dr. carbles Çok acimasiz12 rurken, iki amerikalı kızılderili koridordan koşarak geldiler....
TRANSCRIPT
Dr. CARBLES ÇOK ACIMASIZ
Orijinal Adı: My Weird School / Dr. Carbles is MarblesYazarı: Dan Gutman Genel Yayın Yönetmeni: Meltem ErkmenÇeviri: Andaç Oral Düzenleme: Gülen Işık
Resimleyen: Jim PaillotKapak Uygulama: Berna Özbek Keleş
1. Baskı: Ocak 2015
ISBN: 978 9944 82-976-2
YAYINEVİ SERTİFİKA NO: 12280
Text copyright © 2007 Dan Gutmanİllüstrasyon copyright © 2007 Jim Paillot
Türkçe Yayım Hakkı: Akcalı Ajans aracılığıyla© Epsilon Yayıncılık Hizmetleri Tic. San. Ltd. Şti.
Baskı ve Cilt: Kitap Matbaacılık Davutpaşa Cad. No: 123 Kat: 1 Topkapı-İstTel: (0212) 482 99 10 (pbx) Fax: (0212) 482 99 78Sertifika No:16053
Yayımlayan:Epsilon Yayıncılık Hizmetleri Tic. San. Ltd. Şti.Osmanlı Sk. Osmanlı İş Merkezi 18/ 4-5 Taksim / İstanbulTel: 0212.252 38 21 pbx Faks: 252 63 98İnternet adresi: www.epsilonyayinevi.come-mail: [email protected]
Dan Gutman ResimleyenJim Paillot
Dr. CARBLES ÇOK ACIMASIZ
4
5
Emma’ya
6
Öğle YemeğiBalıkPizzaBr
DuygularDokun
Gülümse
7
Öğle Yemeği Bilet
PatatesGücü
BİLGİSAYAR DELİSİ
8
9
İçindekiler
1. Squanto Pocahontas ........................... 112. Hindiler Bi’Acayip ............................... 143. Yeni Müdürle Tanışın ......................... 224. Dr. Carbles Zalim Biri........................ 285. Dürüst Olmak ...................................... 356. Dr. Carbles’ın Gözü Üzerimizde ...... 437. Dr. Carbles ile İlgili Gerçek ............. 478. Çekil, Dostum! ...................................... 569. Büyükler Nasıl Çıldırtılır ................... 6310. İşkence Odası ................................... 6911. Büyük Kaykay Yarışması ................... 7312. Hindiye Ne Oldu? ............................. 80
10
11
Benim adım A.J. ve okuldan nefret ediyo-
rum!
Okulun tek iyi tarafı ne, biliyor musun?
Saat üçte kapanması! Eve gittiğimiz zaman!
Ama Kasım ayında bir gün, saat üçte eve
gitmemize izin verilmedi. Okul sekreteri Ba-
yan Patty bir duyuru yaptı ve herkesin kon-
ferans salonunda toplanmasını istedi.
Pof!
Biz orada sıkıntıdan patlayacak halde otu-
1
Squanto Pocahontas
12
rurken, iki Amerikalı Kızılderili koridordan
koşarak geldiler. Tüyleri ve başlıkları var-
dı. Sahneye fırladılar ve hoplayıp zıplamaya
başladılar.
Ama bizi kandıramadılar. Onların kim ol-
duklarını biliyorduk.
“Bu, Bayan Roopy!” diye bağırdı, ayakka-
bılarını hiç bağlamayan arkadaşım Michael.
Bayan Roopy bizim kütüphane görevlimiz.
“Ve Bay Klutz!” diye bağırdı, her şeyi, hat-
ta yiyecek olmayan şeyleri bile yiyen arkada-
şım Ryan. Bay Klutz bizim okul müdürümüz
ve hiç saçı yok.
“Klutz?” dedi Bay Klutz. “Adını hiç duy-
madım. Benim adım Squanto. Gördüğünüz
gibi Kızılderiliyim.”
“Ben de Pocahontas,” dedi Bayan Roopy.
Bayan Roopy hep birilerinin kılığına girer.
Kütüphane görevlisi olduğunu hiç kabul et-
mez.
Bayan Roopy bi’acayip.
13
“Şükran Günü yaklaşıyor,” dedi Bay Klutz.
“Bunu kutlamak için size bir arkadaşımızı
tanıtmak istiyoruz.”
Perdenin arkasına geçtiler. Sahneye kimi
çıkardıklarını bir milyon yıl düşünsen bula-
mazsın.
Söylemiyorum işte.
Tamam, tamam, söylüyorum. Ama bunun
için bir sonraki bölümü okumak zorundasın.
Oh, canıma değsin!
14
Hindi! Sahneye bir hindi çıkardılar!
Daha önce sandviçlerin arasında hindi
görmüştüm ama ilk kez canlı bir hindi gö-
rüyordum. Hindiye küçük bir bone ve elbise
giydirmişlerdi. Müthişti. Bütün çocuklar çıl-
dırdı.
“Gulu gulu,” dedi hindi.
“Sizce Bay Klutz hindiyi nereden buldu?”
diye sordu giysileri olduğu halde çıplak ço-
cuk dediğimiz Mel.
2
Hindiler Bi’Acayip
15
“Belki de kiralamıştır,” dedi Michael.
“Her şeyi kiralayabiliyorsun. Belki de Hindi
Kiralama Şirketi de vardır.”
“Annemler doğum günümde palyaço kira-
lamışlardı,” dedi Ryan. “Eğer palyaço kirala-
nabiliyorsa, hindi de kiralanabilir.”
“Benim doğum günümde annemler mi-
16
dilli kiralamışlardı,” dedi Andrea adındaki
kıvırcık kahverengi saçlı, sinir bozucu kız.
“Hepimiz midilliye binmiştik.”
Neden Andrea’nın kafasına bir midilli
düşmüyor sanki?
Bay Klutz, hindi kaçamasın diye ona sıkı
sıkı sarılmıştı. Hindi pek mutlu görünmü-
yordu.
“Bu arkadaşımız Gulu,” dedi Bayan Ro-
opy. “Bize Şükran Günü ruhu konusunda
yardımcı olacak.”
Herkes Gulu’ya MERHABA! diye bağırdı.
“Gulu gulu,” dedi Gulu kanatlarını çırpa-
rak. Bay Klutz onu tutmakta çok zorlanıyor-
du.
“Gulu çok şirin değil mi?” dedi Andrea.
“Hayır,” dedim.
Bu kızın derdi ne? Hindiler şirin filan de-
ğildir. Penguenler şirindir. Hindiler çirkin-
dir. Eğer şirin olsalardı, onları yemezdik. Sen
penguen yiyen birini gördün mü hiç? Üstelik
17
Andrea’nın şirin bulduğu bir şey bana şirin
gelmez.
“Gulu gulu,” dedi Gulu yine. Şimdi kanat-
larını gerçekten şiddetli çırpıyordu.
Hindiler bi’acayip. Uçamıyorlar. Eğer uça-
mıyorsan, kuş olmanın anlamı ne? Bu, yü-
zemeyen balık olmak gibi bir şey. Hindiler
herhalde Şükran Günü yaklaştığı için çok
mutsuzdurlar. Hindi olsaydım, ben de Şük-
ran Günü’nden nefret ederdim.
“Sizinle bir anlaşma yapalım,” dedi hep
bizimle anlaşma yapan Bay Klutz. “Her sınıf
güzel bir Şükran Günü gösterisi düzenlerse,
ben de Gulu ile evlenirim.”
Vay canına! Bay Klutz’un bir hindiyle ev-
lendiğini görmek müthiş olurdu.
Herkes alkışlamaya, tezahürat yapmaya,
ayaklarını yere vurmaya başladı. Gulu bu
gürültüden hoşlanmamış gibiydi. Sesini iyi-
ce yükseltmişti. Derken iyice coştu ve Bay
Klutz’un elinden kurtuldu!
Gulu sahnede koşmaya başladı! Birinci
sınıfların oturduğu ön sıraya atladı! Birinci
sınıflar çok korkmuşlardı; bağırmaya, ağla-
maya, kaçışmaya başladılar. Derken herkes
korkmaya başladı.
“Canını seven kaçsın!” diye bağırdı çıplak
çocuk Mel. “Vahşi bir hindi kaçtı!”
Bütün çocuklar bağırıyorlar, koşuyorlar,
birbirlerine çarpıyorlardı. Orada olmalıydın!
O sırada konferans salonuna kim girdi,
asla tahmin edemezsin!
Milli Eğitim Bakanı Dr. Carbles!
Ben her zaman Bay Klutz’un çok önemli
biri olduğunu, okulun kralı filan olduğunu
düşünürdüm. Ama eğer Bay Klutz okulun
kralıysa, Dr. Carbles dünyanın kralı de-
mektir! Belki de bir tahtta oturuyordur ve
hizmetkârları onu kocaman yelpazelerle se-
rinletiyordur. Bir keresinde bir filmde gör-
müştüm bunu.
“KLUTZ!” diye kükredi Dr. Carbles. “Bu
da ne demek oluyor? Neden bu okula her
20
geldiğimde, sen acayip bir kılıkta oluyorsun
ve çocuklar da etrafta deliler gibi koşuşturu-
yorlar?”
“Sadece küçük bir disiplin sorunu efen-
dim,” dedi Bay Klutz, Gulu’yu kovalarken.
“Gulu’yu cezalandıracağım.”
“Senin hiç mantığın yok mu, Klutz?” diye
bağırdı Dr. Carbles. “Çocuklarla ilgili yete-
rince disiplin sorunu yaşıyoruz zaten. Neden
okula hindi getiriyorsun?”
21
“Onunla evlenmek için,” dedi biri.
O anda Gulu yapacağını yaptı. Dr. Carb-
les’a çarptı ve onu devirdi.
“Yeter artık, Klutz!” diye bağırdı Dr. Carb-
les. “Kovuldun!”