaşık ve M. Sayıl). Ankara:

Türk Psikologlar Derneği. Not Oku. (ty). Açıköğretim Fakültesi (AÖF) e-Öğrenme eğitim portalı dersleri.

http://notoku.com adresinden 22 Mayıs 2011 tarihinde erişilmiştir. ODTÜ Bilgisayar Topluluğu.(ty). http://www.cclub.metu.edu.tr adresinden 22

Mayıs 2011 tarihinde erişilmiştir. Psikolji Dökümanları .(ty). Psikolojik Danışmanlık.

http://forum.psikolojikdanisma.net adresinden 22 Mayıs 2011 tarihinde erişilmiştir.

Relaxibo. (ty). RELAXİBO Bir Psikoloji Sitesi. http://www.relaxibo.com adresinden 22 Mayıs 2011 tarihinde erişilmiştir.

Atkinson, R.C., Rita Atkinson., Smith, E.E., Daryl J. Bem., Hoeksema, S.N. (2006). Psiklojiye Giriş (3. baskı). ( Çev. Yavuz Alagan). Ankara: Arkadaş.

Page 58: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

İÇİN

DEK

İLER

• Sosyal Psikoloji Nedir?

• Sosyal Psikolojinin Çalışma Konuları

• Sosyal Etki Ve Uyma Davranışı

• Tutumlar

• Sosyal Psikolojide Temel Kuramlar

HED

EFLE

R

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Sosyal psikolojinin ne olduğunu ve çalışma konularını öğrenecek,

• Sosyal etki ve uyum süreçlerini açıklayabilecek,

• “Tutum” kavramının neyi ifade ettiğini öğrenecek,

• Sosyal psikoloji alanındaki temel kuramların görüşlerini açıklayabileceksiniz.

ÜNİTE

3

SOSYAL PSİKOLOJİ

PSİKOLOJİ

ÜNİTE

6

Page 59: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Sosyal Psikoloji

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

Sosyal psikolojinin,

bireyin toplum içindeki davranışlarını veya

bireyin davranışlarının toplumsal faktörlerden ne şekilde etkilendiği araştıran bir bilim dalı

olduğu söylenebilir.

GİRİŞ

İnsanları diğer canlılardan ayıran en temel özelliklerinden biri de birbirleriyle etkileşim içinde olmaları, gruplar kurup bu gruplar içinde etkileşimli biçimde yaşamalarıdır. Hepimiz günlük yaşamımızda bazı sosyal grupların içinde yer alır ve o gruplardaki bireylerle etkileşime gireriz. Bu süreçte de kimi zaman o bireylerden etkilenir, kimi zaman da onları etkileriz. İşte sosyal psikoloji bu süreçleri ele alıp açıklaması bakımından günlük yaşantımızla doğrudan ilişkili bir bilim dalıdır.

SOSYAL PSİKOLOJİ NEDİR?

“Sosyal psikoloji nedir?” sorusuna verilen onlarca farklı yanıt mevcuttur. Birçok araştırmacı sosyal psikolojiyi değişik şekillerde tanımlamaya çalışsa da bu tanımlarda vurgulanan ortak noktalardan hareketle sosyal psikolojiyi şöyle tanımlamak mümkündür:

Sosyal psikoloji, psikoloji ve sosyolojinin kesişim noktasında yer alan ve tam anlamıyla ne psikolojinin ne de sosyolojinin çalışma alanına giren veya bu iki disiplinin de açıklamakta yetersiz kaldığı konuları ele alan bir bilim dalıdır. Psikolojinin bireysel davranışları, sosyolojinin de toplumsal davranışları ele aldığı düşünüldüğünde sosyal psikolojinin, bireyin toplum içindeki davranışlarını veya bireyin davranışlarının toplumsal faktörlerden ne şekilde etkilendiği araştıran bir bilim dalı olduğu söylenebilir.

SOSYAL PSİKOLOJİNİN EN TEMEL ÇALIŞMA KONULARI

Sosyal psikolojinin ne olduğuna ilişkin birçok farklı açıklamanın var olması sorunu büyük ölçüde sosyal psikolojinin çalışma konularına göz atılarak çözülebilir ki zaten bazı araştırmacılara göre sosyal psikoloji sosyal psikologların uğraştıkları alandır.

Oldukça geniş bir konu yelpazesine sahip olan sosyal psikoloji en temelde, etkili iletişim, sosyal etki ve uyma davranışı, sosyal algı, grup dinamikleri, liderlik ve tutumlar gibi konularda çalışmaların yürütüldüğü bir disiplindir.

Sosyal psikolojiye giriş niteliğinde olan bu bölümde sosyal psikolojinin tüm çalışma konularını derinlemesine ele almamız zor olacağından bu bölümde kısaca sosyal etki ve uyma davranışı ile tutumlardan söz edeceğiz.

Sosyal Etki ve Uyma Davranışı İnsan, sosyal bir varlıktır. Yani çevresindekileri etkilemekte ve onlardan da

etkilenmektedir. Önceleri belli bir düşünceye sahip olan veya belli bir davranışı sergileyen kişi veya kişiler daha sonra başkalarının etkisinde kalarak yeni düşüncelere sahip olabilmekte ya da yeni davranışlar sergileyebilmektedirler. İşte bu etkileşim süreci sosyal etki olarak nitelendirilir. Yani sosyal etki, bir kişinin başka

Page 60: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Sosyal Psikoloji

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

bir insanın veya insanların düşünce ve davranışlarının etkisinde kalarak kendi düşünce ve davranışlarında oluşturduğu değişiklerdir.

Uyma Davranışı Sosyal etkinin en temel formu, uyma davranışıdır. Uyma davranışı, bir kişinin

kendi düşünce ve davranışlarını, bir grubun görüşleri doğrultusunda değiştirmesini veya düzenlemesini ifade etmektedir. İnsanlar başkalarından yararlı bilgiler sağlamak amacıyla uyma davranışı sergileyebilecekleri gibi, dâhil oldukları grubun onayını almak ya da grubun tepkisinden kaçmak amacıyla da uyma davranışı sergileyebilirler.

Uyma davranışının benimseme, kabul etme ve itaat olmak üzere üç temel formu söz konusudur.

Bireyin üyesi olduğu grubun düşünce ve davranışlarının gerçekten doğru olduğuna inanarak uyma davranışı sergilemesine benimseme denirken kişi ya da grup baskısının bir sonucu olarak bireyin düşünce ve davranışlarda bir değişimin olması durumuna kabul etme, insanların otorite olarak gördükleri kişi ya da grubun isteklerini sorgusuzca kabul edip bunlara boyun eğmesi sonucu gerçekleşen uyma davranışına ise itaat denir.

Uyma Davranışını Etkileyen Unsurlar Uyma davranışı her zaman ve her yerde gerçekleşen bir davranış değildir.

Uyma davranışının gerçekleşmesinde etkili olan birçok faktör vardır ve bu faktörlerin bazıları bireylerin, bazıları grubun, bazıları da ortamın özelliklerinden kaynaklanır.

Uyma davranışının gerçekleşmesinde etkili olan bireysel faktörlere ilişkin araştırmalar, bağlanma ihtiyacı yüksek olan, otoriter tutumlara sahip olan ve kendilerine fazla güven duymayan bireylerin daha çok uyma davranışı gösterdiğini ortaya koymuştur. Bunların yanı sıra grubun birey için taşıdığı önemin de uyma davranışında etkili olduğu bilinmektedir. İnsanlar çekici buldukları ve üyesi olmaktan hoşlandıkları grupların kurallarına daha fazla uymaktadırlar.

Uyma davranışı üzerinde etkili olan grupsal faktörlerden en önemlisi grubun büyüklüğüdür. Grubun büyüklüğü ne kadar fazla olursa bireyi uyma davranışına itme gücü de o oranda büyük olmaktadır. Bunun yanı sıra grup üyeleri arasında söz birliğinin olması da bireyin uyma davranışı göstermesini önemli ölçüde etkilemektedir.

Uyma davranışı üzerinde etkili olan ortamsal özelliklerden en önemlisi de belirsizliktir. Bireyler bulundukları ortamda bir belirsizlik söz konusu olduğunda grubun eğilimine uymaktadırlar. Uyma davranışını etkileyen bir diğer ortamsal faktör de bireyin grupla yüz yüze olmasıdır. Çoğunlukla insanlar grupla yüz yüze olduklarında daha kolay uyma davranışı göstermektedirler.

Page 61: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Sosyal Psikoloji

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

İnsanlar Neden Uyma Davranışı Gösterirler? İnsanların neden uyma davranışı gösterdiklerine ilişkin araştırmaların

sonuçlarına göre insanların;

• Gruptan ayrı düşünmemek,

• Alaya alınmamak ya da hor görülmemek,

• Grup tarafından kabul edilmek,

• Ödüllendirilmek,

• Duygusal açıdan tatmin olmak,

• Sıkıntı ve kaygılarını paylaşmak,

• Doğru davranış biçimlerini öğrenmek,

• Beğenilmek

gerekçeleriyle uyma davranışı gösterdikleri ortaya konmuştur.

Tutumlar Bir bireye atfedilen ve onun psikolojik bir obje ile ilgili duygu, düşünce ve

davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan eğilime tutum denir.

İnsanlar tutumlara sahip olarak doğmazlar, yaşantıları yoluyla tutumları sonradan öğrenirler. Tutumların öğrenilmesi sürecinde etkili olan en temel unsur bireyin deneyimleridir. Ancak bunun yanı sıra pekiştirme ve sosyal öğrenme de tutumların oluşmasında etkili olmaktadır.

Tutumun Ögeleri Tutumlar genellikle birbirleriyle uyum hâlinde bulunan duygusal, bilişsel

(düşünsel) ve davranışsal boyutları içerir ki bunlara tutumun ögeleri denir. Bir tutumun duygusal ögesi, tutum nesnesine karşı gözlenebilen duygusal tepkileri ifade ederken, bilişsel ögesi tutum nesnesi hakkında sahip olunan bilgileri, davranışsal ögesi ise tutum nesnesine karşı gözlenebilen tüm davranışları ifade etmektedir. Yerleşmiş ve güçlü tutumlarda duygusal, bilişsel ve davranışsal ögeler tam olarak bulunur. Ancak zayıf tutumlarda özellikle davranışsal öge çok zayıf olabilir.

Page 62: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Sosyal Psikoloji

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

Örn

ek •Bir siyasi partiye ilişkin olumlu tutumu olan bireyin;

•O siyasi partinin öne sürdüğü fikirlerin değerli olduğuna inanması ve bu fikirlerin doğru olduğunu düşünmesi bilişsel ögeyi,

•O siyasi partinin liderini sevmesi ve bunu belli etmesi duygusal ögeyi,

•O siyasi partiye oy vermesi ve çevresindekilerin de oy vermesi için çaba harcaması ise davranışsal ögeyi ifade eder.

Tutum Değişimi İnsanlara ilişkin pek çok özellikte olduğu gibi tutumlarda da zamanla

değişimler olabilmekte, insanlar farklı tutumlar oluşturabileceği gibi mevcut tutumlarında değişiklikler de ortaya çıkabilmektedir.

Tutum değişikliği ile ilgili araştırmalar, etkili iletişim sürecinin tutum değişikliği ile sonuçlanacağını varsayarak, konuyu iletişim süreci çerçevesinde ele alırlar. Bu çerçevede iletişim sürecinin temel ögeleri olan kaynak, mesaj, hedef ve ortamın hangi özelliklerinin tutum değişikliğini arttırdığı açıklanmaya çalışılır (Öğülmüş: 2000).

İletişim kaynağının güvenirliği (uzmanlığı ve dürüstlüğü) ve sevilme düzeyi arttıkça iletişimin hedef kişilerde tutum değişikliğine yol açma olasılığı artar.

Hedefin tutumu ile verilen mesaj arasındaki farkın miktarı da tutum değişiminde etkilidir. Görüş farkı olarak nitelendirilen bu faktörle ilgili araştırmalar görüş farkının belli bir seviyeyi aşması durumunda tutum değişikliğinin azaldığını göstermiştir.

Hedefin tutuma bağlanma düzeyi, tutumuna ters düşen görüşler karşısında kendi görüşlerini savunmayı ne ölçüde öğrendiği, görüşlerinin başkalarınca desteklenip desteklenmemesi, içinde bulunduğu duygu durumu veya kendine saygısı gibi kişisel özellikleri de iletişimin tutum değişikliği ile sonuçlanıp sonuçlanmayacağını etkilemektedir.

Ayrıca bireyin yer aldığı ortamda bir belirsizliğin olması veya yüz yüze olmak gibi ortamla ilgili unsurlar da tutum değişikliği üzerinde etki yaratmaktadır.

SOSYAL PSİKOLOJİDE TEMEL KURAMLAR

Sosyal psikolojide grup içindeki insan davranışlarını açıklamada önemli etkisi olan kuramlardan bazıları şunlardır:

Page 63: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Sosyal Psikoloji

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

DAVRANIŞÇI KURAM Davranışçı kurama göre tüm davranışlar çevresel faktörlerin etkisiyle

şekillenmektedir. İnsanların sosyalleşmesi sürecinde de bu faktörler ön plandadır. Bireylerin davranışlarının ardından çevrelerinden aldıkları tepkiler onların bu davranışları daha sonra da sürdürüp sürdürmeyeceğini belirlemektedir. Yani çevremizdekilerin bizim davranışlarımız karşısında verdikleri tepkiler ödül veya ceza işlevi görerek davranışlarımızın şekillenmesinde etkili olmaktadır. Davranışlarının ardından olumlu tepkiler alan bireyler bu davranışlarını daha sonra da sürdürmekteyken davranışlarının ardından olumsuz tepkiler alan bireyler söz konusu davranışlarını sürdürmeme eğilimi göstermektedirler.

BİLİŞSEL KURAM Bu kuramın savunucuları grup içindeki davranışların yalnızca çevresel

faktörlerin etkisiyle oluşmadığını, bu süreçte zihinsel faktörlerin de etkili olduğunu ileri sürerler. Yani davranışların temel kaynağı bireysel iç süreçlerdir. Bireyin zihinsel yapısı, dışarıdan alınan uyarıcıları örgütler ve anlamlı hale getirir ve bireyi davranışı yapmaya yönlendirir. Yani bireyin çevresindeki uyarıcıları nasıl algılayıp anlamlandırdığını açıklamadan tam olarak davranışları da açıklamak mümkün değildir.

Sosyalleşme sürecinde de bireylerin çevrelerindeki uyarıcıları algılayıp yorumlama süreçlerini açıklamaya çalışarak davranışları bu doğrultuda ele almak gerekir.

PSİKANALİTİK KURAM Sigmund Freud'un yaptığı gözlem ve incelemelere dayanılarak geliştirilen bu

kurama göre insan davranışlarının temelinde bireyin farkında olmadığı ve normal koşullarda farkına varamayacağı bilinç dışı süreçler yer almaktadır.

Psikanalitik kuram, insanların toplumsal çevrelerinden ziyade psikolojik yapıları ile ilgilenilmesini temele almıştır. Kısaca, psikolojik yapıları, davranışlar sergilemelerinde oldukça önemli bir etkiye sahiptir.

ROL VE NORM KURAMI Daha çok sosyologlar tarafından savunulan bu kurama göre insanların

davranış sergilemeleri sürecinde, üstlendikleri roller ve içinde yaşadıkları grup ya da toplumun kuralları önemli rol oynamaktadır.

Her toplumda insanlar geçerli olan kurallara uyum gösterdiklerinde ya da rollerine uygun davrandıklarında sorunların giderildiği bir gerçektir.

Bu kurama göre toplumsal yaşamda geçerli olan kurallar ve değerler, insanların tutum sahibi olmasını ve farklı davranışlar sergilemesini belirleyen temel faktörlerdir. Ayrıca her birey sahip olduğu rollere uygun davranışlar sergileyerek sosyal ilişkilerini sürdürmektedir. Dolayısıyla sahip olunan roller ve toplumda benimsenmiş normlar davranışları belirlemekte etkili olmaktadır.

Page 64: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Sosyal Psikoloji

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

Öze

t

•Sosyal psikoloji bireylerin toplumsal gruplar içindeki davranışlarını araştıran psikoloji bir alt dalıdır ve sosyal etki, uyum, tutumlar, liderlik, sosyal algı ve grup dinamikleri gibi konuları ele almaktadır.

•İnsanların çevrelerindeki kişilerden etkilenerek davranışlarında veya düşüncelerinde değişikliklerin meydana gelmesi süreci sosyal etki kavramıyla açıklanırken sosyal etkinin en temel formu olan uyma kavramı bireyin düşünce ve davranışlarını, dâhil oldukları grubun görüşlerine uygun biçimde şekillendirmesini ifade etmektedir.

•Bir psikolojik nesneye ilişkin duygu, düşünce ve davranışları düzenleyen eğilimlere ise tutum denmektedir. Tutumlar yaşantılar yoluyla oluşmakta, birçok faktörün etkisiyle zor da olsa değişime uğrayabilmektedir.

•Sosyal psikoloji alanındaki kuramlara göz atıldığında da davranışçı kuramın ödül ve ceza uygulamasına, bilişsel kuramın zihinsel süreçlere, psikanalitik kuramın bilinç dışına, rol ve norm kuramının ise toplumsal değer ve normlarla sosyal rollere önem verdiği görülmektedir.

Öd

ev

• İnsanların neden uyma davranışı gösterdiklerini 200 kelimeyi aşmayacak şekilde yazınız.

• Hazırladığınız ödevi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “ödev” bölümüne yükleyebilirsiniz.

Page 65: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Sosyal Psikoloji

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

Değerlendirme sorularını

sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan

“bölüm sonu testi” bölümünde etkileşimli

olarak cevaplayabilirsiniz.

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Aşağıdakilerden hangisi sosyal psikolojinin alanını ifade eder?

a) Davranışların fizyolojik temelleri

b) Bireyin grup içindeki davranışları

c) Organizmanın gelişim süreci

d) Öğrenmenin temel ilkeleri

e) Davranış bozuklukları

2. Aşağıdakilerden hangisi sosyal psikolojinin çalışma konuları arasında yer almaz?

a) Liderlik

b) Tutumlar

c) Etkili iletişim

d) Grup dinamikleri

e) Bilinç dışı süreçler

3. Aşağıdakilerden hangisi bireyin üyesi olduğu grubun düşünce ve davranışlarının doğru olduğuna gerçekten inanarak uyma davranışı göstermesini ifade eder?

a) İtaat

b) Kabul etme

c) Mutlak itaat

d) Benimseme

e) Benimsemiş görünme

4. Aşağıdakilerden hangisi uyma davranışını etkileyen bireysel faktörlerden biridir?

a) Söz birliği

b) Bağlanma ihtiyacı

c) Güvenirlik

d) Belirsizlik

e) Grubun büyüklüğü

Page 66: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Sosyal Psikoloji

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

5. Aşağıdakilerden hangisi bireylerin uyma davranışı göstermelerinin nedenlerinden biri değildir?

a) Hor görülmemek

b) Ödüllendirilmek

c) Duygusal açıdan tatmin olmak

d) Doğru davranış biçimlerini öğrenmek

e) Kendini gerçekleştirmek

1.B, 2.E, 3.D, 4.B, 5.E

Page 67: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Sosyal Psikoloji

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK DİĞER

KAYNAKLAR

Güney, S. (2009). Sosyal Psikoloji. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. Kağıtçıbaşı, Ç. (2008). Günümüzde İnsan Ve İnsanlar . İstanbul: Evrim. Öğülmüş, S. (2000). Sosyal Psikoloji. Ankara: A. Ü. S. B. F. Riza, E. (1996). Sosyal Psikolojiye Giriş. İzmir: Anadolu. Sönmez, F. (1974). Toplum Psikolojisinin Kapsamı Ve Temel Sorunları. İzmir:

Ticaret. Şerif, M. ve Şerif, C. (1996). Sosyal Psikolojiye. İstanbul: Sosyal. Tekarslan, E., Kılınç, T., Şencan, H. ve Baysal, C. (2000). Davranışın Sosyal

Psikolojisi. İstanbul: İ. Ü. İletişim Fakültesi.

Page 68: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

İÇİN

DEK

İLER

• Rehberlik Hizmetleri

• Rehberlik Hizmetlerinin Amacı

• Kendini Gerçekleştirme

• Rehberlik Hizmetlerinde Temel İlkeler

• Başlıca Rehberlik Hizmetleri

• Psikolojik Danışma Hizmeti

• Psikolojik Danışmanda Bulunması Gereken Özellikler

HED

EFLE

R

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Rehberlik hizmetlerinin ne olduğunu bilecek,

• Rehberlik hizmetlerinin amaçlarını sayabilecek

• Rehberlik hizmetlerinin temel ilkelerini bilecek

• Başlıca rehberlik hizmetlerini sayabilecek

• Psikolojik danışma hizmetinin ne olduğunu bilecek

• Psikolojik danışmanda bulunması gereken özellikleri sayabileceksiniz.

ÜNİTE

3

PSİKOLOJİK DANIŞMA VE

REHBERLİK

PSİKOLOJİ

ÜNİTE

7

Page 69: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojik Danışma ve Rehberlik

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

Rehberlik, bireyin

kendini ve çevresini tanıyıp anlaması,

problemlerini çözebilmesi, daha doğru ve gerçekçi

kararlar alabilmesi, kapasitesini (bilgi ve becerilerini) verimli

kullanabilmesi, kendisi ve çevresiyle barışık,

uyumlu yaşayabilmesi ve böylece kendini

gerçekleştirmesi için profesyonel

düzeyde(planlı, programlı düzenli)

verilen yardım sürecidir (Kepçeoğlu, 1999).

GİRİŞ

Danışmanlık psikoloji klinik psikolojisi ile yakından ilişkili olan, ancak daha hafif duygusal, kişisel ve mesleki sorunlarla ilgilenen, problemlerin çözümü için psikoterapi uygulayan psikolojinin alt dalıdır. Psikolojinin bu dalı öğrenci kişilik hizmetleri içinde yer alan ve eğitim alanında da uygulanan bu alan ülkemizde psikolojik danışma ve rehberlik (PDR) alanı olarak bilinmektedir. Bu nedenle kitabın bu bölümünde psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleriyle ilgili temel bilgileri ele almaya çalışacağız.

REHBERLİK HİZMETLERİ Psikolojik danışma ve rehberlik, koruyucu ruh sağlığı hizmetidir. Ruh sağlığı

açısından normal, ancak gelişimsel ve uyum sorunları olan herkesin bu hizmetlere ihtiyacı vardır. Örneğin, yeni okula gelmiş bir öğrencinin uyum sorunu olabilir, arkadaşsızlık çekebilir, bir başka öğrencinin sınavlara ilişkin kaygısı olabilir ya da bir üst eğitim kurumu veya meslek seçimiyle ilgili yardım isteyebilir işte bu ve benzeri durumlarda bireylere psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri ile yardım edilebilir.

Bu hizmetlerden rehberlik, bireyin kendini ve çevresini tanıyıp anlaması, problemlerini çözebilmesi, daha doğru ve gerçekçi kararlar alabilmesi, kapasitesini (bilgi ve becerilerini) verimli kullanabilmesi, kendisi ve çevresiyle barışık, uyumlu yaşayabilmesi ve böylece kendini gerçekleştirmesi için profesyonel düzeyde(planlı, programlı düzenli) verilen yardım sürecidir (Kepçeoğlu, 1999).

Rehberliğin kelime anlamı kılavuzluk (guidance), yol göstermek anlamına gelir. Ancak bu kelimenin anlamı gerçek rehberlik anlayışıyla uyuşmaz. Neden? Çünkü rehberlik yol göstermek değil, yollar göstermek, seçenekler sunmak işidir ve sonuçda en son karar her zaman için danışan bireyin kendisi tarafınfan verilir.

Rehberlik Hizmetlerinin Amacı

Rehberliğin bireyde gerçekleştirmeye çalıştığı amaçlar şunlardır:

1- Birincil amaç: Kendini tanıması, bilgi, beceri ve kapasitesini fark etmesi birincil amaçtır,

2- Çevrede kendisine açık olan fırsatları öğrenmesi (meslek, iş, sosyal faaliyetler),

3- Gizli güçlerini geliştirmesi, güçlü ve zayıf yönlerinin farkına varması,

4- Çevresini tanıyarak uyum sağlamasıdır.

5- Kapasite, yetenek ve becerilerini kendine en uygun olarak maksimum düzeyde kullanmasına yardım etmek,

6- Kendi başına çözemediği sorunlarını çözmesinde yardım etmek,

Page 70: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojik Danışma ve Rehberlik

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

Kendini

gerçekleştirmekte olan birey, bir insandır

olağanüstü güçleri, becerileri olan biri değildir. Kusursuz,

hatasız, mükemmel değildir. Hata yapabilir, her işi başaramaz ama

başaracağı işi bilir. Daima mutlu, her şeyi, her yönü mükemmel

olamaz.

7- Nihai-sonal amaç: bireyin kendini gerçekleştirmesidir. Bu noktada hem rehberlik hem de psikolojik danışma alanı için son derece

önemli olan kendini gerçekleştirme kavramı üzerinde durulması gerekmektedir.

Kendini Gerçekleştirme

Kendini gerçekleştirme, kelime anlamı itibariyle Latince (fully fuctioning); tam verimlilik, kendini verimli kullanmak, kendi kapasite ve becerilerini kendisine en uygun alanda maksimum düzeyde kullanabilmektir. Kendini gerçekleştirme yaşam boyu devam eden bir süreçtir, sonu yoktur. Kendini gerçekleştirme bir düzey ve dereceyi ifade eder. Bireylerin kendini gerçekleştirme düzeyleri, farklı olabilir.

Kendini gerçekleştirmekte olan bireyin özellikleri sağlıklı bir insanda bulunması gereken özelliklerin aynısı olup şöyle sıralanabilir:

1- Tüm insanlar köylü-kentli, batılı-doğulu, beyaz-zenci, fakir-zengin, alt düzeyde olanlar ya da üst düzeyde olanlar hepsi kendini gerçekleştirme potansiyeline sahiptir.

2- İyimserdir, geçmişe esef etmez, geleceğe tesis eder.

3- Anı yaşamayı tercih eder. Zamanın verimli kullanır.

4- Risk almayı sever; azimli, kararlı ve yaratıcıdır.

5- Gerçekçidir, kendini olduğu gibi kabullenir. Zayıf ve güçlü yönlerinin farkındadır.

6- Paylaşımcı, dışa dönüktür, duygularını açığa vurmakta zorlanmaz.

7- Değişmeye, yeni yaşantılara açık, dinamik bir kişiliğe sahiptir.

8- Başkalarını olduğu gibi kabul edebilir

9- Kendi kapasite ve becerilerini iyi tanır. Dolayısıyla kendini verimli kullanır.

10- Kim olduğunu ve kim olabileceğini gerçekçi olarak bilir.

11- Hem kendisi hem de başkaları hakkında olumlu düşünür.

12- Kendine ve başkalarına saygılıdır.

13- Özgüven ve özsaygı yüksektir.

14- Doğal, sağlıklı ve dengeli ilişkiler kurar.

15- Zamanı iyi kullanır, geçmişten çok geleceğe dönüktür.

Rehberlik Hizmetlerinde Temel İlkeler

Yapılan her sistemde yürütülen her hizmette bazı ilke ve kuralların olması bir ihtiyaçtır. Bir sistem olarak da rehberlik hizmetlerinin amacına ulaşabilmesi kaliteli ve verimli olabilmesi ilkelere, hizmetlerin yapılışında ilkelere uyma ile mümkün olabilecektir.

1- Her insan saygıya değer, özgün bir varlıktır.

Page 71: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojik Danışma ve Rehberlik

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

Rehberlik Hizmet Çeşitleri

Hizmetin verildiği birey sayısına

göre

Hizmetin verildiği

problem alanına göre

Eğitim ve öğretim

kademelerine göre

Hizmet işlevlerine göre

Hizmetin uygulama

alanlarına göre

2- Rehberlik hizmetlerinin merkezinde birey (öğrenci) vardır.

3- Rehberlik hizmetlerinde karşılıklı gönüllük esastır.

4- Özerklik İlkesi, rehberlik hizmetlerinde yardımın esası bireyin kendi kendine yeter hale gelmesidir. Bir kişiye her gün balık vermektense balık tutmayı öğretmek çok daha yararlı olacaktır (KPSS 2007).

5- Bireyin (öğrencinin) her yönüyle gelişmesi kendilerini gerçekleştirmelerine yardım etmektir.

6- Rehberlik hizmetlerinde gizlilik esastır.

7- Rehberlik hizmetlerinde bireysel farklara saygı esastır.

8- Rehberlik hizmetleri hem bireye hem de topluma karşı sorumludur. Birey ve toplumu karşı karşıya getirmeden isteklerini gidermeyi öğrenmesi sağlanır.

9- Öğrenci ile ilgili herkesin ortak bir anlayış ve işbirliği içinde olması gerekir. Çünkü rehberlik hizmetleri bir takım işidir.

10- Rehberlik hizmetleri – uygulamaları sürecinde kurumun (okulun) amaç ve ihtiyaçlarına önem verilmelidir.

11- Rehberlik hizmetleri demokratik ve insancıl bir anlayışa dayanır.

12- Her bireyin kendisi hakkında karar verme hakkı ancak kendisine aittir.

13- Her birey seçim yapma özgürlüğüne sahiptir.

14- Tüm öğrencilere yönelik bir hizmettir.

15- Rehberlik hizmetleri planlı, programlı, örgütlenmiş olarak profesyonel bir düzeyde sunulmalıdır.

16- Rehberlik hizmetleri süreklidir – yaşam boyu sürer.

Başlıca Rehberlik Hizmetleri

Rehberlik hizmetleri aşağıdaki şekilde sınıflanmaktadır.

Bireysel Rehberlik

Grupla Rehberlik

Eğitsel

Mesleki

Kişisel

Okul Öncesi

İlköğretim

Ortaöğretim

Yüksek Öğretim

Uyum Sağlayıcı Yöneltici

Ayarlayıcı

Eğitim, sağlık, sosyal yardım ve endüstri,

Adalet-Güvenlik

Page 72: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojik Danışma ve Rehberlik

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

Psikolojik danışma

“bireyin karar verme ve problem çözme

ihtiyaçlarını karşılayarak gelişim ve uyumunu

sürdürmesine yardımcı olmak amacıyla bireyle

yüz yüze kurulan törapatik bir yardım ilişkisidir (Gibson ve

Mitchell 1990).

PSİKOLOJİK DANIŞMA HİZMETİ Psikolojik danışma “bireyin karar verme ve problem çözme ihtiyaçlarını

karşılayarak gelişim ve uyumunu sürdürmesine yardımcı olmak amacıyla bireyle yüz yüze kurulan törapatik bir yardım ilişkisidir (Gibson ve Mitchell 1990). Psikolojik danışma danışman ile danışan arasında karşılıklı güven ve saygıya dayanan, duygusal yoğunluğu olan, yüz yüze yapılan bir profesyonel görüşmedir. Psikolojik danışma bireylerin kendilerini tanımalarına, güçlü ve zayıf oldukları yönlerini bilmelerine ve karşılaştıkları durumlara (problemlere) etkili çözümler üretebilmelerine yardımcı olmak amacıyla bir uzman ya da danışman tarafından sunulan yardım hizmetidir.

Psikolojik danışma hizmeti günümüzde rehberlik hizmetleri içinde merkezi öneme sahip, ancak bir uzman tarafından verilmesi gereken bir hizmet türüdür. Psikolojik danışma hizmetlerinde yardımı alan kişiye “Danışan”, yardımı veren uzmana ise “psikolojik danışman” denir. Okullarda psikolojik danışma hizmetinden, çeşitli uyum sorunlarını çözmek isteyen, başarısızlık, karar verme güçlüğü vb. problemleri olan öğrenciler olduğu kadar kendini tanımak ve geliştirmek isteyen herkes yararlanabilir. Psikolojik yardım ilişkisi bir süreçtir. Bu süreç içinde bireye kendini ve sorunlarını gerçekçi bir gözle görmesi ve uygun çözümler bulması için yardım edilir. Anlaşılacağı gibi bu yardım, bu alanda yetişmiş uzman kişilerce verilen profesyonel bir hizmettir. Okuldaki rehberlik uzmanı (veya bu alanda yetişmiş bir başka uzman) tarafından verilir. Psikolojik danışmanın kendine özgü ilkeleri, etik kuralları, kuramsal temelleri, uygulama teknikleri, çeşitli yaklaşımları vardır. Bu konuda bilgi ve beceri kazanmak uzun bir eğitimi gerektirir.

Psikolojik Danışmanda Bulunması Gereken Özellikler Psikolojik danışma, uzmanlık gerektiren törapatik bir ilişki sürecidir. Bu

süreçte Psikolojik Danışma hizmeti veren uzmanların bazı özellikleri taşıması gerekir. Bunlar:

Danışanı ön yargısız olarak olduğu gibi kabul eder.

Yardım alan bireye (danışana) saygıyı esas alır.

Danışanı saygıyla, içten ve dikkatlice dinleyerek ve anlamaya çalışmak önemlidir.

Danışanı zorlama, eleştirme ve yargılama yapılamaz.

Birey hakkında karar verme hakkı bireyin kendisine aittir.

Danışanla empati ve iletişim kurabilmek.

Psikolojik danışma hizmeti diğerlerinden farklı olarak gizlilik esasına dayanır.

Page 73: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojik Danışma ve Rehberlik

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

Öze

t •Danışmanlık psikolojisi klinik psikoloji ile yakından ilişkili olan, ancak daha hafif duygusal, kişisel ve mesleki sorunlarla ilgilenen, problemlerin çözümü için psikoterapi uygulayan psikolojinin alt dalıdır. Öğrenci kişilik hizmetleri içinde yer alan ve eğitim alanında uygulanan psikolojinin bu alanı ülkemizde Rehberlik ve Psikolojik Danışma (PDR) alanı olarak bilinmektedir. Psikolojik danışma ve rehberlik koruyucu ruh sağlığı hizmetidir. Eğitim kurumları bu hizmetin uygulama alanlarından bir tanesidir. Ruh sağlığı açısından normal, ancak gelişimsel ve uyum sorunları olan herkesin bu hizmetlere ihtiyacı vardır. Rehberlik ve Psikolojik Danışma bireyin kendini ve çevresini tanıyıp anlaması, problemlerini çözebilmesi, daha doğru ve gerçekçi kararlar alabilmesi, kapasitesini (bilgi ve becerilerini) verimli kullanabilmesi, kendisi ve çevresiyle barışık, uyumlu yaşayabilmesi ve böylece kendini gerçekleştirmesi için profesyonel düzeyde (planlı, programlı düzenli) verilen yardım sürecidir. Öğrencinin eğitim ve öğretim hizmetlerinden verimli bir şekilde yararlanması ve çağdaş eğitim sisteminin amaçlarına ulaşabilmesi için okullarda öğretim ve denetim faaliyetleri dışında başka hizmetlere de ihtiyaç olduğu açık bir gerçektir. Çağdaş eğitim sisteminde bu ihtiyacı karşılayan hizmetler içinde rehberlik hizmetlerinin de yer aldığı öğrenci kişilik hizmetleridir. Psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri de öğrenci kişilik hizmetleri kapsamında yer alır.

Öd

ev

• Yakından tanıdığınız, bir psikolojik danışmanın, kendi okulunuzdaki okul rehber öğretmenin nasıl bir rehberlik hizmeti verdiğini öğrendiğiniz bilgiler ışığında irdeleyeniz. Olumlu yönlerini ve eksiklerini çıkarmaya çalışınız.

• Hazırladığınız ödevi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “ödev” bölümüne yükleyebilirsiniz.

Page 74: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojik Danışma ve Rehberlik

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

Değerlendirme sorularını

sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan

“bölüm sonu testi” bölümünde etkileşimli

olarak cevaplayabilirsiniz.

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Aşağıdakilerden hangisi rehberlik anlayışının temelini oluşturan ilkelerden biri değildir? (KPSS 2006)

a) Öğrenci merkezlilik

b) Profesyonellik

c) Kurum amaç ve ihtiyaçlarına uygunluk

d) Gönüllülük

e) Koruyuculuk 2. Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinin en genel amacı bireyin

kendini gerçekleştirmesine yardım etmektir. Kendini gerçekleştirme ise bireyin tüm gizil gücünü kullanabilmesi, verimli ve mutlu olması anlamına gelmektedir. Kendini gerçekleştirmede başarılı olmuş bir bireyde,

I. Giriştiği tüm işlerde başarılı olma, II. İnsanlarla ve yaşadığı çevreyle ilgili olma,

III. Daima mutlu olma, IV. Zamanını iyi kullanma, V. Geçmişten çok geleceğe dönük olma

Özelliklerinden hangilerinin bulunması beklenir? a) I, II, IV b) I, IV, V c) II, III, V d) II, IV, V e) II, IV, V

3. Aşağıdakilerden hangisi rehberlik hizmetlerinin amaçlarından biri değildir? a) Çevrede kendisine açık olan fırsatları öğrenmesine yatdımcı olmak b) Çevresini tanıyarak uyum sağlamasına yardımcı olmak c) Kendi başına çözemediği sorunlarını çözmesinde yardım etmek d) Kendini tanıması, bilgi, beceri ve kapasitesini fark etmesine yardımcı

olmak e) Bireyin fiziki çevresini düzenlemesine yardımcı olmak

4. Aşağıdakilerden hangisi kendini gerçekleştirmiş bireyin özelliklerinden biri değildir?

f) İyimserdir, geçmişe esef etmez, geleceğe tesis eder

g) Zamanın verimli kullanır

h) Risk almayı sever; azimli, kararlı ve yaratıcıdır

i) Sadece anı yaşar

j) Gerçekçidir, kendini olduğu gibi kabullenir 5. Aşağıdaki özelliklerden hangisi bir danışmanda olması gereken

özelliklerden biridir? a) Empatik iletişim kurabilir b) Herzaman iyimserdir c) Koruyucudur d) Kendi merkezlidir e) Süperego merkezlidir Cevaplar: 1.E, 2.D, 3.E, 4.D, 5.A

Page 75: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE …¼niteler-birleşmiş.pdf · Psikolojiye Giriş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Psikoloji yunanca ruh anlamına

Psikolojik Danışma ve Rehberlik

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK DİĞER

KAYNAKLAR

Acar, N.V., Yıldırım, İ. ve Ergene, T. (1996). Psikolojik danışma hizmetlerinden kimler yayınlanıyor? Psikiyatri Psikoloji Psikofarmakoloji Dergisi, 4(2), 122-129.

Bacanlı, H. (2003). KPSS eğitim bilimleri. Ankara: Nobel. Bakırcıoğlu, R. (1994). Rehberlik ve psikolojik danışma. Ankara: Turhan. Can. G. (2002). Psikolojik danışma ve rehberlik. Ankara: Pegem A Yayıncılık. Deniz, M. E. ve Erözkan. A. (2008). Psikolojik danışma ve rehberlik. Ankara: Maya

Akademi. Işıklı, S. (2000). Bilişsel-dinamik psikoterapi uygulamasında bütünleşme:

Yapılandırıcı yaklaşım. Türk Psikoloji yazıları, 3(5), 63-72. Karahan, T. F. ve Sardoğan, M. E. (1994). Psikolojik danışma kuramları. İstanbul:

Birsen. Kaya, A. (2004). Psikolojik danışma ve rehberlik. Ankara: Anı. Kepçeoğlu, M. (1994). Psikolojik danışma ve rehberlik. Ankara: Özerler. Kuzgun, Y. (1995). Psikolojik danışma ve rehberlik. Ankara: ÖSYM. Kuzgun, Y. (1999). İlköğretimde rehberlik. Ankara: Nobel. Kuzgun, Y. (2005). Meslek Danışmanlığı. Ankara: Nobel . Morris, C. G. (2002). Psikolojiyi anlamak (Psikolojiye giriş). (Çev. Ed. H.B. Ayvaşık ve

M. Sayıl). Ankara: Türk Psikologlar Derneği. Öğretmen Adayları İçin Rehberlik. ( 2010). Ankara: İhtiyaç Yayıncılık Özgüven, İ. E. (1998). Bireyi tanıma teknikleri. Ankara: Sistem Ofset. Özgüven, İ.E. (2000). Çağdaş eğitimde psikolojik danışma ve rehberlik. Ankara:

Sistem Ofset. Tan, H. ( 1995). Psikolojik danışma ve rehberlik. Ankara: M.E.B. Yayınları. Wolberg, L. R. (1977). The technique of pschotherapy. New York: Grune & Stratton. Yeşilyaprak, B. ( 2001). Eğitimde rehberlik hizmetleri. Ankara: Nobel Yayınları.