Transcript

İLLER BANKASI ANONİM ŞİRKETİ

YÜKSEK KATLI KONUT ÜRETİMİNİN KENT İLE İLİŞKİSİNİN SOSYAL

VE MEKÂNSAL BOYUTLARIYLA İRDELENMESİ

Zeynep Betül VURAL

UZMANLIK TEZİ

NİSAN 2017

İLLER BANKASI ANONİM ŞİRKETİ

YÜKSEK KATLI KONUT ÜRETİMİNİN KENT İLE İLİŞKİSİNİN SOSYAL

VE MEKÂNSAL BOYUTLARIYLA İRDELENMESİ

Zeynep Betül VURAL

UZMANLIK TEZİ

Tez Danışmanı (Kurum)

Özkan ALTUN

Tez Danışmanı (Üniversite)

Prof. Dr. Zeynep ULUDAĞ

ETİK BEYAN

İLLER BANKASI ANONİM ŞİRKETİ Uzmanlık Tezi Yazım Kurallarına uygun

olarak hazırladığım bu tez çalışmasında; tez içinde sunduğum verileri, bilgileri ve

dokümanları akademik ve etik kurallar çerçevesinde elde ettiğimi, tüm bilgi, belge,

değerlendirme ve sonuçları bilimsel etik ve ahlak kurallarına uygun olarak sunduğumu, tez

çalışmasında yararlandığım eserlerin tümüne uygun atıfta bulunarak kaynak gösterdiğimi,

kullanılan verilerde herhangi bir değişiklik yapmadığımı, bu tezde sunduğum çalışmanın

özgün olduğunu, bildirir, aksi bir durumda aleyhime doğabilecek tüm hak kayıplarını

kabullendiğimi beyan ederim.

Zeynep Betül VURAL

04/04/2017

i

Yüksek Katlı Konut Üretiminin Kent İle İlişkisinin

Sosyal ve Mekânsal Boyutlarıyla İrdelenmesi

(Uzmanlık Tezi)

Zeynep Betül VURAL

İLLER BANKASI ANONİM ŞİRKETİ

Nisan 2017

ÖZET

Tüm dünyada Endüstri devrimi sonrası konut üretim pratiğinde önemli değişiklikler

yaşanmıştır. Türkiye’de bu değişiklikler öncelikle İstanbul ardından da diğer büyük

kentlerde yaşanmaya başlamıştır. Nüfus artışı, arsa yetersizliği, değişen tüketim

alışkanlıkları ve teknolojik ilerlemeler ile ekonomik kaygılar sonucu yüksek katlı konut

üretimi hız kazanmıştır. Bu yeni konut üretim biçimi, yaşam ve kent kültürüne de yansımış

ve değişime uğratmıştır. Geleneksel yaşam biçimi, konut kültürü, komşuluk ilişkileri ve

kentsel ilişkilerin değişimi ile mekânsal bir ayrışma ortaya çıkmış ve kapalı konut

yerleşkeleri oluşmaya başlamıştır. Bu yeni yerleşkelerde, konut bir taraftan barınma

nesnesi diğer yandan ise prestij sembolüne dönüşmüştür. Bu bağlamda, tez çalışması

öncelikle yüksek katlı konutların ortaya çıkışının tarihsel süreç içerisinde sebeplerini ele

almaktadır. Türkiye’de yüksek katlı konutlara yönelimin nedenleri; fiziki, siyasi ve sosyo-

kültürel etkiler ışığında değerlendirilerek, yüksek katlı konutların plan şemaları ve

mekânsal kurgularında yaşanan değişiklikler dönemsel olarak incelenmektedir. Değişen bu

konut yönelimlerinin kent kültüründe ve kimliğinde yarattığı dönüşümler irdelenmektedir.

Bu çalışmada Osmanlı döneminden günümüze dek yüksek katlı konut üretiminin

aşamaları, 5 tarihsel dönem içerisinde incelenerek sınıflandırılmıştır. Ankara ve İstanbul

özelinde belirlenen, farklı dönemlere ait, farklı tipolojilerdeki 10 adet yüksek katlı konut

yapısı; plan şemaları, arazi kullanım kararları ve kent içindeki konumları ile kullanıcı

profilleri ve sosyal çevrelerine göre şematik anlatım ve tablolar yardımıyla desteklenerek

incelenmiştir.

Anahtar Kelimeler : yüksek katlı konutlar, kent kimliği, kent kültürü, konut

kültürü, plan şeması

Sayfa Adedi : 116

Tez Danışmanı (Kurum) : Özkan ALTUN

Tez Danışmanı (Üniversite) : Prof. Dr. Zeynep ULUDAĞ

ii

Relation of High-Rise Residence Production with the City

In Terms of Social and Spatial Dimensions

(ILBANK Expertise Thesis)

Zeynep Betül VURAL

İLLER BANKASI ANONİM ŞİRKETİ

April 2017

ABSTRACT

There have been significant changes in the practice of post-industrial housing production

all over the world. These changes in Turkey have first started to be experienced in İstanbul

and then in other big cities. High-rise residence production accelerated due to population

growth, land insufficiency, changing consumption habits, technological improvements and

economic concerns. This new form of housing production has also reflected to the life and

urban culture and changed them. Changes in traditional lifestyles, residential culture,

neighborhood relations and urban relations have created a spatial differentiation, and

indoor settlements have begun to occur. In these new settlements, the house term turns into

a sheltering object on the other hand it turns into a symbol of prestige. In this context, this

thesis study primarily deals with the reasons of the emergence of high-rise residences in

the historical process. By evaluating the reasons for the trend towards high-rise residences

in Turkey in the context of physical, political and socio-cultural effects, the plan schemes

of the high-rise residences and the changes in the spatial constructions have been examined

in historical periods. The transformations created by these changing housing trends in

urban culture and urban identity have been examined. In this study, the stages of the

production of high-rise residences from the Ottoman period to the present day have been

analyzed and classified in five historical periods. Ten high-rise residence buildings in

different typologies belonging to different periods determined in Ankara and İstanbul have

been analyzed in accordance with plan schedules, land use decisions and their location

within the city, user profiles and social environments, with the help of schematic

explanation and tables.

Key Words : high-rise residences, urban identity, urban culture,

housing culture, plan scheme,

Page Numbers : 116

Supervisor (Institution) : Özkan ALTUN

Supervisor (University) : Prof. Dr. Zeynep ULUDAĞ

iii

TEŞEKKÜR

Çalışmam esnasında verdikleri destekten ötürü tez danışmanlarım Özkan ALTUN

ve Prof. Dr. Zeynep ULUDAĞ’ a; bu süreçte daima yanımda olan ve desteklerini

esirgemeyen aileme ve eşim Uğur VURAL’ a teşekkür ederim.

iv

İÇİNDEKİLER

Sayfa

ÖZET ............................................................................................................................. i ABSTRACT ................................................................................................................... ii

TEŞEKKÜR ................................................................................................................... iii İÇİNDEKİLER .............................................................................................................. iv ÇİZELGELERİN LİSTESİ ............................................................................................ vi ŞEKİLLERİN LİSTESİ ................................................................................................. vii RESİMLERİN LİSTESİ ................................................................................................ ix

SİMGELER VE KISALTMALAR................................................................................ xii

GİRİŞ ........................................................................................................... 1

1. YÜKSEK KATLI KONUT KAVRAMI VE GELİŞİMİ ....................... 5 1.1. Konut Kavramı ................................................................................................... 5 1.2. Tarihsel Süreçte Yüksek Katlı Konutları Ortaya Çıkaran Sebepler ve Kent

Üzerindeki Etkileri .............................................................................................. 11

1.2.1. Endüstri devrimi öncesi dönem ................................................................. 12 1.2.2. Endüstri devrimi sonrası dönem ............................................................... 13

2. TÜRKİYE’DE YÜKSEK KATLI KONUTLARIN ORTAYA ÇIKIŞI 27 2.1.Yüksek Katlı Konutları Ortaya Çıkaran Fiziki, Siyasi, Ekonomik ve

Sosyo-Kültürel Etki ve Dönüşümler ................................................................... 27 2.2. Yüksek Katlı Konutların Mimari ve Mekânsal Özellikleri ve Dönüşümü ......... 37

2.2.1. 1880-1923 dönemi plan tipleri .................................................................. 37

2.2.2. 1923-1950 dönemi plan tipleri .................................................................. 38

2.2.3. 1950-1980 dönemi plan tipleri .................................................................. 40 2.2.4. 1980-2000 dönemi plan tipleri .................................................................. 42 2.2.5. 2000 sonrası dönem plan tipleri ................................................................ 43

3. TÜRKİYE’DEKİ YÜKSEK KATLI KONUT ÖRNEKLERİNİN

SOSYAL VE MEKÂNSAL BELİRLEYİCİLERİ BAĞLAMINDA

İNCELENMESİ ...................................................................................... 45 3.1. Yüksek Katlı Konut Üretiminin Sosyal ve Mekânsal Belirleyicileri ................. 45 3.2. 1950-1980 Yılları Arası Yüksek Katlı Konut Örneklerinin İncelenmesi .......... 46

3.2.1. Kervansaray Apartmanı ........................................................................... 46 3.2.2. Ataköy I. Etap Sosyal Konut Uygulaması ............................................... 50

3.3. 1980-2000 Yılları Arası Yüksek Katlı Konut Örneklerinin İncelenmesi .......... 55 3.3.1. Feneryolu Apartmanları ........................................................................... 55 3.3.2. Mesa Koru Sitesi ...................................................................................... 58

3.3.3. Akmerkez Rezidans ................................................................................. 61 3.4. 2000 Yılı Sonrası Yüksek Katlı Konut Örneklerinin İncelenmesi ..................... 64

3.4.1. Mashattan Rezidans ................................................................................. 64 3.4.2. Next Level Rezidans ................................................................................ 68 3.4.3. Akasya Acıbadem Konutları .................................................................... 72 3.4.4. Levent Loft ............................................................................................... 76 3.4.5. TOKİ Turkuaz Vadisi .............................................................................. 80

v

Sayfa

4. YÜKSEK KATLI KONUTLARIN KENT KÜLTÜRÜ VE

KİMLİĞİNDE YARATTIĞI ETKİ VE DÖNÜŞÜMLER..................... 85 4.1. Yüksek Katlı Konut Üretimine Yönelimin Sebepleri ......................................... 85 4.2. Kent Kültürü ve Kimliğinde Yaşanan Sosyal ve Mekânsal Etki ve

Dönüşümler ......................................................................................................... 88

SONUÇ ....................................................................................................... 93 KAYNAKLAR .............................................................................................................. 99 EKLER ........................................................................................................................... 105

EK-1: 1880-1923 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri ............................... 106 EK-2: 1923-1950 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri ............................... 108 EK-3: 1950-1980 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri ............................... 109 Ek-4 : 1980-2000 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri ............................... 111

Ek-5 : 2000 sonrası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri ..................................... 113 ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................... 116

vi

ÇİZELGELERİN LİSTESİ

Çizelge Sayfa

Çizelge 3.1. Kervansaray Apartmanı proje bilgileri ...................................................... 46

Çizelge 3.2. Ataköy I. Etap Sosyal Konut Uygulaması proje bilgileri .......................... 50

Çizelge 3.3. Feneryolu Apartmanları proje bilgileri ..................................................... 55

Çizelge 3.4. Mesa Koru Sitesi proje bilgileri ................................................................ 58

Çizelge 3.5. Akmerkez Rezidans proje bilgileri ........................................................... 61

Çizelge 3.6. Mashattan Rezidans proje bilgileri ........................................................... 64

Çizelge 3.7. Next Level Rezidans proje bilgileri .......................................................... 68

Çizelge 3.8. Akasya Acıbadem Konutları proje bilgileri .............................................. 72

Çizelge 3.9. Levent Loft proje bilgileri ........................................................................ 76

Çizelge 3.10. TOKİ Turkuaz Vadisi proje bilgileri ...................................................... 80

vii

ŞEKİLLERİN LİSTESİ

Şekil Sayfa

Şekil 1.1. Megaron, Miken, Yunanistan (Telli, 2010) .................................................... 8

Şekil 1.2. (a) Priene evi planı (Telli, 2010), (b) Priene konut dokusu (Eren, 2014) ...... 8

Şekil 1.3. Vetii Villası, Pompei, İtalya (İnternet,

dusunmekvepaylasmak.blogspot.com) ............................................................ 9

Şekil 1.4. “Artisan’s Dwellings” aile için konut tasarımı (İnternet, www.

v3.arkitera.com)............................................................................................... 16

Şekil 1.5. Reliance Building, (İnternet, www.hiddenarchitecture.com.tr) ..................... 19

Şekil 1.6. Britz Yerleşkesi Vaziyet Planı (Eren, 2014) .................................................... 20

Şekil 1.7. Weissenhof Vaziyet Planı, (www.uk.phaidon.com) ........................................ 20

Şekil 1.8. Işıyan Kent Vaziyet Planı (Telli, 2010) ........................................................... 21

Şekil 3.1. Kervansaray Apartmanı Kat Planı (Arkitekt,1960) ......................................... 48

Şekil 3.2. Vaziyet Planı, Ataköy Sosyal Konut Uygulaması I.Etap (Arkitekt,1975) ...... 51

Şekil 3.3. A Tipi Blok Kat Planı, Ataköy Sosyal Konut Uygulaması (Eren,2014) ......... 52

Şekil 3.4. C Tipi Blok Kat Planı, Ataköy Sosyal Konut Uygulaması (Eren,2014) ......... 53

Şekil 3.5. Feneryolu Apartmanları Vaziyet Planı (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr) ........ 56

Şekil 3.6. Feneryolu Apartmanları Vaziyet Planı (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr) ........ 57

Şekil 3.7. Koru Sitesi Vaziyet Planı (İnternet, www.koruyon.org) ................................. 59

Şekil 3.8. Manolya Tipi Blok Kat Planı, (Mesa A.Ş. Kurumsal Arşivi) ......................... 60

Şekil 3.9. (a) 1+1 Daire Kat Planı (b) 3+1 Daire Kat Planı (İnternet,

www.akmerkez.com.tr ) .................................................................................. 62

Şekil 3.10. Mashattan Rezidans, İstanbul (İnternet, www.tasyapi.com) ......................... 65

Şekil 3.11. (a) Tip 1B Kat Planı (b) Tip 3A Kat Planı (c) Tip 3B Kat Planı (İnternet,

www.tasyapı.com) ........................................................................................ 67

Şekil 3.12. Next Level Rezidans Vaziyet Planı (İnternet, www.3dkonut.com ) ............. 69

Şekil 3.13. (a) B78 Tipi Kat Planı (b) A77 Tipi Kat Planı (İnternet, www.

3dkonut.com) ................................................................................................ 71

Şekil 3.14. Akasya Acıbadem Vaziyet Planı (İnternet, www.arkitera.com ) .................. 73

viii

Şekil Sayfa

Şekil 3.15. (a) 4+4,5 Dubleks Daire Tipi Kat Planı (b) 4,5+1 Kat Planı (c) 1+1 Home

Ofis Planı (İnternet, www.projepedia.com,) ................................................ 75

Şekil 3.16. Levent Loft Daire Planı (İnternet, www.leventloft.com) ............................. 78

Şekil 3.17. TOKİ Turkuaz Vadisi Vaziyet Planı (İnternet, www.toki.gov.tr) ................ 81

Şekil 3.18. (a) B2 Tipi Blok Kat Planı (b) Y1 Tipi Blok Kat Planı (Özbilen,2014) ...... 83

ix

RESİMLERİN LİSTESİ

Resim Sayfa

Resim 1.1. (a) Safranbolu evleri (İnternet, www.supergezginler.com) (b) Mardin

evleri (İnternet, www.dunyabulteni.net), ...................................................... 5

Resim 1.2. İlkel barınma türleri (İnternet, www.dogabilim.ankara.edu.tr) ..................... 6

Resim 1.3. Ağaç dalları ve sazlar ile yapılmış ilk barınak örnekleri, Terra Amata,

homo erectus yerleşimi, Nice, Fransa (Eren, 2010) ...................................... 7

Resim 1.4. Çatalhöyük yerleşkesi (İnternet:en.paperblog.com) ...................................... 7

Resim 1.5. Vetii Villası, Pompei, İtalya (İnternet, www.loc.gov.) .................................. 9

Resim 1.6. Domus örneği (Telli, 2010) ........................................................................... 10

Resim 1.7. İnsula örneği (İnternet, www.accomodationsrome.com) .............................. 10

Resim 1.8. İnsula kalıntısı, Ostia Antica, Roma, İtalya (İnt, fundamentumlatin.org) ..... 11

Resim 1.9. İtalya, San Gimignano kent görünüşü (İnt, worldcometomyhome.blogspt) . 12

Resim 1.10. (a) Le Menestrel Apartman Konutu, (Eren, 2014), (b) Utrecht'de 15.

Yüzyılda Üst Gelir Grupları İçin Yapılan Konutlar (Eren, 2014) .............. 13

Resim 1.11. Sırt sırta konutlar, İngiltere (İnternet, www.geog.cam.ac.uk) ..................... 14

Resim 1.12. (a) Konut örnekleri, Londra (www.yildiz.edu.tr) (b) İşçi konutları,

Chicago (İnternet, www.yildiz.edu.tr) .......................................................... 15

Resim 1.13. Berlin işçi konutlarından bir görünüm (İnternet, www.yildiz.edu.tr) .......... 15

Resim 1.14. (a) Home Insurance Building Chicago, 1883 (b) Reliance Building,

Chicago, 1885 (Korkmaz, 2010) ............................................................... 18

Resim 1.15. Home Insurance Building (İnternet, www.artduquotidien.com) ................ 19

Resim 1.16. Britz Yerleşkesi, Berlin (Eren, 2014) ......................................................... 20

Resim 1.17. Weissenhof Yerleşkesi, Stuttgart (İnternet, www.uk.phaidon.com) ........ 20

Resim 1.18. Işıyan Kent Eskizi (Telli, 2010) .................................................................. 21

Resim 1.19. (a) Unité d’Habitation, Fransa (Telli,2010) (b) Müdüriyet Personeli

Binası, Chandigarh, Hindistan (www.architectuul.com) ............................ 22

x

Resim Sayfa

Resim 1.20. (a) Savaş Sonrası Konutlar, Berlin (b) Savaş Sonrası Konutlar,

Almanya (Bingöl, 2006) ............................................................................ 22

Resim 1.21. Pruitt Igoe Konutlarının Yıkımı (İnternet,www.v3.arkitera.com) ............. 23

Resim 1.22. Lake Shore Drive Apartments (İnternet, www.e-architect.co.uk) ............. 24

Resim 1.23. Yüksek Katlı Konut Örnekleri (a) Turning Torso Building (İnternet,

www.archdaily.com) (b) Met Towers (İnternet, www.bouygues-

construction.com.au) .................................................................................. 25

Resim 2.1. İstanbul’daki İlk Apartman Örnekleri (a) Defterdar Yokuşu No:1 (b)

Pekmezyan Apartmanı (Sunalp,1999) ....................................................... 28

Resim 2.2. (a), (b) Erken Cumhuriyet Dönemi Konut Reklamları (Zeylan,2009) ......... 29

Resim 2.3. Ceylan Apartmanı (Mutdoğan,2014) ............................................................ 30

Resim 2.4. Saraçoğlu Mahallesi, Ankara (Zeylan,2009) ................................................ 30

Resim 2.5. Levent Blokları, İstanbul (Zeylan,2009) ...................................................... 31

Resim 2.6. Ataköy Soyal Konut Uygulaması, İstanbul (Zeylan,2009) .......................... 33

Resim 2.7. Göztepe Soyak Sitesi, İstanbul (Zeylan,2009) ............................................. 34

Resim 2.8. (a) Next Level, Ankara (İnternet, www.arkitera.com) (b) Metrocity,

İstanbul (İnternet, www.mimarlikmuzesi.org) .............................................. 35

Resim 2.9. Günümüz Konut Reklamlarından Örnekler (a) Sea Pearl,İstanbul

(İnternet, www.emlakpencerem.com) (b) Avenue Rezidans, İstanbul

(İnternet,www.projekulisi.com) .................................................................... 36

Resim 3.1. (a) Kervansaray Apartmanı, İstanbul (Arkitekt,1960) (b) Kervansaray

Apartmanı (Eren,2014) ................................................................................. 46

Resim 3.2. Kervansaray Apartmanı ve Çevresi, İstanbul (Arkitekt,1960) ...................... 47

Resim 3.3. (a) Ataköy Sosyal Konutları, İstanbul (TMH,2006) (b) Ataköy Sosyal

Konutları I.Etap (Arkitekt,1975) ................................................................... 50

Resim 3.4. Feneryolu Apartmanları, İstanbul (Eren,2014) .............................................. 55

Resim 3.5. Mesa Koru Sitesi (İnternet, www.koruyon.org) ............................................ 58

Resim 3.6. Akmerkez Rezidans, İstanbul (İnternet, www. santiyedestek.com) .............. 61

Resim 3.7.Mashattan Rezidans, İstanbul (İnternet, www.mashattan.org.tr) ................... 64

xi

Resim Sayfa

Resim 3.8. Next Level Rezidans, Ankara (İnternet, www.arkitera.com) ....................... 68

Resim 3.9. Akasya Acıbadem Konutları, İstanbul (İnternet, www.arkiv.com.tr) .......... 72

Resim 3.10. Levent Loft, İstanbul (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr) .............................. 76

Resim 3.11. TOKİ Turkuaz Vadisi, Ankara (İnternet, www.wowturkey.com) .............. 80

xii

SİMGELER VE KISALTMALAR

Bu çalışmada kullanılan simgeler ve kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte aşağıda sunulmuştur.

Kısaltmalar Açıklamalar

İLBANK A.Ş. İller Bankası Anonim Şirketi

M.Ö. Milattan Önce

Max. Maksimum

Min. Minimum

TOKİ Toplu Konut İdaresi Başkanlığı

Y.Y. Yüzyıl

1

GİRİŞ

İnsanın varoluşu ile birlikte ortaya çıkan en temel ihtiyaç ve problemlerinden biri

barınma olmuştur. Mağaralara sığınarak başlayan hayatta kalma ve barınma mücadelesi

pek çok aşamadan geçerek günümüz konut ve kent formuna dönüşmüştür. Konut formunu

biçimlendiren; fiziksel, topografik, iklimsel, kültürel, toplumsal ve yöresel pek çok

parametre bulunmaktadır. Bu bağlamda tarih boyunca konut, her coğrafya ve zaman

diliminde farklı formlarda karşımıza çıkarak; tüm diğer mimari öğeler gibi yer aldığı

zaman dilimi, coğrafya ve kentin kimlik ve kültürünü yansıtmakta en önemli araçlardan

biri olmuştur.

İnsan ile birebir temas halinde olan konut olgusu; bahsedildiği gibi pek çok etki

altındadır. Bu etkilerin sonucunda oluşan konut kavramı aynı zamanda bir kültür nesnesi

haline dönüşmektedir. Yalnızca bir fiziksel ihtiyaç nesnesi olmayan konut aynı zamanda

insanın aidiyet duyduğu bir benlik parçası –yuva- haline gelmiştir.

Tarih boyunca yapılaşmanın temelinde barınma ve korunma ihtiyacı olsa da inanç

ve güç mücadelesinin nesnesi olan yapılar, her zaman daha yükseğe erişme çabası ve

yarışının aracı olmuştur. Antik çağlarda tapınaklarla kendini göstermeye başlayan daha

yükseğe ulaşma çabası hiçbir zaman bitmemiştir. Günümüzde de konut yapılarından kamu

ve ticaret yapılarına dek her alanda bu arayış devam etmektedir.

Sanayi devrimiyle birlikte başlayan kontrolsüz göç hareketleri ve artan nüfus,

yaşam şeklinde oluşmaya başlayan değişiklikler, hızla büyüyen ve dönüşen kentler konut

üretim biçimlerine de etki etmiştir. Hızla artan nüfusu barındırmak için yüksek yoğunluklu

kent ve konut bölgeleri oluşturulması gerekmiş; çelik ve beton malzeme üretimi, ekonomik

refah düzeyinin artması, asansör ve hidrofor gibi teknolojik gelişmeler ile seri üretimin

kolaylaşması gibi etkilerin bir araya gelmesi sonucunda yüksek katlı yapı ve yüksek katlı

konut kavramı ortaya çıkmaya başlamıştır.

Günümüzde ise yüksek katlı konutlar, dünyanın ve Türkiye’nin pek çok yerinde

yaygın konut tipi haline gelmekte hatta karma kullanımlar ile birlikte “ev/ yuva”

kavramının yerini; barınma makineleri gibi çalışan, yüksek katlı, farklı işlev ve hizmetleri

bir arada bulunduran rezidans blokları almaktadır. Bu değişim konut odaklı gelişen kent

2

kimliği ve kültürünü de derinden etkileyerek dönüştürmekte, aynı zamanda yeni bir kent

kültürü, toplumsal ilişkiler ve bireyselleşme modeli yaratmaktadır.

Bu çalışmanın amacı; Türkiye ve dünyada yüksek katlı konut bloklarının ortaya

çıkışını tarihsel sürecinde, fiziksel, mekânsal, siyasal, sosyo-kültürel, ekonomik ve

teknolojik gelişmeler ışığında ortaya koymak, yüksek katlı konutları ve kent içindeki

duruşlarını mekânsal ve sosyal parametreler açısından incelemek, yüksek katlı konut

bloklarına yönelimin nedenleri ile sonuçlarını sosyal ve mekânsal açıdan tespit ederek

aynı zamanda kent kimliğinde ve kültüründe yarattığı etki ve değişimleri irdelemektir. Bu

çalışma ile İlbank A.Ş.’nin projelendirme, inceleme, onay, yapı denetim ve kabul

aşamalarında yer aldığı; arsa karşılığı gelir paylaşımı işleri ve kentsel dönüşüm

çalışmalarında bulunan yüksek katlı konut projelerine ilişkin süreçlere katkı sağlanması

amaçlanmıştır.

Bu bağlamda çalışmanın ilk bölümünde; yüksek katlı konut kavramının tarihsel

süreç içerisinde ortaya çıkışı; fiziksel ve mekânsal, ekonomik ve teknolojik nedenleri ile

incelenmiştir.

Çalışmanın ikinci bölümünde; Türkiye’de yüksek katlı konut örneklerinin ortaya

çıkış sürecine etki eden fiziki, siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel gelişmeler incelenmiş ve

belirli dönemlerde oluşan yüksek katlı konut örneklerinin genel mimari ve mekânsal

özellikleri ortaya konmuştur.

Üçüncü bölümde; yüksek katlı konut tasarımında etkili olan temel sosyal ve

mekânsal parametreler belirlenmiş, belli dönem aralıklarında yapılan yüksek katlı konut

örneklerinden bazıları seçilerek; arazi kullanımı ve kent içindeki konumu, plan

organizasyonu ve işlev şeması ile kullanıcı profili ve sosyal çevre parametreleri ışığında

incelenmiştir.

Çalışmanın dördüncü bölümünde; yüksek katlı konutlara yönelimin sebepleri

incelenerek, yüksek katlı konutların kent kültüründe ve kimliğinde yarattığı etkiler ile

yaşanan sosyal ve mekânsal dönüşümlerden bahsedilmiştir.

3

Sonuç bölümünde ise önceki bölümlerde bahsedilen; yüksek katlı konutların

oluşum süreçlerinde etkili parametreler ve örneklerin analizi bağlamında; yüksek katlı

konut üretimine ilişkin elde edilen genel sonuçlar, devlet ve bankamızın bu üretime ilişkin

tavrı ile yüksek katlı konut üretiminin kentle sağlıklı ilişkiler kurabilmesi adına dikkat

edilmesi gereken belli başlı hususların neler olduğundan söz edilmiştir.

4

5

1. YÜKSEK KATLI KONUT KAVRAMI VE GELİŞİMİ

1.1. Konut Kavramı

“Konut, insanların, barınma gereksinimi karşılayan, onları dış tesirlerden koruyan

ve güvenlik içinde yaşamlarını sürdürmesini sağlayan ilk ve en önemli yapı türüdür”

(Arcan ve Evci, 1999). En basit tanımıyla insanı dış etkilerden koruyan yapı olarak

nitelenebilecek konut kavramı aslında bunun çok ötesinde anlamlara sahip bir olgudur.

Çahantimur’a göre; Konut, fiziksel çevrenin bir elemanı olarak ele alındığında,

mimari bir objedir. Günlük yaşamın bir parçasının geçtiği, sosyal ilişkilerin yer aldığı

konut; sosyal aktivitelerin gerçekleşmesi için, diğer mimarlık ürünlerinden çok daha farklı

niteliksel özellikler taşımaktadır (Erdinç, 2009). Tarih boyunca mimari ögeler, bir kimlik

nesnesi olarak görülmüş ve coğrafyanın, inanış, kültür ya da siyasi erkin simgesi olmuştur.

Konut, bu bağlamda en küçük ölçekli mimari öge olarak görülse de aslında kenti oluşturan

ve kimlik sahibi yapan temel unsurlardan biri olduğu söylenebilir.

(a) (b)

Resim 1.1. (a) Safranbolu evleri (İnternet, www.supergezginler.com) (b) Mardin evleri

(İnternet, www.dunyabulteni.net),

Konut ile kullanıcısı arasında da bu tarz bir kimlik ve aidiyet ilişkisi bulunmaktadır.

“Ev olarak kullandığımız olgu, fiziksel bir öğe olduğu kadar sevinç ve üzüntüleri,

paylaşımları, heyecanları, sosyal değerleri ifade eden bir yaşam mekanı olarak "yuva"

niteliği de taşımaktadır. C. Cooper'in (1976) da belirttiği gibi yuva bir "benlik sembolü"

dür” (Eren, 2014).

6

“Konut barınmanın yanı sıra, kullanıcısının toplumdaki yerini ve statüsünü

yansıtan, ekonomik, estetik ve fiziksel değerlerle ilişkili, değişik kişisel gereksinimleri

içine alan karmaşık ve çok boyutlu bir süreci de içinde barındırmaktadır” (Kumbasar,

2008).

İlk çağ mimarlarından Vitrivius ilk konutların oluşum sürecinden şu şekilde

bahsetmektedir;

“İnsanlar dilediklerini el ve parmaklarıyla kolaylıkla yapabildiklerini görerek, doğal yeteneklerinin diğer

hayvanlardan üstün olduğunu fark ettiler ve kendilerine barınaklar yapmaya giriştiler. Kimisi, yeşil dallar

kullanırken, kimisi de dağ yamaçlarında mağaralar kazdılar; diğerleri ise, kırlangıç yuvalarının yapılışını

taklit ederek ince dallarla çamurdan sığınaklar yaptılar. Zaman geçtikçe, birbirlerinin barınaklarından

esinlenerek kendi ürünlerine yeni ayrıntılar eklediler ve daha iyi ve çeşitli kulübeler oluşturdular.”

(Vitrivius, 2005)

Resim 1.2. İlkel barınma türleri (İnternet, www.dogabilim.ankara.edu.tr)

Yerleşik hayata geçilmesiyle birlikte; hemen her coğrafyada rastlanan, ocak

etrafında şekillenmiş, tek hacimden oluşan, ait olduğu coğrafyada kolay erişilebilen

malzemelerin kullanıldığı küçük barınaklar inşa edilmeye başlanmıştır. Bu ilk konut

örneklerinde formu oluşturan temel etken bu yöresel malzemelerdir. “Çamur tuğla

kullanılarak inşa edilen, dörtgen planlı erken dönem konutlar ile saz ve deri parçaları

kullanılarak inşa edilen, dairesel planlı erken dönem konutları kullanılan malzemenin

binanın biçimi üzerindeki etkisinin belirgin örneklerdir” (Telli, 2010).

7

Resim 1.3. Ağaç dalları ve sazlar ile yapılmış ilk barınak örnekleri, Terra Amata, homo

erectus yerleşimi, Nice, Fransa (Eren, 2010)

Tarihin farklı dönemlerinde, dünyanın farklı coğrafyalarında gelişen konut tipleri;

iklim, doğal koşullar, malzeme, kültür ve inanç gibi etkiler sebebiyle kendine özgü

formlarda gelişmiştir.

Neolitik Çağ’ın en eski yerleşke örneklerinden biri olan Çatalhöyük’ün geçmişi

M.Ö.9000’ e kadar uzanmaktadır. Tarihin en eski konut örneklerinden olan bu yerleşkede,

konutlar birbirine bitişik şekilde, farklı kotlarda yerleştirilmiştir. Korunma amacıyla konut

girişleri düz çatıların üzerinde yer alan deliklerden sağlanmıştır. Yer yer oluşturulan ortak

avlular ile ortak kullanım alanları yaratılmıştır.

Resim 1.4. Çatalhöyük yerleşkesi (İnternet:en.paperblog.com)

8

Konutu avluya yönlendirerek, ticaret birimlerini dışarıya açan ilk konutlar, Yunan

uygarlığında görülen “megaron” denen avlulu plan tipine sahip konutlardır. Nuttgens’e

göre; “M.Ö. 1250 yılına dayanan, bir salon ve bir giriş holünden oluşan bu basit planlı

konutlar, ileriki tarihlerde inşa edilecek birçok evin ve kalenin ana bileşenini

oluşturmuşlardır” (Telli, 2010).

Yunan mimarisi, genel anlamda dışarıya açık bir yapı sergiler. İklim ve sosyal

hayatın getirdiği etkilerin bir sonucu olarak; tapınak, agora, pazar yeri ve hatta konut

dışarıyla temas halindedir.

Şekil 1.1. Megaron, Miken, Yunanistan (Telli, 2010)

Dünyadaki ilk şehir planlama örneklerinin başlangıcı Helenistik döneme

uzanmaktadır. Bu dönemde hafif yerel malzemeler kullanılarak, dörtgen megaron plan

tipinde inşa edilen konutlar, revaklar ile avluya açılmaktadır. Megaronun çevresine

sıralanan diğer odalar ile konut planı tamamlanmaktadır.

(a) (b)

Şekil 1.2. (a) Priene evi planı (Telli, 2010), (b) Priene konut dokusu (Eren, 2014)

9

Kent planlama anlayışları Yunan mimarlığına benzerlik gösterse de konut

planlamasında Romalı mimarlar farklı bir yol izlemiştir. Roma dönemine geçişle birlikte

artan nüfus ve sürekli büyüyen imparatorluk sınırları hızlı ve yoğun konut üretimini

gerektirmiştir. Aynı zamanda, farklı kullanıcı profil, statü ve ihtiyaçlarına göre konut

üretiminin ayrışması da bu dönemde belirginleşmiştir.

Roma döneminde konut yapıları “villa”, “domus” ve “insulae” olmak üzere üç ana

tipe ayrılmıştır.

Villa tipi konutlar, üst sınıftan ve zengin insanların özel arazileri içinde

konumlanan, kentten uzak, bahçeler içinde inşa edilmişlerdir. Süs havuzlarının bulunduğu

“atrium”a bakan bu konutların çatıları, sütunlar üzerinde taşınan kiremitli çatılardır.

Konutun sirkülasyon dağılımı atriumlardan gerçekleşmektedir. Yemek odası, yatak odaları,

yemek ve çalışma odası, kütüphane ve tuvaletlere bu atriumdan geçilmektedir.

Resim 1.5. Vetii Villası, Pompei, İtalya (İnternet, www.loc.gov.)

Şekil 1.3. Vetii Villası, Pompei, İtalya (İnternet, dusunmekvepaylasmak.blogspot.com)

10

Villa tipi konutların gösteriş ve zenginliğinden uzak olsa da yaşamak için kaliteli

mekanlar sunan “Domus” adı verilen konut tipinde ise, genellikle ortada üstü açık bir

“atrium“ (üstü açık avlu) ve bu “atriumun” çevresinde küçük odalar ile mutfak yer

almaktadır.

Resim 1.6. Domus örneği (Telli, 2010)

Roma şehirlerinde, hızla artan nüfusun yaşam alanlarını oluşturan asıl konut tipi

ise “İnsulae”lar olmuştur. Domus ve villalara göre yaşam kalitesinin oldukça düşük

olduğu insulaelar da, tuvalet ve mutfak gibi fonksiyonlar ortak alanlarda sağlanmaktaydı. 3

ve 4 katlı, yer yer 6 kata kadar çıkabilen bu konut bloklarının üst katları kiralık evlerden

oluşurken alt katlarında eğlence ve ticaret birimleri yer almaktadır.

Resim 1.7. İnsula örneği (İnternet, www.accomodationsrome.com)

İnsulae’ ları, bugün kullandığımız anlamıyla yüksek katlı konut/apartman

kavramının temeli olarak nitelemek mümkündür.

11

Resim 1.8. İnsula kalıntısı, Ostia Antica, Roma, İtalya (İnternet,

fundamentumlatinum.wiki.conestogavalley.org)

1.2. Tarihsel Süreçte Yüksek Katlı Konutları Ortaya Çıkaran Sebepler ve Kent

Üzerindeki Etkileri

Konut yalnızca bir barınma nesnesi olmadığı için fiziksel, sosyal, ekonomik,

coğrafi, teknolojik ve kültürel pek çok etkinin tesiri altındadır. Tüm bu etkiler konut

formuna etki edip şekillendirmiştir. Yüksek katlı konut ihtiyacını doğuran faktörleri de

dönemsel olarak bu başlıklar bağlamında değerlendirmek mümkündür. Dostoğlu’nun

belirtiği üzere;

“Konut, birey ve ailenin temel gereksinimlerinden birini karşılayan bir barınak, toplum için ise sosyal,

ekonomik ve mekânsal anlam taşıyan bir oluşumdur. Tarihsel gelişim içinde konut, doğanın yapısına ve

etkilerine, barındırdığı toplumun üretim biçimi ve ilişkilerine ve bunların sonucu ortaya çıkan kalkınma

düzeyi, kaynak kullanımı, gelir dağılımı, nüfus artışı, nüfusun mekanda dağılımı, kentleşme tipi ve hızı,

aile yapısı toplumsal yaşamın gereklerine göre oluşmuş, değişmiş ve gelişmiştir” (Kumbasar, 2000).

Bir önceki bölümde bahsedildiği gibi, tarihteki ilk yüksek katlı konut örnekleri

Roma döneminde ortaya çıkan insulae’lar olmuştur.

Zaman içerisinde, özellikle Avrupa’da, yukarıda bahsedildiği gibi pek çok etki ve

faktör sonucunda, dönem özelliklerine paralel olarak yüksek katlı konut örnekleri

dönüşerek ortaya çıkmaya devam etmiştir.

12

1.2.1. Endüstri devrimi öncesi dönem

Endüstri devrimine kadar geçen süreçte yüksek katlı konut bloklarının oluşmasında

temel etki, savunma amacıyla bir arada toplanması gereken kentin, kullanılabilir alanın

kısıtlılığı ve nüfus artışıydı. Bu etkiler ile birlikte, özellikle yoksul halkın barınacağı

alanlar yaratırken aynı birimlerin zemin katlarını ticari işlevlerle kullanmak amaçlanmıştır.

Antik Roma ve Mısır’da görülmeye başlayan yüksek katlı konutlar, 12.yy’dan

itibaren Ortaçağ Avrupası’nda kule evlerle birlikte farklı bir kent dokusunu oluşturmaya

başlamıştır. Şehir savaşlarında aynı zamanda bir korunma aracı olan yapılar, zaman zaman

yükseklikleri ile giriştikleri yarışta düşmanlarına karşı gözdağı verdikleri bir araç olmuştur.

16.yy’a kadar süren dönemde kent merkezlerinde ticaretle uğraşan halkın çok katlı

konutlarında; alt katlar ticarethane, üst katlar ev sahiplerinin konaklama alanı, çatı katlar

ise işçilerin barındıkları alanlar olmuştur (Eren, 2014).

Resim 1.9. İtalya, San Gimignano kent görünüşü (İnternet,

worldcometomyhome.blogspot.com.tr)

16.yy’dan itibaren gelir düzeyinin artması ve camın bulunması gibi etkilerle,

yalnızca yoksul halkın barınması için inşa edilen, kaba üretim nesnesi halindeki yüksek

yapıların yerini; zengin ailelerin kent merkezlerinde kendileri için inşa ettirmeye başladığı,

yüksek katlı, geniş pencereli, cephe süslemeleri olan evler almaya başlamıştır. Bu

dönemde artan refah, mimarlar için yeni akımlar deneme, stil ve malzemeler kullanma

şansını yaratmıştır.

13

(a) (b)

Resim 1.10. (a) Le Menestrel Apartman Konutu, (Eren, 2014), (b) Utrecht'de 15. Yüzyılda

Üst Gelir Grupları İçin Yapılan Konutlar (Eren, 2014)

1.2.2. Endüstri devrimi sonrası dönem

18.yy ile birlikte gerçekleşen endüstri devrimi konut üretim ve alışkanlıklarını da

dramatik bir şekilde etkileyerek değiştirmiştir. Bu dönem ile birlikte, bugün anladığımız

anlamda yüksek katlı konutlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Endüstri devrimi ile birlikte

yüksek katlı konut üretimine etki eden faktörler 3 ana başlık altında incelenecektir.

Fiziksel ve mekânsal ihtiyaçlar

Endüstri devrimi ile birlikte değişen üretim biçimi sonucunda, o döneme kadar

tarımla geçinen dev kitleler yeni üretim merkezleri olan fabrikalarda çalışmak üzere;

Londra, Liverpool, Manchester gibi büyük sanayi kentlerine doğru göç etmeye başlamıştır.

“19.yy başında bir milyon nüfuslu tek şehir Londra iken yüzyıl sonuna gelindiğinde Paris,

Berlin, Viyana, Moskova, St.Petersburg, Newyork, Chicago bir milyonu geçen şehirlerdir”

(Bingöl, 2006). Bu ani ve büyük göç hareketi sonucunda, kentlerde hızla artan nüfusu

barındırmak için kitlesel bir konut üretim ihtiyacı doğmuştur. Ancak eldeki arsa miktarının

yetersizliği ve bedellerin yüksek olması gibi fiziksel ve mekânsal ihtiyaçlar hızla yüksek

katlı konutlara yönelimi zorunlu kılmıştır.

Hızlı ve plansız konut üretimi beraberinde çarpık yapılaşma, sağlıksız ve niteliksiz

kentleşme gibi sonuçları da doğurmuştur. 19. yy. da Hızla artan nüfusu barındırmak için

14

“sırt sırta konut” olarak adlandırılan, birbirinin benzeri şekilde üretilen, 2-6 kat yükseklikte

inşa edilmiş bir konut tipolojisi doğmuştur (Eren, 2014).

Resim 1.11. Sırt sırta konutlar, İngiltere (İnternet, www.geog.cam.ac.uk)

19.yy. da İngiltere, Fransa, Almanya ve Amerika’da yoğun nüfusu barındırmak için

ortaya çıkan bir başka yüksek katlı konut tipolojisi de “ tennements” denen ‘kira

kışlaları’dır. Bu yapıların 19.yy’a özgü seri üretim anlayışının bir göstergesi olduğunu

söylemek mümkündür. Birbirinin aynı, onlarca konut biriminin bir farklılık ve bireysellik

yaratmadan ortaya konduğu bu yapılar birer “barınma makinesi” hükmündedir.

Mekânsal olarak da bireye özgü alanlar sunmayan, yeterli aydınlatma ve

havalandırma imkânı olmayan bu konutlarda kalitesiz malzeme kullanımı ve işçilik de hat

safhadadır. İklim koşulları göz önüne alınmadan, toplumsal kullanıma açık bir alan olarak

görülen bu konutların merdiven çözümleri de dışarıdan yapılmıştır.

15

(a) (b)

Resim 1.12. (a) Konut örnekleri, Londra (www.yildiz.edu.tr) (b) İşçi konutları, Chicago

(İnternet, www.yildiz.edu.tr)

Bilgin’in belirttiği gibi Almanya’da görülen kira kışlası örneklerinde ise; farklı

gelir gruplarından bireylerin, aynı konut bloklarında barındırılması amaçlanmış ve böylece

toplumsal sorunları çözmekte aşama katedilebileceği düşünülmüştür. Alt gelir grubuna

avluya bakan birimler verilirken, üst gelir grubu caddeye bakan konutlarda yaşamaktadır

(Eren,2014).

Resim 1.13. Berlin işçi konutlarından bir görünüm (İnternet, www.yildiz.edu.tr)

16

Ancak İşçiler için yapılan bu konutlar; ihtiyacı karşılayacak düzeyde ışık, havalandırma,

kanalizasyon vb. sistemlere ve mekân kalitesine sahip değildiler. Yaşam şartlarının

kötülüğü, sefalet ve kirlilik işçi sağlığını tehdit edecek boyutlara gelmiş fakat yasal

otoritenin bu durumu ciddiye alması için, işçi sınıfıyla birlikte üst sınıftan insanların da

sağlığını tehlikeye atacak kolera, veba vb. salgın hastalık risklerinin ortaya çıkması

gerekmiştir (Karabaş, 2008).

Bu durum fark edildiğinde konut üretimindeki şartların iyileştirilmesi ve yoğun

nüfusu barındıracak konut stoğunun sağlıklı şekilde üretilmesi için kafa yorulmaya

başlanmıştır.

Henry Roberts tarafından ortaya koyulan ve Dünya Fuarında (1851) sergilenen ‘aile

evleri’ (Artisan’s Dwellings) modeli ile çok katlı, belli sayıda aileyi bir arada barındıran

konut örnekleri, o dönemde daha kaliteli bir konut çevresi yaratmak adına ortaya koyulan

çabalardan biridir. Aile evleri; sırt sırta evlerden farklı olarak, mutfak, çocuk ve ebeveyn

odası gibi çözümler sunmakta ve toplu olarak kullanılmak zorunda olan mekânları aza

indirmektedir.

Şekil 1.4. “ Artisan’s Dwellings” aile için konut tasarımı (İnternet, www. v3.arkitera.com)

Bu dönemde modern mimarlık düşüncesinin filizlenmeye başlamasıyla birlikte,

işçiler için daha nitelikli mekân üretimi üzerine kafa yorulmaya devam edilmiş ve toplu

konut kavramının temelleri atılmıştır. Yine aynı dönemde; özellikle Almanya’da ilk kez

17

yasalar ile belli imar düzenlemeleri ortaya konmuş, ışık, havalandırma, yangın

yönetmelikleri şekillenmeye başlamıştır (Başdoğan, 2011).

20.yy ile birlikte dünya savaşının getirdiği yıkımın ardından şehirler yeniden inşa

edilmek durumunda kalmış ve hızla konut üretimine ihtiyaç duyulmuştur. Ancak bir

önceki yüzyılda yaşananlardan ders alınmış; üretilen tüm konutlarda, mekânlara ışık

alınması, havalandırmanın sağlanması, ıslak hacimlerin konut içerisinde çözülmesi, mutfak

birimin ayırılması gibi temel insani ve mekânsal ihtiyaçlar, gittikçe yükselmeye başlayan

bu konutlarda, yasaların da güvencesi altında sağlanır duruma gelmiştir.

Sosyal ve Teknolojik Gelişmeler

Endüstri devriminin ardından seri üretime geçilmesiyle birlikte teknolojik

ilerlemeler ve ekonomik gelişmişlik düzeyi de hızla artmaya başlamıştır. 19.yy ortasına

kadar otomotiv, beyaz eşya gibi endüstrilerde gelinen ilerleme ve gelişmişlik düzeyi, konut

üretim alanına aynı şekilde yansımamıştır. Plan tipi ve konut alışkanlıkları değişmiş

olmakla birlikte bu konutların üretimine geleneksel yöntem ve malzemelerle devam

edilmiştir. Yığma sistemde, ahşap, tuğla ve taş gibi malzemelerle yapılan konut bloklarının

yükselme kapasitesi sınırlı kalmıştır. 20.yy ile birlikte, hafif beton çeşitleri, metal ve

plastik malzemenin yapı üretim pratiğinde kullanmaya başlamıştır. Seramik, taş, ahşap

gibi geleneksel malzemeler artık fabrikasyon hale gelmiş ve bir takım işlemlerden geçerek

çok daha kullanışlı bir hal almıştır. Büyük ölçekli konutların şantiyelerine hafif

prefabrikasyon ve modern kalıp teknikleri hâkim olmuştur. Geleneksel kalıpların yerini

yeni malzeme ve tekniklere bağlı yalın modüler kalıplar ve buna bağlı mekânsal örüntüler

almıştır (Bilgin,1998).

Endüstri devrimi ile geliştirilen, çelik, cam, beton gibi malzemeler ve hidrafor,

asansör ve kanalizasyon sistemleri gibi yenilikler yapıların yükselmesine olanak tanıyan

temel etkilerdendir. Hiç şüphesiz yüksek katlı yapı bloklarını kullanabilir kılan en önemli

etki dökme demirin bulunmasıyla çelik üretiminin gelişmesidir. Bu sayede çelik çerçeve

sistemler kullanılmaya başlanmış, ağır ve masif yığma yapıların yerini daha geniş

açıklıklara sahip, şeffaf yüzeyleri artmış ve çok daha fazla yükselebilen yapılar almıştır.

18

Yüksek katlı yapı ve konut kavramının şekillenmesinde kritik etkiye sahip

süreçlerden biri, 1871 yılında Chicago’da meydana gelen büyük yangın olmuştur.

Yangının ardından şehir yerle bir olmuş ve kısa sürede yeniden inşa edilmesi gerekmiştir.

Louis Sullivan, Daniel H. Burnham, William Le Baron Jenney, Martin Roche ve Dankmar

Adler gibi mimarların önderliğinde “Chicago Okulu” diye anılan bir ekol ortaya çıkmış ve

çelik iskelet sistemin ilkelerini geliştirerek ilk yüksek katlı yapıları ortaya koymuşlardır.

Bu yapıların zemin katları ticari alan olarak işlevlendirilirken, üst katları ofis ve

konut birimlerinden oluşmaktadır. Çerçeve sistemin olanak tanıdığı açık plan sistemi

sayesinde katlarda istenen farklı plan tipleri uygulanabilmiş ve işleve göre bölüntülenmeler

yapılarak farklı kullanıcı tiplerine göre alan yaratılabilmiştir.

“1885 yılında Chicago‟da William Le Baron Jenney tarafından yapılan “Home

Insurance” Binası, “Council on Tall Buildings and Urban Habitat” tarafından dünyanın ilk

yüksek binası olarak kabul edilmiş, tescillenmiştir… 1885 yılında Burnham & Root‟ un

Chicago‟ da yaptığı Reliance Binası da tarihteki ilk gökdelenler arasındadır. 60 metre

yüksekliğinde ve 15 katlı olan binanın taşıyıcı sistemi çelik çerçeveden yapılmıştır”

(Korkmaz,2010).

(a) (b)

Resim 1.14. (a) Home Insurance Building Chicago, 1883 (b) Reliance Building, Chicago,

1885 (Korkmaz, 2010)

19

Bu dönemde Amerika’da görülen yüksek katlı yapılar; cephelerinde Avrupa’daki

geleneksel ve klasik yapıların üslubuna öykünmüş olsa da yapım tekniği ve malzeme

olarak oldukça ileri bir seviyeye gelmiştir.

20.yy başında, betonarmenin kullanıldığı ilk örnekler de görülmeye başlanmıştır.

1903 yılında Fransa’da yapılan Rue Franklin apartmanı taşıyıcı sistemi betonarme olan ilk

yüksek katlı konut örneğidir. Sosyal olarak farklı sınıftan insanları aynı birimde

buluşturmayı amaçlayan konut örneklerinden olan yapıda mekânsal bölüntülenmeler ile

yeni modern konut anlayışı iyice belirgin hale gelmeye başlamıştır.

Resim 1.15. Home Insurance Building

(İnternet, www.artduquotidien.com)

Şekil 1.5. Reliance Building, (İnternet,

www.hiddenarchitecture.com.tr)

I. Dünya savaşının ardından yaşanan yıkım ile birlikte başta Almanya olmak üzere

tüm Avrupa’da yeniden bir yapım hareketi başlamıştır. 20.yy başında, gelişen teknolojinin

etkisiyle Almanya’da ortaya koyulan yüksek katlı yoğun konut blokları, toplu konut

kavramının gelişiminde de önemli rol oynamıştır. Bu yapılar, ucuz, yoğunluğu yüksek ve

hızlı inşa edilebilen apartmanlardır.

20

Şekil 1.6. Britz Yerleşkesi Vaziyet Planı

(Eren, 2014)

Resim 1.16. Britz Yerleşkesi, Berlin (Eren,

2014)

20.yy ortalarında, Le Corbusier, Mies Van der Rohe, Adolf Loos ve Frank Llyod

Wright gibi mimarların öncülüğündeki modern mimarlık düşüncesi ise, ortaya koyulan

örneklerde hem mekânsal olarak bir rafineleşmeyi sağlamış hem de yeni bir düşünce ve

yaşam biçimini konut üzerinden toplum sunmaya başlamıştır. Le Corbusier ve Van der

Rohe gibi pek çok önemli ismin kurguladığı bir toplu konut projesi alanı olan Weissenhof

yerleşkesi ile modern konutun plan tipi ve işlev şemaları olgunlaşmaya başlamıştır.

Resim 1.17. Weissenhof Yerleşkesi,

Stuttgart (İnternet, www.uk.phaidon.com)

Şekil 1.7. Weissenhof Vaziyet

Planı, (www.uk.phaidon.com)

21

Olgunlaşan mimari plan çözümlemelerinin ve yeni bir form yaratma çabasının

ardından, Le Corbusier’in yaptığı çalışmalarda bu plan tipolojisini yüksek katlı konutlara

adapte etmeye başladığı görülmektedir.

1930’larda yayınladığı ışıyan kentler kitabında Le Corbusier; temel elemanına

‘unite’ adını verdiği yüksek katlı konut blokları olan, ortak kullanım alanları ile aileye ait

bireysel alanların ayrıştığı bir kentsel tasarım anlayışını ortaya koymuştur. Işıyan kentlerde

sınıfsal farklılaşmaya göre belirlenen mekânsal özellikler yerini kullanıcı sayısına bağlı

fiziksel kriterlerden şekillenen özellikte konutlara bırakmıştır (Telli,2010).

Şekil 1.8. Işıyan Kent Vaziyet Planı

(Telli, 2010)

Resim 1.18. Işıyan Kent Eskizi (Telli,

2010)

Le Corbusier’in yüksek katlı konut bloklarıyla yaratmayı hayal ettiği ışıyan kent

planı tam anlamıyla uygulanamasa da, Fransa’nın çeşitli bölgeleri ve Hindistan’ın

Chandigargh bölgesinde yürüttüğü çalışmalarında “unite” adını verdiği yüksek katlı konut

bloklarını inşa edebilmiştir.

22

(a) (b)

Resim 1.19. (a) Unité d’Habitation, Fransa (Telli,2010) (b) Müdüriyet Personeli Binası,

Chandigarh, Hindistan (www.architectuul.com)

II. Dünya savaşının yarattığı yıkımın ardından şehirler bir kez daha inşa edilmeye

başlamıştır. Hızlı ve yoğun konut stoğu ihtiyacı beraberinde pek çok toplu yüksek katlı

konut projesini getirmiştir. Özellikle Almanya’da sıkça rastlanan ve “savaş sonrası konut”

olarak isimlendirilen bu yapı stokları, çok yüksek katlı ve yoğunluklu, kimliksiz ve

aidiyetsiz mimari yerleşkeler olmakla eleştirilmektedir. 1970’lere kadar Avrupa’nın

genelinde yönetimin egemenliğindeki bu devletçi konut üretim anlayışı sürmüştür.

(a) (b)

Resim 1.20. (a) Savaş Sonrası Konutlar, Berlin (b) Savaş Sonrası Konutlar, Almanya

(Bingöl, 2006)

Yüzyılın ikinci yarısında bu konut stoğu ve üretim yöntemleri sorgulanmaya

başlanır. Bilgin’e göre; “Yeni konut çevrelerinde ortaya çıkan yabancılaşmanın, aidiyet

duygusu eksikliğinin, kimliksizliğin kaynağı, ortalama tüketici gereksinimlerinin teknokrat

23

bir kimlikle tanımlanması ve bunlara uygun düşen optimum kurgusunun bitmiş bir ürün

olarak sunulmasıdır.” Bu sorgulamayı yapan kesimler arasında iki farklı çözüm önerisi

sunulmaktadır; ilk gruptaki eleştirilerin çözümü geleneksel yapım yöntemlerine dönmek

iken ikinci grupta yer alanlar ise yapı teknolojilerinin gelişmesini çıkış yolu olarak görürler

(Bingöl, 2006).

Belli ihtiyaçların ortak karşılandığı bu toplu yaşam alanları zamanla pek çok sorunu

doğurmaya başlar. Yükselen suç oranları, gettolaşma vb. pek çok sorunun yuvası haline

gelen Pruitt Igoe konutları bu durumu yansıtmakta sembol örneklerden biridir. 1972

yılında Pruitt Igoe konut bloklarının yıkılması ise bir anlamda “modernizmin çöküşü”

olarak sembolleştirilmektedir.

Resim 1.21. Pruitt Igoe Konutlarının Yıkımı (İnternet,www.v3.arkitera.com)

Bu dönemde sorgulanan ve eleştirilen durumlardan biri de özellikle ABD’de kent

merkezlerinin iş ve ticaret alanlarına dönüşmesi ile birlikte; gündüzleri yoğun ve hareketli

iken geceleri ıssız ve canlılığını kaybetmiş alanlara dönüşmesidir. Bu durum aynı zamanda

petrol tüketiminin artması, zaman kaybı, çevre kirliliği gibi durumları da beraberinde

getirmiş ve 1960’lardan itibaren kent merkezine yeniden bir dönüş hareketi başlamıştır

(Başyılmaz,2014).

Bu kent merkezine dönüş hareketiyle birlikte arsa yetersizliği sebebiyle, yüksek

katlı konut üretimine duyulan talep iyice artar. Böylelikle karma işlevleri barındıran konut

blokları da inşa edilmeye başlanmıştır. Chicago’da yer alan Lake Shore Drive Apartments,

karma kullanımlı olmamakla birlikte bu yeni yerleşme düşüncesin ilk örneklerindendir.

24

Resim 1.22. Lake Shore Drive Apartments (İnternet, www.e-architect.co.uk)

İlerleyen yıllarda hızla artan arsa bedelleri de, yüksek katlı yapılaşma ihtiyacını

tetiklemiştir. Daha küçük bir taban planda daha fazla katı çözümleyerek konut talebine

daha uygun çözüm bulma yoluna gidilmiştir.

Yüzyıl sonuna doğru yaklaşılırken, yüksek katlı yapılar artık yalnızca Amerika ve

Avrupa’da yer alan birer mimari öge olmaktan çıkmış, bir medeniyet ve teknoloji sembolü

olarak tüm dünyada yapımında yarışılan mimari objelere dönüşmüştür. Yüksek

teknolojinin birer simgesi olan bu yüksek katlı yapılar, yüksek katlı konutlar özelinde yeni

birer yaşam kültürünün de temsilcisi ve mekânı haline gelmeye başlamıştır. 21.yy ile

birlikte yapımları artarak devam eden bu yüksek katlı –ve hatta gökdelen- konut blokları,

bugün de bir güç ve statü sembolü yaratma, her gün gelişen teknoloji ile bir doğayı alt

etme savaşı olarak sürmektedir.

25

(a) (b)

Resim 1.23. Yüksek Katlı Konut Örnekleri (a) Turning Torso Building (İnternet,

www.archdaily.com) (b) Met Towers (İnternet, www.bouygues-

construction.com.au)

26

27

2. TÜRKİYE’DE YÜKSEK KATLI KONUTLARIN ORTAYA ÇIKIŞI

Önceki bölümlerde bahsedilen Batı Avrupa ve Amerika’da yüksek katlı konut

yapılarına geçiş serüveni, bizim coğrafyamızda daha farklı bir altyapı ve kronolojiyle

seyretmiştir. Avrupa’daki anlamda bir endüstrileşme döneminin yaşanmadığı ülkemizde,

yüksek katlı konut üretimi de başlangıçta bir ihtiyaç değil, modernleşme sembolü olarak

görülmüştür. Eren’in belirttiği gibi;

“Türkiye’deki yüksek binaların ilk örnekleri 1950‟lerde görülmüş ve bu bina tipine yönlenen talep

1980‟lerin ikinci yarısında oldukça artmış, ancak gerçekleştirilen isabetsiz örneklerle birlikte özellikle

kontrol konuları tartışma konusu olmuştur. 2000’li yıllarda yeniden ivme kazanan yüksek binalar, çok

sayıda karmaşık problemler içeren, yüksek teknoloji gerektiren, tasarlanması önemli bilgi ve deneyim

birikimi gerektiren bina tipleridir” (Durmuş, 2010).

Çalışmanın bu bölümünde, yüksek katlı konut üretiminin tarihsel süreç içindeki

gelişimi ve bu gelişime etki eden, fiziki, siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel parametreler

incelenecektir. Ayrıca bu etkiler altında dönemsel olarak yüksek katlı konutlarda yaşanan

mekânsal değişimler irdelenecektir.

2.1. Yüksek Katlı Konutları Ortaya Çıkaran Fiziki, Siyasi, Ekonomik ve

Sosyo-Kültürel Etki ve Dönüşümler

Osmanlı devrinde “apartman” olarak ortaya çıkan ilk yüksek katlı konut örnekleri

Tanzimat döneminde ortaya koyulmuştur. 1839 yılında Tanzimat Fermanın ilanıyla birlikte

gayri müslim ve yabancılar için inşaat, mal edinme ve yerleşme gibi kısıtlamaların ortadan

kalkmasıyla birlikte; üslup olarak Avrupa’dan etkilenen plan tipiyse arada kalmış bir

apartman anlayışı ortaya konmaya başlanmıştır. Ünal, Osmanlı’nın son döneminde batıya

bağlı, yabancı banka ve şirketlerde çalışanların konutu olarak ortaya çıkan apartmanların,

zamanla buralarda çalışmaya başlayan Müslümanlar tarafından benimsenmesi ve aile

yapısının değişimiyle yaygınlaşmaya başladığından bahseder (Pulat Gökmen,2011).

Yüksek katlı bu yapıların yaygınlaşmasında bir diğer önemli sebep de ahşap

yapıların yangına olan dayanıksızlığı olmuştur. Özellikle İstanbul, bu yangınlarla sık sık

harap olduğundan ahşap ev yapımı yasaklanmış bu da yüksek katlı, kagir apartmanlara

geçişi hızlandırmıştır.

28

Yabancı, refah seviyesi yüksek ve eğitimli kişilerin yaşadığı bu alanlara yakın

çevrede zengin ve statü sahibi ailelerce, eski aile konaklarını satmak yahut yıkmak

suretiyle, hızla yeni apartmanlar yapılmaya başlanmıştır. Beyoğlu’yla başlayan

apartmanlar hızla İstanbul’a yayılmaya devam etmiştir. “Bu dönemde apartmanda oturmak

Türk aileler tarafından batılılaşma ve modernleşme olarak görülmüş, ancak apartmanlar

henüz kat mülkiyeti yasası olmadığından ve mahremiyet, güvenlik vb. gibi nedenlerle

başka kişilere kiralanamadığından akrabaların bir arada oturduğu yerler haline

gelmiştir”(Pulat Gökmen,2011). Bu durumun getirisi olarak, yüksek katlı apartmanlar

Anadolu’ya yayıldığında da, başlangıçta birer aile apartmanı hüviyetinde olmuş ve

akrabaların bir arada yaşadıkları büyük evlere dönüşmüşlerdir.

(a) (b)

Resim 2.1. İstanbul’daki İlk Apartman Örnekleri (a) Defterdar Yokuşu No:1 (b)

Pekmezyan Apartmanı (Sunalp,1999)

Başlangıçta; müstakil, büyük ve gösterişli aile konakları zenginlik, refah ve

ayrıcalık olarak görülürken, alt gelir grubundan insanların barınması için yapıldığı

düşünülen apartmanlar rağbet görmüyordu. Ancak kentin altyapısının da apartmanları

eksen alarak gelişmeye başlaması ile birlikte, mekân kurgusuyla yeni bir düzen ve yaşam

şekli sunan apartmanlara olan ilgi artmaya başlamıştır.

Türkiye’de yüksek katlı konutların oluşumu, Osmanlı döneminde başkent İstanbul

ile başlamıştır. Ancak Cumhuriyetin ilanı ile başkent olması, Ankara’yı İstanbul ile birlikte

29

yeni imar hareketinin merkezi konumuna getirmiştir. O dönemde yüksek katlı konutlar,

modernliğin sembolü olarak görülmeye başlanmıştır.

“Aranan Ankara’nın kuruluşunda olduğu gibi, ilk kez Cumhuriyetle gelen ve ulaşılmak istenen çağdaş

uygarlık düzeyini temsil edecek bir anlatımdır. Modern mimarlığa yönelme, çağdaş olmanın gereği ve

İslam Doğu kökenli kültürden Batı kültür sistemine geçmenin tamamlayıcı öğelerinden biri olarak

algılanmıştır”(Zeylan,2009).

Cumhuriyetin ilanının ardından, siyasal ve toplumsal değişikliklerin yarattığı etkiler

kent ve konuta da yansımıştır. Apartman tipi konutlara olan ilginin artması dönemin gazete

ve dergilerinde, hem geleneksel Türk aile yapısı ve kültürüyle uyuşmadığı gerekçesiyle

eleştirilmiş hem de modernlik ve batılılaşma aracı olarak görüldüğünden teşvik edilmiştir.

Tanyeli’nin vurguladığı gibi;

“Erken Cumhuriyet dönemi, modern insanı ve toplumu, modern konutla birlikte yaratmayı düşlemiştir. O

yılların okul kitapları ve dergileri, konut mimarisine hangi ideolojik beklentilerle yaklaşıldığının

örnekleriyle doludur. Sonraki yıllarda bu beklenti ortadan kalksa da, konut mekânı ve barınma kültürü,

modernleşmenin en belirgin soyutlaşma alanlarından biri olmuştur ve hala da böyle olmayı

sürdürmektedir”(Zeylan,2009).

(a) (b)

Resim 2.2. (a), (b) Erken Cumhuriyet Dönemi Konut Reklamları (Zeylan,2009)

Yine de genel anlamda bakıldığında, erken cumhuriyet döneminde, bu tip bir

yapılaşmaya karşı ağır basan görüş olumsuzdur. Bu olumsuz tepkinin oluşmasını sebepleri

ise, teknolojik yetersizlik, malzeme niteliği ve sermaye yetersizliği gibi nedenlerdir.

30

1930’lar ile 1950’ler arasında üretilen konutlar, bu konutlara sahip olacak birikim

ve statüye sahip insan sayısının azlığından ötürü büyük şehirlerde ve belli sayıda bir

üretimle sınırlı kalmıştır. Bina sahiplerinin yüksek gelir grubundan kişiler olması

sebebiyle, üretilen konutlar da beli bir niteliğe sahiptir ve dönemin önemli mimarları olan,

Mimar Kemaleddin, Seyfi Arkan, Sedad Hakkı Eldem, Seki Sayar gibi isimlerin elinden

çıkmıştır.

Resim 2.3. Ceylan Apartmanı (Mutdoğan,2014)

Aynı dönemde, bireysel konut üretiminin dışında ikinci bir yüksek katlı konut

üretim kolu da özellikle Ankara’da devlet eliyle oluşturulan toplu konut alanları ve planlı

mahalleler olmuştur. Merkezi otoritenin imkanları ve ideolojisi yönünde üretilen bu

yapılarla hem konut ihtiyacına çözüm aranmakta hem de yeni bir yaşam ve kültür biçimi

topluma sunulmaktadır.

Resim 2.4. Saraçoğlu Mahallesi, Ankara (Zeylan,2009)

31

II. Dünya savaşı döneminde ülke savaşa girmemiş olsa da küresel anlamda yaşanan

krizden etkilenmiştir. Mimarlık tarihi bağlamında II. Ulusal mimarlık akımı olarak

tarifleyebileceğimiz bu dönemde, savaş ve ekonomik buhranlar nedeniyle, geleneksel Türk

konut formuyla ilişkili yerel malzeme ve işçilik kullanımını önemseyen bir konut üretim

modelinin üzerinde durulmuştur (Mutdoğan,2014). Devlet eliyle yürütülen bu

modernleşme hareketiyle hızla yaygınlaşmaya başlayan yüksek katlı konut üretimi; Orta

Anadolu’da da modernleşme öncülüğü yürüten şehirlerde kendini göstermeye başlamıştır.

Tekeli’nin belirttiği gibi; 1950’lere gelindiğinde biten dünya savaşının ardından,

Türkiye’de endüstrileşmenin artması ve kırsaldan İstanbul’a göçün başlaması ile gerçek

anlamda bir konut ihtiyacının açığa çıkması, arsa fiyatlarının hızla artmasına sebep

olmuştur. Yükselen maliyetleri birden çok ailenin bölüşmesinin getireceği avantaj ile çok

katlı apartman bloklarının yapılması bir ihtiyaç olarak kendini göstermiştir (Pulat Gökmen,

2011). Böylece Türkiye’de de yüksek katlı apartman blokları artık bir prestij veya

modernleşme nesnesi olmaktan çıkarak bir ihtiyaç nesnesi haline gelmiştir. Fakat aynı

gerçeklik; köyden göç, konut yetersizliği, yüksek arsa ve kira bedelleri gibi etkenlerle,

gecekondu dediğimiz ve bugün bile kentlerin en güncel problemlerinden olan kalitesiz

konut üretiminin başlangıcına da sebep olmuştur.

Resim 2.5. Levent Blokları, İstanbul (Zeylan,2009)

Çok partili hayata geçişle başlayan siyasi değişimler özel sektörün de önünü açmış,

1958 yılında imar ve iskan bakanlığının kurulması ve 1964 yılında halk konutları

standartlarının yayınlanması gibi hamlelerle konut yapılarının denetlenmesi ve kalitesinin

sağlanması amaçlanmıştır.

32

1965 yılında çıkarılan kat mülkiyeti kanunu ise yüksek katlı konut üretiminde

önemli bir başka dönüm noktasıdır. Bu yasa; hızlı kentleşme, nüfus artışı, göç ve yükselen

arazi fiyatlarına çözüm olarak görülen kat mülkiyeti esasından faydalanan, yap-satçı

denilen, müteahhitlerin ortaya koyduğu yapsat konut üretimine sebep olmuştur. Az katlı

eski evleri daire karşılığı arsa sahiplerinden satın alan müteahhitler, kalan daireleri satarak

kar elde etmişlerdir. Başlangıçta mimarların yaptığı müteahhitlik zamanla sermaye sahibi

eğitimsiz kişilerin eline geçmiştir. Bozdoğan; Yüksek apartman bloklarının ortaya çıktığı

bu dönemde konut mimarisinde monotonluk ve kimlik kaybının hâkim olduğundan

bahseder. Ülkedeki büyük kentlerde yaygınlaşan bu durum, konut mimarisinde giderek

yaygınlaşmış ve tüm konut alanları bir örnek hale gelmeye başlamıştır (Pulat

Gökmen,2011). Yapsat yöntemi ile kentlerdeki apartman stoku ve imarlı alanlardaki

yoğunluk oranı hızla artmaya başlamıştır. “Bu dönemde ‘yapsat’çı sunum konut üretim

sistemi ile Türkiye’de toplam konut stokunun %40-45’i, kooperatiflerle %10 ve

gecekonduyla % 40-45’i karşılanmıştır” (Mutdoğan,2014).

Aynı dönem içerisinde ortaya koyulan bir başka konut üretim pratiği ise

kooperatifler olmuştur. Genellikle işçi ve memurların oluşturduğu kooperatif gruplarının,

sosyal güvenlik kurumları ve Emlak Kredi Bankasından alınan krediler ile kendi

konutlarını yaptırdıkları bu dönemde Tekeli; kooperatiflerin, yapsat konutların aksine

üyelerin içinden geldiği toplumsal katmanda yaygın olan değer ve beğenilere göre

tasarlandığından söz eder. Konut tasarımında, söz hakkı kooperatif üyelerine aittir

(Mutdoğan,2014). Bu konutlar, sınırlı olanaklar içerisinde yapılmış olmalarına rağmen,

plan tipi, mekan organizasyonu ve donatılar bakımından orta tabakanın standartlarını

yakalamayı hedeflemişlerdir.

“Bu alanda, üstelik çoğu kez de kolektif zihniyetle yapılan çalışmalara bakıldığında, yine bütün

sapmalara karşın, mimari ölçekten toplumsal kuruculuk ve katkılara, bölge bölge yeni kent parçalarının

‘kurulmasından’ bu parçaların bütünleşmiş kent nüfusu ve fiziksel mekân üretimi açısından mikro

ölçekteki başarılara imza atıldığı görülür. Kentin ve kentliliğin ne olduğu- ne olmadığı konusundaki

toplumsal algının belirlenmesinde konut kooperatifçiliği dönemi uygulamalarının etkisi olduğu

yadsınamaz”(Cengizkan, 2009).

33

Resim 2.6. Ataköy Soyal Konut Uygulaması, İstanbul (Zeylan,2009)

1970’lere gelindiğinde, gelişen teknolojinin etkisiyle betonarme kullanımının

yaygınlaşması daha yüksek katlı konut bloklarına kapı aralamıştır. Hızlı, sağlam ve çok

üretim yapabilme imkânı inşaat sürelerini azaltırken maliyetleri azaltmıştır. Tek apartman

bloklarından, toplu konut alanlarının üretimine giden yolu açmıştır.

Ucuz ve geniş arsa elde edebilme imkânı, yeni imar durumu oluşturabilme rahatlığı

gibi sebeplerden dolayı bu toplu konut alanları şehir merkezinin dışına doğru kaymaya

başlamıştır. Böylece uydu kent diye adlandırılan, tüm temel ihtiyaçları kendi içerisindeki

donatılardan karşılayan, üst ve orta gelir grubuna hitap eden yerleşimler oluşmaya

başlamıştır (Pulat Gökmen, 2011).

1980’lerde serbest piyasa ekonomisine geçilmesi ve globalleşme gibi etkilerle

toplum kültüründe ve alışkanlıklarında değişimler baş göstermiştir. Toplumun tüketim

alışkanlıkları ve kültüründeki bu değişimler aynı hızla konut üretimine de yansımıştır.

Küreselleşme, dışa açılma ve teknoloji gibi etkilerle kentlerdeki heterojen yapı iyice

artmaya başlamıştır. Kentteki ayrışmalar sadece gecekondu bölgeleriyle değil bu sefer tam

ters yönde varlıklı insanlara ayırılmış konut alanlarıyla kendini göstermeye başlamıştır.

Konut üretimindeki kritik dönemeçlerden bir diğeri ise 1980’lerde toplu konut

yasasının çıkması ve yaşanan askeri darbenin siyasi alanda yarattığı değişiklikler olmuştur.

Bu dönemde, bir yandan sık sık çıkan aflar ile gecekondulaşma meşru bir zemine doğru

kaymış ve kendi içinde bir rant ve hatta mafyalaşma sektörü oluşturmuş, yapsatçıların

elinde yüksek katlı konut bloklarına doğru bir dönüşüm yaşamıştır. Diğer yandan ise küçük

34

girişimci piyasadan çekilerek yerini TOKİ ve belediye şirketlerine bırakmıştır. Bunların

öncülüğünde oluşan uydu kentler ve banliyöleşme konut üretiminde önemli bir ayağı

oluşturmuştur.

Resim 2.7. Göztepe Soyak Sitesi, İstanbul (Zeylan,2009)

1980’lerde başlayan ve orta gelir düzeyini hedef alan bu projeler 1990’lara doğru

kent içinde, üst gelir grubunu hedef alan, büyük ölçekli konut projeleri “site”lere

dönüşmüştür. Çevresine kapalı, her türlü donatıyı içerisinde barındıran ve sosyal olarak bir

statünün yaşam alanı olarak görülen bu konut bölgeleri, astronomik fiyatlarına rağmen

oldukça rağbet görmüşlerdir. Bilginin vurguladığı üzere;

“1946 yılında kurulan Emlak Bankası’ da devletin politikaları altında konut üretmeyi sürdürmektedir.

Emlak Bankası, 1985 yılına kadar 5000 konut üretirken, 1985-1992 yılları arasında 24.000 konut

üretmiştir. 25 bin nüfuslu, 11 mahalleden oluşan Ataköy, en önemli projelerden bir tanesidir. Kitlesel

üretimle yaygınlaşan toplu konutlar, 1980 sonrası konut politikalarında hızlı bir artış ve büyük bir ivme

kazanıldığını kanıtlamaktadır” (Yenel, 2012).

2000’li yıllara gelindiğinde, gittikçe artmakta olan bu site konut projelerine farklı

bir konsept daha eklenmiştir. Kent içinde gittikçe azalan ve değerlenen arazilerin

maksimum düzeyde kullanılması için çok yüksek katlı olarak inşa edilen ve “rezidans”

olarak adlandırılan kondonmiyumlar oluşmaya başlamıştır. Farklı kullanıcı profilleri için,

farklı büyüklüklerde ve şemalarda tasarlanan rezidans dairelerinde; ev sahibi ücreti

karşılığında evin bakım hizmetini almakta, yüksek katlı konut bloğuyla bir arada yer alan;

spor merkezi, alışveriş merkezi, kafe ve restoran gibi yaşam alanlarının imkânlarından

yararlanabilmektedir.

35

“Özellikle 21. yüzyıla gelindiğinde akıllı bina sistemleri ve tüm kullanıcı ihtiyaçlarını bünyesinde

çözümleyen, kısacası otel konforunda hizmet sunan tasarımlar yapılmaya başlanmıştır. Otel konforunda

kelimesini özellikle vurgulamak gerekir. Burada kastedilen, verdiği konforun dışında, zaman içerisinde

oluşan yoğun iş temposu, bireysel yaşam ihtiyacının artması, yemek ve eşya gibi temel ihtiyaçların kolay

elde edilebilirliği gibi nedenlerle yaşam mekanının minimal düzeye indirgenmesinin söz konusu

olmasıdır”(Eren,2014).

(a) (b)

Resim 2.8. (a) Next Level, Ankara (İnternet, www.arkitera.com) (b) Metrocity, İstanbul

(İnternet, www.mimarlikmuzesi.org)

Günümüzde gittikçe kaybolmaya veya değişmeye başlayan gelenekler yaşama ve

barınma kültüründe de kendini göstermekte ve farklılaşmaya sebep olmaktadır. Bir seri

üretim nesnesi olan toplu ve birbirinin aynı konutlar, tek tipleştirilen bir “modern insan”

kavramının da yansımasıdır. Diğer yandan bakıldığında ise “farklılaşmayı ve özel olmayı”

vadeden ve bu noktada birbiriyle yarışarak, ayrışmaya çalışan konut ve yerleşke

tasvirleriyle bireysellik anlayışı ön plana çıkarılmaktadır. “Tüketim dinamikleri

çerçevesinde 1980 sonrası Türkiye’sinde ortaya çıkan yeni kentli seçkinlerin “kaliteli

yaşam” arayışları karşılığını, önce kent içindeki sınırlı sayıdaki boş arsalarda, sonrasında

ise kent dışı alanlara, banliyölere yayılan kapalı konut sitelerinde bulmuştur”(Akyol

Altun,2008).

“Önceki dönemlerde konut sahibi olma, konutun kalıcı olması ve nesilleri içinde

barındırması önemliyken, 2000’li yıllardan sonra konutu yatırım aracı olarak gören bir

grup kullanıcı oluştuğu bu amaç nedeniyle konutların geçici olarak kullanıldığı, aidiyet

hissinin gelişmediği görülmektedir”(Mutdoğan,2014). 2000’lerde konut, sadece bir

barınma nesnesi, yuva olmaktan çıkmış, kimi zaman kolayca el değiştirebilecek bir

yatırım nesnesi ve pek çokları içinse statü sembolü haline gelmiştir. Pazarlanan projelerin

tanıtımları ve sloganları incelendiğinde bu etkiyi fark etmek mümkündür. Örneğin;

36

Ankara, Next Level projesinin tanıtımlarında; “Hayatınızda öyle bir noktaya geldiniz ki,

artık kendinize sormadan duramıyorsunuz. Şimdi sırada ne var? Şimdi hayatınızda Next

Level var!” denmektedir (www.next level.com.tr).

Böyle olunca da plan tipleri, konutun işlevselliği, malzeme özellikleri, estetik ve

tasarım değeri gibi etmenler göz ardı edilmiş, insanlar bir konsept ve pazarlanan bir

statünün alıcısı haline gelmişlerdir. Günümüzde de gittikçe yükselen bu konut biçiminde,

“Elit kesimin özlemini duyduğu bize özel kavramının yaşatıldığı bu yapı tipinde, ev

konforunda bir otelin sunabileceği tüm hizmetler verilmektedir” (Zengel ve Deneri,2007).

(a) (b)

Resim 2.9.Günümüz Konut Reklamlarından Örnekler (a) Sea Pearl,İstanbul (İnternet,

www.emlakpencerem.com) (b) Avenue Rezidans, İstanbul

(İnternet,www.projekulisi.com)

TOKİ konut üretim pratiği de günümüzde hala devam etmektedir. Herkesi konut

sahibi yapma hedefiyle çıkılan yolda şuana dek 600.000 civarında konut üretilmiştir.

Ancak üst gelir grubuna yönelik projelerde, oldukça üst seviye tasarım ve imalatlar

yapılmakla birlikte, alt ve orta gelir grubuna yönelik projeler, insani boyutlara ve

topografyaya duyarsızlık, niteliksiz işçilik ve malzeme kullanımı gibi eleştiriler almaktadır.

“Kentlerdeki yoğunluk zorunlu olarak konut miktarını artırsa da nitelikte ve kullanıcı memnuniyetinde

bazı problemler ortaya çıkmaya başlamıştır. Bunun en önemli nedenleri arasında konutu inşa edenle

konut kullanıcısının farklı olması ve inşaatı gerçekleştirecek kişinin kullanıcı hakkında yeterince bilgi

sahibi olmaması görülmektedir” (Mutdoğan,2014).

Sonuç olarak bakıldığında değişen aile yapısı, yaşam kültürü, tek başına yaşayan

birey sayısının artması, kadınların iş yaşamına dahil olması ve teknolojik gelişmeler gibi

37

pek çok sebep konut planlaması ve kültürüne de yansımakta ve değişimlere sebep

olmaktadır.

Günümüz büyük kentlerinde, konutu kullanan bireylerin demografik özellikleri

hızla farklılaşmaktadır. Küreselleşme, iletişim olanaklarının artması ve günlük yaşamın bir

parçası haline gelmesi, kırsal kültürden çok başka etkilere ayak uydurma zorunluluğu gibi

etkenler sonucunda; konut kullanıcısı çekirdek aile kavramının yerini, birbirinden farklı

birçok konut kullanıcı profili almıştır. Bu farklı kullanıcı profilleri ile birlikte yeni yaşam

biçimleri oluşmuş ve dolayısıyla tüm bu yaşam biçimlerini karşılayabilecek yeni bir konut

kültürü ortaya çıkmaya başlamıştır (Ünsal Gülmez ve Ulusu Uraz, 2010).

2.2. Yüksek Katlı Konutların Mimari ve Mekânsal Özellikleri ve Dönüşümü

2.2.1. 1880-1923 dönemi plan tipleri

Osmanlı devrinde ilk kez İstanbul’un Galata, Pera-Beyoğlu bölgelerinde yaşayan

yabancı ve gayrimüslimlerin kendileri için inşa ettirdikleri yüksek katlı apartmanlar, bir

yandan oda kullanımı, işleve göre özelleşmiş mekanlar gibi pek çok mekânsal ve işlevsel

yeniliği getirirken diğer yandan geleneksel tük mimarlığının sofa ve avlu gibi plan tipi

özelliklerini barındırmaktadır. 19.yy ilk apartman örneklerinde cephe anlayışı ve mimari

üslup bakımından ise tamamen Avrupai klasik ve eklektik tarzların etkisi altında kalındığı

görülmektedir.

Ceyhan dönemden; “19 yüzyılın başından beri görülmeye başlayan işin evden

ayrılması süreci II. Abdülhamit dönemiyle kökleşmiştir. Bu gelişme modern telakkiler

çerçevesinde evin ‘‘özel alan’’ olarak algılanma sürecini başlatmış ve dolayısıyla evin dış

dünyaya açılan kapısı olan selamlığın fonksiyonlarını yitirmesine neden olmuştur. Böylece

evin fonksiyonlarında bir daralma meydana gelmiştir.” şeklinde bahseder (Zeylan,2009).

Geleneksel konutta, her biri bir çekirdek ailenin evi olan odalar, yerini işlev olarak

özelleşmiş birimler ile çekirdek ailenin her bir bireyine ait ayrı odalara bırakmıştır.

Bahsi geçen bu ilk konut örneklerinde, sıkışık kent dokusunda yer alan

apartmanların odaları aydınlık boşluğuna veya avluya bakmakta, geniş bir orta sofadan

sirkülasyon dağılımı sağlanmaktadır (Pulat Gökmen,2011). Plan tasarımı açısından

38

bakıldığında, en önemli ortak mimari paydanın sofa kullanımı olduğu görülmektedir. Gelir

seviyesi ve kültürel arka planı ne olursa olsun, her kesimden kullanıcının konutunda planı

şekillendiren temel öge sofa kullanımı olmuştur. Bazı plan örnekleri incelendiğinde ise

sofanın küçülerek kullanım alanlarının artırıldığı ve sofanın bugün kullandığımız giriş

holüne benzer bir nitelik kazandığı görülmektedir.

Bu dönemde İstanbul’da apartmanlaşma ile birlikte ortaya çıkan bir diğer çok katlı

konut tipi de sıra evlerdir. Uygulandıkları alanın topografik ve çevresel farklılıklarına göre

değişim gösteren cephe ve yerleşim düzenlerinde olsalar da plan şemalarında belirli ortak

noktalar hâkimdir. Tipik kat çözümleri, yola ve arka cepheye bakan iki oda ile aradaki

servis mekânları ve merdiven sisteminden oluşmaktadır. Esas katları geleneksel Türk

konutundan farklı olarak birinci kattır. Odalar belirli bir işleve yönelik olarak özelleşmiştir.

Konutlar ise 3 veya 4 kattan oluşmaktadır (Sunalp,1999). Dönemin en önemli sıra ev

örnekleri, Beşiktaş Akaretler Evleri ve Taksim Surp Agop Evleridir.

Sıra evler, bizim coğrafyamızda 19.yy son çeyreğine özgü bir tip olarak kalırken,

apartman; büyüyen kentlerin gelişim süreci içinde sonraki yüzyılın konut biçimini de

temellendiren öge olarak varlığını sürdürmüştür.

“19. yüzyılın genellikle Batılı ve kapitalist ilişkilere dayalı kent modeli

değişimlerinin İstanbul’da halen sürmekte olan kentsel dinamiklerin başlangıcını teşkil

ettiği ve bu sürecin ilk özgün ve özgül konut tiplerini ürettiği söylenebilir” (Zeylan,2009).

Ek-1’de yer alan tabloda 19.yy yüksek katlı konut örneklerinden bazılarının plan

tipleri ve cephe özelliklerine yer verilmiştir. Ayrıca sonraki bölümlerde dönemin ve

yüksek katlı konut üretiminin tarihsel izleği açısından önem taşıyan örneklerden bazıları

detaylı olarak analiz edilecektir.

2.2.2. 1923-1950 dönemi plan tipleri

Cumhuriyetin ilanı ile birlikte, Osmanlının son döneminde şekillenmeye başlayan I.

Ulusal mimarlık akımı da ilk örneklerini vermeye başlamıştır. Kentlerdeki tüm yapılarla

birlikte, konut yapılarında da akımın etkisiyle bir yandan batı kültür ve tasarımına duyulan

39

ilgi artmış diğer yandan geleneksel ögelerin korunarak yeniliklerle sentezlenmesine

çalışılmıştır.

Batur’a göre; 1930’lara kadar olan dönemde, konutun planı belirli geometrik

formlara bağlı kalmadan yan yana gelen işlevlerin ve parselin şekline göre biçim almıştır.

Sofa kullanımının temel plan kurgusunda yer almaya devam ettiği bu dönemde, oldukça

rağbet gören dairesel formda mekânlar, hem plan düzleminde hem de kütlesel etki

anlamında kendi hissettirmekte; özellikle, oturma ve yemek yeme mekânlarında sıkça

kullanılmıştır (Zeylan,2009). Özellikle cephelerde kullanılan üsluplarda, Ankara

örneklerinde saf bir şekilde modernizm uygulamalarına öykünülürken, İstanbul’da , Art

Deco, Dekonstriktivizm ve pürizm gibi farklı akımlardan etkilenen konut blokları ortaya

koyulmuştur.

1930’larda, konut planlama anlayışı modernizmin baskın etkisiyle fonksiyonalist

bir mantığa bürünmüştür. Bu dönem yüksek katlı apartman örneklerinde; sokaktan girişte

özelleşmiş bir giriş, kimi zaman havuz vb. ögelerle süslenmiş bir bekleme alanına ve

yaygınlaşmaya başlayan asansör kullanımına rastlanmaktadır. Dairesel form kullanımı

etkisini kütlesel anlamda yitirmiş ve düzenli dörtgen form kullanımları artmaya

başlamıştır. Genelde katta bir veya iki daire yerleştirilerek düzenlenen bu plan şemalarında

ikinci bir servis girişine rastlamak da mümkündür. Geleneksel kullanımda yer alan gömme

dolaplar bu dönemde ortadan kalkmaya başlamıştır.

1930’lara kadar plan şemasının ana şekillendiricisi olan sofa ağırlığını kaybetmeye

başlamıştır. Bugün bile yüksek katlı apartman bloklarında kullandığımız plan şemalarının

temeli o dönemde ortaya çıkmaya başlamıştır.

“Apartmanlarda koridor kullanımı 1930’lu yılların başında Şişli, Taksim, Nişantaşı çevrelerinde yapılan

yapılarda uygulanmaya başlamıştır. Önde tek ya da birkaç birimli bir salon, arkada bir koridor üzerine

dizilmiş yatak odaları ve banyo yer almakta, iki bölümün arasında mutfak bulunmaktadır. Bu plan şeması

bugün bile tüm Türkiye’de kent ve kasabalarda standart apartman dairesi olarak inşa edilmektedir.

Öndeki bölüm evin herkese açık kısmı iken arka bölüm dışa kapalı özel bölge olmaktadır”(Pulat Gökmen,

2011).

Bu dönem yapılarının plan şemalarına bakıldığında, alan kullanımının oldukça

fazla olduğu görülmektedir.

40

“Bunun konakta yaşayan kesimin büyük ev tercihi olarak tasarıma yansıdığı düşünülmektedir. Daha

sonraki dönemlerde evin alanı ekonomik nedenlerle küçülse de günümüzde tekrar büyümüştür. Toplumun

100 m2’den başlayan büyüklükte konutlarda oturmak istediği çeşitli zamanlarda farklı konut türlerinde

yapılan (Bayazıt ve diğerleri, 1989, Dülgeroğlu vd., 1994, Özsoy vd., 1993) araştırmalarda ortaya

çıkmıştır” (Pulat Gökmen, 2011).

1930-1940 dönemi, Cumhuriyetin kurulması ile birlikte mimarlık faaliyetleri ve

yapı üretiminin oldukça yoğun ve nitelikli olduğu bir dönem olmuştur. Fakat savaştan

çıkan ülkede imar hareketi ancak devlet eli ve imkânlarıyla mümkün olduğundan;

apartman tipi yüksek katlı konut yapılarından çok kamu binaları, lojman yapıları ve çok

katlı toplu konut örnekleri ile özel teşebbüs ile yapılan villa tipi konut yapıları ortaya

konmuştur. Ardından, II. Dünya savaşıyla başlayan dönemden, 1950’lerin başlangıcına

kadar geçen sürede, tüm alanlarda olduğu gibi yapısal faaliyetlerde de bir durgunluk

dönemi yaşanmıştır.

Ek-2’de yer alan tabloda 1923-1950 yılları arası yüksek katlı konut örneklerinden

bazılarının plan tipleri ve cephe özelliklerine yer verilmiştir. Ayrıca sonraki bölümlerde

dönemin ve yüksek katlı konut üretiminin tarihsel izleği açısından önem taşıyan

örneklerden bazıları detaylı olarak analiz edilecektir.

2.2.3. 1950-1980 dönemi plan tipleri

Önceki bölümlerde bahsedildiği üzere; 1950’lerle birlikte hem sanayileşme ve

teknolojik yeniliklerde hem de nüfus artışı ve köyden kente göç oranında hızlı bir artış

ortaya çıkmaya başlamıştır. Teknolojik yenilikler; tünel kalıp sistem, hazır beton yapımı ve

prefabrikasyon inşaat gibi kitlesel üretimi sağlayacak gelişmeleri de beraberinde getirmiş

böylece yüksek katlı konut üretiminde ciddi bir basamak teşkil etmiştir.

Bu dönem yapılarına mimari anlamda, birinci bölümde bahsi geçen Le

Corbusier’in d’habitation konut ünitesinin etkisi damga vurmuştur. Modernizmin simge

yapılarından olan bu konut bloğu Türkiye’de de üretilen pek çok yüksek katlı, toplu konut

bloğuna (Hukukçular Sitesi, 4.Levent Toplu Konutları) ilham kaynağı olmuştur.

1950’lerden itibaren yapılan konutlarda öne çıkan mimari öge, salon salomonje

denilen misafir odaları olmuştur. Konutun gösteriş alanı olarak görülen salon, 1960’larda

yap-sat konut üretimine geçilmesiyle birlikte, niteliksizleşen konut üretimin vitrin yüzü

41

haline gelmiştir. Geniş ve gösterişli bu salonların dışında kalan diğer hacimlerin

standartları ise oldukça düşüktür. Havalandırma ve aydınlanma problemleri, yetersiz alan

kullanımı, apartman boşluğuna bakan odalar gibi eksikler sebebiyle önceki dönem

konutlarının niteliklerinin çok altında ürünler verilmeye başlanmıştır.

Dönemin plan şemalarında; oturma odası diyebileceğimiz günlük yaşamın geçtiği

alan ve misafir salonlarının birbiriyle ilişkili olduğu ancak ayrı odalar şeklinde planlandığı

görülmektedir.

“1950’li yıllarda ülkenin tüm kentlerinde orta sınıf için yapılan apartmanlarda standartlaşan apartman

planlarında evin merkezi her yerde “hol” olarak adlandırılan orta mekândır. Yatak odaları ve banyodan

oluşan ve daha fazla mahremiyetin söz konusu olduğu bir bölüm kısa bir koridorla orta hole eklemlenir.

Ayrıca bu evlerde misafir odası denilen bir oda bulunur. Geleneksel konutta var olmayan bu mekan

modernleşmenin getirdiği bir zorunluluk olarak bulunur” (Pulat Gökmen, 2011).

1970’lere gelindiğinde, konut şemasında değişiklik yaratan en önemli etkilerden

biri de kalorifer kullanımı olmuştur. Sobanın ortadan kalkmaya başlamasıyla günümüzde

de kullanılan üç oda bir salon plan şeması ortaya çıkmıştır (Ceyhan,2002). Günlük hayata

girmeye başlayan çamaşır makinesi, buzdolabı vb. beyaz eşyalar da plan şemasında mutfak

ve banyo gibi birimlere ayrılan alanın artmasıyla plan şemasının değişimine etki eden bir

diğer neden olmuştur.

Döneme ait önemli mekânsal özelliklerden biri de servis mekânlarının kullanımıdır.

Pek çok konutun giriş kapısı haricinde bir servis girişi de bulunmaktadır. Ayrıca kiler ve

sandık odası gibi mekânlara da bu dönem plan örneklerinde rastlanmaktadır. “Alaturka

tuvaletler önce işlev değiştirmiş sonra da tamamen ortadan kalkmış ya da alafranga

tuvalete dönüşerek misafir tuvaleti olmuştur. Bu değişim 70’lerin sonuna kadar süren bir

döneme yayılmıştır” (Zeylan,2009).

Cam sanayinde yaşanan gelişmeler de bu dönem mimari formlarına önemli ölçüde

etki etmiştir. Artan cam üretimi cephe kurgularındaki açıklıkları, iklimsel koşulları ve

işlevselliği bile göz ardı edecek şekilde yoğun kullanıma sevk etmiştir.

Dönemin önemli konut tipolojileri, yüksek katlı tolu konut ve kooperatif örnekleri

olmuştur. Bu konut yerleşkelerinde, cephe anlamında tamamen modern anlayışa

42

yönelirken, ilk kez kendi kendine yeten, sosyal donatılarını içerisinde barındıran yüksek

yoğunluklu konut anlayışı ortaya koyulmaya başlanmıştır.

Ek-3’de yer alan tabloda 1950-1980 yılları arası yüksek katlı konut örneklerinden

bazılarının plan tipleri ve cephe özelliklerine yer verilmiştir. Ayrıca sonraki bölümlerde

dönemin ve yüksek katlı konut üretiminin tarihsel izleği açısından önem taşıyan

örneklerden bazıları detaylı olarak analiz edilecektir.

2.2.4. 1980-2000 dönemi plan tipleri

1980’lerde yaşanan teknolojik, siyasi ve sosyal gelişmelerin etkisiyle, konut mekân

anlayışında da köklü değişimler baş göstermeye başlamıştır. Modernleşme ve

küreselleşmenin hız kazanmasıyla birlikte; batılı unsurların daha da çok önem kazandığı ve

aile kavramından bireyselliğe doğru bir geçişin başladığı görülmektedir. Dönemin önemli

iki konut tipi; özel teşebbüs veya TOKİ eli ile üretilen yüksek katlı toplu konutlar ve

özelleşmiş konseptlerde orta-üst gelir grubuna hitap eden kapalı site konut örnekleridir. Bu

dönemle birlikte tek apartman ünitelerinden toplu yerleşkelere geçişin yoğunlaştığı

gözlemlenmektedir.

Bu dönemde inşa edilen konutların mekân organizasyonları incelendiğinde; değişen

yaşam biçimleri ve ihtiyaçları doğrultusunda 1+1, 2+1 gibi yeni plan tiplerinin oluşmaya

başladığı görülmektedir.

Dönemin konutlarında, mekân organizasyonu açsından önceki dönemlere kıyasla

mahremiyet olgusunun değiştiğini görmek mümkündür. Konut birimleri geçmişteki gibi

tamamen içe dönük ve dış dünyadan kopuk değildir. Bununla birlikte odalar tamamen

özelleşerek işlevlerine göre ayrışmıştır. Geçmiş dönemlerde misafirler için özel olarak

ayrılan salon, konut sahibinin günlük kullanımına açılmıştır.

Geleneksel konut anlayışında rastlanmayan açık mutfak kullanımına da ilk kez bu

dönemin sonlarına doğru rastlanmaya başlamıştır.

Bu dönemde, dünyada modernizmin etkisini kaybetmesi ile post modern akımların

etkisi hissedilmeye başlansa da, Türkiye’de önceki dönemler benzer şekilde, belli bir konut

43

üslubu ve mimari dil oluşturulamamıştır. Hızlı ve seri üretimle birlikte, mimari niteliklere

verilen önem ve konut üretiminin estetik nitelikleri azalmaya başlamıştır.

Ek’4 de yer alan tabloda 1980-2000 yılları arası yüksek katlı konut örneklerinden

bazılarının plan tipleri ve cephe özelliklerine yer verilmiştir. Ayrıca sonraki bölümlerde

dönemin ve yüksek katlı konut üretiminin tarihsel izleği açısından önem taşıyan

örneklerden bazıları detaylı olarak analiz edilecektir.

2.2.5. 2000 sonrası dönem plan tipleri

2000’lerden sonra teknolojideki gelişmeler ve küreselleşme ile birlikte yapıların

yükselmesinin önündeki sınırlar tamamen ortadan kalkmaya başlamıştır. Her türlü teknik

ve malzemeye daha kolay erişilmeye başlanan bu dönemde; önceki dönemin kapalı site tipi

konut ve yüksek katlı toplu konut üretimlerinin yanında, gökdelen tipi, çoğu zaman karma

kullanımlı konut blokları oluşmaya başlamıştır.

Günümüzde inşa edilen tek blok veya kapalı site şeklindeki yüksek katlı konut

bloklarında, farklı kesimlerden kullanıcı tiplerinin taleplerine cevap verebilmek adına,

zemin ve çatı katlarında dubleks çözümler sunulmakta; aynı birim içerisinde, 1+0’dan,

5+1’e kadar farklı plan şemaları bir arada çözülmektedir (Pulat Gökmen, 2011).

Üretilen konut plan şemalarında, kullanıcı istek ve talepleri kadar kalıp teknolojileri

de belirleyici rol oynamaktadır. Bugün, hızlı ve yüksek katlı konut üretim pratiğinin

temelini tünel kalıp sistemler oluşturmaktadır. Görgülü, tünel kalıp sisteminin mekân

organizasyonundaki etkisinden şu şekilde bahseder;

“Tünel kalıp yöntemi ile konut yerleşmelerinin plan şemaları min 2, 10 - 2, 40 - 2,70 – 3,00 – 3,30 – 3,60

– 3,90 – 4,20 – 4,50 – max 4,80 m olacak şekilde boyutları içermektedir. Kalıp kenarlarının tutacak

şekilde ayarlanması ile plan şemaları çeşitlendirilse de bu yolla üretilen konutlar birbirine benzemektedir.

Girişten salon ve mutfağa, koridor üzerinde yatak odaları ve banyoya erişim ile standart plan

organizasyonları oluşmaktadır” (Yenel,2012).

Tünel kalıp sisteminin hızlı ve yüksek üretim gibi avantajları olmakla birlikte, tek

tipleşen ve mekânsal kullanım esnekliğini kaybeden konut birimlerinin oluşumuna sebep

olmaktadır.

44

2000’li yıllarla birlikte; konutun servis mekânlarında tuvaletler, banyonun bir

parçası haline gelmekte ve hemen hemen tüm konut örneklerinde ebeveyn banyosu plan

çözümlerinde yer almaktadır. Bu dönemle birlikte geleneksel konutlarda görülen gömme

dolap da yeniden kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönem konutlarında hem açık hem de

kapalı otopark çözümleri önem kazanmıştır. Her daireye en az bir araçlık park yeri

ayrılmaktadır.

Kapalı konut yerleşkelerinde, konutun fonksiyonelliğinden çok, yan fonksiyonlar

önem kazanmaya başlamıştır. Yerleşkelerin sunduğu; özel güvenlik, spor salonu, yüzme

havuzu, alışveriş ve rekreasyon alanları gibi hizmetler konut şemasının işlevselliğinden

daha önemli hale gelmiştir.

Günümüz dünyasında yüksek katlı konut tipolojisinin geldiği “en yüksek” nokta

olarak rezidansları göstermek mümkündür. Özellikle üst gelir grubuna hitap eden,

genellikle karma kullanımlı, kent merkezlerinde yer alan bu nokta blok tarzı konutlar gün

geçtikçe daha da çoğalmaktadır.

Kat çözümlerinde farklı kullanıcı tiplerine hitap eden, 6+1 ‘den 1+0’a kadar plan

şemalarının yer aldığı rezidanslar, birer ileri teknoloji ürünü haline gelmektedir. Akıllı bina

otomasyon sistemleriyle tüm işletimi yapılan bu çok yüksek katlı konut bloklarında, kapalı

site mantığında olduğu gibi yan işlevler ön plana çıkmaktadır. Aynı zamanda daireler otel

konforuyla her türlü hizmeti de kullanıcılarına sunmaktadır. Yüksek katlı olmalarının bir

getirisi olarak bu konutlarda manzara yönelimi de önemli parametrelerden biri haline

gelmektedir. Cephe anlayışlarında modern ve zaman zaman enerji etkin malzeme ve

sistemlerin kullanıldığı bu konut blokları aynı zamanda mimari tasarımlarıyla da öne

çıkmaktadırlar.

Ek-5’de yer alan tabloda 1980-2000 yılları arası yüksek katlı konut örneklerinden

bazılarının plan tipleri ve cephe özelliklerine yer verilmiştir. Ayrıca sonraki bölümlerde

dönemin ve yüksek katlı konut üretiminin tarihsel izleği açısından önem taşıyan

örneklerden bazıları detaylı olarak analiz edilecektir.

45

3. TÜRKİYE’DEKİ YÜKSEK KATLI KONUT ÖRNEKLERİNİN

SOSYAL VE MEKÂNSAL BELİRLEYİCİLERİ BAĞLAMINDA

İNCELENMESİ

Bu bölümde; 1950-1980 arası dönem, 1980-2000 arası dönem ve 2000 sonrası

dönemde Türkiye’de üretilen yüksek katlı konutlardan, seçilen farklı tipolojilerdeki

(apartman, toplu konut, rezidans, loft vb.) belirli örneklerin sosyal ve mekânsal

belirleyiciler bağlamında incelemesi yapılacaktır.

3.1. Yüksek Katlı Konut Üretiminin Sosyal ve Mekânsal Belirleyicileri

Yüksek katlı konut üretimini etkileyen ve şekillendiren pek çok etki bulunmaktadır.

Tüm bu fiziksel, mekânsal ve sosyo-kültürel etkilerin birleşiminde şekillenen konut kültürü

aynı zamanda o toplum ve dönemin tarihsel bir kanıtı ve dışavurumu niteliğindedir.

Bu bölümde incelenecek olan yüksek katlı konut projelerinin analizinde

kullanılacak belirleyiciler; arazi kullanımı, plan organizasyonu ve işlev şeması ile kullanıcı

profilidir.

Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı ile; söz konusu yüksek katlı

konutların; kent içindeki konumlanışları, topografya kullanımı ve uyumları ile kentle olan

bağlantı ve ilişkileri gibi parametreler irdelenecektir.

Plan organizasyonu ve işlev şeması ile; konutların mekânsal ve işlevsel olarak

kurgulanışı, birimlerin bir araya gelişleri, mimari eleman, strüktürel tasarım ve malzeme

kullanımları ortaya koyulacaktır.

Kullanıcı profili ve sosyal çevre ile; söz konusu konutların kullanıcı profilinde yer

alan kullanıcıların; ihtiyaçları, alışkanlıkları, sosyo-kültürel ve ekonomik düzeyleri, konut

algıları ve konuttan beklentilerine göre konutlarda ne gibi mekânsal ve mimari etki ve

dönüşümlerin ortaya çıktığı incelenecektir.

46

3.2. 1950-1980 Yılları Arası Yüksek Katlı Konut Örneklerinin İncelenmesi

3.2.1. Kervansaray Apartmanı

(a) (b)

Resim 3.1. (a) Kervansaray Apartmanı, İstanbul (Arkitekt,1960) (b) Kervansaray

Apartmanı (Eren,2014)

Çizelge 3.1. Kervansaray Apartmanı proje bilgileri

Yapım tarihi 1952

Mimarı Rükneddin Günay

Konumu Beyoğlu/ İstanbul

Kullanım amacı Konut

Kat sayısı Zemin+5

Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı

Yapı İstanbul’daki ilk yüksek katlı konut örneklerinin görüldüğü Beyoğlu’nda yer

almaktadır. Kent merkezi içerisinde, yoğunluğun geçmişten beri yüksek olduğu bir

bölgede, eğim olmayan bir arazide yer alan yapı, yapıldığı dönemki mevcut İstanbul imar

planına uygun şekilde Harbiye ordu evinin yanındaki parselde inşa edilmiştir.

Yapının inşa edildiği döneme ilişkin fotoğraflar incelendiğinde, kat yüksekliği ve

tasarım dilinin çevre binalarla uyum içerisinde olduğu ve kent siluetini bozacak bir tasarım

47

anlayışı olmadığı görülmektedir. Bugün ise yapının çevresinde yüksek katlı konut ve iş

merkezi binaları yer almaya başlamıştır.

Resim 3.2. Kervansaray Apartmanı ve Çevresi, İstanbul (Arkitekt,1960)

Plan organizasyonu ve işlev şeması

Nokta blok şeklinde tasarlanan konut yapısı, bir bodrum kat, ticari işlevle kullanılan

bir zemin kat ve beş konut katından oluşmaktadır. Taşıyıcı sistemi betonarme karkas olan

yapı, pilotilerle yükseltilen ve içeri çekilme hareketiyle taşıyıcı sistemi mimari bir öge

olarak kullanan bir girişe sahiptir. Mimarın kolonadları kullandığı zemin kat tasarımıyla,

hem yapıyı hafiflettiği hem de işlevsel farklılaşmayı vurguladığını söylemek mümkündür.

Yatak odalarının yer aldığı kısmın içeri çekilmesi ile salon kısmında yaratılan çıkma

sayesinde ise hem cepheye hareket katılması sağlanmış hem de geleneksel Türk evi mimari

ögesi kabul edilen cumba tipolojisi, konutun ana mekânı olarak görülen salona yansıtılmak

istenmiştir.

Apartmanın zemin katında ticari birimler ve yapıya ait girişler yer alırken, bodrum

katta depolar ve kazan dairesi gibi teknik birimler yer almaktadır. Yapının sirkülasyonu iki

asansör ve iki merdiven ile sağlanmaktadır. Simetrik plan şemasına sahip olan yapıda yer

alan dairelerin planları da birbirinin aynıdır. Tek blok şeklinde tasarlanan yapı, etrafı açık

olması sebebiyle tüm cephelerden ışık almaktadır. Aynı zamanda plan şemasında yer alan

48

bir büyük orta avlu/ışıklık ile konutta yer alan servis birimlerinin de ışık alması ve

sirkülasyonu sağlanmıştır.

Konut planı incelendiğinde, işlevlerdeki ayrışmanın keskin bir şekilde mimari

planlamayı etkilediğini görmek mümkündür. Giriş holünden ayrılan daha küçük bir koridor

ile ıslak hacimler ve yatak odaları bir araya toplanarak özelleştirilmiş ve mahremiyeti

sağlanmıştır. Ana salon ve yemek bölümü ise birbiriyle ilintili olarak yer almakta ve giriş

holüne açılmaktadır. Giriş holü ile mutfak ve yemek bölümü ile mutfak arasında yer alan

iki ofis birimiyle, servis birimlerine ve hizmetli odasına geçiş sağlanmıştır. Aynı zamanda

mutfaktan açılan servis kapısıyla apartmanın servis koridoruna bağlantı verilmiştir.

Böylelikle servis mekânlarının konut ana mekânlarından tamamen koparılması

sağlanmıştır.

Şekil 3.1. Kervansaray Apartmanı Kat Planı (Arkitekt,1960)

Kullanıcı profili ve sosyal çevre

Konutun inşa edildiği dönemdeki kullanıcı alışkanlıkları ve konuttan beklentiler

göz önüne alındığında, konutta yer alan ayrı servis girişi ve çözümleri ile hizmetli odası

gibi birimlerin varlığı anlam kazanmaktadır. O dönemde genel olarak üst gelir grubuna

49

hitap eden yüksek katlı apartman bloklarında evde yatılı olarak hizmetliler kalmaktadır.

Dolayısıyla konutlarda bu görevliler için birimler ayrılmakta ve bu birimler servis

birimleriyle ilişkilendirilmektedir. Günümüzde ise belirli saatlerde dışarıdan alınan

hizmetler ile bu beklenti ve ihtiyaç ortadan kalkmış, dolayısıyla villa tipi büyük konutlar

dışında, yüksek katlı konut bloklarında hizmetli odası kavramı kalmamıştır.

1930’lardan sonra ortaya çıkmaya başlayan ve Kervansaray Apartmanında da

gördüğümüz, mahrem mekânların ayrı bir koridor ile biraraya getirilerek evin diğer

bölümlerinden ayrılması isteği, konut tipolojisinde yerini alarak günümüzde de devam

etmekte olan bir kullanıcı talebi halini almıştır.

“Arka cephedeki yeşil sahaya nazır otuz metre uzunluğunda iki katlı büyük bir

gazinosu ile bodrum katında büyük bir gece kulübü, bütün müştemilâtlar ile

yerleştirilmiştir. İstanbul'un çok rağbette gece kulüplerinden biridir”(Arkitekt,1960).

Arkitekt dergisinde yer alan Kervansaray apartmanına ilişkin haberde bahsedildiği üzere;

öteden beri İstanbul’un eğlence hayatının odak noktasında olan Beyoğlu’nda yer alan bu

apartmanın hemen arkasında bulunan gazino ve gece kulübünün apartman ile

ilişkilendirilmiş olması da kullanıcı profili ve beklentilerine yönelik ipucu vermektedir.

Toplumun eğitimli, Avrupai yaşama öykünen ve gelir düzeyi yüksek bu kesiminin konut

ihtiyacıyla birlikte sosyal ihtiyaçlarının da düşünüldüğü görülmektedir.

50

3.2.2. Ataköy I. Etap Sosyal Konut Uygulaması

(a) (b)

Resim 3.3. (a) Ataköy Sosyal Konutları, İstanbul (TMH,2006) (b) Ataköy Sosyal Konutları

I.Etap (Arkitekt,1975)

Çizelge 3.2. Ataköy I. Etap Sosyal Konut Uygulaması proje bilgileri

Yapım tarihi 1957-1962

Yüklenici Firma Emlak Kredi Bankası

Konumu Ataköy/ İstanbul

Kullanım amacı Konut/Toplu konut

Kat sayısı 5-16

Toplam yerleşim alanı 377 hektar

Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı

1955 yılında Emlak Kredi Bankası tarafından düzenlenen yarışma ile planları

hazırlatılan Ataköy toplu konut yerleşkesi, çoğunluğu bataklık alanı olan bir arazide 377

hektar üzerine 60 bin nüfusa hizmet verecek donatıları da düşünülerek tasarlanmıştır.

(Türkiye Mühendislik Haberleri,2006) Uygulamanın etüt ve projeleri Emlak Kredi

Bankasının kurduğu bir mimari ofiste, Türk ve İtalyan mimarların işbirliğiyle

hazırlanmıştır (Arkitekt,1975).

Sirkeci Florya sahil yolu, demir yolu ve Strasbourg caddeleri arasındaki alana

konumlanan toplu konut bölgesi; havaalanı ve turizm bölgelerine yakınlığı ile de kent

51

içinde önemli bir noktada yer almaktadır. Bölgenin denize olan yakınlığı nedeniyle arazi

kullanımında manzara yönelimi de önem kazanan unsurlardan biri olmuştur.

Türkiye’deki ilk Uydu Kent uygulamalarından biri olarak kabul edilen proje birden

çok etaptan oluşmaktadır. Arsanın %80’ i oranında konut yerleşim yoğunluğuna imkân

veren planlama neticesinde, bugün bölge orta nüfus büyüklüğüne sahip bir şehir

büyüklüğüne ulaşmıştır (Eren, 2014).

Günümüzde 11. Etaba kadar ilerleyen toplu konut alanı içerisinde, söz konusu I.

Etap 20 hektarlık bir alanda yerleşmiştir. 10 mahalleden oluşan etabın merkezi

konumundaki mahallede; tren istasyonu, ticari, idari ve sosyal merkezler yer almaktadır.

Şekil 3.2. Vaziyet Planı, Ataköy Sosyal Konut Uygulaması I.Etap (Arkitekt,1975)

Plan organizasyonu ve işlev şeması

Toplu konut mantığıyla yapılan yüksek katlı bu konut örneklerinde, birbirinden

farklı ebat ve plan tiplerinde konut çözümleri görülmektedir. I. Kısım blok çözümlerinde

110m2-200m

2 arasında değişen farklı plan çözümlerinde konut tipleri yer almaktadır. A, B

ve C tipi konut bloklarının yer aldığı etapta 3000-3500 kişi yaşaması planlanmıştır.

Toplu konut alanının arazisinin büyük kısmının bataklık olması ve enflasyon artışı

sonucu taşeronların finansman zorluğu yaşaması gibi bir takım sebeplerle, tünel kalıp

52

sistem uygulamasına geçilmiştir. Böylelikle plan tiplerinde de bazı değişimler oluşmaya

başlamıştır.

Ataköy I. Etap toplu konut örnekleri incelendiğinde göze çarpan önemli

hususlardan ilki; geçmiş dönem örneklerinden farklı olarak aydınlık boşluğu yahut avlu

olmadan tüm mekânların ışık almasını sağlayan plan çözümleridir. Yine bu plan

çözümlerinde ortak bir nokta olarak giriş holünden mekânlara dağılım sağlanmıştır.

A tipi konut örneklerinin planları incelendiğinde, zemin üstü on iki kat olan

blokların tasarımında, ortasında çekirdeğin yer aldığı, her birinde bir konut biriminin

bulunduğu kolların birbirine paralel olarak kaydırıldığı görülmektedir. Böylelikle hem ışık

alınan yüzey miktarı artırılmıştır hem de yüksek ve ağır kütle etkisinin hafifletilerek

hareketlendirilmesi sağlanmıştır.

Ana giriş holüne bağlanan geniş bir salon, mutfağa açılan bir ofis ve yatak odaları

ile ıslak hacimleri bir araya toplayarak ana hole bağlanan küçük bir antrenin yer aldığı plan

şeması ile bu konutlarda da geçmiş örneklerde olduğu gibi mahremiyet anlayışı ve

işlevlerin mekânsal olarak ayrışması sağlanmıştır. Ofis olarak nitelendirilen birim bir çeşit

servis odası hükmündedir. Bu örneklerde hizmetli odası kavramının ortadan kalkmaya

başladığı görülmektedir.

Şekil 3.3. A Tipi Blok Kat Planı, Ataköy Sosyal Konut Uygulaması (Eren,2014)

53

C tipi konut örneklerinin planları incelendiğinde; zemin üstü sekiz kat olan

blokların, çekirdeği ortasına alan, ikisi birbirine bitişik olacak şekilde her katta 3 daireden

oluştuğu görülmektedir. Katta yer alan her üç dairenin de planı birbirinden farklı şemalara

sahiptir.

Dairelerin plan çözümlerinde genellikle ana giriş holüne, ofis birimi ve salon

bağlanmaktadır. Ofis içerisinden ise yatak odalarının bulunduğu ikinci bir koridora ve

mutfağa bağlanılmaktadır. Yatak odaları ve ıslak hacimlere geçişin ancak üç aşamada

gerçekleştiği bu çözümlerde, oldukça keskin bir işlev ayrışması ve mahremiyet anlayışının

söz konusu olduğu düşünülmektedir ancak diğer taraftan üç dairede de ortak olarak

görülen nokta, salonun 3 farklı kapı ile tüm bu ayrışan hacimlere bağlanmasıdır.

Şekil 3.4. C Tipi Blok Kat Planı, Ataköy Sosyal Konut Uygulaması (Eren,2014)

Kullanıcı profili ve sosyal çevre

Ataköy I. Etap Sosyal Konut uygulamasının, yüksek katlı ve yoğunluklu konut

planlaması neticesinde, bir blokta 20 daireden fazla birimin bir araya gelmesi, adeta her bir

düşey blokla yeni, küçük bir mahalle yaratılmasına sebep olmuştur. Bu anlamda geleneksel

konut, mahalle ve kent kültüründen farklı bir yapılaşma anlayışının ortaya çıkmaya

başladığı görülmektedir. Bu tip bir yüksek katlı ve toplu konutlaşma biçimiyle birlikte

54

insanların karşılaştıkları ve iletişim kurdukları ortak mekânlar ve ilişkilerin de değişmeye

başladığını söylemek mümkündür.

Her etabın içinde yer alan mahallelerde, kullanıcının beklentisini karşılamak üzere,

alışveriş birimleri, otoparklar, yeşil alan ve yürüyüş yolları, eğitim birimleri gibi donatılar

düşünülmüştür. Merkez mahalle ve tren istasyonu çevresinde yer alan idari, ticari, sosyal

ve eğlence donatıları ile yine belirli bir yaşam şekli idealine yönelik imkân ve ortam

yaratılması amaçlanmıştır.

Yine bu konutlarda ortaya çıkan önemli bir özellik güvenlikli site çözümü

olmuştur. Pek çok insanın çocuklarını emniyetle bırakabileceği alanların oluşmuş olması

bu konutlar için önemli bir tercih sebebi olmuştur. Aynı zamanda farklı metrekarelerdeki

çözümleriyle farklı büyüklük ve gelir grubundaki ailelerin konut edinmesine olanak

sağlamıştır.

55

3.3. 1980-2000 Yılları Arası Yüksek Katlı Konut Örneklerinin İncelenmesi

3.3.1. Feneryolu Apartmanları

Resim 3.4. Feneryolu Apartmanları, İstanbul (Eren,2014)

Çizelge 3.3. Feneryolu Apartmanları proje bilgileri

Yapım tarihi 1982-1986

Mimarı Hüseyin L. Aksüt ve Yaşar Marulyalı

Konumu Kadıköy/ İstanbul

Kullanım amacı Konut/ Kapalı konut sitesi

Kat sayısı 14

Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı

İstanbul Kadıköy bölgesinde yer alan ve 6 adet apartman bloğundan oluşan bu site

1982 yılında tasarlanmaya başlamış ve 1986 yılında tamamlanmıştır. 6 blokta oluşan

yerleşkede yüzme havuzu, basket ve tenis sahaları bulunmaktadır.

Tasarım diline bakıldığında toplu konut yerleşkelerini andıran sitede, katlarda ve

cephede keskin bir aynılaşma ve tek düze yaklaşım hissedilmektedir. Kütleye hareket

katan tek unsurun, daireleri birbirinden koparan çekirdek kısmının yarattığı çekilme

olduğunu söylemek mümkündür.

56

“Her biri zemin üzerine on üç kattan meydana gelen blokların araziye yerleşim

biçimleri ise, gün ışığı ile kuzey rüzgârlarına bağlı olarak şekillenmiştir”(Eren, 2014).

Şekil 3.5. Feneryolu Apartmanları Vaziyet Planı (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr)

Plan organizasyonu ve işlev şeması

Feneryolu Apartmanlarının mimari tasarım ve kat planları incelendiğinde, her biri

tüm yönlerden ışık alan, 6 nokta bloğun ayrı ayrı konumlandığı görülmektedir. Blokların

çekirdek kısmı etrafına, katlarda yer alan 4 dairenin sıralandığı görülmektedir. Çekirdek

çözümü daireleri birbirinden kitlesel olarak koparacak şekilde tasarlanmıştır. Bu hareket ile

cepheden algılanacak şekilde yapının iki parçaya ayrıldığı hissi yaratılmıştır. İşlevsel

olarak bakıldığında ise bu ayırma hareketi ile yapının yangın merdiveni ve çöp bacasının

çözümünü yapmak amaçlanmıştır.

Bloklarda bulunan daire plan tipinin her katta ve blokta aynı şekilde devam ettiğini

görmek mümkündür. Daire bazında plan tipolojisi incelendiğinde ise girişin büyük bir hole

açıldığı ancak önceki incelenen örneklerden farklı olarak, bu dairelerde tuvaletin ve

mutfağın direk olarak ana giriş holüne bağlandığı görülmektedir. Ofis olarak adlandırılan

ve servis birimlerine geçişi sağlayan mekânın ortadan kalktığı, ana giriş holüne bağlanan

salon ve yemek odası kısmının ise içerdeki daha küçük holle ilinti olduğu görülmektedir.

Küçük holün devamında ise yatak odaları ve banyo yer almaktadır.

57

Planda, servis ve kabul mekânları arasındaki keskin ayrımın genel tipolojideki

örneklerin aksine yer almıyor oluşu, mekân planlaması yapılırken mahremiyet olgusuna ve

işlevsel ayrılığın zorunlu tutulmasına fazla önem verilmediği yorumuna kapı açabilir.

Şekil 3.6. Feneryolu Apartmanları Vaziyet Planı (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr)

Kullanıcı profili ve sosyal çevre

Bahsedildiği üzere klasik konut tipolojisinden farklı planlama anlayışı ile Feneryolu

Apartmanlarının kullanıcı beklentilerinin de farklı olduğunu varsaymak mümkündür.

Genel anlamda Tük konut kullanıcısının önemsediği işlevlerin ayrışması durumu bu

konutlarda karşılık bulmamıştır. Ancak yeşil alan ve yürüyüş yolları, spor alanı ve sosyal

donatılar, site güvenliği, yüzme havuzu vb. pek çok donatının yer aldığı bu yerleşkede,

kullanıcıların konutta geçirilecek zaman kadar konut dışında geçirilecek zaman ve

aktivitelere de önem verdiğini söylemek mümkündür. Bahsedilen tüm bu etkenlerin

konutun seçiminde öne çıkan belirleyici parametreler olduğu söylenebilir.

58

3.3.2. Mesa Koru Sitesi

Resim 3.5. Mesa Koru Sitesi (İnternet, www.koruyon.org)

Çizelge 3.4. Mesa Koru Sitesi proje bilgileri

Yapım tarihi 1983-1998

Yüklenici Mesa İnşaat

Konumu Yenimahalle/ Ankara

Kullanım amacı Konut/ Kapalı konut sitesi

Kat sayısı 5-23

Toplam yerleşim alanı 46 hektar

Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı

Kent Merkezinden yaklaşık 17 km uzakta Çayyolu bölgesinde kurulmuş olan Koru

sitesi, etaplar halinde 15 yıl içerisinde tamamlanmıştır. 1980’lerde ilk olarak sıra evlerin

yapımıyla başlanan yerleşke; kent merkezinin çeperinde, kısmen eğimli sayılabilecek, 46

hektarlık bir arazi üzerinde kurulmuştur.

Yerleşke içerisinde; villalar, dubleks sıra evler, 5 ila 23 kat arasında değişen

apartman blokları gibi çeşitli tipolojilerde konut birimleri yer almaktadır. Konut alanları

dışında eğitim, ticaret ve sosyal kullanım alanlarının da bulunduğu yerleşkede yeşil alan

59

kullanımı oldukça yoğundur. 13 hektara yakın yeşil alanın bulunduğu sitede aynı zamanda

bir de sera yer almaktadır.

İlk etap çalışmaların başladığı dönemde, kent merkezine uzak ve toplu taşımanın

sıkıntılı olduğu bölge günümüzde metro duraklarının yer aldığı, oldukça işlek bir nokta

haline gelmiştir.

Şekil 3.7. Koru Sitesi Vaziyet Planı (İnternet, www.koruyon.org)

Plan organizasyonu ve işlev şeması

Farklı konut tipolojilerinin bulunduğu sitede, toplam 22 apartman bloğu yer

almaktadır. Konutların kütle ve cephe tasarımına bakıldığında; genel anlamda dörtgen

formlu ağır ve hareketsiz kütleler olduğu, genel olarak cephede renk kullanımı ile bir

tasarım yakalamaya çalışıldığı görülmektedir. Daha az katlı blokların cephelerinde ise çatı

formu ve pencereler ile bir kompozisyon oluşturulmuştur. Farklı konut bloklarından, 18

katlı manolya tipi blokların içerisinde yer alan 3+1 ve 4+1 plan tipleri incelenecektir.

Plan şemasına bakıldığında katta yer alan dört dairenin, ana çekirdek etrafında

şekillendiği ve sol cephede kütlenin yangın merdiveni ile birbirinden koparıldığı

görülmektedir.

3+1 plan şemasında, ana giriş holüne açılan salon, mutfak ve tuvalet yer alırken,

ikinci bir koridorla yatak odaları ve oturma alanının bulunduğu kısma geçilmektedir. 4+1

60

plan şemasında ise yine aynı şemaya bir oda daha eklemlenmiş durumdadır. Bu bağlamda

planlar incelendiğinde; dönemin koşullarına uygun olarak işlevsel ayrışmanın, ağırlama ve

yaşam alanı olarak ikiye ayrıldığı ve mahremiyet anlayışını gözeten klasik plan şemasına

uyulduğunu görmek mümkündür.

Şekil 3.8. Manolya Tipi Blok Kat Planı, (Mesa A.Ş. Kurumsal Arşivi)

Kullanıcı profili ve sosyal çevre

Koru sitesi, 1980’li yıllarda Ankara’da ve Türkiye’de oldukça yaygınlaşan, dışa

kapalı konut yerleşkeleri içinde oldukça önemli ve başarılı örneklerden biridir. Yerleşke ilk

etabından itibaren, kent içinde yaşayan orta ve üst gelir sınıfına, kentin gürültüsünden

uzak, yeşil bir alan içerisinde, korunaklı ve özelleşmiş bir yaşam vadetmektedir. Böylelikle

kentin yoğunluğundan uzaklaşmak isteyen kesim için aynı dönemde Bilkent yerleşkesiyle

birlikte ikinci bir alternatif oluşturmuştur.

Site içerisinde yer alan eğitim birimleri, restoranlar, yeşil alan ve spor tesisleriyle,

kullanıcının günlük hayatı için alternatifler sunan ve oldukça rağbet gören yerleşke,

günümüzde de aynı şekilde popülerliğini koruyan bir yerleşim yeridir.

61

3.3.3. Akmerkez Rezidans

Resim 3.6. Akmerkez Rezidans, İstanbul (İnternet, www. santiyedestek.com)

Çizelge 3.5. Akmerkez Rezidans proje bilgileri

Yapım tarihi 1991-1993

Mimar Fatih Uran

Konumu Etiler/İstanbul

Kullanım amacı Karma kullanım (Konut, Avm, Ofis)

Kat sayısı 23 (Konut bloğu), 14-17 (Ofis bloğu)

Toplam yerleşim alanı 27.557 m2

Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı

Levent ile Etiler arasında, kentin en işlek merkezlerinden birinde yer alan proje;

tarihi yarımada, boğaz manzarası ve şehrin iş merkezi olan levent-maslak bölgelerine

hâkim durumdadır. Yapının yer aldığı parselin çevresi incelendiğinde daha az katlı konut

ve ofis bloklarının yer aldığını görmek mümkündür. Bu özelliğiyle çevresinden farklı bir

siluet oluşturan yapı, bulunduğu parseli tutarak üçgen formda bir baza üstünde yükselen 3

bloğa sahiptir.

Türkiye’nin ilk rezidans bloğu olan Akmerkez, birbiriyle ilintili 3 atrium ile

bağlanmış, 14 ve 17 katlı iki ofis bloğu ile 23 katlı rezidans bloğu ve alışveriş merkezinden

oluşan bir karma kullanım projesidir. 27.557 m2

alanda yer alan projenin cephesi komple

cam giydirme şeklindedir.

62

Plan organizasyonu ve işlev şeması

Türkiye’de rezidans kavramının ortaya çıkışında en bilindik örnek olan Akmerkez

rezidans bloğunda, alanları 96m2 ile 238m

2 arasında değişen 1+1, 2+1, 3+1 plan tiplerinde

daireler yer almaktadır. Üçgen biçimde tasarlanan yapı planı ile farklı geometrilerde daire

planlarının oluşması sağlanmıştır. 2000’li yıllar ile birlikte çeşitlenmeye başlayan plan

tiplerinin aksine, bu ilk örneklerde henüz klasik konut şemalarının sürdüğünü görmek

mümkündür. Örnek olarak 1+1 ve 3+1 plan şemaları incelenecektir.

1+1 plan şemaları incelendiğinde; konuta girişin, mutfağın da yer aldığı geniş bir

açıklıktan alındığı ve aynı açıklığın salona dönüştüğü görülmektedir. Salon içerisinde iki

yandan açıklığı bulunan bir bölücü duvar ise yatak odasını kısmi olarak ayırmaktadır.

Yatak odası içerisinde ise bölücü duvarlarla ayrılmış ıslak hacimler yer almaktadır.

Plan şemasındaki açık ve akışkan mekân planlaması, dönemi için oldukça yenilikçi

bir yaklaşımdır. Duvarların kaybolduğu ve mahremiyet sınırlarının kalktığı planlama ile

klasik şemanın oldukça ötesinde bir planlamaya gidilmiştir. Yine ıslak hacimlerin sadece

konut kullanıcısının kullanımı düşünülerek yerleştirilmesi, konutun bir ağırlama mekânı

olarak tasarlanmadığını göstermektedir. Konutun tek cepheden oldukça geniş pencereler

ile ışık aldığı ve manzaraya yönlendiği görülmektedir.

(a) (b)

Şekil 3.9. (a) 1+1 Daire Kat Planı (b) 3+1 Daire Kat Planı (İnternet,

www.akmerkez.com.tr )

63

3+1 plan şeması incelendiğinde ise oldukça geleneksel bir planlama anlayışının

sürmektedir. İşlevsel mekân ayrışması ve mahremiyetinin genel tipolojiye örnek olarak bu

üçgensel formlu dairede de sürdüğünü görmek mümkündür.

Girişte yer alan ana hol konutu üç parçaya ayırmaktadır. Girişin solunda, bir genel

tuvalet ve ikinci bir kapıyla bağlanılan ebeveyn odası ile banyosu yer almaktadır. Mutfak

ve oldukça geniş salon direk olarak ana hole bağlanmaktadır. Girişin sağında ise bir

yardımcı odası ve ona ait ıslak hacim yer almaktadır. İkincil bir koridorla ise iki yatak

odası, banyo ve çamaşır odasının bulunduğu bölüme bağlanılmaktadır.

Bu özellikleriyle söz konusu 3+1 plan tipinin, 1+1 plan tipinin yenilikçi ve akışkan

şemasının aksine; 1950’lerde görülen oldukça geniş, farklı işlevlerin düşünüldüğü, mekân

mahremiyetini önemseyen geleneksel konut planlaması ile benzerlik gösterdiğini söylemek

mümkündür.

Kullanıcı profili ve sosyal çevre

Açıldığı ilk günden beri ülke çapında bilinen ve ilgi çeken bir yapı olan Akmerkez

’in ülkemiz için modern zamanların önemli simgelerinden biri olduğunu söylemek

mümkündür. Bir yaşam standardı ve refah göstergesi olduğu kadar magazin figürü de olan

yapı her zaman göz önündeki bir zenginlik ve statü sembolü olmuştur.

Yapının kullanıcı profilini genel olarak iş ve sanat dünyasından kişiler

oluşturmaktadır. Konut alanı ile birlikte çözülen alışveriş merkezi, spor salonu, sinema,

restoran ve kafeteryalar ile birlikte kullanıcının günlük yaşamında ihtiyaç duyabileceği pek

çok şey bir arada düşünülmüştür.

Yerleşke, 2015 yılında tamamlanan yenileme çalışmalarıyla birlikte aradan geçen

yıllar ve kendi türünde yapılmış onlarca projeye rağmen işlevselliğini ve gündemdeki

yerini korumaya devam etmektedir. Yapı bu anlamda kent kimliği ve kültürünün bir

parçası haline gelmiş ve sembolik bir anlam kazanmıştır.

64

3.4. 2000 Yılı Sonrası Yüksek Katlı Konut Örneklerinin İncelenmesi

3.4.1. Mashattan Rezidans

Resim 3.7.Mashattan Rezidans, İstanbul (İnternet, www.mashattan.org.tr)

Çizelge 3.6. Mashattan Rezidans proje bilgileri

Yapım tarihi 2008

Yüklenici Taş Yapı

Konumu Maslak/İstanbul

Kullanım amacı Konut/Rezidans

Kat sayısı 32

Toplam yerleşim alanı 14 hektar

Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı

Yüksek katlı hatta kule konut olarak nitelendirebilecek bu konut blokları,

İstanbul’un en merkezi noktalarından birinde inşa edilmiştir. Yüksek katlı konut ve ofis

stokunun Türkiye’de en yüksek ve yaygın olduğu alanlardan Maslak’ta yer alan konutlar,

140 dönüm arazi içerisinde, yeşil alan, sosyal donatılar, otoparklar, alışveriş merkezi ve

gölet bulunan 130 dönümlük bir alan ile 10 dönümlük kule konut yerleşiminden

oluşmaktadır.

65

Yapı bir taraftan orman, diğer yandan sanayi sitesi ve az katlı konutlar diğer

yandansa plaza yapıları ve askeri alanla çevrelenmiş durumdadır. Yapı çevresinde kendine

emsal olacak yüksek katlı yapılar kadar az katlı yerleşmelerin ve çok farklı işlevdeki

donatıların da bulunduğu görülmektedir. Bu anlamda kent genelinde görülen plansız ve

kent siluetine duyarsız yapılaşmanın etkisi bu alanda da kendini hissettirmektedir.

Şekil 3.10. Mashattan Rezidans, İstanbul (İnternet, www.tasyapi.com)

Plan organizasyonu ve işlev şeması

2000’li yıllarla birlikte yaygınlık kazanan ve rezidans olarak adlandırılan çok

yüksek katlı konut bloklarına bir örnek olan projede, bu tip yapıların genelinde olduğu

üzere, 1+0’dan 5+1’e kadar pek çok farklı plan çözümünü bir arada görmek mümkündür.

33 katlı, 10 konut bloğundan oluşan projede yer alan farklı plan tipleri

incelendiğinde; farklı kişi sayısı ve beklentideki kullanıcıya hitap edilmeye çalışıldığı

görülmektedir. Modüler sistemle kurgulanan planlar, farklı daire tiplerinin çıkmasına

olanak sağlamaktadır. Örnek olarak 1+1 ve 3+1 daire planları incelenecektir.

1+1 daire plan tipinde, mekân kullanımında maksimum verimlilik

amaçlanmaktadır. Dairedeki tüm birimler küçük bir giriş holüne bağlanarak çözülmektedir.

Girişin hemen karşısında yatak odası, yanında Amerikan mutfak ile çözülmüş bir salon ve

girişin hemen yanında küçük bir banyo yer almaktadır. Minimize edilmiş mekân

66

kullanımında, geçmiştekinden farklı olarak mahremiyet olgusunun ve karşılama alanı gibi

mekânların kalktığı görülmektedir. Konut mekânı daha ziyade tek kişinin barınma ve temel

ihtiyaçlarını gidereceği kısa süreli bir kullanım alanına dönüşmüştür.

3+1 daire plan tipinde iki farklı çözüm opsiyonunun yer aldığı görülmektedir. 3a

tipi dairelerde, 1+1 daire plan şemasında da olduğu gibi işlev ayrışmasına göre mekân

şekillenmesi söz konusu değildir. L şeklindeki bir ana ve bir ara koridorun etrafına yan

yana dizilmiş odalar yer almaktadır. Örneğin bu çözümde ebeveyn odası ile salon yan yana

yer almaktadır. Bu plan çözümlerinde, 1990’lardan itibaren görülmeye başlayan ancak

2000’lerde hemen hemen her konut çözümünde yer alan ebeveyn banyosunun bulunduğu

görülmektedir.

3b tipi dairelerde ise, önceki dönem konutlarındaki plan şeması mantığının devam

ettiğini görmek mümkündür. Ayrışmış servis ve karşılama mekânlarının yer aldığı plan

tipinde, geniş bir giriş holüne açılan bir salon, mutfak ve geçmişteki kilerlerin yerini almış

bir çamaşır odası bulunmaktadır. Bu giriş holüne bağlanan küçük holün etrafında ise yatak

odaları ve banyo yer almaktadır.

Önceki dönem yüksek katlı konutlarının hemen hepsinde görülen balkona bu tip

çok yüksek katlı konutlarda rastlanmamaktadır. Kat sayısı arttıkça, güvenlik, rüzgar etkisi

vb. sebeplerle balkon ve hatta açılabilir pencere kullanımı ortadan kalkmaktadır. Bunun

yerine akıllı bina sistemleriyle kontrol edilen mekanik havalandırma sistemleriyle

havalandırma sağlanmaktadır.

67

(a) (b)

(c)

Şekil 3.11. (a) Tip 1B Kat Planı (b) Tip 3A Kat Planı (c) Tip 3B Kat Planı (İnternet,

www.tasyapı.com)

Kullanıcı profili ve sosyal çevre

Son yıllarda artan rezidans tipi konutların hedef kullanıcı profilinde özellikle;

kentli, yoğun çalışan, üst gelir grubundan kullanıcılar yer almaktadır. Konut bloklarının

sunduğu sosyal donatılar, housekeeping (temizlik ve bakım sistemi), site yönetimi ile

fatura vs. işlemlerin yönetiliyor olması gibi nedenlerle bu konutlar tercih edilmektedir.

Bu anlamda Mashattan konutlarının da kullanıcı profili aynı yöndedir. Ancak

yapılan internet araştırmalarında; projedeki doluluk oranın oldukça düşük olduğu,

kullanıcıların fiyatları yüksek bulduğu ve sosyal donatıların kullanımında (otopark, yeşil

alanlar) güvenlik kaygısı güttüğü görülmektedir. Oysaki bu tip konutlara yönelimde;

sunulan hazır hizmetler, güvenlik ve yönetim sistemleri asıl cazibe noktasını

68

oluşturmaktadır. Rezidans tipi konutlar, artık bireysel konutlardan farklı olarak birer

işletim ürünü haline gelmiştir. İşlevsel ve kaliteli malzeme kullanılan bir konut kadar, iyi

işletilen ve hizmet sunan bir işletme özelliği de öncelik olarak kullanıcı tarafından

aranmaktadır. Çünkü hedef kitlesinde yer alan kullanıcılar bu tip işler için vakit ayırmak

yerine hizmet satın almak istemektedir.

3.4.2. Next Level Rezidans

Resim 3.8. Next Level Rezidans, Ankara (İnternet, www.arkitera.com)

Çizelge 3.7. Next Level Rezidans proje bilgileri

Yapım tarihi 2014

Mimar Brigitte Weber

Konumu Söğütözü/ Ankara

Kullanım amacı Karma kullanım( Konut, Avm, Ofis)

Kat sayısı 22 (Konut bloğu)

Toplam yerleşim alanı 25.195 m2

69

Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı

Eskişehir yolu ile Konya yolu akslarının kesişim noktasında yer alan proje, son

dönemde Ankara’nın en çok talep gören bölgelerinden Söğütözü’nde yer almaktadır. Bu

bölge son yıllarda geçirdiği hızlı dönüşümle; pek çok prestijli, yüksek bütçeli ve yüksek

katlı projenin yer aldığı bir alana dönüşmektedir. Hem kamu yapılarının hem özel sektöre

ait yapıların bulunduğu bölge hızla yoğunluğunu artırmaya devam etmektedir.

Karma kullanıma sahip projede; konut, alışveriş merkezi, ofis ve loft ofis

kullanımları bir arada çözülmüştür. Yüksek bloklarda ofis ve konutlar, baza kısmında ise

alışveriş merkezi yer almaktadır. 25.195m2

alana yerleşen proje, konumu itibariyle pek çok

başka yüksek ofis ve konut bloğu, hastane, okul, alışveriş ve sosyal donatı birimi ve metro

istasyonuna oldukça yakın bir noktadadır.

Şekil 3.12. Next Level Rezidans Vaziyet Planı (İnternet, www.3dkonut.com )

Plan organizasyonu ve işlev şeması

Karma kullanıma sahip yapıda yer alan bloklardan biri konut olarak

işlevlendirilmiştir. 22 katlı konut bloğunda, 1+1 ve 1,5+1’den 5+1’e kadar farklı plan

çözümleri yer almaktadır. 105 adet dairenin yer aldığı yapıda konutlar 3 farklı konsepte

göre dekore edilmiştir. Tokyo, Paris ve Londra konseptleriyle tasarlanan dairelerden 7’si

de penthouse (çatı katı daire) şeklinde planlanmıştır.

70

Konut kulesinin cephe tasarımında tamamen cam kullanılarak güneş ışığından

maksimum yararlanmak istenmiştir. Ayrıca kat yüksekliğinin 4m tutulması konutların

oldukça ferah olmasını sağlamıştır (İnternet, www.nextlevel.com.tr). Yine cephe

tasarımında kullanılan teras çıkmaları yapının ağır etkisini hafifleterek görsel etkisini

artırmıştır.

Projenin öne çıkan özelliklerinden biri de metrekare kullanımlarının oldukça

yüksek tutulmasıdır. Örneğin; 112 m2’ ye varan büyüklüklerde 1+1 daireler bulunmaktadır.

Yapının tasarımında kullanılan üçgen çıkmalar ve plandaki hareketler sebebiyle yaklaşık

25 farklı plan tipinde ve m2 de daire oluşmuştur. Bu dairelerin pek çoğu 1+1 ve 1,5+1

dairelerdir. Örnek olarak 1,5+1 ve 3+1 daire plan tipleri incelenecektir.

1,5+1 daire tiplerinden, rezidans B78 tipi 1,5+1 dairenin plan şeması

incelendiğinde; giriş holünde bir çamaşır odası ve tuvalet çözümü yer almaktadır. Holden

genişçe bir salona bağlanılmaktadır. Salon içerisinde tefriş elemanlarıyla ayrılmış küçük

bir oturma alanı ve Amerikan mutfak yer almaktadır. 1,5 kavramı salon içerisinde yer alan

küçük oturma alanını nitelendirmek için kullanılmaktadır. Salon bölümünden bir kapı ile

yatak odasına geçilmektedir. Yatak odasından ise ara bir bölme ile giyinme kısmı ve

oradan da banyoya bağlanılmaktadır. Daire 1,5+1 olarak adlandırılsa da 158m2 kullanım

alanı ile neredeyse 4+1 daire alanına sahiptir.

3+1 daire plan tiplerinden, rezidans A77 tipi dairenin plan şeması incelendiğinde;

giriş holünün dikeyde bir ayırıcı olarak kullanıldığı görülmektedir. Holün sağ tarafında

kalan kolda yatak odaları ve ıslak hacimler çözülürken, sol kolda ise salon ve mutfak

çözümleri yer almaktadır. Mutfak bağlantısı ise salon içerisinden verilmektedir. Çamaşır

odası gibi yeni işlevler yine bu konut tiplerinde de görülmektedir. Geleneksel konut

tipolojisindeki işlevsel farklılık ve mahremiyet/özel alan isteği bu daire planlamalarında da

görülmektedir.

Diğer pek çok yüksek katlı konut kulesinde görülenin aksine, Next Level’ da aynı

zamanda cephe tasarımının bir parçası olan teras ve balkon kullanımı tüm daire

çözümlerinde görülmektedir. Cephe tasarımının bir parçası olan üçgensel kırık geometriler

teras olarak çözülmüş, böylelikle kayıp ve kullanışsız alanlar yaratmadan net plan

çözümleri oluşturulmuştur.

71

(a) (b)

Şekil 3.13. (a) B78 Tipi Kat Planı (b) A77 Tipi Kat Planı (İnternet, www. 3dkonut.com

yazar tarafından derlenmiştir.)

Kullanıcı profili ve sosyal çevre

Önceki örneklerde bahsedildiği üzere; rezidans tipi yüksek katlı konutların kullanıcı

profilini daha ziyade yoğun çalışan, üst gelir grubundan bireyler oluşturmaktadır. Projenin

web sitesindeki tanıtımlarında; “Hayatınızda öyle bir noktaya geldiniz ki, artık kendinize

sormadan duramıyorsunuz. Şimdi sırada ne var? Şimdi hayatınızda Next Level var!”

denilmektedir” (www.nextlevel.com.tr). Bu bağlamda bakıldığında aslında projenin hedef

kitlensinin ve kullanıcı profilinin tanımlandığı görülmektedir. Üst düzey çalışanlar, şirket

yöneticileri, yabancı ülke temsilcileri ve aileleri kullanıcı kitlesini oluşturan kesimlerden

bir kısmıdır. Proje açıkça, kolaylaştırılmış bir yaşam ile birlikte “bir üst sınıf yaşama

atlamayı” vadetmekte ve bir anlamda prestij pazarlamaktadır. Projenin oldukça tutması

üzerine; Next Level Çayyolu ismiyle, Ankara’nın bir başka prestij noktası Çayyolu’nda da

yeni bir rezidans projesinin hazırlıklarına başlanmıştır.

Konuttan barınma dışında hizmetler de bekleyen bu kullanıcıların taleplerini

karşılamak üzere, Next Level projesinin konut bloğunda içerisinde; concierge hizmetleri

(çağrı merkezi, ilaç gönderimi, araç kiralama, getir- götür işleri vb.), fitness, spa, kapalı

otopark, housekeeping (ev temizliği ve bakımı) hizmetlerine yönelik bir işletim sistemi

bulunmaktadır. Ayrıca konut bloğunun alt katlarında yer alan restoran ve kafeterya gibi

birimler hem kentlilere hem de kullanıcılara hizmet veren ortak birimlerdir.

72

3.4.3. Akasya Acıbadem Konutları

Resim 3.9. Akasya Acıbadem Konutları, İstanbul (İnternet, www.arkiv.com.tr)

Çizelge 3.8. Akasya Acıbadem Konutları proje bilgileri

Yapım tarihi 2007-2013

Mimar Mehpare Evrenol, Tamer Tunbiş

Konumu Acıbadem/ İstanbul

Kullanım amacı Karma kullanım( Konut, Avm, Ofis)

Kat sayısı 4-9 (yatay bloklar), 36-39 (kule bloklar), 39 (rezidans ve ofis)

,

Toplam yerleşim alanı 141.250 m2

Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı

141.250 m2 toplam inşaat alanı üzerinde, koru, göl ve kent olmak üzere 3 etaptan

oluşan proje şehrin oldukça merkezi ve eski bölgelerinden birinde yer almaktadır. Arazi

içinde bulunan akarsu ve çevresindeki flora dokusunun yeniden canlandırılmasıyla oldukça

büyük bir yeşil alan ile doğal peyzaj dokusu yaratmak amaçlanmıştır. (İnternet,

www.arkiv.com) Proje, İstanbul’un en işlek akslarının bulunduğu bir noktanın kesişiminde

yer almaktadır. Yerleşkeden metro ve metrobüs istasyonuna, projeye ait tünellerden direk

bağlantı sağlanmaktadır.

73

Yerleşkenin koru ve göl etaplarında, yeşil yoğun alanlar içinde 39 ve 36 katlı birer

konut kulesi ile 4-9 katlı yatay konut blokları ile yerleşme önerilirken, kent kısmında ise 39

katlı rezidans ve ofis kulesi ile avm yer almakta, oldukça yoğun ve karma kullanımlı bir

yerleşke önerilmektedir. Üç birimin kesişim noktasında ise oval formda tasarlanmış

26.000m2’lik ‘central park’ adı verilen oldukça geniş bir yeşil alan ve kumsallı yüzme

havuzu yer almaktadır.

Şekil 3.14. Akasya Acıbadem Vaziyet Planı (İnternet, www.arkitera.com )

Yapı da kullanılan yeşil bina ve sürdürülebilirliğe yönelik; gri su sistemi, yağmur

sularının toplanması, aydınlatma otomasyonları ve bina yönetim sistemleriyle proje de

teknolojinin imkânlarından da faydalanılmıştır. Yapı ayrıca Breem sertifikasına aday

durumdadır.

Plan organizasyonu ve işlev şeması

Benzer örnek incelemelerinde olduğu gibi Akasya projesinde de 1+1.5’dan 5+1’e

yahut 4,5+1’e kadar çok çeşitli plan şemalarını görmek mümkün. Aynı zamanda home ofis

ve penthouse seçeneklerinin de yer aldığı kule bloğuyla proje çok çeşitli plan şemaları

sunmaktadır. Örnek olarak 1+1 home ofis, 4+4,5 ve dubleks konut plan şemaları

incelenecektir.

Kent kulesinde yer alan 1+1 home ofislerin plan şemaları incelendiğinde; girişin

hemen karşısında genişçe bir bekleme ve kabul alanı ve tuvalet yer almaktadır. Giriş

74

holünü dik kesen minik bir hol ile ofis, yaşam alanı olarak kullanılan kısım ve banyo

bölümüne bağlanılmaktadır. Genel konut tipolojisinde kullanılan karşılama ve kullanım

alanlarını ayıran şemanın bu modern konut planın da bile kendini gösterdiğini söylemek

mümkündür.

65m2

gibi geniş bir alana sahip dairede, yapının eğrisel formuna bağlı olarak ortaya

çıkan açılı mekânlar da tefriş yardımıyla işlevsel hale getirilmiştir.

Koru kulesinde yer alan 4,5+1 dairelerin plan şeması incelendiğinde yine aynı

işlevsel ayrıma göre mekân planlamasını görmek mümkündür. Girişin solundaki bir hol ile

mutfak ve kış bahçesine geçilirken girişin hemen karşısında büyükçe bir salon yer

almaktadır. Salonun içerisinde ise özelleşmiş bir oturma alanı ayırılmıştır. Giriş holünün

sağındaki kısımlarda ise ev halkının kullanımına ayrılmış yatak odaları ve banyolar yer

almaktadır. Geçmiş dönem plan şemalarına benzer şekilde bu plan şemasında hizmetli

odası bölümü yer almaktadır.

Yapıya ait dubleks plan tipleri incelendiğinde ise her iki kattan giriş sunan dubleks

çözümleri, misafirler için ayırılmış yatak odası ve ıslak hacimler ile galeri boşlukları gibi

plan özellikleri görmek mümkündür.

Proje tasarımı incelendiğinde genel olarak eğrisel ve organik çizgilerin hakim

olduğunu görmek mümkündür. Cephe anlayışında da kendini hissettiren eğrisel formlar

yapılara dinamik ve doğal bir görünüm vermiştir. Kule tasarımlarında, yapı mimarlarının

kendi ifadesiyle ‘ikonik’ bir tasarım yapılması amaçlanmıştır (İnternet,

www.evrenolarchitects.com). Yine tasarımın asli unsurlarından olan geniş kat teras ve

bahçeleriyle kullanıcının kent içinde sınırlı da olsa yeşile erişmesi amaçlanmıştır.

75

(a)

(b) (c)

Şekil 3.15. (a) 4+4,5 Dubleks Daire Tipi Kat Planı (b) 4,5+1 Kat Planı (c) 1+1 Home Ofis

Planı (İnternet, www.projepedia.com, yazar tarafından derlenmiştir.)

Kullanıcı profili ve sosyal çevre

Karma kullanımlı projede; alışveriş merkezi, sosyal kullanım alanları, konut ve ofis

birimleri bir arada çözülürken, farklı kullanıcı istek ve beklentileri göz önüne alınarak

konut seçenekleri de yüksek katlı kule ve yatay da uzanan az katlı konutlar şeklinde

opsiyonel olarak tasarlanmıştır. Az katlı konutlardaki kat bahçeleri ile kent içinde yaşayan

bireye toprakla buluşma ve sembolik de olsa üretim yapma şansı tanınırken, kule blokta

yaşamayı tercih edenlere her türlü rezidans hizmeti veya home ofis seçeneği ile çalışma ve

yaşama alanını bütünleştirme imkanı sunulmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, konut

projesinin hedef kullanıcı profilini oldukça geniş tuttuğunu söylemek mümkündür. Proje

76

bir taraftan modern ve hızlı şehir yaşamına hitap ederken diğer yandan doğa ile iç içe

olmayı vadetmektedir.

Proje içinde yer alan alışveriş merkezi aynı zamanda tüm kente hizmet veren kültür

sanat etkinliklerine ev sahipliği yapmaktadır. Yıl içinde oldukça yoğun bir takvimle,

konser, gösteri ve söyleşilere ev sahipliği yapan mekan bu anlamda ülke çapında bir marka

isme de dönüşerek, projeye prestij ve değer katmaktadır. Akasya Acıbadem, sunduğu

doğal yaşam ve şehir yaşamına ilişkin detay ve imkânlar ile kullanıcı profilini

çeşitlendirmekle birlikte, bu tip üst düzey projelerin pek çoğunda olduğu gibi yine hedef

kitlesini üst gelir grubundan seçmektedir.

3.4.4. Levent Loft

Resim 3.10. Levent Loft, İstanbul (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr)

Çizelge 3.9. Levent Loft proje bilgileri

Yapım tarihi 2007

Mimar Murat- Melkan Tabanlıoğlu

Konumu Levent/ İstanbul

Kullanım amacı Konut/ Loft

Kat sayısı 7-11

77

Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı

Levent Maslak hattında yer alan yapı; toplu taşımaya, iş ve eğlence hayatının

yoğunlaştığı alanlara yakınlığıyla İstanbul’un en işlek ve merkezi noktalarından birinde

konumlanmış durumdadır. Yapının bulunduğu çevrede gökdelen boyutlarında iş ve konut

yapıları yer almaktadır. Bu yerleşke içerisinde nispeten daha az katlı olan, konsept konut

yerleşkesi özelliğiyle diğerlerinden farklı bir kentsel alternatif sunmaktadır.

Yer aldığı parsele, ince ve uzun bir plan şeması ile yerleşen yapı birbirine paralel

iki blok şeklinde tasarlanmıştır. “ Binayı her iki yandaki fabrikalardan ayıran mevcut duvar

'yeşil duvar' olarak bahçe düzenlemeleri ile birlikte manzaraya kazandırılmış, oluşturulan

bahçelerle binayı çevreleyen doğal bir atmosfer yaratılmıştır” (İnternet,

www.v2.arkiv.com.tr).

Ön blok zemin üstü 11, arka blok ise zemin üstü 7 kattan oluşmaktadır. İnce uzun

yapının cephe sisteminde ise “… farklı kutular olarak algılanan dış yüzeyde, ayrıca iç

mekânlarda kullanılan perde sistemi sayesinde, farklı renklerin ve ışığın yansımasıyla

özgün partisyonların dışardan ayırt edilmesi ve böylelikle işlevin estetik bir değer olarak

kazandırılması temin edilmiştir” (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr).

Plan organizasyonu ve işlev şeması

Loft konut akımının Türkiye’deki nitelikli örneklerinden olan yapı, başlangıçta ofis

binası olarak tasarlanmış ancak betonarme karkası yapılıp bırakılmış bir ofis binasının

yeniden işlevlendirilmesiyle oluşmuştur. Projede 68m2 den başlayan ve 182m

2’ye varan

büyüklüklerde, 21 farklı plan tipinde konut yer almaktadır (Işıkkaya, 2015).

Konutların genel mekân özelliklerine bakıldığında klasik apartman veya konut plan

çözümlerinden farklı olarak; yüksek tavan ve pencereler, saklanmayan strüktürel elemanlar

ile açık ve geniş tek bir hacimden oluşan bir konut yaklaşımı görülmektedir. Yoğun ışık

alan, yüksek ve geniş mekân hacmiyle bölüntülerin olmadığı konutta tefriş elemanları ve

kullanım nesneleri ile kullanıcının kendi istediği konutu yaratmasına imkân tanınmaktadır.

“Mekânda kullanılan bölüntü elemanları, mekânı tek bir birim olarak ele almayı sağlayan

78

akıllı dolaplar ve sürme kapılar ile gerçekleştirilmekte ve böylece oda kavramı ortadan

kaldırılmaktadır” (Işıkkaya, 2015).

Proje plan şemasının temel mantığı, kullanıcı ihtiyaç, istek ve gereksinimlerine

göre yeniden şekillendirilebilecek esnek bir konut mekânı yaratmaktır. Metrekare olarak

çok farklı opsiyonları olmakla birlikte, tüm dairelerin plan çözümleri aynı mantıkla

kurgulanmıştır. Örnek olarak Loft 11.5 tipi dairenin planı incelenecektir.

Şekil 3.16. Levent Loft Daire Planı (İnternet, www.leventloft.com)

115m2’ lik bu loft dairenin plan şemasına bakıldığında, girişin solunda konuttaki

tek bölüntülü alanlar olan ıslak hacimlerin yer aldığı görülmektedir. Bu alanların

karşısında ise oldukça geniş bir yatak odası ve akıllı dolaplar ile ayrılmış geniş salon ve

yemek yeme bölümü yer almaktadır. Salonla yemek bölümüne bağlantılı olarak yer alan

Amerikan mutfak ise girişin hemen sağında yer almıştır.

Tüm mekânlar oldukça akışkan bir şekilde birbirine bağlanmış ve iki cepheden

geniş pencereler ile aydınlatılmıştır. Klasik plan şemalarında yer alan ayrışmış mahrem

mekânların sınırları, burada oldukça muğlak kalmakla birlikte ana yönlendirme ve mekân

gruplamalarında bu klasik şema hala kendini hissettirmektedir.

79

Kullanıcı profili ve sosyal çevre

20.yy ortalarında, Avrupa ve Amerika’da endüstriyel tesisler ve liman bölgelerinin

kent merkezlerinden taşınmasıyla birlikte, yüzyılın son çeyreğinde endüstri mirası yapılar

barınma amaçlı olarak kullanılmaya başlanmıştır.

“Serbest planlı, yüksek tavanlı, büyük pencereleri ve çıplak strüktürlü söz konusu endüstriyel kimlikli

mekânlar, çalışma ve barınma amaçlı, kayıt dışı olarak öncelikle sanatçılar ve evsizler tarafından, ilk

olarak New York kenti, Manhattan Soho bölgesinde düşük bütçeli kişisel girişimler ile dönüştürülmüş ve

kullanılmıştır” (Işıkkaya, 2015).

Bu dönüşüm hareketiyle birlikte Loft denen konut tipolojisi ortaya çıkmıştır. Ancak

ilerleyen dönemde bu düşük bütçeli dönüşüm hareketi yerini, mimarlar tarafından

tasarlanmış ve bu yapılara öykünen bir mimari stile bırakmıştır. Bu kez hedeflenen

kullanıcı profili üst gelir grubu şehirliler olmuştur. Levent Loft Projesinin ardından 22 katlı

bir kule konsepti ile Levent Loft-2 tasarlanmıştır. Ancak ilk etabın aksine ikinci etap

konutlar, bahsi geçtiği şekilde sıfırdan yapılan ve gerçek anlamda “Loft” olmayan

konutlardır.

Oda kavramının ortadan kalktığı plan şeması ile loft konutların ülkemiz şartlarında

genel kullanıcı profiline hitap etmediğini söylemek mümkündür. Ali D. Işıkkaya

tarafından Levent Loft konutlarının kullanıcıları arasında yapılan anket çalışmasının

verileri ışığında bakıldığında; konut kullanıcılarının; %50’den fazlasının bekar ve 25-39

yaş aralığında, %84’ü 10.000TL ve üzeri geliri olan, %90’ın üzerinde Üniversite mezunu

bireylerden oluştuğunu görmek mümkündür (Işıkkaya, 2015).

Bu bağlamda bakıldığında sözü geçen tipolojideki konutların kullanıcı profilini,

eğitimli, kentli, üst gelir grubundan olmakla birlikte yaşam şekli olarak da gelenekselin

dışında talepleri olan kişilerin oluşturduğunu görmek mümkündür.

Günümüzde pek çok projede olduğu gibi Levent Loft’da da barınmanın yanı sıra

pek çok işlev de konut yapısı içinde kullanıcıya sunulmaktadır. Toplantı salonları, restoran

ve kafeler, sağlık ve spor merkezi ile otoparkların yer aldığı konut bloklarında, kullanıcının

ev yaşamı dışında kalan vakitleri içinde seçenekler sunulmaktadır.

80

Ayrıca akıllı bina uygulamalarının yer aldığı proje bu yönüyle de kullanıcılarına

farklılık vadetmekte ve diğer konut projelerinden sıyrılmaya çalışmaktadır. Akıllı ev

sistemiyle kullanıcılarına kolaylık ve erişilebilirlik sağlamayı amaçlamaktadır.

3.4.5. TOKİ Turkuaz Vadisi

Resim 3.11. TOKİ Turkuaz Vadisi, Ankara (İnternet, www.wowturkey.com)

Çizelge 3.10. TOKİ Turkuaz Vadisi proje bilgileri

Yapım tarihi 2007-2009

Yüklenici TOKİ

Konumu Yenimahalle/Ankara

Kullanım amacı Konut/ Toplu konut

Kat sayısı 11-13-17

Toplam yerleşim alanı 48 hektar

Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı

Ankara Yenimahalle, Yukarı Yurtçu semtinde yer alan TOKİ’ye ait Turkuaz Vadisi

projesi 5 etaptan oluşmaktadır. Projenin yer aldığı bölge, yapıldığı dönemde yerleşimden

uzak, kentin oldukça dışında, Ümitköy ve Çayyolu semtlerinin ilerisinde, Eskişehir

yolunun 29.km’de yer almaktadır. Proje alanının yakınında, Çankaya ve Başkent

81

Üniversitelerinin yerleşkeleri bulunmaktadır. Aynı zamanda alanın Eskişehir yolu arada

kalacak şekilde karşı parselinde Yapracık TOKİ yerleşkesi vardır.

Toplam 48 hektar alana yayılan toplu konut yerleşkesi, TOKİ’nin alt ve orta gelir

grubuna yönelik gerçekleştirdiği projelerden biridir. 11, 13, 17 katlı konut bloklarının yer

aldığı projede; 4 farklı plan tipinde, 115 blok ve 4244 konut birimi bulunmaktadır

(Özbilen,2014).

Konutların yerleştirildiği parseller oldukça eğimli arazilerdir. Buna rağmen

konutların çözümlerinde topografyaya uyumlu ve eğimi kullanan çözümlerin tercih

edilmediğini söylemek mümkündür. Ankara’da, TOKİ’ye ait başka yerleşkelerde

kullanılan plan çözümleri birebir alınarak bu proje alanında da uygulanmıştır. Bu

bağlamda bakıldığında, topografya ve kullanıcıya özgün, arsa verilerinden yola çıkarak

şekillenen bir tasarım anlayışından bahsetmek mümkün değildir.

Toplu konut yerleşkesinin içerisinde; ticaret, eğitim, sağlık ve spor yapılarına

ilişkin çözümler ile yeşil alan ve park uygulamaları görülmektedir.

Şekil 3.17. TOKİ Turkuaz Vadisi Vaziyet Planı (İnternet, www.toki.gov.tr)

82

Plan organizasyonu ve işlev şeması

Klasik konut şemasında tasarlanan bu blokların plan çözümlerinde de, genel

tipolojik özelliklerin devam ettiğini söylemek mümkün. 4 farklı plan tipinin bulunduğu

blok çözümlerinden, B2 ve Y1 tipi konut planları örnek olarak incelenecektir.

B2 tipi blok çözümünün plan şeması 2+1 dairelerden oluşmaktadır. Her katta 4

dairenin yer aldığı çözüm, 4 cephesi açık noktasal bloklar şeklindedir. Plan çözümlerine

bakıldığında; geleneksel şemaya benzer şekilde, ana hole açılan ikinci bir hol ile geçilen

yatak odaları ve ıslak hacimler. Yine bu ikinci holden girilen bir salon ve ana holden

bağlanılan mutfak ile balkon yer almaktadır. Kütlenin hareketi ileri doğru çıkma yapan

yatak odalarının yer aldığı bölümle sağlanmaya çalışılmıştır.

Y1 tipi bloklar ise 3+1 dairelerden oluşmaktadır. Her katta 2 dairenin yer aldığı

çözümler ana çekirdeğin etrafında şekillenmiştir. Girişin bulunduğu ana hole salon, mutfak

ve tuvalet bağlanmıştır, küçük koridor da ise yatak odaları ve yaşam alanı yer almaktadır.

Cepheye hareket katmak için salon ve mutfağın yer aldığı bölmeler ileri doğru çıkma

yapacak şekilde tasarlanmıştır.

(a)

83

(b)

Şekil 3.18. (a) B2 Tipi Blok Kat Planı (b) Y1 Tipi Blok Kat Planı (Özbilen,2014)

Kullanıcı profili ve sosyal çevre

Toplu Konut İdaresi tarafından orta ve alt gelir grubundaki vatandaşlar için

tasarlanan TOKİ Turkuaz konutları, sitede yer alan daire fiyatlarının uygun olması,

Çankaya ve Başkent Üniversitelerine yakın olması gibi sebeplerle daha çok öğrenci ve

memurlar tarafından tercih edilmektedir. Sitenin kent merkezinden uzak olması, ulaşım

güçlüğü ve sosyal imkânların yeterli olmayışı gibi sebepler konutlara olan talebin

azalmasına sebep olmaktadır.

Orta ve alt gelir grubunun barınma sorununu hızlı yoldan çözmeyi amaçlayarak

yapılan bu süratli ve yoğun konut üretimi, kent silueti, dokusu, yerleşim kültürü, kullanıcı

konforu, estetik ve topografyaya uyum gibi unsurları göz ardı etmektedir. Kullanıcı

konforunu artırmaya yönelik, oturma odası, kiler, giyinme odası, çamaşır odası, ebeveyn

banyosu vb. çözümlerin yer almadığı konutlarda, mimari tasarım anlamında da derinlikli

bir yaklaşım bulunmamaktadır.

84

85

4. YÜKSEK KATLI KONUTLARIN KENT KÜLTÜRÜ VE

KİMLİĞİNDE YARATTIĞI ETKİ VE DÖNÜŞÜMLER

Önceki bölümlerde bahsedildiği üzere; barınma ihtiyacı insanın varoluşu ile

başlayan; fiziksel, mekânsal, psikolojik, sosyolojik ve kültürel pek çok parametre ile

çağlar boyunca gelişen ve değişen bir olgu olmuştur. Önceki bölümlerde; yüksek katlı

konutları ortaya çıkaran sosyal ve fiziksel etkenler belirlenmiş, dönemsel olarak incelenen

konut tipolojileri ve örnekleri ile mekânsal anlamda ne gibi değişimlerin olduğu ve

bunların konut ile kent ilişkisindeki etkileri ortaya konmuştur.

Bu bölümde ise, yüksek katlı konutlara yönelimin sebepleri ile konut üretimindeki

fiziksel, ekonomik, siyasi ve sosyo-kültürel etkenlerin kent kültürü ve kimliğinde yarattığı

dönüşümler ele alınacaktır.

4.1. Yüksek Katlı Konut Üretimine Yönelimin Sebepleri

Önceki bölümlerde bahsedildiği gibi, geçmiş çağlarda en fazla 7-8 kata ulaşabilen ve

sınırlı bir üretim alanı olan yüksek katlı konutlar; sanayi devrimi ile birlikte hızla artmaya

ve gelişmeye başlamıştır. Kırsal alandan sanayi bölgelerine doğru oluşan büyük göç

dalgaları sonucunda, işçi kesiminin arsa maliyetini düşürerek barındırılması amacıyla

yapımı hız kazanan yüksek katlı konutların, zaman içinde başka sebeplerle de üretimi

artarak devam etmiştir. Yüksek katlı konutlar, günümüzde yalnız alt gelir grubu için

ekonomik bir alternatif değil aynı zamanda üst gelir grubu için bir statü sembolü haline

gelmiştir. Bu bölümde, yüksek katlı konut üretimine yönelimde etkili olan sebeplerin

bazılarından bahsedilecektir.

Arsa yetersizliği ve nüfus yoğunluğu; Şehirleşme hızının artmasıyla birlikte kent içi

alanlardaki arsaların fiyatları da astronomik rakamlara ulaşmaktadır. Bu artışın nedeni;

kent içindeki arsalara olan talebin artması, toprağın bir yatırım ve spekülasyon aracı haline

gelmesi, spekülatif amaçla elde tutulan boş arsaların varlığı gibi sebeplerdir.

Diğer yanda ise yüksek arsa bedellerine rağmen, hızla artan bu nüfusu barındırmak

için belli bir konut stoğunu üretmek gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında yüksek arsa

fiyatları ve yatırımcının da kar elde etme isteği gibi etmenlerle, bahsi geçen arsalara

86

yüksek katlı konutlar yapılmaktadır. Ancak kent çeperlerinde inşa edilen yüksek katlı

konutların varlığı düşünüldüğünde tek etkinin arsa sorunu olmadığını görmek mümkündür.

Karı artırmak için mekânı artırma çabası; Yüksek katlı konutların yapımıyla,

yoğun nüfusu barındırmak bir amaç olsa da ekonomik sistemin bir sonucu olarak

maksimum kara da ulaşmak istenmektedir. Tek katlı ve bahçeli birkaç konutun

sığabileceği bir alana, her katında birkaç dairenin bulunduğu onlarca katlı bloklar

yapılabilmekte ve maksimum mekân üretimi ve kar amaçlanmaktadır. Yani artırılan katlar

talebi karşılamaktan öte, karı artırma yolunda bir araç olmaktadır. Mevzuatta bulunan

boşluklar ve planlama anlayışında açılan gedikler ile kent kimliği ve siluetini acımasızca

yaralayan pek çok yüksek katlı konut bu ekonomik kaygılarla ortaya koyulmaktadır.

Malzeme ve Teknolojideki gelişmeler; Önceki bölümlerde anlatıldığı üzere yüksek

yapı yapabilmek tarihin tüm dönemlerinde önemli olmuştur. Çağlar boyunca ülkeler ve

yöneticiler hep bir öncekinden daha yüksek olabilmeyi amaçlamıştır. Bunu sağlayabilmek

içinse sürekli yeni malzeme ve teknik arayışı sürmüştür. Günümüzde de aynı kaygı yüksek

binalarla şirketler ve hatta konut blokları ile bireyler nezdinde devam etmektedir. Sanayi

devrimi ile birlikte ortaya çıkan çelik kullanımı, betonarme malzeme gibi etkilerin

hızlandırdığı yüksek katlı konutların yapımı; bugün baş döndürücü hızla gelişen inşaat

tekniği ve malzemeler sayesinde artarak devam etmektedir.

Değişen kullanıcı beklentileri ve karma kullanıma yönelim; 2000’li yıllarla birlikte

farklılaşan yaşam şekli ve kültürel değişimler, konut mekânına ve kullanıcının konuttan

beklentilerine de yansımıştır. Özellikle rezidans tipi konut yerleşkelerini kullanan, şehirli,

üst gelir grubu, yoğun çalışan bireylerin konuttan beklentileri de değişmiştir. Kullanıcı iş

dışında kalan sınırlı vaktinde, konut bloğu içerisinden ayrılmadan erişebileceği; alışveriş,

yeme-içme, eğlence, spor ve kültür sanat etkinliği gibi ihtiyaçlarını giderebileceği

mekânlar istemektedir. Dolayısıyla ortaya çıkan karma kullanımlı proje tipi ihtiyacı,

yüksek katlı konut tasarımını elverişli kılmaktadır. Parselin biçimine göre mümkün

olduğunca geniş bir bazaya dağıtılan donatılar ile kule şeklinde çözümlenmiş bir konut

bloğu ortaya çıkmaktadır.

Manzara Yönelimi; İnsanoğluna bir yere yüksekten bakma fikri her zaman cazip

gelmiştir. Bu yüzdendir ki, her şehrin bir şahin tepesi, bir sevda tepesi bulunmaktadır.

87

Belirli bir yükseklikten bakıldığında, ayaklar altına serilmiş bir şehir manzarası birey için

çekici gelmektedir. Tümer’in vurguladığı gibi;

“Kentlere, binalara, yükseklerden olabildiğince yükseklerden, gökyüzünden bakmak insanın gözünü

kamaştırır, çünkü çok güzeldir, çok etkileyicidir. Yahya Kemal İstanbul’u sever ama ona “bir tepeden”

baktığında daha da fazla sever. Gökyüzünden algılanan bir kentin, bir binanın ne kadar çirkin olursa, asla

öyle görünmediğini, çünkü aradaki düşey mesafenin, estetik bir filtre görevi yaptığını söyleyebiliriz”

(Başyılmaz,2015).

Bugün pek çok yüksek katlı konut projesinin pazarlama stratejisinin temel

unsurlarından birini, bu yüksekten kente yahut manzaraya bakma vurgusu oluşturmaktadır.

Prestij ve statü isteği; Bahsedildiği gibi yüksek yapı yapabilmek, en yükseğine

sahip olabilmek her zaman bir yarış ve prestij sebebi olmuştur. Bugün de yapılan yüksek

katlı ve lüks konut yapıları ile insanlara bir yaşam ve barınma alanından ziyade prestij ve

statü pazarlanmaktadır. Yapılar; yapıyı yapan firmanın, satın alan kullanıcının, tasarlayan

mimarın, tümünün bir çeşit kendini ifadesi ve statü kaynağı haline gelmiştir.

Bireyler artık konutu; nesillere aktarılacak bir yuva/ev değil toplumsal statülerinin

ve ekonomik durumlarının göstergesi olarak görmekte, daha iyi, daha yüksek, daha lüks bir

evde oturmayı amaçlamakta ve bunun için çalışmaktadır.

“Bu anlamda düşünüldüğünde konut, barınma işlevinin yanı sıra sosyal bir rol de üstlenerek, toplumsal

yaşamda bir kimlik ve statü aracı olarak kabul görmekte, piyasadaki diğer metalar arasında, bireyin

kimliğini teşhir edebileceği, sosyal statüsünü sergileyebileceği, toplumsal ve ekonomik gücünün

göstergesi olan en belirgin araç haline gelmektedir”(Akyol Altun,2008).

Bu durum ise konut üretimini hızla daha da yüksek katlı konutlar yapmaya

yönlendirmektedir.

Popüler Kültür Yönlendirmesi; İçinde yaşadığımız küreselleşen dünyada hemen her

şey bir algılar ve yönlendirmeler silsilesi içinde cereyan etmektedir. Popüler kültür

dediğimiz kavramın, medya ve sosyal medya ile yönlendirdiği yaşam biçimleri ve tüketim

alışkanlıkları kitleleri derinden etkilemekte ve seçimlerinde belirleyici olmaktadır.

Günümüzde bir statü sembolü olarak görülen yüksek katlı konutlar, dizilerden

reklamlara kadar pek çok mecrada bize sunulmakta, bir anlamda dayatılmaktadır.

İnsanlarda; “İyi eğitimli, refah içinde yaşayan, mutlu ve önemli insanlar yüksek katlı

88

rezidanslar veya malikânelerde yaşar” algısı oluşturulmaktadır. Böylelikle insanların, bu

tip konut üretimini talep etmesi ile yoğun bir biçimde yüksek katlı konut arzı oluşmaktadır.

“Konut piyasasında arz- talep dengelerinin sağlanabilmesi için, üretilen konut arzının, talep edilmesi için

yüklenici firmalar yaptıkları reklamlarla ‘yükseklerde yaşamı’ özendirmekte, artan bu talep

doğrultusunda da, konut arzı artmakta ve piyasa dengelenmeye çalışmaktadır; ancak son zamanlarda

Türkiye’de bu noktada arz fazlasının oldukça fazla olduğuna dair veriler bulunmaktadır”

(Başyılmaz,2015).

Sürekli olarak televizyonlarda dönen konut reklamlarının pek çoğunun metropol

diyebileceğimiz; İstanbul, Ankara ve İzmir gibi kentlerin pek çok farklı noktasında yapılan

yüksek katlı konut blokları, siteler veya rezidanslar olduğunu görmek mümkündür.

Konut Politikaları; Bir sonraki kısımda bahsedileceği üzere; Cumhuriyetin

kurulmasından itibaren farklı dönemlerde devlet eliyle uygulanan farklı konut politikaları

olmuştur. 1980’ler ile birlikte serbest piyasa ekonomisine geçiş inşaat sektörünü de

etkilemiştir. Tüm ülkede, bugün de devam etmekte olan bir inşaat furyası başlamış ve yapı

özellikle konut üretimi ekonomiyi çeken lokomotif güçlerden biri haline gelmiştir.

Bugün de ekonominin içinden geçtiği dar boğazların aşılması noktasında konut

üretimi ve satışının önünü açmak için devlet eliyle faiz oranlarının düşürülmesi gibi

teşvikler uygulanmaktadır.

Yine küreselleşmenin etkisi ile ulus devlet önemini yitirmiş, metropoller önem

kazanmış ve küresel sermayede pay sahibi olabilmek için kentler bir yarışa sürüklenmiştir.

Kentler bu ortam içerisinde öne çıkabilmek, farklılık yaratabilmek ve ilgi çekebilmek için

daha yüksek, daha akıllı ve daha estetik yapılar üretmeye çalışmakta ve bu noktada mimari

önemli bir araca dönüşmektedir (Başyılmaz,2015).

4.2. Kent Kültürü ve Kimliğinde Yaşanan Sosyal ve Mekânsal Etki ve Dönüşümler

Kent; hakkında pek çok teorinin ortaya atıldığı, anlaşılmaya, anlamlandırılmaya ve

yönlendirilmeye çalışılan adeta canlı bir organizma gibi görülmektedir. Dinamik

yapılarıyla kentler, iç içe geçmiş pek çok faktörün bir araya gelerek şekillendirdiği

yapılardır. Bu yapının temel hareket noktasını ise ilk çağlardan beri konut oluşturmaktadır.

Bu sebeple konut üretimi kent kimliği ve kültürünün şekillenmesinde temel aktörlerden

89

biridir. Bu bölümde, yüksek katlı konut üretim süreci ile birlikte kent kültürü ve kimliğinde

yaşanan dönüşümlerden bahsedilecektir.

Ülkemizde kent dokularında yaşanan değişimin başlangıcı; 50’lerde yaşanan kırsal

alandan kente göç ile başlamıştır. II. Dünya savaşı ve sanayileşmenin yarattığı etkilerle

başlayan bu göç dalgasının ardından ortaya bugün bile etkileri süren plansız ve çarpık bir

kentleşme süreci çıkmıştır. Devlet yönetimi, aniden açığa çıkan bu konut ihtiyacını

karşılayamamış, uygun bedellerle altyapı olanaklarını sağladığı bir arsa üretimi

sunamamıştır. O dönemde yapılmaya başlanan kooperatif yada toplu konut projesi

denemeleri yeterli gelmemiştir. Böylelikle göç eden halk, kaçak yapılaşmaya ve

gecekondu üretimine başlamıştır. Bu durum, düzensiz ve çarpık kentleşmenin, tarihi ve

geleneksel kent dokusunun hızla yok edilmesinin sebebi ve kentleri kimliksizleştirip yaşam

kalitesini düşüren yapı/konut üretim sürecinin başlangıcı olmuştur.

Aynı dönemde yaşanan siyasi değişiklikler de kent dokusunu ve kültürünü

etkileyen önemli değişikliklerin yaşanmasına sebep olmuştur. Bali’nin belirttiği üzere;

“Demokrat Parti’nin 14 Mayıs 1950 tarihinde iktidara gelmesiyle birlikte uygulanmaya başlayan iktisadi

liberalizm ‘her mahalleye bir milyoner’ sloganıyla siyasi ve popüler kültürümüze mal oldu. Kentleşmenin

gelişmelerini ve bireylerin refaha kavuşmalarını ön gören bu siyasetin bir sonucu olarak 1950’li yıllardan

itibaren İstanbul’ un çehresi değişmeye başladı. Adnan Menderes’ in ünlü imar planlarının

uygulanmasıyla birlikte eski konaklar, ahşap binalar yerlerini önce geniş caddelere, daha sonra o

caddeleri sağlı sollu dolduran mozaik taşlarla bezenmiş apartmanlara bıraktılar” (Başyılmaz,2014).

1950’lerden itibaren kentlerde başlayan apartmanlaşma furyası ile geleneksel doku

vahşice hırpalanmış, bugün geriye mahallerde parmakla sayılacak kadar geleneksel konut

ya kalmış ya kalmamış durumdadır. Bu hızlı yok etme süreci sadece yapıları değil; kent

kimliği ve belleğini de yok etmiş, insani ilişkileri ve hatta aile yapısını etkilemiştir.

Bir yandan şehrin yerlileri kent dokusunu bozup apartmanlar inşa ederken diğer

yandan kırsal alandan göçenler ve alt gelir grubundan insanlar gecekondu bölgelerini

kurmuştur. Böylelikle Türkiye’deki ilk kez bariz anlamda sosyomekansal ayrışma ortaya

çıkmaya başlamıştır.

1980’lere gelindiğinde bu kez serbest piyasa ekonomisine geçiş kentleri derinden

etkileyecek gelişmeler yaratmıştır. Cumhuriyet dönemindeki en kritik dönemeçlerden biri

olduğu değerlendirilen bu karar ile Türkiye dış dünyaya hiç olmadığı kadar açılmış ve

90

küresel sermaye ile tanışmaya başlamıştır. Değişen ekonomik ve kültürel ortam insan

ilişkilerine de yansımış, pek tabii insan ilişkilerinin doğal ortamı olan kent de

yaşananlardan nasibini almıştır.

“Alınan yeni kararla beraber devlet artık ekonomi alanında daha pasif bir hale gelmiş ve toplumsal

ilişkilerde de hakem rolünden çekilmiştir. İthal ikamesinin temel özelliği olan sınıflar arası ittifak artık

gündemde değildir ve bunun yerine sınıflar arası gerilime dayalı bir denge gelmiştir” (Işık ve Pınarcıoğlu,

2001:123-154).

Diğer taraftan küreselleşme etkisi ile kültürler arası etkileşimin artmasıyla; kentler

eskisine göre çok daha heterojen bir yapıya dönüşürken, diğer yandan uygulanan yeni

stratejiler ile ihracata verilen önemin artması ve faiz politikaları gibi gerekçelerle,

kapitalizmin doğal bir sonucu olarak sermaye birikimi belli bir kesimin elinde toplanmıştır.

Sermaye sahibi bu kesimin kentin gittikçe heterojen hale gelen bu yapısından rahatsız

olmasıyla; diğer kentlilerden ayrışmak ve farklılaşmak isteği ile güvenli ortam arayışı

başlamıştır. Bu arayış, yüksek katlı bloklar veya müstakil villalardan oluşan kapalı site

örneklerine ve kent dokusu dışında oluşan ve belli bir kesimin yaşamasını hedefleyen

uydu kent parçalarına zemin oluşturmuştur. “Tüketim dinamikleri çerçevesinde 1980

sonrası Türkiye’sinde ortaya çıkan yeni kentli seçkinlerin “kaliteli yaşam” arayışları

karşılığını, önce kent içindeki sınırlı sayıdaki boş arsalarda, sonrasında ise kent dışı

alanlara, banliyölere yayılan kapalı konut sitelerinde bulmuştur” (Akyol Altun,2008).

Söz konusu kapalı site uygulamalarının arka planına bakıldığında, başlangıçta

geçmişe duyulan bir özlem ve bozulan kent kültürüne yönelik bir arayış söz konusudur.

Ancak söz konusu arayış çoğu zaman geçmişin lüks bir replikasını yaratmaktan öteye

gitmemiş, değişen ve gelişen kentler için yeni çözümler yaratamamıştır.

“Kentlerde yer alan apartmanların mahalle, komşuluk ilişkilerini yok ettiğinden yakınılmakta, konut

reklamlarında modernizmle birlikte yitirilen değerlerin yeniden hayat bulacağı, özlenen samimi komşuluk

ilişkilerin yeniden yaşatılacağı bir ortam vaat edilmektedir. Tıpkı Batıda olduğu gibi, country, city gibi

isimlerle anılan bu yerleşimlerin içinde, ilk zamanlarda, tarihteki dönemlere, özellikle Osmanlı’ ya

özenen konut tipleri görülmektedir” (Başyılmaz,2014).

2000’li yıllara gelindiğinde de durum aynen devam etmektedir. Bu kez gelişen

teknolojik imkânlar, yaşam şartları ve kültürün etkisiyle konutlar daha da yükselmiş,

kullanım alışkanlıkları ve kent ile ilişkiler daha da farklılaşmıştır.

91

Bir yandan üst gelir grubunun yer aldığı korunaklı kent parçaları gelişirken diğer

yandan ise toplu konut uygulamalarıyla alt ve orta gelir grubu için kentsel bölgeler

oluşturulmaya başlamıştır. Bu toplu konut uygulamalarıyla; yüksek yoğunluklu, kırsal ile

büyük kent geçişi arasında sıkışmış bir sosyal tabakanın konut ihtiyacını gidermek

amaçlanmış ancak bir yandan da yeni kentsel ayrışma bölgeleri yaratılmıştır.

Kent merkezlerinin genişlemesi, kent içinde ve çeperlerinde alt merkezciklerin

oluşmaya başlaması, kent kimliklerini bir kez daha farklılaştırmaya ve yeni toplumsal

ilişkilerin tariflenmesine neden olmuştur. Meydana gelen bu bölgelere ayrışmada

ekonomik gelir düzeyinin belirleyici olması ile kentlerde ikinci bir sosyomekansal ayrışma

yaşanmaya başlamıştır. Ayrıca, İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerde oluşmaya

başlayan bu ayrışmış, yüksek yoğunluklu uydu kent parçaları, sosyo- kültürel olarak

yarattığı sorunların dışında fiziksel olarak etkiler de doğurmuştur. Kent çeperindeki bu

yerleşkelerde yaşayan ancak kent merkezinde çalışan büyük kitleler; sabah kent merkezine

geliş, akşam ise kent çeperlerine dağılımlarda ciddi bir trafik yoğunluğu oluşturmaktadır.

Böylelikle büyük kentlerin hemen hepsinde ciddi bir trafik problemi oluşmuştur.

Gerekli planlama çalışmaları yapılmadan, altyapı hizmetleri düşünülmeden,

ulaşıma yönelik planlar hazırlanmadan, kent silueti, estetiği ve geleneksel doku gibi etkiler

düşünülmeden plansızca büyüyen kentler bugün ülkenin en önemli sorunlarından biri

haline gelmiştir.

Göç, mekânsal ve sınıfsal ayrışmalar, ekonomik ve siyasi gelişmeler ile kentte

yaşanan bu değişimler kent kültürünü de değiştirmiştir. Komşuluk ilişkisi, geleneksel

yapılaşma yöntemleri, konut, komşu ve mahalleden beklentiler değişmeye ve kaybolmaya

başlamıştır. Yüksek katlı konut blokları, fiziksel anlamda yoğunluğu ve kalabalığı

artırırken, sosyal anlamda yalnızlaşmaya sebep olmuştur. Gününün çoğunu çalışarak

geçiren birey için konut bir yuvadan ziyade barınma nesnesi olmuştur. Aynı şekilde kent

ile olan ilişkide zayıflamış, insanlar kendi kabuklarında yaşamaya başlamışlardır. Oysaki

kent, bir ilişkiler bütünü içinde anlam kazanan ve toplumun kimliğini yansıtan en önemli

unsurlardan biridir. Gülmez ’in bahsettiği üzere;

“Kentlerin sadece yeterli yeşil alan ve uygun konutlardan ibaret olmadığını, insanların canlı sokaklara,

insan ilişkilerine ihtiyacı olduğunu savunan Jacobs (1992), tasarlanan kentin boşluğunun ve

tekdüzeliğinin, kentliye ihtiyacı olan varoluşsal iklimi sağlayamayacağını savunuyordu. Gerçekten de

92

kent sadece barınmaya dair ihtiyacın sağlıklı olarak karşılandığı bir yer değildir. İnsanların kalabalıklara,

bazen kalabalıklar içinde kaybolmaya, gözlemeye ve gözlenmeye de ihtiyacı olabilir” (Başyılmaz,2014).

Önceki bölümlerde mekânsal olarak incelenen Akasya Acıbadem Projesinin mimarı

Evrenol, projenin tasarım aşamasında kullanıcı profili ve beklentilerine dair yaptığı

çalışmaları değerlendirdiğinde; geçmiş mahalle kültüründe farklı olarak, komşuluk

kavramından uzak, sessiz ve izole bir yaşam beklentisinin arttığından bahsetmektedir

(Eren, 2014). Gittikçe artan çalışma saatleri, kadın ve erkeğin iş yaşamına dahil olması,

çocukların ve gençlerin yoğun eğitim temposu gibi sebeplerle bireylerin evde geçirdiği

zaman minimuma inmiştir. Kentlinin evinde veya mahallede geçirdiği zamanın yerini, iş

yerinde, okulda ya da kentsel ortak kullanım alanlarında geçirdiği vakitler almıştır.

“…Mahallenin sürekliliği, yerini kısa süreli ikamet eden mavi ve beyaz yakalılara bıraktı. Tanıdıklık

azaldıkça, başkalarının güvenliğine gösterilen önem azaldı. Komşu teyze yok artık. “Ev alma komşu al”

sözü anlamsızlaştı. Evler yaşam biçimi şeklinde paketlenip pazarlanıyor. Aldığımız paketin kullanım

kılavuzunda ne yazılıysa hayatımız öyle yaşanacak…Yan komşu, kullanım kılavuzundaki / yönetim

planındaki kuralara uyduğu sürece problem yok” (Fidanoğlu,2011).

93

SONUÇ

Konut insanlık kadar eski bir ihtiyaçtır. Bu bağlamda binlerce yıl boyunca insanlık;

topografya, iklim, kültür, inanç, sosyal yapı vb. pek çok etkene göre şekillenen, birbirinden

farklı formlarda konutlar üretmiştir. Tüm bu üretim içinde daima öne çıkan unsurlardan

biri yükselme arzusu olmuştur. Roma döneminden itibaren, başta arsa yetersizliği ve artan

nüfusun en ekonomik şekilde barındırılması kaygısı ile ortaya çıkan yüksek katlı konutlar,

endüstri döneminde aynı kaygılarla gerçek anlamda ve yoğun şekilde üretilmeye

başlanmıştır. İlk etapta ucuz ve yoğun barınma alanı sağlamak amacıyla, düşük gelir

grubuna yönelik üretilen yüksek katlı konutlar; zamanla birer zenginlik, modernizm ve

gelişim sembolüne dönüşmüştür. Bu tez çalışmasının kapsamı; yüksek katlı konut

üretiminin tarihsel süreçleri ışığında ortaya çıkış nedenlerinin saptanması, bu konutlarda

dönemsel olarak ortaya çıkan mekânsal ve mimari dönüşümler ile bunların toplum

hayatındaki sosyolojik ve kültürel yansımalarının incelenmesi, yüksek katlı konutların

kent kültürü, kimliği ve mimarisinde yaşanan dönüşümlerdeki rolünün irdelenmesidir.

Bu bağlamda tez çalışması kapsamında; 1880’den günümüze, İstanbul ve

Ankara’dan seçilen yüksek katlı konut örnekleri ekler bölümündeki tablolarda yer

almaktadır. Önceki bölümlerde; bu örneklerin mimari ve mekânsal açıdan incelenmesi ile

birlikte içlerinden seçilmiş 10 adet yüksek katlı konut yapısının sosyal ve mekânsal

parametreler ışığında detaylı analizleri yapılmıştır.

Yüksek katlı konutlara ilişkin; topografya kullanımı ve kent içerisindeki konumu,

plan şeması ve mekânsal organizasyonu, kullanıcı profili ve beklentileri ile kent ve konut

kültürüne etkileri şeklindeki parametreler ışığında kronolojik olarak yapılan bu analiz

çalışmaları neticesinde Türkiye’deki yüksek katlı konut üretimine ilişkin elde edilen genel

sonuçlar şu şekildedir:

Apartman kavramının ortaya çıktığı 1850’lerden günümüze kadar yüksek katlı konut

üretimine yönelim sürekli olarak artarak devam etmiştir. Bu yönelimin temel sebepleri

olarak; nüfus artışı, arsa yetersizliği, rantı artırma çabası, konut politikaları, teknolojik

gelişmeler ve artan malzeme olanakları, prestij ve statü sahibi olma isteği ile popüler

kültürün yüksek katlı konutları öne çıkarması gibi etkiler gösterilmektedir.

94

Yüksek katlı konut üretimini artıran bir başka önemli etken de; plansız kentleşme,

gecekondulaşma, doğal afetler ve konut yetersizliği gibi sebepler sonucunda ortaya

çıkan kentsel dönüşüm ve toplu konut uygulaması ihtiyacı olmuştur.

Ülkede yaşanan sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmelerin etkisi ile dönemsel olarak

konuttan beklentiler değişmiştir. Bu değişim de mekân şekillenişine doğrudan

yansımıştır. Yüksek katlı konut örneklerinin plan tipolojileri ve mekânsal kurguları

mimari açıdan incelendiğinde iki önemli tipoloji göze çarpmaktadır. Erken dönem

yüksek katlı konutlarda; geleneksel konut tipinin devamı olarak sofa evin merkezi

konumundadır. Diğer tüm mekânlar bu ortak alana açılmakta; sofa, yaşam ve yemek

yeme alanı olarak hizmet vermektedir. Bireysel mahremiyetten öte birlikte yaşam

kültürü ağır basmaktadır. Üst gelir grubuna hitap eden erken dönem yüksek katlı

konutlarda ise; hizmetli odası, servis girişi ve koridoru, kiler ve çalışma ofisi gibi pek

çok özelleşmiş mekânda konut kurgusunun bir parçası halindedir. Cephe ve kütle

tasarımında daha özelleşmiş ve farklı arayışlar içeren, dairesel ve yumuşak hatlar

kullanılan konutlar olduğu görülmektedir.

1930-40’dan itibaren gelişmeye başlayan konut tipolojisinde ise sofa kavramının

ortadan kaybolduğu, yerini iki farklı hol çevresinde sıralanmış; özel mekânlar (yatak

odası ve ıslak hacimler) ile ortak kullanım alanlarının (salon ve mutfak) aldığı

görülmektedir. Söz konusu plan tipi pek çok farklı varyasyonu ile günümüze kadar

gelmiştir. 1950-1970 arası dönem konutlarında bu kez salon kavramı öne çıkmış; diğer

bölümler oldukça küçük, kullanışsız hatta ışıksız ve havasız bırakılmak pahasına

salonlar geniş ve özenli tasarlanmıştır.

1980’ler ile birlikte, hızlı ve prefabrik üretim olanakları artmış ancak tünel kalıp sistem

gibi teknolojik gelişmeler ile çok yüksek katlı olarak üretilebilen konutlar,

fabrikasyonun bir sonucu olarak birbirinin aynı standartlarda kutucuklara dönüşmüştür.

Kentsel dönüşüm ve toplu konut uygulamalarının bir sonucu olarak üretilen konut

stokları, mimari anlamda birbirinin tekrarı ve mimari arayıştan yoksun tipolojik yapılar

olmuştur.

2000’ler ile birlikte yüksek katlı konut üretimi artık başka bir boyuta ulaşmıştır.

Birbiri ardına yükselen konut kuleleri, konut kültürünü ve mekânını da

dönüştürmüştür. Çeşitlenen kullanıcı profilleri doğrultusunda plan tipleri de

95

çeşitlenmiştir. Aynı blok içerisinde; 6+1’den 1+1,5’ a kadar pek çok farklı plan tipi,

farklı ihtiyaçlara yönelik 50m2 ’den 500m

2 ’ye kadar, farklı büyüklüklerde mekânlar

yer almaktadır. Projelerin mekânsal kurgusunda konvansiyonel bir mantık ön plana

çıkmaktadır. Gelişen ve değişen dünya, artan ekonomik refah ve teknolojik ilerlemeler

ile projelendirilen konutlar; pek çok farklı konseptle tasarlanan ikonik yapılara

dönüşmüştür.

Yüksek katlı konutlara yönelimin bir diğer sebebi; gittikçe büyüyen, farklı sosyo-

kültürel, ekonomik ve etnik özelliklere sahip olan bireylerin yaşadığı kentlerde, sosyo-

mekânsal bir ayrışmanın ortaya çıkmasıdır. Bu ayrışmanın neticesinde “kapalı konut

yerleşkesi” kavramı doğmuştur. Bu bağlamda özellikle üst gelir grubu; kendi gibi

olmayan, güvenlik endişesi yarattığını düşündüğü bireyler ile birlikte yaşamak

istememiş ve yüksek katlı, kapalı konut yerleşkelerine yönelmiştir. Bireyin güvenlikli

tek bir yerleşke içerisinde, barınmadan alışverişe, spordan eğitime ve eğlenceye kadar

tüm ihtiyaçlarını giderebileceği korunaklı “site” ve “rezidanslar”a olan talep artmıştır.

Sosyo-mekansal ayrışma, kapalı konut sitelerine yönelim, artan çalışma saatleri ve iş

yaşamına katılan kadın nüfusunun artması, konutların barınma odaklı hale gelmesi,

yeme içme, eğlence gibi diğer pek çok ihtiyacın dışarıda karşılanması, bireyin

yalnızlaşması vb. pek çok etki neticesinde hem konut hem de kent kültürü değişmiştir.

Dikeyde yükselen ve her biri neredeyse bir köy nüfusunu barındıran konut bloklarında

ilişkiler ise yükselmeyle ters orantılı şekilde azalmıştır. Komşuluk ilişkisi, mahalle

kültürü vb. kentsel olgular değişen konut kültürüyle birlikte ortadan kalkmaya

başlamıştır.

Özellikle 1950’lerden itibaren plansız ve hızlı şekilde artarak süren yüksek katlı konut

üretimi, kentlerin kendine has dokusunu çok büyük ölçüde tahrip etmiştir. Geleneksel

konut örnekleri ve kentler; yerini plansız çoğalan ve yükselen, mimari niteliği ve

özgünlüğü olmayan, birbirinin aynı konut yığınları ve kentlere bırakmıştır. Geleneksel

dokunun korunduğu kent örneklerine bakıldığında yörenin; topografik yapısı, iklimi,

malzeme olanakları, demografik yapısı ve geleneklerine göre şekillenen mimarinin

yerini, günümüzde kimliksiz yapılar ve kentler almıştır.

Çağımızda yüksek katlı konut üretimi çok ciddi boyutlarda sürmektedir ancak bu konut

üretimine ilişkin yasal mevzuatta ciddi bir düzenleme bulunmamaktadır. Mevcut

96

yönetmelikler farklı kat ve yüksekliklerdeki yapıları “yüksek” olarak tanımlamakta

ancak gelişmiş ülkelerdekine benzer şekilde; yüksek yapılaşma özelinde, yüksek konut

yapımını düzenleyecek usul ve esaslar ortaya koymamaktadır.

Geleneksel konut kültüründe yuva, aile yadigârı, nesillerin devamına şahitlik eden bir

mekân olan, bağlar kurduğumuz “konut” kavramı; yüksek katlı ve birbirinin kopyası

olarak üretilen binlerce konut ile yerini; yatırım olarak alınıp satılan, prestij sembolü

olarak görülen ve zenginleştikçe “modeli yükseltilmesi” gereken barınma makinelerine

bırakmıştır. Bu anlamda, sürekli olarak billboardlarda yer alan afişler ve

televizyonlarda dönen yüksek katlı konut reklamları oldukça etkileyici verilerdir.

Günümüz dünyasında yüksek katlı konutların üretimi vazgeçilmesi zor görünen bir

fenomen olarak ortada durmaktadır. Ancak yukarıda bahsi geçen yüksek katlı konut

üretimine bağlı olarak gelişen sorunlar ve etkiler göz önüne alındığında, bir takım

kriterlerin dikkate alınarak konut tasarım ve üretimine devam edilmesi gerekmektedir.

Tez çalışması kapsamında yapılan araştırma, inceleme ve analizler sonucunda

yüksek katlı konut üretiminin kent ile sağlıklı ilişkiler kurabilmesi bağlamında göz önüne

alınması gerektiği düşünülen temel hususlar şunlardır;

Yüksek katlı yapı ve konut üretiminin belirli bir planlama, fizibilite ve altyapı

çalışması neticesinde belirlenen kıstaslar içerisinde, belirlenen bölgelerde uygulanması

gerekmektedir. Kontrolsüz şekilde süren yüksek katlı konut üretiminin kent yaşamında

yaratacağı olumsuz mimari, sosyolojik, kültürel, ekonomik ve çevresel etkiler analiz

edilerek, bu etkileri en aza indirecek stratejiler ortaya koyulmalıdır. Bu stratejiler;

konut üretimi ve kentin paydaşlarının ortak duyarlılıkları, istek ve beklentileri ile

uluslararası normlar göz önüne alınarak oluşturulmalıdır.

Daha önce bahsedildiği gibi yüksek katlı konut üretimine ilişkin mevzuatta yeterli

çalışma bulunmamaktadır. Farklı disiplinlerde çalışan akademisyenler, Çevre ve

Şehircilik Bakanlığı, yerel yönetimler ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının

koordinasyonlu çalışması ile kentlerimizdeki konut üretimine ilişkin belirleyici bir

mevzuatın oluşması gerekmektedir. Konutların olası kot yükseklikleri, yoğunluk ve

emsal değerleri belirlenerek, bu değerlere uygun yeni yapılaşma ve imar planlama

kriterleri oluşturulmalıdır.

97

Hâlihazırda, kent içerisinde oluşan dengesiz ve aşırı yoğunluğa sebebiyet veren konut

üretimine engel olmak adına imar planlaması aşamasında, yüksek konut bölgeleri üst

ölçekten belirlenerek buna uygun altyapı, yol, yeşil alan ve sosyal donatı alanları

oluşturulmalıdır. Böylelikle yetersiz altyapı, güneş alamayan ve topografyayla

örtüşmeyen konutlar, yeşil alan ve sosyal donatı eksikliği, kentli için çileye dönüşen

trafik gibi sorunlara çözüm üretilebilmelidir.

Çağımızda yüksek yapılar; ülkelerin, kentlerin ve şirketlerin prestij ve reklam araçları

olan ikonik sembollere dönüşmüştür. Aynı şekilde yüksek katlı konutlar da her geçen

gün artmaktadır ancak bu yapıların üretimine izin verilirken; kent siluetine uygun

olması, gece-gündüz kullanımlarının sağlanabilmesi, güvenli bölgeler halinde olması,

diğer yapıların manzara ve güneşten yararlanmasına engel olmaması, yeşil alanların

korunması ve erişilebilir olması, ulaşım probleminin çözülmesi gibi hususları göz

önüne almak gerekmektedir. Diğer bir yandan yüksek katlı konutlar tasarlanırken,

sürdürülebilir ve çevreci yaklaşımların benimsenmesine özen gösterilmelidir.

Ülkemiz genelinde, geleneksel kent ve konut dokusu uzun yıllardır ciddi şekilde tahrip

olmuştur. Kentlerin, bilhassa İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollerin, siluet ve

dokuları tanınmayacak hale gelmiştir. Bu bağlamda elde kalan tarihi ve kültürel

mirasın korunması ve yok olmaması adına, yeni yapılacak konut bölgelerinde bir takım

kısıtlamalar ve tedbirler uygulanmalıdır. Londra ve Paris gibi; tarihi kent merkezlerini

korurken belli kurallar doğrultusunda yüksek katlı rezidans, ofis vb. işlevli yapıları da

inşa edebilmiş ülkelerdeki uygulamalar bu anlamda yol gösterici olabilecektir.

Sonuç olarak; kentlerimizin modern, çevreci, özgün ve estetik bir büyüme

gösterebilmesi için konut alanlarının üretimi en önemli ayaklardan biridir. Özellikle

yurtdışı örnekleri göz önüne alındığında, Türkiye’dekinin aksine; arsa yetersizliği ve

yüksek rant gibi gerekçelerle kent merkezlerindeki yapılaşma siluetinin yüksek katlı,

çeperlere doğru yayılımın ise çevre ve topografya ile uyumlu olacak şekilde daha az katlı

olduğu görülmektedir. Oysa İstanbul ve Ankara gibi kentlerin çeperlerinde kalan, kent

merkezine oldukça uzak bölgelerinde yaratılan yeni konut alanlarında bile ilginç şekilde

yüksek katlı konut üretiminin yoğunlaştığı görülmektedir. Ülkemizde plansız yapılaşma,

arsa spekülasyonu, yüksek kar amacı, gittikçe artan bir popüler kültür trendi olarak yüksek

98

katlı konut üretimi gibi gerekçelerle hem kent merkezlerinde hem de kent çeperlerinde bu

yapılaşma anlayışı son yıllarda yoğun şekilde sürmektedir.

Ancak son dönemde bu plansız yapılaşmanın kente verdiği zararların farkındalığı

artmaya başlamıştır. Devlet ve hükümet politikaları daha az katlı, yatayda yerleşen, kent

dokusuna ve çevreye duyarlı, sürdürülebilir bir mimari üretimi teşvik eder noktaya

gelmiştir. Bu noktada, Türkiye’deki konut üretimin baş aktörlerinden olan TOKİ yeni

konut üretim politikasını; “Hiçbir şehirde en yüksek bina TOKİ binası

olmayacak” şeklinde demeçlerle vurgulamıştır.

İmar planlama, kentsel dönüşüm projeleri, arsa karşılığı gelir paylaşımı işleri ve

toplu konut uygulamalarının projelendirme ve uygulama aşamalarında yer alan İLBANK

A.Ş.’ de yüksek katlı konut üretim süreçlerinin paydaşlarından biridir. Bu bağlamda

yenilikçi, sürdürülebilir ve çağdaş kentler yaratma vizyonuna sahip olan Bankamızın da bu

yüksek katlı konut üretiminde bahsi geçen bir takım kriterleri göz önüne alarak sürece

dâhil olması, kentlerimizin geleceği adına büyük önem taşımaktadır. Hâlihazırda süren

kentsel dönüşüm projeleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Dünya Bankası ile yürütülen

kent kimliği ve çevresel duyarlılığa ilişkin çalışmaları ve arsa karşılığı gelir paylaşım işleri

ile bankamız zaten bu tür bir çaba ve duyarlılık içerisinde yer almaktadır.

99

KAYNAKLAR

Arcan, E. F. ve Evci, F. (1999). Mimari Tasarıma Yaklaşım. İstanbul: Tasarım Yayın

Grubu, 35.

Akyol Altun, T.D. (2008). Yeni Yaşam Tarzları: Kapalı Konut Yerleşkeleri. Deü

Mühendislik Fakültesi Fen ve Mühendislik Dergisi, 10, 3, 73-74.

Başdoğan, S. (2011). Konutun Modernleşmesi Ve Modern Dünya’da Mimarın Meşruiyet

Sorunu. Güney Mimarlık, 5, 18.

Başyılmaz, D. (2014). Metropollerde Yeni Konut Eğilimleri Yüksek Konut Blokları:

Ankara’dan Örnekler, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri

Enstitüsü, Ankara, 68, 70, 96-97, 137-139.

Bilgin, İ.(1998). Toplu Konut Mimarisi ve ATK Lojmanları. Arredamento Mimarlık, 11, 8.

Bingöl, Ö. (2006). Modernleşme ve Konut Mimarisi Endüstri Devriminden Sonra Barınma

Kültürünün Değişimi, Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 22, 60.

Cengizkan, A. (2009). Kültür Nesnesi Olarak Konut ve Politik Aktörlerin Arka Bahçesi

Olarak Konut Üretimi. Mimarlık, 345, 25-27.

Ceyhan, G. (2002). Türkiye’de Konut İç Mekanları ve Donatılarında Değişim ve

Süreklilik, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri

Enstitüsü, İstanbul, 72.

Durmuş, O. (2010). İstanbul’da Küresel Etki Bağlamında Son 20 Yıl İçinde Levent –

Maslak Aksı Arasındaki Yüksek Katlı Konut Yapıları, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul

Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 42.

Erdinç, S. Y. (2009). Konut Oluşumda Kültür Etkisinin Toplumsal Yaşam Dinamikleri

Bağlamında İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi Fen

Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 5.

Eren, T. (2014). İstanbul’ daki Çok Katlı Konut Yapılarında Mekansal Değişim Sürecinin

Analizi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Kültür Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,

İstanbul, 11, 15-18, 33-36, 44, 50, 192, 197, 207, 209, 238.

Fidanoğlu, E. (2011). Evimiz Hayatımız. Güney Mimarlık, 5, 24.

Işık, O. ve Pınarcıoğlu, M. (2001). Nöbetleşe yoksulluk, Sultanbeyli örneği. İstanbul:

İletişim Yayınları, 120-154.

Işıkkaya, A.D. (2015). Loft Tipi Konutların Başkalaşım Süreci Bağlamında Türkiye’de

Loft Kavramının Analizi: Levent Loft Örneği. 10, 2, 205-217.

İnternet: Akasya Acıbadem proje bilgileri. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.arkiv.com.tr%2Fproj

100

e%2Fakasya-acibadem1%2F1019&date=2016-10-08, , Son Erişim Tarihi :

08.10.2016.

İnternet: Akasya Acıbadem proje tanıtım kataloğu. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=https%3A%2F%2Fwww.projepedia.com%2F

sirket%2Fsaf-gyo%2Fprojeler%2Fakasya-acibadem%2F4-2-dubleks-gol-a01-

blok%2C13574.html&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016,

http://www.webcitation.org/query?url=https%3A%2F%2Fwww.projepedia.com%2F

sirket%2Fsaf-gyo%2Fprojeler%2Fakasya-acibadem%2F4-5-1-koru-b03-

kule%2C13608.html&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016.

İnternet: Akmerkez Rezidans, İstanbul. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fsantiyedestek.com%2FProj

e%2Fakmerkez-residence-renovasyon-projesi%2F&date=2016-10-08, Son Erişim

Tarihi: 08.10.2016.

İnternet: Avenue Rezidans, İstanbul. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.projekulisi.com%2F2

016-haber-Karden-Yap%25C4%25B1dan-Avenue-Residence-Projesi&date=2016-

10-09, Son Erişim Tarihi: 09.10.2016.

İnternet: Çatalhöyük yerleşkesi. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fen.paperblog.com%2Fcom

munity-kinship-at-catalhoyuk-39482&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi :

08.10.2016.

İnternet: Enlil, Z. Sanayi Kentinde Konut Sorunu Ders Notları. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.yildiz.edu.tr%2F%7E

enlil%2FKPT%2FDERS6.pdf&date=2016-10-08

İnternet: Evrenol Architects proje bilgileri. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.evrenolarchitects.co

m%2Fprojeler.asp&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.

İnternet: Feneryolu Apartmanları Vaziyet Planı. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fv2.arkiv.com.tr%2Fpopup

%2Fwatermark.php%3Fsrc%3D1152.jpg+&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi :

08.10.2016.

İnternet: Home Insurance Building Chicago. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.artduquotidien.com%

2F%3Fp%3D258&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.

İnternet: İlk barınma türleri. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.dogabilim.ankara.edu

.tr%2Feebarinak.htm&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016

İnternet: İnsula kalıntısı, Ostia Antica, Roma, İtalya. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Ffundamentumlatinum.wiki.

101

conestogavalley.org%2FLearning%2BActivity%2BB-6&date=2016-10-08, Son

Erişim Tarihi: 08.10.2016.

İnternet: İnsula örneği. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.accomodationsrome.

com%2Fen%2Frome_ancient_history_life_in_insula.html&date=2016-10-08, Son

Erişim Tarihi: 08.10.2016.

İnternet: İstanbul Ataköy Konutları. (2006/2-3). Türkiye Mühendislik Haberleri, 442-443

(60-61). Web: http://www.imo.org.tr/resimler/ekutuphane/pdf/28.pdf 08.10.2016’ da

alınmıştır.

İnternet: İtalya, San Gimignano kent görünüşü. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fworldcometomyhome.blog

spot.com.tr%2F2012%2F04%2F0189-italy-tuscany-san-

gimignano.html&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.

İnternet: Karabaş, B. (2008). Sosyal Sınıfların Şekillendirdiği Kent: Londra. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fv3.arkitera.com%2Fh2593

7-sosyal-siniflarin-%25C5%259Eekillendirdigi-kent-londra.html&date=2016-10-08,

Son Erişim Tarihi: 08.10.2016.

İnternet: Kervansaray Apartmanı.(1960). Arkitekt Dergisi, 299 (53-54). Web:

http://dergi.mo.org.tr/dergiler/2/240/3318.pdf 08.10.2016’ da alınmıştır.

İnternet: Lake Shore Drive Apartments. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.e-

architect.co.uk%2Fchicago%2Flake-shore-drive-towers&date=2016-10-08, Son

Erişim Tarihi : 08.10.2016.

İnternet: Levent Loft Daire Planı. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.leventloft.com%2Fpl

anlar.pdf&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016.

İnternet: Levent Loft, İstanbul. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2F+http%3A%2F%2Fv2.arki

v.com.tr%2Fp7847-levent-loft.html&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi :

08.10.2016.

İnternet: Mardin taş evleri. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.dunyabulteni.net%2F

haber%2F221644%2Fmardin-tas-evleri-pansiyon-yapilmak-isteniyor&date=2016-

10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.

İnternet: Mashattan Rezidans, İstanbul. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.mashattan.org.tr%2F

mashattanda-yasam%2F&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016.

102

İnternet: Mashattan Rezidans, İstanbul. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.tasyapi.com%2Ftr%2

Fprojeler-ustyapi-projeleri-mashattan-daireler.html&date=2016-10-08, Son Erişim

Tarihi: 08.10.2016.

İnternet: Mesa Koru Sitesi. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.koruyon.org%2Fkoru

-sitesi%2Fbloklar&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.

İnternet: Met Towers. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.bouygues-

construction.com.au%2Fproject%2Fmet-tower%2F&date=2016-10-08, Son Erişim

Tarihi : 08.10.2016.

İnternet: Metrocity, İstanbul. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.mimarlikmuzesi.org

%2FGallery%2FDisplayPhoto.aspx%3FID%3D84%26DetailID%3D7%26Exhibitio

nID%3D6&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016.

İnternet: Mutdoğan, S. (2014). Türkiye’de Çok Katlı Konut Oluşum Sürecinin İstanbul

Örneği Üzerinden İncelenmesi. Hacettepe Sosyolojik Araştırmalar E-Dergisi, 6, 9,

16, 23. Web: http://www.sdergi.hacettepe.edu.tr/makaleler/KonutOlusumu-

SelinMUTDOGANMart2014.pdf adresinden 7 Ağustos 2016 tarihinde alınmıştır.

İnternet: Müdüriyet Personeli Binası, Chandigarh, Hindistan. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Farchitectuul.com%2Farchit

ecture%2Fcity-of-chandigarh&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.

İnternet: Next Level proje bilgileri. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.nextlevel.com.tr%2F

&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016.

İnternet: Next Level Rezidans Vaziyet Planı. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2F3dkonut.com%2Fnext-

level-rezidans%2Fprojesi+&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.

İnternet: Next Level Rezidans, Ankara. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.arkitera.com%2Fproj

e%2F3881%2Fnext-level-ankara&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.

İnternet: Pruitt Igoe Konutlarının Yıkımı. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fv3.arkitera.com%2Fh7117-

modernizm-kolay-kolay-cekip-gitmeyecek.html&date=2016-10-08, Son Erişim

Tarihi : 08.10.2016.

İnternet: Reliance Building, Chicago. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fhiddenarchitecture.blogspo

t.com.tr%2F2015%2F06%2Frue-franklin-apartments.html&date=2016-10-08, Son

Erişim Tarihi : 08.10.2016.

103

İnternet: Safronbolu evleri. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.supergezginler.com%

2Fwordpress%2Fsafranbolu-gezilecek-yerler%2F&date=2016-10-08, Son Erişim

Tarihi : 08.10.2016.

İnternet: Sea Pearl, İstanbul. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2F1080.plus%2FSea_Pearl_A

tak%25C3%25B6y_reklam_filmi-

Emlak_Pencerem%2FDAflURegcqQ.video&date=2016-10-09, Son Erişim Tarihi:

09.10.2016.

İnternet: Sırt sırta konutlar, İngiltere. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.geog.cam.ac.uk%2Fr

esearch%2Fprojects%2Furbanbackgarden19c%2F&date=2016-10-08, Son Erişim

Tarihi : 08.10.2016.

İnternet: TOKİ Turkuaz Vadisi Vaziyet Planı. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.toki.gov.tr%2FAppR

esources%2FUserFiles%2Ffiles%2FSatis%2FAnkara%2FTurkuaz%2Fplanlar%2Fva

ziyetGenel.pdf&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016.

İnternet: TOKİ Turkuaz Vadisi, Ankara. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwowturkey.com%2Ft.php

%3Fp%3D%2Ftr238%2Fserdarsener_phpSCsBSWAM.jpg&date=2016-10-08, Son

Erişim Tarihi : 08.10.2016.

İnternet: Türkiye Emlak Kredi Bankası Ataköy Sosyal Konut Uygulaması.1975. Arkitekt

Dergisi, 358 (53-57). Web: http://dergi.mo.org.tr/dergiler/2/136/1597.pdf

08.10.2016’ da alınmıştır.

İnternet: Vetii Villası, Pompei, İtalya. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.loc.gov%2Fpictures

%2Fresource%2Fppmsc.06585%2F&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi :

08.10.2016.

İnternet: Vetii Villası, Pompei, İtalya. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fdusunmekvepaylasmak.blo

gspot.com%2F2011%2F01%2Froma-konut-mimarisi-ozel-

konutlar.html&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.

İnternet: Weissenhof Yerleşkesi ve Planı. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fuk.phaidon.com%2Fagend

a%2Farchitecture%2Farticles%2F2012%2Fnovember%2F28%2Fbuildings-that-

changed-the-world-the-weissenhof-settlement-

stuttgart%2Fhttp%3A%2F%2Fhousingplus.wikidot.com%2Fweissenhofsiedlung&da

te=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.

104

İnternet: Yüksek Katlı Konut Örnekleri. URL:

http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.archdaily.com%2F77

1471%2Fsantiago-calatravas-turning-torso-wins-ctbuhs-10-year-

award+&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.

İnternet: Zengel, R ve Deneri, B. (Temmuz, 2007). Yükselen Yapı Bağlamında Türkiye’de

Kondominyumlara Bir Bakış. Yapı Dergisi, Sayı 308. Web:

http://www.yapidergisi.com/makaleicerik.aspx?MakaleNum=32 adresinden 8 Ekim

2016’da alınmıştır.

Korkmaz, Z.A. (2010). Yüksek Bina Tasarımında Güncel Gelişmeler ve Dünya - Ankara

Örneklerinin Değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri

Enstitüsü, Ankara, 11.

Kumbasar, S.B. (2008). Konut Gelişiminde Gelecek Vizyonları, Yüksek Lisans Tezi,

Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 2, 13.

Özbilen, E. (2014). Toplu Konutlarda Konut Topluluğu Ölçeğinde Bir Değerlendirme

Yöntemi Önerisi: TOKİ Ankara Örneği, Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Fen

Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 79, 139.

Pulat Gökmen, G. (2011). Türkiye’de Apartmanlaşma Süreci ve Konut Kültürü. Güney

Mimarlık, 5, 12-16.

Sunalp, A.A. (1999). 19.Yüzyıl Galata ve Pera Apartman Konutlarında Orta Sofa-Hol

Tipolojisinin Gelişimi, Doktora Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri

Enstitüsü, İstanbul, 184-188.

Telli, D. (2010). Konutun Toplu Konuta Kadar Evrimi ve Toplu Konut Örneklerinin İç

Mekanlarının İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar

Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 4, 15, 70-71.

Ünsal Gülmez, N. ve Ulusu Uraz, T. (2010). Metropolde Çeşitlenen Hanehalkları ve

Konut. İtü Dergisi/a, 9, 1, 54.

Vitrivius, (2005). Mimarlık Üzerine On Kitap (Çev. S. Güven). İstanbul: Yem Yayınları.

Yenel, S. (2012). Konut Yerleşmelerinde Değişimin İrdelenmesi: İstanbul, Yüksek Lisans

Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 35-36, 46.

Zeylan, P.K. (2009). 19. Yüzyıl Sonrası Türkiye’de Toplumsal Değişimlerin Konut

Mekanına Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen

Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 43, 45, 49, 51, 60, 73.

105

EKLER

106

EK-1: 1880-1923 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri

Çizelge 2.1. 1880-1923 arası dönem konut örnekleri

1880-1923 arası dönem

"Yapı İsmi Cephe Plan Kaynak

Zeki Paşa

Apartmanı

Galata/İstanbul

Sunalp, 1999

Trell

Apartmanı

Meşrutiyet/

İstanbul

Sunalp, 1999

Doğan

Apartmanı

(Naip Bey

Apartmanı)

Galata/İstanbul

Mutdoğan, 2014

Petraki

Apartmanı

Galata/İstanbul

Sunalp, 1999

107

EK-1 (devam): 1880-1923 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri

Çizelge 2.1. (devam) 1880-1923 arası dönem konut örnekleri

1880-1923 arası dönem

Yapı İsmi Cephe Plan Kaynak

Arif Paşa

Apartmanı,

Beyoğlu/

İstanbul

Sunalp, 1999

Harikzadegan

apartmanı

(Tayyare

Apartmanı)

Laleli/ İstanbul

Zeylan, 2009

Surp Agop

Sıra evleri,

Şişli/ İstanbul

(a)

(b)

(a)http://www.istanbulermeni

vakiflari.org

(b) Zeylan, 2009

Akaretler

Sıra evleri

Nişantaşı/

İstanbul

(a)

(b)

(a)http://www.arkitera.com/ha

ber/12604/gecmisin-modern-

mimarisi---2--besiktas---sisli

(b)http://ulusaltezmerkezi.co

m/akaretler-sira-evlerinin-

yeniden-islevlendirilmesinde-

mekansal-donusum-

analizi/54/

108

EK-2: 1923-1950 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri

Çizelge 2.2. 1923-1950 arası dönem konut örnekleri

1923-1950 arası dönem

Yapı İsmi Cephe Plan Kaynak

Ceylan

Apartmanı

Taksim/İstanbul

Mutdoğan, 2014

Bosfor

Apartmanı

Ayazpaşa/

İstanbul

(a) (b)

(a)https://meskenbuhrani.wor

dpress.com/category/1930lar/

(b)Eren, 2014

Melek

Apartmanı

Nişantaşı/

İstanbul

https://meskenbuhrani.wordpr

ess.com/category/1930lar/

mimar dergisi,1932,sf311

Saraçoğlu

mahallesi, Tip

konut örnekleri

Kızılay/Ankara

http://www.mimarlikmuzesi.o

rg/Gallery/DisplayPhoto.aspx

?ID=18&DetailID=4&Exhibit

ionID=6

109

EK-3: 1950-1980 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri

Çizelge 2.3. 1950-1980 arası dönem konut örnekleri

1950-1980 arası dönem

Yapı İsmi Cephe Plan Kaynak

Kervansaray

Apartmanı

Harbiye/

İstanbul

ARKİTEKT

Cilt:1960

Sayı: 1960-02 (299)

Sayfa: 53-54

Harbiye

(M.K.)

Apartmanı

Harbiye/

İstanbul

ARKİTEKT

Cilt: 1957

Sayı: 1957-03 (288)

Sayfa: 99-101

Sadıklar

Apartmanı

Şişli /İstanbul

ARKİTEKT

Cilt: 1951

Sayı: 1951-05-08

(233-234-235-236)

Sayfa: 94-97

Hukukçular

sitesi

Şişli/ İstanbul

(a)

(b)

(a)http://dergi.mo.org.tr/der

giler/2/215/2915.pdf

(b) ARKİTEKT

Cilt: 1970

Sayı: 1970-04 (340)

Sayfa: 157-158

110

EK-3 (devam): 1950-1980 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri

Çizelge 2.3. (devam) 1950-1980 arası dönem konut örnekleri

1950-1980 arası dönem

Yapı İsmi Cephe Plan Kaynak

Emel Yapı

Kooperatifi

Gayrettepe/

istanbul

ARKİTEKT

Cilt: 1965

Sayı: 1965-02 (319)

Sayfa: 63-64

Ataköy Sosyal

Konut

Uygulaması

I. Etap

Ataköy/

İstanbul

(a)

(b)

(a) ARKİTEKT

Cilt: 1975

Sayı: 1975-02 (358)

Sayfa: 53-57

(b) TMH -Türkiye

Mühendislik

Haberleri

Sayı 442-443 -

2006/2-3 sf:60

Levend 4

Mahallesi

Konutları

A tipi blok

Levent/

İstanbul

(a)

(b)

(a) ARKİTEKT

Cilt: 1956

Sayı: 1956-03 (285)

Sayfa: 140-153

(b)http://v2.arkiv.com.tr/p6

755-4-levent-mahallesi.html

111

Ek-4 : 1980-2000 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri

Çizelge 2.4. 1980-2000 arası dönem konut örnekleri

1980-2000 arası dönem

Yapı İsmi Cephe Plan Kaynak

Soyak Sitesi

Göztepe/

İstanbul

http://www.soyakgoztepesit

esi.com/teknik.aspx

http://www.mimdap.org/?p

=73685

Bahçeşehir

Uydukent

I.Etap

Bahçeşehir/

İstanbul

http://emlakansiklopedisi.co

m/wiki/uydu-kent

http://www.bahcesehir1.co

m/index.php/konutlar/1-

etap.html

Feneryolu

Apartmanları

Kadıköy/

İstanbul

http://v2.arkiv.com.tr/p1591

-feneryolu-apartmani.html

Akmerkez

Rezidans

Beşiktaş/

İstanbul

http://www.uzmanyp.com.tr

/en/referanslar.html

112

EK-4 (Devam): 1980-2000 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri

Çizelge 2.4. (devam) 1980-2000 arası dönem konut örnekleri

1980-2000 arası dönem

Yapı İsmi Cephe Plan Kaynak

Başakşehir

Toplu Konut

I.Etap

Bahçeşehir/

İstanbul

http://www.kiptas.istanbul/p

roject_detail.aspx?ID=36&l

ang=tr&page=1#!prettyPhot

o

Mesa Koru

Sitesi

Yenimahalle/

Ankara

http://3dkonut.com/mesa-

koru-sitesi/projesi

113

Ek-5 : 2000 sonrası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri

Çizelge 2.5. 2000 sonrası dönem konut örnekleri

2000 sonrası dönem

Yapı İsmi Cephe Plan Kaynak

Akasya

Acıbadem

Üsküdar/

İstanbul

https://www.projepedia.com

/sirket/saf-

gyo/projeler/akasya-

acibadem,173.html

Sapphire

Rezidans

Kağıthane/

İstanbul

http://v2.arkiv.com.tr/p9568

-istanbul-sapphire.html

Metrocity

Levent/

İstanbul

http://www.yapi.com.tr/Hab

erler/metrocitykonut-

vealisverismerkezi_61103.h

tml

Varyap

Meridyen

Ataşehir/

İstanbul

http://www.varyapmeridian.

com/tr/rezidans/bloklar

114

2000 sonrası dönem

Yapı İsmi Cephe Plan Kaynak

NataVega

Konut Kuleleri

Mamak/Ankar

a

(a)

(b)

(a)http://www.natavegakon

utkuleleri.com/

(b)http://www.pimeks.com/

details.php?id=339

Park Oran

Konutları

Çankaya/Anka

ra

(a)

(b)

(a)http://www.guralaluminy

um.com.tr/en/referans.asp?i

d=4

(b) http://www.parkoran.net

Kaşmir

Gölevleri

Eryaman/

Ankara

(a)

(b)

(a)http://www.arhanmuhend

islik.com.tr/tr/12983/Baca

(b)http://www.kasmirgolevl

eri.com/kasmir-

evleri/dairenizi-nasil-

alirdiniz/detay/?blok=goksu

4-176

Toki Turkuaz

Yenimahalle/

Ankara

(a)

(b)

(a)http://wowturkey.com/t.p

hp?p=/tr238/serdarsener_ph

pSCsBSWAM.jpg

(b) ÖZBİLEN, 2014

115

2000 sonrası dönem

Yapı İsmi Cephe Plan Kaynak

Besa Nova

Evleri

(a)

(b)

(a) http://besagrup.com.tr

(b)

http://www.yeniprojeler.co

m/3/1/vaziyet-

plani/resimleri/besa-nova-

evleri

Next Level

Rezidans

http://www.arkitera.com/pr

oje/3881/next-level-ankara

Levent Loft

(a)

(b)

(a)

http://v2.arkiv.com.tr/p7847

-levent-loft.html

(b)

http://www.leventloft.com/p

lanlar.pdf

116

ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler

Soyadı, Adı : VURAL, Zeynep Betül

Uyruğu : T.C.

Doğum Tarihi ve Yeri : 24.03.1988 Sivas

Medeni Hali : Evli

Telefon : 0 (312) 303 32 93

Faks : 0 (312) 341 10 27

e-mail : [email protected]

Eğitim

Derece Yüksek lisans

Eğitim Birimi

Gazi Üniversitesi / Mimarlık Fakültesi /

Restorasyon Anabilim Dalı

Mezuniyet tarihi

Devam Ediyor

Lisans Erciyes Üniversitesi / Mimarlık Fakültesi /

Mimarlık Bölümü

2012

Lise Sivas Selçuk Anadolu Lisesi 2006

İş Deneyimi

Yıl Yer Görev

2013-Halen İller Bankası Üstyapı Uygulama Dairesi Tek. Uzm. Yrd.

2011- 2013 TCDD II. Bölge Müdürlüğü Emlak

Dairesi (Sözleşmeli Şirket Personeli)

Mimar

Yabancı Dil

İngilizce

117


Top Related