edİtÖr - fmv işık okulları1.duyu organlari: (duyularımızın fethi) hayvanlar seçicidirler ve...

57
OCAK 2012 HAZIRLAYANLAR MELEK KÖKSALAN ESİN ALPER AMELİTA AKYAR EDİTÖR ZEYNEP ENGİN

Upload: others

Post on 28-May-2020

33 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

OCAK 2012

HAZIRLAYANLAR

MELEK KÖKSALAN

ESİN ALPER

AMELİTA AKYAR

EDİTÖR ZEYNEP ENGİN

•MONTESSORI FELSEFESİ

•ARALIK AYINDA ÇALIŞTIĞIMIZ

MONTESSORI MATERYALLERİNDEN

ÖRNEKLER

Pratik Yaşam Materyalleri

Duyusal Materyaller

Matematik Materyalleri

Dil Materyalleri

Kültürel Çalışmalar

•OCAK AYI KÜLTÜREL KONULARI

•AYIN SORUSU

•BRANŞ ETKİNLİKLERİ

İngilizce

Müzik

Bilgisayar

Beden Eğitimi

Görsel Sanatlar

Satranç

Bale /Modern Dans

Mind Lab

KİTAP ÖNERİLERİ

REHBERLİK BİRİMİ

DOĞUMGÜNLERİMİZ

SEVGİ MENÜSÜ

EMİCİ ZİHİN Dünyaya gelen çocuğun yapması gereken bir iş vardır. Bu, kişiliğini

kurma ve inşa etme işidir. Bu içsel bir etkinliktir. Bu etkinlik

bilinçli irade tarafından yönlendirilemez. Çocuk bir hiçten bir

şeyler yaratır. Yetişkinlikteki mükemmellik, çocuklukta “gizlice ve

sakince” yapılan normal çalışmanın bir sonucudur.

Yetişkin yaratan çocuktur. Çocuk çok önemli bir rehberlik görevi

üstlenmiştir. Doğa ona bu görevinde yardımcı olacak her tür

malzemeyi vermiştir. Bunlar:

1.DUYU ORGANLARI: (Duyularımızın fethi) Hayvanlar

seçicidirler ve duyuları yoluyla kontrol edilirler.

ÖRNEĞİN: kedinin gözleri (diğer gece avcıları gibi) karanlığı

uyum sağlar. Ancak karanlıkta sabit duran değil, hareket eden

nesnelerle ilgilidir. Karanlıkta herhangi bir şey hareket ettiği

zaman kedi, pençesini derhal ona doğru uzatır, ancak bunun

dışındaki hiçbir şeye en ufak bir dikkat sarf etmez. Çevresine

karşı genel bir ilgisi yoktur, çevrenin belli özelliklerine içgüdüsel

bir tepki verir.

Çocuk ise, çevredeki her şeyi toplu olarak ve tüm detaylarıyla

görür. Hayvanlar içgüdüleri tarafından yönlendirilirler ve duyuları

onların uygun davranışlarda bulunmalarına yardım eder. Çocuk söz

konusu olduğunda ise, duyular vardır ve sahibinin hizmetindedir.

Çocuk içgüdülerini değil, içsel rehberini izler.

Çocuk, çevresindeki her şeyi bir bütün olarak eşit şekilde

gözlemler. Bunları daha sonra ayırt eder ve farklılaştırır. Çocuk

izlenimleri mekanik bir şekilde değil fakat içinde meydana gelen

psiko – kimyasal reaksiyonlarla alır. Böylece bu izlenimler onun

kişiliğinin tam bir parçası haline gelir. Duyusal yan da gene

çevreden emilir.

2. EMİCİ ZİHİN: (özel bir tip zihin) 7 yaşına gelinceye kadar

sürer. Bu dönemde çocuk cevrede olan her şeyi ayırt etmeden,

doğru veya yanlış, düzen veya düzensizlik aramaksızın emer. Aynı

zamanda çevresindeki alışkanlık ve tutumları da emer, içine alır.

Zihin 3 yaşa kadar her şeyi en küçük detayına kadar emer, alır.

3 yaştan sonra ise çocuk, almış olduğu temele göre izlenimleri

kabul etmeye başlayabilir. 7 yaştan sonra kişilik tamamen

oluşmuştur. Çocuklar bu dönemde öğrendikleri dili en küçük

detayına kadar emerler.

YETİŞKİN ZİHİN İLE EMİCİ ZİHNİN

KARŞILAŞTIRMASI

YETİŞKİN

1. Temkinli olarak ve bilinçli bir zihinsel

çaba ile yola çıkar.

2. Belli bir noktada yorgunluk hatta

bıkkınlık hisseder.

3. Öğrenir, ancak bazı ince noktaları

kaçırabilir.

4. Öğrendiklerini unutabilir.

5. İşini daima bir nedene bağlı olarak

ve bilinçli iradesi ile yapar. Zorlukların

üzerine uzun uzun düşünerek gider.

6. Yaptığı işten zevk almayabilir, ancak

bazı dış hedeflere ulaşmak için bu işe

devam edebilir.

ÇOCUK

1. Çevreden sadece onun içinde

yaşayarak emer, alır.

2. Çalışmalar sırasında yorulmaz ve

daima bir şekilde öğrenir.

3. Mükemmel ve akıcı eşit oranda

ilgilenir.

4. Çocuk öğrendiklerini asla unutmaz.

5. Sadece içsel, doğal emirlere uyar.

6. Kendiliğinden seçtiği etkinliği daima

hoşlanarak ve içsel amaçları için yapar.

Yaşamı arzuları tarafından yönetilmeyen bir yetişkin kendisinde halen

var olan, içsel rehberlik için gerekli manevi zenginliğe erişebilir ve ona

cevap verebilir. Ancak arzularının esiri olmuş bir yetişkinin bu içsel

yaşamına yön veremeyecek kadar zayıflamıştır.

“Bizler çocuğa, onun bilinçlilik düzeyini sürekli artırarak bu içsel rehberi

ile devamlı bir ilişki içinde kalmasında yardım etmeliyiz”.

Emici Zihnin 2 alt düzeyi vardır:

1. Doğumdan 3 yaşa kadar çocuğun zihni bilinçsiz olarak çalışır,

bilinçsizlikle dolu bir kütle halindedir. Büyük bir zihinsel güçle doludur.

Bu güç, yönlendirilmeyi bekleyen bir potansiyeldir. Yönlendirme ise

yaşam enerjisidir, yani hormédir.

2. 3 – 6 yaş arası zihinsel emme süreci daha bilinçli hale gelir. Yaşamın ilk

döneminde çocuk görebilir ancak gerçek anlamda kavramaz.

Yeni doğmuş bebeğin kulakları vardır ancak seslere tepki vermez. Zaman

içinde bilinçsiz zihin bilinci oluşturur. Daha sonra bilinçaltı, zekanın

gelişiminden sorumlu hale gelir.

Çocuğun zihni ile bir kamera ve yetişkinin zihni ile bir ressam arasında

benzetme yağılabilir. Kamera birçok resmi aynı anda ve kısa sürede

üretebilir, ancak bir ressam seçici olarak resmeder ve daha uzun zamana

ihtiyaç duyar.

Çocuğun yaratıcı çalışması için çevreye ihtiyacı vardır. Çocuk için bu bir

zihinsel uyarılma değil zihinsel yaratıcılıktır. Bu nedenle çevrenin rolü çok

önemlidir.

Dr. Montessori der ki, “Çocuklara çok basit oyunlar ve etkinlikler

sunmamalıyız. Çünkü çocuklar çok daha karışık olanlardan zevk alırlar.

Çocuk çaba sarf etmekten çok hoşlanır ve bu çabalar sayesinde fethini

gerçekleştirir. Aynı zamanda ilginin de en üst noktada tutulması

önemlidir.

Çocuğun zihninde insanları birbirinden farklı kılan ruhsal özellikler,

alışkanlıklar, hisler, önyargılar vardır. Bu ruhsal özellikler o denli

güçlüdürler ki ancak nadiren bir yetişkin tarafından değiştirilebilirler.

Emici Zihin vasıtasıyla çocuk içinde bulunduğu grubun tüm özelliklerine

sahip bir insan haline gelir.

Çocuğu gözlemlemek, onda meydana gelen mucizeyi görmek ve ihtiyacı

olanı ona sunmaktır.

Tüm yaşamımız bizi dolaylı olarak gelecek için hazırlamaktadır. Tüm

yaşam, yaşamın bu ilk dönemlerindeki normal gelişmeye bağlıdır. Çocuğun

yaşamının her bir küçük ayrıntısı önemli kurallara bağlıdır ve her bir

ayrıntı dikkatle çalışılmalı ve çok önemsiz görülseler dahi saygı

gösterilmelidir. Çünkü bizler, yargılayan değiliz. Doğanın yardımcılarıyız.

KATLAMA ÇALIŞMALARI ( 2,5 yaş )

Direk Amaç: Düzgün bir şekilde katlama yapabilmek.

Dolaylı Amaç: Geometriye hazırlık.

Katlama sırasında ortaya çıkan geometrik şekilleri fark edebilmek.

SIKIŞTIRMA & GEVŞETME ÇALIŞMALARI ( 2,5 – 4,5 yaş )

Direk Amaç: Nesneleri sıkıştırmak, gevşetmek.

Dolaylı Amaç: Küçük kas gelişimini desteklemek.

El-göz koordinasyonu, konsantre yeteneği ve düzen duygusunu geliştirmek.

SÜNGER SIKMA ÇALIŞMASI ( 2,5 – 3,5 yaş )

Amaç: Küçük kas ve el - göz koordinasyonu sağlama.

PÜRÜZLÜ – PÜRÜZSÜZ YÜZEY ÇALIŞMALARI (2,5 - 3,5 YAŞ)

Direk Amaç: Dokunma duyusunu ve hareket kontrolünü geliştirme.

Dolaylı Amaç: Dokunma hassasiyeti kazandırmak.

Yukarıdan aşağıya, soldan sağa doğru yazma alışkanlığı kazanmak.

SES SİLİNDİRLERİ (3 – 5 YAŞ)

SES SİLİNDİRLERİ OYUNLARI İÇİN (3,5 - 6 YAŞ)

Direk Amaç: İşitme duyusunun gelişmesi.

Dolaylı Amaç: Hafıza dikkat eğitimi.

Çocukları sessizlik oyununa hazırlamak ve dikkat süresini uzatmak.

Not: Bu çalışma işitme sorununun tedavisinde kullanılabilir.

MARKA OYUNU (5 YAŞ VE ÜZERİ)

Direk Amaç: Bireysel olarak dört işlem yapma.

KISA BONCUK ZİNCİRİ / 1 - 10 (5 YAŞ)

Direk Amaç: 1’den 10’a kadar sayıların karelerini öğrenme.

Ritmik sayma.

Çocuğun 1’den 100’e ileri doğru, 100’den 1’e geriye doğru

sayabilmesi.

TOPLAMA ŞERİDİ (5 YAŞ VE ÜZERİ)

Direk Amaç: 1’den 9’a kadar toplamanın kombinasyonlarını anlama.

Dolaylı Amaç: Toplamanın değişme özelliğini anlama. (9 + 2 = 11, 2 + 9 = 11)

BAŞTAKİ HARFLER (3 - 5 YAŞ)

Direk Amaç: Öğrenmiş olduğu harflere başlayan resimli kartlarla

alıştırmalar yapmak.

YAZMA KİTAPÇIKLARI (3 - 5 YAŞ)

Direk Amaç: El yazısına hazırlık çalışmaları.

HAREKETLİ ALFABE ( 4,5 – 6,5 YAŞ )

Direk Amaç: Tanıdığı sesleri birbirine ulayarak kelime okuma ve yazma.

COĞRAFYA – AVRUPA KITASI

Amaç: Avrupa Kıtasının dünya üzerindeki yerini öğrenme.

Kültürel bilgilere hazırlık.

AVRUPA KITASI – YAP BOZ

AVRUPA’ DA YENİ YIL KUTLAMALARI

MAKEDON DANSI (MAKEDONYA)

MANTARLAR SINIFI’ NIN GÖSTERİSİ

MONTESSORI SINIFLARINDA

TARİH ve SAATE GİRİŞ

Amaç: Zaman kavramına hazırlık çalışmaları.

Saniye, dakika ve saat kavramlarını öğretmek.

IŞIK OKULLARI TARİH ŞERİDİ

126. YIL

BİYOLOJİ Botanik Yaprak Dolabı

Amaç: Avrupa Kıtasının dünya üzerindeki yerini öğrenme.

Kültürel bilgilere hazırlık.

FEN BİLGİSİ Buharlaşma Deneyi

ÇEVRE GEZİSİ

BEŞİKTAŞ POSTANESİ

COĞRAFYA TARİH BİYOLOJİ

BOTANİK / ZOOLOJİ

FEN BİLGİSİ MEVSİMLİK YAKLAŞIM

ÇEVRE

KEŞFİ

* Avustralya Kıtası

• Yap-boz harita,

• Ülkelerin isimleri

• Bayraklar

•Avustralya Günü

* Bir

Günün

Tarih

Şeridi

* Hayvanlar

Ve Onların

Doğal Yaşam

Ortamları

* Canlı – Cansız

Varlıklar

* Suya Batma

ve Suyun

Üzerinde

Kalma

* Kış

* Doğa

Yürüyüşü

•Kış Uykusuna

Yatan

Hayvanlar

* Çevre Gezisi

Çikolata

Fabrikası

* Evler

* İnsanların

ikamet ettikleri

(oturdukları)

yerler

M SINIFI İdil ÖZGÖNENEL: Geyikler olsun isterim.

Bade Yağmur GÜLER: Ağaçların çok olmasını isterim.

Zeynep Pelin ALPCAN: Koşmak isterim.

Aslı DALLI: Kar yağmasını isterim.

Efe YÖRÜK: Yılbaşı ağaçları isterim.

Berk ÇAPÇI: Francesco oyuncak isterim.

Aksel YÜCEL: Uçak kaptanı olmak isterim.

Cemil GÜZEL: Oyuncak isterim.

Sıla TANJU: Ağaçlar her zaman ışıldasın isterim.

Ömer NAMYETER: Oyuncak laboratuvarı isterim.

Mehmet Özgür PARLU: Mc Queen’ deki arabalardan biri benim olsun isterim.

Tara GÖRKEN: La La Loopsy ağaç evi isterim.

İnci ÇELİK: Noel Baba’ nın hediye getirmesini isterim.

Celal Efe DURMUŞOĞLU: Hediye almak isterim.

Dilan ASLAN: Ağaçlar ve hediyeler isterim.

Çiğdem Su ÇETİNSOY: La La Loopsy oyuncak isterim.

Bahar ŞEN: Doğum günü pastası isterim.

Ege UYGUR: Kaykayım olmasını isterim.

Atlas ÇİMENOĞLU: Noel Baba’ nın gelmesini isterim.

Cem İnan TARMUR: Güzel bir açılan kapanan oyuncak isterim.

N SINIFI Alperen SEVÜKTEKİN: Bütün her şeyin benim olmasını istiyorum.

Can AYGÜL: Hot Wheels, annemle, babamla beraber İstinye parka gitmek istiyorum.

Ayşe Elif PARLU: Annemin bana Hello Kitty’ li yastık almasını istiyorum.

Ekrem CEVAHİR: Çok hızlı Hot Wheels motoru ve Hot Wheels seti istiyorum.

Can KURT: Annemin işine gitmek istiyorum.

Efe AKSOY: Ben ten saati, Hot Wheels duvar saati, Hot Wheels rampa seti, banyo rampa seti istiyorum.

Efe KÖSE : Büyük bir robot istiyorum.

Arat Yılmaz DEMİREL: Arabalar iki yarış seti istiyorum, sünger Bob arabaları.

Ege ERKAN : Araba seti istiyorum Hot Wheels olanlarından.

Can Martanda ÖZKAYA : Kitaplar getirsin yeni yıl.

Maya Devrim TAN YILMAZ: Babam ve annem beni sevmeye devam etsinler.

Sera Naz AKOZER: Babamın, ablamın Türkiye’ ye gelmesini ıstıyorum.

Sude Naz GULAKDENIZ: Babamın, annemin bana gidip pembiş moruş bebek almasını ıstıyorum.

Poyraz KAVLAKOGLU: Hot Wheels istiyorum, büyük bir robot getirmesini istiyorum yeni yılın.

Zeynep CETIN: Annemin yanıma gelmesini istiyorum.

Bahar Gokce YILDIRIM :Oyuncak bir penguen istiyorum , babamın iş yerinde eğlenmesini istiyorum.

Mustafa Kemal TAPMACI: Babamın gelmesi çok renk değiştiren araba Hot Wheels araba, duvar saati Ben

ten gerçek saati , Sunger Bob

*Oyun hamuru ile çalışmalar

*Renkli çalışmalar (Kış resmi)

*Renkli çalışmalar (Kış resmi)

BEDEN EĞİTİMİ MÜZİK-ORFF

BALE VE MODERN DANS GÖRSEL SANATLAR

MIND LAB

SATRANÇ

BİLGİSAYAR

*Tırmanma parkurunda tırmanma, salınma,

*Amut hareketi için ön hazırlık,

(kol kaslarımıza yönelik kuvvet çalışmaları)

*Minder üzerinde yardımlı amut hareketi,

*Balık ağı ve Don-Ateş oyunları

“Lapa Lapa Kar” adlı şarkı (Piyano eşliği ile)

“Konser izleme kurallarını pekiştirme

“Ses Jestleri» Orff çalışmaları

*Satranç taşlarının puanları ve önemi,

*Taşları isteme ve koruma yolları,

*Bir hamlelik matlar

*Hayvanlar ile ilgili boyama,

*Resim albümleri, hayvan sesleri, beslenme

şekillerini içeren oyunlar oynama,

*'TARADIDLE' oyunu üzerinde özellikleri

tanımlayabilme ve gruplama.

*'QUARTO' oyununun öğrenilmesi.

*Benzer ama farklı özellikleri ayırt etme.

*Belli özelliklere göre sınıflama ve gruplama yapma.

*Salon Dansları ile uygulamalar

*Ritim farklılıklarının algılanması

*Gördüğünü yapabilme

The children enjoyed learning these songs this month.

(Çoçuklar aşağıda yer alan şarkıları çok sevdiler.)

SONG:TROUSERS,TROUSERS.

Trousers,trousers!

Where are you?

In the cupboard, I look for you.

Coat, shoes and a red scarf too.

In the cupboard, I look for you.

Trousers, trousers!

Where are you?

In the cupboard, I look for you.

In the cupboard, I look for you!

Gloves, gloves!

Where are you?

In the cupboard I look for you.

Coat, shoes and a red scarf too.

In the cuboard I look for you.

Gloves, gloves!

Where are you?

In the cupboard I look for you.

In the cupboard I look for you!

İNGİLİZCE

SONG: MUST BE SANTA. Who's got a beard that's long and white? Santa's got a beard that's long and white.

Who comes around on a special night? Santa comes around on a special night. Special night, beard that's white...

Must be Santa, must be Santa, Must be Santa, Santa Claus.

Who wears boots and a suit of red? Santa wears boots and a suit of red. Who wears a long cap on his head? Santa wears a long cap on his head.

Cap on head, suit that's red,

Special night, beard that's white... Must be Santa, must be Santa, Must be Santa, Santa Claus.

Who's got a big red cherry nose? Santa's got a big red cherry nose. Who laughs this way, "Ho, ho, ho!"? Santa laughs this way, "Ho, ho, ho!".

Ho, ho, ho, cherry nose,

Cap on head, suit that's red, Special night, beard that's white...

Must be Santa, must be Santa, Must be Santa, Santa Claus.

Who very soon will come our way, Santa very soon will come our way, Eight little reindeers on his sleigh, Eight little reindeers on his sleigh,

Reindeer sleigh, come our way, Ho, ho, ho, cherry nose,

Cap on head, suit that's red, Special night, beard that's white...

Must be Santa, must be Santa,must be Santa, Santa Claus.

Gems chant: Penguins

Penguins walk like this and that.

They are very sHort.

They are very fat.

Black and white.

They dive in the sea.

Looking for fish.

To eat for tea.

İNGİLİZCE

We have learned lots of new vocabulary: (Pek çok yeni kelimeler öğrendik).

SONG: TİME FOR ANOTHER YEAR,

January, February, March and April,

May, June and July,

August, September,

October November,

December.

January, February, March and April,

May, June and July,

August, September,

October November,

December.

These are the months of the year, oh these are the months

of the year, fill them with joy and cheer, the months of the

year.

İNGİLİZCE

Clothes Catwalk

Hello, what is your name?

My name is ___________ .

What are you wearing?

I’m wearing ___________ .

GEMS Concept (Penguins)

fish

penguins

sea

penguin eggs

fat penguins

walking penguins

Clothes Vocabulary:

Pants / trousers

coat

boots

hat

gloves

t-shirt

shoes

socks

scarf

Toys:

kite

doll

ball

teddy bear

scooter

robot

boat

train

Holiday:

candy

present

candle

tree

beard

boots

special night

suit

cherry nose

In January we will be introducing your children to:

*Food (fruits and vegetables vocabulary)

*Songs related to food for example, “Lets go to the Market” and

“Fruits and vegetable".

*Story: The Very Hungry Caterpillar (Eric Carle)

*Patch unit 6 ”Food”

İNGİLİZCE

AT JANUARY

Dünya sorularla dolu. Bilim dünyasına yumuşak bir

giriş yaparken, her zaman merak ettiğiniz

soruların cevaplarını öğrenmeye ne dersiniz?

Firavunlar nerede yaşar?

Nerede gece 24 saat sürüyor?

Dinozorlar nereye gitti?

Rahat anlaşılan metinler ve eğlenceli resimlerle,

her şeyi öğrenmek daha kolay.

KOLAY BİLİM NEREDE?

TÜRKİYE İŞ BANKASI YAYINLARI

Yazar: Co CONNOR

Çağdaş edebiyatımızın en sevilen yazarlarından Ayşe Kulin, Gizli Anların

Yolcusu ile bir kez daha okurlarını şaşırtıcı gerçeklerle yüzleşmeye

zorluyor. Bu kitap yerleşik ve düzenli hayatlarımızın nasıl da pamuk

ipliğine bağlı olduğunu, bir anda yıkılıp gidebileceğini gösteriyor bize...

Acı bir kaza... Bir anda ağızdan kaçan bir söz... Ansızın yayınevine gelen

bir dosya... Birbirine dolanmış eşarplar... Bütün bunlar, aykırı bir aşkın

başını ve sonunu belirlemeye yeter mi?

Gizli Anların Yolcusu, pek çoğumuzun anlamakta zorlandığı, yargılamakta

ısrar ettiği bir aşkın romanı. Ayşe Kulin her zamanki ustalığıyla

yaklaşmaya korkulan bir konunun üstüne giderek tabuları yıkmayı deniyor.

Bu romanda sadece aşkı değil, toplumun zorladığı hayatları, harcanmış

çocuklukları, kendi içindeki sırlarla en yakınlarını yaralayan ailelerin

öykülerini soluk kesen bir tempoyla okuyacaksınız.

GİZLİ ANLARIN YOLCUSU/EVEREST YAYINLARI

Yazar:Ayşe KULİN

REHBERLİK BİRİMİ

KİM O? BABAM MI?

Tarihsel zaman dilimi, gösteriyor ki babalık kavramı değişime

uğramış. Babanın ne olduğundan ziyade babalığın ne işlevi olduğu

daha tartışılır hale geldi. Ya da daha anlaşılır cevapları vermeye

başladık. Evet, anne çocuğun gelişiminde yadsınamayacak öneme

sahip ancak birçok faktör gösteriyor ki anne kadar baba da önemli.

Çünkü anne bağlanma figürü ancak baba da öyle… Çocukların

gelişiminde anne özdeşim figürü, baba da öyle… Çocukların

gelişmesinde anne sosyal taklit; baba da öyle…

Bu da gösteriyor ki annelerin çocuklarıyla kurduğu sağlıklı iletişim kadar babaların da

eşleriyle ve çocuklarıyla kurduğu iletişim çocuğun gelişimi açısından önemlidir.

KISACA TARİHTEN…

Babalarla ilgili çalışmalar 1980’li yıllardan önce başlamakla birlikte, 1990’lı yıllarda bu konu uluslararası

düzeyde daha yaygın bir biçimde konuşulup tartışılmaya başlanmıştır. Günümüzde ise, pek çok ülkede olduğu gibi

ülkemizde de babalara yönelik yayınlar ve etkinlikler çoğaldı.

Ancak ne ilginç bir durumdur ki, babalara karşı bu ilginin artması ve babalık rolünün değişmesinde en

önemli etken yine kadındır. Büyük olasılıkla kadının toplum içindeki konumunun değişime uğraması babanın rolünün

değişmesini zorlamıştır. İşte ilk anda akla gelenler;

-Ekonomik alandaki değişimlerin kadın-erkek rollerini etkilemesi

-Çalışan kadın sayısının artması

-Kadının tam gün dışarıda çalışmasına bağlı olarak, erkeklerin evle ilgili sorumlulukları paylaşmaları zorunluluğunun

oluşması, dolayısıyla çocukların bakımı ile ilgili yeni düzenlemelerin gerekli olması

-Evin idaresinin çoğunlukla kadında olması

-Kadının yüksek eğitim görmesi ve iş bulabilir olması

-Ekonomik açıdan erkeklerden daha bağımsız hale gelmesi

REHBERLİK BİRİMİ

REHBERLİK BİRİMİ

-Özellikle batılı toplumlarda daha çok sayıda boşanmış ya da dul erkeğin tek başlarına çocuklarının bakım ve

eğitim sorumluluğunu üstlenmeleri gerekliliği

-Geleneksel aile yapısının çekirdek aileye dönüşmesi, aile destek sistemlerinin zayıflaması ve çekirdek aile

içindeki bireye düşen rol ve sorumlulukların değişmesi

-Küreselleşen dünyada göçün artması

Toplumun değer yargıları, analık ve babalık rolü tanımlamaları vb. pek çok şey değiştikçe, iyi bir anne ya da iyi bir babadan anlaşılan da değişime uğramaktadır.

Konuyla ilgili örneklerden biri ABD’de yapılan çalışmalardan verilebilir; Amerikan toplumuna 18: yy. döneminden başlayarak günümüze kadar babalık kavramı dört farklı aşama geçirmiş.

*Ahlak öğretmeni babalar (18. Yy. – 19. Yy başları)

*Evinin ekmeğini kazanan babalar (19. Yy başları -20. Yy.’ın ortaları)

*Çocuğun cinsel kimliğini kazanmasına yardımcı olan babalar (1940 ile 1965 yılları arası)

*Çocuklarına bakan babalar (1965’ten günümüze).

REHBERLİK BİRİMİ

GÜNÜMÜZDE BABALAR–ÇOCUKLAR VE BAĞLANMA

Çocuğun, bağlanma figürünün bulunduğu ve stres düzeyinin düşük olduğu ortamlarda oyuna ve çevresini tanımaya

daha fazla yönelmesi beklenir. Babalarla ilgili yapılan çalışmalar ve geliştirilen modellerde babaya bağlanmanın bu

iki işlevin yakın ilişkisine dayandığı belirtilmektedir. Çocukların hem anneleri hem de babaları ile güvenli bağlanma

ilişkisi geliştirebildiği; ancak bunun, farklı yollardan gerçekleştiği kabul edilmektedir. Anne- çocuk bağlanması

bakım verme, baba-çocuk bağlanması ise oyun yoluyla gerçekleşmektedir. Güvenli bağlanmanın temelinde yatan

duyarlılık özelliğinin baba- çocuk bağlanmasında da belirleyici olduğu vurgulanmaktadır. Birincil bakım veren kişinin,

çocuğun temel gereksinimlerine duyarlı olması ve çocuğun o anda ihtiyaç duyduğu biçimde davranabilmesi gibi

babanın da çocukla oynarken onun oyun bağlamında ne istediğini anlayıp ona göre davranması son derece önemlidir.

Duyarlılık / ilgili olma özelliğinin, her iki ebeveyn ile farklı yollardan kurulan bağlanma ilişkisinde ortak ve

belirleyici role sahip olduğu belirtilmektedir.

Babaya bağlanma, katılımdan daha çok yukarıda sözünü ettiğimiz duyarlılık özelliği ile ilişkili bulunmuştur. Başka bir

deyişle, çocuğun babaya güvenli bağlanması babanın onunla birlikte geçirdiği zamandan çok ona gösterdiği

duyarlılıkla ilişkilidir. Babaların çocuklarıyla etkileşimi çoğunlukla oyun yoluyla olduğundan babanın çocuğa oyun

sırasında gösterdiği duyarlılık önem kazanmaktadır. Bu nedenle, anneye bağlanmanın değerlendirilmesinde

kullanılması, çalışmaların geçerliğini azaltmaktadır. Son dönemde babaya bağlanmanın ölçülmesinde kullanılacak,

babanın oyun sırasındaki duyarlılığına dayanan yeni yöntemlerin geliştirilmeye başlandığı görülmektedir.

Ebeveynlerin çocuk yetiştirmede dikkat etmeleri gereken iki ana boyut olan sıcaklık ve kontrol, babaların

boğuşma oyunlarında yer almaktadır. İyi dengelenmiş bir boğuşma oyununda baba, çocuğa iki mesajı birlikte

vermektedir: “Seni seviyorum” ve “Senden güçlüyüm”. Bu iki mesajı birlikte iletebilen ve çocuğun zaman zaman

yenmesine izin veren bir baba, çocuğun psiko-sosyal gelişimine önemli katkılar sağlar. Bu oyunlar, babaların disiplin

kurmada yararlandıkları son derece etkili araçlardır. Oyunun kontrolünü elinde tutan baba oyunda kuralları koyandır.

Farklı alanlarda çocuklara sınır koymanın olumlu sonuçlar doğurması gibi bu oyun sırasında da baba tarafından sınırlar

konması ve aynı zamanda çocuğun gereksinimlerine duyarlı olunması çocuk açısından önem kazanmaktadır. Babasının

ondan güçlü olduğunu bilen çocuk, bu durumla başa çıkmayı öğrenir. Bunu öğrenmesi de duygularını, özellikle de öfkesini

kontrol etmeyi öğrenmesiyle mümkündür. Öfke kontrolünü öğrenmede babanın, anneden daha etkin olduğu

bildirilmektedir. Babası onun yenmesine izin verdiğinde ise çocuğun yeterlik duygusu pekişmekte; herhangi bir olayın

üstesinden gelme konusunda kendine duyduğu oyunları oynayan çocukların yaygın kanının tersine daha az saldırgan

davranış gösterdiği ve yaşıtlarıyla daha olumlu ilişkiler kurabildikleri gözlenmiştir.

Unutulmamalıdır ki, anne – babanın rol modelleri, çocukların algılayışı bakımından, birbirinden farklılık

gösterir. Bu durum, anne – babanın birbirinden farklılığına da kaynaktır. Baba ne anne gibi olmalı ne de anne,

baba gibi davranmamalıdır. Gösterilen duyarlılık aynı olmakla birlikte anne – babanın farklılığı çocuğun ne zaman

nerede özdeşim kuracağını ayırt etmesi anlamında önemlidir.

Kaynakça;

Özkardeş, G, Oya; “Baba Olmak” Remzi Kitapevi, İstanbul, 2010. Cihanoğlu, M; “Bağlanma, Evlilik ve Aile Psikolojisi” Ed; Solmuş T. Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2010

REHBERLİK BİRİMİ

OCAK AYINDA DOĞANLAR

DOĞUMGÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN

SERA NAZ AKÖZER

POYRAZ KAVLAKOĞLU

MUSTAFA KEMAL TAPLAMACI

YAVUZ EFE KÖSE

ÖMER NAMYETER

CELAL EFE DURMUŞOĞLU

CEM İNAN TARMUR

Gülmek kadar a[lamakta doğaldır. Ağladığında bunu bebeklikle, mızmızlıkla yada kız vb. olmakla ilişkilendirmeyin üzüntüsünü anlamaya çalışın.

2010 yılında çekilmiş olan bir fotografınızı 2010 yılı hatırası olarak seçin. Resim hakkında çocuğunuza bilgi verin ve bize gönderin.

“Aile Etkileşim Programı” Prof. Dr. Belma TUĞRUL

Peçeteleri kaç şekilde

katlayabilirsiniz? DENEYİN...

Eşinize ve çocuğunuza 2010

yılıyla ilgili dileklerinizi ifade eden bir yeni yıl

kartı hediye edin.

Yeni yıl için evinizdeki bir kapı ya da camı

çocuğunuzun eserleri ve zevki ile süsleyin.

Bakalım ne kadar yaratıcısınız. Bir

kutudan neler yapabileceğinizi

görmek istiyoruz. “Yaratıcı Kutular”

sergimize gönderin.

Çocuğunuz ya da eşiniz size bir şey

anlatırken onu gerçekten dinleyin,

başka bir şeyle uğraşmayın, gözünün

içine bakın.

Aile bireylerine ait özel günleri

takvimde işaretleyin. Çocuğunuz henüz

okuma bilmediği için anlayabileceği

işaretler kullanın.

Rakamları, sayıları nerelerde görebiliriz? Bunu ailece tartışın,

listeleyin ve ay sonunda bize

gönderin.

Sen zaten her zaman .......... yaparsın vb diye başlayan suçlamalar ve etiketlemeler çocuğunuzun kendisini değersiz hissetmesine neden olur. Bundan kaçının.

Beraber dans edin. Eşiniz ve çocuğunuzla beraber “hayatta

nelerden vazgeçemeyeceğinizi”

konuşun.

Gerektiğinde samimiyetle özür

dilemekten çekinmeyin.

Beraberce krem karamel yapın. Karışımın nasıl

değişime uğradığına dikkat

çekin.